Yeni Türk Edebiyati-5

Page 1

YENI TÜRK EDEBIYATI-5 İbrahim GÜMÜŞ


3. YENI TÜRK EDEBIYATININ KAYNAKLARI A. ÇEVİRİ  Bir kültürün tanınmasının en kolay yollarından birisi de çevirilerdir. Bundan dolayı Yenileşme hareketleriyle birlikte Batı’ya yönelen Türk aydınları onlardan çeviriler yapmışlardır.  Çevirilerin Türk edebiyatına iki noktada çok önemli katkısı olmuştur:  1. Dilin sadeleşmesine katkı sağlamıştır.  2. Yeni konu ve kavramlar edebiyatta yerini almıştır. Bunun sonucunda da edebi türlerin içeriği genişlemiştir. 

2


Tanzimat’ta onra ilk edebi çevirilerin başlıcaları şunlardır:  1. Münif Paşa, Muhaverat-ı Hikemiyye (1859). Bu eserde 11 felsefi konuşmaya yer verilmiştir. Bu diyaloglardan sekizi Voltaire, ikisi Fenelon, biri Fontenelle’ya aittir.  2. Şinasi, Tercüme-i Manzume (1859). Bu manzum eserde Racine, Lamartine, La Fontaine, Gilbert ve Fenelon gibi Fransız şairlerinden çeviriler vardır. Ayrıca kendi birkaç şiirini de Fransızca’ya çevirmiştir.  3. Yusuf Kamil Paşa, Tercüme-i Telemak (1862) (Fenelon’un Telemaque adlı eseri).  4. Münif Paşa, Sefiller (1862) (Victor Hugo-Les Misereasles).  5. Ahmet Lütfi Efendi, Hikaye-i Robinson (1864) (Daniel Defoe) “Bu eser Şemsettin Sami tarafından ikinci kez çevrilmiştir.  6. Recaizade Mahmut Ekrem, Atala (1869) (Chateubriand) 

3


B. GAZETE  Gazeteler yeniliklerin taşıyıcısı olmuştur. Tanzimat dönemindeki sanatçıların hepsi aynı zamanda birer gazetecidir. Bu bağlamda gazeteler bir okul hüviyetini de kazanmıştır.  Gazetelerin Türk kültürü açısından işlev ve nitelikleri şunlardır:  1. Türkçenin sadeleşmesine,  2. Devletin hala iletmek istediği temel bilgileirn yanında felsefi, siyasi, kültürel vb. alanda pek çok yeniliğin geniş kitlelere anlatılmasında,  3. Makale, hikaye, tiyatro ve roman gibi türlerin halka iletilmesinde,  4. Yeni aydın tipinin ortaya çıkmasında,  5. Kamuoyu oluşturmasında aracılık etmiştir. 

4


İlk Gazeteler  Osmanlı sınırları içerisinde basılan ilk gazete 1828 yılında Mısır’da Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın çıkardığı Türkçe ve Arapça resmi vilayet gazetesi olan Vekay-i Mısriyye’dir. 

1. Takvim-i Vakayi (1831)  İlk resmi gazetedir. II. Mahmut’un emriyle çıkarılmıştır.  Takvim-i Vekâyi’nin 1 Kasım 1831’de yayımlanan Türkçe nüshasını, 5 Kasım’dan itibaren Fransızca’sı (II. Mahmut’un emriyle Alexander Blaque tarafından hazırlanır) yani Le Moniteur Ottoman, 5 Ocak 1832’den itibaren Rumca, 13 Ocak’tan itibaren Ermenice ve aynı senenin Nisan’ından itibaren de Arapça ve Farsça nüshaları izlemiştir. 5  Resmi duyuruların yanı sıra bazen dünyadan ilginç haberlere de yer verilmiştir. 


2. Ceride-i Havadis (1840) Türk basın tarihinin ilk özel Türkçe gazetesi olarak kabul edilir. Ancak devletten yardım alması bu gazeteye yarı resmi bir yapı doğurmuştur. William Churchill adında bir İngiliz tarafından 31 Temmuz 1840 yılında çıkarılmaya başlanmıştır. Sadece haber içerikli olan gazete ilk yayınlandığı günlerde hiç ilgi görmemiş, ilk üç sayı bedava dağıtılmıştır. Daha sonra Batı’dan makale ve şiirler tercüme edildi. Osmanlıların batı dünyası hakkında fikirleri oldu.

6


Katkıları şunlardır:  1. İlk defa muhabir gönderme,  2.İlk ek neşir (Ruzname)  3. Galata’da Naum Tiyatrosu’nda oynan piyeslerin Türkçe çevirilerinin verilmesi,  4. Hastalıklar hakkında açıklayıcı bilgiler vermesi,  5. Ansiklopedik bilgiler verme,  6. Ölüm ilanı ve ölenlerin biyografilerini verme,  7. Kitap şekline gelecek tefrikalar yapma,  8. okuyucu mektupları yayınlama,  Savaş muhabirliği. 

7


3. Tercüman-ı Ahval (1860)  İlk özel gazetedir. 22 Ekim 1860’da Agah Efendi ile Şinasi tarafından çıkarılmıştır. Şinasi 24. sayıdan itibaren gazetede yazı yazmamıştır.  Genel özellikleri şöyledir:  1. İlk Türk gazetesi yayımlanmış ve Türklere gazetecilik kapısı açılmıştır.  2. Gazetede Şinasi’nin Mukaddime’si Türk basın tarihinin ilk makalesidir. Aynı zamanda burada devlet ile halk arasındaki uçurumu kapatmaya yönelik sözler de yazmıştır. 

8


3. “Tefrika” kelimesi üzerinde duran Şinasi, teoriden pratiğe geçerek Şair Evlenmesi’ni burada yayınlamıştır.  4. Haberleri tasnif yaparak veren ilk gazetedir.  5. Basın tarihinde ilk rekabet bu gazetenin yayınlanmasıyla başlar. Ceride-i Havadis cazip hale gelmek için eki olan Ruzname-i yayımlar. 

4. Tasvir-i Efkâr (1862)  İkinci özel gazetedir. Şinasi tarafından 28 Haziran 1862’de tek başına çıkarılmıştır. Bu gazetedeki mukaddimesi daha öncekinin açılımı gibidir.  Önceki gazetelere göre farklı, düzenli ve güzeldir.  Sade ve anlaşılır bir dil kullanmaya çalışılmıştır.  Sayfa tasnifi uygulaması bu gazete ile modern anlayışa dönmüştür. 

9


İlk edebi tartışma bu gazete ve Ceride-i Havadis arasında cereyan eder. Şinasi, edebiyat kavramını ilk defa tanımlamıştır. Edebiyatla ahlak ilişkisine ilk defa atıfta bulunulur.

Namık Kemal, 200. sayıdan itibaren burada yazmaya başlar. 1865 yılında Şinasi Avrupa’ya gidince gazeteyi Namık Kemal’e bırakır. 1867’de Paris’e giden Namık Kemal, gazeteyi Recaizâde Mahmut Ekrem’e bırakır. 10


  

    

 

Dönemin dikkat çeken gazeteleri şunlardır: Münif Paşa, Mecmua-i Fünun 1862 Ali Suavi, Muhbir 1867 Ali Raşit, Filip Terakki 1868 Namık Kemal-Ziya Paşa, Hürriyet 1868 Basiretçi Ali Efendi, Basiret 1870 Teodor Kasap, Diyojen 1870 (İlk Mizahi Gazete) Namık Kemal-Reşat-Ebüzziya-Nuri-Mahir, İbret 1872 Sonuç olarak; bu süreçte ortaya çıkan ürünler üç temel kaynağa sahiptir: 1. Batı ve özellikle Fransız edebiyatçı ve filozoflarının etkisi, 2. Divan edebiyatı, 3. Halk kültürü ve edebiyatı.

11


ÜNITE-4 YENI TÜRK EDEBIYATINDA TÜRLER 1. ŞİİR  A. Şekil yönünden Divan edebiyatının etkisini kıramayan Tanzimat şiiri, Fransızcadan yapılan çevrilerle kabuğunu kırmaya başlar. Şiir anlayışında “parça güzelliği”nden “bütün güzelliği”ne geçilmiştir. Bunda konu bütünlüğüne verilen önemin etkisi vardır.  Yeni şekil denemelerinde ön plana çıkan isim Şinasi’dir. Lamartine’in Meditations’undan çevirdiği kıta’lar, ilahi, münacat, Eşek ile Tilki Hikayesi Arz-ı Muhabbet gibi çevirilerde yeni şekil denemelerine girişir. Şinasi’nin kasidelerinde “nesip” ve “girizgahı kaldırıp doğrudan “medhiye”ye geçmesi gibi klasik şiirde nazım şekillerinde oynamalar yapması önemlidir. 

12


Ayrıca Ethem Pertev Paşa’nın Victor Hugo’dan yaptığı Tıfl-ı Naim çevirisinde sekiz mısralı nazım şekli olan ottava-rima’nın yer alması önemlidir. Bu yeni nazım şeklini başta Makber şiirinde olmak üzere Abdülhak Hamid gibi pek çok şair şiirlerinde kullanmıştır.  B. Aruz vezninin yanı sıra hece vezni de kullanılmaya başlanmıştır. Aruzun klasik yapısını da zorlamaya başlarlar.  C. Kafiye önemini kaybeder, kafiyesiz şiirler yazılmaya başlanır.  D. Şiirde içerik alabildiğine genişler.  E. Değişen sosyal ve kültürel yapıyla birlikte “hürriyet, eşitlik, adalet, vatan, millet, irade, medeniyet, halk, reis-i cumhur” gibi kavramlar 13 özellikle Şinasi, Namık Kemal, Akif Paşa ve Sadullah Paşa gibi aydınlarla edebiyatta kullanılmaya başlar. 


F. Tanzimat dönemi şiir temaları farklıklar gösterir: Şinasi, klasik; Namık Kemal, romantik; Ziya Paşa felsefi konulara eğilirler, daha çok “küçük ve günlük hassasiyetleri” şiirlerinde işlerler.  G. Şiiri hal diline yaklaştırma çabalarında tam anlamıyla başarılı olunamaz. Ancak Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın çabaları önemlidir. Tanzimat sonrasında bu çabaların en önemlisini Ziya Paşa, Şiir ve İnşa adlı yazısında gerçekleştirir. 

ENCÜMEN-İ ŞUARA (1861)  Tanzimat'ın getirdiği yeni yapılanmaya ve hukukî eşitlik ilkesinin dinî cemaatler arasındaki olumsuz sonuçlarına karşı bir tepki olarak, eski edebiyat ve kültürü ayakta tutmak için bir "encümen-i şuarâ" oluşturulur. 

14


Tanzimat sonrasında oluşan bu şairler topluluğu zihniyet olarak eskiye bağlıdır. Eski şiiri canlandırmak amacıyla oluşturulan bu meclis, Avrupa-i anlamda ilk edebi topluluktur. Genç şairlereşiir yazma konusunda yol gösterilmektedir. Encümen-i Şuarâ üyeleri yedi günde bir salı günleri, Hersekli Şeyhülislam Arif Hikmet Bey'in evinde toplanırlar. Ev sahibi aynı zamanda başkan konumundadır. Leskofçalı Gâlib, Yenişehirli Avnî, Koîçalı Kâzım Paşa, Halet Bey, Mehmet Lebîb Efendi,İbrahim Halet Bey, Recâîzâde Mehmet Celâl, Şeyh Osman Şems Efendi, Osman Nevres ve Manastırlı Hoca Nailî Efendi önemli üyelerdendir. Kısa süre sonra yeni kültür ve edebiyatın ateşli savunucusu olacak olan Nâmık Kemâl Bey ile Ziya Efendi (sonradan Paşa) de topluluğa üyedir. Üyeler toplanınca kendi şiirlerini okur ve değerlendirirler. Bazı siyasî eleştiriler yapılır ve günlük olaylar konuşulur

15


2. NESIR (DÜZ YAZI) A. Avrupai anlamda nesir Tanzimat’la birlikte ortaya çıkmıştır.  B. Bu türün ortaya çıkmasında gazeteler öncülük etmiştir.  C. Hem kendilerine hem de tabiata gerçekçi bir gözle bakmaya başlayan Tanzimat dönemi sanatçılar, nesir dillerini de geliştirmek ve zenginleştirmek zorunda idiler. Tiyatro, roman, makale, eleştiri gibi yeni türler düzyazının gelişmesini ve zenginleşmesini sağladılar. 

16


A. Hikaye Ve Roman  1. Nesir dilinin gelişip zenginleşmesinin arka planında roman ve hikaye vardır.  2. Duygu ve düşüncelerini şiirlerle dile getiren Türk sanatçıları bu türü 1870’li yıllardan sonra çevirilerle fark ettiler.  3. Eski Türk edebiyatında romanın yerini manzum ve mensur hikayeler almaktaydı.  4. Başlangıçta, Batı tarzındaki hikaye ve romanı kesin çizgilerle ayırmak mümkün değildir. Önemli eserler şunlardır:  Muhayyelat-ı Aziz Efendi: 1796’da Giritli Aziz Efendi tarafından yazılmıştır. Binbir Gece olmak üzere pek çok kaynak yararlanmıştır.  Sergüzeşt-i Kalyopi: 1873’te T. Abdi tarafından 17 İstanbul’da halk arasında anlatılan bir hikayenin yazıya geçirilmiş halidir. 


Müsameretname: 1870-71 yıllarında Emin Nihat Bey tarafından yazılmıştır. Binbir Gece ve Decameron’u çağrıştırır.  Kıssadan Hisse: 1870’te Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılmıştır. Eserde Aisopos ve Fenelon’dan çeviri ve yerli hikayeler bulunmaktadır.  Letaif-i Rivayet: 1870’te Ahmet Mithat Efendi yazmıştır. Avrupa tarzı Türk hikayeciliğinin başlangıcı kabul edilir. 28 hikayeden oluşur.  Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat: 1872’de Şemsettin Sami tarafından yazılan bu roman Türk edebiyatının yazılış tarihi bakımından ilk romanı kabul edilir. 1872-73 yıllarında Hadika gazetesinde tefrika edilmiştir.  İntibah: 1876’da Namık Kemal tarafından yazılan 18 bu eser ilk edebi romandır. 


Cezmi: 1880’de Namık Kemal tarafından yazılan bu roman ilk tarihi romanımızdır. Victor Hugo’nun etkisinde kalarak yazmıştır.  Namık Kemal, Celal Mukaddimesi’nde roman kavramının Türk edebiyatındaki ilk tanımlarından birini yapar. Eski edebiyatı da eleştirir.  Felatun Bey Rakım Efendi: 1876 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılır. Konusu batılılaşmanın yanlış anlaşılmasıdır.  Araba Sevdası: 1885’de Recaizade Mahmut Ekrem kaleme alınmış, 1896’da Servet-i Fünun dergisinde resimli olarak tefrika edilmiştir. Türk edebiyatında “iç konuşma” ve “bilinç akımı” tekniklerinin ilk defa kullanıldığı bu roman, kuruluş, konu, tip, psikolojik tahlil ve tasvirleriyle ilk realist Türk romanıdır. 

19


Sergüzeşt: 1888’de Samipaşazade Sezai tarafından yazılmıştır. Dilber adındaki esir bir kızın maceraları anlatılmaktadır. İnsan-mekan ilişkisini bu eserde ustaca işlemiştir.  Sezai, Avrupai anlamda ilk kısa hikayeyi (Küçük Şeyler) yazan yazarımızdır.  Zehra: 1886’da Serveti Fünun’da tefrika edilmiş ve Nabizade Nazım tarafından yazılmıştır.  Karabibik: 1890’da Nabizade Nazım tarafında yazılmıştır. İlk realist köy romanı olması bakımından önemlidir.  5. İlk romanımızı Şemsettin Sami yazsa da bu işi kendisine meslek edinen Ahmet mithat Efendi olmuştur.  6. Namık Kemal, romanda önemli bir isimdir.  7. Samipaşazade Sezai’nin roman türü Halid Ziya’dan 20 önce ilk defa unsurları arasında sıkı ilişkiler bulunan organik bir yapı bütünlüğüne kavuşmuştur. 


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.