YENI TÜRK EDEBIYATI İbrahim GÜMÜŞ
EDEBIYATIN TANIMI, SINIRI VE ALANI Edebiyat, Arapça kökenli bir kelimedir. Arapça e-d-b kökünden türetilmiĢtir. “Edep” kelimesi, “güzel ahlak, söz ve yazı bakımından yanlıĢa düĢmekten sakınan ilim” anlamına gelmektedir. Edebiyat, düĢünce ve duyguların, söz ya da yazı halinde güzel ve etkili bir Ģekilde anlatılması sanatıdır. Recaizade Mahmut Ekrem, edebiyatı “fikirleri terbiye edici, vicdanı arındırıcı” olarak kabul etmiĢ, onu güzel sanatlar için açılan bir bayiî olarak görmüĢtür. ġinasi, edebiyatı “insana iyi huy öğreten fen” anlamında, Namık Kemal ise, “faydalı bir eğlence” anlamında görmüĢtür. Ünlü yazarlarımızın tanımlarından Ģunu görmekteyiz ki edebiyat göreceli 2 bir kavramdır.
Edebiyat için çeĢitli tanımlar verebiliriz ancak edebiyatı genel anlamda tanımlarsak; “GeniĢ anlamıyla edebiyat, bir milletin tüm yazılı eserleridir. Dar anlamında ise edebiyat, duygu, düĢünce ve hayallerin okuyucuda heyecan, hayranlık ve estetik zevk uyandıracak Ģekilde dil aracılığıyla ifade edilmesine denir. Edebiyat sanatı, “dil”in içinde Ģairin ifade edemediği veya gereği gibi anlayamadığı “söylenemeyen”i, kendine has yöntemler ve kendine ait araçlar ile, açık adıyla edebi sanatlar yoluyla söylemeye çalıĢmıĢtır.
3
Edebiyat bilimi; edebi eserlerin yapı, biçim ve içerik özelliklerinin ortaya çıkıĢ koĢullarının, yazarlarının eser ve okur karĢısındaki, okurun eser karĢısındaki, tavrının ve edebiyat alanının diğer sanat ve bilim dalları ile iliĢkilerinin belirli yöntemlerle incelenip araĢtırıldığı alandır. Edebiyat biliminin ana dalları edebiyat teorisi, edebi eleĢtiri, edebiyat tarihi ve sosyolojisi’dir. (TEST) G. Wilhelm Friedrick Hegel tarafından bir disiplin haline getirilen estetik, üç grupta beĢ sanat olarak sınıflandırılmıĢtır: Plastik sanatlar; Mimari, heykel, resim; Ses sanatı müzik ve söz sanatı edebiyat.
4
Edebiyatın malzemesinin, diğer sanatlardan farklı olarak dil olması nedeniyle, bu beĢ sanat içinde her zaman zirvededir. ĠletiĢim dili ve edebiyat dili birbirinden farklıdır. ĠletiĢim dili doğrudan bir mesajı iletme amacı taĢırken, edebiyat dilin ses ve anlam gibi öğelerinden, mecaz ve sembol üretebilen soyutlama özelliğinden yararlanarak estetik bir eser üretmeyi temel gaye edinmiĢtir. Bir taraftan insanlığın en genel ve ortak sorularını ifade etmesi bakımından evrensel, diğer taraftan da malzemesi dil olan dilin milli karakter taĢıması bakımından en çok ulusal nitelik taĢıyan bir disiplindir.
5
DIL NEDIR? Edebiyat’ı tanımlarken “malzemesi dil olan” tanımı yaptık. Peki Dil nedir? Platon’a göre dil; "Kendi özel düĢüncelerini sesin yardımıyla, özne ve yüklemler yardımıyla anlaĢılabilir duruma getirmek.“tir. Doğan Aksan’a göre dil; "DüĢünce, duygu ve isteklerin bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan öğeler ve kurallardan yararlanılarak baĢkalarına aktarılmasını sağlayan çok yönlü, çok geliĢmiĢ bir dizgedir."
6
DILIN ÖZELLIKLERI
Dil bir anlaĢma aracıdır. Dilin temeli bilinmeyen bir zamanda atılmıĢtır. Dil bir kurallar dizgesidir. Her dilin kendine özgü kuralları vardır. Ağızdan çıkan her ses konuĢmayı oluĢturmaz. Dil kültürün aynasıdır. Dil bir toplumun kültürünün özelliklerini kendisinde taĢır. Dil doğal bir araçtır. Dil insanların kullandığı herhangi bir araca benzemez. Dilin kendi kuralları vardır. Dil düĢünceyi etkilemektedir. DüĢüncenin mi, dili; dilin mi düĢünceyi doğurduğu tartıĢılan bir konudur. Bu iki kavramın da birbirini etkilediği bilinen bir gerçektir.
7
Dil canlı bir varlıktır. Dil kendi kuralları doğrultusunda geliĢen canlı bir varlıktır. Dil de canlı bir varlık gibi doğar, büyür, geliĢir, değiĢir ve ölür. Bunun en güzel örneği dili oluĢturan öğelerden sözcüklerin zaman içinde uğradıkları değiĢikliklerdir.
8
EDEBI DEĞIġMELERIN NEDENLERI VE SONUÇLARI A. Ġlk etken insanların iletiĢim ihtiyacıdır. Ġnsan duygu ve düĢüncelerini diğer insanlarla paylaĢmak ister, bunların aktarımında günlük dil yetersiz kalır. Burada sanat devreye girer. B. Yazarın dünya görüĢü, din ve medeniyet değiĢimleri, milletin tarihindeki önemli olaylar, yeni topluluklarla karĢılıklı iletiĢim içerisine girilmesi ve medeniyet dairesidir. C. Siyasi değiĢiklikler de önemlidir (Cumhuriyet). D. Nesil değiĢikliği de önemlidir. Edebi değiĢimler aynı yaĢtaki gençler tarafından yapılır.
9
E. Rus biçimcilerine göre edebiyattaki değiĢimler biçimsel bazı nedenlere dayanır. F. Yayıncılık faaliyetleri de edebi değiĢimlere neden olur. G. Kendine özgü eserler veren yazarlar da edebiyat tarihinin akıĢında etkilidirler.
10
TÜRK EDEBIYATI
En kısa tanımıyla Türk diliyle yazılmıĢ eserlerin oluĢturulduğu edebiyata “Türk edebiyatı” denir. Türk edebiyatının bilinen ilk yazılı eserleri Orhun Yazıtlarıdır. Tarihimizin ve dilimizin ilk en önemli belgeleri Göktürk Yazıtları(Orhun Kitabeleri)dir. *Doğu Göktürklerine aittirler. *725,732,735 yıllarında dikilmiĢlerdir. *Vezir Tonyukuk, Bilge Kağan, Kültigin adına dikilmiĢlerdir. *Yollug Tigin adlı bir yazara yazdırmıĢtır. *Öz Türkçe ile yazılmıĢtır. *Türk hakanlarının Göktürkleri nasıl birleĢtirdiklerini, devleti nasıl idare ettiklerini, gelecek kuĢakların ne yapmaları gerektiğini anlatan bir nutuk (söylev)tur.
11
Çinlilere karĢı bağımsızlık savaĢı yapan, Türk bütünlüğünü yeniden kurmak için içte ve dıĢta savaĢan Göktürklerin hikayesi anlatılır bu yazıtlarda. Bu abideler 38 harfli olan Göktürk alfabesiyle yazılmıĢtır. 1. Vezir Tonyukuk Yazıtı (725): Dört hükümdara vezirlik etmiĢ olan Tonyukuk tarafından yazılmıĢtır. Daha çok Çinlilerle yapılan savaĢlar anlatılmaktadır. 2. Kül Tiğin Yazıtı (732) : Göktürk hakanı Bilge Kağan'ın kardeĢi Kül Tiğin'in ölümü üzerine Bilge Kağan tarafından dikilmiĢtir. 3. Bilge Kağan Yazıtı (735) : Göktürk hakanı Bilge Kağan'ın ölümünden sonra oğlu Tenri Kağan tarafından diktirilmiĢtir. Yazıt, Bilge Kağan'ın yeğeni Yollug Tigin tarafından yazılmıĢtır.
12
TÜRK EDEBIYATININ DÖNEMLERI 1.İSLAMIYET ÖNCESI TÜRK EDEBIYATI En eski devirlerden 10. yüzyıla kadar geçen süreyi kapsar. Bu dönemi sözlü ve yazılı olarak ikiye ayırmıĢtık. Bu dönemin eserlerinin büyük bir kısmı sözlü edebiyata ait destan, koĢug, sav ve sagulardan oluĢmaktadır. Bilinen ilk Türkçe Ģiir M.Ö. 119’da Hunların toprak kaybetmesini konu alan ağıttır. Tüklerin YaradılıĢ, Alp Er Tunga, ġu, Oğuz Kağan, Ergenekon gibi pek çok destanı bu döneme aittir.
13
Yazılı edebiyatı, Orhun Yazıtları, uygurlardan kalan Mani diniyle ilgili metinler, Altın Yaruk, Sekiz Yükmek, Kalyanam Kara ve Papam Kara adlı eserler oluĢturur.
2. İSLAMİ DÖNEM TÜRK EDEBİYATI Türklerin Ġslamiyet’i kabulünden 19. yüzyıla kadar geçen süreyi içine alır. Bu dönemin ilk eseri Kutadgu Bilig’dir.
14
YENI TÜRK EDEBIYATI Yeni Türk edebiyatı Tanzimat’ın ilan edilmesinden (1839) sonra baĢlamıĢ, BatılılaĢma sürecinde geliĢen son yüz elli yıllık edebi dönemin genel adıdır. Ġlk baĢlarda Fransız edebiyatını kendine örnek alan bu dönem, daha çok ġinasi’nin edebi faaliyetleri ile baĢlar (1859). Bu devirde hem toplum olarak hem de devlet olarak Batı’ya genel bir yöneliĢ vardır.
15
YENI TÜRK ED. HAZIRLAYAN SOSYALTARIHSEL VE KÜLTÜREL ZEMIN YenileĢme hareketi her ne kadar Tanzimat ile baĢlamıĢ gibi görünse de aslında Batı tarzı düzenlemeler 17. yüzyılın sonrlarına kadar gider. Karlofça (1699) AntlaĢması sonucunda Osmanlı devleti Batı karĢısında toprak kaybetmemek için çareler arar. Bu dönemde Hendesehane ve Mühendishane-i Bahr-ı Hümayün kurulur. Nizam-ı Cedit adında bir ordu kurulur. Yeni Çeri ocağı kaldırılır. Tıphane açılır. 1831’de ilk nüfus sayımı yapılır. Posta teĢkilatı, Tercüme Odası kurulur. Yurt dıĢına öğrenci gönderilir.
16
Ġstanbul’da yeni okullar açılır ve ilköğretim zorunluluğu getirilir. 1831’de ilk gazete olan Takvim-i Vekayi çıkarılır. 1839’da Tanzimat Fermanı ilan edilir. Bu fermanla padiĢah kendi yetkilerini sınırlandırmıĢtır. Bu fermanı 1859’da Islahat Fermanı izler. Yarı resmi gazete olan Ceride-i Havadis (1840), ilk Türkçe özel gazete olan Tercüman-ı Ahval (Agah Efendi, ġinasi, 1860) çıkarılır. Burada ilk edebi tefrika ġair Evlenmesi yayımlanır. Ġlk dergi Mecmua-i Fünun (Münif PaĢa, 1862) çıkartılır. Bu dönemde eski ve yeninin birlikte varlığını sürdürmesi çatıĢma ve tartıĢmaları beraberinde getirmiĢtir.
17
Ali Suavi, Namık Kemal, Ziya PaĢa ve Mithat PaĢa’nın (NAZM) öncülüğünde Genç Osmanlılar adıyla gizli bir örgüt kurulmuĢtur. Anayasa yapıp parlamenter rejime geçmek istiyorlardı. Bunun için II. Abdülhamit tahta geçirildi ve anayasa ilan edildi. Fakat 93 harbinde meclis kapatıldı ve yetki padiĢahta toplandı. I. Dünya SavaĢı sırasında balkanlardaki ayaklanmalar sonucunda çeĢitli akım ve faaliyetler ortaya çıkmıĢtır. Osmanlıcık, Ġslamcılık, Türkçülük ve Batıcılık gibi hareketler dönemin siyasi ve edebi kültürüne de yansımıĢtır. Bu dönemde dilin sadeleĢmesi ve Batı edebiyatının yakından izlenmesi Cumhuriyet sonrası edebiyatı hazırlayan kazanımlardandır.
18
Ġlk kağıt para çıkartılır (1841). Bankalar kurulur. Duyun-u Umumiye kurulur. Demiryolu yapılır. Maarif nezareti kurulur. Mekteb-i Mülkiye açılır. Robert Koleji, Mekteb-i Sultan-i ve DarüĢĢafaka isimli özel okullar kurulur Batı’ya yöneliĢle birlikte eğitimden hukuk sistemine kadar pek çok alanda reformlar yapılmıĢtır. Alfabe değiĢikliği, laikliğin benimsenmesi, Türk Tarih ve Türk Dili Tetkik Cemiyetlerinin kurulması edebiyattaki geliĢmeleri yakında etkilemiĢtir. Yeni Türk edebiyatının oluĢumu, tüm bu süreçlerin bir parçası, yönlendiricisi ve temel öğesi olarak gerçekleĢmiĢtir.
19