Önce oku bil kendini

Page 1

Downloaded from: justpaste.it/vu3k

HASBİHAL-İ RAMAZAN -27 --- Bir Ayet; "Biz onu Kadir gecesi indirdik. Kadir gecesi nedir, bilir misin sen? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Meleklerle Ruh o gece Rabblerinin izniyle her iş için iner de iner. Tam bir esenliktir o gece, tâ tan yeri ağarıncaya kadar." Kadîr sûresi, 1-5 --- Bir Hadis; “Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriç- geçmiş günâhları bağışlanır.” -- Bir Dua; "Allah'im sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet" --- Bir Güzel Söz; “Mübarek Kadir Gecenizi kutlar, her şeyin gönlünüzden geçtiği gibi olmasını temenni ederim. Kandiliniz mübarek olsun."

Önce OKU - BİL Kendini İslâmî perspektife göre insanoğlu Allah tarafından tek bir temel maksatla yaratılmıştır. Bu maksat yaratıcısına kulluk ve ibadet etmektir. Allah kendimiz için ne yapabileceğimizi bizim keşfetmemizi istemektedir. İnsan, dünyaya sınırsız ilgi, istek ve ihtiyaçlarla beraber gelmesine karşın sınırlı bir kapasite, sınırlı imkân, istidat ve kabiliyetlere sahip olarak doğar. Bu durum karşısında o, sahip olduğu bu sınırlı imkân ve kabiliyetlerle sınırsız ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla arzu ettiği hedeflere doğru yürümek, hayatın anlam ve amacına ulaşmak ve mutlu olmak için hayat boyu devam edecek bir mücadele sürecine girer. Bu mücadelede başarılı olması ise onun iradesini iyi kullanmasına, kendisini mutluluğa götürecek olan bir yaşam biçimini benimsemesine bağlıdır. İşte bu noktada insanın karşısına din olgusu çıkar.


Din bir hayat tarzıdır; dindar insan, dinî değerleri merkeze alarak kendine bir değerler dünyası oluşturur. Din ona bir hayat felsefesi sunar, olaylara bakışını etkiler; duygu, düşünce, bilgi, inanç ve kanaatlerini yönlendirir, tam bir irade gücüyle tutum ve davranışlarını kontrol altına alır. Bu sebeple gerekli din eğitimini alarak dindar bir kişilik geliştiren birey, hayatının her safhasında dinin manevî gücünü hisseder; Allah’a olan inancı, güveni ona manevî bir destek olur. Günümüzde din olgusu gerek dünyada, gerekse Türkiye’de yeniden önem kazanmaya başlamış, bilimsel araştırmaların konusu olarak hem ilâhiyat alanında, hem sosyal bilimler alanında ilgi gören çalışmaların konusu haline gelmiştir. Türkiye’de ilahiyat alanında sağlam kaynaklara dayalı olarak Kur’an ve Hadis’in yeniden anlaşılması çalışmaları yapılırken İslam’ın güncel problemlere getirdiği çözümlerle ilgili de ciddî çalışmalar sürdürülmektedir. Sosyal bilimler alanında din bilimleri adı altında dinler tarihi, din psikolojisi, din sosyolojisi, din antropolojisi ve din felsefesi gibi bilim dalları oluşmuş, bu alanda da önemli çalışmalar kendini göstermektedir. Din, insan hayatında bireysel ve sosyal olarak iki türlü tezahür etmektedir. Dinin bireysel yaşanış biçimlerini, bireysel hayattaki yansımalarını din psikolojisi; sosyal tezahürlerini de din sosyolojisi bilim dalı incelemekte, araştırmaktadır. İnsan çok yönlü bir varlıktır. Onun bu çok yönlülüğü sebebiyle, insan bilimleri diye bir bilimler grubu ortaya çıkmıştır. Nitekim insanın bedenle ilgili yönlerini biyoloji, fizyoloji; ruhsal yönünü psikoloji; sosyal ve tarihsel yönünü ise sosyoloji ve antropoloji bilimleri incelemektedir. Bir de onun ilgi alanlarına, ihtiyaç, istek, özellik ve kabiliyetleri açısından bakınca iş daha da dallanıp budaklanmakta; bu takdirde işin içine eğitim, iktisat, tıp, bilim ve teknoloji, fen ve edebiyat, felsefe ve din gibi çok çeşitli çalışma ve araştırma alanları girmektedir.

İnsanı yeniden bütün yönleriyle inceleme ve araştırmaya, onu bütün gerçekliğiyle tanımaya ve anlamaya, böylece onun tabiatına, biyo-psiko-sosyal yapısına en uygun hayat tarzını belirleme ve sunmaya ihtiyacımız vardır. İnsanın bir maddî yapısı olan bedeni, bir de manevî dünyası dediğimiz ruhu vardır. İnsanoğlunun iki boyutu arasındaki uzaklık, onun hayvanlığı ile insanlığı arasındaki uzaklıktır. Bu mesafe yerle gökler arasındaki mesafedir. Her insan bu iki boyutla donatılmıştır ve onu hayvanî boyutuna (yere doğru) indiren ya da insanî boyutuna (göklere doğru) yücelten kendi iradesidir. Bu çaba ve mücadele, sonunda kaderini belirleyecek şekilde, iki kutuptan birini seçene (ya da iki kutup arasında denge kurmaya çalışana) kadar insanın içsel varlığında sürüp gider. İnsan ne yaptığını bilir; bir geçmişe sahip olduğunu ve bir geleceğe sahip olacağını bilir. ‘Kendi doğası üzerine düşünür’; yalnızca şu klâsik emri izler: “Kendini bil” insan kendini bildiğinde neyi bilir? Bu aşamada insan bilen ve bilinen hâline gelir. Aynı zamanda hem araç hem de amaç olur. Bu bilme insana kendi cehaletini anlama fırsatı verecek ve kendi sınırlarını gösterecek; böylece insana kemale erme, ideallerine ulaşma ve hayallerini başarma imkânı sağlayacaktır. Yüce Yaratıcı, insanlara peygamberleri ve dinleri niçin göndermiştir? Onlar, yeryüzünde başıboş ve sorumsuzca yaşamasınlar; bireysel ve toplumsal hayatlarını belli kurallara uygun şekilde, Allah’ın emirleri ve yasakları çerçevesinde yaşasınlar ki hayatın bir düzeni


ve anlamı olsun, dünyada ve ahrette mutlu olsunlar. Böylece hak, hukuk, adalet ve medenî ilişkiler sosyal hayata hâkim olsun; toplumda barış, huzur, güven ve mutluluk içinde birtakım dinî ve dünyevî faaliyetler yapılabilsin. Yoksa başıboşluk ve sorumsuzluğun egemen olduğu ortamlarda medenî bir hayat tarzından söz edilemediği gibi, bilimsel ve teknolojik, sosyal ve ekonomik kalkınma ve gelişme de mümkün değildir. Öyleyse dinlerin bir amacı da insanların medenî bir şekilde yaşamalarını temin etmek, onların yeryüzünde medeniyetler kurmalarını ve medeniyet yarışına katılmalarını sağlamaktır. Nitekim Kur’an’ın şu ayeti bu konuda somut bir örnek olarak verilebilir: “O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli kıldı.” Hûd, 11/61. Öyleyse yeryüzünü imar etmekle görevli olan insan, medeniyet kurmaya da aday demektir.

Ve soruyorum bir kere daha kendi kendime; Aklanmak, “Ramazanda değilse peki, ne zaman?”

"Allah'ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, Senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Yarının orucuna da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla."

Hazırlayan; Müjdat GÖKÇE


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.