Dilek Yazar
Damla ve Kemal bir sürü malzeme hazırladılar. Bez, kumaş parçaları, iplikler, düğmeler... Saatlerce uğraştılar; hem de gizli gizli, evdekilere fark ettirmeden. Ve iki kukla yaptılar. Çok önemli bir amaçları vardı. Ama kuklaları bıraktıkları yerde bulamayınca işler karıştı... Sahi, neredeydi bu kuklalar? “Canlanmış olabilirler mi?” Yok canım, daha neler...
ISBN 978-605-5742-37-9
www.top.com.tr
9 786055 742379
Dilek Yazar
Çizer: Mete Erden
Yayın Yönetmeni Yunus Bekir Yurdakul Yazar Dilek Yazar Çizer Mete Erden
ISBN: 978 - 605 - 5742 - 37 - 9 SERTİFİKA NO: 12172 İZMİR, 15.04.2009 Baskı: Özden Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. Koll. Şti. © Her hakkı saklıdır ve Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketine aittir. Yazıları ve resimleri başka bir esere aynen veya değiştirilerek alınamaz ve yayımlanamaz.
Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir. Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi Dr. Muhittin Adam Cad. Nu. : 38/Z-1 Konak İZMİR - www.top.com.tr Telefon: 90.232.4257963 Belgegeçer: 90.232.4459112
Dilek Yazar
Resimleyen Mete Erden
Dilek Yazar 1963’te doğdu. DEÜ Demirci Eğitim Yüksekokulu Sınıf Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. Ankara ve İzmir’de öğretmenlik yaptı. 2000 yılında AÜ AÖF Türkçe Bölümünde lisans tamamladı. Çocuklarla iç içe geçen yaşantısı ve sözcüklerin büyülü dünyası, onu öncelikle çocuk yazını alanında ürünler vermeye yöneltti. Kızılbenek, Pal Pal Palyoço, Sözsüz Sevgi, İyi ki Oyun Var adlı öykü kitaplarıyla Çocukken adlı bir anı derleme kitabı çıktı. Yetişkinlere yönelik Noktasız adlı bir de öykü kitabı var. Öykü, kitap tanıtım ve inceleme yazıları çeşitli sanat edebiyat dergilerinde yayımlanıyor. Öğretmenlik görevini ve yazın uğraşını İzmir’de sürdürüyor.
Berfin’e...
Hayalkent’ten Sesleniş Geçenlerde Hayalkent’te alışılmamış bir olay oldu. “Hayalkent de neresi?” demeyin. Yemyeşil ağaçları, rengârenk çiçekleri, çağlayan sularıyla eşsiz bir yer. Cıvıldaşan kuşları, vızıldayan arıları, uçuşan kelebekleriyle bir doğa harikası! Neyse, biz şimdi konumuza dönelim. Yani şu alışılmamış olaya. 7
O sabah hava çok güzeldi. Arkadaşımla yürüyüşe çıkmıştık. Kelebekleri kovalıyor, kuşlarla konuşuyorduk. Çiçekleri okşuyor, onların güzelliğini hayranlıkla izliyor, hoş kokularını içimize çekiyorduk. Bir ara arkamızda bir kımıltı hissettik. Dönüp baktığımızda Hayalkent’in habercisini gördük. Soluk soluğaydı. Elinde bir paket vardı. – Nerelerdesiniz? Sabahtan beri sizi arıyorum. Bir paket geldi, size gönderilmiş... – Bize mi? – Evet, size. Hayalkent’e ilk kez bir paket geliyor. Çok garip... Haberci, paketi elime tutuşturdu. Aceleyle yanımızdan uzaklaştı. Arkadaşımla evirdik çevirdik, kimden geldiğini anlayamadık. Üstünde yalnızca adlarımız yazılıydı. Paketi merakla açtık, bir kitap çıktı. Şöyle bir göz attık. Bizden söz edildiğini görünce bir çırpıda okuduk. Kimin gönderdiğini tartışmaya koyulduk. – Bence Kemal’den gelmiştir. – Yoo... Damla’dan. – Kemal! – Hayır, Damla! – Aaa! Dur dur, sanırım buldum! İkisi de değil! – Eee, kim o zaman? 8
9
– Kitabı yazan kişi. – Yazan kişi mi? – Hı hıı... – Yine aklımı karıştırdın! Baktık tartışmanın sonu gelmeyecek, aramızda bir anlaşmaya vardık. “Dostlara danışalım, onlar bilir.” dedik. Burası küçük yer. Herkes birbirini tanır. Sağ olsun, habercimiz boş durmamış. Herkesi paketten haberdar etmiş. Çok geçmeden Hayalkentliler çevremize toplandılar. Kitaba merakla baktılar, kapağını açtılar. O anda sanki zaman durdu. Çağlayan sular sessizleşti, cıvıldaşan kuşlar sustu. Vızıldayan arılar, uçuşan kelebekler, çiçeklere kondu. Hayalkent bir anda sessizliğe büründü. Başladık baştan okumaya. Ben okudum onlar dinledi, onlar dinledi arkadaşım okudu. Öykü bittiğinde, dinleyenler güzel bir düşten uyanmış gibiydi. Arkadaşımla keyfimize diyecek yoktu. Nasıl keyifli olmayalım? Kitap, çabamızın güzel sonuçlandığını belgeliyordu. Hayalkentliler dinledikleri öykünün mutluluğuyla işlerinin başına döndüler. Sular daha coşkun akmaya başladı. Kuşlar en güzel sesleriyle şakıdı. Kelebekler dans etti. Çiçekler en hoş kokularını yaydı. O gün Hayalkent, tarihinin unutulmayacak günlerinden birini yaşadı... 10
Arkadaşımla onları düşündük. Yani, Damla ve Kemal’i. Onlardan yeni ayrılmamıza karşın ikisini de özlemiştik. Çok sevimliydiler. Ama bu ayrılığa üzülmüyoruz. Çünkü ayrı olsak bile yüreğimizin onlarınkiyle aynı duyguları taşıdığını biliyoruz. Söylediklerim aklını mı karıştırdı? “Siz kimsiniz? Damla, Kemal kim? Ne ayrılığı? Hangi duygular?” diye sorduğunu duyar gibiyim. Ben ve arkadaşım, sana adımızı söylemeyeceğiz. Yaşananları, öykümüzü anlatan kişiden öğrenecek kadar sabretmen gerekiyor... Olan bitenleri merak ediyor musun? Haydi o zaman, iş başına...
11
Dilek Yazar
Damla ve Kemal bir sürü malzeme hazırladılar. Bez, kumaş parçaları, iplikler, düğmeler... Saatlerce uğraştılar; hem de gizli gizli, evdekilere fark ettirmeden. Ve iki kukla yaptılar. Çok önemli bir amaçları vardı. Ama kuklaları bıraktıkları yerde bulamayınca işler karıştı... Sahi, neredeydi bu kuklalar? “Canlanmış olabilirler mi?” Yok canım, daha neler...
ISBN 978-605-5742-37-9
www.top.com.tr
9 786055 742379
Dilek Yazar
Çizer: Mete Erden