v a n ı S i l r i h i S Nursel Çetin - Eşref Karadağ Çizer: Bekir Gürgen
Sihirli Sınav Nursel Çetin - Eşref Karadağ Çizer: Bekir Gürgen
Sihirli Sınav Yazar Nursel Çetin - Eşref Karadağ Çizer Bekir Gürgen Genel Yayın Yönetmeni Özlem Tortop Akkaya Başeditör Yunus Bekir Yurdakul Grafik Tasarımcı Fatma Yılmaz
ISBN: 978-605-4634-38-5 Sertifika No: 12172 İzmir, 18 Nisan 2013 Baskı: Özden Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. Koll. Şti. Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Atatürk Mahallesi Gazi Bulvarı No: 148-B Kemalpaşa / İZMİR
Sertifika No: 15666 © Her hakkı saklıdır ve Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketine aittir. Yazıları ve resimleri aynen veya değiştirilerek alınamaz ve yayımlanamaz.
Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi Dr. Faik Muhittin Adam Cad. Nu. : 38/Z -1 Konak İZMİR - www.top.com.tr Telefon: 0232 425 79 63 - 445 91 12 Belgegeçer: 0232 489 37 37
Sevgili Yunus Bekir Yurdakul’a...
Eşref Karadağ, yazar 1964’te, İzmir’in Kiraz ilçesinde doğdu. Babasının, her gün, kasabadan ekmek alması için verdiği paranın bir kısmını çizgi romanlara harcadı. Çizgi roman kahramanlarının da etkisiyle öğretmenliği seçti. Büyükler için şiirler (Erik Ağacı Olmak İsteyen Çocuk - 2005), öyküler (Çıkınımdaki Azıklar - 2006) yazdı. Aslında büyük görünümlü bir çocuk olan yazar, oyun oynamayı da oynatmayı da çok seviyor. TRT’nin Radyo Oyunları Yarışması’nda “Çocuk Bahçesi” dalında üçüncü oldu (2007). İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın “Cumhuriyet” konulu tiyatro oyunu yarışmasında mansiyon (2008), İstanbul Kültür Başkenti Tiyatro Okullarda Oyun Yarışması’nda “Özgürlüğe Kaçış” adlı çocuk oyunuyla ikincilik aldı (2010). Sonra bir gün Top Yayıncılık’la tanıştı. Çocuk romanı “Yangın” ile çocuk şiirleri “Şiir Amcanın Düşleri” 2010’da; bu sezon (2012 - 2013) Sivas Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmekte olan ödüllü oyunu Özgürlüğe Kaçış’ın romanı “Özgürlük mü O da Ne?” ve tekerleme serisi “Tekerlemece” 2011’de; kalem arkadaşı Nursel Çetin’le birlikte yazdığı matematik masalları “Kral Matematik” 2012’de, yine bir ortak kitap “Dersten Kaçan Şiirler” 2013’te Top Yayıncılık tarafından yayımlandı. Evli ve Özgün Eylem ile Başak Türkü’nün babası olan yazar, çizerlerden çok korkuyor. Yeminle…
Bekir Gürgen, çizer 1973 doğumluyum. Ankara’da büyüdüm. Kızım Yosun Derin, iki kedim Mısır ve Pamuk, resim, kitaplar ve daha bir dolu uğraş dolduruyor yaşamımı. Çocuklar için yazıp (şimdilik bende saklı) çiziyorum. Büyükler için de çiziyorum gelin görün ki büyükler çok eğlenceli değiller. Küçük insanların ilgisini çekecek ne varsa… oyuncak bile yaptım. Kuklalar da becerilerim arasında. Başka mı? PTT için pul resimlemekteyim. Çizgi film yapmayı, tüm çocuklar gibi izlemeyi; kâğıtları, kalemlerimi, boyalarımı ve hayvanları özellikle kedileri seviyorum. Ve yine tüm çocuklar gibi masal dinlemek, okumak ve anlatmak iyi yaptığım şeyler arasında.
Nursel Çetin, yazar Küçük bir çocukken gerçek hayatla hayallerimi karıştırdığım hikâyeler anlatırdım arkadaşlarıma. Öyle çok beğenirlerdi ki her zaman yeni bir şeyler uydurmak zorunda kalırdım. Bir gün en yakın arkadaşıma, “Hikâyelerimi neden bu kadar seviyorsunuz?” diye sordum. Arkadaşım gülümseyerek yanıtladı. “Çünkü çok saçma!” O günden sonra daha fazla saçmalamamak için hikâye anlatmayı bıraktım. Hayallerimden de kimseye söz etmedim. Sonraki zamanlarda büyümekle meşgul oldum. Derken anne oldum. Sonra öğretmen… Ardından bazı haklarımızın olduğunu fark ettim. Birazcık saçmalamak da bunlardan biriydi. Bir kalem bulup başladım yazmaya. Bir gün oğlum, “Anne, yazdıkların çok eğlenceli. Ama devam edeceksen lütfen kendine bir kalem al.” dedi. Yeni kalemimden ilk dökülen bir masaldı, “Ülkenin Renkleri” kitabımda toplandı. Onu şiirler izledi, “Bir Sürü N Bir K” böyle doğdu. Ve “Sportif Hikâyeler”, “Matematik Masalları” derken “Küçük Şikâyetler Defteri”… Eşref Karadağ, bir macerada birlikte oynamayı önerince “Binbir Kötülük” ve “Dersten Kaçan Şiirler” doğdu. Saçmalama hakkımı kullanmayı sürdürüyorum J
1 Yıldızların yanıp sönmesi büyük anın geldiğini işaret ediyordu. Mila ve Mira gong sesini duyunca bekleme salonundaki buluttan yapılmış koltuklardan kalktılar. Konuşan aynaya dönüp peri elbiselerini düzelttiler. El ele tutuştular. “İşte yıllardır beklediğimiz an geldi. Sonunda bizim de sihirli değneklerimiz olacak.” dedi heyecanla Mira. Mila çırpınan kalbini tutarak; “Evet, artık dünyaya gidip istediğimiz iyiliği yapabileceğiz.” diye karşılık verdi. İki kız heyecanla söyleşirken parlak kumaştan yapılmış, yaldızlı iplerle işlenmiş büyük kapı bir rulo gibi yukarıya toplanmaya başladı. Kızlar sakince açık kapıya doğru yöneldiler. Büyük odaya girdiklerinde kendilerini, kenarlarında rengârenk toprak, çiçek ve taşların olduğu bir patikada buldular. Havada altın kanatlı kuşlar, gümüş benekli kelebekler uçuşuyordu. Mira ile Mila hem ilerliyor hem de merak içinde etrafı seyrediyorlardı. Şimdiye kadar bu odaya hiç gelmemişlerdi. Yönetici peri onları güler yüzle karşıladı. Sırma iplerden yapılmış asma koltuğunda muhteşem görünüyordu. “Hoş geldiniz.” dedi ipek gibi sesiyle. İki kız aynı anda dizlerini bükerek başlarını öne eğdiler. “Hoş bulduk değerli yöneticimiz.” 7
Yönetici peri doğrulmalarını işaret etti. “Sevgili Mira, Sevgili Mila, bugün peri okulunu bitirdiniz. Yıldızlı sihirli değneklerinizi almaya hak kazandınız.” dedi camekânın içinde parlayan iki çubuğu gösterirken. Kızlar sihirli değnekleri görünce heyecanlarını gizleyemediler. Yıllardır bu anı bekliyorlardı. Okul yılları boyunca hiçbir dersi aksatmamış, bütün kurallara uymuşlardı. “Ancak sevgili yavrularım, size söylemem gereken bir şey var.” dedi yönetici yanındaki mavi kanatlı balığa işaret ederek. Mavi balık Damsel, hızlıca kanat çırparak elmaslarla işli bir sandığı açtı. İçinden çıkardığı rulo kâğıdı yöneticiye uzattı. Saygıyla yerine çekildi. Yönetici peri kâğıdı açarken: “Bu, İyilik Bakanlığımızın çıkardığı son yasa. Size okumak istiyorum.” dedi. Biraz üzgün olduğu belliydi. İpek sesiyle okumaya başladı. “Okuldan mezun olan bazı perilerin, dünyada sihirlerini boş yere kullandıkları belirlenmiştir. Bakanlığımız iyilik tılsımının tükenmemesi için yeni bir uygulamaya geçilmiştir. Bundan sonra okulu bitiren öğrenciler, uygulama için on günlüğüne dünyaya gönderilecektir. Peri adayları dünyada bakanlığımızın belirlediği insanlara çeşitli kötülükler yaparak konuyu uygulamalı olarak öğreneceklerdir. Bu sınavı başarıyla geçen periler sihirli değneği almaya hak kazanacaklardır.” 8
Mira ile Mila duyduklarına inanamıyorlardı. Yıllardır iyilikler üzerine eğitim almışlardı. 9
Mira buruk bir sesle; “Ama sevgili yöneticimiz, biz kötülük nedir bilmeyiz ki.” dedi. Mila arkadaşını destekledi. “Biz birer iyilik perisiyiz.” Yönetici peri, kızların neler hissettiğini çok iyi anlıyordu. “Korkmayın, Bakanlığımız her şeyi düşünmüş...” dedi mavi kanatlı balığı işaret ederken. Damsel, yine aynı hızla elmas işli sandığı açtı. Siyah kapaklı kitabı alıp kızlara verdi. Kitabın kapağında “Bin Bir Kötülük” yazıyordu. “Bu kitap size yol gösterecektir.” dedi yönetici peri. Elindeki yaldızlı çubuğu üç kez havada döndürdü. Kızların tam karşısında bir ekran göründü. Ekranda, terasta birbirlerine sokulmuş, yıldızları seyreden iki çocuk görünüyordu. “İşte,” dedi yönetici peri; “bu çocuklara kötülük yapacaksınız. Aslı ve Mert’e...” Sonra yaldızlı çubuğunu üç kez daha salladı. Görüntüler birden değişti. Yönetici peri ekranda beliren yazıları okumaya başladı. “Mira, dünyadaki adın Miray olarak belirlendi. Mila, seninki de Melda. Sizler, çocukların amcaları olan Savaş Bey’in, Hollanda’da yaşayan büyük büyük babasının ikinci eşinin ilk kocasından olma oğlunun ilk eşinden doğma kızları Suna Hanım’ın torunlarısınız. Tatilinizi Savaş Bey’in yanında geçirmeniz için Su10
na Hanım’dan ona bir mektup yazdık. Bu mektupta, eğer torunlarını on günlüğüne kabul ederse Savaş Bey’e yüklü miktarda bir ödeme yapacağını söylüyor. Savaş Bey olumlu yanıt verdi. Yarın sizi havaalanında bekleyecek.” Kızlar hâlâ çok şaşkındılar. Ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Yönetici peri, koltuğuna otururken; “Az daha unutuyordum. On günlük süreniz dolduğunda bakanlığımız, Aslı ile Mert’e bir müfettiş peri gönderecek. Müfettiş onlara, bir dilek hakları olduğunu söyleyecek. Yaptığınız kötülüklerle iki kardeşi öylesine bezdirmelisiniz ki başınıza kötü şeyler gelmesini dilemeliler. İşte o zaman sınavı kazanacak, sihirli değneklerinize kavuşacaksınız.” dedi. Sonra eliyle kapıyı göstererek devam etti: “Başarılar diliyorum sevgili yavrularım. Şimdi gidip hazırlıklarınızı yapın. Büyük rüzgâr birazdan sizi almaya gelecek.” İki kız üzgünce kapıya yöneldiler. Pembe güllerle, rengârenk zambaklarla bezenmiş uzun koridoru geçerek odalarına vardılar. İsteksizce hazırlanmaya başladılar. Hiç konuşmuyorlardı. Çok geçmeden çantalarını alıp bahçeye çıktılar. Yeşil gölün üzerindeki büyük orkide yaprağına oturdular. Bilge Kurbağa’yla konuşacaklardı. O, kendilerine mutlaka bir yol gösterirdi. Herkes önem verirdi onun fikirlerine… 11
Bilge Kurbağa ortalarda görünmüyordu. Mira, “Bin Bir Kötülük” kitabına baktı. “Sence içinde neler vardır?” diye sordu. Mila omuz silkti. “İşte üzerinde yazıyor…” dedi. Mira kitabın kapağını yavaşça açtı. İlk sayfada şöyle yazıyordu. “İnsanların birbirlerine yaptıkları kötülükler sayısızdır. Biz buraya sadece önemli olanları aldık. Kötülüklerimiz alfabetik sırayla dizilmiştir. İyi kötülükler dileriz.” Mira ikinci sayfayı açtı. Sayfanın başında, “A Harfi ile Başlayan Kötülükler” diye bir başlık vardı. Altında kötülükler sıralanıyordu. Birkaçını hızlıca okudu. “Aç bırakmak, ağlatmak, alay etmek…” Sonra sayfaları gelişigüzel çevirdi. “Y Harfiyle Başlayan Kötülükler: Yalan söylemek.” Biraz daha karıştırdı. “H Harfiyle Başlayanlar: Hak yemek, hastaya yardım etmemek, hırsızlık yapmak, hile yapmak...” Mila: “Yeter!” diye bağırdı burnunu çekerek; “Ne olur okuma artık. Tüm bunları yapmamız imkânsız. Biz sevgi doluyuz. Kardeşliğe inanırız. Zor durumda olanlara yardım ederiz.” 12
Mila ağlıyordu. Mira ona sarılarak; “Haklısın sevgili arkadaşım. Okurken ellerim titredi. Başım döndü. Biz bunu başaramayız. En iyisi sınava girmeyelim. Bu kitaptan da bir an önce kurtulalım.” dedi. İki kız kararlı bir şekilde birbirlerine baktılar. Aynı anda başlarını salladılar. “Bin Bir kötülük” kitabını yeşil göle fırlattılar. O anda Bilge Kurbağa, kızların yanında bitiverdi. “Neler oluyor burada?” diye sordu. 13
Kızlar, olup biteni gözyaşları içinde anlattılar. Bilge Kurbağa, birkaç kez vıraklayarak yutkundu: “Demek, dünyaya gidip sınava girmekten vazgeçtiniz öyle mi? Düşünsenize; yalnızca iki kişiyi feda ederek milyonlarca insana yardım edeceksiniz. Buna değmez mi?” dedi bir yapraktan diğerine atlarken. Kızlar biraz rahatlamıştı. Bilge Kurbağa doğru söylüyordu. Sihirli değnekleri almaya hak kazandıklarında pek çok insana yardım edebileceklerdi. Bu, iki çocuğa yapacakları kötülüğe değmez miydi? Aynı anda karar verdiler. “Gidiyoruz!” Ama bir sorun vardı. Bin Bir Kötülük kitabı çoktan yeşil gölün dibini boylamıştı. Bilge Kurbağa bir çırpıda dalıp kitabı çıkardı. “Biraz ıslanmış ama hâlâ işinizi görür. Hem, sizi uçuracak büyük rüzgâr, kitabı da kurutuverir.” dedi. O anda bir esinti başladı. İki kız Bilge Kurbağa’yla vedalaştılar. El ele tutuştular. Çantaları ile hâlâ sular damlayan kötülük kitabını sıkıca tutarak kendilerini rüzgâra bırakıverdiler.
14
2 Savaş Bey o sabah çok tedirgin uyandı. Hollanda’dan gelecek konuklar için villanın en güzel odasını hazırlattı. Hizmetçi Perçem, birazcık homurdansa da sesini yükseltemeden söyleneni yaptı. Kahvaltıdan önce Aslı ile Mert’i karşısına alan Savaş Bey; “Dediklerimi unutmayın.” diye tembihledi çocukları. “Gelecek konuklar benim için çok önemli. Rahatsız olmalarını kesinlikle istemem. Yoksa külahları değişiriz...” Neredeyse üç gündür söylüyordu bunları. Çocuklar ise her dinleyişlerinde başlarını sallayarak onaylıyorlardı. Bir yandan da gelecek konukların nasıl insanlar olduklarını düşünüyorlardı. Savaş Bey ile Perçem kahvaltı için büyük salona geçtiler. Oysa çocuklar mutfağın bir köşesine kıvrılmış, kuru ekmekle bozulmaya yüz tutmuş peyniri yiyorlardı. “Her sabah aynı şeyi yemekten bıktım!” dedi Mert; “Amcam bizi niye sevmiyor abla?” Parmağını dudağına götüren Aslı; “Yalvarırım sus Mert. Cezan daha iki gün önce bitti. Duyarsa ikimiz için de kötü olur.” diye fısıldadı. O sırada, bir kedi gibi sessizce mutfağa giren Perçem, çocukların fısıltılarını duymak için kulak kabarttı. 15
rıyla bitiren kulunu başa o i er p a d n anın Bir ya lerine kavuşm nda ek n eğ d li ir ve sih ila öte ya n Mira ile M düşünü kura zın ortadan kaybolmaansı babalarının da başlarına gelenlere sın sına ve sonra Mer t. eyen Aslı ile anlam verem Mila’yı on lığı, Mira ile n ü ka a B ik il İy elen kötülüğ ellerinden g r. Kötülük e, yl re sü n ü g yolla re dünyaya yapmak üze klar da Aslı ile Mer t’tir. cu yapılacak ço neklerine ri sihirli değ vuşabileÇok istedikle verirlerse ka rdır, r ra za a n rı başkala yapmışla a ile Mila ne cek olan Mir dersiniz? lu, başka ulaşmanın yo eçiyorsa e iz m ri le k İste an g utsuzluğund insanların m rağında sevinç çığlıkları du hangi başarı atabiliriz?
top.com.tr