GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
REKTÖR’DEN
D
eğerli Okurlar,
Gaziantep Üniversitesindeki değişimi fark ettiniz değil mi? Peki, şehirdeki değişimi ne kadar yaşadınız? Kaynakları kısıtlı bölgelerde bir üniversitenin sadece eğitim, araştırma ve topluma sunulan hizmetlerle kalması mümkün olabilir mi? Biz, üniversitenin tüm çalışmalarına ek olarak şehrin ve ülkenin vizyonuna katkı sunması gerektiğine inancımızı hiç yitirmedik. Şehre katabileceğimiz öncelikli vizyon ise bilgi temelli kalkınma planıydı. AR-GE ve inovasyon politikalarını etkilemek için bütün gücümüzle çalıştık. Etkinliklerimizin amaç ve niteliğine hep önem verdik. Vizyon ve strateji toplantıları yaptık. Bir rektör olarak bu toplantılara ne kadar ilgi duyduğumu takip ettiyseniz etkinliklerimizin de nasıl değişim göstererek birbirini tekrarlamadığını görmüşsünüzdür. Yedi, sekiz yıl önce arama toplantıları ile başlayan çabalarımızın bugün şehir, teknoloji platformlarının kuruluşu noktasına kadar geldiğini görmüşsünüzdür.
Bugün şehirdeki tüm kuruluşlar tek bir ağızdan AR-GE, inovasyon, teknoloji, girişimcilik diyorsa bunun sebepleri arasında ısrarcı vizyonumuzu, kabuğunda kalmayan bir üniversite oluşumuzu göz ardı etmemek gerekir. Gaziantep Üniversitesi sekiz yılda neredeyse başka bir üniversite oldu. Açıkçası sekiz yıl öncesine veya dört yıl öncesine baktığımızda çok büyük oranda mesafe katettiğimizi fark etmemek mümkün değil. Bu farkı yaratabilmek için sadece standart beklentileri karşılayan bir yapı olmak asla yetmezdi. Vizyon belirleyen, sistem kuran bir anlayışı, altın yaka bir yönetim ekibi, altın yaka çalışanlarla bu başarıyı yakaladık. Bu sayı da ne tesadüftür ki sektörünün altın yakalıları temasyıla çıktı.
www.t to t a rget .co m
Üniversite ve bölge teknoloji vizyonu Prof. Dr. M. Yavuz COŞKUN Gaziantep Üniversitesi Rektörü / TARGET TTO Yönetim Kurulu Başkanı
Okuduğunuz yayınımızdan keyif almanız dileğiyle...
Toplantı ve etkinlikleri buz dağının görünen yüzü olarak tanımlıyorum. Bunun yanında TEKNOPARK’ta nasıl bir doluluğun ve trafiğin olduğunu, TargeT Teknoloji Transfer Ofisi’nin başarılarını izliyorsunuzdur. TargeT’in üniversite içerisindeki fakülte ve öğretim üyelerinin yanında, üniversite dışında ise firmalarla ve hatta uluslararası paydaşlarıyla nasıl sinerji içerisinde çalıştığını görürsünüz. Operasyonun doğru işlemesi için politika ve strateji çok önemlidir.
1
70
RÖPORTAJ
RÖPORTAJ KOSGEB HEP DESTEK
RÖPORTAJ
“İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep Paneli”
GİRİŞİMCİLER SERTİFİKA ALDI
RÖPORTAJ Ferhat Güvel
RÖPORTAJ Sıddık Kayabaş
“BİLGİYİ RAFTA BEKLETMEK YERİNE, ÜRETİMİN İÇİNE GÖMMELİYİZ”
“SANAYİCİ VE AKADEMİSYEN İŞBİRLİĞİNE AÇIK OLMALI”
TEKNOPARK UZMANLARI HALI SEKTÖRÜ İLE BULUŞTU
TEKSTİLDE HEDEF FARKINDALIK
“FİKRİ OLANA HER TÜRLÜ DESTEK VAR”
GAÜN’den alınacak çok proje var
AR-GE’Yİ YAŞAMAK ZORUNDAYIZ
GIDA SEKTÖRÜNDE GÜNDEM TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ
İntörn Mühendislik müthiş bir uygulama
GAÜN – İskenderun Teknik Üniversitesi İNOVATİF kardeşliği
Prof. Dr. Mustafa Bayram
“AR-GE VE İNOVASYONDA FARKLI OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”
ŞİMDİ İCAT ÇIKARMA DEVRİ
48
GİRİŞİMCİLER NASIL BAŞARDIKLARINI ANLATTI
42
“YATIRIM, CESARET, YENİLİKÇİLİK”
44
ARGETİ PROJE PAZARINDAN TİCARİLEŞTİRİLMEYE: AŞURCUBUR!
“ÇOK ÇALIŞIN VE FIRSATLARI GÖRÜN”
“FARK YARATABİLMEK İÇİN AR-GE VE İNOVASYON ŞART”
İsmail Çoban 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiren Şölen’in başarısını anlattı .
RÖPORTAJ
Mustafa Topçuoğlu ile bir başarı hikâyesi:
35
“ZORLUKLARI AŞARAK İŞ KADINI OLABİLDİYSEN İKİ KAT BAŞARILISIN DEMEKTİR”
RÖPORTAJ Asaf Beydağı
18
66
RÖPORTAJ
RÖPORTAJ
“HER ZAMAN MUTLAKA BİR ÇÖZÜM VARDIR”
Hülya Akkaya ile Akort Fuarcılık’ın başarısını ve iş yaşamını konuştuk…
Kimya ve Deri mamulleri sektörleri teknolojiyi konuştu
26
PERSU Yönetim Kurulu Başkanı Perihan Çöçelli
RÖPORTAJ
RÖPORTAJ
10
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Bilim adamlarından alkışlık davranış
MAKALE
www.t to t a rget .co m
PATENT
İÇİNDEKİLER
06 22 24 38 44 46 52 54 62 68 74 76 80 84 86 88 90 92 100 2
www.t to t a rget .co m
SUNUŞ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
İmtiyaz Sahibi Gaziantep Üniversitesi TARGET Teknoloji Transfer Ofisi AŞ Adına Yön. Kur. Bşk. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Türkay Dereli
Ekrem Tekin
Yayın Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Bayram
TARGET Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü, Proje Yürütücüsü
Yayın Danışmanı Prof. Dr. M. Vural Özdemir Sorumlu Müdür: Ekrem Tekin Editör: Gamze Erden Yayın Kurulu
Prof. Dr. Fahrettin Göğüş Prof. Dr. İbrahim Halil Güzelbey Prof. Dr. Metin Bedir Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz Yrd. Doç. Dr. Alptekin Durmuşoğlu Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan Ercan Eroğlu Yıldız Büyükdemir Ali Özpolat (GSO Temsilcisi) Ali Değer (GTO Temsilcisi)
Katkıda Bulunanlar Fatih Balcı Feyza Yılmaz Gizem Yarıcılar İ.Başar Kılıçparlar Latife Çağla Koyuncu Neslihan Eken Onur Akar Özge Erbağcı Özkan Kireç Samet Kürşat Başol Sedat Öztürk Serap Özpolat Çete Duygu Tiryaki Zübeyde Aytekin Bülent Ağcabay Ahmet Kaya Arzu Dede Zeynel Taşdelen
Düzelti Yrd. Doc. Dr. Ahmet Özpay Grafik & Tasarım Mark&Mark İletişim Danışmanlığı İbrahim Soysal 0342 232 80 81 - Faks: 232 80 82 www.mark-mark.net İçerik Yönetimi Hüseyin Küpeli Basım Tarihi Nisan 2016 Basım Yeri Gap Olay Medya Grubu A.Ş. Mücahitler Mah. 6 Nolu Cadde 35 Nolu Sk. No:1 Olay Medya Plaza Şehitkamil / Gaziantep Telefon : +90.342.322 86 86 (Pbx) Fax : +90.342.322 86 87 Yönetim Yeri Küçük Kızılhisar Mah. Burç Yolu Cad. Gaziantep Teknopark 4/A Blok Şehitkamil / Gaziantep Tel: 0(342) 360 06 11 - 317 10 95 Faks: 0(342) 360 06 12 www.ttotarget.com e-posta: target@gantep.edu.tr Yerel Süreli Yayın ISSN: 2149-1445
Dikkat Altın Yakalı Çıkabilir!
D
eğerli TargeT dergisi okurları, Hiç dikkatinizi çekti mi yeni ürünlerin başarı hikâyeleri? Tahmin ediyorum son yıllarda oldukça artan başarı hikâyelerinden en az birkaçını duymuşsunuzdur. Son üç yılda 100’lerce girişimci, buluşçu ve sanayi çalışanının TargeT’ten yolu geçti. Beş modülümüzden hizmet alan bir inovasyoncunun hikâyesini dergimizde, bir etkinliğimizde veya kulaktan kulağa yayılma yoluyla bir sohbet sırasında işitmiş olabilirsiniz. Modüllerimizin çok özel çalışmaları var. Ancak bugün görüyoruz ki TargeT’te başarının formülü tüm modüllerin bir arada çalıştığı sistemin bir arada çalışma sinerjisidir. TargeT’in bulunduğu konum itibariyle araştırmadan teknolojiye, patentten pazara kadar çeşitli kişilerle çalışma şansı var. Buluşçuların ve inovasyoncuların ortak özelliklerini tarif etmek istediğimizde ise belirli bir adreslerinin veya pozisyonlarının olmadığını görüyoruz. Klinikte, laboratuvarda, bir firmada, bir endüstri tesisinde, derslikte, bir konferans salonunun dinleyici koltuğunda onlardan herhangi birinin gözlerindeki ışıltıyı görebiliyoruz. İşte bir inovasyoncu diyoruz. Ne zaman bir inovasyoncu görsem düşünürüm. Farklı bir ruhu ve ışığı dikkatimi çeker. Mesela bir endüstri tesisinde gözünden tanıdığımız bir inovasyoncu, kimi zaman laboratuvarda çalışan beyaz yaka bir çalışandır, kimi zaman mavi
yaka, kimi zaman ise patron… Onlar her yerde ışıldar. Bu yüzden onları bu sayımızda “altın yaka” çalışanlar olarak nitelendirdik. Her kurumda yaptıkları işlerle çalışanlar arasında yaratıcı fikirleriyle ışıldayan altın yaka çalışanlar görürsünüz. İşlerini çok iyi yapmalarına rağmen, daha üretken olmak için her zaman bir önerileri vardır. Onlar klinikte olsa teknoloji çözümleri üretir, ameliyathanede bir cerrahi cihazı, endüstri tesisinde üretim verimliliğini bir anda yukarı çıkaracak bir öneriyi veya firmanın pazarda eşsiz duruşunu sağlayacak bir iş modelini ortaya koyuverirler. Konseptin tasarımından ürünün müşteriye sunumuna kadar tüm sürece öyle hâkimdirler ki onlara bir beyaz yaka veya mavi yaka demek yeterli olmaz. Çalışmalarımızda, sektörde böyle altın yaka çalışanlarla işbirliği yapma fırsatımız oldu. Geçtiğimiz üç yıl boyunca bu özel insanlarla üretmenin ve yeniliğin tadını aldık. Hâlen yenilerini eklediğimiz hikâyelerimiz oluyor. Bu sayıda da ithafen sektörünün altın yakalıları adlı temayı uygun gördük. 2016 yılının bu yayınını iki sayı birleştirerek çıkardık. Keyifli okumalar dileriz. Yayınlarımızla ilgili dilek ve temennilerinizi içeren geri bildirimleriniz bizler için önemlidir. Yaptığımız yayın ile ilgili önerilerinizi, düşüncelerinizi lütfen target@gantep. edu.tr adresine yazarak paylaşınız.
3
EDİTÖRDEN www.t to t a rget .co m
Gamze Erden GAÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Editör ve Hakla İlişkiler Uzmanı
D
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
AR-GE ve İnovasyon Politikalarında Sektörlerin Stratejik Rolü
eğerli Okuyucularımız, TargeT dergimizin altıncı ve yedinci birleşik sayısında sizlerle tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Kuşkusuz ki herkesin ilgi alanına girmeyi başaran ve birçok çalışmaya konu olan “AR-GE” ve “inovasyon” kavramına, küreselleşmeyle birlikte değişen rekabet ortamında süreklilik sağlayabilmek için tüm sektörlerin yoğun ilgi göstermeye başladığı açıkça görülmektedir. Günümüzde ekonomik büyümeyi gerçekleştirebilmek, uluslararası rekabet üstünlüğü kazanmak ve ileri teknolojiler için inovasyon ve AR-GE yapmak yeterli olmamaktadır. Teknolojik yenilikte küreselden ulusala yetkinlik kazanmak, yenilik üretebilme becerilerini artırmak çok daha önem arz etmektedir. Teknoloji geliştirmek, AR-GE ve inovasyon kavramlarının yanında buluştan yayılmaya teknolojik gelişimi içeren tüm unsurları kapsamaktadır. Günümüzde yenilik performansını etkileyen ve değişik yollarla birbirleri ile etkileşim içinde olan özel girişimler, üniversiteler, odalar, sivil toplum kuruluşları, teknoloji geliştirme bölgeleri, patent ofisleri gibi özel araştırma kuruluşlarıyla hükûmet teşkilatları, sektör lider ve temsilcilerinin bütünü AR-GE ile inovasyon yayılımını sağlamaktadır. Ayrıca bu etkileşim aktörleri ve kurumsal kavramlar sosyal ve ekonomik po-
4
litikaların oluşumunda rol almaktadır. Dünyada AR-GE faaliyetleri gerek performans gerekse finansman bakımından özel sektör tarafından yapılmakta olup Türkiye’de bu durum tam tersi olmaktadır. Bu nedenle bu sayımızda, yerelden küresele yol alabilmek için Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi tarafından düzenlenen sektör liderleri ile bilimsel sermayenin kaynağı üniversitemizdeki akademisyenlerle, “iş birliği-güç birliği” anlamında fikir geliştirme toplantılarını, girişimcilik günleri buluşmalarının sahadan yükselen sesini siz değerli okuyucularımızla paylaştık. Dergimizin sürekliliğini sağlayan Rektörümüz Sayın Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun başta olmak üzere, değerli yazarlara, sanayicilere, çalışma arkadaşlarıma, Gaziantep Üniversitesinin çok değerli hocalarına, Gaziantep Üniversitesinin öğrencilerine ve dergide emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız. Gaziantep ve Türkiye inovasyon ekosisteminin nabzını almaya, materyal inovasyondan AR-GE ve bilgi inovasyonuna geçtiğimiz günümüzde son gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Ayrıca sizlerin hazırladığı inovasyon ile ilgili yazıları da hakemli değerlendirme ve yayın için bekliyoruz. Keyifle okumanız dileğiyle….
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
5
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
ŞİMDİ İCAT ÇIKARMA DEVRİ Abdulkadir Konukoğlu ve Ahmet Ziylan GAÜN’ün girişimci öğrencileriyle deneyimlerini paylaştı.
G
aziantep Teknopark’ın düzenlediği INOVANTEP Bölgesel İnovasyon Günleri kapsamındaki panelde konuşan SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ve Ziylan Grup yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ziylan, öğrencilere çok ama dürüstçe çalışma uyarısını yaptı. Gaziantep Üniversitesi Mavera Sanat ve Kongre Merkezinde düzenlenen iki gün süren etkinliğin açılış konuşmasını yapan Gaziantep Teknopark Genel Müdür Vekili Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan, Gaziantep Teknopark’ın Ar-Ge, teknoloji ve inovasyon ekosistemi içerisinde özellikle son birkaç yılda yükselen bir ivme ile yerini aldığını belirtirken, “Çeşitli farkındalık etkinlikleri yapıyoruz. Biz bir yandan 70 firmaya teknolojik destek verirken, diğer yandan da böyle
6
işlerle ilimizin farkındalık düzeyini arttırmaya çalışıyoruz.” dedi. Proje Direktörü Petros Catsis ise projeyle Gaziantep Teknopark’a destek ve gelişim sağlanacağını ifade ederken, “Burada yapmaya çalıştığımız, küresel ve uluslararası tecrü-
bemizin Gaziantep’e ve Türkiye’ye transferini sağlamak. Avrupa’daki diğer teknoparklarla iletişim vasıtasıyla tecrübemizi, orada edindiğimiz tecrübeleri Gaziantep’e aktarmak.” diye konuştu. BİLGİYİ ÜRÜNÜN İÇİNE GÖMMEMİZ LAZIM... Türkiye’nin üreten bir ülke olduğunu, ancak üretilenin daha değerli olabilmesi için bilginin ürünün içi-
ne gömülmesi gerektiğini belirten GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ise, “Çünkü dünyada ayakta
BİZDEN HABERLER www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
“Dünyada ayakta kalabilmemiz için, bilginin ürünle buluşarak yeni teknolojik bilgi, yoğun ürünler ortaya çıkarmak gerektiğinin herkes farkında artık. Bunun için biz Teknopark’ı geliştirmeye çalıştık hep. Bütün ayaklarda intörnlük koyduk. Üniversite ile sanayi buluştuk. Üniversite ile iş dünyasını, toplumu buluşturmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık. Bu önemliydi”. kalabilmemiz için, bilginin ürünle buluşarak yeni teknolojik bilgi, yoğun ürünler ortaya çıkarmak gerektiğinin herkes farkında artık. Bunun için biz Teknopark’ı geliştirmeye çalıştık hep. Bütün ayaklarda intörnlük koyduk. Üniversite ile sanayi buluştuk. Üniversite ile iş dünyasını, toplumu buluşturmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık. Bu önemliydi.” dedi. Ülkenin refaha, geleceğe taşınması noktasında, yönetenlerin geçmişten aldığı medeniyet değerlerini, geleceğe bugünün bilgi ve fikirlerini süsleyerek taşıması gerektiğine vurgu yapan Coşkun, “Onun için girişimci olacaksınız, dürüst olacaksınız, çalışkan olacaksınız, ülkeyi düşüneceksiniz. Entelektüel san-
cınız olacak. Bu memleket nereye gidiyor diyeceksiniz. Matematikçi, sosyolog, tıpçı da olsanız diyeceksiniz. O alanda değişik fikirleri öne çıkaracaksınız. Israrcı, azimli olacaksınız.” şeklinde konuştu. ŞİMDİ İCAT ÇIKARMA DEVRİ Çocukluk döneminde farklı bir iş ya da fikir ortaya koyanların “İcat çıkarma!...” diye uyarıldığını belirterek konuşmasına başlayan SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, “Devir icat çıkarma devri. Şimdi çocukları, gençleri icat çıkarmaları için uyarıyoruz.” dedi. Yenilikçi üretim yapmak için kişinin önce hayal etmesi, hayalini düşünceye, düşüncesini projeye dönüştürmesi, ardından da uygula-
7
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
maya geçerek “icat çıkarması” gerektiğine vurgu yapan Konukoğlu, bir anısını paylaştığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “SANKO’nun amiral gemisi tekstil sektörüdür. Kumaşta iplikten kaynaklanan apraj (kumaş üzerinde bulunan lekeli ve bozuk görüntü) olmaması çok önemli. İstanbul’da 1970’li yıllarda bir müşterimizden sürekli şikayet geliyordu. Gittim, ürünleri kontrol ettim. Kumaşlar sorunlu. İplikle, kumaşla haşır neşir oldum âdeta. Üzerimi silkeledim ve çıktım. Canım sıkıldı, müşterimizle Muazzez Abacı’yı dinlemek için Maksim’e gittik. Abacı, Makber’i seslendirirken ışık sistemi kapatıldı, neon ışıkları ile salon aydınlatıldı. Bir ara ceketime ve pantolonuma baktığımda pamuk ve iplik tozarını gördüm ve “Ben sorunu çözdüm.” dedim. Sabahleyin Karaköy’den o mavi lambalardan alıp Gaziantep’e gönderdim. Fabrikada oda yaptırdık ve lambaları o odaya taktırdık. İplik ve kumaşları bu odada ışık altından geçirip sorunsuz olanları satışa gönderdik. Böylece apraj sorununu çözdük. Bu da bir inovasyon. Bir süre sonra Sanko’nun ürünleri abrajsız diye talep daha da arttı. Mavi lamba sayesinde bu işin çok kaymağını yedik. Gezdiğiniz, dolaştığınız yerde insanların yaptığı işi kolaylaştırmaktır inovasyon. Babam rahmetli
8
Sani Konukoğlu, ‘İşi müşteri öğretir.’ derdi. Müşteri söyler, sen de düzelte düzelte iyisini yaparsın. Müşteri apraj sorununu dile getirmese çözümü nasıl bulacaktık.” ÜRETİYORUZ AMA ÜRÜNÜ TİCARİLEŞTİREMİYORUZ... Eskiden üniversiteler ve sanayicilerin bir araya gelemediklerini ve bundan da üniversiteler ve sanayicilerin yanı sıra ülkenin zarar gördüğünü kaydeden Konukoğlu, Rektör Yavuz Coşkun döneminde bu konuda Gaziantep Üniversitesi ile iş dünyasının âdeta altın ça-
ğını yaşadığını belirterek şunları söyledi: “Tekstilde yenilikçilik nasıl olur diye soruyorlar. 10-15 yıl önce İnegöl’deki kot fabrikamıza gittim. Fabrikayı gezerken personelin biri elinde kanca ile kotları yırtıyordu. Şaşırdım ve “Ne yapıyorsun?” dedim. “Moda...” dedi. Sonra fabrika müdürü, bunun diğer ürünlere göre 1,5 kat daha fazlaya satıldığını söyledi. Bu da bir yenilikçilikti aslında. Türkiye’nin zayıf bir tarafı var. Üretiyoruz ama ürünü ticarileştiremiyoruz, geliştiremiyoruz. Nasıl ki güzel insanın daha güzeli var ise yenilikçiliğin de daha yenilikçiliği vardır. Biz 11 sektördeyiz. Bütün sektörlerde inovasyon yapmalısınız. Yoksa gelişemediğiniz gibi yerinizde sayarsınız. Yerinde saymak da bir kayıptır.” GÜVEN VE SEVGİ İŞİN BAŞI Konuşmasında güvenilirliğin önemine vurgu yaparak başlayan Ziylan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ziylan ise katılımcılara, “Önce güvenilir hâle gelmemiz lazım. Güvenilir hale gelirken zaten hepimiz biliyoruz, başarının sırrı sevgidir. Başarının sırrı, basamakları önce sevgi ile çıkmaktır. Sevgi olmadan hiçbir şey olmaz. Güvenli, emin olmadan da hiçbir şey olmaz” dedi. Türk Milleti olarak en
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BİZDEN HABERLER www.t to t a rget .co m
çok çektiğimiz çilenin birbirimize itimadımız olmamasından kaynaklanan çile olduğu vurgusunu yapan Ahmet Ziylan konuşmasının devamında şöyle dedi: “Önce bu güveni telkin edersek, ancak kalkınabiliriz. Bilginin rafta kalması da o yüzden oluyor. Çünkü birbirimize itimat etmiyoruz. Güvenilir olmamız lazım. Güvenilir olmak için de çalışmamız lazım. Hep bunun başına sevgiyi eklememiz, herkesi sevmemiz lazım. Anamızı, işimizi, aşımızı, eşimizi nasıl seviyorsak hep bir sevgi içimize işlemeli. Dersimizi de öyle sevmeliyiz. Dersimizi seversek hocamızı çok iyi dinleriz, anlarız, geliştiririz. Eğer sevmiyorsan hiçbir şey anlayamazsın. İnsan sevdiğine de zarar vermez. Bu dersi bana ilk olarak veren annemdi. Benim için hayattaki en önemli derslerden birisi buydu.” Panelin sonunda SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ve Ziylan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ziylan’a paylaşımlarından dolayı Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun tarafından plaket takdim edildi.
9
PATENT
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Bilim adamlarından alkışlık davranış 6 bilim adamının GAÜN’e bağışladığı 2 önemli buluşun geliri öğrencilere burs olacak. Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TargeT Teknoloji Transfer Ofisi tarafından, patent farkındalığının artırılması amacıyla düzenlenen “Bu Fikir Satar” paneli Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleşti. Etkinlikte, iki önemli buluşunu Gaziantep Üniversitesine bağışlayan 6 bilim adamına Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun tarafından yarışmalarda kazandıkları madalyaları takılırken buluşlardan elde edilen gelirin Tıp Fakültesi öğrencilerine burs olarak verileceği açıklandı.
G
AÜN Tekstil Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci, GAÜN Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Eren İşman, İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Ali Doğan Bozdağ, TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanlarından
10
Sedat Öztürk’ün panelist olarak katıldığı etkinliğin değerlendirilmesini yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ‘Fikri olan Beri Gelsin’ sloganına çok değer verdiklerini belirterek, her icadın, düşünmek ve hayal etmekle başladığını ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, “Hayal edemiyorsanız bir buluşun, yeniliğin,
icadın, inovasyonun olması mümkün değil. Yenilikçi, inovatif, kreatif düşünce artık tabuları yıkarak ve eski köylere yeni âdetler getirerek mümkün olduğunu her zaman her yerde söyledim.” dedi. Bu konuda kendi meslekî yaşamından örnekler sunan Rektör Coşkun şunları söyledi: “Asistanlığımı Hacettepe
PATENT www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ‘Fikri olan Beri Gelsin’ sloganına çok değer verdiklerini belirterek, her icadın, düşünmek ve hayal etmekle başladığını ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, “Hayal edemiyorsanız bir buluşun, yeniliğin, icadın, inovasyonun olması mümkün değil. Yenilikçi, inovatif, kreatif düşünce artık tabuları yıkarak ve eski köylere yeni âdetler getirerek mümkün olduğunu her zaman her yerde söyledim.” dedi. Üniversitesi Çocuk Hastanesinde yaparken solunum kaslarının tutulmasını gözlemledik. Solunum kasları tutulduğunda hastaya müdahale etmezseniz hasta ölür. Bir gece bu şekilde rahatsızlığı olan bir hasta yattı ve monitör cihazına bağladık. Bu cihaz hastada solunum yavaşlarsa ötüyordu. Aynı gece üç hasta daha geldi. Monitör ise bir tane var. Hemen teksir kâğıdını hastanın göğüs kafesinin ucuna plaster ile yapıştırdım. Küçük bir buluş yapmıştım. Böylelikle hastanın nefes alışını kontrol ettim. Fikrinizi sürekli düşünür ve yorarsanız bir şeyler buluyorsunuz. Belki de öğrenilmiş çaresizliği bırakmak lazım. Yaratıcının verdiği o muhteşem aklın sınırlı olduğunu biliyoruz ama sınırlarının ne olduğunu bilmediğimiz için buluş için sadece düşünmek ve kafa yormak gerekiyor. Tabii düşünenin hakkını teslim etmek olayı, bugün burada bahsedilen fikri sınai mülkiyet hakları konusu önemli. Bu nedenle,
Öğrenilmiş çaresizliği bırakmak lazım. Yaratıcının verdiği o muhteşem aklın sınırlı olduğunu biliyoruz ama sınırlarının ne olduğunu bilmediğimiz için buluş için sadece düşünmek ve kafa yormak gerekiyor.
bir buluşunuz dünya çapında bir yenilik içeriyorsa ancak o zaman patentlenmesi mümkün olabilir. Buluşla ilgili bir ülkede patent alınması yeterli olmayıp koruma sağlanması amaçlanan her ülkede ayrı ayrı alınması gereklidir. Ancak, buluşla ilgili bir ülkede patent almış olmak diğer tüm ülkelerde de kolaylıkla patent alınabileceği
herkesin düşüncesini hayata geçirmesi ve tescillenmesi için TargeT Teknoloji Transfer Ofisini kurduk ve arkadaşlarımız özveriyle çalışıyor”. “BULUŞUN DÜNYA ÇAPINDA BİR YENİLİK İÇERMESİ GEREKİYOR.” Panelin moderatörlüğünü yapan GAÜN Tekstil Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci, elektrikli diş fırçası başlığı buluşuyla ilgili deneyimlerini paylaşırken “Eğer
11
PATENT www.t to t a rget .co m
GAÜN Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Eren İşman: “Hayal ettiğim şeylerin kıyılarına daha fazla yaklaştığımı hissederek bu konulara eğildim. Çocukluğumda, arkadaşlarımla sohbet ederken hayal ettiğim şeylerin gerçekleştiğini görmek, hayal etmenin önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Bu yolda birkaç adım daha atabilmenin gururu ve sevinci içindeyim. Bu aşamaya gelmede Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin cesaretlendirmesinin büyük katkısını gördüm. Çünkü fikrimin hayata geçmesine katkı sağladı. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi aracılığıyla, İstanbul Buluş Fuarında bu çalışmam ödül aldı”.
12
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
anlamına gelmemektedir. Ayrıca, patent başvurusu hazırlık ve takip aşamalarında profesyonel kişilerden yardım alınmalıdır. Günümüzde sağlanan teşvikler tüm patent giderlerinin karşılanması için yeterli olmaktadır.” şeklinde konuştu. “HAYALLERİN PEŞİNDEN KOŞMAK...” Üst çene tedavisi için yeni bir dental maske sistemi buluşunun hikâyesini aktaran GAÜN Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Eren İşman ise “Hayal ettiğim şeylerin kıyılarına daha fazla yaklaştığımı hissederek bu konulara
eğildim. Çocukluğumda, arkadaşlarımla sohbet ederken hayal ettiğim şeylerin gerçekleştiğini görmek, hayal etmenin önemi bir kez daha ortaya çıkarıyor. Bu yolda birkaç adım daha atabilmenin gururu ve sevinci içindeyim. Bu aşamaya gelmede Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin cesaretlendirmesinin büyük katkısını gördüm. Çünkü fikrimin hayata geçmesine katkı sağladı. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi aracılığıyla, İstanbul Buluş Fuarında bu çalışmam ödül aldı.” dedi. BULUŞLARI ÖĞRENCİLERE BURS OLACAK. Cerrahi operasyonlarda kolaylık sağlayan bir aletin yapılması projesi olan ‘Bir parçalayıcı’ buluşunun patentini ekibindeki Op. Dr. Cumhur Esin, Op. Dr. Cemal Kara, Op. Dr. Erdal Aktan, Yrd. Doç. Dr. Aykut Soyder, Yrd. Doç. Dr. Eyüp Murat Yılmaz ile birlikte Gaziantep Üniversitesine bağışlayan İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Doğan Bozdağ, “Buluşumuz, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Buluş Fuarı’nda gümüş madalya kazandı ve çok sevindik. Dünyada benzeri olmayan bu alet cerrahi bilimine hizmet
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
PATENT www.t to t a rget .co m
edecek. Bir sonraki aşama aletin üretilmesi ve ihraç edilmesi. Bu sayede Türkiye ekonomisine katkı sağlaması mümkün olacak. Bugün burada “Bir parçalayıcı” adlı buluş Gaziantep Üniversitesine bağışlandı. Buluşumuzdan bize düşecek pay Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerine burs olarak verilecek. Ayrıca bireysel olarak buluşu Op. Dr. Cemal Kara’ya ait olan ve Gaziantep Üniversitesi’ne bağışladığımız Laparoskopik Torbalı Taş Toplama Pensi buluşunun patentinden elde edilecek gelir de yine öğrencilere burs olarak verilecek.” dedi.
Cerrahi operasyonlarda kolaylık sağlayan bir aletin yapılması projesi olan ‘Bir parçalayıcı’ buluşunun patentini ekibindeki Op. Dr. Cumhur Esin, Op. Dr. Cemal Kara, Op. Dr. Erdal Aktan, Yrd. Doç. Dr. Aykut Soyder, Yrd. Doç. Dr. Eyüp Murat Yılmaz ile birlikte Gaziantep Üniversitesine bağışlayan İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Doğan Bozdağ, “Buluşumuz, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Buluş Fuarı’nda gümüş madalya kazandı ve çok sevindik. Dünyada benzeri olmayan bu alet cerrahi bilimine hizmet edecek. Bir sonraki aşama aletin üretilmesi ve ihraç edilmesi. Bu sayede Türkiye ekonomisine katkı sağlaması mümkün olacak.” dedi.
BULUŞ FİKRİ OLAN AKADEMİSYEN TARGET’E ULAŞIR. GAÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofisinde patent sürecini anlatan Patent Uzmanı Sedat Öztürk de, “Akademisyen buluş fikri ile bize ulaşır. Buluşun içeriğine yönelik sorular yöneltiriz. Buluş bildirim formunun doldurulup teslim alınmasından sonra gizlilik sözleşmesi yaparız. Daha sonra da teslim alınan formun süreçleri başlar. Bu arada artık günümüzde patent araştırması çok kolay. Avrupa Patent Ofisinin, kapsamlı araştıran son kullanıcıya açık bir veri tabanı var. Tamamen ücretsiz olduğu için de herhangi bir
maliyet sıkıntısı da yaşamıyorsunuz.” dedi. Etkinliğin sonunda GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Mühendislik Fakültesi Dekanı ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi Prof. Dr. Mustafa Bayram’ın katılımıyla protokol imzalandı. Daha sonra Rektör Prof. Dr. Coşkun tarafından “Bir Parçalayıcı” buluşuyla İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Doğan Bozdağ’a ekibi adına, Üst Çene Tedavisi için Yeni Bir Dental Maske buluşu ile GAÜN Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Eren İşman’a da madalya verildi.
13
PATENT www.t to t a rget .co m
14
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
SÖYLEŞİ
10 Soru ve Cevap ile
ARGE-İST: İstatistik Analiz Hizmeti
İ
statistik analiz danışmanları tam olarak ne yapar? Bir istatistik danışmanı, araştırmacılara çalışmalarının ya da tezlerinin planlanmasından analizine kadar her aşamasında araştırmanın geçerli ve güvenilir bir şekilde yürütülebilmesi için gereken bilimsel desteği sağlar. Bu destek, genellikle güç analizi yani çalışmaya dahil edilecek kişi sayısının belirlenmesi, kontrol grubu seçimi ile başlar. Verilerin elektronik ortama aktarılması, araştırılan hipotezlerin uygun istatistiksel yöntemlerle test edilmesi ve sonuçların raporlanması gibi aşamaların da hepsini içerir.
Doç. Dr. Seval KUL Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik ABD Bşk.
Doç. Dr. Seval KUL Kimdir: 2001 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu ve 2003 yılında Mersin Üniversitesi Biyoistatistik Anabilim dalında araştırma görevlisi olarak akademik hayatına başladı. 2009 yılında Gaziantep Üniversitesi Biyoistatistik Anabilim dalına yardımcı doçent olarak atandı ve 2013 yılında doçent ünvanını kullanmaya hak kazandı. Yüksek lisans ve doktora eğitimi döneminde Almanya’da Stuttgart ve Saarland Üniversitelerinde, doktora sonrasında ise İtalya’da Eastearn Piedmont “A. Avogadro” Üniversitesi, Belçika’da Katolik Üniversitesi, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi ve Amerika’da UCLA Üniversitesinde araştırmalar yaptı.
ARGE-İST’te akademik düzeyde danışmanlık hizmetleri vermeye nasıl karar verdiniz? Uzun zamandır yoğun bir danışmanlık hizmeti talebi vardı. Fakat bu talebe nasıl bir yanıt verebileceğim konusunda aklımda bir fikir oluşmamıştı. Bu hizmeti vermeye karar vermemde GAUN TARGET Teknoloji Transfer Ofisinin benimle yaptığı görüşmeler çok etkili oldu. Sürecin başından beri beni çok desteklediler ve bilgilendirdiler. Verdikleri uzman desteği için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Kaç yıldır danışmanlık hizmeti veriyorsunuz? Sizce bilimsel çalışma yaparken araştırmacıların en çok zorlandığı konu nedir? 14 senedir aktif olarak istatistiksel veri analizi danışmanlık hizmeti veriyorum. Bu süre içinde gözlemlediğim, araştırmacıların yüksek lisans, doktora, uzmanlık tezlerini yazarken ya da bilimsel çalışmalarını makaleye çevirirken en çok zorlandıkları aşama verilerin analizi ve sonuçların yorumlanmasıdır. Bu nedenle en çok bu konuda danışmanlık hizmeti almak üzere başvuru alıyoruz. Kimler için çalışıyorsunuz? Yüksek lisans, doktora yapanlardan tıpta uzmanlık yapanlara, akademik yükselme için araştırma yapanlardan özel sektöre kadar çok çeşitli bir başvuru profiline sahibiz. Analiz yaptırmak isteyen araştırmacıların yapacakları ödeme miktarlarını neye göre belirliyorsunuz? Ve bu ödemeye neler dahil? Araştırmacılar bizimle iletişime geçtiklerinde, araştırmacılardan bize verilerini ve hipotezlerini iletmelerini istiyoruz. Çünkü ödeme miktarı analizin kompleksliğine ve değişken sayısına göre değişiyor. Ödeme karşılığında araştırmacıya bir sonuç raporu iletiliyor. Bu raporda her hipoteze ilişkin tanımlayıcı istatistikler, anlamlılık değerleri ve yorumları ve kullanılan istatistiksel
yöntemle ilgili detaylar bulunuyor. Araştırmacı sonuçları inceledikten sonra bir defaya mahsus olarak ek analiz, basit düzenlemeler talep ettiğinde ek bir ücret talep edilmeden düzenlemeler kendisine iletiliyor. Bulguların teze veya yayına konacak şekilde tablolaştırılması da (makul) bir ek ödeme yapılması durumunda mümkün. Hizmet almak isteyenler size nasıl ulaşıyorlar? Bize çoğunlukla web aracılığı ile ulaşıyorlar. Hizmetlerimizin detaylarının anlatıldığı ve bazı analiz ipuçlarının verildiği sık tıklanan bir web adresimiz var. Adresimiz www.p005.net. Web adresiniz neden “p005.net”? Aslında istatistik denildiğinde ilk akla gelenlerden birim P değeridir. P değeri, bir karşılaştırmada “İstatistiksel anlamlı fark vardır.” kararı vereceğimiz zaman yapacağımız olası hata miktarını gösterir. 0,05 değerinin ise önemi şudur; P değerinin 0,05’in altında bir değer olması istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandığı anlamına gelir. İstatistiğin bu iki önemli ögesini tek bir yerde birleştirmek istedik. Başvuru yapan kişinin sonuçlarını alması için beklemesi şart mıdır? Normal koşullar altında bir danışmanlık talebi elimize ulaştıktan sonra 24 saat içinde veri incelenmekte ve analize hazır hâle getirilmektedir. Veride herhangi bir sorun saptanmadığı takdirde en geç 2 gün içinde de sonuçlar araştırmacıya teslim edilmektedir. Araştırmacı, tablolarının da tarafımızdan yapılmasını istiyorsa çalışmanın detaylarına göre 1 gün daha gecikmeli olarak sonuçların teslim edilmesi mümkündür. Sizi diğer hizmet veren kuruluşlardan ayıran en önemli nokta nedir? Öncelikli olarak akademik bir danışmanlık hizmeti alma olanağı ciddi bir ayrıcalık. Ayrıca araştırmacılar, verilerini ve oluşturdukları hipotezleri güvenli ellere teslim etmek istiyorlar. Biz, araştırmacılara hem bilgi ve birikim hem de güven ortamı sunuyoruz. Son olarak biz, şeffaflık ve ulaşılabilirlik sunuyoruz. Araştırmacılar aldıkları hizmetin faturasını alabilirler mi? Yapılan her ödeme için talep edildiği takdirde fatura, Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi tarafından ödeme yapan kişi veya kuruluşa iletilmektedir. Ayrıca çalışma incelendikten sonra 1 iş günü içinde istenilen kişi ya da şirket adına proforma fatura hazırlamamız da mümkündür.
15
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
ARAŞTIRMA PROJELERİ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Panelistlik deneyimlerini paylaştılar
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ile stratejik ortağı Özyeğin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi tarafından başlatılan, TÜBİTAK ARDEB Programına yapılan başvuruların kalite ve başarı oranını artırmayı hedefleyen “Panelistlerin Paneli Çalıştayı”, GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, GAÜN Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Bal, Özyeğin Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Asiye Kumru, Özyeğin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztop, GAÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları ve GAÜN akademisyenlerinin katılımı ile Gaziantep TEKNOPARK Eğitim Salonunda gerçekleşti.
P
anelin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, “Bugün burada üç panelist arkadaşımız panelistlik deneyimlerini paylaşacaklar. Projeyi yazarken asıl incelik, TÜBİTAK bizden ne bekliyor? Projeyi bütçesi olan, süresi tanımlı, sonu raporlanabilen verileri olabilen bir süreç olarak düşünebiliriz. Bu anlamda ister Avrupa Birliği Projeleri olsun isterse de en büyük kurum-
16
dan en küçük kuruma kadar ulusal projeler olsun, projelendirmek için edebî olarak bakmak gerekiyor. Onun da öncesinde uzmanlık alanımızda ne kadar uzman olduğu, ne kadar derinliğine girebildiğimiz ve ne kadar süre o işin içinde olduğumuz çok önemli.” diye konuştu. Projede özgün bir veri ve proje çıkarabilmek için yıllarını vermiş bir kişinin o işin derinliğine inebilme şansını elde ettiğini ifade eden Prof. Dr. Göğüş konuşmasında şunları
söyledi: “Aksi takdirde kısa dönemde verebileceğimiz kararlardan projeler oluşabiliyor. TÜBİTAK verilerine de baktığımızda verilen projelerin bir kısmının son anda olduğu görülüyor. Kısa sürede verilen projelerde özgünlükten söz etmek pek mümkün olmuyor. Dolayısıyla özgün bir proje bu işe ne kadar zaman ayırabildiğimizle alakalı. Örnek vermek gerekirse, gıda alanında hububat ile ilgili bir çalışmada ne kadar derinliğe gidebildiğiniz, ne kadar derin bilgi
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
ARAŞTIRMA PROJELERİ
TÜBİTAK 1001 ve 3501 projelerinin değerlendirme aşamalarında panelist olarak görev alan ve deneyimlerini aktaran Özyeğin Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Asiye Kumru, “Proje yaparken duyulan heyecanla daha fazla şey araştırıyor ve daha ayağı yere basan projeler sunuluyor. Bu bağlamda ilgi duyduğunuz bir noktadan proje yazmaya başlarsanız projeyi çok daha derinlere götürebilirsiniz. Panelistlerin hazırlık aşaması, sizler projeyi gönderdikten sonra süreç nasıl işlemekte, projeler önümüze geldikten sonra değerlendirme süreci, projenin değerlendirmesindeki üç temel kıstas ve arkasından danışman hakem ve panelist olduğumuz zaman beklenen etik kurallarla ilgili deneyimlerimi paylaşacağım.” şeklinde konuştu. TÜBİTAK’ta projelerin kabul hikâyesi ile ilgili sunum yapan GAÜN Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Bal, “TÜBİTAK’ta proje deneyimimiz ol-
www.t to t a rget .co m
ve uzmanlığınızın olduğu ve yayınları ne kadar takip edebiliyorsunuz konuları önemli. Yeni şeyler yapmak için çok fazla alan değiştirmek bazen bizleri doğru yola gitmekten uzaklaştırabilir. Mümkün olduğunca aynı alanda derine gitmek daha iyi projeler üretmek için çok daha etkili olacaktır diye ifade etmek istiyorum ve çalıştayın başarılı olmasını diliyorum”.
masından kaynaklı TÜBİTAK dilinden anlayan ve proje yapmanın kodlarını çözdüğümüzü düşündüğümüzden dolayı bildiklerimizi aktararak sizlerle paylaşımlarda bulunacağım. TÜBİTAK proje döngüsünün nasıl olduğu, kabul ettirmekle ilgili deneyimlerimi aktaracağım. Kendim TÜBİTAK projeleriyle ilgili ne aşamadayım paylaşmak isterim. Uluslararası işbirliği projesi ve iki adet 1001, bir adet 1002 yürüttüm. Şu an bir adet 1002, bir adet 1001 hazırlıyorum. TÜBİTAK’ta projeleri sunduktan sonra nasıl bir sürecin ilerlediğiyle ilgili paylaşımlarda bulunduktan sonra karşılıklı konuyla ilgili tartışacağız.” dedi. Proje yaparken ne tür problem çıktı-
ğına dair fikirlerini paylaşan Özyeğin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztop, “Çalışma konularım, robotlar üzerinde makine öğrenmek ve onların modellenmesi konusu. Dolayısıyla aktaracağım deneyimler biraz bu konular üzerine olacak. Bir önerge yazarken önemli yedi 1001 projesi için proje özeti, amaç ve hedefler, özgün değer kısmı, yöntem, proje yönetimi, başarı ölçütleri ve risk yönetimi gibi konularda bilgiler aktaracağım. Bunların üzerinden tek, tek birlikte geçeceğiz.” ifadelerini kullandı. Çalıştay katılımcıların soru ve cevaplarıyla sona erdi.
17
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
PERSU Yönetim Kurulu Başkanı Perihan Çöçelli
“HER ZAMAN MUTLAKA BİR ÇÖZÜM VARDIR” Akademik kariyerini yarıda bırakarak 17 yıl önce iş hayatına atılan ve 9 yıl önce de kendi işini kuran başarılı iş kadını Perihan Çöçelli, işine olan bağlılığını “İşe başladığım zaman, sanki tüm dünya kapanmış ve sadece benim işim varmış gibi düşünüyorum. İşime aşkla bağlandım.” diyerek anlatıyor. Çöçelli, işinde her zaman farklı olmayı ve fark yaratmayı sevdiğini belirterek bunun temelinde ise AR-GE odaklı çalışmayı sevmesinin yattığını vurguladı.
K
ısaca kendinizden ve PERSU’ nun, bugünlere geliş hikâyesinden bahseder misiniz? Almanya’da doğdum. Ankara Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. 20 yıldır sektörde çalışıyorum. Mezun olduğum günden bu yana non-stop(hiç durmadan) çalıştım. İş hayatına tekstil sek-
18
töründe başladım. Bir yıl kadar üniversitede kaldım ama akademik kariyerin bana göre bir şey olmadığına karar verdim. Hocalarımın ısrarına rağmen kalmadım. Suni deri sektörüne geçtim. Şu an çalıştığım sektörde 17 yıldır çalışıyorum. Sude Suni Deri firmasında 8 yıl çalıştım. 9 yıldır da kendi şirketim olan PERSU firmasını kurdum ve işletiyorum. İşime aşkla geliyordum. Sanki tüm
dünya kapanmış ve benim işim var. Odaklanmakla mı, yoksa sevmekle mi, yoksa tutkuyla ilgili bir şey mi, bilemiyorum. Hâlâ ilk gün başlamış gibi heyecanla işime geliyorum ve çok seviyorum. Çalıştığım işlerde hiçbir zaman var olan sistemleri çalıştırmayı sevmem. Sistemlerde fark yaratabiliyorsam farklı olduğumu düşünürüm. Çalıştığım işte 6 ay gibi kısa zaman diliminde dahi fark yaratırım. Ürün kalitesi, üretkenlik, verimlilik olarak çalıştığım şirketlerde şirketin vizyonu değişir. İşletmelerde sorunlu bir iş varsa kimse yaklaşmaz iken numuneden bir parça alıp hemen laboratuvara girerdim. Üretim sisteminde oluşabilecek sorunu çözmeliyim, araştırıp bulmalıyım. Bir şeyi araştırırken aynı zamanda öğreniyorum ve tecrübe kazanıyorum. Hiçbir zaman işten kaçmadım. Mevcut olan bir sisteme bakarım aynı makinada iki kere üretmeye başlarım. ARGE odaklı bir insanım. 20 yıllık mühendislik hayatımda mevcut sistemleri hep iyileştirmeye yöneldim. Aynı makine ile iki katı üretmeyi başarırım. Bugün de %95 hissedarı olarak bu şirketin sahibiyim. Sorun çözme ve işi sevme odaklı bakarsanız iş çözülüyor.
işi yapıyorsan günümüzde bu çok zor bir şey değil. İnsanlarımız gördüğü şeyi yapıyor. Her şeyi öğrenebiliyorsun. Bugünlere çalışarak gelen biri olarak hiçbir şey hazır ve kolay olmuyor. Kendi işinizi kurmadan önce 8 yıl yöneticilik yapan biri olarak “yönetim ve liderlik” konularında neler söylemek istersiniz?
RÖPORTAJ
Yöneticilik yaptığım sırada bir kişi başarısız olmuşsa suçlu aramadım veya baskı ile yapmak zorundasın şeklinde davranmadım. Her zaman ortak bir çözüm var. Ekip arkadaşlarımla gece gündüz mutlu bir şekilde çalışırdım. Çünkü her çalışmamızda ortak bir çözüm bulunur. Şirketimde personel sirkülasyonu olmaz. Sadece şirketimiz büyüdüğü için yeni elemanlar gelir.
Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Çok sevdiğim bir işi yaptığım için kendime zaman ayırmaya fazla ihtiyaç duymuyorum. Her gün saat 9:00 ile akşam 20:00 arası çalışıyorum. Sohbet edeceğiniz bir insanla bir kez görüştükten sonra ikinci defa görüşünce, enerjiniz düşüyor. İşimle ilgili bir araştırma yapmak, makale okumak, literatür taramak, teknik detay bulmak daha cazip geliyor bana. “ALMAN DİSİPLİNİ ALDIM”. Kısa süre akademik ortamda çalıştığınızı biliyoruz. Neden akademik kariyer olarak yaşamınıza devam etmediniz? Bilim dünyası ve sanayi ortak dili ne zaman kullanacak? Almanya’da doğan ve büyüyen biri olarak Almanya’da yaşamanın bana öğrettiği ve kazandırdığı dürüstlük ve disiplini çok önemsiyorum. Türkiye farklı bir dünya. Belki de her şeyi olmak olsun diye yapıyoruz. Tembellik ettiğimizi düşünüyorum. Hâlbuki bir
19
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Bir şirketin yapması gereken en önemli yatırımları size göre nedir? Bir şirketin yapması gereken en önemli yatırımları insan, AR-GE ve makinedir. İnsan ve AR-GE’ye yatırım yapmazsan makinen en iyisi olsa bile işe yaramıyor. Hiçbir zaman çalışanlarıma bağırmadım, ne yaptığını sorgulamadım. Gözlemlerim, sorunun ve yapılacak işlerin ne olduğunu anlatır ve yol gösteririm. Türkiye’deki istihdam niteliğine bakıldığında, çok iyi niyetli insanlar var; ancak Türkiye’deki eğitim sisteminden kaynaklı kapasite, yetkinlik, karar verme konusunda yetişmiş insanlar bulmak çok zor. Örneğin işletmeye inerim ve çalışana ne yaptığını sorarım ve bunun mutlaka viskozitesini (akışkanlığa karşı direnç) her gün kontrol etmen gerek şeklinde yol gösteririm. Başka sorun istemiyorum diyerek o çalışanı gözlemlemeye başlarım. Personeli suçlayarak hareket ettiğiniz zaman beyin sürekli koruma hâlinde olacağından öğrenime kapanır. Her zaman personeli baskı altında hissetmesini engelleyerek ve bilgilendirme yaparak eğitmeniz gerekiyor. “AR-GE’YE ÇOK YATIRIM YAPIYORUZ”. Persu Suni Deri firmasını bugün için nasıl konumlandırırsınız? AR-GE’ye çok yatırım yapıyoruz. Yurt dışı teknik geziler, fuarlar ve sektörümüzle ilgili pek çok teknik gezilere katılıyoruz. Yaptığımız iş gereği her sene trendler, desenler ve renkler değişiyor. Teknik olarak katma değer olarak ne katabiliriz, ne özellikler kazandırabiliriz sürekli nasıl bir yenilik yapmamız gerektiği üzerinde çalışan bir firmayız. Katkı ve yeni hammaddeler üzerinde denemeler yapıyoruz. Şirketimizin AR-GE birimi bulunmakta. AR-GE biriminde çalışan mühendisleri de bayan seçtim. 8 tane beyaz yakalı olmak üzere 80 çalışanım var. Model ve tasarımlar, sektörümüzde hiç yapılmayan şeyler üzerinde çalışmalar yapmak için makineler alıyorum. Yurt dışındaki müşteri bizi buluyor ve sipariş üzerine çalışıyorum. Üretimimizin %30’u ihracat oluşturma. Rusya, Özbekis-
20
tan, Fas, Yemen, Cezayir, Mısır, Suriye gibi pek çok ülkeye ihracatımız var. Uzmanlık alanımız daha çok ayakkabı ve terlik sektörü. Fon kaynaklarına erişim anlamında hangi destek programlarını kullanıyorsunuz? Patent alıyor musunuz? KOSGEB’in fuar desteklerinden yararlandık. Desenlerimize bazen patent alıyoruz. Sektörünüz neyi tartışıyor? Ayakkabı-terlik sektörünün hammadde ve yarı mamullerini üretiyoruz. Vadelerin çok uzun olmaması ve kârlılığın yeterince olmayışı gündemde. Ancak iyi iş yaparsanız şartları da siz belirliyorsunuz. Ürün kalitemiz ve çeşitliliğimiz fazla. “ÖĞRENCİLER MERAK ETMELİ” Üniversite- sanayi işbirliği konusunda neler söylemek istersiniz? Üniversite- sanayi işbirliği öğrenciden başlar. İlk aşamada bu konuya öğrencilerin istekli olması gerekiyor. Öğrencilerin görev tamamlar gibi üniversiteyi bitirdiklerini gözlemliyorum. Sanayii merak etmeleri ve kafa yormaları gerekiyor. Üniversitelerin laboratuvar ortamını geliştirmesi gerekiyor. Girişimciliği nasıl tanımlıyoruz? Sektöre 9 yıldır emek veriyorum. Eğitimimi çalıştığım sektör üzerine tamamladım. Müşteri portföyüm vardı ve teknik donanıma sahiptim. Çok küçük paralar da kazansam, içtiğim çay sadece günümün kârı olsa da yine de kendi işimi yapmak istedim. Para kazanmak için değil gerçekten işimi çok sevdiğim için kendi işimi yapmak istedim. Çalışan olduğunuz ve işiniz kendinize ait olmayınca patronunuz var. AR-GE ve yaratıcılığınızı kullanmak için fazla para harcayamıyorsunuz veya şirketin vizyonu size uygun olmayabiliyor.
İşveren AR-GE harcaması yapmak isteyemeyebilir. Özetle kendi işiniz kadar özgür değilsiniz. Kendi işinizde özgürce strateji ve proje geliştirme şansınız var. İşletmelerde sürekli yenilenme var. İşveren olmanın en önemli stratejisi takip ve sistem kurmuş olmaktan geçiyor. Yenilikleri sürekli takip edip verimli hâle getirmek gerekiyor. Girişimciliğe karar verdiğim zaman giyimlik, döşemelik olmak üzere her türlü ham maddeyi üretebilirdim. Ancak ayakkabı-terlik sektörü Gaziantep’te yoğun olduğu için bu sektörü hedef belirleyip bu alanda yatırım yapmaya ve lider olmaya çalıştım. Ve bir yıl boyunca sabah 08.00’de gelip, akşam 20.00’de bazen gece yarısı çıkıp hiç para kazanmadığım dönemler oldu. Sabırla pes etmedim. 2010 yılında Türkiye’nin yılın girişimci kadın ödülünü aldım. Türkiye’nin kadın mühendis ve girişimcilerinin sayısının artması için nelere öncelik vermesi gerekiyor? Bu sonradan olmaz. Ağaç yaş iken eğilir. Bu ahlak ve disiplin meselesi. Bunlar da küçük yaşlarda gerçekleşiyor. Başarılı olmanın anahtarı doğru zamanda doğru şeyler yapmak. İş hayatında erkekler tek bakış açısıyla bakarken kadınlar çok farklı bakış açısıyla olaylara bakabiliyorlar. Dünyada gezmediğim ülke kalmadı diyebilirim. Her zaman da tek seyahat ettim. Çoğunluğu erkek sektörü olan bir işte çalışıyorum. Kadın çalışan olabilirim; ancak mühendisim, birey olarak, beyin olarak insanların karşısında duruyorum. Ve herkes de bana saygı duyuyor. Dolayısıyla kadın mühendis olmanın ve onun zorluklarının üstesinden gelmenin kişinin duruşuyla alakalı olduğunu düşünüyorum. Gençlere tavsiyeniz nedir? Fakülteyi birincilikle bitiren biri olarak onlara dersi derste dinleyerek öğrenmelerini tavsiye ederim. Hayatı ertelemeyin derim. Hayat bir merdiven ve merdivenin neresinde durmak istiyorsan orada duruyorsun. Hayatım boyunca çok çalıştım ama hiç yorulmadım. Stratejik, sistemli olursanız ve ne zaman ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsanız yorulmazsınız. Zamanı doğru kullanmak
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Fakülteyi birincilikle bitiren biri olarak gençlere dersi derste dinleyerek öğrenmelerini tavsiye ederim. Hayatı ertelemeyin derim. Hayat bir merdiven ve merdivenin neresinde durmak istiyorsan orada duruyorsun. Hayatım boyunca çok çalıştım ama hiç yorulmadım. Stratejik, sistemli olursanız ve ne zaman ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsanız yorulmazsınız. Zamanı doğru kullanmak gerekiyor. Günümüz koşulları çok rekabetçi diyorlar. Öyle olmadığını düşünüyorum. İşyerimde çalışmak isteyen ve kaç lira maaş vereceksin diye soran insanlara şunu söylüyorum: Maaşını sen belirleyeceksin.
gerekiyor. Günümüz koşulları çok rekabetçi diyorlar. Öyle olmadığını düşünüyorum. İşyerimde çalışmak isteyen ve kaç lira maaş vereceksin diye soran insanlara şunu söylüyorum: Maaşını sen belirleyeceksin. Bir konuda uzmanlaşmak için 5 yılı göze almak gerekiyor. Bunun dışında amiriniz veya yöneticiniz çok önemli. Yöneticiniz sizin kişisel kariyerinize katkısı yoksa 10 bin TL maaş verse de o şirkette çalışmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Kendi işimi kurmadan önce Çiltuğ Isı Sanayi ve Ticaret AŞ’nin sahibi İbrahim Tuğsuz ile birlikte çalıştım. Onun yanında çalışmak bir okuldu ve çok şey öğrendim. Başarınızın sırrı nedir? Hobileriniz nelerdir? Özgüven, çalışmak, sabır. Tabii boş özgüven değil. Çalışmak ve okumak ge-
rekir. Kişisel gelişiminiz önemli. Yaptığım hiçbir şeyde limit bırakmam. Kitap okumayı severim. Ayda bir kitap bitiririm. Yatmadan önce mutlaka kitap okurum. Daha çok felsefe kitabı okurum. Yaşamım boyunca iki kitaptan çok etkilendim. Biri Simyacı diğeri Lee Lacocca’nın Milyarder Olma Sanatı kitabı. Hatta Simyacı kitabını bitirdikten 1 gün sonra üniversitedeki akademik kariyerimden istifa ederek vazgeçtim. Persu Suni Deri’nin yeni dönem hedefleri nelerdir? Durmak bana göre değil. Hep yürümeliyim ve koşmalıyım. İşimin devamı olan farklı bir üretime girmek istiyorum. Ayağınızı yorganınıza göre uzatır ve bütçenizde varsa her işte bir kazanç var. Piyasanın durumuna göre farklı üretimlerim gündeme gelebilir.
21
MAKALE
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
ARASA UŞAĞINDAN ALTIN YAKALILARA
Prof. Dr. Mustafa BAYRAM
“Arasa” genel anlamı ile ham maddenin alınıp satıldığı, eski dilde pazar/borsa anlamındadır. Burada, her sabah erken saatlerde ham maddeler gelir, kendine özgü kuralların olduğu ticarî prensiplerle alınır ve satılır. Doğru kaliteyi, doğru fiyata alabilmek bir sanat olarak kabul edilir. “Arasa uşakları” bu işi en iyi yapanlardır. Ticareti bilen, doğru zamanda, doğru fiyata, doğru malı alan, yanılmayan ve işi doğru yöneten kişi olarak adlandırılır.
22
A
rasa uşağı” Gaziantep’in eski iş dünyasında özel bir yeri olan, bir iş adamını, bir taciri betimlemek için kullanılan bir tabirdir. Özeldir. Çok fazla mana taşır. Basitçe işten/işinden anlayanı anlatmak için kullanılır. Hâlen de kullanılır. İş adamlarının ikinci nesil çocuklarında bir nebze de olmasını istedikleri bir özelliktir. “Arasa” genel anlamı ile ham maddenin alınıp satıldığı, eski dilde pazar/borsa anlamındadır. Burada, her sabah erken saatlerde ham maddeler gelir, kendine özgü kuralların olduğu ticarî prensiplerle alınır ve satılır. Doğru kaliteyi, doğru fiyata alabilmek bir sanat olarak kabul edilir. “Arasa uşakları” bu işi en iyi yapanlardır. Ticareti bilen, doğru zamanda, doğru fiyata, doğru malı alan, yanılmayan ve işi doğru yöneten kişi olarak adlandırılır. Bugün bile, bugünün kıdemli tüccarları, esnafları, iş adamları çocuklarını sabah erkenden kaldırır ve “arasa”ya götürür. Oradaki havayı teneffüs etmesini, işi öğrenmesini ister. Bir nevi, gelecekte işi teslim edeceği kuşağı mutfaktan yetiştirmeye çalışır. Pek bilenmez; ancak bugünün başarılı Gaziantepli iş adamlarının yetiştiği okuldur “arasa”. Artık, “arasa uşağı”nın özelliklerini taşıyan “yakalılar” dönemine geçilmeye çalışılmaktadır. Sürekli gelişen teknoloji ve iş dünyası yeni bir terminolojiyi geliştirmiştir. Sanayi toplumunda mavi yakalılar yani ’makine işçisi’ varken, 1970 ve 1980’ler-
de beyaz yakalılar, yani ‘masa başı/ orta/üst yönetici/eğitimli personel’ tanımı ortaya çıkmıştı. Günümüzde ise bilişim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak bilgi çağının yeni gücü olan ‘altın yakalı’ tanımı literatüre geçmiştir. Peki kimdir bu altın yakalılar? Yeni güç “altın yakalılar”; iyi eğitim görmüş, yüksek vasıflı üst düzey beyaz yakalılar grubundandır ama o sınıftan bir şekilde ayrılırlar. Genel manada beyaz yakalılar, orta/üst düzey eğitimli ve yönetici sınıfken, altın yakalılar; yüksek teknoloji ürünü iletişim olanaklarını, bilgisayarları, yenilikli ürünleri ve yüksek teknolojiyle çalışan her türlü araçları kullanabilen, bilgi üreten, bilgi sentezleyen özel gruptur. Az ve nadir bulunur, özerk çalışırlar. Altın yakalılarda yöneticilik vasıflarından ziyade, bilgiyi üretme ve kullanmadaki yetkinlikleri, problem çözmedeki kabiliyetleri, sentezcilikleri, bilgi üretme becerileri ve zekâları önemlidir. Her iş adamının rüyasında, mavi, beyaz, altın yakanın içine “arasa uşağı” ruhunun da zerk edilmesi vardır. O ruh, o bedenle buluşmadığında, bu coğrafyanın iş dünyasında hep bir eksik kalmaktadır. Bugün hızlı değişen iş dünyasında tüm bu özellikleri bir bedende toplamak, belki mümkün, belki de mümkün görülmemektedir. “Altın yakalı”yı belli bir yaştan sonra “arasa uşağı” okuluna göndermek zor olacağına göre, tersine bir döngü ile “arasa uşağı”nı bir “altın yakalıya” dönüştürmek belki daha doğru bir yöntem olabilir. Şöyle ki, Gaziantep birinci kuşağı
firmayı kuran, onu belli bir mertebeye taşıyan kuşaktır. Alaylıdır. Yabancı dili belki yoktur ama yaptığı işin tüm inceliklerini iyi bilir. Gaziantepli eski kuşak iş adamları, kendilerinden sonraki kuşağı çok iyi yetiştirir. İyi okullarda, yurt dışında okutur. En az bir yabancı dili öğrenmesini sağlar. Dünyayı görmesini ister. Ancak, firmayı ikinci kuşağa devrederken o kadar rahat davranamaz. Profesyonellere teslim edemez. Bu çekincenin altında “arasa” eğitiminin teslim edileceklerde olup olmadığı kuşkusu yatmaktadır. Klasik eğitim sisteminde de bu eğitim müfredatı maalesef yoktur. İyi ekonomi bölümlerinden mezun olabilirsiniz ama o bilgiler bu coğrafyanın iş dünyasında çok bir işe yaramaz.
MAKALE www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Her iş adamının rüyasında, mavi, beyaz, altın yakanın içine “arasa uşağı” ruhunun da zerk edilmesi vardır. O ruh, o bedenle buluşmadığında, bu coğrafyanın iş dünyasında hep bir eksik kalmaktadır. Bugün hızlı değişen iş dünyasında tüm bu özellikleri bir bedende toplamak, belki mümkün, belki de mümkün görülmemektedir. “Altın yakalı”yı belli bir yaştan sonra “arasa uşağı” okuluna göndermek zor olacağına göre, tersine bir döngü ile “arasa uşağı”nı bir “altın yakalıya” dönüştürmek belki daha doğru bir yöntem olabilir.
İkinci kuşağın yetişmesinde o gizli “arasa” bilgisi elbette ki gereklidir. Ama onu “altın yakaya” çevirebilmek için de bu kuşağın teknoparklarda, silikon vadilerinde nefes alıp vermesi de gerekir. AR-GE kültürünü içselleştirmiş, inovasyon odaklı düşünmesi gerekmektedir. Yani, bu coğrafya için “arasa altın yaka”lının nasıl yetiştirileceği ile ilgili kafa yorulması da gerekir.
23
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
GAÜN – İskenderun Teknik Üniversitesi İNOVATİF kardeşliği
İ
skenderun Teknik Üniversitesi Rektörlüğündeki Teknoloji Transfer Ofisi açılış ve protokol imza töreninde konuşan Hatay Valisi Ercan Topaca, devletlerin en önemli hedefinin insanları refah içerisinde yaşatmak ve mevcut bulundukları ortamları iyileştirmek olduğunu söyledi. Refahı arttırmanın ve sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmenin yolunun üretimden geçtiğini belirten Topaca, “Ülke olarak son dönemde, üretim konusunda adımlarını sıklaştırmış, başarılarını arttırmış ve dünyada ağırlığını gittikçe daha fazla hissettiren bir ülke durumuna geliyoruz. Dünyaya baktığınız zaman da bu krizlerden en az etkilenenler üretim yapan ülkelerdir. Bunun için üretim ve buna yönelik çalışmalara hız vermeliyiz.’’ dedi. İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli de İskenderun’un dünyada önemli bir merkez olduğuna işaret ederken, bünyelerinden ayrıldıkları Mustafa Kemal Üniversitesi ve
24
Gaziantep Üniversitesi ile İskenderun Teknik Üniversitesi arasında Teknoloji Transfer protokolü imzalanarak, teknoloji transfer ofisi açıldı.
Gaziantep Üniversitesi ile teknolojik işbirliğini artıracaklarını vurguladı. Dereli, “Bununla da kalmayıp başka üniversitelerle de işbirliği yapacağız. Ama önceki görev yerim olan Gaziantep Üniversitesinin Teknoloji Transfer Ofisinin başarılarını biliyorum. Bu nedenle GAÜN ile bu anlamda önemli bir işbirliğine gidiyoruz. Eminim, bu işbirliği gerek İskenderun, gerek bölgemiz için önemli gelişmelere vesile olacaktır.” diye konuştu. GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun da bilgiyi raflarda çürüten değil, ürünün içine gömülmesi için girişimcilerle her zaman işbirliğinde olan bir üniversite hüviyeti taşıyan Gaziantep Üniversitesinin, ‘kardeş’ üniversite İskenderun Teknik Üniversitesine her türlü desteği vereceğini söyledi. İSTE’de açılan Teknoloji Transfer Ofisinden İskenderun Teknik Üniversitesinin kadrosunun da yararlanabileceğini vurgulayan Coşkun, “Amanos Dağları’nın tünellerle aşılmasını sağlayacak proje yaşama geçirildiğinde Gaziantep ile İskenderun daha da yakınlaşacak. Bu GAÜN ile İSTE’nin yakınlaşması demek. Bu arada, eski çalışma arkadaşım Türkay Dereli’nin rektör olması da İskenderun Teknik Üniversitesi için büyük bir şans.” dedi. Hatay Valisi Ercan Tapaca, İskenderun Kaymakamı Hasan Özyiğit, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, iş adamları ve akademisyenlerin katıldığı törende katılımcılara GAÜN Teknopark uzmanları tarafından bilgilendirme de yapıldı. Bu arada, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ali Gür ve Prof. Dr. Cahit Bağcı, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Metin Bedir ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. Vu-
BİZDEN HABERLER www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun da bilgiyi raflarda çürüten değil, ürünün içine gömülmesi için girişimcilerle her zaman işbirliğinde olan bir üniversite hüviyeti taşıyan Gaziantep Üniversitesinin, ‘kardeş’ üniversite İskenderun Teknik Üniversitesine her türlü desteği vereceğini söyledi.
ral Özdemir’den oluşan heyet, İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Gaziantep Üniversitesindeki performansınızı burada da göstererek başarıla-
ra imza atacağınıza olan inancım tam.” dedi. GAÜN heyetini Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemal Turan, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Selçuk Mıstıkoğlu ve Genel Sekreter Yılmaz Çiğdem ile kabul eden Dereli ise, ziyaretten dolayı teşekkür etti.
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ali Gür ve Prof. Dr. Cahit Bağcı, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Metin Bedir ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. Vural Özdemir’den oluşan heyet, İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
25
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Mustafa Topçuoğlu ile bir başarı hikâyesi:
“FARK YARATABİLMEK İÇİN AR-GE VE İNOVASYON ŞART” Başarılı sanayici Mustafa Topçuoğlu Gülsan Holding’in başarı hikâyesini anlatırken her zaman ilkleri yapan bir kuruluş olduklarına dikkat çekti. Gaziantep sanayiinin daima Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiğini söyleyen Topçuoğlu “Bu asla tesadüf değildir.” dedi.
M
ustafa Topçuoğlu, Ar-Ge ve İnovasyona verilen önemin sanayideki başarıyı daha da artırdığını belirtirken üniversitelerin şehirlere katkısının asla göz ardı edilemeyeceğini de vurguladı. Gülsan Holding’in nasıl doğduğunu ve bugünlere geliş öyküsünü bizimle paylaşır mısınız? GÜLSAN, Topçuoğlu ailesi tarafından, 1976 yılında üç kardeş tarafından kurulan bir şirket. Rahmetli amcam Naci Topçuoğlu, babam Ali Topçuoğlu ve diğer amcam Vedat Topçuoğlu’nun birlikte yola çıkmalarıyla kurulmuş. Önceleri ticaret
26
ağırlıklı bir iş çerçevesiyle çalışmalar yapılırken, 1976’dan sonra sanayici olma temeller atılmış. Çok kısa bir süre sünger ve yatak imalatı yaptık. Daha sonra hacim ve bölgesel olmanın dışında büyüme imkânlarının o günün şartlarında zorluğundan dolayı farklı bir sektöre geçiş yapma kararı aldık. Polipropilen sentetik çuval üretimine başladık. Gülsan’ın en önemli özelliği ilkleri ve ilkeleriyle olaylara bakışı açısı. Yapmış olduğu iş kollarında Türkiye’de ilkleri yapan bir firma özelliğine sahip. Sentetik çuval üretiminde de 1980 yılına kadar düz tezgâhlarda dokunan kumaşlardan üretim yapılırken ilk yuvarlak tip dokuma tezgâhlarını getiren
firmayız. Böylece yeni bir teknolojiyi Türkiye’ye getirdik. 1982 yılında çuval üretimi, 1985 yılında sentetik çuval üretimi, çuvalların taban ipliğini yaparken 1994 yılında da polipropilen halı ipliği üretimi yaptık. Polipropilen halı ipliği üretimiyle ilgili bir anekdot paylaşmak isterim: Polipropilen halı ipliği üretimine Türkiye’de ilk başladığımızda 1994 yılında Gaziantep’in halı ihracatı 30 milyon dolar civarındaydı. Ve bunun da %90’ını akrilik iplikten, %5’ini yün iplikten yapılan halılar oluşturmaktaydı. Dünya genelinde bir araştırma yaptık ve polipropilen ipliğin çok hızlı ivmesi olduğunu gördük. Türkiye’de halıcılarla bunu paylaştığımızda, “polipropilenden
İlk parayı nasıl kazandınız? Evde tatlı yaparken teyzeme, “Tatlıyı yap, satalım.” derdim. İlk ticaretim çocukken başlamıştı. Komşumuz da, biz de aynı gazeteyi okurduk. Sabahleyin komşu gazeteyi alırdı. Gazeteyi komşudan satın alırdım saat 13.00 gibi fiyat farkı ile babama satardım. İlk para kazanmam bu şekilde başlamıştı. halı olmaz, bu işe girerseniz batarsınız.” dediler. Olayı incelediğimizde Avrupa’da çok hızlı üretim büyümesi ve polipropilenden yapılan halılarda da inanılmaz bir satış bulunmaktaydı. Bunun başlangıcının da 1991 yılında Rusya’da parçalanma ile birlikte hızlı bir trendin olmasıydı. Biz buna rağmen yurt dışındaki gelişmeleri görerek yatırım kararı aldık. İç piyasada satış yapamasak dahi ihracat yaparız diye düşündük. O zaman şirkette satıştan sorumluydum. Tanıdığımız insanlara ürettiğimiz numuneleri götürdük. Bu insanlar bobini alıp sandalyenin bir tarafına koyarak “Bu iplikten halı olmaz.” dediler. O zaman 12 milyon mark değerinde yatırım yapmıştık. Kimse bize inanmadı. Bunun üzerine firma olarak Gaziantep-Şehreküstü’de halı tezgâhı kiraladık. 15 gün sistemi kurmak için uğraştık. Ve 15 günün sonunda tezgâhlarda halılar görülmeye başladı. Tabii ilk olarak tutkallar yüzeye çıktı, halıda keçeleşme oldu. Avrupa’dan aldığımız teknik danışmanlık ve tecrübelerimizi birleştirerek doğru üretim kriterleriyle makinelerin ve bıçakların ısısı ve kullanılan apre malzemeleriyle yaklaşık 30-35 gün içinde doğru halıyı yere serdik. Gülsan, hem cesareti hem dünyadaki gelişmeleri takip etmesi, araştırmacı yönü ve teknik destekle Gaziantep’e polipropilen iplikle yapılan halıyı tanıttı. Bugün Gaziantep’in geldiği nokta; 1,5 milyar dolar halı ihracatının %90’ı polipropilen iplikle yapılıyor. Bu şekilde bir değişim yaşandı. Tabii bizi takip edenler oldu, sektör büyüdü. Tezgâhın kaliteli çalışması anlamında verimlilik arttı. Dolayısıyla Gülsan’ın Gaziantep’e bu şekilde bir öncülüğü oldu. Geleceği görerek vizyonu ortaya koyduk. Bu-
nun dışında, bulunduğumuz sektörlerde de kalite anlayışıyla, servisiyle, hizmetiyle Gülsan öncü firma özelliğini taşımaya devam ediyor. İlk parayı nasıl kazandınız? Evde tatlı yaparken teyzeme, “Tatlıyı yap, satalım.” derdim. İlk ticaretim çocukken başlamıştı. Komşumuz da biz de aynı gazeteyi okurduk. Komşu sabah gazeteyi alır okur, ben de komşu gazeteyi okuduktan sonra ondan düşük fiyata satın alır, öğle vakti babama normal fiyata satardım. İlk para kazanmam bu şekilde başlamıştı. Gülsan’ı bugün nasıl tanımlarsınız? Bundan 10 yıl önce bir sanayiciye kendinizi tanıtır mısınız deseydiniz; 50.000 m2 kapalı alanda, 200.000 m2 arsa üzerinde günde 300 ton üretim yapan, 1000’in üzerinde kişi istihdam eden, 50 milyon dolar ihracat yapan bir firmayız derdim. Biz bugün artık bu değerlerin bi-
RÖPORTAJ
rinci öncelik olmadığını bir firmanın değerini, büyüklüğünü ölçmek için başka kriterler olduğunu söylüyoruz. Bunlar ise işletmedeki verimliliğiniz, kalite standartlarınız, patentli ürünleriniz, içinde bulunduğunuz sektörde kaç tane ürün geliştirip farklılık yarattınız, müşteri memnuniyeti, ürün geliştirme kabiliyeti, teknolojiyi kullanması ve şirketlerin karlılığı. “GAZİANTEP SANAYİCİSİ BU BİLİNCE ULAŞTI”. Gaziantep sanayicisi neyi konuşuyor? AR-GE’ye yapılan yatırım ve AR-GE merkezleriyle ilgili düşünceleriniz nelerdir? Gaziantep sanayiinde mevcut bulunan sektörler her zaman Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme sergiledi. Özellikle son 10 yıla baktığınızda cesaretleri, çalışmaları, gerek iç piyasadaki gerekse dış piyasadaki ihracat pazarlarına girmek için yatırım ve ihracat odaklanmalarından dolayı Gaziantep sanayicisini takdir etmek gerekiyor. Gaziantep pay alarak sürekli büyümeye odaklandı. Tabii büyüme belirli bir hızın üzerinde olunca bazı şeyler geriden geliyor. Gaziantep sanayiinde 2016 yılına gelindiğinde arz ve talebin dengelendiği, artık rekabetin daha çok arttığı, gerek Gaziantep’teki meslektaşların birbiriyle gerekse farklı üreticilerle rekabetin daha çok arttığı ve çoğu sektörde
27
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Devletin desteklerinden yararlandınız mı? TÜBİTAK projesi yaptınız mı? AR-GE çalışmalarımızı kendi bünyemizde yapıyoruz. Ancak bu konuda yapılanma içindeyiz. Sanayici hızlı düşünmek, karar vermek ve bürokrasiden uzak olmak ister. Belki ülkemizde AR-GE mantığının da değişmesi lazım. Çünkü AR-GE yapan kişinin sahada, işletmede üniversitede, yurt dışı fuarlarında, makine üreticisi ve sektör temsilcileriyle sürekli istişare ederek, kafa yorarak çalışmalar yapması gerekiyor. AR-GE’yi odaya hapsedip bir şeylerin gerçekleşeceğini bekleyemezsiniz.
arzın daha fazla olduğu bir konuma geldik. Daha rekabetçi olmak için yeni olguların olması, kalitenin ve müşteri memnuniyetinin en üst düzeye çıkması lazım. Farklılığımızı pazara yeni ürünler sunarak yaratacağız. Görseli, performansı daha iyi birtakım çalışmalar yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla sanayici fark yaratabilmek için AR-GE ‘ye önem vermesi gerektiğinin bilincine ulaştı. Gaziantep’te AR-GE’nin önemini firmalar ve yöneticiler anlamış durumdalar. Gerek üniversitesanayi işbirliği gerekse TÜBİTAK’ın verdiği imkânları kullanarak herkes kendi bünyesinde AR-GE’ye beş yıl öncesinden itibaren yatırımlar yapmaya başladı. Birtakım şeylerin oluşması için şartların zorlanması lazım. Artık Gaziantep sanayiinde şartlar zorluyor. Fark yaratmanız gerekiyor. Bunun için de herkesten daha farklı; tasarımla, desenle, ambalajı ve kalitesiyle, performansıyla veya alternatif ürünle farkımızı ortaya koymamız gerekiyor. Günümüz şartları bunu zorladığı için Gaziantep’in AR-GE konusunda çok mesafe kat edeceğini, çözümün hızlanacağını düşünüyorum.
“GİRİŞİMCİLİK GENLERİMİZDE VAR”. Girişimcilikle ilgili düşünceleriniz nelerdir? Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? Gaziantep’in girişimcilik genlerinde var. Gaziantep’te bazı sektörlerin büyümesi pozitif etki ile insanların birbirlerinden etkilenmesinden kaynaklanıyor. Girişimcilik ruhu, fizibiteler doğru bir şekilde yapıldığı sürece şehre artı değerler katıyor. Eğer fizibiteleri doğru yapmazsanız doğruları da yanlış hâle getiriyorsunuz. Değişik iş kollarında, çok cesaretli, çok iyi araştırma yapan, yatırımlarla, üretim modelleriyle ve ürünlerle çok farklı yenilikler yapan girişimciler var. Bu durum şehrin dokusu ve kültürü hâline geldi. Gaziantep için girişimcilik bir birikim ve şehrin yaşam tarzı. Bu şehirdeki girişimcilik kültürü, sadece para kazanmak değil başarı odaklı bir yapılanma. Tabii bu kültürün kuşaktan kuşağa geçmesi gerekiyor. Bu olaya sadece işletme sahipleri açısından bakmıyorum. Gerek profesyonel yöneticiler gerekse o işin başındaki patronların bu işi sahiplenmeleri gerekiyor. Yeni nesil, iletişim aletleri ve teknolojiyi, interneti çok iyi kullanıyor ve bilgiye çok hızlı ulaşıyor. Yalnız burada şunu da belirtmeliyim: Birinci ve ikinci kuşak insanların yeni nesil gençleri çok iyi anlaması gerekiyor. Onların fikirlerine, yaptıklarına saygı duymaları gerekiyor. Gençlerin dinamizm ile birinci ve ikinci kuşak yetişkinlerin fikirlerinin harman edilmesi lazım. İşyerinde zaman yönetimi ile ilgili neler söylersiniz? İşin neticesine bakarım. Hedefimiz bir şirkette ayda belli miktar mamul üretmek, katma değer sağlamak. Dolayısıyla sistemi doğru kurmak lazım. Kendi işletmem içinde de bu şekilde çalışma prensibimiz var. Çalışanları eğitmek lazım. Yeni nesile, iş yerinde sekiz saat çalışıyorsunuz ve bunu en verimli şekilde çalışmanız gerekiyor, demek gerekiyor. Çalışanları polisiye şekilde takip ederek iş çözülmez. İş tariflerini ve iş akışını doğru yaparak iş tanımına uygun zaman etüdü yapmamız yeterli. Bazı iş yerlerinde interneti yasaklayalım, gazete okuyun, deniyor. Birinci kuşak ile genç kuşağın çatışmasının sebebi, birinci neslin inter-
Gaziantep’in girişimcilik genlerinde var. Gaziantep’te bazı sektörlerin büyümesi pozitif etki ile insanların birbirlerinden etkilenmesinden kaynaklanıyor. Girişimcilik ruhu, fizibiteler doğru bir şekilde yapıldığı sürece şehre artı değerler katıyor. Eğer fizibiteleri doğru yapmazsanız doğruları da yanlış hâle getiriyorsunuz.
28
İnsanoğlunun hayatında zorluklar ve engeller olabilir. Bakış açımız şu: Hiçbir şey imkânsız değil. Mücadele etmek lazım. Aileniz ve sizin sağlığınız yerinde ise onun dışında her şeyin üstesinden gelinir. neti, müziği vs. yasaklaması. İşinizi çalışana doğru tarif edin ve kontrol edin. Eğer o kişi verimli bir şekilde işini yapıyorsa sorun yok. Eski alışkanlıklardan vazgeçmek gerekiyor. Bizim nesil çalışma odaklı. Yeni nesil ise çalışma, başarı odaklı olup özel yaşamına, hobilerine saygı duyulmasını bekliyor. “EKİBİNİZLE BÜTÜNLEŞMENİZ LAZIM”. Uzun yıllar iş hayatında olan bir holding patronu olarak her şeyi bırakıp bir yerlere kaçmak istediğiniz oldu mu? İnsanoğlunun hayatında zorluklar ve engeller olabilir. Bakış açımız şu: Hiçbir şey imkânsız değil. Mücadele etmek lazım. Aileniz ve sizin sağlığınız yerinde ise onun dışında her şey halledilir. Hiçbir şey imkânsız değil. Sanayici olmak bir bağımlılık. Bu bağımlılık varsa hiçbir zaman bıktım demezsiniz. Umutlar, engeller vardır; ancak ertesi sabah kalktığınızda yine aynı heyecanla pozitif olarak işinize dönersiniz. Tabii burada şunu vurgulamak lazım: Huzur çok önemli bir şey. Bir işyerinin ve çalışanlarının huzuru çok önemli. Bu ortamın da yaratılması gerekiyor. İş yerinin huzuru ise ekip ruhu ile olur. Ekibinizle bütünleşmeniz lazım. Firmaların şuna da dikkat etmesi gerekiyor. Bazen firmalar çok hırslanıyorlar ve çok büyük yatırımlara giriyorlar. O günün şartlarına göre yapabileceklerini düşünüyorlar. Pazarda olan şeyler kendilerini çok farklı hesaplara götürebiliyor. Bu açıdan da firmaların güçlü bir sermaye yapısının olması, öz sermaye/ borç oranının dengeli olması, nakit akışının çok iyi planlanmış olması lazım. Gün 24 saat. Tek başınıza yapabilecekleriniz belli. Doğru ekibi kurmanız gerekiyor. Hırs aklın önüne geçmemeli. Bunlar, iş adamlarının görmesi gereken şeyler. Hiçbir iş son fırsat değil. Ticaret hiç eskimiyor. Sürekli fırsat var. Bunları iş adamlarının görmesi gerekiyor.
Başarılı ve zengin olmanın sırrı nedir? Başarıya giden yolun olmazsa olmazı iyi bir dinleyici olmakla başlar. Çok iyi bildiğim bir konu dahi olsa ben mutlaka o konuda fikir beyan eden veya görüşlerini anlatanların konu hakkındaki düşüncelerini çok iyi dinlerim. Sorunuzdaki zenginliği, parasal zenginlik olarak görmek istemiyorum. Bizlerin bireysel olarak, aile olarak, toplum ve millet olarak önemli zenginliklerimiz var. En önemlisi sağlıklı olmak, hoş görülü olmak, itibarlı olmak, kendi iyi tanıyıp neleri yapabileceğini keşfetmek. Kendisini keşfeden insan aslında zenginliğin de kapısını aralar. Aile içi olumlu ilişkiler, çevremizle olan dürüst ve sağlıklı ilişkilerimiz,
RÖPORTAJ
yaşadığımız ülke, toplum ve çevremiz, hepimizin ortak zenginlikleridir. Başarıya giden yol bu zenginlikleri keşfederek, bu zenginlikleri anlayarak ve algılayarak gerçekleşir. Siz kendinizi keşfetmiş, değerlerinizi iyi kavramış ve kendinize büyük hedefler koymuşsanız zaten başarı ve beraberinde maddî zenginlik de kendiliğinden gelir. Ama önemli olan maddî olmayan zenginliklere de sahip olmaktır. Üniversitelerden beklentileriniz ve eklemek istedikleriniz var mıdır? Gaziantep Üniversitesinin bu şehre katkıları çok büyük. Gerek işletme gerek idari kadrolarımızdaki üst düzey yöneticilerimizin önemli bir kısmı Gaziantep Üniversitesi mezunu. Gerçekten şirketimize çok önemli değer katıyorlar. Buradaki eğitim kalitesi, verilen kültür ve işle ilgili birikimler, çok başarılı... Dolayısıyla Gaziantep Üniversitesi bu şehrin en önemli değerlerinden biri. Maddî ve manevî olarak bu değere sahip çıkmalıyız.
29
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
MAKALE
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
İnovasyon ve Sosyal Sermaye: Gaziantep’in Özgün Duruşu Prof.Dr. Mehmet Vural Özdemir
Bourdieu, sosyal kapitali “kurumsallaşmış ya da kemikleşmiş karşılıklı tanınma, sosyal değiş tokuşa imkan sağlayan sosyal ağlar ve sağladıkları kaynaklar ve güçler bütünü” olarak tanımlamıştır.
S Prof.Dr. Mehmet Vural Özdemir kimdir? Prof. Dr. Özdemir, Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğretim üyesi ve uluslararası inovasyon ve teknoloji politikaları alanında rektör danışmanıdır. 25 yıllık uluslararası tıp doktoru, akademisyen ve editör olarak kişiye özel tıp ve tanısal testler, küresel sağlık yönetişimi, yayın etiği, inovasyon ekosistem tasarımı, bilim diplomasisi, kaynak kısıtlılığı olan bölgelerde inovasyon ve toplumsal kalkınma konularında ileri uzmanlığa sahiptir. Amerika Birleşik Devletleri’nde (New York) SCI-indeksli ve disiplinler arası OMICS: A Journal of Integrative Biology dergisinde baş editör olarak görev yapmaktadır. 2008-2010 yılları arasında Kanada Sağlık Bakanlığında sağlık ürünleri güvenliği konusunda akademik danışman olarak görev yaptı.
30
osyal sermaye nedir? Sosyal sermaye kavramını James Coleman ve Robert Putnam, 1990’lardaki çalışmalarıyla düşünsel anaakımda popülerleştirmesinden çok önce, Fransız sosyal bilimci ve bağımsız düşünür Pierre Bourdieu günlük hayat pratiklerine sosyal sermayenin katkısını bize sunmuştur. Bir posta memurunun oğlu olarak hayata gelen Bourdieu, 1955’te Cezayir’de savaş, toplumsal çözülme ve Fransız sömürgeciliği gibi zor koşulların beraberinde getirdiği “hayati farkındalık” hâli altında saha çalışmalarının öneminin farkına varmıştır (Bourdieu ve Wacquant, 1992). Cezayirli topraksız köylülerin ve işsizlerin hayatsal pratiklerinin Fransız elitlerinin idealizasyonlarından farklı olarak sahada gerçekleşen iktisadi ve sosyal değiş tokuşların ve bir halı gibi özenle dokunmuş ama hemen görünmeyen sosyal ağların belirlediğini sıklık ile belirtmiştir. Bourdieu, sosyal kapitali “kurumsallaşmış ya da kemikleşmiş karşılıklı tanınma, sosyal değiş tokuşa imkan sağlayan sosyal ağlar ve sağladıkları kaynaklar ve güçler bütünü” olarak tanımlamıştır (Bourdieu, 1986). Kitlesel hareket yetisi ve inovasyon... Günümüzde birçok ekonomist ve ino-
vasyon uzmanı, daha önce açıklanamayan iktisadi kalkınma ve çığır açıcı inovasyon başarılarının temelinde sosyal kapitalin, kitlesel hareket edebilme yetilerinin ve bağlayıcı normların yattığını vurgulamaktadır. Sosyal gruplar ve bireyler arası karşılıklı etkileşim, iletişim, ortak değerler, normlar, davranışlar ve sosyal ağları kapsayan sosyal sermaye, artık ekonomik kalkınma sürecinde hayati bir unsur olarak kabul görmektedir. Bourdieu, sosyal sermayenin, fiziksel, ekonomik ve kültürel (eğitim) kapitallerden bağımsız olmadığını ve hatta bu farklı sermaye tiplerinin aktif olarak birbirlerini etkilediklerini ve kuşaklararası aktarıldığını da belirtmiştir. Sosyal ağlar ve sosyal sermaye, sadece otomatik olarak faydalı bir unsur olarak anlaşılmamalıdır. Sosyal sermaye, -sahip olmayanlar için– birey ve toplumların hareket ve üretim kapasitelerini de kısıtlayabilir. Örneğin, göçmen ve mültecilerin kaybettikleri sadece ana vatanları değil aynı zamanda sosyal sermayeleridir. Üstelik bu sosyal sermaye kaybı, ani olarak yaşanmakta ve yedek sosyal kapital geliştirme fırsatı hızla gelişen göçmenlik sürecinde her zaman mümkün olamamaktadır. Dünyanın her köşesinde mevcut göçmen ve hemşeri
gettoları veya hüzün dolu göçmen kahveleri uygun bir örnek teşkil ediyor bu çerçevede. Berlin’in Kreuzberg semtindeki Türk mahallesinde aslında tavla ve okey masalarının arkasında oturan kişiler, aynı zamanda Almanya’ya göçle sosyal sermayelerini yitirmiş, ama var olanla yetinmenin verdiği o betimlenemez hüzün eşliğinde sosyal sermayelerini yeniden canhıraş çaba ve sessiz haykırışlar ile oluşturmaya çalışan kişiler değil midir? İşte belki de bu sosyolojik açıdan Almanya, Avusturya ve diğer göçmen mecralarına 1950’lerde ilk gelen işçiler, gizli masal kahramanlarıdır. Orta Doğu ve Suriye’den yoğun göç Avrupa ve diğer ülkelere göç veren bir ülke değil, aynı zamanda göç alan bir ülke konumuna da getirmiştir. Yaşamakta olduğumuz sosyal ve kültürel dönüşüm içerisinde sınır sosyologlarının inovasyon konusunda sıklıkla göz ardı ettiği bir konu olan sosyal sermaye, Suriyeli ve diğer göçmen kitlelerin Türkiye’de entegrasyonu, inovasyon ve kalkınmaya katkılarını sağlamak için göz önünde bulundurulmalıdır. Madalyonun öteki yüzü: sosyal sermaye “eksikliği’’ avantaj da olabilir mi? Öte yandan, sosyal sermaye bol miktarda mevcut olduğu zaman (örneğin, linkedin.com hesabınızda kaç bağlantı var? >500?) kalkınma ve inovasyon daima olumlu olarak tetiklenecek şeklinde de düşünmemek gerekiyor.
MAKALE
(“comfort zone”) sağladığı için, aykırı ya da alıştığımız standartların dışında düşünemeyebiliriz. Sosyal sermaye, işte bu nedenle, bizi bir yandan kitlesel hareket yetisi ve sosyal bağlantılar ya da alışkanlıklar açısından rahatlatırken aynı zamanda da çığır açıcı inovasyon için gerekli sıra dışı veya aykırı düşünme cesaret ve yetilerini de törpüleyebilir.
İngilizce “Every cloud has a silver lining.” ve “Her işte bir hayır vardır.” ya da “Her kötü gözüken olgunun iyi tarafı da vardır.” şeklinde Türkçeye tercüme edilebilen özlü sözden yola çıkarak sosyal sermaye eksikliği Türkiye’yi sadece olan toplum kesimleri ile TTO önemli bir ara yüz teşkil edebilir, çığır açıcı inovasyonlara önyargısız taze fikirleri ile katkıları Çığır açıcı için. Ayrıca Pierre Bourdieu’nun da inovasyonların önemli ifade ettiği şekilde, sosyal sermaye bir özelliği “geçmiş her zaman göze gözükmez ve bilinçli veya bilinçaltı önyargılarımız ile gelecek arasında bu konuda bizi yanıltabilir. bir kopma yaşatan”
buluş ve ürünlere yol açmaları. Diğer bir deyişle, inovasyon olarak bize sunulan bir ürün eğer geçmişteki ürünlere benziyor veya düşünsel içerik olarak tam anlamıyla geçmiş kavramlardan bir kopma ifade etmiyorsa çığır açıcı inovasyon olması da tam olarak mümkün değil.
Örneğin, çığır açıcı inovasyonların önemli bir özelliği “geçmiş ile gelecek arasında bir kopma yaşatan” buluş ve ürünlere yol açmaları. Diğer bir deyişle, inovasyon olarak bize sunulan bir ürün eğer geçmişteki ürünlere benziyor veya düşünsel içerik olarak tam anlamıyla geçmiş kavramlardan bir kopma ifade etmiyorsa çığır açıcı inovasyon olması da tam olarak mümkün değil. İşte bu tip kopmaların yaşanması için bazen bildiğimiz birçok kavramın çok dışında ve hatta aykırı düşünebilme cesaretini de gösterebilmemiz çok önemli. Sosyal bağlar ve sosyal sermaye sıklıkla bize rahatlık
İnovasyon alanındaki varsayımlarımızı (Kim daha iyi inovasyon yapabilir?.. vb. soru ve yargılarımızı) özeleştiri ve teste tabi tutmamız, sürdürülebilir girişimcilik ve toplumsal faydası olan sorumlu inovasyonları gerçekleştirebilmemiz için vazgeçilmez ilkelerden.
Gaziantep: Özgün bir sosyal sermaye coğrafyası. Gaziantep birçok sahada Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden. Bunun nedenlerinden bir tanesi belki de bireysel girişimcilik ve inovasyon için hayati öneme sahip olan kitlesel hareket (“tek vücut girişim”) yetilerinin aynı anda kültürel dokunun ve tarihinin parçası olmasıdır. Bugüne değin birçok ülke veya şehir bu tılsımlı bileşimi, kitlesel ve bireysel girişimciliği, Gaziantep kadar bir araya getirebilmiş değil. Bu açıdan, Gaziantep sosyal sermayenin kuşkusuz özgün kullanıldığı ve geliştiği bir coğrafya. Gaziantep ve Türkiye genelinde materyal sanayilerden bilgiye dayalı inovasyona geçmekte olduğumuz çağımızda, sosyal sermaye ve inovasyon arasındaki kompleks ve çok boyutlu ilişkileri düşünmenin ve hayata uygulamanın tam zamanı!
KAYNAKÇA Bourdieu P. (1986) ‘’The forms of capital.’’ Handbook of Theory and Research for the Sociology of Education. New York: Greenwood, sayfa 241–225. Bourdieu P, Wacquant L. (1992) Invitation to Reflexive Sociology. Chicago: Chicago University Press. Özdemir V (2016). Towards an “Ethics-of-Bioethics” for Responsible Innovation in a Global World. In: Handbook of Responsible Innovation. Von Schomberg R (Editör). New York: Routledge.
31
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Dünyanın mühendis melekleri
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi, TargeT TTO ve Mühendislik Topluluğu işbirliğinde düzenlenen “Dünyanın Mühendis Melekleri” paneli GAÜN Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleşti.
32
M
ühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram’ın moderatörlüğünü yürüttüğü panele, Persu Deri Yönetim Kurulu Üyesi Perihan Çöçelli, Gözüküçük Makine Zuhal Gözüküçük, GAÜN Mühendislik Fakültesi ilk bayan öğrencisi Mehtap Öğüt, mühendis-akademisyen Prof. Dr. Canan Dülger ve Prof. Dr. Sevim Kaya ile GAÜN Mühendislik Fakültesi öğrencisi Emel Birgül Mergin panelist olarak katıldı. Panelin açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, mühendis kadınların, hekim, avukat, iktisatçı, eğitimci, öğ-
retmen kadınlarının hepsinin çok değerli olduğunu belirterek “Eskiden inşaat mühendisi, makine mühendisi kadınları çok görmezdik ama şimdi bu tür kız öğrencilerimizin sayısı da oldukça fazla. Hayatın içinde biz onların varlığından son derece memnunuz. Hayata, değer, estetik katıyorlar. Kadın eli değen bir şey daha güzel, insanî ve estetik olur. Birlikte yaşanası bu hayatta kadın ve erkeğin tüm haklarının teslim edildiği, kimsenin kimseye hele de erkeğin kadına eziyet etmediği, kadınlarımızın birer iffet, insan timsali olarak hayatın içerisinde yer aldığı, bu anlamda mühendis olarak günün anısına ithafen
BİZDEN HABERLER www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
han Çöçelli, “Bayan mühendis olmak çok güzel bir şey. Bayan ve erkekte beyin eşittir ama bayanların kalbi farklıdır. Daha duygusaldır, teferruatlı bakarlar ve daha başarılı olurlar diye inanıyorum. İşinizi yaparsanız, emek verirseniz her şey düzgün gidiyor, sorun olmuyor” diyerek, iş hayatında kazandığı deneyimleri öğrencilere
melek mühendisler olarak da yer almasının son derece kıvanç verici olduğunu belirtmeliyim.” şeklinde konuştu. Mühendisliği tarif ederken tılsımlı iki kelimenin olduğunu söyleyen Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram ise, “Bunlardan biri bilimin sanatçısı olmasıdır. Sanat dediğiniz zaman aklınıza estetik gelir. Eğer bir işte sanat ve estetik varsa da aklınıza kadın gelir. Belki de mühendisliği hep erkek mesleği gibi biliriz ki yanlıştır. Bu estetiği, güzel dokunuşu yapacak olan insanlar da kadınlardır.” dedi. 2010 yılında Türkiye’nin “Yılın Girişimci Kadını” seçildiğini belirten Persu Deri Yönetim Kurulu Üyesi Peri-
33
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutlayan Gözüküçük Makine Zuhal Gözüküçük, Dünya Kadınlar Günü’nün ticarî amaçla yapılan bir gün olmadığına dikkat çekti. Gözüküçük, “Çalışan kadınların, ekonomik özgürlüğü olan kadınların desteklendiği, evde oturan kadınların ise çalışma hayatına katılmasını sağlayacağımız bir gün. Bunun için de eğitime, özellikle kız çocuklarının eğitimine çok önem vermeliyiz. Kız çocuklarının eğitimine destek olan kurumlara bizler de yardımcı olmalıyız.” diye konuştu. aktardı. “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutlayan Gözüküçük Makine Zuhal Gözüküçük, Dünya Kadınlar Günü’nün ticarî amaçla yapılan bir gün olmadığına dikkat çekti. Gözüküçük, “Çalışan kadınların, ekonomik özgürlüğü olan kadınların desteklendiği, evde oturan kadınların ise çalışma hayatına katılmasını sağlayacağımız bir gün. Bunun için de eğitime özellikle kız çocuklarının eğitimine çok önem vermeliyiz. Kız çocuklarının eğitimine destek olan kurumlara bizler de yardımcı olmalıyız.” diye konuştu. “Mühendislik bir sanat” diyen GAÜN Mühendislik Fakültesi ilk bayan öğrenci Mehtap Öğüt, “36 yıllık meslek yaşantımın yarısını ofislerde geçirdiysem yarısını da şantiyelerde geçirdim. Mesleğimi çok sevdim, seve-
34
rek yaptım. Çok çalışkan olmamız gerekiyor. Dünyanın her yerinde bize ihtiyaç var. Bizler mühendisler olarak özel insanlarız. Çevremize baktığımızda çok kalabalık olduğumuzu görebiliriz. Dünyada ve Türkiye’de sayımız az, bunun değerinin bilelim.” diyerek öğrencilere çok çalışmaları ve mesleği çok sevmeleri konusunda tavsiyelerde bulundu. Mühendis-akademisyen Prof. Dr. Canan Dülger ise, “Hangi alanda çalışırsanız çalışın, aslında yaptığınız işin çok önemi yok. Farklılaşmanız, derinlemesine bir bilgiyi öğrenmeniz sizi o alanda öne çıkarıyor. İletişim becerileriniz, ilişkileri yönetmeniz, sanatta ve sosyal bilimlerden uzak kalmamanız sizi ön plana çıkarıyor.” ifadelerinde bulundu. Mühendisin problem çözen kişi ol-
duğunu belirten Mühendis-akademisyen Prof. Dr. Sevim Kaya, “Bir işletmede normalde ustalar, operatörler vardır. Hatta şimdi bilgisayar programları var. Bir sorun olduğunda mühendise iş düşer. Mümkün olduğunda okulda problemin nasıl çözüleceğini, olaylara nasıl bakılacağını, teknik sorunların nasıl anlaşılacağını, farklı görüş açılarının nasıl kazanılacağını, bunları göstermeye çalışıyoruz.” diyerek öncelikle teknik öğrenmenin, mühendis bakışını öğrenmenin gerektiğini vurguladı. GAÜN Mühendislik Fakültesi Öğrencisi Emel Birgül Mergin de neden
RÖPORTAJ
Hülya Akkaya ile Akort Fuarcılık’ın başarısını ve iş yaşamını konuştuk…
“ZORLUKLARI AŞARAK İŞ KADINI OLABİLDİYSEN İKİ KAT BAŞARILISIN DEMEKTİR”
G. Hülya AKKAYA Türkiye Odalar Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi ve Gaziantep İl Kurulu Başkanı, TOBB Fuarlar Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı, Gaziantep Turizm Derneği Başkanı, İKA Turizm Kültür Komisyonu üyesi, Kent Konseyi Kadın Meclisi üyesi, Büyükşehir Belediyesi Yardım Gönülleri Derneği Yönetim Kurulu üyesi, Gaziantep Engelsiz Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyesi, Gaziantep Girişimci İş Kadınları Derneği Kurucu üyesi, GASTURDER üyesi gibi görevlerinin yanı sıra AKORT Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini sürdürmektedir. Ayrıca, geçen dönem Gaziantep Ticaret Odasının 111 yıl sonra seçilen ilk kadın meclis üyesi ve TOBB delegesi olarak görev yapmıştır.
35
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Gaziantep’te her yıl sayısız fuarlara imza attıktan sonra, bu alandaki başarını yurt içi ve yurt dışına da taşımayı başaran bir isim olan Akort Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Akkaya meslek yaşamını ve kadınların nasıl başarılı olabileceğine dair ipuçlarını bizlerle paylaştı.
H
ülya Hanım öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? 15 Eylül 1957 yılında doğdum. Eğitim hayatım Türkiye’nin değişik illerinde geçti. İlk işim olan Diyarbakır’da TRT Haber Spikerliği sırasında evlendim ve Gaziantep Üniversitesinde (ODTÜ) göreve başladım. Profesyonel olarak çocuk hikâyeleri resimlendirdim. Fahri olarak “kadınlara meslek edindirme” kurslarında halkla ilişkiler, konuşma, diksiyon, beden dili ve iletişim dersleri verdim. Kendi işinizi yapmaya nasıl karar verdiniz? Bunu yapmaya karar verirken kimden destek aldınız? Gaziantep Üniversitesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Fen Edebiyat Fakültesinde Fakülte Sekreterliği görevlerini yürütüyordum. 21 yıl olmuştu. Artık, daha özgün ve daha halka dönük projeler uygulayabileceğim bir alanda çalışmayı düşünmeye başladım. Emekli oldum ve 1996 yılı Şubat ayında ailem ve iş hayatında olan dostlarımdan destek alarak AKORT Fuarcılık ve Organizasyon Şirketini kurdum.
36
“KİMSE ‘KIZIM SANAYİCİ OLSUN.’ DEMİYOR”. İş hayatında kadın olarak yer almanın zorlukları var mı? Varsa nelerdir? Kadının rolü var, statüsü yok. Türk toplumunun geleneğinde kadın öncelikle annedir, eştir, evinin kadınıdır. Öncelikle kadının başarısını ikinci plana atıyor. Aslında bu, dünya toplumlarında da böyledir. Kadının misyonu farklı ama aynı anda iki işi götürebiliyor. Fakat bunu çok iyi programlaması gerekiyor. Önce anneden, babadan sonra da eşten destek alması şart. Destek aldığı zaman bu dönemi çok kolay atlatabiliyor. Dolayısıyla kadın otuzundan sonra farklı bir grafik çiziyor. Otuzuna kadar çocuğunu, evliliğini her şeyini toparlamak zorunda. Dolayısıyla erkekten bayağı bir geride başlıyor iş yaşamına. Kadın belli bir yaştan sonra kaybettiği mesafeyi kazanmak için çok hızlı bir şekilde ilerlemek zorunda. Bu da kadını yoruyor. Dolayısıyla kadın, erkek toplumunda yer bulabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyor. Eğer babadan ve eşten dolayı bir sanayici geçmişi yoksa tercihleri hizmet sektörü oluyor. Çünkü sanayici kadın çok az. Kimse ‘Kızım sanayici olsun.’ demiyor. Yaşadığım zorluklara somut olarak bakarsak yurt içi ve yurt dışı iş seyahatlerine çok rahat katılamıyorsunuz. Belirli saatlerde evde olmak zorundasınız. Şirketleri tam olarak incelemeden iş görüşmesine gidemiyorsunuz. Erkek egemen sosyal faaliyetler esnasında gerçekleştirilmesi gereken lobi faaliyetlerini yapamıyorsunuz. Arabanıza atlayıp istediğiniz saatte tek başınıza iş seyahatine çıkamıyorsunuz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tüm bunlara rağmen iş kadını olabiliyorsan iki kat başarı demektir. Dezavantajları aşmak için ne gibi stratejiler geliştirdiniz? Erkek gibi giyinip erkek gibi davranmak bir çözüm tabii ki... Bir de yaş ilerleyince saygı faktörü avantaj olarak destekliyor. Kısaca kendin gibi değil de kendilerinden biri gibi davranınca her iki taraf da rahatlıyor. Kadın girişimcilere örnek olacak başarılı bir iş hayatınız var. Başarıyı yakalamanın püf noktaları nelerdir? Kadın olarak değil de iş dünyasında var olmak güzel. Özgür olmak, ülken ve bölgen için üretici olmak, genç kızlarımıza örnek olmak, istihdama katkıda bulunmak, farklı olmak ve farkındalık yaratmak. Kadın olmanın avantajlarını hiç yaşamadım ama kadının genlerinde olan sosyal zeka, ayrıntılı düşünme, pratik çözümleme, dikkat gibi özellikler avantajdır. Öncelikle kadınımız kendini tanımalı ve teknolojiyi çok iyi kullanmalı. Kendimizdeki madeni keşfetmezsek başarı diye bir şey olmaz.
“GAZİANTEP’E DEĞER KATACAK FUARLARIN HEP PEŞİNDE OLACAĞIZ”. “Fuarcılık” deyince Gaziantep’te akla gelen ilk isim diyebiliriz sizin için. İlerleyen günlerde fuarcılık sektörü için yeni öngörüleriniz neler olacak? Gaziantep’te farklı sektörlerde yeni fuarlar düzenlenecek mi? Farklı fuar arayışlarımız ve araştırmalarımız sürüyor. Mutlaka Gaziantep’e yakışacak, ekonomisine değer katacak fuarların peşinde olacağız. Diğer taraftan da elimizdeki fuarları çok daha üst seviyelere taşımanın çalışmalarını sürdürmek zorundayız. Gaziantep’te ve bölgemizde fırsatlar ve tehditler bir arada. Hakikaten çok fazla fırsatın olduğu bir bölge burası. Özellikle Suriye ve Irak’la ilişkilerimiz üst seviyedeyken çok güzel fırsatlar söz konusuydu. O fırsatlar şu an tehdide dönüşmüş durumda. Gaziantep’te bütün sektörler etkilendi. İnsanlar tedirgin. Yatırım ve ticaret yapmaktan çekinir hâle geldiler. Batının bakış açısı değişik. Sancılı bir süreç içerisindeyiz. Biz de doğal olarak Gaziantep ve bölgedeki birçok firma gibi Suriye ve Irak pazarında alternatif pazarlar bulmak gayreti içerisindeyiz. Umarım bölgedeki kriz sona erer ve buradaki üretim gücümüzü tekrar oraya yansıtma şansı buluruz. Bu noktada da fuarlarla elimizden gelen desteği verebilme düşüncesindeyiz. Ayrıca, bu dönem, TOBB Fuarcılık Sektör Meclisi Başkan Yardımcılığına seçildim. Sektörün sorunlarına çözüm getirilmesi ve gelişimi için mücadelemizi en üst seviyede sürdüreceğiz ve kentimizin uluslararası bir fuar merkezi olması hususunda gerekli çalışmalara devam edeceğiz. TOBB Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulunda sizinle yeni bir dönem başladı. Bu dönemde hedefleriniz nelerdir? Her yeni yönetim geçmiş yönetimdeki başarılı işlere bir katkı sağlamak ister. Yani bayrağı aldığı yerden daha ileriye taşımaya çalışır. Biz de bayrağı aldığımız noktadan daha ileriye taşımak zorundayız. Geriye götüremeyiz. Özellikle kadın olduğu için, altını çiziyorum, ka-
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Farklı fuar arayışlarımız ve araştırmalarımız sürüyor. Mutlaka Gaziantep’e yakışacak, ekonomisine değer katacak fuarların peşinde olacağız. Diğer taraftan da elimizdeki fuarları çok daha üst seviyelere taşımanın çalışmalarını sürdürmek zorundayız. dının iş hayatında daha fazla yer alması ve erkeklerin arkasından ya da önünden gitmesi değil, yan yana yürümesi için bu tarz sivil toplum kuruluşlarının gerekli çalışmaları yapması çok önemli. Geçmiş dönemde çok güzel işler yapılmış. Başkanlarımıza ve yönetimlerine teşekkür ediyorum. İnşallah bizler de güzel projelere imza atacağız. Bu kurul sadece kadınların çabasıyla yoluna devam etmeyecek. Ben ayrımcılığa karşıyım, ama pozitif anlamda çok sayıda “projelerinizi getirin, destek olalım.” mesajları alıyorum. Komisyonlar çalışmalarına devam ediyor. Güzel proje-
ler ile kentimize ve kadınlarımıza katkı sağlayacağız. Öncelikle eğitime ağırlık veren bir kurul olacağız. Özellikle mevcut kadın girişimci ve aday kadın girişimcilere yönelik çeşitli eğitimler seminerler organize edeceğiz. Kadın girişimciliğini özendirmek ve geliştirmek için projeler üretecek ve üretirken de bu projelerin finansmanını karşılamak için çeşitli kurumlarla iletişim hâlinde olacağız. Kalkınma ajansları, SODES, KOSGEB, AB fonları gibi kurumlara proje sunacağız. Alacağımız desteklerle kadın girişimci sayısını artırmak için çaba sarf edeceğiz.
37
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
İntörn Mühendislik müthiş bir uygulama Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi tarafından düzenlenen İntörn Mühendislik Zirvesi ve Eğitim Programı Paneli’ne katılan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık, Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Ünverdi ve Gaziantep Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, mühendis adaylarıyla tecrübelerini paylaşıp tavsiyelerde bulundu. Konuşmacılar, “İntörn mühendislik müthiş bir uygulama.” dedi.
38
G
AÜN Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen paneli yöneten Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, intörn mühendislik uygulamasının meyvelerinin alındığını ve Türkiye’deki üniversiteler tarafından kopyalandığını, YÖK’e bu sistemde mühendislik eğitimi verilmesi konusunda başvurular olduğunu ifade ederken bu başarıda üniversite-sanayi işbirliğinin önemine vurgu yaptı. Etkinliğin sonunda panelistlere mühendis adayı öğrencilerin imzaladığı baretler hediye edildi.
FARK YARATMAK ZORUNDASINIZ. Panelin ilk konuşmacısı olan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, zihniyet değişiminin Türkiye için çok önemli olduğuna işaret ederken Gaziantep Üniversitesindeki değişim hızının Türkiye’deki değişim hızından daha fazla olduğunu vurgulayarak “Hangi bölümü bitirirse bitirsin, üniversiteden sonra iş başvurusu yaptığı zaman öğrencinin yeterli olup olmadığının ya da işverenin beklentilerinin söz konusu. Önemli olan nokta bu.” dedi. Ders eğitiminin
önemi kadar, pratiğin de önemli olduğu vurgusu yapan milletvekili Koçer şöyle devam etti: “Hangi konuda eğitim yaparsa yapsın arkadaşlarımızın pratiği, özgüveni eksikse herhangi bir işe başvururken zorlanıyorlar. Örneğin, mühendislik mezunu bir arkadaşımız herhangi bir işyerine gittiği zaman yıllarca görev yapmış bir ustanın, mühendis olmayan bir ustanın gerisinde kalabiliyor. Burada bu intörn müessesesi çok önemli. Üniversitenizdeki bu zihniyet değişimini kutluyorum. Bunun çok daha yaygın bir şekilde devam etmesini dilerim. Aslında ne yaparsanız yapın fark yaratmak çok önemli. Yüzlerce, binlerce mezunun içerisinde ben neredeyim, nasılım, farklı mıyım, sorularının cevabını önce öğrenci arkadaşlarımızın kendine sorması lazım. Çünkü, sizdeki en farklı bir merak, dünyayla olan ilginiz, iş başvurunuzdan işe girdikten sonra iş yerindeki diğer kişilere fark atmak için çok önemli. Sadece burada değil hayatın her alanında çok önemli. Çünkü dünyada rekabet çok yoğun. Her alanda insanlar birbirleriyle rekabet ediyorlar. Öbür tarafta insan olarak hepimiz birbirimizdeki gördüğü-
BİZDEN HABERLER www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Bugün içinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisindeki bir saat, bir gün bizim için çok önemli. Bu zamanı ve günü çok iyi değerlendirmemiz lazım. Hayal ve hedefleriniz olmadan bir şey başarmamız mümkün değil. Ulaşabileceğimiz bir hedef olması lazım. Aksi takdirde sarhoş gibi yaşıyor pozisyonuna gelirsiniz.
müz farklılıklara göre hareket ediyoruz. O zaman devir farklı olma devri, fark yaratma devri. Bu farkı nasıl yaratacağız? Kendimizi geliştirerek, araştırarak, pratiğimizi artırarak. Diğer arkadaşımıza göre ben farklıyım diyebilmek burada çok önemli”.
gün atacakları bir adımın yıllar sonra atılacak beş yüz adımdan daha değerli olduğunu kaydeden Tiryakioğlu konuşmasının devamında özetle şunları söyledi: “Dolayısıyla bugün içinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisindeki bir saat, bir gün bizim için çok önemli. Bu zamanı ve günü çok iyi değerlendirmemiz lazım. Hayallerimiz ve hedeflerimiz olmadan bir şey başarmamız mümkün değil.
Ulaşabileceğimiz bir hedef olması lazım. Aksi takdirde sarhoş gibi yaşıyor pozisyonuna gelirsiniz. Yarını, bir yıl, beş yıl sonrasını planlamayan bir insan bana göre kördür. Körlük olarak değil de daha ileriye bakmanın modelini mutlaka kendi içimizde geliştirmemiz lazım. Bilgi size gelmesin, gidin siz bilgiyi alın. Mücadele mutlaka lazım, başarı tesadüf değil. Kendi içimizde vizyonumuzu, aklımı-
HAYALLERİNİZ VE HEDEFLERİNİZ OLSUN!.. Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ise Gaziantep Üniversitesinin Türkiye’de çok farklı bir yeri olduğunu belirtirken “Başarılı olabilmemiz için kafamızdaki duvarları aşmamız gerekiyor. Bunun için de iletişimi çok güçlü tutmamız lazım. Ulusal düşünmemiz lazım. Bölgesel ve şehirsel sadece Gaziantep Üniversitesinin bir öğrencisi olarak değil ulusal düşünmemiz lazım.” dedi. Öğrencilerin bu-
39
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Matematiksel düşünen insanlara ihtiyacımız var. Global düşünebilen insanlara ihtiyacımız var. Çünkü global dünyada yaşıyoruz. Kendinizi yetiştirmeniz bizim geleceğimiz demektir. Ben iş başvurusu için karşıma gelen mühendis arkadaşımın CV’sinde öncelikle şunu görmek istiyorum. Tabii mezun olduğu okulun kalitesi önemli burada ama, bunun yanında kaç yabancı dil biliyor, bir mi, iki mi? En az bir olmasını istiyoruz ama iki de bizim için olmazsa olmazlardan biri durumuna geldi. Kaç tane bilgisayar programını biliyor? Bu da bizim için çok önemli. Çünkü rekabetçi bir dünyada yaşıyoruz.
40
zı, kafatasımızın içine hapsetmeyelim. Kapıları açalım, dışarı çıkalım ve özgür bir şekilde ciddi anlamda bilgiye ulaşmanın yollarını arayalım. En az bir veya iki yabancı dili çok iyi konuşmanız lazım. Çünkü bilginin dili, dini yoktur. En son Aziz Sancar hocamız örnek. Buradan içimizden farklı Aziz Sancarlar çıkmaması için bir sebep yok. Burada mutlaka bir azim olması gerekir”. BİZİM SİZE, SİZİN BİZE İHTİYACINIZ VAR… Konuşmasında, Türkiye’yi bugüne
kadar yöneten insanların önemli bir bölümünün mühendislikten geldiğini ifade eden Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Ünverdi de “Çünkü mühendislikte farklı bir yetenek vardır. Mühendis matematiksel düşünür ve düşündüğünü de bir program dahilinde karşıya sunar. Mühendislik bu anlamda ülkemizin geleceğidir.” dedi. Türkiye’nin 2023 hedefine ancak mühendislerin sayesinde ulaşabileceğini savunan Ünverdi şöyle devam etti: “Çünkü, hedefi olan ülkede yaşıyoruz. 2023 yılını hedefliyoruz. Bunları ancak sizler sayesinde başarabiliriz. Yoksa eski, atadan gelen üretim şekilleriyle üretim yapan sanayicilerle bir yere varamayız. Bir yere kadar zaten gelmişiz ama bundan sonrasında kendi kabuğumuzu kırma anlamında mühendise ihtiyacımız var. Matematiksel düşünen insanlara ihtiyacımız var. Global düşünebilen insanlara ihtiyacımız var. Çünkü global dünyada yaşıyoruz. Kendinizi yetiştirmeniz bizim geleceğimiz demektir. Ben iş başvurusu için karşıma gelen mühendis arkadaşımın CV’sinde öncelikle şunu görmek istiyorum. Tabii mezun olduğu okulun kalitesi önemli burada ama, bunun yanında kaç yabancı dil biliyor, bir mi, iki mi? En az bir olmasını istiyoruz ama iki de bizim için olmazsa olmazlardan biri durumuna geldi. Kaç tane bilgisayar programını biliyor? Bu da bizim
için çok önemli. Çünkü rekabetçi bir dünyada yaşıyoruz. Hedefi olan bir ülkedeyiz. Hedefi olan bir şehirde çalışıyorum şu anda. Türkiye’nin hedefi var, Gaziantep’in de hedefi var. Gaziantep’te de diyoruz ki 30 milyar dolar ihracatımızın olması lazım. Markalar yaratmak durumundayız. Ulusal markalar yaratmak durumundayız. Bunları ancak sizler sayesinde başarabiliriz. Yani bizim size, sizin bize ihtiyacınız var.” İNTÖRNLÜK MUHTEŞEM BİR UYGULAMA Gaziantep Üniversitesinin yaşama geçirdiği intörn mühendislik uygulamasını “muhteşem” olarak değerlendiren Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık ise “Dedelerimiz, babalarımız hep bilek, omuz gücüyle buralara geldiler. Artık tıkandık ve seviye atlamamız gerekiyor. Eski bilgilerle bunları yapmamız söz konusu değil. Farklı şeyler konuşmamız, farklı şeyler düşünmemiz lazım. Bunun için de temelde iyi bir eğitim almış olmamız gerekiyor.” dedi. Öğrencilerin başarılı eğitim dönemleri nedeniyle kendilerini ‘önemli’ hissetmelerinden kaynaklanan bir handikap yaşadığını savunan Bartık konuşmasını şöyle sürdürdü: “Önemlisiniz de. Ama, aldığınız bilgiler yalnızca teknik bilgi. Bunu sahaya yansıtmak çok kolay olmuyor. Rektör hocamla ilk intörnü konuşurken doktorların intörn olarak geldiğini ve okuldan mezun olduğu anda iş dünyasına başladığını görünce hocam böyle bir fikirden bahsetti bize. Doğru bir fikirdi. Şu an anlıyoruz ki çok daha doğru bir fikirmiş ve geç kalmışız. Yeni mezun arkadaşlar kısa bir süre bizimle çalışıyordu. Sonra ya biz onları istemiyorduk ya onlar bizi istemiyordu. Çünkü beklentiler karşılanmıyordu. O, kendini, bir mezun olarak okulunun en başarılısı olarak görüyor. Saygı duyuyorum. Kendimi işletmemde başarılı bir insan olarak görüyorum ama bir türlü uyuşamıyorduk”.
BİZDEN HABERLER
Dedelerimiz, babalarımız hep bilek, omuz gücüyle buralara geldiler. Artık tıkandık ve seviye atlamamız gerekiyor. Eski bilgilerle bunları yapmamız söz konusu değil. Farklı şeyler konuşmamız farklı şeyler düşünmemiz lazım. Bunun için de temelde iyi bir eğitim almış olmamız gerekiyor.
malar geliyor. ‘Bize faks çektiriyorlar.’ diyorlar. Bence faks çekmek de bir iş Bunu da öğrenmeniz lazım. Fotokopi çektiriyorlar. Bunları yapmazsak mühendis de iş adamı da olamayız. Aslında biz intörnlükte öğrencinin gazını alıyoruz. Nasıl olsa okulu bitirecek. Bitirmek için orada sahanın tozunu yutuyor, bütün heyecanı kayboluyor ondan sonra gerçek dünyaya dönü-
yor. Şu anda Türkiye’de üniversite mezunu sayımız 6 milyon ve bugün itibariyle üniversitede okuyan sayısı da 6 milyon. Gelecekte 12 milyon üniversiteliye kavuşmuş olacağız. Bu Türkiye için iyi bir şey sizler için zor. Çünkü önümüzdeki dönemde rakipleriniz çoğalıyor. Onun için de her zaman diğer arkadaşlarınızdan bir adım önde olmalısınız. Yarışta bir adım önde olmak için daha çok sahanın tozunu yutmak gerekiyor. Bu nedenle intörnlüğü önemsiyorum. Mühendis olurken analitik düşünceyi de mutlaka ön sırada koyun. Bu nasıl sağlanıyor? Biraz daha fazla araştırmadan geçiyor. Sürekli araştırma içerisinde olmalıyız. Birçok yabancı yayını okumanız gerekiyor. Bilişim teknolojilerinize çok vakıf olmanız gerekiyor. Bunları doğru mecra olarak kullanmak gerekiyor. Hayatı bilgisayarın başında oyun oynayarak geçiren, annesine de bilgisayarda çalışıyorum, diyen birçok arkadaşımızla karşılaşıyorum. Bu konularda kendinize dikkat edin. Bu günler güzel günler. Önünüzde çok zor, rekabetin çok kızgın olduğu günler bekliyor. Orada bir adım önde olmanız gerekiyor. Onun için analitik düşünüp geleceğe yatırım yapmanız gerekiyor”.
SAHANIN TOZUNU YUTUN!.. Öğrencilerden emanet stajdan uzak durmalarını, ailelerin de bu konuda iş dünyasına taassupta bulunmamalarını isteyen Bartık, mühendis adaylarına, “Gidin, sahanın tozunu yutun!..” tavsiyesinde bulunduğu konuşmasını şöyle sürdürdü: “İntörnlüğü başlayan öğrencilerden yakın-
41
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
İsmail Çoban 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiren Şölen’in başarısını anlattı.
“YATIRIM, CESARET, YENİLİKÇİLİK”
Gaziantep’te 27 yıl önce, 50 kişilik bir ekiple kurulan ve bugün 200’ün üzerinde çeşidiyle 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiren Şölen’in bünyesinde başarıyı yakalamış sayısız markalar var.
Ş
ölen Çikolata Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban, kuruluş öyküsünü, başarılı markalaşma sürecini, ihracatı ve hedeflerini bizlerle paylaştı.
İsmail Bey, sizi yakından tanıyabilir miyiz? 1962 yılında Sivas’ta doğdum. Eğitimime Sivas/Gürün Başveren İlkokulunda başladım ve ortaokul, lise eğitimime Gaziantep’te Ticaret Meslek Lisesinde devam ettim. Ticaret Meslek Lisesini bitirdikten sonra Preston Üniversitesinde işletme eğitimimi tamamladım. 1989 yılında kurduğumuz Şölen Çikolata ve Gıda Sanayi şirketimizde hâlen Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevimi sürdürüyorum. Gaziantep Sanayi Odası Danışma Kurulu üyesi, Güneydoğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve DEİK Suriye, Ürdün ve Irak Yönetim Kurulu üyesiyim. İş hayatım süresince beni çok gururlandıran ‘Türkiye Girişimcilik’ ve ‘En Başarılı İşadamı’ ödüllerinin sahibi oldum. Dört çocuğum var. İş dışındaki yaşantımda, ekonomi ve finans programlarıyla dergilerini takip etmeyi, tenis oynamayı, fitness yapmayı ve kitap okumayı seviyorum. “PAZARDA İLK OLMA ÖZELLİĞİ ÜRÜNLERLE ÖN PLANA ÇIKTIK”. Şölen markası nasıl doğdu, bugünlere nasıl geldi? Şölen’i, Gaziantep’te 1989 yılında 50 kişilik bir ekiple günlük 10 ton üre-
42
tim kapasitesi olan 2000 m2’lik bir alanda kurduk. Şölen bugün yaklaşık 2000 çalışanı olan, İstanbul’da bir, Gaziantep’te 5 tesisiyle üretim yapan bir firma hâline geldi. Şölen, bugüne kadar büyümesini hep çift haneli olarak devam ettiren bir firma konumunda yer aldı. 2015 yılı sonunda ciroda 800 milyon TL’ye ulaştık. 200’ün üzerinde çeşidimiz bulunuyor ve 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Başta çikolata üreticisi konumundayken kazandıklarımızı sürekli yatırıma dönüştürdük. İstanbul’daki fabrikamızda 2009 yılında Biscolata Starz ürünüyle bisküvi üretimine başladık. Her zaman pazara yenilikçi, cesur ve iddialı ürünlerimizi sunmaya devam ettik. Lokkum, Sufle gibi fark yaratan, pazarda ilk olma özelliğini taşıyan ürünlerimizle ön plana çıktık. Bugün Biscolata, Greta, Milango, Ozmo, Wapps, Luppo, Lokkum ve Nutymax gibi ciddi başarılara ulaşmış markalarımız var. Yatırım, cesaret ve yenilikçilik gibi bileşenler bir araya gelince bugün bu noktaya geldik. Gaziantep’ten yola çıkarak bugünlere gelen sektörün liderlerinden bir firma olarak Gaziantep sanayii ve Gaziantep kentinin girişimcilik ruhu ve bu kentle ilgili neler söylemek istersiniz? Şölen’in doğum yeri olan Gaziantep, Türk sanayiinin en önemli merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Şehirdeki üretim geleneğine
büyük önem taşıyor. Biz de Şölen olarak burada başlattığımız sanayi yolculuğunu yine bu şehirden destek alarak sürdürüyoruz. Çünkü bu şehrin sanayi kültürüne, üretim geleneğine inanıyoruz. Bütün bunların markalar için önemli bir şans olduğunu düşünüyoruz. Şirketimiz, kendi sektöründe Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken başarılara imza atıyor. Biz de yaptığımız üretimin ve özellikle de ihracatın doğal bir sonucu olarak Türkiye’ye döviz, devletimize vergi girdisi sağlıyoruz. Gaziantep’te kurumlar vergisi sıralamasında 1. sıradayız. Hem şehrimize hem ülkemize kazandırdıklarımızla motive oluyor ve kazandırdığımız her kuruşu tekrar yatırıma dönüştürüyoruz. 2012 yılında yatırımına başladığımız ve Avrupa’nın çikolata alanında en gelişmiş tesislerinden biri olan yeni tesisimizi de yakın zamanda hizmete soktuk. Yeni tesisimiz, üstün teknolojik donanımı, büyüme planlarımıza destek verecek kapasitesi ile sadece Gaziantep’in değil, Türkiye’nin de gururu olacak. “MARKAMIZI HEP BİR ADIM ÖTEYE TAŞIMAYI HEDEFLEDİK”. Şölen’in yeni dönem hedefleri ve yatırımları neler olacak? Çoban ailesi olarak Şölen firmasıyla iş dünyasında 27 yıllık deneyimimizle kazandığımız en önemli değer güven oldu. Her zaman markamızı bir adım öteye taşımak için çok ça-
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
İnşaat sektörüne de yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyoruz. İnşaatta adımıza yakışan titiz, güvenilir, istikrarlı özelliklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Tıpkı çikolata sektöründe olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de iddialı oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz. lıştık, kazandıklarımızı da yatırıma dönüştürdük. Şölen, bugün bünyesinden onlarca markasıyla dünyanın 100’e yakın ülkesine ihracat yapan bir çikolata firması konumuna geldi. Burada, iş dünyasında edindiğimiz deneyim ve güveni devam ettirerek yeni yatırımlar yapmak en önemli hedefimiz. Ayrıca inşaat sektörüne de yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyoruz. İnşaatta adımıza yakışan titiz, güvenilir, istikrarlı özelliklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Tıpkı çikolata sektöründe olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de iddialı oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz. Farklı yatırımlara da sıcak bakabiliriz. Bu sebeple fikirlere açığız. Türkiye’nin sayılı firmalarından birinin yönetim kurulu başkanı olarak iş dünyasına adım atacak üniversiteli gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Gençlere en önemli tavsiyem ne iş yapacak olurlarsa olsunlar cesaretli olmaları olacaktır. Eğer girişimci olmak istiyorlarsa öncelikle kendilerinde o enerji ve cesaret var mı diye bakmaları gerekiyor. Gençlerin, yapacakları tüm işlerde nasıl fark yaratacaklarını, işe nasıl değer katacaklarını planlamaları gerekli. Yola çıktıktan sonra ise zorluklara göğüs germelerini, cesaretlerini kaybetmemelerini, kolay pes etmemelerini öneririm. İş yaparken dürüst ve erdemli olmak ise yol boyunca işlerini kolaylaştıracak en temel özellikler arasında. Bizim kendi tecrübemize baktığımızda, bir önemli hususun daha olduğunu belirtmek isterim. O da birlik olmak, aynı ideal çevresinde buluşabilmek. Çoban ailesinin tüm fertleri olarak biz bunu başarabildik. Şölen markamızın elde ettiği başarıyı da en başta buna borçluyuz.
43
SEKTÖREL
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
GIDA SEKTÖRÜNDE GÜNDEM TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Gaziantep Teknopark bünyesinde, Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından ortak finanse edilen Gaziantep Teknopark’ın Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi projesi kapsamında gerçekleştirilen “Teknoloji İşbirliği Geliştirme Toplantısı” Gaziantep gıda sektörünün öncü firmalarıyla Dedeman Otel Helen Toplantı Salonunda gerçekleşti.
T
oplantının açılış konuşmasını yapan Teknopark Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Gaziantep Teknopark olarak yaklaşık 15 gün önce fikir geliştirme toplantıları serüvenine başladıklarını söyledi. Dr. Vuruşkan, “İlk toplantıyı halı sektörünün temsilcileriyle yapmıştık. Bu toplantıları yaparak somut çıktılar ve hedefler gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Gaziantep için önemli olan 8 sektör belirledik. Bugün Gaziantep için önemli bir sektör olan gıda sektörünün ilgili tarafları ve paydaşlarıyla fikir geliştirme toplantısı gerçekleştireceğiz. Çok değerli katılımcılarımız ve toplantıda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
44
Teknopark’ta yürüyen AB projesi adına uzmanlık çalışmaları yapan Serap Özpolat Çete konuşmasında
şunları söyledi: “Bugün birlikte toplanmamıza neden olan projemiz, Gaziantep Teknopark’ın Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi projesi yani bir “IPA projesi.” Bu proje kapsamında 2016 yılında akredite bir nano-teknoloji laboratuvarı ve mekanik prototip üretecek bir laboratuvar yapacağız. Bu laboratuvarlar bölgede tek diyebilirim. Konuyla ilgili çalışmalarımız devam etmekte. Bunun yanında şu ana kadar tüm paydaşlarımız ve sektör temsilcileriyle dünyadan Teknopark örneklerini dile getirmeye, anlatmaya çalıştık. Türkiye’nin AR-GE ve inovasyon haritasında Gaziantep’in yerini tartıştık. Gaziantep Teknopark vizyonunu belirlemek için grup çalışmaları ve top-
SEKTÖREL www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Bu çalıştayda katma değerimiz olursa ne mutlu bize. Ticaret yapan, ticareti sanayie dönüştüren firmalarız. Lidersan’ın da içinde bulunduğu Altunkaya firması olarak 1980 yılında kurulan bir firmayız. 1999 yılında Altunkaya Şirketler Grubu olarak çalışmalarımıza devam ettik. Yaklaşık 1500 üzeri çalışan ile katma değer sağlamaya çalışıyoruz.
lantıları yaptık. Bu proje kapsamında KOBİ’lere anket çalışması yapıldı. KOBİ’lerin AR-GE alt yapısını belirlemek ve mevcut resmini çekmek üzere yapılan ankete 300 firma katıldı. Eğitimlerimiz devam etmekte. Bugüne kadar 19 eğitim düzenlendi. Proje bitimine kadar 23 farklı eğitim daha yapılacaktır. Yine proje kapsamında teknoloji platformu ve seminerler yapılacak. İlkini halıcılık sektöründe yaptığımız bugün ise ikincisini düzenlediğimiz gıda sektörüyle birlikte 8 farklı sektörde çalıştaylarımız devam edecektir”. Lidersan firmasının teknoloji yolculuğunu anlatan Gıda Mühendisi Şeref Yaşar konuşmasında “Bu çalıştayda katma değerimiz olursa ne mutlu bize. Ticaret yapan, ticareti sanayie dönüştüren firmalarız. Lidersan’ın da içinde bulunduğu Altunkaya firması olarak 1980 yılında kurulan bir firmayız. 1999 yılında Altunkaya Şirketler Grubu olarak çalışmalarımıza devam ettik. Yaklaşık 1500 üzeri çalışan ile katma değer sağlamaya çalışıyoruz. Sahip olduğumuz markalar ile global pazarlarda sürdürülebilir bir şekilde rekabetçi olmak ve pazar payımızı artırmak çabasındayız. 2006 yılında ise bugün en çok bahsedeceğimiz Lidersan firmasını faaliyete geçirdik.” dedi. Gıda, enerji, sağlık, taşımacılık vb. faaliyet gösterdikleri alanlarda 56 ülkeye ihracat yapmanın gururunu yaşadıklarını kaydeden Yaşar, “Geçen yıl inovasyon haftasında başla-
yan işbirliği görüşmeleriyle Gaziantep Teknopark TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle ortak proje çalışmalarına başladık. Kalite sistemlerinin oluşturulması için AR-GE birimlerinin kurulmasına karar verdik. İyileştirme çalışmaları ve inovasyon ekipleri kurduk. TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle TEYDEB-1501 projemiz devam ediyor. Öncelikle TargeT ekibi ve Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Medeni Maskan hocamıza teşekkürlerimizi iletiyorum.” ifadelerini kullandı. Gıda sektörünün büyüklüğünü dile getiren Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Gökmen ise Türkiye ve dünyada gıda sektörünü ve gıda sektöründeki eğilimlerle ilgili sunumlarıyla katkıda bulundu. Toplantı katılımcıların karşılıklı fikir alışverişiyle sona erdi. Proje Uzmanı Funda Suran Moderatörlüğünde gıda sanayiinde AR-GE ve inovasyonun konuşulduğu toplantı-
ya GAÜN Rektör Yardımcısı ve Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bayram, Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Gökmen, Gaziantep Teknopark Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Teknopark Uzmanları Serap Özpolat Çete ve Onur Akar, TargeT Teknoloji Ofisi AR-GE ve Yenilik Uzmanları Başar Kılıçparlar, Dr. Fatih Balcı, TargeT TTO Halkla İlişkiler Uzmanı Gamze Erden, Proje Uzmanı Buğra Barlas, Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odaları temsilcileriyle, Gaziantep Gıda sektörünün öncü firmaları Oba Makarna, Lidersan, Zer yağ, Beşler Grup, Şölen Çikolata, Pamyağ, Simaş Bulgur, Tiryaki Grup gibi firmaların AR-GE uzmanları ve temsilcileri katıldı.
Bugün birlikte toplanmamıza neden olan projemiz, Gaziantep Teknoparkın Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi projesi yani bir “IPA projesi.” Bu proje kapsamında 2016 yılında akredite bir nano- teknoloji laboratuarı ve mekanik prototip üretecek bir laboratuar yapacağız. Bu laboratuarlar bölgede tek diyebilirim.
45
GİRİŞİMCİLİK
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
AR-GE’Yİ YAŞAMAK ZORUNDAYIZ
Gaziantep Teknopark’ın Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi (GATEK) projesi kapsamında Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TEKNOPARK tarafından düzenlenen INNOVA-ANTEP Bölgesel Girişimcilik Günleri açılış töreni, GAÜN Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşti.
T
örenin açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, girişimcilik, araştırmacılık bütün bunlar birbirlerinden bazı davranış kalıpları açısından fark etse de hepsinin pozitif ama genelde de bilginin üretilmesi ve bilginin hayata geçirilmesi, ticarileştirilmesi anlamında çok önemli konular olduğunu ifade etti. Üniversite-sanayi ilişkisi, AR-GE, inovasyon... Artık bunların yaşanır şeyler hale gelmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Coşkun konuşmasında şunları söyledi: “Tıpkı eğitim
46
de bu değil mi zaten. Eğitim, bir öğrenmeden daha öte bir şey, artık öğrendiklerimizin bir şekilde hayatın içerisinde yaşanır hâle getirilmesi, bir davranış kalıbı hâline gelmesidir. Biz de artık girişimciliği, inovasyonu, araştırmaları, AR-GE’yi yaşamak zorundayız. Bu çağda artık bilginin çok önemli hâle geldiği saatler veya günler içerisinde yüzyıllar önce biriken bilginin ikiye katlandığını müthiş bir geometrik artış sergilediği bir dünyayı yaşıyoruz. Bu dünya içinde üretilen bilgilerin çok önemli bir kısmı pozitif amaçlı kullanılsa da kimi zaman
negatif amaçla da kullanıldığını görmek hüzün verici. Barış, insanlık, ülkemiz adına bilginin üretilerek hayata geçirilmesi konusunda, geçmiş on yıllardan daha farklı olarak her katmanındaki ki, bugün devlet erkânı, devletin politikalar, siyasilerin geldikleri noktalar, üniversitelerin bu konudaki anlayış değişiklikleri statükoları yıkmaları ve yeni yeni şeyler ortaya koymaları bunların göstergesidir. Bu anlamda buralarda ciddi mesafeler katetmek zorundayız”. Girişimcilikte, öğrenilmesi gereken bazı hususlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Coşkun, “İletişim becerinizin iyi olması, insanlarla ilişkinizin iyi olması lazım. Bazı farkları görebilmeniz, hayal edebilme gücünüzün olması, her insana mahsus olan temel şeyleri kendi belleğinizde, şahsınızda geliştirmekle başlanılmalı. İçinize kapanarak, dünyayı sadece ezber anlayışıyla anlamaya çalışarak girişimcilik olmaz. Ortaya bir şey, bir farklılık koyacaksınız.” şeklinde konuştu. Türkiye tarafından önerilen diğer projeler arasında bu projenin Avrupa Birliği tarafından desteklenmeye hak kazandığını hatırlatan GATEK Proje Takım Lideri Dr. Rein Ruubel, “Proje kapsamında geçirilen bir buçuk yıllık süre zarfında yapılan birçok faaliyet hayata geçmiştir. Bu faaliyetler arasında Gaziantep’teki yerel bazı firmalara araştırma gezilerini sayabiliriz. Gaziantep bölgesi içerisindeki firmalar için hazırlanmış eğitim programlarının planlanması ve bunların gerçekleştirilmesini sayabiliriz. Yine bu faaliyetlerin arasında üniversite, Teknopark ve yerel sanayiler arasındaki işbirliğinin artırılması için gerçekleştirilen faaliyetler de bulunmaktadır. Bu kapsamda değerlendirdiğimizde bu faaliyeti de projenin son etkinliklerinden bir tanesi olarak düşünebiliriz.” diyerek bu faaliyet içerisinde Gaziantep Üniversitesi tarafından uygulamaya yönelik birtakım destekler ve eğitimler verildiğini söyledi.
Dr.
GİRİŞİMCİLİK www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Dr. Rein Ruubel, “Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep Teknopark ve TTO’nun ortaya koyduğu anlayış, algılama ve iş birliği üzerine kurulan, bununla gerçekleştirilen işbirliği bölgenin gelişimi açısından hayati öneme sahiptir. Bir araştırmacı olmak, bir girişimci olmak ve bir yenilikçi olmak arasında anlayış, zihin yapısı, beceriler ve bilgiler açısından birtakım farklılıklar vardır. Umarım düzenleyeceğimiz bu iki günlük faaliyet içinde girişimcilik adına daha derinlemesine ve daha kapsamlı bilgiler edinebilirsiniz”.
Rein Ruubel, “Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep Teknopark ve TTO’nun ortaya koyduğu anlayış, algılama ve iş birliği üzerine kurulan, bununla gerçekleştirilen işbirliği bölgenin gelişimi açısında hayati öneme sahiptir. Bir araştırmacı olmak, bir girişimci olmak ve bir yenilikçi olmak arasında anlayış, zihin yapısı, beceriler ve bilgiler açısından birtakım farklılıklar vardır. Umarım düzenleyeceğimiz bu iki günlük faaliyet içinde girişimcilik adına daha derinlemesine ve daha kapsamlı bilgiler edinebilirsiniz.” dedi. Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdür Vekili Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan ise konuşmasında, çeşitli mecralarda Gaziantep Üniversitesi ve Gaziantep Teknopark tarafın-
dan girişimcilik ile ilgili çok çeşitli aktiviteler yaptığını belirterek “Bu etkinliğin diğer etkinliklerden farklı iki noktası var. Bu bölgesel, bölgeyle ilgili şeyleri konuşacağız. 7 farklı ilden 9 farklı üniversiteden arkadaşlarımız aramızda olacak. Yarın aramızda 8 tane liseden 40 genç beyin lise öğrencilerimiz aramızda olacak. İkincisi de ilk gün tamamıyla sahadan alıp bu işi başarmış kişilerle sizi buluşturduk. Amacımız da farkındalık yaratmak zaten. Bugünkü bu deneyimleri yarın hazırladığımız girişimciliği sizlere tiyatro, oyun ile hazırladığımız etkinliklerde kullanacaksınız. İki gün sonunda da Gaziantep’ten umarım hayatınızın geri kalanında kullanacağınız artı olgularla sizleri uğurlayacağız.” şeklinde konuştu.
47
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
KOSGEB HEP DESTEK KOSGEB Gaziantep Müdürü Dr. Sadık Gözek ile kurumun çalışmalarını, uygulamalar, destek ve teşviklerden kimlerin nasıl yararlanabileceğini konuştuk. Dr. Sadık Gözek, kurulduğunda sadece imalat sanayiine destek veren KOSGEB’in günümüzde hedef kitlesinin büyüdüğüne dikkat çekerken en fazla destek talebinin girişimciliğe olduğunu açıkladı. Sadık bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1975 Gaziantep doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Gaziantep’in İslahiye ilçesinde tamamladım. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünü bitirdim. 2002 yılında KPSS sınavı ile KOSGEB’e uzman yardımcısı olarak girdim. İlk görev yerim Şanlıurfa idi. Daha sonra Kahramanmaraş ve İzmir’de çalıştım. Tekrar 2006
48
yılında Kahramanmaraş’a atandım. 2006’dan 2015 yılına kadar Kahramanmaraş’ta KOBİ uzmanı, son üç yıl ise müdür olarak görev yapmaktaydım. Tarıma dayalı sanayide tarım ekonomisi önem arz ettiği için yüksek lisans ve doktoramı da tarım ekonomisi üzerine yaptım. Yüksek lisansta girişimcilik, doktorada ise tarım ve gıda kümelenmesi üzerine çalıştım. Avrupa’da tüm reel kümeleri takip edip dok-
tora tezimde bu çalışmaları İngilizceden Türkçeye çevirdim. Bu konuda fiili olarak şahsıma ait çalışmalarım bulunmakta. Temmuz sonu itibariyle KOSGEB Gaziantep İl Müdürü olarak atandım. “GAZİANTEP’TEKİ ÖNEMİ BÜYÜK” KOSGEB’in kuruluşundaki amacı ve bugünkü ulaştığı konumdan bahseder misiniz? KOSGEB’in geçmişine baktığımız-
da Gaziantep’teki önemi oldukça büyük. 1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler ile yapılan Gaziantep’te KOBİ’lerin yoğunlukta bulunduğu sanayie ismini veren “KÜSGET” projesi zamanla KOSGEB’in oluşumunu sağlamıştır. O dönemde Türkiye’de olmayan teknolojiler, torna-tesviye atölyeleri yeni eğitim imkânları ve laboratuvarlar, 35 dönümlük o zamanki kampüs alanında bulunuyormuş. Tabii bu çok güzel bir örnek teşkil edip Gaziantep Sanayiinin gelişimine çok büyük katkı sağlamış. Bu başarı 1990 yılında rahmetli Turgut Özal tarafından görülüp KÜSGET projesini Türkiye genelinde KOSGEB hâline getirmişler ve 1990 yılında KOSGEB İdare Başkanlığı kurulmuş. 2016 yılına geldiğinde ise 81 ile yaygınlaşarak il müdürlükleri şeklinde hizmet vermektedir.
ihtiyacı olan bir işletmenin bu ihtiyacında KOSGEB, ilgili işletmede istihdam edilen personelin net maaşının %60’ını hibe olarak geri veriyor. Yine tanıtım desteği dediğimiz işletmenin katalog, uluslararası dergilere vereceği reklam, mobil tabanlı uygulama ve Ekonomi Bakanlığınca uygun görülen elektronik ticaret sitelerinde yer almak istediği reklam ve üyelik giderleri
RÖPORTAJ
için üst limit 15.000 TL’ye kadar destek verdiğimiz destek programımız var. Tabii tanıtım destek programının tek şartı işletmenin marka tescil belgesinin olması. Yurt içi fuar desteğimiz var. İşletmenin fuar katılım bedelinin %60’ını KOSGEB olarak karşılıyoruz. Yurt dışı fuar desteğimiz yok. Ancak bir dernek veya oda, heyet olarak yurt dışına bir iş gezisi organizasyonu
KOSGEB’in geçmişine baktığımızda Gaziantep’teki önemi oldukça büyük. 1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler ile yapılan Gaziantep’te KOBİ’lerin yoğunlukta bulunduğu sanayie ismini veren “KÜSGET” projesi zamanla KOSGEB’in oluşumunu sağlamıştır.
HEDEF KİTLE BÜYÜDÜ. KOSGEB’ten fon kaynağı ve diğer konularda hizmet almak isteyen kuruluşlar için nasıl bir süreç işliyor ve bu destekler için aradığınız koşullar nelerdir? KOSGEB, 2009 yılına kadar sadece imalat sanayiine destek veren bir kuruluştu. Ancak 2009 yılında kanun değişikliği ile KOSGEB’in hedef kitlesi büyüdü. Tarım, hayvancılık, eğitim ve sağlık sektörü dışındaki hemen hemen her sektör KOSGEB’in hedef kitlesi hâline geldi. Dolayısıyla hedef kitlesi büyüyünce KOSGEB’in destek çeşitleri de artmaya başladı. Öncelikle işletmelerin desteklerden faydalanabilmesi için KOSGEB veri tabanına kaydolması gerekiyor. Bunu web sayfamız aracılığıyla çok rahat yapabiliyorlar. Ancak yeni girişimci desteğimizde işleyiş biraz daha farklı. HANGİ DESTEKLER VAR? Şu an yürürlükte olan KOSGEB destek programlarıyla ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz? İlk olarak Genel Destek Programından bahsedeyim. “Başvur-Al” dediğimiz herhangi bir proje hazırlamadan KOSGEB veri tabanına kaydolup işletmenin daha sonradan desteği talep ettiği bir program. Bunun içinde neler var? Nitelikli eleman istihdam desteği. Örneğin 4 yıllık üniversite mezunu
49
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
verilip girişimci adayı, bir fizibilite raporu oluşturmayı öğreniyor. Girişimcilik eğitimlerini çok önemsiyoruz. Bu eğitimlerde adaylar çok farklı fikir ile girip çok farklı fikirle çıkabiliyor. Örneğin tanıdığım bir girişimci adayı “pizza salonu” kurmak fikri ile eğitimlere katılırken eğitim sonunda konfeksiyon atölyesi kurdu.
düzenlediği zaman en az 10 kişi olması kaydıyla organizasyonun gidiş-dönüş ve konaklama dâhil kişi başı 2.000 TL’ye kadar ödemesini yapabiliyoruz. Yine işletmelere dış ticaret, teknik, üretim, organizasyon gibi konularda danışmanlık hizmeti veriyoruz. Dolayısıyla işletmeler kalite, eğitim ve belgelendirme desteği alabilirler. Lojistik destek programı kapsamında işletme yeni bir ülkeye ihracat yapacaksa her yeni ihracat yapacağı ülke için nakliye ve sigorta giderlerine 4.000 TL destek veriyoruz. Tabii tüm bu destek programlarında işletmelerin faydalanabileceği bir üst limiti var ve destek programlarımız her üç yılda bir yenilenmektedir. GİRİŞİMCİLİĞE TALEP ÇOK FAZLA... Girişimcilik konusunda neler söylemek istersiniz? Bu konudaki destek programını anlatabilir misiniz? En fazla talep gören destek programımız. Bu program kapsamında girişimcilik eğitimleri veriyoruz. Yeni bir girişimcinin bu destek programından faydalanabilmesi için girişimcilik eğitimini almak zorunda. Girişimcilik eğitimlerini Sanayi, Ticaret Odası, Belediye, Üniversite, TEKNOPARK ve Teknoloji
50
Girişimcilik eğitimlerini çok önemsiyoruz. Bu eğitimlerde adaylar çok farklı fikir ile girip çok farklı fikirle çıkabiliyor. Örneğin, tanıdığım bir girişimci adayı “piza salonu” kurmak fikri ile eğitimlere katılırken eğitim sonunda konfeksiyon atölyesi kurdu. Transfer Ofisiyle ortak yapıyoruz. 2010 yılından bu yana 7 bin kişinin üzerinde insana girişimcilik eğitimi verdik. Bu eğitim 70 saatten oluşuyor ve girişimci adayları eğitim sonunda sertifikalarını alıp bir iş planı dâhilinde kendi işlerini kurma imkânına kavuşuyor. Bu eğitimlerde iş fikri belirleme, iş fikri analizi, pazarlama ve üretim analizi gibi pek çok konuda eğitim
Yeni girişimci desteğiniz ne kadar? 50.000 TL hibe, 100.000 TL faizsiz kredi desteği şeklinde yeni girişimci adaylarını destekliyoruz. Girişimcilik desteğinde destek oranı kadınlara %90, erkeklere %70 olup kadınlara, şehitlere, engellilere pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Bu 50.000 TL hibenin 2.000 TL’si işletme kuruluş gideri, 18.000 TL’si ofis, ekipman gideri olup 30.000 TL ise işletmenin kira ve personel gideri için veriyoruz. 100.000 TL’yi ise 2,5 yıl geri ödemesiz, 2 yıl ise faizsiz geri ödemeli olarak toplamda 4,5 yılda ödemiş oluyor. 100.000 TL faizsiz kredi için tek şartımız banka teminat mektubu. Çağrı esaslı destek programınız olan “KOBİ-Proje” destek programından bahseder misiniz? Bu proje kapsamında işletmelerin üretim, yönetim, insan kaynakları, organizasyon, kurumsallaşma ve markalaşma konularında 150.000 TL’ye kadar %60 oranında geri ödemesiz destek verebiliyoruz. AR-GE’YE DESTEK “İş birliği–Güç Birliği” ve “AR-GE İnovasyon” ve “Endüstriyel Uygulama” destek programınızdan da kısaca bahseder misiniz? İş birliği-Güç birliği kapsamında 5 işletme bir araya gelirse 1 milyon, ileri teknoloji ürünler üreten 3 işletme bir araya gelirse 1.5 milyon TL destek veriyoruz. Yani işletmelere ortak, imalat, tasarım, laboratuvar, tedarik gibi birçok iş birliği güç birliği konusunda destek verebiliyoruz. Burada işletmeler kendi tüzel kişilikleri yanında ayrı tüzel kişiliğe ortak oluyorlar. Girişimcilerin Bakanlığımızın öngördüğü öncelikli orta, yüksek ve ileri teknoloji sektörleri özellikle ithalat anlamında dışa bağlı olduğumuz sektörlerde yatırım yapmaları gerekiyor.
AR-GE ve inovasyon destek programında ise yeni bir buluş, Türkiye’de olmayıp da yurt dışında olan herhangi bir ürünü üretmeye yönelik bir girişimleri varsa bu kapsamda AR-GE sürecine destek verebiliyoruz. AR-GE sürecini başarıyla tamamlayan işletmeler, endüstriyel uygulamaya başvurabiliyorlar. Bu kapsamda alabilecekleri hizmet alımı, makine ve ham madde, makine, ekipman, yazılım için toplamda 700.000 TL üst limit destekten faydalanabilirler. Ayrıca işletmeler talep ederlerse AR-GE ve inovasyon projesi için TEKMER’de işçi tahsisi yapabiliyoruz. Prototip ve projesi uygun dediğimiz işletme, endüstriyel uygulamaya başladığında seri üretimine ise 800.000 TL’ye kadar destek verebiliyoruz. Tabii bu süreçten sonra bakanlığımızın 2 ile 10 milyon TL’ye kadar olan “Tekno-Yatırım” destek programına da başvuru hakkına sahip olabiliyor. Ayrıca incelemeli patenti olanlar, kamu kaynağı yani TÜBİTAK, SANTEZ gibi projeleri başarıyla tamamlamış olanlar da endüstriyel uygulama programından faydalanabilir. Son olarak, “KOBİ- Gelişim” destek programını da açıklar mısınız? Kısaca KOBİ-GEL dediğimiz bir program. 300.000 TL hibe ve 700.000 TL faizsiz geri ödemeli olarak işletmelerin yapacakları yatırım, öncelikli bölge ve sektöre göre verilen bir destek programı. İşletmelerimiz bireysel olarak başvurabilirler.
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
AR-GE ve inovasyon destek programında ise yeni bir buluş, Türkiye’de olmayıp da yurt dışında olan herhangi bir ürünü üretmeye yönelik bir girişimleri varsa bu kapsamda ARGE sürecine destek verebiliyoruz. AR-GE sürecini başarıyla tamamlayan işletmeler endüstriyel uygulamaya başvurabiliyorlar. Bu kapsamda alabilecekleri hizmet alımı, makine ve ham madde, makine, ekipman, yazılım için toplamda 700.000 TL üst limit destekten faydalanabilirler. planlıyoruz. Bu tasarım merkezinin kuyumculuk, ayakkabı, tekstil sektöründe Gaziantep ve Bölge için çok ciddi katma değer sağlayacağına inanıyorum. Uzman insanları yetiştireceğimiz bu projenin bütçesi toplamda 7,5 milyon euro. Nisan ayı gibi KÜSGET’te bulunan kampüs alanı içinde temelini atmayı düşünüyoruz. Eklemek istedikleriniz var mı? KOSGEB’in ilk kuruluş yeri olması nedeniyle Gaziantep ayrı bir öneme sahip. Bu nedenle yeni girişimcilerin nitelikli olanlarını daha çok desteklemeyi hedefliyoruz. Bugün itibariyle sertifika verip KOSGEB des-
teği alıp kendi işini kuran işletme sayımız 600 adet. Dolayısıyla yeni girişimci sayımız ve kalitesinde artış olmasını istiyoruz. Yani bu oranı daha nitelikli bir şekilde artırmak ve tüm destek programlarımızdan başarı hikâyesi çıkarmak hedefindeyiz. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ve TEKNOPARK ile Avrupa İşletmeler Ağı ortak projemiz var. Yakında Gaziantep TEKNOPARK’a taşınıyoruz. Dolayısıyla TEKNOPARK’ın bulunduğu Gaziantep Üniversitesi kampüs alanına taşınmamız KOBİ’ler için iyi bir sinerji oluşmasını sağlayacak. Böylece KOBİ’ler Teknoloji Geliştirme Bölgesinde anahtar teslim hizmet alabilecek.
Temmuz 2015’te atandığınız, Gaziantep KOSGEB’deki görevinizde hedefleriniz nelerdir? Büyük hedeflerimiz var. Yürüttüğümüz bazı projeler var. Bir tanesi sizin de içinde bulunduğunuz Avrupa işletmeler ağı, “COSME” projesi. 2020 yılına kadar bu proje kapsamında önemli etkinliklerimiz olacak. İş birliği profilleri hazırlayacağız ve yurt dışı heyet organizasyonları, kongreler ve konferans yapacağız. AB’nin IPA (Katılım Öncesi Mali Yardımlar) kapsamında fonlanan endüstriyel tasarım merkezi modelleme (GETAM) projemiz bulunmakta. Bu proje ile bazı sektörler öncelikli olmak üzere tasarım merkezi kurmayı
51
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
GAÜN’den alınacak çok proje var
Celal Bayar Üniversitesinden (CBÜ) bir grup öğretim üyesi, Gaziantep Üniversitesinin başta İntörn Mühendislik Uygulaması, Teknopark, Teknoloji Transfer Ofisi, TargeT olmak üzere Türkiye’deki diğer üniversitelere örnek olan uygulamalarını inceledi. GAÜN Kongre Merkezi ve Sporium’u da gezen heyet, “GAÜN’den alınacak pek çok proje var.” dedi.
M
ühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Enver Atik, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Minyat, İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Ramazan Gökbunar, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Maraş, dekan yardımcıları, yüksek okul, teknopark ve merkez müdürlerinin de aralarında bulunduğu 32 kişilik öğretim üyesi grubu, üç
günlük ziyaretin ilk gününde Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun ile görüştü. Prof. Dr. Coşkun, makamında kabul ettiği Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyelerine Parlayan Yıldız Gaziantep Üniversitesinin 45.000 öğrencili, 1.600 kişiden oluşan dev bir öğretim kadrosuna sahip, dünyanın 98 ülkesinden 2.700 yabancı öğrenciye ev sahipliği yapan bir uluslararası üniversite olduğunu belirtti. Gaziantep Üniversitesinin kentiyle bütünleşen, sağlık, kültür başta olmak üzere her konuda toplumla iç içe bir üniversite olduğunu anlatan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, şunları söyledi: İNTÖRN MÜHENDİSLİKTE İNANILMAZ BAŞARI... “Üniversitemizin önce Mühendislik Fakültesinde uyguladığı, ardından da diğer fakültelerde yaygınlaştırdığı intörn mühendislik uygulamasıyla öğrencilerimizin yüzde %85’i diplomasını almadan iş buldu. Bu
52
dünyanın hiçbir yerinde yok. Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulunda uyguladığımız trimester eğitim modeli Türkiye’ye örnek oldu. Toplumsal Duyarlılık Projesi dersleri, Etik dersleriyle iyi ama, topluma duyarlı öğrenciler yetiştiriyoruz. Bilgiyi toplumla paylaşıyoruz. İş dünyasıyla kol kolayız. TargeT, Teknoloji Transfer Ofisi, Teknopark ile iş dünyasına bilgi akışı sağlıyoruz. Türkiye’nin en işlevli kongre ve kültür merkezini tamamladık. Burada uluslararası tüm kongrelere ve her türlü etkinliğe ev sahipliği yapıyoruz. Sanayi tezleri kapsamında, en fazla destek alan üniversitelerden birisiyiz. Non-Woven araştırma, geliştirme çalışmalarında çok iyi bir durumdayız. İyi çalışan bir hastanemiz ile hem kentimize, hem bölgeye hem Orta doğu ülkelerine hizmet veriyoruz”. GAÜN BİZE ÖRNEK OLDU. Gaziantep Üniversitesinin gelişimini yakından takip ettiklerini belirten Celal Bayar Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Enver Atik, özellikle Gaziantep Üniversitesinde başarılı bir şekilde uygulanan intörn mühendislik uygulamasını incelemek istediklerini vurguladı. Bir ay önce Celal Bayar Üniversitesinde, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram tarafından İntörn Mühendislik Modeli konusunda yapılan bilgilendirme seminerinden sonra büyük bir heyetle yerinde inceleme yapmak ve sistem konusunda bilgi almak üzere hemen GAÜN’e ziyaret yapmaya karar verdiklerini belirtti. Kendi fakültelerinde öğrencilerini part-time olarak sanayie göndererek uygulamaya başladıklarını, son bir yıldır
BİZDEN HABERLER
Özellikle intörn mühendislik uygulaması ve üniversitesanayi işbirliği konusunda elde edilen başarıdan çok etkilendiklerini vurgulayan CBÜ öğretim üyeleri, “Biz de Gaziantep Üniversitesinin yolundan giderek aynı başarıyı elde edeceğiz. Gaziantep Üniversitesinden alınabilecek pek çok proje var.” dedi.
ise Gaziantep Üniversitesinin uygulamasını takip ettiklerini ve ciddi bir şekilde üzerinde durduklarını vurgulayarak şöyle devam etti: “Bu nedenle rektörümüz konuya çok önem veriyor. Sadece mühendislik fakültemiz değil, 5 dekan, 5 yüksekokul müdürümüzün de burada olması bunun göstergesi. Sizin örneklerinizi uygulayarak umarım çok hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Tabii, çok güzel bir uygulama olarak GAÜN’ün intörn öğrencilerinin Manisa’daki dev sanayi kuruluşlarında da olduğunu biliyoruz. Benzer katkıları bizde de çok hızlı sağlayacağına inanıyoruz. Öncelikle bu çok güzel örneği sergilediğiniz için size çok teşekkür ediyoruz”.
İNŞALLAH BİZ DE BAŞARIYLA UYGULAYACAĞIZ. İki günlük inceleme gezisinde Gaziantep Üniversitesi kampüsündeki tüm fakültelerin yanı sıra TargeT, TTO ve Teknopark’ta incelemelerde bulunup Organize Sanayi Bölgesi’ni de görme fırsatı bulan Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyeleri, GAÜN’den çok etkilendiklerini belirtti. Özellikle intörn mühendislik uygulaması ve üniversite-sanayi işbirliği konusunda elde edilen başarıdan çok etkilendiklerini vurgulayan CBÜ öğretim üyeleri, “Biz de Gaziantep Üniversitesinin yolundan giderek aynı başarıyı elde edeceğiz. Gaziantep Üniversitesinden alınabilecek pek çok proje var.” dedi. Kendilerine gösterilen ilgi ve konukseverlikten dolayı GAÜN yöneticilerine teşekkür eden konuk akademisyenler, “Sizleri de üniversitemizde ağırlamaktan onur duyarız.” dedi. Heyet, ayrıca Türkiye’nin örnek projelerinden olan GAÜN Kongre Merkezi ve Sporium’da incelemeler de bulunarak projeler hakkında bilgi aldı. Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyelerine iki günlük GAÜN gezisinde Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Oğuzeli MYO Müdürü Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz ile İTAK (İntörn Takip Kurulu) Başkanı Doç. Dr. Ahmet Tan da eşlik etti.
53
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
“FİKRİ OLANA HER TÜRLÜ DESTEK VAR”
Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ve Gaziantep Teknopark tarafından düzenlenen ARGETİ (Araştırma-GeliştirmeTicarileştirme) 2016 Proje Pazarı Açılış Töreni Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Kongre ve Kültür Merkezinde yapıldı. Pazarda konuşan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Bugüne kadar hep ‘Fikri olan beri gelsin.’ dedik. Çağrımız büyük geri dönüşüm sağladı. Şimdi diyoruz ki ‘Fikri olan yeniden beri gelsin.” şeklinde konuştu. Törenin açılış konuşmasını yapan ARGETİ Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, “Avrupa ülkeleri içerisinde en büyük insan kaynağına sahip ülkelerden biri durumundayız ve her yıl üniversitelerimizden bir milyon öğrenci mezun oluyor. Bu, ülkeye her yıl bir milyon fikir ve ürün kazandırma potansiyeli anlamına geliyor. Eğer biz bunun %10’unu kazandırabilir-
54
sek yaklaşık her yıl 100.000 civarında ürünü, fikri ülkemize de kazandırmış olacağız.” dedi. FİKRİ OLANA HER TÜRLÜ DESTEK VAR. AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer ise fikre, projeye daha fazla hürmet ve destek olduğunu belirttiği konuşmasında, sadece fikri olanların projeyi ortaya koymasa
bile, bir fizibiliteyle desteklendiğini vurguladı. Milletvekili Koçer şunları söyledi: “Hükümetimizin 2016 Eylem Planı içerisinde Ar-Ge ve inovasyon ülkenin bütçesinin de yönetiminin de merkezine oturmuş durumda. Buna en çok uyan şehir-
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BİZDEN HABERLER
FİKRİ OLAN YENİDEN BERİ GELSİN. ARGETİ Proje Pazarı’na bu yıl 300’e yakın projenin başvuruda bulunduğunu, bunlardan 175’inin sergilenmeye değer bulunduğuna işaret eden GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ise “Milletimize, insanımıza, sanayi ve endüstrimize hizmet etmek üzere
www.t to t a rget .co m
lerden bir tanesiyiz. Ben bunu okuduğum zaman, eylem planı içerisinde Gaziantep’in önüne koyduğu hedefleri ve ufku gördüm. Şehrin sanayiini ve Sanayi Odasının yapmış olduğu her şeyin merkezinde Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmanın olduğunu görmek, bu sürecin devam etmesini sağlayan bu tür etkinliklerde bulunmak bizim için gurur verici. Gaziantep sanayiinin gelişmesi ve Gaziantep Üniversitesinin sanayimize ve bilime katkısı açısından ARGETİ Pazarı’nı çok önemsiyorum”.
projelerimizi görücüye çıkarıyoruz.” diye konuştu. Ciddi bir Teknopark ve içerisinde profesyonellerin çalıştığı Teknoloji Transfer Ofislerine sahip olan Gaziantep Üniversitesinin insanlara düşünmeyi, fikir üretmeyi, ürettiği fikirleri hayata geçirmeyi, onları ticarileştirmeyi ve sonunda da bilgi yoğun, teknoloji yoğun ürünler elde etmek noktasında ülkeye katkı sunmak gibi bir vazifeyi benimsediğini kaydederek şöyle devam etti: “Çünkü, bu olmazsa olmaz. Bilgi ve teknoloji yüklü ürünler olmadığı sürece bugün ihracatımızın içerisinde %1-2’lerin arasında bulunan ileri teknoloji veya bilgi yoğun ürünlerin oranını %10-20’lere çıkarmadığımız sürece 2023 hedefleri geleceğe matuf olarak hedeflerimizi gerçekleştirme noktasında çok sıkıntı duyacağımız açıktır. Bilgiyi üreten üniversitelerin iş dünyasıyla buluşması, kol
“Gaziantep’in önüne koyduğu hedefleri ve ufku gördüm. Şehrin sanayiinin ve Sanayi Odasının yapmış olduğu her şeyin merkezinde Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmanın olduğunu görmek, bu sürecin devam etmesini sağlayan bu tür etkinliklerde bulunmak bizim için gurur verici”.
55
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
kola girmesi ve sonuçta da bilgi, teknoloji yoğun ürünlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır ve bu konuda kararlılık gerekir.” şeklinde konuştu. ARGETİ’Yİ TOPLUMA AÇTIK. Hükûmetin bütün erklerinin, devletin bütün kurumlarının da bu konuda gereken bütün enstrümanları hazır hâle getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Coşkun, konuşmasının devamında şöyle dedi: “Üniversitelerde de bu konuda bir uyanış bir farklılaşma bir değişim söz konusu ama Gaziantep Üniversitesi olarak bunu çok önceden fark eden ve kararlılık gösteren bir üniversite olarak işte bu proje pazarını, ARGETİ’yi üç yıldır ısrarla sürdürüyoruz. Bu yıl 300’e yakın proje başvurusu geldi. 175’i sergilenmeye değer bulundu.
Bu yıl sadece kendi üniversitemizin öğrencilerine değil topluma da açtık. Bu sergilenmenin amacı, fikirlerinizi görünür hâle getirmek. Bu vesileyle görünür hâle gelen fikirlerinizin üretime, ticarileşmeye ve sanayie, endüstriye toplumun gelişmesine katkı bulacak projeler olsun istiyoruz. Bu anlamda da bütün projeleri, katılımcıları desteklemeye özen gösteriyoruz. Şehrin kuruluşlarıyla iş dünyasıyla buluşturmaya çalışıyoruz. Bu itibarla bu bizim için şenlik, bir düğün töreni gibi fikirleri iş dünyasıyla buluşturmaya çalışıyoruz”. SİZLER BİLL GATES’E ADAYSINIZ. Ülkemizin geleceğinin bilişimden geçtiğini belirten Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil
Gaziantep’teki sanayiciler olarak üzüldüğümüz bir şey var. Yıllarca çalışırız, emek veririz ve birikimlerimizi gerçekleştiririz ondan sonra gider üç tane makineye biriktirdiğimiz paranın hepsini Avrupalının, Amerikalının, Çinlinin cebine koyar geliriz. Bu bizi çok üzüyor. Siz değerli gençlerin bulacakları buluşlarla her biriniz bir Bill Gates’e aday olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın.
56
BİZDEN HABERLER www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Ülkemizin geleceğinin bilişimden geçtiğini belirten Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu ise Ar-Ge yapmayan hiçbir ülkenin ne sanayide ne de bir başka sektörde varlığını sürdüremeyeceğini vurguladı. Konukoğlu ise, Ar-Ge yapmayan hiçbir ülkenin ne sanayi de ne de bir başka sektörde varlığını sürdüremeyeceğini vurguladı. Konukoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Gaziantep bu konuda çok şanslı. Çünkü, inanılmaz bir genç nüfusa sahibiz. Gençlerimizin yaptığı çalışmaları bir de sanayie dönüştürebilirsek inanılmaz bir ivme kazanabiliriz. Gaziantep olarak da şu anda yapmış olduğumuz ihracat yıllık aşağı yukarı 6 buçuk milyar dolar. Geçen seneki rakam. İnşallah bu sene de bu rakamı yakala-
yacağız. Fakat, Gaziantep’teki sanayiciler olarak üzüldüğümüz bir şey var. Yıllarca çalışırız, emek veririz ve birikimlerimizi gerçekleştiririz. Ondan sonra gider üç tane makineye biriktirdiğimiz paranın hepsini Avrupalının, Amerikalının, Çinlinin cebine koyar geliriz. Bu bizi çok üzüyor. Siz değerli gençlerin bulacakları buluşlarla her biriniz bir Bill Gates’e aday olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın. Üniversitelerimiz eski üniversiteler değil, özellikle Gaziantep Üniversitesi şu anda sanayiyle iş birliği yapan ender üniversitelerden bir tanesi. Sanayiciler olarak da öğrencilerimizle iç içe yaşıyoruz ve öğrencilerimiz ne zaman dönüp geldilerse de başarılı oluyorlar. İnşallah buradan çok güzel fikirler çıkacak ve sanayileşecektir.” dedi. Konuşmaların ardından Milletvekili Koçer, Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ve diğer katılımcılar pazarı gezdi. Bu sırada Adil Konukoğlu, bazı projelerle özel olarak ilgilendi ve bu proje sahipleriyle daha sonra görüşmek üzere sekretaryasına not aldırdı. Bazı proje sahiplerine ise çeşitli uyarı ve önerilerde bulundu.
57
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Aşureyi bir de böyle deneyin…
ARGETİ PROJE PAZARINDAN TİCARİLEŞTİRİLMEYE: AŞURCUBUR! Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği öğrencisi Hatice Balkır hazırladığı ARGETİ projesiyle aşureye yepyeni bir boyut kazandırdı. Türk mutfağının geleneksel tatlılarından aşure üzerinde proje çalışmaları yapan Hatice, ürünü kurutarak ambalajladı. Şimdi de patentini alarak ticarileştirmeye hazırlanıyor.
Ö
ncelikle tebrik ederiz. Kendini bize anlatır mısın? Afyon, 1990 doğumluyum. Afyon’da ilk ve orta öğrenimimi tamamladıktan sonra 2008 yılında Adnan Menderes Üniversitesi Gıda Teknikerliğini kazandım. 2010 yılında dikey geçiş sınavlarına girerek Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü II. öğretim kıs-
58
mını kazandım. Bununla da yetinmeyip 2013 yılında tekrar sınava girerek aynı bölümün I. öğretimine geçiş yaptım. Şu an yine aynı bölümde son sınıf öğrencisi olarak devam etmekteyim. Daha önce bir projede veya sosyal aktivitede yer aldın mı? Uzun süreli bir üniversite hayatım oldu. Bu durumu avantaja çevirmek için de birçok konuda bilgi
sahibi olmak istedim. Bunun içinde birçok proje ve sosyal aktivitede yer aldım. Bunlardan da kısaca bahsedersem: Gaziantep Üniversitesinde Gıda Mühendisleri platformu oluşturduk. Onun yönetim kurulundaydım. Bilinçli Tüketim Topluluğu’nun başkanlığını yapıyorum, GAÜN Dağcılık Kulübünde eğitmenim ve bu kulüpte 30 kişilik bir ekibiz. Bu ekip ile Demirkazık Zirvesi ve Ender Zirvesi yaptık. Keyifli bir şekil-
de aktivitelerimize devam ediyoruz. Onun haricinde Gaziantep’te iki yıldır var olan “Bitter Noa” öğrenci kariyer merkezinde geçen yıl insan kaynakları süpervizörlüğü, bu yıl da turistik süpervizörlük yapmaktayım. Turistik süpervizorlüğünü de keyifle yapıyorum, Gaziantep‘in tarihi yerlerinin tanıtımı için yazılar yazıyor, geziler düzenliyorum. Bu aktivitelerin dışında uzun süreli iki firmada yarı zamanlı çalışma fırsatım oldu. PROJENİN ÖYKÜSÜ… GAÜN proje pazarı ARGETİ’de sunduğun proje fikrin “Aşurcubur”un hikâyesini anlatabilir misin? Bu süreçte sana kimler destek oldu? Geçen yaz TİM’in düzenlediği Endüstriyel Gıda Tasarım Yarışması vardı. Bu yarışma Türkiye genelinde yapılan bir yarışma ve zirvesi de İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda yapıldı. Yarışmanın kapsamı, geleneksel Türk tatlılarının endüstriyel olarak üretilip pazara sunulmasını kapsıyordu. O yarışmaya katılmak için birkaç proje önerim vardı. Yazın bu konuyu Doç. Dr. A. Coşkun Dalgıç ve Arş. Gör. Derya Dursun hocama mail yolu ile ilettim. Bütün proje öneri fikirlerimi de beraberinde ilettim. Coşkun Hoca “Aşurcubur”u beğendi. Yani aşureyi pişirip, kurutup bar formu hâline getirilmesi fikrini beğendi. Hatta bu konunun bitirme projem olabileceğini de belirtti. Bu arada bir arkadaşımla beraber birkaç firma ile görüşmelerimiz oldu. Bu yarışma için gerekli hazırlıklara başladık. Ancak yatırımcı firma ile sıkıntı yaşadık. Projem za-
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Hepimiz abur cubur tüketmeyi seviyoruz. Bu proje ile besin değeri yüksek, raf ömrü uzun abur cubur üretmiş oluyoruz. Tadı aşureden daha lezzetli, yoğun kıvamlı. Katı fazda helva formunda olması da tüketim rahatlığı sağlamaktadır. Aşurcubur’un son ürün çıktısı denendi ve sensör testleri yapıldı. Ticarileştirilmeye hazır, patent başvuruları ile ilgili çalışmalar, TargeT TTO aracılığı ile devam etmektedir. manında bitmedi. Dolayısıyla yarışmaya katılamadım. Ancak bitirme projesi olarak projeye devam ettim. Sonrasında ARGETİ proje pazarında bu projeyi sındum. Neden Aşurcubur? Bu ürünü neden almalıyım? Ve Projenin hazırlık aşamaları hakkında okuyucularımıza bilgi verebilir misin? Aşure, Türk ailelerinin belirli günlerde tükettiği geleneksel bir tatlıdır. Aşurenin besinsel değeri, içerisinde bulunan tahıllardan ötürü oldukça fazladır. Aşure minimum yedi çeşit tahıl barındırıyor. Böyle besin değeri yüksek bir gıda ürünü
59
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
TargeT TTO’yu iki senedir çok yakından takip ediyorum. TargeT TTO bünyesinde bizler için yapılan ücretsiz eğitimler, bu eğitimde öğrendiklerim, eğitim sonunda aldığım katılım belgeleri ve sertifikalar, bu eğitimde tanıştığım kişiler, beni ve çevremdeki arkadaşlarımı harekete geçiriyor. Denemek ve deneme hevesimizi artırıyor. Özellikle Aşurcubur projemde en büyük katkıyı TargeT TTO’dan aldım. kun hocamın desteğini ve cesaretlendirmesini, Derya hocamın da yardımlarını asla unutmamam gerekir. Projenin her aşamasında acaba bu sefer olmadı mı dediğimde Coşkun hocam beni cesaretlendirerek Derya hocam da yardım ederek destek verdiler. Bu konuda da şanslıyım galiba.
endüstriyel olarak bar formu şeklinde bulunmuyor. Projenin yapım aşamasından da kısaca bahsetmek gerekirse... Aşureyi pişiriyoruz. Daha sonra suyunu kurutma işlemi ile uçuruyoruz ve bar formu hâline gelmesini sağlıyoruz. Bu projedeki asıl amacımız: Hepimiz abur cubur tüketmeyi seviyoruz. Bu proje ile besin değeri yüksek, raf ömrü uzun abur cubur üretmiş oluyoruz. Tadı aşureden daha lezzetli, yoğun kıvamlı. Katı fazda helva formunda olması da tüketim rahatlığı sağlamaktadır. Aşurcubur’un son ürün çıktısı denendi ve sensör testleri yapıldı. Ticarileştirilmeye hazır, patent başvuruları ile ilgili çalışmalar TargeT TTO aracılığı ile devam etmektedir. Hatta yatırımcı bir firma ile görüşmeler gerçekleştirdik. Coş-
60
“EN ÇOK HEYECANLANDIĞIM…” Proje Pazarları hakkında ne düşünüyorsun? ARGETİ proje pazarına katılım sağlaman sana neler kazandırdı ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi’nin çalışmalarını gençler gözünden yorumlar mısın? Her yıl dönem başlarında katılabileceğim proje pazarları, yarışmalar, eğitimler hakkında bilgi toparlar, son başvuru tarihleri ile ilgili kendime takvim çıkarırım. Şu ana kadar katılım gösterdiğim proje pazarları içerisinde en çok ARGETİ proje pazarından verim aldım.
ARGETİ proje pazarına iki senedir katılıyorum. Geçen yılki proje fikirlerimiz de dereceye girmişti. ARGETİ proje pazarında en çok heyecanlandığım kısım ticarileştirme aşaması. Fikirlerimizi sanayiden yapılan katılımcılara sunmak, fikrimi onlara anlatmak, işbirliği görüşmeleri yapmak benim için şu aşamada çok ciddi deneyim. Onun haricinde yarışmada poster hazırlamak, sunum yapmak, bunlar
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
bana çok şey kattı. TargeT TTO’yu iki senedir çok yakından takip ediyorum. TargeT TTO bünyesinde bizler için yapılan ücretsiz eğitimler, bu eğitimde öğrendiklerim, eğitim sonunda aldığım katılım belgeleri ve sertifikalar, bu eğitimde tanıştığım kişiler, beni ve çevremdeki arkadaşlarımı harekete geçiriyor. Denemek ve deneme hevesimizi artırıyor. Özellikle Aşurcubur projemde en büyük katkıyı TargeT TTO’dan aldım. Biliyorsunuz TargeT TTO’nun yürüttüğü Mıcrogrant öğrenci projeleri var ve bu proje kapsamında kullandığım malzemeleri microgrant projesinden fonlanarak aldım. Böylelikle ARGETİ proje pazarına katıldım. Tüm bu imkanlar bir öğrenci için önemli avantajlar diye düşünüyorum. Gıda Sektöründe AR-GE ve İnovasyonu nasıl değerlendiriyorsun? Kesinlikle ilk olarak şunu söyleyebilirim ki insan var oldukça gıda sektörü de var olacaktır. İnsan geliştikçe gıda sektörü de gelişecektir. İnsanlar artık yeme ve içmeye eskisi kadar zaman ayırmıyor. Fast food ve abur cubur ile geçiştiriyor. Ancak bunları yaparken de organik beslenmeye de önem veriyorlar. Bunlar için endüstriyel mutfağa ihtiyaç var. Çünkü günümüzde çalışan insan sayısı gittikçe artıyor. Bilinçli tüketmek ve bilinçli üretmek için de “bilim” şart. Gaziantep’i nasıl buluyorsun? Burada öğrenci olmaktan memnun musun? Gaziantep’ e ilk olarak öğrenci olarak geldim. Kesinlikle bu durumdan ve ortamdan hiçbir zaman rahatsızlık duymadım. Bölümümü, üniversitemi ve şu an yaşadığım şehri çok sevdim. Gaziantep bulunduğu bölgeye göre çok iyi bir konumda. Gelişmişlik düzeyi ve yaşam şartları oldukça iyi. Her istediğimi yapabiliyorum. Arkadaşlarımla bu şehirde oldukça keyifli vakit geçirebiliyorum. Kısaca Hatice Balkır’ı da tanımlar mısın?
Gününü dolu dolu geçirir. Geç uyandığında kendine çok kızar. Hâlâ aradığımı bulmuş değilim. Uğraşıyorum ve hâlâ tam olarak nerede mutlu olacağımı bilmiyo-
rum. Asıl hayalim butik cafe açmak; ancak sonuç olarak her insan gibi düşüncelerim değişebilir. Sabit fikirli değilim. Denemeyi ve öğrenmeyi seviyorum. İleride gıda mühendisi olarak devam etmek de isteyebilirim. İşimi ve alanımı çok seviyorum. Sosyal bir insanım.Birçok aktiviteye katılmaya çalışıyorum. Neyi en iyi yaparım? Yapabilmek için nelere ihtiyaçlarım olur? Bunları her zaman düşünüyorum. Bunları düşünürken de önüme çıkan her fırsatı değerlendiriyorum.
61
SEKTÖREL
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
TEKSTİLDE HEDEF FARKINDALIK
Tekstil sektörünün önde gelen firmalarıyla, Gaziantep TEKNOPARK’ın IPA projesi kapsamında teknolojik işbirliği toplantısı gerçekleşti.
T
ekstil Sektörü Liderleri İşbirliği, Teknolojik Fikir Geliştirme” konulu toplantı, Divan Gaziantep Otel’de gerçekleşti. Toplantıya, Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci, Royal Halı AR-GE Müdürü Tayfun Cevher, Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ve Gaziantep TEKNOPARK uzmanları, Şireci Tekstil, Koç Tekstil, Teymur Tekstil, Karan Tekstil, Moğol Tekstil, Royal Halı, Kurt Kumaş, Selçuk İplik, Akınal Nonwoven, Mimpa İplik, Gaziantep İplik gibi pek çok sektör liderleri ile Sanayi Odası, Ticaret Odası, İpekyo-
62
lu Kalkınma Ajansından temsilciler katıldı.
“FARKINDALIK TOPLANTILARI” Toplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan “Bir süredir fikir geliştirme, farkındalık toplantıları yapıyoruz. Gaziantep Teknoloji Transfer Ofisi çatısı altında bu işlere biraz hız verdik. Teknoparklar için şunu söyleyebilirim: Bilim ve Teknoloji Bakanlığının o ildeki üniversitenin kampüs alanı içindeki teknoloji kampı. Burada yaptığınız yeni ürünlerde, tasarımlarda yapılan AR-GE işlemlerinde belirli mali ve kurumsallık açısından muafiyetlerin ve avantajların olduğu kampüs. Bir tekstil mühendisi olarak da tekstilin AR-GE’sinin katma değerinin ve ürününün konuşulacağı bu toplantıda tekstilin
SEKTÖREL www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Bugün artık firmalar organizasyon şeması içinde AR-GE birimlerini kurmaya veya birim kurmasalar bile AR-GE terimini kullanmaya başladılar. AR-GE’sini bilen siz sektör liderleriyle birlikte olmaktan gerçekten gurur duyuyorum.” şeklinde konuştu. “AKADEMİK KADRO, FİRMALARA ÇÖZÜM ÜRETİYOR”. Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi adına bilgiler aktaran üniversite-sanayi iş birliği uzmanı İbrahim Başar Kılıçparlar “TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Gaziantep TEKNOPARK’ın bir anonim şirketi olup TÜBİTAK’ın yeni konsepti altında kuruldu. Teknoloji Transfer Ofisleri tüm Türkiye’de bilginin ticarileşmesini sağlıyor. Sanayideki sorunları sahadan toparlayıp üniversitedeki akademik kadro ile tartışıp firmalara çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu sebeple TÜBİTAK bu konuyla ilgili fonlama programı açtı. TargeT’te bu işleri yürütmek için Türkiye’de fonlama anlamında desteklenen 20 üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisinden biri. Beş modül üzerinde, tanıtım ve farkındalık, araştırma projeleri, üniversite-sanayi işbirliği, fikri ve sınai mülkiyet hakları ve girişimcilik olmak üzere faaliyetlerimizi yürütmekteyiz.” ifadelerini kullandı. “HAYAL DEĞİL, ROYAL” Royal Halı’nın AR-GE ve inovasyon konusundaki başarı hikâyesini dile getiren Royal Halı AR-GE Müdürü Tayfun Cevher “Üniversitenin sanayide lokomotif olması gerekiyor. Üniversite, Gaziantep TEKNOPARK vasıtasıyla bu lokomotif görevini yerine getirmeye başladı. Sanayideki yönetici veya firma sahiplerinin de TEKNOPARK’a gerekli destekleri vermesi gerekiyor. Royal Halı olarak Gaziantep TEKNOPARK’ta büromuz bulunmakta ve iki SAN-TEZ projemizi buradan yürüttük. Başarı yolculuğumuza geçmeden önce sektörle ilgili bilgi aktarmam gerekirse 1995 yılında Gaziantep’e geldiğimde fab-
rikaları ustalar veya teknikerler yönetiyordu. Çünkü o dönemlerde fabrikalarda en önemli parametre, hız ve ne kadar üretim yapılmış olması idi. Yapılan her şey satılabiliyordu. Bugün 3. kaliteye koyamayacağınız iplikler dahi o zamanlar rahatlıkla piyasada alıcı bulabiliyordu. Tabii zaman ilerledikçe gerek Gaziantep gerek Türkiye’de rakipler ortaya çıkmaya başladı. Durum böyle olunca firmalar yavaş yavaş mühendis istihdam ettiler. İşletmelere farklı bakış açısı ve kalite-kontrol olayı arttı. Rekabet trendi hızla yükselişe geçti. Kalite kontrol ekiplerinin kurulmasıyla kalite kontrol sistemleri işlevsellik kazandı. Bugün artık firmalar organizasyon şeması içinde AR-GE birimlerini kurmaya veya birim kurmasalar bile AR-GE terimini kullanmaya başladılar. Royal Halı’ya sekiz dokuz yıl önce AR-GE’yi yönetmek üzere çalışmaya başladım. İlk başladığımda her yıl nasıl yenilik yaparız diye karamsar düşünürken inanın her yıl bir veya iki yenilik veya proje çalışmalarımızla aktif sekiz yıl geçirdim. Her yıl piyasaya kendi sektörümüzle ilgili bir yenilik sunduk. Şu an ARGE birimimiz tasarım ekibiyle birlikte koordineli çalışıyor. Bir AR-GE’ci basit düşünmeli. İnsanı AR-GE’ye odak-
“Üniversitenin sanayide lokomotif olması gerekiyor. Üniversite, Gaziantep TEKNOPARK vasıtasıyla bu lokomotif görevini yerine getirmeye başladı. Sanayideki yönetici veya firma sahiplerinin de TEKNOPARK’a gerekli destekleri vermesi gerekiyor. Royal Halı olarak Gaziantep TEKNOPARK’ta büromuz bulunmakta ve iki SAN-TEZ projemizi buradan yürüttük.
63
SEKTÖREL
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Bir AR-GE’ci basit düşünmeli. İnsanı AR-GE’ye odakladığınız zaman inanılmaz yaratıcı fikirler ortaya çıkıyor. Hayaller gerçeğe dönüşüyor. Yüzlerce AR-GE çalışması yapıyoruz. TÜBİTAK destek programlarını kullanıyoruz. Kimyasal madde, makine üreticileri, tedarikçilerimiz, iş birliği içinde olduğumuz üniversiteler, çalışanlarımız, bayilerimizden ve sürekli düzenlediğimiz “Hayal Varsa Royal Var” yarışmalarının sonuçlarından bir fikir bankası oluşturuyoruz. Yine internette herkesin fikrini belirteceği “Fikrini Serbest Bırak” ve “Halıcılar” ağımızdan da faydalanıyoruz. Çalışanlarımızın katılımı sağlamak, görüşünü almak için fabrikamızın yedi sekiz noktasına “Akıl Küpü” dediğimiz küçük kutucuklar bırakıp çalışanlarımızı fikirleri ve görüşlerinden dolayı ödüllendiriyoruz. ladığınız zaman inanılmaz yaratıcı fikirler ortaya çıkıyor. Hayaller gerçeğe dönüşüyor. Yüzlerce ARGE çalışması yapıyoruz. TÜBİTAK destek programlarını kullanıyoruz. Kimyasal madde, makine üreticileri, tedarikçilerimiz, iş birliği içinde olduğumuz üniversiteler, çalışanlarımız, bayilerimizden ve sürekli
düzenlediğimiz “Hayal Varsa Royal Var” yarışmalarının sonuçlarından bir fikir bankası oluşturuyoruz. Yine internette herkesin fikrini belirteceği “Fikrini Serbest Bırak” ve “Halıcılar” ağımızdan da faydalanıyoruz. Çalışanlarımızın katılımı sağlamak, görüşünü almak için fabrikamızın yedi sekiz noktasına “Akıl Küpü”
dediğimiz küçük kutucuklar bırakıp çalışanlarımızı fikirleri ve görüşlerinden dolayı ödüllendiriyoruz. Tabii AR-GE çalışanının kısıtları olmaması lazım. Bu durum firmadaki yönetiminizle alakalı. Dolayısıyla bugün Royal Halı’nın bugünlere gelişinde desteklerini esirgemeyen, önümüzü açan ve fikirlerimize inanan yönetim kurulu başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.. GAZİANTEP’TE TEKSTİL SEKTÖRÜ İÇİN AR-GE... AR-GE ve ÜR-GE’nin önemine dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci “ ÜR-GE ve ARGE terimlerini hatırlatarak konuşmama başlamak istiyorum. ÜRGE işletmede mevcut olan bir ürünü geliştirmek için kullanılır. Bu nedenle ÜR-GE TÜBİTAK-TEYDEB destek kapsamına alınmamakta. En yalın hâliyle AR-GE ise işletmede olmayan bir ürünün o işletmede yapılmasıdır. Veya üretmiş olduğunuz bir ürünün katma değerini artıracak şekilde yeniden üretilmesiyle ilgili çalışmalar AR-GE kapsamına dâhil edilmektedir. Bu şekilde tanımları ayrıştırdıktan sonra ARGE yapılmasının neden gerektiğini aktarmak gerekirse yüksek katma değere ihtiyacımız var. Rekabetin çok yoğun olduğu günümüz koşullarında mevcut pazarı kaybetmemek veya artırmak için AR-GE yapmak durumundayız. Hepimizin
64
SEKTÖREL www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
bildiği gibi tekstil sektöründe empoze edilen birtakım yaptırımlar var. Örneğin işçi 8 saat çalışacak. Yaklaşık 1,5 saat öğle yemeği olacak gibi. İşçilik maliyetlerinin artışı nedeniyle 3. Dünya ülkeleriyle rekabet etme şansımız azalıyor. Dolayısıyla bu sektör, daha ucuz işçiliğin ve enerji maliyetlerinin olduğu bölgelere doğru kayıyor. Türkiye, tekstil sektöründe zirvede ancak elimizdeki pazarın değerini bilmemiz gerekiyor. Tüm bu nedenlerle katma değeri yüksek ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor. Katma değerli ürün üretmenin yolu ise AR-GE yapmaktır. Dolayısıyla aynı üründe ısrar etmek ve merdiven altı firmalarla rekabet etmek gerçekçi olamaz. Bu nedenle sürekli AR-GE yapmak önem arz etmektedir. Belki de AR-GE için sektörün en önemli motivasyonu teşviklerdir. Devlet tarafından verilen çok fazla teşvik var. Bunlardan bazıları TÜBİTAK 1505, 1507 ve 1501 olarak sıralanabilir. 1501 üst sınırı olmayan büyük sanayiciler için verilen des-
tek programıdır. Proje süresi 36 ay ile sınırlı olup %60’a kadar destek alabilirsiniz. 1507 daha çok KOBİ işletmeleri için verilen bir destek. Destek miktarı daha yukarılarda yani %75’e kadar destek alınması mümkün. Her bir proje için verilen destek miktarı, 500.000 TL ve 18 ay ile sınırlandırılmıştır. Diğer bir destek programı 1505 ise daha ziyade bir çalışmanın üniversite tarafından yapılmasını arzu ediyorsanız yani alt yapınız proje yapmaya uygun değilse üniversitedeki bilgi bankası akademisyenlerle anlaşarak bunu projelendirebilirsiniz. Buradaki destek miktarı %80’lere
kadar çıkmaktadır. Gaziantep özeline baktığınızda destek programlarından tekstil sektörünün yoğun olduğu illere göre daha az faydalanılmaktadır. Bunun nedeni ise bu destek programlarının içeriğinin tam olarak sanayicimiz tarafından bilinmemesi. Bunların dışında ARGE yapmak için bir önemli neden ise vergi avantajları. Dolayısıyla baktığınızda AR-GE ile ilgili yaptığınız bir projenin neredeyse tamamını devlet karşılıyor şeklinde bir sonuç çıkmaktadır.” diyerek konuşmasını tamamladı.. Toplantı katılımcıların karşılıklı fikir alışverişi ile sona erdi.
Dolayısıyla bu sektör daha ucuz işçiliğin ve enerji maliyetlerinin olduğu bölgelere doğru kayıyor. Türkiye, tekstil sektöründe zirvede, ancak elimizdeki pazarın değerini bilmemiz gerekiyor. Tüm bu nedenlerle katma değeri yüksek ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor. Katma değerli ürün üretmenin yolu ise AR-GE yapmaktır.
65
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Fahrettin Kaplan başarılı iş yaşamını ve sektörde nasıl farkındalık yarattıklarını açıkladı:
“AR-GE VE İNOVASYONDA FARKLI OLMAYA ÇALIŞIYORUZ” Sanat Halı Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Kaplan’la Kartal Halı ile başlayan ve Sanat Halı ile devam eden sektördeki başarısını konuştuk. Yıllık 12 milyon m2 üretim kapasitesi ile dünyadaki 5 firmadan birisi olduklarını belirten Kaplan, AR-GE ve inovasyona verdikleri önemi anlattı.
F
ahrettin Bey, sektörle tanışmanız nasıl oldu, Kartal Halı nasıl doğdu? Tarım işiyle iştigal ederken 1985 yılında halı işiyle uğraşmaya başladık. 1985-1995 yılına kadar bireysel halı işleri yaptık. 1995 yılında Kartal Halı’yı kurduk ve ihracata başladık. Aile şirketiyiz. Dört kardeş ortak olarak çalışmaktayız. 1993 yılında liseyi bitirdiğim günden bu yana Kartal Halı’nın satış ve AR-GE’sinden sorumluyum.
Kartal Halı’yı bugün için nasıl tanımlarsınız? Yıllık 12 milyon m2 üretim kapasitesi ile dünyadaki 5 firmadan biriyiz. 1300 çalışanımızın 50 tanesi mühendis olup 60 ülkeye ihracat yapmaktayız. 2015 yılı ihracatımız 80 milyon dolar. Türkiye’nin en büyük ilk 500 şirketi arasında yer almaktayız. Yurt dışında Kazakistan’da halı üretim tesisimizde, 300 çalışanımız bulunmakta olup entegre tesis olarak hizmet vermekteyiz. Dünyada ve Türkiye’de halı sektörü
neyi tartışıyor? Gaziantep, dünya halısının %57’sini üretiyor. Dünyada tafting, makine ve el halısında 15 milyar dolar bir pazar payı var. Bunun 2,5 milyar doları makine halısı. Son teknoloji makinelerle daha yüksek verim alınıyor. Ancak halıda arz ve talep dengesizliği ve üretim fazlalığı var. Rekabetten dolayı müşteriye vadeli satışlar arttı. Dünya ülkelerinin çoğunda doların değerinin artmasından kaynaklı rekabet ve aşırı üretimden dolayı kârlılık azalışı ve ham madde fiyatlarındaki dengesizlikler görülmekte. Bugün sektörümüzde en çok tartışılan konular arasında bunlar yer almaktadır. Kartal Halı’nın farkındalığı nedir? AR-GE ve inovasyon olarak farklı olmaya çalışıyoruz. Beş altı yıl önce Sanat Halı’yı oluşturduk. Marka olarak farklılaşma çalışmalarımız sürmekte. Pazar payımızı genişletme çabasındayız. Almanya Köln’de bir lojistik merkezi ve showroom kurduk. Rakiplerimizden AR-GE, inovasyon ve satış konusundaki çalışmalarımızdan dolayı farklıyız diyebilirim. Halıda ne tür ürün geliştirdiniz ve yaptığınız yenilikler nelerdir? Kayın ağacından halı yaptık. Yine “tozu az” olan halı ürettik. Tasarım ve renkte farklılık yaratmak ve özgün olmak için ekibimizle tüm dünyayı
66
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
aldı. Üniversiteleri “bilgi çiçeği” olarak görüyoruz. Dolayısıyla hocaların sanayicilerle sürekli fikir alışverişi yine üniversitelerimizin, halk ve sanayi ile iç içe olması gerekiyor. Almanya, ABD gibi ülkelerde üniversiteler donanımlı, vizyoner ve sanayi ile çok sıkı çalışmalar yapmakta ve projeler geliştirmekteler. İlerleyen zamanda aynı gelişmeyi kendi ülkemizde de yaşayacağımıza inanıyorum. geziyoruz. Türkiye’nin en iyi tasarım ekibine sahibiz diyebilirim. Girişimcilikle ilgili neler söylersiniz? Gazianteplinin genlerinde pes etmek yok, mücadele var. Geçmişteki iş adamlarımız İngilizcesi vs. olmadan uçağa binip yurt dışına cesaretle giderlermiş. Bu Gaziantep sanayicisinin girişimcilik ruhunu gösteren çok iyi bir örnek diyebilirim. Üniversite- sanayi işbirliği ile ilgili neler söylersiniz? Üniversite- sanayi işbirliğinde eyleme geçmekte geç kalınıyor. Gaziantep’te çok küçük firmalar hariç 150’nin üzerinde halı firması var. Halı sektörünün bu kadar yoğun olduğu bir ilde, tasarım, planlama gibi bölümlerin açılması biraz zaman
Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? Üniversite mezunu genç bir insanın bulunduğu ortama katkısı, vizyonu ve hedefi olmalı. İngilizce, Arapça gibi yabancı dil bilen gençlerin sayısı yeni yeni artıyor. Günümüzde gençlerin iki tane yabancı dili mutlaka olması gerekiyor. Gaziantep Üniversitesinin “intörn modelini” beğeniyorum ve bu tür sanayinin ihtiyacına yönelik projelerin artmasını isterim. Değerli sanayici Konukoğlu’nun bir sözü var: “İşin hilesi dürüstlük”. Gençler dürüst olsunlar. Bir de millet olarak en büyük handikabımız herhangi bir başarı yakaladığımızda çabuk havalara giriyoruz. Herkes kendi alanında çok çalışıp üretken olmalı. Çile çekmeden, çok çalışmadan bir yere gelmek çok zor. Gençlerin bunun farkında olması lazım.
İşletmelerin sürdürülebilirliğini sağlaması için ne yapmak lazım? Bunun için kurumsallık ve bilgiye ihtiyaç var. Geçmişte beyaz ve mavi yakalı sınıflaması yoktu. Günümüzde işletmelerde kurumsallık için çalışmalar, eğitimler yapılmakta. Yetki devri olmalı. Bunun için de ikinci ve üçüncü nesli çok iyi yetiştirmemiz, kaliteli insan ve ekip oluşturmamız gerekiyor. İşletmelerde elini taşın altına koyacak ve gözünde ışık olacak, tuttuğunu koparan insanlara ihtiyacımız var. Herkesin her şeyi yapması mümkün değil. Ancak insanlar, üzerine düşeni yapsalar bile kâfi. Bu şekilde hedeflere ulaşmak için epey yol alınmış olur diye düşünüyorum. TEKNOPARK ve Teknoloji Transfer Ofisleriyle ilgili neler söylemek istersiniz? Bu tür teknoloji geliştirme bölgelerinde son yıllarda yapılan çalışmaları olumlu buluyorum. Ancak fon desteklerinden faydalanma ve teknolojiyle ilgili konularla firmaların daha sık bilgilendirilmesi gerekiyor. Verimlilik, satış, AR-GE ve inovasyon konularında sanayi ile daha sıkı çalışmalar, ortak projeler ve ortak akıl ile hareket etmek lazım.
67
SEKTÖREL
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
TEKNOPARK UZMANLARI HALI SEKTÖRÜ İLE BULUŞTU Gaziantep ekonomisinin önde gelen 8 sektöründe AR-GE ve inovasyon kültürünün geliştirilip katma değerli ürünler üretilmesine yönelik çalışmalar başlatan Gaziantep Üniversitesi Teknopark uzmanları, ilk olarak halı sektörünün temsilcileriyle bir araya geldi. Dünya ve Türkiye’de halı sektörünün geleceğiyle, kalifiye eleman sıkıntısı çekilmesi, neden yeterli AR-GE’nin yapılmaması gibi çeşitli sorunların tartışıldığı Dedeman Otel’deki toplantıya, aralarında Merinos, Kaşmir, Royal, Sanat Halı gibi Gaziantep’in önde gelen halı markalarının temsilcileri katıldı.
T
oplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep Teknopark Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan, önümüzdeki Ocak ayında hizmete girecek olan Halı Mükemmeliyet Merkezinin verimli bir şekilde çalışması için halıcıların görüşlerini önemsediklerini vurguladı. Çalışmasını İpekyolu Kalkınma Ajansının yürüttüğü ve finansmanı Avrupa Birliği tarafından sağlanan yaklaşık 9 milyon euro bütçeli Halı Mükemmeliyet Merkezinin bu sektör için önemli bir fırsat olduğunu kaydeden Vuruşkan şunları söyledi: “Gaziantep Teknopark olarak önemli bir süreç başlatıyoruz. Gaziantep için önemli ve değerli olan 8 farklı sektörde fikir geliştirme toplantısı yapacağız. Tabii öncelikli olarak buna halı sektörü ile başladık. Gaziantep için lokomotif bir sektör. Burada sizlere AR-GE’nin geri dönüş
68
sürecini anlatacağız. Geçmiş yıllarda üniversite-sanayi işbirliği nezdinde inovasyonla, AR-GE ile katma değerli ürün üretimiyle ilgili toplantılar oldu. Bu toplantılara inanmayanlar da çıktı. Halbuki bunların hepsi bi-
rer tohumdu. Bugün sanayimizdeki TEYDEP (Teknolojik Yenilik Destek Programı) başvuru sayılarımızın, patent, faydalı model başvuru sayılarının artması, AR-GE merkezleri kurma süreçlerinin başlatması, 1 milyon TL’nin üzerindeki fonların alınması hep o günlerin meyvesidir. Bu nedenle, bugün de bu yaptığımız organizasyonlara inanırsak asıl üç beş sene sonra bunun hangi sonuçlarla geri döndüğüne inanamayacağız.” “BEN GAÜN’ÜN CEOSUYUM” Toplantıya katılan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun da, üniversite olarak sanayi-üniversite işbirliğine verdikleri önemin altını bir kez daha çizerken, “Ben salon rektörü hiç olmadım. Kendimi bir CEO olarak adlandırıyorum. Yani, üniversiteyi bir başka konuma taşıma konusunda gayret gösteriyorum. Bu çabalarımızı da zaman
zaman sizlerle paylaşıyorum.” dedi. Akademisyen olarak, kendilerindeki bilgiyi raflarda, hocaların kafasında saklamamaları gerektiğinin farkında olduklarını ifade eden Coşkun konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu sadece bizim değil, sizler açısından da önemli. Artık şunu biliyoruz. Bilgiyi ürünün içine gömmediğimiz sürece katma değerli, yüksek değerli ürünler elde etmek mümkün değil. Bu konuda biz üniversite olarak her sektörde birliktelik sergilemek için canhıraş bir gayret sarf ettik. Sizlerle birlikte AR-GE sürecini, Teknopark’ın içerisini doldurmamız lazım. Biz orada para kazanma derdinde değiliz ama, orada bir birliktelik sağlamak, bu AR-GE kültürünü tabana yaymak, iş dünyasına iyice empoze edip o söylediğimiz, o katma değerli ürünlerin elde edilmesinde üniversite olarak üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Birbirimizin söylediklerini anlar noktaya geldik. Bunun bir adım ilerisi ARGE yaparak yeni ürün elde etmek. Ama bu bugünden yarına olmuyor. Şimdi biz toplumla, iş dünyasıyla el ele yeni bir şeyler üretmenin, yeni bir şeyler ortaya çıkarmanın heyecanı içerisindeyiz. Bu anlamda Gaziantep, Türkiye’yi öne çıkaran, potansiyeli olan bir kent. Tüm coğrafi dezavantajımıza rağmen biz ayakta durmasını bilen, sosyal barışın bozulmasına müsaade etmeyen bir kentiz”. “ARTIK YUKARI TIRMANMALIYIZ”. “Gelinen noktada kent olarak, ülke olarak yavaş yavaş irtifa alanında yukarı çıkmamız” gerektiği vurgusu yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz
SEKTÖREL www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Coşkun, bu konuda üniversite olarak hazır olduklarını vurguladığı konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu da bilgiyle ürünü buluşturmakla olur. 10 milyon euro bütçeli Halı Mükemmeliyet Merkezi kuruluyor. Fon çok
ama yapılması gereken, bu fonlara ticari kazancımızı artıracak birer finans olarak değil, AR-GE’yi yaparak dolaylı olarak ticari kazancımızı artıracak birer enstrüman olarak bakmaktır. Gelin hep beraber yeni bir şeyler söyleyelim. Bazı şeyleri siz yapıyorsunuz, biliyorum. Ama, gelin
biz de size bir şeyler verelim. Katkıda bulunalım. Biz veremezsek bileni getirelim. Bugün kendi ürününe inovasyon anlayışlarını katarak orta gelir tuzağından kurtulalım. Bizim hızlı bir yükselişe ihtiyacımız var. Ülke olarak dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak istiyorsak bu anlayışları benimsemeliyiz. Bu toplantı, bu anlamda bir beyin fırtınası toplantısı ve eminim çok faydalı olacak”. AMAÇ, TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ… Halıcılık sektörünün ileri gelen markalarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda, Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Tasmacı “Halı Sektörü Özelinde Tekstil Sektörünün Bölgede ve Dünyadaki Teknolojik Gelişmeleri”, TARGET – TTO Uzmanı Sedat Öztürk “Fikri Mülkiyet Hakları”, Tayfun Cevher “Royal Halı’nın Teknoloji Yolculuğu”, İKA Uzmanı Abdülmenap Ertaş “Halı Mülkiyet Merkezi” konulu birer konuşma yaptı. Etkinliğin beyin fırtınası bölümünde katılımcılar birbirinden ilginç fikirlerini paylaştı.
69
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Doç. Dr. M. Akif Kütük:
“SANAYİCİ VE AKADEMİSYEN İŞBİRLİĞİNE AÇIK OLMALI...” Makine-imalat ve medikal başta olmak üzere birçok sektörde sayısız projeleri bulunan Doç. Dr. M. Akif Kütük, özellikle TÜBİTAK projelerinde uzmanlaşmış bir isim… Yaptığı proje sayısını hatırlamayan Doç. Dr. Kütük, akademisyen ve sanayicilerin daha çok proje yapabilmesi için her iki tarafın da işbirliğine açık olması gerektiğini söyledi.
Ö 70
ncelikle kendinizden bahseder misiniz? Gaziantepliyim. Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliğinde öğretim üyesiyim. Evliyim ve 4
çocuk babasıyım. 1996 yılında Makine Mühendisliği Bölümünde araştırma görevlisi olarak göreve başladım. Daha sonra 2003 yılında öğretim üyesi olarak atandım. O günlerden bugünlere görevim devam ediyor.
2008 yılında Gaziantep Üniversitesinin ilk “Leonardo da Vinci” projesini yaptık. Proje kapsamında üç aylığına 18 mühendisi Almanya’ya staja gönderdik. Bu şekilde bu mühendislerin Avrupa’daki iş adabını, sis-
temini görmelerini sağladık. Şu an bu mühendislerin tamamı bu referans ile çok iyi yerlerde çalışıyorlar. Bu proje kültürünü TÜBİTAK-TEYDEB projeleriyle devam ettirdik. Sanayide sektörün en büyük firması olan Ünal Sentetik ile proje çalışmaya başladık. İlk projemizin başarılı olmasıyla Ünal Sentetik’ten sonra diğer firmalara da proje yapmaya başladık. Böylece 2008 yılından sonra başarılı birçok projeye imza attık. “15 PROJEDEN SONRA SAYMAYI BIRAKTIM”. Kaç proje yaptınız? 15’ten sonra saymayı bıraktım. Çuval, makine-imalat, medikal sektörleri olmak üzere pek çok firmaya proje yaptım. 2015 yılı itibariyle gıda sektörüne girdim. Kimya sektöründe görüştüğüm firmalar var. Son olarak gıda sektöründe de Türkiye’de ilk defa kakao içermeyen krema geliştirdik. Kakao yerine muadil ürün yaptık. Genelde yaptığımız projeler Türkiye’de olmayan orijinal konular oluyor. Bu şekilde çalışmalarla hem çalıştığımız firmaya bir şeyler katarken hem de üniversite-sanayi işbirliği açısından küçük de olsa bir katkıda bulunmuş oluyoruz. Diğer bir fayda ise proje yapılan firmayı üniversiteyle hem tanıştırmış hem de geliştirmiş, uzmanlığımızın yetişmediği yerlerde ise diğer öğretim üyesi arkadaşlardan destek almış oluyoruz. Sonuç olarak üniversite ile sanayi arasında bir köprü vazifesi görerek sanayideki firmalara katma değerli ürünler üretme konusunda yardımcı oluyoruz. Dolayısıyla firma bu kazançlarının yanında TÜBİTAK’ın imkânlarından faydalanmış oluyor. Bu durum sektörde firmaya farklılık sağlarken proje yapmayı ve proje kültürünü de öğretmiş oluyor. Yapacağı ürünlere ve yatırımlara bir proje mantığıyla yaklaşmayı öğrenerek yeni bir kavram ve süreç uygulamasını bünyesine kazandırmış oluyor. Genelde TÜBİTAK projesi mi yazıyorsunuz? Evet. Genelde TÜBİTAK projesi yazıyorum. TÜBİTAK projelerinde uzmanlaştığımı düşündüğüm için TÜBİTAK projesi yapmayı tercih ediyorum. Makine sektöründe uzman bir akademisyen olarak bu sektörle ilgili
RÖPORTAJ
Üniversite ile sanayi arasında bir köprü vazifesi görerek sanayideki firmalara katma değerli ürünler üretme konusunda yardımcı oluyoruz. Dolayısıyla firma bu kazançlarının yanında TÜBİTAK’ın imkânlarından faydalanmış oluyor. Bu durum sektörde firmaya farklılık sağlarken proje yapmayı ve proje kültürünü de öğretmiş oluyor. neler söylemek istersiniz? Her sektörde makine ihtiyacı olduğundan diğer sektörleri de yakından tanıyorsunuz. Örnek vermem gerekirse firmanın birisi kendi sektörü ile ilgili Almanya’dan makine alacaktı. 2 milyon euro fiyat teklifi almıştı. Pazarlıkla bu fiyatta bir miktar indirim yapılmıştı ve makine alınmak üzereydi. Firmada daha sonra “Bu makineyi yapabilir miyiz?” düşüncesi oluşmuş. Kendi içinde yapabiliriz kanaati oluşunca beni çağırdılar. Bu talep üzerine çuval sektöründeki bu firma ile çalışmaya başladık. Firmaya “Bunu yapabiliriz.” dedim. Bunun için altyapılarının uygun olduğunu dile getirdim. 2 milyon euro teklif aldıkları makineyi projelendirdik ve bütün aksamları Gaziantep’te olmak üzere yerli üretim olarak firmanın içinde gerçekleştirdik. Böylece hem 2 milyon euroyu yurt dışına göndermekten kurtardık hem de 1 milyon TL Gaziantep piyasasına dağıldı. Bu firmayı örnek alarak bazı firmalar da proje yapmak istediler. “Bu kadar büyük proje yapılabildiğine göre biz daha küçüğünü yapabiliriz.” diye özgüven kazandılar.
mühendisin bu işi tek başına gerçekleştirmesi çok zor. Akademisyen ve sanayicinin birlikte ortak proje uygulaması için ne yapması lazım? İki tarafın iyi niyet ve iş birliğine açık olması gerekiyor. Aynı zamanda üniversitede doğru yerde, doğru kişiyle temasa geçmek lazım. Dolayısıyla iki tarafın da bu iş birliğine açık, süreçleri yönetebilir şekilde bilgili olduktan sonra “kazan-kazan” mantığıyla hareket etmesi iş birliğinin oluşmasını sağlar. “Üniversite-sanayi işbirliği” çok güzel bir deyim. Ancak Gaziantep için konuşmak gerekirse
“TEK BAŞINA ZOR...” Sanayicimiz farklı destek kalemlerindeki bu fonlara erişim için neden sıkıntı yaşıyor? Gaziantep sanayiine 2008 yılından beri sürekli ziyaretlerde bulunan biri olarak şunları söyleyebilirim: Sanayici, bürokrasiyle uğraşmak istemiyor. Bir projenin yazma işinden tutun da raporlama işine kadar lisans mezunu bir mühendisin altından kalkacağı işler değil. Burada TÜBİTAK şunu istiyor: Sanayici bu işi yaparken üniversitedeki bir hocayla yürüsün. Başvuru formları ve yapılacak işler üst seviyede. Firmanın öncelikle bir danışman bulması gerekiyor. Çünkü proje yapma deneyimi olmayan bir
71
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
dernizasyonu yaptık. Medikal tekstil sektöründe yer alan bir firmanın elle yapılan üretimini otomasyon kapsamına aldık. Örneğin bu firmada 10 işçinin yaptığı işin tek makine ile yapılmasını sağladık. Yaptığımız katlama makinesiyle üretimi hızlandırdık ve standart getirmiş olduk. Böylece firma, 2010 yılından 2013 yılına kadar yaptığı katma değerli ürünlerle 8’e katlandı. “EKİP ÇALIŞMASI ÇOK ÖNEMLİ...” Yurt dışında bu işler nasıl oluyor? Türkiye’de mantalite olarak insanın vazgeçilmez olmadığını göstermemiz gerekiyor. Mühendis veya çalışan, bilgilerini dokümante etmiyor ve kendisinden sonra gelen arkadaşın bunu kullanmasını istemiyor. Hâlbuki firmada çalışandan sonra gelecek kişi bu bilgileri kullanabilir. Ancak şu zihniyet var: Firmada çalışan patron dâhil bilgilerinin kullanılmasını istemiyor ve gizliyor. Maalesef insanlarımızda “Herkes bana tabi olsun.”, zihniyeti olduğu için ekip çalışması yok ve sistem kurulmuyor. Yurt dışında ise başarılı olmak için ekip çalışması çok önemseniyor.
Gaziantep’i halı konusunda herkes biliyor. Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı’nda firmalar İran’dan, Mısır’dan katılıyorum derken Gaziantepli firmalar, “Gaziantep’ten katılıyorum.” diyor. Bakın, Türkiye değil Gaziantep diyorlar. Çünkü tüm dünya Gaziantep’i halı sektöründeki bu büyümesinden dolayı çok iyi tanıyor. içini tam dolduramıyoruz. Belki başarılı örneklerin ön plana çıkarılmasını sağlayabiliriz ve dile getirebiliriz. Örneğin A firmasıyla B hocamız bir araya geldiler, şu şekilde başarı öyküsü yarattılar. Katma değeri yüksek ürün geliştirdiler ve ithalatın ikamesini sağlayarak firmanın şu seviyeden bu seviyeye geldiğini belirterek konunun insanlara anlatılması gerekiyor. Sanayicimiz kendi konusunda bu işin yapılabileceğini gördükten ve işin güçlüğünün akademisyen
72
tarafından alındığını bildikten sonra iş birliğine açılıyor. Aslında bizimki de başarı öyküsüdür. 2008‘de ilk firmada başarıyı yakalayınca“Beraber proje yapalım.” diyen firmaların talepleri arttı. İlk projemiz, makineyi geliştirme ve iyileştirmeyle ilgiliydi. İkinci projemiz ise makine imalatıyla ilgiliydi. Çuval sektöründeki firma kendi ihtiyacı olan makineleri üretmeye başladı. Daha sonra bu modeli farklı firmalarda uyguladık. Yine BCF halı ipliği sektöründe makine mo-
İlk projeyi yaptığınız günlere dönersek sanayi ile çalışmaya sizi yönlendiren şey neydi? Akademisyenlik ve ders vermek çok zevkli. Ancak bir makine mühendisi olarak bir makine üretmek daha heyecan verici. Tabii bunun yanında sanayicinin “Avrupa Birliği projesi yapan biri olarak TÜBİTAK’ta birlikte proje yapalım mı?” şeklindeki talebi de sanayide çalışmalar yapmamda önemli etken oldu. GAZİANTEP’İN BAKIŞ AÇISI… Sanayicilerle proje odaklı çalışmayı başarabilen bir akademisyen olarak Gaziantep Sanayii için neler düşünüyorsunuz? Bu konuya bir anekdot ile başlamak isterim. Almanya’da bir fuarda geziyoruz. Yanımızdakilerden biri diğer fuara katılan arkadaşın yatırımlarının isabetli olduğu dile getirerek “Şu an ne yatırım yapmayı düşündüğünü biliyor musunuz?” diye soru yöneltti. Bu anekdot, Gaziantep’in yatırımdaki bilinç düzeyini çok iyi aksettiriyor. Yani genel olarak insanımız için “aklı gözünde” deyimi uygun diyebilirim. Hatta fiyat, üretim değeri,
sektör araştırması olmadan, fizibilite araştırması ve enerji tüketim değeri konuşulmadan başarılı bir yatırımcı ne sipariş veriyorsa diğeri de onu taklit ederek yatırım yapıyor. Halıcılık sektörünün bu mantalite ile geliştiğini gözlemliyoruz. Tabii Gaziantep’in halı sektöründe dünyanın lideri hâline gelmesini önemsiyorum. Gaziantep’i halı konusunda herkes biliyor. Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı’nda firmalar İran’dan, Mısır’dan katılıyorum derken Gaziantepli firmalar, “Gaziantep’ten katılıyorum.” diyor. Bakın, Türkiye değil Gaziantep diyorlar. Çünkü tüm dünya Gaziantep’i halı sektöründeki bu büyümesinden dolayı çok iyi tanıyor. Gaziantep Sanayii bu noktaya komşu komşuyu takip ederek ulaştı. Şu an yatırım yapmayı düşünen büyük firmaların takdir ettiğim bir yönü var: Türkiye’nin ihtiyacı olan katma değerli ürün üretme arayışı içine girdiklerini gözlemliyorum. Dolayısıyla bilinçli yatırım yapmanın daha faydalı olduğunun yaygınlaştırılması gerekiyor. Bunun için başarılı örneklerin iyi anlatılması gerekiyor. Bunun dışında komşularımızdaki siyasi durum düzelinceye kadar yeni pazarlar bulmamız gerekiyor. Zaten bizim olan bu pazarlardaki güvenlik, siyasi durum çözülene kadar Gaziantep’te mevcut olan ciddi üretim kapasitesini bir şekilde yeni pazarlara açmamız zorunlu görünüyor. Bunun yanında kişi başına düşen gelir seviyesine baktığımızda, Türkiye olarak emekle en fazla yapabileceğimiz kişi başı gelir 10.000 dolar seviyesinde. Dolayısıyla AR-GE yaparak daha doğrusu Türkiye ancak AR-GE ile yol alabilir. Böylece katma değerli ürün ihracatı yaparak kar marjı olan ihracat da yapmış oluruz. TÜBİTAK son dönemde hangi alanlarda destek veriyor? Çok farklı başlıklarda... Sağlık, otomasyon gibi çok değişik alanlarda özel çağrılar açıyor. TÜBİTAK öncelikli alanlar başvuruları var. Türkiye’nin ihtiyacı olan sektörlerde yani ithalatımızın fazla olduğu sektörlerde daha fazla destek veriyor. Türkiye olarak ürün ihracatımız fazla. Ancak ürün ihracatını sağlayan komponent ithalatımız da çok fazla. Bu çarkın devamı için de yeni yapılacak yatırımlarda katma değeri yüksek ürün
üretimine yönelmemiz gerekiyor. “Mevcut üretimimizi daha az işçilik, daha az enerji ve daha yüksek üretim değerine nasıl dönüştürülebiliriz?” sorusunun cevabı proje oluyor zaten. Eğer buna bir çıkış yolu bulabilirsek TÜBİTAK böyle bir projeyi destekliyor. Proje yapmak isteyen insanların nereden başlamaları gerekiyor? Proje yapmak için öncelikle fikir ve farklılık olması gerekiyor. Yani çevreyi bilmek, ihtiyaçları görmek ve yeni fikir üretmek ile başlıyor. Bu farklılık olursa sanayi için 1501, 1507 TEYDEB proje destekleri var. Bu desteklerde konu çok önemli değil. Yeter ki Türkiye için katma değer yaratacak
Proje yapmak için öncelikle fikir ve farklılık olması gerekiyor. Yani çevreyi bilmek, ihtiyaçları görmek ve yeni fikir üretmek ile başlıyor. Bu farklılık olursa sanayi için 1501, 1507 TEYDEB proje destekleri var. Bu desteklerde konu çok önemli değil. Yeter ki Türkiye için katma değer yaratacak bir fikir olsun, proje konusu olabilir. bir fikir olsun, proje konusu olabilir. Öğrenciler için TÜBİTAK 499 bitirme projeleri destekleri var. Bu projelerini hocalarıyla yapabilirler veya mezun olduktan sonra tekno-girişim destek programları var. Bir akademisyen olarak gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? Bulunduğum ortamdan dolayı gençlerle içi içeyiz. Tabii tüm Türkiye profilini gözlemlemem mümkün değil. Ancak bulunduğum ortamdaki gençlerin çok rahat oluğunu ve gelecek kaygılarının olmadığını gözlemliyorum. Belki öncelikle ebeveynleri eğitmek, çocuk yetiştirmeyi öğretmek belki de çocuklara hedef
RÖPORTAJ
koyarak ödül mekanizmasıyla onları motive edip bu hayata değmelerini, mücadeleci ruha sahip olmalarını sağlamak gerekiyor. Bizim çocukluk yıllarımız çok farklıydı. Babam kundura satardı. Yılda bir kunduram olurdu. Yeni ayakkabı için gelecek ramazanı özlemle beklerdim. Günümüzde ise ebeveynler çocukların ihtiyaçlarını daha çocuğun aklına gelmeden karşılıyor. O zaman çocukta özlem olmuyor. Motivasyonu olmayan gençler özlemeyi, istemeyi, bir şeyi elde etmek için bir şeylerin feda edilmesi, yani çalışmak gerektiğini bilmiyor. Ama bunun yanında son sınıf öğrencilerimden sanayide proje yapmak isteğini dile getiren cevher gençler de var. Bizim bu cevher gençlerle ilgilenmemiz gerekiyor. Bu düşünce ile de 2015 Bahar Döneminde bitirme projesi olarak bir TÜBİTAK projesi yazdık. Tabii TÜBİTAK’ın desteği şu şekilde: Proje konuları üniversite-sanayi işbirliğine uygunsa 4.000 TL hibe sağlıyor. Sanayicinin düşündüğü bu projenin olabilirliğini göstermek için bu projeyi yapın. Eğer olumlu olursa sanayici üniversiteyle iş birliği yaparak bu konuyu geliştirsin şeklinde TÜBİTAK’ın bir beklentisi var. Gaziantep Üniversitesinde ilk defa bu konuda üç öğrenci için proje yazdık. Er-Pen firmasından Ercüment ve Mustafa Eruslu’nun desteği ile projeyi yazdık ve kabul edildi. Böylece öğrenciler, resmi proje yaparak proje kültürünü yakından tanımış oldular. Ayrıca öğrenci seviyesinde bir sanayi probleminin çözümünü bu öğrenciler göstermiş oldu. Burada danışman hoca olarak yol göstermiş oldum. Bu üç öğrenci, proje yürütücüsü Engin Bal ve ekip arkadaşları Ali Haşım ve Cem Yıldız idi. TÜBİTAK projesi yazma olayı, yetenekli, istekli öğrenciler için önemli bir sıçrama tahtası. Bu olayı, hem öğrenci hem de danışman hoca seviyesinde yaygınlaştırmamız gerekiyor. TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle ilgili neler söylemek istersiniz? Gaziantep Üniversitesinde üniversitesanayi iş birliği kurumsal olarak TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle devam ediyor. Dolayısıyla firmalar belirli bir gizlilik sözleşmesiyle güven içinde akademisyenlerle işbirliği yapıyorlar.
73
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
SEKTÖREL
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Gaziantep TEKNOPARK tarafından makine ve metal sektörünün gelişmesine yönelik düzenlenen “Makine İmalat Sektörü Liderleri Teknolojik Fikir Geliştirme” toplantısı gerçekleşti.
GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun:
“BİLGİYİ RAFTA BEKLETMEK YERİNE, ÜRETİMİN İÇİNE GÖMMELİYİZ”
T
oplantıya, GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Gedik Holding CEO’su Dr. Mustafa Koçak, GÜNMAK Makine sahibi Sıddık Kayabaş, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, GAÜN Makine Mühendisliği Bölümü akademisyenleri, makine sektörünün öncü firmaları, oda temsilcileri, TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları yer aldı. GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun açılış konuşmasında, bu toplantılarla bir uyanışın ve yeniden anlayışın ortaya çıkması için çalıştıklarını söyledi. Prof.
74
Dr. Coşkun, ürettikleri bilgi ve fikirlerden iş dünyasının yararlanmasını istediklerini belirterek, “İş dünyasıyla kol kola girmek istiyoruz. Bildiğiniz gibi 2011 yılında üniversite–sanayi işbirliği arama toplantıları yaptık. Bilgiyi üretimin içine gömmek gerekir. Bilgiyi raflarda bırakamayız. Bu ülkenin hizmetine sunmakla görevliyiz. Kendimizi bu şekilde konumlandırdık. 1973 yılında başlayan çok değerli, çok kadim bir kadromuz var. Ancak bir kademe daha atlamamız gerekiyor. Sadece öğrenci yetiştirmek değil. Kaldı ki öğrenci yetiştirmede de ‘intörnlük’ gibi yeni anlayışları tesis ettik. Bu Türkiye’de bir devrimdir. Öğrencilerimiz mezun olunca sudan çıkmış balık gibi olmasınlar ve hayata hazır
SEKTÖREL www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
olsunlar istedik. Tabii bunun bir de yan ürünü vardı. Öğretim üyelerimizin iş dünyası ile temasını da sağlamış oluyorduk. Bizim şehrin, üniversitenin, iş dünyasının göbeğinde olmamız gerekiyordu. Yaşayan ve soluk alan bir üniversite hayalimiz vardı. Bu alanda da önemli mesafeler aldık. İş dünyasıyla olan cam duvarı kırdık. Araştırmalarımızı iş dünyasının çözüm aradığı bir vaka olsun dedik ve buralara taşıdık. Neticede bunun sonucunda öyle bir üretim çıksın ki inovasyon ve AR-GE, teknolojiyi barındıran üretim ortaya çıksın istedik. Fikri olan beri gelsin dedik. Bize fikir üretsinler istedik veya şu fikre ne dersin şeklinde tartışmalar açtık. Bu sektör toplantılarında siz değerli sanayicilerin temsilcilerinin fikirleriyle yol haritamızı daha da netleştiriyoruz. Bu ülkeyi seviyorsak katma değerli üretimin peşinde olmak zorundayız. Bunun için Teknoloji Transfer Ofisi açtık. Teknopark’ımız var, 24 saat emrinizde.” dedi. Makine, imalat sektöründeki ARGE’nin önemi ve dünyadaki teknolojik gelişmeler konusunda paylaşımlarda bulunan Gedik Holding CEO’su Mustafa Kaynak ise bildiklerini paylaşmak adına ‘Gedik Teknoloji’ günleri yaptıklarını, burada en önemli konunun ise insanı üretimin kalitesini etkileyecek yerden çıkarıp yerini mekanizasyona, otomasyona, robota ve endüstriye bı-
Makine, imalat sektöründeki ARGE’nin önemi ve dünyadaki teknolojik gelişmeler konusunda paylaşımlarda bulunan Gedik Holding CEO’su Mustafa Kaynak ise bildiklerini paylaşmak adına ‘Gedik Teknoloji’ günleri yaptıklarını, burada en önemli konunun ise insanı üretimin kalitesini etkileyecek yerden çıkarıp yerini mekanizasyona, otomasyona, robota ve endüstriye bırakmak gerektiğini vurguladı.
rakmak gerektiğini vurguladı. Makine sektörü ile tanışma hikâyesini ve tecrübelerini aktaran GÜNMAK Makine firma sahibi Sıddık Kayabaş, “Bize alaylı mühendis diyorlar. Bundan mutlu oluyoruz. Akademisyenlerle çalışmayı seviyoruz. GÜNMAK Makine olarak proje yapmayı seviyoruz. Dolayısıyla bugünkü seviyemize AR-GE’ye önem veren firma olduğumuz için geldik.” ifadesini kullandı. Moderatörlüğünü AB uzmanı Funda Suran’ın yaptığı toplantı katılımcıların soru-cevap ve fikir alışverişi ile sona erdi.
75
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Sıddık Kayabaş’ın mücadele azmi, şirketini başarıya taşıdı.
“BİLİME İNANAN ALAYLI MÜHENDİS”
51 yıldır makine sektöründe çalışan Sıddık Kayabaş, Günmak Makine’yi 40 yıl önce kurdu. Yıllar önce, eşinin bileziklerini kendisine sermaye yaparak girdiği iş hayatında, Günmak Güney Değirmen Makine’yi sektörün başarılı firmaları arasına sokmayı başaran Sıddık Kayabaş, geçmişte iflas etmesine ve çok büyük sıkıntılar yaşamasına rağmen, mücadele azminin kendisine bugünkü başarısını getirdiğini söyledi.
76
S
ıddık Bey, iş hayatına nasıl atıldınız? GÜNMAK Makine nasıl doğdu? Ben, 1953 yılında Kilis’in Güvenli köyünde doğdum. 1964 yılında tarımsal aletlerin köyümüze gelmesinden dolayı çiftçilik yapamayıp Gaziantep’e göç etmek zorunda kalan bir ailenin çocuğuyum. O dönemlerde ilkokul üçe gidi-
yordum. Babam “Seni okutacak gücüm yok.” diyerek bir marangozun yanına çırak olarak verdi. Dört yıl sonra da Direkçi Pazarı’nda değirmen makinesi yapan bir firmaya geçtim. O zamanlar metalden yaptığımız makineleri kayın ve meşe ağacı ham maddesi içerikli ahşaptan yapıyorduk. Askerlik dönüşünde bir yıl kadar yine aynı işletmede çalıştım. Aynı iş yerinden iki
arkadaş ve dışardan bir arkadaşla birlikte üç arkadaş hanımlarımızın birer çift bileziğini sermaye yaparak ortaklaşa Ender Makine ismiyle bir işyeri kurduk. 1975’ten 1985’e kadar üç ortaklı bu firmada Direkçi Pazarı’nda Sandalyeciler Sokak’ta çalışmaya başladık. 1977 yılında Ünaldı Kocaoğlan Mahallesinde rahmetli İbrahim Bülent Ocak‘ın sahibi olduğu 800 metrelik yere geçtik. 1985 yılına kadar burada ortaklarımla devam ederken 1985 yılında yollarımı ayırdım. 1985’te Ünaldı postanesinin yanında kendi işyerimi çalıştırdım. 1990 yılında ortaklarım Mersin’e taşınınca onlardan işletmeyi satın aldım ve helezon imalatına başladım. GÜNMAK’ın ilk nüveleri de bu şekilde atıldı. “İFLAS ETTİM, AMA YILMADIM”. Helezon fikrinin oluşması nasıl oldu? Bende bu iş merak uyandırdı. Bildiğiniz gibi “helezon” makinesi çok geniş sektöre hitap ediyor. Girmediği sektör yok diyebilirim. Değirmen sektöründe sürekli kullanılan bir sistem. İlk zamanlar teknik bilgim yoktu. O zamanlar ahşap ile çalışan bu sistem 1985’ten sonra metale dönüştü. Helezonun yapısındaki metali tanımıyordum. 1990 yılında yeni tanışmıştık bu yapıyla. Metali tanımadan belki de zihnimde hiç bağlantı kuramayacağım bir bilgiyle metal ile ilgili bir makine yapmaya çalıştım. Tamamı metal olan helezon makinesinin hem makinesi hem de üretimini 1993 yılına kadar yaptık. Yine olmayan parayla yani faizle aldığım parayla hatta malzemeyi (sıradan saç demir malzemesi) de yanlış aldığımı
RÖPORTAJ www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
fark etmeden üretim yapmaya çalıştım. Dolayısıyla iflas ettim. Çok büyük maddi sıkıntılar yaşadım. Ama yılmadan çalıştım. Günde 16 saat çalışarak yeri geldiğinde uyumayarak helezon makinesi yapmayı başardık. “AR-GE’Cİ BİR İNSANIM”. Sıddık Usta gününü nasıl geçirir?
Her sabah 05.30 gibi evden çıkarım. Günde ortalama 12-15 saat arası çalışıyorum. Gündemi takip ederim ancak erken kalktığım ve iş odaklı olduğum için gazetemi bir gün sonra okurum. Uyumadan önce bile o problemi nasıl çözeceğimi düşünür ve not alırım. ARGE’ci bir insanım. Birikimi yaşama geçiriyorum. Projelendiriyorum. Her
İlk fabrikayı Suriye’nin Derbesiye bölgesine göç eden Mardinli bir aileye yapmıştık. Yıllar önce Suriye’de ilk fabrikayı kurarken Prof Dr Mustafa Bayram la aylarca makineleri geliştirmek için uğraştık. Ben işin atölye ve imalatını yaparken, o makinelerin tasarlamasını gerçekleştirdi. Kurutma sistemi dünyada bir örnek olarak o zaman ortaya çıktı ve ilk kez Suriye’de kullanıldı. Günlerce makinelerin fabrikayı çalıştırmak için hocayla nöbetleşe uyurduk. O günler, o tecrübeler, o işbirliği kitaplara girecek kadar önemlidir. O günlerde yapılan çalışmalar bugün bulgur sektöründeki pek çok yeni teknolojinin gelişmesini sağladı. Bir akademisyen ile bir ustanın beraber neler yapabileceğini görebilirsiniz. Ego olmadan, karşılıklı sevgi ve saygı ile neler başarılabilir inanamazsınız.
77
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
başarılabilir, inanamazsınız. İlk kurutma sistemini AR-GE’siz yaptık ve çok sıkıntılar çektik. Daha sonra AR-GE çalışmalarımızı artırdık. Üç adet AR-GE çalışmamızda yedi tane icadımızın faydalı modellerini aldık. Günmak olarak başarının sırrı çok çalışmak ve servis hizmetleri. Malın satışından sonra da takibimiz devam etmekte. Kısaca işimizi sahiplenerek yapmamız başarımızın sırrı diyebilirim.
En son hangi yatırımları yaptınız? Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir? En son 350.000 avro lazer tezgâhı yatırımı yaptık. AR-GE odaklı ilerlemeye ve yatırım yapmaya devam edeceğiz. Kaliteyi artırmak ve prestij için son sistemle 250.000 avroluk robot kaynak hattı yapmayı planlıyoruz. gece uyku öncesi iki üç saat makine yapma düşüncesiyle geçiririm. Uyku öncesi yaşamdan koparım. Günlük hayatla kendimi meşgul etmem. Bir olayı çözene kadar uğraşırım. Mağlubiyeti, yenilgiyi kabul edemem. Bir şeyde başarıya ulaşıncaya kadar uğraşır ve mücadele ederim. Bugün GÜNMAK’ı nasıl konumlandırırsınız? Başarınızın sırrı nedir? Sektörde 51 yıllık bir geçmişim var. Günmak Makine’nin ise 40 yıllık birikimi bulunmakta. Başlangıçta 70 m2 alanda üretim yaparken şu an 25 bin m2 gibi alanda üretim yapıyoruz. Tabii bugünkü durumumuz hayalimizin ötesinde. Bu alanın 11 bin m2’si kapalı alan olup 8 bin m2’si geliştirmeye açık alan. Kalanı idari ofis alanı. 105 çalışanımız var. 20’ye yakın beyaz yakalı çalışanımız olup üretim kapasitemizin %40’ını ihracat yapıyoruz. 2000 yılından 2012 yılına kadar
78
Suriye’de çok yoğun çalışmamız vardı. Yaklaşık 15 tane bulgur ve mercimek fabrikası yaptık. Orada ciddi bir marka konumuna gelmiştik. İlk fabrikayı Suriye’nin Derbesiye bölgesine göç eden Mardinli bir aileye yapmıştık. Yıllar önce Suriye’de ilk fabrikayı kurarken Prof. Dr. Mustafa Bayram’la aylarca makineleri geliştirmek için uğraştık. Ben işin atölye ve imalatını yaparken o makinelerin tasarlamasını gerçekleştirdi. Kurutma sistemi dünyada bir örnek olarak o zaman ortaya çıktı ve ilk kez Suriye’de kullandı. Günlerce makineleri, fabrikayı çalıştırmak için hocayla nöbetleşe uyurduk. O günler, o tecrübeler, o iş birliği kitaplara girecek kadar önemlidir. O günlerde yapılan çalışmalar, bugün bulgur sektöründeki pek çok yeni teknolojinin gelişmesini sağladı. Bir akademisyen ile bir ustanın beraber neler yapabileceğini görebilirsiniz. Ego olmadan, karşılıklı sevgi ve saygı ile neler
“DÜNYA ÇAPINDA PROJE...” AR-GE çalışmalarınızdan kısaca bahseder misiniz? AR-GE uzun dönemli çalışma gerektirir. Çünkü hem sistemi yapıyorsun hem de sistem içindeki olumsuzlukları çözmeye çalışıyorsun. Daha önce de dile getirdiğim gibi TÜBİTAK’a üç proje başvurusu yapıp yedi yeni icat yaptık. Tam otomatik pişirme sistemini oluşturduk. Hatta TÜBİTAK web sitesinde yaklaşık bir, bir buçuk yıl dünya çapında bir proje diye yayınladı. 2003 yılında AR-GE’ye başladık. 2006 yılına kadar yaptığımız çalışmada istediğimiz performansı alamadık. Bu sene ikinci AR-GE çalışmamızda tam otomatik insan eli değmeden buğday temizliyor, yıkıyor ve haşlamasını, pişirmesini yapıyor. Suyunu boşaltıyor ve pişirme kazanlarının içinde otomatik yıkama yapıyor. Bu çalışmamız daha tasarruflu bir sistem oldu. Yurt dışından teknoloji transferi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Yerli malı üretimi için neler söylemek istersiniz? Bugün buna kopyalama yerine esinlenme deniyor. Tabii yabancı makineleri inceliyorum ama aynısını hiçbir zaman yapmadım. Böyle bir şey AR-GE odaklı düşünen biri olarak onurunu incitir diye düşünüyorum. Öncelikle AR-GE’ye yaptığımız yatırım, TÜBİTAK desteklerinden faydalandığımız için ve akademisyenlerle ortak çalışmanın çok faydasını gördük. TÜBİTAK destekli projelerimizin olması müşterimizde bir güven oluşturuyor. Yaptığımız çalışmaların muadili Avrupa’da bile yok. Otomatik pişirme sistemi ve bulgurla ilgili çalış-
maları yok. Onlarda pirinç haşlama sistemi var. Fabrikamızın tüm %90’ı yerli üretim. Sanayicilerimize bazen kızdığımız noktalar oluyor. Firmalarımızın AR-GE veri tabanı olmayışı, yeterli tecrübelerinin olmamasından dolayı kopyacılık işleriyle işleri yürütmeye çalışıyorlar. Hazırı alıp dağıtıp yapmak kolaylarına geliyor. BULGURDA TEKNOLOJİ DÖNEMİ Sektörünüz en çok neyi tartışıyor? Meslek hayatım boyunca kendi mesleğimle ilgili 30 ülkeye gittim. Senede yaklaşık beş fuara katılıyoruz. Ancak dünya ölçeğinde ne durumdayız. Net bir şey söyleyemem ancak yurt dışından talepleri olan ve büyük projelere imza atan bir firmayız. Tabii önce bulguru tanıtmak ve yenmesini sağlamak lazım. Bulguru yiyecek kitle olmalı ki bulgur fabrikalarını kuralım. Komşumuz İran, bulguru tanımıyor. ABD ve Avrupa kısmen tanıyor. Daha çok Irak ve Suriye’de tüketiliyor. Türkiye’deki duruma gelince, özellikle, yaptığımız AR-GE çalışmalarından sonra fabrikalar verimlilik olayını sorgulamaya başladılar. Artık 100 ton üzerine çıkamayan fabrikalar çok verimli olamıyor. Yaptığımız AR-GE çalışmalarında, tam otomatik pişirme olayı %40’ın üzerinde bir yakıt tasarrufu getirdi. Sektörde bugün tartışılan, AR-GE’de yapılan tasarruflar demek doğru olur diye düşünüyorum. Artık maddi imkânı olan sektördeki firmalar sistemini yenileyecek diye düşünüyorum. Bugün kurutma sisteminde sonuca vardık. Emsali dünya çapında pek yok gibi. Bulgurun teknolojisi GÜNMAK Makine’den doğuyor diyebilirim. Değirmen sektörü Konya, Antep, Çorum ve Eskişehir’de çok yoğun. Tabii sadece bulgur ve mercimek üzerine çalışıyoruz. Un sektörüne fazla girmiyoruz. Bugün Konya’da yaptığım çalışmalardan dolayı çalışan 70’in üzerinde un üreten meslektaşımı da gözlemlediğimde, babaları arkadaşım olan ikinci kuşağın tahsilli ve işi sahiplendiklerini görmek mutluluk verici. Bulguru
geçmişten
Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? İşletmemde mühendislere, gençlere, “Kitap okuyor musun?” diye soruyorum. Bugün gençlerin temel eğitimi okumak olmalı. Boş kaldıkça sürekli kitap okumaları gerekiyor. Gençler sürekli dizi izliyor. Ancak bu seyretmenin, televizyonda zaman harcamanın sonu yok. Yine telefon konuşmasını da çok yapıyorlar. Kısaca aleti, teknolojiyi iyi zamanda kullanmıyoruz. nasıl anlatırsınız? Bulgur, mesleğe merak saldığım zamanlarda içler acısı olarak kedi
RÖPORTAJ
ve köpeklerin gezdiği sahalara serilerek üretiliyordu. Bu kadar gelişmiş makineler yoktu. Bulgur fabrikalarında allefçi denen ustalar kırılmış bulgurun içindeki unu ve ayrılamayan bulgurdaki kepekleri ayıklarlardı. Alefçi, 1 metreye yakın çapta kalburu ile eleme işlemi yapardı. Günümüzde artık bulgur ileri teknolojiyle üretilen 60’a yakın çeşit yemeği yapılan bir diyabet ürünü olup sağlıklı bir besin ve bulguru zevkle tüketen insanlardan biriyim. Uzun yıllar sektörünüzde yer alan akademisyenlerle çalışan biri olarak üniversite-sanayi işbirliği için neler söylemek istersiniz? Daha önceleri üniversite kapalı bir kutu idi. Serbest değildi. Hocalarımız yönetimlerinden çekinerek sanayie gelirlerdi. Şimdi ise Rektör Prof. Dr. Yavuz Hocamız ile Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram Hocamız “intörnlük” olayını getirdiler. Bu intörn modeli ile öğrenciler, akademisyenler korkmadan sanayie geliyor ve fikir alışverişi yapıyorlar. Üniversitede mevcut olan bilgiler hayata değebiliyor. Şu an en önemli eksiğimiz sanayi yatırım danışmanlarımızın olmayışı. Bu konuda uzman akademik kadrolar artarsa iyi olur diye düşünüyorum.
günümüze
79
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Ferhat Güvel:
“KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ DAHA DA ARTMALI...” Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına dönüştürülmesiyle birlikte, ilgili bakanlığın sanayi ve akademik anlamdaki faaliyetleri daha da arttı. Gaziantep İl Müdürü Ferhat Güvel, yaptıkları hizmetleri bizlere aktarırken kamu-üniversite-sanayi işbirliğinin hedeflenen başarıyı daha kolay getireceğine dikkat çekti.
K
ısaca kendinizden bahseder misiniz? İnşaat mühendisiyim. Memleketim Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, Belediye Fen İşleri Müdürü olarak çalışmakta iken 2006 yılında Gaziantep Ticaret ve Sanayi İl Müdürlüğünde mühendis olarak çalışmaya başladım.2012’nin Kasım ayında Gaziantep İl Müdürü olarak atandım. altı ay vekâleten baktım. Yaklaşık üç buçuk dört yıldır ise asaleten bu görevi
80
yürütmekteyim. Bakanlığımız Sanayi ve Ticaret Bakanlığı iken, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı olarak değişti. İl Müdürlüğünüzün görevlerini sıralar mısınız? Piyasa gözetim ve denetim ağırlıklı çalışmalar yürütülmekteyiz. Kullanılan sanayi ürünlerinde “C işareti” denetimleri, elektrikli ev aletlerinden, elektrikli ürünler, ev eşyaları, beyaz eşyalar, otomobil, asansör denetimlerini yapmaktayız. Sanayicimize “sa-
nayi sicil belgesi” vermekteyiz. Akaryakıt istasyonlarında satış yapılan yerlerde marka denetimi yapıyoruz. Bunun yanında sayaç ve tartı aleti denetimleri gibi iştigal konularıyla ilgilenmekteyiz. Tabii bakanlığımızın “bilim ve teknoloji” olarak ismi değişince görevlerimizde de yenilikler ve değişiklikler oldu. “SANAYİCİLERLE İSTİŞARE” İl Müdürlüğünüzün bağlı olduğu bakanlık, “Bilim ve Teknoloji Bakanlı-
ğı” olarak değişince hangi konular üzerinde yoğun olarak çalışmaya başladınız? Daha çok üniversite-sanayi işbirliği konusunda görevlerimiz bulunmakta. 2012 yılının Aralık ayında Gaziantep Üniversitemizde, Adıyaman ve Kilis ili üniversite rektörleri, sanayiciler ve oda başkanlarının katıldığı bir toplantı düzenledik. Tabii bu toplantıya, müsteşarlarımız, birim amirlerimiz ve genel müdürlerimiz de katılmıştı. Bu toplantılar, Türkiye geneli 26 bölgede yapılmıştı. Yine sanayicilerimizle görüş alışverişi için süreklilik arz eden ziyaretlerimiz oluyor. Sanayimizin gelişmesi için neler yapılabilir konuları üzerinde çalışmalarımız devam etmekte. Yakın zamanda sanayide elektrikli motorla verimliliğin artırılması, sanayideki eski motorların yenisiyle değiştirilmesi ve enerjide tasarrufun sağlanması konusunda çalışmalar yaptık. Bilindiği üzere eski hantal makinelerin enerji kaybı çok fazla. Ülkemizde enerji ithalat açığını kapatmak için bakanlığımız bu şekilde bir çalışma yürütmektedir. İthalat ve ihracat oranının azaltılması, yerli malı üretimi için sanayi ziyaretlerimiz devam ediyor. Tabii bakanlığımızın en büyük amaçlarından bir tanesi katma değerli ürün üretiminin artması için sanayide AR-GE merkezlerinin kurulumunu sağlamak. Son yıllarda bu konudaki çalışmalarımızda artış gözlenebilir. İşletmeler ve KOBİ’ler, proje ve destekleri İl Müdürlüğünüz aracılığıyla yapabilir mi? Bakanlığımızın destek programı kapsamında pek çok fon kaynakları bulunup bu tür başvurular örneğin bir SAN-TEZ projesi başvurusu direkt bakanlığa yapılmaktadır.
Gaziantep ilinin ihracat rakamlarına bakıldığında AR-GE merkezi olan illerle rekabet edebilecek seviyede iken AR-GE merkezleri konusunda ise çok gerilerde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürümüz İlker Murat Ar ve Müsteşarımız Prof. Dr. Ersan Arslan, Oda ve OSB Başkanı ile Gaziantep’te ihracatta ilk 1000’e girmiş 67 firma ve Üniversite Rektörlerimizin katılımıyla yakın zamanda bir toplantı yaptık. edebilmesi, verimliliğin artırılması, ürünlerin kalite ve standartlarının yükseltilmesi için gereklidir. Şu an ülkemizde AR-GE merkezi sayısı 217 civarındadır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Kocaeli illerinde bu merkezlere yoğun bir şekilde rastlayabilirsiniz. Maalesef Gaziantep için aynı şeyi söyleyemeyiz. Örneğin Gaziantep sanayii ihracat rakamına yakın Konya ilinde 12 tane AR-GE merkezi olan firma yer almaktadır. Gaziantep’te ise bir tane AR-GE Merkezi bir tane de başvurusu olan firma bulunmaktadır. Gaziantep ilinin ihracat rakamlarına bakıldığın-
RÖPORTAJ
da AR-GE merkezi olan illerle rekabet edebilecek seviyede iken AR-GE merkezleri konusunda ise çok gerilerde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürümüz İlker Murat Ar ve Müsteşarımız Prof. Dr. Ersan Arslan, Oda ve OSB Başkanı ile Gaziantep’te ihracatta ilk 1000’e girmiş 67 firma ve Üniversite Rektörlerimizin katılımıyla yakın zamanda bir toplantı yaptık. Müsteşarımız Gaziantep’teki 12 firmadan AR-GE merkezini kurmakla ilgili söz aldı. En kısa zamanda bu AR-GE merkezlerinin kurulmasını ümit ediyoruz. “KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİCİ İŞ BİRLİĞİ” KÜSİ nedir? Hedefleri nelerdir? Yaptığımız toplantıları bir adım daha ileriye götürerek KÜSİ kuruluşu oluşturduk.” “KUSİ”, kamu-üniversite-sanayi iş birliği anlamına gelmektedir. Senede iki defa toplantı yapmayı planlıyoruz. Bu toplantılarda ortak akıl olarak neler yaparız, bunları tartışacağız. Eklemek istedikleriniz nelerdir? Ürün güvenliği ve verimlilik haftalarında okullara gidiyoruz. Müdürlüğümüzün çok kapsamlı ve çeşitli konularda işleri bulunmakta. Azimle çalışmaya devam ediyoruz. Günümüz bilgi çağı. Bilgi sürekli canlı ve yenileniyor. Ülke olarak global dünyada, rekabet edebilmek için teknolojik ürünler üretmeliyiz. Dolayısıyla Gaziantep’in hak ettiği sayıda AR-GE merkezi sayısına ulaşmasını temenni ediyorum.
“AR-GE MERKEZLERİ YAYGINLAŞTIRILMALI...” Sürekli sanayi ziyaretleri yapıyorsunuz. Sizce Gaziantep Sanayiinin ne tür sorunları var? Çözüm önerileriniz nelerdir? Yaşadığımız çağda ekonomimizin var olması, gelişmesi ve sürdürülebilir olması açısından AR-GE merkezlerinin kurulması ve yaygınlaştırılması elzemdir. Bu merkezlerin kurulması, katma değerli ürünlerin üretilmesi ve ülke ekonomimizin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle rekabet
81
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
MAKALE
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
KİMYA’DA ARGE: “ARAŞTIR-GETİR”
Doç.Dr. Hidayet Mazı
ARGE’Yİ KİMLER YAPACAK Uluslararası düzeyde Araştırma-Geliştirme olarak bilinen “AR-GE” üniversitelerde Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi “TargeT”in de dediği gibi “Ar-Ge-Ti” araştırma geliştirme ve ticarileştirme şeklinde algılanması gerekir.
Hidayet Mazı Kimdir? 1974 Hatay doğumlu. İlk ve orta öğrenimini İskenderun’da tamamladı. 1993 yılında Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümünü kazandı. 1998 yılında lisans, 2000 yılında yüksek lisans ve 2006 yılında doktora eğitimini yine Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. 2007 yılında Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümüne yardımcı doçent olarak atandı. 2015 yılında doçentlik unvanını aldı. 2009 yılından beri Kimya Bölümü Başkan Yardımcılığı ve Polimer Kimyası Anabilim Dalı Başkanlığı görevlerini yürütmektedir.
82
U
luslararası düzeyde araştırma-geliştirme olarak bilinen “AR-GE” üniversitelerde Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi “TargeT”in de dediği gibi “Ar-Ge-Ti” araştırma geliştirme ve ticarileştirme şeklinde algılanması gerekir. Çünkü yapılan bir araştırma sadece yapılmamış olduğundan yapılıyor, somut bir amaç hedeflemiyor ve sadece literatüre katkıda bulunmak için yapılıyorsa pek dikkat çekici olamaz. Oysa ticarileşme potansiyeli olan bir çalışma ise daha siz çalışmaya başlamadan bile sanayicilerin dikkatini çekmeyi başarıyorsunuz. Türkiye’de üretilmeyip
tüketimi oldukça fazla olan o kadar kimyasal madde ve müstahzar var ki bunların oranı kalem bazında %90 civarındadır. AR-GE çalışmalarının bir kısmı bile bu konulara yöneltilse ülkemizin ekonomisine çok büyük bir katkıda bulunacak, ihracatı artırıp ithalatı azaltma yönünde büyük bir adım olacaktır. Peki bu çalışmaları kimler nasıl yapacak? Üniversitelerdeki akademisyenler, yeterli teorik bilgiye sahip ama pratik deneyimleri çok az. Sanayicilerin de pratik bilgileri oldukça fazla olmasına karşın teorik bilgileri yetersiz kalmaktadır. O hâlde bu işi ancak ve ancak akademisyenler ve sanayiciler bir araya gelebilirlerse başarabilirler.
Teorik ve pratik deneyimler birleşirse sonuç çok kısa sürede olumlu çıkacaktır. SANAYİCİNİN AR-GE’YE BAKIŞ AÇISI Sanayici, TargeT’in “Ar-Ge-Ti” sloganını “Ar-Ge-Ti” “Araştır-Getir” diye düzeltmiş durumdadır. Yani ortada bir fikir varsa, “Araştırın, sonuç olumlu çıkarsa gelin konuşalım.” diyor. Projeyi yapacak olan bir yazılım firması ve proje bir yazılım programından ibaret ise belki bu düşünce geçerli olabilir. O da ancak yazılım şirketi yeterli yazılım programlarına sahipse mümkün olabilir. Oysa Kimya, uygulamaya dayalı bir temel bilim dalıdır. Yani elinizde kimyasallar, sarf malzemeleri, cihazlar ve yeteri kadar personeliniz yoksa asla bir şey yapamazsınız. Peki akademisyenler bu ihtiyaçları nereden temin edecekler? Bir kaynak gerekli. Kaynağı da ancak projenin olumlu sonucuna ihtiyaç duyan sanayici karşılayabilir. Yani gerekli kimyasalları ve projede görev alacak personellerin gelirlerini sanayici karşılayacak ki akademisyen de sahip olduğu teorik bilgiler sayesinde proje personelini yönlendirip projenin en kısa sürede olumlu sonuçlanması için elinden gelen gayreti sarf etsin. Günümüz Türkiye’sinde sanayici kendi ARGE laboratuvarlarını kurmaya çalışmakta, pratik bilginin yeterli olduğunu düşünmekte ve AR-GE’nin deneme yanılmalardan ibaret olduğunu sanıyor. Bu düşünce ile hareket edildiğinden kolay kolay hiçbir firmanın AR-GE sonucu elde edilmiş yepyeni bir ürünü bulunmamaktadır. Olanlar sadece istisnalardır. Sonuç böyle olduğundan dolayıdır ki çok az firmanın AR-GE departmanı bulunmaktadır. Herkesin milyonlarca dolar harcayarak cihazlar almasına gerek yok. Üniversitede ihtiyaç duyulan hemen hemen her cihaz bulunmaktadır. Sanayici, yeterli teorik bilgiye sahip
MAKALE www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Teknoloji her gün değişiyor. İnsanların ihtiyaç duyduğu şeyler sürekli değişiyor. İşte “Var olan bir ürünü daha ucuza nasıl mal edebiliriz? Ürüne hangi özellikleri katmalıyız ve nasıl katabiliriz? Başka ne tür ürünler üretebiliriz? Teknolojinin son gelişmeleri nelerdir?” sorularının cevabı konusunda uzman, teknolojiyi en önden takip eden bir akademisyenle ortaklaşa yapılacak AR-GE çalışmasında yatmaktadır. olmadığından hangi cihaza ihtiyacı olduğunu bilememekte, birilerinin tavsiyesiyle cihazlar almakta ve bu cihazların çoğu atıl durumda tutulmaktadır. Bunun yerine, konusunda uzman bir akademisyenle irtibata geçip onunla fikir alışverişinde bulunması, birlikte kararlaştırdıkları bir projede maliyetleri karşılasalar hem maliyet çok daha ucuz hem de sonuçlar çok daha güzel olacaktır. NEDEN AR-GE YAPALIM? Ülkemizde kurulan üretim firmalarının büyük bir kısmı “Komşu yapıyor, biz de yapalım.” mantığıyla kuruluyor. Özellikle de Gaziantep’te bu şekilde kurulan üretim firmalarının oranı son derece fazladır. İlgili konuda bilgi sahibi olan bir usta veya usta başı bulunur, tesis kurulur ve üretime geçilir. Bazı durumlarda nihai ürünün potansiyel müşterileri bile tespit edilmemiş oluyor. Ürün elde edildikten sonra müşteri aranıyor. Farz edelim ki müşteri hazır. “Potansiyel rakipler kimler? Rakiplerle nasıl mücadele edeceğiz? Teknolojiye nasıl ayak uyduracağız?” soruları akla bile gelmemiş oluyor. Firmanın, muhtemel rakipleriyle mücadele edebilmesi ya ürünü daha ucuza mal edip fiyatı düşürmesi ya da katma değeri daha yüksek, daha üstün özelliklere sahip bir ürün üretmesi şek-
linde olabilir. Komşudan öğrendiğini komşudan daha ucuza mal etmesi pek kolay olmuyor. Çünkü teorik bilgi yok. Ürüne üstün özellikler kazandırmak da mümkün olmuyor. Hal böyle olunca, ürünü satabilse bile teknoloji ve insan ihtiyaçlarına ayak uyduramadığından dört beş yıl içinde iflas ediyorlar. Teknoloji her gün değişiyor. İnsanların ihtiyaç duyduğu şeyler sürekli değişiyor. İşte “Var olan bir ürünü daha ucuza nasıl mal edebiliriz? Ürüne hangi özellikleri katmalıyız ve nasıl katabiliriz? Başka ne tür ürünler üretebiliriz? Teknolojinin son gelişmeleri nelerdir?” sorularının cevabı konusunda uzman, teknolojiyi en önden takip eden bir akademisyenle ortaklaşa yapılacak AR-GE çalışmasında yatmaktadır. Sanayici belki de şunu diyebilir: “Ben bu kadar maliyeti karşılayacağım ama sonuç olumlu çıkacak mı? Sonuç olumlu çıkmazsa ne yaparım?” Hiçbir insan hiçbir AR-GE çalışmasının sonucunun olumlu çıkacağını garanti edemez. Ama 10 tane AR-GE projesine yapılacak toplam yatırım bunlardan bir tanesinin dahi olumlu sonuçlanması hâlinde en geç bir yılda yaptığı tüm AR-GE harcamalarını geri almış olacaktır. Konusunda uzman bir akademisyen de yaptığı 10 AR-GE projesinden en az birini olumlu sonuçlandırabilir diye düşünüyorum.
83
SEKTÖREL
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Kimya ve deri mamulleri sektörleri teknolojiyi konuştu Gaziantep Teknopark tarafından düzenlenen plastik, kimya ve deri mamulleri sektörlerinin liderleri ile “Teknolojik Fikir Geliştirme Toplantısı”, Avrupa Birliği Uzmanı Funda Suran moderatörlüğünde, Gaziantep Divan Otel Osmanlı Toplantı Salonunda gerçekleştirildi.
84
Ç
alıştayın açılış konuşmasını yapan Dr. Deniz Vuruşkan, “Gaziantep TEKNOPARK olarak Gaziantep Üniversitesinin AR-GE ve inovasyonunu üstlenmiş birimi olarak şehrin AR-GE ve inovasyon ekosistemine içinde bulunduğumuz projeler kapsamında yerli ve yabancı uzmanlarımızla pozitif ivmeler katmaya çalışıyoruz. Burada, sektör ile ilgili fikir paylaşımları için buluştuk. Çıktıları da elle tutulur ve gözle görülür somut bir hâle getirmeyi düşünüyoruz.” dedi. Teknopark’ta yürütülen projeler hakkında bilgi sunan Teknopark Uzmanı Serap Özpolat Çete, “Gaziantep Teknopark’ta yazılım, bilişim, sağlık ve biyoteknoloji, makine imalatı ve otomasyon, yapay zekâ teknolojileri ve tıbbi cihazlar, ener-
ji, gıda, inşaat, tekstil ve elektronik alanlarında faaliyet gösteren toplam 60 firma bulunmaktadır. Bir IPA projesi olan projemiz inşaat ve müşavirlik süreciyle birlikte yürümekte olup teknik destek devam etmektedir. Mal alımı sürecinin sonuna gelinmek üzeredir. Proje kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri ve tüm konsorsiyum üyelerinin temsilcileriyle Gaziantep Teknopark’ta açılış toplantısı yaptık. Proje kapsamında Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Esnaf Sanatkarlar Odası Birliği gibi paydaşlarımızın bir araya geldiği bir toplantı yapıldı. Pek çok kurum ve kuruluş temsilcileriyle AR-GE ile inovasyonun geliştirilebilmesi ve Türkiye’nin AR-GE inovasyon haritasında, Gaziantep’in yerinin ne olduğuyla ilgili odak grup toplantıları yaptık.” ifadelerini kullandı.
TargeT Teknoloji Transfer Ofisi hakkında ve neden AR-GE yapmalıyız konusunda sunum yapan TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ÜniversiteSanayi İş Birliği Uzmanı Dr. Fatih Balcı, “2012 yılında TÜBİTAK, açtığı program kapsamında üniversite ve sanayinin iş birliğini tek platformda toplama kararı aldı. Bu platformlara da Teknoloji Transfer Ofisi adını verdi. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi de bu platformlardan biri olup farkındalık, araştırma projeleri, üniversitesanayi iş birliği, fikri ve sanayi mülkiyet hakları ve girişimcilik, modül programları üzerine çalışmalar yapmaktadır. Teknolojik açıdan yeni ürün, teknolojik açıdan iyileştirilmiş ürün, teknolojik süreç yeniliği, sanayi AR-GE’sinin çerçevesini çizmektedir. Ülkemizde AR-GE destekleriyle üniversite-sanayi iş birliği ile ihraç edilebilir ithal ikamesi sağlayan ürünlerin geliştirilmesi, AR-GE personel sayısının artırılması, akademik bilginin ticarileşmesi, yeni ve yenilikçi şirketlerin yaratılması, sanayimizin rekabet gücünün yükseltilmesi amaçlanmaktadır.” şeklinde konuştu. Dünyada ve Türkiye’de plastik, kimya ve deri mamulleri sektörüne bakıldığında 2012 yılında kimyasal madde satışının 3 bin 127 milyar avro olduğunu dile getiren AB Uzmanı Funda Suran, “Dünyada kimyasal madde üretiminde %30,5 pay ile Çin, %14,6 pay ABD ve %5,6 pay ile Japonya gelmektedir. Türkiye’de kimya sektörüne baktığımızda kimya sektöründe ürünlerin %30’u doğrudan tüketiciye ulaşırken %70’i diğer sektörlerde ara mal veya ham madde olarak kullanılmaktadır. Plastik sektörü imalatında ise Gaziantep’in en çok plastik firması olan 6’ncı il ve en fazla sigorta istihdamının yapıldığı 4’üncü il olduğu görülmektedir. Ayakkabı ve deri sektöründe ise dünya ayakkabı üretiminde Türkiye söz sahibi 10 ülkeden biri. Dolayısıyla kimya, plastik ve ayakkabı-deri sektörü pazar payının çok büyük olduğu sektörler. Bu sektörlerde siz sektör temsilcilerinin görüşleri çok önemli.” dedi. Toplantıya Gaziantep Teknopark Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Teknopark Uzmanı Serap Özpolat Çete, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Zengin ve GAÜN Kimya
SEKTÖREL www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
TargeT Teknoloji Transfer Ofisi hakkında ve neden AR-GE yapmalıyız, konusunda sunum yapan TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Üniversite-Sanayi İş Birliği Uzmanı Dr. Fatih Balcı, “2012 yılında TÜBİTAK, açtığı program kapsamında üniversite ve sanayinin iş birliğini tek platformda toplama kararı aldı. Bu platformlara da Teknoloji Transfer Ofisi adını verdi. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi de bu platformlardan biri olup farkındalık, araştırma projeleri, üniversite-sanayi iş birliği, fikri ve sanayi mülkiyet hakları ve girişimcilik, modül programları üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Zengin, Proje Uzmanı Buğra Barlas ve Esra Taşçı, TargeT Teknoloji Transfer Ofisinden Dr. Fatih Balcı, Gamze Erden, Başar Kılıçparlar, Samet Kürşat Başol ile Beydağı Kimya, Tat Kimya, Kms Plastik, Süper Film, Kursan Ambalaj, Erpen Plastik, Köksan Plastik, Monokem Kimya, PolyMetal Kalıp Plastik, Admaco AR-GE gibi çeşitli firma sektör temsilcileri katıldı. Toplantıda kalifiye eleman, markalaşma, alt yapıda bilim ve teknolojinin kullanılmayışı, teknolojiyi geliştirecek ve elde tutacak güce ihtiyacın olması ve eğitim gibi konulara değinilirken AR-GE yapabildiklerini fakat ihracatta sıkıntılarının olduğunu dile getiren sektör liderlerinin karşılıklı fikir alışverişi ile sona erdi.
85
RÖPORTAJ
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Beydağı Kimya’nın başarı öyküsü… Asaf Beydağı :
“KALİTE, YÖNETİM VE ÜRETİME ÇOK ÖNEM VERİRİM” Beydağı Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Asaf Beydağı, kimya sektöründe %90 oranında dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu belirterek bundan kurtulmak için AR-GE’ye yönelik çalışmaların artması gerektiğini söyledi. Beydağı, şirketinin kuruluşunu, başarısını ve sektörü değerlendirdi.
A
saf Bey, kendinizi tanıtır mısınız? 1968 Gaziantep doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Gaziantep’te tamamladım. Babam Sebze Hali’nde kabzımaldı ve ben çocukluğumda okul çıkışı ve yaz tatillerinde babamın yanında çalışırdım. Yüksekokulu Trakya Üniversitesi Sağlık Hizmetlerinde tamamladım. Bu sektöre anestezi teknikeriyken tesadüfen girdim. Çapa Tıp Fakültesinde çalışırken aldığım iş teklifi üzerine sektöre adım attım. Beydağı Kimya’nın temelleri nasıl atıldı? Bilirsiniz bölgemizin insan yapısında 6 yaşından itibaren ticari ruh var. Bu bölgelerde her evlenen çocuğa babasının gücü doğrultusunda sermayeler verilir. İstanbul’u çok severim. Askerden dönüşte bir gönül gözü ile İstanbul’u göreyim ve öyle memlekete döneyim istedim. Bu arada kimya işiyle uğraşan eniştemin yanına uğramıştım. O zamanlar keşke böyle bir işim olsa diye düşünürken eniş-
86
temden bu işi Gaziantep’te yapmamla ilgili teklif geldi. Böylece Beydağı Kimya’nın ilk nüveleri atılmış oldu. “BAŞARAMAZSAM, SEBZE HALİ’NE DÖNÜŞ YAPACAKTIM”. Süreç daha sonra nasıl işledi? Kurduğunuz şirketi nasıl büyüttünüz? Ben ilk işe başladığımda satacağım ürünlerin ismini bile telaffuz etmekte zorlanıyordum. Mavi bidon ve bacasını gördüğüm, kimyasal olan her yere daldım ve çok çalıştım. Müşterilerim sağ olsunlar; onlarla istişare yaparak bugünlere geldim. Daha sonra, “Boynuz kulağı geçer.” derler sözünü gerçekleştirmiş olduk. Eniştem deri sektöründe çok iyiydi. O zamanlar deri sektörünü araştırmamı istedi. Gaziantep’te 18 tane deri fabrikası vardı. Buradaki 18 fabrikanın bileşimi kendilerinin faaliyet gösterdiği alanda var olan fabrikaların bir tanesinden dahi küçüktü. “Kazın ayağı öyle değil.” diye bir atasözü var. Deri sektörü zordu. Onların teşviki ile girdiğimiz bu sektörde kendi başımıza yol almaya başladık. 1996 yılında Beydağı Kimya firmasını kurduk. Deri
sektöründeki kimyasallardan vazgeçip kimya sektörü derya deniz bir sektör deyip deterjancılara yöneldik. Bazı dönemler birtakım sektörler tabir etmek gerekirse dökülme gösterir. Deterjancılar da o yıllarda öyle idi. Tüm bunlar keyif vermedi ve tatmin etmedi. Başaramazsam, yapamazsam Sebze Hali’ne dönecektim. Bu nedenle başarmak zorundaydım. Bu defa tekstilcilerin kimyasal ihtiyaçlarını karşılamak üzere faaliyete başladık. 1998-2001 dönemlerinde tekstil sektörü de çok iyi değildi. Ambalaj sektörü kimyasalında çalışmalar yapmaya başladık. 6 yıl boyunca gece gündüz kafa yordum ve çok çalıştım. Bugün geldiğimiz noktada, tekstil-baskı, plastik-ambalaj, gıdaagro, deterjan-kozmetik sektörlerinin kimyasal tedarikçisiyiz. Ürün tedariki, kalite ve hizmet anlamında artık söz sahibi firma olduk. Bu 4 ana sektörde birimlerimiz de oluşmuş vaziyette. Her birimimizden sorumlu mühendis arkadaşımız var. Bazı birimlerde en az iki tane bulunmakta. Ayrıca AR-GE, ÜR-GE ve satışta destek olan kimyager ve kimya mühendisi arka-
daşlarımız yer almakta. Başlangıçta bu kadar dağınık bir sektörde, teknik gerektiren ve rakipleriniz çok daha iyi koşulda iken bugün 2016 yılına geldiğimizde konusunda uzman arkadaşlarımızla sanayi kuruluşlarının kimyevi madde tedarikini teknik destek vererek hızlı ve kaliteli bir şekilde sağlıyoruz. “DIŞA BAĞIMLI BİR ÜLKEYİZ”. Faaliyette bulunduğunuz sektörün Türkiye’deki durumu ile ilgili neler söylemek istersiniz? Kimya sektöründe %80-90 dışa bağımlı bir ülkeyiz. Türkiye’de yoğun olarak üretilen soda, boraks ham maddeleri var. Sodyum sülfat ve hidrojen peroksit üretimimiz var. Ara, yarı mamul veya ham maddesi dışardan gelmek kaydıyla üretilen ürünler var. Şu an Beydağı Kimya’yı nasıl konumlandırırsınız? Yeni dönem hedefleriniz nelerdir? Sektörde teknik bilginin çok önem arz etmesinden dolayı, teknik bilgiye sahip kadro oluşturmanın önemli olduğunun farkındayız. Bugün insana yapılan yatırım, bir şirketin önemli bir değeri. Bunun yanında Gaziantep Organize Sanayi 5. Bölgede üretim, depolama olarak yatırımlarımız yine şu an mevcut iş yerimizde araç sayısı ve dış cephe anlamında ek yatırımlarımız devam ediyor. “FİRMA KÜLTÜRÜ ÇOK ÖNEMLİ...” Uzun yıllar hem yöneticilik deneyimi hem de saha deneyimi olan biri olarak hangi konulara yatırım yapı-
RÖPORTAJ
Gaziantep, sanayi anlamında gerçekten zoru başarıyor. Beydağı olarak ihracat ve ithalatımız az ancak ürün verdiğimiz müşterilerin %70’i ihracat yapıyor. Dolayısıyla direkt çok fazla olmasa da dolaylı olarak ihracat yapıyoruz. yorsunuz? Önce insan sonra teknoloji ve gayrimenkule yatırım yapıyoruz. Firma kültürü çok önemli. En ciddiye aldığım konu bu. İşletmede kalite, yönetim, üretim gibi konulara çok önem veriyorum.
tışı ülkemizde artmakta. Ancak tüm bunları üretmek için de elektrik, doğalgaz gibi enerjiye ihtiyaç var. İş güvenliği ve sağlığı konusu, bu sektör için önemli. Beydağı olarak teknik ve görsel olarak bu konuya çok dikkat ediyor ve önemsiyor.
Faaliyet gösterdiğiniz sektör nereye gidiyor? Dünya konjonktürüne baktığımızda gerek hedefleri ve gerek stratejileri anlamında en büyük ekonomi dediğimiz Almanya, Rusya, ABD, Çin’in çokta mutlu olduğunu düşünmüyorum. Gaziantep, sanayi anlamında gerçekten zoru başarıyor. Beydağı olarak ihracat ve ithalatımız az ancak ürün verdiğimiz müşterilerin %70’i ihracat yapıyor. Dolayısıyla direkt çok fazla olmasa da dolaylı olarak ihracat yapıyoruz. Türkiye’nin global marka, firma, sektör yaratabileceği konfeksiyon, tekstil, ayakkabı gibi sektörler bulunmakta. Ancak kimya sektörünün önü açık. Ara mamul, yarı mamul, nihai ürünler ve plastik bu sektörün içine giriyor. Belki de otomotivden daha popüler bir sektör. Yan sanayi üretmek çok daha önemli ve Türkiye olarak bunu başarabiliyoruz. Son yıllarda halk dilinde limon tuzu olarak bilinen sitrik asit veya sodyum hipoklorit gibi satış grafiğimizde olan ürünlerin sa-
AR-GE DEPARTMANIMIZ VAR”. AR-GE konusunda düşünceleriniz nelerdir, firmanızın AR-GE çalışmaları var mı? Enzimler, yaşayan organizmalardır. Bu konuya odaklandık. Yurt dışında bir firmanın formülatör firması olarak yakında üretime başlayacağız Doğa, çevre, insan sağlığına duyarlı ürünlerdir. AR-GE departmanımız var. Tekniker ve mühendislerimiz var. Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? Bilirsiniz, “Sen ağa, ben ağa; bu masada, sahada kim çalışacak?” diye halk arasında konuşulan bir söz var. Şehirlerimizde üniversitelerimizin olması güzel.. Ancak üniversite mezunu arkadaşlar sahada çalışma sistemine alışmalılar. Bu nedenle ara elemanlar Türkiye için can suyu. Değerini bilmek lazım. Tabii çalışan donanımlı istihdamın beyin göçünü önlemek için çalışmalar yapmak lazım.
87
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
GİRİŞİMCİLİK
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
“ÇOK ÇALIŞIN VE FIRSATLARI GÖRÜN!..” Bölgesel Girişimcilik Günleri kapsamında katılımcılara tecrübelerini aktaran Adnan Şahsüvar, 30 binin üzerinde girişimciyle birebir çalıştıklarını ifade ederek “Girişimcilik hikâyelerinin tutarlı olmasını beklemeyin. Önemli olan bu tutarsızlıklar içinde tutarlı bir hikâye yaratmak, bir şeyleri belirli vizyona götürmek.” şeklinde konuştu. toplam istihdamın %70’ini KOBİ’ler oluşturmakta. Yatırımların, devlet teşviklerinin epeyce bir katkısı bulunmakta. Girişim ve girişimcilik dediğimiz zaman önemli bir gruptan bahsediyoruz. Girişimcilik ekosisteminde geçmişten bu yana çalışan biri olarak Gaziantep bizim için enteresan bir yerdir. Türkiye’deki ilk girişimcilik programını KOSGEB koordinasyonunda 1995 yılında uyguladık. Yine Türkiye’de ilk defa üç üniversite de girişimcilik programı 1997’de gerçekleşti. Bu üniversitelerden biri de Gaziantep Üniversitesiydi. Sizlere yeni nesil girişimciler diyoruz. Çünkü girişimci, ölçeklenebilir hızlı büyüme yani yelkenlerini rüzgâra göre ayarlayıp hızla yol alan kişi demektir”.
G
irişimciliği tarif etmek için kendi işini kurmanın yetmediğini belirten Şahsüvar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son 10 yıldır bir şeyi alıp satan ticarethane ile yeni yazılımlar geliştiren girişimcilerin aynı olmadığı düşünülmektedir.
88
Günümüz dünyasında kendi nam ve hesabına çalışan kişi girişimci olarak tanımlanmakta. Endüstride çalışan kişi kadar kendi nam ve hesabına çalışan kişi bulunmakta, dolayısıyla nüfusumuzun epeyce bir kısmını oluşturan ve para döndüren bir kitleden bahsediyoruz. Türkiye’de
“Girişimcilik Niyetiniz Varsa Çok Çalışın ve Fırsatları Görün” İstanbul’daki yaşam ve ardından İpek Hanım Çiftliğinin kuruluş hikâyesini paylaşan İpek Kaftancıoğlu, “Girişimcilik hikâyemi anlatırken hem bakış açım hem de yapmak ve yaşamak istediklerim çok geleneksel. Her zaman çok çalıştım. 12 yaşında sokaklarda su satarak başlayan serüvenim arife, kurban, pazar tatili demeden çalışarak geçti. Bir şeye devam etmek ile ilgili niyetiniz varsa yapacağınız ilk şey çok çalışacaksınız ve çok düşüneceksiniz. İpek Hanım Çiftliğiyle Türkiye’ye iyi gıda sunmak istedim. Bugün 800 çeşit ürünümüzü entegre olarak üretiyoruz.” dedi. Kaftancıoğlu, “Sizlere girişimcilikle ilgili söyleyeceğim en önemli şey, girişimci olmanın bir nedeni olmalı. Yani fark yaratmak, takdir edilmek, başarı, daha sonra kazanç ve konfor
gelmeli. İyi bir iş ve işinizin peşinde olmanız gerekiyor. İpek Hanımın Çiftliğini kurmak severek yaptığım, hayatımın nefes aldığı dönemi diyebilirim. Aklımı, adaletimi, girişim gücümü kullanabildim. Girişimcinin önemli bir özelliği var. Herkesin risk gördüğü yerde girişimci fırsatı görür. Bu nedenle, kulaklarınızı olumsuz yönlendirmelere kapayın, aklınızı ve kalbinizi koordine edin ve mümkün olduğunca öz sermayenizi hazırlayın ve yaptığınız işin her anlamda tozunu yutun.” ifadelerini kullandı. Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK IPA projesi kapsamında GAÜN Kongre ve Sanat Merkezi “MÂVERA”da düzenlenen, “Bölgesel Girişimcilik Günleri” programına, Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Gaziantep TEKNOPARK’ta yürütülen AB projesi Takım Lideri Dr. Rein Ruubel, GAÜN TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları, tecrübelerini katılımcılarla paylaşmak için Girişim Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Uzmanı Adnan Şahsüvar ve İpek Hanım Çiftliği Sahibi Pınar Kaftancıoğlu ve pek çok girişimci adayı, GAÜN ve çevre üniversitelerden gelen pek çok öğrenci katıldı. Program sonunda, GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ve Gaziantep TEKNOPARK’ta yürütülen AB projesinin Takım Lideri Rein Ruubel tarafından günün anısına katılımcılara plaket takdim edildi. AB uzmanı Funda Suran tarafından Teknopark’ta Girişimcilik Paneli ile devam eden programa, New Energy firmasından Emre Acar ve Ali Başpınar, Odaksan AŞ’den Vedat Temiz, Mech Robot’tan Ali Kılıç, Inovit firmasından Ahmet Konukoğlu, Bedesten.co site sahibi Enver Çağrı Yıldırım katıldı. Panel’de girişim yolculuğu ve teknoparklarda bir AR-GE projesi ile şirket kurmanın vergisel ve fon kaynaklarına erişim anlamında avantajları hakkında bilgi verildi. Panellerin sonunda günün anısına panelistlere, Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan, AB Uzmanı Funda Suran, AB Takım Lideri
GİRİŞİMCİLİK www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
Rein Ruubell, Gaziantep TEKNOPARK Uzmanı Serap Özpolat Çete tarafından plaket takdim edildi. Bölgesel Girişimcilik Günlerinin ikinci günü Gaziantep KOSGEB Müdürü Dr. Sadık Gözek’in destek programlarıyla ilgili konuşması ve Kanvas İş Modeli , Drama , İnovasyon, Çocuk Oyuncağı Üretim ve Balon Arabalar Atölye çalışmaları ile tamamlandı.
89
GİRİŞİMCİLİK
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
GİRİŞİMCİLER NASIL BAŞARDIKLARINI ANLATTI Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde, Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK IPA Bölgesel Girişimcilik Günleri Projesi kapsamında “Yenilikçilik ve Başarı”, Gaziantep TEKNOPARK’ta “Girişimcilik” paneli düzenlendi.
Y
90
enilikçilik ve Başarı Paneli’nin moderatörlüğünü yapan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram “Olaylara farklı bir gözle baktığımız-
da, her şeyin içerisinden bir yenilik çıkarabiliyoruz. Ancak bulunan yeniliği başarıya çeviremeyince her şey hayal olarak kalabiliyor. Bugün burada olmak benim için çok önemli. Genç bayan panelist arkadaşlarımızı
görünce sizlerle bir hayalimi paylaşmak istiyorum. Özellikle Mühendislik Fakültemizde okuyan kız öğrencilerimden sanayici, girişimci çıkarmak istiyorum.” dedi. Girişimcilik deneyimlerini katılımcılara aktaran ve panelist olarak programa katılan INSPARK Teknoloji firması sahibi Ömer Görgüç, “Birçok şehirden ve üniversiteden gelen arkadaşlar bugün aldıkları öneriyi bir fikir ve yol haritasına dönüştürmek istiyorlarsa bir proje yazmalarını tavsiye edebilirim. Böyle fikirler aklınızın bir köşesinde bulunsun.” diyerek girişimcilere geç kalmamaları konusunda uyarıda bulundu. İnsan hakları, çevre gibi toplumsal duyarlılık projelerini yürütürken veya üzerinde çalışırken girişimci olduğunu kaydeden ustamdan.com site sahibi Müge Ulusoy, konuşmasında şunları söyledi: “Lise yıllarından bu
yana kadın girişimci ve yatırımcı olma hayalim vardı. Arkadaşım ve ortağım Gökçe ile birçok proje ve yarışmalara katıldık. Başlangıçta ne yapacağımızla ilgili fikrimiz yoktu ancak bir şey yapmak istediğimizi biliyorduk. Dolayısıyla bir şeyler yapmak istediğinizde nasıl sorun çözebilirim noktasında değişimi lokalden başlatmak gerekiyor. Bir gün arkadaşım ve ortağımla, 2014 yılında Gaziantep Yeşil Altın Antep Fıstığı Zirvesine katıldık. Biliyorsunuz Gaziantep’in çok üretken bir havası var. Gezimizin son gününde Bakırcılar Çarşısı’nı gezerken Gaziantep’in zanaatkârları dikkatimizi çekti. İlk ustamız olan yemenici Mehmet Usta ile karşılaştık ve bazı zanaatkârlık mesleğinin kaybolmaması için neler yapacağımızla ilgili sohbete başladık. Mehmet Usta bize yaşadığı sıkıntıları aktardı. Bu tür zanaatkârların müşteriye ulaşılabilirlik problemini nasıl çözebilirimi düşündüğüm an itibariyle girişimcilik hikâyem başladı”. GESK Teknoloji’den Mehmet Baylan da Güneş Enerjili Sistemler Kulübünde güneş-hidrojen-elektrik enerjili araç yapmaya çalışırken yurt içi ve yurt dışında yarışmalara katıldığı sırada girişimcilik faaliyetlerine başladığını söyledi. Baylan, “Şu an piyasada tuvaletlerde kullanılan hijyen cihazlarının tasarım işlerini yapıyoruz. Bununla ilgili Türkiye’de en büyük üretici firmasının AR-GE işlerini yapıyoruz. Türkiye’de pek çok sayılı firma müşterimiz. Dene-
GİRİŞİMCİLİK www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
yim kazanmak önemli ancak genç yaşta girişimcilik faaliyetlerine girmenin faydası şu: Genç yaşta kaybedecekleriniz çok az. Geçindirmek
“Bakırcılar Çarşısı’nı gezerken Gaziantep’in zanaatkârları dikkatimizi çekti. İlk ustamız olan yemenici Mehmet Usta ile karşılaştık ve bazı zanaatkârlık mesleğinin kaybolmaması için neler yapacağımızla ilgili sohbete başladık. Mehmet Usta bize yaşadığı sıkıntıları aktardı. Bu tür zanaatkârların müşteriye ulaşılabilirlik problemini nasıl çözebilirimi düşündüğüm an itibariyle girişimcilik hikâyem başladı”. zorunda olduğunuz bir eviniz, aileniz ve alıştığınız hayat standardınız olmadığı için genç yaşta girişimci olmak için mücadele etmek gerektiğine inanıyorum.” şeklinde konuştu.
91
GİRİŞİMCİLİK
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
GİRİŞİMCİLER SERTİFİKA ALDI Gaziantep Teknopark tarafından düzenlenen KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi Sertifika Töreni ve Gaziantep Teknopark ile TargeT Teknoloji Transfer Ofisi işbirliğiyle düzenlenen Projein-Yenilikçilik ve Girişimcilik Eğitimi Sertifika Töreni Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi Dekanlığı toplantı salonunda gerçekleşti.
92
G
aziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, sertifika töreninin açılışında yaptığı konuşmada, Gaziantep Üniversitesinin teknoloji kurumları ve teknoloji yapan bölgeleri olarak
yaklaşık iki yıldır çok ciddi aktiviteler yaptıklarını söyledi. Dr. Vuruşkan, bölgedeki inovasyon, AR-GE ve girişimcilik sistemini geliştirmek adına iki önemli programı daha sonuçlandırmış olmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Girişimciliğin doğuştan geldiğini ve nakış gibi işlenmesi gerektiğini dile getiren GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram ise, “Bu eğitim sürecinde doğal, yaratılıştan gelen girişimciliğin işlenmesi amaçlanmaktadır. Şu an Türkiye’de yirmi ülkenin başkanları bir arada. G20 zirvesinde temanın üç ana temel konusu var. Bunlardan biri kapsayıcılık ve bunun içerisinde de ‘Genç 20’ gündem maddesi var. Buna çok önem veriliyor. Bu, gelecekte gençleri kolay bir hayat beklemiyor demektir.
Örneğin, İtalya’da genç işsizlik oranı %40’ların üzerine çıkmışken, bu oran Türkiye’de gençlerde %17. Dolayısıyla gelecekte zor ve riskli bir hayat var. Bizim ülkemizin güzel tarafı çok iyi girişimci çıkartmasıdır. Bu girişimcilerimizin de büyük bir kısmı alaylı olup iyi bir girişimcilik serüvenleri bulunmakta. Petrolü, altını olmayan ülkemizin en büyük zenginliği genç nüfus potansiyeli. Ülkemizin ilerleyebilmesi için bu insan kaynağına odaklanmak gerekiyor. Artık yedi sekiz milyon üniversite nüfusu olan ülkemizden yani eğitimli insan kaynağından, sanayici, girişimci, iş adamı çıkarmak gerekiyor. Yeni bir ufuk çizmemiz gerekiyor. Eskiden üniversite mezunu, nerede çalışayım, diye hayal kurardı. Artık şimdi üniversite mezunu genç nüfus, hangi sektöre yatırım yapayım, hangi sektörde patron olmalıyım, şeklinde hayal kurmalı. Bu çağda ve bu sistemde devletin fon sağlayıcı kuruluşlarının, danışmanlık hizmeti veren kuruluşlarının olması itibarıyla bu hayallerin gerçekleşmesi çok zor değil. Yeter ki Girişimcilik ruhunuz, fikriniz olsun ve isteyin. Bu ülkeye yeni yatırımcılar ve girişimciler olarak sizler lazımsınız.” ifadelerini kullandı. KOSGEB Gaziantep Hizmet Merkezi Müdürü Dr. Sadık Gözek konuşmasında Türkiye’de girişimciliği başlangıç düzeyinde destekleyen tek kuruluş olduklarını belirterek “Girişimcilik eğitimlerini 2010 yılından bu yana aktif bir şekilde vermekteyiz. Gaziantep ilinde yaklaşık 6.000 kişiye girişimcilik eğitimlerini verip sertifikalarını teslim ettik. Bilindiği gibi Türkiye’de ve dünyada kurulan 100 işletmeden ilk beş yıl içerisinde yaklaşık 60 veya 70 tanesi kapanmaktadır. KOSGEB olarak bu girişim-
GİRİŞİMCİLİK www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
cilik eğitimi kapsamında iş fikrinin belirlenmesinden analizine kadar hatta pazarlama, iş planları gibi teknik konular ile muhasebe, finans gibi yan dalları içeren eğitim başlıklarıyla girişimcileri eğitimli bir şekilde hayata hazırlıyoruz. KOSGEB olarak 100 bin TL yeni girişimci desteğimiz bulunmakta. Bunun 30 bin TL’si geri ödemesiz, 70 bin TL’si faizsiz
geri ödemeli. Hükûmetimiz ve başkanlığımızın bu desteğin toplamda 150 bin TL’ye çıkmasıyla ilgili çalışmaları sürmektedir. Bu program kapsamında verdiğimiz eğitimlerle şu ana kadar Gaziantep ilinde 450 girişimcinin yeni işletme kurmasına destek verdik.” dedi. Girişimcilere sertifikaların takdimi ile program sona erdi.
93
MAKALE
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Başarılı projelerin yolu TargeT ‘den geçer... GAÜN TARGET Teknoloji Transfer Ofisi Araştırma Projeleri Uzmanı
ÖZKAN KİREÇ
Yüksek teknolojiye sahip, nitelikli ARGE ve inovasyon projeleri üreten, bilgiyi teknolojiye dönüştüren, örnek üniversite-sanayi modeli ve iş birliğine sahip bir değer yaratmak istek ve azmindeyiz. Bu hedeflerimize ulaşmak amacıyla siz değerli akademisyenlerimizle iş birliği içerisinde olmak, ortak hedefler doğrultusunda birlikte hareket ederek hedeflenen noktaya beraber ulaşmak istiyoruz.
94
Günümüzde, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde, bilimsel ve teknolojik gelişmenin gerçek önemi evrensel düzeyde kendini açıkça göstermektedir. Bu anlamda, bilime, yüksek ve yoğun teknolojiye, AR-GE’ye ve de inovasyona daha fazla pay ayıran ülkelerin gerek sosyo-ekonomik gerekse küresel manada söz sahibi oldukları diğer ülkelere nazaran görülmektedir.
G
ünümüzde, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde, bilimsel ve teknolojik gelişmenin gerçek önemi evrensel düzeyde kendini açıkça göstermektedir. Bu anlamda, bilime, yüksek ve yoğun teknolojiye, AR-GE‘ye ve de inovasyona daha fazla pay ayıran ülkelerin gerek sosyo-ekonomik gerekse küresel manada söz sahibi oldukları diğer ülkelere nazaran görülmektedir. Bu bakımdan AR-GE ve inovasyon ekosisteminin kurulması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir hâle getirilmesi, hedeflenen kalkınmanın sağlanması açısından önemli bir unsurdur. Bu çerçevede, bilimsel gelişmenin temel kaynağı olan üniversitelere ve bağlı olarak Teknoloji Transfer Ofislerine ciddi anlamda önemli görevler düşmektedir. Bu gaye ile ülkemizin 2023 yılında en büyük on ekonomi arasında yer alma hedefi göz önüne alınarak Gaziantep Üniversitesi ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi olarak bu hedefe ulaşmak adına katkı sağlıyor olmak ve de pay
sahibi olmak, bu anlamda önemli bir vizyon olarak görülmektedir. Bu amaç ve bilgiler ışığında, sahip olduğumuz istek ve hedefler doğrultusunda, gelecek için ve de geleceğimiz için TargeT Teknoloji Transfer Ofisi öncü ve kilit bir rol üstlenmeye devam edecektir. Bu bağlamda, akademisyenlerimiz, sevgili okurlarımız, TargeT dergimizin bu sayısında sizlerle, “Araştırma Projeleri Birimimiz” hakkında ve de bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz destek ve faaliyetler hakkında bilgi paylaşmak istedik. Bu arzu ile siz değerli akademisyenlerimize daha fazla destek olmak, proje çalışmalarınızda ve ikili iş birliği çalışmalarınızda süreç içerisinde ihtiyaç duyduğunuz konular üzerinde çalışma faaliyetlerimize yön vermek ve geliştirmek istemekteyiz. GAÜN TargeT TTO, Araştırma Projeleri Birimi olarak, gerek ulusal gerekse uluslararası projelerde sağlanacak başarılarda pay sahibi olmak ve olumlu katkı sağlıyor olabilmek bizler açısından memnuniyet ve onur verici bir unsur olarak görülmektedir. Bu kapsamda, ana hedeflerimizden biri
de akademisyenlerimizin, iş dünyasından sanayicilerimizin ve girişimcilik aşamasındaki gençlerimizin, gerçekleştirmek istedikleri projeler, çalışmalar ve ulaşmak istedikleri hedefler doğrultusunda, amaca en kısa yoldan ulaşabilmeleri açısından gereken destek ve çalışma faaliyetlerini sürdürmek ve çok daha iyi bir noktaya taşımaktır. Bu gaye ile TÜBİTAK destek programları, AB destekli projeler ve çeşitli hibe destek programlarından yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla bilgilendirme, projelendirme, danışmanlık, teknik destek ve idari destek hizmetlerine yönelik bir sistem oluşturduk. Bu sayede proje çağrılarının ve takvimlerinin ilgili akademisyenlerle paylaşımını, proje önerilerinin ve fikirlerinin ön değerlendirilmesi ve diğer ilgili konularda destek sağlayarak proje başvuru ve proje ortaklıklarının arttırılmasını ve geliştirilmesini hedeflemekteyiz. Buna bağlı olarak yüksek teknolojiye sahip, nitelikli AR-GE ve inovasyon projeleri üreten, bilgiyi teknolojiye dönüştüren, örnek üniversite-sanayi modeli ve iş birliğine sahip bir değer yaratmak istek ve azmindeyiz. Bu hedeflerimize ulaşmak amacıyla siz değerli akademisyenlerimizle iş birliği içerisinde olmak, ortak hedefler doğrultusunda birlikte hareket ederek hedeflenen noktaya beraber ulaşmak istiyoruz. Bu noktada neler yaptığımıza değinmek gerekirse...
- Proje başvurusu ve proje yazım sürecinin koordinasyonu ve destek faaliyetleri • Başvuru öncesi, proje öneri bilgilerinin alınması ve uygun destek programının belirlenmesi, • Proje önerisi yazımına destek, proje inceleme ve değerlendirmenin yapılması, • Proje sürecinin takibi, stratejik eylem planlarının oluşturulması, • Yeni projelerin geliştirilmesine yönelik iş birlikleri. - Akademisyen ve sanayicilere, projeler, teknoloji trendleri ve destek / fon kaynakları hakkında bil-
GAÜN TargeT TTO, Araştırma Projeleri Birimi olarak gerek ulusal gerekse uluslararası projelerde sağlanacak başarılarda pay sahibi olmak ve olumlu katkı sağlıyor olabilmek bizler açısından memnuniyet ve onur verici bir unsur olarak görülmektedir.
MAKALE
gilerin güncel olarak duyurulması • Üniversite-sanayi iş birliğinin geliştirilmesi, vizyon raporunun oluşturulması, • Fuar, panel ve çalıştaylarda destek programlarına ait yeniliklerin tanıtılması, • Sektör ve meslek gruplarına yönelik, AR-GE nitelikli toplantı ve etkinliklerin düzenlenmesi. - Hibe / destek kuruluşlarıyla ortak çalışmalar • Akademinin ve sanayinin ihtiyaç duyduğu öncelikli konuların belirlenmesi, ortak proje çalışmalarının geliştirilmesine yönelik faaliyetler. - Yeni proje fikirlerinin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi • ARGETİ proje pazarları, microgrant programı ile inovasyon ekosisteminin geliştirilmesi, TargeT Akademi ile gerçekleştirilen eğitimler ile bilgi ve proje kültürünün yaygınlaştırılarak ivme kazandırılması. “Başarılı projelerin yolu TargeT’ten geçer.” sözü ile akademik çalışmalarınızda başarılı ve AR-GE dolu güzel bir 2016 yılı dileklerimizle, saygılarımızı siz değerli akademisyenlerimize ve saygıdeğer okurlarımıza içtenlik ve hassasiyetle sunarız.
- Ulusal ve uluslararası çağrı duyurularının paylaşımı ve ilgili akademisyenler ile eşleştirilmesi • TÜBİTAK ARDEB, AB destekli programlara (Ufuk 2020, Cost ve diğer programlar) ait çağrıların duyurulması, ilgili destek programlarına yönelik bilgi paketlerinin hazırlanması, • Çağrılara yönelik akademisyen eşleştirme ve bilgilendirme ziyareti, • Proje geliştirme çalışmalarına yönelik proje takımı oluşturma, • Çağrı bilgi günü ve etkinliklerin düzenlenmesi.
95
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
MENTÖRLÜK
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Mentör Adayları Fikir Geliştirme Platformunda Buluştu Gaziantep TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle TÜBİTAK İş birliğiyle yürütülen “Mentörlük iş geliştirme” projesi kapsamında proje yürütücüsü Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Avrupa Birliği Projesi Takım Lideri Dr. Rein Ruubel, Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları, Gaziantep Dedeman Otel Begonya Salonu’nda teknoloji platformu fikir geliştirme toplantısı için buluştu.
96
T
oplantının açılış konuşmasını yapan AB uzmanı Funda Suran, “Yaklaşık üç aydan beri BIGS (Business Ideas Generation Session) adını verdiğimiz fikir geliştirme toplantılarıyla AR-GE ve inovasyonda, Gaziantep sanayii için yapmış olduğumuz toplantıların bugün yedincisini yapmış bulunuyoruz. Bu toplantılarda önemli çıktılar elde ettik. TÜBİTAK ile birlikte yürüttüğümüz ve adına “BTAP” yani Bireysel Tecrübe Aktarım Platformu dediğimiz ve tecrübeli insanları bir araya getirdiğimiz proje ile bu kadar tecrübeli insanları bir araya getirdik. Dolayısıyla projeyi yürüten TargeT Teknoloji Transfer Ofisi program yetkililerine teşekkür etmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı. TÜBİTAK’ın, teknoloji ve bilim alanlarında Türkiye’deki en üst kurum, çatı olduğunu dile getiren Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, “Birkaç ay içerisinde TÜBİTAK havuzunda resmi olarak hepiniz mentör olacaksınız. Bu toplantı o network’ün, bağlantının kopmaması için yapılan buluşmalardan bir tanesi. Bundan sonra da gerek fikir geliştirme gerekse arama toplantıları çalıştaylarını geliştirmek istiyoruz. Bu nedenle ki teknoloji platformunu kurmak için uzun süredir birlikteyiz.” şeklinde konuştu. Teknopark’ta yürüyen ve fikir geliştirme toplantılarının hem finansörü hem de fikir çıkış noktası olan
AB Projesi hakkında sunum yapan Gaziantep Teknopark Uzmanı Serap Özpolat Çete, “Gaziantep TEKNOPARK, TargeT TTO ve projemizi en çok bilen grup ile karşı karşıyayız. Bu durum beni çok mutlu ediyor. Şu ana kadar 6 tane sektör çalıştayı yaptık. Sektör çalıştaylarından çıkan sonuçların yer aldığı gündemler eşliğinde teknoloji platformu toplantısı yaptık ve bu teknoloji platformu toplantılarına devam edilecek. 16-17 Şubat’ta “Girişimcilik Günleri”, 22-23 Mart tarihinde “Innova Antep Bölgesel İnovasyon Yenilikçilik Günleri” düzenleyeceğiz. Bu projeler kapsamında Gaziantep Teknopark bünyesinde genel proje ve danışmanlık masası kurulmaya başlanmıştır.” dedi. Üniversite-Sanayi İş Birliği Uzmanı Başar Kılıçparlar “TargeT TTO, TÜBİTAK tarafından kurulan, Gaziantep Üniversitesi yönetiminde bir kuruluş. Beş modül altında faaliyet göstermekteyiz. Bunlar, tanıtım- farkındalık destek programlarından yararlanma, üniversite- sanayi iş birliği, fikri ve sınai-mülkiyet hakları, girişimcilik ve şirketleşme faaliyetleri.” diyerek, TargeT Teknoloji Transfer Ofisi adına bilgiler verdi. Mentörlük Programını nasıl yürüttüklerini ve bundan sonraki süreç hakkında bilgiler aktaran TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Uzmanlarından ve Mentörlük Proje Koordinatörü Yürütücüsü Dr. Fatih Balcı, “TÜBİTAK tarafından Mentör Yetiştirme Programıyla ilgili Temmuz 2015 tarihinde sekiz kurumun destek
MENTÖRLÜK www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
almaya hak kazandığını açıkladı. Bu kurumların arasında bu destek programını almayı hak eden tek Teknoloji Transfer Ofisi olmak önemli bir başarıydı. Bu sekiz kurumdan her biri iki alanda mentörlük eğitimi vermeye hak kazanmıştır. Biz bunlardan ileri mühendislik, iş geliştirme, teknoloji tabanlı başlangıç firmalarına yönelik alanlarda mentör yetiştirme hakkını sahip olduk. Dolayısıyla Ağustos ayı itibariyle 250’nin üzerinde mentör aday başvurusu aldık. Şu ana kadar bunlar için iki eğitim programı açıldı. TÜBİTAK’ın mentör tanımında KOBİ’ler için beş alanda mentör yetiştirilmesi düşünülmüştür. Bunlar, stratejik-teknolojik ürün yönetimi, ileri mühendislik ve tasarım, teknoloji tabanlı başlangıç firmalarına yönelik mentörlük, iş geliştirme ve sonradan eklenen Ufuk2020 mentörlük programları. Bu çağrının temel amacı, nitelikli mentör havuzunun geliştirilmesi. Mentörlük mekanizması arayüz fonksiyonunu bilen, görmüş-geçirmiş kişiler ola-
rak tanımlanmaktadır. Nitelikli ARGE deyince de AR-GE mentörlüğü yapan insanlar akla gelmektedir. Aslında TÜBİTAK kılcallara ulaşarak işletmelerin fon kaynaklarının artırılması ve nitelikli AR-GE’nin yapılmasını sağlayan bir mekanizma “mentör havuzu” oluşturmak istiyor.”
ifadelerini kullandı. Program, Danışmanlık Uzmanı Bilal Ekmekçi ve AB Uzmanı Funda Suran’ın birlikte moderatörlüğünde katılımcıların beyin fırtınası ve düzenlenen logo yarışmasının sonuçlarının açıklamasının ardından çektirilen aile fotoğrafı ile sona erdi.
TÜBİTAK’ın mentör tanımında KOBİ’ler için beş alanda mentör yetiştirilmesi düşünülmüştür. Bunlar, stratejik-teknolojik ürün yönetimi, ileri mühendislik ve tasarım, teknoloji tabanlı başlangıç firmalarına yönelik mentörlük, iş geliştirme ve sonradan eklenen Ufuk2020 mentörlük programları. Bu çağrının temel amacı nitelikli mentör havuzunun geliştirilmesi. Mentörlük mekanizması, arayüz fonksiyonunu bilen, görmüş-geçirmiş kişiler olarak tanımlanmaktadır. Nitelikli AR-GE deyince de AR-GE mentörlüğü yapan insanlar akla gelmektedir. Aslında TÜBİTAK kılcallara ulaşarak işletmelerin fon kaynaklarının artırılması ve nitelikli AR-GE’nin yapılmasını sağlayan bir mekanizma “mentör havuzu” oluşturmak istiyor”.
97
TEKNOLOJİ PLATFORMU
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TEKNOPARK bünyesinde Avrupa Birliği IPA projesi kapsamında “Fikir Geliştirme Toplantısı” düzenlendi.
BİLGİ TEMELLİ STRATEJİ İÇİN GÖNÜL VERMEK GEREK... GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun konuşmasında steril bir ortamda değil hayatın içinde yetişmiş bir öğrenci anlayışını tesis etmeye çalıştıklarını, bu konuda da çok önemli mesafeler aldıklarını ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, “Temel sorun şu: Ülkenin sadece ekonomik değil sosyal kalkınmışlığına da önem veren politikalar ortaya koymaya çalıştık. Dolayısıyla Gaziantep’in kültür, sanat, eğitim gibi tüm alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Bu nedenle sizlerle burada yapacağımız çalışmaların da meyvelerini vermesi lazım. Bunun içinde bir aksiyona girmek lazım.” şeklinde konuştu. “Türkiye sanayii olarak çok iyi şeyler yapıyoruz” diyen Prof. Dr. Coşkun, konuşmasında şunları söyledi: “Yüksek teknolojisi olan ürünlerin ihracat içindeki payı, ithalat oranımız gibi konularına eleştirel bakmalıyız. Ortak akıl diyoruz. Gaziantep kendini dışarıda temsil etme gücü anlamında ortak aklı sergileyebiliyor. Ancak birbirimizi tenkit edebilme gücü anlamında ne kadar ortak akıl sergiliyoruz? Böyle bir düşünce kuruluşunun, ‘Think-Tank’in sistematik, doğru, bilgileri metodolojik bir çizgi, stratejik
98
bir plan dâhilinde bir noktaya taşıyan ve her seferinde de hesap verilebilir olması gerekiyor. Hesap verilebilirlik mutlaka olmalı ve çok önemsiyorum. Bu işletmeler için de bu şekilde. Geleceğinizi ve buna dair çalışmalarınızı ortaya koyabilecek bir çalışmanın, perspektifin ve stratejinizin var olması lazım. Biz bilgi sahipleri olan camia olarak şunu söyleyebilirim: Hocalarımız kıymetli. Ancak akademik camianın cam fanus içinde steril ortamda olan Türkiye’deki bu geleneğini kırmaya çalıştık. Dolayısıyla hayat-
la, iş dünyasıyla cam duvarları kırdık. İntörn, arama toplantıları, Teknoloji Transfer Ofisi gibi enstrümanlarımızla bu bağlantıyı sağlamaya çalışıyoruz. Tabii bunların stratejik ve planlı olarak daha üst noktaya çekilmesi durumunda fon kaynakları bulunabilir. En önemli nokta ise bilgi temelli stratejiyle sürdürülebilirlik için bu konuya gönül vermek gerekiyor. Tüm bu konuların konuşulduğu platformun bir ‘Think-Tank’ düşünce kuruluşu modelinin veya bir Japonya örneği gibi bir modelin yapılanmasının oluşması
için her zaman çalışmak ve gönül vermek isterim”. SANAYİCİMİZİN KORKUSU: YENİ NESİL KUŞAKLARA BU EMANETİ NASIL DEVREDERİM? Üniversite-sanayi iş birliğiyle ilgili öngörülerini paylaşan GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, dünyadaki hızlı değişimin üniversiteleri ister istemez değiştireceğini belirterek, “Günümüz üniversitelerinde öğrencilerimiz sanayie yeterince hazır değildi. Akademisyenlerimiz ve öğrenciler kampüs alanına çıkmadan yetişmişlerdi ama GAÜN’de bunlar değişti, bugünlere gelmeyi başardık. Eski sistemi günümüz Türkiye’si kaldıramaz. Hayatın ve sanayinin içinde olmak zorundayız artık.” dedi. Prof. Dr. Bayram, “İntörn mühendis olayına başlarken Üniversite olarak büyük bir risk aldık. Bu işi naylon olsun veya dostlar alışverişte görsün diye yapmadık. Gerçekten çok büyük kaynak ayırarak hocalarımız gece gündüz bu işle uğraştılar. Bunda en büyük desteğimiz de hocalarımız ve sanayicilerimizdi. Son üç yıl içerisinde çok ciddi bir aşama kaydettik. İntörn öğrencilerimiz sanayiden döndüğü zaman da çok ciddi ölçümler yapıyoruz. Öğrencilerimizi “Ne öğrendin? Sanayinin faydası oldu mu? Durum nedir?” şeklinde sürekli takip ediyoruz. Tabii aslında üniversite-sanayi iş birliğinde intörn mühendisliği lokomotif olarak kullandık. Hocalarımızın, sanayi nerede ise, intörn öğrenci Türkiye’nin neresinde ise ayda bir ziyaret etmesini sağladık. Amacımız akademisyenlerimiz sanayinin havasını koklasın, sanayici ile sohbet etsin istedik ve ziyaretlerin her kademesinde akademisyenimiz işletmeye, ARGE departmanına girsin ve çözüm önerisi getirsin arzusundaydık. Her zaman ortak bir şeyler oluşsun hedefindeydik. Bunda da patent sayısında %140 artış ölçümlemesiyle fayda sağladığımızı gördük. Hatta hocalarımızdan sanayideki eksiklikleri görüp ders notlarını bile güncelleyenler oldu.” diye konuştu. Toplantıda yaş ortalaması 30 ile 40 arasında çok iyi eğitim almış sanayicilerin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Bayram, “Yaklaşık 35 yaşlarında 30 kişiyiz ve genç sanayicilerin tecrübelerini üst üste koyduğumuzda 1000 yıllık bir deneyim sahibi eğitimli be-
yinler mevcut, bu salonda. Gaziantep sanayiini hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Birinci kuşak alaylı ve yüksek kapasiteli geleneksel üretim ile sanayinin ilk temellerini atan insanlar. İşletmesini ikinci kuşağa teslim etmek için yurt dışında eğitiminden, fuarına, yabancı diline kadar pek çok alanda yeni nesle yatırım yaptı. İyi bir nesil yetişiyor ancak birinci kuşağın korkusu, ikinci nesil kuşaklara bu emaneti nasıl devrederim. Dünya değişiyor ve Türkiye’nin, dünyanın geleceğini yeni kuşaklar çizecek. Dolayısıyla bu kuşakların dilinden çıkacak olan AR-GE, inovasyona, katma değerli üretime dair söylemler toplumda ciddi bir karşılık bulacaktır. Bu bağlamda rekabetçi ve girişimci bir üniversite olarak bundan sonraki sanayicilerimizin Gaziantep Üniversitesinden çıkmasını hedeflemekteyiz. ” ifadelerini kullandı. Toplantının açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü yapan AB Uzmanı Funda Suran, yaklaşık iki üç aydan bu yana Gaziantep sanayiinin önde gelen yedi sektörüyle ilgili ça-
Prof. Dr. Bayram, “İntörn mühendis olayına başlarken Üniversite olarak büyük bir risk aldık. Bu işi naylon olsun veya dostlar alışverişte görsün diye yapmadık. Gerçekten çok büyük kaynak ayırarak hocalarımız gece gündüz bu işle uğraştılar. Bunda en büyük desteğimiz de hocalarımız ve sanayicilerimizdi.
TEKNOLOJİ PLATFORMU
lışmalar yaptıklarını söyledi. Suran, “Teknopark’ta yürüyen AB projesinin amaçlarından biri Gaziantep’te yürüyen AR-GE ve inovasyon çalışmalarının bir adım daha ileriye götürmek. Bu nedenle hemen hemen her sektörden halı, gıda, tekstil, makine ve kimya sektöründen olmak üzere sektörün önde gelen temsilcileriyle çok daha kapsamlı toplantılar organize ettik. Bu toplantılardan elde ettiğimiz çıktılardan beklentimiz; Gaziantep’te, ‘Teknoloji Platformu’nu kurmak. Bu konuda birlikte hareket ettiğimiz birtakım kurum ve kuruluşlar var. Bunlar; İKA, KOSGEB ve Bakanlık. Bilindiği gibi Gaziantep’in sanayii ciddi bir ivme kazanmış durumda. Fakat zirveye çıkmak, zirvede durmaktan çok daha zor. Bu sıçrama, AR-GE , inovasyon ve bilgiye dayanmak zorunda. Bunu da en iyi yakalayabileceğimiz yer üniversiteler, teknoparklar ve teknoloji transfer ofisleri. Bugün pek çok genç sanayici temsilcilerimizle Gaziantep’te bir “think-tank” (düşünce kuruluşu) kurulabilir mi? Teknoloji Transfer Ofisi bir “think-tank” olabilir mi? paylaşmak istiyoruz.” diye konuştu. Toplantıya GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, GAÜN TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, AB Proje Uzmanı Funda Suran, Gaziantep TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları, IPA Proje uzmanları, GAGİAD Başkanı, TOBB Genç Girişimciler Kurulu temsilcileri, Mutlu Makarna, Ekonet Tekstil, TAT Grup, Erpen Plastik, RAD Tekstil, Enta Yapı, Nilayen Sanat Evi, Teymur Otomotiv, Beydağı Kimya, CHT Tekstil, Milimetrik Prefabrik gibi pek çok firma temsilcisi katıldı.
99
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
GİRİŞİMCİLİK
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
“İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep Paneli” Gaziantep TEKNOPARK bünyesindeki IPA projesi kapsamında, “ INOVANTEP Yerelden Küresele Buluşuyor” temalı Bölgesel Girişimcilik Günleri, Gaziantep Üniversitesi Mavera Salonunda yapıldı. Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi ve Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram moderatörlüğünde gerçekleşen “İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep” paneline, İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Bülent Özkan, Gaziantep KOSGEB Müdürü Dr. Sadık Gözek, Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürlüğü Uzmanı Soner Ziya Öztürk , TSE Güneydoğu Bölge Koordinatörü Mehmet Hakan Yıldırım, Gaziantep TEKNOPARK Yönetim Kurulu ve Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Değer, Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Özdemir panelist olarak katıldı.
P
anelin açılışını ve moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Mustafa Bayram “ İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep konulu panelimizde Gaziantep başlığını iyi düşünmek gerekiyor. Çok dolu olan bu kelime sadece Gaziantep’in değil bu şehrin insanlarını da tarif etmektedir. Bu şehir çok fazla inovasyon ve girişimci çıkarır. Bunlar bildiğiniz medyada, kitaplarda gördüğünüz inovasyon ve girişimciler değil. Dolayısıyla Gaziantep’in bu özelliği çok farklı ve dünyada da bu anlamda özel.”
100
dedi. “AR-GE MERKEZLERİNİN OLUŞTURULMASI ÇABASINDAYIZ”. Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürlüğünde makine mühendisi olan Soner Ziya Öztürk konuşmasında “Bakanlığımız daha önce denetim faaliyetleri yürütürken şu an illerde yerel bazlı kamu-sanayi-üniversite iş birliğini geliştirme açısından oluşturduğumuz kurulda yaptığımız çalışmalarla özellikle bu konuda yol almaya çalışıyoruz. Öğrenci arkadaşlarımızın düşündüğü şeyler ve kapasitelerini önemsiyorum. Bun-
ların farkına varılması gerekiyor. Gün geçtikçe gelişiyoruz. Bu anlamda yenilikçilik, AR-GE gibi konu başlıklarında hem bakanlığımızın destekleri arttı hem de yaptığınız çalışmalardan sonuç alabilmeniz anlamında gerekli yönlendirmeler yapabiliyoruz. Bakanlığımızın son dönemde çok önem verdiği konulardan biri de AR-GE merkezleri. Bu konuyla ilgili de yüksek lisans ve doktorasını yapmış kişilerin merak ettiği konularda şunları söyleyebilirim: AR-GE ve tasarım merkezlerinde temel bilim mezunları çalıştırılırken yeni AR-GE yasasıyla birlikte
GİRİŞİMCİLİK
ilk iki yıl maaşlarının bir kısmı karşılanacak. İkinci kısım ise her çalışan gelir vergisi öder. Gelirinin %20 ’si kadar gelir vergisi ödeyip maaş arttıkça da bu rakam artar. Temel bilimlerde yüksek lisans veya diğer bölümlerde doktora yapmış olanların gelir vergisinin %95’i alınmaz. Doğal olarak maaşları artmış olur.” şeklinde konuştu.
Bakanlığımızın son dönemde çok önem verdiği konulardan biri de AR-GE merkezleri. Bu konuyla ilgili de yüksek lisans ve doktorasını yapmış kişilerin merak ettiği konularda şunları söyleyebilirim. AR-GE ve tasarım merkezlerinde temel bilim mezunları çalıştırılırken yeni AR-GE yasasıyla birlikte ilk iki yıl maaşlarının bir kısmı karşılanacak. İkinci kısım ise her çalışan gelir vergisi öder. Gelirinin %20’si kadar gelir vergisi ödeyip maaş arttıkça da bu rakam artar. Temel bilimlerde yüksek lisans veya diğer bölümlerde doktora yapmış olanların gelir vergisinin %95’i alınmaz. Doğal olarak maaşları artmış olur.
“BÖLGEYE 200 MİLYON TL KATMADEĞER YARATTIK”. Ajansın faaliyetlerinden ve Bölge için inovasyon adına neler yaptıklarından bahseden İKA Genel Sekreteri Dr. Bülent Özkan “Türkiye’de Kalkınma Ajansları yeni bir olgu. İpekyolu Kalkınma Ajansı, 2011 yılında Gaziantep, Kilis ve Adıyaman illerini kapsayacak bir şekilde kurulmuştur. Kalkınma Ajanslarının kuruluş amacı kamu-özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu sağlamak, Bölgenin gelişmesi ve kalkınması için stratejiler gerçekleştirip gelecek vizyonunu ortaya koymak. Dolayısıyla İKA olarak, belirlenen stratejimiz doğrultusunda temel alanlara bağlı olarak gerek paydaşlarımız gerekse Kalkınma Bakanlığından aldığımız bütçeleri özel, kamu ve sivil toplum kuruluşlarına dağıtıyo-
101
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
GİRİŞİMCİLİK
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
ruz. Tabii bağımsız değerlendiricilerden geçen ve başarılı bulunan projeler dâhilinde hibe veriyoruz. Bugüne kadar ekonomik kalkınma, Turizm Altyapısı Geliştirme ve Organik Tarımın Geliştirilmesi Mali Destek Programı gibi pek çok destek programı ile fonlama yaptık. Şu an Enerji Verimliliği ve Organik Tarımın Geliştirilmesi Mali Destek Programımız açık bulunmakta. Bugüne kadar mali destek kapsamında verdiğimiz kaynak 100 milyon TL üzerinde gerçekleşti. Ama bunu eş nüanslarla düşündüğümüzde yaptığımız istatistiklerle bölgeye 200 milyon TL’nin üzerinde katma değer yarattığımızı düşünüyorum. ” ifadelerini kullandı. “İNOVATİF PROJELERİ DESTEKLİYORUZ”. KOSGEB destek programları hakkında bilgi veren KOSGEB Gaziantep Müdürü Dr. Sadık Gözek “Gaziantep’in bu yıl destek programlarından daha fazla faydalanmasını istiyorum. Özellikle orta, ileri teknoloji gerektiren ve dışa bağımlı olduğumuz sektörlerde 300 bin TL hibe, 500 bin TL faizsiz kredi imkânı veriyoruz. Yine siz genç girişimci arkadaşlarımızın faydalanabileceği 50 bin TL hibe, 100 bin TL faizsiz kredi imkânı sağlıyoruz. Paydaşlarımızdan Gaziantep TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ortak Cosme (Avrupa İşletmeler Ağı) projemiz ile işletmelerin getireceği her türlü inovatif fikir ve projeye, etkinliğe destek verebiliyoruz.” şeklinde konuştu.
102
KOSGEB Gaziantep Müdürü Dr. Sadık Gözek: Gaziantep’in bu yıl destek programlarından daha fazla faydalanmasını istiyorum. Özellikle orta, ileri teknoloji gerektiren ve dışa bağımlı olduğumuz sektörlerde 300 bin TL hibe, 500 bin TL faizsiz kredi imkânı veriyoruz. Yine siz genç girişimci arkadaşlarımızın faydalanabileceği 50 bin TL hibe, 100 bin TL faizsiz kredi imkânı sağlıyoruz. Paydaşlarımızdan Gaziantep TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ortak Cosme (Avrupa İşletmeler Ağı) projemiz ile işletmelerin getireceği her türlü inovatif fikir ve projeye, etkinliğe destek verebiliyoruz. “ESKİ KÖYE YENİ ÂDET” TSE Güneydoğu Anadolu Bölge Koordinatörü Mehmet Hakan Yıldırım, “Pek çok ürün üzerinde amblemimizi görmüşsünüzdür. Halk arasında, “Eski köye yeni âdet.” diye bir sözümüz yerleşmiştir. Baktığınızda aslında âdetlerimiz hep standarttır.
Dolayısıyla standartları oluşturmaya çalışan bir kurum olarak İSO standartları dediğimiz uluslararası standardizasyon teşkilatı üyesiyiz. Bu teşkilatın dünyada 186 üyesi bulunmaktadır. Yine Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi tarafından oluşturulan (CENELEC), Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) üyeliğimiz bulunmakta. Türkiye olarak son yıllarda standartları uygulayan tarafta iken şu an standartları oluşturan tarafa geçtik. Artık Avrupa’da oluşturulacak standartlarla ilgili oy hakkımız var. Standartlar nasıl oluşuyor derseniz bu standartları akademisyenler, üniversiteler ve konusunda uzmanlaşmış meslek kuruluşları oluşturuyor. Kısaca her türlü ilgili taraflar oluşturuyor. TSE bu noktada standartların gerçekleşmesini sağlıyor. Standartlar oluşurken tse. org.tr’ye girip ücretsiz olarak AR-GE komitelere üye olabiliyorsunuz. Düşünün dünyada oluşabilecek herhangi bir
standardın oluşması sizin fikirlerinizin yönlendirmesiyle sağlanabilir. Bu çok önemli bir şey. Bu anlamda herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Faaliyetlerimizle ilgili olarak ise şunları söyleyebilirim: Ürün belgelendirme, hizmet yeri belgelendirmesi, yönetim sistemleri belgelendirmesi, muayene gözetim alanlarındaki faaliyetlerimiz, Ulaşım Lojistik Merkezi Başkanlığımızca araçlarla ilgili karayolu uygunluk belgeleri, Deney Kalibrasyon Merkezlerimizde ürünlerle ilgili deneyler ve kalibrasyonlar. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ifade ettiği rakamlarla yaptığımız faaliyetlerle ilgili olarak dünyada 200 milyar dolar Türkiye’de ise 2 milyar dolar bir pazar var ve Türkiye’deki bu pazarın %70’inden yabancı kuruluşlar faydalanıyor. Tabii TSE gibi yerli kuruluşlardan bu hizmetlerin alınmasını önemsiyoruz. Bu anlamda inovatif belgelendirmeler yapmaya başladık ve yurt dışına belge satar olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. ” dedi. “GETAM PROJESİNİ ÇOK YAKINDA HİZMETE SUNACAĞIZ”. Gaziantep’in dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu vurgulayan Gaziantep TEKNOPARK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gaziantep Ticaret Odası Yönetimi adına panele katılan Ali Değer “Gaziantep 6.000 yılı aşkın geçmişiyle dünyanın en eski yerleşim yeri olarak örnek ve bu anlamda da ticarette önder bir şehir. 1970’li yıllardan sonra Gaziantep sanayii büyük bir atılım gerçekleştirdi. Gaziantep Ticaret Odası olarak 2020 hedefimizde Gaziantep’i sanayideki bu önderlik yarışında 4. sıraya oturtmayı planlıyoruz. Dünyanın en rekabetçi 7. şehri olarak Gaziantep’in bu bayrağı taşıması için inovasyon ve AR-GE’nin gerekliliği ve uygulayıcısı kurumlardan biri olduğumuzun farkındayız. Gaziantep Ticaret Odası olarak üyelerimize değişik alanlarda eğitim, fuar organizasyonları yapıyoruz. Özellikle inovasyon ve AR-GE anlamında projeler geliştirmeye çalışıyoruz. Bu bağlamdaki Organize Sanayi Bölgesinde Teknik Lise kurma aşamasındayız. Gaziantep KOSGEB ile beraber yürüttüğümüz Gaziantep Endüstriyel Tasa-
GİRİŞİMCİLİK www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
rım ve Modelleme Merkezi şeklinde (GETAM) projemiz gündemde. Bu Modelleme ve Tasarım Merkezini Nisan ayı içinde hem üyelerimiz hem de siz gençlerimizin hizmetine sunacağız.” diye konuştu. “BİLGİYE DAYALI İNOVASYONU ANLAMAK GEREKİYOR”. Uzmanlık alanının sağlık sektöründe inovasyon olduğunu dile getiren
Bir orkestranız var ise buradaki tüm çalgıları yönetmenizle senfoni ortaya çıkar. 100 adet kemandan orkestra çıkmadığı gibi inovasyon için de farklı disiplinler arası çalışmayı, projeyi yürütmek gerekiyor. Aslında günümüzde konuşulan inovasyonun teknik adı olan bilgiye dayalı inovasyon. XXI. yüzyılda fark yaratmak ve lider olmak istiyorsanız bilgiye dayalı inovasyonu anlamak gerekiyor. Bilginin nasıl üretildiğini bilmek ve katma değerli ürün üretmek gerekiyor.
Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Özdemir “ İnovasyon deyince birden fazla bileşenin yer aldığı aşikâr. Fonlama, girişimcilik, yeni fikir gelişimi ve uygulanması. Örneğin bir orkestranız var ise buradaki tüm çalgıları yönetmenizle senfoni ortaya çıkar. 100 adet kemandan orkestra çıkmadığı gibi inovasyon için de farklı disiplinler arası çalışmayı, projeyi yürütmek gerekiyor. Aslında günümüzde konuşulan inovasyonun teknik adı olan bilgiye dayalı inovasyon. XXI. yüzyılda fark yaratmak ve lider olmak istiyorsanız bilgiye dayalı inovasyonu anlamak gerekiyor. Bilginin nasıl üretildiğini bilmek ve katma değerli ürün üretmek gerekiyor. Hatta dünyanın pek çok yerinde inovasyon yönetimi ve yönetişimi programları da açılıyor. Bu bağlamda biraz da Gaziantep’ten bahsetmek istiyorum. Gaziantep heyecanlı ve aurası olan girişimciliğin özel ve özgün olduğu bir şehir. Hem bireysel hem de tek vücut hâlinde çalışılabilen kitlesel bir girişimcilik ruhu var. Dünyanın hiçbir yerinde bu iki yetenek mevcut değil. Kitlesel inovasyon konsepti çok önemli. Bunu biraz açarsak 1950’lere kadar yerel inovasyon yapılırken 1990’larda küresel modeller önemli hâle geldi. 2016 yılına geldiğimizde ise hem yerel hem de uluslararası konseptleri çok iyi bilmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Günün anısına panelistlere plaket verilerek, “İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep Paneli” tamamlandı.
103
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
ÜNİVERSİTELERDE AR-GE VE İNOVASYON TÜMEXPO-TÜMSİAD Sanayi ve Ticaret Fuarı 2015 kapsamında yapılan İnovasyon Zirvesi Programının “Üniversitelerde, AR-GE ve İnovasyon” temalı paneli, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un moderatörlüğünde, İstanbul Kongre Merkezi Üsküdar-3 salonunda gerçekleşti. Panele Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Onur Koç, Hacettepe Üniversitesi Teknokent AŞ Genel Müdürü Abdurrahman Güngör, Haliç Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Şişman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mükerrem Şahin panelist olarak katıldı.
P
anelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Üniversitelerde AR-GE ve inovasyon, çok bahsedilen ve önemli hususları olan bir konu. Geldiğimiz şu
104
noktada, en azından hem sivil toplum kuruluşlarını hem işverenleri hem de iş dünyasını etkileyen bir iklimin oluştuğunu söyleyebilirim. Son trendlerde AR-GE ve inovasyonun ne kadar önemli olduğunun gerek siyasiler gerekse idareci-
ler farkında. Siyasi veya hükûmet idaresine baktığınızda sürekli bunu geliştirecek enstrümanlar ortaya çıkarmaya, bir yandan TÜBİTAK diğer yandan SAN-TEZ gibi projelerle veya KOSGEB gibi farklı enstrümanları kullanarak bunları teş-
vik etmeye çalışıyor. Bir yandan da üniversitelerde teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar dediğimiz yerler ve teknoloji transfer ofisleri gibi yeni kavramlar var. Bunların da önemli ölçüde fonlanması yapılarak hayata geçmesi sağlanmakta. Bu konuda ülkelerin ayırdığı bütçeye baktığımızda 1980’lerde Finlandiya’nın AR-GE’ye %3,5 bütçe ayırmış olduğunu ve eğitim anlayışında yepyeni bir devrim ortaya çıkardığını görüyoruz. Bugün dünyadaki diğer örneklere baktığınızda AR-GE deyince Güney Kore’yi görüyorsunuz. Ülkemizde ise AR-GE’nin gerçek anlamda hayat bulduğu iklimi gerek üniversitelerde gerekse özel sektörde göremiyoruz. Dünyada AR-GE’ye önemli bütçeler ayıran ülkelerde üniversitelere gittiğiniz zaman hocaların bir CNC tezgahının veya mikroskobun başında sanki bir teknisyen gibi çalıştıklarını görüyorsunuz. Tabii böyle olunca dünya markaları ortaya çıkıyor.” dedi. Ülkemizin 2023’te dünya ekonomisinde hedefinin ilk 10’a girmek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Coşkun, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilgiyi ürünün içine gömmek ve inovasyon yapmak zorundayız. Yenilikçilik ve yeni anlayışlar ortaya koymak gerekiyor. Bu resim içerisinde üniversitelerin bu konuya uyum sağlayıp sağlamadığı noktasında sıkıntılar söz konusu. Teknolojik ve ekonomik kalkınma içerisine sosyal inovasyonu da katmak gerekiyor. Tüm bu cümlelerden yola çıkarak Gaziantep örneğinde kendi çapımızda bir şeyler yapmayı başardık. Arama toplantıları yaptık. Üniversite-sanayi iş birliğinin altını doldurmaya çalıştık. İş dünyası ile birbirimizi görüyorduk ama aradaki cam duvarı kıramıyorduk. Şu an birbirimizin sesini duyar olduk. Örnek vermek gerekirse ‘intörnlük olayı’. Bir mühendis öğrenci yedi dönem her şeyini bitiriyor. Sekizinci dönem sahada birebir akredite ettiğimiz bir firmada dört beş ay çalışıyor. Akademisyen ve sahadan
Dünyanın hiçbir üniversitesinde olmayacak şekilde %80’inin tezkere bıraktığı yani öğrencinin mezun olduğu gün iş bulduğu hiçbir üniversite olmadığını kaydeden Prof. Dr. Coşkun, “Şimdi bu projemizdeki uygulamayı, Hukuk, İletişim, İktisat Fakültesine taşıyoruz. Gaziantep’i anlatmama gerek yok. Devasal bir sanayi ve üretim var. Sanayi ile üniversite arasında arayüz oluşturan TargeT Teknoloji Transfer Ofisini kurduk. Tabii AR-GE, üç beş günde sonuç alınacak bir olay değil. İlerleyen dönemlerde bunun verimli sonuçlarını göreceğimize inanıyorum.
BİZDEN HABERLER
birer danışmanın öğrenciyi değerlendirdiği, son derece dinamik ve sonunda da o işyerine ait inovatif bir projeyle, fikir projesiyle okulunu bitiriyor”. Dünyanın hiçbir üniversitesinde olmayacak şekilde %80’inin tezkere bıraktığı yani öğrencinin mezun olduğu gün iş bulduğu hiçbir üniversite olmadığını kaydeden Prof. Dr. Coşkun, “Şimdi bu projemizdeki uygulamayı, Hukuk, İletişim, İktisat Fakültesine taşıyoruz. Gaziantep’i anlatmama gerek yok. Devasa bir sanayi ve üretim var. Sanayi ile üniversite arasında arayüz oluşturan TargeT Teknoloji Transfer Ofisini kurduk. Tabii AR-GE, üç beş günde sonuç alınacak bir olay değil. İlerleyen dönemlerde bunun verimli sonuçlarını göreceğimize inanıyorum. Teknoparkların, teknoloji transfer ofislerinin gerek akademisyenler gerekse sanayiciler tarafından şuuruna varılıp daha anlamlı bir şekilde bu yerleri kullanmaları gerekiyor.” şeklinde konuştu. Gaziantep Üniversitesinin parlayan bir yıldız olduğunu kaydeden Prof. Dr. Coşkun, “Türkiye’de en iyi üniversite sıralamasında 9. sıradayız. Etrafında Suriye ve Orta Doğu’nun bulunduğu bir kentte yer almamıza rağmen 45 bin öğrencimiz, ulusla-
105
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
rarası her alanda 3.500 öğrencimiz ve İngilizce eğitimimizle yıldız bir üniversite olma başarısını sürdürmekteyiz. Bu anlamda Microsoft firmasına Gaziantep Üniversitesini ve Gaziantep TEKNOPARK’ı gelin ve görün diyorum.” dedi. Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Onur Koç konuşmasında teknolojinin dünyayı değiştirmesi konusunda düşüncelerini aktardı. Koç, “On beş yıldır Microsoft’ta farklı ülkelerde farklı görevlerde bulundum. Son üç yıl içerisindeki teknolojideki değişim inanılmaz. Tabii burada inovasyonun çok önemli rolü var. Öyle teknolojiler görüyoruz ki daha önce karşımıza çıkmayan ve aklımıza gelmeyen farklı iş modelleri. Çok yakın zamanda insanlar, başka bir ülkedeki birinin dilini konuşmak için onun dilini bilmek zorunda olmayacak. Biz Microsoft olarak bunu Skype üzerinde üç dilde yapıyoruz. Belki de beş yıl sonra Japonya’daki biriyle görüşmek için onun dilini bilmek zorunda kalmayacaksınız. Bunun iş dünyasına ve sosyal dünyanıza etkisini düşünün. Engellilerden bahsediyoruz. Türkiye’de engellilerin iş gücüne katılımı çok az. Teknolojideki bu hızlı değişimle çok yakın zamanda engellileri de iş dünyasında görmeye başlayacak-
106
sınız. Teknolojinin gelişimiyle inanılmaz şekilde eğitim içeriği değişti. ‘Khan Academy’ diye internet servisi var. Bu akademinin 80 milyon öğrencisi var. Bulut teknolojileri, Big Data gibi pek çok kavram var. Her hafta bir iş ortağımız farklı bir fikirle geliyor. Bu inovatif fikirleri ortaya çıkaran insanları desteklemek çok önemli. Ama inovasyon ile eşdeğer önemde sahiplendiğimiz bir diğer konu da yetenekli iş gücü.” dedi. Üniversitelerle iş dünyasının arasındaki ilişkinin istenilen noktalarda olmadığını dile getiren Koç, “İnovasyon konusunda ileri ülkelerin geldiği seviyeye gelmek için
insanlarımıza genç yaşta bu bilinci aşılamamız gerekiyor. Ağaç yaşken eğilir, atasözümüz çok doğru. Microsoft olarak yetenekli iş gücüne çok önem veriyoruz. Örneğin Açık Akademi diye bir programımız var. Türkiye’de 150.000 tane online öğrencisi var. Microsoft Türkiye’nin çalışması olan bir proje. 150.000 kişi sıfırdan yazılım geliştiriyor. Microsoft olarak yazılım geliştirme ve eğitimli iş gücüne çok önem veriyoruz.” ifadelerini kullandı. Hacettepe Teknokent Genel Müdürü Abdurrahman Güngör, “Çok yetenekli öğrencilerimiz ve hocalarımız var. Milli üretime çok önem veriyoruz. Özellikle yerli aşı noktasında bir çalışma başlattık. Hacettepe Üstün Zekalılar Okulunu açtık. Hocalarımızla teknokenti, sanayii ve ticareti bir araya getiren Teknosfer adını verdiğimiz yeni bir sistem ortaya koyduk.” dedi. Panele, Haliç Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Şişman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Mükerrem Şahin sunumlarıyla katkıda bulundu. Panel, katılımcıların panelistlere karşılıklı soru ve cevapları ve plaket töreni ile sona erdi. TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan tarafından Rektör Prof. Dr. Coşkun’a plaket takdim edildi.
Son 3 yıl içerisindeki teknolojideki değişim inanılmaz. Tabii burada inovasyonun çok önemli rolü var. Öyle teknolojiler görüyoruz ki daha önce karşımıza çıkmayan ve aklımıza gelmeyen farklı iş modelleri. Çok yakın zamanda insanlar, başka bir ülkedeki birinin dilini konuşmak için onun dilini bilmek zorunda olmayacak. Biz Microsoft olarak bunu Skype üzerinde üç dilde yapıyoruz. Belki de beş yıl sonra Japonya’daki biriyle görüşmek için onun dilini bilmek zorunda kalmayacaksınız.
MAKALE
Gaziantep ‘in İlk think tank’i olacak Teknoloji Platformu Kuruluyor!
AB UZMANI Funda SARAN
Think tank dediğimizde kamusal, teknolojik, sosyal ve politik strateji alanlarında problem çözmeye yönelen, fikir ve öneriler üreten uzmanlar grubunun oluşturduğu ve kamu politikalarının oluşumuna ve uygulanmasına etki eden bağımsız, özel, kâr amacı gütmeyen yoğun araştırma yapan organize düşünce kuruluşları geliyor aklımıza.
T
hink tank” daha çok siyasi platformlarda duyduğumuz ama içeriğini çok da bilmediğimiz bir kavram. Avrupa Birliğinin Gaziantep TEKNOPARK’ın altyapısının geliştirilmesi projesinde görev yaparken gündeme gelen bu kavramdan ve Gaziantep’teki bu konuda ekilen tohumlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle think tank”in ne olduğunu açıklağa kavuşturmak gerekiyor. Kelime anlamı “düşünce kuruluşu” olan think tank yapıları ilk olarak 1900’lerde Amerika Birleşik Devletleri’nde kuruluyor. Beyin kuruluşları olarak gündeme geliyor. Bugünkü anlamına ancak 1950’lerde ulaştığı biliniyor. Bugün think tank dediğimizde kamusal, teknolojik, sosyal ve politik strateji alanlarında problem çözmeye yönelen, fikir ve öneriler üreten uzmanlar grubunun oluşturduğu ve kamu politikalarının oluşumuna ve uygulanmasına etki eden bağımsız, özel, kâr amacı gütmeyen yoğun araştırma yapan organize düşünce kuruluşları geliyor aklımıza. Tink tank’ler politika oluşturulmasına karar alıcılarla doğrudan iletişim kurarak ve kamuyu bilgilendirerek etkili oluyorlar. Think tank türlerine baktığımızda üç şekilde karşımıza çıktıklarını görüyoruz: • Akademik Araştırma Enstitüleri (Öğrencisiz Üniversiteler), • Kamu Yararına Çalışan Araştırmacıların oluşturduğu Kuruluşlar ve • Kamu-Özel Sektör ve Üniversite İş Birliği ile Kurulan Platformlar olarak.
İşte Gaziantep Teknopark’ın öncülüğünde Gaziantep’te kurulması planlanan think tank’in “Kamu-Özel Sektör ve Üniversite İş Birliği ile Kurulan Platform” olması düşünülüyor.
Gaziantep girişimciliği ve sanayii ile artık rüştünü ispat etmiş bir şehir. Elde etmiş olduğu üstünlüğünü teknolojik gelişmeler ile tamamlayamazsa arkasındaki rüzgârın onu zirveden aşağıya doğru hızla sürüklemesi uzak bir olasılık değil. Gaziantep Teknopark’ın amacı yakalanmış olan rekabet üstünlüğünü devam ettirecek bir teknoloji platformu kurmak. Bu nedenle de hızlı bir çalışma içine girmiş bulunuyor. Ekim 2015’ten beri Gaziantep’in önde gelen 7 sektöründe (halı, tekstil, gıda, kimya, plastik, deri ve makine sektöründe) AR-GE ve inovasyon çalışmaları yapan ve kendisini bu konularda geliştirmek isteyen firmalarla bir araya gelerek sektörel toplantılar düzenledi. Bu toplantılardan çıkan sonuçlar, böyle bir platformun şehir için gerekli ve elzem olduğu idi. Bu aşamadan sonra gidilecek yol, bu işi sahiplenecek kurum ve kuruluşların istekliliklerine ve ellerini ne kadar taşın altına koyacaklarına bağlı. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yavuz Çoşkun başkanlığında, Gaziantep sanayiinin genç patronları ile Şubat ayında yapılan toplantı çok verimli geçmiş ve umut vermiştir. Bundan sonra yapılması gereken, Gaziantep Teknopark’ın şehrin gelişimine destek veren kurum ve kuruluşları bir araya getirerek profesyonel kapasiteye ve entellektüel bakış açısına sahip, kamu ve diğer paydaşlarla yakın iş birliği içinde, toplumsal ve kamusal saygınlığı olan kaynaklara ve bilgiye kolay ulaşan, toplum ve medya ile kolay güven ilişkisi kurabilen, ulusal ve uluslararası platformlarda saygınlığı olan bir teknoloji platformunu genç patronlardaki heyecanı da kullanarak hayata geçirmek olmalıdır.
107
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BİZDEN HABERLER
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
www.t to t a rget .co m
Gaziantep Üniversitesi’nde bir ilk gerçekleşti
Mühendis Odaları Kampüste Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakülteleri ile Gaziantep’teki Mühendis Oda Başkan ve temsilcileri bir araya geldi. Mühendis yetiştirme sürecini ele alan katılımcılar, Gaziantep için neler yapabileceklerini de konuştu. Taraflar, ayrıca birbirinden beklentilerini aktardı.
G
aziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ile TargeT Teknoloji Transfer Ofisi işbirliğiyle düzenlenen, Mühendis Odaları Kampüste Zirvesi Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleşti. Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram moderatörlüğünde gerçekleşen zirveye, Gaziantep Makina Mühendisleri Odası Başkanı Gürcan Ülger, Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk, Gıda Mühendisleri Odası Onur Başkanı Ergün Uğurluer, Fizik Mühendisleri Odası İl Temsilcisi ve Gaziantep Üniversitesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necmettin Yazıcı, Gaziantep Endüstri Mühendisliği Oda Temsilcisi Özge Renklidağ, Tekstil Mühendisleri Odası Kahramanmaraş İl Temsilcisi ve Sütçüimam Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Aydoğmuş Korkmaz, Gaziantep Elektronik Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu Başkanı Nahit Eser, TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü Ekrem Tekin ve çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Panelin açılış konuşmasında, kampüste ilk defa üniversitenin, oda başkan-
108
larının ve öğrencilerin biraya geldiğine dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram “ Bildiğiniz gibi odalar mühendisliğin en önemli argümanlarından biri. Bizdeki odalar ve üniversitenin çalışma şekliyle gelişmiş ülkelerdeki özellikle ABD’deki modeller çok farklı. Ve bu konuda da en iyi başarıyı sağlamış ülke bildiğim kadarıyla ABD. Üniversitede eğitimi tamamladıktan sonra siz öğrenciler verdiğimiz diploma ile mühendislik yapıyorsunuz. Sizin ne kadar mühendislik yapacağınız ve bu mühendislik formasyonuna ne kadar uygun olup olmayacağınızı odaların karar vermesi gerekiyor. Dolayısıyla odaların örgütlü olarak teslim aldıkları mezunları mühendislik hayatında işlemeleri ve bunların onayını vermeleri gerekiyor. Yurtdışında bu iş böyle yürüyor ve bu durumu çok önemsiyorum. Türkiye’nin her yerinde üniversiteler olup bu üniversitelerde mühendislik fakülteleri var. Dolayısıyla bu rekabet ortamında mezun olacak mühendislerin gelişebilmesi üniversitelere ve odalara için çok önemli görevler düşüyor. Bu bağlamda odalarımızı şahsi olarak önemsiyorum. Son dönemde gerek YÖK, gerekse Üniversitelerin Mühendislik Fakülteleriyle en
sık konuştuğumuz konu odaların mühendis yetiştirilmesindeki yönetim sürecinde daha aktif rol almalarıyla ilgili olmaktadır. Dolayısıyla üniversitemizde mühendislik bölümlerinin karşılığı olan oda başkanlarını bugün bu zirveye davet edip, mühendislik mesleğini icra edecek öğrencilerimiz için odalara üye olmadan önce odaların ne tür faaliyetler yaptığını organizasyon yapılarını ve gelecekteki planlarını öğrenmeleri için bir araya geldik” şeklinde konuştu. “Odaların yönetimleri aktif olmalı” Makine Mühendisleri Odası Başkanı Gürcan Ülgey konuşmasında “Yaklaşık 30 yıldır bu diplomaya sahibim ve makinalar odası üyesiyim. Yıllarca odanın her aşamasındaki işleri özümseye, özümseye çalışarak bir noktaya geldik. Beraber yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızla odamızı yönetiyoruz. Öncelikle TMMOB bahsetmem gerekirse mühendisler, mimarlar ve şehir planlamacıları barındıran bir kuruluş. Bu kurum bünyesinde 24 oda var. Makine Mühendisleri Odası, 1954 yılında TMMOB kurulduğunda eş zamanlı olarak kurulmuş ve örgütün en önemli saç ayaklarından biri. Makine Mühendisleri Odasının Türkiye genelinde 18 odası bulunmakta. Birçok şubenin kendine
bağlı temsilcilikleri vardır. Gaziantep Makine Mühendisleri Odasına bağlı 2100 civarında üyemiz var. Mühendislikler yıllara münhasır geliştiği için bünyemizde mekatronik ve endüstri mühendisliği gibi paydaşlarımız yer almakta. Odaların yönetimleri aktif olmalı. Her zaman demokratik, eşit, paylaşımcı yapıdan yanayız ve bilim her şeyin üzerinde olmalı” ifadelerini kullandı. “Umudunuzu yitirmeyin” Türkiye’de İnşaat Mühendisleri Odasına bağlı 110 bin kayıtlı mühendisin olduğuna dikkat çeken Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk “ Bu sıralardan başlayarak, 2000 yılında Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olarak bugünlere geldim. Üniversiteyi bitirir bitirmez hemen odaya kayıt oldum. Komisyonlardan başlayarak, yedek yönetim, asıl yönetim derken bu dönem arkadaşlarım Yönetim Kurulu Başkanlığını layık gördüler. Daha önceleri belge ve proje vizesi gibi görülen odamız şu an üyeler arası iletişimi güçlendirmek için sosyal ve kültürel faaliyetler düzenleyip, mesleki eğitimler de yapmakta. İnşaat Mühendisleri Gaziantep Şubemiz ayda ortalama iki seminer düzenlemekte. Siz öğrencilerin geçtiği yollardan bizde geçtik. Çalışarak, azmederek ve zamandan fedakârlık ederek öncelikle mesleki tecrübelerimi geliştirmeye çalıştım. Herkese bir iş imkânı var. Önemli olan umudunuzu kaybetmeden, moralinizi yüksek tutmanız ve tecrübe kazanmak için gayret etmeniz. Gaziantep Üniversitesine ve hocalarınıza güvenin. Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliğini bitiren arkadaşlarım şu an Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çok güzel işler başarıyor’” şeklinde konuştu. “Gıda Mühendisliği yeni bir dal” Gıda Mühendisliği Gaziantep Onur Üyesi Ergün Uğurluer konuşmasında” Türkiye’nin ilk gıda mühendislerinden ve Gaziantep’inde ilk gıda mühendisiyim. Gıda Mühendisliği yeni bir dal diyebilirim. 1975 yılından bu yana ülkemizde var. Oda olarak ise 1996 yılında TMMOB bünyesine katıldı. Daha önce kimya mühendisliği içindeydik. Yakın zamana kadar odanın il temsilcisiydim. Fakat son genel kurulda onur üyesi seçildim. Şu an 325’e yakın üyemiz ve tüm Türkiye de odaya kayıtlı 15 bin üyemiz var. En az bu kadar da bu kayıtsız gıda mühendisi bulunmakta.” diye konuştu.
“Mesleki tecrübeler Oda’larda olur” Elektronik Mühendisleri Odası adına açıklamalarda bulunan, Gaziantep Elektronik Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu Başkanı Nahit Eser “İnsan doğar bir ailesi olur, meslek sahibi olunca da meslek sahipleriyle birlikte bir ailesi daha olur. Bir mühendis meslek sahibi olduktan sonra alacağı eğitimler, çalışma hedefleri, neler üretebileceğini ve tecrübelerini odalarda edinir. Mühendis hesap adamıdır. Mezun olduktan sonra öğrendiğiniz bu hesapların icra etme yoluna bakarsınız. Okulda aldığı bilimsel eğitimden sonra bu eğitimleri nerelerde, nasıl, hangi usul ve kanuna göre uygulanacağınızı, tatbik edeceğinizi odalarda öğrenirsiniz. Yine bir iş ile ilgili olarak dünyada hangi standartlar uygulanıyor konusunu da odalar vasıtasıyla öğreniyorsunuz. Dolayısıyla odaların çok önemli görevleri ve yetkileri bulunmakta” dedi. “Etkili iletişim ve sürekli öğrenim becerisi kazandırıyoruz” Fizik Mühendisleri Oda Temsilcisi ve Gaziantep Üniversitesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necmettin Yazıcı” Sahipsiz mühendisliğin sahibi olarak buradayım. Bazı kanunlar sosyal olarak toplumun hayatını şekillendirir. İnsanoğlu kendi eliyle hayatına şekil verir. Fizik Mühendisliği tabi kanunu olup sosyal kanunu olmadığı için çok fazla hayatımıza girmemiştir. Ancak hayatımızın her evresinde olan bir olgudur. Fizik Mühendisliği Odası 1970 yılında kurulmuştur. Türkiye’de ilk defa Fizik Mühendisliği eğitimi 1954 yılında Ankara Üniversitesiyle, 1968 Hacettepe, 1982 yılında İTÜ ve Gaziantep Üniversitesinde başlayıp hala 4 üniversitede aktif olarak lisans eğitimi verilmektedir. Odamıza Matematik ve Nükleer Enerji Mühendisi mezunları da kayıt olmaktadır. Kuruluşumuzdan bu yana odamıza aktif 1872 kişinin kayıt olduğu görülmektedir. Bu arada kendi meslek kazanımları için fakültelerimizin gençlik kısımlarına teşekkür ediyo-
BİZDEN HABERLER
rum” diyerek konuşmasını tamamladı. “Fakültelerimizin gençlik kollarına teşekkür ediyorum” Makine Mühendisler Odası çatısı altında meslek dalı komisyonu olarak faaliyetlerini sürdürdüklerini dile getiren Endüstri Mühendisliği Oda Temsilcisi Özge Renkli Dağ “ Türkiye genelinde 7 bin 500 üyemiz var. 135 üye Gaziantep şubeye bağlı çalışıyor. Odamız yok. Belki de oda kurmak için daha fazla işbirliği ve organizasyon kurmak gerekiyor. Odayı yönetmek, bürokratik işlemleri yönetmek kolay işler değil. Makine Mühendisleri Odası ile sıkı bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Endüstri Mühendisliği uzmanlığına yönelik ana komisyonumuzda yatırım hizmetleri ve stratejik planlama yetkilendirme eğitimlerimiz var. Bunun yanında verimlilik, enerji yönetimi, bilirkişilik, işçi sağlığı ve güvenliği, tedarik, lojistik yönetimi gibi konularda da eğitim seminerlerimiz oluyor. Öğrenci arkadaşlarımızı odamıza davet ediyorum. Odaya gelip, gitmek onlara tecrübe kazandıracaktır. “dedi “Odalarınızı sahiplenin” Kahramanmaraş Tekstil Mühendisleri İl Temsilcisi ve Sütçü imam Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Aydoğmuş Korkmaz konuşmasında “Geçmişte ahilik geleneği, usta-çırak ilişkisi zinciri vardı. Bu zincir 21. Yüzyıla uyarladığımızda odalar vasıtasıyla olacaktır. 14 üniversitede tekstil mühendisliği var. Sayıların ezici çoğunluğu altında ezilmemek gerekiyor. Türkiye’deki 40 bin tane tekstil işletmesinde, 20 bin mezun tekstil mühendisinin ayak basmadığı işletmeler var. Bunun yanında bu tekstil işletmelerinde farklı uzmanlık alanından gelen pek çok çalışan bulunmakta. Global dünya da işler eskisi gibi değil. Bilinçli bir tüketici kitlesi var. Bu bağlamda üretmeden Türkiye’nin var olmayacağını düşünerek, siz sevgili gençler odalarınızı sahiplenin, dallarınıza destek verin ve bu bayrak yarışını sizler sürdürmeniz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
109
www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BASINDA TARGET www.t to t a rget .co m
110
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
BASINDA TARGET www.t to t a rget .co m
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ
111
BASINDA TARGET www.t to t a rget .co m
112
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ