Bozkır Postası Gazetesi Sayı:1066

Page 1

4 KASIM 2019 PAZARTESİ

SAYI: 1066 KURULUŞ 1988 - YIL: 31

FİYATI 1

Cumhuriyetimizin 96. Yılını gururla kutladık 29 Ekim Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96. Yılı tüm Türkiye genelinde olduğu gibi ilçemiz Bozkır’da da çeşitli etkinliklerle kutlandı. Cumhuriyetimizi kurarak bizlere emanet eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, kurtuluş kahramanlarımızı ve tüm kahraman şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla ve gururla andık.

Ak Parti’nin ilk kurucu ilçe başkanı Hasan Güdücü’den gazetemize ziyaret Doğru Yol Partisinden 1994-1999 yıllarında Bozkır İl Genel Meclisi olarak seçilen Hasan Güdücü Konya’da İl Genel Meclisinde Bozkır’ı temsil etmişti. Hasan Güdücü, 2001 yılında da Ak Parti kurulur, kurulmaz Bozkır’a Ak Parti’nin İlçe Teşkilatını kurarak ilk kurucu ilçe başkanı olmuştu. Başkan Güdücü, Ak Parti’nin ilk seçimlere girdiği 2002 yılından sonra, ilçe Başkanlığını Memduh Çelmeli’ye devretmişti.

Selçuklu kardeşliğiyle el ele İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülmekte olan Konya 2023 Hedefine El Ele Projesi kapsamında, Selçuklu Özel Eğitim Uygulama Okulu (3. Kademe) tarafından “Selçuklu Kardeşliğiyle El Ele Yürüyoruz” programı düzenlendi.

“Konya’nın gönlümde ayrı bir yeri var”

Son Başbakan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi 28’inci Başkanı Binali Yıldırım, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı ziyaret etti. Yıldırım, Konya’nın gönlünde her zaman ayrı bir yeri olduğunu ifade etti.

Güneysınır Halkından İdlib’e yardım Konya İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Derneği Güneysınır Temsilciliği, Suriye’de yaşayan İdlibli ihtiyaç sahibi ailelere gıda ve kıyafet yardımlarını ulaştırmak üzere yardım TIR’ı gönderdi.


SAYFA 2

4 KASIM 2019

Gurur ve onurla kutladık

4 KASIM 2019 PAZARTESİ

SAYI: 1066

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00 ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.

Güneysınır Halkından İdlib’e yardım

PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK

Çarşı Pazarların Ağası Kim? Behlül Dânâ Hazretleri bir gün Harun Reşid'den bir vazife istedi. Harun Reşid de ona çarşı pazar denetimini verdi. Behlül Dânâ Hazretleri hemen işe koyuldu. İlk olarak bir fırına gitti. Birkaç ekmek tarttı hepsi normal gramajından noksan geldi. Dönüp fırıncıya sordu: -"Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?" Adam da her soruya olumsuz cevap verdi. Memnun olduğu bir şey yoktu. Behlül Dânâ Hazretleri bir şey demeden ayrıldı ve bir başka fırına geçti. Orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor. Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya olumlu cevap aldı. Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid'in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi. Harun Reşid: "Behlül daha demin vazife verdik sana ne çabuk bıktın?" der. (Mehmet Kerimoğlu, Sufi Hikâyeleri, Karanfil Yay. İst. 2004 ) Behlül Dânâ Hazretleri:“Efendimiz çarşı pazarın ağası varmış. Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, bana ihtiyaç kalmamış.” der. Cenab-ı Hak tarafından “En güzel biçimde yaratılan.”(Tin,4) insan, yaşam adına kendisinden beklenen aynı güzelliği gösterememektedir. Kendisinden sadece kul olması istenen insan, hayat şartlarını ve zamanının olmadığını bahane ederek, sorumluluklarını yerine getirme konusunda ikilem içinde kalmaktadır. Cenab-ı Hakk’ın; “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât,56) buyurduğu ve görevi sadece Allaha kulluk olan insan, çoğu zaman yaradılış gayesi dışına çıkmaktadır. Söylem olarak en iyi şekilde kul olmak istediğini söyleyen insan, davranış olarak söylemlerin tersini yapmaktadır. Rızkına Cenab-ı Hak tarafından kefil olunan insanoğlu “Hakikat insan için, kendi çalıştığından başkası yoktur.” (Necm,39) ayetine rağmen; sanki kendisine taksim edilenden daha fazlasını alabilecekmiş gibi istek ve heves içinde bulunmaktadır. Bu istek ve heves, insanın, kendine verilen sorumluluk ve kulluk bilincini unutmasına sebep olmaktadır. Gönderiliş gayesi Rabbine kulluk bilincini unutan insan, mutlu olmak için farklı alanlara yönelmektedir. Mutluluğu ve huzuru Rabbine kul olmakta aramak yerine başka etmenlerde arayan insanlara, Cenabı Hak gelecek kaygısı ve anı yaşayamama sıkıntısı vermektedir. Buna bağlı olarak insanlar da geçmişine yönelik pişmanlık ve gelecek kaygısı için kıvranıp durmaktadırlar. Allah’a kul olma konusunda söylemleriyle davranışları arasında tutarsızlık içinde olan insan, bu haliyle hem bu dünyasını hem de öbür dünyasını sıkıntıya sokmaktadır. Ebû Osman Hîrî Hazretlerine; "İnsanların içine nereden geldiği bilinmeyen keder nasıl çöker?" diye sorulunca; "Ruh, insanın işlediği günahları ve kötülükleri unutmaz. Nefs ise bunları unutur. Ruh, nefsin mahvolduğunun farkına varır ve bu sebeple insanın içine bir keder çöker. İnsan bunun sebebini anlayamaz." der. (Evliyalar Ansiklopedisi, Türkiye Gazetesi, İst.1992) İnsanlar, Allah’a kulluklarını unuttukları zaman Cenab-ı Hak tarafından kendilerine tarif edilmeyen sıkıntılar verilmektedir. Adını kendilerinin de koyamadıkları bu sıkıntılardan kurtulmak için insanlar değişik yerlerde ve farklı çevrelerde aramaktadırlar. “Abbasi Halifesi Harun Reşid bir Ramazan günü Behlül Dânâ’ya tembih etti: - Akşam namazında camiye git, namaza gelen herkesi iftara davet et. Akşam oldu, namaz kılındı, namazdan sonra Behlül 510 kişilik bir grupla çıkageldi. Harun Reşid şaşırdı: - Behlül bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin. - Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, namaza gelenleri iftara çağır dediniz. Namazdan sonra bendeniz cami kapısında durdum, çıkan herkese hocanın namaz kıldırırken hangi sureyi okuduğunu sordum. Onu da yalnız bu getirdiğim kişiler bildi. Camiye gelen çoktu ama namaza gelen demek ki yalnız bunlarmış.” (Mehmet Kerimoğlu, Sufi Hikâyeleri, Karanfil Yay. İst. 2004) Günlük yaşamında anı yaşama bilinci gelişmeyen bu insanlar, kulluk vazifelerini yerine getirirken de anı yaşamayacaklardır. Günlük hayatta insanların, zaman yetersizliği gibi bahanesinden ve aceleciliklerinden dolayı ibadetlerinde de anı yaşayamadıklarına şahit olmaktayız. Bazı insanların oruçlu olmanın şuuruna varmak ve anı yaşamak yerine; açlığa bağlı olarak sinirlilik, sabırsızlık, iftara kadar zaman öldürmek gibi davranışlar sergilediğini ve kulluğun hazzını yaşayamadığını görüyoruz. Camiden çıkarken acelece çıkma, günlük namazları camide kılmama, namazları tadili erkâna riayet etmeden kılma, namazlardan sonra tespih çekmeme ve dua yapmama, namaz sonrası duaları kısa veya yarı kalkerken yapma gibi durumlar kişinin kullukta ve ibadette anı yaşamadığını göstermektedir. Kuran-ı Kerim'i normal kitap gibi okuma, elindeki tespihi öylesine çekme, namazını hareketten öteye götürememe insanların kulluk bilincinin farkına varamadıklarını göstermektedir. Zamanın kısıtlığından şikâyet eden bu insanlar, ibadetleri ifa etmede yavaş davranırken ibadetleri eda ederken de aceleci davranırlar. Yine bu insanlar film, maç, eğlence gibi konulara hem zaman bulma hem de anı yaşama konusunda cömert davranmaktadırlar.


SAYFA 3

4 KASIM 2019

Ak Parti’nin ilk kurucu ilçe başkanı Hasan Güdücü’den gazetemize ziyaret NİHAYET!

Çumra halkından Suriye’ye kardeşlik eli Konya İHH İnsani Yardım Derneği tarafından ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere Reyhanlı Lojistik Merkezine yardım TIR’ı gönderildi.

Uzun zaman önce bizler öğrenciyken, milli bayramlarımızı coşkuyla kutlardık. Her okulun kendi bando takımı olur, her öğrenci kendi bando takımıyla gurur duyardı. Öğretmenlerimiz günler öncesinden hatta aylar öncesinden hazırlıklara başlar, hangi öğrenci hangi faaliyette bulunacak, neler yapılacak karar verilir, adeta okullar arasında gizli bir rekabet duygusuyla tatlı bir telaş yaşanırdı. Halk oyunları, korolar, şiirler, konuşmalar ve daha birçok gösteri hazırlıkları yapılırdı. Tüm bunlar yaşanırken ne derslerden geri kalınır ne de bu işler angarya olarak algılanırdı. Bayram günü tüm öğretmenlerimiz şıklık yarışına girerler, bizlerin de en temiz en düzgün halimizle okula gelmemiz istenirdi. O zamanlar hiçbir veli bayramları tatil gözüyle görmez, çocuklarının faaliyetlerini izlemek için heyecan duyardı. Görev almayan öğrencilerin bile bir görevi vardı ki sunumunu bitiren arkadaşlarını ellerini patlatıncaya kadar alkışlamak, diğer okullardan daha çok alkış almalarını sağlamaktı. Resmi geçit töreninde yanlış yapmamak için defalarca yapılan provalara rağmen hata yapma korkusuyla heyecanlanırdık. Ailelerimizin bizi izlediğini bilmek gurur verirdi. Öğrencilerin resmi geçidi bitince “Cumhuriyet kazanımları” adı altında kamu ve özel sektörden araçlar sırayla geçitlerini yaparlar, bu esnada öğrencilere çeşitli hediyeler dağıtırlardı. Onlardan kapabilenler sevinirdi ama kapamayanları da okulda dağıtılan çikolata ve gofretler teselli ederdi. Gösteriler bitip okula döndüğümüzde ya bir hayır sever ya da öğretmenlerimizin aldığı şeker, çikolata yada gofretler dağıtılır, bir nevi sorunsuz geçen tören için öğrencilere teşekkür edilirdi. Milli bayramlarımız sabah yapılan törenlerle son bulmazdı. Genellikle öğrencilerin sabahki gösterilerine ilaveten bir faaliyet zinciriyle akşam devam ederdi. Hiçbir şey yapılmasa bile meşalelerle, bando eşliğinde yürüyüş yapılırdı. Bayram sabahı caddeler gösterileri izlemeye giden insanlarla dolar taşardı. Yaşlı genç, kadın erkek herkes meydana toplanırdı. Bayram kutlaması öyle bir saatte bitmez, en az iki saat sürerdi. Çocukluğu Bozkır’da geçmiş, burada okumuş herkes bunları iyi bilir, ne demek istediğimi iyi anlarlar... Bir süredir Milli bayramlarımız adeta geçiştirilme yoluyla sözde kutlanıyordu. Neler oldu bitti, kim ne yaptı yapmadı konusuna girmeyeceğim, hepimiz her şeyin farkındayız sanırım. Yerel seçimler geçtikten sonra üç milli bayram geçirdik, yeni bir yönetim başa geldiği için sabırla bekledim, aynı duyguları paylaştığımızı bildiğim başkanımıza zaman tanıdım, çünkü alışmak, bir şeyleri yerine oturtmak kolay değildir. Ve bu bayram yani Cumhuriyet Bayramımızda nihayet bir kıpırtı oldu. Bu kıpırtı önümüzdeki bayramlarda daha güzel faaliyetlerin olacağının habercisi gibi geldi bana ve umutlandırdı. Daha renkli ve daha coşkulu kutlamalar görecek gibiyiz. Eleştirilecek konular yok değil var elbette, ama zamanla eksikler tamamlanıp yanlışlar yerini doğrulara bırakacaktır. Yeter ki samimiyet olsun ve yeter ki o coşku yeni nesillere aşılanabilsin. Nasıl bizler küçükken milli bayram coşkusu yaşamışsak, yeni nesillerinde bu coşkuyu tatması ve yaşamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden Cumhuriyet Bayramı coşkusunu diğer milli bayramlarımızda misliyle artarak yaşanmasını istiyoruz. Kutlamalarda emeği geçen herkese, özellikle Belediye Başkanımıza, Milli Eğitim Müdürümüze, İlçe başkanlarımıza çok teşekkür ediyor, her bayram çıtayı biraz daha yükselterek eskiden olduğu gibi bayramlarımızı bayram gibi yaşatmalarını istiyoruz. Yani nihayet Bayramlarımızı eskisi gibi kutlamaya başladık. Emeği geçen herkese teşekkürler…


SAYFA 4

4 KASIM 2019

“insan, insanın yurdudur” Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdulkadir Karaduman bir dizi ziyaretler gerçekleştir mek için Konya’ya geldi.

(HABER MERKEZİ)

ALİ DUTAL Domuz Jelatini Kullanım Alanları Yakın zamana kadar jelatin hakkında az bir bilginin dışında ayrıntılı bir bilgiye sahip olmadığımı; küçük bir araştırmayla bir çok kişinin de benim durumumda olduğunu öğrendim. Toplumun kahir ekseriyetinin de farklı olmadığını düşünüyorum. Oysa ki, hakkında az bir bilgiye sahip olduğumuz jelatin ve kullanım alanlarının bilinmesi Müslümanlar için hayati derecede önemli olup hiçbir şekilde ihmal edilmemelidir. İşte bundan kaynaklı Müslüman kardeşlerimi hem bilgilendirmek hem de İslam’a uygun olmayan jelatin kullanımının vebaline dikkat çekmek amacıyla edindiğim bilgileri Allah(cc) rızası için paylaşmak istedim. Bilgiler alıntı olup her isteyen azıcık bir araştırmayla bu bilgilere ulaşabilir. Bence araştırılmasında fayda var; çünkü, jelatinin nelerden ve nasıl elde edildiğini, hangi alanlarda kullanıldığını, Müslümanlar açısından sakıncalarını “emri bir ma’ruf ve nehyi anil münker” gereği öğrenmek ve öğretmek her Müslümanın vazifesidir. Kısaca jelatin, hayvan deri ve kemiklerinden elde edilen doğal bir protein olup iki yöntemle elde edilir. 1-A tipi jelatin; domuz ve sığır postlarından, 2-B tipi jelatin; boynuz ve kemiklerden, üretilmektedir. Jelatin, katıldığı ürüne göre kıvam arttırıcı, köpürmeyi sağlayıcı, emülgatör, dayanıklılık, bağlayıcı yapıştırma, kremleştirici gibi işlevler üstlenmektedir. Yazıma konu etmemin asıl amacı; kullanımının sağlığa zararından ziyade Müslümanlar açısından haram gıda tüketiminin vebalinin büyüklüğünü ve maneviyatımıza olan olumsuz etkilerini ortaya koymak içindir. Dinimiz İslam’ın önemle üzerinde durduğu konuların başında kazanç ve tüketilen gıdalarda helale hassasiyet gösterilmesi gelmektedir. Jelatin maddesi büyük oranda domuz ve İslami usule göre kesilmeyen sığır derisinden elde edilmektedir. Domuz derisi en çok kullanılan jelatin kaynağı olup elde edilmesi kolay ve sığıra göre çok ucuzdur. Jelatinin kullanım alanının çok geniş olması dini açıdan son derece endişe verici bir durumdur. Gıda üretimi yapan bazı firmaların dinî hassasiyetleri dikkate almadan domuz derisinden elde edilen jelatini ürünlerinde kullanabilecekleri ihtimali endişeyi bir kat daha artırmaktadır. Jelatin, pek çok pasta ürününde, yoğurtta, dondurmacılıkta, eritilmiş peynir ve kaşar üretiminde, margarinde, salam, sucuk, sosis, jambon gibi et ürünlerinde, şekerlemelerde, reçel, marmelat, helva, pekmez ve tahin gibi gıdalarda, fındık ve fıstık ezmelerinde, meyve sularında, sakızlarda, ilâç endüstrisinde, kapsül, film ve tablet yapımında, kan verme ürünlerinde, krem, losyon, şampuan, parfüm gibi cilt ve kozmetik ürünlerinde, hayvan yemlerinde, fotoğrafçılıkta ve karbonlu kağıt yapımında kullanılmaktadır. -Kullanımının bu kadar geniş bir alanı kapladığını biliyor muydunuz? Ülkemiz ve İslam ülkelerinde yeterince jelatin üretimi olmayıp yüzde 99’u Müslüman olmayan ülkeler tarafından üretilmektedir. Türkiye'nin yıllık jelatin tüketimi 5000 ton civarında olup tamamına yakını ithal edilmektedir. İnternetten elde ettiğim bilgilere göre ülkemizde bir firma sığır derisinden jelatin üretimi yapmaktadır. Böyle bir firmanın olması çok sevindirici olmakla birlikte ülkemizdeki tüm sığır derileri jelatin elde edilmesinde kullanılsa bile 2000 ton jelatin elde edilebileceği bilgisi de yer almaktadır. Yani, 2000 ton jelatini sığır derisinden yerli bir firma üretse bile ki çok zor; büyük çoğunluğu yine ithal edilerek karşılanacaktır. Mesele şu; gıda üretimi yapan firmalarımızı töhmet altında bırakmak istemiyorum; ancak, domuz derisi ve kemiğinden üretilen jelatin gerçeğini de hepimiz kabul etmeliyiz. Müslümanlar olarak bu durumu engelleme imkanımız olmasa bile bir birimizi Allah(cc) rızası için uyarmalıyız; çünkü, uyarmadığımızda Yüce Rabb’imize hesap vereceğimiz unutulmasın! Domuz ve domuza dayalı her türlü et, jelatin gibi haram gıdaların üretimi, tüketimi ve ithalinin yasaklanması için birey ve toplum olarak mücadele etmemiz gerekliliğin ötesinde zaruret halini almıştır. Hiçbir şey yapamasak bile bildiğimiz, güvenirliğine inandığımız gıda üreticilerini Müslüman kardeşlerimizle paylaşarak hem haramdan kurtulmalarına hem de helal gıda üreten firmalarımızın güçlenmesine vesile olabiliriz. Ayrıca, konu ile ilgili gerek resmi gerekse gayri resmi bilgiye sahip olanların kamuoyunu bilgilendirmeleri kafalarda oluşabilecek kaygıların giderilmesine katkı yapacaktır.

ZAYİ: Bozkır Meslek Yüksekokulundan almış olduğum Öğrenci Kimlik Kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Orhan YAŞAR - T.C. No:525***626**


SAYFA 5

4 KASIM 2019

Yarım milyondan fazla ziyaretçi ağırlandı

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Konya Kitap Günleri geçtiğimiz hafta sona ererken tüm zamanların Konya rekoru kırıldı. 10 gün boyunca yarım milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan Kitap Günleri’nin son gününde yine birbirinden önemli isimler Konyalı kitapseverlerle buluştu.

Selçuklu kardeşliğiyle el ele


Cumhuriyetimiz anısına fener alayı Cumhuriyetimizin 96. Yılı Bozkır’da düzenlenen fener alayıyla kutlandı. Bozkır Belediyesi tarafından Cumhuriyetimizin 96. Yılı anısına düzenlenen fener alayı yürüyüşüne Bozkır Belediye Başkanı Sadettin Saygı, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları başkanları, daire amirleri, öğrenciler ve ilçe sakinleri katıldı.

Duygu fakirliği bencilleştiriyor! Toplumun temel taşı ailede çiftler arasındaki “biz” duygusunun evliliğin belkemiğini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gazetemiz Bozkır Postasına gönderdiği haberde; ‘Biz’ duygusunun farklılıkları kabul ederek birliktelik yaşandığında dengelendiğini söyledi. Kaliteli evliliklerin emek ve yatırım istediğini vurgulayan Tarhan, duygu fakirliğine karşı çiftleri uyardı. Tarhan, “İnsan duygu fakiri olduğu zaman, karşı tarafın ne hissettiğini anlayamaz. Karşısındakinin duygularını anlamamak kadar bencilce bir şey yoktur” ifadelerini kullandı.

GAZETESİ OLMAYAN İLÇE, KURU BİR AĞACA BENZER!..


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.