Baþkandan Yaylalı Günay Değerli Meslektaşlarım, Zorluklar ve bilinmezlerle geçen bir yıl daha geride kaldı. Dünyada sanayi üretimi, ticaret ve finans sektörlerinde belirli bir toparlanma var. Birçok gösterge, 2010 yılının bizler için önemli olan sektörlerde, 2009’un % 15-20 üzerinde büyüyeceğine işaret ediyor. Ülkelerin milli gelirlerinde % 1 ile % 10 arasında bir artış hesaplanıyor. Döküm sektöründe, müşterilerimizin stoklarının azalması, birçok döküm fabrikasının bu krizde kapanması ya da iflas masasında olması veya geleceklerine, müşterilerinin artık güven duymamaları nedeni ile, 2010 yılında geriye kalan döküm fabrikaları için önemli talep artışı beklenilmektedir. Birçok üyemiz ve yurt dışında temasta olduğumuz döküm fabrikaları, 2010 yılının bütçesini, 2009’a göre %15-25 büyüterek hazırladı. Bütün bunlara rağmen, 2007’nin güzel ve pazara satıcıların hakîm oldukları günlerine ulaşmak için, 2011’in son çeyreği ve 2012’nin beklenilmesi gerekiyor. Bu değerlendirmede, Türkiye’nin politik risk ve problemlerinin de göz önüne alınması unutulmamalıdır. Şimdi kendi kendimize sormamız gereken bir soru var; Yoğunluğunuzun azaldığı bu dönemden yararlanabildiniz mi? Eksiklerinizi tarafsız bir gözle ortaya çıkartıp, düzeltmeye başladınız mı? Evinize çeki düzen verdiniz mi? Yeni ürünlerle, yeni pazarlara açıldınız mı? İşler azaldığında, elemanları kaybetmeyip, onların eğitimine, bilgilerine katkı sağlayabildiyseniz, hatalı veya eksik sistemlerinizi yeniden düzenleyebildiyseniz, darboğazlar için tedbirler aldıysanız, en önemlisi süreçlerinizi tekrar tekrar gözden geçirip, süreçlerinizi hatasız ürün üretecek yeteneklerde donattıysanız, ömrümüzdeki dönemden itibaren gelişecek bu pazarda yerinizi sağlamlaştıracaksınız demektir. Bunları ve benzeri birçok tedbiri pazarın gidişatını yakından takip edip, vaktinde alarak fırsat yaratanlar, daha rekabetçi olacak, gelecekte ayakta kalabileceklerdir. Bu dönemde kapanan, iflas masasına başvuran, ödeme güçlüğüne düşen birçok döküm fabrikası veya benzer işletmelerin ana hataları; Piyasanın daralacağını vaktinde hissedememeleri; Piyasaların daralmaya başladığı Mayıs – Haziran 2008’den itibaren işletmelerinde tedbir almakta gecikmeleri, Birçok mali göstergelerindeki mesajları okuyamamaları veya göz ardı etmeleri, Büyüme ve tonaj sevdası ile marjinal fiyatlarla bir çok işi müşterilerinin baskıları ile rakiplerinden almış olmaları, Kalite, verimlilik arttırma, enerji tasarrufu sağlayıcı, süreçlerin güvenilirliği ve tekrarlanabilmesini arttırıcı yatırımlar yerine, talebin üzerinde kapasite arttırıcı yatırımlara borç/özsermaye
oranlarını göz önüne almadan yatırım yapmaları. Önemli olan, bu hatalardan bir şeyler öğrenmiş olmamız ve yeni dönemlerde bu tecrübelerden yararlanabilmemizdir. Meslek hayatım boyunca, birçok ülke ve buralardaki döküm tesislerini gezip, inceledim. Tesislerin kapasiteleri, ürettikleri ürünler, kalitelerindeki süreklilik, çalışma şekilleri, kullanılan süreçler ve makineler göz önüne alındığında, Türkiye’deki eşdeğer döküm tesislerinin bu yabancı tesislerden pek farkları olmadığı görülmektedir. İnsan kaynakları kalitesi, çalışanların yetenekleri ve işlerine bağlılıkları karşılaştırıldığında ise ülkeler arasında birçok fark bulunmaktadır. Türk döküm sektöründe çalışanların en önemli farkı, belki de en güçlü yönü ve gelecekte rekabet gücünü oluşturacak değeri, çalıştırdığı elemanlarının işlerine, şirketlerine bağlılıkları ve bilgi, beceri seviyeleri ile yeteneklerindeki üstünlüktür. Yıllardır, Türk döküm sektörünün hem büyüklük, hem de nitelik olarak, dünyada önemli yeri olacağını hep savundum ve halen bu inancımı koruyorum. Değerli Arkadaşlarım, 17 Şubat tarihinde Tüdöksad’ın 17nci genel kurulu yapılacak ve görevi devralacak yeni yönetim kurulu seçilecektir. Bu derginin ilk sayısından itibaren beraber olduk. Bir düşüncenin fiiliyata dönüştüğü bu dönemdeki Türkcast dergisi, muhakkak ki önümüzdeki dönemlerde daha da gelişip, daha yararlı hale gelecektir. Dergiye destek veren tüm reklam verenler, yayın ve haber gönderenler ve hazırlayıp, basanlara teşekkür ederiz. Görevi yeni arkadaşımıza devrederken, beraber çalıştığımız tüm yönetim kurulu üyelerine, destek veren tüm sektör üyesi arkadaşlarıma ve başta Genel Sekreterimiz Kubilay Dal olmak üzere tüm Tüdöksad çalışanlarına destekleri ve çalışmaları için teşekkür ederim. Yeni dönemin tüm sektörümüz ve özellikle Türkiye’nin geleceği için hayırlı olmasını dilerim. Saygı ve selamlarımla,
içindekiler index
49 İzmir Dökümcüler Odası’nın Yeni Hizmet Binası Açılışı
Yıl: 4 Sayı: 13 Ekim - Kasım - Aralık 2009
56 - 60 İçimizden Biri: “Erguvan Tezel” TürkCast/TürkDöküm Tüdöksad’ ın 3 aylık yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Adına Yaylalı GÜNAY Yönetim Kurulu Başkanı
42 - 45
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kubilay DAL Genel Sekreter Yayınlar Sorumlusu Ayşegül KUM Dizgi/Editör Yayın Kurulu Mehmet ATIK Uğur KOCAOĞLU Uğur DEMİRCİ Seyfi DEĞİRMENCİ Dr. Can AKBAŞOĞLU Prof. E. Sabri KAYALI M. Erhan İŞKOL Can DEMİR
6-9 Adana - Antakya - Halep Gezisinden Notlar
Yönetim Yeri Yasemin sok. Birlik Apt. No: 7/3 34349 Gayrettepe - İstanbul Tel: 0212 267 136 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org Grafik Tasarım: Prestij Yayıncılık Basım Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.
Baskı: Golden Print Ofset Basım&Yayıncılık 100. Yıl Mah. Matbaacılar ve Ambalajcılar Sit. 1. Cad. No:88 34560 Bağcılar/İST. Yayın Türü: Dergi/Bülten Yerel, Süreli yayınhdır. Ücretsiz olarak dağıtılır. 3 ayda bir - Yılda 4 kez yayınlanır. Yazılardaki sorumluluk ilgililerine aittir. Bültenimkizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir. Baskı Tarihi: Ocak 2009
Türkcast 2010 Sayı 13
6
Ekinde: 2010 Fuar Takvimi
içindekiler index İçindekiler 3
Başkandan
14 - 21
Üyelerimize Sorduk: Döküm Sanayiinde 2009 nasıl geçti?
24
Tüdöksad 2010’da Genel Kurul’a Hazırlanıyor
26 - 27
Atik Metal: Geleceğe Hazırlık İçin Krizden Yararlanmak
32 - 36
Kongrelerden Tebliğler: Alüminyum Döküm Şirketlerinde Yeniden Yapılanma Zorunluluğu
38
Almanya Ifo İş İklimi Anket Sonuçları
41
İSO Sanayi Kongresi
48
Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz?
50
3. Uluslararası Döküm ve Çevre Sempozyumu
52 - 53
Alüminyum Döküm Teknolojileri
54 - 55
Hammadde Fiyat Endeksi
61
Tüdöksad Yayınları
29 ATG’den Tahribatsız Muayene Eğitimi
31 FOSECO’nun Yeni Ürünü Dycota Dura
Fuarlar 19 - 23 Nisan
2010
Hannover Messe 2010
22 - 23
IFEX & 58. Hindistan Döküm Kongresi
29
WIN Fuarları
30
Metef-Foundeq 2010
40
Reklamlar Ön Kapak İçi
Tosçelik
25
Aveks
28
Heraeus
31
Teknometalurji
37
Inductotherm
39
Unicon
43
Nurol Teknoloji
51
Çukurova Kimya
Arka Kapak İçi Arka Kapak
Akdaş
44 - 47
Marmara Metal
7
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
Adana - Antakya - Halep Gezisinden Notlar
Halep
Döküm Sanayicileri Derneği, 2009 yılının son sosyal faaliyetini düzenleyerek, üyelerine Adana, Antakya ve Halep şehirlerinde dökümhane ve kültürel gezi imkanı sundu. Üyeler, dökümhanelerin yanı sıra tarihi yerler ve şehir gezileri içeren organizasyondan memnuniyetlerini dile getirirlerken, TÜDÖKSAD da 2010 yılında benzeri bir organizasyon yapmak üzere, şimdiden fizibilite çalışmasına başladı.
Türkcast 2010 Sayı 13
8
Nusret Mayın Gemisi
haber
news
0
9. – 12. Aralık 2009 tarihleri arasında TÜDÖKSAD’ın organizatörlüğünde ve üyelerin eşleriyle katılımlarıyla gerçekleşen Adana, Antakya ve Halep gezisi, Akdeniz bölgesinin Adana kentinde başlayarak Suriye’nin Halep şehrinde tamamlandı. Bölgelerdeki dökümhaneleri gezmek amacıyla düzenlenen tura dernek üyeleri tarafından katılım oldukça yüksekti. İş gezisini kültürel aktivitelerle birleştirerek, üyeleri ve beraberinde gelen eşlerini memnun etmek isteyen organizasyon sahipleri TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Yaylalı Günay, Genel Sekreter Kubilay Dal ve Genel Sekreter Yardımcısı Seyhan Tangül, katılımcılarla yakından ilgilendiler. Perşembe günü toplanan 40 kişilik grup, tura gezinin ilk durağı olan Adana’da başladı. Özgümüş Döküm Genel Müdürü Bülent Özgümüş ve Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş’ün konukseverlilikleriyle karışılanan üyeler, akşam saatlerinde vardıkları şehirde ilk soluklarını hoş geldiniz yemeğinde aldılar. Dernek üyeleri; Yaylalı Günay ve Kubilay Dal’ın rehberliğinde dökümhaneleri ziyaret ederlerken, eşler tur rehberi ve TÜDÖKSAD’dan Seyhan Tangül’ün eşliğinde Antakya şehrinin görülmeye değer yerlerini gezerek, dolu bir gün geçirdiler. Özgümüş ve Çimsataş firmalarına gerçekleştirilen dökümhane ziyaretinin ardından, Tosçelik’in yeni çelikhane yatırımı ve bilye tesisleri üyeler tarafından ilgiyle gezildi. Dökümhane gezilerinin ve eşlerin şehir gezilerinin ardından, Tosçelik
Özgümüş ile Akşam Yemeği firmasından Adnan Aytekin’in davetiyle, yöresel bir akşam yemeği yenildi. Ev sahibi, yemeğin ardından ince bir jest ile her bir misafirine bir Antakya hatırası takdim etti. Gezinin ertesi sabahı üyeler eşleriyle beraber ilk dünyanın en önemli mozaik müzelerinden biri olan Antakya Mozaik Müzesi’ne kültürel bir ziyarette bulundular. Roma çağının en ünlü mozaiklerini barındıran müzeyi, MS. 2. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar yapılmış yöredeki Roma ve Bizans yapıtlarından çıkarılan mozaikleri inceleyerek, ilgiyle gezdiler. Hıristiyanlığın en eski kiliselerinden kabul edilen Saint Pierre kilisesi günün kültürel turunun ikinci durağı oldu. Katılımcılar, Haç dağının batısında kayalara oyulmuş 13 metre derinliğinde, 9,5 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğinde bir mağaradan oluşan tarihi eseri dolaştılar. Yeşil alanları ve şelalelerinin güzelliği ile ünlü Antakya’nın Harbiye beldesinde kısa bir alışveriş turunun ardından, yörenin meşhur humus, abagannuş, makrube ve makber baharatı spesiyallerinden oluşan bir öğle yemeği yenildi. Konum itibari ile Türkiye’yi Ortadoğu’ya bağlayan uğrak kent olan Harbiye’den ayrılarak, Suriye ülke sınırlarına gi-
rildi. Gezilen ilk dökümhane, Harbiye’de bulunan Aleppo Foundries oldu. Ziyaret esnasında, yıllık çelik döküm yan sanayi parçası üretiminin 1.500 ton, kütük dökümü üretiminin ise 15.000 ton olduğu öğrenildi. Personellerin çalışma şartlarına değinilerek, bir döküm işçisinin aylık maaşının 300$, ocakçı ve parça dökümcüsünün 650$ ve mühendislerin de 1000$ olduğu üyelerle paylaşılarak, çalışanların sigorta ve vergilerinin kesintiye uğramadığı, yemek parasının da verilmediği ve haftalık çalışma saatinin 40 olduğu eklendi. EGES ocaklarının bulunduğu fabrikada, yeni haddehane yatırımları gezilirken, haddehane tesislerinin Denizli’den alındığı öğrenildi. Montajlar halen daha devam ediyormuş.
Çukurova İnşaat
9
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
Saint Pierre Kilisesi Aleppo firması misafirlerine, Suriye’de 200’den fazla kupol ocaklı dökümhanenin, 20 civarında endüksiyon ocaklı parça dökümhanesinin ve daha da yeni yatırım projelerinin bulunduğunu, yıllık parça döküm kapasitesinin 100.000 ton olduğunu ve ülkenin çoğunluğunun yan sanayiye ve otomotiv yedek parça üretimi gerçekleştirdiğini paylaşarak, ülkenin döküm sanayisi hakkında bilgiler verdi.
Halep’te gezilen ikinci dökümhane, Nizamettin Özdemir tarafından kurulup işletmeye alınan, bütün bölgenin ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede, 3M ocakları, reçineli sistem mikserleri ve ısıl işlem fırınları ile donatılmış olan Teknometal’di. Fabrikada aşınma plakaları ve çimento fabrikalarının ihtiyacına yönelik çelik dökümünün yapıldığı belirtildi. Dökümhane’nin yanı sıra Osmanlı şehirciliğinin klasik örneklerini barındıran şehirde, Halep kalesi, camileri ve diğer yapıtlar gezildi. Tura katılanların yoğun talepleri üzerine, gezi bir gün daha uzatılarak, grubun bir kısmı
Teknometal
Türkcast 2010 Sayı 13
10
Halep’te bir geceyi daha geçirdi. Uzakdoğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinden bir kaç dökümhane görme fırsatı elde eden üyeler, gezi ve gördükleri hakkında değerli yorumlarını dile getirdiler ve günümüzde hala ilkel yöntemlerle döküm işlemini yapan ve eski teknolojiyi kullanan dökümhanelerin yanı sıra, yeni teknolojiye ayak uyduran dökümhanelerin de bulunduğu konusunda hem fikir oldular. Geziden memnun ayrılan grup, organize edilecek bir sonraki gezinin daha uzun programlanması gerektiğini belitti.
Aleppo Foundries
haber
news
Halep’te akşam yemeği
Halep Kalesi
Antakya'da Harbiye Kule Restaurant’ın önünde bir anı fotoğrafı
11
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
ALÜMİNYUM SEKTÖRÜNÜN NABZI ALUEXPO’DA ATTI Uzun yıllardır beklenen ve alüminyum sektörünün ülkemizdeki en önemli etkinliği olan ALUEXPO 2009 fuarı, 15 - 18 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşti.
U
zun yıllardır beklenen ve alüminyum sektörünün en önemli etkinliği olan Alüminyum fuarı bu yıl gerçekleşti. Açılış töreni T.C. Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa ve TALSAD Başkanı Ali Kibar’ın katılımları ile gerçekleşen birinci Alüminyum Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı ALUEXPO 2009, kapılarını 15 - 18 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezinde ziyaretçilerine açtı. 4. Alüminyum Sempozyumu ile eş zamanlı gerçekleşen, TALSAD - Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği’nin desteği ile düzenlenen fuar, iki yılda bir yapılarak önde gelen yerli ve yabancı kuruluşlarla ve çok sayıda ziyaretçisi ile sektörün en önemli iş ve tanıtım platformu olmayı hedefliyor. Net 6.092 m2 alanda ve 2 holde
Türkcast 2010 Sayı 13
12
yapılan fuarda, toplam 21 ülkeden, 132’si yerli, 69’u yabancı, 201 firma katılımcı olarak; 51 ülkeden, toplam 9.229 profesyonel de ziyaretçi olarak yer aldı. Alüminyum sektörü için şimdiden uluslararası bir ticaret fuarı haline gelen ALUEXPO 2009, hedeflenen ziyaretçi profiline ve geniş bir coğrafi alana ulaşılarak, global alüminyum dünyasının tamamlayıcı bir platformu oldu. Derneğimiz üyelerinin çoğunun ziyaretçi olmayı tercih ettiği fuarda, üyelerimizden: • 5M Elektromekanik Ltd. Şti. • Eges Elektrik ve Elektronik Gereçleri A.Ş., • Inductotherm İndüksiyon Sistemleri San. A.Ş. • Marmara Metal Mamülleri Tic. A.Ş., • Meta-Mak Metalurji Mak. Müm.
Ltd. Şti. katılımlarıyla fuarı zenginleştirdiler. TALSAD üyelerinin katılım sayısı oldukça yüksekti. Ziyaretçiler tarafından nicelik ve nitelik olarak yoğun ilgi gören fuar, katılımcıların memnuniyetlerini sağladı. Hammadde, birinci metal ürünler, yarı bitmiş ürünler, alüminyum üretim teknolojisi, her türlü makine ve ekipmanlar, yüzey işlemleri, kalıp, fırın, refrakter, sarf malzemeleri ve farklı endüstriler için alüminyum ürünlerinin sergilendiği, hizmetlerin tanıtıldığı fuar, üst düzeyde kalite arayan firmaların Türkiye’deki tek buluşma adresi olarak, otomotivden inşaata, ambalaj ve elektronikten kimyaya, ülkenin önder firmalarına yeni pazarlar ve müşteriler, hedef stratejiler planlama, rekabet şartları oluşturma ve süregelen müşterilerle keyifli bir kentte buluşma imkanı sağladı. TÜDÖKSAD standı 4 gün boyunca bir çok ziyaretçinin buluşma noktası oldu. Yabancı ziyaretçiler tarafından da ilgiyle karşılanan fuar, Türk ve yabancı firmaları buluşturarak, karar vericiler, üreticiler, ithalatçılar ve ihracatçılar için, Türk alüminyum sektörünü dış ülkelere tanıtma, iş bağlantılarını güçlendirme ve Türk pazarına yatırım yapmak isteyen uluslararası firmalarla fikir alışverişinde bulunma kapsamın-
haber
da, ülke ekonomisine katkı sağlayacak uluslararası bir iş platformu niteliğindeydi. Tedarikçi ve katılımcıları bir araya getiren ALUEXPO, sektörün hala içerisinde bulunduğu zor sürece rağmen, pozitif bir atmosferde gerçekleşti. 9 nolu holün, çoğunluğunun ekstrüzyon ürünlerinin tanıtıldığı alüminyum sanayicilerine, 10 nolu holün ise tedarikçilerine tahsis edilen alanda, ASSAN, ASAŞ, ÇUHADAROĞLU ve ULUSAN gibi sektörün büyükleri, ihtişamlı standlarıyla dikkatleri üzerlerine çektiler. DRACHE UMWELTTECHNIK GMBH, DIAMANT METALLPLASTIC GMBH ve MOMENTIVE PERFORMANCE MATERIALS QUARTZ GMBH gibi Alman devleri ülkelerini fuarda temsil edenlerdendi. ABD, Avusturya, Bahreyn, Çek Cumhuriyeti, Çin, Hindistan, İtalya ve Romanya da fuara ilgi gösteren ülkelerdendi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali BOĞA; TALSAD Başkanı Ali KİBAR, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Asım KİBAR, Kibar Holding Yatırımlar Grup Başkanı A.Kerim DERVİŞOĞLU ve Assan Alüminyum Genel Müdürü Atamer GİYİCİ'nin eşliğinde bütün
standları gezdi ve her katılımcıya zaman ayırarak, firmaların ürün ve hizmetleri hakkında bilgi aldı. 15 ve 16 Ekim 2009 tarihlerinde, fuar ile eş zamanlı ve mekanda TALSAD, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası ve TÜBİTAK’ın işbirliği ile gerçekleşen 4. Alüminyum Sempozyumu’na katılım oldukça büyüktü. 600 delegenin katıldığı organizasyonda profesyoneller bir araya gelerek, özenle seçilmiş konuları konuların uzmanlarıyla tartışma ve görüş alışverişinde bulunma imkanı buldular. Sempozyumda toplam 14 oturumda 50 bildiri sunuldu. Panellerde üniversitelerin ilgili öğretim görevlileri ve sektörün önde gelen firmalarının üst düzey yöneticileri konuşmacı olarak katıldılar. Ülke sanayiinin en önemli sektörlerinden ve değerli metallerinden biri olan alüminyumun tüketiminin son yıllarda teknolojiyle eşit değerde ve hızla büyümesinin ve Türkiye’de üretilen ürünlerin kalitesinin artmasının, ülkenin dünya pazarında rekabet gücünün artmasını sağlaması, sempozyumu ilgilendiren konulardandı. İstatistiklere göre alüminyumun en fazla kullanıldığı sektörlerin otomotiv, beyaz ve kahverengi eşya olduğu, dünya tüketimine bakıldığında ise sırayla ulaşım alanları ve akabinde ambalaj, inşaat, makine, elektrik ve diğer alanların olduğu tespit edildiği ifade edildi. Türkiye’de ise inşaatın,
news
alüminyumun en çok kullanıldığı sektör olarak belirlendiği söylendi. Türkiye’de, Avrupa’nın üretim merkezinin içinde yer alma yolunda, artan çevre kriterleri ve işçilik maliyetleri, alüminyum üretim teknolojileri ve bütün boyutlarıyla alüminyum sektörünün akademik dünya ile aynı platformda bir araya getirilmesi, alüminyumun ekonomik, teknolojik ve bilimsel boyutları, bugünü ve yarını konuları, sempozyumun ana hatlarını oluşturdu. Katılanların, sektörle ilgili yoğun bilgi alışverişinde bulunma fırsatı elde ettiği sempozyumda, derneğimiz üyesi CMS Jant ve Makine Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Şener MUTER konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında, alüminyum döküm şirketlerinin yeniden yapılanmalarının zorunluluğuna değindi: “Alüminyum sektöründe uygulamadan gelen bilgi eksikliği sektöre çok zararlı oluyor. Bu nedenle
13
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
alüminyum dökümde katma değer çok düşük düzeydedir. Alüminyum şirketleri için bir önemli önerim de, bu şirketler hiçbir zaman kendilerini ölçmek için geçen seneki mali raporları karşılaştırmaya uğraşmasınlar. Bunun fazla bir önemi yok. Peki neyin önemi var? Singapurlu bir alüminyumcu ile Brescialı bir
Türkcast 2010 Sayı 13
14
alüminyum dökümcü bu parçayı benden daha az enerji kullanarak daha verimli işçilik katkısı ile üretiyorsa, benim durumum kötüye gidiyor demektir. Bunu da ölçmek lazım; bu sektörde eksik olan bir konudur. Özellikle bu sektörde herkes kendi köşkünde kendi yerinde kendi aynasına bakarak ra-
hat olmaya çalışmıştır. Şirketlerin satılması olayı yeniden yapılanmada belki doğru bir hareket olabilir ama şirket sahipleri yabancılaşmaya başladı, bundan dolayı rahatsızım.” İlk fuar gününün akşamı, Hannover Messe - Ankiros Fuarcılık Genel Müdürü İbrahim ANIL’ın katılımcılara ve davetlilere verdiği bir kokteylle, fuarın başarısı kutlandı. Yerli ve yabancı firma yetkililerinin, akademisyenlerin, sivil toplum örgütü yöneticilerinin, organizasyon yetkililerinin yanı sıra genç mühendisler ve ziyaretçiler de davetliler arasındaydılar. Hannover Messe – Ankiros Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Süphan İLKER, fuarı tüm yönleriyle değerlendirerek, “İnsanlar buradan kafalarında pek çok güzel anılar ile ayrılacaklar. Zaten bunu tüm firmalar kabul ediyor. Bir sonraki yani 2011 yılında düzenleyeceğimiz alüminyum fuarına daha çok sayı-
haber
da firmanın katılmasını bekliyoruz. Gerek yurt için gerek yurt dışı katılımcılarımız beklentilerini karşıladıklarını ve 2011 yılındaki fuarın çok daha iyi olacağını düşündüklerini ve hatta daha büyük standlarla katılmaya devam edeceklerini bildirdiler. Bu fuarı ilk kez düzenliyoruz. Biz fuar kapanışında kafamızda 10.000’i geçen profesyonel ziyaretçi sayısına ulaşacağımızı düşünüyoruz.” sözleriyle fuarın
son günü düşüncelerini dile getirdi ve ekledi: “Bu birliktelik ile güzel bir noktaya gelip Türkiye’de alüminyum sektörünün geldiği seviyeyi bugünün sıkıntılı şartlarına rağmen en iyi şekilde hep beraber yansıttığımızı düşünüyorum. 2011 yılında inşallah atlatılmış bir krizin etkisiyle de daha güzel bir aluexpo olacağına inanıyorum.” Hannover-Messe Ankiros Fuarcılığı anket sonularına göre, katılımcıların yaklaşık % 90’ı fuarı başarılı ve verimli olarak nitelendirmekte ve birçoğu gelecek fuara da katılma taahhütüyle fuardan ayrılmış bulunuyor.
news
Fuarın doğru hedef kitleye ev sahipliği yapması ve geniş iş hacmi sağlaması, geleceğe dair umut vererek, hem katılımcıları hem de fuar organizatörünü memnun etti. 13 - 16 Ekim tarihlerinde 2.si düzenlenecek olan ALUEXPO 2011 fuarı, İstanbul’da çok daha geniş bir alanda, çok daha fazla katılımcı firma ile organize edilmesi planlanıyor. Uluslararası alüminyum sektörünün yakından izlediği fuar, Türk alüminyum sektörüne giriş yapmak isteyen yabancı yatırımcılar için, sektöre ideal giriş noktası olacak. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, fuar organizatörü Hannover Messe – Ankiros Fuarcılığa, katkıları olan TALSAD, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası’na ve TÜBİTAK’a gerçekleştirdikleri bir ilk ile Türk alüminyum sektörüne sağladıkları katkılarından dolayı başarılarını tebrik eder ve teşekkürlerini bildirir.
15
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
DÖKÜM SANAYİİNDE 2009 Üyelerimize Sorduk… Sektörümüzü derinden etkileyen ekonomik krizi 2009 ile geride bırakarak, yeni umutlarla girdiğimiz 2010’un ilk TURKCAST sayısında üyelerimizin yorumlarına yer verdik. CMS Grup, Akdaş Döküm, Akmetal, Ay Döküm, Duyar Vana ve Erkunt, “Döküm Sanayiinde 2009” ile ilgili değerli fikirlerini bizlerle paylaştılar. Krizin etkisini en yakından hisseden üreten reel kesim olarak dernek üyelerimiz döküm sanayii mensupları, yılların bilgi birikimi ve tecrübeleriyle röportajlarında, - 2007 ve 2008 yılları arasındaki üretim miktarları ve önümüzdeki iki sene için beklentileri, - Altıkları kriz tedbirleri, - Krizin, müşteriler, rakipler ve sağlayıcılar ile ilişkilerini nasıl etkilediği, - 2000’li yıllarda sektörün gelişim ışığında firmalarının performans değerlendirmeleri ve yatırım planları, konularını ele alarak dergimizde yer aldılar.
Berat OSEN, CMS Grubu Yönetim Kurulu Başkanı CMS’ nin kuruluşu hakkında bilgi verebilir misiniz? Kim tarafından ne zaman kuruldu ve ilk dönemlerde imalat kapasiteniz ne kadardı? Bugün geldiğiniz nokta ile karşılaştırdığınızda, ne gibi farklılıklar görüyorsunuz? 1956 yılında 21 bin lira sermaye ile kurucumuz Tonguç Ösen tarafından temelleri atılan şirket, alüminyum döküm sektöründe çeşitli makine parçaları üreten küçük bir atölye konumundan; bugün Çiğli ve Pınarbaşı’ndaki tesislerinde modern üretim teknikleri ile faaliyetlerini sürdürmektir. CMS; 1985 yılında uluslararası bir marka yaratmak amacı ile CMS alüminyum jantlarının üretimine başlamıştır. CMS, bunu izleyen yıllar içerisinde, dünyanın en önemli otomobil fabrikalarına alüminyum alaşımlı jant ihraç etmeyi başarmıştır. CMS bugün, kanıtlanmış teknolojisi ve üretim olanakları ile kendi uzmanlık konu-
Türkcast 2010 Sayı 13
16
sunda uluslar arası pazarlarda faaliyet göstermektedir. CMS’ nin bugünkü kapasitesi ve ürün çeşidi hakkında bilgi verir misiniz? Küresel anlamda daha büyük bir oyuncu haline gelebilmemiz için üretim kapasitemizi daha modern teknolojilerle üretim yapacak biçimde arttırmamız gerekiyordu. Zira her yıl reel olarak satışlarını ve üretimini arttıran CMS, sadece Türkiye’nin en büyük alüminyum jant üreticisi ve ihracatçısı olmakla kalmayıp, aynı zamanda Avrupa’da alanında ilk 5 üretici arasında yer almaktadır. CMS’ nin 1985 yılından beri faaliyet gösteren Pınarbaşı fabrikasına ek olarak kurduğumuz ve resmi açılışını 2007 senesinde yaptığımız Çiğli fabrikası ile üretim ve ihracat gücümüzü ikiye katladık. Çiğli fabrikasıyla birlikte yıllık üretim kapasitemiz 4.2 milyon adete ulaştı ve artık kapasite kullanı-
mı anlamında CMS olarak Avrupa’nın en büyük 4. alüminyum jant üreticisi olduk. CMS, halen aktif olan 13 inçten 20 inçe kadar 200 farklı modelin üretimini yapmaktadır.
röportaj interview
Jant ithalatındaki değişiklikleri ve pazara etkisini nasıl tanımlarsınız? Yaşanan sıkıntılar nelerdir? 2008 yılı ikinci yarısından itibaren kendini hissettirmeye başlayan, günümüzde de devam eden ve dip noktasının ne zaman görüleceği bile bilinmeyen, dolayısı ile ne zaman sona ereceği kestirilemeyen küresel krizden dolayı, Türkiye AFM pazarında ciddi bir daralma yaşanmaktadır. Yakın geçmiş dönemde özellikle Uzakdoğulu alüminyum jant tedarikçilerinin plansız üretim kapasitelerini arttırmaları, kendi iç pazarlarının tüketiminden çok daha fazla bir üretim adetine sahip olmalarına yol açmıştır. Bu kapasiteyi de dış pazarda satmak için çok düşük, damping fiyatlar ile pazara çıkmışlardır. Bu durum yerli üreticiler ve ithalatçılar arasında haksız bir rekabete yol açmıştır. Bunu dengeleme amacı ile, Dış Ticaret Müsteşarlığı “jantları ithalatta gözetim uygulanmasına yönelik tebliğ”in ( 2008/14 Tebliğ) kapsamına sokmuştur. Bu uygulama ile, Uzakdoğu’da üretilen jantların ithalatçılara olan maliyetlerinde haksız rekabeti azaltıcı yönde bir artış sağlanmıştır. Çok basit anlamda, pazarda bu ürünlerin fiyatları artmıştır. Bu da doğal olarak nihai kullanıcıların talebinde azalmaya neden olmuştur.
Bu sene başında devreye giren diğer bir uygulama da, jantların TSE tarafından “uygunluk değerlendirilmesi yapılan ürünler” kapsamına alınmasıdır. Bildiğiniz üzere, jant bir güvenlik parçasıdır ve belli mekanik ve metalorjik özelliklere sahip olması gerekir. Yine yakın geçmiş dönemde özellikle Uzakdoğu’da üretilen bazı jantların asgari standartlara sahip olmamasından kaynaklanan ürün kaynaklı sıkıntılar, tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Yeni uygulama ile bunun önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bunun pazara yansıması ithalatçıların üretici ve model seçerken daha dikkatli olmaları, aplikasyon ve tekerlek yüklerine daha fazla dikkat sarf etmeleri şeklinde olacağını tahmin ediyoruz. Bunun yanında AFM Türkiye pazarına daha az üreticinin jantları, dolayısı ile güvenilir üreticilerin jantları gelecektir. 2009 krizi sizi nasıl etkiledi? Tabii ki otomotiv sektöründeki herkes kadar biz de etkilendik. Ancak biz bunu kamçı olarak kullandık. OEM portföyümüze yeni müşteriler ekledik. Bunlar arasında Porsche, BMW, Audi, Lexus, markaları yer almaktadır. Hazırda ise Mercedes ile görüşmelerimiz de devam etmektedir. 2008 yılının rakamlarını, 2009 yılında hiçbirimiz beklemiyoruz an-
cak yeni müşteriler tüm şirket çalışanlarımızın yüzünü güldürerek, farklı bir motivasyon sağladı. Bunun dışında Capital dergisinin İngiliz marka değerleme şirketi Brand Finance ile ortaklaşa gerçekleştirdiği “Türkiye’nin En Değerli Markaları” araştırmasında Otomotiv Yan Sanayi kategorisinde ‘En Değerli 2. Marka’ oldu. Genel sıralamada da 64. olarak önemli bir başarı sağladı. CMS krizi nasıl geçirdi? CMS kriz öncesi yatırımları durdurarak, yatırım döneminde krize yakalanmadı. Özellikle çalışma sermayesini etkin yönetti. Kriz döneminde çalışanların ücretlerini dondurarak, v.b yöntemlerle fırsatçılık yapmadı. Krizden fırsat çıkartarak rekor seviyede yeni ürün geliştirdi. Porsche, Mercedes, BMW, Audi ve Lexus gibi yeni müşterileri portföyüne kattı.Finansal olarak kuvvetli girdi ve krizi geçirdi. Geçtiğimiz yıl yaşanan ani sipariş değişikliklerine, yerinde hızlı reaksiyon göstererek, üretim ve yönetim modeline dinamizm kattı. 2009 yılında 3.2 milyon adet jant satışı hedefleniyor. 2009 yılsonu itibariyle yaklaşık % 84 ihracat oranıyla 2.7 milyon adet jant ihraç edilmesi ve yine yaklaşık 100 milyon € ciro hedefleniyor.
17
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
Niyazi AKDAŞ, AKDAŞ DÖKÜM, Yönetim Kurulu Başkanı yaklaştığımız 2009 ‘da, krizden en olumsuz etkilenmesi beklenen üç G – 20 ülkesinden biri olduğu görülmektedir. Söz konusu iki yılın toplamında, Türkiye ekonomisinin % 5,7 küçülmesi bekleniyor. Türkiye’den daha çok küçülen iki G – 20 ülkesi var. Onlar da İtalya ve Meksikadır.
AKDAŞ DÖKÜM’ün 2007, 2008 ve 2009 yıllarındaki üretim miktarlarını ve 2010/ 2011 yılları için üretim hedeflerini öğrenebilir miyiz? Akdaş Döküm’ün 2007 yılındaki imalat miktarı 16.900 tondu. 2008 yılında üretimimiz 19.400 tona çıktı. 2009 yılının sonunda elde edeceğimiz üretim miktarı tahminen 10.500 ton olacaktır. Hedeflerimiz ise, 2010 yılı için 15.000 ton, 2011 yılı için de 20.000 tondur. Firmanızda alınan kriz tedbirleri nelerdir? a. Nakit akışının sıkı bir kontrol altına alınması, b. Stoklarımızın minimum seviyelere çekilmesi, c. Tedarikçi borçlarımızın yeniden yapılandırılması ve malzeme fiyatlarının düşürülmesi, d. Muhtelif senaryolar oluşturulması ve bu senaryolara göre hareket planlarımızın hazırlanması, e. Yeni gelişen ekonomik şartlara göre maliyetlerimizdeki değişikliklerin güncellenmesi, f. Yatırım planlarımızın revize edil-
Türkcast 2010 Sayı 13
18
mesi, g. Yeni pazar ve yeni ürün arayışına girilmesi, h. Taşeronlarımızla karşılıklı anlaşmalar neticesinde dışarı yaptırılan işlerin belli süreler sonunda iptal edilmesi, i. Çalışanlarımıza karşı açık ve dürüst davranılması ve kendilerine küresel krizin ve bu krizin şirketimiz üzerindeki etkilerinin izah edilerek, çalışanlarımızın haftalık 45 saat yerine 37 saat üzerinden ücret almayı kabul etmeleri, şirketimizin de işçilerimizin gösterdikleri bu özveriye karşılık işçi çıkarmama kararı alması, olarak sıralanabilir. Hükümetin krize karşı aldığı tedbirler şirketiniz üzerinde etkisi olmuş mudur? ÖTV ve KDV’nin belirli süre için mevcut oranların altına çekilmesi ve bu buna benzer alınan hiçbir geçici tedbirin, özellikle sektörümüz açısından hiçbir olumlu etkisi olmamıştır. IMF’nin Ekim 2009 ayı içerisinde İstanbul’da yayınlanan “Economic Outlook” raporunda yer alan veriler irdelendiğinde, Türkiye’nin, krizin başladığı yıl olan 2008 ile yılsonuna
Banka sisteminin sağlam bir yapıya sahip bulunduğu, sistemdeki yabancı banka payının sınırlı olduğu, Avrupa ve Amerika’da krizin tetikleyicisi olan “mortgage” kredilerinin yaygınlaşmadığı, bazı Asya Ülkelerinde olduğu gibi dış ticaretin ekonomide çok etkisinin olmadığı bir ülkede, bu oranda küçülme, hükümetin ekonomik kriz yönetimi konusunda aldığı önlemlerin hiçbirinin etkili olamadığının göstergesidir. Bankaların önlemlerine baktığımızda ise, krizin ilk aylarında, özellikle çok büyük olmayan bir bölüm bankalar, bir parça da telaşa kapılarak riskli gördükleri müşterilerin kredilerini geri çağırdılar. Ancak bankalar, sektörün önceki krizlerde edindiği deneyimlerle oluşturulan güçlü yapı neticesinde, özellikle 2009’un ikinci yarısından itibaren reel sektörde finansal yapısı güçlü firmalara daha fazla yaklaşmaktalar. Diğer firmaları ise kredilendirmekte oldukça çekingen davranmaktalar. Ekonomik kriz pazarı ve sizin müşterileriniz ile olan ilişkilerinizi nasıl etkiledi? Bu konuyu üç farklı başlık altında incelemekte fayda vardır. Öncelikle mevcut müşterilerin davranış değişikliklerinden bahsetmek isterim. Zincirleme gelişen bir akış içerisinde, özellikle stok için verilmiş olan siparişlerde öncelikli olarak iptaller yaşandı. Yeni sipariş miktarında önceki yıllara göre %70 - %80 mertebelerinde azalma meydana geldi. 30 ile 45 gün arasında olan ödeme
röportaj interview
vadelerinde, özellikle yurt dışı satışlarında 90 güne ulaşan ödeme vadesi talepleri ile karşılaşıldı. İkinci olarak yurt içi ve dışı rakiplerin davranışları incelenmelidir. Ekonomik krize bağlı olarak aşırı talep düşmesi sonucu anormal derecede daralan piyasada çoğu firma, işletmenin yaşamasını sağlamak amacı ile maliyetine sipariş kabul etti. Bu uygulama sonucu sektörde firmalar arasında ciddi bir rekabet oluştu. Üçüncü başlık hammadde tedarikinde stratejiler olmalıdır. Kriz öncesi yüksek kapasitede çalışılırken, 10 ile 12 aylık hammadde ve yardımcı madde stoku ile çalışılmaktaydı. Krizin ağırlığını hissettirmesi ve sipariş iptalleri alınması sonucu, ilk etapta
hammadde alımı yavaşlatılarak, stok miktarı 15 günlük veya 1 aylık üretime yetecek dereceye kadar düşürüldü. Daha sonra talep azalmasına bağlı olarak hammadde fiyatlarında da düşüş yaşandı ve vadeler uzatıldı. 2000’li yıllarda sektörümüzün gelişiminin ışığında firmamızın performansını değerlendirdiğnizde, ne söyleyebilirsiniz? Sektörün gelişimine paralel bir performans sergileyen şirketimiz, kriz öncesine kadar iyi bir gelişme trendi yakalayarak yaptığı yatırımlarla, işlenmiş ve katma değeri yüksek ürün ihracı ile ciddi bir gelişme gösterdi.
rımlarınızdan ve krizin projelerinizi nasıl etkilediğinden bahseder misiniz? 2009 yılında yapılması planlanan yatırımlardan, kapasite artırım yatırımı ileri bir tarihe ertelendi, işleme yeteneklerinin artırılması yatırımlarına ise devam edildi ve ediliyor da. Dış kaynaklı ekonomik göstergeler küresel krizin giderek etkisini kaybettiğini göstermekteyse de, ülkemizdeki göstergeler mevcut krize ilaveten bir de iç kriz tehlikesinin olasılığına işaret etmektedir. Bu nedenle kapasite artırımı ile ilgili yapılacak yatırım için kriz etkilerinin tamamen geçmesi ve iç ve dış taleplerin eski seviyelere ulaşması bekleniyor.
Son olarak, planladığınız yatı-
Dr. Can Akbaşoğlu, AKMETAL, Yönetim Kurulu Başkanı 2007 ve 2008 yılları arasındaki üretim miktarlarınız ve önümüzdeki iki sene için beklentileriniz nelerdir? 2007 bizim için iyi bir yıl oldu. 2008 ise rekor senemizdi. Fakat 2009 yılında % 38’lik bir düşüş yaşadık. 2008 yılındaki üretim miktarlarımız dökümde 3113 ton, dövmede 129 tondu. O dönemde firmamızın çalışan sayısı 95’ti. 2009 yılı verilerine göre dökümde üretim miktarımız 1930 ton, dövmede ise 232 ton oldu. 2009 yılında çalışan sayısımız 75’ti. 2010 yılı için uzun zamandır beklediğimiz bazı projelerimiz vardı. Onların arka arkaya gerçekleşmesiyle, Ocak, Şubat ve Mart ayları için üretim kapasitemizin bir kısmını şimdiden doldurduk. Şu an çalışıyoruz, fakat bu tren daha ne kadar devam eder, ya da tekrar bir boşluk mu oluşur; bunlar için şimdiden bir şey söyleyemiyorum. Firmanız hangi kriz tedbirlerini aldı? Kısa çalışmaya başvurduk. Talebimiz 12 gün gibi kısa bir zaman
zarfında kabul edildi. Fakat şimdi de yeni siparişler aldık. Bunlardan dolayı bu sefer de kısa çalışmayı yapamıyoruz. Kısa çalışma süresini uyguladığımız takdirde, müşterilerimizin bizden bekledikleri teslimat süresine uyamayız. Dolayısıyla şimdilik, normale yakın bir tempo ile çalışıyoruz. Eğer peşinden yeni bir iş gelmez ise, işçileri toplu bir izine çıkararak, çalışma süresini bu şekilde dengeleyeceğiz. Kriz müşteriler, rakipler ve sağlayıcılar ile ilişkilerinizi nasıl etkiledi? Bahsettiğim gibi, müşterilermizin terminlerini yakalamakta zorlanıyoruz şu anda. Rakiplerimizin durumu ile ilgili çok bilgimiz yok. Çünkü yurtiçinde rakibimiz yok. Bütün rakiplerimiz yurtdışında. Onların ne yaptıklarını ancak CAEF vasıtası ile öğreniyoruz. İrtibat halinde olduğumuz firmalar ile yaptığımız son toplantıda da, rakipler durumlarında % 43 düşüş beyan ettiler. Sağlayıcılar ile ilişkilerimizde, krizin olumlu ya da olumsuz bir etkisi olmadı.
2000’li yıllarda sektörün gelişim ışığında firmanızın performans değerlendirmesini sizden alabilir miyiz? Firmamız 2002 yılından bu yana her yıl ciddi anlamda büyüdü. Bazı yıllar % 20, bazı yıllar % 40’a kadar büyüme gerçekleştirdi. 8 sene içerisinde ciromuzu 8 misline çıkardık. İlk yıllardaki düşük ciromuzun bu duruma etkisi olmuştur elbette. Şimdi daha makul bir boyuta geldik. Yatırım planlarınızdan bahseder misiniz? Biz “hardware” olarak nitelendirdiğimiz makina yatırımlarımızın % 98’ini zaten tamamladık. Şimdi onların devreye alım aşamasına geldik. Fakat daha bu boyutta bir talep gelmediği için, yaptığımız makine yatırımlarını şu anda bekletiyoruz. Bundan sonraki yatırım planlarımız “software” olarak nitelendirdiğimiz insan üzerine. Yani daha kaliteli elemanlar, daha yüksek profilli işler, daha yüksek profilli müşteriler. Şimdi bunların üzerine çalışıyoruz.
19
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
Uğur YAVUZ, AY DÖKÜM Yönetim Kurulu Başkanı
2007, 2008 ve 2009 yıllarındaki üretim miktarlarınız nelerdi? Üretiminizin % kaçını ihraç etmektesiniz? Ay Döküm 2007 yılında toplam 14.800 ton üretim miktarına ulaştı. Bunun % 18’i ihracat. 2008 yılında üretimimiz toplam 15.200 tondu. Ve ihraç edilen oran % 18 oldu. 2009 Kasım ayı sonu itibariyle toplam 8.400 ton üretimimiz bulunuyor. Son yılda ise üretiminizin % 15’i ihracat olarak gerçekleşti. Krizin müşteri ilişkilerinizi etkilediğini söyleyebilir miyiz? Ay Döküm olarak 2008 yılına oranla 2009 yılında, küresel kriz nedeniyle % 40’lık bir üretim düşüşü yaşadık. Krizin uzaması sebebiyle yeni pazar ve müşterilere ağırlık verdik. Bu doğrultuda yeni ve mevcut müşterilerimizden yeni döküm parçaları için anlaşmalar yaptık. Devam eden bu küresel kriz içerisinde, bu çalışmalarımızı kesintisiz sürdürme çabasındayız.
Türkcast 2010 Sayı 13
20
Personelleriniz krizden ne yönde etkilediler? İşten çıkarım uygulandı mı? Hayır, küresel krizin başından bu güne kadar, çalışanlarımızda toplu çıkarmalar yapılmadı. Mevcut çalışanlarımızı muhafaza ederek, haftada bazen 3 bazen de 4 gün mesai yapılarak ,üretimlere devam edildi. 2009 ve sonrasını sektörün gelişim ışığında değerlendirebilir misiniz? 2009 yılı döküm sektörü için kayıp bir yıl olmuştur. Her şeye rağmen biz de bu krizden çok etkilenen firmalardan biriyiz. Türkiye döküm sektörünün, dünya döküm sektöründe yükselen ivme göstermesine, önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini düşünmekteyiz. 2010 yılının üçüncü çeyreğinde bir toparlanma beklenirken üçüncü çeyreğinde talebin bugüne oranla % 20 civarında artış gösterebileceğini öngörmekteyiz. Belki de 2007 yılındaki üretim miktarlarını 2011 de yakalayabiliriz.
Tüm firmalar işlerin az olmasını fırsat bilerek alternatif firma arayışlarına giderek fiyat indirimleri talep etmişlerdir. Dolayısıyla agresif bir satın alma anlayışı bu döneme damgasını vurmuştur. Yeni pazarlara ve ihracata yönelen, kalite ve teknolojiyle beraber insan kaynaklarına yatırım yapan firmalar, gelecek yıllarda daha rekabetçi olacaklardır. Biz de bu anlayıştan hareketle, teknolojik yatırımlar yaparak kalite çalışmalarımızı artırdık. Aynı zamanda rekabetçi makinelerin alımları için çalışmalara başladık. Krize karşı uyguladığınız tedbirler var mı? Geçen yıllarda uluslararası hammadde borsasını iyi takip ettiğimizden, gerektiğinde yüksek miktarlı alımlar yaparak karlı olduk. Ancak bu dönemde yüksek miktarlarda hammadde alımlarından kaçınmaktayız. Stoklarımızı düşük seviyelerde tutmayı tercih ediyoruz.
röportaj interview
Ertuğrul Gafur CENGİZ, DUYAR VANA Tedarik Zincir Müdürü
Üretiminiz 2008 ve 2009 yıllarında ekonomik krizden ne boyutta etkiledi? DUYAR VANA olarak, 2008 yılının Mart – Nisan aylarından itibaren gündemimize aldığımız küresel finansal krizin etkilerini, aynı yılın Eylül ayından itibaren gerek satışlarımızda, gerek bilançomuzda, gerekse finans kurumlarıyla olan ilişkilerimizde hissetmeye başladık. İçinde bulunduğumuz 2009 Kasım ayında da halen bu süreci yaşıyoruz. 2009 yılı ciromuzun, 2008 yılının yaklaşık %20 altında gerçekleşeceği görülmektedir. Firmanız krize karşı hangi tedbir yöntemlerini uyguladı? Bilindiği gibi firmamız döküm ana sanayi olarak hizmet vermemektedir. Döküm parçalarını vana üretiminde yarı mamul olarak kullanıyoruz. 2007 – 2008 yıllarında aylık ortalama 200 ton olarak seyreden döküm üretimimiz bu yıl %10 artarak 220 ton olarak gerçekleşecek. Bu değerler her ne kadar yukarıdaki ifadelerle çelişiyorsa da, nedeni döküm tedariğinde yan sanayi kullanımını durdurmamız ve ihtiyacımız olan tüm üretimi içeride yapmamızdır. 2008 yılında yaptığımız yatırımla aynı yılın Ekim ayı içinde Otomatik Kalıplama hattımızı devreye aldık. Bu yatırım zamanlama açısından oldukça avantajlı bir döneme denk gelmiş oldu. Artan otomasyon seviyesi ve üretim
kapasitemizle hem verimlilik artışı yakalamış olduk hem de böyle bir dönemde bu konuda dışarıya fon ayırma zorunluluğumuz sona erdi. Bu durum önümüzdeki dönemlerde dökümhanemize yatırım yapmaya devam etme konusunda da bize cesaret vermiş oldu. 2008 yılı Ağustos – Eylül aylarından itibaren krizle ilgili önlemleri şirketimizde uygulamaya başladık. Bu konuda en önemli adımımız krizin şirketin her kademesinde yönetilmesi gerektiği konusundaki kararlılığımız oldu. Kriz yönetimi ne sadece yönetim kurulunun, ne üst yönetimin, ne de orta kademe yönetimin sorumluluğudur. Yönetim kurulu başkanımızdan en kıdemsiz mavi yakalı personelimize kadar topyekun olarak bu çalışmaların içinde yer aldık ve almaya devam ediyoruz. Yaptıklarımız aslında genel olarak nakit akışımızı pozitifte tutmaya yönelik basit ve bilinen şeylerdir. Şirket genelinde etkin iletişim sağlama; Finansal göstergeleri, planlanan önlemleri, elde edilen sonuçları mümkün olduğunca tabana yaydık. Etkin stok yönetimi; Tüm planlamalarımızı çok daha sık aralıklarda revize ederek, alımlarımızı tam zamanında veya minimum partilerle yapıp hammadde, yarı mamul ve ürün stoklarımızda toplamda tutarsal olarak %20 oranında düşüş sağladık. Bu düşüş bize finansal
giderlerimizde önemli bir tasarruf sağladı. Belli başlı ithal ürün gruplarında kısa sürede yerlileştirme projelerinin gerçekleştirilmesi; Yıllardır AR-GE faaliyetlerine yaptığımız yatırımların karşılığını, karar verdiğimiz yerlileştirme projelerinde kısa sürelerde sonuç elde ederek almış olduk. Ciromuza önemli katkılar sağlayan bazı ürünleri 2009 yılı başından itibaren içerde üretmeye başladık. Esnek üretim ve tedarik planlamasının yapılması; Planlarımızı günlük olarak revize ederek stoka değil siparişlere göre ürettik ve tedarik ettik. Bu noktada atıl stok oluşturmak yerine zaman zaman yok satmayı tercih ettik.
21
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
İthalatın mümkün olduğunca minimize edilmesi; Yurtdışındaki tedarikçilerimizle birebir görüşmeler yaparak, mümkün olan partilerde sipariş iptalleri, üretilmiş olan malların yüklemelerinde ertelemeler ve ödemelerde ertelemeler gerçekleştirdik. İğneden ipliğe tüm gider kalemlerinde maksimum tasarruf sağlama; Tüm gider kalemlerini gözden geçirerek maliyet tasarrufu yapılabilecek kalemlerin üzerine gittik ve bu çalışma şeklini devamlı hale getirdik. Tüm satın almalara ait maliyetlerin düşürülmesi, satın alma vadelerinin maksimize edilmesi; Tedarikçilerimiz ile birebir görüşmeler yaparak onları da sıkıntıya sokmayacak maksimum ödeme vadelerini belirledik. Fiyatları tekrar irdeleyerek, onları da alım yaptıkları yerlerle iletişime geçmeye teşvik ederek indirimler aldık. Personel giderlerinin gözden geçirilmesi; Öncelikle mevcut kalifiye personelimizi elimizde tutmayı he-
defleyerek fazla mesaileri kaldırdık. Gelirlerdeki azalmayı herkese eşit paylaştırmaya gayret ettik. Üretimi dönemsel olarak yavaşlatmak zorunda kaldığımız zamanlarda, bunu hep farklı gruplara yansıtacak şekilde planlamalar yaptık. Finans kurumlarıyla daha sık ve yakın iletişimde bulunma; Finansal piyasadaki değişimleri çok daha yakından takip ettik. Yukarıda sayılan önlemler sayesinde kredi kullanımımızı azalttık. Ekonomik kriz pazarı ve sizlerin müşterileriniz ile olan ilişkilerinizi nasıl etkiledi? Yapılan tüm çalışmalarda gerek müşterilerimizi (bayilerimizi) gereksetedarikçilerimizi üçüncü birer parti gibi değil, şirketimizin birer departmanı gibi değerlendirdik. Kendimize yapılmasından hoşnut olmadığımız hiçbir uygulamayı iş ortaklarımıza da yapmamaya gayret ettik. Bu uygulamamız hem rekabette bize artı bir değer kazandırdı hem de aldığımız önlemlerde daha kısa sü-
rede sonuç elde etmemize yardımcı oldu. 2000’li yıllarda sektörümüzün gelişim ışığında firmanızın performansını nasıl değerlendirirsiniz? Bugün itibarı ile krizle birlikte yaşamak artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Kriz bir çok konudaki düşüncelerimizi ve çalışma tarzımızı revize etmemize neden oldu. Firmamız ve sektörümüz adına 2010 yılında bizi bekleyen ekonomik şartların, son 1 – 1,5 yıldır yaşadıklarımızdan daha kötü olmayacağını düşünüyoruz. 2001 yılından itibaren her yıl ortalama %20 - %30 oranlarında gerçekleşen büyüme hızımız yukarıda da ifade edildiği gibi 2009 yılında - %20 oldu. Önümüzdeki yıl için ise sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz. Gücümüzün üzerinde herhangi bir yükün altına girmeyi, bayilerimizi de herhangi bir yük altına sokmayı düşünmüyoruz.
Dilek GÜNDÜZ, ERKUNT, Satış Pazarlama Müdürü 2007 - 2009 yılları arasındaki üretim miktarlarınızı ve 2010 - 2011 yıllarındaki üretim beklentilerinizi bizimle paylaşır mısınız? Geçmiş yıllardaki üretim kapasitemizi şöyle sıralayabiliriz; 2007 Üretim: 34,838 ton 2008 Üretim: 34,479 ton 2009 Üretim: 14,750 ton (son 2 ayı tahmindir) Önümizdeki iki yıllık üretim tahminlerimiz ise aşağıdaki gibidir: 2010 Tahmin:26,545 ton 2011 Tahmin:32,000 ton Firmanızda hangi kriz tedbirleri alınmıştır? Bizim krize karşı aldığımız önlemleri 5 başlık altında açıklayacağım;
Türkcast 2010 Sayı 13
22
a. Üretim hafızasını korumak için alınan önlemler Şirketimizde, üretim hafızasının korunmasına yönelik rutin olarak sistematik çalışmalar yapılıyor. Ayrıca, bu dönemde tecrübeli ve eğitimli personellerimizi korumak amacıyla, kendi isteği ile emekli olan veya ayrılanlar dışında işten çıkarma yapılmadı. b. Büyümekten daha zor olan küçülmenin nasıl yürütüldüğü ve etkileri Azalan siparişlere paralel olarak üretimde, ilk madde, malzeme, mamul stoklarında ve personel sayısında küçülmeye gidilmiş, tüm gider ve harcama kalemlerinde tasarruf tedbirleri uygulanmıştır. Bu çerçevede,
kalite ve zamanında teslimat prensiplerinden taviz vermeden, mevcut şartlarda uygulanabilecek verimli, karlı ve esnek üretim modeline geçilmiştir. Çalışma gün sayısı azaltılmış, fazla mesailer kaldırılmış, ihtiyaç fazlası personellere kısa çalışma programı uygulanmış, emekli olan ve ayrılmak isteyen personeller de teşvik edilmiştir. Hammadde ve malzeme fiyatlarında indirimler sağlanmış, iyileştirme amaçlı projelerle özgül tüketimler düşürülmüştür. Üretimin devamını sağlayacak zorunlu giderler dışındaki tüm harcamalar durdurulmuştur. c. Çalışanların davranışları Uyguladığımız çalışma yöntemi, çalışanlarımızın büyük bir bö-
röportaj interview
lümünü iş ortamından uzun süreli uzaklaştırıp, büyük gelir kayıplarına uğratmamıştır. Krizin etkisini her kademedeki yönetici ve çalışana eşit şekilde paylaştırılmıştır ve bulunduğumuz durum personeller ile paylaşılmıştır. Krizin olumsuz etkilerine rağmen personellerin yönetime duydukları güven artmış ve çalışanlarımızın davranışları da olumlu ve destek verici yönde gelişmiştir. d. Hükümetin aldığı tedbirlerin etkileri Hükümetin uyguladığı kriz tedbirleri arasında yer alan Kısa Çalışma Programı, şirketimize ve çalışanlarımıza büyük faydalar sağlamıştır. e. Bankalar ile ilişkiler Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de bankalarla olan ilişkilerimiz iyi yönde gelişmeye devam etmiştir. Pazar durumundan ve müşterilerin davranışlarından bahseder misiniz? Bu sorunuzu, mevcut müşterilerimizin ve yurt içi ve dışı rakiplerimizin davranışları ve hammadde
tedarikinde stratejilerimiz olarak ayrı ayrı cevaplayacağım. a. Mevcut müşterilerde davranış değişiklikleri Krizde geçen 2009 yılı, müşteri siparişleri açısından çok istikrarsız ve dalgalı bir yıl olmuştur. Yurt dışı müşterilerimizin davranışlarında, siparişleri ve 2009 yılı bütçelerinde, ısrarlı uyarılarımıza rağmen Ocak ayına kadar herhangi değişiklik olmamıştır. Şubat ayı başından itibaren ise, ani ve büyük oranda sipariş iptalleri gelmiştir. Bize, krizi ve boyutlarını geç algıladıklarını düşündüren istikrarsızlıkları, Mayıs sonuna kadar sürmüştür. Haziran ayından itibaren siparişler belli bir tempoya oturmuş, üretimde istikrar sağlanabilmiştir. Eylül ayından itibaren ise siparişler belli bir oranda artmıştır. Bu artış bugün itibarıyla korunmaktadır. Ayrıca, yabancı müşterilerimizin bir bölümü alımlarındaki ağırlığı kendi ülkelerindeki döküm fabrikalarına kaydırmıştır. Birçok yerli müşterimiz, siparişlerinin tamamını iptal etmiş ve aylarca üretim yapmamıştır. Üretimine devam eden yerli müşterilerimiz ise
ödemede sıkıntıya düşmüştür. Bu dönemde yerli ve yabancı müşterilerimizin tamamı fiyat indirimi talebinde bulunmuşlardır. b. Yurt içi ve dışı rakiplerin davranışları Müşterilerimizden aldığımız fiyat indirimi taleplerinde, genellikle rakiplerimizin fiyat indirimi yaptığı konusunda duyumlar aldık. c. Hammadde tedarikinde stratejiler Bu dönemde hedefimiz az da olsa kâr etmek ve nakit akışını sürekli kılmaktı. Bu amaçla hammadde alımları küçük partiler halinde yapılıp, tahsilatlarımızdaki olası aksamalara karşı vadeli alım imkanları değerlendirildi. 2000’li yıllarda sektörümüzün gelişim ışığında firmanızın performansını nasıl değerlendirirsiniz? 2001 yılından bu yana iyi bir büyüme performansı gösterdik. Geçen yılın sonunda başlayan global ekonomik kriz yaşanmasaydı büyümeye devam edecektik. 2010 yılında yatırım planlarınız var mı? 2008 yılı sonunda başlayan ekonomik kriz nedeniyle, 2009 yılı yatırımlarımızın büyük bölümü ertelenmiş, yarım kalması teknik ve ekonomik açıdan uygun olmayanlar ise tamamlanmıştır. 2010 yılı yatırım programı çalışmalarımız şu günlerde devam etmekte olup, üretim ihtiyaçlarına paralel ve yenileme amaçlı yatırımlarımıza devam edilmesi düşünülmektedir.
23
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
HANNOVER MESSE 2010 Bütün sanayi ve tedarikçiler yenilikçi teknolojiler ve kolay çözümler ile buluşacak. Sanayi üreticileri ve sağlayıcıları için dünyanın lider iş ve teknoloji etkinliği HANNOVER MESSE 2010’un bu yıl ki sloganı, “daha etkin, daha yenilikçi, daha sürdürülebilir” oldu. 19 - 23 Nisan 2010 tarihlerinde Hannover’de gerçekleşcek olan fuar, sanayide otomasyon, enerji teknolojileri, sanayi sağlayıcıları, hizmet ve geleceğin teknolojileri konularını kapsıyor. Ülkedeki farklı teknolojik yenilikleri göstermek ve diğer ülkelerle olan iş ilişkilernini güçlendirmek amacıyla, bu yıl seçilen partner ülke de İtalya. HANNOVER MESSE 2010, yine tüm sanayi sektörünü çatısı altında toplayarak, dünya sanayiini yenilikler, araştırma ve geliştirmeler, teknolojiler ve malzemeler ile tanıtıyor.
Fuarın ana sektörleri enerji, mobilite, otomasyon ve sanayi sağlayıcıları olacak. Bilim ve ekonomi alanlarında bilgi alış verişin daha etkin yapılmasını sağlayan forumlar, kongreler ve seminerler ile fuar zenginleştirilerek, katılım ve ziyaretçilere doyurucu bir program garanti ediyor. HANNOVER MESSE 2010’da organize edilecek ihtisas fuarları, fabrika, proses ve bina otomasyon çözümlerine yönelik olan INDUSTRIAL AUTOMATION, yazılımları ve bilgi işlem çözümlerini içeren DIGITAL FACTORY, yenilenebilir enerji, enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı ile ilgili ENERGY, uluslararası güç kaynağı POWER PLANT TECHNOLOGY, mikro ve nano teknoloji konulu MICRONANOTEC, hibrit ve güç üre-
tim ve aktarım elemanları ile ilgili MOBILITEC, araştırma ve geliştirme konularını içeren RESEARCH & TECHNOLOGY, döküm, dövme otomotiv yan sanayi konularına yönelik INDUSTRIAL SUPPLY fuarları gerçekleştirecek. Eskiden Subcontracting olarak tanıdığımız yan sanayi ihtisas fuarı 2010 yılı itibariyle INDUSTRIAL SUPPLY olarak anılacak. Sektöre yeni giriş yapanlardan, sektörün ehlilerine kadar, HANNOVER MESSE 2010 60 yıldır, öncülük, teknoloji, malzeme ve konsept olarak, bütün katlanları karlı çıkartacağını garanti ediyor. Daha detaylı bilgi için: www. hannovermesse.de/industrial_ supply_e
2010 Yılının Özel Programları: •
•
•
•
Suppliers’ Convention: Konularında lider uluslararası konuşmacıların yan sanayi endüstrilerinin gelecek stratejilerinin tartışıldığı platformdur. Bu platformun bir parçası olabilirsiniz. NEW!: Themed presentation “Lightweight Construction”: “Less is more” mottosuyla, konularında önde gelen uzman üreticiler, kurguladıkları hafif ürün tasarım yaklaşımlarını sergileyecekler. Burada herkes kendi kurgusunu sergileme şansını elde edecek. Themed presentation “gegossene Technik”: Her yıl olduğu gibi, Alman Döküm Federasyonu (BDG) tarafından organize edilen “dökülen teknik” temalı sunuşta, “Made in Germany” etiketli bütün ürün, proses ve hizmetlerden oluşan mükemmel bir seçim spektrumu sunulacak. (TÜDÖKSAD katılımı bu serginin yanında yer alacaktır.) Themed presentation “Solid Forming”: “Katı şekillendirme” temalı sunuş size şu soruyu soracak: Neden sizin markanız, ileri teknolojili hafif ürünlerle, örneğin otomotiv sanayiine tedarikçi olmasın?
Türkcast 2010 Sayı 13
24
haber
news
Türk Döküm Sanayii HANNOVER 2010'da Buluşacak Hey yıl büyüyen Hannover standımız 2010 yılında 1.000 m2 ye yaklaştı… Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak 2000 yılından beri üyelerimizle beraber sürekli yer aldığımız Avrupa’nın en önemli endüstri fuarı Hannover Messe 2010 için katılım çalışmalarına başlamış ve stand yerleşimini neredeyse tamamlamış bulunuyoruz. 200 yılından beri üyelerimizle yer aldığımız ve 2007 yılında Türkiye’nin partner ülke olmasıyla beklentilerimizin üzerindeki ilgi Türk Dökümhaneleri standını 3 numaralı dökümcülerin yer aldığı holde en dikkat çekici grup katılımı haline getirdi.
Avrupalı ana sanayinin Türkiye’ye olan yoğun ilgisi grup standımızın kendi konusunda bir çekim merkezi haline getrimiş ve üyelerimizin giderek artan fuar tecrübeleriyle bu ilgiyi iş bağlantılarına çevirdikleri gözlenmektedir. Konjonktürün yarattığı sanayi üretimindeki dalgalanmalar nedeniyle mevcut pazarlarımızı korumak ve yeni müşterilere ulaşabilmemiz, üretim yeteneklerimizi ve mevcudiyetimizi en önemli hedef pazarımız Avrupa’da gereği gibi sergilemek bu yıl önemli bir
hedef olmuştur. Subcontracting olan fuarımızın adı bu yıl Industrial Supply olarak değiştirilmiş, endüstrideki trendlerin çizgisiyle 6. holde “Lightweight Construction” özel sergisi de sergileme gruplarına eklenmiştir. Fuarın organizatörü Deutsche Messe AG, milli katılımı resmi izinle organize eden HM International Istanbul A.Ş ve rezervasyon ve stand operasyonlarını yürüten HM Ankiros A.Ş. ile dernek yönetimi olarak yürüttüğümüz çalışmalar ile Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği grup katılımında; • Grup standımız, önceki yerlerimiz ile Alman Dökümcüler Birliği VDG nin standına kadar olan komple alanı içine alacaktır. (yaklaşık 1000 m2) • Stand konstruksiyonu bu büyüklükteki katılımın gerektirdiği etkiyi yaratacaktır. • Büyük bir Tüdöksad ortak alanı katılımcıların kullanımı için ayrılacaktır. • Türk Döküm Pavyonu Deutsche Messe ve Tüdöksad’ın mevcut adreslerine duyurulacak, Almanya’daki konuyla ilgili yayınlara ilanlar ve haberler yayınlatılacaktır. • Milli katılım kataloğu hazırlanarak ilgililere dağıtılması sağlanacaktır. • Fuar gazetesinde Türk Döküm Sanayi ile ilgili haber yayınlatılacaktır. • Ulaşım ve konaklama konusunda yardımcı olmak üzere üyelerimize mevcut bağlantılarımız ve tecrübelerimiz aktarılacaktır.
Hannover Industrial Supply TÜDÖKSAD Milli Katılım Yerleşimi (30.12.2009)
25
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
TÜDÖKSAD 2010’da Genel Kurul’a Hazırlanıyor! 17. Yönetim Dönemi için Genel Kurul Şubat ayında toplanacak.
T
ÜDÖKSAD; Tüzük ve Dernekler Kanunu hükümleri uyarınca iki senede bir yapılan Dernek Genel Kurulu’nu bu yıl yapmaya hazırlanıyor. Tüdöksad Yönetim Kurulu, Şubat ayında yapılacak olan Genel Kurul’un hazırlıklarına şimdiden başladı. Her Genel Kurul toplantı sonrasında düzenlenen akşam yemeği, bu yıl da gerçekleştirilecek. Akşam yemeğine bütün üyelerimiz davet edilecektir.
GENEL KURUL İLANI TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NDAN Derneğimizin 17. Olağan Genel Kurul Toplantısının 8 Şubat 2010 günü saat 16:00’da İstanbul Gayrettepe Point Hotel'de aşağıdaki gündem maddelerine göre yapılması planlanmıştır. Belirtilen günde çoğunluk temin edilemezse, 17 ŞUBAT 2010 Çarşamba günü saat 16:00’da aynı yerde çoğunluk aranmaksızın aşağıdaki gündem ile yapılacaktır. Değerli üyelerimizin Genel Kurul toplantımıza ve sonrasındaki Akşam yemeğimize katılmaları saygı ile rica olunur.
GÜNDEM: 1. Açılış ve Saygı Duruşu; 2. Divan Heyetinin Seçimi, (Başkan, Katip, Oy Toplayıcısı) 3. Toplantı gündeminin kabul edilmesi, 4. Divan Heyetine Genel Kurul tutanaklarını imzalama yetkisi verilmesi; 5. 17. Dönem Yönetim Kurulu faaliyet raporunun okunması; 6. 17. Dönem Denetim Kurulu raporunun okunması; 7. Yönetim ve Denetim Kurullarının aklanması; 8. Yeni Üye Adaylarının, Taahhütlerini yerine getirmeyen veya üyelik koşulları değişen üyelerin durumlarının oylanması; 9. Yeni Yönetim Kurulunun 7 asil, 5 yedek üyesinin seçiminin yapılması; 10. Yeni Denetim Kurulunun 3 asil, 3 yedek üyesinin seçiminin yapılması; 11. 2010 - 2011 Yılı Bütçesinin ve Çalışma programının görüşülüp oylanması; 12. Yönetim Kurulunun Bütçe’nin uygulanması ve Yeni Dernek Merkezi Satınalması yetki oylanması; 13. Dilekler, temenniler ve kapanış.
Türkcast 2010 Sayı 13
26
haber
news
Geleceğe Hazırlık İçin Krizden Yararlanmak Krizden yararlanarak, geleceği için hazırlık yapan Atik Metal, pazar payını korumak için tesisini modernize ediyor. Giderek artan döküm taleplerine karışılık verebilmek için, hws’den sipariş ettiği EFA-SD 6 tipi yeni SEIATSU-kalıplama tesisi ve üretim hatları ile ürettiği kaliteli ve yüksek değerli döküm ürünleri ile, piyasada yerini almayı planlıyor.
D
öküm sanayinin dünya çapında yaşadığı kriz döneminin halen ne zaman sona ereceği açık değildir. Yine de, bu durum makine, tesis ve prosedürleri modernleştirerek ve optimize ederek piyasada güçlü şekilde ayakta kalmak için avantaj olarak kullanılmalıdır. Son yıllarda, dökümhanelerin kapasite kullanımı ve yoğun üretim talepleri, tesis kullanım iyileştirmelerine ve modernizasyon çalışmalarına olanak sağlayamayacak şekilde oldukça yüksekti. % 120 oranında üretim ve haftada 19-20 vardiaya nadir rastlanan bir durum değildi. Bu koşullar altında, modernizasyon ve değişiklik yapmak „ Açık Kalp Ameliyatına“ eş değer durumda olacaktı. Bugün dökümhaneler büyük öl-
çüde ve önemli oranda düşük kapasite ile çalışmaktadır. Böylece bugüne kadar vakit ayırılamayan problemler ile ilgilenme ve gelecek için orta vadeli planlar yapma imkanı doğmaktadır. Planlama gelecek için yapılan bir hazırlıktır. Tesisler modernize edilmeli ve yeni teknolojiler takip edilmelidir. Pazar payını korumak için rekabet gücü önemli bir husustur. Bu da büyük ölçüde Avrupa’daki dökümhanelerin açık arayla önde götürdüğü üretkenlikten geçmektedir. Üretkenliğe ise en önemli katkıyı güvenilir ve esnek tesisler sağlamaktadır. Atik Metal, (eski adıyla Akdöküm) de, İzmir‘de kurulu, geleceğe yatırım yapan zor ekonomik şartlarda cesaret örneği olarak gösterilebilecek bir firmadır. Şu andaki mevcut
dökümhaneleri İzmir’in yerleşimi giderek yoğunlaşmış bir ilçesi olan Bornova’dadır. Atik Metal İzmir’in dışında bir sanayi bölgesinde yeni yatırım yapmış olup, üretimi peyderpey yeni dökümhaneye kaydıracaktır. hws bu yeni dökümhane için 1250x1000x350/350 mm derece ölçülerine sahip ve 100 kalıp/saat kapasiteli EFA-SD 6 tipi yeni bir SEIATSU-kalıplama tesisi üretmektedir. Yeni kalıplama tesisi 2009 yılı sonunda sevk edilecek ve 2010 yılının ilk çeyreğinde işletmeye alınacaktır. Bunun dışında mevcut dökümhanelerinde halen çalışmakta olan hws kalıplama hattı da yeni dökümhaneye nakledilecektir. Yeni kalıplama tesisi Atik Metal/Akdöküm’ün dördüncü hws kalıplama tesisi olacaktır. Daha önce Akdöküm’de bir adet EFASD 5,5 tipi ve iki adet EFA-SD 4 tipi SEIATSU- Kalıplama tesisi ile üretim yapılmaktaydı. Atik Metal geçtiğimiz yıllarda büyük döküm parçaları için giderek artan taleplere karşılık verebilmek adına sipariş vermiş olduğu yeni kalıplama tesisi ile küçük parçalarla yaklaşık
birlikte 250
kg’a
kadar büyük parçaları da üretebilecektir.
Dökümhanelerde kalıplama tesisi planlamasına etki yapan unsurlar
Türkcast 2010 Sayı 13
28
haber
Öngörü sahibi birçok örnekten biri olarak Atik Metal, büyük döküm parçalarına olan taleplerin normal seviyelerine geri döndüğünde yeni modern kalıplama tesisiyle piyasada kaliteli, yüksek değerli döküm ürünleriyle yerini alacaktır. Halen çeşitli kalıplama metodları ile çalışan makine ve tesisler şu an için yeterli olsa da özellikle otomotiv endüstrisinin gelecekteki taleplerini karşılayamayacaktır. Kalıplama tesisi imalatçılarının açısından son yıllarda döküm kapasiteleri yüksek tesisler üretilmiştir. Bu tesisler en yeni teknolojilerle çalışmakta olup yüksek kalite ve değere sahip döküm parçalarının üretiminde iyi neticeler vermektedir. Geleceğe iyi hazırlanmak için dökümhaneler ne yapmalıdır? Planlama departmanları büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Heinrich Wagner Sinto (hws) gibi tesis
news
üreticileri, geçmişte de planlama konusunda dökümhanelere destek olmuş ve halen de kalıplama tesis ve makineleri konusunda her türlü desteğe memnuniyetle hazırdır. Ayrıca kum hazırlama ve döküm manipulasyonu gibi kompleks konularda uzmanlaşmış firmalar ile yıllardır süregelen işbirliği de bu desteğe önemli katkıda bulunmaktadır. Hws bu yıl 23 adet kalıplama tesisi, kalıplama makinesi, ve döküm otomatı sevk edecektir. Şimdi orta ve uzun vadeli projeler için planlama zamanıdır. Sabit durmak geri gitmek ve kötü senaryoları beklemek demektir. Çünkü bir şey kesin: Bu kriz de sona erecek ve doğru konseptlerle donatılmış hazır firmalar kesin bir rekabet avantajı sağlayacaktır.
29
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
Üyelerimizden
Tahribatsız Muayene Eğitiminde Yeni Bir Kuruluş! Türkiye’de kurulan ATG EĞİTİM VE DANIŞMANLIK, ATG S.R.O./Çek Cumhuriyeti ve Meta-Mak Metalurji Ltd. Şti. firmalarının ortak girişimi ile, bireysel ihtiyaca yanıt vermek üzere Tahribatsız Muayene Eğitimleri faaliyetine başladı.
P
T (Penetrant Testi), MT (Manyetik Partikül Testi), UT (Ultrasonik Test), ET (Eddy-Current Testi), RT (Radyografik Test), VT (Gözle Muayene) ve LT (Kaçak Tespit Testi)’den oluşan standart NDT eğitimleri ve kaynak inspektörü eğitimi faaliyetlerinde
Döküm larının
teknolojilerinin,
ve
sağlayıcılarının
bulunan ATG, eğitimleri EN ve/veya ASNT standartlarına göre verecektir. Eğitim hizmetleri dünyaca kabul gören birçok uluslar arası kurum tarafından onaylı olup, eğitmenler dünyanın birçok yerindeki projelerde yer almış uzun süreli tecrübeye sahip yetenekli uzmanlardan oluşmaktadır. Aynı zamanda eğitmenler, deneyimlerini, kursiyerler ile de paylaşacaklar. Eğitimin teorik kısmı sınıflarda yürütülecek, pratik kısmı ise tam donanımlı laboratuarlarda ya da proses içerisinde teknolojik cihazlar ile saha uygulamaları formatında sağlanacaktır.
Kurslar, Seviye I, II ve III için eğitim, yeterlilik ve sertifikalandırma hizmetleri ile sunulacak. Alınacak kursun özellikleri, konu ile ilgili ne kadar deneyimin olduğuna, daha önceden herhangi bir eğitim görülüp görülmediğine, başka bir sertifikanın olup olmadığına ve hangi tür sertifika alınmak istendiğine bağlı olarak değişmektedir. Uzmanlar, firma gereksinimlerine uygun olan eğitim programını ayarlayabilmekte ve istenilen standart ve dokümanlara bağlı olarak kurslar hazırlayabilecek. Bu eğitim kursları ATG Eğitim Merkezleri’nde sağlandığı gibi müşterinin iş yerinde de verilebiliyor.
ekipmantanıtıldı-
ğı, Hindistan’ın tek döküm fuarı IFEX 2010, 58. Hindistan Döküm Kongresi ile eş zamanlı olarak, 5 - 7 Şubat 2010 tarihlerinde düzenleniyor. Daha fazla bilgi için www.ifcindia.net sitesini ziyaret edebilirsiniz.
31
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
WIN – World of INDUSTRY 2010 Lider Sektörler Avrasya’nın En Büyük İmalat Endüstrisi Fuarında Bir Arada WIN – World of Industry, lider sektörleri Avrasya’nın en büyük imalat endüstrisi fuarında bir araya getirmeye devam ediyor.
Ş
ubat 2010’da gerçekleşecek olan WIN fuarı, Hannover Messe International İstanbul Uluslararası Fuarcılık ve Hannover Messe Bilişim Fuarcılık’ın iş birliği ile Deutsche Messe Group Hannover’in, 04 Aralık 2009 tarihinde İstanbul Ceylan International Hotel’de düzenlediği bir basın toplantısında, basına duyuruldu. Türkiye’nin dünya imalat sektöründeki rölünün her geçen gün arttığı belirtilerek, Avrupa Komisyonu’nun ekonomik tahmin raporuna göre 2010 yılında % 2.8 büyüme kaydederek, Avrupa’nın en hızlı büyüyen
ülkesi olacağı ve 2011’de bu oran % 3.6’ya çıkacağına dikkat çekildi. Dünyanın 11., Avrupa’nın ise 3. büyük demir-çelik üreticisi olan Türkiye’nin, aynı zamanda otomotiv üretimi alanında dünyada 16., gemi inşa sektöründe 4., enerji üretimi konusunda 13. ve yurtdışına doğrudan yatırım oranlarında 15. konumda olduğu vurgulandı. 70’ten fazla ulusal ve uluslararası sektörel birliğin ve kuruluşun desteği ile düzenlenen WIN, yüksek sayıdaki uluslararası katılımcı ve ziyaretçisiyle Türk sanayicilerine yeni pazarlar edinme, iş hacimlerini ge-
nişletme, yeni iş bağlantıları kurma, ürün ve hizmetlerini tüm dünyadan karar vericilere doğrudan tanıtma imkânı sunuyor. İmalat sektörünün ulusal ve uluslararası katılımcılarının ve satın almacılarının buluşma noktası olan WIN’de özellikle komşu ülkelerden davet edilen satın almacılar ağırlanacak ve “İş Birliği Günleri” kapsamında katılımcılarla birebir görüşmeler yapma imkânı bulunacak. WIN – World of Industry 2010 ile ilgili daha ayrıntılı bilgi, www. win-fair.com web adresinden edinilebilir.m
Türkiye sanayini ve gelişen teknolojileri global bir platformda tanıtmayı amaçlayan fuar, 04 - 07 ve 25 - 28 Şubat’ta 7 lider sektörü iki fazda bir araya getirecek:
WIN 1. Faz: 04 – 07 Şubat 2010’ta 1−
MACHINERY’10 (15. Makine İmalatı ve Metal İşleme Teknolojileri Fuarı)
2−
WELDING’10 (10. Birleştirme, Kaynak ve Kesme Teknolojileri Fuarı)
3−
SURFACE TREATMENT’10 (4. Yüzey İşlem Teknolojileri Fuarı)
4−
MATERIALS HANDLING’10 (9. Taşıma, Depolama, İstifleme ve Lojistik Fuarı)
WIN 2. Faz: 25 – 28 Şubat 2010’da
Türkcast 2010 Sayı 13
32
1−
OTOMASYON’10 (17. Endüstriyel Otomasyon Fuarı)
2−
ELECTROTECH’10 (11. Enerji, Elektrik ve Elektronik Teknolojileri Fuarı)
3−
HYDRAULIC & PNEUMATIC’10 (7. Akışkan Gücü Teknolojileri Fuarı)
makale article Kongrelerden Tebliğler
Şener MUTER CMS Jant ve Makine Sanayi A.Ş, İzmir smuter@cms.com.tr
Alüminyum Döküm Şirketlerinde Yeniden Yapılanma Zorunluluğu
A
lüminyum döküm sektöründe küresel rekabetle ve ekonomik krizle baş edebilmek için, teknolojide ve pazar koşullarında yeni gelişmeleri sürekli izleme zorunluluğu ön plana çıkıyor. Ayrıca gelecekle ilgili riskleri ve fırsatları değerlendirerek yeni kurumsal stratejilerin oluşturulması gerekiyor. Yeni teknolojilere ve büyük üretim kapasitelerine sahip olan uluslararası döküm şirketleri daha rekabetçi üretim modelleri oluşturmak için gelişmekte olan ülkelerdeki daha düşük maliyeli üretim fırsatlarını değerlendirme eğiliminde bulunuyor. Küresel ekonomik kriz nedeniyle ülkemizdeki alüminyum döküm şirketlerinin yeniden yapılanmaları ve rekabetçi iş modelleri oluşturmaları büyük bir önem taşıyor. Alüminyum döküm parça üretim firmalarının yeni bir ürün ve üretim sistemi tasarımında, bir başka deyişle daha projenin başlangıcında, ana otomotiv firmalarıyla iş birliği içinde olmaları büyük yararlar sağlıyor. Alüminyum döküm firmalarının yeni döküm parça projelerinde ener-
Türkcast 2010 Sayı 13
34
ji tasarrufuna, verimliliğe ve maliyet düşürme hedeflerine yönelik olarak ana müşteri firmalarının tasarım ortağı olmaları artık bir zorunluluk haline gelmiş bulunuyor. Bu koşullar altında alüminyum döküm firmalarının, eskiden olduğu gibi, sadece döküm parça üreterek rekabetçi olabilmeleri artık söz konusu değil. Bu bildiride alüminyum döküm sektöründe güncel sorunların ötesinde gelecek öngörüleri ve alınması gereken yeni önlemler inceleniyor. Anahtar Kelimeler: Alüminyum döküm sektöründe iş birlikleri, kriz yönetimi, küresel rekabet koşulları, yeniden yapılanma 1.
GİRİŞ Türkiye’de alüminyum döküm parça sektörü 60 yıllık bir geçmişe sahip. Özellikle otomotiv sanayi üretiminin sürekli artması ve döküm parça ihracatında taleplerin çoğalması nedeniyle alüminyum döküm sektörü ülkemizde geçtiğimiz yıllarda sürekli bir gelişme gösterdi. Küresel rekabet ve ekonomik kriz nedeniyle Türkiye’de alüminyum
döküm sektöründe küçük kuruluşlar artık varlıklarını sürdürme çabası içinde bulunuyor. Orta ve büyük ölçekli kuruluşlarda yeni teknoloji ve kapasite arttırma yatırımları ekonomik kriz nedeniyle yavaş ilerliyor. Türkiye’de alüminyum döküm sektöründe büyük kapasiteleri hedef alan yeni yatırım eğilimleri de bu koşullarda gerçekleştirilemiyor. Türkiye’deki büyük ölçekli alüminyum döküm şirketlerinin uluslararası pazarlara döküm parça ihracatı da küresel ekonomik kriz nedeniyle olumsuz yönde etkileniyor. Türkiye’de yıllık alüminyum döküm parça üretim kapasitesi 180.000 tona ulaşıyor. Alüminyum döküm sektöründe ekonomik kriz nedeniyle yaklaşık yüzde 40 oranında bir boş kapasite olduğu tahmin ediliyor. [1] 2.
ALÜMİNYUM DÖKÜM SEKTÖRÜNDE KÜRESEL REKABET KOŞULLARI Küresel rekabetle baş etmek isteyen alüminyum döküm şirketlerinin yeni bir alüminyum döküm parça ya da bir ünite talebi olduğunda müşte-
makale article
ri konumundaki ana sanayi şirketleriyle projenin başlangıcında işbirliği yapmaları gerekiyor. Böylece talep edilen döküm parçaların tasarımı aşamasında, bir başka deyişle işin başlangıcında, döküm şirketlerinin teknik elemanlarıyla müşteri şirketlerin teknik elemanlarının birlikte çalışma zorunluluğu var. Yeni bir alüminyum döküm parçanın tasarımı ve bu parçanın monte edileceği ünitede işlevsel ayrıntıların incelenmesi bir yıla yakın zaman alabiliyor. Bu kapsamda yapılan ekip çalışmaları alüminyum döküm şirketlerinin yeni siparişler almaları açısından daha güvenilir bir ortam yaratıyor. Bu çalışmalar üretilecek döküm parçaların üretim sisteminin daha rasyonel verilere dayanmasını ve maliyetlerin azaltılmasını da sağlıyor. Alüminyum döküm şirketleri döküm, işleme ve testlerle ilgili makine ve donanımlarını kendi proje ve tasarımlarına göre özel olarak imal ettirebiliyor ya da bir takım verimlilik ve kalite arttırıcı önerilerde bulunabiliyor. Böylece sektörde öncü alüminyum döküm kuruluşları üretim süreçlerini oluştururken kendi deneyimlerini de yeni projelerine katabiliyor ve rekabet güçlerini artırabiliyor. [2] Alüminyum döküm sektöründe uygulanan otomasyon sistemlerine karşılık yine de insan faktörü önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa Birliği Ülkeleri’nde alüminyum döküm işleri yapan şirketler giderek rekabet güçlerini kaybediyor ve küresel rekabette zorlanıyor. Ayrıca küresel pazarlara üretim yapan alüminyum döküm şirketleri daha rekabetçi olabilmek için kalıp ve model üretimlerini denizaşırı ülkelerde yaptırıyor. Bu amaçla Çin’de kalıp üreten şirketlerle ortaklıklar kuruluyor. [3] Küresel pazarlarda alüminyum döküm sektöründe yaşanan değişime bir örnek de Amerika Birleşik
Devletleri’nden (ABD) verilebilir. Şirket satışları ve birleşmeler nedeniyle ABD’nde alüminyum döküm şirketlerinin sayısı giderek azalıyor. Küçük şirketler ya kapanıyor ya da birleşme nedeniyle büyük kapasiteli döküm şirketleri kuruluyor. ABD’nde yapılan çeşitli araştırmalara göre önümüzdeki 10 yıl içinde bu sektörde yüzde 40 oranında bir küçülme olacağı tahmin ediliyor. [4] Buna neden olarak özellikle Çin’den ithal edilen alüminyum döküm parçaların ve ünitelerin ithalatının hızlı bir şekilde artması gösteriliyor. Ayrıca sektördeki konsolidasyon nedeniyle ortaya çıkan büyük ve güçlü rakipler karşısında yeni döküm tesisi yatırımlarının çok bilinçli yapılması gerekiyor. Batı ülkelerinde alüminyum döküm sektöründe yapılan ileri teknoloji yatırımları giderek üretim maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere yöneliyor. Bu gelişmeler Türkiye’de alüminyum döküm sektörü için yeni riskler ve yeni fırsatlar yaratıyor. [1] 3.
ALÜMİNYUM DÖKÜM TEK-
NOLOJİLERİ Alüminyum döküm sektöründe, artan küresel rekabet nedeniyle, şirketlerin karlılıkları giderek azalıyor. Bu sektörde rekabet gücünü artırmak için yüksek verimlilikle üretim yapan yeni teknolojilerin uygulanmasına gereksinim duyuluyor. Alüminyum döküm yönteminin seçiminde ise dökülecek parçanın tasarımı, döküm kalitesi, boyutları, üretim adedi, üretim verimliliği ve üretim maliyeti göz önünde bulunduruluyor. Alüminyum döküm sektöründe rekabetçi bir şirket olabilmenin bir önkoşulu da talep edilen parçalarda istenen teknik özellikleri sağlayacak en ekonomik üretim teknolojilerini uygulamak. Alüminyum döküm sektöründe yeni yatırımlar yapılırken rekabet gücü kazanma açısından da teknoloji seçimi büyük bir önem taşıyor.
Uluslararası pazarlarda uygulanan çeşitli alüminyum döküm parça üretim teknolojileri şöyle sıralanabilir: • Kum döküm, (sand casting) • Kokil döküm, gravite döküm, (gravity casting, permanent mould casting) • Yüksek basınçlı döküm, pres döküm, enjeksiyon döküm (high pressure die casting) • Vakumda döküm, (vacuum die casting) • Alçak basınçlı döküm, (low pressure die casting) • Alçak basınçlı ya da kokil döküm parçalara sıvama yöntemiyle son şeklinin verilmesi, (flow forming) • Karşı basınçlı döküm, (counter pressure die casting) • Santrifüj döküm, (centrifugal die casting) • Hassas döküm, kaybolan mum döküm, (lost wax casting, lost foam process, investment casting) • Kabuk maça döküm, (shell moulding) • Yarı katı döküm, ezme döküm, (Semi solid die casting, Squeeze casting) • Kaybolan mum döküm, (Lost Foam casting, evaporative pattern casting)) • Thixocasting • Rheocasting Türkiye’de uygulanan alüminyum döküm yöntemlerinin yüzde 90’nını kum döküm, gravite döküm, alçak basınçlı döküm ve yüksek basınçlı döküm oluşturuyor. Öteki alüminyum döküm teknolojilerinin ticari açıdan kullanımı ülkemizde henüz yaygınlaşmış değil. Ürün kalitesi ve maliyet avantajları göz önünde bulundurularak yeni döküm teknolojilerinin deneme ve üretim çalışmalarının yapılması gerekiyor. 4. ALÜMİNYUM DÖKÜM SEKTÖRÜNDE YENİ STRATEJİLER Günümüzdeki yoğun rekabet ortamında alüminyum döküm sektöründe döküm parçaların kalitesini yükseltmek, üretim verimliliğini ar-
35
Türkcast 2010 Sayı 13
makale article
tırmak ve maliyetleri düşürmek büyük bir önem taşıyor. Alüminyum dökümhane yönetimindeki temel ilkeler müşteri odaklı olma, verilerle yönetim, süreç yönetimi, sürekli iyileştirme, tedarikçilerle işbirliği olarak sıralanıyor. 1.
4.1. Müşteri Odaklı Üretim Güncel ve gelecekteki müşteri beklentilerinin önceden saptanması ve bunlarla ilgili alternatifli iş planlarının tasarlanması gerekiyor. Burada önemli olan nokta müşteri beklentilerinin de ötesine geçebilmek ve sürekli iyileştirme projeleriyle gelecek senaryolarını bugünden oluşturabilmek. Bu kapsamda SWOT analizlerinin (güçlü ve zayıf yönler, riskler ve imkanlar) ve kıyaslama (benchmarking) çalışmalarının yapılmasında yarar var. [4] Amaç koşulsuz müşteri memnuniyetini sağlamak. 4.2. Verilerle Yönetim Alüminyum dökümhane yönetim sisteminin başarılı olabilmesi tüm çalışanların bilgilendirilmesi, katılımı ve desteğiyle sağlanabiliyor. Bu amaçla alüminyum dökümhanelerinde öncelikle iş süreçlerinin sadeleştirilmesi, süreçlerin çalışanlar tarafından iyi anlaşılması ve kritik performans göstergelerinin belirlenmesi gerekiyor. Ayrıca yalın üretim prensiplerinden yaralanarak kalite yönetim sisteminin etkinliğini artırmak ve ekip çalışmalarını gerçekleştirmek söz konusu olabiliyor. Katılımcı yönetim, bir başka deyişle işi yapanların işi geliştirmeyle ilgili görüş ve önerilerinin dikkate alınması, kritik performans göstergelerinin belirlenmesinde çok yararlı katkılar sağlıyor. Bu şekilde belirlenen kritik performans göstergeleri iş süreçlerinin etkinliğinin ve çalışanların performansının ölçümü için de güvenilir veriler oluşturuyor. 4.3. Süreç Yönetimi Alüminyum dökümhanelerinde ürün kalitesinden sadece be-
Türkcast 2010 Sayı 13
36
lirli bireyler ya da bölümler değil, çalışanların tümü sorumlu. Oysa işyerlerinde çalışan elemanlar üretim sorunlarının daha çok kendileri dışındaki bireylerden ya da bölümlerden kaynaklandığını sanıyor. Bu nedenle alüminyum dökümhanelerinde görevlerin ve sorumlulukların açık bir şekilde tanımlanması ve bireylerin yönetim sistemini daha bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirmeleri gerekiyor. [5] Küresel rekabetle baş edebilmek için alüminyum dökümhaneleri sorunlarını, görev ve yetkileri belirlenmiş klasik müdürlükler ya da bölümler aracılığıyla değil, işlere bütünsel bakabilen yenilikçi proje gruplarıyla ve süreç yaklaşımıyla çözüyor. Her şirket kendi süreç yapılarını kendisi belirliyor. Bu süreçlere ekleniyor. Ayrıca alüminyum döküm şirketlerinin yönetim sisteminde süreç yaklaşımının tüm çalışanlarca doğru algılanması ve süreçler arası koordinasyonun sağlanması büyük bir önem taşıyor. 4.4. Sürekli Gelişme Bütünsel kalite yönetimi müşterileri koşullarına uyum sağlama, kaliteli ve rekabetçi fiyatlarla üretim yapma konusunda etkili oluyor. Sürekli iyileştirme ise iyi olanın daha iyiye götürülmesi olarak tanımlanıyor. Alüminyum dökümhaneleri iş geliştirme, planlama, üretim girdilerini tam zamanında tedarik, üretim ve kalite yönetim sistemi konularında sürekli iyileştirme sağlamak zorunda. Sürekli gelişme çalışmaları küçük ve sürekli adımlarla (Kaizen) ya da aralıklı ancak sıçramalı çabalarla sağlanıyor. Kıyaslama (Benchmarking), öneri sistemi ve kalite çemberleri de sürekli gelişme çalışmalareında etkili olan araçlar arasında yer alıyor. 4.5. Tedarikçilerle İşbirliği Alüminyum dökümhanelerinin tedarikçileriyle birlikte sürekli iyi-
leştirme projeleri yapmaları ve sağlıklı bilgi akışı sağlamaları önem kazanıyor. Tedarikçilerle iletişim ve bilgi akışı düzenli bir şekilde sürdürülmezse bütünsel kalite yönetimi uygulanamıyor. Ayrıca alüminyum dökümhanelerinin kendi tedarikçilerinin kalite yönetim sistemlerini de geliştirmelerini, ISO 9001:2000 ya da ISO/TS16949:2002 standartlarına uyum sağlamalarını şart koşmaları gerekiyor. Ana otomotiv sanayi ya da ana imalat sanayi kuruluşlarının tedarikçisi konumunda olan alüminyum döküm şirketlerinin de bağımsız (akredite) bir sertifikasyon kuruluşundan kalite belgesi almaları ve bu kalite sistem belgesi kurallarına uygun çalışmaları gerekiyor. Tedarikçilerin ISO 9001:2000 standartına uyumu bu süreçte ilk adım olarak kabul ediliyor. 2. ALÜMİNYUM DÖKÜM SEKTÖRÜNDE GELECEK ÖNGÖRÜLERİ Alüminyum döküm şirketlerinin verimli ve rekabet edebilir olabilmeleri için ekonomik üretim kapasitesine ulaşmaları büyük bir önem taşıyor. Döküm yöntemiyle üretilen parçalar teknik şartnamelerde istenen niteliklere uygun olarak ısıl işlem, talaş kaldırma, boya ve yüzey işlemleri tamamlanarak müşterilerin montaj bandına hazır hale getiriliyor. Alüminyum döküm parçaların malzeme analizleri ve mekanik testleri de iş akışı sırasında gerçekleştiriliyor. Bu hizmetlerin çoğu dikey entegrasyon yoluyla şirket bünyesinde yapılıyor. Ancak daha rekabetçi bir küresel şirket olabilmek için bir takım iş süreçlerinin ve uzmanlık isteyen teknoloji desteğinin dış kaynaklardan sağlanması (outsourcing) zorunluluğu da giderek artıyor. Verimliliği ve karlılığı artırmaya yönelik dış kaynak kullanımı şirketlerin rekabet gücüne olumlu katkılar sağ-
makale article
lıyor. 5.1. Türkiye’nin Avantajları Alüminyum döküm sektörünün geleceği ile ilgili ülkemizde olumlu göstergeler bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda en uygun alüminyum döküm şirketi yatırımı yapılabilecek ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Yabancı kaynaklı bir araştırmaya göre Avrupa Birliği üyeleri dışındaki ülkeler arasında Türkiye, Rusya, Ukrayna, Moldoya, Hırvatistan, Belarus, Sırbistan ve Bosna bu açıdan avantajlı olan ülkeler. [6] Türkiye’nin alüminyum döküm sektöründe yapılacak yatırımlar açısında cazip bir ülke olmasını desteklemek amacıyla daha alınması gereken çeşitli önlemler bulunuyor: • Alüminyum döküm sektörü için nitelikli ve deneyimli elemanların yetiştirilmesi, • Üretim maliyetlerinin sürekli rekabet edebilir düzeyde tutulması, • Enerji ve hammadde temininin rekabet edebilir olması, • Bürokratik işlemlerin azaltılması, • Yatırım teşviklerinin etkinliğinin artırılması, • Ekonomik ve mali dengelerin sürekliliği, • Üniversite – sanayi işbirliğinin geliştirilmesi, • Vergi sisteminin yatırımları ve istihdamı destekleyici niteliklerinin artırılması, • ARGE teşvikleri ve yeni teknoloji için sağlanan teşviklerin yayılımı, • Lojistik destekler, Yukarıda belirtilen konularda olumlu gelişmelerin sağlanması Türkiye’de uluslararası nitelikte alüminyum döküm sektörünün gelişmesi açısından büyük bir önem taşıyor. 5.2. Yeni Pazarlara Açılma Avrupa ve Kuzey Amerika’da otomotiv sektörün üretimi giderek
azalıyor. Uluslararası alüminyum döküm pazarı otomotiv sektörünün üretiminin artacağı ülkelere yöneliyor. Bu nedenle Türkiye’deki alüminyum döküm şirketleri Asya ve Doğu Avrupa pazarlarına üretim yapan rakipleriyle yarışmak zorunda bulunuyor. Bu nedenle yabancı şirketlerle iş birliği yapmaya yönelik projelere öncelik vermek gerekiyor. Türkiye’deki alüminyum döküm firmalarının uluslararası pazarlara açılabilmeleri için yeni teknoloji yatırımları ve verimlilik artırma projeleriyle iş gücü maliyetlerinin toplam maliyet içindeki oranını aşağı çekmeleri gerekiyor. Artık bu sektörde başarılı olabilmek için yeni rekabet gücü kaynaklarından yararlanmak gerekiyor. Küresel rekabet ortamında alüminyum döküm şirketleri çalışacak elemanları seçerken düşük ücret ilk kriter olmamalı. Alüminyum döküm sektöründe verimliliği, karlılığı ve müşteri memnuniyetini artırabilecek nitelikteki elemanların seçimine öncelik verilmesi gerekiyor. Bu tutum işgücüne ödenecek parayı artırıyor. Ancak bu koşullarda iş yerlerinin performansı daha çok artması nedeniyle maliyetlerdeki işçilik payı giderek düşüyor. Alüminyum döküm sektörünün yeni pazarlara açılması açısından çalışan elemanların eğitimleri ve deneyim sahibi olmaları büyük bir önem taşıyor. 5.3. Sürekli Gelişme ve Kıyaslamalar Geleceğe hazırlanmanın en güvenceli yollarından bir tanesini uluslararası rakiplerle kıyaslama yapmak ve sürekli gelişme hedeflerini bu kıyaslama verilerine göre belirlemek oluşturuyor. Uluslararası satın alma ve satış zincirinde yer alabilmek için alüminyum döküm şirketlerinin kalite yönetim sistemlerini uygulamaları da zorunlu oluyor.
Küçük ve orta büyüklükteki alüminyum döküm şirketlerinin yerel pazarlarda gelişebilmeleri için desteğe ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca Türkiye’deki alüminyum döküm şirketlerinin yabancı ürünlerle haksız rekabet içinde olmaması için de önlemlerin alınması gerekiyor. 5.4. Alüminyumun Yeniden Değerlendirilmesi Alüminyumu üretmek için gereken enerjinin sadece yüzde 5’i kadar enerji tüketerek alüminyum hurda ve geri dönüşler eritilip iyileştiriliyor ve yeniden kullanılabiliyor. Alüminyum hurda ve geri dönüşlerin yeniden kullanımının sağladığı ekonomik avantajlar nedeniyle gelecekte alüminyum daha çok tercih edilecek metaller arasında yer alacak. Büyük ölçekli alüminyum döküm şirketleri alüminyum hurda ve geri dönüşlerin yeniden değerlendirilmesi konusuna giderek daha çok önem veriyor. Alüminyum döküm şirketlerinin kendi bünyelerinde alüminyum hurda ve geri dönüşleri değerlendirmeleri gerekiyor. Bu konu alüminyum döküm şirketlerinin geleceğe yönelik rekabet gücü kazanma stratejisinde önemli bir yer tutuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde basınçlı dökümde kullanılan alüminyum döküm alaşımlarının yüzde 95’inin hurda ve geri dönüşten elde edilen alüminyum alaşımları oluşturuyor. [5] Alüminyum hurda ve geri dönüşlerin yeniden değerlendirilmesi çevre koruma kurallarına ve müşteri kuruluşların zorunlu teknik koşullarına uygun olarak yapılması gerekiyor. 5.5. Enerji Tasarrufu ve Doğayı Koruma Alüminyum pik, çelik ve sfero döküm parçalara göre hafif bir metal olduğu için alüminyum döküm parçaların motorlu taşıtlarda kullanımı enerji tasarrufu sağlıyor. Alü-
37
Türkcast 2010 Sayı 13
makale article
minyum genel olarak çevre dostu bir nitelik taşıyor. Doğayı koruma ve enerji tasarrufuna yönelik çalışmalar bütün dünyada alüminyum döküm parça kullanımına olan talebi artırıyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre 2005 yılında araç başına ortalama 220 lb olan alüminyum döküm parça kullanımı günümüzde 300 lb’u aşmış bulunuyor. Bu nedenle alüminyum geleceğin metali olarak kabul ediliyor. [5] Motorlu taşıtların ağırlığı azaltıldıkça CO2 salınımı da azalıyor. Yapılan bir araştırmaya göre 150 bin km yol giden 1.400 kg ağırlığında bir otomobil 100 km yolda 7 l benzin tüketiyor ve CO2 salınımı da 210 g/km’ye ulaşıyor. Aynı araştırmada 1.100 kg ağırlığında bir otomobil 100 km yolda 5.2 l benzin tüketiyor ve CO2 salınımı 156 g/km’ye düşüyor. [6] Alüminyum döküm şirketleri motorlu taşıtlarda yakıt tasarrufu sağlamak amacıyla ana otomotiv firmalarının alüminyum döküm parça kullanımını artırmaya yönelik araştırmalarına katkıda bulunmak zorunda. Enerji tasarrufuna katkı sağlayamayan ve doğayı koruma önlemlerine çaba harcamayan alüminyum döküm şirketleri yakın bir gelecekte döküm parça ihracatında zorluklarla karşılaşacak. 3. SONUÇLAR Türkiye’de alüminyum döküm sektöründeki boş kapasiteleri değerlendirebilmek ve döküm şirketlerinin küresel rekabet gücünü artırabilmek için yeni teknoloji yatırımları, yeni tasarımlar, iş süreçlerinde verimlilik artırıcı önlemler ve uluslararası işbirlikleri gerekiyor. Türkiye’de alüminyum döküm sektöründe boş kalan kurulu kapasitelerin çoğunluğunu eski döküm teknolojileri ile üretim yapan küçük ve orta ölçekli kuruluşlar oluşturuyor. Bu kuruluşlar kalite
Türkcast 2010 Sayı 13
38
güvence sistemi uygulamalarıyla ve yeni teknoloji yatırımlarıyla rekabet güçlerini artırmak zorunda bulunuyor. Alüminyum döküm şirketlerinde bilgi paylaşımı, yenilik ve yaratıcılık olmadan hiçbir etkinlik ileriye dönük bir güvence sağlayamıyor. Şirket yönetiminde bölümler arasındaki duvarların, bir başka deyişle iletişim engellerinin, kaldırılması gerekiyor. Şirket içinde sağlıklı bilgi akışı ancak böyle sağlanabiliyor. Yetkilendirilmiş ekipler nedeniyle çok sayıda unvana ve yönetim kademelerine de gerek kalmıyor. Bu yaklaşımlar iş akışının hızlanmasına ve verimliliğin artmasına neden oluyor. [7] Türkiye’deki alüminyum döküm şirketleri yoğun iş gücü gerektiren karmaşık parçaların üretiminde batı ülkelerine göre daha çok rekabet avantajına sahip bulunuyor. Ancak Çin, Hindistan, Kore, Tayvan ve Doğu Avrupa ülkelerinde düşük enerji maliyetleri, ucuz iş gücü potansiyeli ve yöresel yatırım teşvikleri gibi nedenlerle Türkiye’de alüminyum döküm şirketleri bu ülkelerle rekabette zorluk çekiyor. Ekonomik kriz ve küresel rekabet ortamında alüminyum dökümhanelerinde merkezi yönetim anlayışı çeşitli zorluklarla karşılaşıyor. Geçmişi tekrar ederek gelecekte başarılı olmak söz konusu değil. Her şeyi bildiğini öne süren ve her işe karışan yöneticiler ana görevlerini yapmaya yeterli zaman bulamıyor. Oysa yerinden yönetim ve ekip çalışmaları bireyleri daha enerjik, daha katılımcı ve daha yaratıcı yapıyor. Alüminyum dökümhanelerinde bütünsel kalite yönetiminin ve kalite güvence sisteminin başarılı bir şekilde uygulanması öncelikle üst yönetimin sorumluluğunda bulunuyor. Yöneticiler sadece emir vererek ve denetleyerek değil, kurumsal hedefleri her düzeyde
çalışanlarla paylaşarak başarıya ulaşabiliyor. Ayrıca şirket yönetim kültürünün yeni teknolojiler ve yeni uygulamalarla sürekli güncelleştirilmesi gerekiyor. [8] Alüminyum döküm sektörü ülkemizde imalat sanayinin gelişmesi için zorunlu olan sektörler arasında yer alıyor. Alüminyum döküm şirketleri günümüzde sürekli olarak küresel rekabetle baş etmek zorunda bulunuyor. Kalite güvence sistemlerinin niteliklerini müşteriler ve rekabet koşulları belirliyor. Ülkemizde alüminyum döküm sektöründe küresel rekabete açık olma ve geleceği bugünden planlama zorunluluğu var. KAYNAKLAR 1. “9. Kalkınma Planı (200720013), Demirdışı Metaller Özel İhtisas Komisyonu Raporu”, DPT, Ankara, 2006, s.6-16, 45-48, 6066 2. Ş.Muter, “Total Quality Management in Aluminium Foundries”, 66th World Foundry Congress, İstanbul’04 3. Business Services Industry, “Die Casting Industry Holds Steady for 2005; Urges Innovations to Meet Competitive Challenges”, Business Wire, Jan.11, 2006, p.6 4. R. Struk, “Quality Control Systems in the Foundry”, American Foundry Society, s.27, 46, 98, 110 5. North American Die Casting Association, “Die Casting Shaping America’s Future”, www.diecasting.org, July 4th, 2008 6. “Managing a company in a global market – case study HONSEL AG”, International Foundry Forum, Vienna, Sep.19, 2008 7. Y. Kondo, “İşletmelerde Bütünsel Kalite”, MESS, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası, İstanbul, 1999 8. Ş. Muter, “Alüminyum Dökümhanelerinde Kalite Yönetim Sistemleri”, Türkcast Türk Döküm, Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, Ocak-Mart 2008, s,40-43
39
araştırma investigation
Almanya Ifo İş İklimi (Business climate) 2009 Aralık Ifo Konjonktür Anket Sonuçları Ifo İş İklimini İzlemeye Devam Ediyor Münih Üniveristesi Ifo Enstitüsü Ekonomi Araştırmaları Başkanı Hans-Werner Sinn, Aralık ayı anket sonuçlarına göre Almanya iş ikliminin düzelmeye devam ettiğini belirtiyor.
A
lmanya ekonomisinin endüstriyel Ifo iş iklimi endeksinin Aralık ayında yine yükseldiği gözlenmekte. Firmaların iş durumu anket sonuçları incelendiğinde, önceki aya göre daha olumlu olduğu tespit edildi. Önümüzdeki altı ayın gelişmeleri ile ilgili tahminlerde, iyimser ve kötümserlerin bakış açıları arasında pek farkın bulunmadığı söylenebilir. Son anket sonuçlarındaki gelişmeler, geçen kış döneminin kötümser havasının ardından, beklenmedik bir sevinçle karşılandı. Kasım ayında iyileşmeye başlayan üretim sanayiinin iş iklimi, bu ay
kendini daha da düzeltmiş görünüyor. Sanayi firmaları iş potansiyelini önceki aya göre çok daha istikrarlı görüyorlar. Fakat iyileşmelere rağmen, World Trade Center’e yapılan bombalı saldırıdan önceki rakamlara ulaşılamadı. Önümüzdeki altı ay için beklentiler hala beklenilen yönde devam ediyor, ancak önceki ayın tahminleri daha pozitif yöndeydi. Dış ticaret yapan firmaların anket raporlarına göre, diğer ülkelerle ticari ilişkilerde olumlu gelişmeler bekleniyor. Sanayi firmalarının insan kaynakları personel azaltma yoluna gidecek. Toptan ve perakende satışların iş
ikliminde yine düzelmeler var. Perakendeciler önceki ayın durumundan daha az memnun olmalarına rağmen, önümüzdeki altı aylık gelişmelere iyi bakıyorlar. Toptan satışların durumu şu an Kasım ayına göre daha olumlu. Fakat önümüzdeki yarı yıl için hala çok umutlu olmadıkları gözlenmekte. İnşaat sektöründeki iş iklimi az da olsa ısınmaya başladı. Ankete katılan firmalardan alınan cevaplar önceki aya göre daha umut verici. Önümüzdeki altı ayın tahminleri ise her zamanki gibi çekimser.
Münih Üniversitesi Ifo Enstitüsü Ekonomi Araştırmaları Başkanı Hans-Werner Sinn
Türkcast 2010 Sayı 13
40
41
haber
news
Döküm Sektörünün Olmazsa Olmazı:
METEF-FOUNDEQ 2010 METEF-FOUNDEQ 2010, 14 ile 17 Nisan tarihleri arasında İtalya’nın Montichiari şehrinde düzenlenerek, bulunduğu önemli stratejik coğrafyada, Akdeniz ve Orta Karadeniz bölgesi için köprü görevi görmeyi amaçlıyor.
M
ETEF-FOUNDEQ fuarının hazırlıkları tamamlanmak üzere. 14 ile 17 Nisan 2010 tarihleri arasında İtalya, Brescia yakınlarındaki Montichiari şehrinde bulunan Garda fuar alanında gerçekleşecektirilecek olan fuar, metal ve alüminyum teknolojilerinin makine, ürün ve uygulamalarını uluslararası bir platforma taşıyarak, sektörleri canlandırmayı hedefliyor. Üretim sanayisini, özellikle de metal sektörünü dünya çapında ekonomik ve finansal boyutta etkileyen krizden çıkma yollarının arandığı bu kritik dönemde, METEF 2010 piyasayı canlandırmaya çalışmalarında, işletmecilere, bu süreçte aktif bir rol oynamalarını sağlayarak, önemli bir fırsat sunuyor. Fuar organizasyon müdürü
Stefano Zanolini’nin anlattığı gibi, büyük değişimlerin yaşandığı bu dönemde, rekabet gücünün ön planda olduğu ortamda, işletmeler bir çok ve farklı zorluk ve fırsatlarla karşı karşıya kalacaklar. Kendi rolünü belirleyebilmek, ürünlerini pazarlayabilmek için, daha önce olmadığı kadar dikkat ve farkındalık gerekiyor. METEF & FOUNDEQ 2010, İtalya’da bu güne kadar görülememiş bir fuar teknoloji sunarak, dünya metal sanayiinin talep ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılanacağını belirtiyor. Uluslararası teşvikler, sanayi sendikaları arası ortaklıklar, resmi delegasyonun sunduğu kanallar, ilgili konular kapsamında düzenlenen üst düzey konferans ve etkinlik programları, basın, pazara hizmet eden internet ve multimedya iletişim
araçları ve ulusal ve milletler üstü enstitüler arası ilişkiler, METEF-FOUNDEQ platformunun ana elementlerini oluşturuyor. METEF-FOUNDEQ, Akdeniz ve Orta Karadeniz bölgelerine köprü sağlamayı ve onları güçlendirmeyi hedefleyen uluslararası bir etkinliktir. Stratejik pozisyonu sayesinde, bir çok katılımcı ve ilgili bölgenin önemi ve coğrafi konumu nedeniyle katılıyor. Kuzey Amerika, Orda Doğu, Doğu Avrupa, Asya, Birleşik Devletler ve Latin Amerika’dan 14 – 17. Nisan 2010 tarihleri arasında yabancı delegasyonlar tarafında yoğun katılım bekleniyor. Sayısının her yıl arttığı ve ciddi girişimlerinin yapıldığı METEF FOUNDEQ, bir gelenek olmayı başardı. Daha ayrıntılı bilgiye www.metef.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Anahtar Kelime ”Yenilikçilik” METEF 2010 INNOVATION Yarışmasına Katılın!
Fuarda sergilenen yenilikçi, orjinal ve döküm sektörüne katkı sağlayan bütün fikirler değerlendirilerek, kazananlara METEF 2010 İnovasyon ödülü takdim edilecektir. Yarıştırılan ürünün avantajları ve zorluk derecesi göz önünde bulundurularak, başarının boyutu belirlenecektir. Az enerji tüketimi, ekonomiklik, kaynakların emniyetli kullanımı belirleyici kriterleri oluştururken, üniversiteler ile teknoloji trans-
Türkcast 2010 Sayı 13
42
ferleri değerlendirmede kriterlerin arasında bulunacaktır. Makine ve metal ürün ya da komponentler alanında, • malzemeler • makine ve tesisler • teknoloji ve prosesler • ürünler • komponent ve sistemler • uygulamalar ve diğer sektörlerinden birini kapsayan; yeni ürün, üretim ve dönüşüm konularında en başa-
rılı yenilikçi fikirler, uluslararası METEF INNOVATION’ın 2010 karakteri olmaya layik görülecektir. Prototipler de değerlendirmeye alınacaktır. Yarışmaya katılmak için dokümanların son teslim tarihi 15 Ocak 2010’dur. Yarışmanın jüri heyeti, ana sektördeki gazeteci, uzmanlar ve temsilcilerden oluşmaktadır.
haber
news
İSO Sanayi Kongresi’nden: “Sürdürülebilir Rekabet Gücü; Kriz Sonrası Yeni Yön” İSO’nun düzenlediği 8. Sanayi Kongresi bu yıl 15 ve 16 Aralık 2009 tarihlerinde düzenlendi. Ana teması “Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Kriz Sonrası Yeni Yön” olarak belirlenen kongrenin kapsamında, İnovasyon Sergisi’ne de ev sahipliği yapıldı.
1
952 yılından bu yana Türk sanayiinin gelişmesine ve güçlenmesine hizmet eden İstanbul Sanayi Odası (İSO), 2002’den bu yana düzenlenen 8. Sanayi Kongresi’ni bu yıl 15 ve 16 Aralık 2009 tarihlerinde, bir İnovasyon Sergisi’ne de ev sahipliği yaparak düzenledi. “Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Kriz Sonrası Yeni Yön” ana temasıyla düzenlenen kongrede, firma ve kurumların yenilikçi ve teknoloji öncelikli ürün veya sonuçlanmış projelerini tanıt-
maları ve işbirlikleri oluşturabilmeleri amaçlandı. Firma ve kurumlar sergiye konu, ürün ve sonuçlanmış projelerini, “Bilgi”, “Fikir & Proje” ve “İnovasyon” temalarıyla standlarda sergilediler. Vizyoner tartışma platformu olan kongrede, ulusal ve uluslar arası kurum ve kuruluşların üst düzey temsilcileri konuşmacı olarak katılarak, yaşanan küresel kriz ve ekonomide yaşanan gelişmeler ışığında, Türk sanayi açısından geleceğe dönük beklentiler ve başarı için
yeni bir yol haritası konularını görüş ve önerileriyle değerlendirdiler. Konuk konuşmacıları, Oxford Üniversitesi James Martin 21. Century Direktörü Dr. Ian Goldini, Tamkang Üniversitesi Gelecek Bilimleri Enstitüsü’nden Gelecek bilimcisi Prof. Sohail Inayatullah ve Unu-Merit Direktörü Prof. Luc Soete’den oluşuyordu. Bütün konuşmacıların sunumlarına ve daha ayrıntılı bilgiye www.iso.org.tr/kongre sayfasından ulaşabilirsiniz.
Foseco’nun En Son Kalıp Kaplama Ürünü DYCOTE DURA Üretkenliği Arttırıp Kalıp Ömrünü Uzatıyor! www.iso.org.tr/kongre Foseco'nun alüminyum dökümhaneleri için son halkası, geniş kalıp kaplama ürünü DYCOTE DURA, üretkenliği arttırıp kalıp ömrünü uzatıyor.
D
YCOTE DURA alüminyum dökümhaneleri için Foseco’nun geniş kalıp kaplama ürün yelpazesinin son halkasıdır. DYCOTE DURA yeni bağlayıcı sistemli iki bileşenli kalıp kaplama sınıfıdır ve farklı dökümler, yüzey finişi ve izolasyon ihtiyaçları için değişik tane boyutlarında bulmak mümkündür. DYCOTE DURA alüminyum gravite kalıp uygulamalarında duruş süresi-
ni en aza indirmek ve üretkenliği en üst seviyeye çıkarmak için özel olarak tasarlanmış ve standart karıştırma ekipmanları ve sprey tabancaları ile çalışılacak şekilde geliştirilmiştir. DYCOTE DURA kalıp kaplamalarının yeni bağlayıcı sistemi, kaplamanın yapışma karakterini ve aşınma (erozyon) mukavemetini artırır ve bir faktör olarak kaplama ömründe 3 kat artış sağlamıştır. Kaplama ömrünün uzaması, kalıp hazırlama ve rötuşu ile birleştirildiğinde duruş sürelerinde azalma, işçilik ve malzeme tasarrufu gibi dökümhaneye birçok fayda sağlar. Daha az sıklıkla yapılan kumlama kalıp aşınmasını azaltmak suretiyle kalıp ömrünü uzatır. İşçilik ve kumlama malzemelerinde de tasarruf sağlanmıştır.
FOSECO ‘nun alüminyum dökümhaneleri için kalıp kaplamadaki son halkası: DYCOTE DURA
43
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
İSO Çevre İhtisas Kurulu Üyeleri, İZAYDAŞ’ı Ziyaret Ettiler İSO Çevre İhtisas Kurulu Başkan Vekili Dr. Caner Zanbak başkanlığındaki bir inceleme heyeti, 9 Kasım 2009 tarihinde İZAYDAŞ İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme Tesisi’ni ziyaret etti.
İ
SO Çevre İhtisas Kurulu Başkan Vekili Dr. Caner Zanbak başkanlığındaki bir inceleme heyeti, 9 Kasım 2009 tarihinde İZAYDAŞ İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme Tesisi’ni ziyaret etti. İSO Meclisi ve Çevre İhtisas Kurulu Üyesi Aynur Ayhan, Çevre İhtisas Kurulu Üyeleri Neşe Eriş, Talat Yüksel, İSO Genel Sekreter Yardımcısı Nurdan Sirman, Çevre Şubesi Müdür Yardımcısı Erbil Büyükbay ve İSO Çevre Şubesi Proje Uzmanı Ömer İnan’ın yer aldığı konuk heyet, İZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet Saraç ve Genel Müdür Yardımcısı Nurettin Erikçi’d3en tesisin çalışmaları ile ilgili bilgi aldı.
İZAYDAŞ, önemli bir ihtiyacı karşılıyor İZAYDAŞ
Genel
Türkcast 2010 Sayı 13
Müdürü
44
Mu-
hammet Saraç, İZAYDAŞ’ın Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi, Evsel ve Endüstriyel Katı Atık Düzenli Depolama Alanı’nın işletmeciliğini yapmakta olduğuna değindi. Saraç aynı zamanda sanayicilerin yaşadığı ekonomik kriz göz önünde bulundurarak İZAYDAŞ’IN 2009’un ikinci yarısndan itibaren fiyatlarda yüzde 30’a varan indirime gittiğini, atık kabul kriterlerinde mumkün olan esnekliği sağlamaya çalıştıklarını, sanayiden gelen görüş ve önerileri dikkate alarak sanayi ile iş birliğine dayalı olarak çalışmaya özen gösterdiklerini söyledi. İSO heyeti ise İZAYDAŞ’ın kurulduğu 1996 yılından bu yana en düstriyel atıkların bertaraf edilmesinde çok önemli bir rol oynadığını belirtti. Türkiye açısından ilk olması sebebiyle tesisin bu konuda önemli bir ihtiyacı karşıladığını belirten heyet üyele-
ri, İSO ile İZAYDAŞ’ın iş birliğinin artarak devam etmesi teennisinde bulundu.
Tesis, yönetmelikler çerçevesinde çalışyor Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi 35.000 ton/ yıllık yakma kapasiteli olup tesisin çalışma prensibi endüstriden kaynaklanan yanabilir nitelikteki plastik ve lastik atıklar, kullanılmış yağ, ilaç ve kozmetik atıklar, petrokimya atıkları, PVC, solvent, boya atıkları, yapıştırıcı ve yapışkanlar, arıtma çamurları gibi tehlikeli atıklarla klinik atıkların bertaraf edilmesine dayanıyor. Tesise kabul edilen tehlikeli atıkların beyanı, etiketlenmesi, taşınması ve bertaraf edilmesi Çevre ve Orman Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikler çerçevesinde yapılıyor.
araştırma investigation
43. Census Dünya Döküm Üretim Rakamları - 2008 2008 yılı son çeyreğinde başlayan dünya çapındaki durgunluk global üretim hacmine yansıdı: Toplanan rakamlara göre 2008 yılında dünya döküm üretim hacmi % 1.5 gerileyerek, 93. milyon ton oldu.
A
merikan Dökümcüler Derneği AFS nin yayın organı Modern Casting araştırma ekibi tarafından hazırlanan ve her yıl aralık ayında yayınlanan Dünya Döküm Üretimi 2008 yılı raporu yayınlandı. Toplanan rakamlara göre dünya döküm üretimi toplamı, 2007 yılında 94.9 milyon ton iken, 2008 yılında 93.5 milyon tona düşerek, %1.5 gerileyerek dip yapmıştır. Çoğu ülkenin verdiği bilgiye göre, yılın ilk 3 çeyreğinde üretim miktarları sabit kalmış ve yükselirken, yılın son ayları küresel resesyonun sanayi alanlarına etkisi ile, üretimler azalmaya başlamıştır. Bu yılki araştırmaya bilgi gönderen 28 ülkeden önde gelen üreticileri olan ABD
Japonya ve Hindistanın da arasında bulunduğu 22 ülke üretimin 2007’nin altında olduğunu belirtmişler. Rakamlar, ABD’nin üretiminin üç yıldır üst üste azaldığını, Japonya’da ise 2 yıldır küçülme görüldüğünü göstermektedir. Çin, önceki 2 yıl gerçekleştirdiği iki haneli büyüme oranlarından sonra 2008 de %7.1 ile büyüme hızını düşürmüş olmakla beraber bu yıl da en büyük büyümeyi gerçekleştirmiştir. 33,500,000 ton üretimi ile Çin dünya döküm üretiminin %36 sını üretmektedir. 2008 yılında Brezilya, Kore, Polonya Norveç ve Danimarka %5 civarı üretim artışı gerçekleştirebilmişlerdir. Üretimdeki gerileme en yüksek üretim yapan 10 ülkenin döküm-
Grafik 1: Pik ve Aluminyum Döküm de Azalma
Türkcast 2010 Sayı 13
46
hane başına ortalama üretim değerinde de kendini göstermektedir. Üretimi artan Brezilya ve Kore dışındaki önde gelen üretici ülkelerde üretim gerilemiştir. Almanya tesis başına üretim verimliliğindeki liderliğini devam ettirmekte olup ortalama 9,639 ton/dökümhane ile dünya lideridir. Araştırmanın bilgileri tüm ülkelerin metal döküm birliklerinden toplanmış olup Türkiye’nin bilgileri Tüdöksad tarafından derlenip iletilmiştir. Bu yıl Ukrayna, Slovakya, Güney Afrika, Hollanda ve Rusya bilgi göndermediklerinden önceki rakamlar değerlendirmeye alınmıştır.
Grafik 2: En fazla üretim yapan 10 ülkenin ortalama tesis verimliliğini ifade etmektedir. Bu yıl da Almanya liderliğini devam ettirmektedir. 2008 yılında top ten içinde sadece 8 ülke verimliliğini artırmıştır.
araştırma investigation
Pik
16.4 M
1. ÇİN
Sfero
33.5 milyon ton
Çelik
4.6 M
Demirdışı
3.8 M
Pik
3.5 M
2. ABD
Sfero
3.6 M
10,8 milyon ton
Çelik
1.2 M
Demirdışı
2.5 M
Pik
3.3 M
3. RUSYA
Sfero
1.8 M
33,5 milyon ton
Çelik
1.3 M
Demirdışı
1.2 M
Pik
4.5 M
4. HİNDİSTAN
Sfero
6,8 milyon ton
Çelik
910,000
Demirdışı
550,000
790,000
Pik
2.7 M
5. ALMANYA
Sfero
1.8 M
5,8 milyon ton
Çelik
220,000
Demirdışı
900,000
Pik
2.8 M
6. JAPONYA
Sfero
2M
5,7 milyon ton
Çelik
300,000
Demirdışı
560,000
Pik
1.6 M
7. BREZİLYA
Sfero
680,000
3,4 milyon ton
Çelik
320,000
Demirdışı
250,000
Pik
920,000
8. İTALYA
Sfero
650,000
2,6 milyon ton
Çelik
90,000
Demirdışı
980,000
Pik
860,000
9. FRANSA
Sfero
2,4 milyon ton
Çelik
110,000
Demirdışı
330,000
Pik
Dikkat Çeken Ülkeler
8.2 M
1.1 M
1M
10. KORE
Sfero
600,000
2,1 milyon ton
Çelik
150,000
Demirdışı
270,000
Pik
565,000
TÜRKİYE
Sfero
400,000
1,2 milyon ton
Çelik
140,000
Demirdışı
155,000
Büyüyenler: Döküm üretiminde genel eğilimin tersine, üretimini arttırmayı başarabilen birkaç ülke arasında %7 büyüyen Çin’in dışında Brezilya, Kore ve Polonya dikkat çekmektedir. Brezilya: Güney Amerika ülkesi 2007 den 2008 e %4 büyüyerek 3.35 milyon ton üretmiştir. Kore: 10 yıldır sürekli büyüyen Kore %2.2 artış ile 2.06 milyon ton üretmiştir. Asıl dikkat çekici olan ise bu asya ülkesi son beş yılda 78,000 den 232,500 tona ulaşan aluminyum üretimi ile neredeyse %200 büyümüştür. Polonya: Tüm Avrupa’da %3.8 küçülme yaşanmasına rağmen Polonya az da olsa %1.6 büyümüştür. Polonya ekonomisinde de yavaşlama olmasına rağmen göreceli olarak yüksek büyüme beklenmektedir. %4.8 GSYH artışı.
Etkilenenler: Bazı ülkeler ise küresel resesyonun etkisini çok daha fazla hissetmekteler. Japonya: 2006 yılında 7.9 milyon ton üretimi ile 2005 e göre %19.9 artış gösteren Japon dökümcüsü, iki yıl üstüste düşüş ile bu büyümesini kaybetti. Top ten içinde Japonya üretimi en çok daralan ülke oldu. 2008 de 2007 ye göre %18.8 gerileyerek 5.6 milyon ton üretim ile sıralamada Hindistan ve Almanya’nın gerisinde kaldı. Hindistan: Son beş yıldır en hızlı büyüyen ülke olan Hindistan’ın 2007 deki 7.8 milyon olan üretimi 2008 yılında 6.8 milyon tona geriledi. ABD: %8.8 küçülme oranı ile topten içindeki üçüncü en büyük kayıp ABD de olmuştur. 2007 deki 11.8 milyon ton üretimden 10.8 milyon tona gerilemiştir. ABD ikinci en büyük döküm üretici pozisyonunu korumaktadır.
47
Türkcast 2010 Sayı 13
araştırma investigation
2008 Yılı Dünya Döküm Üretimi Rakamları Metric Ton- AFS Modern Casting Aralık 2009 Ülke
Pik
Sfero
Temper
Çelik
Bakır Alaşımları
Aluminyum
Avusturya
48.400
153.000
20.800
Belçika
61.100
8.900
45.800
1.589.886
677.611
509.596
323.818 111.720
17.656
268.090
16.400.000
8.200.000
500.000
4.600.000
600.000
3.000.000
29.528
21.849
27
2.517
465
16.715
420
11.644
97.863
2.662
114.973
Brezilya Kanada Çin
458.850
Hırvatistan Çek Cum
112.155
Magnez Zamak yum
19.888
224.966
8.039
6.005
Diğer
12.740
Toplam 355.134
742
116.542
3.462
3.355.232 856.316 200.000
33.500.000
927
72.448
4.101
432
536.789
6
5.778
252.964
52.150
Danimarka
32.367
48.020
Finlandiya
42.852
77.423
20.371
4.589
7.406
247
861.488
1.089.555
109.642
24.685
274.902
24.518
3.248
2.388.038
2.677.674
1.846.793
40.838
220.132
94.588
802.202
31.532
67.908
2.024
5.783.691
192.000
215.000
3.200
72.000
12.000
110.000
3.500
9.500
1.000
618.200
31.133
15.750
16
7.638
1.407
90.342
46
2.950
490
149.772
4.532.000
785.000
60.500
916.000
547.000
6.840.500
915.811
646.778
93.122
81.000
820.000
10.000
70.000
1.300
2.638.011
Japonya
2.753.476
1.995.349
48.082
298.720
98.782
414.002
9.268
30.207
5.912
5.653.798
Kore
40.300
152.000
24.100
232.500
77.650
202.407
680.958
171
1.264
Fransa Almanya İngiltere Macaristan Hindistan İtalya
1.010.500
595.700
Meksika
801.210
59.740
Hollanda
78.241
6.209
Norveç
1.433
55.639
3.255
4.517
13.466
167.100
3.300
8.200
236.800
Portekiz
22.324
57.305
7.859
11.400
19.800
Romanya
46.718
4.574
836
31.596
3.509
33.651
2.500
3.320.000
1.800.000
180.000
1.300.000
200.000
840.000
80.000
4.300
2.160
2.160
26.260
Slovakya
8.760
Slovenya
76.820
Güney Af.
2.065.900
4.265
1.827.665 84.888
19.115
Rusya
10.800
438
513.800
Polonya
87.604 152.888
33.353
38.114
17.983
113.975
6.000
1.400
936.600
500
60
119.249
558
4
123.946
30.000
50.000
7.800.000
1.800
5
45.445
7.645
182.404
1.212
1.359.113
26.472
14.700
86.000
184.000
3.000
77.000
4.000
İspanya
493.600
641.400
86.600
9.472
115.155
11.674
İsveç
170.700
66.300
22.000
12.500
43.300
İsviçre
28.000
49.800
2.421
2.315
21.919
Tayvan
780.175
211.052
77.945
35.588
309.503
2.000
5.400
5.845
63.968
368.700
322.200
1.696
106.151 2.934
1.487.010
Tayland
70.000
30.000
30.000
28.600
28.600
100.000
16.900
304.100
Türkiye
565.000
400.000
5.000
140.000
16.000
122.080
17.000
1.265.080
3.502.640
3.597.894
60.000
1.172.082
274.877
1.739.980
626.610
40.000
10.000
266.060
11.000
20.500
Toplam2008
42.958.542
23.841.444
1.504.777
10.538.385
1.808.580
Toplam2007
44.917.143
22.877.201
1.101.222
10.183.295
Toplam2006
42.539.286
21.955.421
1.263.474
9.938.806
Toplam2005
40.797.563
19.591.355
1.233.559
Toplam2000
34.034.171
13.102.599
991.941
A.B.D. Ukrayna
Türkcast 2010 Sayı 13
48
109.769
273.970
52.617
10.783.829
10.932.434
268.675
664.136
916.997
93.449.270
1.596.834
12.727.106
278.496
939.394
165.294
94.919.007
1.672.068
12.282.534
357.892
941.461
151.330
92.515.626
9.002.724
1.511.270
11.651.525
239.227
936.661
195.848
85.159.732
6.369.684
1.058.120
8.045.648
104.873
829.651
213.552
64.750.239
974.170
araştırma investigation
Çalışan Dökümhane Sayıları 2008
Çalışan Dökümhane Sayıları 2008 Ülke
Pik
Çelik
Demirdışı
Toplam
Ülke
Pik
Çelik
Demirdışı
Toplam
Avusturya
30
4
43
77
Meksika
Belçika
16
7
10
33
Hollanda
Brezilya
566
177
597
1.340
7
3
10
20
Kanada
41
29
115
185
Polonya
185
0
245
430
18.000
5.500
6.500
30.000
Portekiz
47
6
39
92
15
3
23
41
Romanya
59
43
74
Çin Hırvatistan Çek Cum Danimarka
Norveç
1.500 16
5
Rusya
21
176 1.650
95
32
73
200
7
0
10
17
Slovakya
12
7
32
51
15
5
58
78
9
6
16
31
Slovenya
Fransa
107
37
335
479
Güney Af.
87
51
117
255
Almanya
201
53
346
600
İspanya
60
31
52
143
İngiltere
193
46
236
475
İsveç
34
14
83
131
62
31
97
190
İsviçre
17
3
43
63
4.700
Tayvan
478
40
330
848
180
27
960
1.167
Tayland
230
26
220
476
Türkiye
741
72
433
1.246
A.B.D.
564
239
1.367
2.170
Ukrayna
400
233
437
960
Finlandiya
Macaristan Hindistan İtalya Japonya
458
75
1.169
1.702
Kore
508
142
223
873
8
3
5
16
Litvanya
CAEF’in
2009 Temmuz ayı Av-
rupa Döküm Sanayi Eğilim Anket sonuçlarının ardından, 2009 Aralık sonuçları açıklandı. Neticelerde Avrupa Döküm Sanayi Eğilimin mevcut durumu ve altı aylık beklentiler grafiktsel çizgilerle belirtiliyor. Söz konusu verilere göre, firmaların beklentilerinde bir değişikliğin olmadığı gözlemleniyor.
Grafik 3: 2009 Aralık Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Anketi
49
Türkcast 2010 Sayı 13
araştırma investigation
Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz? (4) Otomasyon Şasesi
Üretim Yönetimi Malzeme Ağırlık
Eskiden
Günümüzde
3 parça, döküm ve dövme
Tek parça döküm
G-X 6 CrNi 18 9 + Alu
G-X CrNi 18 9
1,5 kg
1,5 kg
44,40%
100%
Malzemenin toplam maliyete oranı
100%
85,70%
İşleme üretim maliyetinin toplama oranı
100%
53,60%
İmalat maliyet oranı
100%
78,70%
Aparat, kalıp ve model maliyet oranı*)
*) Yıllık Üretim: 1000 Parça
Türkcast 2010 Sayı 13
50
haber
news
İzmir Bilumum Dökümcüler Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın Yeni Hizmet Binası Açıldı
İ
zmir Bilumum Dökümcüler Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın yeni hizmet binası 12 Kasım 2009 tarihinde açıldı. İzmir Valisi Cahit KIRAÇ, İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Aziz KOCAOĞLU, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay SINDIR, Bornova Kaymakamı Hakkı UZUN, İESOB Başkanı Zekeriya MUTLU, İzmir Döküm Sanayicileri ve Döküm camiasının katılımlarıyla gerçekleşen açılış töreninin ardından, İzmir Bilumum
Dökümcüler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şahin YAVUZ’un konuklarına verdiği bir davet ile, bir kokteyl düzenlendi. Açılışının yapıldığı Yılmaz Atik Toplantı Salonu bundan sonra toplantı ve seminerler düzenlenmek üzere, döküm sanayiinin hizmetinde bulunacaktır.
Akdöküm Gn.Md. Mehmet Atik
Dirinler Döküm Melih Diri ve Akdöküm Sinan Atik
İESOB Başkanı Zekeriya MUTLU
KAYBIMIZ
T
ürk Döküm Sanayinin duayenlerinden, Elektrometal Genel Müdür Yardımclığı ve Döksan Genel Müdürlülüğü görevlerinde bulunmuş, Hisar Çelik ve Uzman Çelik Döküm’ün kurucularından, Makine Yüksek Mühendisi Orhan İzzet ÖLMEZ’in (Hisar Çelik Fabrika Müdürü Başkut ÖLMEZ’in babası) 19 Aralık 2009 Cumartesi günü Allah’ın rahmetine kavuştuğunu üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.
Merhumun cenazesi 21 Aralık Pazartesi günü Şişli Camiinde öğle namazının ardından kılınarak, cenaze namazını müteakip Feriköy mezarlığındaki ebedi istiratgahına kaldırılmıştır. Merhuma Tanrı’dan rahmet, oğlu Meslektaşımız Başkut ÖLMEZ’e, ailesine, yakınlarına ve camiamıza baş sağlığı diliyoruz.
51
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
3. Uluslararası Döküm ve Çevre Sempozyumu
S
empozyum organizasyon çalışmaları devam etmekte olup, taslak programı belli olmuştur Kesinleşen program kongre internet adresinde yayınlanacaktır. Tüdöksad olarak Avrupa’daki Dökümcülerin karşılaştıkları çevre sorunlarıyla ilgili çözümlerin aktarılması üzerine, İsveç Döküm Birliği ve Swerea SWECAST AB Enstitü Başkanı ve WFO 4. Çevre Koruma Komisyonu Başkanı Mats Holmgren, sempozyuma davet edilmiş ve geleceğini teyit etmiştir. Holmgren, Avrupa’daki kullanılmış döküm kumu, maça kumu ve filtre tozları, atık kontrol kriterleri, test limitleri ve tehlikeli katı atıklar ile ilgili mevcut yasa uygulamaları hakkında detaylı bilgileri, ayrıca atıkların çimento sanayisinde ve karayollarında kullanımı ile ilgili yaptırımlar hakkında derlediği bilgileri bizlerle paylaşacaktır. Sempozyuma Çevre Bakanlığı bürokratları da katılacak ve yeni mevzuatlar hakkında sektörümüzü bilgilendireceklerdir.
Sunulacak Bildiri Başlıkları ve Taslak Programı • • •
• •
•
Çevre Mevzuatı ve Standartları: Çevre için en uygun kireç üretim teknolojilerinin araştırılması. Bir hurda bakır ve pirinç malzeme geri dönüşüm tesisinin değerlendirilmesi. Bir hurda akü geri dönüşüm tesisi değerlendirilmesi. Türkiye’nin rüzgâr enerjisi türbini ihtiyacı ve kalın kesitli rüzgâr türbin rotor göbeğinin sfero dökümden üretilmesinin prensipleri Besleyici gömleklerinin üretimi için çevreye duyarlı yeni bir yöntem
Türkcast 2010 Sayı 13
52
• • • • •
•
•
•
• • •
•
•
•
•
•
Air pollution control systems for metal casting industry Intelligent dust extraction and ventilation systems in foundries Foundry and Nature-No-Bake Foundry Environment Dökümhanelerde Enerji Yönetimi: Ergitme işlemleri ve Katkılar: Bu başlık için gelen bildiri bulunmamaktadır. External reuse of waste from foundries-experince, limits and laws in EU Beyaz dökme demirden üretilmiş maden kırıcılarının mekanik özelliklerine bor katkısının ve ısıl işlemin etkisi Reclamation of used foundry sands as a process decreasing negative influence of foundry plants for the natural environment Mechanical and thermal reclamation of chemically bonded sands İş Sağlığı ve Güvenliği: Savurma (Santrifüj) döküm yöntemi ile üretilmiş düktil demirlerde mikroyapı çalışmaları Magnezyum alaşımlarının basınçlı dökümünde proses parametrelerinin incelenmesi Yüksek basınçlı döküm kalıplarının tasarımında bilgisayar destekli tasarım ve mühendislik uygulamalarının kullanılması Microstructure evaluation by computer simulation of die casting Kuma Dökülen Etial 110 Alüminyum Alaşımında Modelleme ve Döküm Yöntemleri ile Maşi Bölgesi Geçirgenlik Sınırının Belirlenmesi Küresel grafitli dökme demir dökümlerinde modül ve kimyasal bileşimin katılaşma ve hacimsel değişime etkileri.
Yen 28 - i Tarih 29 O : 201 cak 0 •
•
•
•
• •
•
•
Besleyicisiz döküm yöntemi ile dökülen bir küresel grafitli dökme demir dökümün incelenmesi. Küresel grafitli dökme demir dökümlerinde simülasyon tekniği ile besleyici tasarımı ve uygulamaları. Mg-6Al Alaşımının sıkıştırma döküm yöntemiyle üretilmesi, yöntemin simülasyon incelemesi ve sonuçlarının karşılaştırılması Ötektik tek kristal Al16Ti5O34 seramiğinin oksihidrojen yakıtlı potasız döküm teknolojisi ile üretimi Polyacrylates as ecological binders for moulding sands Çimento bağlayıcılı genleşebilen dereceli hassas döküm kalıbı tozu üretimi Studies of bio-polymeric compositions as binders for moulding sands. www.bcact.yildiz.edu.tr
makale article
Alüminyum Döküm Teknolojileri Tanıtımı Squeeze (Sıkıştırma/Pres) Döküm / Squeeze Casting (SC)
Can Demir Kalite Sistem ve Arge Müdürü Componenta Dökümcülük A.Ş. Alüminyum Tesisleri - Manisa
Resim 2. Direkt Squeeze Döküm Prosesi
T
ürkcast dergisi; 6.sayıda alüminyum döküm teknolojilerini, 7.sayıda alüminyum döküm malzemeleri, 9.sayıda yüksek basınç dökümü, 10.sayıda alçak basınç dökümü, 11.sayıda kokil dökümü, 12.sayıda yarı-katı dökümü tanıtmıştım. Bu sayıda ise, Squeeze döküm teknolojisini tanıtmaya çalışacağım.
Squeeze Döküm: Squeeze döküm, hidrolik pres plakaları arasına yerleştirilmiş kapalı kalıplar içinde basınç altında sıvı metalin katılaştırılması prosesidir. Döküm ve dövme proseslerinin avantajlarına sahiptir. Proses adımları: Sıvı metalin hazırlanması, kalıpların ısıtılması ve yağlanması, Sıvı metalin kalıp boşluğuna türbülanssız dökülmesi, Kalıbın kapanması, metalin yüksek basınç altında katılaşması, Parçanın dışarıya alınması, kalıpların temizlenmesi Yüksek basınç altında ve metal kalıp ile temas, çok hızlı katılaşma sağlar. Bu sayede, küçük SDAS (Secondary dendrite arm spacing / İkincil dendrit kolları arası mesafe) (Resim.1), minimum porozite, ve mükemmel mekanik özellikler elde edilir. Squeeze döküm için iki tip proses vardır:
1. Direkt Squeeze Döküm: Resim 1. SDAS (Secondary dendrite arm spacing / İkincil dendrit kolları arası mesafe)
Türkcast 2010 Sayı 13
54
Proses, kullanılan ekipman itibariyle enjeksiyon dökümden çok dövme teknolojisine benzediği için “SıvıMetal Dövme”olarak da adlandırılır. Sıvı metal, hidrolik pres içindeki bir
alt kalıp içine dökülür. Daha sonra, üst kalıp kapatılır ve yüksek basınç ( 1000 bar veya daha fazla) tüm kalıp boşluğuna sıvı metal katılaşıncaya kadar uygulanır. (Resim.2) Proses seri dökümden ziyade, kısa serili dökümler için kullanılmaktadır.
2. İndirekt Squeeze Döküm: Proses, enjeksiyon döküm proseslerine benzemektedir. Bu prosese ait bir örnek, Resim.3 de verilen Japon Ube düşey squeeze döküm prosesidir. Proses de, özenle hazırlanan sıvı metal (temiz, tane küçültme ve modifikasyon işlemleri yapılmış), squeeze döküm makinasının enjeksiyon kovanına dökülür. Daha sonra, göreceli olarak büyük yolluklardan düşük akış hızıyla (<0.5 m/sn) kalıp içine enjekte edilir. Takiben, kalıp çindeki metal 500-3000 bar (genelde 8001100 bar) basınç altında katılaştırılır.
Avantajları: Proses daha çok kalın kesitler için uygundur. Resim.4 de verilen Knuckle benzeri otomotiv süspansiyon parçaları bu proses yaygın olarak kullanılmaktadır.
makale article
Resim 3. Ube indirekt Squeeze Döküm Prosesi A356 , squeeze döküm için en yaygın kullanılan alüminyum döküm alaşımıdır. Bununla beraber, metal kalıp ile alüminyum dökümünde kullanılan her alaşım bu proses tarafından da kullanılabilmektedir. Katılaşma esnasında sıvı metal, çelik kalıp ile basınç altıda temas halinde olduğu için döküm yüzeyinde SDAS ( Secondary Dendrite Arm Spacing) oldukça küçüktür (10-15 mikron) ve küçük tane boyutu elde edilir. Bu nedenle, yorulma ve darbe özelliklerinde iyileşme ve otomotiv durabilite testlerinde yüksek dayanımlara ulaşılır.
Ayrıca, bu yüzey sertliği iç kesitlerdede iyileşme sağlayarak (SDAS=25-35 mikron), parçadan çıkarılan çekme çubuğu test değerlerinde yüksek değerler elde edilir. Örneğin, A356-T6 knuckle da, UTS=300-320 Mpa, YS=230250 Mpa, E=10-14% değerleri elde edilebilmektedir.
Dezavantajları:
artış ve bunun neticesinde, kalıp yüzeyi yorulma çatlaklarının daha erken başlamasına neden olur. 2) Maliyetli yolluk kesme: Büyük kesitli yolluklar kesilmek zorundadır. HPDC de olduğu gibi, yollukları kırmak veya trimlemek mümkün değildir. 3) İnce kesitli parçaların dökümünde zorluk: Resim.4 de verilen braket gibi, ince kesitli parçalarda problem çıkarmaktadır. Düşük akış hızları nedeniyle, ince kesitleri doldurmak mümkün olmamaktadır. 4) Göz sayısında limit: Makine yetenekleri için, kullanılan yüksek basınç gereksinimi nedeniyle, projeksiyon alanında dolayısıyla göz sayısında sınırlama gerekmektedir.
1) Daha düşük kalıp ömrü: Squeeze dökümde metal sıcaklığı 700-730 ◦C dir. Bu, HPDC döküm sıcaklığından (650-660 ◦C) daha yüksektir. Bu durum, metal ile kalıp yüzey sıcaklık farkında
Resim 4. Squeeze döküm Knuckle ve bir ince kesitli Braket.
55
Türkcast 2010 Sayı 13
araştırma investigation
Tüdöksad Hammadde Fiyat Endeksi
2
008 yılının Nisan ayında uygulamaya başlanan metalik malzeme fiyat farkı endeksi, dökümhaneler ve döküm alıcıları arasında doğan sıkıntıları ortadan kaldırmış olup, Avrupa’da olduğu gibi, değişen hammadde fiyatları konusunda tüm taraflara bir temel bilgi sağlamaktadır. Her sayıda, üye firmalardan toplanan güncel bilgiler ışığında oluşturulan hammadde fiyat endeksi tablo ve grafiklerle dergimizde açıklanmaktadır. 2009 Aralık ayını kapsayan en güncel veriler, Tablo 1 ve Grafik 1, 2, 3, 4’te verilmiştir. Ayrıca her ayın ilk haftası, www.tudoksad. org internet sitesinden Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi firmalardan alınan güncel bilgiler ile hazırlanan tabloya ulaşabilirsiniz.
Açıklamalar: (1) Hurda Fiyatı Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan paketli veya dökme, kaplamasız, DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş, ağırlıklı aylık ortalaması
(2) Sfero Piki İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar ve bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması (3) Hematit Piki İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
(4) Çelik Piki İsdemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarınınortalaması Tablo 1: Hammadde fiyatları TL/Ton
Türkcast 2010 Sayı 13
56
araştırma investigation
Grafik 1: Çolakoğlu Hurda Fiyatları TI/KgAylık Ortalama
Grafik 2: Çolakoğlu Hurda Fiyatları Değişimi %
Grafik 3: CAEF Avrupa Metalik Malzeme Fiyat Endeksi Euro/ ton
Grafik 4: Endeks Değişimi (% aylık)
57
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
İçimizden Biri: Erguvan TEZEL Meta-Mak’ın kurucu ortağı Erguvan Tezel, Turkcast dergisinin Aralık sayısında döküm sektöründeki anılarını bizlerle paylaştı. Döküm ateşine tutkusunu, sektör ile tanıştığı yılları ve güçlü kişiliği ile Meta-Mak’ı bugünlere nasıl getirdiğini, hayatından kesitler vererek anlatan Tezel, “Döküm ateşini seviyorum, bana heyecan veriyor. Zaten o ateşi sevmeyen yapamaz, tutunamaz bu sektörde” ifadesini kullandı. Sayın Tezel’e, bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederiz. Ayşegül Kum: Ne zaman nerde doğdunuz? Çocukluk yıllarınızdan ve ailenizden bahseder misiniz? Erguvan Tezel: 1936 senesinde İstanbul, Kadıköy’de doğdum, çocukluğum hep Kadıköy’de geçti, kısacası eski İstanbul’luyum. Çocukluk yıllarımın ortamı bugünden çok değişikti. Sosyal ilişkiler daha seviyeli ve güzeldi. Benden yaşça büyük olan bir Ağabeyim vardı, sizlere ömür. Onun döküm sektörüyle hiçbir bağlantısı olmamıştır. Babam diş hekimiydi, hem de iyi bir diş hekimiydi. O tarihlerde Kadıköy yakasında 3 tane diş hekimi vardı. A.K.: Okul yıllarınızdan bahseder misiniz? E.T.: Oturduğumuz evin hemen arka sokağındaki 42. İlk Okul’a gittim. Okul, Mareşal Fevzi Çakmak’ın eski köşkü idi. Mesafe kısa olduğu için yürüyerek giderdim okula. Okulda arkadaş ilişkilerim çok iyiydi. Bütün sınıflarla çok güzel kaynaşırdık. Hem kız hem erkek arkadaşlarım vardı. Daha sonra Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’ne gittim ve oradan 1956 yılında mezun oldum. İş hayatımda bana kapıları açan İngilizceyi burada öğrendim. Liseyi bitirdikten sonra, iki yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam ettim. Fakat o yaştaki her genç kız gibi, evlenmek istediğim için üniversiteyi bitirmek yerine evlenmeyi tercih ettim.
Erguvan Tezel Meta-Mak'ın Kurucu Ortağı
Türkcast 2010 Sayı 13
58
A.K.: Peki o zamanlar hangi mesleği yapmayı hayal ediyordunuz? E.T.: Babam gibi diş doktoru olmayı hayal ederdim, çünkü kendisi o zamanlar çok gözde bir dişçiydi. Ama olmadı, fakülteye giremedim. Üniversite giriş imtihanları da ilk kez
röportaj interview
o senelerde yapılmaya başlanmıştı. A.K.: Döküm sektöründen çok uzak bir bölümü okumuşsunuz. Peki, okurken çalışıyor muydunuz? Üniversitede okuduğum E.T.: yıllarda döküm sektörü ile hiçbir ilgim ve bilgim yoktu. Fakat çeşitli tercümanlık işlerinde çalışıyordum, yani çalışmak her zaman kanımda vardı. Bir sınıf arkadaşım vardı, evine maddi katkıda bulunması gerekiyordu. Mezun olduktan sonra bana dedi ki, “ben Cağaloğlu’na gidip çeviri almaya çalışacağım.” Sene 1956-57, benim de elimde resimli İngilizce masal kitapları var o zamanlar. Onları da topladım, “ben de geleyim seninle” dedim. İki sene kadar Sabahattin Selek ve Nebihoğlu Yayınevi’ne çeviri yaptım. 1958 yılıydı, Kadıköy’deki Süreyya sinemasının karşısında oturuyorduk. Sinemanın sahibi bize geldi ve babamdan, benim sansür filmlerinin çevirisinde kendisine yardımcı olmamı rica etti. Ben de o gün tercümanlık yapmaya başladım. Film oynatılırken, tercüme ediyordum, bugün bu yönteme simultane tercüme deniliyor. Uzun bir süre bu işi yaptım, ingilizcemi geliştirmeyi hiçbir zaman bırakmadım. A.K.: Döküm mesleğine nasıl başladınız? E.T.: Okulu bitirdikten sonra, Sanayi Kalkınma Bankası, İpraş, Koç,
Entil ziyareti sırasında Mr. Overkamp ve Ergun Ataman ile birlikte Koruma Tarım İlaç gibi firmalarda çalıştım. O sıralarda Odöksan firmasından Mehmet Kozan ile yollarımız kesişti. Çevirmen olarak Mehmet Kozan ve ekibiyle beraber yurtdışına gittim, teknik gezilerde kendilerine eşlik ettim. Zamanım yurt dışında makine alanında tercümanlık yaparak geçiyordu. Tabii ki tek becerim lisandı. Mehmet Bey’in iş hayatıma çok katkısı oldu. Ben Mehmet Bey’i İngiltere ile iş bağlantıları kurma konusunda etkilediğimi zannediyorum. Pazarlıklar yapıldı ama Mehmet Bey makineler üzerinde karar verememişti. Sonra aynı grupla
Temsilciliğini yaptığımız bir Alman firması ile dökümhane ziyareti
beraber, daha kısa süren bir seyahat yaptık. Makineler ısmarlandı, bu arada ben sadece çevirmen olarak çalışıyordum ama aynı zamanda kendimi farklı alanlarda da geliştirmeyi ihmal etmedim. Banka mevzuatlarını öğrendim; o sıralarda yıllık enflasyon ortalama % 60 – 70’lerdeydi. Yurt dışında yüksek enflasyonun söz konusu olmaması, makine alımlarında avantaj oluşturuyordu. Bununla beraber bankacılık işlemleri ve özellikle para transferleri çok zordu. Bu sıralarda Mehmet Kozan, önce Haymak’ı, daha sonra da Odöksan’ı kurdu. Sonraki yıllarda, değişik dökümhanelerin sahipleri ve yöneticileriyle Meta-Mak’ın temsilciliklerinden Hottinger, Inductotherm, Georg Fischer gibi firmaları ziyaret ettik. Anımsadıklarım; İhsan Kez, Halis Toprak, rahmetli Mustafa Atlı, Dr. Metin Başaran, rahmetli Bekir Kutmangil, Yaylalı Günay, Nuri Atik, Uğur Kocaoğlu... ve sektörden anımsayamadığım birçok kişi… A.K.: Döküm sektörüyle tanıştığınız ilk senelerde Türk sanayinin durumu nasıldı? Siz o senelerde neler yapıyordunuz? E.T.: İşe ilk başladığımda, yapılan temaslarda gördüğüm, önümüzdeki 10 senenin Türkiye’deki döküm sektörü için iyi olacağı, dökümün iyi bir duruma geleceğine dair piyasada olumlu gelişmelerin
59
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
süre düzeltememiştik.
Eku’ya kalıplama hattı satışı esnasında rahmetli Rahmi Küçük ve Mr. Baerthel varlığıydı. Ben sektörle yeni tanıştığım yıllarda daha bunların hiçbirinin farkında değildim. Ondan sonra yavaş yavaş işleri öğrenmeye ve bilinçlenmeye başladım. Çünkü o zamana kadar gelen bilgim, bırakın bir mühendisin bilgisini, fabrikadaki yeni bir dökümcünün bilgisi ile bile karşı laştırılamaz düzeydeydi. Inductotherm firması İngiltere’de şubesini yeni açmıştı. Bir gün Inductotherm’in İngiltere’deki Satış Müdürü, ne iş yaptığımı ve Türkiye’de onlarla çalışmayı düşünüp düşünmediğimi sorarak, iş teklifinde bulundu. Daha sonra 1973-1974 yıllarında ben bizzat İngiltere’deki bütün firmaları ziyaret ettim, iş tekliflerinde bulundum. İlk katıldığım GIFA fuarı 1974 senesindeydi. Kadınların iş hayatlarındaki zorlukları şu andakilerden pek farklı olmadığı gibi, beni de piyasaların hemen kabul etmesi tabii ki söz konusu değildi. Akabinde Mecidiyeköy’de ufak bir büro tuttum. Babamın bir arkadaşı, bir masa, bir kasa, bir telefon verdi. Yabancılar büroyu ziyaret etmek isteyince, ben de yolun karşısında daha büyük bir yer buldum, oraya geçtim. Rastlantıdır ki, teleks için müracaat edip aldıktan kısa bir süre sonra teleks satışları durdu, çünkü hat kontenjanl arı dolmuştu. Muhtelif mühendislerle çalıştım, bu konuda epey uğraştım. Sonra 1978 – 80 yılları arasında işimi
Türkcast 2010 Sayı 13
60
devam ettirmek için çok bocaladım, çünkü ülke ekonomisi oldukça kötü durumdaydı, ithalatı ve döviz işlemlerini durdurmuşlardı. 1980’de Mehmet Kozan’a 125 bin Sterlin’e bir ocak daha satılmıştı, Mehmet Bey avansı ödemişti. Banka işlemlerinde sekreterin 1 günlük bir yanlış yapması ve akabinde 12 Eylül dönemi ile birlikte transfer işlemlerinin durdurulması sebebiyle büyük bir sıkıntıyla karşılaşmış ve durumumuzu bir
A.K.: Meta-Mak’ın kuruluş yıllarından bahseder misiniz? E.T.: Yıldırım Bey ile birbirimize 1985 yılında rastladık, aramıza tam bir bocalama döneminden çıkarken katıldı. Güzel bir uyum yakaladık ve bana başka kapılar da açtı, bunu kabul etmek gerek. Ben bazı firmalardan çekinirdim, gitmezdim. Bu arada temsilcisi olduğumuz firmaların İran, Irak ve Lübnan temsilciliklerini de aldım. Bu ülkelere de makine sattım ve seyahatler ettim. İlk temsil ettiğimiz firmalar; Sterling Foundries (derece imal ederdi), BMM Weston, Richards, Inductotherm ve Hottinger. Satışlarımızın yavaş yavaş artmasının ve 1990’dan sonra gelişen döküm sektörünün paralelinde ekibimizi büyüttük. Bütün GIFA fuarlarına ekip olarak gittik, Türkiye’de yapılan döküm fuarlarının hemen hemen hepsine ilk başından itibaren imkanlarımız dahilinde katıldık. İlk katıldığımız fuarı hiç unutamam, 1985 yılında Ankara’da yapılmıştı. Fuar alanı Ankara’da MTA’nın altında küçük bir yerdi, 50 m2’lik bir alanımız vardı. Fuar tecrübemiz de yoktu, standa gelenlerin çoğunluğu öğrenciydi, ilk gün öğleye doğru bütün broşürlerimizi bitirmişlerdi. Fuarın ilk günü
Amerika’daki endüksiyon ocakları ziyaretimiz sırasında rahmetli Mustafa Atlı ve Dr. Metin Başaran
röportaj interview
broşürümüzün kalmaması bizim için bir tecrübe oldu. Bir sonraki fuarda, sergilenmek üzere bir endüksiyon ocağı getirmiştik. O yıllarda makine sergilemek hiç kimsenin yapmadığı bir şeydi. Fakat o zamanlar daha hiçbir elemanımızın olmaması nedeniyle, Yıldırım Bey ile beraber makineyi halı üzerinde çeke çeke standa yerleştirmiştik. Daha sonraki yıllarda birisi bana demişti ki, “hatırlıyor musunuz, bir fuarda halı yayıyordunuz” ben de ona “olabilir” diye cevap vermiştim. Meta-Mak’ın gelişme yılları ile birlikte satış sonrası müşteri ilişkilerini daha çok önemsemeye başladık. Temsilcisi olduğumuz firmalar ile anlaşma yaparken bu konuyu özellikle gündeme getiriyoruz. Şimdi işleri kızım Aylin Ertem, Yıldırım Avcı, Erol Turgut, Tolga Erbay, Hülya Sığırcı, Elvan Güngörmüş, Meltem Artugal Şat ve Meta-Mak’ın diğer elemanları takip ediyor. A.K.: Aylin Hanım’ın sizin izinizi takip etmesinde, sizin etkiniz oldu mu? E.T.: Aylin’in bu tercihinde, benim yönlendirmem de etkili olmuştur. İki kızım için de bir yönlendirmem söz konusu oldu. Ankara’da bir fuarımıza o da iştirak etmişti. Daha sonra bizimle beraber çalışma kararı aldı. İlerleyen yıllarda da Aylin Hanım kendi yönetim tarzını
+GF+ kalıplama hattının Kutes’e satışı, rahmetli Bekir Kutmangil ve Nebahat Hanım ile beraber geliştirdi ve şirketi kurumsal bir hale getirdi. A.K.: 2 çocuğunuz var, değil mi? E.T.: 3 çocuğum var; Aylin, Ebru ve Metamak. A.K.: Döküm sektörünün şu anki durumu hakkında ne Nasıl bir düşünüyorsunuz? yerdeyiz? E.T.: Piyasa ne alemde biliyorsunuz!
Ankara’da katıldığımız eski fuarlardan biri
Döküm sektörü de güncel durumla mücadele ediyor. Bence döküm sektörü çok iyi bir yerde. Benim sektöre girdiğim ilk zamanlarda alaydan gelen dökümcüler vardı. Şimdi ise eğitimli, çok bilinçli dökümcüler yetişiyor. Sektör teknik ve teknolojik açıdan çok gelişti, bu nedenle de krizle iyi mücadele ediyor. Eski dökümcüler bu işleri sevdikleri için yapıyorlardı, para kazanmak ikinci planda kalıyordu. Onlar 70 – 80 yaşına geldiler, hala döküm ile uğraşıyorlar. Ben de alaylıyım ve ben de o ateşi seviyorum. Heyecan veriyor bana, bu mesleği, ateşi sevmeyen yapamaz, tutunamaz da zaten. Hiç unutmam, bir gün Yıldırım Bey ile yaptığımız ABD seyahatlerinden birinde bir çelikhaneye gitmiştik. Biz platformun üzerinde dururken, 100 tonluk potadan sıvı metalin üstümüze doğru gelişini izliyorduk, çok güzel bir manzaraydı. A.K.: Meta-Mak krizden hangi boyutta etkilendi? E.T.: Benim ağzımda şu an bir laf var; “iyi gidiyoruz”. Üretimin düştüğü, yatırımların asgariye indiği şartlarda Meta-Mak ayakta kalmayı başarıyor. Son 12 yılda sadece döküm sektöründe değil; Demir Çelik, Alüminyum ve Tahribatsız Muayene sektörlerinde de temsilcilikler alarak bu konularda
61
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
Anadolu Döküm'e makina satışı ve sonrasında kontrat imzalanması hizmet vermeyi sürdürmekteyiz. Samimi olarak söylüyorum ki bizim kadar ufak bir firmada, büyüyebiliyor olmamız bir mucize. 17 kişilik personelimiz var, kriz nedeniyle de hiçbir işten çıkartılma söz konusu olmadı, ama daha önce planladığımız yeni eleman alımlarını durdurduk. Krizle mücadelimizde Aylin Hanım’ın yönetiminde, bilinçli, başarılı ve
özverili çalışmalarını yürüten MetaMak’ın elemanlarına da bu vesile ile teşekkür ederim. A.K.: Unutamadığınız anınız? E.T.: İlk GIFA fuarım. A.K.: Meta-mak’taki işleri ne zaman ekibinize bıraktınız? Zor oldu mu? Şu an neler yapıyorsunuz?
E.T.: Firmayla şu an çok az ilgim var, başka bir düzlemde yaşıyorum. Ne yapıyorsunuz diye sorarsanız; gazetemi okuyorum, kahvemi içiyorum, yürüyüş yapıyorum, tiyatro, sinema ve konserlere gidiyorum. Sağlığıma dikkat ediyorum. Nisan ve Ekim ayları arası Bodrum’da yaşıyorum, çok büyük bir çevrem de yok artık. Ben de tercihimi bu yönde kullanıyorum. Seyahat etmeyi seviyorum özellikle yurtdışı seyahatlerini. Çalışırken de çok sık seyahat ediyordum, hala seviyorum. Meta-Mak’ın artık kişiye bağlı değil kurumsal olması beni mutlu ediyor.
Meta-Mak ailesi
Katıldığımız Fuarlardan bir resim
Türkcast 2010 Sayı 13
62
Tüdöksad Yayınları
Bu kitap XV. Yüzyıldan başlayarak Osmanlıların top döküm faaliyetlerini gerçekleştirdiği Tophane – i Amire binasının ve XIX. Yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı top döküm faaliyetlerinin, arşiv belgelerinin ışığı altında araştırılmasına ve incelenmesine dayanıyor. Fiyatı: 10TL
TURKCAST DERGİSİ ABONE FORMU Firma: İsim: Adres:
………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………... E-mail: ……………………………….. / Web: ……………………………….
TURKCAST DERGİSİ REKLAM VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM Firma: ………………………………………………………………………………… İsim: ………………………………………………………………………………… Adres: ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………... E-mail: ……………………………….. / Web: ………………………………. 63
Türkcast 2010 Sayı 13