TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
2|Sayfa
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
4 En Pahalı 10 Transfer 5 Fenerbahçe’de Neler Oluyor? Serkan Çokaydın
7 PTT 1. Lig’den 20 Genç Yetenek İlker Akın
TRANSFER MERKEZİ Aylık Futbol Dergisi Yıl:1 Sayı:4 Tarih: Eylül 2013 Ücretsiz olarak yayınlanmaktadır. TransferMerkez.com info@turksports.net 0555 499 99 99 İmtiyaz Sahibi: Alternatif Medya ve İnternet Hizmetleri adına Çetin KUZU Genel Yayın Yönetmeni: Çetin KUZU Yazarlar / Katkıda Bulunanlar Hüseyin Karabacak Serkan Çokaydın Canan Akarca Kuzu Oğuzhan Arslan Namet Ateş İlker Akın Ali Karakaş Pelin Koç Serkan Kayalar Serdar Soylu Volkan Vardarlı Tamer Sami Sert Ümit Şengün Özgür Dobruca 3|Sayfa
12 PTT 1. Lig Değerlendirmesi 13 Wolfsburg’un Yeni Yıldız Adayı Tolcay Ciğerci
14 Araştırma/Oğul Zidane: Enzo RÖPORTAJLAR
15 Murat Akın “Şampiyonlukların Adamı”
18 Murat Hacıoğlu 21 Ali Karakaş
Scoutluk Hakkında Merak Edilenler
24 Nermin Nalbantoğlu Futbol Kulübüne Kadın Başkan!
27 Cumali Bişi U20 Milli Genç Yıldızı Yakından Tanıyalım
30 Ekrem Ekşioğlu 32 Ergün Teber 34 Ozan Tahtaişleyen 37 Bilal Niyaz 40 Gökcan Gelmen EKSTRA
59 Fotoğraflar 60 Sporcu Sağlığı 61 Kitap Önerisi 62 Spor Modası
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
4|Sayfa
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 FENERBAHÇE’DE NELER OLUYOR? Serkan Çokaydın Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe – Arsenal maçını seyrettikten sonra Fenerbahçe ile ilgili bir yazı yazmanın vakti geldiğinin kanaatine vardım. Özellikle 2-3 yıldır dikkatimi çeken, Fenerbahçe için çok can sıkıcı ve bir o kadar da üzerinde düşünülmesi gereken olaylar dönüyor bu takımın üzerinde. Yönetiminden teknik adamına, futbolcusundan taraftarına hemen her şey Fenerbahçe aleyhine çalışmaya başladı. Hal böyle olunca bende düşündüklerimi kaleme almak istedim.
Daha önce neydi şimdi ne oldu? Şöyle bir 10-15 sene öncesine gidecek olursak - Aziz Yıldırım’dan önceki zamanlar- Fenerbahçe bu ligin 3 büyük takımından sadece biriydi. Bazen şampiyon olur, bazen şampiyonluğa 25. Haftada havlu atar. Futbolcular tesislerde pis kokular içinde antrenman yapar -Dereağzı tesisleri-. Basit bir statta kendisine delice tutkun taraftarıyla maçlar oynar kazanır kaybeder. Teknik direktör değişir, yönetim değişir ama Fenerbahçe hiç değişmezdi. Bir gün geldi ve Aziz Yıldırım başkan oldu. Yavaş yavaş gelişti her şey. Öncelikle Fenerbahçe’yi maddi olarak üst seviyelere çekti. Ardından tesisleşme ve stadyum projelerini hayata geçirdi. Fenerium mağazalarında ürünleri iyi pazarladı ve bunların her biri Fenerbahçe’ye gelir kapısı oldu. Ardından bir bir yıldızlar gelmeye başladı Fenerbahçe’ye. Ortega, Anelka, Roberto Carlos, Alex ve diğerleri… Fenerbahçe artık ligde ya şampiyon oluyordu ya da şampiyonluğu son bir iki maçta kaybediyordu. Yani hep şampiyonluğa oynayan bir takım oldu. Avrupa’da da iyi işler yaptı bu takım. Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıkmak bir tarafa UEFA’ya bile kalamıyorken, önce UEFA kupasına katıldı ardından Şampiyonlar Ligi'nde Çeyrek Final oynadı ve yarı finali son anda kaçırdı. Yönetimsel anlamda da her yerde söz sahibi bir başkan ve kurmayları vardı. Fenerbahçe taraftarı takımını artık daha bir sevdi ve sahiplendi. Öyle ki takımı ve başkanları bir haksızlığa uğradığında yeri geldi polisi karşılarına aldılar, yeri geldi hükümeti, yasaları. Bu kadar güçlü, kararlı ve başarılı yola devam ederken 3 Temmuz'dan sonra bir anda her şey tersine dönmeye başladı. Önce Aziz Yıldırım içeri alındı. Bir dolu yalan dolan süreci içerisinde zamanın teknik direktörü Aykut Kocaman ile ne zaman küme düşeriz psikolojisiyle oynaya oynaya şampiyonluğu bir golle kaçırdı Fenerbahçe. Ardından Aziz Yıldırım tahliye edildi ama sanki o artık eski dediğim dedik ben böyle istedim böyle olacak diyen Aziz Yıldırım yoktu artık. Yorgun, tedirgin, kükremeye çalışan ve bir şeylerden korkan bir Aziz Yıldırım vardı artık. Kendisi yokken bu takımın hem başkanı hem teknik direktörü hem de kalbi konumunda ki Aykut Kocaman için kampanyalar başlatıldı bir süre sonra. Hoca değil dendi, futbolu bilmiyor dendi, başarısız dendi ve baskılara dayanamayıp bu sezonun başında bıraktı -ya da bıraktırıldı- gitti. O başarısız adam giderken Fenerbahçe'ye 1 Lig, 2 Türkiye Kupası, 1 UEFA yarı finali bıraktı. Ardından enteresan bir teknik direktör transfer şekli çıktı karşımıza. Ersun Yanal ile anlaşan kulüp Ersun Hoca'ya sen biraz bekle senden iyi birisini bulursak onu alacağız tavrıyla hareket edip sonra yine kürkçü dükkânına geri döndü ve Ersun Yanal takımın başına geçti.
5|Sayfa
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Hazırlık maçlarında ve Salzburg maçlarında belli oldu ki takımın zamandan çok kafa rahatlığına ihtiyacı var. Çünkü bu şekilde transfer edilen bir hoca nasıl kafasını toplayıp takıma adapte olur ve takımını sezona hazırlar. Ayrıca hangi futbolcu bu şekilde gelen hocasına güvenir yürekten bağlanır. Sonuç olarak bir Şampiyonlar Ligi hayali daha suya düşmek üzere. Ayrıca Konyaspor rezaleti de tuz biber olmuş durumda bu yaşananlara.
Taraftar ne halde? Fenerbahçe taraftarı bir zamanlar tüm dünyanın ibret aldığı herkese örnek taraftarlardandı. Hatta bir çok otorite için dünyanın sayılı taraftarları arasında gösterildi. Yazımın daha önceki bölümlerinde de bahsettim takımına delice bir tutkuyla bağlıydı bu taraftar bir zamanlar. Peki, şuanda ne yapıyor bu taraftar? 3 Temmuz sürecinden sonra Aziz Yıldırım ve takımda yaşanan bir takım değişikliklerin bir benzeri taraftarların bir kısmında da yaşanmaya başladı. Özellikle bir grup -adını vermek istemediğim o grubu hepiniz çok iyi tanıyorsunuz- en kötü anlarda bile tüm stadı ayakta tutarken bir anda Fenerbahçe, Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman düşmanı kesildiler. Şükrü Saraçoğlu Aykut Hoca ve Aziz Yıldırım için istifa sesleriyle çınlar oldu. Yani zaten birileri tarafından yok etme çabaları aşikârken bir de taraftarın böyle sırtını dönmesi aklımıza bir şeyler getirmiyor mu? Fakat asıl tehlike bu grubun takımına sırt dönmesi değil, onlar zaten azınlık bir grup olur ancak bu taraftarın arasında. Asıl tehlike birçok Fenerbahçe taraftarının da onların yaptığının doğru olduğunu düşünüp en ufak bir kötü sonuçta onlara eşlik ediyor olması. Bir Fenerbahçe taraftarı bu kadar cahil olmamalı. Benim gerçekten Fenerbahçe'yi seven ve destekleyen taraftarlara tavsiyem şu; ciddi bir oyun var ortada. Bu oyun yöneticisinden futbolcusuna ve artık taraftarına bulaşmış durumda. Bu oyundan kurtulmanın tek yolu akıllı olmaktır. Takımına destek olmaktır. Aksi yapıldıkça Fenerbahçe’nin başarısızlığından beslenenlerin ekmeğine yağ sürülür. Bu durumdan da zarar gören Fenerbahçe olur…
Bu sezonun akıbeti… Öyle ya da böyle Ersun Yanal bu takımın teknik direktördür. Bu gerçeği kabul edip hocasının arkasında duracak tüm camia. Ayrıca hem hocanın hem de futbolcuların kafalarını artık sadece futbola ve şampiyonluğa verebilmeleri için bazı sözde medya organlarının -hani futbolu çok iyi bilen yorumcular var ya- kısıtlanması lazım. Bunu yapacak gücü var Fenerbahçe'nin. Tabi teknik taktik gibi konularda da revizyon şart. Mesela hala ısrar edilen Emre artık kulübe oyuncusu olmalı. Takımı ileri taşıma özelliklerine sahip bir transfer yapamıyorsan eğer eldeki imkânları değerlendirmek gerek; Alper, Holmen. Holmen dedik tabi onu değerlendirmek veya yeni bir yabancı almak için bir yabancıyı daha yollaman gerekiyor. Bu yabancı da hiç tartışmasız Baroni. Artık radikal kararlar alma vaktidir. O nedenle bu yapılır mı şu yapılır mı gibi sorularla, bunu böyle yaparsak ne derler, ne tepki alırız gibi düşüncelerle boğuşmak yerine eskiden olduğu gibi -Alex olayını hatırlayın- kararlı bir yönetim olmak, olamıyorsan bırakıp gitmek gerekir. Kişisel fikrimi soracak olanlara çok net söylüyorum, bu kararlılıkta bir yönetim ve teknik adam göremiyorum ben takımda. Yapamıyorlar mı yoksa yaptırılmıyor mu bilmiyorum ama taraftar da dâhil çok vahim bir oyunun içine girmiş durumda Fenerbahçe. Allah yardımcısı olsun.
Serkan ÇOKAYDIN 6|Sayfa
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
PTT 1. Lig’den 20 Genç Yetenek PTT 1. Lig’de yeni sezon geçtiğimiz günlerde başladı. Adettendir deyip, ligde bu sene izleyeceğimiz 1992 ve sonrasında doğan 20 genç oyuncuyu sıraladım. Bu liste tamamen kendi fikirlerimden oluşturulmuştur ve bu oyunculardan başka daha birçok genç de sezon boyunca öne çıkacaktır. En azından bazı oyunculara dikkat çekmek adına bu 20 oyuncuyu listelemeyi düşündüm. Umarım faydalı olur. Hazırlayan: İlker Akın | YariSaha.com 20. Ali Kemal Özkan/1993/Karşıyaka Karşıyaka’nın hafta sonu Şanlıurfaspor ile oynadığı maçta attığı nefis golle dikkatleri çeken Ali Kemal Özkan, Samsun doğumlu bir Karadeniz delikanlısı. Karşıyaka A2 takımından A takıma yükselen solak oyuncu, Akçaabat Sebatspor’da da forma giymiş. A2 takımıyla çıktığı 45 maçta 9 gol kaydeden oyuncu, yeni teknik direktör Sait Karafırtınalar’ın da dikkatini çekerek A takıma alınmış. Sol ayağı oldukça temiz ve sol kenarın dışında, ofansif orta saha olarak da forma giyebiliyor. 2017 yılına kadar sözleşmesi bulunan genç solak, yaratıcılık sorunu yaşayan Karşıyaka’nın ilacı olabilir. Ona dikkat. 19. Mertcan Demirer/1993/Tavşanlı Linyitspor 13 yaşından bu yana Beşiktaş bünyesinde bulunan orta saha oyuncusu Mertcan Demirer, profesyonel sözleşmeye de imza atmıştı ancak A takım umudunu kaybedince, sözleşmesinin sonunda Tavşanlı’nın yolunu tuttu. A2 maçlarını izleyenlerden büyük övgüler alan Mertcan, ilk kez bu kadar üst seviyede futbol oynayacak. Stili itibariyle tam bir ‘8’ numara olan Mertcan, yüksek tekniğine rağmen oldukça sert ve tempolu da bir oyuncu. Özellikle topla dönüşleri ve seri dribblingleriyle oldukça dikkat çeken bir orta saha oyuncusu Mertcan. Gücünde ve temposunda bir eksik olduğunu sanmıyorum, zamanla uzaktan sert şutlarını da PTT 1. Lig takipçilerine izletecektir. 18. Liridon Krasniqi/1992/Fethiyespor Fethiyespor’un 1461 Trabzon’a 3-2 mağlup olduğu maçta orta sahada bir dev dikkat çekti. 1.90’lık genç Arnavut Krasniqi, boyundan beklenecek kadar güçlü ama şaşırtıcı biçimde de topla yumuşak bir görüntü verdi maç boyu. Orta sahanın ortasında dirençli ve yeri geldiğinde kısa paslarla oyunun içinde etkin bir maç çıkaran Krasniqi, Ankaraspor’dan Fethiye’ye iki yıllığına kiralanmış. Uzun boyuna rağmen vücut koordinasyonu gayet iyi ve hiç de ağır bir oyuncu değil. Fizik gücün çok ön plana çıktığı PTT 1. Lig’de fark yaratmasını bekleyebileceğimiz bir oyuncu Krasniqi. Hücumda daha aktif olduğu maçlarda daha da dikkatle takip etmekte fayda var. 17. Ozan Evrim Özenç/1993/Denizlispor 1993 İzmir doğumlu genç kaleci Ozan Evrim, altyapı tedrisatını ve şimdiye dek kariyerinin tamamını Denizli’de geçirdi. 1.90 boyundaki genç eldiven, bir kaleci için ideal sayılabilecek bir fiziğe sahip. 2011-12 sezonunda Denizli Belediyespor’a kiralık giden Ozan, bu sezonun ilk maçında Gaziantep BŞB deplasmanında adeta devleşti. Denizlispor’un kötü oyununun da etkisiyle sık sık Antep Belediye forvetleriyle baş başa kalan genç oyuncu, Sinan Özkan’ın golü dışında rakibe skor imkânı tanımadı ve daha ilk haftadan dikkat çekti. Transfer dönemi bitene 7|Sayfa
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 dek Denizlispor’da hareketliliğin süreceği ortada. Umarım bir başka kaleci daha alınmaz ve Ozan Evrim’in çıkışını izleriz. 16. Oğulcan Gökçe/1992/1461 Trabzon 21 yaşında olmasına rağmen tam 64 defa alt yaş kategorilerinde milli formayı giyen Oğulcan, Altay’ın Türk futboluna sunduğu değerlerden biri. İlginç kariyer öyküsüyle de geçen yıl manşetlere çıkan Oğulcan, huzuru Trabzonspor ve oradan kiralık gittiği 1461’de arıyor. 2012’nin başında, hala idrak edemediğim sebeplerden ötürü futbolu bıraktığını açıklayan Oğulcan, bir süre sonra kararından vazgeçmiş ve faal futbol hayatını sürdürmüştü. Trabzonspor’dan 1461’e kiralık gelen Oğulcan, defansın ortasında Mustafa Akbaş ve Mehmet Kuruoğlu’ndan formayı almak için mücadele edecek. Oyuncunun mental durumunda soru işaretleri olsa da, yeteneğinden kimsenin şüphesi yok. Stoperde ve gerekirse defansif orta saha bölgesinde de forma giyebilen bu oyuncunun 1461’de süre aldığı takdirde başarılı olabileceğini düşünüyorum. 15. Cem Özdemir/1992/Adanaspor 1992 doğumlu orta saha oyuncusu Cem Özdemir, kelimenin tam manasıyla bir ‘Adana Çocuğu’. 2010 yılından bu yana Adanaspor kadrosunda bulunan Cem, geçen sezonun başından beri takımın banko adamlarından biri oldu. Orta sahanın ortasında forma giyen genç oyuncu, zaman zaman yaptığı müthiş dribblinglerle dikkat çekiyor. Yaşına göre temposu ve gücü son derece yerinde ve gününde olduğunda hücumda da son derece etkili. Adanaspor için geçen sezon tam bir felaketti ve bu sezon da pek parlak geçecek gibi görünmüyor. Bu durum Cem’in dikkat çekmesinin önünde bir engel teşkil edebilir ama genç oyuncu çok ciddi bir potansiyel ve her zaman daha iyisini yapabilecek yeteneğe sahip. 14. Berkay Can Değirmencioğlu/1993/Ankaraspor 1993 Bursa doğumlu Berkay Can, halen Fenerbahçe’nin oyuncusu ve Ankaraspor’da kiralık olarak forma giyiyor. 1.90’lık genç stoper, geçen sezon Denizlispor’da gösterdiği başarılı performansın ardından transfer döneminde Beşiktaş ile de anılmıştı. Ancak Fenerbahçe, genç oyuncuyla 2018’e kadar sürecek olan yeni bir kontrat imzaladı. Altyapısından yetiştiği Fenerbahçe’nin A2 takımında da görev yapan oyuncu, geçen sezon Denizlispor’da 28 maça çıktı ve oldukça başarılı maçlar çıkardı. Özellikle hava toplarında son derece etkili bir stoper olan Berkay Can, zaman zaman hamle sıkıntıları yaşasa da, PTT 1. Lig seviyesi için son derece yeterli bir savunma oyuncusu. Şampiyonluk hedefiyle sezona start veren Ankaraspor’da neler yapacağını dikkatle izlemek gerekiyor. 13. Taha Can Velioğlu/1994/Bucaspor 1994 Sakarya doğumlu Taha Can, kariyerinde Bursaspor dışında forma giydiği ilk maçta gol atarak büyük bir başarı gösterdi. 19 yaşındaki stoper, Bursaspor ile 4 resmi maça da çıkmış ve onun dışında A2 takımının gözdelerinden biri olmuştu. Açıkçası, Ömer Erdoğan’ın emekli olduğu, İbrahim Öztürk’ün yaşlandığı ve Serdar Aziz’in istikrarsız performanslar sergilediği bu dönemde Bursapor’un onu neden bıraktığına da bir mana verememiştim. Bucaspor ile kariyerinde ilk kez PTT 1. Lig seviyesinde maça çıkan Taha Can, zaman zaman doğal olarak paniklese de, maçın ilk golünü kaydetti ve son derece iyi bir maç çıkardı. 2015’e dek Bucaspor forması giyecek olan genç stoper, tandemdeki partneri Henrique’nin olumlu yönlerinden kendine bir şeyler de katarsa, ileride adını sıkça duyacağımız bir oyuncu olabilir. Dar Buca rotasyonunda bol bol izleyebileceğimiz bir genç stoper Taha Can. 12. Canberk Aydın/1994/Samsunspor Samsun doğumlu Canberk, altyapıda da Samsunspor forması giydi. 1.70 boyundaki oyuncu, henüz 19 yaşında olmasına rağmen hayatı oldukça maceralı geçmiş biri. Barcelona’ya denenmek için giden genç oyuncu, burada umduğu yanıtı alamayınca Beşiktaş’a götürülmek istenmiş ancak biraz da devlet eliyle Samsunspor’a geri getirilmiş. Böyle ilgi çekecek neyi var bu oyuncunun diyecek olursanız, Canberk sadece bir sağ bek deyip 8|Sayfa
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 geçemem. Genç oyuncu, fit durumda olduğu zamanlarda tahmin bile edemeyeceğiniz kadar seri ve çabuk bir bek. Geçen yıl ilk defa düzenli olarak Samsun forması giymeye başlayan oyuncu, izlediğim maçlarda gerçekten etkileyici oyunlar oynamıştı. Sağ önde de oynama kapasitesi olan Canberk, akıl almaz sürati ve tabanca gibi çıkışlarıyla çok dikkat çekici bir kanat oyuncu. Tek kusuru, sakatlıklarla arasının iyi olmaması gibi görünüyor. Elazığ’da gelen 31 yaşındaki Murat Akyüz, şimdilik sağ bekin sahibi gibi görünse de, sağlıklı bir Canbek Aydın’ı hiç kimse Samsunspor 11’inden kesemez. 11. Francis Ofoedu/1993/Karşıyaka 1992 doğumlu Nijeryalı (artık inanacağız, başka çare yok) forvet oyuncusu Chikeluba Francis Ofoedu, aşina olmadığımız bir isim değil. Geçen sezon 1461 formasıyla zaman zaman çok iyi maçlar çıkaran Ofoedu, ligde 7 gol kaydetmişti. Sezon sonunda 1461’den ayrılan genç forvet, Sait Karafırtınalar ile çıkışa geçmek isteyen Karşıyaka’ya transfer oldu. Tipik bir santrafor demek doğru olmaz onun için, örneğin 1461’de Mustafa Tiryaki veya Karşıyaka’da Sjoerd Ars gibi hedef santraforların yakınında oynayan, kanatlara deplase olduğunda son derece etkili bir ‘yardımcı forvet’ tanımı daha makul duruyor. Kısa boylu ancak sağlam ve süratli bir oyuncu olan Ofoedu, ani ataklarda son derece etkili olabilen bir isim. Zaman zaman hakemle çok oynaması ve dağınık oyun tarzı da oyuncunun eksikleri olarak önce çıkıyor. Ofoedu, eğer Ars iyi bir sezon geçirirse çok gol atar. 10. Kamil Ahmet Çörekçi/1992/Adana Demirspor 1992 Londra doğumlu Kamil Ahmet Çörekçi, Kıbrıs Türk’ü bir ailenin evladı. Ada’da Fulham ve Milwall tedrisatından geçen Kamil Ahmet, 2010’da Bucaspor ile Türkiye’ye adım attı. Bucaspor’un Süper Lig’de oynadığı sezon 20 maça çıkan sağ kanat oyuncusu, takımı küme düşse de Buca’da kaldı. Ancak ertesi sezon gelen mali kriz ve gelen transfer yasağı neticesinde çok zor günler geçiren kulüpten 2012 başında ayrıldı ve Kayserispor’a imza attı. Halen U21 Milli Takımı’nın önemli oyuncularından biri olan Çörekçi, toplamda 55 kez milli formayı giydi. Geçen sezon Kayseri’de çok fazla forma şansı bulamayan genç oyuncu, takım arkadaşı Nurettin Kayaoğlu ile birlikte Adana Demirspor’a kiralık gönderildi. Sağ bek mevkisinde son derece yeterli bir oyuncu olan genç Çörekçi, gerekirse sağ önde de forma giyebiliyor. Sağ kanatta oyuncu sıkıntısı çeken ülkemizde, Kamil gibi bir oyuncunun gelişimi çok önemli. Onun Demirspor’da neler yapacağını dikkatle izlemek gerek. 9. Okan Alkan/1992/Bucaspor Fenerbahçe’nin harcadığı bir genç yetenek mi, başarıyı kaldıramayan bir delikanlı mı? Okan Alkan’ın hikayesi henüz bitmedi. Mardinli Okan, seneler süren Fenerbahçe macerasına bu sezon başında kesin olarak nokta koydu ve Bucaspor’un sözleşmeli oyuncusu oldu. Henüz 21 yaşında ve gelişimi sürmekte. Bir üst sırada yer verdiğim Kamil Ahmet Çörekçi gibi bir sağ bek olan Okan Alkan, Bucaspor’un değişmez adamlarından biri. Onu, özellikle geçen sezon Bucaspor forması altında defalarca büyük dikkatle izledim. 1461 deplasmanında Yusuf Erdoğan karşısında inanılmaz zorlanan Okan, bunun dışında çok kötü maçlar çıkarmadı. Böyle bir potansiyele sahip bir kanat oyuncusundan elbette hep daha fazlası bekleniyor. Benim görüşüm, teknik açıdan bir sıkıntısı olmayan Okan’ın hücumda daha fazla iş yapması gerektiği yönünde. Özellikle asist sayılarının çok daha fazla olması gerekiyor. Genel çerçevede baktığımızda ise, Okan ‘isterse’ bu ligde kalıcı olmaz ve Süper Lig’e gider. 8. Emre Kılınç/1994/Boluspor 1994 Sakarya doğumlu Emre Kılınç, 4 yıldır Boluspor bünyesinde gelişimini sürdürüyor. Son derece yetenekli bir solak olan Emre, geçen seneye oranla bu sezon daha güçlü görünüyor. Sezon öncesinde Galatasaray ile anlaştığı söylenen genç oyuncu, buna rağmen takımda kaldı ve ligin ilk maçında yaptığı asistle 9|Sayfa
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 galibiyetin mimarlarından biri oldu. Sol önde veya forvet arkasında görev yapabilen genç oyuncu, güçlendiği takdirde çok önemli bir oyuncu olmaya aday. Yeteneklerini sahaya yansıttığı ve mental gelişimini iyi sürdürdüğü takdirde Süper Lig’e 1-2 sene içinde ayak basacağından kimsenin bir şüphesi yok. Bireysel gelişimine de önem vermesi gerekiyor. 7. Taylan Antalyalı/1995/Bucaspor Muğlalı Taylan, geleceğin en önemli oyuncularından biri olarak gösteriliyor. Henüz 18 yaşındaki orta saha oyuncusu, son derece iyi bir fiziğe ve sade ama klas bir oyun stiline sahip. Onun da adı Emre Kılınç gibi Galatasaray ile anılmıştı ancak bu transfer tamamlanmadı. Taylan’ın sıkıntısı sakatlıklar. Sürekli sakatlık sorunu yaşaması, sürekli forma bulmasına ve kendini göstermesine engel oluyor. Kariyerinde henüz 11 PTT 1. Lig maçı olması bunun ispatı niteliğinde. Taylan’ı Salih Uçan ile kıyaslamak da ayrı bir yanlış olur. Bu oyuncu daha sade ve defansif, ancak çok yönlü ve gerekirse birçok mevkiye verilebilecek bir tarza sahip. Bucaspor’da sağ önde de oynamışlığı vardır. Taylan Antalyalı için henüz yıldız demek doğru değil, Bucaspor’un dar kadrosunda kendisine görev verildiği anlarda yeteneğini gösterecektir. 6. Aminu Umar/1995/Samsunspor Samsunspor’un yeni transferi Aminu Umar, ülkemizde düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda ve onun öncesinde düzenlenen U20 Afrika Şampiyonası’nda kendini gösterdi. Afrika Şampiyonası’nda gol kralı olan Aminu, kısa boylu ancak çok kuvvetli ve süratli bir hücum oyuncusu olarak göze çarpıyor. Hücumda kenarlarda veya ortada aynı verimle oynayabilme yeteneğine sahip. Nijerya’da sağ kanatta izlediğimiz genç oyuncu, Samsunspor’da da Ekhigo ve Musa Sinan Yılmazer ile birlikte değişken ve mobil bir forvet hattı oluşturdu. Özellikle kontra atakların öne çıktığı bu ligde zaman zaman etkili olmasını bekleyebileceğimiz, son derece önemli bir potansiyel Aminu. Nijerya’dan takım arkadaşı ve kaptanı Ajagun ile birlikte Samsun’a gelmesi bekliyordu ancak Aminu’ya Samsun’da ‘ağabeyi’ Ekhigo eşlik edecek. Aminu’nun heyecan verici oyununu Samsunspor’da izlemek keyifli olacaktır. 5. Eray Ataseven/1993/Manisaspor Eray’ı belki de şu anda tüm ülke daha yakından tanıyor olabilirdi. U20 Dünya Kupası’nda kadroya alınmaması açıkçası şaşırtmıştı ancak geçen sezon yaşadığı sakatlık da buna neden olmuş olabilir. Eray Ataseven, 1993 İzmit doğumlu bir orta saha oyuncusu. Oyunun iki yönünü de başarıyla oynayabiliyor ve hücumda da gayet etkin bir isim. Geçen sezon, sakatlıklarla boğuşmadığı zamanlarda Bekir Yılmaz ile Manisaspor orta sahasında son derece iyi maçlar çıkarmıştı. Yaşından umulmayacak kadar olgun ve yeri geldiğinde sertlikten de kaçmayan bir isim. Eray Ataseven’in gelişimi, Manisaspor için bu sezonun en kritik noktalarından biri olacak. Bu oyuncuda gerçekten büyük bir potansiyel var. 4. Kwame Amponsah Karikari/1992/Balıkesirspor 1992 Accra doğumlu genç santrafor Karikari, İsveç’te kendini gösterdikten sonra beklenen sıçramayı yapamamış bir Ganalı delikanlı. 1.90 boyundaki oyuncu, AIK’de ara sıra kritik goller atmayı başarsa da, menajerlerin gözüne girmeyi bir türlü başaramadı. Uzun boyuna rağmen oldukça hareketli ve iki ayağıyla da iyi gol vuruşları yapabiliyor. Güçlü fiziğiyle iyi top saklıyor ve kafa toplarında da oldukça etkili. AIK’den bir yıllığına Balıkesirspor’a kiralanan Karikari, ilk maçında gol kaydedemese de iyi bir oyun sergiledi. YarıSaha’da Karikari’nin hikâyesini yazmıştık aylar önce, onun biraz güvene ve desteğe ihtiyacı var. Gerçekten büyük potansiyel.
10 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 3. Enver Cenk Şahin/1994/İBB 1994 Zonguldak doğumlu Cenk, İBB’nin geniş kadrosu içinde kendine yer arayacak. Sol ayaklı olmasına rağmen sağda daha etkin olan popüler kanat adamlarından biri olan Enver Cenk, Türkiye’nin Messi’si de olabilir, Hurşut Meriç II de. Artık ipler onun elinde. Kariyerinde PTT 1. Lig maçı bulunmayan genç oyuncunun bu güçlü kadroda kendisine yer bulup bulamayacağı belirsiz gibi görünse de, mantıklı bir teknik adamın ona bolca şans vereceğinden şüphem yok. Cihat Arslan da bu tür bir teknik adamdır. İki kenarda da rahatlıkla forma giyebilen Cenk, müthiş bir çevikliğe ve son derece yüksek bir top hâkimiyetine sahip. Trabzon’da El Salvador’u 3-0 ile geçtiğimiz maçta 2 gol ve 1 asist ile oynamasıyla ülke gündemine oturmuştu. PTT 1. Lig’de işler U20 seviyesindeki kadar yumuşak ve şefkatli değildir ancak genç oyuncunun burada da iş yapacak potansiyeli var. Keyif veren stiliyle Cenk Şahin’i izlemekte fayda var. 2. Tonia Tisdell/1992/Ankaraspor Enver Cenk Şahin’e stil olarak çok benzeyen Tonia Tisdell, 1992 Monrovia doğumlu bir Liberyalı genç. 5 senedir ülkemizde oynayan Tisdell, Ankaragücü tarafından 16 yaşında ülkemize getirildi. Karşıyaka’da kısa süre forma giydikten sonra, Nduka ve ‘Tevez’ Adem Büyük ile birlikte Mersin İdman Yurdu’nun Süper Lig’e çıkmasında büyük pay sahibi oldu. Bunu başardığında henüz 19 yaşındaydı. Ankaragücü ile Ankaraspor arasında o dönem yaşanan tuhaf ilişki ve sonrasında Ankaraspor’un liglerden men edilmesiyle, sürekli kiralanan bir oyuncu durumuna düştü. MİY ve Urfa maceralarının ardından, Ankaraspor’un PTT 1. Lig’e katılım hakkı elde etmesiyle yuvaya döndü ve ilk maçta Manisa ağlarını iki kez havalandırmayı başardı. Sol ayaklı bir kenar forveti olan Tisdell, inanılmaz çabuk ve etkili bir oyuncu. Gelişimini sürdürmesi halinde PTT 1. Lig’de fazla kalmayacağını sanıyorum. Ayrıca, sağ kanatta oynamayı daha çok seviyor. Oyuncunun hızı, fizik gücü ve tekniği oldukça üst seviyede ancak geçen sezon Urfa’da yaşadığı/yaşattığı sıkıntılar da ortada. Profesyonellikten biraz daha nasibini aldığı takdirde önü çok açık bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. 1. Ömer Kahveci/1992/Bucaspor Ömer Kahveci, Maraş’ta doğmuş ancak Adana Demirspor’da altyapı tedrisatını almış bir file bekçisi. 2010 yılından beri formasını giydiği Bucaspor’da tam 68 1. Lig maçına çıkmış ve alt yaş milli takımlarında da 40 maçı var. Bir kaleci için-başta karakter olmak üzere-gerekli olan her şeye sahip. Genç yaşına rağmen olgun ve sakin tavrıyla öne çıkıyor. Her kalecinin felaket maçları vardır, mesela Tavşanlı’dan 7 tane yediği maçı asla unutamam ama Ömer’in hatalı gol yeme ihtimali oldukça düşük. Henüz 21 yaşında olduğu için de, yaptığı ufak tefek hataları mazur görebiliriz. Ayağına hâkim oluşu, yan toplardaki başarısı ve kalede pozisyon alma özelliği de son derece gelişmiş genç kalecinin. Bana göre Ömer Kahveci, ligin en iyi genç oyuncularının başında geliyor. Onu 1-2 sezon içinde çok daha yüksek bütçeli bir takımda izleyeceğimizden eminim. Zaten hakkında Rubin Kazan dedikoduları da çıkmıştı yakın zamanda. Ömer’in gelişimini sürdürdüğü takdirde elit bir kaleci olacağına inanıyorum. Şu anda aklımda olan 20 genç oyuncu böyle. Elbette bu oyuncuların bazısı beklentileri karşılayamayacaktır, bazı sürpriz isimler öne çıkacaktır ancak en azından 1. Lig’i takip eden okurlarımız için en azından bir rehber oluşturmak adına böyle incelemeleri gerekli buluyorum. Milli takımın ve Süper Lig’in dibi gördüğü şu aylarda, belki bir umut olur bu gençler ve bazı arkadaşları.
İlker AKIN 11 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
PTT 1. Lig heyecanı yeniden başladı ve üzerinde konuşulacak birçok konusu ile birinci haftayı geride bıraktı. Geçen sezondan farklı olarak Ankaraspor A.Ş.'nin de lige dönmesi ile takım sayısı 19'a çıktı ve lig sonunda düşecek takım sayısı 4 olarak belirlendi. PTT 1. Lig'in sabit gelirlerinin dışında kaynak yaratıp bu yönde transferler yapan takım sayısı önceki yıllara oranla bu yıl daha fazlaydı. Öncelikle Ankaraspor, İstanbul BŞB, Mersin İdman Yurdu, Adana Demirspor, Şanlıurfaspor ve Boluspor bu kulüplerin başlıcaları. Yaptıkları transferler ile şampiyonluk hedeflerini başta koymuş görünüyorlar. PTT 1. Lig'in 1. haftasının açılış maçı Balıkesirspor-TKI Tavşanlı arasında oynandı. Haftanın seyir zevki yüksek maçlarından biriydi. Tavşanlı’nın geri çekilmesi Balıkesirspor'un baskın oynamasını sağladı. Tavşanlı'nın orta sahasında hücum yönü daha güçlü olan ve şut atma özelliği olan Emrah ve Cafercan'ın etkili olabilmesi için takımın oyunu önde kurması gerekir. Balıkesirspor'un iki yabancı oyuncusu Karikari ve Lalawele iyi oyuncular ve haftalar ilerledikçe daha iyi olacaktır, Balıkesir savunması iyi bir takım fakat buna rağmen kolay pozisyon veriyorlar, hücumda ise yabancı oyuncuları takım arkadaşları İlhan'ı da hücumda unutmasalar daha fazla gol bulabilirler. Samsunspor-İBB maçında Samsunspor gereğinden fazla geriye çekildi ve İstanbul BŞB'nin oyunu Samsunspor yarı sahasında kurmasını sağladı. Samsun ekibinin kontra atağa uygun oyuncu sayısı çok fazla değil ve takım bu yapıda gol pozisyonlarını girmesine rağmen gol bulması zor olacaktır. Teknik kapasitesi yüksek ve set oyunu oynayabilecek oyunculardan kurulu bir takımın çok geriye çekilmemesi gerekir. İstanbul BŞB ligin iyi takımlarından biri olacak ve lige ağırlığını koyacak gibi görünüyor. Oyunu genişlemesine ve derinlemesine iyi kullanıp sabırlı oynayan bir takım ve bunun karşılığını attığı tek gol ile deplasmanda kazandığı üç puanla aldı. Şanlıurfaspor beklentilerin yüksek olduğu bir takım, başkanın hedefleri yüksek tutması bu yönde transferler yapması tüm gözleri bu maça çevirdi. Karşıyaka, ekonomik sorunlar yüzünden biraz geç kalsa da yaptığı transferler ile ligin üzerinde bir kadro kurdu. Özellikle kaleci David Bicik, Ars, Ofoedu, Rıdvan iyi oyuncular, sadece ihtiyaçları biraz zaman ve bu saatten sonra mali sorumlulukların zamanında yerine getirilmesi. Henüz hazır olmayan Karşıyaka takımının zorlu Urfaspor deplasmanında aldığı puan ve özellikle 87. dakikada genç Ali Kemal'in attığı golün hazırlanışı ve gol vuruşu haftanın iyilerindendi. 1461 Trabzon geçen sezonki kadrosundan birçok oyuncusunu kaybetmesine rağmen göze hoş gelen futbolunu oynamaya devam ediyor. Ligin yeni takımlarından Fethiyespor, deplasmanda oynamasına rağmen oyunu çirkinleştirmedi ve maçın temposu düşük olmasına rağmen bol gollü bir maç oldu.
12 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Boluspor kendi saha ve seyircisi önünde en çok merak edilen takımlardan biriydi. Ali Beykoz eldeki oyuncuları en iyi şekilde kullanıp ideal kadroya yakın bir kadro ile sahaya çıkardı takımını. Adana Demirspor yaptığı transferler ve hedefinin çok altında bir futbol sergiledi, zamana ihtiyaçları olduğunu gösterdi. Maçta Ali Güzeldal'ın sakatlığı üzüntü vericiydi, kendisine geçmiş olsun diyoruz. Gaziantep BŞB bu yıl hedef büyüttü ve şampiyonluk hedefi koydu, önceki yıllardan farklı olarak yabancı oyuncu transferi ile kadrosunu güçlendirdi. Lig boyunca kesinlikle keyif veren bir takım olacağı kesin. Hücum yönü kuvvetli en az beş oyuncu ile sahaya çıkıyorlar ve ortalama 5 dakikada bir pozisyona giren bir takım görünümünden Antep ekibi. Denizlispor maçında bir gol atıldı fakat maç çok daha gollü bitebilirdi. Denizlispor yaşadığı sorunlar yüzünden zamana ihtiyacı var ve taraftarının biraz sabırlı olup destek vermesi gerekir. Ligin genç takımlarından Bucaspor ise ligin yeni takımlarından Kahramanmaraşspor ile karşılaştı: Lige hoş geldin derken rakibini evine puansız yolladı. Ankaraspor A.Ş. lige sıfırdan bir takım kurarak başladı. Bir antrenör için eğer PTT 1. Lig'de çalışacaksanız bu çok büyük bir şanstır. Tek şart transferin teknik direktöre bırakılmasıdır, Ankaraspor da bunu yaptı, transferi güvendiği hocasına bıraktı. Ankaraspor kesinlikle lige ağırlığını koyacak ve ilerleyen haftalarda daha etkili bir futbol ortaya koyacaktır. Manisapor bir an önce sıkıntı varmış modundan çıkıp lige asılması gerekir, geçen sezon da ekonomik sıkıntıları vardı fakat iyi bir mali plan ile bunun üstesinden gelip play-off oynadılar. Haftanın kapanış maçı Adanaspor için tam bir hayal kırıklığı oldu, havanın çok sıcak olması, maçın pazartesi gece oynanması konsantrasyon kaybına yol açtığı kesin fakat oynanan futbol ve yapılan mücadele oyunculara yakışmadı. Takımın bazı mevkilerinde oyuncu transferine ihtiyaç var ama eldeki oyuncuların daha iyisini yapabileceklerini düşünüyorum. Orduspor, deplasmanda aldığı bu net sonuçla haftanın lideri oldu ve haftanın takımı olmayı hak etti bence. Adanaspor ise evinde aldığı bu farklı mağlubiyetten sonra teknik direktör Ekrem al ile yollarını ayırma kararı aldı. PTT 1. Lig’in tüm futbol severlere ve takımlara hayırlı bir sezon olmasını diliyorum.
Namet ATEŞ
WOLFSBURG'UN YENi YILDIZ ADAYI Tolcay Ciğerci Wolsburg'un Türk oyuncusu Tolga Ciğerci'nin kardeşi Tolcay Ciğerci de U19 takımında gösterdiği performansla parlıyor. Geçen sezon Wolsburg U19 takımıyla Almanya şampiyonluğu yaşayan genç oyuncu 18 maçta 2 gol atarken 6 asistle şampiyonlukta pay sahibi olmuştu. Bu sezona da müthiş başlayan 1995 doğumlu orta saha oyuncusu, ilk 2 maç sonunda 3 gol atarken 3 tane de asist yapmayı başardı. Wolfsburg, bu hafta sonu oynanan maçta Osnabrück'ü 6-1 yenerken Tolcay 2 gol atıp bir golün yaratıcısı oldu. 1.80m boyundaki genç oyuncu şu ana kadar 2 kez Türkiye U18 milli takımında forma giydi. Türk takımlarına ve yöneticilerine bu oyuncuyu dikkatle izlemelerini tavsiye ediyoruz.
Özgür DOBRUCA 13 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
OĞUL ZIDANE: ENZO Dünya futbolunun efsane ismi Zidane'nın 4 çocuğundan en büyüğü olan Enzo, 1995 yılında Bordeaux şehrinde doğdu. Babasının soyadını almak yerine annesi Veronique Fernández'in soyadını almayı tercih eden Enzo Fernandez’in tam adı “Enzo Alan Zidane Fernández”dir. 1999 yılında Juventus altyapısında futbol hayatına başlamıştır. İspanya pasaportu taşıyan Enzo, İspanya U-15 milli takımının kadrosuna da çağrılmıştır. Enzo 2004 yılında Real Madrid alt yapısına geçtikten sonra 2011 yılında Mourinho ile A takımda antremanlarda yer almıştı. Bu sezon Real Madrid C takımıyla Segunda Division B’de mücadele edecek olan Enzo Fernandez, babası gibi orta sahada görev yapıyor ve daha çok ofansif özellikleriyle dikkat çekiyor. Futbolcu bir aile olan Zidane ailesinin çocukları Enzo ile beraber Luca ve Theo da Real Madrid alt yapısında oynamaya devam ediyor.
İlerde nasıl bir futbolcu olacağı merakla beklenen Enzo'nun hırçınlığı konusunda babasının genlerini taşıdığı açıkça ortada. 2006 Dünya kupasında babasının attığı kafa hala akıllarda olan tazeliğini korurken Enzo da Real Madrid U-18 maçında rakibine tekme atmış ve direkt kırmızı kart ile oyundan atılmıştır. Sıkı bir Enzo Francescoli hayranlığı olan Zidane, oğluna Uruguay futbolunun efsane isminin adını vermiştir. Bu sezon Real Madrid'in başına geçen Carlo Ancelotti'nin yardımcılığını üstlenen Zidane'nın oğullarının ilerde nasıl futbolcular olacağı merakla beklenen bir konu. Özellikle Enzo'nun...
Tamer Sami SERT 14 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Transfer Merkezi Dergisi'nin bu ayki kapak konusu ''Şampiyonlukların Adamı'' Murat Akın. Murat, PTT 1. Lig'de oynadığı 4 sezonun hepsinde Süper Lig’e çıkma sevinci yaşadı. (2009 ve 2012 Kasımpaşa, 2011 Orduspor, 2013 Konyaspor). Bu sezon Konyaspor'la Süper Lig'e çıkma başarısı gösteren 1986 Belçika doğumlu oyuncu, Süper Lig'in bir başka yeni ekibi Kayseri Erciyesspor'a transfer oldu. Merhabalar Murat. Bize başlama hikayeni anlatır mısın?
futbola
Merhabalar. Ben 6 yaşındayken Belçika'nın KSK Beveren takımının alt yapısında futbol oynamaya başladım ve daha sonra A takıma kadar çıkmayı başardım. Bu sene Torku Konyaspor ile Süper Lig'e çıkma sevinci yaşadın. Bu şampiyonluk nasıldı? Şampiyonluk sürecini, sonrasında yaşanılan mutlulukları bize anlatır mısın? Ben Konyaspor'a devre arası katıldım. Ben geldiğimde Konyaspor'da şampiyonluk çok zor gözükse de ben Süper Lig'e çıkacağımıza inanmıştım. Takım olarak inandık, çok zor süreçler geçirdik ama mutlu sona ulaştık. Şampiyonluk sevinci dışardan gözüktüğü gibi olmuyor aslında, 1-2 gün sonra her şey normale dönüyor. Şampiyonlukları tam olarak yaşatmıyorlar bizlere. Başka şeylerle uğraşıyorsun, tutulmayan sözler falan derken şampiyonluk unutuluyor. Torku Konyaspor'u şampiyon yaptıktan sonra Süper Lig'in bir başka yeni takımı Kayseri Erciyesspor'la anlaştın. Transfer nasıl gerçekleşti? Ben devre arası Konyaspor'a imza atarken 1.5 senelik imza atmıştım ama ''Süper Lig'e çıkarsak serbest kalırım.'' maddesi ekledik sözleşmeye. O maddeyi kullanarak serbest kaldım ve Erciyesspor ile anlaştım. Bazı gazetelerde senin Konya'ya uyum sağlayamadığın ve Konya'yı sevmediğin için Konyaspor'la yollarını ayırdığın yönünde haberler çıktı. Bu haberlere açıklık getirir misin? Bu tür haberler kesinlikle doğru değil. Ben hem takımıma hem de Konya'ya uyum sağlamıştım, çok seviyordum Konya'yı. Lig bittikten sonra görüştük, anlaşamadık. Ayrılmak istediğimi belirttim ve serbest kalma maddemi kullandım. Geleceğe dair beklentilerin ve hedeflerin neler? Yeni sezonda Süper Lig'de forma giyeceğim. Kısa vadeli hedefim; bu sene hem takımımızla hem kendi sergilediğim performansla lige damga vurmak. İnşallah bu hedefimi gerçekleştireceğim.
15 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Artık sana “Şampiyonlukların adamı'' desek yeridir. Ligdeki normal maçlara oranla play offlarda müthiş bir oyun sergiliyorsun. 1. Lig'de oynadığın 4 sezonda da play-offlardan Süper Lig'e çıkma başarısı gösterdin. Bu başarının sırrı nedir? Play-offlarda şanslı olduğunu düşünüyor musun? Play-offlara daha farklı bir motivasyonla çıkmanın nedeni nedir? Bu başarının sırrı öncelikle hep inanmak ve güvenmek. Play-offlarda tabiki şanslı olduğumu düşünüyorum, rakip takımdan bile ''sen varken nasıl kazanalım'' diyenler oldu. Ama Allah nasip ediyor işin aslı. Play off maçlarında daha iyi oynadığım doğrudur. Bence bunun nedeni de hata yapmaktan korkmamam ve sorumluk almam. Bu da belki bu maçlarda bana büyük avantaj sağlıyor. Futbolcu olmanda senin üzerinde katkısı olan kişiler kimler? Babamın katkısı çok büyüktür. Küçüklüğümde hiç bir idmanımı ve maçımı kaçırmadı. Hala çoğu maçıma gelir. Ayrıca altyapıdaki hocalarım ve profesyonel takımdaki hocalarımın üstümdeki emeği büyüktür. Gurbetçi bir futbolcusun ve seni ilk defa Kasımpaşa formasıyla gördük. Türkiye'ye ilk geldiğinde uyum sorunu yaşadın mı? Her futbolcu yaşar illa ki. Ama ben fazla yaşamadım. Kasımpaşa'ya geldiğimde Uğur Hoca’nın bana yardımcı olması, takımda yer vermesi uyum sorunu yaşamamı engelledi. Gurbetçi futbolcu olmanın artıları ve eksileri neler sence? Artıları benim için yabancı dil bilmek ve yabancılarla anlaşabilmek. 5 tane dil bilince çoğu takım arkadaşımla anlaşabiliyorum. Eksisi ise doğduğun ülkede yabancı, memleketin Türkiye'de gurbetçi oluyorsun. Yaşadığın şampiyonluklarda senin için en önemlisi ve değerlisi hangisiydi? Tabi ki her şampiyonluk özeldir ve kendine göre değerleri vardır ama benim için Orduspor'la yaşadığım şampiyonluk bir ayrıdır. Şampiyon olduktan bir gün sonra oğlumun dünyaya gelmesi belki de bu şampiyonluğun bendeki yerinin ayrı olmasının sebebidir. Ama şunu da belirteyim, şampiyonluk gerçekten muhteşem bir duygu. Kamp süreciniz nasıl geçiyor? Takım olarak bu sezon ki hedefiniz nedir? Kamp şu ana kadar oldukça verimli ve güzel geçiyor. Takımda arkadaşlık çok güzel. Hedefimiz bu sene herkese göze hoş gelen futbol seyretmek. İlk 10 takım içerisinde olmak ve düşme potasından uzakta bulunmak istiyoruz. Kayseri Erciyesspor taraftarlarından beklentilerin neler? Onlara bizim aracılığımızla iletmek istediğin bir şey var mı? Taraftarlarımızdan beklentimiz bizlere sürekli destekte bulunsunlar. Biz de onları mutlu edecek sonuçlar almak istiyoruz. 16 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Kendi mevkinde oynayan futbolcular içinde en çok beğendiğin ve örnek aldığın futbolcular kimler? Emre Belözoğlu'nu çok beğeniyorum ve çok özel bir futbolcu olduğunu düşünüyorum. Örnek aldığım isim Emre Belözoğlu. Ayrıca Selçuk İnan, Pirlo ve Juninho beğendiğim isimler. Kendinde beğendiğin yönler nelerdir? Oyunu iki yönlü oynayabilmem, hata yapmaktan korkmamam ve sorumluluk almam. Kendinde zayıf gördüğün özellikler nelerdir? Hata yapmaktan korkmadığım için top kaptırdığımda zorlanmam ve kötü gözükmem. Bazen saç baş yoldurduğumu düşünüyorum. Sence bir orta saha oyuncusunda bulunması gereken özellikler nelerdir? En önemli özellik bence oyunu iki yönlü oynayabilmek. Bir başka seçenek ise bir yönünü o kadar iyi oynayacaksın ki diğer yönünü kapatsın. Ayrıca aklını kullanarak oynaması lazım orta saha oyuncusunun. Türkiye'de ya da yurtdışında taraftarı olduğun, ileride formasını giymek istediğin bir takım var mı? Ben Roma taraftarıyım. Küçüklüğümden beri dikkatle takip ettiğim takım Roma'dır. Antrenman ve maçlar dışında boş kalan zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun? Boş vakitlerimi eşim ve çocuklarımla geçiriyorum. Onlarla zaman geçirdiğimde kendimi inanılmaz mutlu ve huzurlu hissediyorum. Ayrıca kitap okumayı, bağlama çalmayı ve playstation oynamayı çok seviyorum. Senin kariyerinde unutamadığın maçın hangisi? Aslında unutamadığım 4 final maçı var benim. Ligdeki normal maçlara çıkmadan önce 4 final maçını düşünür kendimi öyle motive ederim. TransferMerkez.com sitemizi ya da dergimizi takip ediyor musun? Değişmesini ya da ağırlık vermemizi istediğin bir yer var mı? Çok keyifle takip ediyorum. Güncel haberler vermeniz ve alt liglerle ilgilenmeniz bence çok güzel. Emeği geçen herkese teşekkürler. Bu keyifli sohbet için teşekkürler Murat, sana futbol hayatında başarılar dileriz. Bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkürler, sizlere iyi çalışmalar.
RÖPORTAJ: Hüseyin KARABACAK 17 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Transfer Merkezi Dergisi'nin bu ayki ikinci konuğu tecrübeli futbolcu Murat Hacıoğlu. Başta Fenerbahçe olmak üzere Bursaspor, Diyarbakırspor, Konyaspor, Ankaraspor, Kocaelispor, Denizlispor gibi bir çok Süper Lig takımında forma giyen ve önemli başarıla imza atan tecrübeli oyuncu geçen sezon Çaykur Rizespor'dan Gaziosmanpaşa'ya transfer olmuştu. Merhabalar Murat Hacıoğlu, bizlere futbola başlama öykünü anlatır mısın ? Merhabalar, futbola 10 yaşında Ankaragücü altyapısında başladım. Ankaragücü'nün küçük yaşlar kategorilerinde forma giydim. 17 yaşında Samet Aybaba beni Ankaragücü A takımına çıkardı. Profosyonel futbol kariyerime Galatasaray-Ankaragücü maçıyla başlamıştım. Altyapılardan Süper Lig'e Fenerbahçe'ye kadar uzanan kariyerinde en çok kimlerin sana katkısı oldu. Buralara gelmende hangi hocaların daha çok rolü var sence? Çetin Hocam’ın, Tahir Hocam’ın, İskender Hocam’ın ve özellikle babamın futbolcu olmamdaki rolleri çok büyüktür. Onların hakkını ödeyemem. Kariyerin boyunca 250'den fazla resmi maça çıkmış, Süper Lig'de kendini kanıtlamış başarılı bir oyuncusun. Karşılıklı oynamakta zorlandığın futbolcular kimlerdi? Diego Lugano ile karşılıklı oynamak her futbolcuyu sıkıntıya sokabiliyor. Defansif anlamda hamleleri ve zamanlamaları başarılı bir oyuncu. Çok önemli kulüplerde oynadın, fakat futbol severler seni en çok Fenerbahçe formasıyla hatırlıyor. Fenerbahçe'ye transferin nasıl olmuştu? Ben o sezon Diyarbakırspor'la başarılı bi sezon geçirmiştim. 13 golle 3 büyüklerin dikkatini çekmeyi başarmıştım. Sadece Fenerbahçe değil, Galatasaray ve Beşiktaş'tan da transfer teklifi almıştım. Milli takımla Avusturalya kampındaydım teklif geldiğini öğrendim. Kariyerim açısından Fenerbahçe'nin daha doğru bir karar olduğunu düşündüm ve teklifi kabul ettim. Fenerbahçe kariyeri nasıldı senin açından? Fenerbahçe'ye transfer olduğun için pişmanlık yaşandın mı hiç? O yılları ve yaşadıklarını anlatır mısın bize? Fenerbahçe'ye gittiğim için asla pişman olmadım. Fenerbahçe'yle kariyerimdeki ilk şampiyonluğu yaşadım. Şampiyonluk duygusu tatmadan anlatılabilecek bir duygu değil. Büyük kulübün havası, ağırlığı farklı. Fenerbahçe'de oynadığım için her zaman gururluyum. 18 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Fenerbahçe'de Arthur Zico ve Daum'la çalışma fırsatını yakalamış bir isimsin. Bu önemli isimler hakkındaki düşüncelerin neler? Zico ve Daum dünya futbolunda önemli yerlere gelmiş isimler ama karakter olarak Daum ve Zico çok farklı kişiliklere sahip teknik adamlar. Zico futbolcuya karşı sevecen ve sıcak kanlı bir yapıya sahiptir. Her oyuncusuna eşit koşullarla forma şansı verir. Daum oyuncuya karşı soğuk bir yapısı olduğunu söyleyebilirim. Pek çok teknik direktör ile çalıştın, bunların içinde bir seçim yapman gerekse hangisini 1 numaraya koyarsın? Samet Aybaba'nın futbolcu olmamdaki katkısı çok büyüktür, onu ayrı tutarım. Ayrıca rahmetli Nejat Biyediç ve Aykut Kocaman isimlerini söyleyebilirim. Futbolunun son baharındasın, bundan sonra kariyer planın ne? Kaç yıl daha oynamayı hedefliyorsun? Allah izin verirse 2 yıl daha oynamayı düşünüyorum. Bir çok takımdan teklif var ama ben Gaziosmanpaşa ile devam etmeyi düşünüyorum. (Röportaj yapıldıktan sonra Sarıyer ile anlaştı) Futbol kariyerimi bitirdikten sonra antrenörlük yapmak istiyorum. Bunun için hocalık kursuna gitmeyi planlıyorum, futboldan kopmam zor. Kariyerin boyunca birlikte oynamataktan zevk aldığım isimler kimlerdi? Tartışmasız Alex de Souza. Onunla oynadığım için çok şanslıyım. Ayrıca Rüştü Reçber ve Emre Belözoğlu önemli yıldızlardı. Anelka da çok kaliteli bir golcüydü. Fenerbahçe'ye istediği verimi sağlayamadı fakat büyük bir yıldızdı, onu da listeye ekleyebilirim.
Milli takımlarda 23 kez forma giymiş bir isimsin. Milli takım formasını giymek nasıl bir duygu? Ay-yıldızlı formayı taşımak her oyuncu için şereftir. Ben de o şerefi çok şükür tattım. Kulüp takımlarından çok ayrı bir duygu diyebilirim. 70 milyonun ağırlığı bize emanet ve biz bu emaneti başarılı bir şekilde temsil etmeye çalıştık. 19 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Fenerbahçe'yi ayrı bir yere koyarsak 10 tane Anadolu takımında forma şansı giymiş bir isim olarak, hangi takımı kendine daha yakın olarak görüyorsun? Memleketim Rizespor benim için çok özel bir takım tabi ki. Rizespor’un dışında hem şehir hem de taraftarları bakımından Diyarbakırspor, Konyaspor ve Kocaelispor kendime daha yakın hissettiğim kulüpler, yerleri bende her zaman ayrı olacaktır. Alt liglerin ve altyapıların durumu hakkında ne düşünüyorsun? Son yıllarda alt liglerden kaliteli oyuncular çıkmıyor maalesef. Alt liglere ve akademi liglerine yeterince önem verilmiyor. Gençlere ya forma şansı bulamıyor ya da fırsat gelince bunu değerlendiremiyor. Gençlerin de kendilerini geliştirmeleri lazım. Altyapılarda verilen eğitim de önemli bu açıdan. Uzun vadeli planlamalar yapılmalı. Milli takımımızın başarısızlığından ana temasının bu faktör olduğunu düşünüyorum. Alt liglerde kalite oyuncular var ama büyük isimlermizin bu oyuncuların elinden tutması, gereken şansı vermesi gerekiyor. Hem Süper Lig'de hem alt liglerde forma giymiş bir isim olarak ligler arasındaki farkları okucuylarımıza aktarır mısın? Dağlar kadar fark var diyebilirim. Büyük liglerdeki takımlarda taraftar, maddiyat, ligin kalitesi üst düzey ama alt liglerde birçok konuda sıkıntılar yaşanıyor. Bir kaç takım dışında yeterince yatırım yapılmıyor, oyuncu kalitesinin dışında imkanlar bakımından da çok kötü durumda alt liglerimiz.
Maçlar ve antrenmanlar dışında özel hayatında neler yapmayı seversin, hobilerin nelerdir? Çocuğum ve ailemle zaman geçirmeyi seviyorum. Arkadaşlarımla sohbet etmeyi, maç izlemeyi çok severim. Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı? Ben teşekkür ederim. Yayın hayatınızda başarılar dilerim.
RÖPORTAJ: Oğuzhan ARSLAN 20 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Geçtiğimiz günlerde Sivas 4 Eylül Belediyespor'da "Sportif Direktörlük" görevine getirilen menajer ve lisanslı scout ALİ KARAKAŞ ile menajerlik ve scoutluk ile ilgili merak edilenleri konuştuk. FIFA lisanslı oyuncu menajeri Erdem Konyar ile birlikte menajerlik yapan Ali Karakaş aynı zamanda scout sertifikasına da sahip. Merhabalar Ali Karakaş, öncelikle kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1978 doğumluyum. İstanbul'da yaşıyorum ama aslen Sivaslıyım. 2 yıldır TFF lisanslı oyuncu menajeri Erdem Konyar ile birlikte faal olarak menajerlik yapıyorum. Bu sezon başında Spor-Toto 3. Lig'in iddialı takımlarından Sivas 4 Eylül Belediyespor'da Sportif Direktörlük görevine getirildim. Menajerliğe ne zaman ve nasıl başladınız? Bu mesleği seçmenizde neler etkili oldu? Menajerliğe 2 sene önce başladım ama uzun zamandır futbolun içindeydim. Erdem Konyar'dan aldığım teklif üzerine resmi olarak menajerliğe başladım. Ülkemizdeki menajerlerin oyuncunun kariyerinden çok kendi menfaatlerini düşündüklerini gördüğüm için bu durumdan rahatsızdım, bu işin yeterince profesyonel yapılmadığını düşünüyordum. Bu mesleği seçmemde bahsettiğim bu durumlar etken olmuştur. Menajerlik dışında ayrıca Scout eğitimi aldığınızı biliyoruz. Bunun detaylarını anlatır mısınız? Scout eğitiminin mesleğinize ne gibi katkıları oluyor? Evet, Tarkan Batgün ve Gutto.biz firmasından Wyscout onaylı scout eğitimi aldım. Scouting'in de menajerliğin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bir menajerin işini iyi yapabilmesi için scoutinge de hâkim olması gerekli bence. Eğer bir oyuncuyu scout gözüyle farklı açılardan analiz edemiyorsanız oyuncu seçimlerinde başarılı olmanız zor. Geçtiğimiz günlerde Sivas 4 Eylül Belediyespor'da "Sportif Direktörlük" görevine getirildiniz. Sivas 4 Eylül'ü seçmenizdeki etkenler nelerdi? Sivas 4 Eylül''ün de benim gibi genç oyunculara önem vermesi, bakış açımızın ve hedeflerimizin uyuşması bu kararı vermemde etkili oldu. Ayrıca memleketim Sivas'ın takımı olmasının da etkisi var tabi. Sivas 4 Eylül Belediyespor'daki görevinizi ve hedeflerinizi bizlere anlatır mısınız? Takımın transfer çalışmalarını yönetim kuruluyla birlikte yürütmek, oyuncular ve yönetim arasında köprü görevi görüp sorunlara çözüm bulmak başlıca görevlerim arasında. 21 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Başkanımız Ahmet Polat, teknik direktörümüz Alaettin Çiçek ve yönetim kuruluyla koordineli olarak çalışarak sezon sonunda takımımızı şampiyonluğa taşımak istiyoruz. Sivas 4 Eylül Belediyespor'un yeni sezon ve transfer çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Yeni sezon hazırlıklarımız son sürat devam ediyor. Takımımız Kartepe'de yaptığımız kampla yeni sezona hazırlanıyor. Kamp 16 Ağustos'a kadar devam edecek. Transfer çalışmalarımızda, bu ligin yetenekli ve genç oyuncularını takımımıza kazandırmaya odaklanıyoruz. Maddi manevi desteklerinden dolayı Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp ve kulüp başkanımız Ahmet Polat'a da buradan teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Transfer çalışmaları kapsamında, Elazığ Belediyespor'dan Mehmet Güler, Beylerbeyi'nden Mehmet Murat Uçar, Antalyaspor'dan Uğur Aydın, Aytaç Öden'in kardeşi Aytunç Öden, Küçükçekmecespor'dan Mustafa Cevret ve Kilimli Belediyespor'dan Şafak Bayraktar'ı transfer ettik. Menajer olarak hangi futbolcularla çalışıyorsunuz? Oyuncu seçimi konusunda belli kriterleriniz var mı? Seçim yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Özellikle alt liglerdeki genç oyuncularla ilgileniyorum. Asıl hedefim bu genç yetenekleri keşfedip Türk futboluna kazandırmak. Bunu yaparken sadece kendi menfaatlerimi değil oyuncunun gelişimini ve geleceğini de düşünerek kararlar vermeye çalışıyorum. Oyuncunun oynayabileceği, kendini geliştirebileceği takımlarda forma giymesi için tavsiyelerde bulunuyorum. Ankaragücü'nden genç yetenek Aytaç Öden, Elazığspor'a transfer olan Abdullah Topkara, Tepecikspor'daki performansıyla dikkat çeken Recep Onur Çelik bu oyuncuların bazıları. Birlikte çalıştığım Erdem Konyar'ın oyuncuları arasında Emenike, Joseph Boum, Tisdell, Nduka gibi önemli isimler var. Daha önce futbol oynadınız mı? Oynadıysanız futbol oynamış olmanın yaptığınız mesleğe katkıları nelerdir? Evet, daha önce lisanlı olarak futbol oynadım. 1985-94 yılları arasında Tarsus İdman Yurdu alt yapısında forma giydim. Profesyonel olduğum sezon yaşadığım bir kaza sonucu futbola 2 yıl ara vermek zorunda kaldım. Daha sonra İstanbul'da çeşitli amatör kulüplerde oynamaya devam ettim. Sağ açık ve ofansif orta saha olarak oynuyordum. Futbol oynamış olmamın elbette mesleğime de ciddi katkıları çünkü oyuncuların psikolojilerini anlamak, daha doğru seçimler yapabilmek için aynı işi yapmış olmak önemli bir avantaj. Scout ve menajer olmak isteyen futbol severlere tavsiyeleriniz neler? Bu konuda hevesli olan birçok futbol sever kardeşim olduğunu biliyorum ama bu işlerin dışarıdan göründüğü kadar kolay olmadığını söylemek isterim. Menajerlik zor ve meşakkatli bir iş, günün büyük bölümünü bu işe ayırman gereken, çoğu zaman özel hayatın önüne geçen bir meslek.
22 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Scout olmak için Gutto.biz firmasından sertifika almalarını tavsiye edebilirim, bu işi çok profesyonel yapıyorlar. Ancak o işi yapabilmek için sadece sertifika almak yeterli değil tabi ki. Futbolu çok iyi bilmesi, gözlem ve analiz yeteneği gibi birçok önemli etken var. Herkes bakar ama herkes göremez. Gelecekle ilgili planlarınız nedir? Aklınızda farklı projeler var mı? Türk futboluna faydalı olabilecek projelerde yer almak istiyorum. Takip ettiğim ve birlikte çalıştığım genç oyunculara kariyerleri açısından faydalı olabilecek çalışmalar yapmak, gelişimlerini en iyi noktaya getirmek önceliklerim arasında. Milli takımların izleme komitelerinde ve önemli kulüplerin scout ekiplerinde yer almak da hedeflerim arasında. Yaptığınız işin özel hayatınıza etkileri nelerdir? Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz? Bu işi yaparken ister istemez ailemi ihmal ettiğimi düşünüyorum açıkçası. Çoğu zaman iş hayatı özel hayatımın önüne geçiyor ama bu konuda en büyük destekçimin eşim Yasemin Karakaş olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca desteklerinden dolayı UTİ Taşımacılık, Abdullah Yeşil ve tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. İşimden dolayı çok fazla boş zamanım kalmıyor ama zaman buldukça ailemle ve özellikle kızımla vakit geçirmeyi seviyorum. TransferMerkez.com sitemizi takip ediyor musunuz? Sitemiz ve dergimizle ilgili düşüncelerinizi ve tavsiyelerinizi alabilir miyiz? Beğenerek takip ediyorum. Özellikle alt liglere yer verdiğini için tebrik ediyorum. Bence büyük TV kanallarının sizin çalışmalarınızı değerlendirmesi gerek, gerçekten çok emeğiniz var. Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler. Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? Ben teşekkür ederim. Son olarak TFF'nin yaş sınırlamasıyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Alt liglerde uygulanan bu yaş sınırının kalkması gerektiğini düşünüyorum. Bu meslekten kazandığı parayla ailesini geçindiren insanların 25 yaşını geçince kontenjana takılıp yaşlı statüsünde değerlendirilmesine anlam vermek imkânsız. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çalışmalarınızda başarılar.
RÖPORTAJ : Canan AKARCA / Çetin KUZU
23 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Bilecik 1. Amatör Ligi'nde mücadele eden Yeşilyurtspor'un Kadın Başkanı Nermin Nalbantoğlu ile futbol sahalarında görmeye alışık olmadığımız bu durumu, bu görevi seçmesinin nedenleri ve işin zorluklarını konuştuk. Ümit Şengün'ün röportajını hep birlikte okuyalım. Merhaba okuyucularımıza tanıtır mısınız?
Nermin Hanım, kendinizi kısaca
Elbette. Bozüyük doğumluyum. Bursa Öğretmen Lisesi mezunuyum. 3 yıllık devlet memuriyetinden sonra 20 yıl serbest ticaret yaptım. Son krizde işlerimi tasfiye ettim ve emekli oldum. Halen Bozüyük'te yaşıyorum. Birkaç sitede ve bir dergide yazılar yazıyorum. Evli ve 2 çocuk annesiyim. Futbolla ilk buluşmanız nasıl oldu? Futbola oğlumdan dolayı çok da uzak değildim aslında. Çocukluğundan beri futbolun içinde olan oğlumun antrenmanları evimin hemen karşısındaki sahada olduğu için izliyordum. İki erkekle yaşayınca doğal olarak futbol muhabbeti de çok oluyor evde. Bir kadının futbol kulübüne başkan olması ülkemizde çok fazla rastlanan bir durum değil. Bize Başkan olma hikâyenizi anlatır mısınız? Dediğim gibi evim tam sahanın karşısında ve oğlum da şu an başkanlığını yaptığım Yeşilyurtspor'da oynuyor. Takımın eksiklerine, sorunlarına ucundan kıyısından tanık oluyordum. Bazı sorunlarında yardımcı olmaya çalıştım, bir-iki kez onlar adına tepki gösterdim olumsuzluklara ve sanırım onlar da böylece düşünmeye başladılar benim başkanlığımı. Ardından genel kurul zamanı ciddi ciddi teklif ettiler, ben de kabul ettim. Kulüp başkanı olma sürecinde ve sonrasında ne gibi zorluklar yaşadınız? Başkanlığı kabul etmeyi uzun uzun düşündüm. En zoru o aşamaydı. Yakın çevremle paylaştığımda zaman ve sağlık uyarıları aldım, zira ben aynı zamanda kamu yararına büyük bir derneğin de başkanlığını yapıyorum ve vaktimin çoğunu alıyor. Ancak çocuklar yardımcı olacakları sözünü vererek beni ikna ettiler ve genel kurulda yönetimimizi oluşturduk, ardından da beni başkan seçtiler. Federasyonun desteği nasıl amatör kulüplere? Henüz yeterince bilgi ve deneyim sahibi değilim ama bizim federasyonumuz, Bilecik ASKF şu ana dek gözlemlediğim kadarıyla amatör kulüplerimize elinden gelen desteği vermeye çalışıyor. Bu konuda bana çok yardımcı olduklarını düşünüyorum. 24 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Gerek ASKF Başkanımız Nusret Tosun, gerek Futbol İl Temsilcimiz Engin Toku ne zaman arasam –ki çok sık rahatsız ediyorum- her sorumu açıklıkla yanıtlıyor ve çözüyorlar. Sadece bana değil, diğer kulüplerimize de aynı desteği vererek kulüpler arasında denge unsuru olarak adalet sağlıyorlar. Kadın olduğunuzdan dolayı başkanlık konusunda size köstek olanlar oldu mu? İlginç ama kadın olduğum için hiç köstek olan olmadı, aksine başkanlığım ilgi ve destekle karşılandı. Çok yeniydim henüz, Bozüyükspor başkanımız beni maçlarına davet etti, başkan olarak protokol tribününde ilk maçı izledim ve tek bayandım. Herkes bana yabancılık hissettirmemek için seferber oldu. Çok uzun yıllar iş hayatında da erkek işi olarak görülen bir işi yaptım ben. Erkeklerin kadınları engellediği çok da doğru değildir, işinizi ciddi yaparsanız erkekler kadın olduğunuz için dışlamaz, aksine saygı gösterirler size. Bu anlamda erkeklerin olumlu tepkisine rağmen bazı hemcinslerimden olumsuz eleştiriler geldi ama bilirsiniz kadının kurdu kadındır, alışkındık önemsemedik. Gençleri spora kazandırmak için ne gibi hamleler yapılabilir? Gençleri spora kazandırmayı çok önemsiyorum zira oğlumdan tanığım, spor gençlerin hem bedenen, hem ruhen sağlıklı yetişmeleri için en önemli etken. Spor yapan çocuk kötü alışkanlıklar edinmez, disiplinli yaşamayı öğrenir, zamanını yönetebilir. Gençler sporu bir yaşam tarzı olarak benimsetebilmek için önce ebeveynlere, ardından öğretmenlere çok iş düşüyor bence. Okullarda eğitsel kollar gibi tüm öğrencilerin beden yapılarına ve yeteneklerine göre en az bir spor dalıyla ilgilenmesi sağlanmalı. Sokak basketbol ve voleybol sahaları için belediyeler duyarlı olmalı, top sahaları gençlerin kullanımına açılmalı. Spor herkes tarafından önemsenmeli ve desteklenmeli. Gençleri de özendirmek için eğitim ve motivasyon sağlanmalı elbette. Oğlunuz da başkan olduğunuz kulüpte oynuyor, annelik ve başkanlık arasında rol çatışması oluyor mu? Evet, oğlum futbolcum En başında anlaştık, sahada anne-oğul değil, futbolcu-yöneticiyiz. Elbette herhangi bir sakatlığında anne yönüm ağır basacaktır muhakkak ama onun haricinde profesyonel bir denge kurduğumuzu düşünüyorum. Kulübünüz Yeşilyurtspor'u okuyucularımıza kısaca tanıtabilir misiniz? Ne zaman kuruldu, hangi branşlarda faaliyet gösteriyor? Kulübümüz Yeşilyurtspor, 1980 yılında kuruldu. 1993-94 sezonunda 2. Amatörden 1. Amatöre çıktı. Şu an U13, U16 ve amatör takımlarımızda 140 civarı sporcumuz var. Diğer branşları oluşturma çalışmalarına başladık. Ben çok arzu etmiştim, ilk başkan olduğumda da gündeme getirmiştim, kız futbol takımımızı oluşturduk, yeni sezonda inşallah ilimizde bir bayan futbol ligine de öncülük edeceğiz. 25 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 5 aydır Yeşilyurtspor Başkanlığı yapıyorsunuz, bu süreçte kulüp olarak maddi zorluk hiç yaşadınız mı? En büyük sorunumuz şu an kaynak yaratabilmek. Amatör kulüplerin en önemli sorunu maddi desteksizlik. Kaynağımızı kendimiz yaratmak zorundayız. Kulübümüze yöneticilik yapmış, top oynamış isimlerden bu kaynağı yaratmaya çalışıyoruz. Yeni sezona hazırlanırken sponsorların desteğine çok ihtiyacımız var. İleride profesyonel bir kulübe başkan olma gibi bir hayaliniz var mı? Hayır, öyle bir düşüncem hiç yok, olmaz da. Ben burada bile görevi kabul ederken çok tereddüt ettim, daha büyüğünün altından kalkabileceğimi düşünmüyorum. Önce burada rüştümü ispat etmeli, bana güvenenlerin güvenine layık olmalıyım. Sitemiz TransferMerkez.com'u ya da dergimizi takip ediyor musunuz? Başkan olduktan sonra spor siteleri ilgi alanıma girdi doğal olarak. Transfer Merkez ile önce sosyal medyada tanıştım, ardından sitede de izleme şansım oldu. Artık takip de ediyorum ve çok faydalanıyorum. Bu güzel röportaj için size teşekkür ediyoruz, sizin iletmek istediğiniz başka bir şey var mı? Önce bana bu olanağı verdiğiniz için kulübüm adına çok teşekkür ediyorum. Kişisel olarak yaptığım işlerle çok göz önünde olmayı sevmiyorum ama kulübümün adının duyulması, desteklerin önünü açacağından elbette medyayı çok önemsiyorum. Alışılmamış bir ilk olarak da bayan kulüp başkanının tanıtım açısından bir avantaj olduğunu biliyorum. Futbolcularımız hem futbol oynayıp hem yöneticilik yapmışlar ve gerçekten büyük özveriyle kulübü yaşatmışlar. Ben onlarla gurur duyuyorum ve sırtlarından yük alarak onların da gurur duyacakları bir başkan olabilmeyi istiyorum. Bana sözleri var, Yeşilyurtspor Kulübü bu sezonu şampiyon olarak kapayacak ve biz geniş bir aile olarak "Yeşilyurtspor Ruhu" yaratarak nice başarılara birlikte yürüyeceğiz. Tekrar çok teşekkür ediyorum desteğiniz ve ilginiz için. İyi çalışmalar.
RÖPORTAJ : Ümit ŞENGÜN
26 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 U20 Milli takım ve Çaykur Rizespor'un genç yeteneği Cumali Bişi bu ay Transfer Merkezi Dergisi’ne konuk oldu. Beşiktaş formasıyla profesyonelliğe adım atan genç oyuncuyu daha yakından tanımak için Oğuzhan Arslan'ın gerçekleştirdiği bu keyifli röportajı okumanızı tavsiye ederiz. Merhabalar Cumali Bişi, bize futbola başlama öykünü anlatır mısın? Merhabalar, futbola başlamam çok ilginç aslında. 2 defa Darıca Gençlerbirliği takımının alt yapı seçmelerine girdim ve kazanamadım. Benim kişiliğimde pes etmek gibi bir durum olmadığından daha da hırslandım. Darıca Gençlerbirliği seçmelerini bir dahaki girişimde kazanmıştım. Amatör lisansla futbol kariyerime başladım. Alt yapılardan Süper Lig'e uzanan kariyerinde en çok kimlerin sana katkısı oldu. Buralara gelmende hangi hocaların daha çok rolü var sence? Darıca Gençlerbirliği yıllarımda Ersin Heşber, Beşiktaş'tan hocalarım Haluk Dural, Halim Hocam, Şenol Çorlu, Sergen Hocam (Sergen Yalçın) ve özellikle Mustafa Denizli Hocam’ın katkıları çok büyüktür. Mustafa Hocam bana forma şansı ilk veren kişidir. Bir orta saha oyuncusu olarak kendinde beğendiğin, güçlü ya da zayıf olduğunu düşündüğün yönler neler? Özellikle geliştirmen gereken bir eksiğin olduğunu düşünüyor musun? Kendimde beğendiğim özelliklerim, çalışmayı çok seviyorum, kendini geliştirirsen yolun yarısına gelirsiniz. Asla pes etmeyi sevmem, sahada hırsımla dikkat çekerim. Her oyuncuda olduğu gibi benimde eksiklerim bulunmakta. Eksiklerimi çalışarak kapatmaya çalışıyorum. Genç yaşlarda Beşiktaş formasını giymiş başarılı bir isimsin. Bizlere Beşiktaş yıllarını ve Nevzat Demir Tesisleri'nin havasını anlatır mısın? Beşiktaş Nevzat Demir Tesisleri'ne ilk adım attığımda elimde sadece bir çantam vardı. Oradaki yetkililer Beşiktaş'ta torpilin yoksa oynayamazsın demişlerdi. Mücadelemle ve pes etmememle Beşiktaş'ta kalıcı olmayı başarmıştım. Oranın havasını kimse bilemez. İlk zamanlar elim ayağım titriyordu. Beşiktaş'ta top oynadığım seneler kendi açımdan en güzel senelerim diyebilirim. Beşiktaş'tan kırgın ayrıldığımı söyleyebilirim. Büyük bir sakatlık yaşamışsınız ama toparlamışsınız kendinizi. Samet Hocam’ın kampında bulunmak istiyordum. Kampa da çok iyi hazırlanmıştım ancak kadroya dâhil edilmedim. Bunun üzerine beni çok isteyen Çaykur Rizespor'a kiralık olarak gittim. O kadar büyük bir sakatlıktan sonra bana sahip çıkan Rizespor'a bana verdikleri destekleri için sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum. 27 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Beşiktaş’ta oynarken Portekizli yıldız Ricardo Quaresma'nın sana "Di Maria" demesinin hikayesini okuyucularımıza aktarır mısın? Alman Bernd Schuster döneminde sezon öncesi kamp çalışmalarındaydık. Basın mensupları dört gözle idmanımızı takip etmekteydi. Kendi adıma da ilk idmanımdı. Kendimizi göstermemiz gerekiyordu. İkili mücadele esnasında kasıtlı olmadan Quresma’ya hamle yapmak isterken bileğine bastım. Quresma bana dönerek "Yavaş Di Maria" dedi. O günden bu yana lakabım Di Maria olarak kaldı. Çaykur Rizespor birkaç seneden sonra Süper Lig'e geri dönme başarısı yakaladı. PTT 1. Lig'de takımın bu yerlere gelmesinde senin de katkın göz ardı edilemez. Türk futbolunun başarılı ismi eski hocanız Mustafa Denizli hakkında neler diyebilirsin? Mustafa Hoca ile ilişkilerin nasıldı? 2. devre Mustafa Hocam geldiğinde çok mutlu olmuştum. Geldiğinde konuşmaları beni etkilemişti. Mustafa Hocam’ın gelmesiyle performansımda gözle görülen bir artış yaşandı. Mustafa Hocam kendime olan güveni arttırmıştı. Rizespor'u ve Rize halkını çok seviyorum. Taraftarlarımızın desteğiyle önemli yerlere geldik. Bizleri gördükleri yerlerde arkamızda olduklarını hissettirdiler. Şampiyonluğumuzu Rize halkına armağan ediyoruz. Bu sene ülkemizde düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda Milli takımımızla başarılı maçlara imza attın. Turnuvayı kendi açından ve Mili takımımız açısından nasıl değerlendiriyorsun? Takım olarak işler istediğimiz gibi gitmedi. Kaliteli bir kadroya sahiptik. Kendi açımdan ülkemizde formayı gururla taşıdım. Hedef olarak final oynamak vardı ama maalesef olmadı. Fransa turnuvanın şampiyonluk bakımından favorisiydi. Biz aslanlar gibi mücadelemizi ettik ama maalesef elendik. Ülkemizde oynanan U-20 Dünya Kupası maçlarında genel olarak futbolunu beğendiğin isimler kimler oldu? Fransa Milli Takımının oyuncusu Pogba çok yetenekli bir oyuncu. Kolombiya Milli Takımının oyuncusu Juan Quintero'yu da beğeniyorum. Kariyerinde bunda sonraki hedeflerin nelerdir? Büyük takımlarda ya da milli takımda oynamak hedeflerin arasında var mı? Öncelikli hedefim Rizespor'da performansımı arttırmaya yönelik olacak. Bu sezon Rizespor için elimden geleni yapacağım. Her futbolcunun isteyeceği gibi bende 3 büyüklerde forma şansı bulmak isterim. İleriki dönemlerde Avrupa'da forma giymek istiyorum. Unutamadığın maçın ve en anlamlı golün hangisi? Benim için ligde oynadığımız Kayseri Erciyesspor maçının yeri her zaman ayrı olacaktır. Kayseri Erciyes maçına şampiyonluk maçı olarak görüyorduk. Allah’a çok şükür şık bir golle takımıma galibiyeti getiren golü attım. Topa vurduktan sonra gol olduğunu anladım, inanın şok geçiriyordum. 28 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Maçlardan önce Cumali Bişi'nin uğuru var mıdır? Annem ve kız arkadaşımla konuşmadan maça çıkmam. Takımda en iyi anlaştığın oyuncular kimler? Rize’de zamanını nasıl geçiriyorsun, hobilerin nelerdir? Sezer Özmen, Sercan Kaya ve Oğuzhan Berber. Her futbolcunun zevkle oynadığı gibi iddialı playstation turnuvaları yapıyoruz. Kitap okumayı seviyorum. Arkadaşlarımızla fırsat buldukça canlı müzik dinlemeye gidiyoruz. Zaman buldukça Trabzon'a sinemaya gidiyoruz. Yurt dışında ve Türkiye'de senin oynadığın mevkide beğendiğin isimler kimler? Türk oyuncular içerisinde Emre Belezoğlu ve Selçuk İnan beğendiğim isimler. Bu sezon bu büyük isimlerle karşılıklı oynamak benim için büyük bir fırsat olacak. Yurtdışında Xabi Alanso ve Sergio Busquets beğendiğim isimler. Her ikisi ile aynı mevkide oynadığım için bütün maçlarını izlerim. A Milli takımımızın son yıllarda beklenen başarıdan uzak, sence bu neden kaynaklanıyor? Milli takım ve Türk futbolunun daha ileriye gitmesi için neler yapılabilir? A Milli Takımımız ülke sıralaması bakımından büyük gerilime yaşamakta. Türk futbolu ileriye yönelik yatırımlar yapması gerekiyor. Abdullah Hoca ile genç jenerasyona sahip bir ekibimiz var. Biraz zamana ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı? Bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkürler, size iyi yayınlar diliyorum.
RÖPORTAJ : Oğuzhan ARSLAN
29 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediyespor formasıyla ligin ve ilk 11’in değişmez oyuncusu olan “İstikrar Abidesi” Ekrem Ekşioğlu bu ay dergimize konuk oldu. Bu sezon İBB küme düşse de 35 yaşındaki oyuncu Kayseri Erciyesspor’a transfer olarak Süper Lig’de forma giymeye devam ediyor. Merhaba Ekrem Ekşioğlu başlama öykünü anlatır mısın?
bize
futbola
Merhabalar. Futbola Ankaragücü'nde başladım. Babam da futbolcuydu, futbolu seçmem de onun büyük etkisi oldu. Sonrasında Çankırı Belediyespor, Hatayspor, Erzurumspor ve Akçaabat Sebatspor'da forma giydim. Sebat'la şampiyonluk yaşadım. Karşıyaka'da bir sezon geçirdikten sonra Abdullah Hoca beni İBB'ye istedi ve 7 senemi de İBB'de geçirdim. 2001 yılında Erzurumspor'da oynayan bir oyuncuyken çok kısa bir süre içinde İstanbul Büyükşehir Belediyespor formasıyla her sene lig atlayarak buralara gelmende hangi teknik adamları etkisi oldu sence? Burada Abdullah Hoca'nın beni Karşıyaka’dan transfer etmesinin katkısını ve etkisini tabii ki başa yazmamız gerekir. Bunun dışında Sebat'tayken Sadi ve Fethi Hocalar, Karşıyaka'da Feyyaz Hocam bana çok önemli katkılar sağlamıştır. Ayrıca Hatayspor'da oynarken Hüsnü Özkara Hocam’ın da katkısı büyüktü. Bir sol bek olarak kendinde bir beğendiğin ya da zayıf olduğunu düşündüğün yönler neler? Öncelikle zayıf yanımı söyleyeyim, daha fazla gol atabilmeyi isterdim, ofansif anlamda özellikle son vuruşları daha etkili yapmam gerekiyor. Ama bek özelliklerimi Abdullah Hoca'dan sonra güçlendirdiğimi düşünüyorum. Pozisyon bilgisi ve kademelerim konusunda da yine güçlü olduğumu düşünüyorum. Bunun dışında sadece bu sezon oynadığım 33 maç istikrarım konusunda bilgi veriyor. PTT 1. Lig'de ve Süper Lig'de kariyerin boyunca seni zorlayan isimler kimler oldu? Açıkça söyleme gerekirse çok zorlandığım bir isim olduğunu söyleyemem ama karşılıklı oynamaktan keyif aldığım çok futbolcu arkadaşım var. İstanbul BŞB, Süper Lig'e çıktığı ilk yıllarda taraftar sıkıntısı yaşamaktaydı. Son yıllarda "Bozbaykuşlar" taraftar grubu ortaya çıktı ve baya da dikkat çekti. Taraftarınız hakkında düşüncelerin neler? Geçen gün Twitter'da #bencebozbaykuslar diye bir hashtag açıldı. Orada da yazdım, ''Bence Bozbaykuşlar gönlümün TT’sinde gerisi hikâye'' diye. Bu bence durumu anlatıyor. Özellikle 2011 sezonu itibariyle yağmur çamur demeden her maçımıza Olimpiyat Stadı'na geldiler. Benim için anlamları büyük. Seni İstanbul Büyükşehir Belediyespor takımının Kaptanı olarak tanıyoruz. Kaptanlığın hakkında yorumlarını alalım, sence nasıl bir kaptansın? Bunu tabii benden daha ziyade beraber oynadığım arkadaşlarıma sormak lazım ama "formel" kaptan olmak yerine, onların her zaman yanında olup destek olmaya çalışan kaptan olmayı tercih ediyorum. 30 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Bu sezon Spor-Toto Süper Lig'den küme düşmenizi nasıl yorumluyorsun? Benim için çok çok üzücü, gerçekten hala aklıma geldikçe inanmak bile istemediğim bir durum. Evet, maalesef futbolda bunlar var, elimizden geleni yaptık ama bu kötü sonuca engel olamadık. Avrupa'da veya Türkiye'de desteklediğin bir kulüp var mı? Hayır, ben profesyonelim. Tabii ki Milli takım! Yurt dışında ve Türkiye'de senin oynadığın mevkide beğendiğin isimler kimler? Son zamanlarda İspanya milli takımından Jordi Alba'yı beğeniyorum. A Milli takımımızın son yıllarda beklenen başarıdan uzak? Sence bu neden kaynaklanıyor? Milli takım ve Türk futbolunun daha ileriye gitmesi için neler yapılabilir? Burada tek suçlu olarak teknik ekibi görmemek gerekiyor. Bence milli takım sorunu kısa vadede çözülebilecek, takviye bir iki oyuncu konularak hallolabilecek bir problem değil. Öncelikle altyapıya inmek, çok daha etkin & amaç odaklı oyuncu yetiştiren, futbol yanında gençleri çok yönlü eğiten alt yapılar kurmamız gerekiyor. Yabancı kontenjanının düşürülmesi hakkında düşüncelerini okuyucularımıza aktarır mısın? Kısa ve öz şekilde belirtecek olursam yerli futbolcular için iyi, kulüpler için kötü haber. Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı? Ben size teşekkür ederim, herkese keyifli bir sezon diliyorum.
RÖPORTAJ : Oğuzhan ARSLAN
31 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 “Anadolu Gezgini” lakaplı sol beki Ergün Teber ile keyifli bir söyleşi yaptık. Kayseri Erciyesspor, Kayserispor, Sakaryaspor, Çaykur Rizespor, Gençlerbirliği, Kocaelispor, Kasımpaşa, Samsunspor formalarını terleten tecrübeli oyuncu bu sezonu Antalyaspor'da başladıktan sonra geçtiğimiz günlerde Torku Konyaspor’a transfer olmuştu. Merhabalar Ergün Teber, bize futbola başlama hikâyeni kısaca anlatır mısın? Merhabalar, tabi futbola başlamam çok ilginç oldu. Babam çok karşıydı ve evden kaçıp gizlice 7 yaşındayken Adana amatör takımlarından Yenibeygücüspor'da futbol oynamaya başladım. Altyapılardan Süper Lig'e uzanan kariyerinde en çok kimlerin sana katkısı oldu. Buralara gelmende hangi hocaların daha çok rolü var sence? Benim futbolcu olmamda en çok Erol Servet Bağlar rol oynamıştır. Daha sonra Recep Mamur ve Mehmet Özhaseki çok yardımcı oldular bana. Ama bugün Süper Lig'de oynuyorsam her şeyi Hikmet Karaman'a borçluyum. Beni yoktan var etti. Bir sol bek oyuncusu olarak kendinde beğendiğin, güçlü ya da zayıf olduğunu düşündüğün yönler neler? Özellikle geliştirmen gereken bir eksiğin olduğunu düşünüyor musun? Benim en güçlü yanım devamlılığım ve kuvvetim, bir de uzun zaman ligde oynamanın verdiği rahatlık var tabi ki. Zayıf yanım ise bazen oyun içerisinde dalabiliyorum, bu da bana sıkıntı yaratabiliyor. Geliştirmem gereken yerim ise defansa daha fazla önem vermem olduğunu düşünüyorum. Kendi açından bu sezonu nasıl yorumluyorsun? Benim açımdan çok iyi bir sezon oldu. Her açıdan başarılı bir sezon geçirdiğime inanıyorum. Kariyeriniz boyunca 10'a yakın kulüpte forma giyme fırsatı yakaladın. Futbolseverler seni ‘’Anadolu Gezgini’’ olarak tanımlanıyor. Birçok takımda forma şansı bulmanın iyi ve kötü yanlarını okuyucularımıza anlatır mısın? Benim hayatımda yaptığım en büyük hata çok takım değiştirmek oldu. Çoğu değişimler de para ve yöneticilerin futbolu anlamadığından kaynaklandı. Bu değişiklikler çok zarar verdi bana. Şimdiki aklım olsa en fazla 4 takımda oynamış olurdum. Büyük takıma gitme olayımı da engelledi tabi ki çok takımda forma giymek. Çok takım değiştirmenin hiç bir iyi yani yok anlayacağınız. Kariyerinde bunda sonraki hedeflerin nelerdir? Büyük takımlarda ya da milli takımda oynamak hedeflerin arasında var mı? Benim kariyerime başlarken hedefimde ligde 300 maç barajını aşmak vardı. Buna az kaldı, önceliğim bu olacak tabi ki. Büyük takım ve milli takım her futbolcu için yaşanacak en büyük tecrübedir. Ben Süper Lig'de oynayarak hedefimi gerçekleştirdim, kariyerimi Süper Lig'de noktalamak ise şimdiki hedefim. 32 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Ergün Teber, Kariyerin Boyunca 290’a yakın maçta forma giymiş bir isimsin. Kariyerin boyunca karşılıklı oynamakta zorlandığın isimleri okuyucularımıza anlatabilir misin? Ben hiç bir futbolcudan çekinmedim ama zorlayan futbolcular illaki olmuştur. Mesela Anelka, Yattara. Bu tarz isimler herkese sıkıntı yaşatabiliyor. Kendi mevkiinde oynayan futbolcular içinde en çok beğendiğin, örnek aldığın isimler kimler? Açıkçası benim idolüm olan Hakan Ünsal’ı çok beğeniyordum. Küçük yaşlarımdan itibaren onunla büyüdüm. Ayrıca Gençlerbirliği'nde oynayan Sırp oyuncu Tosic’i de beğeniyorum. Kariyerin boyunca unutamadığın golün ve unutamadığın maçın bizlere anlatır mısın? 2005 yılında Kayserispor'da iken Beşiktaş'a attığım lig golümü unutamam ve aynı sezon Galatasaray maçında Gökhan Ünal'a 2 asist yaptığım 2-2 biten maçı da asla unutamam, benim hayatimin dönüm maçları oldu. Antalya’da zamanını nasıl geçiriyorsun, hobilerin nelerdir? Antalya'da zamanımın tümü ailemle geçiyor. Çünkü en büyük zevkim ailemle vakit geçirmek, hobilerimin içinde araba kullanmak ve nargile içmeyi sayabilirim. Antalyaspor, yönetim ve teknik heyet bakımından kabuk değişimine gitti. Antalyaspor’un geleceği hakkında neler diyebilirsin? Açıkçası yeni oluşum için en büyük dileğim iyi olması, başka söyleyecek bir şey yok bundan başka. 85 Kez milli takım kategorilerinde forma giymiş bir isimsin. Milli takımlar da oynadığın yıllar hakkında neler diyebilirsin? Kıymetini bilemediğimiz yıllar oldu bence, çok küçüktük o zamanlarda. Mesela Avrupa Şampiyonası'nda 2. olduk. Finalde İspanya'ya yenildik ama ne olduğunun farkında bile değildik. Her şeyi geçtikten sonra daha iyi anlıyorsunuz. A Milli takımımızın son yıllarda beklenen başarıdan uzak? Sence bu neden kaynaklanıyor? Milli takım ve Türk futbolunun daha ileriye gitmesi için neler yapılabilir? Bence en büyük sorun futbolcuların yeteri kadar zaman alamaması ve bir anda gençleşme operasyonu yapma fikridir. Her şeyin zamanı var. Yavaş yavaş oluşsaydı belki bu kadar dibe vurmazdık. Bir de kendi fikrim Milli takımda hiç bir zaman adalet olmadı. ''Büyük takımdan olsun da taştan olsun'' zihniyeti haksızlığı da beraberinde getirdi ve sonuç ortada. Allah yardımcımız olsun. Milli takımda başarı için önce adalet sağlanmalı ve hak edene hak ettiği milli forma verilmeli. Milli takım İstiklal Marşımızı bilmeyenlerin yuvası olmamalı kanaatimce.
RÖPORTAJ : Oğuzhan ARSLAN 33 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Son yıllarda üst üste şampiyonluklar yaşayan Şanlıurfaspor'un yeni transferi Ozan Tahtaişleyen ile bu başarının sırlarını ve Türk futbolunu konuştuk. Geçen sezon Kayseri Erciyesspor, ondan önceki iki sezonda da Elazığspor ile PTT 1. Lig ve 2.Lig şampiyonluğu yaşayan başarılı defans oyuncusu Beşiktaş’ın alt yapısından yetişmişti. Merhabalar Ozan, futbola başlama hikâyeni bizlere anlatır mısın? Merhaba. Futbola 7 yaşında Beşiktaş altyapısında başladım. Çok kalabalık bir gündü, üst üste seçmelere girdim ve sonunda kazandım. Futbola böylece başlamış oldum. Altyapılardan Süper Lig'e uzanan kariyerinde en çok kimlerin sana katkısı oldu. Buralara gelmende hangi hocaların daha çok rolü var sence? Altyapı hocalarımın tümünün bende emeği çoktur ama Ekrem Örenç ve Tekin Aslıhan hocalarımın hakkını ödeyemem. Daha sonraki dönemlerde çalıştığım tüm hocalardan kazandığım şeyler oldu tabi ki ama Osman Özköylü ile kazandığımız başarılar kariyerimde önemli yere sahip. Kariyerin boyunca defansta en iyi anlaştığın, iyi bir ikili olduğunuzu düşündüğün partnerin hangisiydi sence? Çok oyuncuyla yan yana oynadım, diğerleri alınmasın ama Veysel Aksu, Erdal Sezek ve Görkem Görk en iyi anlaştığım defans oyuncularıydı. Futbol kariyerine Beşiktaş altyapısında başlamış bir isimsin. Genç yaşlarda Beşiktaş formasını giymiş başarılı bir oyuncu olarak, bizlere Beşiktaş yıllarını, A takım oyuncularıyla ilişkilerini anlatır mısın? Futbol hayatımızın en güzel yıllarıdır alt yapılar çünkü amacın sadece futbol oynamak ve keyif almaktır, para kazanma ve forma savaşı gibi şeyler yoktur. Tabi ben şanslı sayılırım, Beşiktaş gibi bir camiada futbola başladım. Hep hayalini kurduğum Sergen Yalçın, Ronaldo, Zago, Carew gibi isimlerle aynı sahada bulundum. Buradan genç kardeşlerimize oraları hedeflemeleri tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Büyük takımların imkânları o kadar çok ki, yaptığımız işin keyfini ancak oralarda çıkarabilirler. 34 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Geçen sezon Kayseri Erciyesspor ile şampiyonluk yaşadın. Sen de şampiyon kadronun kilit oyuncusu olarak bizlere Kayseri Erciyesspor kariyerini ve zorlu şampiyonluk serüvenini anlatır mısın? Erciyesspor geçtiğimiz sezon şampiyonluk için kurulmuş bir takımdı. Sağ olsun Osman Hoca bizleri tercih etti, güvendi. Biz de onu mahçup etmedik. Erciyesspor'da diğer kulüplere nazaran her şey daha düzenli işliyordu. Bu işi gönül veren bir başkanımız vardı. İstenilen her şeyi yerine getirmeye çalışıyordu, ödemeler düzenli yapılıyordu. Yani şampiyonluk için her imkân sağlanmıştı. Biz de sahaya çıkıp işimizi yaptık ve Allah bize bu şampiyonluğu nasip etti. Bir önceki soruya paralel olarak 3 sezon aralıksız şampiyonluk yaşama başarısını gösterdin. (Elazığspor 2. Lig ve 1. Lig, Erciyesspor 1. Lig şampiyonluğu) Her futbolcuya nasip olmayacak bu istikrarlı başarını neye borçlusun? Biraz kısmet biraz şans biraz beceri ama en önemlisi doğru insanlarla doğru yerde buluşmak ve o hedefe inanmak. Biz Elazığspor ile Süper Lig'e yükseldiğimiz sezon 2. Lig'deki kadro korundu ve üzerine 67 takviyeyle yabancı oyuncu olmadan bu işi başardık. Herkes küme düşmeyin yeter derken biz en azından play-off oynayacağımıza emindik. Yani inanç burada en önemli faktör. Bu sezon PTT 1. Lig'in şampiyonluk adaylarından Şanlıurfaspor'a transferin gerçekleşti. Transferini okuyucularımıza anlatır mısın? Takım olarak ve kendi adına hedefleriniz neler? Sezon bittikten kısa bir süre sonra Urfaspor yöneticileri beni arayıp Raşit Hoca’nın beni takımda görmek istediğini söylediler. İlk olarak hedeflerini sordum, kesinlikle şampiyonluğa oynayacaklarını ve o doğrultuda isimlerle anlaştıklarını belirttiler. Kısa bir görüşmenin ardından Şanlıurfaspor'a imzayı attım. Takım olarak hedefimiz kesinlikle şampiyonluk. Şanlıurfaspor'u seçmemdeki ana neden de buydu zaten. Hem kendim hem de takımım adına hayırlı bir birliktelik olur ve sonu güzel olur inşallah. Türk futbolunun yetiştirdiği önemli defans oyuncularından birisin. Milli takım kategorilerinde forma giymiş bir oyuncu olarak Milli takım yılların hakkında neler diyebilirsin? Çok güzel, keyifli ve gurur verici yıllardı. O formayı giymek her Türk gencinin hayalidir ve bu formayı taşımak bana uzun süre nasip oldu. Başarılı turnuvalar geçirdi, U-20 Dünya Kupası'nda forma giydim, önemli oyuncularla karşılıklı oynama fırsatı yakaladım. Senin de söylediğin gibi 2004 yılında Türkiye U-19 milli takımıyla İsviçre'de düzenlenen Avrupa 19 Yaş Altı Futbol Şampiyonası'nda forma giymiş bir oyuncusun. Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Sezer Öztürk, Olcan Adın gibi yıldızlarla final oynadın ve ülkemiz adına ikincilik başarısıyla döndünüz. Turnuva hakkındaki düşüncelerini okuyucularımıza aktarır mısın? O jenerasyon çok başarılıydı gerçekten. İsimlerden de anlaşılacağı gibi bugün hepsi önemli yerlere gelmiş, büyük takımlarda forma giyen oyunculardan oluşan bir takımdık. Turnuva bizim açımızdan çok başarılı geçmişti. 35 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 O saydığınız oyuncuların hiçbiri o dönemde büyük takımlarda değildi fakat karşımızda Sergio Ramos, Soldado gibi yıldızlar olmasına rağmen üst düzey bir mücadele vermiştik. Finalde kaybettik ama Türk futbolu o turnuva sonrasında çok kaliteli isimler kazandı. Ozan Tahtaişleyen'i sadece futbolcu kimliğiyle değil, magazinsel yönüyle de tanıyoruz. Elazığspor yıllarınızda eşiniz Melike Hanım'a binlerin önünde evlenme teklifinde buluşmuştunuz. Etkileyici evlenme teklifini okuyucularımıza anlatır mısın? Nasıl bir teklif yapacağım konusunda endişeliydim. Güzel akılda kalacak, yıllar sonra bile "vay be" dedirtecek bir şey istiyordum. Şampiyonluk kutlamasında yapma fikri aklıma yattı. Zaten aile gibi olduğum takım arkadaşlarım, 3 yıl formasını giydiğim şehirde, o taraftarın önünde bu teklifi yapmak unutulmaz bir gündü kendi adıma. PTT 1. Lig'den beğendiğin, kalite olarak ligin üstünde olduğunu düşündüğün isimler kimler? Özellikle bu sene çok kaliteli isimler PTT 1. Lig'e transfer oldu. Sercan Yıldırım olsun, Adana Demirspor'un transfer ettiği Rajnoch, Mersin'den Lawal, Ankaraspor'dan Ragıp Başdağ, İBB'den Mehmet Batdal bu lig için üst düzey oyuncular bence. A Milli takımımızın son yıllarda beklenen başarıdan uzak, sence bu neden kaynaklanıyor? Milli takım ve Türk futbolunun daha ileriye gitmesi için neler yapılabilir? Bunun başlıca nedenleri; sürekli değişen kadro ve adaletsiz kadro seçimleri bence. Bu konuya daha profesyonel yaklaşılması gerekiyor bence. Düzelmesi için neler yapılabileceğini söylemek bana düşmez, büyüklerimiz bunun da çaresini bulurlar umarım. Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı? Ben teşekkür ederim, çok keyifli bir sohbetti. Sizlere yayın hayatınızda başarılar diliyorum. Okuyucularınıza PTT 1. Lig'i daha yakından takip etmelerini tavsiye ediyorum, bence çok kaliteli bir sezon onları bekliyor.
RÖPORTAJ : Oğuzhan ARSLAN 36 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Bu sezon Denizlispor'dan Ümraniyespor'a transfer olan Bilal Niyaz’ı daha yakından tanımak ister misiniz? Fenerbahçe’nin genç yıldızı Recep Niyaz’ın abisi Bilal Niyaz da kardeşi gibi Fenerbahçe alt yapısında forma giymişti. 14 yaşında profesyonel olma başarısı gösteren ve 3 sene Fenerbahçe'de forması giyen 20 yaşındaki oyuncu sağ bekte görev alıyor. Merhabalar Bilal. Bize futbola başlama hikâyeni anlatır mısın? Merhabalar. Futbola başlamamda en büyük etken babamdır. Babam kardeşim Recep ile beni Denizli Belediyespor takımının altyapı seçmelerine götürdü. İlk girdiğimiz seçmede hem Recep hem ben takıma seçildik ve 2sene boyunca Denizli Belediyespor'da oynadık. Daha sonra iyi performansımızdan dolayı Denizlispor kulübü bizi istedi, biz de hiç düşünmeden Denizlispor'a gittik. Daha sonra ben 14 yaşında profesyonel oldum, 15 yaşında ise A takıma çıktım. A takıma çıktıktan bir sene sonra Fenerbahçe'ye transfer oldum. 3 sene de Fenerbahçe'de oynadıktan sonra tekrar eski kulübüm Denizlispor'a geri döndüm. Denizlispor'da bu sezon senin için nasıl geçti? Benim için bu sezon pek iyi geçti diyemem. Sezon başı sakatlık geçirdim, daha sonra hoca değişikliği yaşadım. Maç eksiğimi A2 takımında oynayarak kapattım. Denizlispor'dan Ümraniyespor'a transfer oldun. Transfer olma sürecini bize anlatır mısın? Ümraniyespor'a transfer olmanda kimlerin katkısı oldu? Denizlispor'a mutlu olmadığımı, artık futbol oynamak istediğimi, bunun içinde takımdan ayrılmak istediğimi söyledim. Erdil Arpacı ve Ali Karakaş abilerim bana Ümraniyespor'dan bahsettiler. Geçen sene 2. Lig'e çıkmayı finalde kaybetmişler ve bu sene hedefleri şampiyon takım olarak çıkmakmış. Bana teklif geldi ve ben de hiç düşünmeden teklifi kabul ettim. Transferimde Erdil Arpacı ve Ali Karakaş abilerimin katkısı oldu. Henüz genç bir oyuncusun. Geleceğe dair beklentilerin ve hedeflerin neler? Öncelikli hedefim bu sene Ümraniyespor'a katkı sağlayıp takım arkadaşlarımla birlikte bir üst lige çıkarmak. Daha sonra PTT 1. Lig ve Süper Lig takımlarında oynayıp performansımı yükselterek Avrupa'nın güzide kulüplerinde oynamak istiyorum. Futbolcu olmanda senin üzerinde katkısı olan kişiler kimlerdir? En fazla katkıya sahip olanlar annem ve babamdır. Hem beni hem de kardeşim Recep'i sürekli teşvik ettiler, yönlendirdiler. Denizlispor'dan Cahit Arım, Hasan Kanpotlat ve Faruk Kozan hocalarımın da bendeki emeği büyüktür. Kamp süreciniz nasıl geçiyor? Takım olarak bu sezonki hedefiniz nedir? Kamp sürecimiz ağır ve tempolu geçiyor. Bu seneki hedefimiz kesinlikle şampiyonluk. 37 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Ümraniyesporlu taraftarlardan beklentilerin neler? Onlara bizim aracılığımızla iletmek istediğin bir şey var mı? Taraftarımızdan beklentim, bizi ne olursa olsun hep desteklemeleri, biz sahada mücadele verirken onlar da bizimle birlikte tribünde mücadele vermeleri. Sene sonunda onları mutlu ederek takımımızı bir üst lige taşıyacağız inşallah. Sen sağ bekte görev yapan bir oyuncusun. Senin mevkiinde oynayan futbolcularda bulunması gereken özellikler nedir sence? Bence bir sağ bek oyuncusunda bulunması gereken özellikler; Çabuk ve hızlı olmak, isabetli orta açmak ve her mevkide gerektiği gibi zeki olmak. Kendinde beğendiğin ve zayıf gördüğün yönler nelerdir? Hızlı olduğumu ve açtığım ortaların isabetli olduğunu düşünüyorum. Fiziksel olarak eksikliğim olduğunu düşünüyorum, bunu da çalışarak iyi duruma getiriyorum. Zamanla daha iyi olacağım. Kendi mevkiinde oynayan futbolcular içinde en çok beğendiğin ve örnek aldığın isimler kimler? Türkiye'de Gökhan Gönül, Avrupa'da ise Lahm ve Dani Alves. Antrenman ve maçlar dışında boş kalan zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun? Boş kaldığım zamanlarımı ailemle değerlendirmeyi seviyorum, ailemle vakit geçiriyorum. Kardeşlerim Recep ve Muhammet ile PES oynamayı seviyorum. Biraz da kardeşinden bahsedelim. Recep Niyaz Fenerbahçe'de oynuyor. Onun transferi nasıl gerçekleşti? Ailenden ve yakın çevrenden seni de Fenerbahçe'de görmek istedikleri yönünde baskı alıyorsundur. Bu baskı seni ne şekilde etkiliyor? Kardeşim Recep'in Fenerbahçe'ye transferi Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'ye gelmesiyle gerçekleşti. Aykut Hoca gençlere çok fazla önem veren bir teknik direktör olduğunu herkes bildiği için Recep de Fenerbahçe'yi tercih etti. Evet dediğin gibi herkesten baskı alıyorum ama bu baskı beni motive ediyor. Recep ile rekabet yaşıyor musunuz? Teke tek oynadığınızda kim üstünlük sağlıyor? Recep ile tabii ki rekabet yaşıyoruz. Mevkilerimiz de bizi sıklıkla karşı karşıya getiriyor. Genelde Recep üstünlük sağlıyor. Dünyada Recep'in üstünlük sağlayamayacağı, geçemeyeceği savunma oyuncusu tanımıyorum. Sen Recep'ten büyüksün. Recep'in futbola başlamasında senin de etkin oldu mu? Evet Recep'ten büyüğüm ama futbola birlikte başladık. Birbirimize destekle buralara geldik. İnşallah birbirimize olan desteğimizle daha iyi yerlere geleceğiz. 38 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 İnşallah sizleri aynı takımda görürüz. TransferMerkez.com sitemizi ya da dergimizi takip ediyor musun? Değişmesini ya da ağırlık vermemizi istediğin bir yer var mı? İnşallah, iyi dileklerin için teşekkürler. Sitenizi takip ediyorum. Ben herhangi bir eksik görmüyorum açıkçası, güzel iş çıkarıyorsunuz bence. Emeği geçen herkese tebrikler. Bu keyifli sohbet için teşekkürler Bilal. Futbol hayatında başarılar dileriz. Ben teşekkür ederim. Sizlerle sohbet etmek benim için zevkti. Yayın hayatınızda başarılar.
RÖPORTAJ: Hüseyin KARABACAK
39 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Transfer Merkezi Dergisi olarak sizlere alt yapı ve genç takımlardaki önemli yetenekleri tanıtmaya devam ediyoruz. Bu ayki konuğumuz Galatasaray U-19 takımının genç stoperi Gökcan Gelmen. Bundesliga Cup'da gösterdiği başarılı performans ve attığı 2 golle dikkatleri çeken genç yetenek ile Oğuzhan Arslan'ın yaptığı röportajı hep birlikte okuyalım. Merhaba Gökcan Gelmen, okuyucularımıza kendini kısaca tanıtır mısın? Futbola ne zaman nasıl başladın? 04.08.1996 Mersin'de dünyaya geldim. Mersin'de doğup büyüdüm ama şu an İstanbul'da yaşıyorum. Futbola 7 yaşında Mersin İdman Yurdu kulübünde başladım, bu takımda küçük yaş kategorilerinde kaptanlık yaptım. Mersin İdman Yurdu'nda forma giyerken bir anda kendini İstanbul'da Florya Metin Oktay Tesisleri'nde buldun. Genç yaşta Galatasaray alt yapısında forma şansı yakaladın. Galatasaray maceranı okuyucularımıza aktarır mısın? Galatasaray'da bu sene 4. senemi yaşamaktayım. Bence Galatasaray tartışmasız Türkiye'nin en büyük kulübü. Burada forma giymek beni gerçekten her anlamda çok mutlu ediyor ve onurlandırıyor. Okuyucularımıza Florya Metin Oktay Tesisleri'nin havasını, ortamını, A takım oyuncularıyla olan ilişkilerinizi kısaca anlatır mısın? Evet dediğim gibi burada 4.senem ve 4 senedir kulüpte kalıyorum. Buranın ortamı muhteşem diyebilirim. Her oyuncuya nasip olmayan duygular yaşamaktayım. Bazen A takım futbolcularını görme şansımız oluyor. Bizlere öğütleriyle yardımcı olmaya çalışıyorlar. 40 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Tesiste her zaman yanımızda olan sosyal gelişim koordinatörü Hakan Kaya'nın bize her anlamda bir baba gibi yaklaştığını ve yardımda bulunduğunu söyleyebilirim. Kendisine buradan sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum. Futbola forvet mevkiinde başlamışsın. Defansa geçişini anlatır mısın? Evet, forvette olmamı en başta babam ve ben çok isteyerek başladım. Yavaş yavaş fizik olarak da gelişince çoğu oyuncudan üstün olmam bana büyük bir avantaj sağladı. Daha sonra okul takımımızla Mersin şampiyonu olup 3 senede 2 defa Türkiye Şampiyonası'na katıldık Bu süreçte hocalarım beni ara ara stoper olarak da oynatmaya başladı. Defans mevkiinde biraz daha oturaklı olmaya başladım ve uzun süre öyle devam etti. Galatasaray'a forvet olarak gelsem de buradaki hocam da beni stopere daha yakın gördü ve konuşup artık stoper mevkiinde oynamama karar verdik. Fakat bazen maçın durumuna göre forvete çıkabiliyorum. Hocam’ın bana vereceği görevleri -her ne olursa olsun- yapmaya çaba gösteriyorum. 4 sezondur Galatasaray alt yapısındasın, bu dönemde birçok maça çıkma fırsatı yakaladın, Avrupa'da katıldığınız turnuvalarda takımının önemli parçalarından biri oldun. 4 sezonu özetlemeye çalışırsak kendi adına neler yaşadın senin için nasıl geçti? İlk geldiğim sene az da olsa ailemden ve arkadaşlarımdan uzak yaşamak zor geldi, bu duruma alışmaya çalıştım. 2. sene kendi açımdan daha da iyi olmaya ve futbol bilgim yerine oturmaya başladı. 3. sene daha da iyi geçti diyebilirim son maçlara doğru kendimi bir anda 2 yaş büyüklerimle 18 yaş gurubunda buldum. İlk çıktığım maçta iyi bir performans sergiledim ve sezon sonuna kadar oynadım. Bu sezon ise 1 yaş büyüklerimle çok iyi başladık. U-19 grubumuz çok daha da iyi olacak. mu?
Alt liglerde birçok maça çıkma fırsatı yakaladın, bunlar arasında unutamadığın bir maç oldu
Evet, hayatımda unutamayacağım maçlardan biri İzmir'de oynadığımız Bucaspor maçı diyebilirim. Maç kendi adımıza iyi geçmiyordu, takım halinde son dakikalara yorgunluğu verdiği düşüşle sıkıntılı dakikalar yaşıyorduk. Son dakikada takım frikik kazanmıştı. Arka direğe doğru koşu yapıp kafa golüyle takımıma 1-0 öne geçiren galibiyet golünü atmıştım. Bu maçı unutmam. Milli takımlar ve Süper Lig takımları adına stoper arayışının çok fazla olduğu ülkemizde, yerli stoperlerin eksikleri konusunda sıkça eleştiriler yapılıyor. Bir stoper olarak bu durumu nasıl yorumluyorsun? Evet, Türkiye'de bu tür konuşmaları sık sık duyabiliyorum, bazı mental eksiklerimiz olabiliyor ama bu Avrupa'daki oyunculardan kötü olduğumuz ya da onların eksiğinin olmadığı anlamına gelmez. Biz Türk oyuncuları olarak yürekten oynamayı bütün dünyadan iyi başarabiliriz. Bizim gençler olarak tek isteğimiz yeterli forma şansı verilmesi ve bizlere güvenilmesidir. Bir defans oyuncusu olarak kendinde beğendiğin ya da zayıf gördüğünü düşündüğün özellikler nelerdir? Beğendiğim özelliklerimden biri hava toplarındaki hâkimiyetim, kolay kolay rakip oyuncuya hamle şansı vermem. Hava hâkimiyetim sayesinde duran toplarda ileri çıkarak rakip takıma tehlikeli dakikalar da yaşatabiliyorum 41 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 Eksiklerim de var tabi ki. Bazı durumlarda pozisyon gereği yerde müdahale etmek zorunda kalıyorum, bu pozisyonlardan sonra devamlılıkta sorunlar yaşıyorum. Hamlelerimde, zamanlamamda bazen sıkıntılar yaşayabiliyorum fakat çok çalışarak bunların üstesinden geleceğim. Kendi mevkiinde oynayan futbolcular içinde en çok beğendiğin isimler kimler? İlk önce A takımda forma giyen Semih Kaya abimi örnek alıyorum. Kendisi de benim gibi altyapıda bir çok kez forma giydikten sonra A takıma yükseldi. Oynadığı futbolu da çok beğeniyorum. Hava toplarında çok başarılı olmasını ve hiç bir zaman mücadeleyi bırakmamasını kendime benzetiyorum. Takımda en iyi anlaştığın oyuncular kimler ve maçlar/antrenmanlar dışında zamanını nasıl geçiriyorsun? Takımda en iyi anlaştığım oyuncusu Altuğ Taş. Saha içinde ve saha dışında her zaman birlikte oluyoruz, aynı odada kalıyoruz. Tesiste zamanımızı hep birlikte geçiriyoruz ve Hakan Hocam ile birlikte iyi vakit geçirme şansımız çok oluyor. Burası bir aile ortamı gibi, tekrar söylemek istiyorum Galatasaray'da olduğumdan dolayı çok mutluyum. Geçtiğimiz günlerde Almanya'da düzenlenen Bundesliga Cup'da forma giymiş bir isimsin. Turnuvada takım halinde başarılı maçlara çıktınız ve sen de turnuvada kendini göstererek bir defans oyuncusu olmana rağmen 2 gol atma başarısını gösterdin. Turnuva hakkında neler düşünüyorsun? Avrupa'nın birçok başarılı takımı turnuvada boy gösterdi. Biz orada Galatasaray olarak Türkiye'yi temsil için maçlara çıkıyorduk. Takımım açısından güzel sonuçla turnuvadan ayrıldık. Kendi adıma konuşmam gerekirse 2 gol atmak çok güzeldi. Bu sezon kendimden emin olarak bu gollerime devam etmek istiyorum. Galatasaray U-19 takımıyla 2-4 Ağustos tarihlerinde Hollanda'da düzenlenecek Otten Cup'da Türkiye'yi temsil edeceksiniz. Turnuvada Barcelona, PSV, Real Madrid, Benfica gibi Avrupanın önemli takımlarıyla karşılaşma fırsatı yakalayacaksınız. Turnuva hakkındaki düşüncelerini okuyucularımıza aktarır mısın? U-19 Takımı olarak Türkiye'yi Hollanda'da temsil etmeye gidiyoruz. Turnuvada Avrupa'nın en önemli takımlarıyla karşılaşma imkânımız olacak. Biz de Galatasaray takımı olarak başarılı sonuçlar elde etmek için gidiyoruz. Takım olarak ve kendi adıma turnuvanın verimli geçeğini düşünüyorum. Gurbetçi taraftarımızı da bize destek vermesi konusunda sizin aracılığınızla çağrıda bulunmak istiyorum. TransferMerkez.com sitemizi takip ediyor musun? Sitemiz hakkında düşüncelerin ve varsa önerilerini alalım? Evet, takip etme şansını çok önceden buldum. Röportajlarınız ve diğer çalışmalarınızla çok iyi bir sitesiniz. Türkiye'de kendi alanınızda sayılı sitelerden birisiniz bence, tebrik ediyorum. Bu keyifli sohbet ve bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Son olarak senin okuyucularımıza iletmek istediğin bir şey var mı? Bana bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Bizim gibi gençlerin böyle platformlarda kendini ifade edebilmesi çok güzel bir durum. Okuyucularınızdan beni izlemelerini ve desteklemelerini istiyorum. Hayatınızda güzellikler sizinle olsun.
RÖPORTAJ : Oğuzhan ARSLAN 42 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Arsenal'in Polonyalı kalecisi Wojciech Szczęsny’nin çocukluğu. O günlerden belliymiş..
Anadolu Ünv. Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencisi Ragıp Can Ertaç’ın hazırladığı Akhisar Belediyesporlu futbolcuların karikatürleri.. twitter.com/rcertac | rcertac.deviantart.com 43 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
MAÇA ÇIKIYORUZ AMA NASIL? Müsabakaya çıkacak sporcunun enerji depoları tam dolu, hidrasyonu (sıvı desteği) tam, midesi gerilim yaratmayacak şekilde boş olmalıdır. Bu koşulları aynı anda sağlamak için maç öncesi nasıl beslenilmesi gerektiğine değinelim. Kahvaltıda çay alımını kaldırın (demir emilimini bozar) Kafein alımını olabildiğince düşük tutun Çay ve kahve tüketimini sınırlandırın fakat sıvı alımına çok özen verin (bulunduğunuz şehrin rakım, sıcaklık gibi çevresel şartlarını da göz önünde bulundurun) Öğün sayısını olabildiğince arttırın. Günde 5-6 öğünden oluşan bir beslenme programı uygulamalısınız. Yemekten 1 saat önce ara öğün yapın. Bu öğünlere meyveleri koyun, olabildiğince salata tüketin Önceden denemediğiniz bir malzemeyi (besin, ilaç) maç öncesi kesinlikle almayın Son 24 saat içerisinde bozulma riski yüksek olan gıdalardan (tavuk, mayonez içeren gıdalar vb.) kaçının Maç öncesi düşük glisemik indeksli, antrenman sonraları da (ilk 2 saatte) yüksek glisemik indeksli karbonhidratlar alınmalıdır. Genel olarak lif içeriği yüksek olan besinlerin glisemik indeksi düşüktür. Portakal, mandalina, elma, armut, üzüm, şeftali gibi meyveler orta düzeyde glisemik indekse sahiptir, her dönemde kullanılabilirsiniz.
Portakal, mandalina, elma, armut, üzüm, şeftali gibi meyveler orta düzeyde glisemik indekse sahiptir, her dönemde kullanılabilirsiniz Proteinlerin çoğunun fazla yağ içerdiği gözden kaçırılmamalı. Sporcu diyetlerindeki bezdirici tek düzelik anlayışından vazgeçilmeli, balık ihmal edilmemelidir. Yemek yağı olarak mısırözü yağı idealdir. Katkı ve lezzet verici olarak az miktarda taze tereyağı kullanılabilir. Salatalarda ise zeytinyağı kullanılabilir.
44 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013 İdeal Bir Maç Günü Beslenme Programı Örneği Maç öğlen ise Sabah kahvaltısı (maçtan 1,5 saat önce)
Sütlü mısır gevreği Meyve
Maç sonrası yemeği (maçtan 1,5 saat sonra)
Çorba (mercimek veya tarhana) Pilav veya peynirli makarna Et yemeği (patatesli incik haşlama, tavuk sote veya çiftlik kebabı) Yoğurt Havuç salatası Şuruplu tatlı
Ara öğün
Peynirli tost Çay
Öğle yemeği (maçtan 3 saat önce)
Az yağlı pilav veya makarna Izgara et Yoğurt veya salata Sütlü tatlı veya komposto Maden suyu
Bisküvi Çay
Akşam yemeği (maçtan 1,5 saat sonra)
Bezelye, fasulye gibi sebze yemeği Patates püresi Makarna veya pilav veya mantı Yoğurt veya salata Sütlü tatlı
Ara öğün
Peynir, zeytin Yumurta Domates, salatalık Ballı yoğurt Meyve suyu
Ara öğün (maçtan 1 saat önce)
Akşam yemeği
Maç akşam ise Sabah kahvaltısı
Çorba Sebze garnitür (bezelye, patates, havuç, mısır) Izgara balık veya tavuk Salata Şuruplu tatlı
Ara öğün
Meyve (kavun, karpuz, üzüm)
Meyve (kavun, karpuz, üzüm)
Futbol Tarihi ve Sporda İlkler Hayatımıza bu kadar işleyen futbol hakkında neler biliyoruz? Neler bilmiyoruz? Kurulan ilk Türk futbol takımı hangisi? Dünyanın en iyi futbolcuları kimler? Futbol tarihi hakkında ilginç şeyler öğrendiğim bir kitap. Sadece futbolu değil, futbol dışındaki tüm spor dalları ile ilgili bilmediğimiz ne çok şey olduğunun farkına varalım. Kitabı çok uygun bir fiyata e-kitap olarak edinebiliyorsunuz ama sayfaların kokusunu almak isteyenler de kolaylıkla ulaşabiliyor. “Okudukça anılarımızın canlanacağı, bilgimizin artacağı bu kitabı bir solukta okuyacağınıza inanıyor, bol sporlu günler diliyorum.” 45 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
adidas, en üst düzeyde konfor ve performans için geliştirilen, 266 gr ağırlığıyla dünyanın en hafif basketbol ayakkabısı olan adizero Crazy Light 3’ü basketbolseverlerin beğenisine sunuyor. adidas’ın en son yeniliği adizero Crazy Light 3, 266 gr ağırlığıyla şimdiye kadar geliştirilen en hafif basketbol ayakkabısı olma özelliğini taşıyor. Ayakkabı hafifliğinin yanı sıra daha fazla yastıklama ile oyuncunun konforunu ve performansını artırıyor. adizero Crazy Light 3, yeni sezonda NBA yıldızları Ricky Rubio ve Jrue Holiday ile sahalara iniyor olacak. Yeni adidas adizero Crazy Light 3 basketbol ayakkabısı, sahada atak sırasında mümkün olan en yüksek hıza ulaşmalarını sağlayarak oyunculara çok önemli bir avantaj kazandırıyor. Yeni 4 katmanlı, ayakkabının üst kısmını oluşturan, bugüne kadarki en ince SPRINTWEB bölümü, oyuncuların dikey ve yatay hareket gücünü artırmak amacıyla daha hava geçirgen bir yapıya sahip. SPRINTWEB bölümü ayrıca, kilit noktalardaki köpük takviyesi ile daha fazla konfor sunuyor. adidas Crazy Light 3 basketbolcuya ayrıca şu performans ve konfor unsurlarını da sunuyor: • Asimetrik, daha güçlü kalıplanmış yapısı ile SPRINTFRAME konfor, hafiflik ve enerji geri dönüşümü sağlıyor. • Ayakkabının bileklik kısmı daha fazla konfor ve dayanıklılık için 18 kat daha yoğun köpük yapısına sahip • Sahada ayağa maksimum kavrama ve esneklik sunan, çok katmanlı bir yüzeye sahip. • Yeni 3D kalıplı dil, adidas Crazy Light 3’ün sunduğu konforu daha da artırıyor. • adidas adizero Crazy Light 3 ayakkabılarda miCoach özelliği de bulunuyor 266 gr ağırlığıyla rakiplerine fark atan adizero Crazylight 3 basketbol ayakkabısı, Ağustos ayı itibariyle, 370 TL’lik fiyatıyla adidas mağazaları ve yetkili satıcılarındaki yerini aldı. 46 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
Felipe Melo, Adidas’ın Türkiye’deki yüzü oldu! Galatasaray’ın Brezilyalı orta saha oyuncusu Felipe Melo, Adidas ile sponsorluk anlaşmasına imza attı. Melo, Dani Alves, Daniele de Rossi, Ezequiel Lavezzi ve Javi Martinez gibi dünya yıldızlarının giydiği Adidas Nitrocharge kramponun Türkiye’deki yüzü olacak. Brezilyalı ünlü futbolcu Felipe Melo, Messi, Kaka, Xavi, Dani Alves gibi dünyaca ünlü futbolcuların da sponsoru olan adidas ile önemli bir sözleşmeye imza attı. Melo, adidas’ın devrim niteliğindeki Nitrocharge kramponlarının Türkiye’deki yüzü olacak ve üzerinde kendi isminin yazılı olduğu özel bir Nitrocharge krampon giyecek. Felipe Melo adidas ile imzaladığı sponsorluk sözleşmesi ile ilgili şunları söyledi: “Adidas ailesine katıldığım için çok mutluyum. Yeni adidas Nitrocharge kramponlarımla sahaya çıkmak için sabırsızlanıyorum. Böylesine önemli ve tarihi zenginliğe sahip bir markanın parçası olmak heyecan verici. Süper Kupa’da, bana şans getireceğine inandığım, adidas Nitrocharge kramponlarımla oynuyor olacağım ve umuyorum ki, adidas kramponlarım beni daha pek çok şampiyonaya taşıyacak.”
Türk spor tarihinin en büyük sponsorluk anlaşması Vodafone Türkiye ile Beşiktaş Jimnastik Kulübü arasında iyi niyet anlaşması olarak 13 Haziran’da imzalanan sponsorluk anlaşması tamamlandı. Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Fikret Orman ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Öğüt’ün katılımıyla düzenlenen basın toplantısında sponsorluğun detayları açıklandı. Türk spor tarihinin en büyük sponsorluk anlaşması kapsamında Vodafone, yerine yenisi yapılacak stadyumun isim hakkını, 15 yıllığına aldı. Aynı sözleşmeyle Vodafone, toplam 5 yıl süreyle Beşiktaş’ın ana sponsoru olacak ve futbol takımının formasının göğüsünde logosunu bulunduracak. Sözleşmenin imzalandığı tarihten başlayarak 15 yıl sürecek stadyum isim sponsorluğuna göre, yeni yapılacak stadın adı Vodafone Arena olacak. Sponsorluğun toplam değerinin ise 145 milyon dolar olduğu açıklandı. Yeni yapılacak ve Vodafone Arena adını alacak stadyumun, Türkiye’nin ilk akıllı stadyumu olması planlanıyor. Vodafone Arena, İstanbul’un 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığında futbol ve ragbi stadyumu olarak konumlanıyor. Vodafone Arena ayrıca futbol karşılaşmalarının yanı sıra yurtiçi ve yurtdışından önemli konser, eğlence ve moda aktivitelerine ev sahipliği yaparak İstanbul’un global marka olma hedefine katkıda bulunacak.
47 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – EYLÜL 2013
48 | S a y f a