İSTANBUL ÜN!VERSİTESİ EDEBİYAT FAK'ÜLTESİ
YAYl NLAR! NO: 3398
YENiÇERi OCAGININ KALDIRILIŞI VE ll. MAHMUD'UN EDiRNE SEVAHAli Mehmed
Daniş
ŞAMiL
Bey ve Eserleri
MUTLU
EDEBİYAT FAKÜLTESİ BASIMıEVİ İSTANBUL-
1994
ISBN: 975-404-387-6
İÇİNDEKİLER
I -
KISALTMALAR ..... ...... ...... .........................
7
ÖNSÖZ .... .............. ....... ............ ...... .................
6
HAYATI VE
ESERLERİ
9
A. HAYATI
B. ESERLERİ Neticetü'l-vekayi' . . . ... . . . . . .. .... .. . ............... ... . 2. Sefaret-name-i Şaht. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . 3. Divan........ ................... ..............................
12 13 14
NETlCETV'L-VEKAYl' ADLI ESERİN MUHTEVASlNDAN HAREKETLE YENİÇERİ OCAGI'NIN İLGASIHAKKINDA MALUMAT ....................................
16
ı.
II -
l l l - SEFARET-NAME-t ŞAHI
IV -
ı. Il. Mahmud'un İlk Gezileri ................ ...........
27
2. Sefaretname-i Şah1.'nin Muhtevasından Hareketle II. Mahmud'un 1831 Senesindeki Gelibolu-Çanakkale-Edirne Gezisi . . . .. . . .. .. . . . . .. . .. . . . . . .. .. . . . .
34
NETlCETV'L-VEKAYİ' METNİ . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
41
BA 'De-EZİN . . . . . . . . .. . . .. .. . .. . . . .. . . . .. . . .. . . .. . . . . .. . .. . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .
41
. . .. .. . . . .. .. . .. .. . . . .. .. . .. .. . . . . . .. .. . .. . . .. . .. . . . . .. . .. .. . . . .. . . . .
41
tTMkM-I cA:Mt•t NUSRET . . .. . .. . .. . .. . . .. . . . . . . . . . .. . .. . . . . .. . . .. .. . .. . .
42
.AıMMıA.
BA'D
!HRAC-I DONANMA-YI HOMA..YÜN BE-CAN!BE-1 BAHR-t SEFİD
.............. ....... ......... ...... ........................... . .. ............
43
4 ZUHÜR-1 MESERRET EZ SAVB-I VALl-1 AC:RlBOZ ... .. . ..... .
44
VÜRÜD-1 HABER-İ MESERRET EZ CANİB-l lBRAHlM PAŞA
45
TEBRlı{-1 'İD-I
FITR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
46
'!1EVC1H.A.T . .. .. ... .. ... .. .. ... .. ...... .. ..... ..... ... ... ... ... . ... ... .
46
EŞKİNClYAN
46
VUıiCÜ'-1
BED'Ü TERTlB-1 ASAKlR-1
. ....... . ........ .. ... .. ...
TEVCİH-1
SER-'ASKERI DER-UHDE-1
.... . .
55
TEVCİH-1
BA'ZI RÜTBAT .. ..... ..... . .... ..... .. .. ... . .. .. . ... ... . . . . . . .. ..
56 56
l'DAıM-I
BA'ZI
•MELA 'İN
HAZRET-İ LİV A -1
HÜSEYİN PAŞA
..... .. .. .. .. ... .... ... ... ... ... ...... .. . .. ... ... . .
ŞERIF-1
NEBEV! EZ-C.A.Ml'-1 SULTAN
AHMED HAN . . .. . . . . . . . . .. . . . .. . . .. . . . .. . .. . .. . . . . . .. . . . .. . . . . . . . .. . . . . .. .. . . . . . .
57
NAS B-1 HIYAM DER..;SERAY-1 HOYAYÜN .... .... ...... .. .... .. .....
57
l!CLA OLANLAR .. .. .. .. .. . .. . .. .. .. . .. .. . .. .. .. .. . .. . .. . .. .. .. .. . .
57
NEFY ü AZL-I
BOSTANCIBAŞI
VUKÜ'AT-1 KATL-I
.. ... ........ . ... .. ... .. .... . ...... ..... ... .. .... ... .... .
MÜTEFERRİKA
CEBEClBAŞI
MENFlYAN-1
58
... .......... . ......... .. ... ...... . ... .... . .... .
59
.. .. . .. . . . . .. . .. .. . . .. .. . . .. . .. . . . . . . . . . . .. . .. . . . . .. .. . . .
59
BEKTAŞlYAN
. . ...... .. ... . ......... .. . .. ....................
59
REF'-1 OCAK-I YENlÇERlYAN . . .. . .. . . . . . . . . . .. . . .. . . . . .. . .. .. . . .. . .. . . . . .
59
SÜRET-l EMR-1 ALl .. .. . . . . .. . .. .. . .. .. .. .. . .. .. .. . .. . .. .. .. .. . .. .. .. .. .. . .. .. .
60
TEBDİL ŞüDEN-1 BAB-I SER-ASKER! VE TANZ!M-1 LEŞKER
64
TA'LİK ŞtlDEN-İ
KANADlL
DER~MAHALLAT
.. .. .... .. .... .... .. .
66
N!ZAMI DER-CAN!B-1 ÜSKÜDAR .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .... .. .. .. .. .. .. .
67
VAZ' ŞÜOEN-1 KASR-İ HAR1K ...... .. .... .. ........................ .. ..
67
TA'Y!N ŞÜOEN_t BAB-I FETVA-PENAH .. .. ................ .. ...... ..
68
BED' Ü
MÜBAŞERET
ŞÜDEN-1
KIŞLAİ
DER-SAHRA-YI
PAŞA.... .......................................... . ................ .. ... .
68
NEFY ŞÜOEN-1 BA'ZI MEV.A.Ll-1 '!ZAM ....... .. ...... .. ........ .....
69
VU•K Ü'-1 GARİBE .. .. .. .. .. .. . .... .. .. .. .. .. . .. .. .. .. .. .. .. .. .. . .. . .. .. .. .. .. .. .
69
DlC:ER GARtBE . . .. .. .. .. . .. . .. . . . .. . . .. . .. . .. .. .. . .. .. . .. .. . . . . . . . .. . . .. . . .. .. . .
70
KATL ŞUDEN-1 NA.HiıLCI MUSTAFA ...... .. .... .....................
70
DAVUD
MUMCULAR KETHUDAJSI'NIN
KAZIYYıES!
KATLİ
.. .. .. .. .
70
İ'DAM ŞÜOENİ EZ-BA'ZI FlRARlYAN .. .. .............................
71
VAZ'-I ·E SA•S-1
KIŞLA
VE
DER-Ü·SKÜOAR ......... ...... .... . ..........
71
İ'DAM ŞÜDEN-t BA'ZI •MELAıH!DE .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. . .. . .. .. .. .. ..
72
5 TEVCİH-t KİTABET-İ ASAKtR-İ
MANSÜRE . . .. . . . .. . . . . . .. . . .. . . . .
72
... . .. .. .. .. . .. . .. .. ... ... . ... .... .... . .. .. .. . .. ... ...
72
. ... .. ...... . ...... . ... . .... .. . . .... .... ..... . . .. .. . ...... . ... .. .....
73
KATL ŞÜDEN-t MÜTESELLİM-İ ALA!YYE . . . . . .. . .. ... ... . ... .. ..
73
! 'DAM-I ŞABCI YAHUDİ . . .. . . . . .. . . . . .. .. . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . .. .. . .. . . . .. . . .
74
BEKTAŞİYAN
NEFY-1
MENF!YYAT
ŞüDEN-İ
HADM
KAHVEHAN . . . . . . .. .. .. . . .. . .. .. . . . . . .. .. . .. . . . . . .. . . . . .
74
HADM ŞüDEN-t SALAŞLAR DER-HAVL!-t OEVAMİ'-İ SELATİN-İ 'İZAM
. . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
75
MENFİYAT
.. . . ... . ..... . . .. .. . .. .. .. .. ... .. . ... . .... . . .. .. .. .. .. ... .. ..... . ... .. ..
76
AZL ŞÜIDEN-İ AGAVAT-I R!KA.B-1 HÜiMAYÜN . ...... .. . ... . ...... .
76
AZL ŞÜIDEN-t SER-HUıMBARA:OİYAN
.... ... . ... ... .. ... ... ...... ..
77
AZL U NEFY ŞüDEN-t KADI-t DARÜ~~SALTANAT . . . . . .. .. . . .
77
TEVCİH-'İ
BA'ZI MENASffi-I VÜ~ERA-1 AZAM .. .. . ..... . .. .. . ..
77
!HRAC U
'IıEVZİ'-İ
77
FEVT
ULÜFE . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
ŞÜDEN-! ŞAN!zAıDE
FEVT
ŞÜDEN-İ
V•ERE-İ
. . .. . . . . . . . .. .. . . .. . . . . .. .. . . .. . . . . .. . . .. . .. ... .
ŞEYHÜ'L~HAREM-t
MEDİNiE-İ
MiÜNEV
NlEVV·E RALLAH . ..... .. .. ... ..... .. . .. ... ..... .. .. ..... ... . .. ... . .
HAREKET-İ LİV A-t ŞER!F-t
78
79
NiEBEVl . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
79
··············· ···· ······· ········ ······ ······· ··· ·· ······· ··· ·············
79
V - SEFARET-NAME-İ ŞA.Hl METNİ .... .. .. ...... .... .. .. .. .. .
81
VI- ME11MED DANİŞ BEY'İN AİLE MEZARLI(U ..... ....
102
HAT!ME
125
EKLER BİBLIYOGRAFY A
...... ... .. ... . ... .... .... ... ... ... . ...
133
KI SALTMALAR
AE
Ali Emiri Tasnifi
BOA
:
Başbakanlık Osmanlı Arşivi
HH
:
Hatt-ı
İ.
ü. Ktb.
Hümayün
İstanbul
Üniversitesi Kütüphanesi
MAD
Maliyeden Müdevver
MD
Mühimme Defteri
OTYE
Osmanlı
so
Sicill-i Osmani
STŞ
Son
TC
Tevcihat Defteri
TŞ
Türk
TY
Türkçe Yazmalar
Asır
Tarih
Türk
Yazarları
Şairleri
Şairleri
ve Eserleri
ÖN SÖZ Tarih araştırmaları bakımından arşiv belgelerinin değeri ilim alemi tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bununla birlikte, kütüphanelerimizde bulunan ve sayıları önemli bir yekün teşkil eden, yazma eserler, gerek belgelerin yansıtmadıkları husüslara da temas et meleri ve gerekse mufassal malümat vermeleri sebebiyle, kıymetli birer tarihi kaynak mahiyetindedirler. Yazma eserlerin, bu sayı çokluğuna karşılık, henüz değerlendirilmemiş olmaları bir yana, tam bir kataloğunun da yapılmamış olması, bu kıymetli eserlerden istüadeyi, büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Bu kabil eserlerden ikisi, «Safiyye Sultan-zade>> olarak şöhret bulan, Sultan II. Mahmud döneminin gayri resmi tarihçilerinden olan, Mehmed Daniş Bey tarafından kaleme alınmıştır. Bu çalışmamızda İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar kısmında bulunan ve şimdiye kadar bilinmeyen, Mehmed Daniş Bey'in «Neticetü'l-vekayi >> ve <ıSefaret-name-i Şahi» adlı eserlerini, yayma hazırladık. Bu maksatla eserlerin yazma metinlerini bugünkü harfiere çevirdikten sonra, Mehmed Daniş Bey'in çağdaşı olan kaynaklar ve arşiv belgelerinden istüade ile eserleri değerlendirerek, takdimi cihetine gittik. Araştırma sırasında, Mehmed Daniş Bey'in biyografisini eksiksiz olarak ortaya koymaya çalışarak, tesbit etmiş olduğumuz «Aile Mezarlığı»m ve kendi imzasını taşıyan «arzuhalinh> çalışmamıza ilave ettik. Mehmed Daniş Bey'e ait bir de yazma «Divan» ın varlığını tesbit etmemize rağ men, Fahri Bilge'nin özel kütüphanesinde bulunan, vefatından sonra mezatla satılan bu yazmanın nereye intikal ettiğini maalesef tesbit edemedik. ile II. Mahmud Devri'nin önemli olaylarını, aydınlatmaya çalışırken, devrin şair ve tarihçilerinden Mehmed Daniş Bey'i ve eserlerini ilim alemine tamtınayı amaçladık. Bu maksatla kitabın basılmasında öncülük eden ve çalışmalarım esnasında geBu
çalışma
8
rekli ikazları yaparak beni yönlendiren sayın hocam Prof. Dr. Kemal Beydilli'ye teşekkürü zevkli bir vazife addederim. Ayrıca benden yardımlarını esirgemeyen hocam Prof. Dr. Ali İhsan Gencer'e teşekkür ederim. Kitabın basımını gerçekleştiren Edebiyat Fakültesi Yöneticilerine ve matbaa çalışanlarına ayrıca teşekkür ederim.
I -
HAYATI VE ESERLERİ
A. HAYATI
IV. Murad'ın kızlarından Safiyye Sultanı ile Siyavuş Paşa-y1 Sani biraderi Hüseyin Paşa'nın~ evliliğinden Mehmed Rezmi ve Rukiyye adlarında iki çocukları dünyaya gelmiştir3 • Mehmed Daniş Bey adı geçen Mehmed Rezmi Bey'in üçüncü kuşaktan torunu olarak Beşiktaş'da doğmuştur4 • Babası İsmail
Bey lO Şubat 1739 salı günü doğmuş ve 8 Mayıs ölmüştür" . Mehmed Daniş Bey'in doğum tari-
1797 pazartesi günü
ı Safiyye Sultan IV. Murad'm ·bilinen üç kızından ikindsi olup, IV. Mehmet devrinde vefat ederek I. Ahmet türbesinde pederinin yanma defn edilmiş tir. Safiy.ye .Sultan'ın sandukası üzerine ta'hrtr edilen ıtarih için bkz. Mebmed Rezını Paşa, Dioon, !stanbul Üniversitesi KütüphAnesi, Türkçe Yazmalar (TY), Nr. 5499, v. 99b. Ayrıca yukarıdaıki baıhisler için ıbkz. Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmdni (SO), I, 48; Çag-ataıy Uluçay, Pad~ahların Kadınıarı ve K1zları, Ankara 1980, s. 56. 2 Hüseyin Paşa, biraderi Siyavuş Paşa'nın •Sadareti'nde, ·K anije Beylerbeyi (H)59), H>64'de Budin Valisi, 1666'da Haleb, Basra, 1667'de Kandiye, 1676'da D~al"lbekir valisi oLmuş ve 1688'de vefat etmiştir. Bkz. SO, II, 197. 3 Çag-ataıy Uluçay, aynı eserinde Safiyye Sultan'ın zevct olarak Sarı Hasan Paşa'ıyı göstel'lTlekted.i r 'k i, bunun yanlış olması gerekmektedir. Cevdet Pa·şa ve Sicill-i Osmant müellifi ·b u şahsın Hüseyin P·aşa oldug-unda müttefiktirler. Bkz. Tarih-i Cevdet, VI, 227; SO ,I, 48. Safi:yye Sultan'ın, Hüseyin Paşa' dan olan og-lu Mehmed Rezmt Bey'dir ki, Sipah, Silaıhdar Ag-ası, Kapıcılar Kethudası ve Ştkk-ı Sani olarak devlete hizmet ettikten sonra Haslar ile mütekaiden 80 yaşmda vefat etmiştir. Bkz. Tarth-i Cevdet, VI, 227; Hafız Hüseyin Ayvansarayt, Mecmu'a-i Tevarih, Haz. Fahri Çetin Derin-Vahid Çabuk, lst. Ünv. Edebiyat Fakültesi Yay. İst. 1985, 251-252. 4 Tarih-i Cevdet, VI, 227. 5 Cevdet P·aşa, İsmail Bey'in ,garip ·b ir olay olarak dog-dug-u yılın aynı gün ve saatinde vefat ettig-ini söyleme.k tedir. Cevdet Paşa'nın ölüm tarihi ola-
10 hi belli değildir~ . Yukarıda bahsedilen Safiyye Sultan'dan dolayı ceddi ve kendisi Safiyye Sultanzade adıyla tanınmışlardır. Mehmed Daniş Bey Hacegan-ı Divan-ı Hümayün'dandır7 • İlk defa memuriyete hangi tarihte başladığı belli olmamakla beraber III. Selim tarafından kendisine uygun bir vazife tevcih edilmesine dair 1807 tarihinde Hatt-ı Hümayün ısdar edildiği anlaşılmakta dır~ .
Safiyye Sultanzade Mehmed Daniş Bey 4 c. 1227 (15.6.1812) tarihinde Ordu-yı Hümayun'a mühimmat-ı hıyamiyye ulaştırıl ması görevi ile Şummu'ya gönderilmiştir. Mehmed Daniş Bey'in bu vazifesini tamamladığı sırada, Der-saadet'e sefaretıe gitmek üzere Şumnu'ya gelen Rus baş murahhası İtalinski'ye mihmandar tayin olunmuştur. Bu vazifeye getirilen Mehmed Daniş Bey'e İstanbul'a vardığında bu gibi hizmetlerde bulunanlara yakışır bir vazife verilmesi de ayrıca tenbih edilmiştiran. Mehmed Daniş Bey mevacib dağıtılması memuriyetiyle Bağ dat'a gönderildiği sırada cralardaki Kutsal Yerleri ziyaret etmiş, rak verdiği 10 Za. 1210/ 17 Mayıs 1796 tarihi ve Sicill-i Osmant'de H. 1201/1787 olarak verUmeM~dir ki, yaptı~ımız araştırma sırasında mezar ıta.şınd'Siki tarihin l l Za. 1211/8 Mayıs 1797 oldu~nu tesbit etmiş durumdayız. Ayrıca Cevdet Paşa'nın yukarıda bahsetti~imiz malumatı Faik Efendi Mecmuası'ndan aldı~ı anlaşılmaktadır. II. Mahmut devrine ait muhtelif yazıların kaydedtldi~i bir Risale'de Cevdet Paşa'nın verml:ş oldu~ malOmMm ıtaımamen aynısı •yer almaıktadır. Bkz. İst. ünv. Ktb. TY, Nr. 6972. 6 Menmed Daniş Bey'in baıbası tsrnail Bey'in ölüm tarihi ( 1797) kendisinin memuriyete başlama tarihi (1807) göz önüne alınırsa I. Abdillhamid devrinde do~uş olması muhtemeldir. 7 Atatürk Kitaplı~, Muallim Cevdet Yazmaları (·M C), Hacegıin Defteri, Nr. K. 191, v. llJb, «İ§bu kttaıbet-i Yeniçeriyan'-a kadar Sadr-ı VAla~akam resrolerde kıyam etmekle bundan aşa~ısına Hacegan ıtUiık olunur» başlı~ altında verilen isimler içerisinde «Piskopos'dan SultAnzade Daniş Bey» şeklinde adı geçmektedir. Burada geçen «•Piskopos»dan kasıt kendisinin uhdesinde olan Pi$kopos Mukata'acılı~'ndan ötürüdür. Ayrıca bkz. Atatürk Kitaplı~, MC, Nr. K. 184; Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Ali Emiri (AE), l l. Mahmut, Nr. 8756. 8 BOA, Hatt-ı Hümdyun (HH), Nr. 58419/56, «SultAnzAde İsmail Bey merhflmun o~lu Hacegan'dan Mehmed Bey'e bir münasib mansı·b tahrir oluna» ş~klindeki Hatt-ı HümayCın, katalogda özeti bulundu~ hal<le tstendi~i vakit vesikası :kay.boldu~undan çıkartılaımamaktadır.
8a Bu hususta bkz. BOA. HH, 41818-A.
ll
döndükten sonra mr müddet gümrük işlerinin teftişinde ve daha sonra ((Basma Emaneti»nin «ilk defa ihdasında» bu emanette ve ((Damga Emaneti»nin ortaya çıkışında da Damga Emaneti'nde çalışmıştır9. 4 Şevval 1232/ 17 Ağustos 1817'de Maliye Kalemleri'nden olan Piskopos Mukata'acılığı'nda , 4 Şevval 1238/14 Haziran 1823'de Başmukata'acılık 11 , 4 Şevval 1240/ 22 Mayıs 1825'de Uh1feciyan-ı Yemin Kitabeti'nde12 ve daha sonra ise 4 Şevval 1243/ 19 Nisan 1828'de Piyade Mukata'acılığı'nda vazife yapmıştır • 10
13
Mehmed Daniş Bey'in ömrünün sonlarına doğru artık bir memuriyette bulunmadığı, 1834'de Safiyye Sultan'ın eviatıarına vakfettiği Akçaabad Muk~ta'ası gelirinden kayd-ı hayat şartıyla senevi 500 kuruş ve 1836 yılı cizye fazlasından aylık 500 kuruş maaş aldığını görmekteyiz 14 • Mehmed Daniş Bey Mevlevi tarikatine bağlı olmasından dolaKonya'ya Mevlana'yı ziyarate gitmiş 14 a ve dönüşünde 6 Ekim 1837 tarihindeı:ı vefat ederek Beşiktaş'da Köprübaşı'nda ceddinin yanına defn edilmiştir • yı
16
Mehmed
Daniş
Bey'in bir oğlu Asakir-i Şahane binbaşıların Bey 17 , diğer oğlu ise Mahmud Bey'dir. ToBey Matba-i Amire Müdürü18 , Hacı İsmail
Hacı İsmail Hakkı runlarında Selahaddin
dan
9 10
SO, II, 323. TevciMt De/teri (TD) , İ. Ü . Ktb. TY, Nr. 527, v. 16a.
Bkz. BOA, Kamil Kepeci, Te§rifat Defteri, Nr. 676 M2, s. 94; Atatürk MC, Hıicegan Defteri, K. 184, s. 15; Esad Efendi Tarihi, t. ü . Ktb, TY, Nr. 6004, c. II, v. 58; TD, v. 52b. ll
Kitaplıg"ı,
12
TD, v. 63a.
13 TD, v. 79a. Piyade Mukabelecilig"i'ne tayini için bkz. Tarih-i Lütfi, II. 268. 14 14a
BOA, AE, II. Mahmut, N r. 5454; 8756. Mehmed
Danl.ş
Bey Konya'ya
vefatından
onyedl gün önce
gitmiştir.
15 Menmed Danış Bey'in ölüm tarihini ay ve gün olarak mezar taşındaki Regaib Kandili gecesi öldüg-ü ibaresinden çrkarma:ktayız. Zira, Regaib Kandili hicri yılın receb ayının ilk cumasıdır. oluşan
16
Bura da
ı7
BOA, Sicill-i
aile
Ahvaı
mezarlıg-ı
için bkz. ilgili bölüm.
Defterler i, 99/425.
18 Selahaddin Bey, Bir Tü.rk rin müellifidir.
Dipl<mıatı'nıt~ Evrak-ı
Siyasiyyesi adlı ese-
12 Hakkı
lemi
Bey'in
oğlu
Hasan Hilmi
Beyıu Şehr-emaneti
Muhasebe Ka-
0
hülefasındandır~ •
B.
ESERLERİ ı.
Neticetü'l-vekayi'
Mehmed Daniş Bey'in çalışmamıza konu olan Neticetü'l-vekayi'21 ünvanlı eseri, Nusretiyye Cami'i'nin 29 Şaban 1241/8 Nisan 1826'da ilk önce II. Mahmud ardından diğer devlet ricali tarafın dan ziyareti ile başlayıp, daha sonra Rumların tenkili, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması öncesi ve sonrası gelişen olayların anlatımı ile devam ederek, 15 Haziran 1826'da Vak'a-i Hayriyye sırasında bulunduğu yerden dışarı ihrac edilen Sancak-ı Şerif'in seksen gün sonra tekrar yerine konulması ile son bulmaktadır. Mehmed Daniş Bey, Neticetü'l-vekayi'de bizzat «re'yü'l-ayn» müşahede ettiği olayları kaleme alarak II. Mahmud'a takdim etmiştir-..2. Eser, konu parelelliği olan Esad Efendi'nin Üss-i Zafer adlı eserine nisbetle gayet sade bir uslüb ile kaleme alınmış olup, zaman zaman vesika da kullanılmıştır. Metin içerisinde kırmızı mürekkepli kalem ile başlıklar oluşturulmuştur. Neticetü'l-vekayi'nin 19 BOA, Sicill-i Ah.vaı Defterleri ,99/425. 20 SO, I, 323. Mehmed Süreyya, Safiyye Sultan-zadelere mensup Posta ve Telgraf Nezareti ıMeclisi Reisi Vekili Salahi Bey'den bahs ile hanedanın hala baki oldug-unu ifade etmektedir. Bkz. SO, IV, 696. 21 Neticetü'l-vekayi'nin Mehmed Dani§ Bey'e ait oldug-u haıkkındaki bazı foiÜpheler a§ag-ıdaki çalışmamız sırasında zail olmuştur. Bu şüpheye sebep ise, 1805'de dog-up 1830'da vefatma kadar Divan-ı Hümft.y{ln'da çaluıan başka bir Daniş Bey'in varlıg-ıdır. Bkz. BOA, Kamil Kepeci, Nr. 1519; Mehmed Esad, tJss-i Zafer, Süleyman Efendi ,M8Jtbaası 1293, s. 184. Safiyye Sultan-zade Mehmed Daniş Bey tarafından 1831 tarihinde kaleme alınan Sefaret-name-i Şahi adlı eserin şimdiye kadar bilinmemesi bu şüphelere sebep olmuştur. Saflyye Sultan-zade Mehmed Daniş Bey'in her iki eserinde de kullandıg-ı «arbd-ı kadim» sözünden oldukça yaşlı birisi oldug-u anlaşılmaktadır. Oysa diğer Dıiniş Bey 25 yaşında vefat etmiştir. Yukarıdaki ·b ahislerle ilgili olarak bkz. SO, II, 322; Sadettin Nüzeh Ergun, Türk Şairleri, III, 1130-1136; 1. E. M. Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, s. 256-259; Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, 174; F. Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, s. 380-381. 22 Neticetü'l-vekayi', v. 2a.
13 tesbit edebildiğimiz tek nüshası23 İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Nr. 6006'da bulunmaktadır. Eser, 28 varak, 21 satır, 19X30 cm, ta'lik yazılı ve metin etrafındaki cedveller yaldızlıdır.
2. Sefaret-name-i
Şahı
Mehmed Dfı.niş Bey tarafından kaleme alınan Sefaret-name-i Şahi , II. Mahmud'un 22 Zilhicce 1246/ 3 Haziran 1831 tarihinde çıkmış olduğu ve otuzüç gün süren Gelibolu-Çanakkale-Edirne Gezisi'ni günü gününe anlatmaktadır. Mehmed Daniş Bey seyahate katılmadığı halde, seyahat sırasında geçen olayları «sem'an ve tahkiken»25 kaleme alarak, eserini II. Mahmud'a takdim etmiştir • 24
26
Sefaret-name-i Şahi hakkında, bibliyografik bilgi veren eserlerin hiçbirisinde herhangi bir malümat bulunmaması dikkat çekicidir. Yaptığımız araştırma sırasında Sefaret-name-i Şahi'ye ait tek nüshanın, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Nr. 5082'de bulunduğunu tesbit etmiş durumdayız. Eserin, Receb 1247/ Aralık 1831'de27 , Nur-ı Osmaniyye müderrislerinden Esseyyid Hüseyin Hasanü'r-rahman tarafından tebyiz edildiği anlaşılmaktadır28. Eser, 14 varak, 21 satır, 19X30 cm ebadında olup, 23 Franz Bablnger, OTYE, s. 381'de, Mısır Kahire, TK, Nr. 326'da başka bir nüshadan bahsedilmeld:edir. 24 Setdret-ndme-i Şdhi'nln kaleme alındı~ 1831 tarihinde, Mehmed Daniş Bey'le karıştırılan dig"er DA.niş Bey artık yaşamamaktadır (öl. 1245/1830 ). 25 Bu ifadesinden ve başka delil de getiremedig"imizden ötürü, müellifin geziye bizzat iştira:k etmedig"ini .kabul etmek mecbOryetinde kalıyoruz. Bkz. Setdret-nltme-i Şdhi, v. 2a. 26 Esel'de dikkati çeken bir nokta da, mukarreban kelimesinin altının sürekli olara;k .kırmızı mürekkepbii 'k alemle çiziliyor olmasıdır. Herhalde bu Mehmed Daniş Bey'in Padişah yakını olmasma bir işarettir. 27 Esa:d Efendi'nin, aynı ·k onudaki Sefer-nA.me-1 H ayr Unvanlı eseri de aynı yıl ve ayda tebytz edilmiştir. Bkz. l. ü. Ktb. TY, 5080, v. 46b. Esad Efendi Seter-ndme-i Ha;yr adlı eserini, kardeşi Nazif Ahmed Molla'nın tuttug-u gezı notlarını tashih etmek sOretiyle vücOda getirmiştir. Bkz. Seter-nitme-i Hayr, v. 4a-4b. Mehmed Daniş B ey ile Esad Efendi'nin aynı zamanda ve aynı konular hakkında eser .kaleme almış olmaları oldukça şaşırtıcı tblr tesAdüf olsa gerektir. 28 Sefaret-name-i Şiiıhi, v. 141b.
14 ta'lik yazı ile kaleme alınmıştır. Metin etrafındaki cedveller lıdır. Ser-levhası mevcut ve üzeri kadife cildlidir29 • 3.
yaldız
Divanı
Mehmed Daniş Bey'in bir de yazma Divanı mevcuttur10• Bilinen tek nüshayı özel kütüphanesinde bulunduran Fahri Bilge, Mehmed Daniş Bey'in Divan-ı hakkında «Türk Şairleri» müellifi Sadettin Nüzhet Ergun'a verdiği malfunatta: «Daniş Bey'in kütüphanemdeki Divan-ı, küçükhacimdeve 14X20 ebadındadır. Alelade meşin cildlidir. Cildiçinde Daniş Bey'in eş'arını ihtiva eden kısım 35 yapraktan ibarettir. Sonundan üç yaprakta Daniş Bey'in gençlik arkadaşlarından Enderfull Şemsi Bey'in şürlerine tahsis edilmiştir. Divan'ın ilk samfesinin başında, Daniş Bey'in ta'lik yazı ile, Daniş'le bula Seyyid Mehmed avn u izzet, mısraı hakedilmiş 1208/ 1793 tarihli mührü vardır. Divanın yazısı ta'liktir. Bazı mahallerinde aynı kalemle tashihler yapılmıştır. Bundan da anlaşıldığına göre, Divan bizzat Daniş Bey tarafından yazılmıştır. Sahifeleri de ortalan mıstarla çizilmek suretiyle ikiye ayrılmıştır... »31 dedikten sonra, Mehmed Daniş Bey'in Divan'ından örnekler vermektedir: «Gerdeni benzer gümüş ayineye Çeksem ol cism-i latifi sineye Malik oldum sanırım gencineye Çeksem ol cism-i latifi sineye
29 Mehmed Daniş Bey'in her Iki eserinin de ölçülerinin ve yazı karakterinin hemen hemen aynı olması, müstensiıhinin aynı şahıs olduguna bir işa rettir. 30 Mehmed Daniş Bey'in yazma Divanı'nın Fahri Bilge'nin özel kütüphanesinde bulundu~nu, Sadettin Nüzhet Ergun'un, Türk Şairleri adlı eserinden ög-renmekteyiz. Yaptıg-ımız araştıl11Tla sırasında Fahri Bilge'nin ölümünden sonra kütüphanesinin satıldıg-ını tesbit etımiış durumdaıyız. Fa:kat ıbu satıştan sonra Mehmed Daniş Bey'in Divftnı'nın nereye intikal eU1Aini ıtesbit edemedik. Dig-er Daniş Bey'e ait Divan'ın ·birçok yazma nüshası olup, bunlar; ,s üleymaniye &ütüphanesi, Esad Efendi, Nr. 2635; İ. tr. TY, Nr. 287; 1943; 2907; 9842 (bu nüshada ·g enç yaşta vefat eden Dlmiş Bey'in biyografisi vardır ) . 31
Sadettin Nüzhet
Eııgun,
T ürk
Şairleri,
m,
1134.
15 Raksa çıktıkça o şfth-i işveger Naz ile gahi tebessümler ider Sanki palude vücudı serteser Çeksem ol cism-i latifi sineye ... »32 Mehmed «şarkılarmm»
Daniş
Bey'in Farsça'ya hakkıyla a.şina olduğu, bazı devrinde bestelendiği~ıı ve şürleriyle az çok tanındı
ğı anlaşılmaktadır.
Türk Şairleri, m, 1135. «'Sevdi canım yine 'bir meh .tıaı'atı K!§.firin kar itti cana haareti» ıbeyitiyle makamında ıbestelenmiştir. Bkz. TŞ, m, 1134.
32 33
ba.şlaıyan şarkısı «Acemiişlran
II -
NETİCETÜ'L-VEKAYl' ADLI ESERİN
MUHTEVASlNDAN HAREKETLE YENİÇERI OCAÖI'NIN İLGASI HAKKINDA MALUMAT
Mehmed Daniş Bey'in Neticetü'l-vekayi adlı eseri, 20 C. 1238/ 4 Mart 1823'de bir yangın neticesinde harab olan Arahacılar Kış ıası Camii'nins 4 yerine, iki yıl içerisinde yeniden, iki minareli olarak inşa edilen Cami'-i Nusret'in~ 5 ilk önce II. Mahmut, ardından 34
Bu cami daha önce III. Selim tarafından Tophane'de Arabacılar Kı§ in§a ettirilmi§, fakat bir yangın neticesinde harap oldugundan, ll. Mahmut tarafından 5 M. 1225/10 Şubat 1810'da müceddeden bina ve inşa ettirilmiş tir. Bkz. t. O. TY, Nr. 8115, v. 16a. 6 varakdan oluşan bu RQzname parçası, Il. Mahmut'un şehir içerisindeki gezintilerini, Cuma Selamlı~ için saraydan çı kışlannı mesire yerlerine gezilerini anlatır. Müellüinin padişaha çok yakın birisi olduğu anlaışılan bu Rüzname aynca tarafımwdan neşre hazırlanmaıktadır. lası'nda
35 Daha önce ll. Mahmut tarafından bahsettiğimiz tarihde ihyii. olunan bu cami, ikinci defa elden geçirilerek, iki milnareli olara:k -tevst edilmiş ve «Arabacılar :Kışlası Camii» olara:k bilinen ismi Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılma sında yararlılıkları görülen Topçulara nisbetle, Ciiımt-i Nusret olarak değişti rilmiştir. Mehmed Daniş Bey'in Neticetü'l-vekayi'sinde CAmi-i Nusret isminin, vak'a-i Hayriyye'den önce konulmuş olduğu yolunda bazı ifade muğlaklı~ sözkonusu ise de, camiin isim ba:bası olarak tesbit ettiğimiz Keçeci-zii.de !zzet Moila, biraderim şeklinde hitab ettiği bir zii.ta yazdı~ tezkerede : «MefrQzü'littibtı. olan emr ü irade-i hazret-i men-lehü'l-irade üzere, cii.mi'-i şerif-i cedid, efazullah-ı ala biiniyeü'n-neva'i feyzaü'l-müzeyyed tesmiyyesi iç,ün ıblr.kaç ism-i şerif Cami'-i Nusret lafzınm zeyline tervtf olunup, işbu tezkere-i da'iyaneme melfüfen taraf-ı şerifinize irsal kılındı. Cami'-i Nusret'den ma'adii.sında acaba kasr-ışii.'hiine ve ve sefii.yin-1 hümay(lndan birinin ismimidir deyu tras-ı şüpheden M.li değildir. Cami'ü'l-hayr ve cami'ü'l-feyz gibi elfaz-ı müteberreke ile tesmiyye buyrulsa münılsebet mevki'inden ba'td olur. Cihadiyye ve Zaferiyye ve Hayriyye ile nam-aver buyrulsa cami'-i şerif olduğu def'aten hatıra gelmez. Tarih-i bendeganemde dahi bu mütaıa•a ile zikrine ictisar etm.işdim. Fi'l-hakika Tophane-i Amire'de olup esna-yı fevz-i nusretde restde-i derece-i tekının olduğundan tefe'ülen ve teyemmeneo «Cami '-i Nusret» tesmlyyesi sanının ki,
17 Sadrazam~", Şeyhülislam, Ağa
Hüseyin Paşa ve İzzet Mehmed Paşa taraflarından ziyaretinin anlatımı ile başlamaktadır. Eser daha sonra Tersane önlerinden hareket eden ondört parçalık donanmaya mensup Burc-ı Zafer adındaki kalyonun Küçük Ahmed Kaptan tarafından karaya oturtulması , 22 Ramazan 1241/30 Nisan 1826'da Rum asilerinin Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'nın oğulları İbra him Paşa ve Ömer Paşa tarafından tenkil edilmeleri haberinin Dersaadet'e ulaşmasıyla devam etmektedir. 37
Yeniçeri
tekaddüm eden günlerde 1241/23 Mayıs 1826'da bübulunduğu bir Meclis-i Şura
Ocağı'nın kaldırılmasına
Şeyhülislamlık makamında,
15
tün devlet ileri gelenlerinin38
Şevval
hazır
- - - - -- - · · - ---· -ma.hbet-1
varidat-ı
sanha,k-ı
hümayun-ı
ilham, dayine-i esrar-ı Rabb u enam olan mübarek kalb-ı hazret-i hiliüet•penahiye çehre-neman-ı meşAret olur... » dlyere.k tezkerenin zeyliaıde birkaç isim sıralamaktadır ki, bunlar : C!mi'-1 Nusret, Cami'ü'l-fütUh, Cami'ü'l-hayrat, Camt'ü'n-nur, Zaferiyye, Hayriyye, Nusretiy.ye, Şev.ket-abad ve Nusret-ablilddır. Bkz. Topkapı Saraıyı Arşiıvl Nr. E. 4301/1-2. Bu durumda, «Zaferiyye», «Hayriyye», «N.usretlyye» gibi lsimlerin «kalyon» adı gibi algılanacag-mı, «Şevket-abad», «Nusret-aba.d» gibilerin ise kulag"a «kasr» ismi gibi geleceg-i ifadesi ile ~Cami'-i Nusret» dolayısıyla «Nıısretiy_ ye» ismini tercih etmiş oldug-u anlaşılilnal«adır. Fotokopisi için bkz. Ek- . Cilmi'in hitamında, ll. Mahmud 29 Şaban 1241/8 Nisan 1826'da «Cuma Selamlıg"u ile camii ibadete açmıştır. Bkz. Tari.h-i Cevdet, xn, 144-145; Tarih-i Enderıı.n, H. 1276, 358-360 (Tarih-i Enderun Padişahın ziyaretlnl 21 şaban olarak vermekıtedir ki, Cevdet Pa:şa'nm verdig"i tarih, Mehmed Dan~ Bey'in verdig"i tarihle aynıdır).
36 Sadrazam Benderli Selim Sırrı Paşa'nm camii ziyareti sırasmda ihsan ettig-l bir adet samur, altı adet sincap kürk ve onbir adet ferace için sekizbin yetm~ altı kuruş ödenmiştir. Şevval aymda yapılan ·b u ihslinlar sırasmda camiiden «Camt'-i Cedid» olarak bahsedilmektedir. Ayrıntı için bkz. BOA, Cevdet AdltıJe, Nr. 2276. 37 «Burc-i Zafer» adlı fır.kateynin kurtarılmasmda hizmeti görülenlere, toplam dörtbin kırk iki kuruş dag"ıtılmıştır. Bkz. BOA, Cevdet Bahriye, Nr. 3158; Tarih-i Cevdet, Xll, 145. Tarih-i Cevdet, «Mısırlı» lakabıyla andıg"ı KüçUk Ahmed Kaptan'ın, kalyonu ·karaya oturttug-u için Sivasa nefy edlldig"ini ifade etmektedir. 38 Bu meclis-i şOrada Şeyhillislam Kadızade Mehmed Tahir Efendi, Bog"az'ın Rumeli tarafı muhafızı Ag"a Hüseyin Paşa, Anadolu tarafı muhafızı lzzet Mehmed Paşa, Sa.daret mazullerinden Arif Bey, Yahya Bey, Ser-etıbba-1 Sultlint Behçet Efendi, Abdullah Mollazade Es-seyyid Ahmed Reşid Efendi, Mehmed Rahmi Bey, Arabzade Sadulla.h Efendi, Cafer Bey, Çarşenbevt Hoca Mehmed Efendi ve çok sayıda ulema katılmıştır. Bu konuda daha geniş ıbilgi için bkz. Mehmed Esad, rtss-i Zafer, Süleyman Efendi Matıbaası 1293, s. 15-16; Tarih-i Cevdet, XII, 147-148.
18
devletin içinde
durumu ele almış , ve devletin mevcud Ocaklarının dışında talimli askere ihtiyacı olduğu zarureti dile getirilmiştir. Bu şurada alınan kararla Eşkinci adıyla yüzdoksanaltı Orta'nın başkentte bulunan ellibir Orta'sının her birinden yüzellişer nefer, Muallem Tüfenkçi11 adıyla kaydedileceklerdi. Bu şura dan sonra Şeyhülislamlık'da hazırlanan «hüccet-i şer'iyye» bütün devlet ileri gelenleri tarafından mühürlendikten sonra, Ocaklılar tarafından da mühürlenmiştir. Bir hafta içerisinde ellibir ortanın her birinden alınan yüzelli kişiyle asker sayısı yedibin beşyüze varmıştır. Bunların, diğer askerlerden farklı olmaları için, başları na yeşil çukadan Laz kaplağı, potur, dolama aba, kırmızı çuka bulunduğu
39
40
39 II. Ma.h:mud devletin içinde bulunduğu durumu Hatt-ı Hümayun'unda «Bir de şu Ocaklu'nun hali şimdiye .kadar def'atle tecrübe olundu. Ve erbl!;b-ı ukUlun tedbirinde aciz kaldıkları bir madde-i müşkiledir. Eğerci şimdiUk sukuta vardılar gibi ise de bunların şimd.iye değin meşhud olan hallerine nazaran sözlerinde devAm u sebat &tmedlkleri ma'lum olan bir keyflyyetdir. Ancak böyle vakt-ı nazikde bu azgınlıkları dahi tahammül olunur dereceyi aşdı. Bunlar Devlet-i aliyyemiz'in 'uruk u asabına sirayet etmiş ve içlerine her cins katışmış ve katışmışlardır. İçlerinde eyu ademierde hiç yok değil lakin baldırı çıplak cühel~sı onlara galibdir. Bu ellietler ile salaha meylde beynlerinde ittifak ve sebat olamıyor sabı.klarda bunları terbiyye ve ıslah, içlerinden eyülerine istimalet ve gayret verecek eda-yı sii.be' ile ekseri olagelmişdir... El-hii.let-i hazibi düşmanla rın halleri ma'lQm ehl-i İslam aleyhine ne gQne ittifak ve ittihad eylemişler ve re'ayamızı izlal edüp itaatten ru~gerdan eyleyerek ifsad eylemişlerdir ... » durumu gayet açık bir ifade ile ortaya ıkoymarotadır. Bkz. BOA, HH, Nr. !5636; Aynı Hatt-ı Hümayun'un sureti için bkz. Tarih-i Lütfi, I, 134-136. 40 Eşkinci Neferatı tahrir edilmeden önce II. Mahmut Yeniçeri OcagL'nın ileri gelenlerini taltif etmiş ve Ağa Hüseyin Paşa vasıtası ile Ocağın sözü geçenlerin! etkisiz hale getiıımiştir. Yeniçeri Ağası Celaleddin Ağa ile Eşk.inci tahr iri hakkında sık sık müzakerelerde ·bulunmuştur. Yukarıda bahsetti~iz meclis-i şurada asker, ulema ve devlet ileri gelenleri tarafından imzalanan «Hüccet-i Şer'iyye» gereğince asker ta'hririne başlanmıştır. II. Mahmut bu ·k onudaki Hatt-ı HümayOn'unda, yeni tahrir edilen askerlerin zihinlerinin şer'i şerif ile doldurularak, talim işinin bir yoluna koyulmasını istemektedir. Bkz. BOA, HH, Nr. 25631. Ayrıca yukarıda bahsetiğimiz hüccet ve Eşkinci Layiliası için •b kz. üss-i Zafer, s. 22-36; Tarih-i Cevdet, XII, 255-266. 41 II. Mahmut bu Tüfenkçilerin ·kullanacakları tüfenlder konusunda : «... kullanaca.kları tüfenkler ne cins olacak, usul ve furO'unu .k imden görüp meşk edecekler ... » demek suretiyle yeniıkurulan ordu konusunda tam bir hazırlık yapılmadığmı ortaya .koymaktadır. Bkz. BOA, HH, !5635. !. Hakkı Uzunçarşılı, Kapıkulu Ocaklar~, c. I, 536'da bu askerler için kunda:klı filinta, kundakiı kaval ve harbesiz ıtıüfenklerin verildiğini söylemektedir.
19
gömlek ve ellerinde tüfenk, bellerinde kılıç ile donatılmışlar ve Et Meydanı'nda dua ve sena ile talime başlamışlard.J.r2. Bu sıra da yeni neferatın esameleri de düzene konulmuştur. Bir süre sonra bu asker sayısına beş Orta daha ilave olunarak mevcut sekizbin beşyüze çıkartılmıştır. Fakat bu sıralarda Ocaklılar, Mehmed Daniş Bey'in ifadesiyle «hain-i din-i mübin olan Yeniçeri kefereleri»13 hoşnutsuzluklarından aralarında gizli gizli müzakereler yap42 U. Mahmud, talım konusundaki görüşünü şu şekilde belirtmektedir : «Benim vezirlm; fetva-yı şert!fe mucebince ittifak-ı ara ile karar verildi~ üzere Ocag--ı Amirem'den bir tarafdan Eşkinci Neferatı ta:hrir olunma:~da ise de bu neferAtın sOret-i ta 'ltm ve ta'allümleri ne vechile olacak. E~erçi neferat-ı mezkure münavebe tariıkiyle ta:hsis olunan malıallere gidip tüfenk ile .t a 'ilm edecekler ise de ·kullanacakları .t üfenk ne cins olacak ve usül u furQ'unu kimden görüp meşk edecekler. Elbette bu fenni biltir üstad ademler içlerinde bulunmak iktiza eder, zann ederim. O makule fenni bilür adem var mıdır, bu telifden murad mukteza-yı vakt-ı hAle göre işimize yarayacak vechile kesb-i maharet etmeleridir. Yohsa nişAn urmak ve usül u fuıil'unu bilmeyerek her biri körlerneden a:tacak iseler hiçbirşey demek olmaz. Kaldı ki, .bu kadar adem evvel emirde atup .tutmasını ve usül u furü'unu ö~renmedikçe .b arut ile çat pat tüfenk atmaları sakil bir şey olup, baya~ı Frenkler istihzA ederler. Ev;vel .b e-evvel bu neferatın kuru ta'lirn etmeleri lazım gelür. Bir de eyyam-ı sayfda Davutpaşa ve Ka~ıthane'ye münavebe ile gidüp ta'lim edecekler, elbette boş durmamaları için bir münasib ta'yin-i rna.halde kuru ta'ltm etmeleri iktlza eder zann ederim. Ve neferatın ta'lirne gidecekleri mahal nerede olacak ı.se ol mahalle lstanbul halkının seyr ü temlişa tart·kf.yle kesret üzere gidecekleri zMıirdir. Ma' haz& bunda nıazarrat vuku'u melhOzdur. Bunun men'ine ve vechile bakılmak ve kış derünunda kuru ta'lim etmeleri ne §ekl usüle ·konulmak iktiza edecek ise şimdiden düşünilirnek lazımeden olma~la ana göre Hüseyin Paşa ve sair iktizll. edenler ile gayet rnektümen müzakere edüp iktizasını taraf-ı hümayQnurna arz u ifAde cyleyesin, hak te'alll. mesalih-i devlet-i aliyyernizi teshilat-ı ıilhaniyyesine mUkavele eyleye amin». Bkz. BOA, HH, Nr. 25635. 43 Dani§ Bey Yeniçeriler hakkında, «hii.inan u kafiran», «şirzime-i bagiyan», «laşe-i ·küllii.b», «Yeztdan-ı hasıran» gibi oldukça ·g aliz ifadeleri sıkça kullanmaktadır. Esad Efendi'nin, ttss-i Zafer adlı eserinin yazma nüshası ile matbu metni arasında yaptı~ımız karşılaştırmada, ıbazı cümlelerine basım sırasında ilaveler ve çıkarmalar yapıldı~ını ve herhangi bir önemli degişik!!~ ve hele «sansü r»ün hiç söz konusu olmadı~ı görülmüştür. Dolayıstyla böyle ·b ir hususa işaret eden kayıtları (.bkz. Ludwig Forrer,) «Handschriften Osmaniseher H!.storiker in Istanbul», Der Islam, XXVI/3, Berlin 1942, 219) tahkiken yaptı~ımız incelemede bu anlamda bir sansürün asla söz konusu olmadı~ını tesbit etmi§ durumdayız . Bu ilave ve çıkal'maların müellifinin şahst tasarrufu oldu~ kanaatindeyiz. ttss-i Zafer'in tab'ı ile ilgili olarak Sadrazam telhisinde, Esad Efendi'nin
20
makta idiler. Gerçekte itaat eder gibi görünen Ocak, aslında içten içe isyan hazırlığı yaparak, isyan için uygun vakit kollamakta idi. Nihayet 8 Zilkade 1241 (14 Haziran 1826) çarşamba akşamı kışlalarında, yeni tahrir edilen tüfenkçilerin de katılmasıyla bütün isyan taraftarları bir araya gelmişlerdir. Perşembe gecesi saat üçe kadar aralarındaki meşveretten sonra, saat beş sularında ikiyüz-üçyüz kişilik bir isyancı, kışladan hareketle Süleymaniye'ye gelmişler, mutadları üzere Ağa Kapısı'nı basmışlar, Yeniçeri Ağası Celaleddin Ağa'yı bulamayınca oradan hareketle Bab-ı Ali'ye yönelmişler, bu sırada Asmaaltı'na gelinceye kadar kalabalığa hammalların'da karışmasıyla sayılan gittikçe artmıştır. Sadrazam konağını basan asiler, Sadrazaını bulamamışlar, bunun üzerine etrafı yağmalayarak ateşe vermişlerdir. Buradan hareket eden isyancılar Mısır Kapı Kethudası Necib Efendi'ninH hanesini yağma layarak, Cebehane'ye yönelmiş, oradakilerin de isyana katılmala rını sağlamışlardır. Bu sırada aralanndaki meşveretten sonra Tophane'ye ve Karadeniz Bağazı'ndaki yarnakların isyana katıl malan için adamlar gönderilmiştir. Topçubaşı'nın «Sizlere kazan değil pilav tenceresi bile vermeyiz» 4 5 ve Karadeniz yamaklarının <<bundan akdem gafil-ane tarafımızdan zuhf:ı.r eden habaset henüz meydandave cümlenin malumları iken böyle bir kerih hususa bizden ittifak ümidinde olmayasızıı 4 6 şeklindeki cevaplan ile «def» olunmuşlardır. Sadrazam bütün bu meydana gelen olaylan öğren dikten sonra beraberinde Şeyhülislam olduğu halde Yalı Köşkü'nde padişaha durumu arzetmiştir. II. Mahmud Topkapı Sarayı'na geleserin basımı sırasında .bizzat nezaret etmesinin hata ve yanlışlıkları engelleyeceg-l düşüncesiyle padl!jaha durumu izah etmiş ve padişah Esad Efendi'nin basım ~omisyonunda bulunmasını uygun görmüştür. Bu ·k onudaki Sadrazam'ın .telhisi ve padişahın Hatt-ı Hümayün'u için bkz. Tarih-i Lütfi, I, 207; ı. Hakkı Uzunçarşılı, Kapıkulu Ocaklan (2. baskı), I, Ankara 1984, 607-610. Vss-i Zafer'in ikinci baskısı 1243 tarihli birinci ·baskısının aynıdır. tkinci ıbaskı, Tavşantaşı Süleyman Efendi Maıtbaası 1293/1875. Mısır Kapı Kethudası Neclb Efendi, Alemdar Paşa zamanında Sekban tahrtr olunan talimli askerin h izmetinde bulundug-u, bu defa da Davud Ag-a'yı Eşkinci muallimlig-lne sev·k ettiği için Yeniçerllerin düşmanlığını kazanmıştır. Necib Efendi vaka sırasında Kanlıca'daki yalısında •bulunduğundan öldürülmekten kıl payı .kurtulmuştur . Tdrih-i Cevdet, XII, 154. 45 Neticetü'l-vekayi, v . 8a. 46 Aynı yer.
44
adıyla
21
Hüdavendigar Mutasarrıfı Ağa Hüseyin PaşaH ve Kütahya Mutasarrıfı İzzet Mehmed Paşa'ya4 8 haber göndererek, Sekban askeriyle Topkapı Sarayı'na gelmeleri istenmiştir. Şeyhül-islamlık' dan yapılan davete Dürrizade Abdullah Molla Efendi, Mekkizade Asım Molla Efendi, Yasincizade Abdülvehhab Efendi, Sıdkızade Mustafa Efendi, diğer taraftan ileri gelen ulema ile devlet ricali, bütün talebeler, suhtegan, Topçu, Arabacı, Humbaracı, Lağımcı yan, Kalyoncuyan, Tersaneli, Galata Başağası Pabuşcu Ahmed4 9 beşyüzden fazla askeri ve Hassa Hasekilenyle birlikte birçok asker Topkapı Sarayı'nda toplanmıştır. Müşavere meclisinde alınan kararla50, Peygamber sancağı padişah tarafından Hırka-i Şerif'den miş,
47 II. Mahmut, A~a Hüseyin Paşa'yı, Yeniçerilerin düşmanlıgmdan korumak için Yeniçeri A~alı~ı'ndan azille H . 1239/1823 tarihinde Bog"azın Rumeli tarafı muhafızlı~ına a;tamıştır. Bkz. J. H. Mordtmann, «Ag"a Hüseyin Paşa», lA , I, 147. 48 İ. Hakkı Uzunçarşılı, «Darendeli .Mehmed !zzet Paşa», Beııeten, XXVilll 110 (1964) , 235-247. 49 Pabuşcu Ahmed aslen Trabzon'ludur. Genç yaşta İstanbul'a gelmiş fakat mesle~l olan kunduracılı~ı bırakarak Yeniçerili~e geçmiştir . Cesareti ve do~rulu~u ile s ivrilen Pabuşçu daha sonra Kaptan Paşa bruıçavuşlug"una ardın dan da Galata Başa~ası olmuştur. Yeniçeri vakası sırasında n . MaJımut'a haber gönderen Pa·buşçu, yanındaki beşyüz Yeniçeri kalyoncusu ile saray meydanına geldi~i vakit büt ün devlet ricali korkuya kapılmıştır. Pabuşcu yanındaki arkadaşlarına «ben sizi buraya, zorbaların rezillerin sayısını ço~altma~a getirmedim yoldaşlar, size namus, harniyet ve şeref yolunu göstermek için getirdim. Hazreti P eygamberin mübarek bayra~ının altında toplanma~a ve padişahımıza yardım etme~e getirdim. Bugünden itibaren Yeniçeri denilen edepsizlik oca~ı kalkmış, defterleri yırtılmıştır. Peygamberin sanca~ı aıtında durup, padişaha yardım eden, milletin ırz ve namus sahibi olan takımı ile birlikte hareket eyleyenler kurtulacak, eşkiya ve edepsizlerin vücudu ·kaldırılacaktır. Şimdi bana verdi~i niz sada;kat yeminini Padi.şahımıza da vermenizi bekliyorum . .. » şeklinde .teşci etmesi II. MaJımut'u cesaretıendirml.ştl.r. Pabuşcu Ahmed da;ha sonra 1829'da Kaptan Paşa olmuş ve Pabuşcu Ahmet Paşa adıyla anılır olmuştur. Bkz. Sir Adolphus Sla:de (Müşavir Paşa), Türkiye Seyahatnamesi, Çev. Ali Rıza Seyfio~lu, Askeri Deniz Matbaası 1945, 160-167. 50 MUş avere meclisinde yapılan tartışmalara iki görüş hakim olmuş, bir grup sa;nca~ın çıka;rtılmasından yana ıtavır a.lomış, dig-er grup ise sanca~ın çıkar tılmasından sonraki durumun belirsizli~inden bahisle padişahm tereddüdüne neden olmuşlardır . Bu sırada .meclisde bulunan derslamdan Kürd Abdurrahman Efendi : <~bu din ü devletin devam u bekası murad-ı il8.ht ise o habisleri ururuz, mahv ederiz, deg"il ise biz de bu din ile bera;ber batup gideriz daha ne olmak ih-
22 çıkartılarak
Sultan Ahmed Cami'-i Şerifi minberine konmak üzere teslim edilmiştir. Sancak-ı Şerif minbere koyulduktan sonra şehrin her tarafına münAdiler çıkartılarak «Müslüman olup ehl-i ırz olan, silahlanup Sultan Ahmed'de vaki' At Meydanı' na Liva-ı Sa'adet-i Hazret-i Peygamberi tahtma buyurun>> şeklin de halk isyana karşı koymaya çağrılmıştır. Çağrı üzerine İstanbul ahalisi, önlerinde mahalle imamlan, tarikat-ı aliyye şeyhleri ve ihtiyarları olduğu halde At Meydanı'nda toplandılar. Devlet isyancı lara adamlar göndererek nasihat etmiş ise de51 isyancılarm «matlübumuz olan ba-defter ma'lümü'l-esami olan kirnesneleri devlet bize verirse güzel, vermezse devletin sancağı var ise bizim dahi Kazgan-ı Şerifimiz vardır» şeklindeki cevapları birkaç kez müzakere olunduktan sonra verilen fetva gereğince meydanda toplanan asker ve halk kitlesi52 tekbirler getirerek Şehza.debaşı'ndaki Yeniçeri kışlalanna doğru yöneldiklerinde~ 3 , Tophane'den birkaç top getirilmesi emr olunmuş, süvari yüzbaşısı Karacehennem Uzun İb rahim'inMçektiği toplar kışialar önüne getirilerek, asilere bir müddet nasihat edilmiş ise de Yeniçeriler kışla kapısını kapatarak teslim olmamışlardır. Bütün nasihatlarm fayda etmeyeceği anlaşıldı ğı vakit bir top güllesiGGile kışla kapısı kırılarak içeriye yağlı paŞeyhülislama
. ------·---timali kaldı» diyerek tereddUdleri ortadan ·kaldırmış, II. Mamnut'un Yeniçerilere kuvvet kullanması yolunda karar almasına neden olmuştur. Bkz. Tarih-i Oevdet, XII, 158. 51 Bu nasihat için .Aıhı&kalı A.rhmed Efen<ii gönderilm.lıştir. Bkz. t!ss-i Zafer, 82; Td.rih•i Oevdet, XII, 161. 52 Vak'a sırasında Sulta.nahmed Meydanı'nda toplanan halka ve sair yerlere memur olanlara 93760 adet n!n-ı aziz dag-ı.tı.I.nuş ve ·b eheri Ikişer paradan 4688 kuruş ödenmiştir. H . 25 Şaban 1242/24 Mart 1827 tarihli belge için bkz. BOA, Oevdet Dahiıiye, Nr. 5065. Dag-ı:tılan ekmek sayısından olay günü Sultan Ahmed meydanmda toplanan halkın sayısı ·ha;kkında bir fikir sahibi olabiliriz. 53 Bu sırada asker iki kola ayrılarak, Ag-a Hüseyin Paışa. Topçu askeriyle Divan Yolu'ndan ve !zzet Mehmed Pruıa Humbaracı, Kalyoncu askeriyle Saraçhane tarafından asiler üzerine yür.ümtlışlerdir. Tarih-i Oevdet, xn, 1&2. Esad Efendi t!ss-i Zaferi'nde (s. 84) Hüseyin ve Mehmed Paşaların her ikisinin de Divan Yolu'ndan gittig-ini söylemektedir. 54 Kara.<:ehennem İbra:hJ..m'in tam isminin Karacehennem Uzun :tbrahim oldug-u Mehmed Danl.ş Bey'in eserinden anlaşılmaktadır. 55 Bu sırada kııjla kapısı önünde duran topları Yeniçeriler ele geçirmeye çalışmışlar ise de ıbaşarılı olamamışlar ve tekrar kışlaya kaıpanmııJlardır. Bkz. t!ss-i Zafer, 85; Tarih-i Oevdet, XII, 163.
23 çavralar atılarak kışla ateşe verilmiştir. Bu sırada firar eden Yeniçerilerin birçoğu yakalanarak idam edilmişlerdir. Uzun yıllardan beri devlete hiçbir faydası olmayan bu asker güruhunun vakadan önceki yıllarda III. Selim'in meydana getirdiği Nizam-ı Cedid'i nasıl ortadan kaldırdıkları ve sebep oldukları kötülüklerin hangi reddelere vardığını anlatan Mehmed Daniş Bey, Ocağın ortadan kaldırılması hususunda : <COcaklarının külliyyen ref'ine ve ru-yı arzdan Yeniçerilik namının eseri bile kalmayup, cenab-ı halık-i heftasman levh-i mahfuzundan dahi gerek Ocağın ve gerek Yeniçerilik narnın hakketdüğüne iştibah yoktur» 06 demektedir. Yine bu sı rada idam edilen Yeniçeri Usta ve Başkarakullukçuları'nın bazıla rının sünnetsiz ve bazılarının Orta nişanlarından başka göğüsle rinde haç nakşedilmiş olduğu görülmüş, hatta elliikinci ortanın Ustası Sadrazarnın huzurunda <CMOskovluyum» dediğinde bıçakla parça parça edilmiştir. Daha önce H. 1223/ 1808 Ramazam Leyle-i Kadri'nde Alemdar Mustafa Paşa zamanında tertib olunan sekban askerini yirmi-yirmibeşini bir ipe dizerek At Meydanı'nda katı eden. Tulumbacılar aynı akıbete uğratılmışlardır. Vaka sırasında Sultan Ahmed Cami'i'ne götürülen Sancak-ı Şerif ı 7 Haziran 1826 cumartesi günü saat 8'de tekrar Babü's-sa'ade'ye konulmuştur. Bütün devlet ricalinin ikameti için Bab-ı Hümayun ile Orta Kapı arasındaki meydana çadırlar kurularak, devlet işleri buradan idare olunmaya başlanmıştır:;• . isyanda medhalleri görülen otuzbine yakın ekrad u etrak, hamal, rençber, sebzevancı, kayıkçı ve ne kadar serseri var ise çeşitli vilayetıere nefy olunmuş 58 , yararlılıkNeticetü'l-vekayi(, v. lOb. 57 Sanca-k-ı Şerif tekrar yerine konulunca:ya kadar, ihtiyati bir .tedbir olarak devlet işleri ikibuçuk ay kadar saray meydanındaki çadırlardan idare edil-
56
miştir.
58 Çeşitli vila:yetlere gönderilen bu şahısların daha sonraları geriye dönrnek istedilderi fa:kat buna kesinlikle izin verilmedig"i anlaşılmaktadır. Bkz. BOA, Cevdet Dahiliye, Nr. 11,21,6. Yine Erzurum'a nefy olunmuş olan iki şah sın tezkere alarak deniz yoluyla İstanbul'a geldikleri, yapılan kontroller sıra sında anla-şılmış ve bunların vaka sırasında nefy edildikleri or.taya çıkmıştır. Bunların tekrar Erzurum'a gönderilmesi hakkında bkz. BOA, Cevdet Dahiliye, Nr. 608. Yine başka bir vesikada, vilayetlerine tard edilen hamal, manav, ekrad u etrakın yoklama usulüne uyulrrıadıg"ından tekrar ortaya çıktıkları, bunlann tekra r vilayetlerine .g önderilerek asayişin temin edilmesi ha·k·kında bkz. BOA, Mühimme Defteri, Nr. 242, s. 143/470.
24
lan görüleniere de çeşitli ilisanlarda bulunulmuştur. İsyanın, idam, sürgün suretiyle bastırumasının ardından Ocağın kililiyen lağv edUdiğine dair Anadolu ve Rumeli'nin üçer kollanna emirler gönderilmiştir~9. Yeniçeri Ocağı'nın lağvından sonra onbeş gün içerisinde onbinden fazla tertipli asker yazılarak, Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye namıyla yeni talimli bir ordu vücuda getirilmiş tir. İstanbul halkı vakadan sonra beş gün süre ile geceleri evlerinin önünü aydınlatarak silahlı olarak nöbet beklemiştir. Anadolu tarafında Üsküdar ve civannı İzzet Mehmed Paşa, Rumeli tarafını ise Ağa Hüseyin Paşa eşkiyadan temizlemiştir. isyanda medhalleri görülen Nahılcı Mustafa, Mumcular Kethudası, Ahmed Ağa, Yusuf Agah Efendi Mühürdan Küçükzade Salih Efendi, Bektaşi şeyhlerinden Kancı Salih Efendi idamla cezalandırıl mıştır.
İstanbul'da bulunan Bektaşiler, Yeniçeri Ocağı ile olan iliş kileri ve halkı batıl yollara sevkettikleri gerekçesi ile tekkeleri yı kılarak uzak mahallere nefy edilmişlerdiı-G • Yine bu sırada Bek0
59 Yeniçeri Ocağı'nın geleceği ·k onusunda, 17 Haziran 1826 Cumartesi gıünü toplanan meclisde, Ocağın kadim olması nedeniyle, bütün bunlara rağmen tekrar ihyası yönünde .beliren genel hava ii2erine, Reisülküttab Şeyda Efendi yaptıgı konuşmada, Yeniçerilerin şimdiye kadar sayısız kötülükler yaptıkları, defalarca nasihat edildiği halde yola gelmediklerini söyledikten sonra, kendilerine yapılan bu son müdaheleyi unutmayaca:klarını, verdikleri sözleri nasıl tutmadıklan, daha yeni imzaladıkları hüccetin mürek·kebi ıbile kurumadan nasıl isyan ettiklerini belirterek Yeniçerilere güvenilemeyeceğini, bu fırsatın bir daha ele geçmeyeceğini ifade ile meclisde bulunanların reylerini, Ocaguı kaldırı1ması yönüne tahvil etmiştir. En kritik andaki tereddüd hAlini aksettiren ·b u kayıd Yeniçeri Ocağı'nın kadimliğine riayetten ziyade, onlardan duydukları .k orkunun bir ifadesi olsa gerektir. Yeniçeri Ocağı'nın lagv edildiğine dair olan emr-i alinin görebildiğimiz suretleri arasında bazı kelime farklılıklan vardır. İ. Hakkı Uzunçarşılı, Kapıkulu Ocakları adlı eserinde (c. I, s. 666-672), Tarih-i Cevdet ile üss-i Zafer'de eksik olan kısımları Başvekalet arşivinde (Cevdet Askeri, Nr. 25109) .bulduğu emr-i ali sureti ile takviıye etmiştir ki, Mehmed Daniş Bey'in verdiği süret diğerlerinin verdiği sfıretlere göre Uzunçarşılı'nın verdiği surete daha yakındır. Bu emrin sOretleri için bkz. Oss-i Zafer, 111-117; Tarih-i Cevdet, XII, 267-27-1; TariM Lütfi, I, 357-361. 60 Bektaşiler, Alemdar Mustafa Paşa olayındaki medhalleri ve hal·k arasın, da rafiziliğin yaygınlaşmasında rol oymadıklan gerekçesi ile BAbü's-sa'ade Cami'i'nde toplanan meşveretin karanyla ki, bu meşverete katılanlar arasında Beşiktaş'da Yahya Efendi Türbedarı Nakşibendiyye'den Hatız Efendi, Eyüb'de
25 taşilik töhmeti ile birçok devlet ricali İstanbul dışına çıkartıldığı gibi fırsattan istifade ile devlete açıktan tavır takınan sarraf taifesinden Şabçı Yahudi de idamla cezalandırılmıştır • Daha önce İstanbul'un her tarafında açılmış olan kahvehaneler birer dedikodu merkezi durumuna gelmiş, zaman içerisinde kontrol altına alınmaya çalışılmış ise de, birçoğu Yeniçeriler tarafından korunctuğundan müdahale şansı, ancak Ocak söndürüldükten sonra mümkün olabilmiştir. Hehmed Daniş Bey İstanbul dahilinde onbinden fazla kahvehanenin yıkıldığı, bunların sahiplerinin bir kısmının fakir olmaları nedeniyle, verilen yeni nizarn çerçevesinde yeniden küşad edildiklerini ifade etmektedir. Ba:v.ezıd Cami'i, Fatih Cami'i ve Valide Cami'i avluları ve duvarları çevresinde bulunan salaşlar, Yeniçerilerin şerrinden korkulduğu için ancak vakadan sonra yıkılabilmiştir. Elinde esamesi bulunan Sipah, Silahdar ve Bölükat-ı Erba'a neferatma bizzat isbat-ı vücüd etmeleri şartıyla ulüfe dağıtılarak vilayetlerine gönderilmişlerdir. Vakadan sonra Saray meydanında kurulan çadırlarda devlet işlerini 61
Kaşgari Tekkesi Şeyhi Balmumeu Mustafa Efendi, Galata Mevlevihii.nesi Şeyhi Kudretullah Efendi, Beşiktaş Mevlev~hanesi Şeyhl Abdülkadir Efendi, Koca Mustafapaşa'da Sünbüliyye Şeyhi, Merkez Efendi Şeyhi Ahmed Efendi gibi şeyhler tarafından, kadim tekkeleri bakt kalmak üzere İstanbul'da bulunan dokuz adet tekkelerinin yıkılınası ·kararı alınmıştır. Bu tekkeler, İstanbul haricinde Karaa~aç, Eyüb'de Karya~dı, Südlüce'de Bademli Zaviyesi, Yedikule'de Mumcular Kethudası'nın bina ettirdi~i tekke, Nerduban Karyesi, Çamhca, Öküz Limanı, Üsküdar'da Kancı'nın Tekkesi ve Rumeli Hisarı'nda Şehidlik Tekkesi'dir. Rumeli ve Anadolu'da bulunan Bekıtaşi tekkelerinin ahva.Iini kontrol için de Cebecibaşı Ali A~a. Çer.keşli Mehmed Efendi, sabık Mirahur-ı Evvel Ali Bey ve Pirlepeli Ahmed Bey tayin edilmişlerdir. Bkz. Oss-i Zafer, 212-213. Rumeli tarafına tayin olunan Ali Bey'in Rumeli'de Dimetoka ve civarında yaptı~ı tahkikat neticesinde dört aded defter hazırladı~ anlaşılmaktadır. Bkz. BOA, Maliyeden Müdevver (MAD), Nr. 9766. Ayrıca bu defter nevinden olmak üzere bkz. BOA, MAD, Nr. 9771. Yine bu sırada ulemadan sabık Bursa Kadısı Murad Efendizade Mehmed Arif Efendi Güzelhi.s ar'a, sabı·k Medine Kadısı Abdülkadir Efendi Manisa'ya (bkz. Cevdet Adliye, Nr. 2002). sabık Vak'a-nüvis Şani-zade Ataullah Efendi Aydın Tire'ye (Cevdet Paşa, Tarih, XII, 183'de Menemen demektedir) Bektaşilik .töhmetiyle nefy olunmuşlardır.
61 Şabçı Yahudi'nin idamından sonra bütün maliarına devletçe el kondaha önce Rumlar'dan satın aldığı sahilhane~in mülkname işleminden anlaşılma·ktadır. Bkz. BOA, MAD, Nr. 9766, s. 420. duğu
26 gören devlet ricali yaklaşık ikibuçuk ay 62 sonra saray terk etmiş ve hayat normale dönmüştüraa .
meydanını
62 Tarih-i Enderun (s. 383-384) bu sürenin 79 gün olduğunu söylüyorsa da, Meh:med Daniş Bey ·b u sürenin 80 gün olduğunu söylemektedir (v. 27b). 63 Bütün vilayet ve kazalardan gelen mahzar ve Hamlardan anla.şıldıg-ı na göre halk, Ocag-ın kaldırılmasını memnuniyetle karşılamıştır. Ocag-ın kaldı rıldıg-ına dair emre uyulacag-ını gösteren deg-işik bölgelerden gelen ilS:mlar için bkz. BOA, HH, Nr. 2811-A; HH, 21811-T; Cevdet Dahiliye, Nr. 2589; 4709; 6412. Ocak kaldırıldıktan bir s üre sonra, Ocag-ı tekrar diriltmek isteyenler olmuş ise de, zamanında alınan tedbirlerle olayların büyümesi engellenmiştir . Bkz. t. Hakkı Uzunçarşılı, Kapıkulu Ocakları, I , 576-595. Dig-er taraf'tan gözd en kaı:an önemli bir vesikada Evail-i Ra. 1247/10-20 Ağustos 1831 tarihinde Bagdal'da hala Yeniçerilik namının devanı ettig"i anla§ılmaktadır (bunda Mehmed Ali Pa§a'nın rolü olsa gerektir). Bkz. Cevdet Dahüiye, Nr. 3056.
m - SEFARET-NAME-t ŞAHI ı. II. Mahmud'un İlk Gezileri Osmanlı imparatorluğu'nun kuruluşundan
itibaren padişah sefer maksadı ile payitaht dışına çıktıkları ve savaşlara komuta ettikleri bilinen bir gerçektir. Fakat zaman geçtikçe, padişahlar harp içinde dahi istanbul dışına çıkmamaya başlamış lardır. En son XVII. asır sonlarına doğru II. Mustafa'nın ordunun başına geçerek sefere çıkmış olduğu ise bilinmektedir6 4 • II. Mustafa'dan sonra III. Ahmet, I. Mahmud ve III. Mustafa İstanbul dışına çıkmıştır. Bildiğimiz kadarıyla III. Mustafa'dan sonra II. Mahmud devrine gelinceye kadar hiçbir Osmanlı padişahı istanbul dışına çıkmamıştır. Bir ara III. Selim'in cülusu akabinde sefere çıkmayı ciddi olarak düşündüğü, ancak bunun tahakkuk etmediği de bilinmektedir65 • Bu arada geçen süre zarfında, İmparatorluğun geniş sınır ları içerisinde yaşayan halk ile payitahttaki yöneticiler arasında ki ilişki genelde yalnızca sınırlı yazışmalar ve resmi muamelat arasına sıkışıp kalmıştır. Bu açıdan yönetim merkezi olan istanbul'da halk taşradakilere göre biraz daha şanslı durumdaydı. Zira, padişahlar zaman zaman şehir içerisinde gezintiler yapar, tebdil gezer, ava çıkar'' 6 ve «Cuma Selamlığı» u 7 için şehrin muhtelif caların
64
Osmanlı Padi§ahlarınm İstanbul dışına çıkışları
ile ilgili olarak çe§i·t-
li ı~roniklerden istihracen derli toplu bilgi için bkz. Ahmed BMi, Riyaz-ı Bel-
de-·i Edirne Bayezid Devlet Kütüphanesi, c. I, Nr. 10391. 65 BOA, HH, Nr. 9335 III. Selim'in bu arzusuyla ilgili «Beyaz üzerine» Hatt-ı Hümayunu. Ayrıca bkz. Enver Ziya Karaı, III. Selim'in Hatt-ı Rümil"fı.nları -Ni.zam-ı Cedid-, Ankara 1988, 151. 66 Bu konuda zengin örneklemeler için bkz. III. Selim'in Sırka,tibi Ahmed Efendi tarafından tutulan Ruzname, Haz. Sema Arıkan, Ankara, 1993.
28 milerine giderlerdi. Bu da halkın şikayetlerini bizzat tebilmeleri için iyi bir fırsat teşkil ederdi''8 • Olaylı
bir
padişaha
ile-
şekilde Osmanlı tahtına
oturan II. Mahmud, üstelik daha saltanatının ilk yıllarında kendisini, III. Selim devrinden beri devam etmekte olan, bir Osmanlı-Rus savaşı içerisinde bulmuştur. Savaşın bütün hızı ile devam ettiği 1810 yılı başların da Rus ordularının önce İsmail, ardından İbrail, Silistre, Rusçuk ve Yerköy'ü kalelerini ele geçirerek, Osmanlı Devleti'ne kendi çı karları doğrultusunda olan bir barış anlaşması teklif etmeleri, bunun reddi üzerine de Rus Feld Mareşalı Kaminski'nin <<Asitane'ye gelüp orada akd-ı sulh ederim»'"' şeklindeki hakaret dolu tahriratının 20 Ca. 1225/ 23 Haziran 1810 tarihinde İstanbul'a ulaş ması üzerine, II. Mahmud tehlikenin ne kadar büyük olduğunu devlet adamlarına, halka izah etmek ve gerekli tedbirlerin alın ması için 21 Ca. 1225/ 24 Haziran 1810'da Fatih Camii'nde derhal << rneşveret»in toplanmasını emretmiştir. Toplanan meşverette ilk olarak Serdar-ı Ekrem Yusuf Paşa'nın ardından Kaminski'nin mektubunun tercemesinin Reisülküttab tarafından okunınası üzerine, meclisde bulunanları büyük bir sessizlik ve üzüntü kaplamış tır. Tam bu sırada II. Mahmud'un nümayişkarane bir tavırla ecdad-ı azamları gibi gaza niyeti ile bizzat sefere çıkacağı ve Edirne'ye gideceğine dair olan Hatt-ı Hümayün'u kıraat ettirmesiyle meclisde bulunanlar, din ü devlet uğrunda çalışmaya azmetmiş lerdir. Meşveretten sonra selatin camilerindeki ders hocaları, müderrisler, mollalar ve üçdört bin kadar talebe, asker yazılmış, gücü yeten bütün herkes sefer hazırlıklarına başlamıştır • Yine bu sı rada Davutpaşa ve Edirne saraylarının tamiri için memurlar ta70
67
Mehmet İpşirli, «Osmanlılarda Cuma Selamlığı», Prof. Dr. Bekir Kü-
tükoğlu'na Armağan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Ara.ştır
ma Merkezi, !stanbul 1991, s. 459-4 71. 68
Gerlach'ın Rfıznamesi'nde İstanbul» , Tarih (29 Mayıs-ı Haziran 1988), Bildi.rüer, İstanbul
Kemal Beydilli, «Stephan
Huyunca istanbul Semineri
1988, s. 89-90. 69
Şantzade
Ataullah, Tarih-i
Şanizade,
I, 365.
70 Bu konularda daha geniş bilgi için bkz. Oeride, Süleymaniye Kütüphanesi, Zühdi Bey, Nr. 453, v . 13b. Bu eser Kemal Beydilli tarafından yayına hazırlanmaktadır. Cabi ömer Efendi, Odbi Tarihi, Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, Nr. 2152, v. 443a. Mehmet Ali Beyhan tarafından Doktora tezi
29 yin edilmiş'ı, Padişahın Edirne'ye hareket tarihi 3 Receb 1225/ 4 Ağustos 1810 olarak kararlaştırılarak kubbe önüne tuğ dikilmiştir. Ancak Osmanlı ordusunun arka arkaya aldığı mağlubi yetler, toplanan askerlerin dağıtılınasına ve II. Mahmud'un bizzat sefere çıkma isteğinden vazgeçmesine sebep olmuştur72 • Bu sırada Sadrazam Yusuf Ziya Paşa orduyu Edirne'ye getirmiş ve bütün bu hazırlıklar son bulmuştur"' . Aradan uzun bir müddet geçtikten sonra II. Mahmud'un Evail-i Rebiülahir 1243/ Ekim 1827'de Rumeli tarafına «bizzat azimet» ı.ı ve Edirne'ye gitmek istediğini görmekteyiz. Bu maksatıa Edirne'de bulunan Saray-ı Hümayün'un inşa ve tamiri gerektiğinden, Dergah-ı Mualla Kapıcıbaşıları'ndan İzmiri Katibzade Ahmed Bey bina emini tayin olunarak, kendisinden keşif defterinF ~ hazırlayarak Dersaadet'e göndermesi istenmiştir ıı. 7
II. Mahmud Edirne'ye ikinci defa gitme kararını 1821'de baş layan Yunan İsyanı'nın, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın oğlu olarak hazırlanmıştır; Tarih-i Cevdet, IX, 180-184; Ayrıca II. Mahmut'un sefere çıkaca~ına dair ferman sOreti için bkz. T4rih-i .Ş4niz4de, I , 364-370; Tarih-i Cevdet, IX, :S00-302. Bu fermanın birer sureti de alenen okunmak üzere, İstanbul civarında bulunan camilerle, mescidlere gönderilmiş ve meşverette alı nan kararlar ülkenin her tarafına duyurulmuştur. Bkz. Ş4niz4de, s. 369. 71 II. Mahmut, Edirne Sarayı'nın tamiri için ,görevlendirilen Esbak Şeh remini Hafız Ali, Esbak Arpa Emini İsmail Kılımilt, Esbak Haremeyn MuM.sebecisi Mehmed ve Dergah-ı ali Kapıcı·ba:şılan'ndan Edirne Ay!n'ı Ahmed'e h!tf.ıben gönderdi~! hUkümde, beraberinde ulema, rical ve Ocaklı ile çend rQz zc.rfında Davutpruıa sahrasına, oradan da Edirne'ye hareketinin mukarrer ve :nuhak.kak oldu~ndan sarayın tamirinin bir an evvel bitirilmesini istemiştir. Bu konu ile ilgili olarak daha geniş bilgi için bkz. BOA, Mühimme Defteri ( MD) 229, 191/ 333; 317/378; BOA, Cevdet Saray, Nr. 2531; 5002; T4rih-i Şa n.iz(J,de, I, 369. 72
Ceride, v. 13b.
Sarayın tamiri ile ilgili BOA, Cevdet Saray, Nr. 4629 numaralı arizadan: «z!t-ı v!la-yı ·bl-himmet!larının mukaddemlerde Edirne'de ikametleri cihetiyle» şeklindeki ibareden Sadrazam'ın bu sırada Edirne'de oldu~nu teyid edebilmekteylz.
73
74
BOA, MD, 242, 326/ 1033.
75
Keşif
şifnamesi»,
76
Defteri için bkz. Necdet
Sakao~ıu,
Tarih ve Toplum, XIII/78, 346-349.
BOA, MD, 242, 326/1033.
«Edirne
Sarayı
ve Tamir Ke-
30 İbrahim Paşa tarafından
1827'de bastırılmasının ardından, 4 Nisan 1827 tarihinde Rusya ile İngiltere'nin Sen-Petersburg protokolünü yapmaları, 6 Temmuz 1827 tarihinde Fransa'nın da katıl ması ile Londra Muahedesi'ni imzalamalarından sonra Yunanistan Devleti'nin kurulmasını kararlaştırıp bunu Osmanlı Devleti'ne zorla kabul ettirme istekleri ve Navarin faciasına (20 Ekim 1827) yolaçmaları aşamasında alınmıştır. Nitekim Padişah'ın Edirne'ye gitmek isteme kararına değinen ilgili vesikada, «Devlet-i Aliyyem'le düvel-i ecnebiyye beyninde cereyfm eden mu'amelat-ı haliyyeden naşi» 77 denmiş olması da herhalde buna bir işarettir. Gelişen olaylar karşısında, Padişahın 1810'daki seyahat niyetinde olduğu gibi nümayişkarane bir tavır takınmak istediği anlaşılmak tadır.
II. Mahmud'un Rumeli tarafına seyahat etme kararından bir müddet sonra başlayan Osmanlı-Rus Savaşı, onun yapmayı planladığı geziyi bir süre ertelemesine ve seyahat yönünü değiştirme sine sebep olmuştur. Savaş başladıktan sonra en son Vak'a-i Hayriyye'de (15 Haziran 1826) çıkartılan Sancak-ı Şerif, padişah tarafından ikinci defa çıkartılarak 5 Ra. 1244/15 Eylül 1828 tarihinde Rami Kışıası'na götürülmüştür. Sancakla beraber Rami Kışıası'na yerleşen II. Mahmud 3 Z. 1245/ 26 Mayıs 1830 tarihine kadar 619 gün süreyle Rami Kışıası'nı mekan tutup, Saraya ancak İstanbul'a indikçe uğramıştır ~ . 7
II. Mahmud Rami'ye çıktıktan sonra kısa aralıklarla birbirini takip edecek gezilerinin ilkinF!I 16 C. 1244/ 24 Aralık 1828'de beraberindeki sekiz on kadar Ağa ile ve avianmak maksadıyla Küçükçekmece'ye ~0 , ikincisini 21 C. 1244/ 29 Aralık 1828'de yirmi atlı ve yüz kadar piyade ile hem avianmak ve hemde tebe'asının ah77 BOA, MD, 242, 326/1033. 78 Abdulhak Molla, Tarih-i Livd, İ. Ü. Ktb. TY, Nr. 1609; 2620; 1266. Tarih-i Livti'nın yukarıda verdiğimiz üç nüshasından, biz 1609 numaralı müellif nüshasını esa·s aldık Diğer nüshalardan 2620 numaralı nüsha eksikHkler ve yanlışhklarla doludur. 1266 numaralı nüsha ise tamamen müsvedde halindedir. 79 Abdülkadir Özcan, «Il. Mahmud'un Memleket Gezileri» adlı makalesinde (s. 3·62), Il. Mahmud'un ilk gezisinin 28 Ocak 1830'da Tekirdağ ve Çekmeeelere olduğunu söylemektedir. Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu'na Armağan, İ. ü. Edebiyat Fakültesi, İstanbul 1991, s . 361-381. 80 Abdulhak Molla, aynı eser, v. 25a.
31
valini teftiş için Büyükçekmece'ye yapmıştır<; •. Büyükçekmece'de bir gece kaldıktan sonra ikinci günü akşam saat 12'de İstanbul'a dönmüştür~ 2 •
II. Mahmud üçüncü gezisini yine karayoluyla Küçükçekmece, Ayayorgi, Hadımköy, Garaldin Çiftliği~~ güzergahını takip ederek 19 Receb 1244/ 25 Ocak 1829~.. tarihinde Büyükçekmece'ye yapmış tır. Bir süre avlanıp gezdikten sonra halka çeşitli ihsanlarda bulunarak 5 gün sonra İstanbul'a dönmüştür 8 t>. II. Mahmud'un dördüncü gezisi avianmak bahanesi arkasın da, yine harb ve «bu zemin ü zeman» içinde halkın durumunu görmek amacını taşımaktaydı • 3 Şaban 1244/ 8 Şubat 1829'da87 , maiyyetinde Abdulhak Efendi, Musahib Abdi Bey, Said Efendi, Silahdar Ağa, Bostancıbaşı, avcılıkla meşhur ağalar ve mabeynciler olduğu halde vapur~ ile Büyükçekmece, Silivri ve Tekirdağ'a yap86
8
81 82
Aynı
eser, v. 25b.
Bu münasebetle Abdulhak Molla, III. Ahmed'den II. Mahmud devrine gelinceye kadar hiÇbir Osmanlı Padişahı'nın İstanbul dışında gecelemedi~ini söylemektedir. Bkz. aynı eser, v. 25b. 83 Bu çiftlik daha önce Abdulhak Molla'nın damadı SB.<hk Molla, aynı eser, v. 31b. 84 Tlirih-i Livli'nın, müellifi A!bdulha•k •Molla tarafından tebytz edildi~ sıralarda .bazı tarihlerde 14-l5 •g ün kadar yanlışlık yapıldı~ kanaatinde olmamıza ra~men, şu anda bu yanlrşlı~ı tam olarak tevsi.k edemedi~imizden ve geziye müellifinin bizzat katılmış olmasından ötürü TArih-i LivA'<iaJki kayıtları esas aldık. 85 Tlirih-i Liva, v. 31a-3lb. 86 Hafız Hızır İlyas , Tlirih-i Enderıln, s. 452. 87 II. Mahmud'·un Tekirda~ gezisinin tarihi ·k onusunda daha önce belirtti~imiz sebepten dolayı, Tlirih-i Enderıln'un vermiş oldu~ 19 Receb. 1244 tarihini de~il de Tarih-i Livli'nın ver.m~ oldu~ 3 Şaban 1244 tarihini esas aldık . ZirA, Tlirih-i Lütfi'de (c. II, s. 61-62), TArih-i LivA'yı teyid etmektedir. Abdülkadir özcan adı geçen makalesinde (s. 362), Tekirda~ gezisinin tarihini 3 Şaban 1245/28 Ocak 1830 olarak vermektedir ki, .bu bilgi tashihe muhtaçtır. Zira, kaynak olarak gösterilen Lütfi Tarihi'ne bakıldı~da tarihin 3 Şaban 1245 de~ll. 3 Şaıban 1244 oldu~ görülecektir. 88 Osmanlı Devleti'ne buharlı gemi satılması konusunda İngiltereli tüccar Bulak tarafından teşebbüsde bulundu~nu H. 124'1 tarihli belgeden anlıyo ruz. Arşiv idaresi tarafından tahmini tarihierne yapılmış olan .bu belgede, Padişah .g eminin alımı konusunda şunları söylemektedir: «Kapudan Paşa'nın işbu tezkeresi ve Serasker-i müşar.ün-ileyhin tezkeresiyle :bAzer-gAn-ı mersOmun takriri manzOr-ı hümAyOnum olmuştur. Ser-asker-i mii:ŞArün-ileyhin iş'Arı vechile
32 mıştır-!•. İlk
önce Büyükçekmece'ye giden Padişah bir süre aviansonra vapurla Silivri'ye geçmiştir. Silivri'de Pir Mehmed Paşa Camii ve türbesini ziyaretle fakirlerine çeşitli ilisanlarda bulunduktan sonra Sefer Şah Ağa adında birisinin hanesinde geceleyen Padişah, ertesi günü vapur ile hareket ederek Tekirdağı'na varmış ve Tekirdağ eşrafından İbrahim Ağa'nın konağına yerleş miştir. Geziden Tekirdağ halkı son derece mahzüz ve memnun olmuştur90. Tekirdağ'da bir gece kalınmış, seyahatin dördüncü günü vapur ile soğuk ve fırtınalı bir havada dönüş için hareket eden II. Mahmud, yolda fırtınaya tutulmuştur. Akşam üzeri Silivri kıyı larına yanaşmak mümkün olamadığından, kıyıya bir saat mesafede denize demir atılmış, bu sırada vapurun arkasında bulunan kayıkçılar fırtınanın etkisi ile bağrışmaya başlayınca hepsi vapura alınmış ve gece fırtınanın şiddetinden bir iki kayık batmıştır • Sabah Silivri'ye gidilmiş, bu sırada İstanbul'dan istenen Serasker MuzıkasıP~ kasabaya dahil olduğundan akşam nevbetinde halka dıktan
91
yine geriye iade olunmak üzere Kapdan Paşa'nın kendilig-tnden olarak sefine-i mez.kuru celb eylemesinde mahzür-ı ahar olmadı~ı halde ol-vechile celb ettirilmek üzere kapudan-ı müşiirün-ileyhe iış'ar oluna». Bkz. BOA, HH, Nr. 28018. Yıı.zışmalardan sonra, 21 Za. 1243/4 Haziran 1828'de yukarıda bahsedilen «Swift» (Türkçe sürat manasma gelir) adlı gemi içindeki eşyalan ile birlikte 320.000 kuruşa satın alınarak Tersane'ye teslim edilmiştir. Bkz. BOA, Maliyeden Miide'V1)er Defterler, Nr. 8886, s. 368-370. T4rih-i Lütfi, I , s. 277. Yeni satın alınan bu geminin ihtiyacı olan maden kömürünün Silivri, Bü.y ükçekmece ve Küçükçekmece'den çıkartılarak Tersane'ye nakli konusunda Ekim 1828 tarihli hüküm için bkz. BOA, MD, 248, 149/603. Satın alınan ilk buharlı gemiden bir yıl sonra yine Bulak aracılı~ ile 2, Za. 1244/1 Temmuz 1829'da İngiltere' den ikinci buharlı •gemi satın alınmıştır. Bkz. TdriJı.-i Liv4, v. 30b-31a. Ayrıca bu konuda ·bkz. Ali thsan Gencer, Bahriye'de Yapılan Islahat Hareketleri ve Bahriye Nezareti'nin Kuruluşu ( 1189-1861), İstanbul 1985, s. 109. 89 Bu gezinin güzergahını, geztye bizzat katılan Abdulhak Molla'nın, Tarih-i Liva'da anlattı~ı şekilde aldık. Bu gezi hakkında daha geniş bilgi için bkz. Tarih-i Liva, v. 34a-36b; Tarih-i Enderıln, s. 452-453; T4rih-i Lütfi, II, 61-62. 90 Hal·kın memnuniyeti hususunda A-bdulhak .Molla; «sabaha kadar kimsenin gözüne uyku girmeyüp 'id-ı ekber ettiler» demektedir. Bkz. T4rih-i Liva, V. 35b. 91 Aynı hadise için bkz. Ahmed Lütfi Efendi, Tarih, İstanbul 1291, U, 61-62. Lütfi Efendi aynı geziyi ve hadiseyi fal'klı olayları naklederek anlatmaktadır.
92 miştir.
II. Mahmud tarafından kurdurulan muzıka takımı kısa sürede geliş Bu konuda Sir Adolph us Slade: « ...Türk askert bandosu, Karadeniz bo-
33 Silivri'de bir gece kalındıktan sonra vapurla ve muzıkanın çalındığı parçalar eşliğinde seyahatın altıncı günü Rami'ye varılmıştır. Osmanlı-Rus Savaşı 14 Eylül 1829'da Edirne Muahedesi ile son bulmuş olmasına rağmen, II. Mahmud Rami Kışıası'nda kalmaya devam etmiştir. Yine bu sırada hem avianmak ve hem de dinlenmek maksadıyla 21 B. 1245/ 16 Ocak 1830'da9 3 , beraberinde Tekirdağ gezisine katılanlar olduğu halde vapur ile Büyükçekmece'ye gitmiş, bir süre avlandıktan sonra, akşam beraberinde götürdüğü muzıka takımını köy kadınıarına dinletmiştir94 • Daha sonra vapurla Küçükçekmece'ye gelen Padişah Barutçubaşı Arakel'in evinde misafir olmuş ve gezinin beşinci günü karadan Rami'ye dönmüştür • Padişah Rami Kışlası'ndan, savaşın bitiminden yaklaşık sekizbucuk ay sonra Sancak-ı Şerif'i alarak saraya dönmuzıka dinletilmiştir.
95
müştür9u.
II. Mahmud daha önce Kasım 1827'de karar vermiş olduğu seyahata çıkamamış ve kaderin bir cilvesi olarak <<hariciyyesi zat-ı şevketme'ab-ı mülükaneye vefa edecek ve dahiliyyesi nısf göç takımına elverecek» 9 ' şekilde tamir edilen Edirne Sarayı, Osmanlı g-azı sahilinde Rassoni'nin havalannı çalmag-a başladı. Bando, mualliml olan Piedmonteli Profesör Sinyor Donizetti'ye gerçekten şeref verecek kadar güzel çalıyordu. Yemekten kalkarak bandonun çalmakta ıbulundug-u saray rıhtımına gittik. Burada bandoyu terkip eden Türklerin ne ·k adar genç olduklarını ve alafranga saızları ne ·büyük bir alışkanhkla kullandıklarını görerek hayret içinde kaldım ... , bu genç muzı.kacılann sadece Padişaıha çalmak üzere taUm görmüş Enderunlu'lar olduklarını ög-renince hayretim büsbütün aı:ttı. ..». Bkz. Sir Adolphus Slade, Türkiye Seyahatname8i, Çev. Ali Rıza. Seyfiog-lu, Askert Deniz Matbaası 1945, s. 34. .Saraıy Muzıkası'ndan •başka Bahriye Muzıkası da mevcuttu. Bkz. BOA, Cevdet Bahriye, Nr. 2692; 202; 8141. 93 Daha önceki dipnotlarda bahsedilen sebeplerden dolayı Tarih-i Liva ile Tarih-i Enderıln arasında ya·klaşık 15 günlük ·bir fark olmaktadır ki, biz bizzat bu gezilere katılan Abdulhak Molla'nın, Tarih-i Liva metnin! esas aldık. 94 Tarih-i Liva, v. 80b. 95 Daha geniş bilgi için •bkz. Tarih-i L iva, v. 80a-81b; Tarih-i Endertın, s . 481-482.
96
97
Aynı
eserler.
BOA, MD, 242, 326/1033; Necdet Sakaog-lu, lede sarayın i.şgal edildig-l ve barış görüşmelerinin munu gösterir .gravürler yer almaktadır.
aynı
makale, s. 349. Maka-
yapıldıg-ı sıralarda:ki
duru-
34
Devleti'nin mağlubiyeti ile sonuçlanan Osmanlı-Rus Savaşı sonunda, Edirne görüşmelerine ev sahipliği yapmak durumunda kalmış tır98 .
Bizim asıl çalışma konumuzu teşkil eden II. Mahmud'un Gelibolu-Edirne gezisinden yaklaşık bir yıl kadar önce, Padişah'ın sade bir şekilde gerçekleştirdiği ve tahminen 20 gün9 9 kadar sürdüğü sonucuna vardığımız ve mevcut çalışmalarda "" , gözden kaçmış olan 20 Muharrem 1246/ 11 Temmuz 1830 tarihli başka bir Edirne gezisi daha vardır ki, bu II. Mahmud'un geç de olsa Edirne'ye gitme isteğini yerine getirdiğinin bir delili olmalıdır • Bu gezi II. Mahmud'un altıncı gezisi olmuştur. 1
101
2.
Şeftiret-name-i Şahz'nin Muhtevasından Hareketle II. Mahmud'un 1831 Senesindeki Gelibolu-Çanakkale-Edirne Gezisi 10 ~
Bölge,
« ihbar-ı
lüm-ı hümayünları
98 99
Aynı
fenn-i coğrafya vasıtasıyla her ne kadar ma'ise de» ı o~ tebe'asının ahvalini «re'yü'l-ayn mü-
yer.
Bu geziye ait tek vesika II. Mahmud'un ·Sır Katibi Mustafa Nuri Efendi tarafından kaleme alınmıştır. Bkz. BOA, HH, Nr. 48033-B. 100 Abdülkadir Özcan, aynı makale; Ali İhsan Gencer, «Karadeniz'e Çıkan tık Osmanlı Padi~ahı II. Mahmud'un Varna Seyahatı» , Türk Dünyası Tarih Araştırma Dergisi, Sa. 31, Temmuz 1989, s. 28-34. 101 II. Mahmud'un Sırkatibi Mustafa Nuri Efendi tarafından Sadarete yazılan tezkerede : «Veliyyü'n-ni'metimiz, veliyyii'n-ni'met-i alem, şevket-me'ab-ı merahim-nisab efendimiz hazretleri işbu cum'a günü selavat-ı cum'ayı ba'de'leda mahrusa-i Edirne'-den fekk-i bast-ı hareket ve Astane-i şevket aşiıyanelerine müteveccihen azimet olunmak üzere tehi olunmuş ve hasbe'l-mevsim gündüzleri pek sıcak ve şemsin şiddeti olacağından her bir mahalden a:hşam serinliğinde hareketle gice gidilmek üzere tasmim-gerde-i alt buyrulmuş olmağla mücerred seyr ü hareket-i hazret-i şehen_şaJı.i ma'lum-ı samileri buyrulmak için yaver-i rikab olduğumuz halde işbu nemika-i sena vesika .t ahrir ve tesyirine ibtidar olunmuştur efendim». Bkz. BOA, HH, Nr. 48033-B. II. M·a Junud'un daha önce gerçekleştirmek dü~cesinde olduğu, fakat Edirne'nin Rusya'nın işgaline uğ raması neticesinde gerçekleştiremediği geziyi işgalden sonra şehrin durumunu görmek için ale'l-a·c ele yapmış olduğu kanaatindeyiz. 102 Abdülkadir Özcan'ın adı geçen makalesinin 362-363'üncü sahifelerinde Edirne gezisinin II. Mahmud'un ikinci gezisi olduğu s~lenmektedir ki, ıbu yukarıda vermiş olduğumuz malumata istinaden herhalde tashibe muhtaçtır. II.
35 şahede 104
etmek arzusu ile Gelibolu ve Edi.r ne'ye doğru bir geziye planlayan II. Mahmud'un bu yedinci seyahatıdır. Padişahın bu geziye Evail-i Şevval 1246/15 Mart 1831 tarihinde karar vermiş olduğu, fakat hareket gününün tesbitini daha sonraya bı raktığını Mehmed Daniş Bey'den öğrenmekteyiz 105 • II. Mahmud seyahate çıkmadan önce, İstanbul, Bilad-ı Selase ve Boğaziçi halkının kendisinin şehirde bulunmadığı sıralar da edepleri ile mesire yerlerine gidip gelebileceklerini, şehrin asayişinin bozulmamasını, buna riayet etmeyenlerin zabitan tarafın dan cezalandırılacağını tamim etmiştirıoa. çıkmayı
Hareket gününün kararlaştırılmasından sonra 26 Zilkade 1246/ 8 Mayıs 1831'de Beşiktaş'dan hareket eden Donanma-yı Hümayün yaklaşmakta olan kurban bayramı törenleri için Kumkapı önlerinde demirletilmiştir. Bayram törenleri 17 Zilhicce 1246/29 Mayıs 1831'de eda edildikten sonra yol için gerekli malzemelerin107 ve maiyyetin hazırlanması için emir verilmiştir. Padişah, maiyyetinde ıos Sırkatibi Mustafa Nuri Efendit 09 , Rodoslu-zade Ahmed Bey, Kaptan-ı Derya Halil Rıfat Paşa 110 , FeMa:hmud'un Edirne gezisi hakkında Abdülkadir özcan'ın adı geçen mwkalesinde kullandı~ Esad Efendi'nin Sefer-name-i Hayr adlı eserinin, Arkeowji Müzesi nüshası dışında işaret olunma:yan dig-er nüshası için ·bkz. İ. ü. Ktb. TY, 5080. Esad Efendi'nin işaret olunmayan Jıülasaları için ayrıca bkz. Takvim-i Vekayi, Sa. ı, 25 Ca. 1247, s . 1-2; Ahmed Bıldi, Riyaz-ı Belde-i Edirne, I, 374-376; Ahmed Lütfi, Tarih, m, İstanbul 1292, 162. 103 Takvim-i Vekayi, Sa. 1, 25 Ca. 1247, s . ı. 104 Aynı yer. 105 Mehmed Daniş Bey, Sefaret-name-i Şahi, v. 2a. 106 BOA, HH, Nr. 48033-D; 48033-E. 107 Anbar-ı Amire mevcudundan sefine-i Jıümayüna yüklenen ve daha sonra yolda satın alınara:k sarf olunan çeşitli erzakların fiyat ve miktarları için bkz. BOA, Bab-ı Defteri, Masrat-ı Şehryari (D. MSF), Nr. 32165. Bu defter tarafımızdan yaıyına hazırlanmaktadır.
108 Padişah ile birlikte geziye katılan SıııltilJUbi Mustafa Nuri Efendi, Fer lk-i Hassa Ahmet Paşa ve Rodoslu-zade Ahmet Bey hak.kında, II. Mahmud; «cümlesi genç ve iş görmeye heves-kAr olmalan ciheteyle zat-ı hümayunumuza güzel hizmet ve sadakat ederek hidemat-ı me'mürelerin<le muvaffaık olurlar lnşaallah» demiş ve seyahattan sonra memurlyetlerini terfi ettirmiştir. Bkz. BOA, HH, $33189.
109 Bi..yograflsi için ·b kz. Tarih-i Ata, III, ı-4. 110 Ka:pdan-ı Derya Halll Rıfat Paışa, Yeniçeri Ocağının lmldınlmasından önce donanınada .küçük -bir taUmli .tüfenkçi sınıfı k.urmuş, •bu askerler ile II.
36 rik-i Hassa. Ahmed Paşa , Rikab-ı Hümayün Ağavatı, süvari miralayı Hafız Bey, Reşid Bey, Abdulhak Molla Efendi, İmam-ı Sani Mustafa Nuri Efendi, Ordu-yı Hümayün Kadısı Çerkeşli Mehmed Efendi, Ser-müezzinan-ı Enderun Ahmed Ağa, dört nefer Hademe-i Mabeyn-i Hümayün, yetmiş muzıkacı 112 , hediye dağıtılına sına memur Mehmed Sadık Rıfat Bey, Sarım Bey, Said Efendi, müezzinliğe memur dört kişi, taşra müezzinlerinden iki kişi, Hademe-i Hassa'dan bir bölük, bir binbaşı, Hasahur Hademeleri ve sair bendegan mevcut olduğu halde «Mazhar-ı Tevfik» adlı fır kateyn ile hareket kararlaştırılmış, fakat maiyyetin kalabalık olmasından dolayı Kapdan-ı Derya Halil Rıfat Paşa'nın bineceği <<Şeref-resan» m fırkateyni ile 22 Zilhicce 1246/3 Haziran 1831 cuma günü Gelibolu yönüne hareket edilmiştir. 111
II. Mahmud İstanbul'dan hareketinin üçüncü günü Gelibolu'ya varmış, burada halka çeşitli ilisanlarda bulunurken, daha Mahmud'un huzurunda
bir gösteri sonrasında Kapdan Pa§a Hazinedar DaJha sonra Pabuşcu Ahmed Paşa'nın yerine Kapdaı.ı-ı Derya olmuştur. Bkz. Adolphus Slade, Türkiye Seyahatnamesi, s. 167-169. Halil Rıfat Paşa 1834 tarihinde Tophane Mü.şiri ıünvanıyla II. Mahmud'un kızı Saliha Sultan ile evlenerek birinci damad oLrnuştur. Daha ·geniş •b ilgi için bkz. Hatice Aynur, «Saliha Sultan'ın Dü@n Töreni ve Şenlikler» , Tarih ve Toplum, XI/61. Ocak 1989, 30-39. Osmanlı At~Şivinde bu konu ile ilgili pekçok vesika mevcuttur. lll Daha sonraları 1839'da Kapdan-ı Der.ya iken, III. Mahmud'un ölümi.i üzerine Sadareti gasb eden Hüsrev Paşa'nın düşmanlıg'ından çekindig-i için donanmayı Mısır ValiSi Mehmed Ali Paşa'·ya tesUm ettig-inden, Firart Ahmed Fevzi yaptığı
Ag'alıg'ı'na yükseltilmiştir.
Paşa adıyla anılacaktır.
112 Sefaret-name'de verilen muzı·kacılarla ilgili bu sayının giderek arttıg'ı görülmektedir. Bu sayı H. 1254/1838'de 94 kişi olmuştur. Bkz. BOA, Kamil Kepeci, Nr. 7148. Ayrıca Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi adlı eserinin birinci cildinin 3ı7'1'inci sayfasında nakil olarak verdig'i malumatta, aynı tarihte muzıkacı sayısını 40-50 olarak vermektedir ki, ·bu bilgi de yukarıdaki vesikaya iStinaden herhalde tashihe muhtaçtır. Daha önceki dipnotlarında deg-indig'lmiz gibi bu tarihlerde, bildigirniz kadanyla üç muzıka takınu mevcuttur. 113 Şeref-resşn fırkateyni 6 Muharrem 1246/27 Haziran 1830 pazar günü saat 8.3l'de <<>vakt-ı muhtarda» denize indirilmiştir. Bkz. BOA, HH, Nr. 28028. Bu fır.kateyn seyahat sırasında II. M·a hmud tarafından incelenmiş olmalı ki, seyahatden •s onra iki bataryalı ve güvertesi olmadıg'ından askerlerin denize düşeceg'i düşüncesi ile bozulup, güverteli olarak yapılması istenmiştir. Bkz. BOA, HH, 28331.
37 önce yapmış olauğu kıyafet değişikliğini halka bizzat tanıtmış tırıı '. Buradan Bolayır'a geçerek Gazi Süleyman Paşa'nın türbesini ziyaret etmiş ve fakir fukaraya ihsanlarda bulunduktan sonra Gelibolu'ya dönmüştür. Seyahatin altıncı günü Gelibolu dahilinde mevcut tekkeler ile halkın fakir olanlarının tesbiti için Mirahur-ı Sani Salih Paşa-zade Mehmed Bey memur edilmiştir. Sayım neticesinde 550 hane belirlenmiş, bunlardan Müslüman olanlara 50, re'ayadan olanlara 30'ar kuruş ihsan edilmiştirm. Aynı gün Gelibolu'da evliyadan Yazıcı-zade Mehmed Efendi'nin türbesini ziyaretle 116 , Yazıcı-zade'nin te'lifi olan "Muhammediyye" adın daki kitabı 117 yanmıŞ durumdaki evrakı ravilerin rivayeti ile tashih için Medine'ye göndermiştir. Sultan Mahmud Gelibolu'da bulunan bütün harap su yolları ve çeşmelerin tamirini emrederek halkın teveccühünü kazanmıştır. 11 8
Seyahatın
dokuzuncu günü Kahı-i Sultaniyye'ye (Çanakkale) geçen Padişah burada ve civar kalelerde bulunan toplara atış yaptırarak zabitlerinin becerilerini ad~ta imtihan eder gibi ölçmüştürıı n .
114 II. Mahmud Rami kışıasında iken Ramazan Bayramı törenlerini bafes, omuzlarında harvani ve muzıka eşli~de icra ettinniştir. Bkz. Tarih-i Enderiln, s. 459. II. Mahmud <bu öncü hareketinden önce 16 R. 1244/26 Ekim ı828 tarihinden başlamak üzere arka arkaya ilan ettlrditi emirler ile, ilk etapta askeriyye ve saray vazifelilerinin eski ·kıyafetlerinin men olunacagı., daha sonra umfunen bütün Devlet-i Aliyye tebe'asının bu emre tabi olacağını duyurmuştur. Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. Tarih-i Enderiln, s. 447; 457-458. 115 Esad Efendi, Sefer-ndme-i Hayr. t. ü. Ktb. TY, Nr. 5080, v. 8b'de Müslümanlara 51, re'ayaya 31 kuruş verildig-ini ifade etmektedir ki1 Mehmed Daniş Bey'in malumatı daha tafsilatlı oldug-undan onu itibara aldık. 116 Yazıcı-zade Mehmed Efendi'nin Ali, Züleyha, Mehmed, Mustafa ve Ümmetullah adındSiki eviatıarına Ke§an Mukata'ası'ndan senede 500 kuruş ödendiği anlaşılmaktadır. Bkz. BOA, AH Emiri, III. Selim, Nr. 11253'. 117 Yazıcı-zade Mehmed Efendi, Kitab-ı Muhammediyye, Haz. Amil ÇeJ ebiog-ıu, Tercüman 1001 Temel Eser, I-IV. 118 Yazıcı-zade Mehmed Efendi'nin Muhamrnediyye adındaki kitabının bazı varaklarının, müellifinin Alla:h ve Resuluilah aşkı.yla, ahından yandıg-ı rivayet olunuyorsa da, II. Mahmud tarafından Medine'ye tamire gönderilmiş olması, bahsedilen hadisenin bir yangın neticesi oldug-unun işaretine güzel ve zal'if bir yakıştırmadır. Yanma hadisesi için bkz. Amil Çelebiog-ıu, aynı eser, I. 20. 119 II. Mahmud'un topçuluğa ve ·b aruta olan mera.kı çok genç yaşta başla mıştır. 1810 yılında Yusuf Agah Efendi idaresindeki Baruthane'ye yaptıg-ı ziyaşında
38
Seyahatin onikinci gunu imparatorluk'ta henüz kullanılma ya başlanılmış olan vapur ile Seddülbahir, Kumkale ve Bozcaada'ya giden II. Mahmud, burada askeri maksatlı teftişlerde bulunduktan sonra tekrar Kal'a-i Sultaniyye'ye dönmüştür. Daha sonra sırasıyla Naraburnu ve Maydos'a giderek tebe'asına çeşitli ihsanlarda bulunmuştur. II. Mahmud Kal'a-i Sultaniyye'den ayrılmadan önce, Gelibolu'da olduğu gibi 180 hane fukaraya paralar ihsan etmiştir. Bu sırada ahalinin isteği üzerine Çınarlı'da bulunan akarsunun üzerine bir köprü yapılması için emir verildikten sonra Bolayır, Kadıköy, Keşan, Uzunköprü, Karakasım üzerinden Osmanlı Devleti'ne yüz yıla yakın payitahtlık yapan Edirne'ye, İstanbul'dan ayrılışının yirminci günü şehir ileri gelenleri ve halkın sevgi gösterilerine karşılık paralar serpmek suretiyle şehre dahil olunmuştur. II. Mahmud Edirne'ye varışının ikinci günü Cuma Selamiçin Sultan Selim Cami'i'ne giderken, daha önce yapmış olduğu yenilik hareketlerini halka tanıtmayı da ihmal etmemiştir. Zira, Padişahın ikamet ettiği yerden camie kadar iki taraflı olarak diziimiş olan Asakir-i Mansüre ve Asakir-i Hassa askerleri arasından, başında mücevherli fes, omuzlarında harvani olduğu halde ~ alayla geçerek cami'e yaklaştığında muzıka çalmaya baş lamış ve müzik cami'e girineeye kadar da devam etmiştir121 • lığı
1 0
ret sırasında getirttiği barut örneklerini inceleyip «kaç kertedir deyu cümlesini tecrübe» ile huzurunda imtihan etmiştir. Bkz. İ. ü. Ktb, TY, Nr. 8775; Sefernam e-i Hayr, v. 15b. 120 II. Mahmud 6 Ca. 1244/14 Kasım 1828'de Rami Kı§lası'nda bulunduğu sırada U.k defa başında fes, omuzlarında harvani olduğu halde Cuma Selamlığı'na çıkmıştır. Bkz. Tarih-i Liva, v. 14a. 121 Türk Askeri bandosu'nun Karadeniz Bağazı'nda Rassoni'nin havaları nı çaldığını kaydeden Sir Adolphus Slade'i (TürJtiye Seyahatnamesi s. 35) teyid aden diğer bir kaynağı nakleden Şerafetlin Turan, n. Mahmud'un Edirne'ye seyaha.tınden sonra Cuma Selamlığı'nı izleyen Lamar-tın'den nakil yaparak («II. Mahmud'un Reformlarında İtalyan Etki ve Katkısı», Sultan II. Mahmud ve ReformJarı Semineri, Bildiriler, İ. Ü. Edebiyat Fa:kü1tesi, İst. 1990, s. 113-125) makalede (s. 125), «Sultan iki sıra halinde dizilm iş olan subayların izleyicilerin arasından hızla yürüyerek ilerledi. .. Cami'e girdi. .. Orada ancak 20 dakika kaldı. Askeri muzıka ·bu süre içerisinde Mozart'ın ve Rassoni'nin operalarından parçalar çaldı» diyerek az da olsa çalınan muzıka parçaları konusunda bizi aydınlatmaktadır. Ancak çok geç bir telifat olan Lamarti'nin, bu bilgiyi hangi kaynaktan aldığı ve güvenilirliği tahklk mevzuu olmalıdır.
39 II. Mahmud daha sonra Edirne'de iki alayı barındıran Asakir-i Mansüre kışıasım ziyareti sırasında kışla meydanında taburlar halinde sağlı sonu olarak diziimiş askerlerin önce sağından, sonra solundan yürümek suretiyle teftişte bulunmuştur. Bu sı rada Padişah her bir bölüğün önünden geçerken askerler, bugünkü asker! törenlerde olduğu gibi <<çok yaşa» diye bağırarak kendisini selamlamışlardır. Edirne'de bulunduğu süre içerisinde, daha önce birkaç kez tamir ettirdiği <<Saray-ı Cedid-i Hümayün»u gezmiş ve zaman zaman şehrin sazendelerini huzuruna çağırarak eğlenmeyi de ihmal etmemiştir 122 • Beraberinde devrin ünlü beste-karlarından Hammamizade İsmail Dede Efendi ve musahiblerm olduğu halde Mevlevihane'yi ziyaretle ayin icra ettirmiştir 1 2 ''. Bu sırada Meric üzerinde köprü olmadığından, gelip-geçenlerin sıkıntı çektikleri ifade edildiğinde büyük bir köprü yapımı için emir vermekle kalmamış İstanbul'a döndükten sonra köprü inşaatının bitirilmesi için yüzellibin kuruş ihsan etmiş ~ 5 ve sorumlularını devarplı olarak 1
uyarmıştır 1 211 •
122 II. Mahmud'un özellikle Ayazağa'daki çiftliğe tebdil ile gidip, burada devrio sazende ve hanendelerine fasıUar icra ettirdiğini biliyoruz. Bu fasılların sazende ve hanendelerinin önde gelenleri : Kemani Mustafa Ağa, Hanende Rıfat Bey, Mukallid Aziz Bey, Kilarlı Keçi Arif Ağa, Tanbüri Necib Ağa, Neyzen Mustafa Efendi, Suyolcu-zade Salih Efendi (seyahate katılmıştır), Kömüretizade Hafız Efendi, Derviş İsmail Dede Efendi (seyahate katılmıştır), Tanbüri Numan Ağa, Kemani Ali Ağa'dır. Bkz. Tarih-i Enderıi:n, s. 279. Ayrıca devrio End_.reın Musikt-şinasları için bkz. Tarih-i Ata, III, 192. 123 .Musahiblik, padişahların hoş sohbetlerinden ve eğlendiriclli·k özelliklerinden dolayı Enderün'da bulundurdukları kişilere verilen isim idi. II. Mahmud'un musahibleri : Tanbüri Zeki Ağa, Mustafa Efendi, Abdi Efendi (sehayate katı1mıştır) , Tan·b urt Nurnan Ağa, Hayali Said Efendi (seyahate katılmış tır), Kömürcü-zade Hafız Efendi, İsmail Dede Efendi, Keman! Ali Ağa, Kemanke/4 İbrahim Ağa, Abdullah Ağa, Hatif Efendi gibi devrio musiki-şinas ve hoş sohbet kişileridir. Bkz. Tarih-i EnderU.n . 124 Abdülkadir Özcan, aynı makale, 367'de Abdi Dede olarak gösterilmekte olan Mevlevi Şeyhi'nin tam ismi A:bdü1baki Dede Efendl'dir. Bkz. Seter-name-i Hayr, v. 30a-30b. 124 BOA, HH, Nr. 29005. 126 Nitekim çok geçmeden H. 1249/1833'de in·şaat tamamlanmı.ştır. A:bdillkadir özcan, a.g.m., 377'de köprünün yapımının 1837 tarihinde hala deıvam ettiğini söylemektedir ki, bu herhalde başka bir ·köprü yapımı olmalıdır . KöprünUn yapımı ve .tamamlanması ile ilgili olarak bkz. BOA, MD, 248, 47 /300; HH, Nr. 29005-A; HH, 29165-A; HH, 29004; HH, 29165.
40
Seyahatin yirmidokuzuncu günü Astane'ye dönüş için yol II. Mahmud, üç Şerefeli Cami'i'de kıldığı cuma namazından sonra halkın sevgi gösterileri arasında Edirne'den ayrılarak Hafza daha sonra da Baba-yı Atik'e varmıştır. Burada çarşı-pazarı gezip halka ihsanlarda bulunan II. Mahmud harap olan Ali Paşa Cami'i'nin tamirini emrettikten sonra Burgaz'a geçmiş oradan Karışdıran, Kuleli, Çorlu yoluyla Silivriye varmış , vapura binerek Baruthane önüne demirlemiştir. Barutçubaşı Simon Efendi'nin hanesine giden Padişah, seyahatin otuzüçüncü (24 Muharrem 1247/ 5 Temmuz 1831) salı günü devlet ricali ve halkın duaları arasında Çırağan Sahil-serayı'na varmıştır. hazırlıklarına başlayan
I V - NETİCETÜ'L-VEKAYİ METNİ
Bismillahirrahmanirrahim [lb] Hamd u bi-hadd u sena-yı la-yu'add, ol halık-ı kevn ü mekan, nizarn bah.ş-ı umür-ı ekvan cellet-azametuhu hazretleri cenabına olsun ve durüd-ı na-ma'düd, sultanü'l-enbiya, mahbüb-ı nazenin-i hüda resul-ı kibriya Hazret-i Muhammedü'l-Mustafa Peygamberimiz Efendimiz hazretlerine la'ik u sezavardır ki, ahkarn-ı şeri'atıe ila-yevmi'l-l~.ıyam ahval-i aıeme nizam, devlet-i islamiyye'ye kuvvet-i tam vermiştir. Sallallahu te'ala aleyhi ve ala alihi ve ashabihi ecma'in. BA'DE-EZİN
Her an ve zernan du'ası cümle üzerine farz u ayn olan hakan-ı cihan cihan-gir-i zernan malikü'l-bahr ve'l-berr Padişah-ı heftkişver şevketlu kudretlu adaletlu veliyyü'n-ni'am-ı alem Padişa hım.ız efendimiz Sultan Mahmud Han-ı Gazi ibnü's-suıtan Abdülhamid Han-ı Gazi eyyedallahu mülkehu ve ebbede bi'l-adl-ı saltanat hazretlerini cenab-ı Hayy-ı vedüd mübarek ve mes'ud ve cüd-ı rahm-alüd-ı alem-sud-ı hümayünların bi'l-cümle ekdar-ı ekvandan masün ve kaffe-i umur-ı devletlerinde tevfikat-ı samadaniyyesine makrün ve zat-ı mülük-anelerin da'ima mansur i'ade-i din ü devletlerin makhür eyleye, amin ya Mu'in [2a]. AMMA BA'D
işbu bin ikiyüz kırk bir senesi şehr-i şa'banında [ll Mart 1826] hitam-reside olan Tophane-i Amire'de Arahacılar Kışıası'nda müceddeden inşa ve bi'l-yümn-i ve's-sa'ade hitam-pezir-i encam olan Cami'-i Nusret şehr-i mezkurun selhi cuma günü teşrif-i hüma-
42
yündan ibtida olunarak ve ba'dehu şehr-i zi'l-ka'de zarfında Yeniçeriyan Ocağı taifesinin tuğyan ve sü'-i hareketlerinden naşi şer'an Ocağ-ı mezkürun külliyyen ref'i husüsu ve re'yü'l-ayn müşahede olunan bi'l-cümle vuku'at dahi acz-ı rakam-ı çakeriyle keşide-i silk-i sutür olmağla atebe-i alem-masir-i hüsvrev-anelerine takdime cesaret olundu. Çaker-i gez-i medide ve abd-ı dırem-i hı ridelerinin, Bab-ı şahaneye bu makule arz ve tasdi'i mühill-i edeb ise dahi, mazhar-ı inayat ve iltifat-ı ctaver-anelerine mucib-i sebeb olmağla mür-za'ifin bar-gah-ı Süleyman'a ricl-i cerad takrumiyle dil-şad ü taltif olunduğu misillu idüğü zahir ve böyle bir padişah-ı dil-agah-ı ma'delet-negaha mutlaka vesile-i intisab-ı tam ile bekam olmakdan ibaret bir halet idüğü bahir olmağla takdim ü tahrir ve hutbe-i ser-name-i imlasını nam-ı millük-aneleri ünvanıyla tenmik ü tastir ve namı NETİCETÜ'L-VEKAYİ' tesmiyye olundu. Hernedenlü şayan-ı nazere-i kabul-i hüsrev-ane değil ise dahi mahall-i kusur olan mevazi'in, şiraze-bend-i setr-i avfla beste ve bu çaker-i ihsan-perverlerin hAkdan ref'-i vücüd-ı eltaf-ı hidiv-anelerine peyveste buyrulmağla dil-şad ve harabe-zar-ı derünum gülşen abad buyuralar. tTMAM-I CAMİ'İ NUSRET
Otuzsekiz senesi cemazie'l-ahirinin yirminci pazartesi günü [ 4 Mart 1823] bi-kaza'illah-i te'ala [2b] zuhür eden ateş-i serkeş cümle etrafa sirayetle Topçu ve Arabacı kışialarını muhterik ü suzan ettikde Arahacılar Kışiası derunundaki cami'-i şerif dahi muhterik olup kışialar bina ve itmam oldukda çend mah mürurunda cami'-i mezkürun atik mahalli kışlaya katılup ve kışla-yı mezkür kapusu civarında vaki' boyacı dükkanı mahalline resm-nille-i cennet-asa müceddeden ve kar-gir ve iki minareli bir cami'-i şerif ve bir ma'bed-i latif bina vü inşad ve nam-ı şerifi dahi Cami'-i Nusret tesmiyye olunup iki sal mürürundan sonra bi-inayetillah-ı te'ala ternam olup, Padişahan-ı eslafı aleyhimü'r-rahmetü'l-gufran hazretlerinin eyyam-ı sa'adetlerinde bina vü ihya huyurdukları cevami'-i şerifeler hitamında ba-teşrifat-ı hakani ibtida teşrifleri ne vechile ise usul-ı sabık üzere hala erike pira-yı saltanat ve malik-i tae u taht-ı devlet şevketlu kerametıu adaletlu Padişah-ı bahr u berr ve hakan-ı iskender-i zafer es-sultan Mahmud Han-ı Gazi
.
43
ibnü's-sultan Abdülhamid Han-ı Gazi eyyedallahu mülkehu ve ebbede bi'l-adl-ı saltanat hazretleri şevket ü ikbal ile işbu şehr-i şa' ban-ı şerifin selhi [8 Nisan 1826] cum'a günü Topkapı Sahilserayı'ndan sandal-ı hümayüna süvarı hareket ve doğru Tophane'de Ta'lim-hane iskelesi'ne azimet ve cami'-i şerif mahfel-i hümayünu kapısından iskeleye kadar ferş olunan diba-ı akınişe üzerinden esb-i saba-reftarıyla teşrif ve kıbel-i salatü'l-cum'a gerek cami'-i şerif bademesi ve gerek bina hademelerine başka başka hil'at u ihsan ve ata-yı mülük-ane ile taltif buyrulduktan sonra bi's-sa'adet-i ve'l-ikbal avdet buyurdular. Ba'dehu ertesi hafta cenab-ı Sadaretpenah ve Fetva-penah [3a] ve ba'dehu bir gün fasıla ile Hüseyin Paşa ve Mehmed Paşa gelüp her birerleri başka başka cümle hademeyi layıkı vechile hil'at-ı fahire ve atiyye-i vafire i'tasıyla tekdm ve taltif buyurdular. İHRAC-1
DONANMA-YI HÜMA YÜN BE-CAN!B-1 BAHR-1 SEFlD
Mir-i miran-ı kirarndan Arnabud İbrahim Paşa bundan çend mah akdem, ha-irade-i seniyye Asitane'ye gelüp Tersane-i Amire'de tecehhüz ve tanzim-i sefayinle meşgül ve bu def'a on kıt'a fırkate[y]n ve korvet ve dört kıt'a kebir kalyon tanzim ve tetmim olunduk da, on dört aded sefayinle Tersane'den haraket ve Beşiktaş piş-gahın da lenger-endaz-ı ikamet ve birkaç günden sonra mahallinden kı yam ve her birerleri badban-güşa-yı azimet olduklarında küçük Ahmed Kapudan'ın süvar olduğu Burc-ı Zafer nam kalyon salpatimur edüp mahallinden hareket ettikde, bir eyüce yol verilemeyüp anafordan akındıya duhül ve giderek kalyon-ı mezküru çeviremediklerinden Şemsi Paşa Serayı önüne geldikde sığ bir mahall olmağla Basınacılar'ın yemeni yıkadıkları mahalde kalyon-ı mezküru taş üzerine oturtup ve bu keyfiyyet nazar-gah-ı cihan-daride olduğundan tiz elden me'mürlar irsal olunup taraf-ı Sadaret-penah'a dahi ademler tesyarıyla 'icaleten gelüp, halası içün Tersane tarafına dahi haber gönderildikde Tersane Nazırı ve Liman Re'isi bi'l-cümle Tersane hadematıyla gelüp şehr-i ramazanın ibtidasın dan ternam on gün ve gice sa'y-ı mevfür olunup hatta Sadr-ı azam hazretleri, beş gün iftarı Şems[i] Paşa Kasrı'nda eyleyüp, bu vechile sa'y u gayret olunmuş iken halası mümkün olduğundanııır başka 127
Metinde sehven
«Olduğundan»
yazılmış.
44 kalyon-ı
mezkür gittikçe [3b] karaya takarrüb etmekde olduğun dan cümleye ye's ve fütürı mucib olup halasından na-ümid olunmuş iken min-tarafilialı me'mülün gayr[ı] ve gayetle muhalif olarak bir şedid Rumeli hevası zuhüruyla der-sa'at kalyon-ı mezkür olduğu mahalden hareket ve nısf-ı meyl mikdarı ba'id olarak Kız Kullesi'nin canib-i yesarına getürüp anda bir aded timur endaht olunduk da ala-ma'şa-allah lenger-endaz-ı ikamet olundu. Ancak işbu kalyonun bu heva ile hareketi me'mül olunmadığından başka beher hal bu heva kalyon-ı mezkürı karaya çıkarup harab etmesi meşmül-ı zann-ı zevi'l-ukül iken bu vechile bir tarafına cüz'i zarar ü ziyan olmadan halası mutlak Padişah-ı alem-penah efendimiz hazretlerinin hulus-ı hümayünları ve taraf-ı mülük-anelerinden zuhür eden keremat-ı bahirelerinden idüğüne şekk yoktur. Kaldı ki, bu çaker-i kemter bu keyfiyyeti, ya'ni kalyon-ı merkürnun bu vechile muhalif heva ile halas olmasını tefaül-ı bi'l-hayr eyledim. Bi-minnet-i te'ala bundan böyle vakt-ı saltanat-ı hilatetpenahi'de mecmu'-ı mesalih-i devlet ber-veçhi suhület, nizam-ı rabıta bulup dil-hah-ı şahane üzere zuhüra geleceğine iştibah yoktur. Hernan cenab-ı hakk u feyyaz-ı mutlak her bir cay-gir-i zamir-i mürurlerini katiben husül-pezir eyleye, amin. ZUHüR-1 MESERRET EZ SAVB-I V ALİ-İ AGRİBOZ
on beşinci pazar günü [23 Nisan 1826] hala Ağriboz Muhafızı vüzera-yı 'izamdan ömer Paşa tarafından ba-tahrirat vürüd eden haber-i mesrret düşmen-i din-i mübin olan Rum Milleti mela'ini, sagir ü kebir kırk kıt'adan mütecaviz sefa'in-i menbüsesi derununda külliyetlü kar askeri vaz'ıyla doğru [ 4a] Kızılhisar'ı gelüp askerini karaya çıkarup kal'aya kasd u hücüm üzere iken, mintarafillah rü-yı deryada şedid furtuna zuhüruyla oldukları mahalde teknelerin ikameti bir vechile mümkün olmadı ğından timurlarını kat'la, taşra ihra c ettikleri askerini sefinelere alınağa meydan olamayup hernan teknelerini halas-birle, asakir-i makhüreleri dışrada kalmalarıyla vali-i müşarün-ileyhe dahi akdemce keyfiyyet ihbar olunmağla bir anda külliyetlü cünüd-i zafer-nümüd ile yetişüp, mela'in-i küfranı bir dane baki kalmayarak kalır u helak ettikde altı yük kulak ve ma'lümü'l-mikdar sergerdelerin ru' us-ı maktü'aları ve yirmiüç aded bayraklarını DerŞehr-i ramazan-ı şeritin
45
sa'adet'e irsal edüp, vusul buldukda hak-ı mezellete endaht olundu.
Bab-ı
Hümayun
pişgahında
VÜRÜD-I HABER-İ MESERRET EZ CANİB-İ İBRAHlM PAŞA
Hala Mısr-ı Kahire valisi Mehemmed Ali Paşa-zade İbrahim Paşa hin-i me'muriyetinden bu ane gelince bi'l-cümle Mora ve havalisinde vaki' kıla' ve kasabatın her birerlerinin feth ü tesbiri büsn-i teveccüh-i büsrev-aneyle mukadder ve müyesser olup, ancak <<Musoling» ta'bir olunan mahalle birkaç vezirin me'mliriyetleri ve bunca malın sarf ve nice mü'minin şehadeti ve ba-husus hala Rumeli valisi Mehmed Reşid Paşa'nın iki seneden ziyade ikametinde bir vechile zafer alınamayup anca[k] Mekkar İbrahim Paşa ma'iyyetinde bulunan sergerdelerden Hasan Bey birkaç bin mu'allem asker ile ol mahalle varup, bir tarafından Rumeli valisi ve bir tarafdan Hasan Bey gereği gibi kuşadup ikamet üzere iken, Musolling derununda mevcud [ 4b] üsera-yı müsliminden bir danesi kefere kıyafetiyle ber-takrib çıkup ve Hasan Bey tarafına gelüp Musolling'in derununda mevcud olan küffarın ahvali gayetle muzdarib ü ez'af ve me'kulatdan bir şeyleri kalmadığından, bu gice gelüp, «bağteten orduları basacaklar» der, zira «meşveretlerinde bulundum. Hasılı gaflet üzere olmayasız» deyu ihbar etmekle, küffarın tertib etdükleri vaktinden iki sa'at akdem ordular tedarük üzere bulunmalarıyla na-gah düşmen-i din bi'l-cümle iyal ü eviadlarını ortalarına alup kendüleri dahi etrafıarında olarak Musollingi'den huruc ederlerken, Hasan Bey askeri karşılaşup muharebeye bed' ettikde sagir ü kebir zükur u inasdan onbeşbin mikdar-ı küffar tu'me-i şimşir-i tedmir ü helak, fakat bir binbeşyüz mikdarı dağ tarafına firar etdiklerini İbrahim Paşa'ya ihbar ve müşarün-ileyh dahi der-hal ba-tahrirat der-bar-ı adalet-karara tatarlar tesyar edüp ramazan-ı şeritin onbeşinci pazar gicesi bu fütuhat zuhüru ve yirmiikinci pazar gicesi [30 Nisan 1826] Asitane'ye haberi vürud etdikde ol gice devlet-hane-i cenab-ı Fetva-penam'de ma'kud meclis-i şurada tatarları resmen Bab-ı ali'ye ve andan devlet-hane-i Fetva-penah'a gönderildikde azim sürur u şadmani olunup mübarek kamer-tab-ı mülük-aneye arz \1 telhis olundu.
46 TEBRİK-1
'ID-I FITR
Leyle-i 'id-i sa'idde tebrik-i 'id içün Sadr-ı azam, Şeyhü'l-islam ve vüzera-yı izam ve ulema-yi kirarn ve müderrisin ve rical-i devlet ve erkan-ı saltanat hazeratı ber-vech-i [5a] teşrifat yollu yolunca dizilüp cenab-ı şehr-yar-ı ctar-a'lam efendimiz hazretleri bi'l-yümni ve'l-ikbal Babu's-sa'ade piş-gahına vaz' olunan taht-ı ali-i baht-ı şahanelerine teşrlf ve bi'l-cümle hazıran damen-büs-ı cihan-darıyla iktisab-ı maye-i rif'at ve ba'de'l-hitam azim alay ile Sultan Ahmed Cami'-i Şerlfi'ne azimet ve ba'de eda-yi salatü'l-'id Seray-ı Hümayün'a avdet buyurdular. VUKÜ'-I TEVCİHAT
üçüncü hamis günü tevcihat-ı hümayün vuku' butevcih ve ba'zıları ibka ile dil-şad u memnun ve ba'zı ü infisalle mükedder ü mahzün oldu.
Şehr-i Şevval'in
lup
ba'zılara
ları azı
BED'-t TERT!B-I ASAKlR-1
EŞKlNClYAN
Şehr-i şevval-i şerlfin onbeşinci gününe [23 Mayıs 1826] gelinceye kadar tanzim-i asakir zımnında bir kaç kerre meclis olundukda bir surete karar verilerneyüp encam-ı rüz-ı mezkürda bab-ı devletme'ab-ı Fetva-penahi'de umüm tertib olunan meclis-i şurada vüzera-yı 'izam ve ulema-yı kirarn ve rical-i saltanat ve dersi'am efendiler hazeratı cem' ü hazır oldukları halde Yeniçeri Ağası ve sa'ir huzurlan lazım gelen zabitan ve sözerieri bi-ecma'ihim hazır bulunduklarında Devlet-i Aliyye kemaliyle asakir tertibine muhtac olup ve düşmen-i dinin keyfiyyet-i hareketleri ma'lüm-ı enam olup, ma'azallahu te'ala bir taraftan a'da-yı din zuhür etse ne vechile mukabele olunacağından bast ile mukaleme olundukda, Eşkinci ta'biriyle yine Yeniçeri Ocağı'nın yüzdoksanaltı Orta'dan Bölük ta'bir olunan Ortaları'nın beherinden yüzellişer nefer mu'allem Eşkinci ve Tüfenkçi namıyla [5b] asakir tahrlr ve müceddeden esameler tertib olunup bu vechile bir nizama rabt olunınağa bafetva-yı şerlfe karar-gir olup Ocakları tarafından dahi te'ahhüd ve kabul olundukda umümen cümle ittifakı ve veeh-i mezkür üzere Eşkinci namıyla mu'allem tüfenk-endaz olarak mikdar-ı kifayette asakirin tanzim ve tertibine karar verdiklerinde, Ocak tarafından
47
dahi husus-ı mezkure müte'ahhid olduklarını havi taraf-ı şeri'at-ı garradan bir kıt'a hüccet-i şer'iyye tahrir ve meclis-i şurada hazır Sadr-ı a'zam ve Şeyhü'l-islam Efendi ve vüzera-yı izam ve ulema-yı a'lam ve rical-i devlet ve erkan-ı saltanat ve bi'l-cümle ders hocalan yegan yegan mühürleriyle temhir ettiklerinden sonra hala Kadı-yı Darü's-saltanat El-hac Sadık Efendi ve ders hocaları efendiler hüccet-i şer'iyye-i merkumu alup, Bab-ı Fetva-penahi'den bar-girlere süvar ve doğru Ağa Kapusu'na cem'iyyet ile vardıkları anda Ocak zabitanı ve sözerieri ve ustalarının keenne te'ahhüdleri ve Devlet-i aliyye'nin rızası üzere asakir tanzimi ve tahririne ta'arruz ve müdaheleleri vuku'a gelmernek içün hüccet-i merkumu onlara dahi ba'de't-temhir, asakirin şu vechile tahtirine mübaşe ret olundu ki, yüzdoksanaltı Orta'dan Bölük ta'bir ettikleri ortaların ellibir Orta'nın beherinden yüzellişer nefer olmak üzere yalnız yedibinbeşyüz nefer mu'allem Tüfenkçi neferatma yevmiyye doksanar akçe müceddeden ulufe tertib ve Çorbacılara dahi mahiyye ikişer yüzellişer guruş verilüp ve her üç mahda bir mevacib zuhurunda, gerekneferat ulufeleri ve gerek Çorbacıların [6a] mahiyyeleri verilmek üzere tanzim olunup ta'yinatları dahi ziyadesiyle tertib olundukda tahrir olunan asakir neferatı sa'ir neferatdan fark u temzyiz olunmak içün kıyMet-i mahsusa dahi tertib olunup, başlarına yeşil çuka Laz kalpağı ve potur ve dolma aba ve kırmızı çuka nim-ten ellerinde tüfenk ve bellerinde kılıç bu vechile beher gün nöbet ile kışlalar derünunda vaki' Et Meydanı'nda ta'lim olunup haftada iki gün dahi Davut Paşa sahrasına çıkılup kurşun atmak üzere nizarn ve karar verdüklerinden bir hafta mürürunda tertib olunan asakir tahrir ü tetmim olundukda, umum üzere hoca efendiler ve gayr-i lazımü'l-huzur olanlar bi'l-ma'iyye Et Meydanı'na varıldıkda du'a vü sena ile asakire tüfenkler verilüp ta'lime bed' olundu. Ancak cennet-mekan Kanuncu Sultan Süleyman aleyhi'r-rahmeti'l-gufran hazretlerinin eyyam-ı devletlerinde bi'l-cümle Ocaklar neferatma ta'yin ve tanzim huyurdukları esameler bundan böyle mahlul vuku'undan hazine-mande olup, elyevm mutasarrıf olan hayatda oldukça uhdesinde olunarak müdahele olunmaya. Ba'd-ı vefat mahlul oldukda hazine-mande ola ve bundan böyle alınup satılmaya ve satılması memnu' olup, mahlul vuku'unda esamesine göre ihbariyye verilmek ka'idelerinden
48 olmağla,
mahlül olan esamesi kaç akçe ise ane göre 128 akçe verilmeyüp, beher akçesine yirmişer gurüş verilmek dahi nizarndan olup ve işbu nizarndan akdem vuku' bulan tevcihAt-ı hümayünda, Hacegan-ı Divan-ı Hümayfın'dan Ata Bey uhdesine Yeniçeri Kitabeti tevcih olunmuş olmağla bu def'a uhdesinden ref' ile hala Emti'a Gümrüğü Emini [6b] Hacegan-ı Divan-ı Hümayün'dan Elhac Sa'ib Efendi uhdesine Yeniçeri Kitabeti ve Asker Nezareti ünvanıyla mansıb tevcih ve ihsan olunup ilbas-ı hil'at olundu. Ve rfız-ı mezkfırda beş Orta dahi küşad olunup yüzellişer neferden yediyüzelli nefer dahi tahr1r olunup, cümlesi sekizbin beşyüz nefere iblağ olundu. Ancak Ocaklılar, ya'ni ha'in-i din-i mübin olan Yeniçeri ketereleri ve Ocağın gayret-keş veyaverleri miyanelerinde garib ü acaib etvar zuhfıru ve asakirin tahtirinden sonra fırka fırka beynlerinde meclis-i şuralar ve ikaz-ı fitneye da'ir hafi hafi mukalemeleri, «şehr-i şevvalin onuncu gününden [18 Mayıs] zi'lka'de gurresine [4 Haziran] gelince[ye] kadar, bu def'a Eşkinci ta'biriyle tertib olunan mu'allem Tüfenkçi Askeri her ne kadar bizim içimizden tahrir olundu ise dahi, bu def'a Mısır Kapu Kethuhdası Necib Efendi ma'iyyetiyle vürüd eden Ta'ümcibaşı'nın bu tarafa gelmesi tehi olmayup, nihayetinde korkduğumuza uğrasak gerekdir. Zira, alarnet-i kema-fi's-sabık, Nizam-ı Cedld misUlu tarafımıza bir şeyin zuhfıruyla Ocağımız'a perişanlık vuku'u derkardır)) diyerek, kemal-ı havflar[ın]dan nB.şi asakir-i mürettibe-i ma'lfımenin irtifa'ı hususunu kafiran-ı mel'fınan-ı hınzıran taraf taraf ba'zı mefsedet-pişe, ya'ni Ocağın gayret-keş yargarlanyla hafi hafi olan meclis ve cem'iyyetlerinde karar verdikleri hile ve tedbirlerine, ancak kemaliyle takviyyet veremediklerinden izhar-ı habasete cesaret edemeyüp, suret-i zahirde Tüfenkçiler'in At Meydanı'nda pazarertesi ve pencşenbih günü karar-gir olan ta'ümleri içün söz söylenıneyüp [7a], sfıretde taht-ı ita'at-ı devletde görünerek ve batında edecekleri su'-i mu'amelat u harekat ve fesad u hıyanete karar vererek, encam-ı kar iş bu şehr-i zi'l-ka'denin sekizinci çeharşenbih günü [14 Haziran 1826] akşamı d8.rü'n-nedveleri olan kışialarma cem'iyyet ve taraf taraf mü'in ve yaver ve gayret-keşlerini da'vet ve takım takım ha'inan u kafiran cem'iyyet etdiklerinde, mukaddem tahtir olunan Tüfankçi 128
«akçe ise ane .göre» Ibaresi sehven mi1kerrerdir.
49 neferatını
dahi celb ve ihzarları içün Karakullukçular ta'yiniyle der-an sa'at tecemmü' etdiklerinde, pençşenbih gicesi sa/at üçe kadar ıneşveret birle edecekleri habasete karar verdiklerinde, sa'at beş sularında iki üçyüz mikdan mela'in kışıalarından kıyaın u hareket ve doğru Süleyınaniyye'ye gelüp kadimden olan mu'tadları üzere Ağa Kapusu'nu basup Yeniçeri Ağası'nı taraf be-taraf arayup bulamadıklarından me'yus olduklarında tekrar müşavere olunup, Bab-ı Asafi'ye kasd u hücum etmeğe niyyet etdiklerinde, pençşenbih günü sa'at iki sularında cem'iyyetleri olan mahalden kıyam ve Bab-ı Ali'ye gelince rast geldiklerini çevirerek, Asmaaltı nam mahalle vusullerinde hammalan-ı katiran ilhakıyla şirzime-i bagiyan kalile iken gitdikce cem'iyyetleri müteza'id olup ve Bahçe Kapusu dahili ve haricinde manav ve sa'ir hanlarda ka'in bekaran ve sebzavancılar ve Hoca Paşa hammalanı kafirana karışarak ve rah-ı rastda mukabil oldukları eşkiyayı içlerine katarak, Bab-ı ali'ye kasd u hücum ve da'ire-i Sadr-ı a'zami'de, doğru hazineye varup ve bir takımı dahi Harem kapusundan girüp gerek hazine ve gerek haremde mevcud mahalleri taraf taraf her ne ki mevcud buldular ise yağma vegaret edüp, [7b] bi-hamdillahı te'ala Sadr-ı a'zam hazretlerini bulamadıklanndan emva! u eşya vü nükud ve hücumat garat olundukdan sonra Bab-ı ali'nin ba'zı mahallelerine ateş dökerek taşra huruclarında derun-ı Bab-ı Asafi'de bulunan hüddam ve tevabi'at ateşleri söndürmeğe ve güruh-ı rnekruh dahi doğru Mısır Kapu Kethudası Necib Efendi hanesini basup, harem ve selamlık cümle mahallerini yağma ve garet etdiklerinde, gerek Bab-ı ali ve gerek Necib Efendi'nin konağı yağmalarında yed-i katirana geçen çend kıt'a kelam-ı rabbü'l-izzet ve mesahif-i şerifleri, «verilen fetvaları bunun ile verdiler» deyu bıçak ile pare pare edüp ve Bab-ı ali'de Divan yerinde celi hattile ayet-i kerime levhası ve arz odasında ta'lik olunan ayet-i kerime levhası ve harem-i Sadr-ı azami'de ta'lik olunan hadis-i Nebevi levhasını pare pare edüp, ayaklar altında çiğnedikleri ve hatta mesahif-i şerif-i merkürnlardan bir kıt'asının sahifesi kenarına Orta nişanları yapdıklarında firavn-ı aleyhi'l-le'anenin helakı hakkında olan kıssaya tesadüf etmiş olup, cenab-ı Sadaret-penah ve Fetva-penah hazeratlarının manzur-ı devletleri buyurulduklara cümle erkan-ı devlet-i aliyye istiğrab etmişdir . Vallahi aziz deva-ı intikam kendülerinin ve Ocağ-ı
50
menhüselerinin harab ve perişan olup rü-yı alemde eseri bile baki kalmayacağına hakken bir bürhan-ı kavi idüğü aşikar oldu. Hasılı Necib Efendi'nin hanesinden ba'de'l-hurüc doğru Cebehane'ye varup anlardan dahi kazgan alup, darü'n-nedvelerine giderlerken yol üzerinde rast geldiklerini dahi [Sa] ma'iyyetlerine alarak ve hatta Cebehane'den çıkdıklarında Sultan Ahmed Cami'i kurbunda bargirenerin olduğu mahalde rical-i Devlet-i aliyye'den El-hac Yusuf Efendi'nin Başçukadarı'nı bir şeyden haberi yoği ken cem'iyyetlerine almak istediklerinde adem-i rızalarıyla ısrar etmekle bıçak üşürüp, bi-çare Çukadar-ı mezküru ol anda şehid etdiklerinden sonra doğru kışlalarına duhüllerinde adet-i rnekroheleri üzere din ü imanlan olan kazgan-ı murdarlarını ihrac birle zamir-i menhüselerinde merküz olup icra edecekleri, habaset ü hiyanete mübaşeret etmeleri içün dahil-i cem'iyyetıeri olan bir takım kafiranla meşveretleri esnasında Tophane'ye ve Karadeniz Bağazı'nda vaki' kıla'-yı ma'lüme yarnaklarına ademler tesyarıyla 129 Tophane'den kazgan çıkartmak istediklerinde Topçubaşı «sizlere kazgan değil pilav tenceresi bile vermeyüzıı cevabını verüp tard u def' edüp kal'alu neferatının bi'l-ittifak cem'iyyetlerine gelüp sabık-ı vechile yine mu'avenet ve ittifaklarını istedikleri haberi yamakana vasıl oldukda, «bundan akdem gafil-ane tarafımızdan zuhür eden ı :ıo habaset henüz meydanda ve cümlenin ma'lüümları iken böyle kerih hususa bizden ittifak ümidinde olmayasız» da'vete giden ademlerini def' etmeleriyle me'yüsen avdet etdiklerinde, teluar meşveretleri esnasında keyfiyyet ve cem'iyyetleri bu vechile hareketleri Sadr-ı a'zam hazretlerinin ma'lümları olmağla Şeyhü'l-islam-ı Nu'mani-i makam hazretlerini alup, beraberce Yalı Köşkü'ne dahil olup ve taraf-ı bahirü'ş-şeref-i mülükaneye arz u telhis etmeleriyle ma'lüm-ı [Sb] hümayün buyruldukda ol an bi'l-yümn-i ve'l-ikbal sahil-seray-ı Beşiktaş'dan hareket ve doğru Topkapu Serayı'na teşrlf buyurduklarında der-hal boğazlarda mukim hala Hüdavendigar Mutasarrıfı Hüseyin Paşa ve Kütahya Mutasarrıfı İzzet Mehmed Paşa'ya ademler irsaliyle ma'iyyetıerinde mevcüd bulunan Sekban askeriyle Seray-ı Hümayün'a celb ü izhar olunup, taraf-ı Fetva-penahi'den dahi meşi129 «-tesyarıyla» kelimesinden hemen sonra yer alan kazgan çı.karmak» i<bareslnin üzeri çizilmiştir. 130 «zuhCır eden» ibaresi sehven mükerrer yazılmıştır.
«Topçubaşı
sizlere
51
hatden ma'zül Dürrizade Abdullah Molla Efendi ve Mekkizade Asım Molla Efendi ve Yasinci-zade Abdü'l-vahhab Efendi ve Sıdkı zade Mustafa Efendi hazeratına ademler irsal ve sudür-ı kiramdan halaları ve sabıkları ve sa'ir ulema-i i'lam ve rical-i devlet ve erkan-ı saltanat ve bi'l-cümle dersi'am efendiler hazeratı cem' olundukda umümen tüllab ve suhtegan ve Tophane'den Topçu ve Arahacılar ve Humbaracı ve Lağımcıyan ve Tersaneli, Kalyoncıyan ve sa'ir ve Galata Başağası Pabuşçu Ahmed beşyüzden mütecaviz müsellem çavuşlarıyla ve bi'l-cümle Hassa Hasekileri hasılı bi-nihaye asakir-i müslimin Seray-ı Hümayün'a cem' ü hazır oldukları halde umümen meclis-i müşavere olunup, bu husus içün Sultan Ahmed Han-ı aleyhi'r-rahmeti'l-gufran Cami'-i Şerifi'ne liva-i sa'adet-i hazret-i Peygamberi ihracını istisvab etmeleriyle veliyyü'n-ni'metimiz şevketlu adaletlu Padişahımız efendimiz hazretleri mübarek liva-ı sa'adet-i nebevi, Hırka-i Şerif-i Mustafavi hanesinden ihrac ve Şeyhü'l-islam-ı sellemehü's-selam efendi hazretlerine teslimen cümle ümmet-i Muhammed ile Sultan Ahmed Cami'-i Şerifi'ne irsal ve vala-yı minber-i şerife isaı birle vaz' olunduktan sonra canib-i Devlet-i aliyye'den taraf taraf munadiler nida [9a] etdirilüp, «Müslüman olup ehl-i ırz olan silahlanup Sultan Ahmed'de vaki' At Meydanı'nda liva-i sa'adet-i Hazret-i Peygamberi tahtına buyurun» deyu da'vet-i umumi olunup, istima' ile icabet eden nas bi'l-cümle müsellah ellerinde tüfenk fevc fevc, gürüh gürüh malıallat-ı İstanbul ve muzafatı ahalileri imamlarını ve ihtiyarlarını rehber ederek ve ekser tekbir getürerek, keenne küffar üzerine gider gibi gelüp, cem' ü hazır oldular. Cemi'-i turük-ı aliyye meşayihleri fukaralarıyla müsellah gelüp her birerleri başka başka isbat-ı vücüd etdiler. Bi-hamdihi ta'ala min-tarafillah cümle mü'minin sagir ü kebir, bay u fakir gayrete gelüp, veeh-i mezkür üzere teraküm eden nasın tezahüm ve izdiyadları manzür oldukda, fal-ı hasen ittihaz olunup, bu def'a güruh-ı rnekruh-ı eşkıyanın hareketleri kendülerinin harab u perişan olup, cümlesi şeri'at seyfine uğrayup, kahr u helak olacaklarına iştibah yokdur. Keyfiyyet ü cem'iyyet bu hal üzere iken yine Devlet-i aliyye me'lüf olduğu merhameti elden bırakmayup, kafiran u hınzıran taraflarına li-ecli'l-ilzam birkaç kerre ademler gönderilüp, nush u pend olundukça asla kabul etmeyüp, evvela «ta'limi terk» ba'dehu « matıübumuz olan ha-defter ma'lümü'l-
52
esami olan kirnesneleri devlet bize verirse güzel, vermezse devletin sancağı var ise, bizim dahi kazgan-ı şerifimiz vardır», dedikleri cevab bir kaç kerre cümle muvacehesinde tezekkür olundukda, canib-i şeri'at-ı Ahmediyye'den verilen fetva-yı şerife mucebince cenab-ı hazret-i Sadaret-penahi ile ((bu gürılh-ı rnekruhun demleri hederdir» deyu ol mahalde mevcüd mü'mininden nazar buyurup, ((Müslüman olup silah ve tüfengi olan gelsünı> [9b] deyu ferman-ı ali suctür etdikde, cami'-i şerifden taşra çıkıldıkda Hüseyin Paşa ve İzzet Mehmed Paşa hazeratını me'mür buyurmalarıyla külliyetlu asakir ya'ni cümle ümmet-i Muhammed tekbir alarak, on binden mütecaviz olduğu halde müşarün-ileyhüma hazeratıyla kafiranın canib-i duzah-ı kararlarına azimet eylediler ve Tophane'den top gelmesi dahi ferman olmağla me'mürlar irsaliyle çend kıt' a top ve Topçıyan neferatı ve süvarilerin yüzbaşısı Karacehennem Uzun İbrahim nam dilir beraber oldukları halde Yeni Odalar'a karib ve vüsül bulduklarında tekrar gürüh-ı kafirana nush u pend olunup asla kabul etmediklerinden başka, cevab-ı sabıkı yad etdiklerinde bir kıt'a top endahte olundukda kışla kapusu paralanup, meydanda mevcüd külliyetıu kafir helak ve üç dört top dahi atıldıkda harab u yebab olup, firar eden kaçup her biri bir mahalde ihfa ve kaçamayan can her-cehennem olduklarında kışlalara yağlı paçavralar atılup, etraf tutuşturuverilüp, derununda mevcüd mütehassin-i mela'inin ekseri suzan ve melce'leri olan kışiaları muhterik ve viran oldu. Bi-inayetillah-i te'ala ibtidasından kırk bir dakika sa'at-ı zemaniyye mürurunda kışla lar hak ile yeksan ve vafir yezidan u hınzıran suzan oldukdan sonra Hüseyin Paşa ve izzet Mehmed Paşa hazeratı ma'iyyetleri ile giden cümle mü'minin ve Kapucubaşı Ağalar ve gayriler ma'lüm u na-ma'lüm umümen mü'minin, gürnh-ı kafiran-ı mezbürandan firar edenleri rast geldiklerini kılıç ve bıçak ve kurşun ile helak [lOa] etdikleri Yezidan la-yu'add olup, muhterik olan kışıalar kurb u bu'dunda laşe-i hınzırandan mürür u ubür olunmaz derecelerine reside olduğu, cümleye hafi olmayup aşikardır. işbu hususun bu vechile olup, ya'ni cümle ümmet-i Muhammed'in bu süret ile sa'y u gayretleri evvela gayretullahın zuhüru, saniyen mu'cize-i bahire-i hazret-i Nebevi ve imdad-ı rühaniyyet-i cenab-ı Mustafavi olduğu ezher-i mine'ş-şems, salisen cenab-ı Padişah u zılliyyet-penah efendimiz hazretlerinin hulus-ı hümayüları idiğü
53 bi-iştibahdır.
131
Zira, bu gürnh-ı rnekruh ve mel'unanın yüz seneden berü taraf-ı nekbetlerinde Devlet-i aliyye tarafına zuhur eden babaset ü hiyanet ve vuku' bulan bunca keyfiyyet ve vekayi'-i müta'addide ve sekiz def'a hal u iclas ve birkaç padişah-ı alemin şehadetıeri ba-husus cennet-mekan-i huld- aşiyan şernd-i sa'id Sultan Osman Han aleyhi'r-rahmeti'l-gufran hazretleri şehadeti kazıy yesi ciğer-suz-ı alemyan olduğu yegan tevarlhlerde mastur ve mukayyeddir. Tevarih mütala'a edenlerin ra'na ma'lumlandır. Ba-husus yakin zemanda ki, ikiyüzbeş ve altı tarihlerinden bu deme gelince kadar gerek cennet-mekan Sultan Selim Han-ı şehld aleyhi'rrahmeti'l-gufran hazretlerinin tertib-i asakir ve tanzim-i umur-ı cihadiyyeye da'ir bed' ü himmet ve say' u gayretleri ne vechile olduğu ma'lum-ı enamdır. Nizamın ibtidasından intihasına kadar etdikleri meranetlikler ve hıyanetleri der-kar ve ba-husus Üsküdar'da inşa' huyurdukları kışıaları kurbunda müceddeden inşa buyurdukları cami'-i şerif hitamında saltanatla teşrlflerine mani' oldukları ve Kadı Abdurrahman Paşa'nın mu'allem askeriyle Rumeli [lOb] canibine azimetinde eyledikleri hıyanetlikleri ve Edirne ahalisini tahrik ile tarafeynden bunca nüfusun itlatı ve vuku' bulan halatın zuhuruyla şiraze-pend-i rabıta olan nizam-ı devletin külliyyen perişaniyyetine ba'is oldukları ve encam-ı kar yirmi iki salinde vaki' olan hal u iclasda altmış binden mütecaviz mu'allem cunud-ı cemdin perakende ve tar-mar olmalarına ve Ordu-yı Hümayun'da Ağaları olan Pehlivan Ağa'yı dahi pare pare eyledikleri ve ordunun perşaniyyetini ve ondört mah Der-aliyye'de etdikleri enva-i fesadat ve ba'dehu Kadir Gicesi vak'ası ve Bab-ı ali'nin ihrakı ve bi'l-cümle Devlet-i aliyye'nin gerek Cebehane ve Mehterhane ve Bab-ı Defteri ve sa'ir malıallerin muhterik ve süzan olması ve Sultan-ı aliyyetü'ş-şan serayının ihrakı ve seneyn-i kesireden berü bunca şahan-ı maziyye-i aleyhimi'r-rahmet hazeratlannın cem' u vaz' eyledikleri hıyarn-ı güna-gün ile mal-a-mal olan Mehter-hane'nin suzan olması el-hasıl taraf-ı nekbet ve menhuselerinden zuhura gelen fesadat-ı la-yu'add ve cümlesi başka başka tevarihlerde mukayyed olmağla tatvii olunmayup tayy olundu. Kaldı ki, bu def'a zuhur eden su'-i hareketıeri bi-inayetillah-ı te'ala Ocakları'nın külliyyen ref'ine ve ru-yı arzdan Yeniçerilik namının 131 Müteakiben yer alan «üçyüz» ibaresinin üzeri
çizilmiştir.
54
eseri bile kalmayup, cenab-ı halık-ı heft-asman levh-i mahfüzundan dahi gerek Ocağın ve gerek Yeniçerilik narnın hakketdüğüne iştibah yokdur. Hernan hazret-i müstehliyü'l-murad hala ziverevreng-i hilafet ü revnakda [lla] tae u taht-ı saltanat-ı zıll-ı zelil-i aleyh, halife-i Resülullah, Padişah-ı alem-penah şevketıu, şe ca'atlu, kerametıu, veliyyü'n-ni'am-ı alem ve veliyyü'n-ni'met-imiz Padişahımız efendimiz Sultan Mahmud Han Gazi eyyedallahu mülkehu ve ebbede bi'l-adl-ı saltanat hazretlerini niçe seneyn taht-ı ali baht-ı şahanelerinde da'im ü ber-karar ve saye'-i merahim-vaye-i cihandarllerin cümle ümmet-i Muhammed üzerinde payidar eyleyüp niçe niçe fütühat-ı celileler ile mübarek kalb-ı enverlerin ferah-nak ve e'adi-i din ü devlet ve bed-hah-ı saltanatları olanları kahr u helak edüp, akreb-i ezmandan bi'l-cümle a'da-yı din ü mübin olanları perakende vü perişan ve ahz u sar-ı intikam etmekle iyal u eviadlarını esir ve emvallerin gana'im ve emlakların kişver-i hakanilerille ilhak eyleye. Amin, ya Mu'in. Yevm-i merktim sa'at dokuz sularında ustalardan yetmiş birin ustası ya'ni sekiz nefer mu'avinleriyle firar ederken Hüseyin Paşa hazretleri tutup taraf-ı Sadaret-penaha irsal etdikde der-hal cümlesini birden boğup laşe'-i küllah misillu süriyerek At Meydanı'na çıkardı lar ve ma'züller ve sudtir ve sa'ir ulema-i i'lam ve rical-i devlet ve erkan-ı saltanat ve ahad-ı efrad bi-ecmai-him cami'-i mezkür hareminde iskan ve beytütet olunup cümleye umümen zerde pilav it'am olundu. Ertesi cum'a günü dahi gerek usta ve gerek orta mütevellileri ve zabitanı ve bi'l-cümle sözerieri ve gayret-keşanla rından la-yu'add mela'in tutulup ferd ferd ve gürüh gürüh huzar-ı Sadaret-penahi'de kimisi ba'de'l-istintak ve kimisi bila-mehl cezayı i'mal-ı rnekruhlarını buldukları maktelde boğulup, laşe-i murdarları sürünerek At Meydanı'nına ihrac ve Gedik Paşa ve Aya Sofiyye harnınamlarının külhan çocuklarının [llb] laşe'-i küliab misilluyane sürüyerek Ahurkapı iskelesi'nden bahre ilka eyledikleri cümlenin manzüru olmuşdur . Cami'-i şerif havlisinde cümle içün hıyam nasb ve cami'-i şerifin mahfel-i hümayün tarafı Şeyhü'l-is lam ve ma'zül ve sudür-ı ulemaya mahsus ferş ve anda iskan u ikamet olunup, hasılı evvel gice ertesi cum'aertesi günü dahi kema-fi's-sabık firarilerden taraf taraf bulunanlar yüzelliden mütecaviz ma'lümü'l-esami yezidan-ı hasıran kezalik boğulup taşra ihrac ve şiddet görmeden ta'affünlerine takat gelmeyüp, çendanı
55
birbirine ayaklarından ip ile bargirlere bagıayup, zokaklarda laşe'-i küllab-asa sürünerek bahre ilka olundu ve hala Sertulumba-i Harik kafir-i atik ittifaklarında ve ma'iyyetlerinde bulunup, hareketlerinde derün-ı islambol'un akser malıallerin ateşleyüp ihrakı bi'n-nar etmek cay-gir-i zamir-i menhüseleri olmağla beher-hal ateş zuhürunda tulumbaya muhtac olunacağı der-kar olmakdan naşi, mevcüd bulunan tulumbaların kollarını kesüp harike gidecek bir sağ tulumba bırakmamağa müte'ahhid ve Ocak tarafına sened verüp, anlar dahi Ocak tarafından maslahatları hitam bulup, ya'ni nekbetıeri dil-hah-ı husül-pezir-i vücüd buldukda hizmeti mukabili şu mikdar meblağ ikram edeceklerine müte'ahhid oldukları beyne'n-nas şuyü' ve keyfiyyet-i hiyanet mesmü' olmağla, hanesinden ahz ve huzur-ı Asafi'ye getürdüklerinde ba'de'l-istintak der-hal i'dam olunup taşra ihrac olundukda bir eyüce helak olmamış olup harekete başladıkda tekrar sekbanan bıçak ile helak eylediler ve sabıkan Sekbanbaşı Mustafa nam kirnesne hanesinden ahz ve anı dahi meydana geldiği an [12a] boğup laşesi ihrac olundu. Ve kahr u helak olunan Usta ve Başkarakullukçu sa'irlerinde hitan olmamış mela'in-i vafir müşahede olunup, Ortası nişanından ma'ada vücüd-ı nekbet alüdundan haç nakş olunmuş kafir-i vafir ve hatta yevm-i mezbür elli iki cema'atin Ustası huzur-ı Sadr-ı ali'de «Moskovluyum» deyu kendi küfrünü ikrar ve nicta ederek eellada verilerneyüp meydana çıkardıklarında cümle mü'mininin meşhüdu olup bıçak ile pare pare eylediler ve bu makule niçe havene-i devlet dünyada mahzül u makhür ve bakıyye-i ukılbetleri vabeste-i yevm-i müşür oldu. Tecavezellahu an-seyyi'atihim. TEVCİH-İ SER-'ASKERİ DER-URDE-İ HÜSEYİN PAŞA
Rüz-ı mezkürda Hüseyin Paşa hazretleri uhdesine Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye Ser-askerliğin tevcih buyrulup, serasere duhte ferve-i semmür ilbas olundu. Ve hala Emti'a Gümrüğü Emini El-hac Sa'ib Efendi uhdesine Asakir-i Mansüre Nezareti ünvanıyla ilbas-ı hil'at olundu ve Ocak Başyazıcısı bulunan Mehmed Raşid Efendi uhdesine Haceganlık tevcih olundukda umümen alay ile Ağa Kapusu'na azimet eylediler.
56 TEVCİH-1 BA'Zl RÜTBAT
Fi-ma-ba'd bundan böyle Ağa Kapusu namı, külliyyen ortadan kalkup elsine-i nasda Ser-asker Paşa Kapusu ünvanıyla söylemek ve ba'de-ezin kı§lalarda ve kolluklarda işbu neferat-ı mürettibe ikamet etmek ve Yeniçeri Ağalığı ve Katar Ağalıklan ve Bölük Ağalıkları külliyyen ref' ü lağv olunup hala Yeniçeri Ağası bulunan Mehmed Ağa mel'fınanın Ağa Kapusu'nu hasdıkları gice Kararan Kapu civarında bir kurukahveemin hanesinde muhtefi olup, ertesi gün ma'lfım olmağla andan ihrac ve huzur-ı Sadaret-penaha geldikde uhdesine Mir-ahur-ı [12b] Evvel rütbesiyle Dergah-ı ali Kapucubaşılığı ihsan ve ilbas u hil'at olunup Kul Kethudası Ağa'ya dahi Mir-i miranlık tevcih ve Ser-asker Paşa ma'iyyetine me'mür buyruldu ve Zağarcı ve Saksoncubaşılara Dergah-ı Mu'alla Kapucubaşılıklan ve sa'ir mevcfıd olup sadakat-karlıkları olup zahire ihrac olan Bölük Ağavatı'na dahi Hassa Silahşorluğu ile her birerlerine layıkı vechi üzere atiyye-i mülük-ane i'tasıyla çerağ u ihya ve Yaya Beylikleri'ne mutasarrıf olanlar fi-ma-ba'd sa'ir zü'ema misillu Devlet-i aliyye Gediklüsü i'tibar buyrularak bundan böyle hidemat-ı sa'irede istihdam olunmak üzere bekam oldular. İ'DAM-1
BA'ZI
MELA'İN
Ve yine ol gün mela'in-i hasirinden hammal ve manav ve sebzevancı gürfihundan ve sa'ir avane ve havanelerinden yağma vü garetde bulunan vafir mela'in bulundukları mahalden ahz ve meydan-ı siyasetde cezalan tertib olundu ve Tulumbacılar'dan, enva'-i fesadat mu'tadları olup, da'im-i hetk-i i'raz-ı müslimine mütecasir olan yirmibeş nefer Tulumbacılar dahi bulunduklan malıal den ahz ve elleri arkalarma bağlı getirilüp, mürtekib oldukları ef'al-ı ham-ı heybet-encam muktezası üzere ceza-yı Ma.-layıkları olan katı ile i'dam olundular. Ancak bundan akdem yirmiüç senesi ramazan-ı şerifiLeyle-i Kadri'nde kafiran-ı Yeniçeriyan eşkiyasın aan habaset ü hiyanet ne vechile zuhfıra geldüğü aşikar. Lakin ol deJAde muharrer ü kayd Alemdar Mustafa Paşa vaktinde tertib olunan Sekban neferatını yirmi, yirmibeşiİli bir ipe düzüp elleri arkasına bağlı olarak Et Meydanı'na getirüp bıçak üşürüp pare pare eylediklerine mükafat-ı hakkın bu vechile haklarında zuhfıru nümayan oldu. Keyfiyyet-i sabık [13a] ma'lfım olanlara aşikardır.
57 HAZRET-İLİVA-I ŞERİF-İ NEBEV! EZ-CAMİ-İ
SULTAN AHMIDD HAN
Taşra ihr[a]cının üçüncü yevm-i cum'aertesi sa'at sekizde iken mübarek liva-i şerif-i Nebevi cami'-i mezbür minberinden ahz ve hala Nakibü'l-eşrat Tatarcık-zade Es-seyyid Ahmed Reşid Efendi yedine tesllmen cümle sadat kesirü'l-berekat alarak Seray-ı Hümayün'a isal birle Babü's-sa'ade piş-gahına vaz' olundu. NASB-1 HIYAM DER-SERAY-I H(};MA.Yl)N
Yine ol gün Seray-ı Hümayün'da Orta Kapu piş-gahından Bab-ı Hümayüna varınca vaki' olan meydana kurulan ......... 132 • evvela Sadr-ı azam hazretlerine ve Kethuda Bey ve Çavuşbaşı ve Re'is Efendi hazeratı ve sa'ir erbab-ı münasib ve bi'l-cümle aklarn ketebesi efendiler ve Hacegan efendiler ve Kapucubaşı ve Silalışoran ve Zü'ema bi'l-cümle tevabi'lerine ve mahsüs Humbaracı ve Topçiyan takımlarına başka başka çadırlar kurulup, Ordu-yı Hümayün ta'biriyle cümle ashab-ı mesalih maslahatlarına ol dar-ı nusret-şi'arede rü'yetine meşgül oldular ve h3.la Şeyhü'l-islam-ı Numan-makam, Şeyhü'l-islam-ı ma'zülan hazeratı ve sudür-ı h3.la ve ma'zülleri ve sa'ir ulemayi a'lam hazeratının dahi Seray-ı Hümayün'da ikamet ve beytutetleri muktazi olmağın ııaıa Fetva-penah ve esbak, Dürrizade Abdullah Molla Efendi Hazine-i Hümayün Kethudası tarafında misafir ve Yasincizade Abdülvahhab Efendi ve Mekkizade Asım Molla Efendi Kilar Kethudası tarafında ve sa'ir sudür-ı kirarn ve ma'zülleri dahi Emin Odası nam mahalde umümen ikamet ve misafiret eylediler. NEFY Ü 1CLA. OLANLAR
Nice zernandan berü Anadolu tarafından islambol'a gelüp terakümeden ekrad ve etrakın mahall be-mahall tecemmü' ve ziyadesiyle kesret bulup [13b] bir dereceye reside oldu ki, hernan ahali-i İslambol ol bed-kar-ı düzah-kararların cem'iyyetlerine nisbetle ben gibi kalup, kabil-i tathiri, adem-i vadilerine varmış iken, bu def'a bi-inayetillahi te'ala fiten ocağının ref'inde ekrad u tekrakdan manav ve hammal ve rençber ve sebzevancı ve kayıkçı ve hamam ha132
Metnin orjinalinde bu
kısım .boş bırakılmıştır .
58
demeleri ve bargirci ve serseri geşt ü güzar eden bakiyyetü's-suNebevi ne mikdar mela'in var ise, gerek Anadolu ve gerek Rumeli zorba eşkiyalarının her-mukteza-yı kalellahu te'ala
yüf-ı şer'-i
-El -Ayet: innema cezaü'l-lezine yuhtiribuneallahe ve Resulehu ve yes'avne fi'l-arzı fesaden en yukattelu ev yusellebu ev tukatte'a eydihim ve ercülühümıaa ev yunfev mine'l-arzı 13 4 cümle mela'inin
ba-defter otuz binden mütecaviz silahları ahz olunarak Astane-i aliyye'den tard u ihrac ve takım takım bahren ve herren nefy u icla olunup, ba'dehu mela'inin vafirinde yağma vü garet olunan eşyadan üzerlerinde külliyetıu eşya bağteten zuhür etmekden naşi kiminin iznikmid'de ve kiminin mahall-i sa'irede vasii'nden me'müran ihrac ve üzerıerini gereği gibi arayup, üzerlerinde buldukları eşya ile ma'an Der-aliyye'ye avdet etdirildikde i'dam olunan mela'inin dahi hadd u payanı yokdur. ve Seray-ı Hümayün aşçıların dan olup, her bir hareket-i eşkiyada Ocak tarafına varup, süretde Enderün Hademesi, siretde Ocağın gayret-keşleri olup gürüh-ı rnekruh taraflarına casüsluk ve yüzlerinden zuhüra gelen hiyanet ü habasetliklerin ta'dadı kabil olmayup ba-husüs yirmiüç vak'asın da Ahur Kapusu'ndan Enderün'a duhül ve derununda mevcüd ve mütehassın Sekban askerini helak eden mel'ünanın cümlesi zümre-i mezkürandan [14a] idikleri bedidar ise de ol zernan haklarından gelinmek emr-i düşvar olup, «el-umüru merhüne bi-evkatiha», binden mütecaviz ol gürüh-ı rnekruhdan dahi vilayetlerine nefy ü icla olundu. AZL-I
BOSTANCmAŞI
Bestancıbaşı İbrahim Ağa alil ve müsinn ü ihtiyar olmağla azı ve yerine Odabaşı Tatar Osman Ağa nasb olunup, Karakulak Kassab Bekir Ağa dahi Odabaşı olup, Tığlıoğlu Latif Bey dahi Karakulaklıkla bekam oldu. 133 Yazınada «rnin-hilil.fin» ve «zalike-lehüm hızyün fi'd-dünya ve lehüm fi'l-ahireti azabün azim» ibareleri almmam~ olmasma rag"men ayetin tamamı bu şekildedir. Bak. Kuran-ı Kerim, Maide Suresi, 33. a:yet, s. 112. 134 Kuran-ı Kerim, Maide Suresi, 33. ayet, s. 112 (ayetin me'alinde : Allah ve Pey.gamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bo:zıgunculug"a ug"raşanların cezası öldürilirnek veya asılmak yahut ça:praz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük az8!b var.dır) .
59 VUKÜ'AT-I MÜTEFERRİKA
İslambol Ağası ma'iyyetinde Ocak-ı merfü'a tarafından Boğaz içi'nde Kandilli mahallede hatab eelbine me'mür Şadi ta'bir olunan neferatdan on iki nefer mela'inin me'müriyyetıeri ref'le vilayetlerine nefy ü icla olundu. Ve tirarilerden Usta kafirleri ve Odabaşı ve Karakullukçu ve sa'ir neferat makulesi olanlardan vafir kafir kıyafet-i mütenevvi'a ile kimi kefere kalpağı ve kimi ahar kıyafetıe taraf taraf bulunup cümlesi i'dam ile bi-nam oldular. KATL-I
CEBECİBAŞI
Merkürnun bundan çend mah akdem bi'l-cümle Cebehanelileri tahrik ile selefi Ali Ağa'nın aziine ba'is ve kendü Çavuşbaşılık'dan Cebecibaşılığa tahsil eylediği cümle indinde ma'lüm-ı meczüm iken kana'at etmeyüp bu def'a gürüh-ı mela'in tarafından hareket vuku' buldukda el altından hafi olarak kışlalara haber göndermesiyle Cebehane'ye geldiklerinde bila-tereddüd kazganlarını teslim ettiği ma'lüm oldukda, azı ile Kütahya'ya nefy ve müte'akiben verasından katıi içün emr irsal ve inegöl'de vasıl oldukda bila-mehl katı ve ser-i maktu'ı Der-sa'adet'e reside oldukda Seray Meydanı'nda ilka olundu. Ve Kapucubaşılar'dan Karafere A'yanı Mehmed Emin Ağa olundu. Ve Kapucubaşılar'dan Karafere A'yanı Mehmed Emin Ağa uhdesine Cebehanecibaşılık ünvanıyla mansıb tevcih ve ilbas-ı hil'at olundu. MENFİYAN-t BEKTAŞİYAN
Tarik-i Bektaşiyye'den [14b] yirmi nefer dolu tarafına nefy ü icla olundu.
Bektaş Dervişleri
Ana-
REF'-I OCAK-I YENİÇERİYAN
Bi-inayetillah ve bi-i'aneti rühaniyyet-i hazret-i Resülullah ve ba-kuvvet-i kahire-i Padişah-ı alem-penah, Yeniçeri Ocağı'nın külliyyen ref' ve kışıaları ihrak ve Eski Odalar ta'bir olunan Şahza debaşı'nda ka'in kışlalar muhterik olmayup cümle hedm ve umümen la'net olunduklarını mübeyyin, Anadolu ve Rumeli'nin üçer koliarına taraf taraf evamir-i aliyyeler Kapucubaşı Ağa'lar ve Hassa Silahşoranı ve Dergah-ı ali Zü' emaları ve Hassa Hasekileri
60 ile li-ecli'l-i'lan mübaşiran ta'yln olunup, Memalik-i İslamiyyenin cümlesine i'lan u işa'at olundu. Ve Der-aliyye sekenesine dahi i'lan zımnında mufassalan keyfiyyet-i vak'ayı ve Ocağın külliyyen ortadan Imikup nam u nişanı kalmadığını mübeyyin sudur eden ferman suretidir ki, bi-ibaretiha nigaşte-i kilk ü imla kılındı. SÜRET-l EMR-1 ALl
Cümle ümmet-i Muhammed'e ma'lumdur ki, bu dln-i mübin ve Devlet-i Muhammediyye'nin bidayet-i zuhuru ve ba'dehu şark ve garbı ihata etmesi mutlaka şeri' at-ı mutahhara ve seyf-i cihad sayesinde olup cemi'-i zemanda a'da-yı dlne mukabil olacak asakir-i müslimin ve guzat-ı muvahhidlnin vücudundan la-büdd olduğun dan veliyyü'n-ni'metimiz olan bu Devlet-i aliyye-i ebediyü'd-devamda mukaddema Yeniçeri Ocağı tanzim olunup ezman-ı sabıkda geçen Yeniçeri askeri vardıkları cihad ü gazada düşmene göğüs vererek gösterdikleri sebat ve metanet ve ulu'l-emre inkiyad ü ita'atleri sebebiyle yüzlerinden bunca fütuhat zuhura gelmiş ise de giderek içlerine uygunsuzluk ve dürlü dürlü fesad karışup ve eski ita'atleri ita'atsizliğe mübeddel olup yüz seneden beru gitdikleri seferlerde aslı yokda·n dürlü eracif [15a] peydasıyla teşettüt ve adem-i ita'atleri cihetiyle, firar ani'z-zahf arını irtikab ederek, bunca kıla' vü memalik eyade-i küffarda kalmasına sebep olduklarından ve a'da-yı dln dahi bu halimizi gördükçe millet-i İslamiy ye'nin bütün bütün acz ü teşettütüne hamille, ma'zallahu te'ala beyza-i münevvere-i islamı külliyyen şikest etmek da'iyyesiyle refte refte metalib ü iddi'alarını artırarak günden güne fenalaşup dört tarafımızı kefere-i a 'da kuşatmak derecesine vardığından bu halde gayret-i İslamiyye'yi ele alup dinimiz uğrunda düşmenleri mizin hakkından gelecek surete çare bulmak derecesine varmış ve şimdiye kadar vaki' olan seferlerde bi'd-defa'at müşahede ve tecrübe olduğu vechile küffarın kolaylıkla na'il olduğu galebe sureti ınücerred ve mu'allem asker i'malinden neş'et eylediği tebeyyün eylemiş olduğuna binaen ikiyüziki seferi hitamından sonra ve gerek mu'ahharan iki def'a mu'allem asker tertibine zarüri teşebbüs olunmuş iken Yeniçeri ta'ifesi hem kendileri işe yaramayup ve hem bunları ve hem bunları istemeyerek, ictisar eyledikleri kı yam ve hareketıeri sebebiyle ol tertibieri ta 'til ve ilga ettirmiş ol-
61 duklarından başka şimdiye
kadar bi'd-defa'at mütecasir oldukları sebebiyle rılh-ı alem mesabesinde olan birkaç Padişah-ı merhumun telefine dahi ba'is olmuştur. Hal böyle iken, bunlara yine kadim Ocak nazarıyla bakılarak bekaları hakkında birşey denilmeyüp, bu ana değin canları isterse ita'at ve istemez ise fesad u şekavet etmekliği adet eylediklerinden her ne kadar kendü aramızda tahammül olunagelmiş ise de ne fa'ide elinimiz düşmenleri tek durmayup bizim bu halimizi gördükçe fırsat addıyla etrafımızı alarak Allah hıfz eylesün külliyyen izmihlalimize çalışmakda [15b] olduklarına bina'en, geçende bu keyfiyyet Bab-ı Fetva-penam'de akd olunan meclis-i şurada cümle vüzera ve ulema-yı a'lam ve rical-i dine, Ocak-ı mezkürun mecmı1'-ı zabitam hazır olduklarında cümleye beyan u inba' ve taraf-ı şer'-i şerifden isticvab ve istifta olunarak nihayetü'l-emr kıbel-i şer'-i enverden verilen fetva-i şerife ve umümen hatm u imza olunarak hüccet-i şer'iyye mucebince mücerred ihya'-i kelimet-ullahi'l-ulya niyyet-i halisesiyle küffarın inedar-ı galebesi olan hiyel-i huda'asına mukabil asakir-i İslamiyye dahi evvela, iltizam-ı diyanet ve ita'at ve saniyen ta'lim ü ta'allüm ile kesb-i maharet etmekden gayri çare olmadığı zahir olmak cihetiyle vaki' olan ittifak-ı umfun ve icma'-ı ümmet vechile Yeniçeri Ocağı'nın kadim usül ve kanunlarının hiç birisine halel gelmernek üzere fakat beher Orta'dan yüzellişer nefer ulufelu Mu'allem Eşkinci neferatı tahrir olunmasına karar verilmiş ve ol vechile beytü'l-mal-ı müsliminden bu kadar akçe vü ulufe sarfı zarüri ve ihtiyar olunarak tahrire başlanup bir tarafdan kirnesnenin kadim esamesine ve yevmiyyesine [halel] gelmeyeceği ve bu ittifak-ı umüm ve icma'-ı ümmete muhalif her kim söz söylerse ve hilaf-ı hareket eder ise fetva'-i şerife mucebince cezası tertib olunacağı cümleye i'lan ve işa'at olunmuş ve ba'dehu geçen hafta ta'lim ü ta'allüme bed' ile yazılan neferata, esliha ve elbiseler verilmiş iken bu kadar olunan tenbihat-ı diniyyeye vesaya-yı şer'iyyenin yine fa'idesi olmayarak, evvelki pencşenbih gicesi ayaklanup ibtida' Ağa Kapusu'nu ve sonra Bab-ı ali ve sa'ir mahalleri basarak yağma ve garat ve ellerine geçen mushaf-ı şerifi bıçakla paralayup dürlü dürlü şena'at ü fazahat birle güya ta'lim ü ta'allümü istemeyiz diyerek izhar-ı bagi vü tuğyan, [16a] bu babda şeri'at-ı mutahharaya ve fetva-i şerife ye, Devlet-i aliyye ve ulema-ı a'lama ita'at ve inkiyad olmadığı i'lan vak'a-ı şeni'aları
62 ve Devlet-i aliyye'nin ta'lim-i şer' içün ellerine verdiği eslihayı biınuhaba Devlet-i aliyye-i Muhammediyye aleyhinde i'mal ederek, hurüc ale's-sultan kazıyyesine ictisar ve isyan etmiş olduklarına .mebni bunların bu hareketıeri din ü mezhebden haric bir keyfiyyet olduğundan, derhal sabık u lahik semahatlu Şeyhü'l-islam efendiler ve sudür-ı kiram, bi'l-cümle ulema-yı a'lam keserehümallah ila yevmi'l-kıyam ve rical-i haderne-i devlet ve sa'ir ümmet-i Muhammed Seray-ı Hümayün'a vürüd ve ictima' ederek liva-yı sa'adetü'n-neva-yı hazret-i sultanü'l-enbiya-i aleyh-i efdalü'l-salevatü't-tehayayı alup Sultan Ahmed Cami'-i Şerifi'ne ihrac ve cümlesi orduya cem' ile ümmet-i Muhammed'den ehl-i iman olanlar Sancak-ı ResUluilah altına gelüp şeri'atın hükmüne iltica eylemeleri taraf taraf dellallar sevkiyle nida' ettirilmiş ve din ü imanı olanlar, katfe-i ümmet-i Muhammed, can ve baş ile seğirdüp gelmiş ise [de] eşkiya gürühu cem'iyyet-gah-ı şekavetlerinde ısrar ve din ü devlete karşu durup ma'zallahu te'ala Devlet-i Muhammediyye'yi zir ü zeber ve ehl-i ırz gürühu olan bunca ehl-i imanı ayaklar altında pay-mal ve neticesinde a'da-yı din pençesine giriftar ederek öyle şena'at-ı azimeye cür'et etmiş olduklarından ber mukteza-yı şer'-i şerif demleri heder olmak üzere üzerlerine me'mürlar ta'yiniyle kışıaları ihrak olunarak nihayet Hakk subhanehu ve te'ala hazretlerinin kendülerini şeri'at kıllema uğradup ceza-yı arnellerini bulmuşlardır . Şöyle ki, bu fesad-ı azim zahirde bir takım erazil ve eşkiyanın işi görülmüş ise de [16b] yine Ocaklardan bir takım müfsid ve muharrik ve bed-hah-ı din ü devlet makuleleri iç yüzünde bunlara pa-daş olarak bu ihtilal ve bu cem'iyyet onların başı altından olduğu bi't-tahkik her biri isim ü resmiyle ahz ve mukteza-yı şer'-i şerif üzere cezaları tertib olunmuşdur. Ve her tarafından dahi eşkiya gürühundan sü'-i hareketleri mütahakkık olanlar tutularak mücazat-ı layıkaları icra olunmakda olup, ancak bu ane kadar bunca vak'atdan ma'lüm-ı mübeyyin olmuşdur ki, Yeniçeri Ocağı'nın ibtida' vaz'ında maksud olan yararlık ve ita'at kazıyyesi bir vakitden beru bi'l-akis yaramazlık ve şekavete mübeddel olarak, hasılı Yeniçerilik namı ve yoldaşlık ünvanı bayağı eşkiyahğa melce demek suretine varup ve yararnazı ehl-i ırzına galebe edüp, hatta bu def'a tutulup siyaset olunanların içlerinde kefereden kolunda Yetmişbeş Nişanı ve hem kafir haçı bulunarak işte içlerinde ecnas-ı muhtelife karışmış
63 ve da'ima içlerinde bu makule kefereden ehl-i İslam kıyMetinde casuslar bulunduğu ve ref' ü tatbiri kiraren ü miraren ifade ve tenbih olunmuş iken adem-i isgaları sebebiyle tefrik ü temyiz müyesser olamamış ve ağavat u zabitanları, içinde kendülerine uymayan ehl-i ırzları zabt u rabUanndan aciz kalmış ve bundan sonra dahi bunların beka-yı namlarına her ne güna tedbir olunsa mukayyed ve müsrnir olamayacağı tebeyyün etmiş olmakdan naşi bu gün Sultan Ahmed Cami'-i Şerifi'nde Sancak-ı Şerif altında müctemi' olan şüyuh-ı İslam hazeratı ve bi'l-cümle sudur-ı kirarn ve ulema-yı a'lam ve mecmu'-ı hayr-hah-ı din ü devlet beyninde hermukteza-yı şer'-i şerif vaki' [1 7a] olan ittifak ara mucibince salah-ı alem içün Ocak'ın ism ü resmi tebdil ve katfe-i kanun-ı kadim ahar hey'etiyle tecdid olunarak fi-ma ba'd Yeniçerilik namı külliyyen ortadan kalkup anın yerine mu'allem Asker-i Mansure-i Muhammediyye ünvanıyla ve devlete yarayacak gaza vü cihada ve düş mene cevab verecek kifayet mikdarı asakir tahrir ü tertib olunmuş ve hala Hüdavendigar Mutasarnfı vezir-i mükerrem, sa'detlu Hüseyin Paşa hazretleri üzerlerine Ser-asker nasbıyla Ağa Kapusu'na ikamet etmek ve fi-ma ba'd Ağa Kapusu'nun ismi tağyir ile elsine-i arnınede Ser-asker Paşa Kapusu ünvanı söylenmek ve ba'de ezin kışlalarda ve kolluklarda işbu neferat-ı mürettibe ikamet olunmak ve Yeniçeri Ağalığı ve Bölük Ağaları kezalik lağv u imha olunarak, hala Yeniçeri Ağası olan Mehmed Ağa'ya Mir-ahur-ı Evvel payesiyle Dergah-ı ali Kapucubaşılığı ihsan ve Kul Kethudası Ağa'ya rütbe-i mirrniranlık ile müşarün-ileyhin ma'iyyetine ta'yin ve Zağarcı ve Saksoncubaşılar'a Dergah-ı Mu'alla Kapucubaşılıkları ve sa'ir mevcüd olan sadakatkar Bölük Ağalan'na Hassa Silahşorluğu hall u halince ataya-yı seniyye ihsan u çerağ ve paye beyliğine mutasarrıf olanların saye-i merhamet-vaye-i hazret-i Padişahi'de kat'an yevmiyye ve esamelerine hale! gelmeyerek ibraz edecekleri memhurları mucibince herkesin dahil-i icmal olarak mutassarıf olduğu yevmiyye ne mikar ise yine öylece bila-noksan verilerek ömürleri oldukça yeyüp mutasarrıf olmak ve hiç kimesneye zarar ü ziyan gelmernek ve bundan böyle mecmu'-ı İslam [ı 7b] küçük ve büyük kaffe-i ümmet-i Muhammed ve ulema ve sair Ocaklar halkı ve umum nas bir vücud-gir olup birbirlerine din karındaşı nazarıyla bakarak miyanede ayrılık ve gayrılık olmamak ve büyük, küçüklere rahm u şefkat gözüyle bakup, küçükler dahi
64
büyüklere her halde inkıyad ve ita'at etmek vasıl-ı maksud-ı asil ve cümleye farz-ı şer'i olan i'lan-ı kelimetullahi'l-mü'in ve ihya-i din ü şeri'at-ı hazret-i seyyidü'l-mürselin emrinde ittifak-ı amme ile ihtiyar ve teşebbüs olunan maslahat-ı hayriyyede kaffe-i ehl-i imanı ila ma'-şaallahu te'ala böylece müttefik ve müttehak olup zinhar u zinhar hiçbir ferd bilat-ı hareket ve muhalif söz söylerneğe cür'et etmemek ederi olur ise vebali boynuna derhal seyf-i şeri'at ile hakkından gelinmek üzere Müste'inen bi-tevfikillahi te'ala ittifak-ı amme ile karar verilmiş ve hernan iktizalarının icrasına şuru' ve mübaşeret olunmuş ve bu vechile Rumeli ve Anadolu'nun üçer kollarına ve bi'l-cümle Memalik-i Mahrusa'ya evamir-i aliyye ısdarıyla neşr ü i'lan kılınmış olmağla, imdi bi'l-cümle mahallat imamlarını huzur-ı şer'a celb ü cem' ile keyfiyyeti tefhim ve işbu ferman-ı alinin seri'an birer kıt'a mümza suretlerini çıkar tup yedierine i'ta ederek her biri varup mahallesi ve cami' ve mescidlerinde ahaliye kıra'at edüp bu babda mücerred ihya-i din ü Devlet-i aliyye-i Muhammediyye ve ıslah-ı ahval-ı millet-i İsla miyye içün kitap ve şeri'at hükmünce fi-ma ba'd Yeniçeriler'in külliyyen kalktığını ve anın yerine tecdid-i kanun suretiyle Asakir-i Mansure-i Muhammediyye ünvanıyla mu'allem neferatı tahtirine mübaşeret olunduğunı ve hiç bir kirnesnenin mutasarrıf oldoğu ulufe ve esamesine zarar gelmeyerek [18a] icmale dahil memhurlarını ibraz edenlerin yevmiyyeleri ne mikdar ise ba'de-ezin dahi ömürleri oldukça ihsan u inayet buyurulacağını ve bu cihetle din ü imanı olanlar ve kitabullah ve şeri~at-ı mutahharaya ita'at ve inkıyad edenler bu hususun kadr u şükrünü bilerek saye-i şev ket-vaye-i hazret-i Padişahi'de mesrurü'l-bad ve müserrahü'l-hadd ve hernan da'vat-ı hayriyye-i cenab-ı zıllullaha meşgUl olmalarını her birinin guş-ı huşlarına ilka ve gereği gibi telkin ü tefhim ve hilafına söz söyleyenler dünya vü ahiretde kahr u hüsrana mübtela olacaklarını dahi güzelce beyan ü tebeyyün eylemelerini tenbih ederek, siz dahi bu hususdataraf-ı şer'-i enverden ale'd-devam dikkat u nezaret ve her halde icra-yı mukteza-yı şer'-i şerife ihtimam u dikkat eyleyesiz. TEBDİL ŞÜDEN-1
BAB-I SER-ASKER! VE TANZİM-1 LEŞKER
Bundan akdem sabıkan Ağa Kapusu Ser-asker Paşa hazretlerine tahsis olunmuş olmağla bu def'a Sultan Bayezıd Cami'i kurbunda
65
vaki' Seray-ı Atik-i Ma'müre Ser-asker Paşa Kapusu ve Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye kışlası tertib olunmağla seray-ı mezkürede mevcüd ve mütemekkin Harem-i Hümayün Ağavat-ı ve civan ve umüm üzere Teberderan ve sa'ir Ocaklar neferatı ihrac ve bi'lcümle mefrüşat ve eşya-i sa'ireleri dahi Seray-ı Cedid-i Hümayün'a nakl olunup hali kaldıkda, müşarün-ileyh hazretlerini dahi mahall-i atikden seray-ı mezküra nakl u ikamet ve Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye tahtirine bed' ü mübaşerete meşgül olunup bi-inayetillah ve be-i'anet-i rühaniyyet-i hazret-i Resülullah ve ba-himmet-i Padişah-ı şevket-Penah Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye namıyla mu'allem asker tertib ü tanzimi mukarrer ü müyesser olup bir vakt-ı mübarekde tahtirine müb!şeret olunup on beş gün zarfında onbinden ziyade cem' u tahrir [18b] ve esvab-ı mahsusa dahi tanzim ve bir tarafdan ternam olan elbiseleri i'ta vü teslim buyrularak ilbas olunmakda olmağla ilbasları temam olanlardan derün-ı İslambol'da vaki' Kolluklara asakir-i mürettibeden vaz' olunup yirmi dört sa'atde bir tebdil ve nöbet ile aher takım gelüp bu vechile beher gün mahalleri değiştirilen ve günden güne neferat ziyade olmakda olup Karadeniz Boğazı'nda vaki' kal'alar neferatı dahi bu def'a tard u ref' olmalarıyla Anadolu ve Rumeli kal'alarına dahi biner mu'allem asker irsal ve vaz' olundukda kal'alardan Asitane tarafına gelince iki taraflı tabyalara ve hisar kal'alanna la'iki vechile münasibi mikdar asakir-i mürettibeden vaz' olundu ve sa'ir askeri ocaklarının dahi tertib ü nizamı muktezi olmağla Topçu ve Top Arabacıları'nın, mevcüd bulunan Ortalar neferatı zabıtanıyla yüzyirmişer aded ve bir danesi noksan bulunmak atik nizamlanndan olup mürür-ı eyyamla mecmü'a-i nizarnları şirazesine perişaniık müstevli olduğundan bu def'a bi'l-cümle nizam-ı kacümine halel gelen ocaklarm nizarnları dahi elzem mevaddat olmağla Topçu ve Arahacı neferatının sabıkı vechile beher Ortalarının zabitanıyla yüzyirmişer aded olup bir danesi noksan olmayup her birerleri kavi kefile rabtla müceddeden tahrir ve bundan akdem nizam-ı atikde kırk akçe yevmiyyesi olana altmış akçe ve altmış akçe yevmiyyesi olan doksan akçe ve seksen akçe yevmiyyesi olana yüzyirmi akçe yevmiyye tanzim olunarak ta'yinat-ı sabıklarına dahi ziyadesiyle zamm u ilhak olunarak terti'b olunup yoklamaya me'mür katiplerinin dahi kadim ma'aşlarına birer rub' zammile, mesela altıyüz guruş kadim ma'aş
66
olan yüzelli guruş zammile [19a] yediyüzelli guruşa iblağ ile tertib olunup Ta'limhane derünunda ta'lime bed' olundu ve Beyoğ lu'nda vaki' Taksim karşusunda Topçu Süvarileri'nin kışiası sabıkı vechile süvarilere mahsus olup binbaşı ve yüzbaşıları ve sa'ir zabitanlarına kıyatet-i mahsüs tanıimiyle me'mur buyrulup ta'lime bed' olundu ve günden güne neferatları ziyadelenrneğe karar verildi. Ve Topçu Tüfenkçileri bundan akdem ref' olunmuş olmağla bu def'a onlar dahi ibka ve Çubukçu Ahmed binbaşı olup sa'ir zabitanlan dahi tertib ile nasb u me'mur buyruldukda neferat tahririne bed' olunmağla onbeş gün zarfında iki binden ziyade tahrir olunup her birerlerine mürettep libaslar verilüp, Taksim civarın da ta'lime müdavemet olundu ve Humbarahane takımı ve Lağım cılar dahi bundan çend mah akdem Anadolu ve Rumeli'de mevcud bulunan ashab-ı tirnar bilcümle ba-ferman-ı ali mahallerinden Der-aliyye'ye geldiklerinde umum üzere yegan yegan tashih olunarak bi'z-zat sahib-i tirnar olan şahıs, huzur-ı Sadaret-penahi'de isbat-ı vücud ederek üzerlerinden Sipahilik namı ref'le Humbarahane'ye tahrir ve ta'yin olunup, Sancak Alay Beyleri dahi kendü neferatlanna Başbuğ ve Zabit olmağla tanzim ve münavebeleri geldikçe bila-noksan Asitane-i aliyyeye gelüp Hasköy kurbunda vaki' kışiaları derünunda mevcud bulunarak iktizasına göre ta'lim ve ta'yin olunan hidmetlerinde istihdam olunınağa karar verildikde gerek zabitanlarına ve gerek neferatıanna bi't-tahsis elbiseler i'ta olunarak ilbas olundu. Ve Eyüp'de vaki' Rami Çiftliği Humbaracılar'ın süvarilerine kışla tertip olunup [19b] tanzim olundu. Cenab-ı Rabb-i gafür, müced-did-i din ü devlet ünvanıyla mu'anven sahib-kıran-ı zeman, cihan-gir-i devran padişah-ı alem-penah efendim.iz hazretlerinin liva-i şahanelerin mansur ve a'cta-yı din ü devletlerin makhur edüp yevmen fe-yevmen Asakir-i Mansure'i müzdad ve kalb-i enverlerin şad eyleye, amin. TA'LİK ŞÜDEN-1 KANADtL DER-MAHALLAT
Derün-ı İslambol'da
ve haric-i sur ve Eyüb karşusunda Büyükdere'ye varınca ve Kadıkaryesi'nden Beykoz nam mahalle reside olunca iki taraflı Boğaziçi'ne bi'l-cümle mahallat umüm üzere İs lam ve re'aya haneleri kapuları önüne fener ve kandiller ta'lik olunarak ve her bir şahıs müsellah olup ahşamdan sabaha kadar kapularının önünde bekleyüp na-ma'lum bir kirnesne zuhurunda
67
tutup zabite teslim olunarak beş gice bu hal üzere olup ba'dehu mahalle imamları ma'ri.fetiyle umümen haneler tahrir ve derunlarında iskan edenler birbirlerine ke.file rabt ile nizarn verildi. NtZAM DER-CANtB-İ ÜSKÜDAR
Ve Anadolu tarafına karşu Kadıköyü'nden Üsküdar'a ve andan Karadeniz Boğazı'nda vaki' kal'alara ve veralarında ki, kariyyelere varınca gerek vekayi'-i sevabıkda ve gerek bu de.f'a zuhür eden hareketde ittifak edüp mu'avinleri olanlardan müctemi' olanların nizarn ve siyasetlerine el-yevm Beykoz nam mevzi'de şeref-i ikametle mukim hala Kütahya Mutasarrı.fı İzzet Mehmed Paşa hazretleri me'müriyyetle eşkiya gürühundan olup da bulunan ha'inanın cümlesi Üsküdar'a getirilüp yegan yegan cezaları tertib olundu. Ba-husüs derün-ı Üsküdar'da mevcüd erazil makulesi ne mikdar var ise ve bundan akdem yirmiüç senesi ramazan-ı şerifinde (20a] Kadir Gicesi zuhür eden vak'ada Üsküdar Kışıası harikinden sonra umümen Kadı Paşa Konağı'nı yağma ve garet edenlerden bakı kalanlarını erbab-ı vukü.fun haberleriyle buldurolup her birerlerinin başka başka cezaları tertib olundu. Ve eşkiyanın ekeserisi Kayık-hane Bostancıları'ndan ma'düd olduklarında bir .fesadın zuhürunda kangı taraf galib olur ise, galib tarafın neferatma ilhak olmaları adetleri olduğu ya'ni Yeniçeri tarafından bir muzayekaları vuku' buldukda Bostancı Ocağı'nı melce' edüp Berata giydikleri veyahud Bostancıbaşı tarafından te'dib ü tekdire şayan bir cünhası zuhürunda kışlaya kaçup ihti.fa eyledikleri öteden beru zabitanın ma'lüm ve meczümları olan eşhasdan Üsküdar tarafın daki kuralarda müctemi' olan ve kendülerini setr ü hıfz içün baş larına herata giyenlerden ve gayrilerden üçyüzden mütecavizi dahi bulunup silahlan ahzla herataları alınup isimleri Ocak Defterleri'nden hakile fi-ma ba'd Ocak namını yad etmemek üzere vilayetlerine nefy ü irsal olundu. Ve sa'ir kayıkçı ve hammal ve manav ve sebzevancı ve kebabçı ve kahveci vafir-i mela'in ve şekerci ve sa'ir gürüh-ı eşkiyanın seyf-i şeri'atle cezaları tertib ve şimşir-i gazab-ı Padişahi'yle kahr u helak oldular. V AZ' ŞüDEN-! KASR-I HARİK
Ez-kadim zuhür eden harike nezaret içün kasr-ı harik külliyyen hedm ile Ser-asker
Ağa Paşa
Kapusu'nda olan Kapusu'na nakl
68
olunup resm-i aharla vaz'-ı esas olundu ve Seray-ı Atik'in ekseri mahalleri hedm olunarak hey'et-i diğerle iktizasına göre ebniyye-i kesireye [20b] vaz'-ı esas olundu ve etraf-ı duvar kenarlarına asker-i nusret-eser için kışla resminde iki kat odalar inşad olundu. Levend Çiftliği muhterik olduğu zernandan beru Beşiktaş'da ikamet ve köşe-nişin-i uzlet üzere olan Osman Ağa der-sa'at Asakir-i Mansüre'ye binbaşı nasb olunmağla kaderi bala olup da'vat-ı veliyyü'n-ni'mete müdavemet ve hidmet-i me'müresine mübaşerete meşgul oldu. Ağa-yı merkilm devr-i Selim Hani'de Levend Çiftliği'nd<" vaki' mu'allem asker süvarilerinin ser-efrazlarından idüğü cümleye aşikardır. TA 'YİN
ŞÜDEN-t
BAB-I FETVA-PENAH
Süleymaniyye'de vaki' eyyam-ı kesire ve sinin-i vafireden beru Ağa Kapusu bundan akdem Ser-asker Paşa hazretlerine tahsis olunmuş olmağla bu def'a müşarün-ileyh Seray-ı Atik'e nakl olundukda malıall-ı mezkür bundan böyle fi-ma ba'd mesned-i Fetva'ya teşrif huyuran Şeyhü'l-islam ve Müftiü'l-enam-ı selkemehü's-selam hazeratına tahsis buyruldu. Beyt Niçe dem mesken iken kafir-i bi-dinlere, Ağa Kapusu'nu hakk eyledi Bab-ı Fetva. BED' Ü MüBAŞERET ŞÜDEN-İ KIŞLA DER-SAHRA-YI DAVUD PAŞA
Asakir-i mürettibe içün gerek Asitane dahilinde ve haricinde taraf be-taraf ba'zı münasib mahallere kışialar bina olunmak elzem idüğünden tiz elden Davud Paşa Serayı civarında müceddeden bir aded kebir kışla mahalli müstahsin görülüp bir vakt-i mübarekde temelleri hafr olunmaklığa bed' ü müb8.şeret olunup bundan akdem Yergöğü kal'ası Bina Emaneti'nden hitam-ı me'müriyyetıe Der-aliyye'ye vürüd eden Sadr-ı esbak Abdullah Paşa Hazinedan Dergah-ı Mu'alla Kapucubaşıları'ndan Mehmed Ağa Bina Emaneti'ne ilbas-ı hil'at olunup vaz'-ı esas olundu.
69 NEFY ŞÜDEN-İ BA'ZI MEVALl-İ 'İZAM
Mevali-i izamdan [21a] Anadolu payesiyle Mükerrem Melek Mehmed Paşazade Abdulkadir Bey Efendi Mağnisa'ya nefy ü icla ve yine Anadolu payesiyle mültefit Murad Mollazade Arif Molla Efendi Aydın Güzelhisar'ında nefy ü icla ve yine Mekke-i Mükerreme payesini ibraz eden sabıkan Vekayı'-nüvis Şanizade Molla Efendi Tire nam mahalle nefy u irsal ve yine müderrisin-i kirarndan Cı ğalzade Tahir Bey Hadim'e nefy icla olundukda Hacegan-ı Divan-ı Hümayündan hala Şıkk-ı Salis İsmail Ferruh Efendi Mahrt1se-i Burusa'ya nefy ü icla olundu. VUKÜ'I GARİBE Gürüh-ı
rnekruhdan usta hınzırının birisi firar etdikde bir mahalde karar edemeyüp Eyyüb'den karşı Karaağaç semtine gitdikde tahassun-ı iskan edecek bir münasib mahal kalmayup kırda bir sakız ağacının kovuğuna ihtifa ve ol gice anda ·ikamet esnasında bir hayye zuhur edüp helak etmiş olup ertesi gün ol tarafdan mürür edenlerden birinin manzuru oldukda, hayye sokup andan kahr u helak olduğu vücud-ı rnekruhunda zahir olan zehr asarından hayye sokduğu ma'lum oldukda tesadüf etdiği cümle mü'minin ta'accüb ü istiğrab ederek ifade ve i'lan edüp bu mühin-i din ü devlet olanıann hakkında elbette kahr u gazab-ı İlahiyye'nin zuhurunda bir alarnet idüğü aşikar ve beyan olundu. DİGER GARİBE
Ve yine Karadeniz Bağazı'nda vaki' kıla-yı ma'lume yamaklarının def'i zuhurunda bi'l-cümle ıyal u eviadlarıyla bir kıt'a setineye vaz' ve mahallerine irsal olundukda yolda giderler iken bir şedid rüzgar ve furtuna zuhuruyla sefineleri gark ve ekseri helak olup, ancak içlerinden onbeş mikdan ru-yı deryada halas [21b] ümidiyle na-çB.r çabalar iken, Asitane'ye gelür bir kıt'a ahar seiıne zuhuruyla bunların bu keyfiyyetle gark u helak olacaklar[ı] manzurları oldukda derhal bahre filika ve sandal ilka birle mezkur onbeş neferi halas ve setinelerine alup sefinenin baş tarafında libaslarını kurutınağa meşgUller iken sefinenin bad-ban-ı kebirine merbüt güncük ta'bir olunan kebir halat şikest olup bad-banın
70
ucu rüzgardan çaprazken garkdan halas olan ol onbeş nefer kesanı süpürüp tekraren bahre gark edüp sefine takımından hiç bir ahar ferde zarar u ziyan etmeyüp keyfiyyet bu hal üzere vuku'unu sefine re'isi Der-aliyye'ye duhülünde beher rast geldiğine ifade ve i'lan etmekle mesmu'u olanlara bi'l-cümle hayret geldi. Ve hüve alil külli KATL
şey'in
kadzr vallahu galibun ala emrihi.
ŞUDEN-1
NAHILCI MUSTAFA
Bu def'a mela'in u kafiranın hareket-i rnekruhlarında müsteşar-ı nekbet-medarlan olup vücuhla irae-i tahrik ve sergerdelik ederek her bir hareket ve şekavetlerinde ba'is-i sebeb-i fitne olan Nahılcı Mustafa nam şaki ve müfsid Aksaray civarında fahişesi olan bir kadının hanesinde muhtefi olduğu ma'lüm oldukda basulup, bir sandık derünunda bulunup, huzur-ı Sadaret-penaha ol hal üzere getirüldükde Kumkapu'da vaki' Kahvesi önünde katı ile i'dam u kem-nam oldu. MUMCULAR KıETHUDASI'NIN KAZİYYESİ VE KATLİ
Yedikulle haric ve dahilinde mevcud olan Mumcu Esnafı'nın Kethudası ve oğlu Yeniçeri mel'unanından olmağla mukaddem ve mu'ahhar vuku' bulan cem'iyyet ve hareketlerin her birinde mine'l-kadim müttefik olduklarına mebni bu def'a dahi ittifakları ve yağma [22a] ve garetleri ve ikaz-ı fitneye ba'is hususlar ve yağ ma ve garetde bi'l-ma'iyye bulundukları aşikar, ancak bi-inayetillahi te'ala kerem-i Devlet-i aliyye-i ebediyü'd-devamın galebesiyle bir takım kafiran kahr-i İlahiyye'ye duçar ve şemşir-i gazab-ı Padişahl'ye giriftar olacakları der-kar olmağla kafiran-ı mezkuran baba-oğul kendü hayatlarından na-ümid olup bir tarafa firara çare-cular iken ol tarafda vaki' tarikat-ı aliyye meşayıhından Küçük Şeyh demekle arif bir herife münasebetleri olup ancak, Şeyh-i mezkur hala Tophane Nazırı bulunan Kethuda-yı Sabık Sadık Efendi'nin şeyhi olduğundan ha'inan-ı merkumanın selametleri ve muhafazaları içün Nazır Efendi tarafına bir kıt'a memhur tezkere irsal ve me'ali Lebib Efendi'ye ifade ve ümera edüp üç-beş nefer Topçular ile başlarına «Puşi)) sarup Topçu kıyMetiyle Topçu misillu Tophane'ye vasıl olduklarında Lebib'in hanesine dahil olup birkaç gün ikamet üzereler ikenolmahalde ihtifa eyledikleri şuyu'
71
Efendi savb-ı devletden celb ü ihzar ve keyfiyyet-i hal ifade ve iş'ar olundukda ketm ü inkar edüp ol mahalden hareket etdikde bir kıt'a memhur mürür tezkeresiyle bir adamını Lebib'in hanesine gönderüp mürür tezkeresi Mumcubaşı'nın yedine teslim ile mahall-i ahara isal ve oğlunu dahi diğer civarında bir ahar haneye nakl ettürüp bu suretle halas ümmid edüp durur iken, tekrar me'murlar gelüp Lebib'in hanesi basılup ve bulamayup me'murlar avdet etmişler iken bir ahar kirnesne Lebib'in civarında bir boş han ede muhtefi olduğın haber vermekle ol [22b] hane dahi basılup mel'unun oğlu anda bulunup Bab-ı ali'ye ihzar olundukda nazır-ı muma-ileyhin ma'lumu olup derhal halası içün tekrar bir kıt'a takrir irsal ve me'alinde cürmünün avfını niyaz etdikde ha'in-i mezkuru bila-eman katı ile i'dam olundu. Nazır-ı muma-ileyh dahi Amasiyye nam mahalle nefy ü icla ve Lebib dahi Kütahya'ya nefy olundu. Ve Sadık Efendi'den münhal olan Tophane Nezareti bu def'a hitam-ı me'muriyyetle Şam-ı Şerif'den avdet birle Der-aliyye'ye vürud eden sabıkan Darphane-i Amire Emini Ahmed Efendi'ye tevcih ü ihsan buyruldu ve Mumcular Kethudası mel'ünu dahi bir hafta müruruyla çoban kıyafetiyle bir mahalde bulunup habs olundu. buldukdaNazır
İ' DAM ŞÜDEN
EZ-BA 'ZI F1RAR1YAN
Ustalardan iki ha'in firar etmiş olmağla Karadeniz sevahilinde Midye nam mevki'de Bulgar kıyafetinde bulunup ve bir danesi dahi Frenk libasıyla başında şapka ile tutuıup katı ile i'dam olundu. VAZ'-I ESAS-I KIŞLA DER-ÜSKÜDAR
Üsküdar'da vaki' mukaddem muhterik olan mu'allem asker kış ıası ne vechile muhterik olduğu ma'lum, bu def'a bi-inayetillahi te'ala muhterik kışla mahalli tevsi' ile müceddeden binası içün ferman-ı ali sudtir etmekle, Hacegan-ı Divan-ı Hümayün'dan sılbı kan Filibe Nazırı Morevi Osman Efendi Bina Emaneti'yle ilbas-ı hil'at olunup bir mübarek sa'atde vaz'-ı esas içün du'a vü sena ve kurbanlar zebh olunup vaz'-ı esas olundu. Ve yine Eyüb'de vaki' Rami Çiftliği Humbaracılar'ın süvarilerine kışla tertib ve tanzim olunmağla sabıkan Humbaracıbaşı Serfice Mehmed Ağa Bina
72
Emaneti'ne ilbas-ı hil'at olunup me'müriyyetine mübaşerete meş gül oldu [23a] ve üsküdar'da vaki' Atik Valide Cami'i civarında devr-i sabıkda mu'allem asakir süvarilerine mahüs kışla mevcüd olup, ancak mürür-ı zemanda harab olmuş olmağla bu def'a anın dahi ta'mirine bed' ü mübaşeret olundu. İ'DAM ŞüDEN-1
BA'ZI MELAHİDE
Ortaköy sakinlerinden gürüh-ı melahide ve zenadıka ve revafizin ziyadesiyle eşna'larından İslambol Ağasızade kuzatdan Ahmed Ağa nam kirnesne ve yioe pa-ctaşlarından olup tarik-i Hacegan-ı Divan-ı Hümayün'dan esbak Topçular Katibi Vekili merhum Yusuf Agah Efendi Mühürdan Kürkçüzade Salih Efendi nam şahıs ve yine Üsküdar sakinlerinden ke'enne Bektaşi meşayihinden Kancı Salih nam mülhid yegan yegan mahallerinden kaldırılup bir hafta mikdan habs olunup ba'dehu Ahmed Ağa Tophane'de ve merkilm Salih Efendi Bab-ı Hümayün'da, Kancı dahi Üsküdar'da tekyesi kapusu önünde katille i'dam olundu. TEVCIH-1 KlTABET-İ ASAKİR-İ MANSÜRE
Hala Maliye Tezkerecisi Mehmed Yekta Efendi el-yevm mutasarrıf olduğu mansıbı uhdesinde olarak Asakir-i Mansüre Başkitabeti hidmetine me'mür buyrulup ilbas-ı hil'at olundu. NiEFY-İ BEKTAŞ1YAN
Der-aliyye'de mevcüd tarikat-ı Bektaşiyye dervişleri öteden beru Yeniçeriyan ha'inanı zümresine mensüb olup, hatta Asitane-i Sa'adet'de ikamet üzere olan Hacı Bektaş vekili da'ima doksandokuz cema'atin kışıasında ikamet u beytütet etmesi adetleri olup bu süretde bi'l-cümle Ocaklı güya Hacı Bektaş küçekleriyüz deyu i'tikad-ı batılaları üzere Ocak'ın gayret-keşleri olmalarıyla taraflarından Ocağı istishabı havi ba'zı harekat u mu'amelat [23b] zuhürunda başka usul-ı tanklerinin harici etvar-ı mü'minin ve mezheb-i muvahhidinden taşra güna-gün mezahib-i batıla ma'il ve niçe niçe ümmet-i Muhammedi kendüleri gibi rab-ı delalete varta-i çah-i ibahete düşürüp cadde-i şeri'at-ı Mustafaiyye'den udül u nukül etdirerek ve giderek ekser nas ol mela'in ü melahide ile
73
ülfet ü ünsiyyet ederek beynlerinde şe'air-i İslam-ı imha ve dürlü ayin-i batıla icra ve tarik-i mustakimden bi'l-külliyye hurüc eyledikleri mesmü' olmağla cümlesi umüm üzere devşirilüp Ceb[e]hane'ye habs olundu. Ve bir hafta mürurunda her birerleri şeyhle riyle takım takım birer bilad-ı ba'ideye nefy ü irsallerinden sonra haric-i İslambol'da Karaağaç ve Eyyüp'de Karyağdı ve Südlüce'de Bademli Zaviyyesi ve yedi mahallede salifü'z-zikr Mumcular Kethudası ha'ininin bina etdiği tekye ve Nerduban Karyesi ve Çamlıca'da ve Öküz Limanı ve Üsküdar'da Kancı maktülün tekyesi ve Rumeli Hisarı'nda Şehidlik nam tekye hasılı dokuz aded Bektaş tekyeleri ma'rifet-i şer'ile hedm u harab oldu. MENFİYAT
Salifü'z-zikr Mumcular Kethudası mel'ünun sebebiyle ecille-i rical-i Devlet-i aliyye'den Tophane Nazırı Sadık Efendi'nin nefyine mustakill-i ba'is olan Küçük Şeyh dahi ha-ferman-ı all nefy ü icla olundu ve hassa Hasekileri'nden Mesüdzade Şerif Haseki, Sadık Haseki ve Kağıdhaneli Kamil Haseki ve hala Odabaşı Kassab Bekir Bektaşilik töhmetiyle cümlesi mahrüsa-i Burusa'ya nefy ü irsal olundu. Ancak Odabaşı Kassab Bekir bundan akdem Üsküdar'da Kassab esnafından ve Ocak-ı merfü'a [24a] yoldaşlanndan olmağla yirmiüç senesi ramazanında Kadir Gicesi Vak'ası zuhurunda Kadı Abdurrahman Paşa Konağı'nı basup yağma ve garet edenlerin sergerdesi olup umümen yağma olunan emval u mücevherat ve nüküdun ekserisi zimmetinde kalup ba'dehu bir takrib Hassa Hasekiliği tahsil ve bir kaç sal mürurunda Karakulak ve bu def'a Odabaşı olmağla keyfiyyet-i sabık ma'lümu olanların ihbarıyla menfisinde maktul ve ser-i maktu'ı Der-aliyye'ye mevsuı oldukda Karakulak bulunan Abdullatif Bey Odabaşılık'la dil-şad u hurrem oldu. KATL ŞÜDEN-İ MÜTESELLİM-İ ALAİYYE Kırkıncının Ustalığı'ndan çıkup
bir suretle Alaiyye Mütesellimtahsil eden ha'in dahi bu def'a Ocak külliyyen ref' olunmağla sabıkda cür'et eylediği katirliklerine mebni ha-ferman-ı ali mahall-i ikameti olan Alaiyye'ye reside oldu.
liği'ni
74 İ'DAM-I ŞABCI YAHÜDİ
Mersüm Yehüd milletinden ve sarraf zümresinden olup öteden beru ziyade dik sözlü ve pek yüzlü ve gayetle huşünetli ve serkeş bir Yehüd-ı anüd olmağla büyük ve küçük bilmeyüp mal u servetlerine firifte olduğundan her bir etvar u mu'amelesi cümleyi tekdir eder vadilerinde hareketde olduğundan ma'ada veliyyü'n-ni'met olan canib-i devlete dahi haddi olmayarak serkeşlik ve hüşünetıi cevablar ile cevab-dade olduğu ve cühüdluğundan ba'zı hafi hafi hiyanetlikleri zahir ve nümayan olduğundan başka bu def'a Ağa Kapusu Bazerganı olan cühüdun katı u i'dam136 olunmamasını dahi huşünetıe israr etdiğinden ol vechile etvara ictira' etmekle ba-ferman-ı [24b] ali bir sebt gicesi Bostancıbaşı ma'rifetiyle nekbet-hanesi önünde i'dam olundu ve beş gün sonra istishab ettiği Kapu Bazerganı dahi Bab-ı Hümayün'da katı ile cezası tertib olundu. HEDM ŞÜDEN-1 KAHVEHANE
öteden beru zuhür eden bi'l-cümle fesactat ve eracif ve fasl u mezemmet ve nifak u gıybet ve dürlü dürlü havadisat ve umür-ı meham-ı Devlet-i aliyye'ye da'ir kelamlar kahvehane ve berber dükkaniarından zuhür etdikden aralık aralık ba-ferman-ı ali canib-i devletden men' ü yasağ ve ba'zen kapanup mühürlenmek ba'dehu küşad oldukda sabıkı vechile güft-gü ve belki dahi ziyade eracif ve havadisin tekevvünü el-hasıl bir dereceye reside oldu ki, derün-ı Asitane ve haricinde vaki' buyüt u esnaf-ı sa'ire dükkaniarından ziyade kahvehaneler çoğalup her ne kadar nizarn u rabıtayla muhtac olmuş bir keyfiyyet ise dahi su'al olunmaz ve aranmaz ve bakılmaz süretlerine varup ve ba'zı mahallerde kahveler bina' olunmuş ki, ta'rifi haric ez-akl emval-i kesire sarfla Tavşan-kari, güna-gün işler elvan-nakşlar ve mal-kari ve seng-i mermerden yek-pare mücella ocaklar ve mücella tavanlar hasılı her bir pişe-kar ameleye on onbeş guruş verilerek iş işledüp bu vechile emval-i kesire sarf olup ve ashabı Ocak-ı merfü'a takı mından Usta ve Başkarakullukçu ve Çorbacı ve Turnacı ve Haseki oturakları ve Kapudan Paşa Çavuşları olup bunlardan ma'ada 135
«olunmamasını»
sını» olmalıdır.
ibaresi metinde sehven
yazılmıştır. Do~usu
«olunma-
75
cins-i ahardan dahi mutasarrıflar var ise yine bir tarafı ol güruh-ı rnekruhdan münasebeti zuhur eder suret böyle iken [25a] mesela kahvelerin birisi hedm yahud mühürlense otuzbir yahud yirmibeşin yağırının Ortası'na dayanır. Ma'azallah birinin kahvesi hedm olunmuş olsa neticesi fesad-ı uzmayi Müeddi olur derecelerine varmış idi. Bi-inayetillahi te'ala kuvvet-i kahire-i müluk-aneyle bu def'a zorba ocağının külliyyen ortadan nam u şan ve ru-yı hakdan nişanları ref' ile alemde asanndan bir nişanları baki kalmayup etdikleri gibi kıyMetlerini buldular. Bundan sonra Devlet-i aliyye'-i ebed-müddetin meraını vechile her bir hususun rü'yetinde suhulet ve bu suretle bir mu'arız kalmayup bi-hamdillah-ı te'ala Devlet-i aliyye niçe müddetden beru dür olduğu hüsn-i nizama mevsul olmağla her bir mevadd ve mesalihin nizarn u rabıtasına bed' ü mübaşeret olunduğundan menba'-i fesadat glina-glin ve eracif ve cümle havadisatın menşe'i olan kahvehaneler me'murlar ta'yiniyle yegan yegan tahtirinden sonra kahvehanelerin ocaklan ve haricindeki peykleri külliyyen hedm ile fi-ma ba'd kahve dükkanı olmayup ahar esnafa verilerek isti'mal oluna[n] ve berber dükkanıarının dahi peykleri bedınile derunlarında duhan ve kahve, gizlü isti'mal etmeğe ruhsat verilerek, tenbih u te'kid olunarak ve sevabık-ı eyyam misunu olmayarak fakat dahil-i dükkan olan kesan hernan traş olup mesalihini rü'yetıe azimet etmek üzere karar u nizarn verildikde gerek derun-ı Asitane ve gerek iki taraflı Boğaziçi ve mahall-i aharlarda mevcud olup ocakları hedm olan kahvehaneler bi-ecma'i-him onbinden mütecaviz olup bu kadar kesreti ma'lum-ı enam olmuş tur. Ve bu vechile bir hafta mürurundan sonra Tophane'den Boğaziçi tarafına varınca [25b] vaki' olan kahvehanelerin ashabı ekserisi fakirü'l-hal ve muzdaribü'l-ahval olduklarına mebni taraf-ı milluk-aneden zuhur eden kemal-i merhamet ve şefkate binaen Tophane'den Büyükdere'ye varınca pekyleri olmamak ve iskemle ile taşralarında kirnesne oturmamak üzere kahvehanelerin küşadına ruhsat verildi. HEDM ŞÜDEN-İ SALAŞLAR DER-HAVLİ-İ CEYAMİ'İ SELATİN-İ '!ZAM
Sultan Bayezıd Han-ı aleyhi rahmeti'l-gufran cami'-i şerifi havlisi niçe zernandan beru dakakin ve salaş ta'biriyle ke'enne dük-
76
kan peçeler ve sergilerle havlinin derunu mala-mal olup ba-hu sus küfeciler ve tabla-karlardan mürür u ubüra cüz'i meydan kalmamak derecelerine varmış ve Seray-ı Atik'e el-yevm Ser-asker Paşa Kapusu'dur anın önünde vaki' olan meydan dahi bütün bütün kapanup mürür-ı eyyamla her bir mahalline dükkanlar ve salaşlar ve sergiler ilidasından başka küfeciler vaz'ı hasılı bu ana kadar bakilamadığı ol havalide vaki' Kolluk neferatı mela'inlerinin şer'lerinden kirnesneye söz söylenıneyüp her birerlerini bir mel'ün istishabla, rah-ı savabe Devlet-i aliyye'den nizam-ı mülke me'mürlarından biri cesaret edemeyüp bu vechile gitdikce günden güne ziyadelenmekde iken bi-hamdillahi te'ala bu def'a külliyyen Ocak-ı fitnenin ref'iyle refte refte derün u birün-ı Asitane'ye nizarn verilrneğe bed' olunup salifü'z-zikr dekakin ve salaşlar ve fincancılar ve kolluk ol havaliden hedmile ref' olunup cami'-i şerif havlisinde olanlar dahi ref'ile gerek Ser-asker Paşa Kapusu önü ve gerek cami'-i şerif havlisi açılup kema-fi's-sabık meydan olmuşdur [26a]. Ve Hazret-i Ebu'l-feth Sultan Mehmed Han eskenallahu te'ala bi- hubüheti'l-cinan cami'-i şerifi aviisi ve emti'a Gümrüğü kurbunda Valide Cami'i havlisi mela'in-i mezbüranın ta'arruz ve müdaheleleriyle dükkanlar ve salaşlar sergiler ve küfeci ve şerbetçi ve table-karlarla dolmuş olmağla onların dahi cümlesi hedm ile fakat duvara muttasıl olan dekakin baki kalup rn..a 'adaları def' u ref' olundu. Meydan-ı mezbüra küşadelik gelüp cami'-i şerif havlisi olduğu zahire ihrac olundu. MENFİYAT
Ocak-ı merfü'a neferatından Karakullukçular ve sa'ir fitne-gandan olanların ekserisi firar kadıyla her birerleri birer mahalde tahassun edüp ihtifa edenlerden ma'lüm olup bulunanların ba'zı ları katı ile i'dam ve ekseri nefyle duçar-ı gazab-ı elim oldular ve bir takım mela'in dahi birer kalpak giyüp ve puşi sarınup bu vechile kendilerini setr ü hıfz etdikleri ma'lüm olunmağla mezkür ocaklar aranup altıyüz neferden ziyadeleri bulundukda cümlesi kayıklara vaz'la Anadolu tarafına irsal olundu.
AZL ŞÜDEN-1 AGA V AT-I Rl!KAB-1 HÜMAYÜN
Evvel El-hac Ali Bey ma'zül ve yerine Kapucular KetŞehsuvar-zade Derviş Bey mevsül olup Küçük Mirahur
Mirahur-ı
hudası
77 Musa Ağa dahi Kapucular Kethudalığı'na me'mür buyruldu. Ve el-yevm Davud Paşa Kışıası Bina Emini Mehmed Ağa dahi Mirabur-ı Sam'lik ile çerağ olundu. AZL ŞÜ'DEN-1 SER-HUıMBARACİYAN Humbaracıbaşı bulunan Dede Mustafa Ağa azille bi'l-cümle Astane ve baricine Nizarn Ağalığı ünvanıyla me'mür ve ilbas u hil'at olundukda, münhal olan mansıbı hala Çirmen Mutasarrıfı sa'adetlu Esad Paşa biraderleri Dergah-ı ali Kapucubaşılan'ndan Mesud Ağa'ya tevcih (26b] ü ihsan buyruldu.
AZL U NEFY ŞÜDEN-1 KAD-İ DARÜ'S-SALTANAT
Hala İstanbul Kadısı El-hac Sadık Efendi mansıbından azı ve Kütahya'ya nefy olundukda yerine Meşrebzade Efendi nasb u me'mür buyruldu. TEVCtH-1 BA'ZI MENASIB-I VÜZERAYI tzAM
Hala Bolu ve Kastamonu ve Viranşehir sancaklarına mutasarrıf olan Sadr-ı esbak Mehmed Emin Rauf Paşa uhdesine Kangırı Sancağı dahi ilhakla tevcih buyruldu. Ve el-yevm Tekeve Hamid sancaklarına mutasarrıf olan İzmir Muhafızı Hasan Paşa uhdesine Aydın ve Saruhan ve Sığla sancaklan dahi ilhakla tevcih buyruldu. Ve elan Hüdavendigar ve Kocaili ve Karesi sancaklarına mutasarrıf olan hala Ser-asker Hüseyin Paşa uhdesine dahi Menteşe Sancağı ilhakla tevcih buyruldu. Ve el-yevm Kütahya Mutasarrıfı İzzed Mehmed Paşa uhdesine dahi Ankara ve Karahisar-ı Sahib sancakları ilhakla tevcih buyruldu. Ve Eyalet-i Haleb Sirozi Yusuf Paşa uhdesine tevcih buyruldu. Ve Viran kazası dahi Mirmiran-ı kirarndan Ali Şefik Paşa'ya tevcih ü ihsan buyruldu. tHRAC U TEVZİ'-İ ULÜFE
Ez-kadim Devlet-i aliyye-i Osmaniyye-i darnet fi'l-himayiti'r-rahmaniyye'nin üç divanla dört kıst umümen ocaklar neferatı içün hazine-i şahaneden ifraz u ihrac olunan mevacib savb-ı devletden me'mürlar vasıtasıyla cümle ocaklara ba'de't-taksim her birer-
78
lerinin kışıalarma teslim olundukda askeri ta'ifelerine tahsis olunan esameler kanün-ı ka'ide-i devletin mugayyiri bir takım akibet-endiş olamayan kesan güya sehm ü mukata'at ve sa.'ir iradat misullu ma'aş addıyla esnaf u etba' ve haderne zümresi ve ahad u efrad uhdelerinde bin-iki bin akçe belki dahi ziyade yevmiyyeler [27a] cem' ü tahsil etdikleri ve bu süretde beher mevacib zuhürunda genc-i devletden ihrac ve ocaklara teslim ü taksim olunan ma'lümü'l-mikdar mebaliğin yirmi hisseden bir hissesi ocaklarda baki kalmayup ber-vech-i muharrer sehim ve mukata'at ve cihet ve akarat-ı manendi sa'irleri yedierinde kalup eğerci bu def'a bihamdillahi te'ala Yeniçeri Ocağı külliyyen ref' olundukda vaki' olan esamelerden bir akçesi verilmemesi lazım u muktezi iken cenab-ı Padişah-ı şevket-penah, şevketlu, adaletlu, aleme merhametlu efendimiz hazretlerinin ez-kadim cümle ümmet-i Muhammed hakkında vaki' olan kemal-i merhamet ve şefkatlerine mebni bi'l-cümle ashab-ı esamenin mutasarrıf oldukları ulüfelerini kema-kan ibka ve hazine şahanelerinden ifraz birle Ser-asker Paşa huzurunda vuku' bulan mahlülata dikkat olunarak ve el-yevm mutasarrıf olanlar kendü namlarıyla senedat ibrazıyla her birerleri isbat-ı vücüd edenlere tevzi' ü taksim olundukda Sipah ve Silahdar ve Bölükat-ı Erba'a esamelerine kemaliyle dikkat olunarak mahlülatları hazine-mande ve el-yevm uhdelerinde olanlara verilerek tanzim ü taksim olunup Cebehane dahi veeh-i mezkür üzere ashab-ı esame bi'z-zat huzur-ı Sactaret-penahi'de sened ibrazıy ıa isbat-ı vücüd edenlere tevzi' olundukda cümleleri da'vat-ı şaha neye müdave[me]te meşgül oldular. Ve Cebe-hAne'nin Çorbacıları ve sa'ir zabitanları uhdelerinde olan me'müriyyetleri ref' ile her birerleri zatı olan vilayetlerine azimete ruhsatla der-i devletden olmakule hüneler tard u def' olundu. FEVT ŞÜDEN-1 ŞANİ-ZADE
Bundan iki mah akdem Aydın'da Tire nam mahalle nefy ü icla [27b] buyrulan Mekke-i Mükerreme payesini ibraz eden sabıkan Vekayi'-nüvis Şani-zade Efendi menfisinde hulül-ı ecel-i mev'üduyla menzil-i bekaya rihal-i irtihal eyledi.
79 FEVT ŞÜDIDN-1 ŞEYHÜ'L-HAREM-1 MıEDİNE-İ MÜNEVVERE-1 NEVV'ERALLAH
Çendeyn-i salden beru Şeyhü'l-harem hidmet-i celilesiyle şeref-yab olan esbak Darü's-sa'adetü'l-şerife Ağası Anber Ağa hulul-ı ecel-i mev'udesiyle mabeyn-i fenadan harem-seray-ı dar-ı ukbaya hiraman oldukda ol hidmet-i celile-i mübarekeye elan Şam-ı Şerif'de ik;ımet üzere olan Darü's-sa'ade Ağalığı'ndan mahrec Hatız İsa Ağa'nın uhdesine ihsan u inayet-i tac-dari zuhüruyla tevcih ü çerağ buyruldu. HAREKET-İ LİV A-i ŞERIF-!
NEBEVI
Liva-i sa'adetin taşra hurücunun bi-temam sekseninci cuma'aertesi günü mahalline vaz' olunması musammem olduğundan yevm-i merkürnda bi'l-cümle lazımü'l-huzür hazeratı mevcüd olmağla Liva-i Sa'adet-i Nebevi' ta'zim-i azim ile Babü's-sa'ade'de ikamet eylediği mahalden ahzla Hırka-i Şerif-i Hazret-i Muhammedi ve bürde-i latif-i cenab-ı Alımedi hane-i sa'adetinde vaki' mahall-i şerifine i'zaz u ikram ve tekvir ü ilitirarn ile vaz' u hıfz olunup cenab-ı sadat-i e'azım, müşir-i efahim ve Şeyhü'l-islam-ı Nu'manmakam ve ma'zUl efendiler ve sudür-ı kirarn halaları ve sabıkları ve zeyl meşayıhları ve sa'ir ulema-yı a'lam-ı keserehümullahi ala yevmi'l-kıyam bi'l-cümle rical-i devlet ve erkan-ı saltanat biecma'ihim hitam-ı me'müriyyetleriyle ordu-yı [28a] zafer-buy-ı hümayündan kıyam u hareket ve her birerleri malıallerine avdete ruhsat buyrulmağla cümlesi azimet eylediler. HATlMıE
kadim ve çaker-i müstedim ya'ni MEHMET DANİŞ gambi-medar kulları bumahalde intiha-i kelam edüp, ed'iyye-i veliyyü'n-ni'meti tekrara ağaz eder, hernan ol cenab-ı hakk subhanehu ve te'ala hazretleri ba'is-i icad kaba-yı alem vesile-i ibda'-i vücüd-ı katfe-i ümem, sallallahu te'ala aleyh-i vesellem hürmetine şahen-şah-ı zeman, cihan-gir-i devran, sahib-kıran-ı cihan, nasır-ı ser-ok-ı emn-i eman müceddid-i devlet ü din ve imamü'l-müslimin şevketlu, kudretlu, adaletlu, azemetlu veliyyü'n-ni'am-ı alem, Padişah-ı cem-i hadem efendimiz hazretlerini taht-ı ali baht-ı şaha nelerinde bi's-sıhhati ve'l-afiyet da'im ü ber-karar ve saye-i meraBu
abd-ı
havar-ı
80
him-vaye-i tae-darllerin cümle ümmet-i Muhammed üzerinde sabit ü pay-dar edüp örnr-i hümayftların mezdad-ı mübarek, kalb-ı mülük-anelerin her yüzden şad veliva-i hüsrev-anilerin ve asakir-i nusret-eserlerin da'im mansur ve a'da-yı din ü devlet olanlan makhür eyleyüp kaffe-i vüzera ve ulema ve katıbe-i ümera ve kurena ve erkan-ı saltanat ve rical-i devletlerin her halde amme-i umür-ı bereya ve mesalih-i re'ayada rıza-yı yümn-i irtiza-yı daver-anelerine muvafakat ve bast-ı bisat u udül u adalet ve icra-yı abkam-ı şer'-i Nebevi'de tevfikat-ı Rabbaniyye'ye imar-ı dakika ve efkar-ı sa'ibelerine mu'in ü zahir ve te'yidat-ı Rahmaniyye'ye karin olalar bi-hürmeti Taha ve Yasin, amin ya Mu'in [28b].
V - SEFARET-NAME-t
ŞAılt METNİ
Bismillahirrahmanirrahim [lb] Hamd u bi-hadd u sena-yı la-yu'add ol halık-ı kevn ü mekAn ve nizam-balış-ı umür-ı ekvan, cellet-azametuhu hazretıerine olsun ve durüd-ı na-ma'düd, sultanü'l-enbiya habib-i hüda peygamberimiz Muhammedü'l-Mustafa efendimiz hazretıerine layık u sezavardır ki, ahkam-ı şeri'atle ila-ahiri'l-kıyam ahval-ı aleme nizarn ve Devlet-i İslamiyye'ye kuvvet-i tam vermiştir. Sallallahu te'ala aleyh-i ve ala alihi ve eshabihi ecma"n. BA'DE-EZİN
Her an u zernan du'ası cümle ümmet-i Muhammed üzerine farz-ı ayn olan hakan-ı cihan, sahib-kıran-ı zeman, malik-evreng-i hilafet ve revnak-efza-yı tae u taht-ı saltanat veliyyü'n-ni'met-i alem ba'is-i asayiş-i ümem şevketlu, kudretlu, azametlu, amme-i aleme merhametlu veliyyü'n-ni'metimiz her-halde ser-tac-ı mufahharatımız efendimiz, es-sultanü'l-gazi Mahmud Han ibnü's-suıtan Abdülhamid Han eyyedallahu mülkehu ve ebbede bi'l-adli saltanatahu hazretlerini cenab-ı Rabb-ı mu'in her-halde yaver ü dest-gir olup, mübarek kalb-ı enverlerinde merküz olan dünyevi ve uhrevi muradat-ı şahaneleri husülüyle şad u mesrür u memnün ve vücüd-ı hümayünların bi'l-cümle kedürat-ı ekvandan masün ve kaffe-i uroür-ı saltanat ve nizarn u kavanin-i devletlerin ve bed-hah-ı saltanatlan olanlan münhezim ve makhür eyleye, amin, ya Mu'in. AMMA-BA'D
işbu binikiyüzkıraltı senesi şehr-i zilhiccenin yirmi ikinci cum'a günü [3 Haziran 1831] cenab-ı hazret-i emirü'l-mü'minin, halife-i
82 resUl-ı Rabbü'l-alemin veliyyü'n-ni'met-i zi-şevket Padişahımız efendimiz hazretleri bera-yı geşt ü güzar-ı Donanma-yı Hümayün'la Bahr-i Sefid canibine teveccüh ü azimet-i mülük-anelerinin ibtida [2a] gününden Asitane-i aliyye'ye avdet birle makarr-ı şevketleri olan Çırağan Sahil-serayı'na bi's-sıhhati ve'l-afiyet dahil ve cümle ümmet-i Muhammed cemal-i padişah-aneleri müşa hedesiyle sürür-ı vafire hasıl edince[ye] kadar teşrif buyurdukıarı mahallat ve fukara ve zü'efa hakkında zuhüra gelen eltaf-ı bi-nihaye ve inayat-ı bi-gaye-i şehen-şahileri sem'an ve tahkiken kalem-i acz-ı çakeriyle keşide-i silk-i sütür olmağla atabe-i alemmasir-i hüsrev-anilerine takdime ictisar olundu.
Bu çaker-i kerem-dide ve abd-ı dırem-hıridelerinin ya'ni MEHMED DANİŞ kullarının bab-ı şahanelerine bu makule arz ve tasdi'i mühill-i edeb ise dahi mazhar-ı inayat u iltifat-ı sahib-kırani lerine mucib-i sebeb olmağla mür-zaifin bar-gah-ı Süleyman'a ricl-i cerad takdimiyle dil-şad u taltif olunduğu misillu idiğü zahir ve böyle bir padişah-ı dil-agah-ı ma'delet-negaha mutlaka vesile-i intisab-ı tam ile bekam olmaktan ibaret bir halet idüğü bahir olmağla takdim ü tahrir ve ser-name-i imlası nam-ı mülük-aneleri ünvanıyla tenmik ü tastir ve namı dahi SEFARET-NAME-İ ŞAHİ tesmiyye olundu. Her ne denlü şayan-ı nazare-i kabul-ı daver-ane değil ise dahi mühill-i kusur olan mevazi'in şiraze-bend-i setr ü avfla beste ve bu çaker-i ihsan-perverlerin hakdan ref'-i vücüd-ı eltaf-ı hidiv-anelerine peyveste buyrulmağla dil-şad u harabezar-ı derün-ı çakeranemi gülşen-abad buyurmaları ve şehr-i şevvalü'l-mükerremin eva'il-i evamnda cenab-ı padişah-ı zernan ve şehen-şah-ı devran, malik-evreng-i saltanat ve veliyyü'n-ni'met efendimiz hazretlerinin geşt ü güzara niyyet ve Donanma-yı Hümayün'la Bahr-i Sefid Boğazı canibine azimet huyuracakları şuyü' bulup, ancak vakt-i hareket-i mülük-aneleri tebeyyün ü ta'ayyün etmeyüp rnektüm kalmış idi. zi'l-ka'denin yirmiyedisi [9 Mayıs 1831] tarihhareket eden Donanma-yı Hümayün Kumkapu karşısında meks ü tevakkuf olunup, şehr-i zilhicce duhül ve 'id-i adha takarrüb etmekle ka'ide-i resm-i mu'ayede ba'de,l-icra Donanma-yı Hümayun'la cenab-ı şevket-me,Bu def'a
inde
şehr-i
Beşiktaş piş-gahından badban-güşa-yı
83 ab efendemiz hazretlerinin teşrifleri tahakuk etdikde gaile-i resm-i mu'ayede hitam bulup [2b] şehr-i mezburun onyedinci günü [29 Mayıs 1831] malzeme-i rahiyye tanzimine mabaşeret ve ma'iyyet-i şahane ile azimet edecek zevat u havass-ı bendegan mu'ayyen oldukda cümlesinin hazırlanmalan için emr ü ferman olunmağla cümlesi arnade ve mah-ı mezburun yirmi ikinci cum'a günü [3 Haziran 1831] hareket-i hümayün vuku' bulacağı cümleye i'lan u ifade olundukda Kumkapu Piş-gahında lenger-endaz-ı ikamet üzere olan Donanma-yı Hümayün'da mevcud sancak kapdanlanndan, Kapudane-i Hümayun Hasan Bey ve patrona Süleyman Bey ve Riyale Nurnan Bey süvar olduklan kalyonlarda hazır ve sa'ir mevcud fırkateyn ü korvet ve bırikierde kapdanlan arnade bulunmaları içinemrü tenbih ve yevm-i merkürnda hareket olunacağı ihbar olundu. Ve ma'iyyet-i şahane ile azimet edecek katib-i Esrar-ı Cihan-dan Mustafa Nuri Efendi hazretleri ve Mabeyn-i ~ümayün hidmet-i celilesine istihdam ile bekam buyrulan Rodosluzade Ahmed Bey ve Kapdan-ı Derya Halil Rıfat Paşa ve Mir-miranu'l-kiramdan Ferik-i Hassa Ahmed Paşa ve Rikab-ı Hümayün Ağavatı ve süvari mir-alayı Hafız Bey ve Reşit Bey ve Ser-etıbba-i Hassa biraderi mevali-i kirarndan Abdulhak Molla Efendi ve imam-ı Sani-i Sul tani Mustafa Nuri Efendi ve mevaliden Ordu-yı Hümayün Kadı sı Çerkeşli Mehmed Efendi Ser-müezzinan-ı Enderün Ahmed Ağa ve dört nefer Haderne-i Mabeyn-i Hümayün ve muzıkaya me'mur ağavatdan yetmiş nefer ağavat ve ilbas-ı hil'ata memür Hacegan-ı Divan-ı Hümayün'dan iki nefer efendiler ki, biri el-yevm Tersane-i Amire Emini El-hac Ali Bey'in mahdfunu Amedi-i Divan-ı Hümayün Hülefası'ndan Mehmed Sadık Rıfat Bey ve birisi Sarım Bey ve Musahiban-ı Şehr-yari'den Said Efendi ve müezzinlik hidmetine me'mur dört nefer, musahibandan ve taşra müezzinanın dan iki nefer kesan ve Haderne-i Hassa'dan bir bölük bir binbaşı ile sa'ir bende-gan ve Hasahur Hademeleri'nden çendan neferat ve uşakları yedi sekiz re's esban-ı Mısri ile Kulaksızoğlu'nun teknesinde, hasılı cümleleri hazır u arnade olduklannda mah-ı mezbürun yirmiikinci cum'a günü Beşiktaş Cami'-i Şerifi'ne selamlık olup salavat-ı cum'ayı ba'de'l-eda Çırağan [3a] Sahil-serayı'na avdet ve nısf sa'at mürür etmeksizin rakib olacaklan fırkateyn ki,
84
bundan bir mah akdem nefs-inefis-i millük-aneye mahsus «taht-ı hümayün gemisi» adıyla piş-gah-ı Çırağan'da lenger-endaz-ı ikamet üzere olan «Mazhar-ı Tevfik» nam fırkateyn her ne kadar musanna' ü rana yapılıp, derün-ı birunu zat-ı şevket-simat-ı hidivanelerine mahsus tanzim ü tertib olunmuş ise de rna'iyyet-i şaha ne ile azimet edecek havass-ı bende-gana küçük olduğundan terk olunup Kapdan-ı Derya Halil Paşa'nın süvar olacağı « Şeref-resann nam fırkateyn, mezkür mahallinden salpa-tiymur olunup yevm-i merkürnda sa'at beşbuçukta keşt-i salifü'z-zikrin yeşil boyalı tilikasına al-kaş sancak keşide ve cenab-ı şevket-me'ab efendimiz hazretleri ikbal u şevket ü saltanat ile mukarreban hazeratını bi'l-istishab, süvar ve iskeleden küşad ve her bir tarafdan yani Ahmed Paşa Yalısı önünden ve Kızkulesi'nden ve Tophane ve Tersane'den toplar endaht olunup sevahilde mevcüd zükür u inasın nalan u giryan olarak <cAllah selamet versinn sadaları velvele-i saz-asman olup zat-ı mülük-aneleri dahi keştiye vasıl ve derununda dahil olduklarında tiymuru ahz ve badhanların küşad birle seviyyi-i maksuda yol verildi. Hazret-i mevsilü'l-mefarikin, ber-vefk-i matıüb safa-yı hatare ile geşt ü güzar huyurup emin ü salimen avdet-i hümayünların ve cümle ümmet-i Muhammed cemal-i şahanelerin müşahede etmek müyesser eyleye, amin. Kaldı ki, mukarreban u havass-ı bende-gan ve Muzıka-i Hümayün Ağavatı bi'l-istishab, taht-ı hümayün olan keştiye süvar ve sa'ir ma'iyyetde olan zevat ve Haderne-i Hassa ve Asakir-i Hassa cümlesi başka başka keştilere süvaren azimet eylediler. Hasılı
ol gün rüzgar hafifçe olmağla ol gece Marmara'ya yeyelken üzere durarak sabahlanup [3b] rüzgar dahi zuhür etmekle seheri yol verilip ol gün akşamı sa'at onbir sularında Gelibolu piş-gahına lenger-endaz olunup, ol gice keştide beytutet ve ertesi pazar günü sa'at beşde iken Rikab-ı Hümayün Ağa vatı, Mir-ahür-ı Evvel Mehmed Ağa ve Kapıcılar Kethudası Nuri Paşazade Mehmed Bey ve Muzıka-i Hürnayün Ağavatı ve Haderne-i Hassa ve Asakir-i Hassa ve miralaylar ve binbaşılar ve Hasahur Hademeleri esban-ı şahane ile cümlesi Beksimathane önüne çıkup anda hazır ve teşrif-i hümayüna mütarakkıb u muntazır olduklarında cenab-ı harvani ile filika-i keştiye ruküben mevki'-i alay tişilemeyüp
85
olan mahalle teşrif ve taşra hurüclarında kudüm-ı büsrev-anilerine dide-rüz-ı intizar üzere olan Çirmen Valisi Hüseyin Paşa ve Kal'a-i Sultaniyye Muhafızı Salih Paşa ol mevki'de mevcftd bulunmalarıyla mübarek hak-pa-yı cihandariye rfth-süde olup, esb-i şa haneye süvar ve rikab-ı kamer-tab-ı büsrev-anilerinde altı aded mücevher takımlı esban-ı Mısri keşide ve Asakir-i Hassa alay libaslarıyla rikabda yürüyerek ve Haderne-i Hassa sim-kar elbiseleriyle veralarında vezirin-i müşarün-ileyhima dahi yemin ü yesarda maşiyen yürüyerek ve mukarreban ve havass-ı bende-gan alay libaslarıyla ve dahi veralarında bende-gan-ı sa'ire takım takım alay ile sabık Gelibolu A'yanı Hasan Bey'in biraderzadesi Ahmed Bey'in hanesi zat-ı mülük-aneye mahsus ferş ü arnade olunmağla doğru ol mahalle teşrif ü aram ve sa'irleri dahi tertib olunan konaklara taksim olundu. Ol gice beytütet ü istirahat olunup ferdası isneyn günü Gelibolu'ya iki sa'at mesafe mahalde a'yan-ı sabıkın çiftliğine azimet buyurulacağı irade-i seniyye olmağla amade olundukda tebdilan mukarreban u havass-ı bende-gan ile ol mahall-i dil-küşaya teşrif ve sa'at ona kadar istimhat u ikamet buyrulup avdetlerinde Değirmenler nam [4a] mahalden aram-gahları olan konağa varınca yemin u yesarında iki taraflı fukara vü re'ayanın sağir ü kebir ve zükur u inası ziyaret için cem'iyyet etmiş olmalarıyla cümleyi taltif buyurarak ol mahalden güzar u veralarından çil ecnas nisar olunup ba'zılarına rub'iyye ınsan buyurularak konağ-ı mezküra teşrif buyurdular. Ol gice dahi istirahat u aram huyurup ertesi salı günü yine Gelibolu'ya iki buçuk sa'at mesafe mahalde Bolayır dimekle meşhur u müte'arif karyeye ikbal ile teşrif-i hümayünları vuku' bulup ol mevki'de medfün meşahir-i evliya'-ullahdan ve ecdad-ı izamlarından Şehzade Gazi Süleyman Paşa hazretlerinin türbe-i şeritlerin ziyaret ve rühaniyyet-i sa'adetlerinden istimdad taleb buyurduklarından sonra bir mikdar aram u ikamet huyurup ba'dehu türbe-darına ve fukarasına ihsan ve karye ahalilerine külli atiyye inayet huyurup ayan ve voyvoda ve vücühlarına ilbas-ı hil'at buyruldu. Ve ma'sümlarına çil ecnas serpdirülüp ol-vechile cümlesini mesrür buyurduklarından sonra sa'at onda makarr-ı şevketlerine avdet buyurdular ve ertesi gün ba-irade-i seniyye Gelibolu dahilinde mevcüd tekyeler ile islam re' ayanın fakirü'l-hal olanlarının haneleri ta'dad u defter olunması içün Mir-ahur-ı Sani Salih Paşazade Mehmed Bey me'mür
86 huyurulmuş olmağla temamen tahrir ve defterini tanzim ile takdim-i hak-pa-yı cihan-dari oldukda İslam'dan olanlara ellişer guruş, re'ayadan olanlara otuzar guruş i'ta olunması ferman buyurulmağla mir-i müma-ileyh beşyüz elli haneye ol vechile ihsan tevzi' ü taksim etmişdir. Ve yine ol gün derün-ı Gelibolu'da vaki' meşahir-i evliyaullahdan kutbü'l-arifin [4b] gavsü'l-vaslin Yazıcı zade Mehmed Efendi'nin türbe-i şeriflerini ziyaret ve rühaniyyet-i sa'adetlerinden istimdad taleb ettiklerinden sonra kendi te'lif-gerdesi Muhammediyye ismiyle müsemma olan kitabeti ve derununda muhterik olan evrakı ve ravilerin riayeti üzere Ravza-i Mutahhara'ya, kitab-ı mezküru tasruh içün irsal buyurduklarında fahr-i alem sallallahu aleyh-i vesellem hazretleri canibinden çekilen hatt-ı şerifleri ve sahil tarafından olan mağarayı ve halvet-hanesini ve arif-i billah mezkürun biraderi Ahmed Bican hazretlerinin türbesini ve mağarasını ziyaretlerine azimet-i şahane olup cümle türbedarlarına hil'at u atiyye ve dervişan-ı fukaralarına ihsan u vafire inayat buyurularak avdet buyruldu. Ve yine yevm-i merkürnda Asitane'den on aded Mısri-i esban ve iki aded hinto bargirleri ve mevcüd ma'iyyetde olan bende-gan içün seksen aded eğerler celb olunması irade ve ferman buyuruldukda Hasahur Hademeleri'nden me'murlar ta'yin ve on güne kadar bahren Gelibolu'ya avdetleri tenbih olunup irsal olundu. Ve ferdası hamis günü Mevlevihane'ye teşrifleri zuhür etdikde dergah-ı şerif küşade ve fukara-ı Mevleviyye ile şeyh efendi teşrif-i hümayünlarına muntazır u arnade olduklarında ba-şevket ü ikbal teşrif ve ba'de'l-mukabele şeyh efendiye ilbas u hil'at ve mükerreren atiyye-i vafire ihsan ve fukara-i dervişana dahi ihsan-ı kesire i'ta buyrularak avdet buyuruldukda rah-ı rastda olanlara dahi çil ecnas nisar olunarak makarr-ı şevketlerine teşrif buyurdular. Ve ertesi cum'a günü 13 bi'l-cümle vücüh u hakim ve ayan u erkan-ı vilayet ve vükela-yı ra'iyyet ale'l-umüm ikamet-gah-ı millük-ane olan mevki'a da'vet olunup seheri cem'iyyet eylediklerinde cümlesinem ij
136 «Gelibolu'da ref'-i vezaretle müteka'iden ikamet üzere olan Kapudan- ı esbak Hafız Ali Paşa, Misurl Muhafızı esbak Es-seyyid tsrnail Paşa ve» ibarE'.lerinin üzerieri kırmızı renkli kalemle çizilerek iptal edilmiştir. 137 «vezirin-i mܧarün-ileyhima huzur-ı pür-nur-ı Padişahi'ye dahil ve mübarek hak-pa-yı şahaneye yüz sürmek şerefine na'il olduklarında beherine ihsan-ı vafire i'ta buyurulduktan sonra matlublarından su'a.l •buyuruldukda Ha-
87
[5a] layık-ı vechile hil'at-ı fahire ilbas ve ihsan-ı vafire inayat huyuruldukdan sonra nefs-i Gelibolu'da ve haricinde vaki' çeşme lerin su yolları müddet-i vafireden beru harab olup çeşmeleri bi-ab kaldığından umüm üzere sekseneleri kuyu sularına muhtac olup, hah-na-hah her bir hususa kuyu suyu isti'mal etdikleri ve harab olan su yolannın ta'mirine vilayetin kudret ü tahammülü olmadığı mukarreban-ı hayr-endişan u hayr-hahan hazretlerinin keyfiyyet-i sabık ma'lumları olmağla sem'-i şahaneye ilka ü ifade etmeleriyle kemal-ı rahm u şefkat-i mülftk-anelerinden zuhür eden irade-i seniyye budur ki; dahil ü haricde ne mikdar harab su yollan ve mürür-ı ezmine ile münhedim olup, isti'malden kalmış çeş meler mevcüd ise cümlesinin tecdid ü ta'mir olunmalarına ferman-ı hüsrev-ani sudur etdiği umftm üzere fukara-i vilayetin ma'lum u mesmft'ları oldukda devam-ı ömr ü devlet-i şahaneleri ne eyledikleri da'vat-ı bi-nihaye olup der-gah-ı icabet-gah-ı perverd-garide kabul olunduğuna şekk yokdur. Ve yevm-i merkürnda salavat-ı cum'a edası içün Eski Cami'-i şerife azimet buyurulacağı ferman huyurulmuş olmağla makarr-ı şevketlerinden cami'-i mezkftra reside olunca yemin ü yesar iki taraflı asakir dizilüp ve cami'-i şerifin kurbunda Muzıka-i Hümayün mevcüd bulunup zat-ı şevket-simat efendimiz hazretleri dahi mübarek ser-i şahanelerin de mücevherli fes ve balasında mücevherli yeşil kümmi [5b] tavil tüy ve mücevher yakalı harvani iksa huyurup murassa' gaşiyeli esb-i Mısri'ye süvar ve önlerinde yedekler keşide olup Rikab Ağa vatı ve mevcüd miralaylar ve binbaşılar ve Haderne-i Hassa simkar alay elbiseleriyle ve fes ve 'idine mahsus tüyler ile rikab-ı kamer-tab-ı mülük-anelerinde ve mukarreban hazeratı 'idine mahsus ağır elbise ile vera-yı şahanelerinde olarak müretteb alay ile makarr-ı şevketlerinden kıyam u hareket ve cami'-i salifü'z-zikre azimet buyurduklarında Hüseyin Paşa ve Salih Paşa ve dahi kurb-ı cami'den istikbal ve zemin-büs eylediklerinde Hüseyin Paşa yemin Salih Paşa yesar olarak bağalgirlik hidmet-i celilesi şerefine na'il olduklarında ol vechile ferş ü arnade olan mahfele teşrif buyurdular ve anda salat-ı cum'ayı eda ve ba'dehu yine sabıkı olan Amasya'ya ikametillin tahvilini niyaz u müsade ve seniyye zuhur uyla mesrur buyruldu. Ve sa 'ir vücuh u vilayet ve ayan u ha kime:-> metnin bu kısmının üzeri kırmızı mürekkepli kalemle çlzilmek sOreti ile iptal edilmiştir. fız
Ali
Paşa muvattını
ruhsat-ı
88
vechile alay ile avdet ve doğru Beksimathane iskelesi'ne teşrif ve anda müheyya olan filike-i hümayüna ruküben Donanma-yı Hümayün'a teşrif ve zat-ı hüsrev-anilerine mahsus keştiye süvar olunup cümle sefayinden toplar endahte olundukda tiymuru ahzla bad-banları küşad ve ol mahalden haraket olunup ol gün sa'at onbirde iken Tekye nam mahalle lenger-endaz olundukda ol gice keştide beytütet ferdası cum'aertesi günü sa'at ikide filikeye ruküben hareket ve Kaal'a-i Sultaniyye'ye azimet huyurulup ancak Gelibolu'ya teşrinerinde ne vechile alay tertib olundu ise yine sabıkı vechile alay tertib olunup iskelede teşrif-i hümayüna mütarakkıb olunup iskeleye takarrüb eylediklerinde kal'alardan, gemilerden toplar endaht olunup şenlikler olunarak iskeleye reside olunup taşra hurüclarında Salih Paşa rikab-ı millük-anelerinde alay-ı mürettebe ile zat-ı şahaneye mahsus ferş ü arnade olunan mahalle teşrif buyurdular ve ma'iyyet-i şahanelerinde bulunan Kapudan-ı Derya Halil Paşa ve Ferik-i Hassa Ahmed Paşa [6a] ve havass-ı bende-ganın cümlesine başka başka tertib ü tanzim olunan konaklara her birerleri layıkı vechile taksim olundukda dahil olunup ikamet eylediler ve ertesi pazar günü ki, re's-i sene-i cedid şehr-i muharremü'l-haramın ibtida günü olup ol gün Kal'a-i Sultaniyye'nin derün u birünu temaşa buyurmak içün aram-gahlarından kıyam u hareket ve etrafını temaşa buyurduklarından sonra kal'anın nim sa'at haricinde vaki' Çınarlık ta'bir olunur bir mesire-gah olmağla huzur-ı hazret-i cihan-dariye arz u ifade olundukda ikbal huyurup ol mahalle dahi teşrif ve bir sa'at teneffüsden sonra makarr-ı şevketlerine avdet buyurdular. Ve ferdası isneyn günü Kal'a-i Sultani haricinde vaki' tabyalara teşrif-i hümayün vuku' bulup mevcüd olan kebir toplara mermer gülle vaz'ıyla atdırılması irade buyuruldukda hayli toplar atılup hitamında zabitanına ve umfun üzere neferatma ihsan-ı vatire i'ta huyurdukdan sonra iskeleden arnade olan filike-i hümayüna süvaren karşı tarafda vaki' Kilidü'l-bahr nam kal'aya teşrif ve hervech-i mezkür toplar atdırılup hitamında dizdarına ve zabitanına ve neferatma ve bi'l-cümle vilayet fukarasına layıkı vechile hil'at ilbas ve ihsan u atiyye inayat buyurularak, cümlelerini mesrür buyurduklarında yine filikeye süvaren Kal'a-i Sultaniyye'ye avdet ve ikamet-gah-ı şevketlerine teşrif buyurdular. Ol gice istirahat buyurup ertesi Salı günü uVapur» ta'bir olunan buhar gemisine
89 mukarreban u havass-ı bende-gan ve Muzika-i Hümayün Ağavatı'nı istishab ile keşti-i mezküra ruküben hareket olunup iskeleden küşad olundukda bir tarafdan muzika sedası bir halet-i garibe ve bir keyfiyyet-i acibe zahir oldu ki, vasf u ta'rifi kabil-i imkan değildir. Hasılı mahall-i mezkürdan hareket ve doğru Seddü'lbahr'e azimet [6b] buyuruldukda iskeleye takarrüb olunup filikeye ruküben taşra çıkıldıkda sabıkı vechile toplar atdınlup gülleler sekdirülüp ternam oldukda mu'tad-ı vechile dizdarına ve sa'ir zabitan ve neferatma ilbas u hil'at ve ihsan u atiyye inayat buyuruldukda yine filikeye süvar ve keşti-i vapura teşrif ve andan hareket birle karşusunda vaki' Kumkal'a'ya vasıl olunup onda dahi toplar atdırılup hitamında yine dizdarına neferat ve sa'ir zabitanına ilbas u hil'at ve ihsan u inayet-i mülük-aneleri eirzan buyuruldukda cümlesi mesrür olup ondan avdet ü hareket ve sa'at on buçuk sularında haric-i bağazda vaki' Bozcaada nam malılle reside olunup taşra çıkıldıkda bir mikdar teneffüs ve ba'dehu etrafını temaşa etdikden sonra zabitanına ve dizdar u neferat ve fukaraların herbirine başka başka hil'at ve ihsan u inayetler olunup ternam oldukda yine keşti-i salifü'z-zikre süvar ve sa'at iki sularında hareket ve gice sa'at altıda Kal'a-i Sultaniyye'ye reside olunup taşra çıkldıkda makkarr-ı mülük-aneleri olan mahalle teşrif-i hümayünları vukü' bulmuşdur. Ertesi çehar şenbih günü istimhat ve ba'zı tahrirat ile meşgUl olunup ferdası hamis günü yine keşti-i vapura ruküben Na'raburnu karşusunda Maydos nam re'aya karyesine ikbal u teşrif huyurulup taşra hurüc buyurduklarında filike-i hümayün ol mevki'de tevkif olunup keştl-i vapura Kal'a-i Sultaniyye piş-gahında ikamet etmek üzere ruhsat verilüp avdet etmiştir. Maydos karyesinde bir iki sa'at ikametden sonra re'aya papaslarına ve karye kethudalarma ve kocabaşılara ilbas-ı hil'at olunup fukara ve sıbyanlarına atiyye inayet buyuruldukda cenab-ı hilafet-me'ab efendimiz dahi mukarreban ve havass-ı bendeganla filikeye süvaren Na'raburnu nam mahalde vaki' ma'rüf u meşhur tekyeye teşrif ve türbede medfün olan Zuhüri [7a] nam azizi ziyaret ve rühaniyyet-i sa'adetıerinden istimdad taleb buyurduklarında el-yevm türbedarı bulunan zatı huzur-ı pür-nur-ı şa hanelerine celb ve keyfiyyet-i hal ve ta'ayyüşünden sü'al buyurduklarında sekiz on nefer fukara ile geçinmekde muzayeka çekdiklerini hezar-ı hicabla arz u ifade eyledikde kemal-ı rahm u şefkat-
90
lerinden beher sene Darphane-i Amire'den üçer yüz guruş ma'aş ta'yin ü tahsis huyurulup beratı tanzimine dahi irade-i seniyye-i tacdari sudur edüp türbedara ilbas-ı hil'at ve atiyye-i kesire i'tasıy ıa ikram ve fukaralarına ihsan-ı kesire inayet ü in'am olundukda filikeye süvaren Kal'a-i Sutaniyye'ye avdet ve makam-ı alilerine teş rif buyuruldu. Ve ferdası cum'a günümakarr-ı şevketleri olan mahallin kurb-ı civarında vaki' cennet-mekan Fatih-i Kostantiniyye Sultan Mehmed Han eskene'allahü f1 aliyyü'l-cinnan hazretlerinin bina huyurdukları cam'-i şerife 'iydin alayı misillu azim alay-ı mürettebe ile teşrif buyurulacağı sa'at birde iken ferman huyurulmuş olmağla tanzimine mübaşeret olundu. Ve yevm-i merkümda sa'at ikide bi'l-cümle vilayet vücühları ve hakim ve a'yan ve dizdar ve voyvodası ve müfti-i belde umumen da'vet olunup atebe-i saltanata cem'iyyet ettiklerinden cümlesi huzur-ı müluk-anede hli'atler giyüp atiyyelerin alup devam-ı ömr ü devlet-i şahaneye du'a.ların tekrar ederek mesruren malıallerine avdet eylediler ve cümle İslam ve re'aya fukaralarının haneleri sab ıkı vechile defter olunup yüz-seksen haneye baliğ olmağla islama ellişer re'ayaya otuzar guruş ihsan-ı müluk-ane zuhür etdikde yegan yegan tevzi ü taksim olunmuşdur. Ve Kal'a-i Sultaniyye civarında Çınarlı nam mesire-gahın bir canibinde cesim bir akarsu olup mürür u ubur [7b]edecek köprüsü olmadığından Kal'a-i Sultaniyye'ye iki sa'at mesafe olan bir geçit mahalli olup andan mürür u ubür olunur ise dahi iki sa'at mahalli mezküra varmak ve geçdikden sonra iki sa'at geri gelmek bi-temam dört sa'ate tevakkuf edüp ve gelüp gidene ziyade su'ubet olduğu hayr-hahan-ı mukarrebanın ma'lümları olmağla atebe-i şahaneye keyfiyyeti arz u ifade eylediklerinde ma'lüm-ı cihan-bani olmağla ol nehr-i cesimin üzerine münasib olan mahalline kar-gir bir cisr-i ali binası irade-i seniyye-i Padişahi olduğu aşikar olmağla mesmu'u olanlara diğer bir sürür-ı azim hasıl olmuşdur. Hülasa-i kelam yevm-i merkürnda sa'at beş de iken alay-ı mürettebe ile Padişah-ı zi-şevket efendimiz hazretleri ikamet-gah-ı hüsrev-anilerinden kıyam u hareket ve cami'-i şerife azimet buyurduklarında cami'e karib mevki'de Salih Paşa yesar-ı şahanelerinde bağal-g-ir olarak mahfel-i hümayüna teşrif eylediler salat-ı cum'ayı ba'de'l-eda yine alay-ı sabık vechile makarr-ı şevketlerine avdet buyurduklarında nim sa'at mürürunda tebdil-i came olunup esb-i ahere süvar ve iskeleye teşrif buyuru-
91
lup arnade olan filike-i hümayfına rukfıben veda' ve keşti-i vapura süvar olduklarında tiymfıru ahzla hareket ve etraf-ı kal'alardan ve tabyalardan toplar endaht olunup donanmadan toplar atılup taşra hurfıc ve mahall-ı hümayfınlarına teşrif ü ikamet buyurdular. Ve bundan akdem Hasahur Hademeleri'nden levazımat celbi içün Asitane'ye irsal olan [olunan] me'mfırlar zi'l-hiccenin yirmi dokuzuncu günü Gelibolu'ya dahil olduklarında hıntoları Hasan Bey'in hanesinde tevkif ve esban-ı Mısri'leri Mirahur-ı Sani [Sa] Mehmed Bey alup Gelibolu'dan Edirne'ye varınca tertib olunan konak malıallerine ikişer esb ve hüddamlarını bırakarak ileri gitmesi için zuhfır eden irade-i şahane mucibince mir-i mfıma-ileyh akdeınce hareket ve Edirne'ye rfı-be-rah-ı azimet olmuşdur. Ve Muzika-i Hümayfın Ağavatı ve Mabeyn-i Hümayfın Hademeleri ve Haderne-i Hassa ve sa'ir havass-ı bende-gan içün Gelibolu'ya tabi' kura ve kasabatdan bar-girler cem'le Asitane'den getirülen seksen aded eğerler urularak arnade olup sa'ir hüddam ve tevabi'at ve ba'zı yükler içün hergele bar-girleri dahi cem' olunup hazırlandık da gerek cüz'i ve gerek külli kusur olunmayarak cümlesi tanzim ü arnade olduğu atebe-i saltanata arz u ifade olundukda ferdası cum'aertesi günü sa'at birde iken cenab-ı şevket-me'ab efendimiz hazretleri esb-i devlete süvar ve mukarrebanıs s u havvas-ı bendegan ve Muzikacı Ağavatı ve gayrileri bi'l-ma'iyye Gelibolu'dan hareket ve ha-şevket-i ikbal Gelibolu'ya üç sa'at mesafe olan malıal de vaki' Bolayır'ı geçüp sa'at dokuzbuçukda Kadıköyü nam mahalle vasıl ve zat-ı mülfık-aneye mahsus-ı arnade olan haneye dahil ve ol gice anda beytfıtet olundu. Ertesi pazar günü bi'l-cümle fukara ve sekenesine ihsan-ı vaflre inayet buyrulup seheri sa'at sekizde kıyam u hareket ve sa'at üçde Keşan'a teşrif buyurulacağı şuyfı' bulmağla a'yan u hakim vilayet ü vücfıh ve sükkan-ı memleket istikbale çıkup veliyyü'n-ni'meti-i alem efendimiz dahi haşevket ü ikbal Keşan'a vasıl ve ferş ü arnade olan a'yan konağına dahil oldular ol gün ve gice anda aram u istirahat olunup terdası isneyn günü mu'tad-ı şahaneleri vechile a'yan u voyvoda ve hakim ve vücfıhlarına ilbas-ı hil'at olunup fukara ve sıbyanına ihsan u atiyye i'ta buyurularak seheri sa'at sekizde kıyam ve sa'at dörtde [Sb] Uzunköprü nam mevki'e teşrif ü arnade olan voyvoda kona138
«mukarreban» ibaresinin
altı kırmızı
mürekkepli kalemle
çizilmiştir.
92
ikbal u teşrif buyurduklarından iki sa'at sonra tebdilen esb-i devlete süvar ve vilayeti geşt ü güzar ederek mevcud olan cami'e teşrif ve salat-ı zuhru eda birle etraf-ı vilayeti temaşa buyurup yine ikamet-gah-ı müluk-anelerine avdet ve ol gice beytutet olunup ertesi salı günü resm-i hidiv-aneleri üzere a'yan u voyvodası na hakim ü vücühuna ilbas-ı hil'at-i fahire ve fukaralarına ihsan ve atiyye-i vafire i'ta buyurarak seheri sa'at sekizde kıyam u hareket ve Karakasım ta'bir olunur bir karyecik konak mahalli olup Hüseyin Paşa hazretleri konak ve me'killat tanzimine evvelce azimet edüp zat-ı şevket-simat-ı cihan-dari içün mahsus otağ vaz' ve mukarreban u havass-ı bende-gan içün hıyam tertip etdirmiş ise de iltifat olunmayup kurb-ı civarda vaki' Emin Bey Çiftliği dahi ihtiyaten arnade olunmağla çiftlik-i mezkura ikbal ve derununda ka'in ferş olunan kasrına teşrif buyruldu. Çiftlikden Edirne iki sa'at mesafe olmağla, ertesi günü [çehar şenbih] müretteb alay ile Edirne'ye teşrifleri karar-gir olmuş ise de mezkur çiftliğin hevası gayetle vahim ve ziyadesiyle sakil olduğundan mübarek tab'-ı müluk-aneleri mahfuz olmadığına mebni mahall-i mezkurdan hareket ve Edirne'ye nim sa'at kala mahalde vaki' Kadıçeşmesi'ne azimet huyurulup anda beytutet olunacağı irade-i seniyye olmağ la tiz elden Otağ-ı Hümayün ve beş altı aded hıyam guna-gün ol mahalle irsal ve fi'-1-hal vaz' u arnade oldukda ahşam ta'amını ba'de't-tenavül hintolara süvaren Otağ-ı Hümayün'a teşrif-i büsrev-anileri zuhur edüp anda beytütet olundu. Ertesi çehar şen bih günü Edirne'ye teşrifleri aşikar olmağla alay tertibine mübaşeret olundu. Edirne Mollası ve mevcud Kapucubaşılar ve sa'ir vücuh-ı vilayet haric-i şehirde istikbale [9a] çıkup ve Edirne'de mevcud olan dört tabur miralay takımı Asakir-i Mansüreden ikamet-gah-ı müluk-ane olacak mahalden çeşme-i mezküra reside olunca[ya] kadar nizarn üzere iki taraflı dizilüp ve ahali-i Edirne dahi zükur u inası ve sagir ü kebirleri derün-ı şehirden çeşme-i salifü'z-zikre varıncaya'ni Otağ-ı Hümayün'a karib mahalle kadar cem'iyyet edüp ve derün-ı Edirne'de ne mikdar mekteb mevcud ise hocaları ma'sumları alup taraf taraf istikbal içün yollara dizilüp müterakkıb-ı teşrif-i şehen-şahi olduklarında ve milel-i selase dahi ya'ni Rum Milleti metropolidieri ve papasları mekteb çocuklarıyla ve Ermeni Milleti Derdereleri mekteb çocuklarıyla ve Yehud Milleti babamları mekteb çoçuklarıyla haric-i şehirde mağına
93
hal mahal bekleşüp hasılı Edirne dahilinde nüfus-ı vahide kalmamak üzere cümlesi istikbale çıkdıklarında cenab-ı veliyyü'n-ni'am-ı alem ve ba'is-i asayiş-i ümem Peldişah-ı zi-şevket malik-i tae u taht-ı saltanat efendimiz hazretleri ba-şevket ü ikbal 'iydeyn-i sa'ideyn resmi üzerine alay-ı azim tertib olunup hakim ü a'yan-ı vilayet ve vücüh u hanedan-ı memleket piş-i alayda ve rikab-ı kamer-tab-ı hümayün ağavatı veralarında ve binbaşılar ve miralaylar nihayetde veralarında mücevher takımlı ve cevherli sorguçlar ile on beş aded Mısri-i esban yedekler keşide olunup Hade- · me-i Hassa dahi som sırma elbise ile başlarında tüyler ile rikab-ı hümayünda ve cenab-ı hilafet-me'ab emirü'l-mü'minin halife-i rü-yı zemin som mücevherli fes ser-i şahanelerinde ve murassa' tüy ve cevahir yakalı harvani düş-ı mülük-anelerinde, ve müzeyyen-i murassa' esb-i saba-reftara süvaren yevm-i merkürnda sa'at onikide iken mahall-i mezkürdan kıyam u hareket ve mukarreban hazereltı [9b] ve havass-ı bende-gan elbise-i divaniyyeleriyle vera-yı tae-daride olarak azimet buyurup reh-i rastda mevcüd ziyaretciyane yemin ü yesara nigah u iltifat ile bi'l-cümle hclzeranı mazhar'-ılutf u inayetler edüp cümlenin lisanından yek-zeban olarak maşa'allah sadalan ev'-i asmane reside olmuştur. Ve rikab-ı hümayünda muzika çalmarak teşrifleri esnasında İslam mekteb çocuklarının amin amin sadaları ve milel-i selase mekteb çocuklannın ayinleri vechile bir ağızdan amin nidaları ve sa'ir nasın devam-ı ömr ü devlet ve beka-yı şevket ü saltanatlanna eyledikleri ad'iyyelerinin sadaları ayyUka reside olmuşdur. Ve hareket buyurdukları Otağ-ı Hümayün'dan karar-gahları olan mahalle kadar çil ecnas nisar olunarak Dağdevranzade Konağı önünden ve Semerciler Çarşusu'ndan doğru makarr-ı şevketleri olmak üzere tertib ve ferş ü tanzim olunan mahalle teşrif ve cümle hazıran-ı bende-ganı nisar-ı nakdeyn selamla taltif buyurdular. Ol gün ve ertesi hamis günü istimhat olunup ferdası yevm-i cum'a olmağla Sultan Selim Han-ı Evvel Cami'-i Şeriii'ne selamlık olması irade-i seniyye olmağla alay tertib olunup ikamet-gah-ı mülük-anelerinden cami'-i şerlfe varınca Asakir-i Hassa ve Mansüre tarafeynli dizilüp piş-i alayda Rikab-ı Hümayün Ağavatı ve binbaşılar ve miralaylar veralarında on aded mücevher takımlı ve murassa' tüylü yedekler keşide olunup nihayetinde Haderne-i Hassa libas-ı 'iydiyyeleriyle başlarında tüyler ile yemin ü yesar-ı rikiab-ı mülük-ane-
94 lerinde olup cenab-ı Padişah-ı zi-şevket efendimiz hazretleri dahi cevherli fes ve murassa' tüy ser-i şahanelerinde ve elmas yakalı harvani düş-ı şevketlerinde olarak cevahir takımlı esb-i Mısri'ye süvaren mukarreban u havass-ı bende-gan dahi elbise-i divaniyyeleriyle veralarında olarak makarr-ı [lOa] şevketlerinden kıyam u hareket ve cami'-i şerife azimet buyurdular. Cami'e takarrüb olundukda muzika çalınup ol mevki'de Halil Paşa ve Hüseyin Paşa istikbal edüp zemin-büs olduklarında rikabda yürüyerek cami'e vasıl olunup Hüseyin Paşa yemininde Halil Paşa yesarda bağal girlik hidmetinde olup ol vechile mahfel-i hümayüna teşrif ve ba'd-ı eda-yı salavat-ı cum'a, haderne-i cami'e ilbas-ı hil'at ve atiyyeler i'ta olunarak yine veeh-i sabık üzere ikamet-gah-ı hidiv-anelerine avdet buyuruldukda veralarından yemin ü yesara çil ecnas nisar olarak makarr-ı şevketlerine dahil oldular. Nim sa'at teneffüs ü ararndan sonra Hüseyin Paşa'nın Meric kenarında bir aded bağ ve derununda kasr-ı dil-güşası olduğu atebe-i şahaneye arz u ifade olunmuş olmağla teşrife rağbet ü ikbal buyurup ol gün mukarreban hazeratıyla tebdilen hareket ve ol mevki'e azimet huyurulup ahşam ta'amı dahi ol mahalde tenavül olunup ba'dehu avdet buyurdular ve kışla derununda iki alay Asakir-i Mansüre'den olmağla gerek kışla temaşa ve gerek asakir-i mevcüdeyi iltifat-ı şahanelerin mazhar etmek içün cum'aertesi günü sa'at beş sularında kışlaya teşrif ve bir mikdar ararndan sonra asakir-i mezküreyi kışla meydanına ihrac ve iki taraflı tabur tabur tertip ile dizilup hazır ve müheyya olundukda zat-ı şevket-simat efendimiz hazretleri mukarreban ve Hüseyin Paşa ve Halil Paşa ve Ferik-i Hassa Ahmed Paşa ile esblere süvar ve asakirin canib-i yemininden ibtida ile önlerinden teşrif huyurulup her bir bölüğün önünden teşrif olunur iken nizam-ı müstahsene vechile «çok yaşa» deyu yekden çağrışularak canib-i yesara geçilüp anda dahi sabıkı vechile çağrışılarak yine kasr-ı hümayüna teşrif ve veeh-i mezkür [lOb] üzere asakir-i merkürneyi taltif buyurdular nim sa 'at mikdan ol mahalde tevakkuf u aram huyurulduktan sonra Seray-ı Cedid-i Hümayün'ı temaşa buyuracaklarını ferman buyurmalarıyla hazırlanup esblere süvaren hareket ve Seray-ı Cedid-i Hümayün'a azimet buyrulup rikab-ı mülük-anelerinde muzika çalmarak Bab-ı Hümayün'a vasıl ve derün-ı seraya dahil olunup Babü's-sa'ade'ye varıldıkda muzika hitam bulup Mabeyn-i Hüma-
95
yun ve Hane-i Hassa ve Ağavat-ı Enderun da'ireleri ve umumen Harem-i Hümayun'u yegan yegan temaşa buyurduklarında Meric üzerinde vaki' cisrden güzar ederek sabıkda Bostancıbaşı'lara mahsus olan kasr-ı kebire teşrif ve bir sa'at mikdan ikamet buyurulup ba'dehu şevket-kararlarına bi'l-izzi ve'l-ihtişam avdet buyurdular. Ferdası pazar günü makarr-ı saltanatıannda istirahat olunup pazartesi günü Tunca kenarında vaki' Dağdevranzade Abdülkadir Bey'in çiftliğine teşrife rağbet-i müluk-aneleri zuhuruyla tebdilen mukarreban ile teşrif ve ahşam ta'amını ba'de't-tenavül gice sa'at ikide avdet buyurdular. Ve ertesi salı günü Meric kenarında Hüseyin Paşa'nın kasrına yine teşrif-i şahaneleri vuku' bulmağla Edirne'nin kul takımını ve bi'l-cümle sazendelerini celble her birerleri huzur-ı pür-nur-ı zıllıyyet-penahide hünerlerini icra ve iki sa'at mikdan eğlendikden sonra cümlesine atiyyeler i'ta buyurulup ve ahşam ta'amı anda olunup gice sa'at bir buçukda avdet buyuruldu. Ve ferdası çehar şenbih günü sa'at sekizekadar çay-gah-ı şevketlerinde eğlenüp ba'dehu çarşu ve pazarı temaşa etmek için tebdilen esbe süvar ve etraf-ı çarşuları geşt ü gü.z ar ederek Ali Paşa Çarşusu'na teşrinerinde çarşu kethuctasının dükkanma nüzul birle bir iki sa'at mikdarı tevakkuf u aram huyurup ba'dehu kıyam u hareket ve reh-i rastda bulunan fukara ve sıb yanlara atiyye ve ihsan-ı müluk-aneleri erzan buyurularak avdet buyurdular [lla] . Ve ertesi hamis günü sa'at üçde Edirne Mollası ve müfti ve nakib ve mevcud kapucubaşılar ve gümrükçü ve sa'ir me 'mur-ı vilayet ve müdir-i memleket ve vücüh-ı hanedan ve meşayıh-ı tarikat-ı aliyye hazeratı ve vükela-yı ra'iyyet bi-ecma'ihiın ikamet-gah-ı şehen-şa-hiye da'vet olunduklarmda cümlesi vakt-i mezkurda cem'iyyet eyledikleri atebe-i saltanata arz u ifade olunmağla ba-defter-i teşrifat yegan yegan huzur-ı hazret-i cihan-haniye dahil ve layıkıyla her birerlerine hil'atıer ilbas, atiyyeler ihsan «ve Hüseyin Paşa hazeratının mühürdan Mustafa Efendi'ye dahi haceganlık ihsanıyla şadann m olunup cümlesi iltifat-ı şahaneye mazhar olunup hitammdan sonra esb-i devlete rakib ve mukarreban hazeratı ile Dergah-ı Şerif-i Mevleviyye'ye teşrif ve ba'de'lmukabeletü't-teşrif şeyh efendiye ilbas-ı hil'at u atiyye i'ta ve fukara-i dervişanma dahi müstakill ihsan-ı kesire inayet buyurul139 Tırnak içer isinde göster ilen ilave edilmiııtir.
kısı m
müellif
tarafında n
metne sonradan
96
duktan sonra cay-gah-ı şahanelerine avdet buyurdular. Ancak Edirne'de vaki' nehr-i Meric'in üzerine mürür u ubura bir cisr olmayup hln-i iktizada yolcular tarafeynde teraküm etdiklerinde sal kurulup cem'iyyet eden yolcular ol vechile ıztırab çekerek gelüp gitdiklerini mukarreban-ı hayr-hahan atabe-i milluk-aneye arz u ifade eylediklerinde nehr-i mezkurun üzerine ve münasib mahalline iüi araba sığarkebir kargir cisr-i ali binası ferman-ı şa hane olup i'lan olundukda istima' eden fukara ve ağniyanın cümlesi başların açup ağıaşarak devam-ı ömr ü devlete du'alar eylediler. Ve ertesi cum'a günü Asitane'ye avdet-i hümayün vuku' bulacağı tebeyyün ü ta'ayyün etmekle bi'l-cümle me'murin esbab u edevat-ı tarik tanzimine meşgul olunup Hafza canibinde beytutet olunacağına binaen konak ve bir hususun nizamma Dergah-ı Mu'alla Kapucubaşıları'ndan Dağdevranzade Abdülkadir Bey irsal olundu. Ve yevm-i merkürnda Muradiyye nam Eski Cami' [llb] ta'bir olunan ma'bed-i kadime selamlık haberi zuhür edüp tanzim-i raha me'mur haderne-i rah yolları düzeltmekde iken cami'-i mezkura teşrif-i hümayun olmayup tebdil ve üç Şerefeli Cami'-i Şerife tahvil olundukda me'mur-ı mezburun mesmu'ı olduğu an me'muriyyet-i sabıkanı terkle Üç Şerefeli Cami'in yolların tanzim etmeğe gayret ve sabıkı misillu alay tertibine mübaşeret olunup, vakt-i zuhr dahi takarrüb ve duhill etmekle makarr-ı şevketlerin den cami'-i mezkura varınca iki taraflı asakir dizilüp alay-ı mürettebe ile cenab-ı hilafet-penah teşrif ve vezirin dahi istikbal ile muzika çalmarak mahfel-i hümayüna calis ve salat-ı cum'ayı ba'de'l-eda yine minval-i sabık üzere şevket-kararlarına avdet buyurduklarından bir sa'at mürurunda hareket-i hümayün vuku' bulacağı şuyu' oldukda teşrinerinde ne vechile alay vuku' buldu ise yine veeh-i sabık üzere tertib olunup hakim-i vilayet ve molla efendi ve nakib ve müfti ve sa'ir müderrisin ve mevcud olan kapucubaşılar ve vücuh-ı vilayet ve bi'l-cümle sa'ir hanedan-ı memleket piş-i alayda ve mekteb çocukları hocalarıyla ve Nussari ve Yehud rnektelıleri papasları ve hahamlar çocuklarıyla taraf taraf haric-i şehirde bekleşüp ve Seray-ı Hümayun'dan Kadıçeşmesi'ne kadar sekene-i Edirne'nin rical u nisvan ve sıbyanı ale'l-umum reh-i rastda tecemmü' edüp teşrif-i mülük-anelerine mutarakkıb ve muntazır üzere olduklannda sa'at sekizde iken cenab-ı şehr-yar-ı aliyye-bar hazretleri bi'l-izzi ve'l-ihtişam Seray-ı Hümayun'dan
97 kıyam
ve tarik-i mürettebeden alay ile güzar ve yemin ü yesara çil ecnas nisar edüp haric-i şehre hurftc ve zuhurlarında cemal-i pür-envar-ı cihan-darllerin müşahede ve ziyaret etmeğe tecemmü' eden ahali-i beldenin devam-ı ömr ü devlet ve izdiyad-ı şevket ü saltanatlarına feryad ederek da'vat-ı hayriyyelerinin sadaları eve-i asmane reside olup [12a] ba-husüs hocalarıyla ma'süman-ı mü'mininin amin amin sadaları ve papasan u halıaman ilereh-i rastda olan sıbyan-ı Nussari ve Yehudan'ın lisan-ı ayinleri ve cümle eyledikleri da'vat-ı hayriyyeleri ve amin nidaları reside-i nüh-tak olmuşdur. Kadıçeşmesi nam mahalle veeh-i mezkur üzere teşrif ve teşyi'-i hümayün içün ol mevki'de mevcud hakim ü a'yan, vücüh u hanedan hasılı cümle ahali bende-ganlarıyla veda' ve iltifat-ı hüsrev-anilerine tekrim ü taltif buyurduklarında ikamet-gahları olan Hafza tarafına tahrik-i licam buyurdular. Ve hareket-i hümayündan üçbuçuk sa'at mürurunda Hafza nam kasahaya dahil ve zat-ı şahanelerine mahsus ferş ü arnade olan a'yan ve vücuh-ı vilayete hil'atları ilbas ve fukara ü sıbyanlara atiyye ve ınsan i'tasıyla seheri sa'at sekizde esb-i devlete süvaren hareket ve sa'at birbuçukda Baba-yı Atik'e atf-ı zernan-ı azimet buyurduklarında zat-ı müluk-aneleri içün hazır ve müheyya olan a'yan konağına teşrif huyurulup bir mikdar istirahat ve sabah ta'amını ba'de't-tenavül kasaba-i mezkürenin derün-ı birünunu temaşa içün esb-i Mısri'ye süvar ve çarşu ve pazarını geşt ü güzar esnasında Ali Paşa Cami'i ma'rüf bir cami'-i kebir kasaba-i mezkur derununda mevcüd olup ancak mürür-ı ezmine ile harab ve ba'zı mahalleri münhedim olmuş olup derün-ı cami'e teşrif ve salat-ı zuhru anda edA ve hademelerine ihsan i'ta huyurulup makarr-ı saltanatlarına avdet ve cami'-i mezküre külli ta'mir olunmasını emr ü ferman buyurduklarından sonra resm-i seniyye-i mülük-aneleri vechile a'yan u hakimine ve bi'l-cümle vücuhuna hil'atler ilbas ve fukara ve sıb yanına atiyye [12b] ve ilisanları i'ta buyurularak kıyam u hareket-i hüsrev-anileri zuhür ve çend sa'at mürür etdikde vakt-i gurub takarrüb eder etmez Burgaz nam kasabayı şeref-i teşrif-i müluk-aneleriyle müşerref buyurduklarında zat-ı şevket-simat-ı sahib-kiranilerine mahsüsen ferş ü arnade olan a'yan konağına' vasıl ve ol gice anda ikamet-i beytutet olunup ferdası pazar günü adet-i seniyye-i hidiv-aneleri vechile a'yan u hakim ve vücüh-ı vilayet olanlara hil'atıar iksa ve zükür u inasdan fukara ve sıbyanına atiy-
98
ye-i şahaneleri i'ta huyurulup seheri sa'at sekizde iken kıyam ve hintoya süvaren hareket olunup vakt-i zuhra karib olarak Karış dıran nam kasaba baricine Otağ-ı Şahane arnade olmuş olmağla sabah ta'amını anda tenavül ve ba'dehu bir sa'at mikdan teneffüs ve ararndan sonra kıyam u hareket ve vakt-ı asra karib Karış dıran'la Çorlu meyanında vaki' Kuleli dimekle meşhur u müte'arif bir çisr-i kadim olmağla çisr-i mezkurun Çorlu semtine Otağ-ı Şahane'leri vaz' u arnada olunmuş bulunmağla ol mahalle nüzul ve bir mikdar teneffüs ve istirahatden sonra ha-şevket-i iclal-ı hareket ve sa'at onbir sularında Çorlu kasabasına teşrif ve zat-ı cihan-darileri içün müheyya olan haneye vusul ve ol gice anda ikamet u beytutet olunup ferdası pazarertesi günü mu'tad-ı vechile seheri sa'at sekiz sularında kıyam u hareket ve sa'at dört sularında Silivri nam kasaba sahiline vasıl ve zat-ı müluk-aneleri içün ferş ü arnade olan Dergah-ı ali Kapucubaşıları'ndan Osman Ağa kullarının hanesine teşrif ve mu'tad-ı vechile a'yan u hakim ve vücüh-ı vilayet olanlara ilbas-ı hil'at ve fukara ü sıbyanına ihsan u ataya i'tasıyla cümlelerini taltif buyurduklarından nim sa'at müruruyla esb-i şevketlerine süvaren hareket ve kasaba-i mezkur iskelesine azimet ve anda müheyya olan [13a] Kuşlu Tebdil Kayığı'na rukuben keşti-i vapura teşrif buyurduklarından nim sa'at müruruyla ki, sa'at üçde salpa-tiymur olunup makarr-ı şev ket-kararları olan Astane'ye avdet buyuruldukda keşti-i mezkura yol verilüp sa'at altıbuçuk sularında bi's-selamet ve'l-afiyet Baruthane piş-gahına reside ve anda lenger-endaz olundukda yine tebdil kayığına süvaren iskeleye teşrif ve esb-i devlete süvar ve mahall-i mezkurda vaki' Barutçubaşı Simon kullarının hanesini teşrif-i müluk-aneleriyle reşk-aver-i gül-zar-ı cihan buyurdular. Ol gün ve ol gice anda ikamet ü istirahat olunup ferdası salı günü Ayestefanoz nam mevki'de vaki' kasr-ı hüsrev-anilerine teşrif-i sahib-kıranileri musaınınem olmağla kasr-ı mezkurun etraf-ı parmaklıkları ve iktiza eden mahalleri al renk çuka ile donanup ve bab-ı kasrın balasına flandra keşide olunarak arnade ve derunu dahi güna gün tertibat ile müzeyyen-i ferş ü müheyya olunup bir gün akdeınce pazarertesi günü Asitane'den li-ecli'l-istikbal hak-ı kadern-i hazret-i hila-fet-penahiye rü-süde olmak içün tecemmü' eden vüzera ve ülema ve rical-i kibar ve ümena ve rical-i Enderun ve havass-ı bende-gan Zeytinburnu nam mahalle vaz' olunan hı-
99 yarn-ı güna günda ikamet-i beytütet etmiş olmalanyla ertesi salı günü cümlesi hazır ve teşrif-i mülük-aneye mutarakkıb ü muntazır oldular. Ve yine bir gün akdemden cem' olan cümle Haderne-i Hassa ve Asakir-i Hassa ve Asakir-i Mansüre piyade-ganmdan çendeyn alay asakir miralaylanyla ve süvarileri dahi mevcüd bulunmalarıyla nizam-ı müstahsene ka'idesi üzere mahall-i mezkür salı rasına birer direkli hıyam vaz' ve her birerleri takım takım derünlarında ikamet etdiklerinde ertesi salı günü ol mevki'de mevcüd kesan ve bende-gan hezar-ı cism-i hasretle mübarek cemal-i hazret-i emirü'l-mü'minin-i veliyyü'n-ni'met-i alem efendimizi müşahede içün mutarakkıb [13b] olduklarında asakir-i mevcüdenin piyade ve süvarisi kasr-ı mülük-aneden Ayestefanoz karyesi haricine varınca tarafeynli nizarn üzere dizilüp ve ol gün sa'at buçukda iken cenab-ı zıllullah halife-i Resuluilah efendimiz hazretleri ba-şevket-i iclal düldül misal olan esb-i padişahilerine süvaren ikamet-gah-ı hidiv-anelerinden kıyam u hareket ve kasr-ı mezküra azimetleri esnasında karye-i salifü'z-zikrin kurbunda asakirin meyanından teşrif-i mülük-aneleri zuhürunda «çok yaşan sadaları asmane reside olup veralanndan cümle asakir tüfenk ile nöbet ateşi resmini icra ederek kasr-ı şahanelerine takarrüb buyuruldukda zir-i kasrında müctemi' olan vüzera ve ulema ve rical u kibar-ı ümena kullarını selam, selamet- encam-ı mülük-aneleriyle taltif-i tekrim ve ol vechile cümlelerin kadr u şanlarm terfi' buyurduklannda esb-i hüsrev-anilerinden nüzül ve ka'im-makam-ı alem-makam ve ser-asker-i asakir-i nizarn yemin ü yesarda bağal girlik hidmet-i celilesiyle be-alay kasra su'üd ve anda ferş ü müheyya olan taht-ı ali baht-ı ali baht-ı daver-anelerine ku'üd buyurdular. Ba'dehu huzzar-ı bende-gan ala merabitihim yollu yolunca dizilüp tebrik-i menzil zımnında mübarek ü mes'üd-ı hak-pa-yı veliyyü'nni'mete yüz sürmek resmini ba'de'l-icra her birerleri haymelenne avdet ve bir mikdar ararndan sonra it'am-ı ta'am olunup ba'dehu sa'at altıbuçuk sularında hareket-i hümayün vuku' bulacağı cümleye i'lan u ihbar olmağla yine sabıkı misillu her birerleri mahallerinde hazır ve asakir-i mürettebe dahi iskeleye varınca tarafeynli dizilüp veliyyü'n-ni'met-i zi-şevket efendimiz hazretleri dahi esb-i devlete süvaren kıyam ve asakir-i nizarn meyanından güzar huyurulur iken «çok yaşan ka'idesi ve nöbet ateşi resmi icra olunarak iskeleye teşrif ve anda arnade olan Kuşlu Tebdil Kayığı'na rukü-
100 vapura rakib oldular. Ancak zat-ı şevket-simat-ı sahibEdirne'de iken pay-ı [14a] taht-ı saltanat-ı seniyyeleri olan Asitane-i Aliyye'ye avdet-i mülük-aneleri bu tarafda cümle bende-gan-ı me'mürinin mesmü'-ı sem'-i abid-aneleri oldukda teşrii-i cihan-darilerini istikbal ve teşekkür zımnında tertibat-ı resmiyyeye şurü' olunup karar verdikleri vechile olan dahil ü haric Asitane-i Sa'adet'de mevcüd bi'l-cümle İslam mekteb çocuklan hocalanyla Topkapı Sahil-sarayı önünden Yalı Köşkü'ne reside olunca ve Tophane'den Çırağan Sahil-sarayı'na vannca mecmü' iskelelerde mevcüd olmaları ve Yedikule ve Samatya ve Davutpaşa İske lesi ve Yenikapu ve Çatıadı-kapu iskelelerinde ve karşu Galata'dan Tophane'ye varınca mecmü' Rum Milleti çocuklarıyla derdereleriyle ve Yehüd Milleti çocukları hahamlarıyla ve cümlesi esvab-ı resmiyyelerini giyüp beherine ta'yin ü tahsis olunan mahallerde teşrii-i hümayüna mütarakkıb üzere olmaları taraf-ı hazret-i Seraskeri'den tenbih huyurulmuş olmağla cümlesi yevm-i merkürnda seheri mahallerinde mevcüd oldular. Hasılı sa'at yedi sularında keştl-i vapur mahallinden timurunu ahzla Asitane tarafına yol verilüp Baruthane ve Yedikule piş-gahından güzar ederler iken toplar endaht olunup ol mevki'lerde mevcüd milel-i selase mekteb çocuklan Türki lisan'ları vechile amin sadalan eve-i asmane reside olmuşdur. Hasılı her bir mahal önünden güzar olundukda ol mevki'de bulunan mekteb hocaları du'a ve çocukları amin deyu feryadıarı reside-i nüh-tak olmuşdur. Ve Topkapı Serayı piş-gahın dan ve Yalı Köşkü önünden karşu Kurşunlu Mahzen140 andan Tophane'ye vusüllerinde top şenliği olunarak Fındıklı ve Dolmabahçe önüne teşriileri zuhürunda iskelede mevcüd Asakir-i Hassa nöbet ateşi ederek Çinili Kasr önüne vusüllerinde bakıyye-i Haderne-i Hassa nöbet ateşi ederek andan güzar ve Beşiktaş iskelesi'nde bi'lcümle ahali-i vilayet şeyh [14b] ve imamları du'a ve cem'iyyetleri amin diyerek bi-hamdullah-ı te'ala sıhhat u afiyyet ü selamet-i şevket ile ikamet-gah-ı saltanatlan olan Çırağan Sahil-serayı'na teşrif-i mülük-aneleri zuhür etdi. ben
keştl-i
kıranlleri şehr-i
140 rti'k
!ıstanbul'da
binası.
Galata'da deniz
kıyısında
bulunan
Tanıztmat
öncesi g:üm-
101 HATİ•ME
Bu abd-ı kadim çaker-i müstedimleri bu mevki'de intiha-i kelam edüp şeban-ruz belki her an ve dakika uhde-i çaker-anesine farz-ı ayn olan ed'iyye-i veliyyü'n-ni'meti tekrara ağaz eder, hernan hak subhanehu ve te'ala ba'is-i icad, kaba-yı alem, vesile-i ibda', vücud-ı kaffe-i ümem sallallahu te'ala aleyhi vesellem hazretleri hürmetine şehen-şah-ı devran, cihan-gir-i zeman, sahib-kıran-ı cihan, nasır-ı seradik-i emn ü eman, müceddid-i devlet ü din, imamü'lmüslimin ve emirü'l-mü'minin, halife-i resul-ı Rabbü'l-mu'in, şev ketlu, kudretlu, azametıu veliyyü'n-ni'am-ı alem, padişah-ı cem-i hıdem efendimiz hazretlerini taht-ı ali baht-ı şahanelerinde bi's-sıh hat ve'l-afiyyet da'im ü ber-karar ve saye-i merahim-vaye-i taedarllerin cümle ümmet-i Muhammed üzerine sabit ü pay-dar edüp örnr-i hümayünların müzdad u mübarek ve kalb-ı enverlerin her yüzden şad ve liva-i hüsrev-anilerin ve asakir-i nusret-eserlerin mansur u muzaffer ve a' da-yı din ü devlet ve bedhah-ı saltanatları olanları mahkur u müdemmir eyleyüp kaffe-i vüzera ve ulema ve katıbe-i ümera ve sadakat-kar-an-ı kurena ve rical-i devlet ve erkan-ı saltanat olanları her halde amme-i umur-ı beraya ve mesalih-i re'ayada rıza-yı yümn-i irtiza-yı daver-anelerine muvafakat ve best ü besat-ı adl u adalet ve icra-yı ahkam-ı şeri'atde tevfikat-ı Rabbani, intizar-ı dakika ve efkar-ı sa'ibelerine mu'in ve te'yidat-ı İlahiyye'ye karin olalar. Amin, ya Mu'in, bi-hürmeti seyyidi'l-mürselin ve resul-ı Rabbi'l-Mu'in. Ketebehu el-hakir Es-seyyid Hüseyin Hasanü'r-rahman fi Medreseti Nur-ı Osmaniyye, el-müderris-i fi'l-Kostantiniyye şerefehu allah bi'l-müluk'l-Osmaniyye. Ve kad veka'ü'l-ferağ min-tahriren fi şehri recebü'l-mürecceb fi sene seba' ve erba'in ve mi'eteyn ve elf min-hicreti lehü'l-izzi ve 'ş-şeref.
VI -
MEHMED DANİŞ BEY'İN AİLE MEZABLIGI
Safiyye Sultan-zade Mehmed Daniş Bey'in aile mezarlığı, Sinan Paşa Mahallesi'nde, Akaret binalarının bulunduğu caddenin hemen başında sağ taraftadır. Hazire, Safiyye Sultan-zade'ler soyunun ilk üyesi olan Mehmed Rezmi Paşa'nın mezarı etrafında gelişmiştir. Dört kuşağı barındıran mezarlıkda, bu aileye mensup 19 şahsın mezarı mevcuttur. Safiyye Sultan-zade olupda, mezarlıkda bulunmayan aile fertleri de vardır kP-n, bunların nereye defn edildikleri konusunda herhangi bir malumata sahip değiliz. Mezarlığın etrafında bulunan binalar, mezarların bir kısmının tahrip olduğu izlenimini vermektedir. Fakat, mezarların taş bir kaide üzerine oturtulmuş olması, eksilen mezar taşlarını tesbit etmeye imkan sağlamaktadır • 9 ve 10 numaralı mezar taşları yerlerinden kopmuş olmalarına rağmen, kopmuş olduklan zemindeki kı rılma şeklinden hareketle taşlar eski yerlerine oturtularak fotoğrafları çekilmiştir. Mezarlıkda mevcud mezarlar iki sıra halinde 6x3.38 metre büyüklüğünde taş bir kaide üzerine oturmuş olup, tek sandukalı mezar taşı Mehmed Rezmi Paşa'ya ait 6 numaralı mezardır. Mezarlığın arka kısmında, mezarların kapladığı alan kadar boş bir kısım mevcuttur. Beşiktaş'da
142
III. Selim'in ~ehzade iken Paris'le yazıştıg< sırada elçi olarak gönSultan-zade İshak Bey'in, Safiyye SulUn-zade olduğu konusunda elimizde kesin bir delil bulunmamaktadır. Ayrıca aile mezarhgLnda İsha.k Bey adında birisine rastlanılmadığı gibi kaynaklarda herhangi bir bilgi <de bulunamamıştır. Bkz. İ. Hakkı Uzunçarşılı, «Selim Ili'ün Veliaht iken Lüi XVI ile muhabereleri», Belleten, II/5, (Nisan 1938), Ankara 1938, s. 199-200; Faik Reşit Unat, «Başhoca !sha.k Efendi», BeUeten, XVill/ 109, (Ocak 1964), Ankara 1964, s. 89-115. 141
derdiği
142 Bundan hareketle, üç adet mezar tesbit etmiş durumdayız.
ğunu
taşının
yerinden ·koparak kay-boldu-
103 Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim Resim
ı
- Mehmed Daniş Bey
2 3 4 5 6 7 8 9 10ll
12 13 14 15 16 17 18 19
Ahmed Beybaba (Daniş Bey'in Mehmed Sadık Beyı.{'.l İsmail BeyefendiiM Abdullah Bey145 Mehmed Rezmi Bey~ Azize Hanım Fatıma Azize Hanım Şakir Mehmed Bey Mehmed Raşid Bey Mahmud Bey147
amcası)
46
Fatıma Hanım
Pür-safa Kadın Bekir Bey Zeynep Hanım Hatun Nazire Hatun
Saraylı Fatıma
Saraylı
Zeynep Hanım Abdi Bey
143 Kalemden yetişip Hacegan oldu. 1167/1754'de Gureba-i Yesar KaUbi, 1173/1760'da Ulüfeciyan-ı Yesar Katibi, daha sonra Anadolu Muhasebecisi oldu. 1190/17'Ti>'da Rüz-name-i Sanı: olduktan sonra 18 Haziran 1780'de vefat etmiş tir. O~lu Mustafa Bey'dir. Bkz. SO, III, 190. 144 Mehmed Daniş Bey'in babasıdır. 145 Mehmed Rezmi Paşa'nın oğludur. 146 Siyavuş Patja'nın küçük biraderi Hüseyin Paşa'nın oğludur. Sarayda terbiye gördü. Silahşör, Kap!Cı·başı, Kapıcılar Kethudası ve Mir-ahur-ı Sii.ni oldu. 1118/1706'da Şıkk-ı Sanı: Defterdarı, 1"l.'30/1718'de Rumeli payesiyle Kapıcılar Kethudası olduktan sonra 11>31/21 Ocak l7o19'da Beşiktaş'da yalısında vefat etmiştir. Mehmed Rezmi Bey'in tesbit edebildi~lz ~ocuklarının isimleri, Ahmed (d. 1&74), Abdulhalim (d. 1690), Mehmet Mustafa (d. 1713), Nurnan (d. ı 716), Bekir ve Abdullah'dır. Mehmed Rezmi Bey Divan'ında ilk dört çocug-unun dog"umlarına tarih düşmüştür. Daha fazla bilgi için bkz. Mehmed Rezmi Divanı, t. t.t. Ktb. TY, Nr. 5499, v. 92b-96a. 147 Mehmed Dani§ Bey'in oğludur.
104
SINAN PASA
-o .:0
VISNEZADE
öO .,. ..._11_
__..., 11
g ,;oc ..._o
.. :ı
O
~o
-"0
r-O
-o
;:;o
... o
ô:i O
u
1'-0
OOLM-'B1-HCE CAD .
Mehıned Daniş
=o
;;;O
ööO
BESlKTAS CAD.
Bey'in Aile
Mezarlığı
105
Mehmed Daniş Bey'in aile mezarlığından umumi bir görünüş .
106
Hüve'l-hallaku'l..baki Keremat-ı cenB:b piri isb§.t eylesün h§.nem Mehmed mir ·kılml§ hak.k zi:yaret etmeğ-i ta:kdir gelince Konya'-dan onyedi g.ün geçdik de ol gice Regai<b Kandili JuLml§dı rfi.h-ı p8:kini tenvir kılup ol şa-bde ism-i hO ile teslim-i rQh ol zat eder-di ırci'inin, serr-i pakin aşkla tefsir bu Sult§.nz&le şöhretle anm ya Rabb kıl daim indinde rillı-ı Sulta:ntsini her ni'met ile seyr Nazifa geldi tarihin yediler dediler gitdi ola münib-i nerm-i cennet merkad-ı pak Mehmed mir sene 1253.
Yazı
ta'lik
Ölçü
Hl2x35 cm.
Baçlık
Mevlevi Sikkesi
Durumu :
hasarsız
Tarihi
Resim
ı
- Mehmed Daniş Bey
: 6 Ekim 1837
107
Hüve'l-hallaku'l-baki MeczQb-ı Uahi merhum ve matfQrü'l-rnuhtac ila rahmeti rabb!'1-gafür Safiyye SultAn-zade Ahmed Bey-baba rUhuna rızAen-lillah fatiha fi 7 muharrem sene 1217.
Yazı
:
ceıı
Ölçü
: 1&5x31
sülüs
Başlık
Durumu :
taş
dan
kltabe ortasın çatlaDll§ du-
rumda Tarihi
Reslın
2 -- Aluned Beybaba
10
Mayıs
1802
108
Htive'l-halldku'l-baki MerhQm ve magiilrü'l-mu>htac ila rahmet-l rabbi'l-gafilr Safiyye SultAnzAde Mehmed Sddık Bey-efendi hazretlerinin rilhiycün rızAen-llllah fatiha ft 15 C. sene 1194.
Yazı
Ölçü
: celt sülüs : 156x31
Başlık
: KA.tlbt
Durumu : hasarsız Tarihi : 18 Haziran 1780
Resim 3 -
Mehmed
Sadık
Bey
109
Hüve'l-hallaku'l-baki MerhOm ve ma~·für ü'l-muhtac ila rahmet-i rabbi'l-gafOr Safiyye Sultan-zade tsrnail Beyefendi hazretlerinin rOhiyçün rızaen-lUlah el-fatiha fi ll Za. sene 1211.
Yazı
Ölçü Başlık
celt sülüs 179x36 : KA.tibl
Durumu : hasarsız Tarihi : 8 Mayıs 1797
Resim 4 -
İsmail
Beyefendi
110
Hüve'l-hayyti'l-ba.ki MerhOm ve matfOr Safiyye Sultan-zade Abdullah B ey ruh iycün el-fatiha sene 1156.
Yazı
Ölçü
: celt sUlOs : 16·1?<:36
Başlık
Durumu : Tarihi
Resim 5 -
Abdullah Bey
hasarsız
: 1743
lll pak Safiyye Sultan Mehmed Bey diriğ eyledi evlad ve ahbabın hazin hüsn-i tarhına Sinimmar-ı hıred hayran idi eyl<-m işdi hanesin reşk-i nigarlstan-ı Çin hayr-hah-ı din ü devlet, mir-i ali-kadl' idi halk hoşnQd idi, hoşnQd ola Rabbi'l-alemin, yiid edüp narnın desinler rahmetunah-ı a leyh ı .. rühunu şad eyleyüp ihlasla ihvan-ı din s[afer) 29" .. gufran eyleye ola bim-rüz havl-engiz-i ukbadan emin 3 . . ımsra' fevtine tarih-i tam, ola ya R abb kabr-i Sultan-zade Bey Nahl-ı
kıldı rıhlet
adn-ı
berin.
ta'lik sanduka 180x60x51, kitabe 124x60
Yazı
Ölçü
Mücevveze Durumu : kitabenin sağ Ba şlık
tarafı
kırılmıştır
Tarihi
Resim 6 ı
21 Ocak 1719
Mehmed Rezmi Bey
Mezar !{itabesinin
sağ
alt
kısmı
tahrip oldug"undan okumak mümkün
olamamıştır.
2 rettir. 3
Safer 29 Mehmet Rezmi
Pa~a'nın
fevt
olmuş
oldug-u tarihin
ayına işa
Mehmet Rezmi Pa§a'nın ölüm tarihine ebced hesabı ile delalet eden <(ola ya Rabb kabr-i Sultan-zade Bey adn-ı bertn» kitabenin son ıkısmın dadır. Hafız Hüseyin Ayvansarayı Mecmua-i Tevd.rih adlı eserinde (s. 251) «huzur-ı visal» = 1131 olarak ölüm tarihini vermektedir. Ayrıca ölüm tarihi için bkz. SO, IV, 216. mısra
112
HUve'l-halUiku'l"'baki Ey zalr şu merkez-i sükundan o kadar sür'atle geçüp gitrneğe çalışma ztra, her adımın seni buraya taıkrtbden başka bir f§.ide h§.sıl edemez alA.m-ı alemi terk ile şu hafre-i arama iltica eden Sultan-z§.de Aztze Hanım'ın rQhunu bir f§.tlha ile şad eyle ki, hepimizln karAr-gahı şimdi hiç ehemmiyyet vermeyerek çiğneyüp geçdiğimiz şu kara toprakların altında, böyle bir çukur olacakdır ft 15 Z. 1298.
: ta'llk Ölçü : 172x36 Başlık : çiçek taçlı Durumu : hasarsız, ayak mevcuttur Tarihi 8 Kasım 1881 Yazı
Resim 7 -
Azize
Hanım
taşı
113
ya...hQ aram-gAh-ı ebediye defn edilen Sa.fiyye sultan-zade HAce Fatıma Azize HAnım salihAt-ı ümmetden seksen beş ya.şında bir ihtiyar ve ömrünü ibAdA.t u hayrAta hasr etmiş bir hAtün-ı bahtiyAr ldl, ey zMr bir fAtiha ~u. zir&, senin &kibetin de budur fi receb sene 1315.
Bu
Fatıma
Azize
HAnım
·t a'llk
:
: 1&7x{4.
Başlık
: çiçekll taç lçerlıdn de :Mtwlevl Slkkeai : Kasım 189'1
Tarihi
Resim 8 -
ceıı
Yazı
Ölçü
114 Hüve'l-hayyü'l-baki Hala Muhasebe-i Anadolu Safiyye Sultan-za'<ie Mehmed Sadık Bey'in saıgir mahdümu merhum Şakir Mehmed Bey rühiyçün el-fatiha
Yazı
celi sülüs
Ölçü
5lx21
Başlık
Durumu : mezar kısmı
taşının
alt
kopmuştur
Tarihi
Resim 9 4
Mezar
Şakir
taşının
Mehmed Bey alt
kısmı kopmu-ş olduğundan
okumak mümkün olama-
mıştır.
5 Mezar kitrubesinde hala Muhasebe-i Anadolu Mehmed Sadık Bey (H. 1176-1192 tarihleri arasında Analdolu Muasebeciligi yapmıştır) ibaresi bulunduğuna göre, mezar sahibinin ölüm tarihinin bu tarihler arasında olduğu söylenebilir.
115
Sfibıka Haslar Mukata'acısı Safiyye SultAn-zAde Mehmed Sadık Bey-efendi'nin mahdfun-ı
mükerremi M ehmed rühiyçün fati.ha fi 4 M. sene 1167.
Raşid
Bey
: sülüs : 75x20 Ba~jhk : .kopmuştur Durumu : mezar taşı yerinden Yazı
Ölçü
kopmuştur.
Tarihi
Resim
ıo
-
Mehmed
Raşid
Bey
:
ı Kasım
1753
116
Hüve'l-baki Pay-mal olmada aber-i semer gerdün PadişAhıyla nidası alem-i hayretde hernan her gelen kimse bu esrar ile hayran ancak Sultan-zade Mehıned Dani.ş Bey'in mahdfunu Mahmud Bey'in rühıyçün el-fatiha ft 12 M. sene 1276.
Yazı
: sülüs 101x32 Başlık Fes Durumu : hasarsız Tarihi ll Ag-ustos 1859
Qlçü
Resim
ıı
- Mahmud Bey
117
Hüve'l-hallaku'l""baki sabıka
Küçük Rüz-nameci Safiyye Sultan-zade Mehmed SAdık Efendi'nin .k erime-i mükerrerneleri merhüme
ve ma~üre Fatıma Hanım fatiha fi 20 Ra. sene 1176.
rfıhiyçün
Yazı
Ölçü
celi sülüs 76x22
Başlık
Durumu : mezar kısmı
taşının
üst
kopmuştur.
Boynunda gül resmi vardır.
Tarihi
Resim 12
-Fatıma Hanım
9 Ekim 1762
118 Hilve'l-hayyü'l-baki Bu fena dünyadan •bir dem olsun ·kimse vefa bulmadı
derdine derman çekdi çok cevr ü
cefıl
gül cemali soluben hem §:h ü efgan eyleyüp
hem Mehmed SS.dık'ını terkile ıkıldı iktifa zernan şümArı ecel darnanını koyvermeyüp fukıbet-i
ya ilahi
dünyadan etdi bu makama irtica hürmetine kıl kerem
en·biyanın
sahib-i merkad kuluna eyle ilisan berü safa merhüme ve magfüre Pür-safa Kadın'ın mah-ı
ruhuna
rı.zaen-lillah
Yazı
sülüs 104x41
Zi'l-ka'de sene 1161.
Ölçü Ba§hk başlıksiZ Durumu: hasarsız rarihi Ekim 1748
Resim 13 -
Pür-safa
Kadın
el-fatiha,
119
Safiyye Sultan-zade merhum ve mağfur Bekir Bey'in rUhuna fatiha sene 1164.
sülüs
Yazı
ceıt
Ölçü
169x~.5
Başlık
Durumu : hasarsız Tarihi : 1751
Resim
ı4
-
Bekir Bey
120
ZiyAretden muraıd du'adır bugün .b ana ise yarın sanadır Saflyye Sultan-zade merhQme Zeynep Hanun rO.hiyçün el-fatiha sene 1200.
Yazı
Ölçü
s tilüs Wx20
Başlılt
Durumu : hasarsız Tarihi : 1786
Resim 15 -
Zeynep
Hanım
121
Htive'l-halla.ku'l~bakt
SB.fiyye Sultan-zade Muhasebe-i Anadolu Mehmed
Efendi'nin haltlesl mahdQmlarının validesi Saraylı Fatıma Hatun ruhuna fMlha Sadık
sene 1187.
Yazı
celt sülUs
Ölçü
110x41 çlçekll taç
Ba.§lık
Durumu : hasarsız Tarihi 1773
Resim 16 -
Saraylı Fatıma
Hatun
122
Hüve'l-hayyü'l-baki S§;brka Anadolu Muhasebecisi Sa.fiyye Sultan-zade Mehmed Sadı:k Bey-efendi'nin halilesi merhOme ve mag-fure Saraylı Naztre Hatun ruhiyçün fatiha fi S. sene 1192.
Yazı
Ölçü Başlık
cen sülüs 168x48 : çiçekli taç
Durumu : Tarihi :
Resim 17 -
Saraylı
Nazire Hatun
hasarsız
Ağustos
1778
123
Yazık deg'il mi niçe nimr gibi nev-resteye derd ü gamıyla ağladasun validesin zii.r bir dem dlraht-ı ömrüme venneden meyve dest-l ecel eyledi meskenime ttirab u gar yaş nice dönmesün valide-i zevci Anın çe{;m-i ümidleri etdi ukbaya tayyAr valide ,zat-ı derdiyle Zeynep Hanım'ın tarihin yad idüp ko[y] habibin hürmetine eylüsün sii.hib-i kabr firdevs-i a'la-<kar4rda. sene 1164.
Yazı
Ölçü
celt sUllls 146x48
Başlık
başlıksiZ
Durumu: hasarsız Tarihi 1751
Resim 18- Zeynep
Hanım
124 AlHih baki Küll-i nefsin za'ikatü'l-mevt gençll~e doyamayup bu Alemde be-kAm olınayan mat'Onen §ehtd olan SAfiyye Sultan-zade merhOm Abdi Bey'in rOb-ı pür-fütOhu içün rw.iı.-yı mevlA-yı müte'al içün el-fatiha-ı ma'es-salavat bi-beka dünyada ahir herkesin halı budur kıl nazar ibretle hatırda olsun sanıha aldı sayyad-ı ecel sahib-i neseb bir genç :b eyi kal.bime geldi o dernde hüzünle bu layiha beyt-i -dilden çıkdı bir tarih-i faik böylece okuya hO rObuna Abdi Bey'in bir fatiha sene 1227.
Yazı
:
Ölçü
: 160x38
ceıt
Ba§lık
Tarihi
Resim 19 - Abdi Bey
: 1812
ta'lik
EKLER
127
~j~ .... .
~dty
Ek -
I Mehmed Daniş Bey'in, Akçaabad Mukataası'ndan H. 1247 senesi gelirinin ödenmesi ile ilgili imzalı arzuM.li. BOA, Ali Emiri, II Mahmud, Nr. 8756.
128
, Ek -
II Mehmed
Bey'e H . 1252 senesi Cizye fazlasından aylık beşyüz verilmesi haıkkında. BOA, Ali E miri, II. Mahmud, Nr. 5454.
Daniş
kuruş maaş
__
129
~ı:- eli.,;,,' .
f,A'./
~~~~.o!
~;.;, (.)t.~ _,;;~ JJAJ- ~~ ~.1.1 bo' & ,.1_,:-. J .i.il ;;;, ("' ,;r,: t.;J'"' 7 "'
·~..,
J..:.at.h JIJtlaı ~·uı: ,,~;Jı~·~j kf ~.;;~ı.;.(; ~ı;,~ , , ı/,1,;,;/( ,ot~~ '
~ ~-:"1..( .i4J •1-b:, Lıs 4Po!' ',;,' r21J.f.(.,i(,~'(' p '~h,JJ -~<b• ~\..:;.,, -':· 7-:-?1 ~j :.ç, i:~,:-' ~ ~~ ~ t ,,! "'!.'.b:. o/~.,..:;,;.
Ek -
. e Edirne'de bulundukunu , 1246 .tarıhind HH 48033-B III gösteren II. Mahmud ~n. 20 Muharrem tafa Nuri Efendi'nin takı1ri. BOA, , Sırkatıbi Mus
130
/
,)';_.;.,~<(~,'.jv_;.C'-~::,;'('/'':~' ;).i' :;~
/.J'
Ek -
konusunda !zzet ı 2 E. 4301/ - .
·ımesi
. 'i' ne isim verı TopkapıCamı Sarayı ArşLvi, Nr.
IV Nusretiyye ri rı..
Molla'nın
tak-
BİBLİYOGRAFY A
1 -
BAŞBAKANLIK
OSMANLI
ARŞİVİ
Ali Emiri, II. Mahmud Tasnifi, Nr. 5454; 8756; Ali Emiri, III. Selim, Nr. 11253 Bab-ı
Defteri,
Masraf-ı Şehr-yari
(D. MSF), Nr. 32165.
Cevdet Adliye, Nr. 2002; 2276. Cevdet Askeri, Nr. 25109. Cevdet Bahriye, Nr. 202; 3158; 2692; 8141. Cevdet Dahiliye, Nr. 608; 2589; 3056; 4709; 5065; 6412; 14246. Cevdet Saray, Nr. 2531; 4629. Hatt-ı
Hümayün, Nr. 58419/ 56; 21811-T; 23189; 25635; 28331; 28028; 2811-A; 29005; 48033-D; 48033-E; 25635; 25636; 25637; 28018; 29005-A; 29165-A; 29004; 29165; 48033-B; 41818-A.
Kamil Kepeci, Nr. 7148; 7519. Kamil Kepeci,
Teşrifat
Defteri, Nr. 676 M2.
Maliyeden Müdevver Defterler, Nr. 8886; 9766; 9771 Mühimme Defteri, Nr. 229; 242; 248. Sicill-i Ahval Defterleri, 99/ 425.
132 2 -
TOPKAPI SARAY!
Topkapı Sarayı
3 -
Müzesi
Arşivi
ARŞİVİ
Nr. E. 4301 / 1-2.
YAZMA ESERLER
Abdulhak Molla, Tarih-i Liva, 1266; 2620.
İ.
ü. Ktb. Türkçe Yazmalar, Nr. 1609;
Ahmed Bad!, Riydz-ı Belde-i Edirne, c. I, Nr. 10391.
Beyazıd
Devlet Kütüphanesi,
Ahmed Efendi, III. Selim'in Sırkatibi Ahmed Efendi Ruznamesi, Haz. Sema Arıkan Ankara 1993. Cab! ömer Efendi, Cabz Tarihi Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, Nr. 2152 (Ömer Efendi'nin bu eseri iki nüsha halinde mevcut olup, diğer nüsha, İ. ü . Edebiyat Fakültesi Tarih Seminer Kitaplığı'nda mahfuzdur. Bu iki nüsha M. Ali Beyhan tarafından Doktora tezi olarak yayma hazırlanmış olup TTK. tarafından basılmaktadır). Esad Efendi, Sefer-name-i Hayr, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Nr. 5080. Esad Efendi, Tarih, c. II, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Nr. 6004. Hacegan Defteri, Atatürk Nr. K. 184;
Kitaplığı,
Muallim Cevdet
Yazmaları,
Hacegan Defteri, Atatürk
Kitaplığı,
Muallim Cevdet
Yazmaları,
Nr. K. 191. Mecmua, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar,
Nr. 8775. Mehmed Remzi Paşa, Divan, istanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Nr. 5499.
133 Mehmed
Dfmiş Bey, Divan, Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, Nr. 2635; Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, Nr. 287; 1943; 2635; 2907; 9842.
Mehmed Efendi (Soğan Ağa Camii Kütb. Zühdi Bey, Nr. 453.
İmamı), Cende,
Süleymaniye
Risale, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar, Nr.
6972. Tevdhat Defteri, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yaz-
malar, Nr. 527. 4 -
MATBU' ESERLER
Ahmed Cevdet, Tarih-i Cevdet, VI, IX, XII, Ahmed Lütfi, Tarih-i Ata, III, Alımed
İstanbul
Aynur, Hatice, «Saliha
1309.
1293.
Cevdet, Tarih-i Cevdet, VI, IX, XII,
Ahmed Lütfi, Tarih-i Lütfi, I, II, III,
İstanbul
İstanbul
İstanbul
1309.
1290-1292.
Sultan'ın Düğün
Töreni ve rih ve Toplum, XI/ 61, Ocak 1989.
Şenliklern,
Babinger, Franz, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Çev. Üçok, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara 1982. Beydilli, Kemal, c<Stephan
Gerlach'ın
Rüznamesi'nde
Ta-
Coşkun
İstanbul»,
Tarih Boyunca İstanbul Semineri (29 Mayıs -1 Haziran 1988), Bildiriler, İstanbul 1988. Bursalı
Mehmed Tahir,
Osmanlı Müellifleri,
II,
İstanbul
1338.
Çelebioğlu,
Amil, Yazıcızade Mehmed Efendi, Kitab-ı Muhammediyye, Tercüman 1001 Temel Eser, I-IV, Tarihsiz
Ergin, Osman Nuri, Türk Maarif Tarihi, I, Ergun, Sadettin Nüzhet, Türk
Şairleri,
İstanbul
1977.
III, Tarihsiz.
Forrer, Ludwig, «Handschriften Osmaniseher Historiker in Istanbul», Der Islam, XXVI/ 3, Berlin 1942.
134 Gencer, Ali İhsan, «Karadeniz'e Çıkan İlk Osmanlı Padişahı II. Mahmud'un Varna Seyahatı», Türk Dünyası Tarih Araşt ırma Dergisi, Sa. 31, Temmuz 1989. Bahriye'de
Yapılan
Islahat Hareketleri ve Bahriye Nezareti'nin Kuruluşu (1789-1867 ), istanbul 1985.
Hafız Hızır İlyas, Tarih-i Enderitn, Hafız
İnal,
1276.
Hüseyin Ayvansaray!, Mecmu'a-i Tevarih, Haz. Fahri Çetin Derin-Vahid Çabuk, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, istanbul 1985.
i. E. M. Kemal, Son Yayını,
Asır
Türk Şairleri, Türk Tarih Encümeni
istanbul 1930-1941.
İpşirli,
Mehmet, «Osmanhlarda Cuma Selamhğı», Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu'na Armağan, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, istanbul 1991.
Karaı,
Enver Ziya, III. Selim'in Hatt-ı did-, ( 2. baskı) Ankara ı 988.
Hümayunları-Nizam-ı
Ce-
Mehmed Esad, üss-i Zafer Süleyman Efendi Matbaası, istanbul 1293. Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani veyahud Tezkire-i maniyye, I, II, III, IV, İstanbul 1308-1315. Mordtmann, J. H.,
«Ağa
Hüseyin
Meşahir-i
Paşa», İslam Ansiklopedisi,
Os-
I .
özcan, Abdülkadir, «II. Mahmud'un Memleket Gezileri>>, Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu'na Armağan, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, istanbul 1991. Sakaoğlu,
Necdet, «Edirne
Sarayı
ve Tamir
Keşifnamesi»,
Tarih ve
Toplum, XIII/ 78, Haziran 1990.
Slade
(Müşavir Paşa),
Ali Şamzade
Rıza
Sir Adolphus, Türkiye Seyehatnamesi, Çev. Seyfioğlu, Askeri Deniz Matbaası 1945.
Ataullah, Tarih-i
Şanizade,
I, Tarihsiz.
135 Takvim-i Vekayi, Sa. 1, 25 Ca. 1247.
Turan,
Şerafettin,
«II. Mahmud'un Reformlannda İtalyan Etki
Katkısı», Sultan II. Mahmud ve Reformları Semineri, Bildiriler, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İstanbul
1990.
Uluçay,
Çağatay, Padişahların Kadınları
ve
Kızları,
Ankara 1980.
Uzunçarşılı, İ. Hakkı,
«Darendeli Mehmed İzzet Paşa», Belleten, XXVIII/ 110, Ankara 1964.
Uzunçarşılı, İ. Hakkı, Kapıkulu Ocakları,
I, (2. baskı) Ankara 1984.
İ N DEK S
-AAbdi Bey 124 Abdi Efendi 39 Abdulhak Efendi 31 Abdulhak Molla Efendi 36, 83 I. Abdülhamid 10 Abdülhamid Han 81 Abdülhamid Han-ı Gazi 41, 42, 43 Abdulkadir Efendi 25 Abdullah Ag-a 39 Abdullah Mollazade Es-seyyid Ahmed Reşid Efendi 17 Abdullah Paşa 68 Abdulliitif Bey 73 Ag'a Hüseyin Paşa 17, 18, 21, 22, 24 Ag'a Kapusu 20, 46, 47, 49, 55, 56, 61, 63, 64, 67, 68 Ag'a Kapusu Bazerganı 74 Ag'avat-ı Enderfın 95 Ag'riboz Muhafızı 44 Alııskalı Ahmed Efendi 22 I . Ahmed 9 III . Ahmed 27, 31 Ahmed Ag'a 24, 72 Ahmed Bey 85 Ahmed Bey Baba 107 Ahmed Bican 86 Ahmed Efendi 25, 71 Ahmed Paşa Yalısı 84 Ahmedi 79 Ahur Kapusu 58 Ahurkapu İskelesi 54 Akçaabad Mukataası ll, 127 Aksaray 70 Alaiyye 73 Alii.iyye Mütesellimlig'i 73
Alemdar Mustafa Paııa 23, 24, 56 Alemdar Paşa 20 Ali 37 Ali Şefik Paşa 77 Ali Ag'a 59 Ali Paşa Camii 39, 40, 97 Ali P a§a Çarşusu 95 Amasiyye 71 Amedi-i Divan-ı Hümayfın Hülefası 83-
Anadolu 24, 25, 57-59, 64-67, 69, 76 Anadolu Muhasebecisi 122 Anber Ag'a 79 Ankara 77 Arabacı 21, 42, 65 Arabacılar 51 Arabacılar Kı§lası 16, 41, 42 Arabacılar Kı§lası Camii 16 Arabzade Sadullah •Efendi 17 Arif Bey 17 Arnabud İbrahim Paşa 43 Arpa Emini İsmail Kamili 29 Asakir-i Salıane ll Asakir-i H assa 38, 84, 85, 93, 99, 100 Asakir-i Mansfıre 38, 39, 66, 68, 92, 94, 99 Asakir-i Mansfıre Başkitabeti 72 Asak ir-i Mansfıre Nezareti 55 Asakir-i MansOre-l Mu ha mmediyye 24, 55, 64, 65 Asitane 28, 34, 39, 40, 45, 58, 65, 68, 69, 74-77, 86, 91, 96, 98, 100 Asitane-i Aliyye 100 Asitane-i Sa'adet 72, 100 Asker Nezareti 48 Asker-i MansOre-i Muhammediyye 63 Asmaaltı 20, 49
138 At Meydanı 22, 51, 54 Ata Bey 48 Attk valide camii 72 Aya Sofiyye 54 Ayayorgi 3ı Ayazag-a 39 Aydın 25, 77, 78 Aydın Güzelhisar 69 Ayestefanoz 98, 99
-BBab-ı Bab - ı Bab-ı
Bab-ı
Bab-ı Bab-ı
a n 20, 45, 49, 53, 61, 71 Asaft 49 Defteri 53 Fetva 68 Fetva-penaht 46, 47, 6ı Hümayfın 23, 44, 45, 57, 72, 74,
94 Baba-yı Atik 39, 40, 97 Babü's-sa'ade 23, 46, 57, 79, 94 Ba bü's-sa'ade Camii 24 Bademli Zaviyesi 25, 73 Bag-dat ıo, 26
Bahce Kapusu 49 Ba hr-i Sefid 82 Bahr-i Sefid Bog-a.zı 82 Balmumcu Mustafa Efendi 25 Barutçubaşı Arakel 33 Barutçubaşı Simon 98 Barutçubaşı ıSimon Efendi 39, 40 Baruthane 37, 39, 40, 98, 100 Basma Emaneti ll Basınacılar 43 Basra 9 Başbug- 66 Başçukadar 50 Başkarakullukçu 23, 55, 74 Başmukataacılık
ll
Ba yezid Camii 25 Beşikta ş 9, ll, 24, 35, 43, 50, 68, 82 Beşiktaş Cami'-i Şertfi 83 Be~iktaş Mevlevihanesi Şeyhi 25 Beşi.ktaş iskelesi 100 Bekir Bey 119
Beksimathane 84 Beksimathane İskelesi 88 Bektaş 73 Bektaş D ervişleri 59 Bektiişi 24, 25, 72 Bektiişilik 25, 73 Bektiişiyye 59, 72 Benderli Selim Sırrı Paşa 17 Beykoz 66, 67 Beyog-lu 66 Bilad-ı Selase 35 Bina ·Emaneti 68, 7ı , 72 Bog-aziçi 35, 59, 66, 75 Bolayır 37, 38, 85, 9ı Bolu 77 Bestancı Ocag< 67 Bestancıbaşı 31, 67, 7 4, 95 Bestancıbaşı İbrahim Ağa 58 Bozcaada 37, 38, 89 Bölük 46, 47 Bölük Ag-aları 63 Bölük Ag-ahkları 56 Bölük Ağavatı 56 Bölükat-ı Erba'a 25, 78 Budin Valisi 9 Bulak 31 Bulgar 71 Burc-ı Zafer 17, 43 Burgaz 39, 40, 97 Bursa Kadısı 25 Buru-sa 73 Büyükçekmece 3ı , 32, 33 Büyükdere 66, 75
-C Cafer Bey ı7 Cami'-i Cedtd 17 Cami'-i Nusret ı6, ı7, 41, 42 Ciimi'ü'l-feyz 16 Cami'ü'l-fütOh 17 Cami'ti'l-hayr 16 Ciimi'ü'l-hayrat ı 7 Cami'ti'n-nOr ı 7 Cebecibaşı Ali Ag-a 25
139 Cebehane 20, 50, 53, 59, 73, 78 Cebehanecibaşılık 59 Cebeha.neli 59
Davudpaşa
Celaleddin Ag-a 20 eıg-aızade Tahir Bey 69 Ciha.diyye 16 Cuma Selamlığı 16, 17, 27, 38
Dede Mustafa Ag-a 77 Deg-irmenler 85 Der-aliyye 53, :58, 60, 66, 68, 70-73 Der-i Devlet 78 Dergah-ı Şertf-1 Mevleviyye 95 Dergah-ı alt kapucubaşıları 29, 77, 98 Dergah-ı alt Kapucuba.şılıg-ı 56, 63 Dergah-ı a.u ZUemalan 59 Dergah-ı Mu 'alla Kapucuba.şıları 29, 68, 96 Dergah-ı Mu'alla Kapucuba.şılıkları 56, 63 Der-sa'adet 10, 17, 29, 45, 59 Derviş tsrnail Dede Efendi 39 Devlet-i aliyye 37, 46, 47, 50, 51, 53, 60, 61, 62, 70, 73-76 Devlet-i aliyye Gediklüsü 56 Devlet-i aliyye-1 Muhammediyye 62, 64
-ÇÇamlıca 25, 73 Çanakkale 13 Çarşenbevt Hoca Mehmed Efendi 17 Çatıadı-kapu 100 Çavuşba.şı 57 Çavuşba.şıhk 59 Çerkeşli Mehmed Efendi 25 Çırag-an 84 Çırağan Sahil-serayı 39, 40, 82, 83, 100 Çmarh 38, 90 Çınarlık 88 Çin lll Çinili Kasr 100 Çlrmen Mutasarnfı 77 Çlrmen Valisi Hüseyin Paşa 85 Çorbacı 74 Çorbacılar 46, 47, 78 Çorlu 39, 40, 98 Çubukçu Ahmed 66
Dağdevranzade
D-
19, 28 lskelesi 100 Davut Paşa 46, 47 Davudpa.şa
Devlet-i aliyye-ı Osmaniyye 77 Devlet-i Muhammediyye 60 D imetoka 25 Divan 49 Divan Yolu 22 Divan-ı HUm ayCın 12 Diyarbekir 9 Dolmabahçe 100 Donanma-yı HUma yOn 35, 88 Dürrizade A'bdullah Molla Efendi 21, 51, 57
Abdülkadir Bey 95,
96 Dağdevranzade Konağı
-
E-
93
Damga Emaneti ll Danlş Bey 12, 19 Darphane-i Amire 90 Darphane-i Amire Emtni 71 DarU's-sa'8.de Ag-alığı 79 Diirü's-sa'adetü'l-:Jertfe Ag-ası 79 Davud Ag-a 20 Davud Paşa Kışıası Bina Emini 77 Davud Paşa Sarayı 68
Ebu'l-feth Sultan Mehmed •Han 76 Edirne 13, 28, 30, 34, 35, 38, 39, 40, 53, 91, 92, 93, 95, 96, 100 Edirne Ayanı Ahmed 29 Edirne Mollası 92, 95 Edirne Mua hedesi 33 Edirne Sarayı 29, 33 El-hac Ali Bey 76 El-hac Sii.'lb Efendi 48, 55
140 El-hac El-hac
Sadık
İshak
Efendi 77 Efendi 46, 47
-G-
El-hac Yusuf Efendi 50 Emin Bey Çiftliğ'i 92 Emin Odası 57 Emti'a Gümrüğ'ü 76 Emti'a
Gümrüğ'ü
EnderCın
Emini 48, 55 39, 58, 98
EnderCın
Hacternesi 58
Enderün
Musiki-§inasları
EnderCıni Şemsi
39
Bey 14
EnderOnlu 33 Ermeni MUleti Derdereleri 92 Es-seyyid Hüseyin Hasanü'r-rahman 13, 101 Esad Efendi 12 Esad Pa§a 77 Eski Cami 87 Eski Cami' 96 Eski Odalar 59 Eşkinci 18, 20, 46, 48 Eşkinci Neferatı 18, 19 Et ·Meydanı 19, 23, 47, 48, 56 Eyalet-i Haleb 77 Eyüb 24, 25, 66, 69, 71, 73
-F-
Gazi Süleyman Paşa 37 Gedik Paşa 54 Gelibolu 13, 35-38, 84-88, 91 Gelibolu Ayanı Hasan Bey 85 Gelibolu-Edirne 34 Güncük 69 Güzelhisar 25
-HHacegan 10, 57 Hacegan-ı Divan-ı
Hacı Bektaş
72 Vekili 72 Hacı tsrnail Hakkı Bey l l Haderne-i Hassa 36, 83-85, 87, 91, 93, 99, 100 Haderne-i Mabeyn-i Hümayün 36, 83 Hadımköy 31 Hadim 69 Hacı Bektaş
Bey 36 ·E fendi 24 Hafız !sa Ağ'a 79 Hafza 39, 40, 96, 97 Haleb, 9 Halil Paşa 94 Halil Rıfat Pa§a 36 Hamid 77 Hammami... zade İsmail Dede Efendi 39 Hane-i Hassa 95 Hanende Rıfat Bey 39 Harem 49 Harem-i Hümayün 95 Harem-i Hümayün Ağ'ava.tı 65 Haremeyn Muhasebecisi Mehmed 29 Ha.fız
P~a
36, 88, 94
Ferik-i Hassa Ahmet Paşa 35 Fes 116 Fetva-penii.h 43, 49, 57 F etva-penahi 45, 46, 50 Fındıklı 100 Filibe Nazırı 71 F irari Ahmed Fevzi Paşa 36 Fransa 30 Frenk 71 Frenkler 19
HümayOn 10, 48,
69, 71, 72, 83 Haceganlık 55
Hafız
F ahri Bilge 14 Farsça 15 Fatih Camii 28 Fatıma Hanım 117 Fertk-i Hassa Ahmed
Galata 100 Galata Başağ'ası 21, 51 Galata Başağ'ası Pabuşçu Ahmed 51 Galata Mevlevihanesi Şeyhi 25 Garaldin Çiftliğ'i 31
141 Hasahur Hademeleri 36, 83, 84, 91 Hasan Bey 45, 91 Hasan Hilmi Bey 12 Haseki Oturakları 7tl Haslar Mukataacısı 115 Hassa Hasekileri 21, 51, 59, 73 Hassa Hasekilig-i 73 Hassa Silahşoranı 59 Hassa Silahşorlug"u 56, 63 Hasuhur Hademeleri 86 Hatif Efendi 39 Hayali Said Efendi 39 Hayriyye 16, 17 Hazine-i HümayOn Kethudası 57 Hırka-i Şerif 21 Hırka-i Şerif-i Hazret-i Muhammedi 79 Hoca
İslambol Ag"asızade 72 tslamiyye 60. 61, 64
İsmail 28 tsrnail Bey 9, 10 İsmail Beyefendi 109 İsmail Dede •Efendi 39 İsmail Ferruh Efendi 69 İstanbul 10, 21, 22, 24, 25, 27, 28, 30, 31, 35, 3~ 38, 39, 51 İstanbul Kadısı 77 ltalinski 10 !zmir Muhafızı Hasan Pa~a 77 İzmiri Kii.tıb-zade Ahmed Bey 29 lznikmid 58 tzzet Mehmed Paşa 17, 21. 22, 24, 52, 77
-
Paşa
49 21, 22, 51, 57 Humbaracıbaşı 71, 77 Humbaracılar 66, 71 Humbarahane 66 Hileret-i Şer'iyye 18 Hüdavendigar Mutasarrıfı 21, 63
K-
Humbaracı
Hüdavendigii.r 77 Hüdavendigar Mutasarrıfı Hüseyin Paşa 50 Hüseyin Paşa 9, 19, 42, 43, 52, 55, 63, 87, 92, 94, 95 Hüsrev Paşa 36
-1İbrahim
Aga 32 17, 30, 45
İbrahim Paşa İbrail
28 Sani Mustafa Nuri Efendi 36 tmam-ı Silnt-i Sultani Mustafa Nuri Efendi 83 tnegöl 59 İngiltere 30 tngiltereli 31 tslam 63, 66, 73, 86, 90, 93, 100 İslambol 55, 57, 65, 66, 73 İslambol Ag"ası 59 tmam-ı
Abdurrahman Paşa 53 Abdurrahman Paşa Konag"ı 73 Kadı Paşa Konag"ı 67 Kadı-yı Darü's-saltanat 46, 47 Kadı
Kadı
Kadıçeşmesi Kadıkaryesi
92, 96, 97 66
38 67, 91 Kadir Gicesi 67 Kadir Gicesi Vak'ası 73 Kadızade Mehmed Tahir Efendi 17 Kağıdhane 19 Kağıdhaneli Kamil Haseki 73 Kal'a-i Sultaniyye 37, 38, 88-90 Kal'a-i Sultaniyye Muhafızı salih Paşa 85 Kalyoncıyan 21, 51 Kalyoncu 22 Karninski 28 Kancı 72, 73 Kancı Salih Efendi 24 Kancı'nın Tekkesi 25 Kandilli 59 Kandiye 9 Kangırı Sancagı 77 Kanije Beylerbeyi 9 Kadıköy
Kadıköyü
142 Kanlıca
20 Kanuncu Sultan Süleyman 46, 47 Kapdan Paşa Hazindar Ağalığı 36 Kapdan-ı Derya 36 Kapdan-ı Derya Halil Paşa 84 Kapdan-ı Derya Halil Rıfat Paşa 35, 36, 83 Kapıcılar Kethudası Kapıcılar
Kethudası
9 Nuri
Paşazade
Mehmed Bey 84 Kaptan Paşa 21 Kapu Bazerganı 74 Kapudane-i HümayO.n Bey 83 Kapucubaşı 57 Kapucubaşı Ağalar 52, 59 Kapucubaşılar 59, 92 Kapucular Kethudalığı 77 Kapucular Kethudası 76 Kapudan Kapudan
Paşa
32
Paşa Çavuşları
74 Derya Halil Paşa 88 Karaağaç 25, 69, 73 Karacehennem Uzun İbrahim 22, 52 Karadeniz 20, 71 Karadeniz Boğazı 20, 38, 50, 65, 67, 69 Karafere A'yanı Mehmed Emin Ağa 59 Karahisar-ı Sahib 77 Karakasım 38, 92 Karakulak 73 Karakulak Kassab Bekir Ağa 58 Karakulaklık 58 Karakullukçu 59 Karakullukçular 49, 76 Kararan Kapu 56 Karesi 77 Karıştıran 40, 98 Karyağdı 25, 73 Kastamonu 77 Kaşgart Tekkesi Şeyhi 25 Katar Ağalıkları 56 Katib - i Esrar-ı Cihan-diiri Mustafa Nuri Efendi 83 Kayık-hane Bostancıları 67 Kayıkhane 67 Kapudan-ı
Keçeci-zade İzzet Molla 16 Kemani Ali Ağa 39 Kemani Mustafa Ağa 39 Kemankeş İbrahim Ağa 39 Keşan 38, 91 Keşan Mukataası 37 Ketbuda Bey 57 Kız Kullesi 43, 44, 84 Kızılhisar 44 Kilarlı Keçi Arif Ağa 39 Kilidü'l-bahr 88 Koca Mustafapaşa'da Sünbüliyye Şeyhi 25 Kocaili 77 Kolluklar 65 Konya ll, 106 Kostantiniyye 101 Kömürcü-zade Hafız Efendi 39 Köprübaşı ll Kudretullah Efendi 25 Kul Kethudası Ağa 56, 63 Kulaksızoğlu 83 Kuleli 39, 40, 98 Kumkale 37, 38, 89 Kumkapı 35, 70, 82, 83 Kurşunlu Mahzen 100 Kuşlu Tebdil Kayığı 98, 99 Küçük Şeyh 70, 73 Küçük Ahmed Kapudan ı 7, 43 Küçük Mirahur Musa Ağa 76 Küçük RO.z-nameci ll7 Küçükçekmece 31, 30-3'3 Kürd Abdurrahman Efendi 21 Kürkçüzade Salih ·E fendi 72 Kütahya 59, 71, 77 Kütahya Mutasarrıfı 21, 77 Kütahya Mutasarrıfı lzzet Mehmed Paşa 50, 67
-LLamartı 38 Laz 46, 47 Lağımcılar Lağımcıyan
66 21, 51
143 Lebib 71 Lebib Efendi 70 Levend Çiftli~i 68 Leyle-i Kadr 23, 56 Liman Re'isi 43 Liva-i <Sa'adet-1 Hazret-i .Peygamberi 22
Mehmed Riişid Bey 115 Mehmed Ra§id Efendi 55 Mehmed Rahmi Bey 17 Mehmed oReştd Pa§a 45 Mehmed Rezmi 9 Mehmed Rezmi Bey 9 Mehmed Sadık 118
Liva-i Sa'adet-i Nebevi 79 Londra Muahedesi 30
Mehmed Sadık Efendi 121 Mehmed Sadık Rıfat Bey 36, 83 Mehmed Yekta Efendi 72 Mehter-hane 53 Mekkar İbrahim Paşa 45 Mekke-i Mükerreme 69, 78 Mekktzade Asım Molla Efendi 21, 51, 57
-
M-
Mabeyn-i HümayOn 83, 94 Mabeyn-i HUmayan Hademeleri 91 Mahmud Bey ll, ll6 I. Mahmud 27 II. Mahmud 12, 13, 16, 17, 19, 20, 21, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 34, 37-39, 40 MahmOd Han 81 MahmOd Han-ı Gazi 42 Mahrüse-i Burusa 69 Miiliyye Tezkerecisi 72 Manisa 25 Mansüre 93 Marmara 84 Matbaa-i Amire Müdürü l l Maydos 89 Mazhar-ı Tevfik 36, 84 Ma~isa 69 Meşrebzade Efendi 77 Meclis-i ŞOra 17 Medine 37 Medine Kadısı 25 Medresetü NOr-ı Osmaniyye 101 IV. Mehmed 9 Mehmed 10, 37, 106 Mehmed Ali .Paşa 26, 36 Mehemmed Ali Paşa-zade İbrahim Paşa 45 Mehmed Ag-a 56, 68, 77 Mehmed Daniş 12, 13, 79, 82 Mehmed Daniş Bey 9-17, 19, 23-26, 35, 127 Mehmed ·E min Rauf Paşa 77 Mehmed Paşa 42, 43
Memalik-i ıMahrusa 64 Memalik-i lslamiyye 60 Menteşe Sancag-ı 77 Meriç 39, 94-96 Merkez Efendi Şeyhi 25 Mesud A~a 77 MesOdzade Şerif Haseki 73 Mevlana ll Mevlevi l l Mevlevt Sikkesi 106, 113 Mevlevi-hane 39, 86 Mevlevtyye 86 Midye 71 Mtrahur-ı Evvel 56, 63, 72 Mtrahur-ı Evvel Mehmed A~a 84 Mir-miran-ı Kirarndan Fertk-i Hassa Ahmed Paşa 83 Mirahur-ı
Evvel Ali Bey 25 sant Mehmed Bey 91 Mtrahur-ı Sant Salih Paşa-zade Mehmed Bey 37, 85 Mtrahur-ı Siint 77 Mısır Kapı Kethudası 20 Mısır Kapu Kethudası Necib Efendi 48, 49 Mısır Valisi 36 Mısır Valisi Mehmed Ali Pa§a 17, 29 Mısırlı 17 Mısr- ı Kahire 45 Mısrt 83, 85-87, 91, 93, 94, 97 Mtrahur-ı
144 Mora 45 Morevi Osman Efendi 71 Moskovlu 23 Moydos 37, 38 Mozart 38 Mu'allem Eşkinci 61 Muallem Tüfenkçi 18 Muhammed 60, 62, 63, 72, 78, 80-82, 84, 101 Muhammediyye 37, 86 Muhammedü'l-Mustafa 40, 41, 81 Muhasebe-i Anadolu 114, 121 Mukallid Aziz Bey 39 Mumcu Esnafı'nın Kethudası 70 Mumcubaşı
71 Mumcular Kethudası 24, 25, 71, 73 IV. Murad' 9 Murad Efendizade Mehmed Arif Efendi 25 Murad Mollazade Arif Molla ·E fendi 69
Şehr-yari'den Said Efendi 83 Musahiblik 39 Musoling 45 II. Mustafa 27 III. Mustafa 27 Mustafa 37 Mustafa Efendi 39, 95 Muzıka-i HümayOn 87 Muzıka-i HümayOn Ağavatı 84, 89, 91
Nahılcı
77 Cedid 23, 48 Nür-ı Osmaniyye 13 Nusret-abiid 17 Nusretiyye 17 Nusretiyye Camii 12 Nussari 96, 97
-
0-
Ocak Başyazıcısı 55 Ocak Defterleri 67 58, 59, 73 Kassab Bekir 73 Odabaşı Tatar Osman Ağa 58 Odabaşılık 73 Ordu-yı HümayOn 10, 53, 57 Ordu-yı Hümayün Kadısı Çerkeşli Mehmed Efendi 36, 83 Orta Kapu 23, 57 Ortaköy 72 Osman Ağa 68, 98 Osmaniyye 101 Osmanlı 28 Osmanlı
Devleti 28, 30, 31, 33, 38 31 Osmanlı İmparatorluğu 27 Osmanlı-Rus 28, 34 Osmanlı-Rus Savaşı 30 Otağ-ı Şahane 98 Otağ-ı HümayOn 92, 93 Osmanlı Padişahı
Paşazade
N-
Mustafa 24, 70 24
Nakşibendiyye
Niikibü'l-eşra.f Tatarcık-zade
yid Ahmed 57 Naraburnu 37, 38, 89
Ağalığı
Odabaşı
Musahiban-ı
-
Nizarn
Nizam-ı
Odabaşı
Muradiyye 96 Musahib Abdi Bey 31
Mücevveze lll Mükerrem Melek Mehmed Abdülkadir Beyefendi 69
Navarin 30 Nazif Ahmed Molla 13 Nazifa 106 Nazır Efendi 70, 71 Nebevi 49 Necib Efendi 20, 50 Nerduba.n Karyesi 25, 73 Neticetü'l-vekayi 12, 16, 41, 42 Neyzen Mustafa Efendi 39
-öEs-seyÖküz Limanı 25, 73 ömer Paşa 17, 44
145 -
P-
Rusya 30, 34 Ruzname 16
Pabuşcu
21 Ahmed Paşa 36 Patrona :SüleymAn Bey 83 Pehlivan Ag"a 53 Piedmonteli Profesör Sinyor Donizetti 33 Pir Mehmed .Paşa CAmü 32 Pirlepeli Ahmed Bey 25 Piskopos 10 Piskopos Mukata'acılıg"ı 10, 11 Piyade Mukabelecilig"i l l Piyade IMukata'acıhg-I 11 Posta ve Telgraf Nezareti Meclisi Reisi Vekili Salahi Bey 12 Puşi 76 Pür-safa Kadın 118 Papuşcu
-
·R -
Rami 33, 37 RAmi Çiftlig-i 66, 71 Rami Kı.şlası 30, 33, 38 Rassoni 33·, 38 Ravza-i Mutahhara 86 Re'is Efendi 57 Reştd Bey 36, 83 Reisülküttab Şeyda •E fendi 24 Resulullah 99 Reyale Nurnan Bey 83 Reg"aib Kandili 106 Rikab Ag"avatı 87 Rikab-ı Hümayiln Ag"avatı 36, 83, 84, 93 Rodoslu-zade Ahmed ·Bey 35, 83 Rukiyye 9 Rum 17 Rum Milleti 44, 92, 100 Rumeli 21, 24, 25, 44, 45, 53, 59, 64-66 Rumeli Hisan 25, 73 Rumlar 12, 25 Rus 10, 28 Rus Feld Mareşalı Karninski 28 Rusçuk 28
-SSadettin Nüzhet ıErgun 14 Sadık Bey 114 Sildık Beyefendi 108, 115 Sadık ·E fendi 31, 70, 71, 73 Sadık Haseki 73 Safiyye >Sultan 9--11 Safiyye .sultan Mehmed Bey ııı Safiyye Sultan-zade 12, 110, 113, 119-121, 124 Safiyye •Sultan-zade Abdullah Bey 110, 113, 119 Safiyye Sultan-zade Ahmed Bey-baba 107 Safiyye Sultan-zade Hace Fatıma Azıze Hanım 113 Safiyye SUltan~zAde Mehmed Dan!§ Bey 12 Safiyye Sultan-zade Mehmed &dık Bey 108, 114, 115, 122 Safiyye Sultan-zade Mehmed Sildık Bey-efendi 108, 109, 114, 115, 122 Safiyye .Sultan-zade Mehmed ·SAdık Efendi 117 Safiyye Sultan-zade İsmail Beyefendi 10, 107, 109, 114, 115, 121, 122, 124 Safiyye Sultanzade 10 Said Efendi 31, 36 Saksoncubaşılar 56, 63 Salih •E fendi 72 Salih Paşa 87, 88, 90 Saliha Sultan 36 Samatya 100 Sancak Alay Beyleri 66 Sancak-ı Şerif 12, 22, 23, 30, 63 Sancak-ı ResQlullah 62 Saraçhane 22 Saray-ı Cedid-i HümayQn 39 Saray-ı Hümayiln 29 Saraylı Fatıma Hatun 121 Sarı Hasan Pa:şa. 9
146 Sarım Bey 36, 83 Saruhiin 77
Sivas 17
Seddü'l-bahr 37, 38, 89 Sefaret-name-i Şah! 12, 13, 82 Sefer Şah A~a 32 Sekban 20, 21, 50, 55, 56, 68 Sekbanb~ı Mustafa 55 Selahaddin Bey ll m. Selim ıo, 16, 23, ZT, 28 Selim Hant 68 Semerciler Çarşusu 93 Sen-Petersburg 30 Ser-asker 32, 63 Ser-asker Hüseyin Paşa 77 Ser-asker Paşa 56, 68, 78 Ser-asker Pa~a Kapusu 56, 63, 65, 67, 76 Ser-askeri 100 Ser-etıbba-i Ha.ssa 83 Ser-etıbba- i Sultanı Behçet Efendi ı 7 Ser-müezz!nan-ı EnderOn Ahmed A~a 36, 83 Serasker Muzıka.sı 32 Seray Meydanı 59 Seray-ı Attk 68, 76 Seray-ı Attk-i Ma'mOre 65 Seray-ı Cedtd-i HUmayan 65, 94 Seray-ı HUmayan 46, 50, 51, 57, 58, 62, 96
Siyavuş Paşa-yı
Serdar-ı Ekrem Yusuf Paşa 28 Serf!celi Mehmed A~a 71 Seyyid Mehmed 14 Sıdkızade Mustafa Efendi 51 Sıdkızade Mustafa Efendi 21
Sı~la
Siyavuş Paşa
9
SS.ni 9 51 Sultan Ahmed 22, 51 Sultan Ahmed Cami'-i suıtan
Şertfi
22, 23,
50, 51, 62, 63 Sultan Ahmed Han 51 Sultan Bayezid camı·i 64 Sultan Bayezıd Han 75 Sultan Mahmud 37 Sultan MahmOd Han Gazi 41, 54 Sultan Osman Han 53 Sultan Selim Cami'i 38 Sultan Seltm Han 53 Sultan Seıtm Han-ı Evvel Cami'-i Şertfi 93 Sultan-zade Aztze Hanım ll2 Sultan-zade Bey lll Sultan-zade Mehmed Dani.§ Bey ll6 Sultanahmed Meydanı 22 Sultanzade ıo, 106-109, lll, ll2, ll4ll7. 121, 122, 124 Sultanzade Dani.§ Bey 10 Sultanzade Mehmed 108, 114-ll7, 122 Sultanzade Mehmed sadık 108, 114, ll5, ll7, 122 Sultanzade İsmail Bey 10 Suyolcu-za.de Sallh Efendi 39 Südlüce 25, 73 Süleyman 41, 42, 82 Süleymaniyye 20, 49, 68 Süvari mtr-alayı Hafız Bey 83 Swift 32
77
Sırkatibi
Mustafa Nuri Efendi 34, 35 57 Silahdar 25, 78 Silahdar A~a 9, 31 Sil!stre 28 Silivri 31, 32, 33, 39, 40, 98 Sinimmar lll Sipah 9, 25, 78 Sipahillk 66 Sirozt Yusuf Paşa 77
-Ş-
Silahşoran
Şabcı
Yahudi 25, 74 59 Şakir Mehmed Bey 114 Şam-ı Şerif 71, 79 Şehidlik 73 Şehidlik Tekkesi 25 Şehr-emaneti Muhasebe Kalemi 12 ŞehreminiHafızAli 29 Şadt
147 ŞehsuvarzAde Derviş
Bey 76 Gazi Süleyman Paşa 85 Şehzadebaşı 22, 59
Tophane-i Amire 41
Şehzade
Topkapı Sahil-serayı
Şems Paşa Kasrı
Trabzon 21
43 43
Şemsi Paşa Sarayı
Şeref-resan
36, 84 Şevket-abM 17 Şeyhü'l-harem 79 Şıkk-ı S8.lis 69 Şıkk-ı sanı
Şumnu
9
Topkapı Sarayı
42, 43, 100 20, 21, 50, 100
Tulumbacılar 23, 56 Tüfenkçi 46, 48 Tüfenkçi Askeri 48 Tüfenkçiler 18, 48
Türki 100 Turnacı 74
10
-TTa'ltm-hane tskelesi 42, 43 Ta'limcibaşı 48 Ta'ltmhA.ne 66 Taksim 66 Tanbürt Necib Ag"a 39 Tanbürt· Nurnan Ag"a 39 Tanbüri Zeki Ag"a 39 Teberderan 65 Teke 77 Tektrdag- 31-33 Tersane 17, 32, 43, 84 Tersane Nazın 43 Tersane-i Amire 43 Tersane-i Amire Emini El-hac Ali Bey 83 Tersaneli 21, 51 Tıg-ııog-ıu Lattf Bey 58 Tire 25, 69, 78 Top Arahacıları 65 TopçiyA.n 52, 57 Topçu 21, 22, 42, 51, 65, 70 Topçu Süvarilerl 66 Topçu Tüfenkçileri 66 Topçubaşı 20, 50 Topçular 16, 70 Topçular Katibi Vekili 72 Tophane 16, 20, 22, 42, 43, 50-52, 70, 72, 75, 84, 100 Tophane MUşiri 36 Tophane Nazırı 70, 73 Tophane Nezareti 71
-UUlüfeciyan-ı Yemin Kitilibeti l l Usta 23, 55, 59, 69 Uzunköprü 38, 91
-üüç Şerefli Camii 39, 40, 96 ümmetullah 37 Üsküdar 24, 25, 53, 67, 71-73 üsküdar Kışiası 67 üss-i Zafer 12
-VVak'a-i Hayriyye 12, 16, 30 Vak'a-nüvis Şa.ntzade Ataullah Efend125 Valide Camii 25, 76 Vapur88 Vekayi'-nüvis ŞAntzade Efendi 78 Vekayt'-nüvts ŞantzAde Molla Efendi 69 vıra.n 77 Viranşehir 77
-YYahya Efendi Türbedarı 24 Yahya Bey 17 Yalı Köşkü 20, 50, 100 YasincizAde Abdü'l-vahhab 21, 51, 57
Efendi
148 Yaya Beylikleri 56 Yazıcı-zade Mehmed Efendi 37, 86 Yedikule 25, 100 Yedikulle 70 YehOd 74, 96 YehOd Milleti 92, 100 YehOdan 97 Yeni Odalar 52 Yeniçeri 19, 21-23, 48, 60, 67, 70 Yeniçeri A~alıg'ı 21, 56, 63 Yeniçeri Ag'ası 20, 46, 49, 56, 63 Yeniçeri Ag'ası Celaleddin A~a 18 Yeniçeri KitAbeti 48 Yeniçeri Oca~ 12, 16-18, 24, 35, 46, 59-62, 78 Yeniçeriler 19-21, 23, 25, 64 Yeniçerilik 23, 26, 53, 54, 62, 63 Yeniçeriyan 10, 56, 72 Yeniçeriyan Ocag'ı 41, 42
Yenikapu 100 Yergögii 28, 68 Yetmişbeş Nişanı 62 Yeztdan 19, 52, 54 Yunan !syanı 29 Yunanistan Devleti 30 Yusuf Agah Efendi 37 Yusuf Agah Efendi Mühürdarı 72 Yusuf Agah Efendi Mühürdarı KUçükzii..de 24 Yusuf Ziya Paşa 29
-ZZaferiyye 16, 17 Zag'arcı 56, 63 Zeynep Hanım 120, 123 Zeytinburnu 98 Zuhüri 89 Züleyha 37