HAZİ RAN/JUNE2012YI L:16-SAYI :195-Fİ YAT:10TL
6
RAN/JUNE 2012 Y APIMAL Z E ME HAZİ
Y AT I RI M ŞANT İ Y EPROJ EMAKİ NEMİ MARL I KDE RGİ Sİ
Konut sektörünü sıçratacak 3 önemli madde 2012 yılında inşaat sektörü için kritik öneme sahip kentsel dönüşüm yasası, mütekabiliyet ve 2B kanunun çıkarılması sektörün yüzünü güldürdü. Yılın ilk üç ayında istediği performansı yakalayamayan inşaat ve gayrimenkul sektörü bu yasalardan sonra yılın ikinci yarısında daha olumlu bir grafik çizecek. Yabancılara konut satışının önünü açan Mütekabiliyet Yasası yurtdışında da ilgi görebilecek projeleri öne çıkarırken, Kentsel Dönüşüm ve 2B arazilerinin satışı ise yeni yatırımlar için fırsat doğuruyor. Bütün bu gelişmeler Türkiye'de gayrimenkul sektörünün cazibesini daha da artırıyor. Mütekabiliyet yasasının çıkması, kentsel dönüşüm ve 2B arazileri konut sektörünü sıçratacak üç önemli itici güç olarak karşımıza çıkınca, farklı sektörlerde hizmet gösteren birçok marka faaliyet alanlarına inşaat ve gayrimenkulü de ekleyerek marka proje yapma yarışına gireceğe benziyor. Bu gelişmeler inşaat sektörünün yanında; inşaat makineleri, çimento ve demir-çelik gibi sektörleri de beraberinde büyütecek. Son açıklanan TÜİK verilerinde 2011 yılının 1. çeyreğinde 91071 düzeyinde gerçekleşen konut satışları 2012 yılının 1. çeyreğinde 96062 düzeyine çıktığını görüyoruz. Yapı ruhsatlarında ise yüzölçümü bazında 2012 yılının 1. çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %19,7'lik artış yaşandı. Yine, 2012 yılının 1. dönemine ilişkin İnşaat İşgücü Girdi Endeksi verilerinde, inşaat sektöründe istihdam endeksi, bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 arttı. Yukarıda özetle değindiğimiz bu önemli konularla ilgili detaylı açıklamaları dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz. Yeni bir sayıda yeni gelişmelerle tekrar karşınızda olmak dileğiyle. Saygılarımızla.
Ömer Sen .
8 - Türkiye yeşil binalarda daha yolun başında 12 - Artık evin ‘pasif’ olanı moda 16 - İskele&Kalıp Sistemleri 2. yarıya güçlü başlıyor 20 - Dünyanın en büyük restorasyon projesi 24 - Enerji verimliliği ve ısı yalıtımı ile ‘Daha İyi Bir Dünya’ 32 - Evinizi görerek dekore edin 48 - Akıllı klima kullanın tasarruf edin 64 - Çatı altları atıl kapasite olarak kalmasın 76 - Renk ve boya seçiminin püf noktaları
AKÇA ................................25 AKTİF ISI .........................97 ARAGONIT .....................71 ARMUTLU ....................111 BEST ’12 ..........................91 BİSAN .............................113 BİZİMEVLER ...............114 BLOKBİMS ......................59 BOYSAN ....................88-89 BRASS ...............................75 BTM ...................................73 CERMIX .............................3 ENTA ................................83
ENTEGRE .......................67 EUROBİMS .....................61 FİLLİ BOYA ..............11-55 HİDROKON ....................95 INKA .................................81 İHLAS KOLEJİ .............112 İHLAS PAZARLAMA..116 İNTEK ...............................19 İZOTEX ............................99 KANEKA .......................A.K. KEYHAN .......................109 KİLSAN ...............................5 KLAS DIŞ TİC. .............113
KRİSTAL GIDA ...........115 KRİSTAL ŞEHİR ..............4 KUZULUK .....................110 LEGRAND .......................27 MARMARA .......................2 MESA İMALAT .......Ö.K.İ. ORCAN ............................63 PAINT İSTANBUL ........85 PELİT ................................23 PERA .................................39 PETEK ..............................31 PETROL OFİSİ ................1 SAK .................................117
SERAMİKSAN ...............43 SERANİT .........................35 SFA ....................................49 TEKNOBİMS ..................57 TORIENT .........................51 TURKUAZ ........................33 TUTKUNLAR ..................93 TÜRKİYE GAZETESİ....108 VİSAM ..............................47 WEB TV ......................A.K.İ. WEBER .........................Ö.K. YEM ..................................79
Türkiye a d r a l a n yeşil bi a d n ı ş a b n u l o y a h a d
Frost & Sullivan, enerji tasarrufu ve sağlıklı çevre açısından büyük önem taşıyan yeşil binaların Türkiye'deki gelişim seyrini mercek altına aldı. Türkiye'de yeşil binalar konusunda genel olarak farkındalık sorunu yaşanıyor. Frost & Sullivan Türkiye Enerji Sektörü Analisti Özge Özeke, bu farkındalığın oluşturulması için kamu sektörünün özel sektöre kılavuzluk edecek referans binaları hayata geçirmesi ve yeşil binaların yaygınlık kazanmasını destekleyecek teşvikleri sağlamasının önemine dikkat çekiyor. Hızlı bir ekonomik büyüme gösteren Türkiye'nin enerji talebinin günden güne artış kaydettiğini belirten Özeke, ülkenin enerji politikası uyarınca
8
YAPI MALZEME - Haziran 2012
öncelikli olanın uygun maliyetli ve sürekliliği olan enerji arzını sağlamak ve yüzde 70'ler düzeyinde seyreden enerjide dışa bağımlılığı ülkenin kendi potansiyel kaynaklarıyla aşağıya çekmek olduğunu ifade ederek, dolayısıyla bu politikanın amaca ulaşmasında devreye alınacak yeni yatırımların katkısının yadsınamayacağını vurguluyor. Özeke, buna paralel olarak enerji yatırımlarının, enerji verimliliği uygulamalarının hayata geçirilmesiyle ulaşılması istenilen hedefi beklenenden daha kısa vadede yakalayacağını, dolayısıyla yeşil binaların bu anlayışla hayata geçirilmesinin enerji verimliliğine katkısının büyük boyutlarda olacağının altını çiziyor.
Frost & Sullivan'ın araştırmasına göre yeşil binalar enerji verimliliği çerçevesinde son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'nin de gündeminde yer alıyor. Ancak araştırmadan çıkan en temel bulgu, Türkiye'nin yeşil bina konseptinin henüz başında olduğunu gösteriyor. SERTFİKALI BİNA SAYISI GİDEREK ARTIYOR Türkiye'de en çok rağbet gören sertifikaların ABD orijinli Leed ve İngiltere orijinli Breeam olduğunu ifade eden Özeke, Türkiye’de Leed ve Breeam’in farklı kategori kriterlerine göre sertifikalandırılmış 30’u aşkın bina olduğunu belirtiyor. Aralarında alışveriş merkezleri, holding binaları ve ofis katlarının olduğu bu binalarda amacın işletme maliyetlerini düşürmek olduğunu belirten Özeke, son yıllarda bu bakış açısıyla inşa edilmiş konutlara rastlamanın da mümkün olduğunu ifade ediyor. Özeke, sertifikalı binaların çevre bilincinin gelişmesine katkı sağlayan, motive edici bir yaklaşım olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin kendi sertifikasını uygulamaya koymasıyla yeşil bina anlayışının çok daha hızla yaygınlık kazanacağına dikkat çekiyor.
YEŞİL BİNA PAHALI DEĞİL
YEŞİL BİNAYA BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ Frost & Sullivan Türkiye Enerji Sektörü Analisti Özge Özeke, farkındalık düzeyinin yetersiz olmasının önemli bir nedeninin de 'fayda' faktöründen kaynaklandığını ileri sürüyor. Yeşil binalara bakış açısı genel olarak 'fayda temelli' olduğu için, yaygın yaklaşım ekonomik bir zihniyeti açığa çıkarıyor ve ağırlıklı olarak yeşil bina algısı, ısı yalıtımı gibi yeşil binanın sadece bir parçasını öne çıkarıyor. Özeke, bu bulgunun yeşil binaların ne olduğu gerçeğinin bir bütün olarak algılanması için ülke olarak epey zamana ihtiyacımız olduğunun önemli bir göstergesi olduğunu vurguluyor.
Özeke, yeşil binaların en önemli özelliklerinden biri olan çevreye uyum kriterinin, mevcut binalar açısından imkansız olduğunu, ancak yeni yapılan binalar için yerine getirilmesi mümkün kriterler sunduğunun altını çiziyor. Bir başka önemli problemin "yeşil bina pahalıdır" algısı olduğunu belirten Özeke, bu tarz köklü bir algının ancak kapsamlı bir farkındalık iletişimi ile çözülebileceğini ileri sürüyor. Öte yandan Frost & Sullivan'ın araştırması, yeşil binaların tasarım aşamasında ele alınmasıyla yükleniciye maliyet yönünden kaydadeğer bir fark getirmediğini açığa çıkarıyor. Ancak varolan bir binanın yeşil binaya dönüştürülmesi sürecinde maliyetler artıyor. Böyle bir durumda ise binanın kendi özelinde kaldırabileceği optimal koşullar göz önüne alınarak maliyet makul düzeylere çekilebiliyor. Rapora göre yeşil binaların giderek daha fazla artacak olan uygulamaları şu anda görece derinliği daha az olan endüstriyi ilerleyen yıllarda daha da canlandırıyor olacak. Artan şehirleşme, şu an 16 olan ancak bir süre sonra 29'a çıkması beklenen büyükşehir belediyelerinin varlığı, büyük şehirden mega şehire ve bölgelerden mega koridorlara dönüşüm, gelecek yıllarda kaçınılmaz olarak yeşil bina konseptinin yetkili otoritelerce daha titizlikle takip edileceğini, içinde yaşayan insanlarca da daha bilinçle sahip çıkılacağına işaret ediyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
9
İnşaat sektörüne yönelik yasalar
kritik bir zamanda çıktı İnşaat sektörünün bir süredir beklediği yasalar arka arkaya çıktı. 2B yasası, yabancılara mülk satışı ve kentsel dönüşüm projeleri ekseninde oluşan beklentilerin realize olması sonrasında bu gerçekleşmelerin rakamlara yansıması yılın ikinci yarısında görülecek. İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İMSAD) yayınladığı Türkiye’nin ilk detaylı aylık inşaat sektörü değerlendirme raporu Mayıs ayı sayısında inşaat malzemesi sektörüne ilişkin çıkan son yasalar ele alındı. 2012’nin ilk çeyreğinde emtia fiyatlarındaki artışın sınırlanması nedeniyle önceki dönemlere oranla daha sınırlı bir yükseliş gerçekleştiren inşaat malzemesi fiyatlarında 2012’nin ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %1,07, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %11,89 oranında artış kaydedilmiştir. Genel inşaat maliyetlerindeki artış oranı ise %1,25 düzeyinde oluşmuştur. 2011’in dördüncü çeyreğinde %0,46 artan işçilik maliyetleri dördüncü çeyrekte %1,87’lik çıkış göstermiştir. Sanayi üretimi başlığı altında inşaat malzemeleri sanayisine yönelik bilgi veren metalik olmayan diğer mineral ürünleri imalatında düşüş hızı son aylarda yavaşlama göstermektedir. Buna göre yılın ilk 3 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre kaydedilen düşüş %11,62, %11,91 ve %4,36 olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar düşüş hız kesse de yılın ilk çeyreğinde sektörde daralma yaşandığı unutulmamalıdır.
10
YAPI MALZEME - Haziran 2012
SEKTÖR YILIN İKİNCİ YARISINDA DAHA OLUMLU BİR GÖRÜNÜM KAYDEDECEK Bununla birlikte kapasite kullanım oranında Nisan ayında meydana gelen artış sanayi üretimindeki ivme kaybının sonlanmaya yakın olduğuna işaret etmektedir. Nitekim yine inşaat malzemeleri sanayisine yönelik gösterge olarak takip edilen metalik olmayan diğer mineral ürünleri imalatında kapasite kullanım oranı 2011’in Ağustos ayında %81,3 ile zirve yaptıktan sonra düşüş trendine girmiş, 2011’in Aralık ayında %77,1’e, 2012’nin Ocak ayında %75,6’ya, Şubat ayında %73,2’ye, Mart ayında ise %70,9’a gerilemiştir. Bu düşüş trendi Nisan ayında son bulmuş ve uzun süre sonra ilk kez artış gerçekleştirilerek %73,7 görülmüştür. Sektörün gelişim hızını devam ettirmesi için iç talebe yönelik vurguladığımız 2B yasası, yabancılara mülk satışı ve kentsel dönüşüm projelerinin yasalaşmış olması kritiktir. Yılın ilk 3 ayında istediği performansı yakalayamayan sektörde bu yasalardan sonra yılın ikinci yarısında daha olumlu bir görünüm kaydedilebilmesi öngörülmektedir.
Yaptığı projelerle sürdürülebilir dünya hedefini ön planda tutan Blue’Safe Mavi Kale, ülkemizdeki konutların dünyadaki değişime ayak uydurması gerekliliğinden yola çıkarak Türkiye’nin ilk pasif evini İzmir’de inşa etti. Enerji ithalatına her yıl 35 milyar dolar ödeyen ülkemizde, binaların yüzde 90′ının halen yalıtımsız olduğu biliniyor. Avrupa Birliği ülkeleri ise, artık yüzde 95′lere varan oranda düşük enerji ile sıfır emisyon salınımını yakalayan “Pasif Ev”lere geçti. Dünyada hızla gelişen bu trende yetişebilmek için ilk adım Blue’Safe Mavi Kale’den geldi ve Türkiye’nin ilk sertifikalı Pasif Evi’ni İzmir de inşa etti. 180 m²’lik bu evde, evin yapı maliyetinin %5’i kadarı ile ısı yalıtımı yapıldı. Blue’Safe Mavi Kale paket sistem de yer alan CE belgeli Styrofoam ile 20 cm’lik kaplama yapılarak yalıtım sağlandı. Uygulanan Styrofoam üzerine paket sistemde bulunan son kat kaplama ve boyasıyla mükemmel bir yalıtım için gereken tüm unsurlar hayata geçirildi. Ayrıca binaya havalandırma, güneş enerjisi ile sıcak su temini gibi diğer enerji tasarrufu bileşenleri de uygulandı.
2019’A KADAR PASİF EV İLE FATURALAR 10 KAT AZALACAK Konuyla ilgili açıklama yapan Mardav Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Doğruer, 180 m² ‘lik bu evin doğalgaz ve elektrik harcamalarının benzer büyüklükteki yalıtımsız yapılardaki harcamaların 1015’te 1’i kadar olduğunu belirtti. Zaten bir binanın ısıtılması için yapılan enerji tüketiminin yılda metrekare başına 15 kwh altında kalmasının pasif ev standartları için gerekli bir ölçü olduğunu, Türkiye'deki yalıtımsız binalarda ise yılda metrekare başına enerji tüketiminin 300-350 kWh'e kadar çıktığını sözlerine ekledi. Doğruer sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa Birliği, 2019 yılı sonuna kadar yapı stoğunun enerji verimliliğini arttırmak için pasif ev standardına yakın verimliliğe ulaşmayı hedeflemektedir. Dünyada sayıları şimdiden 175 bini bulan pasif ev konusunda ise, Türkiye çok geride bulunmaktadır. Dünyada birçok ülke özellikle yeni yapılan tüm kamu binalarının tükettiği kadar enerji üretmesini zorunlu kılmaktadır. Pasif Ev’in ilk yapıldığı yer olarak bu alanda en gelişmiş ülkelerden biri Almanya’dır. Almanya’da pasif ev sayısı 13.000’i bulmuşken, dünyada sertifika almış 17.500 adet pasif ev bulunmaktadır. Isı yalıtımından enerji yönetimine herşeyi planlayan "Pasif Ev"ler ile yüzde 95'e varan oranlarda enerji tasarrufu yapılabilmektedir. Türkiye’de de kamunun yol göstericiliğinde özellikle kamu binalarında bu standarda yakın yapılar inşa etmek hedeflenebilir.”
12
YAPI MALZEME - Haziran 2012
HER YIL YENİ YAPILAN 100 BİNADA ISI YALITIMI İLE 300 MİLYON DOLARLIK TASARRUF Pasif Evler’de enerji tüketimi klasik inşa teknikleriyle yapılanlara oranla % 90 azalmaktadır. AB’nin % 20 tasarruf hedefine ulaşabilmesi için, Avrupa’daki evlerde % 27, ticari binalarda ise % 30 tasarruf potansiyeli bulunmaktadır. Türkiye’deki yalıtımsız bina stoğunun % 90 olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’deki tasarruf potansiyelinin çok yüksek boyutlarda olduğu görülebilmektedir. Türkiye’nin kullanılan toplam enerji miktarının parasal değerinin yaklaşık 65 milyar $ ve kullandığımız toplam enerjinin yüzde 74′ünü ithal ederek yılda yaklaşık 48 milyar $ ödediğimiz biliniyor. Enerjinin yüzde 30′u binalarda kullanılıyor ve bu oran da yaklaşık 13,6 milyar dolara denk geliyor. Yalıtımsızlık yüzünden bu enerjinin yüzde 50′si yani 6,8 milyar doları israf edilmiş oluyor. Ülkemizde yalıtımsız binalar, sadece ısınmak için “Pasif Ev”lere göre 20 kat daha fazla enerji tüketerek hem ekonomik hem de ekolojik bir tahribata neden oluyor. Oysa, gelecek için hayati önem taşıyan enerji tasarrufunun öncelikle ısı yalıtımıyla sağlanabileceği bilinmelidir. Yalıtım, bütçeye, çevreye ve geleceğe dönük kârlı bir yatırımdır. Her yıl yeni yapılan 100 bin binanın tamamında ısı yalıtımı yapılması durumunda 300 milyon dolarlık tasarrufu sağlanabilir. Uluslararası kriterlere göre 1.000 ton karbondioksit salınımının etkin bir yatırımla önlenmesi için 40 Euro yatırım yapılması gerekmektedir. Ancak ısı yalıtımı ile bırakın 40 Euro’luk yatırımı, 150 Euro tasarruf sağlanmakta ve karbon salınımı da aynı oranda düşmektedir. İlk etapta, yasal olarak da zorunlu olan ısı yalıtımına ağırlık verilmesi gerekmekle birlikte, tüm dünyada yayılan bir trend olan “Pasif Ev”lerin hızla ülkemizde artması gerekmektedir.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
13
Avrupa’nın en yüksek binasına Türk imzası Avrupa’nın inşaatı devam eden en yüksek binasının teknik müteahhitliğini AE Arma-Elektropanç yapacak. Dünya çapında; elektrik, elektronik, mekanik ve bilgi-iletişim teknolojileri alanlarında, teknik servis sağlayıcı Imtech N.V’nin ortağı olan Türkiye’nin en güçlü Teknik Müteahhitlik şirketi AE Arma-Elektropanç, uluslararası alanda büyük projelere imza atmaya devam ediyor. AE Arma-Elektropanç son olarak, Moskova’da inşaatı devam eden ve ana müteahhitliğini ANT Yapı’nın yaptığı Avrupa’nın en yüksek binası PLOT 16-A’nın elektromekanik (MEP) işlerinin yapımını üstlendi. 82,5 MİLYON USD’LİK MEP PROJESİ MEP işlerinin kontrat bedeli KDV dahil 82,5 milyon USD olan PLOT 16-A, 49 katlı ofis binası ve 85 katlı rezidans kulelerinden oluşuyor.
AVRUPA’NIN EN YÜKSEK BİNASI 300 bin metrekareden fazla alana sahip olan bina, en uzun noktası olan rezidans kulesi tamamlandığında, 330 metre yüksekliği ile Avrupa’nın en yüksek binası unvanını alacak. Plot 16-A projesinin iki yıl içinde bitirilmesi planlanıyor. Halen Avrupa’nın en yüksek binası unvanını koruyan “Capital City Moskow Tower” projesi de AE ArmaElektropanç’ın başarıyla tamamladığı projeler arasında yer alıyor.
14
YAPI MALZEME - Haziran 2012
İskele & Kalıp Sistemleri 2. Yarıya Güçlü Başlıyor Geçtiğimiz yılı oldukça başarılı bir şekilde geçiren iskele-kalıp sektörü inşaat sektöründe yaşanan hareketlilikten nasibini alıyor. Artan yatırımları ve yurtdışı projelerindeki artışı arkasına alan sektör, 2012 yılını daha canlı geçirerek önceki yılın rekorunu kırmak istiyor. Her inşaat kaleminde minimum zamanda maksimum iş üretme peşinde olduğumuz günümüz rekabet ortamında, kalıp ve iskele sistemleri gelişen teknoloji ve geliştirilen yapım metodları sayesinde projelere hayat veriyor. Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü kaydettiği başarılardan güç alarak geleceğe güvenle bakıyor. Önümüzdeki 5 yıl boyunca gerek hızla büyüyen iç pazar, gerek yakın coğrafyamızda yer alan ve dünya ortalamasının üzerinde bir hızla büyüyen ülkelerin altyapı geliştirme odaklı ekonomileri pek çok fırsatı ortaya çıkarıyor. Hızla gelişen yapı sektörü içerisinde kendisine önemli bir yer bulan İskele - Kalıp Sistemleri firmaları; projelendirme, üretim, satış ve kiralama yapan firmalarla yurt içinde ve yurt dışında birçok başarılı projeye imza atıyorlar. Bizde, bu sayımızda dünyanın birçok zor coğrafyasında, sadece kalıp ve iskele malzemeleri ile değil verdikleri proje desteği ile de dikkat çeken iskele kalıp sektörünü ele aldık.
16
YAPI MALZEME - Haziran 2012
5 kıtaya yayılan Mesa, inşaat projelerinin tercihi oluyor
İntek stratejisi: Fark Oluşturmak
Mesa İmalat, bugün 30.000m² kapalı, 105.000m² açık alanda kurulu olan tesislerde, ISO 9001 güvencesi ve ileri teknoloji ile yüksek kalitede üretim yapıyor. Avrupa’nın en büyük çelik kalıp üretim tesislerinden biri haline gelen MESA İmalat geniş ürün yelpazesiyle dikkat çekiyor. Yılda 150.000m² çelik kalıp sistemi, 300,000 m² ahşap yüzeyli kalıp sistemi, 1,000,000 m3 iskele ve döşeme kalıbı sistemi üretebilen kapasitesi ve geniş ürün yelpazesi ile Mesa İmalat, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda önemli bir yer elde etmiş bulunuyor. Mesa kalıp ve iskele sistemleri bugüne kadar 5 kıtada, 40 ülkede pek çok önemli inşaat projesinde tercih edilmiştir. Özellikle tünel kalıp sistemi üretiminde Mesa İmalat dünya çapında lider firma pozisyonuna ulaşmıştır. Mesa İmalat mühendislik birikimi ve deneyimini yenilikçi bir anlayışla birleştirerek, ürünlerini sürekli olarak geliştirmiş ve üst düzey üretim teknolojileri kullanarak hayata geçirmiştir. Dünyaca onaylanmış sertifikalı ve yüksek kaliteli ürünleri, sınırsız teknik desteği ve satış sonrası servisi ile tanınan Mesa İmalat, müşteri memnuniyeti ilkesinden ve kalitesinden taviz vermeden inşaat sektörüne güvenle hizmet vermeye devam ediyor.
Endüstriyel inşaat kalıp sistemlerinin dizaynı, projelendirilmesi, imalatı ve satış sonrası teknik desteği konularında hizmet veren İntek Kalıp ve İskele, Kocaeli Gebze ve Düzce Gümüşova'daki fabriklarında hizmet veriyor. İNTEK çözdüğü her projede, müşterisinin yanında onun çıkarlarına odaklanan, müşterisini doğru yönlendiren “uzman ve güvenilir” bir partner olmuştur diyen İNTEK Satış Müdürü Selim King; “Bu yapısı ile İNTEK, sektörde aranan ve tercih edilen bir firma olmuş, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok dev projeye başarı ile hizmet vermiştir.21 yıllık geçmişinde, yurt dışında gerçekleştirdiği uluslararası projeler İNTEK’in uzmanlaşma sürecine çok büyük katkı sağlamıştır. Hem Avrupa normlarında iş yapabilme yeteneği gelişmiş hem de lojistiğin çok zor olduğu bölgelerde iş yapmanın gereği, çok disiplinli bir “sevkiyat” yapısına sahip olmuştur. Kazakistan’dan Libya’ya, Rusya’dan Dominik Cumhuriyetine, Türkmenistan’dan Suudi Arabistan’a kadar dünyanın birçok zor coğrafyasında, sadece “kalıp ve iskele” malzemeleri ile değil, proje desteği ve işinde uzman süpervizörleri ile müşterisinin daima yanında olmuştur” şeklinde konuştu.
TMS Kalıp ürün gamını sürekli geliştiriyor Kalıp ve iskele sistemleri konusunda yüksek kalitede ürün ve hizmet sunan TMS, günümüzde üretiminin % 90' ından fazlasını ihraç ediyor. TMS’nin merkez ofisi İstanbul’da hizmet vermekte olup, üretim ise robotik teknolojinin de kullanıldığı 2 ayrı bölgede gerçekleştiriliyor. Kocaeli– Kartepe’deki üretim tesisi 10.000 m2’si kapalı olmak üzere 25.000 m2’ lik alanda kurulu olup, Kastamonu’ daki fabrika ise 15.000 m2 lik alan üzerinde 8.000 m2 kapalı üretim bölümüne sahip. TMS çelik aksam üretiminin yanı sıra, ahşap kirişlerde Kaufmann Wood’un ana distribütörlüğünü ve plywood konusunda UPM-Kymene Wood’ un da tescilli dağıtımcılığını yapıyor. İş mükemmelliği ve müşteri memnuniyetine olan bağlılığını hizmet ve üretimde uluslar arası ISO 9001:2008 kalite belgesinin gerektirdiği standartları sağlayarak destekleyen TMS ürün gamı, son teknoloji ürünü büyük panel kalıplardan elle taşınabilir modüler kalıp sistemlerine kadar birçok farklı seçenekleri içeriyor. Aynı çeşitlilik taşıma ve cephe iskelesi sistemleri içinde de firma tarafından sunuluyor. Müşteri odaklı hizmet anlayışı ve projeye özel çözümleri ile tecrübesini müteahhitler ile paylaşan TMS, sektörün artan ihtiyaçlarına cevap vermek için ürün gamını devamlı geliştiriyor.
17
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Pelit Kalıp’tan şantiyelere ekonomik çözümler Pazar büyütme vizyonuyla yoluna devam eden Pelit Kalıp ve İskele Sistemleri, sektörde çok daha güçlü olmak adına gerekli yatırımları yapmaktan kaçınmayarak İstanbul Sefaköy’de yer alan 35 dönümlük grup merkezinin bulunduğu fabrikalarda kalıp ve iskele üretimi için gerekli tüm makine parkını yeniledi. 2010 yılı itibariyle tüm altyapısını da yenileyen Pelit Kalıp, prestij projelerinde de her zamanki gibi yer alarak adından sıkça söz ettirdi ve ettirmeye de devam ediyor. Pelit Kalıp ve İskele Sistemleri, inşaat sektörünün önemli bir yatırımı olan endüstriyel kalıp, yüksek kalitesi, değişik projelere uyarlanabilmesi ve yüksek orandaki tekrar özellikleri ile kullanıcıları gerçek ekonomik maliyetlere ulaştırıyor. Pelit Kalıp ve İskele Sistemleri, projelendirmeyle başlayan, şantiye iş programına uygun üretim ve sevkiyatla devam eden, şantiye süpervizörlüğü ile son bulan bu zinciri eksiksiz bir şekilde yerine getirmeyi kendine görek olarak kabul ediyor.
UPM, WISA-Form plywood ile betona şekil veriyor Özellikle yurtdışı müteahhitlik hizmeti veren firmalarla başlayan işbirliği sonucu beton kalıplık kontrplak sektörünün ihtiyaçlarını daha yakından karşılayan dünyaca ünlü marka Türkiye’de UPM Plywood Türkiye ofisi ile İstanbul’da faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye’ye plywood’u ilk sunan ve tanıtan UPM Plywood, beton döküm işleri için farklı beklentilere ve ihtiyaçlara yönelik geniş ürün gamını yeni ürünlerle zenginleştirerek sunuyor. WISA-Form plywood ülkemizde ilk kullanılmaya başlandığı 80’li yıllardan beri geniş ürün gamı, ISO 9001, PEFC, CE standartları, kapsadığı EN normları ile sektörde bir kalite standartı olmaya devam ediyor. WISA-Form Birch üstün mukavemetli huş ana paneli, standart 120 g/m2 fenolik film kaplaması ile şantiyelerde 80’li yıllardan beri kabul görmesi yanında, 220 g/m2 kaplama ve müşteri ebatları ile birlikte kalıp sistemleri için de aranılan "birch plywood" olmaktadır. WISA-Form Beto uzun yıllardır yüksek oranlarda talep ve beğeni görmüş, huş ve ladin katmanlardan oluşan “combi” tipi, emsali olmayan çok amaçlı bir plywood paneldir.
PERI ile başarılı inşaatlar Kalıp ve iskele sektörünün devlerinden olan Alman kökenli PERI, geniş ürün yelpazesi, sistem çözümleri ile dünyanın bir çok noktasında hizmet veriyor. Türkiye pazarında da uzun yıllardır yer alan PERI, sağlam, güvenli ve hızlı çözümler sağlarken aynı zamanda kullanıcılarına ait özgün çözümler de gerçekleştiriyor. PERI’nin sistem kalıpları; reaktör, artıma tesisleri, köprü, baraj, yollar gibi mühendislik yapılarıyla fabrika, market, alış veriş merkezi, askeri yapılar gibi konut ticaret projelerinin yanı sıra hastane, okul, üniversite gibi sağlık ve eğitim amacıyla inşa edilen tüm binalara uyum sağlayarak adapte olabiliyor. PERI’nin, Türkiye’de endüstriyel kalıp pazarlayan diğer yabancı firmalardan önemli bir farkı; kendi kalıp sistemlerinin %50’ye varan bölümünü Avrupa normlarına uygun olarak 84 kişilik uzman kadrosuyla birlikte Türkiye’de üretmesi. PERI Türkiye’nin İstanbul’daki merkez fabrikasının yanı sıra; Ankara, Antalya, Gaziantep, İzmir, Azerbaycan- Bakü ve Arnavutluk- Tiran’da bölge müdürlükleri bulunmaktadır; ayrıca Gaziantep Bölge Müdürlüğü’nde müşterilerine daha yakından hizmet verebilmek ve ihtiyaçlarına anlık çözümler üretebilmek için bir depoyu hizmete sunuyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
18
Kamuoyunda “Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesini Öngören Kanun Tasarısı”nın mecliste kabul edilmesi “Kapalıçarşı Restorasyon Projesi”nin önünü açtı. İçerisinde 3600 dükkan, çarşı ile bağlantılı 38 han, 66 cadde ve sokağın yer aldığı Kapalıçarşı’da yönetim kurulu oluşturuluyor. Dev projenin toplam maliyetinin 200 milyon lirayı aşması öngörülüyor.
20
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Dünyanın en büyük restorasyon projesi başlıyor 1461 yılında kurulan ve dünyanın ilk alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyan Kapalıçarşı’nın, röleve, restitüsyon ve uygulama projesi Anıtlar Kurulu onayını beklerken “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesini Öngören Kanun Tasarısı” geçtiğimiz günlerde mecliste kabul edildi. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Kapalıçarşı hakkında tüm merak edilenleri, “Kapalıçarşı Projesi”nde gelinen son noktayı bir basın toplantısı ile kamuoyuna aktardı. Kapalıçarşı ve çatısı basın mensuplarıyla birlikte gezilerek tarihi çarşının sorunları yerinde değerlendirildi. Basın toplantısında konuşan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir Kapalıçarşı'nın geçmişte olduğu gibi günümüzde de ticari, tarihi ve kültürel özelliğini koruduğunu belirterek “Ancak birçok ciddi sorunu olmasına rağmen Kapalıçarşı’nın bütününe şimdiye kadar mülk sahipleri, esnaf ya da tarihi ve kültürel miras konusunda hassasiyet gösteren hiç bir kurum, kuruluş ve kişiler tarafından müdahale edilmemiş, adeta kendi kaderine terk edilmiş” dedi.
RESTORASYON ÇALIŞMALARININ MALİYETİ 200 MİLYON TL. Başkan Demir, Eminönü’nün Fatih’e bağlanmasıyla müdahale ettikleri Kapalıçarşı’da, yönetim, altyapı, ısıtma, enerji, su, doğalgaz gibi birçok konuda problemlerin yaşandığı kötü bir manzarayla karşılaştıklarını anlatarak; “Kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesini Öngören Kanun Tasarısı”nın kabulü bizim için çok önemli. 2009’da Kapalıçarşı, acil restorasyon kapsamına alınmış ve İl Özel İdaresi ve Fatih Belediyesi bütçesinden 14 Milyon TL ayrılarak, Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyon Projeleri çıkarılmıştır. Kapalıçarşı’da 3600 dükkan, çarşı ile bağlantılı 38 han, 66 cadde ve sokak yer alıyor. Yani proje kapsamında yalnızca Kapalıçarşı değil çevrede bulunan hanlar, sokaklar da düzenlenecek. Danışma kurulumuzda her biri alanlarında ülkemizin önde gelen isimlerinden oluşan 18 kişi bulunuyor. Kapalıçarşı ve çevresinin restorasyon çalışmalarının toplam maliyetinin yaklaşık 200 milyon TL olması öngörülüyor. Fatih Belediyesi olarak, 2009’dan beri uğraşarak bu aşamaya kadar sorunsuz getirdiğimiz Kapalıçarşı Restorasyon Projesi, ne yazık ki, Kapalıçarşı’nın karar alma yetkisi ve yaptırım gücü olan bir yönetimi olmaması nedeniyle tıkanmıştı. İşte bu noktada, kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesini Öngören Kanun Tasarısı’nın, 16 Mayıs’ta Meclisten geçmesi imdadımıza yetişmiştir. Tasarının 15. Maddesi, Kapalıçarşı gibi sorunlu tescilli eserler için karar alma konusunda belediyeleri yönetim kurulu oluşturulması konusunda yetkilendirmiştir. Bu yasa, işleyişi hızlandıracağı gibi, olası depremin zararlarını en aza indirecek ve tarihi-kültürel değerlerimizin yarınlara sorunsuz aktarımını sağlayacaktır” dedi.
KAPALIÇARŞI’NIN ÇATISINA BETON DÖKÜLMÜŞ Basın toplantısı sonrası, medya mensupları ile birlikte Kapalıçarşı’nın çatısına çıkan ve burada sorunları yerinde gösteren Mustafa Demir; “Tarihi çarşının çatısına bir bakın, berbat bir halde, insan hem utanıyor hem üzülüyor. Su depoları, klimalar, antenler her yeri kaplamış, kiremitler kırık dökük hatta bazı yerlerde kiremit bile yok. Her yağmurda çarşıyı su basıyor ve tarihi çarşı sürekli yıpranıyor. ‘Afet Yasası’ sayesinde bir yönetim kurulu oluşturuyoruz. Proje ise Anıtlar Kurulu’nda onay bekliyor. Bir yönetim kurulu oluşturduğumuzda ve onay da çıkınca 2013 yılında çalışmalara başlayabileceğiz, önümüzde bir engel kalmadı” dedi. Başkan Demir, yapılacak çalışmalarla Kapalıçarşı’nın mevcut durumunun ortaya çıkarılacağını belirterek, “İlk defa çarşının röntgeni alındı. Çatılardan başlamak suretiyle taşıyıcı sistemleri ve zemini içinde barındıran kapsamlı bir çalışma yapılıyor. Bu sayede Kapalıçarşı aynı zamanda nüfus cüzdanına kavuşacak” dedi. Kapalıçarşı’nın çatısının büyük bir sorun olduğunu ifade eden Demir “Çatı akması Kapalıçarşı’yı çürütüyor. 1980 ihtilalinden sonra kubbeler, beton dökülmek suretiyle çatı haline dönüştürülmüş ve kiremitle kapatılmaya çalışılmış. Kurşun kubbelerin yerinde kiremit çatılar var şu anda, kırık dökük, hiç bakılmamış. Ayrıca çatılarda su depolarından, antenlerden, klimaların dış ünitelerinden geçilmiyor. Buraya mutlaka müdahale edeceğiz” şeklinde konuştu. Başkan Mustafa Demir Kapalıçarşı’da öncelikle yönetim sorununun olduğuna işaret ederek, “Kapalıçarşı ile ilgili herhangi bir karar alınamıyordu. ‘Kapalıçarşı Esnafları Derneği’ iyi niyetle çalışıyor ama yaptırım gücü yok. ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’nın kabulü çok önemli. Çarşıda bir yönetim planı oluşturulacak, herkesin hukuken uymak zorunda olduğu bir yönetim kurulu olmadan karar almak ve uygulamak imkansız oluyordu” diye konuştu.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
21
Yeşil Proje:
Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü Konsept tasarım mimarisi ERA Mimarlık, iç mimarisi midek/MİNGÜ ortaklığında projelendirilen Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü, yüksek teknolojik donanımının yanı sıra yeşil bina olmasıyla da dikkat çekiyor. lüğünde bir alan üzerine kurulacak Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü,142.000 m2 toplam inşaat alanına sahip; Yapı 53.500 m2 açık ofis alanı, 16.000 m2 oditoryum, kafeterya gibi işlevler ile 72.500 m2 arşiv ve servis alanları olarak üç ana bölümden oluşuyor. 4.000 çalışana ev sahipliği yapacak kampüs, yüksek teknolojik donanımının yanı sıra yeşil bina olmasıyla da dikkat çekiyor.
Proje Bilgisi: Yer : Pendik , İstanbul Açıklama : Tasarım Yönetimi, Proje Yönetimi, Sürdürülebilirlik Müşteri : T. Garanti Bankası AŞ. Mimar : ERA / midek Bitiş Tarihi : 2013 İnşaat Toplamı : 170.000 m² Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü İstanbul Pendik’te, D-100 karayolu ile E-80 otobanı, Sabiha Gökçen Uluslararası Hava Limanı bağlantı yolu kesişimi, Tersane kavşağı’nda yer alıyor. Eski kullanımı bir kimya fabrikasına ait bulunan bu arsa, tüm bölgede gözlemlenen ve sanayiden hizmet ve ticarete doğru yaşanan dönüşüm çerçevesinde ele alınıyor. Ekonomik ve sosyal bir dönüşüm yaşanan Pendik’te 51.000 m2 büyük-
22
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Mimari tasarımına 2010 yılında, inşaatına ise birkaç ay önce başlanan projenin temelini sosyal rekreatif alanlara geniş yer ayırma fikri oluşturuyor. Ofis alanları teknolojik ifadeli yükseltilmiş bir blok içerisinde toplanarak çalışma alanlarına azami düzeyde esneklik sağlanıyor. Diğer tüm özel fonksiyonlar zemin ve zeminaltı katlara yayıldığından, ofis hacimleri gökyüzüne ve peyzaja açılan avlular etrafında süreklilikleri engellenmeden yerleşebiliyor. Çevresindeki kaotik yapılaşmanın aksine şeffaf bir sadeliği vurgulayan ofis kütlesi, tepeler şeklinde tasarlanmış aynı zamanda özel fonksiyonları, açık dolaşım ve rekreasyon alanlarını barındıran peyzajın üzerine oturuyor. Sürdürülebilirlik, efektif su ve enerji kullanımı gibi çevresel kalitenin artırılmasına yönelik konular, projenin bir diğer önemli tasarım kriteri olarak öne çıkıyor. Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü projesinde; Proma, ERA /midek çatısı altında tasarım yönetimi, proje yönetimi, saha yönetimi ve sürdürülebilirlik konularında hizmet veriyor.
Enerji verimliliği ve ısı yalıtımı ile ‘Daha İyi Bir Dünya’ Filli Boya Yalıtım Grubu ve WWF-Türkiye ve işbirliğiyle yürütülen, iklim değişikliği ve enerji verimliliği konusunda ülkemizde farkındalık oluşturmayı ve Karbon Ayak İzi’ni azaltmak için ısı yalıtımı başta olmak üzere alabileceğimiz önlemler hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlayan “Daha İyi Bir Dünya” projesinin ikinci durağı Bursa oldu. WWF-Türkiye ve Filli Boya Yalıtım işbirliğinde, iklim değişikliğiyle mücadele ve enerji verimliliği konularında farkındalık oluşturmak ve Karbon Ayak İzi’ni azaltmak için ısı yalıtımı başta olmak üzere alabileceğimiz önlemler hakkında kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yola çıkan “Daha İyi Bir Dünya” projesinin ikinci durağı Konya’nın ardından Bursa oldu. Nilüfer Belediyesi ve Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile işbirliğinde 13 Haziran 2012 tarihinde Uğur Mumcu sahnesinde düzenlenen seminer, kamu kurum ve kuruluşları ve meslek odaları başta olmak üzere halkın yoğun ilgisi ile
gerçekleştirildi. WWF-Türkiye ve Filli Boya Yalıtım grubu yetkilileri tarafından küresel iklim değişikliği ve ısı yalıtımı konularında bilgilerin aktarıldığı seminerde iklim değişikliğinin nedenleri, etkileri ve iklim değişikliğiyle mücadele için günlük hayatımızda yapabileceğimiz basit değişiklikler ile alabileceğimiz önlemler katılımcılara aktarıldı. İklim değişikliği ile mücadelede enerji verimliliği ve ısı yalıtımının önemi, enerji verimliliği konusunda Türkiye’deki mevcut durum, yasal düzenlemeler, atılması gereken adımlar ve alınması gereken önlemler tartışıldı.
DAHA İYİ BİR DÜNYA PROJESİ
Filli Boya Yalıtım Grubu Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk
24
YAPI MALZEME - Haziran 2012
WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, yaptığı açılış konuşmasında günümüzde sera gazı emisyonlarının atmosferdeki seviyesinin doğanın kabul edebileceğinin bin katı daha hızlı arttığını vurgulayarak bireysel olarak atacağımız adımların iklim değişikliğiyle mücadeledeki önemini vurguladı. Kalem, “Küresel iklim değişikliği, bugün dünyanın karşı karşıya bulunduğu en büyük çevre ve kalkınma sorunu olarak kabul edilmektedir. 21. yüzyılda doğal kaynaklarımızın korunması ve sürdürülebilir kullanımı konularını artık birer “arka plan” konusu olarak değil, başlı başına bir hedef ve öncelik olarak ele alma ve bu sorumluluk duygusuyla hareket etme zorunluluğumuz bulunmaktadır. Bu sebeple, küresel iklim değişikliği ile mücadelede, hükümetler ve iş dünyasının atması gereken stratejik adımların yanı sıra, bireylere de ciddi sorumluluklar düşmektedir. Günümüzde, başlıca sera gazlarından biri olan karbondioksitin atmosferdeki miktarı, doğanın kabul edebileceği miktarın çok üzerindedir. Enerji ihtiyacını, dolayısıyla sera gazı emisyonlarını azaltmanın kısa vadede en ekonomik ve etkin yolu enerji verimliliğidir. Bu kapsamda Filli Boya ile yürüttüğümüz “Daha İyi Bir Dünya” projesi, küresel iklim değişikliğinin ekosistemler, toplumlar ve ekonomiler için oluşturduğu olumsuz etkilere dikkat çekmeyi ve Karbon Ayak İzi’mizi azaltmanın önemi konusunda toplumda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.” dedi.
BİREYSEL OLARAK ENERJİ TASARRUFUNDA ÖNEMLİ KAZINIMLAR ELDE EDEBİLİRİZ Toplantıda küresel iklim değişikliğinin nedenleri ve enerji verimliliği konusunda konuşan WWF-Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Mustafa Özgür Berke, Türkiye’nin enerji kaynaklarının verimli kullanılmaması sonucu enerji yoğunluğu yüksek ülkelerden birisi olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “Ülkemizde binalarda %30, sanayide %20, ulaşımda %15 oranında enerji tasarruf potansiyeli bulunuyor. Binalarda tüketilen enerjinin en büyük payı ise ısıtmadan kaynaklanıyor. Konutlarda toplam enerjinin %70’i ısıtma ve soğutma için tüketiliyor. Bu yüzden ‘yalıtım’ enerji tasarrufu için en önemli araçlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bunu su ısıtma, elektrikli ev aletleri ve aydınlatma takip ediyor. Aslında günlük hayatımızda çok önemsemediğimiz küçük ayrıntılar toplanarak bir bütünü oluşturuyor. Bu yüzden bizler bireysel olarak yapacağımız küçük değişikliklerle enerji tasarrufunda önemli kazanımlar elde edebiliriz.” dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELEDE İLK ADIM “ISI YALITIMI” Filli Boya Yalıtım Grubu Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk ise yaptığı sunum ile ısı yalıtımı ile sağlanabilecek enerji tasarrufunun önemine rakamlarla dikkat çekti. Ülkemizdeki binaların sadece %10’unun yalıtımlı olduğunu söyleyen Dindoruk, Türkiye’deki tüm binaların ısı yalıtımlı hale getirilmesiyle yılda 15 Milyar TL’ye eşdeğer enerji tasarrufu sağlamanın mümkün olduğunu belirtti. “Isı yalıtımı, kişilerin küresel iklim değişikliği ile mücadelesinde enerji verimliliği açısından diğer tüm yöntemler arasında en etkili olanıdır. Binalarınızın ısı yalıtımını artırarak ısıtma ve soğutma giderlerini düşürebilir, sağlayacağınız maddi kazanç ve konforun yanı sıra evinizin emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunabilirsiniz. Bursa, iklimi itibarı ile kışları oldukça soğuk, yazları ise sıcak bir ilimiz. Isı yalıtımı ile Bursa’da ortalama bir apartman dairesinin yıllık 1400 m3 olan doğalgaz sarfiyatını %52 oranında azalmak mümkün. Daire başı yılda elde edilen tasarruf 605 m3 doğalgaza eşdeğerdir. Küresel iklim değişikliğinin en öncelikli sebebi doğalgaz, kömür, petrol gibi fosil yakıtların yanması sonucu atmosfere salınan sera gazları olduğu için, ısı yalıtımı ile elde edilen yakıt tasarrufu ile çok önemli miktarlarda sera gazı atmosfere salınmamış oluyor. Bursa’da ortalama bir apartman dairesinin ısı yalıtımı ile yılda 1.45 ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı atmosfere salınmamış oluyor. Bu, daire başı 260 adet 30 yaşında karaçam ağacının bir yılda soğurduğu karbondioksite eşdeğerdir. Isı yalıtımı yaptırmak ile hem bu sayıda ağaç içeren bir ormanlık alanın atmosfere sağladığı katkıya eşdeğer bir katkı sağlamış oluyor, hem de aile bütçemize ve ülkemizin cari açık ile mücadelesine katkı sağlamış oluyoruz.” dedi.
26
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
Türkiye’deki binaların hepsi yalıtımlı olsaydı 1 yıl içinde neler olurdu? Türkiye’deki bütün binalara yalıtım yapıldığı taktirde ısınmadan elde edilecek olan yıllık emisyon azaltımı ile Türkiye’deki otomobillerin %90’ının bir yıl boyunca oluşturduğu emisyonlardan ve 6 kömür santralinin bir yıl boyunca saldığı emisyonlardan bertaraf edilmesi sağlanır. Ayrıca Türkiye’deki tüm binaların ısı yalıtımlı hale getirilmesi ile elde edilecek olan yıllık emisyon azaltımı 6 Belgrad Ormanı büyüklüğündeki bir ormanda yer alan ağaçların ömürleri boyunca depoladıkları sera gazı miktarına eşdeğerdir.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? • Sera gazlarının atmosferdeki seviyesi, doğanın kabul edebileceğinin 1000 katı daha hızlı artmaktadır. • Kasırga, sel, kuraklık gibi beklenmeyen hava olayları son 30 yılda iki katına çıkmıştır. • Son yüzyılın en sıcak ve en kurak yazları son 8 – 10 yıl içinde yaşanmıştır. Sıcaklık ölçümleri ile elde edilen bu sonuçları bazı buzul erime olayları da desteklemektedir. Güney Kutbu’ndan şimdiye kadar görülmemiş büyüklükte buzul parçaları koparak ayrılmış, son 30 yılda İzlanda Buzulları’nda şimdiye kadar görülmeyen bir hızda erimeler yaşanmış, Himalaya ve Alpler’de buzul erime süreçleri hızlanmıştır. • İklim değişikliği sonucu suların ısınmasıyla sudaki oksijen ve besinler azalmakta, böylece sular balıkların üremesi açısından elverişsiz hale gelmektedir. • Yeryüzünde 1.6 milyar insanın, su kaynaklarının yanlış kullanımı, kirlilik, alan kaybı gibi nedenlerden dolayı su kaynaklarına erişimi kısıtlıdır • Türkiye’de sulak alanlarımızın yarısı (üç Van Gölü büyüklüğünde bir alan) son 50 yılda ekonomik ve ekolojik işlevini yitirmiştir • Dünyada her 13 dakikada bir tür yok olmaktadır. 1974’ten beri karasal canlı türlerinin popülasyonunda %31, tatlı su canlılarının popülasyonunda %28, denizlerdeki canlı türlerinin popülasyonunda ise %27 düşüş gözlemlenmiştir. • Türkiye küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan ülkeler arasında yer almaktadır. • Türkiye ulusal biyolojik kapasitesini %100 oranında aşmış durumdadır. Buradaki en büyük pay Karbon Ayak İzi’dir.
Osmanlı mimarisinde önemli bir dekoratif unsur olarak kullanılmış İznik Çinisi, İznik Vakfı ile dünyaya açılıyor.
28
YAPI MALZEME - Haziran 2012
1993 yılında kurulan İznik Vakfı, Prof. Dr. Işıl Akbaygil başkanlığında İznik ve çevresinin kültür ve sanat değerini tanıtmak, geleneksel İznik Çini Sanatını eğitim ve öğretimle gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlıyor. 300 yıldır üretilmeyen dünyaca ünlü İznik çinilerine yıllar sonra yeniden hayat veren İznik Vakfı, ürettiği çinilerle dünyanın dört bir tarafında İznik çinilerini yaşatıyor. İznik Vakfı tarafından Kanada Montreal'deki Botanik Bahçesi içinde yer alan sanat tarihinde Osmanlı ile özdeşleşmiş lale deseni, Tokyo gibi birçok şehirde daha hayat buluyor. İznik Vakfı, birbirinden özel İznik Çinisi örnekleriyle Avrupa Birliği programı kapsamında hazırlanan ‘Dünya Seramik Yolu’ projesine dahil oluyor.
İZNİK VAKFI İZNİK ÇİNİLERİNE HAYAT VERİYOR İznik Vakfı'nın ARGE Merkezi'nde İslam öncesi, İslam dönemi, Selçuklu, İran ve Orta Asya'da üretilen çini tasarımlarından oluşan çiniler üretiliyor. İznik çinisi
alanında bilgi ve uygulama konusunda dünyada tek merkez olan İznik Vakfı, İznik'teki üretim merkezinde geleneksel çinilerle birlikte, modern mimaride kullanulan çağdaş çini tasarımlar da üretiyor. İznik Vakfı, daha dayanıklı çinilerin üretimini gerçekleştirmeye çalışıyor. İznik Vakfı’nın imza attığı projeler arasında, Hermes, Four Seasons Boğaziçi Oteli hamamı, Ritz Calrton Oteli, Swiss Otel, Wagamama Restoran, Pizza Hut, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Türk Ekonomi Bankası Hollanda, Türk Ekonomi Bankası İzmir, Türkiye Odalar ve Bankalar Birliği Ankara Garanti Bankası İznik, Sabiha Gökçen Havalimanı, Bakırköy Adliye Sarayı, Türk Deniz Kuvvetleri, Sütlüce Kongre Merkezi, Berlin Büyükelçiliği, Has Üniversitesi, Koç Üniversitesi, İstanbul Dubai Kardeş Şehirler Anıtı Zabeel Park/Dubai, Dostluk Anıtı Shibuya/ Tokyo, Japonya Türk Barış Anıtları Botanik Park Montreal/Kanada yer alıyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
29
Mermerin sadeliği
mekanlara farklı bir yorum katıyor
Kütahya Seramik’in Origitile koleksiyonunda yer alan Pulpis serisi, mermer dokusuyla mekanlara farklı bir yorum kazandırıyor. Polish tekniği ile granit parlaklığı ve mermer dokusu kazandırılan Pulpis serisi, mağazalara, alışveriş merkezlerine, iş merkezlerine ve özel mimari projelere mermer görünümünü ve sırlı porselen dayanıklılığını bir arada sunuyor.
Dijital baskı teknolojisi ve Kütahya Seramik oluşturuculuğunu birleştiren Origitile koleksiyonunda yer alan Pulpis serisi mermer görünümünü ve sırlı porselen dayanıklılığını bir arada sunuyor. 60x60 ebatı, kahve, fildişi ve antrasit renkleri ile mekanlara farklı bir yorum katıyor. Polish tekniği ile granit parlaklığı ve mermer dokusu kazandırılan Pulpis serisi mağazalarda, alışveriş merkezlerinde, iş merkezlerinde ve özel mimari projelerde tercih ediliyor. Kütahya Seramik, Origitile koleksiyonundaki serilerle doğaya ait çeşitli efektleri mekanlara taşıyor…
30
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Evinizi görerek dekore edin Dış dünyanın stresinden arındığınız yaşam alanlarınızda kullanılan seramik karolar tarzınızı yansıtır. Kütahya Seramik satış noktalarında, seçtiğiniz ürünlerin mekanlarınıza katacağı güzelliği hayal etmekle yetinmez, çizim programları sayesinde ölçülendirilmiş bir biçimde görebilirsiniz. Bu sayede mekanınıza yakışacak seramiği daha rahat ve daha özgür bir biçimde tercih etme fırsatını yakalayabilirsiniz. Seramik karolar, yaşam alanınızın dekorasyonunun en temel parçalarından birini oluşturur. Bu nedenle, vakit geçirdiğiniz alanlarda, mekana ve tarzınıza uygun seçimler yapmanız büyük önem taşır. Kütahya Seramik, satış noktalarında bulunan çizim programları ve danışmanlarıyla müşterilerinin mekanlara uygun, doğru ürünü seçmesine yardımcı oluyor. Kütahya Seramik’in birçok satış noktasında bulunan 2 ve 3 boyutlu çizim
32
YAPI MALZEME - Haziran 2012
programları sayesinde, müşterinin istediği ürünler, verilen mekan ölçüleri doğrultusunda ölçülendirilmiş bir biçimde görülebiliyor. Bu sayede kişiler, mekanlarına yakışacak seramiği görerek, daha rahat ve özgür bir biçimde tercih edebiliyorlar. Kütahya Seramik’in iş ortağı olan birçok mağazada bu ayrıcalıklı uygulamadan faydalanabilirsiniz.
Hayalini kurduğunuz her şey
bu mutfakta Göz alıcı iç mekan mobilya ve mutfak ürünlerinin önde gelen markası Vanucci, farklı mekanlar ve farklı zevkler için sunduğu zengin ürün ve çözümlerle, şıklık ve doğallığı bir arada sunuyor. Her boyuttaki mutfak için sayısız çözüm sunan Vanucci, özgün mutfak tasarımlarıyla gerek evlerde gerekse kullanıcılarının hayatında değişim rüzgarları estirmeye devam ediyor. 23 model 41 versiyon ve sınırsız renk seçenekleri ile mutfak portföyünü kullanıcılarının beğenisine sunan marka, şimdi de ahşabın sıcak yüzü Berillo ve klasikle modernin birleşimi Perla ile evlerin mutfaklarında farklı ambiyanslar oluşturuyor.
KLASİK, MODERN, ESTETİK Vanucci Perla modeli, mutfaklara masifin güzelliği ile klasik ve modern çizgilerin estetiğini birlikte getiriyor. Mutfaktaki her eşyaya gizli ve özenle seçilmişçesine bir yer açan Perla, özel davlumbaz formunun sağladığı estetik rafıyla dekoratif düzenlemelere de imkan tanıyor. Perla’nın, klasik ve modern çizgilerin bir arada yorumlandığı masif kapakları mutfaklara estetik katıyor. Doğal ceviz ve kiraz cilalı masif çeşitlerinin yanı sıra Perla’nın, üzeri tekstüre ve ipek mat lake uygulamalı kapak alternatifleri de bulunuyor. Klasik ve modern
34
YAPI MALZEME - Haziran 2012
tasarımı yansıtan kulplar ve satine camlı kapakları ile de Perla, sade ve şık yaşantıyı simgeliyor.
AHŞABIN SICAK YÜZÜ MUTFAKLARINIZDA Vanucci Berillo ahşabın sıcaklığını mutfağınıza taşıyor. Üç yapraklı zarif motifi ve dolap kapaklarındaki pirinç kulpları ile klasik tasarımına hareket katan Berillo ile mutfaklar sade ama göz alıcı bir görünüme kavuşuyor. Estetik ihtiyaçları zarif detaylarıyla karşılayan Berillo, işlevsel özellikleriyle de büyük bir kullanım kolaylığı sunuyor. Düzenli depolama olanağı sunan kiler dolapları, geniş kullanım alanı yaratan derin sürgüler, çekmece içlerinde özel çatal kaşıklık sistemleri ve köşe dolaplarındaki oluşturucu çözümler Berillo'ya sahip olmanın keyfini ikiye katlıyor. Sektördeki en geniş ve en kaliteli üretim hattına sahip bulunan Vanucci, modern hayatın tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak tasarladığı mutfaklarında teknolojiyi de etkin bir şekilde kullanıyor. Çağdaş yaşamın ihtiyaçlarına yönelik ürünler ortaya koyan Vanucci, işlevselliği göz ardı etmeden farklılaşma sağlayan tasarımlara imza atıyor. Kullanıcılarına farklı formlar sunabilmeyi çıkış noktası olarak kabul eden Vanucci, mevcut sistem ve mekanizmaları tasarımlarında doğru bir şekilde uygulayarak da ürünlerinin işlevsel gücünü artırıyor. Biçim ve işlevin içinde olduğu Vanucci mutfaklar, kullanıcılarına konfor ve şıklığı bir arada sunuyor.
inşaat sektörüne yenilikçi ürünler kazandıran Cermix, havuz, teras ve balkonlarda su kaçaklarına kesin çözüm getiriyor.
36
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Modern yapıların, güvenlik ve sağlık standartlarına ulaşması amacıyla inşaat sektörünün gereksinimlerini karşılayan Cermix, su yalıtımını sağlayan ürünlerini pazara sundu. 1964 yılından bu yana Avrupa’da edindiği köklü tecrübesi ile inşaat sektörüne yenilikçi ürünler kazandıran Cermix, havuz, teras ve balkonlarda su kaçaklarına kesin çözüm getiriyor. Cermix’in su yalıtımı ürünleri ile her türlü ıslak mekanda yaşanabilecek olası arızaların önüne geçilmiş oluyor. Seramik uygulamaları, mimari planlama ve inşaat süreçlerinde tedbir amaçlı olarak da kullanılan Cermix su yalıtım ürünleri, güvenli, sağlam ve kesin çözümler sunuyor.
GÜVENLİ VE PROBLEMSİZ MEKANLAR Havuz, teras ve balkonlarda uygulanacak su yalıtımlarında Cermi Plus esnek porselen karo yapıştırıcı, her türlü yer, duvar, doğal taş ve mermere mükemmel
yapışıyor. Donmaya, suya, rutubete ve termal şoklara dayanıklı Cermi Plus, yüksek elastikiyeti ile mükemmel bir performans sunuyor. Cermijoint 2-10 HRC ıslak mekan özel derz dolgu malzemeleri de su yalıtımı için piyasaya sürülen yeni ürünlerden biri. Cermix’in inşaat sektörü profesyonellerine tavsiye ettiği bir başka su yalıtımı ürünü ise özel membran Cermix Su Sızdırmazlık Örtüsü ve Elastomerik Pah Bandı. Bu ürünler uygulandıkları mekanlarda suya ve ısıya karşı dayanıklılığı en üst düzeylere çekiyor. Cermix su yalıtım ürünleri, farklı kombinasyonlarla bir arada kullanılabilme özelliği ile farklı ihtiyaçlara cevap verebiliyor. Cermix Su Sızdırmazlık Örtüsü’ne alternatif olarak kullanılabilecek çimento esaslı Cermiproff FF çift bileşenli su izolasyon ürünü ile suya ve neme maruz kalan hacimlerde güvenli ve sorunsuz mekanlar oluşturuluyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
37
Kolay temizlenebilen
hijyenik banyolar Renovasyon projelerine kusursuz çözüm sunan yere sıfır duş teknesi serisi, kullanılan suyu yüzeyde bekletmeden hızla gidere göndererek hijyen ve temizliği sağlıyor. Duravit, zengin vitrifiye ürün yelpazesine duş teknesi serisi DuraPlan’ı da ekledi. Modern yapısının yanında renovasyon projeleri için de çözüm getiren DuraPlan serisinin tasarımı Mimar Prof. Dr. Frank Huster ile işbirliği içinde yapıldı. Seri, montaj yüksekliği inanılmaz derecede az olan ve tamamen su sızdırmaz özelliği taşıyan 14 akrilik duş teknesinden oluşuyor. Duş teknelerinin ebatları 800x800 mm ile 1600x900 mm ölçü aralığında bulunuyor. Tam anlamıyla dik açılı serinin tasarımı oldukça dikkat çekici... Tüm duş tekneleri, duş yaparken güvenliği artırmak için DIN 51097’ye uygun olarak şeffaf AntiSlip (kaymaz yüzey) kaplama ile birlikte sunuluyor. Duş teknesini sahip %2’lik yüzey eğimini suyun 0.7 l/saniye hızla
38
YAPI MALZEME - Haziran 2012
gidere akmasını sağlıyor. Kullanılan suyu yüzeyde bekletmeden hızla gidere gönderen bu sistem sayesinde hijyenik olan DuraPlan’ın temizlenmesi çok daha rahat. Üstelik DuraPlan’ın montajı da çok kolay. Montaj, seramiklerin örülmesinden sonra tamamlanıyor. Böylece, genelde bu aşamada meydana gelen zararların önüne geçilmiş olunuyor. Eski binaların yenilenmesi ve modern hale getirilmesinde karşılaşılan en büyük problemlerden biri zemin, şap ve fayans kaplama yüksekliğinin yaklaşık 50 mm olmasıydı. Duravit’in yeni duş tekneleri bu nedenle son derece düz olarak tasarlandı ve ayak sistemi dahil toplam yüksekliği 50 mm’den az tutuldu ve özel bir yöntemle monte edilen yeni bir drenaj sistemi kullanıldı.
Seramiksan, yeni serisi Romano ile yaşam alanlarına asil bir şıklık katıyor. Sırlı porselen olarak üretilen Romano yer ve duvar karoları, mekânlarda dekorasyon uyumunun yakalanmasına olanak vererek zarif bir etki oluşturuyor.
40
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Seramik sektörünün öncü markalarından Seramiksan, farklı beğenilere yönelik geniş ürün gamıyla yaşam alanlarını güzelleştirmeyi sürdürüyor. ‘İyi tasarım herkesin hakkı’ anlayışıyla tasarımı ileri teknolojiyle buluşturan Seramiksan, yeni serisi Romano ile mekânlara yalın, uyumlu ve seçkin bir zarafet katıyor. Sırlı porselen olarak üretilen Romano serisinin kenarları rektifiye edilerek ürün görünümü daha estetik bir yapıya kavuşuyor. Rektifiye işlemi sonucu daha ince derz aralıkları ile döşenebilen ürünler, mekânlardaki görsel kaliteyi artırıyor. Mat ve doğal bir görünümü tercih edenler için ideal alternatif olan Romano Serisi doğadaki renklerin asil tonlarından bej, kahverengi, gri ve antrasit gibi renk seçeneklerine sahip. Banyo ve mutfak gibi ıslak zeminlerin yanı sıra ticari alanlarda da tercih edilen Romano serisi yer ve duvar karolarının, 30x60 ve 60x60 ebat seçenekleri bulunuyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
41
Yaşam alanlarında aydınlatma Aydınlatma teknolojisindeki yenilikler, mobilya ve iç mekan tasarımında devrimsel bir dönüşüm oluşturuyor. Mobilya ve aydınlatma birleşiyor, en yeni teknolojiler yenilikçi tasarım olanaklarına pencere açıyor; yaşam alanları da bu dönüşümden payını alıyor. Hafele’nin aydınlatma sistemleri, tüm yaşam alanlarına entegre edilebilen teknolojisi ve seri üretim mobilyalara uyum sağlayan dünya standartlarında çözümleriyle Hafele markasının mühendislik birikimini yansıtıyor.
HER YAŞAM İÇİN FARKLI BİR IŞIK KURGUSU Evin en önemli yaşam alanı olan oturma odası, farklı yaşam tarzlarını yansıtan çok işlevli bir mekan. Aileyle, yalnız ya da konuklarla paylaşılan yaşam alanları; dinlenme, eğlenme, okuma ya da televizyon izleme gibi birçok işlevi barındırıyor. İnsanın kişiliğini ve yaşam tarzını en iyi biçimde ortaya koyan yaşam alanlarında, her stile uygun işlevsel ve verimli köşeler oluşturmak, göz okşayıcı ve davetkar bir ortam yaratmak ya da detaydan bütüne görsel konfora ulaşmak, ancak mekan kurgusunu destekleyen doğru bir aydınlatma konsepti ve akılcı ürünlerle mümkün.
DEĞİŞKEN VE ESNEK IŞIK KAYNAKLARI “Kişiselliğin ifade aracı” olan yaşam alarının aydınlatma kurgusunda farklı durumlara uyum sağlayan değişken ve esnek ışık kaynakları kullanılır. Belli bir kitabı ararken örneğin, ilgili alanların parlak aydınlatılmış olması gerekir. Merkezi ya da tekil olarak kon-
42
YAPI MALZEME - Haziran 2012
trol edilen ışık kaynaklarının kombinasyonu, iyi bir aydınlatmayla birlikte oturma odasının cazibesini de artırır. Okuma köşesinde konforlu aydınlatma istiyorsak da sıcak bir okuma ışığı önemli. Bölgesel aydınlatmalar kimi noktalarda ışık vurgularıyla mekana görsel bütünlük kazandırır. Özel dekoratif objelere dikkat çekmek ya da kitapların bulunmasını kolaylaştırmak için rafa gömme spotlar da önerilen ürünler arasında.
AYDINLATILMIŞ ÇEKMECE VE RAFLAR Dolap ve çekmece içleri için üretilen kontrast renklerdeki aydınlatmalar CD ve DVD gibi eşyaların yerini bulmayı kolaylaştırırken, mükemmel bir ortam ışığı da oluşturuyor. Alçak dolapların arka kısımları ya da cam rafların kenarları için önerilen LED’ler yumuşak bir aydınlatma efekti verirken, televizyonun parlamasını önleyen bir aydınlatma sağlıyor. Üstelik uyumlu bir kombinasyon ve yaratıcı tasarımlar için ideal bir arkaplan da ortaya çıkarıyor. Alttan aydınlatılmış ışıklı raflar üzerine konan objelerin görselliğine değer katmanın ötesinde ortam ışığına da yumuşak bir katkıda bulunuyor.İstenildiğinde renk geçişleriyle mekanı değiştiren şerit LED profiller, gömme veya yüzeye monte LED aydınlatmalar, sınırsız bir renk spektrumuyla her seferinde farklı duygular oluşturuyor..
Serra ile mekanlarda
3 Boyut devri
Serra’nın sunduğu altı ayrı ürün grubundan biri olan Corintia ve Corintia Piccola serisi, oluşturucu duyguları harekete geçiren ve üstün kaliteli malzemesiyle dokunma hissi uyandıran özellikleriyle dikkat çekerken, üç boyutlu tasarımıyla da yeni keşiflere davetiye çıkarıyor.
44
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Türkiye’nin önde gelen porselen karo üreticisi Seranit, yeni markası Serra ile mekanlara yeni bir tarz katıyor. Serra’nın sunduğu altı ayrı ürün grubundan biri olan Corintia ve Corintia Piccola serisi, oluşturucu duyguları harekete geçiren ve üstün kaliteli malzemesiyle dokunma hissi uyandıran özellikleriyle dikkat çekerken, üç boyutlu tasarımıyla da yeni keşiflere davetiye çıkarıyor.
MEKANLARA YENİ BİR TARZ VE DERİNLİK KAZANDIRIYOR Kendine has yoğun üç boyut etkisi ile beyaz ve grinin klasik görüntüsünü modern bir şekilde yorumlayan Corintia’lar, mekanlara ritm duygusunu hissettirirken, yerde ve duvarda oluşturduğu geometrik şekiller ve çizgisel formları ile mekanlara yeni bir tarz ve derinlik kazandırıyor. Serra’nın klasikleşen Rektifiye özelliğine sahip olan Corintilar, bu sayede minimum derz ile ürünün döşenmesini sağlarken, banyolarda kusursuz bir 3. Boyut görünümüne fırsat tanıyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
45
Yılın Kadın Girişimcisi Ödülü Nurcan Özdemir’in Epsa Yalıtım Ambalaj Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, 6200 kadın arasından birinci olarak ‘Türkiye'nin Kadın Girişimcisi’ ödülünü aldı. Garanti Bankası'nın, Ekonomist Dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliğiyle, bu yıl 6.'sını düzenlediği ‘Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda Nurcan Özdemir Türkiye’nin 1 numarası oldu. ‘Türkiye'nin Kadın Girişimcisi’ ödülünü Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere’den alan Nurcan Özdemir, “İş hayatındaki kadınlar eşlerinin ve ailelerinin desteğini aldıklarında daha kolay ilerleyip, başarıya ulaşabilirler. Kadınların ülke kalkınmasında önemli sorumluluğu var. Ben bu başarıyı tüm çalışanlarımızla birlikte hak ettiğimizi düşünüyorum. Bu önemli proje insanlarımıza ve daha çok kadınlarımıza motivasyon oluyor. Türkiye’de Yılın Kadın Girişimcisi olmak omuzlarıma daha büyük yük demek. Bunun farkındayım. Bu vesile ile düzenlenen organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Özdemir sözlerine “İnanıyorum ki bu ödülü hak edecek Türkiye’de pek çok kadın var. Ben bu birincilik ödülünü başta Bursalı girişimci kadınlar olmak üzere ülkemizdeki bütün girişimci kadınlar adına aldım” şeklinde devam etti.
‘POZİTİF AYRIMCILIĞA DEVAM ETMELİYİZ’ Ödül töreninde konuşan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, ülkenin geleneksel yapısının da etkisiyle, iş hayatında erkek istihdamının daha yüksek olduğunu gördüklerini söyledi. Karadere, ''2011 yılı TÜİK rakamları, Türkiye'de çalışma potansiyeline sahip 29 milyon kadından yalnızca 7 milyonunun çalışma imkanı bulabildiğini gösteriyor. Bu tablo da, henüz değerlendirilmeyen işgücü potansiyelimizin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor. Biz, bu potansiyeli fırsata dönüştürmek amacıyla kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyor, girişimciliklerini destekliyoruz'' diye konuştu.
‘ERKEKLERE RAĞMEN KAZANMAK GEREKEBİLİYOR’ KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülden Türktan da ''Türkiye'de kadın girişimci olmak demek, gerektiğinde aileye, bazen de eşe rağmen başarmak demek. Toplumsal yargıların ve normların dışına çıkmak, sistemi dönüştürmek demek. Bu yüzden yarışmadaki dönüştürücü güç çok önemli. Ülkemizin ekonomisini
46
YAPI MALZEME - Haziran 2012
daha kadın dostu, daha dinamik ve daha adil yapacak güç, aslında sizlerden, girişimcinin gücünden geliyor'' şeklinde konuştu. Capital, Ekonomist ve PCnet dergilerinin Yayın Direktörü Rauf Ateş ise, yarışmanın birkaç kişilik kadın girişimcinin katılımıyla başladığını anlatarak, ''Şimdi 6 binli rakamlara ulaştık. Ancak, rakamsal büyümenin yanında, bir başka önemli gelişmenin de altını çizmek gerekiyor. Artık giderek daha fazla, bir zamanlar 'erkek işi' gibi görünen alanlarda da kadınların şirket kurduğunu görüyoruz. Üstelik geçmişe oranla daha büyük cirolarla yarışmaya katılıyorlar'' şeklinde konuştu. Epsa Yalıtım Ambalaj Yapı Kimyasalları'nın sahibi Nurcan Özdemir’in birinci olduğu gecede Mardin taşına ün kazandıran Yasemin Kalya, ‘Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci’; genetik laboratuvar hizmetleri sunan işletmesiyle Gülay Özgön ise ‘Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimci’ ödülüne layık görüldü. ‘Türkiye'nin Kadın Girişimcisi’ seçilen Özdemir 20 bin lira, ‘Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci’ ödülüne layık görülen Kalya 15 bin lira, ‘Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimci’ ödülüne layık görülen Özgön ise 15 bin lira para ödülünün de sahibi oldu. Nurcan Özdemir 2011 yılında da Bursa Girişimci İşadamları Derneği ( BUGİAD) tarafından ‘Yılın İş Kadını’ seçilmişti.
(soldan sağa) İSKİD Split Klima Komisyonu Başkanı Can Topakoğlu, İSKİD Split Klima Komisyonu Başkan Yardımcısı Aslıhan Gümüş, Prof. Dr. Kerem Alkin ve İSKİD Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Akıska.
Akıllı klima kullanın tasarruf edin Küresel iklim değişikliklerinin etkisiyle son yıllarda kavurucu sıcakların yaşanması klimaya olan talebi her geçen gün daha da artırıyor. İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), verilerine göre son 10 yılda 7 milyon adet split klima satılmış. Yazın kavurucu sıcaklarının başladığı bugünlerde bünyesinde Türkiye’nin en önemli 93 iklimlendirme ve klima firmasını barındıran İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), tüketicileri aşırı enerji sarfiyatını engellemek için düzenlediği basın toplantısıyla uyardı. Akıllı teknolojiler ile üretilen yeni nesil klimalar hakkında bilgi veren İSKİD üyeleri, düşük enerji tüketimi ve karbon emisyonu sağlayan akıllı inverter klimalar sayesinde sadece çevrenin korunmakla kalmayıp, Türkiye’nin yılda 500 milyon TL tasarruf edebileceğini söyledi.
“KÜRESEL ISINMAYI ÖNEMSİYORUZ” Klima kullanımında önemli bir artış yaşanmasına rağmen yanlış tercih ve kullanımlardan dolayı enerji konusunda çok savurgan davranıldığını belirten İSKİD
48
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Akıska, “Günümüz dünyasında zamanımızın büyük bir kısmını kapalı alanlarda geçiriyoruz. Özellikle yaz aylarında yanlış klima seçimi ve kullanımdan dolayı sadece çok fazla enerji tüketmiyor, çevreyi ve insan sağlığını da olumsuz olarak etkiliyoruz. İklimlendirme sektöründe uygulanan üretim ve teknolojilerin doğaya saygılı yönde gelişmesini amaçlayan İSKİD olarak, çevre bilinci ve küresel ısınmanın öneminin artmış olduğu şu dönemde, sosyal sorumluluk ve çevre bilincini ön planda tutmaya devam ediyoruz. Bunun için sadece çevreci girişimlerde bulunmuyor, 93 üyemizle oluşturduğumuz 15 komisyonla toplum bilincini artırmak için yayınlar hazırlıyor, seminerler düzenliyor ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi konusunda var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. Akıska tüketicilerin yeni nesil akıllı inverter klimaları tercih
Prof. Dr. Kerem Alkin
etmesiyle birlikte hem ülke ekonomisine, hem enerji tasarrufuna, hem de iş gücüne önemli katkıların sağlanacağını belirtti.
10 YILDA 7 MİLYON KLİMA SATILDI İnverter klimaların yazın standart klimalara göre %50, kışın ise elektrikli ısıtıcılara göre %400 tasarruf sağladığına dikkat çeken İSKİD Split Klima Komisyonu Başkanı Can Topakoğlu ise yeni nesil akıllı klimaların çok daha düşük karbon emisyonu, ozon dostu soğutucu akışkana sahip olduğunu, sağlığa ve çevreye zararlı maddeleri içermediğini söyledi. Son 10 yılda 7 milyon adet split klima satıldığını belirten Topakoğlu, "Özellikle İSKİD çatısı altında son 2 yılda gerçekleştirdiğimiz bilinçlendirme kampanyalarıyla pazarda önemli gelişmeler yaşandı. Ancak yeterli bir seviyeye ulaştığımızı söylemek doğru olmaz. İnterver klimalar ile Türkiye'nin yılda sadece 500 milyon TL tasarruf yapması mümkün. Bu tutar Atatürk Barajı'nın bir yıllık tam kapasite üretiminin yaklaşık % 20'sini oluşturuyor" dedi.
EN ÇOK SATIŞ İSTANBUL, İZMİR VE ANTALYA’DA Pazar gelişimi hakkında da bilgi veren Can Topakoğlu, “2011 yılı itibariyle İSKİD envanterlerine göre Türkiye'de yaklaşık 1 milyon yeni klima satışı gerçekleşti. Taleplere baktığımızda A sınıfı ürünlerde sevindirici gelişmeler var. 2009 yılında inverter klima satış oranı % 14 iken, bugün % 21'e ulaştı. En çok klima satışı İstanbul, İzmir, Antalya’da gerçekleşirken, İstanbul soğutma yönündeki, İzmir ve Antalya’da ısıtma konusundaki bilinçliliği ile ön plana çıkıyor. Öte yandan yeni enerji yönetmelikleri gündemde. AB sürecinin de etkileriyle sektörde enerji verimliliği ve çevre konusunda hassasiyet arttı. Şu an taslak bir gündem üzerinde çalışılıyor. 3 fazlı olarak hayata geçecek bu yönetmelik sayesinde, 2016 yılında pazardaki klimaların tamamı inverter olacak” açıklamasını yaptı.
İSKİD Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Akıska
tansiyon, şeker ve astım rahatsızlığı olan insanlara tavsiye edildiğini belirtti. Klimanın doğru kullanılmasının önemine dikkat çeken Topakoğlu, klima üfleme yönü ayarları, yakın mesafeden insan vücuduna doğrudan tesir etmeyecek şekilde yapılması ve periyodik bakımların yetkili servislere bırakılması gerektiğini söyledi. Hava sıcaklıklarının arttığı ya da düştüğü dönemlerde iklimlendirmenin günlük yaşamın konforu açısından önemli olduğunu vurgulayan Topakoğlu, klima kullanımının insan sağlığını olumlu etkilediğini kaydetti.
EN İYİ ENERJİ, TASARRUF EDİLEBİLENDİR Toplantıda Türkiye ve dünyadaki enerji ekonomisi ve iklimlendirme cihazlarının çevre üzerindeki etkileri hakkında bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Kerem Alkin ise ‘Dünya ekonomisinde yeşil yatırımın önemi, entelektüel sermayeden daha önemli bir hale geliyor. Artık hangi ülkenin çevre sermayesi yüksekse, dünyayı korumayı temel prensip haline getirmişse, bu o ülkenin ekonomik gelişiminde büyük bir avantaj sağlıyor. Çevre sermayesini ayakta tutabilmek için de yüksek teknolojili cihazların kullanılması gerekiyor. Avrupa’nın bugünkü hedefi 78 milyar euro enerji tasarrufu yapabilmektir. Eğer Türkiye bu politikayı bire bir uygularsa % 16 oranında tasarruf yapabilecek. Bu da ülkemiz için cari açığın kapanması anlamına gelmektedir’ dedi.
SAĞLIĞINIZ İÇİN KLİMA KULLANIN Klima kullanımı ile havada bulunan kaba partiküllerin yanı sıra toz, polen, küf, kötü koku, mikroskobik parçalar gibi partiküllerin temizlendiğine dikkat çeken Topakoğlu, klima kullanımının özellikle yaşlılara, kalp, İSKİD Split Klima Komisyonu Başkanı Can Topakoğlu
50
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
Siemens klimalarla evinizde canlı ve temiz hava Siemens’in “Inverter” teknolojisine sahip yeni Süper DC, Exclusıve DC, Comfort DC Inverter, Silver İyon ve Bio klimaları üst düzeyde enerji tasarrufu, yüksek konfor ve performans sunuyor. İyonizer teknolojisi ile vücudu canlı ve uyanık tutan bir atmosferin oluşmasını sağlayan klimalar ısı eşitleme, takip et tuşu, iki yönlü üfleme gibi birçok özellik ile hayatı kolaylaştırıyor, güzelleştiriyor. Siemens’in yüksek tasarruf ve konforu bir araya getiren klimaları yaz aylarının yine serin ve güzel geçmesini sağlayacak. Siemens klimaların sahip olduğu Inverter teknolojisinde oda ısısının sabit tutulması için klimalardaki kompresörlerin sürekli devreye girip çıkması önleniyor. Böylelikle her defasında gereksiz enerji harcanmasının önüne geçilirken, sessiz çalışma performansı sayesinde üstün konfor elde ediliyor.
52
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Daikin klimayı yeniden tanımlıyor Yenilikçi klima devi Daikin, bulunduğu ortamı temizlemenin yanı sıra havayı nemlendirerek dengeli şekilde ısıtan dünyanın ilk split kliması Ururu Sarara’yı tüketicilerle buluşturuyor. Hem bedeniniz hem de ruhunuz için sağlıklı bir yaşam alanı sunan Urura Sarara, Inverter Teknolojisiyle de yüksek enerji verimliliği sağlıyor. Japon klima devi Daikin, benzersiz bir sisteme sahip olan Ururu Sarara’yla iklimlendirme sektörüne bir yenilik daha katıyor. Hava temizleyicilerinde kullandığı yenilikçi teknolojiyle havayı dış ve iç ünite olmak üzere iki aşamada temizleyen Ururu Sarara, havayı temizlemekle kalmayıp aynı zamanda nemlendiriyor. Ururu Sarara, egzoz gazları gibi istenmeyen kokuları dış ünitede, sigara dumanı ve yemek kokularını ise iç ünitede temizliyor. Toz ve polen filtreleri ve fotokatalitik hava temizleme filtresi ile havayı temizleyen Ururu Sarara, Flash Streamer teknolojisiyle olası formaldehit, virüs ve mantar kalıntılarını da gidererek sağlıklı bir yaşam alanı oluşturuyor ve bedenimizin ihtiyaç duyduğu ideal ortamı oluşturuyor.
Havaların ısınmasıyla birlikte markalar, soğutma alanında en yeni ve en güçlü ürünlerini tüketiciyle buluşturmaya başladı. Bizde, yaz aylarınızın serin ve güzel geçmesini sağlayacak yüksek tasarruf ve konforu bir araya getiren klimaları sizler için derledik. İşte size sıcak yaz ayları için harika serinleme seçenekleri...
Vaillant’tan süper inverter serisi klimalar Vaillant, 130 yılı aşkın tecrübesi ile ısıtma ve soğutma sektöründe yenilikler yapmaya ve bu yenilikleri de tüm dünya ile aynı anda Türkiye’de tüketicileriyle buluşturmaya devam ediyor. Vaillant’ın Süper Inverter serisi klima cihazları; hem estetik, hem performans, hem de sağlık açısından klima sektörüne yeni bir soluk getiriyor. Bu cihazlar; A++ sınıfı enerji tüketimini, 3 Boyutlu DC inverter teknolojisi ile buluşturarak maksimum enerji tasarrufu sağlarken, süper sessiz iç ünitesi, modern çizgileri, ince tasarımı yüksek COP ve EER değerleri ile sınıfındaki diğer cihazlara göre farklı bir noktada yer alarak, yeni bir klima segmenti oluşturuyor. Vaillant Süper İnverter klimalar, cihaz kumandası üzerinden tek tuş ile aktive edilen Sağlıklı Yaşam Fonksiyonu çalıştırıldığında, ortam havasına negatif iyon vererek yaşam mahallindeki havayı nötralize ediyor. Tüm bu özelliklere ilave olarak, ortama verilen hava üçlü bir filtreleme sisteminden geçirilerek yaşam mahalline ulaştırılıyor.
Unico Inverter klimalar ile yazlar artık daha serin Dört gözle beklediğimiz yaz ayları boğucu sıcakları da beraberinde getiriyor. Dış ünitesi olmayan, kurulumu kolay ve kullanımı ise son derece pratik Unico Inverter klimaları ile yazın kurutucu sıcaklığından kolayca kurtulabilisiniz. Olimpia Splendid / Unico Inverter klimalar, inverter teknolojisiyle hem ısıtmada hem soğutmada istenilen sıcaklığa hızlıca ulaşıp bu sıcaklığı sabit tutabilirken ani ısı değişikliklerine de engel olabiliyor. Olimpia Splendid’in Inverter DC üniteleri, daha düşük enerji sarfiyatı ve daha sessiz çalışmayı garanti ediyor. Maksimum enerji seviyesinde konfor sağlarken masraflarınızı da en aza indirgiyor. Olimpia Splendid Unico Inverter klima; iki tip filtresiyle soluduğunuz havayı temizliyor. Unico Inverter klimaların birinci filtresi; duman, polen, toz, tüy gibi alerjik reaksiyona neden olabilecek ufak partikülleri tutarken, ikinci filtre de; kötü kokular ile zararlı gazları etkisiz hale getiriyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
53
Demirdöküm’den inverter teknolojisine sahip split klimalar DemirDöküm Inverter klimalar, bireysel soğutma ve ısıtma çözümleri sunmak amacıyla DC inverter teknolojisiyle tasarlanan split klimadır. 180 derece sinusoidal modülasyonlu DC inverter teknolojisine sahip Inverter duvar tipi split klimalar, düşük elektrik tüketimiyle ( A ) enerji verimliliğine sahip. Inverter teknolojisinde klima, istenilen oda sıcaklığına göre mekanın ihtiyacı olan kapasitede kompresörün dönme hızını ayarlar ve mümkün olan en düşük seviyede elektrik tüketir. Ayrıca tam sinusoidal çalışma modülasyonu ile kesintisiz çalışır, bu sebeple çok daha sabit bir ortam sıcaklığı sağlar. 4.26’ ya ulaşan COP değeri ve çevre dostu R410a gazıyla cebi ve doğayı korur. DemirDöküm Inverter duvar tipi split klimalar sessiz çalışır, rahatsızlık vermez. Bünyesindeki filtreleriyle iç mekan hava kalitesini artırarak, insan sağlığına en uygun mekânları oluşturur.
54
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
Arçelik’ten New Artcool Mirror Inverter Klima Arçelik, klima sektöründe birbirinden üstün özelliklere sahip, enerji tasarrufu sağlayan ürünlerini tüketicilerinin beğenisine sunmaya devam ediyor. Arçelik’in, 13.500 Btu/h kapasiteye sahip Inverter kliması (125410 model) üstün teknik özellikleri ve şık tasarımıyla dikkat çekiyor. ‘DC Inverter’ teknolojisi sayesinde konvansiyonel klimalardan farklı olarak ortam sıcaklığı istenen seviyelere geldiğinde kompresör hızını ihtiyaca göre artırıp azaltabiliyor. Böylece gereksiz duruş kalkışlar olmayacağından A enerji sınıfı klimalara göre yüzde 50'ye varan oranda enerji tasarrufu sağlamış oluyor. Arçelik Artcool New Mirror Inverter klimalar, konvansiyonel klimalara göre daha kısa sürede ortamı istenen sıcaklığa getiriyor. Geniş dış ortam sıcaklık aralıklarında çalışabilen Arçelik Inverter klimaların sunduğu bu özellik, hem ısıtma hem de soğutmada kullanılabiliyor. Bu sayede -15 derece gibi düşük sıcaklıklarda bile ısıtma sağlarken, yaz aylarının yüksek sıcaklıklarında da mükemmel soğutma performansı gösteriyor.
BASF gri yalıtım malzemesi pazarını geliştiriyor BASF’nin geliştirdiği yüksek performanslı yalıtım malzemesi Neopor Plus, en iyi Alman EPS (genleştirilebilir polistiren) termal iletkenlik seviyesine ulaştı. BASF, Neopor ürün yelpazesini sürekli olarak geliştirmeye devam ediyor. 0,030 W/m*K olarak açıklanan lambda değeriyle, optimize yalıtım malzemesi Neopor Plus (EPS, genleştirilebilir polistiren) Avrupa’daki EPS yalıtım malzemeleri arasında termal iletkenlik bakımından en iyi nominal değeri ve etkili kullanım özelliklerini sunuyor. Yürürlükteki güncel Alman standardına göre; Neopor Plus ile 20 kg/m3’ün altındaki yoğunluklarda elde dilen düşük ısı iletkenlik değeri, benzer yoğunluğa sahip standart beyaz EPS’nin termal iletkenlik değeriyle ( 0,035 W/m*K) karşılaştırıldığında çok önde yer alıyor. Dış Cephe Yalıtım Sistemleri (ETICS), Neopor yalıtım malzemelerinin en geniş çaplı olarak kullanıldığı uygulama alanları olmayı sürdürüyor. Optimize edilmiş Neopor Plus, gelişmiş yalıtım performansı sayesinde levha kalınlığının azalmasını sağlıyor, böylece planlamacılar ve mimarlar için daha fazla esneklik sunuluyor. Bunun yanı sıra, yüksek performanslı yalıtım malzemesi Neopor Plus düz çatıların yalıtımı için de ekonomik bir çözüm sunuyor. BASF’nin Neopor’dan Sorumlu Ürün Müdürü Gregor Haverkemper, “Neopor Plus’ın yüksek basma dayanımı ve düşük termal iletkenlik özelliklerinin birleşimi sayesinde ortaklarımızla birlikte bu çatı türü için optimize edilmiş bir ürün sunuyoruz” diyor. Düz çatıların
56
YAPI MALZEME - Haziran 2012
yalıtımı söz konusu olduğunda, Neopor Plus yalıtım malzemesi DIN V 4108-10 uyarınca ortalama 100 KPA basma dayanımı (DAA dm) ile maliyet açısından verimli bir çözüm sunuluyor.
YÜKSEK PERFORMANSLI YALITIM MALZEMESİ Gerçek Gri Neopor, rengini ve beyaz EPS yalıtım malzemesi karşısındaki özel performans üstünlüğünü grafit parçacıklarının eklenmesi sayesinde kazanıyor. Neopor, beyaz EPS yalıtım malzemesine oranla %20’ye varan oranda daha iyi bir yalıtım performansı sunmasıyla farklılaşıyor. Neopor hammaddesini on yıldan uzun bir süre önce piyasa süren BASF, tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirdiği başarılı lansmanların ardından şimdi ABD’de ve Asya’nın gelişmekte olan pazarlarında da yeni başarılara imza atıyor. Kısa bir süre önce Kore Devleti tarafından dağıtılan “2. Yeşil Bina Teknolojisi ve Yapı Malzemeleri Ödülleri” kapsamında ödül kazanan Neopor, layık görüldüğü ödül ile Neopor’dan üretilen gri renge sahip yalıtım levhalarının cephe yalıtımında küresel çapta standart olarak tercih edilen bir ürüne dönüştüğünü ortaya koyuyor.
Sürdürülebilir gelecek hedefiyle enerji yönetimi, çevre ve atık yönetimi yatırımlarını sürdüren Akçansa, 2012 yılında cirosunun yüzde 12.5’ini çevre ve verimlilik yatırımına ayırarak 125 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirecek.
Akçansa’dan 2012’de
125 milyon TL’lik
çevre ve verimlilik yatırımı Türkiye’nin lider çimento üreticisi Akçansa, 2011 yılını değerlendirmek ve yeni yatırımları hakkında bilgi vermek üzere bir basın toplantısı düzenledi. Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal, 6,5 milyon ton klinker ve 6,6 milyon ton çimento üretimiyle Türkiye çimento ihtiyacının %10’unu karşıladıklarını belirterek, “2011 yılında toplam çimento ve klinker satışımız %11 oranında artarak 5,4 milyon ton, ihracatımız ise 2,3 milyon ton olarak gerçekleşti” dedi. Akçansa açısından 2012 yılının ilk çeyreğini de değerlendiren Gürdal, bir önceki yılın aynı dönemine göre satışların %4, faaliyet karının ise %23 artış gösterdiğini ve bu artışta yakıt fiyatlarındaki iyileşmenin yanı sıra, artan alternatif yakıt kullanımı ve atık ısı projesinin hayata geçmiş olmasının olumlu etkileri olduğunu aktardı. 2012 yılı için ise karlılık gelişiminin yine bu paralelde seyretmesinin bek-
58
YAPI MALZEME - Haziran 2012
lendiğini belirtti. Sürdürülebilir büyüme kapsamında katma değer oluşturacak yatırımlara odaklandıklarını dile getiren Gürdal, “Özellikle enerji yönetimi, çevre ve atık yönetimi alanındaki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Son üç yılda 50 milyon TL’nin üzerinde çevre ve sürdürülebilirlik yatırımı gerçekleştirdik. Bu yıl 125 milyon TL’lik yatırım daha planlıyoruz” şeklinde konuştu.
İKİNCİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORUNU YAYIMLADI Türk çimento sektörünün ilk sürdürülebilirlik raporuna geçen yıl imza atan Akçansa, 2010-2011 dönemindeki faaliyetlerini kapsayan ikinci raporu da yayımladı. Akçansa, dünya çapında faaliyet gösteren öncü şirket-
lerin kullandığı bir raporlama standardı olan GRI-Küresel Raporlama Girişimi (GRI-Global Reporting Initiative) ilkelerine uygun olarak ‘B’ seviyesinde hazırlanan raporla bir yıllık süre içinde ekonomik, çevresel ve sosyal alanlarda kaydedilen başarıların yanı sıra gelecek yıllarda gerçekleştirilmesi öngörülen hedefleri de şeffaf bir şekilde paylaşıyor. Bu yatırımların en önemli adımlarından birinin 2011 Eylül ayında Çanakkale’de devreye alınan Atık Isı Geri Kazanım Tesisi olduğunu belirten Gürdal “Bu tesisimizle önümüzdeki günlerde gerçekleşecek Rio+20 Konferansı’nda Türkiye’yi temsil edecek olmaktan dolayı gurur duyuyoruz” dedi. 24 milyon dolarlık yatırımla devreye alınan ve yakın coğrafyamızdaki ilk, Avrupa’daki en büyük kapasiteli tesis olma özelliğini taşıyan Atık Isı Geri Kazanım Tesisi’nde yıllık 105 milyon kWh elektrik enerjisi üretiliyor. Çanakkale Fabrikası’nın elektrik tüketiminin yaklaşık %30’unu karşılayan tesis sayesinde, yıllık 47.000 ton kömür tüketiminden tasarruf edilerek 60.000 ton karbon emisyonu da önlenmiş oluyor. Akçansa, Atık Isı Geri Kazanım Tesisi ile ‘Gönüllü Emisyon’ standartları arasında en prestijlisi olan ‘Gold Standart’ sertifikası almaya hak kazanarak, karbon ticareti konusunda uzmanlaşmayı ve bu alanda sektördeki öncü konumunu pekiştirmeyi hedefliyor.
GÜRDAL: “ATIKLARI DEĞERE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ” Akçansa’nın sera gazı emisyonunu ve atık bertarafından doğan çevre kirliliğini azaltmak için yatırım yaptığını vurgulayan Genel Müdür Gürdal, sözlerine şöyle devam etti: “Atık bulmak aslında önemli bir sorun. Ancak biz bu alanda çok önemli bir anlaşmaya imza attık ve Anadolu yakasının çöpünü değere dönüştürmeye talip olduk. Böylelikle yıllık 100.000 ton daha fazla atığı, Büyükçekmece ve Çanakkale Fabrikalarımızda yakıt olarak değerlendirebileceğiz. Son 5 yılda 250.000 ton atığı alternatif yakıt olarak kullandığımızı göz önüne aldığımızda, bundan sonraki dönemde bir yılda 3 kat daha fazla atık yakacağız. Ayrıca Çanakkale Fabrikamızda 7,5 milyon dolarlık yatırımla yeni bir atık besleme ünitesi kurma planlarımız var. Böylece Çanakkale Fabrikamızı da alternatif yakıt kullanımında öncü tesislerden biri yapacağız.” İSKİ ile yapılan işbirliği neticesinde arıtma istasyonlarında arıtma işlemi sonrası kalan çamurun kurutularak Akçansa tesislerinde yakıt olarak değerlendirilmesi sağlanmış,
60
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
böylece Ataköy ve Ambarlı arıtma tesislerinin önemli bir sorunu kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde çözülmüştür. Aynı zamanda Büyükçekmece Fabrikası’nda yapılan tesis HeidelbergCement bünyesinde en iyi uygulama seçilmiştir. Akçansa son 5 yılda 250.000 ton atığı yakıt olarak kullandı. Böylece 22 bin ton karbon emisyonunu da önlemiş oldu. Yakılan 12,2 milyon lastik üst üste konduğunda 10.242 tane Sabancı Kulesi yüksekliğine ulaşıyor. 2011 yılında ise 68.352 ton alternatif yakıt kullanılarak ısıl enerji ihtiyacının %4,68’i karşılandı. Bu uygulamayla, toplam 36.000 ton kömür tasarrufu sağlandı. Akçansa, 2008’de %2,84 seviyesinde olan alternatif yakıt kullanım oranını, 2015 yılında %20’ye, 2020’de ise %29’a çıkarmayı hedefliyor.
ÜRETİMDEN PAZARLAMAYA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN ÇEVRECİ ÜRÜNLER Akçansa’nın üretimden satış-pazarlama aktivitelerimizin her sürecinde sürdürülebilirlik odağında hareket ettiğini belirten Gürdal, bu alandaki Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına da hız verdiklerini vurgulayarak şöyle konuştu: “Müşteri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik geliştirdiğimiz yenilikçi ürünümüz ‘Safkan Çimento’, sürdürülebilir yapılar için en ideal çimento tipi olma özelliğini taşırken, yüksek performansı ve çevreci yaklaşımıyla da sektörde fark yaratıyor. Türkiye’nin en yüksek performanslı çevreci çimentosu Safkan Çimento ile yıllık 8 bin ton daha az fosil yakıt kullanmayı, ayrıca 50 bin ton karbon emisyonunu da önleyerek 2 milyon ağacın saldığı oksijen miktarı kadar çevreye katkı sağlamayı hedefliyoruz.”
“YEŞİL BİNA PROJELERİNDE ÇÖZÜM ORTAĞI OLACAĞIZ” Binalarda enerji verimliliği düzenlemeleri, sürdürülebilir konut gibi yeni inşaat yaklaşımlarının Türkiye’de yeni ve önemli bir pazar oluşturduğuna dikkat çeken Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal, gerçekleştirdikleri ürün ve süreç geliştirme çalışmalarıyla bu talebe çok hızlı yanıt verecek bir konumda olduklarını vurguladı. Akçansa, 2011 yılında yeşil bina projelerinin %14’ünde çözüm ortağı olurken, bu oranı 2020 yılında %30 seviyesine çıkarmayı hedefliyor.
Ruukki Türkiye pazarına yönelik atılımlarını sürdürüyor 2009 yılından bu yana ülkemizde faaliyet gösteren Finlandiya merkezli çelik üreticisi Ruukki, Türkiye pazarına ayrı bir önem veriyor. 1960 yılından bu yana 30’un üzerinde ülkede iş ortaklarına sunduğu çözümler ile farklılaşan, Finlandiya merkezli çelik üreticisi Ruukki; 2009 yılında giriş yaptığı Türkiye pazarına yönelik atılımlarını sürdürüyor. Sektörün yakından takip ettiği Ankomak Fuarı’na şirketin Kıdemli Başkan Yardımcısı Thomas Hörnfeldt’in katılması ise Türkiye’ye verilen önemin bir göstergesi. Thomas Hörnfeldt fuarda yaptığı açıklamada, 2009 yılında giriş yaptıkları Türkiye pazarındaki performanslarının çok etkileyeci olduğunu belirterek, “Faaliyet gösterdiğimiz alanda teknoloji lideriyiz. Önümüzdeki yıllarda çelik üretimimizin içerisinde özel çelik ürünlerinin payını artırarak yüzde 60’a çıkarmayı hedefliyoruz. Avrupa ana pazarımız olmakla birlikte; Çin, Brezilya, Türkiye ve Hindistan gibi hızla gelişmekte olan pazarlardaki büyüme hızımızı artırmayı amaçlıyoruz. Bu pazarlardaki inşaat ve madencilik sektörlerinde yaşanan büyüme, özel çeliklere olan talebi artırmaktadır” dedi.
“RUUKKI’NİN ÖZEL ÇELİKLERİ, MAKİNE ÜRETİCİLERİNE FAYDA SAĞLIYOR” Ruukki’nin yüksek dayanımlı Optim ve aşınmaya dayanıklı Raex özel çelik ürünlerinin, hafif yapıların yapısal gücünü arttırdığını belirterek şunları söyledi; “Ruukki olarak hedef kitlemiz; taşımacılık, inşaat, madencilik ve otomotiv sektöründeki makine üreticilerinden oluşuyor. Optim yüksek dayanımlı çeliğin kullanıldığı taşımacılık sektöründe römorklar, standart çelikten üretilen römorklara göre daha hafif olma özelliği taşıyor. Aşınmaya dayanıklı Raex çelikler ise yapısal parçaların aşınma ve zarar görmesini önlerken, yol inşaatı ve madencilik makinelerinin onarım maliyetlerini azaltıyor. Raex ile üretilen kepçeler, yapısal çelik ile üretilenlere göre 2 ile 3 kat daha uzun ömürlü oluyor. Artan yük gerektiren uygulamalarda, aşınmaya dayanıklı Raex ve yüksek dayanımlı Optim çeliklerin kullanımı çeliğin kalınlığını ve damper gövdesinin ağırlığını yüzde 20 oranında azaltıyor. Raex- aşınmaya dirençli çelikler, çarpma tokluğu ve sertlik avantajları ile kepçe ve konteynerlerin yanı sıra; mükemmel bükülebilme, kaynaklanabilirlik ve kesim özellikleri sunarak mobil araçlar, üst kademe ticari araçlar, vinç kolları ve diğer kaldırma ekipmanlarının parçalarının yapımında da kullanılıyor.”
62
YAPI MALZEME - Haziran 2012
“EN SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞİRKETLER ARASINDA YER ALIYORUZ” Ruukki’nin, sektörünün en sürdürülebilir şirketleri arasında yer aldığına da dikkat çeken Hörnfeldet; “Ruukki, gelişmeye bağlı en iyi firmaları temsil eden iki Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi (DJSI World and DJSI Europe) içerisinde yer alıyor. Ruukki, karbondioksit emisyonları düşük çözümleri ile, temiz ve yeşil çevreye destek veriyor. Özel çelik ürünleri müşteri uygulamalarını daha az malzeme ile daha fazla değere çeviriyor. Özel çelik ileüretilen araçlarda enerji tasarrufuna ve emisyonların azalmasına ilaveten aşınma direnci gerektiren uygulamalarda uzun yaşam döngüsü sağlanıyor. Ayrıca nutmamak gerekir ki çelik yüzde 100 geri dönüştürülebilir olma özelliği de taşıyor” dedi.
Çatı altları atıl kapasite olarak kalmasın Şehirlerde yeni yerleşim alanlarına duyulan ihtiyaç arttıkça, bina alan ve hacimlerinin daha verimli kullanımı kaçınılmazdır. Binaların en üst kısmındaki çatı araları değerlendirilerek ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlanabilir. Çatı konusunda kamuoyu ve sektörü bilinçlerdirme amacıyla Türkiye’nin en seçkin çatı malzemelecileri, distribütörleri ve uygulayıcı firmalar tarafından kurulan ÇATIDER konutlarda ‘çatı katı’ ya da ‘çatı arası’ olarak adlandırılan mekanların kullanıma açılmasıyla ilgili geçtiğimiz günlerde yeni bir komisyon oluşturdu. Çatı Altlarının Kullanıma Açılması Komisyonu’nun temel hedefi çatı aralarının yaşanabilir alanlar haline getirilerek ekonomiye kazandırılması ve gerek çatı gerekse yalıtımı konusunda kullanılan malzeme ve uygulama kalitesinin yükseltilerek çatı alanlarının yaşanabilir alanlar haline getirilmesini hedefliyor.
64
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Türkiye’de çatı uygulamalarında yapılan hatalar sonucunda çatıların kendilerinden beklenen fiziksel performansı yerine getirmemeleri sonucunda yaygın olarak yaşanan yoğuşma, su kaçağı, ısı kaybı problemleri nedenleri ile tercih edilmediğini belirten Çatıder Komisyon üyeleri, yanlış malzeme seçimi, detay ve yapım hataları nedeniyle çatıların yangın dayanımları ve rüzgar etkisi altındaki mukavemet problemlerinin çatılara olan güvensizliği arttırdığını bildirdi. “Çatılara duyulan bu güvensizlik çatı arası mekanların kullanım dışına atılması ile sonuçlansa da, problemden ‘kısa mesafeli’ olarak uzaklaşılmakta, ama birlikte yaşan-
maya devam edilmektedir” denilen bildiride çatıların kullanıma katılması ekonomik açıdan önemli oranda kayıp alanın kullanıma kazandırılması gerektiğinin altı çizildi.
ÇATIDER tarafından kurulan Çatı Altlarının Kullanıma Açılması Komisyonu, çatıların kullanıma açılmasıyla kazanımları şöyle sıraladı: • Verimli kullanım ancak estetik, modern ve kaliteli uygulamalar ile gün ışığı ve doğal havadan maksimum faydalanarak, sağlıklı iç mekan iklimleri oluşturularak sağlanabilir. Özellikle okul, hastane gibi kamu yapılarında doğal ışığın bol miktarda elde edilebileceği çatı aralarının kullanımı, bu mekanları kullananların ruhsal ve bedensel gelişimine önemli katkılar sağlayacaktır. • Doğal kaynakların daha fazla kullanımı, aynı zamanda binalarda enerji verimliliğinin de artmasına imkan tanıyacaktır. • Güneş enerjisinden yeterince faydalalanabilmek ve çatılara yerleştirilecek panellerin görüntü kirliliğinin önüne geçebilmek için çatı eğimlerinin yeniden düzenlenmesi zorunludur. Eğimler %30-35’le sınırlandığı
65
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
sürece, hem sağlıksız, hem güvenlik hem de görüntü açısından kötü, plansız projesiz çatı uygulamaları devam edecektir. • Çatı aralarının kullanılması, çatılarda daha kaliteli ve teknolojik malzemelerin kullanımını da beraberinde getirecektir. Kaliteli malzeme kullanımı ile enerji kayıplarının azaltıldığı güvenli çatı uygulamaları gerçekleşecektir. Doğru detay ve doğru uygulama ile yapılan başarılı çatı uygulamaları, çatı altında kalan mekanların sağlıklı, yaşanabilir mekanlar olmasını sağlayacaktır. İnsanlarda temelde içinde yaşama isteği uyandıran bu mekanların kullanıma katılması ekonomik açıdan önemli oranda kayıp alanın kullanıma kazandırılmasını sağlayacaktır. • Yapıların, cepheler ile birlikte en önemli bölümlerinden biri olan çatıların altlarının kullanılması, doğal koşullara (yağmur, kar, rüzgar) ve afetlere karşı daha güvenli çatılar inşa edilmesini sağlayacaktır. • Çatı aralarının yapı adası ölçeğinde projelendirilmesi ile kentlerimize estetik bir mimari kimlik kazandırılabilir. Şehir estetiğinde olumlu değişimler yaratacak bu yenilemeler, eski yapılardaki kat mülkiyeti problemleri nedeni ile öncelikle yeni yapılarda dikkate alınmalıdır.
Tremco illbruck yapıları yangına karşı koruyor Sadece pasif yangın dayanım sistemlerine odaklanmış stratejik bir Tremco illbruck markası olan Nullifire, 35 yılı aşkın bir süredir, ısıya maruz kaldığında genleşen (intümesan) malzeme teknolojisine ve pasif yangın dayanımı çözümleri üretmeye öncülük ediyor. Nullifire; yeni teknolojileri geliştirerek kullanımı kolay, güvenilir ve çevre bilinçli ürünleriyle bu endüstriye yön vermektedir. Nullifire, çelik ve ahşap yapıların yangın dayanımını sağlayan yüzey kaplamaları, dekoratif boya sistemleriyle ve ayrıca hareketli yapı derzleri, boşluklar ve geçiş bölgeleri için pasif yangın durdurucu ürünleriyle inşaat profesyonellerinin beklentilerine cevap vermektedir. Özellikle tek ve demetli kablolar, kablo tavaları, kablo merdivenleri, kanallar, damperler, metalik ve plastik borular gibi mekanik ve elektrik tesisat malzemelerinin duvar, alçıpan, ahşap, zemin vb. yüzeylerden geçiş bölgelerindeki boşlukları dolduran, kat geçişleri ve şaftların yangına karşı dayanımını sağlayan ürünleriyle detaylara kalıcı çözümler sunmaktadır. 30 dakika ila 4 saat arasında yangın dayanımına sahip olan Nullifire pasif yangın durdurucu ürün grubunda; 2 ila 4 saat arasında yangına dayanımlı, ısıyı absorbe eden özel bir koruyucu boya ile kaplanmış B747-50 plaka sistemi ve yine 4 saate kadar yangın dayanımlı B760 intümesan yastık ürünleri yangın anında duvar veya zemindeki bölmelerden, bina detaylarından sızan yangın ve duman geçişlerini engellemektedir. 4 saate kadar yangın dayanımı UL ile listelendirilmiş, FM onaylı Nullifire B220/270 yangın durdurucu harç ürünleri belirli bir oranda su ile karıştırıldıktan sonra geçiş boşluğuna dökülerek uygulanmaktadır. 30 ila 90 dakika içerisinde malzeme kürlenerek katılaşmaya başlamaktadır. Geçiş bölgesindeki plastik boruların etrafı ise harç dökülmeden önce mutlaka Nullifire B300 yangın durdurucu intümesan sargı ile sarılmalıdır. Dış tarafı ince galvaniz çelik kaplı, yangın durdurucu intümesan boru kelepçesi Nullifire B150; yangın anında duvar ve zeminden geçen boruların yanması durumunda oluşan boşlukları doldurarak yangın ve duman geçişini engellemektedir. Yanabilir, yalıtımlı veya metalik borular için kolayca kesilerek boru etrafına yerleştirilen ve izolasyon sağlama özelliği olan Nullifire B600 intümesan boru manşonu yüzey derinliği boyunca uygulanarak, yangın anında boruların yanması durumununda oluşan boşlukları genleşerek doldurur ve duman transferini engeller. Doğrusal derzler ve yapı boşluklarının yangın dayanımı için; 4 saate kadar yangın dayanımı test edilmiş B1 yanmazlık sınıfına sahip Nullifire FF177 spreyli ve FF197 tabancalı yangın durdurucu poliüretan esaslı köpük ürünleri ve 4 saate kadar yangın dayanımlı Nullifire M701 akrilik esaslı ve M703 silikon esaslı mastik ürünleri, duvar-duvar, duvar-çelik, çe-
66
YAPI MALZEME - Haziran 2012
lik-çelik, duvar-ahşap, plastik-duvar yüzey birleşimleri ve boru/kablo etraflarının derz sızdırmazlığı ve duman geçirimsizliğini sağlamaktadır. Ayrıca sprey uygulamalı Nullifire FS711 ve mala uygulamalı Nullifire FS721 tek komponentli su bazlı yangın dayanımlı akrilik kaplama ürünleri 4 saate kadar yangın dayanım performansı göstermektedir. Giydirme cephe detaylarında, kat betonu ile cephe elemanları arasına uygulanan taşyünü izolasyon malzemesini kaplayarak 3 saate kadar yangın dayanımı sağlayan UL listeli Nullifire FS700 dinamik derz dolgu spreyi ayrıca duvar-tavan birleşim ve genleşme derzlerinde, beton, tuğla ve alçıpan birleşimlerinde de uygulanabilmektedir. Hareketli bina derzlerinde 2 saate kadar yangın dayanımı sağlayan Nullifire J2000/J3000 intümesan şeritler, ses ve duman geçirimsizliğinin yanı sıra %50’e kadar hareket imkânı sağlamaktadır. Özel olarak kaplanmış, cam elyaf ile dokunmuş örtü malzemesi olan Nullifire B805/810 yangın perdesi desteksiz geniş açıklıklar için 2 saate kadar yangın ve duman dayanımı sağlamaktadır. Bunların yanında plastik ve metalik elektrik kutuları için kullanılan Nullifire FO100 tampon macunu; montaj esnasında şekillendirilebilen intümesan silikon esaslı yangın dayanımlı ürünüdür. Yüzeylerde elektrik kutusu montajı için açılan boşluklardan yangın ve duman sızdırmazlığı sağlayarak elektrik tampon kutusu gereksinimini ortadan kaldırır. Tüm Nullifire ürünleri; en yeni Avrupa standartlarının tamamıyla test edilip onaylanmıştır ve yüksek düzeyde ürün sertifikalarına sahiptir. Kolay uygulanabilir, güvenli ve çevre bilinçli ürünleri ve su bazlı ince tabakalı kaplama sistemleriyle yapıları yangına karşı korumaktadır. Bu ürünlerin uygulanması; sadece günümüzün koşullarına yönelik olmayıp, gelecekte oluşabilecek sistem değişikliklerini de karşılayabilecek özelliklere sahiptir.
Zemin kaplamalarının vazgeçilmezi
Kaliteli materyalleri çevreye zarar vermeyen hammaddelerle kusursuzca işleyen Meister’in tüm ürünlerinin orta katmanında kullanılan yüksek kalitede HDF, darbelere karşı dayanıklılığı artırırken, gereksiz ağaç kullanımının da önüne geçiliyor.
68
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Dekorasyon sektöründe duvar kağıdı, laminat parke ve halı kategorisinde seçkin markaları bünyesine katarak hızlı büyümesini sürdüren HannaHome, parke sektöründe 73 yıllık köklü bir geçmişe sahip dünyanın öncü Alman markası Meister ile distribütörlük anlaşması yaparak, markanın Türkiye’deki tek temsilcisi oldu. Ürünlerini HannaHome hizmet ayrıcalığı ile dekorasyon ve yapı sektörü ile buluşturacak olan Meister, kendine özgü formlar ve dayanıklılık garantisinin yanı sıra yüzlerce farklı doku, renk seçenekleri ve tasarımları ile geniş bir lamine ve laminat parke ürün yelpazesine sahip. Ürünlerini dayanıklılık, güven ve yenilik üzerine inşa eden parke markası, üretim aşamasında kullandığı ağaç ve hammaddelerinde benzersiz ürün kalitesi, özgün tasarımları, %100 Alman üretimi parke seçenekleri ile zemin kaplamalarında en yüksek kaliteyi sunması ile tanınıyor.
SAĞLIKLI VE DAYANIKLI PARKE Kaliteli materyalleri çevreye zarar vermeyen hammaddelerle kusursuzca işleyen Meister’in tüm ürünlerinin orta katmanında kullanılan yüksek kalitede HDF, darbelere karşı dayanıklılığı artırırken, gereksiz ağaç kullanımının da önüne geçiliyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, ürünlerinde hiçbir kanserojen madde içermediğinin ispatı olan Mavi Melek (Blue Angel) Sertifikası’na layık görülen Meister ürünleri, patentli Master Click Plus sistemi ile hızlı ve kolay monte edilme özelliğine sahip. HannaHome Kurucu ve Yönetici Ortağı Oğuzhan
Özden, “Kuruluşumuzdan bu yana sektöre kazandırdığımız lider duvar kağıdı markaları ile birlikte, lider parke markası Meister’i de bünyemize katarak zemin kaplamalarında da hizmet vermeye başladık. Dekorasyonun temel ihtiyaç ve stilini oluşturan zemin ve duvar kaplamalarını tek bir çatı altında birleştiren HannaHome olarak, gün geçtikçe zenginleşen ürün portföyümüze farklı ürün gruplarını da katarak alanında lider seçkin markaları dekorasyon sektörü ile buluşturmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Meister İhracat Müdürü Dieter Cordes ise, Türkiye’nin parke alanında büyük bir pazar olduğuna vurgu yaparak “Birbirinden seçkin markaları bünyesinde toplayan ve başarı ile yöneten HannaHome firması ile yaptığımız bu işbirliğinden son derece mutluyuz. Bu güçlü çatı altında marka farkındalığımızı ve gücümüzü arttırarak, Türkiye pazarında daha da büyüyeceğimize inanıyoruz” dedi. Farklı dekorasyon, stil ve estetik anlayışına sahip dünyaca ünlü markaları tüketicisiyle buluşturmayı başaran HannaHome, genç ve dinamik yapılanması, yenilikçi ve geniş ürün yelpazesinin yanında çevre dostu anlayışıyla dünyaca tanınan Meister ürünlerini de bünyesine katarak yaşam alanlarımıza dokunmaya devam ediyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
69
Kastamonu Entegre, yurtdışındaki
4. fabrikasını açtı
Orman ve ağaç ürünlerinde Türkiye’nin en büyük üreticisi Kastamonu Entegre, yurtdışındaki 4., Romanya’daki ikinci fabrikası, Romanya Yonga Levha Fabrikası’nda ilk levha üretimi Hayat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Kiğılı ve Kastamonu Entegre Genel Müdürü Haluk Yıldız’ın da katıldığı törenle 8 Haziran’da başladı. Kastamonu Entegre’nin 80 milyon Euro’luk yeni yatırımıyla Romanya’nın Reghin Bölgesi’nde kurduğu yonga levha tesisi, ilk levha üretimine başladı. Romanya’daki yatırımla Kastamonu Entegre’nin Romanya’da istihdam ettiği çalışan sayısı yüzde 25 artarak 778 kişiye ulaştı. Romanya’nın Reghin Bölgesi’nde faaliyete geçen, günlük 1.800, yıllık 540 bin metreküp üretim kapasitesine sahip dev yonga levha tesisi, Romanya iç pazarı, Balkan ve Kuzey Afrika ülkeleri, Türki Cumhuriyetleri’nin ihtiyacını karşılayacak. Yeni tesis ayrıca, Kayseri ve Adana bölgesindeki müşterilerin yüksek ve özel kaliteli yonga levha taleplerini de karşılayabilecek. Hayat Holding’in bünyesinde yer alan ve 1969 yılından beri ağaç sektöründe faaliyet gösteren Kastamonu Entegre bugün, altısı Türkiye’de (Kastamonu, Kastamonu Organize Sanayi, Gebze, Balıkesir, Samsun, Adana) dördü yurt dışında (Bulgaristan, Romanya ve Bosna-Hersek) olmak üzere on tesisinde üretim gerçekleştiriyor. Sektöründe Türkiye’de lider konumunda bulunan Kastamonu Entegre aynı zamanda bölgesel bir güç olma yolunda hızla ilerliyor.
70
YAPI MALZEME - Haziran 2012
3.5 milyon metreküp toplam panel üretim kapasitesi (MDF + Yonga levha) ile, Avrupa’nın 6. büyük ağaç bazlı panel üreticisi olan Kastamonu Entegre sektöründe Dünyada 11. sırada yer alıyor. Kastamonu Entegre 2011 yılında 95 milyon USD ihracat gerçekleştirerek Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri sektör birincisi oldu. 2012 yılında 1.1 milyar dolar konsolide ciro hedefleyen Kastamonu Entegre’nin yurt içinde ve yurt dışında planladığı yeni yatırımlar ise; “Rusya’da MDF, Yonga levha ve OSB tesisi yatırımı, Romanya’da MDF tesisi yatırımı, Türkiye’de Antalya-Denizli bölgesinde MDF tesisi yatırımı ve Bulgaristan’da OSB tesisi yatırımı” şeklinde sıralanıyor. Yeni yatırımlar tamamlandığında, Kastamonu Entegre 1.8 milyar USD cirosu ve 5.5 milyon m3/yıl kapasitesi ile Avrupa’da sektöründe ilk dört şirketten biri; Romanya’dan Hindistan’a kadar olan geniş bir bölgede ise sektöründe üç büyük şirketten biri olacak. Böylece 2011 yılında konsolide cirosu % 25 yurtdışında oluşurken, yatırımlar tamamlandığında, cironun % 50’den fazlası Türkiye dışında oluşacak.
Çatı kaplama örtülerine
‘yeni’ ve ‘çevreci’ bir ürün geldi Türkiye’de shingle çatı kaplama örtülerini ilk olarak üretime alan BTM, geniş shingle ürün yelpazesine “yeni” ve “çevreci” bir ürün daha katarak, yapı profesyonellerinin ve tüketicilerin seçeneklerini zenginleştirdi. BTM Cool Shingle ve BTM Cool Shingle Plus olarak iki farklı seçenek ile piyasaya sürülen bu yeni shingle, sahip olduğu beyaz renk sayesinde ışığı yansıtma özelliğine sahip. Özellikle sıcak yaz aylarında çatılarınız daha serin, eviniz daha konforlu. BTM, Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Orkun Ürkmez, yeni shingle ürünü ile ilgili olarak “Beyaz renk taşlı çatı kaplama malzemesi shingle üretme fikri, beyaz rengin güneş ışınlarını yansıtmasından yola çıkılarak oluştu. BTM olarak biz kullanıcıların beğenisine iki farklı renk seçeneği sunduk. BTM Cool Shingle Plus içinde hiç koyu renk olmayan bembeyaz bir ürün. Bu sayede güneş ışınlarını yüksek oranda geri yansıtıyor ve dünyada genelde sıcak bölgelerde tercih ediliyor. BTM Cool Shingle ise içinde düşük miktarda koyu renk barındırarak, çatılarda 3 boyut etkisinin oluşturulmasını sağlıyor. Böylece çatınız hem serinliyor hem de estetik anlamda değer kazanıyor” dedi.
72
YAPI MALZEME - Haziran 2012
SICAK YAZ AYLARINDA ÇATINIZ SERİN, EVİNİZ KONFORLU OLSUN Ürkmez BTM Cool Shingle’ın avantajlarından bahsetti. Ürkmez “BTM Cool Shingle kaplı evler yaz aylarında daha az soğutma enerjisine ihtiyaç duyarlar, diğer ürünlerle kıyaslandığında çatının yüzey sıcaklığı daha düşük olur. Bu da evinizin daha konforlu olacağı anlamına gelir. Bir diğer avantajı ise, şehirlerde oluşan ısı adası etkisini azaltmaya yardımcı olması. Bunu nasıl sağlıyor, çatıdan dış ortama geçen ısı miktarını azaltarak. Böylece dünya yüzeyinin de daha az ısınmasına yardımcı oluyor, ve iklim değişikliğinin yavaşlamasına katkı sağlamış oluyor. Yani çatınızda BTM Cool Shingle tercih ederek, hem kendi soğutma bütçenize katkıda bulunuyor, hem de çevreci özelliği sayesinde dünyamıza iyi davranmış oluyorsunuz” dedi. BTM, Türkiye’nin ilk yüzde yüz yerli sermayeli shingle üreticisi. BTM’nin shingle ürün yelpazesinde toplam 8 farklı model ve 14 farklı renk bulunuyor.
Klasikten moderne her zevke uygun kompozit kapılar
Pakpen Şirketler Grubu, PakDoor Dekoratif Dış Kapı ve Kompozit Kapı Serileri ile klasikten moderne her zevke uygun çözümler sunuyor. Isı, ses, nem ve suya dayanıklılık gibi özellikleriyle dikkat çeken Kompozit Kapı Serisi en yeni modelleriyle yaşam alanlarınıza fark katıyor. Ürün yelpazesini her geçen gün geliştiren PakDoor’un Kompozit Kapı Sistemlerine birbirinden güzel yeni modeller eklendi. Yüksek teknolojili modern üretim tekniğiyle sadece Pakpen tarafından üretilen kompozit kapılar, geniş ürün ve renk yelpazesini tüketicilerin beğenisine sunuyor.
FONKSİYONELLİĞİN YENİ ADI Mükemmellik detaylarda gizlidir fesefesinden yola çıkılarak üretilen PakDoor kompozit kapılar, özel ayarlı, hareketli ve pervazlı kasa sistemiyle farklı kalınlıklardaki duvarlara kolaylıkla uygulanabiliyor. Mükemmel detay çözümleriyle sorunsuz ve kolay montaj özelliği sunan PakDoor kompozit kapılar aynı zamanda menteşe, ispanyolet, kilit ve kol gibi aksesuarlarda da zengin seçenekler sunuyor.
HER ZEVKE UYGUN 11 FARKLI MODEL Klasikten moderne her zevke uygun çözümler sunan PakDoor kompozit kapılar her türlü ıslak zeminde zarar görmeden uzun yıllar kullanılabiliyor. Günümüzün
74
YAPI MALZEME - Haziran 2012
trendlerine göre sürekli yenilenen ve 11 farklı modeli bulunan kompozit kapılar, renk alternatifleri ve modern çizgileriyle hayal dünyanıza yeni kapılar açıyor. Isı ve ses izolasyonu özellikleri sayesinde pek çok prestijli inşaat projelerinde kullanılan PAkDoor kompozit kapılar, özel ayarlı pervaz kasa sistemiyle de farklı kalınlıktaki duvarlara kolaylıkla uygulanıyor. Her türlü projeye uygun olarak geliştirilen tek kanat, asimetrik kanat ve simetrik kanat sistemleriyle çözüm ortağınız olan PakDoor kompozit kapılar, görsel bütünlüğü ile de göz dolduruyor. Yüzeyi kolayca temizlenebilen ve çizilmelere karşı sağlam yapısıyla dikkat çeken kompozit kapılar, üretimde kullanılan ileri teknoloji ürünü malzemeler sayesinde yangın alevlerin ileriemesini önlüyor. Zengin seçenekleriyle ince zevklerin karşılığı olan PakDoor kompozit kapılar, seri ve sorunsuz üretim teknoloji sayesinde sıfır hatayla üretilir. Kusursuz ve mükemmel görünümüyle her türkü dekorasyonla bütünleşebilen kompozit kapılar, beyaz, bej, akçaağaç, kayın, ceviz, armut, koyu ceviz ve venge renkleriyle dikkat çekiyor.
Günlük hayatın koşuşturmasından bunalıp sığındığımız evlerimizi, renklerin sihirli dokunuşuyla farklılaştırma şansına sahibiz. Yaşadığımız mekânları çok büyük harcamalar yapmadan boya ile yenileyebiliriz. Doğru rengi seçmek ve boyadan en iyi sonucu almak için bazı ipuçlarını dikkate almanız yeterli...
76
YAPI MALZEME - Haziran 2012
mızının, çikolata kahvenin, sarının ya da turuncunun çeşitli tonlarını kullanarak ortamınızda daha sıcak ve samimi bir hava yaratabilirsiniz. Evinize biraz hareket katmak istiyorsanız, odanızın bir duvarını farklı bir renk tonunda boyayabilirsiniz. Böylece, hem derinlik hissi oluşturur, hem de farklı bir görüntü elde edersiniz. Eğer salonunuz ya da oturma odanız küçükse, dikkat dağıtıcı renklerden uzak durmalısınız. Koltuk ve halı renkleri duvarlardan koyu olmalı, aksesuarlarda ise canlı renkler kullanmalısınız. Renk kullanımında unutulmaması gereken temel kurallardan biri, fazla renk ve/veya az renk kullanımının ortamlarda dengesizlik yaratacağı… Bu nedenle birbirini tamamlayan renkler tercih etmelisiniz. Kırmızıyı tamamlayıcısı turkuaz – yeşil ile birlikte kullanın. Sarı tetikleyici bir renktir. Tamamlayıcısı olan mor ile beraber kullanılmalıdır. Mor rengi ise tek başına kullanmaktan kaçının. Mavi dinlendirici ve sakinleştirici bir etki yaratır. Turuncu ise neşelendirir. Turuncunun fazla kullanılması melankolik bir hava yaratabilir, bu nedenle mavi ile dengelenmesi gerekir.
EVİNİZİ BOYATMADAN ÖNCE ÖN HAZIRLIK ŞART
Havalar ısındı, güzel sıcak günlere merhaba dedik. Evinizi değiştirip, biraz renk katmak için boyamaya ne dersiniz? Cevabınız evetse, işe eviniz için doğru rengi seçmekle başlayabilirsiniz. Renk seçimi, kolay gibi görünse de aslında önemli ve zor bir iştir. Sadece sevdiğiniz ya da gözünüze hoş görünen renkleri tercih etmek yerine, renklerin eviniz ve dekorasyonunuzla da uyumlu olmasına dikkat etmelisiniz. Küçük mekânlar için koyu renk boya tercih etmekten kaçının. Açık tonlar, mekânları olduğundan geniş ve ferah gösterecektir. Zıt renklerin ise birbirini tamamladığını unutmayın. Salonunuzun duvarlarına açık renkler hâkimse, halı ya da zemin rengini koyu renk seçmelisiniz. Eğer zemin açık renk ise, duvarlarınızı koyu renklere boyayarak ve açık renk halı kullanarak kontrast bir görünüm elde edebilirsiniz. Dekorasyonunuz sade ve canlı olmayan, açık renklerden oluşuyorsa kır-
Boyama işlemine geçmeden önce mutlaka bazı ön hazırlıkları yapmanız gerekiyor. Öncelikle, seçtiğiniz boyanın rengi, kartelanın basım tekniklerinden dolayı bu renkle bire bir aynı görünmeyebilir. Kartelada ufak bir alanda gördüğünüz renk, duvarınızda büyük bir alana yayılmış haldedir. Ayrıca mekâna giren ışığın şiddeti ya da odanızdaki halı, perde, koltuk gibi eşyalar rengi farklı gösterebilir. Renk kontrollerini gün ışığında yapmanızı ve duvarın tümüne uygulamadan önce küçük bir alanda denemenizi öneririz. Renge karar verdikten sonra sıra mevcut yüzey durumunuza ve beklentilerinize uygun tipte bir boya seçmeye geliyor. Kullanım yerlerine göre farklılık gösteren pek çok alternatif ürün bulunuyor. Bu nedenle boya tipini, konuyu biraz araştırıp, gerekirse bu konuda yetkili birimlere danışarak seçmenizde fayda var. İnsan sağlığına ve çevreye dost, kokusuz, leke tutmayan ve kolay temizlenen, kapatıcılığı yüksek, zamandan ve işçilikten tasarruf sağlayan boyaları tercih ederek birçok açıdan avantaj sağlayabilirsiniz.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
77
AkzoNobel Marshall, 2012’nin beş ana renk trendinden biri olarak belirlediği “Hayal Alemi” teması ile herkesi, bir beyaz tavşanın peşinde maceradan maceraya koşan Alice gibi harikalar diyarına davet ediyor.
“Renklendir Hayatı” sloganı ve yenilerek, daha da renklenen kurumsal kimliği ile insanların hayatına renk katmaya devam eden AkzoNobel Marshall, uluslararası çapta yürüttüğü araştırmaları sonucunda belirlediği 2012 Teması, Renk Paleti ve Renkleri ile hayatı renklendirmeye devam ediyor. 2012’nin beş ana renk trendinden biri olan ve “bir dünyadan diğerine geçme kavramı, zihni özgürleştirir” ilkesinden hareketle oluşturulan “Hayal Alemi” temasında, en son teknolojiler sayesinde çok az bir çabayla, farklı dünyalarda veya gerçekliklerde olma durumu işleniyor.
boyutlu gözlükleri takmış olabiliyor. Inception filminde Leonardo Di Caprio, bir grup eğitimli rüya uzmanına, diğer insanların rüya katmanlarının bir yanından öbür yanına kadar önderlik ediyor. 3D animasyon şaheseri Avatar filminde, bilim insanları kendilerini, mavi insanların ve ışık saçan ağaçların büyülü, ağzımızı açıkta bırakan güzel dünyasına kaptırıyor. AkzoNobel Marshall’ın “Hayal Alemi” teması da işte bu filmler ve sanallık kadar gerçeküstücü bir tema olarak öne çıkıyor.
HAYAL ALEMİ TEMALI RENK PALETİ İLE HARİKALAR DİYARINDAYIZ
Hayal Alemi temasına özel seçilen renk paleti de temanın adından ve ilham aldığı kaynaklardan anlaşılacağı gibi aşırılıkları yansıtıyor. Rüya ve gerçeküstüyle, elle tutulur ve aşırı gerçek olan arasında gidip geliyor. Temanın renk paletinde cafcaflı, kadifemsi maviler, yeşiller ve kırmızılar, uçuk ve yarı şeffaf pastel renklerle rekabet içerisinde.
Sihirli, dijital, değişik algılamalar, gerçeküstü ve gerçekten kaçış kavramları ile örülmüş bir alem burası... İnsanoğlu, şimdi Finlandiya’daki arkadaşlarıyla World of Warcraft oynarken, bir anda beyaz tavşanın peşinde bir deliğe düşen Alice ile buluşmak için üç
78
YAPI MALZEME - Haziran 2012
GERÇEK VE GERÇEKÜSTÜ ARASINDA GİDİP GELEN HAYAL GİBİ RENKLER
Albera Nova Formül5 gücüyle raflarda Dünyanın Rengi Albera’dan yine bir ilk Albera Nova… Silinebilir iç cephe ürünlerine Formül 5 teknolojisiyle yenilik getirmeyi amaçlayan Albera, Nova’yı tüketicilerin beğenisine sundu. Şimdiye kadar tek bir boyada bulunamayan 5 üstün özelliği bir araya getiren Albera, Nova ile tüm beklentilere cevap veriyor. Formül5; Tam Silinebilir, Leke Tutmaz, Anti Alerjik, Yüksek Örtücülük ve Ekstra Pürüzsüz Yüzey özellikleriyle uzun süre temiz kalan, ekstra pürüzsüz dokunulası duvarlar ortayı çıkarıyor. Her türlü iç cephe yüzeyine uygulanabilen silikon esaslı Albera Nova, özel bağlayıcı yapısı sayesinde yüzeye çok iyi yapışıyor, çatlama ve kabarma yapmıyor. Yüksek örtücülük özelliğine sahip Albera Nova içerdiği özel dokular sayesinde ekstra pürüzsüz bir yüzey sunuyor. İpek mat görünümü ile yaşanılan mekanlarda kalitenin hissedilmesini sağlayan Albera Nova, tam silinebilir ve leke tutmayan özelliği ile uzun kullanım ömrüne sahip.
ANTİ ALERJİK ÖZELLİĞİYLE SAĞLIKLI MEKANLAR İnsan sağlığına ve çevreye duyarlı olarak üretilen Albera Nova, anti-alerjik yapısı ile özellikle astım ve benzeri rahatsızlığı bulunan kişilere daha rahat bir yaşam alanı sağlıyor. Yapılan araştırmalara göre
80
YAPI MALZEME - Haziran 2012
insanlar gün içinde zamanlarının %80 – 90’ını iç mekânlarda geçiriyor. İç mekan kirlilikleri ise insanları dışarıda oluşan hava kirliliğinden daha fazla tehdit ediyor. Özellikle göz, burun, boğaz problemleri, baş ağrısı, baş dönmesi, bitkinlik, aşırı yorgunluk, hatta akciğer kanseri gibi hastalıklara ev ya da ofis ortamlarında bulunan çeşitli bakteriler, küf ile halıların içinde bulunan tozlar neden oluyor. Formül 5 teknolojisine sahip Albera Nova, kapalı mekanlarda oluşan kötü koku moleküllerinin, duvarlara yapışarak çeşitli bakterileri oluşturmasını engelliyor. Küçük çocuklar ya da astım hastaları gibi ortamda bulunabilecek bakterilerden çabuk etkilenebilecek kişiler başta olmak üzere, genel olarak insan sağlığı açısından Albera Nova, yaşam alanlarını sürekli olarak temiz tutuyor. 2012 yılının Nisan ayında tüketicilerle buluşan Albera Nova, silinebilir iç cephe ürünlerinde kalite çıtasını yükseltmek amacıyla yaklaşık 1,5 yıl süren AR-GE çalışmalarının ürünü olarak piyasaya sürüldü. Albera Nova, Formül 5 gücüyle yeni sezonun en çok tercih edilen ürünü olmak için raflarda…
Dış cephelerin teknolojik lideri ve uzmanların tercihi AmphiSilan, Canlı Renkler’den oluşan renk koleksiyonunu, Yüksek Koruma Sistemi ile birleştirerek AmphiSilan ve AmphiSilan-G sayesinde binaların daha canlı ve estetik bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.
AmphiSilan’dan uzmanlık serisi
Canlı Renkler Koleksiyonu Dış cephe boyası dendiğinde alışkanlıkları değiştiren AmphiSilan, yıllardır yapılara renk ve değer katıyor. Dış cephelerin teknolojik lideri ve uzmanların tercihi AmphiSilan, Canlı Renkler’den oluşan renk koleksiyonunu, Yüksek Koruma Sistemi ile birleştirerek AmphiSilan ve AmphiSilan-G sayesinde binaların daha canlı ve estetik bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. Bu görünüm, güneşin yıpratıcı UV ışınlarına karşı son derece dirençli olup boya tabakası ilk günkü canlılığını yıllarca korumaktadır. Bu kapsamda Filli Boya Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip, renk koruma garantisini tüketicilerine sunuyor.
DIŞ CEPHELERİN YENİ DOKUSU AmphiSilan’ın üstün teknolojisi ve tecrübesinden yararlanılarak geliştirilen AmphiSilan–G sayesinde Canlı Renkler (Organik esaslı pigmentler), inorganik renkler kadar solmaya karşı direnç göstermektedir. Hem uygulama açısından ustalara kolaylık sağlayan hem de dış
82
YAPI MALZEME - Haziran 2012
cephelere kıskanılacak bir görünüm kazandıran AmphiSilan-G, birbirinden canlı renkleriyle dış cephe boyalarından beklenenden çok daha fazlasını sunuyor.
PARLAK VE ZARİF, DURUMAT DOKU AmphiSilan-G‘nin eşsiz Durumat dokusu ile dış cepheleriniz göz alıcı parlaklığa kavuşurken aynı zamanda zarif bir dokuya sahip olur. Sağlanan optimum parlaklık sayesinde renkler daha canlı, yüzeyler daha estetik bir görünüm elde eder. Özel yapısı sayesinde duvardaki nem dışarı atılır ve böylece boyanın dökülmesi tamamen engellenmiş olur. Ağır iklim şartlarına karşı geliştirilen formülü sayesinde uygulanan boya yüzeyle bütünleşir ve uzun yıllar zorlu koşullara direç gösterir. Yüksek oranda bağlayıcı içeriği ile CO2 (karbondioksit) bariyeri oluşturur. AmphiSilan-G CO2 geçirimsizliği sayesinde yapı içerisinde metallerin korozyonunu engeller, betonu korur, dışarıdan gelen suyu bünyesine almaz.
Yeni nesil ampullerle
enerji tasarrufu sağlayın Elektrik-elektronik sektöründe 33. yılını geride bırakan Zafer Cabacı, “Uzun ömürlü ve dayanıklı bir yapıya sahip enerji tasarrufu sağlayan ampuller, bir yandan tüketicilerin alıştıkları aydınlatmayı sunarken diğer yandan enerji tasarrufu sağlayarak bütçeye katkıda bulunuyor” dedi. Zafer Cabacı meslek hayatına 1979 yılında İstanbul’un en eski ticaret merkezlerinden biri olan Karaköy'deki Perşembe pazarı piyasasında, şu an sahibi olduğu Taçkın Elektrik’te çırak olarak başlamış. Günümüzde mekanik, elektrik, elektronik, hırdavat ve sıhhi tesisatı ekipmanlarının kolaylıkla bulunabileceği yerlerden biri olan bu tarihi pazarda 33 yıldır yer alan Zafer Cabacı, 51 yıllık geçmişi olan Taçkın Elektrik’i rahmetli patronundan 1979 yılında devralmış. Elektrik malzemeleri sektöründe oluşturduğu yeni bir anlayışla hizmet vermeye devam eden Taçkın Elektrik, Osram, Philips, Landlite, General Electric gibi dünyaca tanınmış markaların aydınlatma malzemelerini bünyesinde barındırıyor. Günümüz teknolojisini yakından takip eden ve firması Taçkın Elektrik’e yansıtan Zafer Cabacı, alışveriş ve ticaret hayatını ise, tarihi pazarın getirdiği eski esnaf kültürüyle güvene ve itimada dayalı iş ahlakına göre sürdürüyor. Ahlaki yapımız etik düşüncelerimiz ve söylemlerimiz açısından piyasada değer gören bir yapımız var diyen Zafer Cabacı; “Ticaret yaparken her yerden ürün almayız ve her yere de malzeme satmayız. Eskiden bu pazarda sözle ticaret yapılırdı, ahlaki değerler o şekildeydi ve herkes buna dikkat ederdi. Şimdi bunlar kalktı ve maalesef sadece kazanmak ön plana çıktı. Bana göre, para biriktirmek değil de insan biriktirmek daha önemli” şeklinde konuşuyor. Zorlu Holding, The Marmara, Vestel, Four Seasons gibi Türkiye’de bilinen markalara çalıştıklarını da ifade eden Cabacı, bu markaların kendi firmalarıyla iş yapmasını dürüst iş ahlakına bağlıyor. Aynı işi daha az enerjiyle yapmak anlamına gelen enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularının günümüzde büyük önem arz ettiğini belirten Zafer Cabacı, ev ve işyerlerinde bulunan ampulleri enerji tasarruf lambaları ile değiştirerek daha az elektrik faturası ödeyebilirsiniz diyor. Bilgi aktarılınca değerli olur diyen Zafer Cabacı; yaşam alanlarında kullandığımız ampuller ve aydınlatmadan nasıl tasarruf edilebileceği hakkında şu ipuçlarını verdi:
84
YAPI MALZEME - Haziran 2012
- Evinizde enerji tasarrufu sağlayan lambalar üç ana türe ayrılır: Kompakt flüoresan lambalar, LED tabanlı lambalar ve halojen lambalar. Bu lambaların her biri ile klasik lambalarınızla aynı ışık kalitesini elde eder ve daha az enerji harcarsınız. - Klasik lambalarla karşılaştırıldığında, enerji tasarrufu sağlayan lambalar, aynı miktarda ışık üretmek için daha az enerji kullanır, daha uzun süre dayanır, sık sık değiştirilmeleri gerekmez. Bu durum, değişimin sadece çevre için değil aynı zamanda bütçeniz için de iyi sonuç vereceği anlamına gelmektedir. - Enerji tasarruflu ampulleri ne kadar sık açıp kapatırsanız, ömrünü azaltır ve daha çok enerji tüketirsiniz. Ne kadar az açıp kaparsanız daha uzun ömürlü ve tasarruflu olur.
Kayalar Kimya CEO’su Ersin Kayalar
“Güçlü markalar, güçlü Ar-Ge ile var olabilir”
Türkiye’deki ilk 500 sanayi kuruluşundan biri olan Kayalar Kimya, yeni teknolojilerin ve sektörüne kazandırdığı birçok yeniliğin kaynağı olan 36 yıllık Ar-Ge çalışmalarını, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’nın 5746 sayılı kanun kapsamında verdiği Ar-Ge Merkezi belgesi ile taçlandırdı. Minimum 50 Ar-Ge personelinin istihdam edilmesi, yeterli Ar-Ge birikiminin ve yeteneğinin bulunması gibi özel koşullara sahip olan Ar-Ge birimlerine verilen bu özel sertifika ile Kayalar Kimya Ar-Ge Merkezi ile yeni teknolojilerde lider olmayı, düşük VOC değerine sahip çevre dostu ürünler üretmeyi ve uluslararası bir firma olarak coğrafi bölgelere uygun ürün sistemleri geliştirmeyi amaçlıyor. Global pazarda sürdürülebilir rekabet gücünün temellerini, sağlam Ar-Ge altyapısının oluşturduğunu belirten Kayalar Kimya CEO’su Ersin Kayalar, “Sektörümüz son derece rekabetçi. Uluslararası pazarda rekabet edebilmek için güçlü markalara ihtiyacımız var. Güçlü firmalar ve markalar, güçlü Ar-Ge ile var olabilir. Ar-Ge, firmaların rekabette fark yaratabilmesini sağladığı kadar, gelecek yıllardaki yatırımlarına da yön vermekte. Bu nedenle Kayalar Kimya olarak Ar-Ge çalışmalarımızı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının da tescil ettiği Ar-Ge Merkezi çatısı altında sürdürmeye karar verdik ve bugün Ar-Ge merkezi olmanın gururunu yaşıyoruz. 1500 m2 kapalı
86
YAPI MALZEME - Haziran 2012
alan sahip Ar-Ge Merkezimizde yer alan 7 laboratuarımızda polimer, ahşap kaplama sistemlerine, inşaat boyalarına ve sanayi boyalarına ait birçok Ar-Ge projesi yürütülmektedir” dedi.
KAYALAR KİMYA AR-GE MERKEZİ, ÇEVRE DOSTU ÜRÜNLERE ODAKLANACAK Özgün formülleri ve yerli teknolojileri ile Türkiye’de mobilya boya ve vernik sektörünün lideri, Avrupa pazarının ise 6. büyük firması olduklarını kaydeden Ersin Kayalar, yalnızca ülkemizde değil uluslararası pazarda da önemli yatırımlar yaptıklarını ve Ar-Ge çalışmalarını hızlandırdıklarını belirtti. Günümüzde rekabet gücünün, müşteri ihtiyaçlarını hızlı ve beklentilerine uygun olarak karşılayabilme yetisine bağlı olduğunu sözlerine ekleyen Kayalar, Ar-Ge Merkezindeki çalışmaların çevre ve insan sağlığına duyarlı, yeni teknoloji odaklı, bölgesel koşullara-müşteri proseslerine uygun ürünler üzerine yoğunlaşacağını belirtti.
87
TÜRKİYE’NİN İLK AR-GE BOYA UYGULAMA SİMÜLASYON MERKEZİ
“TÜRKİYE AVRUPA’DAN ÇOK İYİ DURUMDA”
Bu bağlamda, müşteri taleplerine ve proseslerine uygun ürünlerle müşterilerine de katma değer sağlamayı ve çözüm ortağı olmayı misyon edinen Kayalar Kimya, 2004 yılında Türkiye deki ilk Ar-Ge Uygulama-Simülasyon Merkezini kurdu. Mobilya fabrikalarının kullandığı bir çok uygulama ekipmanın pilot ölçekli benzerlerine sahip olan Ar-Ge Uygulama-Simülasyon Merkezinde, değişik parametrelere ve proses koşullarına göre ürün uygulamaları ve simülasyonları yapılabiliyor. Bu uygulama merkezi ile daha hızlı ve kaliteli ürünlerle müşterilerine cevap verebildiklerini ifade eden Ersin Kayalar, ürünlerini çok kısa bir zaman diliminde bölgesel koşullara veya uygulama süreçlerine adapte edebildiklerini ve geleceği inşa ederken tüm paydaşlarını da gözeten çözümler sunmayı hedeflediklerini belirtti. Kayalar, “Müşterilerimiz için yeni teknolojilerle ilgili bu merkezde birçok eğitim düzenlendi. Bugüne kadar 200’ün üzerinde müşterimize eğitim verdik. Müşterilerimizin yeni teknolojilerle ve çevre dostu ürünlerle tanışmasını sağlayarak; geleceğimizi birlikte şekillendirmeye ve renklendirmeye ArGe Merkezi çatısı altında devam edeceğiz” diye sözlerine ekledi. Ahşap boya ve vernik markaları Genç ile Türkiye’de ilk kez EN 71.3 Avrupa standardı sertifikalı su bazlı ürünler üretmeye başladıklarından da söz eden Kayalar, “Kayalar Kimya’nın Türkiye ahşap koruma sektörüne getirdiği yeniliklerden biri olan GENÇ Mobilya Tinting Sistemi ile; ahşap doğanın tüm renkleri ile buluşma şansına sahip oldu. Genellikle dekoratif boyalar için kullanılan Tinting Sistemi, ülkemizde ilk kez Kayalar Kimya Tinting Merkezi ile mobilyaları da renklendirmeye başladı. Ayrıca yeni teknolojilere odaklanarak, UV sistemler üzerine yaptığımız Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde geniş bir ürün yelpazesine sahip olduk. Ar-Ge merkezimiz geçmişte olduğu gibi bundan sonra da yenilikçi çözümlere odaklanarak çalışmalarına devam edecek” dedi.
Türkiye ekonomisinin, kamu maliyesi ve bankacılık gibi dünyada krizlere neden olan alanlarda son derece başarılı bir performans gösterdiğine vurgu yapan Ersin Kayalar, Türkiye’nin mali disiplini elden bırakmadığını, ekonomik, finansal ve siyasi istikrarı birlikte koruyarak yoluna devam ettiğini belirtti.
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
42 AYRI ÜLKEYE İHRACAT İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri’nin (İMMİB) düzenlediği ihracat ödüllerinde, 2011’deki 24 milyon dolarlık ihracatıyla boya, vernik ve mürekkep kategorisinde ihracat yıldızı seçilen Kayalar Kimya, Genç markasıyla Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler ve Rusya'nın da aralarında bulunduğu 42 ayrı ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.
2012 İHRACAT HEDEFİ 30 MİLYON DOLAR İhracat yaptıkları ülkelerde, Avrupalı büyük ve köklü üreticilerle yarışıp, onlardan çok hızlı pazar payı aldıklarından bahseden Ersin Kayalar, “Avrupa’da bir güç olmak için koyduğumuz hedefe ilişkin iki sene önce İspanya’da bir ofis kurduk. Bu sayede İspanya, Portekiz hatta İtalyan rakiplerimizden çok müşteri kazandık. Kısa surede tüm ülke çapına hizmet verecek dağıtım ağına ulaştık. Tüm bu olumlu gelişmeler bizi İspanya’da üretim yapmamız gerektiğine inandırdı ve bir fabrikayı satın aldık. Bu sene üretime başlayarak müşterilerimize daha hızlı çözüm üretir hale geleceğiz” diye konuştu. Boya, vernik ve mürekkep alanında 2012 ihracat hedeflerinin 30 milyon dolar olduğunu sözlerine ekleyen Kayalar, “Artık daha büyük bir hedefimiz var, Afrika, Ortadoğu ve Avrupa’yı kapsayan coğrafyada ilk üçe girmek” dedi.
Doğaya ve çevreye duyarlı Nolte ekolojik elektrik tüketiyor Doğaya ve çevreye karşı sorumluluk bilincini taşıyan Nolte, tüm üretiminde 2012 yılının Ocak ayından itibaren iklime zarar vermeyen ekolojik elektriğe geçmiş bulunuyor. Nolte, Türkiye’de ilk Home Studio mağazasını açtığı 2009 yılından bu yana mutfak ve yatak odası dekorasyonunda kalite ve ayrıcalık arayanların uğradıkları ilk adreslerden biri. Mağazalarında birçok üstün özelliğe sahip mutfak, yatak odası ve dolap tasarımlarını müşterilerinin beğenisine sunan marka, estetik ve fonksiyonelliğe de büyük önem veriyor. Kendi alanımızda standartları belirleyen marka olarak öne çıkıyoruz diyen Nolte Türkiye Genel Müdürü Sebahattin Gürel ile Nolte markasının doğaya ve çevreye karşı gösterdiği sorumluluğunu konuştuk.
90
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Nolte olarak, çevresel duyarlılığa ve doğanın korunmasına bakış açınız nedir? Dünya biz insanlara olduğu gibi milyarlarca canlıya ve milyonlarca canlı türüne de ev sahipliği yapıyor. Hem onların hem de biz insanların geleceğini koruyabilmek için gezegenimize sahip çıkmak durumundayız. Bu hem bu gezegende yaşayan her bir insanın hem de bizim gibi tüm büyük kuruluşların en önemli görevleri arasında sayılmalı. Nolte olarak biz bu görevi fazlasıyla önemsiyoruz. Nolte markası olarak doğaya ve çevreye karşı sorumluluğumuzu biliyoruz. Bu yüzden üretimde kul-
landığımız enerjinin doğaya zarar vermeyen yeşil enerji olmasına dikkat ediyoruz. Bu nedenle dünya çapında kabul gören sertifikalandırma sistemleri olup sosyal yaşama ve çevreye uyumlu ormancılık ürünlerini onaylayan FSC ve PEFC sertifikalarına sahibiz.
Bu sertifikaları biraz açabilir misiniz? Kar amacı gütmeyen uluslararası bir organizasyon olan Orman İdaresi Konseyi (Forest Stewardship Council / FSC) kalıcı orman işletmeciliği ürünlerini sertifikalandırma sistemini yaratmıştır, bu sistemi işletmekte ve geliştirmektedir. Bu sertifikalandırma sistemi, ormancılık ürünleri işletmelerinin ekonomik, ekolojik ve sosyal işlevlerinin korunmasını ve geliştirilmesini sağlamaktadır. PEFC Kurulu (Programme for the Endorsement of Forest Certification) ise bağımsız, kamu yararına kurulmuş bir organizasyondur ve bağımsız sertifikalandırma ile ormanların kalıcı şekilde işletilmesini teşvik etmektedir. Ağacın ekiminden bitmiş ağaç ürününe, orman denetiminden ahşabın takibine kadar şeffaf bir sistem oluşturmaktadır.
Nolte markası olarak doğanın korunması konusunda hangi adımları atıyorsunuz? Ev mobilyası alanında lider markalardan Nolte olarak, doğaya ve çevreye karşı sorumluluğumuzu biliyoruz. Bu sorumluluğumuzu ise uzun ömürlü ürünlerimiz ve aldığımızdan daha fazlasını doğaya geri verme sözümüzle yerine getiriyoruz. Bu nedenle dünya çapında kabul gören sertifikalandırma sistemleri olan sosyal yaşama ve çevreye uyumlu ormancılık ürünlerini onaylayan FSC ve PEFC sertifikalarına sahip olarak, tüm üretimimizde 2012 yılının Ocak ayından itibaren iklime zarar vermeyen ekolojik elektriğe geçmiş bulunuyoruz. Almanya’daki fabrikalarımız için Ludwigshafen’de bulunan Pfalzwerke
şirketinden aldığımız elektrik; “Grüner Strom Label in Gold / Altın Etiketli Yeşil Enerji“ kalite logosuna sahip ve Ren nehrinden elde edilen ekolojik ve doğal hidroelektrik enerjisi olma özelliğinde… Bu sayede dünyamızın geleceği ve çevremizin yeşil kalması için önemli bir katkı sağlanmış oluyor. Ayrıca her yıl, geri dönüşümlü enerjiye ve yeni istihdam imkanlarına yatırım yapılabiliyor. Bu şekilde de daha fazla güneş, rüzgar, biyolojik ve hidrolojik enerji santralinin yapılması mümkün hale geliyor ve her biri enerji üretimindeki değişime bir katkı daha sağlıyor. İster mutfak ister yatak odası ya da dolap sistemi olsun, Nolte’de alacağınız her ürünle siz de çevremizi, iklimlerimizi ve dünyanın geleceğinin korunması için bir katkı sağlamış oluyorsunuz.
Yeşil enerji nedir? Doğaya nasıl fayda sağlıyor? Çevre konusunda duyarlılığa sahip insanlar yeşil enerjiye evet diyor. Ancak her ekolojik enerjinin yeşil enerji olmadığını da bilmek gerekiyor. Pfalzwerke Aktıengesellschaft şirketi, müşterilerine güvenli ve temiz enerji sağlıyor. Ekolojik ve doğal enerji ise yüzde yüz yenilebilir enerji kaynaklarından, İskandinavya ve bölgedeki hidroelektrik santrallerinden geliyor. Altın “Yeşil Enerji Etiketi” ile sertifikalandırılmış doğal enerji, çevre koruması yolunda atılmış çok önemli bir adım. Doğal enerji için özellikle Ren nehrindeki hidroelektrik santralleri kullanan Pfalzwerke Aktıengesellschaft Kurumu, her kilovat saat enerji başına belli bir miktar geliri de yenilenebilir enerji tesislerini teşvik fonları (EEA) ile yeni istihdam imkanlarına ve yenilenebilir enerji tesislerinin geliştirilmesine aktarıyor. Bu sayede son on yıl içinde sekiz adet güneş enerjisi tesisi kurulabilmiş durumda. Bu tesislerden biri Limburgerhof’da bulunan Bosch okulunda kullanılıyor ve geliri de tekrar fonun hizmetine sunuluyor.
YAPI MALZEME - Haziran 2012
92
Çimento Sektörü
Kazandığını Yatırıma Dönüştürüyor Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği tarafından düzenlenen “Çimento Sektöründe Enerji Verimliliği” Paneli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın katılımıyla gerçekleşti. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği, enerji verimliliğinin arttırılması konusunda gerek sektör çalışanlarının bilinçlendirilmesi, gerekse üretim sistemlerinde verimliliğin arttırılması konularında çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda düzenlenen “Çimento Sektöründe Enerji Verimliliği” paneli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın ve sektör temsilcilerinin katılımıyla 12 Haziran’da Ankara’da gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan ve Türk çimento sektörünün, ekonomik olarak büyümeye devam ederken çevresel sorumluluğunun bilincinde olarak sürdürülebilir büyümenin yaygınlaşmasında öncü rol oynadığını belirten Mustafa Güçlü şunları söyledi: “Ülkemiz, çimento sektöründe Çin Hindistan, ABD ve Japonya‘nın ardından Dünyada 5. sırada bulunmaktadır. Avrupa’da ise lider konumdadır. 2011 yılındaki toplam tüketimimiz 55 Milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu miktar, kişi başına 750 kg çimento tüketiminin ifadesidir. Geçtiğimiz yıl
94
YAPI MALZEME - Haziran 2012
100.yılını geride bırakan sektör, bu faaliyetlerini 48’i entegre, 19’u öğütme ve paketleme işletmesi olmak üzere toplam 67 tesiste gerçekleştirmektedir. “
ENERJİ BAKANLIĞI SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ PAYDAŞIDIR Çimento sektörünün enerji yoğun bir sektör olduğunun altını çizen Mustafa Güçlü sözlerine şunları ekledi: “Çimento’da enerji tüketimi iki ana noktada gerçekleşir. Üretime hazırlanmış hammaddelerin pişirilmesi sürecinde yani klinker üretiminde kömür ve benzerleri ana unsurdur. Gerek klinker, gerekse de öğütme evrelerinde ise elektrik enerjisi kullanılmaktadır. Kömür ve elektrik enerjisinin toplam üretim maliyeti (değişken maliyet) içindeki payı %70’lere varmaktadır. Sabit maliyetler devreye girdiğinde dahi bu oran %50 dolaylarına gerçekleşmektedir. Bu gerçek, Enerji Bakanlığını çimento sektörünün en önemli paydaşı
haline getirmektedir. Mustafa Güçlü şöyle devam etti: “Sektör olarak 10 yılı aşkın süredir Elektrik İşleri Etüd İdaresi ile yürütülmekte olan çalışmaların, tüm sektörlere örnek olacak kalitede olduğu bilinmektedir. Bu gün ulaştığımız noktada, Elektrik konusundaki verimlilik çabaları, “Atık Isı’dan Elektrik Üretimi” aşamasına gelmiştir. Bu nedenle sektör olarak çok mutlu ve gururluyuz. “Atık Isıdan Elektrik Projeleri” inde sektörün en önemli destekçisi olacaktır. Önemli sabit sermaye yatırımı gerektiren bu projenin tüm sektöre yayılması bu günkü tüketim seviyesi dikkate alındığında yaklaşık 1,5 Milyar kwh enerji tasarrufu sağlayacaktır. Bu tasarruf Malatya büyüklüğündeki bir ilin elektrik tüketimine eşittir. Bu tasarrufun gerçekleştirilmesi, sektörün etkin bir biçimde özendirilmesi ile mümkün olabilecektir. Bu bağlamda yenilenebilir enerji kalemlerinde olduğu gibi atık ısı yolu ile elde edilen elektriğin farklı tarifeden değerlendirilmesi en isabetli yol olarak görülmektedir.”
TÜRK ÇİMENTO SEKTÖRÜ DÜNYADA 5. SIRADA Türk çimento sektörünün dünyada 5. Sırada yer aldığına dikkat çeken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız “Panelin Türkiye’de oluşturmaya çalıştığımız enerji verimliliği ve tasarruf bilincine katkıda bulunacağına inanıyorum. Kat edecek çok yolumuz var. %20’lere varan bir tasarruf etme imkânımız var. Bu büyümeye mani değildir aksine sıhhatli büyümeye yol açar. Her birimiz için enerji sektörünü değerlendirmek ve verimli kılmak önem kazanıyor. Bu alanda yapılacak yatırımlar ve her türlü tasarruf Türkiye’nin büyümesine katkıda bulunacak. Enerjinin en yoğun kullanıldığı çimento sektörü de bu konuda üzerine düşeni yapıyor ve kazandığını tekrar yatırıma dönüştürüyor. Öyle yatırımlar var ki kendisini 2 ayda da 2 yılda da amorti edebilir. Biz 7-8 yılda amorti eden yatırımları da dikkate alıyor ve destekliyoruz. Türk çimento sektörünün enerji verimliliği konusundaki tüm çalışmalarını peşinen destekliyoruz ve yanınızdayız” dedi. Panele katılımı ve katkılarının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a TÇMB Başkanı Mustafa Güçlü tarafından plaket takdim edilmesinin ardından panel oturumuna geçildi. Panelde Batıçim Genel Müdürü Necip Terzibaşıoğlu’nun başkanlığında yapılan panelde; Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal, “Atık Isıdan Enerji Geri Kazanım Projesi –Akçansa Örneği”, Nuh Çimento Fabrika Direktörü Hayrettin Şener, “Çimento Sektörü ve Enerji Verimliliği (Kıyaslamalar, Sonuçlar, İlerleme Seviyesi, Strateji Belgesi”, YEGM Genel Müdür Yardımcısı Erdal Çalıkoğlu “Enerji Mevzuatı ve Çimento Sektörüne Yansımaları”, Adana Çimento Fabrikası Teknik Hizmet Müdürü Mahmut Selekoğlu “Proses Kontrolünde Optimizasyon (Expert Sistem)”, Batısöke Çimento Fabrikası İşletme Müdürü A. Haluk Güner “Verimli Motorlar” ve TÇMB Çevre Uzmanı Beril Şenyurt “Çimento Sektöründe Alternatif Yakıt Kullanımı – Sorunlar” başlıklı birer konuşma yaptılar.
96
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Türk çimento sektörünün enerji verimliği konusuyla ilgili çalışmalarını peşinen destekliyoruz ve her zaman yanındayız” dedi.
İMİB Tasarım Yarışması birbirinden ilginç eserlere sahne oldu İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) işbirliği ve İstanbul Kalkınma Ajansı mali desteğiyle gerçekleştirilen “Doğal Taş Kullanımında Ezberleri Bozmak” isimli tasarım yarışmasının sonuçları açıklandı. Genç mimar, iç mimar ve tasarımcıların Türk doğal taşlarına yönelik farkındalıklarının artırılması ve oluşturuculukla yeniden değerlendirilen doğal taşlardan sürdürülebilir ürünler tasarlanmasını hedefleyen “Doğal Taş Kullanımında Ezberleri Bozmak” isimli tasarım yarışmasının sonuçları açıklandı. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) işbirliği ve İstanbul Kalkınma Ajansı mali desteğiyle gerçekleştirilen proje kapsamındaki yarışmanın ödül töreni, 8 Haziran Cuma günü İstanbul Modern’de gerçekleştirildi. 64 başvurunun yapıldığı yarışmanın birincisi, TWEAK adlı bisiklet parkı tasarımlarıyla, MSGSÜ Endüstriyel Ürün Tasarımı Bölümü’nden Yusufhan Doğan, MSGSÜ İç Mimarlık Bölümü’nden Mustafa Özkurt ve Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Ali Can Erdal oldu. Ekip 12 bin TL ödül aldı. Ödül töreninde; ikinciye 8 bin, üçüncüye ise 4 bin TL para ödülü verildi. Ayrıca 5 adet 2 bin TL’lik mansiyon ve toplam 2 bin TL’lik satın alma ödülü de sahiplerini buldu. Yarışma kapsamında genç tasarımcılardan; alışveriş merkezleri, havaalanları, dış cephe kaplama, banyo ve bahçe peyzajı gibi alanlarda günlük yaşamda kullanılabilecek, üretilebilir, özgün tasarımlar ve ürünleri doğal taşla tasarlamaları istendi. Yarışmaya,
98
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Türkiye ve KKTC’deki üniversitelerin ilgili bölümlerinden lisans ve yüksek lisans öğrencileri ile Meslek Yüksek Okullarından ön lisans öğrencileri başvurdu. Tasarımlar; MSGSÜ öğretim üyeleri ile tasarım ve mimarlık camiasından konularında uzman ve seçkin kişilerin yer aldığı 15 kişilik jüri tarafından değerlendirildi.
AMAÇ TÜRK DOĞAL TAŞLARINI DAHA YAKINDAN TANITMAK Ödül töreninin açış konuşmasını yapan İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, bu yarışma ile Türk doğal taşlarının daha yakından tanınmasını, geleceğin genç mimar, iç mimar ve tasarımcılarının sektörle buluşturulmasını amaçladıklarını ifade etti. Proje ve tasarım yarışması ile öğrencilerin Türk doğal taşına ilişkin farkındalıklarının artırılarak gelecekte imza atacakları projelerde doğal taş kullanmalarının teşvik edilmesini de hedeflediklerini anlatan Özer, bu alandaki başarılı tasarımları ödüllendirerek gençleri teşvik etmek istediklerini söyledi. Yarışmaya gösterilen ilgiden çok memnun olduklarını belirten Özer, “Başvuruda bulunan tüm genç arkadaşlarımızın birbirinden değerli tasarımları, aslında sektörümüzün ve ülkemizin gençlerle ne kadar çok gurur duyması gerektiğinin kanıtıdır. Eğitime ve gençliğe yaptığımız her yatırım fazlasıyla ülkemize geri dönecektir” dedi. Özer, “İstanbul Maden
İhracatçıları Birliği olarak, her zaman geleceğe ve dolayısıyla gençliğe yatırım yapılması gerektiğine inandık. Genç arkadaşlarımızı sektörümüz ile ilgili bilgilendirmek ve bu proje ile hedeflerimize bir adım daha yaklaşmış olmak bizleri çok mutlu ediyor. Bundan sonra da benzer projelere imza atmak ve zaman içinde çok daha fazla sayıda öğrenciye ulaşmak istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
peyzajı, aydınlatma ve zemin-iç mekan aydınlatma, bölücü ve tavan olarak kullanılabiliyor. Pleksiglas kalıp içine doğal atık taş parçaları ile uygulanmış olan PROFORMALIN, birbirinden farklı boy ve çeşitteki taşları hem bir araya getirerek tek bir blok oluşturuyor hem de doğal taşı koruma altına alıyor. Duvar üzerindeki aydınlatma önüne uygulanan bloklar ile mekan içerisindeki aydınlatma seviyesinin yönü, blokların sayısı ve dizilimi değiştirilerek kontrol edilebiliyor. Pleksiglas’ın ışığı yansıtma özelliği ile atık doğal taş parçalarının dağınık dizilimi ve taş yüzeylerinin yansıtıcı özelliği sayesinde ışığın dağılımı sağlanıyor.
Her hava koşuluna uygun, bakım istemeyen bisiklet parkı TWEAK Yarışmanın birincisi; MSGSÜ Endüstriyel Ürün Tasarımı Bölümü’nden Yusufhan Doğan, MSGSÜ İç Mimarlık Bölümü’nden Mustafa Özkurt ve Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Ali Can Erdal’ın ortak tasarımları olan TWEAK oldu. TWEAK, şehirlerde artan ve giderek artması hedeflenen bisiklet kullanımıyla birlikte bisiklet parklarına daha çok ihtiyaç duyulacağı düşüncesinden hareketle tasarlandı. Tekli ve çoklu kullanıma uygun olan TWEAK, farklı çizgilere ve düzenlemelere uyum sağlayabilen, hava şartlarına dayanıklı ve minimum düzeyde bakım isteyen bir ürün…
Taşınabilir radyatör WARM-TOUCH ile üşümeye son…
Doğal taş atıklarının dokunulmaz doğallığa dönüşmüş formu PROFORMALIN MSGSÜ İç Mimarlık Bölümü’nden Kemal Şahin Yılmaz’ın PROFORMALIN adlı tasarımı ikinci oldu. Yılmaz’ın “Dokunulmaz doğallık” olarak tanımladığı PROFORMALIN, dış cephe, duvar, yer döşemesi, bahçe
100
YAPI MALZEME - Mayıs 2012
Yarışmada üçüncü olan İTÜ Mimari Tasarım Bölümü öğrencisi Refiye Funda Doğru, temelinde granit plakalardan oluşan bir radyatör olan WARM-TOUCH’ı tasarladı. WARM-TOUCH’ı sıradan radyatörlerden ayıran en büyük özelliği, kullanıcıya “taşınabilir ısı” sağlaması… Gövdesinden ayrılabilen üç farklı boya sahip 9 plaka ve sayısı artırılabilen SPA taşları sayesinde, ihtiyaca göre istenilen plaka alınıp sahip olduğu ısı başka bir noktada değerlendirilebiliyor. Granitin ısı tutucu özelliği sayesinde plakalar uzun süre sıcaklıklarını koruyabiliyor. Mevcut her tesisata kolaylıkla uygulanabilen WARM-TOUCH, üşüyen eller ve ayaklar, regl sancıları, soğuyan içecekler, kas ağrılarına birebir…
Turkuaz Seramik’ten sıra dışı tasarım Bella Turkuaz Seramik’ten kendine hayran bırakan güzel Bella… İnce hatları ve sıra dışı görünümüyle Bella serisi lavabolar, zamanın ötesinde bir tasarım anlayışını yansıtıyor. Bella serisi, hayranlık uyandıran güzelliğiyle, estetik tutkunlarına göz kırpıyor. Hayatın her alanında kalite anlayışını paylaşan Turkuaz, kaliteli ve estetik ürün yelpazesi ile banyoları şıklık ve konforla tanıştırmaya devam ediyor.
İzmir sokaklarına Fawori Boya ile renk geldi Daha iyi bir kent yaşamı için Fawori Boya sponsorluğunda, Konak Belediyesi bölgesindeki İzmir Agora Hürriyet Lisesi’nin duvarları yepyeni bir görünüme kavuştu. Bu proje ile binlerce yıldır tarihin getirdiği güzelliklere ev sahipliği yapan İzmir sokaklarına eskisinden çok daha güzel bir görünüm kazandırılması amaçlandı. Bu güzel projeye, Alsancak Rotary Kulübü ve 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencileri yetenekleri ve hayal güçleriyle destek verdi. Fawori’nin hayat kadar canlı sprey boyalarıyla İzmir’in güzelliklerini yansıtan resimler sayesinde öğrenciler İzmir sokaklarına renk getirdi.
102
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Thea Neva Wooden’la evinizin ışığı değişiyor Elektrik anahtar ve priz sektörünün lideri Viko, Thea Neva Wooden ile doğal görünümlü ahşabı ışığın en şık haliyle buluşturarak ev ve ofislerinize sıcacık bir dokunuş yapıyor. Venge, bambu ve akçaağaçtan oluşan ahşap modeller mavi renkli, soft ve dekoratif ledlerle buluşarak 4 farklı kombinasyonla sunuluyor. Son yüzyılın ışık keşfi led aydınlatma, Thea Neva Wooden’le yeni bir form olarak yaşam alanlarımızın vazgeçilmez bir detayı oluyor. Viko’nun doğal ve şıklığı bir araya getirdiği ürünlerden biri olan Thea Neva Wooden; teknoloji ve tasarımı ışığın uyumlu dansına dönüştürüyor. Doğal görünümlü Thea Neva Wooden serisi, düşük enerji tüketimiyle de çevre dostu.
Bosch dünyanın ilk yüzey lazeri
GSL 2 Professional’ı üretti Elektrikli el aletleri ve aksesuarları konusunda dünya lideri olan Bosch Elektrikli El Aletleri, dünyada bir ilke daha imza atarak GSL 2 Professional yüzey lazerini üretti. Zemin yüzeyindeki engebelerin kolayca görülmesini sağlayan ve iki lazer çizgisiyle kullanıcıya girinti veya çıkıntı olup olmadığını açıkça gösteren ürün, kolay ve hızlı kullanımının yanı sıra güvenilirliğiyle de öne çıkıyor. Bosch Elektrikli El Aletleri tarafından geliştirilen GSL 2 Professional yüzey lazeri ise 360 derece dönebilen lazer kafası sayesinde, tarama fonksiyonuyla yüzeyde sürekli kontrol yapmayı başarabilen ilk cihaz olarak pazara sunuldu. GSL 2 Professional oldukça kolay bir kullanıma sahip. Kullanıcının zemin düzlüğünü kontrol etmek için öncelikle -kapının eşiği gibi- bir referans noktası seçmesi gerekiyor. Cihaz açıldıktan sonra 4 saniyede kendisini otomatik olarak hizalıyor ve çalışmaya başlıyor. Kullanıcının yapması gereken tek şey, lazer çizgilerini gözlemlemek ve sapma olan yerleri işaretlemek.
Yaz günlerinde evler Düfa renkleriyle canlanıyor Artstone ile yaza merhaba İlham veren görüntüsü ve dokusuyla her türlü yaşam alanına uyum sağlayan artstone; sunduğu zengin panel çeşitleri ve özgür tasarımlarıyla tarzınızı oluşturmanıza yardımcı oluyor. Sektörün trendi belirleyen markası olarak yeni ürün serileri olan Oxido,Wood Barbados, Ladrillo Loft ile dikkat çekmeye devam ediyor. Her ay sunduğu “özel kampanyalarını” yeni web sitesinin fırsat bölümünde de sunan artstone, sosyal medyadaki fanları ile duyurularını an ve an paylaşıyor. Doğanın tüm dokularını ve doğallığın en konforlu halini artstone ileyaşayın
104
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Sıcakların gelmesiyle yazlık evlere yolculuklar başladı. Kış boyunca kapalı kalan evlerin, rutubet kokusu sarmış solgun duvarlarını Düfa ile yenileyin. Düfa’nın küf ve mantar oluşumuna karşı yüksek dirençli boyası Ultra Silikonlu İpek Mat ile duvarları gelecek kış için koruma altına alın. Düfa 2012 iç cephe renk kartelasındaki standart renklerden duvarlar için renk seçebilir, ayrıca yeni sezonun renk trendlerini her tonuyla sunan Düfa Mix sisteminden de dekorasyon ile bütünlük sağlayacak renkleri seçerek yazlığınızı baştan yaratabilirsiniz. Bu sezon tüketicilerin beğenisine ilk kez sunulan Melek Kanadı, Kekik, Köpük Şeker, Duru Mavi ve nice canlı güzel renkler neşeli yaz günlerinde evlerinizi aydınlatacaktır.
KB-Pur 560 Köster’e Ödül Getirdi Bu yıl 9. kez gerçekleştirilen “Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri” organizasyonunda Köster, yeni ürünü KB-Pur 560 ile “Yılın Su Yalıtımı Ürünü” ödülünü kazandı. Yapı İstanbul Fuarında düzenlenen törende ödülü, Köster Yapı Kimyasalları A.Ş. Türkiye Satış Müdürü Selahattin Özüpek, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe’nin elinden aldı “Yılın Su Yalıtım Ürünü Ödülü”nü kazanan Köster Yapı Kimyasalları’nın Türkiye Satış Müdürü Selahattin Özüpek ise ödül töreninde şu ifadeleri kullandı: Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri’nde Köster olarak üçüncü kez üst üste ödül alma başarısını gösteriyoruz. Hatta ödül tarihinde üç kez üst üste ödül alan ilk şirket olarak hem mutluluk hem de gurur duyuyoruz. Dolayısıyla bizleri ödüle layık gören herkese çok teşekkür ediyoruz. Böyle anlamlı bir ortamda, önemli bir topluluk karşısında şunu belirtmek istiyorum; Köster olarak sektörümüzün doğrularına yönelik faaliyetlerimize devam edeceğiz.”
BİTÜDER’de bayrak değişimi Türkiye’de tüm polimer bitümlü örtü üreticilerini bir çatı altında toplayarak, su yalıtımının kalite standartlarını yükseltmeyi ve sektörün sağlıklı büyümesini amaçlayan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) yeni yönetimini belirledi. 7 Haziran’da gerçekleştirilen Genel Kurul’da derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Onduline Avrasya CEO’su Burhan Karahan, Başkan Yardımcılığı’na ise Yalteks Genel Müdürü Kubilay Ulu oybirliğiyle seçildi. Önümüzdeki dönemde faaliyetlerini hız kesmeden sürdürecek olan BİTÜDER’in, genel kurul kapanış konuşmasını yapan Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, bundan sonraki süreçte haksız rekabet, standartlara uygun üretim, satış ve uygulamaların artması konusundaki çalışmaların devam edeceğinin altını çizdi. Karahan, BİTÜDER’in CE Belgesi olmayan üreticilerin ürettikleri kalitesiz ürünlere karşı pazar denetimlerini yapacak kişi ve kuruluşları bilgilendirerek haksız rekabeti önlemeye çalıştığını vurguladı.
106
YAPI MALZEME - Haziran 2012
Çanakcılar “En Temiz Sanayi Tesisi” ödülünü aldı Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında Zonguldak AKM’de gerçekleştirilen törende Zonguldak Valiliği tarafından Çanakcılar Şirketler Grubu “En Temiz Sanayii Tesisi” ödülüne layık görüldü. Çanakcılar Seramik A.Ş ve Sersa Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çanakcı, plaketini Zonguldak Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hasan Öztürk’ten aldı. Çanakçılar Şirketler Grubu, Zonguldak Gökçebey ve Devrek’te yer alan fabrikalarında kullandığı geri dönüşüm teknolojileri ve sahip olduğu kalite belgeleri, su tasarrufu sağlayan ürünleri ve tünel fırınla atık baca gazlarındaki enerjiyi geri kazanarak ülkemize kaynak tasarrufu sağlıyor. Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında Bülent Ecevit Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünün katkılarıyla düzenlenen sempozyum sonrasında, Valilik tarafından Zonguldak ili genelinde “En Temiz Sanayi Tesisi” ünvanı ile ödüllendirilen Çanakcılar doğayı korumaya yepyeni projeler ile devam etmeyi planlıyor.
Bodrum’a has bir alan:
Bodrum Milas Havalimanı
Bodrum Havalimanı sadece seyahat noktası olarak değil, ışığın ve gölgenin özenli dengesi ve doğal atmosferiyle ön plana çıkıyor.
Dünyanın her yerinde rastlanabilecek standart mekanlara en tipik örneklerden olan bir terminal yapısı olmasına rağmen Bodrum Havalimanı, işlev ve güvenlik ihtiyaçlarından doğan zorunlu uygulamaların oluşturduğu baskı ve tekdüzelikten kurtulmayı, herhangi bir geçiş alanı olmaktan sıyrılıp, Bodrum enerjisi ile sadece seyahatin değil, bulunduğu bölgenin özel bir noktası olmayı başarıyor. Havalimanını oluşturan elemanların üç boyutlu organizasyonu terminale özgün bir atmosfer kazandırıyor. Bodrum Merkeze 40 km, Milas’a 15 km ve en yakın deniz sahili Güllük’e 8 km uzaklıkta bulunan, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan Bodrum Milas Havalimanı, 14 ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak, 3 Haziran 2012 tarihinde yapılan törenle hizmete girdi. Bodrum Havalimanı sadece seyahat noktası olarak değil, ışığın ve gölgenin özenli dengesi ve doğal atmosferiyle ön plana çıkıyor. Aspen tarafından özel olarak üretilen Tabanlıoğlu Mimarlık tasarımı asma tavan sistemi dokuma tezgahı görüntüsüyle ve ardından yansıyan derin deniz mavisiyle yerel değerleri bünyesine taşıyor, saydamlığıyla bina Milas’ın ovadan dağlara uzanan doğal manzarasıyla bütünleşiyor.
IŞIĞIN VE GÖLGENİN ÖZENLİ DENGESİ Bodrum Milas Havalimanının iç mekanlarında minimum düzeyde kullanılan kolon sayısı kesintisiz ve ferah alanlar sağlıyor. Estetik kaygı ile brüt beton olarak bırakılan taşıyıcı kolonlar güvenlik duygusunu pekiştiriyor. Mekanın geniş hacmi ve saydamlığına ek olarak tavan uygulaması sayesinde gün ışığından optimum yararlanan salonlarda ve yolcuların en sıkıntılı olduğu arama ve pasaport kontrol noktalarında bile yolculuk gerginliğini hafifletiliyor. Ziyaretçilerine farklı ve huzurlu bir atmosfer sunan havalimanının tavanları, Aspen Integra Metal Asma Tavan Özel Çözüm olarak üretildi. Saz formunda alüminyum çubukların bir araya gelmesiyle dokuma tezgahı görüntüsü kazanan tavanın sürekliliği 4 farklı modülün birleşmesi ve tekrarından elde edildi. Tesisatı altında gizleyen bu doku, ilk yerleştirmede olduğu kadar, bakım sürecinde de kolaylık sağlıyor. Üç boyutlu bir görsellik sunan uygulamanın ardında Bodrum’un mavi sularına atfen derin mavi renk algılanabiliyor.
125
YAPI MALZEME - Haziran 2012