9 minute read
PAGEV, “Plastiklerin Doğada Yeri Yok, Hayatımızda Yeri Çok” Sloganıyla Farkındalık Olușturuyor
PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Plastik Kauçuk Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı Yavuz EROĞLU ile PAGEV’in sektörün gelişimine liderlik eden faaliyetleri ve pandemi döneminde yaşanan gelişmeleri konu alan bir röportaj gerçekleştirdik.
Advertisement
Sektörümüzün gelișmesine büyük katkısı olan isimlerden birisiniz. Röportajımıza bașlarken bize kendinizden ve sektöre verdiğiniz hizmetlerden bahsedebilir misiniz?
Öncelikle, nazik yorumunuz için çok teșekkürler. Gerek bir sanayici gerekse de bir STK Bașkanı olarak plastik, yașamımın ayrılmaz bir parçası oldu diyebilirim. 1973 yılında İstanbul’da doğdum. Kültür Koleji’nin ardından, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleșme Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü ve Marmara Üniversitesi Yönetim Organizasyon Bölümü’nde Yüksek Lisans yaptım. Eğitimin hayat boyu sürdüğüne inanıyorum. Harvard Üniversitesi’nde Michael Porter tarafından verilen özel liderlik eğitimine katılmam da bunun göstergelerinden biri.
İș hayatıma, çocukluğumda yaz tatillerinde çalıștığım aile șirketimiz SEM Plastik’te bașladım. Plastik ambalaj sektöründe faaliyet gösteren ve hızla büyüyerek kısa zamanda büyük bașarılara imza atan șirketimizin; üretim, satıș ve ihracat gibi çeșitli kademelerinde görev aldım. 1997 yılında, sektörün ilk ihracatını gerçekleștirdik. 2002 yılından bu yana ise SEM Plastik’in
Genel Müdürü olarak görev alıyorum. Aynı zamanda grup șirketlerimizden SEM Global Dıș
Ticaret ve Credoy Polimer’in de
Yönetim Kurulu Bașkanı’yım.
Plastik sektörünün örgütlenmesi ve firmaların sektörün çatı örgütlerinde bir araya gelerek güç kazanmaları gerektiğine inanıyorum. Bu doğrultuda sivil toplum örgütlerinde aktif olarak yer alıyor pek çok dernekte görev yapıyorum. Türk Plastik Sanayicileri Araștırma, Geliștirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Bașkanlığının yanında 2016 yılı Nisan ayından bu yana TOBB Plastik Kauçuk Kompozit Sektör Meclisi Bașkanlığını sürdürüyorum.
Ulusal ve uluslararası basında; plastik, petrokimya, ambalaj, çevre, geri dönüșüm sağlık, sürdürülebilirlik ve genel ekonomi üzerine yayınlanmıș elliye yakın makalem, yurtiçi ve yurtdıșında petrokimya, plastik sektörü, girișimcilik ve finans ile ilgili konferanslarda sunumlarım bulunuyor. Plastiklerin icadından günümüze kadarki öyküsünü, mizahi bir dil ve karikatürlerle anlattığım “Geçmișten Geleceğe Plastikler Tarihi” isimli bir de kitabım bulunuyor.
Üniversite yıllarında kurduğum ve ilk bașkanlığını yaptığım İstanbul Teknik Üniversitesi (İ.T.Ü.) Çevre Kulübü ile bașlayan çevrecilik serüvenim, 2012 yılının Haziran ayında dünya kıyılarını atıklardan temizlemek amacıyla Avrupa’da bașlatılan Waste Free Oceans (Atıksız Denizler) Vakfı’nın Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bașkanlığı’na seçilmeye kadar uzadı. Merkezi Belçika’da olan ve Avrupa Birliği’nin organizasyonuyla faaliyet gösteren Waste Free Oceans kapsamında, denizlerdeki atıklar balıkçılar tarafından özel ağlarla toplanıyor ve geri dönüșüme kazandırılıyor. Ağlar atıkları toplarken balıklara ise zarar vermiyor. 2020 yılına kadar dünya kıyılarını yüzen atıklardan temizlemeyi hedefl eyen bu proje, așırı avlanmanın da önüne geçerek ekosistemi koruyor. Bu projenin Türkiye ayağını “Mutlu Balıklar” adıyla yönettik.
2012 Haziran ayında Avrupa Plastik Üreticileri Birliği İcra Kurulu Üyeliği’ne seçilen ilk Türk oldum. Avrupa merkezli 51 derneğin çatı kurulușu olan EUPC, (Avrupa Plastik Üreticileri Birliği) plastik endüstrisinin kalbini olușturuyor. EUPC, yıllık 45 milyon tonluk plastik üretimi yapan 50 bin üreticiyi temsil ediyor. Avrupa’da 1 milyon 600 bin kișinin çalıștığı endüstri, yılda 280 milyar euro’luk satıș hacmine sahip.
Yine 2014 yılında Amerikan Ticaret Odası’nın girișimi olan Ortadoğu Ticaret Merkezi (Middle East Commercial Center) projesinin danıșma kurulunda yer aldım.Harvard Üniversitesi’nin ünlü İș İdaresi Profesörü Michael Porter’ın kurucusu olduğu AllWorld Network, Dubai’de yapılan 3. Küresel Girișimcilik Zirvesi’nde, girișimcilik konusunda yaptığım çalıșmalar ve bir ilk olan Filistin’deki sanayi yatırımımız nedeniyle Zirve Özel Ödülü’ne layık görüldüm.
İș yașamımdaki yoğun tempoyu maraton koșularında da sürdürüyorum. Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde tam maraton koștum ve bu alanda çeșitli madalyalar kazandım. Maraton koșularının yanı sıra tiyatro ile de ilgileniyorum, drama eğitimi aldım.
PAGEV’deki çalıșmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
PAGEV olarak Türkiye’nin önde gelen sivil toplu örgütlerinden biri konumundayız. Kurulduğumuz günden bu yana sektörümüzde faaliyet gösteren irili ufaklı firmalarımızı aynı çatı altında bulușturarak Türkiye plastik sektörümüzü ileri tașıyacak çalıșmalara odaklanıyoruz.
Sektörümüzü gerek Türkiye’deki, gerekse yurtdıșındaki önemli sektörel organizasyonlarda bașarıyla temsil ediyoruz. Türkiye plastik sanayini daha iyi bir noktaya tașıyacak, sanayicilerimize çağın ihtiyaçlarına uygun bakıș açısı kazandıracak etkinliklere imza atıyoruz.
Düzenlediğimiz kongre ve fuarlarla bir yandan sektörün sorunları için çözüm yolları ararken, sanayicilerimize yeni ufuklar açma noktasında da önemli bir misyonu yerine getirmiș oluyoruz. eğitim modelini destekleyip, sektörün donanımlı ve nitelikli ara eleman ihtiyacını karșılıyoruz. PAGEV Küçükçekmece Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bin 500 öğrenci kapasiteli; PAGEV Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ise 500 öğrenci kapasitelidir. Ayrıca, PAGEV Akademi ile proseste verimliliği sağlamak, yüksek maliyetleri düșürmek, karșılașılan sorunların doğru ve zamanında çözülmesini sağlamak amacıyla, alanında uzman eğitmenler tarafından verilen mesleki teknik eğitimler organize ediyoruz.
Plastik sektörümüz, dünyada ve Avrupa’da çok iyi bir konumda olmasına rağmen katma değer yaratma noktasında maalesef istenilen seviyelerde değil. Bu gerçekten hareketle, sektörün sürdürülebilir büyümesini sağlamak ve yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesi ile ihraç fiyatlarını artırmak için PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ni kuruyoruz. 2019 yılında temelini attığımız PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, plastik sektörünün yanı sıra ürün, hammadde ve makine ekipman sektörlerine de araștırma, sertifikasyon, test ve laboratuvar hizmetleri verecek. En yeni teknolojiye sahip ürünlerin üretimi için sanayi kurulușları, üniversiteler, araștırma kurumları, mesleki birlikler ve sivil toplum kurulușlarıyla ișbirliği yapacak. Ayrıca mesleki ve teknik eğitim ile danıșmanlık hizmetleri sağlayacak. PAGEV Mükemmeliyet Merkezi, ihraç edilen ürünlere ilișkin bir kontrol mekanizması olușturarak, Türkiye’de üretilen plastik ürünlerin uluslararası pazarlardaki güvenirliğinin ve itibarının korunmasına katkı sağlayacak. İthal edilen plastik ürünlerin, kesin ithalatı yapılmadan laboratuvarlarda teknik uygunluğunun belirlenmesi ile ülkemize
kalitesiz ve standart dıșı ürün girișinin de önüne geçilecek.
Sektörümüzün büyümesinin önündeki en önemli engellerden biri de bilimsellikten uzak karalama kampanyaları… Toplum genelinde “plastik nedir ya da ne değildir?” noktasında gerçek bir bilinç olușturmak için var gücümüzle çalıșıyoruz. Plastik çevre düșmanı değildir, plastik defalarca dönüștürülerek yeniden kullanılabilecek altın kadar kıymetli bir malzemedir. Geri dönüșüm konusuna dikkat çekmek ve bu alanda bir farkındalık olușturmak amacıyla PAGEV olarak 2019 yılı sonunda önemli bir adım attık. “Plastiklerin doğada yeri yok, hayatımızda yeri çok” sloganıyla yaptığımız kampanya ile ilgili aldığımız pozitif geri dönüșler, amacına ulaștığını gösteriyor. Geri dönüșüm ile ilgili toplumsal bir hassasiyet olușturmak için kampanyamızın devamını da getirmek hedefindeyiz.
PAGEV olarak pandemi dönemindeki çalıșmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Covid-19 ile mücadele kapsamında PAGEV olarak tek kullanımlık ürünlere yönelik artan ihtiyacın karșılanabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile anlamlı bir iș birliği yaptık. Bu kapsamda PAGEV Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemiz ve PAGEV Küçükçekmece Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemizin gönüllü öğretmenleri, ülkemizin ihtiyacı olan tek kullanımlık plastik kașık, çatal, bıçak üretimini gerçekleștiriyor. “Çorbada kașığımız olsun” dediğimiz bu projenin yanı sıra, Millî Eğitim Bakanlığımızın belirleyeceği plastik meslek liselerinde aylık 300 bin siperlik üretilmesini ve ihtiyaç duyulan yerlere gönderilmesini destekleyerek bu mücadeleye katkı sağlıyoruz.
Sektör olarak bu mücadeleye sadece tek kullanımlık çatal, kașık, bıçak, bardak gibi ürünlerle katkı vermiyoruz. Aynı zamanda sağlık çalıșanlarının yüz siperliği, maske, tulum gibi ihtiyaçlarına yönelik üretim yapan firmalarımız bulunuyor. PAGEV olarak ise seri üreticiler yanında 3 boyutlu yazıcılarla gönüllü olarak bu mücadeleye destek veren vatandașların ihtiyaç duyduğu ham maddeyi sağlamak noktasında da katkı sağlıyoruz. Ayrıca koronavirüs yerli test kitinin plastik kısımlarının yapılmasına destek oluyoruz.
PAGEV olarak, sürecin bașından beri üretimin devam ettiği sektörümüzde çalıșanlarımızı virüsten korumaya yönelik Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığımızın önerilerini dikkate alıyoruz. Firmalarımızın “yeni normal”e uyum sağlamaları noktasında, herkesin anlayabileceği bir dilde Pandemi Bilgilendirme Kılavuzu hazırlayarak sektörümüzün hizmetine sunduk.
Yeni normalleșme sürecinde Türkiye’yi ve plastik sektörünü neler bekliyor?
Koronavirüs etkisini, gündelik yașamdan iș yapıș șekillerine kadar her yerde görüyoruz. Tüm dünya “yeni normal”in formülünü arıyor. Bilim insanları virüsü yenecek ilaç ve așının formülleri için gece gündüz çalıșırken, pandemi artık öncelikli riskler arasında gösteriliyor.
Mevcut tablo içinde plastik sanayi, önemli bir konumda bulunuyor. Plastik sektörü pek çok alt sektörden olușuyor ve her bir alt sektör koronavirüs salgınından farklı etkileniyor. Bașta otomotiv, beyaz eșya, turizm ve inșaat gibi sektörlerin durma noktasına gelmesi bu sektörlerimiz için üretim yapan firmalarımızı olumsuz etkiledi.
Öte yandan koronavirüs salgını bașta hijyen ve medikal olmak üzere gıdadan ambalaja kadar pek çok alanda plastiklerin hayati öneme sahip olduğu gerçeğini teyit etti. Avrupa’nın birçok ülkesinde plastik sektörü hükümetlerce “Hayati öneme sahip sektör” olarak tanımlandı. Bu süreçte Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da tek kullanımlık plastikler ve gıda ambalajlarının kullanımı artıș gösterdi. Firma yemekhanelerinde tek kullanımlık plastiklere geçildi. Karantina bölgeleri ve toplu yașam alanlarının yanı sıra insanlar evlerinde bile tek kullanımlık ürünleri tercih eder hale geldi. Gıda, temizlik ve hijyen ürünlerine olan talepteki artıș da ambalaj üretimine olumlu yansıdı. Bu noktada ambalaj ve tek kullanımlık ürün yapan firmalarımız üretime devam edebildi.
Covid-19 etkilerini azaltmak isteyen sektör firmalarımızın, operasyonel maliyetlerin düșürülmesine yöneldiklerini gözlemliyoruz. Bu çerçevede verimlilik konusunda hassas ayar dediğimiz bașta personel olmak üzere ürün gamı, lojistik dâhil tüm kaynak verimlilikleri tekrar gözden geçirilip birtakım iyileștirilmeler yapılıyor. Baktığınız zaman rekabet gücü açısından verimlilik, zaten son yıllarda șirketlerin gündeminde üst sıralarda yer alan bir konuydu. İçinde bulunduğumuz șartlarda daha da fazla önem kazandı. Ayrıca dikkat çeken bir gelișme olarak sektörde pazar ve ürün çeșitlemesinde yenilikler olduğunu söyleyebiliriz. Ürün gamına medikal ve hijyen ürünlerinin eklenmesi ve ambalaj grubunun genișletilmesi yaklașımının da benimsendiği görülüyor.
Diğer yandan, tahsilat yönetimi ve risk yönetimine odaklanılıyor. Dijital gibi alternatif satıș kanallarında genișlemeler söz konusu. Sektörde alınan bu tedbirlerle talep daralmasının yarattığı sorunların önüne geçilmesi ve küçülmenin hafifletilmesi öngörülüyor. Elbette pandemi ile ilgili yașanacak pozitif ya da negatif tüm gelișmeler sektörün genel görünümü üzerine etki edecektir.
Genel olarak 2020 yılını değerlendirebilir misiniz?
Koronavirüs salgınının gölgesinde zorluklarla dolu geçen 2020 yılının son çeyreğine girmiș bulunuyoruz. Salgının etkisinin yıl geneline yayılacağı ve gerek üretim gerekse ihracatta daralmaya ișaret ettiğini söyleyebiliriz. üretimi 2019 yılının ilk yarısına kıyasla miktarda yüzde 4,8 azalıșla 4,8 milyon tona, değer bazında ise yüzde 7,9 düșüșle 16,6 milyar dolara geriledi. Yıl sonunda üretimin miktarda yüzde 3,5 azalıșla 8,9 milyon ton, değerde yüzde 5,6 gerilemeyle 30,9 milyar dolar olarak gerçekleșeceğini tahmin ediyoruz. Plastik mamul sektöründe Covid- 19 salgınının etkileri ihracat verilerine de yansıdı. Sektörün ilk yarı ihracat performansı, 2019 yılının aynı dönemiyle kıyaslandığında miktarda 5,2 artıșla 1,82 milyon ton, değerde yüzde 7,8 gerilemeyle 2,4 milyar dolar olarak gerçeklești.
Tüm dünya için benzer bir ekonomik tablo söz konusuyken, karamsarlığa kapılmadan temkinli adımlarla üretime devam etmemiz gerekiyor. Süreci atlatabilmemiz için hepimize düșen sorumluluklar var. Salgının yayılmasını durdurmak için bireylerden șirketlere herkesin tüm kurallara uyması gerekiyor. Bir yandan sağlıkla ilgili tüm tedbirler alınırken üretimin de devam etmesi lazım. Özellikle sanayinin ve KOBİ’lerin korunması çok önemli. Eğer ülke için yüksek potansiyel tașıyan bu ekonomik birimleri ayakta tutamazsak tekrar olușturulmaları yıllar alır ve yaratacakları boșluk, ișsizlik ve know-how kaybı olarak çok kötü sonuçlar doğurur.
Değerli vaktinizi ayırdığınız için teșekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır?
Win&ARTProje ve ALU&Art Dergileri olarak ilginize çok teșekkür ediyorum.
PAGEV Raises Awareness With Its Slogan “Plastics Have No Place in Nature but They Have a Great Place in Our Lives”
We had an interview with Mr. Yavuz EROĞLU, Chairman of the Board of Directors of PAGEV (Turkish Plastics Industrialists Research, Development and Education Foundation) and President of the Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB) Plastic Rubber Composite Industry Council, regarding the activities of PAGEV leading the development of the sector and the developments experienced during the pandemic period.