1 minute read
Nusret Özcan’ın Vasiyeti: Aşk OlsunMehmet ŞEKER
Nusret Özcan’ın Vasiyeti: Aşk Olsun
Mehmet ŞEKER
Advertisement
Yüksekçe bir yere çıkıp “Dostlarım...” diye bağırmak geliyor içimden. Lâkin o halimle Eski Romalı Bilmemnetus’a benzemekten çekiniyorum.
“Arkadaşlar...” diye haykırsam, üniversite kampüsünde arkadaşlarını eyleme çağıran deli fişek bir öğrenci gibi hissedeceğim kendimi.
“Abilerim, ablalarım...” diyecek olsam, banliyö treninde çakmak, çorap vs. satanlar aklıma gelecek.
Siz hepsini birden söylediğimi kabul edin. ‘Hepsi’ kimi zaman ‘hiç biri’ demektir. * * *
Eyüp Camii’nin avlusu doldu taştı Nusret Özcan’ın cenaze töreninde.
Bütün dostları toplanmıştı.
Dostlar, arkadaşlar, abiler, ablalar, kardeşler hepsi bir aradaydı.
Uzakta olduğu için yetişemeyenler de telefonla, internet mesajıyla acımızı paylaştı.
Ve biz satırlarından anladık ki onlar daha derinden yaşadı bu acıyı.
* * *
Okyanus ötesinde, yüreklerinde hissettikleri çaresizliği yazan Rihat Okuyan, Reyhan Vatandaş, Ahmet Demirhan ve diğer dostlardan daha şanslıydık biz.
Hiç değilse son günlerinde bir arada bulunmuş, cenazesinde toplanıp toprağa beraberce vermiştik. * * *
Çok genç yaşta kaybettik onu; daha 50’ye bile gelmemişti.
Dünya sürgününü uzatmadı. Birlikte yaşlanacağımızı sanıyorduk.
Torunları olacağını, onları kucağına alıp sarılacağını, elinden tutup Eyüp’e götüreceğini ve kendi çocukluğunun geçtiği sokaklarda dolaştıracağını...
Tamam, vade bu kadarmış ama insan bencil oluyor işte. Sevdikleri hep yanında kalsın istiyor. Acı yaşamaktan, kaybetmekten hoşlanmıyor. * * *
Bir masal kahramanı gibi, ak saçlı, ak sakallı bir rüya dedesi gibi yaşadı ve gitti.
Şu koca dünyayı bize bıraktı. Taşıyla, toprağıyla, deniziyle, gökyüzüyle... Alın, üstünde tepinin doya doya! Masalar kurun, döşekler serin! Koşun, coşun, eğlenin, sevinin, üzülün... * * * İstediğiniz gibi yaşayın, gönlünüzce. Arsa varsa, binalar dikin üstüne.
Her ne yaparsanız yapın, yalnız şunu unutmayın: İçinde aşk olsun!
Nusret Özcan’ın vasiyeti bu. O sadece birkaç metrelik bez aldı giderken.
Fakat geride ne çok şey bıraktı farkında mısınız? * * * Günlerdir sesi kulaklarımda yankılanıyor. Şimdi kafasını kapıdan uzatıp giriverecekmiş gibi.
Böyle arkandan konuşmak, yazmak da varmış Nusret Abi! * * * O şimdi Üstad’ın yanında Haliç’e nazır yatıyor. Buradayken çok yormuştuk doğrusu. Yatsın biraz dinlensin, öylece beklesin bizi. Hiç yoktur ya, zerre kadar hakkım varsa da helal olsun.
Yeni Şafak, 25.6.2007
Ebubekir Kurban, Mehmet Şeker ve Nusret Özcan İLESAM’da, 1995
Soldan sağa: Ayhan Yılmaz, Rıdvan Konak, Nusret Özcan, Abdurrahman Şen, Yaşar Şadoğlu, Mehmet Ali Tekin Tekirdağ MTTB, 1976