Yapı Malzeme Ekim'13

Page 1












GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SAN. TİC. A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL EDİTÖR ÖMER ŞEN omer.sen@img.com.tr CONSEPT TASARIM SAMİ AKTAŞ sami.aktas@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr REKLAM MÜDÜRÜ HAKAN GİRGİN hakan.girgin@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr YAZARLAR EKONOMİST MİMAR REMZİ KOZAL PROF. DR. LÜTFULLAH GÜNDÜZ DIŞ İLİŞKİLER INTERNATIONAL RELATIONS EXECUTIVE HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER mursel.gurler@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 29 Ekim Cad. No:11 A/41 34197 Yenibosna / İSTANBUL +212 454 35 08 ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.yapimalzeme.com.tr e-mail: info@yapimalzeme.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ KONYA +332 238 10 71 Yapı Malzeme dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Yapı Malzeme Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Yapı Malzeme Dergisi ayda bir yayınlanır.

10

YAPI MALZEME - OCAK 2013

İnşaat sektörü büyüyor Ülkemiz, özellikle son yıllarda çok hızlı gelişim gösteren yapısıyla tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Ekonomik gelişmelere bağlı olarak beslenmeden, giyim kuşama; seyahatten, trafikteki araçların kalitesine kadar hemen her alanda beklentiler ve kalite bir üst seviyeye çıkıyor. Bununla birlikte eskiden yeteri kadar önemsenmeyen konut sektörü de bütçedeki en büyük payı almaya başladı. Artık her gelir grubundan insan daha refah ve konforlu bir yaşam beklentisi içerisinde ve gelirlerinin önemli kısmını daha konforlu yaşam için harcıyor. Bu duruma devlet de elini attı ve kentsel dönüşüm hamlesiyle 21. yüzyıl Türkiye’sine yakışır konutlar yapabilmek için düğmeye bastı. Türkiye’nin yaşam kalitesini daha üst seviyeye taşıyacak kentsel dönüşüm, Türkiye için yeni bir milat olacak. Normal şartlarda böylesine büyük bir projeyi başlatmak her ülkenin yapabileceği bir iş değil. Çünkü bu proje 6,5 milyon konutun dönüşümünü planlıyor ve 350 alt sektörü besleyen 500 milyar dolarlık bir iş hacmiyle dikkati çekiyor. Yukarıda değindiğimiz bu güzel tablo Türkiye istatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri ile de perçinleşiyor. 2013 yılı itibariyle ekonominin ilk altı aylık döneminde inşaat sektörü büyük bir atılım gerçekleştirdi ve geçen yılın ilk çeyreğinde inşaat sektöründe yüzde 0.6 olan büyüme, bu yıl ilk çeyrekte yüzde 5.9, ikinci çeyrekte ise yüzde 7.6 büyümeyle tamamlandı. Yaz döneminin ardından yapı sektörü için yılın en önemli buluşmaları başlıyor. Yapı Malzeme dergisi olarak da yer alacağımız Türk yapı sektörünün bu ayki buluşmaları İzmir ve Ankara’da… Yeni bir sayıda yeni gelişmelerle tekrar karşınızda olmak dileğiyle. Saygılarımızla.

Ömer Şen


12 - Türkiye inşaat sektörü kamu yatırımlarıyla büyüyor 20 - Enerji tasarrufunda rekor kıran yapılar 28 -Doğru yalıtımla yangına karşı önlem alınr 54 - Sürdürülebilirlilik uzun bir yolculuk 86 - Balcıoğlu yeni ürünü Pi Plak’ı tanıttı 106 -Küçük banyolar için sihirli çözümler 118 - Kentsel Dönüşüme ‘çevre dostu’ çözümler 90 - Enerji Kimlik Belgesi binalara değer katacak

reklam indeksi AKTİF ISI......................................................... 139 ALUFORM...........................................................19 ARİFOĞLU..........................................................75 ARMUTLU........................................................ 140 AS YAPI..............................................................83 ASİL KİMYA..................................................... 127 BAŞAK............................................................. 125 BAUMIT..............................................................23 BİSAN.............................................................. 157 BOARDEX.....................................................Ö.K.K. BORU FUARI................................................... 148 BOTECH.......................................................... 117 BOYSAN.................................................. 133-135 BRAAS............................................................. 123 CERMIX..............................................................33 ÇİMSA........................................................61-A.K. DENGE BİMS.....................................................57 DOKA . ..............................................................2-3 EAE ELEKTRİK......................................160 -A.K.İ.

EGE SERAMİK................................................. 103 EGE YILDIZI..................................................... 149 EPSA...................................................................15 ERYAP................................................................27 GEO-PLAST...................................................69-73 HES KABLO..................................................... 111 IZOTEX................................................................31 İHLAS KOLEJİ.................................................. 153 İHLAS PAZARLAMA......................................... 156 İSKELE&KALIP FUARI..................................... 147 KARKİM.............................................................4-5 KARMOD............................................................51 KEYHAN.......................................................... 145 KİLSAN...............................................................49 KNAUF..................................................................1 KRİSTAL ŞEHİR............................................... 146 KUZULUK........................................................ 142 LAYHER......................................................... Ö.K.İ. MUTLUSAN..................................................... 121

NET İLETİŞİM.......................................... 154-155 NUPEL................................................................89 OYAK BETON.......................................................7 PERI KALIP...................................................... Ö.K. PETEK BANYO................................................. 105 REMMERS.........................................................43 SLEEP-WELL................................................... 152 SOLAREX......................................................... 144 STANDART........................................................8-9 TERRACO...........................................................37 TOIRENT.......................................................... 137 TURKUAZ........................................................ 109 TÜRKİYE GAZETESİ........................................ 151 UPM....................................................................67 VITRA..................................................................99 YALE ...................................................... 92-93-97 YEM......................................................... 141-143

YAPI MALZEME - OCAK 2013

11


Türkiye inşaat sektörü kamu yatırımlarıyla büyüyor İnşaat sektörünün yılın ilk yarısında yüzde 6,6 oranında gerçekleşen büyümeyle ekonominin üzerinde performans gösterdiğini belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, inşaat sektöründeki büyümenin kamu yatırımlarından kaynaklandığını özel sektör yatırımlarında ise üst üste beş çeyrektir daralma görüldüğüne işaret etti.

Türkiye İMSAD tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen geleneksel ekonomi toplantısı bu kez “Global Ekonomi Nereye Gidiyor” konusuyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) konferans salonunda gerçekleştirildi. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener’in açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin ve Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Gürlesel, dünya ve Türkiye ekonomisinin ilk yarı yılını değerlendirerek, 2014 yılı beklentilerine ilişkin görüşlerini paylaştılar. Toplantının, oturum başkanlığını Türki-

12

YAPI MALZEME - EKİM 2013

ye İMSAD Yönetim kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Gürdal yaptı. Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri şirketi tarafından Türkiye İMSAD için hazırlanan “İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Sektörü 2013 İlk Yarıyıl Değerlendirme Raporu’nun açıklandığı toplantıya, çok sayıda Türkiye İMSAD üyesi ve üye derneklerin yöneticileri katıldı.

YETİŞENER: “YAKIN BÖLGEMİZDEKİ GELİŞMELER EKONOMİDE GLOBAL RİSKİ ARTIRIYOR” Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, konuşmasına başlarken, Türkiye’nin yakın bölgesinde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmele-

re değinindi, küresel ekonomi ve siyasi seyrin nereye doğru gittiği yolundaki öngörülerin önemine işaret etti. Dündar Yetişener, “yakın coğrafyamızda bir türlü durulmayan siyasi gelişmeler, kapımıza kadar gelen savaş tehdidi, ülkeler arasında dengelerin sürekli değişimi kuşkusuz global ekonomiyi her zamankinden daha da fazla etkiliyor. Bu nedenle, iş dünyası olarak bizler, her zaman olduğu gibi dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, hangi sektörde olursak olalım geleceğimizi inşa etmemiz ancak bugünü doğru analiz etmemiz ve doğru öngörüler doğrultusunda planlama yaparak mümkün olacaktır” dedi.


”ÖZEL SEKTÖR YATIRIMLARINDA DARALMA DEVAM EDİYOR” Konuşmasında, Türkiye ekonomisinin 2013 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 4,4 büyüyerek mevcut iç ve dış koşullar dikkate alındığında olumlu bir performans gösterdiğini belirten Dündar Yetişener, 2013’ün ilk yarısında inşaat sektörünün beklentilerin üzerinde büyüdüğünü belirtti. İnşaat sektörünün yılın ilk yarısında yüzde 6,6 oranında gerçekleşen büyümeyle ekonominin üzerinde bir performans gösterdiğini ve bu gelişmeden son derece memnuniyet duyduklarını ifade eden Yetişener, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak Türkiye İMSAD olarak bugün paylaştığımız raporda görüldüğü üzere, inşaat sektöründeki büyüme kamu yatırımlarından kaynaklanmakta, özel sektör yatırımlarında küçülme görülmektedir. Öyle ki, özel sektör inşaat yatırımları 2013’ün ilk çeyrek döneminde yüzde 13,9, ikinci çeyrek dönemde yüzde 3,4 oranında küçülmüş ve özel sektör inşaat harcamaları üst üste beş çeyrektir daralma seyrini sürdürmektedir. Belirtmek gerekir ki, inşaat sektöründe sağlıklı büyüme için, özel sektör inşaat harcamalarında da büyümenin başlaması, ekonominin ivmesini artırması bakımından önemlidir.” Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy da toplantıda yaptığı konuşmada, küresel ekonomi para politikasında, rejim değişmesi niteliğinde bir değişi-

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin ve Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Gürlesel, dünya ve Türkiye ekonomisinin ilk yarı yılını değerlendirerek, 2014 yılı beklentilerine ilişkin görüşlerini paylaştılar.

min eşiğine gelindiğini belirtti.Küresel ekonominin çok uzun süre bol para (likidite) ve düşük faiz rejiminde yol aldığını kaydeden Prof. Berksoy, “şimdi bu rejimin değiştirilecek, para politikalarına göreli bir sıkıştırma getirilecek. Bu tabii bol ve ucuz fonları kullanarak büyümeyi neredeyse alışkanlık haline getirmiş ülkelerde makro ekonomik dengeleri, döviz kuru ve faiz oranları gibi finansal fiyatları ve sonuçta büyü-

me dinamiğini olumsuz yönde etkileyecek” diye konuştu. Prof. Taner Berksoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bir yandan küresel para rejiminin değişmesinden kaynaklanan riskler, bir yandan Türkiye ekonomisinin kaynak açığının (cari açık) beslediği riskler, bir yandan da yakın bölgemizde gelişen siyasal olaylardan bize yansıyan riskler, para politikası rejiminin değişmesinden en fazla etkilenecek ülkeler listesinde ön sıra-

YAPI MALZEME - EKİM 2013

13


larda yer almamıza neden oluyor. Dolayısıyla önümüzdeki bir iki yıllık dönemde Türkiye ekonomisinde büyümenin yavaşlayacağını, döviz kuru, faiz oranı gibi fiyatların yüksek olacağını düşünüyorum.”

de döviz kurlarında dalgalanma riski ve aralığının artacağına işaret etti. Alkin, “ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 55’den 50’ye yaklaşırken, döviz kurlarında daha sert hareketlere de hazır olmak gerekir” dedi.

PROF. ALKİN: “KÜRESEL, SİYASİ, BÖLGESEL VE EKONOMİK BELİRSİZLİKLERİN ORTADAN KALKMASI ÖNEMLİ”

DR. GÜRLESEL: “İNŞAAT SEKTÖRÜNDEKİ BÜYÜMEYİ İÇ PAZAR DESTEKLEMİŞTİR”

Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin de konuşmasında, özel sektör inşaat yatırımlarındaki daralmanın sektör tarafından dikkatle takip edildiğini ifade etti. Prof. Alkin, “2014 yılında özel sektör inşaat yatırımlarının büyümeye artı yönde katkı sağlaması ve pozitif büyümeye geçmesi umut edilmektedir. Bu nedenle küresel, siyasi, bölgesel ve ekonomik belirsizliklerin ortadan kalkması ekonominin özel sektöre odaklı büyümeyi sürdürmesi açısından büyük önem taşımaktadır” dedi. Prof. Alkin, döviz kurlarında dalgalanma beklenmediği varsayıldığında, bugün ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 65 olduğunu belirterek, bu oranın yüzde 60’ın altına inmesi halinde ise Türkiye ekonomisin-

14

YAPI MALZEME - EKİM 2013

“İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Sektörü 2013 İlk Yarıyıl Değerlendirme Raporu’nun önemli satırbaşlarını anlatan Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Gürlesel de konuşmasında, yılın ilk yarısında inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sektörünü büyük ölçüde iç pazarın desteklediğini söyledi. Dr. Gürlesel, “Pazarda kamunun belirleyici olmuş ve inşaat sektöründe beklentilerin üzerinde bir büyüme yaşanmıştır. Bu yıl sonuna kadar inşaat sektöründe aynı eğilimin süreceğini öngörülmektedir” şeklinde konuştu.

”İNŞAAT MALZEMELERİ SEKTÖRÜNDEKİ BÜYÜME YÜZDE 5-10 ARASINDA” 2013’ün ilk yarısında inşaat malzemele-

ri arasında başta çimento ve hazır beton olmak üzere kamu alt yapı yatırımlarına daha duyarlı olan sektörlerin yüzde 10 ve üzerinde büyüdüğünü söyleyen Dr. Gürlesel, diğer birçok alt sektörün ise yüzde 5 ile 10 arasında büyüme gösterdiğine işaret etti. Bu yılın ilk altı ayında inşaat malzemeleri ihracatının ise sadece yüzde 0,4 oranında arttığını ve 10,59 milyar dolar olarak gerçekleştiğini kaydeden Dr. Gürlesel, ayrıca Ortadoğu ve AB pazarında yaşanan siyasi sıkıntıların ihracat performansını olumsuz etkileyen gelişmeler arasında yer aldığını dile getirdi. Dr. Gürlesel’in verdiği bilgiye göre, bu yılın ilk yarısında alınan konut ve konut dışı yapı ruhsatlarında yüzde 3,7 ve yüzde 4,1 oranındaki artışlar, özel kesimdeki inşaat işlerinin yavaşlamasına ilişkin bir diğer gösterge olarak dikkati çekti. Yılın ilk yarısında konut satışlarında görülen yüzde 78,7 oranındaki artış ise mevcut konut stoklarının eritilmesi açısından önemli bir gelişme olarak görüldü. Konut satışları, özellikle düşük faizli konut kredisi kullanımını destekledi. Konut kredisi faiz oranlarındaki artış eğilimi ise yıl sonuna kadar gerek konut kredisi kullanımı gerekse konut satışlarında belirleyici olacak.



Güvenli yaşam ve karlı yatırım için doğru konut şart! Dünya genelinde Ekim ayının ilk Pazartesi günü Dünya Konut Günü olarak anılıyor. Bu günde akıllara gelen ilk soru ise doğru bir konut nasıl olmalı? Yüzölçümünün yüzde 92’si deprem kuşağında bulunan, 1999 Marmara depreminde 18 bin kişinin hayatını kaybettiği Türkiye’de konut seçerken öncelikle deprem güvenliğe dikkat etmek gerekiyor. İkinci adımda ise konutun yatırım değeri öne çıkıyor. Çukurova Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Cafer Kara, Dünya Konut Günü kapsamında verdiği tüyolarla doğru konut seçimine giden yolun rotasını çizdi.

16

YAPI MALZEME - EKİM 2013

DEPREMLERDEN DERS ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR Deprem gerçeğini 17 Ağustos Marmara Depremi ve 2011 Van depremi ile bir kez daha hatırlamış olan Türkiye’de mevcut binalara bakıldığında durumun pek de iç açıcı olmadığını belirten Çukurova Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Cafer Kara, “Ülkemizdeki konutların yüzde 45’i oturulamaz durumda, 6,5 milyon konutun acilen yenilenmesi ge-

rekiyor. Tüm bu rakamlara rağmen Türkiye’deki her 100 kişiden 70’i depreme hazırlıksız. Depremi ciddiye almamız ve konut seçerken estetik değerlerden çok statik değerleri sorgulamamız gerekiyor. Bir binanın ortalama bina ömrünün 50 yıl olduğunu düşünürsek yeni binaları tercih etmek her açıdan daha avantajlı” dedi. İstanbul’da bulunan yaklaşık 2 milyon konutun ciddi bir bölümünün risk altın-


da olduğuna dikkat çeken Cafer Kara, “Sadece İstanbul’da acilen dönüştürülmesi gereken 300 bine yakın konut var. Bu nedenle kentsel dönüşüm ülkemiz için olmazsa olmaz. Ancak kentsel dönüşüm, dar kapsamlı ve parselinde bina bazında dönüşüm olarak algılanmamalı. Ayrıca devlet ve yerel yönetimler daha etkili ve yönlendirici rol oynamalı” diye konuştu.

KONUTTA İYİ BİR YATIRIM DEĞERİ İÇİN MERKEZİ LOKASYON ŞART Kara, “Gayrimenkul, Türkiye’de her zaman için en önemli yatırım aracı oldu ve öyle olmaya da devam edecek. Bu nedenle gerek satıp kiralayacağınız gerek oturacağınız daireyi seçerken yatırım değerini iyi hesaplamak gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken öncelikli nokta ise projenin lokasyonu… Bir proje eğer değerli bir lokasyonda konumlanıyor ve bu lokasyondaki hedef kitlesine uygun özelliklerde, fiyatta ve ödeme koşullarındaysa ve aidatları da yine hedeflenen kitleye uygun aralıklarda ise o zaman bu proje mutlaka değer kazanacak de-

Çukurova Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Cafer Kara, Dünya Konut Günü’nde doğru konut seçmenin tüyolarını verdi.

mektir. Yüksek prim potansiyeli, uygun ödeme planı ve zengin sosyal donatılar konut seçerken göz ardı edilmemesi gereken diğer başlıklar. Tabi tüm bu özelliklerin doğru kurgulanmış olması

gerekiyor. Projeyi hayata geçiren firmanın güvenilir olması, daha önceki projelerinde sağladığı avantajlar ve prim potansiyeli de doğru konut için önemli bir gösterge” şeklinde konuştu.

YAPI MALZEME - EKİM 2013

17


Kentsel Dönüşümde, AVM’ler ve çarşılar tarihi dokuya uyum sağlamalı AVM’lerin yapımında belli kalıpların uygulanmasının kentsel dönüşümle değişeceğini ifade eden perakende mağazaları iç mimarisinin önde gelen isimlerinden Altan Bilim Mimarlık Kurucusu Yüksek Mimar Altan Bilim, kentsel dönüşümde AVM’lerin rolünü anlattı.

Altan Bilim “Kentin tarihi dokusuna uyum sağlayan mağazaların mimari trend haline gelmesi ile, bunu baz alan mağazalar, kentsel dönüşüm sayesinde bir adım öne geçecek” dedi.

18

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Kentsel dönüşümün, insani boyutuyla AVM’leri etkileyeceğini ifade eden Yüksek İç Mimar Altan Bilim, binaların yenilenmesi ile o yöreye ait tarihsel yapı korunarak AVM’lerin şekillenmesi gerektiğini ifade etti. Yenilenmenin kentin ruhunu bozmadan gerçekleşmesi gerektiğini belirten Bilim, “Akıllı yapılar haline gelecek AVM’ler, kentin yaşamsal normlarını barındırarak yenilenmeli” dedi. Mahalle bakkalarının da AVM’lerde yerini alması konusunun önemli bir faktör olduğunu belirten Bilim “Kentsel dönüşüme uğrayan yapının çevreye olan uyumu benimsenerek bulunduğu sokaklara ait hissi yakalanmalıdır. Çünkü bu sokakların geçmişi ve tarihi esas alındığında ancak yalınlık, uyum ve kul-

lanışlılık oluşurulabilir. Doğaya uyumu esas alınarak alışveriş ve yaşam merkezlerinin yenilenmesi kaçınılmaz bir gereksinimdir ancak onları bulunduğu yerlerden bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Kentsel dönüşüm sayesinde AVM mağazalarında eskisinden daha modern ve yalın alanlar oluşturarak temiz bir iyileştirme sağlanmalıdır” dedi. Kent çarşı mağazalarının da kentsel dönüşümle değişebileceğini ifade eden Bilim “ Mimari trend tarihi dokuya ve çevresel faktörlere uyum olarak gerçekleşiyor. Bu detayı unutmamak gerek. Özellikle çarşı mağazaları bir adım öne geçmek için kentin dokusunu barındıran yenilemelere gitmelidir” dedi.



Enerji tasarrufunda rekor kıran yapılar

Ekonomi üzerindeki en büyük ağırlıkların başında gelen enerji maliyetleri yeşil yapılaşma ile azalmaya başlayacak. Bir yılda elektrikte %27.3, suda %40, doğalgazda %36 tasarruf etmek mümkün hale geliyor. Dünyanın ‘LEED Gold’ sertifikalı ve en çevreci 15 otelinden biri olan Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn’u inşa eden Alaeddin Babaoğlu da yatırımcılara yeşil binalar konusunda tavsiyelerde bulundu. Babaoğlu, enerji fiyatlarına değinerek, yatırımcıların geleceği de göz

20

YAPI MALZEME - EKİM 2013

önünde bulundurmalarını, tabi kaynaklardan sonuna kadar faydalanmalarını önerdi.

TABİ KAYNAKLAR DEĞERLENDİRİLMELİ Turizm alanlarının en büyük gider ka-

lemlerinden olan enerjiyi çok daha tasarruflu kullanmanın mümkün olduğunu belirten Babaoğlu, “enerjide tasarruf etmenin yolları bina yapılmadan önce planlanmalı” dedi. Tasarruf rakamlarının azımsanmayacak derecelerde olabildiğine değinen Babaoğlu, Türki-


Amplio Emlak Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Alaeddin Babaoğlu

Babaoğlu, konut satın alacakların bu noktalara dikkat etmeye başlamasının yatırımcıları bu yönde projeler gerçekleştirmeye iteceğini belirtti.

TOPRAK ALTINDAN DOĞAL ISINMA YÖNTEMLERİ

ye’deki ilk projeleri olan Hilton Garden Inn’de 1 yılda elektrikte %27.3, suda %40, doğalgazda ise %36 oranında tasarruf ettiklerini söyledi. Konuşmasında tabi kaynakların önemini vurgulayan Babaoğlu, yatırımcılara bu tasarruf oranlarını kar oranı gibi düşünebilirsiniz dedi.

ESKİ BİNALAR DA YEŞİL OLABİLİR Yeşil binaların yapılaşmayı kaliteli hale getireceğinin altını çizen Babaoğlu, eski yapılarda da dış cephe yenileme,

otomasyon sistemleri, güneş panelleri gibi çalışmaların yapılması sonrası %20 ’ye varan tasarruflar yapılabileceğini aktardı. Babaoğlu, enerji maliyetlerinin yurtdışında uygun olduğu halde, bu tür yatırımların daha fazla görüldüğünü olduğunu aktarırken, ülkemizde bu projelerin yapılmasının önemini vurguladı.

KONUT ALACAKLAR DA TASARRUFU HESAPLAMALI Ülkemizde enerjinin en çok konutlarda kullanıldığını belirten Alaeddin

Gelecek dönemde gerçekleştirecekleri projelerde tabi kaynaklardan daha fazla yararlanacaklarını belirten Babaoğlu, “toprağın altına ısı pompaları yerleştirerek, yerin altındaki stabil dereceyi değerlendireceğiz. Bizim yaptığımız ölçümlere göre İstanbul’da toprağın altındaki sıcaklık 17 derece. Bu sayede kışın 5-6 derecelerdeki suyu 17 dereceye çıkararak ısıtmış, yaz aylarında 25-26 derecelerdeki suyu yine 17 dereceye düşürerek soğutmuş olacağız. Bu su, ısıtma ve soğutma sistemlerinde, ev içindeki su ihtiyaçlarında kullanılabilecek. Hatta içme suyu olarak da kullanılabilmesi adına çalışmalar yapıyoruz” dedi. Konuşmasında doğadan alınanı olabildiğince doğa ile paylaşmak gerektiğini belirten Alaeddin Babaoğlu, doğayı korurken aynı zamanda tasarruf etmek gibi bir avantajımızın da olduğunu vurguladı YAPI MALZEME - EKİM 2013

21


Doğalgaz faturalarınızı azaltacak öneriler Isıtma ve soğutma sistemlerinin öncü markası Ferroli, yaklaşan kış mevsimi dolayısıyla doğalgaz kullanımı konusunda halkı bilinçlendirmeyi hedefliyor. Enerji sistemlerini doğru biçimde kullanarak hem tasarruf etmek hem de çevreyi korumak mümkün. Ferroli, sezon öncesi yılda 1 kez kombi bakımı, oda termostatları, doğru termostatik vana kullanımı ve yenilenebilir enerji kullanmaya imkan tanıyan ısı pompası sistemleri ile hem iş yerlerinde hem de konutlarda doğalgaz tasarrufunu öngörüyor. Kombi bakımı yapılması cihazın çalışma kalitesini artırırken, oda termostatı kullanmak iç ortamdaki ısının daha doğru planlanmasına imkan tanıyor. Sistemi bu şekilde kullanmak yüzde 15’lere varan ilave tasarruf sağlıyor. Kombi olarak da yoğuşma teknolojili cihaz tercih edildiğinde; bu önlemlerle birlikte sağlanan enerji

22

YAPI MALZEME - EKİM 2013

tasarrufu, doğalgaz faturalarında %35’e varan indirimleri beraberinde getiriyor.

DIJITAL ODA TERMOSTATLARI İLE EVİNİZ HER DAİM SICAK Oda termostatlarında ise; tüketiciye 7 farklı alternatif sunan Ferroli’nin ürün gamında, haftalık ve günlük programlanarak hayatı kolaylaştırabilen oda termostatlarının yanı sıra, modülasyonlu ve on/off gibi seçenekler de bulunuyor. Pilsiz, haftalık programlı ROMEO ve kolay montaj özellikli T 6360 bunlardan sadece birkaçı. Son teknoloji radyo frekanslı ve dijital ekranlı Romeo RF oda termostatları ise kullanımda büyük kolaylıklar sağlıyor. Enerji Verimliliği Kanunu ile merkezi sistemlerde zorunlu hale getirilen termostatik vana kullanımı ile doğalgaz faturalarını yüzde 20 oranında azaltmak ve konforlu bir ortam oluşturmak

mümkün. Termostatik vana, her türlü yaşam alanında ısınma ihtiyacımızı karşılamak üzere tüketilen enerjiyi tasarruflu bir şekilde kullanmamızı ve konforlu bir yaşam ortamı sağlayan manuel ayarlı otomatik bir sıcaklık kontrol cihazıdır. Termostatik vana kullanırken, sürekli kullanım alanlarında tavsiye edilen sıcaklık 18-24C’dir. Bu aralık sağlıklı bir ortam ve enerji tasarrufunu beraberinde getiriyor. Termostatik vanaların üzerine bir şey örtülmemesi gerekmektedir. Örtülürse cihaz ortam sıcaklığını algılayamaz. Çocukların ayar ile oynamaması için çocuk kilidinin kullanılması uygun olacaktır. Unutulmamalıdır ki; termostatik radyatör vanasını daha yüksek sıcaklık ayarına getirmek, odanın daha çabuk ısınmasını sağlamaz. Çabuk ısınma radyatör boyutuna ve evin izolasyonuna bağlıdır.



Yeşilsel dönüşüm

Arkad Yapı ile başlıyor! Bağdat Caddesi’nin ilk yeşil bina projesini başlatan Arkad Yapı, bu çerçevede; LEED ekolojik çevre dostu bina sertfikalı ve prestijli projeleri hayata geçiriyor.

24

YAPI MALZEME - EKİM 2013


“Yeşile Saygı. Yaşama Saygı.” sloganıyla inşaat sektörüne iddialı bir giriş yapan Arkad Yapı, yeşil bina konusunda müteahhitlik çözümleri üretiyor. Bağdat Caddesi’nin ilk yeşil bina projesini başlatan Arkad Yapı, bu çerçevede; LEED ekolojik çevre dostu bina sertfikalı ve prestijli projeleri hayata geçiriyor. Enerji tüketiminde tasarruf, su tüketiminde verimlilik sağlayan sağlıklı yaşam ve çalışma alanları oluşturarak kentsel dönüşümü yeşilsel dönüşüme taşımayı planlıyoruz diyen Arkad Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Orkan Öztürk ile yaptıkları çalışmaları ve yeşil bina konseptini konuştuk.

Arkad Yapı’yı tanıyabilir miyiz? “Kat karşılığı inşaat sektörüne yeni bir anlayış getirme hedefiyle yola çıkan Arkad Yapı, LEED sertifikalı ve prestijli binalar inşa ederek, yüksek üretkenliğe ve konfora katkıda bulunarak daha sağlıklı çalışma ve yaşam alanları oluşturmaktadır. “Yeşile Saygı. Yaşama Saygı.” sloganıyla inşaat sektörüne hızlı bir giriş yapan Arkad Yapı, Kentsel Dönüşümü Yeşille buluştururken, arsa sahipleri ve kat maliklerine de avantajlar sağlamayı kendisine prensip edinmiştir. Mevcut konut ve diğer gayrimenkul alanlarının korunması için ekonomim çözümlü konseptler ve projeler geliştiren Arkad Yapı aynı zamanda finansal yönetim konusunda işbirliği yaptığı tüm kaynakları ve banka kuruluşlarını da arsa sahipleri ve kat malikleri için harekete geçirerek finansal destek de sağlamaktadır.”

Arkad Yapı’nın yapımını sürdüğü projelerinden bahseder misiniz? “Sloganımızla bağlantılı olarak girdiğimiz sektörde Bağdat Caddesi’nin ilk yeşil binalarını yapıyoruz. Projeler kapsamında hem malzeme seçimlerinde hem inşaatın yapım süreçlerine büyük önem veriyoruz. Bu gibi kavramlarla şu anda üç projenin yapımını sürdürüyoruz. Bu projelerden birincisi Suadiye Öncü sokakta modern mimarisi ve ferah iç mekanlarıyla yer alan Çelem Apartmanı. Bir diğer projemiz olan Çiğdem Apartmanı ise; ayrıcalıklı konumu ve dinamik üç boyutlu cephe tasarımıyla Erenköy Bilim Sokağa farklı bir konsept getiriyor. Üçüncü projemiz olan Güzel Aydın Apartmanı da; Bağdat Caddesi’ne yakınlığı ve inovatif tasarımıyla Erenköy Kantarcı Rıza Sokak’ta hayata geçiyor…”

Bu projelerde oturanlar nelere sahip olacak “Bizim sunduğumuz çoğu konfor yeşil

Arkad Yapı Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi Orkan Öztürk

binalar kapsamına giriyor. Bunların içinde binadaki sakinlere sunulan en büyük avantaj, çatılardaki solar panel sistemleriyle elde edilecek enerji tasarrufu. Yine binalara entegre ettiğimiz gri su sistemleriyle, su tüketiminde verimlilik ve tasarruf sağlıyoruz. İç mekan hava kalitesi, doğal ışıktan maksimum yararlanma ve yapıların kullanım ömrünün uzun olması gibi faktörlerde projelerimizde yer alıyor. Özetle; insanların iç mekanlarda daha konforlu yaşam geçirebilmeleri için her türlü faktör Arkad Yapı inşaatlarında yer alıyor.”

İnşaat sektörüne sunduğunuz konseptiniz nedir? “10 yıl önce yapılan projelerin ortalama metrekareleri ile bugün yapılan projelerin ortalama metrekareleri arasında en az 20 m2 fark bulunuyor. Geçtiğimiz dönemde bir çok semtte daha lüks de olsa küçük metrekarelere gidilmek zorunda kalındı. Sadece 1+1’ler değil, 2+1, 3+1’ler olmak üzere tüm daire tipleri ufaldı. Çünkü arsa ve inşaat maliyetlerinin artması nedeniyle binaların ulaşılabilir olması için daireler küçültülüyor. Biz, Arkad Yapı olarak, kat karşılığı inşaat sistemine yeni bir bakış açısı getiriyoruz. Bu bakış açımız içerisinde; düşük maliyetler karşılığında mevcut konut ve diğer gayrimenkul alanlarının korunması için projeler yer alıyor. Ayrı-

ca, finansal yönetim konusunda işbirliği yaptığımız tüm kaynakları ve banka kuruluşlarını harekete geçirerek kat maliklerimize ve arsa sahiplerimize gerekli tüm destekleri sağlıyoruz.”

Projelerinizde iç hava kalitesinin önemine değiniyorsunuz. Bize, geliştirilmiş iç mekân hava kalitesinin yapılara sağladığı değerlerden bahsedebilir misiniz? “Kentsel dönüşüm temellerinin atıldığı ve hız kazandığı bu dönemde, aslında maalesef dikkatlerden kaçan, fakat yüksek derecede önem arz eden husus, kapalı ortamlardaki hava kalitesinin kontrol altına alınabilirliği gerçeği ve zehirli hava tehlikesinin bertaraf edilebilirliği olasılığı konusudur ki bu da imkanlar dâhilindedir. İnsan sağlığının bu tip zararlı doğal etkenler tarafından bozulmasını önleyici teknik yöntemlerle tedbirler almak, buna benzer problemleri çözmek, düşük maliyetli ileri teknoloji ürünleriyle ancak mümkündür. Bu bağlamda, kapalı alanlarda birikim yapma, dolayısıyla tehdit unsuru oluşturabilme kapasitesine sahip olan başlıca gazlara örnek olarak, karbondioksit, karbon monoksit, azot oksitleri, hidrojen sülfür, kükürt dioksit ve özellikle de radon, gösterilebilir. Ülkemizde, özellikle de yapı ve inşaat sektöründe, bu olağanüstü tehlikeli gazı ve bunun yol açaYAPI MALZEME - EKİM 2013

25


bileceği olumsuz etkileri, maalesef çok az kişi bilmekte. Oysa Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği üye ülkeleri bu konuda çoktan standartlarını oluşturmuş ve yapılarda bu gazın bertaraf edilebilmesi için dev teknik adımlar atmışlardır; hatta daha da yol kat etmek adına bu hususta araştırmaların ısrarla devamı teşvik edilerek yepyeni gerekli ve etkili sistemler ve yöntemler aranmaktadır. Bu ülkelerde bina yapımında zemin etüdü gibi radon ölçümlemesi de şart koşuluyor ve tamamlanmış inşaatlar-

26

YAPI MALZEME - EKİM 2013

da, özellikle insan barınmasına yönelik oluşturulan yapılarda radon gazının, belirlenmiş sınır değerler altında kaldığının belgelenmesi isteniyor.”

Bahsetmiş olduğunuz Radon Gazı nedir? Yapılarda neden radon gazına maruz kalırız? “Radon gazı doğada hemen her yerde az veya çok bulunur. Dünyanın oluşumundan itibaren yerkürenin içerisinde bulunan uranyum, toryum gibi radyoaktif maddelerin bozunumuyla radyum’a, bunun da dönüşümüyle gelişip oluşan

bir gazdır. Doğada kendiliğinden meydana gelir ve müsait koşullarda ortaya çıkar. Renksiz, kokusuz ve tatsız olması nedeniyle kolayca tanınamaz. Radon ve diğer doğal gazlar, toprak boyunca yükselir, binalar altında birikir ve basınç oluşturur. Binalardaki hava basıncı topraktaki basınçtan daha düşük olduğu için biriken gazlar yukarı doğru hareket eder ve zeminden bina içlerine sızar. Özellikle kıs aylarında iç-dış hava sıcaklıkları arasındaki farkın en üst seviyeye çıkması sonucu temel ile yapı içindeki basınç farkı en yüksek değerine ulaşır ve yapılar adeta bir baca gibi çalışarak zemin ve çevresinden yükselen radon gazını yapı içine doğru çeker ve biriktirir. Havadaki dağılmadan ve seyrelmeden ötürü dış ortamda radon seviyesi düşüktür ve havaya karıştığında zararsızdır. Binalar gibi kapalı alanlarda yoğunlaşır. Ağır olan bu gaz özellikle alt katlarda birikir ve hapsolur. Sorun, özellikle müstakil konutlarda ve çok katlı yapıların alt katları için, önceliklidir. Amerikan Çevre Koruma Dairesi, özellikle üçüncü kattan daha aşağı seviyedeki binaların ve bina katlarının radon gazı yönünden arındırılması gerektiğini belirtir ve dikte ederek şart koşar. Amerika’da yapı içinde kabul edilebilir radon gazı yoğunluğu 74 Bq / m3 iken Avrupa Birliği ülkelerinde bu değer yeni yapılan binalarda 200 Bq / m3 olarak belirlenmiştir. 2010 yılında İngiltere’ de standardını yenileyerek kabul edilebilir en yüksek radon miktarını 100 Bq/m3 seviyesine indirmiştir. Ülkemizde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğine göre konutlar için bu değer halen 400 Bq / m3’dir. Her nekadar yapılarda yalıtım ve izolasyon yapılmakta olsa da, bu önlem topraktaki radonun yukarı doğru hareket etmesi ve yapı içine sızması için bir engel teşkil etmez. Zararlı radon gazı birikmelerine karsı önlem olarak temel boşlukları oluşturmak ve zemin kat döşemeleri altındaki mevcut boşlukları iyice havalandırmak gerekmektedir. Aksi takdirde, radon gazı molekülleri temel ve izolasyondaki kılcal çatlaklardan ve birleşme yerlerindeki boşluklardan içeri sızar ve olumsuz etkileri kaçınılmaz kılar.”



Doğru yalıtımla yangına karşı önlem alın İZODER Yönetim Kurulu Üyesi ve Eryap A.Ş. CEO’su Emrullah Eruslu, “Yangından Korunma Haftası” özelinde yaptığı açıklamada, “Türkiye’de yılda yaklaşık 75 bin yangın vakası ile karşılaşılırken; yalıtımla yangınların önüne geçilebileceği halen bilinmiyor. Yapılarda oluşabilecek yangınlara karşı, yangın güvenliği sağlamanın yolu aktif önlemlerin dışında, yalıtımdan geçiyor” dedi.

İZODER Yönetim Kurulu Üyesi ve Eryap A.Ş. CEO’su Emrullah Eruslu

28

YAPI MALZEME - EKİM 2013

İZODER Yönetim Kurulu Üyesi ve Eryap A.Ş. CEO’su Emrullah Eruslu, günlük hayatta yangın çıkma olasılığının sanıldığı kadar düşük olmadığını, Türkiye’de bir yılda yaklaşık 75 bin yangın çıktığını belirtti. Ülkemizde son 5 yılda orman yangınları dışında yaklaşık 390 bin yangın çıktığını ve bu yangınlarda yaklaşık 1.729 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini belirten Eruslu, T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkan-

lığı’nın tespitlerine göre yaklaşık 996 milyon TL tutarında maddi zarar meydana geldiğini de iletti. Yangının zararlı etkilerinin, bina içinde ve komşu binalara yayılmasını yavaşlatarak kişilerin yangın mahallinden güvenli bir şekilde tahliye edilmesine olanak sağlayan, can ve mal güvenliğini koruyan yapısal önlemler yangın yalıtımı olarak adlandırılır diyen Eruslu; yangın yalıtımının yaygınlaştırılmasının can ve mal ka-


su yalıtım uygulamalarının akla gelmesi sebebi ile ortaya çıkan tehlike: Yangın! Yangından korunmak için yangın yönetmeliklerine uygun malzeme seçilmesi, uygulamaların bu kriterlere göre gerçekleştirilmesi konularında “farkındalık” oluşturularak bireylerin ve toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. Eruslu, yangın yalıtımında “doğru” malzeme seçimi, “doğru” tasarım ve “doğru” uygulama ile can ve mal kayıplarının önüne geçilebileceğine dikkat çekiyor ve “yalıtımın” işinin ehli uzman firma ve kişilerce yapılmasının önemini vurguluyor.

ERYAP, YANGIN YALITIMINDA WOOLER TAŞYÜNÜNÜ SUNUYOR Türkiye’de inşaat ve yalıtım sektöründe lider markaların üreticisi Eryap, Wooler markası ile yapılara çok yönlü yalıtım sunarken özellikle yangın yalıtımı için yapılarda özel koruma sağlıyor. Wooler taş yünü, volkanik kayaçlardan

elde edilen bazalt, diyabaz, dolomit gibi inorganik taşların 1400-1500°C arasında ergitilip, elyaf haline getirilmesiyle oluşturulan yüzde 97 oranında elyaf içeren yangına karşı dayanıklı, su itici özelliği olan ısı, ses ve yangın yalıtım malzemesidir. Wooler, yangın dayanımının yanı sıra taş yününden oluşan bir malzeme olduğu için ısı ve ses yalıtımı da sağlıyor. Yapılarda kullanılan sert yüzeyli malzemeler sesi çok az yutarak yansıtmaktadır. Buna karşılık, Wooler’ın hava geçiren ve esnek yapısı sayesinde, ses dalgaları ürün bünyesine nüfuz etmekte, daha sonrasında ise ses dalgalarının önemli bir kısmı malzeme içindeki boşluk ve taş elyafı arasında ısıya dönüştürerek yok olmaktadır. Günümüz yaşam ve konfor şartlarında Wooler, çok yönlü yalıtım sağlaması nedeni ile vazgeçilmez bir yalıtım malzemesi olarak tercih edilmektedir.

yıplarını önemli ölçüde azaltacağını da önemle vurguladı. Yangın yalıtımı kapsamında alınacak pasif ve aktif önlemlerin bulunduğundan söz eden Eruslu, pasif önlemlerin; mimari projelendirme aşamasında dikkate alınması gereken ve yapının yangın ve duman yayılımına ve bunların vereceği zarara karşı dirençli olmasını sağlayan, dolayısıyla yangında can ve mal güvenliğini amaçlayan tedbirler olduğunu iletti. Eruslu; “Yalıtım denince öncelikle ısı ve YAPI MALZEME - EKİM 2013

29


Danimarka Ticaret ve Avrupa İşleri Bakanı, Rockwool ürün uygulamasına katıldı.

Türkiye’nin en büyük mantolama projesine

Rockwool imzası Danimarka Ticaret ve Avrupa İşleri Bakanı Nick Hækkerup, Danimarkalı yalıtım firması Rockwool ürünlerinin kullanıldığı Türkiye’nin en büyük yaşam projesi Altınoran’ın şantiyesini ziyaret etti. Danimarka Ticaret ve Avrupa İşleri Bakanı Nick Hækkerup Türkiye ile ticari ilişkileri geliştirmek ve AB ilişkilerini konuşmak üzere ülkemizi ziyaret etti. Danimarkalı Bakan, dünya yalıtım pazarının ilk üç oyuncusundan biri olan Danimarkalı Rockwool’un yalıtım ürünlerinin kullanıldığı Türkiye’deki en önemli konut projelerinden biri olan Sinpaş Altınoran projesini yerinde inceledi. Taş yünü; inşaatlarda ısı yalıtımına ek olarak, ses yalıtımı ve olası bir yangında önemli bir güvenlik unsuru niteliğini taşıyor. Taş yünü ayrıca doğal malzeme kullanılarak üretilmesiyle de öne çıkıyor. Rockwool Türkiye ve Güneydoğu Balkanlar Genel Müdürü Hans Schreu-

30

YAPI MALZEME - EKİM 2013

der, Rockwool Türkiye Direktörü Taner S. Şahin ve Sinpaş Yapı, Ankara Projeleri Genel Müdür Yardımcısı Bahadır Gülalioğlu ile birlikte projeyi gezen Danimarkalı Bakan; ziyareti sırasında Rockwool ürün uygulamasını da izledi.

SİNPAŞ&ROCKWOOL İŞBİRLİĞİ Çankaya Oran’da 1 milyon 850 bin metrekare alan üzerine kurulan ve ilk bölümü 2 bin 647 konuttan oluşan Sinpaş Yapı’nın doğa ve modern yaşamı bir araya getiren anlayışıyla tasarladığı Altınoran’da; yalıtım konusuna çok önem verildi. Yalıtım ve mantolama sürecinde taş yünü tercih eden Sinpaş, taş yününün dünya devi Rockwool ile işbirliği

yaptı. Toplam 1,5 milyon m2 (yaklaşık 136 futbol sahası büyüklüğünde) taş yünü kullanımı ile Altınoran, Türkiye’nin en büyük taş yünü mantolama projesi olarak dikkat çekiyor. Sinpaş Yapı, Ankara Projeleri Genel Müdür Yardımcısı Bahadır Gülalioğlu ise “Türkiye’nin dört bir yanında geliştirdiği temalı konut projeleri ile 40 yıldır gayrimenkul sektörünün öncü şirketi olan Sinpaş Yapı olarak, en güvenli inşaat ve yapı sistemleriyle her bir detayı titizlikle ele alarak binlerce ailenin hayatına değer katıyoruz. Türkiye’nin en büyük temalı konut projesi olan Altınoran’da, 2000 kişilik dev kadromuzla Ankaralılara binlerce konutluk yeni bir



Danimarkalı Bakan Nick Hækkerup, Danimarkalı Rockwool’un yalıtım ürünlerinin kullanıldığı Sinpaş Altınoran projesini yerinde inceledi.

yaşam alanı sunmak için 7/24 çalışıyoruz. Sinpaş Yapı’nın yaklaşık 40 yıllık bilgi birikimi ve deneyiminin en önemli eseri olarak öne çıkan Altınoran’da en iyilerle işbirliği yaptık. Mantolama ve yalıtım konusunda ise taş yününün önde gelen markası olan Rockwool’u tercih ettik. Altınoran ile başlayan işbirliğinin devam etmesini temenni ediyoruz” diyerek, Sinpaş Yapı ile Rockwool arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çekti. Dünya taş yünü pazarının lideri Rockwool’un, Türkiye ve Güneydoğu Balkanlar Genel Müdürü Hans Schreuder Türkiye’ye verdikleri önemin altını çizerken; “Rockwool olarak global büyüme

32

YAPI MALZEME - EKİM 2013

stratejimiz içerisinde 60 milyon m2 ile Avrupa’nın en büyük ETICS mantolama pazarı olan Türkiye stratejik öneme sahip. Mantolama pazarı içerisinde taş yününün payı ise %2-2,5 civarında. Global gücümüz ve sahip olduğumuz bilgi birikimi ve deneyimle Türkiye pazarını geliştirmek ve taş yünü pazarının payını büyütmek istiyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de iddialıyız. Sinpaş’ın böylesine önemli bir projede bizi tercih etmiş olması memnuniyet verici. Sinpaş- Rockwool işbirliğinin devam etmesini diliyoruz” dedi. Yalıtımın Türkiye’de henüz gelisme evresinde olduğunu ve ciddi bir iş

olduğunu ifade eden Rockwool Türkiye Direktörü Taner S. Şahin ise “Türkiye’de yalıtım konusuna ısı kaybı ve enerji verimliliği açısından yaklaşılıyor. Taş yünü, yalıtımda ısı yalıtımına ek olarak, ses yalitimi ve yangın güvenliği açısından da vazgeçilmez bir unsur. Taş yünü ayrıca doğal malzemeler kullanılarak üretilmesiyle öne çıkıyor. Sinpaş Yapı, Türkiye’nin en büyük taş yünü mantolama projesi için üstün özellikleri nedeniyle Rockwool’u seçti. Dünya lideri Rockwool, Türkiye’deki gücünü göstermeye şimdiden başladı. Bu, bizim için henüz başlangıç” dedi.



BAUMIT ile dış cephelerde özgürlüğü keşfedin Baumit, kullanıma hazır dekoratif kaplamaları ile binaların cephelerini sadece güzelleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda güneş, rüzgar ve yağmur gibi dış etkenlere karşı da koruyor. Baumit, Hazır Dekoratif Kaplama ürünleri ile konutlara alternatif renk ve doku seçenekleri ile farklılaşma şansı sunuyor. Kaplamalar cephelerin sadece gö-

34

YAPI MALZEME - EKİM 2013

rünümünü güzelleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda binalar için önemli koruma işlevini de yerine getiriyor. Hazır Dekoratif Kaplamalar, hem kolay hem

de pratik bir şekilde uygulanabildiği için uygulama esnasında zamandan ve işçilikten de tasarruf sağlıyor. Yaygın olarak kullanılan toz mineral


Ürün grubu içinde Nano, silikon, silikat veya akrilik bazlı kaplama seçenekleri bulunuyor. Yüksek su buharı geçirgenliği ve su iticiliğe sahip ürünler, duvarlarda nem ve küf oluşumunun engellenmesine yardımcı oluyor. Nano teknolojiye sahip olan NanoporTop’un mikroskobik pürüzsüz yüzeyi kirlerin tutunmasını zorlaştırarak, cephelerde uzun süre temiz bir görünüm elde edilmesini sağlıyor. Yoğun kaplama ürünü olan Baumit StyleTop ise 94 farklı çarpıcı renk tonu ile dikkat çekiyor. Aynı yüzey renginde değişik dokulrın kullanılması ile de farklı efektlere ulaşılabiliyor. Baumit Hazır Dekoratif Kaplamalar ile cephelerin belli alanları zahmetsizce öne çıkarılabiliyor. Taban alanı gibi belli alanlar vurgulanıp, gölge ve ışık oyunları oluşturulabiliyor. Mozaik kaplamalar da yine Baumit’in fark oluşturan ürünleri arasında yer alıyor. MosaikTop, dış cepheler ve iç cepheler için özellikle su basman seviyesi ve mineral esaslı zeminler üzerinde kullanılan renkli taş taneciklerinden oluşan bir kaplama. Hem ısı yalıtım sistemleri ile hem de sıva zemin üzerinde kullanılabiliyor. Cepheyi yağmura ve mekanik yorgunluğa karşı koruyor. Baumit Hazır Dekoratif Kaplama ürünleri ile renk ve dokuları kombine ederek sonsuz tasarım alternatifleri oluşturulabiliyor.

Önemli özellikler: - Mükemmel renk dayanıklılığı ve UV’ye karşı direnç -İklim etlilerine karşı direnç - Isı yalıtım sistemlerine uygun - Kullanıma hazır ürünler, güvenilir kalite

- Tek seferde uygulama - Ayrıca boya gerektirmez - Daha dayanıklı ve uzun ömürlü - Yüksek su itici

ISI YALITIMINDA BAUMIT KALİTESİ Türkiye’de ETAG 004 belgesine sahip ilk firma olan Baumit, Avrupa Birliği tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarınca denetleniyor. Baumit ürünleri bu yıl da Ağustos ayı sonunda, markanın Gebze’de bulunan ve sektörün en ileri teknolojiye sahip fabrikasında denetime tabi tutuldu. ETAG 004 teknik onay normu belgesi, sıvalı dış cephe ısı yalıtım sistemleri bileşenlerinin performansını bir bütün olarak değerlendirilip, iklimlendirme (aşırı soğuk, sıcak, rüzgâr ve yağmur gibi çevresel etmenler) ve yaşlandırma (25 yıllık) testleri ile gerçek dayanıklılıkları belirlenerek veriliyor. Baumit bu yıl da ETAG 004 belgesine sahip ürünlerinde bu testlerden başarı ile geçerek sertifikasını yeniledi. 2011 yılında başlayan ve 2017 yılına kadar tamamlanması planlanan Enerji Kimlik Belgesi uygulaması ile her binanın bir ısı kimliğine sahip olması hedefleniyor. Enerji Kimlik Belgesi için değerlendirilecek uygulamalardan biri olan ısı yalıtımı konusunda da bir standart oluşacaktır. Bu kapsamda ETAG 004 belgesine sahip ürünler tercih edildiği takdirde performansı daha yüksek mantolama sistemi oluşturulabilecektir. Baumit’in ETAG 004 belgeli, Open, Star ve Pro ısı yalıtım sistemleri ile yapılacak bir ısı yalıtımı ile aynı zamanda geleceğe de yatırım yapılmış olunacaktır.

kaplamaların aksine, Baumit Hazır Dekoratif Kaplamalar daha dayanıklı, daha uzun ömürlü olmaları sebebi ile daha uzun garanti süreleri sunuyor. Baumit dış cephe yalıtım sistemleri ile mükemmel şekilde uyumlu olan Hazır Dekoratif Kaplama ürünlerinin yüksek kaliteli pigmentler ile oluşturulan canlı renkleri, ilk günkü parlaklığını uzun yıllar muhafaza edebiliyor. Avrupa’nın dış cepheler için en zengin renk sistemi olan Baumit Life’ın sunduğu 888 renk alternatifi ile çok çeşitli ve kişisel renk kullanımına imkan veriyor. Baumit Hazır Dekoratif Kaplamalar ile aynı yüzey renginde değişik dokuların kullanılması ile farklı efektlere ulaşılabiliyor. Life serisinin açık ve koyu renk tonları ile gölge ve ışık oyunları oluşturulabiliyor. YAPI MALZEME - EKİM 2013

35


Hyundai İş Makinaları 20. Yılını kutluyor Dünyanın önde gelen iş makinası markası Hyundai İş Makinaları, bu yıl Türkiye’deki faaliyetlerinin 20. yılını kutluyor. HMF Makina Genel Müdürü Tamer Öztoygar

HMF Makina’nın dünyadaki ilk distribütörlerinden biri olduğu Hyundai İş Makinaları, bu yıl Türkiye’deki 20. yılını kutluyor. Türkiye’de kendi alanında bilinirliği en yüksek seviyedeki markalardan biri olan Hyundai İş Makinaları, 20 yıldır Türkiye’nin inşasında görev alıyor. Hyundai İş Makinaları’nın Türkiye’deki temsilcisi HMF Makina, 17 Eylül Salı gecesi, Hyundai İş Makinaları’nın Türkiye’deki 20. yılını kutlamak üzere bir davet düzenledi. HMF Makina ve Hyundai İş Makinaları arasında uzun yıllardır devam eden başarılı işbirliğinin de kutlandığı geceye HMF Makina çalışanlarının yanı sıra bayileri, müşterileri ve iş ortakları da katıldı. Geceye katılmak üzere Türkiye’ye gelen Hyundai Heavy Industries Başkan ve COO’su Byeong-Ku Choe yaptığı konuşmada “HMF ve Hyundai Heavy Indust-

36

YAPI MALZEME - EKİM 2013

ries arasında 20 yılını dolduran güçlü ortaklığımız için tebrik ve takdirlerimi iletiyorum. Ortak anlayışımız ve karşılıklı güven sayesinde 20 yıldır bu ortaklığı devam ettiriyoruz. HMF, dünyadaki en iyi distribütörlerimizden birisi olarak, Hyundai Heavy Industries ile verimli ve başarılı bir ortaklığı gerçekleştirmek için tüm yetkinliğe ve müşteri odaklı, etik ve güvenilir stratejilere sahiptir” dedi. Konuşmasında Kore Savaşı’nda Türkiye’nin ülkesine verdiği desteğe de değinen Choe, “Sizlere, fedakarlıklarınızdan ve yardımlarınızdan dolayı minnettarız ve hep hatırlayacağız” dedi. Görkemli gecede söz alan HMF Makina Genel Müdürü Tamer Öztoygar ise, “HMF Makina olarak, Hyundai İş Makinalarının ilk distribütörlerinin arasında yer alıyoruz. Uzun yıllardır kurduğumuz güçlü satış ve satış sonrası hizmet ağı-

mızla müşterilerimize Hyundai İş Makinalarını ulaştırıyoruz. HMF’nin etkin satış kadrosu ve servisi ile Hyundai araştırma geliştirme merkezi arasındaki güçlü iletişim sayesinde, Türkiye pazarı için iş makinaları tasarlandı ve üretildi. HL780-9 Marble ve ilk olarak Türkiye’de kentsel dönüşümde kullanılmak için üretilen R380LC-9 Demolition bunun en güzel örnekleri oldu” dedi. Öztoygar sözlerine şöyle devam etti: “Hyundai İş Makinaları ile birlikte hem Türkiye’de sunduğumuz model alternatiflerini arttırıyor hem de yeni ürün gruplarını hızla Türkiye pazarına sunuyoruz. Geçtiğimiz aylarda Hyundai toprak ve yama silindirleri ve Türkiye’deki kentsel dönüşüm çalışmaları için yıkım ekskavatörü ilk kez bu yıl pazara sunuldu. Önümüzdeki yıllarda da Hyundai bekoloder ve greyderlerin pazara sunulmasını planlıyoruz.”



Mimarların öncelikli tercihi Terraco, yapılara değer katıyor Türk yapı sektöründe 25. yılını kutlayan Terraco, geniş ürün yelpazesine sahip akrilik esaslı özel dış cephe kaplama ürünleri ile yapılara uzun ömürlü, estetik değerler katıyor.

Çevreci ve her zaman yenilikçi ürünleri ile yapı malzemeleri sektöründe saygın bir yere sahip olan Terraco, müteahhitlerin inşa ettikleri yapılar için ihtiyaç duydukları tüm ince yapı malzemelerini tek bir noktadan güvenle ve bol seçenek arasından tedarik edebilmelerini sağlıyor. 25 yıllık tecrübe ve bilgi birikimine sahip markaları ile 100’den fazla çözüme yönelik ürünü pazara sunduk-

38

YAPI MALZEME - EKİM 2013

larını belirten Terraco Türkiye Genel Müdürü Engin Tanrıverdi ile yaptıkları çalışmaları konuştuk

Dilerseniz önce Engin Tanrıverdi’yi tanıyarak başlayalım. Mesleğiniz ve kariyer gelişiminiz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? “1997 yılında ODTÜ inşaat mühendisliği bölümünden mezun oldum. Mezuniye-

tin ardından ENKA’da çalışmaya başladım ve Etiyopya’da bir çimento fabrikası inşaatında saha mühendisliği yaptım. Özel nedenler ile Türkiye’ye döndüm. 2001 – 2003 yılları arasında finans sektöründe çalıştım ve bu dönemde Yeditepe Üniversitesi’nde işletme mastırımı tamamladım. Capatect Dalmaçyalı projesi ile Ocak 2003’de başlayan ve yaklaşık 7 yıl devam eden Betek bün-


Terraco Türkiye Genel Müdürü Engin Tanrıverdi

olarak göreve geldim. Startını ENKA firmasının Etiyopya Çimento Fabrikası projesinde inanılmaz ve unutulmaz zorlu şartlar altında saha mühendisi olarak verdiğim kariyerimde geçen 16 yılda mühendislik, finans, satış, pazarlama ve yönetim tecrübelerim bir potada eriyerek bugünkü birikimi elde etmeme olanak sağladı.”

Terraco’nun ülkemizdeki yatırımları, yapılanması ve dünyadaki konumundan bahseder misiniz?

yesindeki çalışmalarımda dış cephe ısı yalıtım sistemleri, likit ve toz su yalıtım ürünleri, bitümlü membranlar, yapı kimyasallar ile kaplama ve inşaat boyaları üzerine Alman ortak Caparol ile birlikte yürütülen birçok projede arge, üretim, lojistik, kalite kontrol ve özellikle satış/ pazarlama faaliyetleri üzerine çok yoğun tecrübe ve bilgi birikimi edinme fırsatını yakaladım. Sonrasında Sika Yapı Kimyasalları firmasında beton iş birimi müdürlüğünü 3 yıl sürdürdüm. Burada ise hedef kitlesi tüm altyapı proje müteahhitleri, hazır beton, çimento, prekast ve alçı üreticileri olan beton grubu satış kanalı yönetiminde beton ve çimento kimyasalları, enjeksiyon, grout, tesviye ve tamir harçları, birçok farklı bazda su izolasyon malzemeleri, epoksi zemin kaplamaları, pvc membranlar gibi ileri mühendislik ürünlerinin özellikleri, kullanım alanları ve B2B pazarlama teknikleri üzerine tecrübe kazandım. 2012 yılı Mayıs sonu itibari ile de Terraco Türkiye’de genel müdür

“1980 yılında temelleri atılan ve İsveç sermayeli bir şirket olan Terraco ülkemizde faaliyetlerine 1988 yılında Eskişehir OSB’de kurulan fabrika ile başlamıştır. 25 yıldır aralıksız olarak inşaat piyasamız için üretim yapmakta ve birçok ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir. Genel Müdürlük ofisimiz İstanbul Kozyatağı’nda olup üretim, satış ve yönetim dahil olmak üzere 70 kişilik bir kadro ile çalışmaktayız. Terraco dünya genelinde ise 18 fabrika ve 32 şirkete sahip uluslararası bir firma. Tüm grubun yönetim merkezi ise Dubai’de. Kurulduğu günden bu yana çok hızlı bir büyüme sürecine giren grup, ciro ve üretim kapasitesi olarak her yıl ortalama %20 - 25 seviyelerinde artış sağlamış. Vizyonu, müteahhitlerin inşa ettikleri yapılar için ihtiyaç duydukları tüm ince yapı malzemelerini tek bir noktadan güvenle ve bol seçenek arasından tedarik edebilmelerini sağlamak olan Terraco’yu rakiplerimizden ayıran en önemli fark ise ürettiğimiz her ürünün yüksek kalitede olmasının yanı sıra mutlaka çevresel etki değerlendirmelerine göre doğa dostu olarak tasarlanması ve sunulmasıdır.”

Terraco’nun ürün grupları, pazardaki konumu ve iş modeli üzerine konuşalım mı birazda … “Günümüzde çok iyi bilinen Terraco Sprayplasters ve Handycoat ürünleri yolu açan ilk ürünler olmuş. Ancak ürün gamımız Terraco EIFS (mantolama sistemi), dekoratif kaplamalar, akrilik boyalar, fayans yapıştırıcı ve derz dolguları, akustik sıva sistemleri, spor zemin kaplamaları ve daha fazlası ile hızla gelişerek bugün 800’ün üzerinde bir sayıya ulaşmış durumda. İlk müşterileri tarafından ‘The House of Scandinavian Finishing Materials – İskandinav Kökenli İnce Yapı Malzemeleri Üreticisi’ olarak anılmaya başlanan Terraco bu slogan ile dahan 1980’lerin başında bir anlamda bütünleşmiştir. 25 yıldır Türkiye’deyiz ve Türkiye pazarı için tecrübe-

YAPI MALZEME - EKİM 2013

39


li firmayız. Bu süreçte ağırlıkla yeni ve büyük ölçek projelerin tercihi olduk. Pazara ulaşmak için iş modelimiz daha çok B2B, Projeler bizim işimizin en önemli parçası, yeni ya da yenileme her türlü inşaatta yer almak istiyoruz. Bu sebeple de en önemli müşteri grubumuz uygulayıcı bayiler. Satış stratejimizi de bugüne kadar bunun üzerine kurguladık. Bu sebeple de teknik kökenli bir satış ekibimiz var. Son dönemde stratejimizi biraz değiştirerek perakende sektörüne de girme konusunda adımlar attık. Perakende farklı pazarlama stratejileri gerektiren farklı bir pazar. Öte yandan biz B2B ile perakende pazarın ortası olarak tanımladığımız, alt bayi ve uygulayıcılardan oluşan üçüncü bir kanala da odaklandık. Küçük yenileme işlerinden, orta ölçek yeni yapılara kadar ihtiyaç duyulan her ürün Terraco Dağıtıcı Bayileri tarafından alt bayilerine ulaştırılmaktadır. Amacımız Türkiye’de bu kana lı daha da geliştirerek ürünlerimizin erişilebilirliğini daha da arttırmaktır. Bunu yapmak için eksik olduğumuz tüm bölgelerde Terraco markasını en değerli şekilde temsil edecek ve üretilen katma değeri işine ekleyerek

40

YAPI MALZEME - EKİM 2013

büyüyecek münhasır dağıtıcı bayilerin arayışına devam etmekteyiz. Yine bu sene Türkiye’de perakendeye ve küçük ölçek müşteri grubuna daha iyi servis verebilmek için Terraco Colours Makineli Renklendirme Sistemi hayata geçirildi. Ayrıca geçmiş yıllara nazaran ciddi oranda artırılmış bütçelerle marka yaygınlığı ve bilinirliliği üzerine pek çok pazarlama faaliyeti de yürütülmekte ki burada da amaç perakendeye daha fazla sesimizi duyurmaktır.”

Terraco Türkiye’nin 25 sene gibi uzun bir süredir bu denli rekabetçi bir ortamda sektörün ana oyuncularından ve bilinen markalarından biri olarak kalmasının sırrı nedir sizce? “Bu başarıda uzun yıllar içerisinde uluslararası tecrübelerden edinilmiş bilgilerin lokal uzmanlığı şekillendirmesinin rol oynadığını düşünüyorum. Sibirya’nın aşırı soğuklarından, Vietnam’ın yağmur ormanlarına, Arabistan çöllerinden Çin’in hava kirliliği çok yüksek metropollerine kadar birbirinden zorlu şartlar karşısında edinilen tecrübe sayesinde salt bir üretici değil, gerçek çözüm

sağlayıcı olarak olgunlaşan Terraco her zaman ürün oluşturma süreçlerine son tüketici, uygulayıcı ve satıcının temel ihtiyaçlarını, mimar ve denetleyicilerin beklentilerini detaylı bir şekilde analiz ederek başlıyor. Dünyanın birçok noktasından teknik personellerimizce edinilen bu bilgiler yıllarca İrlanda’da Kurulu olan Teknik Merkezimize akmaya devam ediyor. Bu birikim tüm Terraco üretim merkezlerine ve yönetim ekiplerine yönlendirilerek her ülkede müşterilerimizin olası en etkili ürünlere en uygun fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. Bundan başka hiçbir zaman kısa sureli karlılıklar sağlayacak uygunsuz hammadde tercihleri ve üretim metotlarına yönelmemize izin yok. Özetle müşterilerimiz ne ister yönündeki yaklaşımımız, uluslararası teknik bilgi ve tecrübe birikimimiz, yüksek kaliteden asla taviz vermeyen ve değiştirilemez üretim felsefemiz sürekli başarımızın üç temel nedeni olarak sıralanabilir.”

Organizasyon bakımından değişim ve gelecekteki gelişim planlarınız hakkında da bilgi verir misiniz? “Türkiye için şu anda tüm anahtar po-


zisyonlarda önümüzdeki dönemin getireceği zorlu ve rekabetçi fırsatları karşılayabilecek dinamik profesyoneller var. Göreve geldiğim ilk günden bu yana ekibimle birlikte organizasyonumuzda çok değerli geliştirme çalışmaları yaptık. Sadece ekibi değil, iş yapma anlayış ve modellerimizi de değiştirerek verimi arttırdık. Kazanma kültürümüzü daha da geliştirmek bakımından tüm bu değişime bir uyum içerisinde çalışarak ayak uyduran takımımız bizler için cesaret ve enerji kaynağıdır. Terraco Grubu ve kurucuları 25 senedir Türkiye’ye, genç nüfusuna, gelişen ve güçlenen ekonomisine, jeopolitik önemine duydukları inançla dün olduğu gibi bugün ve gelecekte sürdürülebilir gelişim fırsatlarının önümüzde olduğunu görmektedir. Türkiye ekibimiz yeni projelerde ve yanı sıra perakende pazarlarda pozisyonunu güçlendirmeye devam edecek. Bunu sağlamak için diğer Terraco ülkelerinde çok popüler hale gelen yeni ve başarılı ürünlerimizi pazara sunacağız. Buna paralel olarak dağıtıcı bayilik gibi yeni satış kanallarının gelişimini sürdüreceğiz. İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerindeki agresif büyümemiz, Eskişehir’deki fabrikamızın üretim kapasitelerini geliştirmemize yol açacak. Hatta Türkiye’de yeni üretim tesisi alternatiflerini de bugünden değerlendirmeye başladık.”

Bize biraz da ihracat alanındaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? “Terraco ürünleri dünyada 75’den fazla ülkede mimarların öncelikli tercihi olmaktadır. Türkiye ise bu konuda önemli

bir rol oynamaktadır. Yakın komşu ülke pazarlarına ihracat yapmak yaygın ve olağandır ancak Türkiye, Ukrayna, Kazakistan, Gürcistan, Irak vb ülkelerin yanında İngiltere, İspanya, İrlanda gibi

Avrupa ülkeleri ile Güney Afrika’ya da ihracat yapmaktadır. Aslında kendi içimizde Türkiye Avrupa bazlı satış organizasyonlarımızın üretim merkezi olarak tanımlanmaktadır.”

YAPI MALZEME - EKİM 2013

41


Bu kış fatura savaşını

siz kazanın! Eski standart kombilerini yeni nesil yoğuşmalı kombilerle değiştirenler, kabarık doğalgaz faturalarından kurtuluyor!

Baymak CEO’su Ender Çolak

Enerji maliyetlerinin sürekli yükseldiği günümüzde, cep yakan faturalar tüketiciyi zor durumda bırakıyor. Baymak, kafanızdaki tüm soru işaretlerinin cevabını vermek için sizi “premix teknolojisinin” sihirli formülü ile tanıştırıyor. En uygun yanmanın sağlanması için hava ve gazı karıştıran premix teknolojisi ve baca gazını yoğuşturan özel ısı eşanjörü ile yoğuşmadaki gizli ısı bacadan geri kazanıldığı için, premix yoğuşmalı kombiler klasik kombilere göre çok daha verimlidir. “%94 enerji verimli” standart kombiler yerine “%109,1 enerji verim” değerine sahip yoğuşmalı kombi kullanırsanız % 35’e varan enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz. Ayrıca yoğuşmalı kombide emisyon değerleri standart kombiye göre CO’da %90 ve NOx’de %80 oranında daha düşüktür. CO gazı son derece zehirlidir ve yüksek oranlarda solunumu durumunda ölüme sebep olur. NOx ise insan sağlığı yanında doğada da tahribat oluşturan, havayı kirleten en önemli gaz çeşididir. İnsanlarda solunumla ilgili problemlere sebep olurken doğada ise asit yağmurlarına sebep olur; bitkilere zarar verir ve su kaynaklarını kirletir. Ancak Baymak’ın premix teknolojili yoğuşmalı kombileri ile doğal enerji kaynaklarından tasarruf edildiği gibi, çevremiz de korunmuş olur.

DÜNYA ARTIK YOĞUŞMALI KOMBİYİ TERCİH EDİYOR

Baymak’ın eski teknolojili kombi üretimine değil, üstün Hollanda teknolojili yoğuşmalı kombi ve Lectus kazan üretimine yatırım yaptığını belirten Baymak CEO’su Ender Çolak, “2015 yılından itibaren Avrupa Birliği’nin tüm ülkelerinde satışı yasak olacak olan standart verimli kombiler yerine biz

42

YAPI MALZEME - EKİM 2013

hep yoğuşmalı kombiyi öne çıkardık. Bu sayede yoğuşmalı kombi deyince Baymak akla geliyor. Geçen yıl devreye aldığımız yeni üretim hattımız da tamamen Hollanda teknolojili yoğuşmalı kombi ve Lectus duvar tipi yoğuşmalı kazan için oldu.” dedi. Çevre bilincinin artması ile birlikte yönetmelikler artık daha az çevreye zarar veren ürünlerin kullanılmasını desteklemektedir. Diğer bir yandan enerji maliyetlerinin günden güne artması daha az enerji tüketen, yakıttan tasarruf sağlayan, yüksek verimli cihazların kullanılmasını artırmaktadır. Baymak’ın üstün Hollanda teknolojili Lectus duvar tipi yoğuşmalı kazanları ile doğal enerji kaynaklarından tasarruf edildiği gibi, çevre de korunmuş olur, cebinizi yakmayan faturalar ise yüzünüzü gülümsetir. İngiltere’de 1 Nisan 2005 tarihinde çıkartılan kanun ile duvara takılan tüm cihazların yoğuşmalı olması zorunluluğu getirilmiştir. Almanya, Hollanda, Danimarka, İsviçre gibi diğer Avrupa ülkelerinde de yoğuşmalı kombi kullanımına destekler verilmektedir. Daha-

sı yeni ERP düzenlemesi çerçevesinde Avrupa Birliği’nin tüm ülkelerinde 26 Eylül 2015 tarihinden itibaren sadece yoğuşmalı kombi üretilip satılabilecek, standart verimli kombilerin satışı ise yasak olacak.

APARTMANLARDA DA DÖNÜŞÜM

Sadece kombi ile ısınanlar için değil, merkezi sistemle ısınanlar için de tasarruf sağlamanın çok kolay bir yolu var. Bunun basit bir matematiği olduğunu ve merkezi sistemle ısınan apartmanlarda, eski tip kazan dairelerinin yerini, yeni nesil Lectus duvar tipi yoğuşmalı kazanların almaya başladığını belirten Çolak: “Apartman sakinlerine sesleniyorum. Bu sene bir devrim yapın ve yıllardır katlandığınız yüksek yakıt giderlerine son verin. Yeni nesil duvar tipi yoğuşmalı kazanlarla yakıt aidatlarınızı %35’e varan oranla azaltabilirsiniz. Biz bu konuda ülkemizin her yerinde mahalle mahalle tanıtımlarımıza devam ediyoruz. İsteyen tüm apartmanlara da enerji verimliliği konusunda tanıtıma hazırız” dedi.



Remmers Pazarlama ve Ticaret Müdürü Dilek Egüz:

“Çözümü zor detaylar Remmers’in uzmanlık alanı” Ülkemiz yapı kimyasalları pazarında ve bu pazarın lokomotifi yalıtım sektöründe güçlü adımlarla ilerlemesini sürdüren Remmers, yüksek performans gerektiren tüm alanlarda özel çözümleri ile ön planda yer alıyor.

Temelden çatıya bir binanın tüm sisteminde teknik çözüm sağlayan uluslararası güçlü bir kuruluş olan Remmers’in ülkemizde de Türk yapı kimyasalları sektörüne getirdiği birçok yenilik bulunuyor. Temel izolasyonundan dış cephe ısı yalıtım sistemlerine kadar binanın birçok detayına yönelik güçlü bir ürün gamına sahip olan Remmers, uzmanlık alanını ‘çözümü zor detaylar’ olarak açıklıyor. Pazara sundukları yeni ürünlerin 2014’te devam edeceğini ifade eden Remmers’in Pazarlama ve Ticaret Müdürü Dilek Egüz ile Remmers Türkiye’nin yaptığı çalışmaları konuştuk.

“Yapılarınızın değerini korur” sloganıyla pazarda yer alan Remmers’in günümüzde yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz? “Remmers temelden çatıya bir binanın tüm sisteminde teknik çözüm sağlayan güçlü bir kuruluştur. Temel izolasyonundan dış cephe ısı yalıtım sistemlerine kadar binanın birçok detayına yönelik güçlü bir ürün gamımız vardır. Özellikle çözümü zor detaylar Remmers’in uzmanlık alanıdır. Bizi standart bir binanın temel detayında görebileceğiniz gibi, bir baraj ya da bir viyadük detayında da görebilirsiniz. Özellikle beton katkılarımızla yüksek performans gerektiren tüm alanlarda özel çözümlerimizle ön planda yer almaktayız.”

44

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Remmers’in ürün yelpazesi kaç gruba ayrılıyor? Bu ürünler nerelerde kullanılıyor? “Ürün yelpazemizi ahşap ve yapı olmak üzere iki ana dala ayırabiliriz. Ahşap grubunda mobilya dolguları, cilaları, vernikler ve lakeler ürün gamımız içindedir. Yine ahşap grubunda zararlılarla mücadele ürünleri, yangın geciktiriciler, endüstriyel ahşap için emprenyeler, astarlar, boyalar güçlü olduğumuz alanlardır. Ayrıca ahşap koruyucular, boyalar, cilalar ve astarlar bizim bu alandaki ürün gamımız içinde yer almaktadır. Bu gruptaki ürünlerimiz endüstriyel ahşap sektöründen mobilya sektörüne kadar geniş bir alanda kullanılmaktadır. Yapı grubunda ise beton katkıları, su yalıtım sistemleri, ısı yalıtım sistemleri, zemin koruma ve kaplama sistemleri ürün gruplarımız içindedir. Yapı grubunda tarihi eser koruma ve restorasyon grubunda firmamız Avrupa da liderdir. Yine yapı grubunda özel tamir harçları, mastikler, kalıp yağları ve diğer şantiye yardımcı malzemeleri aktif olduğumuz ürün gruplarıdır.”

Sektörde yenilikçi ve inovatif ürünlerin pazara sağladığı katkılar nedir? Remmers’in Türk yapı sektörüne getirdiği ve getireceği ürün ve yeniliklerden bahseder misiniz? “Bizim gibi arge yapısı güçlü olan firmalar pazara sürekli yeni teknolojiler sunmaktadır. Bu teknolojiler hem yaşam alanla-


rını daha konforlu hale getirmekte hem de daha güvenli binalarda yaşamamızı sağlamaktadır. Doğa koşullarına dayanıklı, güçlü, konforlu ve aynı zamanda doğa ile dost binalar sayesinde kaynaklarımızı daha verimli kullanabiliriz. Bu gelecek nesiller için büyük önem arz etmektedir. Bunun bilincinde olan Remmers de argeye büyük bütçeler ayırarak yeni ürünler geliştirmektedir. Ülkemize en son getirdiğimiz teknoloji Kiesol C adındaki ürünümüzdür. Özellikle su yalıtımının göz ardı edildiği sorunlu alanlar için uygun bir malzemedir. Kiesol C, krem teknolojisi kullanılarak üretilen çok yüksek aktif içeriğe sahip, yerden yükselen nemlenmeye karşı kullanabilecek eşsiz bir üründür. Bununla birlikte yakın gelecekte ısı yalıtım sektöründe adımızdan sıkça söz ettireceğiz. Remmers IQ-Therm’i ülkemize getiriyoruz.”

zin ve uygulama ustalarımızın kendini geliştirmesi için hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerle onlara destek oluyoruz. Ayrıca tüm hizmet verdiğimiz şantiyelerimizi Remmers olarak aktif bir şekilde kontrol ediyoruz.”

Uygulamalarda doğru malzeme ve çözümü ne kadar önemli? Sizin bu konuya yaklaşımınız nedir?

Remmers’in su ve ısı yalıtım sektörüne kazandırdığı ürünler ve sunduğu çözümler neler?

“Bu konu sektörümüzün kanayan yarası. Uygulama inşaatın her alanında çok önemli. Özellikle yalıtım konusunun işin uzmanı ellerce yapılması, sistemin performansı açısından hayati önem taşımaktadır. Malzemeniz ve sisteminiz yanlış uygulamayla performansı göstermeyecek hatta geri dönüşü zor sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Biz Remmers olarak özellikle uygulamacı bayilerimiz konusunda çok hassasız. Bayilerimi-

“Yalıtımın her alanında çok güçlü ürünlerimiz var. Su yalıtımında sürme esaslı bitüm malzemeler bizim övündüğümüz bir gruptur. Almanya da kendi bitüm tesisimizde kendi argemizde geliştirdiğimiz ürünlerle üretim yapıyoruz. Gene çimento esaslı tek ve çift bileşenli ürünler sektörümüze sunduğumuz diğer su yalıtım ürünleridir. Tabi bunlar geniş su yalıtım grubumuzun sadece ön plana çıkan birkaç alt başı-

Remmers ürünleri ne tür projelerde kullanılıyor? “Daha öncede belirttiğim gibi ürün gamımız çok geniş. Bizi deniz altında yapılan bir tünel projesinde, devasa viyadüklerde, yerin onlarca metre altındaki temel izolasyonunda, teras çatılarda, dış cephe mantolama da, ahşap mobilyaların üzerinde, ahşap kapılarda-pencerelerde, bir bahçenin ahşap detayında ya da çok değerli bir tarihi eserin restorasyonunda görebilirsiniz. Biz Remmers olarak yapılarınızın her detayında karşınıza çıkabiliriz.”

YAPI MALZEME - EKİM 2013

45


ğıdır. Isı yalıtımında ise dış cephede kullanılan paket sistemlerimizin yanında iç cephede kullanılan Remmers IQ-Therm ile sektörümüze hizmet vermekteyiz.” Dünyadaki yalıtım bilinci, standartlaşmayı da beraberinde getiriyor. Standartlaşma konusunda Türkiye ne durumda? Yalıtım sektörü için devlet desteği ve yaptırımları olmalı mı? “Türkiye bu konuda her geçen gün daha sağlam adımlar atıyor. Ancak alınması gereken çok yol var. Şunu asla unutmamak gerekir; standart dışı ürünlerle yapılan uygulamalar daha büyük maliyetleri beraberinde getirir. Yalıtım sektörü geleceğimiz için büyük önem arz etmekte. Su yalıtımı depreme karşı binalarımız korurken, ısı yalıtımı enerji verimliliği açısından büyük önem arz ediyor. Bu konunun üretim hatlarından şantiye alanlarına kadar, malzemeden uygulamaya kadar çok sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğine inanıyorum. Altını çizerek belirtmek isterim ki, standart dışı üretimler ve uygulamalar hem tüketiciyi zor durumda bırakmakta hem de telafisi daha maliyetli çözümler gerektirmektedir. Standart dışı üretim ve uygulamalarda fayda yerine zarar getiren milli kayıplardır. Bu nedenle hem üretimde hem de uygulama da denetim ve yaptırımla gereklidir.”

2013 yılını Remmers olarak nasıl sonlandıracaksınız? 2014 kısa ve uzun vadede gerçekleştireceğiniz hedef ve projeleriniz neler olacak? Bundan sonraki süreçte Remmers nasıl bir yol haritası izleyecek? “Daha öncede belirttiğim gibi 2013 te pazara yeni ürünler sunduk ve aynı şekilde 2014 te de devam edeceğiz. Remmers Türkiye olarak kabuk değiştiriyoruz. 2014 ve 2015 te sürpriz yatırımlarımız gündemde olacak. Ülkemizdeki faaliyet alanlarımızı geliştireceğiz. Remmers ülkemize arge, üretim ve

46

YAPI MALZEME - EKİM 2013


işgücü olarak yatırımlarına devam edecektir. Remmers geçmişinde olduğu gibi gelecekte de iş ortaklarıyla güvene ve tekniğe dayalı partnerliğini sürdürmeye devam edecektir. Ayrıca henüz aktif olmadığımız bölgelerde faaliyet alanları oluşturacağız.”

Günümüzde enerji verimliliği ve yalıtım konuları çıkan yönetmeliklerle gittikçe önem kazanıyor. Sizin bu konuda yapmış olduğunuz çalışmalar neler? “Biz yönetmelikleri yakından takip ediyoruz. Enerji verimliliği bizim için önemli ve hassas bir konu. Hem içte hem de dışta kullanılabilecek farklı sistemlerimiz var. Bunun yanında tüketiciyi bilinçlendirmeye özen gösteriyoruz. Bilinçli tüketicinin pazarın kalitesini arttıracağına inanıyoruz. Bu nedenle enerji verimliliği konusunda tüketiciyi bilinçlendirmeye özen gösteriyoruz.”

Yalıtım sektörünün ekonomik boyutuna değinecek olursak neler söylemek istersiniz? İçinde bulunduğunuz yalıtım sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye ve dünyadaki durum nedir? Sektör nasıl bir gelişim ve değişim içinde? “Yalıtım sektörü şu anda inşaat sektörünün parlayan yıldızı ve önümüzdeki 10 yılda bu ivmeyle ilerlemeye devam edecektir. Daha öncede ifade ettiğim gibi yalıtım yaşam alanlarımızın güvenliği ve doğal kaynaklarımızın verimli kullanımı açısından hayati önem taşıyor. Bu nedenle doğru ürünlerle ve doğru uygulamalarla yapılması büyük önem arz ediyor. Türkiye de sektörümüz çok hızlı bir ivmeyle büyüdü. Tabi bu hızlı gelişim beraberinde bir takım sıkıntıları da getirdi. Standartlar birçok konuda yeni şekilleniyor. Boşluklardan faydalanan birçok merdiven altı grup standart dışı ürünlerle ya da yanlış bilgilendirmelerle ciddi kayıplara neden oluyor. Ayrıca uygulama denetimleri de henüz yeterli değil. Hem üretim hem de

sahada yetişmiş iş gücünün yetersiz olması da ayrı bir sorun. Dünya da özellikle Avrupa da standartlar oluşturulmuş ve sıkı denetimler var. Üreticiler sıkı bir şekilde denetleniyor ve ürünlerinin belirttikleri performansların altına düşmesi söz konusu olamaz. Bu konuda ciddi cezalar söz konusu. Ayrıca ustalar kendi uygulama belgelerinin dışında uygulama yapamaz. Daha doğrusu uygulama belgesi ve kaydı olmayan hiçbir usta cepheye çıkamaz. Tabi bu sistemli yapı pazarı disiplin altında tutuyor. Umuyorum ki ilerleyen dönemde ülkemizde de bu gelişmeler sağlanacaktır.”

Yalıtıma olan talep artıyor mu? İnşaat - konut sektörünün gelişmesi ve büyümesi içinde bulunduğunuz sektörü nasıl etkiliyor? “Belirttiğim gibi yalıtım sektörü inşaat sektörünün parlayan yıldızı. Tüketici bilincinin artmasıyla birlikte sadece yeni konutlarda değil, mevcut binalarda da yalıtım ön plana çıkıyor. Özellikle el yakan doğal gaz faturaları ve ısı yalıtımının buna çözüm olması yalıtımı daha da ön plana çıkardı. Tabi devletinde bu konuda yaptığı düzenlemeler ve yapacağı düzenlemeler bu pazarı daha da büyütecektir. Artık yalıtımı konutun olduğu her yerde görüyoruz.”

Söyleşimizin sonunda eklemek istediğiniz bir konu, vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? “Ülkemiz yapı kimyasalları pazarında ve bu pazarın lokomotifi yalıtım sektöründe güçlü adımlarla ilerlemeye devam edecektir. Biz de Remmers ailesi olarak bu yolda ülkemize ve insanımıza kaliteli ürün ve güçlü teknik çözüm sağlamaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki tüketici bilinci arttıkça ve pazarda daha nitelikli iş gücü oluştukça sunulan hizmetlerin kalitesi daha da artacaktır. Binalarımız daha konforlu, daha güvenli ve aynı zamanda doğayla dost yapılar haline gelecektir.”

YAPI MALZEME - EKİM 2013

47


Asrın Projesi Marmaray’ın

betonu Oyak’tan

Marmaray kapsamında, yedi yılı aşkın bir sürede bir milyon m3’ün üzerinde performans betonu OYAK Beton tarafından, tek tedarikçi olarak üretilmiş ve reolojik özellikleri değiştirilmeden Proje’deki son kullanım noktasına başarıyla servis edilmiştir ve hala edilmektedir. Marmaray Projesi, iki kıtaya yayılan geniş kapsamı, toplumsal işlevi ve içerdiği zorluk derecesi yüksek mühendislik çalışmaları ile “Asrın Projesi” sıfatını sonuna kadar hak eden bir projedir. Başta “minimum yüzyıl servis ömürlü performans betonu” olmak üzere uzun AR-GE çalışmaları ile geliştirilmiş, son derece nitelikli yapı malzemelerinin kullanıldığı, uluslararası ölçekte saygınlık uyandırmış ve belgesellere konu olmuş bir altyapı şaheseridir. Birçok özelliği ile dünyadaki en önemli projelerden biri kabul edilen Marmaray Projesi, İstanbul’da kentsel yaşamın sağlıklı olarak sürdürebilmesi, kentlilere çağdaş bir kent yaşam ve kentsel ulaşım imkanları sunulabilmesi, kentin doğal tarihi özelliklerinin korunabilmesi için tasarlanmış, elektrik enerjisi kullanarak çevreyi kirletmeyen yüksek kapasiteli bir demiryolu projesidir. Temel olarak, “Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Batırma Tüp Geçişi”nden oluşan Marmaray Projesi, Avrupa yakasında bulunan Hal-

48

YAPI MALZEME - EKİM 2013

kalı ile Asya yakasında bulunan Gebze ilçelerini kesintisiz, modern ve yüksek kapasiteli bir banliyö demiryolu sistemiyle birbirine bağlamak amacıyla İstanbul’daki banliyö demiryolu sisteminin iyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi inşasına dayanmaktadır. Toplam; 76,30 km’lik hat uzunluğuna sahip olan Proje, 1,40 km’si batırma tüp tunel olmak üzere 13,60 km’lik BC1 ve 62,70 km’lik CR3 Kesimlerinden meydana gelmektedir. BC1 Kesimi’nin yapımı TAISEI (Japon) ve GAMA_NUROL Ortaklığı ve CR3 Kesimi’nin yapımı ise; OHL (İspanyol) Firması tarafından üstlenilmiştir ve her iki kesimin de tek hazır beton üreticisi OYAK Beton’dur. İstanbul’un her iki yakasındaki yüzeysel demiryolu hatları, Boğaz’daki toplam; 11 parçadan oluşan 1387 m. uzunluğundaki çift hatlı batırma tüneli ile birbirine bağlanmaktadır. Her bir parçası, Tuzla’da üretilip denizde yüzdürülerek Boğaz’daki nihai güzergahında batırılmak ve deniz tabanında birleştirilmek suretiyle yapılan tünel, birçok teknik özelli-

ğiyle ve 56 m.lik azami derinliğiyle dünyadaki 150 batırma tüp tünel arasında benzersiz bir yere sahiptir. Hat boyunca 4’ü yer altı olmak üzere toplam 40 istasyondan biri olan Üsküdar İstasyonu deniz seviyesinden 30 m. aşağıdadır ve dünyanın en büyük aç-kapa istasyonudur. (Bu istasyonun inşasında kritik öneme sahip diyafram perdelerinin özel nitelikli betonu (D-Wall Concrete) yine OYAK Beton tarafından üretilmiştir. 2004 Yılında Sözleşmesi imzalanan ve 2006 Yılında fiili olarak inşasına başlanan Marmaray BC1 Kesimi’nde ve 2012 yılında yapımına başlanan CR3 Kesimi’nde, OYAK Beton’un katkıları, DTI (Danimarka Teknoloji Enstitüsü) ve INTRON gibi uluslararası saygın enstitü ve kuruluşların katılımıyla iki yılı aşkın AR_GE çalışmaları sonucunda yüzyıl servis ömürlü beton geliştirilmiş ve Türkiye’de ilk kez bu Projede kullanılmıştır. Bu çerçevede İTÜ bünyesinde başta petnografik analizler olmak üzere birçok kapsamlı ve zor deneyin yapıla-



bileceği ve yerel kaynakların yurt dışına mümkün olduğunca akıtılmadan Proje betonlarının teknik şartname kriterlerine uygunluğunun yakın takip altında tutulabileceği bir beton laboratuvarı ülkemize kazandırılmıştır. Bu süreçte sayısız denemeler yapılmış, sektördeki diğer birçok beton firmasının aksine, OYAK Beton, başarılı olmanın ancak araştırmadan ve akademik destek almaktan geçeceğini göstererek; “Sektörün Öncüsü” unvanını hak ettiğini bir kez daha ispatlamıştır. Marmaray kapsamında, yedi yılı aşkın bir sürede bir milyon m3’ün üzerinde performans betonu OYAK Beton tarafından, tek tedarikçi olarak üretilmiş ve reolojik özellikleri değiştirilmeden Proje’deki son kullanım noktasına başarıyla servis edilmiştir ve hala edilmektedir. Diğer bir deyişle OYAK Beton, Marmaray Projesi’nde, Türkiye’de şimdiye kadar hiçbir rakip firmanın, denemek dışında, üretmeyi başaramadığı bir betonu üretmiş ve bir o kadar zor olan servisini, ciddi boyutta hiçbir sorun yaşamadan gerçekleştirmiştir. Diğer taraftan, OYAK Çimento Grubu bünyesindeki Bolu Çimento Fabrikası’da sürecin bir parçası olmuş, bu proje için OYAK Beton ile birlikte çalışarak, performans betonunun en önemli öğesi olan ve çatlak gelişimine izin vermeyen, düşük hidratasyon ısılı fakat yüksek dayanımlı çimentoyu (CEM I 42,5 N) geliştirmiştir. Yüzeyden 60 m derinlikte ve deniz tabanında bulunan, yüksek basınç, çeşitli kimyasal etkiler, aşınmalar ve akıntılara maruz kalan batırma tüp tünelde oluşabilecek bir çatlak gelişiminin ne kadar yaşamsal ve ciddi olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, kullanılan betonun uzun dönem performansının önemi, dolayısıyla, OYAK Beton’un bu süreçte oluşturduğu katma değer ve ülkemize kazandırdıkları daha da iyi anlaşılacaktır.

50

YAPI MALZEME - EKİM 2013



Türk Ytong 50. Yaşını görkemli bir törenle kutladı Markası “Kalite ve Enerji Tasarrufu”yla özdeşleşmiş, sarı ambalajıyla inşaat sektörünün simgesi olmuş Ytong’un Türkiye’deki 50. Yılı, 13 Eylül akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen görkemli bir törenle kutlandı. Yapılarda ısı yalıtımı, depreme dayanıklılık, yangın güvenliği ve sürdürülebilirlik denince akla gelen ilk malzeme olan Ytong, Türkiye’de 50. yaşını kutluyor. 1963 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile üretime başlayan Ytong, ülkemizdeki yarım asırlık yolcuğunda sektöründe birçok ilki gerçekleştirdi. Türk inşaat sektörüne yön veren Türk Ytong’un 50. kuruluş yıldönümü için 13 Eylül Cuma akşamı İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde bir tören düzenlendi. Törene şirketin kurucuları ve yönetim kurulu üyeleri başta olmak üzere iş dünyasından, üniversitelerden ve med-

52

YAPI MALZEME - EKİM 2013

yadan 600 kişilik seçkin bir davetli topluluğu katıldı. Ayrıca Ytong’un Alman ortağı Xella Şirketi Başkanı Jan Buck-Emden ve dünyadaki 20 Ytong üreticisi ülke başkanı ve temsilcileri de geceye katılarak, Türk Ytong’un mutluluğuna ortak oldu. Usta belgeselci Nebil Özgentürk’ün hazırladığı, şirketin mücadele ve başarı dolu yarım asırlık hikâyesinden köşe taşı niteliğindeki olayları anlatan kısa filmle başlayan törenin açılış konuşmasını Türk Ytong’un Kurucusu ve Onursal Başkanı Bülent Demiren yaptı. Demiren, konuşmasında: “Bu akşam, Türk Ytong’u bugüne getirmiş, kurucularımızı,


ortaklarımızı ve tüm çalışanlarımızı, şükranla, aramızdan ebediyen ayrılmış olanları da rahmetle anmaktayız. Bu yıl Türk Ytong, 50 yaşını idrak etmektedir. Türk Ytong, 50. yıldönümünü sizlerle ve İstanbul’a bu maksatla gelmiş, dünyadaki diğer Ytong şirketleri müdür ve temsilcileriyle birlikte kutlamaktan çok mutludur.” diyerek şirketin yeni nesil üst yönetimini ve sayısı beşyüzü aşan Ytong ailesini temsilen bir grup çalışanı sahneye davet etti. Bülent Demiren’in konuşmasının ardından Anadolu Ateşi grubu sahne aldı. Yaptığı etkileyici şovlarla tüm dünyanın hayranlığını kazanan Anadolu Ateşi’nin özel dans gösterisi, davetlilere unutulmaz anlar yaşattı.

ŞÜKRAN PLAKETİ TÖRENİ Gecede Türk Ytong’un kurucularını ve ortaklarını onurlandırmak için yapılan “Şükran Plaketi” töreninde duygusal anlar yaşandı. Ytong’un Türkiye’deki üretim süreci 1963 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile başlarken, kararı veren kurulun başkanlığını İsmet İnönü yapıyordu. Şirketin kuruluşuna yaptığı desteğe teşekkür etmek için İsmet İnönü adına kızı Özden Toker’e Şükran Plaketi sunuldu.

BÜLENT DEMİREN’E “BÜST” SÜRPRİZİ! Törende en duysusal an Ytong’un Alman ortağı Xella Şirketi Başkanı Jan Buck-Emden’in konuşması sırasında yaşandı. Buck-Emden konuşmasında Demiren için şunları söyledi: “50 yıldan beri, Türk Ytong ile biz Xella-Grubu’nu birbirine, Ytong markası için imzalanmış bir Lisans Sözleşmesi bağlıyor. Bu sürede bizim tarafımızda çok şeyler değişti. Yöneticiler geldi, yöneticiler gitti. Bizim şirketimiz birkaç defa satılarak el değiştirdi. Şirketin

ismi bile değişti. Tek kalan ve günümüze kadar geçerliliğini kaybetmeyen ise Lisans Sözleşmemizdir. Bu 50 senede kalan ve geçerliliğini kaybetmeyen birşey daha var: O da sizsiniz. Siz bu Lisans Sözleşmesinin üzerine çok başarılı bir şirket kurdunuz. Ytong’un Türkiye’deki başarılı gelişmesi için gerekli olan her türlü temelleri siz attınız. Başka yatırımcılar da geçen zaman içinde Ytong’un Türkiye’deki potansiyelini gördüler ve gazbeton üretmek için yatırımlar yaptılar. Hâlâ, geçen 50 yıldan sonra da mutluluk ve gurur ile görüyoruz ki, Türk Ytong pazarında 1 numaradır. Biz, bu lisansı veren olarak Türk Ytong’un başarılı yolunu birlikte yaşadık. Bu başarılı yolu bizzat siz, büyük bir gayretle açtınız ve yönlendirdiniz. Bu vesile ile sizi kelimenin tam anlamı ile girişimci bir kişilik olarak tanıma fırsatım oldu. Önemli ölçüde sizin kurduğunuz bu şirketin kalbinizdeki yerini biliyorum. Sizin onlarca yıl bu şirketin ortakları için, tüm çalışanları için ve aynı zamanda biz lisans sahipleri için oluşturduğunuz ve koruduğunuz çalışmalarınıza ve başarınıza büyük saygı duyuyorum. Bundan

dolayı size gönülden teşekkür etmek ve bir hediye vermek istiyorum. Bu hediye ile sizin Ytong için Türkiye’de bir girişimci, bir insan ve arkadaş olarak başardıklarınızı, kısacası hayatınızın eserini takdir etmek, ödüllendirmek istiyoruz. Vardığımız netice şu ki, bu takdirin ancak tek bir şekli olabilir. Almanca’da kullandığımız bir deyimle; sizi heykelleştirdik!” Buck-Emden konuşmasının ardından Bülent Demiren için hazırlanan büstü kendisine sundu. Tamamen sürpriz olarak sunulan bu hediye salondan büyük alkış aldı. Törenin ardından dünyaca ünlü Türk piyano ikilisi Ferhan-Ferzan Önder kardeşler sahneye çıktı. İkilinin sunduğu piyano resitali davetlilerden büyük alkış topladı. Türk Ytong 50. Yıl Kutlaması, Haliç’in eşsiz manzarasında, canlı müzik eşliğinde yenilen akşam yemeği ile son buldu. Gecenin sonunda araştırmacı-yazar Mehmet Altun tarafından kaleme alınan, şirketin 50 yıllık hikâyesinin fotoğraflarla anlatıldığı, “Türk Ytong – İlk 50 Yılın Öyküsü” adlı kitap davetlilere hediye edildi.

YAPI MALZEME - EKİM 2013

53


“Sürdürülebilirlik uzun bir yolculuk” Yeşil İş Konferansı’nda konuşan BASF Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika, BASF Türk CEO’su Volker Hammes, “Üretim ve tüketim şekillerini değiştirmeliyiz. Sürdürülebilirlik uzun bir yolculuk ve bize iş yapışımızda yardımcı oluyor” dedi. Bu yıl beşincisi düzenlenen Yeşil İş-Green Business Konferansı’na katılan BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes, doğal kaynakların bu

54

YAPI MALZEME - EKİM 2013

şekilde tüketilmeye devam edilmesi halinde 2050 yılında 3 dünya gerekeceğine dikkat çekti. Hammes, “Üretim ve tüketim şekillerini değiştirmeliyiz. BASF olarak, sürdürülebilir dünya için kimya

üretiyoruz. Fakat 100 binden fazla çalışanımız da bu anlayışı benimsemeli. Bu, uzun bir yolculuk… Ve artık tüm büyük şirketler de tedarikçilerinden sürdürülebilirlik anlayışı bekliyor” şeklinde


BASF Türk CEO’su Volker Hammes

konuştu. BASF’nin tüm faaliyetlerinde bizden sonraki neslin sorumluluğunu taşıdığını dile getiren Hammes, “Artık tüm büyük şirketler de tedarikçilerinde bu anlayışı görmek istiyor” dedi. BASF Sürdürülebilirlik Uygulamaları-Beslenme ve Sağlık Bölümü Direktörü Kristina Graper de konferansta, nüfus artışı ve küreselleşmenin beraberinde daha başka zorlukları da getirdiğini belirterek şunları söyledi:“İstekler bölgeden bölgeye ve sosyal gruptan gruba büyük bir farklılık gösterse de, ortak bir amaç var: İnsanlar kendi yaşam kalitelerini iyileştirmek istiyorlar. Bu nedenle, sadece “daha fazla gıda”

yeterli olmadığı gibi, beslenme kalitesini de iyileştirmek gerekiyor. BASF’nin ürünleri ve çözümleri kaynakların korunmasına, sağlıklı gıda ve beslenme sağlanmasına ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulunacaktır. Sürdürülebilirlik ve inovasyon önemli itici güçler olacak. Bu nedenle BASF’nin merkezinde “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya oluşturuyoruz” stratejisi yer alıyor.” BASF’nin çözüm ortağı olarak desteklediği Yeşil İş Konferansı 5. Yılında “Değişim zamanı” temasıyla gerçekleşti. Konferansta, iş dünyasının ve dünyanın sürdürülebilirlik konusunda önde gelen isimleri daha sürdürülebilir bir gelişim için yeni fikirler oluşturmak üzere bir araya geldi. Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi, sürdürülebilir yaşam alanları, yeşil istihdam dönüşümü gibi birçok önemli konu masaya yatırıldı. Dünyanın lider kimya şirketi BASF’ın

portföyünde; kimyasallardan plastiklere, bitki koruma ürünlerinden petrol ve doğalgaza kadar birçok ürün yer alıyor. Ekonomik başarıyı, sosyal sorumluluk ve çevresel korumayla birleştiren BASF, toplumun bugüne ve geleceğe dair ihtiyaçlarını karşılamak adına, hemen hemen bütün endüstriyel alanlarda bilim ve inovasyon aracılığıyla müşterilerine hizmet sunuyor. Ürünleri ve çözümleriyle kaynakların korunmasına, sağlıklı gıda teminine ve hayat kalitesinin artırılmasına katkı sağlayan BASF, kurumsal hedefi doğrultusunda; sürdürülebilir bir gelecek için kimya oluşturuyor. 2012 yılı sonu itibarıyla dünya çapında 110 binin üzerinde çalışanı bulunan ve bu dönemde satışları 72,1 milyar Avro olarak gerçekleşen BASF’nin hisseleri Frankfurt (BAS), Londra (BFA) ve Zürih (AN) borsalarında işlem görüyor. YAPI MALZEME - EKİM 2013

55


Würth Aktif Marketler yeniden müşterileriyle buluştu Würth’ün 2006 yılında başlattığı “Würth Aktif Market” mağazacılık sisteminde, Türkiye’nin birçok şehrinde bulunan Würth Aktif Marketler, kaliteli ve profesyonel ürün kullanmayı tercih eden müşterilerine şu anda 20 şubesiyle hizmet veriyor.

Würth şirketi 4. yılını kutladığı WAM İmes’te ve 5. yılını kutladığı WAM İkitelli’de, müşterilerine mağazalarını tekrar tanıttı. Yeniden Açılış adı altında yapılan bu törene, Würth’ün birçok müşterisi katılarak, yoğun bir açılış

56

YAPI MALZEME - EKİM 2013

töreni gerçekleşti. Würth’ün 2006 yılında başlattığı “Würth Aktif Market” mağazacılık sisteminde, Türkiye’nin birçok şehrinde bulunan Würth Aktif Marketler, kaliteli ve profesyonel ürün kullanmayı tercih eden müşterilerine

şu anda 20 şubesiyle hizmet veriyor. Binlerce ürün çeşidini bir arada bulunduran ve müşterilerinin beğenisine sunan Würth Aktif Marketler, ziyaretçilerine Würth kalitesini, ürün çeşitliliğini ve yenilikleri tanıma imkanı sağlıyor. Özellikle sanayi bölgelerinde bulunan Würth Aktif Market’ler İstanbul Avrupa yakasında İkitelli, Maslak ve Topkapı’da, Anadolu yakasında Dudullu ve Tuzla’da, Ankara’da İvedik ve Siteler’de, Bursa’da Nilüfer ve Otosansit’te, Antalya Merkez ve Kepez’de, İzmir’de, Denizli’de, Malatya’da, Kayseri’de, Sakarya’da, Gaziantep’te ve Adana’da hizmet veriyor. Würth şirketinin, tüketicilerin profesyonel ürünlere daha kolay ulaşabilmelerini sağlamak için faaliyete geçirdiği WAM’lar, montaj, tamir, bakım ve imalat sektörlerine hitap eden ürün çeşitleri, deneyimli personeli ve yüksek hizmet kalitesiyle ziyaretçilerini bekliyor



İnşaat sektörü ekonomiye can vermeye devam ediyor Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte yüzde yüzde 2.9, ikinci çeyrekte yüzde 4.2 büyüme kaydettiğini ifade eden Turyapı Yönetim Kurulu Üyesi Atakan Turpcu, inşaat sektörünün ise ilk çeyrekte yüzde 5.9, ikinci çeyrekte yüzde 7.6 büyüdüğünü belirtti. Türkiye istatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2013 yılı itibariyle ekonominin ilk altı aylık döneminde inşaat sektörünün büyük bir atılım gerçekleş-

58

YAPI MALZEME - EKİM 2013

tirdiğini ifade eden Turyapı Yönetim Kurulu Üyesi Atakan Turpcu, geçen yılın ilk çeyreğinde inşaat sektöründe yüzde 0.6 olan büyümenin bu yıl ilk

çeyrekte yüzde 5.9, ikinci çeyrekte ise yüzde 7.6 büyümeyle tamamlandığını, sektörün ekonomiye bu anlamda çok ciddi katkı sağladığını kaydetti.


2013’TE BÜYÜME YÜZDE 5’İ GEÇEBİLİR Sektörün henüz tam faaliyette olmamasına rağmen birinci çeyrekte finansman maliyetlerinin henüz cazibesini yitirmemesi sebebiyle ciddi bir büyüme gösterdiğini dile getiren Turpcu, ikinci çeyrekte ise siyasi ve sosyal gündemin gerilmesine kadar proje lansmanlarıyla büyümenin birinci çeyreğin de üstünde bir artış gösterdiğini belirtti. Buna bağlı olarak, sektörün 15 çeyrektir düzenli büyüme gerçekleştirdiğini ifade eden Turpcu, global piyasalarda büyük bir olumsuzluk yaşanmadığı takdirde sektörün bu yıl, geçen yılın büyüme açığını da kapatarak yüzde 5’in üzerinde büyüme gösterebileceğine vurgu yaptı. Ülke ekonomisinin büyümesiyle inşaat sektörünün büyümesinin tamamen doğru orantılı seyrettiğini belirten Turpcu, buna bağlı olarak ülke gündeminin daha sakin bir havada geçmesinin önemine değindi. Turpcu, ekonomide yüzde 4 büyüme hedefini tutturmak için gerek yurtiçi gerekse yurtdışında olumsuzluklardan uzak durulması gerektiğinin altını çizdi.

SEKTÖR İSTİHDAMA ÖNCÜLÜK EDİYOR Türkiye’de her türlü konuta olan yoğun talebin ve altı milyon konutu kapsayan kentsel dönüşüm projelerinin sektörün hızlı büyümesini sağlayan en önemli faktörlerin başında geldiğini ifade eden Turpcu, istihdam bakımından ise sektörün üç milyonu aşan çalışan sayısına ulaştığını belirtti. Vasıfsız işçilerin Türkiye’de ve dünyada iş bulma konusunda yaşadıkları sıkıntılara da değinen Turpcu, vasıfsız işçilere en yoğun

Turyapı Yönetim Kurulu Üyesi Atakan Turpcu

istihdam sağlayan alanın Türkiye’de inşaat sektörü olduğunu söyledi.

TÜRK MÜTEAHHİTLER DÜNYADA İKİNCİ SIRADA Yurtdışı projelerinde Türk müteahhitlerinin dünya sıralamasında ikinci sıraya yükseldiğini kaydeden Turpcu, Turyapı olarak Erbil’de sürdürdükleri

faaliyetleriyle bu yükselişe katkı sağladıklarını belirterek şunları söyledi: “Ancak müteahhitler olarak iş hacmimizi de üst sıralara çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum. İş hacmimiz metraj olarak, dolayısıyla maddi anlamda büyüklüğümüzü gösteriyor. Bunun için daha büyük işlere talip olmamız gerekiyor.”

YAPI MALZEME - EKİM 2013

59


e d n i s e m r i d n e l m i l k i n ı Vialand’

ı s a z m i Form

Farklı bir konseptle Türkiye’nin ilk uluslararası mega tema parkı, gösteri merkezi ve alışveriş merkezini bir arada sunan Vialand’ın AVM kısmı iklimlendirilmesi, LENNOX marka paket klimalar ile sağlanıyor. Via Properties ve Gürsoy Group ortak girişimiyle yapımına 2011 Eylül ayında başlanan Vialand, 1 milyar 150 milyon TL’lik yatırım bedeliyle Eyüp ve Gaziosmanpaşa Belediyesi sınırları içerisinde bulunan 600.000 m²’lik arazi üzerinde kurulu. Proje kapsamında toplam soğutma kapasitesi 3300 kW olan 23 adet LENNOX marka paket klima kullanılıyor. AVM içerisinde kullanılan LENNOX marka paket klimalarda bulunan hava kalite sensörü sayesinde taze hava oranı içerideki insan sayısına göre otomatik olarak ayarlanabiliyor. Bu sayede gereksiz taze hava alınması-

60

YAPI MALZEME - EKİM 2013

nın önüne geçilmiş olup önemli oranda enerji tasarrufu sağlanıyor.

“FREE COOLING” ÖZELLİĞİ İLE MİNİMUM ENERJİ SARFİYATI AVM içerisinde insan sayısının fazla olması nedeniyle yılın önemli bir bölümünde soğutma ihtiyacı duyuluyor. Paket klimalarda standart olarak bulunan free cooling özelliği sayesinde özellikle geçiş mevsimlerinde bu soğutma ihtiyacı düşük dış hava sıcaklığı nedeniyle %100 dış hava ile sağlanıyor ve bu sayede de yüksek enerji tasarrufu elde ediliyor.

LENNOX paket klimalarda entalpi kontrollü ekonomizer standart olarak sunuluyor. Taze hava ihtiyacının artması durumunda ise paket klimalarda kullanılabilen rotary tip ısı geri kazanım sayesinde dışarı atılan ısıtılmış ya da soğutulmuş havadan önemli oranda enerji tasarrufu yapılıyor. Form Şirketler Grubu’nun referans listesine eklediği Vialand Projeyle yıl içerisinde 30 milyonluk insan hareketi bekleniyor ve İstanbul’u ziyaret edecek yerli ve yabancı turist sayısının da yüzde 15 oranında artacağı tahmin ediliyor.



Duvarlarda artık performans var! Lafarge Dalsan; dış cephelerde kullanıma yönelik, üstün performanslı dış cephe levhası boardeX ile fark oluşturmaya devam ediyor. Sağladığı faydalar ve sergilediği üstün performansı sayesinde çığır açan bir yenilik olan BoardeX ‘in sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek ve tasarım kolaylığı sağlayacak bir ürün olduğunu söyleyebiliriz.

62

YAPI MALZEME - EKİM 2013


Bugüne kadar iç mekan uygulamalarında kullanılan ürünlerindeki yenilikler ile fark oluşturan Lafarge Dalsan’dan dış cephelerde kullanıma yönelik, üstün performanslı dış cephe levhası boardeX ile fark oluşturmaya devam ediyor. Sağladığı faydalar ve sergilediği üstün performansı sayesinde çığır açan bir yenilik olan BoardeX ‘in sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek ve tasarım

kolaylığı sağlayacak bir ürün olduğunu söyleyebiliriz. Nedir boardeX? Nerelerde kullanılır? Sağladığı avantajlar nedir? Tasarım yapanlara ne tür kolaylıklar sağlar? Uygulamacılara faydası nedir? Şimdi son yüz yılın en performanslı dış cephe kaplama levhasını daha yakından tanıyalım. BoardeX, su ve neme karşı güçlendirilmiş çekirdeği ve özel turuncu renkli cam elyaf şilte kaplaması ile dış duvar

imalatında kullanılan levhadır. Üzerindeki cam elyaf şilte kaplamanın, levha çekirdeğine iyice işleyip bütünleşmesi sayesinde, yüksek dayanım sağlar. Dış cephe duvar sistemlerinde, her türlü kaplama altında (Metal kaplama, yalı baskı, ahşap kaplama, dekoratif tuğla kaplama gibi); havalandırmalı cephe sistemlerinde, ıslak hacimlerde; şaft duvarı imalatlarında, tüm saçak altı uygulamalarında, seramik altı kaplamalarYAPI MALZEME - EKİM 2013

63


da, teras çatı kaplamalarında kullanılabilen bir levhadır. BoardeX birçok üstün özelliklere sahiptir. Öncelikle geliştirilmiş özel çekirdeği sayesinde küf oluşumuna engel olur. BoardeX, bağımsız bir laboratuar tarafından ASTM D 3273 ‘e göre test edildiğinde, panel skoru en yüksek not olan 10 puanı almıştır ki, bu laboratuar koşullarında küf üremediği anlamına gelmektedir. Böylelikle bizlere daha sağlıklı yaşam alanları sağlamaktadır.

64

YAPI MALZEME - EKİM 2013

A1 sınıfı yanmaz malzeme olduğundan dolayı yaşam alanlarını yangından korumaktadır. Özel çekirdek bileşeni ve cam elyaf kaplaması sayesinde, yangın esnasında bünyesinde bulundurduğu suyu ortama verir. Eğilmede kırılma yükü her iki yönde de birbirine çok yakın değerler sağlamaktadır. Bu boardeX ‘i sadece yatay veya sadece dikey vidalanma zorunluluğundan kurtarır. Diğer dış cephe levhalarına göre başka üstünlüğü ise uzun

kenarların da pahlı olmasıdır. BoardeX, hafif ve taşıması kolay bir levhadır. Levha, yüzeyinde aşınma, bozulma, eğilme veya stoklanma aşamasında yüzeye gelebilecek darbelere karşı dayanıklıdır. BoardeX in uygulamacılara sağladığı en büyük avantaj kesim kolaylığıdır. Benzersiz işlenebilirliği sayesinde maket bıçağı ile kolay kesilir, düzgün kesim yüzeyi çıkartır ve gerektiğinde kolaylıkla buat deliği açılarak uygulamaları zahmetsiz hale getirir. BoardeX ile yapı-


lan uygulamalar işçilikten yaklaşık %50 tasarruf sağlamaktadır. BoardeX ile sıcaklığın çok fazla veya çok az olduğu her türlü hava koşullarında uygulama yapılabilir. Böylelikle, şantiye ve katlardaki malzemeler dış hava koşullarından korunurken, içeride çalışanlar için daha konforlu bir çalışma ortamı sağlandığı gibi şantiye içerisinde katlarda stoklanan malzemelerinde dış etkenlerden korunmasını sağlar. Yüzeyden

düşük su emme özelliğine sahip boardeX TS EN 520 standardına göre 2 saat sonunda (ağırlıkça) %3 den daha az su emerken, 24 saat sonunda ise ağırlıkça %8’den daha az su emer. Bu anlamda dış cephe levhaları içinde ağırlıkça en az su emme özelliğine sahiptir. Fakat unutulmamalıdır ki boardeX su yalıtım malzemesi değildir. Özel çekirdek bileşeni ve kaplaması sayesinde nemli ortamlarda çok düşük sehim değerlerine sahiptir. Uygulandığı

tüm yüzeylerde düzgün bitiş yüzeyi sağlayarak üzerine gelecek kaplama malzemesi için düzgün zemin hazırlamaktadır. Dış cephe duvarları BoardeX ile imal edilen sistemler daha kalın yalıtım malzemelerinin kullanımına imkan sağlar. Sağladığı enerji performansı sayesinde yüksek ısı yalıtımlı dış cephe duvarlarının yapımına katkı sağlar. BoardeX ile birlikte geliştirilen 6 farklı dış cephe sistemi ile performanslı dış cephe duvar tasarımlarına ve imalatlarına olanak sağlar. YAPI MALZEME - EKİM 2013

65


Ruukki, yapıların daha da hafiflemesini sağlıyor Özel çelik üretiminde Avrupa devi konumundaki Ruukki, Ramor zırh çeliği serisini balistik koruma için tasarlanan yeni Ramor 550 sınıfı ile genişletiyor.

Ruukki Türkiye Genel Müdürü Özgür Yalçın

Yeni Ramor 550, yumuşak çelikten altı kat daha sert ve güçlü olma özellikleriyle ön plana çıkıyor. Patlamalara veya balistik tehditlere karşı koruma gerektiren uygulamalar için tasarlanan Ramor zırh çelikleri, mükemmel balistik özelliklerle sertlik ve yüksek gücü bir araya getiriyor. Finlandiya merkezli özel çelik üreticisi Ruukki, ürün gamına eklediği kalın raex serisinden sonra patlamalara ve balistik tehditlere karşı tasarlanan Ra-

66

mor zırh çelikleri ile çözüm ortaklarının ihtiyaçlarını karşılıyor. Yenilikleri ve gelişen teknolojiyi yakından takip eden Ruukki, yüksek sertlik ve güç elde etmek için kendi yenilikçi doğrudan su verme teknolojisini kullanıyor. Ramor çelikleri, mükemmel yüzey kalitesi, düzlük ve boyutsal doğruluğun yanı sıra üstün kesme, bükülme ve kaynak özelliklerine sahip… Ramor çelikleri, tüm klasik kaynak yöntemleriyle kaynaklanabiliyor. Ramor 550’nin geliştirilmiş balistik özellikleri, yapıların %10-20 daha hafif olmasını sağlıyor. Böylelikle yakıt tüketimi azaltılarak daha fazla yük taşıma olanağı sağlanabiliyor. Ruukki, Yeni Ramor 550’nin yanı sıra,

Ramor 400 ve Ramor 500 zırh çeliklerini de imal ediyor. Ramor 400, patlamalar nedeniyle oluşan yüksek basınçlara karşı koruma sağlarken, Ramor 550 ve 500 kinetik enerji projektillerine karşı koruma sağlıyor. Ramor zırh çelikleri, şerit ve levha ürünler olarak bulunabiliyor. Ruukki Türkiye Genel Müdürü Özgür Yalçın, Ramor 550’nin özelliklerini şöyle açıklıyor: “Test edilen ve onaylanan Ramor 550 sınıfı çelik, zırhlı araçlar, askeri araçlar ve ekipmanlar, güvenli odalar ve koruma özeliklerinden ödün vermeden yapısal ağırlıktan tasarruf sağlanması amaçlanan diğer uygulamalar için idealdir.”



Trox Yangın Damperleri artık DoP Setifikalı Avrupa Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne göre alınması gereken Performans Beyanı (DoP) sertifikasını bünyesine katan TROX, müşterilerine verdiği çözüm odaklı hizmeti sürdürüyor.

man bulunmaktadır. Termal elamana dışarıdan ulaşılabilir ve kontrol edilebilir. - Servomotorlu modeller uzaktan (BMS vb) ya da duman dedektörleri vasıtasıyla kumanda edilebilir. - Damper servomotorları 24V ya da 230V yay geri dönüşlüdür. Yay geri dönüş mekanizması sayesinde enerji beslemesinin kesilmesi durumunda damper klapesi otomatik olarak kapanmaktadır. - Servomotorlu modellerde damper açık ve kapalı pozisyonunu gösteren switchler standarttır. Ergiyen sigortalı modellerde damper açık ve/veya kapalı pozisyonunu gösteren switchler opsiyonel olarak ilave edilebilir. - Damper gövdesi galvaniz çeliktir. Paslanmaz çelik (1.4301) ya da boyalı (RAL 7001) alternatifler opsiyonel olarak mevcuttur. - Damper klapesi kalsiyum silikat izolasyon malzemesindendir. Kalsiyum silikat damper klapesi yangın kompartımanları arasında ısı geçişini engeller. - Damper flanşına entegre edilebilen dairesel boğaz elemanı, kapama menfezi gibi opsiyonel aksesuarlar mevcuttur. TROX yangın damperleri 1 Eylül 2012 tarihinden itibaren EN 15650 standartlarına göre CE sertifikalı olarak üretiliyor. CE sertifikası, TROX yangın damperlerinin Avrupa Birliği’ndeki tüm onaylanmış uygulamalar için kullanılmasını garanti ediyor. 1 Temmuz 2013 itibariyle ise Yapı Malzemeleri Yönergesi (89/106/EEC)’nin yerini Avrupa Yapı Malzemeleri Yönetmeliği (305/2011) aldı. Bu tarihten itibaren imalatçıların, ürünleri için bir Performans Beyanı (DoP) sağlamaları gerekiyor. Performans Beyanı’na ek olarak bir de işletme ve montaj kılavuzu gerekli oluyor. TROX, gerekli belgeleri sağlayarak bu belgelerde verilen bilgilerin sorumluluğunu üstleniyor.

TROX FKA-EU model yangın damperlerinin genel özellikleri: - Hava akış yönünde veya hava akışına zıt yönde, yatay ya da dikey olarak monte edilebilir. - Dikdörtgen kesitlidir, 200*200 mm’den başlayarak 1500*800 mm’ye kadar 50mm aralıkla üretilmektedir. - Damper giriş ve çıkışı standart olarak flanşlı üretilmekte ve kanala kolay montaj sağlanmaktadır. Flanş flanşa yatay ya da dikey çoklu montaj mümkündür. - Ergiyen sigortalı ya da servomotor tahrikli olarak üretilmektedir. Her iki opsiyonda da 72°C ya da 95°C’de damper klapesinin otomatik olarak kapanmasını sağlayan termal ele-

68

YAPI MALZEME - EKİM 2013



ABS Yapı Elemanları Genel Müdürü Okan Cüntay

ABS, Geoplast ile inşaat maliyetlerini düşürüyor ABS Yapı Elemanları’nın Türkiye Distribütörlüğünü yaptığı Geoplast ürünleri; geleneksel ürünlerden hafifliği, kolay uygulanabilirliği, hızlı kurulumu/sökümü, yapı estetiğine sağladığı katkı ve genel olarak toplam inşaat maliyetlerinde sağladığı tasarruf ile fark oluşturuyor.

Türk yapı sektörüne yenilikçi ürünler sunma amacıyla 2011 yılında kurulan ABS Yapı Elamanları, Geoplast S.p.A’nın geri dönüşümlü plastik malzemeden ürettiği plastik inşaat kalıplarını Türk yapı sektörünün hizmetine sunuyor. ABS Yapı Elemanları’nın Türkiye Distribütörlüğünü yaptığı Geoplast ürünleri; geleneksel ürünlerden hafifliği, kolay uygulanabilirliği, hızlı kurulumu/ sökümü, yapı estetiğine sağladığı katkı ve genel olarak toplam inşaat maliyetlerinde sağladığı tasarruf ile fark oluşturuyor. Ticari, endüstriyel ve konut projelerine yenilikçi çözümler sunmaya

70

YAPI MALZEME - EKİM 2013

devam edeceklerini belirten ABS Yapı Elemanları Genel Müdürü Okan Cüntay ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

ABS Yapı Elamanları’nı tanıyabilir miyiz? “ABS Yapı Elemanları, inşaat sektörüne katma değeri olabilecek ürünleri piyasaya kazandırma amacıyla 2011 yılında kuruldu. Bu misyon gereği İtalyan Geoplast firmasının Türkiye distribütörü olduk. Geoplast’ın bünyesindeki toplamda 25’e yakın markanın temsilciliğini yapıyoruz.”


Ürün yelpazenizden bahseder misiniz? Sektöre ne tür çözümler sunuyorsunuz? “Ürün yelpazemizi dört ana grupta topladık. Şu ana kadar en önde giden ürün grubumuz kör kalıp diye tabir ettiğimiz plastikler. Betonarme yükseltilmiş döşeme veya dolgu için plastik kör kalıp sistemleri 3 cm.’den 250 cm’e kadar ciddi yüksekliklerde kullanılabiliyor. Bu sistem binayı dolgu olarak hafifletiyor ve bütün alternatiflere kıyasla olabilecek en hafif dolgu. Bu sistemle hacimsel olarak çok büyük avantaj sağlıyoruz. Bizim plastiklerimiz iç içe geçmiş olarak geliyor. Diğer bütün alternatif dolgu malzemeleri o hacmin oranında dolu olarak geliyor. Yani biz 1’e 50 oranında hacimsel tasarruf sağlıyoruz. Elli kamyonluk bir dolguyu 1 kamyonluk plastikle sağlayarak inanılmaz bir operasyon kolaylığı sağlıyoruz. Bunun yanında plastiklerimiz geri dönüşümlü olduğundan çevresel etkinliğimiz de bulunuyor. Artı bir avantaj olarak da; ürünlerle oluşturduğumuz boşlukla tesisat geçişi olarak kullanılabiliyor ve bu anlamda da çok ciddi bir değer oluşturuyoruz. Bir diğer ana ürün grubumuz ise; konvansiyonel kolon perde kalıpları ve döşeme kalıpları ile ilgili plastiklerimiz. Bu plastiklerde ABS diye tabir edilen daha nitelikli ve geri dönüşümlü plastikler. Bu ürün grubunun beton dayanım mukavemeti daha yüksek ve kullanım ömrü daha uzun. Bu kalıplarımızın en önemli özelliği ise çok hafif olması. Hafifliğinden dolayı üç metrelik bir kolunu bir ya da iki kişi rahatlıkla taşıyabilir ve yüksek seferde kullanılabilir. Biz bunun kullanım oranını 100 döküm olarak belirtiyoruz ama 150 döküm yapmış ve halende bu sistemi kullanmaya devam eden müşterilerimiz var. Üçüncü ürün grubunda ise; toprak altı duvar koruma levhalarımız bulunuyor. Büyük projelerde ve ciddi şantiyelerde su izolasyonunun tuğla veya bims ile korunması ile ilgili çalışmalar yapılır. Şu anda piyasadaki ürünler de örtü mantığında çalışan ürünler ve bu sistemle-

rin dolgu sırasında yırtılma ihtimali su izolasyonunun zarar gelmesine neden olabiliyor. Bizim plastiklerimiz çok hızlı bir şekilde döşenebiliyor ve maliyet anlamında tuğla duvardan daha hesaplı bir şekle geliyor. Burada da ciddi bir avantaj sağlıyoruz. Dördüncü grupta ise; kör kalıp mantığında çalışan, yerinde döküm boşluklu döşeme oluşturan plastiklerimiz yer alıyor. Bu üründe de ciddi şekilde tasarruf sağlıyoruz. İmalatı kolay, hız kazandırıyor ve statik açıdan binaya faydalar sağlıyor. Bu dört ürün gruptan sonra inşaatın sonuna doğru kullanılabilecek ürünler de bünyemizde yer alıyor. Bu yelpazede ise; peyzaj ürünlerimiz ve zemin ızgaralarımız var. Bunun dışında birkaç tane özellikli plastiklerimiz var. Üzerinde kayak kayılabilen nish bir ürünümüz, saksılar ve spor alanları ile ilgili kullanıma hazır hızlı bir şekilde spor zemini oluşturmak için üretilen plastiklerimiz var.”

Geoplast ürünlerinin pazardan gördüğü ilgi nasıl? “ABS Yapı Elemanları olarak asıl konsantrasyonumuz dolgu plastikleri ve konvansiyonel inşaat kalıpları… Pazar-

da kullanılan diğer ürünlerden hafiflik, modülerlik, kurulum ve söküm kolaylığı, depolama, defalarca kullanılabilirlik açısından fark oluşturmaktayız. Bu anlamda bu ürünlere ülkemizde çok ciddi bir ilgi var. Ancak inşaat sektörü o kadar geleneksel ve alışkanlıkların sağlam oturduğu bir sektör ki; herkes ürünü beğeniyor ama bir sonraki projede kullanırım düşüncesine giriyor. Biz burada yeni bir ürüne geçme maliyetini kırmaya çalışıyoruz ve projelerinde ürünlerimizi kullanan müşterilerimizden olumlu geri dönüşler almaya devam ediyoruz.”

Bundan sonraki süreçte ABS’nin yol haritası nasıl olacak? ABS Yapı Elemanları olarak kısa zamanda ciddi bir organizasyon kurduk. Türkiye genelindeki yapılanmamızı yeni bayilik ve temsilciliklerle büyütmeye devam ediyoruz. Bunun yanında gezici bir tanıtım birimi kurarak ülkemizdeki şantiyeleri gezme hedefimiz var. Geoplast ürünlerini şantiye şantiye gezdirerek sistemlerimizin avantajlarını yerinde tanıtacağız. Bunun dışında büyük projeleri yakından takip ederek bu alanda da olmaya devam edeceğiz.”

YAPI MALZEME - EKİM 2013

71


Defender - Toprak Altı Duvar Koruma ve Drenaj Levhası DEFENDER kabarcıklı koruma örtüsü ve kırma taşın avantajlarını tek bir üründe birleştirir; toprak altında kalan duvarların su yalıtımını korur, etkin bir drenaj ve ısı yalıtımı sağlar. Su yalıtımını dolgu sırasında oluşabilecek darbelere ve sonrasında oluşacak toprak basıncına karşı yuvarlatılmış ayakları ve yüksek basınç dayanımı sayesinde en az tuğla ile yapılan koruma duvarı kadar korur. Levhanın 7 cm’lik ayak yüksekliği etkin bir drenaj sağlarken büyük miktarda hava hacmini de hapsederek ısı yalıtımı da sağlar. Birbirine geçmeli levhalar tüm izolasyon malzemeleri üzerine kolayca uygulanabilir. Taşıması ve montajı kolay ve çok hızlıdır (20 m2/adam-saat). Geri dönüşümlü polipropilenden imal edilen DEFENDER projelere LEED puanı da kazandırır.

Geopanel: Tekrar kullanılabilir modüler plastik duvar kalıbı

Geopanel Star Ayarlanabilir tekrar kullanılabilir modüler plastik kolon kalıbı

GEOPANEL, betonarme duvar ya da temel yapımında kullanılan, yüksek dirençli ABS plastikten imal edilmiş, tekrar kullanılabilir modüler kalıp sistemidir. Tüm parçalar standart 60 cm yüksekliğinde, 20, 25, 30, 35, 40 ya da 120 cm uzunluğundadır.

Geopanel Star yüksek dayanımlı ABS plastikten üretilen, modüler ve en az 100 kere kullanılabilir kolon kalıp sistemidir. 60 kN/m² basınç dayanımına sahiptir. 60 cm yüksekliğindeki parçalarla kesitleri 20 cm’den 100 cm’ye kadar değişen tüm kare veya dikdörtgen kolonlar elde edilebilir. İşlevselliği ve kolay kullanımı sayesinde inşaat süresinde ciddi oranda kısalma sağlar. Defalarca kullanıldıktan sonra bile yüksek beton yüzeyi kalitesi sağlayan paneller, maksimum 10 kg ağırlıkları ile yatayda ve düşeyde vinç yardımı olmaksızın kolayca elle taşınabilirler. Sistem, bu özellikleri ile kalıp birim maliyetinde büyük düşüş sağlar. Her türlü ortamda depolanabilir ve istiflenebilir olan sistem, şantiyeler arası taşıma-depolama maliyetlerini en aza indirger.

72

YAPI MALZEME - EKİM 2013



Tekrar Kullanılabilir Dairesel Kolon Kalıp Sistemi: Geotub

Yüksek dayanımlı ABS plastikten üretilen, modüler ve en az 100 kere kullanılabilir dairesel kolon kalıp sistemidir. 60 kN/m² basınç dayanımına sahiptir. 60 cm yüksekliğinde, çapları 25 cm’den 100 cm’ye varan dairesel kolonlar elde edilebilir. İşlevselliği ve kolay kullanımı sayesinde inşaat süresinde ciddi oranda kısalma sağlar. Yüksek beton yüzeyi kalitesine sahip, defalarca dökümü mümkün kılan kolonlar, yatayda ve düşeyde vinç yardımı olmaksızın kolayca taşınabilirler. Sistem, bu özellikleri ile kalıp birim maliyetinde büyük düşüş sağlar ve dairesel kolon oluşturmanın tüm zorluklarını ortadan kaldırır. Her türlü ortamda depolanabilir ve istiflenebilir olan sistem, şantiyeler arası taşıma-depolama maliyetlerini en aza indirger.

Döşeme Dolgusunda Alternatifsiz Çözüm

Geoplast’ın geliştirdiği Modulo System ile 3 cm’den 70 cm’ye kadar, Yeni Elevetor ile de 70 cm’den 250 cm’ye kadar değişen yüksekliklerde dolgu yapılabilir veya betonarme yükseltilmiş döşeme oluşturulabilir. Ürünler ‘kör kalıp’ olarak kullanılırlar ve betona şekil vererek döşemeyi taşıyan yüzlerce betonarme kemer, kubbe ve onları destekleyen sütunlar oluştururlar. Dolgu amaçlı kullanıldığında, alternatiflerine kıyasla benzersiz lojistik ve nakliye tasarrufu sağlar. Örneğin; 50 kamyon gazbetonluk bir dolgu, 1 kamyon kör kalıpla yapılabilir. Kolay ve hızlı (Modulo 80 m2/adam-saat, Elevetor 20 m2/adam-saat) kurulumu sayesinde inşaat süresi ciddi oranda kısalır.

74

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Yeni Nautilus Boşluklu Döşeme Oluşturmak İçin Kör Kalıp Sistemi

Yeni Nautilus, boşluklu betonarme döşemeler için geliştirilmiş geri dönüşümlü polipropilenden üretilen kör kalıp sistemidir. Geoplast S.p.A. tarafından tasarlanan ve geliştirilen kalıplar, en modern enjeksiyon kalıplama teknolojisi kullanılarak, yüksek kalite standartları ile üretilmektedir.Yeni Nautilus kalıpları kullanıldığında iki plaka arasında kalan, çift doğrultuda bir dizi kiriş elde edilir. Beton içinde kalan Yeni Nautilus’un oluşturduğu boşluklar, döşeme ağırlığında %40’a varan düşüş sağlayarak temel yükünde ve kolon ebatlarında azalmaya neden olur. Yapı daha az sismik kütleye maruz kalır ve çift beton plak sayesinde elde edilen yüksek rijidite ile depreme karşı daha iyi performans gösterir. 15 m’ye varan geniş açıklıklı, yüksek yük taşıma kapasitesine sahip düz bir şekilde elde edilen tavan, mimari ve statik tasarımcılarına, tasarımda esneklik kazandırır.



Yamanlı – II Regülatörlü ve HES Projesi wYeri: İş Sahibi:

76

Saimbeyli/ADANA ENERJİSA Enerji Üretim A.Ş.

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Müteahhit: Proje Müdürü:

NTF İnşaat Tic. Ltd. Şti. İnş. Müh. Sermet MERİÇ


Proje Müdürü Sn. Sermet MERİÇ’ in görüşleri: “PERI kalıp sistemleri sayesinde şantiyemizdeki zor yapıları, kolay yapılabilir hale getirdik. Bundan çok mutluyuz. Son derece kaliteli ve mühendislik zekası ile düşünülmüş çözümler, verdikleri satış öncesi ve sonrası teknik destek ile işin başından beri başka alternatif düşünmedik. Her şey için teşekkürler PERI.”

Bölgesi’nin doğusunda yer alan Yukarı Seyhan Havzası’nda, Seyhan Nehri’nin Göksu anakolu üzerinde yer almaktadır. Proje Sahası’nın büyük bir kısmı Adana ili Saimbeyli ilçesi, bir kısmı da Kahramanmaraş ili, Göksun ilçesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. Yamanlı II I. Kademe Regülatörü ve Yamanlı II I. Kademe HES (kurulu gücü 58,95 MW)” ile “Yamanlı II II. Kademe Regülatörü, Hocabey Regülatörü ve Yamanlı II II. Kademe HES (kurulu gücü 23 MW)”den oluşan Yamanlı II HES Projesi’nin toplam kurulu gücü 81,95 MW’dır.

Projede Kullanılan PERI Kalıp sistemi: 1. Vario GT 24 Perde Kalıbı 2. SKS 150 Tek Taraflı Tırmanma Konsolu 3. SB Yük Platformu NTF Şirketi 1995 yılında İnş.Müh.Yaşar Eren tarafından kurulan bir inşaat şirketidir. Ülkemizin dört bir tarafında, barajlar, hidroelektrik santraller, göletler, karayolları ve köprüler, karayolu ve atık su tünelleri, içme suyu ve kanalizasyon projeleri inşa etmektedir. Dalaman Akköprü Barajı, Kavacık Paşabahçe Beykoz atık su tüneli, Artvin Erzrurum devlet yolu, Sadak barajı gibi önemli projelere imza atmıştır. Yamanlı II Hidroelektrik Santralı (HES) Projesi; Akdeniz YAPI MALZEME - EKİM 2013

77


Seyhan Nehri Göksu kolu üzerinde 1.153,50 m talveg kotun daki Yamanlı II Regülatörü, sağ sahilde 16.090 m uzunluktaki enerji tüneli, denge bacası, cebri boru ve Göksu Irmağı sağ sahilinde 760,00 m kuyruksuyu kotundaki Yamanlı II HES santral binasından oluşmaktadır. Ancak, enerji tünelinin uzunluğu ve inşasının zorluğu, yatırım suresinin uzunluğu, enerji üretim durumu ve proje maliyeti acısından Proje’nin iki kademeli olarak yapılması öngörülmüştür. İki kademeli olarak öngörülen Proje aşağıdaki şekildedir: 1. Kademe Proje: Göksu Irmağı’nda, 1153,50 m talveg kotunda Yamanlı II I. Kademe Regülatörü, 8.212 m uzun-

78

YAPI MALZEME - EKİM 2013


luğunda enerji tüneli, denge bacası, cebri boru ve Yamanlı II I. Kademe HES ünitesi. 2. Kademe Proje: Göksu Irmağı’nda Yamanlı II II. Kademe Regülatörü, 4.180 m uzunlukta iletim kanalı, 1.000 m uzunluğunda enerji tüneli ile (Hocabey Regülatörü su alma yapısı çıkısına deşarj veren sistem), Hocabey Deresi üzerinde Hocabey Regülatörü, 1.900 uzunluğunda iletim kanalı, yükleme havuzu, cebri boru ve sol sahilde Yamanlı II II.Kademe HES ünitesi. Proje tanımında belirtildiği üzere 2 adet Santral Binası, 2 adet Regülatör yapısı ve 2 adet Denge bacası bulunmaktadır. Her iki kademenin de inşaatına aynı YAPI MALZEME - EKİM 2013

79


anda başlanabildiği için her yapının bağımsız kalıp stoğu bulunmaktadır. Genel olarak; Perde kalıbı olarak h = 2,40 m. döküm yüksekliği esas alınarak PERI Vario GT24 Sistem perde kalıbı ve Tırmanma konsolu olarak SKS 150 Sistem tek taraflı döküm payandaları, ilk döküm için ise SKS Starter kullanılmıştır. Yüksek devir sayılarına ulaşıldığı için PERI Birch 21 mm plywood kullanılmıştır. Çalışma ve İş güvenliği açısından; Resmen onaylanmış tırmanma konusları kullanılmıştır. PERI SKS 180 ve SKS 150, tek taraflı, geri çekilebilir tırmanır kalıpların yüksek yük kapasiteleri için ilk koşuldur. M 30/DW 20 ve M 36/DW 26 Tırmanma Konusları, baraj yapılarında kullanılan tek taraflı betonlamalardaki SKS/SSC’ler için dizayn edilmişlerdir ve oluşan çekme kuvveti ile makaslama kuvvetini halen

80

YAPI MALZEME - EKİM 2013

taze olan yeni dökülmüş betona yayarlar. Korozyon korumalı konuslar tekrar kullanılabilirler. Sadece saplamalar ve kaybolan tırmanma somunları betonun içinde kalırlar. 2. Kademe regülatör yapısı tipi dolayısıyla özellikli bir mühendislik yapısıdır. Diyafram Duvar temelli, dairesel yerleşimli payandalı gövde perdeleri üzerindeki döşemede PERI SB yük konsolları kullanılmıştır. İskele kurma işçiliği ve zamandan tasarruf sağlanmıştır. 2. Kademe denge bacası 20 m iç çapında ve 27 m yüksekliğindedir. Dairesel bir yapı olmasına rağmen Varıo GT 24 sistem standart düz paneller arasına yerleştirdiğimiz ahşap negatifler ile özel bir imalata gerek kalmadan uygun bir çözüm sunulmuştur. NTF İnşaat saha ekibi; bu projede de betonarme yapıları, sanat yapısı kalite-

sinde imalat çıkarmıştır. Projenin her etabında PERI Gaziantep teknik ofisi uygulama projelerini hazırlamıştır. Supervizörü ile de sahaya destek olmuştur. PERI, bu projedede doğru bir partner olduğunu göstermiştir.

--SKS SİSTEM TIRMANMA KONSOLU ve STARTER Esas olarak baraj inşaatları için dizayn edilmiştir. SKS Sistem tırmanma konsolu tek taraflı perde kalıplarında kullanılmaktadır. Sistemin basit kurulabilmesi, parça sayısının az oluşu, hafifliği ve sağlamlığı diğer avantajlarıdır. Sistemde kalıp, konsol, ve çalışma platformu değişik açılarda ayarlanabilmektedir bu da şantiyede işçiliği azaltmakta ve güvenliği artırmaktadır. Yatay ayar parçasının çevrilmesi suretiyle kalıbın konumu değiştirilebilmekte ya da kalıp kolaylıkla sökülebilmektedir. Yük-


seklik ayar ünitesi ile de kalıp düşeyde hareket ettirilebilmektedir. İstenilen açıda beton dökmek ise ayar payandası sayesinde mümkün olmaktadır. Sistemde kullanılan parça sayısının azlığı sisteme büyük avantaj katmaktadır. SKS sistemin tek yüzlü perde imalatlarında da başarı ile kullanılabilmesinin bir diğer sebebide, STARTER diye tabir edilen ilk döküm fazı için ihtiyaç olan diğer aksama da sahip olmasıdır. Tek bir ilave parça ile tırmanır halde kullanılacak kalıp seti ilk döküme kolaylıkla adapte edilebilmektedir. Aynı STARTER parçası normal bina inşaatlarının bodrum kat, dış yüz, tek taraflı beton dökümlerinde de kullanılabilmektedir. SKS konsol sisteminde kullanılan gömülü DW15,DW20 ve DW26 tip ankaraj takımları ile; beton döküm hızına ve kalıp yüksekliğine bağlı olarak 90 kN’dan 200 kN’a kadar çekme

yükleri emniyetle taşınabilmektedir.

VARIO GT24 PERDE KALIBI SİSTEMİ VARIO GT24 Perde Kalıbı sistemi en genel anlamda; PERI Kafes Kirişi GT24’ün SRZ (çekmeye ve gerilmeye dayanıklı yatay kuşak) çelik kuşaklara kuvvet aktarabilen HB24 Köprülü kancalar ile bağlanması ve bu şekilde oluşan karkasın 18 ve/ veya 21 mm lik kalıp kontraplağı ile kaplanması ile oluşur. Yukarıda bahsedilen şekilde oluşturulan kalıp panelleri VKZ ve/veya GKZ ara birleştirme parçaları yerleştirilerek birbirine kamalanır. Panellerin birleştirilmesi kamalı olduğundan kullanımda (söküm ve kurum) büyük kolaylıklar sağlar. Perde kalıbının her iki yüzüne gelen basınçlar kalıp içine bırakılmış pvc borudan geçen ve DW tarafından imal edilmiş saplamalarla karşılıklı aktarılır ve taşıtılır. Bu ankrajlama sisteminin

emniyetle 90 kN çekme yükü taşır. Sistemi oluşturan panolar bir kez monte edildikten sonra tek parça standart eleman olarak kullanılır. Sahadaki mevcut vinç kapasitesini de aşmamak kaydıyla vinç ile bir defada taşınırlar Bu sayede son derece hızlı hareket edilebilir ve işçilik azaltılmış olur. Kullanılan ara parçalar (filler-plate) yani adaptörler sayesinde her türlü projeye ve projenin farklı kısımlarındaki geometrilere rahatlıkla adapte edilebilir. Kalıplar tek bir yüzlerine konulan ancak 2 kollu; birincisi aks payandası AV ve ikincisi ayar payandaları RSS veya RS tipi payandalarla düşeyde şakülle getirilir. Perde kalıplarına ait statik hesaplar Alman DIN 18218 ‘e göre yapılır. Projedeki farklı beton döküm yüksekliklerinde perde kalıbı; eğilme momenti aktaran GT24 Uzatma Elemanı kullanarak son derece hızlı güvenli ve doğru bir şekilde yükseltilebilir.

YAPI MALZEME - EKİM 2013

81


ABB, ELBİ Elektrik’i satın aldı Dünyanın önde gelen güç ve otomasyon teknolojisi gruplarından ABB, Türkiye’de alçak gerilim sektöründeki pozisyonunu güçlendirmek ve Doğu Avrupa’daki faaliyetlerini genişletmek amacıyla, Türkiye’de kurulu ELBİ Elektrik şirketini Ahlström Capital’dan satın aldı

Dünyanın önde gelen güç ve otomasyon teknolojisi gruplarından ABB, Türkiye’de alçak gerilim sektöründeki pozisyonunu güçlendirmek ve Doğu Avrupa’daki faaliyetlerini genişletmek amacıyla, Türkiye’de kurulu ELBİ Elektrik şirketini Ahlström Capital’dan satın aldı. Taraflar bu işlemin finansal detaylarını açıklamama kararını aldı. Merkezi İstanbul’da bulunan ELBİ Elektrik’in yaklaşık 450 çalışanı bulunuyor. Firma, Türkiye pazarı için elektrik kablolama aksesuarları tasarım ve üretimini gerçekleştiriyor ve ürünlerini kendi yerel pazarlama organizasyonu ile Doğu Avrupa’ya ihraç ediyor. ABB’nin Alçak Gerilim Ürünleri Grup Başkanı Tarak Mehta şu görüşünü ifa-

82

YAPI MALZEME - EKİM 2013

de etti: “Bu satın alma Türkiye ve Doğu Avrupa’daki büyüme stratejimizde ileri doğru atılmış bir adımdır. Temel işkolumuzdaki bu genişleme ile, büyümenin bir sonraki adımlarını sağlamlaştırıyoruz. Birbirini tamamlayan ürün portföylerimiz daha fazla müşteriye erişebilmemizi sağlayacak.” Mevcut kablolama portföyünü ELBİ Elektrik ürünleriyle destekleyecek olan ABB, varolan ürün yelpazesi ile erişemediği Avrupa dışındaki pazarlara da hizmet sunabilecek. Satın alma işlemi, ABB’nin kısa bir süre önce bina otomasyon çözümlerinde satış kanalı ortakları için sunduğu ürünleri ve pazar erişimini genişletmeyi amaçlayan Fransız yazılım firması Newron System

S.A.’yı satın almasını takip etti. Tıpkı Newron’da olduğu gibi ELBİ Elektrik de ABB’nin Alçak Gerilim Ürünleri işkolunda Kablolama Aksesuarları bölümü ile entegre olacak. ELBİ Elektrik CEO’su Alp Alptugay “ABB’nin güçlü marka bilinirliği ve küresel erişim kapasitesi, büyümemizi hızlandırmanın yanı sıra yeni müşterilere ve iş ortaklarına erişebilmemizi sağlayacak” dedi. Dünyanın önde gelen güç ve otomasyon teknolojileri firmalarından olan ABB altyapı hizmetleri ve sanayi sektörlerindeki müşterilerinin performansını artırırken çevre üzerindeki etkilerini de azaltıyor. ABB Grubu yaklaşık 100 ülkede 145,000 civarında çalışanıyla faaliyet gösteriyor.



84

YAPI MALZEME - EKİM 2013


Gülsan - Doka işbirliğiyle Türkiye’de bir ilk İşveren: TCK Konum: Adıyaman İnşaat Süresi: 900 gün Müteahhit Firma: Gülsan Şirketler Grubu Proje Müdürü: Arif Erdiş Şantiye Şefi: Semir Yılmaz

Nissibi köprüsü

kımızın hizmetine sunulacaktır.

Adıyaman–Kahta-Siverek-Diyarbakır Karayolu, Atatürk Baraj Gölü üzerine inşa edilecek Nissibi Köprüsü sayesinde önemli ölçüde kısalmaktadır. İki yaka arasında halen feribot seferleri ile sınırlı şartlarda sağlanabilen ulaşım projeyle beraber çok daha kısa ve konforlu olacaktır. Yörenin tarih ve kültür turizmi açısından yüksek postansiyeli , Nissibi Köprüsünün yapılması ile büyük bir ivme kazanacak ve köprü bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına büyük katkıda bulunarak yöre halkına büyük yararlar sağlayacaktır. Nissibi Köprüsü teknik özellikleri bakımından da Türkiye inşaat sektörü için bir dizi ilk ve yenilik içeren örnek bir projedir. Uluslararası literatürde “Cable Stayed” olarak adlandırılan ve Türkçeye “Eğik Askılı Gergili Köprü” olarak çevrilen bu köprü tipi , tıpkı İstanbul Boğaziçi!ndeki Asma Köprüler gibi büyük açıklıkların aşılmasında kullanılan çok modern ve çağdaş bir köprü tipidir. Her iki yönde ikişer şerit olmak üzere toplam dört karayolu şeridini taşıyacak olan Nissibi Köprüsünün baraj gölü üzerindeki orta açıklığı 400.00m, köprünün her iki yakadaki pilonları 96.00m yükseklikte ve köprünün toplam boyu 610.00 m dir. Bu özellikleri ile Nissibi Köprüsü 2,5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanarak hal-

Pilonlar için kullanılan kalıp sistemi: Do ka geniş yüzeyli perde kalıbı ve otomatik tırmanır sistem DOKA SKE 50 PLUS

ANA İŞ MİKTARLARI Köprü Uzunluğu: 610 m Köprü Genişliği: 24.50 m (2x2) Tip: Gergin Eğik Kablo Askılı (Çelik kablo askılı açıklık 400m)

1-Doka geniş yüzeyli perde kalıbı sistemi top 50 Sistemin başlıca elemanları Doka H20 ahşap kiriş, çelik kuşaklar ve plywood’dur. Brüt beton yüzeyi istenen projelerde ve şekil itibari ile doğrusal olmayan perde ve kolonlarda en çok tercih edilen kalıp sistemidir. Nissibi projesinde de pilonlardaki her döküm aşamasındaki değişiklik nedeni ile bu sistem tercih edilmiştir.Projede bir pilonun her iki ayağına ayrı ayrı kalıp verilmiştir.

2-Doka otomatik tırmanır sistem SKE 50 plus Doka otomatik tırmanır sistem her konsolu 5.0 ton taşıma kapasitesi olan konsollardan oluşmaktadır. Bu sistem hidrolik olarak yukarıya doğru hareket ettirilmekte ve bu esnada vince ihtiyaç duymamaktadır. Sistem her aşamada yapıya bağlı bulunmakta ve birden fazla platform aynı anda hidrolik olarak hareket ettirilebilmektedir. Doka ske 50 plus otomatik tırmanır sistem hava koşullarından etkilenmemekte ve 72 km/saat rüzgâr hızında tır-

manma yapılabilmektedir. Sistemin en büyük özelliklerinden bir esnek olması aynı zamanda üzerindeki malzemelerle tırmanmaya olanak sağlamasıdır. Bütün bu özelliklerinin yanı sıra uygun maliyeti nedeni ile Doka otomatik tırmanma sistemi SKE50 plus Nissibi projesinde Gülsan tarafından tercih edilmiştir.

YAPI MALZEME - EKİM 2013

85


Balcıoğlu Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çolakoğlu, Pi Plak’ın dayanıklı, uzun ömürlü ve %25 geri dönüşüm gibi özellikleri ile ön plana çıktığını söyledi.

Balcıoğlu yeni ürünü Pi Plak’ı tanıttı Doğru Altyapı, Doğru Malzeme ve Doğru Uygulama parolasıyla uzun yıllardır inşaat sektörüne hizmet veren Balcıoğlu, yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucunda yüzde 100 yerli sermaye ile ürettiği, plastik esaslı plywood malzemesi Balko Pi Plak’ı İstanbul Sapphire’de düzenlediği lansmanla sektör profesyonellerine tanıttı.

86

YAPI MALZEME - EKİM 2013

1985 yılından bu yana inşaat sektörüne Doğru Altyapı, Doğru Malzeme ve Doğru Uygulama parolasıyla hizmet veren Balcıoğlu Şirketler Grubu, dayanıklı uzun ömürlü ve çevreye saygılı bir ürünü daha sektöre kazandırdı. 07.09.2013 Cumartesi günü, 236 metre yükseklikteki Türkiye’nin ilk ve tek seyir terasına sahip İstanbul Sapphire Center’ın 55. katında gerçekleştirdiği lansmanla yeni nesil ürünü Balko Pi Plak’ı tanıtan Balcıoğlu, sektör profesyonellerinin büyük beğenisini topladı. Hammaddesi plastik olan Balko Pi Plak, tekrar kullanım sayısı ve beton yüzeyi beklentilerinin yüksek olduğu beton döküm işlerinde tercih edilecek bir ürün olarak ön plana çıkıyor. Aşınmaya karşı dirençli olan yeni ürün, aynı zamanda yüzde 25 geri dönüşüm özelliği ve çevre dostu olmasıyla dikkat çekiyor.

BALKO’DAN TÜRKİYE’DE BİR İLK DAHA Balko Pi Plak lansmanında konuşan Balcıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Balcıoğlu, inşaat kalıp sistemi Pi Plak’ın Türkiye’de bir ilk olduğunu ve şimdiden birçok gayrimenkul projesinde tercih edildiğini belirtti. Yeni Nesil Plywood kavramını sektöre kazandıran Balcıoğlu’nun yeni ürünü Pi Plak’ın kalıp sistemlerinde yaşanan sıkıntıların birçoğunu ortadan kaldırdığını da ifade


eden Zeki Balcıoğlu; Pi Plak’ın herhangi bir ürüne rakip ya da ikame değil kendi başına çözüm sunan, uygulamada yaşanan problemleri ortadan kaldıran yeni bir ürün olduğunu dile getirdi.

“PİPLAK İLE SİNEK KAYDI BETON YÜZEYLER ELDE EDİN” Pi Plak’ın avantajları hakkında bilgi veren Balcıoğlu Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çolakoğlu ise; Pi Plak’ın muadillerine göre dayanıklı, uzun ömürlü ve %25 geri dönüşüm gibi özellikleri ile ön plana çıktığını söyledi. Benzerlerinin pazarda yer almasına rağmen, farklı bir anlayışla üretilen Pi Plak’ın inşaat başta olmak üzere ulaşım, otomotiv gibi sektörlerde de kullanıldığını belirten Çolakoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni ürünümüz Türkiye’de ve dünyada yeni yeni kullanılmaya başlandı. Yurtdışında Pi Plak’ın mevcut bir pazarı yok. Dolayısıyla bu pazarı biz oluşturacağız. Hedef pazarımız gelişmiş, plywood’u kullanan ve bilen ülkeler. Nedeni ise inşaat faaliyetleri gelişmemiş bir ülkede örneğin, Afrika ülkelerinde Pi Plak kullanamayız, bu ürünü satamayız. Çünkü o bölgelerde henüz plywood bile kullanılmıyor.”

ÇEVRE DOSTU ÜRÜN Yaklaşık 30 adet yeni ürüne patent aldıklarını söyleyen Çolakoğlu, patentini

Balcıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Balcıoğlu, inşaat kalıp sistemi Pi Plak’ın Türkiye’de bir ilk olduğunu belirtti.

alınan ancak üretimine geçmedikleri yeni ürünlerin bulunduğunu da katılımcılarla paylaştı. Pi Plak’ın kardeşi sayılabilecek bir ürüne patent almadıklarını anlatan Çolakoğlu, Pi Plak’ın pazardaki altyapısını hazırladıktan sonra diğer ürünü devreye alacaklarını kaydetti. Çolakoğlu, aynı zamanda Ar-Ge çalışmalarına büyük önem verdiklerini ifade ederek, “Her yıl düzenli olarak ciromu-

zun önemli bir kısmını Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Ar-Ge bizim doğal bir parçamız ve buraya devamlı bir para harcıyoruz. Çalışmalarımızı belirli bir bütçe ile sınırlamıyoruz” diye konuştu. Çolakoğlu, geçtiğimiz yıl şirket olarak başarılı bir performans sergilediklerini belirterek, 2013 yılında da bu performansı devam ettireceklerini sözlerine ekledi.

YAPI MALZEME - EKİM 2013

87


Büyümenin çiftesi

Denge

M. Ali Özbudun mehmetali.ozbudun@tg.com.tr

Yıllık büyüme rakamları kesinleşti. Kısacası, 2012’de iç talep dibe vurdu, ihracatla büyüdük. Yüzde 2.2 büyüyebilen ekonomi, bir dizi hayıflanmayı da beraberinde getirdi. Mesela.. -Kredi hacmini daraltarak, iç talebi baskı altına almaya, bu kadar sert inişe gerek yokmuş. -Daha hızlı büyüyebilirmişiz. .. Ve daha neler neler.. Kabul etmek gerekir ki, potansiyel büyüme hızının altına düşmek, son derece rahatsız edici bir durum. Ancak.. Şunu biliyoruz: -Büyüme, “potansiyel büyüme hızının” (enflasyonist baskı oluşturmayan ve finansal risk biriktirmeyen büyüme hızı) üzerine çıktığında, yani “belli bir eşikten sonra” işler karışıyor. *** Neler olmuyor ki.. -Fiyat istikrarı zedeleniyor. Enflasyon, kuyruğu dikiyor. -Cari açık, sürdürülebilir düzeyin üzerine tırmanıyor. -Açığımızı finanse edenlerin portföy ve vade tercihlerine paralel olarak, bankacılık sisteminin aldığı riskler, finansal istikrarı tehdit etmeye başlıyor. Hatırlatmak gerekirse.. 2010 ve 2011 yıllarında rekor kıran büyüme, cari açığın finansman kalitesini bozmuş, bir dizi finansal kırılganlığın tohumlarını ekmiş, Merkez Bankası tedirgin olmuştu. *** İşte tam da bu ortamda, Merkez Bankası, devreye girerek, gerek fiyat istikrarına ve gerekse finansal istikrara yönelik tehditleri ortadan kaldırmaya çalıştı. Ekonominin, “potansiyel büyüme hızının” üzerine çıkmasına izin vermedi. Fena mı yaptı? -Bize göre, çok da iyi yaptı, ama büyümeyi engellemekle itham edildi. *** Defalarca yazdık. -Bu değirmenin suyu, dışarıdan geliyor. Ekonominin çarkı, dış kaynakla dönüyor. -Büyümenin hızlandığı yıllarda, ağırlıklı olarak, iç taleple (yaklaşık yüzde 70 oranında!) büyüyoruz. -“İç pazara yönelik üretimin ve ihracatın önemli bir bölümünün ithalata olan bağımlılığını” bugünden yarına sıfırlamak mümkün değil. -Zaman zaman, aralarında “doku uyuşmazlığı” oluşsa da, “hızlı büyüme-yüksek cari açık” ikilisi, fevkalade “köklü ve kronik” bir ilişkiyi simgeliyor. Dolayısıyla.. Böyle bir yapılanmanın ürettiği finansal riskleri, sürekli gözetim ve denetim altında tutmak zorundayız. *** Netice itibariyle.. İçinde bulunduğumuz konjonktürde bizim için kritik olan, ne pahasına olursa olsun büyümek ve krize toslamak değil, istikrarı delmeden büyümektir. Bilmem anlatabildim mi?

88

YAPI MALZEME - EKİM 2013



TMB projesi Deck Uygulamalarında Nupel Flooring tercih edildi Proje Künyesi İşveren : Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Mimar : AVCI ARCHITECTS Proje Ekibi : Selçuk ACVI, Büşra AL, Burak ÜNDER, Tayfun AKSOY, Begüm TIRPANCI Proje Yönetimi : IMS LEED Danışmanı : Turk ECO Proje Detayı : Betonarme Döşeme-Isı YalıtımıSu Yalıtımı-Betopan-Support Yüzer Döşeme Ayağı-Nova Thermowood Dişbudak Deck

90

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Ankara Çankaya’daki yeni arazisinde yapmayı düşündüğü yeni binası için davetli bir proje yarışması düzenlenmişti. Avcı Architects’in projesi, estetik ve fonksiyonel değerlendirmeler kadar enerji etkinliği çerçevesinde yenilikçi doğal havalandırma ve iklimlendirme önerileriyle öne çıkarak birinci seçildi. Binada kullanılan led aydınlatmalar, az su tüketen vitrifiye elemanları, yağmur suyunun depolanması

ile gri su kullanımı vb. ekolojik tutumlar teşvik edilerek tüm giderler kısıtlanmıştır. Peyzaj için de az su tüketen, endemik bitkiler tercih edilmiş ve bütünsel bir tasarım elde edilmiştir. LEED Platinum sertifikasına aday proje, tüm disiplinlerin mimar liderliğinde en ince ayrıntısına kadar koordine edildiği, deneyimlerin, etütlerin, AR-GE çalışmalarının yapılarak Türkiye’deki inşaat ve malzeme sektörünün gelişimine katkıda bulunan ve yerel malzemelerin kullanımını


teşvik eden, iyi bir ‘entegre tasarım’ örneğidir. Bina teraslarında projenin ekolojik gereksinimleri göz önünde bulundurularak yalıtıma her an müdahale edilebilecek, %100 geri dönüşümlü polypropylene copolimere maddesinden mamul Support yüzer döşeme ayakları kullanıldı. Bölgenin iklim şartları dikkate alınarak termal modifikasyon sonucunda, her türlü hava koşullarına, çürümeye, mikroorganizmalara ve haşerelere karşı direnci maksimum seviyeye getirilmiş olan Novawood Thermowood Dişbudak Deck ürünlerinin kullanıldığı projeye uygulamacı kimliği ile katkıda bulunan Nupel Flooring, Support yüzer döşeme ayakları ve Novawood Thermowood uygulamacı bayii, Düzayak sabit kotlu yüzer döşeme ayaklarının ise Avrupa yakası satış ve uygulama bayiidir. Günümüz inşaat sektörünün kalite ve konfor beklentisi, teknolojinin de yetişilemeyecek hızdaki gelişimiyle oldukça artmıştır. Bu sebeptendir ki doğru ürünün doğru alanda, doğaya da saygıyı göz ardı etmeden maksimum görsel ve dayanımsal nitelikte kullanımı son kullanıcı için en önemli değerlendirme noktası olmuştur. Sektörün bu ihtiyacını kurucu ve çalışanlarının uzun soluklu kuruluş öncesi çalışmalarıyla karşılayabilecek konum ve yapıya sahip olacak biçimde oluşturulan Nupel Flooring, Ülkemizde Yüzer Döşeme Ayakları Uygulamalarını faaliyet konusu olarak belirleyen ilk firma olarak kuruluşundan bu zamana kadar geçen altı aylık süreçte Mark Antalya Avm, Ankara Koza Loft,Palmarina Bodrum, İTÜ Arı Teknokent, Tuzla İş GYO Konutları gibi önemli projelere imza atmış olup çalışmalarına bu doğrultuda devam etmektedir. YAPI MALZEME - EKİM 2013

91




Layher Türkiye Genel Müdürü Birol Aldemir

Layher

“İskele Günü” düzenledi Layher’in ilk kez düzenlediği ‘İskele Günü’ iskele ve yardımcı ekipmanlarla ilgili en güncel yeniliklere sahne oldu. Layher, 12 Eylül 2013 Perşembe günü Tuzla’daki tesisinde düzenlediği İskele Günü ile sektör profesyonellerini çatısı altında topladı. Organizasyona ev sahipliği yapan Layher Türkiye Genel Müdürü Birol Aldemir, “Allround Lightweight” gibi çok sayıda yeni ürün hakkında katılımcıları bilgilendirdi. İskele sistemleri uzmanı Layher, özel-

94

YAPI MALZEME - EKİM 2013

likle “Allround Lightweight” ile bu sektörde yeni bir boyut getiriyor. Aynı zamanda yüksek taşıma kapasitesine ve yenilikçi, otomatik kamalı kilit işlevine sahip, çok daha hafif yapı elemanları sayesinde bu sistem şantiyelerde güvenlik ve randıman artışıyla öne çıkıyor. “Allround Lightweight”, teleskopik aralık platformu, şantiyede tırmanma

olanağı sağlayan modüler merdiven kulesi veya verimli iskele kurulumu için Allround taşıyıcı kalıp altı iskele TG 60 gibi Bauma’da sergilenen yeni ve geliştirilmiş ürünler Layher’in İskele Günü’nde tanıtıldı. Layher, altmış yıldan fazla bir süredir “Alman yapımı”, birinci sınıf iskele sistemlerinde öncü bir kuruluş. Firma,


geleceğe yönelik ve yenilikçi fikirleriyle iskele kurulumu sektörüne önemli katkılarda bulunuyor. Bunlardan ilki olan Şimşek iskele sistemi, cephe iskeleleri sektöründe yeni bir çağ açmış durumda. Allround iskele ise; vidalama gerektirmeyen, kamalı bağlantı tekniği

sayesinde, modüler iskelelerde akla gelen ilk isim olarak dünya çapında yer ediniyor. Layher, diğer önemli bir adım olarak bu yıl düzenlenen Bauma’da “Allround Lightweight” sistemini tanıttı. Ancak Layher, yalnızca yüksek kaliteli iskele, koruma ve gösteri sistemleri,

hareketli iskeleler ve merdivenler sunmakla kalmayıp, aynı zamanda, güvenilir bir iş ortağı olarak iskele kurulumu, yapı ustalığı, inşaat ekonomisi, endüstri ve gösteri alanlarında faaliyet gösteren müşterilerine servis ve destek yönünden de hizmet vermeye devam ediyor.

YAPI MALZEME - EKİM 2013

95


Yale’den

bina girişlerine premium güvenlik Assa Abloy’un markalarından olan ve 1843 yılından beri insanların huzur ve emniyetini sağlayan Yale, yeni lanse ettiği ürünlerle bina girişlerinde güvenliğe yeni bir boyut getiriyor.

Kilitleme ve güvenlik sistemleri konusunda dünyada sektör lideri olan Assa Abloy’un markalarından olan ve 1843 yılından beri insanların huzur ve emniyetini sağlayan Yale, yeni lanse ettiği ürünlerle bina girişlerinde güvenliğe yeni bir boyut getiriyor. Apartman girişlerinde yaygın olarak kullanılan Elektrikli Tirajlı Kilit (Otomat) serisi ile hem yüksek konfor, hem de yüksek kaliteyi tüketicisinin beğenisine sunuyor. Kısa veya uzun silindir boyu, siyah boyalı veya saten kaplamalı olmak üzere 4 farklı kombinasyon ile lanse edilen ürün grubu farklı uygulama alanları için, ürün ölçüleri değişim piyasasına uygun olacak şekilde tasarlandı. Geniş voltaj çalışma aralığı ise hem sorunsuz montaj hem de uzun ömürlü kullanım açısından sektörde büyük bir fark oluşturuyor. Elektrikli Kapı Karşılıkları (Bas-aç) serisi ile ise müşteri beklentileri değerlendirilerek yoğun mühendislik çalışmaları ile hazırlanarak piyasanın beğenisine sunuluyor. Yaygın olarak ofis veya daire girişlerinde kullanılan ürün grubu Standart, Mono ve Multi olmak üzere 3 farklı seçenek ile lanse ediliyor. Anahtarlı veya silindirli her çeşit gömme kilitler için ölçüleri optimize edilmiş Standart Tip, Monoblok çelik kapı kilitleri için Mono Tip, ve Multisistem çelik kapı kilitleri için Multi Tip’ten oluşan seri her türlü ihtiyacı karşılayacak şekilde konumlandırılmıştır. Almanya menşeili olması, CE belgesine ve yüksek kaliteye sahip olması, geniş voltaj çalışma aralığı, yüksek kapı tutma kuvveti, ayarlanabilir mandal seçeneği ve sağ-sol kullanıma uygun çevrilebilir simetrik motor tasarımı ön plana çıkan özellikleri arasındadır.

96

YAPI MALZEME - EKİM 2013



Grohe, yenilikçi tasarımlarıyla hayatı kolaylaştırıyor Yeni mutfak bataryaları GROHE Minta Touch, dokunmatik özelliği sayesinde çıkış ucu veya gövdesine dokunularak çalıştırılabiliyor. GROHE Minta Touch ile temizlik parmaklarınızın ucunda. Avrupa’nın en büyük ve dünyanın önde gelen sıhhi tesisat donanımı üreticileri arasında olan GROHE, kalite, tasarım, teknoloji ve sürdürülebilirlik öncelikli yaklaşımıyla geliştirdiği yeni ürünleri ile fark oluşturmaya devam ediyor. Mutfakta yepyeni bir dönem başlatan GROHE Minta Touch eviye bataryası ve yeni nesil termostatik Grohtherm 2000 New serisi, özellikle kadınlarn evdeki yaşamını kolaylaştıran özellikler içeriyor. Dünyanın en hassas termometresi olan cildiniz dikkate alınarak tasarlanan GROHTHERM 2000 New termostatik batarya, sıcak su akışı sırasında bile ısınmayan yüzeyi ile bebeğinize ve size

98

YAPI MALZEME - EKİM 2013

mükemmel bir banyo deneyimi sunuyor. Grohtherm 2000 New’deki GROHE TurboStat teknolojisi, duş aldığınız süre boyunca su sıcaklığını sabitler ve sizin için korur. Yüzeyin ısınmasını engelleyen GROHE CoolTouch teknolojisi, bebeğinizin hassas cildinin sıcaktan yanmasını önler. Tüm bu teknolojilerin yanı sıra şelalelerin geniş ve güçlü akışından ilham alınarak tasarlanan Grohtherm 2000 New, banyolarda estetik bir atmosfer oluşturur.

GROHE MINTA TOUCH İLE TEMİZLİK PARMAKLARINIZIN UCUNDA Parmaklarınız kirli, yağlı, yapışkan veya

pis mi? Hiç sorun değil; dokunmatik özelliği sayesinde tek yapmanız gereken elinizin tersi, bileğiniz veya kolunuz ile hafifçe dokunmak. Böylece eliniz kirli olduğunda bile bataryanızın temiz kalması mümkün. Kadınların mutfakta geçirdikleri zamanı daha konforlu ve pratik hale getiren, oldukça hijyenik ve etkileyici şekilde su tasarrufu sağlayan bu kullanım şekli, EasyTouch teknolojisi sayesinde mümkün hale geliyor. Minta Touch aynı zamanda GROHE SilkMove teknolojisine sahip kumanda kolu kullanılarak da çalıştırılabiliyor. Tüm bunların sonucunda kadınların mutfakta geçirdikleri sürede yepyeni bir rahatlık sunan bir armatür ortaya çıkıyor.



VitrA ile Tarzını Keşfet! VitrA’nın “3 Kadın 3 Çağ” temasıyla hazırladığı 2013 karo koleksiyonu, ışıltılı desenler, pastel renkler ve büyük ebat kullanımıyla duvarlarda yeni bir çağ başlatıyor. VitrA Güzellik Çağı karoları zamanın ötesinde bir asaleti; VitrA Gizem Çağı karoları farklılığıyla göz kamaştıran çarpıcı estetiği; VitrA Masumiyet Çağı karoları ise doğal dokulardan gelen saflığıyla huzur veren doğayı yansıtıyor.

100

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Güzellik ve zarafetin, ince zevklerin ve sofistike bir yaşamın iz düşümü Güzellik Çağı; sıra dışı ve iddialı bir estetik anlayışın yansıması Gizem Çağı; doğanın renk paleti ve doğal malzemelerle bütünleşen bir yaşam tarzının temsilcisi Masumiyet Çağı karoları; tarzını yaşadığı mekanlara yansıtmak isteyen kadınların zevklerini 14 ayrı seri aracılığıyla duvarlara taşıyor.


VitrA, “3 Kadın 3 Çağ” temasıyla hazırladığı karo koleksiyonunu tanıttı. VitrA Güzellik Çağı karoları zamanın ötesinde bir asaleti; VitrA Gizem Çağı karoları farklılığıyla göz kamaştıran çarpıcı estetiği; VitrA Masumiyet Çağı karoları ise doğal dokulardan gelen saflığıyla huzur veren doğayı yansıtıyor. FRANSIZ PORSELENİN ZARAFETİ Geçmişten gelen değerlere bağlı ve modern çağın güzelliklerini keşfetmeye açık kadınlar, VitrA Güzellik Çağı karolarını tercih ediyor. Koleksiyondaki beyaz Vichy karolar, Fransız porseleninin zarafetini, ince detaylı rölyefler eşliğinde duvarlara yansıtıyor. Dekorasyonda keyif verici, aydınlık ve modern bir tarz oluşturan beyaz duvar karolarının arasına, bronz bordürler döşenerek mekanda hareketlilik oluşturulabiliyor. VitrA’nın Vichy karo serisi, yalnız banyolarda değil, iç mekanlarda da kullanılabiliyor.

yüzeyli karoların simli ve çizgili versiyonlarıyla, farklı kombinasyonlar oluşturulabiliyor. VitrA’nın beyaz ve krem renkleri bulunan Deep Forest karo serisi, banyolarda duvar kağıdı görünümü ortaya çıkarıyor. Doğadan ilham alan kadınlar, doğal uyumun en şık yorumunu, VitrA Masumiyet Çağı karolarında keşfediyor. Koleksiyondaki Woodboxkarolar, gökyüzü,deniz, kum ve çakıl

taşı renklerini çiçekli dekorlarla birleştirerek, doğanın sakinleştirici etkisini duvarlara taşıyor. Yazlık evlerde kullanılan ahşap mobilyalardan esinlenilen seri, pastel renklerde boyanmış ahşapların dinlendirici etkisini sunuyor. VitrA’nın mavi, beyaz, gri, krem ve bej renk alternatiflerine sahip Woodbox karo serisi, mat yüzeyiyle duvar kağıdı görünümü oluşturuyor.

ORKİDENİN GİZEMİ Bağımsızlığına düşkün, sıradışı ve cesur kadınlar, farklılığı, VitrA Gizem Çağı karolarında buluyor. Koleksiyondaki Deep Forest karolar, Uzakdoğu’nun gizemli çiçeği orkideyle, banyo duvarlarında zarif ve ışıltılı bir iz bırakıyor. Pano şeklinde döşenen parlak YAPI MALZEME - EKİM 2013

101


Ege Seramik Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Polat

Ege Seramik, Autumn Collection ile Cersaie Fuarı’nda Ege Seramik, 23-27 Eylül 2013 tarihleri arasında İtalya’nın Bologna kentinde gerçekleştirilen Uluslararası Cersaie Seramik Fuar’ında doğal ve şıklığın ön planda olduğu yeni serilerini tanıttı. Her yıl olduğu gibi dünya seramik sektörünün nabzını tutan Cersaie Fuar’ı bu yılda sektör temsilcilerini ve sektör profesyonellerini ağırladı. Ege Seramik, fuarda sergilediği yeni desen, doku ve renk zenginliklerine sahip Autumn 2013 koleksiyonu ile büyük beğeni topladı.

MARVEL WOOD Digital baskı teknolojisi ile üretilen Marvel Wood serisi, renklendirilmiş ahşap dokusuyla kullanıldığı ortama canlılık katıyor. 60x60 cm ebadına sahip Marvel Wood serisi, rölyefle desteklenerek daha doğal görünüme kavuşuyor. Ahşap ve renk uyumunun hâkim olduğu Marvel Wood serisi, alternatif döşeme

102

YAPI MALZEME - EKİM 2013

seçenekleri ile kendi tarzınızı yansıtma fırsatı sunuyor.

NEPTUNE Neptune serisi mozaik görünümlü kusursuz güzelliğinin yanı sıra turkuaz, bej ve antiasit renk seçenekleri ile kendisine hayran bırakıyor. Digital Tile teknolojisi ve Pre-cut tekniği ile duvar karosu olarak üretilen seri, banyo ve mutfaklarda rahatlıkla kullanılabiliyor. 30x60 cm ebadına sahip seri, rölyefli olma özelliği ile ön plana çıkıyor.

APOLLON Digital Tile ürünü Apollon serisi, altın ve mozaikle zenginleştirilmiş dekor seçe-

nekleri ile doğal ve göz alıcı şıklığı bir arada sunuyor. Apollon serisi, mekânlarının yüzeylerinde desen zenginliği isteyenler için ideal. Apollon serisi, 25x75 ve 45x45 cm alternatif ebatları ile her mekâna uyum sağlıyor. Eskitme ahşap görünümü ve son dönemlerin moda rengi turkuazın büyüsü Apollon serisi ile sizi etkisi altına alıyor.

MYRA Mermerin doğal ve dayanıklı görünümün yansıması olan Myra serisi, sadeliğin samimiyetini mekânlarınızla tanıştırıyor. 30x60 ve 45x45 ebatlara sahip Myra serisi, Digital Tile teknolojisi ile hem duvar karosu hem de sırlı granit



olarak üretiliyor. Fildişi, kahve, ve gri renk seçenekleri ile Myra serisi, 2 farklı rölyef dokusuna sahip olmasının yanı sıra yatay ve dikey döşeme seçenekleri ile fark oluşturuyor.

PETRA Digital Tile ürünü Petra serisi, 5 farklı taş dokusunun bir araya gelmesiyle mekanlarınıza doğal ve şık bir hava katıyor. 15x60 ve 30x60 cm ebatlarıyla sırlı

granit olarak üretilen Petra serisi, farklı ebatları ile alternatifli döşeme imkânı sunuyor. Petra serisi, tercih edildiği minimal ve modern mekânlarda ayrıcalıklı özel alanlar oluşturuyor.

ANATOLIA Geleneksel dokunun doğallığı ve ışıltısı Anatolia serisi ile mekânlarınıza taşınıyor. Anatolia serisi, etnik desenleri ile klasik ve modern şıklığı aynı anda yaşamak isteyenlerin öncelikli tercihi oluyor. Interlocking ürün gamında 45x45 cm olarak üretilen seri, iç mekânlarda kullanılmasının yanı sıra aşınmaya karşı dirençli yapısıyla dış mekanlarda da kullanılabiliyor.

LEGO LIGHT STEEL 45x45 cm ebadındaki Lego light Steel, çelik görümü ile yaşam alanlarınıza güçlü ve ışıltılı bir hava katıyor. Aşınmaya karşı dayanıklı olan Lego Light Steel, parlak dokusu ve ışık hareketleri ile ferah mekânlar oluşturuyor. Seri, iç ve dış mekânlarda rahatlıkla kullanılabilme özelliği ile ön plana çıkıyor.

CRYSTAL Mikro kristal cam yüzey teknolojisi ile üretilen Crystal serisi, normal seramik sırdan farklı olarak yüzeye uygulanan mikrokristal camsı tabaka ile 3 boyutlu derinliğe sahip, doğal, parlak ve kristalize görüntüsü ile dikkat çekiyor. Farklılık arayan, şık ve kaliteli mekanlar için ideal fırsatlar sunuyor.

104

YAPI MALZEME - EKİM 2013



Küçük banyolar için sihirli çözümler! Seramik sektörünün yenilikçi firması Bien, küçük banyoları daha ferah, kullanışlı ve şık hale getirmek isteyenler için sihirli çözüm önerileri sunuyor

Bien Pazarlama Müdürü Ebru Uzluer, banyoları daha keyifli hale getirecek önerilerde bulundu.

106

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Stüdyo daireler, tek veya iki kişilik yaşama alanları olarak çok kullanışlı ve hesaplı yaşama alanları olarak sıklıkla tercih ediliyor. Son zamanlarda çokça rağbet gören küçük dairelerin dar banyo ve mutfaklarıyla biraz sıkıntı oluşturdukları da bir gerçek… Ancak artık küçük metrekareli banyolar için yerden tasarruf etmeyi sağlayacak; mekânı daha ferah ve düzenli gösterecek birçok seçenek var. Doğru malzemeyi, doğru rengi ve yerleşimi yaptıktan sonra en küçük mekânlar bile ferah, geniş ve kullanışlı hale gelebilir. Banyosunda yenilik yapmak, mekânı daha fonksiyonel kullanmak isteyenler için, Bien’in Pazar-

lama Müdürü Ebru Uzluer’den, yerden kazandıran, banyonuzu daha keyifli hale getirecek öneriler:

FERAHLATICI AÇIK RENKLER ÖNEMLİ İşe ferahlatıcı düşünceler ve renkler seçmekle başlamak gerekir. Açık renkler, beyaz, kırık beyaz, inci beyazı, fildişi, bej, krem gibi renklerin yoğunluklu olduğu malzemeleri tercih etmek gerekir. Bunlara kontrastlık sağlamak amacıyla koyu ya da çarpıcı renklerle kombin yapılması mekâna canlılık verir. Canlı, dinamik kişiliğini banyolarına yansıtmak isteyenler, açık renkleri kırmızı, siyah,


kahverenginin tonlarıyla kombine edebilir. Banyoyu daha geniş gösterecek diğer önemli ayrıntı ise aynalar. Ayna derinlik kazandıran bir malzeme olduğu için, kullanıldığı alanlarda ferahlık hissi uyandırır. Aynalı dolaplar aynı zamanda şampuan, tıraş takımları, parfüm, diş fırçaları gibi malzemeleri toplayarak banyonuza nefes aldıracaktır. Dolaplarla ilgili dikkat edilmesi gereken en önemli konu ise, bunların gömme dolap olarak tasarlanmasıdır.

BÜYÜK KAROLARLA BANYO KENDİNİ GÖSTERİR Seramik seçiminde ağır desenlerden öte sade, yoğun olmayan desenleri ter-

cih etmek banyoya ağır bir hava vermemek açısından önemlidir. Bunun yerine dar bir alanın etrafından dolaşan renkli çizgiler daha geniş bir görünüm elde etmenizi sağlar. Büyük karolar ve mozaikler de banyonun kendini göstermesini sağlayacaktır. Ankastre, köşeli lavabo veya duvara monte edilen klozetlerin (asma klozet) zemin alanını artırma konusunda büyük yardımı olur. Küçük, fonksiyonel ve ergonomik aksesuarlarla, banyoya ihtiyaç duyulan her tür eşyayı koyup bir o kadar da derli toplu ve ferahlık hissi uyandırmak için; küçük dolap seçimi lavabosuyla birlikte tasarlanmış dolaplar büyük kolaylık sağlayacaktır. Göz hizası üzerine yerleştirilmiş raflar,

ihtiyacımız olan malzemeler konması için olduğu kadar aksesuarlarla da estetik bir hale getirilebilir.

DERİNLİK HİSSİ İÇİN DUŞLARA BÖLME CAMLAR Duşlar her zaman için küvetlere göre yerden tasarruf ettir. Duş teknesi kullanmak yerine, yerle aynı hizada duş alanlarının oluşturulması ve bu alanın tek bir düz camla ayrıştırılması banyoya hem modern bir hava verir hem de cam kullanımı ile mekân derinliği bozulmamış olur. Duş içine yapılacak küçük gömme nişler ise duş sırasında ihtiyacımız olan şampuan, jel gibi birtakım malzemeleri yerleştirmek ve yer kaybını önlemek için tercih edilmelidir. YAPI MALZEME - EKİM 2013

107


Aydınlık, ferah ve şık bir banyo deneyimi Dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden “IF Product Design Award 2013” ödüllü Beyaz Saray serisi; beyaz, kahve, antrasit ve abanoz renk seçenekleriyle banyolarda mükemmel bir sinerji yakalıyor. Alışılmış banyo dizaynına farklı ve modern bir bakış açısı kazandıran Kale’nin yenilikçi serisi; modüler mobilyaları ve kişiselleştirmeye uygun çekmece içleri ile kullanışlı seçenekler sunuyor. Gelişmiş teknoloji ile üretilen Beyaz Saray serisinin modern keskin çizgileri, minimalist bir yalınlıkla banyolara taşınıyor.

RAHAT VE PRATİK KULLANIM Banyolarda yalınlık ve estetiğin bir ara-

108

YAPI MALZEME - EKİM 2013

da olduğu modern bir dünya oluşturan Kale, yavaş ve sessiz kapanan kapaklarıyla konforu artıran boy dolabı ile, kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor. Serinin, dikey eksende hareket edebilen amortisörlü dolap ve çekmeceli dolap opsiyonları da farklı depolama seçenekleri sağlıyor. Alt dolap çekmece içi ayracı ise kullanıma pratiklik katıyor. AYDINLIK, FERAH VE ŞIK BANYO Dolap içi sensörlü aydınlatmasıyla karanlıkta bile rahat kullanım sağlayan Beyaz Saray mobilyaları, tezgah üstü lavaboların keskin hatları ile birleşerek, banyolara estetik bir görüntü kazandırıyor. Serinin yatay eksende ilerleyen modülleri, banyolarda ferah bir ortam

oluşturuyor. Ultra Lake boyası ile sararmayan uzun ömürlü seri, yüksek parlaklığa sahip özelliğiyle banyolara canlı bir hava katıyor. ESTETİK VE İŞLEVSEL UYUM Beyaz Saray serisi, Light+ asma klozetin keskin hatları ile banyolarda sade bir etki vaat ediyor. Yavaş kapanan kapağı ile sessiz ve uzun ömürlü kullanım sunan klozet, 1.5 lt / 2.7 lt aquasmart özelliğiyle yüksek oranda su tasarrufu sağlıyor. Seriyle uyumlu klozetin gizli montajı da kullanımı cazip kılıyor. Beyaz Saray serisi, buğu önleyici özelliğe sahip buharlanmayan aynası ile kullanıcılara banyoda işlevselliğin ve pratikliğin keyfini sunuyor



Banyo şıklığını

Geberit ile yakalayın İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, kişisel tarzınızı yansıtma imkânı sağlayan çözümleriyle keyifli bir duş deneyimi sağlıyor. Banyonuzun güzelliğini ortaya çıkarıp duş ekipmanlarını görünmez kılan Geberit, özel olarak geliştirdiği duş drenaj çözümleriyle banyonuzu yepyeni bir tarza büründürüyor. Geberit, zarif tasarımı ve kolay montajı bir araya getiren ve geleneksel duş drenaj sistemlerine yeni bir alternatif sunan duvar içi drenajıyla hemzemin duşları yeniden tanımladı. Geberit duş elemanı, gideri zeminden duvara taşıyor, böylece hemzemin duşlar için şık bir görünüm sağlarken, kolay ve güvenli bağlantı imkânı sunuyor. Pas-

110

YAPI MALZEME - EKİM 2013

lanmaz çelikten yapılmış kapağı ile banyolara tarz katan Geberit duş elemanı, banyonuzun şıklığını ortaya çıkarıyor; parlak krom, paslanmaz çelik, beyaz alpin veya duvarınız ile uyumlu materyal ile kaplayabileceğiniz özel kapak alternatifleriyle banyonuza kişisel dokunuşlar katıyor. Elle çıkarılabilen kapağının arkasında yer alan saç

gideri rahatlıkla sökülüp kolay temizlik imkânı sağlıyor. Geberit duş elemanı, içerisinde bulunan 50 mm çapındaki sifon sayesinde 0,85 l/s drenaj kapasitesine sahip. Farklı inşaat koşullarında test edilen Geberit duş elemanı sistemleri yangından koruma ve akustik izolasyon bakımından kapsamlı güvenlik de sağlıyor



Doğru yapılmayan ‘su yönetimi’tehlikeli sonuçları beraberinde getiriyor ACO Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay; “İstanbul’a yeni yapılacak ve 9 senede bitirilmesi planlanan 3. havalimanının altyapı tasarımında da 100 yıllık ihtimaller ve riskler hesaplanmalı. Aksi takdirde özellikle havaalanı gibi altyapı ve drenaj sistemlerinin öneminin büyük olduğu yerlerde bu yetersizlikten dolayı oluşabilecek aksaklık ve gecikmelerin maliyeti çok olur” dedi

Türkiye ve Karadeniz genelindeki havalimanların gelişimine odaklanan “Havalimanı Gelişim ve Geliştirme Zirvesi 2013”’te konuşan, su yönetimi ve drenaj alanında dünya lideri olan ACO’nun Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay, havalimanlarında maksimum güvenliğin önemine değindi. Su yönetimi doğru yapılmadığı takdirde, tehlikeli sonuçları beraberinde getireceğini ifade eden Özatay, “Zaman zaman su basan havalimanlarını görüyoruz. Uçakların iniş ve kalkışlarındaki en ufak bir risk insan canını tehlikeye sokar. İşin bir

112

YAPI MALZEME - EKİM 2013

diğer boyutu da altyapı yüzünden hava trafiği gecikme maliyetleri” dedi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN TÜRKİYE ÇOK FAZLA ETKİLENECEK! Türkiye’nin karmaşık iklim yapısı içinde, özellikle küresel ısınmaya bağlı olarak, görülebilecek bir iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden birisi olduğuna dikkat çeken Ender Özatay, “Türkiye riskli ülkeler arasında yer almaktadır. Son yıllarda iklim değişikliğine bağlı olarak ani ve şiddetli

yağışlarda artışlar görülüyor. İklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle yönü değişen jet akımları, Türkiye’de şiddetli yağışlara neden oluyor. 2012 yılında da yağışlar ortalamaya göre %16 oranında arttı. Kış yağışlarında ortalamaya göre % 28, geçen yıl yağışına göre ise %24 artma gözlendi. Marmara Bölgesinde yağışlarda ortalamaya göre %14, geçen yıl yağışına göre ise %29 artma gözlendi. 2012 yılı Eylül ayında en yüksek günlük maksimum yağış rekoru da kırıldı” diye konuştu.


ACO’nun Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay

İSTANBUL’DAKİ 3. HAVALİMANININ ALTYAPISI 100 SENELİK YAĞIŞ MİKTARI DÜŞÜNÜLEREK TASARLANMALI Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yaptığı Türkiye’de sıcaklık ve yağış projeksiyonları çalışmasında da belirtildiği gibi önümüzdeki yüzyılda özellikle Marmara, Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’de sonbahar ve kış yağışlarında artışların öngörüldüğüne değinen Özatay, şunları söyledi: “Bütün bu verilere dayanarak sunu söyleyebiliriz; iklim değişiklerine bağlı aşırı hava olayları ve ani, kuvvetli yağışların artacağı öngörülüyor, dolayısı ile yağmur suyu drenaj dizaynı yapılırken hesaba katılan yağmur değerlerinin de aynı oranda güncellenmesi gerekiyor. Kısacası altyapı kapasitelerinin de, artacağı öngörülen yağış miktarları oranında büyük tasarlanması lazım. Örneğin Sarıyer’de 2012 Ekim ayında 5 dakikada hektara 646 l/s lik bir yağmur düştü. Bu 100 yılda bir olması beklenen yağış miktarıydı. İstanbul’a yeni yapılacak ve 9 senede bitirilmesi planlanan 3. hava-

limanının altyapı tasarımında da 100 yıllık ihtimaller ve riskler hesaplanmalı. Aksi takdirde özellikle havaalanı gibi altyapı ve drenaj sistemlerinin öneminin büyük olduğu yerlerde bu yetersizlikten dolayı oluşabilecek aksaklık ve gecikmelerin maliyeti çok olur.”

ALTYAPI YÜZÜNDEN HAVA TRAFİĞİ GECİKME MALİYETİ DAKİKADA 114 DOLAR… Altyapı yetersizliği sebebiyle oluşan hava trafiği gecikme maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çeken Ender Özatay, şunları söyledi: “Avrupa Yatırım Bankası ve UC Berkeley Taşımacılık Enstitüsü ortak çalışması olan ‘Havalimanı Altyapı Yatırımlarının Maliyet-Fayda Analizi’ raporunda belirtildiği gibi altyapı yetersizliğinden kaynaklanan gecikme, kaza ve uçuş iptali maliyetleri oldukça yüksektir. Atatürk Havalimanı’nı 125 ticari havayolu ve günde 1100 uçak kullanıyor. Her 70 saniyede bir uçak iniş-kalkışı yapılıyor. Günde 125.000 yolcu yoğunluğunu bulunuyor. Federal

Havacılık ve Hava Trafiği Örgütü Strateji ve Performans Biriminin 2010 yılında yaptırdığı araştırmalar sonucu, 2007 yılındaki uçuşlardaki gecikmenin Amerika Birleşik Devletlerine toplam maliyeti 32.9 milyar dolardır. Bu rakamın yarısına yakını hava yollarına, yarısı ise yolculara, pazara ve ekonomiye yansır. Westminster Üniversitesinin başka bir raporuna göre ise, Avrupa’daki uçuşlardaki gecikmenin sadece hava yollarına olan zararı dakikada 72 euro olarak belirtilmiştir. Yine A4A’nın Amerika uçuşları için hazırladığı raporuna göre hava yollarının zararı dakikada 75 dolar iken yolcular için 39 dolardır. Toplamda dakikada 114 dolarlık bir zarar söz konusudur.” Dünya çapında ve Türkiye’de önde gelen havalimanlarının müşterileri olduğunu belirten Özatay, “ACO, su yönetimi tecrübesi ve dayanıklı altyapı ürünleri ile güvenli, çevreye duyarlı ve yüksek kapasitede çalışabilen altyapı ve drenaj sistemleri havalimanlarında kusursuz altyapıya sahip olmayı sağlıyor” ifadesini kullandı. YAPI MALZEME - EKİM 2013

113


n ı r a n l ı o t p e a b y n esi ü r e d l d o öz nüm t” M i g ü ar r n n ö e o g et y “B

Türkiye’de ilk kez Kale tarafından geliştirilen brüt beton görünümlü Betonart ile yapılar özüne dönüyor. Kale’nin dekoratif sıvası Betonart, modern mekanların gözdesi olarak, farklı ihtiyaçlara kapsamlı çözümler sunuyor. 1968 yılından bu yana Türk mimar ve mühendislerine yenilikçi çizgisiyle hizmet veren Kale, inşaat sektörüne yönelik ürün gamında ilklere imza atmaya devam ediyor. Kale, Türkiye’de ilk kez geliştirdiği brüt beton görünümlü, kullanıma hazır sıva Betonart ile modern mekanlar için vazgeçilmez bir seçenek oluşturuyor. Kullanıma hazır olarak, kova ambalajlarda satışa sunulan Beto-

114

YAPI MALZEME - EKİM 2013

nart, başka hiç bir katkı malzemesine ihtiyaç duyulmadan, mala ile kolayca uygulanabiliyor ve mekanları estetik bir brüt beton görünümüne kavuşturuyor. İç ve dış cephelerde kullanıma uygun olan Betonart, kara sıva, beton, çimento levha gibi mineral yüzeylerin yanı sıra alçı sıva, alçıpan, sabitlenmiş kontrplak ve eski boyalı yüzeylere uygulanabiliyor. Mala ile desen verilen, dekoratif,

hazır renkli bir sıva olan Betonart, nefes alan, alkali ve suya dayanıklı yapısı ile uzun ömürlü kullanım sunuyor. Dışarıdan içeriye su geçirmemesine rağmen, içerideki nemi dışarıya atabilme özelliği ile binaların nefes almasını sağlayan Betonart, çimento içermediği için uygulama sırasında ve sonrasında da tozuma gibi bir problem oluşturmuyor.


MÜKEMMEL UYUMLU DEKORASYON MALZEMESİ Bugüne kadar bir yapı malzemesi olarak kullanılan brüt beton, Betonart ile mimarlar başta olmak üzere profesyoneller için özel bir dekorasyon malzemesine dönüşüyor. Brüt betonun kattığı doğal görünüm sayesinde özellikle ahşap, cam ve metal gibi unsurlar ile mükemmel bir uyum sağlayan Betonart, çelik konstrüksiyonu çıplak bırakılmış yapılar için vazgeçilmez bir dekoratif malzeme özelliğine sahip. Sektörde bir ilk olan Betonart, uygulandığı orta-

ma kattığı dinamizm ile kurallara bağlı kalmadan mekanın özgün yapısını korurken, yılın moda trendine estetik bir katkı sağlıyor. Betonart, ekonomik ve kolay uygulanabilir olmasının yanı sıra su bazlı yapısı ile insan ve çevre sağlığına dost bir ürün olarak öne çıkıyor.

MEKANLARDA DOĞAL VE ESTETİK ATMOSFER Betonart, mimarlar ve tasarımcılar için olduğu kadar mekanlarında farklılık arayanlar için de estetik ve yenilikçi bir çözüm sunuyor. Dekoratif kapla-

manın en doğal duruşu ile öze dönüşü simgeleyen Betonart, sadece mağaza, restoran, sanat galerisi ve ofisler değil aynı zamanda stil sahibi lüks evlere kadar pek çok mekanda kullanılabiliyor. Betonart, kullanıldığı mekanlarda, brüt beton görünümü ile malzemeyi kendi kimliğinin dışına çıkararak, dokunma ve ulaşma isteği oluşturan, doğal, estetik bir atmosfere büründürüyor. Brüt beton görünümünün aksine betondan çok daha hafif olan Betonart, UV ışınlarına dayanıklı farklı renk alternatifleri ile sektöre yepyeni bir soluk getiriyor. YAPI MALZEME - EKİM 2013

115


VİKO Kaçak Akım Rölesi ile sevdikleriniz güvende VİKO, evlerimizde ve yaşam alanlarımızda elektriğin kaçak akım oluşturarak neden olacağı tehlikeye karşı kaçak akım koruma rölesi kullanılarak önlem alınmasını öneriyor.

Günümüzde her anımızda ihtiyaç duyulan elektriğin faydası olduğu kadar oluşturabileceği tehlikesi de bilinen bir gerçektir. Elektrikle çalışan cihazlar ve elektrik taşıyan kablolarda yalıtım deformasyonu veya montaj hatası nedeniyle kaçak akım oluşmaktadır. Evlerimizde ve yaşam alanlarımızda elektriğin kaçak akım oluşturarak neden olacağı tehlikeye karşı kaçak akım koruma rölesi kullanılarak önlem alınmalıdır. Kaçak Akım Koruma Rölesinin görevi, yalıtım hatasından kaynaklanan hata akımını algılaması ve algılanan bu kaçak akım değerinin belirlenen değerlerin üzerine çıkması durumunda ise bağlı bulunduğu devreyi kesmesidir. ViKO Kaçak Akım Röleleri elektrik temasına ve yangın riskine karşı korunmak için kullanılması zorunlu bir üründür. 30mA’da Hayat (İnsan Koruma), 300mA’da da Tesisat (Yangın Koruma)

116

YAPI MALZEME - EKİM 2013

koruma fonksiyonunu gerçekleştirir. Kaçak akım rölelerinin çalışması, dev-

reye giren akımların toplamı ile çıkan akımların toplamının eşit olması prensibine dayanır. Herhangi bir fark akımında cihaz sistemdeki kaçak akımı algılayarak enerjiyi kesmektedir. Kaçak akım tehlikeli eşik değerlere ulaştığında insan hayatını tehdit edebilecek boyutta risk taşımaktadır. Aynı zamanda yalıtım hatasından kaynaklanan kaçak akım belli değerlerde yangın tehlikesi oluşturmaktadır. Kaçak Akım Koruma Röleleri sisteme ek maliyet getireceği düşünülerek tesisatlarda kullanılmaz ise, maddi ve manevi kayıplar yaşanabilir. İnsan hayatının ve yaşam alanlarının yangınlardan korunması için tesisatlarda kaçak akım rölelerinin mutlaka uygun standartlar göz önünde bulundurularak seçilmesi, topraklama sistemi ve otomatik sigortaların yanında sistem tamamlayıcısı olarak kullanılması gerekmektedir.



Kentsel Dönüşüme ‘çevre dostu’ çözümler Kentsel dönüşüm programı sayesinde asansörlerin sağladığı konfor, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, enerji tasarrufu sağlayan “Yeşil Asansörler” de çevrenin korunmasına katkı sağlıyor.

118

YAPI MALZEME - EKİM 2013


Türkiye ve İstanbul’da riskli bölge olarak değerlendirilen birçok alanda eski yapıların yıkılarak yerlerine daha modern ve sağlam binaların inşa edilmesi şeklinde uygulanan kentsel dönüşüm programları tüm hızıyla sürüyor. Yeni inşa edilen yapılarda hayat konforu kadar sürdürülebilir çevre için de etkili adımlar atılıyor. Kentsel dönüşüm programı sayesinde asansörlerin sağladığı konfor, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, enerji tasarrufu sağlayan “Yeşil Asansörler” de çevrenin korunmasına katkı sağlıyor. Dünyanın önde gelen asansör firmaları arasında yer alan Kleemann Asansör, her yapıya uygulanabilen hidrolik asansörleri ve enerji tasarrufu sağlayan modelleri ile bu süreçte öne çıkıyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE KLEEMANN ASANSÖRLERLE BÜYÜK ENERJİ TASARRUFU…

5 Ekim 2012’den beri sürdürülen kentsel dönüşüm programında hedef, 6,5 milyon binayı yenilemek. Şu ana kadar Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye genelinde 23 bölge kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiş bulunuyor. Toplam 2 bin 671 hektarlık alanda 69 bin 991 yapının yenilenmesi söz konusu. Bu alanlarda yaşayan kişi sayısı ise 406 bin 986 olarak belirtiliyor. İstanbul’da ise 10 farklı bölge kentsel dönüşüm programında. Buna göre Beyoğlu, Sarıyer ve Küçükçekmece’de ikişer, Zeytinburnu, Gaziosmanpaşa, Esenler ve Sultangazi’de ise birer bölge bu programın içinde. Bu bölgelerde ise 94 bin 416 kişi yaşamını sürdürüyor. İstanbul’da bu bölgelerin dışında kalan 6 bin 187 konut ile 644 dükkan da yenilenecek. Ankara’da 5 bölge, kentsel dönüşüm programına dahil edilmiş durumda. Toplam 475 hektar alandaki 10 bin 318 konutta, 37 bin 900 kişi yaşıyor. Aynı şekilde Ağrı, Diyarbakır, Bursa, Kahramanmaraş, Sakarya, Trabzon ve İzmir’de de birer bölge kentsel dönüşümden yararlanacak. Yeni yapıların Avrupa standartlarına uygun şekilde inşa edilmesi, var olan binaya

göre ciddi bir enerji tasarrufunu beraberinde getirecek. Binalarda çevre dostu asansörlerin kullanılması durumunda oldukça ciddi bir enerji tasarrufu da sağlanmış olacak. Kentsel dönüşüm programı ile yeniden yapılan binalarda asansör, hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Dolayısıyla sürdürülebilir çevre için enerji tasarrufu konusu da bir kez daha gündeme geliyor. Kleemann’ın yeni jenerasyon makine dairesiz, düşük enerji ihtiyacı olan senkron makinelerin kullanıldığı Atlas modeli asansörleri, kentsel dönüşüm projelerinde öncelikli olarak tercih ediliyor. Kleemann, ürün gamındaki 225 kg’dan 5 tona kadar makine dairesiz asansörlerini de paket ürün olarak kullanıcıya sunuyor. Düşük enerji tüketen bu asansörler, bazı ufak düzenlemeler ile daha düşük enerji tüketecek hale de getirilebiliyor (Örneğin; led teknolojisi, özel programlanmış çalışma şekli vs.). Kentsel dönüşüm dahilinde inşa edilen 5-6 katlı binalarda, özellikle hidrolik asansörlerin avantajları ortaya çıkıyor. Hidrolik asansörlerde motor, çalışma prensibi gereği sadece yukarı yönde çalıştığından ve dururken neredeyse hiç enerji sarf etmediğinden enerji tasarrufu açısından önemli avantajlar sağlıyor. Örneğin; 5 katlı bir konutun asansörü, sadece bir buzdolabı kadar enerji harcıyor. Hidrolik asansörler, diğer özellikleri ile de tercih sebebi oluyor. Kleemann’ın MaisonLift modeli, özellikle günümüzde azalan metre karelerde avantaj sağlayıp çok az bir alan kaplayarak sadece 20 cm kuyu dibi ve 2,45 m son kat ihtiyacı ile öne çıkıyor. Sessiz çalışması, makine dairesi yerleşiminin esnek olması ve en önemlisi elektrik kesintisinde basit şekilde gerçekleşen otomatik kurtarma işlemi, MaisonLift’in diğer avantajları arasında yer alıyor. Her asansörünü bazı eklemeler yaparak “Yeşil Asansör (green lift)” özellikleriyle üretebilen Kleemann, bu yıl merkez fabrikalarında devreye giren ve 110 bin Euro’ya mal olan geri dönüşüm merkezi ile de kuruluş olarak çevreye verdiği önemi kanıtlıyor. YAPI MALZEME - EKİM 2013

119


Dünyanın klima santral lideri Türkiye’yi üs seçti Havalandırma sektörünün global markalarından Systemair, İsveç, Danimarka, Hollanda, Kanada, Almanya, Hindistan ve Litvanya’da bulunan Klima Santrali fabrikalarından sonra şimdi de Türkiye’de dev bir tesisi faaliyete geçirdi.

Systemair Genel Müdürü Ayça Eroğlu, “Türkiye iklimlendirme sektörünü, dünya iklimlendirme ligine taşıyoruz” dedi.

120

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Hadımköy’de 30.000 metrekarelik alana kurulmuş yeni dev tesis ile dünya klima sektörünün kalbi artık İstanbul’da atacak. Yeni fabrika ile hem lokal pazara hem de Systemair HSK satış ofisleri ve yurt dışında iş yapan Türk müteahhitleri aracılığı ile yakın coğrafyalara klima santrali üretilecek. Başta körfez ülkeleri olmak üzere Doğu Avrupa, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika’ya Klima Santrali ihraç edan Systemair HSK, Klima Santrali üretim kapasitesinin yüzde 50 - 60’lık kısmını ihraç etmeyi hedefliyor. Systemair HSK’nın Hadımköy üretim tesisi, 19 Eylül Perşembe günü Systemair Yönetim Kurulu Başkanı Gerald Engström, Systemair HSK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vural Eroğlu ve Systemair HSK Genel Müdürü Ayça Eroğlu ile çok sayıda konuğun katıldığı törenle açıldı.



AYÇA EROĞLU: “TÜRKİYE PAZARINA İDDİALI GİRDİK” Systemair Genel Müdürü Ayça Eroğlu açılışta yaptığı konuşmada, Systemair’in Türkiye pazarına iddialı girdiğini belirterek, “Systemair, 2013 itibariyle klima santrali alanında Avrupa’da 2 büyük satın alma gerçekleştirdi. Hollanda Heating firması ile Almanya’da imalatı bulunan ve yüksek teknolojide havuz klima santralleri üreten Menerga firmasını satın alarak Avrupa klima santrali alanında pazar lideri olduk. Systemair’in globaldeki bu başarısını biz de Systemair HSK olarak Türkiye klima santrali pazarında sürdürüyoruz. 2012 yılını 25,5 milyon Euro ciro ile kapattık. Hedefimiz ise aksiyel fan ve otopark fanlarında da Türkiye pazar liderliğini yakalamak. Ayrıca biz inovatif üretim metodolojileri ve son teknolojiler ile donatılan Türkiye’nin en teknolojik klima santrali üretim tesisi ile Türkiye iklimlendirme sektörünü, dünya iklimlendirme ligine taşıyoruz” dedi.

SYSTEMAIR’IN 44 ÜLKEDE SATIŞ OFİSİ, 19 ÜLKEDE ÜRETİM TESİSİ BULUNUYOR Systemair’ın tamamen yerli klima santrali imalatı yapan Türk firması HSK ile 2012 yılında birleşmeleri sonucunda ilk meyvesini Hadımköy’de açılan bu dev tesis ile verdiğini belirten Eroğlu,

122

YAPI MALZEME - EKİM 2013

“Systemair, havalandırma sektöründe Dünya’ya hizmet veren global bir marka oldu. Systemair’in bugün 44 ülkede satış ofisleri, 3600 çalışanı ve 19 ülkede 200.000 m² den fazla üretim alanı bulunuyor. Systemair’in ana vizyonu dünya havalandırma sektöründe kalite, bulunabilirlik ve teslim güvenilirliğini üst seviyede sağlamak ve dünya çapında bir firma olmak. HSK ile tam da bu noktada yollarımız çakıştı. Systemair ile HSK olarak Türkiye pazarında birlikte çalışma kararı aldık. HSK, Ürettiği klima santralleriyle yurt içinde ve yurt dışında hastanelerin, havaalanlarının, alışveriş merkezlerinin, otellerin ve havalandırma ihtiyacı duyan 100’lerce binanın havalandırma ihtiyacını karşılayan Türkiye’de sektörün lider firmasıydı. Ortak çalışmamız meyvesini verdi ve Hadımköy’deki dev tesisimizi hayata geçirdik. Daha önceleri iki farklı noktada bulunan, üretim tesislerimizi, bu 30.000 m2 açık alanda kurulu, 12.000 m2’lik kapalı alana sahip olan yeni fabrikamızda 5 milyon euro yatırım ve 250 yeni istihdam ile tek çatı altında birleştirdik. ” diye bildirdi.

ÜRETİMİN YÜZDE 60’I İHRAÇ EDİLECEK Eroğlu, “Ağırlıklı olarak klima santrali üretimi için dizayn edilen ve son teknolojiler ile donatılan tesisimiz,

Avrupa’nın sayılı fabrikalarındandır. Fabrikamızı, “dijital” ve “fiziki” fabrika olarak 2’ye ayırıyoruz. Fiziki olarak kastettiğimiz alan makinalar ve teçhizatlardır. Biz bu fabrikayı kurmadan önce Systemair’in Avrupa’da bulunan başlıca Klima Santrali fabrikalarını ziyaret ettik, üretim süreçlerini ve makineleşmeyi inceledik. Dijital dediğimiz kısım ise başlıca yazılımlar ve seçim programıdır. Fiziki fabrikamızın mükemmelliğine önem verdiğimiz kadar dijital fabrikamızın da mükemmelliğine önem verdik. Klima Santrali, fan coil ve ısı geri kazanım cihazlarını bu yeni fabrikamızda üretiyoruz. Ayrıca İzmir’de 2.500 m2 kapalı alanı olan klima santrali montaj hattımız da mevcuttur. Yeni fabrikamız ile hem lokal pazara hem de Systemair’in satış ofisleri, OEM müşterilerimiz ve yurt dışında iş yapan Türk Müteahhitleri aracılığı ile yakın coğrafyalara klima santrali üretiyoruz. Başta körfez ülkeleri olmak üzere Doğu Avrupa, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika’ya Klima Santrali ihraç ediyoruz. Biliyoruz ki bu ülkeler ve yurt dışında iş yapan Türk Müteahhitleri, ürünlerimizi, özelliklerinden ve rakiplerimize karşı sağladığı avantajlardan dolayı tercih ediyorlar. Klima Santrali üretim kapasitemizin yüzde 50 - 60’lık kısmını ihraç etmeyi hedefliyoruz” dedi.



Atıl duran çatılar kullanıma açılırsa konut ihtiyacı azalacak Onuncu Kalkınma Planı’na göre, 2014-2018 yıllarında şehirleşme, nüfus artışı, yenileme ve afetten kaynaklanan konut ihtiyacının 4,1 milyon olacağını hatırlatan ÇATIDER, atıl vaziyetteki çatıların kullanıma açılmasıyla çok büyük metrekarelerde konut ihtiyacının karşılanacağına dikkat çekti. wBarınma hakkı ile ilgili bilincin geliştirilmesi, herkes için yeterli konut ve sürdürülebilir, sağlıklı kentleşme faaliyetlerini desteklemek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 13 Ekim Dünya Konut Günü’nde Türkiye’deki konutların içler acısı durumu dikkat çekiyor. Nüfusunun yüzde 95’i deprem tehdidi altında yaşayan, plansız gelişen kentleri nedeniyle hayatın her gün daha da zorlaştığı ülkemizde, konut açığı da önemli bir sorun. Onuncu Kalkınma Planı’na göre, 2014-2018 yıllarında şehirleşme, nüfus artışı, yenileme ve afetten kaynaklanan konut ihtiyacının

124

YAPI MALZEME - EKİM 2013

4,1 milyon olacağını hatırlatan ÇATIDER, atıl vaziyetteki çatıların kullanıma açılmasıyla çok büyük metrekarelerde konut ihtiyacının karşılanacağına dikkat çekti.

TÜRKİYE’DE 4 YIL İÇİNDE 4,1 MİLYON KONUT AÇIĞI OLACAK Dünya Konut Günü kapsamında yaptığı açıklamada, kentsel dönüşüm sürecinde hayata geçirilecek yeni projelerde çatı aralarının mutlaka kullanılması gerektiğini vurgulayan Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, “Ülkemizde ça-

tılar maalesef kullanılmayan, atıl alanlar olarak duruyor. Bunun en büyük nedeni de mevzuat gereği çatılarda kullanıma uygun eğimin sağlanamıyor olması. Şu an Türkiye’deki çatılarda genelde yüzde 33 eğim var. İstanbul, Kocaeli, Konya, Afyon, Bursa gibi illerde eğim yüzde 45’e, Aksaray, Ankara, Denizli, Isparta gibi illerde ise yüzde 40’a çıkmış durumda. Diğer bazı büyükşehir belediyeleri bu eğimin yüzde 45 olması yolunda çalışmalara başladı. Ancak bu konunun acilen kamunun ve yerel yönetimlerin gündemine alınması ve çatı aralarının kullanıma açılması gerekiyor.” dedi.



AVRUPA’DA ÇATI KATLARINA DEVLET TEŞVİKİ VERİLEREK KONUT İHTİYACI KARŞILANIYOR Avrupa’da otopark, havuz, bahçe, sosyal tesis gibi pek çok farklı şekilde değerlendirilen çatılara ülkemizde de rastlanmaya başlandığını ancak henüz Avrupa’nın çok gerisinde olduğumuzu belirten ÇATIDER Başkanı Yavuz, “Avrupa’da çatı katları ayrı bir kat, ayrı bir daire olarak satılıyor, bizde ise çatı

126

YAPI MALZEME - EKİM 2013

katı yasal olarak ancak en üst kat ile bağlantılı olarak kullanılabiliyor. Yani ayrı bir yaşam alanı olarak görülmüyor. Almanya’da bir konuta, çatısından veya bodrumundan ayrı giriş yaptığınız zaman, ileride bu ayrı bir konut olarak değerlendirilebilir düşüncesiyle devlet bu projelere faiz indirimi uyguluyor, destek oluyor, teşvik sağlıyor. Bu durum artan konut ihtiyacının karşılanmasında büyük fayda sağlıyor. Türkiye’de ise birçok ilde, coğrafyanın özellikleri

düşünülmeden çatı aralarının derecesi saptanmış durumda. Oysa ülkemizde nüfus genç ve konut ihtiyacı her geçen gün artıyor. Çatılar kullanıma açıldığında metrekare bazındaki konut ihtiyacı eksilecek.” dedi.

YENİ YÖNETMELİK AVRUPA’DAKİ ÖRNEKLERE GÖRE REVİZE EDİLMELİ ÇATIDER Başkanı Yavuz, çatıların atıl olmaktan çıktığında daha özenli yapılacağına, mutlaka ısı ve su yalıtımı uygulanacağına ve bu sayede enerji tasarrufu sağlanacağına da dikkat çekti. Türkiye’nin çatı aralarını göz ardı edebilecek kadar zengin bir ülke olmadığına vurgu yapan Yavuz, “Yakın zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayınlanan Yeni Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde bir yenilik yapılarak “Çatı eğimleri, kullanılacak çatı malzemesi ile yörenin mimari özelliği ve iklim şartları dikkate alınarak ilgili idarenin tasvibi ile tayin edilir” maddesi ilave edildi. Ancak çatının eğiminin tek başına artırılması, çatı aralarının bağımsız bölüm olarak kullanılamamasına neden oluyor. Ve kullanılmak istendiği takdirde altındaki kat ile bağlantılı olması şartı çatı aralarının verimli olarak kullanılmasının önünü kapıyor. Bu maddenin Avrupa’daki örneklere bakılarak yeniden ele alınması ve bundan sonra yapılacak binalarda çatı aralarının kullanıma açılması ülkemiz ve şehirlerimiz için çok faydalı olabilir” diye konuştu.



Doğru ısı ve su yalıtımı hayat kurtarıyor Nüfusun yüzde 95’inin deprem kuşağı üzerinde yerleşik olduğu Türkiye’de olası bir deprem riski her geçen gün daha fazla dile getirilirken, uzmanlar doğru yalıtımın binaların depreme dayanaklılığında önemli bir rolü bulunduğunu belirtiyor. Türkiye’deki yerleşim alanlarının yüzde 95’i, nüfusunun ise yüzde 92’si deprem kuşakları üzerinde bulunuyor. Uzmanlar, olası bir Marmara depreminde meydana gelecek can kaybının yüz

128

YAPI MALZEME - EKİM 2013

binlerle ifade edilebileceğini belirtirken, olası maddi hasarın milyonlarca Dolar’a ulaşacağı hesap ediliyor. Buna rağmen, basit ve maliyeti düşük yöntemlerle binaların depreme dayanıklılı-

ğını artırmanın çeşitli yolları bulunuyor. Yapı stoğunun büyük bölümünün betonarme olduğu Türkiye’de su ve ısı yalıtımı hayati önem taşıyor. Etkin bir su yalıtımı için, yalıtım uygulamasının, binanın


KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Onur Sürmeli, binalardaki ısı ve su yalıtımının, bina taşıyıcılarında meydana gelen korozyonu önemli oranda azalttığını belirtti. yüzeylerde, taşıyıcı betonarme elemanlarda yoğunlaşmasının, zamanla taşıyıcıların içindeki demir donatılarda korozyona neden olduğunu belirten Sürmeli sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu korozyon da demir donatıların ve betonarme elamanların taşıyıcılığını zafiyete uğratıyor. Bu durum deprem karşısında binaların direncini düşürür. Görüldüğü gibi hem su yalıtımı hem de mantolama yapılan bir binada, taşıyıcı elemanlar maksimum seviyede korunacağından binalar deprem riskine karşı daha güvenli hale gelir” diye konuştu.

temelinden çatısına kadar tüm yapı elemanlarını kapsaması gerekiyor.

BİNALARDA KOROZYONU ÖNLEMENİN EN ETKİLİ YOLU SU VE ISI YALITIMI KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Onur Sürmeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından 1999 Marmara Depremi’nin ardından yapılan araştırmada binaların yüzde 64’ünde nemin yol açtığı korozyona rastlandığını belirtti. Yalıtım eksikliğinin, yapılarda korozyonun oluşmasındaki en önemli etken olduğunu belirten Sürmeli, “Yapılar; yağmur ve kar gibi yağışlar, toprak tarafından emilen yağış, kullanma suları, yer altı

suları ve banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerde su kullanımı nedeniyle suya maruz kalıyor. Yapıya sızan su; yapıların taşıyıcı kısımlarındaki donatıları korozyona yani paslanmaya uğratarak yük taşıma kapasitesinin ciddi miktarlarda düşmesine, beton bütünlüğünün bozularak çatlak ve kırılmaların oluşmasına yol açıyor. Örneğin 10 yıl sonra bir yapıdaki donatı başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık olarak yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor ve donatının başlangıçtaki hesap değerlerini karşılayamamasına neden oluyor” diye konuştu. Mantolama, yani dış cephe ısı yalıtımı yapılmamış binalarda, bina içinden gelen su buharının çatı-cephe gibi dış

SÜRMELİ: “YALITIM MALZEMESİNİN NİTELİĞİ ÖNEMLİ” Sürmeli, ayrıca bina yalıtımında kullanılan malzemelerin niteliğinin de, yalıtımın kendisi kadar önem taşıdığını belirtti. KYK su yalıtım ürün gamının, çimento esaslı, akrilik ve bitüm esaslı olmak üzere birçok ürün ile güçlendirildiğini ifade eden Sürmeli “Binalarda yalıtım yapılacak noktalara uygun su yalıtım ürünleri seçilmeli. Yalıtım ihtiyacı duyulan mekana uygun özellikte, doğru malzeme seçimi ve doğru bir uygulamayla su yalıtımında en yüksek performans elde edilebilir. Biz de yapısal ihtiyaçlar doğrultusunda su yalıtım ürün gamımızı çeşitlendirerek, doğru çözümler sunabiliyoruz” diye konuştu. YAPI MALZEME - EKİM 2013

129


Enerji Kimlik Belgesi binalara değer katacak Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinde hayata geçirilen en önemli uygulamalardan biri de binalar için getirilen “Enerji Kimlik Belgesi” alma zorunluluğu... Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılıyor. 1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren “Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği” gereğince; yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi alınması zorunlu oldu. Mevcut binaların ise 2017 yılına kadar bu belgeyi alması gerekiyor. Enerji tüketiminin yüzde 34’ünün binalarda kullanıldığı ve bu enerjinin de yüzde 80’inin ısıtma ve soğutma amaçlı kullanıldığı düşünüldüğünde uygulamanın gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü ısı yalıtımı ile enerjiden yüzde 50 tasarruf sağlamak mümkün. Enerji Kimlik Belgesi ile yeni

130

YAPI MALZEME - EKİM 2013

inşa edilen binaların yalıtımsız olması tamamen engellenirken, mevcut binaların da bir an önce yalıtım yaptırması mesajı veriliyor. Enerji Kimlik Belgesi; binaların enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeriyor. Ekonomik yönünün yanı sıra çevreci boyutu da olan belge ile konutların yıllık karbondioksit emisyon salınımları da ölçülüyor. Enerji Kimlik Belgesi ile konutlar da aynen beyaz eşyalar gibi A’dan G’ye kadar sınıflandı-

rılıyor. A sınıfı, tasarruflu ve SEG (Sera Gazları Emisyonu Göstergesi) emisyonu düşük konutları; G sınıfı ise enerji israf eden ve SEG emisyonu yüksek konutları işaret ediyor. Örneğin; daha fazla enerji tüketimi ve enerji giderine sahip G sınıfı bir ev buna bağlı olarak daha fazla vergi ödeyecek. Konut ve işyeri satın alma ve kiralamada öncelikli kriterler arasında yer alan enerji maliyetlerini düşürmek ve mevcut binalarda değer kaybı yaşamamak için bir an önce ısı yalıtımı yaptırılması gerekiyor.


Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen

A SINIFI ENERJİ BELGELİ EVE SAHİP OLMAK İÇİN ISI YALITIMI GEREKİYOR Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş: “Avrupa ülkelerinde sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz koşullarından biri olan binalarda ısı yalıtımı uygulamasının önemi AB uyum süreci ile birlikte ülkemizde de daha iyi anlaşılmaya başlandı. Sektörümüz için en olumlu katkıyı sağlayan uygulama ise binaların enerji harcama niteliğini gösteren Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğu oldu. Binanın görünen bir yerine asılacak olan bu belge binanın enerji etiketi niteliği taşıyor. Enerji Kimlik Belgesi’nin zorunlu olmasıyla birlikte binanın harcadığı enerji miktarı evlerin satılmasında veya kiralanmasında belirleyici etken oldu. Buna bağlı olarak konutunun değerini artırmak isteyen herkes binasını A enerji sınıfına taşımaya çalışıyor. Bir binanın A enerji sınıfında yer alabilmesinin ilk şartı ise ısı yalıtımından geçiyor. Çünkü konutlarda kullanılan enerjinin yüzde 80’i ısıtma amaçlı tüketiliyor. Standartlara uygun, kaliteli bir ısı yalıtımıyla ısınmak için harcanan bu enerjiden yüzde 50 tasarruf sağlanabiliyor” dedi.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ BİR FIRSAT”

Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş

Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen: “Tüm yasal düzenlemelere rağmen ülkemizdeki 19 milyon konutun yüzde 85’inde maalesef hala ısı yalıtımı yok. Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu ve A enerji sınıfı binalara sahip olabilmek için ise önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip, Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülke ekonomimize her yıl 9 milyar 265 milyon dolar katkıda bulunabiliriz. Isı yalıtımı ile ülke ekonomisi ve çevre kirliliğini önlemeye sağlayacağımız katkının yanında binamızın değerini de yükseltmiş oluyoruz” dedi. YAPI MALZEME - EKİM 2013

131


Polisan Holding, plastik ürünler sektörüne adım attı Boya, kimya, tarım, tekstil, inşaat ve lojistik (liman işletmeciliği) olmak üzere altı farklı sektörde faaliyet gösteren Polisan Holding, bir süredir görüşmelerini sürdürdüğü Yunanistan’da kurulu Polietilen Tereftalat (PET) fabrikasını satın alarak, kimya sektörü içerisindeki “plastik ürünler” sektörüne adım attı.

törlere bir yenisini daha eklemiş oldu. Polisan Holding’in yüzde yüz öz sermayesiyle yurtdışında yaptığı ilk yatırım olan ve 10 milyon Euro’ya mal olan fabrika “Polisan Hellas” adıyla faaliyet gösterecek.Yunanistan’ın liman şehri Volos’ta 70 dönüm arazi üzerine kurulu 15 dönüm kapalı alana sahip fabrikada meşrubat, yiyecek ve içecek kapları, sentetik fiber gibi geniş kullanım alanı olan Polietilen Tereftalat (PET) üretimi, granül ve preform şişe halinde gerçekleştirilecek. İleri teknolojideki üretim modülleriyle proses edilmiş entegre tesis, ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 18001, ISO 22000 belgelerine sahip. Yunanistan, Balkanlar ve Türkiye pazarlarının hedeflendiği yeni yatırımla, Polisan Holding cirosuna 100 milyon Euro’yu aşkın katkı sağlanması hedefleniyor.

POLİSAN HOLDİNG’İN YURTDIŞINDA YAPTIĞI İLK YATIRIM

Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi

Her biri kendi alanında öncü ve güç-

nistan’da kurulu bir kimya/plastik fab-

lü kuruluşlar olan; boya, kimya, tarım,

rikasını satın almak üzere sürdürdüğü

tekstil, inşaat ve lojistik (liman işletme-

girişimleri olumlu sonuçlandırarak, fab-

ciliği) olmak üzere altı farklı sektörde

rikayı bünyesine kattı. Polisan, bu saye-

faaliyet gösteren Polisan Holding, Yuna-

de hali hazırda faaliyet gösterdiği sek-

132

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi, holding olarak 5 yıllık büyüme stratejileri çerçevesinde 150 milyon dolar yatırımla cirolarını 2’ye katlamayı hedeflediklerini belirtti. Bu hedef çerçevesinde boya, kimya, tarım, tekstil, inşaat ve lojistik (liman işletmeciliği) olmak üzere 6 farklı sektörde faaliyet gösteren, her biri kendi alanında öncü ve güçlü şirketlerine sinerji oluşturacak ilave yeni iş alanlarına girmeyi planladıklarını belirten Erol Mizrahi, şunları söyledi: “Bu hedef ve stratejiye paralel olarak yurt içi ve yurt dışı yatırım arayışlarımız her zaman gündemimizde. Yunanistan’da fabrika satın alma girişimi de holding vizyonumuza uygun olarak



Polisan Holding’in yüzde yüz öz sermayesiyle yurtdışında yaptığı ilk yatırım olan ve 10 milyon Euro’ya mal olan fabrika “Polisan Hellas” adıyla faaliyet gösterecek.Yunanistan’ın liman şehri Volos’ta 70 dönüm arazi üzerine kurulu 15 dönüm kapalı alana sahip fabrikada meşrubat, yiyecek ve içecek kapları, sentetik fiber gibi geniş kullanım alanı olan Polietilen Tereftalat (PET) üretimi, granül ve preform şişe halinde gerçekleştirilecek. Yunanistan, Balkanlar ve Türkiye pazarlarının hedeflendiği yeni yatırımla, Polisan Holding cirosuna 100 milyon Euro’yu aşkın katkı sağlanması hedefleniyor. karşımıza çıkmış olup, gerek liman şirketimiz Poliport ile oluşturacağı sinerji, gerekse kimya konusundaki deneyim ve know how’ımıza uygunluğu açısından örtüşmüştür. Üstelik AB üyesi Yunanistan’daki yatırımımız gerek prestij anlamında, gerekse Avrupa ülkelerine giriş anlamında Holding bünyemize katma değer sağlayacaktır.”

“CİROMUZA 100 MİLYON EURO’YU AŞKIN KATKI SAĞLAYACAK Polisan Kimya’nın 1964 yılında kurulmasıyla sanayiciliğe adım attıklarını, 2014 yılında Polisan Holding’in 50. Yılını kutlayacaklarını hatırlatan Erol Mizrahi, şöyle devam etti: “Kuruluşumuzun 50. Yılına hazırlandığımız bugünlerde; yine kimya sektörü içerisindeki ‘plas-

134

YAPI MALZEME - EKİM 2013

tik ürünler” sektöründe faaliyet gösterecek bu yeni yatırımımız bizim için daha da özel ve anlamlı. Polisan Hellas adıyla faaliyete geçecek yeni şirketimizle Yunanistan, Balkanlar ve Türkiye pazarlarını hedefleyeceğiz. Türkiye’nin en büyük 15 münhasır limanı arasında yer alan Poliport şirketimiz ile bu yeni yatırımımızın lojistik ve depolama anlamında entegrasyonu sağlanacak olup liman faaliyetlerimizin gelirlerinden elde edeceğimiz artışın yanısıra yeni yatırım faaliyetimiz ile Holding ciromuza 100 milyon Euro’yu aşkın katkı sağlayacağız.“ Erol Mizrahi, Yunanistan’daki fabrikanın çok iyi durumda ve full otomasyonla çalışan “kontinü bir tesis” olduğuna dikkat çekerek, şu anda fabrikada periyodik bakım çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Aralık ayı başından

itibaren tam kapasiteyle devreye girecek fabrikada, yıllık 100 bin tonluk üretim gerçekletirileceğini sözlerine ekledi. Erol Mizrahi, “PET şişe ismi bu malzemeden gelmektedir. Günlük hayatımızda sayısız PET örneğini temel kullanım alanı olan ambalajlarda görürüz. Çünkü saflığı, direnci, saydamlığı, hafifliği ve güvenliği bu malzemeyi gazlı alkolsüz içecekler, su, soda,meyve suyu, sıvı yağ, kişisel bakım ürünleri, konserve ve diğer hazır yiyeceklerin vazgeçilmez ambalaj malzemesi yapmıştır. En önemli kullanım avantajı, tamamen geridönüşebilir olmasıdır. Boyadan sonra birçok gıda ve kozmetik ürünü ambalajı aracılığıyla Polisan kalitesini müşterilerimiz ile buluşturacak olmaktan heyecan ve gurur duyuyoruz” dedi.



Ev ve ofislerde göz alıcı şıklık Dekorasyonda yeni trendlerin öncüsü ürünler sunan Kastamonu Entegre, yeniliği ve göz alıcı şıklığı yaşam alanlarına taşımak isteyenleri GLOSSPLUS ile buluşturuyor. Parlaklığı artırılmış dış yüzeyi aşınmaya, darbeye ve çizilmeye karşı yüksek dayanım gösteren yapısı ile uzun yıllar kullanım imkanı sunan GLOSSPLUS beklentilerinizi fazlasıyla karşılayacak. Kapı, mutfak-banyo, yer, dolap gibi kadar tüm ahşap dekorasyon malzemelerinde ve mobilya üretiminde şıklık ve kalitenin simgesi olarak kullanılabilecek GLOSSMAX, sizleri parlak panelin avantajlarını keşfetmeye davet ediyor.

Kale, camın ışıltılı dünyasının kapılarını açıyor Kale Cam Mozaik, mekanlarının iddialı ve şık olmasını isteyen kullanıcılara, varaklı mozaik modellerinden oluşan Mia Perla serisi ile, ışıltılı bir dünyanın kapılarını açıyor. Camın büyüsünü mozaik serilerine yansıtan Kale Cam Mozaik, Mia Perla serisinde bulunan kırmızı, altın, gümüş, mürdüm renklerinde ve çeşitli ebatlardaki mozaik modellerini tüketicilerin beğenisine sunuyor. Kale, dekorasyonda farklılık arayanlara, iddialı ve şık mekanların vazgeçilmezi varaklı cam mozaik serisi Mia Perla’nın fonksiyonel, dekoratif ve sofistike çözümleriyle hitap ediyor. Duvar yüzeyleri, sütun kaplamaları, banyo ve mutfak uygulamaları gibi farklı alanlarda kullanılabilen Kale Cam Mozaik ürünleri; dış etkenlere karşı dayanıklılığıyla renk ve parlaklığını yitirmeyen, aynı zamanda kolay temizlenebilme özelliğiyle de ıslak ve nemli ortamlarda hijyen sağlıyor.

136

YAPI MALZEME - EKİM 2013

Geberit Monolith mükemmelliği şekillendiriyor Kusursuz fonksiyonlarıyla banyolara yeni bir soluk getiren Geberit Monolith, son teknoloji ve üstün işlevselliği, çarpıcı bir tasarımla birleştirip yenilikçi ve oluşturucu yaklaşımıyla mükemmelliği şekillendiriyor. Rezervuarı cam kapağın arkasına entegre edilmiş bu şık tasarım kapsamlı bir tadilata gerek kalmadan banyolardaki yerini alıyor. Kompakt bir ürün olarak yerden tasarruf sağlayan Geberit Monolith, seramik rezervuarlar için modern bir alternatif sunarken birçok yere oturan asma klozet modelleri ile de uyum sağlıyor. Geberit Monolith, şık bir tasarım için karmaşık ve pahalı montajlara ihtiyaç olmadığını vurguluyor. Gerekli tüm teknolojiyi basit bir tasarım konseptinin arkasına gizliyor. Geberit’in yepyeni ürünü Monolith, banyolarda yenilik arayanlar için sunduğu siyah, beyaz, yeşil ve toprak rengi alternatifleriyle göz doldurarak stil sahiplerine hitap ediyor.



VİKO Karre Kids ile çocuk odalarına misafir oluyor Elektrik anahtar ve priz sektörünün yenilikçi ve lider kuruluşu VİKO’nun Karre Kids serisi ile şimdi minik kızlar da bu mücadelenin bir parçası oluyor. VİKO’nun lisanslı ürünü Winx Club’ın sevimli perileri, VİKO Karre Kids priz, komütatör ve elektrik anahtarları ile çocukların odalarına misafir oluyor. Üstelik özel koruma kapaklı ve çocuk koruma özellikli Karre Kids, priz modelleri ile miniklerin odası hem neşeli hem güvenli… VİKO özellikle çocukların odalarında kullanılacak ürünlerinde güvenliğe çok daha fazla önem veriyor. Sizi ve sevdiklerinizi elektrik çarpmalarından korumak için priz mekanizması içinde çocuk koruma özelliği bulunuyor. Böylece çocukların priz deliklerine sivri cisimler sokması engellendiği gibi, priz kapağı sayesinde de en üst seviyede güvenlik sağlanmış oluyor. Çocuk korumalı Karre Kids prizlerin montajı, çabuk bağlantı özelliği ile rahatlıkla yapılabiliyor.

Hafele ile gardıroplarda sonbahar havası Banyoları Aydınlatan Tasarım Yeni mevsime enerjik bir başlangıç için bu sonbahar Hafele’nin Flexstore ve Optima Gardırop Aksesuarları serisiyle tanışın. Kravatlıktan pantolonluğa, ayakkabılıktan portatif askılığa, tel sepetlerden kemerliğe, alan organizasyonu için gereken tüm ayrıntıları, tek elden karşılayan bu akıllı sistemle çok rahat edeceksiniz. Hafele’nin Matrix raylarıyla üretilen ve kendi markası olan Flexstore, raylı çerçeveleri sayesinde dolap içerisinde esnek kullanım alanı oluşturuyor ve farklı kombinasyonlarda çözümler getiriyor. Yine bir Hafele markası olan Optima ise tam açılım rayları sayesinde sepet ve pantolonluklara kolay ulaşım sağlıyor.

138

YAPI MALZEME - EKİM 2013

VitrA’nın çocuklu aileler için geliştirdiği Nest Trendy banyo serisi, led ışıklı aynaları ve lavabo ünitesi ile banyoları aydınlatıyor. Estetik ve fonsiyonelliği buluşturan tasarımlar, ışığı açmaya gerek kalmadan, geceleri banyoda rahat hareket etmeyi sağlıyor. Dolaplı alternatifi de bulunan Nest Trendy aynaların, karanlıkta gözleri yormayan led ışığı, çocuk ve yaşlılar için de güvenli kullanım olanağı sunuyor. Lavabo ünitesinin led ışığı ise sensörü sayesinde ihtiyaç duyulduğunda devreye giriyor.


























Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.