tevekkül

Page 1

Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül Bil ki Ey Müslüman! - Allah sana rahmet etsin – Her Müslüman kadın ve erkeğin şu üç hususu bilmesi gerekir: Birincisi: Muhakkak ki bizi yaratan, rızıklandıran Allah'tır. Ve o Allah bizi başı boş bırakmamış, bir Peygamber (terbiye eden) göndermiştir. Kim bu Peygambere uyar, ona tabi olursa cennete girer. Bu konuya delil ise, Allah'ın şu sözleridir; "(Ey İnsanlar!) Muhakkak ki biz Firavun'a peygamber gönderdiğimiz gibi size de yaptıklarınıza şahitlik etsin diye bir peygamber gönderdik. Firavun gönderdiğimiz peygambere asi olmuştu da bizde onu çok şiddetli ve ağır bir biçimde yakalamıştık." Müzzemmil / 15-16. İkincisi: Allah hiç bir şekilde yapılan ibadetlerde kendisine ortak koşulmasına razı olmaz. Ortak koşulan bir melek yada peygamber olması durumu değiştirmez. Buna delil ise Allah'u Teala'nın şu sözüdür; Muhakkak ki mescitler Allah'a mahsustur. Allah'la beraber başka bir kimseye dua etmeyin. Cin / 18. Üçüncüsü: Muhakkak ki kim Peygambere itaat eder, Allah' birler, ona ortak koşmazsa, onun en yakını dahi olsa Allah'a ve Peygamberine düşmanlık edeni, dost edinmesi caiz değildir. Buna delil ise Allah'u Teala'nın şu sözüdür; "Allah'a ve Ahiret gününe iman eden, hiç bir kavmi; babaları, evlatları, kardeşleri ve akrabalar dahi olsa, Allah'a ve Resulüne düşmanlık edene sevgi besler bir vaziyette bulamazsın. İşte onlar Allah'ın kalplerine imanı yazdığı ve kendinden bir ruh ile destek verdiği kimselerdir. Allah o kimseleri altlarından ırmaklar akan içlerinde ebedi kalacakları cennetlere girdirecektir. Allah onlardan, onlarda Allah'tan razı olmuşlardır. İşte o kimseler Allah'ın hizbini (grup, taraftar) oluştururlar. Allah'ın taraftarları, işte onlar felah ehlidirler." Mücadele / 22

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

1


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül ‫ون‬ َ ُ‫ص َبرُوا َو َع ٰلى َرب ِ​ِّھ ْم َي َت َو َّكل‬ َ ‫ين‬ َ ٖ‫اَلَّذ‬ Ellezine saberu ve ala rabbihim yetevekkelûn. Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir. ANKEBÛT / 59 * * * * * * *

ّ ٰ ِ‫ﷲِ َو َك ٰفى ب‬ ّ ٰ ‫َوتَ َو ﱠكلْ َعلَى‬ ً ‫ا ِ َو ٖك‬ ‫يال‬ Ve tevekkel alellah, ve kefa billahi vekila. Allah’a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter. AHZÂB / 3 * * * * * *

ٰ ٰ ً ٖ‫ا َوك‬ ‫يال‬ ِ ّ ‫ين َودَ عْ اَ ٰذي ُھ ْم َو َت َو َّك ْل َع َلى ّ ِ َو َك ٰفى ِب‬ َ ٖ‫ين َو ْال ُم َنافِق‬ َ ‫َو َال ُتطِ ِع ْال َكاف ِٖر‬ Ve la tutiil kâfirine vel munafikîne ve da' ezahum ve tevekkel alellah, ve kefa billahi vekila.

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. AHZÂB / 48

* * * * * *

ّ ٰ ‫ﷲُ َولِ ﱡيھُ َما َو َعلَى‬ ّ ٰ ‫ان ِم ْن ُك ْم اَ ْن تَ ْف َش َال َو‬ ْ ‫اِ ْذ ھَ ﱠم‬ َ ‫ت‬ ‫ون‬ َ ُ‫ﷲِ فَ ْليَتَ َو ﱠك ِل ْال ُم ْؤ ِمن‬ ِ َ‫طائِفَت‬ İz hemmet taifetani minkum en tefşela vallahu veliyyuhuma, ve alellahi fel yetevekkelil mu'minûn. Hani sizden iki takım (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların yardımcısı idi. Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler. ÂLİ IMRÂN / 122

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

2


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ّ ٰ ‫فَبِ َما َرحْ َم ٍة ِم َن‬ ُ ‫ب َال ْنفَضﱡ وا ِم ْن َح ْولِ َك فَا ْع‬ َ ‫ت لَھُ ْم َولَ ْو ُك ْن‬ َ ‫ﷲِ لِ ْن‬ ‫ف َع ْنھُ ْم‬ ِ ‫ت فَظًّا َغ ٖليظَ ْالقَ ْل‬ ّ ٰ ‫ﷲِ اِ ﱠن‬ ّ ٰ ‫ت فَتَ َو ﱠكلْ َعلَى‬ َ ‫اورْ ھُ ْم فِى ْاالَ ْم ِر فَاِ َذا َع َز ْم‬ ‫ين‬ َ ‫ﷲَ ي ُِحبﱡ ْال ُمتَ َو ﱢك ٖل‬ ِ ‫َوا ْستَ ْغفِرْ لَھُ ْم َو َش‬ Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehum, ve lev kunte fezzan ğalizal kalbi lenfeddu min havlike fa'fu anhum vestağfir lehum ve şavirhum fil emr, fe iza azemte fe tevekkel alellah, innellahe yuhibbul mutevekkilîn. Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever. ÂLİ IMRÂN / 159

ٰ ٰ ُ ‫ِب َل ُك ْم َو ِانْ َي ْخ ُذ ْل ُك ْم َف َمنْ َذا الَّذٖ ى َي ْن‬ ِ ّ ‫ص ُر ُك ْم ِمنْ َبعْ دِهٖ َو َع َلى‬ َ ‫ِانْ َي ْنصُرْ ُك ُم ّ ُ َف َال َغال‬ ‫ون‬ َ ‫َف ْل َي َت َو َّك ِل ْالم ُْؤ ِم ُن‬ İy yensurkumullahu fe la ğalibe lekum, ve iy yahzulkum fe men zellezi yensurukum mim ba'dih, ve alellahi felyetevekkelil mu'minûn. Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü’minler, ancak Allah’a tevekkül etsinler. ÂLİ IMRÂN / 160 * * * * *

‫َق ِد ا ْف َت َر ْي َنا َع َلى ٰ ّ ِ َك ِذبًا ِانْ ُع ْد َنا فٖ ى ِملَّ ِت ُك ْم َبعْ دَ ا ِْذ َن ٰجّ ي َنا ٰ ّ ُ ِم ْن َھا َو َما َي ُكونُ لَ َنا اَنْ َنعُودَ فٖ ي َھا‬ ‫ا َِّال اَنْ َي َشا َء ٰ ّ ُ َر ُّب َنا َوسِ َع َر ُّب َنا ُك َّل َشیْ ٍء عِ ْلمًا َع َلى ٰ ّ ِ َت َو َّك ْل َنا َر َّب َنا ا ْف َتحْ َب ْي َن َنا َو َبي َْن َق ْو ِم َنا‬ َ ‫ِب ْال َح ِّق َواَ ْن‬ ‫ين‬ َ ٖ‫ت َخ ْي ُر ْال َفاتِح‬ Kadifterayna alellahi keziben in udna fi milletikum ba'de iz neccanellahu minha ve ma yekunu lena en neude fiha illa ey yeşaellahu rabbuna, vesia rabbuna kulle şey'in ilma, alellahi tevekkelna, rabbeneftah beynena ve beyne kavmina bil hakki ve ente hayrul fatihîn. “Allah, bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra eğer ona dönersek mutlaka Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah’ın dilemesi olmadıkça, sizin dininize dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimiz her şeyi ilmiyle kuşatmıştır. Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında gerçekle hükmet. Çünkü sen hükmedenlerin en hayırlısısın.” A'RAF / 89 * * * * *

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

3


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ْ ‫ت قُلُو ُب ُھ ْم َو ِا َذا ُتلِ َي‬ ْ ‫ين ا َِذا ُذك َِر ٰ ّ ُ َو ِج َل‬ ‫ت َعلَي ِْھ ْم ٰا َيا ُت ُه َزادَ ْت ُھ ْم اٖ ي َما ًنا َو َع ٰلى‬ َ ٖ‫ون الَّذ‬ َ ‫ِا َّن َما ْالم ُْؤ ِم ُن‬ ‫ون‬ َ ُ‫َرب ِ​ِّھ ْم َي َت َو َّكل‬ İnnemel mu'minunellezine iza zukirallahu vecilet kulubuhum ve iza tuliyet aleyhim ayatuhu zadethum imanev ve ala rabbihim yetevekkelûn. Mü’minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. ENFÂL / 2

ٰ ٰ َ ٖ‫ون َوالَّذ‬ َ ُ‫ا ِْذ َيقُو ُل ْال ُم َنا ِفق‬ َ ّ َّ‫وب ِھ ْم َم َرضٌ َغرَّ ٰھؤُ َال ِء دٖ ي ُن ُھ ْم َو َمنْ َي َت َو َّك ْل َع َلى ّ ِ َفاِن‬ ِ ُ‫ين فٖ ى قُل‬ ‫َع ٖزي ٌز َحكٖ ي ٌم‬ İz yekulul munafikune vellezine fi kulubihim meradun ğarra haulai dinuhum ve mey yetevekkel alellahi fe innellahe azizun hakîm. Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, “Bunları dinleri aldatmış” diyorlardı. Hâlbuki kim Allah’a tevekkül ederse, hiç şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ENFÂL / 49

‫َو ِانْ َج َنحُوا لِلس َّْل ِم َفاجْ َنحْ َل َھا َو َت َو َّك ْل َعلَى ٰ ّ ِ ِا َّن ُه ھ َُو السَّمٖ ي ُع ْال َعلٖي ُم‬ Ve in cenehu lis selmi fecnah leha ve tevekkel alellah, innehu huves semiul alîm. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. ENFÂL / 61 * * * * *

ُ ‫َو َت َو َّك ْل َع َلى ْال َحىِّ الَّذٖ ى َال َيم‬ ‫ب عِ َبادِهٖ َخ ٖبيرً ا‬ ِ ‫ُوت َو َسبِّحْ ِب َحمْ دِهٖ َو َك ٰفى ِبهٖ ِب ُذ ُنو‬ Ve tevekkel alel hayyillezi la yemutu ve sebbih bi hamdih, ve kefa bihi bi zunubi ibadihi habira. Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah’a) tevekkül et. O’nu her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar olarak O yeter! FURKÂN / 58

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

4


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ٰ ُ ‫ِا ٖ ّنى َت َو َّك ْل‬ ٍ‫ت َع َلى ّ ِ َر ٖ ّبى َو َر ِّب ُك ْم َما ِمنْ دَ ا َّب ٍة ا َِّال ھ َُو ٰاخ ٌِذ ِب َناصِ َي ِت َھا اِنَّ َر ٖ ّبى َع ٰلى صِ َراط‬ ‫مُسْ َتقٖ ٍيم‬ İnni tevekkeltu alellahi rabbi ve rabbikum ma min dabbetin illa huve ahizum binasiyetiha, inne rabbi ala siratim mustekîm. “İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a dayandım. Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir.” HÛD / 56 * * * *

ُ ‫َقا َل َيا َق ْو ِم اَ َراَ ْي ُت ْم ِانْ ُك ْن‬ ْ‫ت َع ٰلى َب ِّي َن ٍة ِمنْ َر ٖ ّبى َو َر َز َقنٖ ى ِم ْن ُه ِر ْز ًقا َح َس ًنا َو َما ا ُ ٖري ُد اَن‬ ٰ ُ ْ‫االصْ َال َح َما اسْ َت َطع‬ ‫ا َع َل ْي ِه‬ ِ ّ ‫ت َو َما َت ْوفٖ يقٖ ى ا َِّال ِب‬ ِ ْ ‫ا ُ َخالِ َف ُك ْم ا ِٰلى َما اَ ْن ٰھي ُك ْم َع ْن ُه ِانْ ا ُ ٖري ُد ا َِّال‬ ُ ‫َت َو َّك ْل‬ ُ‫ت َو ِا َل ْي ِه اُنٖ يب‬ Kale ya kavmi eraeytum in kuntu ala beyyinetim mir rabbi ve razekani minhu rizkan hasena, ve ma uridu en uhalifekum ila ma enhakum anh, in uridu illel islaha mesteta't, ve ma tevfiki illa billah, aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb. Şu’ayb, şöyle dedi: “Ey kavmim! Söyleyin bakayım, ya ben Rabbimden gelen açık bir delil üzere isem ve katından bana güzel bir rızık vermişse!. Ben size yasakladığımı kendim yapmak istemiyorum. Ben sadece gücüm yettiğince (sizi) düzeltmek istiyorum. Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben sadece O’na tevekkül ettim ve sadece O’na yöneliyorum.” HÛD / 88 * * * *

ٰ ‫ُّك ِب َغاف ٍِل‬ ِ ‫ َغيْبُ الس َّٰم َوا‬ ِ ّ ِ ‫َو‬ َ ‫ض َو ِا َل ْي ِه يُرْ َج ُع ْاالَمْ ُر ُكلُّ ُه َفاعْ ب ُْدهُ َو َت َو َّك ْل َع َل ْي ِه َو َما َرب‬ ِ ْ‫ت َو ْاالَر‬ ‫ون‬ َ ُ‫َعمَّا َتعْ َمل‬ Ve lillahi ğaybus semavati vel erdi ve ileyhi yurceul emru kulluhu fa'budhu ve tevekkel aleyh, ve ma rabbuke bi ğafilin amma ta'melûn. Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah’a mahsustur. Bütün işler O’na döndürülür. Öyle ise O’na kulluk et ve O’na tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. HÛD / 123

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

5


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ٰ ْ ‫َقا َل‬ ‫ان‬ َ ‫ت َل ُھ ْم ُر ُسلُ ُھ ْم ِانْ َنحْ نُ ا َِّال َب َش ٌر م ِْثل ُ ُك ْم َو ٰلـكِنَّ ّ َ َيمُنُّ َع ٰلى َمنْ َي َشا ُء ِمنْ عِ َبادِهٖ َو َما َك‬ ٰ ٰ ‫ون‬ َ ‫ان ا َِّال ِبا ِْذ ِن ّ ِ َو َعلَى ّ ِ َف ْل َي َت َو َّك ِل ْالم ُْؤ ِم ُن‬ ٍ ‫َل َنا اَنْ َناْ ِت َي ُك ْم ِبس ُْل َط‬ Kalet lehum rusuluhum in nahnu illa beşerum mislukum ve lakinnellahe yemunnu ala mey yeşau min ibadih, ve ma kane lena en ne'tiyekum bi sultanin illa bi iznillah, ve alellahi fel yetevekkelil mu'minûn. Peygamberleri, onlara dedi ki: “Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah, kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça, bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.” İBRÂHİM / 11 * * * *

‫َو َما َل َنا اَ َّال َن َت َو َّك َل َع َلى ٰ ّ ِ َو َق ْد َھ ٰدي َنا ُس ُب َل َنا َو َل َنصْ ِب َرنَّ َع ٰلى َما ٰا َذ ْي ُتمُو َنا َو َع َلى ٰ ّ ِ َف ْل َي َت َو َّك ِل‬ ‫ون‬ َ ُ‫ْال ُم َت َو ِّكل‬ Ve ma lena ella netevekkele alellahi ve kad hedana subulena ve lenasbiranne ala ma azeytumuna, ve alellahi fel yetevekkelil mutevekkilûn. “Allah, bize yollarımızı dosdoğru göstermişken, biz ne diye O’na tevekkül etmeyelim? Bize yaptığınız eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.” İBRÂHİM / 12 * * * *

ُ ‫ت ٰ ّ ِ َعلَ ْي ُك ْم ا ِْذ َھ َّم َق ْو ٌم اَنْ َي ْبس‬ َ ‫ين ٰا َم ُنوا ْاذ ُكرُوا ِنعْ َم‬ ‫ُطوا ِا َل ْي ُك ْم اَ ْي ِد َي ُھ ْم َف َكفَّ اَ ْي ِد َيھُم‬ َ ٖ‫َيا اَ ُّي َھا الَّذ‬ ٰ ٰ ‫ون‬ َ ‫◌ْ َع ْن ُك ْم َوا َّتقُوا ّ َ َو َع َلى ّ ِ َف ْل َي َت َو َّك ِل ْالم ُْؤ ِم ُن‬ Ya eyyuhellezine amenuzkuru ni'metellahi aleykum iz hemme kavmun ey yebsutu ileykum eydiyehum fe keffe eydiyehum ankum, vettekullah, ve alellahi fel yetevekkelil mu'minûn. Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) kalkışmıştı da, Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizden çekmişti. Allah’a karşı gelmekten sakının. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler. MÂİDE / 11

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

6


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ٰ َ ‫اب َفا َِذا‬ ‫دَخ ْل ُتمُوهُ َف ِا َّن ُكم‬ َ ‫ون اَ ْن َع َم ّ ُ َع َلي ِْھ َما ْاد ُخلُوا َع َلي ِْھ ُم ْال َب‬ َ ُ‫ين َي َخاف‬ َ ٖ‫َقا َل َرج َُال ِن م َِن الَّذ‬ ٰ ‫ين‬ َ ٖ‫ُون َو َع َلى ّ ِ َف َت َو َّكلُوا ِانْ ُك ْن ُت ْم م ُْؤمِن‬ َ ‫◌ْ َغالِب‬ Kale raculani minellezine yehafune en'amellahu aleyhimedhulu aleyhimul bab, fe iza dehaltumuhu fe innekum ğalibune ve alellahi fe tevekkelu in kuntum mu'minîn. Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin.” MÂİDE / 23 * * * * *

ٰ ٰ َ ‫ِا َّن َما ال َّنجْ ٰوى م َِن ال َّشي‬ ِ ّ ‫ضارِّ ِھ ْم َش ْيپًا ا َِّال ِبا ِْذ ِن ّ ِ َو َع َلى‬ َ ‫ْس ِب‬ َ ‫ين ٰا َم ُنوا َولَي‬ َ ٖ‫ان لِ َيحْ ُز َن الَّذ‬ ِ ‫ْط‬ ‫ون‬ َ ‫َف ْل َي َت َو َّك ِل ْالم ُْؤ ِم ُن‬ İnnemennecva mineşşeytani liyahzunellezîne amenu ve leyse bidarrihim şey'en illa biiznillah, ve 'alellahi felyetevekkelilmu'minûn. O kötü fısıltılar iman edenleri üzmek için ancak şeytandan kaynaklanmaktadır. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça, mü’minlere hiçbir zarar verebilecek değildir. Öyle ise mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler. MÜCÂDİLE / 10 * * * * *

‫ين‬ َ ‫ُون َمنْ ھ َُو فٖ ى‬ َ ‫قُ ْل ھ َُو الرَّ حْ ٰمنُ ٰا َم َّنا ِبهٖ َو َع َل ْي ِه َت َو َّك ْل َنا َف َس َتعْ َلم‬ ٍ ‫ض َال ٍل م ُٖب‬ Kul huverrahmanu amenna bihi ve 'aleyhi tevekkelna, feseta'lemune men huve fi dalalim mubîn. De ki: “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!” MÜLK / 29

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

7


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ْ ‫َق ْد َكا َن‬ ‫ين َم َع ُه ا ِْذ َقالُوا لِ َق ْوم ِ​ِھ ْم ِا َّنا ب َُر ٰءؤُ ا ِم ْن ُك ْم َو ِممَّا‬ َ ٖ‫ت َل ُك ْم اُسْ َوةٌ َح َس َن ٌة فٖ ى ِاب ْٰرھٖ ي َم َوالَّذ‬ ٰ ٰ ‫ا‬ ‫ون ِمنْ ُد‬ ِ ّ ‫ضا ُء اَ َب ًدا َح ٰ ّتى ُت ْؤ ِم ُنوا ِب‬ َ ‫ون ّ ِ َك َفرْ َنا ِب ُك ْم َو َبدَ ا َب ْي َن َنا َو َب ْي َن ُك ُم ْال َعدَ َاوةُ َو ْال َب ْغ‬ َ ‫َتعْ ُب ُد‬ ِ ٰ ‫ْك َت َو َّك ْل َنا‬ ُ ِ‫َوحْ دَ هُ ا َِّال َق ْو َل ِاب ْٰرھٖ ي َم ِالَ ٖبي ِه َالَسْ َت ْغف َِرنَّ لَ َك َو َما اَمْ ل‬ َ ‫ك َل َك م َِن ّ ِ ِمنْ َشیْ ٍء َر َّب َنا َع َلي‬ ‫صي ُر‬ ٖ ‫ْك ْال َم‬ َ ‫ْك اَ َن ْب َنا َو ِا َلي‬ َ ‫َو ِا َلي‬ Kad kanet lekum usvetun hasenetun fi ibrahîme vellezîne me'ah, iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta'budune min dunillah, keferna bikum ve bedea beynena ve beynekumul'adavetu velbağdau ebeden hatta tu'minu billahi vahdehu illa kavle ibrahîme liebihi leestağfirenne leke ve ma emliku leke minallahi min şey', rabbena 'aleyke tevekkelna ve ileyke enebna ve ileykelmasîr. İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.” MÜMTEHİNE / 4 * * * *

‫ون‬ َ ُ‫ص َبرُوا َو َع ٰلى َرب ِ​ِّھ ْم َي َت َو َّكل‬ َ ‫ين‬ َ ٖ‫اَلَّذ‬ Ellezine saberu ve ala rabbihim yetevekkelûn. Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir. NAHL / 42 * * * *

َ ‫ْس لَهُ س ُْل‬ ٌ ‫ط‬ ‫ون‬ َ ُ‫ين ٰا َمنُوا َو َع ٰلى َربﱢ ِھ ْم يَتَ َو ﱠكل‬ َ ‫ان َعلَى الﱠ ٖذ‬ َ ‫اِنﱠهُ لَي‬ İnnehu leyse lehu sultanun alellezine amenu ve ala rabbihim yetevekkelûn. Gerçek şu ki; şeytanın, inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hâkimiyeti yoktur. NAHL / 99

* * * * *

ّ ٰ ‫فَتَ َو ﱠكلْ َعلَى‬ ‫ﷲِ اِنﱠ َك َعلَى ْال َح ﱢ‬ ‫ق ْال ُم ٖبي ِن‬ Fe tevekkel alellah, inneke alel hakkil mubîn. Öyle ise Allah’a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hak üzere bulunuyorsun. NEML / 79 Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

8


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

َ ‫ِك َبي‬ ‫َّت َطا ِئ َف ٌة ِم ْن ُھ ْم َغي َْر الَّذٖ ى َتقُو ُل َو ٰ ّ ُ َي ْك ُتبُ َما‬ َ ‫ون َطا َع ٌة َفا َِذا َب َر ُزوا ِمنْ عِ ْند‬ َ ُ‫َو َيقُول‬ ٰ ٰ ً ٖ‫ا َوك‬ ‫يال‬ ِ ّ ‫ون َفاَعْ ِرضْ َع ْن ُھ ْم َو َت َو َّك ْل َع َلى ّ ِ َو َك ٰفى ِب‬ َ ‫ُي َب ِّي ُت‬ Ve yekulune taatun fe iza berazu min indike beyyete taifetum minhum ğayrallezi tekul, vallahu yektubu ma yubeyyitun, fe a'rid anhum ve tevekkel alellah, ve kefa billahi vekila. Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah, onların geceleyin kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. NİSA / 81 * * * * *

ْ ‫اك فٖ ى ا ُ َّم ٍة َق ْد َخ َل‬ ‫ُون‬ َ ‫ْك َو ُھ ْم َي ْكفُر‬ َ ‫ت ِمنْ َق ْبلِ َھا ا ُ َم ٌم لِ َت ْتلُ َوا َعلَي ِْھ ُم الَّذٖ ى اَ ْو َح ْي َنا ِالَي‬ َ ‫َك ٰذل َِك اَرْ َس ْل َن‬ ُ ‫ـن قُ ْل ھ َُو َر ٖ ّبى َال ا ِٰل َه ا َِّال ھ َُو َع َل ْي ِه َت َو َّك ْل‬ ‫ب‬ ِ ‫ت َو ِا َل ْي ِه َم َتا‬ ِ ‫ِبالرَّ حْ ٰم‬ Kezalike erselnake fi ummetin kad halet min kabliha umemul litetluve aleyhimullezi evhayna ileyke ve hum yekfurune bir rahman, kul huve rabbi la ilahe illa huve aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb. Ey Muhammed! Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin geçmiş olduğu bir ümmete gönderdik ki, onlar Rahmân’ı inkâr ederken sana vahyettiğimizi kendilerine okuyasın. De ki: “O, benim Rabbimdir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben yalnız O’na tevekkül ettim, dönüşüm de yalnız O’nadır.” RA'D / 30 * * * *

‫يز الرَّ حٖ ِيم‬ ِ ‫َو َت َو َّك ْل َع َلى ْال َع ٖز‬ ‫ين َتقُو ُم‬ َ ٖ‫يك ح‬ َ ‫اَلَّذٖ ى َي ٰر‬ ‫ين‬ َ ٖ‫َو َت َقلُّ َب َك فِى السَّا ِجد‬ Ve tevekkel alel azizir rahîm. Namaza kalktığında, seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et. ŞUARA / 217-218-219

Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

9


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ْ ‫َو َما‬ ُ ‫اخ َت َل ْف ُت ْم فٖ ي ِه ِمنْ َشیْ ٍء َفح ُْك ُم ُه ِا َلى ٰ ّ ِ ٰذلِ ُك ُم ٰ ّ ُ َر ٖ ّبى َع َل ْي ِه َت َو َّك ْل‬ ُ‫ت َو ِا َل ْي ِه اُنٖ يب‬ Ve mahteleftum fihi min şey'in fe hukmuhu ilellah, zalikumullahu rabbi aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb. Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir. İşte bu, Rabbim Allah’tır. Yalnız O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yöneliyorum. ŞÛRÂ / 10

* * * * *

ٰ ‫ين ٰا َم ُنوا َو َع ٰلى َرب ِ​ِّھ ْم‬ َ ٖ‫َف َما اُوتٖ ي ُت ْم ِمنْ َشیْ ٍء َف َم َتا ُع ْال َح ٰيو ِة ال ُّد ْن َيا َو َما عِ ْندَ ّ ِ َخ ْي ٌر َواَب ْٰقى لِلَّذ‬ ‫ون‬ َ ُ‫َي َت َو َّكل‬ ‫ُون‬ َ ‫ِش َوا َِذا َما َغضِ بُوا ُھ ْم َي ْغ ِفر‬ َ ‫اال ْث ِم َو ْال َف َواح‬ َ ‫ين َيجْ َت ِنب‬ َ ٖ‫َوالَّذ‬ ِ ْ ‫ُون َك َبائ َِر‬ ُ ‫ين اسْ َت َجابُوا ل َِرب ِ​ِّھ ْم َواَ َقامُوا الص َّٰلو َة َواَمْ ُر ُھ ْم‬ ٰ ‫ش‬ ‫ون‬ َ ُ‫ورى َب ْي َن ُھ ْم َو ِممَّا َر َز ْق َنا ُھ ْم ُي ْن ِفق‬ َ ٖ‫َوالَّذ‬ ‫ُون‬ َ ‫صا َب ُھ ُم ْال َب ْغیُ ُھ ْم َي ْن َتصِ ر‬ َ َ‫ين ا َِذا ا‬ َ ٖ‫َوالَّذ‬ Fe ma utitum min şey'in fe metaul hayatid dunya, ve ma indellahi hayruv ve ebka lillezine amenu ve ala rabbihim yetevekkelûn. Vellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahişe ve iza ma ğadibu hum yağfirûn. Vellezinestecabu li rabbihim ve ekamus salate ve emruhum şura beynehum, ve mimma razaknahum yunfikûn. Vellezine iza esabehumul bağyu hum yentesirûn.

Dünyalık olarak size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir. ŞÛRÂ / 36-37-38-39 * * * *

ٰ ٰ ٰ ُ ‫َو َيرْ ُز ْق ُه ِمنْ َحي‬ ُ ّ ‫ْث َال َيحْ َتسِ بُ َو َمنْ َي َت َو َّك ْل َع َلى ّ ِ َفھ َُو َحسْ ُب ُه اِنَّ ّ َ َبالِ ُغ اَم ِْرهٖ َق ْد َج َع َل‬ ‫لِ ُك ِّل َشیْ ٍء َق ْدرً ا‬ Ve yerzukhu min haysu la yahtesib, ve mey yetevekkel 'alellahi fehuve hasbuh, innallahe baliğu emrihi kad ce'alallahu likulli şey'in kadra. Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur. TALÂK / 3 Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

10


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül * * * * *

ٰ ٰ ‫ون‬ َ ‫َ ّ ُ َال ا ِٰل َه ا َِّال ھ َُو َو َع َلى ّ ِ َف ْل َي َت َو َّك ِل ْالم ُْؤ ِم ُن‬ Allahu la ilahe illa hu, ve 'alellahi felyetevekkelilmu'minûn. Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler. TEĞÂBÜN / 13 * * * *

ٰ ٰ ‫ُصيب َنا ا َِّال ما َك َت‬ ‫ون‬ َ ‫ب ّ ُ َل َنا ھ َُو َم ْو ٰلي َنا َو َع َلى ّ ِ َف ْل َي َت َو َّك ِل ْالم ُْؤ ِم ُن‬ َ َ َ ٖ ‫قُ ْل لَنْ ي‬ Kul ley yusibena illa ma ketebellahu lena huve mevlana, ve alellahi fel yetevekkelil mu'minûn. De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.” TEVBE / 51 * * * * *

ٰ ‫َف ِانْ َت َولَّ ْوا َفقُ ْل َحسْ ب َى ٰ ّ ُ َال ا‬ ْ ْ َّ َّ َ ُ َ ْ‫ر‬ ْ ‫ش ْال َع ٖظ ِيم‬ ‫ع‬ ‫ال‬ ‫ر‬ ‫ُو‬ ‫ھ‬ ‫و‬ ‫ت‬ ‫ل‬ ‫ك‬ ‫و‬ ‫ت‬ ‫ه‬ ‫ي‬ ‫ل‬ ‫ع‬ ‫ُو‬ ‫ھ‬ ‫ِال‬ ‫ا‬ ‫ه‬ ‫ِل‬ ُّ‫ب‬ ِ َ َ َ َ َ َ َ َ ِ ِ Fe in tevellev fe kul hasbiyallahu la ilahe illa hu, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm. Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın sahibidir.” TEVBE / 129 * * * * *

ٰ ِ ‫وا ْت ُل ع َليْھم َنبا َ ُنوح ا ِْذ َقال لِ َق ْومِهٖ يا َق ْوم ِانْ َكان َكبُر ع َل ْي ُكم م َقامٖ ى و َت ْذكٖ يرى ب ٰايا‬ ِّ ‫ت‬ َ ِ ٖ َ َ ْ َ َ َ َ َ ِْ َ َ ِ َ ٍ ٰ ُ ‫ت َفاَجْ ِمعُوا اَمْ َر ُك ْم َو‬ ُ ‫َف َع َلى ّ ِ َت َو َّك ْل‬ ‫ضوا ِا َلیَّ َو َال‬ ُ ‫ش َر َكا َء ُك ْم ُث َّم َال َي ُكنْ اَ ْم ُر ُك ْم َع َل ْي ُك ْم ُغم ًَّة ُث َّم ا ْق‬ ‫ُون‬ ِ ‫ُت ْنظِ ر‬ Vetlu aleyhim nebee nuh, iz kale li kavmihi ya kavmi in kane kebura aleykum mekami ve tezkiri bi ayatillahi fe alellahi tevekkeltu fe ecmiu emrakum ve şurakaekum summe la yekun emrukum aleykum ğummeten summakdu ileyye ve la tunzirûn. Nûh’un haberini onlara oku. Hani o, bir vakit kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah’ın âyetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece Allah’a dayanıp güvenmişim. Artık siz de (bana) ne yapacağınızı ortaklarınızla beraber kararlaştırın ki, işiniz size dert olmasın! Bundan sonra bana hükmünüzü uygulayın; bana mühlet de vermeyin! YÛNUS / 71 Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

11


Kur’an-ı Kerim’de Tevekkül

ٰ ٰ ‫َو َقا َل م‬ ‫ين‬ ِ ّ ‫ُوسى َيا َق ْو ِم ِانْ ُك ْن ُت ْم ٰا َم ْن ُت ْم ِب‬ َ ٖ‫ا َف َع َل ْي ِه َت َو َّكلُوا ِانْ ُك ْن ُت ْم مُسْ لِم‬ Ve kale musa ya kavmi in kuntum amentum billahi fealleyhi tevekkelu in kuntum muslimîn. Mûsâ, “Ey kavmim! Eğer siz gerçekten Allah’a iman etmişseniz, eğer O’na teslim olmuş kimseler iseniz, artık sadece O’na tevekkül edin” dedi. YÛNUS / 84 * * * * *

َّ ‫َف َقالُوا َع َلى ٰ ّ ِ َت َو َّك ْل َنا َر َّب َنا َال َتجْ َع ْل َنا ِف ْت َن ًة ل ِْل َق ْوم‬ ‫ين‬ َ ٖ‫الظالِم‬ ِ Fe kalu alellahi tevekkelna rabbena la tec'alna fitnetel lil kavmiz zalimîn. Onlar da şöyle dediler: “Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!” YÛNUS / 84 * * * * *

ٰ ٍ ‫ب َوا ِح ٍد َو ْاد ُخلُوا ِمنْ اَب َْوا‬ ٍ ‫َو َقا َل َيا َبنِىَّ َال َت ْد ُخلُوا ِمنْ َبا‬ ِ ّ ‫ب ُم َت َفرِّ َق ٍة َو َما ا ُ ْغنٖ ى َع ْن ُك ْم م َِن‬ ٰ ُ ‫ َعلَ ْي ِه َت َو َّك ْل‬ ‫ون‬ ِ ّ ِ ‫ِمنْ َشیْ ٍء ا ِ​ِن ْالح ُْك ُم ا َِّال‬ َ ُ‫ت َو َع َل ْي ِه َف ْل َي َت َو َّك ِل ْال ُم َت َو ِّكل‬ Ve kale ya beniyye la tedhulu mim babiv vahidiv vedhulu min ebvabim muteferrikah, ve ma uğni ankum minellahi min şey', inil hukmu illa lillah aleyhi tevekkelt ve aleyhi fel yetevekkelil mutevekkilûn. Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler” dedi. YÛSUF / 67 * * * * *

ٰ ْ‫ون ٰ ّ ِ ِان‬ ِ ‫َو َل ِئنْ َسا َ ْل َت ُھ ْم َمنْ َخلَ َق الس َّٰم َوا‬ َ ‫ض َل َيقُولُنَّ ّ ُ قُ ْل اَ َف َراَ ْي ُت ْم َما َت ْدع‬ َ ْ‫ت َو ْاالَر‬ ِ ‫ُون ِمنْ ُد‬ ُ ‫ات ضُرِّ هٖ اَ ْو اَ َرادَ نٖ ى ِب َرحْ َم ٍة َھ ْل ھُنَّ مُمْ سِ َك‬ ُ ‫اَ َرادَ ن َِى ٰ ّ ُ ِبضُرٍّ َھ ْل ھُنَّ َكاشِ َف‬ ‫ات َرحْ َمتِهٖ قُ ْل‬ ٰ ‫ون‬ َ ُ‫َحسْ ِب َى ّ ُ َع َل ْي ِه َي َت َو َّك ُل ْال ُم َت َو ِّكل‬ Ve lein seeltehum men halekas semavati vel erda le yekulunnellah, kul eferaeytum ma ted'une min dunillahi in eradeniyellahu bi durrin hel hunne kaşifatu durrihi ev eradeni bi rahmetin hel hunne mumsikatu rahmetih, kul hasbiyellah, aleyhi yetevekkelul mutevekkilûn. Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.” ZÜMER / 38 Hazırlayan: www.mujdatgokce.com

12


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.