Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir (hayydır), bütün varlığın idaresini yürüten (kayyum)dir. O'nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O'nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Onların her ikisini de görüp gözetmek O'na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür. Bakara / 255 Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
1
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Elhamdü lillâhi rabbil-àlemîn. Ves-salâtü ves-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
2
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Neden Severiz? Sevgi, Allah’ın insanlara bahşettiği en büyük nimetlerden biridir. Önemli olan, bu sevginin hangi düşüncelerle kime beslendiği ve gerçek sevgi olup olmadığıdır. Şüphesiz ki insan iyiliğin esiridir. Kalpler kendisine iyilik yapana karşı sevgi duymak üzere yaratılmıştır. Eğer bir insan kendisine iyilik yapan bir insanı severse, ya ona bir hediye verir veya dar zamanında ona yardım eder. Örneğin kendisini evinde ağırlayan, ikramda bulunan birine minnet duyar; özellikle de ev sahibi ince düşünceli biriyse ve söylenmesine gerek bırakmadan o kişinin her ihtiyacını eksiksiz bir şekilde karşılıyorsa... Bunun gibi, ciddi rahatsızlıkları olan bir insan da, doktorunun tedavisiyle şifa bulduğunda ona nasıl teşekkür edeceğini bilemez. Yine bir insan karşıdan karşıya geçerken, kendisini bir arabanın çarpmasından kurtaran kişiye hayatını borçlu olduğunu söyler. O kişiyi ödüllendirmek, ona olan minnettarlığını göstermek için elinden gelen her şeyi yapar. Hasta ve muhtaç durumda olan bir insan, kendisine bakan, ihtiyaçlarını karşılayan kişiye, duyduğu minnet nedeniyle çok iyi davranır, saygı ve sevgi gösterir, yaptığı her iyilik için sürekli teşekkür eder. O kişiyi kesinlikle kırmak istemez. Kısacası, her insan kendisine sürprizler yapan, güzellikler sunan, iyilikte bulunan kimseleri çok sever, onlara karşı saygıda ve ihtimam gösterme konusunda bir kusur etmemeye gayret eder. Sevgi insanın tercihini belirleyen bir duygudur. Sevilen bir şey aynı zamanda tercih ediliyor demektir. İnsan tercih ettiği şeye karşı sevgi besler. Farklı seçenekler arasında kalan kimsenin tercihini belirleyen faktör sevgidir. İnanç konusunda bir tercih yapmak durumunda olan insanın iman ya da inkârdan birisini seçmesinde sevgi önemli bir rol oynar. Sevmek, kişilere ya da şeylere karşı eğilim duymaktır. Sevgi en geniş anlamda, insanları birbirine yaklaştıran olumlu ve iyi duyguların tümüdür. Sevgi, yüksek bir ideale yönelmeye en elverişli ve kutsallık duygusunun tohumlarını taşıyan bir duygudur. Seven kişi sevdiği varlıkla bütünleştiğini duyumsar. Onunla simgesel bir bütünleşme içerisine girer, ruhen aradaki mesafe kapatılır, onunla temelde birlik içerisinde olduğunu duyumsar. Sevgi gibi yüceltici bir kavramın kendisiyle bağlantılı olarak düşünüldüğünde, tam olarak yücelmiş bir sevgi odağı bulunur ki, o da Yüce Allah’tır. Allah sevgisi en yalın ve dolayısıyla en yüksek sevgidir.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
3
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Sevgide bir tür seçicilik, seçilen / sevilen varlığa odaklanma hali vardır. Sevgi Allah’tan başkasına aşırı bir şekilde yoğunlaşırsa şirk ortaya çıkabilir. Sevgisiz imanın teşekkül etmesi imkânsızdır. İman tıpkı bir sevgili gibidir ve onu sevecek birine ihtiyaç vardır. İman edenlerle Allah arasındaki ilişki sevgiye dayanır. İslâm dininde eğitim sevgi esası üzerine kurulmuştur. Din duygusu, sevgi gibi temel duygular üzerinde yükselen bir duygudur. Temelinde sevgi olmayan hiçbir eğitim tam olarak başarıya ulaşmayacağı gibi, sevgiyi esas almayan bir din de geniş kitleler arasında yaygınlaşıp benimsenmez.
En Çok Sevmeye Layık Olan… Birçok insanın unuttuğu çok önemli bir gerçek vardır ki, bizleri sevindiren, bizi ağırlayan, bize güzel rızıklar ve nimetler sunan, hoşumuza giden her şeyi yaratan, her sabah uyandığımızda bizlere tekrar hayat bahşeden, bizleri tehlikelerden koruyan, hastalandığımızda bize şifa veren, ilaçları vesile ederek ağrımızı veya acımızı dindiren, canlı ve cansız tüm varlıkların sahibi olan Allah’tır. Bu nedenle insan sahip olduğu nimetler ve karşılaştığı güzelliklerden dolayı, sevgisini, saygısını, minnet duygusunu, vefasını ve şükranını Allah’a yöneltmelidir. Bir insana yardımı için teşekkür ederken, o kişiye bu yardımı ilham ederek rahmetini ulaştıranın Rabbimiz olduğu kesinlikle unutulmamalıdır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Gerçek şu ki, göklerin ve yerin mülkü
Allah’ındır, diriltir ve öldürür. Sizin Allah’tan başka Veliniz ve yardımcınız yoktur .” Tevbe / 116 Hz. İbrahim (a.s) Allah’a yaptığı duada Rabbimizin insanlar üzerindeki rahmetini şöyle dile getirmektedir: “Beni yaratan ve bana hidayet veren O’dur;” bana yediren ve içiren
O’dur; hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur; beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O’dur, din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O’dur .” Şuara / 78
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
4
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Yüce Allah bizleri yoktan var etmiş ve bizlere sonsuz nimetler bahşetmiştir: “O, kendisinden dilediğiniz her şeyi size verdi. Öyle ki Allah’ın size verdiği
nimetleri birer birer saymaya kalksanız, mümkün değil, onları sayıp bitiremezsiniz. Gerçekten insan zalim ve nankördür .” İbrahim / 34 “O, insanı bir damla sudan yarattı. Buna rağmen o, Rabbine apaçık bir
hasım oluvermiştir. Hayvanları da o yarattı. Onlarda sizin için ısınmanızı sağlayan şeyler ve birçok yararlar vardır… Gökten suyu indiren O’dur. Hem içeceğiniz su ondan oluşur, hem de hayvanlarınızı içinde otlattığınız ot ve ağaçlar… O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah’ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok ibretler vardır.” Nahl 4 -12 O halde insan, en fazla Allah’ı sevmesi gerekir. Çünkü O insanı yoktan var etti. Ona rızık veren ve hastalandığında şifa veren yine odur. Allah sevgisi, din eğitimi disiplininde önemli meselelerden birisidir. Kur’an’a göre Allah temellerinden birisidir.
sevgisi
bütün
erdemler
konusunda
ahlâk
eğitiminin
Kur’an’da Allah-insan ilişkisinin sevgi boyutunu ortaya koymada en çok kullanılan kelime “muhabbet”tir. Kur’an’da kullanılan ve muhabbetle aynı kökten gelen “istehabbe” kelimesi, irade ve sevgi olgusunu birlikte ifade edebilen bir kavramdır. Kur’an’ın ortaya koyduğu sevginin temelinde iman unsuru dikkati çeker. Kur’an, sevgiyi iman gibi güçlü bir zemine oturtur. Kur’an’da Allah ile kul arasındaki sevgi ilişkisini konu edinen âyetler, bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak Allah sevgisinin meyvesinin / sonucunun amel, itaat, ilâhî emirlere uyma olduğuna işaret ederler. Kur’an’a göre Allah sevgisi, kalpte gizli olan duygusal bir tecrübeden, yaşantıdan ibaret değildir. Amellere yansımayan Allah sevgisi, eksik ve olgunlaşmamış bir sevgidir.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
5
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Kur’an, Allah ile insan arasında da karşılıklı sevginin kurulabileceğinden bahseder. Allah’ı seven insanların Allah tarafından sevilebileceğini açıklar. Kur’an’da Allah ile kul arasındaki sevgi ilişkisini konu edinen âyetler, bazen doğrudan bazen da dolaylı olarak Allah sevgisinin meyvesinin, sonucunun amel, itaat, ilâhî emirlere uyma olduğuna işaret ederler. Kur’an’a göre Allah sevgisi, kalpte gizli olan duygusal bir tecrübeden, yaşantıdan ibaret değildir. Kur’an’a göre, insanın dünyada sevdiği varlık ve kıymetlerin hiçbirisi Allah sevgisinden ve ilâhî amaçlara duyulan muhabbetten daha sevimli ve öncelikli olmamalıdır. Kur’an’a göre, Allah sevgisi, yalın bir sevme eyleminden ya da bir tür hoşlanmadan ibaret değildir. Allah sevgisi, O’na karşı ciddi bir sorumluluğu gerektirir. Tam manasıyla Allah’ı seven kimse, kendini Allah’a ve O’nun yoluna adar. Kur’an’a göre insan, mutlak manada kendini Allah’a ve ilâhî amaçlara adamalıdır. Kur’an’a göre adanırcasına sevilebilecek tek varlık Yüce Allah’tır. Kur’an’a göre Allah sevgisi, kalpte gizli olan duygusal bir tecrübeden, yaşantıdan ibaret değildir. Kur’an’a göre, Allah’a duyulan sevgi, muhteva ve niyet yönünden O’nun dışında hiçbir varlığa gösterilmemelidir. Kur’an, kula Allah’ın sevgisini kazandırabilecek amelleri ayrıntılı bir şekilde açıklar.Kul ancak belli, inanç, tutum ve davranışlar sayesinde Allah’ın sevgisini kazanabilir. Kur’an’da, Allah’a olan sevgisini artırmak, sürekli ve canlı tutmak isteyenlere yapılan önerilerden birisi, Allah yolunda mücadele edenlerle birlikte tam bir dayanışma ve uyum içerisinde çalışmaktır. Allah, birbirini seven, birbirine destek olarak Kendi yolunda İslâm düşmanlarına karşı savaşan müminleri sever.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
6
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Kur’an, Allah ile kul arasındaki sevgi bağından söz ederken, Allah’ın kullarını sevmesini her defasında bir koşula bağlar. Bu koşul genellikle kulların tutum ve davranışlarıyla ilgili olur. Yüce Allah, koşullu olarak belli tutum ve davranışları benimseyen, karakter edinen insanları seveceğini açıklar. Allah’ın sevdiğini açıkladığı insanların özellikleri, ahlâkî açıdan olumlu karakterlere sahip olmalarıdır. Yüce Allah, ahlâklı davrananlara sevgisini vaat ederek, insanları erdemli olma yolunda eğitmeyi istemektedir. “Sevgisi”ni insanın eğitimine vasıta kılmaktadır. Kur’an, cinsel ahlâka ilişkin kuralları insanlara benimsetirken Allah sevgisini öne sürer. Yine herhangi bir şekilde ahlâk dışı davranışta bulunmuş kimseyi bu davranıştan vazgeçmeye yani tevbe etmeye teşvik ederken, Allah’ın tevbe edenleri sevdiğini hatırlatır. Kur’an’ın müminleri ahlâk yönünden eğitirken sıklıkla öne çıkardığı teşvik unsurlarından birisi Allah sevgisidir. Kur’an’ın, insan davranışlarını Allah sevgisi aracılığıyla eğitirken örnek verdiği tutumlardan birisi de adalettir. Allah, adalet gibi ahlâkî davranışları kullarına emrederek kullarıyla arasında ahlâkî bir ilişki oluşturur. Allah’ın buyurduğu ahlâkî emirleri yerine getiren kul, O’nunla ahlâkî ilişki kurmuş olur. Kur’an’da Allah ile kul arasındaki sevgi ilişkisini konu edinen âyetler, bazen doğrudan bazen da dolaylı olarak Allah sevgisinin meyvesinin, sonucunun amel, itaat, ilâhî emirlere uyma olduğuna işaret ederler. Kur’an’da Allah sevgisini konu edinen mesajların amacı, insanların iyi ahlâk sahibi olmalarını sağlamaktır. Kur’an, müminlerin sağlıklı bir imana sahip olmaları, olumlu bir ahlâkî kişilik geliştirmeleri konularında sık-sık Allah sevgisine dikkat çekmiştir Allah, öncesi olmayan evvel, sonu olmayan ahirdir. Allah, nuru ile bilgisizleri basiret sahibi yapar, doğru yolunu göstermekle de günahkarları irşat eder. Allah, evrensel gerçekleri ve ilahi hakikatleri görme, sırat-ı mustakim üzere yaşama, nihai mutluluğa erme bilgi ve imkanlarını insanlara lütfetmiştir... Allah her mükellefe akıl, kavrayış ve zaruri bilgiler verir, böylece ona yol gösterir.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
7
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Yüce Allah, “O evveldir, ahirdir, zahirdir, batındır. Allah göklerin ve yerin nurudur. Allah mecazi değil, hakiki manada nurdur. Allah gök ve yer ehlini nuru ile hidayete erdirendir. Allah’ın nuru”ndan maksat ise, Kur’an’dır Allah insanları akıl nuru ve Kur’an nuru ile aydınlatır. Allah kainatın hakiki manada nurudur. Allah’ın nuru kendi zatındandır. Allah’ın nurundan maksat, kendisiyle müminlere yol gösterdiği hidayeti, her insana bahşettiği ilahi ışığı anlamındadır. Allah göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır. Allah göklerdeki ve yerdeki varlıklara yol göstericidir. Allah iman edenlerin velisidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Allah, aşkın zatı ve emsalsiz yüce sıfatları ile yaratılmışlardan hiç birisine benzemez. Allah’ın yaratmasında değişiklik olmaz. Allah, dilediği kimseyi sırat-ı mustakime iletir. Allah’tan başka hic kimse, bir başkasını, istemediği halde doğru yola iletip onda muvaffak kılamaz. Allah ancak dilediği kimseyi hidayete erdirir. Allah, dilediği kimseyi hidayetine kavuşturur... Allah insanlar için örnekler verir. Allah, ancak dilediği kimseyi nuruna kavuşturur...” Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
8
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Allah’ın yaratmasında ise, hiçbir değişiklik yoktur. Allah fıtri din, akıl,peygamber ve vahiy /Kitap gibi her biri bir öncekinden daha üstün ve aydınlatıcı ilahi hidayet rehberleriyle insanoğlunun zihnini ve yolunu “Nur üstüne nur…” ile aydınlatmıştır... Allah hesabı çabuk görendir. Allah, kullarından akıl gözüyle bakıp nefsinin insafıyla düşünen ve O’na ulaştıran caddeden sağa sola sapmadan yürüyen kulunu hidayette muvaffak kılar Allah, matluba kesin olarak ulaştıracak olan bu üst üste yığılmış muazzam ve harika nuruna, özel hidayetine, ancak kullarından isteyen kimseyi eriştirir…” Allah her şeye güç yetirir. Allah olmadan, O’nun kusursuz yaratma süreci ve iradesi devam etmeden hiç bir canlı veya hiç bir organ varlığını ve işlevini sürdüremez! Allah insanları hayra teşvik eder, ama şerre rıza göstermez… Allah, inkar eden kimseleri asla sevmez. Allah’ın izni olmadan hiç kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Allah, murdarlığı/kafa karışıklığını aklını kullanmayanlara verir. Allah insanlara anlayabilecekleri en uygun dil ve uslup ile hakikatleri açıklar. Allah, ancak isteyen kimseyi nuruna kavuşturur ve onda muvaffak kılar... Allah insanı aklı, iradesi, iyi ve kötü fonksiyonları açısından diğer yaratıklardan farklı kılmıştır. Allah, zamandan münezzeh olup, anda bulunduğu için, geçmişi de, şu anı da, geleceği de kendinde toplar. Allah’ın, insanı yaratmasının nedeni; onun iyi yetişip, kendisine iftihar vesilesi olmasıdır.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
9
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Dinî açıdan kendi kişiliğini değerlendiren, subjektif olarak gözlemeyen bir insan, Allah’ı ne kadar sevdiğini kendi amellerine bakarak önemli ölçüde belirleyebilir. Çünkü samimi olarak, Allah rızası için yapılan doğru ameller, kalpteki Allah sevgisinin dışarıya yansıyan görüntüleridir. Mümin, inandığı Allah’a ve bağlandığı değerlere karşı duygusal olarak yöneliş gösterir. Dinî tecrübe Allah’a karşı duyulan sevgi gibi duygu ve tutumları dile getirir. Sevgi, dinî tecrübe içerisinde yer alan önemli duygulardandır. İnsanların duygularını eğitip yönlendiren Kur’an, insanın hangi varlığı ne derece seveceğini öğretir. Özellikle Allah’a ve ilâhî değerlere karşı beslenmesi gereken sevginin başka varlık ve oluşumlara kanalize edilmesini doğru bulmaz. Kur’an’a göre ilâhlık sevgisinin Allah’a, değerler ve hayat görüşü sevgisinin ilâhî değerlere yöneltilmesi ideal mümin kişiliğinin tamamlayıcı unsurlarından birisidir. İnsan, maddi dünyanın varlık ve değerlerini sevebildiği gibi, metafizik alanın varlığı olan Allah’a ve ilâhî değerlere de sevgiyle bağlanabilmektedir. İnsanın sonsuz bir varlığa bağımlı olması, O’na karşı sevgi beslemesi hem akla uygun hem de doğal bir durumdur. İnsanların Allah hakkında tecrübe ettikleri nitelikler arasında ilâhî iyilik, aşk gibi özellikler vardır. Allah sevgisi gibi dinin vazgeçemediği duygular, dindarlığın tamamlayıcıları olarak inananlar tarafından yaşanırlar. İnsana özgü psikolojik bir durum olan Allah aşkı / sevgisi, dindarlığın kaynağını oluşturan duygulardandır. İnsanın temel eğilimlerinden biri si olan sevgi, en üstün şekliyle “ilâhî sevgi”de gerçekleşir. Diğer yandan Allah sevgisi kurucu sevgidir. Bu sevgi sayesinde iyiyi, doğruyu, adaleti, erdemi, tabiatı, canlıları ve insanı severiz. İnsanın kendini Allah’a vermesi kendinden vazgeçmek değil, kendini O’nun yolunda bulması manasına gelir. İnsan, sevgiyle kalbini Allah’a bağlar, bununla da yetinmez, Allah’a olan sevgisini ortaya koyabileceği eylem ve fedakârlıklara girişir. İnsanda sevginin zirvesi, yücelik, saflık ve ruhsal açıdan en büyüğü, Allah’a karşı olan sevgidir. İnanan bir kimse Allah sevgisini her türlü sevgiden üstün tutar.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
10
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
İnsan, sevgisini çok yüce ve üstün bir varlığa -aşağıdan yukarıya doğru- yöneltebilir. Yukarıdaki yüce varlık da kendisine yönelen sevgiyi –yukarıdan aşağıya doğrukarşılıksız bırakmaz. İşte Allah ile kul arasında böyle bir sevgi alışverişinden söz edebiliriz. İnsan ilâh olarak Allah’ı severse, başka varlıkları bu şekilde sevemez, sadece Allah’a muhabbet besler. Allah’tan başkasını ilâh derecesinde sevenler de, Allah’ı sevmekten uzak kalırlar. İnsanın maddî amaçları ve adanmışlıkları ilâhî olanın önüne geçiyorsa, Kur’an’ın ifadesiyle, “kişi, başına geleceklere hazır olmalıdır.” İnsanın duygu ve eğilimlerini yönlendirmeyi amaçlayan Kur’an, sevgi duygusunu da ilâhî ölçülere uygun olarak şekillendirmeyi hedefler. İlâhî amaçlar uğruna sabır ve dayanıklılık göstermek Allah katında büyük bir erdemdir. İnsanın sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilmesinin ön koşullarından birisi, sağlıklı bir dinî inanca ve Allah sevgisine sahip olmasıdır. İnsan, Allah’ın sevgisini kazanma amacıyla madden ve manen kendini her türlü kirden arındırmaya gayret ederse, Allah da onu bu gayesine ulaştırır, maddi ve manevi kusurlardan korur. Allah’ın bu hidayet ve ihsanı, O’nun kulunu sevdiğinin göstergelerinden biri olarak kabul edilebilir. İnsanlar Allah’a duydukları sevgiyi nasıl tutum ve davranışlarıyla ortaya koyabiliyorlarsa, Yüce Allah da kullarına olan sevgisini, onlara inayetiyle, hidayetiyle yani bu tür fiilî sıfatlarını tecelli ettirmek suretiyle anlaşılır kılar. Gerçek manada inanan kimse, Allah’a karşı aşk ve muhabbet beslemek, bunu söz ve davranışlarıyla ortaya koymak durumundadır. Allah’ı sevmek, O’na itaat ederek kendi iradesini Allah’ın iradesine tâbi kılmak anlamına gelir. Kişi Allah’ın gönderdiği peygambere uymakla Allah’ı sevmiş olur. Allah sevgisi, inanan insanın eylemlerini etkileyen ve bütün davranışlarının üzerine kurulduğu bir güçtür. Allah sevgisinin insan kişiliği üzerinde tesiri ve meyveleri / sonuçları vardır. Allah’ı sevmek ve O’nun tarafından sevilmek, bir insan için hem dünyada hem de âhirette erişilebilecek iyiliklerin, mutlulukların en büyüğüdür. İşte bu gerçek sevgi, kendi nefsini tanıyabilen ve Yüce Allah’ı hakkıyla takdir edebilen müminlerin elde edebileceği bir meziyettir. Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
11
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Allah’ı sevmenin nicelik ve niteliği, peygamberine tâbi olmanın nicelik ve niteliğiyle doğru orantılıdır. Allah’ı sevmek, kuru sözle değil, O’nun buyruklarını tutmakla olur. Allah’ın buyruklarını insanlara duyuran, O’nun sağlam yolunun rehberi Hz. Muhammed’dir. O halde elçiyi iyi tanımak, sevmek, onun Allah’tan getirdiği mesajları –tevhîd inancını ve kulluk esaslarını- benimsemek ve onlara uymak gerekir. Peygamberin getirdiği iman ve tevhîd ilkeleri, ruhları arındıran ibadet esasları Allah sevgisinin göstergeleridir. Peygambere uymak Allah’ı sevmenin bir gereğidir. Allah’ı sevdiği iddiasında samimi ve sadık olan kimse, Hz. Muhammed’e, onun sünnetine uymalı / sevgi beslemeli, getirdiği mesajları seve-seve kabul etmeli, tıpkı onun gibi dinin esaslarına tam bir samimiyetle sarılmalı, onu kendine her konuda model edinmelidir. Allah sevgisi, Kur’an sevgisi ve bağlılığı, Peygamber sevgisi, sünnet sevgisi ve bağlılığı arasında ayrılmaz ilişki vardır. Ahlâk kanununun en etkili yaptırım gücü Allah sevgisidir. Mümin, Allah sevgisinin etkisiyle ahlâkî vazifelerini yapmaya, motive olur; Allah’ın sevdiği her işi ve ahlâkı sever. Allah sevgisi, varlık şartları içerisinde en önemlisidir. Allah’a iman etmeye götüren iradenin gerisinde, O’na duyulan sevgi gibi duygular vardır. Sevgi, imanın bir tezahürü ve uygulamasıdır. İnanan bir insan psikolojik yönden Allah’ı sevilen bir varlık olarak tanır. Allah sevgisi sadece kalpte hissedilen ve yaşanan bir tecrübe değildir. Bu sevgi, kulun Allah ile olan ahlâkî ilişkisini harekete geçirir ve sürdürülmesini devamlı olarak teşvik eder.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
12
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Allah, kendisine inanan insana birtakım görevler yükler. Bu görevlerin Allah’ın istediği şekilde ve kararlılıkla, ömür boyu, sürekli yerine getirilmesi, ancak derin ve kutsal bir sevgi bağı ile mümkündür. Allah sevgisi bir tür adanmadır. Burada sevgi, sevilen varlık için kendi “ben”ini kaybetmek anlamına gelir. Allah-insan ilişkisi açısından baktığımızda, imanın duygusal unsurlarından birinin muhabbet olduğunu görürüz. Allah sevgisi, kardeş sevgisi, anne sevgisi, dünya sevgisi, mal sevgisi, tabiat sevgisi, insan sevgisi gibi sevgiler sevgi duygusunun çeşitli yönelişleridir. Bu sevgilerin her birinin belli bir oranı vardır, ancak Allah sevgisinde oran ve sınır söz konusu değildir. Allah sevgisi, sevginin kaynağı olup O’na dönük sevgi, yerinde ve isabetlidir. Allah’a karşı sevgi, inanç açısından insanın kişiliğini şekillendiren olgulardan birisidir. Allah’tan daha kusursuz ve sevilmeye değer bir varlık düşünülemez. Allah sevgisi insanı O’na ulaştıran yollardan birisidir. Her vesileyi, fırsatı Allah’a yönelmek için değerlendiren müminleri Allah sever. Allah tevekkül ederek Kendi’sine güvenen, sığınan müminlere sevgisiyle mukabele eder. Allah sevgisi kulu manevi olarak Rabb’ine yaklaştırır. Allah, her konuda olduğu gibi, sevgi konusunda da insanlardan ölçülü ve dengeli olmalarını ister. Mü’min , hem bollukta hem de darlıkta Allah’a sevgi beslemeyi sürdürür. Mü’min olmanın ayırıcı vasfı olan Allah sevgisi, insana iyilikler yaptırır, başkalarını da sevdirir, onu ahlâken en yüksek seviyeye çıkarır. İmandan ve imanın gereği olan kurallardan sapmak, kişiyi Allah’ın sevgisine layık olmak yerine O’nun hoşnutsuzluğuna, lanetine uğratır.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
13
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
İman edenlerin Allah’a olan sevgileri, Allah’tan başka tanrılar edinenlerin tanrılarına olan sevgilerinden daha şiddetlidir / güçlüdür. Onlar hiç kimseyi ve hiçbir şeyi Allah’ı sevdikleri gibi sevmezler. Allah’ı tam bir samimiyet ve kanaatle, kesintisiz / sürekli, gerçekten severler. Allah’a iman etmek, en çok O’nu sevmeyi gerekli kılar. Sevgi Allah’a olan imanın belirtilerinden birisidir. Gerçek manada iman eden insan Yüce Allah’ı çok sever. Allah’a inanmak, insanın tüm arzularını O’nun yolunda feda edecek kadar sevmesini gerektirir. Allah sevgisinin ilk bakışta imanın sadece duygusal boyutlarından biri olduğu düşünülür, imana eşlik eden bir kalp eylemi olduğu kabul edilir. Oysa Kur’an, ilâhî sevgiyi ısrarla insanın tutum ve davranışlarıyla ilişkilendirir. İman edip imanın gereği olarak iyi davranışlarda bulunmayı ilâhî sevgiye ulaşmanın yolu olarak gösterir. İlâhî sevgiye hak kazanmak için dinin öngördüğü bütün emir ve yasaklara uymak gerekir. Yüce Allah ihsan sahibi, iyi davranışlarla kendisine yaklaşan kimseleri sever. Kişi iyilik sayesinde ilâhî muhabbete kavuşur, böylece Allah’a yakınlaşır. İlâhî muhabbeti kazanabilmek için iyiliksever olmaya çalışmak gerekir. Allah sevgisine mazhar olmak insanın ulaşabileceği en yüksek derecedir. Yüce Allah, iyiliği bir alışkanlık haline getiren ve muhsin olarak nitelenen kimseleri sevdiğini açıklar. Yüce Allah’ın sevmesi –O’nun bütün sıfatlarının insanların sıfatlarına benzemekten münezzeh olması gibi- insanların sevmesine benzemez. Allah’ın kulunu sevmesinin eseri, kulun ahlâkında, davranışlarında, düşüncelerinde ortaya çıkar.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
14
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Yüce Allah, toplumu faiz gibi ilişkilerden alıkoyabilmek için ilâhî sevgiyi konu edinmiştir. Allah tevekkül edenleri sever, onları kurtuluşa, hayırlı başarılara ulaştırır. Allah’ın tevekkül eden kullarını başarıya ulaştırması, doğruya yönlendirmesi, onlara olan sevgisinin bir gereğidir. “Allah tevekkül edenleri sever” ifadesinde müminleri yalnız Allah’a sığınmaya teşvik vardır. Allah’ın kulunu sevmesi ise, insanlar arası sevgi ilişkilerinden farklıdır. Allah’ın sevgisinin mahiyetinin açıklamasını yapmak mümkün değildir. Bununla birlikte müfessirler, Allah’ın kulunu sevmesinin belirtileri olabilecek bazı durumları sıralamaktan geri durmamışlardır. Allah’ın kuluna hem dünyada hem de ahirette vermeyi dilediği her türlü iyiliği, Allah’ın o kişiyi sevmesinin bir göstergesi kabul etmişlerdir. Allah’ın kulunu sevmesi O’nun ulûhiyetiyle ilgili bir durumdur. Allah’ın sevmesinin içyüzünü ve mahiyetini insanlar bütünüyle kavrayamazlar. Allah’ın kulunu sevmesi, ona ikramda bulunmasından, derecesini ve şerefini yükseltmesinden ibarettir. Allah’ın hidayetiyle imanı seven müminler, küfrü çirkin, sevimsiz, hoşlanılmayan bir olgu olarak görebilmişlerdir. Olgun bir iman, dil ile ikrar, kalp ile tasdîk, ilâhî değerlere uygun davranış, küfürden hoşlanmamaya karşılık iman sevgisidir. Yüce Allah, mü’minlere imanı sevdirmiş, onlardan hiç ayrılmayacak şekilde imanı onlara yakınlaştırmış, hoş göstermiş, gönüllerinde onu süslemiş, İslâm’ı onlar için en sevimli din kılmıştır. Allah’ın sevdiği ve değer verdiği bir kul olabilmek her müminin en önemli amacıdır. Kur’an, bu amaca ulaşmanın yollarını sık-sık hatırlatarak hem müminin Allah sevgisini canlı ve sürekli tutmakta hem de ona erdemli bir kişiliğe sahip olacak fırsatlar hazırlamaktadır.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
15
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Yüce Allah adil ve eşit davrananları sever, onları gözetir, derecelerini yükseltir, ödüllendirir. Yüce Allah bazı davranışları insanlara ve ilâhî otoriteye karşı işlenmiş bir suç / günah sayar. Dinin günah saydığı davranışları yapmanın insanla Allah arasındaki en önemli bağlardan birisi olan sevgiyi ortadan kaldırdığına işaret etmiştir. Allah’ın sevgisi, doğru yolda yürüyen, emanetlere riayet edenlere yöneliktir. Allah, nimetlere şükreden, günahlardan tövbe eden kimseleri sever. Allah rızası için yapılan doğru ameller, kalpteki Allah sevgisinin dışarıya yansıyan görüntüleridir. Allah’ın bir şeyi sevmesi, ondan razı olması anlamına gelir. Hiçbir sevgi, insana Allah, sonra peygamber sevgisinden ileri olmamalıdır. Allah ve peygamber sevgisi her şeyin üstünde tutulmalıdır. Gerçek dindarlık Allah’ı sevmekle mümkündür. Dinin temeli sevgiye dayanır; dinde Allah ile insan anasındaki ilişkilerin esasını sevgi oluşturur. Allah’ı sevmek, O’na gönülden bağlanmak, O’na isteyerek itaat etmek dinî hayatın temel şartıdır. Sevgi, imanın ve amellerin ruhudur, sevgi olmayınca onlar ruhsuz beden gibi kalırlar.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
16
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Allah sevgisinin ve bu sevgiyle iyi davranışlarda bulunma alışkanlığının temelleri çocuklukta atılır. Çocuklar Allah sevgisine dayanan iman ve ahlâk eğitimine olumlu tepkiler verirler. Çocuklukta kazanılan bu yapıcı Allah tasavvuru hayat boyunca müminin Allah ile inanç ve davranış boyutunda olumlu ilişkiler kurmasına yardımcı olur. Dengeli bir Allah tasavvuru kazandırabilmek için çocuklara, yaşlarının gereği olarak Allah’ı, “seven bir varlık” olarak tanıtmak öncelikli bir yöntem olarak seçilmelidir. Çocukların yanlış davranışları düzeltilirken, olumlu mesajlar verilmelidir. Bu konudaki Kur’an ifadelerinin tekrarı bile tek başına yeterli olabilir.
Yanlış davranışı olan çocuğa, “güzel davrananları Allah sever”, “iyilik yapan kimseyi Allah sever”, “doğru söyleyeni Allah sever”, “temiz olanları Allah sever”, “yanlıştan vazgeçeni Allah sever”, “günah işlemeyeni Allah sever”, “hak yemeyeni Allah sever” gibi Kur’an ifadelerini sıklıkla tekrarlamak hem çocuklukta hem de yetişkinlikte kalıcı ve aynı zamanda dengeli bir Allah tasavvurunun edinilmesine imkân sağlar.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
17
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Allah’ı Sevenin Özellikleri Allah’ı gerçekten seven kimse de bulunması gereken bir takım vasıflar vardır. O vasıflardan bazılarını burada zikredecek olursak; 1. Allah’ı gerçekten seven kişi, Allah’ın her emrini kusursuzca yerine getirmek için büyük bir titizlik gösterir. 2. Allah için Allah yolunda çalışır, Allah’ın dinini yaşamaya ve yüceltmeye gayret eder. 3. İnsanların ileri geri konuşmalarından korkup dinini yaşamaktan geri durmaz. 4. Mü’minlere karşı mütevâzî, kâfirlere karşı izzetli olur. 5. Peygamber Efendimizi kendine örnek edinir ve sünnetine elinden geldiğince uyar. 6. Allah için işitir, Allah için görür, Allah için tutar, Allah için yürür, amellerinde Allah’ın rızasını arar ve ister. 7. Mü’minleri Allah için sever. Eşi, ailesi, çocukları, annesi, babası, akrabaları, komşuları ve bütün müslümanlar ile iyi geçinir. 8. Allah’ın yaratıklarına karşı bağışlayıcı ve merhametli olur. Kimseye zararı dokunmaz. İyiliklerini artırmaya çalışır. 9. Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerimi çok okuyup, anlamaya ve içerdiği prensipleri hayatında uygulamaya gayret eder.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
18
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Râbiatü’l-Adeviyye şöyle diyerek ne güzel söylemiştir: Hem Allah’ı sevdiğini söylüyorsun hem de Allah’a isyan ediyorsun. Ömrüme ant içerim ki bu mantıksız bir davranıştır. Şayet sevgin gerçek olsa idi, muhakkak O’na itaat ederdin. Zira seven sevdiğine itaat eder. Gerçek Mü’min için en mühim haslet ve en büyük devlet, Allah Teâlâ’yı sevmek ve O’nun tarafından sevilmektir; erişilecek mertebelerin en yükseği budur. Hayatımızda bütün çabamız bu gayeye ulaşmak için olmalıdır. Ne mutlu o kimseye ki, Allah’ı her şeyden çok sever ve O’na hakkıyla kul olmaya gayret eder. Yazıklar olsun o kimseye ki, kendisini bir damlacık sudan yaratan yaratıcısını unutur ve hayat sermayesini boş şeyler için harcar.
ALLAH DİYENLER Sonsuz sınırsız bir varlık düşünün, onun dışında başka bir varlığın olması asla söz konusu değil ve sizin varlığınız onun varlığı ile kaim, kısaca ikinci bir varlık yok. Sayılan bu vasıfları yani “ALLAH” isminin anlamını kendinde bulan veya bulmak için uğraş veren bireyler yaşamlarında belirli düzenlemeler yaparak hareketlerini, konuşmalarını gözden geçirmek zorundadır. Bu kulvarda gezinen ve seyredenler, yani Allah Diyenler, bazı kelimeleri kullanamazlar, söylemeleri anlamsızdır. Şayet kullanıyor iseler, ALLAH KAVRAMININ YANINDAN PEK GEÇMEMİŞLERDİR. Allah kavramının anlamını yaşayan, dedikodu yapamaz, kimseyi arkasından çekiştiremez.. Allah Diyen!in korkusu olmaz. İçi ve dışı bir olur. Açıklık ilkesine önem verir. Şeffaftır, menfaatlere dönük bir yaşamı kabul edemez.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
19
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Sevgiyle yaşar. Yaratılmışı bu nedenle sever. Sevgide ne hoyratlığa ne sırnaşıklığa razıdır. Allah Diyen, "ben" demez "sen" der. Kendisine yapılan olumsuz hareketlere yanıt vermez. Olumlu ve olumsuz kavramları cem etmeye çalışır. İyiliğin karşılığını beklemez; bu yönde yaptığı fiili unutur. Hangi koşul olursa olsun, doğruyu söyler, yalanın arkasına sığınma ihtiyacı duymaz. Kimseyi kendinden küçük görmez. Üstün bulduğu kapsamlı bireylere hayranlık ve saygı duyar. İnsanı bitirmek için uğraş vermez, bir gün onun yaşadığı olumsuz şeyin kendisini de bulabileceğini düşünür. Hazmı sonsuz ve sınırsızdır. Her konuda yeterli bilgiye/ilme vakıftır. Yeniliğe açıktır. Ancak eskiyi bir kenara atma gibi basit hareketlere girişmez. Yenilik ölçülerinde modalara kapılmaz. Sistemi göz ardı edemez. Sistemle çevrelenmiş de değildir. Neden? Niçin? Nasıl? gibi sualleri eleştiri yönlü değil, bilmek için kullanır. Bilginin hızla el değiştirmesi de onda vazgeçilmez bir zevk oluşturur. Vasıfsız ve basit yaşamı yeğler. Bilginin yaşama dönüşmesini arzular. Biyokimyasal yapısındaki elektriği son bulmak zorundadır. Kızmanın, sinirlenmenin, parlamanın, hiddetlenmenin bu elektriğe dayandığını bilir. O’nun kabul sınırı olamaz, açıkçası inkâr edebildiği bir şey yoktur.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
20
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Düşünmenin, eylemin her türüne saygı duyar. Kendisini parçalamak isteyenlere, iftirayı meslek haline getirenlere mütebessim bir çehre ile bakmayı yeğler. Yok olmayı düşünür. Belirli bir kimliği ve şahsiyeti yoktur. Kendine has özel şartlarının olduğunu düşünemez. Ayrıcalığı sevmez. Vâkıf olduğu konuları anlatırken böbürlenmez, gördüğünü görmezlikten, duyduğunu duymazlıktan gelir. Örtücüdür, vericidir, verirken duyduğu hisleri alırken de duyar. Kendini görmez, gururlanmaz, kibirlenmez. Aşağılık duygusuna kapılmaz. Kendinde olanı, kendi olarak vermez. Maddi ölçülere zerre kadar değer vermez. Ölçülüdür, bakımlıdır, özelliklerini asla göstermez. Nefsinin ve bedeninin hakkını verendir. Taşıyabilecek olanı medheder. Sır verenin sırrını açmaz, kabul edileceğine inandığı her soruyu doğru biçimde cevaplandırır. Canım, ciğerim, tatlım, hayatım diyerek kimsenin etrafında dönmez. Konuşmaya yüzüm yok demez.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
21
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Yüzsüz değildir. Nazenin de olamaz. Bir şey aldığında astarını istemez. Yüzü kızarmaz. Keyiflere ve kaprislere kurban olmaz. Yüzünü görünce dayanamıyorum dediği bir insan yoktur. Özlemek gibi bir nitelikten yoksundur. Baskı altında olduğunda bile, heyecan ve telaş göstermez. Uzağı görür. Beklemeye tahammüllüdür. Düşmanlığı sevmez. Ölçülü ve sınırlı hareketleri prensip edinmiştir. Disiplinli gelişmenin sonuçlarını hisseder. Gereksiz konulara girmekten kaçınır. Düşmanlık duyguları yoktur. Doyumsuzlukları, manevi yöndedir. Fis kos davranışlarda bulunmaz. Tanısın tanımasın, Allah’ın kelamını/selamını kimseden esirgemez. Yüzeysellikten kaçınır. O’nu her an ince bir ruh haliyle, mânâ âlemine dalmış bir vaziyette bulabilmeniz mümkündür.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
22
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Evrenselliğe saygılı, kendine güvenen, değerlerine sahip çıkan, kendi gücünü küçümsemeyen, küçüklük duygusuna kapılmayan, her şeyden önce karşısındakini düşünen, sorumlu, topluma mesaj ileten, yönlendiren, gündem oluşturan, soran, sorduklarıyla düşündürendir. O’nun şahidi Allah'tır. Kimseden bir şey beklemez. Her şeyi maddi kavramlarla açıklamaya çalışmaz. Sakin, sabırlı ve acelesizdir. Bir kez söyler. Söylediği, karşısındaki içindir. İpuçları ile insanları uyarır. Kendini Kur'an mesajının samimi bir hizmetçisi gibi görür. Hiçbir ferdin veya kitlenin tekelinde değildir. Kur'an’ın evrensel oluşu ile iftihar eder. Zanlara itibar etmez. Duygusallığı sevmez. Suçu terazinin bir kefesine koyar, cezayı diğer kefesine ve öyle davranır. Eleştirilerinde yıkıcı değil, yapıcıdır Acizliğimizi saptayan görüşleri ortaya koymaktan çekinmez. Fitne çıkarmaz, kimseyi istismar etmez. Onun görevi, bozuklukları tespit edip mümkün olduğunca erken, el koymaktır. Hastaları ziyaret eder.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
23
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Kendisi ile özel görüşme talebinde bulunan kimseyi geri çevirmez. Asılsız haberlere itibar etmez. Hiçbir şeyden gocunmaz. Kimsenin rızası hilafına hareket etmez. Taraf olamaz. Bütün amacı, Allah’ı ve O!nun dinini anlatmaktır. Kimseyi ağzına sakız etmez. Saplantıları yoktur. Arınmış bir insandır. Sözünü dinletir. Sözleri insanın ciğerini deler geçer. Evrenin sırlarını beş duyu ile değil, pozitif bilimle çözmeye çalışır. Gerçek inancın verdiği tevekkülle kaderi yaşar. Geleneksel değerlere önem vermez. Bireysel sorunların ötesinde bir yaşam türüne sahiptir. Onda stres olmaz. Refleks yönlü hareket de bulunmaz. Hırslanmaz. Fizyolojik tepkimeleri yoktur. Maddi işlerin maddi, mânâ yönlü hadiselerin de mânâ yönlü sebepleri olduğunun bilincindedir.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
24
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Ruhunu güçlendirip nefsini arındırarak varlığı seyreder. En büyük keramet olarak kabul ettiği, zahirin öngördüğü kuralları uygulamak, istenen huy ve ahlâk sahibi olmak, nafileler üzerinde duyarlılık göstermek, gönüllerde kin ve haset bırakmayıp kalbi her türlü beşeri vasıflardan soyutlamak için yaşar. Gerçek anlamıyla “Allah Diyen”, Veli olduğunu bilir. Zalimi yerer, ideali ise birçok yerde tasvir eder. Tevhide aykırı söz söylemez. İnsanları belli bir biçime sokmaya zorlamaz. Ancak, yapılması gerekenleri de hatırlatır. Kendini bir otorite olarak görmez. Görmek isteyenleri uyarır. İlim sahiplerine saygılı olmayı tavsiye eder. İnsanlarda, Kur'an’ın arı, duru yalın düşüncelerinin hâkim olmasını ister. Kişileri yaptıkları çalışmalardan mahrum etmeye kimsenin hakkı olmadığını bildirmek zorundadır. Dışsal, baskı türü müdahalelerin karşısındadır. Bu konularla ilgili tartışmalarda yanlı olamaz. Dinin baskı ile değil, gönülden benimseme ile algılanabileceğini vurgular. Bilmeyenlerin hayal kurmamalarını öğütler. Kur'an!ı sadece bir ulusun tekeline sokmaktan kaçınır. Kur'an’da algılayamadığı bir konuyu, Hz. Resulûlah’ın sözünde, fiillerinde arar.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
25
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Allah ile kul arasına hiçbir şeyin giremeyeceğini bildirir. Allah’’ı bir tanrı gibi kabul etmez. Allah’tan başka herhangi birinden bir şey istemez. O Allah katında muteberdir. "Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür" Şuarab / 40 Âyeti ile hareketleri değerlendirir. Kur'an’a abdestsiz dokunulabileceğini söyler. Teknolojik gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan birtakım sorunları gidermede yol göstericidir. Ona göre son din ne ise, ilk din de odur. İnsanların birbirine düşman olup ateş püskürmelerinden, boğazlaşmalarından değil; kardeşlik, barış, sevgi ve saygı içinde yaşamalarından hoşlanır. Asılsız menkibeler, bid'at ve hurafelerden arınmış bir din olgusunu anlatır. Kendisini kabul ettirebilme derdinde değildir. Rızık endişesi taşımaz. Eşitlik isteğiyle yaşamaz. Hedef ve amaçları asla göz ardı etmez. O’nun dengesi bozulmaz, hayatı alt üst olmaz. Çeşitli görüşleri kucaklayacak kadar hazım sahibidir. Kimseyi ayıplamaz. Başkalarını kötü lâkap ile anmaz. Sansasyon meraklısı değildir.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
26
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Toplumsal yaşamın en önemli kavramlarından biri olan tolerans özelliğini sıkça kullanır. Modern din anlayışının bugünkü soruların üstesinden gelebileceğine inanır. Din ve bilim arasında bir çelişki bulmaz. Bilimi toplumsal hedef ve gelişmenin tek ölçütü olarak görür. Bilim insanlarının evrenin gizlerini anlamak için bir araya gelmeleri gerektiğini düşünür. Ancak, bilimsel bilgiyi araç olarak ele almayan stratejik bir düşünce tarzına yaklaşım sağlamaz. Bilime ve yeniliğe katkıda bulunmak ister. Gerek topluma gerek bilime hizmet etmeyi amaçlar, ama bilgiyi paylaşma kaygısı yoktur. Görüşleri, dar, faydasız bir ilim ve eğitim anlayışına dayanamaz. Bilimde her an bir sıçrama yapması söz konusudur. Hiçbir şey O’nun bilgi çemberinin dışında kalamaz. Heveslerini kontrol eder. Tahrik edici koşullara kapılamaz. Kendisini isimlerle etiketlerle meşgul etmez. O’na göre din, akıl ve mantığın kolaylıkla düzene sokabileceği bir işlevdir. Girdiler ve çıktıları hesap etmek O’nun işi değildir. Önyargıların ölçüsü ne olursa olsun, O’nda sıkıntı yaratabilecek bir konum oluşturamaz. Serinkanlı bir çözümleme O’nun görevidir. Hiçbir yerde fazla kalıcı olmamıştır. İnançları ve değerleri kösteklemez.
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
27
Allah c.c. Sevgisi
De ki; O Allah bir tektir.
Kur'an’ı asla tartışma konusu yapmaz, ancak yeniden yorumlanabileceğine inanır. Gerek özgür araştırmanın, gerekse reformcu atılımların bulunduğu ortamları sever. Bilgi çağı olarak adlandırılan ve bilginin bu kadar hızlı değişim gösterdiği bir ortamda hâlâ herkesin dar kalıplar içinde yaşamasına izin veremez. Beynin ana yapıları ve bunların işleyişleri hakkında ilginç bakışlar sergiler. Aşırı görüşlerin zaman zaman dolaşıma girdiği koşullarda da birleştirici unsur olmak konumundadır. Evet, Allah diyen, bazı şeyleri söyleyemez ve sıraladığımız unsurları mütevazı bir şekilde sorumlulukları arasında bulundurur.
“Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” FECR / 27-30
Hazırlayan: Müjdat GÖKÇE
www.mujdatgokce.com
iletisim@mujdatgokce.com
28