BATI EDEBIYATINDA AKIMLAR-4 İbrahim GÜMÜŞ
HÜMANIZM’DEN KLASISIZM’E 1. Kavramların Anlamları Hüzmanizm; Ġtalya'da baĢlayıp, 14.-15. yüzyıllarda Avrupa'da yayılan, antik yunan-roma kültürünün yeniden canlandırılması, yaĢama sevinci, akılcılık, insancılık ilkelerini benimsenmesi gibi özelliklerle belirlenen bir edebiyat ve kültür akımıdır. Rönasans; XIV. yüzyil ortasinda italyada meydana gelen, xv. ve xvi, yüzyillarda bati avrupadaki ülkelere yayilan, edebiyat, sanat ve bilim alanindaki uyaniĢa verilen ad. rönesans, avrupada, orta çağdan yeni çağa geçiĢi, hazirlayan bir harekettir. ilkin italyada baĢlamiĢtir, italya da, donte (1265 -1321) petrarca (1304 - 1374), boccacio (1313 - 1375) gibi yazarlar, rönesans hareketinin öncüsü olmuĢlardir
2
Reform; Hümanizm ve Rönasans ile oluĢan kültür ve medeniyet sentezinin dini cephesini oluĢturan yenileĢme hareketidir.
2. Doğup Geliştiği Ortam Üç hareketin temelinde de Ġlk Çağ felsefesi ve felsefecilerinin düĢünceleri oluĢturur. Doğup geliĢmesinde Ģu geliĢmelerin önemli etkisi vardır: A. Eski Grek-Latin eserlerine dönüĢ, B. Matbaanın icadıyla kitap ve okuyucu sayısının artması C. Latince eğitimin yaygınlaĢması ve hür düĢüncenin geliĢmesi D. Coğrafi keĢiflerle yeni dünyaların keĢfi ve bunlara 3 ait yeni medeniyetlerin tanınması
E. Protestan mezhebinin ortaya çıkması F. Topun icadıyla derebeyliklerin ortadan kaldırılması G.Haçı seferleri ve diğer yollarla doğu ve Ġslam medeniyetinin tanınması H. ġehirleĢmenin geliĢmesi I. Maddi refahın artması, burjuva sınıfının oluĢması J. Ulusal dillerin giderek geliĢmesi.
Reform hareketi ise Martin Luther tarafından baĢlatılır. Luther, yüzyıllardır süren ruhban sınıfını ile inan Hıristiyanlar arasındaki ayrımcılığı kaldırmıĢ, birey ile Tanrı arasındaki kilisenin egemenliğini kırmıĢtır. Luther’in düĢüncelerinde etkilenen John Calvin Pürütanizm (protestan) mezhebini kurmuĢtur. 4
Hümanizm, özde Hıristiyan ve Platonisttir. Temelinde Rasyonalizm, Natürelizm, Sekülarizm ve Ġndividüalizm vardır.
3. Hümanist Sanat/Edebiyatın İlke ve Nitelikleri Hümanist edebiyatı mimesis (yansıtma) esasına sayalı ve Orta Çağa göre çok daha dünyevi, beĢeri, ve aklidir. Rasyonalizm, denge ve düzenin esas olduğu bu edebiyatın esas konusu insandır. Dünya görüĢü, konusu, biçimi, dil ve üslubu yönünden Antik Yunan ve Latin Edebiyatını örnek alır. Bütün insanlığı esas aldığı için evrenseldir. Halka inemeyen bu edebiyatın dili yapaydır.
5
1.Antik Yunan ve Latin Edebiyatını Örnek Alma: Hümanizm gücünü Antik Çağa dönüĢten alır. Dolaysıyla da Antik Yunan ve Latin kültürünün estetik ideallerini, dünya görüĢünü, konusu, biçimi, dil ve üslupları açısından örnek almıĢtır. Eflatun’dan ziyade Aristo’nun sanat ile ilgili görüĢlerini kendilerine ilke edinir. Dönemin en tipik eseri Boccaccio’nun “Decameron”u dur.
2. İnsanı Sanatın Konusu Yapma: Evrensel insanı kendine konu edinir. Onlara göre doğuĢtan bir takım zafiyetlere sahip insan, eğitimle belli bir ruhbeden dengesine ulaĢabilir. Ġyi insan kendini Tanrı iradesine verebilmiĢ insandır. 6
3. Evrensel Olma: Önemli olan genel ve evrensel olanın anlatılmasıdır. 4. Aristokrat Olma: Sanatkarların büyük bir kısmı asilzade ve askerlerdir 5. Dil, Üslüp ve Şekil Endişesi vardır.
4. HÜMANİSTLER VE ESERLERİ Dante Alighieri (1265-1321): (Beatris) Ġtalyan edebiyatının Kurucusu ve Rönesans’ın hazırlayıcısıdır. ġairdir. Es: Ġlahi Komedya, Yeni Hayat, Canzoniere. Francesco Petrarca (1304-1374): (Lora) Ġtalyan Ģair. Es: Canzoniere, Trionfi, Le Rime. Giovanni Boccacio (1313-1375): (Marya) Hikaye türünün yaratıcısı ve ilk yazarı. Hikayelerini Decamerone adlı kitabında toplamıĢtır.
7
François Rebalais (1490-1553): Fransız yazar ve düĢünür. Pierre de Ronsard (1524-1585): Dante’den sonra en ünlü Ģairdir. Es: AĢklar, Odlar, Eglogalar. Michel de Montaigne (1533-1592): Serbest düĢüncenin öncülerinden olan Fransız yazarı. Es: Denemeler. Migel de Cervantes (1547-1616): Ġspanyol edebiyatının ünlü yazarı. Don KiĢot, Galatea. William Shakespare (1564-1616): Ġngiliz ve dünya tiyatrosunun büyük sanatkarı. Es: Romeo ve Juliet, Windsorlu ġen Kadınlar, YanlıĢlıklar Komedisi, Othello, Hamlet, Julius Ceaser, Machbeth.
8
5. KLASIZM: KLASIK VE KLASIZM KAVRAM ANLAMLARI Klasik kelimesi köken bakımından Latince “seçme” anlamındaki “classicus”tan gelmektedir. Kelime pek çok anlama da gelmektedir: Eski Yunan ve Latin sanatçıları ve eserleri Eski Yunan ve Latin sanatçılarını taklit eden veya örnek alan sanatkar En üstün yazar/Ģair Eğitici ve yetiĢtirici özelliğinden dolayı okullarda okutulan eser/yazar Üzerinden uzun zaman geçtiği halde değerinden bir Ģey kaybetmeyen eser XVII. Yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da ortaya çıkan edebi akım.
9
16. yüzyılın ikinci yansında dili yabana etkilerden kurtarıp Ģiirin kurallarını saptamaya çalıĢan Malharbe ile baĢlayan Klasisizm, özellikle 17. yüzyılda geliĢmiĢtir. Batı sanat edebiyat tarihinin en uzun süren akımıdır. Fransa'da 17. yüzyılın ikinci yarısında, iç karıĢıklıklar sona ermiĢ, derebeylik ve kilise direniĢleri kırılmıĢ soylular sarayın buyruğuna girmiĢ ve monarĢi güçlenmiĢti. Siyasal alanda görülen bu düzen ve kurala uygunluk etkisini edebiyatta da göstermeye baĢlamıĢ hatta dilin ve edebiyatın kurallarını saptamak üzere Fransız Akademisi kurulmuĢtu. Ayrıca filozof Descartes'in Rasyonalizm felsefesi sanatçılarda pozitif düĢüncenin temellerini atmıĢtı.
10
Klasizmi besleyen öz su Antik Çağ’dan gelmekle birlikte toprak Rönesans döneminindir. Klasizmin, Hümanizm’in daha bilinçli ve kurallı biçimde devamı gibi görülmektedir. Bu nedenle bu döneme neoklasik dönem de denir. Klasisizm'in temelini akıl ve sağduyu oluĢturur. "Düşünüyorum, öyleyse varım." diyen Descartes'e göre insan aklının kabul etmediği hiçbir Ģey doğru değildir. AĢk, kin, nefret, acıma gibi duygular aklın kontrolünde olduğu sürece insancıldır. Ġnsan aĢırılıklardan sakınmak, tutkularına iradesine yön vermek zorundadır. Dolayısıyla böyle bir insan erdemlidir ve anlatılmaya değer. Akımın kurallarını belirleyen Boileau "Aklı seviniz, eserleriniz görkem ve değerini akıldan alsın." diyerek klasik eserin felsefesini açıklamıĢtır. 11
Klasik edebiyatta konu çoğu kez tarihten hatta mitolojiden alınır. Özellikle Yunan ve Latin edebiyatlarında görülen konular tekrar tekrar iĢlenmiĢtir. Çünkü klasik sanatçıya göre gelmiĢ geçmiĢ en mükemmel sanat, eskiye ait olandır. Dolayısıyla, eski Yunan'da görülen insan tipi tekrar ele alınmıĢtır. Ancak bu insan, fiziğiyle, çevresiyle değil ruhsal özellikleriyle anlatılmıĢtır. Yani hırslılığı, cimriliği, kindarlığı yönüyle ele alınmıĢtır. Klasisizm'de görülen insan, sıradan bir insan değildir. Eğitim görmüĢ soylu bir insandır. Bu insan belli bir toprağın malı değil evrenseldir. Yani eserde insanların tümünde görülebilen, zamanla değiĢmeyecek özellikler anlatılmıĢtır. Duygularının, zaaflarının esiri olmuĢ, soylu insanın "bozuk çıkmıĢ nüshaları" olan sıradan kiĢilere eserlerde yer verilmemiĢtir.
12
Kısaca Rönasans döneminin hümanist felsefe ve debiyatına dayanan Klasizm; edebiyatın özünü evrensel insan tabiatının anlatımı olarak gören, Eski Yunan ve Latin sanatkar ve eserlerini örnek alan, kuralcılık ve kurallara bağlılığı, nesnelliği, akıl ve sağduyuyu, evrenselliği, zevk vererek eğitmeyi ilke edinen, dil ve üslupta ise açık, pürüzsüz, doğallık ve mükemmelliği arayan ve 17. yüzyılın ikinci yarısında asıl gücüne ulaĢan bir akımdır.
13
6. KLASISIZMIN DOĞUP GELIġTIĞI ORTAM Klasisizm’in doğup geliĢmesinde Ģu etkenler önemlidir: Hümanist felsefe ile Rönesans ve Reform hareketlerinin yaĢandığı ortamda filizlenen klasisizm, mutlak monarĢi devrinin istikrar ortamında geliĢmiĢtir. Aristokratların sarayları kadar burjuvaların da salonları bu akımın geliĢmesinde etkilidir. Kültür hayatında meydana gelen geliĢmeler bu duruma zemin hazırlamıĢtır: François de Malherbe ve Fransız Akademisi (Richeliu kurdu)’nin kültür ve sanat hayatına getirdikleri düzen ve istikrar; Decartes, Montesquieu, Voltaire, Diderot, Rousseau gibi aydınlanma çağındaki filozofların düĢünceyi dünyevileĢtirmeleri, çeĢitli bilim dallarındaki gelimeler.
14
Klasisizm’in varlığını sürdürdüğü 18. yüzyıl Avrupa tarihinde Aydınlanma/Akıl/Nur Çağı olarak adlandırılır. Bu dönemde Batı’da Ģu geliĢmeler yaĢanmıĢtır: Rönesans’ın getiridği rasyonelizm, natüralizm, laisizm ve indivüdüalizm gibi değerler çok daha sağlam bir zemine oturtulmuĢtur. Modern felsefenin temelleri atılmıĢtır (Francis Bacon, Descartes). Klasik fizik kurulmuĢtur. (Galileo, Newton) Matematikte büyük geliĢmeler sağlanmıĢtır. Akıl insanın hayatının merkezine alınmıĢtır. Skolostizm ve mistizm reddedilmiĢtir. DüĢünce dünyevileĢtirilmiĢtir. 15 Akla dayalı bilgi ve bilim güçlenmiĢtir.
KLASISIZMIN BAŞLıCA ÖZELLIKLERI
Akıl, sağduyu ve insan doğasına önem verilmiĢtir. Konular, eski Yunan ve Latin kaynaklarından alınmıĢtır. Mükemmeliyetçilik esas alınmıĢ, konuya değil; anlatıma önem verilmiĢtir. Onun için anadili en güzel biçimde kullanılmaya dikkat edilmiĢtir. Sanat sanat içindir, anlayıĢı benimsenmiĢtir. Sanatçılar, yapıtlarında kiĢiliklerini gizlemiĢlerdir. Ġnsanların her zaman, her yerde, her toplumda aynı duygu ve düĢüncede oldukları kabul edilmiĢ, bu yüzden yapıtlarda değiĢmez tipler oluĢturulmuĢtur. Fiziksel ve sosyal çevre önemli değildir; çünkü bunlar değiĢkendir. Kahramanlar, ruhsal özellikleriyle ele alınmıĢtır. Tiyatroda üç birlik kuralına -yer, zaman ve olay birliğiuyulmuĢtur.
16
Klasisizm'de yazar olayları anlatırken kendini gizler, kendi duyguların, zaaflarını, tutkularını, sırlarını söylemekten kaçınır. Ona göre eser yazarın iç dökme yeri değildir. Okuyucunun ya da seyircinin dikkati sadece konu içindeki tipler üzerinde toplanmalıdır. Eserde biçim mükemmelliği aranır. Anlatılmak istenen, açık ve net bir biçimde ortaya konmalı, gereksiz sözlerden arınmalıdır. Üslup yapmacıktan uzak, sade ve ağırbaĢlıdır. Okurun dikkati söylenene çekilir. Konu gerçek hayata uygun olmalıdır. Okura ya da seyirciye inanılmayacak Ģey sunmaktan kaçınılır. Konuya değil konunun iĢleniĢ biçimine değer verildiğinden aynı olay birçok kez anlatılmıĢtır. Bu yönüyle Divan edebiyatına benzer. 17 Klasik santkar sehl-i mümteni’yi yakalmalıdır.
KLASISIZM AKıMıNDA KULLANıLAN EDEBI TÜRLER VE TEMSILCILERI
François de Malherbe: Fransız klasik Ģiirinin kurucusudur. Corneille: Fransız klasisizminin en büyük Tragedya yazarıdır. Le Cid, Horace John Milton: Ġngiliz ġair. Kaybolan Cennet Racine: Andromaque, Ġphigenie (Tragedya) Moliere: Gülünç Kibarlar, Tartuffe, Zoraki Tabip, Cimri, Kibarlık Budalası, Scapin'in Dolaptan, Hastalık Hastası (Komedya) Bouileu: Manzum mektup ve yergi La Fontaine: Fabllar Descartes: Yöntem Üzerine Nutuk (Felsefe) Pascal: DüĢünceler La Bruyere: Karakterler (Portre) Fenelon: Telemak (Roman)
18