Yapi Malzeme Mart'13

Page 1












“Su Dayanışması” Bu ayki yazımın başlığını, 1993 yılından bu yana ve her yıl farklı bir tema ile kutlanan Dünya Su Günü’nün bu yılki teması oluşturuyor; “Su Dayanışması”. Her yıl Birleşmiş Milletler kararıyla 22 Mart tarihinde Dünya Su Günü olarak yapılan kutlamalar çerçevesinde dünyadaki su kaynaklarının giderek azaldığına dikkat çekiliyor. Su kaynaklarının doğru biçimde kullanılmaması, suyun önemli bir kısmının bulunduğu yerde ya da bir noktadan diğer bir noktaya aktarılması sırasında buharlaşması, ya da yanlış sulama sistemleri, su kaynaklarının azalmasının en önemli nedenleri. Dünyada baş gösterecek su sıkıntısının 2050 yılına kadar Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 54 ülkeyi vurması öngörülüyor. Bu yıl “Su Dayanışması” ile, dünyada halen 1.1 milyar insanın temiz içme ve kullanma suyundan yoksun olması, her yıl 5 milyon insanın temiz su kullanamadığı için ölmesi gibi konulara dikkat çekiliyor. 2013’ün Uluslararası Su Dayanışma Yılı ilan edilmesinin temel amaçları; suyun doğru kullanılması, işbirliğinin arttırılması, su yönetiminde karşılaşılan sorunlar, suya erişim, su paylaşımı ve su hizmetleri konularında farkındalık oluşturmak. Su kaynaklarının giderek azalması konusunda, dünyadaki her bireyin, kurum ve kuruluşun üzerine düşen bir sorumluluk olduğuna inanıyor ve bütün okuyucularımızı su tasarrufu sağlayan ürünler kullanmaya davet ediyoruz. Dergimizin bu sayısında; yatırım, şantiye, proje, makine ve mimarlık alanlarındaki en güncel bilgileri sizlere aktarmaya çalıştık. Yeni bir sayıda yeni gelişmelerle tekrar karşınızda olmak dileğiyle. Saygılarımla.

Ömer Şen

10

YAPI MALZEME - OCAK 2013


12 - Binanın depremi en çok hisseden parçası Çatılar 16 - Türkiye gayrimenkul sektörü hızla dönüşüyor 22 - Emlak sektörü bahara hazırlanıyor 28 - Uzmanlar geleceğin cephelerini tartıştı 24 - İstanbul ‘Yeşil’e bürünecek 30 - Avrupa’ya çelik ihracatı artıyor 56 - Eviniz tüm hava koşullarına hazır mı? 66 - Bahar renkleriyle huzur bulun 84 - Dilediğiniz renkte kendi tarzınızı oluşturun

AKTİF . ............................................... ISI 87 ARAGONIT................................................81 ARMUTLU.............................................. 117 AURA..................................................... 116 BİSAN ................................................... 112 BORU FUARI......................................... 111 BOYSAN ............................................ 64-65 BRAAS . ...................................................71 CERMIX ...................................................77 ÇİMSA .....................................................37 ÇİMSA ...................................................A.K. DOW CHEMICAL ............................... 44-45 DOW WATER............................................. 1 DYO.................................................... Ö.K.İ. EAE ELEKTRİK ...........................120- A.K.İ.

EGE SERAMİK......................................... 27 ERYAP..................................................... 63 ESENPEN ................................................21 FİLLİ BOYA ..............................................61 IZOTEX . ...................................................91 İHLAS KOLEJİ . ..................................... 115 İNTEK ......................................................43 KARKİM ....................................................5 KİLSAN . ..................................................69 KRİSTAL ŞEHİR......................................... 4 KUZULUK ............................................. 114 LAYHER .....................................................3 MARMARA MEKANİK............................... 2 MUTLUSAN .............................................55 OYAK BETON ............................................7

PAKPEN ..................................................15 PENCERE 2013 . ................................. 103 PERI KALIP . ......................................... Ö.K. SAK .........................................................95 SOLAREX İSTANBUL . .......................... 109 STANDART .............................................8-9 TESA BANT .............................................83 TOIRENT . ................................................85 TURKMEN CONSTRUCTION ................ 105 TURKUAZ................................................ 31 TÜRKİYE GAZETESİ ............................. 110 YALE .................................................. 47-51 YAPI TECH ............................................ 107 YEM ...................................................... 101

YAPI MALZEME - OCAK 2013

11


Binanın depremi en çok hisseden parçası

Çatılar

Ülkemizde 81 ilin 55’i birinci derece deprem bölgesinde ve nüfusumuzun yüzde 95’i deprem tehdidi altında yaşıyor. Türkiye, depremin zararlarını gelişmiş ülkelere oranla çok daha ağır yaşıyor. Çünkü ülkemizdeki konutların 12 milyona yakını gecekondu ve kayıtsız konutlardan oluşuyor. Konut stoğunun yüzde 60’ını 20 yaşın üzerindeki binalar oluşturuyor. Tüm bunlara ek olarak göz ardı edilen hayati bir konu var: Çatılar… Türkiye’de yaklaşık 16 milyon binanın çatı ve cephe yalıtımı yok. Bu 16 milyon

12

YAPI MALZEME - MART 2013

çatı aynı zamanda bugünkü çatıların kalitesini sağlamaktan çok uzakta, geleneksel uygulama metotları ve malzemelerle yapılmış eski usul çatılar. Ülkemizde deprem bilincini artırmayı hedefleyen 1-7 Mart arasındaki Deprem Haftası’nda konuya dikkat çeken Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER), bu çatıların depremde oluşabilecek büyük risklere davetiye çıkardığını vurguladı. Deprem anında güvende olabilmemiz için yapıların temelden çatıya kadar her

bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda depreme karşı dayanıklı bina yapılırken; binanın mimarisi, zemin etütleri, zemin kalitesi, mukavemet ve taşıma hesapları, kullanılacak demir donatı, beton tip ve kaliteleri ile yapı malzemeleri ve inşaat teknikleri çok önemli. Tüm bunlar kadar önemli bir diğer konu ise küçük çaplı depremlerde bina yıkılmasa bile ciddi can ve mal kayıplarına yol açabilecek çatılar… Çünkü çatılar bina içinde depremi en çok hisseden kısım.


Türkiye’de yaklaşık 16 milyon binanın çatı ve cephe yalıtımı yok. Bu 16 milyon çatı aynı zamanda bugünkü çatıların kalitesini sağlamaktan çok uzakta, geleneksel uygulama metotları ve malzemelerle yapılmış eski usul çatılar. Ve bu çatılar depremde oluşabilecek büyük risklere adeta davetiye çıkarıyor.

DEPREMDE SADECE ÇATI MALZEMELERİNİN AĞIRLIĞI DEĞİL TÜM SİSTEM ÖNEMLİ Çatılar konusunda, kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirme amacı ile üretici, distribütör ve uygulayıcı firmaların desteğiyle 10 yıldır faaliyet gösteren ÇATIDER’in Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, çatının bütün bir sistem olduğuna dikkat çekerek depremde çatıların davranışı söz konusu olduğunda sadece çatı kaplama malzemelerinin ağırlığının düşünülmemesi gerektiğini belirtti. Nazım

Yavuz, depremde yerinde kalacak, hasar görmeyecek ve çevresinde tehlike yaratmayacak çatılar için gerekli püf noktalarını anlattı. Yavuz, “Güvenli çatı yapımında yapının tipine göre mimar veya mühendis tarafından hesaplanmış, tüm detaylarıyla çizilmiş, malzemeleri tarif edilmiş bir projenin olması gerekiyor. Çatı bütünü içindeki, özellikle kalkan duvar, parapet, baca gibi yapı bileşenleri deprem sırasında yıkılmayacak, yapıdan ayrılarak çevreye savrulmayacak şekilde projelendirilmeli

ve projeye uygun olarak inşa edilmeli. Projelendirmede bölgesel iklim şartları dikkate alınmalı. Proje, özellikle karlı bölgelerde üzerinde kar birikmiş çatının, aynı zamanda rüzgar ve deprem etkisi altındaki davranışı dikkate alınarak yapılmalı.” dedi. Çatılarda kullanılacak malzemelerin de önemli olduğunu vurgulayan Yavuz, yapının tipine, coğrafi konuma ve standartlara uygun doğru malzemelerin, ürün kullanım kılavuzlarına uygun olarak kullanılması gerektiğini söyledi. Yavuz, projede tarif edilen YAPI MALZEME - MART 2013

13


malzemelerin proje sahibinin onayı olmadan ve projede gerekli revizyonlar yapılmadan değiştirilmemesi gerekliliğinin de altını çizdi.

ÇATININ BİNAYA İYİ BAĞLANMASI GEREKİYOR Çatıların rüzgar ve deprem bağlantılarının hayati önem taşıdığını kaydeden Yavuz, şiddetli rüzgarlı havalarda olduğu gibi depremlerde de sıklıkla rastlanan çatı uçma olaylarının önüne geçilebilmesi için özellikle çatının binaya doğru bağlanmasına özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Çatıların deprem olmasa bile binadaki durumları gereği sürekli basınç ve çekmeye maruz kaldığını hatırlatan Yavuz, “Çatıların betonarme malzemeye bağlantıları, her yönde gelebilecek yükleri alabilecek şekilde uygulanmalı. Sadece çivilerle yapılan bağlantılarda uzun vadede performans düşer. Vida ve ankraj sistemleri kullanılmayan yani betonarme yapıya sabitlenmeyen yanlış uygulamalar, bu noktalarda zayıflığı ve deprem açısından ciddi riskleri oluşturur.” diye konuştu. Türkiye’de çatıların sadece dikey kuvvetler göz önüne alınarak, zaman zaman işin ehli olmayan kişiler tarafından yapıldığına dikkat çeken Yavuz, depremdeki

14

YAPI MALZEME - MART 2013

yatay yükleri karşılayan çapraz bağlantıların çatı, kolon, makas düzlemlerinde yapılmaması veya eksik yapılmasının deprem anında hasar ve yıkımlara sebep olduğunu ifade etti. Yavuz, çatıda var olabilecek ve deprem sırasında daha kuvvetli yüklere dönüşebilen kar yükü gibi hususların da dikkate alınarak bağlantıların yapılması gerektiğini söyledi.

UYGUN MALZEME VE DOĞRU MONTAJ HAYAT KURTARIR Bina içinde depremi en çok hisseden kısmın çatılar olduğunu hatırlatan Yavuz, çatı elemanlarının duvarlarla bağlantılarının da doğru şekilde yapılmamasının büyük zararlara neden olacağını belirtti. Deprem sırasında kalkan duvarların devrilmeleri ya da en azından sıva parçalarının düşmesi sık görülen bir durum. Bu da zaten panik halinde olan kişilerin üstlerine yıkılan ya da düşen parçalar nedeniyle can kaybına yol açabiliyor. Bu noktada Yavuz, mimarların çatıları uygun malzeme ve doğru montajla, yıkılmayacak şekilde tasarlamaları gerektiğini ifade etti. Çatı imalatını yapacak firma ve çatı ustalarının önemine de değinen Yavuz, “Çatılarda çalışacak kişilerin çatı sistemleri, çatı yapımı ve teknikleri, yüksekte çalışma ve iş güvenliği konularında eğitimleri ve sertifikaları olmalı, sosyal sigortalar ile ilgili güncel mevzuata uyulmalı. Yapılan iş her safhasında çatı konusunda uzman bir teknik eleman tarafından kontrol altında tutulmalı. Biz ÇATIDER olarak sektörün ihtiyaç duyduğu uzman uygulama usta ve teknikerleri eğitiyoruz.” dedi.



Türkiye gayrimenkul sektörü hızla dönüşüyor İstanbul’da hayata geçmesi planlanan Üçüncü Köprü, Yeni Şehir, Kentsel Dönüşüm, 2020 Olimpiyat Oyunları Adaylığı, Sağlık Kampüsleri projeleri, şehrin gelecek görünümünü değiştirecek ve bu dönüşümle birlikte sektör büyük bir hareketlilik yakalayacak. Jones Lang LaSalle tarafından hazırlanan, Türkiye’de perakende, ofis, lojistik ve otel sektörünün değerlendirildiği “Türkiye Gayrimenkul Pazarı Görünümü” raporu, Jones Lang LaSalle Türkiye Başkanı Avi Alkaş ve Danışmanlık Hizmetleri Yardımcı Direktörü Elif İzgi Topbaş’ın katılımıyla düzenlenen toplantıda açıklandı. “Türkiye Gayrimenkul Pazarı Görünümü” raporunda “İstanbul’da hayata geçmesi planlanan Üçüncü Köprü, Yeni Şehir, Kentsel Dönüşüm, 2020 Olimpiyat Oyunları Adaylığı, Sağlık Kampüsleri projelerinin, şehrin gelecek görünümünü değiştireceği ve bu dönüşümle birlikte sektörün büyük bir hareketlilik yakalayacağı”

16

YAPI MALZEME - MART 2013

belirtiliyor. Jones Lang LaSalle araştırma departmanı tarafından hazırlanan ve Türkiye’deki perakende, ofis, lojistik ve otel piyasalarını değerlendiren “Türkiye Gayrimenkul Pazarı Görünümü” raporuna göre; •Türk ekonomisi 2012 yılında yaşanan ekonomik yavaşlamaya rağmen, halen diğer Avrupa ülkelerine göre daha güçlü bir ekonomik görünüm sunmaktadır. •OVP (Orta Vadeli Program) hedefleri doğrultusunda, Türkiye’nin enflasyon oranı 11 ayın en düşük seviyesine ulaşarak, Ocak 2012’de %10.61 seviyesinden Aralık 2012 ‘de %6.16’ya gerilemiştir. •İstanbul Finans Merkezi, Kentsel Dönüşüm, 3. Köprü ve Yeni Şehir projeleri

ile ilgili tartışmaların gayrimenkul pazarını meşgul etmeye devam etmesi beklenmektedir. •Pazarda var olan nitelikli perakende alanları, uluslararası markaların Türkiye pazarına girme ve ulusal markaların genişleme kararını etkileyen faktörlerden biri olarak ortaya çıkmaktadır. İyi konumda ve profesyonel yönetimi olan yüksek performanslı alışveriş merkezleri, perakendeci ilgisini önemli derecede arttırmaktadır. •Verimlilik oranının artan önemine bağlı olarak, 2012 yılında birçok perakendecinin büyümesine daha küçük ölçekli mağazalar ile devam etme eğiliminde olduğu gözlemlenmiştir.


•Gerçekleşen alışveriş merkezi işlemlerine paralel olarak, 2013’te daha fazla perakende işleminin gerçekleşmesi beklenmektedir. •Birincil ofis alanlarına olan güçlü kullanıcı talebi ve MİA’daki nitelikli ofis arzının kısıtlılığı ile birleşerek, ofis pazarında mal sahipleri talepleri doğrultusunda gelişen bir pazarın oluşmasına neden olmaktadır. •Ofis pazarının hız kazanarak, yatırım piyasası içerisinde önemli bir pay kazanması beklenmektedir. •Avrupa tedarik zinciri yöneticilerinin katılımı ile gerçekleştirilen Jones Lang LaSalle anket çalışması sonuçlarına göre, Türkiye gelişmekte olan lojistik pazarları içerisinde zirvede konumlandırılmaktadır. Türkiye’nin Avrupa ile Orta Doğu, Asya ve Afrika ülkelerini birbirine bağlayan konumu, ülkeyi uluslararası bir lojistik merkez yapmak için öne çıkan ideal bir özelliktir •Ofis pazarının hız kazanarak, yatırım piyasası içerisinde önemli bir pay kazanması beklenmektedir. •Avrupa tedarik zinciri yöneticilerinin katılımı ile gerçekleştirilen Jones Lang LaSalle anket çalışması sonuçlarına göre, Türkiye gelişmekte olan lojistik pazarları içerisinde zirvede konumlandırılmaktadır. Türkiye’nin Avrupa ile Orta Doğu, Asya ve Afrika ülkelerini

birbirine bağlayan konumu, ülkeyi uluslararası bir lojistik merkez yapmak için öne çıkan ideal bir özelliktir. •Jones Lang LaSalle anket çalışması sonuçlarına paralel olarak, 2023 Strateji’si Türkiye’yi “Küresel Lojistik Transfer Merkezi” olarak konumlandırmakta, tüm ulaşım tiplerinin entegrasyonunu sağlayarak, taşımacılığı denizyolu, demiryolu ve birden çok taşıma yolu kullanımlı/birleştirilmiş ulaşım alternatiflerine yönlendirerek maliyetleri minimize etmeyi hedeflemektedir. •Avrupa’daki ekonomik belirsizliğe ve İspanya ve Yunanistan gibi diğer tatil lokasyonları için hazırlanan çekici paket turlarına bağlı olarak yabancıların ülkeye gelişinde hafif bir artış gözlemlenmiştir. •Her ne kadar İstanbul’a gelen yabancı turist sayısında bir azalma görülse de, piyasaya giriş yapan yeni otel arzına bağlı olarak ortalama oda fiyatı ve oda başı gelir seviyelerinde hafif bir artış gözlenmiştir.

PERAKENDE PAZARI GÖRÜNÜMÜ 2013 Türkiye Gayrimenkul Pazarı Görünümü raporunda, pazarda var olan nitelikli perakende alanlarının, uluslararası markaların Türkiye pazarına girme ve pazarda genişleme kararını etkileyen faktörlerden biri olarak ortaya çıkmak-

tadır. İyi konumda ve profesyonel yönetimi olan yüksek performanslı alışveriş merkezleri, perakendeci ilgisini önemli derecede arttırmaktadır. Türkiye’ye yatırım yapma ve pazarda genişleme talebi güçlü olmaya devam ederken, özellikle özel sermaye fonu gibi uluslararası yatırımcıların Türkiye markalarına olan ilgisinin arttığı görülmektedir. Görüşmeleri devam eden birkaç potansiyel işlem de göz önünde bulundurularak, Türk markalarına yapılan yatırımların 2013 yılında da devam etmesi beklenmektedir. Jones Lang LaSalle Türkiye Başkanı, Avi Alkaş: “ 2012’de birçok perakendeci, küçük ölçekli mağaza talepleri ile daha temkinli bir büyüme eğilimi izlemiştir. Bu yaklaşımın başlıca sebebi, operasyonel giderlerin azaltılarak mağaza verimliliğinin arttırılması olmuştur. Ayrıca e-ticaretin özellikle ev dekorasyonu ve elektronik perakende sektöründe hızla gelişmesi de önemli bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye, perakende pazarında yabancı markaların radarında olmaya devam etmektedir. Ayrıca çocuk perakende sektöründeki hareketlilik, Carter’sın hızlı büyümesi ve Gymboree’nin pazara girişiyle devam etmiş olup pazara, Hamley’s ve Disney Store’un girişi beklenmektedir. Uluslararası yeme içme markalarının, özellikle İstanbul paza-

YAPI MALZEME - MART 2013

17


rına talebi, son yılda önemli derecede artmıştır. Azadea Grup bünyesindeki Paul Cafe’nin pazara yeniden girişinin yanı sıra, PfChang’s ve Carluccio’s 2012’de İstanbul’da mağaza açmıştır. Türkiye pazarına girmeyi değerlendirme aşamasında olan birkaç uluslararası restoran zinciriyle görüşmelerin devam ettiği bilinmekte, 2013 yılında yeni restoran zincirlerinin pazarda konumlanması beklenmektedir. İkincil şehirlerde, konumun merkezi olması, geniş kapsama alanı, itibarlı yatırımcı, iletişim ağı kuvvetli kiralama ajansları ve uygun TKA (Toplam Kiralanabilir Alan), perakendeci seçimini etkileyen en önemli faktörlerdendir. Perakende caddelerinde arzın kısıtlı olması perakendeciler açısından önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Buna karşılık İstanbul’daki perakende caddelerine olan talep güçlenerek artmaktadır. Özellikle yeme içme sektöründeki perakendeciler Nişantaşı Bölgesi, “flagship” mağazalar İstiklal Caddesi’ni tercih ederken pek çok marka birden fazla mağaza ile Bağdat

18

YAPI MALZEME - MART 2013

Caddesi’nde operasyonunu sürdürmektedir. Kira oranlarına bakıldığında, 2012 birinci çeyrekten bu yana, AVM’lerdeki birincil kira oranları metrekare başına aylık 80 EUR seviyesinde sabit kalmıştır ve bu rakamın 2013’te bir artış göstermeyeceği ve aynı seviyesinde kalacağı öngörülmektedir. Perakende caddelerindeki kira seviyelerine bakıldığında sınırlı arza ve hızla artan talebe bağlı olarak önemli derecede artış görülmektedir. İstiklal ve Bağdat caddelerinde Y1 2011’de 175 EUR seviyesinde olan birincil kira, 25 EUR artarak metrekare başına aylık 200 EUR seviyesine ulaşmıştır. Nişantaşı’ndaki birincil kira rakamı da 20 EUR artarak, Bağdat ve İstiklal caddelerinin biraz altında kalmış ve 190 EUR seviyesine ulaşmıştır. 2012 sonu itibariyle, Türkiye’deki toplam kiralanabilir alan (TKA), 2011 yılına kıyasla 27 alışveriş merkezinde 800,000 m2’lik bir artış göstererek, 337 alışveriş merkezinde 8.6 milyon m2’ye ulaşmıştır. Bu AVM’lerin 11’i, toplam stokun %44’lük payına sahip olan İstanbul’da yer almaktadır. 2012 sonu itibariyle,

2015 yılı sonuna kadar inşaatı tamamlanması beklenen toplam 73 alışveriş merkezinin yaklaşık 2.7 milyon m2’lik toplam kiralanabilir alan sunması beklenmektedir. İstanbul dışında, özellikle Ankara, Bursa, İzmir ve Gaziantep illerine gelecek olan alışveriş merkezi arzının güçlü olduğu görülmektedir. 2012’de Türkiye’nin perakende yoğunluğu önemli derecede artarak, 2011 sonunda 1,000 kişi başına düşen kiralanabilir alan 103 m2’den, 2012 sonunda 115 m2’ye yükselmiştir. 2015 yılında Türkiye’nin perakende yoğunluğunun 142 m2’ye yükseleceği tahmin edilmektedir. İstanbul ve Ankara’nın ardından Isparta, Bursa, Karabük ve Kırıkkale’nin perakende yoğunluğu yüksek diğer şehirler olacağı öngörülmektedir. 2012’de yatırımcı aktivitesinin yeniden canlandığı gözlemlenmiştir. Dünyanın en büyük özel sermaye fonlarından biri olan Blackstone’nun, Redevco alışveriş merkezi portföyünü, Government of Singapore Investment Corporation’ın ise İstanbul Optimum Outlet’in yüzdesi 50’sini satın alması Türkiye pazarına olan yatırımcı


güveninin önemli bir göstergesi olmuştur. Türkiye’nin kredi notunun 2013’te bir diğer ajans tarafından yükseltilme beklentisi, 2013’te perakende pazarında yabancı yatırımı daha da güçlendirecektir.” açıklamasında bulundu.

OFİS PAZARI GÖRÜNÜMÜ Birçok çokuluslu firmanın bölgesel operasyon merkezlerini İstanbul’da konumlandırması ve ulusal şirketlerin kurumsallaşmasına bağlı olarak artan ofis ihtiyacı 2012 yılında ofis pazarında güçlü bir kullanıcı talebinin oluşmasına neden olmuştur. Kiracı talebinin özellikle gelişmiş bir altyapıya ve verimli tasarıma sahip A tipi ofis binalarına yönelik olduğu gözlemlenmiştir. Merkezi İş Alanı(MİA)’nda A tipi ofis arzının kısıtlı olması ve bölgede bu ofis binalarına yönelik kullanıcı talebinin yüksek olması nedeniyle birincil kira oranlarına yukarı yönlü bir baskı uyguladığı görülmekte, 2012 yılının son çeyreğinde birincil kira oranının aylık metrekare başına 30 EUR’dan 35 EUR’ya yükseldiği gözlemlenmektedir. 2013 yılının sonlarına doğru, inşaat halinde bulunan ofis projele-

rinin tamamlanması ile birlikte, mülk sahiplerinin kiracılar üzerindeki avantajlı konumunun zayıflaması beklenmektedir. MİA dışı Avrupa Bölgesi’nde Kağıthane son dönemde hızla gelişen bir ofis alt pazarı olarak öne çıkarken Anadolu Yakası’nda Ümraniye Bölgesi en gelişmiş ofis alt pazarı olarak dikkat çekmektedir. İstanbul A tipi ofis pazarında boşluk oranları, 2011 sonu itibariyle %9.1 iken, 2012 yılı sonunda %9.4 seviyesine yükselmiştir. 2011 yılı sonu itibariyle %4 seviyesinde olan MİA’daki ofis boşluk oranı, 2012 yılı sonu itibariyle %4.5 oranında gerçekleşmiştir. 2012 yılında İstanbul ofis pazarında kiralama işlem hacminin geçen yıla oranla iki katına çıktığı, 2011 yılında gerçekleşen 137,000 m2’nin, 2012 yılı sonunda 240,000 m2 büyüklüğüne ulaştığı kiralama görülmektedir. 2012 yılında gerçekleşen toplam kiralama işlem hacminin %53’ü Asya yakasında gerçekleşmiştir. 2012 yılı itibariyle İstanbul’da A tipi toplam ofis arzı pazara giren 215,000 m2 büyüklüğündeki arz ile yaklaşık olarak 3.1 milyon m2’ye ulaşmıştır. Mevcut ofis arzının %38’i MİA’da, %35’lik kısmı ise

Asya yakasında yer almaktadır. MİA dışı Avrupa Bölgesi ise toplam ofis arzının %27’sini oluşturmaktadır. Geçen yılın aynı dönemi karşılaştırıldığında, Asya yakasındaki arzın %32’den yükseldiği, MİA’daki arzın oranının ise %40’tan bir düşüş yaşadığı görülmektedir. Pazara girecek stok ile birlikte, İstanbul A sınıfı ofis arzının 2015 sonunda yaklaşık 4.5 milyon m2’ye ulaşması beklenmektedir. Son yıllarda ofis pazarının yabancı yatırımcılar ve geliştiriciler için çekiciliği giderek artmıştır ve bu artış 2012’de de devam etmiştir. Ancak, binaların kat bazında gerçekleştirilen satış uygulaması, global yatırımcılar için fırsat olabilecek varlıkların önünde önemli bir bariyer olarak öne çıkmaya devam etmektedir. Güçlü kiracı ve yatırımcı ilgisine bağlı olarak, ofis yatırım piyasasındaki hareketin artarak, ofis pazarının yatırım pazarında önemli bir paya erişmesi beklenmektedir. Ancak, kat ya da birim bazında satış uygulamasının devam etmesi, ofis yatırım pazarının orta ve uzun dönemde mevcut yapısını koruyarak kurumsallıktan uzak kalmasına neden olacaktır.

YAPI MALZEME - MART 2013

19


Akçansa, 4. Betonik Fikirler Proje Yarışması’nı düzenliyor Akçansa, yeni konut veya iş yeri alacak kişilere betonun markasını sorgulatmak; sürdürülebilir gelecekte çimento ve betonun önemini vurgulamak amacıyla 4. Kez ‘Betonik Fikirler Proje Yarışması’nı düzenliyor. Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal

Akçansa A.Ş.’nin düzenlediği “Beton’da Farkındalık Yarat, Hayata Değer Kat” konulu Betonik Fikirler Proje Yarışması’nın başvuruları 18 Şubat Pazartesi günü başladı. Tüm üniversite öğrencilerine açık olan Betonik Fikirler Proje Yarışması’nın son başvuru tarihi 15 Mart Cuma, son proje teslim tarihi ise 12 Nisan Cuma günü. Öğrenciler yarışmaya en az 2, en çok 4 kişilik gruplar halinde katılabilecekler. Yarışma sonucunda birinci olan grubun kazananlarına iPad, 2. Gruba3.000 TL ve 3. gruba ise 1.500 TL’lik Teknosa hediye çeki verilecek. Birinci olan ekip, Akçansa’da staj yapma hakkı da elde edecek. Ayrıca Akçansa, Betonik Fikirler Proje Yarışması’na katılan her bir yarışmacı

20

YAPI MALZEME - MART 2013

için TEMA’ya bir fidan bağışlayarak, daha yeşil bir dünya için gerçekleştirdiği projelere gençleri de ortak edecek. Dereceye girenlere ödülleri,15 Mayıs 2013 tarihinde Sabancı Center’da düzenlenecek bir törenle verilecek.

GÜRDAL: BETON KALİTESİNİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİYORUZ Yeni konut veya iş yeri satın alınırken yapıda kullanılan betonun markasını sorgulatacak, bilinci arttırarak farkındalık oluşturacak çözümler üretmeye yönelik başlatılan “Betonik Fikirler Projesi” konusunda Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal şunları söyledi: “Türkiye’nin lider çimento ve hazır beton üreticisi Akçansa olarak bu sene Betonik Fikirler Proje

Yarışması’nda genç arkadaşlarımızın, konut alırken veya iş yeri alacak kişilerin betonun markasını sorgulatacak, bilinci arttıracak ve farkındalık oluşturacak pazarlama projeleri ve fikirleri üretmelerini amaçlıyoruz. Günümüzde binalarda kullanılan betonun kalitesi çok önemli. Ancak araştırmalar gösteriyor ki konut satın alan kişiler bu konuda çok bilinçli değiller. Bu yönde bir boşluk gördük ve yapılarda ve yaşam alanlarında kullanılan beton kalitesinin önemine dikkat çekmek amacıyla yeni bir yaklaşım ile yola çıktık. Sektörde ilk kez marka bazında bu girişimi yaparak potansiyel konut alıcılarının konut satın alırken binada kullanılan betonun kalitesini de sorgulamalarını amaçlıyoruz.”



Emlak sektörü bahara hazırlanıyor Kentsel Dönüşüm, Mütekabiliyet Yasası ve 2B ile ilgili düzenlemelere geçtiğimiz yıl kavuşan emlak sektörü, bu yılın başında konutta KDV problemi ile karşı karşıya kaldı. 01 Ocak 2013’ten sonra ruhsat alan projelerde KDV oranının yüzde 1’den yüzde 18’e kadar çıkmasının fiyat artışlarını beraberinde getirdiğini belirten Altın Emlak Genel Müdürü Hakan Erilkun, bu nedenle tüketicinin hem yeni hem de KDV artışından etkilenmeyen projelere yöneldiğinin altını çiziyor. Hakan Erilkun, inşaat firmaları açısından bakıldığında ise ruhsatı 2013

22

YAPI MALZEME - MART 2013

yılında alınmış projelerin arasından sıyrılarak; eldeki stokları tüketmek hedefinde olan bu projelerin, bahar döneminde KDV kozunu satıştaki en önemli fark unsuru olarak sunmaya başladığını söylüyor.

PARLAK BİR DÖNEM EMLAK SEKTÖRÜNÜ BEKLİYOR Altın Emlak Genel Müdürü Hakan Erilkun, geçtiğimiz yıl yüzde 10 büyüme gösteren inşaat ve emlak sektörünün en keskin rekabet döneminin 2013 bahar döneminde yaşanacağını vurgulu-

yor. Hakan Erilkun, konut kredilerinin bu dönemde 0,70 ile 0.90 aralığında olmasının bu canlılığı desteklediğinin altını çiziyor. Bu canlılığın yılın ilk çeyrek dönemin sonuna kadar bozulmadan devam edeceğini söyleyen Hakan Erilkun, “Türkiye ekonomisinde 2013 yılında yüzde 4,5 büyüme oranı öngörülüyor ki; 2012’de bu oranın yüzde 3 olduğu hatırlandığında oldukça parlak bir dönemin emlak sektörünü beklediği söylenebilir. Nitekim şu ana kadarki veriler de bunu destekliyor” dedi.


YABANCILARA SATIŞLARIN GERÇEK İVMESİNİ GÖRECEĞİZ Kredi pazarı açısından bakıldığında ise konut kredisi faiz oranlarının geçtiğimiz yıldan bu yana yüzde 35 oranında düştüğünü vurgulayan Hakan Erilkun şunları söyledi:“Bazı bankaların özellikle 2013 yapımı konut projelerinde KDV’den kaynaklanan fiyat artışının kredi pazarının hızını kesmemesi amacıyla; konut kredisi vade oranlarını 30 yıla kadar çıkarmaları KDV kaynaklı olası dalgalanmanın seyrini azalttı. Yabancılara mülk satışlarındaki sıkıntının 2012 Haziran ayında giderilmesi sektörde büyük bir heyecan yarattı ve itici güç oldu. Ancak 2013 yılında yapılacak yeni düzenlemelerle yabancıların Türkiye’deki yerleşim süreleriyle ilgili bazı problemlerin giderilmesi de yabancıla-

ra satışların gerçek ivmesini görmemizi sağlayacaktır.”

SIFIR KONUT PROJELERİ ANADOLU’DA BÜYÜYOR Türkiye’nin en büyük e-ticaret platformlarından sahibinden.com projeler verilerine göre sıfır konut projeleri, İstanbul dışındaki illerde de büyüme gösteriyor. Markalı projelerin vaat ettiği lüks ve konforlu kompleks yapılar yatırımcı için yeni bir alternatif oldu. Sıfır konut projelerinde İstanbul’u en yakından takip eden il 165 projeyle Antalya olurken, sırasıyla İzmir, Muğla, Ankara ve Bursa yatırımlık konutları ile dikkat çeken diğer iller oldu. sahibinden.com 2012 verilerine göre sıfır konut fiyatlarında en yüksek artış Ankara’da oldu. Ankara’da 120 metrekare bir dairenin

fiyatı 2011 yılında 96 bin TL iken 2012 yılında 109 bin TL’ye yükselerek %12’lik bir artış yaşandı. Aynı dönem için yine 120 metrekarelik dairenin fiyatı İstanbul, Antalya ve Muğla’da %7 olarak gerçekleşti.

1+1 DAİRE FİYATLARI YÜKSELİŞTE Sıfır konut projelerde 1+1 dairelerdeki yükseliş de dikkat çekiyor. 80 metrekarelik 1+1 daire fiyatlarında en fazla artış %9 ile Antalya’da gerçekleşirken, onu %8 ile Ankara takip ediyor. 2012 yılında 1+1 projelerde Muğla, İstanbul’u da geride bırakarak, 125 bin TL ile en yüksek fiyatla satışın gerçekleştiği il oldu. Muğla’yı sırasıyla 118 bin TL ile İstanbul, 92 bin TL ile de İzmir izledi.

YAPI MALZEME - MART 2013

23


İstanbul ‘Yeşil’e bürünecek Su yönetiminde dünya lideri olan ACO’nun Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay, kentsel dönüşümün yeşil semtler oluşturmak için fırsat olduğunu söyleyerek, “Çünkü LEED konsepti sadece binalar ile sınırlı değil. İstanbul’da yeni oluşturulan veya kentsel dönüşüme tabi semtler LEED kriterlerine uygun şekilde tasarlanabilir ve yeşil binaların değeri daha da artabilir” dedi. Su yönetiminde dünya lideri olan ACO’nun Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay, kentsel dönüşümün yeşil semtler oluşturmak için fırsat olduğunu söyledi. Yeşil binaların öneminin giderek arttığını ifa-

24

YAPI MALZEME - MART 2013

de eden Özatay, “Yeni yapılan binalarda LEED akreditasyonunun önemi ve popülaritesi her geçen gün artıyor. Aslında son yıllarda gündemde olan kentsel dönüşüm de yeşil semtler oluşturmak için bir fırsat.

Çünkü LEED konsepti sadece binalarla sınırlı değil. Yeni oluşturulan ve kentsel dönüşüme tabi semtler LEED kriterlerine uygun şekilde tasarlanabilir, yeşil binaların değeri daha da artabilir” dedi.


ACO Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay

Su yönetimi ve su döngüsü kontrolünün LEED kapsamındaki başlıklardan biri olduğuna dikkat çeken Özatay, “Yeşil binaların yeni yapılarda işletme maliyeti %13.6 daha düşüktür. Eski binalarda yapılan LEED uygulamalarında ise bu rakam %8.5’tir. Bu aynı zamanda binaların değerlerini de %10 oranında arttırır” diye konuştu.

LEED UYGULAMALARI BİNALARIN DEĞERİNİ %10 ARTIRIYOR Yeşil binalar konusunda dünyada resmi kurumların öncü olduğunu dile getiren Ender Özatay, “LEED projelerinin %30’u ya bir devlet kurumunundur ya da devlet kurumları tarafından kullanılıyordur. Yeşil binaların yeni yapılarda işletme maliyeti %13.6 daha düşüktür. Eski binalarda yapılan LEED uygulamalarında ise bu rakam %8.5’tir. Bu aynı zamanda binaların değerlerini de %10 oranında arttırır” diye konuştu. Su yönetimi ve su döngüsü kontrolünün

LEED kapsamındaki başlıklardan biri olduğuna dikkat çeken Özatay, “Türkiye’deki LEED sertifikalı yapı sayısı henüz az olmasına karşın gelecekte devletin desteği ve artan bilinçle yeşil binalar çoğalacak. Doğru su yönetiminin sadece yeşil binalarda değil bütün yapılarda yapılması işletme maliyetlerini düşüreceği gibi çevrenin korunmasını da katkısı büyük olacaktır” ifadesini kullandı. ACO olarak Türkiye’de son 3 yılda 5,5 milyon litre atık yağın doğaya karışmasını engelleyerek çevrenin korunmasına büyük katkıda bulunduklarından bahseden Ender Özatay, şunları söyledi: “Bizler atık yağların toplanmasını ve geri kazanılmasını, sadece yeşil binalar için değil ulusal bir sorumluluk projesi olarak görmekteyiz. Türkiye’de her yıl yaklaşık 1,5 milyon ton sıvı yağ tüketiliyor. Bu yağın üretimi sürecinde ve tüketimi sonucunda 350 bin ton kadar atık yağ oluşuyor. Arıtılmayan atık suların içindeki bitkisel ve hayvansal yağlar; denizlere, göllere ve akarsulara dökül-

düğü zaman ortamdaki canlılar üzerinde büyük tahribata yol açıyor. 1 litre atık yağ 1 milyon m3 suyu kullanılamaz hale getiriyor.”

350 BİN TON ATIK YAĞIN %1’İ BİLE TOPLANMIYOR! ACO Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kullanılmış bitkisel atık yağlar, evsel atık su kirliliğinin %25’ini oluşturuyor. Çevre ve Orman Bakanlığımızın verilerine göre toplanması gereken 350 bin ton yağın lisanslı toplayıcılarla % 1’i bile toplanamamaktadır. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre lavaboya dökülen atık yağların kanalizasyon sistemlerinin %40 oranında tıkanmasına sebep olduğu bildirilmiştir. Ayrıca atık yağlar arıtma maliyetini arttırmakta ve arıtma tesislerini çalışamaz hale getirmektedir. Avrupa’da yapılan bir araştırmaya göre lavaboya dökülen 1 litre kullanılmış kızartmalık yağ, arıtma tesisinde 0,44 Euro ilave maliyet oluşturmaktadır.” YAPI MALZEME - MART 2013

25


Avrupa’ya çelik ihracatı artıyor Dünya çelik piyasasının en önemli oyuncularından biri olan Türk çelik sektörü, 2013 yılının ilk iki ayında direkt ihracatını 2,4 milyar dolara çıkardı.

Sektörün direkt ihracatının yanı sıra diğer sektörlerde kullanılan demir çelik ürünleri de hesaba katıldığında ocak ve şubat aylarında toplam ihracatı 2,7 milyar dolara ulaştı. Emtia fiyatlarındaki düşüş, sektörün ihracat rakamlarını olumsuz etkiledi. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre, geçen yılın ocak ve şubat dönemine kıyasla çelik mamulleri ihracatı, miktar açısından yüzde 0,26 artışla 3,24 milyon ton; değer açısından ise emtia fiyatlarındaki düşüşten dolayı yüzde 6,78 azalışla 2,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.

ÇELİK İHRACATI 2 AYDA 2,4 MİLYAR DOLARA ULAŞTI 2013’ün ilk iki ayında, en fazla çelik ihracatının yapıldığı pazarlar arasında ilk sırayı 1,3 milyon tonluk ihracat ile Ortadoğu alırken, bu bölgeyi 608,3 bin ton ile Avrupa Birliği ve 339,1 bin ton ile Kuzey Afrika izledi. 2012 yılına kıyasla, ilk iki aylık dönemdeki çelik ihracatında en büyük artışın yaşandığı bölgeler sırasıyla AB ülkeleri, Güney ve Uzakdoğu Asya ile AB dışındaki

26

YAPI MALZEME - MART 2013

Avrupa ülkeleri oldu. Bu dönemde en çok ihraç edilen ürünler ise 1,3 milyon tonla çubuk, 489 bin tonla kütük, 330 bin tonla sıcak yassı, 280 bin tonla boru ve 254 bin tonla profil oldu. Türk çelik sektörü, Şubat ayında 1,24 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektörün ihracat pazarlarında yaşanan daralma Şubat ayı ihracatını etkiledi. Çelikçilerin geçtiğimiz yılın Şubat ayına kıyasla ihracatı, miktarda yüzde 0,9 oranında, değerde ise yüzde 8,46 oranında düşüş gösterdi. Sektörün 2013 Şubat ihracatında ilk sırayı 592 bin ton ile Ortadoğu alırken, bu bölgeyi 349 bin ton ile Avrupa Birliği ve 200 bin ton ile Kuzey Afrika izledi. Geçen yılın Şubat ayına kıyasla, bu dönemde en çok ihracat artışının yaşandığı bölgeler ise sırasıyla Güney ve Uzakdoğu Asya, AB ülkeleri ve AB dışındaki Avrupa ülkeleri oldu. Şubat ayında en çok ihraç edilen ürünler 735 bin tonla çubuk, 206 bin tonla sıcak yassı, 163 bin tonla kütük, 157 bin tonla boru ve 131 bin tonla filmaşin oldu.



Uzmanlar geleceğin cephelerini tartıştı Mimar ve mühendislere, günümüz cephe tasarımı ve geleceğin cephe sistemlerine ilişkin teorik -uygulamalı bilgi vermeyi hedefleyen “Cephe Tasarımı: Geleceğin Cepheleri Cephelerin Geleceği” konulu seminer, Kalebodur sponsorluğunda uluslararası alanda önemli çalışmalara imza atmış uzman isimleri bir araya getirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleşen “Cephe Tasarımı: Geleceğin Cepheleri - Cephelerin Geleceği” seminerinde, günümüzde başlı başına bir tasarım haline gelen cephe ile ilgili akademik bilgiler pay-

28

YAPI MALZEME - MART 2013

laşıldı. Türk seramik sektörünün öncü markası Kalebodur’un sponsorlar arasında yer aldığı seminerde, mimariden, cephe tasarımı ve yangın güvenliğine kadar birçok konu değerlendirildi. Başta mimarların ilgi gösterdiği iki haf-

ta süren seminer dizisinin son gününde “Yenilikçi Cepheler” konulu bir konferans düzenlendi. Cephe malzemesi, sistemler ve eğitim konusunun tüm detaylarıyla ele alındığı konferansa, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ilk kadın rektö-


mümkün değil. Eğitim sistemlerinde yapılacak inovasyonla mimar ve mühendisler yetiştirmeliyiz. Bu şekilde, devlet ve özel sektörün işbirliği ile yapı sektörünün çağdaş bir seviyeye çıkarılması hedeflenebilir” dedi.

Cepheler gürültüyü de önlemeli

rü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, İngiltere Bath Üniversitesi’nden Dr. Stephen Ledbetter, Hollanda Delft Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mick Eekhout, Almanya Hochschule Ostwestfalen-Lippe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ulrich Knaack, Mimar Boran Ekinci ve Mimar Cem Altınöz konuşmacı olarak katıldı.

Geleneksel sistemlerle çözüm mümkün değil Konferansta konuşan Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, İTÜ rektörlüğü döneminde cephelerle ilgili akademik çalışma başlattıklarını belirterek, “İklim değişikliği ve azalan kaynakların yaptığı baskılar, yapı sektöründe önemli değişimlere neden oldu. Eski geleneksel sistemlerle cephe konusunda çözüm üretmek

ck de konuşmasında, enerji ve fonksiyonelliğin cephe konusunun iki önemli unsuru olduğunu vurguladı.

Cepheye sanat unsurları da dahil edilebilir

İngiltere Bath Üniversitesi’nden Dr. Stephen Ledbetter ise cephe konusunda iklim koşullarının değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Yenilikçi cephelerin soğuk ya da sıcağı dışarda tutarken gürültüyü de önlemesi gerektiğini belirten Ledbetter, “Cepheleri tasarlayan ve uygulayan birçok aktör var. Müteahhitlerden mühendis ve sistem tedarikçilerine kadar her aktörün farklı bir bakış açısı var. Bizim burada yaptığımız şey, kişileri nasıl eğiteceğimizi ve kendimizi nasıl geliştirebileceğimizi düşünmek” diye konuştu.

Çok sayıda önemli projeye imza atan ödüllü mimar Boran Ekinci ise konuşmasında cephe kavramını endüstriyel açıdan ele aldı. Cephenin ışıktan ısıya, sesten hava koşullarına kadar pek çok ögeyi kontrol eden bir mekanizma olarak algılandığını söyleyen Ekinci, “Cephe bu özelliğinin dışında kendi işlevi olan bir mekan da olabilir. Reklam ve farklı amaçlar için de kullanılan cepheye sanat unsurları da dahil edilebilir. Bunların her birinin mimariye farklı yansımaları var. Bu yansımalar diğer işlevlerle kombine edilerek ortaya farklı sonuçlar çıkarılabilir” dedi.

Türkiye’nin inovasyon anlamında yapması gerekenler var

Türkiye’de her şeyin sorumlusu mimar

Hollanda Delft Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mick Eekhout da günümüzde çok katlı modern bina yapımının hız kazanmasıyla birlikte, cephe tasarımının da önemli hale geldiğini söyledi. Eekhout, “Bu konuda Türkiye’nin inovasyon anlamında yapması gerekenler var. Türkiye’de Ar-Ge’ye ayrılan oranı göz önüne alırsak, diğer ülkelere kıyasla daha gidilmesi gereken çok yol olduğunu düşünüyorum” dedi. Geleceğe yönelik sürdürülebilir yenilikçi teknolojilerin önemine değinen Almanya Hochschule Ostwestfalen-Lippe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ulrich Knaa-

Konferansa katılan ödüllü mimarlar Enis Öncüoğlu ve Cem Altınöz ise çalışmalarında geniş bir coğrafyaya hizmet verdiklerini belirterek, katılımcılara tecrübelerini aktardı. Farklı kültürlerin farklı teknolojik altyapıları beraberinde getirdiğini vurgulayan Enis Öncüoğlu, “Şirket olarak yabancılarla çalışmanın farklı yanlarını aldık. Yurtdışında yapılacaklar ve yapılmayacaklar kurallarla bellidir. Türkiye’ye baktığımızda ise her şeyin sorumlusu mimar gibi görülüyor. Ancak bu sorumlulukların çoğu zaman mimarlara bırakılmadığı ise bir gerçek” dedi. YAPI MALZEME - MART 2013

29


Türk Doğaltaşı’nın

eşsiz hikayesi “Milano Tasarım Haftası”nda Milano Tasarım Haftası’nda ilki geçtiğimiz sene hayata geçirilen “Ve Mermer Dedi ki: Yol Seni Değiştirir” sergisi, bu sene de Zona Tortona Superstudio Piu Art Garden’da 900 m2’lik alanda “Işıkla Yıkanmak” adıyla tasarım severlerle buluşacak. Tasarım dünyasının olmazsa olmazı olarak tanımlanan, 8-14 Nisan 2013 tarihleri arasında gerçekleşecek Milano Tasarım Haftası’nda Türk doğaltaşının eşsiz hikayesi gündeme gelecek. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) sahipliğinde organize edilen ve Türk tasarım firması Demirden Design’ın küratörlüğünü üstlendiği Türkiye’yle ilgili özel bir sergi düzenlenecek. İlki geçtiğimiz sene hayata geçirilen “Ve Mermer Dedi ki: Yol Seni Değiştirir” sergisi, bu sene de Zona Tortona Superstudio Piu Art Garden’da 900 m2’lik alanda “Işıkla Yıkanmak” adıyla tasarım severlerle buluşacak. Farklı disiplinlerden gelen 6 tasarımcı ve mimarın, 4 bin yıllık bir geleneğin parçası “mermer”i konu edindiği çalışmalar, Türkiye topraklarında yer alan kültürü, tarihi ve mitleri çağdaş tasarımlarla buluşturarak zıtlık-

30

YAPI MALZEME - MART 2013

ların bütünleyicisi oluyor. Sergide mermeri, mimari açıdan, Massimiliano-Doriana Fuksas (İtalya), Melkan Gürsel - Murat Tabanlıoğlu (Türkiye), Alişan Çırakoğlu (Türkiye), endüstriyel tasarım odaklı Mathieu Lehanneur (Fransa), moda gözüyle Dice Kayek (Türkiye) ve sanatçı-tasarımcı Arik Levy (Fransa) ele alacak.

4 BİN YILLIK BİR GELENEĞİN PARÇASI “MERMER” “Işıkla Yıkanmak” sergisinde, mermer, su ve ışığa odaklanarak, temizlik, saflık ve arınma gibi kavramları ifade etmek için ideal bir kombinasyon ortaya çıkartacak. Mermer, bu birliktelik içerisinde kendini pürüzsüz, parlak, ideal yüzeyiyle konumlandırırken, bu elementler tarafından dokunulduğu zaman tüm ihtişamı ve güzelliğiyle

de var olacak. Limitsiz potansiyeli olan mermerin ana malzeme olduğu çalışmalar, anıların, rüyaların, hayal gücünün ve efsanelerin geçmişten günümüze tükenmez bir kaynağı olarak hayata geçirilecek. Türk üretimciler ve atölyeler tarafından yapılacak çalışmalar, bir kolyenin taneleri gibi ahşap bir yol üzerinde birleştirilecek. Sergi, mermerin ve doğal taşların dokunma ve görme hissine yönelik karakterini açığa çıkararak ziyaretçileri maneviyatla buluşturacak zihinsel bir yolculuğa davet edecek. Mermer, Türkiye topraklarında en önemli sanat ve mimari yapıtların temel malzemesi olurken, klasikten antik Bizans’a, Osmanlı’dan ve modern dönemlere, medeniyetlerin zamanın tahribatından etkilenmeden birincil tanıklığını sürdürmektedir



Maketten konut alırken

net-brüt oyununa

dikkat! İstanbul’da hayata geçirilen projelerde net ve brüt metrekare farkları her geçen gün biraz daha artıyor. Aldığınız konut gerçekte kaç metrekare?

32

YAPI MALZEME - MART 2013


Net ve brüt metrekareleri açık olarak öğrenin… Ahmet Temeltaş, bazı inşaat şirketlerinin yeni projelerinin brüt metrekarelerini oluştururken sınır tanımadığına dikkat çekerek; yüksek binalarda konutun, ofisin manzarasını, sosyal alanlarını, otoparkını bile brüt metrekareye ilave eden şirketler olduğunu belirtiyor. Örneğin, 500 metrekarelik bir alana sahip proje, 600 metrekare brüt alan olarak satışa çıkarılırken, tüketiciye 600 metrekare değeri üzerinden satış yapılıyor. Temeltaş, tüketiciyi aldatmaya müsait projelerin piyasada var olduğunu belirterek, özellikle maketten konut satın almayı düşünenlere; abartılı ifadelere dikkat etmeleri ve ilgilendikleri konutun net ve brüt metrekarelerini açıkça öğrenmeleri yönünde önerilerde bulundu. Maketten satın alımlarda kat planlarının da sözleşmeye dahil edilmesinin metrekare mağduriyetini önleyebileceğini belirten Temeltaş, noter onaylı bir sözleşmenin konut sahipleri için güvence oluşturabileceğini sözlerine ekledi.

Teslim edilmiş projeler araştırılmalı… İstanbul’un gayrimenkul sektörü için her zaman ilk sırada yer almasının, yeni proje zenginliğini de beraberinde getirdiğini vurgulayan Ahmet Temeltaş, “tüketicilerin evi satın almadan önce projeleri iyice araştırması gerekiyor. İnşaat şirketi ilk olarak incelenmeli. Önceki projeleri, taahhütlerini yerine getirip getirmedikleri, proje aşamasında belirtilen konut metrekareleri ile teslimdeki metrekarelerin birbirini tutması, şirketin güvenilirliği açısından büyük önem taşıyor” dedi.

Haksız rekabet önlenmeli… Ahmet Temeltaş, konut satışlarının genel olarak brüt metrekare üzerinden yapıldığının, ancak net ve brüt metrekare arasındaki farkların gittikçe büyüdüğünün de altını çiziyor. Temeltaş, “inşaat şirketleri maketten yaptıkları satışlarda, olmayacak yerlere olmayacak kat karşılığı veya hasılat paylaşımı oranı veriyor. Yükselen arsa fiyatları, inşaat şirketlerinin brüt ve net metrekare arasındaki makası gittikçe açmalarına sebep oluyor. Bunun belirli bir standardı yok. Standardı olmadığı gibi aradaki haksız rekabetin de önüne geçilemiyor. Konuyla ilgili yetkililerin en kısa zamanda uygulamaya geçirilmek üzere net ve brüt metrekare farkını belirlemesini ve standartları getirmesini bekliyoruz” diye konuştu.

Doğru seçim için tüketiciler de bilinçlenmeli… Konut satın alımlarında metrekare bilincinin yeterince yerleşmediğine dikkat çeken Ahmet Temeltaş; farkın anlaşılması ve şirketlerin bu yanlışlığa devam etmemeleri için devletin yapacağı düzenlemenin yanı sıra vatandaşa da önemli görevler düştüğünü belirtti. Gayrimenkulün fiyatı kadar ne alındığına da dikkat edilmeli diyen Temeltaş, “aslında tüketiciler her gün biraz daha bilinçleniyor, fakat piyasadaki gerçeklerin anlaşılması için daha çok araştırmalı, gezmeli, hem sektör hem de şirketler hakkında bilgi sahibi olmalı. Bizler de bu bilinç doğrultusunda emlak piyasasında konut sahibi olmak isteyenleri daha bilinçli yatırımcılar haline getirebilmek için elimizden geleni yapmalıyız” diyerek sözlerini bitirdi.

Gayrimenkul sektörünün önde gelen emlak profesyonelleri arasında yer alan Ahmet Temeltaş, İstanbul’da hayata geçirilen yeni konut projelerinin metrekare değerleri açısından belirli bir standarta oturtulması gerektiğini belirtiyor. Standartların belirlenebilmesi için ilgili mercilerin müdahalesine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Temeltaş, “Brüt ve net metrekare farkı şirkete, lokasyona ve projeye göre değişiyor. Belirli standartların olmaması konut sahibi olmak isteyenleri mağdur ettiği gibi, işini düzgün yapan şirketleri de zora sokuyor. Doğru brüt ve net metrekareleri açıklayan şirketler rekabetin dışında kalırken, diğerleri kısa vadede kazançlı çıkıyor” dedi. YAPI MALZEME - MART 2013

33


Kanalizasyon sistemlerinde en iyi uygulamalar: ISIDAÇ 40 esaslı harç ve beton uygulamaları ISIDAC 40; Çimsa tarafından 10 yılı aşkın süredir; eşsiz dayanım karakteri, aşınmaya ve yüksek sıcaklıklara direnç göstermesi ve sülfat direnci ile gerek yurt içi gerek yurtdışı pazarlarda tercih edilen kalsiyum aluminat çimentosudur. TS EN 14647 standardına uygun olarak üretilmektedir.

34

YAPI MALZEME - MART 2013


Tuğhan Delibaş Çimsa Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi Yöneticisi

Çimento esaslı boru kaplama imalatları uzun yıllardır gerek ülkemizde gerekse dünyada kanalizasyon borularında sıklıkla tercih edilmektedir. Kanalizasyon sistemlerinin aşındırıcı etkisi çimentolu sistemleri etkilemekte ve uygulanan harcın ömrünü önemli ölçüde kısaltmaktadır. Kanalizasyonlar hem yüksek sülfat içeren ortamı hem de bakteri yoğun ortamı ile Portland Çimentolarının dayanıklılık limitlerinin dışında bir ortam oluşturmaktadır. Sülfat saldırısı çimentonun yapısında yer alan C3A ile ortamdaki SO3’ün bir araya gelmesi ile meydana gelir. Bu reaksiyonların en yoğun şekilde meydana geldiği kanalizasyonlar; boru içi kaplamalarında kullanılacak çimentoların yüksek sülfat direncine sahip olmasını zorunlu kılmaktadır. Kanalizasyon boru içi kaplamalarında kullanılan çimentonun özel seçilmesinin gereklerinden en önemlisi kanalizasyon içerisinde bakteriler sebebiyle meydana gelen reaksiyonlar ve bu reaksiyonlar sonucu oluşan sülfürik asittir (H2SO4). Söz konusu asit borunun üst kısımlarını etkilemekte ve harcın tamamıyla çözünmesine sebep olmaktadır. Unutulmamalıdır ki bazik bir ortama sahip olan çimento en ufak asit içeriğine uzun süreli maruz kalması halinde çözülecek ve bağlayıcılık görevini yapamaz hale gelecektir. Şekil 1’de sülfürik aside

maruz kalmış Portland çimentosu esaslı bir boru içi kaplamasının zamanla aşınması görünmektedir. Şekil 1. Portland Çimentosu esaslı boru içi kaplamaların sülfürik asit korozyonu sonrası fonksiyon kaybına uğramış halinin görüntüsü Çimsa Çimento tarafından 2000 yılından bu yana üretilmekte olan Türkiye’nin ilk ve tek kalsiyum aluminat çimentosu ISIDAÇ 40 asit ve sülfat etkilerine karşı üst seviyede dayanıklı bir üründür. Uygun agregalar ile birlikte kullanıldığında özellikle kanalizasyon borularının temel sıkıntısı olan asit etkisine direnç göstermektedir. Asit içeren ortamlar kimyasal olarak çimento esaslı uygulamalar için en zorlu şartları oluşturmaktadır. Gerek Portland çimentosu gerekse kalsiyum aluminat çimentosu içeren karışımlar asit etkisine eşit oranda maruz kaldıklarında aside karşı direnç seviyeleri hizmet süreleri arasındaki temel farkı oluşturmaktadır. İkincil parametre ise harcın beton boru yüzeyinde boşluk bırakmayacak şekilde yerleşmesi ve geçirimsiz bir tabaka oluşturmasıdır. Portland çimentolarının asit atağına karşı güçsüz olmalarının temel sebebi çimentonun su ile reaksiyonu sonrasında ortaya çıkan kalsiyum hidroksit (CH) mineralidir. Kalsiyum hidroksitin yanında diğer reaksiyon ürünü olan C-S-H jeli de; beton en ufak bir asit etkisine maruz kaldığında çözünür ve çelik boruyu aside karşı koruyamaz. Asit ile karşılaşınca önce harç yüzeyi pürüzleşir, et kalınlığı azalır, nihayetinde boru korozyona uğrayarak işlevini yerine getiremeyecek hale gelir. Asit ISIDAÇ 40 çimentosu ile yapılan boru kaplama harçlarına da Portland çimentosuna benzer şekilde saldırır. Ancak kalsiyum aluminat çimentosu olan ISIDAÇ 40 sahip olduğu farklı reaksiyon ürünleri ile aside karşı dirençli bir yapı oluşturmakta ve 3 pH değerine bütünlüğünü korumaktadır. ISIDAC 40 esaslı harçlarda aside dayanıklı agregaların kullanımı da önerilmektedir. Uygun bir sıkıştırma işlemi ile ISIDAÇ 40 esaslı harç uygulaması kanalizasyonlarda kullanılan beton boruları uzun yıllar asit ve sülfat saldırısına karşı korumaktadır. Yapılan çalışmalarda kanalizasyon koşulları modellenmiş ve kalsiyum aluminat çimentosu esaslı kaplamaların başarısı izlenmiştir. Şekil 2’de 150 gün boyunca kanalizasyon içerisinin bakteri ortamı simule edilerek oluşturulan ortamda bekletilen ISIDAÇ 40 ve gri çimento içeren harçların kütle kaybı değişimleri incelenmiştir.

YAPI MALZEME - MART 2013

35


Şekil 2. 150 gün boyunca kanalizasyon içerisinin bakteri ortamı simule edilen ortamda bekletilen ISIDAÇ 40 ve gri çimento içeren harçların kütle kaybı değişimleri Şekil 2’de ISIDAÇ 40 içeren karışımların sadece 150 günde bile gri çimentoya oranla 8 kat daha az kütle kaybına uğradığı görülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde 1940 yılından beri kanalizasyon sistemlerinde aside dirençli kalsiyum aluminat çimentolarının kullanımı en iyi uygulama olarak benimsenmiştir. ISIDAÇ 40’ın kanalizasyon sistemlerinde kullanımının 3 temel uygulama alanı mevcuttur. Bunlar; 1.ISIDAÇ 40 Harcı ile Kaplanmış Döküm Borular: Düktil metal borular onlarca yıldır kanalizasyon sistemlerinde kullanılmaktadır. Uzun süreli kullanımı garanti altına almak için iç yüzeylerin ISIDAÇ 40 esaslı harç ile kaplanması özellikle yurtdışında sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. ISIDAÇ 40 esaslı harç ile kaplanan döküm borular; harcın aşınmaması ve yüksek mukavemeti ile korozyona ve asit saldırısına karşı korunmakta ve servis ömrü uzamaktadır. Santrifüj yöntemi ile harcın iç çepere yapıştırılması ile boşluksuz bir yapı elde edilmekte; mukavemet ve da-

36

YAPI MALZEME - MART 2013

yanıklılık özellikleri iyileştirilmektedir. Kalsiyum aluminat çimentosunun iç çeper kaplama harcında kullanılması ile maksimum mukavemet sadece bir günde kazanılmakta ve ürünün sevk süresi önemli ölçüde kısalmaktadır.

Şekil 3. ISIDAÇ 40 harcı ile içi kaplanan metal boru imalatı 2. Beton Borular: Özellikle ekonomik avantajı sebebiyle kanalizasyon imalatlarında sıklıkla tercih edilen bir uygulama da beton boruların kullanımıdır. Ancak gerek bakteri kaynaklı asit saldırısı gerek dışarıdan yer altı suları kaynaklı sülfat saldırıları Portland çimento ile üretilen beton boruların servis ömrünü önemli ölçüde kısaltmakta ve kısa sürede iş göremez hale getirmektedir. ISIDAÇ 40’ın söz konusu beton imalatlarında kullanımı ile hem dış kaynaklı sülfat saldırıları hem de bakteriler sebebi

ile ortaya çıkan sülfürik asidin zararları engellenmekte uzun süreli servis ömrü garanti altına alınmaktadır.

Şekil 4. Portland Çimentosu ile üretilmiş beton kanalizasyon boruları 3. Kanalizasyon Arıtma Tesisleri: Kalsiyum aluminat çimentoları ile hazırlanan beton ve harçlar kanalizasyon borusu bağlantılarında, dinlendirme havuzlarında ve her türlü aktarım biriminde rahatlıkla kullanılabilir. ISIDAÇ 40’ın asit ve sülfat direncinin özellikle bekletme havuzlarında dayanıklılığı arttırmaktadır. Şekil 5. Kanalizasyon arıtma havuzu



enerji arzı için önemli bir projeye ekonomik çözümler üretti Giresun iline bağlı Çamoluk ilçesinde yapılan Koçak Barajı ve HES santrali inşasında kullanılan PERI ürünleri kalıp montajını ve işçiliğini yarı yarıya azalttı. Prestij Enerji ( Koçak HES ) Proje :KOÇAK HES Kurulu Güç :25.4 MW Konum :Giresun Nehir :Kelkit Lisans :49 Yıl

38

YAPI MALZEME - MART 2013

Tarih :14.06.2007 Yer :Çamoluk/Giresun Yüklenici Firma :Eksen inşaat Firma Yetkilisi :Hüseyin Toraman / Şantiye Şefi Kaba İnşaat Süresi:240 gün


Enerji arzı için önemli bir proje Koçak barajı ve HES santrali Giresun iline bağlı Çamoluk ilçesinde Kelkit çayı üzerindedir. Yapımı Eksen inşaat tarafından gerçekleştirilen projede hidroelektrik santrali 2013 yıIında hizmete girdi. Kurulu gücü 24MW dir. Baraj beton kemer baraj olup kret yüksekliği 60m, kret uzunluğu 185m dir. Projenin firma yetkilisi Hüseyin Toraman PERI ile yaptıkları çalışmayı şu şekilde özetliyor; “Santral binasını ve baraj gövde yapısını coğrafi zorluklara ve sert iklim şartlarına rağmen başarıyla tamamladık santral binası ve baraj gövdesinde kütle beton imalatı için

PERİ’nin SKS tip konsol ve Trio-Vario tip Perde kalıbını kullandık 2m’ye 4m kalıp panelini tek konsol platformuna taşıtmamız kalıp montajını ve işçiliğini yarı yarıya azalttı PERİ’nin bu ekonomik çözümünden dolayı teşekkür ediyoruz.” VARIO GT 24 Kolon Kalıbı Sistemi: Her türlü kolon kesit ve yüskekliği için ayarlanabilir bir sistemdir. VARIO GT 24 Kolon Kalıbı ile dikdörtgen veya kare kesitli 80x120 cm’ye kadar kolon imalatı yapılabilir. VARIO QUATTRO GT 24: Bu kalıp sistemi ile 20x20’den 120x120 cm’ye kadar beşer santimlik artımlar ile kolon imalatı yapılabilir. Komple kolon ünitesi, tek

kaldırma hamlesi ile vinç yardımıyla taşınabilir. Böylece vincin verimliliği artar. Katlanabilir kuşağı, stoklanması durumunda az yer kaplamasını sağlar.

AVANTAJLARI Ayarlanabilir kolon boyutları: Dikdörtgen veya kare kesitli kolonlar 80x120 cm’ye kadar sürekliliği bozmadan ayarlanarak betonlanabilir. Bir kuşak için sadece iki Tie-Rod ihtiyacı: VARIO GT 24 Sistem’e ait standart elemanlar sırası ile kullanılır. Daha sonra kolon kalıbının iki yarısı kama K ve SKZ ile birbirine bağlanır. Beton basınç dayanımı: VARIO GT 24 YAPI MALZEME - MART 2013

39


Sistem 100 kN/m² beton basıncına göre dizayn edilir. Eğer gerekiyorsa, yüksek beton basınçları içinde VARIO GT 24 Kolon Kalıbı dizaynları değiştirilebilir.

SKS SİSTEM TIRMANMA KONSOLU VE STARTER Esas olarak baraj inşaatları için dizayn edilmiştir. SKS Sistem tırmanma konsolu tek taraflı perde kalıplarında kullanılmaktadır. Sistemin basit kurulabilmesi, parça sayısının az oluşu, hafifliği ve sağlamlığı diğer avantajlarıdır. Sistemde kalıp, konsol, ve çalışma platformu değişik açılarda ayarlanabilmektedir bu da şantiyede işçiliği azaltmakta ve güvenliği artırmaktadır. Yatay ayar parçasının çevrilmesi su-

40

YAPI MALZEME - MART 2013

retiyle kalıbın konumu değiştirilebilmekte ya da kalıp kolaylıkla sökülebilmektedir. Yükseklik ayar ünitesi ile de kalıp düşeyde hareket ettirilebilmektedir. İstenilen açıda beton dökmek ise ayar payandası sayesinde mümkün olmaktadır. Sistemde kullanılan parça sayısının azlığı sisteme büyük avantaj katmaktadır. PERI de SKS 180 ve SKSF 240 olmak üzere iki tip SKS konsolu sistemi vardır. SKSF 240 aynı CB240 sistemde olduğu gibi beton yüzünden 75 cm geri gelebilmektedir. SKS sistemin tek yüzlü perde imalatlarında da başarı ile kullanılabilmesinin bir diğer sebebide, STARTER diye tabir edilen ilk döküm fazı için ihtiyaç olan diğer aksama da sahip olmasıdır. Tek bir ilave parça ile tırmanır halde


kullanılacak kalıp seti ilk döküme kolaylıkla adapte edilebilmektedir. Aynı STARTER parçası normal bina inşaatlarının bodrum kat, dış yüz, tek taraflı

beton dökümlerinde de kullanılabilmektedir. SKS konsol sisteminde kullanılan gömülü DW15,DW20 ve DW26 tip ankaraj takımları ile; beton döküm

hızına ve kalıp yüksekliğine bağlı olarak 90 kN’dan 200 kN’a kadar çekme yükleri emniyetle taşınabilmektedir.

SKS STARTER

SKS Tırmanma Konsolu

Yukarıda SKS Tırmanır sistem için kullanılan ankraj takımı görülmektedir.

Civata M30*130

Tırmanma Bileziği

Tırmanma Konusu

Saplama DW 20

Kaybolan Tırmanma Somu

YAPI MALZEME - MART 2013

41


BASF’nin Boya Bölümü iF Tasarım Ödülleri gecesinde Global Trend Kitabı’nın tasarımıyla iF İletişim Tasarımı Ödülü’nün sahibi oldu.

BASF, iF

İletişim Tasarımı Ödülü’nü kazandı BASF’nin Boya Bölümü, 22 Şubat 2013 tarihinde Münih’te bulunan BMW World’de gerçekleştirilen iF Tasarım Ödülleri gecesinde Global Trend Kitabı’nın tasarımıyla iF İletişim Tasarımı Ödülü’nün sahibi oldu. BASF’nin her yıl otomotiv üreticilerinin tasarımcılarını hedefleyerek hazırladığı Global Trend Kitabı, renk ve boyaların deneyimlenmesini mümkün kılıyor. Global Trend Kitabı’nın son baskısı olan ve Köln’de bulunan tasarım ajansı Are We Designer ile iş birliği içerisinde geliştirilen Wide Awake, sadece otomotiv sektöründeki müşterileri etkilemekle kalmadı, tasarım jürisinin de beğenisini kazandı. BASF, her yıl otomotiv müşterileri için özel olarak tasarladığı trend kitabını sınırlı sayıda basıyor. Otomotiv tasarımcılarına en yeni renk trendleri hakkında bilgi verdiği kadar esin kaynağı da olan yayın, hem global hem de bölgesel renk konularına odaklanıyor. BASF Glo-

42

YAPI MALZEME - MART 2013

bal Trend kitabı, tasarımcılar tarafından araştırılan toplumsal hareketleri ve gelişmeleri anlatıyor. Bu bulgulara dayanan renk trendleri, orijinal boya rengi örnekleriyle birlikte trend kitabında görselleştiriliyor. Ödüle ilişkin görüşlerini dile getiren BASF tasarımcısı Mark Gutjahr, “iF Tasarım Ödülü, en önemli tasarım ödüllerinden birisi. Çalışmamızın bu ödüle layık görülmesi bizim için ayrıcalık” diyerek ödülün önemine dikkat çekiyor. iF Tasarım Ödülü, 2012 yılında kazanılan Red Dot (Kırmızı Nokta) ödülünün ardından BASF’nin yenilikçi müşteri iletişimi yaklaşımıyla kazandığı ikinci tasarım ödülü oldu. Buna ek olarak, yenilikçi renk trendleri belirleyen BASF tasarım ekibi 2011 yılında XFine metalik özel efektli boya ile Otomotiv Marka Yarışması’nı (Automotive Brand Contest) ve ayrıca yüzey ve teknoloji kategorisinde Materialica Tasarım ve Teknoloji Ödülü’nü kazanmışlardı.

iF TASARIM ÖDÜLÜ TÜM DÜNYADA BİR KALİTE MÜHRÜ OLARAK KABUL GÖRÜYOR 2013 iF Tasarım Ödülleri’nde 49 uluslararası uzman, 51 ülkeden 1.920 katılımcının 4.352 başvurusunu değerlendirdi. BASF, Wide Awake ile “Basılı Medya – Reklam medyası” kategorisinde iletişim tasarımı ödülünü kazandı. Yarışmaya katılan projeler; hedef grup dili ve içeriği, tasarım kalitesi ve oluşturuculuk, malzeme seçimi ve kullanımı ve ayrıca ekonomik verimlilik ve müşteriye uygunluk kriterleri göz önünde bulundurularak değerlendirildi. iF İletişim Tasarımı Ödülleri kapsamında jüri, yapılan 1.086 başvurudan 346’sını ödüllendirdi. 60 yıldır üstün tasarımları ödüllendiren ve dünya genelinde bilinen bir organizasyon olan iF Tasarımı Ödülü, tüm dünyada bir kalite mührü olarak kabul görüyor.



Advertoial

Türkiye’nin güvenilir ev tipi su arıtma sistemlerine olan ihtiyacı artıyor Tedarikçiler ve bayiler, müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve markalarının itibarını artırmak için Dow’ın yüksek performanslı ve kaliteli ev tipi su arıtma sistemlerine güveniyor. Son yıllarda tüketiciler, evde su arıtmanın avantajlarının farkına varmaya başladı. Güvenlik ve kalitenin yanı sıra uzun vadede su arıtma sistemlerinin şişelenmiş su kullanımından daha ekonomik olduğunun ortaya çıkması, tezgah altı ve üstü üniteleri de içeren su arıtma sistemleri piyasasını olumlu etkiledi.

Güvenilirlik şart Ev tipi su arıtma sistemlerinin en önemli özelliği güvenilir olmaları. Sis-

44

YAPI MALZEME - MART 2013

temin kalitesi ve performansı tüketici açısından büyük önem taşıyor. Çünkü bir bardak içme suyu ne kadar güvenli görünse de, saflığı birçok bileşen ve katkı maddesiyle bozulmuş olabiliyor. Ev tipi su arıtma sisteminin güvenilir ve istikrarlı performansa sahip olup olmaması, markanın itibarı ile Orijinal Ekipman Üreticilerinin (OEM), distribütörlerin ve perakende satıcılarının kazancını doğrudan etkiliyor. Defolu bileşenlerin kullanımı, müşteri memnuniyetsizliğine, ek iade maliyetlerine,

teknik servis başvurularında artışa ve marka itibarının zedelenmesine yol açıyor.

Güvenilir bir çözüm Ters osmoz (RO), katkı maddelerini ve hastalığa sebep olan bakteri ve virüsleri içme suyunda ayırmada en çok kullanılan, en etkili teknolojilerden biri. Sıradan filtre teknolojileri, partikülleri ayrıştırmak için bir perde ya da filtre kullanırken, DOW FILMTEC® RO sistemi, bir perde ya da filtreyi aşabile-


cek olan çözünmüş maddelerin %98’ini engelleyen bir membran kullanıyor. Dow’ın kaynaklarıyla desteklenen DOW FILMTEC® ev içme suyu bileşenleri, her gün milyonlarca litre su işleyen tesislerde bulunan ters osmoz teknolojisini kullanıyor. Yüksek kaliteli bu membran teknolojisi, şişelenmiş su üretiminden, şehir içme suyunun kullanımına ve yarı iletken üreticileri için üst düzey saflıkta su üretimine kadar birçok uygulamada kullanılıyor. Her dakika, dünya genelinde 57 milyon litreden fazla kaliteli su Dow ters osmoz teknolojisi ile üretiliyor.

performansı, kullanılan membranın kalitesiyle doğrudan ilişkili. Birçok membran beklentileri karşılasa dahi, defolu bir bileşen, defolu bir sistem ve üretilen suda potansiyel kirlilik riski anlamına geliyor. Sektörde, en düşük garanti kapsamında ürün iadesi oranına sahip olan DOW FILMTEC® bileşenleri, hem ISO 9001-2008 belgeli bir tesiste üretiliyor, hem de güvenlik ve performanslarının, kamu sağlığı ve güvenlik riski yönetim çözümlerinin lider global tedarikçisi NSF Uluslararası tarafından değerlendirilmesi sebebiyle NSF/ANSI 58 listesinde yer alıyor.

Her DOW FILMTEC® bileşeninde tutarlılık

Müşterileriniz için doğru su arıtma çözümünü seçin

Ters osmoz içme suyu sistemlerinin

Yenilik tutkusuyla ve su arıtma sektö-

ründeki 30 yılı aşkın deneyimiyle, performans ve güvenilirliğini kanıtlamış olan Dow Water & Process Solutions, ev tipi su arıtma sistemleri tasarlayan, üreten, dağıtanve bu sistemlerin bakımını gerçekleştiren şirketlerin tercih ettiği bir tedarikçi, güvenilir ve uzun dönemli bir çözüm ortağıdır. DOW FILMTEC®RO bileşenleri tüketicilerin, çeşmeden mükemmel tatta, kaliteli su elde etmesini sağlıyor. Yıllardır kanıtlanan performansı sayesinde bileşenlerini, dünyadaki en itibarlı markalardan biri haline gelen DOW FILMTEC®, istikrarlı kalitesi ve güvenilirliğiyle her geçen gün daha fazla tedarikçi ve bayi tarafından tercih ediliyor.

Ürün özellikleri

Tedarikçiler ve bayiler için avantajları

Düşük şikâyet oranı

Daha az teknik servis başvurusu; daha yüksek müşteri memnuniyeti

Kuru bileşenler

Daha uzun raf ömrü; muhafaza sorunu olmaması

50 psi basınca uygun

Benzer ürünlere göre %20 daha fazla akış

Klordan arındırılmış su

Daha uzun ömürlü; adil garanti değerlendirmesi

Otomatik üretim

En istikrarlı kalite ve performans

Global dağıtım

Mesai saatleri boyunca kendi dilinizde konuşabileceğiniz Dow uzman desteği

Eğer su arıtma sisteminizde özel bir sorununuz varsa lütfen bizimle iletişime geçiniz. Dow Water & Process Solutions, sınıfının en iyi filtreleme teknolojisi ve yenilikçi ürünlerini sunarak her türlü su arıtma ihtiyacına cevap veriyor.

Dow Türkiye Kimya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Şehit Mehmet Fatih Öngül Sok.Odak Plaza No:5/6 Kozyatağı, İstanbul Telefon: +90 216 571 16 00 E-mail: fturkey@dow.com ©® The Dow Chemical Company ("Dow") kuruluşunun veya Dow'a bağlı şirketlerin ticari markasıdır.

YAPI MALZEME - MART 2013

45


Dorpan ile kapılar yeniliklere açılıyor Türkiye’nin kapı konseptini değiştirmiş olmanın haklı gururunu yaşayan Kastamonu Entegre, tescilli dünya markası Dorpan ile zerafeti ve yeniliği mekanlara taşıyor. Kapı sistemlerine yeni bir anlayış ve boyut getiren Dorpan ürünleri, modern çizgilere sahip tasarımları, özenle seçilmiş üstün nitelikli hammaddesi ile ev ve iş yerleriniz için dekoratif çözümler sunuyor. Tasarım, teknoloji ve estetiğin mükemmel uyumu ile üretilen Dorpan kapı panelleri, geniş ürün yelpazesi, zengin renk ve model çeşitliliği ile yaşam alanınızı daha modern ve şık bir görüntüye kavuştururken rakipsiz kalitesi ile uzun yıllar kullanım imkanı sağlıyor. Katlanılabilir kapı panelleri ile alan sorunu yaşanan mekanlarda ve oda

46

YAPI MALZEME - MART 2013

bölmelerinde pratik ve şık çözümler sunan Dorpan ürünleri, fazla ışığa ihtiyaç duyduğunuz alanlar için cam uygulama yapılabilme özelliğiyle de ihtiyaçlarınıza fazlasıyla cevap veriyor. Kastamonu Entegre’nin, kurulduğu 1969 yılından günümüze kadar devam eden yatırımları ile, Gebze ve Kastamonu’da ikişer, Balıkesir, Samsun, Tarsus, Adana’da da birer üretim tesisi olmak üzere yurtiçinde 8, Romanya’da 2, Bulgaristan, Bosna Hersek ve Rusya’da da birer olmak üzere, 10 lokasyonda toplam 13 fabrikası bulunuyor. Dünya standartlarında

modern entegre üretim tesisleriyle, en son teknoloji ve yeni ürünlere yaptığı yatırımlar, 2012 yılında iştirakleriyle birlikte konsolide olarak gerçekleştirdiği 1 milyar dolarlık cirosu ile Kastamonu Entegre, Türkiye pazarında lider konumunda bulunuyor. 3.5 milyon m3 toplam panel üretim kapasitesi (MDF + Yonga levha) ile, Avrupa’nın 6. büyük ağaç bazlı panel üreticisi olan Kastamonu Entegre, dünyada ise 11. büyük olarak karşımıza çıkıyor. Kastamonu Entegre, Türkiye panel pazarında ise, ürün gruplarına göre ortalama %35 pazar payına sahip.



170 yıldan beri dünyanın en çok tercih edilen kilit markası olan Yale, kilitleme sistemleri konusunda dünya devi Assa Abloy’un ev güvenliği için konfor ve güven sunduğu güçlü bir markası. Yale markasının odağında ev güvenliği vardır diyen Yale Türkiye Genel Müdürü Barış Ener’le tüketicilerin kilit konusundaki tercihlerini ve Yale’nin pazarda yaptığı çalışmaları konuştuk.

Kilit endüstrisindeki en iyi bilinen isimlerden biri olan Yale’nin gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz?

ile daha konforlu evler 2013 yılında büyük sürprizlerle tüketicisinin karşısına çıkan Yale, mekanik ürünlerin yerini alan elektronik ürün grupları ile adından sıkça söz ettirecek.

48

YAPI MALZEME - MART 2013

“Assa Abloy, geçiş güvenlik çözümleri konusunda dünya genelinde 42.000’den fazla çalışanı ve yıllık 5.5 Milyar Euro cirosu ile sektöründe lider bir kuruluştur ve kendisini ihtiyaçları doğrultusunda son kullanıcılarının emniyet, güven ve konforunu sağlamaya adamıştır. Assa Abloy’un markalarından ev güvenliğine odaklanan Yale ise 1843 yılından beri sektörün içinde yer almaktadır ve dünyadaki en eski uluslararası markalardan ve kilit endüstrisindeki en iyi bilinen isimlerden biridir. Yale tarihinde, sadece Yale için değil, tüm kilit endüstrisinin gelişimine yön veren çok büyük inovasyonlar bulunmaktadır. YaIe markası, dünya üzerinde kolay erişimi ve geniş ürün yelpazesi ile, kilit çözümleri konusunda çok sayıda ülkede çok sayıda insanın güven ve emniyetini sağlamaktadır. Türkiye pazarına 20. yüzyılın başlarında giren Yale markası, çok uzun yıllar farklı ürün grupları ile bir dönem pazarda büyük bir pazar payı ve bilinirlik kazanmıştır. Bunu 50 yaşın üzerindeki tüketiciler çok iyi hatırlayacaktır. Türkiye pazarındaki uzun bir ayrılıktan sonra 2007 yılında yeniden Türkiye pazarına odaklanan Yale markası, çok çeşitli ürün grupları ile yeniden inşaat sektörünün ve nihai tüketicilerin hizmetindedir.”


Yale markası hangi sektörlere hitap ediyor. Ayrıca kapı ve kilit pazarında Yale hangi konumda? “Yale markasının odağında ev güvenliği vardır. Dolayısıyla ev denilince akla gelen her alanda Yale ürünleri yer almaktadır. İlk sırada inşaat sektörü olmak üzere; Yale’nin ulaştığı müşteri profilini; inşaat firmaları, mimarlar, yapı marketler, kapı üreticileri, hırdavat toptancıları, nalburlar, anahtarcılar, çilingirler ve bütün bu sektörlerin müşterisi olan son kullanıcılar oluşturmaktadır.”

KİLİTTE YENİ TREND ELEKTRONİK ÇÖZÜMLER Tüketicilerin kilit konusunda en çok dikkat ettikleri nokta nedir? Türk tüketicisinin kilit alışkanlığı nasıl seyrediyor? Geçmişten günümüze neler değişti? “Daire dış kapı kilitlerinde çelik kapı kullanımının her geçen gün artması özellikle Çelik Kapı üreticilerinde bu büyümenin hiç kesilmeyeceğinin

önemli bir göstergesidir. Kapı ve kilitleme sistemlerinde mekanik özelliklerin hala önemli bir farkla önde olduğu ancak eğilimin hızla elektronik çözümlere kaydığı söylenebilir. Dünya genelinde 10 yıl önce satılan her 100 kilitten 66’sı mekanik iken, bugün bu rakam 42’lere düşmüştür. Bu sebeple sektörün yakın geleceğinde elektronik aksamların çokça yer alacağını öngörüyoruz. Seçilecek kilit elektronik ise konforun yanı sıra kalite ve güvenlik de büyük önem kazanmaktadır. Şifreli, kartlı veya parmak izli ne çeşit olursa olsun elektronik güvenlik seviyesinin yüksek olduğu belgeleri ile sertifikalandırılmış ürünler tercih edilmelidir.”

İnşaat sektörü hareketlenmeye ve bir dizi konut projeleri gün yüzüne çıkmaya başladı. Yale, bu tür özel projelerde kullanılıyor mu? “Bildiğiniz gibi Türkiye’de bulunan 19 milyon hanenin 6,5 milyon adedi kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yapı-

landırılmaya başlandı. Bunun bilinciyle bizler de hem Assa Abloy hem de Yale olarak Türkiye’ye yaptığımız yatırım planlarını hızlandırdık. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde kapı üretim sektörü, inşaat sektörüne paralel olarak hızla büyümektedir. Özellikle gerçekleştirdiği ihracat ve yurtdışı projeleri ile üreticiler ve yükleniciler bu büyümede önemli bir rol almaktadır. Birçok sektörde olduğu gibi rekabetin fiyat ve kalite üzerine odaklandığı bir alanda hem verimli bir üretim hem de başarılı bir pazarlama-satış faaliyetinde bulunmak hiç kolay değil. Bu sebeple üretip satan Türk sanayicisini sonuna kadar destekliyor ve tebrik ediyoruz. Artan inşaat potansiyeli ile her gün yeni bir proje açıklanmakta ve bu projelerde Yale ürünlerinin ağırlığı her geçen gün belirgin bir şekilde artmaktadır. Assa Abloy, önümüzdeki yıldan itibaren başta Yale markasının büyümesi için Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmak üzere kapsamlı YAPI MALZEME - MART 2013

49


bir hazırlık içerisindedir. 2013 yılı pazar payımızı güçlendirdiğimiz çok önemli bir yıldır.”

Assa Abloy grubu bünyesinde yer alan Yale’nin geniş bir ürün gamı var, bu ürün grupları hakkında bilgi verir misiniz? “Yale markası altındaki ürün gruplarından Kapı Hidrolikleri, Topuzlu Kilitler, Elektrikli Kapı Karşılıkları, Silindirler, Asma Kilitler, Kilitler, Kasalar, Kablosuz Alarm Sistemleri, Dijital Kapı Dürbünleri ve Dijital Kapı Kilitleri önemli bir pazar payına sahiptir. Bu geniş ürün gamını şekillendirirken her zaman sektörün temsilcilerini ve son kullanıcını dinliyor, onların yorumlarına göre hem mevcut ürünlerimiz ve yeni ürünler hakkında kararlarımızı veriyoruz. Özellikle son tüketicinin beklentilerini alarak yorumlayan mimarlar, mühendisler, yapı sektörü yüklenicileri, müteahhitler ve kooperatifler, nalbur ve hırdavat sektörü yöneticileri bizlere hem mevcut ürünlerimiz hakkında yorumlarını hem de yeni ürünler için inovasyon fikirlerini iletmektedir. Tüm talepleri sağlam bir havuzda biriktirerek dünya genelindeki Ar-Ge ekiplerimiz ile değerlendirerek hayata geçirmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz.”

YALE BÜYÜK SÜPRİZLERLE TÜKETİCİNİN KARŞISINA ÇIKACAK 2012 yılı Yale açısından nasıl bir yıl olarak geride kaldı. 2013 beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir? “2012 yılında Assa Abloy Türkiye yönetimindeki yeniden yapılanmaya paralel olarak Yale Türkiye için yeni bir yönetim kadrosu oluşturduk. 2012 yılının satış hedeflerini tutturduğumuz önemli bir başlangıç olmasının yanı sıra bu yönetimsel yapılanmaya paralel olarak

50

YAPI MALZEME - MART 2013

çok sayıda altyapı çalışmasını da devreye aldık. 2013 yılında büyük sürprizlerle tüketicisinin karşısına çıkmayı planlıyoruz. Yeni ürün grupları sayesinde önümüzdeki yıldan itibaren Yale markasından sektörde çokça bahsedilmeye başlayacak. Tüm odağımız mekanik ürünlerin yerini alacak olan elektronik ürünlerdir.”

Kalite ve çevre konusunda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? “Assa Abloy ürünleri üretim alanından son tüketiciye ulaşana kadar maksimum kalite ve güvence sağlayabilmesi için çok sayıda kalite kontrol ve kalite güvence sürecinden geçerek gerekli sertifikalarla belgelendirilmektedir. Dünya genelinde yüzlerce fabrikaya sahip Assa Abloy grubunda enerji tüketiminin ve CO2 salınımının azaltılması öncelikli hedefler arasındadır. Daha verimli ve daha temiz üretim ve tedarik zinciri için Assa Abloy çatısı altında çok sayıda sürdürülebilirlik çalışması yürütülmektedir. Bütün bu çalışmaların sonucu hem dünyamıza hem de insan sağlığına en az zararı verecek ürünler ortaya çıkmaktadır.”

Yale’nin mevcut ürünleri içinde en popüler ürün grubu hangileri? “2013 yılının başında piyasaya sürdüğümüz ürünler arasında en önemlileri; Silindirler, Topuzlu Kilitler, Elektrikli Kapı Karşılıkları ve Dijital Kapı Dürbünleri’dir. Yale kalitesi ile pazarın ihtiyaçlarına uygun olarak lanse ettiğimiz Silindirler, Topuzlu Kilitler ve Elektrikli Kapı Karşılıkları piyasanın çok yakından tanıdığı ürün grupları olup, Yale olarak bu ürünlerdeki ana farkımız premium kalite seviyesinde olmamızdır. Standart ve Premium olmak üzere 2 ayrı segmentte müşterilerimizin beğenisine sunduğumuz Dijital Kapı Dürbünleri de şu anda en popüler ürün gruplarımızdan diyebi-

liriz. Çelik Kapı sektöründe büyük beğeni kazandı ve talebe yetişmekte zorlanıyoruz. Kapı zili çalındığında evdeki çocuk ve yaşlılar için en büyük sorun optik olan kapı dürbününden bakarak kapıyı çalanı görmektir. Standart versiyon dürbün ile geniş LCD ekranla her açıdan kolaylıkla görüntü alınabilirken, Premium versiyon ise ek olarak gün içerisinde kapınızı çalan misafirlerinizin görüntülerini kaydetmesi sayesinde gün sonunda kimlerin geldiğini kolayca görebilmenizi sağlamaktadır. Hem kartlı hem de parmak izli modeliyle gelişen elektronik pazarı için büyük kazanç olacak Monoblok Ayna ve Karşılıklı Dijital Kapı Kilitleri, 2013 yılı ortasında lanse edeceğimiz önem verdiğimiz bir ürün grubudur. Saha testlerinde müşterilerden oldukça olumlu geri bildirimler aldık. Mekanikten Elektronik uygulamalara geçişte sektör için önemli bir adım olacağını düşünüyoruz. Hem yeni üretilen kapılarda, hem de değişim piyasası için uygun, yaygın olan Monoblok kilitlerle aynı ayna ve karşılık dış ölçülerine sahip olduğu için kapıda yapılacak ufak işlemlerle mekanik terk edilerek konfor ve kalitesi ile elektronik kullanıma geçiş kolayca sağlanabilmektedir. Ev ve işyeri tipi kasa ürünlerimiz ise dokunmatik ekranlı ve yüksek yangın dayanımı özelliği ile yine önde giden ürün serilerimiz arasındadır.”

EV DENİLİNCE AKLA GELEN HER ALANDA YALE ÜRÜNLERİ BULUNUYOR Yeni ürünler dışında Yale’nin sektöre ve ülkemize sunduğu yeni hizmetler nelerdir? “Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan toptancı bayilerimiz üzerinden perakende noktalara ve uygulayıcılara kolaylıkla ulaşıyoruz. %100 müşteri memnuniyeti yaklaşımımız sonucu yeniden yapılandırdığımız Satış ekibimiz ile birlikte pazarı yakından izliyor, pazar hakkında sorunları, ihtiyaçları ve beklentileri anında tespit ediyor ve çözümleri ile elimizden geldiğince mücadele ediyoruz. Yeni jenerasyon son tüketiciyi bilinçlendirmek adına dijital ve basılı pazarlama yöntemleri bizim için çok önemli. Sosyal medya ve online aktivitelere büyük önem veriyoruz, böylece hem Yale markasını, hem de Yale markası ile ilişkili ürün gruplarının tanıtımını yapıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin her yerinden tek bir telefon numarası ile ulaşabilen müşteri destek hattı ile hem ürünlerimizi tanıtıyor, hem satış ve servis noktaları hakkında bilgi paylaşıyor hem de kurulum ve kullanım hakkında online destek veriyoruz. Ayrıca yenilenen yüzü ile web sitemizde ürünlerimiz ve satış/servis noktalarımız hakkında çok sayıda bilgi sağlamaktayız.”



Pakpen ‘Kentsel Dönüşüm’ sürecinin önemli aktörlerinden olacak Yapı sektöründe pencereden bahçe aksesuarına, dış cepheden kapıya, borudan yalıtım ürünlerine kadar bir bina için gerekli birçok malzemeyi birlikte üreten sektörünün öncü firması Pakpen, Türkiye’nin 33 ilinde eşzamanlı olarak başlayan ‘Kentsel Dönüşüm’ sürecinin en önemli aktörlerinden biri olmaya hazırlanıyor. Ankara İller Bankası Sosyal Tesisleri Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi’ne sponsor olarak katılan Pakpen Şirketler Grubu, zirveye verdiği destekle; en aktif şekilde kentsel dönüşüm sürecinin içinde olacağını gösterdi. Kurulduğu

52

YAPI MALZEME - MART 2013

günden beri Ar-Ge çalışmalarına, inovasyon yaratmaya, pazara yeni ve gelişmiş ürünler sunmaya verdiği önemle sektörünün lideri olan Pakpen Şirketler Grubu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan kentsel dönüşüm sürecinde de bu iddiasını sürdürmek

istiyor. ‘Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi’ne sponsor olan Pakpen Şirketler Grubu, sektörü tamamen dönüştürmesi ve standardını yükseltmesi beklenen, ülke çapındaki bu büyük atılımda önemli bir rol üstleneceğinin sinyallerini verdi.


‘Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi’ne sponsor olarak katılan Pakpen Şirketler Grubu, zirveye verdiği destekle; en aktif şekilde kentsel dönüşüm sürecinin içinde olacağını gösterdi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM 20 YILDA TAMAMLANACAK Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) ve ULI, İNDER, İMSAD gibi sektörel derneklerin desteği ile düzenlenen ve kentsel dönüşüm süreci ile ilgili tüm sektörlerin temsilcilerinin katıldığı zirvede Kentsel Dönüşüm süreci tüm boyutlarıyla ele alındı. Zirvede bir konuşma yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm sürecinin milli bir mesele olduğunun altını çizdi. Kentsel Dönüşüm sürecinin 20 yıl gibi bir sürede tamamlanacağını söyleyen Erdoğan Bayraktar, “Akademisyenler, müteahhitler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları kaliteli şehirler ve kaliteli yaşam için elbirliği yapmalı. Türkiye’deki 20 milyon bina stokunun yarısının dönüşmesi gerekir. Bunu 20 yılda yapacağız. 2023’de dünyadaki örnekleri gibi marka şehirlerimiz olacak.

Güzel şehirler devletlerin de marka değerini arttırıyor” diye konuştu.

MEHMET TUZA: YALITIMSIZ BİNA ENERJİ SAVURUYOR Pakpen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza; kentsel dönüşüm sürecinde Modern Kentsel Yaşam imkanı sunan Sağlam-Kaliteli-Tam Yalıtımlı Binaların önemine dikkat çekerek, “Ülkemizde yaklaşık 8-10 milyon arasında bulunan bina sayısının 2,5 milyonu yeni bina iken, geri kalan binaların tümü eski ve yaşlı durumdadır. Bu eski ve yalıtımsız binalar tahmin edileceği gibi enerjiyi savurmaktadır. Bu oran konut stoku olarak ele alındığında ise 20milyona yakın konutun 14 milyonunu eski ve yalıtım yapılmamış binaların oluşturduğu görülmektedir. Yalıtımsız binaların ülkeye ve içinde yaşayan insanlarımıza maliyeti tahmin edilenlerin de çok üstündedir. Bu nedenle

binalarda enerji tasarrufuna yönelmek ülkenin geleceği için de büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de toplam enerji kaybının %35-40’lık kısmı yalıtımsız dış duvar, %30’u pencere, %17’si dış kapılar, %7’si çatı, %6’sı ise zeminden kaynaklanmaktadır. Bu da gösteriyor ki pencerenin enerji tasarrufundaki önemi gün geçtikçe artmaktadır. Pakpen, binaları geleceğe taşıyan tasarımlarıyla hem enerji tasarrufuna destek vermekte hem pencere, kapı, yalıtım malzemeleri ve boru gibi tüm ürün gruplarını da bu çatı altında bir araya getirmektedir. Bu nedenle Kentsel Dönüşüm sürecinin en etkin oyuncularından biri olmayı hedeflemektedir” dedi. Konya Organize Sanayi Bölgesi’nin en büyük sanayi kuruluşu olan Pakpen üretim kapasitesi ve ürün yelpazesiyle kentsel dönüşüm sürecinin en önemli aktörlerinden olacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Türkiye’nin 33 ilinde eşzamanlı olarak başlatılan ‘Kentsel Dönüşüm’ sürecinde ön plana çıkmaya hazırlanan Pakpen Şirketler Grubu, özellikle yalıtım markası Pakboard ve boru markası Pakplast’ın üretim kapasitesini artıracak.

YAPI MALZEME - MART 2013

53


W

Duvar kağıdında klasik zarafet Duvar kağıdında trendleri belirleyen Rasch, yeni duvar kağıdı koleksiyonu Trianon 2015 ile klasik asalet ve zarafeti yaşam alanlarına getiriyor.

54

Modanın kısa zamanlı dinamiklerine bağlı kalmadan, çığır açan estetiklerini koruyan klasik tasarımların önemli bir yer tuttuğu günümüzde, HannaHome’un temsilcisi olduğu duvar kağıdında trendleri belirleyen Rasch, klasik zamanların güzelliğinden ilham alarak tasarladığı Trianon 2015 koleksiyonu ile geçmişin zarafetini yaşam alanlarına taşıyor. Rafine bir zarafetten ödün vermeden görkemli, zengin mekanlar yaratmak ve küçük dokunuşlarla mekanlara asalet kazandırmak isteyenler için tasarlanan koleksiyon, klasik dekorasyon stilinin ideal bir tamamlayıcısı niteliğinde. Klasik zamanların vazgeçilmezi olan damask desenlerin, altın ve inci efektleri ile sunulduğu koleksiyonda, aynı zamanda tek başına da kullanabileceğiniz büyük ölçekli bezemelerden oluşan, kumaş sonlandırma dokusu ile dikkat çeken çizgili kombin kağıtları da mevcut. Renk paletinden teatral zengin kırmızı, siyah, yeşil, lacivert, mavi-gri, somon ve krem tonlarının ağırlıkla kullanıldığı Trianon 2015 koleksiyonunda yer alan duvar kağıtları, mekanlara ihtişamı getirirken, asil duruşunun ötesinde sımsıcak ortamlar vaad ediyor. YAPI MALZEME - MART 2013



Eviniz tüm hava koşullarına hazırmı? Evlerin dış dünya ile tek bağlantısı olan pencereler ve kapılar, son yıllarda önemlerini bir kat daha artırdı. Evimizde geçen zamanın büyük bölümüne eşlik eden bu ürünler, hem doğanın zor koşularından koruyor, hem de estetik ve kalitenin bir arada olduğu günümüz modern projelerine değer katıyor.

Hakiki ağaçlar kullanılarak yapılan kompozit pencerelerde dış mekâna bakan Polimer-PVC yüzey, iç mekân tarafındaki ahşap profili zırh gibi kuşatarak olumsuz hava koşularına karşı evinizi koruyor. Yüksek rüzgâr güçleri altında dahi, pencere kanat boşluğuna sızan yağmur suyu, ahşap yüzeye ulaşmadan, PVC profilden tahliye ediliyor. Polimer-PVC yüzey sayesinde hava koşullarından ve UV ışınlarından etkilenmeyen iç yüzey-

56

YAPI MALZEME - MART 2013

ler her tür dekoratif isteğe uygun projelendiriliyor.

AHŞABIN SAĞLIĞI PVC’NİN GÜVENLİĞİ “BİR ARADA” Değerli ve seçkin ağaçlar kullanılarak üretilen ahşap+Polimer-Pvc birleşimli kompozit pencere sistemleri sayesinde hem PVC’nin korumasına sahip oluyorsunuz hem de ahşabın sağlığı ve estetiğine. Bu sayede gelecek nesillere daha sağlıklı bir ya-


şam imkânı sunuyorsunuz. Binanın dışına bakan Polimer kaplı PVC yüzey ve evinizin iç tarafındaki ahşap profil evde yaşayanları olumsuz dış hava koşularına karşı koruma sağlıyor. Dışarıdaki polimer kaplı PVC, içerideki ahşabı sararak ahşabın ömrünü ve kalitesini zorlu rüzgâr ve yağmur şartları altında dahi korumaktadır. Kompozit pencerelerin bir diğer önemli özelliği de, kısa süreli yangınlarda zarar görmemeleri.

AHŞAP PENCERE SAĞLIĞINIZ İÇİN YENİLENDİ Gelişen teknolojinin hayatımıza PVC pencere sistemlerini getirmesi, verdiği zararlara dair tartışmaların da başlamasına yol açtı. Tam bu noktada çözüm olarak, AG Holzmann’ın 50 yıllık deneyimi ve son teknoloji ile geliştirdiği Ahşap Kompozit Pencere Sistemleri sayesinde ahşap pencerenin sağlığı yeniden hayatımıza giriyor. Estetik, doğallık, oda iç ısısını dış hava şartlarından koruma, ses yalıtımı, hırsızlığa karşı güvenlik gibi beklentilere Kompozit Pencereler en iyi çözümleri sunuyor. AG Holzmann Türkiye Satış Direktörü M. Kadir Yıldız: “Oksijen, canlı yaşamını koruyan benzersiz bir yaşam makinesidir. Karbondioksit ise katılaşarak ahşap yapının içine hapsedilmektedir. Uygun aksesuarlar ve camla desteklenmiş ahşap kompozit pencereler, hırsızlığa

karşı da maksimum güvenlik sağlamaktadır. Öte yandan ahşap, yangına karşı çok iyi yalıtım değerlerine sahip olduğu için, ahşabın tamamının yanma sıcaklığına ulaşması, dakikalar hatta saatler alır, bazen de bu hiç olmaz. AG Holzmann’ın uluslararası kabul gören tescilli tasarımıyla, ortaya hiçbir ürünle kıyaslanamayacak özelliklere sahip, uzun ömürlü bir ürün çıktı. Üretimde değerli ve seçkin ağaçlar kullanılarak yapılan ahşap ve polimer birleşimli kompozit pencereler hem çok uzun ömürlü, hem de en zor mimari talepleri karşılayabilecek estetikte. AG Holzmann estetik ve güvenliğini bir arada sunmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

KONUTLARDA MAKSİMUM ENERJİ TASARRUFU: ”WOODLİNE” Ahşabın yeniden hayatımıza girmesiyle ahşap pencere sistemlerinde patentli ürünler geliştirmiş ve bu alanda açık ara lider olan AG Holzmann, yeni ürünü woodline pencere sistemleri sayesinde bir pencereden beklenenin fazlasını sunuyor. Woodline pencere sistemleri ses ve ısı yalıtımlarında gösterdiği maksimum performansla sağlığınızı ve cebinizi maksimum fayda ile koruyor. Dünyada kullanılan toplam enerjinin % 12 si yalnızca pencerelerden kaçarak yok olmaktadır. 10 milyon nüfuslu ılı-

man iklime sahip bir şehrin yıllık toplam 10 milyar dolarlık enerji sarf ettiğini düşünürsek, bu doğrultuda 1 milyar 200 milyon dolar enerji tasarrufu sağlanmış olur. Her evde tasarruf sağlayan ampullerin kullanılmasına yönelik bir projeyle % 2 tasarruf sağlanırken, pencereleri değiştirerek % 12 tasarruf edilebilir. Bilinçli ses yalıtımı, yaşam kalitenizin yükselmesine önemli ölçüde katkıda bulunur. Tıbbi alanda yapılan son araştırma sonuçlarına göre de aşırı gürültü seviyesi önemli rahatsızlıklara dahi sebep olabiliyor. Evinizde sessizliğin hâkim olabilmesi için, AG Holzmann pencere sistemleri gürültüyü dışarıda tutuyor ve böylelikle evinize sessizlik, huzur geliyor. YAPI MALZEME - MART 2013

57


Doğaya dokunan renklerin konsepti: Wabi Wabi konsepti özellikle butik oteller, showroom ve vitrin mekanlarında, yaşam alanlarına dair tüm bölümlerde, iç mekan ve dış mekanlarda, ara bölümlerde, giriş ve koridorlarda müthiş bir uyum ve stil oluşturuyor.

58

YAPI MALZEME - MART 2013


showroom ve vitrin mekanlarında, yaşam alanlarına dair tüm bölümlerde, iç mekan ve dış mekanlarda, ara bölümlerde, giriş ve koridorlarda müthiş bir uyum ve stil oluşturur. Özellikle koridorlarda, mutfakta ve salonda tercih edilen Wabi renkleri, yaşam alanlarına gösterişten uzak sade bir göz alıcılık kazandırıyor. Wabi, seçilen mekanların tümünde, bütünlük ve uyum için uygulanmayı tercih eder. Faklı deneyselliklere açık değildir. Müthiş denge ve uyumu önemser. Referanslarımız doğanın tüm varoluşuna dair izler. Gri ve beyazın tonları mekanlara temiz ve ferah bir hava katarken, sedefin parlaklığı, taş rengi, kuğu beyazı ve soft tonlarla bu havayı ruhunuzda hissedebilirsiniz. Doğal olanı duygularla bir arada yaşatabilecek olmaktır bizim için Wabi. Yapay görünüşlü olmayan malzemeler, taş heykeller, ahşap çerçeveler yani özü değiştirilmeden doğadan alıntı yapılan ürünler kullanılabilir. Kullanılan malzemeyle uyumlu olarak dokular sert, pürüzlü, yarı aşınmış ve gelişigüzel olabilir; Wabi’de önemli olan doğallığı yakalayabilmektir.

WABİ RENKLERİNİN YANSIMALARI Filli Boya Coloration başlığı altındaki “Ümit Ünal İkibinonüç / İkibinondört Renk Eğilimleri”nin 6 konseptinden biri olan Wabi, yaşanmışlıklardan beslenen bir anlatım sergileyerek, yaşanacak olana dair bir yolculuğun öyküsüne çağrışım yapıyor. Wabi, önyargıları bir kenara koyup yaşamınızda özel olarak yer etmiş nesnelerle uyumlu dünya renkleri. Daha çok uzak doğu felsefesi çıkışlı tanısak da, aslında tüm evrenin en doğal haline bir hatırlatmadır Wabi. Doğu ile batı sentezine izin veren bir köprüden geçen hayatların izlerini,

ruhumuzun derinliklerinde hissettiriyor. Yaşamın her anında çevremizdeki varoluş biçimlerinin farkına varmak için en büyük ilhamını doğadan alıyor. Nefes alan mekanlara işaret eden bir dinginlik sağlayan vaha özelliği taşıyor. Yalınlık bu yüzden Wabi’nin en vazgeçilmezi. Wabi’de önemli olan doğal olanı bulabilmektir. Müthiş bir uyuma dair doğa ritmini.

WABİ RENKLERİNİN KULLANIM ALANLARI Wabi konsepti özellikle butik oteller,

Yaşam enerjisini doğadan alan saf ve özel bir karakterdir Wabi insanı. Kültürlere ve deneyimlere açık. Doğaya, yaşamın özüne ve evrendeki tüm canlı cansız varoluşlara saygı duyan, stil duygusu yüksek, entelektüel. Dünya mutfağına ilgi duyan, gözlemci ve etken. Meditasyon ve spor vazgeçilmezlerinden… Wabi insanının rengi taş gri, sedef, bej ve tonları! Filli Boya Coloration İkibinonüç / İkibinondört Renk Eğilimleri kataloğundaki renkler, Filli Boya ColorExpress bayilerinden de kolaylıkla temin edebiliyor. YAPI MALZEME - MART 2013

59


Filli Boya Yalıtım Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk ödülü Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin elinden aldı.

En Çevreci Tesis Ödülü Filli Boya’nın Filli Boya ve Capatect markalarıyla pazarın önde gelen ismi Betek, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından verilen En Çevreci Tesis Ödülüne layık görüldü.

Dünya Sağlık Örgütü’nün başlattığı küresel programın bir parçası olarak, kentlerde yaşanabilir ve sağlıklı çevre koşulları oluşturmak amacıyla kurulan Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, çevreye ve insan sağlığına duyarlı tesisleri ödüllendirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın katılımıyla The Four Seasons Bosphorus Hotel’de yapılan törende incelenen 119 tesisin hak kazanan 36’sı ödüllerini aldı. Törende, çevre ve sürdürülebilirlik politikalarıyla her geçen gün sektöre ve ülkeye katkıda bulunan Filli Boya ve Capatect markalarıyla pazar lideri Betek, sektörüne bir ilki yaşatarak en çevreci tesis ödülünün sahibi oldu. Betek Boya ve Kimya San. A.Ş. fabrikasının bulunduğu Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği üyesi olan Geb-

60

YAPI MALZEME - MART 2013

ze Belediyesi, Betek Boya’nın dünya çapında belirlenen kriterlere uygunluğunu birliğe bildirdi ve birliğin değerlendirmeleri sonucunda Betek Boya ve Kimya “Çevreci Tesis Ödülü”ne layık görüldü. Filli Boya Yalıtım Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk ödülü Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin elinden aldı. Çevreci Tesis Ödülleri’nin belirlenmesi için değerlendirmeye alınan tüm firmaların İmar Planları, İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatları, Yapı Kullanma İzinleri, ÇED belgeleri, Atık Su Deşarj İzinleri, Emisyon İzinleri, İtfaiye Raporları, İşletme Belgeleri, Geçiş Yolu İzin belgeleri dahil olmak üzere çeşitli alanlarda değerlendirmeleri yapıldı.

FİLLİ BOYA’DAN TONLARCA ATIĞA ÇEVRECİ DÖNÜŞÜM Enerji verimliliği uygulamalarını, sürdürülebilirlik faaliyetlerini, çevreye duyarlılığını bir yaşam felsefesi haline getiren Avrupa’nın en büyük üretim ve teknoloji üssüne sahip Filli Boya, 2012 yılında bünyesinde açığa çıkan 3656 ton atığın geri dönüşümünü sağlayarak ülkemiz ekonomisine geri kazandırdı. Çevreci yaklaşımı ve bu yönde yapmış olduğu yatırımları ile örnek tesis olma yolunda önemli adımlar atan Filli Boya, “Ambalaj Atıkları” (Kağıt-karton, naylon, metal, plastik, ahşap vb..) ile “Değerlendirilebilir Tehlikeli Atıklar” ve “Değerlendirilemeyen Tehlikeli Atıklar” olmak üzere 3 ana grupta topladığı atıkları, 152.000m² üzerinde yaklaşık 90.000



m² kapalı alanda kurulu, yıllık üretim kapasitesi 348 bin ton olan Gebze tesislerinin Atık Depolama ve Geri Dönüşüm Merkezi’nde ayrıştırıyor. Böylece bu atıkların sanayide tekrar hammadde olarak kullanılmasına imkan sağlıyor.

EN ÇEVRECİ TESİS 2013 yılında ise Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlıklı Kentler Birliği Çevreci Tesisler kategorisinde, Gebze Belediyesi tarafından “Çevreci Tesis” ödülüne layık görülen Filli Boya, 2012 yılında 705

62

YAPI MALZEME - MART 2013

tonu tehlikeli atık olmak üzere toplam 3656 ton atığın geri dönüşümüne doğrudan ve dolaylı olarak katkıda bulundu. Aynı yıl aldığı belgelere , “TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri”, “TS ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi” ve “TS EN ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi” belgelerini de ekledi. 2011 yılında Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından “TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi” kapsamında belgelendirilen Filli Boya, “TS ISO EN 9001 Kalite Yönetim Sistemi” belgesine

sahip olup, 2010 yılında “14001 Çevre Yönetim Sistemi” belgesini de almaya hak kazanarak çevreye olan duyarlılığını tescilledi. Kocaeli Sanayi Odası tarafından 2006 yılında düzenlenmiş “Şehabettin Bilgisu Çevre Ödülleri” organizasyonunda büyük işletmeler dalında “Çevre Teşvik Ödülü” alan Filli Boya; enerji verimliliği, kaynak tüketimi, atık yönetimi, geri kazanım ve geri dönüşüm uygulamalarıyla ülkemiz geleceğine, doğal kaynaklarına, çevresine ve ekonomisine büyük katkı sağlamaya devam ediyor.





Bahar renkleriyle

huzur bulun 66

YAPI MALZEME - MART 2013

AkzoNobel Marshall, dünya çapında yürüttüğü ve her yıl geleneksel olarak açıkladığı Uluslararası Renk Akımları ColourFutures Araştırması kapsamında yılın renk trendlerini belirledi. 2013’ün beş ana renk trendinden biri olan “Görsel Teselli”, rengarenk bir cümbüşü beraberinde getiren bahar mevsiminin gelişini kutluyor. Sanat ve doğadan ilhamını alan bu renk paleti, tazelenmeyi teşvik eden çok rahatlatıcı, yumuşak ve kadınsı seçenekler sunuyor. Marshall, son derece keyifli, mucizevi, moral verici, yenileyici ve ruhu uyarıcı bahar


dan esinleniyor. Degrade leylak ve çiçeksi pembeler altın ve bronz tonlarıyla ve keten, kendir gibi doğal ve sakin tonlarla buluşuyor. Paleti, daha koyu menekşe renkleri tamamlayarak, durgun bir derinlik kazandırıyor.

AKZONOBEL HAYATI RENKLENDİRİYOR

renkleriyle herkesi, yenilenmeye davet ediyor.

İLHAMINI SANAT VE DOĞADAN ALAN BİR RENK PALETİ AkzoNobel Marshall’ın “Görsel Teselli” adlı renk trendi, “sanat ve doğa, insan olarak içimizdeki en iyiyi ortaya çıkarır” felsefesine sahip. Tıpkı sanat gibi, ruha değiyor, yürekleri ısıtıyor. Sanatın yaşattığı aynı avuntu ve rahatlığı sunan

doğal güzellikleri de barındırıyor. Yaşama, geleceğe ve insanlığa olan inancı tazelemeye, tazelenmeye yardımcı oluyor.

NARİN PEMBELER, ESMER MENEKŞELER VE TEN TONUNDAKİ NÖTR RENKLER AkzoNobel Marshall “Görsel Teselli” trendinin renkleri, çiçeğe kesmiş bahçelerden ve eski ustaların tabloların-

Dünyanın en büyük küresel boya ve kaplamalar şirketi ve özel kimyasalların ana üreticisi olan AkzoNobel, dünya genelinde endüstri ve tüketicilere yenilikçi ürünler sunuyor. Müşterileri için sürdürülebilir cevaplar geliştirmek konusunda iddialı olan AkzoNobel’in portföyünde, Dulux, Sikkens, International ve Eka gibi çok iyi bilinen markalar bulunuyor. AkzoNobel, Türkiye’de de Marshall markası ile küresel teknoloji ve tecrübelerle geliştirilmiş ürün ve renk hizmetleri ile hayata renk katıyor. Genel merkezi, Amstredam Hollanda’da bulunan AkzoNobel, Global Fortune 500 Şirketleri arasında yer alıyor ve sürdürülebilirlik alanında sürekli olarak lider konumda sınıflandırılıyor. AkzoNobel’in dünya çapında 80’den fazla ülkede, 55 bin Kendini Mükemmelliği ve Yarının Cevaplarını Bugünden Elde Etmeye adamış çalışanı bulunuyor YAPI MALZEME - MART 2013

67


Mardav Bayileri “Güçlü İletişim, Güçlü Ekip” teması ile toplandı Antalya Calista Luxury Resort’ta gerçekleşen Mardav Bayi Çalışma Toplantısı, gala gecesine damgasını vuran Işın Karaca ve güçlü sunumuyla Mardav ekibine keyifli saatler yaşatan Vatan Şaşmaz ile renklendi.

Kurulduğu günden bu yana iletişim gücüne inanarak, ekip arkadaşlarının da bu konudaki desteği ile tüm iletişim çalışmalarını sürdürebilir kılmayı hedefleyen Mardav; 2013 bayi toplantısında da “Güçlü İletişim, Güçlü Ekip” teması ile bunu pekiştirdi. Mardav; bayi toplantısı boyunca sosyal medyada da tüm Mardav bayilerini, tedarikçilerini ve ekibini bir araya getirerek interaktif bir paylaşım ortamı sağladı. Düzenlenen fotoğraf yarışması tüm ekip tarafından büyük ilgi görürken, toplantı boyunca yapılan tweetwall uygulamasıyla da hem toplan-

68

YAPI MALZEME - MART 2013

tıya katılım yapmayanlar bilgilendirildi hem de Mardav ekibi gelen mesajlari görerek anında yanıtlama fırsatı buldu.

MARDAV BAYİLERİ IŞIN KARACA İLE COŞTU Vatan Şaşmaz’ın sunuculuğu eşliğinde, iki gün süren toplantı süresince Mardav yöneticileri ve tedarikçileri tarafından yapılan sunumlarla 2013 hedefleri, Mardav ürün ağacına eklenen yeni ürünler, ve 2013 stratejileri gibi konulara değinildi. İkinci gün Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen’in yaptığı kapa-

nış konuşmasının ardından, Yeşim Varol Şen’in interaktif olarak hazırladığı “Etkin İletişim, Etkin Ekip” sunumuyla Mardav bayileri keyifli dakikalar geçirdi. 2013 Mardav Bayi Çalışma Toplantısı’nın en büyük sürprizi gala gecesine güçlü yorumu ile damgasını vuran Işın Karaca’ydı. Müthiş sahne performansı ve yorumuyla Mardav’a doyulmaz saatler yaşatan Işın Karaca’nın yaptığı davul şov ekip tarafından büyük ilgi gördü. Saatlerce sahnede kalan Karaca’nın ekip için hazırladığı imzalı CD’leri de toplantının sürprizi oldu.



Hafele’den yeni banyo serisi Hafele’nin yenilikçi ve işlevsel bakış açısıyla banyolar, kişisel detaylar, ışık vurguları ve sıra dışı ayrıntılarla güzelleştiriyor. Son yıllarda tasarımcıların da özel ilgi alanı olan banyolar, giderek evin en çok zaman geçirilen odalarından birine dönüşüyor.

Çağdaş formlarla ileri teknolojiyi buluşturan “Michigan banyo” Artık Hafele’nin adıyla anılmaya başlayan kayan kapak sistemi, banyolarda dolap içindeki malzemeleri en estetik ve kullanışlı şekilde saklamaya yarıyor. Yarı gömme lavaboda modern tasarımın siyah-beyaz asaleti ise çağdaş banyoların vazgeçilmez öğesi haline geldi. Banyoların aynı zamanda işlevsel bir odaya dönüştüğü düşünülürse, pek çok eşyanın çekmecede bulunması işleri kolaylaştırıyor. Bu eşyalar çekmece içi düzenleyici ile konforlu bir kullanım sağlıyor. Banyoda mobilyaya gömülü LED aydınlatma ise bir Hafele sihri olarak bugünün banyolarına imzasını atıyor.

Kişiye özel stiller oluşturan “Wisconsin banyo” Işık gücü ayarlanabilen aydınlatmalı

70

YAPI MALZEME - MART 2013

ayna sistemi banyoda ayna önündeki tüm işleri kolaylaştırıyor, zevkli hale getiriyor. Öte yandan, şimdiye kadar banyolarda kullanılmaya alışılmış pastel renkler de bir kenara atıldı bugünlerde. Hafele’nin bu yaklaşımı benimseyen kırmızı renkli lavabosu, farklı renklerin cazibesini banyolara taşıyor. Arınmanın mabedine yakışan doğal taş şıklığı, mobilya kulplarını sıradanlıktan kurtarıyor. Kişiselleştirilebilen şeffaf mobilya ayağı ise, ister kurutulmuş çiçekler, ister çakıl taşları doldurularak dekorasyona katılacak sıra dışı dokunuşlarla banyoların havasını değiştiriyor.

Saray konforu yaşatan “Maryland banyo” Her an kolayca bulunamayan altın ile kristal malzemeler, özellikle de banyolar için oldukça iddialı aksesuar çözümleri. Altın ile kristallin zengin birlikteli-

ği Hafele’nin banyo aksesuarlarındaki gücünü ortaya koyuyor. Armatürden lavaboya, diş fırçalıktan sabunluğa altının vazgeçilmez ihtişamı, gösterişli bir dekorasyonun peşinde olanlar için bulunmaz bir seçenek oluşturuyor.

Suya form veren tasarımlar geliştiren “Virginia banyo” Estetiğin ve teknoloji harikası tasarımların da yardımıyla banyolar artık hayatın en işlevsel alanlarından biri haline geldi. Özellikle makyaj ve tıraş gibi kişisel bakım ihtiyaçları için tasarlanan kullanışlı ayna üstü aydınlatma sistemi banyoların işlevselliğini bir kez daha vurguluyor. Estetiğin en önemli vurgularından biri olan mobilyaya uyumlu mobilya kulpları, zaten Häfele klasiklerinden biri. Mermer aksesuarlar ise banyoda birbirini tamamlayarak elde edilen şıklığın en önemli malzemelerinden biri.



Çatılarda su yalıtımını enerji tasarrufuna dönüştüren çözüm Braas’ın en yeni ürünlerinden biri olan Divoroll Clima+S, hem nefes alan ve tam sızdırmazlık sağlayan bir su yalıtımı hem de enerji tasarrufu sağlayan çok işlevli bir çözüm.

72

YAPI MALZEME - MART 2013


Tüm dünyada artan enerji maliyetleri ve çevre kirliliği ile ilgili kaygılar günümüz inşaat sektöründe enerji verimliliğini ve buna bağlı olarak yapının toplam enerji performansını en önemli kavramlardan biri haline getiriyor. Braas Çatı Sistemleri de yapının enerji performansı açısından çok önemli bir alanı olan çatıların enerji verimliliğini artırmak amacı ile yüksek performanslı ürünler sunmaya devam ediyor. Braas’ ın bu amaçla geliştirdiği çözümlerden biri olan Divoroll CLIMA+S, kullanıcılarına bir su yalıtımından çok daha fazlasını sunuyor. Yeni nesil nefes alan reflektif su yalıtımı Divoroll CLIMA+S, çatıya gelen ısıyı

%83’e varan oranlarda yansıtarak, ortam sıcaklığında 3 santigrat dereceye varan düşüşler sağlayabiliyor. Böylece enerji verimliliğini arttırıyor ve özellikle yazın soğutma maliyetlerinin azaltılmasını sağlayabiliyor. ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ARTIRMAYA YÖNELİK GÜÇLÜ BİR ÇÖZÜM Braas’ın son teknolojiyle ürettiği Divoroll Clima+S, okside olmayan metalik reflektif yüzeyi ile güneşten ışınım yolu ile iletilen ısıyı yüksek oranlarda yansıtabiliyor. Kendinden yapışkanlı bini yerleri ile tam hava geçirimsizliği sağlayarak enerji verimliliğini yükseltiyor. Braas’ın tüm dünyada nefes alan

su yalıtımı çözümü olarak tüketicilerine sunduğu Divoroll ailesinin en yeni üyesi olan Clima Plus S; optimum gözenek boyutu ve buna bağlı olarak elde edilen etkin buhar geçirgenliği sayesinde kiremit altında havalandırma desteği sağlıyor, ortamın nem oranını düşürüyor ve yoğuşma riskini azaltıyor. Aynı anda birçok işlev gören bir çözüm olan Divoroll Clima Plus S, yeni çatılarda olduğu kadar, özellikle çatı yapısının komple değişim imkanı olmadığı çatı yenileme işlerinde öne çıkıyor. Çatı yenilemelerinde sadece bir su yalıtımı değişimi ile, kolay ve hızlı bir şekilde uygulama yapılarak çatı katının enerji verimliliğinde önemli faydalar sağlanabiliyor. YAPI MALZEME - MART 2013

73


Baumit Türkiye Genel Müdürü Batuhan Besler

2013 yılına hem ısı yalıtım sistemlerini tamamlayan hem de dış cephelerde farklı tasarımlar oluşturmaya imkan veren ürünlerle giren Baumit’in beş yıllık projeksiyon hedefi, ürün gamında bulunan tüm ürünlerde ilk 3 içinde yer almak.

Baumit inovatif

ürünleri ile pazarda büyüyecek Avusturya’nın yapı malzemeleri alanında lider markalarından Baumit, 19 Şubat 2013 tarihinde Divan İstanbul Oteli’nde bir basın toplantısı düzenledi. Baumit Türkiye Genel Müdürü Batuhan Besler ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda 2006 yılından bu yana Türkiye pazarında hizmet gösteren markanın gelişimi, yalıtım sektörü değerlendirmesi, 2013 yenilikleri ve hedefleri konularında bilgiler paylaşıldı. Schmid Industrie Holding Grubu’na ait bir marka olan Baumit’in 1988

74

YAPI MALZEME - MART 2013

yılında oluşturulduğunu ve kısa sürede Avrupa’nın yapı malzemeleri alanında önemli aktörlerden biri haline geldiğini belirten Batuhan Besler, gelişen ve büyüyen Türkiye pazarının marka için önemli pazar olduğunu ifade etti. 2006 yılından bu yana Baumit Türkiye’nin göstermiş olduğu gelişimin doğru bir karar olduğunu belirten Besler; “Gebze üretim tesisimizin temeli 2007 yılında atıldı ve tesis 2008’de faaliyete geçti. Toplamda 14 milyon Euro’luk bir yatırımla açılan tesi-

simiz, yıllık 300 bin ton üretim kapasitesine sahip. Tesisimiz, son derece modern yüksek teknoloji içeren, sektörümüzün en ileri teknolojili tesislerinden birisidir. Ürün gamının gelişmesi ve pazar talebinin de desteklenebilmesi için 2011 yılında kullanıma hazır dekoratif kaplama tesisi devreye alınmıştır. Baumit Türkiye, 2007-2012 yılları arasında cirosunu %238 artırmıştır. Bu çabanın ve başarının arkasında son derece genç ve dinamik 50 kişilik bir ekip bulunuyor” dedi.


HEDEF TÜM ÜRÜNLERDE İLK ÜÇ İÇİNDE YER ALMAK Özellikle içinde bulundukları ısı yalıtım sektörünün inşaat sektöründe en hızlı gelişen alanlardan biri olduğu söyleyen Batuhan Besler, 2013 yılında sektörde %20-%25 oranında bir büyüme öngördüklerini; ancak kendi hedeflerinin bunun çok daha üzerinde, yaklaşık %50 oranında bir büyüme olduğunu belirtti. Besler, “2012 sonu itibari ile Marmara Bölgesi’nde yalıtım pazarında ilk 3 marka içinde yer alıyoruz. Beş yıllık projeksiyonumuzda ise hedefimiz, ürün gamımızda bulunan tüm ürünlerde faaliyet bölgemizde ilk 3 içinde yer almaktır. 2017 yılı itibari ile toplamda 100 milyon TL’lik bir ciroya ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

DIŞ CEPHE ISI YALITIM UZMANI Baumit’i dış cephe yalıtım uzmanı olarak tanımladıklarını belirten Baumit Türkiye Genel Müdürü Batuhan Besler, Türkiye için Avrupa’daki bu tecrübeden faydalandıklarını aktardı. Besler; “Avrupa’da enerji tasarrufu ve yalıtım bilinci çok daha önceden gelişmiş durumda. Isı yalıtımında en önemli faktörlerden biri yalıtım kalınlığıdır. Avrupa ile bir karşılaştırma yaptığımızda, AB ülkelerindeki ortalama levha kalınlıkları 10-12 cm seviyelerinde iken, Türki-

ye’de 4-5 cm olduğunu görüyoruz. Bu sebeple bu alanda daha kat edeceğimiz uzun bir yol var. Her ne kadar enerjinin büyük bir kısmının sanayi tesislerinde ya da taşıtlarda harcandığı düşünülse de aslında enerjinin yaklaşık %40’ı konutlarda harcanıyor. Bu enerjinin büyük bir kısmı da ısınma amaçlıdır.

Bununla beraber yalıtımsız konutlarda duvarlardan, çatıdan, pencereden enerji kayıpları yaşanmaktadır. Enerji maliyetleri düşünüldüğünde konutlarda harcanan enerjiden tasarruf edilmesi ve yaşanan enerji kayıplarının en aza indirilmesi büyük bir önem kazanmaktadır. Dış cephe ısı yalıtım sistemleri de

Baumit Türkiye tarafından düzenlenen değerlendirme toplantısında; Ürün Müdürü Hüseyin Ünlüyol, Baumit Türkiye Genel Müdürü Batuhan Besler ve Pazarlama Müdürü Candan Mumcuoğlu yer aldı.

YAPI MALZEME - MART 2013

75


yalıtım yapmanın en ekonomik yollarından birisidir. Özellikle toplumun bilinçlendirilmesi çok önemli. Bu sebeple biz de bir yandan ürünlerimizin kalitesini ve arkasındaki tamamlayıcı hizmetleri anlatırken, diğer bir yandan da toplum bilincinin gelişmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bununla ilgili olarak sürekli seminerler ve eğitimler düzenliyoruz. Ayrıca İZODER bünyesinde de faaliyetler göstererek yalıtım sektörüne katkıda bulunuyoruz.”

İNOVATİF ÜRÜNLER Baumit’in Avrupa’da yapı sektöründe inovasyon öncüleri arasında yer aldığını belirten Batuhan Besler, ürün geliştirmede inovasyonun, başarı açısından önemli bir itici güç olduğunu kaydetti. Çalışmalarını 8,6 milyon Euro yatırımla 5 ayda tamamlanan İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştiren Baumit’in yeni bileşimlerin oluşturulması ve mevcut ürünlerin geliştirilmesi konusunda ciddi bir yatırım yaptığını söyledi. “Örneğin, burada ürünler farklı iklim bölme-

76

YAPI MALZEME - MART 2013

leri içinde, farklı iklim senaryolarının koşulları altında test edilebilmektedirler. Bu şekilde, 29 farklı Baumit ülkesi için değerli know-how bilgileri elde etmek mümkün olmaktadır. Burada, hem yapı fiziği süreçlerinin simülasyonunu, hem de cepheler üzerinde enerji ölçümleri yapmak mümkün olmaktadır. Örnek olarak yapay güneş ışığı ve 80 santigrat derece sıcaklık veya günler boyunca yağmur veya üç saatlik kısa bir süre içinde -20 santigrat dereceye kadar soğutulabilen mekan havası gibi uygulamalar burada gerçekleştirilebilmektedir.” Ürün geliştirme ve inovasyon çalışmaları sayesinde Baumit open Sistem, Baumit NanoporTop ve Baumit StarTrack gibi birçok farklı ürünün oluşturulduğunu belirten Baumit Türkiye Genel Müdürü Batuhan Besler, 2013 yılında da hem ısı yalıtım sistemlerini tamamlayan hem de dış cephelerde farklı tasarımlar oluşturmaya imkan veren ürünler sunacaklarını kaydetti. Besler, “2012 yılında Avrupa’nın en geniş dış cephe

renk sistemi Life’ı lanse etmiştik. Life renk sistemi, dış cepheler geliştirilen 888 renk alternatifi ile hayalleri gerçeğe dönüştüren bir sistem. Ayrıca Android işlemcili telefon ve tabletler ile ios sistemli i-phone ve i-pad’ler için geliştirilen uygulamaları da mevcut. Bu, özellikle mimarlar ve uygulamacılar için çok önemli bir çalışma. 2013’de yine benzer şekilde yeniliklerimiz mevcut. Renk ve dokuyu bir arada sunan Baumit CreativTop oluşturucu bir dış cephe tasarımı için sonsuz olanaklara imkan veriyor. Bir diğer yeni ürünümüz ise Baumit Artline boya serisidir. Farklı efektler oluşturulmasını sağlayan ürün grubu, özellikle Baumit CreativTop ile kombine edildiğinde ortaya tasarım cepheler çıkarmak mümkün hale geliyor. Her iki ürün grubumuz da tasarımla farklılaşacak cepheler oluşturmak için profesyonellerin beğenisine ve hizmetine sunuluyor. Bu ürünlerimizi 24-28 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek İstanbul Yapı Fuarı’nda sergiliyor olacağız” dedi.



Cephelerde ses yalıtımına

Çuhadaroğlu imzası BSH Gurubu’nun, Çerkezköy’deki Yeni Genel Müdürlük ve Ar-Ge Binası, Çuhadaroğlu tarafından projeye özel olarak tasarlanan Çift Cidarlı Cephe Sistemi ve ses yalıtımı sağlayan özel gürültü kontrol camları sayesinde daha konforlu.

Yeni Teknik Yapı İnşaat Taahhüt Sanayi ve Tic. Ltd tarafından, 2011 yılında Çerkezköy de yapımına başlanan ve 2012 yılında tamamlanan binanın mimari projesi Ateş Mimarlığa aittir. Bina Çuhadaroğlu Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından projeye özel olarak tasarlanan, Uniter Cephe Sistemi, entegre yürüme yolu ve cam güneş kırıcıları gibi detaylarıyla dikkat çekiyor. BSH’in Çerkezköy’deki Genel Müdürlük ve Ar-Ge binası. İki ayrı kütle gibi görünse de iki bina birbirine bir köprü

78

YAPI MALZEME - MART 2013

ve bir iç avluya bağlanıyor. Her iki binanın cephe konsepti de aynı. Genelde, hem yatırımcılar hem de uygulayıcılar modüler panel sistemlerinin yüksek yapılarda uygulanmasının daha efektif olduğunu düşünür. Ancak bu projede çok yüksek katlı binalar olmamasına rağmen modüler panel sistem istenildi. Burada mimarlık ofisinin sistemi iyi bilmesi de etkin rol oynadı. Modüler cephe sistemi öncelikle zamandan çok kazandırıyor. Her hava koşulunda uygulanabiliyor. Çünkü panel-

ler tamamen fabrikada hazırlanıyor ve götürülüp lego gibi cepheye örülüyor. Proje için kısıtlı bir süre varsa, en doğru sistem modüler panel sistemi. Çünkü hem kısa sürede cephe kapatılabiliyor, hem de kapatılan yerde içerde çalışma yapılabiliyor. Yüksek katlı binalarda da üst katlarda betonarme devam ederken bile alt katlarda cephe kapatılmaya başlanıyor. Cephe kapatıldıktan sonra da içerde ince işlere başlanabiliyor. Bu da sadece cephe uygulamasını değil, projenin tamamını hızlandırıyor.


Modüler cephenin yapımında projenin mimarlık ofisi tarafından talep edilen yapı fiziği ile ilgili birkaç kriter vardı. Bunlardan biri, ses yalıtımıydı. Binanın çok yakınından geçen bir tren yolu var ve çok fazla gürültüye neden oluyor. Tren yolunun olduğu yöndeki tüm camlarda gürültü kontrol camı istenildi. Ve bu doğrultu da 42 db’lik gürültü kontrol camları kullanıldı. Bu cephede cam dışındaki sağır bölgelerde kullanılan kompozitlerin arkasında ise 120 mm taşyünü ve onun arkasında da 2 mm galvaniz levha var. Dolayısıyla bu sağır bölgeler zaten sesin geçişine izin vermiyor. Bunun yanında camlarda da gürültü kontrol camları kullanılınca içerdeki ses konforu sağlanmış oldu. Bunun yanı sıra aslında yapım amacı farklı olan bir ikinci cidar da var, ve bu ikinci cidar kaplaması olarak cam kullanıldı, ilerde camlar sökülüp yerine solar paneller konulabilecek ve ayrıca binanın elektirik ihtiyacının bir kısmının karşılanması da bu yolla sağlanmış olacak. İkinci cidar hem gürültüye karşı engel oluyor, hem de kullanılan camların özelliğiyle güneşin zararlı ışınlarını engellemek suretiyle binanın fiziksel ihtiyacını karşılıyor. Bu proje de, Çuhadaroğlu Alüminyum sistemleri çeşitliliği olarak maksimum sistem uygulamaları yapıldı. Bu kapsamda; Işıklık, silikon cephe, kapaklı cephe, yangına dayanıklı doğrama, doğrama, kompozit, harpuşta, panel sistem, A2 kompozit gibi birçok ürün ve sistemi kullanıldı.

YAPI MALZEME - MART 2013

79


Çevre dostu hayallerin yükselen projesi;

İstanbloom

ABD’deki Çevre Dostu Binalar Konseyi tarafından verilen LEED sertifikasının bütün gerekliliklerini sağlayan enerji yönetimi ve çevreci duruşu ile gerçek bir akıllı bina İstanbloom Zincirlikuyu’da yükselmeye devam ediyor. Altyapı sisteminde iklimlendirme, havalandırma ve izolasyon konularında sağladığı tasarruflu çözümleriyle aidat tutarlarını da düşüren akıllı proje İstanbloom, 5600 m2 yeşil alanda eşsiz kat bahçeleri ile yoğun şehir yaşantısının ortasında sessiz, sakin ve konforlu bir yaşam vadediyor. %100 TAZE HAVA Istanbloom, çift cidarlı cephe ile kendi içinde yarattığı iklimlendirme sayesinde tüm gün bina içinde temiz hava sirkülasyonu sağlıyor. Frekans kontrollü havalandırma sistemi karbondioksit ve karbon monoksit sensörleri sayesinde %100 taze hava sağlarken konut sahipleri istenilen konforda yeterli oksijen alıyor. Uluslararası standartlara uygun ses izolasyonlu cihazlar konut sakinlerini rahatsız etmezken maksimum izolasyon ve ısı geri kazanım sistemiyle enerjide de yüzde 20 tasarruf elde ediliyor.

GÜNEŞ ENERJİSİ İLE MALİYETSİZ AYDINLATMA İstanbloom’da güneş kollektörlerinden elde edilen elektrikle genel mekânların maliyetsiz aydınlatılması sağlanıyor. Bina çatısı ve dış cephede kullanılan malzemeler ise güneş ışınları emisyonundan koruyor. İstanbloom temiz enerji ile aynı elektrik gerilimini muhafaza ederek elektrikli cihazların aydınlatma armatürlerinin ömürlerini de uzatmayı unutmuyor.

80

YAPI MALZEME - MART 2013



Soğuk günlerde içinizi ısıtan zeminler Laminat parkede sağlamlık ve dayanıklılık için fark yaratan yeni pres teknolojisi ve emprenye kalitesi için yaptığı yatırımlar ile Türkiye’de tek olmayı başaran Kastamonu Entegre, dünya standartlarında ürettiği laminat parke sistemleri ile ofis ve konutları kaliteyle buluşturuyor. Kolay uygulanabilir olma özelliği ile farklılaşan Floorpan ve Artfloor markaları, doğal, dekoratif ve sıcak görünümü, hijyenik yapısı ve kolay temizlenebilir olması özellikleri ile de tercih ediliyor. Tasarım ve görselliğin de ön planda tutulduğu geniş ürün yelpazesi, zengin renk ve desen çeşitliliği ile her zevke ve her mekâna hitap ederken, etkileyici parlak görünümü sayesinde kendinizi özel hissedebileceğiniz mekânlar dekore etmenizi mümkün kılıyor. Aşınmaya ve çizilmeye dayanıklı film tabakası ile konforlu kullanımı sunan Floorpan ve Artfloor ürünleri tutkalsız mükemmel kilitlenme teknolojisi ile uzun yıllar kullanım rahatlığı sağlarken, aynı zamanda sağlıklı ve doğal bir ortam oluşturuyor.

Masallar ÇEBİ ile daha da renkleniyor Design Turkey 2010 Üstün Tasarım Ödülü’ne sahip JOY Collection, eğlenceli, renkli ve dekoratif yeni modelleri ile hayal dünyanızda faklı bir yolculuğun kapılarını aralıyor. ÇEBİ’nin çocuk ve genç mobilyaları için tasarladığı Joy Collection’ın büyük ilgi görmesi üzerine 26 parçadan oluşan koleksiyona, 13 yeni karakter ve form daha katıldı. Mobilya kulpları, düğmeler ve askılardan oluşan koleksiyonun yeni karakterleri, uğurböceğinden salyangoza, fareden yengece farklı hayvan ve şekilleri içeriyor. Koleksiyon, dolap, çekmece ya da duvar uygulamalarında oluşturucu fikirler geliştirilmesine olanak tanıyor. Mobilyaların çehresini ve kullanıldıkları ortamın havasını bir anda değiştiren rengarenk ve cıvıl cıvıl ürünler ABS plastik malzemeden üretiliyor. Her zaman olduğu gibi çocukların sağlığı ön planda tutulduğundan ürünlerin renklendirilmesinde sağlığa zararsız boyalar kullanılıyor.

82

YAPI MALZEME - MART 2013

Siemens ile sıcak suyunuz her an hazır Siemens Ev Aletleri’nin iki yeni lavabo ve evye tipi ani su ısıtıcısı, pratik kullanımları ile hayata daha fazla konfor katmak üzere raflardaki yerini aldı. Lavabo, evye kullanımına uygun 220 Volt şebeke gerilimiyle çalışan 3,6 ve 7,2 kW lık 2 farklı modeli satışa sundu.3,6 kW’lık DE04101 model ani su ısıtıcısı direk fişe takılıp çalıştırılabilirken, 7,2 kW lık DE08101 model ise şebeke bağlantısı yapılarak çalıştırılabiliyor. Siemens DE08101 ve DE04101 model lavabo ve evye tipi ani su ısıtıcıları kapalı devre sistemle çalışıyor. Sadece musluk açıldığında elektrik harcadığı için önemli bir enerji tasarrufu sağlıyor. Lavabo için uygun olan ürünlerde musluk başlığından çıkan su isteğe göre ayarlanabiliyor. Sıcak su 1.8 l/dk’dan itibaren hazır oluyor. Cihazın elektronik güvenlik konsepti ise cihaz su içersindeki “hava kabarcıklarını” tesbit edip, kendini kapatıyor.



Mekanlarına ruh katmak isteyenlere: artstone Sunduğu tasarım ve mimari hizmet anlayışıyla öncelikle mimarların, daha sonra da mekânlarında ilham arayan herkesin çözüm ortağı olmayı başaran marka, modern anlayışla, panellerinin kullanım özelliklerinin de görülebileceği şekilde tasarlanan projelere imza atıyor. Yurtiçi ve yurtdışında 3000’i aşkın projeye çözüm ortaklığı sağlayan artstone, özel konutlar, oteller, alışveriş merkezleri, spalar, mağazalar, ofisler için sunulan projelerde, zengin ürün çeşitliliği, pratik uygulama özelliği ve ürün& montaj garantisi sunan hizmet anlayışı ile “güvenilir iş ortağı” konumunun bilincinde olarak çalışmalarını sürdürüyor. “Tasarım ve yeniliğe olan düşkünlük” mottosunu benimseyerek yeni ürünleri; Beton ve demir dokuların uyumunu yaşatan ve doğalından ayırt edilemeyen kimliği ile “RUİNA”, Tuğla dokusunun sıcaklığını hissederken cağdas dokular oluşturmak isteyenler için “ LADRILLO VINTAGE”, Doğanın en güzel parçalarından ağaçların kavuğundaki renklerin ahengini, mekanlarında yaşatmak isteyenler için “AMAZON”, ve kentli &Şık duruşuyla “HORMIGON LOFT.

Dilediğiniz renkte, kendi tarzınızı oluşturun Türkiye’de boya sektörünün lideri Filli Boya, Bukombin.com işbirliği ile herkes kendi yaşam alnının mimarı olma ayrıcalığını yaşıyor. Gerek görselleri, gerek içeriği, gerek kullanımı açısından Türkiye’nin en eğlenceli moda, stil ve trend arama motoru bukombin.com, Filli Boya iş birliği ile yaşam alanlarının kolayca ve istenildiği gibi renklendirilmesine imkan tanıyor. Filli Boya’nın Color Express kartelasından ve Coloration projesi özelinde bulunan konseptlerden, sezonun en trend renklerini bulabileceğiniz bukombin.com’da, dilediğiniz şekilde yaşam alanları oluşturabiliyorsunuz. Üstelik bukombin.com, Filli Boya renkleriyle mekanları renklendirmenin yanı sıra, beğendiğiniz stilleri favorilere ekleme ve tüm bu kombinleri Facebook ve Twitter’da paylaşma olanağı da sunuyor. Ayrıca yapılan kombinler bukombin.com editörleri tarafından incelendikten sonra en çok beğenilenler ana sayfada yayınlanıyor.

84

YAPI MALZEME - MART 2013

Mine serisiyle banyolara estetik form Estetik ölçütlere göre en uygun tasarımı sunmak için yenilikçi çözümler üreten İda Seramik, Mine serisiyle banyolara renk katıyor. Mine serisi, ışıltılı geometrik tasarımı ve modern renkleriyle banyoları şık ve aydınlık bir forma kavuşturuyor. Modern tipolojideki seramiklerle banyoları fonksiyonel ve estetik bir çizgiye kavuşturan Mine serisi banyo dekorasyonuna yeni standartlar getiriyor. Mine serisine ait 20x50 ebadında mürdüm, kahve ve siyah renklerinde “Geo Full Dekor”lar, geometrik tasarımındaki gizli ışıltısıyla, banyoların enerjisinin yeniden keşfedilmesini sağlıyor.



Hotpoint evye ve armatürler 50 yıl garantili Mutfakların şıklığını tamamlayan İtalyan tasarımına sahip Hotpoint’in yeni evye ve armatürleri mutfaklara fonksiyonelliği ve hijyeni getiriyor. Üstelik Diamond + özelliği sayesinde bakterilerin çoğalmasını %99 oranında azaltan Hotpoint inox evyeler tam 50 yıl, granit evyeler 10 yıl garantili. Mutfaklarda kusursuz uyum sunarak şıklığı tamamlayan İtalyan tasarımlı Hotpoint yeni evye ve armatür serisi şimdi tam 50 yıla kadar garantili. Diamond + özelliği sayesinde bakterilerin çoğalmasını %99 oranında azaltarak maksimum hijyen sunan Hotpoint inox evyeler 50 yıl, granit evyeler 10 yıl garanti imkanına sahip. 360 derece dönebilen spiralli duş başlığına sahip armatürler ise 5 yıl garantili olarak tüketicilere sunuluyor.

Ege Seramikk’ten yeni koleksiyon Ege Seramik’in Spring 2013 koleksiyonunda, tam parlak ve mermer desenli Panorama, Babylon, Lapis, Pegasus, Monaco ve Vavin serileri ilgiyi üzerine çekecek zemin ürünlerinin başında geliyor. Doğallığın ve şıklığın buluştuğu yeni koleksiyonda mermer desenli ürünlerin yanı sıra rölyef dokulu eskitme ahşap ürünler Country ve Fossilwood da yer alacak. Ege Seramik’in yeni koleksiyonunda rölyef dokulu ürünler Aura, Adriana, Synergy ve Alcor serileri ile mekânlara hareket kazandıracak. Aynı zamanda, rölyef dokulu ürün grubunda ideal mekânlar oluşturmak için dekor ve düz fonların yanı sıra yer ve duvar karoları da mevcut. Dijital baskı teknolojisi ile üretilen mermer desenli 33x99 cm ebadındaki ürünlerde ise Everest serisine ait sütun görünümündeki Artemis rölyef, koleksiyonda dikkat çekerken aynı zamanda serinin klasik etkisini de arttıracak. Ayrıca, 25x75 cm ebadındaki ürünler, Albis serisine eklenen yeni altın ve platin efektli dekorlar ile öne çıkacak.

86

YAPI MALZEME - MART 2013

Vaillant’tan çevreci ürünler Vaillant ısı pompası sistemleri mevcut fosil yakıtlar yerine doğal ısı kaynaklarını (Hava-Su-Toprak) kullanarak tek cihaz ile ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Vaillant ısı pompası sistemleriyle, yaklaşık 1kW elektrik tüketimi ile 4,5kW-5kW’a kadar enerji üretimi sağlanabiliyor. Bu yüzden, bu ürünler mevcut tüm ısıtma sistemlerine göre çok daha verimli ve tasarruflu olabiliyor. Bu sistemler bireysel evlere veya villalara uygulanabildiği gibi güneş enerjisi ve gaz yakıtlı cihazlar ile birlikte kurulacak hibrit sistemler ile daha büyük sistemler için çözümler sunuyor.



Artema’nın yeni reklam kampanyasında, Engin Günaydın standartları zorlayan Artema armatürlerini bozmaya çalışan bir karakter olarak izleyenlerin karşısına çıkıyor.

Artema yeni reklam filmiyle tüketicinin karşısına çıkıyor Şener Şen’in rol aldığı ve “Aç-Kapa Artema” sloganıyla hafızalara kazanan reklam filminden 25 yıl sonra, bu kez Engin Günaydın’ın rol aldığı yeni reklam filmiyle tüketicinin karşısına çıkan Artema, 1.5 milyon kez test ettiği ürünleriyle Avrupa ve ABD standartlarının kat kat üzerine çıkarken, iki yıl içinde yüzde 50 pazar payına ulaşma hedefine odaklandı.

Türkiye armatür pazarının lideri ve “Ulusal Kalite Başarı Ödülü” alan ilk markası olan Artema, iki yıl içinde pirinç döküm kapasitesini üç milyon adede ulaştırmayı ve 2015 yılına kadar yüzde 50 pazar payına ulaşmayı hedefliyor. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun mutfak ve banyo aksesuarları markası Artema’nın büyüme plan-

88

YAPI MALZEME - MART 2013

larının açıklandığı ve yeni reklam filminin tanıtıldığı basın toplantısında konuşan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç, Artema markasının Eczacıbaşı Topluluğu içinde özel ve önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Önümüzdeki dönemde Artema konumunu güçlendirerek, grubun büyüme hedeflerindeki


en önemli oyunculardan biri olacaktır” dedi. Hala hatırlanan ve Artema markasının bilinirliğinde önemli bir payı olan “Aç/Kapa Artema” kampanyasını aratmayacak bir başka kampanyayı hayata geçirdiklerini ifade eden Onanç, “Buradaki amacımız hem tüketicimizle aramızdaki sıcak bağın devam etmesini sağlamak hem de standartlar üstü dayanıklılığımızı vurgulamaktı. Reklamın bu mesajı başarılı bir şekilde yansıttığını düşünüyoruz. Üzerinde bu kadar gururla durduğumuz dayanıklılık konusunun tabii ki bir nedeni var. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu olarak Ar-Ge ve inovasyonu kurumsal bir değer olarak benimsiyoruz. İnovasyon çalışmalarımıza her yıl 30 milyon TL kaynak ayırıyoruz. Bu alanda yurtiçi ve yurtdışında toplam 80 kişilik bir ekip çalışıyor” diye konuştu.

AÇ KAPA ARMATÜR’ÜN ADI ARTEMA Toplantıda konuşan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkan Yardımcısı Atalay Gümrah da, 2.5 milyon pirinç döküm kapasitesi ile Avrupa’nın önde gelen döküm merkezlerinden birine sahip olduklarını belirterek, “İki yıl içerisinde yüzde 50 büyüyerek bu kapasitemizi üç milyon adede ulaştırmayı planlıyoruz. Bu paralelde, halen yüzde 20 olan pazar payımızı da 2015 yılında yüzde 50’ye yükseltmeyi hedefliyoruz” dedi. Artema’nın 150 milyon TL’lik cirosunun yüzde 25’inin yurtdışındaki satışlardan elde edildiğini kaydeden Gümrah, yaygın dağıtım ağı ile Türkiye genelinde 10 binin üzerinde satış noktasında tüketici ile buluştuklarını söyledi. Geleneksel nalbur dükkânlarında “aç kapa armatür”ün adı olan Artema’nın son 10 yılda sayıları her geçen gün artan yapı marketlerde de kategori liderliğine sahip olduğunu vurgulayan Atalay Gümrah, “Ürünlerimiz Türkiye’deki yapı market mağazalarının yüzde 95’inde sergileniyor.” dedi. Gayrimenkul sektöründeki hareketlenmenin armatür pazarına da etki ettiğini belirten Gümrah, Türkiye’de yapılan her 10 nitelikli konut ve otel projesinden 4’ünün Artema ürünlerini tercih ettiğini de belirtti. Pazar lideri olmanın sadece satışa odaklı bir anlayışla sürdürülemeyeceğini de vurgulayan Gümrah “Lider olmak sorumlulukları da beraberinde getirir. Tüketicilerimize en kaliteli ürünü sunmanın ötesinde, satış sonrasında da Artema kalitesini yaşamalarını sağlamak için; eğitimleri her dönem yenilenen, Türkiye genelinde 135 yetkili servis ve ile montaj ve bakım hizmeti veriyoruz” dedi.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç ve Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkan Yardımcısı Atalay Gümrah, düzenledikleri basın toplantısında Artema’nın yeni reklam filmini tanıttılar.

ÜRÜN STANDARTLARINDA AVRUPAYI 7’E ABD’Yİ 3’E KATLIYOR Artema ürünlerinin su ve enerji tasarrufunu esas alınarak geliştirildiğini ve dayanıklılık, sızdırmazlık, aşınma ve kararmazlık alanlarındaki testleriyle dünya standartlarını zorladıklarını dile getiren Gümrah, inovasyon çalışmalarına önemli yatırımlar yaptıklarını, PVD kaplama özelliğinin de bu yatırımların sonucunda ortaya çıkan bir ilk olduğunu söyledi. Armatür pazarındaki dünya verilerini karşılaştıran Gümrah “Yaklaşık 4 kişilik bir aile, günde ortalama bir armatürü 40 kere açıp kapıyor. Bu rakam da 100 yıllık bir ömre eş değer oluyor. Biz Artema olarak Avrupa standardı olan 210 bin ve Amerika standardı olan 500 bin ile yetinmiyoruz, armatürlerimize açma kapama testini 1 milyon 500 bin kez uyguluyoruz” dedi. Gümrah, kararmazlık testi için standart olan 200 saatlik korozyon testini 720 saate, 5 barlık şebeke suyuna karşı 25 bar ile uygulanan basınç testini ise 50 bara çıkarttıklarını belirterek aşınmazlık testini ise geliştirdiği PVD teknolojisiyle armatürlerine uyguladığını söyledi.

rah “1988 yılında Şener Şen’in rol aldığı reklam filmlerimizden sonra dönem dönem farklı reklam kampanyaları yapsak da genel anlamda sessiz kalmayı tercih ettik. Bu zaman içerisinde de, tüm çalışmalarımızı özenle ve titizlikle planladık. Yeni dönem iş hedeflerimize paralel olarak da yeni bir reklam kampanyası başlattık. Artema olarak bugün başlattığımız reklam kampanyasıyla yeni bir dönemin kapısını aralıyoruz. Bazı arkadaşlarımız, reklam filmi çekimlerinde Engin Günaydın hiçbir Artema’yı bozabildi mi diye sordular. Gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, bozamadı” dedi.

ŞENER ŞEN’DEN 25 YIL SONRA ENGİN GÜNAYDIN Artema’nın yeni reklam kampanyasında, sevilen oyuncu Engin Günaydın standartları zorlayan Artema armatürlerini bozmaya çalışan bir karakter olarak izleyenlerin karşısına çıkıyor. Artema’nın ürün testlerinin esprili bir dille anlatıldığı reklam filmleri hakkında da bilgi veren Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grup Başkan Yardımcısı Atalay GümYAPI MALZEME - MART 2013

89


Pazarola

Prof: Dr. İsmail Kaya ismailkaya@gmail.com

Prof. Dr. İsmail Kaya, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanıdır. Kendisine ismailkaya@gmail.com adresinden ulaşılabilir. Başka yazıları için, http://pazarola.blogspot.com, http://pazarlamabitanedir. blogspot.com ve http://pazarlamazekasi.b logspot.com blogları ziyaret edilebilir.

Satıyoruz, satacağız Herkesin her şeyi arayıp bulabildiği, genç-yaşlı ahalinin ekranlardan ayrılamadığı, yeni nesil pazarlamacıların ve sosyal medyanın kol gezdiği, internet satışlarının hızla arttığı bir dünyada, bir yandan da, “satıcı” ve “satışçıların” yeri ve rolleri, internetin, aracı, satıcı ve satışçılığa etkileri de tartışılıyor. Bizde kimin satışçı, kimin neci olduğu, kimin kayıtlı kimin kayıtsız çalıştığı bilinmiyor. Ama ABD’de nüfusun dokuzda birinin satış mesleğinde olduğu ve üstelik bu rakamın son on yılda hiç değişmediği biliniyor. Yani, orada, henüz satışçılıktan bir kaçış görülmüyor. Buna mukabil, satışçılıkta ciddî değişimler yaşanması gerektiği üzerinde duruluyor. Ahalinin satışçılığı ve satışçıları algılaması hâlâ hastalıklı. Satışçılara yakıştırılan olumsuz ve kötü yaftalar kolay silinecek cinsten değil. Satıcılar ve satış elemanları hâlâ sakınılacak insanlar kategorisindeler. Çok satan satışçılık kitaplarıyla ünlü Daniel Pink, bir “kelime bulutu” analizine dayanarak, satış ve satışçı kelimelerine yakıştırılan çağrışımlarda kullanılan sıfatların dörtte üçünün “tâcizkâr, itici, aşağılık, iğrenç, samimiyetsiz” vb. derecesinde olumsuz ifadelere kadar uzanabildiğini, sıfatların ancak dörtte birinin daha yumuşak ve olumlu görüldüğünü söylüyor. (“Seksenler” dizisindeki “Butik Ali”ye hangi sıfatları yakıştırdığınızı hiç düşündünüz mü?) Çalışanların geri kalan onda dokuzunun da satışla ilgili işler yaptığını iddia eden, Pink, 7.000 kişiye, “Sizce, işinizin ne kadarlık bir bölümü, insanları elindekileri bırakıp başka bir şey yapmaya, ona önerdiklerinizi kabul etmesi için onları iknâ ve inandırmaya çalışmakla ilgilidir?” sorusunu yöneltmiş. Çalışanların zamanlarının % 41’ini (yani, saatte 24 dakikayı) “satış türü” bir faaliyete harcadıkları ortaya çıkmış. “İşte budur! Sevelim ya da sevmeyelim, hepimiz, satış işindeyiz ve görevlerimizin büyük bir bölümünde insanları iknâya, düşündüğümüzü düşündürmeye, bildiğimize inandırmaya, onlara bir şey satmaya uğraşıyoruz” diyor. Sözün özü şu ki, bu iş, bu meslek, hepimizin işinin bir parçası. Bazılarımız yakasında satışçı rozetiyle çalışsak da, işimiz, yaşımız, mesleğimiz ne olursa olsun etkili satışçılar olmak zorundayız. Mesele, arkasından iyi şeyler söylenenlerden olabilmekte...

90

YAPI MALZEME - MART 2013



Mükemmel zariflik Happy D.2 Duravit, Sieger Design tasarımı Happy D.2 komple banyo serisiyle sadeliğin ve yumuşak çizgilerin birbirini tamamladığını ispatlıyor. Sadeleştirilmiş mimari tasarım banyoda giderek yaygın hale geliyor. Zamandan bağımsız ve modern olması sebebiyle bu pek şaşırtıcı değil. Duravit, Sieger Design tasarımı Happy D.2 komple banyo serisiyle sadeli-

92

YAPI MALZEME - MART 2013

ğin ve yumuşak çizgilerin birbirini tamamladığını ispatlıyor. Bu seri hem feminen ve şık görünümlü hem de başarılı ve ikonik Happy D. serisinden ilham alıyor. Ayırt edici karakteristik özelliği daha fazla incelik ve


sistemleri adapte edilerek faydalı bir masaj etkisi elde edilebilir ya da gevşeme için en uygun ortam sağlanabilir. Happy D.2’nin yumuşak ve kıvrımlı çizgileri mobilyada da kendini gösterir. Keten süslemeli dokunuş fark oluşturur. Şekilli yüzeyiyle, doğal ve adından da anlaşılacağı gibi ketenimsi bir his verir. Bu serideki ahşap konsollar ince ve düz bir görüntü verir ve sadece 12 mm yüksekliğinde görünür bir ön kenara sahiptir. Buna uygun, çeşitli genişliklerde, şık bir duvar panosu da bulunur. Feminen ve şık özellikler klozet ve bideler için de geçerlidir. Vitrifiyeler yer kaplamayan dış geometri ilkesine uyar. Bu seride, yerden ve asma klozetler ve bideler vardır. Örtücü klozet kapağı serinin zamandan bağımsız zarifliğini öne

çıkarır; neredeyse düz görünümlüdür ve SoftClose konforunu sağlar. Aynalarda şık bir ışık yansıtıcı bölüm vardır. Yenilikçi teknoloji sayesinde, yüzün en uygun ve parlamayacak şekilde aydınlatılmasını sağlayan, çekici renkte, dolaylı ve homojen LED lamba kullanılır. Duravit aynalı dolaplar için isteğe bağlı bir ses sistemi geliştirmiştir. Mükemmel ses yayını yapar ve özellikle banyo için tasarlanmıştır. Bluetooth uyumlu tüm aygıtlar sistemi kumanda etmede ve müzik çalmada kullanılabilir. Kullanımı kolay olduğundan ses sistemi proje işinde kullanılmaya da uygundur. Bu nedenle Happy D.2 ikonik Happy D serisinin meşhur ayak izlerini takip edebilecek noktadadır ve ayrıca parasının karşılığını da verir.

sadelik tekrar yorumlandı; Happy D.2 banyoya yumuşak ve feminen çizgiler getirerek bunları fonksiyonellik ve teknik vurgularla birleştiriyor. Küvetlerin ve lavaboların tutarlı, temel geometrik biçimi; az, öz ve sadeleştirilmiş kenarları tüm banyo serisinin birleştirici ve karakteristik tasarım özellikleridir. Simetrik temel bir biçime sahip olan bu ürünlerde zarif ve çepeçevre kenar bandı ile sınırlanmış geniş bir lavabo bulunur. Vitrifiyenin feminen, kıvrımlı biçimiyle heyecan verici bir zıtlık oluşturmak üzere yüksekliği ayarlanabilen krom konsol yapılmıştır. Seçenekler arasında on iki lavabo ve on üç küvet modeli bulunur. Küvetlerde, kenardan iç kısma yumuşak geçiş ve sırt dayama bölümünün rahat bir yatış konumu sağlayan ideal eğimi zindelik hissi verir. Seçenek olarak çeşitli masaj YAPI MALZEME - MART 2013

93


Maymunların Çilesi M. Ali Özbudun mehmetali.ozbudun@tg.com.tr

Denge

Gündem “kart kurt” etmeye başladığında, medya şenleniyor. Ekranları dolduran tartışma programlarında, ilginç sahneler yaşanıyor. Vatan ve millet sevgisi kapsamında pozisyon almakta zorlananları, aslanlar gibi statükoyu savunanları izlerken, yıllar önce internet ortamında dolaşan bir hikâyeyi hatırlıyorum. *** Çelik bir kafes. Kafesin ortasında bir direk, direğin tepesindeki şeffaf torbaya yerleştirilmiş bol miktarda taze muz. Kafesin içine, beş tane yetişkin maymun alınır. Muzları fark eden maymunlar, direğe tırmanmak için fırsat kollamaya başlar. Ne var ki, direğe hamle yapan her maymuna, derhal tazyikli soğuk su sıkılır. Yaklaşık on beş dakika içinde, beşi de sırılsıklam olur. Cesaretini toplayıp muzlara yönelen olursa, tazyikli su tekrar devreye girer. İliklerine kadar ıslanan ve hırpalanan maymunlar, muzlarla ilgilenmekten vazgeçerler. Bir süre sonra, maymunlardan biri dışarıya çıkarılır, onun yerine böyle bir tecrübeyi yaşamamış, ıslanmamış bir maymun kafese alınır. Kafesin yeni misafiri, diğerlerine şöyle bir göz bir gezdirir ve muzlara doğru yönelir, ancak tam direğe tırmanacakken, kafesin kıdemli ve ıslak maymunları, onu yaka paça aşağı çeker ve bir güzel döver. Maymun, her atağında aynı şekilde tartaklanınca, çareyi muzlardan feragat etmekte bulur ve bir köşeye siner. Nöbet değişimi devam eder. Tazyikli suyun dehşetini yaşamış olan ıslak maymunlar, yerlerini birer birer yeni maymunlara bırakır. Her yeni gelen, tıpkı bir önceki gibi, muzlara dokunulamayacağını kavrayana kadar, hemcinsleri tarafından kıyasıya dövülür. Nihayet, beş tane yeni maymun, muzlara ulaşılamayacağını öğrenir. Kısacası.. - Burada işler böyle gelmiş, böyle gider, sakın ola değiştirmeye kalkmayın, bedel ödersiniz! *** İsterseniz, hayal gücümüzü işletip, biraz spekülasyon yapalım ve soralım. Sizce.. -Kafesin ilk sakinleri olan ıslak maymunlar, neyi simgeliyor? -Islanmadığı halde, dayak ve mahalle baskısı sebebiyle muzlardan vazgeçen ve statükoyu savunan maymunlara ne demeli? Hepsinden önemlisi.. - Senaryoyu kim yazıyor? Maymunları kim ıslatıyor? Rolleri kim dağıtıyor? *** Bendeniz, bu ve benzeri soruların cevaplarını bir türlü bulamıyorum. Ancak.. Şimdilerde olduğu gibi, ülke olarak kritik bir kavşağa geldiğimizde, tuzaklarla dolu bir labirente ya da bir kafese kilitlendiğimizi düşünüyorum. Acaba neden? Sahi.. Siz ne durumdasınız?

94

YAPI MALZEME - ŞUBAT 2013



Rigi Residence’ın şık dekorunu Grohe ürünleri tamamlıyor İsviçre’nin Küssnacht am Rigi şehrindeki Rigi Residence’ın banyo ve mutfaklarında Grohe ürünleri kullanılıyor.

Lucerne Gölü, Rigi Dağı ve bölgeyi çevreleyen Alp Dağları’nı içine alan nefes kesici manzaraya bakan Rigi Residence, en az bu görüntü kadar etkileyici. İsviçre’nin Schwyz Kantonu’nda yer alan ünlü Küssnacht am Rigi beldesinde bulunan malikane, bir modernizasyon ve restorasyon şaheseri. İki muhteşem konağın bir araya getirilmesiyle oluşturulan sekiz lüks kiralık dairelik bu zarif tesiste misafirler,

96

YAPI MALZEME - MART 2013

geniş teraslar, zeminden ısıtma ve özel mahzenlerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda imkandan da yararlanıyor. Spa alanının en önemli özellikleri arasında, jet akımlı ısıtmalı bir yüzme havuzu, mükemmel donanımlı bir spor salonu da bulunuyor. Bu alanda ayrıca, sauna, briç ve bilardo odası ile havuz evi bulunan açık bir havuz da yer alıyor. Tesiste, sadece misafirlere özel rönesans tarzı bir avlu veya doğrudan


yeraltı otoparkından özel girişler de bulunuyor. Zevkli giriş salonunun duvarlarını ünlü Fransız fotoğrafçı Jean François Rauzier’in çalışmaları süslüyor. Özenle işlenmiş dökme demir korkuluklu mermer merdivenler, elbette asansör ile de erişilebilecek lüks apartman dairelerine çıkıyor. Hatta bazı daireler kendi özel asansörlerine de sahip.

YENİLİKÇİ TEKNOLOJİ İLE BİRLEŞEN MODERN ZERAFET Büyük cam cepheleri ile muhteşem manzaranın nefes kesici görüntülerini sunduğu bol ışık alan dairelerde bol miktarda açık alan bulunuyor. Her ebeveyn yatak odasında, hem zarif Grohe Rainshower F-Serisi tepe duşları hem de esnek Tempesta duş setinin şık banyo dekorunu tamamladığı özel bir banyo bulunuyor. DreamSpray teknolojisine de sahip bu duşlar, her seferinde son derece rahatlatıcı veya canlandırıcı duş deneyimi için mükemmel akış seçenekleri sağlıyor. Grohe StarLight krom kaplama ile kirlenme ve çizilmeye karşı özellikle dayanıklı hale getirilen duşlar, mükemmel “yeni” görünümlerini yıllar boyunca koruyor. Yüksek kaliteli Skate Cosmopolitan duvar panelleri ile birlik-

te kullanılan güvenilir Grohe rezervuarları resmi tamamlıyor. Çift kademeli tasarım kullanıcılara üç ve altı litrelik seçenekler arasında seçim yapma imkanını verirken start- stop fonksiyonu ise gerçek gereksinimler doğrultusunda daha fazla su tasarrufu yapılmasına da imkan sağlıyor. Alp beyazı renkli modern panel tasarımı yeni banyo tuvalet dekoru ile ölçülü ve zarif şekilde uyum sağlıyor. Yenilikçi Grohe Fresh sistemi, tabletler kullanılarak gömme rezervuarlarda hijyenin sağlanmasına da imkan veriyor. Böylece her kullanımda tam ola-

rak eşit şekilde koku bırakılıyor. Lüks yaşam hissi modern mutfaklarda da devam ediyor. Grohe mutfak bataryaları arasında bir klasik olan Minta tek kumandalı eviye bataryası yemek pişirme adasındaki lavabo setine vurgu yapıyor. Zarif L şekli ve spiralli perlatörü ile, Minta modern tasarımı rahat ve zahmetsiz kullanım ile biraraya getiriyor. Bataryanın uzun kullanım ömrü boyunca, ergonomik kumanda kolunun ipeksi yumuşaklığı Grohe SilkMove teknolojisi sayesinde sağlanıyor.

YAPI MALZEME - MART 2013

97


Bosphorus City MIPIM’de finale koşuyor Bu yıl 23’üncü kez dünyanın en iyi gayrimenkul projelerinin taçlandırılacağı MIPIM Ödülleri’nde, İstanbul boğazının yeniden yorumlandığı ve Türkiye’nin ilk temalı konut projesi olan Bosphorus City, bu yıl onur konuğu olan Türkiye’nin en iyi projesinin seçileceği, “En iyi Türk projesi” kategorisinde finale kaldı.

98

YAPI MALZEME - MART 2013


Türkiye’nin en değerli konut projelerinden biri arasında yer alan Sinpaş GYO’nun Bosphorus City projesi, dünyanın en büyük gayrimenkul fuarlarından biri olarak gösterilen MIPIM kapsamında düzenlenen MIPIM Ödülleri’nde “En İyi Türk Projesi” kategorisinde finale kaldı. Lüks ve seçkin yaşam anlayışını mimari ve peyzaj detaylarıyla zenginleştiren Bosphorus City’nin finale kaldığı yarışma sonuçları 14 Mart 2013 tarihinde MIPIM kapsamında düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak. Finale kalan projeler, 11 Şubat -11 Mart 2013 tarihleri arasında www.mipimworld.com’dan ve MIPIM sosyal ağlarından halk oylamasına sunulacak.

AVRUPA’NIN DA EN İYİSİ SEÇİLMİŞTİ Mimarlar Workshop tarafından projelendirilen ve İstanbul Boğazı’nın tüm güzelliklerinin yeniden yorumlandığı Bosphorus City, European Property Awards 2011’de (Avrupa Gayrimenkul Ödülleri) “En İyi Mimari” ve “En İyi Pazarlama Yönetimi” olmak üzere iki dalda iki ödülle ayrılmıştı. Avrupa bölgesinde lider gayrimenkul şirketlerinin bir araya geldiği “European Property Summit” (Avrupa Gayrimenkul Zirvesi) çerçevesinde gerçekleştirilen, “European Property Awards” (Avrupa Gayrimenkul Ödülleri) projelerin uluslararası platformlarda değerlendirilmesinde önemli bir rol üstleniyor.

BOĞAZA KARŞI YAŞAM Dünyanın sayılı konsept konut projelerinden biri olarak değerlendirilen Bosphorus City, ‘Boğaza karşı yaşam’ fikrinden yola çıkılarak geliştirilmiş bir proje. Projenin en göz alıcı kısmı ise 26 bin m² büyüklüğünde ve 720 metre uzunluğunda tasarlanan İstanbul’un ikinci Boğaz’ı. İki boğaz köprüsü, geleneksel ve modern mimari ile yorumlanan Boğaz yalıları ve seçkin semtleri, meydanları, badem ağaçlarından erguvanlara kadar onlarca çeşit barındıran bahçeleri ve seyir alanlarıyla zenginleşen proje, keyifli bir yaşam için her beğeniye ve yaşa hitap eden aktivite imkanları da sunuyor. İstanbul’un simgesi olan iki köprü, projede Ortaköy Meydanı ile Beylerbeyi arasında ve Anadolu Hisarı Meydanı ile Rumeli Hisarı Meydanı arasında yer alıyor. İki köprü arasındaki mesafe 330

metreyi bulurken, en güzel tarafı köprülerin sadece yaya geçişine açık olması, Boğaz yaşamının keyfini farklı açılardan seyretme imkânı sunuyor. İnsanlara, evlerinde otururken boğazda yaşama hissini veren Bosphorus City, açık ve kapalı yüzme havuzlarıyla her mevsim yüzme keyfini sakinlerine yaşatıyor. Özgün peyzaj ve çevre düzenlemesine sahip projenin en önemli özelliklerinden biri de herkesin bu manzarayı bire bir yaşayabilecek şekilde tasarlanmış olması. Öyle ki yüzme havuzlarında boğaza karşı yüzme keyfi bile düşünülmüş.Yüzme havuzunun yanı sıra tenis kortları, squash sahaları, mini golf sahası, fitness merkezi, pilates ve yoga alanı, yürüyüş ve bisiklet parkurları farklı zevklerin de özgürce yaşaması için Bosphorus City’nin ayrıcalıkları arasında yer alıyor.

YAPI MALZEME - MART 2013

99


Turyapı

Kuzey Irak’ta yatırım peşinde 36 yıldan bu yana İstanbul, Ankara, İzmit ve Zonguldak’ta 5000’i aşkın konuta imza atan Turyapı, yeni bir yatırım için büyük fırsatlar barındıran ve projelerini öncelikle Türk müteahhitlerine açan Kuzey Irak’ın Erbil bölgesine odaklanıyor. Güvenilir ve sağlam konutların markası Turyapı, İstanbul, Ankara, İzmit ve Zonguldak’ın ardından bu kez rotayı yurtdışına çevirerek Kuzey Irak pazarına odaklanıyor. Halihazırda Kuzey Irak’ta yapımı süren inşaatların önemli bir bölümünün Türk müteahhitler tarafından üstlenildiği ve finansmanın petrolden sağlandığını ifade eden Turyapı Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Turpcu, bu coğrafyadaki yatırımları için öncelikle Erbil’i hedeflediklerini belirtiyor.

YATIRIMLARDA EN AVANTAJLI ÜLKE TÜRKİYE Kuzey Irak’ta birçok ülkenin yarış içinde olduğu, ancak gerek coğrafi konum gerekse sektörel gelişmişlik ve deneyim bakımından Türkiye’nin yatırımlarda en avantajlı ülke olduğuna değinen Turpcu, Kuzey Irak’ın en kolay petrol ihraç edebileceği ülkenin Türkiye olduğunu, ‘kazan-kazan’ ilkesiyle Türkiye ve Kuzey Irak arasındaki mevcut ticaret

100

YAPI MALZEME - MART 2013

hacminin çok daha yüksek düzeylere çıkarmanın mümkün olduğuna vurgu yapıyor. Mevcut durumda Kuzey Irak’ta Türk müteahhitlerin sayısız projeye imza attıklarını ifade eden Turpcu, müteahhitlik alanında özellikle Karadeniz kökenli firmaların tanındığı ve beğenildiği, diğer sektörlerde ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu kökenli firmaların bölgede yoğun olarak faaliyet gösterdiklerini belirtiyor. Bölgenin Erbil’den Süleymaniye’ye kadar uzanan çizgide adeta küçük Türkiye görünümüne sahip olduğunu dile getiren Turpcu, Türkiye’nin önde gelen bankalarının şubelerini her yerde görmenin mümkün olduğunu, siyasi bakımdan herhangi bir olumsuz gelişme yaşanmadığı takdirde ikili ilişkilerin çok daha hızlı gelişmesinin kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor. Erbil’de büyük bir projeye imza atmak için ön çalışmalarda bulunduklarını belirten Turpçu, bölgeye tüm müteahhit-

lerimizin ilgi göstermeleri gerektiğini, neredeyse tamamen petrol ve inşaat sektörüne dayanan Kuzey Irak ekonomisinin Türkiye açısından her bakımdan büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor. Bölgede Amerika’dan Kanada’ya, Japonya’dan Güney Kore’ye kadar birçok yabancı kökenli firmanın faaliyet içinde olduğunu dile getiren Turpcu, Türkiyeli müteahhitlerin gerek tecrübe gerekse kalite ve hız bakımından tümüyle rekabet edebilme gücüne sahip olduğunun altını çiziyor.

YABANCILARA SATIŞLAR DA HIZLANDI Yürüttükleri mevcut projeler itibariyle yabancılara satışta Aralık ayında yaşadıkları durgunluğu da aştıklarını söyleyen Turpcu, Ocak ayı itibariyle yabancılara gayrimenkül satışlarının hız kazandığını, yeni bir bahar yaşadıklarını da sözlerine ekliyor.



YKS Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş.Genel Müdürü Bahadır Adıyaman

Gün geçtikçe profesyonelleşen yatırımcılar yatırımlarını, tesis yönetimi konusunda uzman şirketlere güvenle teslim ediyorlar. Bu doğrultuda gerçekleştirilen işbirliklerinden biri de, “Tamamen İnsan Odaklı “ anlayışı ile yola çıkılan Sur Yapı Adapark ile YKS Tesis Yönetimi A.Ş. arasında yapıldı. Sur Yapı Adapark’ta YKS; tesis yönetimi ve işletim hizmetlerini üstlenecek.

SUR YAPI ADAPARK’TA “UNUTULAN DEĞERLER YENİ NESİLLERLE TANIŞACAK” YKS Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Bahadır Adıyaman; “Bizler YKS olarak 23 yıllık tecrübemizle 2 milyon 400 bin m2 inşaat alanında, yıllık toplam 70 milyon TL işletme bütçesi olan 40’tan fazla tesise hizmet veriyoruz. Tesis yönetimi denilince Türki-

102

YAPI MALZEME - MART 2013

Yeni yaşam anlayışı YKS ile güçlenecek ye’de ilk akla gelen ihtiyaçlar, teknik, temizlik ve güvenlik olsa da, aslında çok daha kapsamlı bir hizmeti içermekte; verilecek hizmetlerin önem sırası tesisin konumu, büyüklüğü ve fonksiyonuna göre de değişkenlik göstermektedir. Sur Yapı Adapark; yüzde 75 yeşil alanı, balıklı gölü ve meyve bahçeleriyle şehir hayatı içinde doğaya yaklaşmayı sağlayarak unutulan değerleri yeni nesillerle tanıştırıyor. 119bin metrekare inşaat alanında 16 blok ve 826 adet konuttan oluşan projede bizler; Genel Yönetim, güvenlik, temizlik, bahçe bakım, sosyal tesis işletme bakım ve yardım masası hizmetlerini vereceğiz. Sancaktepe’ye yeni bir soluk getiren, Anadolu Yakası’na artı değer katan Sur Yapı Adapark’a çok büyük katkı sağlayacağımıza inanıyoruz” açıklamasında bulundu.



GLOW3 Satış ve Pazarlama Müdürü Gaye İntepe

Ev almada kriterler değişiyor İnşaat sektörü değişimden geçerken ev alma pratikleri de değişiyor. Son yıllarda konut yatırımı yapacak olanların göz önüne aldıkları kriterlerde önemli ölçüde değişim gözleniyor. Ev sahibi olma hayali kuran ailelerin şimdi bu hayallerini gerçekleştirmeleri geçmişe göre daha kolay. Düşen faizler ve daha uygun şartlara sahip konut kredileri gibi faktörler ev almayı geçmişe göre oldukça kolaylaştırıyor. Birçok aile uygun fiyat ve geri ödeme koşullarıyla yeni ev sahibi olurken, konut üretimi de tüm hızıyla devam ediyor. Fakat ev alımı sırasında yaşanan deneyimler, yeni dönemde yatırımcının dikkate aldığı özellikleri de derinden etkilemiş ve büyük ölçüde değiştirmiş durumda. Satışı hızla devam eden GLOW3 Projesi’nin Satış ve Pazarlama Müdürü Gaye İntepe, konut yatırımı yapanların artık

104

YAPI MALZEME - MART 2013

daha bilinçli olduğunu ve sonradan hayal kırıklığına uğramamak için ev alırken daha dikkatli davrandıklarını vurguladı. Yatırımcıların en çok göz önüne aldıkları konuların başında, projeyi gerçekleştiren firma ve referanslarının geldiğini belirten İntepe, projenin lokasyonu, yer aldığı bölgenin kalkınma hızı ve kapasitesinin yanı sıra önümüzdeki 4-5 yıl içinde bölgeye yapılması planlanmış ve başlanmış yatırımların da ev almada önemli kriterler olduğunu ifade etti. “Eskiden sadece yaşamak için ev alan aileler, artık hayatlarını garanti altına almak ihtiyacı ve yatırım yapma arzusu ile konut satın alıyor” diye konuşan

Gaye İntepe, konut alırken dikkat edilen konuların kendi içinde son derece dinamik bir şekilde değiştiğini ve geliştiğini ifade etti.

BİNALARIN “MAKYAJINA” BAKARAK EV ALMA DEVRİ BİTTİ GLOW3 Satış ve Pazarlama Müdürü Gaye İntepe, değişen ev alma alışkanlarını, “Geçmişte konut satın alanlar, binaların daha ziyade makyaj kısmı dediğimiz ince işçilik malzemelerine ve kat planlarına dikkat ederlerdi. Günümüzde ise, projenin lokasyonu, bu bölgede önümüzdeki yıllarda yapılacak yatırımların durumu, projeyi gerçekleştiren



firmanın daha önce yaptığı projelerden yatırımcıya kazandırdığı prim, projenin bulunduğu yerin ulaşımla ilgili ileriye dönük çözümleri ve zemininin sağlamlığı, karar aşamasındaki alıcının en çok dikkat ettiği konular haline geldi.” sözleriyle dile getirdi. İntepe, ev alanların dikkate aldığı diğer konulara değinirken, binaların ısı ve ses yalıtımının yanı sıra kapalı otopark alanlarının önemli bir tercih nedeni olduğunu dile getirdi. İntepe, “İstanbul’daki konut projelerinden ev sahibi olacak ailelerin hemen hepsinin en az

106

YAPI MALZEME - MART 2013

iki arabası bulunuyor. Bu nedenle otopark bu kitle içi son derece önemli” diye konuştu

KONUT SATIN ALAN KESİM 35-45 YAŞ ARASI AĞIRLIKLI Ağırlıklı olarak konut yatırımlarını gerçekleştiren kesimin profiline dair bilgiler de veren İntepe, ev alanların büyük bir bölümünün 35 – 45 yaş arası kesimden olduğu belirtirken, bu kesimin beklentilerinin konforlu binalardan ziyade sosyal imkanları ve yeşil alanları geniş olan konut projelerinden yana olduğunu aktardı.

GLOW3 Satış ve Pazarlama Müdürü Gaye İntepe, GLOW3’ün uzun bir hazırlık döneminin ardından ve tamamen yeni neslin konut öncelikleri göz önüne alınarak oluşturulduğunu belirtirken, “Yatırımcının ihtiyaçlarına cevap veren bir projeye imza attığımızı da kısa sürede anladık. GLOW3’te yer alan konutların yüzde 70’i satıldı. Kalan konutlar ise hızla satılıyor. Bunlar projemizin ihtiyaçlara uygun olarak dizayn ve inşa edildiğinin en önemli göstergeleri” diye konuştu.



NEF Flats Levent 163, uluslararası gayrimenkul pazarında Turkey Sotheby’s International Realty Yönettim Kurulu Başkanı Çiğdem Hitay

Konuyla ilgili görüşlerini belirten Turkey Sotheby’s International Realty Yönettim Kurulu Başkanı Çiğdem Hitay, “Turkey Sotheby’s International Realty olarak 2 yıldır Türkiye pazarındayız. Müşterilerimize sunduğumuz kaliteli ve çok özel hizmet anlayışımızı artık markalı konut alanında da göstermek istiyoruz. Bu kapsamda da Timur Gayrimenkul’ün Nef Flats Levent 163 projesinde birlikte çalışacak olmaktan ötürü çok mutluyuz. Son 5 yıllık periyotda doğru proje ve doğru lokasyon tercih edildiğinde markalı konutlara yapılan yatırımın çok yüksek prim yaptığını ve getiri bazında da altına oldukça yaklaştığını görüyoruz. Hem markalı konutların prim yapması, hem de yerli ve yabancı yatırımcıdan gelen yoğun talep üzerine portföyümüze markalı konut projelerini eklemeye karar verdik. 2012 yılında yürürlüğe giren Mütekabiliyet Yasası ile yabancı yatırımcıların ülkemizdeki markalı konutlara olan ilgisinin hızla arttığını görüyoruz. Dünya konut sektörünün 300 Milyar Dolar’lık Pazar payına karşılık Türkiye’nin bu sektörden aldığı pay çok düşüktür. Türkiye’de her yıl yabancılara 2-2,5 milyar Dolar gayrimenkul satılmaktadır. Mütekabiliyet yasası ile birlikte Azerbaycan, BAE, Kazakistan, Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan’dan 2012-2016 yılları arasında 26.5 milyar Dolar ilave talep yaratılması hedeflenmektedir. Turkey Sotheby’s International Realty olarak, en önemli hedeflerimizden biri ülkemizdeki gayrimenkulleri uluslararası gayrimenkul pazarında tanıtmak ve talep oluşturmak. Nef Flats Levent 163’ü de sadece yerli değil, global networkümüzün gücü ile yabancı yatırımcılarla da buluşturacağız” dedi. 2010 Dünya Mimarlık Festivali’nde ilk 9’a kalan Nef Flats Levent 163 projesi 308 daireden oluşuyor. Kanyon Alışveriş Merkezi’ne 950 metrekare mesafede bulunan Nef Flats Levent 163’te, büyük bir kısmı 1+1 ve loftlardan oluşan dairelerin büyüklükleri 59 metrekare ile 112 metrekare arasında farklılık gösteriyor. Normal dairelerde 4 metre, loft dairelerde ise 6 metre olan tavan yüksekliğiyle dikkat çeken proje, İstanbul’a yeni bir soluk getiriyor.

108

YAPI MALZEME - MART 2013
















Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.