Yapı Malzeme Ekim'12

Page 1

127

YAPI MALZEME - EKİM 2012


128

YAPI MALZEME - EKİM 2012


1

YAPI MALZEME - EKİM 2012


2

YAPI MALZEME - EKİM 2012


3

YAPI MALZEME - EKİM 2012


4

YAPI MALZEME - EKİM 2012


5

YAPI MALZEME - EKİM 2012


6

YAPI MALZEME - EKİM 2012


7

YAPI MALZEME - EKİM 2012


8

YAPI MALZEME - EKİM 2012


9

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Stres yok, huzur var! Koca dünya yoruldu galiba. Durmadan birçok yerinden sıkıntı ve felaket haberleri geliyor. Avrupa’da işsizlik Eylül ayında çok hızlı bir artış gösterdi. Amerika seçim yatırımlarıyla duruşunu muhafaza etmeye çalışıyor. Rusya ve civarında durgunluk hakim. Suriye Orta Doğu’daki havayı ısıtıyor. Dünyanın her yeri sancılı. En huzurlu toprak parçalarından birisinin Türkiye olduğu göze çarpıyor. Gerek ekonomisi, gerek siyaseti ve gerekse halkın huzuru bakımından dünyanın en flaş ülkesi Türkiye. İşte bu huzurlu Türkiye’yi de bir takım çevrelerin bu felaketlerin içine çekme çalışmaları sürüyor. Bu senaryoların gerçekleşmemesi ümidiyle işimize bakıyoruz ve Türkiye’nin tepeden tırnağa yenilenme müjdesini hep beraber paylaşıyoruz. Yıllardır konuşulan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen Kentsel Dönüşüm Ekim ayı itibariyle başladı. Daha önceden tespit edilen afet riski taşıyan binalar yıkılıyor. Türkiye genelinde 6.5 milyon binanın elden geçeceği, 20 yıl sürecek ve 400 milyar doları bulacak kentsel dönüşüm sayesinde yaklaşık 25 milyon kişi, güvenli, çevre düzenlemesi yapılmış, modern konutlarına kavuşacak. Yapı Malzeme dergisi olarak sektör profesyonellerinin bir araya geldiği buluşmalarda yer almaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz ay İstanbul ve Ankara’da yer aldığımız organizasyonlardan sonra rotamızı bu ay İzmir’e çeviriyoruz. Turizm sezonunun bitimiyle beraber hareketlenen inşaat malzemeleri pazarı Turkeybuild İzmir’le ivme kazanacak. Turizm yapılarının yanı sıra yazlık konut yatırımları ve tadilat çalışmaları ile Türk yapı malzemeleri sektörü için büyük önem taşıyan bu dinamik pazar için bölgenin sektör profesyonelleri bir araya gelecek. 11-14 Ekim’deki bu etkinlikle biz de yerimizi alarak siz değerli okuyucularımızla bir araya gelmeyi bekliyoruz. Yeni bir sayıda yeni gelişmelerle karşınızda olmak dileğiyle. Saygılarımızla.

10

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Ömer Şen


12 - Başbakan Erdoğan, ‘Kentsel Dönüşüm’ü Başlattı 18 - Ekonomiyi soğutma tedbirleri ve diğer etkenler ilk 6 ayı etkiledi 30 - TÜİK’e göre binalarımız çürüyor ancak önlem almıyoruz 32 - A sınıfı yaşamın ipuçları 52 - Filli Boya ve Ümit Ünal’dan hayata dokunan renkler serisi 64 - Modern görünümü zarafetle birleştiren banyo tasarımları 70 - Cityscape Global 2012’de Türk rüzgarı esti 86 - Domotex Middle East’in yeni yeri İstanbul 92 - Mantolama, ısıtma ve soğutma giderlerini azaltıyor

AKTİF ISI ............................77 AR MATBAA .....................81 ARAGONIT ........................33 ARMUTLU ........................107 BAU ’13 ................................. 5 BEST ’12 .............................89 BİSAN ................................101 BİZİM EVLER ..................... 6 BORU FUARI .....................97 BOYSAN ....................... 54-55 BRAAS .................................49 BTM ......................................47 CERMIX .............................21

DEMOS ...............................93 DOMOTEX ........................87 EAE ELEKT.........A.K.İ. -120 EĞİTİM FUARI ................99 ENTEGRE ..........................25 EPSA ....................................17 ERYAP ........................... 35-37 EUROBİMS .................... Ö.K. EUROSTONE ....................39 FİLLİ BOYA .......................51 IŞIKLAR ................................ 3 İHLAS KOLEJİ ................105 İHLAS PAZARLAMA ....113

İMG ....................................111 İSTA ENERJİ .....................75 İZODUO .................... Ö.K.İ.-1 İZOTEX ................................. 8 KANEKA ..........................A.K. KEYHAN .............................83 KİLSAN ................................. 9 KÖSTER ..............................27 KRİSTAL ŞEHİR ................. 4 KUZULUK .........................109 MARMARA MEKANİK....... 2 MUTLUSAN ......................73 ODE ........................................ 7

ONDULINE ......................43 PETEK BANYO ................67 PLASTİK FUARI ...............91 SAK .....................................115 SFA SANIHYDRO ...........61 SOLEREX ...........................95 TESA ....................................59 TOIRENT ...........................79 TURKUAZ ...........................69 TÜRKİYE GAZETESİ......103 VİSAM .................................57 WEB TV ............................119 WEBER ...............................31 YEM .....................................85

YAPI MALZEME - EKİM 2012

11


Başbakan Erdoğan, Başlattı 12

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye genelinde 6.5 milyon binanın elden geçeceği, ‘kentsel dönüşüm’ sürecini Esenler’de başlattı.

Türkiye’nin farklı illerinde hayata geçirilecek ‘Kentsel Dönüşüm’, Esenler’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla başlatıldı. Hedeflerinin 780 bin kilometrenin tamamını aynı şekilde imar etmek olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bizim amacımız rant değil, insan odaklı bir çalışmayı hayata geçirmek” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 33 ilde 150 kamu binasının yıkımının gerçekleştirildiği “Kentsel Dönüşüm”ü Esenler’de başlattı. Törene Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Törende konuşma yapan Başbakan Erdoğan, şehirlerin plansız ve programsız bir şekilde büyüdüğünü belirterek, “Bu-

gün burada ülkemiz için adeta bir kangren haline gelmiş bulunan büyük bir meselenin çözümü konusunda ilk adımı atmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Ülkemizde 1950 sonrasında başlayan köyden şehre göç dalgası maalesef iyi yönetilemiyor. Şehirler plansız programsız bir şekilde büyüdü. Bu da gecekondulaşmayı plansız yapılaşmayı beraberinde getirdi. Hiç kimse gecekondu yapan vatandaşımıza kızmasın. Gecekondu dediğimiz hadise şehirleri yönetenler işlerini doğru ve tam yapmadığı için vatandaşımızın kendi kendine el yordamıyla bulduğu bir çözüm. Şehirlerin bu plansız büyümesi beraberinde çevreye tahribini yoksulluğun derinleşmesini afetler karşısındaki çaresizliğini getirdi. Depremlerle, sellerle, toprak kaymalarında bina çökmelerinde yaşadığımız kayıpların temelinde büyük ölçüde şehirlerin sağlıksız büyüme süreci var” dedi.

YAPI MALZEME - EKİM 2012

13


Dönüşüm kapsamında en fazla yıkım İstanbul’da yapılıyor. İstanbul’da Esenler’in yanı sıra Beykoz, Küçükçekmece ve Sarıgazi gibi birçok ilçede yıkımlar başladı.

“558 BİN KONUT İNŞA HALİNDE” Başbakan Erdoğan şu anda 558 bin konutun inşa halinde ve bunun bir dünya rekoru olduğuna dikkat çekerek, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım döneminde bu konuda bütün Türkiye’ye örnek olacak bir model geliştirdik. KİPTAŞ vasıtasıyla 4 buçuk yılda İstanbul’da 17 bin konut inşa ederek istenirse azmedilirse irade ortaya konursa çarpık kentleşmeyi nasıl ortadan kaldırabileceğimizi ortaya koyduk. Az gelişmiş bölgeler durumunda olan yerlerde bir defa en alt gelir gruplarına orta gelir gruplarına hatta üst gelir gruplarına hitap edecek konutlar yaptık. TOKİ ile Türkiye’nin dört bir yanında planlı ve doğal afetlere karşı konut üretimi konusunda örnek bir model ortaya koyduk 10 yılda. Şu anda 558 bin konut inşa halinde bu bir dünya rekorudur. Bu konutların yaklaşık 450 binini sahiplerine teslim ettik. Bunların içerisinde 10-15 yıl vade ile teslim ettiğimiz konutlar oldu” diye konuştu. 1999 yılında meydana gelen Gölcük ve Düzce depremleri ile 2011 yılında yaşanan Van depremini hatırlatan Başbakan Erdoğan, hedeflerinin 780 bin kilometrenin tamamını aynı şekilde imar etmek olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim hedefimizi 780 bin kilometrenin tamamını aynı şekilde imar etmekti. Çünkü 780 bin metrekarelik vatan topraklarının tamamı bizim sorumluluğumuzdadır. Batı’da ne varsa doğu onu görecek kuzey’de ne varsa güney’de onu görecek. Yeni yapılan binaların afetlere karşı inşa edilmesi konusunda denetim sistemi kurduk. Fakat daha önceden yapılmış binaların sağlıksız ve güvenlik noktasında ne yazık ki güvensiz olması bizi çok daha köklü tedbirler almaya yöneltti. Şimdi bu adımları atıyoruz” dedi. İstanbul’da mezarlıklar dışında yeşil alan olmadığını ve bunun için yeni yeşil alanlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Her şeyden önce yeni yapılar yeni hayat alanları çevreye uyumlu enerji verimli-

14

YAPI MALZEME - EKİM 2012

ğini esas alan yeşile önem veren doğal kaynakları koruyan bir anlayışla inşa edeceğiz. İstanbulumuz’da mezarlıklardan başka neredeyse yeşil alan kalmadı. Onun için yeni yeşil alanlara ihtiyacımız var. İnşallah bu yıkımların yapılacağı ve onların yerine inşa edilecek bölge yeşille konutları bir arada özdeşleştirecek bir proje olacak. Yeni yapılaşma anlayışımızın ekonominin canlandırılmasına işsizliğin ve yoksulluğun da azaltılmasına yönelik bir boyutu var. Hepsinden önemlisi mevcut güvensiz yapıların can ve mal emniyetini temin eden yeni yapılarla adeta değiştirilmesi. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi kanunu bu hedeflerimize etkili bir şekilde ulaşmamızı sağlayacak bir düzenleme. Ben Esenler’de bulunan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum bizim bu projemize destek verdiler” şeklinde konuştu.

“AMACIMIZ RANT DEĞİL” Amaçlarının rant değil insan odaklı bir çalışmayı hayata geçirmek olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Modern şehirler kurmamız lazım. Ülkemizdeki bütün binaların bütün yapıların kontrol edilmesini sağlıyoruz. Teknik olarak riskli bulunanlar kısa bir süre içerisinde yıkılıp yerine sağlıklı yapılar inşalar edilebilmesi için gerekli mekanizmaları kurduk. Buradaki asıl amacımızı bir binayı yıkıp yerine yeni bir bina yapmak değil, asıl amacımız afetler karşısında can ve mal güvenliğini sağlayacak dönüşümü gerçekleştirmek. Yani rant değil, insan odaklı bir çalışmayı hayata geçirmektir” dedi. “Bu güne kadar hep yara sarmakla uğraştık, bundan sonra ‘yara sarmakla uğraşmayacağız, yara alınmamasını sağlayacak bir süreci başlatıyoruz’” diyen Başbakan Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Bu proje Türkiye’de bu güne kadar başlatılmış en büyük imar hareketidir. Proje tamamlandığında bu mahallelerdeki 5 bin 430 vatandaşımız güvenli ve yeni konutlarına kavuşmuş olacak. Bu konuda özellikle havaalanı mahallesi sakinlerine gösterdikleri


Başbakan, dönüşüm için “Yıkmayı değil, huzurlu yuvalar inşa etmeyi hedefliyoruz. Amacımız, afetler karşısında can güvenliği sağlamak” dedi.

yürekli davranışta projeye verdikleri destekleri için teşekkür ediyorum. Beyoğlu’nda da bin 200 vatandaşımız yeni konutlarına kavuşacak. Bu süreci inşallah başarı ile tamamlayacağız. İnsanımız için insanımızın özellikle can ve mal güvenliği için başlatmış olduğumuz bu projeyi vatandaşımızın mağduriyeti üzerine kurmamız söz konusu olamaz. Bu projeyi siyasi partilerden sivil toplum örgütlerine üniversitelerimizden özel sektöre kadar herkesle işbirliği halinde yürütmek istiyoruz.” Başbakan Erdoğan, “Hak sahiplerinin rızasını almak mecburiyetindeyiz. İsteyen vatandaşımız riskli evini kendisi yıkacak yine kendisi yapacak. Evi yıkıldığı sürede parası yoksa kira yardımı yapacağız. Kendi evini işyerini yıkıp kendisi yapmak isteyene devletin tek müdahalesi kredi yardımındaki düzenleme olacak onun dışındaki her şeyi kendisi yürütecek. Vatandaşlarımızdan bir kısmı bu işin altından kendisi kalkamayabilir bu durumda da farklı çözümler devreye girecek. Biz bu sorunu bir an önce çözmek dönüşümü süratle tamamlamak istiyoruz. Yuva yıkmak değil güvenlik huzurlu yuvalar inşa etmeyi hedefliyoruz. Bir hizmetkarınız olarak sizlere sesleniyoruz. Ekonomik ömrünü tamamlamış yıkılma ve ağır hasar riski gören yapılarınızı biran önce tespit ettirin. Siz yapmazsanız bunu kamu kuruluşları yapacak. Vatandaşımızın sağlıksız binalarda yaşamaya devam etmesine göz yummayız, yummayacağız. Biz istiyoruz ki bu dönüşüm sürecini vatandaşımızla birlikte yürütelim. Kentsel dönüşümü sadece binaların yenilenmesi olarak düşünmemek lazım. İnsan çevresini şekillendirdiği kadar çevresi de insanı şekillendiriyor. Çünkü unutmayın şehirlerin bizim üzerimizde hakkı var. Gecekonduların çarpık duvarların arasından dünyaya bakmak başkadır, mimarisiyle alt yapısıyla en güzel şekilde inşa edilmiş bir evin penceresinden dünyaya bakış bambaşkadır. İnsanın hayatındaki pek çok şeyi değiştirme şansı olmayabilir ama ko-

nut bunlardan biri değildir” dedi. Türkiye’de inşaat sektörünün Çin’den sonra ikinci sırada olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Türkiye inşaat sektörü olarak da bu büyük dönüşümü gerçekleştirebilecek alt yapıya sahip. İnşaat sektörü bilhassa geçtiğimiz 10 yılda gelişme kaydetti. 2002 yılında 36 milyon metrekare için inşaat ruhsatı verilirken 2011 yılında bu 124 milyon metrekareye ulaştı. İnşaat firmalarımız ülkemiz sınırlarınız aşarak dünya çapında birer marka haline dönüştü. Şu anda dünyada Çin’den sonra ikinci sırada Türk müteahhitlik firmaları geliyor. bu sürecin sonunda milyonlarca bina yıkılıp yeniden yapılacak. Mahallelerde artık katlı otoparkları göreceksiniz” diye konuştu.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI BAYRAKTAR: “TÜRKİYE BÜYÜK BİR GELİŞME VE KALKINMA İÇERİSİNDE” Kentsel dönüşümün başlangıç gününün bir milat olduğunu belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Türkiye son 10 yılda dünyanın parmak ısıracağı, tüm dünyanın dikkatini çeken bir gelişme bir kalkınma içerisindeyiz. Geldiğimiz nokta itibariyle artık Türkiye’nin şehirleri bu fotoğrafları veremez, vermemelidir. Şehirlerimizi salaş yapılardan, kaçak yapılardan, depreme dayanıksız yapılardan, mühendislik hizmeti almayan yapılardan, gecekondulardan kurtarmak zorundayız. Bugün 35 vilayette 65 noktada yaklaşık 6 bin 500 bin konutun yenilenmesi için yıkımını başlatıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. 6306 sayılı yasayı çıkardık. Düzce ve Marmara depremleri Türkiye için çok ağır bir travma oldu. 18 bin insanımızı kaybettik. 45 saniye içerisinde ekonomimiz yüzde 10’dan fazla küçüldü. 100 binden fazla binamız hasar gördü veya yıkıldı. Geçen yıl Van’da çok ciddi bir deprem yaşadık. 640 vatandaşımızı kaybettik. Van’ı TOKİ eliyle şimdi yeniden kuruyoruz. O zaman başbakanımız ne söyledi? İktidarıma mal olsa da bu dönüşümü yapmak zorundayız. YAPI MALZEME - EKİM 2012

15


Kentsel dönüşümün başlangıç gününün bir milat olduğunu belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Bugün 35 vilayette 65 noktada yaklaşık 6 bin 500 bin konutun yenilenmesi için yıkımını başlatıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.

Afet, deprem olduğu zaman deprem karşısında dermansız bir bina bulmasın. Yıkacağı bir bina bulmasın. Canlar yok olmasın. İşte bu 6306 yasalı yasanın özünde, ruhunda insanımızın hayat hakkı var” şeklinde konuştu. Kentsel dönüşüm sürecinde eleştirildiklerini dile getiren Bakan Bayraktar, “Şimdi bizi eleştirenler var. Onlara soruyorum Esenler’de dönüşüm yapıyoruz. Biz istemeyen, gönlü razı olmayan hiç kimsenin yerinde, binasında dönüşüm yapmıyoruz. Önce gönül rızası. Başarılı olan, hazırlıklı olan hangi siyasi partiden olursa olsun hazırlıklı belediyelerden başlayacağız. Valilerde bu işin amiridir. Onun için Kocaeli, Van, Bursa, İzmir, Bingöl gibi önemli illerimizden bu dönüşümü başlatıyoruz. Ülkemizde 24 bin 500 km kare uzunluğunda dalga dalga çok ciddi diri bir fay var. Bunun üzerindeki 6 buçuk milyon konutu elden geçirmek zorundayız. Bu iş Çevre ve Şehircilik bakanlığının, belediyelerin çalışmasıyla tek başına olmaz. Halkın katılımı lazım. Bu 6 buçuk milyon olan riskli konutu 20 yıl içerisinde inşallah bunu hedefimiz olan 2023 yılına çekeceğiz. İlk 2 yılda çok ciddi bir atılım yapacağız” dedi.

İSTANBUL VALİSİ MUTLU: “CUMHURİYET TARİHİMİZİN EN ÖNEMLİ PROJELERİNDEN BİR TANESİNE TANIKLIK EDİYORUZ” İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise, “Bugün hep birlikte önemli bir kıvılcımı yapmak üzere burada toplandık. Belki de Cumhuriyet tarihimizin en önemli projelerinden bir tanesini burada tanıklık yapacağız. Ülkemizde özellikle 1950’li yıllardan sonra görülen hızlı nüfus artışı sonrası kentlerde nüfus artışı kırsala göre yüzde 75’i buldu. Nüfus artarken konut stoku sağlıksız ve niteliksiz yapılar olarak kendini hissettirdi. Maalesef deprem kuşağı üzerinde yaşıyor olmamızı nedeniyle toplumumuz için, geleceğimiz için önemli bir risk oluşturmaya başladı. 1999 depreminin ardından bu büyük kentsel dönüşümü yapmayı arzu ediyorduk“ diye konuştu.

16

YAPI MALZEME - EKİM 2012

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TOPBAŞ: “BİR DÖNÜŞÜMÜN, BİR MİLADIN BURADA TARİHİNİ DÜŞMEKTEYİZ” Depreme karşı bu sürecin başlamasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Her birimiz Anadolu’nun değişik yerlerinden değişik tarihlerde geleceğimizi bulmak adına şehirlere gelip yerleştik. Bu gelişimiz sırasında planlı ve düzenli bir yerleşim bize gösterilmedi. Her birimiz önce başımızı sokacak arkasından iş imkanları arayacağı şekilde yerleşimler oluşturduk. Son yüzyılda düzensiz yerleşimin getirdiği sonuçlarla karşı karşıyayız. Ama bunun bir kader olmadığını biliyoruz. Bu bağlamda Sayın başbakanımız göreve geldiği zaman İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığında 1996 yılında bölgede ilk defa deprem müdürlüğü kurdu. Daha önce belediyelerin deprem algısı yoktu. Başbakanımızın talimatıyla göreve geldiğimizden bu yana İstanbul’da değişim ve dönüşümü başlattık. Bir dönüşümün, bir miladın burada tarihini düşmekteyiz. Hep birlikte tarihe iz düşüyoruz” dedi.


17

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Ekonomiyi soğutma tedbirleri ve diğer etkenler

18

YAPI MALZEME - EKİM 2012


GYODER’in hazırladığı Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektörü 2012 İkinci Çeyrek Raporu yayınlandı. Raporda, dünya ve Türkiye ekonomisi genel değerlendirmeleri ile birlikte gayrimenkul / inşaat sektöründeki 2012 ikinci çeyrekte kaydedilen gelişmeler ele alındı. Yılın ikinci çeyrek döneminde alınan yapı ruhsatları sayısında bir önceki çeyrek döneme göre yaklaşık iki katı artış, geçen yılın aynı çeyrek dönemine göre ise yüzde 37 artış gerçekleşmiştir. Bu artış yeni konut başlangıçları için olumlu bir gelişmedir. Yapı kullanım izin belgeleri sayısı da yılın ilk çeyreğine göre yüzde 19 artış göstermiştir. Tamamlanan konutların arzının sürdüğü görülmektedir. 2012 ikinci çeyreğinden alınan yapı ruhsat sayısı, geçen yılın aynı dönemindeki 164.694 adetin üzerinde 231.966 adet olarak gerçekleşmiştir. Yapı kullanım izin belgesi daire sayısında ise 2011 yılı ikinci çeyreğindeki 144.694 adetlik rakamın altında kalarak 129.562 adet olarak gerçekleşmiştir.

KONUT KREDİLERİNDE DURAĞANLIK Yılın ikinci çeyrek döneminde de konut kredilerindeki artış sınırlı kalmış ve yılın ilk yarısında artış yüzde 5.0 olarak gerçekleşmiştir. Yılın ikinci çeyreği sonunda konut kredileri 78.3 milyar TL ile tüketici kredileri içinde %43.8, toplam krediler içinde ise yüzde 10.6 pay almaktadır. Konut kredilerindeki yavaşlama konut talebini de sınırlandırmaktadır. Konut kredi faiz oranı ortalaması, 2012 yılı ikinci çeyreğinde; geçen yılın aynı dönemindeki %1’in üzerine çıkarak, %1.21 olmuştur. Takipteki konut kredilerinin oranı ise 2011 ikinci çeyreğindeki %1.01’lik oranın altına düşerek, 2012 ikinci çeyreğinde %0.82 olarak gerçekleşmiştir.

YENİ KONUT KREDİSİ KULLANIMINDA SINIRLI ARTIŞ Yılın ilk çeyrek döneminde kullanılan yeni konut kredileri 4.8 milyar TL ile oldukça düşük kalmıştır. Yılın ikinci çeyrek döneminde ise 6.8 milyar TL tutarında dönem içi yeni konut kredisi kullanımı olmuştur. Yılın ikinci çeyreğindeki bu dönem içi konut kredisi kullanımı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 gerilemiş olmakla birlikte son dört çeyrek dönemin en yüksek gerçekleşmesidir.

KONUT SATIŞLARI İKİNCİ ÇEYREKTE ARTTI Yılın ikinci çeyrek döneminde konut satışları 106 bin adetin üzerinde gerçekleşirken yılın ilk çeyreğindeki satışlara göre yüzde 10.4 artmıştır. Ancak konut satışları geçen yılın canlı geçen ikinci ve dördüncü çeyreğindeki satışların altında kalmaya devam etmektedir. Konut kredisi kullanımındaki zayıflama ile konut satışlarındaki göreceli düşük veriler örtüşmektedir. 2012 ikinci çeyrekte konut satış adetleri; 2011 yılı ikinci çeyreğindeki 107.308 rakamının çok yakınında 106.035 adet olarak gerçekleşmiştir.

YAPI MALZEME - EKİM 2012

19


MEVCUT KONUT FİYATLARINDA ARTIŞ EĞİLİMİ SÜRÜYOR 2012 yılının mevcut konut fiyatlarında hissedilir bir artış görülmektedir. Türkiye genelinde konut fiyatları endeksi ikinci çeyrek sonunda 106.7 olurken, Temmuz ayı sonunda 109.3’e yükselmiş ve ilk yedi ayda artış yüzde 8.4’e ulaşmıştır. İstanbul ve İzmir’de konut fiyatları daha hızlı artmaktadır. Konut fiyat endeksi (2007=100); 2011 yılı ikinci çeyrekteki 96.4’ün üzerine çıkarak, 2012 yılı ikinci çeyreği 106.7 ile tamamlamıştır.

YENİ KONUT FİYATLARINDA ARTIŞ YAVAŞLADI Yeni konut fiyatlarında artış ise yılın ikinci ve üçüncü çeyrek döneminde göreceli olarak yavaşlamıştır. Geçen yılın son çeyreği ile yeni yılın ilk çeyreğinde yüzde 9 artan yeni konut fiyatlarında artış kademeli olarak düşmektedir. İkinci ve üçüncü çeyrekte konut talebindeki yavaşlama fiyat artışlarını da sınırlandırmaktadır. Yeni konut fiyat endeksi (2010 Ocak=100); 2011 yılı ikinci çeyrekteki 108.2’nin üzerine çıkarak, 2012 yılı ikinci çeyreğini 121.8 ile tamamlamıştır.

“%4 HEDEFİNİN ALTINDA KALABİLİR” Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektörü - 2012 İkinci Çeyrek Dönem sonuçlarını değerlendiren GYODER Başkanı Işık Gökkaya, “2012 yılı ikinci çeyrek döneminde Türkiye ekonomisinde büyüme yavaşlamış ve beklentilerin de altında kalmıştır. Ekonomiyi soğutma önlemlerinin, yılın ikinci çeyreğinde daha etkili olduğu görülmektedir. Büyümede yavaşlama, hemen tüm alt sektörlerde hissedilmektedir. İlk yarıyıl performansına bağlı olarak, yıl genelinde yüzde 4 hedefinin altında kalınması olasılığı artmaktadır.” dedi. Dünya ekonomisinde de büyümenin yavaşlamaya devam ettiğini belirten Gökkaya, “Küresel ölçekte genele yayılan yavaşlama, gelişen ülkelerde de etkili olmaktadır. Küresel yavaşlama, küresel gayrimenkul sektörünü ilk çeyrekte olduğu gibi sınırlamaya devam etmektedir.” açıklamasında bulundu.

“EKONOMİYİ SOĞUTMADAN EN ÇOK İNŞAAT SEKTÖRÜ ETKİLENDİ” Ekonomik soğutma önlemlerinden en çok etkilenen sektörün inşaat sektörü olduğunu belirten Işık Gökkaya, şunları söyledi: “Türkiye’de inşaat sektöründe büyüme yılın ikinci çeyrek döneminde durmuştur. Ekonomik soğutma önlemlerinden en çok etkilenen inşaat sektörü olmuştur. İkinci çeyrekte özellikle özel sektör inşaat harcamaları zayıflamıştır. Talep tarafındaki yavaş-

20

YAPI MALZEME - EKİM 2012

lama yanı sıra konutlarda KDV düzenlemesi belirsizliği konut inşaatları tarafında duraklama yaratmıştır. Konut sektöründe yılın ikinci çeyreğinde özellikle konut satışları ve konut kredisi kullanımı yavaşlamaya işaret etmektedir. Sıkılaştırma politikaları konut talebini de sınırlandırmaktadır. Ticari gayrimenkul sektöründe ise ofis ve otel piyasasında hem arz hem de talep tarafında hareketlilik devam etmektedir. AVM pazarında sınırlı büyüme, lojistik pazarında ise geleneksel sınırlı faaliyetler gözlemlenmektedir.” Yılın üçüncü çeyrek döneminde de inşaat ve gayrimenkul sektörlerinde faaliyetlerin zayıf seyrettiğinin gözlemlendiğine de dikkat çeken Gökkaya, “Yılın son çeyreği için ise mevsimsel bir hareketlenme beklentisi bulunmaktadır. Bununla birlikte konut sektörüne yönelik KDV uygulaması gibi düzenlemelerin hayata geçirilmesi halinde yavaşlamanın kalıcı olacağı endişesi de artmaktadır.” uyarısında bulundu. GYODER Başkanı Işık Gökkaya, Türkiye gayrimenkul sektörünü 2012 yılında, ekonomiyi soğutma çalışmalarının yanı sıra Kentsel Dönüşüm’ün yeterince hareketlenmemesi, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve yabancılara gayrimenkul satışı ile ilgili yeni yasal düzenlemelerin henüz devreye girmemesi gibi etkenlerden de olumsuz etkilendiğini belirtti. Ayrıca KDV ve Tüketici Kanunu’ndaki yeni düzenlemelerde yaşanan belirsizliğin tüketici üzerinde yarattığı tedirginlikler gibi bazı yan faktörlerin de, zaten sektörde ‘düşük mevsim olan 2012 ilk yarısındaki beklentilerin altında kalan gelişmeleri tetiklediğini dile getirdi.

“İLK ALTI AY KRİTİK MESAJLAR VERİYOR”

2012 ilk 6 ay sonuçlarının, gayrimenkul sektörü açısından kritik mesajlar verdiğine dikkat çeken Işık Gökkaya, “Öncelikle konut kredi faiz oranlarının %1’in altına çekilmediği takdirde, gayrimenkul sektörünün yılı, öngörülerin de altında olan %4’lük bir büyümenin üzerinde tamamlaması mümkün olmayacaktır. Zira bugünkü faiz oranları ile konut kredisini, ayda 3.500TL ve üzeri geliri olan oldukça Türkiye’de oldukça düşük bir kesim kullanabiliyor. Bununla birlikte yeni yasal düzenlemelerin, tamamlayıcı unsurlarıyla birlikte biran önce devreye alınması gerekmektedir. Yine sektörümüzü yakından ilgilendiren; ikincil piyasaların oluşturulması, imar hakkının transferi, imar hakkının menkulleştirilmesi, gayrimenkul sertifikası gibi alternatif finans kaynaklarının biran önce oluşturulması, olgunlaştırılması gerekmektedir. Orta vadede ise; GYO’ların sayı ve değerlerinin, sektörün büyüklüğüne paralel olarak artması gerekmektedir” uyarılarında bulundu.


21

YAPI MALZEME - EKİM 2012


İdea Yapı Kimyasalları Pazarlama ve Marka İletişimi Sorumlusu Ayça Albayrak:

“İdeal Çözümler Üretiyoruz” Gebze, Elazığ, Mersin ve Irak’ta bulunan tesislerde, kaliteli ve çevreye duyarlı üretim gerçekleştiren İdea Yapı Kimyasalları, sektöre katkı sağlama adına yeni yatırımlarla yoluna devam ediyor.

22

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Çimento ve beton sektörlerinde uzmanlaşan kadrosu ile her bir müşterisinin ihtiyacına göre ideal çözümler üreten İdea Yapı Kimyasalları, Türkiye çimento kimyasalları pazarının önde gelen firmalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Firma; Gebze, Elazığ, Mersin ve Irak’ ta bulunan tesislerde, kaliteli ve çevreye duyarlı AR-GE altyapısıyla kurulmuş laboratuarlarda üretim gerçekleştiriyor. İdea Yapı Kimyasalları şirket politikası ve kuruluş felsefesi olarak her zaman önce insan, çevre, eğitim, kalite öğelerini ve sonrasında satış gücünü ön planda tutuyor diyen İdea Yapı Kimyasalları Pazarlama ve Marka İletişimi Sorumlusu Ayça Albayrak ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Bize biraz İdea Yapı Kimyasalları’ndan bahseder misiniz? “İdea Yapı Ki̇myasalları 2007 yılında, tamamı Türk sermayesi ile kuruldu. Önce çimento sonrasında beton sektörlerinde uzmanlaşan kadrosu ile her bir müşterisinin ihtiyacına göre ideal çözümler üretmeye başladı. Gelişimi sürekli bir faaliyet haline getirerek, bulunduğumuz sektörlerde katma değer oluşturarak ve dünya standartlarında üretim yaparak, kuruluşumuzdan üç yıl sonra Türkiye Çimento Kimyasalları pazarında takip edilen en güçlü firmalar arasında yer aldık. Gebze, Elazığ, Mersin ve Irak’ ta bulunan tesislerde, kaliteli ve çevreye duyarlı AR-GE altyapısıyla kurulmuş laboratuarlarda üretimler yaparak, uygun koşullarda ürünlerimizi müşterilerimize sevk ediyoruz, aynı zamanda daha çok müşteriye daha çabuk ulaşabilmek ve çözüm bulabilmek adına yeni yatırımlar için uygun adımları atmaya devam ediyoruz. Kurulduğu günden beri İdea Yapı Kimyasalları şirket politikası ve kuruluş felsefesi olarak her zaman önce insan, çevre, eğitim, kalite öğelerini ve sonrasında satış gücünü ön planda tuttu. Hem destek verdiğimiz sosyal sorumluluk projeleriyle hem de 2012 yılının Ağustos ayında imzalamış olduğu “Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi” ile değer verdiğimiz öğeleri her zaman savunup, bu çerçevede işler yapacağımızın taahhüdünü vermiş bulunmaktayız.”

İdea Yapı Kimyasalları’nda uyguladığınız pazarlama stratejisi nedir? Şirket olarak daha çok hangi mecralarda yer almaya özen gösteriyorsunuz? “Öncelikle, niş ve B2B bir pazarda yer aldığımız için, pazarlama yöntemleri oldukça kısıtlı ve zor. Geleneksel pazarlama yöntemleri yerine “Niche Marketing Solutions” dediğimiz daha farklı yöntemleri kullanarak, bulunduğumuz sektöre katma değer sağlamaya çalışıyoruz. Son kullanıcıya direkt olarak ulaşmayan, yarı mamul bir ürünü, doğru pazarlama yöntemlerini kullanarak, marka bilinci ve bilinilirliği oluşturmak oldukça emek isteyen bir iş. Bunun dışında, eski pazarlama yöntemlerine baktığımızda, eskiden urun konumlandırma ve pazarlama teknikleri 4P ile sınırlıyken şimdi 8P lerden hatta artik costumer value, customer communication gibi C’lerden bahsediyoruz. Bu sebeple, artik daha yenilikçi, daha detaylı ve şeffaf pazarlama yöntemlerini kullanarak, senelik ve 5’er yıllık dönemleri kapsayan pazarlama planları çıkarıyoruz. Pazarlama ve marka iletişimi için en çok kullandığımız mecra, yazılı basındır. Sektöre kalitesini kanıtlamış ve doğru hedef kitleye hizmet veren sektör dergilerinde her ay reklam çalışmalarımız yayınlanıyor. Bunun dışında, her sene ve 2 senede bir yapılan sektorel fuarlara mutlaka katılıyoruz. Ne kadar çok kişiye ulaşırsak, ne kadar çok sorun dinlersek, o kadar çok gelişip, o kadar çok çözümün ortağı olacağımıza inanıyoruz. Ayrıca, artık internetin gücünü yadsıyamaz hale

geldiğimiz için, web sitemizi sürekli yeniliyor ve güncelliyoruz. Her ay, sektörde iyi işlere imza atmış ve başarıları takip edilen insanları “Ayın Konuğu” bölümünde konuk olarak ağırlıyor, yaptığımız röportajları yayınlıyoruz. Önümüzdeki ay içerisinde web sitemizde , müşterilerimizin ilgisini çekeceğine inandığımız yeni bir projeyi hayata geçireceğiz. Bunun dışında, genç ve dinamik bir şirket olarak, sosyal meydanin gücüne çok inanıyoruz. Facebook ve Linkedin sayfalarımızla, hedef kitlemize yani hem müşterilerimize, hem müşteri adaylarımıza hem de eğitime verdiğimiz özen ve önem dolayısıyla sektörümüzle ilgili olan öğrencilere daha kolay ulaşmayı planlıyoruz. İdea Yapı Kimyasalları Pazarlama ve Marka iletişimi departmanı olarak her zaman söylediğimiz gibi, her ne kadar yaptığımız iş çok teknik ve ve mekanik bir iş olarak görülse de, önce insana verdiğimiz değerden ötürü, attığımız her adımda duygularımızı da isin içine katarak, müşterilerimizle ve çevremizde olan tüm insanlarla doğru mecralar kanalıyla iletişime geçip, kaliteli hizmet sunmaya çalışıyoruz, çalışacağız. Ayrıca, şirket olarak, çağımızın deneyimlerin paylaşıldığı bir çağ olduğuna inanıyoruz. Yeni ve dinamik bir sektör olarak deneyimlere verdiğimiz önemle aksiyon planları yapıp, müşterilerimizle uzak ilişkiler yerine face2face iletişim kuruyoruz. Tüm coğrafi bölgelerimizde yer alan güçlü satış ve destek ağımızla, müşterilerimizin her koşulda yanında yer alıyoruz. Bilginin öncülüğünü yaparak, deneyimlerimizi paylaşarak, sektöre katma değer sağlıyoruz. Bu duruma örnek olarak üniversitelerle işbirliklerine verdiğimiz önem ve teknik seminerlere katılmak ve hatta bir adım ilerisi olarak teknik seminerlere ev sahipliği yapmak sayılabilir.”

YAPI MALZEME - EKİM 2012

23


İdea Yapı Kimyasalları’nın gerçekleştireceği “21. Yüzyılda Çimento Kimyasalları ve Analiz Yöntemleri” seminerinden bahseder misiniz? “Teknik seminerimiz, 5 Ekim 2012 Cuma günü Pendik Divan Asia Otel’de gerçekleştirilecek. Katılımcılar, Türkiye’nin dört bir yanında bulunan Çimento Fabrikaları’ndan çalışan teknik yetkililerdir. Bugün itibariyle 75 kişilik katılım listesiyle, çok yararlı ve etkili geçeceğine inandığımız bir seminer olacak. Programımızdan bahsetmek gerekirse, seminer Genel Müdürümüz Hakan Gülseren’in açılış konuşması ile başlayacak, sonrasında Çimento Kimyasalları Genel Müdür Yardımcısı Necdet Kaya, 21. yüzyılda Çimento Kimyasalları sunumunu gerçekleştirecek, devamında işbirliği içerisinde olduğumuz Alman Siengen Üniversitesi’nden Dr. Erkan Aslan sunumunu gerçekleştirecek, sonrasında Türkiye distribütörü olduğumuz Ferro Duo firmasının yetkilileri Mr. Olaf Sons ve Mr. Carsten Nass, Türkiye’de Krom İndirgeyici konusuyla ilgili sunumlarını yapacaklar. Son olarak ta, müşterilerimize, üretimini ve satısını yaptığımız kimyasal katkıların değerlerini ölçebilmeleri ve şeffaflığımızı öne çıkarabilmek adına maliyetinden kaçınmadan, tüm müşterilerimize ücretsiz olarak temin ettiğimiz FTIR Spektrofotometre cihazının Türkiye distribütörü olan Bruker Türkiye firmasından Fatih Aycan ve Mesut Uslu, FTIR cihazından ve ölçüm yöntemlerinden bahsedecek ve uygulamalı olarak bu cihazın kullanımını anlatacaklardır. Seminer bitiminde, tüm katılımcılarımıza hoş bir İstanbul gecesi yaşatabilmek adına, tekne turunda gala yemeği vereceğiz. Bizler de şimdiden sorunsuz ve yararlı bir seminer olması için heyecanlanıyoruz.”

Ayça Hanım, çalıştığınız departmanı seçmenizde okuduğunuz bölümün etkisi oldu mu? “Ben 2011 yılında Bilkent Üniversitesi İşletme Bilgi Yönetimi bölümünden mezun oldum. Kendi departmanımda Hocam Prof.

24

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Dr. Elif Sibel Ozdilek’ten almış olduğum Communication I, II, PR ve Marka Yönetimi dersleri, aslında hayatımı planlamada ve yapmak istediğim işe kesin olarak karar vermemde bana çok yardımcı oldu. Bilkent Üniversitesi hayatımı şekillendirmede, benim için dönüm noktası olmuştur. Bu röportajı okuyan genç üniversite adayı arkadaşlar varsa, onlara küçük de olsa bir fikir vermek adına söyleyebilirim ki, Bilkent Üniversitesi Türkiye’de en iyi eğitim veren eğitim kurumlarının içinde yer alıyor, ufkunuzu genişletmenizi sağlayan ve sağladığı birçok imkanla, kendine güvenen bireyler olmanıza büyük destek veren bir okul. Okurken de, mezun olduktan sonra da Bilkent’li olmakla hep gurur duydum. Mezuniyet sonrasında, İstanbul’da yaşama kararı alıp, yollarımız İdea Yapı Kimyasalları ile kesişince, okulda 4 sene boyunca öğrendiğim teorik bilgileri, bu şirkette pratiğe çevirme imkanı bularak, bulunduğumuz sektöre yenilikler getirmeye ve sağlam bir marka imajı sağlamak adına çalışmalara başladım. Yeni projelerle, yeni deneyimlerle ve yeni yatırımlarla yol almaya devam ediyoruz.”


25

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Kauçuk Bitüm esaslı su yalıtım ürünü: Kauçuk-Bitüm esaslı, UV dayanımlı, tek bileşenli, likit su yalıtımı ürünü Köster KBE, pek çok farklı malzeme üzerine uygulanabildiği için detay çözümlerinde de kolaylık sağlıyor. Köster KBE, %1000 elastikiyete sahip, kauçuk-bitüm esaslı, tek bileşenli, UV dayanımlı, solvent içermeyen su yalıtımı ürünüdür. Uygulandıktan sonra süratle kuruyarak eksiz bir katman oluşturan KÖSTER KBE, yüksek sıcaklık aralığında (-20 santigrat derece ile +200 santigrat derece) özelliğini kaybetmiyor, UV ışınlarına ve dış hava koşullarına dayanım gösteriyor. Başlıca kullanım alanları; - Çatı dereleri, - Balkon ve teraslar, - Temel bohçalama ve perde duvarlar Köster KBE güneş ışığına ve dış hava koşullarına maruz kalan alanlarda da başarı ile kullanılabiliyor, yüksek elastikiyeti ile en zor koşullarda dahi çatlak köprüleyebiliyor. Su ile inceltilerek astar olarak kullanılabiliyor, ayrıca bir astar gerektirmiyor. Köster KBE, yüksek yapışma kabiliyeti ile - Beton, sıva, şap - CTP, PVC gibi sert plastikler - Sac, çinko

26

YAPI MALZEME - EKİM 2012

gibi pek çok yüzeye mükemmel yapışıyor ve zamanla kabarma-kalkma yapmıyor. Köster KBE pek çok farklı malzeme üzerine uygulanabildiği için detay çözümlerinde de kolaylık sağlıyor.


27

YAPI MALZEME - EKİM 2012


ODE Yalıtım dünya markası olma yolunda hızla ilerliyor Yalıtım sektörünün en büyük üreticileri arasında yer alan ODE Yalıtım, 2011-2015 dönemine dair planladığı 50 milyon dolarlık yatırım programı çerçevesinde çalışmalarını başarılı bir şekilde sürdürüyor. markası olma yolunda hızla ilerliyor. Türkiye’de inşaat ve yalıtım sektörlerinde faaliyet gösteren ODE Yalıtım, 120.000 m² açık, 40.000 m² kapalı alana sahip 4 modern üretim tesisi, 4000’den fazla ürün çeşidi, 15.000 m² kapalı alana sahip lojistik merkezi, yaygın bayi ağı ve uzman personeliyle yalıtım sektörünün en büyük üreticileri arasında yer alıyor. Gelecekte de ürün yelpazemizi genişleterek karlılık ve büyümede sürdürülebilirlik sağlamayı hedefliyoruz diyen ODE Yalıtım Satış Pazarlama Koordinatörü Ali Türker ile ODE’nin geleceğe ilişkin hedeflerini konuştuk.

Ode Yalıtım sektörün duayen markaları arasında yer alıyor. Şirketin büyüme sürecinden kısaca bahseder misiniz? “ODE Yalıtım 1986 yılında kurularak 1990 yılında ithalatçı, 1996’daysa üretici kimliğine kavuşmuştur. Bugün yapı ve tesisat sektöründe kullanılan tüm yalıtım malzemelerini bünyesinde barındıran ODE, şu anda 120.000 m² açık, 40.000 m² kapalı alana sahip 4 modern üretim tesisi, 4000’den fazla ürün çeşidi, 15.000 m² kapalı alana sahip lojistik merkezi, yaygın bayi ağı ve uzman personeliyle yalıtım sektörünün en büyük üreticileri arasında yer alıyor. Üretim üssümüz Tekirdağ Çorlu’da bulunuyor. ODE Membran markasıyla yılda 12 milyon m² su yalıtım malzemesi, ODE Isıpan markasıyla yılda 250.000 m³ XPS ısı yalıtım malzemesi ve ODE R-Flex markasıyla yılda 5.000 ton kauçuk köpük tesisat yalıtım malzemesi üretiyoruz. Son olarak 2009 yılında ODE Starflex markasıyla yılda 21.000 ton camyünü ısı, ses ve yangın yalıtımı malzemesi üretimine başladık. Kurulduğu günden bu yana kaliteye yatırım yapan ODE, yurt içinde ve uluslararası alanda geçerli pek çok kalite belgesiyle sektörde çıtayı daha

28

YAPI MALZEME - EKİM 2012

yükseğe taşımıştır. ODE, Türkiye’ye ilk kauçuk köpüğü ithalatını yapan ve ilerleyen yıllardaysa Türkiye’de ilk kez kauçuk köpüğü üreten firma olmuştur. Starflex üretim tesisiyle yalıtım sektöründe tek seferde 40 milyon dolar bütçeli bir üretim tesisi kuran ilk firmadır. Tüm bunların yanı sıra yalıtım sektöründe Turquality kapsamına giren ilk firma olduğumuz için de gurur duyuyoruz. ODE İş Girişim’in inşaat sektöründe yatırım yaptığı ilk şirkettir. Dolayısıyla İş Girişim’i biz sektörümüzle tanıştırdık. İş Girişim’le geçirdiğimiz dört yıl içinde %170 oranında büyüdük. Türkiye yalıtım sektöründe yerli sermaye olarak sektörün en fazla ciro gerçekleştiren ve aynı zamanda en fazla yatırım yapan şirketi olduk. Yurt içinde 9 bölge müdürlüğümüz ve 200’ü aşkın yalıtım danışma ortağımız var. Türkiye’nin her ilinde ODE markasına ulaşmak mümkün. Yurt dışında ise 55 ülkeye distribütörlerimiz aracılığıyla ihracat yapıyoruz. Temmuz 2012 itibariyle ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %58 arttı. ODE olarak yapı ve HVAC yalıtımı alanında Türkiye’de üretim yelpazesi en geniş firmasıyız.”

Sektörde pek özelliğiniz ile öne çıkıyorsunuz. Sizce sizi rakiplerinizden ayıran en büyük özellikleriniz neler? “Bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özelliğin başında tamamen bir Türk markası olmamız geliyor. Yönetim Kurulu Başkanımız Orhan Turan tarafından kurulan ODE dinamik bir marka olmasının yanı sıra; uzman, güvenilir ve duayen bir marka. Bizi ODE olarak stratejilerimizi iyi kurgulayıp hızlı karar verir ve hızlı hareket ederiz. Bir de radikal kararlar almaktan çekinmeyiz. Ön hazırlığımızı yaptıktan sonra aldığımız cesur kararlarımız ile büyümeye devam ediyoruz.”


Yakın geçmişi de değerlendirerek şirketinizin geleceğe ilişkin hedeflerini paylaşır mısınız? “Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda, 2007 yılında 5 milyon dolar sermaye desteğiyle şirketimize ortak olan İş Girişim Sermayesi’ne verdikleri büyük destekten dolayı teşekkür ettik ve yollarımızı başarıyla ayırdık. Bu anlamda geriye baktığımızda da başarılı bir tablo görüyoruz: Geçen dört yıl içinde 40 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdik ve toplam yüzde 170 oranında büyüdük, çalışan sayımız %65 artarken ihracatımız %100 yükseldi. İhracat yaptığımız ülke sayısı 55’e ulaştı. ODE Yalıtım olarak önceleri stratejimiz komşu ülkeler üzerinden ilerlemekti, değişen stratejimiz doğrultusunda artık kendimizi belli bölgelerle sınırlamıyoruz. 2011 de Kuzey Afrika krizine rağmen birçok ülke ziyaret ederek ve önemli sektör fuarlarına katılarak satış ve pazarlama faaliyetlerimize devam ettik. Yurtdışı fuarlarında firmamızı ve ürünlerimizi tanıtarak ayrıca yeni pazarlarda çalışmalar yaparak ihracat yaptığımız ülke sayısını 55’in üzerine çıkardık. 25 yıldan bu yana devam eden yatırımlara 2011 yılında da yenilerini ekleyerek üretim kapasitemizi artırdık. Kendi üretimlerimizde kapasite kullanımlarımız %85 civarında gerçekleşti. 2012 yılı için büyüme hedefimiz %30 idi ve daha haziran sonu itibariyle %26’lık büyümeyi yakalamıştık. Gelecekte de ürün yelpazemizi genişleterek karlılık ve büyümede sürdürülebilirlik sağlamayı hedefliyoruz. 2011-2015 dönemine dair planladığımız 50 milyon dolarlık yatırım programı çerçevesinde çalışmalarımız devam edecek.”

Önümüzdeki dönemlerde Anadolu’da yeni bir kampüs kuracağınızı biliyoruz. Bu yatırımınızdan söz eder misiniz? “Evet, artan kapasite kullanımına istinaden, ODE olarak önümüzdeki dönemde Anadolu’da 3. Kampüsümüzü kurma kararı verdik. Bir de yurt dışında bir fabrika kurma niyetimiz var ama yerini henüz belirlemedik. Yeni şirketler kurma fikrini değerlendirmekteyiz.. Bu arada yurt içi ve yurt dışından birçok firmadan joint-venture (ortak girişim) teklifleri de alıyoruz.”

Peki son soru olarak Avrupa ile kıyasladığımızda sektörünüzün geldiği noktayı nasıl değerlendirdiğinizi öğrenmek isteriz… “Kıyas yapmak gerekirse maalesef Avrupa’nın oldukça gerisindeyiz. Türkiye’de yalıtım bilinci yeni başladı denebilir ancak se-

ODE Yalıtım Satış Pazarlama Koordinatörü Ali Türker

vindirici olan bu bilincin günden güne hızla geliştiğini görmek.. Diğer taraftan, bildiğiniz gibi ısı yalıtımı; Isı Yalıtım Yönetmeliği, Enerji Verimliliği Yasası, BEP gibi destekleyici unsurlar sözkonusu. Buna ek olarak da geçtiğimiz aylarda inşaat sektöründe mütekabiliyet, 2B, kentsel dönüşüm gibi hararetli gündem maddelerimiz de karara bağlandı. Tüm bu gelişmelere baktığımızda biz ODE olarak gelecekten ümitliyiz, yani yalıtım sektöründe hareketli günler yaşayabileceğimizi düşünüyoruz.”

YAPI MALZEME - EKİM 2012

29


TÜİK’e göre binalarımız çürüyor ancak önlem almıyoruz Yaşadığımız binalar, aslında hayat standartlarımızı belirliyor. Binalarımızda alacağımız küçük önlemlerle daha sağlıklı, konforlu ve güvenli binalar oluşturabiliriz. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, aslında binalarımızın ne kadar sağlıksız olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, acı bir gerçeği ortaya koydu: konutlarımızda su yalıtımı yetersiz. TÜİK verilerine göre; konutlarımızın yüzde 41,6’sında ‘sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi’ gibi sorunlar dikkat çekiyor. Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan’a göre araştırma gösteriyor ki binalarımızda su yalıtımı yetersiz. Binalarının çürümesinden şikâyetçi olan halk ise çözümün su yalıtımında olduğunu bilmiyor. Asıl büyük tehlike ise deprem. Çünkü su yalıtımı, binanın taşıyıcı sistemini korozyondan yani paslanmadan koruyor. Su yalıtımı olmayan binalar ise deprem riskiyle karşı karşıya.

KÜF VE RUTUBET ŞİKAYETLERİNİN ÇÖZÜMÜ SU YALITIMINDA Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, TÜİK’in araştırmasının son derece çarpıcı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Araştırmaya göre Türk halkının yüzde 41,6’sı binasında sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi gibi sorunlar olduğunun farkında. Bu oran aslında çok daha yüksek; çünkü Türkiye’deki binaların büyük bir çoğunluğunda su yalıtımı yetersiz. Binalarının çürüdüğünün farkında olan halk, çözümün su yalıtımı yaptırmak olduğunu ise bilmiyor. Bu nedenle ve küf ve rutubet kokusunun olduğu sağlıksız binalarda yaşamaya devam ediyor.

30

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Ayrıca en önemli nokta, bu binaların deprem riskiyle karşı karşıya olduğu gerçeği. Her ne kadar bilinmese de depremde binaların yıkılmasının en önemli nedeni binalarda su yalıtımının olmaması. Su yalıtımı olmayan binalarda korozyon nedeniyle 10 yıl sonra binanın başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık yüzde 66’sı kaybediyor. Yani deprem karşısında binalar savunmasız kalıyor.” BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan şunları da ekledi: “Binalarımız; yağmur, kar gibi yağışlar, toprağın nemi ve toprak tarafından emilen yağış, banyo, tuvalet gibi ıslak bölgelerde su sızıntıları ve zemindeki basınçlı veya basınçsız yeraltı suları nedeniyle suya maruz kalıyor. Yapıya herhangi bir yoldan sızan su, taşıyıcı kısımlarındaki donatıları korozyona uğratıyor yani yük taşıma kapasitesinin ciddi miktarlarda düşmesine neden oluyor. Binaların suya ve neme karşı korunması için tek çözüm ise su yalıtımı. Su yalıtımının maliyeti de aslında çok yüksek değil. İnşaat aşamasında bir binaya su yalıtımı yapılmasının maliyeti, binanın toplam maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar.” Su yalıtımının suyun çatı ve duvarlardan sızmasını önlediği gibi binalarda bakteri ve küf oluşmasını da engelleyerek sağlıklı ve konforlu ortamlar sağladığını belirten Burhan Karahan, nem ve nemin yol açtığı küfün mekânlarda kötü kokuların oluşmasına ve bakterilerin üremesine neden olduğuna dikkat çekti. Karahan, bu havayı soluyan kişilerde alerji, astım, bronşit gibi hastalıklara yakalanma riskinin de oldukça yüksek olduğunu söyledi.


31

YAPI MALZEME - EKİM 2012


A sınıfı yaşamın ipuçları Binalarda enerji tasarrufu deyince vatandaşların aklına ilk olarak A ve A+ sınıfı elektrikli eşyalar geliyor. Oysa binalarda kullanılan elektrikli eşyalar binaların enerji sarfiyatının çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. Binalarda havaya savrulan asıl enerji tüketimi ısıtma ve soğutma sırasında ortaya çıkıyor. Doğru ve kaliteli malzemelerle doğru uygulamalarla ısı yalıtımı yapılmış binalar tüketicilere “A sınıfı” bir yaşam vadediyor. İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, A sınıfı bir yaşamın artılarını ise şu şekilde sıralıyor: • Yalıtımsız bir eviniz varsa ve kışın evinizi ısıtmak için ayda 100 birim yakıt tüketiyorsanız, evinizi yalıtarak bu tüketimi 50 birime hatta 30 birime düşürebilirsiniz. Başka bir ifadeyle ayda 100 TL yakıt faturası yerine, ayda 50 TL hatta 30 TL fatura ödersiniz. • Isı yalıtımlı duvarlarda iç yüzeylerde terleme sonucu küflenmeler, siyah lekelenmeler ve sıva veya boya kabarmaları (kış aylarında çok sık görülen, ama dışarıdan su sızması olarak nitelendirilen durum) oluşmaz. • Konut içinde eşit ısı dağılım sağladığından, sağlıklı ve konforlu yaşam alanları sağlar. • Yaşanılan odalar içinde hastalanmaya neden olan bölgesel sıcak-soğuk farkları oluşmaz, dolayısıyla sağlık harcamaları azalır. Isı yalıtımlı duvarların içinde difüzyon sonucu su yoğuşması oluşmayacağından, duvarlardaki malzemeler korozyona uğramaz ve binanızın ömrü uzar (Örneğin; inşaat demirleri paslanıp incelmez). • Isı yalıtımlı binalar daha az yakıt yakacaklarından havayı kirletme miktarları azalır. İklim Değişikliği, Küresel Isınma gibi günümüzün önemli kavramlarına olumlu etkisi olur. • Yapınızın taşıyıcı kısımlarında yer alan demirlerin paslanmasını ve taşıma kapasitesinin düşmesini önler, binanın depreme karşı güvenliğini sağlar. • Yapıların bakım,onarım giderlerini azaltır.

32

YAPI MALZEME - EKİM 2012

YALITIM İLE ‘A’ SINIFI YAŞAM 2012 yılının kış aylarında Son 42 yılın en soğuk günlerinin yaşandığı Türkiye’de, tüm zamanların doğalgaz tüketim rekoru 16 Ocak 2012’de 178 milyon metreküple kırıldı. Tüketim, doğalgaz üretimi ile ithalat rakamlarının önüne geçti. Doğalgazın yüzde 22’sinin ise konutlarda tüketildiğini düşünürsek, yalıtımın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Enerji kaybının artması, doğalgaz tüketiminin artmasını tetiklerken, her kış doğalgaz zammı ve doğalgazın konutlara verilemeyeceği riski yeniden gündeme taşınıyor. Ancak doğalgaz oranı konutlarda bu kadar çok tüketilmesine rağmen ciddi oranlarda enerji sarfiyatı yaşanıyor. Yalıtım yapılmayan her binada doğalgaz faturaları kabardıkça kabarıyor, ne kadar yakıt harcanırsa harcansın binanın tam ısınması mümkün olmuyor. Oysa A sınıfı enerji tüketimi binayla bütündür ve enerji tasarrufu en çok, elektrik tasarrufundan ziyade yalıtım ile sağlanabilir. Tasarruf konusunda daha çok A ve A plus elektrik eşyaları tercih edilirken, %50’ye varan enerji tasarrufu sağlayan yalıtım göz ardı ediliyor. Bu konu hakkında İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Enerji tasarrufu, elektrik tasarrufundan ziyade yalıtımla sağlanabilecek bir olgudur ve doğalgazın neredeyse tamamını ithal eden bir ülke olarak enerji tasarrufu birinci önceliğimiz olmalıdır. Bu yüzden de bir nevi yaşamlarımızı emanet ettiğimiz binalarda hem bina güvenliği hem enerji tasarrufu hem de bütçe için yalıtım şart” açıklamalarında bulunarak A sınıfı bir yaşamın, yalıtımla başladığına bir kez daha dikkat çekti.


33

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Yalıtım için en doğru çözümler

Eryap’ta

Eryap, ülkemizdeki yapıların modern, güvenilir ve sağlıklı standartlara ulaşmasını sağlamak için sektörün ihtiyaçlarına yönelik en doğru seçenekleri 2001 yılından bu yana yenilikçi marka ve ürünleriyle sunmaya devam ediyor. Türk yapı sektörünün dış cephe ve yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğiyle dikkat çeken, büyüme ivmesini sürekli artıran, ürettiği lider markalar ile katma değer sağlayan Eryap, inşaat sektörünün gelişimine yön vermeyi sürdürüyor. Eryap; Gaziantep, Sakarya ve İstanbul olmak üzere 3 farklı bölgede 150.000 m2’yi aşkın kurulu alanda bulunan üretim tesislerinde “Isı, Su, Ses ve Yangın” olmak üzere tüm yalıtım malzemelerinin polimer dış cephe kaplama ve kapı-pencere ürünlerinin üretimini gerçekleştiriyor. American Siding, Bonuspan, Focus Membran, Bonusmax, Winer ve Focus Shingle gibi lider markaları Türkiye pazarına kazandıran Eryap yeni ürünü Wooler ile sektördeki öncülüğünü ve yalıtımdaki iddiasını bir adım öteye taşıyor. 2010 yılı Ocak ayında başlanan fizibilite ve kurulum çalışmaları 5 Avrupa ülkesinden alanında uzman 9 farklı firma ile yürütülen Eryap taş yünü tesisi 2012 yılı Mart ayında devreye alınmış bulunuyor. Sakarya, Hendek’te 60.000m2’lik alana yerleşik tesisin altyapı ve kurulu kapasitesi 120.000 ton/yıl olarak projelendirilmiş; ilk yıl üretim kapasitesinin 40.000 tona ulaşması hedeflenmiştir. Wooler markalı taş yünü ürünü, kullanım yeri ve amacına göre farklı boyut ve teknik özelliklerde, değişik kaplama malzemeleri ile şilte, levha, boru ve dökme şeklinde üretilebiliyor. Çatılarda, dış cephede, ara bölme duvarlarda, yüzer döşemelerde, kazan ve tesisat yalıtımı olmak üzere birçok farklı alan ve sektörde tercih edilen Wooler taş yünü, ileri teknoloji üretim prosesi ve üstün ürün kalite performansı gibi avantajları ile rakiplerinden ayrışarak “Yeni Nesil Taş Yünü” söylemini hak etmektedir. • Hammaddenin ergitilmesinde açığa çıkan yüksek oranda sıcak yanmamış hava geri besleme ile üretim sürecinde tekrar

34

YAPI MALZEME - EKİM 2012

kullanılarak ihtiyaç duyulan enerji miktarı azaltılmaktadır. • Ergitme fırınında biriken safsızlıkların özel bir teknoloji ile ayrıştırılması ve uzun lif yapısı sayesinde Wooler, sahip olduğu üstün ısı yalıtım değeri ile muadillerine kıyasla daha fazla enerji tasarrufu sağlanabilmesine olanak sunmaktadır. • 30-200 kg/m3 aralığında farklı yoğunluklarda, 25-200 mm aralığındaki farklı kalınlık ve ebatlarda, farklı ürün grubu ve projelere özel ürünlerinden oluşan geniş ürün yelpazesi ile tüm beklentileri karşılamaktadır. • Vakumlu paketlerde sevk edilen Wooler taş yünü ürünleri, hacimce %30’lara varan nakliye avantajı sağlayarak ürünün sevki, stoklanması gibi faaliyetler için harcanan enerjinin neden olduğu sera gazı oluşumundaki kurumsal pay azaltılmaktadır. • 10000C üzerindeki sıcaklıklara dayanıklılığı ile TS EN 135011’e göre A1 sınıfı “yanmaz malzeme” olarak yapılarda tam yangın güvenliği sağlamaktadır. • Isı değişimlerine karşı sahip olduğu boyutsal kararlılık, bina ömrünce böcek, mikroorganizma, çürüme, küf tutma ve paslanma gibi dış etkenlere karşı yapıları bir zırh gibi korumaktadır. Üretim döngüsünde enerji kaynaklarını en verimli şekilde kullanmayı hedefleyen Eryap, ürünleri ile enerji tasarrufuna geniş anlamda katkıda bulunmakta ve Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasını desteklemektedir. Gelişen pazar beklentileri ve standartları doğrultusunda yüksek kalitede ürün geliştiren Eryap, faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde ürün-hizmet-yaşam döngüsü sorumluluğu kapsamında doğaya dost, çevresel risk faktörlerini gözeten, enerji kaynaklarının doğru kullanımını öngören stratejik modelini ileri taşımak için kararlılıkla çalışmaktadır.


35

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Isı Yalıtımı Zirvesi’nde sektörün sorunları masaya yatırıldı Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) ve İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün düzenlediği “Isı Yalıtımı Zirvesi” yoğun bir katılım ile gerçekleşti. Ülkemizde yalıtım bilincini geliştirmeye, yalıtımın ülke ekonomisine ve bireylere sağladığı faydaları anlatmaya yönelik çalışmalarıyla adından söz ettiren İZODER, Kale Mantolama ana sponsorluğunda Cevahir Kongre Merkezi’nde 27 Eylül tarihinde “Isı Yalıtımı Zirvesi”ni düzenledi. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün katkılarıyla yapılan zirveye, ana sponsor Kale Mantolama’nın yanı sıra BASF, Capatect Isı Yalıtım Sistemi, İzocam ve Trakya Cam sponsor olarak yer aldı. Sektörün en önemli başlıklarından olan doğru ve kaliteli yalıtım, yalıtım uygulamalarında kullanılan kalınlıklar, haksız rekabet, yalıtım sektöründe denetim gibi hayati konuların masaya yatırıldığı “Isı Yalıtımı Zirvesi”nde yalıtımın önemine dikkat çekildi. İZODER’in misyonu doğrultusunda kamu ve kamuoyunu bilinçlendirmek, sektörü hareketlendirmek için yeni girişim ve gelişmelere zemin sağlayacak önemli bir platform oluşturması amaçlanan “Isı Yalıtımı Zirvesi”nde ana başlıkları, Isı Yalıtımında Doğru Malzeme Seçimi, Isı Yalıtımında Yanlış Malzeme Algısı ve Bunun Sonucunda Oluşan Haksız Rekabet ve Çözüm Yolları, Isı Yalıtımı Sektöründe Malzeme ve Uygulamada Gözetim ve Denetim, Enerji Verimliliği için Isı Yalıtımı ve Enerji Kimlik Belgesi gibi konular oluşturdu.

36

YAPI MALZEME - EKİM 2012

“ENERJİ TASARRUFUNUN ÖNEMLİ YAPI TAŞI ISI YALITIMIDIR” Zirvede konuşan İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan; “ülkemizde ve dünyada giderek önem kazanan kıt kaynakların verimli kullanımı sorunu enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun önemini arttırmıştır. Binalarda enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun en önemli yapı taşı ise ısı yalıtımıdır” sözleriyle konuşmasına başladı. Başbakanın Türkiye’nin önüne koyduğu 2023 yılı hedefleriyle İZODER’in hedeflerinin de örtüştüğüne değinen Ferdi Erdoğan, “inşaat ve altyapı alanında, insanlarımızın artan nüfus ve gelişen sanayinin gereği olan çağdaş standartlara uygun alt yapı ve konutlara sahip; depreme karşı güvenli, sağlık ve çevreyle barışık yerleşkelerde yaşamasını sağlamak, yapım yöntemleri ve inşaat malzemesi üretimine çağdaş teknolojiler geliştirerek kazandığı yeteneklerle uluslararası platformlarda rekabet etmek. Enerji alanında, gereksininim duyduğu enerjiyi güvenli, güvenilir, ekonomik, verimli ve çevreye duyarlı teknolojilerle üretmek ve tüketmek” olduğunu iletti. Sektör olarak 2023 vizyonunu destekleyen hedeflerin; “Sanayi proseslerinde enerji tasarrufu sağlayan teknolojiler geliştirmek. Yüksek performanslı, ultra hafif ve yüksek dayanımlı organik/inorganik


37

YAPI MALZEME - EKİM 2012


ve kompozit malzemeler ve üretim yöntemleri geliştirerek nitelikli konut yapımında yetkin olmak; yapıların enerji gereksinimlerini azaltmak ve yenilenebilir kaynaklardan sağlamak. Bina ısı kayıplarını azaltacak etkin yalıtım malzemelerinin verimliliğini ve maliyetleri düşürmek” olduğunu belirtti.

BEP Tr yazılımı çalışmasında olduğu gibi devletle işbirliğine ve bize tevdi edilen görevleri yapmaya her zaman hazır olduklarını bir kez daha dile getirdi. Erdoğan, Derneklerin de devletin bir parçası olduğunu ve her zaman göreve hazır olduklarını belirtti.

ISI YALITIMI TÜRKİYE’DEKİ BİNALARIN TOPLAMINDA %15, AB’DE %50-60 SEVİYESİNDE

Isı Yalıtımı sektörünün vatandaş ve ülke yararına büyürken kimi sorunları da beraberinde getirmekte olduğundan bahseden Erdoğan, “bu sorunların büyüme hızından ve ısı yalıtımından elde edilen verimi azalttığını” belirtti. “Bugün sektörün en önemli konularının başında denetim geldiğine değinen Erdoğan, hem ürün hem de yapılan uygulamaların denetlenmesi ve belgelendirilmesi gerektiğini, yalıtım uygulamalarının sertifikalı, kalifiye ustalar tarafından yapılmasını aynı zamanda da uygulayıcılar için sertifika programlarının devreye girmesi gerektiğini” iletti. Isı Yalıtım Malzemelerinin Yanıcılık ile İlişkisine de değinen Ferdi Erdoğan, “günümüzde çeşitli kesimler tarafından pek çok iddia ortaya atılmaktadır. İZODER olarak bu iddialara bilimsel temellere dayanan cevaplar vermeye kamu ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye gayret ediyoruz. Isı Yalıtımı malzemeleri ile ilgili bugünlerde oldukça sık dillendirilen malzemelerin yanıcı olduğu iddiası için ise malzemenin yangına uygunluğu tek başına kriter değildir diyoruz. Isı yalıtımında detay ve uygulama çok önemlidir, örneğin mantolama olarak bilinen dış cephe ısı yalıtımında ısı yalıtımı malzemesi hiçbir zaman direkt alevle temas etmez üzerinde koruyucu sıva uygulaması yapılır ve kompozit bir ürün haline gelir. Bu sistemin tamamına AB de ETAG 004 onayı verilmektedir” dedi. Ferdi Erdoğan konuşmasını; “Türkiye’deki binaların büyük bir bölümü –tamamen yeni olduklarında bile- AB ülkelerindeki yeni binalar ile mukayese edildiğinde enerji verimliliği seviyeleri ve sera gazı salımları bakımından insanların hakkettiği konfor ve yaşam kalitesi açısından yetersizdir” sözleriyle sonlandırdı.

Avrupa Birliğinin 2020 yılındaki tasarruf, yenilenebilir enerji ve seragazı emisyonundaki hedefleri ile Türkiye’nin vizyonunun hemen hemen aynı hedefleri öngördüğünü belirten Ferdi Erdoğan, “bugünkü durumda ise AB ülkelerinde TS 825 standardı benzeri uygulamalarına göre binanın net ısıtma enerji ihtiyacı binalarda 30-50 kwh/m2-yıl iken; Türkiye’de bu rakam ortalama 80 -100 kwh/m2-yıldır. Türkiye’nin 2023 hedefleri açısından önemli olan enerji verimliliği ve sera gazı salımındaki tasarruf hedefleri için ısı yalıtımının önemi dikkate alınmalıdır” dedi.

ETAG TESTİ AVRUPA’DA ZORUNLU, ÜLKEMİZDE MEVZUATTA YER ALMIYOR Uygulamanın öneminin herkes için malum olduğunu belirten Erdoğan, “ülkemizde sertifikalandırma zorunluluğu 01.01.2012 de yürürlüğe girmesine rağmen uygulama ertelenmişken AB de 2005 yılında Mesleki Yeterliliklerin adaptasyonunun Bologna Süreci ile başlatılmış” olduğunu belirtti.

SEKTÖRÜN ÖNEMLİ BİR SORUNU: HAKSIZ REKABET Konuşmasında, sektörün en önemli sorunlarından olan haksız rekabetin önlenmesi, ısı yalıtımı malzeme ve uygulama standartlarının tamamıyla hayata geçmesi için İZODER olarak üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız diyen Erdoğan,

38

YAPI MALZEME - EKİM 2012

DENETİM ÖNEMLİ


39

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Avrupa’nın en yükseği, yangına karşı

Tremco illbruck ile korunuyor 310 m. yüksekliğindeki Renzo Piano tasarımı Shard, yapımında kullanılan Nullifire marka yangın durdurucu ürünleri sayesinde güvenli çalışma, yaşam ve sosyal alanları ile Londra ufuk çizgisi üzerinde yükseliyor.

40

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Ünlü İtalyan mimar Renzo Piano tarafından 2000 yılında tasarlanan ve yapımına 2009 Mart ayında başlanan Shard, 30 Mart 2012 yılında 309,6 metre yüksekliğine ulaşmış ve büyüleyici tasarımı ile 5 Temmuz 2012 tarihinde Londra olimpiyat oyunları hemen öncesi görsel bir şölen ile açıldı. Avrupa’da inşa edilen en yüksek bina olma özelliğine sahip, LBQ Şirketi ve Katar Devleti ile Katar Bankası ve Sellar Yapı katkılarıyla inşa edilen gökdelen 72 kattan oluşuyor. Shard, düzensiz piramit şekli ile dizayn edilmiş ve içerisinde rezidans, restoran, ofis, sergi alanı ve beş yıldızlı bir otelin yanı sıra bir de açık hava gözlem alanı bulunuyor. İngiltere’nin yeni simgesi olarak görülen binada, ana faaliyet konusu temelden çatıya sızdırmazlık, yapıştırma, su yalıtımı ve pasif yangın koruma sistemleri olan ve referanslarına bir yenisini daha ekleyen Tremco illbruck ürünleri kullanıldı. Dünyanın en yüksek gökdeleni Burj Khalifa -Dubai’yi değişken hava sıcaklıkları ile nemden korumak ve birleşim detaylarında sızdırmazlık sağlamak için 17 farklı ürün tedarik eden firma, başkentin göbeğindeki bu mücevheri korumak için de bina genelindeki tüm geçiş detaylarında bir Tremco illbruck markası olan güvenilir ürün yelpazesine sahip Nullifire Pasif Yangın Durdurucu ürünlerini seçti. Sadece pasif yangın dayanım sistemlerine odaklanmış stratejik marka yeni teknolojiler geliştirerek kullanımı kolay, güvenilir ve çevre bilinçli ürünleriyle bu endüstriye yön vermekte ve Shard gibi yüksek değerdeki birçok yapıya Avrupa standartlarında yangın dayanımı sağlamaktadır.

Uluslararası mimarlık şirketi Adamson Limited tarafından belirlenen ve inşaat sırasında kullanılan Nullifire marka yangın durdurucu çözümler Shard’a 120 ila 240 dakika arası yangın dayanımı sağlamaktadır. Genellikle bina çekirdeği olmak üzere asansör boşluğunu çevreleyen alanlar, yükselticiler, duvar geçişleri, bodrum kat, makine dairesi, kumanda odası ve itfaiye asansörlerinde Nullifire pasif yangın durdurucu ürünler kullanılmıştır. Küçük zemin geçişleri ve iki kat arasında bulunan geniş servis geçişlerinde Nullifire B220 yangın durdurucu harç, desteksiz çoklu kanal ve damper geçişlerinde yüksek mukavemetli Nullifire B270 yangın durdurucu harç, taban katta bulunan bütün geçiş detayları için ve özellikle bina çekirdeği ve asansör boşluk ve kapılarında Nullifire 74750 plaka sistemi, 50mm ye kadar olan hareketsiz derzler ve duvar içerisinde bulunan çelik boru çevreleri, kablo geçişlerinin çevreleri ile Nullifire 747-50 kurulumunda Nullifire M701 akrilik mastik, 50mmye kadar bulunan eğilme kapasitesine sahip hareketli derzler için Nullifire M703 silikon ürünleri Shard’da kullanılan başlıca çözümlerdir. Ayrıca bütün bu ürünlere ek olarak kullanılan Nullifire S707-120 intumesan boya ile binada kullanılan strüktürel çeliğin 120 dakikaya kadar yangın dayanımı kazanmasına yardımcı olmaktadır. Resmi açılışı Londra Olimpiyatlarının hemen öncesi İngiltere Prensi Andrew ve Katar Emiri Şeyh Hamad El Sani ile birlikte gerçekleşen binanın 2013’ten itibaren ticari anlamda faaliyete geçmesi bekleniyor.

YAPI MALZEME - EKİM 2012

41


Çatılarınızı kışa Onduvilla ile hazırlayın Onduline Avrasya, çatı kaplamasına yeni geliştirdiği 3 D Onduvilla ile çatılarda sağlamlık ve güven sağlarken, dalgalı 3 boyutlu efekti veren yeni renkleriyle de farklılık oluşturuyor. Kış aylarının yaklaştığı bugünler, çatıların gözden geçirildiği ve tadilatların başladığı günler… Çatılarımızın sağlamlığı ve en önemlisi de su yalıtımlı olması kış aylarında can sıkıcı sorunların yaşanmaması için ihmal etmememiz gereken unsurlar. Çatıların sağlamlığı ve kalitesi gerek içinde yaşayanlar gerekse bina sağlığı açısından da oldukça önem taşıyor. Türkiye’nin lider çatı yalıtım sistemleri üreticisi Onduline Avrasya, çatı kaplamasına yeni geliştirdiği 3 D Onduvilla ile çatılarda sağlamlık ve güven sağlarken, dalgalı 3 boyutlu efekti veren yeni renkleriyle de farklılık oluşturuyor. Siz de çatınızı yenilediğiniz bu dönemde farklı bir malzeme arayışındaysanız Onduvilla 3 D ile çatılarınıza hem sağlamlık, dayanıklılığın yanısıra farklı ve estetik bir görünüm kazandırabilirsiniz. Çevreci özellikleri ile de dikkat çeken yeni Onduvilla, 10 yıl su geçirimsizlik garantisine de sahip. Çatı kaplamasında dünyanın en hafif malzemelerinden biri olan Onduvilla metrekarede sadece 4 kilogramlık bir yük meydana getirirken, kolay montajı ve

42

YAPI MALZEME - EKİM 2012

işçilik maliyetlerinin düşüklüğü ile de büyük tasarruf sağlıyor. Hafifliği ve boyutlarıyla benzerlerinden ayrılan Onduvilla nakliyede olduğu kadar şantiye içi taşımalarda da büyük kolaylık getiriyor. Onduvilla sistemi ayrıca ısı ve ses yalıtımında da üstün nitelikleriyle öne çıkıyor. rüzgar gibi dış etkenlere dayanıklılığı ve güvenlik özellikleriyle, çatılarda en ideal çatı kaplama malzemesi özelliğini sağlıyor. 3 D Onduvilla’nın gölgeli kırmızı, gölgeli yeşil ve gölgeli kahverengi renkleri bulunuyor. Her türlü iklim şartlarına uygun üretilen Onduvilla çatı sistemi, Esnek yapısı nedeniyle don olayının yaşandığı bölgelerde de rahatça kullanılabiliyor. Onduvilla çatı kaplama sistemi uluslararası çevre ve sürdürebilirlik standartlarını karşılama gerekliliklerini de en üst düzeyde yerine getiren niteliklere sahip bir ürün. Onduvilla, renklendirilmesinde doğal pigmentler kullanılması, asbest içermemesi, geri dönüştürülmüş malzeme kullanılması ve ekolojik yaşam döngüsü perfermansına sahip olması ile çevreci özelliklerini ortaya koyuyor.


43

YAPI MALZEME - EKİM 2012


İsta Enerji Hizmetleri Satış Koordinatörü Mustafa Bekir Akdoğan, enerjiyi doğru kullanmanın ve tasarrufun öneminin altını çizerek “Günümüzde sürdürülebilir enerji verimliliği en önemli gündem maddesi. ISTA olarak 110 yıldır bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

ISTA Türkiye pazarında

hızla büyüyor Dünyanın enerji verimliliği alanındaki lider şirketi ISTA, başarılı çalışmalarını Türkiye pazarında da sürdürmeye devam ediyor. ISTA, Türkiye pazarına girdiği 2008 yılından beri, sunduğu kaliteli ve güvenli hizmet sayesinde, müşteri portföyüne birçok kurum ve şirketi dahil etti. Sunduğumuz enerji tasarrufu sağlayan çözümler sayesinde kullanıcılarımızın enerji maliyetlerini düşürüyoruz diyen İsta Enerji Hizmetleri Satış Koordinatörü Mustafa Bekir Akdoğan’la yaptıkları çalışmaları konuştuk.

Enerji verimliliği konularında faaliyet gösteren İsta’yı tanıyabilir miyiz? İsta 1902’den günümüze dünyanın 26 ülkesinde, ileri teknoloji ürünleriyle enerji verimlilği konusunda faaliyet göstermektedir. 100 yılı aşkın tecrübesiyle İsta, son kullanıcı bazında ısı ölçümü yaparak, adil ve bireysel faturalama hizmeti sunan, konusunda lider Alman firmasıdır. İsta sayaç üretiminden, teslimatına, montajdan satış sonrası destek ve paylaştırmaya kadar kapsamlı bir hizmet sunuyor.”

44

YAPI MALZEME - EKİM 2012

İsta Türkiye pazarına ne zaman girdi ve neler yapıyor? “İsta Türkiye organizasyonu 2008 yılında kuruldu. Gerek İsta markasının kalitesi ve gücü gerekse kısa sürede yakalanan yüksek müşteri memnuniyeti sayesinde Türkiye’deki birçok önemli konut projesinde İsta ürünleri tercih ediliyor.”

İsta’nın faaliyet alanlarından bahseder misiniz? “İsta; enerji, su ve diğer tabi kaynakların kullanım maliyetlerinin, tüketim temelli faturalama sektöründe hizmet veriyor. Emlak yöneticileri, ev sahipleri ve kamu enerji dairelerine sunulan hizmetlerin arasında sayaç tedariği ve kurulumu ile ölçüm ve tüketim temelli faturalama yer alıyor. Ana faaliyet alanı, tüketime dayalı faturalama olan İsta’nın ürünleri arasında Pay Ölçer, Su Sayacı, Isı Sayacı, İletişim Sayaçları, M-bus sistemi ve Tesisat sistemleri yer alıyor. Ürünleri ve hizmetleri ile su, ısı, doğalgaz ve elektriğin tasarruflu bir şekilde kullanılmasını sağlayan ISTA, sunduğu çözümler sayesinde, kullanıcılarının faturalarını da düşürüyor.”


Enerji, su ve diğer tabi kaynakların kullanım maliyetlerinin tüketim temelli faturalama sektöründe dünya lideri olan ISTA, Türkiye pazarında da hızla büyüyor.

Isı Pay Ölçer sisteminizden bahseder misiniz? “Özellikle merkezi sistemle ısınan binalarda enerji tasarrufu sağlayarak, ortak yakıt harcamalarını bireysel tüketim miktarlarına göre paylaştıran bir uygulama olan Isı Pay Ölçer sistemi, başta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde 50 yılı aşkın bir süredir kullanılıyor. Ülkemizde de 2007 yılında çıkan 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu (ENVER) ve bu kanuna istinaden yayımlanan yönetmelikle, pay ölçer kullanmak zorunluluk haline geldi. Eski binalara tanınan geçiş süresi ise geçtiğimiz mayıs ayında tamamlandı. Uzmanlara göre, doğalgazların tekrar yanmaya başlayacağı 2012 sonbahar döneminde olası sorunlara karşı, tüm merkezi ısıtmalı binaların bu sisteme geçmesi gerekiyor. Isı Pay Ölçer sistemini kullanılan merkezi ısıtmalı binalardaki hanelerde, yüzde 15 ila 45 arasında bir enerji tasarrufu oluyor. Aynı zamanda ortak yakıt harcamaları bu sistem sayesinde bireysel tüketim miktarına göre paylaştırılabiliyor.

İsta ürünleri kullanıcılara nasıl sunuluyor? “İsta olarak ürünlerimizin tedarikini satın alma ve kiralama modeli olarak iki farklı sistemle sunuyoruz. Satın alma mode-

linde; projenin ihtiyaçları doğrultusunda anlaşılan sözleşme çerçevesinde, belirlenen ürünler teslim ediliyor ve ödemesi alınıyor. Okuma ve gider paylaşım hizmeti verildikçe bedeli tahsil ediliyor. İkinci sistem olan kiralama modelinde ise; projenin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen ürünler, 10 yıllık veya 5 yıllık bir kiralama sözleşmesi doğrultusunda teslim ediliyor ve sistem işletmeye alınıyor. Bağımsız birim kullanıcıları sistemi kullanmaya devam ederken gerçekleştirdikleri tasarruftan artan rakamlarda aylık ödemelerini yapabilirler. Bu sayede sistemi ilk defa kullanacaklar, cihaz bedellerinin tamamını ödemeyecekleri için hem ürün hem de hizmet kalitesini test ederek, risk almadan sisteme geçebilirler. Bağımsız birim kullanıcıları sistemden, ürün kalitesinden ve firmanın hizmetinden memnun kaldıkça sistemi kullanmaya devam edebilirler. İsta kiralama sistemi ile ilk yatırım maliyetini ödemeden sisteme sahip olursunuz. Ayrıca 2 yıllık garanti süresi yerine 10 yıllık veya 5 yıllık yani, kiralama süresi kadar ürün ve hizmet garantisi almış olursunuz. Kira süresi sonunda ise cihazlar müşterinin mülkiyetine geçmektedir.”

YAPI MALZEME - EKİM 2012

45


KYK Yapı Kimyasalları EFQM Ulusal Kalite Ödülü Finalisti Ana teması Sürdürülebilir Gelecek olan 21. Kalite Kongresi’nde sahiplerini bulacak olan Ulusal Kalite Ödülü finalistlerinden biri de KYK Yapı Kimyasalları oldu. Finalistler arasında yer alan büyük ölçekli işletmeler ve kamu kuruluşları arasında genç ve dinamik kimliğiyle KYK Yapı Kimyasalları dikkatleri üzerine çekiyor. 25 Eylül 2012 tarihinde İstanbul Sanayi Odasında düzenlenen basın toplantısında Ulusal Kalite Ödülü finalist adayları basına tanıtıldı. KYK Yapı Kimyasalları Genel Müdür Yardımcısı Gülsen Altuntaş yaptığı konuşmada EFQM mükemmellik modeli kapsamında çalışmalarını ve bu çalışmalar neticesinde performans göstergelerinde ve stratejik çıktılarda gözlemlenen olumlu sonuçları paylaştı. 20 – 21 Kasım 2012 tarihlerinde Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜSİAD) ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan 21. Kalite Kongresi’nde verilecek Ulusal Kalite Ödülü, Türk iş dünyasının en prestijli ödülü sayılıyor. Ulusal Kalite Hareketinin içerisinde yer almak, ulusal, bölgesel ve küresel pazarlarda da rakiplerine oranla farklılaşma oluşturacak temel noktaları öne çıkarmada kuruşlara en önemli yol gösterici konumundadır diyen Gülsen Altuntaş şu bilgileri

46

YAPI MALZEME - EKİM 2012

verdi: ”2009 yılından beri Ulusal Kalite Hareketinin içerisinde yer alan KYK Yapı Kimyasalları olarak 2001 yılında Eskişehir’de kurulduk. Eskişehir, Adana, Samsun ve Diyarbakır olmak üzere 4 üretim tesisinde toplam 600 bin ton üretim kapasitesi, 223 personel, perakende ve uygulama yapan 200 ana bayi ve 1000 tali bayi ile yapı kimyasalları sektöründe faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. 2009 yılından bu yana mükemmel bir kuruluş olmak ve sürdürülebilir başarıyı sağlamak için, bütünsel bir bakış açısı kazanılması amacı ile geliştirilen EFQM mükemmellik modelini benimsedik. İlk olarak 2009 yılında Ulusal Kalite Hareketine başvurduk ve Kararlılık ödülünü aldık. 2010 yılında Yetkinlikte 3 yıldız, 2011 yılında ise Yetkinlikte 4 yıldız alarak mükemmellik yolculuğuna kararlılıkla devam ettik. 2012 yılında ise ödül sürecine başvurduk ve değerlendirmeler sonucunda finalist olmaya hak kazandık. Ekonomik, toplumsal ve çevre açısından sürdürülebilir başarıyı sağlamak adına çıktığımız bu mükemmellik yolculuğuna, bundan sonrada aynı heyecanla ve aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.”


47

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Knauf 5 günlük yapı şölenini Knauf Arena’da gerçekleştirdi Knauf’un CNR Expo İstanbul’da 10 bin metrekarelik bir alanda 1.200’ü aşkın ürün, 150’den fazla sistem ve 24 farklı dayanım performansını sergilediği Knauf Arena adeta bir yapı şölenine dönüştü. Kuru yapı sistemlerinde dünyanın lider kuruluşlarından Knauf’un tek başına düzenlediği Knauf Arena kapılarını açtı. CNR Expo İstanbul’da 10 bin metrekarelik bir alanda 1.200’ü aşkın ürün, 150’den fazla sistem ve 24 farklı dayanım performansının sergilendiği etkinliğin açılışında, Knauf CFO’su Edgar Binnemann ve Knauf Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Knauf da hazır bulundular. Açılış konuşmalarına, Türkiye ve Almanya arasında her geçen gün daha da güçlenen ticari ilişkiler damgasını vurdu.

BİNNEMANN: “TÜRKİYE’YE İNANIYORUZ” Knauf Arena’nın açılış töreninde bir konuşma yapan Knauf CFO’su Edgar Binnemann şunları söyledi: “Dünya kuru yapı sektörünün en köklü şirketlerinden biri olan Knauf, bu yıl 80. yaşını kutluyor. Dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren şirketimiz, Almanya dışında operasyonlarını yürüttüğü uluslararası ağ içinde Türkiye’ye özel önem veriyor. Türkiye’nin geleceğine inanan ve güvenen Knauf, burada elde ettiği performanstan son derece memnun. Türkiye pazarından elde ettiğimiz kazancı yine Türkiye pazarına yatırıyor ve bu yatırımları artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Knauf Arena, Türkiye’nin sunduğu potansiyele beslediğimiz inancın bir yansıması.”

48

YAPI MALZEME - EKİM 2012

KNAUF: “TÜRKİYE VE ALMANYA ARASINDA TİCARET KÖPRÜSÜYÜZ” Binnemann’ın ardından sözü alan Knauf Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Knauf, konuşmasında şu mesajları verdi: “Dünyanın 60’a yakın ülkesinde faaliyet göstermekte olan Knauf, 1997 yılından


49

YAPI MALZEME - EKİM 2012


bu yana Türkiye pazarına da hizmet veriyor. Knauf, her geçen gün yükselen başarı grafiğiyle Türkiye ve Almanya arasında önemli bir ticaret köprüsü. Bu sağlam ilişkilerin daha da güçlenerek devam edeceğine inancımız sonsuz. Knauf, kuru yapı sektöründeki benzersiz deneyimiyle Türk tüketicilerin yaşadıkları mekanları yangına, depreme, gürültüye ve benzeri her tür dış etkene karşı korumaya devam edecek.”

farklı fonksiyon alanına ek olarak canlı performans alanları, demo alanları ve bayi alanlarından oluşuyor. Knauf Arena’da, yaşam ve kullanım kalitesine doğrudan etki eden Knauf ürün, sistem ve çözümleri uygulamalı olarak tanıtılıyor; ısı ve ses yalıtımı, yangın emniyeti ve deprem dayanımı konularıyla ilgili paneller ve performans gösterileri yapılıyor. Knauf Arena, Necmi Yapıcı sunuculuğunda gerçekleşen yarışma ve şovlarla da dikkat çekiyor.

DÜZGÜN: “İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN UFKUNU AÇACAĞIZ”

KNAUF ARENA’DA GELECEĞİN MİMARLARINA ÖDÜL

Açılış töreninin son konuşmasını yapan Knauf A.Ş. Genel Müdürü Orhan Düzgün ise yapı sektöründe bugüne kadar bir firmanın tek başına gerçekleştirdiği en büyük etkinliğe imza atmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Düzgün, 5 gün sürecek Knauf Arena’da yapılara performans katacak en yeni sistem çözümlerini ve henüz Türk yapı sektörüne girmemiş ürün ve sistemleri yapı sektörü profesyonelleri ve tüketicilerle buluşturacaklarını kaydetti. Düzgün şöyle devam etti: “Etkinliğimiz, Knauf markası için olduğu kadar ilklere imza atmasıyla ülkemizin prestijine ve yapı sektörüne de önemli artılar katacak. Knauf Arena’nın, özellikle, ülkemizin yeniden yapılanmasında lokomotif sektör olan inşaat sektörünün ufkunu açacağına inanıyoruz.”

Kuru yapı sistemlerinde dünyanın lider kuruluşlarından Knauf’un düzenlediği ve yapı sektörünü İstanbul’da buluşturan Knauf Arena’nın ikinci gününde Knauf 8. Proje Yarışması Ödül Töreni yapıldı. Knauf’un bu yıl “Ören Yeri Giriş Hizmet Binası” temasıyla düzenlediği ve jürinin yanı sıra Facebook kullanıcılarının da değerlendirme sürecine katıldıkları proje yarışmasında, birinciliği Cansu Bulduk ve Oğuzhan Abdik alırken, Tuğçe Alkaş ikinci, Müge Cengiz ve Ceren Balkan ise üçüncü oldular. Birinciye 3.000 TL, ikinciye 2.000 TL ve üçüncüye 1.000 TL’lik para ödülü verildi. İlk üçe girenlere, jüri mimari ofislerinin birinde staj imkanı da sunulacak.

KNAUF ARENA’DA CAZ KEYFİ

Kuru yapı sistemlerinde dünyanın lider kuruluşlarından Knauf’un düzenlediği ve alanında bir ilk olan Knauf Arena, birbirinden ilginç panellere ev sahipliği yapıyor. Knauf Arena kapsamında düzenlenen ses yalıtımı ve yangın dayanımı panelleri, yapı profesyonellerinin yanı sıra binalarda yapıyla ilgili sorunlar yaşayan tüketicilerden de büyük ilgi gördü.

Knauf Arena’nın ilk gününde, dünya şampiyonu Boğaziçi Caz Korosu da bir konser verdi. Caz müziğinin en sevilen parçalarını seslendiren topluluk, 4 Ekim’de bir konser daha verecek. 1994’te kurulan ve o tarihten bu yana farklı ülkelerde düzenlenen koro olimpiyatlarından ödüllerle ayrılan Boğaziçi Caz Korosu, çalışmalarını Şef Masis Aram Gözbek yönetiminde sürdürüyor. Çoksesli müziği tanıtmayı hedefleyen topluluk, standart caz parçalarının koral aranjmanlarını seslendiriyor.

DEPREME HAZIRLIKLI OLMAK ŞART Knauf Arena kapsamında yapılacak panellerin ilki “Deprem Dayanımı” konusunda gerçekleştirildi. Prof. Dr. Panayotis Carydis ve Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu’nun konuşmacı olarak katıldıkları panelde, Türkiye’nin içinde bulunduğu deprem kuşağına ve yapılarda depreme karşı alınması gereken önlemlere dikkat çekildi. Deprem dayanımı yüksek yapılar sayesinde olası bir deprem felaketinde can ve mal kaybının önemli ölçüde azaltıldığını vurgulayan uzmanlar, deprem konusundaki duyarlılığın artırılması çağrısında bulundular.

BOL AKSİYONLU BİR YAPI EVRENİ CNR Fuar Alanı’nın 3. holünde yer alan ve 360 derecelik bakış açısıyla tasarlanan Knauf Arena, Knauf uzmanlığının yansıtıldığı 7

50

YAPI MALZEME - EKİM 2012

KNAUF ARENA’DA YAPI UZMANLARI ‘YALITIM ŞART’ DİYOR

GÜRÜLTÜYE ÇÖZÜM SES YALITIMI

Prof. Dr. Mehmet Çalışkan ve Danimarkalı akustik tasarımcısı Søren Andersen’in katılımlarıyla gerçekleştirilen “Ses Yalıtımı ve Akustik” konulu panelde, yapılardaki yetersiz ses yalıtımından kaynaklanan performans kayıplarına dikkat çekildi. Gürültüden ve ses kirliliğinden korunmak için güçlü bir ses yalıtımı sistemi kurmak gerektiğini belirten uzmanlar, uygun ses yalıtımıyla yaşam kalitesinin önemli ölçüde artırılabileceğini ifade ettiler.

YANGINDAN KORUNMAK MÜMKÜN

Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’ın katılımıyla yapılan “Yangın Dayanımı” konulu panelde ise kimi zaman teknik sorunlar kimi zaman anlık dalgınlıklar sonucu yaşanan yangınların yapıları tehdit eden büyük bir tehlike olduğuna dikkat çekildi. Kılıç, tamamen insan hatasına dayanan bu tehlikeye karşı önlem almanın yaşamsal önem taşıdığını ve ilgili tüm tarafların yapılarda yangın dayanımının sağlanması konusunda hassasiyet göstermesi gerektiğini belirtti.


51

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Filli Boya ve Ümit Ünal’dan hayata dokunan renkler serisi Türkiye’de, kurulduğu yıldan bu yana rengin hayata dokunan her evresine öncülük eden Filli Boya, moda ve stil dünyasının önemli ismi Ümit Ünal ile birlikte yaşam alanlarının temel unsuru olan renk kavramını yeniden yorumladı.

52

YAPI MALZEME - EKİM 2012


TÜRKİYE, RENKLER HAKKINDA ŞİMDİ “KONUŞMAYA” BAŞLIYOR! Ümit Ünal toplantıda, ICC’deki görevi ile ilgili olarak; 15 yıllık görev sürecinin ilk 5 yılında Türkiye’ye hiç söz verilmediğini belirtti ve bunun sebebinin renk konusunda Türkiye’den bir trend ve vizyonun çıkamayacağını düşünmeleri olduğunu söyledi. Şu anda ise en iyi fikirlerin çıktığı 4 ülkeden biri olduğumuzu belirten Ünal, “Türkiye Filli Boya ve Coloration renkleri ile renkler hakkında şimdi “konuşmaya” başlayacak” dedi. İkibinonüç / ikibinondört renk eğilimleri lansmanında söz alan Filli Boya Genel Müdür Yardımcısı Reha Tepe ise; “işlevsellikten uzaklaşmadan, daha çok oluşturuculuk, daha fazla estetik ve daha iyi bir yaşam kalitesinin izinde arayışlar sunan Filli Boya, yenilikçi çalışmalarla seçkin bir marka olmaya devam ediyor” yorumunda bulundu. Bir yıldır üzerinde çalışılan proje kapsamında hazırlanan çalışmanın sonuçları, renk konusunda bir kaynak niteliği taşıyacak bir katalogda toplandı. Renkler tasarlanırken yeni dönemin formlarını en iyi şekilde yansıtacak renklere dikkat çekildi.

İŞ DÜNYASI FİLAFİL!

Filli Boya, Feriye Lokantası’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında 6 konsept 80 renkten oluşan Coloration serisini tanıttı. Toplantıda, Filli Boya Coloration başlığı altındaki “Ümit Ünal İkibinonüç / İkibinondört Renk Eğilimleri” ve ortaya çıkardığı 6 konsept 80 renk tanıtıldı. Lansmanda, kavramların ve renklerin oluşturucusu Ümit Ünal; yaşanmışlıklara dair renklerin bütününü gösteren bir anlatım sergileyerek, yaşanacak olana dair bir yolculuğun öyküsünü anlattı. Tanıtılan konseptler, tasarımcı kimliğinin yanı sıra Uluslararası Renk Komisyonu (ICC) Türkiye temsilcisi Ümit Ünal tarafından hazırlanan, konseptlere göre dekore edilmiş yaşam alanlarında hayat buldu. 6 farklı yaşam alanında her konsepte göre hazırlanmış müziklerle ve modellerle gerçek yaşamdan kesitler sunuldu. Ümit Ünal’ın oluşturduğu ve konseptlerin bir yansıması niteliği taşıyan yaratıcı enstalasyonlarla renklenen lansmanda, 15 dakikalık özel bir show gerçekleştirildi.

“Altı konseptten, evrensel köklere tutkun aidiyet duygusuna hitap eden Wabi konsepti, Qatsi duraklarında renkleri ve biçimleriyle tam da hayatın içinden seçenekleri barındırıyor. Yalınlık ve dingin bir anlatım seçeneği sunan Wabi ve Qatsi, tüm önergeleri ile nitelikli bir yaşam tarzını işaret ediyor. Diğer bir taraftan yeni bir yaklaşımı seçenlerin dünyası olan Aurora ve Prismatic, renkli seçeneklerle hayatımıza dinamizmi getiriyor. Daha genç ve yenilikçi bu yaklaşımlar Qatsi’ye teğet geçiyor, Wabi’den ise uzak. Aquatic derinliğin renklerini içinde barındırır, gün ışığının henüz ulaşmadığı yeni keşfetmeye başladığımız derinlikler. Ve biz Filafil’le duyguların alanından çıkıp ciddiyetin ve rasyonalitenin düzenli dünyasına adım atıyoruz, işlevi ve nesneleri düzene koymak adına…” Ümit Ünal konseptleri genel olarak böyle tarif ediyor ve toplantıyı dinlemekte olan İş ve basın dünyasının “filafil” konseptini temsil ettiğini belirtiyor.

ULUSLAR ARASI RENK KOMİSYONU (ICC) PROJEYİ DESTEKLİYOR Ümit Ünal, renk kavramının yeniden şekillenmesinde dünya çapında bir etkiye sahip özelliğiyle ICC’nin desteğinden de bahsetti. 14 ülkeden temsilcilerin katılımıyla yılda iki kez toplanan uluslararası bir komisyon olan ICC, çalışmalarıyla sonraki iki yıla dair renk öngörülerini uzun bir çalışmanın ardından ortak bir sonuç bildirgesiyle yayınlıyor. Dünyanın dört bir yanında tekstil, moda, mimari başta olmak üzere pek çok disiplini ve akımı etkileyen ICC, yaptığı çalışmalarla dünyanın son durumuna dair gözlem ve yorumlarını dile getiriyor. ICC Başkanı Ornella Bignami, Filli Boya Coloration başlığı altındaki “Ümit Ünal İkibinonüç / İkibinondört Renk Eğilimleri” projesinin ICC tarafından da projenin heyecanla takip edildiği ve desteklendiğini belirtiyor. YAPI MALZEME - EKİM 2012

53


54

YAPI MALZEME - EKİM 2012


YAPI MALZEME - EKİM 2012

55


Dyo Paintistanbul’u ürünleriyle renklendirdi Dyo, boya sektörünün en büyük buluşması Paintistanbul Fuarı’nı ürünleri ile renklendirdi. Dyo standı, farklı tasarımı kadar ziyaretçilerin obje ve duvarların renklerini istedikleri gibi değiştirebildikleri, sanal gerçeklik teknolojisiyle oluşturulan uygulama ile dikkat çekti. Her yıl hızla büyüyen Türk boya sektörü, ulaştığı 850 bin tonluk üretim ve 850 milyon dolarlık ihracatla, Türkiye ekonomisindeki yerini sağlamlaştırıyor. Bölgesinin boya üretim üssü olmaya aday Türk boya sektörü, 13 – 15 Eylül 2012 tarihlerinde Paintistanbul Boya Sanayi, Hammadde ve Yardımcı Maddeler Fuarı’nda buluştu. Bu önemli etkinlikte farklı segmentlerdeki ürünleri ile yer alan ve fuarın ana sponsorlarından biri olan Dyo, CNR Expo Fuar Merkezi 1. Hall 1-C02 no’lu stantta ziyaretçilerini ağırladı. Bu yıl ikincisi düzenlenen Paintistanbul Fuarı’nda, Dyo markası ile üretilen inşaat, sanayi, mobilya, oto tamir, deniz boyaları ve matbaa mürekkepleri tanıtıldı. Farklı sektörlere yönelik geniş bir ürün yelpazesi bulunan Dyo, Ar-Ge’si ve müşterilerine sunduğu teknik servis hizmetleri ile de boya sektöründe ayrıcalıklı bir yere sahip. Ar-Ge yatırımlarında Türkiye’nin en büyük şirketlerinden olan Dyo’nun boyada ulaştığı son nokta olan Hybrid teknolojili boyası Dyojen’in yanı sıra PTFE katkılı Teknoplast ve

56

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Teknotex ile Nano teknoloji ile üretilen Nanoipekmat ve Nanotex inşaat boyaları kategorisinde öne çıkan ürünleriydi. Dyo’nun su ve solvent bazlı seçeneklerinin sunulduğu ahşap koruyucu ve vernik kategorisindeki yeni markası Massiveline ve yenilenen yüzü ile pazara sunulan Pinosan da fuarda yer aldı. Fuarı gezenler, ısı yalıtımı sektörüne yönelik de üretim yapan Dyo’nun, KLİMATHERM markası ile sunduğu çözümler hakkında daha detaylı bilgi alma imkanı buldu. Farklı tasarımı ile dikkat çeken Dyo Paintistanbul standının bu yılki sürprizi ise sanal gerçeklik teknolojisi ile yarattığı renkli mekan oldu. Gerçek bir evden farklı olmayan bu mekanı ziyaret edenler, uygulama sayesinde yürüme, eğilme, sağa ve sola dönme, el ile boyama gibi eylemleri sanal ortama taşıyarak, objelerin ve duvarların renklerini değiştirip, üç boyutlu ortamda diledikleri gibi gezdiler.


57

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Çevre dostu boya: Exelans Macro Yüksek alkali direncine sahip olması nedeni ile rutubetli hava koşullarına, neme ve tuzlu suya karşı dayanıklı Exelans Macro özel yapısı ile çevre dostu bir boya. Exelans Macro’nun önde gelen özelliklerinden biri, ürünün uygulandığı yüzey üzerine kümüle olması, içerdiği özel partiküllerin hacim kazanıp güçlü yapıda bir film oluşturması ve dolgun bir tuşe sağlamasıdır. Biyolojik bir öğe olan “makrofaj” teriminden esinlenerek çalışılan Exelans Macro, makrofajların fonksiyonunu esas alır. Makrofajlar bulundukları organizmalarda, ilk adım immün sistemi olarak rol aldıkları gibi, aynı zamanda dokuların yenilenmesine de katkıda bulunmaktadırlar. Yüzeyde kendiliğinden kolayca yayılan ürün, sürüm rahatlığı ve uygulama kolaylığının yanı sıra, uygulandığı yüzeyin aralarına sızarak en az eforla yüzeyi kapatma konforuna olanak sunar. Exelans Macro’nun dış çevre etkenlerine karşı mekanik ve foto-fiziksel olarak dayanıklılığı, güneş ışınlarının boya filmini deforme etmesini önleyerek uzun süre kalıcı olmasına olanak verir ve fiziksel dış etkenlere karşı mukavemetini yükseltir. Bütün bu özellikler, Exelans Macro’nun, uygulamada kapatıcı ve kuruduktan sonra yüzeyi koruyucu bir ürün olmasını sağlar. Exelans Macro, içerdiği pastaların renklerini daha canlı gösteren makrofaj teknolojisine sahiptir; canlı dokulardan ayırt edilemeyecek yüzey görünümü ve renklerinin canlı duruşunu sağlar. Sonuç olarak, çevre şartlarına karşı dayanımını ve canlı renklerini uzun yıllar boyunca korunması ürünün önemli bir avantajıdır. Polisan birinci kalite dış cephe boyalarının genel özelliği olarak bu üründe de hidron özelliği mevcuttur. Exelans Macro ayrıca silikon içerir; su itici özelliğe sahiptir. Yağmurla hafifçe

58

YAPI MALZEME - EKİM 2012

ıslanan yüzey, yağmur suyunun boya katı altına nüfuz etmesini engellediği gibi, boya katının aynı zamanda suyla kendi kendini yıkamasına da izin verir. Macro dokusu kalın bir film oluşturmasının yanında, boyanın nefes alma imkânını da engellemez ve duvardaki nem kolayca dışarı atılır. Standartlara uygun yapılmış bir uygulamada boyanın dökülmesi gibi bir problemle karşılaşılmayacaktır. Yüksek alkali direncine sahip olması nedeni ile rutubetli hava koşullarına, neme ve tuzlu suya karşı dayanıklıdır. Exelans Macro özel yapısı ile çevre dostu bir boyadır.


59

YAPI MALZEME - EKİM 2012


SFA Sanihydro WC öğütücüleri ve pompaları SFA Sanihydro WC öğütücüleri bodrum katı, çatı katı ve gider borusuna uzak kalan yerlere, tuvalet veya banyo monte etme imkânı sunarken, pompa grubu, restoran, otel, iş yerleri gibi birçok alanda rahatlıkla kullanılabiliyor. Dikey olarak 11 metreye, yatay olarak 110 metreye kadar atıkları pompalayabilen öğütücüler, ekonomik, pratik ve estetik bir çözüm sağlıyor. Atıkların tahliyesi 22/32 mm çaptaki PVC borular aracılığıyla yapılıyor. SFA öğütücüleri koku yapmıyor ve çok düşük seviyedeki sesle çalışıyor. Basit montaj yöntemi sayesinde, hızlı ve kolay uygulanabilir bir sistem olup, restorasyon ve tadilat işlemlerinde kullanıcılarına esneklik sağlıyor. Pompa grubu ise mutfak veya çamaşırhane gibi alanlarda kullanılıyor, ancak öğütücü özelliğine sahip değil. Yine kanalizasyona uzak kalınması veya bodrum kat gibi kot farkı olan yerlerde, atık suların tahliyesini sağlıyor. 60-70 santigrat derece sıcaklığındaki akışkanlara ve sabunlu sulara dayanıklı olarak üretildiklerinden, restoran, otel, iş yerleri gibi birçok alanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor.

MNG Kargo Kurtköy Şubesi Uygulaması

Saniflo WC Öğütücü Teknik Özellikleri: • Bağlanabilen Üniteler: Klozet • Dikey pompalama: 4 m’ye kadar, • Yatay pompalama: 100 m’ye kadar, • Deşarj boru çapı: 22/32 mm, • Ortalama atık su sıcaklığı: 35 santigrat derece, • Besleme voltajı ve frekans: 220 – 240 V / 50 Hz, • Elektrik tüketimi: 400 W, • Boyutlar (u x d x y ): 330 x 163 x 263 mm.

60

Bodrum katında bulunan tuvalet YAPI MALZEME - EKİM 2012

Klozete monte edilmiş Sanitop


61

YAPI MALZEME - EKİM 2012


n 2012 Ege Seramik, Autum yeni seri koleksiyonuna ait 12 yer aldı. ile Cersaie Fuarı’nda

n m u t u A k i Ege Seram e ’d e i a s r e C e l i u n o 2012 koleksiy

EQUINOX: DOĞALLIĞI DOKUSUNDA GİZLİYOR Equinox serisi, ağaç dokusu sayesinde hem doğallığı ile ön planda, hem de sırlı granit olma özelliği ile dış etkenlere karşı dayanıklı. 30x60 cm ve 45x45 cm ebadında üretilen ve Digital Tile ürün grubunda yer alan serinin bej, kahve ve beyaz renk seçenekleri bulunuyor.

HOLLYWOOD: AHŞABIN SICAKLIĞI İLE MEKANLARI ISITIYOR Hollywood serisi, ahşabın vazgeçilmez sıcaklığını yansıtırken aynı zamanda mekânlarda vintage etkisi de yaratıyor. 12x60 cm ebadında dijital baskı teknolojisi ile üretilen serinin Sun, Sky ve Earth adında 3 farklı renk seçeneği bulunuyor.

DALI: DOĞAL TAŞ DOKUSU, MERMER DESENİ İLE VURGULANIYOR Tüm dünyada trend olan doğal taş dokusu, Dali serisinde mermer deseni ile vurgulanıyor. Ürün yüzeyinde ise belirgin ve kontrast efektler ön plana çıkıyor. 30x60 cm ve 45x45 cm ebadında dijital baskı teknolojisi ile üretilen serinin 2 ayrı renk alternatifi bulunuyor. Koleksiyonda Albis, Palermo, Magic ve Como serileri ile doğal taş dokusu ve estetik detaylar seramik yüzeyine yansıyor.

62

YAPI MALZEME - EKİM 2012


ile ürettiği Alba, Ati is oj ol kn te ı sk ba al a ait dijit omo serileri ile Albis mn 2012 koleksiyonun C tu ve Au ut da dc ar oo fu , W ik e, m ub ra Ege Se lermo, C e d ve Dali serileri, Eg wood, Magic, Time, Pa oo ly w ol ly H ol i, H al x, D no x, ui no ui Eq Eq rium, da yer alan mn 2012 koleksiyonun tu Au i. rd ve i arasında yer aldı. r er ye ril e se in ı al di seris id en i ek Seramik’in Cersaie’d COMO: BİRBİRİNDEN FARKLI TAŞ DOKULAR İLİ KALIPLARIN DIŞINA ÇIKIYOR MAGIC: TASIRIMI DOĞADAN İZLER TAŞIYOR 25x40 cm ebadında krem, kahve ve gri renklerde duvar karosu olarak dijital baskı teknolojisi ile üretilen Magic serisinin parlak çakıl taşlarından oluşan rölyef dokulu tasarımı doğadan izler taşıyor. Sırlı granit özelliği ise dış mekân dekorasyonunda kullanım imkânı sağlıyor.

Dijital baskı teknolojisi ile 33x33 cm ebadında gri ve bej renklerde sırlı granit yer karosu olarak üretilen serinin farklı dokudaki doğal taşlardan oluşan tasarımı, bahçe ve teras gibi dış mekânların doğal atmosferi ile bütünleşiyor. Dörtlü olarak kullanıldığında oluşan geometrik desen ise sıradanlığı ortadan kaldırıyor.

PALERMO: ANTİK ÇAĞ ESİNTİSİ, DOĞA İLE BÜTÜNLEŞİYOR

Dijital baskı teknolojisi ile 45x45 cm ebadında yer karosu olarak üretilen Palermo serisi, mat taş dokusu sayesinde, özellikle dış mekânlarda doğa ile uyum sağlıyor. Sırlı granit özelliği sayesinde dış etkenlere karşı dayanıklılık gösteriyor ve ayrıca yoğun yaya trafiğinin olduğu alanlarda kullanım kolaylığı sağlıyor. Antik çağ mozaiklerinden esinlenerek tasarlanan serinin ceviz, bej ve gri renk alternatifleri bulunuyor.

ALBIS: BEYAZIN BÜYÜSÜ, ALTIN VE PLATİNİN ÇARPICI ESTETİĞİ İLE BULUŞUYOR 25x75 cm ebadında duvar karosu olarak üretilen serinin şık dekorları mekânların atmosferini değiştiriyor. Perle ve Insignia dekorların desenindeki estetik detaylar, altın ve platinin çekiciliği ile buluştuğunda üstün zevklere hitap ediyor. Mat beyaz ve parlak beyaz duvar karoları ise Perle ve Insignia dekorların yanı sıra metal efektli pvd bordürler ile kullanıldığında daha da çekici hale geliyor.

YAPI MALZEME - EKİM 2012

63


Modern görünümü zarafetle birleştiren

banyo tasarımları Cosmopolitan tasarım anlayışıyla üretilen GROHE Eurolines batarya ve duş sistemleri estetik görünümün yanı sıra teknik fonksiyonellik açısından da mükemmel…

64

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Banyonuza taze bir hava katmak istiyorsanız, Grohe’nin Cosmopolitan tasarım anlayışıyla ürettiği modern ve son derece fonksiyonel Eurolines bataryalarına bir göz atın. Ürünün mütevazı ve kentli tasarımı, lavabolara, küvetlere ve duşlara estetik bir hava katıyor ve uyumlu tasarım sayesinde her zaman ahenkli bir görünüm ortaya çıkıyor. Armatür ve duş sistemleri sadece göz zevkine hitap etmekle kalmıyor aynı zamanda kullanıcıların teknik fonksiyonellik konusundaki son derece yüksek taleplerini de karşılıyor. Zengin ürün gamı, mükemmel sonuçların yanı sıra tam anlamıyla isteğe uyarlanmış banyoların yaratılmasını sağlıyor.

ÜSTÜN VE YENİLİKÇİ TASARIM Düz çizgiler ve geometrik şekiller, Grohe, Cosmopolitan tasarım anlayışının ana unsurları. Bu bataryalar, en son trendleri takip etmek yerine tasarım anlamında şık bir geleceğe işaret ediyor ve sonuçta, bugün olduğu gibi gelecekte de hayranlık uyandıracak bir banyo ortaya çıkıyor. Kentli tasarım, en son teknolojik yenilikler ve son derece uygun bir fiyat-performans oranı, bu yüksek kaliteli armatür ve duş sistemlerini sadece son kullanıcılar ve sıhhi tesisatçılar için değil, aynı zamanda mimar ve planlamacılar için de cazip kılıyor.

DÖRT SERİ TEK MİSYON Benzersiz şekilde tasarlanan dört ürün serisiyle (Eurosmart Cosmopolitan, Eurostyle Cosmopolitan, Eurodisc Cosmopolitan ve Eurocube) banyolardan en iyi şekilde yararlanmak mümkün. Ürün serilerinin her biri, kendi özgün tarzını ve kendi tasarım özelliklerini taşıyor. Eurosmart Cosmopolitan,yeni formları ve sadeleştirilmiş tasarımıyla, modern minimalist anlayışı temsil ediyor. Batarya gövdesi ile kavisli zarif kumanda kolu arasındaki, canlı ve hemen göz çarpan bir tasarım öğesi olan konik geçiş aynı zamanda tüm ürün çeşitlerinde bulunan bir özellik. Mütevazı tasarım ve sadece en temel ihtiyaçları karşılamaya odaklanma; işte Eurostyle Cosmopolitan. İnce çıkış ucuyla armatür gövdesi arasındaki akıcı geçiş ve anahtar deliği şeklinde tasarlanan kumanda kolu, bu yüksek kaliteli ürün serisinin ayırıcı özelliklerini oluşturuyor. Boyutları ve zarafetiyle hemen göze çarpan Eurodisc Cosmopolitan, şaşırtıcı şekilde şık detaylar sunuyor. Öne eğimli gövdesi ve eşkenar dörtgen şeklindeki estetik kumanda kolu sizi etkileşime davet ediyor. Kavislerden ve silindirik öğelerden arındırılmış olan Eurocube, cesur kenarları ve düz yüzeyleriyle usta işçilik ürünü olduğu izlenimini veriyor. Serideki tüm ürünler, bu hemen göze çarpan ürün serisinin keskin profilini vurgulayan dikdörtgen pencereli zarif bir kumanda koluyla birlikte geliyor.

TEKNOLOJİ VE ÇEŞİTLİLİĞİN ÖNE ÇIKTIĞI BİR DÜNYA Teknoloji bakımından, ürün serilerinin dördü de azami kullanım kolaylığı ve en yüksek kaliteyi bir arada sunuyor. Grohe SilkMove teknolojisi, kumanda kolunun uzun vadede zahmetsizce kullanılabilmesini sağlarken, Grohe StarLight ise krom yüzeye uzun ömürlü parlaklık veriyor. Farklı model ve çeşitlerin sayısı, ürün serisinin bir diğer özelliği. Maksimum esneklik ve çeşitlilik için her zevke ve odaya uygun seçenekler bulunuyor. Çeşitli çıkış ucu yükseklikleri, duvardan çıkış uçları ya da üç delikli kombinasyonlar, duş jeli ve şampuan saklanması için entegre Grohe EasyReach tepsisi ve su tasarrufu sağlayan Grohe EcoJoy çözümleri, banyolarda bulunması istenen her özelliği sunuyor. Ürünlerin; armatür ve bataryaların sürdürülebilirliğinin teyidi için kullanılan Avrupa WELL (Su Tasarrufu Etiketi) ürün sınıflandırma sistemine uygun olması da sunulan diğer bir avantaj. Eurosmart Cosmopolitan, Eurostyle Cosmopolitan ve Eurodisc Cosmopolitan, sistemde en yüksek seviyede sertifikalandırılmış durumda ve Eurocube serisinin sonbaharda WELL sınıflandırması alması bekleniyor. YAPI MALZEME - EKİM 2012

65


Bayer MaterialScience’ın çok hızlı kürlenebilen (UV kürlenmeli) sistemler için pazara sunduğu hammaddeleri ile pek çok farklı yüzey kaplamalarında önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlamak mümkün. Bayer’in ileri teknoloji ürünleri birimi Bayer MaterialScience’ın çok hızlı kürlenebilen (UV kürlenmeli) sistemler için pazara sunduğu hammaddeleri ile başta ahşap ve mobilya olmak üzere, metal, plastik, beton zemin gibi pek çok farklı yüzey kaplamalarında önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlamak mümkün. Desmolux serisi; farklı kürlenme hızlarına sahip, yüksek kimyasal ve mekanik etkilere karşı dirençli ve serbest monomer içermeyen kaplamalar için geliştirilen ürünleri içeriyor. Perde veya merdane boyama sistemlerinin yanı sıra, püskürtülerek de uygulanabilen ürünler, dolgu macunu, astar, ara kat ve/veya son kat kaplamalarda kullanılabiliyor. Uygulama şekli ve fonksiyon çeşitliliğinin yanında baskı mürekkeplerine, kağıt ve folyo kaplamalarına da uygun olmaları Desmolux serisi ürünlerin çok yönlü kullanılmasını sağlıyor. Bayer MaterialScience ayrıca su bazlı UV kürlenmeli kaplama sistemleri için de uygun maliyetli ve çevre ile uyumlu yüksek

66

YAPI MALZEME - EKİM 2012

standartları karşılayan Bayhydrol UV serisini pazara sunuyor. Serinin içinde yer alan ve özellikle dış cephe ahşap uygulamalarında kullanmak üzere geliştirilen ürün tipleri atmosferik koşullara karşı yüksek dayanım göstermekte ve mükemmel sonuçlar vermektedir. Bağımsız “Fraunhofer Ahşap Araştırmaları Enstitüsü” tarafından onaylanarak DIN EN 927-3 ile tamamen uyumlu olduğu belirtilen bu kaplamaların, ahşabın yeniden kaplama öncesi 8 sene kadar dayandığını göstermiştir. Yüksek katılı poliüretan emülsiyon olarak özellikle astarlarda kullanılmak üzere geliştirilen diğer bir ürün tipinin ise mükemmel yüzey dolduruculuğuna sahip olduğu ve tüm ahşap türlerine, hatta yağlı yüzeye sahip olanlara bile, çok iyi yapışma gösterdiği tespit edilmiştir. Bu ürünler yüksek katılı olmaları sebebiyle tek katta daha fazla film kalınlığı elde etmemize olanak tanımaktadır. Mükemmel dayanım özellikleri nedeniyle aynı zamanda şeffaf kaplamalar içinde uygun olup hem sprey hem de rulo uygulamalarına yönelik formüle edilebilmektedir.


67

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Keskin yüzeyler, büyüleyici açılar ve detaylar sunan Allure Brilliant, komplike olmadan sofistike olabilen keskin hatlı armatürleri ile banyo tasarımına ve suya yeni bir boyut katıyor.

GROHE’nin yeni serisi Allure Brilliant mücevherimsi kalitesi, biçimli şekli ve mimarisiyle görenleri cezbediyor. Keskin yüzeyler, büyüleyici açılar ve detaylar sunan Allure Brilliant, komplike olmadan sofistike olabilen keskin hatlı armatürleri ile banyo tasarımına ve suya yeni bir boyut katıyor. Geniş bir ürün grubuna sahip olan seri, pırlanta hissi veren açıları ve gerçek köşeli tasarımında pek çok yeniliği buluşturuyor. GROHE’nin tasarım DNA’sının üç temel elementini, -yuvarlak, oval ve 7 derecelik açı- taşıyan Allure Brilliant, mükemmel ergonomisi ve SilkMove teknolojisinin hassaslığı ile sınıfının en yüksek konforunu sunuyor. Tek parça gövde olarak tasarlanan serinin batarya çıkış ucundaki pencere “Aqua Window”, suya yeni bir görünüm kazandırarak suyun kullanıcıyı her seferinde cezbeden küçük bir şelale gibi akmasını sağlıyor. Farklı çıkış ucu uzunlukları, lavabo modeline uyumlu olarak seçme özgürlüğü veriyor.

68

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Serinin cesur ve kendinden emin duruşu ile yerden küvet bataryası, adeta modern bir heykel gibi free-standing küvetlerle bütünlük sağlıyor. Ankastre banyo ve duş bataryaları, termostatik banyo ve duş bataryaları ve aksesuarları ile Allure Brilliant, banyolarınızda mükemmeliği yakalamanız için bir fırsat sunuyor. GROHE TurboStat teknolojisine sahip termostatik banyo ve duş bataryaları ayrıca SafeStopPlus özelliği ile de 38 santigrat derece güvenlik kilidi ile karşı koruma sağlıyor. Sıcaklığı maksimum 43 santigrat derecede sabitleyen ek güvenlik içeriyor. Seçkin tasarımlar için özel bağlantı sistemi olan Görünmez Montaj Sistemi, bağlantı noktalarında gizli vidalama sistemi ve GROHE QuickFix özelliği ile temiz bir görünüm, hızlı ve kolay montaj edilebilme imkanı sunuyor. GROHE ile banyonuz, yeni hobinizin duş yapmak olduğu bir dinlenme mekânına dönüşüyor.


69

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Cityscape Global 2012’de

Türk rüzgarı esti

Dünyanın en büyük ve en önemli gayrimenkul etkinliklerinden biri olarak kabul edilen Cityscape Global 2012’de ilginin odağında, güçlü yapısı ve sunduğu cazip fırsatlarla Türkiye gayrimenkul sektörü yer alıyor.

Uluslararası gayrimenkul pazarının en önemli fuarları arasında yer alan Cityscape Global 2012, rekor sayıda ülke temsilcilerinin de katılımıyla 2-4 Ekim 2012 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Dubai World Trade Center’da gerçekleştirildi. Siyasi ve ekonomik anlamda yakaladığı istikrar ile uluslararası yatırımcılar için büyük yatırım fırsatları sunan Türkiye, Türk ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan gayrimenkul sektörü ile de büyük ilgi topluyor. Afet Yasası, mütekabiliyet, kentsel dönüşüm gibi çok önemli ve olumlu gelişmelerin yaşandığı Türkiye gayrimenkul sektörünün uluslararası pazarlarda tanıtım misyonunu da üstlenen “Türkiye’nin gayrimenkul platformu” GYODER (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği), Cityscape Global 2012’de de aktif rol üstleniyor. GYODER’in etkinlikleri ve katılımcı Türk firmalarının çalışmaları ile Türkiye, uluslararası arenadaki bu en önemli tanıtım fırsatını çok iyi bir şekilde değerlendirerek, Cityscape Global 2012’nin cazibe merkezine oturuyor.

“ONUR ÜLKESİ” TÜRKİYE FUARA DAMGASINI VURUYOR

Türkiye’nin bu yıl ‘Onur Ülkesi’ seçildiği Cityscape Global 2012’de; GYODER tarafından düzenlenen iki ayrı panel ile Türkiye gayrimenkul sektörü, uluslararası arenada tanıtılıyor. GYODER, Cityscape Global 2012’de gerçekleştirdiği çalışmalarla, gayrimenkul sektörünü, Türk geliştiricilerini, uluslararası yatırımcılar ve yabancı basın mensupları ile bir araya getiriyor. Ayrıca Türkiye gayrimenkul sektörünü tanıtmak amacıyla hazırlanan “Türkiye Özel Eki” de, fuar sırasında Cityscape Magazine ile birlikte tüm ziyaretçilere dağıtılıyor. Gerçekleştirilen yoğun

70

YAPI MALZEME - EKİM 2012

çalışmalarla Türkiye gayrimenkul sektörü, Cityscape Global 2012’ye damgasını vuruyor.

GYODER PANELLERİ İLE TÜRKİYE GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ TANITILDI

Cityscape Global 2012’nin ikinci gününde düzenlenen GYODER panelleri, T.C. Başbakanlık Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansı Başkan Baş Danışmanı Hasan Pehlivan’ın açılış konuşması ile başladı. İlk GYODER paneli, “Türkiye’nin 10 Yıllık Geleceğindeki Cazip Yatırım Fırsatları Nelerdir?” başlığı altında gerçekleştirildi. Oturum Başkanlığını GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Gökçe’nin üstlendiği panelde; Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği Başkan Yardımcısı Avi Alkaş, Amplio Real Estate Investments CEO & Başkanı Alaeddin Babaoğlu, Tabanlıoğlu Mimarlık’tan Mimar Melkan Gürsel Tabanlıoğlu ve Akbank Genel Müdür Yardımcısı A. Galip Tözge konuşmacı olarak yer aldılar. Panelde; “Türkiye’de Ziyaret, Alışveriş ve Konaklama Alternatifleri”, “Bölge, Kentsel Dönüşüm ve Sanayi Koordinatları ile Türkiye’de İç Talebin Rotası” ve “Turizm ve Gayrimenkulün Gelişimi İçin Lojistik ve Altyapı Çözümleri” başlıkları altında bilgi aktarımları gerçekleştirildi. İkinci panelin başlığı ise “Türkiye’deki Atıl Alan ve Uygun Alan Projelerine Başarılı Şekilde Yön Vermek” oldu. Oturum Başkanlığını ÇEDBİK Başkanı Haluk Sur’un yaptığı bu panelin konuşmacıları ise ENSPD Investment Project Delelopment Yönetici Ortağı Mehmet Ali Ergin, Ağaoğlu Şirketler Grubu Genel Müdürü Hasan Rahvalı ve Urban Green Global Kurucusu Sidney Rasekh oldu. Bu oturumda ise; “400 Milyar Dolarlık Bir Endüstri; Kentsel Dö-


nüşüm”, “1.000.000 Yaşam İle Yeni İstanbul Projesi; Ne Kadar Gerçekçi”, “Türkiye’de Yatırımı Kolaylaştıran Yeni Yasa” ve “Yabancı Geliştiriciler ve Yatırımcılar İçin Yasal Düzenlemeler” konu başlıkları ele alındı.

GÖKKAYA, “BU ÖNEMLİ FIRSATI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİYORUZ”

Cityscape Global 2012’nin Türkiye gayrimenkul sektörünün uluslararası alanda tanıtımı için en önemli fırsatlardan biri olduğunun altını çizen GYODER Başkanı Işık Gökkaya, “Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan gayrimenkul sektörü, kentsel dönüşüm, yabancıların gayrimenkul satın alımına ilişkin yeni yasal düzenleme, Afet Yasası gibi çok önemli gelişmelerin yaşandığı tarihi bir sürecin başlangıcında. Yakalanan siyasi ve ekonomik istikrar ile özellikle küresel kriz sonrası güvenli ve cazip bir ortam olarak öne çıkan Türkiye, gayrimenkul alanında da çok cazip ve zengin fırsatlar sunuyor. Mevcut fırsatların yanı sıra; sırf Afet Yasası kapsamında değiştirilecek yaklaşık 5.3 milyon konut, 400 milyar dolarlık bir finansal hareketlilik gerektirecek. Mütekabiliyet engelenin aşılmasıyla birlikte Türkiye gayrimenkul sektörüne uzun vadede yıllık 10 milyar dolar civarında bir yabancı sermaye girişi bekleniyor. Mevcut ve bu gibi gelişmeler Türkiye gayrimenkul sektörünü, uluslararası pazarda gerçekten de çok önemli bir noktaya taşımaktadır. Türkiye’ye özel ilgi duyan ve yeni yasal düzenleme ile mütekabiliyet engelini aşan Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ile Türk Cumhuriyetler başta olmak üzere yabancı yatırımcıların ve uluslararası fonların katıldığı Cityscape Global 2012, hem zamanlama hem de kapsadığı

coğrafya açısından bizim için çok önemliydi. Uluslararası arenadaki bu çok önemli fırsatı daha iyi değerlendirmek adına, GYODER olarak bu önemli fuarda düzenlediğimiz panellerle Türkiye’nin etkinliğini daha da arttırdık. Çalışmalarımız neticesinde, yabancı yatırımcılara, uluslararası fonlara, Türkiye gayrimenkul sektörünü tam anlamıyla ve en iyi şekilde tanıtma fırsatı yarattık. Türkiye gayrimenkul sektörü, Citsycape Global 2012’de cazibe merkezi oldu” açıklamasında bulundu.

TÜRK FİRMALARI İLGİNİN ODAĞINDA

Türkiye gayrimenkul sektörü için çok önemli bir tanıtım fırsatı sunan Cityscape Global 2012’de, GYODER’in yanı sıra katılımcı Türk firmaları Ağaoğlu, Deska Global, Ensar Mimarlık, Tabanlıoğlu Mimarlık, Tahincioğlu, The Turkish Property Centre, Viatrans, Space Gayrimenkul, ML Yapı, ENS Project Development projeleri ile öne çıktılar.

DÜNYA PAZARI BU FUARDA BULUŞTU

Uluslararası büyük firmaların katılımının yanı sıra ev sahibi Dubai’nin; Emaar Properties, Falconcity of Wonders, Dubai Properties Group, Nakheel, Meraas Development, DAMAC, Deyaar and Dubai World Central gibi kilit geliştiricileri de fuarda yerlerini aldılar. Aralarında Bloom Properties and the Tourism Development and Investment Company (TDIC)’nin de bulunduğu Abu Dhabi merkezli geliştiriciler de fuarda yer alıyor. Rus pavilyonunda ise The Northern Caucasus Resorts Company, 2020’de tamamlamayı planladığı Caucasus dağındaki 7 yıldızlı kayak otelini ve multi-milyar dolarlık plaj tesisini tanıtıyor. YAPI MALZEME - EKİM 2012

71


Duravit Starck 2 serisi yeni tasarımıyla karşınızda

Duravit Starck 2 serisinin lavabosuna ilk baktığınız zaman yuvarlak gibi görürsünüz. Ancak yakından incelerseniz, hafif oval şekli olduğunu anlarsınız. Kısaca biçime organik ve akıcı bir karakter katan küçük bir fark... Basit ama ustaca! Doğa, içimizde uyum ve mutluluk hisleri uyandıran simetrilerle doludur. Ancak, mükemmel simetri aynı zamanda değişim meydana geldiğinde hiçbir şeyin olmaması anlamına da gelir. İşin ilginç bir hal alması için küçük bir farklılığın bizi şaşırtması gerekir. Ancak böylece bir şeylere daha dikkatli bakar ve otantik tarafını algılarız. Starck 2 serisindeki lavaboları yeniden tasarlarken Philippe Starck’ın başardığı şey, işte tam da buydu. Duravit Starck 2 serisinin lavabosuna ilk baktığınız zaman yuvarlak gibi görürsünüz. Ancak yakından incelerseniz, hafif oval şekli olduğunu anlarsınız. Kısaca biçime organik ve akıcı bir karakter katan küçük bir fark... Basit ama ustaca! Tekrar piyasaya sürülen Starck 2 lavaboları çok daha incelikli ve daha biçimli. Ancak, Duravit başarılı serinin tasarımındaki DNA’yı büyük oranda korumuş… Lavabolar hala yeterince geniş ve derin. Duvar bağlantılı lavabonun tipik bir özelliği olan duvar yönündeki konik genişlemeye dokunulmamış. Böylece kaideli veya yarı kaideli çeşitlerin bir özelliği olan yerleşik yüzey alanı korunmuş. Yeni modelde, çanağın tabanı düz olup hafif

72

YAPI MALZEME - EKİM 2012

yumuşatılmış köşeler aracılığıyla dikey yönde yukarı uzanıyor. Geleneksel lavabonun özgün karakterinin yerini modern ve indirgenmiş bir biçim almış. Sonuçta ortaya tazeleyici hafiflikte, havalı ve zarif bir görünüm çıkmış. Duravit Starck 2 lavabolarını yeniden tasarlayarak bu serideki klozetleri ve bideleri başarıyla tekrar piyasaya sürmeye devam ediyor. Orta düzey fiyat kategorisindeki daha zarif bir vitrifiye serisi olarak Starck 2 eşit derecede başarılı olan Starck 1 ve Starck 3 serileri arasındaki haklı yerini ediniyor. Duravit’in sunduğu zamandan bağımsız modern tasarım tek bir kaynaktan geliyor ve bu da tek bir tasarımcının işi: bütün yaşam tarzları ve bütün bütçeler için Philippe Starck. Philippe Starck’ın tasarladığı Duravit mobilya serisi hala yeni tasarımı mükemmel biçimde tamamlıyor. İster zıtlık yaratan parlak siyah cilalı, ister parlak beyaz renkli, isterse sıcacık meşe rengi olsun, Starck lavabo dolapları geniş olduğu kadar üstelik çok zarif!


73

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Green Option Orman Ürünleri, Marmara Forum Alışveriş Merkezi’ndeki OVO Heykeli’nin tasarımında kullanılan Accoya ahşabının Türkiye distribütörü oldu.

Yüksek teknolojili ahşap artık Türkiye’de Marmara Forum Alışveriş Merkezi’ndeki OVO isimli sanatsal esere ilham kaynağı olan dönüştürülmüş ahşap ürünleri üreticisi Accsys Technologies, Accoya ahşabının Türkiye distribütörlüğü için Green Option Orman Ürünleri ile bir anlaşma imzaladı. Piyasadaki en gelişmiş ahşap ürünlerinden biri olan Accoya ahşabı, dış mekan ve normal kullanımlarda 50 yıl, yeraltı ve ıslak zemin kullanımlarında ise 25 yıl, kullanma garantisini ile rakiplerinin önüne geçiyor. Sadece FSC sertifikalı sürdürülebilir ormanlardan elde edilen ağaçlardan üretilmesi ve % 100 zehirsiz olması dolayısıyla üstün çevresel referanslara sahip olan Accoya ahşabı,ağaç dönüştürme işlemine tabi tutulmasına rağmen, boyutsal istikrar ve kalıcı dayanık özellikleriyle olası biçim kayıplarını en iyi tropik sert ağaçlarla aynı yüksek kalite ve güzellikte sağlıyor. Accoya’nın Türkiye distiribütörü Green Option Orman Ürünleri Genel Müdürü Jonas Frans Sigurjonson “Green Option Orman Ürünleri olarak müşterilerimize yüksek performans kalitesinde ve çevre dostu ürünler sunmayı hedefliyoruz. Diğer geleneksel ürünlere ve tropik sert ahşaplara kıyasla daha istikrarlı üstün performans gösteren Accoya, Türkiye iklimine mükemmel uyum sağlıyor. 356 farklı Accoya ahşabının birleştirme izi olma-

74

YAPI MALZEME - EKİM 2012

dan bir araya getirilmesi ile tasarlanan ve Marmara Forum Alışveriş Merkezi’nde sergilenen OVO, mimarlık, tasarım ve inşaat sektörüne Accoya’yı gösterebileceğimiz etkileyici bir platform oldu" dedi. Pencerelerden kapılara ve hatta OVO gibi sıra dışı sanatsal projelere kadar farklı kullanım alanları için mükemmel bir seçenek olan Accoya, sürdürülebilir biçimde elde edilen ve hızlı büyüyen yumuşak ağaçlara Accsys Technologies’e özel toksik olmayan bir işlem uygulanmasıyla üretiliyor. Accsys Technologies Satış Müdürü Victor Vos, “Accoya ahşabı, OVO gibi yüksek profilli projelerin yapımında kullanıldığından, küresel düzeyde yeni piyasalarda dönüştürülmüş ahşaba giderek artan bir talep ortaya çıkıyor. Araştırmaları Accoya’nın ahşap pencereler, kapılar ve cephe kaplamalarında güvenilirlik ve performans standartlarını yükselttiği ortaya koyuyor. Accoya, Avrupa’nın birçok ülkesinde ve dünya genelinde pek çok pazarda dayanıklılık, istikrarlılık ve güzellik nitelikleriyle mimarların ve inşaatçıların tercihi haline geldi. Kusursuz çevresel referansı ile Accoya’nın dış mekân uygulamalarında endüstri standardı haline geleceğine kesinlikle inanıyoruz. Green Option Orman Ürünleri ile ortaklığımız sayesinde Türkiye’de de kısa sürede piyasa lideri olmayı hedefliyoruz” dedi.


75

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Mükemmel sonuçlar almanın profesyonel yolu Boya, yenileme ve inşaatlarda profesyonel çözümler için yüksek kaliteli kendinden yapışkanlı tesa bantlar hızlı ve mükemmel sonuçlar almanıza yardımcı oluyor. Küçük bir iş, mükemmel bir sonuç; bu kısa formül yıllardır tesa yapışkan bantlarının itici gücü olmuştur. tesa SE; NIVEA’nın da dahil olduğu uluslararası başarıya sahip kozmetik markaların üreticisi Beiersdorf Grup’un 1800'lü yılların sonunda Hamburg’da kurulan bir şirketidir ve 2001 yılından beri bağımsız şirket olarak bu gruba bağlı olarak sadece yapışkanlı bant alanında faaliyet göstermektedir. Günümüzde tesa global arenada, Endüstriyel ve Tüketici Ürünleri olarak iki ana konuda 7000’i aşkın ürünle ve 880 milyon euro üzerinde ciroyla faaliyet göstermektedir. 1936'da çıkarılan ilk “tesa Maskeleme Bandı” tesa Mask gerçek bir yenilikti. Sürekli yapılan araştırmalar ile bugün maskleme bantları hem iç mekan hem de dış mekanda farklı uygulamaların yanı sıra büyük ölçekli maskeleme ve koruma özelliklerinden yararlanmaktadır.

Profesyoneller için boya bantı: tesa 4307 Boyacı Bantı Hassas boya ve düz çizgiler için yalnızca önemli becerilere sahip olmak değil, ayrıca uygun bir boyacı bantı da gerekir. Standart maskeleme bantları ile karşılaştırıldığında, tesa 4307 bant profesyonel bir çözümdür. Bu ince kreplenmiş kağıt maskeleme bantı, doğal kauçuk bazlı yapışkanı ile daha iyi bir ilk yapış-

76

YAPI MALZEME - EKİM 2012

ma, daha yüksek yırtılma direnci ve daha hassas boya kenarı sunar. Büyük alanları maskelerken bile harika yapışma kuvveti ile karakterize edilmektedir. 4307 bant iç mekânlarda 7 güne kadar kullanıma her tür boya için uygundur.

tesa 4333 Keskin Maskeleme Hassas Yüzey Boyama işleri sırasında özel koruma gerektiren yüksek kaliteli duvar kağıdı, değerli mobilya, ahşap kapı çerçeveleri ve hatta yeni boyanmış yüzeyler gibi hassas platformları korumaya yönelik tesa çözümüdür. Bu ürün, iç mekân alanlarında maskeleme sırasında yüksek kaliteli ve düz taşıyıcı malzemesi ürünün çeşitli yüzeylerde son derece rahat kullanılmasını sağlar. Sabit, nazik yapışkan kuvveti, hassas ve kritik yüzeyler için mükemmel bir yapışmayı garanti eder. Ürünün 7 güne kadar kalıntı bırakmadan kolayca sökülebilmesi birçok işin yalnızca bir kez uygulama ile tamamlanabilmesini sağlar. Solvent bazlı boyaların yanı sıra su bazlı boyalar ve cilalar için de önerilir.

tesa 4334 Keskin Kenar Maskeleme Bantı Maskeleme bantı tesa 4334 Hassas, özellikle keskin ve hassas boya kenarı gerektiren tüm işler için uygundur. Akrilik yapışkanlı ekstra ince ve güçlü bir kağıt taşıyıcıdan oluşur. Yüksek elas-


77

YAPI MALZEME - EKİM 2012


tikliği ile karakterize edilen bantın hafif şeffaf taşıyıcısı, bantın kolay konumlandırılması sağlar. Bu ince ama güçlü kendinden yapışkanlı bant kapıları, pencereleri, panjurları ve mobilyalar ya da duvar dekorasyonunu korumak için kullanılabilir. Hassas tesa® 4334 bant, cam, alüminyum, sert PVC ve ahşap gibi çok çeşitli yüzeylere yapışır. Özel taşıyıcı malzemesi ve özel olarak geliştirilmiş yapışkandan oluşan kombinasyonu sayesinde, bu bant iç mekân alanlarındaki uygulamasından sonra 5 aya kadar leke bırakmadan sökülebilir. Bu sayede pek çok işin bir kez uygulama ile tamamlanması mümkün olmaktadır. Solvent bazlı boyaların yanı sıra su bazlı boyalar ve cilalar için de önerilir.

tesa 4368 Pratik Örtü Herhangi bir boyama işlemine başlamadan önce, boya ile temas etmemesi gereken yüzeylerin emniyete alınması önemlidir. tesa 4368 Pratik Örtü büyük iç mekân alanlarının maskelenmesi ve korunması için mükemmel bir 2’si 1 arada çözümdür. Çevre dostu HDPE film ve hafif kreplenmiş yapışkan bant kombinasyonundan oluşur. tesa 4368 Pratik Örtü, iç mekân alanlarındaki tüm standart yeniden modelleme işlerindeki sınavını başarıyla vermektedir. Sıva dipleri, pencere eşikleri, kapı ve pencere çerçeveleri gibi düz yüzeylere kesin ve güvenli sabitleme sağlar. Kabartmalı film, boyanın korumalı yüzelere akmasını ya da sızmasını önler ve düz boya kenarlarına sahip temiz boyama sonuçları sunar. tesa 4368 Pratik Örtü’nün iç mekânlarda 7 güne kadar kullanımı önerilir.

tesa 60099 Alçıpan bant Çok güçlü ve düz fiberglas ağı sayesinde, tesa® 60099 alçıpan bant, alçıpan paneller arasında sağlam ve kalıcı bir bağlantı sunar. Tamir, boşluk ve çatlak yalıtımında yardımcıdır. Çok iyi çekme kuvveti ile birleşen iyi yapışma nitelikleri, ilk uygulamada bile yüzeylerin pürüzsüz şekilde birleşmesini sağlar. Tozlu yüzeylere bile güçlü şekilde yapışır. Alçıpan bant ince plaster katmanının hızlı kuruması sayesinde zamandan tasarruf sağlar ve yüzey üzerinde hemen boya uygulamasına olanak tanır. Açıklıklar ve çatlakların uygulama öncesinde yamanması gerekmez.

78

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Dış mekânları maskeleme:

Dış mekân çalışmalarında, bantların özellikle zor olan koşullara dirençli olması gerekir, çünkü bu ürünler güneş ışığına, yağmura, düşük sıcaklıklara ve aletlerin mekânik basıncına maruz kalır. Ayrıca çok çeşitli yüzeylerde kullanılmaları gerekir. Yalnızca dış mekân kullanımı için özel olarak geliştirilmiş bantlar bu gereksinimleri karşılayabilir.

Maskeleme bantı tesa 4437 UV

tesa 4437 UV , her tür dış mekân boyama işinde uygulanabilir. Düz hatların yanı sıra hafif kavislerde de düzgün boya kenarı elde edilmesine imkan verir.. Yüzeye uyumlu kağıt taşıyıcısı ve özel olarak geliştirilmiş yapışkanı sayesinde, bu bant dış mekân uygulamalarında 6 haftaya kadar kalıntı bırakmadan sökülebilmektedir. Bu sayede birden fazla boyama işi yalnızca tek uygulama ile tamamlanabilmektedir.

tesa 4372 Pratik Örtü UV

tesa 4372 Pratik Örtü UV, büyük dış mekân alanlarını maskelemek ve korumak için 2'si 1 arada bir çözümdür. Ürün, çevre dostu HDPE film ve tesa 4437 UV dirençli kağıttan oluşan bir kombinasyondur. Bu kombinasyon büyük dış mekân alanlarında hızlı ve verimli maskeleme sağlar. Rüzgar ve su geçirmez kabartmalı folyo HDPE boyanın korumalı alanlara sızmasına izin vermez. Bununla birlikte mavi bant, özellikle cam, alüminyum ve ahşap yüzeylerde net ve keskin boya kenarları elde edilmesini sağlar. 6 haftaya kadar UV ve neme karşıdayanıklıdır.

tesa 4837 Sıva bantı

tesa 4837 sıva bantı 2 haftaya kadar dış mekân uygulamalarına yönelik yumuşak PVC banttır. Pürüzsüz ve hafif pürüzlü yüzeylerin, boyama ve alçı çalışmaları sırasında kirlenmekten ve hasar görmekten korunması için önerilir. Bant, neme, zayıf alkalin çözeltilere, asitlere ve diğer birçok kimyasala karşı dirençlidir. Her işin kendine özgü zorlukları vardır. Bu nedenle her kendinden yapışkanlı bant, ilgili uygulama için hassas şekilde seçilmelidir. Uygulamalar ile ilgili sorularınız olduğunda firmanın web sayfasını ziyaret edebilirsiniz. En mükemmel sonuçlar için doğru ürünü seçmek için firma yetkililerine ulaşabilirsiniz.


79

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Yıldız Gaz, yeni fabrikasıyla kapasitesini iki katına çıkarıyor İstanbul Esenyurt’taki fabrikasının açılışını renkli bir organizasyonla gerçekleştiren Yıldız Gaz Armatürleri, yeni yatırımıyla kapasitesini iki katına çıkarmayı hedefliyor. Yıldız Gaz Armatürleri’nin yeni fabrika açılışı 22 Eylül 2012 tarihinde, firma müşterileri, tedarikçileri ve çalışanlarıyla beraber yaklaşık 500 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Renkli bir organizasyonla yapılan fabrika açılışında Şevval Sam, bir konser verdi. Konser öncesi fabrikayı gezerek fabrikanın imalathanesinde, çalışanlarla sohbet eden Sam, burada kaynak yapmadaki ustalığını da sergiledi. Oksijen kaynak ve kesme ekipmanları konusunda TSE belgeli üretim gerçekleştiren ve ISO9001 belgesine sahip olan Yıldız Gaz Armatürleri, bugün altı ana grup ve 350 çeşitten oluşan ürün grubuyla İstanbul Esenyurt'taki yeni fabrikasında 150 kişiden oluşan ekibiyle faaliyetlerine devam ediyor.18 bin metrekare kapalı alana sahip yeni üretim tesislerinin 2011 yılında tamamlanarak şirket tarihinin en büyük yatırımını gerçekleştirdiklerini kaydeden Yıldız Gaz Armatürleri Genel Müdürü Serdar Tekyıldız, bu fabrikanın 2012 yılı başından itibaren hizmet vermeye başladığını dile getirdi. Üretim verimliliklerine katkı sağlayacak ve üretim ihtiyaçlarına yönelik olarak planlanan binada yapacakları yatırımlarla kapasitelerini iki katına çıkara-

80

YAPI MALZEME - EKİM 2012

bilecek olanakları olduğunu belirten Tekyıldız, bunun da kendilerine daha rekabetçi fiyatlarla pazara, kaliteden ödün vermeden, ürünlerini sunma imkanı sağlayacağını savundu. Ürünlerini başta Avrupa olmak üzere toplam 43 ülkeye ihraç ettiklerini bildiren Tekyıldız, "Bu doğrultuda yapmış olduğumuz ihracatla toplam ciromuzun yüzde 50'sine ulaştık. Yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Fakat Avrupa'daki kriz sebebi ile yeni pazarlara yöneldik. Bu nedenle Ortadoğu ve Afrika bizim için 2012 sonrasında yeni bir hedef olarak şekillendi" diye konuştu. Firmanın üretim sürecine 1979 yılında İstanbul Karaköy'de küçük bir atölye ile başladığını ifade eden Serdar Tekyıldız, günümüzde yeni tesislerinde 150 kişilik ekibiyle, dünya standartlarına uygun, modern makine parkıyla üretimini artırarak faaliyetlerine devam ettiklerini aktardı. Kuruluşundan bugüne değişim ve yeniliği kurum kültürü olarak benimsediklerini ve üretimlerinde müşteri memnuniyetini hedeflediklerini dile getiren Tekyıldız, "Bunun neticesi olarak da Ar-Ge departmanımıza yapmış olduğumuz yatırımlar sonucu birçok yeniliği Türkiye sanayisinin hizmetine sunduk" şeklinde konuştu. Sektörle ilgili kısa vadede oksijen kaynak, kesme ve gaz armatürleri kullanı-


81

YAPI MALZEME - EKİM 2012


cılarının satın aldıkları ürünlerin standart belgelerine sahip, kaliteli, satış öncesi bilgilendirmesi ve satış sonrası servisi mevcut olan firmalar ile çalışmalarının beklendiğine değinen Tekyıldız, şunları söyledi: "Kısa vadede dünya genelinde pazar payımızı artırmak için uluslararası mevcut bayii sayımızı artırmayı hedefledik. Uzun vadeli hedefimiz ise müşterilerimizin beklentilerini çok iyi belirlemek ve sektörel piyasadan daha çabuk gelişmek. Standartlara uygun, kaliteli ürünler imal edip, müşteri memnuniyetinden ödün vermeden kurumsal, çok uluslu bir şirket olarak dünyanın sayılı firmaları arasında yer almayı planlıyoruz. Bu konu ile ilgili olarak teknik pazarlama bölümümüz; bayilerimiz, alt bayilerimiz ve kullanıcılarımıza yapmış oldukları ziyaretlerle aktif olarak hizmet vermeye başladı." Sektörlerinde güvenlik ve standart şartlarına uygun olmayan kalitesiz ve taklit ürünlerin hiçbir kontrol ya da denetleme olmadan piyasada yer almasının en önemli sorunları olduğuna dikkat çeken Serdar Tekyıldız, şöyle devam etti: "Ürünlerimiz yanıcı ve yüksek basınçlı gazlarla çalıştığı için mutlaka standartlarda belirtilen emniyet ve kalite şartlarına uygun olmalıdır. Bu şartlara haiz olmayan ürünlerin kullanımında insan ölümlerine yol açabilecek önemli sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Ama maalesef bazı ürünler hiçbir garantisi olmadan ithal edilip piyasaya sürülmekte ve fiyat cazibesi ile satabilmekte. Tüketiciler bu tip taklit ve kalitesiz ürünleri tercih ederken yaşayabilecekleri sorunları mutlaka göz önünde bulundurmalı. Aldığı ürünün kalite belgelerini talep etmeli ve ürünlerin markasına, menşelerine ve Sanayi Bakanlığı onaylı garanti belgesi bulunup bulunmadığına bakmalıdır." Bu konuda yetkili kurumlardan firmaları haksız rekabetten ve tüketiciyi sağlıksız üründen koruyacak çalışmaları yürütmelerini beklediklerini söyleyen Serdar Tekyıldız, özellikle Uzakdoğu'dan ithal edilen ürünlerin kontrolü hususunda ilgili yönetmeliklerin geliştirilmesi ve tüm ürünlerin mutlaka TSE ve EN normlarına uygun şekilde Türkiye'ye sokulması gerektiğine işaret etti.

82

YAPI MALZEME - EKİM 2012


83

YAPI MALZEME - EKİM 2012


‘Onur Ülkesi’ Türkiye’nin, Tabanlıoğlu gururu Tabanlıoğlu Mimarlık, ‘Onur Ülkesi’ Türkiye’nin Cityscape Global 2012’de oluşturduğu güçlü rüzgarı, aldığı ödül ile taçlandırdı. Tabanlıoğlu Mimarlık, Astana Medya Merkezi projesi ile Cityscape Global 2012 Mimarlık Ödülleri’nde “Uygulanmış Kamu&Kültür Projesi” dalında büyük ödüle layık görüldü. Alanında dünyanın en önemli buluşmalarından olan Cityscape Global 2012, 2 – 4 Ekim tarihleri arasında Dubai World Trade Center’da gerçekleştirildi. Şeyh Maktoum bin Mohammed bin Rashid Al Maktoum tarafından açılışı yapılan Cityscape Global 2012, 31 ülkeden 175 katılımcı firma ve 25 binin üzerinde ziyaretçisi ile uluslararası arenada yine büyük bir başarıya imza attı. Cityscape Global 2012’nin ilgi odağında ise Türkiye yer aldı. Bu yıl ‘Onur Ülkesi’ seçilen Türkiye, düzenlenen GYODER panelleri, konferanslardaki temsilcileri ve katılımcı Türk firmalarının stand ve projeleri ile Cityscape Global 2012’nin en çok ilgi çeken ülkesi oldu. Cityscape Global 2012 Mimarlık Ödülleri ile de Türkiye’nin bu büyük başarısı tescillendi.

TÜRKİYE ONUR ÜLKESİ

‘ASTANA MEDYA MERKEZİ’ PROJESİ İLE ‘UYGULANMIŞ KAMU&KÜLTÜR PROJESİ’ ÖDÜLÜ

Tabanlıoğlu Mimarlık, Cityscape Global 2012 süresince, diğer güncel projeleri ile birlikte Dubai’de halen inşaatı süren “Crystal Towers” projesini de fuar izleyicisi ile paylaştı.

Fuar ve konferansın yanı sıra düzenlenen Cityscape Global 2012 Mimarlık Ödülleri yarışmasına da Türkiye damgasını vurdu. İki dalda, altı ayrı kategoride ödüllerin dağıtıldığı yarışmada, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da Tabanlıoğlu Mimarlık ödüle ulaştı. Yarışma finallerinde, “Astana Medya Merkezi” ve “Tripoli Kongre Merkezi” projeleri ile “Uygulanmış Kamu & Kültür Projesi” dalında 3 adaylıktan ikisine sahip olan Tabanlıoğlu Mimarlık, “Asmacatı Alışveriş ve Buluşma Noktası” ile de “Uygulanmış En İyi Ticari Yapı” dalında aday gösterilmişti. Ödül adayı projeler, Cityscape Global 2012 süresince düzenlenen sergi ile uluslararası yatırımcı ve mimarların ziyaretine açılmıştı. Dünyanın önde gelen mimari gruplarının finale kalan projeleri arasında Tabanlıoğlu’nun “Astana Medya Merkezi” projesi, jüri tarafından büyük ödüle layık görüldü.

BURJ KHALIFA’DA ÖDÜL TÖRENİ Dünyada çok önemli projelere imza atmış mimarlık ofislerinin projeleri ile katıldığı Cityscape Global 2012 Mimarlık Ödülleri, 3 Ekim akşamı Armani Otel, Burj Khalifa’da yapılan törende sahiplerini buldu. Mimarlık, tasarım, inşaat ve yatırım dünyasından önemli temsilcilerinin katıldığı törende; “Uygulanmış Kamu & Kültür Projesi” büyük ödülünü, Tabanlıoğlu Mimarlık adına Melkan Gürsel Tabanlıoğlu ve Özdem Gürsel birlikte aldılar.

TABANLIOĞLU’NUN CITYSCAPE’DE ÖDÜL GELENEĞİ Tabanlıoğlu Mimarlık, Cityscape Global Mimarlık Ödülleri’nde geçmiş yıllarda da; “İstanbul Modern”, “Galataport”, “Kanyon”, “DMC Ankara”, “Levent Loft”, “Zorlu Center”, “Tripoli Kongre Merkezi” ve “Dubrovnik Libertas Otel” projeleri ile birçok farklı dalda büyük ödüllere layık görülmüştü. Bugüne kadar ulusal ve uluslararası alanda birçok başarısıyla ödüle uzanan Tabanlıoğlu Mimarlık, 2011 yılında da Loft Bahçe projesi ile dünyanın en prestijli değerlendirmelerinden biri olan Uluslararası RIBA Mimarlık Ödülü’nü alarak, mimarlık dünyasının odağına yerleşmişti.

84

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Türkiye’nin ‘Onur Ülkesi’ olduğu Cityscape Global 2012’de, GYODER de uluslararası arenada Türkiye’deki gelişmeleri anlatmak üzere Dubai’de aktif bir rol aldı. Türkiye’den çeşitli kurumların fuara geniş katılımının yanı sıra 3 Ekim’de iki panel de gerçekleşti. “Türkiye’nin 10 Yıllık Geleceğindeki Cazip Yatırım Fırsatları Nelerdir?” başlığı altında, GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Gökçe’nin yönetiminde gerçekleştirilen ilk panelde; Avi Alkaş, Galip Tözge, Alaeddin Babaoğlu’nun yanı sıra Melkan Gürsel Tabanlıoğlu da konuşmacılar arasında yer aldı.

“CRYSTAL TOWERS” PROJESİ DE TANITILDI

TABANLIOĞLU DUBAİ OFİSİ’NDE İLK RESEPSİYON Tabanlıoğlu Mimarlık, 2012 yılı başından itibaren faaliyetlerini sürdürdüğü Tabanlıoğlu Dubai Ofisi’nde T.C. Dubai Başkonsolosu Elif Çomoğlu Ülgen’in himayesinde gerçekleşen resepsiyona da ev sahipliği yaptı. 2 Ekim akşamı T.C. Abu Dhabi Büyükelçisi Ş. Vural Altay’ın da katılımıyla gerçekleşen resepsiyonda, Dubai’nin önde gelen iş, sanat, medya mensupları biraraya geldi.


85

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Domotex Middle East'in yeni yeri:

İstanbul DOMOTEX Middle East fuarı 7. yılında ilk kez İstanbul'da düzenleniyor. Zemin kaplama endüstrisi ve ürün grubunu ilgilendiren tüm sektörleri kapsayacak DOMOTEX Middle East, İstanbul Fuar Merkezi'nde 8-11 Kasım 2012 tarihleri arasında katılımcı ve ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanıyor. Ortadoğu bölgesinin halı ve yer döşemeleri alanındaki lider fuarlarından DOMOTEX Middle East, Dubai'deki altı yılın ardından İstanbul'a taşınıyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz Hannover-Messe International İstanbul Genel Müdürü Alexander Kühnel, "Artık iş dünyasının kalbi İstanbul'da atıyor. Dubai fuarına katılan müşterilerimiz istediği için fuarı İstanbul'a taşındık" açıklamasını yaptı. Alexander Kühnel’e fuarı Dubai'den İstanbul'a taşıma nedenlerini ve fuar kapsamında gerçekleştirecekleri etkinlikleri sorduk.

Domotex Middle East fuarından kısaca bahseder misiniz? “8-10 Kasım 2012 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilecek olan DOMOTEX Middle East, dünyanın önde gelen halı ve döşeme ticari fuarı olan Hannover'deki orijinal DOMOTEX'in oluşturucusu Deutsche Messe AG tarafından İstanbul’da ilk

86

YAPI MALZEME - EKİM 2012

kez organize edilecek. Deutsche Messe'nin dünya çapında dört noktada (Çin, Rusya, Türkiye ve Hannover) düzenlediği DOMOTEX fuarları, ziyaretçilere ve katılımcı şirketlere en son trendler ve piyasadaki gelişmelere ilişkin bir bakış açısının yanı sıra çok geniş bir network oluşturma ve bilgi paylaşımı imkanı sunan özel iş platformlarıdır. Birçok karlı iş imkanı sunan Ortadoğu Bölgesi sektör firmaları için cazip bir bölge olma özelliğini sürdürmektedir. Bu nedenle fuarın yine aynı bölge için, ancak farklı bir yerde düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Sektör için önemli olan bu bölgede fuar yapılabilecek iki merkez bulunmaktadır: Dubai ve İstanbul. Fuar altı yıl Dubai'de gerçekleştirildikten sonra İstanbul'a taşınmıştır. Aynı zamanda İstanbul, 2012 yılında %3.3'lük büyüme oranına sahip güçlü ekonomisi ve Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Rusya ve Avrupa gibi çok sayıda pazara erişimi sebebiyle fuarın düzenleneceği ülke Türkiye, şehir ise İstanbul seçilmiştir.”


87

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Hannover-Messe International İstanbul Genel Müdürü Alexander Kühnel, “Türkiye uluslararası yer döşemesi endüstrisinde önemli rol oynuyor” dedi.

DUBAİ YERİNE İSTANBUL Bu fuarda gerçekleştirilecek etkinlikler neler olacak? “Hemen hemen her fuarımızda gerçekleştirdiğimiz gibi DOMOTEX Middle East’te de fuarın yanı sıra çeşitli konferans ve seminerler düzenleyeceğiz. Böylelikle ziyaretçiler hem sektörün geleceği, sektördeki trendler hakkında bilgi edinebilecek hem de bunları standlarda görme imkanına sahip olacaklar. Orsiad’ın desteğiyle ''Yer döşemesinin geleceği'' adlı sektörel bir forum düzenlemeyi planlıyoruz. Bu forumu, fuarın ilk günü olan 8 Kasım tarihinde, açılış töreninden sonra saat 13.00'te gerçekleştireceğiz. Yer döşemesi endüstrisindeki tüm profesyonelleri bir araya getirerek halı, parke ve PVC olmak üzere üç ana konu çerçevesinde sektörün temel sorunlarını tartışmayı amaçlıyoruz. Konferans sırasında sektör birliklerinden ve sektörün başlıca şirketlerinden temsilcileri konuşma yapmaları için davet etmekten de memnuniyet duyuyoruz. Aynı zamanda, İstanbul'daki İç Mimarlar Odası ile de işbirliği içerisindeyiz. Fuarımıza tam destek vermektedirler ve bu işbirliğiyle sektörden uzmanlarla başka bir konferans daha düzenlemeyi amaçlıyoruz. Konferansla ilgili ayrıntılı bilgiler kısa zamanda açıklanacaktır. İHİB (Halı İhracatçıları Birliği) bu sene Domotex Middle East kapsamında geleneksel ''Halı Tasarım Yarışması Ödül Töreni''ni düzenlemeye karar verdi. Seçilen halılar 4 gün boyunca ziyaretçilere sunulacak ve ödül töreni fuarın ikinci gününde gala kokteylimizle birlikte yapılacak.”

TÜRKİYE DÜNYANIN EN İYİ 5 TEDARİKÇİSİNDEN BİRİ Türk halı ve yer döşemesi sektörüyle ilgili bir değerlendirme yapabilir misiniz? “Türkiye uluslararası yer döşemesi endüstrisinde önemli rol oynamaktadır. Avrupa ve Asya olmak üzere iki kıta üzerindeki konumuyla el yapımı ve makineyle üretilmiş halıda ve yer tekstilinde dünyanın en iyi 5 tedarikçisinden biri sayılmaktadır.

88

YAPI MALZEME - EKİM 2012

İhracatının dörtte biri Yakın Doğu'da satılmaktadır. Bu bilgi, Türkiye'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki özel önemini vurgulamaktadır. DOMOTEX Middle East'de yer almak sadece Türkiye'de değil, tüm Orta Doğu'da, Kuzey Afrika'da ve Orta Asya'da yeni potansiyellerin önünü açacaktır. 2012 yılı halı endüstrisi ihracat hedefi 2 milyar $ olan Türkiye, DOMOTEX Hannover 2012 fuarında net 17.256 m2 sergi alanı ve 151 katılımcı şirket ile gerçekleştirdiği katılımla 1 numaralı yabancı ülke olmuştur. Bu da halı ve zemin kaplamaları sektöründe ne kadar güçlü ve sürekli gelişmekte olan bir ülke olduğumuzun bir göstergesi.”

Fuarda şu anda kaç firma bulunmaktadır? “Fuarda 22 ülkeden 135 firma yerini almış bulunuyor.”

Fuarın uluslararası boyutu hakkında bilgi verebilir misiniz? “DOMOTEX Middle East uluslarası arenada şimdiden yoğun ilgi gördü. Dünyanın farklı ülkelerinden bir çok uluslararası firma fuarda yerlerini ayırtmış bulunmakta. Bu ülkeler ABD, Avusturya, Bangladeş, Belçika, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Hindistan, İran, İtalya, Malezya, Hollanda, Pakistan, Portekiz, Güney Kore, İspanya, BAE ve İngiltere. Ayrıca TC Ekonomi Bakanlığı da fuarımızı destekleyerek seçilen 35 ülkede tanıtacak ve alım heyeti organizasyonu gerçekleştirecek. Aynı zamanda, özel satın alma programları çerçevesinde hedef ülkelerden bazı karar mercilerini ve gazetecileri konuk olarak davet edeceğiz. İş dünyasından delegasyonlar, katılımcı şirketlerle stantlarında yüz yüze görüşme imkanına sahip olacak. Fuarımızın hedef ziyaretçi ülkeleri olan Azerbaycan, Afganistan, Ermenistan, Suriye, Kuveyt, Bahreyn, Katar, BAE, Umman, Suudi Arabistan, Yemen, Mısır, Pakistan, Irak, İran, Lübnan, İsrail, Turkiye ve Türkmenistan’da da tanıtım çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor.”


89

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Cermitherm kullanılan binalarda enerji tasarrufu sağlanıyor Koramic Yapı Kimyasalları, enerji verimliliğinin yanı sıra çevrenin korunmasını sağlayan yalıtım ürünleri sistemini Cermitherm markası ile pazara sunuyor. Genel olarak karasal iklimin hüküm sürdüğü ülkemizde, inşaatlarda enerji kimlik belgesi ile yeni bir döneme hazırlanıyoruz. Isı yalıtımı; yapılarda enerjinin verimli kullanılması ve enerji israfının önlenmesi amacıyla gündeme gelen enerji kimlik belgesinin en önemli şartlarından bir haline geldi. Koramic Yapı Kimyasalları, enerji verimliliğinin yanı sıra çevrenin korunmasını sağlayan yalıtım ürünleri sistemini Cermitherm markası ile pazara sunuyor. Ülkemizin birçok bölgesinde kışın çok soğuk ve yazın sıcak geçmesi, tüm yapılarda yalıtım sistemlerini zorunlu hale getiriyor. Avrupa’nın önemli yapı kimyasalları markasından Cermix in Cermitherm dış cephe ısı yalıtım sistemleri markası, Türkiye’de üretilip Avrupa’ya da ihraç ediliyor. Binalarda enerji tasarrufu sağlamanın en etkili yolu olan Cermitherm ürünleri, çok çeşitli ve değişik malzemelerle alternatif çözümler oluşturuyor. Sektör profesyonelleri tarafından avantajlarına göre seçilip uygulanan Cermitherm, hem farklı yalıtım malzemelerinin kullanımına imkan veriyor; hem de binalardaki ısı yalıtımını en verimli şekilde yerine getiriyor. Cermitherm Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri, yalıtımın bir bütün olduğu ilkesi ile oluşturulmuştur. Cermitherm uygulandığı yapılarda ısı köprülerini ortadan kaldırmakta, küf ve mantar gibi zararlı organizmaların yaşam alanlarında oluşumunun önlenmesi sağlayarak yalıtımdan en etkili sonucun alınmasını sağlamaktadır.

ISI YALITIMI CERMIX GÜVENCESİNDE Farklı sıcaklıktaki iki ortam arasındaki ısı transferini azaltan, dış ortam sıcaklığını içeriye sokmadan, içerideki sıcaklığı en

90

YAPI MALZEME - EKİM 2012

iyi şekilde koruyan Cermitherm Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri; tüm yalıtım aşamalarını kapsıyor. Cermitherm, uzun ömürlü, ekonomik, dekoratif ve son derece güvenli bir şekilde ısı yalıtımı sağlıyor. Cermix, konusunda uzman uygulamacı bayileri ve teknik uzman ekipleri ile her proje için detay çözümlemeleriyle ürün analizi yapıyor, yapılan testler sonucunda en doğru sistemi belirliyor; böylelikle her hava koşuluna, her binanın durumuna ve konumuna uygun sistem seçilerek en sağlıklı sonuç en ekonomik şekilde elde ediliyor. Cermitherm Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri ile ısıtma ve soğutma giderlerinden yüzde 40 ila yüzde 60’ a varan tasarruf sağlanıyor ve her iklim koşulunda mükemmel performans yakalanıyor. Sağlıklı, dekoratif ve ekonomik çözümler sunan Cermitherm Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri çevreye ve insana olan saygıyıda en üst seviye ye çıkarmaktadır. Cermitherm dış cephe ısı yalıtım sistemleri bütün bu özelliklerinin yanı sıra; - Çevre dostudur, CO2 emisyonununu önemli derecede azaltır, hava kirliliğini önler. - Her iklim koşulunda kusursuz performans gösterir. - Uzun ömürlü ve kalıcıdır. - Kolay taşınır ve uygulanır; onarım giderlerini azaltır. - Isıtma – soğutma tesisatı yatırım ve işletme maliyetlerini düşürür. - Üstün özellikleri ile uygulandığı her binanın değerini katlar. - Cermitherm, sağlıklı ve mutlu aile bireyleri ve çevre oluşuna katkıda bulunur.


91

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Mantolama, ısıtma ve soğutma giderlerini

yarı yarıya azaltıyor Yapılarda ısınma ve serinleme amaçlı kullanılan kombi, kalorifer, klima ve benzeri cihazların sarf ettikleri enerji, uygulama yapılan alanlarda mantolama tatbikatları ile yüzde 50 azaltılabiliyor. Isı Yalıtım Sistemi binaya 1 defaya mahsus ve karşılık beklenerek yapılan bir yatırım olması gerektiği gibi maliyetli olması bina sakinlerinin önünde engel. Bundan dolayı yatırımın boşa gitmemesi için uygulama profesyonelce yapılmalıdır. Isı yalıtım malzemelerinin bölge ve yıllık ısı farkı göz önünde bulundurularak seçilmesi gerekir. Yapılarda ısınma ve serinleme amaçlı kullanılan kombi, kalorifer, klima ve benzeri cihazların sarf ettikleri enerji, uygulama yapılan alanlarda mantolama tatbikatları ile yüzde 50 azaltılabiliyor. Eğer binaların temel ve çatılarında da ısı yalıtımı yapılmışsa bu oran yüzde 60’lara kadar çıkabiliyor. Bu kadar önemli bir tasarrufun sadece kişisel bütçelere değil ülke ekonomisine de önemli katkılar sağlayacağı da ortada.

MANTOLAMA DA ÜRÜN SEÇİMİ ÖNEMLİ Epsa Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, ürün alımında ve uygulamasında dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıraladı. “Binalarımızda en önemli ısı kayıpları kolon ve kirişlerden kaynaklanmaktadır bu sebep ile iç duvarlarda yapılacak mantolama tatbikatları asla sonsuz ömürlü olamayacaktır, dış cephede ve bina duvarlarının tamamını kaplamadıktan sonra mantolama sistemlerinde tatmin edici sonuç alınamaz. Sistemin ana prensibi hiçbir aralık kalmayacak şekilde yapının dışarıdan ısı yalıtım levhaları ile kaplanmasıdır. Kolonlar, kirişler, duvarlar, pencere merkezleri, çıkma altları bir bütün olarak mantolanmalı ve yapının tamamı koruma altına alınmalıdır. Doğru bir şekilde Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri ile kaplanan bir binanın korozyon problemini bir daha yaşamayacağını, yaşının sabitleneceğini ve mantolamanın bina ömrü kadar hizmet verebileceğini unutmamamız gerekmektedir”. Son yıllarda diğer binalarda olduğu gibi konutların da bina yükseklikleri göz önüne alındığında, dış duvarlara ısı yalıtımı uygulanması gerektiği yeniden gündemleri meşgul ediyor.

YALITIM TAM YAPILMALI Nurcan Özdemir, dış yalıtım için duvarlarda kullanılacak yalıtım malzemelerinin nemle ilişkiye geçtiklerinde mekânın yapısını olumsuz yönde etkilemeyen ve yalıtım özelliğinde bir değişiklik olmayan malzemelerden seçmek gerektiğini ifade etti.

ÜRÜN KADAR UYGULAYICI DA ÖNEMLİ Nurcan Özdemir, uygulamanın çok önemli olduğunu belirtirken tanıdık usta tercihinin yanlış bir alışkanlık olduğunu aktarırken mantolamanın basit bir uygulama gibi görünmesine karşın kendi içerisinde pek çok detaya ve uygulama tekniklerine dayalı bir sisteme sahip olduğunu söyledi. “Sadece iyi malzeme veya iyi usta doğru bir uygulama için yeterli değil” diyen Nurcan Özdemir, “Mantolama ancak doğru malzemeyi, doğru ustanın, doğru bir şekilde uygulaması halinde iyi bir sonuç veriyor. Firmanın uygulama ustalarının sertifikalı olması da en iyi ve sorunsuz sonucu elde etmeye yardımcı oluyor. Binaların dış cephesinin ısı yalıtımı malzemeleri ile kaplanması anlamına gelen mantolama, ısıtma ve soğutma giderlerini yarı yarıya azaltıyor, binanın ise ömrünü

92

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Epsa Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir;

uzatıyor. Binanın su almasını engelleyerek paslanmayı önlüyor, depreme karşı daha sağlam yapılar yaratıyor. Ayrıca nemden kaynaklanan küf, rutubet, mantar ve kötü koku oluşumunun önüne geçerek, sağlıklı ve konforlu yaşam alanlarına imkân sağlıyor. Tüm bu yararlarına rağmen ülkemizde ısı yalıtımı ve mantolama ile ilgili bilinç çok yetersiz. Bu nedenle 17 milyon binanın yüzde 90’ı hâlâ yalıtımsız” ifadesinde bulundu. Özdemir, “Isı iletkenlik değeri en düşük ısı yalıtım malzemesi olan renkli köpük EPS; bünyesine su almıyor, yağmur, kar, don gibi dış hava şartlarından etkilenmiyor. Bu nedenle sıva ve boya yüzeyinde çatlak oluşumunu, bina içinde ise küf ve rutubet oluşumunu engelliyor. Bina ömrü boyunca başlangıçtaki ısı yalıtım performansını sürdürebilen dayanıklılığı sayesinde renkli köpük EPS, maksimum enerji tasarrufu sağlıyor. Nurcan Özdemir, mantolamayla ilgili sorun yaşayanlar için ise “Uygulama firmalarından mantolama için teklif alırken, cephe metrajının doğru çıkarılması maliyetlerin doğru hesaplanması açısından çok önemli. Uygulamayı yapacak olan firmanın vereceği detaylı bir fiyat teklifinde, malzemelerin metrekare tüketim miktarlarını görüp, uygulama başlamadan eğer eksik kullanılan bir takım malzemeler varsa bunları tespit edip müdahale etmek mümkün oluyor. Kullanıcıların beklentileri, mantolama ile ilgili teknik şartnamelere uygunluk ve firma/ ürün/uygulama garantisi olmalı. Paket sistemler bu nedenle daha güvenilir, zaman içinde kalitesi kanıtlanmış, uygulama ve ürün garantisi verebilen kurumsal firmaların ürünleri” dedi.

DOĞRU YALITIMIN PÜF NOKTALARI Mantolama, enerji tasarrufunun yanında yapıların betonarme bölümlerinde korozyonu önleyerek yapı ömrünün uzamasına da yardımcı oluyor. Ayrıca iç mekânda rutubet oluşumu ve küflenmelere karşı da yapıları koruyarak konforlu iç mekân koşulları oluşturuyor. Mantolamanın sayısız avantajlarına rağmen uygulama sürecinde yapılabilecek hatalar kötü sonuçlar doğurabiliyor. Gerek tüketiciler gerekse uygulayıcılar açısından, mantolama konusunda dikkat edilmesi gereken kritik noktalar bulunuyor. Paket sistemler tercih edilmeli ve Eps paket sistem olmalı.


93

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Kale Çelik Kapı’dan

kesintisiz güvenlik Kale’nin güvenlik teknolojisinde sahip olduğu 60 yıllık birikimle, müşteri talepleri doğrultusunda tasarladığı “Acil Çözüm Kapısı”, hırsız tarafından kapısı zarar görmüş olup kapılarını değiştirmek isteyenler için hızlı, pratik ve güvenli bir çözüm sunuyor. Öncü uygulamalarıyla sektörünün lider markası olan Kale Çelik Kapı, sektörde bir ilki daha müşterilerinin hizmetine sunuyor. Kale’nin güvenlik teknolojisinde sahip olduğu 60 yıllık birikimle, müşteri talepleri doğrultusunda tasarladığı “Acil Çözüm Kapısı”, hırsız tarafından kapısı zarar görmüş olup kapılarını değiştirmek isteyenler için hızlı, pratik ve güvenli bir çözüm sunuyor. “Acil Çözüm Kapısı”, zarar gören kapının yerine sipariş edilen yeni kapı hazır olana kadar, Kale Çelik Kapı’nın üst düzey kalite standartlarında geçici bir güvenlik çözümü getiriyor. Standart kapı üretme süresini beklemeye gerek olmadan, birkaç saat içinde takılabilecek olan “Acil Çözüm Kapısı”, Kale Çelik Kapı Bayileri ve Kale Güvenlik Merkezlerini arayarak sipariş edilebiliyor.

KİŞİYE ÖZEL PRATİK UYGULAMALAR Bir terzi gibi, özel ölçüde kapı üreten Kale Çelik Kapı’nın tasarımı “Acil Çözüm Kapısı”, uluslararası güvenlik standartlarından ödün vermeden kullanım kolaylığı sunuyor. Çift yönlü kancalı kilit sistemiyle hem sağdan hem de soldan kilitleme imkanı tanıyan “Acil Çözüm Kapısı”, eninden ve boyundan ayarlanabilir ölçüleri sayesinde kapıya göre geçici olarak takılabiliyor. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Kale Kilit ve Kale Çelik Eşya Genel Müdürü Nadir Erze, “Yüksek kalite hedefiyle, AR-GE çalışmalarımızı, müşterilerimizin ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda sürdürerek yeni ürün teknolojileri geliştiriyoruz. Kale Çelik Kapı’nın güvenlik, dayanıklılık ve mükemmel servis garantisini bir arada sunduğumuz “Acil Çözüm Kapısı”nı müşterilerimizin kullanımına sunmaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz. Bu uygulamayla, hırsızlık gibi üzücü bir durumla karşılaşan ve yeni kapı sipariş veren müşterilerimize bekletmeden hizmet verebileceğiz. Böylelikle müşterilerimiz kapı siparişi verdikleri dönemde de Kale Çelik Kapı güvencesine ve konforuna sahip olacaklar” dedi.

94

Kale Kilit ve Kale Çelik Eşya Genel Müdürü Nadir Erze YAPI MALZEME - EKİM 2012


95

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Hafele, yüksek güvenlik özelliğine sahip Dialock elektronik kilit sistemleriyle otel yatırımlarının da baş aktörlerinden biri konumunda.

Hafele’den yüksek güvenlikli

elektronik kilit sistemleri Transponder teknolojisi sayesinde, manyetik kartlar ve çip kartlardan farklı olarak, herhangi bir güç beslemesi ve temas gerektirmeden kapıların açılıp kapanmasını sağlayan Dialock elektronik tanıma ve kilit sistemi,“hacker“lara bile asla geçit vermiyor. Yüksek güvenlik, otel projelerinin öncelikli konusu; kimi otel kapılarının “hack’lenebildiğine” dair haberler zaman zaman turizm dünyasının gündemini meşgul ediyor. Dışarıdan temin edilen bir cihaz ile bağlantı kurulup; terminal içerisindeki yetkili kart bilgilerini okuma ve bu kart bilgilerini tekrar cihaza gönderildiği sahte kart yöntemiyle kapıların açılabiliyor olması önemli bir güvenlik açığı sorunu. Dialock elektronik terminallerde ise böyle bir güvenlik açığı asla bulunmuyor. Dialock terminaller fiziksel bağlantı (soket) ile değil Infrared ile haberleştiriliyor; infrared portunu devreye sokmak için sistemden üretilen özel bir parametre anahtarını kullanmak gerekiyor. Personel kartında haberleşme yetkisi olmadan kart kapıya gösterilse de kapı terminali ile haberleşme sağlanamadığından işlem yapılamıyor. Diğer yandan hangi yetkili kartın hangi personele ait olduğuna dair tüm bilgiler Dialock programının LOG’larından da görüntülenebiliyor.

96

YAPI MALZEME - EKİM 2012

DIALOCK iLE HACKER’LARA GEÇİT YOK Son yıllarda teknolojik gelişmelere bağlı olarak, özellikle otellerde, konutlarda, sosyal tesislerde ve şirketlerde elektronik kilitleme sistemlerinin yaygınlaşması sonucunda, metal anahtarlar ve manyetik kartların yerini temassız sistemler alıyor. Dialock’ta kullanılan transponder teknolojisi sayesinde, manyetik kartlar ve çip kartlardan farklı olarak, herhangi bir güç beslemesi ve temas gerektirmeden kapılar açılıp kapanabiliyor. Sistemin temassız çalışması bakım gerekliliğini azaltıyor ve kilidin yıpranmasını engelliyor. Dialock kilitleme sistemi ayrıca kullanıcı dostu yazılımları sayesinde kullanıcıların yaşam standartlarını artırıyor. Bu sistemin kullanım alanları arasında oteller, iş merkezleri, hastaneler, spor salonları, yurtlar, kuyumcular vb. mekanlar yer alıyor. Dialock sayesinde tek bir akıllı anahtarla bina girişine, otoparka, spor salonuna ve kişiye özel dolaplara giriş yapılabiliyor. Bu alanlara girişleri gözlemlemeyi de sağlayan kilitleme sistemi her kullanıcıya farklı yetki verebilme imkanı sunarak oluşturduğu güvenlik duygusunun yanı sıra konforu da beraberinde getiriyor.


97

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Mimar Dr Ece Ceylan Baba: “Demokrasi ile yönetilen bir ülkenin en büyük metropolü olan İstanbul’da kentlilere kentsel kararlarda yer alma hakkı tanınmalıdır.”

Ece Ceylan Baba

‘Etkileşimli Tasarım Süreci’ni anlatıyor Mimar Dr. Ece Ceylan Baba, Tasarım Demokrasisi ve İstanbul başlıklı çalışmasının odağında esas olarak “Etkileşimli Tasarım Süreci” kavramını anlatıyor. Demokratik yönetimlerin metropollerinin, makrodan mikro ölçeğe kadar her aşamasının planlanmasında, kullanıcı katılımı kavramının uygulanmasının ne derece önemli bir şart olduğunu özellikle vurguluyor. Yalnızca şehir ve bölge planlamacıları, mimarları ve ilgili devlet kurumlarının uzmanlarını değil, kentlilik bilincine sahip olmak isteyen tüm bireyleri ilgilendiren bu değerli çalışma; sağlıklı şehirler için doğru planlama kavramının, tabandan tavana ve tavandan tabana iki yönlü bir yaklaşımla gerçekleştirilebileceğini ve bunun için de öncelikle kentlilik bilincini geliştiren bir eğitimin verilmesi gerektiğini gözlerimizin önüne seriyor. Küreselleşme kavramının tarihsel gelişimi ve günümüz metropollerinin gelişimi üzerindeki etkileri ile dünyadan doğru ve sağlıklı metropol örneklerinin incelenmesi gibi konunun kavranması açısından son derece yararlı ön bilgileri aktarmasının yanı sıra kitap; İstanbul-Levent olarak seçilen bir pilot bölge üzerinden gerçekleştirilen bir anket ve örnekleme çalışmasıyla mikro ölçekte de örnek bir modelle çalışması gerçekleştiriyor.

98

YAPI MALZEME - EKİM 2012

SAĞLIKLI METROPOL PLANLAMALARI İÇİN ETKİLEŞİMLİ TASARIM SÜRECİNİN ÖNEMİ • Tasarım Demokrasisi ve İstanbul, Küreselleşme Sürecinde Yüksek Yapılaşma şu sorular çerçevesinde, konuyu bütün boyutlarıyla sorguluyor ve verdiği cevaplarla örnek çıkarımlar gerçekleştiriyor; • Dünya’daki metropoller ve içinde barındırdığı kentli nüfusu ne kadar daha büyüyebilir? • İnsanoğlu tarih boyunca teknoloji ve ekonominin izin verdiği ölçüde neden sürekli erk kavramını ön plana çıkaran bir yapılaşma türünü tercih ediyor? • Kentler, metropoller daha ne kadar dönüşebilir? • Kentli bu dönüşümlerin ve başkalaşmanın neresindedir? • Bütün bu gelişmeler ışığında İstanbul’a neler oluyor? Mimar Dr Ece Ceylan Baba’nın şu sözü ise kuşkusuz bu kitabın en vurucu ve altı çizilmesi gereken ana cümlesini oluşturuyor; “Demokrasi ile yönetilen bir ülkenin en büyük metropolü olan İstanbul’da kentlilere kentsel kararlarda yer alma hakkı tanınmalıdır.”


99

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Ayvaz, İzmit ve Silivri’de sektörü bir araya getirdi Ayvaz’ın geleneksel “Tesisat Buluşması” seminerlerinin dokuzuncusu ve onuncusu 26-28 Eylül tarihlerinde, İzmit ve Silivri’de toplam 450 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Bugüne kadar İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep ve Adana gibi sanayisi gelişmiş şehirlerde düzenlenen ve katılımcılar tarafından büyük ilgi gören seminerlerde İTÜ Makine Fakültesi’nden Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, Ari Armaturen genel merkezinden Tim Wallis ve Ayvaz A.Ş. Kocaeli Bölge Müdürü Ersun Gürkan konuşmacı olarak kürsüyü aldı. Buluşmaların açılış konuşmasını yapan Ayvaz A.Ş. Satış Müdürü Süleyman Alço; şirketin tarihçesini, kalite politikasını, iç ve dış pazardaki başarılarını detaylı bir şekilde dinleyicilerle paylaştı. Avrupa Kompansatör ve Esnek Metal Hortum Üreticileri Birliği’ne üye olan ilk ve tek Türk şirketinin Ayvaz olduğunu da dile getiren Alço, şirketlerinin sektörde yine bir ilke imza attığını vurguladı. İlk sunumun ardından sözü alan Ersun Gürkan, Ayvaz’ın ürün gamını, sektöre sunduğu yeni ürünleri ve şirketin bugün geldiği noktayı yaklaşık 40 dakika süren sunumuyla aktardı. Şirketin yurt içinde 10 bölge müdürlüğü ve 78 bayi ile hizmet çıtasını yükselttiğini belirten Gürkan, yurt dışında ise geniş distribütörlük ağları sayesinde son bir yılda 84 ülkeye ihracat yaptıklarının altını çizdi. Dış pazarlardaki taleplere daha hızlı yanıt verebilmek için, 2010 yılında Rusya’da ve 2011 yılında Bulgaristan’da fabrikalar kurduklarını dile getiren Bölge Müdürü, “Üretim de yaptığımız bu iki ülkeye ek olarak; İtalya, Ukrayna, Irak ve Suudi Arabistan’da da bölge müdürlüklerimiz ve satış ofislerimiz var. Sektörümüzde küresel çapta güçlü bir marka olma yolunda büyük adımlar atıyoruz” dedi.

100

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Ayvaz’ın ürün gamına her yıl en az iki yeni ürün eklendiğini söyleyen Bölge Müdürü, 2012 yılında TS-EN 14800 standardındaki doğal gaz bağlantı hortumu, boru konnektörü, kondens toplayıcı, Nanoflex izolasyonlu solar hortumu, Indoor-flex bina içi tesisat hortumu, yangın dolabı ve pistonlu vana gibi ürünlerin öne çıktığını dile getirdi. Ersun Gürkan’ın ardından kürsüyü Ari Armaturen’in Almanya’daki genel merkezinde Teknik Satış Müdürü olarak görev yapan Tim Wallis alarak, Ari Armaturen'in teknolojisini, ürünlerini ve organizasyon yapısını katılımcılarla paylaştı. Ayvaz'la başlayan yeni stratejik iş birliğinin önemine de değinen Wallis, ticaretin karşılıklı ilişki ve güven üzerine kurulu olduğunu belirterek Ari Armaturen markasının Türkiye’deki tek distribütörünün Ayvaz olmasının sektör açısından da kazançlı olacağının altını çizdi. Ari Armaturen’in ve Türkiye pazarının Ayvaz markasına olan güveninin daha büyük başarıları getireceğine inandığına değinen Wallis, Türkiye tüketicisi için Almanya’da güçlü bir stok kapasitesi olduğunu ve Ayvaz’ın yeni lojistik merkezi ile bu gücün ikiye katlandığını belirtti. Son olarak sözü alan Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, "Yağmurlama (Sprinkler) Sistemleri Tasarım ve Uygulama Esasları" başlığı altında yaklaşık 45 dakika süren keyifli bir sunum yaptı. İTÜ Makine Fakültesi’nin değerli duayeni izleyicilerin büyük ilgi gösterdiği ve güncel olaylardan örnekler vererek zenginleştirdiği sunumunu soru-cevap şeklinde tamamladı.


101

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Neopor, eski binaların yalıtımında enerji verimliliği sağlıyor Almanya’nın metrekare başına yıllık 3 litre yakıt tüketimi bulunan ilk modernize edilmiş binası değerlendirmeye alındı. Binanın modernizasyon çalışmalarında kullanılan Neopor yalıtım levhalarının on iki yıllık kullanım sonunda çok iyi durumda oldukları onaylandı Almanya’da metrekare başına yıllık 3 litre yakıt tüketimi olan evin yalıtım uygulanmış cephesi üzerine tarafsız bir uzman tarafından verilen rapor, binanın cephesinde ısı yalıtım malzemesi olarak kullanılan Neopor’un, on iki yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ çok iyi durumda olduğunu gösteriyor. Çok katlı binada yapılan renovasyon çalışması kapsamında bina dışına ısı yalıtımı sağlayan kompozit bir sistem (ETICS) uygulandı. Alçı sıva alanında akredite bir uzman olan Achim Bauer tarafından düzenlenen raporda, alçı yüzey üzerinde hiçbir görünür yaşlanma belirtisi bulunmadığı gibi, hiçbir yosun gelişimi de belirlenmedi. Binanın cephesinden ve süpürgelikten alınan örnekler, hem yalıtım malzemesinin hem de alçının mükemmel durumda olduğunu ortaya koydu. Almanya Federal Ulaştırma, İmar ve Kentsel Gelişim Bakanlığı’nın sürdürülebilir yapı teknolojisi değerlendirme sistemine göre, bir ETICS uygulamasının hizmet ömrünün genel olarak 40 yıl civarında olması bekleniyor. BASF’nin konut şirketi LUWOGE GmbH’ya ait olan bu eski binanın cephesi, on iki yıl önceki renovasyon çalışması sırasında Caparol tarafından üretilen bir mantolama sistemiyle yalıtılmıştı. Bu işlem sayesinde bina, 3 litre hedefine ulaşan en eski bina olma özelliğini elde etti. Binanın yalıtımında, 20 cm kalınlığa ve 0,35 düzeyindeki ısıl iletkenlik sınıfına sahip Neopor (EPS, genleşebilir polistiren) levhalar kullanılmıştı. Beyaz EPS olan Styropor’a çok küçük grafik parçacıklarının eklenmesi Neopor’a hem gümüş grisi rengini hem de özel performans özelliklerini

102

YAPI MALZEME - EKİM 2012

kazandırıyor. Neopor’un yalıtım performansı açısından, beyaz EPS yalıtım malzemesinden yüzde 20’ye varan oranda daha iyi olduğu belirtiliyor. 1998’de BASF, portföyüne gri bir yalıtım malzemesi ekleyen ilk EPS üreticisi oldu. Friesenheim’daki bu işçi lojmanları mahallesi 1930’larda, bugünkü BASF’nin selefi Badische Anilin- und Sodafabrik tarafından inşa edildi. Savaşta ağır derecede hasar gören mahalle, 1950’lerde yeniden yapıldı. 1996’da, LUWOGE GmbH, BASF, Ludwigshafen kenti ve Rheinland-Pfalz eyaleti Brunck Mahallesi için ortaklaşa olarak kapsamlı bir renovasyon programı geliştirdi. Bu programın en dikkat çekici noktalarından biri, eski bir binanın, Almanya’da ilk kez – metrekare başına 3 litrelik yakıt tüketimi hedefini gerçekleştirecek şekilde renove edilmesiydi. Üç camlı pencerelerine, yenilikçi iç mekân sıvasına ve kontrollü hava emme ve atma sistemine ek olarak, binada aynı zamanda, projenin başlatılmasından kısa bir süre önce piyasaya sürülmüş olan Neopor yalıtım malzemesi de kullanılıyordu. Modernize edilmemiş eski binalarda ısıtma için metrekare başına yılda ortalama 20 ila 30 litre yakıt tüketiliyor. Brunck Mahallesi’nin on iki yıl önceki renovasyon projesi ise, bu eski binalar için gereken enerji düzeyini metrekare/yıl başına 3 litre düzeyine düşürecek şekilde tasarlanmıştı. Enerji verimliliği 2001’den 2011’e kadar belirli aralıklarla ölçülen binanın ölçümlerinden elde edilen sonuçlar bugün değerlendiriliyor. LUWOGE GmbH ile birlikte, BASF de bugün binanın sakinlerini kapsayan bir anket yürütüyor.


103

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Şehir hayatının dinamizmi VitrA, yazın sona ermesiyle yeniden hareketlenen şehir hayatının dinamizmini banyolara taşıyor. Modern banyo mobilyası Mira, farklı renk seçenekleriyle Q-Line armatürler, zeminde ahşabın sıcaklığını taşıyan Woodstyle ve duvarda mermerin şıklığını yansıtan Marmo Savona duvar karolarıyla oluşturulan banyolar, şehrin dinamik ve çağdaş havasını yansıtıyor. Termoform kaplamasıyla sudan etkilenmeyen Mira, modern tasarımının yanı sıra kalite ve dayanıklılığıyla da göze çarpıyor. Ayaklı ve duvara monte seçenekleri olan mobilyalar, metalik bronz, açık füme gibi farklılaşan renkleri ve kulp seçenekleriyle de her zevke hitap ediyor. Yumuşatılmış köşeli

104

YAPI MALZEME - EKİM 2012

hatları, yeni mat siyah ve beyaz seçenekleriyle şehrin havasına uyum sağlayan Q-Line armatürler, aksesuvarlarıyla banyolara şıklık katıyor. Ahşap parke görünümlü seramik karosu Woodstyle, yaşadığı mekanlara ahşabın doğallığını katmak isteyenler tarafından tercih ediliyor. Doğa dostu yaklaşımla banyoyu bütünleyen karolar; meşe, açık meşe, ceviz ve venge renkleriyle sunuluyor. Duvarlardaki doğal taş dokulu Marmo Savona karo serisinde yer alan parlak ve altın baskılar, göz alıcı bir şıklık sunuyor.


105

YAPI MALZEME - EKİM 2012


100 Türk firması İtalya’ya taş çıkardı Ekonomik kalkınmanın öncülerinden maden ve doğal taş sektörü yılsonu ihracat büyüme hedefi olan yüzde 10 rakamına ulaşmak için çalışmalarına hız verdi. Doğal taş sektörü, yılın ilk sekiz ayında elde ettiği 1,2 milyar dolarlık ihracat rakamıyla dikkat çekiyor. Sektör, artık yıl sonu hedefi olan yüzde 10’luk büyüme rakamına kilitlenmiş durumda. İhracatı artırma yolunda emin adımlarla ilerleyen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), bu amaçla sektörün en büyük organizasyonu olan Marmomacc Fuarı’na bu yıl üçüncü kez milli katılım organizasyonu gerçekleştirdi. İtalya’nın Verona şehrinde 26 – 29 Eylül 2012 tarihleri arasında düzenlenen fuara, İMİB organizasyonuyla 46 Türk firması katıldı. Dünyanın en büyük doğal taş üreticilerini bir araya getiren fuar, Türkiye’nin zengin mermer ve doğal taş kaynaklarının yurt dışında tanıtılmasında önemli bir rol oynuyor. Fuar sayesinde 3000 m2 alanda ülkemizi temsil eden 100 Türk firması, yeni iş bağlantıları kurma fırsatı elde etti.

106

YAPI MALZEME - EKİM 2012

Beş kıtadan toplam 56 ülkenin katılımı ile gerçekleştirilen Marmomacc Fuarı, 47. kez sektör temsilcilerini buluşturdu. Geniş renk ve desen çeşitliliği ile kaliteli doğal taş ürünlerinin sergilendiği fuara Türkiye’nin yanı sıra katılan ülkeler arasında; İtalya, İspanya, Hindistan, Çin ve Brezilya’yı sayabiliriz. Marmomacc Fuarı’nın doğal taş sektörünün dünya çapındaki en büyük organizasyonu olduğuna dikkat çeken İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, sektörün gelişiminde fuarın ciddi bir önemi olduğunu vurguladı. İMİB olarak, fuara 2010 yılından itibaren milli katılım organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten Özer, fuar süresince katılımcıların sektörle ilgili tüm gelişmeleri yakından görme fırsatı elde ettiğini, ayrıca yeni pazarlar ve yeni ticari işbirlikleri için de fuarın önemli bir zemin oluşturduğunu ifade etti.


107

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Kentsel dönüşüm Türkiye’de yeşil binaları artırmak için bir fırsat Türkiye’de kentsel dönüşüm ile 6,5 milyon bina yeniden inşa edilecek. Bu binaların çevre dostu teknolojiler ile yeşil bina olarak inşa edilmesi durumunda yıllık yaklaşık 30 bin gWh enerji tasarrufu sağlanmış olacak. Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve ÇEDBİK Yönetim Kurulu Üyesi Melih Şimşek, dünyanın en pahalı enerjisini yüzde 70’ler düzeyinde dışa bağımlı kullanan bir ülke olarak, enerji ve sürdürülebilir verimlilik için özel sektör ve kamunun elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Türkiye’de her geçen gün şirketlerin çevreye olan duyarlılığı artıyor ancak daha yolun başındayız, kat edilmesi gereken çok yol var diyen Şimşek, “Yeşil binaların, enerji verimliliği ve çevre duyarlılığı anlamında atılacak adımlardan en önemlisi olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde enerji bu kadar pahalı ve doğal kaynaklar tüm dünyada büyük bir hızla tüketilirken, kullandığımız kaynakların yerine konmasını sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Kentsel dönüşüm bu anlamda yeni inşa edilecek birçok binanın yeşil bina olması için bir fırsattır” şeklinde konuştu. Yeni yapılan binaların mutlaka çevre dostu kriterlere uygun yeşil binalar olarak inşa edilmesinin gerekliliğinin altını çizen Şimşek şunları söyledi: “Bir yapının yeşil bina olarak kabul edilmesinde lokasyon, tasarım, kullanılan yapı malzemelerinin özellikleri, yapı tekniği, atık malzemelerin yeniden kullanımı gibi birçok konu etken faktördür. Biz Akşan Yapı olarak yüzde 90 geri dönüştürülebilir bir malzeme olan çeliği kullanarak ülkemizde yeşil binaların yaygınlaşması için üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Yapısal çelik sistemi sayesinde Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında çevre dostu binalar inşa ediyoruz.”

ÖZEL SEKTÖR VE KAMU ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI sözlerine şöyle devam etti: “Binalarda geri dönüştürülebilir yapısal çelik sistemi kullanımı başta ısı yalıtımı olmak üzere üst düzey enerji verimliliği için de daha fazla avantaj sağlıyor. Di-

108

YAPI MALZEME - EKİM 2012

ğer taraftan inşaat sırasında minimum su tüketimi sağlayarak su kaynakları ve yer altı sularının azalma ve kirlenme riskini azaltıyor.” Yeşil bina uygulamalarına Akşan Yapı’nın İzmir’de inşaatına devam ettiği 35. Sokak projesini örnek gösteren Melih Şimşek proje hakkında şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin yapısal çelik sistemi ile inşa edilen en büyük konut projesi olan 35. Sokak, çevre dostu özellikleri ile ülkemizin BREEAM Sertifikası’na sahip ilk ve tek konut projesidir. Biz her şeyden önce 35. Sokak’ın inşa edileceği arazinin ekolojik değerini inceleyerek işe başladık ve düşük ekolojik özelliği ile arazinin uygunluğunu belirledik. Yapısal çelik sisteminin farklı kesit tasarımlarına olanak verebilmesi sayesinde İzmir bölgesi için belirlenmiş eşik ısı geçiş değerlerinden %50 daha fazla verimlilik sağladık. Yine bu sistem sayesinde 35. Sokak’ın inşaatı sırasında 30.455 ton su tasarrufu elde ettik.” Havadan suya ısı pompası kullanarak karbon emisyonunu azalttıklarını belirten Melih Şimşek yüksek verimli ısı pompası sayesinde 376.000 kWh elektrik tasarrufu yapılarak, yılda 272 ton daha az karbon salımı gerçekleşeceğini söyledi. Projenin sosyal tesisi ve ortak alanlarının yaklaşık 350 kW elektrik ihtiyacı güneş panelleri ile elde edileceğine dikkat çeken Şimşek bu sistem ile de yılda 290 ton daha az karbon salımı gerçekleşeceğini vurguladı. 35. Sokak’ın iç mekan konfor koşullarını artıran kaplama ve bitirme malzemeleri, ‘Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ ve yapısal çelik sisteminin öngördüğü şekilde seçilirken geri dönüşüm oranları da projenin dikkat çeken bir diğer özelliği olarak ortaya çıkıyor. Proje ömrünü tamamlayıp yıkılması gerektiğinde yaklaşık 4.050 ton çelik geri dönüştürülebilecek.


109

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Legrand’ın yenilenen kompakt şalter serisi Türkiye’de üretiliyor Legrand, elektrik tesisatında kolaylık ve kaliteli çözümler sunan devre koruma ürün grubunu geliştirmeye devam ediyor. Sektördeki ihtiyaçtan yola çıkarak son teknoloji ile güncellenen DPX³ kompakt şalter ürün grubu artık Türkiye’de üretiliyor. Alçak gerilim elektrik tesisatlarının korunması, anahtarlanması ve kontrol izolasyonu için gelişmiş teknoloji ile tasarlanan DPX³ serisi yaratıcı ve yenilikçi işlevleriyle enerji verimliliğinde yüksek performans sunuyor. DPX³ 160 ve DPX³ 250 serisi tam donanımlı ürün yelpazesi ile her ihtiyacınıza eksiksiz çözümler getiriyor. DPX³ 160 ve DPX³ 250 serisinin elektronik ünitesine dahil edilen kaçak akım koruma ve ölçme işlevi sayesinde anlık veya ortalamalarının ayrıntılı olarak görüntülenmesine olanak sağlıyor.

Doğanın renklerini mekanlarınızla buluşturan marka

M. Necdet Kaya IDEA Yapı Kimyasalları’nda

Dekoratif duvar panellerinin öncü ismi artstone;dekorasyonu kişinin tarzını yansıtarak ve vazgeçilmez parçası haline getirerek ayrıntılardaki inceliği özel renk seçenekleri ile sadece görsel olarak değil doku olarakda hissettiriyor... artstone yeni ürün serilerindeki çeşitlilik ve tasarım farkının yanısıra yapısı gereği sudan , nemden etkilenmez oluşu ve istenilen her yüzeye uygulanabilirliği sayesinde iç ve dış mekan farketmeksizin her tür yaşam şekline uygun çözümler üretiyor. Marka tüm yeniliklerini yakından takip etmek istiyen müşterileri için ; Kampanyalarını web sitelerindeki Fırsat bölümünde ve sosyal medyadaki sayfalarında paylaşmaya devam ediyor.

Çimento ve beton kimyasalları sektöründe faaliyet göstermek üzere tamamı Türk sermayesi ile 2007 yılında kurulanİdea Yapı Kimyasalları, kadrosunu geliştiriyor. Bu kapsamda İdea, Çimento kimyasalları sektöründe 25 yılık tecrübeye sahip olanM. Necdet Kaya’yı transfer etti. İdea Yapı Kimyasalları’nın uluslararası bir oyuncu haline gelmesi için çalışacağını ifade eden sektörde önemli bir deneyimine sahip olan M. Necdet Kaya; ‘’İdea olarak en iyisini yaptığımıza inanıyorum, bunu yurt içi ve yurt dışındaki tüm müşterilerimize anlatmak ve kanıtlamak ilk hedeflerim arasındadır” diyen M. Necdet Kaya, genel müdür yardımcısı olarak çalışmalarına devam ediyor.

110

YAPI MALZEME - EKİM 2012


111

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Hemhâl ve halvet olmak Pazarlama, müşteriyi sıkıştırıp suyunu çıkarmak değil. Onunla birlikte yaşanan bir hayat ve bunu anlamlı kılma sürecidir. İnsanların günlük ihtiyaç, istek, korku ve tutkularını anlayabilen, ona ayak uydurabilen firma ve markalar daha başarılı oluyorlar. Her müşterinin hayatı özel. Müşterinin tercih, davranış ve alışkanlıklarının belli birer duygu ve mantık çerçevesinde oluştuğu biliniyor. Pazarlama yöneticileri, işte bunları anlamak ve bunları kuşatan halkayı kırmak için yeni yollar bulmak durumundalar. Hayatın sıradan ayrıntılarına farklı bir gözle bakabilmeyi başaran pazarlama yöneticileri, ürün ve markalarını müşterileri için vazgeçilmez kılacak çözümleri daha kolay bulabiliyor, yeniliklerini gündelik hayatın mutfağında pişirenler daha başarılı oluyorlar. Hayatı yaşarken her gün tekrarlanan rutinler, kullanılan kelimeler, atasözleri, fıkralar, sevinçler, hüzünler, özlemler, hepsi bir bakıma pazarlamanın laboratuarı. İnsanların geçmişi de önemli. Tarih bilgisi, savaşlar ve zaferler kadar, insanların geçmişteki gündelik hayatları, görgü kuralları, giyim-kuşamları, ilişkileri, oyunları, eğlenceleri, ev eşyaları, yeme-içme biçimleriyle de pazarlamacılara yeni fikirler verebiliyor. Gündelik hayatlar ve altında yatan gerçekler, geleneksel araştırma yöntemleri ve sıradan anketlerle pek öğrenilemiyor. Anketler maskelerin arkasını gösteremiyor. İnsanı doğal halleri ve ortamlarında inceleyebilmek gerekiyor. Pazarlamacılar, yazar ve senaristlerle de yakından ilgileniyorlar. Zira bu kesim, yazdıklarıyla, dizi ve filmleriyle, bir yandan gündelik hayatları yansıtıyor, bir yandan da kitlelerin hayat tarzını etkiliyorlar.

Prof. Dr. İsmail Kaya

Dijital dünya ayrı bir alem. Meselâ, Time dergisi, okurlarının dünyanın her köşesinden resimler çekip göndermelerini istiyor. Bu sayede, evleri, yiyip içtikleri, giyim kuşamları ve yaşadıkları çevreleriyle dünya insanının günlük hayatlarını ayrıntılarıyla öğreniyor, yayınını ona göre düzenliyor. Pazarlama stratejileri ve çözümleri, toplantı odalarında laflayarak, oyuna seyirci kalarak geliştirilemiyor. En başından sonuna, müşterinin hayatının bütün ayrıntılarına hâkim ve onun oyunun bir parçası olabilmek, sohbete katılmak, onlarla hemhâl ve halvet olmak da gerekiyor.

Prof. Dr. İsmail Kaya, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanıdır. Kendisine ismailkaya@gmail.com adresinden ulaşılabilir. Başka yazıları için, http://pazarola.blogspot.com http://pazarlamabitanedir.blogspot.com http://pazarlamazekasi.blogspot.com blogları ziyaret edilebilir.

112

YAPI MALZEME - EKİM 2012


113

YAPI MALZEME - EKİM 2012


DENGE

Büyüme engelleniyor mu? Bizde hava bitmez. Biri biter, biri başlar. Şimdilerde şöyle bir hava estiriliyor: -Şartlar uygun, dış finansmanda sıkıntı yok, ekonomi büyüyecek, fakat Merkez Bankası (MB) engelliyor. Acaba öyle mi? Eğri oturalım, doğru konuşalım. Türkiye ekonomisi, tasarruf açığı veren ve dış âlemin tasarruflarıyla büyüyebilen bir ekonomi. Son tahlilde: Bu değirmenin suyu, dışarıdan geliyor. Ekonominin çarkı, dış kaynakla dönüyor. Büyümenin hızlandığı yıllarda, büyük ölçüde, iç taleple (yaklaşık yüzde 70 oranında!) büyüyoruz. “İç pazara yönelik üretimin ve ihracatın önemli bir bölümünün ithalata olan bağımlılığını” bugünden yarına sıfırlamak mümkün değil. Dolayısıyla.. Zaman zaman, aralarında “doku uyuşmazlığı” oluşsa da, “hızlı büyüme-yüksek cari açık” ikilisi, fevkalade “köklü ve kronik” bir ilişkiyi simgeliyor. *** Ancak... Büyüme, “potansiyel büyüme hızının” (enflasyonist baskı oluşturmayan ve finansal risk biriktirmeyen büyüme hızı) üzerine çıktığında, yani “belli bir eşikten sonra” işler karışıyor. Bir dizi problem çıkıyor: -Fiyat istikrarı zedeleniyor. Enflasyon, kuyruğu dikiyor. -Cari açık, sürdürülebilir düzeyin üzerine tırmanıyor. -Açığımızı finanse edenlerin portföy ve vade tercihlerine paralel olarak, bankacılık sisteminin aldığı riskler, finansal istikrarı tehdit etmeye başlıyor. ***

M.Ali Özbudun mehmetali.ozbudun@tg.com.tr

İşte tam da bu ortamda, MB, devreye girerek, gerek fiyat istikrarına ve gerekse finansal istikrara yönelik tehditleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. Ekonominin, “potansiyel büyüme hızının” üzerine çıkmasına izin vermiyor. Fena mı yapıyor? -Bize göre, çok da iyi yapıyor, ama büyümeyi engellemekle itham ediliyor. Aslında, para otoritesinin temkinli duruşunu ve reflekslerini son derece normal karşılamak gerekiyor. Şurası kesin. İçinde bulunduğumuz konjonktürde bizim için kritik olan, ne pahasına olursa olsun büyümek ve krize toslamak değil, istikrarı delmeden büyümektir. *** İsterseniz, bir kere daha vurgulayalım. Para politikası, elbette eleştirilebilir. Ne var ki, MB’nin özerkliğinin korunması ve zedelenmemesi çok önemlidir. Özerklik, bir “yetki ve sorumluluk” paylaşımıdır. Banka’nın itibarı, ülkenin itibarıdır. Faizi düşürebilmenin ön şartı, MB’nin “yasal özerkliği” ile “fiili özerkliği” arasında “fark” olmamasıdır. Aman ha!

114

YAPI MALZEME - EKİM 2012


115

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Yeşil bina uygulamaları yabancıları cezbediyor Mütekabiliyet yasası sonrasında körfez ve ortadoğu ülkelerinden kolaylaşan gayrimenkul alımları, şirketleri bu pazarda da tanıtım çalışmalarına yönlendiriyor. Tanıtım çalışmalarının içeriklerinde ise en önemli yeri, çevreci ve enerji verimli binalar alıyor. Yeşil binalar; enerji tasarrufu, su verimliliği, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve doğal ışıktan yararlanma gibi özelliklerle doğanın enerjisini binalara taşıyor. Sürdürülebilir yönetim ile kaliteden ödün vermeyen, çevreye duyarlı bir strateji ile hizmet veren Altensis, yeşil bina uygulamaları için gerekli mühendislik, koordinasyon ve danışmanlık hizmeti vererek çevre bilincini ortaya koyuyor. Türkiye’nin ilk LEED sertifikalı projesi, Türkiye’nin ilk Breeam Post Construction sertifikalı projesi ve yine Türkiye’nin ilk LEED platin sertifikasını alan projesinin yeşil bina danışmanlık ve mühendislik hizmetlerini veren Altensis yöneticisi Emre Ilıcalı, yeşil bina konseptine ilişkin yaptığı açıklamada, “Günümüzde yeşil bina konsepti hem enerji verimli hem çevreyle dost olması, hem de tasarruflu olması özellikleriyle giderek önem kazanıyor. Olası

116

YAPI MALZEME - EKİM 2012

yanlış tanımlamaların önüne geçilmesi için çevre dostu bina yapımının çevreye olan bütün etkilerini göz önüne almak gerekir. Bu yüzden uluslararası standartları sürece entegre eden, tüm dünyada kabul edilmiş ve uygulanmakta olan LEED ve BREEAM gibi değerlendirme ve sertifikasyon sistemlerinden faydalanılması önemlidir” dedi. Ilıcalı; Türkiye’de bugün itibarıyla LEED sertifikalı sadece 25 adet yeşil bina olduğunu ve bunun üçte ikisinin Altensis danışmanlığında sertifikalandırıldığını belirtti. Her yıl yaklaşık 600 bin konuta ihtiyaç olduğu belirtilen ülkemizde, her yeni yapılacak binanın sadece depreme dayanıklı olarak değil, aynı zamanda enerji verimli ve çevreyle dost inşa edilmesinin de artık bir sorumluluktan çıkıp zorunluluk haline geldiğini ekledi. Ilıcalı, bu yüzden yabancı yatırımcıların olası seçenekleri değerlendirirken, tasarruflu, enerji verimli ve özellikle sertifikalı binaları öncelikli tutacaklarını kaydetti.


117

YAPI MALZEME - EKİM 2012


118

YAPI MALZEME - EKİM 2012


119

YAPI MALZEME - EKİM 2012


120

YAPI MALZEME - EKİM 2012


129

YAPI MALZEME - EKİM 2012


130

YAPI MALZEME - EKİM 2012


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.