TÜRK HALK EDEBIYATI - 1
İbrahim Gümüş
1. HALKBILIMI VE HALK EDEBIYATI İLIŞKISI Halkbilimle halk edebiyatının ilişkisi, özellikle ortak (anonim) halk edebiyatı ürünlerinin; masal, ninni, efsane, fıkra, atalarsözü, deyimler vb. derlenmesi, toparlanması, tasnifi ve bunların irdelenmesi bağlamında işlev kazanır. Halk bilimi veya folklor, bir ülkede veya bölgede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini, törelerini, inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, edebiyatını, hekimliğini inceleyerek bunların birbirleriyle ilişkilerini belirten, kaynak, evrim, yayılım, değişim, etkileşim vb. sorunlarını çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bilim dalıdır.
2
Halkbilim, halk edebiyatı ürünlerine yaklaşırken, bütünüyle geçmişte kalan, geçmişte yaratılan ve sadece ortak (anonim) ürünlere değil, bugünkü ürünlere de eğilmektedir. Halk ozanlarının şiirlerinin ve hikayelerinin ele alınması gibi... Çünkü ne halk kültürü, dolayısıyla edebiyatı, durağandır ne de halkbilim. Sürekli bir yenilenme ve gelişme içerisinde olan bu bilim kolları dinamik bir yapı göstermektedirler. Ulusal edebiyatların karakterini halk kültürü belirler. Çağdaş Türk edebiyatının ulusal nitelikteki yapıtlarında da bu özellik görülür. Halk edebiyatı, halkbiliminin bir alt dalıdır. Mitler, destanlar, efsaneler, fıkralar, ninniler gibi ürünleri inceler. Bu bağlamda da bir ulusun kültürel kimlik ve mirasının oluşumunu ve gelişimini anlamak, çeşitli yönlerini açıklamak ve bir bütünlük içinde geçmişini 3 ortaya koymak mümkündür.
Halkbilim çalışmalarını Grimm (Jacob ve Wilhemm) kardeşler’in 1812’de yayınladıkları Kinder und Hausmarchen (Çocuk ve Ev Masalları) adlı masal kitabıyla başladığı kabul edilir. Fakat Halkbilim çalışmalarında ilk ciddi adım 17. yüzyılda atılmıştır. İlk kez Fransız Charles Perrault (1628-1700) halk masallarını derleyip yayımlamıştır. Aradan geçen uzun bir süreden sonra Walter Scott (1772-1832) derlediği masalları, edebi bir tarza dönüştürmekle isim yapmıştır. 18. yüzyılın sonlarına doğru Alman Johnn Gottifield Von Herder (17431803) halkbilime bilimsel olarak yaklaşan bilinçli ilk büyük isim olmuştur. FOLKLOR adını ilk kez William John Thoms 1846’da Atheneum adlı dergide Ambrose Merton takma adıyla yayınladığı yazıda kullanmıştır. Folk:halk; lore:bilim. 4
1878 yılında İngiltere'de kurulan »Folklore Society« adlı bir dernek, folklor sözcüğünün bir bilim dalına dönüşmesine önemli katkıda bulundu. Fransa, Rusya, İskandinav ülkeleri ve Portekiz'de de, bu sözcük aynı biçimde kullanılmaktadır. Almanca konuşan ülkelerde ise yaklaşık aynı anlamı içeren »Volkskunde« deyimi yerleşmiştir. Toplumların kendine özgü yapılarını inceleyen en temel bilim dallarından biri olarak folklor, oldukça geniş boyutlar içermektedir. Yaşam biçiminden politikaya ve sosyolojiye dek birçok ayrıntıyı içinde barındıran folklor, insana ilişkin incelenmesi gereken en önemli bilim dallarındandır.
5
İngiltere'de, gelenekler bilimi olarak algılanır. Folklor, insan kuruluşlarında en yaygın, en devamlı ve eski olan şeyleri, halk sanatlarını, halk endüstrisini inceler. Almanya'da, siyasal bilimlerin giriş yeri, giriş odası ve sosyal politikanın köken, kaynağıdır. Halkın kalıbı, ruhu ve türünün bilimsel anlayışıdır. Amerika'da folklor, uygarlık tarihini inceleyen sosyal bilimlerden biri olarak kabul edilmektedir. Belçika'daki yorumu ise, halk sınıflarının yaşayışlarına ve uygarlıklarına ait olan her şeyi toplamak, inceleyerek, açıklamaktır.
6
UNESCO (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization)’nun Japon Koichiro Matsuura’nın başkanlığında 17 Ekim 2003 yılında ilan ettiği “Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM)” sözleşmesiyle Halkbilimi, yerel ve ulusal kültürlerin varlığını ve çeşitliliğini koruma görevini de evrensel olarak üstlenmiştir.
Bilimsel anlamda Türkiye’de folklor ile ilgili yazılar yirminci yüzyılın başında verilmeye başlanmıştır. 1913 yılında Ziya Gökalp, “Halka Doğru” adlı dergide “Halk Medeniyeti-I”, 1914 yılında Mehmet Fuat Köprülü de “İkdam” gazetesindeki yazılarında “Folklor” terimi yerine “Halkiyat”ı kullanmışlardır. Daha sonra Rıza Tevfik Bölükbaşı “Peyam” gazetesi ekinde, Selim Sırrı Tarcan “TEM”de, Rauf Yekta “Darül Elhan Külliyatı”nda ilk "halk bilimi" yazılarını7 kullananlardır.
Gökalp, »Halka Doğru« adlı dergide »Halk Medeniyeti 1« başlıklı yazısında, Resmi uygarlık ve halk uygarlığı olmak üzere bir kavmin iki uygarlıktan oluştuğunu belirtmiş; kuralları yazılı olmayan, ağızdan ağza geçerek bir soyda uzayıp giden geleneksel uygarlığı konu edinen bilimi de »halkıyat« olarak tanımlamıştır. Mehmet Fuat Köprülü İkdam Gazetesinde »Yeni Bir İlim: Halkiyat-Folklor« konulu yazısında (1914) folklorun Avrupa'daki gelişiminden ve ülke için öneminden söz etmiştir. Folklor terimi açık olarak ilk defa bu yazıda geçmiştir. Rıza Tevfik Bölükbaşı Peyam Gazetesinin edebiyat ekinde »Folklor« başlıklı yazısında (1914) , kelimenin aslını açıklayarak bizdeki anlamıyla Avrupa'daki anlamı arasındaki farklarına dikkat çekmiştir. Ayrıca halk biliminin asıl konusunun ortak halk edebiyatı ürünleri olduğunu belirtmiş, 8 atasözleri ve türkülerden örnekler vermiştir.
Selim Sırrı Tarcan, Türkiye Edebiyat Mecmuasında »Halk İlmi (Halkiyat)« dergisinde (1924) folkloru tanımlayarak, folklorun birleştirici ve eğitsel bir bilim dalı oluşunun üzerinde durmuştur. Rauf Yekta Bey, »Dar ül Elhan Külliyatı« defterlerinin »Anadolu Halk Şarkıları« adını taşıyan 1. sayısında yazdığı önsözde, folklorcuların derleyip topladıkları ezgi ve sözlerin ulusun geçmişini aydınlatmadaki önemine değinmiş, halk türküleri derlemenin önemini belirtmiştir. Türkiye'de halk bilimi alanında çalışma yapan yabancılar daha çok halk edebiyatı ve halk müziği konuları üzerinde durmuşlardır. Bu bilimcilerden bazıları şunlardır: B. Bartok, W. Eberhard, F. Giese, G. Jacob, U. Johansen, F. W. Hasluck, I. Kunos, F. 9 Luschan, Th. Menzel, G. Mezsaros, G. Nemeth, K. Rainhardt, H. Ritter, W. Ruben.
Cumhuriyet’in ilanına kadar Türk halk bilimi ile ilgili araştırma, inceleme ve yayınların dağınıklığı dikkati çekmektedir. 1920 yılında Maarif Vekili Rıza Nur “Hars (Kültür) Müdürlüğü’nü kurarak halkbilimi çalışmalarına başlar. 1 Kasım 1927 yılında Ankara’da “Anadolu Halk Bilgisi Derneği” adıyla kurulan, bir süre sonra adı “Türk Halk Bilgisi Derneği” olarak değiştirilen dernek Türk halk bilimine ilişkin çalışmaları başlatan ilk kuruluştur. Halkbilgisi adlı dergiyi 1932 yılına kadar çıkarmışlardır. 1932’de kurulan Türk Dilini Tetkik Cemiyeti ve Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti’de halkbilimi çalışmaları yapmıştır. 10
1955 yılında Türk Halk Sanatlarını ve Ananelerini Tetkik Cemiyeti kurulmuştur. Bu oluşum, iki kez ad değiştirerek günümüzdeki Folklor Araştırmaları Kurumu adını almıştır. »Milli Folklor Enstitüsü« adıyla 1966 yılında kurulan kurumun amacı folklorun çeşitli konularında çalışmalar yaparak bir folklor arşivi, kütüphanesi, müzesi kurmak, yurdun değişik yerlerinde bu konularda yapılan çalışmaları birleştirip teşvik etmek ve bunlara rehberlik etmektir. 1973 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile »Milli Folklor Dairesi Başkanlığı« adını alan kurum 1982 yılında teşekkül eden Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde ana hizmet birimi olarak müstakil daire başkanlığı şeklinde görevini sürdürmüştür. 1989 yılında »Halk Kültürlerini Araştırma Dairesi Başkanlığı, 1991 tarihinde de »Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü« (HAGEM) adını almıştır. 11
Halkevleri’de halk müziği, oyunları, edebiyatı gibi konulara yönelerek derlemelerini Halkevi Dergisi’nde yayımlamışlardır. Akademik anlamda ilk kuruluş Köprülü tarafından 1924’te İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulan Türkiyat Enstitüsü’dür. Bunu Köprülü’nün öğrencilerinden Boratav’ın 1938 yılında Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde kurduğu Halkbilimi kürsüsü izlemiştir. Günümüzde Hacettepe, Ankara, Gazi, Van 100.yıl, Cumhuriyet, Çukurova, Gaziantep ve Erciyes üniversitelerinde müstakil bölüm ve programlar vardır.
12
2. HALK EDEBIYATININ SINIRLARI VE SINIFLANDIRILMASI Türk Halk Edebiyatı üç ana bölümde incelenir: A. Anonim Halk Edebiyatı B. Tekke ve Tasavvufi Halk Edeb. C. Âşık Tarzı Halk Ed.
Anonim Halk Edebiyatı, yaratıcısı bilinmeyen veya anonimleşen, halkın ortam malı sayılan, kolektif bir şuurla meydana gelen ve halkın ruhunu yansıttığı varsayılan efsane, masal, atasözü, memorat gibi edebi ürünlerin genel adıdır.
13
Türk Halk edebiyatının sürekliliğini ve müşterekliğini sağlayan temel unusurlar: A. Hece vezni, kafiye yapısı, nazım birimi müşterektir. B. Şiirler, genellikle bir müzik aleti eşliğinde icra edilir. C. Şiir icralarında diyaloglara yer verilmiştir. D. Ürünler irticalen yaratılmış ve sözlü gelenekte muhafaza edilmiştir. E. Sözlü olma, geleneğe bağlılık, çeşitlenme, sözlü kültür ortamında anonimleşebilme ve kalıplaşma gibi sözlü edebiyatın evrensel niteliklerini taşımaktadır. F. Ürünler yaratıldıkları dönemin ve çevrenin dil özelliklerini taşır.
14
3. HALK EDEBIYATININ TARIHÇESI Türk Halk edebiyatını araştırma ve inceleme de yöntem üzerinde ilk defa Mehmed Fuad Köprülü durmuştur. Türk Edebiyatı Tarihi, Türkiye’de modern anlamda ilk edebiyat tarihidir. Âşık Edebiyatı üzerine ilk çalışmaları yapan ve DiniTasavvufi Türk Edb. kurup şekillendiren yine odur. Masal derlemelerinde takip edilecek yol ve yöntemler konusunda ilk çalışmayı Ziya Gökalp yapmıştır.
15
4. HALK EDEBIYATININ YAZILI KAYNAKLARI Çin Yıllıkları Köktürk Yazıtları Eski Uygur metinleri Karahanlı dönemi eserleri Dede Kokud Kitabı Tarih Kitapları Atasözü, Fıkra ve Masal Kitapları Çeşitli yıllıklar Şair-nameler Menakıpnameler Destan kitapları
Seyahatnameler Günlük gazeteler Cönkler ve mecmualar Bazı Divan edebiyatı eserleri. Cönkler, uzunlamasına açılan ensiz uzun defterlerdir. İçinde şiir, dua, büyü, sihir, ilaç tarifleri, mani, hikaye gibi pek çok ürün yer alır. Mecmualar da cönklerin modern halidir.
16
5. DERLEME YÖNTEMLERI ALAN ARAŞTIRMASI Halk edebiyatı ile ilgili araştırma ve çalışmalarda, seçilen konuya ilişkin özgün ve güvenilir bilgi elde etmek, ürünleri derlemek ve bu ürünleri yaratan, tüketen sosyal çevreye dair bilgiler elde etmek için araştırmacı tarafından araştırma yapılacak bireyin, topluluğun ya da grubun yaşadığı yere giderek yaptığı çalışmaya denir. Alan araştırmasına çıkmadan önce ses ve görüntü kayıt cihazları vb. ile görüşme soruları hazırlanmadır. Kaynak kişiyle iletişim kurulmalı ve onay alınmalıdır.
17
Derleme Yöntemleri: A. Gözlem Yöntemi: araştırmacının bir sözlü ürünü dışarıdan izleyerek gördüğü durum hakkında bilgileri kağıda aktarmasıdır. Katılımlı ve katılımsız diye ikiye ayrılır. Bu yöntemde olayın oluş sırası mutlaka takip edilmelidir. Ortama göre teyp, fotoğraf makinesi ve kamera kullanılabilir. B. Görüşme Yöntemi: Araştırmacı tarafından daha önce hazırlanan soruların alanda kaynak kişilerle görüşerek bilgi edinmesidir. C. Anket Yöntemi: Hazırlanan anket sorularının alanda kaynak kişilerce cevaplandırılmasıdır. D. Buldurmaca Listesi Yöntemi: Ankete çok benzeyen bu yöntemde tipik başlıklar, ilk mısralar, önemli cümlelerden oluşan liste kaynak kişiye 18 hatırlaması için okutulur. Ardından özgün varyantını icra eder.