ı r a D ş ı m a l t Pabia b Bektaş
nıl Tortop
A Resimleyen:
H
Patlamış Darı
Yazar Habib Bektaş Çizer Anıl Tortop Yayın Yönetmeni Özlem Tortop Akkaya Editör Yunus Bekir Yurdakul Grafik Tasar›m Ozan Tortop Baskı Özden Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. Koll. Şti. İZMİR / 12.04.2012 ISBN: 978 - 605 - 4634 - 01 - 9 SERTİFİKA NO: 12172 © Her hakkı saklıdır ve Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ne aittir. Yazıları ve resimleri başka bir esere aynen veya değiştirilerek alınamaz ve yayımlanamaz. Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir. Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi Dr. Faik Muhittin Adam Cad. Nu. : 38/z-1 Konak İZMİR - www.top.com.tr Telefon: 90.232.4257963 Belgegeçer: 90.232.4459112
2
İnci, on bir yaşına kadar Türkiye’de, dedesinin ninesinin yanında yaşadı. Küçücük bir köyde. Bazı yıllar yaz tatillerinde annesinin babasının yanına geliyordu İnci. Hem de uçakla. Sonra okullar açılacağında yine uçakla Türkiye’ye dönüyordu. Beşinci sınıfa geçtiğinde sürekli kalması için Almanya’ya getirdiler İnci’yi. Çünkü annesiyle babası daha geniş bir ev bulmuşlardı. Artık annesiyle babasının yanında yaşayacağı için seviniyordu İnci. Seviniyordu ama bir yandan da yıllardır birlikte yaşadığı ninesi, dedesi aklına gelince hüzünleniyordu. Dedesinin ağladığını görmüştü vedalaşırken. Gözyaşları ak sakallarından aşağılara süzülmüştü. Ninesi yalancıktan kızmıştı dedesine. “Adam, adam,” demişti, “kocadıkça çocuklaşıyorsun!” İnci de ağlamıştı. Kolay değildi ayrılık. On yıl birlikte yaşamışlardı. 3
Köyden kasabaya kadar dolmuşla gelmişlerdi. Sonra otobüsle Ankara’ya. Sonra da Almanya… Almanya’daki ilk günleri mutsuz geçmişti. Sokağa çıkmak istemiyordu. Kimi zaman annesi üsteliyor, “Hadi kızım, çık biraz oyna!” diyordu. Sokağa çıkmasıyla eve dönmesi bir oluyordu İnci’nin. Çocukların konuştuklarını anlayamıyordu. Ona bir şey söyleyen olursa hemen eve kaçıyordu. Annesi ise, “Sokakta Alman çocuklarla oynarsan Almancayı tez öğrenirsin, sokağa çık kızım!” diyordu. 4
Annesinin haklı olduğunu birkaç hafta sonra anladı İnci. Bir arkadaşı vardı artık: Kerstin. Kerstin iyi bir çocuktu. İnci bir şeyi anlamadığı zaman gülüvermiyor, sabırla anlatmaya çalışıyordu. Böylelikle İnci kısa sürede birçok şey öğrendi. Henüz iyi konuşamıyordu ama konuşulanların büyük bölümünü anlıyordu. Günler tez geçti. İnci’nin okula başlayacağı gün geldi çattı. İlk gün babasıyla birlikte gitti okula. Yüreği, yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyordu. Okulun önünde dedesi ve ninesi için İnci’nin fotoğraflarını çekti babası. Ve sınıfına kadar götürdü İnci’yi. Öğretmeniyle konuştu. Sonra da gitti. 5
Okula başladıktan sonra Almancasını iyice ilerletti İnci. Yine de bazen zorlanıyordu. Bazı Almanca sözcükleri söylerken şaşırıyor, o sözcükle ses benzerliği olan bir başkasını kullanınca da sınıftaki bütün çocuklar gülmeye başlıyorlardı. Geçenlerde “schießen”* diyeceğine “scheißen”** deyince çocukların hepsi kahkahalarla gülmüştü. Hele yanında oturan İnge! Sonraki günlerde de “scheißen” diyerek alay etmişti İnci’yle.
* schießen: (Okunuşu şizen) ateş etmek, atış yapmak ** scheißen: (Okunuşu şayzen) dışkılamak
6
Aldırmaz görünüyordu İnci. Kızdığını, üzüldüğünü belli etmiyordu. Dedesi öğretmişti böyle davranmayı. Daha birinci sınıfa giderken köydeki çocuklar, “Alamancı” diye kızdırmaya çalışmışlardı İnci’yi. Dedesi de “Sen de onlarla birlikte gülüver kızım, sakın kızdığını belli etme!” demişti. Dedesinin dediklerini tutunca bir iki gün içinde unutmuştu çocuklar. 7
Patlamış Darı
Bilmediklerimiz, bir yandan merakımızı çoğaltsa da kimi zaman başımıza iş açar... Şaka maka derken bir de bakarız ki kendiliğinden gelişen bir küçük oyun sarıp sarmalamış bizi... İşin farkına vardığımızda iş işten geçmiş olur. Oyuna oyunla karşılık vermek, şakayı şakayla karşılamak çoğu zaman uygun düşse de yeni tanıştığımız birinin can sıkıcı şakalarını nasıl karşılayacağımızı bilemediğimiz de olur. İnci’nin, on bir yaşında gittiği Almanya’da başına gelenleri, düştüğü sıkıntılı durum karşısında yaptıklarını okuyunca ne diyeceğinizi gerçekten merak ediyoruz.
ISBN 978-605-4634-01-9
top.com.tr 9 786054 634019