2
4
3
Öksürüğe Çözüm
Boyu Küçük Ama Marifeti Büyük Ahmet
KERMESTE NE YOKTU Kİ?
Emrecan DEMİRÇAY-6/D
Dilara ALGÜN–6/D
Nazım BOSTAN–6/D
.2 Sayı
4 ŞİFRELİ YAZI “ANNEME”
3 Çocukların Okulda Beslenmesi Nasıl Olmalı?
4 ÖĞRENCİ ARKADAŞLARIMIZI TEBRİK EDİYORUZ
Şeydanur ALKAN-6D
Yüksek Sesler KURTULUŞ İLKÖĞRETİM OKULU
Muhteşem Bir Sergiydi; Emeğinize Sağlık 26–27 Nisan 2012 tarihleri arası Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda okulumuz Görsel Sanatlar Öğretmenleri Nur GIDIK ve Sevinç MARTA’nın öğrencilerle birlikte 2011–2012 eğitim – öğretim yılında yapmış oldukları çalışmalar sergilendi. Çok sayıda çalışmanın bulunduğu sergi iki gün boyunca birçok kişi tarafından gezilerek büyük beğeni topladı. Sergiyi düzenleyen Görsel Sanatlar Öğretmenlerimizin sergiyle ilgili düşüncelerini aldık. Görsel Sanatlar Öğretmenlerimizden Nur KIDIK, “2011–2012 eğitim-öğretim yılında otuz altı öğrencimizle ders saatleri dışında egzersiz çalışması yaptık. Öğrencilerle resim üzerine çalışmak gerçekten çok farklı ve çok güzeldi. Öğrencilerin resme olan sevgisi ve pozitif enerjileri sayesinde çok keyifli bir yıl geçirdik. Öğrenciler bu süreç içinde sadece bir şey üretmekle kalmadılar, yüreklerindeki inanılmaz güzellikleri de tablolarına yansıttılar. Resim, görsel bir dildir. O nedenle bir çocuk eline kâğıt, kalem aldığından itibaren bir şeyler anlatmaya çalışır. Öğrencilerimiz de bu süreç içerisinde resmi daha çok sevmeye ve daha çok çalışmaya başladılar. Yeni fikirler geliştirerek hayal dünyalarına yeni ufuklar katmayı, doğayı ve çevrelerini daha iyi gözlemlemeyi başardılar. Amacım, resim yaparken öğrenciye “Böyle olmaz.” yerine, “Sen çok yaratıcısın, senin yaptığın resim çok kıymetli.” mesajını vermekti. Çünkü her yanlış müdahale öğrencinin “Ben resim yapamıyorum.” mesajını almasına ve bir
KORO, SOLİST ve SAZLAR HEPSİ BİZDEN
26.04.2012 Perşembe günü Rize Kültür Müdürlüğü binası büyük salonda 19.00–22.00 saatleri arası okulumuz korosu konser verdi. Eğitim-öğ-
ŞİİR DİNLETİSİNDE ŞİİRE DOYDUK
26.04.2012 Perşembe günü saat 19.00’da Rize Kültür Merkezi’nde Okulumuz Türkçe Öğretmenlerinden Ömer Faruk BAŞAR rehberliğinde okulumuz öğrenci, öğretmen ve velilerimizin katılımıyla düzenlenen şiir dinletisi sergilendi. Geceye öğrenci velilerimizden Meltem BAKIR’ın yazıp seslendirdiği “Bağımsızlık Yolunda” adlı şiiri damga vurdu. Meltem BAKIR, yazıp seslendirdiği şiirinde izleyenlere millî duyguları fazlaca hissettirdi. Şiiri seslendirmesi bitince geceye gelen davetliler Meltem BAKIR’ı dakikalarca ayakta
Yayınıdır
“Kıvılcım” Çıktı
Kıvılcım on üç kıvılcımın eseridir. adım geri gitmesine neden olabilirdi. Bu nedenle bu süreç içerisinde öğrencilerime doğru rehberlik yapmaya çalıştık. 26 Nisan 2012’de de öğrencilerimizin büyük bir özveriyle ve titizlikle hazırlamış oldukları yüz kırk beş eseri İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunduk. Bizi destekleyen Okul Müdürümüz Adil UZUN’a, idarecilerimize, değerli öğretmenlerimize ve emeği geçen öğrencilerimize teşekkür ederiz.”dedi. Aynı konuyla ilgili duygu ve düşüncelerini aldığımız Sevinç MARTA ise, “2011–2012 eğitim öğretim yılı sonunda, öğrencilerimizin bütün yıl, ders dışı egzersiz çalışmalarında resim sanatına vermiş oldukları retim yılı başında okulumuz Müzik Öğretmeni Elif KÖSE’nin plânlayıp yıl boyunca sürdürdüğü bu çalışma sadece solist yetiştiren bir koro olarak göze çarpmadı. Aynı zamanda koroya enstrümanlarıyla eşlik eden küçük müzisyenlerle de izleyenlerin dikkatini çekerek takdir topladı. Konser sonunda arkadaşımıza duygularını söyleyen Müzik Öğretmenimiz Elif KÖSE “Çok heyecanlandım. Bu türden yaptığım ilk çalışmaydı. İzleyenlere güzel bir müzik ziyafeti çektirdiysek ne mutlu bize. Demek ki dönem başından bu yana verdiğimiz emekler boşa gitmemiş. Çalışmamda bana yardım ve desteklerini esirgemeyen Okul Müdürümüz Adil UZUN’a, Dilara ALGÜN–6/D Müdür Yardımcımız Nazım RAKICI’ya, okulumuz öğretmenlerinden Umut KAYA’ya, Hakan DEMİR’e teşekkürü bir borç bilirim.” dedi.
alkışladı. Gecede teknik aksaklıklar (elektrik kesintisi…), dinletiyi sunanların zaman zaman morallerini bozsa da güzel bir sunumla gece sona erdi. Çalışmayı hazırlayan öğretmenlerimize emeklerinden ötürü teşekkür ederiz. Geceyle ilgili duygu ve düşüncelerini aldığımız şiir dinletisini hazırlayan okulumuz Türkçe Öğretmeni Ömer Faruk BAŞAR , “Bu gece de emeği olan herkese öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Bizim için güzel ve faydalı bir çalışma oldu. Yedi ay süren bu çalışmada zaman zaman güldük zaman zaman üzüldük. Üzenler ve güldürenler hep bu gece seslendirilen şiirlerdi. Bu çalışmada beni yalnız bırakmayıp destekleyen okulumuz öğretmenlerinden Kamuran BAYRAKTAR’a, Ayşe KAYACI’ya, Sevinç MARTA’ya, Okul Müdürümüz Adil UZUN’a, Okul Müdür Yardımcılarımız Nazım RAKICI’ya, Şule CIVGAZ KAZANCIOĞLU’na ve Hüseyin TURAN’a Nazım BOSTAN–6/D çok teşekkür ederim.” dedi.
emeği ve sevgiyi yansıtan 150’ye yakın eserden oluşan bir sergi açtık. Öğrencilerimizin emek, sabır ve sevgisini çok özel bir sergi ile taçlandırdık. Onlar büyük bir gurur ve mutlulukla eserlerini sergi ziyaretçilerine tanıttılar. Sergimizi ziyaret eden insanlar eserleri ilköğretim üstü bir seviyede buldular ve çok beğendiler. Bu sergiyi açmamızda bizden desteklerini esirgemeyen ve bize her konuda yardımcı olan okul idaremize ayrıca sergimizi ziyaret edip bizleri onurlandıran herkese çok teşekkür ediyoruz.” dedi. Betül DELİBALTA–6/D
BAŞARILI BİR EKİP ÇALIŞMASI
Okulumuz 8. Sınıf öğrencileri, Türkçe öğretmeni Elvan ERSOY ASLANOL rehberliğinde bir ilke imza attılar. Yazılarını bir kitapta topladıkları ve ‘‘Kıvılcım’’ adını verdikleri eserleri büyük bir heyecanla okuyucuyla buluştu. ‘‘Biz on üç kıvılcım, ateş olabilmek adına yazdık bu kitabı. Kimimiz için hayal, kimimiz için bekletilen bir gerçekti. Bu yolda hep yanımızda olan öğretmenimiz, cesaret kanatları taktı bizlere. Daha uzağa uçup, sesimizi daha çok insana duyurabilmemiz için…’’ Yüksek Sesler olarak arkadaşlarımızı tebrik ediyor, gelecekte daha büyük başarılara imza atmalarını diliyoruz. Gönüllerini bizlere açan on üç arkadaşımızın kalemlerinden dökülenlerin, sizin gönüllerinizde de yer bulması arzusuyla hepinize bir ‘‘Kıvılcım’’ edinmenizi öneriyoruz. Gökçen KOYUNCU-6/D
04. 05. 2012 Cuma günü Rize Kültür Merkezi Binası Küçük Salon’da “Acil Servis” adlı iki perdelik komedi tiyatro oyunu sahneye konuldu. Okulumuz Türkçe Öğretmeni Banu ARSLAN KAYA’nın dönem başında plânlayıp beş ay sürdürdüğü çalışma sonunda öğrenci arkadaşlarımız, sadece oyunu sahnelemeyi değil, kendi yaşamlarında kişiler arası iletişimi üst düzeye çıkaracak olumlu davranışlar da kazandıklarını gösterdiler. Oyun sonunda düşüncelerini aldığımız Türkçe Öğretmeni Banu ARSLAN KAYA, “Öğrencile-
rimizin sosyalleşmesi ve kişiler arası iletişimi üst düzeye çıkarabilmek amacıyla ders saatleri dışında, zor koşullarda plânlayıp hazırladığımız bu çalışmayı, bu akşam burada başarıyla sunabildiysek ne mutlu bize. Oyunumuz için söyleyebileceğim tek olumsuzluk salonun küçük gelmesi. Gelen misafirlerimizin içeride yer olmadığı için içeri giremediklerini öğrendim. Bu duruma çok üzüldüm. Keşke daha büyük
bir salonda oyunumuzu sergileme imkânımız olabilseydi. Öğrencilerimin gösterdikleri performanstan çok memnunum. Profesyonel tiyatrocular gibi karakterleri canlandırdılar. Çalışmaya katılan öğrencilerime, yardım ve desteklerini esirgemeyen Okul Müdürümüz Adil UZUN’a, Müdür Yardımcılarımız Nazım RAKICI’ya, Hüseyin TURAN’a, Şule CIVGAZ KAZANCIOĞLU’na, okulumuz öğretmenlerinden Resul KUL’a, Türkçe Öğretmenimiz Mehmet TURAN ‘a, Umut KAYA’ya, Okul Aile Birliği Başkanı’mız Hülya FEYİZ’e, Sağlık Meslek Lisesi Müdürü Hikmet UÇAR’a, Sağlık Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı İsmail KOÇ’a, Rize Emniyet Müdürlüğü Personel Şube Müdürü Ahmet AS’a, Rize Emniyet Müdürlüğü Personel Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memurlarına, öğrenci velilerimize ve şu anda ismi aklıma gelmeyen herkese teşekkürü bir borç bilirim.” dedi. Tiyatro oyunu sahnelenirken Rize’deki çeşitli kurumlarda incelemelerde bulunan Kültür Bakanımız Ertuğrul GÜNAY’da kısa bir süreliğine oyunumuzu izlediler. Kültür Bakanımız Ertuğrul GÜNAY, salondan ayrılırken “Mesaj alınmıştır.” diye de oyunla ilgili bir yorumda bulunmuştur. Samet KAMİLOĞLU–6/D
Sayfa
2
Yüksek Sesler
İlginçlikler Bunları Biliyormusunuz? 1. Zürafaların ses telleri yoktur. 2. Bir hamamböceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden dokuz gün yaşayabiliyor. 3. İngiltere’deki bütün kuğular kraliçenin malıdır. 4. Kutup ayıları solaktır. 5. Bir karınca kendi ağırlığının elli kati ağırlığı kaldırabilir. 6. Penguen yüzebilen ama uçamayan tek kuştur. 7. Zürafa 35 cm uzunlukta siyah bir dile sahiptir. 8. Yunuslar bir gözleri açık uyurlar. 9. Kangurular geri geri yürüyemezler. 10. Zebralar beyaz üzerine siyah çizgilidir. 11. Dünyanın bir numaralı domuz üreticisi ve tüketicisi Çinliler. 12. Sineklerin beş gözü vardır. 13. Baykuş mavi rengi görebilen tek kuştur 14. Newton, yer çekimi kanununu fark ettiği zaman 23 yaşındaydı. 15. Dünyada insan başına düşen karınca sayısı bir milyon. 16. Sağ elini kullanan insanlar sol elini kullananlara göre ortalama dokuz yıl daha fazla yaşıyorlar. 17. Bir big mac hamburgerin ekmeğinde ortalama 178 adet susam bulunuyor. 18. Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgılar.
BİLMECE KÖŞESİ ŞAŞIRTMACA BİLMECELER 01- Ateş olmayan yerde ne olmaz? 02- Hangi yolda trafik kazası olmaz? 03- Yankesiciler neden modayı takip ederler? 04- Hiç kar yağmayan hava hangisidir? 05- Çalındığı halde görülmeyen şey nedir? 06- Horoz nerede öter? 07- Hangi top zıplamaz? 08- Hangi karnede sıfır olmaz? 09- Hangi bağda üzüm yetişmez? 10- En güzel kokan fil hangisidir? 11- İlk Türk bayrağını kim dikmiştir? 12- Gözlemeyi en çok kim sever? 13- Hangi kazanın kaymakamı yoktur? 14- Arı ile eşek arasında ne fark vardır? 15- Beş yıllık okulu otuz yılda bitirene ne denir? CEVAPLAR 01- İtfaiye 02- Samanyolu’nda 03- Ceplerin yerini öğrenmek için! 04- Oyun havası 05- Islık 06- Kendi çöplüğünde 07- Kartopu 08- Sağlık karnesinde Furkan GÜR-6/D 09- Ayakkabı bağında 10- Karanfil 11- Terzi 12- Nöbetçi 13- Trafik kazasının 14- Arının eşeği vardır ama eşeğin arısı yoktur 15- Öğretmen
20. Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi bambu, bir günde 90 cm kadar uzuyor. Ecem FETTAHOĞLU–6/D
MALZEME: Yarım kg salamura asma yaprağı (tercihen küçük boylarından) 3 iri soğan Yarım demet maydanoz Yarım kg kıyma (tercihen koyun kıyması) 3 avuç pirinç 1 avuç bulgur 1 tepeleme çorba kaşığı salça 1 tatlı kaşığı toz kırmızıbiber 2 çorba kaşığı tereyağı 1 su bardağı sıcak su Tuz ve karabiber ÜZERİNE: 1 tatlı kaşığı tereyağı 1 çorba kaşığı salça 1 limonun suyu
* Okul kantinlerinde satılan cips, şekerleme, çikolata, bisküvi, poğaça, kek gibi gıdaların esas yemek yerine ve çok miktarlarda yenilmesini engelleyin * Bu nedenle çocuğunuza verdiğiniz cep harçlığını, bu yanlış seçimlerden bolca yapmasına engel olacak şekilde ayarlayın * Beslenmesinde, meyve, ayran, süt, kuru üzüm, kuru kayısı, fındık, ceviz gibi yararlı, vitamin, protein ve kalsiyum içeriği yüksek yiyecekler bulundurun * Kahvaltı, bu yaş grubu için günün en önemli öğünüdür Uzun süren açlıktan sonra enerji ihtiyacının karşılanmasında, vücut için gerekli besin öğelerinin günün ilk saatlerinde vücudun en fazla ihtiyaç duyduğu dönemde vücuda dengeli bir şekilde alınmasında, kan şekeri düzeylerinin dengelenmesinde, böylece dikkatin derse yoğunlaşmasında, güne daha dinamik
Öksürüğe Çözüm
Sarma Tarifi: Yaprakların üzerine kaynar su gezdirin, 5 dakika bekletip süzün. Harcı hazırlamak için soğanı incecik kıyın. Üzerine 1 çay kaşığı tuz serpip ovun. Maydanozu incecik kıyın. Kıyma, pirinç, bulgur, salça, kırmızıbiber, tuz ve karabiberle birlikte 1–2 çorba kaşığı su ekleyip harmanlayın. Kalın tabanlı, geniş bir tencerenin dibine yaprakların ayıkladığınız saplarından koyun ve bir sıra asma yaprağı düşeyin. Damarlı tarafı size bakacak şekilde elinize bir asma yaprağı alın. Ortasına 1 tatlı kaşığı kadar harç koyun. Önce yanlarını kapatın, sonra size bakan sap kısmından başlayarak ileri doğru silindir biçiminde sarın. Tencereye yan yana dizin. Tüm sarmaları hazırladıktan sonra üstüne 1 su bardağı sıcak su koyup parça parça tereyağını ekleyin. Onun da üzerine geniş bir yemek tabağını ters çevirerek kapatın. Tencerenin kapağını da örtün. Bir taşım harlı ateşte kaynatıp ateşi kısın. Yaklaşık 40–45 dakika pişirin. Arada suyunu kontrol edin, susuz kalırsa azar azar sıcak su katabilirsiniz. Bu sırada üstü için tereyağını salçayla kavurun. 1 çay bardağı su katın, ardından limon suyunu ilave edin. Bir iki taşım kavnadıktan sonra sarmanın üstüne gezdirin. Bu şekilde 5–10 dakika daha kapağı kapalı olarak pişirin. Dilerseniz yanında yoğurt ile birlikte sıcak servis yapın. Rabia YILDIRIM-6/D
Körebe Körebe oyunu en az birkaç oyuncuyla oynanır. Oyuncu sayısı arttıkça oyun zorlaşır ve daha zevkli hâle gelir. Önce ebe belirlenir ve ebenin gözleri bir bezle bağlanır. Oyun adını, ebenin gözlerinin bağlanmasından alır. Oyuncular ebenin çevresinde bir halka oluştururlar ve genellikle şu şarkıyı söyleyerek ve el çırparak ebe etrafında dönerler: Türkü söyler döneriz Bil bakalım biz kimiz Elindeki değnekle Göster bizi körebe Ebe bu sırada kollarını öne doğru uzatarak diğer oyunculardan birine dokunur. Dokunduğu kişinin başını, yüzünü ve üstünü elleriyle yoklar. Kim olduğunu anlarsa, dokunduğu oyuncu ebe olur. Tanıyamazsa, oyun aynı ebeyle sürer. İstop İstop oyununda oyuncular bir daire oluştururlar. Ebe olan oyuncu topu hızla dikey olarak havaya atar ve top yükselirken bir isim söyler. İsmi söylenen kişi topu tutmaya çalışır. Topu havada (yere düşmeden)
Çocukların Okulda Beslenmesi Nasıl Olmalı?
19. Ortalama bir insan hayatı boyunca iki yılını telefonda konuşarak harcıyor.
YAPRAK SARMA
Çocuklar İçin Neşeli Oyunlar
Kış mevsiminde hepimizde görülen bademcik şişmesini önlemek mümkün. Bademcik şişmesi ihmal edildiği zaman kötüleşerek bademciklerin alınmasını gerektirebileceği gibi kronik faranjit hastalığına da sebebiyet verebilir. Ayrıca küçük yaşlarda sebep olduğu yüksek ateş nedeniyle havale geçirilmesi ihtimalini de kuvvetlendirir. Bu sebepten son derece önemli bir hastalıktır. Çocuklarda yüksek ateşe bağlı geçirilen havaleler beyinde hasar bırakabileceğinden bademcikle ilgili rahatsızlıkların göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Bademcik iltihaplanmasını önlemede adaçayı gargarası son derece etkin bir yöntemdir. İçerisinde bulunan Salvin maddesi sayesinde adaçayı, antibiyotik etkisi olan doğal bir şifa kaynağıdır. Adaçayında bulunan öksürük engel-
Aradaki Üç Farkı Bulun
başlamalarının sağlanmasında etkili olduğundan kahvaltının yapılmasına çocuklarınızı özendirin * Çocuğun enerji deposunu dolduracak, proteinden zengin gıdaları tercih edin * Sürülebilen çikolata, bal, reçel gibi tatlılar yerine kan yapıcı ve kemik gelişimi için kalsiyum içeren pekmeze kahvaltıda yer verin * Genellikle hafta sonu tüketilen yumurta sayıca gerektiğinden az yenir Oysa yumurta yüzde yüz emilebilen en kaliteli protein kaynağıdır ve kan yapıcıdır Yanında çay içilmesi demir emilimini engeller, ayrıca çok fazla kaynatılması da besin değerini düşürür * Kahvaltılara az miktarda ilave edilen domates, salatalık, maydanoz gibi vitamin ve posa içeren sebzeler iştah açıcı ve barsak çalıştırıcıdır Kahvaltıda sadece ve sürekli mısır gevreği+süt alımı belki pratiktir ama sakıncalıdır * Okulda verilen alternatifler sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılmasına yönelik olarak seçilmelidir Okul kantinlerinde taze meyve satılabilir, dengeli hazırlanmış sossuz sandviçler verilebilir Ayrıca okulda hazırlanan alternatiflerin hazırlama koşullarının hijyenik olması bu çağ çocukların sağlığı için ayrı önem taşımaktadır Şeydanur ALKAN-6D
leyici etkisi olan Cineol maddesi bir çeşit yağdır. Hem bademcik iltihaplanmasının hem de hem de kuru öksürüğün engellenmesinde adaçayı kuvvetli bir maddedir Kaynamış suyu bir bardağa doldurduktan sonra içine atacağınız bir tutam adaçayını, bardağın ağzını kapatarak 2 dakika demlenmeye bırakın. Pratik bir biçimde hazırlayacağınız bu adaçayı suyu ile ağzınızı çalkalayın. Gargara yaptıktan sonra bir müddet sigara ve asitli içecekler içmeyin. Bademcikler üzerinde olumsuz etkilere neden olan sigara ve asitli içecek tüketimi, hem iyileşmenizi geciktirecek hem de bademciklerinizin daha fazla tahriş olmasına sebep olacaktır. Ağzınızda oluşan bakterilerde bademcik iltihaplanmasını ve öksürüğü tetikleyen faktörlerdendir. Bu sebepten ötürü dişlerinizi düzenli olarak fırçalamanızdır. Yemek yedikten sonra dişlerinizi fırçalayın ve daha sonEmrecan DEMİRÇAY-6/D ra adaçayı ile ağzınızı çalkalayın. Böylece adaçayı içinde bulunan faydalı kimyasallar daha hızlı bir biçimde etkisini gösterecektir. Bu da iyileşme sürecinizi hızlandıracak ve adaçayının etkisinin daha uzun sürmesini sağlayacaktır
tutabilirse aynı şekilde o da bir isim söyler. Tutamazsa bu kez bir renk söyler ve oyuncular oyun alanında bu rengi bulmaya (ve genellikle o renkteki nesneye temas etmeye) çalışırlar. Aynı esnada ebe elindeki topla diğer oyunculardan o rengi henüz bulamayanlardan birini vurmaya çalışır. Vurabilirse o kişi ebe olur ve oyun yeni ebeyle aynı şekilde devam eder. Eğer herkes rengi bulabildiyse eski ebe ebeliğe devam eder. Topaç Topaç oyunu tek başına oynanılabileceği gibi birkaç oyuncu arasında yarışma şeklinde de oynanabilir. Oyuncu adedi kadar topaç ile genişçe, sert ve düz bir yüzey gerekir. Oyuncular aynı anda topaçlarını döndürürler. Topacı en uzun süre dönen oyuncu kazanır. Oyuncular önceden topaçların çarpışması durumunda ne olacağını kararlaştırmalıdırlar. Genellikle ayakta kalan topaç yarışmaya devam eder. Cezalar Bazı oyunların sonunda, gülmek ve eğlenmek amacıyla oyunu kaybeden kişilere cezalar verilir. Bu cezaların bir kısmı, fiziksel veya sözlü şekilde yapılması zor, zahmetli veya cezalıyı komik duruma düşüren işler içerir: takla atmak, şarkı söylemek, alfabeyi tersten okumak, dört ayaküstünde emeklemek, sekerek bir yere gitmek gibi. Yaş grubu büyüdükçe cezalar da zorlaşabilir. Erhan EKŞİ–6/D
Temiz Çevre, Temiz Toplum...
Ülkemiz, önemli ölçüde çevre sorunlarıyla boğuşmaktadır. Bir türlü yaygınlık kazanamayan temizlik alışkanlığı, yeşil alanları korumak için yeterli çabanın gösterilmemesi, bilinçsiz bir şekilde doğanın kirletilmesi, çevre katliamlarına karşı insanların duyarsızlığı, hızla beton yığınına dönüşen tabiatımız vb. sorunlar, hemen her gün karşılaştığımız temel problemler arasında yer almaktadır. Temizlik kültürü, temel bir alışkanlık haline getirilememiştir. Başta aileler olmak üzere toplumun bütün kesimleri bu konuda üzerine düşeni yapmakta yetersiz, etkisiz ve duyarsız kalmıştır. Örneğin TEMA Vakfı gibi önemli faaliyetler yapan birkaç sivil toplum örgütünün çabaları da çevre katliamlarını durdurmakta yeterli olmamıştır. Çünkü bu konu, tüm insanlığın temel meselesi olmalıdır. Temiz çevrede yaşamak hepimizin temel gayesidir. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için de hepimizin üzerine düşeni yapması, taşın altına elini koyması, sorumluluğu başkalarına atmaması, özveriden kaçınmaması gerekir. Temiz toplum, çağdaş millet, gelişmiş ülke düzeyine gelmemiz için bu konuda top yekûn bir konsensüs içine girmemiz, bir seferberlik ilan etmemiz, toplumsal bir mutabakat oluşturmamız gerekir. Aksi takdirde; çevre katliamları, beton yığınları, sağlıksız fiziksel ortamlar, bulaşıcı hastalıklar ülkemizde kol gezecek, sağlıklı yaşamak imkânsız hale gelecektir. Temizlik, aynı zamanda insan sağlığının da bir göstergesidir. Temiz olmayan insanın sağlık koşullarına riayet etmesi, yeni nesillere kalıcı bir miras bırakması da imkânsızdır. Temizlikle birlikte yeşil çevrenin varlığı ve korunması da son derece önemlidir. Yeşil alanları korumadığız takdirde ülkemiz yakın bir gelecekte adeta bir çöl görünümde olacaktır. Bu durumun engellenebilmesi için önlemleri bugünden almak zorundayız. TEMA Vakfının konuyla ilgili çalışmalarını can-ı gönülden destekliyor, takdirle karşılıyorum. Yanılmıyorsam geçmiş günlerde ‘TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN’ şeklinde bir SLOGAN görmüştüm ve bu slogan çok hoşuma gitmişti. Mesaj, gayet açık ve netti. Tüm bireyler yeşil alanların katledilmesine, çevre katliamlarına, plansız ve kaçak bir şekilde yapılan binalara ‘DUR’ demediği müddetçe; ülkemizin çöl görünümüne dönüşmesi kaçınılmaz bir durum haline gelecektir. İnsanlar bilinçsiz bir şekilde sokaklara tükürüyor, sokakları kirletiyor, çöpleri yerlere atıyor, evinin önünü temizlemekten kaçıyor, yeşil çevrenin yok edilmesini pervasızca seyrediyor. Sonuçta ahkâm kesmekten, başkalarına akıl vermekten ve laf ebeliği yapmaktan da geri durmuyor. Gürültü kirliliği giderek artıyor. Yüksek sesle müzik dinlemek, hoş olmayan birtakım düğün manzaraları insanları estetiklikten, incelikten, nezaketten uzaklaştırıyor. Kitle iletişim araçlarında bazen ‘barbar’ bir toplum modeli oluşturulmaya çalışılıyor, özen gösteriliyor. Sonuç olarak; TEMİZ TOPLUM olabilmek için ilk önce TEMİZ ÇEVRE bilincinin oluşması, insanların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi, temizlik alışkanlığının toplumsal/kültürel bir değer haline dönüştürülmesi, kitle iletişim araçlarının bu konuda propaganda yapması, toplumu yönlendirmesi ve bilinçlendirmesi, toplumsal mutabakat oluşturulması ve her şeyde önce tüm bireylerin taşın altına elini koyması mutlaka şarttır… Emrecan DEMİRÇAY-6/D
Sayfa
3
Yüksek Sesler Gözlük Hakkında Neler Biliyorsunuz?
Okul-Aile Birliğimize ve Velilerimize KERMESTE NE YOKTU Kİ?
Şüphesiz tarih boyunca tüm insanlarda görme kusuru olmuştur. 13. Yüzyılda gözlük ortaya çıkıncaya kadar gerek doğuştan gerekse sonradan göz bozukluğu olan insanlar, ömürlerini böyle geçirmeye, iş yapamamaya hatta evden dışarı çıkamamaya mahkûmdular. Oysa, gözlüğün malzemesi olan camın 4.500 yıl evveline kadar dayanan bir tarihi var. Antik dünya insanlarının optik hakkında bilgileri olduğu, camın belirli bir formunun cisimleri büyüttüğünü fark ettikleri biliniyor. Hatta milattan önce 1000 yıllarında büyüteç olarak kullanılıyordu. Ne var ki büyütecin cam haline gelmesi çok zaman aldı. İlk gözlükler sadece yakını görme sorunu olanlar için üretiliyordu uzağı (miyop görme hastalığı) göremeyen insanlar mağdurdu. Uzak gözlüğe uygun merceklerin üretilmesi için bir yüzyıl geçecekti. Görüldüğü gibi gözlüğün tarih içindeki gelişmesi oldukça yavaştır. Gözlük icat edildikten ancak 350 yıl sonra düşmeden yüzün ortasına tutturulabildi. Aslında bu gözlük tarihindeki en son ve en önemli buluştu. Edward Scarlett 1730’da Londra’da sabit gözlük sapını icat etti. Saplar kafaya göre ayarlanabildiği için gözlük burun üzerine daha az ağırlık yapıyor, düşme tehlikesi de önlenmiş oluyordu. Günümüzde ise gözlük aksesuar ve takı cinsinden takılırken geçmişte bu takı olarak taktığımız gözlüğü yapanların adları aklımızdan hiç geçmiyor. Gözlük, görme hastalığı olan insanlar için bir Gökay Nail SÖZER-8/C sorun o kadar.
OKUL- VELİ EL ELE PROJESİ KAPSAMINDA OKUL VELİLERİMİZ ARASI ŞİİR YAZMA YARIŞMASI DÜZENLENDİ Okul-Veli El Ele Projesi kapsamında okul velilerimiz arasında serbest konuda şiir yazma yarışması düzenlendi. Yarışmada birinciliği 2/C sınıfı velilerinden Zeynep SAYIN “Özlemim” adlı şiiriyle, ikinciliği “Bağımsızlık Yolunda” adlı şiiriyle 6/A sınıfı velilerinden Meltem BAKIR, üçüncülüğü “Çanakkale” adlı şiiriyle 8/F sınıfı velilerinden Nevin BALCILAR kazandılar.Yarışmada dereceye giren velilerimize okul müdürlüğümüz tarafından katılım belgesi ve çeşitli ödüller verildi.
ÖZLEMİM Kışın yağan kardan, beyaz bozkırdan Sana yorgan getirdim al, ser yavrucum. Yazın açan çiçekten börtü böcekten, Sana misler getirdim; al, sür yavrucum. Çiçekteki arıdan, gökteki kuştan; Sana kanat getirdim; al, tak yavrucum. Bülbülün, güle sitem dolu sesine, Sana ninni getirdim; dinle yavrucum. Kurak çöller suya nasıl hasretse, Ben de sana hasretim; anla yavrucum. Ferhat, Şirin’ine bir gün dönerse, Ben de seni bekliyorum; dön, gel yavrucum.
r e l r ü k k e ş Te
16–20 Nisan 2012 tarihleri arasında Cumhuriyet Caddesi Huzur Lokantası yanında okulumuz yararına Okul Aile Birliği üyelerinin plânlaması, okul velilerimizin de desteğiyle gıda ve giyim kermesi düzenlendi. Okul velilerimiz ve Okul Aile Birliği üyelerinin severek, isteyerek yaptığı bu çalışma beş gün sürmüş olup; sabah saat 08.00’den gece saat 22.00’ye kadar devam etti. Velilerimizin ve Okul Aile Birliği üyelerinin bu özverili çalışmaları ile okulumuz ne denli güçlü bir aileye sahip olduğunu bir kere daha göstermiş oldu. Okulumuz yararına düzenlenen giyim ve yiyecek kermesi üzerine Okul – Aile Birliği Başkanı Hülya FEYİZ’in duygu ve düşüncelerini aldık. “Bizler, veliler olarak öğrencilerimizin eğitim ve öğretimine katkı sağlayacak her etkinlikte şahsım ve aile birliği üyeleri olarak her zaman seve seve görev almaya hazırız. Amacımız, çocuklarımızın öğretim gördüğü okulumuza çam sakızı, çoban armağanı küçük bir katkı Nazım BOSTAN–6/D yapabilmek. Bu faaliyet, okulumuz adına yaptığımız güzel bir etkinlikti. Çalışmalarımız ve desteklerimiz bundan böyle farklı etkinliklerle de devam edecek. Bu çalışmada bizleri yalnız bırakmayan Okul Aile Birliği Üyelerine ve okul velilerimize çok teşekkür ediyorum. Her şey çocuklarımızın daha iyi şartlarda ve kaliteli öğretim görebilmesi dedi.
Kurtuluş ilköğretim Okulu “Okul Veli El Ele” Projesinden… Okulumuz öğretmenleri ve velileri el ele vererek öğrencilerimizin eğitim-öğretim sürecini daha verimli, öğrencilerimizin kendilerine güvenen, çevresine karşı duyarlı, akademik olarak donanımlı bireyler olmaları yolunda destek olmaya devam ediyoruz. 2011-2012 eğitim-öğretim ikinci döneminde de faaliyetlerimiz aktif olarak devam etmektedir. Bu faaliyetlerimiz; okul kermesimiz, okul çayımızla eğlencenin, eğlenirken birliğin heyecanını hep birlikte yaşadık. Ev ziyaretlerimiz ile öğrencilerimizi kendi yuvalarında, en güvendikleri ortamlarında onlara olan güvenimizi ve sevgimizi sunduk. Verimli çalışma alanlarına birlikte karar verip akademik başarılarını arttırmak için destek olduk. Velilerimiz yüreklerini dinleyip satırlara, dizelere döktüler. Özgün eserleri ile okulumuz bünyesinde yapılan şiir yarışmasında velilerimizin yoğun ilgisi ve katılımı ile yapıldı. Komisyanca çok titiz bir değerlendirme neticesinde yarışmamız birincisi, ikincisi, üçüncüsü olarak seçilirken tüm katılımcılara katılım belgesi ve dereceye girenlere ödülleri verildi. Velilerimizin derslere katılımı, sportif ve sosyal faaliyetlere katılımı devam etmektedir. Okulumuzun yılsonu etkinliği bünyesinde velilerimiz sahneye çıkıp öğrencilerimiz ile sahne tozunu ve heyecanını paylaştılar. Anneler gününde “Uçurtmaya Mektup”projesi kapsamında uçurtmalarımızı sevgimizle harmanlayıp sonsuz maviliğe gönderdik. Oratoryalar şiirlerle bezenip annelerimizin gönüllerine aktık. Özgürlüğe balonlar saldık. Rehberlik servisimiz aktif çalışmalarını sürdürmeye devam ederken, desteğe ihtiyacı olan öğrencilerimize destek olundu. Çalışmalarımız devam etmektedir… Sevgilerle… OVELE KOMİTESİ…
7-19 Yaş Aile Eğitimi
James adı verilmişti, ikisi de eğitimlerini avukat olarak tamamlamışlardı. İkisi Lewis ailesinin 1939 yılında ikiz erkek çocukları oldu. Ailenin durumu, bu, iki çocuğun bakımına yetecek kadar parlak olmadığından, ikizlerden birini evlatlık vermek zorunda kalırlar. Ayrılan iki kardeş ancak aradan 40 yıl geçtikten sonra bir araya gelebildiler. Ve bir araya geldikleri gün de gariplikler ortaya dökülmeye başladı. İki kardeşe de de, mekanik aletlere ve halıcılığa meraklıydılar hem de ustalık derecesinde. İkisi de evlenmişlerdi ve ikisinin eşlerinin adı da Linda idi ve de birer oğulları olmuş, ikisi de adlarını James Allan koymuşlardı. Her iki James Allan da ikişer kez evlenmişler ve ikisinin de ikinci eşlerinin adları Betty idi. Sıkı durun; ikisinin de köpeği vardı ve isimleri Toy’du. Ve ikisi de her yaz Florida, ST Petersburg’da tatil yapıyorlardı. Bu olaya inanmayanlar, Digest dergisinin, 1980 yılı Ocak sayısını okuyabilirler.
Fransız Devrimi’ nin bahtsız kralı on altıncı Louis, daha çocukluk çağlarında garip bir yabancı adam tarafından ziyaret edilir. Adam, bu genç kral adayını uyarmak istemektedir. Ona, 21 sayısının kendisi için tehlikeli olacağını ve ömür boyu onu korumak için her ayın 21’inde onun yanında olmak istediğini söylemektedir. Fakat Louis, adamdan hoşlanmaz ve onu saraydan dışarı attırır. Adam son anda, karga-tulumba götürülürken “21 sayısı seni öldürecek” diye haykırır. Aradan uzun yıllar geçer ve devrim patlar. Kral ve Kraliçe kaçarlar iken Varennes Ormanı’nda yakalanırlar, tarih 21 Haziran 1792… Devrim Konseyi 21 Eylül’de krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793’te ise Kral 16. Louis giyotinle idam edildi. Ne dersiniz, idam edilirken o garip adamı düşünmüş müdür acaba? Gökçen KOYUNCU–6/D
Tarihte Lafı Gediğine Oturtanlar EDEPSİZ Cenap Şahabeddin’e: “Şu edepsize neden bir tokat vurmadın?” dediklerinde şu cevabı vermiş: “Eldivenim yoktu, iğrendim.” ELBİSE İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi’nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar: “Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?” Gandi, hiç aldırmadan cevap verir: “Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.” SIPA
Köylü, yeni doğan bir sıpayı! Kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve: “Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle?” Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir: “Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.” YAMA
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp: “Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?” diye sorunca, İncili Çavuş: “Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.” cevabını vermiş.
Anneler evladına asla kıyamaz, Saçının teline toz konduramaz, Yaban eller seni ben gibi sarmaz; Gelip de boynuma sarıl yavrucum.
MEZAR
Amerikalı işadamı, Çinliyle alay ederek sormuş: “Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?” Çinli, basını kaldırmadan cevap vermiş: “Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.”
Ne buldun bilmem gurbet ellerde, Bir selamın gelmiyor asil yavrucum. İş var, güç var, deme bunlar bahane; Gözlerim kapanmadan gel, gör yavrucum. Serzenişim sana değil kaderimedir, Uzak yollar getirdi seni yavrucum. Pişman mısın bilmiyorum şimdi orada; Mezarıma gelip ağla yavrucum. Zeynep SAYIN–2/C sınıfı velisi Furkan GÜR–6/D
İKİZLER
KRAL VE 21 SAYISI
Sana olan özlemimi döktüm dağlara; Belki beni duyarsın, dönersin bana. Gözlerimi kapamadan fani dünyaya, Bana geldim, der misin canım yavrucum?
(Okul Velileri Arası Şiir Yarışması Birincisi Olan Şiir)
Hayattan(tarihten) bazı ilginç olaylar…
Okulumuz rehber öğretmeni Şirin KONDAKÇI tarafından yürütülen sekiz haftalık 7-19 Yaş Aile Eğitimi Programı okulumuzda yapmış olduğumuz programla sona erdi. Sertifika programına Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü Cem Tuncay Şahinkaya, 7-19 Yaş Aile Eğitimi Rize İli Formatörü Hüseyin AYGÜNEŞ, okulumuz idarecileri ile kursiyerler katıldı.
NAPOLYON Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart’ı bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek: “Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapt etmeliydiniz” gibi fikirler yürütmeye başlayınca Napolyon: Nesrin İPEK-6/D “Evet” demiş, “Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.”
Sayfa
4
Yüksek Sesler
GÖÇ
Var oluş, gidişe selam durmaksa Hoş geldin, vedayla emsal olmakmış. Varış, gelişe bir hoş olmaksa Veda, buseyle sembol olmakmış. Uzaklar, ellere diyar olmaksa Yol, ulaşıma araç olmakmış. Kader, cilveye eş olmaksa Hakkın razılığı, helalleşmekmiş… Nazım RAKICI Müdür Yardımcısı
Boyama Şenliğine Katılan Küçük Ressamlarımızın Başarıları
Şahika Koleji’nin altıncısını düzenlemiş olduğu “ Boyama Şenliği” adlı resim yarışmasında ana sınıfı B şubesi öğrencilerimizden Feyzanur YAVUZ, üç yüz yetmiş yarışmacı arasından il üçüncüsü olarak bisikletle ödüllendirildi. Okulumuzu ziyeret eden Şahika Koleji Müdürü İsmail AKGÜL tarafından öğretmenimiz Dilek Samet KAMİLOĞLU–6/D ÖZDEMİR’e plaket ve Altın, okul idaremize plaket takdim edildi. Öğrencimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
ESKİ BİR DEĞER
Evet! İstediğin oldu. Lüks bir mağazanın vitrininde görüp de beğendiğin o çantayı babana aldırtmayı başardın. Ne de olsa yeni değil mi? Diğerleri eskimişti zaten. Eski şey hiç güzel olur mu? Hiç değerli olur mu? Üzerinde rüzgârlı bir sonbaharı andıran sararmış yapraklar olan çantanı takıp soluk bir sabah ailenle bir geziye çıkacaksın. Gideceğiniz yer bir MÜZE. Ağaçların hareket ettiğini, arabanın kımıldamadığını düşündüğün bir yolculuktan sonra müzeye ulaştın. Bir yıkıntı gibi görünen duvarların arasına sıkıştırılmış gıcırdayan bir kapıdan geçtikten sonra içeride örümcek ağlarıyla sarılmış döküntülerin olduğunu düşünürken, önüne parlak şeyler çıkıyor. Ve sen bir karga gibi göz alan o şeylere hayranlıkla bakıyorsun. Tam dokunacakken elin ona uzanamıyor. Dışındaki cama tosluyor. O kadar eski ki her şey dokunsan toz olacak. Tarihi eserlerin arasında yürümeye başlıyorsun. Bunca insan bu döküntüleri mi görmeye gelmiş diyorsun bir yandan da. Ama sen şansını hiç zorlamamışsın ki. O eskilerde ne tarihler gizli. Belki de bir çakıl taşının bile ne değeri var. Üzerinde ne kadar vezir yürümüş. Ne kadar padişah yürümüş. Kim bilir bir heykelde ne hatıralar ne anılar İrem HAZIR–6/F gizli. Belki de senin küçümsediğin o eskiler ne kahramanlıklara şahit. Ne efsanelere konuk. Ne hikâyelere tanık…
Boyu Küçük Ama Marifeti Büyük t e m Ah
16–20 Nisan 2012 tarihleri arasında Cumhuriyet Caddesi Huzur Lokantası yanında okulumuz yararına Okul Aile Birliği üyelerinin plânlaması, okul velilerimizin de desteğiyle gıda ve giyim kermesi düzenlendi. Okul velilerimiz ve Okul Aile Birliği üyelerinin severek, isteyerek yaptığı bu çalışma beş gün sürmüş olup; sabah saat 08.00’den gece saat 22.00’ye kadar devam etti. Velilerimizin ve Okul Aile Birliği üyelerinin bu özverili çalışmaları ile okulumuz ne denli güçlü bir aileye sahip olduğunu bir kere daha göstermiş oldu. Okulumuz yararına düzenlenen giyim ve yiyecek kermesi üzerine Okul – Aile Birliği Başkanı Hülya FEYİZ’in duygu ve düşüncelerini aldık. “Bizler, veliler olarak öğrencilerimizin eğitim ve öğretimine katkı sağlayacak her etkinlikte şahsım ve aile birliği üyeleri olarak her zaman seve seve görev almaya hazırız. Amacımız, çocuklarımızın öğretim gördüğü okulumuza çam sakızı, çoban armağanı küçük bir katkı yapabilmek. Bu faaliyet, okulumuz adına yaptığımız güzel bir etkinlikti. Çalışmalarımız ve desteklerimiz bundan böyle farklı etkinliklerle de devam edecek. Bu çalışmada bizleri yalnız bırakmayan Okul Aile Dilara ALGÜN–6/D Birliği Üyelerine ve okul velilerimize çok teşekkür ediyorum. Her şey çocuklarımızın daha iyi şartlarda ve kaliteli öğretim görebilmesi dedi.
İLKÖĞRETİM OKULLARI ARASI ŞİİR, RESİM VE KOMPOZİSYON YARIŞMALARINDA ÖDÜLE DOYDUK.
OKUL TAKIMLARIMIZ HER KULVARDA BAŞARIYLA YARIŞTI
Okulumuz Beden Eğitimi Öğretmenlerinden Caner MUMCU’yla yapılan söyleşide, 2011–2012 eğitim-öğretim yılında Kurtuluş İlköğretim Okulu’nu spotif müsabakalarda temsil eden okul takımlarımızla ilgili bilgiler alındı. Söyleşiyi yaptığımız Beden Eğitimi Öğretmenimiz Caner MUMCU, “Bu yıl bizim için hem çok başarılı hem de çok yorucu geçti. Yorgunluğumuzu il içerisinde, gruplarda, Türkiye finallerinde aldığımız derecelerle bir parça unuttuk. Okul takımlarımızın aldığı derecelere gelince:
Yıldız Kız Basketbol takımımız il birincisi oldu. Tokat’ta yapılan gurup müsabakalarını da birinci bitirerek Düzce’de düzenlenen Türkiye yarı final müsabakalarına gitmeye hak kazandı.
Küçük Erkek Basketbol takımımız il birincisi oldu. Rize’de yapılan gurup müsabakalarını da birinci bitirerek Samsun’da düzenlenen Türkiye yarı final müsabakalarına gitmeye hak kazandı.
2011–2012 eğitim-öğretim yılı Rize ili ilköğretim okulları arasında yapılan şiir, resim ve kompozisyon yarışmalarında bu yıl okulumuz ödüle doydu. Bu yarışmalarda: Trafik konulu, şiir yarışmasında: İl birincisi, Berna USTA; Rabia YILDIRIM–6/D İl ikincisi, Elçin KAYACI; İl üçüncüsü, Hilâl ARTAN. Trafik konulu, resim yarışmasında: İl birincisi, Merve ERKAN; İl üçüncüsü, Dilara ERGÜN. 18 Mart Çanakkale Şehitleri konulu, resim yarışmasında: İl birincisi, Merve ERKAN. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı konulu, kompozisyon yarışmasında: İl üçüncüsü, Mısra ÇELİK, olmuşlardır. Arkadaşlarımızı başarılarından ötürü tebrik eder, devamını dileriz.
ÖĞRENCİ ARKADAŞLARIMIZI TEBRİK EDİYORUZ
Küçük Erkek Hentbol takımımız il birincisi oldu. Giresun’da yapılan gurup müsabakalarını da birinci bitirerek Rize’de düzenlenecek Türkiye yarı final müsabakalarına katılmaya hak kazandı. Yıldız Erkek Basketbol takımımız il ikincisi oldu. Yıldız Erkek Hentbol takımımız il ikincisi oldu. Küçükler Halk oyunları ekibimiz il birincisi oldu. Rabia YILDIRIM–6/D Yıldızlar Halk oyunları ekibimiz il ikincisi oldu.” dedi. Okul takımlarımıza ve Beden Eğitimi Öğretmenlerimize başarılar dileriz.
ŞİFRELİ YAZI “ANNEME” Annem, en değerli varlığım. Suyum, nefesim… Sabah uyandığımda yanımda görmek istediğim ilk kişi. Kokusu burnumda burcu burcu tüten… Geceleri bazen uzakta olursun. Sana elimi uzatırım yakalayamazsın; o zaman çok üzülürüm. Bazen üzgün olursun sana belli etmem ama içimden ağlarım. Güldüğün zaman dünyalar benim olur; çok sevinir, mutlu olurum. Bilirim, kalbinin bir yerinde bana ait kocaman bir yerinin olduğunu. O yer sende ne kadarsa bende de o kadar anneciğim. Anne, sana bir sır vereyim mi? “Keşke, sabahları beni okuluma hep sen götürsen.”