Downloaded from: justpaste.it/11q5v
YORUMSAL ALAN
Müjdat GÖKÇE
2012 yılından bu yana İNSAN temalı Twitlerimizden derlenmiştir. Allah’a aşkla bağlı insan, O’nun buyruklarına çok titiz olur, en çok O’nu sever ve en çok O’na saygı duyar Kendi nefsine dokunmayınca, başkasının acısından haberdar olmuyor insan. Ne tuhaf şey! İnsan hiç ayrılmayacağı Allah’tan kaçıp mutlaka ayrılacağı dünyaya yapışıyor! İslâma göre cihad, İslâm ile insan arasındaki engellerin kaldırılması ve insan ile İslâmın buluşturulması demektir. İnsan konuşmakla hayvandan üstün olur. Fakat doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olur. Cenneti âlâdan gelir bu emran; Taşa toprağa bürünür, görünür insan. Bu sonsuz evrende altı milyar insan; Güldürme Kendi’i, hayaldir insan... İnsanoğlunun sözleri onun tıpkı kendisi demektir. Zira söz, ruhun tecellisidir; insan, dilinin altında gizlidir. Gönlüne girebildiğiniz insan sizindir... Et Kemik değil, Gönül lâzım... Gönüllerde sevgi içinde hoş bir seda...
Durulduğu Zamanlar olur İnsanın. Yorulduğu zamanlar olduğu gibi. Ama insan'da ömür götüren . Kırıldığı Zamanlardır...! Ekmek parasına hayat Toprak altı tarafımı, kimseler bilmez Dallarım nasıl yeşillendi Yaşayarak anladım ki İnsan topraktan yaratıldı. İnsan, ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayasını gözler göremez. Alem insan Allah İlişkisini çözmeden hayatta Varım deme.. İnsan; başka varlıklardan farklı olarak kâinattaki bu ilâhî mesajları okumaya, bilmeye ve çözmeye muktedirdir. Modern hayatta, Dinin yerini ……… ilim aldı. Allah’ın yerini…… İnsan aldı. Vahyin yerini………akıl aldı. Bu içimizin boşlukları, yalnızlık hastalıkları, hep bu yüzden… Bildiğin, "İnsan" azlığı, Sevgi tenhalığı, Vefa karanlığı... Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar. Tanrısı paradır, düşmüş aşkına; Para için silah çeker dostuna. Hayvan imiş, girmiş insan postuna; Toprak atın böylelerin üstüne... Parayı sevenin inanılmaz destine; Kâfir olur, iman girmez göğsüne. Para için insan kıymaz dostuna; Uzak dur cimriden, dışkı gelir üstüne.. Nereden gelip gittiğini anlamaz hayvan; Ademliğin bulan evrensel insan. Hayvana bakıp özünü maymun sanan; İki ayaklı da olsa sanma ki insan. Bir insanı mutlu edebiliyorsan, bütün insanlığı mutlu etmiş kadar kıymetli yaptığın eylem, ÇÜNKÜ İNSAN DEĞERLİ! "ZEKA her insanda vardır. Ama VEFA sadece insan olanlarda bulunabilir. VEFA her insanda olabilir lakin MERHAMET sadece Müslümanda bulunur" Kendisinde Büyüklük Gören İnsan, Aslında Âcizdir Maide, 30-31; Nahl, 4 İnsanların, Davranışlarına Göre Dereceleri Vardır En’am, 132; Ahkaf, 19; İnsan, 1-2; Leyl, 4. Her Şey, İnsan İçindir Bakara29 Ra’d2 İbrahim32-34 Nahl5-14-80-81 İsra70 Hacc36-37-65 Ankebut6 Lokman29 Zümer5 Zuhruf13 Casiye12-13 Mülk15 İslâm inancına göre insan; beden ve ruhtan oluşan, düşünen, şuurlu, iman ve ilim sahibi bir varlıktır. İnsan, Allah'ın yeryüzüne lutfettiği, üstün yapıcı yeteneklere sahip, fakat organik ve biyolojik yapı bakımından zayıf olan bir varlıktır. İnsan, beşerî özellikleriyle bir yere gelebilir, ama adam olmak daha başka vasıflar ister Allah'a ibâdet için yaratılan insan, bu kulluğunun karşılığını hem dünyada hem âhirette alacaktır.
Eceli geldiğinde her canlı gibi her insan da ölüm denilen geçitten geçerek gayb âlemine gider Şu bir gerçektir ki, ölmek, yok olmak değildir İnsan, beşeriyetin üstünde bir varlıktır. Zira onun ruhu, ayetlerin de açıkça ifade ettiği gibi, “Allah’ın ruhundandır”. Dürüst ve akıllı insan; bildiğini konuşur, konuştuğunu da yapar. Dürüst ve akıllı insan Allah'ın emir ve sistemini OKUmayı bilendir... Nebatı, hayvanı isterse insan; Fakiri, zengini isterse sultan. İncitme bunları, hepsi BİR. Can... Hak’ka ermiş, kendini bilmiş bir insan keramet göstermez; çünkü, keramet aşılmadan Hak’ka erilmez. Dünyevîleşmiş çağdaş insan tipinin dini ekonomi, imanı para, kitabı çek koçanı, mâbedi bankadır. İnsan, namaz kılarak Rabbine hamdü sena ve zikir ettikçe, gönül İlâhî güzelliği hisseder, sonsuz bir mutluluğa kavuşur. Müslüman kelimesi; dinini çok iyi bir şekilde yaşayan, Allah’a candan teslim olan, ona samimiyetle bağlanan insan için kullanılır... İnsan yaradılışı itibariyle inanmaya ve yönlendirilmeye müsait olduğundan Allah, insanları başıboş bırakmamış her çağda RASUL göndermiştir Her insan kendi seçtiği yolda yürüyecektir. . Sonunda ise tüm insanlar Allah’a döneceklerdir. İnsan, kendisine iyilik edeni sevmek üzere yaratılmıştır. Katılık ve kabalık bazen onu kibir, inat ve nefrete sürükleyebilir. İnsan, fıtratı icabı kabalıktan hoşlanmaz. Kabalık, insanları hakka yaklaştırma şöyle dursun, tam tersine ondan uzaklaştırır. Her İlâhî emrin ve ibâdetin terk edilince ahlâkî bir zaaf olduğu gibi, hakkıyla yerine getirilince insan ahlâkını yücelten boyutu da vardır. Câhiliyye, belli bir döneme ait bir olgu değil; insan hayatında sürekli var olan dinamik ve yaşayan bir olgudur. Özellikle günümüz insanında. Akıllı insan, kötülüğe kötülükle karşılık vermez; sövme ve hakareti düşmana silâh olarak kullanmaz. Düşmanını küçük gören aldanır. Kur’an, dostlukları ve dostları ikiye ayırır: Allah’ın dostları ve şeytanın dostları. .. .... Her insan, bu iki sınıftan birine mensuptur. Allah’ın emânetleri, akıl sayesinde kabul edilir ve yine akıl sayesindedir ki insan, Allah’ın rızasını elde edebilir. Aklını kullanmayanları müslüman kabul etmediği gibi insan olarak bile görmez Kur’an. Kur’ân-ı Kerim’e göre insanı insan yapan, onun her türlü davranışlarına anlam kazandıran ve sorumluluk altına girmesini sağlayan şey aklıdır.
Ümit = iman = Mü'min iman = akil = Müslüman Ümit = iman = akil = Tevekkül = İnsan-i Kamil ... Rabb'inin Allah olduğunu söyleyecek kadar asil bir ruha sahip olan insan/mü'min hırslı ve cimri olamaz... Olursa mü'min olamaz... İnsan, Allah ile beraber ancak bir değer ifade eder ve insan Allah’a yakın olduğu derecede insandır. Fâtiha’yı iyi anlayan insan, model insanların kimler olacağının farkındadır. Allah’ın kimlere gazap ettiğini ve kimlerin sapık yola düştüğünü bilen bir insan,bilinçli ve ahlâkî davranışı kazanmayı halletmiş demektir. İnsan, namaz kılarak Rabbine hamdü sena ve zikir ettikçe, gönül İlâhî güzelliği hisseder, sonsuz bir mutluluğa kavuşur. İnsan Psikolojisini Dengeleyen İki Unsur: Korku ve Ümit. İnsan, yaratılışı gereği, kendine faydalı olan şeyi çok ister. Bunun için gayret eder, çaba gösterir. Sıkıntı ve zorluktan hoşlanmaz. İnsan, tabiatı gereği sathî, sun’î bir yapıya sahiptir ve derin düşünceden çekinir. İnsan karakteri devamlı değişim üzeredir. Kendinde bir güç bulduğu zaman mübâlağalı bir şekilde kibir ve büyüklük gösterir. İnsan karakteri devamlı değişim üzeredir. Ancak zayıflık ve âcizlik hissederse zillet ve meskenet içerisine düşer. Nice insan, İslâm’ı mükemmel yaşayanlara şâhit olamadığı için İslâm’ın dışında kalıyor; hatta görmediğine, bilmediğine düşman oluyor. Samimiyetle, güzel bir hayat yolunda yürümeye karar veren bir insan Allah’tan mükâfatını alır. Genel olarak insan, özel olarak da müminler aklı kullanmakla sorumlu tutul- duğu için akıl ve imanın birbirinden ayrılması düşünülemez. Hayat dediğin geçmişten geleceğe bir ÇİZGİ insan dediğin doğumdan ölüme bir FİLM Yani ÖMÜR dediğin ÇiZGİ FİLM .... Allah Rasulü'ne ilk iman eden kadındır, İslam'ın ilk Şehidi kadındır, Cennetin ayaklarına serildiği insan kadındır... Yani emanet kutsaldır. Kur'an okuyan kalem Ayet bulan kalem Sure işaretleyen kalem Kıble bulan seccade Namaz öğreten seccade İman eden seccade İNSAN yok sadece... Eğer bir insan, İslâm’ı yaşamada gösterdiği kusurları karşısında göreceği azap ihtimaliyle ağlayamıyorsa, bu onun için bir musîbettir. Gözyaşları, ruh inceliğinin şâhitleridir. İnce insan, bağrını yakan gözyaşları ile yüzünü yıkayan insandır. Akide, insanla ilgili yaratılış gerçekliğine ulaşmak, insan ile Yaratan arasındaki bağı bulmaktır.
İnsan fıtrat üzere kaldığı sürece, Allah’a teslim olur. Eğer dış etkenler tesir etmezse, onun fıtratında âlemlerin Rabbine teslimiyet vardır. İnsan, yaratılıştan gelen işaretleri yani âyetleri okuma ve anlama kabiliyetine sahiptir. Zâlim ve câhil insan, istek ve kaprislerine uyduğunda tabiattaki İlâhî kanunların dışına çıkmaktadır. Kur’an’dan başka bir kitabı mutlak hakikat ve mutlak kaynak edinen her insan, tabiatıyla kaynakları farklı olduğundan vahdete ulaşamaz. Kur’an-ı Kerim’de insan, aklını kullanmaya, düşünmeye ve ibret almaya davet edilmektedir. İnsan beyni kâinatta yaratılan en üstün varlıktır. İnsanın aslı AKILdır. İnsan, “insan” olma özelliğini, “iman” etme özelliği dolayısıyla kazanmıştır. Çünkü insan, akıl ve kalp sahibidir. Davetlisiniz; Kur’an-ı Kerim’de insan, aklını kullanmaya, düşünmeye ve ibret almaya davet edilmektedir. İnsan; ademe, bireyselleşme ve kemalleşme sürecinde verilen isimdir. Bu süreçte insan hem ibadeti yapan hem de yaptırandır... İnsan her şeyiyle Allah’ın hâkimiyeti altındadır İnsan her şeyiyle Allah’ın hâkimiyetine mahkumdur Allah insana şah damarından daha yakındır. İnsan hayatının en önemli meselesi yön bulmaktır. İman, yönü bulduran kuvvettir. Allah’a iman, insan ile yaratıcısı arasında en şerefli bağı teşkil etmektedir. Zira yeryüzünde en şerefli varlık insandır. İman, atom ve nötron bombasını yapan "insan" adlı muazzam silahın emniyet anahtarıdır. Akıllı bir varlık olan insan, pek çok önemli konuda olduğu gibi, yaratma kavramını idrâk hususunda da gâfil davranmaktadır. Gerek fizikî ve cismanî bakımdan, gerek ahlak ve maneviyat itibariyle ruhanî bakımdan, insan en güzel bir biçimde yaratılmıştır. Gaflet halindeki insan huzursuz gönlünü boş şeylerle avutmaya çalışmakta, ama gerçek felâhı ve mutluluğu bir türlü yakalayamamaktadır. İman etmek, felâha ermektir. İmansız insan, cehennemde rahat arayan gibi kurtuluşu boşuna aramaktadır. Akıllı insan, kötülüğe kötülükle karşılık vermez; sövme ve hakareti düşmana silâh olarak kullanmaz. İslâm inancına göre insan; beden ve ruhtan oluşan, düşünen, şuurlu, iman ve ilim sahibi bir varlıktır. İnsan, Allah'ın yeryüzüne lutfettiği, üstün yapıcı yeteneklere sahip, fakat organik ve biyolojik yapı
bakımından zayıf olan bir varlıktır. İnsan, beşerî özellikleriyle bir yere gelebilir, ama adam olmak daha başka vasıflar ister. İnsan ve onun duyguları zaman ve mekânla sınırlıdır. Zaman ve mekân dışı şeyleri olduğu gibi algılayabilmekten uzaktır. İnsan muhtaçtır.Yardıma, bakıma, besine, suya, insana, anaya, babaya, toprağa, göğe, sevgiye, terbiyeye, bilgiye, görgüye, çevreye ve daha birçok şeye.. İnsanı hayvandan ayıran diğer önemli özellik ise ilimdir. İman ve ilim sayesinde insan, kendi hür irâdesiyle Allah’a kulluk yapar.. İnsan, nefsi için değil; Allah’a ibâdet etmek için, şu fâni dünya için değil; ebedî hayat için yaratılmıştır. İnsan, imtihan için yaratılmıştır. Ya hayr işleyerek râzı olunan kulların arasına katılacak; ya da şer işleyip cezayı hak edecek. Yeryüzünde tâbi tutulduğu imtihanı başarıp başaramamasına göre, insan ya şeytanın, ya da Allah'ın hizbinden olmak durumundadır. Müslüman kişiliğin her anı uyarı ve ikaz içinde OKUyabilene ve maalesef "insan hüsrandadır" OKUyup idrak edebilene ... Kur’ân-ı Kerim’e göre insanı insan yapan, onun her türlü davranışlarına anlam kazandıran ve sorumluluk altına girmesini sağlayan şey aklıdır. İnsan aklı sayesinde taklitten kurtulur Neye,niçin inandığını kavrar İslâm dini akıl sahibi insanları muhatap alır ve onlara sorumluluk yükler. Kur’an’da, insan düşüncesinin nesnesi üzerinde durulmuş, dikkatler yaratılmış olan evrene, insanın tarihî serüvenine ve vahye yöneltilmiştir. İnsan, nerede olursa olsun hakkı haykırmak,doğruyu söylemek zorundadır. Bu, mü’min olmanın şiarıdır. Mü’min, emin olan kimse demektir. Kur'an'a müracaat edilerek incelendiği zaman, ibâdetin, insan hayatının tümünü kapsayan bir terim olduğu anlaşılır. Her insan, Allah'a ibâdetle yükümlüdür. İrâdesini Allah'a yönelterek hareket eden kişi sâlih kullardan olur. Her İlâhî emrin ve ibâdetin terk edilince ahlâkî bir zaaf olduğu gibi, hakkıyla yerine getirilince insan ahlâkını yücelten boyutu da vardır. İnsanın edebten nasibi yoksa o insan değildir. İnsanla hayvanı birbirinden ayıran en bâriz fark edebdir. Câhiliyye, belli bir döneme ait bir olgu değil; insan hayatında sürekli var olan dinamik ve yaşayan bir olgudur.
Akıl ruhanî bir öz olup Allah’ın insan bedeninde yaratmış olduğu bir hususiyettir. Allah insanoğluna eşyanın isimlerini öğretti. İnsan tüm bu hakikatleri aklını kullanarak ortaya çıkarmaktadır. İnsan, hevâ ve heveslerinden arınmadığı müddetçe doğru düşünemez. İnsan yaptığı her bir şeyde Allah’a olan borcunu hatırlamak ve O’na teşekkür etmek durumundadır. İnsan, imtihandadır ve yalnız Allah’a kulluk etmek için yaratılmıştır. İbâdetini Allah’a etmezse, başkasına edecektir. Allah’ın varlığına inanmak, insan fıtratının icabıdır. Allah’ın varoluşu vaciptir, zarûrîdir. İnsan üzerinde etkili olan ve insanı kendine çeken hiçbir şey düşünülemez ki, arkasında Allah bulunmasın. Rahmân sıfatı, peygamberler dâhil, hiçbir insan için kullanılamaz. Rahmân ve Rahîm'e iman eden bir insan, Allah'ın yeryüzüne indirdiği rahmetten yararlanır ve yaratıklara rahmet nazarıyla bakar. İnsan, Rabbine ibâdet etmekle yükümlüdür. Müslüman, yalnızca Allah'a ibâdet eden kimsedir. İnsan, diğer varlıklardan üstün kılınmasına rağmen, hem unutkan ve zayıftır, hem de yaratılışında olan çamurluğa ve İlâhî ruha meyillidir. Takvâ sevginin zirvesidir. Sevgi, umut, korku... Bu üçlünün insan ruhunda meydana getirdiği hâlettir. Ey İnsan; Fakire, yetime, darda kalmışa el uzatmasıysan Müslümanım demeye hakkın var mi ? İnsan hayatının en önemli meselesi yön bulmaktır. İman, yönü bulduran kuvvettir. İnsan Allah'ın takdir sahasında ileri geri konuşarak haddi aşacağına, kendi irâdesine bırakılan işleri, istikamet üzere yapmaya çalışmalı. Allah’ın zâtını idrâk etmek bir nimettir. İman ise bir insan için en büyük nimettir. İnsan, unutkan bir varlıktır. “Hâfıza-i beşer, nisyân ile ma’lûldür.” Yani, beşerin belleği, unutma zaafı ile hastadır, ârızalıdır. Müslüman insan iyinin ve güzelin ölçüsünü sadece Kur’an’dan öğrenmeli, sonra da devamlı ‘hasene’ olan işleri yapmalıdır. İnsan, ancak bilgi vasıtalarıyla Allah’a giden yolu bulabildiği gibi, kendisini ve çevresini de bu araçlarla tanır ve bilir. İlim, bir ilerleyiştir; insan beyninin ve ruhunun yol alışıdır. Bu yolun ilk adımı İnsan-ı Kamil olma, sonraki adımları da Allah'ı bulmadır. İnsan, bilgisinin sınırını idrâk ederek, kavrayamadığı gerçeklerin de bulunabileceğini kabul
etmelidir. "Fuzuli" kadar olmayan ne çok Fuzuli insan var hayatımızda... İslâm, insan fıtratına aykırı, insanın değerini düşürecek bütün davranışları yasaklar. İnsan,nefsinin izzetini korumakla yükümlüdür.Bu ise ancak Allah'a iman etmek,hayatını O'nun emir ve yasaklarına göre düzenlemekle mümkündür. İnsan eşref-i mahlûkat Ahsen-i takvîm sırrı ile mücehhez varlık Arzın halîfesi, ulvî emânetin yükleneni Hâlık'ın mükerrem ve muhterem eseri. İyi ki cehennem var; yoksa insan azdıkça azar, ezdikçe ezerdi. “Zâlimler için yaşasın cehennem!” Ölüm, insan varlığı için bir âlemden diğerine intikal etmektir. Bu anlamda ölüm yok olmak değildir. Ruh, bâkîdir, yok olmaz. İnsan, dünya hayatında Âhiretini hazırlar. Öldükten sonra, dünyada iken amelleriyle yazdığı kitabını karşısında görür. İslam inancına göre ise bu dünya bir sınav yeridir ve insan bu dünyada yaptığı her hareketinin karşılığını öbür dünyada görecektir. Her insan, gideceği ebedî âlemin azığını, hazırlığını, hesabını, kitabını bu âlemde yapar. Müminler kesin olarak ne götüreceğini bilir. İnsan, insana cehennemde Mü'min, Mü'min'e cennette kavuşur.. Kur'an-ı Kerim, Allah-insan ilişkisinin mâhiyetini ortaya koyar ve bunun hangi kurallara bağlı olarak sürdürüleceğini öğretir. İman eden ve İslâm’ı din edinen bir insan için en önemli iş, inancın gereğini yani “ubûdiyyet görevini” yerine getirmektir. İnsan, duâsıyla değerlidir.İnsan Allah ile tanışık olmanın,dost olmanın ve O’na kul olmanın şerefi için duâ etmeli, duâ ile iç içe olmalıdır. İnsan, Allah ile beraber ancak bir değer ifade eder ve insan Allah’a yakın olduğu derecede insandır. Allah katında en sevimli insan günaha düşmemeye çalışan ile günaha düştükten sonra hemen tevbe edip Rabbinin büyüklüğüne sığınandır. Din ve ahlakın içten,hukukun ise dıştan kontrol altına alamadığı insan, hayatı hem kendine,hem de çevresine zararlı ve yaşanmaz hâle getirir. İnsan, kainat denen bu kitabı dikkatlice okursa Allah’ı her yerde bulur. Müslüman kelimesi; dinini çok iyi bir şekilde yaşayan, Allah’a candan teslim olan, ona samimiyetle bağlanan insan için kullanılır. Samimiyetle, Allah yolunda yürümeye karar veren bir insan Allah’tan mükâfatını alır.
İnsan konuştuğunda hayrı konuşarak, dilini güzelliğe alıştırmalıdır. Güzel konuşma Allah’ın tüm kullarından talep ettiği yüce bir meziyettir. Kur’an-ı Kerim’de insan, aklını kullanmaya, düşünmeye ve ibret almaya davet edilmektedir. İnsan Allah’a karşı büyüklenemez, kibir edemez. O’ndan uzak kalamaz. Çünkü Allah yaratıcıdır, kul ise yaratılandır. Düşüncesinde, yaşayışında ve huyunda şeytana karşı olan insan, “Allah’ın kulu” sıfatını her daim koruyacaktır. İnsan, nefsi için değil; Allah’a ibâdet etmek için, şu fâni dünya için değil; ebedî hayat için yaratılmıştır. Allah, insanı yeryüzünde halife ilan etmiştir. İnsan, Allah'ın kanunlarıyla evrenin nizamını tesis edecektir. "Bilge insan ayrım gözetmeyen insandır; nereden gelirse gelsin, ışık zerreciklerini bir araya getiren insandır." Kim ola ki bu "bilge insan" İnsan hem değişim hem de süreklilik isteyen bir varlıktır. işte bu değişim ve sürekliliği daim kılan tek sistem İSLAM'dır. İslam, vahiy kaynaklı ve insan eksenli bir dindir. İslam, yenilik ve değişim mesajının adıdır. Toplumun kendisine aşıladığı önyargıları tümüyle kabul etmiş olan insan şahsiyetinden çok şey yitirmiştir.Yeniden inşaa ancak İslam ile olur. Akıl sahibi varlık olarak tanımlanan insan, zihnin veya aklın gücüyle bilgi nesnesinin verilerini kavramsal hale getirerek bilgi elde eder. "Ahlâk kavramı salt insanî varlık alanına özgü bir kavramdır." İnsan görünümlü varlıklar için "AHLAK" asla var olamaz... İnsan bedeninin ve aklının edilgenliği, makine tarafından tüm algı içeriklerinin öğesi haline dönüştürülmesi bağımlılığın göstergesidir. İnsan davranışı her zaman toplumsal sisteme bağlı değildir; yapı ile bireyin davranışları arasında karşılıklı bir etkileşim mevcuttur. Bu dünyadan geçip gitmek zorunda olan İNSAN olarak bu kadar acı ve ölüm "İNSAN" eliyle mi oluyor sorusu aklımızdan hiç çıkmamalı değil mi? AŞK; İnsan hayatının en mühim davasıdır.. Samimiyet ister, Ciddiyet ister, Özen ister, Özveri ister, Gayret ister, Emek ister... Sarılıyoruz her birimiz bir yere Kimimiz yere yurda Kimimiz taşa toprağa Kimimiz mala mülke Ama insan bir tek şeye sarılmalı Sadece ALLAH'a.