TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE YÖNELİK DÜNYA BANKASI ÜLKE İŞBİRLİĞİ STRATEJİSİ 2012 - 2015
2008 MY – 2011 MY dönemini kapsayan son Ülke İşbirliği Stratejisi (Rapor 42026 TR) İcra Direktörleri tarafından 28 Şubat 2008 tarihinde görüşülmüştür. 2008 MY – 2011 MY Ülke İşbirliği Stratejisi İlerleme Raporu (Rapor No. 51689 TR) 3 Aralık 2009 tarihinde yayınlanmıştır.
KUR DEĞERLERİ Para Birimi: 8 Şubat 2012 itibariyle 1 ABD$ = 1,74 Türk Lirası (TL)
MALİ YIL 1 Ocak – 31 Aralık
KISALTMALAR AAA AKP ALMP APL CA TCMB CEM CPS STÖ CTF DPL EBRD EC EÇE ÇED ESES ESW AB EUR YDY FCO GSYH HDI SDP IBRD ICA IDF IFC UFK IMF IPA İŞKUR İSMEP JPPR
Analitik ve İstişari Çalışmalar Adalet ve Kalkınma Partisi Aktif İşgücü Piyasası Programları Uyarlanabilir Politika Kredisi Cari Açık Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Ülke Ekonomik Memorandumu Ülke İşbirliği Stratejisi Sivil Toplum Örgütü Temiz Teknoloji Fonu Kalkınma Politikası Kredisi Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Avrupa Komisyonu Erken Çocukluk Eğitimi Çevresel Etki Değerlendirme Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Güvenliği Ekonomik ve Sektör Çalışması Avrupa Birliği Avro Yabancı Doğrudan Yatırım Birleşik Krallık Dış İşleri Bakanlığı Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Beşeri Gelişim Endeksi Sağlıkta Dönüşüm Programı Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası Yatırım Ortamı Değerlendirmesi Kurumsal Gelişim Fonu Uluslararası Finans Kurumu Uluslararası Finans Kuruluşları Uluslararası Para Fonu Katılım Öncesi Yardım Aracı Türkiye İş Kurumu İstanbul Deprem Riskini Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesi Ortak Portföy Performans İncelemesi
KENTGES Ulusal Entegre Kentsel Gelişim Stratejisi M&E İzleme ve Değerlendirme MDG Binyıl Kalkınma Hedefleri MIC Orta Gelirli Ülke MIGA Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı MB Maliye Bakanlığı SB Sağlık Bakanlığı OVP Orta Vadeli Program (Türkiye) MW Megavat STK Sivil Toplum Kuruluşu ODA Resmi Kalkınma Yardımı OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü KMY Kamu Mali Yönetimi Ar-Ge Araştırma ve Geliştirme KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler KİT Kamu İktisadi Teşebbüsü SGK Sosyal Güvenlik Kurumu SSTF Güney-Güney Deneyim Paylaşımı Vakıf Fonu SWAp Sektör Yaklaşımı TY Teknik Yardım TEİAŞ Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi TL Türk Lirası TOG Toplum Gönüllüleri Vakfı UN Birleşmiş Milletler UNDP Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNICEF Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu WBG Dünya Bankası Grubu YOIKK Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (Türkiye)
Geridönüşümlü Kağıt
İÇİNDEKİLER TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE YÖNELİK DÜNYA BANKASI ÜLKE İŞBİRLİĞİ STRATEJİSİ 2012-2015 YÖNETİCİ ÖZETİ ....................................................................................................................................................... iii I. ÜLKE GÖRÜNÜMÜ .............................................................................................................................................. 1 Ülke Arka Planı ve Siyasi ve Sosyal Görünüm ................................................................................................... 1 II. EKONOMİK GÖRÜNÜM .................................................................................................................................... 3 III. VİZYON VE KALKINMA ZORLUKLARI ........................................................................................................ 7 Rekabet Gücünü ve İstihdamı Arttırma Zorluğu ............................................................................................... 7 Eşitliği ve Kamu Hizmetlerini İyileştirme Zorluğu .......................................................................................... 10 Sürdürülebilir Kalkınmayı Derinleştirme Zorluğu .......................................................................................... 14 IV. TÜRKİYE-DÜNYA BANKASI GRUBU İŞBİRLİĞİ...................................................................................... 17 Önceki Ülke İşbirliği Stratejisi ............................................................................................................................. 17 2008-11 MY Ülke İşbirliği Stratejisi Tamamlama Raporundan Çıkarılan Dersler ....................................... 18 Paydaş İstişareleri ve Müşteri Ülke Anketi........................................................................................................ 19 V. SONUÇ ALANLARI ............................................................................................................................................ 21 2012-15 MY Ülke İşbirliği Stratejisinin Stratejik Amaçları............................................................................... 21 Ortak Bir İşbirliği Alanı: Türkiye’nin Deneyimlerinin, Sonuçlarının, Bilgi ve Kapasitesinin Paylaşılması ...........28 VI. UYGULAMA ......................................................................................................................................................... 31 2012-15 MY İşbirliği Stratejisinin Uygulanması ................................................................................................ 31 VII. RİSKLER................................................................................................................................................................ 33 CPS-EKLER Ek 1: Türkiye – Dünya Bankası Grubu Ülke İşbirliği Stratejisi 2012-15 MY: Sonuç Çerçevesi .............. 34 Ek 2: Makroekonomik Gelişmeler ve Sürdürülebilirlik Analizi ................................................................. 40 Ek 3: 2008-11 MY Ülke İşbirliği Stratejisi Tamamlama Raporu................................................................... 49 CPS STANDART EK TABLOLARI Ek A2: Bir Bakışta Ülke Görünümü ...................................................................................................................... 75 Ek B2: Banka Portföy Performansı ve Yönetimi ile ilgili Seçilen Göstergeler ................................................ 78 Ek B3 IBRD Gösterge Finansman Programı 2012-15 MY ................................................................................. 79 Ek B3: IFC Yatırım Operasyonları Programı ....................................................................................................... 80 Ek B4 IBRD Gösterge Finansman Dışı Programı 2012-15 MY .......................................................................... 81 Ek B5: Sosyal Göstergeler ........................................................................................................................................ 82
Ek B6: Ek B7: Ek B8: Ek B8:
Kilit Ekonomik Göstergeler ........................................................................................................................ 83 Kilit Yükümlülük Göstergeleri .................................................................................................................. 85 IBRD Operasyon Portföyü ......................................................................................................................... 86 IFC Taahhüt Edilen ve Kullandırılan-Ödenmemiş Yatırım Portföyü .................................................. 87
TABLOLAR: Tablo 1: Bazı Makroekonomik Göstergeler (2005-2011) ............................................................................................ 4 Tablo 2: Orta Vadeli Makroekonomik Projeksiyonlar ve Hedefler ......................................................................... 6 Tablo 3: 2012-15 MY Dönemi için Öngörülen IBRD Finansman Programı .......................................................... 28 ŞEKİLLER: Şekil A: Türkiye CPS 12-15 MY: Stratejik Amaçlar ve CPS Sonuç Alanları .........................................................iv Şekil 1: Sermaye Girişlerinin Bileşimi .......................................................................................................................... 4 Şekil 2: 1997-2010 Döneminde Türkiye’nin İhracat Pazarının Çeşitlenmesi .......................................................... 8 Şekil 3: Türkiye CPS 12-15 MY: Stratejik Amaçlar ve CPS Sonuç Alanları ......................................................... 21 METİN KUTULARI: Metin Kutusu 1: Ekonomik Büyümenin Temelini Oluşturacak Yönetişimin Uygulanması ............................. 13 Metin Kutusu 2: Türkiye’nin Deneyimlerini Paylaşmak —İki Başarı Hikayesi .................................................. 29
Harita No.33501 IBRD
IFC
MIGA
Başkan Yardımcısı
Philippe Le Houérou
Dimitris Tsitsiragos
Izumi Kobayashi
Ülke Direktörü
Martin Raiser 1 Ocak 2012’den beri Ulrich Zachau 30 Aralık 2011’e kadar
Sybile Lazar
Ravi Vish
Görev Ekibi Lideri
Ina-Marlene Ruthenberg
George Konda
Franciscus Linden
Ülke Operasyonlar Sorumlusu
Benjamin Welch
Bu Ülke İşbirliği Stratejisi (CPS), mevcut ve önceki IBRD Ülke Direktörleri Martin Raiser ve Ulrich Zachau ile IFC Ortak Direktörü Sybile Lazar’ın rehberliği altında, Görev Ekibi Lideri ve IBRD Türkiye Ülke Program Koordinatörü Ina-Marlene Ruthenberg’in liderliğini yaptığı bir ekip tarafından hazırlanmıştır. IFC ekibinin liderliğini IFC Avrupa ve Orta Asya Bölümü Baş Ekonomisti George Konda yapmıştır. MIGA ekibinin liderliğini ise Kıdemli Risk Yönetimi Görevlisi Franciscus Linden yapmıştır. CPS ekibinde Benjamin Welch, Carlos Piñerúa, Cristobal Ridao-Cano, Florian Fichtl, Mara Warwick, Marina Wes ve Tunya Celasin yer almıştır. Michelle McCue ve Zafar Ahmed (danışman) ekibe destek sağlamıştır. Stratejinin hazırlanmasına Türkiye Ülke Ekibinin aşağıdaki üyeleri ve diğer çalışma arkadaşları önemli katkıda bulunmuşlardır: Adriana Jordanova Damianova; Agi Kiss; Ahmet Levent Yener; Alper Ahmet Oğuz; Aziz Bouzaher; Brian G. Bedard; Carla Pittalis; Cevdet Çağdaş Ünal; Cristian Aedo, Donato De Rosa; Elif Ayhan; Elif Yonca Yükseker; Esra Arıkan; Fisun Altınbaş; Funda Canlı; Isfandyar Zaman Khan; John Balafoutis; Jolanta Kryspin-Watson; Kamer Karakurum Özdemir; Kari Nyman; Martha Lawrence; Mediha Ağar; Nathalie Weier Johnson; Naveed Hassan Naqvi; Özerk Aslan; Özgür Avcuoğlu; Paul Levy; Pınar Baydar; Rekha Menon; Salih Kemal Kalyoncu; Sameer Shukla; Seda Aroymak; Selma Karaman; Sergio Gonzalez; Serkan Tekneci; Shinya Nishimura; Simon Davies, Steen Byskov; Stephen Karam; Tatyana Leonova; Ülker Karamullaoğlu; Yeşim Akcollu; Zeynep Lalik (IBRD). Dünya Bankası Grubu Türkiye Ülke Ekibinin diğer üyeleri de (IBRD, IFC ve MIGA dahil olmak üzere) katkıda bulunmuşlardır.
iii
YÖNETİCİ ÖZETİ i. Türkiye’nin geçmiş on yılda kaydettiği hızlı büyüme ve kalkınma, küresel ekonominin başarı öykülerinden birisini oluşturmaktadır. Bugün Türkiye 75 milyonluk nüfusu ve 735 milyar ABD$ düzeyindeki GSYH’si ile üst orta gelirli bir ülkedir ve dünyadaki 16. büyük ekonomiye sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılına kadar dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmek Hükümet hedefi olarak açıklanmıştır. Türkiye AB üyeliği için bir aday ülkedir, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve G20 üyesidir ve iki taraflı Resmi Kalkınma Yardımlarının (ODA) giderek daha fazla önem kazanan bir donörüdür. Türkiye, Dünya Bankası Grubu’nun (WBG) en büyük orta gelirli ortaklarından birisidir. ii. Türkiye önümüzdeki dönemde Avrupa borç krizinin yayılma etkileri de dahil olmak üzere önemli ekonomik riskler ile karşı karşıyadır. Yurt içi tasarrufları düşük düzeyde olan Türkiye’nin ekonomik büyümesi yatırımları ve büyümeyi finanse edecek sermaye girişlerine bağlıdır. Ülkedeki yüksek cari açık ve finansman bileşimi kritik endişe kaynakları olmaya devam etmektedir. Küresel faaliyetlerdeki zayıf görünüm ve daha ciddi uluslararası finansman sıkıntıları Türkiye’ye yayılma potansiyeli taşımaktadır. Türkiye’nin dış finansmana olan bağımlılığı ülkeyi ani yükseliş ve düşük döngülerine eğilimli hale getirmiştir ve önümüzdeki dönemdeki kilit zorluk 2010 ve 2011 yıllarında kaydedilen yüksek büyüme oranlarından sonra yumuşak bir iniş sağlamak olacaktır. iii. Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere başka ülkeler, son yıllarda kaydettiği gelir artışları ve sosyal sonuçlar itibariyle Türkiye’yi ilgi çekici bir kalkınma modeli olarak takip etmektedirler. On yıldan kısa bir süre içerisinde kişi başına düşen gelir neredeyse üç katına çıkmıştır ve şu anda 10.000 ABD$’nı geçmiş durumdadır. Hükümet’in 2023 “vizyonu” kişi başına gelirin 25.000 ABD$’na ulaşmasını amaçlamaktadır. 2003 yılında yüzde 28,1 olan yoksulluk oranı 2008 yılında yüzde 17,1’e düşmüş, 2009 yılında ise küresel kriz sonucunda 1 puanlık bir artışla yüzde 18,1’e yükselmiştir. Krizin hanehalklarını etkilediği ana kanal olan işgücü piyasalarında hızlı bir toparlanma yaşandığından dolayı 2009 yılından bu yana yoksulluk oranının tekrar düşüşe geçtiği tahmin edilmektedir. Ekim 2011 itibariyle mevsimsel olarak düzeltilmiş işsizlik oranı yüzde 9,1 olarak, istihdam oranı ise yüzde 45,4 olarak gerçekleşmiş ve kriz öncesi seviyelere göre bile iyileşme kaydedilmiştir. Bu başarıların altında ekonomik büyüme ve sosyal politikalar yatmaktadır. Örneğin, 2003 yılında ülke çapında başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Programının sonuçları, özellikle kadınlar olmak üzere Türk halkının sağlık durumlarında kayda değer kazanımlar sağlandığını göstermektedir. Öte yandan, bölgesel eşitsizlikler, cinsiyet eşitsizlikleri ve başka alanlardaki eşitsizlikler devam etmektedir ve önemli bir zorluk teşkil etmektedir. iv. Bu Ülke İşbirliği Stratejisi (CPS) Türkiye’nin hızlı, sürdürülebilir, içerici ve çevreye duyarlı bir büyüme sağlama hedefine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Stratejinin tasarımı, özellikle Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) 1 ve Orta Vadeli Program (2012-2014) olmak üzere Türkiye’nin kendi kalkınma çerçevelerinde belirlenen öncelikleri yansıtmaktadır ve değişikliklere karşı uyarlama konusunda esnek olması amaçlanmaktadır. Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’deki desteğinin temel kriteri; kalkınma zorluklarının ele alınmasına yardımcı olacak finansman, analiz, danışmanlık ve uygulama desteği ile karşılaştırma ölçütleri sunmaya ve politika ve programların geliştirilmesine ve uygulanmasına yardımcı olmaya yönelik küresel bilgi paylaşımı yoluyla sağlanacak ‘stratejik katma değer’dir. 1
2014 yılından itibaren başlayacak olan Onuncu Kalkınma Planı hazırlanmaktadır.
iv
v. CPS’in üç temel stratejik amacı ve ekseni bulunmaktadır: rekabet gücünün ve istihdamın arttırılması; eşitliğin ve kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi; ve sürdürülebilir kalkınmanın derinleştirilmesi. Bu amaçlara ulaşmak için, Türkiye Hükümeti, özel sektör, sivil toplum ve Dünya Bankası Grubu dört yıllık CPS dönemi boyunca Şekil A’da belirtilen on adet kilit sonuç doğrultusunda birlikte çalışmayı planlamaktadır. vi. Stratejik Amaç 1: ‘Rekabet Gücünün ve İstihdamın Arttırılması’. Planlanan CPS faaliyetleri arasında şunlar bulunmaktadır: (i) halihazırda hazırlanmakta olan Ulusal İstihdam Stratejisinin kabulünü ve uygulanmasını Kalkınma Politikası Kredisi (DPL) finansmanı ve analitik ve istişare çalışmalar (AAA) ile desteklemek. Bu faaliyetin amacı; özellikle beceri seviyesi düşük gençlerin ve kadınların kayıtlı istihdama dahil edilmesi ve becerilerin yükseltilmesi üzerinde odaklanan istihdam aktivasyon programlarının genişletilmesi olmak üzere üretken istihdamı arttırmaktır; (ii) Yatırım ve iş ortamı reformları için ve ulusal rekabet politika çerçevesi ile ilgili gözden geçirmenin tamamlanması için destek sağlamak; ve (iii) Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere (KOBİ) ve ihracatçılara orta ve uzun vadeli finansman sağlamak. Şekil A: Türkiye CPS 12-15 MY: Stratejik Amaçlar ve CPS Sonuç Alanları
vii. Stratejik Amaç 2: ‘Eşitliğin ve Kamu Hizmetlerinin İyileştirilmesi. Planlanan CPS faaliyetleri arasında şunlar bulunmaktadır: (i) erken çocukluk eğitimine (EÇE) yönelik finansmanı arttırmak; (ii) Sağlık Bakanlığı’nın (hizmet sağlayıcı rolünü değil) liderlik fonksiyonlarını güçlendirmek; (iii) özel sektör Fırsat Eşitliği sertifikasyon programını geliştirmek ve uygulamak; ve (iv) kamu iktisadi teşebbüslerinde (KİT) yönetişim ile ilgili analitik ve istişari çalışmalar. viii. Stratejik Amaç 3: ‘Sürdürülebilir Kalkınmanın Derinleştirilmesi. Planlanan CPS faaliyetleri arasında şunlar bulunmaktadır: (i) enerji, çevre ve iklim değişikliği zorluklarının daha bütüncül bir şekilde ele alınmasına yönelik politika danışmanlığı ve finansman sağlamak; (ii) su havzası yönetim stratejisinin tamamlanması için destek sağlamak; ve (iii) Türkiye’nin 2010-2023 Entegre Kentsel Gelişim Stratejisi ve Eylem Planını esas alan Sürdürülebilir Şehirler Programı için IBRD ve IFC aracılığıyla analizler, danışmanlık hizmetleri ve yatırım finansmanı sağlamak.
v
ix. ‘Türkiye’nin Deneyimlerini, Sonuçlarını, Bilgilerini ve Kapasitesini Paylaşmak’ CPS’in üç amacının ortak bir boyutunu oluşturmaktadır. Türkiye ve Dünya Bankası, Türkiye’nin başarılı ekonomik ve sosyal reformlarının paylaşılması konusunda işbirliği yapmanın yollarını araştırmaktadır. Özellikle üzerinde durulan iki alan; sağlık sektörü politikası, reformu ve performansı ile afetlerin önlenmesi ve etkilerinin azaltılmasıdır. Dünya Bankası Grubu Türkiye’nin bu deneyimlerini ve başarılarını daha geniş bir uluslararası kitle ile paylaşmak için kendi küresel ağından yararlanmayı istemektedir. x. Türkiye bu CPS döneminde büyük ölçekli bir borçlu olmaya devam edecek olmakla birlikte, analitik ve istişari çalışmaların rolü nispeten artacaktır. Bilgi hizmetleri ve teknik yardımlar; analiz, küresel deneyim ve uygulama desteği yoluyla değer katarlar. Hükümet’in analitik ve istişari çalışmalara olan devam eden talebini yansıtan bir şekilde, IBRD’nin Türkiye’ye yönelik çalışma programı bütçesi içerisinde AAA harcamalarının payı geçtiğimiz dört yıl boyunca istikrarlı bir şekilde artmıştır. Hükümet’in yüksek düzeylerdeki IBRD finansmanının sürdürülmesi talebine cevap olarak, CPS 12-15 MY 4,45 milyar ABD$ düzeyinde bir IBRD finansman programı öngörmektedir. IFC’nin Türkiye’deki kendi yatırım programının da yıllık 425-500 milyon ABD$ veya CPS döneminde toplam 1,7-2 milyar ABD$ düzeyinde kalması beklenmektedir. xi. Türkiye ile olan geçmişteki işbirliğinden neler öğrenebiliriz? Dünya Bankası Grubu üç kolunun becerilerini bir araya getirdiğinde en etkili olabilmektedir: IBRD, IFC ve MIGA. Yeni CPS’te de önemli bir yer tutmaya devam edecek olan KOBİ’lerin, ihracatçıların ve enerji verimliliği yatırımlarının desteklenmesi gibi alanlarda birbirini tamamlayıcı çalışma fırsatları oldukça fazladır. 2008-11 MY CPS deneyiminden çıkarılan dersler arasında şunlar yer almaktadır: • Uzun vadeli stratejik hedefleri destekleyen ve bilgi ve finansman operasyonlarını bir araya getiren bir politika diyalogunun sistematik bir şekilde geliştirilmesi ve sürdürülmesi reformların desteklenmesi bakımından hayati öneme sahiptir. • Bir önceki CPS döneminde başlayan çevre ve iklim değişikliği ile ilgili yeni çalışmalar, politika diyaloğu için stratejik giriş noktalarını tespit etmenin ve ülke öncelikleri değişirken bu alandaki çalışmaları güçlendirme fırsatlarını yakalamanın önemini ortaya koymaktadır. • Önceki CPS döneminde Türk yetkililer tarafından da olumlu karşılanan izleme ve değerlendirme üzerindeki odağın arttırılması sayesinde Türkiye – Dünya Bankası Grubu işbirliği daha da derinleştirilmiştir. • Birkaç alanda, Türkiye’nin bazıları Dünya Bankası Grubu ile ortak bir şekilde gerçekleştirilen politikaları ve reformları uluslararası düzeyde takdir kazanmıştır. Bu durum, Türkiye’nin ve Dünya Bankası Grubu’nun bilgi ve deneyimlerin bölgedeki ve dünyadaki diğer ülkeler ile paylaşılması konusunda birlikte çalışması için bir fırsat sunmaktadır. xii. Bu CPS’in sonuçları önemli dış ekonomik risklere tabidir. Artan küresel belirsizlik ve Avrupa’da ve diğer gelişmiş ekonomilerde kötüleşen ekonomik büyüme ve istikrar beklentileri; Türk ihracatçılar için küresel talep, üretim artışı ve buna bağlı olarak mali performans, ve Türkiye’nin yatırımlarını finanse edecek uluslararası özel sermaye akışları bakımlarından aşağı yönlü riskler doğurmaktadır. Küresel ekonominin daha fazla bozulması gibi en ciddi riskleri azaltmanın anahtarı sağlam makroekonomik yönetimde–ve özellikle de cari açığın kontrol altına alınıp azaltılmasına yönelik önlemlerde- yatmaktadır. Orta vadede, üretkenliğin arttırılması, ihracatın genişletilip çeşitlendirilmesi, yurt içi tasarrufların arttırılması, enerji verimliliğinin arttırılması ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, Türkiye’nin dış finansmana olan bağımlılığını azaltmanın anahtarları olacaktır. Türkiye, karmaşık ve zorlu reformların etkili bir şekilde uygulanmasının önünde siyasi ve ekonomik riskler ile karşı karşıyadır – ancak bu riskler sistematik politika diyaloğu, katılımcı proje hazırlama ve uygulama, ve kanıta dayalı analitik çalışmalar yoluyla azaltılabilir niteliktedir. Türkiye ayrıca yakın geçmişteki trajik Van depreminin de gösterdiği gibi ciddi bir doğal afet riski ile de karşı karşıyadır.
vi
1
I. ÜLKE GÖRÜNÜMÜ Ülke Arka Planı ve Siyasi ve Sosyal Görünüm 1. Türkiye’nin geçmiş on yılda kaydettiği hızlı büyüme ve kalkınma, küresel ekonominin başarı öykülerinden birisini oluşturmaktadır. Bugün Türkiye 75 milyonluk nüfusu ve 735 milyar ABD$ düzeyindeki GSYH’si ile üst orta gelirli bir ülkedir ve dünyadaki 16. büyük ekonomiye sahiptir. On yıldan kısa bir süre içerisinde kişi başına düşen gelir neredeyse üç katına çıkmıştır ve şu anda 10.000 ABD$’nı geçmiş durumdadır. Standard & Poor’s Eylül 2011’de Türkiye’nin yerel para birimi cinsinden kredi notunu yatırım yapılabilir düzeye yükseltmiştir.2 Türkiye anne ve bebek ölüm oranları ve evrensel ilköğretim bakımlarından Binyıl Kalkınma Hedeflerine daha şimdiden ulaşmış durumdadır, ve 2015 yılına kadar diğer Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşma yolunda başarılı bir şekilde ilerlemektedir. Türkiye AB üyeliği için bir aday ülkedir, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve G20 üyesidir ve iki taraflı Resmi Kalkınma Yardımlarının (ODA) giderek daha fazla önem kazanan bir donörüdür3. Türkiye, Dünya Bankası Grubu’nun en büyük orta gelirli ortaklarından birisidir. 2. Uzun süredir devam eden siyasi istikrar ekonomik büyümeye yardımcı oldu. Haziran 2011’de yapılan seçimleri Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kazanarak, tek meclisli parlamentoda 550 sandalyeden 327’sine sahip oldu ve tek partili hükümetini üçüncü döneme taşıma yetkisini elde etti. Türk halkı daha önce Eylül 2010’da gerçekleştirilen referandumda oylamaya sunulan anayasa reform paketini de onaylamıştı. Parlamento Ekim 2011’de yeni bir anayasa üzerinde çalışmaya başladı ve 2012 yıl sonuna kadar bir anayasa taslağı hazırlamayı bekliyor4. Anayasa değişikliklerinin veya yeni bir anayasanın onaylanması için parlamentoda üçte ikilik bir çoğunluk (367 veya daha fazla oy), veya referanduma götürülebilmesi için yüzde 60’lık bir çoğunluk (330 veya daha fazla oy) gerekecektir. 3. Türkiye’nin bölgesel ve küresel rolü büyüyor. Türkiye Orta Doğu ile ilişkilerini genişleterek ve Afrika, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya’daki mevcudiyetini arttırarak bölgedeki ülkeler ile olan ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlayan bir süreç başlatmıştır. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki son siyasi gelişmeler, bölgenin ve dünyanın dikkatini diğer ülkelere ilham veren Türkiye’nin siyasi ve ekonomik sistemi üzerinde yoğunlaştırmıştır. Başbakan Erdoğan Haziran 2011’deki seçim zaferi sonrası yaptığı konuşmada bu ilgiyi kabul etmiş ve Türkiye’nin tüm bölge ile olan bağlarını genişletmeyi ve derinleştirmeyi istediğini belirtmiştir. 4. Türkiye on yıllık ekonomik büyümenin desteği ile sosyal sonuçlarda kazanımlar elde etti. 2003 yılında yüzde 28,1 olan yoksulluk oranı 2008 itibariyle yüzde 17,1’e düştü (ulusal yoksulluk sınırı esas alınarak), ancak kırsal bölgelerde değişiklik olmadı. Aşırı yoksulluk neredeyse kayboldu. Eşitsizlik azaldı ancak hala bir zorluk teşkil etmeye devam etmektedir. Kriz hanehalklarını temel olarak işgücü piyasası yoluyla etkiledi. Resmi tahminlere göre kriz 2009 yılında yoksulluk oranında bir puanlık bir artışa yol açtı. Daha yakın zamanlı rakamlar henüz mevcut olmamakla birlikte, işgücü piyasalarının hızlı bir şekilde toparlanması ile birlikte yoksulluk oranının kriz sonrasında düştüğü tahmin edilmektedir. Ekim 2011 itibariyle mevsimsel olarak düzeltilmiş işsizlik oranı yüzde 9,1 olarak, istihdam oranı ise yüzde 45,4 olarak gerçekleşmiş ve kriz öncesi seviyelere göre bile iyileşme kaydedilmiştir. Bu başarıların altında ekonomik büyüme, sosyal politikalar ve 2003 yılında ülke çapında başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı yatmaktadır. Özellikle kadınların olmak 2 3
4
S&P, Eylül 2011’de Türkiye’nin finans sektöründeki “devam eden iyileşmeleri” ve yerel kredi piyasalarındaki genişlemeyi gerekçe göstererek, ülkenin yerel para birimi cinsinden kredi notunu bir kademe yükselterek BBB olarak belirledi. Türkiye’nin ODA yardımları 2003 ile 2010 arasında neredeyse 15 kat artarak 67 milyon ABD$’dan 967 milyon ABD$’na ulaşmıştır ve büyük ölçüde iki taraflıdır (2010: 920 milyon ABD$ iki taraflı, 47 milyon ABD$ çok taraflı). İki taraflı yardımların en fazla sağlandığı ülkeler Afganistan, Kırgız Cumhuriyeti, Pakistan, Kazakistan ve Irak’tır. Türkiye’nin, Uluslararası Kalkınma Birliği’nin (IDA) 16. yenilemesine katkısı 15,5 milyon ABD$ (yüzde 0,06’lık bir pay) olmuştur ve IDA15’teki katkısı ile aynı düzeydedir. Yeni bir anayasa taslağının hazırlanması ile görevli Meclis Komisyonu 2012 yılına kadar bir taslak hazırlamayı amaçlamaktadır.
2
üzere Türk halkının sağlık durumu iyileşmiştir. 2005 yılında 100.000 canlı doğumda 29 olan anne ölüm oranı 2010 yılında 16,4’e düşmüştür; 2005 yılında 25 olan bebek ölüm oranı ise 2010 yılında 10,1’e düşmüştür, ve böylelikle anne ve bebek ölüm oranları ile ilgili Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşılmıştır. Özellikle kızlar için olmak üzere eğitime erişim oranında da artış kaydedilmiştir: Türkiye neredeyse ilköğretimde evrensel okullaşmaya ulaşmış, ortaöğretimdeki okullaşma oranı ise yüzde 69’a yükselmiştir. 5. Avrupa Birliği’ne (AB) katılım bir öncelik olmaya devam etmektedir. Türkiye AB ile köklü bir ilişkiye sahiptir. Avrupa Birliği Türkiye’nin en büyük ekonomik ortağıdır ve Türkiye’nin ticaretinin yüzde 46’sını oluşturmaktadır. Türkiye 1999 yılında Helsinki’de gerçekleştirilen zirvede AB üyeliği için tam aday statüsüne kavuşmuştur. Katılım müzakereleri Ekim 2005’te başlamıştır ve her ne kadar Türkiye’nin istediğinden daha yavaş olsa da ilerlemektedir. Haziran 2011 seçimlerinden sonra, Hükümet AB’ye katılım çalışmalarını yürüten kurumu bakanlık düzeyine yükselterek Avrupa Birliği Bakanlığı’nı kurmuştur. Müktesebatın 13 faslı üzerindeki müzakereler şu anda açıktır. 35 fasıldan birisi (Fasıl 25: Bilim ve Araştırma) açılmış ve geçici olarak kapanmıştır. Türkiye, stratejik amaçlarından birisi olan AB’ye katılım yolunda reformları devam ettirmeye kararlıdır. Türkiye, hem ihracat ve ithalatın daha sofistike hale gelmesi hem de finansmana erişimin artması yoluyla AB ile entegrasyonun derinleştirilmesinden önemli faydalar elde etmiştir5.
5
Büyümenin Altın Kuralı: Avrupa Ekonomik Modeli'ne Görkeminin Yeniden Kazandırılması (Dünya Bankası, ISBN: 978-0-8213-8965-2, 2012).
3
II. EKONOMİK GÖRÜNÜM 6. Türkiye güçlü kamu ve özel sektör bilançolarından faydalanmakla birlikte, dışarıdan finanse edilen bir talep patlaması son zamanlarda Türkiye’nin direncini zayıflatmıştır. 2010-11 dönemindeki güçlü büyüme hızla büyüyen bir cari açığa yol açmıştır. Mevcut belirsiz dış ekonomik ortamda, büyümenin önünde önemli riskler mevcuttur (özellikle 2012 yılında). Son ekonomik gelişmeler aşağıda incelenmekte ve daha sonra orta vadedeki beklentiler ve riskler ele alınmaktadır. Son Ekonomik Gelişmeler 7. Türkiye’nin son on yıl içerisindeki makroekonomik politikaları ve yapısal reformları sağlam bir ekonomik büyüme sağlamıştır. Reel GSYH artışı 1990’larda ortalama yüzde 4 iken 2003-07 döneminde ortalama olarak neredeyse yüzde 7’ye ulaşmıştır. 2008-2009 küresel krizinin ardından büyüme tekrar hız kazanmış, 2010 yılında yüzde 9 ve 2011 yılının ilk üç çeyreğinde yüzde 9,6 olarak gerçekleşmiştir. Kişi başına gelir şu anda 10.067 ABD$ düzeyindedir. Kamu sektörünün faiz dışı dengesi 2004-2010 döneminde ortalama olarak GSYH’nin yaklaşık yüzde 2,8’i olarak gerçekleşmiştir ve gayrisafi kamu borcunun GSYH içindeki payı 2002 yılında yüzde 73,4 iken 2010 yılında yüzde 45’e düşmüştür, ancak 2008-09 küresel krizi sırasında hafif bir artış göstermiştir. 8. Son yıllarda tüketiciler, yatırımcılar ve finansal piyasalarda tesis edilen güven Hükümet’in 20082009 küresel krizi sırasında genişlemeci makroekonomik politikalar uygulamasına olanak tanımıştır. Türkiye’nin GSYH’si 2009 yılında kısa süren ancak keskin bir düşüş (yüzde 4,8) yaşamıştır. Döngüsel ürünler üzerinde yoğunlaşan ithalat ve ihracatta 2009 yılında düşüş yaşanmıştır. Yabancı doğrudan yatırımlar önemli ölçüde yavaşlamış ve 2008 yılında GSYH’nin yüzde 2,3’ü (17 milyar ABD$) düzeyinde iken 2009 yılında yüzde 1,1’e (6,9 milyar ABD$) düşmüştür. İşsizlik oranı 2008 yılına göre 4,2 puanlık bir artışla 2009 yılında yüzde 16,1 ile en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Yetkililer bankacılık sektöründe güvenin ve likiditenin korunması için hızla önlem almışlar (rezerv gerekliliklerinin düşürülmesi ve bir “kör aracı” kredi olanağının tekrar uygulamaya konulması gibi yollarla) ve bir dizi istihdam önlemi ile birlikte mali teşvikleri uygulamaya koymuşlardır. Ekim 2008 ile Kasım 2009 arasında, gecelik faiz oranları kümülatif olarak 10,25 puan düşürülmüştür. Genel kamu mali açığı, temel olarak otomatik istikrar sağlayıcı önlemlerin (Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan bütçe transferlerinin GSYH’nin yaklaşık yüzde 1,8’i kadar arttırılması gibi) devreye sokulması sebebiyle 2008 yılındaki GSYH’nin yüzde 1,6’sı düzeyinden 2009 yılında yüzde 5,5’e yükselmiştir. Genişlemeci politikaların da yardımıyla, GSYH şu anda kriz öncesi zirveden neredeyse yüzde 10 daha yüksektir ve işsizlik oranı işgücüne katılım oranındaki yükseliş ile birlikte 2008 ortasından bu yana ilk kez Nisan 2011’de yüzde 10’un altına düşmüştür. Bununla birlikte, Türkiye yüksek büyüme performansının finansmanını ve artan enflasyon oranlarını yönetmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıyadır.
4
Şekil 1: Sermaye Girişlerinin Bileşimi
9. 2010-2011’de hızlı büyümenin tekrar başlaması ile birlikte, 2009 yılında son sekiz yıllık dönemin en düşük seviyesinde olan Türkiye’nin cari açığı 2011 yılında tarihi derecede yüksek düzeylere ulaştı ve bu açık büyük ölçüde kısa vadeli sermaye girişleri ile finanse edildi. 2009 yılında 14 milyar ABD$ (GSYH’nin yüzde 2,3’ü) olan cari açık, 2010 yılında 47,1 milyar ABD$’na (GSYH’nin yüzde 6,4’ü) ve Kasım 2011 itibariyle son 12 aylık bazda 77,8 milyar ABD$’na (GSYH’nin yüzde 9,8’i) yükseldi. Ayrıca, cari açığın finansman bileşiminde kötüleşme yaşandı; toplam girişlerde yabancı doğrudan yatırımların payı 2007’deki yüzde 45 düzeyinden 2011 yılında yüzde 18’e düştü (Şekil 1). Ticaret açığının önemli bir kısmı enerjiden kaynaklanıyor olmakla birlikte (son yıllarda GSYH’nin ortalama yüzde 5’i), enerji dışı denge kötüleşmeye önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Özel sektör cari açığın büyük bir kısmını oluşturmuş ve buna paralel olarak özel sektörün dış borcu da 2008 yılındaki 188 milyar ABD$ düzeyinden 2011 yılında 202,2 milyar ABD$’na yükselmiştir. Cari açık finansmanının yüksek düzeyi ve kısa vadeli yapısı yakın gelecekte devam edecek gibi görünmektedir. Bununla ilişkili olarak, küresel finansal piyasalarda artan riskten kaçınma eğiliminin Türkiye’yi etkilemesi halinde, büyümede önemli bir yavaşlama riski de ortaya çıkacaktır. Tablo 1: Bazı Makroekonomik Göstergeler (2005-2011) 2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011Tah.
8.4
6.9
4.7
0.7
-4.8
9.0
8.0
Yatırım (GSYH’nin %’si)
20.4
22.4
21.4
22.1
15.3
20.2
23.0
Yurt içi Tasarruflar (GSYH’nin %’si)
15.9
16.6
15.5
16.8
13.2
13.9
13.3
İşsizlik Oranı (%)
10.6
10.2
10.3
11.0
14.0
11.9
9.8*
TÜFE Enflasyon (%) (dönem sonu)
7.7
9.7
8.4
10.1
6.5
6.4
10.5*
Kamu Sektörü Faiz Dışı Dengesi / GSYH, %
5.0
4.5
3.2
1.6
-1.0
0.8
1.2
Gayrisafi Kamu Borcu / GSYH
54.1
48.2
42.2
42.9
48.9
45.0
40.2
Gayrisafi Dış Borç / GSYH
35.3
39.5
38.5
37.8
43.6
39.5
41.3
4.6
6.1
5.8
5.7
2.3
6.4
9.8
50.2
60.7
74.7
72.9
74.8
86.0
88.2*
GSYH Artışı (%)
Cari Açık/GSYH (%) Rezervler (milyar ABD$) (altın dahil)
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı, TCMB, TÜİK, Seçilen 2011 değişkenleri için Banka tahminleri. *Gerçekleşen
5
10. Yüksek büyüme temel mali dengedeki iyileşmelerin devam etmesini sağladı; ancak faiz dışı harcamalar hâlâ kriz öncesi seviyelerin üzerinde. 2009 yılında GSYH’nin yüzde 5,5’i düzeyinde olan genel kamu mali açığı 2011 yılında tahmini olarak yüzde 1,2’ye düşmüştür ve kamu borcunun GSYH’ye oranı 2008 yılında kriz ile ilişkili olarak yaşanan artıştan sonra tekrar aşağı yönlü olarak seyretmeye başlamıştır. Mali açıktaki azalma vergi gelirlerinin güçlü döngüsel yapısını yansıtmaktadır, ancak uygulamaya konulan kapsamlı bir vergi yeniden yapılandırma programı ve faiz giderlerindeki azalma da buna katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte, faiz dışı giderler kriz öncesi düzeylerin önemli ölçüde üzerindedir ve bunun temel sebeplerinden birisi yüksek sermaye yatırımları, ücret ve emeklilik maaşı giderleridir. Döngüsel faktörlere göre düzeltme yapıldığında, altta yatan yapısal mali pozisyonda gevşeme olduğu görülmektedir -2007 yılında GSYH’nin yüzde 1,3’ü kadar bir yapısal faiz dışı fazla gerçekleşmiş iken, 2011 yılında GSYH’nin yaklaşık yüzde 1’i kadar bir açık gerçekleşmiştir. 11. Zor politika ödünleşimleri ile karşı karşıya kalan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ‘alışılmışın dışında’ bir politika uygulamış ve 2011 yılının sonlarında sıkılaştırıcı bir konuma geçmiştir. Zayıf bir küresel ekonomi, Avro bölgesindeki kriz ve 2010 yılındaki yüksek sermaye girişlerinden ve Lira üzerindeki yukarı yönlü baskıdan 2011 yılında azalan sermaye girişlerine ve Lira üzerindeki aşağı yönlü baskıya geçiş zor ekonomik politika ödünleşimleri ortaya koymuştur. 2010 yılının sonlarında, hızla artan sermaye girişleri karşısında TCMB ‘alışılmışın dışında’ bir para politikası benimseyerek gecelik faiz oranlarını düşürmüştür. Bunun amacı, bir yandan yurt içi kredileri kısmaya yönelik olarak rezerv gerekliliklerini arttırırken aynı zamanda portföy yatırımcılarını lira cinsinden varlıklarda kısa vadeli ‘faiz arbitrajı’ pozisyonu almaktan caydırmaktı. Bunun sonucunda lira önemli ölçüde zayıflarken, Haziran 2011’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından makro-ihtiyati çerçevede önlemlerin uygulamaya konulması ile birlikte kredi artışında bir yavaşlama başlamıştır. Küresel ekonomi ile ilgili endişeleri ve yurt içinde bir yavaşlamanın ilk göstergelerini dikkate alan TCMB, Ağustos ayının başında politika faiz oranını 50 baz puan düşürdü. Enflasyonda yaşanan artış (temel olarak Kasım 2010’dan bu yana kümülatif olarak yüzde 30’a ulaşan değer kaybının bir yansıması olarak) karşısında, TCMB Ekim 2011 ortalarından bu yana para politikasında bir sıkılaşmaya giderek, diğerlerinin yanında gecelik borç verme oranlarını düşürmüş ve yüksek miktarlı döviz satış ihalelerine ve doğrudan müdahalelere başlamıştır. Sonuç olarak, Aralık 2010’da yüzde 6,5 olan bankalar arası gecelik faiz oranı Aralık 2011’de yüzde 11,2’ye yükselmiştir ve yine aynı dönemde gösterge niteliğindeki devlet tahvili faiz oranı yüzde 7,11’den yüzde 11,04’e yükselmiştir. 12. İhtiyaçlarda ani bir artış olması halinde, Türkiye’nin kamu güvenlik ağı kapasitesi ve hazırlık düzeyi orta seviyededir. Sosyal yardım harcamaları hala uluslararası standartlara göre düşüktür (2010 yılında GSYH’nin yüzde 1,2’si), ancak hızlı bir şekilde artmaktadır (2012 yılı için yüzde 40’lık bir bütçe artışı sağlanmıştır). Yeşil Kart ve Şartlı Nakit Transferi gibi büyük programların yanında çok sayıda küçük program mevcuttur. Sosyal yardımlardan sorumlu yeni bir bakanlığın kurulması ve Entegre Sosyal Yardım Bilgi Sisteminin (SOYBİS) uygulamaya konulması sayesinde bu programlar şu anda daha iyi bir şekilde entegre edilmiş durumdadır. Tüm yardımları hedefleyen tek ve daha iyi bir gelir testi geliştirmeye yönelik çabalar ile birlikte, bu yeni sistem sosyal yardım sisteminin tek bir gelir testi yoluyla uygunluk durumunu otomatik ve nesnel olarak tespit ederek gelecekteki krizlere daha iyi cevap verebilmesini sağlayacaktır. Orta Vadeli Ekonomik Beklentiler 13. Büyümenin 2012 yılında önemli ölçüde yavaşlaması ve orta vadede toparlanarak yıllık yaklaşık yüzde 5 seviyelerine ulaşması beklenmektedir. Kredi artışındaki yavaşlamanın ve iç ve dış talepteki düşüşün ardından, 2011 yılının ilk üç çeyreğinde yüzde 9,6 olarak gerçekleşen büyümenin 2011 yılının son çeyreğinde yavaşlaması beklenmektedir. Yıllık bazdaki haftalık kredi artış oranı Aralık 2011 ortasında yüzde 23’e düşmüştür ve bu oran Ocak 2011’de ulaştığı zirve olan yüzde 50 düzeyinin yarısından daha azdır. Yıllık GSYH artışının 2011 yılında yüzde 8 civarında ve 2012 yılında yüzde 3 civarında gerçekleşmesi beklenmektedir. 2012 sonrasındaki orta vadeli makroekonomik görünüm daha olumludur ve Hükümet’in Orta Vadeli Programı doğrultusunda özel sektörün başını çektiği güçlü bir iç talep ile birlikte yıllık yaklaşık yüzde 5’lik bir GSYH artışı öngörülmektedir. Öngörülen bu büyüme orta vadede yüzde 5-6 civarındaki cari açığı finanse etmeye yönelik sermaye girişlerine dayanmaktadır.
6
14. Orta Vadeli Programda öngörülen büyüme seyri Türkiye’nin henüz tamamlanmamış yapısal reform gündemindeki ilerlemenin sürdürülmesi koşuluna dayandırılmıştır. Bu reformlar arasında yeni ticaret kanununun ve borçlar kanununun uygulanması; işgücü piyasası reformu; uzun vadeli mali tasarrufları arttırmaya yönelik önlemler; ve elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması ve enerji verimliliğinin arttırılması yoluyla ithal yakıta olan bağımlılığın azaltılmasına yönelik önlemler yer almaktadır. Tablo 2: Orta Vadeli Makroekonomik Projeksiyonlar ve Hedefler 2012
2013
2014
2015
2016
2.9
4
5
5
5
7
5.2
5
5
5
Kamu Sektörü Faiz Dışı Dengesi / GSYH, %
1.3
1.1
1.4
1.7
1.9
Gayrisafi Kamu Borcu / GSYH1
38.4
37.0
35.2
33.2
31.2
Gayrisafi Dış Borç / GSYH
42.6
43.0
42.6
41.8
41.1
Cari Açık (milyar ABD$)
63.7
66.0
66.4
64.9
61.1
Cari Açık / GSYH (%)
7.6
7.3
6.9
6.3
5.6
Rezervler (milyar ABD$) (altın dahil)
90.4
91.9
95.1
97.1
100.8
Büyüme (%) TÜFE Enflasyonu (%) (dönem sonu)
1
Dünya Bankası personelinin toplam kamu borç stokuna (OVP’de belirtilen AB tanımlı genel kamu borç stoku ile uyumlu olarak) ve gayrisafi dış borç stokuna ilişkin tahminleri. Kaynak: Dünya Bankası Personeli Projeksiyonları
15. Baz senaryodaki olumlu görünüme rağmen, bir dizi dış ve iç faktör Avrupa borç krizinin yayılma etkileri de dahil olmak üzere ileriye dönük önemli riskler ortaya koymaktadır. Yurt içi tasarrufları düşük seviyede olan Türkiye’nin ekonomik büyümesi ithalatı finanse etmeye yönelik sermaye girişlerine bağlıdır. Ülkenin yüksek cari açığı ve finansman bileşimi kritik endişe kaynakları olmaya devam etmektedir. Avro bölgesindeki krizin derinleşmesi ve buna bağlı olarak güven arayışı içerisinde yükselen piyasalara sermaye girişlerinin ani olarak durması ihtimalini esas alan senaryoda, Türkiye yeni bir resesyon durumu ile karşı karşıya kalabilir. Sürdürülebilirlik analizi için, bakınız Ek 2.
7
III. VİZYON VE KALKINMA ZORLUKLARI 16. Türkiye Hükümeti iddialı kalkınma hedefleri belirlemiştir. Türkiye, cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılına kadar dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi haline gelmeyi amaçlamaktadır. Hükümet’in 2023 ‘vizyonu’6 2 trilyon ABD$’lık bir gayrisafi yurtiçi hasıla; 1 trilyon ABD$’nın üzerinde bir dış ticaret hacmi; 25.000 ABD$’na ulaşan bir kişi başına düşen gelir; ve yüzde 5’e düşmüş bir işsizlik oranı öngörmektedir. Türkiye aynı zamanda AB ile tam üyelik müzakerelerinin tamamlanmasını; İstanbul’un önde gelen bir uluslararası finans merkezi haline getirilmesini ve hem bölgede hem de dünya çapında önde gelen bir üretim ve hizmet merkezi haline gelmeyi amaçlamaktadır7. 17. Türkiye’nin kalkınma hedeflerine ulaşabilmek ve sürdürülebilir bir büyümeyi gerçekleştirebilmek için, Hükümet Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007-2013)8, Orta Vadeli Programında (2012-2014) ve yıllık programlarında belirtilen çeşitli ekonomik politikaları ve yapısal reformları takip etmektedir. Öncelikler arasında şunlar yer almaktadır: (i) istikrarı korumaya ve kısa ve orta vadeli kırılganlıkları azaltmaya yönelik sağlam makroekonomik politikalar ve ilgili yapısal mali politikalar; (ii) rekabet gücünü arttırmaya ve özellikle kadınlar ve gençler için olmak üzere istihdam yaratmak için gerçekleştirilecek yatırım ortamı, işgücü piyasası ve beceri reformları; (iii) temel eğitim reformları ve üretkenliği arttırmaya ve fırsat eşitliği yoluyla büyümenin kazanımlarının paylaşılmasına yönelik sağlık ve sosyal refah reformlarının sürdürülmesi; ve (iv) enerji verimliliğini arttırmaya yönelik enerji ve su sektörü reformlarının ve yatırımlarının sürdürülmesi; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, enerji arz güvenliğinin arttırılması, sera gazı salımlarının azaltılması ve iklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve uyum sağlanması. Rekabet Gücünü ve İstihdamı Arttırma Zorluğu 18. Son on yılda Hükümet’in birbirini takip eden çok yıllı programları sürdürülebilir kamu borcu ve dış borç pozisyonlarını desteklemeye yönelik makroekonomik politikalara ve finansal reformlara dayandırılmıştır. 2001 bankacılık krizi sırasında GSYH yüzde 5,7 küçülmüştü ve ülke uyumlu bir yapısal reform sürecine girmişti. Bu reformlar, diğerlerinin yanında, mali yönetimin ve kamu mali yönetiminin iyileştirilmesini ve makroekonomik yönetim çerçevesinin revize edilmesini içeriyordu. Bu kapsamda bağımsız bir TCMB şu anda enflasyon hedeflemesinden sorumludur ve lira diğer para birimleri karşısında serbest bir şekilde dalgalanmaktadır. Bu reformların etkisi oldukça çarpıcı olmuştur. Uluslararası Para Fonu (IMF) tanımlı kamu sektörü faiz dışı dengesi 2004-07 döneminde ortalama olarak GSYH’nin yaklaşık yüzde 4,5’i düzeyinde gerçekleşmiştir ve küresel kriz sırasında 2008-2009 yıllarında uygulanan daha genişlemeci politikalar sonucunda faiz dışı denge 2010 yılında tekrar yüzde 1,6’ya düşmüştür. 2002 yılında GSYH’nin yüzde 73,4’ü düzeyinde olan gayrisafi kamu borcu keskin bir düşüşle 2010 yılında yüzde 45’e gerilemiştir. 2001 krizi sonrasında özel sektör ve kamu sektörü bilançolarının güçlendirilmesi Türkiye’yi 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik ve finansal krizde dirençli hale getirmiştir, ancak toparlanma sürecinde büyüyen dış dengesizlikler bu direncin bir kısmını aşındırmıştır. 19. Hükümet’in 2012-14 dönemine yönelik orta vadeli programının genel makroekonomik hedefi, rekabet gücünü arttırarak, ihracatı arttırarak ve çeşitlendirerek ve böylelikle cari açığın kontrol altına alınıp düşürülmesine yardımcı olarak sağlam büyümeyi devam ettirmek ve istihdam yaratmaktır. Türkiye’nin ticarete açıklığı –GSYH içinde ithalat ve ihracatın payı olarak ölçülür– geçtiğimiz on yılda orta 6 7 8
Bakınız Başbakan Erdoğan’ın “Hedef 2023” başlıklı Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) 2011 seçim bildirgesi. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV): ‘Türkiye’nin Büyüme Bilmecesi’, Mart 2011. 2014 yılından itibaren başlayacak olan Onuncu Kalkınma Planı hazırlanmaktadır.
8
derecede artarken, belirlenen hedeerden birisi 2010 yÄąlÄąnda 114 milyar ABD$ olan ihracatÄą 2023 yÄąlÄąna kadar 500 milyar ABD$ dĂźzeyine çĹkarmaktÄąr. Bu arada, ihracatÄąn sektĂśrel bileĹ&#x;iminde deÄ&#x;iĹ&#x;im yaĹ&#x;anmÄąĹ&#x;tÄąr ve tekstil ve hazÄąr giyimden makine ihracatÄąna doÄ&#x;ru bir geçiĹ&#x; yaĹ&#x;anmÄąĹ&#x;tÄąr. TĂźrkiye’nin AB-27 ile olan ticaretinde de deÄ&#x;iĹ&#x;imler yaĹ&#x;anmÄąĹ&#x;tÄąr; Ăśzellikle Almanya’nÄąn toplam ihracat içindeki payÄą 1997-99 dĂśneminde yĂźzde 20,7 iken 2007-09 dĂśneminde yĂźzde 10,5’e dĂźĹ&#x;mĂźĹ&#x;tĂźr. 1997-99 dĂśneminde TĂźrkiye’nin en fazla ihracat yaptÄąÄ&#x;Äą beĹ&#x; Ăźlke (Almanya, ABD, Ä°ngiltere, Ä°talya ve Fransa) toplam ihracatÄąn yĂźzde 45,9’unu oluĹ&#x;tururken, 2005 yÄąlÄąnda en fazla ihracat yapÄąlan beĹ&#x; Ăźlke (Almanya, Ä°ngiltere, Ä°talya, Fransa ve Irak) toplam ihracatÄąn sadece yĂźzde 40,4’ßnĂź oluĹ&#x;turmuĹ&#x;tur. Ĺžekil 2: 1997-2010 DĂśneminde TĂźrkiye’nin Ä°hracat PazarÄąnÄąn ÇeĹ&#x;itlenmesi
7 UNL\H %|OJHOHUH *|UH øKUDFDW hONHOHUL Ĺ?Ĺ’ÄžĆŒ
Ĺ?Ĺ’ÄžĆŒ Ç€ĆŒĆľĆ‰Ä‚ ^Ä‚ĹšĆŒÄ‚ ůƨ Ä¨ĆŒĹ?ĹŹÄ‚
8.7%
<ĆľÇ&#x152;Ä&#x17E;Ç&#x2021; ĹľÄ&#x17E;Ć&#x152;Ĺ?ĹŹÄ&#x201A;
Ĺ?Ĺ&#x2019;Ä&#x17E;Ć&#x152;
9.7%
14.5% MENA
4.5%
Ĺ?Ĺ&#x2019;Ä&#x17E;Ć&#x152; Ç&#x20AC;Ć&#x152;ĆľĆ&#x2030;Ä&#x201A;
5.5%
10.8%
^Ä&#x201A;Ĺ&#x161;Ć&#x152;Ä&#x201A; ůƨ ĨĆ&#x152;Ĺ?ĹŹÄ&#x201A;
1.1% 5.4%
Asya
7 UNL\H %|OJHOHUH *|UH øKUDFDW hONHOHUL
AB27
55.1%
Asya
<ĆľÇ&#x152;Ä&#x17E;Ç&#x2021; AĹľÄ&#x17E;rĹ?ĹŹa
MENA
2.2% 6.1% 3.8%
AB27
49.1%
23.6%
20. TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;nin genç ve artan nĂźfusu için daha fazla ve daha iyi iĹ&#x;ler yaratmak en Ăśnemli orta vadeli zorluktur. UluslararasÄą ďŹ nansal kriz sonrasÄąnda iĹ&#x;gĂźcĂź piyasasÄą esnek bir Ĺ&#x;ekilde kendini uyarlamakla birlikte, Ăśzellikle kadÄąnlar ve gençler arasÄąnda olmak Ăźzere hala dĂźĹ&#x;Ăźk aktivite oranlarÄą ve dĂźĹ&#x;Ăźk iĹ&#x;gĂźcĂź ĂźretkenliÄ&#x;i ile karakterizedir. Ă&#x2021;alÄąĹ&#x;ma çaÄ&#x;Äąndaki nĂźfusun (15-64 yaĹ&#x;) yarÄąsÄąndan azÄą istihdam edilmektedir â&#x20AC;&#x201C; ki bu OECD ortalamasÄąndan 20 puan daha dĂźĹ&#x;ĂźktĂźr- ve kadÄąnlarÄąn istihdam oranÄą Ăśzellikle dĂźĹ&#x;ĂźktĂźr (yĂźzde 26,5). Ă&#x2021;oÄ&#x;unlukla kadÄąnlar olmak Ăźzere gençlerin (15-24 yaĹ&#x;) yaklaĹ&#x;Äąk yĂźzde 31,1â&#x20AC;&#x2122;i ne çalÄąĹ&#x;makta ne de okula devam etmektedir â&#x20AC;&#x201D;OECD Ăźlkeleri arasÄąnda aktif olmayan gençlerin en yĂźksek payÄą. Ä°stihdamdaki kayÄąt dÄąĹ&#x;ÄąlÄąk (sosyal gĂźvencesi olmayan iĹ&#x;ler olarak tanÄąmlanÄąr) Ăśnemli Ăślçßde azalmÄąĹ&#x;tÄąr ancak hala çalÄąĹ&#x;anlarÄąn yĂźzde 43,3â&#x20AC;&#x2122;ĂźnĂź etkilemektedir (tarÄąm sektĂśrĂź hariç olduÄ&#x;unda yĂźzde 29,1) ve bu durum TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;nin iĹ&#x;gĂźcĂź ĂźretkenliÄ&#x;inin OECD ve benzer Ăźlkelere gĂśre dĂźĹ&#x;Ăźk kalmasÄąna katkÄąda bulunmaktadÄąr. KentleĹ&#x;me, tarÄąmsal iĹ&#x;gĂźcĂźnĂźn daÄ&#x;ÄąlmasÄą ve hala hÄązla artan çalÄąĹ&#x;ma çaÄ&#x;Äąndaki nĂźfus (2020 yÄąlÄąna kadar artacak) iĹ&#x;gĂźcĂź piyasasÄą Ăźzerinde baskÄą yaratmaya devam edecektir. 21. HĂźkĂźmetâ&#x20AC;&#x2122;in iĹ&#x;gĂźcĂź piyasasÄą ve istihdam gĂźndemine Ăśncelik vermesi, TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;nin giderek kapanan demograďŹ k penceresini kullanmasÄąna ve daha fazla ve daha Ăźretken istihdamÄąn mĂźmkĂźn olduÄ&#x;unca hÄązlÄą bir Ĺ&#x;ekilde yaratÄąlmasÄąnÄąn temellerini atmasÄąna olanak tanÄąyacaktÄąr. HĂźkĂźmet 2008 yÄąlÄąnda kayÄąt dÄąĹ&#x;ÄąlÄąÄ&#x;Äąn azaltÄąlmasÄąna yĂśnelik bir eylem planÄąnÄą uygulamaya koydu. 2008 yÄąlÄąndaki iĹ&#x;gĂźcĂź reformu ile Ăźcret dÄąĹ&#x;Äą iĹ&#x;gĂźcĂź maliyetleri dĂźĹ&#x;ĂźrĂźldĂź ve Aktif Ä°Ĺ&#x;gĂźcĂź PiyasasÄą ProgramlarÄąnÄą (ALMP) tĂźm kayÄątlÄą iĹ&#x;sizlere açtÄą. Daha sonra, HĂźkĂźmet aktif iĹ&#x;gĂźcĂź piyasasÄą programlarÄąnÄąn kapsamÄąnÄą geniĹ&#x;letti ve mesleki eÄ&#x;itim Ăźzerinde odaklanarak bu programlarÄąn anlamlÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄą arttÄąrdÄą. 2011 yÄąlÄąnda çĹkarÄąlan torba yasa ile yarÄą zamanlÄą çalÄąĹ&#x;manÄąn ĂśnĂźndeki engeller azaltÄąldÄą ve yeni iĹ&#x;e alÄąnacak çalÄąĹ&#x;anlar (Ăśzellikle kadÄąnlar ve gençler) için destek programÄą uygulamaya konuldu.
9
22. Hükümet, işgücü piyasalarını daha esnek hale getirirken işçiler için sağlanacak korumayı arttırmak üzerinde odaklanan yeni bir Ulusal İstihdam Stratejisi hazırlamaktadır. Tartışılmakta olan politika ve reformlar arasında şunlar bulunmaktadır: yarı zamanlı, sabit süreli veya geçici çalışmanın önündeki sınırlamaların ve engellerin azaltılması da dahil olmak üzere daha esnek istihdam sözleşmeleri; önceden finanse edilen kıdem tazminatı hesaplarının uygulamaya konulması ve işsizlik sigortasının kapsamının genişletilmesi; ve kayıt dışılığın azaltılması amacıyla iş kanunlarının daha sıkı uygulanması ve bilinçlendirme faaliyetleri. Ayrıca, özellikle düşük beceri seviyesine sahip gençler ile kadınlar arasında olmak üzere, maliyet etkin bir şekilde ve daha iyi hedefleme ve profil oluşturma (hizmetler paketinin işsizlerin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilmesi için) ve sosyal yardımların aktivasyon ile ilişkilendirilmesi yoluyla istihdam aktivasyon programlarının ve hizmetlerinin daha da yaygınlaştırılmasına yönelik çabalar da değerlendirilmektedir. Yeni Ulusal İstihdam Stratejisi, işler ile uyumlu becerilerin oluşturulması için ortaöğretim müfredatının iyileştirilmesine, ortaöğretimde program tercihinin ve esnekliğinin arttırılmasına ve yüksek öğretimde kalite güvencesinin arttırılmasına yönelik olarak devam etmekte olan ve planlanan reformlar için tamamlayıcı nitelikte olacaktır. 23. İstihdam, girişimcilik ve yenilikçilik için becerilerin oluşturulması üretken istihdamı artıracaktır. Çalışma çağındaki nüfusun yarısının eğitim düzeyi temel öğretimin altındadır ve bu grup işsizlerin yüzde 64’ünü ve kayıt dışı istihdam edilenlerin yüzde 65’ini oluşturmaktadır. Genç çalışanlar daha eğitimlidir ve beceri seviyeleri daha yüksektir, ancak yine de OECD ülkelerindeki akranlarından daha geridedirler. Türkiye’deki şirketler becerileri iş operasyonlarının önündeki üçüncü en önemli kısıt olarak görmektedir – krediye erişim ve yolsuzluktan sonra. Hükümet, erken çocukluk eğitimi yoluyla güçlü bir temelin oluşturulması; temel eğitim yoluyla temel becerilerin kazandırılması; yüksek kaliteli orta öğretim ve yüksek öğretim yoluyla iş ile uyumlu becerilerin kazandırılması; ve özellikle beceri seviyesi düşük gençler ve kadınlar için olmak üzere becerilerin yükseltilmesi ve istihdam engellerinin azaltılması gibi zorluklar üzerinde odaklanmaktadır. 24. İş dünyasına yönelik düzenleyici rejimin iyileştirilmesine yönelik çabaları sürdürmek de özel sektörün rekabet gücü arttırmak bakımından önemli olacaktır. Türkiye özel sektör ile daha yakın istişare gibi yollarla iş düzenlemelerini iyileştirmeye yönelik atılımlar yapmıştır. Bu en belirgin olarak Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) platformu yoluyla gerçekleştirilmiştir. Bununla birlikte, hâlâ aşılması gereken zorluklar mevcuttur; örneğin bürokrasi işletmeler üzerinde ciddi bir maliyet oluşturmaya devam etmektedir.9 Düzenleyici reform süresindeki lider kurum olan Başbakanlık düzenleyici reform ulusal stratejisinin hazırlanması aşamasında bu zorlukları ele almaktadır. Bu çalışmaların hükümet içi koordinasyonun iyileştirilmesi, çok sayıdaki ilgili kanun ve ikincil düzenlemenin daha iyi dokümante edilmesi ve idari sadeleştirme ile ilgili bir pilot proje üzerinde odaklanması beklenmektedir.10 25. Türkiye iç pazarının daha rekabetçi hale getirilmesi konusunda ilerleme kaydetmiştir ve yetkililer özellikle kamu iktisadi teşebbüsleri alanında olmak üzere çözülmeyi bekleyen zorlukları belirleyerek bunları çözmek için çalışmalara başlamışlardır. Türkiye tekelleşmeyi önlemeye ve birleşmeleri kontrol altına almaya yönelik politikaların uygulamasını güçlendirmiştir ve AB ile büyük ölçüde uyumlaşma sağlamıştır. 2000’li yılların başlarında önemli bir özelleştirme programı başlatılmış ve en büyük 500 şirket arasında KİT’lerin net satışlarının payını yüzde 23’e (2009) düşmüştür. Enerji özelleştirmeleri ilerledikçe bu pay daha da düşecektir. Bununla birlikte, ekonominin bazı alanlarında kamu mülkiyeti hala yaygın olduğundan dolayı bu konu bir gündem olarak yerini korumaktadır.11 Ayrıca, bu şirketler kamu desteği almaktadır ve genellikle düzenleyici fonksiyonlar açık bir şekilde birbirinden ayrılmamaktadır. Bu risk piyasayı bozmakta ve pazara yeni girecek potansiyel özel şirketler ve yatırımcılar için adil olmayan bir oyun alanı yaratmaktadır. 9
Dünya Bankası’nın 2008-2009 İşletme Anketine göre, Türkiye’de üst düzey yöneticilerin devlet düzenlemelerinin getirdiği gereklilikler ile uğraşarak harcadığı zaman ortalama yüzde 27 iken, Avrupa ve Orta Asya bölgesinde ortalama yüzde 15’tir. 10 Etki analizi alanında teknik kapasitenin geliştirilmesi ve düzenlemenin işletmelere ve vatandaşlara getirdiği maliyetlerin daha iyi ölçülmesi. 11 Kaynak: Hazine KİT İstatistikleri; Fortune ilk 500 şirket listesi; ve personel hesaplamaları.
10
26. Hükümet uzun vadeli büyümeyi sağlamak için yenilikçiliğin önemini kabul etmektedir. Yenilikçilik sürdürülebilir zenginlik ve büyümeyi arttırarak “zenginliğin sessiz motoru” olarak işlev görebilir. Türkiye’nin küresel olarak entegre büyük şirketlerini tamamlayıcı olarak uluslararası ölçekte rekabetçi bir KOBİ sektörünün genişlemesini sağlayabilir. Kamu sektörünün ve özellikle de özel sektörün ArGe harcamaları mevcut şirketlerin üretkenliklerini arttırabilir ve yeni yenilikçi şirketlerin oluşmasını teşvik edebilir. Türkiye hâlâ yurt dışından öncü teknolojileri kabul ederek yüksek bir büyüme potansiyeline sahip olmakla birlikte, birçok Avrupa ülkesi ile toplam çıktının yüzde 27’sini ve istihdamın yüzde 80’ini oluşturan KOBİ’ler arasında ürün ve proses yenilikçiliğini arttırma zorluğunu paylaşmaktadır. 27. Daha derin ve daha geniş finansal piyasalar yatırımları ve rekabetçiliği teşvik edecektir. Türkiye’nin finansal sistemi 2001 krizinden bu yana derinleşmiştir ve finansal sistem varlıkları 2010 itibariyle GSYH’nin yüzde 105’i kadardır. Bununla birlikte, banka dışı finansal kuruluşların sayısı ve çeşidi nispeten yüksek olmasına rağmen, bankacılık sektörünün zaten nispeten yüksek olan piyasa payı artmıştır. Öte yandan, son zamanlardaki kazanımlara rağmen, hem aktiflerin hem de pasiflerin vade profili kısa vadeli yapıdadır –mevduatların ortalama vadesi yaklaşık 45 gündür ve kredilerin yaklaşık yarısının kalan vadesi Haziran 2011 sonu itibariyle bir yıl veya daha kısadır. Türkiye’de bankacılık hizmetlerinden yararlanma seviyesi hâlâ nispeten düşüktür ve kredilerin GSYH’ye oranı yaklaşık yüzde 50’dir. 28. Türkiye’nin finansal hizmetler kapsama oranı kırsal bölgelerde ve kadınlara ait işletmeler arasında özellikle düşüktür. Finansmana erişimin arttırılması, hem çiftçilerin hem de tarımsal ürün işleme şirketlerinin–özellikle KOBİ segmentindekiler- üretim varlıklarını geliştirebilmeleri, AB’deki rakipleri ile rekabet edebilmeleri ve Avrupa Birliği’nin gıda güvenliği standartlarına uyum sağlayabilmeleri için kritik öneme sahiptir. Türkiye’de kadınların sahibi olduğu şirketler kayıtlı KOBİ’lerin neredeyse yüzde 40’ını oluşturmaktadır ve bunların sadece yüzde 15’i finansmana erişebilmektedir. Bankacılık ortamı kadınları bankalardan finansman temin etmeye teşvik etmemektedir. 29. Tarımda ve kırsal alanlarda üretkenlik ve rekabetçilik artmaktadır, ancak bu artış diğer sektörlere ve kentsel bölgelere göre daha yavaştır —ve Hükümet politikaları ve programları, kırsal rekabetçilik, kırsal alanlarda istihdam yaratma ve kırsal alanlardan kentsel alanlara göç gibi zorlukları ele almayı amaçlıyor. Türkiye ihracat potansiyeline sahip bazı ürünlerin üretiminde lider konumdadır; ancak sınırlı teknik kapasite ve insan kapasitesi ile Türkiye’nin tarımsal ürün ihracatı için en büyük potansiyel pazar olan AB’nin gıda güvenliği standartlarına uyumsuzluk Türkiye’nin tarımsal işletme sektörünün gelişmesini kısıtlamaktadır. Tarım politikaları tarım sektörünü AB standartlarına uyumlaştırmayı amaçlamaktadır ve bu çerçevede tarımsal işletmelerin modernizasyonu üzerinde özellikle odaklanılmaktadır. Hükümet, gıda sektörü de dahil olmak üzere kırsal alanlarda yapılacak özel sektör yatırımları ile kırsal alanlarda fırsatlar yaratmayı amaçlayan Ar-Ge ve insan kaynakları yatırımlarını destekleyen ve verimliliği, rekabet gücünü ve piyasaya erişimi arttırmayı sağlayan önlemlere yönelik politikalar geliştirmeyi amaçlamaktadır. Hükümet ayrıca enerji, tarım, çevre ve iklim değişikliği zorluklarını ele almak amacıyla su yönetiminin güçlendirilmesi için de çalışmalar yapmaktadır. Olası Hükümet müdahaleleri arasında, gıda işleme sektörünün modernizasyonuna yönelik programlar; arazi konsolidasyonunun yenilikçi bir şekilde rasyonelleştirilmesi; ve su havzası yönetimine ve stratejik bölgesel kalkınmaya ilişkin entegre yaklaşımlar yer alabilir. Eşitliği ve Kamu Hizmetlerini İyileştirme Zorluğu 30. Ortalama sosyal sonuçlarda iyileşme kaydedilmesine rağmen, çok küçük yaşlarda başlayan ve okul çağında daha da pekişen büyük eşitsizlikler mevcuttur. Türkiye’nin Beşeri Kalkınma Endeksi (HDI) 2005 yılında 0,671 iken 2011 yılında 0,699’a yükselmiştir ve bu değer endeksi OECD ortalamasının altında olmasına rağmen Türkiye’yi yüksek Beşeri kalkınma grubuna yerleştirmiştir. Bununla birlikte, Türkiye’nin eşitsizliğe göre düzeltilmiş Beşeri Gelişim Endeksi (IHDI) —sağlık, eğitim ve gelir ölçülerindeki eşitsizliklere göre düzeltilmiş endeks— nominal HDI değerinden yüzde 23 daha düşüktür. Bu eşitsizliğin büyük bir bölümü bireylerin kendi kontrollerinin dışındaki faktörler ile açıklanmaktadır: varlık eşitsizliğinin üçte biri doğum yeri ve anne-babanın eğitim durumu gibi faktörler ile açıklanmaktadır. Fırsat eşitsizliği nesilden
11
nesle geçmektedir, dolayısıyla çok küçük yaşlardan itibaren ortaya çıkarak yoksul çocukların yaşamda başarılı olma şanslarını sınırlamaktadır: düşük fırsat grubundaki 0-5 yaş arası çocukların yüzde 29’u büyüme geriliği yaşarken (yetersiz beslenmenin bir göstergesi olan yaşa göre çok düşük boy) bu oran yüksek fırsat grubunda yüzde 3’tür.12 Benzer farklılıklar çocuk bakımında ve okul öncesi eğitimden yararlanmada da görülebilmektedir. Okul sistemi bu farklılıkları daha da pekiştirmektedir ve sonuçta eğitim başarısında ve öğrenme sonuçlarında da farklılıklara yol açmaktadır. 31. Hükümet tüm çocuklara güçlü bir temel sağlayarak eşitsizliklerin erken aşamada düzeltilmesi amacıyla erken çocukluk eğitimini (EÇE) yaygınlaştırmayı planlamaktadır. Türkiye’de çocukların bir yıl daha fazla okul öncesi eğitim almasını sağlamak, ailelerin gelirlerini yüzde 8 arttırabilir, yoksul ailelerin sayısını yüzde 11 azaltabilir ve kadınların işgücüne katılımını yüzde 9 yükseltebilir. 2014 yılına kadar 5 yaş grubundaki çocuklar arasında evrensel okullaşmayı sağlamaya yönelik bir plan uygulanmaktadır.13 Bu plana dayalı olarak, erken çocukluk eğitiminin daha da yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesi amacı, kamu finansmanının arttırılması;dezavantajlı çocuklara ve geri kalmış illere yönelik hedefli kaynakların sağlanması; eğitim standartlarını ve bu standartların izlenmesini ve uygulanmasını sağlamaya yönelik bir mekanizma içeren bir kalite güvence sistemi; ve bu gruplara ulaşma yönündeki hükümet çabaları özel sektör ve STK’lar ile tamamlanarak desteklenebilir. 32. Hükümet, fırsat eşitliğinin sağlanmasına ve tüm çocuklara temel becerilerin sunulmasına yardımcı olmak için öğretmen kalitesini ve düşük performansa sahip okullarda sunulan eğitim hizmetlerini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye’de 15 yaşındaki ortalama bir öğrenci, ortalama bir OECD öğrencesine göre yaklaşık bir tam okul yılı geridedir. Bununla birlikte, performans okullar ve bölgeler arasında değişiklik göstermektedir: Fen ve Anadolu liselerindeki öğrenciler OECD düzeylerinde bir performansa sahip iken, diğer okullardaki öğrenciler (ki bunlar toplam öğrenci sayısının yüzde 75’ini oluşturmaktadır) daha düşük bir performansa sahiptir. Bu eşitsizliklerin kökü kısmen orta öğretime giriş sınavında ve bunun yarattığı özel dershane sisteminde yatmaktadır. Hükümet bu sistemi gözden geçirmekte ve dershanelere duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Hizmet içi öğretmen eğitimini yaygınlaştırmaya ve iyileştirmeye yönelik çalışmalar devam etmektedir. Eğitim sisteminin ve öğrenme sonuçlarının iyileştirilmesine yönelik diğer kilit zorluklar ve fırsatlar arasında; finansmanı maliyetlere göre tahsis eden, dezavantajlı okullara daha ilave kaynaklar sağlayan ve tüm düzeylerde okullara finansal özerklik ve hesap verebilirlik sağlayan daha nesnel ve şeffaf bir eğitim finansman sisteminin geliştirilmesi yer almaktadır.14 33. Eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliği alanında iyileşme kaydedilmiştir, ancak ekonomik fırsatlara erişim konusunda çok büyük eşitsizlikler mevcuttur. 0-5 yaş arası erkek ve kız çocuklar arasında aşılama ve büyüme geriliği bakımından neredeyse hiçbir fark bulunmamaktadır. Anne ölüm oranı keskin bir şekilde düşürülmüştür. Neredeyse tüm kız ve erkek çocuklar ilköğretime devam etmektedir; ancak 2011 yılı itibariyle ortaöğretimde kızların okullaşma oranı erkeklerin okullaşma oranında 6 puan daha düşüktür (sırasıyla yüzde 66 ve yüzde 72). Bununla birlikte, kadınların sadece dörtte biri çalışırken (çalışan erkeklerin oranı yüzde 67), çalışan kadınların yüzde 60’ı kayıt dışı sektörde çalışmakta (erkeklerde bu oran yüzde 37), ve şirketlerin sadece yüzde 9’u üst düzey kadın yöneticiye sahiptir. Gençler arasında bile kadınların yüzde 48,1’i ne okula gitmekte ne de çalışmaktadır (bu oran erkeklerde yüzde 21,6). Kadınların daha fazla ve daha iyi işlere erişimini sağlamak ve girişimcilik fırsatlarını arttırmak, Türkiye’deki toplam üretken istihdamı arttıracaktır. Çalışan kadınların oranında 6 puanlık bir artış, geliri yüzde 7 yükseltebilir ve yoksulluğu yüzde 15 düşürebilir. 12 Düşük fırsat grubu kırsal alanlarda yaşayan çocukları, anne-babasının eğitim düzeyi ilkokul mezunu veya daha düşük olan çocukları ve evde konuşulan ana dilin Türkçe olmadığı aileleri içermektedir. Yüksek fırsat grubu kentsel alanlarda yaşayan çocukları, annesinin eğitim düzeyi en az ortaöğretim babasının en az yüksek öğretim mezunu olan çocukları ve evde konuşulan ana dilin Türkçe olduğu aileleri içermektedir. Daha fazla bilgi için, bakınız; Türkiye: Fırsat Eşitliği ve Erken Çocukluk Gelişimi (Dünya Bankası, Rapor No. 48627-TR, Şubat 2010). 13 Türkiye: Fırsat Eşitliği ve Erken Çocukluk Gelişimi (Dünya Bankası, Rapor No. 48627-TR, Şubat 2010). 14 Okul karneleri, okul hesap verebilirliğini arttırmanın araçlarından birisi olabilir.
12
34. Türkiye’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı 2003 yılından bu yana sağlık hizmetlerine erişim ve sağlık hizmetlerinin kalitesi bakımlarından önemli kazanımlar sağladı ve genel sağlık sonuçlarında kümülatif iyileşmelere yol açtı.15 Aile hekimliği modeli tüm ülkede uygulamaya girmiş durumdadır ve Genel Sağlık Sigortası nüfusun büyük bir kısmını kapsamaktadır16. Hem iç faktörler (sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri kapsama oranlarındaki artışlar) hem de dış faktörler (yeni ve pahalı teknolojilere olan talepteki artış, yaşlanan nüfus ve bulaşıcı olmayan hastalıklarının insidansındaki artış) önümüzdeki yıllarda sağlık hizmetlerinin maliyetlerini yukarı çekecektir. Global harcama tavanları kısa vadede sağlık harcamalarının kontrol altına alınmasına yardımcı olmuştur, ancak sağlık harcamalarının altında yatan faktörlerin ele alınması sağlık sisteminin uzun vadeli sürdürülebilirliğini daha da güçlendirebilir. Hükümet, bu yüksek performansı sürdürebilmek için, sağlık harcamalarında verimliliği arttırmaya yönelik ilave reformlar üzerinde çalışmaktadır. Bunlar arasında, temel yardım paketinin gözden geçirilmesi, hizmet sağlayıcılara yapılan ödemelerinde ve maliyet kontrol mekanizmalarında iyileşme sağlanması (tüm hastanelerde yataklı ve ayaklı hasta hizmetlerine yönelik tanı ilişkili grup ödemelerinin yaygınlaştırılması gibi önlemler yoluyla ); ilaç politikalarının ve hastane özerkliğinin güçlendirilmesi; ve özellikle Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar gibi stratejik alanlarda aile hekimlerinin sistemin bekçileri olarak hareket etmelerine yönelik teşviklerin uygulamaya konulması yer almaktadır. 35. Türkiye’nin 2008 yılında uygulamaya koyduğu sosyal güvenlik reformu kamu emeklilik sistemlerinin kapsamını iyileştirmiştir ve önemli tasarruflar sağlaması beklenmektedir - ancak yine de bunlar emeklilik sisteminin uzun vadede dengesini sağlamak için yetersizdir. Türkiye’de emeklilik harcamaları, genç nüfusu yansıtan şekilde yüksek gelirli OECD ülkelerine göre hâlâ daha düşük düzeydedir (GSYH’nin yüzde 7’si). Bununla birlikte, emeklilik harcamalarının yarıdan fazlası bütçe transferleri yoluyla finanse edilmektedir. Bunun sebebi, kamudan emekliliğe hak kazanma koşullarının cömert olması (erken emeklilik, düşük asgari hizmet yılı) nedeniyle, genç ve artan bir nüfusa sahip bir ülke için sistemin bağımlılık oranının yüksek olmasıdır (faydalanıcı başına iki kişiden daha az kişi katkıda bulunuyor). 2008 yılında yapılan reform ile emeklilik parametrelerinde düzenleme yapılarak emeklilik yaşı kademeli olarak yükseltilmiş, prim ödeme süresi arttırılmış ve tahakkuk oranı düşürülmüştür. Ancak bu düzenlemeler birkaç onyılı kapsayan bir süre içerisinde kademeli olarak uygulamaya konulacaktır ve bu artan kapsamın ve yaşlanan nüfusun 2050 yılına kadar GSYH’nin yüzde 3’ü düzeyinde kalması beklenen emeklilik sistemi açıkları üzerindeki etkilerini karşılamak için çok yavaştır. Emeklilik sisteminin uzun vadeli sürdürülebilirliğini iyileştirmek için, kamu emeklilik sistemlerinde ilave parametrik düzeltmelerin yapılması, kayıtlı işgücüne katılımın arttırılması ve özel emeklilik sistemlerinin yaygınlaştırılması gerekecektir. Sosyal güvenlik açıklarını azaltmaya yönelik mevcut çabalar, daha iyi izleme, uygulama ve bilinçlendirme yoluyla kayıt dışılığın azaltılması ve sağlık harcamalarının kontrol altına alınması üzerinde odaklanmaktadır. 36. Hükümet entegre bir sosyal yardım sistemini geliştirmek ve refah yardımı alanların yoksulluktan kurtarılmasına yönelik hedefli sosyal yardımları arttırmak için adımlar atıyor. Son yıllarda sosyal yardım harcamaları hızlı bir şekilde yükselmiştir, ancak uluslararası standartlara göre hala düşük düzeydedir (GSYH’nin yüzde 1,2’si). Sosyal yardım programları arasındaki koordinasyon geçmişte sınırlı ölçüde olmuştur. Haziran 2011 seçimlerinden sonra, Hükümet merkezi yönetim tarafından sağlanacak tüm sosyal yardımların sorumluluğunu yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na verdi. Hükümet, yardımların daha etkili bir şekilde hedeflenebilmesi amacıyla tek bir gelir testi uygulamasını içeren yeni bir Entegre Sosyal Yardım Bilgi Sistemi uygulamaktadır. Çalışabilecek durumda olan tüm sosyal yardım faydalanıcılarının İŞKUR’a kaydolması gerekmektedir. 37. Hem sektörlerde (sağlık ve sosyal yardım gibi) hem de daha geniş anlamda merkezi yönetim düzeyinde kamu mali yönetim sisteminin reformunda elde edilen başarılar temel alınarak, Türkiye şu anda uygulama sorunları ve reformların kamunun diğer sektörlerine yaygınlaştırılması üzerinde odaklanmaktadır. Merkezi düzeyde, Hükümet Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile oluşturulan sistemler ile ilgili olarak beş yılda edinilen deneyimleri esas alarak kanunda değişiklikler yapmayı 15 Örneğin, 2005 ile 2010 yılları arasında anne ölüm oranı 100.000 canlı doğumda 29’dan 16,4’e düşmüştür. Aynı dönemde bebek ölüm oranı da 1.000 canlı doğumda 25’ten 10,1’e düşmüştür. 16 Ocak 2012’den itibaren, primsiz sağlık sigortası (eskiden Yeşil Kart olarak biliniyordu) kapsamında vatandaşlara sunulan sağlık hizmetlerinin maliyeti SGK’nın bilançolarında görülecek ve SGK’ya genel bütçeden aktarılacak ödeneklerden karşılanacak.
13
planlamaktadır. Hükümet’in önceliklerinden birisi planlar, programlar ve bütçeler arasındaki bağları güçlendirmek olacaktır —örneğin mevcut bütçe kanunu ile uyumlu program esaslı bir bütçe sınıflandırmasına geçiş gibi yollarla. Diğer alanlar arasında, yeni dış ve iç denetim çerçevesinin tam olarak uygulanması; iç denetim fonksiyonunun tamamen entegre edilmesi; ve taahhüt izleme sisteminde iyileştirmeler yapılması yer almaktadır. Ayrıca, Hükümet birçok yerel yönetimin kapasitesinin zayıf olması gibi sebeplerle bugüne kadarki ilerlemenin planlanandan geride kaldığı yerel yönetimlere yönelik kamu mali yönetim ve hesap verebilirlik çerçevesindeki reformları genişletmeyi ve derinleştirmeyi planlamaktadır. Hükümet aynı zamanda bir yandan kamu iktisadi teşebbüslerinin şeffaflığını, hesap verebilirliğini ve verimliliğini arttırırken aynı zamanda KİT’lerin faaliyet gösterdiği pazarlara özel sektör girişini ve yatırımlarını teşvik etmek amacıyla KİT’lere yönelik yeni bir yönetişim çerçevesi hazırlamayı planlamaktadır. 38. Hükümet, bir yandan mali disiplini korurken aynı zamanda kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi üzerinde odaklanarak Türkiye’nin merkeziyetçilikten uzaklaşma gündemini ilerletmeyi planlamaktadır. Hükümet, 2012 Yılı Programında yerel yönetimlerin öz kaynakları ile ilgili yeni bir mevzuat hazırlamak istediğini açıklamıştır. Bu çalışma, yönetim düzeyleri arasındaki mali ilişkilerde reform yapmaya yönelik daha önceki çabaları tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Metin Kutusu 1: Ekonomik Büyümenin Temelini Oluşturacak Yönetişimin Uygulanması Genel anlamda, Türkiye birçok yönetişim göstergesi bakımından diğer üst orta gelirli ülkelerin ve Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki ülkelerin önündedir. Yönetişim zorluklarının ele alınmasına yönelik uygun bir yasal çerçevenin uygulamaya konulması için önemli atılımlar yapılmıştır. Bununla birlikte, uygulama sorunları ve daha genel anlamda sivil toplumun bilgiye erişimi ve bilgiyi kullanımı bakımlarından sorular mevcuttur1. Bu metin kutusu, yetkililerin ve Dünya Bankası’nın geçmişte işbirliği yaptığı ve bu işbirliği stratejisi döneminde de birlikte çalışmaya devam etmeyi planladığı alanlar üzerinde odaklanarak kamu ve özel sektördeki yönetişim zorluklarının bir özetini sunmaktadır: Yönetişim ve Kamu Sektörü: Kamu Mali Yönetim Performansı: 2010 yılında gerçekleştirilen bir karşılaştırma çalışması, iç kontrol ve denetim sistemleri ile taahhütlerin izlenmesi de dahil olmak üzere aşağı akım bütçe yönetiminde iyileştirilmesi gereken alanları vurgulamıştır. Çalışmada ayrıca dış denetimin modernizasyonu alanındaki ilerlemenin,kamu mali yönetim sisteminin diğer alanlarında kaydedilen ilerlemenin gerisinde kaldığı belirtilmiştir. 2010 yılında yürürlüğe giren yeni, Sayıştay Kanunu, Sayıştay’ın yetkilerini tüm kamu sektörünü kapsayacak şekilde genişletmekte, uluslararası standartlara uygun finansal denetim ve performans denetim uygulamalarını getirmekte ve daha iyi kontrole yönelik yasal dayanağı sağlamaktadır. • Yolsuzlukla Mücadele Yasal Çerçevesi: 2010 yılında, önleyici ve bilinç düzeyini yükseltici önlemler üzerinde odaklanan ulusal bir Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı kabul edilmiştir. Ceza Kanunu ile kamu ihale, kamu mali yönetim, bilgi edinme hakkı ve malvarlığı beyanı ile ilgili mevzuat kapsamında spesifik hükümlerin kabul edilmesi yasal çerçeveyi güçlendirmiştir. Kamu İhale Kurumu, Etik Kurulu, İç Denetim Koordinasyon Kurulu ve daha özerk bir Gelir İdaresi Başkanlığı gibi, kurumlar yoluyla uygulama çabaları geliştirilmiştir. Vergi idaresi, gümrük ve işletme ruhsatlarının verilmesi ile ilgili prosedürlerin daha etkin hale getirilmesi verimliliği arttırmış ve yolsuzluk fırsatlarını azaltmıştır. Yargı Reformu ve Kayıt Dışılıkla Mücadele Stratejileri hazırlanmış ve uygulamayı takip etmek üzere eylem planları oluşturulmuştur.
•
Yönetişim ve Özel Sektör: Ruhsatlandırma Prosedürleri: Türkiye etkin ve şeffaf ruhsatlandırma prosedürlerinin sunulması bakımından benzer ülkelerin gerisinde kalmıştır. Ürün pazarı düzenlemesi ile ilgili OECD göstergeleri, Türkiye’deki idari prosedürlerin bulanıklığını koruduğunu ve piyasaya yeni girecek aktörler için yüksek giriş bariyerleri uygulamaya devam ettiğini göstermektedir. Örneğin, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de şirket kuruluşu için tamamlanması gereken adımlar daha fazladır, kamu ve özel sektör kuruluşları ile daha fazla etkileşim gerektirmektedir, tescil işlemlerinin tamamlanması için daha fazla zaman ve para gerekmektedir, ve bilgi edinme ve ruhsat alma için başvurulacak tek bir irtibat noktası (tek durak ofis) bulunmamaktadır. Öte yandan, Dünya Bankası’nın 2008-2009 İşletme Anketine göre, üst düzey yöneticilerin kamu düzenlemelerinin gerektirdiği işlemler için harcadığı zamanın payı, Türkiye’de ortalama yüzde 27 iken, Avrupa ve Orta Asya bölgesinin genelinde ortalama yüzde 15’tir. • Kurumsal Yönetişim ve Sözleşme Yürütme: Haziran 2012’de yürürlüğe girecek yeni Ticaret Kanununun uygulanması ve bürokrasiyi azaltmaya yönelik olarak atılacak ilave adımlar Türkiye’de kurumsal yönetişimin iyileştirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Yeni Kanunun temel yaklaşımı, Türk şirketlerinin mali durumlarına duyulan güvenin arttırılması ve böylelikle küresel rekabet güçlerinin arttırılması amacıyla daha şeffaf kurumsal yönetişim ilkelerinin uygulamaya konulmasıdır. Kanun dört temel direğe dayanmaktadır: Şeffaflık, Hesap Verebilirlik, Düzenleyici Yenilikçilik ve Adillik. Türkiye’nin bu reform sonrasında Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı derecelendirmelerinde puanını yükselteceği tahmin edilmektedir.
•
1 Küresel Dürüstlük birimi tarafından Türkiye’de yönetişim ile ilgili ayrıntılı bir rapor kısa süre önce hazırlanmıştır. Karşılaştırma için ihtiyaç duyulacak verilere Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yıllık raporlarından, Bertelsmann Dönüşüm Endeksinden ve Dünya Bankası Enstitüsü Yönetişim Göstergelerinden ulaşılabilir. İş ortamı ve İşletme Performansı Anketi özel sektör perspektifinden yönetişim sorunları ile ilgili bilgiler sunmaktadır. Bu metin kutusu, yukarıda belirtilen kaynaklara ve başka kamu kaynaklarına dayanmaktadır.
14
Sürdürülebilir Kalkınmayı Derinleştirme Zorluğu 39. Türkiye, son on yıl içerisinde hız kazanan temel enerji sektörü reformunu esas alarak, bir yandan iklim değişikliğini azaltırken diğer yandan daha güvenilir ve verimli bir enerji arzı sağlamaya yönelik olarak harekete geçmiştir. Küresel kriz sırasında yaşanan geçici bir yavaşlamadan sonra, ekonomik büyümedeki yeniden sıçramayı yansıtan bir şekilde, özellikle elektrik (2010 yılında yüzde 7 artan) olmak üzere enerji talebi hızlı bir şekilde artmaya devam etmektedir. Türkiye 2008 ve 2011 yılları arasında önemli bir yeni üretim kapasitesi ilave etmiştir -11,400 MW. Bununla birlikte, gelecekteki talep artışının yıllık yüzde 6,5-7,5 arasında olacağı tahmin edilmektedir ve tahminler büyük ölçekli üretim yatırımlarının yapılmaması halinde, ortalama hidrolojik koşullar altında Türkiye’nin 2015/16’da arz açıkları yaşamaya başlayabileceğini göstermektedir. Bu alandaki zorluklar arasında şunlar bulunmaktadır: i. İthalat bağımlılığı: Enerji ithalatı (çoğunlukla petrol ve gaz) Türkiye’nin toplam ithalatının yüzde 20’den fazlasını ve cari açığının yaklaşık yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Şu anda toplam elektrik üretiminin neredeyse yarısı doğal gazdan sağlanmaktadır ve doğal gaz yüzde 31 ile birincil enerji arzında en yüksek paya sahiptir (daha sonra yüzde 28 ile petrol gelmektedir). Dolayısıyla, Türkiye’nin ithal gaza olan bağımlılığı enerji güvenliği risklerini arttırabilir -hem miktar hem de fiyat bakımından. Özellikle yenilenebilir enerji kaynakları yoluyla olmak üzere enerji arzının daha fazla çeşitlendirilmesi bu ithalat bağımlılığının zaman içinde azaltılmasına yardımcı olabilir. ii. Daha fazla hidroelektrik enerji için yasal ve düzenleyici çerçevenin güçlendirilmesi: Türkiye 140 TWh olarak tahmin edilen ve yaklaşık yüzde 40’ını kullandığı hidroelektrik potansiyelinin tamamını kullanmayı hedefliyor. Yeni projeler için potansiyel kümülatif çevresel etkilerin ve baraj güvenliği sorunlarının ele alınması gerekmektedir. iii. Daha fazla rüzgar enerjisi için iletim şebekesi yatırımları: Türkiye, 2010 itibariyle 1.300 MW’ın biraz üzerinde rüzgar enerjisi üretim kapasitesini 2023 yılına kadar 20.000 MW’a ulaştırmayı hedeflemektedir. Rüzgar enerjisinin üretimi dağınık bir dağılıma sahiptir, yapım süresi kısadır ve elektrik üretimi kesintili bir şekilde ve önemli değişkenlikler ile gerçekleşir. Dolayısıyla, iletim sistemi ile ilgili zorluk, hala büyük ölçüde test edilmemiş ruhsatlandırma ve SmartGrid (Akıllı Şebeke) uygulamaları gibi şebeke bağlantı mekanizmalarının büyük ölçekli bir şekilde uygulanmasıdır. iv. Enerji verimliliği yoluyla iklim değişikliğinin azaltılması: Türkiye’nin ekonomisi nispeten enerji yoğun bir ekonomidir – GSYH’nin her 1.000 doları için 0,26 ton petrol eşdeğeri (tpe) enerji harcanmaktadır (2008 itibariyle OECD ortalaması 0,18’dir). Yakın zamanda hazırlanan bir Dünya Bankası çalışmasında17 sadece sanayi ve bina sektörlerinde, toplam enerji tasarrufu potansiyelinin yaklaşık yüzde 27 veya 15,1 milyon ton (yıllık enerji ithalatının yaklaşık yüzde 20’si) olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla, enerji verimliliğinin sistematik olarak takip edilmesi bir önceliktir ve Türkiye’nin enerji güvenliği, makro/mali istikrar, rekabet gücü, iklim değişikliğinin azaltılması ve çevresel sürdürülebilirlik için kritik öneme sahiptir. Hükümet enerji verimliliğinin teşvik edilmesi için gerekli yasal, düzenleyici/ fiyatlandırma ve kurumsal önlemlerden birçoğunu almıştır ve özel hedefli kredi hatları yoluyla bu yatırımların finansmanını desteklemektedir. 40. Doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve doğanın korunması, iklim değişikliğine uyum ile birlikte Türkiye için önemi giderek artan uzun vadeli zorluklardır. Türkiye’nin sahip olduğu doğal kaynaklar, enerji kullanımındaki artış, sanayi, ulaşım, turizm ve tarımdan kaynaklanan giderek artan baskı ile yüz yüze kalmaktadır ve bu durum su stresine, toprak erozyonuna ve kirliliğe yol açmaktadır. Aynı zamanda, Türkiye coğrafi konumu ve durumu ile doğal kaynak tabanının hassasiyeti sebebiyle Avrupa ve Orta Asya bölgesinde iklim değişkenliğine ve değişikliğine karşı en fazla kırılgan olan ülkelerden birisidir. Sorunlar arasında şunlar yer almaktadır: su stresi (Türkiye zaten halihazırda uluslararası standartlara göre 17 Türkiye’de Enerji Tasarrufu Potansiyelinin Kullanılması (Dünya Bankası, Rapor No. 52210-TR, Ocak 2011).
15
su stresi olan bir ülke olarak kabul edilmektedir);18 ve ciddi toprak bozunumu (Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 59’dan fazlası ciddi erozyona maruz kalmıştır ve ormanlar eskiden yüzde 70’lik bir alanı kaplarken şu anda yüzde 26’lık bir alanı kaplamaktadır). Türkiye çevre ve ormancılık sektörlerinde bir dizi düzenleyici ve kurumsal reformu zaten ele almaya başlamıştır ve altyapı, kirlilik azaltma ve ağaçlandırma yatırım programlarına öncelik vermektedir. Bu zorlukları ele almaya yönelik önlemler artık Hükümet için bir öncelik haline gelmektedir. AB ile Çevre faslı üzerindeki müzakereler Aralık 2009’da açılmıştır. 41. Şehirler Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma gündeminde ön planda yer alan bir konudur. Türkiye’de şehirleşmenin hızı, 1950’lerde sadece 4 milyon kişinin (nüfusun yüzde 25’i) şehirlerde yaşadığı ve tarımın hakim olduğu bir ekonomiyi, nüfusunun yüzde 70’inden fazlasının şehirlerde yaşadığı küresel ölçekte rekabetçi bir endüstriyel ekonomiye dönüştürmüştür. Şehirler insan sermayesini, yenilikçiliği ve bilgi birikimini şehir merkezlerinde bir araya getirerek bu ekonomik dönüşümü sağlamış olmakla birlikte, aynı zamanda yeni sürdürülebilirlik zorluklarını da beraberinde getirmiştir. Örneğin, son 30 yıl içerisinde motorizasyon oranları on kattan fazla artarak (1.000 kişi başına 15 araçtan, 1.000 kişi başına 190 araca), büyüyen metropol alanlarına tıkanıklık maliyetleri getirmişlerdir. Konut açığı kiraları yükseltmiş, hizmetlerin yetersiz olduğu riskli alanlarda gecekondulaşmaya yol açmış ve deprem risklerine karşı kırılgan standart altı konutlar yapılmıştır. Türkiye’deki şehirlerin sürdürülebilirliğinin arttırılabilmesi için daha uzun vadeli planlama perspektifleri önemli olacaktır. Aynı zamanda, daha iyi arazi kullanım planlaması ve yatırımların yaşam döngüsü bazında maliyetlendirmesine geçiş de önemli olacaktır –bunların başlangıç maliyetleri daha yüksek olabilmekle birlikte, uzun vadede daha fazla ekonomik fayda getireceklerdir. Hükümet’in yeni yayınlanan Ulusal Entegre Kentsel Gelişim Stratejisi (KENTGES 2011) bu ileriye dönük kentsel planlama ilkelerini yansıtmaktadır. 42. Türkiye özellikle deprem olmak üzere doğal afetlere karşı kırılgandır. Ülkenin yüksek riskli bağlamı içerisinde, İstanbul Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunması, yüksek nüfusu, ve ticari/endüstriyel yoğunluğu sebebiyle depreme karşı en kırılgan şehirdir. Hükümet ulusal acil durum yönetim sisteminin ve İstanbul’daki yerel sistemin güçlendirilmesi bakımından ilerleme kaydetmiştir. Ayrıca, İstanbul’daki kamu binalarının depreme karşı güçlendirilmesine yönelik geniş kapsamlı proje, uluslararası ölçekte saygı gösterilen bir örnektir. Bununla birlikte, İstanbul’daki deneyimin ülkenin diğer yüksek riskli bölgelerinde de tekrarlanabilmesi ve mevcut etki azaltma eylemlerinin özel ve ticari binaları da kapsayacak şekilde genişletilebilmesi için yapılması gereken çok şey bulunmaktadır. İklim değişikliği gibi uzun vadeli etkilere karşı hazırlık da dahil olmak üzere afet riskinin azaltılması Türkiye’nin kentsel gelişim gündeminin odak konularından birisidir.
18 Türkiye’nin yenilenebilir su kaynaklarının yıllık kişi başına yaklaşık 1.500 m3 olduğu tahmin edilmektedir ve iklim değişikliği ve kaynakların kötü kullanımı sebebiyle gelecekte daha da düşmesi beklenmektedir.
16
17
IV. TÜRKİYE-DÜNYA BANKASI GRUBU İŞBİRLİĞİ Önceki Ülke İşbirliği Stratejisi 43. 2008-11 MY CPS döneminde, Türkiye bir yandan küresel ekonomik krizin etkilerini başarılı bir şekilde atlatırken aynı zamanda önemli kalkınma sonuçları elde etmiştir ve Dünya Bankası burada bir katalizör rolü oynamıştır. Türkiye’nin genel anlamda güçlü ekonomik performansının kalbinde sağlam hükümet politikaları yatmaktadır. Dünya Bankası Grubu ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilen politikalar, programlar ve projeler, somut kalkınma sonuçları üretmiştir. Örneğin, 2002 ile 2010 yılları arasında elektrik iletim kapasitesi ve puant kapasite yüzde 60 artmıştır. Sağlık sisteminin kapsama oranının ve verimliliğinin arttırılması ülke genelinde sağlık sonuçlarının iyileşmesini sağlamış ve uluslararası takdir toplamıştır. İstanbul Valiliği’nin şehrin depreme karşı dayanıklılığının arttırılması ve afet müdahale ve hazırlık kapasitesinin arttırılması konusunda kaydettiği ilerleme uluslararası alanda örnek olarak gösterilmektedir. CPS’in çoğu kilometre taşı başarılmış veya kısmen başarılmıştır (bakınız CPS Tamamlama Raporu, Ek 3). 44. Önceki CPS döneminde, Türkiye’nin IBRD, IFC ve MIGA ile işbirliği stratejik odaklı olmakla birlikte -küresel kriz sırasında Dünya Bankası Grubu’nun zamanlı bir şekilde arttırdığı finansal katkı ve bilgi hizmetleri ile birlikte- büyüklüğü, önemi ve gücü artmıştır: a) Artan finansman: Türkiye 2011 MY sonu itibariyle 12,9 milyar ABD$ tutarındaki henüz ödenmemiş taahhüdü ile IBRD’nin ikinci en büyük borçlu ülkesi haline gelmiştir. CPS kapsamındaki toplam yeni IBRD finansman taahhüdü 7,6 milyar ABD$ olmuştur –başlangıçta öngörülen 6,2 milyar ABD$ tutarındaki taahhüde göre 1,4 milyar ABD$’lık artış küresel mali krizin etkilerinin giderilmesine yardımcı olmak için arttırılan finansal desteği yansıtmaktadır. IFC 45 proje için 2 milyar ABD$ tutarında finansman sağlamıştır: yüzde 41’i altyapı sektöründe, yüzde 38’i finansal sektörde; ve yüzde 21’i imalat, tarımsal işletme, sağlık ve eğitim sektörlerinde. Türkiye şu anda MIGA’nın ikinci en büyük müşterisidir –toplam yükümlülüğü 2008 MY sonunda 671,8 milyon ABD$ iken 2011 MY sonu itibariyle 951 milyon ABD$’na yükselmiştir. b) Kapsamlı talep odaklı bilgi hizmetleri ve teknik yardım: IBRD’nin geniş analitik ve istişari çalışmalar (AAA) programı Türkiye’nin politika ve reform önceliklerinin desteklenmesi üzerinde odaklanmıştır. Birçoğu Hükümet ile ortaklaşa ve diğer kalkınma ortakları ile işbirliği içerisinde hazırlanan toplam 52 bilgi ürünü hazırlanmıştır. Ele alınan konular arasında, kamu mali yönetim çalışması, kayıt dışılık ve tasarruflar, enerji sektörü reformu ve düzenlemesi, gıda güvenliği ve havza yönetimi, eğitimin kalitesi, kadınların istihdamı, cinsiyet sertifikalandırma çalışması, fırsat eşit(siz)liği, yatırım ortamı, rekabet ve iş ortamının düzenlemesi, ve şirket tahvilleri, piyasasının geliştirilmesi yer almaktadır. 45. CPS’in esnek çerçevesi Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’yi stratejinin başlangıçtaki kapsamının da ötesinde sonuçlar elde etmesi için desteklemesini sağlamıştır. Dünya Bankası Grubu, Türkiye’nin ilave destek talebini karşılayabilmiş ve bir yandan uzun vadeli kalkınma öncelikleri üzerindeki odağı korurken aynı zamanda yeni ortaya çıkan acil zorlukların ele alınabilmesi için analitik çalışmaların ve finansmanın bileşiminde ve sıralamasında uyarlama yapabilmiştir. CPS aynı zamanda Türkiye ve Dünya Bankası Grubu’nun iklim değişikliği ve çevresel yönetim alanında yeni bir işbirliği başlatmasına olanak tanımıştır. Başlangıçtaki strateji iklim değişikliği ve çevre alanlarında program faaliyetlerini ayrıntılı bir şekilde içermiyordu, ancak daha sonra bu alanda işbirliğinin geliştirilmesi için olanak tanımıştır. Bu işbirliği daha sonra hem analitik çalışmalar hem de finansman yoluyla gelişmiştir ve yeni CPS kapsamında daha da artması beklenmektedir.
18
46. Dünya Bankası Grubu’nun tüm stratejik sektörlerdeki olanaklarının arttırılması işbirliğini güçlendirmiştir. Özel sektörün geliştirilmesi ile ilgili çalışma iyi bir örnektir. IBRD yatırım ortamı değerlendirmeleri (ICA) ve Türkiye’de şirket tahvilleri piyasasının geliştirilmesi ile ilgili bir yol haritasının hazırlanması gibi yollarla orta ve uzun vadeli,politika konuları üzerinde odaklanabilmiştir. IFC altyapı projeleri üzerinde odaklanmış, özel finansal kuruluşlar yoluyla 1,6 milyar ABD$’lık bir kaynağı harekete geçirmiş, ve şirketlerin rekabet güçlerini arttırmalarına ve Balkanlar, Rusya, Gürcistan, Tunus ve Mısır gibi uluslararası pazarlara açılmalarına yardımcı olmuştur. Hem IBRD hem de IFC, finansmana acil bir şekilde ihtiyaç duyulan küresel kriz sırasında KOBİ’lere ve ihracatçılara sağladıkları finansmanı arttırmışlardır —ve böylece geniş anlamda tamamlayıcı bir müşteri tabanına hizmet etmişlerdir. MIGA da özel sektörü desteklemiş ve dışarıya açılmayı amaçlayan Türk şirketlerine yardımcı olmuştur – önceki CPS’in kapanış tarihi itibariyle bu gibi yatırımlara garanti sağlayan beş adet aktif proje mevcuttu. 2008-11 MY Ülke İşbirliği Stratejisi Tamamlama Raporundan Çıkarılan Dersler 47. Ders 1: Bilgi ve finansman operasyonlarını bir araya getirerek uzun vadeli stratejik hedefleri destekleyen bir politika diyalogunun sistematik bir şekilde geliştirilmesi ve sürdürülmesi reformların desteklenmesi bakımından hayati öneme sahiptir. Büyük ölçekli politika reformlarını ve yasal reformları uygulamak zaman alır; dolayısıyla iyi sonuçların elde edilebilmesi için esneklik ve sabır kritiktir. Ticaret Kanunu (hazırlanması yedi yıl sürmüştür) ile ilgili olarak yapılan işbirliği, önceki CPS’ten uzun vadeli işbirliğinin değerinin bir örneğini sunmaktadır. Başarıyı arttırmak için, analitik çalışmalar ile politika finansmanının ulusal kalkınma planlarına ve orta vadeli programlara tam olarak entegrasyonu kritik öneme sahiptir. Çalışmaların, belirli bir sıra ile birbirini destekleyen modüler müdahaleler şeklinde program odaklı olarak yapılandırılması özellikle etkili olmaktadır. 48. Ders 2: Bir önceki CPS döneminde başlayan çevre ve iklim değişikliği ile ilgili yeni taahhüt, stratejik giriş noktalarını dikkatli bir şekilde tespit etmenin ve ülke öncelikleri değiştikçe ortaya çıkan fırsatları yakalamanın önemini ve değerini ortaya koymaktadır. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu 200811 MY CPS kapsamında çevre konusunu bir eksen olarak kullanmama konusunda anlaşmaya varmışlardı ve bu durum 2004-2007 döneminde çevre gündemindeki ilerlemenin sınırlı düzeyde olmasını yansıtıyordu. 2008-11 CPS döneminde Türkiye’nin inisiyatifinde bu konuda olası bir çalışmayı yeniden düşünmeyi kararlaştırmışlardı. 2009 yılında Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne katılması ve AB müktesebatının Çevre faslı ile ilgili müzakerelerin açılması, bu konuda yeni bir taahhüt için bir fırsat ve giriş noktası sunmuştur. Bu fırsat, Türkiye ile Dünya Bankası Grubu’nun enerji alanındaki işbirliğinden doğmuştur. Elektrik DPL dizisi, Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Güvenliği (ESES) DPL olarak genişletilmiştir ve üç bileşen üzerinde kurgulanmıştır: enerji, iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik. Bu çalışma, 2012 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansına (Rio+20) hazırlık çalışmalarında işbirliği yapılmasını sağlamıştır. IFC artan elektrik talebini karşılamaya yönelik düşük karbonlu çözümler elde etmek için Türkiye’nin serbestleştirme programına sağladığı destekten yararlanmıştır. 49. Ders 3: İzleme ve değerlendirme üzerindeki odağın, Türk yetkililer tarafından da memnuniyetle karşılanarak güçlendirilmesi, Türkiye – Dünya Bankası Grubu işbirliğinin daha da geliştirilmesi için bir araç olmuştur. Türkiye ve Dünya Bankası, izleme ve değerlendirmeyi ve Hükümet ile Dünya Bankası Grubu tarafından desteklenen programların sonuç odağını güçlendirmede işbirliği yapmak için birbirini takip eden program odaklı Ortak Portföy İlerleme Raporu (JPPR) hazırlamaktadır. Dünya Bankası aynı zamanda IDF finansmanı ile izleme ve değerlendirme konusunda teknik yardım sağlamıştır ve Türkiye ile Dünya Bankası CPS dönemindeki birçok göreve özgü İzleme ve Değerlendirme faaliyetlerinde işbirliği yapmıştır. Bu kapsamda, Dünya Bankası’nın kendi İzleme ve Değerlendirme yaklaşımının güçlendirilmesi amacıyla tüm AAA çalışmalarına sonuç çerçevelerinin dahil edilmesine yönelik özel çabalar da yer almaktadır.
19
50. Ders 4: Bazı alanlarla Türkiye’nin Dünya Bankası Grubu ile işbirliği içerisinde gerçekleştirdiği politikalar ve reformlar uluslararası alanda takdir kazanmıştır. Bunun örnekleri arasında sağlık, enerji piyasasının geliştirilmesi ve afet riski yönetimi yer almaktadır. Bu deneyim, bu CPS döneminde bu gibi Türkiye-Dünya Bankası Grubu işbirliği çabalarının daha da ileri götürülmesi için bir temel sunmaktadır. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, hem bölgedeki diğer ülkeler ile hem de küresel olarak bilgi paylaşımını sağlamak ve kalkınmaya katkıda bulunmak için birlikte çalışarak işbirliği yapmayı planlamaktadır. 51. Dünya Bankası Grubu, üç kolunu (IBRD, IFC ve MIGA) daha da etkin hale getirerek Türkiye ile olan işbirliğinde daha etkili olmaya devam edecektir. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, önceki CPS döneminde Dünya Bankası Grubu’nun tüm parçalarının Türkiye’deki müşterilerine tamamlayıcı finansman ve hizmetler sağladığı bir alan olan özel sektörü destekleme alanındaki yaklaşımlarını sürdürmeyi beklemektedir. Paydaş İstişareleri ve Müşteri Ülke Anketi 52. 2011 yılında yeni CPS hazırlıkları kapsamında gerçekleştirilen Müşteri Ülke Anketi, Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’deki çalışmaları ile ilgili çok çeşitli görüşler ortaya koymuştur. Ankete katılanların Türkiye – Dünya Bankası Grubu işbirliği için tespit ettiği kalkınma öncelikleri, eğitim (özellikle beceriler üzerinde odaklanarak); çevre ve doğal kaynak yönetimi; istihdam; enerji; ve afete hazırlık olmuştur19. Bu tercihler, bu CPS’te belirlenen öncelikler ve CPS Tamamlama Raporunda sunulan analizler ile geniş anlamda tutarlıdır. Kalkınma öncelikleri şu şekilde belirlenmiştir: kırsal kalkınma; kayıtlı sektörde istihdam olanaklarının arttırılması; özel sektör büyümesi ve yatırımları için fırsatların arttırılması; okul öncesi eğitime erişim; ve ekonomik büyüme. Kırsal kalkınma hariç olmak üzere, bu sektör öncelikleri büyük ölçüde bir önceki CPS kapsamında yapılan çalışmaları yansıtmaktadır. Öte yandan, anketin katılımcıları Dünya Bankası’nın Türkiye’deki en büyük zayıflığı olarak süreçlerin yavaşlığını ve karmaşıklığını belirtmiştir ve kamu dışındaki paydaşlar ile etkileşimi iyileştirilmesi gereken bir alan olarak tespit etmiştir. Katılımcılar ayrıca Dünya Bankası Grubu’nun çalışmalarının Türkiye’de yoksulluğu azaltmada özellikle etkili olmadığını algılamaktadır. 53. Dünya Bankası Grubu, bu CPS’i hazırlarken muhatapları ve sivil toplum temsilcileri ile biçimlendirilmiş istişareler ve çalıştaylar gerçekleştirmiştir. Dünya Bankası Grubu’nun hem kamuda hem de sivil toplum tarafındaki muhatapları ile düzenli olarak gerçekleştirdiği istişare sürecine ek olarak, Ankara, Erzurum ve İstanbul’da toplantılar gerçekleştirilmiştir. Genel anlamda tüm taraflardan alınan geri bildirimler teşvik edici olmuştur ve hem Dünya Bankası’nın bugüne kadar Türkiye’de yapmış olduğu çalışmaların etkililiği ile ilgili gerçekçi bir vizyon sunmuş hem de işbirliğinin gelecekteki yönelimleri (yeni CPS ve sonrası için) ile ilgili değerli girdiler sağlamıştır. Bu CPS kapsamında, Türkiye ile olan işbirliğini daha da güçlendirmek ve yapılan çalışmaların müşteri taleplerini giderek daha iyi bir şekilde karşılayabilmesini sağlamak için, Dünya Bankası Grubu Türkiye’deki sivil toplum ve daha geniş penceredeki muhatapları ile birlikte çalışmaya ve onları dinlemeye devam edecektir.
19
Türkiye’nin cevap oranı yüzde 32’dir.
20
21
V. SONUÇ ALANLARI 2012-15 MY Ülke İşbirliği Stratejisinin Stratejik Amaçları 54. Bu işbirliği stratejisinin amacı, Türkiye’nin hızlı, sürdürülebilir, içerici ve çevreye saygılı büyümesine katkıda bulunmaktır. Türkiye reform programının uygulanmasına yol gösteren bir dizi açık stratejik kalkınma çerçevelerine sahiptir. En önemli orta-uzun vadeli programlar, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)20, Orta Vadeli Program ve Katılım Öncesi Ekonomik Program (2011-13)’dır; Hükümet’in Yıllık Programları bunları tamamlamaktadır. CPS tasarımı bu programlarda belirlenen öncelikleri yansıtmaktadır ve değişikliklere cevap verme esnekliğine sahiptir. Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’deki desteğinin temel kriteri; kalkınma zorluklarının ele alınmasına yardımcı olacak finansman, analiz, danışmanlık ve uygulama desteği ile karşılaştırma ölçütleri sunmaya ve politika ve programların geliştirilmesine ve uygulanmasına yardımcı olmaya yönelik küresel bilgi paylaşımı yoluyla sağlanacak ‘stratejik katma değer’dir. 55. CPS üç ana stratejik amaca sahiptir: rekabet gücünün ve istihdamın arttırılması, eşitliğin ve kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, ve sürdürülebilir kalkınmanın derinleştirilmesi. Bu amaçlara ulaşmak için, Türkiye Hükümeti, özel sektör, sivil toplum ve Dünya Bankası Grubu, dört yıllık CPS dönemi boyunca aşağıdaki on sonucu elde etmeye yönelik olarak birlikte çalışmayı planlamaktadır: Şekil 3: Türkiye CPS 12-15 MY: Stratejik Amaçlar ve CPS Sonuç Alanları
20
2014 yılından itibaren başlayacak olan Onuncu Kalkınma Planı hazırlanmaktadır.
22
56. Esnek bir CPS tasarımı. CPS’in sonuç çerçevesi, dört yıllık CPS döneminin tamamı boyunca Dünya Bankası Grubu ile Türkiye arasındaki işbirliğinin kalkınma sonuçlarını tanımlamaktadır. Bu CPS sonuçları somut hükümet hedeflerine sağlanacak olan katkıları temsil etmektedir. CPS sonuçlarının başarılması yolunda kaydedilecek ilerlemenin izlenebilmesi için bazı spesifik kilometre taşları belirlenmiştir. Bu kilometre taşları, çoğunlukla analitik ve istişari çalışmalar ve DPL finansmanı yoluyla öngörülen işbirliğini ve mümkün olduğu ölçüde bazı alanlarda planlanan Dünya Bankası Grubu finansmanlı yatırımların uygulamasına dayalı nicel hedefleri yansıtmaktadır. Kilometre taşlarının kapsamı 2012-13 MY dönemi üzerinde odaklanmaktadır. 201415 MY döneminin kilometre taşları CPS İlerleme Raporu ile belirlenecektir ve böylelikle değişen önceliklere göre dönem ortası uyarlamalar mümkün olacaktır. Bu program odaklı yaklaşımın uygulayıcı kuruluşların sahiplendiği gerçekçi ve doğrulanabilir kilometre taşlarının oluşturulmasını sağlaması beklenmektedir. 57. Kapsamlı bir analitik ve istişari çalışma (AAA) programı, Türkiye-Dünya Bankası Grubu işbirliğinin merkezi bir özelliği olmaya devam edecektir. Bilgi hizmetleri ve teknik yardım, kaliteli analizlerin, küresel deneyimlerin ve uygulama desteğinin sağlanması yoluyla değer katar. Hükümet’in AAA faaliyetlerine verdiği yüksek değeri yansıtan bir şekilde, IBRD’nin Türkiye’ye yönelik toplam çalışma programı bütçesi içerisinde AAA harcamalarının payı geçtiğimiz dört yıllık dönemde istikrarlı bir şekilde yükselmiştir. Yeni CPS kapsamında, Türkiye ve Dünya Bankası, maliyet paylaşımı seçenekleri de dahil olmak üzere geniş kapsamlı ve güçlü bir AAA programının sürdürülmesine yönelik modaliteleri araştırmayı ve tespit etmeyi beklemektedir. 58. Dünya Bankası Grubu finansman programı. Hükümet’in yüksek düzeydeki IBRD finansmanının sürdürülmesi talebine cevap olarak, 2012-15 MY Ülke İşbirliği Stratejisi, 4,45 milyar ABD$ civarında bir IBRD finansman programı öngörmektedir. Gösterge niteliğindeki bir finansman programı Tablo 3’te sunulmuştur. Toplam tutarlar, diğerlerinin yanında, hükümetin talep ve performansı, ülkedeki ve küresel ölçekteki ekonomik ve finansal gelişmeler, IBRD’nin finansman kapasitesi ve CPS döneminde diğer ülkelerin talepleri gibi faktörlere bağlı olacaktır. 2014-15 MY dönemine ilişkin IBRD finansman programı CPS İlerleme Raporu hazırlandığı zaman son halini alacaktır. IFC’nin Türkiye’deki kendi yatırım programının yıllık bazda 425-500 milyon ABD$ düzeyinde veya CPS dönemi boyunca toplam 1,7-2 milyar ABD$ düzeyinde kalması beklenmektedir. IFC’nin yıllık olarak finansal sektöre 200-230 milyon ABD$, altyapı sektörüne 130150 milyon ABD$, imalat, tarımsal işletme ve hizmet sektörlerine 90-120 milyon ABD$ düzeyinde yatırım yapması beklenmektedir. IFC danışmanlık çalışmalarını sürdürülebilir enerji ve cinsiyet finansmanı üzerinde odaklandırmaya devam edecektir. Stratejik Amaç 1: Rekabet Gücünün ve İstihdamın Arttırılması Dünya Bankası Grubu aşağıdaki sonuçlara katkıda bulunacaktır: Sonuç 1: Makroekonomik ve finansal istikrarın sürdürülmesi ve ihracatın, yurt içi tasarrufların ve dışsal etkilere karşı dayanıklılığın güçlendirilmesi Sonuç 2: Özellikle kadınlar ve gençler için olmak üzere istihdamın arttırılması ve kayıt dışı istihdamın azaltılması Sonuç 3: Yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi; finansmana erişimin derinleştirilmesi ve genişletilmesi 59. Sonuç 1: Makroekonomik ve finansal istikrarın sürdürülmesi ve ihracatın, yurt içi tasarrufların ve dışsal etkilere karşı dayanıklılığın güçlendirilmesi. Hükümet’in orta vadeli programında, güçlü ekonomik politika ve reformların sürdürülmesine dayalı olarak önümüzdeki dört yıllık dönemde sağlam bir büyüme öngörülmektedir. Bununla birlikte, güçlü büyümenin yan ürünü olarak yeni kırılganlıklar ortaya çıkmıştır. Bunların yakın vadede ortadan kaybolması olası değildir ve geçmişteki ani yükseliş ve düşüş döngülerinin önlenebilmesi için bunların dikkatli bir şekilde yönetilmesi önemli olacaktır. Üretkenliği, istihdamı arttırmaya ve uzun vadeli mali tasarrufları sağlamaya yönelik devam etmekte olan ve planlanan reformların uygulanması da kritik öneme sahip olacaktır. Bu reformlar arasında şunlar bulunmaktadır: Yeni ticaret kanununun ve borçlar kanunun uygulanması; kıdem tazminatı reformu ve istihdamda esnekliğin arttırılması da dahil olmak üzere
23
planlanan ikinci aşama işgücü piyasası reformlarının uygulanması; iş ortamının iyileştirilmesi; ve şirketler kesiminin üretkenliğini ve kârlılığını kademeli olarak arttırılmasına yardımcı olacak yeni özelleştirmelerin gerçekleştirilmesi. 60. Sonuç 2: Özellikle kadınlar ve gençler için olmak üzere istihdamın arttırılması ve kayıt dışı istihdamın azaltılması. Dünya Bankası, özellikle işgücü piyasasının esnekliğini ve çalışanlar için sağlanan korumayı, işgücü piyasası ile beceriler ve eğitim arasındaki uyumu, gençler ve kadınlar gibi hassas grupların istihdam edilebilirliğini arttırmak ve kayıt dışılığı azaltmak üzerinde odaklanması beklenen yeni kapsamlı Ulusal İstihdam Stratejisinin uygulanması da dahil olmak üzere Hükümet’in işgücü piyasası reformu ve istihdam yaratma gündemini desteklemeye devam etmeyi planlamaktadır. Dünya Bankası Grubu Hükümet’in becerilerin geliştirilmesi üzerinde odaklanan iyi tasarlanmış istihdam aktivasyon programlarının yaygınlaştırılması yoluyla özellikle beceri seviyesi düşük gençlerin ve kadınların kayıtlı istihdama dahil edilmesi olmak üzere üretken istihdamı arttırma çabalarını desteklemeyi amaçlamaktadır. Büyüme, rekabet gücü ve istihdam ile ilgili olarak planlanan yeni program odaklı DPL dizilerinin işgücü piyasasının esnekliğini ve çalışanlara sağlanan korumayı arttırmaya ve kayıt dışı istihdamı azaltmaya yönelik politika eylemleri içermesi beklenmektedir. AAA çalışmalarının, Ulusal İstihdam Stratejisinin geliştirilmesini ve uygulanmasını; İşgücü ile ilgili ESW, Program Odaklı Eğitim ESW gibi çalışmalar yoluyla eğitim ve öğretim girişimlerini; ve teknik yardımları (örneğin Program Odaklı Beşeri Gelişim Teknik Yardımı) desteklemesi beklenmektedir. Dünya Bankası Grubu’nun aynı zamanda mesleki eğitim programlarının etkililiği ile ilgili olarak Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ile birlikte çalışmaya devam etmesi beklenmektedir. 61. Sonuç 3: Yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi; finansmana erişimin derinleştirilmesi ve genişletilmesi. Devam etmekte olan İkinci KOBİ’ler için Finansmana Erişim Projesinin (2010 MY;) temel amacı, üretim faaliyetlerinin arttırılmasına ve istihdam yaratılmasına katkıda bulunabilmek için Türkiye’deki küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin orta ve uzun vadeli finansmana erişimlerini genişletmek ve derinleştirmektir. Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (2008 MY), ihracat yapan özel sektör işletmelerine orta ve uzun vadeli işletme ve yatırım finansmanı sağlayarak ihracatı desteklemekte ve finansal aracıların geliştirilmesi yoluyla finansal sektörün şirketlere finansman sağlama olanağını arttırmaktadır. Önerilen CPS kilometre taşlarının ve bunlara ulaşmaya yardımcı olacak faaliyetlerin aşağıdakileri içermesi beklenmektedir: • Ulusal rekabet politika çerçevesi ile ilgili olarak, Türkiye Rekabet Kurumu ile olan politika diyaloğunu yansıtan bir gözden geçirmenin, büyüme, rekabet gücü ve istihdamı destekleyen planlanan program odaklı DPL yoluyla geliştirilmesi ve tamamlanması. • Örneğin bir “tek durak ofis” gibi bir sadeleştirilmiş ruhsat ve izin idaresinin uygulamaya konulması veya daha geniş anlamda (tartışma aşamasındadır) teknik yardım (örneğin Yatırım Ortamı ve Rekabetçilik Teknik Yardımı) sonuçlarını yansıtan bir ulusal düzenleyici reform stratejisinin oluşturulması. Düzenleyici reform stratejisi şunları kapsayacaktır: (a) yeni düzenlemelerin uygulamaya konulması için Düzenleyici Etki Analizinden resmi olarak yararlanılması, (b) paydaşlar ile yapılacak resmi istişareler gibi yollarla düzenleyici sürecin şeffaflığının arttırılması; ve (c) Türkiye için spesifik izlenebilir hedeflerin yer aldığı iyi tanımlanmış bir idari sadeleştirme programının uygulamaya konulması. • Gelecekteki politikalar için bilgi girdisi sağlamak amacıyla, örneğin 2010 ICA raporuna dayalı olarak bölgesel Yatırım Ortamı Değerlendirmelerinin (ICA) uygulanmasını ve finansmanını yansıtacak şekilde özel sektörün karşı karşıya olduğu zorlukların ve fırsatların bölgesel boyutlarının tespit edilmesi. • Ar-Ge harcamalarının verimliliğini arttırmaya ve özel sektörün Ar-Ge çalışmalarındaki rolünü arttırmaya yönelik reformlar üzerinde odaklanan politika diyaloğunu, analizleri ve teknik yardım çalışmalarını yansıtacak şekilde, kamu araştırmalarının ticarileştirilmesine ve özel sektör araştırmaları için sağlanan teşviklerin yeniden dengelenmesine yardımcı olacak bir yasal çerçeve için politika seçeneklerinin geliştirilmesi21. 21 Türkiye 2023 yılına kadar Ar-Ge harcamalarını GSYH’nin yüzde 3’ü düzeyine, özel sektör Ar-Ge harcamalarını da GSYH’nin yüzde 2’si düzeyine yükseltmeyi hedeflemektedir. (Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 23. toplantısında kabul edilen karar). 2010 yılında (mevcut son rakamın ait olduğu yıl) Ar-Ge harcamaları GSYH’nin yüzde 0,84’ü düzeyindeydi.
24
• Finansal aracıların daha uzun vade profiline sahip yatırım projelerini değerlendirme kapasitelerinin geliştirilmesi yoluyla KOBİ’lerin ve ihracatçıların daha uzun vadeli finansmana erişimlerinin arttırılması: IBRD KOBİ’lere (tarımsal işletme ve mikro işletmeler gibi spesifik sektörler üzerinde odaklanarak) ve ihracatçılara yönelik kredi hatlarını finanse etmeye devam etmeyi planlamaktadır. IFC 2012-15 MY döneminde finansal sektöre 800 milyon ABD$’dan fazla yatırım yapmayı ve şu konular üzerinde odaklanmayı planlamaktadır: (a) yetersiz hizmet alan sektörler ve bölgeler üzerinde odaklanarak finansal içermenin sağlanması – tarımsal işletmelerin üretim varlıklarının geliştirilmesi gibi; (b) bankaların kadınlara ait KOBİ’ler üzerinde odaklanmasını sağlayarak cinsiyet çalışmalarının finansmanı; (c) Türkiye şirket tahvilleri piyasasının geliştirilmesi gibi yeni fikirlerin ve ürünlerin geliştirilmesi; ve (d) Güney-Güney işbirliği. Gerekli olması halinde, IFC Türkiye’ye talep odaklı ve diğer uluslararası finans kuruluşları ile aktif koordinasyon içerisinde hızlı bir şekilde yaygınlaştırılabilecek hızlı ve eşgüdümlü krize müdahale desteği sağlayabilecektir. • Banka dışı yükümlülükler için yatırımcı tabanının genişletilmesi, banka düzenleyicilerin sistem risklerini değerlendirme kapasitelerinin arttırılması ve finansal aracılığın derinleştirilmesi ile ilgili teknik yardım (örneğin Finansal Sektörü Geliştirme Teknik Tardımı) sonuçları yansıtılarak finansal sektörün etkililiğinin arttırılması. 62. Yönetişim ve kamu mali yönetim sistemleri ile ilgili reformlar için Türkiye’ye sağlanan destek, Dünya Bankası Grubu’nun Yönetişim ve Yolsuzlukla Mücadele (GAC) gündeminin bir parçasını oluşturmaktadır. Banka’nın yönetişim konusundaki yaklaşımı, hem Türkiye’ye sağladığı desteklerin kalkınma etkililiğini doğrudan bir şekilde arttırmayı hem de Türkiye’nin ülke sistemlerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Dünya Bankası’nın GAC gündeminin uygulanmasında ülke sahiplenmesi ve liderliği hayati öneme sahip olduğundan dolayı, müşteri talebi bu alandaki çalışmalarda belirleyici olmaya devam edecektir. Bu bakımdan, Hükümet’in KİT’lere yönelik yeni yönetişim çerçevesi için sağlanacak destek özellikle önemli olacaktır ve önceki CPS kapsamında yapılan çalışmalar için tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Stratejik Amaç 2: Eşitliğin ve Kamu Hizmetlerinin İyileştirilmesi Dünya Bankası Grubu aşağıdaki sonuçlara katkıda bulunacaktır: Sonuç 4: Erken çocukluk eğitiminin kalitesinin ve kapsamının arttırılması Sonuç 5: Daha etkili ve finansal açıdan sürdürülebilir bir sağlık sistemi; başka ülkeler Türkiye’nin başarılı deneyimlerinden dersler çıkarmak istediklerini ifade etmişlerdir Sonuç 6: Fırsat Eşitliği doğrultusunda ilerleme kaydedilmesi Sonuç 7: Kamu hizmetlerinin ve yönetişimin iyileştirilmesi 63. Sonuç 4: Erken çocukluk eğitiminin (EÇE) kalitesinin ve kapsamının arttırılması. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, CPS faaliyetlerinin, herkes için fırsat eşitliği temel hedefi doğrultusunda erken çocukluk eğitiminin kapsamının genişletilmesine ve iyileştirilmesine katkıda bulunmasını planlamaktadır. Türkiye’de erken çocukluk eğitiminin yaygınlaştırılmasına ve iyileştirilmesine yönelik bir programın geliştirilmesi ve uygulanması için sağlayacağı destek, 2014 yılına kadar 5 yaş grubu çocuklar arasında evrensel okullaşmayı sağlamada kaydedilen ilerlemeyi esas alacaktır ve bu doğrultuda bir dizi program odaklı analitik çalışma, teknik destek ve finansman operasyonunu içerebilecektir. Hükümet’in erken çocukluk eğitimi programının, sağlam bir kalite güvence sistemini ve muhtemelen dezavantajlı çocuklara ve geri kalmış illere sağlanacak hedefli kaynakları içermesi beklenmektedir. 64. Sonuç 5: Daha etkili ve finansal açıdan sürdürülebilir bir sağlık sistemi; başka ülkeler Türkiye’nin başarılı deneyimlerinden dersler çıkarmak istediklerini ifade etmişlerdir. Dünya Bankası Grubu, Sağlık Bakanlığı 2010-14 Stratejik Planında açıklanan ve Türkiye’de sağlık hizmetlerinin kapsama oranını, etkililiğini ve finansal sürdürülebilirliğini arttırmayı amaçlayan Sağlıkta Dönüşüm Programını desteklemeyi planlamaktadır. Devam etmekte olan Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyal Güvenlik Reformu APL2, Sosyal Güvenlik
25
Kurumu’nun (SGK) ve Sağlık Bakanlığı’nın (SB) hizmet sağlayıcı ödemelerinde ve sağlık sistemlerinin performansında yapılacak reformların oluşturulmasındaki ve uygulanmasındaki etkililiğini arttırmaya ve bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesine ve kontrol altına alınmasına yönelik çıktıya dayalı finansman pilot uygulamasına yönelik sağlanan destekler yoluyla bu sonuçlara katkıda bulunmaktadır. CPS faaliyetlerinin; Sağlık Bakanlığı’na liderlik fonksiyonlarını gerçekleştirmesi için kapasite oluşturma desteği sağlanmasını, aile hekimliği programını güçlendirme çalışmalarının devam ettirilmesini, hizmet sağlayıcı ödeme sistemlerinde iyileştirme yapılmasını ve ilaç harcamaları ile rasyonel ilaç kullanımı üzerinde odaklanılmasını içermesi beklenmektedir. Hazırlanacak çalışmaların ve sağlanacak teknik desteğin (örneğin Sağlık ile ilgili Program Odaklı ESW –aile hekimliği modelinin değerlendirilmesi, pozitif teşviklerin etki değerlendirmesi, ilaçların rasyonel kullanımı, ve yardım paketi ile hastalık yükünün değerlendirilmesi) Dünya Bankası Grubu katılımının birer unsuru olması beklenmektedir. Bu gündemin, potansiyel olarak sonuca dayalı kullandırımların yapılacağı bir operasyon ile desteklenmesi beklenmektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programı halihazırda küresel bir “iyi uygulama” reformu olarak kabul edilmektedir ve CPS kapsamında bu deneyimin bölgede ve küresel ölçekte paylaşılmasına yönelik modalitelerin araştırılması beklenmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlıkta Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Programı’ ve SB stratejik planı büyük kentsel alanların dışında parasal açıdan karşılanabilir hizmetlerin sunulmasını amaçlamaktadır. IFC bu amacı sağlık şirketleri için özel finansman ürünlerinin tasarlanması yoluyla desteklemeyi planlamaktadır. 65. Sonuç 6: Fırsat Eşitliği doğrultusunda ilerleme kaydedilmesi. CPS programı, Hükümet’in kadınların ekonomik fırsatlara erişimini –özellikle de kayıtlı istihdam ve girişimcilik fırsatlarına erişimini- arttırmaya yönelik çabalarını desteklemeyi planlamaktadır. Yeni CPS kapsamında, Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, 2009 yılında tamamlanan Kadınların İşgücüne Katılımı Çalışmasının22 da katkısıyla kamu ve politika yapıcılar arasındaki başlatılan tartışmanın kazandırdığı ivmeyi devam ettirmeyi planlamaktadır. Analitik çalışmaların ve Teknik Yardım faaliyetlerinin, aşağıdaki sonuçların elde edilmesine yardımcı olacak çabaları desteklemesi beklenmektedir: (i) beceri seviyesi düşük kadınların kayıtlı istihdama dahil edilmesi; (ii) parasal açıdan karşılanabilir çocuk bakımına erişim; (iii) işyerinde Fırsat Eşitliğinin arttırılması; ve, (iv) kadın girişimciliğinin arttırılması. Hükümet ve özel sektör, beceri seviyesi düşük kadınlar için istihdam aktivasyon programlarının yaygınlaştırılmasını planlamaktadır. Dünya Bankası Grubu tarafından desteklenen ve halen uygulaması devam etmekte olan cinsiyet sertifikalandırma programı, Fırsat Eşitliğinin istihdamda fırsat eşitliğine yönelik içselleştirilmiş bir iş uygulaması olarak kabul edilmesini sağlayacaktır. Bu CPS döneminde pilot uygulamanın tamamlanması ve modelin ülke çapında yaygınlaştırılması beklenmektedir. Ayrıca, özel sektörde Fırsat Eşitliği üzerinde odaklanan bir çalışma planlanmaktadır. IFC, kayıtlı KOBİ’lerin neredeyse yüzde 40’ını oluşturan kadınlara ait işletmelere daha iyi hizmet sunmak amacıyla kadınları banka finansmanından yararlanmaya teşvik etmeyi istemektedir. Türkiye’de “Kadınlara Yönelik Bankacılık Hizmetlerini” teşvik etmek için, IFC Türkiye’deki bankaların kadınlara ait KOBİ’lere daha fazla ulaşabilmelerini sağlayacak bir platform oluşturacaktır. IFC ilgilenen finansal kuruluşlara yatırım ve danışmanlık hizmetlerinden oluşan bir paket sunacak ve kadınlara ait işletmeler üzerinde odaklanmaya teşvik edecektir. 66. Sonuç 7: Kamu hizmetlerinin ve yönetişimin iyileştirilmesi. Dünya Bankası Grubu, analitik çalışmalar ve teknik yardım ile kamu harcama ve mali yönetimindeki program odaklı çalışmalarını sürdürmeyi planlamaktadır. Dünya Bankası Grubu desteği, Kamu Harcama Gözden Geçirmesi (2012 MY) kapsamında ulaştırma sektörü için sağlanacak politik tavsiyelerini ve Vatandaş Karnesi sistemi üzerindeki çalışmaların sürdürülmesini içermektedir. Dünya Bankası Grubu aynı zamanda Türkiye Hükümeti’nin yerel yönetimlerin mali yönetimlerini ve mali durumlarını güçlendirmek ve KİT’ler arasında yönetişimin iyileştirilmesi yönündeki çabalarını desteklemek için Hükümet ile yakın bir şekilde çalışmayı planlamaktadır. Eğitim hizmetleri alanında, daha güçlü yönetişim mekanizmaları da dahil olmak üzere eğitime erişimin, eğitim kalitesinin ve eşitliğin iyileştirilmesi yoluyla CPS’in Hükümet’in öğrenme standartlarını iyileştirme çabalarını desteklemesi beklenmektedir. Aşağıda belirtilen çabaları desteklemeye yönelik çalışmalar ve teknik yardım faaliyetleri planlanmaktadır: (i) finansmanı (girdilere göre değil) maliyetlere göre dağıtan daha nesnel ve şeffaf bir eğitim finansman sisteminin geliştirilmesi; (ii) dezavantajlı okullara ilave kaynak 22
Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Eğilimler, Belirleyiciler ve Politika Çerçevesi (Dünya Bankası, Rapor No. 48508-TR, Kasım 2009).
26
sağlanması; (iii) okul mali özerkliğinin arttırılması; ve (iv) okul ve öğretmen yönetişiminin ve hesap verebilirliğinin arttırılması (örneğin öğretmen karneleri yoluyla). Devam etmekte olan Orta Öğretim Projesi (2015 MY) kapsamındaki Okul Geliştirme Programının, Türkiye’nin dört bir yanındaki dezavantajlı okullara 3.500 adet hibe sağlaması beklenmektedir. IFC, mevcut piyasa oynamalarının ve birçok geleneksel finans bankasının piyasadan çekilmesinin sonucunda ortaya çıkan önemli finansman boşlukları göz önüne alındığında ulaştırma sektöründe giderek daha fazla rol oynamanın fırsatlarını araştıracaktır. IFC, borç ve öz sermaye desteği ve başka finansal kuruluşlardan kaynakların harekete geçirilmesi yoluyla özel sektörün otoyolların ve köprülerin finansmanına ve işletimine katılımını desteklemeyi planlamaktadır. Stratejik Amaç 3: Sürdürülebilir Kalkınmanın Derinleştirilmesi Dünya Bankası Grubu aşağıdaki sonuçlara katkıda bulunacaktır: Sonuç 8: Güvenilir ve verimli enerji arzının arttırılması; yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması ve uygulanmakta olan iklim eylemlerinin arttırılması Sonuç 9: Çevre yönetiminin ve iklim değişikliğine uyumun güçlendirilmesi Sonuç 10: Türkiye’deki şehirlerin sürdürülebilirliğinin arttırılması 67. Sonuç 8: Güvenilir ve verimli enerji arzının arttırılması; yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması ve uygulanmakta olan iklim eylemlerinin arttırılması. 2012-15 MY döneminde, Türkiye ve Dünya Bankası Grubu enerji, çevre ve iklim değişikliği konularını entegre bir şekilde ele almaya devam edecektir —bu 2008-11 MY CPS kapsamında başarısı kanıtlanmış bir yaklaşımdır. Kilometre taşları arasında şunlar bulunmaktadır: (i) en az 10.000 MW’lık yeni üretim kapasitesinin devreye alınması, elektrik arz/ talep dengesizliklerinin azaltılması/önlenmesi ve/veya yeni gaz ithalat sözleşmelerinin yapılması yoluyla enerji güvenliğinin arttırılması, (ii) yenilenebilir enerji yatırımlarının arttırılarak 2009 yılında yüzde 19 olan yenilenebilir enerji üretiminin toplam üretim içindeki payının 2015 yılına kadar yüzde 30’a veya daha yüksek bir seviyeye çıkarılması yoluyla yenilenebilir enerji kapasitesinin arttırılması, (iii) sağlanacak teknik yardım desteği ile İklim Değişikliği Eylem Planının uygulanması, (iv) Enerji Verimliliği Stratejisinin kabulü, ve (v) sera gazı salımları için piyasa bazlı bir mekanizmanın kabulü. Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Projesi (2009 MY), özel sektör mülkiyetindeki ve işletmesindeki tesislerde yerli kaynaklara dayalı enerji üretimini ve talep tarafı enerji verimliliğini arttırmaya ve bu şekilde sera gazı salımlarının azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Devam etmekte olan Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu Projesi (2011 MY) Türkiye’deki elektrik iletim sisteminin güvenilirliğini ve kapasitesini arttıracak ve Türkiye’nin yenilenebilir enerjiyi sisteme entegre etme yeteneğini geliştirecektir. Bu kilometre taşlarına ulaşabilmek için planlanan veya olası enerji sektörü CPS faaliyetleri şunları içermektedir: i. ii.
iii.
iv.
Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji üzerinde odaklanarak AAA çalışmalarının sürdürülmesi. Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü (ESES) DPL dizisi kapsamında üçüncü bir operasyonun uygulanması. ESES DPL 3 programı, elektrik ve gaz sektörlerinin yeniden yapılandırılmaya devam edilmesi; elektrik piyasasının geliştirilmeye devam edilmesi, yenilenebilir enerji, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı ve AB’nin Büyük Yakma Tesisleri Direktifinin ulusal mevzuata aktarılması konuları etrafında kurgulanmıştır. Yenilenebilir enerjinin geliştirilmesi, özel şirketlerde, bina sektöründe ve elektrik üretiminde enerji verimliliğinin arttırılması yoluyla enerji güvenliğini ve sera gazı salımlarının sınırlandırılmasını desteklemek; Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin (TEİAŞ) yenilenebilir enerjiyi ulusal elektrik sistemine entegre etmesine yardımcı olmak; yenilenebilir enerji üretiminin dağıtım sistemine entegre edilmesine yardımcı olmak; ve/veya gaz depolama tesisi için yeterli finansman sağlanması amacıyla yatırım finansmanı temin edilmesi. Türkiye’nin Dünya Bankası tarafından yönetilen Piyasa Hazırlık Ortaklığına katılımı, görüş alışverişinde bulunma ve yaklaşık 15 orta gelirli ülkenin deneyimlerinden dersler çıkarma fırsatı sunmaktadır.
27
v.
vi.
Karmaşık enerji sektörü reformları ve programları için sağlanan AB IPA (Katılım Öncesi Yardım Aracı) hibe desteği, muhtemelen 2012 yılında yaklaşık 11,8 milyon Avro (tatmin edici bir proje fişine bağlı olarak) civarında bir başlangıç finansmanı ile Dünya Bankası Grubu tarafından yönetilen analitik ve teknik yardım çalışmalarından yararlanabilir. Böyle bir girdi reform hızının korunmasına yardımcı olacak ve Çok Yıllı Gösterge Niteliğindeki Planlama Dokümanında enerji sektörü öncelikleri olarak belirtilen elektrik ve gaz piyasasının geliştirilmesi, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjinin entegrasyonu alanlarında kurumsal kapasiteleri güçlendirecektir. IFC aynı zamanda sürdürülebilir enerji, yenilenebilir enerji (örneğin jeotermal, hidro, rüzgar) ve gaz dağıtım projeleri için sağlanacak finansmanı ön plana çıkarmayı düşünmektedir. IFC, alternatif yatırımlar ile elde edilemeyecek yüksek kalkınma etkileri yaratacak ve önemli sera gazı emisyon azaltımları sağlayacak projeler ve IFC’nin bir harekete geçirme rolü oynayabileceği projeler üzerinde odaklanacaktır. IFC Varlık Yönetim Şirketi ve yeni Küresel Altyapı Fonu yoluyla yüksek maliyetli sermaye yatırımlarını desteklemenin fırsatlarını araştıracaktır.
68. Sonuç 9: Çevre yönetiminin ve iklim değişikliğine uyumun güçlendirilmesi. Sürdürülebilir ve adil kaynak yönetimi ve çevre koruma için sağlanacak Dünya Bankası Grubu desteğinin, AB çevre müktesebatının uygulanması ve Türkiye’nin çevresel açıdan sürdürülebilir büyümeye yatırım yapabilmesi için sahip olduğu seçeneklerin (sürdürülebilir muhasebe, karbon piyasaları, tarım ve su yönetimi gibi iklime duyarlı sektörlerde iklim değişikliğine uyum, orman yönetimi, ve Ulusal Havza Yönetim Stratejisinin tamamlanması gibi) araştırılması üzerinde odaklanması beklenmektedir. Dünya Bankası Grubu AAA çalışmaları yoluyla Türkiye’nin Rio+20 Konferansındaki pozisyonunun formülasyonuna destek sağlamayı planlamaktadır. Su Havzaları Yönetimi ile ilgili program odaklı AAA çalışmasının devamı kapsamında, nehir havzalarında yer alan su kullanan tesisler için kümülatif etki değerlendirmelerinin mevcut mevzuata entegre edilmesine yönelik bir metodolojinin, etkili izleme ve değerlendirme araçlarının geliştirilmesi, ve sosyal, çevresel ve ekonomik kriterler kullanılarak yatırımların daha etkili bir şekilde hedeflenmesi beklenmektedir. Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü (ESES) Kalkınma Politikası Kredi dizisi kapsamındaki son operasyonunun, çevre politikalarının uygulanmasını kapsaması beklenmektedir —örneğin, ilgili AB mevzuatı ile daha fazla uyumlaşmanın sağlanması, çevresel izin ve yaptırım süreçlerinin güçlendirilmesi, ve yeni ekonomik araçların geliştirilmesi ve kullanımı gibi. 69. Sonuç 10: Türkiye’deki şehirlerin sürdürülebilirliğinin arttırılması. CPS Sürdürülebilir Şehirler Programı yoluyla Türkiye’nin kentleşme zorluğuna karşı müdahalelerini desteklemeyi öngörmektedir. Sürdürülebilir Şehirler Programının, Entegre Kentsel Gelişim Stratejisi ve Eylem Planını (2010-2023) esas alarak, hükümetin, sivil toplumun, finansman kuruluşlarının ve benzeri ortaklar ile Dünya Bankası Grubu’nun aşağıdakileri desteklemeye yönelik çok sektörlü bir şekilde birlikte çalışmasına yönelik şemsiye bir çerçeve sağlaması beklenmektedir: (i) kentsel ulaşım, konut ve arazi piyasaları gibi kentsel gelişim alanlarında bir risk değerlendirmesini de içeren politika analizi ve danışmanlığı; şehir yönetiminin iyileştirilmesi; toplulaşma ve bölgesel gelişmenin yükseltilmesi, kentsel/kırsal alan bağlantılarının geliştirilmesi, ve şehirlerin finansmanı; (ii) kamu kurumlarının, şehir yönetimlerinin ve yurt içindeki finansman kuruluşlarının şehirlerin finansal kapasitelerini değerlendirme ve güçlendirme kapasitelerinin oluşturulması; (iii) şehir sürdürülebilirliğinin ve yaşanabilirliğinin izlenmesine yönelik küresel deneyimlerden yararlanılması; ve (iv) şehirlerde çevre ve enerji verimliliği yatırımlarına yönelik muhtemelen İller Bankası aracılığıyla yatırım finansmanı sağlanması. Sürdürülebilir Şehirler Programı zaman içinde gelişirken, başka faaliyet alanları ve mekanizmaları da dahil edilebilir. Banka ile birlikte, IFC finansal yönetim kapasitesinin oluşturulması ve proje hazırlık ve yönetim standartlarının iyileştirilmesi amacıyla belediye düzeyinde destek sağlayarak Sürdürülebilir Şehirler Programına katkıda bulunacaktır. IFC bunun için hem Avro hem de yerel para birim cinsiden doğrudan birinci derece krediler de dahil olmak üzere çok çeşitli ürünlerden yararlanarak, yerel bankalar aracılığıyla, kaynaklarını bir portföy yaklaşımı ve Avro cinsiden krediler için kur riskinden korunma yoluyla kanalize edebilir. IFC yetersiz hizmet alan belediyeler için finansmana erişim imkanlarını çoğaltmak amacıyla yerel bankalar ile işbirliği yapmayı planlamaktadır. Dünya Bankası ve IFC/Kamu-Özel Altyapı Danışmanlığı
28
Fonu, belediye düzeyinde finansal ve çevresel sürdürülebilirliğin ve kamu hizmetlerinin verimliliğinin arttırılabilmesi amacıyla Türkiye’nin merkezi hükümetine ve yerel yönetimlerine teknik yardım sağlamaya yönelik ortak bir girişim başlatmıştır. İstanbul’da sürdürülmekte olan afet riskini azaltma ve acil durum hazırlık programı bu kapsamda ayrıntılı bir değerlendirmeden geçirilecektir. Bu bilgilere dayalı olarak, Türkiye’nin afet riskini azaltma programının genişletilmesi konusu tartışılacaktır. 70. Dünya Bankası Grubu CPS dönemi boyunca seçilen kırsal kalkınma zorluklarının ele alınmasında yapılabilecek olası bir işbirliği imkanını Türk muhatapları ile birlikte araştırmayı planlamaktadır. Araştırılacak alanlar arasında şunlar yer almaktadır: kırsal rekabet gücünün güçlendirilmesine ve kırsal bölgelerden kentlere göçün yönetilmesine yönelik politikalar; tarımsal işletmelerin modernizasyonu da dahil olmak üzere yenilikçi kırsal yatırımların geliştirilmesine yönelik teknik yardım ve olası bir finansman; ve havza yönetimi, arazi birleştirme, yerel ekonomik kalkınma için sürdürülebilir turizm, ve tarım sektöründe iklim değişikliğine uyum gibi alanlarda teknik yardım. Devam etmekte olan diyalog ve analitik ve istişari çalışmalar esas alınarak, CPS İlerleme Raporunda 2014-15 MY CPS programına dahil edilebilecek ilave spesifik faaliyetler tespit edilebilir. Tablo 3: 2012-15 MY Dönemi için Öngörülen IBRD Finansman Programı MY12 Proje Adı
MY13 Milyon Proje Adı ABD$
MY14 Milyon Proje Adı ABD$
MY15 Milyon Proje Adı ABD$
Milyon ABD$
Kalkınma Politikası Finansmanı (DPL) Üçüncü Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü DPL
600
Program Odaklı DPL Büyüme, Rekabet Gücü ve İstihdam
DPL Ara Toplam
600
DPL Ara Toplam
600
DPL (tbd)
350
600
DPL Ara Toplam
350
0 DPL Ara Toplam
0
Yatırım Finansmanı Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Ek Finansmanı
Yatırım Ara Toplam Toplam
500
500 1,100
Özel Sektör Enerji Verimliliği
200
Finansmana erişim alanı: KOBİ veya ihracatçılar
KOBİ’lerin Finansmana Erişimi (Gıda Güvenliği)
200
Eğitim/İstihdam alanları
Sağlık Projesi
200
Sürdürülebilir Şehirler/Afet/Su Havzası/Enerji alanları
Ödenek kararlaştırılacak
100
Yatırım Ara Toplam
700
Toplam
1,300
Yatırım Ara Toplam Toplam
700 1050
Yatırım Ara Toplam
1,000
Toplam
1,000
Toplam zarf, milyon ABD$: 4,450 Not: 2014-15 MY IBRD Finansman Programı gösterge niteliğinde olup CPS İlerleme Raporu zamanında kesinleştirilecektir
Ortak Bir İşbirliği Alanı: Türkiye’nin Deneyimlerinin, Sonuçlarının, Bilgi ve Kapasitesinin Paylaşılması 71. Türkiye’nin kalkınma başarısı ve bazı ekonomik ve sosyal reformları uluslararası alanda ilgi ve takdir kazanmıştır. Türkiye aynı zamanda uluslararası kalkınma işbirliğinin belirli unsurlarının genişletilmesi ve güçlendirilmesi ile de giderek daha fazla bir şekilde ilgilenmektedir. Türkiye ve Dünya Bankası birlikte Türkiye’nin deneyimlerini yurt dışında paylaşmanın yollarını araştırmaktadır. Özellikle ilgilenilen alanlar arasında sağlık sektörü reformu ve afet önleme ve risk azaltma çalışmaları yer almaktadır (bakınız Metin Kutusu 2). Dünya Bankası’nın kalkınma deneyimlerinin paylaşılmasındaki “katma değeri”, küresel ağının genişliği ve gücü ile birlikte önde gelen bir uluslararası kalkınma kuruluşu olarak ve uluslararası en iyi uygulamaların doğrulanmasında üstlendiği “dürüst aracı” rolü sayesinde sahip olduğu güvenilirliktir. İlk adım olarak Türkiye ile komşuları arasındaki ticaret ilişkilerinin araştırılması için çalışma başlatılmıştır.
29
Türkiye’den, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinden, ve Kafkaslar bölgesinden ekipler Türkiye’nin başarısının bölgesel ölçekte paylaşılmasında Dünya Bankası’nın sağlayabileceği destekler ile ilgili fırsatları belirlemişlerdir. Kullanılabilecek diğer Dünya Bankası araçları arasında; Dünya Bankası Enstitüsü’nden (WBI) sağlanabilecek destekler, Güney-Güney Deneyim Paylaşımı Vakıf Fonu (SSTF), Bilgi Platformları Girişimi ve Küresel Uzman Ekipleri bulunmaktadır. Metin Kutusu 2: Türkiye’nin Deneyimlerini Paylaşmak —İki Başarı Hikayesi Etkili Afet Riski Azaltımı ve Yönetimi: İstanbul Deneyimi İstanbul Valiliği 2005 yılında İstanbul’un olası depremlere hazırlanabilmesi için İstanbul Deprem Riski Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesini (ISMEP) başlatmıştır. Proje, önleyici yatırımlar (özellikle okulların ve hastanelerin depreme karşı güçlendirilmesi veya yeniden inşası) ve programlar (örneğin yaygın kamuoyu bilinçlendirme kampanyaları) ile afet müdahale yatırımlarını (modern ekipman ve iletişim sistemleri donatılmış oldukça gelişmiş bir teknolojiye sahip afet yönetim merkezi) ve bina yönetmeliklerinin ve arazi kullanım planlarının daha iyi bir şekilde uygulanması –ve Türkiye’de bir ilk olarak kültürel miras niteliğindeki binaların sayısallaştırılmış bir envanterinin ve binaların depreme karşı güçlendirilmesine yönelik pilot projelerin hazırlanması- gibi destekleyici önlemleri bir araya getirmesi bakımından yenilikçi bir yaklaşıma öncülük etmiştir. Başlangıçta 550 milyon ABD$ tutarındaki bir IBRD kredisi ile desteklenen projeye, Uluslararası Finans Kuruluşları tarafından toplam 969,8 milyon Avro (yaklaşık 1,3 milyar ABD$) tutarında finansman sağlanmıştır. İstanbul Valiliği, Başbakanlık Afet Yönetim Başkanlığı’nın desteği ile ve İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) vasıtasıyla halihazırda deneyimlerini bölgedeki komşuları ve dünyanın diğer ülkeleri ile paylaşmaktadır ve CPS dönemi boyunca bu faaliyetleri yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam etmeyi planlamaktadır. Planlanan faaliyetler arasında, proje metodolojisinin, kılavuz ilkelerinin ve yayınlarının tanıtılması; eğitim modülleri, eğitim materyalleri veya eğitici eğitimleri yoluyla eğitim hizmetlerinin sağlanması; kamuoyu kampanya modellerinin oluşturulması; çalıştaylar, seminerler ve konferanslar; yerinde incelemeler; ve ihtiyaç değerlendirmelerine dayalı olarak özelleştirilmiş proje tasarım, uygulama ve yaygınlaştırma faaliyetleri yer almaktadır. Sağlık Sektörü Reformu: Herkese Karşılanabilir Genel Sağlık Sigortası ve Kaliteli Sağlık Hizmetleri Sunulması 2003 yılından bu yana uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) yoluyla Türkiye’nin sağlık sektörünün ve sağlık hizmetleri sisteminin dönüşümü birçok ülkenin dikkatini çekmiştir ve Türkiye bu anlamda bazı ülkeler ile işbirliği anlaşmaları yapmıştır. Sağlık Bakanlığı Stratejik Planının hedeflerinden birisi, başarılı deneyimini sistematik bir şekilde paylaşmak ve sağlık politikalarının ve sağlık hizmetleri sistemlerinin tasarımı ve uygulanması ile ilgili olarak diğer ülkeler ve ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile yapılan işbirliğini genişletmek ve güçlendirmektir. Spesifik olarak, Sağlık Bakanlığı (i) uluslararası kuruluşlar ile olan projelerin sayısını ve kalitesini yükseltmeyi, (ii) yeni işbirliği anlaşmaları yapmayı, (iii) uluslararası kuruluşlar ile birlikte yapılan çalışmalarda kendi verimliliğini ve etkililiğini arttırmayı, (iv) üçüncü ülkelere yönelik projeler ve programlar uygulamayı, ve (v) çerçeve anlaşmalar kapsamında Türkiye’ye gelen yabancılara yönelik eğitim ve araştırma faaliyetleri gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Komşu ülkeler, Balkan, Orta Asya, Orta Doğu ülkeleri, Afganistan, Pakistan, Afrika ülkeleri ve ilgilenen diğer ülkeler potansiyel ortaklardır. Sağlık Bakanlığı’nın başarı hikayesini paylaşacağı bazı öncelikli alanlar arasında, sağlık sistemi analizi, eğitim programlarının geliştirilmesi, ve SDP ve spesifik konular ile ilgili sunumların ve eğitim materyallerinin hazırlanması yer almaktadır.
30
31
VI. UYGULAMA 2012-15 İşbirliği Stratejisinin Uygulanması Programın Yönetilmesi 72. Analitik ve İstişari Çalışmalar (AAA) Türkiye ile Dünya Bankası arasındaki işbirliğinde merkezi bir öneme sahiptir ve daha da artması beklenmektedir —program odaklı çok yıllı çalışmalar; ‘ayrı’ tek yıllık çalışmalar; ve “tam zamanında” çalışmalar ile. Yeni CPS kapsamında, Ekonomik ve Sektörel Çalışmaların (ESW) ve teknik yardım faaliyetlerinin iki şekilde finanse edilmesi beklenmektedir. Dünya Bankası’nın çekirdek AAA çalışmaları devam edecek olmakla birlikte, Türkiye ve Dünya Bankası AAA programının maliyet paylaşımlı faaliyetler ile desteklenmesinin yollarını araştıracaktır. Türkiye-Dünya Bankası işbirliğinin bir unsuru olarak maliyet paylaşımının Hükümet’in ilave görevleri seçmesine, tasarlamasına ve uygulamasına olanak tanıması beklenmektedir. 73. Finansman çerçevesi 2012-15 MY CPS döneminde 4,45 milyar ABD$ düzeyinde bir finansman öngörmektedir. Kalkınma Politikası Finansmanı (DPL) politika danışmanlı ve desteği ile esnek finansmanı bir araya getirmesi bakımından kanıtlanmış bir geçmişe sahiptir ve önemli bir rol oynamaya devam etmesi beklenmektedir. Aynı zamanda, genel finansman zarfının bir parçasını oluşturan yatırım finansmanının oranının da yükselmesi beklenmektedir. Önceki CPS’ten çıkarılan dersleri yansıtan bir şekilde, IBRD finansmanının zamanlamasının ve bileşiminin esnek bir şekilde yönetilmesi ve böylelikle genel zarf içerisinde değişen küresel koşullara ve ülke önceliklerine cevap olarak finansman araçları ve çalışma alanları arasında çeşitlenen bir finansmana olanak tanıması beklenmektedir. Önümüzdeki CPS döneminde, Türkiye ve Dünya Bankası aynı zamanda Sonuca Odaklı Program gibi yeni yatırım finansmanı araçlarının kullanım imkanlarını araştırmayı istemektedir. 74. IFC Türkiye’deki programını maksimum kalkınma etkisi elde edilecek şekilde tasarlamayı amaçlamaktadır. IFC’nin yatırım hacminin artması beklenmemekle birlikte, stratejisi esnektir ve Dünya Bankası’nın orta gelirli ülkelere yönelik yaklaşımı ile tutarlıdır. IFC, rekabetçilik gündemi ve istihdam yaratma üzerinde odaklanan ülke ihtiyaçları doğrultusunda müdahale alanlarını, ürünlerini ve araçlarını uyarlamayı amaçlamaktadır. IFC ekonominin daha az hizmet alan segmentlerini hedefleyerek Mikro, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, belediyeler ve ülkenin daha yoksul bölgeleri gibi alanlarda finansman sağlamayı planlamaktadır. IFC, Güney-Güney yatırımlarını teşvik etmeyi ve Türk şirketlerinin bölgede ve dünyanın diğer bölgelerinde yatırım yapmasını desteklemeyi amaçlamaktadır. 75. Türkiye – Dünya Bankası Grubu işbirliği, Türkiye’nin kalkınma programının sadece küçük bir bölümünü kapsamaktadır. Dolayısıyla, Dünya Bankası Grubu finansmanı, Türkiye’nin toplam dış finansmanının sadece küçük bir oranını oluşturmaktadır23. Yeni CPS kapsamında, Dünya Bankası Grubu katkılarının temel olarak katalizör desteği şeklinde olması hedeflenmektedir. Doğrudan atıf imkansız olmamakla birlikte genellikle zorlayıcı olacaktır -ancak yine de Türkiye’nin Dünya Bankası hizmetlerine yönelik devam eden yüksek talebi bu katkının katma değeri için eksik ve dolaylı bir gösterge sunabilir. Bu değerlendirmede, finansal risk yönetimi ile ilgili hususlar ve bütçe sınırlamaları göz önüne alındığında, IBRD hizmetlerine olan talebin IBRD’nin sağlayabileceği yeni finansman ve bilgi hizmetlerinin düzeyini zaten aşmaya devam ettiği önemle dikkate alınmalıdır. 23 2008-11 MY döneminde ortalama olarak 1,9 milyar ABD$ yeni taahhüt miktarına ve 1,71 milyar ABD$ kullandırım miktarına ulaşan Dünya Bankası Grubu finansmanının ölçeği, Türkiye’nin 2010 itibariyle 321,4 milyar ABD$ olarak gerçekleşen toplam kamu borcuna göre oldukça küçüktür ve Türkiye’nin ortalama kamu dış borçlanmasının (2007-2010 arasında 8,43 milyar ABD$) yüzde 23’ünü ve 2007-2009 dönemindeki ortalama yıllık toplam gayrisafi dış borcunun (266 milyar ABD$) yüzde 1’den azını oluşturmuştur.
32
Kredi Portföyü ve Bekleyen Kredi Yönetimi 76. IBRD’nin portföyünün yoğun ve stratejik odaklı olmaya devam etmesi beklenmektedir. Kredi portföyünü yoğunlaştırmaya ve odağını arttırmaya yönelik olarak yapılan çabalar sonucunda, daha az sayıda ancak daha büyük çaplı operasyonlar ortaya çıkmıştır. Ortalama yatırım kredisi büyüklüğü 2008 MY’da 245 milyon ABD$ iken, 2011 MY sonu itibariyle 339 milyon ABD$’na yükselmiştir. Ocak 2012 itibariyle, Türkiye portföyünde 14 adet proje bulunmakta ve net taahhüt miktarı 5,56 milyar ABD$’dır –2007 MY sonu itibariyle 24 proje bulunmaktaydı ve net taahhüt miktarı 5,67 milyar ABD$ idi. Hükümet ile birlikte yapılan uyumlu çabalar ve ortak portföy yönetimi sayesinde portföy kalitesi yükselmeye devam etmiştir. Uygulama sorunlarına yönelik takip edilen proaktif bir yaklaşım sayesinde, sorunlu proje sayısı önemli ölçüde düşmüştür – 2009 MY sonunda beş projeden 2012 MY ilk yarısı itibariyle bir projeye. Proje uygulamasında kaydedilen iyi ilerleme, 2011 MY sonu itibariyle yüzde 32’lik ve 2012 MY ilk yarısı itibariyle yüzde 20’lik bir kullandırım oranı olarak kendini göstermiştir. 77. Gerçekleştirilecek bir satın alma gözden geçirmesi yoluyla, satın alma konusunda verimliliğin arttırılması ve ulusal ihale mevzuatı ile Dünya Bankası satın alma prosedürleri arasındaki farklılıklardan kaynaklanan zorlukların aşılması planlanmaktadır. Önerilen gözden geçirme, Banka’nın ulusal mevzuat kapsamındaki yasaklamaları Ocak 2011 Satın Alma Kılavuzlarında belirtilen çerçevede tanımasına yardımcı olacaktır ve ulusal kuralları anlamasını sağlayacaktır. Ulusal ihale mevzuatı, ulusal olarak yasaklı şirketler ile sadece ulusal rekabetçi ihalelere değil aynı zamanda uluslararası rekabetçi ihalelere de katılmasını yasakladığından dolayı, satın alma süreçlerinin itibar ve uygulama ile ilgili çözülmesi zor riskler yaratması tehlikesi söz konusudur. Planlanan Satın Alma Gözden Geçirmesinde bu konunun incelenmesi ve sistemik çözümlerin araştırılması beklenmektedir. Sağlık ve eğitim sektörlerinde gerçekleştirilebilecek sonuca dayalı potansiyel projeler göz önünde bulundurularak, Dünya Bankası Hükümet ile satın alma konusunda bir diyalog süreci başlatacak ve bu gibi operasyonlarda proje hazırlama ve uygulama için esas alınacak satın alma değerlendirmeleri gerçekleştirecektir. Kalkınma Ajansları ve Ortakları ile birlikte Çalışmak 78. Sivil toplum ile iyi ve geniş kapsamlı ilişkiler Türkiye-Dünya Bankası Grubu işbirliğinin önemli bir parçasını oluşturmaya devam etmektedir. Dünya Bankası, bir önceki CPS döneminde başlatılan ve sivil toplumun Sağlıkta Dönüşüm Projesi ve İSMEP gibi projelerin hazırlık ve uygulama aşamalarına katıldığı çalışmaları sürdürerek, ilişkilerini genişletmek ve derinleştirmek istemektedir. Dünya Bankası, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi ve TBMM ile birlikte çalışarak ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) gibi sivil toplum kuruluşlarının katılımını sağlamanın yeni yöntemlerini geliştirerek birleştirici gücünü kullanmaya devam etmeyi amaçlamaktadır. Bu CPS’in geliştirilmesi sürecinde sivil toplum ile birlikte gerçekleştirilen istişarelerin de ötesinde, Dünya Bankası akademik kuruluşlar, düşünce kuruluşları, özel sektör dernekleri, işletmeler ve STK’lar ile olan ilişkilerin etkiliğini en üst düzeye çıkarmanın yollarını araştıracaktır. 79. Kalkınma ortakları ile güçlü ve iyi bir ilişkinin sürdürülmesi. Dünya Bankası IMF ile yakın bir şekilde çalışmaya devam ederek makroekonomik konularda ve daha geniş bağlamdaki çeşitli yapısal konularda uzmanlık birikimini paylaşacaktır.Ankara’da UNDP ve UNICEF ile yakın çalışma ilişkilerini devam ettirmeyi istemektedir. Türkiye, Dünya Bankası Grubu ve Avrupa Birliği, bir yandan çok taraflı ilişkilerini güçlendirirken, “Avrupa 2020” ile uyumlaşmayı daha da güçlendirmek için yakın bir işbirliği içerisinde çalışmaktadır. AB Komisyonu ile Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya’dan Sorumlu Başkan Yardımcılığı arasında düzenli toplantılar planlanmaktadır; bu toplantıların ilki AB İstihdam Genel Müdürlüğü ile Ekim 2010’da gerçekleştirilmiştir ve ikincisinin Mart 2012’de gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Üç taraflı kurumsal işbirliğinin yeni bir aşaması, enerji gibi önemli sektörlerde daha yakın operasyonel işbirliği için yeni fırsatlar sunabilir. Örneğin, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile yapılan bir çalışma sonucunda, Dünya Bankası’nın enerji ile ilgili teknik ve analitik yardımı için 2012 AB IPA finansmanı kapsamında yaklaşık 10 milyon Avro’luk bir finansman programlanmaktadır. Dünya Bankası Grubu ayrıca iki taraflı ortaklar ile ilişkileri geliştirmek de istemektedir – Dünya Bankası’nın özel sektör ekibi tarafından 2012 mali yılında İngiltere Dış İşleri Bakanlığı (FCO) ile idari prosedürlerin sadeleştirilmesi ile ilgili olarak yürütülen pilot proje esas alınarak. IFC, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası ve Kreditanstalt für Wiederaufbau Bankengruppe (Alman Kalkınma Bankası) gibi diğer uluslararası kredi kuruluşları ile yakın bir şekilde çalışmayı sürdürmek istemektedir.
33
VII. RİSKLER 80. Bu CPS ile hedeflenen sonuçlar ekonomik ve dış risklere tabidir. Artan küresel belirsizlikler ve Avrupa’da ve diğer gelişmiş ekonomilerde kötüleşen ekonomik büyüme ve istikrar beklentileri; Türk ihracatçılar için küresel talep, üretim artışı ve buna bağlı olarak mali performans, ve Türkiye’nin yatırımlarını finanse edecek uluslararası özel sermaye akışları bakımlarından aşağı yönlü riskler doğurmaktadır. En temel makroekonomik risk, sermaye akışlarının tersine dönmesidir; böyle bir durumda, cari açığın yüksek düzeyi ve finansmanın kısa vadeli bileşimi göz önüne alındığında, büyümede önemli bir yavaşlama yaşanabilir. Aynı zamanda küresel finansal sistemde daha fazla sistemik bozulma riski de mevcuttur ve bunun Türkiye ekonomisi üzerinde potansiyel olarak ciddi dalgalanma etkileri olabilir. Küresel ekonominin daha fazla bozulması gibi en ciddi riskleri azaltmanın anahtarı sağlam makroekonomik yönetimde–ve özellikle de cari açığın kontrol altına alınıp azaltılmasına yönelik önlemlerde- yatmaktadır. Orta vadede, üretkenliğin arttırılması, ihracatın genişletilip çeşitlendirilmesi, yurt içi tasarrufların arttırılması, enerji verimliliğinin arttırılması ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, Türkiye’nin dış finansmana olan bağımlılığını azaltmanın anahtarları olacaktır. 81. Dünya Bankası tarafından desteklenen programlar yoluyla azaltılmış olsa da, doğal afet riskleri hâlâ mevcuttur. Türkiye depremlere karşı özellikle hassas bir konumdadır ve ülkenin yüksek riskli bağlamı içerisinde, İstanbul Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunması, yüksek nüfusu, ve ticari/ endüstriyel yoğunluğu sebebiyle depreme karşı en kırılgan şehirdir. En son Van’da yaşanan trajik depremin gösterdiği gibi, sismik aktivite ile ilgili risklere karşı hazırlıklı olmak ve bu riskleri azaltmak Türkiye’nin önündeki en önemli kalkınma zorluklarından birisidir ve Dünya Bankası Grubu ile Türk yetkililer yeni CPS döneminde de bu konudaki mevcut diyaloğu sürdürmeyi planlamaktadır. 82. Uygulama Riskleri. Hükümet’in Dokuzuncu Kalkınma Planını destekleyen CPS’in uygulanması için reform programı üzerinde sosyal uzlaşıya ve kurumsal kapasiteye ihtiyaç duyulmaktadır. Reform programının birçok unsurunun karmaşıklığı ve sosyal etkileri, ilgili tüm taraflar arasında uzlaşı sağlanmasını gerektirmektedir. Bununla birlikte, bu süreçlerin uygulanmaması halinde reform uygulaması daha sorunlu olacaktır. Dünya Bankası tarafından desteklenen projelerin hazırlık ve uygulama aşamaları üzerinde ülkedeki muhataplar ile sistematik bir politika diyaloğu ve yapılacak analitik ve istişari çalışmalar ülkenin reform sürecini destekleyebilir. Özellikle izleme ve değerlendirme alanında olmak üzere kurumsal kapasite oluşturma, politika ve projelerin uygulamasını güçlendirir.
Dünya Bankası Grubu Programı
Sonuç 2: Özellikle kadınlar ve gençler için olmak üzere istihdamın arttırılması ve kayıt dışı istihdamın azaltılması: • 2011 yılında yüzde 21 olan, İŞKUR mesleki eğitim kurslarında eğitim düzeyi lisenin altında olan gençlerin ve kadınların oranının yükseltilmesi. • 2008 yılında yüzde 3,46 olan Türkiye’nin İstihdam Koruma Mevzuatı Endeksi puanının düşürülmesi. • IFC’nin reel sektör portföy şirketlerinin yaklaşık 70.000 kişilik istihdam sağlaması.
Sonuç 1: Makroekonomik ve finansal istikrarın sürdürülmesi ve ihracatın, yurt içi tasarrufların ve dışsal etkilere karşı dayanıklılığın güçlendirilmesi: • Büyüme, istihdam, rekabet gücü ve tasarruf politikalarını içeren Orta Vadeli Programın uygulanması. • 2010 yılında yüzde 13,9 olan yurt içi tasarrufların oranının yükseltilmesi. • 2010 yılında yüzde 29,1 olan (WBG personeli hesaplamaları) tarım dışı istihdamda kayıt dışılık oranının düşürülmesi. Kamu borcu seviyelerinin düşürülmeye devam edilmesi.
• • • • •
Beceri seviyesi düşük gençlere ve kadınlara yönelik istihdam aktivasyon programlarının maliyet etkililiğinin arttırılmasına yönelik politika seçeneklerinin geliştirilmesi. Beceri seviyesi düşük gençlere ve kadınlara yönelik istihdam aktivasyon programlarının yaygınlaştırılması. Kayıt dışılığı azaltmak için, denetimin koordinasyonunu iyileştirmeye yönelik önlemleri de içeren yeni Kayıt Dışılık Eylem Planının uygulanması.
Ì
Ì
Ì
Kamu harcamalarının verimliliğini arttırmaya yönelik politika seçeneklerinin geliştirilmesi.
Ì
Ulusal İstihdam Stratejisinin uygulanmasına destek sağlanması ve bu kapsamda: (i) önceden finanse edilen kıdem tazminatı hesaplarının uygulamaya konulması yönünde ilerleme kaydedilmesi; (ii) işsizlik sigortasının kapsama oranının arttırılması; (iii) yarı zamanlı, sabit süreli ve geçici işlerin önündeki caydırıcı etkenlerin azaltılması.
Sermaye Piyasası Kurulu tarafından hazırlanmakta olan ulusal finansal eğitim stratejisi bakımından hanehalkı finansal okuryazarlığı ile ilgili bir karşılaştırma anketi de dahil olmak üzere, Hükümet ve Dünya Bankası Grubu’nun Tasarruflar ile ilgili CEM’de (2011 MY) belirtilen şekilde yurt içi tasarrufların arttırılmasına yönelik politikalar ile ilgili görüşmelerin sürdürmesi ve uygulaması.
Ì
Ì
Ticaret sonuçları ve ticaretin önündeki kısıtların şirket düzeyindeki analizi de dahil olmak üzere, ticaretin rekabet gücü ve bölgesel ticaretin entegrasyonu ile ilgili AAA’da belirlenen şekilde politika seçeneklerinin geliştirilmesi.
Ì
Ek 1
Devam Eden Finansman: • TF SIEF (Etki Değerlendirme için İspanyol Vakıf Fonu): Mesleki Eğitim Programlarının Etki Değerlendirmesi (2010 MY) Gösterge Finansman: • Program Odaklı Kalkınma Politikası Kredisi - Büyüme, Rekabet Gücü ve İstihdam (2013 MY) • Kalkınma Politikası Kredisi – daha sonra belirlenecek (2014 MY) • Eğitim/İstihdam Alanları (2014-15 MY) • IFC Reel sektör ve finansal sektör yatırımları Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • ESW Program Odaklı İstihdam Çalışması 1: İş Döngüsü Yoluyla İşgücü Piyasalarının Yönetilmesi (2013 MY) • ESW Program Odaklı İstihdam Çalışması 2: Beceri Seviyesi Düşük Gençlerin ve Kadınların Aktivasyonu (2013 MY) • ESW Program Odaklı İstihdam Çalışması 3: İşgücü Hareketliliği (2014 MY) • Program Odaklı Beşeri Gelişim Teknik Yardımı 1 & 2 (2012 MY ve 2013 MY) • Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) Mesleki Eğitim Programlarının Etki Değerlendirmesi (2012 MY) • Mesleki Eğitime IFC Desteği
Gösterge Finansman: • Program Odaklı Kalkınma Politikası Kredisi - Büyüme, Rekabet Gücü ve İstihdam (13 MY) • Kalkınma Politikası Kredisi – daha sonra belirlenecek (2014 MY) Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • ESW Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim 4 – Genel Kamu Harcama Gözden Geçirmesi (2012 MY) • ESW Ticaret ile ilgili Ülke Ekonomik Memorandumu 1 & 2 (2012 MY ve 2013 MY) • ESW Yeni Ülke Ekonomik Memorandumu (daha sonra belirlenecek) (2013 MY) • Finansal Okuryazarlık Teknik Yardımı (Tasarruf ile ilgili Program Odaklı Ülke Ekonomik Memorandumunun devamı niteliğinde) (2012 MY) • Bölgesel AAA: Türkiye, Kafkaslar ve Maşrek Bölgesinde Bölgesel Ticaret – Ekonomik Entegrasyon (2013 MY)
Ülke Düzeyindeki Göstergeler: 2015 yılına kadar ortala yüzde 4,5’lik ekonomik büyüme. 2010 yılında yüzde 43 olan istihdam oranının 2015 yılında yüzde 45’e yükseltilmesi. İŞKUR’un (Türkiye İş Kurumu) mesleki eğitim kurlarının kapsamının genişletilmesi ve uyumluluğunun arttırılması. 2008 yılında 2,44 olan “Girişimciliğin Önündeki Engeller” OECD Ürün Pazarı Düzenleme Göstergesinin düşürülmesi. 2010 yılında yüzde 43 olan iş sektörünün araştırma ve geliştirme harcamalarındaki payının yükseltilmesi. • 2010 yılında yüzde 23 olan KOBİ kredilerinin oranının arttırılması ve 2010 yılında GSYH’nin yüzde 5,5’i düzeyinde olan finansal yatırımcı tabanı büyüklüğünün (sigortacılık varlıkları, yatırım fonları ve özel emeklilik fonları) yükseltilmesi.
CPS Programının Kilometre Taşları ve Çıktıları
Stratejik Tema 1: Rekabet Gücünün ve İstihdamın Arttırılması
Türkiye – Dünya Bankası Grubu Ülke İşbirliği Stratejisi 2012-15 MY: Sonuç Çerçevesi
CPS’in Katkıda Bulunduğu Ülke Kalkınma Sonuçları
34
CPS Programının Kilometre Taşları ve Çıktıları
Dünya Bankası Grubu Programı
Stratejik Tema 1: Rekabet Gücünün ve İstihdamın Arttırılması
Ek 1
Sonuç 3: Yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi; finansmana erişimin derinleştirilmesi ve genişletilmesi: (a) Yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi: • İmalat sektöründeki bir şirketin bir işletme ruhsatı alması için geçen gün sayısının 62’den düşürülmesi (2010 ICA). • İş Yapma Kolaylığı raporunda Yatırımcı Koruma Gücü Endeksindeki 5,7 olan puanın yükseltilmesi (2012 Raporu).
Devam Eden Finansman: • KOBİ’ler için Finansmana Erişim Projesi – I (2006 MY) (a) Yatırım ve iş ortamı: • Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL IV) (2008 Ì “Tek durak ofisler” yoluyla sadeleştirilmiş ruhsat MY) idaresinin uygulamaya konulması • KOBİ’ler için Finansmana Erişim Projesi – II (2010 MY) Ì Ulusal rekabet politika çerçevesinin fonksiyonel • MIGA Finansal sektör projesine garanti sağlanması incelemesinin tamamlanması. Gösterge Finansman: Ì Kamu araştırmalarının ticarileştirilmesine ve • Program Odaklı Kalkınma Politikası Kredisi - Büyüme, Rekabet özel araştırmalara yönelik teşviklerin yeniden Gücü ve İstihdam (2013 MY) dengelenmesine yönelik bir yasal çerçeve için politika • Kalkınma Politikası Kredisi – daha sonra belirlenecek (2014 MY) seçeneklerinin geliştirilmesi. • KOBİ’lerin Finansmana Erişimi (Gıda Güvenliği) (2013 MY) Ì Gelecekteki politikalar için bilgi girdisi sağlamak (b) Finansmana erişimin iyileştirilmesi: • Finansmana Erişim Alanı: KOBİ’ler veya İhracatçılar (2014-15 üzere özel sektörün önündeki zorlukların ve fırsatların MY) • IBRD finansmanından yararlanan bölgesel boyutlarının tespit edilmesi şirketlerin ihracat artışının sektördeki • IFC Enerji sektöründeki yatırımları ihracat artışına göre sıfırdan büyük olması. • IFC Kırsal alanlardaki yatırımların finansmanı • IBRD finansmanından yararlanan • IFC Şirket tahvilleri piyasasının geliştirilmesi (b) Finansmana erişim KOBİ’lerin satış artışının enflasyona göre • IFC Seküritizasyon yapısının kullanımı düzeltilmiş halinin sıfırdan büyük olması. Ì Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun • IFC Tarımsal işletmelere ve yenilenebilir enerji projelerine piyasa risklerini izleme kapasitesinin geliştirilmesi kullandırılmak üzere bankacılık sektörüne uzun vadeli • IBRD finansmanından yararlanan finansman sağlanması finansal kuruluşlar için gayrisafi takipteki Ì Finansal aracıların daha uzun vade profiline sahip yatırım projelerini değerlendirme kapasitesinin kredi oranının bankacılık sektörünün • IFC Güney-Güney projelerine destek geliştirilmesi ortalamasını geçmemesi (2001 sonu • IFC Kısa vadeli finansman ve ticaret Ì Özel menkul kıymetlere yönelik yatırımcı tabanının itibariyle yüzde 2,7, BDDK). • IFC Finansal aracılar yoluyla KOBİ’lere finansman desteği geliştirilmesine yönelik politika eylemlerinin kabul • IFC yerel finansal aracılar yoluyla yaklaşık • IFC Sistemik bankacılık sektörü riskini azaltmaya yönelik öz edilmesi / uygulanmaya başlanması 100.000 KOBİ müşterisine ve 120.000 sermaye yatırımları çiftçiye finansman sağlanacağını tahmin • IFC Sistemik açıdan önemli batılı bankaların Türkiye’deki bağlı etmektedir. ortaklıklarına destek Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • Teknik Yardım – Bölgesel Yatırım Ortamı Değerlendirmelerini içeren “Yatırım Ortamı ve Rekabetçilik” (2012 MY) • Teknik Yardım – Finansal Sektörün Geliştirilmesi (FY12) • WBI Ortak MENA/ECA/WBI bilgi paylaşım girişimi: ‘Teknoloji Edinimi, Yenilikçilik ve Girişimcilik Nasıl Sağlanır?’
CPS’in Katkıda Bulunduğu Ülke Kalkınma Sonuçları
35
CPS Programının Kilometre Taşları ve Çıktıları
Dünya Bankası Grubu Programı
Stratejik Tema 2: Eşitliğin ve Kamu Hizmetlerinin İyileştirilmesi
Ek 1
Sonuç 5: Daha etkili ve finansal açıdan sürdürülebilir bir sağlık sistemi; başka ülkeler Türkiye’nin başarılı deneyimlerinden dersler çıkarmak istediklerini ifade etmişlerdir: • Sağlık Bakanlığı’nın 2015 yılına kadar yeniden yapılandırılarak sadece sağlık sektöründe liderlik fonksiyonları üzerinde odaklanması. • Tüm kamu hastanelerinin kamu hastane birlikleri olarak teşkilatlandırılması ve global bütçeden performans sözleşmelerine göre ödeme yapılması.
Sonuç 4: Erken çocukluk eğitiminin (EÇE) kalitesinin ve kapsamının arttırılması: • Gösterge proje tasarımına dayalı olarak belirlenecek.
Ì
Ì
Ì
Ì
Ì
Ì
ESW’nin sağlayacağı bilgiler ışığında erken çocukluk eğitiminin yaygınlaştırılmasına ve iyileştirilmesine yönelik bir programın geliştirilmesi. Erken çocukluk eğitimi için, açık eğitim standartları ve bu standartların izlenmesine ve uygulanmasına yönelik mekanizmaları içeren kalite güvencesi sisteminin uygulamaya konulması. Kaynakların dezavantajlı çocuklara ve erken çocukluk eğitimi kayıt oranlarının düşük olduğu illere yönlendirilmesine yönelik mekanizmaların uygulamaya konulması. Sağlık Bakanlığı’nın liderlik fonksiyonlarını yerine getirme kapasitesinin arttırılması. Bir yandan maliyetleri kontrol altına alırken aynı zamanda kaliteli sağlık hizmetlerinin sunulmasını sağlayacak politika seçeneklerinin geliştirilmesi/ kabulü. Seçenekler arasında şunlar yer alabilir: (i) Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sağlık harcamaları kategorilerinde global harcama tavanlarının belirlenmesine yönelik mekanizmaların revizyonu; (ii) tüm SB hastanelerinde yataklı ve ayakta hasta hizmetleri için tanıya ilişkin grup (DRG) ödemeleri; (iii) ilaç harcamalarının azaltılması ve ilaçların rasyonel kullanımının teşvik edilmesi; ve (iv) aile hekimleri arasında önleyici müdahaleler ile ilişkili teşviklerin kademeli olarak uygulamaya konulması. Türkiye’nin sağlık reformundaki deneyimlerinin bölgedeki ve dünyadaki başka ülkeler ile paylaşılması – Hükümet ile görüşülüyor.
Devam Eden Finansman: • Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyal Güvenlik Reform Projesi APL 2 (2009 MY) • TF GPF (Yönetişim Ortaklık Fonu): Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyal Güvenlik Reformu (2009 MY) • TF IDF (Kurumsal Gelişim Fonu): Tek Sağlık Stratejisi Planlaması ve Ekonomik Analizi İçin Kurumsal Kapasite Güçlendirme (2011 MY) Gösterge Finansman: • Sağlık Projesi (2013 MY) • IFC Sağlık şirketlerine destek Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • ESW Program Odaklı Sağlık Çalışması: Aile Hekimliği (2012 MY) • Program Odaklı Sağlık Çalışması: İlaç (2013 MY) • WBI faaliyetleri
Gösterge Finansman: • Eğitim/İstihdam Alanları (2014-15 MY) Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • ESW Program Odaklı Eğitim Çalışması: Finansman ve Hesap Verebilirlik 1&2 (2012 MY ve 2013 MY)
• Sağlık Bakanlığı’nın 2015 yılına kadar yeniden yapılandırılarak sadece sağlık sektöründe liderlik fonksiyonları üzerinde odaklanması. • Yüzde 27,6 olan kadınların işgücüne katılım oranının (TÜİK, 2010) yükseltilmesi. • Ortaöğretimdeki okullaşma oranındaki 6 puanlık cinsiyet farkının (2010 itibariyle) önemli ölçüde azaltılması.
dağılımının iyileştirilmesi
• 2011 yılında yüzde 30 olan okul öncesi eğitimde okullaşma oranının 2014 yılında yüzde 70’e yükseltilmesi • Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilaç harcamalarının toplamdaki payının 2010 yılındaki yüzde 41,6 düzeyinden 2014 yılında yüzde 37,5’e düşürülmesi yoluyla sağlıkta kaynak
Ülke Düzeyindeki Göstergeler:
CPS’in Katkıda Bulunduğu Ülke Kalkınma Sonuçları
36
Sonuç 7: Kamu hizmetlerinin ve yönetişimin iyileştirilmesi: • Eğitimin finansmanı, öğretmen politikaları, okul özerkliği ve hesap verebilirliği alanlarında Türkiye’nin, Eğitim Sonuçları için Sistem Değerlendirme ve Karşılaştırma (SABER) sonuçları ile ölçülen durumunun diğer ülkelere göre iyileşmesi. Başlangıç durumu 2012’de belirlenecektir. • 2010 PEFA puanları gibi incelenmelere dayalı olarak bütçenin, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin artması. • Vatandaş Karnesine dayalı olarak kamu kurumları arasında daha fazla puan almak için güçlü bir rekabet oluşması. Başlangıç durumu: 1 pilot belediye (Manisa). Hedef: 6 belediye. • KİT’lerde yönetişimin iyileştirilmesi için yeni bir KİT çerçeve mevzuatının hazırlanması.
Sonuç 6: Fırsat Eşitliği doğrultusunda ilerleme kaydedilmesi: • 2015 sonuna kadar en az 20 şirkete yeni Fırsat Eşitliği Sertifikası verilmesi. Başlangıç düzeyi: 2011 yılı itibariyle sıfır. • Kadınların sahibi olduğu ilave 900 küçük ve orta büyüklükteki işletmeye göre finansal desteğin ayarlanması. • IFC tarafından finansman sağlanan KOBİ’ler yoluyla kadınlara ait 900 KOBİ’nin desteklenmesi ile kadınların işgücüne katılımının arttırılması.
CPS’in Katkıda Bulunduğu Ülke Kalkınma Sonuçları
37
İşyerinde Fırsat Eşitliğini teşvik etmeye yönelik cinsiyet sertifikalandırma programının geliştirilerek Temmuz 2012’ye kadar 11 şirkette uygulanması. Aşağıdaki yollarla kadınların kayıtlı istihdamını arttırmaya yönelik politika seçeneklerinin geliştirilmesi (i) esnek sözleşmeler; (ii) istihdam aktivasyon programları; ve (iii) çocuk bakım hizmetlerine erişim. Yatırım ortamında kadınların önündeki engellerin tespit edilmesi.
Ì
Kamu kurumlarında finansal yönetim ve yönetişimin iyileştirilmesi amacıyla aşağıdakiler üzerinde odaklanan politika seçeneklerinin geliştirilmesi: • Eğitim: (i) nesnel ve şeffaf bir eğitim finansman sisteminin geliştirilmesi (ii) okulların mali özerkliğinin arttırılması; ve (iii) eğitim sisteminin tüm düzeylerinde hesap verebilirliğin arttırılması. • Yerel yönetimlerin finansal yönetim yapısı ve mali durumu. • Kamu iktisadi teşebbüslerinde yönetişim. • Ulaştırma sektörü harcamaları. Ì Vatandaş Karnesi formatının hazırlanması ve Manisa Belediyesinin 2012 anketini kendisinin finanse etmesi. Ì Okul Geliştirme Programı (OGP) kapsamında Haziran 2012’ye kadar 3.500 dezavantajlı okula yeni hibelerin sağlanması.
Ì
Ì
Ì
CPS Programının Kilometre Taşları ve Çıktıları
Devam Eden Finansman: • Orta Öğretim Projesi (2005 MY) • TF GPF (Yönetişim Ortaklık Fonu): Yeni Kamu Mali Yönetim Çerçevesinde TBMM ve TBMM Bütçe Komisyonu için Kapasite Oluşturma (2009 MY) • TF IDF (Kurumsal Gelişim Fonu): İç Denetim için Kapasite Oluşturma • TF SAFE (Hesap Verebilirliğin ve İtibari Ortamın Güçlendirilmesi): Sayıştay’ın Üst Denetim Fonksiyonunun Geliştirilmesi Gösterge Finansman: • IFC Ulaştırma lojistiği yatırımları • IFC Belediyelerin finansmanı Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • ESW Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim Çalışması 3 – Kamu Ulaştırma Harcamaları Gözden Geçirmesi (2012 MY) • ESW Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim Çalışması 4 – Genel Kamu Harcamaları (2012 MY) • ESW Program Odaklı Eğitim Çalışması: Finansman ve Hesap Verebilirlik 1&2 (2012 MY ve 2013 MY) • ESW Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim Çalışması 4 – devamı (2013 MY) • Teknik Yardım - KİT’lerde Yönetişim (2012 MY)
Gösterge Finansman: • IFC Cinsiyet finansmanı Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • ESW Program Odaklı İstihdam Çalışması 2: Beceri Seviyesi Düşük Gençlerin ve Kadınların Aktivasyonu (2013 MY) • Teknik Yardım –Özel Sektörde Fırsat Eşitliği 1&2 (2012 MY ve 2013 MY) • Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) Mesleki Eğitim Programlarının Etki Değerlendirmesi (2012 MY)
Dünya Bankası Grubu Programı
Stratejik Tema 2: Eşitliğin ve Kamu Hizmetlerinin İyileştirilmesi
Ek 1
CPS Programının Kilometre Taşları ve Çıktıları Dünya Bankası Grubu Programı
Stratejik Tema 3: Sürdürülebilir Kalkınmanın Derinleştirilmesi
Ek 1
Sonuç 9: Çevre yönetiminin ve iklim değişikliğine uyumun güçlendirilmesi: • “Çevre Kanunu Uyarınca Alınması Gereken İzinler ve Ruhsatlar Yönetmeliğine” tabi tüm şirketlerin yüzde 50’sinin, sertifikalı çevre görevlileri istihdam etmesi. • Su havzası yönetiminin iyileştirilmesi: (a) Su Çerçeve Direktifinde belirtilen esaslar dikkate alınarak Türkiye’nin 25 nehir havzası için koruma eylem planlarının hazırlanması. Başlangıç Durumu: 2009 yılında 4 havza; Hedef: 2012 sonuna kadar en az 20 havza. Durum: 2011 sonu itibariyle 15 havza. (b) Su havzası ıslahına tabi tutulan alanın arttırılması: Gösterge proje tasarımına dayalı olarak belirlenecek. Ì
Ì
Ì
Ì
Ì
Ì
AB ile Çevre faslı üzerindeki müzakereler 2009 Devam Eden Finansman: yılında açılmıştır ve devam etmektedir. • Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi + GEF Projesi (2004 MY) Çevresel Etki Değerlendirme ile ilgili olarak • TF GEF3 Tam Ölçekli Proje: Türkiye Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi (2005 97/11/EC ve 2003/35/EC sayılı direktifler ile MY) değiştirilen 85/337/EEC sayılı direktifin ulusal • TF PROFOR (Orman Programı): Türkiye’de Su Havzası Rehabilitasyon Yatırımlarının mevzuata aktarılması ve uygulanması. Hedeflenmesine Destek (2009 MY) ÇED yönetmeliğinin uygulanması yoluyla çevresel Gösterge Finansman: karar verme sürecinde şeffaflığın ve halkın • Üçüncü Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji sektörü (ESES) Kalkınma katılımının arttırılması. ÇED kararlarının Çevre ve Politikası Kredisi (2012 MY) Şehircilik Bakanlığı’nın web sitesinde açıklanması. • Sürdürülebilir Şehirler/ Afet / Su Havzası / Enerji Alanları (2014-15 MY) İl müdürlüklerinde çevresel izinlerin verilmesi, • IFC Madencilik sektöründe Türkiye’nin sınır bölgelerindeki küçük arama şirketlerine öz izlenmesi ve denetimi ile ilgili entegre bir sistemin sermaye yatırımları kurulması. Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: Ulusal Su Havzaları Yönetim Stratejisinin Yüksek • ESW Rio+20/Daha Temiz Üretim (2012 MY) Planlama Kurulu tarafından kabul edilmesi ve • ESW Yeni Ülke Ekonomik Memorandumu (daha sonra belirlenecek) (2013 MY) uygulanmaya başlanması. • Teknik Yardım - Gıda Güvenliği Program Odaklı Teknik Yardım Çalışması (2012 MY) Mevzuatın, nehir havzalarında su kullanan tesisler • Teknik Yardım - Ulusal Afet Riskini Azaltma Çalışması (2012 MY) için kümülatif etki değerlendirmesini içerecek • Teknik Yardım - Ulusal Su Havzası Yönetim (2012 MY) şekilde güncellenmesi.
Ülke Düzeyindeki Göstergeler: • 2011 Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planının uygulanması. • Uygulanan ve planlanan politika ve önlemler sonucunda birincil enerji yoğunluğunu 2023 yılına kadar 2011 yılına göre yüzde 20 azaltarak enerji verimliliğinin arttırılması hedefi doğrultusunda ilerleme kaydedilmesi. • 2013 yılından önce onaylanacak Su Kanunu kapsamında su kaynakları yönetiminin iyileştirilmesi yoluyla iklim değişikliğine uyumun iyileştirilmesi. • Türkiye’nin şehirlerinin sürdürülebilirliğinin arttırılması; başarımlar Entegre Kentsel Gelişim Stratejisi ve Eylem Planına (KENTGES) göre ölçülecek. Devam Eden Finansman: Sonuç 8: Güvenilir ve verimli enerji • Gaz Sektörü Geliştirme Projesi (2006 MY) arzının arttırılması; yenilenebilir enerji • Elektrik Dağıtım Rehabilitasyon Projesi (2007 MY) kaynaklarının daha fazla kullanılması ve • Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Projesi (2009 MY) Ì Enerji Verimliliği Stratejisinin kabul edilmesi. uygulanmakta olan iklim eylemlerinin • Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu (ECSEE) APL6 Projesi (2011 MY) Ì Mevcut binalarda enerji verimliliğini arttırma arttırılması: • TF CTF (Temiz Teknoloji Fonu): Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği eylem planının 2014 yılına kadar geliştirilmesi. • 2015 yılına kadar en az 10.000 MW Projesi (2009 MY) Ì İklim Değişikliği Eylem Planının uygulanmaya yeni üretim kapasitesinin eklenmesiyle • TF IFC GeoFund (Jeotermal Enerji Geliştirme Programı): Teknik Yardım (2011 MY) başlanması. güvenilir ve verimli enerji arzının • TF PMR (Piyasa Hazırlık Ortaklığı): Karbon Piyasaları Girişimleri Ì Sera gazı salımlarına yönelik piyasa esaslı arttırılması. Gösterge Finansman: mekanizmanın kabul edilmesi. • 2009 yılında yüzde 18 olan yenilenebilir • Üçüncü Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji sektörü (ESES) Kalkınma Ì Türkiye’nin enerji verimliliğinin ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin Politikası Kredisi (2012 MY) enerjinin arttırılması ve “iklim eyleminin” olası bir toplam elektrik üretimi içindeki payının • Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Ek Finansmanı (2012 MY) odak alanı olarak kabulü yoluyla ‘sürdürülebilir 2015 yılında %30 veya daha yükseğe • Özel Sektör Enerji Verimliliği (2013 MY) kalkınma’ vizyonunun uygulanmasına yönelik çıkarılması. • IFC Sürdürülebilir enerji finansmanı politika seçeneklerinin geliştirilmesi. • IFC’nin portföy şirketleri yoluyla 2015 • IFC Yenilenebilir enerji projelerine finansman (jeotermal, hidro ve rüzgar) MY’na kadar yaklaşık 6 milyon elektrik • IFC Gaz dağıtım projelerine finansman tüketicisine ulaşması Başlangıç düzeyi: Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: 2011 MY itibariyle 2,6 milyon tüketici. • Teknik Yardım – Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji (2013 MY) • Bölgesel AAA: Maşrek Elektrik Şebekelerinin Senkronizasyonuna Yönelik Beklentilerin Değerlendirilmesi ve Yol Haritası (daha sonra belirlenecek)
CPS’in Katkıda Bulunduğu Ülke Kalkınma Sonuçları
38
Ì
Ì
Ì
Ì
Aşağıdaki amaçlar için kilit kentsel alanlar ile ilgili programın geliştirilmesi ve tartışılması: (i) kentsel ulaşım ve konut olanaklarının iyileştirilmesi; (ii) şehirlerde finansal kapasite de dahil olmak üzere kapasite oluşturmanın yaygınlaştırılması; (iii) uluslararası deneyimlere dayalı olarak şehirlerin sürdürülebilirliğinin ve yaşanabilirliğinin izlenmesi; ve (iv) şehirlerdeki çevre ve enerji verimliliği yatırımlarının İller Bankası aracılığıyla finanse edilmesi. Şehirlerin enerji verimliliği standartlarını bina izinlerine ve inşaat ruhsatlarına dahil etmeleri konusunda desteklenmesine yönelik politika seçeneklerinin geliştirilmesi. 2013 yılına kadar beş öncelikli ildeki (Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir ve Gaziantep) en az 4 milyon parsel için tapu ve kadastro bilgi sistemlerinin sayısal olarak erişilebilir hale getirilmesi. Şehirleşme politikasının geliştirilmesinin desteklenmesi. Türkiye’nin sanayi sektörlerinde daha temiz üretime geçiş vizyonunun uygulanması için politika seçeneklerinin geliştirilmesi.
Ì
Sonuç 10: Türkiye’deki şehirlerin sürdürülebilirliğinin arttırılması: • Belediye Hizmetleri Projesi kapsamındaki dört pilot ilde ilave 420.000 kişinin daha su temini, çöp toplama ve kanalizasyon gibi temel kentsel hizmetlere erişiminin sağlanması. • Dört pilot şehrin, enerji verimliliğinin arttırılması, karbon salımlarının azaltılması ve/ veya finansal sürdürülebilirliğin arttırılması yoluyla Sürdürülebilir Şehirler Endeksi performans hedeflerini karşılaması. • İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki toplam en az 750 kamu binasının büyük bir depreme karşı güçlendirilmesi/ yeniden inşası - 2011 itibariyle 595 bina.
Ek 1
Devam Eden Finansman: • Belediye Hizmetleri Projesi (2005 MY) + Ek Finansman (2010 MY) • İstanbul Deprem Riskini Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesi (2005 MY) + Ek Finansman (2010 MY) • Tapu ve Kadastro Modernizasyon Projesi (2008 MY) • MIGA İstanbul Metrosu da dahil olmak üzere altyapı projelerine garanti sağlanması • TF GFDRR (Küresel Afet Azaltma ve Yeniden Yapılandırma Fonu): Afet Riskini Azaltma ve Hazırlık (2009 MY) • TF PPIAF (Kamu-Özel Altyapı Danışma Fonu): Sürdürülebilir Şehirler (Belediye Kredi Derecelendirme İşlemlerinin Yapılandırması) Gösterge Finansman: • Sürdürülebilir Şehirler/ Afet / Su Havzası / Enerji Alanları (2014-15 MY) • IFC Belediye finansmanı Devam Eden ve Gösterge AAA Çalışmaları: • ESW Sürdürülebilir Şehirler 1&2 (2012 MY ve 2013 MY)
Dünya Bankası Grubu Programı
Stratejik Tema 3: Sürdürülebilir Kalkınmanın Derinleştirilmesi CPS Programının Kilometre Taşları ve Çıktıları
CPS’in Katkıda Bulunduğu Ülke Kalkınma Sonuçları
39
Ek 2
40
MAKROEKONOMİK EK Son Ekonomik Gelişmeler24 1. GSYH’nin yüzde 5,7 küçüldüğü ve bankalar için oldukça maliyetli bir yeniden sermayelendirme işleminin gerçekleştirildiği 2001 bankacılık krizinden sonra, Türkiye uyumlu yapısal reformlardan oluşan bir süreç başlatmıştır. Reformlar oldukça geniş kapsamlıydı ve maliye yönetimini ve kamu mali yönetimini iyileştirmeyi, bankacılık denetleme fonksiyonunun güçlendirilmesini, kapsamlı bir sosyal güvenlik reformunun uygulamaya konulmasını, makroekonomik yönetim çerçevesinin yeniden yapılandırılmasını amaçlıyordu ve bu çerçevede bağımsız bir TCMB’nin enflasyon hedeflemesinden sorumlu olması öngörülüyordu. 2. Geçtiğimiz on yıllık dönemde Türkiye’nin makroekonomik politikaları ve yapısal reformları sağlam bir ekonomik büyüme sağlamıştır. 2001 ile 2010 arasında reel GSYH yüzde 50 artmıştır ve 1990’larda yüzde 4 olan ortalama büyüme oranı 2003-07 döneminde neredeyse yüzde 7 olmuştur. 2008-2009 küresel krizinin sonrasında büyüme oranı tekrar hızla yükselmeye başlamıştır ve 2010 yılında yüzde 9, 2011 yılının ilk üç çeyreğinde ise yüzde 9,6 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılından bu yana kişi başına gelir neredeyse üç kat yükselmiş ve şu anda 10.067 ABD$ düzeyindedir. 2004-2010 döneminde kamu sektörünün ortalama faiz dışı dengesi GSYH’nin yüzde 2,8’i oranında gerçekleşmiştir ve 2008-09 küresel krizi sonrasında hafif bir artış olmakla birlikte gayrisafi kamu borcunun GSYH’ye oranı 2002 yılında yüzde 73,4 iken 2010 yılında yüzde 45’e düşürülmüştür. Enflasyon yüzde 70’ler gibi yüksek bir düzeyde iken yüzde 10’un altına düşürülmüştür. Sağlıklı ihracat artışı (2004-10 döneminde yıllık yüzde 13) dışsal kırılganlıkların sınırlanmasına katkıda bulunmuştur. Güçlü rezerv oluşumu ile birlikte, tüm önemli kredi derecelendirme kuruluşlarının 2008 sonrasındaki not artırımları ve görünüm revizyonları ülkenin beklentilerindeki iyileşmeleri göstermiştir. En son olarak, Eylül 2011’de S&P Türkiye’nin yerel para birimi cinsindeki puanını bir derece yükselterek BBB- olarak belirlemiştir. Kasım 2011’de Fitch Türkiye’nin ülke kredi notu görünümünü pozitiften durağana çevirirken kredi notunu BB+ olarak korudu; bu makroekonomik istikrar ile yaklaşan yakın vadeli riskleri yansıtmaktadır (bakınız aşağıdaki bölüm). 3. Hükümet 2008-2009 küresel krizi sırasında genişlemeci makroekonomik politikalar benimsemiştir. 2009 yılında Türkiye’nin GSYH’si kısa süreli ancak keskin bir şekilde düşmüştür (yüzde 4,8); bu yatırımcı ve tüketici güveninin güçlü bir kötüleşmesinin ve dış talepte ve sermaye girişlerinde bir düşüşün yansımasıdır. İhracat daha az etkilenmesine rağmen ithalatın iç talepteki keskin yavaşlama ya tepki vermesi sonucunda cari açıkta önemli bir azalma olmuştur. 2008 yılında GSYH’nin yüzde 2,3’ü (17 milyar ABD$) düzeyinde olan yabancı doğrudan yatırım önemli bir şekilde yavaşlayarak 2009 yılında yüzde 1,1’e (6,9 milyar ABD$) düşmüştür. İşsizlik Şubat 2009’da 2008’in aynı ayına göre yüzde 35’lik bir artışla yüzde 16,1’e ulaşarak rekor kırdı. Yetkililer bankacılık sektöründe güveni ve likiditeyi korumak için hızlı bir şekilde harekete geçtiler (rezerv gerekliliklerinin düşürülmesi, ve “kör aracı” kredi olanağının sunulması gibi yollarla) ve bir dizi istihdam önlemleri ile birlikte mali teşvikleri uygulamaya koydular. Ekim 2008 ile Kasım 2009 arasında, gecelik faiz oranları kümülatif olarak 10,25 puan düşürülmüştür. Genel kamu mali açığı, temel olarak otomatik istikrar sağlayıcı önlemlerin (Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan bütçe transferlerinin GSYH’nin yaklaşık yüzde 1,8’i kadar arttırılması gibi) devreye sokulması sebebiyle 2008 yılındaki GSYH’nin yüzde 1,6’sı düzeyinden 2009 yılında yüzde 5,5’e yükselmiştir. Genişlemeci politikaların da etkisiyle, işsizlik oranı 2009 ortasında zirveye çıkmıştır ve GSYH 2009’un son çeyreğinde toparlanmaya başlamıştır. 4. Küresel likidite ve Türkiye’nin sağlıklı bilançoları sayesindeki hızlı kredi artışının25 ve yüksek sermaye girişlerinin de etkisiyle, Türkiye’nin GSYH’sı 2010 yılında yüzde 9 ve 2011 yılının ilk üç çeyreğinde yüzde 9,6 oranında büyümüş ve 2009 resesyonu atlatılmıştır. GSYH şu anda kriz öncesindeki zirve düzeyinden neredeyse yüzde 10 daha yüksektir. Son iki yıl içerisindeki büyümenin başlıca itici güçleri, tarihi düzeyde düşük faiz oranlarının etkisiyle özel sektörün yatırım talebi ve iç tüketim olmuştur. 2010 yılında ekonomik büyüme yüzde 9 olarak gerçekleşmiştir ve bu büyümede özel tüketim ve özel yatırımlar önemli bir paya sahip olmuştur (her biri yaklaşık 5 puanlık bir paya sahip olmakla birlikte, net ihracat negatif bir 24 25
Son ekonomik gelişmelerin bir grafik gösterimi için, bakınız Şekil 2-15. Yıllık baza getirilmiş haftalık kredi artışı Ocak 2011’de yüzde 50 ile zirveye ulaşmıştır.
Ek 2
41
katkıda bulunmuştur; bakınız Tablo 1). Yurt içi tasarrufların çok düşük olması ve bunun yanında Türkiye’nin bilançolarının sağlıklı olması ve bazı ileri ekonomilerdeki parasal gevşemeler gibi etkenlerle, büyüme ithalatı finanse etmeye yönelik kısa vadeli sermaye girişlerine dayalı olmuştur (çoğunluklu bankacılık sistemi aracılığıyla), bu arada Yabancı Doğrudan Yatırım (YDY) ise düşük düzeyde kalmıştır. Bu durumda cari açığın artmasına önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. 5. Yüksek orandaki ithalat artışı (özellikle sermaye mallarının ve ara malların ithalatı) Türkiye’nin cari açığında hızlı bir yükselişe sebep olmuştur ve 2009 yılında son sekiz yıllık dönemin en düşük seviyesinde iken 2011 yılında tarihi derecede yüksek düzeylere ulaşmıştır. 2009 yılında 14 milyar ABD$ (GSYH’nin yüzde 2,3’ü) olan cari açık, 2010 yılında 47,1 milyar ABD$’na (GSYH’nin yüzde 6,4’ü) ve Kasım 2011 itibariyle son 12 aylık bazda 77,8 milyar ABD$’na (GSYH’nin yüzde 9,8’i) yükselmiştir. Ayrıca, cari açığın finansman bileşiminde kötüleşme yaşanmıştır; toplam girişlerde yabancı doğrudan yatırımların payı 2007’deki yüzde 45 düzeyinden 2011 yılında yüzde 18’e düşmüştür (Şekil 1). Ticaret açığının önemli bir kısmı enerjiden kaynaklanıyor olmakla birlikte (son yıllarda GSYH’nin ortalama yüzde 5’i), enerji dışı denge kötüleşmeye önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Özel sektör cari açığın büyük bir kısmını oluşturmuş ve buna paralel olarak özel sektörün dış borcu da 2008 yılındaki 188 milyar ABD$ düzeyinden 2011 yılında 202,2 milyar ABD$’na yükselmiştir. Cari açık finansmanının yüksek düzeyi ve kısa vadeli yapısı yakın gelecekte devam edecek gibi görünmektedir. Bununla ilişkili olarak, küresel finansal piyasalarda artan riskten kaçınma eğiliminin Türkiye’yi etkilemesi halinde, büyümede önemli bir yavaşlama riski de ortaya çıkacaktır. Şekil 1. Sermaye Girişlerinin Bileşimi milyon ABD$ 80000 70000 60000 50000 40000 30000 20000 10000 0 2006
2007
2008
2009
2010
2011 (Oca-Eki)
-10000 <ŦƐĂ sĂĚĞůŝ ǀĞ WŽƌƞƂLJ 'ŝƌŝƔůĞƌŝ
YDY
KƌƚĂ ǀĞ hnjƵŶ sĂĚĞůŝ 'ŝƌŝƔůĞƌ ǀĞ EĞƚ ,ĂƚĂ ǀĞ ƚůĂŵĂůĂƌ
Kaynak: TCMB.
6. İşgücüne katılım oranının yükselmesinin etkisiyle de olsa, işsizlik oranı kriz öncesi seviyelerin altına inmiştir ancak hâlâ yüksektir. Şubat 2009’da yüzde 16’yı aşarak zirveye ulaşan mevsimsel olarak düzeltilmiş işsizlik oranı istikrarlı bir şekilde düşerek Ekim 2011’de yüzde 9,1 olarak gerçekleşmiş ve kriz öncesi düzeylerin de altına inmiştir. Bununla birlikte, Türkiye’deki açık işsizlik mutlak bazda yüksektir ve Türkiye işgücü piyasası düşük aktivite oranları ve yüksek kayıt dışı istihdam oranları ile karakterizedir. 2010 itibariyle çalışma çağındaki (15-64 yaş) kadınlar arasındaki istihdam oranı OECD ve Avrupa ve Orta Asya ülkeleri arasında en düşük orandır. Ayrıca, her ne kadar kayıt dışı istihdam biraz azalsa da bunların yaklaşık yüzde 40’ı da kayıt dışı sektörde çalışmaktadır.
Ek 2
42
Tablo 1: Bazı Makroekonomik Göstergeler (2005-2011) 2005
2006
2007
2008
2009
8.4
6.9
4.7
0.7
-4.8
9.0
8.0
Tüketim
5.8
4.1
4.4
0.0
-0.8
5.0
6.3
Özel
5.6
3.3
3.8
-0.2
-1.6
4.7
5.5
3.9
3.2
0.8
-1.5
-4.5
6.0
4.8
3.1
3.1
0.6
-2.0
-4.4
5.4
4.4
Net İhracat
-1.4
-0.3
-1.2
1.9
2.7
-4.4
-3.0
İhracat
1.9
1.6
1.8
0.7
-1.3
0.9
1.4
İthalat
-3.3
-1.9
-3.0
1.2
4.0
-5.2
-4.4
0.1
-0.1
0.6
0.3
-2.3
2.4
-0.1
481.5
526.4
648.6
742.1
616.7
734.9
791.5
Tüketim (GSYH’nin %’si olarak)
83.1
82.5
83.8
82.3
85.8
85.3
86.2
Yatırım (GSYH’nin %’si olarak)
20.4
22.4
21.4
22.1
15.3
20.2
23.0
Yurt İçi Tasarruf (GSYH’nin %’si olarak)
15.9
16.6
15.5
16.8
13.2
13.9
13.3
Kredi Artışı (%)
56.8
40.2
27.9
29.8
7.1
33.7
29.5
İşsizlik Oranı (%)
10.6
10.2
10.3
11.0
14.0
11.9
9.8*
Büyüme (%)
2010 2011 Tah.
Büyümeye Katkı Oranları (yüzde)
Gayrisafi Sabit Sermaye Oluşumu Özel
Stok Değişimi GSYH (milyar ABD$)
TÜFE Enflasyonu (%) (dönem sonu)
7.7
9.7
8.4
10.1
6.5
6.4
10.5*
Genel Kamu Geliri/GSYH, %
32.9
34.8
33.6
32.9
34.6
35.5
36.9
Genel Kamu Gideri/GSYH, %
33.0
33.4
33.8
34.6
40.1
38.4
38.1
Genel Kamu Dengesi/GSYH, %
-0.1
1.4
-0.2
-1.6
-5.5
-2.9
-1.2
5.0
4.5
3.2
1.6
-1.0
0.8
1.2
Gayrisafi Kamu Borcu/GSYH
54.1
48.2
42.2
42.9
48.9
45.0
40.2
Gayrisafi Dış Borç /GSYH
35.3
39.5
38.5
37.8
43.6
39.5
41.3
İhracat Artışı (f.o.b.)
16.3
16.4
25.4
23.1
-22.6
11.5
18.5*
İthalat Artışı (c.i.f.)
19.7
19.5
21.8
18.8
-30.2
31.7
29.8*
Cari Açık (milyar ABD$)
22.3
32.2
38.4
42.0
14.0
47.1
77.2*
4.6
6.1
5.8
5.7
2.3
6.4
9.8
50.2
60.7
74.7
72.9
74.8
86.0
88.2*
5.2
5.2
5.3
4.3
6.4
5.6
4.4*
Kamu Sektörü Faiz Dışı Fazlası/GSYH, % 1
Cari Açık/GSYH (%) Rezervler (milyar ABD$) (altın dahil) Rezervler (ithalat ayı olarak)
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı, BDDK, TCMB, TÜİK, seçilen 2011 değişkenleri için Banka tahminleri. 1 Hazine Müsteşarlığı tanımlı gayrisafi kamu borcu, AB tanımlı genel kamu borç stokundan farklılık göstermektedir. Bu fark, AB tanımlı borcun aşağıdaki düzeltme kalemlerinden kaynaklanmaktadır: (i) sıfır kuponlu menkul kıymetlerin üzerinde yazılı değer üzerinden kaydedilmesi; (ii) TÜFE endeksli tahviller için enflasyon değişiminin dahil edilmesi; (iii) Hazine tarafından tedavüle sürülen bozuk paraların dahil edilmesi; ve farklı kamu kurumlarının elinde bulundurduğu devlet tahvillerinin çıkarılması, (iv) KİT’lerin borç stoklarının çıkarılması. *gerçekleşen
7. Yüksek büyüme temel mali dengedeki iyileşmelerin devam etmesini sağladı; ancak faiz dışı harcamalar hâlâ kriz öncesi seviyelerin üzerinde. 2009 yılında GSYH’nin yüzde 5,5’i düzeyinde olan genel kamu mali açığı 2011 yılında tahmini olarak yüzde 1,2’ye düşmüştür ve kamu borcunun GSYH’ye oranı 2008 yılında kriz ile ilişkili olarak yaşanan artıştan sonra tekrar aşağı yönlü olarak seyretmeye başlamıştır. Mali açıktaki azalma vergi gelirlerinin güçlü döngüsel yapısını yansıtmaktadır, ancak uygulamaya konulan kapsamlı bir vergi yeniden yapılandırma programı ve faiz giderlerindeki azalma da buna katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte, faiz dışı giderler kriz öncesi düzeylerin önemli ölçüde üzerindedir ve bunun temel sebepleri yüksek sermaye yatırımları, ücret ve emeklilik maaşı giderleridir. Son yıllarda yapısal bir gevşeme olmuştur
Ek 2
43
ve 2007 yılında yapısal faiz dışı fazla GSYH’nin yüzde 1,3’ü kadar iken, 2011 yılında tahmini olarak GSYH’nin yaklaşık yüzde 1’i kadar bir açık gerçekleşmiştir. 8. Zor politika ödünleşimleri ile karşı karşıya kalan TCMB ‘alışılmışın dışında’ bir politika uygulamış ve 2011 yılının sonlarında sıkılaştırıcı bir konuma geçmiştir. Zayıf bir küresel ekonomi ve 2010 yılındaki yüksek sermaye girişlerinden ve Lira üzerindeki yukarı yönlü baskıdan 2011 yılında azalan sermaye girişlerine ve Lira üzerindeki aşağı yönlü baskıya geçiş, zor ekonomik politika ödünleşimleri ortaya koymuştur. 2010 yılının sonlarında, hızla artan sermaye girişleri karşısında TCMB ‘alışılmışın dışında’ bir para politikası benimseyerek gecelik faiz oranlarını düşürmüştür. Bunun amacı, bir yandan yurt içi kredileri kısmaya yönelik olarak rezerv gerekliliklerini arttırırken aynı zamanda portföy yatırımcılarını lira cinsinden varlıklarda kısa vadeli ‘faiz arbitrajı’ pozisyonu almaktan caydırmaktı. Bunun sonucunda lira önemli ölçüde zayıflarken, Haziran 2011’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından makro-ihtiyati çerçevede önlemlerin uygulamaya konulması ile birlikte kredi artışında bir yavaşlama başlamıştır. Küresel ekonomi ile ilgili endişeleri ve yurt içinde bir yavaşlamanın ilk göstergelerini dikkate alan TCMB, Ağustos 2011 başında politika faiz oranını 50 baz puan düşürdü. 9. Enflasyonda yaşanan artış (temel olarak Kasım 2010’dan bu yana kümülatif olarak yüzde 30’a ulaşan değer kaybının bir yansıması olarak) karşısında, TCMB Ekim 2011 ortalarından itibaren para politikasında bir sıkılaşmaya gitmiştir. TCMB, diğerlerinin yanında gecelik borç verme oranlarını düşürmüş ve yüksek miktarlı döviz satış ihalelerine ve doğrudan müdahalelere başlamıştır. Sonuç olarak, Aralık 2010’da yüzde 6,5 olan bankalar arası gecelik faiz oranı Aralık 2011’de yüzde 11,2’ye yükselmiştir ve yine aynı dönemde gösterge niteliğindeki devlet tahvili faiz oranı yüzde 7,11’den yüzde 11,04’e yükselmiştir. 10. Türkiye’nin EMBI ülke farkı toplam yükselen piyasa endeksini aşmayı sürdürmüştür. Kriz sonrasındaki 889 baz puan düzeyinden (27 Ekim 2008) Kasım 2009 sonu itibariyle 265 baz puana düşmüş ve neredeyse kriz öncesi seviyelere dönmüştür. Kasım 2010 ortasında Türkiye’nin EMBI farkı 159 baz puana düşmüş, ancak Kasım 2011 sonu itibariyle tekrar 352 baz puana yükselmiştir (ancak yine de yükselen piyasalar için geçerli olan 413 baz puanlık EMBI küresel farkının altındadır). Orta Vadeli Ekonomik Beklentiler 11. Büyümenin 2012 yılında önemli ölçüde yavaşlaması ve orta vadede toparlanarak yıllık yaklaşık yüzde 5 seviyelerine ulaşması beklenmektedir. Yıllık bazdaki haftalık kredi artış oranı Aralık 2011 ortasında yüzde 23’e düşmüştür ve bu oran Ocak 2011’de ulaştığı zirve olan yüzde 50 düzeyinin yarısından daha azdır. Kredi artışındaki yavaşlama ve iç ve dış talepteki düşüş ile birlikte, büyümenin 2011 yılının son çeyreğinde yavaşladığı ve yıllık büyümeyi yüzde 8’ler civarına çektiği tahmin edilmektedir. Reel GSYH artışının 2012 yılında yavaşlayarak yaklaşık yüzde 3 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. 2012 sonrasındaki orta vadeli makroekonomik görünüm daha olumludur ve Hükümet’in Orta Vadeli Programı doğrultusunda özel sektörün başını çektiği güçlü bir iç talep ile birlikte yıllık yaklaşık yüzde 5’lik bir GSYH artışı öngörülmektedir. Öngörülen bu büyüme orta vadede yüzde 5-6 civarındaki cari açığı finanse etmeye yönelik sermaye girişlerine dayanmaktadır. 12. Bu büyüme seyri Türkiye’nin henüz tamamlanmamış yapısal reform gündemindeki ilerlemenin sürdürülmesi koşuluna dayandırılmıştır. Bu reformlar arasında yeni ticaret kanununun ve borçlar kanununun uygulanması; işgücü piyasası reformu; uzun vadeli mali tasarrufları arttırmaya yönelik önlemler; ve elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması ve enerji verimliliğinin arttırılması yoluyla ithal yakıta olan bağımlılığın azaltılmasına yönelik önlemler yer almaktadır. Yapısal reformların, artan rekabet gücünün ve küresel büyümedeki artışın etkisiyle ve yükselen yurt içi tasarrufların desteğiyle, cari açığın dönem sonrasındaki yıllarda daralması beklenmektedir. 13. OVP mali dengelerde kademeli iyileşmeler öngörmektedir. Kamu sektörü tarafında, Tablo 2 2009 yılında yüzde 1,0 olan kamu sektörü faiz dışı açığının 2014 yılında yüzde 1,4’lük bir faiz dışı fazlaya
Ek 2
44
dönüşeceğini göstermektedir. Buna paralel olarak, 2009 yılında yüzde 5,5 açık veren genel kamu dengesinin 2014 yılında yüzde 0,5’lik bir açık vermesi öngörülmektedir. Mevcut küresel ekonomik belirsizlikler göz önüne alındığında, yetkililerin ihtiyatlı kalmaya devam etmesi ve mali politikadan sapmaları önlemeleri gerekmektedir. Bu, mevcut değişken ortamda hızlı bir şekilde artabilecek risklerin sınırlanmasına, yatırımcı güveninin güçlendirilmesine ve toplam talebin ılımlı düzeylerde tutulmasına yardımcı olacaktır. 14. 2012-14 dönemindeki mali uyarlamalar temel olarak harcama önlemlerinden gelecektir. 2009 yılında yaklaşık yüzde 40 düzeyinde olan genel kamu harcamalarının GSYH içindeki payının 2014 yılında yaklaşık olarak yüzde 36,8’e düşeceği ve borçlanma gereksinimi azaltacağı öngörülmektedir. OVP döneminde harcamalarda öngörülen azalmanın, (temel olarak mal ve hizmet harcamalarındaki kısıntı yoluyla) cari harcamalardaki azalmadan ve (dengesindeki iyileşmeden dolayı) Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılacak cari transferlerdeki azalmadan kaynaklanması öngörülmektedir. Tablo 2: Orta Vadeli Makroekonomik Projeksiyonlar ve Hedefler 2012
2013
2014
2015
2016
2.9
4
5
5
5
Tüketim
2.5
3.2
3.6
3.4
3.3
Özel
2.3
2.9
3.3
3.3
3.2
1
1.7
2.2
2.3
2.3
0.8
1.2
1.9
2.1
2.2
Net İhracat
-0.5
-0.9
-0.8
-0.7
-0.6
İhracat
1.7
1.5
2
2.1
2.4
İthalat
-2.2
-2.4
-2.8
-2.8
-3
Büyüme (%) Büyümeye Katkı Oranları (yüzde)
Gayrisafi Sermaye Oluşumu Özel
TÜFE Enflasyonu (%) (dönem sonu)
7
5.2
5
5
5
Genel Kamu Gelirleri/GSYH, %
36.4
36.5
36.3
36
36
Genel Kamu Giderleri/GSYH, %
37.4
37.2
36.8
36.5
36.4
-1
-0.7
-0.5
-0.5
-0.4
1.3
1.1
1.4
1.7
1.9
38.4
37
35.2
33.2
31.2
Gayrisafi Dış Borç/GSYH
42.6
43.0
42.6
41.8
41.1
Cari Açık (milyar ABD$)
63.7
66
66.4
64.9
61.1
7.6
7.3
6.9
6.3
5.6
90.4
91.9
95.1
97.1
100.8
Genel Kamu Dengesi/GSYH, % Kamu Sektörü Faiz Dışı Dengesi/GSYH, % 1
Gayrisafi Kamu Borcu/GSYH
Cari Açık/GSYH (%) Rezervler (milyar ABD$) (altın dahil) 1
Dünya Bankası uzmanlarının toplam kamu borç stokuna (OVP’da belirtilen AB tanımlı genel kamu borç stoku ile uyumlu olarak) ve gayrisafi dış borç stokuna ilişkin tahminleri. Kaynak: Dünya Bankası Uzmanları Projeksiyonları
15. Dış finansman ihtiyaçları 2012-16 döneminde yüksek düzeyini sürdürecektir (Tablo 3). Türkiye, özelleştirme çabaları ve birleşme ve edinim potansiyeli göz önüne alındığında daha fazla YDY çekecek bir pozisyonda olmalıdır. Başlangıçtaki net YDY girişinin 2012 yılında 13 milyar ABD$’na ve 2016 yılında 18,1 milyar ABD$’na yükselmesi öngörülmektedir. Benzer şekilde, net portföy akışlarının da devam eden Eurobond ihraçları ve iş piyasanın finansmanı arttırma potansiyeli ile tutarlı olarak pozitif olacağı varsayılmaktadır. Bununla birlikte, burada varsayılandan (100 ABD$) daha yüksek petrol fiyatlarının belirli bir süre devam etmesi ilave dış finansman gereklilikleri doğuracaktır - bu önümüzdeki dönemde yakından takip edilmesi gereken bir risktir. Petrol fiyatlarındaki 10 ABD$’lık bir artış cari açığı GSYH’nin tahmini olarak yüzde 0,40,5’i kadar yükseltecektir ve büyüme oranının 0,2-0,3 puan daha düşük gerçekleşmesine yol açacaktır.
Ek 2
45
Tablo 3: Dış Finansman Projeksiyonları (milyar ABD$) 2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
Gayrisafi finansman gereksinimi
82.9
61.2
92.9
118.6
102.5
102.3
101.3
95.8
89.9
Cari açık
42.0
14.0
47.1
77.2
63.7
66.0
66.4
64.9
61.1
Eurobond geri ödemeleri
3.4
1.9
2.6
1.7
2.5
1.6
3.3
3.8
4.6
Orta ve uzun vadeli borç amortismanı
37.5
45.3
43.2
39.7
36.3
34.7
31.6
27.0
24.3
5.4
3.9
5.3
5.7
5.2
4.0
3.9
3.3
3.2
24.9
33.8
31.2
27.1
20.1
22.7
20.8
16.9
14.8
7.2
7.6
6.7
6.9
11.0
8.0
6.9
6.8
6.3
Sermaye girişleri
81.9
61.3
105.7
116.7
103.1
103.8
102.0
96.9
92.9
YDY (net)
17.0
6.9
7.6
13.4
13.0
16.5
17.1
17.8
18.1
Portföy (net)
-5.0
0.2
16.1
22.2
17.1
22.3
25.4
29.5
33.9
Genel kamu
8.9
4.8
6.7
4.9
6.2
4.8
4.7
4.0
3.8
47.7
24.4
25.1
29.7
25.1
29.5
27.0
22.0
19.2
Kamu sektörü Banka dışı özel sektör Bankalar
Banka dışı özel sektör (Orta ve Uzun Vade) Bankalar (Orta ve Uzun Vade)
8.1
6.0
7.6
12.3
17.0
12.0
10.4
10.2
9.5
Net Hata ve Atlamalar
4.1
4.1
2.7
12.2
0.8
0.0
0.0
0.0
0.0
Kısa vadeli girişler (net)
1.1
14.9
39.8
22.1
23.8
18.7
17.4
13.4
8.4
Rezerv değişimi
1.1
-0.1
-12.8
1.8
0.5
-1.5
-0.7
-1.1
-3.0
163.3
123.6
127.2
85.3
120.0
120.0
120.0
120.0
120.0
Çevirme Oranı (%) Varsayımları Merkezi yönetim Şirketler (OUV)
191.4
72.2
80.5
109.6
125.0
130.0
130.0
130.0
130.0
Bankalar (OUV)
112.9
78.6
114.1
177.6
155.0
150.0
150.0
150.0
150.0
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı ve TCMB (2011’e kadar), Dünya Bankası Uzmanlarının Projeksiyonları
16. Baz senaryodaki olumlu görünüme rağmen, bir dizi dış ve iç faktör önümüzdeki dönem için Avrupa borç krizinin yayılma etkilerinden kaynaklananlar da dahil olmak üzere yüksek riskler ortaya koymaktadır. Türkiye’nin dış finansmana olan bağımlılığı ülkeyi ani yükseliş ve ani düşüş döngülerine maruz bırakmıştır. Zayıflayan küresel ekonomik görünüm ve giderek ağırlaşan uluslararası finansman sıkıntıları, Türkiye’ye de yayılma potansiyeline sahiptir. Avro bölgesinde krizin derinleştiği ve buna bağlı olarak güvenli limanlara kaçış sebebiyle yükselen piyasalara sermaye akışlarının durduğu bir senaryoda, Türkiye’nin yeniden bir resesyona girmesi olasıdır. 17. Böyle bir senaryoda, baz senaryoya göre, kamu borcu yükselecektir. Kamu borcu sürdürülebilirlik analizi, Türkiye’nin borç yükünün sürdürülebilirliğinin önündeki risklerin baz senaryoda orta düzeyde olduğunu göstermektedir. Makroekonomik baz senaryoya göre, 2010 itibariyle GSYH’nin yüzde 45’i düzeyinde olan gayrisafi kamu borcunun 2015 yılında yüzde 33,2’ye düşeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte, yukarıda açıklanan aşırı olumsuz senaryoya göre, faiz oranları yükselecek, kurda değer kaybı olacak, GSYH küçülecek ve mali performans kötüleşecektir. Sonuç olarak, kamu borcunun GSYH’ye oranı 2013 yılında yüzde 44,4’e yükselecek (başlangıç düzeyine göre 7,4 puan daha yüksek), daha sonra aşağı yönlü bir seyir izleyerek 2016 yılında yüzde 39’a düşecektir.
Ek 2
46
Şekil 2. Kamu Borcunun Sürdürülebilirliği GSYH %
45,0 40,0 35,0 30,0 25,0
2011
2012 Baz
2013
2014 Olumsuz
2015
2016
18. Dış borç dinamikleri de ciddi derecede olumsuz bir şoka karşı kırılgandır. 2002 ile 2005 yılları arasında önemli bir düşüşle yüzde 56,2’den yüzde 35,3’e indikten sonra, dış borç 2011 sonu itibariyle yüzde 41,3 seviyesindedir. Baz senaryoda dış borç oranının 2012 sonuna kadar yüzde 42,6’ya yükseleceği ve 2016 sonuna kadar yüzde 41,1’e düşeceği tahmin ediliyor. Bununla birlikte, dış borç sürdürülebilirlik analizi, sermaye akışlarında ani bir durma olması halinde dış borcun GSYH’ye oranının yüzde 41,3’ten 2014 yılında yüzde 48’e yükseleceğini gösteriyor (baz duruma göre 5,3 puan daha yüksek) (Şekil 3). Dış borç oranındaki artışın hızı daha sonra yavaşlayacak ve 2016’da yüzde 48,6 olarak gerçekleşecektir. Şekil 3. Dış Borç Sürdürülebilirliği GSYH %
50 45 40 35 30 2011
2012 Baz
2013
2014 Olumsuz
2015
2016
Ek 2
47
2000’li Yılların Büyüme Hikayesi:
Şek. 4. Türkiye son yıllarda güçlü bir şekilde büyüdü. ReelGSYH GSY YHArtışı: Artıışı:2001-2010 2001 1-20 010 Reel
Şek. 5. Ticaretteki canlılık bunu destekledi. İtthalatve vveİhracat İh hracatEndeksleri: Ende E eksleeri:2001-2010 200 01-2010 İthalat
İh hraca atEndeksi Enndekssi İhracat
Şek. 6. Ayrıca düşen enflasyon da katkıda bulundu. TÜF FE Enfla asyo onu TÜFE Enfl asyonu
Şek. 8. Diğer faktörlerin yanında, güçlü kredi artışı Yılllık Bazd da Kred di Artışşı (% %) Yıllık Bazda Kredi Artışı (%)
İth halatEndeksi Endeeksi İthalat
Şek. 7. Büyüme kamu borcunun düşmesine yardımcı oldu. Gay yrisafiKamu Kam muBorcu Borccu(GSYH (G GSY YH%’si) %’ssi) Gayrisafi
Şek. 9. … cari açığı yükseltti. Carri Deengee (GSYH H %’si)) Cari Denge (GSYH %’si)
Ek 2
48
Küresel Mali Kriz Sonrası Toparlanma: Şek. 10. Kamu harcamalarında geçici bir artış … veGid Gider (GSYH %’si) GGelir elirr ve der (GSY YH %’ si)
Gelir Gel lir
TCMB Politika Oranı TC CMB B Po olitik ka FFaiz aiz Ora anı
Gider Gide er
Şek. 12. … ekonomide güvenin tazelenmesi … Tük keticci ve vee Şir rkettler kesimi kesiimi güveni g güveni Tüketici Şirketler
Tüketici endeksi Tüke eticigüven güve en en ndekssi
Şek. 11. … politika faiz oranının düşürülmesi…
Reelelsektör güven endeksi Re seektör güve en en ndek ksi
Şek. 14. … işsizliğin kriz öncesi seviyelerin altına düşürülmesine yardımcı oldu. İşsizlik Oranı İşssizlik k Oranıı
Şek. 13. … ve kredi artışının yükselmesi… K Artışı Kredi i Arrtışı (%)) Kredi (%)
TTüketici üketicikredisi krediartışı isi arrtışı
Şirketler Kesimi kredi artışı Şirk ketle r Kesimi kred di
arttışı
Şek. 15. … aynı zamanda cari açık hızla yükseldi ve kırılganlıkları keskin bir şekilde arttırdı. AylııkCari CariAçık Açık k(milyon (m milyo on ABD$) ABD D$) Aylık
Ek 3
49
TÜRKİYE: ÜLKE İŞBİRLİĞİ STRATEJİSİ TAMAMLAMA RAPORU Dünya Bankası Grubu 2008-11 MY26
I. GİRİŞ VE GENEL BAKIŞ 1. Türkiye ile Dünya Bankası Grubu arasındaki 2008-11 MY Ülke İşbirliği Stratejisi küresel mali krizin etkili olduğu bir ortamda uygulanmıştır. Küresel ekonominin kötüye gitmesi Türkiye önemli ölçüde etkiledi, ancak ekonomi hızlı ve güçlü bir şekilde toparlandı. Türkiye’nin küresel kriz öncesindeki sağlam büyüme performansı, küresel kriz sırasındaki dayanıklılığı ve küresel kriz sonrasında tekrar hızlı bir şekilde büyümeye başlaması, 2001 yılındaki krizden bu yana uygulanan ve bugün de devam ettirilen güçlü ekonomik yönetime ve temel ve yapısal reformlara dayanmaktadır —bunların hepsinde Dünya Bankası Grubu’nun desteği vardır. 2. CPS döneminde Türkiye Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) ile olan işbirliğini genişletmiş ve güçlendirmiştir. Bu CPS dönemindeki toplam 7,6 milyar ABD$ tutarındaki yeni IBRD finansmanı —küresel krizin etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik finansal destekteki artış sebebiyle başlangıçta öngörülen 6,2 milyar ABD$’lık miktara göre 1,4 milyar ABD$’lık artış— sonucunda, Türkiye 12,9 milyar ABD$’lık kalan borç miktarı ile Haziran 2011 itibariyle IBRD’nin ikinci en büyük borçlusu olmuştur. Toplam yeni IFC finansmanı 2,0 milyar ABD$ olarak gerçekleşmiştir ve taahhüt edilen portföyü yüzde 82 büyümüştür. Türkiye MIGA’nın ikinci en büyük müşterisidir; 2008 itibariyle 671,8 milyon ABD$ düzeyindeki toplam yükümlülüğü yüzde 42’lik bir artışla 2011 MY sonu itibariyle 951 milyon ABD$’na yükselmiştir. 3. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu CPS döneminin ortasında stratejide uyarlama yapmıştır. Ülke İşbirliği Stratejisi İlerleme Raporunda (CPSPR) açıklanan değişiklik, Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’yi mali krize karşı müdahalelerinde ve sürdürülebilir büyümenin tekrar başlatılmasında desteklemesine olanak tanımıştır. Uyarlanan CPS, makroekonomik dayanıklılık ve istikrarın sağlanması; özellikle Türkiye’deki istihdamın yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) olmak üzere özel sektöre sağlanan orta vadeli kredileri arttırılması; ve sürdürülebilir ekonomik büyüme ve istihdam yaratma için gerekli temeli oluşturacak orta vadeli yapısal reformlar üzerinde odaklanıyordu —ayrıca CPSPR ile çevre ve iklim değişikliği de yeni odak alanları olarak getirilmişti. IFC stratejisini, müşterilerinin krizden ayakta çıkabilmelerine ve rekabet güçlerini arttırmalarına ve aynı zamanda istihdamı korumalarına ve yeni işler yaratmalarına yardımcı olmak için yeniden uyarladı. 4. Bu öz değerlendirme, 2008-11 MY CPS’in başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. Hem programın sonuç matrisinde belirtilen CPS sonuçlarını etkilemedeki performansı hem de Dünya Bankası Grubu’nun CPS dönemindeki program tasarım ve uygulama yönetim performansı tatmin edici olarak değerlendirilmiştir. Bunun sebepleri şunlardır: •
Tüm CPS kilometre taşlarına ulaşılmış veya kısmen ulaşılmıştır (ayrıntılar için bakınız aşağıdaki Bölüm III). Dünya Bankası Grubu tarafından desteklenen sağlam politikalar ve reformlar, Türkiye’nin genel anlamdaki güçlü ekonomik performansına katkıda bulunmuştur —küresel kriz sebebiyle iki yıl ara veren hızlı büyüme; makroekonomik ve mali istikrar; ve artan istihdam. Ayrıca, Dünya Bankası Grubu’nun desteği ve işbirliği ile gerçekleştirilen politikalar programlar ve projeler kilit CPS alanlarında somut kalkınma sonuçları üretmiştir. Örneğin, elektrik iletim ve puant kapasitesi 2002 ile 2010 arasında yüzde 60 artmıştır. Sağlık sisteminin kapsadığı nüfusun ve verimliliğinin artması, ülke çapında sağlık sonuçlarını iyileştirmiştir ve bu başarı uluslararası takdir kazanmıştır. İstanbul Valiliği’nin, şehrin depremlere karşı dayanıklılığının güçlendirilmesi ve afetlere hazırlık ve müdahale kapasitesinin arttırılması konusunda kaydettiği ilerleme uluslararası ölçekte bir rol model olarak kabul edilmektedir.
26 CPS Tarihi: 25 Ocak 2008 (Rapor No. 42026 TR). Kurul’da görüşülme tarihi: 28 Şubat 2008. CPS İlerleme Raporu Tarihi: 3 Aralık 2009 (Rapor No. 51689-TR). Ina-Marlene Ruthenberg, Ben Welch ve Türkiye Ülke Ekibi tarafından hazırlanmıştır. George Konda IFC katkılarına, ve Franciscus Johannes Linden MIGA katkılarına liderlik etmiştir. 26 Ekim 2011.
Ek 3
50
•
CPS’in açık tasarımı, esnek dönem ortası uyarlama özelliği ve etkili uygulaması, tüm hedeflere ve kilometre taşlarına 2008-09 küresel mali krizinin oldukça zorlu bağlamında bile en azından kısmen de olsa ulaşılmasını sağlamıştır. Tam olarak ulaşılamamakla birlikte kısmen ulaşılan hedefler ve kilometre taşları; özel yatırımların arttırılması, ihracatın rekabet gücünün arttırılması ve istihdamın arttırılması gibi kriz etkilerine karşı özellikle hassas alanlarda yoğunlaşmaktadır.
•
CPS başlangıçta öngörülen kapsam ve hedeflerin de ötesinde sonuçlar sağlamıştır. Dünya Bankası Grubu, küresel krize karşı müdahalelerde Türkiye ile yakın bir şekilde birlikte çalışmıştır. Türkiye’nin enerji reformlarına sağlanan destek büyüyerek yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması alanlarında işbirliğine dönüşmüştür. Türkiye, Temiz Teknoloji Fonu’ndan (CTF) yararlanan ilk ülke olmuştur. Temiz enerji ve iklim değişikliği konularında birlikte yapılan çalışmalar ve su havzalarının yönetimi ve AB çevre düzenlemeleri ile uyumlaşma konularında özel olarak sağlanan bilgi hizmetleri, 2012-15 CPS çerçevesinde bu bağlamda bir sürdürülebilirlik ekseninin ele alınmasına yol açmıştır. II. ÜLKE HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA KAYDEDİLEN İLERLEME Türkiye GSYH artışında etkileyici bir sıçrama ile birlikte küresel mali krizden çıkmıştır. Cari açık bir kırılganlık oluşturmaya devam etmektedir.
5. Türkiye, Dokuzuncu Kalkınma Planında27 ve 2010 BKH raporunda belirtilen Binyıl Kalkınma Hedeflerinde ortaya konulan kalkınma hedeflerine ulaşmada önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Türkiye’nin kişi başına düşen geliri 2002 yılında bu yana neredeyse üç kat artarak 10.000 ABD$’nı aşmıştır28. Aşırı yoksulluk ortadan kaldırılmıştır; ilköğretim ve anne sağlığı hedeflerine ulaşılmıştır; bebek ölüm oranlarının düşürülmesinde ve çevresel sürdürülebilirliğin yükseltilmesinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir; ve Türkiye şu anda kalan diğer Binyıl Kalkınma Hedeflerine 2015 yılına kadar ulaşma yolunda ilerlemektedir29. Yavaş olmakla birlikte AB ile uyumlaşma süreci ilerlemektedir —AB müktesebatının 13 faslı üzerinde müzakereler açılmıştır ve 1 (Bilim ve Araştırma) fasıl geçici olarak kapatılmıştır. Türkiye 2003 yılında 67 milyon ABD$ olan net resmi kalkınma yardımlarını 2010 yılında 967 milyon ABD$’na yükseltmiştir30. 6. Türkiye’nin ekonomik istikrarı artmış ve kredi notları yükselmiştir,31 ancak yine de ülkenin cari açığı kritik bir kırılganlık oluşturmaya devam etmektedir. Kriz öncesinde, 2003-2007 arası ortalama yüzde 7’yi bulan hızlı ekonomik büyüme sonrasında, 2009 yılında GSYH yüzde 4,8 küçüldü ve Şubat 2009’da işsizlik oranı yüzde 16,1 (gençler arasında yüzde 29) ile zirveye çıktı. Bununla birlikte, Türkiye ekonomisi hızlı ve güçlü bir şekilde toparlanarak 2010 yılında yüzde 9 ve 2011 yılının ilk yarısında yüzde 10,2 büyüdü; işsizlik oranı Mayıs-Ağustos 2011’de yüzde 9,2 ile kriz öncesi seviyelere indi. Sağlam büyümeye tekrar hızlı bir şekilde geçilmesi, sağlıklı ve ihtiyatlı makroekonomik yönetimin ve iddialı ekonomik reformların Türkiye’yi uluslararası ölçekte önde gelen ekonomilerden birisi haline getiren on yıllık büyüme başarısını 2010’dan itibaren devam ettirmiştir. AB tanımlı gayrisafi kamu borcunun oranı 2001 yılında yüzde 77,9 iken 2010 yılında yüzde 42,2’ye düşmüştür (küresel kriz sırasındaki geçici artış sonrasında bile). Hükümet’in faiz dışı fazlası 2006 yılında GSYH’nin yüzde 5,3’ü düzeyinde iken 2010 yılında yüzde 0,7’ye düşmüştür; ve faiz dışı fazlanın 2011 yılında artması beklenmektedir32. Bu geniş çaplı başarılara rağmen, hâlâ aşılması gereken zorluklar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi cari açıktır. Haziran 2011 itibariyle 12 aylık cari açık 74,6 milyar ABD$’na ulaşmıştır, ve Haziran 2011 itibariyle yıllık baza getirilmiş cari açık GSYH’nin yüzde 9,3’üne ulaşmıştır —kredi, ithalat ve çıktı artışındaki soğumanın ilk işaretleri henüz yansımamıştır. Cari açığın yüzde 60’tan fazlası Türkiye’nin yapısal olarak enerji ithalatına olan bağımlılığını yansıtmaktadır. Neredeyse 27 Türkiye’nin Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) bu stratejik amaçları listelemektedir: rekabet gücünün arttırılması, istihdamın arttırılması, insani gelişimin ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi, bölgesel kalkınmanın sağlanması, ve kamu hizmetlerinde kalitenin ve verimliliğin arttırılması. 28 TÜİK’e göre, kişi başına düşen GSYH 2002 yılında 3.492 ABD$, 2010 yılında 10.079 ABD$’dır. 29 Diğer Binyıl Kalkınma Hedefleri arasında; evrensel ilköğretim (Hedef 2), cinsiyet eşitliği ve kadınların yetkinleştirilmesi (Hedef 3); çocuk ölüm oranının düşürülmesi (Hedef 4); HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıklar (Hedef 6); çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması (Hedef 7); ve kalkınma için küresel ortaklık (Hedef 8) yer almaktadır. 30 Kaynak: OECD DAC istatistikleri. 31 2007 sonunda, S&P, Moody’s ve Fitch’in derecelendirmeleri sırasıyla BB-, Ba3 ve BB idi. 17 Ağustos 2011 itibariyle, BB, Ba2 ve BB+’ya yükseldiler. 32 Kaynak: TCMB Genel Kamu Dengesi.
Ek 3
51
yarısının kısa vadeli sermaye girişleri ile finanse edildiği düşünüldüğünde, yüksek cari açık özellikle bir kırılganlık oluşturmaktadır. 7. Finansal sektör kriz sırasında dayanıklılığını ispatlamıştır; finansal piyasalar yavaş bir şekilde derinleşmektedir ancak orta ve uzun vadeli kredi hâlâ kıttır. CPS döneminin ve küresel krizin öncesi olan 2007 yılına göre bugün kredi piyasaları daha güçlüdür ve finansal hizmetlerin kapsamı daha geniştir. 200809 sonrasında banka kredileri önemli ölçüde artmıştır; 2010 itibariyle ekonomideki toplam kredilerin GSYH içindeki payı yüzde 48’dir – 2006 yılında GSMH’nın yüzde 32’si düzeyindeydi33. Bununla birlikte, kredi portföylerinin vade profili iyileşmekle birlikte, Haziran 2011 sonu itibariyle banka kredilerinin yaklaşık yüzde 50’si bir yıldan az bir kalan vadeye sahiptir. Diğer finansman şekilleri de paralel bir şekilde genişlemiştir: kiralama, faktöring ve tüketici finansmanı varlıkları 2006 yılında 20 milyar TL iken, 2010 itibariyle yüzde 80’in üzerinde bir artışla 36,4 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bankalar tarafından ihraç edilen tahviller neredeyse on kat artmıştır; Temmuz 2011 itibariyle tedavüldeki şirket tahvillerinin miktarı 14,3 milyar TL’dir. 8. İş ortamına yönelik bir reform programı devam etmektedir, ancak 2008-2009’da keskin bir şekilde düşen ticaret performansı kısmen zayıf dış talep sebebiyle yavaş bir şekilde iyileşmektedir. İhracat artışı 2010 yılının sonlarında ve 2011 yılının başlarında zayıf talep (özellikle Avrupa’daki) sebebiyle yavaşlamıştır34. Yabancı doğrudan yatırım girişleri de kriz sırasında önemli ölçüde azalmıştır35. 2010 yılındaki önemli artışlara rağmen, henüz kriz öncesi seviyelere ulaşmamıştır. Krizden önce başlatılan iş ortamı reformları tekrar başlamıştır. 2010 ve 2011 yıllarında yatırım ortamını modernleştirmeye ve AB düzenlemeleri ile daha fazla uyumlu hale getirmeye yönelik kapsamlı düzenlemeler kabul edilmiştir —temel reformlar içeren ve şirketler kesimi ve ticaret için “yeni bir anayasa” olarak nitelendirilebilecek yeni bir Ticaret Kanunu; yeni bir Borçlar Kanunu; yeni bir Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu; ve yeni Devlet Yardımlarının İzlenmesine ve Denetlenmesine ilişkin Kanun gibi. 9. İstihdam ve işgücü piyasası reformu tamamlanmamıştır. Hükümet reformları iki ayrı pakete ayırmıştır. 2008 yılında kabul edilen İşgücü Paketi ile ücret dışı işgücü maliyetleri düşürülmüş ve sosyal güvenlik primi işveren payında 5 puanlık bir indirim yapılmıştır. Bu düzenlemeler vergi yüklerini hafifletmiş, istihdam sağlamanın finansal olmayan maliyetlerini düşürmüş ve Aktif İşgücü Piyasası Politikalarının (ALMP) yaygınlaştırılmasını desteklemiştir. Şubat 2011’de çıkarılan Torba Kanun ile yarı zamanlı çalışmanın önündeki, caydırıcı etkenler azaltılmıştır. Hükümet’in 2011-2013 Orta Vadeli Programında, işgücü piyasasının esnekliğini arttırmaya ve işçilere daha fazla koruma sağlanmasına yönelik reformları içeren yeni bir kapsamlı istihdam stratejisinin kabulü ve uygulanması öngörülmektedir. 10. Türkiye’nin enerji reformları etkileyici sonuçlar vermiştir. Etkili yönetim ve düzenleme, enerji güvenliğini ve konutlara ve şirketlere güvenilir enerji arzını arttırmıştır. 2006 yılında 176 TWh olan yıllık üretim, 2010 yılında 210 TWh’a ulaşmıştır. 2008 yılından bu yana elektrik tarifeleri tüm maliyetleri yansıtmaktadır. 2006 yılında yüzde 3 olan özel sektörün dağıtımdaki payı 2010 yılında yüzde 44’e ulaşmıştır. Yenilenebilir enerji kapasitesi ve yatırımları artmıştır: özel sektöre ait yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinde üretilen elektrik miktarı dokuz kat artmıştır -2002 yılında 1.490 GWh iken 2010 yılında 14.002 GWh olmuştur. 2007 yılında çıkarılan Enerji Verimliliği Kanunu enerji verimliliği çalışmalarına yeni bir ivme kazandırmıştır. Sosyal sonuçlar iyileşmiştir 11. Sağlık sonuçları iyileşmiştir. Eğitime ve sosyal güvenliğe erişim artmıştır. Hükümet verilerine göre, 2005 yılında 100.000 canlı doğumda 28,5 olan anne ölüm oranı 2010 yılında 16,4’e düşmüştür; yine aynı dönemde bebek ölüm oranı ise 1.000 canlı doğumda 25’ten 10,1’e düşmüştür —bebek ölüm oranı diğer OECD üyelerine göre hâlâ yüksek olmakla birlikte bu büyük bir başarıdır. Eğitime erişim önemli ölçüde iyileşmiştir: ilköğretimde okullaşma neredeyse evrenseldir, ve orta öğretimde okullaşma ve tamamlama oranları da yükselmektedir (ayrıntılar için, bakınız paragraf 28). Yüzde 30 olan okul öncesi eğitimde okullaşma oranı hızla yükselmektedir, ancak benzer gelir düzeyine sahip ülkeler ile karşılaştırıldığında düşük kalmaktadır. 33 TÜİK 2006 yılında GSMH’yi hesaplıyordu, artık GSYH’yi hesaplıyor. 34 2011-2013 OVP ile hedefler 2011 için 127 milyar ABD$, 2012 için 143,5 milyar ABD$ ve 2013 için 160 milyar ABD$ olarak revize edildi. 35 Gayrisafi YDY: 22 milyar ABD$ (2007), 19,5 milyar ABD$ (2008), 8,4 milyar ABD$ (2009) ve 8,9 milyar ABD$ (2010).
Ek 3
52
Tüketime (gıda ve gıda dışı) dayalı yoksulluk36 2002 yılında yüzde 27 iken 2008 yılında yüzde 17’ye düşmüştür; küresel kriz sırasında hafif bir artışla yüzde 18’e yükselmekle birlikte, 2010-2011 döneminde yine düşüşünü sürdürdüğü tahmin edilmektedir. Kamu sektörü yönetimi ve hizmet sunumu hem kalite hem de şeffaflık bakımından iyileşiyor 12. Kamu sektörü yönetimi iyileşmiştir. Başarılı araçlar arasında orta vadeli proje ve bütçeler, stratejik planlar ve performans programları yer almaktadır. Türkiye’nin sistematik bir şekilde uyguladığı kamu mali yönetim reformları, özellikle ulusal düzeyde olmak üzere hükümet bütçelerinin kapsamlılığını, şeffaflığını, hesap verebilirliğini ve güvenilirliğini arttırmıştır. Aynı zamanda tüm merkezi kamu idaresi çapında kamu sektörünün ve kamu hizmet sunumunun kapasitesini, şeffaflığını ve etkililiğini de güçlendirmiştir. 13. Belediyelerin sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi kilit bir öneme sahiptir; afet riski yönetiminde sağlanan iyileşme bir başarıdır. Türkiye’nin şehirleşme oranı yüzde 65’e ulaşmıştır. 2011 yılında çıkarılan İller Bankası A.Ş. Kanunu, belediyelerin altyapı finansmanının ve etkili yerel finansal yönetim sistemlerinin geliştirilmesinde önemli bir başarıdır. Türkiye’nin 2010-2023 dönemini kapsayan yeni Entegre Kentsel Gelişim Stratejisi ve Eylem Planı, mekansal planlama ve altyapı önceliklendirme de dahil olmak üzere şehirlerin geliştirilmesi için kapsamlı bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Türkiye afet yönetim sisteminin geliştirilmesi bakımından önemli atılımlar yapmıştır. İstanbul Deprem Riski Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesi bu alanda uluslararası ölçekte önde gelen bir örnek olarak gösterilmektedir. III. ÜLKE İŞBİRLİĞİ PROGRAMININ KALKINMA SONUÇLARI Eksen 1: Rekabetçilik ve İstihdam Fırsatları Makroekonomik istikrar ve ekonomik büyüme sürdürülmüştür. 14. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, CPS’i makroekonomik dayanıklılık ve istikrar, özellikle KOBİ’ler olmak üzere özel sektöre orta vadeli kredileri sağlanması ve büyümenin ve istihdam yaratmanın temelini oluşturacak orta vadeli yapısal reformlar üzerinde odaklanacak şekilde uyarlayarak küresel ekonomik krize cevap vermiştir. CPS programının uygulanması, Türkiye’nin sağlam ve sağlıklı ekonomik büyüme sağlamasına, mali performansını iyileştirmesine ve enflasyon oranını düşürmesine (CPS döneminin sonu olan Haziran 2011 itibariyle yüzde 6,2’ye düşmüştür) destek ve katkı sağlamıştır. 15. Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye ile olan işbirliğinin merkezinde dört adet program odaklı kalkınma politikası kredi dizisi ile birlikte rekabetçilik, istihdam, kamu sektörü, enerji, çevresel sürdürülebilirlik ve krize karşı müdahale üzerinde odaklanan paralel program odaklı AAA çalışmaları yer almaktadır37. Dört adet DPL dizisi ile toplam 4,4 milyar ABD$ tutarında IBRD finansmanı sağlanmıştır. Daha önemlisi, DPL dizileri ve paralel AAA çalışmaları, Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye ile makroekonomik politika ve orta vadeli yapısal reformlar konusundaki işbirliğinin ve ortak çalışmalarının kilit araçlarını oluşturmuştur. 11 adet IBRD ve 45 adet IFC yatırım projesi ile ekonomik büyüme de desteklenmiştir. Özel yatırımlar, ihracatın rekabet gücü ve finansal sektör performansı küresel mali krizin etkilerini hissetmiştir, ancak dayanıklı olduğunu göstermiştir. 16. İhracatçı şirketlere ve KOBİ’lere sağlanan finansman da dahil olmak üzere özel sektör kredileri kriz sırasında küçüldükten sonra hızla artışa geçmiştir. 2009 yılında reel bazda düz bir seyir izleyen toplam krediler 2010 yılında yüzde 33,9 artmıştır; KOBİ kredileri ise yüzde 50,6 artmıştır. CPS döneminin tamamı boyunca, KOBİ’lere sağlanan krediler yüzde 64 artmıştır. 2007-2010 döneminde özellikle KOBİ kredileri olmak üzere toplam kredilerdeki artış özellikle dikkat çekmektedir; çünkü küresel kriz özellikle KOBİ’ler olmak 36 Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’deki uygulamasına paralel olarak, bu Tamamlama Raporunda Türkiye Hükümeti’nin belirlediği yoksulluk sınırı kullanılmıştır. 37 CPS dönemindeki Kalkınma Politikası Kredileri: Rekabetçilik ve İstihdam DPL 2 (CEDPL2) – 500 milyon ABD$. (CEDPL 1 bir önceki CAS kapsamında yer alıyordu.) Program Odaklı Kamu Sektörü DPL 2 (PPDPL) – 400 milyon ABD$ (PPDPL 1 bir önceki CAS kapsamında yer alıyordu.); Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi (REGE) DPL 1 – 1,3 milyar ABD$; ve REGE DPL 2 – 700 milyon ABD$. Küresel kriz karşısında, PPDPL dizisi, kalan CEDPL gündeminin kilit unsurlarını da içeren REGE dizisi olarak devam ettirilmiştir. Program Odaklı Elektrik DPL (PEDPL) 1 – 800 milyon ABD$- ve Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü (ESES) DPL 2 -700 milyon ABD$. İklim değişikliğini ve çevreyi de kapsadıktan sonra kredi dizisinin adı değiştirilmiştir (PEDPL yerine ESES olmuştur).
Ek 3
53
üzere özel sektöre sağlanan kredileri keskin bir şekilde azaltmıştır. Bununla birlikte, vadeler kademeli bir şekilde uzamakla birlikte, krediler hâlâ büyük ölçüde kısa vadelidir; bu durum uzun vadeli finansman kıtlığını yansıtmaktadır. 2010 Yatırım Ortamı Değerlendirmesi ankete katılan şirketlerin çoğunluğunun (özellikle KOBİ’ler olmak üzere) finansmana erişim ile ilgili sorunların büyümelerinin önünde bir engel teşkil ettiğini bildirmiştir. Türkiye’de KOBİ’ler toplam yatırımın neredeyse yarısını, toplam perakende satışın üçte ikisini ve toplam ihracatın yaklaşık yüzde 60’ını oluşturmaktadır. Hem IBRD hem de IFC finansmanı Türkiye’deki özel sektörün kriz sırasında üretimlerini, ihracatlarını ve istihdamlarını sürdürmelerine yardımcı olmuştur. IBRD tarafından sağlanan kredi hatları ihracatçı şirketlerin ve KOBİ’lerin desteklenmesini hedeflemiştir. IBRD’nin AAA programında kredi hatlarının sonuçlarının değerlendirilmesine yönelik bir değerlendirme yer almıştır —bu değerlendirme KOBİ’lere yönelik iki kredi hattının, tahmini olarak 9.300 kişilik istihdam yaratılmasına katkıda bulunduğunu ve ikinci ihracat finansmanı aracılık kredisinden (EFIL II) yararlanan şirketlerin ihracatlarını CPS döneminde yüzde 117 arttırdıklarını göstermiştir. KOBİ kredi hatlarında, kullandırılan kaynakların ortalama yüzde 25’inin yetersiz hizmet alan bölgelere sağlanması yönünde bir koşul yer almıştır. IFC desteği ise kısa vadeli ticaret finansmanı ve borç çevirme, ihracat yoluyla risk çeşitlendirme, portföy finansal kuruluşları ve özel sermaye yatırımları yoluyla mikro işletmelere ve KOBİ’lere finansman sağlanması, ve başka finansal kuruluşlardan uzun vadeli kaynakların harekete geçirilmesi üzerinde odaklanmıştır (1,73 milyar ABD$). IFC’nin müşterisi olan bankalar mikro işletmelere ve KOBİ’lere 10 milyar ABD$’nın üzerinde kredi sağlamaktadır ve portföy şirketleri 16.000’i kadın olmak üzere 68.000 kişiyi istihdam etmektedir. 17. Yatırım ortamı, ihracatın rekabet gücü, teknoloji kullanımı ve yenilikçilik yavaş bir iyileşme göstermektedir; daha fazla ilerleme kaydedilmesi bir önceliktir. CPS programında, iş ve yatırım ortamı reformlarını desteklemek üzere kapsamlı analitik ve istişari hizmetler ile politika esaslı finansman yer almıştır —yatırım ortamı değerlendirmeleri, İş Ortamı ve İşletme Performansı Anketleri (BEEPS), KOBİ’lerin geliştirilmesi ile ilgili bir çalışma, ve İkinci, Rekabetçilik ve İstihdam Kalkınma Politikası Kredisi (CEDPL) ve Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Kalkınma Politikası Kredisi (REGE DPL) dizileri kapsamında sağlanan krediler dahil olmak üzere. Program, küresel kriz sırasında yatırım ortamı reformlarının hızının korunmasına yardımcı olmuştur. Dünya Bankası Grubu’nun desteği ile, Ticaret Kanunu ve Devlet Yardımlarının İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun gibi önemli reformların kabulü de dahil olmak üzere önemli ilerleme kaydedilmiştir. Bununla birlikte,kilometre taşlarına ulaşmadaki ilerleme yavaş olmuştur. 2010 yılında yeni bir Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Kanun tasarısı hazırlanmıştır (bu arada 3996 sayılı YİD Kanunu değiştirilmiştir ve ikincil mevzuat YİD modeline dayalı otoyol projelerinin önünü açmak için buna göre revize edilmiştir); yeni Fikri Mülkiyet Hakları mevzuatı uygulamasının hâlâ AB standartlarına yükseltilmesi gerekmektedir ve Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesi ve uygulanması zaman alacaktır. Yeni bir sermaye piyasaları kanununun hazırlıkları devam etmektedir. IBRD ve IFC, bir şirket tahvilleri piyasasının geliştirilmesi konusunda Sermaye Piyasası Kurulu’na destek sağlanması için birlikte çalışmaktadır. Bu arada, IFC finansmanı Türk şirketlerinin rekabet güçlerinin yeni teknolojiler (örneğin enerji verimliliği ve daha temiz üretim) ile arttırılmasına ve Türk şirketlerinin bölgesel ve küresel alanda genişlemesine (Balkanlar’da, Rusya’da, Gürcistan’da, Haiti’de, Tunus’ta, Mısır’da ve Arjantin’de 350 milyon ABD$’nın üzerinde finansmanın sağlandığı 15 proje) yardımcı olmuştur. MIGA da bu alanda yoğun bir şekilde çalışmıştır. Türkiye’de 5 adet proje (4 altyapı ve 1 finans) 38 gerçekleştirilmiştir ve bunların toplam gayrisafi yükümlülüğü 1,02 milyar ABD$’nı bulmaktadır. İstanbul’un Anadolu yakasındaki ilk yeraltı metro sistemi MIGA’nın yeni garanti aracı ile desteklenmiştir. MIGA, Irak’ta bir Türk yatırımcı tarafından gerçekleştirilen bir imalat yatırımını desteklemek için de bir garanti sağlamıştır; bununla birlikte MIGA’nın Türkiye dışındaki Türk yatırımları için sağladığı garantilerin toplam gayrisafi yükümlülüğü 29 milyon ABD$’na ulaşmıştır -5 aktif proje için. Türkiye’nin düşük istihdam oranı ve yüksek kayıt dışılık düzeyi hâlâ çözülmeyi bekleyen bir zorluktur 18. Türkiye’nin düşük istihdam oranları ve yüksek kayıt dışılık seviyeleri, üretken istihdamı arttırmaya yönelik politikaları birinci öncelik haline getirmiştir. Çoğu hükümet ve diğer kalkınma ortakları ile birlikte gerçekleştirilen bir dizi analiz ve istişari çalışmalar ile, işgücü vergileri, kayıt dışı ekonomi, kadınların işgücüne katılımı ve gençlerin istihdamı konularında kilit politika tavsiyeleri oluşturulmuştur. PPDPL-REGE DPL dizisi kapsamındaki IBRD finansmanı, Türkiye’nin ücret dışı işgücü maliyetlerinin düşürülmesi ve becerilerin 38
Bandırma Limanı (2 proje), ve İstanbul’daki Otogar- Bağcılar-İkitelli-Olimpiyat Köyü ve Kadıköy-Kartal-Kaynarca metro projeleri.
Ek 3
54
geliştirilmesi üzerinde odaklanan 2008 yılındaki işgücü piyasası reformunun ilk aşamasını desteklemiştir. Yürütülen Teknik Yardım çalışmaları, krize müdahale amaçlı bir istihdam paketinin hazırlanmasını; Aktif İşgücü Piyasası Politikalarının (ALMP) genişletilmesini ve iyileştirilmesini;39 ve yakında yayınlanacak olan Ulusal İstihdam Stratejisinin geliştirilmesini desteklenmiştir. Enerji arzı daha güvenilir ve daha verimlidir. 19. Türkiye enerji reformlarının uygulanması ve enerji güvenliğinin arttırılması alanında etkileyici bir geçmiş performansa sahiptir. CPS döneminde, Türkiye enerji stratejisini güncellemiştir ve maliyetleri yansıtan bir fiyatlandırmaya geçmiştir. IBRD’nin sağladığı finansman ve bilgi faaliyetleri, tarife reformunu, özelleştirmeyi, enerji piyasasının serbestleştirilmesini ve düzenlenmesini, elektrik üretim rehabilitasyon ve iletim yatırımlarını, ve Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin (TEİAŞ) güçlendirilmesini desteklemiştir. IFC enerji sektöründeki 5 proje için yaklaşık 2,2 milyar ABD$ tutarında bir yatırım yapmıştır (560 milyon ABD$ kendi finansmanı ve 1,6 milyar ABD$ başka kredi kuruluşlarının harekete geçirilmesi yoluyla). Elektrik sektörü, IFC’nin altyapı yatırımlarının çoğunluğunu oluşturmuştur. IFC yatırımları, Türkiye’nin özelleştirilen ilk iki dağıtım şirketinden biri de dahil olmak üzere özel sektörün elektrik dağıtımına katılması ve özellikle temiz enerji projeleri olmak üzere yeni üretim projeleri yoluyla arz güvenliği üzerinde odaklanmıştır40. 20. Yenilenebilir enerji kullanımının ve enerji verimliliğinin arttırılması Türkiye için hayati öneme sahiptir. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımları enerji arz güvenliğini arttırmakta; enerji ithalatını, dolayısıyla cari açığı azaltmaya yardımcı olmakta; ve sera gazı salımlarını azaltarak iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Kısacası bu yatırımlar dört yönlü bir kazanım sağlamaktadır. Türkiye-Dünya Bankası Grubu işbirliği, yenilenebilir enerji kullanımının ve enerji verimliliğinin arttırılması üzerinde odaklanmıştır ve CPS döneminde Türkiye yenilenebilir enerjiye yönelik açık bir yasal-düzenleyici çerçeve oluşturmuş; enerji verimliliği mevzuatını uygulamış; ve yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini yeni Ulusal İklim Değişikliği Stratejisine kilit bileşenler olarak dahil etmiştir. Sonuç olarak, Türkiye özellikle rüzgar ve küçük HES’ler olmak üzere yenilenebilir enerjinin geliştirilmesine yönelik önemli düzeyde özel yatırım çekebilmiştir. Kapsamlı IBRD bilgi hizmetleri ve PEDPL-ESES DPL dizileri yeni mevzuatı ve reformları desteklemiştir. Dünya Bankası Grubu finansmanı, özellikle rüzgar enerjisi ve küçük HES’ler olmak üzere yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği41 alanında yapılan yatırımlara yönelik yerel kuruluşlar aracılığıyla kullandırılan IBRD finansmanını içermektedir. IBRD ve IFC Temiz Teknoloji Fonu (CTF) ile işbirliği yapmıştır. IFC aynı zamanda ilk sınırlı başvurulu rüzgar santrali finansmanını başlatmıştır, güneş teknolojisi gibi yeni teknolojilere yapılacak özel sektör yatırımlarının zeminini oluşturmuştur, uluslararası oyuncular ile yerel ortaklar arasında ortak girişimleri kolaylaştırmıştır ve Mart 2011’de IFC’nin sürdürülebilir yatırımları teşvik etmeye yönelik daha geniş çaplı çabası kapsamında “Türkiye’de Sürdürülebilir Yatırım” raporunu yayınlamıştır. 21. İklim değişikliğinin ele alınması bir öncelik haline geliyor. Türkiye 26 Ağustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolü’ne taraf oldu ve Hükümet ile Dünya Bankası Grubu Türkiye’nin iklim değişikliğinin etkilerini azaltma ve uyum sağlama çalışmalarında işbirliği yapmaya başladılar. Türkiye’nin sera gazı salımlarının yüzde 70’ten fazlası enerji sektöründen kaynaklandığından dolayı, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması “yeşil ve temiz” enerji yatırımları ve reformları ile yakından ilişkilidir. Bu ilişki Türkiye’nin yeni Ulusal İklim Değişikliği Stratejisinde ve yakında yayınlanacak olan Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planında yansıtılmaktadır. Dünya Bankası, sağladığı danışmanlık hizmetleri ve Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü (ESES) DPL II kredisi yoluyla Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planını desteklemiştir. IFC enerji verimliliği ve daha temiz üretim üzerinde odaklanan yeni teknolojilere yatırım yapacak müşteri şirketlerini desteklemiştir. Ayrıca, IFC’nin enerji sektöründeki yatırımları yenilenebilir enerji projeleri üzerinde de odaklanmıştır42. Türkiye’nin Avrupa ve Orta Asya bölgesinde iklim değişikliğinden en fazla 39 2007 yılında 33.000 olan ALMP faydalanıcı sayısının 2011 yılında 400.000 olması beklenmektedir.. 40 Enerjisa, Project Finance Euromoney Dergisi tarafından 2008 yılında “Avrupa’da Yılın Enerji Portföy Finansmanı” ve EMEA Finance Dergisi tarafından 2008 yılında “En İyi Enerji Anlaşması” ödülüne layık görülmüştür. 41 Bu CPS kapsamındaki IBRD Kredi Hatları şunladır: Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL IV), 2008; KOBİ’ler için Finansmana Erişim – Ek Finansman, 2009 ; Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği, 2009; KOBİ’ler için Finansmana Erişim – İkinci Ek Finansman, 2010; KOBİ’ler için Finansmana Erişim II, 2010; ve Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL IV) Ek Finansman, 2011. 42 Sadece Enerjisa projesinin tek başına 20.000 MWh’ın üzerinde temiz enerji üretmesi beklenmektedir; bu Türkiye’nin enerji ihtiyacının neredeyse yüzde 10’unu oluşturmaktadır ve 2014 yılına kadar CO2 salımlarını yıllık yaklaşık 1,15 milyon ton azaltması beklenmektedir.
Ek 3
55
etkilenecek ülkelerden birisi olması beklendiğinden dolayı, iklim değişikliğine uyum orta vadede giderek daha fazla önem kazanacaktır. Eksen 2: Adil Beşeri ve Sosyal Kalkınma Sosyal güvenlik sistemi güçlendirildi ve daha adil hale getirildi. 22. Türkiye’nin sağlık ve sosyal güvenlik reformu ile (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 2066 yılında kabul edildi, 2008 yılında değiştirildi ve kanunun çoğu 1 Ekim 2008’de yürürlüğe girdi) genel sağlık sigortası sistemi oluşturuldu, sistemin yoksulları daha fazla kapsaması sağlandı, ve emeklilik sisteminde temel reformlar yapıldı. 1992 yılında oluşturulan Yeşil Kart sistemi asgari bir miktarın (kanunla belirlenen) altında kazanan ve herhangi bir kamu sigortası bulunmayanlar için sağlık hizmetlerine ücretsiz erişim imkanı tanımaktadır. 2004 yılında Yeşil Kart programı 6,852 milyon kişiyi kapsarken, 2009 yılında bu rakam 9,4 milyon kişiye ulaşmıştır. Genel sağlık sigortasının uygulamaya konulması ile birlikte, nüfus içinde bir sağlık sigortası olanların payı önemli ölçüde artmıştır (2005 yılında yüzde 85 iken 2010 yılında yüzde 96,2 olmuştur). 5510 sayılı kanunun Geçici 12. Madde hükümleri uyarınca tüm Yeşil Kart sahiplerinin 2012 yılına kadar kapsama dahil olması beklenmektedir. Sağlık ve sosyal güvenlik reformu aynı zamanda memur, işçi ve Bağkur emeklilerini daha iyi bir şekilde uyumlaştırarak emeklilik sistemini uzun vadede mali sürdürülebilirliğe sahip olacağı bir sürece sokmuştur. 23. Sosyal yardım programlarının bütünleştirilmesi için bazı başlangıç adımları atılmıştır. Sosyal yardım harcamaları hızlı bir şekilde artmasına rağmen, 2009 itibariyle GSYH’nin yüzde 1,2’si düzeyinde kalmıştır. Haziran 2011 seçimlerinden sonra, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adında yeni bir Bakanlık kurulmuştur ve tüm sosyal yardımlar tek bir çatı altında toplanmıştır. Entegre bir sosyal yardım bilgi sistemi geliştirilmiş ve işler hale getirilmiştir. 24. Dünya Bankası Grubu, sosyal yardım reformunun desteklenmesinde ve eşitlik ve içermenin iyileştirilmesine yönelik çabalarda Türkiye ile yakın bir işbirliği yapmıştır. PPDPL ve REGE DPL dizileri ve paralel politika diyalogu, analizler ve danışmanlık hizmetleri sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortası reformunu, mevcut sosyal güvenlik programlarını Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bünyesinde birleştirmeye yönelik idari reformu ve kriz müdahale önlemlerini desteklemiştir. İkinci Özelleştirme Sosyal Destek Projesi (PSSP2) kamu iktisadi teşekküllerinin (KİT) özelleştirilmesinin olumsuz sosyal ve ekonomik etkilerini azaltarak özelleştirme programına yardımcı olmuştur. Analitik çalışmalar, teknik yardım ve yakın politika diyalogu kapsamında, ekonomik yavaşlamanın refah etkileri, işgücü aktivasyon politikaları, emeklilik programları ve Yeşil Kart programı değerlendirmeleri yapılmıştır. 25. Biri kadınların işgücüne katılımı (Hükümet ile birlikte) ve diğeri fırsat eşitliği hakkında olmak üzere yapılan iki önemli çalışma, yeni analizler sunarak, kamuoyu tartışmalarını ilerleterek ve politikalar için bilgi girdisi sağlayarak Türkiye’deki kilit sosyal politika konularında yeni bir çığır açmıştır. Kadınların işgücüne katılımı çalışmasında, kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 29’a çıkarılması (Türkiye’nin 9. Kalkınma Planındaki hedef oran) ve işgücü piyasasına yeni girenlerin tam zamanlı işler bulmaları halinde yoksulluk oranının yüzde 15,5’e düşürülebileceği bulunmuştur. Fırsat eşitliği çalışmasında, çocuklar arasında erken yaşlardan itibaren büyük demografik fırsat eşitsizliklerinin bulunduğu ortaya konulmuştur ve erken çocukluk gelişiminin, fırsat eşitliğini arttırmaya, büyümeyi güçlendirmeye ve yoksulluğu azaltmaya yönelik etkili bir araç olabileceği savunulmuştur. Çalışmaların bulguları, Dünya Bankası Grubu ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bir Erken Çocukluk Gelişimi (EÇG) konferansında ele alınmıştır. Daha sonra, Erken Çocukluk Gelişimi (EÇG) ile ilgili bir yuvarlak masa toplantısı ve kaliteli EÇG hizmetlerinin yaygınlaştırılması ile ilgili bir çalışma gerçekleştirilmiştir —UNICEF ile işbirliği içerisinde ve Hükümet’in evrensel okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına yönelik öncelikli programının desteği ile. Türkiye’nin sağlık sistemi daha etkili hale geldi 26. Türkiye’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesini sağlamıştır. Program sayesinde erişim, finansal koruma, hizmet kapsamı ve hasta memnuniyeti gibi göstergelerde iyileşme sağlanmıştır. SDP kapsamında Aralık 2010’da tamamlanan Aile Hekimliği uygulamasının yaygınlaştırılması çalışması ülke çapında hasta memnuniyet düzeylerini yükseltmiş ve sağlık hizmetlerine erişimi arttırmıştır. Aile hekimliğinin uygulandığı illerde ortalama hasta memnuniyet oranı 2004 yılında yüzde 69 iken, 2008 yılında yüzde 86 olmuştur.
Ek 3
56
27. Sağlıkta Dönüşüm Programının güçlü bir şekilde uygulanmasına yönelik Dünya Bankası Grubu desteği, genel sağlık sigortasının uygulamaya konulmasına ve sağlık sisteminin performansının ve finansal sürdürülebilirliğinin iyileştirilmesine yönelik olarak PPDPL-REGE DPL dizisi kapsamında sağlanan destek için tamamlayıcı nitelikte olmuştur. IBRD’nin SDP için sağladığı destek sağlık sigortasının kapsamının arttırılması, aile hekimliğinin yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesi, hastane özerkliğinin arttırılması ve performans yönetiminin güçlendirilmesi üzerinde odaklanmıştır. IBRD’nin sağladığı destek kapsamında iki adet Uyarlanabilir Program Kredisi —Sağlıkta Geçiş Projesi ve Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyal Güvenlik Reformu Projesi—ve bunlara paralel olarak sağlanan danışmanlık hizmetleri ve teknik yardımlar yer almıştır. 2008 yılında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ile ortaklaşa hazırlanan bir çalışmada sağlık sisteminin performansı değerlendirilmiş ve reformların derinleştirilmesine yönelik analitik temel sağlanmıştır. Dünya Bankası Enstitüsü (WBI) sağlık sektörü reformu ve sürdürülebilir finansman ile ilgili olarak politika yapıcıların ve paydaşların birlikte çalışmalarını sağlamıştır. IFC toplam tutarı 50 milyon ABD$’nı bulan iki yatırım ile özel sektör katılımını desteklemiştir. Türkiye’nin önde gelen bir finansal kiralama şirketine sağlanan bir kredi yoluyla, IFC 550 adet KOBİ sağlık projesini desteklemiştir. Ayrıca, sıkıntılı durumdaki önemli bir sağlık hizmet sağlayıcısına yapılan sermaye yatırımları yoluyla, IFC sınır bölgelerinde ve yetersiz hizmet alan bölgelerde kaliteli özel sağlık hizmetlerine karşılanabilir fiyatlar ile erişimin arttırılmasını sağlamıştır. Eğitim sistemi, büyüyor, bir reform sürecinden geçiyor ve işgücü talebine karşı hassasiyetini arttırıyor 28. Eğitim reformları okula erişimin ve eğitim başarısının arttırılmasını sağlamıştır. İlköğretimde şu anda neredeyse evrensel okullaşma sağlanmıştır (2010-2011 eğitim-öğretim yılında yüzde 98). CPS döneminde orta öğretim okullaşma ve tamamlama oranları da önemli ölçüde yükselmiştir: 2006-2007 yılında yüzde 57 olan okullaşma oranı 2010-2011 yılında yüzde 69’a yükselmiştir, tamamlama oranı aynı dönemde yüzde 45’ten yüzde 51’e yükselmiştir43. Hükümet’in 2014 yılına kadar 5 yaş grubundaki çocuklar arasında evrensel okullaşma sağlamaya yönelik programını yaygınlaştırması ile birlikte, ilköğretim öncesindeki okullaşma oranları hızla yükselmektedir. Bölgesel eşitsizlikler ve cinsiyet eşitsizlikleri hâlâ önemini korumaktadır. Örneğin, 2010-2011 yılında okul öncesi eğitimde okullaşma oranı Hakkari’de yüzde 13 iken Amasya’da yüzde 59’dur ve kızların ortaöğretimdeki okullaşma oranı erkeklerin oranından 6 puan daha düşüktür (kızlar için yüzde 66, erkekler için yüzde 72). Türkiye’nin, 15 yaş grubundaki çocukların eğitim başarılarının değerlendirildiği Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programındaki (PISA) sonuçları, 2009 yılında 2006 yılına göre önemli ölçüde iyileşmiştir; bunun sebeplerinden birisi ilköğretimdeki yeni eğitim müfredatıdır. Bununla birlikte, 15 yaş grubundaki ortalama bir çocuk hâlâ ortalama ve OECD öğrencisinin bir tam okul yılı gerisindedir. 29. Türkiye’nin Dünya Bankası Grubu ile eğitim alanındaki işbirliği, kalite ve eşitliğin arttırılması üzerinde odaklanmıştır. IBRD tarafından desteklenen Orta Öğretim Projesi (OÖP), yeni bir ortaöğretim müfredatının geliştirilmesi ve orta öğretimin kalite ve uyumunun arttırılmasına yönelik ulusal bir mesleki rehberlik ve danışmanlık sisteminin geliştirilmesi çalışmalarını içermiştir —mesleki eğitim ve öğretim için bir ulusal yeterlilik çerçevesinin geliştirilmesi ve hizmet içi öğretmen eğitiminin geliştirilmesi ile birlikte. Dezavantajlı okulların kalitesini yükseltmek için, OÖP kapsamında bir okul hibeleri programı uygulamaya konulmuş ve okullar için değişik bir finansman modelinin pilot uygulaması yapılmıştır: kaynaklar öğrenci sayısına göre dağıtılmaktadır ve okullar bu kaynakların kullanımında özerkliğe sahip olmaktadır. Yapılan analitik ve istişari çalışmalar kapsamında, temel eğitimde kalite ve eşitliğin arttırılması ve erken çocukluk eğitimi ile ilgili çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Eksen 3: Kaliteli Kamu Hizmetlerinin Etkin Sunumu Kamu harcama yönetim sistemi iyileşmiştir. Kamu sektöründe yönetişim güçlendirilmiştir. 30. Haziran 2010’da gerçekleştirilen Kamu Mali Yönetim Performansı (PFPM) karşılaştırma çalışmasına göre, Türkiye’nin kamu sektörünün genişliği, şeffaflığı, hesap verebilirliği ve güvenilirliği artmıştır. Türkiye merkezi hükümet kurumlarının, sistemlerinin ve kamu sektöründe şeffaflık ve performans ile ilgili kanunlarının çoğunda reform yapmıştır. 2006 yılında çıkarılan Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun (KMYK) CPS dönemi boyunca etkili bir şekilde uygulanması yoluyla ilgili kurumlara mali yönetim ve iç 43 Burada ortaöğretim tamamlama oranı, 20-24 yaş grubunda en az ortaöğretimi tamamlamış olanların oranı olarak tanımlanmıştır. Veriler İşgücü Anketinden alınmıştır.
Ek 3
57
kontrol yetki ve sorumluluğu verilmiştir. Buna göre, mali kontrol ve iç ve dış denetim yapıları önemli ölçüde iyileşmiştir. Aralık 2010’da Sayıştay Kanunu’nun yürürlüğe konulması ile birlikte, Sayıştay’ın tüm genel hükümet kurumlarını denetleme yetkisi genişletilmiştir ve yapısı KMYK kanunu ile uyumlu hale getirilmiştir. 31. Kamu sektörü reformu alanında Türkiye ile Dünya Bankası Grubu’nun işbirliği kapsamında hem analitik ve istişari hizmetler hem de finansman yer almıştır. Hükümet ve TBMM ile birlikte uygulanan program odaklı kamu harcama ve kamu mali yönetim analitik çalışması ve teknik yardımı ile PPDPL-REGE DPL dizisi kapsamında sağlanan finansal destek Ulusal Kalkınma Planı ile yakın bir şekilde entegre edilmiştir. Bunların program odaklı tasarımı, tamamen uygulanması ve sunulması için genellikle birkaç yıl gerektiren karmaşık kamu sektörü yasal ve düzenleyici reformlarının desteklenmesinde etkili olduğunu kanıtlamıştır. Bunların iki örneği, tüm genel kamu kurumlarında mali kontrol ve iç denetim için strateji geliştirme birimlerinin kurulması ve Maliye ve Sağlık Bakanlıklarının SDP kapsamındaki program harcamalarını takip edebilmesi için spesifik kodların geliştirilmesidir. TCDD Demiryolları Yeniden Yapılandırma Projesi kalkınma amaçlarına ulaşmıştır; işletme gelirleri ve işletme gelirlerinin giderlere oranı ticari açıdan sürdürülebilir seviyelere yükselmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlıkları devam etmekle birlikte, TCDD’nin hukuki statüsü değişmemiştir. 32. Yönetişimin yargı ile ilgili yönlerindeki ilerleme yavaş olmuştur. Şubat 2011’de yeni bir Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu kabul edilmiştir ve Hükümet arabuluculuk ile ilgili bir kanun tasarısını TBMM Adalet Komisyonu’na yeniden sunmayı planlamaktadır. Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ile, mahkemelerin yüzde 100’ünde online bağlantı kurulmuştur. Yargı Reformu Stratejisi ve Eylem Planı 2009 yılında kabul edilmiş ve yayınlanmıştır. Bölgesel Temyiz Mahkemeleri 15 merkezde (İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Konya, Samsun, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Sakarya, Gaziantep, Antalya, Kayseri, Trabzon ve Van) kurulmuştur ancak henüz faaliyete geçmemiştir. Bununla birlikte, tüm bu mahkemelerin başsavcıları Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından atanmıştır. Yargı süreçlerinin verimliliği ile ilgili reform yavaş ilerlemektedir ve Türkiye’nin bu alanda Dünya Bankası katkısı için talebi oldukça sınırlı olmuştur. Yerel hizmet sunumunda ve afetlere hazırlık durumunda iyileşme kaydedilmiştir. 33. Belediye reformunda ilerleme kaydedilmiştir. Yerel yönetimlere yapılan toplam bütçe transferlerinin vergi gelirleri içindeki payı, 2007 yılında yüzde 9 iken 2010 yılında yüzde 10’a yükselmiştir (yerel düzeyde kalkınmayı destekleyen BELDES ve KÖYDES programları dahil edildiğinde, yerel yönetimlere bütçe transferleri aynı dönemde yüzde 10’dan yüzde 11’e yükselmiştir). 2011 yılında kabul edilen İller Bankası A.Ş. Kanunu, belediye altyapı finansmanı ve etkili yerel mali yönetim sistemleri bakımından oldukça önemli bir gelişme olmuştur. Kadastro modernizasyonu alanında ilerleme kaydedilmiştir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) uluslararası uygulamalara ve standartlara uygun gayrimenkul değerleme politikası üzerinde çalışmaya başlamıştır ve 24 kurum şu anda sayısal kadastro bilgilerine online olarak erişebilmektedir -18 olan hedef geçilmiştir. IBRD’nin İller Bankası vasıtasıyla belediye altyapı yatırımlarına sağladığı başarılı destek sonucunda, sonuçların daha da yaygınlaştırılması amacıyla 2010 yılında bir ek finansman sağlanmıştır. IFC’nin İstanbul Metrosu için yaptığı yatırım, Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’de alt-ulusal düzeyde devlet garantisi olmadan sağladığı ilk finansmandır ve kentsel gelişim sektöründe özel sektör katılımı için bir öncü projesi haline gelmiştir. Bu, Türkiye’de belediyelere daha fazla mali güç ve bağımsızlık sağlanması bakımından önemli bir adım olarak görülmektedir. Başlangıçtaki CPS amaçlarının ötesinde, Türkiye ve Dünya Bankası Grubu “Sürdürülebilir Şehirler” konusunda bir çalışma başlatmıştır ve Türkiye yeni bir Entegre Kentsel Gelişim Stratejisi ve Eylem Planı (2010-2023) kabul etmiştir —strateji mekansal planlama ve altyapı önceliklendirme de dahil olmak üzere şehirlerin geliştirilmesi konusunda kapsamlı bir yaklaşım öngörmektedir. 34. İstanbul’un afete hazırlık durumunda kaydettiği iyileşmeler uluslararası bir başarı öyküsüdür. Özellikle okullar, hastaneler ve yurtlar olmak üzere kamu binalarının depreme karşı güçlendirilmesi için yatırımlar yapılmıştır. Tespit edilen 1.576 kamu binasından 496’sının güçlendirme çalışmaları Dünya Bankası, AYB ve Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası’nın ortak finansmanı ile Şubat 2011’de tamamlanmıştır. İstanbul Deprem Riski Azaltma Acil Durum Hazırlık Projesi (ISMEP) kapsamında Küresel Afet Azaltma ve Yeniden Yapılandırma Fonu ve Dünya Bankası Enstitüsü ile de işbirliği yapılmıştır. Başbakanlık bünyesinde, daha önce dağınık bir durumda olan kurumsal sorumlulukları ulusal düzeyde tek bir çatı altında toplayan bir Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kurulmuştur.
Ek 3
58
IV. DÜNYA BANKASI GRUBU PERFORMANSI Ülke İşbirliği Tasarımı 35. CPS, Türkiye’nin değişen kalkınma önceliklerine dayalı, tamamen uyumlu ve uyarlanabilir olacak şekilde tasarlanmıştır. Esnek CPS tasarımı küresel mali kriz sırasında test edilmiş ve başarılı olduğu kanıtlanmıştır –strateji dönem ortası ilerleme gözden geçirmesinde (CPSPR) uyarlanmıştır. DPL desteği artmıştır ve ekonomik büyümeyi ve istihdam yaratmayı desteklemeye (REGE DPL dizisi)44 yönelik orta vadeli yapısal reformlar ve makroekonomik istikrar üzerinde odaklanmıştır. Müşteri talebi karşısında IBRD CPS döneminde toplam finansmanı 7,6 milyar ABD$’na yükseltmiştir; 2010 mali yılında 3 milyar ABD$ taahhüt edilmiştir. Buna paralel olarak, IFC küresel kredi kısıtlarını göz önünde bulundurarak kısa vadeli borçlarını çeviren müşteri şirketler üzerinde odaklanmış, ticaret finansmanı gibi çok fazla ihtiyaç duyulan alanlarda kısa vadeli finansman sağlamış ve diğer finansal kuruluşlardan uzun vadeli kaynaklar harekete geçirmiştir (1,73 milyar ABD$). 36. CPS, ulusal politikalar için bilgi girdisi ve destek sağlamak üzere tasarlanan danışmanlık hizmetleri ve ulusal ölçekteki büyük programlara ve seçilen spesifik projelere katkıda bulunan Dünya Bankası Grubu finansmanı ile Türkiye’nin Dokuzuncu Kalkınma Planını destekleyecek şekilde tasarlanmıştır. Finansmanın ve bilgi hizmetlerinin birlikte sunulması, desteğin hedefli, etkili ve zamanlı bir şekilde sunulmasını sağlamıştır. Program odaklı AAA ve DPL araçlarının yaygın bir şekilde kullanımı, IBRD’nin geniş kapsamlı kalkınma hedefleri ve programları için birkaç yılı kapsayan bir dönemde özelleştirilmiş, tutarlı ancak esnek destek sağlayabilmesine olanak tanımıştır. Büyük hacimli kredi hatları (3’ü Ek Finansman olmak üzere 6 adet Dünya Bankası Grubu operasyonu ile toplam 2,35 milyar ABD$) CPS programının kendine özgü bir özelliğidir ve Dünya Bankası Grubu finansmanının kapsamının geniş ve kullandırımının hızlı olmasını sağlamaktadır.45 Bu tasarım tercihleri, ülke taleplerini ve Türkiye ile Dünya Bankası Grubu’nun maksimum DBG “katma değerinin” sağlanabileceği alanların ortak bir değerlendirmesini yansıtmaktadır. Doğal olarak, Türkiye-Dünya Bankası Grubu işbirliği Türkiye’nin kalkınma programının sadece küçük bir bölümünü kapsamaktadır ve Dünya Bankası Grubu’nun sağladığı finansman Türkiye’nin toplam dış finansmanının sadece küçük bir oranını oluşturmaktadır46. Dolayısıyla, Dünya Bankası Grubu’nun katkısı temel olarak katalizör şeklinde olmuştur; doğrudan atıf imkansız olmamakla birlikte genellikle zorlayıcı olacaktır ancak yine de Türkiye’nin Dünya Bankası hizmetlerine yönelik devam eden yüksek talebi bu katkının katma değeri için eksik ve dolaylı bir gösterge sunabilir. Finansal risk yönetimi ile ilgili hususlar ve bütçe sınırlamaları göz önüne alındığında, IBRD hizmetlerine olan talep IBRD’nin sağlayabileceği yeni finansman ve bilgi hizmetlerinin düzeyini zaten aşmaya devam etmektedir. 37. Genel olarak, CPS sonuç çerçevesi ilerleme ve performansın ölçülmesine yönelik faydalı bir yapı olmuştur. Sonuç çerçevesindeki kilometre taşlarına ulaşılmıştır. Sonuçların hedeflere göre incelenmesinde, başlangıçta belirlenen bazı kilometre taşlarının ve hedeflerin kriz sonucunda ülke ve program öncelikleri değiştiğinden dolayı daha az anlamlı hale geldiği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla, CPS’in eğitim sistemini iyileştirme ve eğitimin işgücü piyasası talebine karşı hassasiyetini arttırma hedefine (Eksen 2C) daha dar bir anlamda olsa da büyük ölçüde ulaşıldığı değerlendirilmektedir. Benzer şekilde, özel yatırımlarının ve ihracatta rekabet gücünün arttırılması ve daha derin ve daha geniş bir finansal sektör (Eksen 1B) hedefi doğrultusunda ilerleme kaydedilmiştir, ancak yatırım ortamının modernizasyonuna yönelik mevzuat ancak 2010 sonlarında ve 2011 başlarında çıkarılmıştır. Kamu-Özel Sektör Ortaklığı ve iflas ile ilgili yeni kanunlar çıkarılmadığından dolayı, kilometre taşlarına ulaşma yolundaki ilerleme beklenenden yavaş olmuştur, bu eksendeki genel hedeflere kısmen ulaşıldığı değerlendirilmektedir. Aynı zamanda, Dünya Bankası Grubu desteği CPS kapsamında başlangıçta öngörülenlerin ötesinde ilave sonuçların elde edilmesine de katkıda bulunmuştur. Bunlar yukarıda açıklanmaktadır. 44 REGE-DPL, küresel krizin etkilerinin yönetiminden, mali konsolidasyona ve paylaşılan büyümeye geçiş üzerinde odaklanmıştır ve aşağıdaki amaçlara katkıda bulunmuştur: (1) ekonomik yönetim; (2) kamu mali yönetimi; (3) karşılanabilir evrensel sağlık hizmetleri ve eğitime erişimin arttırılması; (4) istihdam; (5) yatırım ortamının iyileştirilmesi; ve (6) özellikle KOBİ’ler için olmak üzere finansal aracılığın arttırılması. 45 Dünya Bankası Grubu’nun Bağımsız Değerlendirme Grubu (IEG) iki ihracat finansmanı kredisinin sonuçlarını (EFIL II ve III) yüksek düzeyde tatmin edici olarak derecelendirmiştir. 46 2008-11 MY döneminde ortalama olarak 1,9 milyar ABD$ yeni taahhüt miktarına ve 1,71 milyar ABD$ kullandırım miktarına ulaşan Dünya Bankası Grubu finansmanının ölçeği, Türkiye’nin 2010 itibariyle 321,4 milyar ABD$ olarak gerçekleşen toplam kamu borcuna göre oldukça küçüktür ve Türkiye’nin ortalama kamu dış borçlanmasının (2007-2010 arasında 8,43 milyar ABD$) yüzde 23’ünü ve 2007-2009 dönemindeki ortalama yıllık toplam gayrisafi dış borcunun (266 milyar ABD$) yüzde 1’den azını oluşturmuştur.
Ek 3
59
CPS Uygulaması 38. IBRD’nin portföyü büyüktür, odaklıdır ve önemli ölçüde iyileşme kaydetmiştir. Kullandırım oranları istikrarlı bir şekilde artarak, 2008 mali yılında yüzde 20 iken 2011 yılında yüzde 31 olmuştur. CPS döneminin büyük kısmında neredeyse yüzde 100 olarak devam eden yüzde 94’lük gerçekleşme oranı ve proaktif portföy yönetimi (yüzde 67) ile birlikte, 2011 MY sonu itibariyle sadece bir sorunlu proje kalmıştır (2010 MY sonunda 3 adet ve 2011 MY ortasında 4 adet sorunlu proje bulunmaktaydı). Tek sorunlu proje, borçlunun talebi üzerine Temmuz 2011’de iptal edilen İstanbul Belediye Altyapı Projesidir (Kredi No. 4866TU). 39. 2008-11 MY dönemindeki IFC finansmanı 2 milyar ABD$’lık taahhüt ile 45 projeye yayılmıştır -2004-07 MY döneminde 1,55 milyar ABD$’lık taahhüt ve 35 proje vardı. IFC aynı zamanda özel sektöre yardımcı olmak amacıyla özel finansal kuruluşlar yoluyla 1,73 milyar ABD$ tutarında bir kaynağı harekete geçirmiştir. Hedeflenen alanlar arasında ihracatçılar, mikro işletmeler ve KOBİ’ler, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, daha temiz üretim ve enerji güvenliği, sağlık, altyapı, ticaret finansmanı ve bölgede ve dünyada yatırım yapan Türk şirketlerinin desteklenmesi yer almıştır. 40. Türkiye’nin kilit politika ve reform öncelikleri üzerinde odaklanan kapsamlı bir analitik ve istişari (AAA) çalışmalar programının uygulanması CPS’in başarısında merkezi bir rol oynamıştır. IBRD’nin AAA programı kapsamında, birçoğu Hükümet ile ortaklaşa ve akademik kuruluşlar, Birleşmiş Milletler kuruluşları ve diğer kalkınma ortakları ile işbirliği içerisinde hazırlanan 52 önemli bilgi ürünü yer almıştır. Ele alınan konular; kamu mali yönetimi, kayıt dışılık ve tasarruflardan enerji sektörü reformu ve düzenlemesine, gıda güvenliğine, su havzaları yönetimine, eğitimin kalitesine, kadınların istihdamına ve cinsiyet sertifikalandırmasına, fırsat eşit(siz)liğine, yatırım ortamına, rekabet ve iş ortamı düzenlemesine, ve şirket tahvilleri piyasasının geliştirilmesine kadar çeşitlilik göstermiştir. Program aynı zamanda Ağustos 2007 ve Haziran 2011’de yeni gelen Hükümetler için taslak mevzuatın ve reform seçeneklerinin odaklı ve zamanlı analizlerini ve politika notlarını da içermiştir. Türkiye’deki muhatapların bu bilgi hizmetlerine olan güçlü talebi, kökleri talebe odaklı seçim ve tasarımlarında, işbirliği içerisinde hazırlanmalarında, çok çeşitli paydaşlar ile bulgular ve sonuçlar üzerinde yapılan tartışmalarda ve bilgi faaliyetleri için sonuç çerçevelerinin giderek daha fazla kullanımında yatan katma değerlerinin bir kanıtıdır. 41. Sivil toplum ile iyi ilişkiler. Sivil toplum, Sağlıkta Dönüşüm Programı ve İSMEP gibi projelerin hazırlık ve uygulama aşamalarına katılmıştır. Dünya Bankası Grubu, akademik kuruluşlar, düşünce kuruluşları, özel sektör dernekleri ve işletmeleri, ve TÜSİAD (Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği) ve KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) gibi çok çeşitli sivil toplum kuruluşu ile birlikte çalışmaktadır. Dünya Bankası Grubu birleştirici bir rol oynamıştır: TBMM ile birlikte çalışarak Dünya Su Forumunu desteklemiştir ve 2009 Yıllık Toplantılarını İstanbul’da gerçekleştirmiştir. Dünya Bankası Grubu’nun birleştirici gücünün spesifik bir örneği, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve UNDP ile birlikte gerçekleştirilen insani gelişme diyaloğu. CPSCR’ın hazırlanması sürecinde, Dünya Bankası Grubu CPS döneminde yapılan çalışmalar ile ilgili düşünceleri tartışmak ve rapora girdi elde etmek amacıyla sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmıştır. 42. Kalkınma ortakları ile güçlü işbirliği. Dünya Bankası Grubu makroekonomik konularda Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yakın bir işbirliği içerisinde çalışmaktadır ve emeklilik sistemi, enerji sektörü ve çeşitli diğer yapısal konular hakkındaki deneyimini paylaşmaktadır. Ankara’da AB, UNDP ve UNICEF ile yakın bir ilişki sürdürmektedir. Dünya Bankası Grubu’nun özel sektör ekibinin (ECSPF) idari prosedürleri sadeleştirmeye yönelik bir pilot projenin finansmanı için İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan 100.000 £’lik bir kaynağı harekete geçirmesi özellikle belirtilmesi gereken bir başarıdır ve Dünya Bankası Grubu için Türkiye’de bir ilktir. IFC Türkiye’deki diğer uluslararası finansal kuruluşlar ile işbirliğini arttırmıştır. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Temiz Teknoloji Fonu hakkında bir ülke çalışma planı yapılmıştır; IFC’nin Ana İşbirliği Anlaşmasına dayalı olarak Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası ile ilk kez bir sendikasyon kredisi sağlanmıştır; FMO ile ortaklaşa bir şekilde bir müşteri bankaya tali kredi sağlanmıştır; ve enerji verimliliği ve mikro işletmelere ve KOBİ’lere finansman sağlanması hakkındaki iki projede KfW ile işbirliği yapılmıştır.
60
Ek 3
43. 2011 Ülke Anketi Dünya Bankası’nın çalışmaları ile ilgili çok çeşitli görüşler ortaya koymuştur. Yüzde 32’lik bir yanıt oranı ile, katılımcılar eğitimi (beceriler), çevre ve doğal kaynak yönetimini, istihdamı, enerjiyi ve afet hazırlık çalışmalarını, Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’deki işbirliğinin kilit kalkınma öncelikleri olarak belirlemiştir. Bu tercih, CPS ve bu CPSCR’daki analizler ile geniş anlamda tutarlıdır. Sektör öncelikleri şu şekilde tespit edilmiştir: kırsal kalkınma, kayıtlı sektörde iş olanaklarının arttırılması, özel sektör büyümesi/yatırımları için fırsatların arttırılması, okul öncesi eğitime erişim, ve makroekonomik büyüme. Kırsal kalkınma hariç olmak üzere, bunlar büyük ölçüde bu CPS kapsamında gerçekleştirilen çalışmaları yansıtmaktadır. Öte yandan, katılımcılar süreçlerin karmaşıklığını ve yavaşlığını Dünya Bankası Grubu’nun Türkiye’deki çalışmalarının en büyük zayıflığı olarak belirtmiştir ve kamu dışındaki paydaşlar ile etkileşimi iyileştirilmesi gereken kilit alan olarak tespit etmiştir. Ayrıca, katılımcılar arasında Dünya Bankası Grubu’nun çalışmalarının yoksulluğu azaltmada özellikle etkili olmadığı yönünde bir algı mevcuttur. V. ÇIKARILAN KİLİT DERSLER VE ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEME İLİŞKİN TAVSİYELER 44. Bilgi ve finansman araçlarını bir araya getiren ve uzun vadeli stratejik hedefleri destekleyen bir politika diyaloğunun sistematik olarak geliştirilmesi ve sürdürülmesi reformların desteklenmesi bakımından hayati öneme sahiptir. Önemli politika reformlarının ve yasal reformların uygulanması zaman alabilir; dolayısıyla esneklik ve sabır başarıya ulaşmada kritik öneme sahiptir. Ticaret Kanunu (hazırlanması yedi yıl sürmüştür) ile ilgili olarak yapılan işbirliği uzun vadeli ortak çalışmanın değerini gösteren bir örnektir. Başarıyı arttırmak için, analitik çalışmalar ile politika finansmanının ulusal kalkınma planlarına ve orta vadeli programlara tam olarak entegre edilmesi çok önemlidir. Çalışmaların, sıralı bir şekilde birbirine dayanan modüler müdahaleler şeklinde program odaklı olarak yapılandırılması özellikle etkili olmuştur. 45. Çevre ve iklim değişikliği alanlarındaki ortak çalışmanın hikayesi: geri çekil, stratejik giriş noktalarını belirle ve ülke öncelikleri değiştikçe açılan fırsatları yakala. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, 2004-2007 döneminde çevre gündeminde kaydedilen ilerlemenin sınırlı olması sebebiyle, 2008-11 MY CPS kapsamında çevre konusunu bir eksen olarak kullanmama konusunda bir anlaşmaya varmıştı; 2008-11 CPS döneminin sonlarına doğru Türkiye’nin inisiyatifi ile bu alanda olası bir işbirliğinin tekrar değerlendirilmesi kararlaştırılmıştı. Daha sonra, 2009 yılında Türkiye’nin Kyoto Protokolüne katılması ve AB müktesebatının Çevre faslı üzerindeki müzakerelerin açılması, çevre ve iklim değişikliği ile ilgili yeni bir ortak çalışma için bir fırsat ve giriş noktası sağladı. Bu yeni ortak çalışma, Türkiye ile Dünya Bankası Grubu’nun enerji alanındaki işbirliğinden doğdu. Elektrik DPL dizisi, ESES DPL dizisi olarak üç bileşeni kapsayacak şekilde genişletildi: enerji, iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik. Bu çalışma, 2012 Sürdürülebilir Kalkınma Konferansına (Rio+20) hazırlık sürecinde işbirliği yapılmasını sağladı. IFC artan elektrik talebine cevap vermeye yönelik düşük karbonlu çözümler sağlamak için Türkiye’nin serbestleştirme programına desteğinden yararlandı. 46. İzleme ve Değerlendirme ve sonuçlar üzerindeki odağın güçlendirilmesi olumlu karşılandı ve faydalı oldu. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, hükümet ve Dünya Bankası Grubu tarafından desteklenen programlar için izleme değerlendirmenin ve sonuç odağının güçlendirilmesinde işbirliği yapmıştır - birbirini izleyen program odaklı JPPR, IDF finansmanı ile izleme ve değerlendirme konusunda teknik yardım ve başka birçok göreve özgü izleme ve değerlendirme faaliyetleri yoluyla. Sonuç çerçevelerinin tüm AAA faaliyetlerine dahil edilmesi için özel bir çaba sarf edilmiştir. İzleme ve değerlendirme ile güçlü sonuç odağının ortak bir örneği, İŞKUR ile mesleki eğitim konusunda yapılan çalışmadır. 47. Başarının paylaşılması. Türkiye’nin Dünya Bankası Grubu ile işbirliği içerisinde uyguladığı bazı politika ve reformlar kendi alanlarında yapılan çalışmalar için önde gelen örnekler oluştur. Bunlar arasında aşağıdakiler bulunmaktadır: (1) Sağlıkta Dönüşüm Programı; (2) enerji piyasasının geliştirilmesi, ve (3) afet riski yönetimi. Bu deneyimler Türkiye ile Dünya Bankası Grubu arasında önümüzdeki 2012-15 CPS döneminde bilgi paylaşımı ve hem bölgesel hem de küresel ölçekte diğer ülkeler ile birlikte kalkınmaya katkıda bulunmak bakımından gerçekleştirilecek işbirliği için bir temel oluşturmaktadır.
CPS Tamamlama Raporu Sonuç Matrisi (26 Ekim 2011)
Ek 3
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler (WBG faaliyetlerinin olası katkısı göz önüne alınarak)
Güçlü YDY girişinin sürdürülmesi. Başlangıç Durumu: Yıllık ortalama 12,1 milyar ABD$. 2006 Gerçekleşme: 20,1 milyar ABD$. ± Gayrisafi YDY, 22 milyar ABD$ (2007), 19,5 milyar ABD$ (2008), 8,4 ABD$ (2009) ve 8,9 milyar ABD$ (2010) olarak gerçekleşmiştir. YDY girişleri kürsel mali krizden etkilenmiştir. Hükümet yeni hedefleri henüz açıklamamıştır.
2007 yılında GSYH’nin yüzde 0,71’i (2006 yılında GSYH’nin yüzde 0,8’i) düzeyinde olan Ar-Ge harcamalarının 2013 yılında yüzde 2’ye yükseltilmesi. ± 2009: Ar-Ge harcamaların GSYH’nin yüzde 0,85’i düzeyinde.
•
•
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler Özel sektör: • İhracat artış hızı yıllık yüzde 11,2’ye yükselmiştir. Başlangıç seviyesi yüzde 8,5 idi. ± İhracat artış hızı 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 25,4, yüzde 23,1, yüzde -22,6 ve yüzde 11,6 olmuştur. Krizin etkileri sebebiyle, 2011-2013 OVP’de hedefler 2011 yılı için 127 milyar ABD$, 2012 yılı için 143,5 milyar ABD$ ve 2013 yılı için 160 milyar ABD$ olarak revize edilmiştir.
İhracatçı şirketler ve KOBİ’ler için orta vadeli finansmanın arttırılması. ± Başarıldı. 2007 ile 2010 arasında, Özel Sektöre sağlanan toplan krediler yüzde 99,2, KOBİ’lere sağlanan krediler yüzde 63,9 yükselmiştir. Not: Türkiye Bankacılık Sektörü Hesap Planı ihracatçılara sağlanan finansmanı ayrı bir kalem halinde göstermemektedir. ± 2010 yılında toplam kredilerin yıllık artış oranı yüzde 33,9 olurken, KOBİ’lere kullandırılan kredilerin artış oranı yüzde 50,6 olmuştur. Not: Türkiye Bankacılık Sektörü Hesap Planı ihracatçılara sağlanan finansmanı ayrı bir kalem halinde göstermemektedir. Banka tarafından desteklenen uluslararası diyaloğun, danışmanlık çalışmalarının ve çalıştayların sağladığı bilgi girdisi ile etkili bir Kamu-Özel Sektör Ortaklığı mevzuatının hazırlanması. ± Kısmen Başarıldı. 2007 yılında hazırlanan kanun taslağı, 2010 yılında ilgili tüm bakanlıklar tarafından incelendi ve nihai bir tasarı hazırlandı. Bu arada, 3996 sayılı YİD Kanunu değiştirilmiştir ve ikincil mevzuat YİD modeline dayalı otoyol projelerinin önünü açmak için buna göre revize edilmiştir (2011/1807 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı).
•
•
CPS döneminde WBG’nun Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
1B. Özel Yatırımların ve İhracatın Rekabet Gücünün Arttırılması; Finansal Sektörün Derinleştirilmesi ve Genişletilmesi
Sağlıklı makro politikalar sürdürülebilir kamu borcu ve sağlam bir dış pozisyon sağlamıştır. • AAA bulgularına dayandırılan etkili ekonomik politika diyalogu. ± Genel kamu mali açığı 2010 yılında GSYH’nin yüzde 3,7’sine düştü, gayrisafi kamu ± Başarıldı: Program odaklı AAA (analitik ve istişari çalışmalar) etkili bir politika diyalogu borcunun GSYH içindeki payı ise 2010 itibariyle yüzde 45’e indi. Krizin etkisi sebebiyle mali sağladı. Bu kapsamda iki program odaklı Ülke Ekonomik Memorandumu (CEM) hazırlandı: hedeflerin ve kamu borcu hedeflerinin revize edilmesi gerekmiştir ve 2011-13 Orta Vadeli biri Kayıt Dışılık, diğeri Tasarruflar ve Büyüme hakkında. Üç yıl boyunca Program Odaklı Program 2013 yılına kadar genel kamu mali açığının GSYH’nin yüzde 1,1’ine indirilmesini Kamu Harcama ve Mali Yönetim çalışmaları yürütüldü. ve AB tanımlı kamu borcunun oranının yüzde 36,8’e düşürülmesini öngörmektedir. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL). Onay Tarihi: 03/23/2010. • İkinci Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL II). Onay Tarihi: 5/5/2011. • İkinci Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (ESES II). Onay Tarihi: 6/15/2010. • Birinci Program Odaklı Elektrik Sektörü DPL. Onay Tarihi: 06/11/2009. Kapanış Tarihi: 08/31/2003. ICR: 08/31/2003. • Rekabetçilik ve İstihdam DPL (CEDPL). Onay Tarihi: 06/28/2007. ICR: 03/16/2009. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. • İkinci Rekabetçilik ve İstihdam DPL (CEDPL II). Onay Tarihi: 12/16/2008. ICR: 04/28/2010. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. • İkinci Program Odaklı Kamu Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (PPDPL II). Onay Tarihi: 06/19/2008. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Ülke Ekonomik Memorandumu: Kayıt Dışılık – Sebepleri, Sonuçları ve Politikalar. AIS imza: 09/16/2008. Müşteriye Teslim: 06/30/2009. • Program Odaklı Ülke Ekonomik Memorandumu: Kayıt Dışılık ile ilgili Uluslararası Deneyimler. AIS imza: 11/01/2007. Müşteriye Teslim: 06/30/2008. • Ülke Ekonomik Memorandumu: Tasarruflar ve Sürdürülebilir Büyüme. AIS imza: 05/28/2010. Müşteriye Teslim: 06/30/2010 • Ülke Ekonomik Memorandumu: Tasarruflar ve Sürdürülebilir Büyüme II. AIS imza: 10/21/2010. Müşteriye Teslim: 06/30/2011 • Ülke Ekonomik Memorandumu II – Yüksek Büyümenin Sürdürülmesi: Seçilen Konular. AIS imza: 04/04/2006. Müşteriye Teslim: 11/26/2007.
•
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler (olası WBG katkısı göz önüne alınmadan)
1A. Makroekonomik İstikrarın ve Ekonomik Büyümenin Sürdürülmesi
Eksen 1: Rekabetçilik ve İstihdam Fırsatları
2008-11 MY CPS uygulamasının ortak bir bulgusu, Türkiye’nin Dünya Bankası Grubu’nun desteği ile Türkiye-WBG işbirliğinin kilit alanlarında uluslararası iyi uygulama kabul edilebilecek sonuçlar elde ettiğidir. Örnekler arasında şunlar bulunmaktadır: (1) Sağlıkta Dönüşüm Programı; (2) enerji piyasasının geliştirilmesi, ve (3) afet riski yönetimi. Bu deneyimler Türkiye ile Dünya Bankası Grubu arasında önümüzdeki 2012-15 CPS döneminde bilgi paylaşımı ve hem bölgesel hem de küresel ölçekte diğer ülkeler ile birlikte kalkınmaya katkıda bulunmak bakımından gerçekleştirilecek işbirliği için bir temel oluşturmaktadır.
61
± 2006 yılında 19,7 milyar TL olan kiralama, faktöring ve tüketici finansmanı varlıkları, 2010 yılında 36,4 milyar TL’ye yükselmiştir. 2006 yılında 17 milyar TL olan sigortacılık sektörü varlıkları Mart 2011 sonu itibariyle 36,6 milyar TL’ye yükselmiştir.
Türkiye’de, Banka Dışı Finansal Kuruluş varlıkları (kiralama varlıkları ve sigorta şirketi varlıkları/toplam finansal sektör varlıkları) ile ölçülen banka dışı finansmanın geliştirilmesi yoluyla finansal hizmetlerin kapsamının genişletilmesi.
± 2010: Toplam kredilerin GSYH içindeki payı yüzde 48 olarak gerçekleşmiştir. Not: TÜİK artık GSMH yerine GSYH hesaplamaktadır.
Kredi piyasalarının güçlendirilmesi yoluyla Türkiye’de özel sektörün finansmana erişiminin arttırılması. Hedef: 2006 yılında GSMH’nin yüzde 31,7’si düzeyinde olan toplam kredilerin, 2011 yılına kadar yüzde 35’lere yükseltilmesi.
AB müktesebatı ile uyumlu Fikri Mülkiyet Hakları mevzuatının hazırlanması. ± Kısmen Başarıldı: Yasal çerçeve mevcut ancak özellikle Sınai Mülkiyet Hakları alanında olmak üzere uygulamanın AB standartlarına yükseltilmesi gerekiyor. Kilit yasa uygulayıcı kurumların ve Patent Enstitüsü’nün kapasitesinin güçlendirilmesi gerekiyor. Kamu-özel sektör işbirliğini iyileştirmeye ve araştırmaların ticarileştirilmesine yönelik önlemlere hâlâ ihtiyaç duyuluyor. Giriş ve çıkışları kolaylaştırmaya ve ayakta kalan şirketlerin büyümelerinin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik yatırım ortamı reformlarının uygulanması. Örneğin; a) mevzuat da dahil olmak üzere iflas reformu; b) AB ile uyumlu devlet yardımları mevzuatının onaylanması ve c) iş yapmanın kolaylaştırılması yoluyla işletmelerin kayıtlı hale getirilmesi. ± Kısmen Başarıldı: Devlet Yardımlarının İzlenmesine ve Denetlenmesine Dair Kanun 2011 yılının başlarında onaylandı. Hükümet, “zaman vergisini” azaltmaya yönelik bir düzenleyici reform stratejisinin geliştirilmesi ile ilgili bir Teknik Yardım konusunda Banka ile ortak bir çalışma yürütüyor. Adalet Bakanlığı, mevcut eksikliklerden bazılarının giderilmesine yönelik olarak iflas mevzuatında yapılacak değişiklikler için bir taslak hazırladı , ancak onay süreci için henüz bir takvim belirlenmiş değil.
•
•
Ek 3
Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Program Odaklı Elektrik Sektörü DPL. Onay Tarihi: 06/11/2009. • Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL). Onay Tarihi: 03/23/2010. • İkinci Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL II). Onay Tarihi: 5/5/2011. • Rekabetçilik ve İstihdam (CEDPL). Onay Tarihi: 06/28/2007. ICR: 03/16/2009. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. • İkinci Rekabetçilik ve İstihdam DPL (CEDPL II). Onay Tarihi: 12/16/2008. ICR: 04/28/2010. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. • İkinci İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL II). Onay Tarihi: 01/13/2004. ICR: 02/07/2008. IEG sonuç derecelendirmesi: Yüksek Düzeyde Tatmin Edici. • Üçüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL III). Onay Tarihi: 05/17/2005. ICR: 12/23/2009. IEG sonuç derecelendirmesi: Yüksek Düzeyde Tatmin Edici. • Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL IV). Onay Tarihi: 05/22/2008. • Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi – Ek Finansman (EFIL IV AF). Onay Tarihi: 03/17/2011. • Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim. Onay Tarihi: 06/08/2006. • Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim- Ek Finansman. Onay Tarihi: 06/19/2007. • Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim- Ek Finansman. Onay Tarihi: 12/09/2008. • Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim- Ek Finansman. II. Onay Tarihi: 12/15/2009. • Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim Kredi Hattı - II. Onay Tarihi: 06/15/2010. • Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Projesi. Onay: 05/28/2009. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Özel Sektörde Fırsat Eşitliğinin Teşvik Edilmesi. AIS imza: 12/15/2010. Program birinci aşamasının tamamlanması - pilot uygulamaların tasarımı ve başlatılması: 06/30/2011. • Yatırım Ortamı Değerlendirmesi: Krizden Özel Sektör Öncülüğünde Büyümeye Geçiş. AIS imza: 01/27/2009. Müşteriye Teslim: 03/24/2010. • 2010 Yatırım Ortamı Değerlendirmesinin Devamı Niteliğinde Teknik Yardım. AIS imza: 09/27/2010. Müşteriye Teslim: 06/29/2011. • Şirket Borçları Tasfiye Çerçevesi. AIS imza: 11/09/2009. Müşteriye Teslim: 06/28/2010. • Kredi Hatları Sonuç Değerlendirmesi. AIS imza: 08/16/2010. Müşteriye Teslim: 06/28/2011. • Şirket Tahvilleri Piyasasının Geliştirilmesi – Öncelikler ve Zorluklar. AIS imza: 07/20/2010. Müşteriye Teslim: 06/29/2010. • KOBİ’lerin Büyümesi için Koşulların İyileştirilmesi - Finansman ve Yenilikçilik. AIS imza: 09/14/2009. Müşteriye Teslim: 12/03/2010. • Küresel Ekonomik Krizin Türkiye’nin Şirketler Kesimi Üzerindeki Etkileri. AIS imza: 12/30/2009. Müşteriye Teslim: 06/22/2009. • Yenilikçilik Notu: Ulusal Yenilikçilik Sistemi Arka Plan Notu. AIS imza: 09/19/2007. Müşteriye Teslim: 06/30/2008. • İkinci Nesil Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Projeleri için Politikaların, Kurumsal ve Yasal Çerçevenin Geliştirilmesi: AIS imza: 01/25/2007. Müşteriye Teslim: 06/02/2008. • Ulusal Yenilikçilik ve Teknoloji Sistemi: Son İlerlemeler ve Devam Eden Zorluklar. AIS imza: 07/21/2008. Müşteriye Teslim: 06/29/2009. • Rekabet Gücü için Ulusal Yenilikçilik ve Teknoloji Politikası - 2. AIS imza: 12/30/2009. Müşteriye Teslim: 06/11/2010. Henüz yayınlanmadı. Bu sonuca katkıda bulunan IFC çalışmaları: • Yerel bankalar ile birlikte mikro işletmelere ve KOBİ’lere 400 milyon ABD$’nın üzerinde finansman sağlanması (5 proje); kırsal alanlar üzerinde odaklanılmıştır. • Kredi piyasasının ciddi bir şekilde daraldığı bir dönemde, rekabetçilik ve ihracat yoluyla risk çeşitlendirme için 200 milyon ABD$’nın üzerinde finansman sağlanması (7 yerel şirket). • Ticaretin finansmanı ve sürdürülebilir enerji finansmanı için 3 yerel bankaya finansman sağlanması. • İki konteynır elleçleme tesisi, bir özel sektör doğal gaz dağıtım şebekesi (IFC’nin altyapı sektöründe sağladığı ilk TL kredi) ve bir petrol depolama ve iskele tesisi dahil olmak üzere altyapı sektörlerine 160 milyon ABD$’nın üzerinde finansman sağlanması (4 proje). • Türkiye dışında yatırım yapan Türk şirketlerine destek: 2008-11 MY döneminde IFC Türk şirketlerinin Balkanlar’da, Rusya’da, Gürcistan’da, Haiti’de, Tunus’ta, Hindistan’da, Mısır’da ve Arjantin’de gerçekleştirdiği 13 proje için 350 milyon ABD$’nın üzerinde yatırım yapmıştır. Bu sonuca katkıda bulunan MIGA çalışmaları: • Toplam gayrisafi yükümlülüğü 1,02 milyar ABD$’nı bulan 5 proje (4 altyapı ve 1 finans). • Türkiye dışında (Irak’ta) iş yapan bir Türk şirketine de garanti sağlanmıştır; MIGA’nın Türkiye dışında yapılan Türk yatırımları için sağladığı garantilerin toplam gayrisafi yükümlülüğü 29 milyon ABD$’na ulaşmıştır (4 aktif proje).
•
•
Finansal Sektör:
62
± 2010 ve 2011 yıllarında Hükümet Aktif İşgücü Piyasası Politikalarını genişletmeye devam etti ve mesleki eğitimin kalitesini ve uyumluluğunu arttırmaya yönelik reformlar uygulamaya koydu. Şubat 2011’de çıkarılan “Torba Kanun” esnek sözleşmeler yapılabilmesine ve yeni işe alımlara sağlanan hedefli desteklerin uzatılmasına yönelik bazı değişiklikler getirdi. İşgücü piyasasının esnekliğini arttırmaya ve işçilerin korunmasına yönelik reformlar içeren kapsamlı bir istihdam stratejisi hazırlanmıştır.
İşgücü piyasasının esnekliğini arttıran ve işçilerin etkili bir şekilde korunmasını sağlayan işgücü piyasası reformu kanununun çıkarılması.
•
•
•
Ek 3
± CPS Başarılarının Ötesinde: Hükümet ekonomik yavaşlama karşısında, mesleki eğitim yaygınlaştırılması (2008’de 30.000 faydalanıcıdan 2010’da yaklaşık 210.000 faydalanıcıya), kamuda çalıştırma ve ücret sübvansiyonları gibi önlemleri içeren birkaç adet istihdam paketini uygulamaya koydu. Kriz sonrasında Aktif İşgücü Piyasası Politikalarının (ALMP) yaygınlaştırılmasına ve kalitesinin yükseltilmesine yönelik çabalar devam etti (Hükümet 2007 yılında 33.000 olan ALMP faydalanıcı sayısını 2011’de 400.000’e çıkmasını beklemektedir; mesleki eğitim hizmet sağlayıcıları için kalite değerlendirmesinin uygulamaya konulması). IBRD bu programları desteklemiştir.
± Kısmen Başarıldı: Birinci aşama işgücü piyasası reformları ile ücret dışı işgücü maliyetleri işverenler için istihdamın finansal olmayan maliyetleri düşürüldü (örneğin mesleğe özgü istihdam kotalarının veya benzer yasal kısıtlar) ve Aktif İşgücü Piyasası Politikalarının genişletilmesine olanak tanındı. İkinci aşama işgücü piyasası reformları (kısa süreli ve yarı zamanlı çalışma, işsizlik sigortası, kıdem tazminatı, ve benzeri hususların ele alındığı) hâlâ bekliyor, ve bu reformları da içeren kapsamlı bir istihdam stratejisinin hazırlıkları sürüyor.
İşgücü maliyetlerinin azaltılmasına ve işgücü piyasasının esnekliğinin ve işçiler için sağlanan korumanın arttırılmasına yönelik önlemlerin uygulanması
± Başarıldı: Analitik çalışmalar işgücü vergileri, kayıt dışı ekonomi, kadınların işgücüne katılımı ve gençlerin istihdamı gibi konuları ele almıştır. Program Odaklı Beşeri Gelişim Teknik Yardım çalışması kapsamında, Aktif İşgücü Piyasası Politikaları, işgücü piyasası düzenlemeleri, istihdam ile ilgili kriz önlemleri ve etki değerlendirme ile ilgili kapasite geliştirme konularında danışmanlık hizmetleri sağlanmıştır. Bu çalışmanın sunduğu bulgular ve politika seçenekleri, kamu ve kamu dışı paydaşlar arasındaki politika tartışmaları için bilgi girdisi sağlamıştır.
Banka tarafından desteklenen AAA çalışmalarının işgücü piyasası ile ilgili politikalara bilgi girdisi sağlaması.
± Kısmen Başarıldı: Bazı işçiler şu anda İşçi Yerleştirme Hizmetleri kapsamında destek beklemektedir.
KİT’lerin özelleştirilmesi sebebiyle işten çıkarılan en az 3.000 işçinin, 2007-2011 döneminde İşçi Yerleştirme Hizmetleri kapsamında kadrolu işlere yerleştirilmesi.
Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı (REGE) DPL. Onay Tarihi: 03/23/2010. • İkinci Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL II). Onay Tarihi: 5/5/2011. • Rekabetçilik ve İstihdam DPL (CEDPL). Onay Tarihi: 06/28/2007. ICR: 03/16/2009. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. • İkinci Rekabetçilik ve İstihdam DPL (CEDPL II). Onay Tarihi: 12/16/2008. ICR: 04/28/2010. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • İŞKUR Mesleki Eğitim Teknik Yardımı. AIS imza: 11/03/2010. Müşteriye Teslim: 06/22/2010 ve ilgili Vakıf Fonu AIS imza tarihi: 02/19/2009. Müşteriye Teslim: 02/16/2010 • Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Eğilimler, Belirleyiciler ve Politika Çerçevesi,. AIS imza: 04/10/2008. Müşteriye Teslim: 06/30/2009. • Türkiye’nin Gelecek Nesillerine Yatırım Yapmak: Okuldan İşe Geçiş ve Türkiye’nin Kalkınması. AIS imza: 07/01/2006. Müşteriye Teslim: 02/06/2008. • Türkiye’de İşgücü Vergilerinin İstihdam Üzerindeki Etkilerinin ve Sosyal Güvenlik Fonlarının Dengelerinin Tahmin Edilmesi. AIS imza: 04/29/2008. Müşteriye Teslim: 06/06/2008. Bu sonuca katkıda bulunan IFC ve MIGA çalışmaları: • Tüm faaliyetler istihdamın arttırılmasına katkıda bulunmuştur.
•
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
1C: İstihdamın Arttırılması
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
İstihdamın Arttırılması:
63
Maliyetlerin elektrik tarifelerine tam olarak yansıtılması. Başlangıç Durumu: tüketicilere yansıtılan elektrik maliyetlerinin oranı- 2006 itibariyle yüzde 91. ± 2008 yılından bu yana maliyetlerin yüzde 100’ü yansıtılmaktadır.
2006 yılında yüzde 15,1 olan dağıtım sistemi teknik kayıplarının azaltılması. ± Dağıtım sistemi kayıpları 2008 yılında yüzde 14,4’e düşürülmüştür, daha sonra 2010 yılında yüzde 18,6’ya yükselmiştir. Kalan (henüz özelleştirilmemiş) dağıtım şirketleri kayıp-kaçak oranlarının yüksek olduğu şirketler olduğu için bu rakam başlangıçtaki rakamdan daha yüksektir.
Elektrik dağıtım ve üretim sektörlerine özel sektör katılımının arttırılması. Başlangıç Durumu: 2006 itibariyle elektrik üretiminin yüzde 55’ini özel sektör gerçekleştiriyordu ve piyasanın yüzde 3’üne özel dağıtım şirketleri hizmet veriyordu. ± 2010 yılı itibariyle, üretimin yüzde 55’i özel sektör üretim şirketleri tarafından gerçekleştirildi ve özel dağıtım şirketlerinin dağıttığı elektrik oranı piyasanın yaklaşık yüzde 44’üne ulaştı.
•
•
•
Piyasa işleyişi ile ve üretim, iletim ve dağıtım şebekelerinin rehabilitasyonu ile ilgili danışmanlık hizmetlerinin katkısıyla Türkiye’de elektrik piyasasının ve elektrik sistemlerinin operasyonel etkililiğinin arttırılması (ölçüt: nihai piyasa kurallarının onaylanması ve daha sonra CPS döneminde uygulanması). ± Kısmen Başarıldı: Sunulan ve devam eden danışmanlık hizmetlerinin katkısıyla operasyonel etkililiğin arttırıldığı tahmin edilmektedir. Piyasa kuralları EPDK tarafından onaylandı. Gün öncesi piyasası test edildi ve 1 Aralık 2011’de başlatılması planlanmaktadır. Enerji verimliliği kanununun uygulanmaya başlanması. ± Başarıldı: Uygulama başladı, çeşitli yönetmelikler onaylandı. Danışmanlık hizmetlerinin sağladığı bilgi girdisi ile, bu alanda temel düzenleyici kuruluş olan EİE’nin enerji verimliliği ile ilgili yetkileri ve kapasitesi güçlendiriliyor. Banka yatırım kredileri kilit sanayi sektörlerinde enerji verimliliğini destekliyor.
•
•
• [Isıtma verimliliğini göstermeye yönelik pilot jeotermal program. Öncelikler değiştiğinden dolayı dönem
Analitik çalışmaların bilgi girdisi ve enerji programı finansmanı ile arz güvenliği önlemlerinin uygulanması: örneğin arz ve talep tarafı enerji verimliliğinin arttırılması; yenilenebilir enerji üretiminin arttırılması; CPS döneminde kapasite mekanizmalarının uygulamaya konulması. ± Başarıldı: Analitik çalışmalar Hükümet’i etkili bir şekilde bilgilendirmiştir ve enerji programı finansmanı yenilenebilir enerji üretiminin arttırılması ve enerji verimliliği yatırımlarının desteklenmesi üzerinde odaklanmıştır.
Tarife belirleme mekanizmalarının, maliyetlerin tamamının ara ve son kullanıcı tarifelerine yansıtılmasına olanak tanıyacak şekilde revize edilmesi. ± Başarıldı: Mekanizma Şubat 2008’de onaylandı ve Temmuz 2008’de yürürlüğe girdi.
•
•
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
Ek 3
ortasında bu gösterge çıkarılmıştır – artık bir CPS amacı değildir.] Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • İkinci Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (ESES DPL II). Onay Tarihi: 6/15/2010. • Program Odaklı Elektrik sektörü DPL. Onay Tarihi: 06/11/2009. • Rekabetçilik ve İstihdam DPL (CEDPL). Onay Tarihi: 06/28/2007. ICR: 03/16/2009. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. • İkinci Rekabetçilik ve İstihdam DPL (CEDPL II). Onay Tarihi: 12/16/2008. ICR: 04/28/2010. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. • Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Projesi. Onay Tarihi: 05/28/2009. • Yenilenebilir Enerji Projesi. Onay Tarihi: 03/25/2004. ICR: 3/10/2010. IEG sonuç derecelendirmesi: Yüksek Düzeyde Tatmin Edici. • İkinci Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu APL (ESCEE APL II). Onay Tarihi: 04/04/2005. ICR: 08/04/2011. • Üçüncü Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu APL (ESCEE APL III). Onay Tarihi: 03/24/2006. ICR: 08/04/2011. • Altıncı Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu APL (ESCEE APL VI). Onay Tarihi: 08/20/2010. • Ulusal İletim Şebekesi Projesi. Onay Tarihi: 06/11/1998. Kapanış Tarihi: 12/31/2007. IEG sonuç derecelendirmesi: Yüksek Düzeyde Tatmin Edici. • Elektrik Üretim Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılandırma Projesi. Onay Tarihi: 06/06/2006. ICR 04/28/2010. • Elektrik Dağıtım Rehabilitasyon Projesi. Onay Tarihi: 04/19/2007. • Gaz Sektörü Geliştirme Projesi. Onay Tarihi: 11/29/2005. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Enerji Verimliliği Değerlendirmesi: ‘Enerji Tasarrufu Potansiyelinin Kullanılması’. AIS imza: 07/31/2008. Müşteriye Teslim: 02/08/2010. • Program Odaklı Enerji Sektörü Çalışması. AIS imza: 11/20/2008. Müşteriye Teslim: 06/23/2008. • Program Odaklı Enerji Sektörü Çalışması (Türkiye Enerji Stratejisi). AIS imza: 02/05/2008. Müşteriye Teslim: 06/23/2008. • Teknik Yardım: ESMAP – Elektrik Piyasası Operasyonlarının Desteklenmesi. AIS imza: 02/20/2007. Müşteriye Teslim: 08/25/2010. Bu sonuca katkıda bulunan IFC çalışmaları: • 5 proje kapsamında yapılan yaklaşık 560 milyon ABD$ tutarındaki enerji arz güvenliği yatırımları ve 1,6 milyar ABD$ tutarında harekete geçirilen finansman ile yaklaşık 3.300 MW kurulu güç için destek sağlanmıştır –küçük HES’ler ve rüzgar santralleri dahil olmak üzere. Bu sonuca katkıda bulunan Ortak IBRD ve IFC Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Temiz Teknoloji Fonu (CTF) Çıkarılan Kilit Dersler ve Sonraki CPS için Tavsiyeler: Bilgi ve finansman araçlarını bir araya getiren ve uzun vadeli stratejik hedefleri destekleyen bir politika diyalogunun sistematik olarak geliştirilmesi ve sürdürülmesi reformların desteklenmesi bakımından hayati öneme sahiptir. Önemli politika reformlarının ve yasal reformların uygulanması zaman alabilir; dolayısıyla esneklik ve sabır başarıya ulaşmada kritik öneme sahiptir. Ticaret Kanunu (hazırlanması yedi yıl sürmüştür) ile ilgili olarak yapılan işbirliği uzun vadeli ortak çalışmanın değerini gösteren bir örnektir. Başarıyı arttırmak için, analitik çalışmalar ile politika finansmanının ulusal kalkınma planlarına ve orta vadeli programlara tam olarak entegre edilmesi çok önemlidir. Çalışmaların, sıralı bir şekilde birbirine dayanan modüler müdahaleler şeklinde program odaklı olarak yapılandırılması özellikle etkili olmuştur.
(Not: Elektrik Piyasasının Geliştirilmesi. Başlangıç Durumu – Piyasada satılan elektriğin toplam iletilen elektrik içindeki payı: 2004 itibariyle yüzde 0) ± 2010 yılında elektriğin yüzde 24’ü piyasa yoluyla satıldı.
Daha iyi talep yönetimi ve üretimin arttırılması yoluyla elecktrik arz güvenliğinin arttırılması. Başlangıç Durumu: 2006 yılında yıllık 176 TWh üretim. ± Yıllık üretim 2008 yılında 198 TWh ve 2010 yılında 210TWh olmuştur.
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
1D: Güvenilir ve Verimli Enerji Arzı
•
64
•
•
•
± Başarıldı. Zorunlu sigorta programlarının ve yoksullar arasında yeşil kart programının kapsamının genişletilmesi sonucunda, bir sağlık sigortası kapsamında bulunan nüfus oranı 2010 yılında yüzde 96,2’ye yükseldi (2005 yılında yüzde 86 idi).
Kırılgan gruplar arasında sosyal sigorta kapsamının arttırılması.
±Kısmen Başarıldı: Eşgüdümlü bir sosyal yardım sistemi oluşturan bir sosyal yardımlar kanunu yürürlüğe konulması, ancak entegre bir sosyal yardım sisteminin oluşturulmasına yönelik iki önemli adım atıldı: (i) tüm yardımlar artık yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde tek bir çatı altında yönetiliyor, ve (ii) bir Entegre Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) geliştirildi ve faaliyete sokuldu.
Eşgüdümlü bir sosyal yardım sistemi oluşturan sosyal yardımlar kanununun yürürlüğe konulması.
± Başarıldı.
Revize edilen sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununun kabul edilmesi ve yürürlüğe konulması.
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
Ek 3
± Tüm sosyal yardımları tek bir çatı altında toplayan yeni “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” kuruldu.
Açık bir yönetim yetkisine ve yeterli bütçe finansmanına sahip koordine bir sosyal yardım sisteminin oluşturulması.
± Kısmen Başarıldı. CPS döneminde bir gelir testi uygulamaya konulmamış olmakla birlikte, yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın SOYBİS yoluyla geliştirdiği bir gelir testi kullanılarak Ocak 2012’den itibaren primsiz sağlık sigortası faydalanıcıları tespit edilmeye başlanacaktır. Yeşil Kart programı yoksullar için iyi bir şekilde hedeflenmiştir: Yeşil Kart sahiplerinin yüzde 71’i nüfusun en yoksul yüzde 25’lik kesiminde yer almaktadır ve uygunluğunu kaybedenler için yardımların kesilmesine yönelik idari kontrol mekanizmaları oluşturuldu.
± Hedefleme seçenekleri ile ilgili teknik görüşmeler başladı. 5510 sayılı Kanun uyarınca, tüm yeşil kart sahipleri 2012 yılına kadar genel sağlık sigortası kapsamına girecek ve primleri devlet tarafından karşılanacak. Yeşil kart sahiplerine yönelik etkili bir gelir testi sisteminin geliştirilmesi ve uygulamaya konulması.
Sağlıkta yoksullara etkili bir finansal koruma sağlanması: primsiz sağlık sigortası için yeni bir hedefleme sisteminin (gelir testi gibi) uygulamaya konulması, uygulanması, ve 2011 yılında kırılgan nüfusun en az yüzde 50’sine ulaşması.
± Tamamen uygulandı.
Emeklilik sisteminde eşitliğin artması: İşçilere, memurlara ve Bağkur’lulara yönelik emeklilik parametrelerinin birleştirilmesi.
± Mevzuat kabul edildi ve uygulamaya konuldu. Emeklilik sisteminin uzun vadeli mali dengesi iyileşecek.
Yeni sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununun başarılı bir şekilde uygulanmasının da gösterdiği gibi sosyal güvenlik sisteminin uzun vadeli sürdürülebilirliğinin arttırılması.
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
2A: Sosyal Güvenlik Sisteminin Etkililiğinin Arttırılması ve Gelir Dağılımının, Sosyal İçermenin ve Yoksullukla Mücadelenin İyileştirilmesi
Eksen 2: Adil Beşeri ve Sosyal Gelişim
Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL). Onay Tarihi: 03/23/2010. • İkinci Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL II). Onay Tarihi: 5/5/2011. • İkinci Program Odaklı Kamu Sektörü Geliştirme Kalkınma Politikası Kredisi (PPDPL II). Onay Tarihi: 06/19/2008. • Özelleştirme Sosyal Destek Projesi (PSSP 2). Onay Tarihi: 06/14/2005. ICR: 04/29/2010. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Program Odaklı Beşeri Gelişim Teknik Yardım Programı. AIS imza: 10/20/2010. Müşteriye Teslim: 06/24/2011. • Program Odaklı Sosyal Güvenlik ve İşgücü Teknik Yardım Programı. AIS imza: 11/20/2008. Müşteriye Teslim: 06/22/2009. • Program Odaklı Sosyal Sigorta Danışmanlığı Teknik Yardım Programı. AIS imza: 11/06/2007. Müşteriye Teslim: 06/02/2008. • Program Odaklı Refah ve Sosyal Politika Teknik Yardım Programı. AIS imza: 11/01/2007. Müşteriye Teslim: 05/28/2009. • Ekonomik Yavaşlamanın Sosyal Etkilerinin Değerlendirilmesi. AIS imza: 11/09/2009. Müşteriye Teslim: 06/29/2010.
•
•
•
•
65
Sağlık hizmetlerinin teknik verimliliğinin ve dağılım verimliliğinin arttırılması. Özellikle: (i) önleyici ve temel sağlık hizmetleri için yapılan harcamaların toplam sağlık harcamaları içindeki payının 2006 yılındaki yüzde 25 düzeyinden 2011 yılında yüzde 30 veya daha yüksek bir düzeye çıkarılması; (ii) 2006 yılında yüzde 64 olan (yüzde 65 idi, düzeltildi) hastanelerin doluluk yüzdesinin en az 10 puan yükseltilerek 2011 yılında yüzde 75’e çıkarılması. ± 2009 itibariyle: (i) önleyici ve temel sağlık hizmetleri için yapılan harcamaların payı yüzde 27’ye yükseldi, ve (ii) hastanelerin doluluk oranı yüzde 63 ile neredeyse aynı kaldı.
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
•
Aile hekimliğinin ve güçlendirilmiş toplum sağlığı hizmetlerinin Türkiye’nin en az 15 ilinde uygulanması. ± Başarıldı: Aile Hekimliği (AH) sistemi ülke çapında uygulanmaya başlandı ve 13 Aralık 2010 itibariyle tüm ülke nüfusunu (72,5 milyon) kapsamaktadır. 2005 yılında 100.000 canlı doğumda 28,5 olan anne ölüm oranı, 2010 yılında 16,4’e düştü (Binyıl Kalkınma Hedeflerinin anne ölüm oranı ile ilgili hedefine şimdiden ulaşıldı), ve 2005 yılında 1.000 canlı doğumda 25 olan bebek ölüm oranı 2008 yılında 17’ye düştü (2009 ve 2010 yılında daha fazla iyileşme gözlendi). ± CPS Başarılarının Ötesinde: Genel sağlık sigortasında önemli ilerleme kaydedildi: bir sağlık sigortasının kapsamında olan nüfus oranı 2005 yılında yüzde 86 iken 2010 yılında yüzde 96,2’ye yükseldi.
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
2B: Sağlık Sisteminin Daha Etkili Hale Getirilmesi
Ek 3
Eğitimin kalitesinin ve öğrenci başarısının iyileştirilmesi: 2006 ile 2009 arasında PISA sonuçlarında iyileşme sağlanması (başlangıç: ortalama puan - 424) ve öğrenciler arasındaki eşitsizliklerin azaltılması. ± 2006 ile 2009 arasında PISA puanlarında önemli iyileşme kaydedilmiştir. Ortalama Okuma puanı 447’den 464’e; Matematik puanı 424’ten 445’e; ve Fen puanı 424’ten 454’e yükselmiştir. Okuma testinde 1. yeterlilik düzeyinin altındaki öğrenci oranı yüzde 11’den yüzde 6’ya düşürülmüştür.
•
Revize edilen ortaöğretim müfredatının 9. ve 12. sınıflar arasındaki öğrenciler için dört ana derste uygulanması. ± Başarıldı. Ulusal mesleki rehberlik ve danışmanlık sisteminin geliştirilmesi ve uygulanması. ± Başarıldı. OÖP kapsamında ulusal mesleki rehberlik ve danışmanlık sistemi geliştirildi ve uygulandı. [Yabancı dil öğretmenlerine yönelik eğitim programının tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi. ± CPD dönem ortasında öncelikler değiştiği için gösterge çıkarılmıştır– artık bir CPS amacı değildir – Orta Öğretim Projesi (OÖP) yeniden yapılandırılmıştır ve artık yabancı dil öğretmenlerinin eğitimine ilişkin bir bileşen içermemektedir.]
• • •
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
Esnek, modüler ve yeterlilik esaslı yaşam boyu öğrenme stratejisinin geliştirilmesi ve uygulanması. • Eğitimin kalitesi ile ilgili olarak ulusal tartışmalara bilgi girdisi sağlanması. ± Yaşam boyu öğrenme stratejisi Haziran 2009’da yayınlanmıştır. OÖP kapsamında, revize ± Başarıldı. 2006 ile 2009 arasında PISA puanlarında önemli iyileşmeler kaydedildi. Ortalama edilen ortaöğretim müfredatı 9. ve 12. sınıflar arasındaki öğrenciler için dört ana derste Okuma puanı 447’den 464’e; Matematik puanı 424’ten 445’e; ve Fen puanı 424’ten 454’e yükseldi. uygulanmıştır. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • İkinci Program Odaklı Kamu Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (PPDPL II). Onay Tarihi: 06/19/2008. • Orta Öğretim Projesi. Onay Tarihi: 03/15/2005. • Temel Eğitim Projesi APL 2. Onay Tarihi: 07/16/2002. ICR: 02/29/2008. IEG sonuç derecelendirmesi: Orta Düzeyde Tatmin Edici. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Program Odaklı Eğitim Çalışması: Erken Çocukluk Eğitimi. AIS imza: 11/02/2010. Müşteriye Teslim: 06/30/2011. • Program Odaklı Eğitim Çalışması:Türkiye’de Temel Eğitimde Kalite ve Eşitliğin Arttırılması: Zorluklar ve Seçenekler. AIS imza: 01/31/2008. Müşteriye Teslim:06/23/2010.
•
Ortaöğretim tamamlama/erişim oranının (20-24 yaş gençler arasında) yüzde 50’ye yükseltilmesi. Başlangıç Durumu: 2006 yılında yüzde 44,7. ± 2009 yılında, ortaöğretim tamamlama/erişim oranı yüzde 52’ye ulaşarak (İşgücü Anketi) CPS dönemi için belirlenen hedefi aştı.
•
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
2C: Eğitim Sisteminin Geliştirilmesi ve Eğitimin İşgücü Talebine Duyarlılığının Arttırılması
Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • İkinci Program Odaklı Kamu Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (PPDPL II). Onay Tarihi: 06/19/2008. • Sağlık Sektöründe Geçiş APL. Onay Tarihi: 05/20/2004. ICR: 07/14/2010. • Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyal Güvenlik Reformu Projesi APL II. Onay Tarihi: 06/11/2009. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Türkiye’nin sağlık sektöründe verimlilik ve maliyetlerin kontrol altına alınması. AIS imza: 09/22/2010. Müşteriye Teslim: 06/9/2011. • Program Odaklı Sağlık Çalışması. AIS imza: 10/09/2007. Müşteriye Teslim: 08/15/2008. • Sağlık Sektörü Kurumsal Değerlendirmesi. AIS imza: 02/23/2007. Müşteriye Teslim: 03/05/2008. • Hastane Sektöründe Performansa Dayalı Ödeme (TF). AIS imza: 03/10/2008. Müşteriye Teslim: 07/30/2009. Bu sonuca katkıda bulunan IFC çalışmaları: • İki adet projeye yapılan 50 milyon ABD$ tutarındaki yatırım ile özel sektörün sağlık sektörüne katılımına destek sağlandı. Önde gelen bir kiralama şirketine sağlanan bir kredi yoluyla IFC 550 KOBİ dağlık projesini destekledi. Sıkıntılı bir durumdaki önemli bir sağlık hizmet sağlayıcısına yapılan sermaye yatırımları yoluyla, IFC Türkiye’nin sınır bölgelerinde ve yetersiz hizmet alan bölgelerde kaliteli özel sağlık hizmetlerine karşılanabilir fiyatlar ile erişimin arttırılmasını sağlamıştır.
•
66
Ek 3
± Trafikten elde edilen işletme gelirleri 2007 ile 2010 arasında 513 milyon TL’den 657 milyon TL’ye çıkarılmıştır. İşletme oranı (işletme giderlerinin işletme gelirlerine oranı) da aynı dönemde marjinal bir düzeyde yükselmiştir –yüzde 3,14’ten yüzde 3,17’ye.
TCDD (Demiryolları Şirketi) işletme gelirlerinin ticari olarak sürdürülebilir seviyelere çıkarılması.
± 2006 yılında çıkarılan Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu finansal kontrol ve iç denetim fonksiyonlarını merkezi yönetim kurumlarından ilgili kurumlara devretmektedir. Bu düzenleme şu anda tam olarak uygulanmaktadır ve önemli bir iyileşme sağlamaktadır.
Finansal kontrollerin ve iç ve dış denetim yapılarının iyileştirilmesi.
± Tamamen uygulandı.
Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun etkili uygulamasının sürdürülmesi.
± 2007 yılında GSYH’nin yüzde 0,2’si düzeyinde olan toplam merkezi yönetim bakım ve onarım giderleri, 2010 yılında GSYH’nin yüzde 0,3’üne yükseldi.
Kamu sermaye birikiminin verimliliğinin ve ekonomik ömrünün arttırılması.
± Aralık 2010’da kabul edilen Sayıştay Kanunu Sayıştay’ın yetkilerini genişletmekte ve yapısını Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile uyumlu hale getirmektedir.
Sayıştay’a tüm genel kamu kurumlarını denetleme ve finansal ve performans denetimi yapma yetkisi verilmesi.
•
•
•
•
± Başarılamadı. TCDD kanun tasarısı hazırlanma aşamasında olduğu için, CPS döneminde TCDD’nin hukuki statüsü değiştirilememiştir. Proje kapsamında, TCDD tarafından ticari muhasebe ve denetim prosedürlerinin entegre edilmesi ve başka kurumsal gelişmeler için adımlar atılmıştır, ancak yasal reform olmadan bu iç önlemlerin etkililiği sınırlı düzeyde kalmaktadır. Projenin 2009 yılında yeniden yapılandırılmasından bu yana ticarileşme ile ilgili başka bir adım atılmamıştır.
TCDD’nin ticari bir kuruluş olarak hukuki ve işletme açılarından yeniden yapılandırılması.
± Başarıldı.
Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında Maliye Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanlığı’nın program harcamalarını takip etmesine olanak tanıyacak spesifik kodların uygulanması.
± Başarıldı: Finansal kontrol ve iç denetimden sorumlu strateji geliştirme birimleri tüm merkezi yönetim kurumlarında oluşturuldu ve faaliyete geçti. Stratejik planlar sadece tüm merkezi yönetim kurumlarında değil, aynı zamanda yerel yönetimlerde ve KİT’lerde de tamamlandı.
Tüm merkezi yönetim kurumlarında strateji geliştirme başkanlıklarının faaliyete geçmesi ve tüm merkezi yönetim kurumlarının stratejik planlarını tamamlaması.
± Başarıldı: Mevcut kabul edildi ve uygulanmaya başlandı.
Yeni Sayıştay Kanununun kabul edilmesi ve uygulamaya konulması.
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Adil Büyüme ve İstikrarın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL). Onay Tarihi: 03/23/2010. • İkinci Adil Büyüme ve İstikrarın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL II). Onay Tarihi: 5/5/2011. • İkinci Program Odaklı Kamu Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (PPDPL II). Onay Tarihi: 06/19/2008. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • İkinci Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim Çalışması. AIS imza: 07/20/2009. Müşteriye Teslim: 06/28/2010. • TBMM ve Sayıştay için Finansal Yönetim Teknik Yardım Programı: AIS imza: 02/09/2009. Müşteriye Teslim: 04/12/2010. • Belediye Finansmanı ve Bölgesel Kalkınma Çalıştayı. AIS imza: 03/31/2008. Müşteriye Teslim: 06/26/2008. • Program Odaklı Belediye Finansmanı ve Bölgesel Kalkınma Çalışması. AIS imza: 01/28/2008. Müşteriye Teslim: 05/28/2009. • Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim Çalışması. AIS imza: 08/07/2008. Müşteriye Teslim: 06/30/2009.
•
•
•
•
•
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
3A: Kamu Harcamaları Yönetim Sisteminin Rasyonelleştirilmesi ve İyi Yapılandırılması
Eksen 3: Kaliteli Kamu Hizmetlerinin Etkin Sunumu
Çıkarılan Kilit Dersler ve Sonraki CPS için Tavsiyeler: İzleme ve Değerlendirme ve sonuçlar üzerindeki odağın güçlendirilmesi olumlu karşılandı ve faydalı oldu. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, Hükümet ve Dünya Bankası Grubu tarafından desteklenen programlar için izleme değerlendirmenin ve sonuç odağının güçlendirilmesinde işbirliği yapmıştır - birbirini izleyen program odaklı JPPR, IDF finansmanı ile izleme ve değerlendirme konusunda teknik yardım ve başka birçok göreve özgü izleme ve değerlendirme faaliyetleri yoluyla. Sonuç çerçevelerinin tüm AAA faaliyetlerine dahil edilmesi için özel bir çaba sarf edilmiştir. İzleme ve değerlendirme ile güçlü sonuç odağının ortak bir örneği, İŞKUR ile mesleki eğitim konusunda yapılan çalışmadır.
67
± Önümüzdeki yıllarda Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ile e-Devlet projesinin entegre edilmesi beklenmektedir..
Hizmetlerin elektronik ortama aktarılması ve yargı kurumları ile diğer kamu kurumları arasında bilgi paylaşımının sağlanması yoluyla, yargı hizmetlerinde verimliliğin arttırılması ve yargı sürecinin hızlandırılması.
± Arabuluculuk Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’na yeniden sunulacak.
Hukuk sisteminde alternatif ihtilaf çözüm yöntemleri yoluyla hukuki ihtilafların hızlı, basit ve etkili bir şekilde, düşük maliyetle ve yargı makamlarının iş yükü azaltılarak çözülmesi.
± Yargı Reformu Stratejisi ve Eylem Planı Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiş ve yayınlanmıştır.
Yargılama sürecinin ve yasal ve kurumsal yapıların kalitesinin yükseltilmesi yoluyla hızlı, adil ve güvenilir bir yargı sisteminin sağlanması.
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
•
•
•
•
Ek 3
± Başarıldı: Yargı Reformu Stratejisi ve Eylem Planı 2009 yılında Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiş ve yayınlanmıştır. Eylem Planının uygulanması belirlene takvime uygun olarak ilerlemektedir. Bakanlık stratejiyi güncellemeye yönelik çalışma başlatmıştır.
Mahkemeler üzerinde odaklanarak yargı hizmetlerinin daha hızlı ve daha verimli sağlanmasına yönelik olarak yargı reformunun derinleştirilmesi için politika önerilerinin hazırlanması.
± Başarıldı: Mahkemelerin yüzde 100’ünde online bağlantı mevcut.
Ulusal Yargı Ağı Projesinin (UYAP) uygulanması ile birlikte CPS döneminin sonuna kadar mahkemelerin en az yüzde 95’inde online bağlantı sağlanması.
± Kısmen Başarıldı: Bölgesel Temyiz Mahkemeleri 15 merkezde (İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Konya, Samsun, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Sakarya, Gaziantep, Antalya, Kayseri, Trabzon ve Van) kuruldu ancak henüz faaliyete geçmedi. Ancak tüm bu mahkemelerin başsavcıları Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından atandı.
En az 3 Bölgesel Temyiz Mahkemesinin kurulması ve tam olarak faaliyete geçmesi.
± Başarıldı: Yeni Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu Şubat 2011’de kabul edildi.
Yeni Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununun çıkarılması.
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
3B: Kamu Sektöründe Yönetişimin Güçlendirilmesi
Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Adil Büyüme ve İstikrarın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL). Onay Tarihi: 03/23/2010. • İkinci Adil Büyüme ve İstikrarın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL II (REGE DPL II). Onay Tarihi: 5/5/2011. • İkinci Program Odaklı Kamu Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (PPDPL II). Onay Tarihi: 06/19/2008. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Yargı Reformu Teknik Yardımı. AIS imza: 12/17/2008. Müşteriye Teslim: 06/30/2010. • Yargı Reformu Teknik Yardımı. AIS imza: 05/27/2009. Müşteriye Teslim: 06/11/2009.
•
•
•
68
CPS’in Etkilediği Kilit Ulusal Sonuçlar ve Göstergeler
CPS döneminde WBG’nin Etkilediği Kilometre Taşları/Göstergeler
3C: Yerel Hizmet Sunumunun ve Afete Hazırlık Durumunun İyileştirilmesi
Ek 3
Belediye Geliştirme: Belediye Geliştirme: • Belediye kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla, yeterli işletme ve bakım • Yerel mali disiplini sağlayacak Belediye Gelirleri Kanununun çıkarılması. ve ekonomik açıdan uygulanabilir öncelikli altyapı projelerinin hedefli bir şekilde tamamlanması ± Başarılamadı: Belediyelerin kendi faaliyetlerinden ürettikleri gelirler ile ilgili mevzuat henüz hazırlanmadı gibi kamu harcama yönetimi reformlarının uygulanması. • İl Özel İdareleri ve Belediyeler için yeni gelir paylaşımı kanununun çıkarılarak merkezi yönetimden yerel ± Yerel yönetimlere toplam bütçe transferinin vergi gelirleri içindeki payı 2007 ile 2010 yılları yönetimlere gelir transferlerinin arttırılması. arasında yüzde 9’dan yüzde 10’a yükselmiştir. (yerel düzeyde kalkınmayı destekleyen ± Başarıldı: Kanun Temmuz 2008’de çıkarıldı. Yerel yönetimlere toplam bütçe transferinin vergi gelirleri BELDES ve KÖYDES programları dahil edildiğinde, yerel yönetimlere bütçe transferleri aynı içindeki payı 2007 ile 2010 yılları arasında yüzde 9’dan yüzde 10’a yükselmiştir. (yerel düzeyde dönemde yüzde 10’dan yüzde 11’e yükselmiştir). kalkınmayı destekleyen BELDES ve KÖYDES programları dahil edildiğinde, yerel yönetimlere bütçe transferleri aynı dönemde yüzde 10’dan yüzde 11’e yükselmiştir). • Yerel mali yönetim sistemlerinin; kaynakların takibi, hizmet düzeylerinin izlenmesi ve belediye • Hedeflenen belediyelerde belediye altyapısının kalitesinin iyileştirilmesi (ölçüt: su temini, kanalizasyon ve ve çevre altyapısına sermaye yatırımlarının programlanması bakımlarından uluslararası katı atık hizmetlerinin 2 milyon veya daha fazla kullanıcıya hizmet verecek şekilde genişletilmesi) uygulamalar ve standartlar ile uyumlu olmasının sağlanması. ± [Başarıldı: başlangıçta yanlış belirlenen hedefler düzeltildikten sonra]. Belediye Hizmetleri Projesi, 870.000 ± 2011 yılında kabul edilen İller Bankası A.Ş. Kanunu, belediye altyapı finansmanı ve etkili yerel kişinin su teminine erişebilmesi için yapılan bağlantıları finanse etti, katılımcı belediyelerin bazılarında mali yönetim sistemleri bakımından oldukça önemli bir gelişme olmuştur. Yeni kanun İller su sistemindeki kayıpları yüzde 30’lara kadar azalttı, ve kanalizasyon sistemlerini 300.000’den fazla kişiyi Bankası’nın geçmiş 6 yılda gerçekleştirdiği dahili reformların çoğunu bir araya getirmektedir. kapsayacak şekilde genişletti. Toplam nüfusu 75.000 olan ve daha önce katı atık düzenli depolama tesisi bulunmayan iki belediyeye yeni tesislerle tamamen hizmet verilmeye başlandı. • Yerel yönetimlerin Hazine’ye olan vadesi geçmiş borçlarının azaltılması. (2007 itibariyle 4,215 • İstanbul’da hedeflenen kamu tesislerinin büyük bir depreme karşı güçlendirilmesi. milyar TL olarak tahmin edilmektedir). ± İstanbul Belediyesi bu çalışmaya Dünya Bankası ile devam etmeme kararı aldığından dolayı bu gösterge ± Vadesi geçmiş borçlar 2007 ile 2010 arasında nominal bazda 5,976 milyar TL’den 7,790 milyar artık geçerli değildir – artık bir CPS amacı değil. Yol altyapısının depreme karşı güçlendirilmesi için TL’ye yükseldi. GSYH’ye oran olarak borçlar sabit düzeyde kaldı –yüzde 0,7. önerilen çalışma uygulanmamıştır. Kadastro/Tapu: • Mali olanakların sınırlı olduğu alanlardaki sorunların çözülmesi amacıyla yerel hizmetlere ve • Mahkemelerdeki kadastro ihtilaflarının sayısının düşürülmesi (hedeflenen odak alanlarda gayrimenkuller belediye finansmanına özel sektör katılımının arttırılması. içindeki ihtilaflı olanların payının 2007 ile 2013 arasında yüzde 4’ten yüzde 2’ye düşürülmesi). ± Faturalama, tahsilat, sayaç okuma ve bakım gibi bazı hizmetler özel yüklenicilere ± Başarıldı: 2010 sonu itibariyle, kadastro ihtilafı bulunan gayrimenkullerin payı yüzde 2,5’e düşürülmüştür; yaptırıldığından dolayı bazı işletme ve bakım alanlarında artış kaydedilmiştir. 2013 hedefine ulaşma yolunda başarılı bir şekilde ilerlenmektedir. • Arazi idaresinin otomasyonu yoluyla, gayrimenkul değerleme, vergilendirme ve kentsel gelişimin Kadastro/Tapu: iyileştirilmesi. • Mahkemelerde kadastro ihtilaflarının azaltılması. ± Kısmen Başarıldı: Hükümet, özel sektör kuruluşları, akademik kuruluşlar ve sivil toplum temsilcilerinden ± Bu gösterge Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün (TKGM) 2010-14 Stratejik Planı oluşan bazı komisyonlar oluşturulmuştur.Komisyonlar çalışmalarını tamamlamıştır (güncelleme çerçevesinde gözden geçirilmektedir. Haziran 2011 için bir dönem ortası gözden geçirme beklenmektedir). Değerleme ve vergilendirme ile ilgili kurumsal çerçeve üzerinde anlaşmaya varılmıştır programlanmıştır. Nisan 2010’da, TKGM veri tabanındaki toplam arsa sayısı içinde ihtilaflı ve TKGM’nin rolü açıklığa kavuşturulmuştur. TKGM hükümet bünyesinde kapsamlı bir istişare arsaların payının yüzde 2,5 olduğunu bildirmiştir. İyileşmeler birkaç faktöre bağlıdır; örneğin prosedürü başlatmıştır ve bazı yabancı kurumlar ile görüş alışverişi yapılmıştır. Politika geliştirme ve (a) kamu arazileri de dahil olmak üzere kırsal alanların daha fazla kapsanması; (b) ölçümlerde pilot uygulamadaki ilerlemenin hızlandırılması gerekmektedir. daha iyi teknoloji kullanımı; ve (c) kadastro yenilemeleri sırasında toplulukların daha iyi • 20 ilde kırsal arazi parsellerinin kadastro haritalarının, belgeli mülk sahiplerinin tapularının ve elektronik bilgilendirilmesi. kadastro kayıtlarının olması. ± Başarıldı. • Gayrimenkul bilgilerinin genel e-Devlet programına entegre edilmesi. • Ortofoto haritalar da dahil olmak üzere 40.000 kilometrekarelik altlık haritanın hazırlanması. ± 24 kurum şu anda sayısal kadastro bilgilerine online olarak erişebilmektedir ve 18 kurum hedefi ± Başarıldı: 46.000 kilometrekarenin üzerinde altlık harita hazırlanmıştır. 2010 sonunda 78.397 geçilmiştir. (kaynak: TKGM) kilometrekarelik altlık harita için sözleşme yapılmıştır, 80.000 km2’lik altlık harita 2011 sonuna kadar tamamlanacak. • Kadastro Modernizasyonu kapsamında gayrimenkul değerleme politikasının uluslararası • En az 4 milyon parselin sayısal olarak yenilenmesi ve güncellenmesi. standartlar ve uygulamalar ile uyumlaştırılması. ± Kısmen Başarıldı. 901. 205 parsel 2010 sonunda sözleşmeye bağlandı ve hepsi 2011 sonuna kadar ± TKGM uluslararası standartlara uygun gayrimenkul değerleme politikası üzerinde çalışmaya tamamlanacak. Büyük parseller TKGM bütçesinden finanse edildi. İlave parseller hükümetin öz başlamıştır. kaynaklarından finanse edildi. Afete Hazırlık: Afete Hazırlık: • İstanbul ilinde 400 okulun ve hastanenin güçlendirilmesi. • Afet yönetimi ile ilgili kurumsal sorumlulukları daha etkin hale getirilmesi. ± Başarıldı. İstanbul ilinde özellikle okullar, hastaneler ve yurtlar olmak üzere kamu binalarının depreme ± Farklı kurumlar arasındaki dağınık fonksiyonların birleştirilmesine ve Ulusal Afet Yönetimi karşı güçlendirilmesi için yatırımlar yapıldı. Güçlendirilmesi gerektiği belirlenen 1.576 kamu binasından ve Acil Durum Başkanlığı’nın kurulmasına ilişkin kanun Haziran 2009’da çıkarılmıştır. İkincil 496’sının (458 okul ve 6 hastane) güçlendirmesi Şubat 2011 itibariyle tamamlandı –Dünya Bankası, AYB mevzuat ve dahili yeniden teşkilatlandırma çalışmaları başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. ve Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası finansmanı ile. Kurumun acil durumları yönetme kapasitesi artmıştır.
69
Ek 3
Çıkarılan Kilit Dersler ve Sonraki CPS için Tavsiyeler: Çevre ve iklim değişikliği alanlarındaki ortak çalışmanın hikayesi: geri çekil, stratejik giriş noktalarını belirle ve ülke öncelikleri değiştikçe açılan fırsatları yakala. Türkiye ve Dünya Bankası Grubu, 2004-2007 döneminde çevre gündeminde kaydedilen ilerlemenin sınırlı olması sebebiyle, 2008-11 MY CPS kapsamında çevre konusunu bir eksen olarak kullanmama konusunda bir anlaşmaya varmıştı; 2008-11 CPS döneminin sonlarına doğru Türkiye’nin inisiyatifi ile bu alanda olası bir işbirliğinin tekrar değerlendirilmesi kararlaştırılmıştı. Daha sonra, 2009 yılında Türkiye’nin Kyoto Protokolüne katılması ve AB müktesebatının Çevre faslı üzerindeki müzakerelerin açılması, çevre ve iklim değişikliği ile ilgili yeni bir ortak çalışma için bir fırsat ve giriş noktası sağladı. Bu yeni ortak çalışma, Türkiye ile Dünya Bankası Grubu’nun enerji alanındaki işbirliğinden doğdu. Elektrik DPL dizisi, ESES DPL dizisi olarak üç bileşeni kapsayacak şekilde genişletildi: enerji, iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik. Bu çalışma, 2012 Sürdürülebilir Kalkınma Konferansına (Rio+20) hazırlık sürecinde işbirliği yapılmasını sağladı. IFC artan elektrik talebine cevap vermeye yönelik düşük karbonlu çözümler sağlamak için Türkiye’nin serbestleştirme programına desteğinden yararlandı.
Bu sonuca katkıda bulunan IBRD Portföyü ve Finansman Faaliyetleri: • Adil Büyümenin ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL). Onay Tarihi: 03/23/2010. • İkinci Adil Büyümenin ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE DPL II). Onay Tarihi: 5/5/2011. • İkinci Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (ESES DPL II). Onay Tarihi: 6/15/2010. • İkinci Program Odaklı Kamu Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi (PPDPL II). Onay Tarihi: 06/19/2008. • İstanbul Deprem Riskini Azaltma ve Acil Durum Hazırlık. Onay Tarihi: 05/26/2005. • İstanbul Deprem Riskini Azaltma ve Acil Durum Hazırlık: Ek Finansman. Onay Tarihi: 04/21/2011. • Belediye Hizmetleri. Onay Tarihi: 06/23/2005. • Belediye Hizmetleri: Ek Finansman. Onay Tarihi: 05/06/2010. • İstanbul Belediye Altyapı Projesi. Onay Tarihi: 06/28/2007. • Tapu ve Kadastro Modernizasyon Projesi. Onay Tarihi: 05/01/2008. • Tarım Reformu Uygulama Projesi. Onay Tarihi: 07/12/2001. Kapanış Tarihi: 12/31/2008. ICR: 11/24/2009. IEG sonuç derecelendirmesi: Orta Düzeyde Tatmin Edici • Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi. Onay Tarihi: 06/01/2004. Kapanış Tarihi: 06/30/2012. IEG sonuç derecelendirmesi: Orta Düzeyde Tatmin Edici. • Demiryolları Yeniden Yapılandırma Projesi. Onay Tarihi: 06/09/2005. • Kuş Gribi ve İnsana Tesir Eden Salgın Hazırlık ve Müdahale. Onay Tarihi: 04/24/2006. • Montreal Protokolü Kapsamında Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Kullanımının Azaltılması Projesi-2. 05/10/1995. Kapanış Tarihi: 12/31/2007. ICR: 06/24/2008. IEG sonuç derecelendirmesi: Tatmin Edici. Bu sonuca katkıda bulunan IBRD AAA ve Bilgi Faaliyetleri: • Program Odaklı Sürdürülebilirlik Teknik Yardımı/Çevre ve Doğal Kaynak Yönetimi. AIS imza: 10/09/2009. Müşteriye Teslim: 06/29/2010. • Çevresel Sürdürülebilirlik Program Odaklı Kredi Dışı Teknik Yardım 2. AIS imza: 09/09/2010. Müşteriye Teslim: 06/29/2011. • Program Odaklı Gıda Güvenliği Teknik Yardımı. AIS imza: 02/23/2009. Müşteriye Teslim: 07/19/2010. • Program Odaklı Gıda Güvenliği Teknik Yardımı. AIS imza: 09/02/2011. Müşteriye Teslim: 06/30/2011. • Su Diyaloğu: AIS imza: 02/06/2009. Müşteriye Teslim: 06/17/2009. • İstanbul Finans Notu. AIS imza: 05/09/2005. Müşteriye Teslim: 04/30/2008. • Finansal Aracılık ve Program Odaklı Operasyonlarda Koruma Önlemleri Politikalarının Uygulanması. AIS imza: 09/27/2010. Müşteriye Teslim: 06/30/2011. Bu sonuca katkıda bulunan IFC çalışmaları: • İstanbul Metro yatırımı, Türkiye’de alt-ulusal düzeyde devlet garantisi olmadan sağlanan ilk finansman olması bakımından bir sancak gemisi projedir.
70
2009 MY
2008 MY
FY
2008-11 MY CPS Planları
Rekabetçilik ve İstihdam (CEDPL) Enerji
Birinci Program Odaklı Elektrik Sektörü (PEDPL)
•
Enerji
•
1,500-2,000 2,800-3,900
Ara Toplam 2008-09 MY Ara Toplamı
Sağlık Reformu ve Sosyal Güvenlik II / Sağlık (GSS Uygulama)
Enerji Arz Güvenliği Sektör Yatırımları
•
2008-09 MY Ara Toplamı
Ara Toplam
KOBİ’ler için Finansmana Erişim (Ek Finansman)
Gerçekleşen İlave Projeler:
Sağlık Reformu ve Sosyal Güvenlik II
•
• • •
Enerji Yatırımları
Yatırım Finansmanı • Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği
Yatırım Finansmanı Seçenekleri : • Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği 900-1,200
İkinci Rekabetçilik ve İstihdam (CEDPL II)
•
Ara Toplam
Rekabetçilik ve İstihdam (CEDPL)
600-900
1,300-1800
Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Ek Finansmanı (EFIL IV)
•
Ara Toplam
300
•
Yatırım Finansmanı • Tapu ve Kadastro Modernizasyon
Kalkınma Politikası Finansmanı
Belediye Modernizasyon II
•
300-500
200
500-800
Kalkınma Politikası Finansmanı • İkinci Program Odaklı Program Odaklı Kamu Sektörü Geliştirme (PPDPL II)
Üç alandan birinde Kalkınma Politikası Finansmanı : • Program Odaklı Kamu Sektörü Geliştirme (PPDPL)
İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL)
•
Yatırım Finansmanı Seçenekleri: • Tapu ve Kadastro Modernizasyon
• •
Milyon ABD$ IBRD
2008-11 MY CPS Gerçekleşmeleri
Planlanan Finansman Programı ve Gerçekleşmeler: 2008-11 MY
Üç alandan birinde Kalkınma Politikası Finansmanı: • Program Odaklı Kamu Sektörü Geliştirme (PPDPL)
Proje
71
3,278
2,075
200
75
500
800
500
1,203
600
203
400
Milyon ABD$ IBRD
Ek 3
2011 MY
2010 MY
FY
2008-11 MY CPS Planları
1,422 2,000-3,000 4,000-7,500
Ara Toplam 2010-11 MY Ara Toplamı 2008-11 MY Toplamı
Sosyal Koruma İnsan Sermayesi
Belediye Hizmetleri (Ek Finansman)
• •
•
2008-11 MY Toplamı
2010-11 MY Ara Toplamı
İstanbul Deprem Riskini Azaltma ve Acil Durum Hazırlık (ISMEP) Ek Finansman Ara Toplam
Gerçekleşen İlave Projeler:
Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu (ECSEE) APL 6 [ Enerji Arz Güvenliği Sektör Yatırımı ]
•
Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu (ECSEE) APL 6 [ Enerji Arz Güvenliği Sektör Yatırımı ]
•
722
Yatırım Finansmanı • Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık (EFIL IV) Ek Finansman
Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü (ESES) II
Ara Toplam Kalkınma Politikası Finansmanı • İkinci Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE II)
Belediye Hizmetleri (Ek Finansman)
Yatırım Finansmanı Seçenekleri : • Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık (EFIL IV) Ek Finansman
•
700
2,000-5,000
Sosyal Koruma İnsan Sermayesi
•
Subtotal 2 alanın birindeki veya her ikisindeki Kalkınma Politikası Finansmanı : • Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL
Enerji Arz Güvenliği Sektör Yatırımı
•
Belediye Hizmetleri (Ek Finansman)
• •
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim – II
•
İkinci Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü DPL (ESES II)
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim – II
•
• 3,000
1,500-2,000
Yatırım Finansmanı • Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim (Ek Finansman II)
Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü (ESES)
7,638
4,360
1,370
150
220
300
700
2,990
240
500
250
700
1,300
IBRD Kalkınma Politikası Finansmanı • Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi Program Odaklı DPL (REGE)
Milyon ABD$
IBRD
Ek 3
Milyon ABD$
2008-11 MY CPS Gerçekleşmeleri
Yatırım Finansmanı Seçenekleri: • Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Finansmana Erişim (Ek Finansman)
•
2 alanın birindeki veya her ikisindeki Kalkınma Politikası Finansmanı: • Adil Büyüme ve İstihdamın Yeniden Tesisi DPL
Proje
72
73
Ek 3
Planlanan Finansman Dışı Hizmetler ve Gerçekleşmeler: 2008-11 MY 2008-11 MY CPS Planları 2008 MY
Ülke Ekonomik Memorandumu (CEM II): Yüksek Büyümenin Sürdürülmesi
Program Odaklı Ülke Ekonomik Memorandumu: Kayıt Dışılık ile ilgili Uluslararası Deneyimler
Program Odaklı Ülke Ekonomik Memorandumu: Kayıt Dışılık ile ilgili Uluslararası Deneyimler
Türkiye’nin Gelecek Nesillerine Yatırım Yapmak: Okuldan İşe Geçiş ve Türkiye’nin Kalkınması (Gençlerin İstihdamı – İSTİHDAM ve Politika olarak planlanmıştı) Sağlık Sektörü Entegre İtibari Değerlendirmesi
Türkiye’nin Gelecek Nesillerine Yatırım Yapmak: Okuldan İşe Geçiş ve Türkiye’nin Kalkınması
Sağlık Sektörü Entegre İtibari Değerlendirmesi
Yenilikçilik Notu: Ulusal Yenilikçilik Sistemi Arka Plan Notu (Teknoloji, kabul, araştırma ve geliştirme, ve yenilikçilik olarak planlanmıştı) İstanbul Belediye Geliştirme
İstanbul Finans Notu
Program Odaklı Enerji Sektörü Çalışması - Teknik Yardım
Program Odaklı Enerji Sektörü Çalışması - Teknik Yardım
Program Odaklı Sosyal Güvenlik ve İşgücü Teknik Yardımı ( (1) Program Odaklı Sosyal Sigorta ve (2) Program Odaklı Refah ve Sosyal Politika olarak planlanmıştı)
Program Odaklı Sosyal Güvenlik ve İşgücü Teknik Yardımı
Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Danışmanlık Çalışması ve Teknik Yardım
Belediye Mali Yönetim ve Bölgesel Kalkınma Çalıştayı – Teknik Yardım
Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Danışmanlık Çalışması ve Teknik Yardım (İkinci Nesil KÖO için Politika, Kurumsal ve Yasal Çerçevenin Geliştirilmesi) Politika Notları ve Hükümet ile Diyalog - Teknik Yardım (teslim edildi ancak SAP’de kaydedilmedi) Belediye Mali Yönetim ve Bölgesel Kalkınma Çalıştayı – Teknik Yardım
Yatırım Ortamı Değerlendirmesi (2010 MY’da teslim edildi)
İlave Gerçekleşen Ürünler:
Eğitimin Kalitesi (2010 MY’da teslim edildi )
Türkiye’de İşgücü Vergilerinin İstihdam Üzerindeki Etkilerinin ve Sosyal Güvenlik Fonlarının Dengelerinin Tahmin Edilmesi (bir önceki CPS’te İşgücü Vergileri Çalışması olarak planlanmıştı) Ülke Ekonomik Memorandumu: Kayıt Dışılık – Sebepler, Sonuçlar ve Politikalar
Politika Notları ve Hükümet ile Diyalog - Teknik Yardım
2009 MY
2008-11 MY CPS Gerçekleşmeleri
Ülke Ekonomik Memorandumu (CEM II): Yüksek Büyümenin Sürdürülmesi
Ülke Ekonomik Memorandumu: Kayıt Dışılık – Sebepler, Sonuçlar ve Politikalar Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı
Yenilikçilik Notu: Ulusal Yenilikçilik Sistemi Arka Plan Notu
Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımında Eğilimler Türkiye’de Sağlık Sistemlerinin Gözden Geçirilmesi - OECD ile ortaklaşa
Türkiye’de Sağlık Sistemlerinin Gözden Geçirilmesi OECD ile ortaklaşa (Sağlık Sektörü Değerlendirmesi olarak planlanmıştı) Ulusal Yenilikçilik ve Teknoloji Sistemi: Son İlerlemeler ve Devam Eden Zorluklar (Program Odaklı Teknoloji ve Yenilikçilik olarak planlanmıştı) Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim
Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim
Su Sektörü Diyaloğu/Dünya Su Forumu – Teknik Yardım
Su Sektörü Diyaloğu/Dünya Su Forumu – Teknik Yardım
Program Odaklı Refah ve Sosyal Politika – Teknik Yardım
Program Odaklı Refah ve Sosyal Politika – Teknik Yardım
Program Odaklı Enerji Sektörü Çalışması - Teknik Yardım Yargı Reformu – Teknik Yardım
Program Odaklı Enerji Sektörü Çalışması - Teknik Yardım Yargı Reformu – Teknik Yardım
Ulusal Yenilikçilik ve Teknoloji Sistemi: Son İlerlemeler ve Devam Eden Zorluklar
İlave Gerçekleşen Ürünler: Türkiye’de Yaşam Şansları: Gelecek Nesiller için Fırsatların Çoğaltılması Program Odaklı Sosyal Güvenlik ve İşgücü Teknik Yardımı Program Odaklı Belediye Finansmanı ve Bölgesel Kalkınma Teknik Yardımı
74
Ek 3
2008-11 MY CPS Planları 2010 MY
2008-11 MY CPS Gerçekleşmeleri
Büyüme CEM: Tasarruflar ve Sürdürülebilir Büyüme I
Büyüme CEM: Tasarruflar ve Sürdürülebilir Büyüme I
Ekonomik Yavaşlamanın Refah Etkisi ve İstihdam için Politika Seçenekleri
Ekonomik Yavaşlamanın Refah Etkisi ve İstihdam için Politika Seçenekleri
Yatırım Ortamı Değerlendirmesi: Krizden Özel Sektör Öncülüğünde Büyümeye Geçiş ( Yatırım Ortamı Değerlendirmesi ve İşletme Anketi olarak planlanmıştı)
Yatırım Ortamı Değerlendirmesi: Krizden Özel Sektör Öncülüğünde Büyümeye Geçiş
Program Odaklı Teknoloji ve Yenilikçilik
Program Odaklı Teknoloji ve Yenilikçilik
Program Odaklı Eğitim: Eğitimin Kalitesi
Türkiye’de Temel Eğitimde Kalite ve Eşitliğin Arttırılması: Zorluklar ve Seçenekler
Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim - Teknik Yardım
İkinci Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim Çalışması (PPER2) Teknik Yardımı ve TBMM ve Sayıştay için Finansal Yönetim Teknik Yardımı
Yargı Reformu – Teknik Yardım
Yargı Reformu - Teknik Yardım
Program Odaklı Beşeri Gelişim – Teknik Yardım
Program Odaklı Beşeri Gelişim - Teknik Yardım
İŞKUR Mesleki Eğitim Teknik Yardımı
İŞKUR Mesleki Eğitim Teknik Yardımı
Enerji Tasarrufu Potansiyelinin Kullanılması – Teknik Yardım (Enerji Verimliliği Değerlendirmesi olarak planlanmıştı)
Enerji Tasarrufu Potansiyelinin Kullanılması – Teknik Yardım
Program Odaklı Enerji Sektörü Teknik Yardımı
Elektrik Piyasaları için Kapasite Oluşturma – Teknik Yardım
Program Odaklı Gıda Güvenliği Teknik Yardımı
Program Odaklı Gıda Güvenliği Teknik Yardımı
Şirket Yeniden Yapılandırma /Tasfiye Reformu – Teknik Yardım
Tartışma Arka Plan Notu: Şirket Yeniden Yapılandırma /Tasfiye Reformu – Teknik Yardım
Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik Teknik Yardımı: (i) sektör rekabetçiliği ve AB müktesebatı, (ii) Ulusal Havza Yönetimi
Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik Teknik Yardımı: (i) sektör rekabetçiliği ve AB müktesebatı, (ii) Ulusal Havza Yönetimi
Krizin Etkilerini Değerlendirmeye Yönelik İşletme Anketi – Teknik Yardım
Küresel Ekonomik Krizin Türkiye’deki Şirketler Kesimi Üzerindeki Etkisi - Teknik Yardım
Program Odaklı Belediye Finansmanı - Teknik Yardım (sunulmadı) KOBİ’lerin Gelişiminin Sağlanması (2011 MY’da sunuldu)
İlave Gerçekleşen Ürünler Ekonomik Yavaşlamanın Sosyal Etkilerinin Değerlendirilmesi
2011 MY
Ülke Ekonomik Memorandumu: Tasarruflar ve Sürdürülebilir Büyüme II
Ülke Ekonomik Memorandumu: Tasarruflar ve Sürdürülebilir Büyüme II
Program Odaklı Eğitim
Program Odaklı Eğitim : Erken Çocukluk Gelişimi
KOBİ’lerin Gelişiminin Sağlanması
KOBİ’lerin Gelişiminin Sağlanması
Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim
2012 MY’da sunulacak
İŞKUR Mesleki Eğitim Teknik Yardımı
İŞKUR Mesleki Eğitim Teknik Yardımı
Program Odaklı Beşeri Gelişim - Teknik Yardım
Program Odaklı Beşeri Gelişim - Teknik Yardım
Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik Teknik Yardımı: (i) sektör rekabetçiliği ve AB müktesebatı, (ii) Ulusal Havza Yönetimi
Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik Teknik Yardımı: (i) sektör rekabetçiliği ve AB müktesebatı, (ii) Ulusal Havza Yönetimi
Program Odaklı Gıda Güvenliği Teknik Yardımı
Program Odaklı Gıda Güvenliği Teknik Yardımı İlave Gerçekleşen Ürünler Şirket Tahvilleri Piyasasının Geliştirilmesi – Öncelikler ve Zorluklar Türkiye’nin Sağlık Sektöründe Verimlilik ve Maliyet Kısıtları Finansal Aracılık ve Program Odaklı Operasyonlarda Koruma Önlemleri Politikalarının Uygulanması - Teknik Yardım Yatırım Ortamı Değerlendirmesi – takip Teknik Yardım TA Özel Sektörde Fırsat Eşitliğinin Teşvik Edilmesi – Teknik Yardım Kredi Hattı Etki Değerlendirmesi – Teknik Yardım
Ek A2
75
Bir bakışta Türkiye 2/7/12
Türkiye
Avrupa & Orta Asya
Üst Orta Gelir
72.8 784 1.3 69
404 23,549 0.3 64
1,002 48,659 0.9 75
722,3 9,930 13,500
2,746 6,793 12,609
7,515 7,502 12,440
9.0 7.6
-5.8 -6.1
-2.6 -3.4
Yoksulluk oranı, günde 1,25$ bazında (SAGP, %) Yoksulluk oranı, günde 2,00 $ bazında (SAGP, %) Doğumda yaşam beklentisi (yıl) Bebek ölüm oranı (1.000 canlı doğumda) Çocuklarda yetersiz beslenme (5 yaş altı çocukların %’si)
3 9 72 19 4
4 9 70 19 ..
.. .. 72 19 ..
Yetişkin okuryazarlığı, erkek (15+ yaş grubunun %’si) Yetişkin okuryazarlığı, kadın (15+ yaş grubunun %’si) İlköğretimde brüt okullaşma, erkek (yaş grubunun %’si) İlköğretimde brüt okullaşma, kız (yaş grubunun %’si)
96 85 101 98
99 97 100 98
94 91 111 110
99 90
95 89
95 84
1980
1990
2000
2010
954
1,202
327
1,362
-2 5 33
-24 324 65
187 144 8
787 211 155
1.4 22
0.8 22
0.1 5
0.2 19
.. 93.0
60.3 58.2
54.9 49.2
8.6 6.3
0.0 96
0.0 109
0.6 100
1.5 92
Kilit Kalkınma Göstergeleri (2010) Nüfus, yıl ortası (milyon) Yüzölçümü (bin kilometrekare) Nüfus artışı (%) Kentsel nüfus (toplam nüfusun %’si) Gayrisafi Milli Gelir (Atlas yöntemi, milyar ABD$) Kişi başına Gayrisafi Milli Gelir (Atlas yöntemi, ABD$) Kişi başına Gayrisafi Milli Gelir (SAGP, uluslararası $) GSYH artışı (%) Kişi başına GSYH artışı (%) (en son tahmin, 2004–2010)
İyileştirilmiş su kaynağına erişim (nüfusun %’si) İyileştirilmiş kanalizasyon tesislerine erişim (nüfusun %’si) Net Yardım Akışları (milyon ABD$) Net ODA ve resmi yardım En büyük 3 donör (2008 yılında): Avrupa Birliği Kurumları Japonya Fransa Yardım (GSMG’in %’si) Kişi başına düşen yardım (ABD$) Uzun Vadeli Ekonomik Eğilimler
95 Tüketici Fiyatları (yıllık %’lik değişim) GSYH zımni deflatörü (yıllık %’lik değişim) Döviz kuru (yıllık ortalama, 1 ABD$ karşılığı) Ticaret haddi endeksi (2000 = 100)
1980-1990
05
1990-2000
2000-2010
(ortalama yıllık artış, %) Nüfus, yıl ortası (milyon) GSYH (milyon ABD$)
44.1 68,789
54.1 150,676
63.6 266,568
72.8 735,657
2.0 5.3
1.6 3.9
1.3 4.7
(GSYH’nin Yüzdesi) Tarım Sanayi İmalat Hizmetler
26.5 23.8 17.3 49.7
18.1 32.2 22.7 49.8
11.3 31.5 22.5 57.2
9.6 26.7 17.7 63.8
1.2 7.2 7.3 5.2
1.3 4.7 4.7 4.0
1.6 5.2 5.1 5.0
Hanehalkı nihai tüketim harcaması Genel yönetim nihai tüketim harcaması Gayrisafi sermaye oluşumu
77.0 11.6 18.2
68.7 11.0 24.5
70.5 11.7 20.8
71.3 14.3 19.9
.. .. ..
3.5 4.6 4.7
5.0 4.1 6.7
Mal ve Hizmetler ihracatı Mal ve Hizmetler ithalatı Gayrisafi tasarruf
5.2 11.9 ..
13.4 17.6 ..
20.1 23.1 ..
21.1 26.6 ..
.. .. ..
11.1 10.8 ..
5.8 8.2 ..
Not: İtalik olarak verilen rakamlar, belirtilenler dışındaki yıllar içindir. 2010 verileri ön verilerdir. Grup verileri 2009 yılına aittir. “..” verinin mevcut olmadığını gösterir. a. Yardım verileri 2009 yılına aittir. Development Economics, Development Data Group (DECDG).
Ek A2
76
Ödemeler ve Ticaret Dengesi
2000
2010
Toplam mal ihracatı (fob)
27,775
113,883
Toplam mal ithalatı (cif)
54,503
185,544
-10,682
-41,410
-9,823
-47,101
-3.7
-6.4
4,560
948
26,106
85,961
18.1
22.2
15.9
19.1
Cari gider
26.5
22.5
Genel fazla/açık
-8.0
-3.2
(milyon ABD$)
Net mal ve hizmetler ticareti Cari işlemler dengesi GSYH’nin yüzdesi olarak İşçi dövizleri ve çalışan tazminatları (alındılar) Rezervler, altın dahil Merkezi Hükümet Maliyesi (GSYH’nin %’si olarak) Cari gelir (hibeler dahil) Vergi geliri
Bireysel
45
35
Kurumsal
33
20
2009
Asfalt yol (toplamın %’si)
34.0
..
52
106
4.9
1.9
Sabit hat ve mobil telefon İleri teknoloji ihracatı (imalat ürünleri ihracatının %’si) Çevre
Dış Borç ve Kaynak Akışları
Tarım arazisi (toplam arazi alanının %’si)
(milyon ABD$) Toplam borç servisi
2000
aboneleri (100 kişide)
En yüksek marjinal vergi oranı (%)
Kullanılan ve ödenmeyen toplam borç
Teknoloji ve Altyapı
116,646
293,872
20,684
58,688
-
-
Borç hafifletme (HIPC, MDRI) Toplam borç (GSYH’nin yüzdesi)
43.8
39.9
Toplam borç servisi (ihracatın %’si)
39.0
36.6
Yabancı doğrudan yatırım (net giriş)
982
7,955
Portföy sermayesi (net giriş)
489
2,827
Orman alanı (toplam arazi alanının yüzdesi) Milli koruma alanları (toplam arazi alanının yüzdesi) Kişi başına düşen tatlı su kaynağı (m3)
53
51
13.2
14.7
..
..
3,319
3,109
Tatlı su çekimi (milyar m3)
42.0
..
Kişi başına CO2 salımı (mt)
3.2
4.0
8.2
9.1
Kişi başına enerji tüketimi (kg petrol eşdeğeri)
1,149
1,232
Dünya Bankası Grubu portföyü
2000
2009
Toplam Kullanılan ve Ödenmeyen Borç
3,634
9,769
Kullanımlar
1,291
2,281
Anapara geri ödemeleri
486
662
Faiz ödemeleri
237
304
101
48
Birim enerji tüketimi başına GSYH (kg petrol eşdeğeri başına 2005 SAGP $)
(milyon ABD$) IBRD
IDA Toplam Kullanılan ve Ödenmeyen Borç Özel Sektör Gelişimi
2000
2010
İş kurmak için gereken zaman (gün)
-
6
İş kurma maliyeti (Kişi başı GSMG’nin %’si)
-
17.2
Mülkiyet tescili için gereken zaman (gün)
-
6
2000
2010
İş yapmanın önündeki başlıca engeller
Kullanımlar
0
0
Toplam borç servisi
7
6
1,089
1,914
619
1,305
110
140
96
107
195
612
0
0
IFC (mali yıl) Toplam kullanılan ve ödenmeyen portföy IFC’nin kendi hesabı Kullanımlar - IFC’nin kendi hesabına Portföy satışları, ön ödemeler ve
(ankete katılan yöneticilerin yüzdesi)
geri ödemeler - IFC’nin kendi hesabına
Vergi oranları
..
37.6
Ekonomik ve düzenleyici politik belirsizliği
..
31.1
Borsa değeri (GSYH’nin %’si)
26.1
41.7
Brüt yükümlülük
Banka sermaye-aktif oranı (%)
6.1
13.4
Yeni garantiler
MIGA
Not: İtalik olarak verilen rakamlar, belirtilenler dışındaki yıllar içindir. 2010 verileri ön verilerdir. ”..” verinin mevcut olmadığını gösterir. “–” gözlemin geçerli olmadığını gösterir. Development Economics, Development Data Group (DECDG).
2/7/12
Ek A2
77
Binyıl Kalkınma Hedefleri 1990 ile 2015 arasında ulaşılacak bazı hedefler (tahminler gösterilen tarihe en yakındır, +/- 2 yıl) Hedef 1: Aşırı yoksulluk ve yetersiz beslenme oranlarının yarıya indirilmesi Yoksulluk oranı, günde 1,25$ bazında (SAGP, nüfusun %’si) Yoksulluk oranı, ulusal yoksulluk sınırı (nüfusun yüzdesi) En yoksul beşte birlik kesimin gelir veya tüketim payı (%) Yetersiz beslenme prevalansı (5 yaş altı çocukların %’si)
Türkiye 1990 .. .. .. ..
1995 2,1 .. 5,8 9,0
2000 <2 27.0 5,6 7,0
2009 2.7 18.1 5,7 ..
Hedef 2: Çocukların ilköğretimi tamamlamalarının sağlanması İlköğretimde okullaşma (net, %) İlköğretim tamamlama oranı (ilgili yaş grubunun %’si) Ortaöğretimde okullaşma (brüt, %) Gençlik okuryazarlık oranı (15-24 yaş grubunun yüzdesi)
90 88 47 93
89 89 57 ..
92 .. 70 ..
95 93 92 98
Hedef 3: Eğitimde cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi ve kadınların yetkinleştirilmesi İlk ve orta öğretimde kızların erkeklere oranı (%) Tarım dışı sektörde istihdam edilen kadınlar (tarım dışı istihdamın yüzdesi) Kadınların mecliste sahip olduğu sandalye sayısının oranı (%)
81 16 1
81 17 2
83 19 4
93 22 9
Hedef 4: 5 yaş altı ölüm oranının üçte iki oranında azaltılması 5 yaş altı ölüm oranı (1.000 kişide) Bebek ölüm oranı (1.000 canlı doğumda) Kızamığa karşı bağışıklıklandırma (aşılanan bir yaş grubunun oranı, %)
84 69 78
62 52 65
42 36 87
20 19 97
Hedef 5: Anne ölüm oranını dörtte üç oranında azaltmak Anne ölüm oranı (modellenmiş tahmin, 100.000 canlı doğumda) Uzman sağlık personeli eşliğinde doğum (toplamın yüzdesi) Doğum Kontrol Prevalansı (15-49 yaş kadınların yüzdesi)
68 .. 63
51 76 63
39 81 64
23 95 73
Hedef 6: HIV/AIDS ve diğer önemli hastalıkların durdurulması ve yayılımının tersine çevrilmesi HIV prevalansı (15-49 yaş grubunun yüzdesi) Tüberküloz insidansı (100.000 kişide) DOTS kapsamında tespit edilen tüberküloz vakaları (%)
0,1 58 75
0,1 58 65
0,1 46 59
0,1 29 77
Hedef 7: Temel ihtiyaçlara sürdürülebilir erişimi olmayan kişilerin oranının yarıya indirilmesi İyi su kaynağına erişim (nüfusun yüzdesi) İyi sanitasyon olanaklarına erişim (nüfusun yüzdesi) Orman arazisi (toplam arazi alanının yüzdesi) Milli koruma alanları (toplam arazi alanının yüzdesi) CO2 salımı (kişi başına metrik ton) Birim enerji kullanımı başına GSYH (her bir kg petrol eşdeğeri için, sabit 2005 SAGP, $)
85 84 12,6 .. 2,7 8,3
89 85 .. .. 2,9 8,3
93 87 13,2 .. 3,2 8,2
99 90 14,7 .. 4,0 9,1
Hedef 8: Kalkınma için küresel ortaklığın geliştirilmesi Sabit telefon hattı aboneleri (100 kişide) Cep Telefonu Aboneleri (100 kişide) İnternet kullanıcıları (100 kişide) Kişisel bilgisayarlar (100 kişide)
12,2 0,1 0,0 0,5
21,4 0,7 0,1 1,5
27,7 24,3 3,8 3,8
22,1 83,9 35,3 6,1
Not: İtalik olarak verilen rakamlar, belirtilenler dışındaki yıllar içindir. “..” verinin mevcut olmadığını gösterir. Development Economics, Development Data Group (DECDG).
3.1.12
Ek B2
78
Türkiye - Banka Portföy Performans ve Yönetiminin Seçilen Göstergeleri* Ocak 2012 itibariyle
Gösterge
2009
2010
2011
2012 f
21
18
16
14
3.2
3.8
4.7
5.3
Portföy Değerlendirmesi Uygulamadaki Proje Sayısı a Ortalama Uygulama Süresi (yıl)
b
Sorunlu Projelerin Yüzdesi -sayıya göre
a, c
23.8
16.7
6.3
7.1
Sorunlu Projelerin Yüzdesi -miktara göre
a, c
21.8
13.3
5.9
1.9
Risk altındaki projelerin yüzdesi -sayıya göre
a, d
23.8
16.7
6.3
7.1
21.8
13.3
5.9
1.9
22.3
26.4
31.0
21.6
Yıl içinde JPPR (evet/hayır)
Evet
Evet
Evet
Evet
Denetleme Kaynakları (toplam, ABD$, 000)
2,485
2,627
2,336
508
92
109
117
32
1980 MY’dan bu yana
Son Beş MY
127
14
17,505.8
2,998.9
IEG tarafından U veya HU olarak derecelendirilen proje yüzdesi – sayıya göre
25.8
7.7
IEG tarafından U veya HU olarak derecelendirilen proje yüzdesi – miktara göre
23.1
9.4
Risk altındaki projelerin yüzdesi -miktara göre Kullandırım Oranı (%)
a, d
e
Portföy Yönetimi
Ortalama Denetleme (ABD$, 000 / proje)
Açıklayıcı Bilgiler IEG tarafından değerlendirilen projeler-sayıya göre IEG tarafından değerlendirilen projelermiktara göre (milyon ABD$)
Notlar: a. Portföy Yönetimi Yıllık Raporunda gösterildiği gibi (cari MY dışında). b. Banka’nın ülke portföyündeki projelerin ortalama yaşı. c. Kalkınma amaçları (DO) ve/veya uygulamadaki ilerleme (IP) bakımından U/HU olarak derecelendirilen projelerin yüzdesi d. Yıl içindeki kullandırımların, yıl başında Banka’nın portföyündeki kullandırılmayan bakiyeye oranı: Sadece yatırım projeleri. e. Portföy Geliştirme Programında tanımlandığı gibi. f. 2012 MY rakamları eksik mali yılı temsil etmektedir. *
Tüm aktif projeleri ve mali yıl içinde portföyden çıkan projeleri de içeren Kullandırım Oranı dışında, tüm göstergeler Portföydeki aktif projeler içindir.
Ek B3
79
Türkiye – Gösterge IBRD Kredi Programı Şubat 2012 itibariyle
Stratejik Amaç
Proje Adı
2012 MY Projeleri SA1, SA3 SA3
Üçüncü Program Odaklı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü DPL Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Ek Finansman
2013 MY Projeleri SA1 SA3 SA1 SA2
Program Odaklı DPL - Büyüme, Rekabetçilik ve İstihdam Özel Sektör Enerji Verimliliği KOBİ’lerin Finansmana Erişimi (Gıda Güvenliği) Sağlık Projesi Diğer (tahsis edilecek)
2014-2015 MY Proje Temaları SA1 SA1 SA2 SA3
DPL - daha sonra belirlenecek Finansmana Erişim Alanı: KOBİ veya İhracatçılar Eğitim/İstihdam Alanları Sürdürülebilir Şehirler/Afet/Su Havzası/Enerji Alanları
Notlar: Son yıllara ait program CPS İlerleme Raporu yoluyla belirlenecek. Stratejik Amaçlar (SA) SA1 Rekabetçiliğin ve İstihdamın Arttırılması SA2 Eşitliğin ve Kamu Hizmetlerinin İyileştirilmesi SA3 Sürdürülebilir Kalkınmanın Derinleştirilmesi Stratejik Ödüller ve Uygulama Riskleri Y: Yüksek; O: Orta; D: Düşük
IBRD Milyon ABD$
Stratejik Ödüller (Y/O/D)
Uygulama Riskleri (Y/O/D)
Y O
D O
Y O O Y
D O O D
Y O Y O
D O D O
1,100 600 500 1,300 600 200 200 200 100 2,050 350 1,700
Ek B3
80
Türkiye - IFC Yatırım Operasyonları Programı Ocak 2012 itibariyle
2009
2010
2011
2012*
IFC ve Katılımcılar
351.7
437.4
1,246.4
227.2
Sadece IFC’nin kendi hesabına
351.7
427.4
459.1
227.2
Orijinal Taahhütler (milyon ABD$)
Sektörlere göre Orijinal Taahhütler (%) - Sadece IFC hesabı Konaklama ve Turizm Hizmetleri Tarım ve Ormancılık
3.9 2.8
Toplu Yatırım Araçları Elektrik Enerjisi Finans ve Sigortacılık
3.2 20.3
17.5
35.9
4.0
64.8
55.1
Yiyecek ve İçecek
3.6
Sağlık
5.4
Sanayi ve Tüketici Ürünleri Metal Dışı Maden Ürünleri İmalatı
100.0
5.3 16.5
Birincil Metaller
8.5
Kağıt ve Selüloz
11.4
Nakliye ve Depolama
22.2
Temel Kamu Hizmetleri
14.2
0.6 4.7
100.0
100.0
100.0
100.0
Sermaye
2.9
15.8
9.4
1.4
Garanti
4.0
5.1
8.4
43.6
Kredi
71.8
76.7
71.3
55.0
Kredi Benzeri
21.3
2.3
10.9
0.0
100.0
100.0
100.0
100.0
Yatırım Araçlarına göre Orijinal Taahhütler (%) - Sadece IFC hesabı
* Veriler 01 Ocak 2012 itibariyledir.
Ek B4
81
Türkiye – Gösterge Niteliğindeki Kredi Dışı Hizmetlerin Özeti Şubat 2012 itibariyle Tamamlama MY
Hedef Kitle
Amaç
Ticaret ile ilgili Ülke Ekonomik Memorandumu 1
MY12
G, B, P, O
KG, PD, PS
Program Odaklı Sağlık 1: Aile Hekimliği
MY12
G, D, B, P
KG, PD, PS
Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim 3 - Ulaştırma PER
MY12
G, B, P, O
KG, PD
Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim 4 - Genel PER
MY12
G, B, P, O
KG, PD
Program Odaklı Eğitim: Finansman ve Hesap Verebilirlik 1
MY12
GD, B, P
KG, PD, PS
Rio+20/Daha Temiz Üretim
MY12
G, D, B, P
KG, PD
Sürdürülebilir Şehirler 1
MY12
G, D, B, P
KG, PD, PS
Ticaret ile ilgili Ülke Ekonomik Memorandumu 2
MY13
G, B, P, O
KG, PD, PS
Yeni Ülke Ekonomik Memorandumu (CEM) (daha sonra belirlenecek)
MY13
G, B, P, O
KG, PD, PS
Program Odaklı Sağlık 2: İlaç
MY13
G,D, B, P
KG, PD, PS
Program Odaklı Kamu Harcama ve Mali Yönetim 4 - devamı
MY13
G, B, P, O
KG, PD, PS
Program Odaklı İstihdam 1: İş Döngüsü Yoluyla İşgücü Piyasalarının Yönetilmesi
MY13
G, D, B, P
KG, PD, PS
Program Odaklı İstihdam 2: Beceri Seviyesi Düşük Gençlerin ve Kadınların Aktivasyonu
MY13
G, D, B, P
KG, PD, PS
Program Odaklı Eğitim: Finansman ve Hesap Verebilirlik 2
MY13
GD, B, P
KG, PD, PS
Sürdürülebilir Şehirler 2
MY13
G, D, B, P
KG, PD, PS
Program Odaklı İstihdam 3: İşgücü Hareketliliği
MY14
G, D, B, P
KG, PD, PS
Program Odaklı İnsani Gelişim 1
MY12
G
PS, KG
Finansal Okuryazarlık
MY12
G, O
PS
Gıda Güvenliği Program Odaklı TY
MY12
G
PS
Ulusal Su Havzaları Yönetimi
MY12
G
PS
Finansal Sektörün Geliştirilmesi 1
MY12
G, O
PS
Yatırım Ortamı ve Rekabetçilik - Bölgesel Yatırım Ortamı Değerlendirmeleri dahil
MY12
G
KG, PS
Ulusal Afet Riski Azaltma
MY12
G
PS
Özel Sektörde Cinsiyet Eşitliği 1
MY12
O
PS
KİT’lerde Yönetişim
MY12
G
KG
Özel Sektörde Cinsiyet Eşitliği 2
MY13
O
PS
Program Odaklı İnsani Gelişim 2
MY13
G
PS, KG
Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji
MY13
G, O
PS
MY12
G
PS, KG
Devam Eden ve Planlanan Faaliyetler Ekonomik ve Sektör Çalışması (ESW)
Teknik Yardım (TY)
Etki Değerlendirme İŞKUR’un Meslekli Eğitim Programları için Etki Değerlendirmesi
Türkiye’yi Önemli Ölçüde Kapsayan Bölgesel AAA Çalışmaları Maşrek Elektrik Şebekelerinin Senkronizasyonu için Beklentilerin ve Yol Haritasının Değerlendirilmesi Bölgesel Ticaret - Türkiye, Kafkaslar ve Maşrek Bölgesinde Ekonomik Entegrasyon
Notlar: Son yıllara ait program CPS İlerleme Raporu yoluyla belirlenecek. En son tamamlananların bir listesi için CPS Tamamlama Raporuna bakınız (Ek 3)) Hedef Kitle: Hükümet (G); Donör (D); Dünya Bankası Grubu (B); Kamuoyu (P); Diğer (O) Amaç: Bilgi Üretimi (KG); Kamuoyu Tartışması (PD); Sorun Çözme (PS)
Daha Sonra
G, B, P
KG, PD, PS
MY13
G, D, B, P
KG, PD, PS
Ek B5
82
Türkiye’nin Sosyal Göstergeleri Son Tek Yıl
Aynı bölge/gelir grubu
1980-85
1990-95
2003-10
Avrupa & Orta Asya
Üst - Orta Gelir
50.7 2.5 53.0 3.6
61.2 1.7 62.1 2.7
73.7 1.3 76.3 2.1
404.2 0.2 64.0 1.8
1,001.7 0.9 74.9 2.0
.. .. ..
.. .. ..
18.1 8.9 38.7
.. .. ..
.. .. ..
1,250 0 0
2,720 2 6
8,720 141 336
6,793 141 ..
7,502 127 ..
.. .. ..
49.0 4.9 54.9
41.5 5.6 47.6
.. .. ..
.. .. ..
.. 1.8
1.8 2.3
6.1 4.0
3.9 4.1
3.8 4.3
85 .. ..
89 92 86
98 98 98
92 93 92
93 93 92
.. .. ..
89 95 79
99 100 96
95 98 89
95 98 86
61 55 ..
65 67 9
97 96 4
96 95 ..
93 93 ..
62 60 64
68 65 70
74 72 77
70 66 75
72 69 75
85 107
52 62
19 20
19 21
19 22
.. .. .. ..
.. .. 70 76
149 83 23 95
286 123 32 97
201 122 82 96
NÜFUS Toplam Nüfus, yıl ortası(milyon) Büyüme oranı (%, dönemin yıllık ortalaması) Kentsel Nüfus(nüfusun %’si) Toplam doğum oranı (kadın başına doğum)
YOKSULLUK (Nüfusun %’si) Ulusal kişi endeksi Kentsel kişi endeksi Kırsal kişi endeksi
GELİR Kişi başına düşen GSMH (ABD$) Tüketici fiyatları endeksi (2000=100) Gıda fiyatları endeksi (2000=100)
GELİR/TÜKETİM DAĞILIMI Gini endeksi En düşük 1/5’lik kesim (gelir veya tüketimin %’si) En yüksek 1/5’lik kesim (gelir veya tüketimin %’si)
SOSYAL GÖSTERGELER Kamu Harcaması Sağlık (GSYH’nin %’si) Eğitim (GSYH’nin %’si) İlköğretimde net okullaşma oranı (yaş grubunun %’si) Toplam Erkek Kız İyileştirilmiş su kaynağına erişim (nüfusun %’si) Toplam Kentsel Kırsal Aşılama Oranı (12-33 aylık çocukların %’si) Kızamık DPT Çocuklarda yetersiz beslenme (5 yaş altı çocukların %’si) Doğumda ortalama yaşam beklentisi (yıl) Toplam Erkek Kız Ölüm Oranı Bebek (1.000 canlı doğumda) 5 yaş altı (1.000 çocukta) Yetişkin (15-59) Erkek (1.000 kişide) Kadın (1.000 kişide) Anne (modellenmiş, 100.000 canlı doğumda) Uzman sağlık personeli eşliğinde doğum (%)
Not: 0 veya 0.0, sıfır veya gösterilen birimin yarısından az anlamına gelir. Net okullaşma oranı: ISCED76’dan ISCED97’ye geçiş sebebiyle 1997 ile 1998 arasında seride kesinti var. Aşılama: birinci yaş öncesinde veya anketten önce herhangi bir zamanda aşılanan 12-23 aylık çocukları kapsar. Dünya Kalkınma Göstergeleri veri tabanı, Dünya Bankası – 15 Nisan 2011.
Ek B6
83
Türkiye – Kilit Ekonomik Göstergeler Gerçekleşme Gösterge
Tahmin
Projeksiyon
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Ulusal hesaplar (GSYH’nin %’si olarak) Gayrisafi Yurtiçi Hasılaa
100
100
100
100
100
100
100
100
100
Tarım
11
10
9
9
9
10
9
9
9
Sanayi
29
29
28
28
26
27
27
28
28
Hizmetler
61
62
63
64
65
64
64
63
63
Toplam Tüketim
84
83
84
83
86
86
86
83
83
Gayrisafi yurt içi sabit yatırım
21
22
22
20
17
19
22
22
22
3
3
3
3
3
4
2
2
2
Özel yatırım
18
19
18
17
14
15
20
20
20
İhracat (GNFS)b
22
23
22
24
23
21
22
24
25
İthalat (GNFS)
25
28
27
28
24
27
31
30
30
Gayrisafi yurt içi tasarruf
16
17
16
17
14
14
14
17
17
Gayrisafi milli tasarruf c
16
16
16
16
13
14
13
15
15
482,980
529,936
647,851
735,190
615,722
735,657
791,516
839,788
898,654
6,480
7,460
8,440
9,280
9,050
9,990
10,470
11,016
11,511
8,4
6,9
4,7
0,7
-4,8
9,0
8,0
2,9
4,0
8,3
5,7
5,1
-0,1
-4,3
8,3
6,6
2,3
4,4
Gayrisafi yurt içi hasıla, piyasa fiyatları ile
7,0
5,5
3,3
-0,7
-6,0
7,6
6,7
2,3
3,0
Toplam tüketim
5,7
3,7
4,2
-1,4
-2,3
4,7
6,0
1,9
2,8
Özel tüketim
6,4
3,3
4,1
-1,6
-3,5
5,4
5,9
1,8
2,6
105,122
119,161
144,291
175,871
143,113
155,371
182,473
196,324
221,206
78,365
93,612
115,361
140,800
109,647
120,902
143,491
147,301
162,433
122,941
146,606
177,860
211,581
151,214
-196,781
253,638
250,135
271,702
111,445
134,669
162,213
193,821
134,497
177,347
232,897
242,252
264,193
-17,819
-27,445
-33,569
-35,710
-8,101
-41,410
-71,165
-53,811
-50,496
1,454
1,908
2,243
2,113
2,299
1,448
1,734
7,797
7,310
-22,204
-32,193
-38,434
-41,959
-13,991
-47,101
-77,157
-63,745
-65,992
Kamu yatırımı
Memorandum kalemleri Gayrisafi yurt içi hasıla (cari fiyatlarla, milyon ABD$) Kişi başına GSMH (ABD$, Atlas yöntemi) Reel yıllık büyüme oranları (%, 87 fiyatlarından hesaplanmıştır) Gayrisafi yurt içi hasıla, piyasa fiyatları ile Gayrisafi yurt içi gelir Reel yıllık büyüme oranları (%, 87 fiyatlarından hesaplanmıştır)
Ödemeler Dengesi (milyon ABD$) İhracat (GNFS)b Mal, FOB İthalat (GNFS)b Mal, FOB Kaynak Dengesi Net cari transferler Cari işlemler dengesi Net özel yabancı doğrudan yatırım Uzun vadeli krediler (net) Resmi Özel
8,967
19,261
19,941
16,955
6,858
7,629
13,440
12,954
16,448
12,856
28,609
26,824
22,624
-10,302
11,226
2,839
25,515
26,644
-652
705
1,445
2,274
3,123
3,832
782
386
-506
13,507
27,903
25,379
20,350
-13,425
7,394
2,057
25,129
27,150
Diğer sermaye (net, hata ve atlamalar dahil)
18,228
-9,563
-299
1,323
17,546
42,225
59,089
25,735
25,822
Rezervlerde değişimd
-17,847
-6,114
-8,032
1,057
-111
-13,979
1,789
-459
-2,922
-3,7
-5,2
-5,2
-4,9
-1,3
-5,6
-9,0
-6,4
-5,6
9,7
12,4
11,3
6,6
-7,8
6,3
1,0
16,2
13,1
Birincil
..
..
7,3
16,4
21,1
-4,8
-6,4
6,4
7,0
İmalatçılar
..
..
11,8
5,2
-12,1
8,6
3,2
18,1
14,3
11,9
10,0
11,1
-1,0
-13,3
21,3
12,1
5,1
14,5
Memorandum kalemleri Kaynak dengesi (GSYH’nin %’si) Reel yıllık artış oranları ( 1987 fiyatları) Mal ihracatı (FOB)
Mal İthalatı (CIF)
(devam ediyor)
Ek B6
84
Türkiye – Kilit Ekonomik Göstergeler (devamı) Gerçekleşme Gösterge
2005
Tahmin
2006
2007
Projeksiyon
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Kamu Maliyesi (GSYH’nin %’si, piyasa fiyatları ile)e Cari gelir
32,9
34,8
33,6
32,9
34,6
35,4
36,9
36,4
36,5
Cari gider
33,0
33,4
33,8
34,6
40,1
38,3
38,1
37,4
37,2
Cari işlemler fazlası (+) veya açığı (-)
-0,1
1,4
-0,2
-1,7
-5,5
-2,9
-1,2
-1,0
-0,7
Sermaye gideri
2,2
2,4
2,0
2,5
2,7
3,4
3,6
3,6
3,5
Dış finansman
-0,3
-0,1
-0,3
0,4
0,6
0,7
3,2
2,9
3,3 57,8
Parasal Göstergeler M2/GSYH
41,1
43,3
45,6
49,9
56,4
57,8
57,8
57,8
M2 Artışı (%)
38,5
23,0
17,0
23,4
13,3
18,9
19,9
10,2
10,3
Özel sektör kredi artışı /
73,7
115,8
81,9
76,4
41,3
88,3
89,5
84,4
84,9
Toplam kredi artışı (%) Fiyat Endeksleri (1987 = 100) Mal ihracatı fiyat endeksi
123,6
128,0
144,3
166,6
139,8
146,6
170,0
162,0
156,9
Mal ithalatı fiyat endeksi
124,1
134,9
147,9
177,5
142,8
155,0
177,2
171,3
163,1
Mal ticaret haddi endeksi
99,7
94,9
97,6
93,9
97,9
94,6
95,9
94,6
96,2
114,0
112,9
122,0
123,0
114,7
127,3
130,6
128,9
127,3
Tüketici Fiyatları Endeksi (% değişim)
8,2
9,6
8,7
10,4
6,3
8,6
12,4
7,0
5,2
GSYH deflatörü (% değişim)
7,1
9,3
6,2
12,0
5,3
6,3
11,0
7,5
5,0
Reel döviz kuru (ABD$/YPB) Reel Faiz Oranları
a. Faktör maliyetinde GSYH b. “GNFS”: “mallar ve faktör dışı hizmetler.” c. Resmi sermaye hibeleri hariç olmak üzere net karşılıksız transferleri içerir. d. IMF kaynakları kullanımı dahil. e. Konsolide merkezi hükümet. f. “YPB”: Yerel Para Birimi. ABD$/YPB oranındaki artış değerlenmeyi gösterir. Yuvarlamalar sebebiyle yüzdeler toplandığında tam 100 sonucunu vermeyebilir..
Ek B7
85
Türkiye – Kilit Risk Göstergeleri Gerçekleşme Gösterge Kullanılan ve Ödenmemiş
Tahmin
Projeksiyon
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
169,919
207,736
249,478
280,367
268,374
289,387
327,140
356,286
383,932
9,316
27,811
36,149
26,487
-10,408
-688
1,598
22,995
20,778
36,803
40,070
48,685
53,798
58,789
55,703
48,212
45,110
33,357
155.0
166.6
164.2
152.2
179.9
180.4
180.6
177.7
169.1
Toplam Borç (TDO) (milyon ABD$)a Net kullandırım (milyon ABD$)a Toplam Borç Servisi (TDS) (milyon ABD$)a Borç ve borç servisi göstergeleri % TDO/MHİ b TDO/GSYH
35.2
39.2
38.5
38.1
43.6
39.3
41.3
42.8
43.1
TDS/XGS
33.6
32.1
32.0
29.2
39.4
34.7
26.6
22.5
14.7
2.5
2.1
2.4
2.6
3.3
3.4
3.3
3.4
3.3
4.7
6.0
6.0
6.4
7.8
6.6
6.7
6.7
7.5
47.1
51.0
40.9
25.3
19.7
29.4
33.1
27.6
20.8
İmtiyazlı/TDO IBRD risk göstergeleri (%) IBRD Borç Servisi/kamu Borç Servisi Tercih Edilen kreditör BS/kamu BS (%) c IBRD BS/MHİ IBRD TDO (milyon ABD$) d
0.9
0.9
0.7
0.5
0.6
0.5
0.5
0.5
0.5
5,829
6,854
7,541
8,046
9,769
11,563
11,835
12,259
12,891
5
6
7
7
9
11
12
12
12
71
65
59
54
48
42
36
31
26
Garantilerin şimdiki değeri (milyon ABD$) IBRD portföyünün payı (%) d
IDA TDO (milyon ABD$) IFC (milyon ABD$)f
1,058
1,274
1,417
1,875
1,970
2,122
2,507
2,866
3,185
Krediler
853
1,082
929
1,292
1,403
1,329
1,600
1,896
2,196
Sermaye ve sermaye benzeri /c
205
192
488
584
567
793
907
969
989
135
135
135
672
612
667
953
MIGA MIGA garantileri (milyon ABD$)
a. Kamu borçlarını ve devlet garantili borçları, özel garantisiz borçları, IMF kredileri kullanımını, ve net kısa vadeli sermayeyi içerir. b. “MHİ” işçi dövizleri de dahil olmak üzere mal ve hizmet ihracatı anlamına gelir. c. Tercih edilen kreditörler IBRD, IDA, bölgesel çok taraflı kalkınma bankaları, IMF, ve Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) olarak tanımlanmıştır. d. Garantilerin şimdiki değerini içerir e. Sermaye ve sermaye benzeri kredileri ve sermaye araçlarını içerir. f. IFC’nin Taahhüt Edilen Portföyü, MY sonu itibariyle dünya ve bölge proje tahsislerine göre düzeltilmiştir.
MS MS S MS S MS MS S S HS S
Demiryolları Yeniden Yapılandırma
Orta Öğretim
İstanbul Deprem Riskini Azaltma ve Acil Durum Hazırlık
Gaz Sektörü Geliştirme
KOBİ’ler için Finansmana Erişim
Elektrik Dağıtım Rehabilitasyon
Tapu ve Kadastro Modernizasyon
Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisi (EFIL IV)
Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyal Güvenlik Reformu (APL2)
Özel Sektör Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği
KOBİ’ler için Finansmana Erişim-II
Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu (ECSEE) APL6
P077328
P066149
P078359
P093765
P082822
P096801
P106284
P096858
P102172
P112578
P118308
P110841
S
S
S
S
S
MS
MS
S
MS
S
MU
MS
S
S
S
Uygulamadaki İlerleme
2011
2010
2009
2009
2008
2008
2007
2006
2006
2005
2005
2005
2005
2004
2004
Mali Yıl
a/ Kullandırım verileri ayın ilk haftasının sonunda güncellenmektedir. b/ Bugüne kadar hedeflenen kullandırımlar eksi değerlendirme zamanında tahmin edildiği şekliyle bugüne kadar gerçekleşen kullandırımlar.
S
S
Belediye Hizmetleri
P081880
Genel Sonuç
S
Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon (GEF)
P075094
Kalkınma Amaçları
Son PSR Denetleme Notu
S
2,420.7
6.2
2,414.5
6,318.6
13,907.4
6,151.3
10,718.2
167.3
3,189.2
Milyon ABD$
Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon
168
Ocak 2012 itibariyle
5,563.1
220.0
500.0
1,000.0
75.1
900.0
203.0
269.4
696.9
325.0
550.0
104.0
184.7
515.0
20.0
IBRD
IDA
7.0
7.0
HİBE
Orijinal Tutar, Milyon ABD$
Türkiye – Operasyonlar Portföyü (IBRD/IDA ve Hibeler)
P070950
Proje Kodu Proje Adı
Aktif Projeler
Toplam Kullanılmayan (Aktif+ Kapalı)
Toplam Kullanılmayan (Kapalı)
Toplam Kullanılmayan (Aktif)
geri ödenen
Toplam Kullandırılan (Aktif+ Kapalı)
geri ödenen
Toplam Kullandırılan (Kapalı)
geri ödenen
Toplam Kullandırılan(Aktif)
IBRD/IDA a/
Kapanan Projeler
86
4.3
4.3
İptal
2,415.2
184.3
177.3
529.1
50.4
356.9
134.8
177.4
9.1
243.0
188.6
35.9
69.1
257.9
0.7
0.7
-412.6
-214.4
-221.9
5.2
-94.9
124.6
129.6
-450.3
206.3
6.7
31.8
61.1
-0.5
0.3
3.8
-154.8
-311.6
20.3
31.8
54.1
50.7
Beklenen ve Gerçekten Kullandırımlar Arasındaki Fark /b Kullanıl Orij. Revize mayan.
Ek B8
* Garanti ve Risk Yönetim Ürünlerini belirtir. ** Sermaye Benzeri, hem kredi hem de sermaye türlerini içerir.
BTC Pipeline Eurasian Kordsa Brasil Russian Hotel Rus Hotel Kali Rus Hotel Samara Rus Hotel Yaro TAV Tuni. Equity
AKO Akbank Akenerji Alternatifbank Arkas Group Assan Aluminyum Atateks Avea Banvit Delta Petroleum DenizBank AS Enerjisa Eurasia Capital Finans Leasing Finansbank A.S. Gunkol IZGAZ Intercity Istanbul MMI Kucukcalik Kula May Seed Meteksan Sistem Modern Karton NASCO Posuda Rotor Elektrik SEDAS Sanko Group Sarten Seker Bank Soktas Standard Profil TCE Ege TSKB Tamek Gida Trakya Cam Turk Ekon Bank Turkish PEF Turkish PEF II UHG Unitim Uzel YUCE Yapi Kredi Lease Yapi Kredi Bank
2008 2003/04/ 10/11 2010 1999/2011/ 12 2008 2009/10 2008 2006/07 2001/2007 2008 2011 2008/2011 2010 1997/98/2006/ 10 11/12/2007 2002 2009 6/7/2005 2009 2007/ 08/ 09 1991/1998/2006 2009 2004 1998/2002/06/09 1992 2008 2009 2011 2006/07 2007/10 2008/09/10/11/12 1998/2002/08 2006/07 2010 1964/ 67/ 69/ 72/ 75/ 77/ 80/ 83/ 90/ 93/ 2005/ 12 2011 1979/ 83/ 84/ 89/ 90/ 91/ 93/ 96/ 99/ 05/ 09 1995/99/2003/05/08 2002 2007 2011/12 2007 1999/2000 2005 1997/98/2008/ 10/ 11 2012 Dünya ve Bölgesel Proje Tahsisleri 2004 2010 2010 2010 2010 2010 2010 2009 Toplam Portföy
Kuruluş Kısa Adı
Taahhüt
1,342.6
3.2 4.1 3.0
12.5
34.3
13.1 3.8 1.2 88.8 75.0
14.1 28.0
24.0 63.6 74.7 50.0 20.2 82.9 20.3 16.7 20.0
35
56.3 17.3 5.2
4.6 43.5
46.4
19.0 150.0 65.0 25.0 19.4 19.7 25.0 30.9 25.0 36.0 65.9
7.0 267.7
1.4
2.6
0.4 33.1 25.0
3.8
37.6
0.0
0.9
142.6
13.2
615.5
12.0
30.0 121.5
50.0
7.2 1.7 15.0
0.0
293.8
24.3
10.0 50.0
Kredi Sermaye **Sermaye Benzeri
107.4
68.4
37.5
1.5
*GT/RM
Taahhüt Edilen
Ocak 2012 itibariyle (Milyon ABD$)
1,360.0
1.6
28.5
74.7 36.4
2.0
1,146.4
60.4
10.0
Katılımcı
1,318.2
12.5
34.3
13.1 3.8 1.2 88.8 75.0
8.5 19.6
24.0 63.6 74.7 50.0 20.2 82.9 20.3 16.7 20.0
35
56.3 17.3 5.2
4.6 43.5
46.4
19.0 150.0 65.0 25.0 19.4 19.7 25.0 30.9 25.0 36.0 65.9 0.0
Kredi
7.0 232.5
2.6
0.1 28.1 25.0
3.8
20.4
0.0
0.9
142.6
1.9
Sermaye
527.8
12.0
30.0 121.5
50
7.2 1.7 15.0
0.0
206.1
24.3
10.0 50.0
**Sermaye Benzeri
105.9
68.4
37.5
*GT/RM
Kullandırılan ve Ödenmemiş
Türkiye - IFC: Taahhüt Edilen ve Kullandırılan-Ödenmemiş Yatırım Portföyü
Mali Yıl
87
728.1
1.6
28.5
74.7 36.4
2.0
514.5
60.4
10.0
Katılımcı
Ek B8
42°N
38°N
Çanakkale Strait (Dardanelles)
40°N
G
28°E
Mugla
Aydin
E GR Antalya
Burdur
Gulf of Antalya
30°E
32°E
Bartin
32°E
Konya
Aksehir Gölü
ANKARA
Bolu
Sakar ya
Baysehir Gölü
Isparta
Hoyran Gölü
Afyon
Eskisehir
Bilecik
Sakarya (Adapazari)
Düzce
Zonguldak
Medi terra nea n Sea
Denizli
Usak
Kütahya
Bursa
Istanbul Kocaeli (Izmit) Yalova
Istanbul Strait (Bosphorus)
30°E
34°E
s
ez Devr
la
Ce
yh
Sivas
To Aleppo
Kilis
Tunceli
Malatya
Elazig
t Fira
Gümüshane
Giresun
r Euph
Sanliurfa
SY RIA N ARAB REPUBL I C
ates
t
Batman
To Al Hasakah
Siirt
Bitlis
42°E
To Damir Kabu
Sirnak
Mus
a Kur
Van
44°E
I R AQ
42°N
ISLAMIC REP. OF IRAN
AZER.
40°N
AZERBAIJAN
To Oroumieh
To Salmas
To Maku
Agri Dagi (5166 m)
ARME N I A Igdir
Hakkari To Dahuk
Lake Van
Agri
Kars
To Kirovakan
GEOR GI A
Ardahan
s Ara
Artvin
To Batumi
Tigris
TURKEY
R US S I AN F EDE R AT I ON
Erzurum
Mardin
Diyarbakir
ra Mu
Bayburt
ruh Ço
Rize
Bingöl
Erzincan
Trabzon
150 Miles
200 Kilometers
Adiyaman
Ordu
100
150
38°E
Gaziantep
Kahraman Maras an
Tokat
lari
50
100
Kelki t
Dag
To Ladhiqiyah
Hatay (Antakya)
Adana
Osmaniye
Kayseri
erek Cek
zil Ki
50
Samsun
0
0
dolu
36°E
Ana
Amasya
zey
Sinop
Yozgat
Icel (Mersin)
Nigde
ri
34°E
g Da
il Kiz
Çorum
Nevsehir
Kirsehir
Kirikkale
Aksaray
Ku Kastamonou
Çankiri
Karaman
o To r
Gö ks
Tuz Gölü
Karabük
INTERNATIONAL BOUNDARIES
PROVINCE BOUNDARIES*
RAILROADS
MAIN ROADS
RIVERS
NATIONAL CAPITAL
*Province names are the same as their capitals.
Blac k Sea
u
36°N
E
Izmir
Manisa
Balikesir
28°E
Sea of Marmara
Kirklareli
Tekirdag
Çanakkale
To Komatini
Edirne
To Kurdzhali
To Burgas
B UL G AR IA GAR IA
26°E
This map was produced by the Map Design Unit of The World Bank. The boundaries, colors, denominations and any other information shown on this map do not imply, on the part of The World Bank Group, any judgment on the legal status of any territory, or any endorsement or acceptance of such boundaries.
CE
PROVINCE CAPITALS*
Se yha n
RE E
TU R K E Y
IBRD 33501R2
EC
JULY 2008
Kapak Tasarımı: Çağrı Öner
DĂ&#x153;NYA BANKASI http://www.worldbank.org.tr turkeywebfdbk@worldbank.org