Yapı Malzeme Nisan'16

Page 1












İmtiyaz Sahibi İstmag Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com Reklam Müdürü Hakan Girgin hakan.girgin@img.com.tr Yayın Editörü Tarık Oral tarik.oral@img.com.tr Art Direktör İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe ve Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr CTP-Baskı Matris Matba Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti Teyfikbey Mah. Dr Ali Demir Cad. No. 5134290 Sefaköy - İstanbul -Turkey Tel: 0212 624 21 11 www.matbasistemleri.com Adres Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat: 1 Güneşli - Bağcılar İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 604 51 00 Fax : +90 212 604 51 35

Lokomotif sektörün banliyölerinde bahar hareketliliği Her ay büyük bir zevkle hazırladığımız dergimizin bu sayısında yine sektörümüzle ilgili güncel ve merak edilen pek çok konuya değinmeye çalıştık. Piyasaya çıkan yeni ürünlerden tutun da gerçekleştirilen fuar/organizasyonlara, firmaların yurtdışındaki performanslarından mevzu bahisle iç pazardaki yeni projelere/yatırımlara kadar, sektördeki tüm oluşumları harmanlayarak, siz değerli okurlarımıza iyi bir yayın sunmaya gayret ettik. Teknolojinin sürekli geliştiği, her geçen gün yeni makinelerin üretildiğini elektrikli el aletleri sektöründe bu ay da bir çok yenilikler mevcut. Hali hazırda hobi amaçlı, yarı profesyonel ve tam profesyonel ürünlerin bulunduğu pazardaki aktörler, farklılaşan müşteri ihtiyaçlarını karşılama gayretindeler... Esas amacı dikey ve yatay yükleri taşımak olan iskele ve kalıp sistemleri, ‘yüksekten düşme veya yüksekten parça düşmesi’ gibi olaylardan ötürü birden bire, en çok ölümlü kazaların meydana geldiği yerler arasında olabiliyor... Toza bağlı akciğer rahatsızlıkları, işitme kayıpları, göz rahatsızlıkları ve dolaşım bozuklukları gibi rahatsızlıklar, sektör çalışanlarının başına gelen en yaygın meslek hastalıkları arasında. İş sağlığı ve güvenliği açısından ise bu riskler; yapılan çalışmalar, sıkı denetimler ve kurulan yakın ilişkiler yardımıyla en aza indirilmeye çalışılıyor... Bizler de bu ayki dosya konularımızı, sektörün ilgisinin daima yüksek olduğu bu konular üzerine kurguladık... ‘Elektrikli El Aletleri’, ‘Kalıp ve İskele Sistemleri’, ‘İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı’ şeklinde gerçekleştirmiş olduğumuz dosya çalışmamızda, sorularımızı işin uzmanlarına yönelttik. Konularımızı, farklı yaklaşımlara sahip olabileceğini düşündüğümüz özel işletmelerden, kar amacı gütmeyen toplum kuruluşlarına kadar geniş bir yelpazede değerlendirerek gündeme taşımaya çalıştık. Çağdaş terimler kullanmadan noktalamayalım ve diyelim ki; umarım bir ‘farkındalık’ söz konusu olur da, emeklerimiz boşa gitmez... Nisan ayı içerisinde gerçekleşecek olan fuarların bazıları, bizim konu başlıklarımız ile örtüşür mahiyette olacak. Bu yüzden fuar alanına gitmeden önce, dergimize bir göz atmanızı tavsiye ediyorum. Saygılarımla..

Tarık Oral


70 - Amaç: İnsan onuruna

yakışır iş koşulları sağlamak! 56 - Üstün Performans. Üstün Dayanıklılık. Hilti! 74 - İş güvenliği, teknikten ziyade kültürel bir meseledir! 28 - PERI tüm dünyada aynı yüksek standartta işler yapıyor 46 - “Kısa süreli değil, uzun soluklu koşuyoruz” 106 - Katılımcı teknoloji ile inovasyon her yerde 141 - Bosch’tan yeni nesil Dynamic ve Robust serisi

ABS YAPI ELEMANLARI.............................39 - 49

CERMIX..............................................................89

ALSALAR YAPI MALZEMELERİ.............. 128 -129

ÇİMSA................................................................61

ARAGONIT....................................................... 117

DOKA KALIP ve İSKELELERİ............... ÖN KAPAK

HP..................................................... ARKA KAPAK

FAWORİ & FİLLİ BOYA.................................... 105

KARKİM.............................160 - ARKA KAPAK İÇi

HENKEL...........................................................6 -7

ARMUTLU........................................................ 155

HİLTİ...................................................................55

BALCIOĞLU.................................................26 -27

HUZURLU İNŞAAT........................................... 143

BAUMA’2016.................................................. 145

İHLAS KOLEJİ.................................................. 152

BAUMİT........................................................... 113

İHLAS PAZARLAMA......................................... 156

BİZPOİNT......................................................... 151

INKJET MAGAZINE......................................... 158

BOSCH............................................................4 - 5

INTEK..............................................................2 - 3

BRAAS............................................................. 125

İSG - AVRASYA’2016.........................................73

ÇAĞDAŞ BÖLME............................................. 121

ISICAM...............................................................69

ISIDEM...............................................................95 İSTON.................................................................81 KARKİM........................................................... 160 KİLSAN............................................................ 101 KUZULUK........................................................ 153 LAYHER......................................................33 - 45 ÖZLER KALIP & İSKELE.................................8 - 9 PANASONIC.......................................................65 PAREX GROUP................................................ 109 PERİ KALIP ve İSKELELERİ.......ÖN KAPAK İÇİ - 1 SOLAREX’2016.............................................. 149 TÜRKİYE HASTANESİ...................................... 154 YAPI FUARI & İSTANBUL’2016...................... 147 YAPIMALZEME.COM.TR................................. 157


Paris İklim Zirvesi’nin Türk Yapı Sektörüne etkisi büyük olacak Zirvenin, Yapı Sektörü için en önemli etkisi, düşük karbon salımı sağlayan yüksek enerji verimliliğine sahip inşaat malzemeleri kullanımının artması olacağına vurgu yapan Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği (TGÜB) Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, bundan sonra daha fazla “Sıfıra Yakın Enerjili Bina” terimi duyulacağını belirtti.

12

Yapı Malzeme Nisan 2016

Paris İklim Zirvesi, ülkelere sera gazları emisyonunu azaltan çevreci ve sürdürülebilir ekonomiler konusunda önemli sorumluluklar getirmektedir. Başta enerji, sanayi ve ulaşım sektörleri olmak üzere iş dünyası bu yeni dönemde bir çok açıdan etkilenecek. Zirvenin etkileri şüphesiz yapı sektöründe kısa vadede hissedilecek. Konuyla ilgili, Sıfıra Yakın Enerjili Binaların öneminin artacağına vurgu yapan Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği (TGÜB) Yönetim Kurulu Başkanı

Fethi Hinginar; “Zirve sonrası yeşil bina kavramının sıfır ve sıfıra yakın enerjili bina kavramı üzerinde şekilleneceğini söyleyebiliriz. Nitekim sıfıra yakın enerjili bina kavramı bir süredir küresel yapı sektöründe trend olan bir kavram. Bu tür binaların yapılması içinse en önemli rol İnşaat Malzemesi Üreticilerine düşmektedir. Çevre dostu, yeşil binaların inşa edilmesi şüphesiz çevre dostu inşaat malzemeleri ile gerçekleşecektir. Paris sonrası ülkemizde ve dünyada inşaat


Aktüel malzemesi üreticilerinin en önemli ajandası çevre dostu, yüksek enerji verimliliğine sahip inovatif ürünler geliştirmek olacaktır” dedi.

Sıfıra Yakın Enerjili Binalar, Ülkemizin Avrupa Birliği Uyum Süreci İçin de Önemli Ülkemizin, Avrupa Birliği uyum sürecinde sıfıra yakın enerjili binalar büyük önem arz ettiğini belirten Hinginar; “Avrupa Birliği, 2018 sonuna kadar bütün kamu binalarında ve bu tarihten iki yıl sonra ise bütün yeni binalarda sıfır enerjili binalara geçmeyi hedefliyor. Avrupa Birliği ile uyum süreci devam eden ülkemiz gerçekliğinde ise durum yasal zorunluluklar kapsamında ele alınmalıdır. Bunun yanında, sıfıra yakın enerjili binalarda iki önemli bileşenden biri enerji verimliliği iken, diğerinin de yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı olduğunu da unutmamamız gerek. Sıfır enerjili bina yapımında sadece inanılmaz kalınlıkta yalıtım katmanları kullanmak o yapıyı enerji verimli kılmayacaktır, aynı zamanda kullanılan malzemelerin çevre dostu olması ve yapının enerji temininde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı da bir o kadar önemlidir.” dedi.

Gazbeton Sektörünün Odağında Sürdürülebilirlik Var Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği olarak ulusal ve küresel çevre sorunlarına büyük bir hassasiyetle yaklaştıklarını belirten Hinginar; “Gerek birlik olarak gerekse üyelerimiz nezdinde inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarında en önemli önceliğimiz çevreye olan etkimizi azaltmak. Gazbeton, tüm dünyada modern dünyanın duvar örgü malzemesi olarak biliniyor. Son derece teknolojik ve çevre dostu bir ürün. Üretiminin ve kullanımının her aşamasında çevreye en az etki eden nadir

Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği (TGÜB) Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar

ürünlerden. Ana hammaddesi, doğada tükenme sorunu olmayan ve çokça bulunan silisli kum (kuvarsit)’dan üretilmektedir. Keza, bina duvarlarında tam anlamıyla ısı yalıtımı sağlamanın en pratik ve ekonomik çözümü, gazbeton kullanımıdır. İkame ürünlere kıyasla gazbeton ısıtma ve soğutmada %50’ye varan enerji verimliliği sağlamaktadır. Gazbetonlu duvarın üstüne Gazbeton Isı Yalıtım Levhası kullanılarak bu oran çok daha yukarılara çıkmaktadır. Böylece konutun tükettiği karbon emisyon oranı %50’lerin üzerinde azaltılmaktadır” dedi.

Türkiye’nin İlk Çevre Etiketi Gazbetonun Gazbeton, ürünlerinin çevre dostu olduğunu bağımsız kuruluşlarca onaylandığını belirten TGÜB Yönetim Kurulu Başkanı Hinginar; “Ürün kalitesinin yanı sıra ‘Sürdürülebilir Yapılaşma’ konusundaki sorumluluk bilincimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Alman İnşaat ve Çevre Birliği IBU (Institute Bauen&Umwelt) tarafından onaylanan ‘Çevresel Ürün Deklarasyonu’ ile üyelerimiz 2011 yılında Türkiye’de ürünlerine çevre etiketi alan ilk kuruluşlar olmuşlardır. Çevresel Ürün Deklarasyonu, ürünün çevre ile ilişkisini uluslararası standart ISO 14025’e göre yapılan değerlendirmeler sonucunda bağımsız kuruluşlar tarafından ortaya koyan ve tüm dünyada kabul gören bir belgedir. Üyelerimizle bu adımı atarken gazbetonun çevre dostu bir ürün olduğunun ortaya konmasının yanı sıra inşaat sektöründe sürdürülebilir ürünlere olan ilgiyi artırmayı hedefledik” dedi.

Yapı Malzeme Nisan 2016

13


İstanbul, dünya sahnesine çıkıyor

JLL tarafından hazırlanan ‘Dünya Sahnesinde İstanbul” başlıklı rapora göre, İstanbul artık Avrupa’nın dört mega şehrinden biri durumunda.

İstanbul, güvenilir bir finans merkezi olarak gelişim göstermesi, inovasyon ile ticarete ev sahipliği yapması ve altyapı iyileştirmeleriyle Gelişen Dünya Şehirleri Ligi’nin son 5 yıl içinde en çok gelişme kaydeden şehri oldu. Ticari gayrimenkul üzerine finansal ve profesyonel hizmetler veren, yatırım yönetimi alanında danışmanlık hizmetleri sunan JLL’nin, İstanbul’u küresel çaptaki rekabetçiliğinden, ticari gayrimenkul ortamına kadar pek çok farklı açıdan incelediği “Dünya Sahnesinde İstanbul”

14

Yapı Malzeme Nisan 2016

raporu yayınlandı. Raporda, İstanbul’un artık Londra, Moskova ve Paris ile birlikte Avrupa’nın en büyük dört mega şehri arasında bulunduğu vurgulandı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, 2015’in son çeyreğinde yayınladıkları Global300 araştırmasını hatırlattı. Bu araştırmada İstanbul’un ‘dünyanın en büyük iş merkezleri ve gayrimenkul pazarları’ olarak tanımlanan 30 şehir arasında 20’nci sırada yer aldığını söyleyen Alkaş, “Son rapor, İstanbul’un artık dünya sahnesinin en güçlü oyuncularından biri haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Raporumuzda, ‘Arka planda yükselen jeopolitik risklere rağmen, dinamik ve artan başarılarıyla gelişen bir dünya şehri’ olarak nitelenen İstanbul, büyüyen tüketim ve güçlü demografik profil birleşimini, güçlü büyüme sağlayan, öncülüğünü finansal ve ticari hizmetler ile teknoloji sektörünün yaptığı bir ekonomi ile buluşturuyor” dedi.

Ekonomik temelleri benzerlerinden güçlü İstanbul’un, Gelişen Dünya Şehirleri liginin son beş yılın en çok gelişme kaydeden şehri olduğu belirtilen raporda,

JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş

ekonomik göstergelerin birçok küresel benzerinden güçlü konumda bulunduğu kaydedildi. Yine JLL tarafından hazırlanan Ticari Cazibe Endeksi’ne atıfta bulu-


Aktüel nularak, dünyanın en önemli 20 ticaret merkezinden biri olarak nitelenen İstanbul’un, güvenilir bir finansal merkez, inovasyon, ticaret ve altyapı geliştirmeleri için iyi bir ev sahibi olarak sınıfındaki diğer şehirlerden ayrıştığı ifade edildi.

Gayrimenkulde sürdürülebilir başarının anahtarı JLL’nin “Dünya Sahnesinde İstanbul” raporunda, şehirdeki ticari gayrimenkul ortamı ayrı bir başlık altında kapsamlı biçimde değerlendirildi. Gayrimenkulün başarılı bir şehirden çıkan bir sonuç değil, başarının bir bileşeni olduğu ifade edilerek, “İstanbul, bir yandan kültürel kimliğini korurken, bir yandan da yaratıcılığı, inovasyonu ve girişimciliği destekleyecek uygulamalar için gereken altyapı ve ortamı sağlamalı. Bu ancak, her zamankinden daha esnek ve ortak çalışmaya daha

yatkın bir gayrimenkul sektörü ile mümkün olabilir” denildi: Şeffaf gayrimenkul uygulamaları Piyasa takibi, performans ölçümü, mevzuat gözetimi ve ticari işlem süreçlerinin başlıca alanlarında iyileştirmelere ihtiyaç var. Likit ve uluslararası sermayeye açıklık: Ekonomik büyüklüğü, konumu ve pazarın olgunluğu dikkate alındığında, ticari gayrimenkul alanında İstanbul’un her yıl direkt 3-4 milyar dolarlık işlem yapıyor olması gerekiyor. (Geçtiğimiz 5 yılın ortalaması alındığında bu sayı yıllık 500 milyon dolar seviyesinde.) İstanbul’un eşsizliğini korumak: İstanbul, uluslararası iş merkezi rolü büyürken, bu rol ile benzersiz doğal ve kültürel kimliğini koruma arasında denge sağlamak açısından zor bir dönemden geçiyor. Mal sahipleri ve geliştiriciler, mülklerini İstanbul’un bu benzersiz yönlerine uygun biçimde harekete geçirmeliler.

“Dünya Sahnesinde İstanbul” raporunda öne çıkan bulgular şöyle sıralandı: Hava taşımacılığının merkezi •Güvenlik konusundaki soru işaretlerine karşın, benzersiz kültürel kimliği ve sıra dışı enerjisi, İstanbul’un dünyanın ilk beş turist destinasyonu arasındaki konumunu destekleyen unsurlar olarak öne çıkıyor. Küresel bağlantıları hızla artan şehir, şu anda, dünyanın en hızlı büyüyen hava yolu taşımacılığı aktarma merkezi durumunda.

Altyapıdaki gelişme şehri dönüştürüyor • Şehrin altyapısındaki gelişme, İstanbul’u dönüştürüyor ve ekonomik dinamizminde anahtar rol oynuyor. Metro hatlarının uzaması, üçüncü köprü ve üçüncü havalimanı gibi altyapı çalışmaları, gelecekteki büyüme için olumlu sinyaller verirken, aynı zamanda gelişimin şekillenmesi ve yayılması anlamına da geliyor.

Olumsuzlukları en aza indirmek için örnek alınmalı JLL’nin raporunda, vurgu yapılan olumlu yanların yanı sıra şehrin hazırlıklı olması gereken yönlere de dikkat çekildi. İstanbul’un kaydettiği mesafe etkileyici olsa da Dünya Şehri olmaya yönelik geçiş sürecinin henüz kısmen tamamlandığı ve şehrin, Londra, Paris, New York ve Tokyo gibi hızlı büyüyen diğer megaşehirlerin de karşılaştığı güçlüklerle karşılaşabileceği belirtildi. Raporda bu şehirlerin, altyapı, ekonomik işlevler, planlama otoriteleri ve stratejik düşünme alanında benzer gelişmeler göstererek mega şehirden ‘Gelişmiş Dünya Şehirleri’ne dönüşüm gerçekleştirdiği belirtilirken, İstanbul’un karşılaşabileceği güçlükler ve bu güçlüklere yönelik pratik müdahaleler bakımından değerli örnekler sundukları vurgulandı.

Gayrimenkul sektörü gelişime uyum sağladı • Gayrimenkul sektörü, gelişime cesur ve girişimci bir biçimde yanıt verdi. Gelişen yeni altyapı projeleri, İstanbul gayrimenkul pazarının mekânsal yerleşimini temelden değiştiriyor. • İstanbul pek çok yeni inşaat projesine tanıklık ediyor. Mevcut geliştirme süreci tamamlandığında, şehrin aşağıdaki gibi bir yapıya kavuşması bekleniyor: • Dünya standartlarında alışveriş merkezlerini de içeren, 5 milyon metrekarenin üstünde modern perakende alanı. • İstanbul Uluslararası Finans Merkezi gibi yeni iş bölgelerini de kapsayan, 7 milyon metrekareye yakın A sınıfı ticari ofis alanı. • Yaklaşık 9,5 milyon metrekare modern lojistik alanı (Kocaeli’yi de kapsayan Geniş İstanbul Havzası). • 500 lisanslı otelde, 56 bini aşan oda sayısı. • Tüm bu yenilikler pazarı bir anlamda test edecek. Fakat aynı zamanda şehrin bir ticaret, perakende, lojistik ve tatil merkezi olmasını sağlayacak dönüşüm için gereken gücü de sağlayacak.

Yapı Malzeme Nisan 2016

15


Sektörel almaya hak kazananların ödediği tutarın belirli bir bölümünün İşsizlik Sigortası Fonu ve AB fonu desteği ile geri ödendiğini belirten Ertuğrul Şen, “4 yalıtım kategorisinde, asgari ücretin yarısını geçmemek üzere (600 TL) veya AB fonundan (300 Euro) verilen teşvikle birlikte, sektörde çalışan herkesin belge sahibi olması hedefleniyor. Bu arada sadece mesleki bilgiler değil, iş güvenliği ve sağlığı ile ilgili soruların yer aldığı sınavın ardından yapılan belgelendirmeyle birlikte, sektörde doğru, güvenli ve sağlıklı işlerin yapılması sağlanması amaçlanıyor” şeklinde konuştu.

İşverene, belgesiz personel için para cezası

İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen

‘Mesleki yeterlilik belgesi’ olmayan ustalar için son tarih 26 Mayıs Yapı sektörü çalışanlarına ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olma zorunluluğu getirilmesiyle birlikte, Türkiye’de mesleklerin yeniden tanımlanmaya başlandığını belirten İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “26 Mayıs 2016’dan itibaren yalıtım sektöründe belgesiz ustalar çalışamayacağı gibi, belgesiz personel çalıştıran kuruluşa da para cezası verilecek. Belge almayan ustalarımızın bir an önce belgelerini almak için başvuruda bulunması gerekiyor” dedi.

16

Yapı Malzeme Nisan 2016

‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin zorunlu hale getirilmesinin sektörün gelişimi adına önemli bir adım olduğunu vurgulayan İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “6645 sayılı Kanun 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle, tehlikeli ve çok tehlikeli işler olarak belirlenen 40 meslekte ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’ zorunlu hale getirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tebliği ile 25 Mayıs 2015’te başlayan bir yıllık belgelendirme sürecinin ardından 26 Mayıs 2016’dan itibaren belgesi olmayan kişiler sektörde çalışamayacak. Sınavı geçip ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’ almaya hak kazanan ustalarımız ise Avrupa’da geçerli bir sertifikaya sahip oluyor”diye konuştu.

Ustaların ödediği tutarın bir bölümü fonlardan karşılanıyor MYK ve İŞKUR tarafından yapılan çalışmalar kapsamında, sınava girerek belge

Ertuğrul Şen, yeni düzenlemeyle ilgili diğer detayları ise şöyle anlattı: “Belgesiz personelin çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde işveren kuruluşa da, çalıştırdığı her personel için para cezası verilecek. Mesleki Eğitim Kanunu’na göre ustalık belgesine sahip olanlar ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı mesleki ve teknik okullardan ve üniversitelerin konuyla ilgili eğitim veren birimlerinden mezun olan kişilerde MYK belgesi aranmıyor. Ayrıca üreticilerin dönem dönem gerçekleştirdiği MEB onaylı sertifikalar bu kapsamda değerlendirilmiyor.” Ayrıca sektörde belgeli usta sayısının çoğalmasının, yalıtım uygulamarında kaliteli işçiliği artırarak yalıtım uygulamalarından sağlanan verimi önemli ölçüde artıracağını belirten Ertuğrul Şen, “Vatandaşların da bu konuda bilinçlenerek, uygulayıcı firmaların belgeli eleman çalıştırıp çalıştırmadıklarına dikkat etmeleri büyük önem taşıyor” dedi.


Sektörel

THBB 29’ncu olağan genel kurul toplantısı gerçekleştirdi Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB)’nin 29. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 19 Mart 2016 tarihinde birliğin İstanbul’daki merkezinde yapıldı. Açılış konuşmasına Çanakkale Şehitlerini anarak başlayan THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, aynı gün İstanbul’da gerçekleşen terör saldırısını lanetleyerek, toplantı başlarken birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Türkiye ekonomisi içinde ciddi bir yere sahip olan hazır beton sektörünün temsilcileri olarak temel hedeflerinin standartlara uygun, kaliteli ve güvenilir beton üretimini yaygınlaştırmak olduğunu ifade eden Yavuz Işık, THBB’nin sektörden aldığı güçle kaliteli betonun üretilmesi ve kullanılması için 28 yıldır canla başla çalıştığını belirterek genel kurula şu şekilde seslendi; “Sektörümüz, 800’den fazla girişimin faaliyet gösterdiği, 12 milyar Türk Lirasını bulan cirosu, 38 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 107 milyon metreküpü bulan üretimiyle inşaat sektörünün en temel koludur. Bu güçlü yapısıyla, hazır beton sektörü Türkiye ekonomisinde

önemli bir yere sahiptir. Sektörümüzün 2008 sonrası dönemde, ortalama yüzde 24’lük bir ciro artış hızına sahip olduğunu görülmektedir. Aynı dönemde sektörümüzün istihdamında yıllık ortalama yüzde 10’luk bir artış olduğu anlaşılmaktadır. Bu veriler, sektörümüzün Türk sanayisi açısından ne derece önemli olduğunu göstermektedir. İnşaat sektörü toplam istihdamda yüzde 7,4 pay ile istihdam katkısı yüksek sektörler arasında yer almaktadır. 2014 yılı sonu itibariyle sektörün istihdamı 2 milyon kişi civarındadır. İnşaat sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payı 2012 yılında yüzde 5,7 iken, 2013 yılında bu oran yüzde 5,9’a, 2014 yılında yüzde 5.8’e ve 2015 yılının ilk dokuz ayında yeniden yüzde 5.7’ye inmiştir. Yani inşaat sektörü göreli büyüklüğü son 4 senedir aynı noktadır.

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ile inşaat sektörünün büyüme hızları incelendiğinde, inşaat sektörü büyüme hızının hemen hemen her dönem Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyüme hızı ile aynı yönde fakat daha yüksek seviyelerde hareket ettiği gözlenmektedir. Ancak, kriz dönemlerinde sektörün çok hızlı bir şekilde küçüldüğü görülmektedir. Buna karşılık krizden çıkış anahtarı da yine inşaat sektörü olmaktadır. 2015 yılı genel olarak sektörümüz için zor bir yıldı. Ancak, Türkiye ekonomisine ve hazır beton sektörüne baktığımızda, 2016 yılından umutlu olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Kamu ve özel sektörün, yatırımlarına hız vermesini beklediğimiz bu yılda, son dönemde yavaşlayan özel sektör yatırımlarının ivme kazanması, geçen sene beklemede kalan konut yatırımlarının başlaması ve devletin devam eden ve yenilerinin de ekleneceğini tahmin ettiğimiz alt yapı yatırımları ile sektörümüzün yüzde 5’lik büyüme oranını yakalayacağını düşünüyoruz.”

THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık

Yapı Malzeme Nisan 2016

17


Aktüel

Hollanda yabancı yatırımcıları desteklemeye devam ediyor Girişimciliği ve uluslararası yatırımları destekleyen Hollanda hükümeti hemen hemen her sektörden dış yatırımcıya kucak açıyor. Uluslararası ithalat sürecin-

35 yıl önce kurulan ve Ekonomik İşler Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Hollanda Dış Yatırım Ajansı (NFIA), Hollanda hükümetinin sağladığı olağanüstü destek ile global olma yolundaki Türk şirketleri için elverişli ve güçlü bir yatırım ortamı sağlıyor.

de KDV erteleme, düzenli finans yönetimi, uygun vergi şartları, esnek iş gücü piyasası gibi pek çok avantajı bulunan Hollanda, aynı zamanda istikrarlı bir idari yapıya da sahip. 35 yıldır 60 farklı ülkeden 3 bin 300’den

18

Yapı Malzeme Nisan 2016

fazla şirketin uluslararası faaliyetlerini başlatmasına ve geliştirmesine olanak sağlayan NFIA, Hollanda’daki iş ve yatırım fırsatları konusunda her sektörden girişimciye danışmanlık hizmeti veriyor. Yeni bir ülkede kendine yer edinmeye çalışan yatırımcıların karşılaşabilecekleri zorluklar konusunda her türlü desteği sağlayan NFIA, özellikle Hollanda hükümetinin sağladığı sağlıklı yatırım ortamını ön plana çıkarıyor. Türkiye’den şimdiye kadar 130’dan fazla şirketin Hollanda’da faaliyete geçtiğini söyleyen NFIA Ülke Müdürü Arife Karaosmanoğlu, yatırımcı açısından Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin de önemli olduğunu ifade ediyor ve şöyle devam ediyor: “Hollanda hükümeti dış yatırımcının buradaki faaliyetlerini en etkin ve en verimli şekilde yürütebilmesini hedefleyen bir politika izliyor. Günümüzde şirketler artık lokal olmakla yetinmiyor, dolayısıyla Hollanda bu yolda ilerlemek isteyen kurumlar için doğru bir yatırım merkezi. Üstelik Hollanda son derece rekabetçi bir mali ortam sunuyor. Düşük yasal kurumlar vergisi oranı, sürdürülebilir enerji için vergi indirimi programı, Ar-Ge teşviki, ithalatta KDV öteleme ya da Expat’lara özel vergi indirimi gibi

NFIA Ülke Müdürü Arife Karaosmanoğlu

yatırımcıyı çeken güçlü avantajları bulunuyor. Şimdiye dek Türkiye’den 130’un üzerinde şirket Hollanda’da faaliyete geçti. NFIA olarak biz, Hollanda Büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, Hollanda hükümetini temsil eden diğer kurumlar ve paydaşlarla da işbirliği içerisinde ücretsiz olarak hizmet veriyoruz. Dolayısıyla yatırımı düşünen herkese kapımız açık. Yaptığımız çalışmaların da, yüzyıllara dayanan Hollanda ve Türkiye işbirliğini güçlendirmesini ve iki ülkeye de yarattığı katma değeri artırmasını hedefliyoruz”.


Aktüel

Yapı ürünleri sektörü bu yıl mega projeler, konut ve beton yollar ile büyüyecek YÜF Yönetim Kurulu Başkanı M. Şefik Tüzün

Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu(YÜF) Yönetim Kurulu Başkanı M. Şefik Tüzün, 12. Olağan Genel Kurulu’nun açılış konuşmasında; 2016 yılının inşaat sektörü için 2015’e göre büyüyen bir yıl olacağını belirterek, son öngörülere göre Türkiye ekonomisinde yüzde 4,5, inşaat sektörü genelinde ise %5 oranında artışın beklendiğini açıkladı.

2016’da Hedef 1 Milyon 500 Bin Konut Satışı 2016 yılı için olumlu beklentileri olduğunu belirten M. Şefik Tüzün ’’Yeni yılın ilk tahminlerine göre, 2016 yılında Türkiye ekonomisinde büyümenin yüzde 4,5, inşaat sektöründe ise yüzde 5 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. 2015 yılının ilk 10 ayı, ülkemizde ve dünyadaki politik ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle durgun geçmiş, Ekim ayından itibaren toparlanma başlamış ve Kasım ayı seçim sonuçlarının getirdiği politik istikrar ile birlikte her alanda yeniden umutlar artmıştır. Ha-

lihazırda devam eden mega projelere ilave olarak; yeni başlayacak konut ve altyapı projeleri, kentsel dönüşüm projeleri ve yabancı yatırımcıların konut sektörüne devam eden yüksek ilgisiyle 2016 yılının, inşaat sektörü için 2015’e göre büyüyen bir yıl olacağını tahmin ediyoruz. 2016 yılında 1 milyon 500 bin konut satışı hedeflenmektedir ve bu durum 2015 yılındaki 1 milyon 290 bin adet satışa oranla yaklaşık yüzde 15’lik bir artış anlamına gelmektedir.’’ dedi.

Ciroda yüzde 18’lik artış M. Şefik Tüzün; ’’Üye birliklerinin verilerine göre, federasyonumuzu oluşturan sektörlerin 2015 yılındaki toplam cirosu; kur etkisiyle 2014 yılına oranla dolar bazında yaklaşık yüzde 5,5 düşerek, 11 milyar dolardan 10,5 milyar dolara inmiştir. Ancak ortalama kurla hesap yapıldığında, Türk Lirası bazında cironun yüzde 18,7 arttığını görüyoruz. 2015 yılında, 82 bin kişilik istihdam yaratılmış

Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu (YÜF), 12. Olağan Genel Kurul Toplantısını gerçekleştirdi. Başkan Mustafa Şefik Tüzün, 2015 yılını değerlendirerek, 2016 yılı öngörülerini açıkladı.

ve federasyona üye sektörlerin toplam ihracatı ise 600 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. 2016 yılı ve sonrası için umutlu olmamızı sağlayan etkenler arasında; beton yollar, beton bariyerler, kentsel dönüşüm, 20 yılda 7 milyon konut, mega projeler, devam eden konut ve altyapı projeleri, yabancıların konut sektörüne devam eden ilgisi ön planda yer almaktadır.” şeklinde konuştu. Yapı Malzeme Nisan 2016

19


Bu ayki konularımız: ‘Kalıp & İskele Sistemleri ve Ekipmanları’ ‘İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı & Şantiye Güvenlik Ekipmanları’ ‘Elektrikli El Aletleri & Mekanik El Aletleri’

20

Yapı Malzeme Nisan 2016


Dosya

Gerçekleştirmiş olduğumuz dosya çalışmamızda, sorularımızı işin uzmanlarına yönelttik. Konularımızı, farklı yaklaşımlara sahip olabileceğini düşündüğümüz özel işletmelerden, kar amacı gütmeyen toplum kuruluşlarına kadar geniş bir yelpazede değerlendirerek gündeme taşımaya gayret ettik. Keyifli okumalar...

Yapı Malzeme Nisan 2016

21


Hızlı ve güvenli kalıbın adresi

“Doka” temleri’nin duayen markası Doka Kalıp İskele Genel Müdürü Ender Özatay ile sektöre dair konuştuk. Keyifli okumalar...

Doka bünyesinde özellikle baraj, köprü, tünel ve yüksek yapı projeleri için ayrı uzmanlık bölümleri oluşturulmuş. Bu bölümler kendi sahası içinde projeler için özel çözümler ve sistemler üretmektedir.

Yüksek peformanslı çelik çerçeveli kalıplardan, otomatik tırmanan tam yüzeyli muhafazalara kadar tüm güvenlik alanlarına çözümler üreten ‘Doka Kalıp İskele’ ile güvenlik, harcamalar ve tasarruflar hakkında konuştuk. Kalıp ve İskele Sis-

22

Yapı Malzeme Nisan 2016

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? 1868 yılında Avusturya’da ahşap işletme atölyesi olarak faaliyete başlayan firma bugün 5 kıtada 70’den fazla ülkede 160 satış ve lojistik merkezi ve 6000 çalışanı ile sektörde marka bilinirliği ve güvenilirliği en yüksek olan uluslararası bir kalıp-iskele firmasıdır. Doka, Türkiye’ye ilk olarak 1985 yılında temsilcilik açılarak giriş yapmıştır. Bu 1999 yılına kadar farklı firmaların bu temsilciliği devam ettirmesiyle sürmüştür. 1999 yılında Avusturya Doka kendi firması olan Doka Kalıp İskele San. Ve Tic. A.Ş’yi kurmuştur. 2009 senesinde Doka Türkiye’ye bağlı Azerbaycan ofisi, 2012 senesinde ise Doka Ankara ofisi faaliyete geçmiştir. Doka Kalıp İskele A.Ş. olarak bize bağlı

ülkelerde ve en önemlisi Türkiye’de her türlü üstyapı ve altyapı projelerinde kullanılan endüstriyel kalıp sistemlerinin satış, kiralama operasyonlarının ve bakım&onarım işlemlerinin sağlanabilmesi için gerekli mühendislik ve uygulama hizmetlerini vermekteyiz. Gebze’de 17.000 m2 alan üzerine kurulan Doka’nın en gelişmiş tesislerinde %100 Avusturya Doka sermayesi ile faaliyetlerimizi devam ettirmekteyiz.

Ürün guruplarımız özetle; • Perde ve kolon kalıp sistemlerimiz: Çerçeveli Kalıp Frami Xlife, Çerçeveli Kalıp Framax Xlife, Çerçeveli Kalıp Frami Eco, Kolon Kalıbı Framax Xlife, Kolon Kalıbı Frami Xlife, Geniş yüzeyli kalıp Top 50 • Doka döşeme kalıbı sistemleri Doka masa kalıp sistemleri, panel döşeme kalıpları, serbest sistem döşeme kalıpları • Doka tırmanır kalıp sistemleri Otomatik tırmanma kalıpları, vinçle tırmanma kalıpları


Dosya • Doka ağır yük taşıma iskele sistemleri Doka Staxo 100, Staxo 40 iskele sistemleri, SL-1 tünel kalıbı, köprü dengeli konsol kalıpları, yüksek kapasiteli yük taşıyıcı iskele d2 • Doka güvenlik sistemleri Çalışma ve koruma platformu, korkuluk sistemleri, hidrolik rüzgar koruma perdesi sistemleri, merdiven ve iş iskelesi sistemleri, iş güvenliği ve çalışma iskeleleri • Doka kalıp sistem bileşenleri Doka H20 ahşap kirişler, kompozit kalıp kirişleri, ahşap kalıplama levhaları (plywood), Doka döşeme dikmeleri, kalıp bağlama ankraj sistemleri

İnşaat sektörü içinde, Kalıp ve İskele Sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Türkiye’de endüstriyel kalıp kullanımı hala %60 - %65 ler seviyesinde. Kalan kısım kara kalıp olarak adlandırdığımız geleneksel yöntemlerle betonarme inşaat yapmaya devam ediyor. Ancak artan işçilik maliyetleri ve yatırımcıların projelerini daha hızlı tamamlama istekleri nedeniyle endüstriyel kalıp sistemlerinin kullanımı ve önemi hızla artmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, şöyle bir hesap yapılabilir: Aylık gideri 1 milyon TL olan 30 katlı bir binayı ele alalım. Otomatik tırmanan kalıp sistemiyle her bir kat için 5 gün kısalan yapım süresi toplamda 150 gün yani 5 ay azalıyor. 5 ay erken biten 30 katlı yapıda aylık 1 milyon TL’den 5 milyon TL tasarruf sağlanabilir.

Doka Kalıp-İskele Genel Müdürü Ender Özatay

Otomatik tırmanır sistem için bu yapıda kabaca 2 milyon TL ek yatırım yapılması gerektiğini düşünürsek yapımcı firma ekstradan 3 milyon TL kar edebilir.

Böyle bir projede metrekare satış fiyatını 5000 TL alırsak - 600 metrekare konutun satış hasılatı kadar ek bir kar demek, bu da yatırımcı için 100 metre kareden 6

Yapı Malzeme Nisan 2016

23


konutun satış hasılatı kadar ek kar demektir.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? İnşaat piyasasının çok önemli bir kolu olan kalıp iskele sektöründe nitelikli eleman sektör içinde ve uzun vadede yetişiyor. Maalesef üniversitelerde bu konu yeterince ve güncel olarak takip edilemiyor. Doka olarak üniversitelerimizle geçmiş dönemde seminer ve eğitim faaliyetlerinde bulunduk şimdide bulunmaya devam ediyoruz. Her geçen gün ilerleyen bu ilerlemesi de devam edecek olan sektörde nitelikli elaman ihtiyacı da artmaktadır. Lisans ve lisansüstü eğitimlerde kalıp

24

Yapı Malzeme Nisan 2016

iskele konusunun ana ders olarak okutulması ve gençlerin bu alanda bilinçlendirilmesi ve teorik bilgilerinin arttırılması; sektörün iş imkânı ve kariyer olarak pek çok avantaja sahip olduğunun bilinmesi gerektiğini düşünüyoruz.

İnşaat sektöründe gerçekleşen projelerin, kar/zarar ve hizmet beklentisi anlamında sizdeki yansımaları ne şekilde oluyor? Biraz önce de belirttiğim gibi artan işçilik maliyetleri ve yatırımcıların projeleri daha hızlı tamamlama arzuları her geçen gün endüstriyel kalıba olan talebi arttırıyor. Yatırımcı firmalar kendilerine en az maliyetle; en hızlı ve güvenli şekilde hizmet verebilecek firmalara yöneliyorlar. Daha az işçi ile daha çok iş yapabilme arzusu

sektörde her geçen gün ileri teknolojiye sahip kalıp ve iskele sistemleri ile çalışabilme isteğini arttırıyor. Bu da kalıp ve iskele sektörünün ürün ve teknoloji anlamında her geçen gün daha da gelişmesine ve yenilenmesine katkıda bulunmuş oluyor.

İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Doka Kalıp - İskele, sistem ve elemanları ile her türlü ihtiyaca uygun en doğru malzemeyi tedarik etmekte ve projelere özel mühendislik hizmetleri sunmaktadır. Özgün ve kalite güvenceli ürün ve hizmetlerimizle inşaat şirketlerinin daha çabuk, daha iyi, daha ekonomik ve daha güvenli çalışmalar yapmasını sağlamaktayız. Sunduğumuz kalıp kiralama opsiyonu ile inşaat firmalarının kısa süreli yoğun kalıp ihtiyaçlarını sağlayarak maliyetlerinin düşmesini sağlıyoruz. Kalıp sistemleri günümüzde inşaat hızını dolayısıyla maliyetleri belirleyen en önemli unsurlardan birisidir. Bu sebeple mükemmele yakın kalıp planlaması, detay çözümler ve uygulama ve mühendislik bilgisi gerekmektedir. Konusunda uzman mühendislerin desteği ile Avrupa’daki fabrikamızda dünya standartlarına yön verecek standartlarda üretilen, dünya çapında her tip şantiyede ve uygulamada kullanılarak kendini


Dosya kanıtlamış malzemelerin, dizaynının sağlanması ve Türkiye şantiyelerine, Doka Gebze stoklarından kısa sürelerde temin edilebilmesi firmamızın müşterilerine sağladığı en büyük avantajlardandır. Ürün anlamında bakacak olursak, projelere sunduğumuz otomatik tırmanır kalıp sistemlerimizle inşaatların planlanandan önce bitmesini, koruma perdesi gibi güvenliği ön planda tutan sistemlerimizle şantiyelerde maksimum güvenlilikle ve böylece maksimum verimlilikle çalışılmasını sağlıyoruz.

İskele sistemleri ve ekipmanları anlamında sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Tasarımlarımız hız ve güvenlik odaklıdır. Bu da yatırımcılara ve inşaat firmalarının daha düşük proje maliyeti elde etmelerini sağlar. Kalıp ve iskele sistemlerinde, doğru yatırımcılar ürüne ödedikleri bütçeye değil: ürünün kullanımı sırasında oluşturduğu toplam maliyete bakarlar. Bu da sistemin ne kadar süre ile kullanılabildiği, ne kadar hızlı beton dökümüne imkan verdiği ve işçilik giderlerinden ne kadar tasarruf sağladığıdır. Ayrıca tasarımlarımız en yüksek iş güvenliğini sağlayarak beklenmedik maliyetlerin ve can kayıplarının önüne geçebilmeyi temel amaç edinmişlerdir.

Kullandığınız ürün ve malzemelerdeki tercihlerinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Tüm kalıp ekipmanlarımızı en yüksek kaliteli malzemelerden seçiyoruz. Bunu yaparken de her zaman fiyat & kalite dengesini gözetiyoruz.

Ar-ge çalışmalarınız kapsamında, tasarım, fonksiyonellik ve inovasyon konularındaki çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? Doka yapısında ürün – sistem geliştirme ve ürün ömrü bölümleri bulunan bir firmadır. Her yıl bu bölümlere büyük bütçeler ayrılmaktadır. Kalıp teknolojilerini takip eden değil yeni teknolojileri ortaya çıkartan ve uygulamasını sağlayan bir firmadır. Bu durumda yeni ortaya çıkan sistemler Doka’nın ismiyle anılır olmaktadır. Doka tarafından geliştirilen yeni kalıp sistemleri sektör tarafından devamlı takip edilmektedir. Ayrıca Doka bünyesinde özellikle baraj, köprü, tünel ve yüksek yapı projeleri için ayrı uzmanlık bölümleri oluşturulmuş. Bu bölüm kendi sahası içinde projeler için özel çözümler ve sistemler üretmektedir.

Bu günkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Endüstriyel kalıp sistemlerinin ülkemizdeki ilk uygulayıcılarından olan Doka Ka-

lıp İskele, inşaat sektörünün büyümesiyle eşgüdümlü olarak hizmetlerine devam etmektedir. Hidrolik otomatik tırmanır kalıp sistemlerimiz ve hidrolik koruma perdesi sistemlerimizle sektörün teknoloji anlamında da öncü firması konumundayız. Bu ürünlerimizle sektördeki yatırımcı firmalara hem hızı hem de güvenli çalışma ortamını birlikte sunmaktayız. Güvenlikle beraber, inşaatların planlanan zamanda veya planlanandan önce bitirilmesini sağlayan hidrolik sistemli otomatik tırmanır endüstriyel kalıp sistemleri, firmalara sağladıkları hız ve maliyet avantajı nedeniyle tercih sebebi olmaya devam edecektir. Örneğin sunduğumuz ürünlerden biri olan SCP otomatik tırmanır kalıp sistemimiz yüksek binaların çekirdeği için kullanılan bir sistemdir ve bu sistemle her türlü ana kesit hızla ve esnek biçimde kalıplanabilir. Otomatik tırmanır sistemlerimiz ayrıca inşaat sürecini hızlandırmak için çok kısa bir kat çevirim süresi sunmaktadır. Bu sistemler kat çıkma hızını 3 güne kadar düşürürken, inşaat maliyetlerini de %70’e kadar azaltılabilir. Ayrıca sistem sahip olduğu çalışma platformları ile maksimum iş ve işçi güvenliği sağlamaktadır. Bir diğer ürünümüz olan Xclimb 60 Koruma Perdesi ile her yükseklikte güvenli çalışma, çok fonksiyonlu kullanım ve üretkenlik sağlamaktayız. Boşluksuz kaplama sağlayan sistem sayesinde şantiye personeli düşmekten, rüzgar ve hava şartlarından korunur. Sistem, sürekli binaya yönlendirildiği için kule vinçlerin çalışamayacağı yüksek rüzgar hızlarında dahi tırmanma işlemi güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleşir. 72 km/h rüzgar hızında bile hidrolik olarak tırmanma yapılabilir. Biz Doka olarak kalıp ve iskele sektörünün dünya pazar lideri konumundayız. Tür-

kiye’de en önemli pazar oyuncularından birisiyiz. Getirdiğimiz yeniliklerle, örneğin koruma perdesi sistemleri, sektörde yeni açılımlara ve iyileşmelere yön vermekteyiz. Biz geliştirdiğimiz sistemlerin rakiplerimiz tarafından da geliştirilmesinden oldukça mutluyuz. Çünkü böylece Türk inşaat sektörüne daha güvenli ve daha hızlı çalışma koşulları sağlanabiliyor.

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor? Yurt içi ve yurt dışında yeni pazar arayışlarınız var mı? Kendi ürün grubumuz içerisinde %20 mertebelerinde bir pazar payımız var. Doka Türkiye yapısına doğrudan bağlı olan ülkelere ihracat yapabiliyoruz. Avusturya üretim merkezli bir firma olmamız sebebiyle pek çok malzeme yurtdışına transit ticaret yoluyla ya da direkt Avusturya üzerinden gerçekleşiyor. Ciromuzun yaklaşık %15’ini Türkiye dışı pazardan gerçekleştiriyoruz.

Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlarınız ve ya projeleriniz neler olacak? Doka inşaat sektörünün sürekli artan hız, güvenlik ve verimlilik taleplerine cevap verebilmek için her zaman yeni teknolojiler geliştirmektedir. Türkiye için hedefimiz bu yeni teknolojilerin kullanım alanları arttırmak. Söz konusu sistemler için firmalara yeni tedarik kanallarını açabilmektir. Bununla ilgili en büyük yatırımımız her geçen gün kullanım alanı artan yeni kalıp sistemlerinin kiralama stok miktarını arttırmak olacaktır. Her geçen yıl büyüyen bir firma olarak ihtiyaçlara daha hızlı cevap verebilmek için de satış ve teknik kadro istihdamını arttırmayı ve ürün grubu çeşitlendirmeyi planlıyoruz. Yapı Malzeme Nisan 2016

25




PERI tüm dünyada aynı yüksek standartta işler yapıyor Ayhan Akpınar İnşaat Yüksek Mühendisi Genel Müdür

“Türkiye’de bulunan çalışanlarımızı gerektiğinde yurt dışına da eğitime gönderiyoruz. Yılık programa göre farklı ülkelerde düzenlenen bu şirket içi eğitimlere çalışanlarımız periyodik olarak mutlaka katılıyor.”

28

Yapı Malzeme Nisan 2016

Yapıların inşaatı sırasında; zaman, işçilik, beton kalitesi ve güvenirlilik gibi avantajları ile piyasadaki rakiplerine başta ekonomik olmak üzere birçok ayrıcalıklığı ve avantajları ile büyük ölçüde fark atmış olan PERI Kalıp ve İskele Sistemleri’nin Genel Müdürü sayın Ayhan Akpınar ile, çalışma ve uygulama teknikleri üzerine konuştuk. Sektöre dair değerlendirmelerde de bulunan Akpınar, PERI’nin, artık global ölçekte bir standart haline getirdiği kalite anlayışı ile uluslararası sektördeki tüm potansiyelleri yakından takip ettiğini belirtiyor... Önümüzdeki dönemden umutlu olan Akpınar, Türkiye sektöründe-

ki öne çıkan konuları da değerlendirdi.. Keyifli okumalar...

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? PERI 1969 yılında Almanya’da bir aile şirketi olarak kurulmuş 46 senelik bir firmadır. PERI dünyanın 100 ülkesinde temsil edilmekte, 61 kardeş şirketi, 110 deposu ve 2000 mühendis, teknik eleman olmak üzere toplam 7.000 çalışanı ile müşterilerine hizmet vermektedir. PERI; cirosu, günde 2.250 ton sevkiyatın yapıldığı dağıtım ağı, personel sayısı,


Dosya üretim kapasitesi, 1.200 ton/gün teslimat ve iade işleminin gerçekleştiği kira parkı büyüklüğü gibi birçok konuda dünyanın en büyük kalıp ve iskele firmasıdır. 1986 yılında açılan irtibat bürosundan sonra, Türkiye kardeş firmamız PERI Kalıp ve İskeleleri San. Tic. Ltd. Şti. 1990 yılında %100 yabancı sermaye ile PERI grubu içinde kurulan 9’ncu şirket olarak 30 yıldır Türkiye’de de faaliyet göstermektedir. PERI’nin endüstriyel kalıp ve iskele sektöründeki diğer yabancı markalardan en önemli farkı; Türkiye’yi geçici bir pazar olarak görmeyip Avrupa dışında Birleşik Amerika’dan sonra ilk grup şirketini Türkiye’de açarak aşağıda arz etmeye çalıştığım şekilde sürekli ve artan bir şekilde yatırım yapmaya devam etmesi ve sistemlerinin %50’ye varan bölümünü Türkiye’de üretmesidir. Ülkemizde 300’ye yakın şirketin faaliyet gösterdiği sektörün tamamını düşündüğümüzde ise farklarımız; tüm müşterilerinin güvenini kazanmış konusunda deneyimli ve bilgili yetişmiş kadroları ile şantiye için en ekonomik çözümü sunabilmesi, projenin yeri veya boyutları ne olursa olsun satış veya kiralama yolu ile ihtiyaç olan malzemeleri temin edebilmesi, servis dahil tüm bu hizmetleri kesintisiz ve süratle ve tek bir elden verebilmesi ve tüm üretimlerini DIN ve EN standartlarına uygun olarak yapması şeklinde özetleyebiliriz. PERI’nin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de başarılı olmasının ve açık ara pazar liderliğini sürdürmesinin arkasında bu somut nedenler yatmaktadır.

dan gelişmesi ve bu sayede daha da rekabetçi olması ile mümkün. Dolayısıyla, dönemsel etkilerin ötesinde sektörün sonu olmayan “ucuz, daha ucuz, çok daha ucuz” baskısından kurtulup, somut norm, standart ve şartnamelere dayalı ‘sağlanacak mal ve hizmetlerin gerçek ve gerçekçi maliyetlerini’ esas alan bir yapıya kavuşmasının sürdürülebilir bir büyüme için daha önemli ve gerekli olduğu kanaatindeyim. Şirketimiz yatırımlarını geçmişteki orta ve uzun vadeli proje çalışmalarını kapsayacak şekilde, önümüzdeki beş ve on yıllık hedeflere dayanan bir perspektifle değerlendiriyor. Çünkü, yaptığınız yatı-

su olmadığını düşünüyorum. Türkiye, iş adamlarının olumsuz planlama yapabileceği veya yapmasını gerektirecek bir ülke değil. Nitekim ülkemizde pek çok yatırım fırsatı bulunuyor ve sürdürülebilir olanları kazandırıyor. PERI olarak biz, bu iki temel görüşün yarattığı pozitif enerjiden hareket ile hazırladığımız planlarımız doğrultusunda söz konusu yatırımlarımızı geçmişte olduğu gibi gelecek içinde inşa ettik. İş hacmimizdeki büyüme ile pazar payımızdaki artışlar bunun göstergesidir.

2016 yılı için öngörüleriniz nelerdir ? Dünyada en çok inşaatın yapıldığı ve bu yatırımlarını temel olarak doğal kaynakla-

2015 yılı sektör değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Açıkçası burada sektör ile ilgili; analizleri yapılan herkesçe malum uzun uzadıya rakamlardan, alt yapı, üst yapı yatırımları, konut stoğu, endeksler, kamu özel sektör oranlarından bahsetmek yerine daha genel bir değerlendirme yapmak ve bazı tespitlerde bulunmak ve bu vesile ile bizim PERI olarak yaklaşımımızı paylaşmak isterim. Türkiye’de inşaatı genel ekonomiden ayrı düşünmek ve bunun etkilerinden arındırmak pek mümkün değil. Dış pazarda da, başta komşularımızdaki siyasi krizlerden kaynaklanan ekonomik istikrarsızlıklar yaşandı, yaşanıyor. Türkiye’yi, inşaat sektörünü ve Türkiye inşaat malzemesi sanayini, ihracatını bu global ekonominin parçası olarak da görmek gerekir. Bu ve benzeri sebeplerle, inşaat sektörü 2015’de geçen yıllarda alışık olduğumuz büyüme oranlarının biraz gerisinde kaldı, ancak yine de mutlak bir büyüme gerçekleştirdi. Bu daralma pazara fiyat rekabeti ve uzun ödeme vadeleri olarak yansıdı. Rekabet serbest ekonominin esası, ancak hepimizin arzuladığı büyümenin devam edebilmesi, inşaat sektöründe faaliyet gösteren tüm firmaların hem teknik hem de mali açı-

rımın geçmişteki tecrübeler ile müşterilerinize sağladığı faydaya bakarak hem sonuçlarını öngörebilmelisiniz hem de hedeflerinize göre ölçülebilir olmasına dikkat etmelisiniz. PERI, gerek sektörümüz ve gerekse ülke ekonomisine katkı sağlayan önemli yatırımlar yapmıştır. Şunu söylemek yanlış olmaz, yüzde yüz yabancı sermayeli bir şirket olarak, PERI dışında bu yönde hız kesmeden ve inancını, isteğini kaybetmeden buna devam eden ve arz ettiği başarılara ulaşabilen firma yoktur. Diğer taraftan ben de prensip olarak hiçbir iş adamının olumsuz bir planlama yapmasının söz konu-

rının ihracından elde edilen kazançlarla gerçekleştiren ülkelerde, düşen petrol fiyatlarının neden olduğu isteksizlikler ve durgunluklar olabilir. Buradan bakıldığında, kısa vadede 2016’da mevcut pozisyonları korumak başarı olarak değerlendirilebilir. Ancak orta ve uzun vadede; kur, borsa, faiz ve fon gibi finansman enstrümanlarının anlık, görece etkilerinden ziyade yetişmiş insan kaynağı, bulunduğu coğrafya, nüfusu ve sanayi altyapısının verdiği güç ile reel-üretime dayalı ve katma değer yaratacak ekonomik kalkınma modelini benimseyen ülkemizde, inşaat sektörünün büyümesini devam ettireYapı Malzeme Nisan 2016

29


ceğini söyleyebiliriz. Gerek kamu ve gerekse özel sektör eli bu sanayileşmenin gereği olan altyapı yatırımlarının yapılacağını, daha iyi yaşam şartlarının sunulduğu kentleşmeden kaynaklanan taleplere cevap verebilmek içinde konut ve konut dışı üst yapı inşaat işlerinin önümüzdeki yılda dahil olmak üzere daha uzun yıllar sektörde sürekli bir büyüme yaratacağını düşünüyorum…

Firmanızın 2016 yılı hedefleri neler ? 2013 ve 2014 yılında Türkiye’de önemli

30

Yapı Malzeme Nisan 2016

yatırımlar yaptık. Bu yatırımların ilki Ankara’da açmış olduğumuz depodur. 1990 yılından bu yana PERI’nin Ankara’da Bölge Müdürlüğü bulunuyordu, ancak müşterilerimize İstanbul’da olduğu gibi doğrudan buradan kiralama ya da satış hizmeti veremiyorduk. Bu sebeple, 2013 yılında 8.000 m² olarak faaliyete geçirdiğimiz Ankara’daki depomuzu 2014 senesinde 3.000 m²’si kapalı olmak üzere toplam alanı 12.000 m² olarak büyüttük. Başta Ankara olmak üzere ve çevresindeki il ve bölgelere de bu depodan kira-

lama dahil tüm hizmetlerimizi veriyoruz. Bursa’da Güney Marmara Bölge Müdürlüğümüzü 2013 senesinde faaliyete geçirdik. 2014 yılında ise, Gaziantep’teki bölge müdürlüğümüz bünyesinde sınırlı alan nedeni ile sadece satış hizmeti verebildiğimiz depomuzu kiralama hizmetini de verecek şekilde 3.000 m² kapalı, 3.500 m²si ise açık alan olmak üzere toplamda 6.500 m² olarak büyüttük. 2013 yılında İstanbul’da yer alan açık alanımızı 14.000 m² büyüterek İstanbul merkezimizdeki toplamda alanımızı 34.000 m²’ye yükselttik. 2014 yılında bu tesisimize yeni ve modern üretim makinaları ile lojistik altyapı ekipmanlarını ekledik. Bu sebeple, 2.000 m²’si kapalı, 6.000 m²’si açık olmak üzere toplam 8.000 m²’lik fabrika ek binamız ve yan tesislerinin yatırımını tamamlayarak hayata geçirdik. 2015 yılında Samsun’da en yeni bölge müdürlüğümüz olan Karadeniz Bölge Müdürlüğümüzü açtık. Bu altyapı ve kapasite yatırımları sayesinde 2015 yılında toplamda %30, yurtdışı ihracat satışlarında ise %100 büyüme gerçekleştirdik. 2016’da toplam 5,0 Milyon Euro yatırımla, hem üretim kapasitemizi %50 daha artıracak yeni tesisimizi Nisan ayında faaliyete geçireceğiz hem de yurt içinde yeni lokasyonda açacağımız 2 depo ile satış ağımızı daha da genişleteceğiz. Ayrıca şuan 75 Milyon Euro büyüklüğüne ulaşan kira parkımıza yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bu sayede şuan 270 kişi olan kadromuz 350 kişiye


Dosya

ulaşacak, gelecekteki büyük, kapsamlı ve karmaşık mühendislik projelerinin ihtiyaçlarına daha da hızlandırılmış şekilde cevap vereceğiz. Konut ve konut dışı inşaatların büyük miktarlardaki malzeme taleplerine kesintisiz teknik desteklerimizi daha da hızlandıracağız.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? PERI’nin çalışanlarına verdiği eğitim çalışmalarından bahseder misiniz? Şu anda üç boyutlu bir eğitim çalışması yürütüyoruz. Bunlardan bir tanesi standart olan iş başı ya da meslek içi eğitim. Bu çalışma kapsamında bizimle çalışmaya başlayan arkadaşımıza, hangi birimde olursa olsun kendi disiplin alanıyla ilgili eğitim veriyoruz. Bu eğitimler periyodik olarak gerçekleştiriliyor. İkinci olarak PERI, dünyanın neresinde olursa olsun müşterisine verdiği hizmetin kalitesi konusunda, piyasadaki genel geçer veya buna kara düzen diyelim, ülkenin şartlarına göre az veya kısıtlı olmasını uygun ve doğru bulmuyor. Bu nedenle verilen hizmetin niteliği, her ülkede aynı kalitededir. Bu sebeple müşterek eğitim almak, hem daha kolay hem de daha anlamlı oluyor. Türkiye’de bulunan çalışanlarımızı sürekli olarak yurt dışına

eğitime gönderiyoruz. Yılık programa göre farklı ülkelerde düzenlenen bu şirket içi eğitimlere çalışanlarımız periyodik olarak mutlaka katılıyor. Üçüncü boyut ise sektör içinde verdiğimiz ve ya katkı sağladığımız eğitimleri kapsıyor. Talep eden ya da bizim mal ve hizmet verdiğimiz müşterilerimize, onların teknik ve şantiyedeki uygulama ekiplerine de, sistemlerimiz hakkında eğitim veriyoruz. İnşaat Mühendisleri Odası, sektör içindeki diğer birlik ya da derneklerde ve üniversitelerde de eğitimler veriyoruz. Bu eğitimlerimiz pazarlama sunumu şeklinde değil; hangi sistemin neden seçildiği, sistemin özelliklerine ve özellikle uygulama ekipleri için ürünlerin doğru kullanımına ve iş güvenliğine yönelik oluyor. Öte yandan bizim de beklentimizin olduğu örgün eğitime yönelik çabalarımız var. Türkiye’de yürüyen bir ustalık sertifikasyon programı var. Üniversiteler ya da belirli akredite olmuş birlik, sendikalar ve kurumlar altında bu eğitim çalışmaları sürdürülüyor. PERI olarak bu eğitim çalışmalarına iştirak etmeye başladık. Biz bu eğitim çalışmalarını, sektörün toplamda gelişimi ve sürdürülebilirlik açısından çok önemli buluyoruz. Bu çalışmalar kapsamında faaliyetlerimiz beklenen performans da yürürse, sektöre vereceğimiz en büyük faydanın bu çalışmalar olacağını düşünüyoruz. Yapı Malzeme Nisan 2016

31


Fuar

AGT ‘En İyi Ürün Teşhiri’ ödülünü aldı AGT, Uluslararası Özbekistan Mebel Fuarı’nda, “En İyi Ürün Teşhiri” ödülünün sahibi oldu. Özbekistan Mebel Fuarı’nın yanı sıra AGT, Hindistan’da gerçekleşen ve dünyanın en büyük fuarlarından biri olan Indiawood Fuarı’nda da tüm ürünlerini tüketicilerin beğenilerine sundu.

katılan AGT, Mebel Expo jürisi tarafından “En İyi Ürün Teşhiri” ödülüne layık görüldü. AGT’nin geniş ürün yelpazesinden ürünlerin yer aldığı fuar standı hayli dikkat çekerken, üretimine başlanan yeni power gloss renkleri ve Natura Plus –Line serileri ile alakalı ziyaretçiler bilgilendirildi. Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Grup Başkanı Şirzat Subaşı; “Uluslararası Özbekistan Mebel Fuarı’nda standımız yabancı ziyaretçiler ve bayilerimiz tarafından yoğun ilgi gördü. AGT’nin bu fuara özel tasarladığı standı, Mebel Expo jürisi tarafından “En İyi Ürün Teşhiri” kategorisinde ödüle layık görüldü. Bu başarı bizi çok mutlu etti. Emeği geçen tüm aile üyelerimizi tebrik ediyorum” dedi.

AGT, Indiawood Fuarı’nın ürünleri ile yaşam alanlarına dokundu Yaşam alanlarına özel ahşap çözümler sunan AGT, yurt içi ve yurtdışında katıldığı fuarlarda sektör ve tüketicilerle buluşarak hayatı güzelleştirmeye devam ediyor. 02-04 Mart 2016 tarihleri arasında 13. Uluslararası Özbekistan Mebel Fuarı’na

32

Yapı Malzeme Nisan 2016

AGT, 25-29 Şubat tarihleri arasında, Banglore Exhibition Center’da gerçekleşen Indiawood Fuarı’nda da yer aldı. Fuarda yeni ürünleri parke ve power gloss ile dikkat çeken AGT, ürünlerini katılımcılara tanıtırken, tasarlayabilecekleri yaşam alanlarıyla ilgili bilgiler verdi.



İntek Kalıp İstanbul Yeni Havalimanı Projesinde Güven Veriyor Projenin Adı: İstanbul Yeni Havalimanı Projesi

NB

NC'

NG

NC

NH

ND

ND'

NE

NA

NF

N58 N57

B5 7

N55 N54 N53 N52 N51 N50

NEC

NWC

NWD

NWE

NWF

NWG'

NED

NEE

NEF

N49

NEG

NWH

NWI

NEH NWC' NWB

NWD'

NWA

NEB NEC'

NEA

N48

NEI

NED'

NWG'

NEG' N47

NWI'

NWJ

NEI'

NEK N46

B5 6

N45 NW62 N44

NW61

NE62

NE61

N43

B1 6

NW60

B3 5

NW59 NW58 NW57 NW56 NW55

N42

NE60 NE59 NE58 NE57 NE56

N41

NE55

NW54

NE54

N40

NW53

NE53

NW52

NE52

N39

NW51

NE51

NW50

Ana Yüklenici: İGA Havalimanı İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi

NE50

N38

NW49

N37

NW47 NW46

N36

NW45

NE49

B5 5

NW48

NE48 NE47 NE46 NE45

NW44

NW42 NW41

N34

B3 4

NW40 NW39 NW38

NE44

B1 5

N35

NW43

NE43 NE42 NE41 NE40

N33

NE39 NE38

NW37

NE37

N32

NE36

NW36 NW35

NE35

N31

NE34

NW34 NW33

NE33

N30

NE32

NW32

B5 4

N29 NW31

N28 NW30

B1 4

NE31

NE30

N27

NW29

NE29

N26

NW28

NE28

N25

NW27

NW25

NE27

N24

B3 3

NW26

NE26

B5 3

N23

NW24

N22

NW23

B1 3

NE24

NE22

N20

NW21

NE21

N19

NW20

NE20

N18

B5 2

NW19 N17

N16

B3 2

NW17

NW16

NE19

B1 2

NE18

NE17

N15

NE16

N14

NW15

Terminal Binası Kaba İnşaat Yüklenicisi: Volkan Yapı

NE25

NE23

N21

NW22

NW18

NE15

N13 N12

NW14

NE14

N11 N10

NW13

NE13

N9 N8

NW12

B5 1

N7 N6

NW11

N5 N4

NW10

NW8

NE12

NE11

B1 1

N3

B3 1

NW9

N2

NE10

NE9

N1

NE8 N0 NA

NB

NC'

NG'

NH'

ND'

NE

NF

VOLKAN YAPI

NW7

NW6

NW5

NW4

NW3

NE7

NE6

NE5

NE4

NE3

NW2

NW1

WE

SW1

B1 1

B1 2

B1 3

B1 4

B1 5

B1 6

B1 7

B1 8

SW2

B1 9

NE1

WE

SE1

SE2

SE3

SW3

SW4

SE4

SE5

SW5

SE6

SW6

SE7

SW7

SW10

B2 1 NE2

B4 1

SE8

SW8

SW9

B2 2

B4 2

SE9

SE10

SE11

SW11

B2 1

SW12

İskele Binası Kaba İnşaat Yüklenicisi: Biha-Tevaz Adi Ortaklığı

SW13

SW14

B2 2

B2 3

B2 4

B2 5

B2 6 B2 7

SE12

SE13

SE14

SE15

SW15

SE16

SW16

B2 3

SE17

SW17

B4 3

SW18

SW19

SE18

SE19

SE20

SW20

B3 1

SW21

SW22

B3 2

B3 3

SW23

SW24

SW25 SW26 SW27 SW28

B3 4

B3 5

B3 6 B3 7

SE21

SE22

VOLKAN YAPI

SE23

SE24

SE25 SE26 SE27

B2 4

SW29 SW30 SW31

B4 4

SW32 SW33 SW34 SW35

SE28 SE29 SE30 SE31 SE32 SE33 SE34 SE35 SE36

SW36

SE37

SW37

SE38

SW38

SE39

SW39

SE40

SW40

SE41

SW41

SE42

SW42

SE43

SW43

SE44

SW44

SE45

SW45

SE46

SW46 SW47

SE47

B4 5

SW48 SW49 SW50 SW51

SE48

B2 5

SW52

SE49 SE50 SE51 SE52

SE53

SW53

SWK

SEK SWJ

SWI'

SEI' SWG'

SWI

SEG' SWD'

SWC' SWB

SWA

SEA

SED'

SEI SEH

SWF

SWE

SWD

SWC

SEC

C 1 4

Yapı Malzeme Nisan 2016

SEB

SEC'

SWH SWG

34

NEJ

NWK

C 2 4

C 34

C 4 4

C 5 4

SED

SEE

SEF

SEG

SEJ


Dosya laşık 456.000 m² büyüklüğündeki “TB1” ve “TB3” bölgelerinin kaba inşaatı Volkan Yapı firması tarafından yapılmaktadır. Toplam beş bölüme ayrılmış olan “iskele binalarının” yaklaşık 56.000 m² büyüklüğündeki “PB2” kısmının kaba inşaatı, Biha-Tevaz Adi Ortaklığı tarafından yapılmaktadır. Volkan Yapı ve Biha-Tevaz firmaları, kalıp ve iskele sistemleri konusunda çözüm ortağı olarak İntek’i tercih etmişlerdir.

Terminal Binasında Kullanılan İntek Kalıp-İskele Sistemleri ve Miktarları: “TB1” ve “TB3” bölgelerinin betonarme kısımları üç katlıdır. Kat yükseklikleri döşeme üstünden-döşeme üstüne 12,90 metre ile 5,50 metre arasında değişmektedir. Statik yapı, dairesel kolonların üze-

rinde yerinde dökme betonarme kirişler ve onların üzerine monte edilen betonarme prefabrik döşemeler ile çözülmüştür. Yüksekliğin 12,90 metre olduğu ilk katta dairesel kolonların çapı 2 metre ve 1,50 metre, yerinde dökme ana kirişlerin ölçüleri (b/h) 1,30/1,50 metredir. Yüksekliklerin ve kesit ölçülerinin bu kadar büyük olması “iş güvenliği” kavramını ön plana çıkartmıştır. Ülkemizde son yıllarda önem kazanan “iş güvenliği” kavramı, uzun yıllardır uluslararası projelerde başarı ile hizmet veren İntek’in uzmanlık alanlarından birisidir. Burada dikkat edilmesi gereken unsur, çalışma güvenliğini sağlarken, kalıp ve iskele işçiliği için harcanan adam x saat değerlerinin yükselmesine yol açmayacak, verimli çözümler üretebilmektir. İntek, bu ilkeler doğrultusunda yaptığı başarılı kalıp-iskele tasarımları ile 12,90 metre gibi büyük bir yükseklikte,

Proje Hakkında Genel Bilgi: Türkiye’nin uluslararası havacılık pazarındaki rolünü daha da ileriye taşıyacak olan Yeni Havalimanı İstanbul’un Avrupa yakasında, Karadeniz kıyısındaki Tayakadın ile Akpınar köyleri arasındaki 76,5 milyon m2 alan üzerinde inşa ediliyor. Yıllık 200 milyon yolcuya çıkarılabilir kapasiteye sahip üç terminal ve altı pistten oluşacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın, dört fazda tamamlanması planlanmaktadır. İlk etapta üç adet bağımsız paralel pist, taksi yolları, apron, terminal binası, hava trafik, haberleşme ve meteoroloji sistemleri ile diğer hizmet binaları hayata geçirilecek. İlk yolcu terminal binası 1.3 milyon m2 ile dünyanın tek çatı altındaki en büyük terminal binası olacak ve bu terminalde ilk etapta yılda 90 milyon yolcuya hizmet verilecek. Projenin ilerleyen fazlarında ek terminal binaları ve pistler ile bu kapasite 150 milyon yolcuya çıkacak. Uzun vadede havalimanı terminal kapasitesinin 200 milyon yolcuya kadar genişletilebileceği öngörülerek gerekli planlamalar yapılmaktadır. 1,3 milyon m² büyüklüğündeki “terminal binasının” yakYapı Malzeme Nisan 2016

35


işin güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. -Kolonlarda, aşağıda miktar ve ölçüleri belirtilmiş olan çelik yüzeyli SCS dairesel kolon kalıpları kullanılmaktadır; Ø200 – H=11,40 metre – 6 takım Ø150 – H=11,40 metre – 4 takım Ø150 – H=10,30 metre – 4 takım Dairesel kolonlar, iki adet yarım daire çelik panonun birleşmesi ile oluşmaktadır. Bu birleştirme işlemini yapan işçilerin güvenliğini sağlamak için her iki birleşim yerinde, gemici merdivenleri kullanılmıştır. Beton dökümü aşamasında, beton döken işçilerin güvenliğini sağlamak için kolonun çevresini tam olarak kaplayacak şekilde tam takım bir çalışma platformu tasarlanmıştır. Platformun korkuluk yüksekliği TS EN 12811-1 standardına uygun olarak 115 cm yapılmıştır. (Standarda göre en az 100 cm olmalıdır.) Kiriş altlarında H=12,90 metre yüksekliğinde, döşeme alanları dahil A= 12.600 m² alanı kapatacak miktarda HD 150 “masa sistemi” kullanılmaktadır. 12.600 m² alanda yaklaşık 2.000 metre uzunluğunda kiriş vardır. Döşemeler prefabrik olduğu için sadece kirişler kalıplanmakta ve iskele ile desteklenmektedir. Kiriş yan kalıplarında H=165 cm yüksekliğinde, L= 204 metre uzunluğunda, A= 673 m² PANEMAX panel kalıp sistemi kullanılmaktadır. Panelleri karşılıklı ola-

36

Yapı Malzeme Nisan 2016

rak birbirine bağlarken kolaylık olması açısından panel kalıplar, kiriş betonu üst kotundan 15 cm yüksek verilmiştir. Kiriş yan kalıpları, beton döküldükten bir gün sonra sökülebilmektedir. Bu nedenle kiriş altı masa kalıplara göre çok daha az miktarda kiriş yan kalıbı stoklanması yeterli olmuştur. Masalar çok geniş bir alana bastırılmış, masaları oluşturan çerçeveler birbirine borularla

bağlanmış ve dengeli bir kalıp altı iskele sistemi oluşturulmuştur. Bu yükseklikte, sistemi her sefer söküp tekrar kurmadan, “masa” olarak güvenli bir şekilde yürüterek kullanabilmek, ancak bu şekilde geniş alana basan, dengeli bir iskele sistemi ile mümkündür. Masalar kirişlerin taban kalıplarını oluşturmanın yanında, kiriş yan kalıpları yapılırken güvenli ve rahat bir çalışma ortamı


Dosya sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Kirişin her iki tarafında 130 cm genişliğinde çalışma alanları yaratılmıştır. Bu kısımlarda çalışan işçileri korumak için 115 cm yüksekliğinde korkuluklar kullanılmıştır. Bu korkuluklar, söküm aşamasında masaların kiriş altından rahatça çıkartılabilmesini sağlamak için çok pratik bir şekilde katlanarak sökülebilmektedir.

“PB2” İskele Binasında Kullanılan İntek Kalıp - İskele Sistemleri ve Miktarları: “PB2” iskele binası iki kat betonarme ve bir kat betonarme kolonların üzerine çelik çatı olmak üzere üç katlıdır. Betonarme döşemelerde kat yüksekliği, döşeme üstünden-döşeme üstüne 8,10 metre ve 7,00 metredir. Ayrıca -1,70 kotu üzerinde 80 cm yüksekliğinde kolon soketleri mevcuttur. Statik yapı terminal binası ile benzerlik göstermektedir. Genellikle dairesel kolonların üzerinde yerinde dökme kirişler ve bu kirişlere oturan prefabrik döşemelerden oluşmaktadır. Uçaktan inen yolcuları terminal binasına taşıyan yürüyen merdivenlerin bulunduğu kısımlarda döşemeler, yerinde dökme kirişli döşeme olarak tasarlanmıştır. Bu bölgeler, kot ve ölçü farklılıkları nedeni ile kalıp-iskele işçiliği açısından projenin en zorlu bölümleridir. Kolonlarda, aşağıda miktar ve ölçüleri

“Korkulukların yatırılarak masaların taşınma aşaması” belirtilmiş olan çelik yüzeyli SCS dairesel kolon kalıpları kullanılmaktadır; Ø140 – H=6,00 metre – 2 takım Ø120 – H=6,50 metre – 2 takım Ø100 – H=6,50 metre – 2 takım Döşemelerde ve kiriş altlarında H=810

cm yüksekliğinde 4.952 m² HD 150 masa sistemi kullanılmaktadır. Kiriş yan kalıplarında plywood ve ahşap takviyeler tercih edilmiştir. Masalarda, iş güvenliğini sağlayan katlanabilir korkuluklar kullanılmıştır.

Kalıplar söküldükten sonra kiriş altlarının desteklenmesi Yapı Malzeme Nisan 2016

37


Fuar

ProPlan Proje Yönetimi, MIPIM 2016’daydı

45 yıllık iş tecrübesini temel alarak inşaat sektöründe profesyonel anlamda yatırımcılara 2005 yılından beri aktif olarak hizmet veren ProPlan Proje Yönetimi, Fransa’nın Cannes şehrinde 15 - 18 Mart 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen gayrimenkul fuarı MIPIM’e katıldı. 4 gün süren MIPIM 2016, 19.400 metrekarelik fuar alanında, 4.800 yatırımcı,350 yerel otorite ve 21.400 üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.

ProPlan Proje Yönetimi, bu yıl 27.’si düzenlenen dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM’de Türkiye’nin gücünü son 7 yılda olduğu gibi tekrar uluslararası platformda sergilemeye devam etti.

MIPIM Fuarı’nda ProPlan Proje Yönetim, gayrimenkul sektörünün öncü liderleri konumunda uluslararası yatırımcıları, geliştiricileri, yerel ve kamu yönetimleri, arazi sahipleri ve tedarikçileriyle bir araya geldi. Düzenlenen fuarda İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, Ege Perla, İnİstanbul, Akasya Acıbadem, Babacan Premium, Beşiktaş Vodafone Arena gibi

38

Yapı Malzeme Nisan 2016

Türkiye’nin ve dünyanın ayrıcalıklı yapılarının bulunduğu portföyü ile dikkat çekti.

ProPlan MIPIM’de iddialı projeleri ile yer aldı İnşaat sektörü için proje yönetim ve yapım yönetim hizmeti sağlayan ProPlan Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Özber; “MIPIM gibi dünya çapındaki fuarlara katılım oldukça önemli. Bu yıl da ses getirecek projelerimiz, yenilikler ve gelişmelerle fuarda yerimizi aldık. Yeni merkez ofisimiz Türkiye’de BREEAM Good sertifikası alan ilk fit-out ofis projesi olmaya hak kazanmıştır” dedi. Özber sözlerine; “Burada bulunmak aslında çok büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Bir taraftan Türkiye’nin uluslararası pazarda proje yönetimi adına gerçekleştirdiği başarıları ve iş yapa-

bilme gücünü tanıtırken, diğer taraftan Türkiye sınırları içinde hayata geçirdiğiniz büyük uzmanlık gerektiren projelerinizin güçlü yatırımcı portföyünü de yanınızda getiriyorsunuz. Ve bu alanda Proje Yönetim Hizmeti alarak profesyonel anlamda gerçekleştirilen projelere, sektöründe lider yerli ve yabancı firmaların yaklaşımının daha farklı olduğunu tecrübe ediyorsunuz” diye devam etti. “Küresel İklim Değişikliğinin Gayrimenkul Sektöründeki Etkileri” MIPIM 2016’nın ana temasını oluştururken kentsel dönüşüm, sürdürülebilirlik, inovasyon ve iklim değişikliği gibi başlıklarda konuşmalar ve konferanslar gerçekleştirilmektedir. Antalya, Balıkesir ve Ankara kent belediyeleri ile Beyoğlu Belediyesinin fuara katılımları ile birlikte özellikle kentsel dönüşüm projelerine olan dikkatlerin arttığı gözlemliyoruz.” dedi.



“Sektördeki tüm ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz” Sağlam temeller üzerine kurulmuş iş birlikleriyle, sektördeki büyüme ivmesini sürdürebilir bir hale getirerek ülke ekonomisine ve büyüme hızına katkı sağlamak sektör çalışanlarının en önemli görevi olmalıdır.

Yenilikçi ürünleri Türk inşaat sektörüne kazandırmak amacı ile kurulan ABS Yapı Elemanları, geniş bir ürün yelpazesiyle

40

Yapı Malzeme Nisan 2016

tüm sektöre hizmet sunmaktadır. Sektörün hali hazırdaki büyümesinin çok sık rastlanmayan bir fırsat olduğunu belirten ABS Yapı Elemanları Genel Müdürü Okan Cüntay ile şirketin yapısı, geliştirdiği ürünler ve sektördeki son gelişmeler hakkında konuştuk...

2014 yılında dünyanın önde gelen çelik kalıp üreticilerinden İtalyan Faresin Building S.p.A.’nın da Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olan ABS Yapı Elemanları, bu sayede geniş bir ürün yelpazesinde müşterilerine hizmet vermeye devam etmektedir.

Öncelikle bize firmanızın yapılanmasından biraz bahseder misiniz?

Ülkemizde İnşaat sektörünün gelişimiyle birlikte, şirketinizin yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ABS Yapı Elemanları, 2011 yılında Centrum İş Merkezi A.Ş., Gümüştay İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve Cüntay ailesinin ortaklığında yenilikçi ürünleri Türk inşaat sektörüne kazandırmak için kurulmuştur. ABS Yapı Elemanları bu misyon doğrultusunda ilk olarak geri dönüşümlü plastik ve yapı malzemelerinde 35 yıldır uzmanlaşmış İtalyan Geopast S.p.A.’nın Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olmuştur.

İnşaat sektörünün yükselişi ivme kazandıkça sektör için işçilik, inşaat süresinde zamandan tasarruf, maliyeti azaltma gibi unsurlar da inşaat firmaları tarafından çok daha önem verilen konular haline geliyor. Bu da inşaat firmalarını daha yenilikçi daha ekonomik ürünlere yönelmesini sağlıyor. Distribütörü olduğumuz Geoplast ürünleri de bu noktada ön plana çıkıyor. Ürün-


Dosya lerimiz şantiyede hem maliyeti düşürüyor hem inşaat süresini kısaltıyor hem de işçilikten tasarruf sağlıyor. Bu sayede inşaat maliyeti tatmin edici derecede düşüyor. Tüm bunları bir araya topladığımızda ürünlerimize, kurulduğumuzdan bugüne kadar gösterilen yüksek ilgiden ve her gün artan referanslarımızla birlikte biz de şirketimizi her geçen gün sektörde tanınır hale geldiğini görebiliyoruz. 4 yıllık bir geçmişe sahip bir şirketin, Türkiye’nin en önemli firmalarıyla iş birliği yapmış olması ve pazardaki sahip olduğu konumu bizleri gururlandırıyor.

Yakın zamanda hizmete sunduğunuz yeni bir ürününüz var mı? Şirketimizin mottosu ‘Yenilikçi Çözümler’ sunmaktır. Bu bağlamda 2015 yılı başında dünyaca ünlü İtalyan Faresin Building firmasının da tek yetkili Türkiye distribütörlüğünü aldık. Her ihtiyaca cevap verebilmek adına endüstriyel piyasada da ürünlerimizin bulunması gerektiğini ve sektörün kaliteli, rekabetçi ve ekonomik bir oyuncuya daha ihtiyacı olduğu anladık. Yenilikçi ürünlerimiz ve çözümlerimiz ile birlikte ABS Yapı olarak her geçen gün sektörün ve iş birliği yaptığımız firmaların ihtiyaçları doğrultusunda sektöre yeni ürünler kazandırmaya devam edeceğiz. Geoplast ürünleri tarafından baktığımızda her ürünümüzü pazarın gereklilikleri-

ne ve referanslarımıza göre eksiklerini görerek güncellemeye ve geliştirmeye çalışıyoruz. Referanslarımızın sorunlarını çözerek sorunsuz bir uygulama yapmalarını sağlamak en büyük isteğimiz ve arzumuz. Geoplast olarak 25 ürün tanıtım ve pazarlamasını yapıyorduk. 2015 yılında 2 yeni ürün daha portföyümüze ekleyerek bu ürünleri piyasaya sürdük. Bu ürünler; -GEOGRAVEL, mıcır kaplı yol ve otopark alanlarında kullanılan yüksek yük taşıma kapasitesine sahip bir zemin ızgarasıdır. Sahada mıcırın dağılmasını ve araç lastiklerinin mıcıra gömülmesini engeller. Ağır taşıtlar da dahil olmak üzere, araç geçişi ya da bekleme yapılan yüzeylerde zemin stabilizasyonunu arttırarak yoğun geçişlerin sebep olacağı oturmaları engeller ve yağmur suyu drenajını kolaylaştırarak (%85 geçirgen) yüzeyi korur. UV ışınlarına karşı dirençli, yüksek yoğunluklu saf polietilenden (HD PE) imal edilen GEOGRAVEL, opak renkte olduğu için göze görünmez. -DRENING® - Yağmur suyu kontrolü ve drenaj sistemi DRENING, normal şartlarda yağmur suyunun, olağanüstü hava koşullarında sel baskınlarının, kontrol altına alınarak drene edilmesi veya geri kazanılması için kullanılan modüler bir sistemdir. Yeraltında minimum kazı ve imalat ile yüksek yük taşıma kapasitesine sahip bir su haznesi oluşturulmasını

ABS Yapı Elemanları Genel Müdürü Okan Cüntay

sağlar. Su geçirgenliği düşük ve/veya yer altı su seviyesi yüksek zeminlerde de kullanılabilir. Tamamen geri kazanımlı plastik malzemeden üretilen DRENING, yüksek depolama kapasitesi sayesinde (310 l/m2)

Yapı Malzeme Nisan 2016

41


geleneksel drenaj sistemlerinden daha az yer işgal eder. Geniş yan ve alt yüzeyleri sayesinde yüksek drenaj debisi sağlar. Yağmur suyunun bahçeye veya kaldırıma bırakılamadığı yerlerde, su birikintilerinin gider sistemine bağlanamadığı durumlarda en ideal çözümdür. Sel baskınlarından korunmanın tek ve en ekonomik yoludur. Sistem yüksek yük taşıma kapasitesine sahiptir. Gerekli hafriyat derinliği ve uzunluğu azdır. Çift geçmeli bağlantı sistemi sayesinde kolay ve hızlı döşenir. Düşük ağırlığı ve boyutları, parçaların tek bir kişi tarafından kolayca taşınmasına imkan tanır. Zeminde geçirimsiz bir mebran kullanılarak su depolama alanına da dönüştürülebilir.

ABS’yi, sektörde yer alan diğer firmalardan ayıran nedir? Öncelikle sektörde ilk ve tek olan ürünlerimiz olması nedeniyle hali hazırda yeni bir niş oluşturduğumuzu ve farklı bir konumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Ürünlerimiz geri dönüşümlü ABS plastikten imal ediliyor ve kullanılan şantiyeye LEED puanları kazandırıyor. Ürünlerimizden kalıp grubundaki ürünlerimizin 100+ defa kullanım garantisi sağlıyor. Bu birim kullanımda inanılmaz bir maliyet tasarrufu sağlıyor. Bir diğer özelliğimiz ürünlerimiz şantiyede vinç kullanımı gerektirmeden kurulum ve söküm avantajı sağlıyor. Her panel en fazla 11 kg ağırlığında olduğu için ve kurulum için usta gerektirmediği için zaten bizim

42

Yapı Malzeme Nisan 2016

yarattığımız farkı ortaya koyuyor. Bina grubundaki ürünlerimiz ise katta dolgu, ters kiriş dolgusu, peyzaj alanları dolgusu konularında artık Türkiye pazarında standartlaşmış kör kalıp ürünlerimizdir. Modulo ve Yeni Elevetor ürünlerimizin neredeyse kullanılmadığı şantiye ve kullanmayan firma kalmadı diyebiliriz. Basit kurulumu, sağladığı maliyet avantajı, alternatiflerine yarıdan daha az bir işçilik tasarrufu ile ‘Yeni Yapı Standardı’ başlığını hak ediyor.

İskele sektöründe satın alma kadar kiralama hizmeti de oldukça yaygın. Kiralama sistemi nasıl yürütülüyor? Kiralama hizmeti sektörde oldukça fazla kullanılan bir sistem haline geldi. Biz de, daha önce iş birliği yaptığımız firmalara bu hizmeti sunmaya başlamıştık. İlginin özellikle Geotub dairsel kolon kalıplarımız, Geopanel Star ayarlanabilir kolon kalıplarımıza çok fazla olması nedeniyle yeni bir stratejik karar alarak Gebze’de bir depo kurduk ve kiralama hizmetimizi genişletmeye karar verdik. İlginin ve siparişlerin çok fazla olması nedeniyle bazen arayan müşterilerimize olumlu cevap veremediğimiz zamanlar da oldu. Fakat iyi bir rezervasyon ve kiralama sistemi kurarak bu sorunu da aştık ve müşterilerimize çok hızlı bir şekilde kiralama hizmeti vermeye başladık. Sirkülasyon çok fazla olduğu için her gün stoklarımıza yeni ürünler ekleyerek kiralama hizmetimize devam ediyoruz.

Sektörün yetişmiş insan kaynağını yeterli buluyor musunuz? Sektörde yetişmiş insan kaynakları oldukça fazla fakat ABS olarak yine burada biraz ayrışıyoruz. Biz yapı malzemeleri çözümleri sunuyoruz bununla birlikte ürünleri şantiyeye götürüp bırakmıyor, süpervizyon hizmetlerimizle birlikte müşterilerimizin yanında oluyoruz. ABS ekibindeki satış mühendisleri birebir temsil ettiği müşteriden sorumlu oluyor, ürünlerin organizasyonunu, saha süpervizyonunu ve müşteri ilişkileri yönetimlerini yapıyor. Ürünlerin tümü yeni olduğu için biz de yeniliğe açık ve proaktif arkadaşları tercih ediyoruz. Tek yeteneğine kanalize olan değil yeteneklerini bir çok alanda kullanabilen insan kaynağı sektörde kolay bulunabilir olamıyor maalesef. Biz de daha ince eleyip sık dokuyoruz. Bu sayede de satış konusunda güçlü bir ekibimiz var. Her geçen günde de şirketimizle birlikte bu ekibi büyütüyoruz. Şu an 11 kişilik bir ekibimiz var ve bu yıl içerisinde 4 yeni mezun mühendis ve tekniker arkadaşımız da ekibimize katacağız. Şirketimizde harika bir ortam ve kültür var. Şirketimizde Endüstri ve İnşaat Mühendisleri, MBA apoletine sahip olanlar, Doktora(PhD) öğrencileri, İnşaat Teknikleri, Yapı Öğretmenleri, sektörden yetişmiş çalışanlarımız var. Kurumsallığı, çeşitliliği ve şirket kültürümüzü başarıyla birleştirmemizle birlikte başarıda kaçınılmaz oluyor.


Dosya Sektörde bütün standardı değiştirecek diye belirttiğiniz bir ürün var mı? Buna tek bir cevap verebiliriz. Yeni Nautilus. Yeni Nautilus ürünümüzün avantajları şu şekilde; Boşluklu döşemeler için kör kalıp sistemi; YENİ NAUTILUS ve YENİ NAUTILUS EVO, boşluklu betonarme döşemeler için geliştirilmiş modüler kör kalıp sistemleridir. Geri dönüşümlü polipropilenden imal edilen kör kalıplar, döşeme plağı içinde hava boşlukları oluşturarak geniş açıklıklarda, yüksek yük taşıma kapasitesine sahip, kirişsiz düz bir tavan oluşturulmasını sağlarlar. YENİ NAUTILUS veya YENİ NAUTILUS EVO kullanılarak tasarlanan projelerde hem toplam maliyet olarak tasarrufa gidilir hem de düşük bina ağırlıkları ve yüksek ataletli döşemeler sayesinde yapıların deprem performansları önemli ölçüde arttırılır. Ürünler, iç içe geçmiş bir şekilde uygulama sahasına kadar getirilirler, son derece hafiftirler, çok kolay ve hızlı yerleştirilirler.

Son olarak eklemek, söylemek ve sektöre vermek istediniz mesajlar nelerdir? Sektör inanılmaz bir büyüme içerisinde ve bu büyüme ivmesi belki ancak 100 yıl sonra tekrar yaşanabilir. Devletin büyüme isteği, inşaat sektörüne verdiği destek ve bu dirsek teması kaçırılmayacak bir fırsat. Bu bağlamda bütün sektörün el birliği vererek rekabeti iyi niyet çerçevesinde yürüterek bu büyümeye destek olması gerektiğine inanıyoruz. Bu pasta herkes için yeterince büyük ve hepimizin aynı teknede olduğunu unutmadan işleri kaliteli bir şekilde götürüyor olmamız gerekiyor. Bu bağlamda benim sektöre mesajım, inşaat sektörü öncüleri olarak hiçbir şirketin birbirinin üstüne basmadan sağlam temellere oturtulmuş iş

birlikleriyle birlikte bu büyüme ivmesine paralel olarak sektöründe büyüyeceğinin herkesin farkında olmasını arzuluyoruz. Biz de ABS Yapı olarak şimdiye kadar

gerçekleştirdiğimiz işlerimizi ve bundan sonrada yapacağımız tüm işlerimizi bu dilekler doğrultusunda yapacağımızı da bütün okurlara belirtmek isteriz.

Yapı Malzeme Nisan 2016

43


Sektörel

Kale Kilit

İstanbul Pencere Fuar’ında büyük ilgi gördü Türkiye’nin kilit ve çelik kapı sektörünün lider firması Kale Kilit, 09-12 Mart 2016 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen İstanbul 2016 Pencere Fuarı’na en yeni teknolojiler-

Türkiye’de güvenlik denince akla ilk gelen, her 3 evden 2’sinde tercih edilen Kale Kilit en yenilikçi ürünlerini 09-12 Mart 2016 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen İstanbul 2016 Pencere Fuarı’nda sergiledi.

le üretilen ve üstün güvenlik sağlayan ürünleriyle katıldı. Bu yıl 17’ncisi düzenlenen İstanbul Pencere, Cam ve İstanbul Kapı fuarları ile birlikte 99 ülkeden ve Türkiye’nin tüm illerinden yaklaşık 55 bin profesyonelin katıldığı İstanbul 2016

44

Yapı Malzeme Nisan 2016

Pencere Fuarı’nda Kale Kilit standı da Kale Kapı Pencere markasıyla büyük ilgi gördü. Kale Kilit, 160 m2’lik özel tasarım standında kilit silindir grubunu, lüks seri ürünleri ve elektronik kilitlerini, alüminyum ve PVC pencere gruplarını, yarı otomatik devrilmeli sürme sistemi, kaldır sür sistem, Kale safir çift açılım, Luna Alüminyum çift açılım, Multitek Açılım sistem,

Safir çift kanat kilitli kapı sistem, Aral Kilitli sistemleri ve Kato motorlu sistem gibi güvenlikte çığır açan ürünlerini ziyaretçilerle buluşturdu. Standart yangın kapısının aksine panik barın alt ve üstünde özel cam yer alan Kale Camlı Yangın Kapısı ve kullanıcılara maksimum güvenlik sağlayan Kale 6. Seviye Çelik Kapı ise stantda en çok dikkat çeken ürünler oldu.



“Kısa süreli değil, uzun soluklu koşuyoruz” “Dünyanın en iyi iskele sistemlerini üretmek ve geliştirmek” felsefesi ile tüm dünyada, müşterilerine zorlu iş şartlarında çözümler üreten Layher, sektör

“Geliştirdiğimiz her yeni ürün, daha öncesinin modelleriyle uyumlu olacak şekilde üretilir, birbirlerini tamamlar. Dolayısıyla yatırımcı, yeni ürünü aldığı zaman eskisini atmak zorunda kalmaz.”

çalışanlarının yüksek verimlilikte çalışabilecekleri ve güvenle kullanabilecekleri ürünler geliştirmekte. Pazara sunmuş

46

Yapı Malzeme Nisan 2016

olduğu ürünlerde daima kalite güvencesi ile ön plan çıkan Layher’in Marmara Bölge Müdürü Bülent Aldaş ile İskele Sistemleri ve Layher’in faaliyetleri üzerine konuştuk.

servis, uzun süreli eğitim hizmetlerimiz ve müşteriye yakınlığımız sayesinde 1500’ün üzerinde işine şevkle bağlı çalışanlarımızla 30’dan fazla ülkede faaliyet göstermektedir.

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz?

İnşaat sektörü içinde, Kalıp ve İskele Sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz?

Layher İskele, İkinci Dünya Savaşı`ndan hemen sonra tarım sektörüne, sapan ve el aletleri üreterek başlamış Almanya’da kurulan bir firmadır. Daha sonra ahşap merdiven üretimi ve talepler doğrultusunda iskele üretimine başlamıştır. Bununla birlikte, Layher, dünyada da zaten ilk modüler iskele tasarımını ve üretimini gerçekleştirmiş bir firmadır. Daha sonra 1960’lı yılların başında bunu metale çevirerek ilk çerçeve ya da şimşek iskeleyi (H - Tip), 1974 yılında da Allround (flanşlı) iskeleyi bulup piyasaya sürmüştür. Layher 70 yılı aşan bir süredir Güglingen-Einbensbach/Almanya’da faaliyet gösteren 318 bin m2 alan tam otomosyona sahip tesislerimizde iskele sistemlerimiz üretilmektedir. Geniş kapsamlı

İnşaat sektöründe maalesef iş kazalarının bir çoğu kalıp ve iskele sistemlerinin uygun olmayan kurulumu, uygun olmayan üretim ve malzeme kalitesinin düşüklüğünden kaynaklanmaktadır.

İnşaat sektöründe gerçekleşen projelerin, kar/zarar ve hizmet beklentisi anlamında sizdeki yansımaları ne şekilde oluyor? Kaliteli ürünün, uzun vadede yatırımcısına kazanç olarak döneceğine inanıyoruz. Takdir edersiniz ki, çok iyi kaliteyi ucuz bir fiyata alamazsınız. Belki yatırım bütçenizi biraz zorlayacaksınız, ama uzun bir kullanım ömrü almış olacaksınız. 30


Dosya yıl boyunca iskele kiraladığınızı düşünün; malzemenin ederinin çok çok üzerinde bir bedel ödersiniz. Şunu da eklemeliyim ki, geliştirdiğimiz her yeni ürün, daha öncesinin modelleriyle uyumlu olacak şekilde üretilir, birbirlerini tamamlarlar. Dolayısıyla yatırımcı, yeni ürünü aldığı zaman da eskisini atmak zorunda kalmaz.

İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? İskele felsefemiz sadece çok kaliteli malzeme sunmak değil, aynı zamanda kaliteli bir servis de sunmak. Doğru kullanımı öğretmek! Satış felsefemiz de bu yönde. Müşterimize doğru ve maliyeti etkin bir ürün planı hazırlayarak efektif çözümlerle yaklaşıyoruz. Projeler üzerinde hareket eden beyin takımımızla beraber ürünlerimizi, müşteri istek ve ihtiyaçlarını doğru anlayarak sonuca ulaştırıyoruz. Hızlı, maliyeti etkin ve güvenli çözümler üretiyoruz.

KALİTELİ BİR SERVİS DE SUNUYORUZ İskele Sistemleri ve Ekipmanları anlamında sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Bizim için kalitenin yanı sıra iş güvenliğini de kapsayan bir paket sunmak çok önemli. Müşterilerimiz, hangi sorularla karşımıza çıkarsa çıksın, mutlaka onlara verecek bir cevabımız, bir çözüm önerimiz vardır. Almanya’dan istediğimiz kadar malzemeyi çok kısa sürede buraya getirebiliriz. Ekipteki mühendis arkadaşımız, işbirliği yaptığımız projelere teknik destek sunacak. Sertifikalı iskele uzmanlarımız/eğitmenlerimiz ise, ekipmanların doğru kurulum ve kullanımı konusunda müşterilerimize yardımcı olmaktadır. Felsefemiz; sadece çok kaliteli malzeme sunmak değil. Kaliteli malzemelerin yanısıra, kaliteli bir servis sunmak ve doğru kullanımı öğretmek de bizim başlıca prensibimiz.

sahip olup, uluslararası ve lokal ülke regülasyonlarına uygun sertifikalı üretim yapar. Layher’in üretim sertifikaları tüm dünyada geçerliliği onaylanmış akredite denetim kuruluşlarından alınmış sertifikalardır. Bir çok iskele üreticisinin sadece belirli parçalar için yurt içi ve yurt dışından almış oldukları test raporlarının üretim sertifikası olmadığını, üretim sertifikasının üretimin kalitesinin garantisinin teminatı olduğunu hatırlatmak isteriz. Layher tüm piyasaya sunduğu ürünlerle müşterilerine güvenliği, güvenilirliği, uzun ömürlülüğü ve pazarda en yüksek katma değerli ürünü kullanmayı garanti ediyor. Layher üretim kalitesinden ödün vermek adına uzak doğu ülkeleri yada farklı tesislerde asla üretim yapmaz. Kurulduğu 1945 yılından beri sadece Almanya’da ve sadece kendisine ait olan fabrikalarda ödünsüz kalite anlayışıyla üretim yapmaya devam etmektedir.

Ar-ge çalışmalarınız kapsamında, tasarım, fonksiyonellik ve inovasyon konularındaki çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? 600’den fazla patentli ürünümüz bulunmaktadır. Her geçen gün yeni patentli ürünler, ürün portföyümüze eklenmekte. Mevcut portföyümüzde de hali hazırda müşterimize her türlü çözümü sunabileceğimiz binlerce ürün ve yedek parça bulunmaktadır.

Bu günkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Layher, iskele sektöründe hep öncü olmuştur. Diğer firmalarda benzerlerini ondan esinlenerek üretim yapmışlardır. Zaten Almanya’da cephe iskelesinde %60-70 civarında pazar payına sahibiz. Ayrıca, sanayide kullanılan bu flanşlı iskelede de, pazar payımız %90’ın üzerindedir.

Marmara Bölge Müdürü Bülent Aldaş

Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlarınız ve ya projeleriniz neler olacak? Şu ana kadar bütün üretimin Almanya’da gerçekleştirildiğini, bunun sebebinin de yüksek standartlarda üretim yapabilmek için gereken makine yatırımı bedelinin çok yüksek olması, olduğunu bir çok yerde ifade ettim. 2015 yılı içinde İzmir Bölge Müdürlüğü bünyesinde İzmir depomuzu açarak lojistik ve hizmet alanımızı genişlettik . Öncelikli olarak Ankara ve sonrasında da tüm Türkiye genelinde olmak istiyoruz. Biz hem finansal, hem de yapısal olarak güçlü bir firmayız. Gücümüzü, pazara kaliteli ürünler sunarak edindik. Müşteri portföyümüzü de zamana yayarak oluşturduk. Hiçbir zaman aceleci davranmadık. Yere sağlam basmayı prensip edindik. Emin adımlarla önümüze koymuş olduğumuz hedeflere günden güne ilerliyoruz.

Kullandığınız ürün ve malzemelerdeki tercihlerinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Tabii ki öncelikle üretim kalitesi, kullanılan malzeme kalitesi ve 70 yıllık tecrübe. Layher tam 70 yıldır Almanya’daki fabrikasında sadece iskele üretimine odaklanmış, engin bir malzeme, üretim ve kalite tecrübesine sahip bir markadır. Tüm iskele parçaları Layher tarafından zekice dizayn edilmiş, detaylı üretim prosesleri ve kalite kontrollerinden geçirilmiştir. Layher, sadece iskele üretimine uygun optimal dayanımda özel alaşımlı hassas çelik malzemeler kullanır. Tüm malzemelerini 60-80µm kalınlıkta sıcak tip daldırma galvanizle kaplar ve belirtilen galvaniz kalınlığını tüm çelik üretim malzemelerinde garanti eder. Layher ISO 9001-2008 toplam kalite sertifikasına Yapı Malzeme Nisan 2016

47


Sektörel

KG Gazbeton Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sırrı Güvenç

Güvenç: “2016’da konuta yapılan yatırım artacak” Seçim sonrası duyurulan yeni uygulamalar sonucu 2016 yılında konuta olan talebin artacağına ve konutun önemli bir yatırım aracı olarak öne çıkacağına değinen AKG Gazbeton Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sırrı Güvenç “2016 yılında yapı malzemesi üreticilerine çok önemli görevler düşüyor” dedi. Hükümetin ilk kez konut sahibi olacaklara vereceği teşvikle birlikte, özellikle bankacılık sektöründe hareketlenmenin yaşanması bekleniyor. Gayrimenkul sektörü, inşaat sektörü ve yapı malzemesi

48

Yapı Malzeme Nisan 2016

üreticilerinin de bu hareketlenmeden yararlanacağını öngören Sırrı Güvenç; “2016 yılında inşaat sektöründe %3 büyüme bekleniyor ancak hükümetin yeni uygulamasıyla bu oranın daha da artacağını tahmin ediyoruz. Gazbeton üretiminde öncü ve sektöre yenilikler getiren bir firma olarak, inşaat sektörünü bekleyen bu gelişmeye hazırlık yapıyor, üretimimizden, pazar hakimiyetimize kadar tüm alanlarda yeni yapılanmalara gidiyoruz,” dedi. Ülke genelinde, seçim sonrasına hakim olan siyasi istikrarın ekonomiye olumlu yansımasını beklediklerini ifade eden Güvenç; “Konutlarda yangın güvenliğine önemli katkı sağlayan, temel ve betonarme maliyetlerinde maliyet avantajı getiren, her yıl 100 binden fazla konuta yapı malzemesi tedarik eden bir firmayız. Ülkemizin her bölgesinden henüz konut sahibi olamamış vatandaşların kira yükünden kurtularak konut sahibi olmasını ve bu konutlarda nitelikli yapı malzemeleri kullanılmasını önemsiyoruz. Özellikle projelerin hızla tamamlan-

masını sağlayacak, güvenilir ve nitelikli yapı malzemeleri ile vatandaşın konutuna bir an evvel kavuşmasını sağlamalıyız.” dedi. 2015 yılında 1,29 milyon adet olarak gerçekleşen konut satışlarının, 2016’da artarak devam edeceğini beklediklerini belirten Güvenç; “Konut her zaman en iyi yatırımdır ancak 2016’da çok daha iyi bir yatırım olacak. Sadece konut edindirme kredisi ile değil, 2016’ının ikinci yarısında düşmesi beklenen konut kredisi faiz oranları ve kentsel dönüşüm projelerinin de bunda etkisi olacak,” diye ekledi. AKG Gazbeton’un, sektöründeki lider üretici firma olmasıyla, 2016 yılında 125 binden fazla konuta malzeme tedarik etmesi hedefleniyor. Türkiye’de İzmir, Kırıkkale ve Çorlu İşletmeleriyle 1,5 milyon metreküpten fazla gazbeton tedariki sağlayan AKG Gazbeton ürünleri, konut projeleri dışında stadyum, spor kompleksi, okul, AVM, hastane, turizm tesisi, sosyal tesisler ve kamu binalarında da tercih ediliyor.



ÖZLER büyümeye devam ediyor! Kaliteli ürünü, uygun fiyata kusursuz bir hizmet ile zamanında almak istermisiniz?

İnşaat firmalarına çözüm ortağı olmak amacı ile 1996 yılında İstanbul’da ku-

50

Yapı Malzeme Nisan 2016

rulan ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri, projelendirme, tasarım, üretim, satış, kiralama, satış sonrası teknik destek, süpervizörlük ve proje müşavirliği hizmetleri sunmakta. Kalitenin yanısıra zamanında teslimat, hızlı geri dönüşler ile, müşteri güven ve memnuniyetini kısa sürede kazanan ÖZLER rakiplerine karşı ciddi bir fark oluşturmuş oldu. ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri Genel Müdürü Berkan Özelci ile sektöre ve ÖZLER’e dair konuştuk...

Berkan bey, kısaca bize firmanızdan bahseder misiniz? Firmamız 1996 yılında babamız Sn. Nuri ÖZELCİ tarafından kuruldu. Bu yıl 20’nci yılımızı kutluyoruz. 7.000 m² ‘si üretim, 10.000 m² ‘si stoklama alanı olmak üzere toplam 17.000 m² lik bir alanda ve

150 çalışanımız ile faaliyet gösteriyoruz. İnşaatın proje aşamasından, dış cephe uygulama aşamasına kadar hizmet veren bir mühendislik firmasıyız. Başlıca hizmetlerimiz; Kalıp ve iskele sistemi satışı ve kiralaması, Satış ve kira sonrası teknik destek, süpervizörlük, Kalıp müşavirliği, danışmanlık.

ÖZLER’de son dönemde neler yaşanıyor? Özellikle son 12 yılda ülkemizin yalnız inşaat sektöründe değil, her alanda gelişmesiyle birlikte ÖZLER ciddi oranda bir büyüme sağlamıştır. Her yıl artan bir ivme ile de büyümesini devam ettirmektedir. Ülke dinamiklerinden aldığımız güç ile yurt dışı projelerde de faaliyet gösteriyoruz. Pazarda bilinirliğimiz her yıl artmaya devam ediyor.


Dosya

ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri Genel Müdürü Berkan Özelci

Sektörde kullanılan ürünleriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Bizim tüm ürünlerimiz şantiyelerde hali hazırda kullanılan ve dünya standartlarına uygun ürünler. Ancak yeni tesisimiz ve yeni makine parkımız ile hemen hemen tüm ürünlerimizde inovasyon yapabildik. Ürün kalitemizi çok ciddi oranlarda artırdık. Bu çalışmalarımızın sonunda belirli ürünlerimize TSE belgesi aldık ve diğer ürünlerimiz için TSE çalışmalarımız devam etmektedir.

ÖZLER Kalıp ve İskele’yi farklı kılan başlıca sebepler nelerdir? Her şeyden önce aile firmasıyız. Aile olmamızın verdiği güveni müşterilerimize hissettirdiğimizi düşünüyorum. Tesislerimiz kendimize ait. Her bir birimimizin başında ailemizden bireyler var. Tam zamanlı olarak işimizin başındayız. Müşterilerimiz 7/24 bize ulaşabiliyorlar. Profesyönel kadromuz bana göre Türkiye nin en iyi proje tasarım ekibi. Satış temsilcilerimiz konularında uzman. Tüm profesyonellerimiz ÖZLER’i ailesi olarak

Yapı Malzeme Nisan 2016

51


görüyor. Biz sahada’da müşterilerimizle çok kuvvetli dostluklar kuruyoruz. Müşterilerimizle sürekli yakın temas halindeyiz. Bence her firmanın ayırıcı bir özelliği vardır ama ÖZLER bu saydığım özelliklerini çok başarılı bir şekilde uyguluyor.

Ürünlerinizi nasıl muhafaza ediyor ve kiralıyorsunuz? Bizim yaklaşık 400.000 m² SAFETYSCAFF Güvenlikli Dış Cephe İskelesi stoğumuz ve 100.000 m² alanı tek seferde kapatabilecek SLABFORM Kalıp Altı Ağır Yük İskele sistemi stoğumuz var. Sistemlerimizin kiralanmasından Kalıp ve İskele Grup müdürlerimiz sorumlu. Depomuzda yaklaşık 20 kişilik sevk-bakım

52

Yapı Malzeme Nisan 2016

ekibi hizmet veriyor. Tüm ürünler kiradan döndükten sonra bakımları yapılıp stoğa alınıyor. Şantiyelerimize kesinlikle hasarlı veya kusurlu ürün göndermiyoruz. Bu konuda çok hassasız.

mezun arkadaşlarımıza öncelik veriyoruz. Hem enerjilerinden istifade ediyoruz hem de ülkemize çalışan genç nüfus olarak katkı sağlamaya çalışıyoruz.

Personel ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?

Genel sektör içerisinde, İskele Kalıp Sistemlerini nerede görüyorsunuz?

Bizim işimiz merak işi, çok araştırma yapmak gerekiyor. Yeni çıkan yönetmeliklerden ve standartlardan sürekli haberdar olmak gerekiyor. Yani şu açıdan bakarsak yetişmiş hazır durumda firma bünyemize dahil edebileceğimiz bir personel bulmakta zorlanıyoruz. Son 1 yıldır özellikle kendi bünyemizde yetiştirme yolunu deniyoruz. Sektöre meraklı yeni

Bir elmanın iki yarısı diyebiliriz. Şantiyeci gözüyle bakarsak bizim sistemlerimiz olmadan bir inşaatın hedeflenen zaman ve kalitede bitmesi mümkün değil. Kalıp ve İskele üreticisi gözüyle bakarsak şantiyelerden gelen feedback’ler olmasa bizler ürünlerimizi geliştiremeyiz. Şantiyelerin talepleri olmasa yeni ürün Ar-gE yapamayız. Sonuç itibari ÖZLER olarak biz inşaat


Dosya

nun bir ekstra maliyet olmadığını, hayat kurtaran bir zorunluluk olduğunun farkına varıyor. Bunda şantiye yöneticilerinin iş kazalarında sorumlu tutulmasının da büyük rolü var. Kim şantiyesinde ölümcül bir kaza olsun ister ki! Yaptığınız proje sonuç itibari ile ne kadar başarılı olursa olsun, bir kaza tüm güzellikleri gölgeleyebiliyor. Bu ve benzeri üzücü olayların yaşanmaması için sadece SAFETYSCAFF ile değil üretmiş olduğumuz diğer güvenlik ürünleri SAFETYNET Güvenlik Ağı Konsolu, FORMDECK Malzeme Çıkartma Platformu, WINDBOARD Rüzgar Paneli, SAFETYBOARD Cephe Koruma Bariyeri gibi ürünlerimiz sayesinde şantiyelerimiz daha güvenli çalışabiliyor.

Sektöre ve okurlarımıza son olarak iletmek istediğiniz mesajınız nelerdir? 2016 ‘nın tüm sektörümüz için başarılarla dolu geçmesini diliyorum. ÖZLER olarak daha çok firmaya hizmet vermeyi ve yurt dışı açılımımızı geliştirmek istiyoruz. Bunu başarabilecek enerjimiz, tecrübemiz ve inancımız sonsuz. Son olarak bu sene birlikte çalışmaya başladığımız YAPI MALZEME dergisine ve özellikle bizimle çalışmak konusunda gösterdiği samimiyetten ötürü reklam müdürünüz Sn. Hakan GİRGİN bey’e çok teşekkür ederim.

sektöründeki kalıp ve iskele sistemlerinin önemini biliyoruz ve hep daha iyi hizmet için çalışıyoruz.

‘İskele ve Kalıp’ın sizce en yalın anlatımı nasıl olmalı? Bu işleri hiç bilmeyen biri bana gelip kalıp nedir diye sorduğunda şu cevabı veriyorum; “Oturduğumuz evlerde, avm, otel, stadyum ve otoyol projeleri gibi tüm yapılarda kolon, perde ve döşeme betonlarının dökülebilmesi için taşıyıcı tüm formlara kalıp denir” diyorum.

İş Güvenliği hakkında sizden birkaç cümle rica etsek? ISG eğitimi ve denetimi sayesinde sektör her geçen gün daha da bilinçleniyor. BuYapı Malzeme Nisan 2016

53


Proje

Cannes’de ‘Büyükyalı İstanbul’ heyecanı yaşandı Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen, dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM’de ziyaretçilere sunulan Büyükyalı İstanbul projesi, ‘yeni şehircilik’ ve

Özak GYO, Ziylan Gayrimenkul ve Yenigün İnşaat, İstanbul Kazlıçeşme sahil yolunda, dünya standartlarında bir “yeni şehircilik’ projesini, Büyükyalı İstanbul adıyla hayata geçiriyor.

‘iyi yaşam’ konseptiyle dikkatleri üzerine çekiyor.

MIPIM’de Büyükyalı projesiyle ilgili bilgi veren Büyükyalı Yönetim Kurulu

54

Yapı Malzeme Nisan 2016

Başkanı Ahmet Akbalık; “Projenin konseptini zamansız bir mimari anlayışla, yüksek kalite standartları doğrultusunda tasarladık. Böylece nesilden nesile eşsiz bir miras bırakma imkanı sunuyoruz. Zaman, insanın en değerli varlığı. Büyükyalı’nın vaat ettiği en önemli avantajlardan biri de, eşsiz ulaşım olanaklarıyla trafikte harcanan zamanı geri kazandırmak.” dedi. İstanbul’da bugüne kadar verimli bir şekilde kullanılamayan deniz ulaşımının, Büyükyalı’daki deniz shuttle’larıyla aktif olarak kullanılabileceğini dile getiren Akbalık, “Kazlıçeşme sahil şeridi, mevcut ulaşım altyapısı ve yeni eklenecek ulaşım projeleriyle İstanbul’un cazibe merkezine dönüşecek. Bütün ulaşım aksının kesiştiği bölge, kentin yeni ve en büyük ulaşım lokasyonu olma özelliğine sahip. Tüm büyük metropollerde olduğu gibi yaşam, ulaşım yollarının kesiştiği noktalarda gelişir. Büyükyalı, Marmaray ve Avrasya Tüneli bağlantıları, 8 şeritli yeni sahil yolu, Atatürk Havalimanı’na yakınlığı, deniz, kara ve raylı sistemi bir arada sunmasıyla farklılaşarak bu dinamiği yakalıyor.” dedi.

Büyükyalı, İstanbul’da en cazip proje olacak

 Projeyle ilgili bilgi veren Chapman Taylor Ülke Direktörü Chris Lanksbury ise “Büyükyalı’yı, dünyanın en heyecan verici şehrinde, Marmara Denizi’nin kıyısında, farklı yaşam biçimlerinden ilham alarak tasarladık. ‘Yeni şehircilik’ yaklaşımında olduğu gibi Büyükyalı’nın temelinde de, ortak kullanım alanlarının yer aldığı, özel yaşam alanlarının güvenli bir şekilde ayrıştırıldığı, sokak, meydan, park, bahçe ve avluların bulunduğu, geleneksel ve çağdaş mimarinin buluştuğu bir mekânsal tasarım var. Master planı oluştururken amacımız, İstanbul’un zengin dokusunu ve arazinin karakterini vurgulamak ve güçlü, zamansız bir mekan yaratmak oldu. Alandaki tarihi binalar bu nedenle muhafaza edildi, toplumsal alanlara dönüştürülmesi planlandı. Böylece tarihi ve kültürel değerlere sahip eşsiz enerjide bir imar planı ortaya çıktı. Büyükyalı’nın, farklı ve özgün bir proje olarak, İstanbul’daki oturum ve yatırım amaçlı en cazip proje olacağına inanıyoruz.” dedi.



Üstün Performans. Üstün Dayanıklılık.

Hilti! “Hedefimiz, inşaat el aletleri sektörü içinde farklılaşma yoluyla, inovatif ürünlerimiz ve çözüm odaklı yaklaşımımızla öne çıkmaya devam etmek. Her yıl ortalama yüzde 20 büyüme ile inşaat sektörünün üzerinde sürdürülebilir bir büyüme hızına sahip olmak...”

Türkiye pazarına ilk defa 1982 yılında giren Hilti, 2011 yılından bu yana ‘Hilti Türkiye’ olarak 10 ülkenin bağlı olduğu

56

Yapı Malzeme Nisan 2016

bölgesel bir üs konumunda ülkemizde faaliyet göstermekte. Performans ve dayanıklılığı ilke edinmiş olan Hilti yaklaşık 10 bin ürün gamı ile inşaat sektörünün tüm talep ve ihtiyaçlarına cevap vermekte. Firmayı daha yakından tanımak ve tanıtmak için Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol ile bir röportaj çalışması gerçekleştirdik. Faydalı ve bilgilendirici olacağını düşündüğümüz bu söyleşiyi siz değerleri okurlarımız ile de paylaşmak istedik... Keyifli okumalar..

Şirketinizin kurumsal yapısı ve Türkiye’deki faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Bir dünya şirketi olan Hilti Grup, 1941 yılında Martin Hilti tarafından Lihtenştayn Prensliği’nde küçük bir aile şirketi olarak kuruldu. 160 kilometrekarelik yüzölçümü ile dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan ve İsviçre ile Avusturya arasında yer

alan yaklaşık 35 bin nüfuslu bir prenslikten doğan Hilti Grup, bugün global inşaat endüstrisine ileri teknoloji ürünlerle çözümler sunuyor. Dünya genelinde yaklaşık 23 bin çalışanıyla 120’den fazla ülkede faaliyet gösteren Hilti‘nin Avrupa, Güney Amerika ve Uzak Asya’da üretim tesisi bulunuyor. Hilti, Türkiye pazarına ise ilk kez 1982 yılında girerek Türkiye’de 1997 yılına kadar distribütörlük olarak temsil edildi. 1997’den beri yüzde 100 yabancı sermayeli bir firma olarak faaliyet gösteriyor. 2011 yılından bu yana ise Hilti Türkiye; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Moğolistan, Kırgızistan, Ermenistan, Gürcistan, Tacikistan, Moldova ve Kuzey Irak olmak üzere 10 ülkenin bağlı olduğu bölgesel bir üs konumunda. Merkez ofisi İstanbul Ataşehir’de bulunan firmamız; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve Adana Bölge Müdür-


Dosya lükleri’nde görev yapan 200’ün üzerinde çalışanı ile faaliyetlerini sürdürüyor.

Elektrikli el aletleri konusunda sektöre ne gibi ürünler sunuyorsunuz? Marka taahhüdü “Hilti. Üstün Performans. Üstün Dayanıklılık.” olan firmamızın genel olarak kaba inşaat, ince işler, mekanik, elektrik, mühendislik yapıları, enerji ve endüstri, çelik ve metal işkolları için ürünleri bulunuyor. Ağırlıklı olarak inşaat sektörüne hizmet veren Hilti’nin ürün gamı içinde yaklaşık 10 bin ürün yer alıyor. Ürünlerimizi; akülü sistemler, direkt tespit sistemleri, delici-kırıcılar, dübel sistemleri, elmaslı delme-kesme sistemleri, barutlu ve gazlı çivi çakma sistemleri, kesme ve taşlama sistemleri ve lazerli ölçme sistemleri ile yapılarda yangın güvenliği amacıyla kullanılan pasif yangın durdurucu ürünler olarak sıralayabiliriz.

Yakın zamanda piyasaya sunacağınız yeni bir ürün bulunuyor mu? Türkiye’de 2016 yılında 30 yeni ürünün lansmanını yapmayı hedefliyoruz. Nisan ayı itibariyle piyasaya sunduğumuz Hilti TE 3 isimli yeni bir delici kırıcı ürünümüz var. İnşaat profesyonellerinden tesisatçılara, mobilya ustalarından son

Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol

kullanıcılara kadar delim ve kırım yapması gereken herkesin rahatlıkla kullanabileceği yeni Hilti TE 3 Delici Kırıcı ürünümüz, hem darbeli ve darbesiz delim hem de kırım yapabiliyor. Hilti TE 3, kendi sınıfındaki ürünlerden yaklaşık yüzde 20 daha hızlı performans ve daha uzun süre dayanıklılık göstermesiyle de farkını ortaya koyuyor. Ayrıca 2016 yılı başında iki yeni direkt tespit ürünümüz olan X-BT-MF Kompozit Saplama ve X-BT-ER Elektrik Bağlantı Elemanı ürünlerimizi de piyasayla buluşturduk. X-BT-MF Kompozit Saplama ürünümüz ile kablo merdivenlerinin kanallar veya bastırmalı uzatma kılavuz klipsleri yardımıyla tespiti uygulamasına imkan tanırken, X-BT-ER Elektrik Bağlantı Elemanı ürünümüzle de makine topraklama, boru flanşının topraklanması ve koruyucu topraklama uygulamalarını bir arada sunuyoruz. İnşaat ve el aletleri sektörüne sunduğu ürünlerle çalışmayı daha kolay ve güvenli hale getirmeyi hedefleyen Hilti olarak, Tavan Askı Sistemleri ürün gamına da yeni bir ürün ekledik. Tavana baş üstü sabitlemeleri yapmak için X-PT 2 Uzatma Aparatı’nı piyasaya sunduk ve bu yeni ürünümüzle merdiven veya iskeleye gerek kalmadan zeminde rahat, pratik ve güvenli bir çalışma vadediyoruz. Hilti olarak, yangına “dur” diyen teknolojilerimizle de farklılaşıyoruz. Yine bu yıl iki yeni yangın durdurucu aktörü tüketiYapı Malzeme Nisan 2016

57


Yaşam Boyu Öğrenme alanında Özel Ödül’e layık görüldük. Hedefimiz inşaat el aletleri sektörü içinde farklılaşma yoluyla, inovatif ürünlerimiz ve çözüm odaklı yaklaşımımızla öne çıkmaya devam ederek her yıl ortalama yüzde 20 büyüme ile inşaat sektörünün üzerinde sürdürülebilir büyümek… 2016 yılında da yüzde 25 büyüme hedefimizle yolumuza devam ediyoruz.

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor?

cilerle buluşturduk. Yeni CFS-D 1” Yangın Durdurucu Kablo Macunu ürünümüz ile tekli ve çoklu kablo geçişlerinde hızlı, basit ve güçlü bir kullanım vadediyoruz. Yeni CFS-CC Yangın Durdurucu Kablo Kelepçesi ürünümüzle de maksimum 100 milimetre çapındaki deliklere uygun hızlı ve kullanımı kolay bir yangın çözümü sunuyoruz.

Ar-Ge çalışmalarınıza ne ölçüde bir kaynak ayırıyorsunuz? Hilti’nin Lihtenştayn’da bulunan merkezinde Ar-ge departmanımız yer alıyor. Hilti, 2014 yılında Ar-ge çalışmaları için 222 milyon CHF’lik (yaklaşık 570 milyon TL) yatırım gerçekleştirdi ve bu yatırımı her yıl ortalama yüzde 5 oranında artırıyor. Her sene ortalama 30 ürün lansmanı yapan Hilti, satışlarının yaklaşık yüzde 30’unu yeni ürünlerinden sağlıyor. Hilti’nin bugünlere gelmesinde, Ar-Ge’ye ve inovasyona verdiği önemin çok büyük bir yeri var. Bundan tam 75 sene önce, küçük bir torna tezgahında çivi çakma sistemleri imalatı ile faaliyetlerine baş-

58

Yapı Malzeme Nisan 2016

layan Hilti, günümüzde ürün gamındaki yaklaşık 10 bin ürünü ile inşaat endüstrisine ileri teknoloji inovatif çözümler sunan global bir jenerik marka konumunda.

2015 yılınızı kısaca değerlendirerek, 2016 hedef ve beklentilerinizi paylaşır mısınız? Hilti Türkiye için 2015 yılı oldukça verimli geçti. Türkiye pazarına 24 yeni ürün sunduk. Yüzde 31 büyüme gerçekleştirdik. Hilti Türkiye olarak 2015’te bir ilki gerçekleştirerek kendi fuarımızı düzenledik. Hilti Fuarı’nda yeni ürünlerimizin yanı sıra mevcut ürünlerimizi uygulamalı olarak sergilerken ‘Daha Hesaplısı Yok! Gelin Anlatalım’ sloganını kullandık. Hilti müşterilerinin büyük ilgi gösterdiği fuarda, sektörümüzde Hilti ile hesaplı alışverişin formülünü anlattık. 2015’te bizi çok mutlu eden bir başka gelişme daha yaşadık. Great Place to Work Enstitüsü tarafından açıklanan Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2015 listesinde 50-500 arasında çalışanı bulunan şirketler kategorisinde 3. olduk. Ayrıca

Hilti olarak pazarda farklılaştığımız noktalardan biri de satış modelimiz. Bayiler aracılığı ile değil direkt olarak kendi çalışanlarımızla satış yapıyoruz. Bu strateji başarımızı çok büyük ölçüde artırıyor. Çalışanlarımız müşteriler ile bizzat ilgileniyor. Dünyadaki Hilti çalışanlarının üçte ikisi, satış organizasyonlarında ve mühendislik alanlarında doğrudan müşteri için çalışıyor. Hilti geliştirdiği teknoloji ve ürünlerdeki başarısını, dünya çapında her gün gerçekleştirdiği yaklaşık 200 bin müşteri ziyaretine borçlu. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler onların ihtiyaçlarına göre yeni teknolojiler geliştirmemizi de sağlıyor. Biz bu hizmete Türkiye’de 2006 yılında başladık. İlk etapta müşteriler böyle bir hizmetin olduğuna inanamıyordu. Zaman içerisinde müşteri sayısının artması ile birlikte hizmet kalitemiz de büyüdü. Hilti için satış sonrası hizmet de çok önemli. Eşsiz bir servis hizmeti sağlıyoruz. Servis hizmetini de tek elden yürütüyoruz. Makinelerimizde “2 yıla kadar masraf yok“ uygulamamız bulunuyor. Satın alındıktan sonraki 2 yıl içerisinde makine bir sorun çıkarırsa, bakım veya değişim hizmetlerini ücretsiz olarak biz karşılıyoruz.

Kalitesiz Çin ürünleri, ucuz olmaları sebebiyle her geçen gün sektörde yaygınlaşıyor. Bu sizde bir tedirginlik oluşturuyor mu? Bundan birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’de bizim sektörümüzde haksız rekabetin çok yoğun olduğunu, markasız ve ucuz ürünlerin rağbet gördüğünü söyleyebiliriz. Ancak artık bu durum değişiyor. Çünkü Türkiye’de inşaat sektöründe yukarı doğru giden bir trend var. Hem Türkiye’de hem de Orta Asya’da kalkınma modeli inşaat sektörü üzerine kurulmuş durumda. Bu durum bizim için heyecan verici. Ayrıca Türkiye’deki büyük inşaat firmaları Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Moğolistan ve Kuzey Irak gibi ülkelerde önemli projelerde görev alıyorlar. Yıllarca Rusya’da, Libya’da veya Türkiye’de geliştirdikleri bilgi birikimini ve rekabetçiliği orada da gösteriyorlar. Bunun için de hepsi hem kaliteli ve konforlu yapılar hem de güvenli yaşam alanları


Dosya inşa etmeyi amaçlıyorlar. Bu da kalite standartlarını yükseltiyor, çünkü bu firmalar Hilti gibi sürekli katma değer yaratan, patentli ürünler sunan markaları tercih ediyorlar. Gelecek dönemde Ar-ge’ye yatırım yapan inovatif, kaliteli ve güvenli markaların daha da hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz.

Firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hilti Türkiye olarak pazarın lider firmalarından biriyiz. Kalite, güvenlik, inovasyon ve müşterilerimizin çözüm ortağı olmak stratejimizin temelini oluşturuyor. Hilti’yi tüm bu yönleri ile ürün, hizmet, insan kaynakları gibi her alanda farklılaşan bir marka olarak konumlandırıyoruz. Hilti’nin her şeyden önce bir marka sözü bulunuyor. “Hilti. Üstün Performans. Üstün Dayanıklılık.” marka sözümüzün tüm ürünlerimize yansımasını da görüyoruz. “Üstün Performans” ile el aletleri, delici ve kırıcılar, çivi çakma sistemleri ve diğer bütün sınıflarda en yakın rakibimizden daha performanslı olduğumuzun garantisini veriyoruz. Örneğin, eğer delim yapıyorsak daha hızlı deliyoruz, kırım yapıyorsak daha çabuk kırıyoruz. “Üstün Dayanıklılık” sözümüzde de en yakın rakibimizin ürünlerinden en az yüzde 50 daha uzun ömürlü olduğumuzu vurguluyoruz. Mesela, rakip ürünün ömrü 3 sene ise Hilti ürünlerinde bu süre en az 4 buçuk senedir. Bu iki taahhüdümüzde de oldukça iddialıyız.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Hilti Türkiye olarak sürdürülebilir, kaliteli bina üretimine katkı sağlamak için yenilenen mevzuat ve yönetmeliklerle ilgili olarak üniversite ve devlet kurumları ile çalışmalar yapıyoruz. Deprem ve kentsel dönüşüm konusunda da üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmalara imza atıyoruz. Bu doğrultuda, İstanbul’daki mevcut yapıların olası bir depremde gösterecekleri performansı analiz etmek için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından gerçekleştirilen ve İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen Mevcut Yapılarda Deprem Performansının Saptanması Projesi’nin de çözüm ortakları arasında yer aldık. “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” için ilgili kurumlar ile çalışmalar gerçekleştirerek Türkiye’de yangın

bilincinin oluşmasına ve risklerin azaltılmasına da destek oluyoruz. Yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin yapı güvenliği konusunda ne kadar belirleyici olduğunu anlatmak amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Çünkü deprem ülkesi Türkiye’de C2 deprem performans sınıfında dübel kullanımının yasal zorunluluk olması gerekiyor. Hilti olarak ilk C2 belgeli bazı dübellerin üretimini de gerçekleştiren, bu sistemin öncü firmalarından biriyiz. Bugüne kadar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) koordinasyonu ile yürütülen yeni deprem yönetmeliği çalışmasında kendi alanımız ile ilgili katkıları sağladık. Bundan sonra da hem üniversiteler hem de İnşaat Teknik Değerlendirme ve Bilimsel Araştırma Kurumu’nun (İTBAK) bu alanda yapacağı çalışmalarda yer alarak elimizden gelen desteğin en iyisini vermeyi sürdüreceğiz.

Yapı Malzeme Nisan 2016

59


Sektörel

Sinpaş Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Sefa Çelik

Artan konut talebi Suudi Arabistan’ı harekete geçirdi Suudi Arabistan İmar Bakanı Majed bin Abdullah Al-Huqail, geçtiğimiz hafta Riyad’da Türk inşaat firmaları ile bir araya geldi. Türk firmaları ile görüşmelerindeki

Sinpaş Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Sefa Çelik, Suudi Arabistan İmar Bakanlığı’nın daveti üzerine Suudi konut piyasasıyla ilgili bilgi almak ve istişare etmek üzere İmar Bakanı Majed bin Abdullah Al-Huqail ile Riyad’da bir araya geldi.

amacın yurtdışı firmalarıyla Suudi firmalar arasında rekabet oluşturmak olduğunu ifade eden Bakan Al-Huqail, “Rekabet olursa daha kısa sürede ve daha iyi fi-

60

Yapı Malzeme Nisan 2016

yatla konut piyasaya çıkacak. Rekabetin etkisi piyasada çok büyük olacaktır, hem daha iyi fiyatla hem de daha kaliteli konut piyasaya çıkacak. Bu konuda bazı Türk firmaların tecrübesine güveniyoruz” diye konuştu. Suudi Bakan, artan konut talebini karşılamak amacıyla önümüzdeki beş yıl içerisinde 1 milyon 500 bin konutu piyasa sürmeyi hedeflediklerini, bu hedef gereği de yıllık 300 bin konutun özellikle nüfusun %50’sine yakın kısmının yaşadığı Riyad, Cidde, Mekke, Medine ve Dammam şehirlerinde arz edilmesini planladıklarını söyledi. Suudi Bakan, “Özellikle son 10 yılda Türkiye ile Suudi Arabistan ticaret hacmi 5 kat büyüyerek 8 milyar dolara yükseldi. Birlikte geliştirilecek yeni gayrimenkul projeleriyle de bu rakamların daha büyümesini istiyoruz” dedi. Türk inşaat firmalarıyla işbirliği yapabilme konusunda temennilerini dile getiren Suudi Bakan, 42 yıllık tecrübesiyle Türkiye’nin en köklü inşaat ve gayrimenkul kuruluşlarından Sinpaş Yapı’nın Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Sefa Çelik ile de özel bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Al-Huqail, Kral Selman Ben Abdülaziz, Prens Muhammed bin Nayif ve Prens Muhammed bin Selman, inşaat sektörünü destele-

mek amacıyla gayrimenkul geliştirme konusunda tecrübesi olan firmalarla çalışmak istiyorlar. Bu nedenle gayrimenkul konusunda kendini ispatlayan Türkiye’nin en tecrübeli şirketlerinden Sinpaş’la görüşlerimizi paylaştık. Hedefimiz daha iyi fiyata daha kaliteli ve tüm kesimlere hitap eden konutları piyasaya sunmak” diye konuştu. Sinpaş Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Sefa Çelik ise yaptığı açıklamada Suudi Bakan’dan aldıkları davet konusunda mutlu olduklarını söylerken, “Suudi Bakan ile tecrübelerimizi paylaşmak için buradayız. Suudi Arabistan’ın konut talebini karşılamak konusunda tüm desteği göstermeye hazırız. Umuyorum ki ileride çok güzel işbirliklerine imza atacağız” dedi. Suudi Arabistan, 2014 sonu itibariyle 752 milyar dolar gayri safi milli hasılası ile Türkiye’nin ardından dünyanın en büyük 19. ekonomisi durumunda yer alıyor. Ayrıca, inşaat sektörünün toplam ekonominin içerisindeki payı %5,4 ile 42 milyar dolara ulaşmış durumda. Suudi Arabistan konut piyasasıyla ilgili bağımsız araştırma şirketlerinin analizine göre, ülke genelinde 2020 yılına kadar 149 bin konut inşa planlamasına karşılık, 200 binden fazla konut ihtiyacı olduğu öngörülüyor.



Uzmanlık alanı: Üstün performans ve dayanıklılık lerine ergonomik ve performansı yüksek ürünler sunmak olduğunu belirtiyor...

“Hedefimiz sektörün önde gelen markaları arasında yer almak. Müşterilerimize sahada rahat kullanacakları ergonomik ve performansı yüksek ürünler sunmak.”

Gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için sosyal ve çevresel sorumluluklarını hiçbir zaman göz ardı etmediklerini ifade eden VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok ile şirket politikaları ve sektörün geleceğine dair konuştuk... Sürdürülebilir kalkınmanın daha yaşanılabilir bir dünya için önşart olduğunu söyleyen Özaltınok, hedeflerinin müşteri-

62

Yapı Malzeme Nisan 2016

Türkiye’de profesyonel el aletleri pazarına girmeye nasıl karar verdiniz? VİKO, Panasonic ile 2013 yılı sonlarında stratejik ortaklık sürecine girmişti ve 2014 yılının Mart ayında Panasonic’in bünyesine katıldı. Bu süreçten sonra pazar beklentileri ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda Panasonic ürünleri arasında Türkiye’ye getirilmesi en uygun ürünlerden birinin profesyonel el aletleri olduğunu gördük. Panasonic, 1900’lü yılların başında VİKO gibi elektrik tesisat malzemeleriyle üretime başlamış bir firma. Nitekim şu anda elektrik anahtar priz pazarında dünya ikincisi. El aletlerini tercih etmemizin nedeni, sektörümüze yakın olması ve müşteri grubumuzun da bu ürünü kullanabilecek olmasıydı. El aletleri sektörüne 1979 yılında giren Panasonic, bu alanda yaklaşık 36 yıllık bir deneyime sahip. El aletleri sektöründe kablosuz ve akülü

ürünleri üretiyor. Marka, edindiği farklı tecrübeleri bu ürünlere yansıtmış. Örneğin telefon ya da tıraş makinesi gibi farklı ürünlerde edindiği teknoloji deneyimi, el aletleri ürünlerine de yansıttığını görebiliyorsunuz. Panasonic pil üretiminde de dünyanın önde gelen markalarından biri. Bu alanlardaki tecrübesini birleştirdiğinizde profesyonel, kullanımı ergonomik ve performansı yüksek olan Panasonic Profesyonel El Aletleri ortaya çıkıyor. Tüketicilerin kablosuz ürünleri tercih etmesinin nedeni, performansın yüksek olması. Profesyonel el aletleri pil yapısı nikel kadmiyumdan lityum iyona geçerek son halini bulmuştur. Teknolojinin gelişmesiyle lityum iyon bataryalara geçildi. Panasonic, diğer alanlardaki inovasyonu, el aletlerine de yansıtarak bugünkü Panasonic Profesyonel El Aletleri’ni oluşturmuş bulunuyor. Pazardaki ürünler, akülü ve kablolu olmak üzere ikiye ayrılıyor. Biz akülü ve kablosuz ürünleri pazara sunuyoruz. Kullanıcı tercihlerine bakıldığında akülü el aletlerine olan ilginin arttığı gözlemleniyor. Pazarda akülü ürün oranı yüz-


Dosya de 30’un üzerinde... Bu oran her geçen gün artıyor. Çünkü kablosuz ürünlerin performansı kablolu ürünleri yakalamış durumda. Pil gücünün ve ömrünün artmasıyla dayanıklı ve performansı yüksek ürünler ortaya çıktı. Ayrıca performansın artmasıyla da özellikle de elektriğe ulaşılamayan yerlerde kablosuz ürünler daha fazla tercih edilmeye başlandı.

Panasonic El Aletleri’nin ürün yelpazesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Panasonic, akülü el aletlerinde geniş bir ürün gamına sahip. Vidalama, matkap vidalama, somun sıkma, kırıcı, delici ve testere gibi farklı ürünler var. Bu ürünlerin hepsini VİKO satış kanalı üzerinden Türkiye pazarına sunuyoruz. Ürünlerimizin en önemli özelliklerinden biri, ihtiyaca göre batarya alternatiflerinin değişebiliyor olması. 1,5 amperden 4,2 amper saate kadar değişen farklı kapasitelerde bataryalarımız var. Motor güç değerlerimiz de genel olarak ürün gamımıza baktığımızda 3,6 volttan 28,8 volta kadar değişebiliyor. Bu sayede biz farklı kullanıcı ihtiyaçlarına yanıt vermiş oluyoruz. Mesela mobilya ustasının ihtiyaç duyduğu ürünle, duvarda delme işi yapacak olan ustanın ihtiyaç duyduğu ürün aynı değil. Bu iki farklı işlemde uygulanacak ürünün performansında farklılık var.

wBiz de müşteri ihtiyaçlarına doğru cevap verebilmek için ürün yelpazesini geniş tutuyoruz. Kablosuz el aletlerinde, ağırlıklı olarak matkap vidalama ürünleri tercih ediliyor. Bu çözümler bizde zaten bulunuyor. Mevcut ürün gamımızla elektrik, inşaat ve mobilya gibi farklı sektörlere çözümler sunuyoruz.

Ürün kalitesinin dışında hizmette yarattığınız farklılıklar da bulunuyor mu? Panasonic Profesyonel El Aletleri, pazara performansı ve kanıtlanmış batarya yapısıyla üstün özelliklere sahip ürünler sunuyor. El aletlerinin, tozlu ya da nemli ortamlarda çalışması gerekebiliyor. Bu ortamda çalışabilecek dayanıklı ürünlere sahibiz. Ürünün kalitesi kadar servis hizmeti de önemli. Bu hizmeti sağlayabilmek adına Türkiye’de, 21 noktada servis noktası oluşturduk. Hedefimiz, müşteri beklentisi doğrultusunda bu sayıyı artırmak. İşinde uzman olan servisleri seçerek anlaşmalar gerçekleştirdik. Ayrıca garanti süresi iki yıl olan ürünlerimizin, bu süresini bir yıl daha uzatabiliyoruz. Müşterilerimiz, web sitemize girerek satın aldıkları ürünün garanti süresini bir yıl daha uzatabiliyor. Bu yıl 13’ten fazla ilde, ürünlerimizi tanıttığımız ve kullanıcılara tecrübe ettirdiğimiz farklı seminerler düzenledik. Bu seminerlere 2 binden fazla

VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok

kişi katıldı. Önümüzdeki yıl bu seminerlere devam edeceğiz. Çünkü kullanıcılara kablosuz el aletlerinin önemini anlatmak ve Panasonic ürünlerini kullanıcılarla tanıştırmak bizim için önemli. Panasonic El Aletleri’ni deneyen kullanıcılar, üründeki farkı anladıklarına ve markamızı kullanmaya karar verdiklerine yönelik düşüncelerini bizimle paylaşıyor.

Yapı Malzeme Nisan 2016

63


Dosya

Elektrikli el aletlerinde son trendler nelerdir? Belirttiğim gibi günümüzde kullanıcıların tercihi daha çok kablosuz akülü ürünlere kaydı. Bunun nedeni elektriğin her yerde bulunmaması ve akülü ürünlerin kullanımda daha özgürlük ve esneklik sağlaması. Ayrıca müşterilerin el aletlerinden beklediği performans, pilin dayanıklılığı ve ömrü gibi birtakım özellikler var. Panasonic Profesyonel El Aletleri’nin bu beklentileri karşıladığını görmekteyiz. Özellikle de uzun çalışma süresi, üstün performans ya da ürünün dayanıklılığı, müşterilerimiz tarafından geri verilen bildirimlerde belirtilen konular. Panasonic, özellikle pil konusunda kendini sürekli geliştiriyor. Pilin teknolojisi ve özelliği kablosuz ürünlerde çok önemli. Çünkü pilin ömrü ve performansı ne kadar iyi ise sahada o kadar iyi sonuç alıyorsunuz. Bu yüzden ürünlerimizi, test ederek geliştirmeye devam ediyoruz. El aletlerinin ergonomisi sahada çok önemli. Çünkü ürünü, saatlerce elinizde taşımanız ve kullanmanız gerekiyor. Örneğin çalışma süresini ve verimliliği artırmak için ürünün el yapısına uygun olması ve elin çalışma esnasında kavrama yerlerine teması oldukça önemli. Panasonic Profesyonel El Aletleri ürünlerinin T şeklinde bir tasarımı var. Bu dizayn ilk defa Panasonic tarafından Japonya’da geliştirildi. Bu

64

Yapı Malzeme Nisan 2016

tasarım nedeniyle ürünün ağırlık merkezi uygun bir noktaya geliyor. Böylelikle kullanıcı, ürünü kullanırken çok fazla ağırlık hissetmiyor. Ayrıca ürünlerimiz suya ve toza karşı oldukça dayanıklı. Su ve toza karşı üstün dayanıklılığın yanında ürünün sahip olduğu sensörler sayesinde ürün çalışma esnasında da kendini koruma altında tutar. Örneğin lityum iyon pillerin hiçbir zaman tamamen boşalmaması gerek. Pil tamamen boşaldığında ürünün ömrüne zarar veriyor. Bunu engellemek için ürünün içinde sensör bulunmaktadır. Batarya belirlenen minimum seviyeye geldiğinde, batarya ile ürün ilişkisi kesiliyor. Böylelikle pilin ömrünün uzamasına katkı sağlanıyor. Öte yandan çok aşırı kullanıldığında pil zaman zaman ısınabilir. Bu ısı, ürüne zarar verebiliyor. Bir diğer özellik ise pilde yer alan sensörün, aşırı ısınma durumunda pilin çalışmasını durdurarak ürünün zarar görmesini engellemesi. Dolayısıyla Panasonic, bu tip teknolojilerle ürünlerin daha uzun ömürlü olmasını sağlıyor. Kullanım alanına göre, her ürünün farklı teknik özelliği bulunuyor.

Ürünlerinizde inovasyona nasıl karar veriyorsunuz? Yalnızca Türkiye’de değil dünya inşaat sektöründe birtakım değişimler yaşanıyor. Panasonic bu tür değişiklikleri izle-

yerek, yeni bir ürünün pazara sunulması gerektiğini ya da üründe yapılması gereken bir yenilik olup olmadığını araştırıyor. Bu araştırmaya göre de yenilikler geliştiriyor. Değişen standartlar ya da gelişen malzemeler doğrultusunda da gerektiği zamanda yeni ürünleri pazara sunuyoruz.

Profesyonel el aletleri pazarında önümüzdeki dönem için hedefleriniz nelerdir? VİKO by Panasonic olarak hedefimiz, uzun vadede profesyonel kullanıcılara Panasonic Profesyonel El Aletleri ile sahada bekledikleri üstün performansı sunabilmek. Performansın sürekliliği önemli… Biz, ürünlerimizin hem çalışma süresini artırarak hem de pildeki kalitemizi sürdürerek bunu sağlamaya devam edeceğiz. VİKO by Panasonic’in Türkiye’deki satış kanalı oldukça iyi. El aletlerimizi tüketiciye ulaştırmak için aynı kanalı kullanıyoruz. Bu ürünleri geçen yıl pazara sunduk. Hedefimiz sektörün önde gelen markaları arasında yer almak. Kullanıcılara sahada rahat kullanacakları ergonomik ve performansı yüksek ürünler sunmak. VİKO by Panasonic, Panasonic Profesyonel El Aletleriyle pazara girdi. Ancak bundan sonra yeni birtakım ürünlerle pazardaki Panasonic markasını devam ettireceğiz.



Mehmet Muştalı – Hitachi Elektrikli El Aletleri Ürün Yöneticisi

Kaliteli yaşam için, kaliteli ürünler Askaynak, 2014 yılında Hitachi Elektrikli El Aletleri Türkiye distribütörlüğünü üstlendi. SYS Robot Teknolojileri kuruluşunu bünyesine de katarak metal imalat sektörünün gereksinimi olan tüm komşu alanlardaki atılımlarını devam ettirmekte

Bir Eczacıbaşı kuruluşu olan ve kaynak teknolojilerinin üretim, geliştirme ve satış işlemlerini gerçekleştiren Askaynak firması, 2014 yılından beri ‘Hitachi Elektrikli El Aletleri Türkiye Distribütörlüğü’nü de üstlenmiş durumda. Bizlerde bu ayki dosya konumuzla ilgili olarak merak ettiklerimizi Hitachi Elektrikli El Aletleri Ürün Yöneticisi sayın Mehmet Muştal’a yönelttik. Şirket faaliyetleri ve ürünler hakkında genel bilgiler veren Muştal, önümüzdeki dönem içinde sektör ve şirket adına gayet umutlu olduğunun altını çizdi... Keyifli okumalar...

Şirketinizin kurumsal yapısı ve Türkiye pazarındaki faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Askaynak, Örtülü kaynak elektrodu üre-

66

Yapı Malzeme Nisan 2016

ten bir Eczacıbaşı kuruluşu olarak 1 Mart 1974’te faaliyete geçti. 1992 yılında, merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nin Cleveland şehrinde bulunan “The Lincoln Electric Company” tarafından üretilen kaynak makinelerinin Türkiye distribütörlüğünü üstlendi. The Lincoln Electric Company ile ilişkisini 1998’de eşit paylı ortaklığa dönüştürerek; Avrupa, Rusya, Afrika ve Ortadoğu pazarlarında genişleme ve bu bölgelere yapılan ihracatta artış sağlama yolunda büyük bir adım attı. Bugün, 75’in üzerinde ülkeye ihracat yapan Askaynak, kaynak teknolojilerinin üretim, geliştirme, satış ve pazarlamasında da Türkiye liderliğini elinde bulunduruyor. Kaynak sarf malzemeleri, kaynak makineleri, kaynak aksesuarları, aşındırıcı taşları ve oksi-gaz gibi ekipmanları Tür-


Dosya Ürünün kullanılacağı çalışma alanları veya coğrafi bölgeler için farklı kriterler söz konusu oluyor mu?

kiye pazarına sunuyor. Askaynak ayrıca, 2014 yılında Hitachi Elektrikli El Aletleri Türkiye distribütörlüğünü üstlenerek ve SYS Robot Teknolojileri kuruluşunu bünyesine de katmakla beraber, metal imalat sektörünün gereksinimi olan tüm komşu alanlardaki atılımlarını devam ettiriyor.

Her sektörde olduğu gibi elektrikli el aletleri sektöründe de farklı bölgelerde değişik kullanım ve marka alışkanlıkları söz konusu. Askaynak olarak, Hitachi marka bilinirliğinin nispeten düşük olduğu bölgelerde organize ettiğimiz tanıtım faaliyetleriyle, markanın sektördeki algısını pekiştiriyor ve olumlu geri bildirimler alıyoruz. 2015 yılında başladığımız bu çalışmalara 2016’da da hız kesmeden devam ederek, Hitachi’nin sektördeki konumunu daha da sağlamlaştıracağız.

En çok tercih edilen ürünleriniz hangileri? Bu tercihlerin sebepleri sizce nelerdir? Profesyonel elektrikli el aleti kullanıcısında genel beklenti ürünün sağlam ve performansının üst seviyede olması. Hitachi Elektrikli El Aletleri de sadece profesyonel kullanıcılara hitap eden kalite ve performans değerleri üst seviyede olan ürünleri sunuyor. Hitachi, her ürün grubunda iddialı olmakla birlikte özellikle ‘Kırıcı-Delici’ ve ‘Kırıcı’ lar konusunda az önce bahsettiğim kriterler göz önüne alındığında açık ara önde seyrediyor. Bu grupta en çok koşan 2,5 kg sınıfı modelimiz DH26PC, 3,2 Joule ile kendi sınıfının en yüksek darbe kuvvetine sahip makinesi. DH26PC’nin hem performansı hem de arıza geri dönüş oranları dikkate alındığında müşterilerimizin taleplerini eksiksiz karşılayan bir ürün olduğunu söyleyebiliriz.

Önümüzdeki günlerde piyasaya sunacağınız yeni ürünler olacak mı? Hitachi’nin rakiplerinden açık ara önde olduğu kırıcı-delici ve kırıcı grubunda pazara yeni sunduğumuz sınıfının tek kömürsüz kırıcı delicisi DH52ME, 10 kg grubu kırıcı delicilerde en yüksek darbe kuvvetine sahip makine olarak Hitachi’nin inovatif vizyonunun kanıtıdır. Bunun yanı sıra çelik konstrüksiyon ve montaj işleri yapan profesyonellerin vazgeçilmezi olan elektrikli somun sıkma modelleri için 2016 yılı içinde kataloglarımızda yer alan ‘3/4’ ve ‘1’ lik modellerimiz WR22SE &

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor? Askaynak’ta Satış ve Pazarlama farklı fonksiyonlar şeklinde yapılanmış, kendi alanlarında yetkin personellerden örgütlenen birimlerden oluşuyor. Askaynak satış stratejisi, klasik bayi kanalı ve bazı ürünler için zincir marketler üzerinden ilerliyor. Ürünler, Türkiye çapında yaklaşık 250 adet bayi üzerinden, hemen hemen Türkiye’nin her yerine dağılmış geniş bir bayi ağı üzerinden temin edilebiliyor.

WR25SE kendi sınıflarındaki tek kömürsüz makineler. Yukarıda saydığım 3 model, kömürsüz motorlu olması sebebiyle uzun dönemdeki tamir bakım masraflarını minimize ediyor. Yine kömürsüz motorun getirdiği avantajlar sayesinde 100 metrelik uzatma kabloları ve jeneratörlü kullanımlarda voltaj düşüşlerinden minimum düzeyde etkilenerek konvansiyonel makinelere göre %30’a varan daha yüksek bir performans ortaya koyuyor.

Kalitesiz Çin ürünleri, ucuz olmaları sebebiyle her geçen gün sektörde yaygınlaşıyor. Bu sizde bir tedirginlik oluşturuyor mu? Hitachi Elektrikli El Aletleri profesyonel segmentte konumlanmış kalite – performans dengesi üst düzey bir marka olması sebebiyle, ucuz Çin menşeli ürünlerin tehdidinden minimum düzeyde etkileniyor. Dolayısıyla hem yakın hem de uzun vadeli projeksiyonlarımızda, alt segmentte yer alan Uzak Doğu menşeli fiyat odaklı ürünlerin, Hitachi’nin profesyonel müşteri portföyü göz önüne alındığında önemli bir tehdit olmadığını söyleyebiliriz.

Yapı Malzeme Nisan 2016

67


Proje

Peşinatın %10’u Kavuklar GY’den Bornova’nın çehresini değiştirecek Kavuklar Bornova projesi baharı cazip bir kampanya ile karşılıyor. 30 Nisan’a kadar Kavuklar Bornova’dan ev almak isteyenler için peşinatın %10’unu Kavuklar GY karşılıyor. Peşin alımlarda %18 indirim uygulanan projede, ayda 1500 TL’den başlayan taksitlerle ev sahibi olmak mümkün.

68

Yapı Malzeme Nisan 2016

Şehre sembol olacak binalar inşa etme sorumluluğuyla hareket eden Kavuklar GY, geçtiğimiz aylarda lansmanını yaptığı yeni projesi Kavuklar Bornova’da peşinatın yüzde 10’unu karşılıyor. 15 Mart - 30 Nisan arasında devam edecek Bahar Kampanya’sı banka kredili satışlarda geçerli. Kampanyaya ilişkin değerlendirmede bulunan Kavuklar GY Satış Direktörü Fatih Topaloğlu; “Yaz aylarından itibaren ‘Konut Alımına Devlet Katkısı’ uygulanmaya başlanacak. Biz İzmir’e ve İzmirliye değer katma sorumluluğumuzla bu katkıyı Kavuklar GY olarak şimdiden hayata geçirmeye başlıyoruz. Daha iyi bir yaşamı hakeden İzmirliler için peşinatın yüzde 10’unu Kavuklar GY olarak biz karşılıyoruz.” dedi. Satışların yüzde 45’inin tamamlandığı Kavuklar Bornova projesinde peşin alımlarda da %18 indirim uygulanıyor. Dünyaca ünlü mimarlık ofisi HOK ve

Türkiye Temsilcisi Derin & Yeşil Mimarlık tarafından tasarlanan, 180 bin metrekarelik alana kurulu 3 dev kuleden oluşacak projede, 1500 TL’den başlayan taksitlerle ev sahibi olmak mümkün. İzmir’in en önemli merkezlerinden biri olan ve ulaşım ağlarının tam ortasında yer alan Kavuklar Bornova, 125 milyon dolarlık yatırım değeri yükseliyor. 1178 daireden oluşacak projede, dairelerin yüzde 80’i deniz görecek şekilde tasarlandı. Projeyi oluşturacak kulelerden birinin terasında, 19’uncu katta yer alacak olan 341 metrekarelik yüzme havuzu, Kavuklar Bornova sakinlerine yerden 60 metre yükseklikte muhteşem bir manzara eşliğinde havuz keyfi yaşatacak. 28 bin metrekarelik peyzaj alanı, yapay göl, kütük ev, dinlenme alanları, kapalı çocuk alanı ve çocuk odası da bulunan Kavuklar Bornova, eksiksiz bir yaşam alanı vaadediyor.



Amaç: İnsan onuruna yakışır iş koşulları sağlamak! “Risk değerlendirmesi, bir defaya mahsus yapılan ve rafa kaldırılan bir çalışma niteliğinde olmamalıdır. Bunun yanında çalışanlar, işyerinde sürekli bulunan kişiler olduğundan sürece aktif katılımları ve katkıları son derece önemlidir.”

Kısa bir özetle ifade etmek gerekirse; çalışma yaşamında standartlar oluşturmak, kadın ve erkeklerin insan onuruna daha yakışır koşullarda çalışması için ilke ve haklar geliştirmek gibi sosyal koruma programları ve etkinlikler gerçekleştiren

70

Yapı Malzeme Nisan 2016

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Türkiye Ofisi yetkilileri ile ‘İş Güvenliği ve Sağlığı’ üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Geniş bir medeniyet algısıyla konuya yaklaşımlarının yanısıra güncel, teknik ve pratik cevapları ile bizlerinde bakış açılarında olumlu farklılıklar ortaya çıkardılar. Bizlere vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür ediyor, faydalı olacağına inandığımız söyleşimizle sizleri baş başa bırakıyoruz. Keyifle okumalar...

kümet, sosyal ortaklar, paydaşlar, uluslararası topluluk ve genel kamuoyu nezdindeki diplomatik temsilcisi olarak işlev görmektedir. ILO Türkiye Ofisi, Uluslararası Çalışma Standartlarını Türkiye’de yerleştirmek için çalışmakta, herkes için insana yakışır iş fırsatlarını yaygınlaştırmaya yönelik teknik işbirliği programları ve projeleri, geliştirmekte, uygulamakta ve izlemektedir.

Kurumunuzun Türkiye’deki kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz?

ÇALIŞANLARIN SÜRECE AKTİF KATILIMLARI VE KATKILARI ÖNEMLİ Risk değerlendirmesi yapılırken başlıca nelere dikkat edilmeli?

Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) 1932 yılında üye olmuştur. Türkiye’deki ilk ILO Ofisi, 1952 yılında İstanbul’da ‘Yakın ve Orta Doğu İnsan Gücü Saha Ofisi’ adı altında açılmış olup ‘ILO Ankara Ofisi’ ise 1976 yılında kurulmuştur. Ankara’da bulunan Ofis ‘ILO Türkiye Ofisi’ olarak faaliyet sürdürmektedir. ILO Türkiye Ofisi, ILO’nun Türkiye’de hü-

Risk değerlendirmesi, tasarım veya kuruluş aşamasında başlaması gereken bir çalışmadır. İşyeri düzeyinde tüm tehlikelerin ayrıntılı bir şekilde tanımlanmasını gerektirir. Tespit edilen tehlikelerin her biri dikkatle ele alınarak oluşabilecek risklerin hangi sıklıkla oluşabileceği ve şiddeti belirlenir. İşyerinde farklı bölümler bulunması halinde, hem her bir bö-


Dosya lüm ayrıca ele alınmalı hem de bölümler arasındaki etkileşim de dikkate alınarak riskler belirlenmeli ve analiz edilmelidir. Daha sonra risk kontrol tedbirleri ayrıntılı olarak tanımlanmalı ve dokümante edilmelidir. Risk değerlendirmesinin yenilenmesi ile ilgili minimum süreler tehlike sınıfına göre ilgili mevzuatta düzenlenmiştir. Ancak işyerinin dinamik yapısı dikkate alınarak, işyerinde oluşabilecek riskler her gün gözden geçirilmelidir. Risk değerlendirmesi, bir defaya mahsus yapılan ve rafa kaldırılan bir çalışma niteliğinde olmamalıdır. Bunun yanında çalışanlar, işyerinde sürekli bulunan kişiler olduğundan sürece aktif katılımları ve katkıları son derece önemlidir.

İnşaat alanlarında en fazla hangi kaza türleri yaşanıyor? İnşaat alanlarında en çok görülen ölümlü kazalar yüksekten düşme, malzeme düşmesi, yapı kısmının çökmesi, elektrik çarpması, şantiye içi trafik kazaları gibi kaza türleridir. Yaralanma ile sonuçlanan kaza türleri arasında ise yüksekten düşme, uzuv kaptırma, malzeme düşmesi ve malzeme sıçraması bulunmaktadır. 2014 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine göre, iş kazalarının %13.4’ü inşaat iş kolunda gerçekleşmiş; iş kazasına bağlı ölümlerin %30’u ise yine bu sektörde meydana gelmiştir. En sık iş kazasının

yaşandığı metal, inşaat ve maden işkollarına bakıldığında; ölümlü kaza oranının diğer iş kollarına göre inşaat sektöründeki fazlalığı dikkat çekmektedir.

İnşaat alanlarında, çalışanın sağlığını etkileyebilecek ne gibi tehlikeler mevcut? İnşaat sektöründe görülen meslek hastalıkları genel olarak toza bağlı akciğer rahatsızlıkları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında, günümüzde makineleşmenin de artmasıyla gürültü ve vibrasyona bağlı işitme kayıpları ve dolaşım bozukları, açık havada çalışmanın getirdiği olumsuz hava şartları neticesinde oluşan güneş çarpmaları ve soğuktan donma gibi rahatsızlıklar, yine inşaat alanlarında yapılan kaynak işlerine bağlı iyonize olmayan ışınların yol açtığı göz rahatsızlıkları en sık rastlanan meslek hastalıkları arasındadır.

Olası kazalar için ne gibi sağlık ve güvenlik önlemleri alınmalı? Kullanılması gereken başlıca kişisel koruyucu donanımlar nelerdir? Tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de öncelikle riskleri kontrol altına almak hedeflenmelidir. Bunun için de risklerle mümkün olduğunca kaynağında mücadele ettikten sonra, ilgili mühendislik ve idari önlemleri aldıktan sonra uy-

gun kişisel koruyucu donanımlar çalışanlara işveren tarafından temin edilmelidir. İnşaat sahalarında ölüm ve yaralanmaların büyük çoğunluğu yüksekten düşme ve düşen cisimler nedeniyle olmaktadır. Bu nedenle, inşaat sahası içinde baş koruyucular ve yüksekte çalışmalarda mutlaka emniyet kemeri kullanılmalıdır. Bunun yanında toz ve gaz ölçümleri düzenli olarak yaptırılmalı ve çalışanların maruz kaldığı tozun cinsine göre uygun solunum koruyucular kullanılmalıdır. Makinaların sıklıkla kullanıldığı yapım ve yıkım işlerinde, işitme sorunlarının önlenmesi için uygun kulak koruyucu donanımlar temin edilmeli, inşaat sahasında kaynak işiyle uğraşan çalışanlar için ise göz koruyucu donanımlar sağlanmalıdır.

UYGULAMADA SORUNLAR OLDUĞU GÖZLENMEKTE Son zamanlarda işyeri hekimi ve iş güvenlik uzmanı açığından bahsediliyor. Bu alanda gerçekten böyle bir açık var mı? Bu konuda neler yapılabilir? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, Mart 2016 tarihi itibariyle yaklaşık 115 bin iş güvenliği uzmanı ve 30 bin işyeri hekimi bulunmaktadır. Bahse konu rakamlar belge sahibi İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) profesyonellerinin sayısıdır. Ancak aktif çalışan İSG profesyonellerinin sayısına bakıldığında belge

Yapı Malzeme Nisan 2016

71


Dosya fesyonellerinin yetki ve sorumlulukları konusundaki belirsizliklerdir. 6645 sayılı Kanun ile geçtiğimiz yıl bazı düzenlemeler yapılmış ve iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekiminin, işverene İSG konularında rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen kişiler olduğu tanımlanmıştır. Bu düzenleme, konuya biraz olsun açıklık getirmiş olsa da, hala uygulamada sorunlar olduğu gözlenmektedir. ILO Türkiye Ofisi olarak önümüzdeki dönemde uygulayacak olduğumuz, ‘Uluslararası Standartların Uyumlaştırılması Yoluyla Türkıye’de İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesinin Sürdürülmesi’ projesi kapsamında İSG profesyonellerinin rol ve sorumlulularının işveren ve işçi örgütleri, yargı ve medyayı içeren boyutuyla algılanması konulu bir saha araştırması yürütmeyi hedefliyoruz.

167 sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi 23 Mart 2016 tarihinde yürülüğe girdi. Bu Sözleşme ne gibi yenilikler getirmektedir?

sahibi iş güvenliği uzmanlarının yaklaşık %27’sinin, işyeri hekimi belgesine sahip olanların ise yaklaşık %40’ının aktif olarak çalıştığını görüyoruz.

Dolayısıyla İSG profesyonellerinin sayısından ziyade, aktif çalışan sayısının düşüklüğü dikkat çekmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, İSG pro-

Bu Sözleşme inşaat sektörü için hem ulusal seviyede hem de işletme seviyesinde İSG konusundaki sorumluluklar, haklar ve yükümlülükler ile ilgili açık bir çerçeve oluşturmanın yanı sıra, sektörün kendine özgü gereksinimleri doğrultusunda detaylı önleyici ve koruyucu teknik tedbirlerin alınmasını sağlıyor. ILO Türkiye Ofisi’nin 2015 yılında yürüttüğü teknik destek projesi kapsamında, Türkiye’nin 167 sayılı Sözleşme’nin gereklerine uyum durumu konusunda detaylı bir inceleme de yaptırılmıştır. İncelemenin sonucuna göre, sözleşme ile mevzuat uyumu büyük ölçüde sağlanmakla birlikte, ilgili mevzuatın uygulanması konusunda gelişmeye ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. Özellikle işverenlerin, işçilerin ve işçi temsilcilerinin hakları ve sorumlulukları konusunda etkin uygulama gerektiğinin altını çizilmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği sizce tamamen teknik bir mesele midir? İş Sağlığı ve güvenliği disiplinerarası bir alandır. İşle ilgili yaralanmalar ve meslek hastalıklarının önlenmesi yanında işçilerin sağlığının korunması amaçtır. Çalışma koşullarının iyileştirilmesini hedefler; bu nedenle de tıp, endüstriyel hijyen, toksikoloji, eğitim, endüstriyel güvenlik, ergonomi ve psikoloji gibi pek çok alanı ilgilendiren çok boyutlu bir meseledir. İş sağlığı ve güvenliği, tüm mesleklerde çalışanların en üst düzeyde fiziksel, ruhsal ve sosyal refahını sağlamayı ve teşvik etmeyi amaçlamalıdır. ILO, Türkiye’de sağlık ve güvenlik kültürünün geliştirilmesi çerçevesinde, sözleşmelerin etkili bir şekilde uygulanmasını kolaylaştırmak için Türk Hükümeti ile çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.

72

Yapı Malzeme Nisan 2016



ve bu alanda ortak aklın devreye girmesi için hem ulusal hem de uluslararası kongreler, konferanslar ve sempozyumlar düzenliyoruz.

Sizce inşaat alanlarında iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları nasıl gerçekleşmeli? İnşaat sahalarını ikiye ayırabiliriz.

İSGHEDER Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turhan Şalva

İş güvenliği, teknikten ziyade kültürel bir meseledir! Derneğinizin kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz?

“Yeni nesil işverenlerimiz işlerin başına geçtikçe daha bilinçli bir işveren ve çalışan kitlesi ortaya çıkacak. Bu yüzden önümüzdeki yıllar daha başarılı sonuçlarla izlediğimiz bir iş sağlığı ve güvenliği sistemimiz olacak.”

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet ve Eğitim Kurumları Derneği (İSGHEDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turhan Şalva ile işverenlerimizin ve çalışanlarımızın İş Sağlığı ve Güvenliği konusuna olan yaklaşımlarını konuştuk. Şalva, bu güne kadar karşılaşmış olduğu problemler, olaylar ve sonuçlar üzerinden bizlere birçok önemli değerlendirmelerde bulundu. Kendisinin bizlerle paylaşmış olduğu bilgiler ışığında, umarım bizlerde siz değerli okurlarımız için faydalı bir çalışma gerçekleştirmişizdir. Keyifli okumalar...

74

Yapı Malzeme Nisan 2016

Derneğimiz 2009’da, Çalışma Bakanlığı’nca çıkarılan güncel yönetmelikler gereği, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitim Kurumları’nın açılması sonucunda 2010 yılı Nisan ayında kuruldu. 40 firmanın katılımı ile yola çıkan derneğimizin halen 500’e yakın üyesi bulunuyor. Sadece tüzel kişilikteki kurumların üye olabildiği İSGHEDER (İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet ve Eğitim Kurumları Derneği) merkezi Ankara’da bulunan ancak ülkemizin her bölgesinde üyeleri olan bir STK’dır. Üyelerimizi seçerken, kuru büyük bir kalabalıktan ziyade etkili küçük bir topluluk olmayı hedefledik. Geldiğimiz noktada, bu güne kadar yaptığımız çalışmalarla iş sağlığı ve güvenliği alanında Türkiye’nin en etkili STK’larından birisi konumundayız. Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği sektörünün; AB standartlarına ulaşması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının minimuma indirilmesi ve işçilerin insani şartlarda çalışması için elimizi değil bütün gövdemizi taşın altına koyduk bundan sonra da koymaya devam edeceğiz. Derneğimiz, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi dahil sektörün tüm platformlarında ülkemizin bu yolculuğunda aktif görev almaktadır. İş sağlığı ve güvenliği sektörünün gelişmesi, bilgi paylaşımı

Bunlar, kurumsal firmalar tarafından üstlenilen etrafında birçok alt yüklenicinin bulunduğu büyük ölçekli projeler ve müteahhitlik kapsamında gerçekleştirilen küçük ölçekli projeler şeklinde oluşmakta. Küçük ölçekli projelerde risk daha fazladır. Tıpkı iş kazalarının büyük çoğunluğunun küçük ölçekli işletmelerde yaşanması gibi. Burada da küçük ölçekli projelerin İSG yönetim sistemleri daha zayıftır. Halbuki büyük ölçekli projelerde kurumsal büyük firmalar ana firma pozisyonundadır. Bu firmaların alt yüklenicileri disipline edecek şekilde oluşturacakları İSG yönetim sistemleri birçok sorunu ortadan kaldıracaktır. Ana firmalar tüm sorumluluğu OSGB’lere bırakmak veya alt yüklenicilerin anlaşacakları İSG profesyonellerine bırakarak bu işten kurtulmayı düşünmemelidir. Kendi kontrol ve denetim mekanizmalarını da kurmaları gerekir. Birbirini sürekli denetleyen, alt yüklenicilere yönelik katı bir yönetim sistemi oluşturmaları şart. Alt yüklenicilerin hemen hepsi düşük fiyatlarla iş alma derdine düşecekleri için kârlılığı da İSG maliyetlerinden kısarak elde etmek isteyebilirler. Bunu aşmak için hem İSG maliyetlerini toplam maliyet içinde görmeli hem de bu maliyetlerden kesinti yapmak yerine bu tür davranışlarda bulunan firmaları cezalandırmaktan çekinmemelidir. Firmalar ve çalışanlar üzerinde hem cezalandırıcı hem de ödüllendirici bir sistem kurulması zorunludur.

Risk değerlendirmesi yapılırken başlıca nelere dikkat ediyorsunuz? Risk değerlendirmesi özellikle yapı işlerinde çok dinamik bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Önceleri hafriyatla başlayan işler bir anda hızlanarak aynı anda hem altyapı, hem kaba hem de ince işlerin bir anda yapıldığı karmaşık bir düzene geçebilmektedir. Risk değerlendirmesi sürekli güncellenme ihtiyacı oluşturmaktadır. Farklı yüklenicilerin aynı anda aynı sahalarda çalışabilmeleri olasılığı yüksek olduğu için buna yönelik değerlendirmeler göze alınmalıdır. Yapı işlerinin karmaşıklığı mutlaka değerlendirilmelidir. Yine bu kapsamda risk değerlendirmesine esas saha gözlemlerinde tespit edilen uygunsuzluklar mutlaka derecelendirilmelidir. Belirli ölçeğe kadar risklerde hızla aksiyon beklenmeli, belirli düzeyin üzerindeki risklerde ise mutlaka iş durdurmaya gitmekten çekinilmemelidir. Buradaki işin aksamaması amaçlı kısa süreli tedirginlikler telafisi imkansız sonuçlar doğurabilir.


Dosya İnşaat alanlarında, çalışanın sağlığını etkileyebilecek ne gibi riskler mevcut? İş kazası riski tüm sektörlere göre daha fazladır. Sağlığı tehdit eden kaza olasılıkları giderildiği takdirde bu kez yük kaldırma, tozlu veya gürültülü ortamda çalışma, vibrasyon önemli sağlık tehditleridir. Bu tehditlere yönelik en önemli tedbir, işe giriş muayenesi ve sonrasında periyodik muayenenin dikkatlice yapılmasıdır. Mesleki eğitimlerdeki yetersizlikler de işle ilgili hastalıklarla mücadelede sağlık risklerini ortadan kaldırmamızı engeller.

Olası kazalar için ne gibi sağlık ve güvenlik önlemleri alınmalı? Denetim mekanizması nasıl işliyor? Toplu koruma önlemleri çok önemli. Zaten müfettişler de işyeri denetimlerinde öncelikle toplu koruma önlemlerine bakıyorlar. Genellikle denetimlerde hayati tehlike oluşturacak sorunlar tespit edildiği takdirde yapı işinin durdurulması söz konusu olacaktır. Hayati tehlike oluşturacak problemler yoksa bu durumda diğer sorunların çözümü için makul bir süre verilerek eksiklerin giderilmesi istenmektedir. Bu durumda belirtilen süre içerisinde eksiklikler giderilmezse işin durdurulması ile para cezası verilmesi arasında bir ceza uygulaması gündeme gelmektedir.

İnşaat alanlarında en fazla hangi kaza türleri yaşanıyor? En fazla yüksekten düşme, elektrik kazaları, iskele yıkılmaları ile karşılaşılıyor. Ölümlerin veya ciddi yaralanmaların da en önemli sebepleri bunlardır.

Son zamanlarda işyeri hekimi, işyeri hemşiresi ve iş güvenlik uzmanı açığından bahsediliyor. Bu alanda gerçekten böyle bir açık var mı? Bu konuda neler yapılabilir? Evet ciddi açık var. Uzman ve hekim sayıları yeterli olmasına rağmen fiilen bu işi yapan kişi sayısı yeterli değildir. Fiilen yapanlar içinde de yeterli deneyime sahip uzman sayısı yetersiz. Tek bir sınavla hiç bu işi yapmamış kişiler belgelendirilmiş-

tir. Bu kişiler sahada deneme yanılma metodu ile bu işi öğreniyorlar. Bu yüzden sayının yeterli olması tek başına sorunu çözmüyor. Aynı şekilde işyeri hekimi sayısı da yeterli olmasına rağmen hem ülkemizin hekim ihtiyacının fazlalığı, hem de Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimliği sisteminin sürdürülebilmesi için hekimler tercih yapmak durumundadır. Her durumda bu tercih Sağlık ve Çalışma bakanlıklarının ihtiyacını artırmaktadır. DSP (Diğer Sağlık Personeli) sayısı zaten yetersiz. Ülkemizde yardımcı sağlık personeli sayısı temelde yetersiz. Bu yetersizlik varken DSP sayısının yeterli olması imkansız.

İş sağlığı ve güvenliği sizce tamamen teknik bir mesele midir? Hayır, öncelikle bir kültürdür. Yani aslında bir nevi felsefedir. Toplumsal bir olaydır. Her şeyin sonunda aslında tekniktir diyebiliriz. Ama teknik mesele olana kadar birçok sosyal, kültürel ve toplumsal değerlendirmeden geçmesi gerekir.

İş Güvenliği Yasa’sı işçilere de sorumluluk yüklüyor mu? Evet yüklüyor ancak bu sorumluluğu layıkıyla yerine getirmemeleri durumunda yasalar gerekli karşılığı tam olarak vermiyor. Verse bile yasalarımız her durumda işçiyi koruyan işvereni suçlayan bir yaklaşımla uygulandığı için işverenler bu konu-

da çok sıkıntılı. İşverenin her türlü ihmali ağır şekilde cezalandırılırken çalışanların ihmalleri de çok ağır sonuçlar doğurmasına rağmen yine işverenler cezalandırılmaktadır.

Şantiyelerde işçi ve çevre güvenliği için ne tür malzemeler kullanılıyor? İşçilerin kesinlikle kullanması gereken KKD ürünleri nelerdir? İşçiler bu koruyucuları kullanma konusunda ne kadar bilinçli? Çeşitli özelliklerde emniyet kemerleri hayati derecede önemlidir. Baret, kulak koruyucuları, göz koruyucuları, iş ayakkabısı, iş elbiseleri kullanılmaktadır. Ancak çalışanlarımız bunları kullanmanın önemi konusunda yeteri kadar bilinçli davranmıyor. Her türlü eğitime ve sıkı kurallara rağmen çalışanlarımız aldıkları eğitimlere ve imzaladıkları talimatlara uygun hareket etmiyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Ülkemizde bu sistemin oturması için en az 10 yıl geçmesi gerekiyor. Yeni nesil işverenlerimiz, 6331 sayılı yasanın bilinci ile yetişiyor. Bu nesil işlerin başına geçtikçe daha bilinçli bir işveren ve çalışan kitlesi ortaya çıkacak. Bu yüzden önümüzdeki yıllar daha başarılı sonuçlarla izlediğimiz bir iş sağlığı ve güvenliği sistemimiz olacak.

Yapı Malzeme Nisan 2016

75


“Tüm risklerin, ince elenip sık dokunması lazım” “Özellikle taşeron sistemindeki acele işçilik, çalışan portföyündeki kendine ve iş yapış şekline olan aşırı güven, kurallara uymamaya ısrarcılık gibi nedenler, en fazla kaza sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır.” Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldığı kurumun faaliyetlerini “Mesleğe ilişkin, ülke ve toplum yararı çerçevesinde öne-

76

Yapı Malzeme Nisan 2016

rilerde bulunmak ve çalışmalar yapmak. Çevre alanında, kentleşme ve sanayileşme süreçlerinde ve toplumsal alanı ilgilendiren üretim süreçlerinde, toplum yararını ve kamusal çıkarları öncelikle ele alan politikaların hayata geçirilmesi için uğraşılarda bulunmak. Tüm bunların yanısıra, görüş, rapor, belge oluşturarak gerektiğinde hukuksal mücadele yollarını tesis etmek” şeklinde kısaca özetleyen Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi, İSG Uzmanı Ömür Yaşayan’a, İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili sorularımızı yönelttik...

imalat planlarının içine yerleştirilmelidir. Bu konu Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetmeliği’nde Sağlık Güvenlik Planı ve Sağlık Güvenlik Koordinatörü tanımlarıyla zorunlu kılınmıştır. Daha sonra, proje uygulama aşamasında hem her imalat adımında hem de her yeni işçi girişinde, ilgili ve gerekli standartlar çerçevesinde uygulamalar yapılmalıdır. İmalat sürecinde en önemli kısımlar çalışan eğitimleri ve sürekli gözlem yapmaktan geçmektedir.

Sizce inşaat alanlarında iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları nasıl gerçekleşmeli?

Risk Değerlendirme kavramı oldukça geniş bir kavramdır. Özellikle, söz konusu inşaat alanı ile ilgili bir risk analizi ise, çalışan portföyünden imalatta kullanılan malzeme kalitesine kadar birçok parametrenin değerlendirilmesi gerekmekte-

İnşaatlarda İş Güvenliği proje hazırlık aşamasında başlamalıdır. Proje aşamasında tüm şartlar değerlendirilmeli ve

Risk değerlendirmesi yapılırken başlıca nelere dikkat ediyorsunuz?


Dosya dir. Değerlendirmenin orijininde elbette çalışan sağlığını ve güvenliğini tehdit eden risklerin çok ince elenip sık dokunarak analiz edilmesi yer almalıdır.

İnşaat alanlarında, çalışanın sağlığını etkileyebilecek ne gibi riskler mevcut? İnşaat iş kolu multi disipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Yani sadece ‘mekanik riskler veya kimyasal riskler var’ demek yanlış olur. İş kolunun ve çalışan sayısının büyüklüğü göz önünde bulundurulursa, mekanik risklerden psiko sosyal risk etmenlerine kadar tüm risk sınıflarını veya türlerini kapsayan bir risk haritası vardır.

Olası kazalar için ne gibi sağlık ve güvenlik önlemleri alınmalı? Denetim mekanizması nasıl işliyor? İnşaat iş kolunda en mühim önlem davranış odaklılık çalışmalarıdır. Elbette ki yüksekten düşme veya elektrik riskleri gibi fiziksel riskler değerlendirilip önceliğin toplu koruma yöntemi olacak şekilde gerekli tedbirler alınmalıdır... Ancak, kaza incelemelerinde bu iş kolundaki kök nedenler büyük oranda çalışandan kaynaklı sebepler çıkmaktadır. Özellikle taşeron sistemindeki acele işçilik, çalışan portföyündeki kendine ve iş yapış şekline olan aşırı güven, kurallara uymamaya ısrarcılık gibi nedenler en fazla kaza sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte tam burada da davranış odaklılık kavramının önemi ortaya çıkmaktadır.

Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi, Ömür Yaşayan

İş sağlığı ve güvenliği sizce tamamen teknik bir mesele midir? Bu sorunuzu; ‘çoğunlukla teknik bir meseledir’ diye cevaplayabiliriz. Çünkü çalışan psikolojisi veya davranış odaklılık gibi unsurlar konunun tek başına teknik bir konu olmadığını göstermektedir.

İş Güvenliği Yasa’sı işçilere de sorumluluk yüklüyor mu? Çalışana yüklediği sorumluluk sadece kurallara uymaları ve kendi güvenliklerini akıllarından çıkarmamaları ile sınırlı.

Şantiyelerde işçi ve çevre güvenliği için ne tür malzemeler kullanılıyor? İnşaatlarda toplu koruma önlemleri olarak genel anlamda korkuluklar, boşluk kapamaları, güvenlik ağları, yaşam hatla-

rı gibi önlemler ön plana çıkmaktadır. Bu önlemlerin standartları ne yazık ki mevcut mevzuatta henüz tanımlanmamıştır. Bu konuda hala temel referansımızı yürürlükten kaldırılan iş sağlığı ve güvenliği tüzüğü oluşturmaktadır.

İşçilerin kesinlikle kullanması gereken KKD ürünleri nelerdir? İşçiler bu koruyucuları kullanma konusunda ne kadar bilinçli? İnşaat işkolunda temel KKD’ler; baret, çelik burunlu ve çelik ara tabanlı iş ayakkabısı ve reflektör yelekten oluşmaktadır. Tabii bir de yapılan işe özgü KKD’ler vardır. Örneğin, yüksekte çalışan işçiler için paraşüt tipi emniyet kemeri, tozlu yerlerde çalışanlar için toz maskesi ve gözlük gibi.

İnşaat alanlarında en fazla hangi kaza türleri yaşanıyor? İnşaat iş kolunda, yüksekten düşme, yüksekten malzeme düşmesi ve elektrik kazaları başı çekmektedir.

Son zamanlarda işyeri hekimi/ hemşiresi ve iş güvenlik uzmanı açığından bahsediliyor. Bu alanda gerçekten böyle bir açık var mı? Bu konuda neler yapılabilir? Evet özellikle 6331 sayılı kanunun tam olarak yürürlüğe girmesiyle bir ihtiyaç doğdu ve bu ihtiyaç kısmen hala devam etmektedir. Açığın kapanması için Çalıma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı birçok adım attı. Son olarak işyeri hemşiresi sınavındaki not ortalamaları baz alınarak sınav geçme notu 70’den 60’a indirildi. Yine özellikle B ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı sayısını artırabilmek için Vakıf Üniversiteleri’nin uygun fiyatlı tezsiz yüksek lisansları teşvik edildi. Bu çalışmalar elbette mevcut açığın azalmasına sebep oldu. Ancak kalifikasyonu yetersiz bir çalışan portföyü gibi olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Yapı Malzeme Nisan 2016

77


Sürekli eğitim ve etkili denetimler ile yol alınmalı

Konya Spor Salonu

“Estetik görünüm ve işlevsellik ile ‘doğa’nın uyumunu hedefleyen BKA, bütün çalışmalarında insanı merkezine alarak ‘yaşayan’ eserler gerçekleştirir.” mottosuyla çalışmalarını gerçekleştiren Bahadır Kul Mimarlık ile bu sefer, İş Sağlığı ve Güvenliği üzerine konuştuk. Bizzat arazide edinmiş olduğu gözlem ve dene-

“Eğer çalışan konu ile ilgili yeterince bilgilenmemiş ve eğitilmemiş ise bir çok tehlikeye yol açabilir. Çalışanın dikkatsizliği, dalgınlığı, tehlikeli hareketlerde bulunması gibi nedenlerden dolayı kazalarda fazlaca olmaktadır.”

yimleri ile sorularımızı yanıtlayan Bahadır Kul, İş Güvenliği ve Sağlığı konusunun geçmişe nispeten her geçen gün daha da önemsendiğini ve yakın gelecekte çok daha ileri standartlara kavuşacağını belirtiyor...

78

Yapı Malzeme Nisan 2016

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Bahadir Kul Mimarlık, 2003 yılında Kayseri’de kuruldu ve şu an İstanbul ve Batum ofislerinde yaklaşık 30 kişilik bir ekiple hizmet vermekteyiz. Kayseri Şehir Stadyumu, Kayseri Otobüs Terminali, Kadir Has Kültür ve Spor Merkezi, Nevşehir Otobüs Terminali gibi yapılar, BKA’nın ilk ofisi olan Kayseri’de yapılan ilk projelerimiz arasında yer almaktadır. Bunların yanı sıra, BKA birçok farklı ölçekte ulaşım, spor, kültürel ve kamusal yapılarda uygulamaya geçirdiğimiz projelerimizdendir. 2010 yılında İstanbul ofisini açarak ulusal ve uluslararası mimari proje üretimine devam etmekteyiz. BKA Ailesi olarak disiplinler arası etkileşim ve dinamizm önemli niteliklerdir. Akademik dünyaya, profesyonel meslek kişilerine, kamuya ve işverene olan tutum ve saygı ile bu bakış açısı ofisin tasarım süreçlerine etkilidir. BKA bu sebeple genç ve yaratıcı mimari ekibi ile proje tasarlama sürecinde devam etmektedir.

Sizce inşaat alanlarında iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları nasıl gerçekleşmeli? İnşaat sektörü dünyanın her yerinde en çok ölümlü kazaların gerçekleştiği sektörlerdendir. Dünya genelinde sektöre

göre kaza oranlarını incelersek inşaat sektörü hepsinin başında gelmektedir. Bu sebepten dolayı tehlikenin derecesine göre önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerin başında öncelikle işverenlerin ve çalışanların bilinçlendirilmesi gerekmektedir. İşçilere çalışacakları alanlarla ilgili eğitim verilmesi gerekmektedir. Çalışan kişiler periyodik aralıklarla sağlık kontrollerinden geçmeli, işverenler ise çalışma alanlarında iş güvenliği için gerekli tedbirleri almalıdırlar. Çalışanların maruz kaldığı riskler ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler uygulanmalı ve çalışma alanlarının tehlike derecesine göre bünyelerinde işyeri hekimi veya iş güvenlik uzmanları bulundurmalıdırlar.

Risk değerlendirmesi yapılırken başlıca nelere dikkat ediyorsunuz? Yapıda risk değerlendirmesi yaparken yapının yapım aşamasından bitimindeki sürece kadar gerekli bütün önlemlerin alınmasına dikkat ederim. Maddi ve manevi kayıpları minimum seviyeye indirmek için şantiye güvenliğinde başta risk değerlendirmesi yapılarak alınacak önlemler belirlenir. Bizler özellikle büyük ölçekli yapıların inşaasını yaptığımız için, bu konu bizi oldukça yakından ilgilendirmekte. Yapının, yapım aşamasından hafriyat malzemelerinin şantiye sahasında konumlandırılmasına, araçların saha


Dosya içerisinde konumlanması, kalıp-kolon kalıp dikiminde çalışanların donanımı, ekipmanlar hakkında çalışanların bilinçlendirilmesi, yangın algılama sistemleri, şantiye sınırlarının korunmasına kadar her şeyin kontrolleri ve gerekli çalışmaları düşünülerek risk oluşturacak faktörleri aza indirgemiş oluyoruz.

İnşaat alanlarında, çalışanın sağlığını etkileyebilecek ne gibi riskler mevcut? Bir şantiyede ölüme, yaralanmaya veya sağlık sorunlarına yol açabilecek birçok etken vardır. Bu durumlardan bazıları; yüksekten düşme, düşen cisimlerin çarpması, kazı çalışmalarında toprak altında kalma, kimyasal maddelerin solunması sonucu oluşan rahatsızlıklar, aşırı gürültüye maruz kalma sonucunda ortaya çıkan işitme kaybı sorunu, saha alanında bulunan keskin malzemeler sonucunda yaralanmalar, elektrik çarpması, düşen cisimlerin çarpması gibi birçok risk faktörü oluşturabilecek durumlar mevcuttur.

Olası kazalar için ne gibi sağlık ve güvenlik önlemleri alınmalı? Denetim mekanizması nasıl işliyor? Sağlık ve güvenlik önlemleri için inşaatın her aşaması ayrıntılı olarak planlanmalıdır. Yapının yapım aşamasından bitene kadar tüm çalışanlar risklerden korunmalı ve bu konu üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Toplu koruma önlemlerine öncelik verilerek, sürekli ve uygun

Bahadır Kul

eğitimlerle konu desteklenmelidir. İnşaat çalışmalarında denetimler, belediye kurumlarında yazılı olarak bulunmalıdır. Belli periyotlarla inşaatlar denetimlerden geçmelidir.

İnşaat alanlarında en fazla hangi kaza türleri yaşanıyor? İş kazaları oranlarına bakıldığında ölümlü iş kazalarının en fazla olduğu alan inşaat sektörüdür. Dolaylı ve doğrudan nedenleri olduğunu söyleyebiliriz. Taşıt kazaları, elektrik akımına kapılarak çarpılma, çalışanların kazı çalışmalarında

toprak altında kalması, düşen cisimlerin çarpması, çalışanların ekipmanları hatalı yada uygunsuz kullanımı, ekipmanların bakımlarının zamanında yapılmaması gibi nedenlerden dolayı oluşan kazalar oldukça fazladır.

Son zamanlarda işyeri hekimi/ hemşiresi ve iş güvenlik uzmanı açığından bahsediliyor. Bu alanda gerçekten böyle bir açık var mı? Bu konuda neler yapılabilir? İnşaat sektörü çok tehlikeli çalışma alanıdır. Dolayısı ile iş yeri hekimi bulun-

Yapı Malzeme Nisan 2016

79


Dosya çalışan konu ile ilgili yeterince bilgilenmemiş ve eğitilmemiş ise bir çok tehlikeye yol açabilir. Çalışanın dikkatsizliği, dalgınlığı, tehlikeli hareketlerde bulunması gibi nedenlerden dolayı kazalarda fazlaca olmaktadır.

İş Güvenliği Yasa’sı işçilere de sorumluluk yüklüyor mu? Yasaya göre işçilerinde çalışma alanında sorumlulukları vardır. Alet ve malzemeleri doğru kullanmak, kendisinin ve diğer çalışanların sağlığını önemseme, sağlık ve güvenlik kurallarına uymak ve tehlike anlarında ilgililere bilgilendirme yapma gibi sorumlulukları olduğunu biliyoruz.

Şantiyelerde işçi ve çevre güvenliği için ne tür malzemeler kullanılıyor? Şantiyelerde işçilerin güvenliği için baret kullanımı, dikey çalışmalar için kemer ve halat kullanımı, lastik çizmeler kullanılmaktadır. Baret, kask gibi koruyucu donanımlar kullanılması başa alınacak darbeler için oldukça önemlidir. Çevre güvenliği açısından şantiye alanının çevrilmesi ve sınırlarının belirlendiğini, gerekli yerlere uyarı levhalarının konulduğunu, döşemelerde düşmeyi önleyen korkulukların ve iskelelerin kurulması veya uyarıcı renklerde şerit bantlar tercih edildiğini, elektrik akımlarının olduğu yerlerde çarpmaya karşı yalıtkan malzemelerin kullanıldığını biliyoruz. KerbelaStadyum Şantiyesi

durma zorunluluğu kesinlikle olmalıdır. Yerinde hızlı müdahale için gerekli bir durumdur. İş yeri hekimi, iş yeri hemşiresi ve iş güvenlik uzmanı çalıştırma zorunluluğunun getirilmesi ciddi şekilde bir arz talep dengesizliğini de ortaya çıkarmaktadır. Günümüzde bu olaya bakış açısı olumlu yönde değiştiği için varolan açık hızla kapanmaktadır diye düşünüyorum.

İş sağlığı ve güvenliği sizce tamamen teknik bir mesele midir? Bu konu kesinlikle hem işveren, hem çalışan hem de yönetmeliklerin birbiriyle entegre şekilde ilerlemesi ile mümkün. İşveren ile çalışanların bilinçlendirilmesi, çalışanların ise alanlarıyla ilgili eğitilmesi gerekmekte. Bundan dolayı sadece teknik bir mesele değildir. Eğer

İşçilerin kesinlikle kullanması gereken KKD ürünleri nelerdir? İşçiler bu koruyucuları kullanma konusunda ne kadar bilinçli? Daha öncede belirttiğim üzere inşaat sahasında işçilerin kesinlikle kullanması gereken ürünler; başların korunması için baretler, toz ve çeşitli kimyasallardan korunması için gözlükler ve yüz maskeleri, işitme kaybını önlemek için kulaklık, çalışma şartlarına uygun kıyafetler, solunum maskeleri, eldivenlerdir. İşçiler günden güne inşaat kontrollerinin de artmasıyla bilinçlenmektedir.

Kendi şirketiniz bünyesinde iş sağlığı ve güvenliği adına ne gibi çalışmalar yapılıyor? Şirket içerisinde, nasıl bir işleyiş sistemi mevcut?

Gaziantep Stadyumu

80

Yapı Malzeme Nisan 2016

Çalışma sırasında benim için kişilerin konfor şartları çok önemlidir. Bunu da sağlamak için şirket içi güvenliğin sağlanmış olması gerekmektedir. Şirkette şartlara uygun olarak belli yerlerde, oluşabilecek yangın durumlarına karşı yangın tüpleri mevcuttur. Ofis içi genel ve kişisel hijyen çok önemlidir. Gerektiği durumlarda idari yönetim tarafından bunlarla ilgili kişisel bilgilendirme yapılmaktadır.



Tam güvenlik bilinçli çalışanlarla mümkün! “Her gün çalışma alanlarına katılan yeni iş kolları, kimyasal maddeler, makine ve teçhizatlar bu konu üzerinde çalışmanın kesintisiz olmasını ve yeni teknoloji ile karşılaşılan yeni sorunların araştırılmasını gerekli kılmaktadır...”

İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin uluslararası standartlara ulaşması için bilimsel, denetlenebilir ve ölçülebilir hizmet veren lider kuruluşu olmayı hedefleyen İstanbul Vizyon Osgb’nin İş Güvenlik Uzmanı Hüseyin Çiçek ile kendi uzmanlık alanı üzerine konuştuk. Sorularımıza oldukça ayrıntılı cevaplar aldık. Keyifli okumalar...

82

Yapı Malzeme Nisan 2016

Sizce inşaat alanlarında iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları nasıl gerçekleşmeli? Herşeyden önce güzergah, ulaşım yolları, şantiye sahası düzenlemeleri yapılmalıdır. Çalışma alanlarının sınırları, yol girişleri yada patikalar vs. boyunca işaret kazıkları dikilmeli ve iş bitimine kadar korunmalıdır. İnşaat çevresi yasal mevzuata uygun bir şekilde kapatılmalıdır. Gerekli yerlere uyarı levhaları konmalı, çalışanlar, çalışma alanı dışındaki sahaya izinsiz girme gibi konularda bilgilendirilmelidir. Kamyonlar tehlike arz edecek şekilde fazla yüklenmemelidir. Kazı işlemlerinin yapılacağı yerlerde, elektrik kabloları, gaz boruları, su yolları, kanalizasyon ve benzeri tesislerin bulunup bulunmadığı araştırılıp, buna göre tedbirler alınmalıdır. Malzeme ve depolama alanları yasal mevzuata göre ayarlanmalıdır. Çalışanların dinlenme ve yatakhaneleri, yemekhaneleri hazırlanmalı ve tuvaletler oluşturulup kanalizasyona bağlanmalıdır. Tuvaletler hava şartlarına ve yukarıdan düşen cisimlere karşı korunacak şekilde yapılmalıdır.

Bunların yanı sıra soyunma odaları ve duş lavaboları oluşturulmalıdır. Şantiyede kullanılacak el Aletleri ve iş ekipmanları periyodik olarak kontrol edilmeli ve yasal mevzuata uygunluğu sağlanmalıdır. Motorlu taşıtların kullanılması yeterli ve geçerli ehliyetli kişiler tarafından sağlanmalıdır. Taşıtların rutin kontrollerinin yapılması sağlanmalıdır.

Risk değerlendirilmesi yapılırken başlıca nelere dikkat ediyorsunuz? İş yerlerinde risk analizi yapmak mevzuatta da belirtildiği üzere zorunludur. Çünkü risk analizi yaptırmak işletmenin geleceği açısından önemlidir. Herhangi bir iş yerinde yaşanılması mümkün olabilecek ve dışarıdan gelebilecek risklerin belirlenmesi, kontrol önlemlerinin kararlaştırılmasını da kolaylaştırmaktadır. Ancak risk analizi yapılırken bazı hususlara da dikkat etmek gerekir. * ‘Risklerden etkilenecek personelin durumu’ * ‘İş yerlerinde kullanılacak ekipmanlar ile kimyasal maddelerin seçilmesi’


Dosya * ‘İş yerinin nasıl bir tertip ve düzende olduğu’, şeklinde sıralayabiliriz.

İnşaat alanlarında, çalışanların sağlığını etkileyebilecek ne gibi riskler mevcut? Şantiyelerde çalışanların sağlığını etkileyebilecek yada ölüme sebep olabilecek birçok etken bulunmakta. Bunlardan bazıları; * Düşen cisimlerin çarpması * Asbest liflerini soluma * Ağır malzemelerin taşınmasında oluşan sırt ağrıları * Tehlikeli maddelerle temas * Yüksek gürültü nedeniyle işitme kayıpları

Olası kazalar için ne gibi sağlık ve güvenlik önlemleri alınmalı? Denetim mekanizması nasıl işliyor? İş kazalarının artması ile ona paralel olarak artan can ve mal kayıpları bütün iş sektörlerini tek bir çatı altında toplamış ve iş güvenliği kavramı ortaya çıkmıştır. İş kazalarının bu denli artması yüzünden sadece meslek hastalıklarına bakan hastaneler kurulmuş, iş kazalarının önlemek için kanunlar çıkartılmıştır. İş kazaları beklenmedik anda gerçekleşen ve planlanmamış olaylardır. Kazaların hemen her yerde başımıza gelmesi mümkündür : Sporda, yürürken, çalışırken, evde ve trafikte sıkça kazalar meydana gelmektedir. Hepsinin ortak özelliği can ve mal kaybına sebebiyet vermeleri ve beklenmedik anda gerçekleşmeleridir. Kuralcı değil önleyici yaklaşımlar ve risk değerlendirmelerinin zorunlu hâle gelmesi ile oluşacak maddi ve manevi maliyetleri azaltabiliriz.

İnşaat alanlarında en fazla hangi kaza türleri yaşanıyor? Ölümle sonuçlanan kazalar arasında, insan düşmesi tipindeki kazalar ilk sırada yer almakta. Elektrik çarpması, malzeme düşmesi, yapı makinesi kazaları, yapı kısmının çökmesi, şantiye içi trafik kaza-

ları ve kazı kenarının göçmesi tipindeki olaylar ön plana çıkıyor. Özellikle ölümle sonuçlanan ikinci önemli kaza tipinin elektrik çarpması olması, inşaat sektörümüz için elektrik konusunun özenle üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu göstermektedir. Şantiye içi trafik kazaları olarak tanımlanan gruptaki olaylar, günlük yaşamdaki trafik kazalarının benzerleridir (şantiye sahası içinde araç devrilmesi, çalışanlara çarpması, çalışanların ezilmesi gibi). Ölümle sonuçlanan kazalar arasında azımsanmayacak bir orana sahip olan bu olaylar, şantiye trafiğinin, yolların, manevra alanlarının uygun düzenlenmesini gerekli kılmakta. İş güvenliği mevzuatında yer alan korkuluk, tutma ağları yapılması, boşlukların üstünün kapatılması gibi öncelikli önlemlerin ihmali, aşağıya düşme tehlikesi olan yerlerde çalışanlara güvenlik kemeri kullandırılmaması, bu olayların yaşanmasının başlıca nedenidir.

İş sağlığı ve güvenliği sizce tamamen teknik bir konumudur? İş sağlığı ve güvenliği sadece teknik bir mesele değildir. Aynı zaman da sağlık, çevre, güvenlik gibi sorumlulukları vardır. Çalışanlarda iş güvenliği bilinci oluşturularak ve alınan önlemlere uymaları söylenmeden uymaları sağlanarak iş kazalarından korunmaları sağlanmalı ve bu bilinç uyandırılıp farkındalık oluşturulmalı. Çalışanlara yemekhane, dinlenme tesisi, çalışma dışı çeşitli aktiviteler yapacakları olanaklar sunulmalı, sosyal yönden de ihtiyaçları sağlanmalıdır. Çalışanlar daima yasal hak ve yükümlülükleri konusunda bilinçlendirilmelidir.

İş Güvenliği Yasa’sı işçilere de sorumluluk yüklüyor mu? 6331 sayılı Kanunun “Çalışanların yükümlülükleri” başlıklı 19’uncu maddesinde yer alan yükümlülükler açıkça işçilere de en başta kendi can güvenlikleri açısından belli başlı sorumluluklar yüklemekte.

Hüseyin Çiçek A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Şantiyelerde işçi ve çevre güvenliği için ne tür malzemeler kullanılıyor? Şantiyelerde kullanılan iş güvenliği malzemeleri toplu koruma yöntemi öncelikle olmak üzere toplu korumanın tam olarak sağlanamadığı durumlarda kişisel koruyucu donanımlar kullanılmalıdır. Toplu koruma için kullanılan korkulukların standartlara ve yasal mevzuata uygun olması gerekmektedir. Güvenlik ağları hali hazırda yüksekten malzeme düşüşünü engelleme ve insan düşüşlerinde koruma amacı ile kullanılmaktadır. Ancak bu işlemin, çalışanların yüksekte çalışmaları sırasında kendilerini bağlamaları için gerekli ve standartlara uygun çekilmelidir. Kişisel koruyucu donanım olarak baret, reflektörlü yelek, çelik taban ve burunlu ayakkabı, paraşüt tipi emniyet kemeri, eldiven, işin şekline göre uygun maskeler, kulak koruyucu tıkaçlar, yüz maskeleri kullanılmalıdır. İnşaat sahası dışına mevzuata uygun koruyucu çevreleme yapılmalıdır. Çevreye zarar vermeyecek şekilde inşaatta oluşan atıklar toplanmalıdır.

Yapı Malzeme Nisan 2016

83


30 yıldır hiç iş kazası yaşanmayan işletme… Yalıtım sektörünün önde gelen firması Canpa, 30 yıldır imza attığı konut, hastane, köprü, baraj, havalimanı, AVM gibi büyük projelerin yalıtım işlerinde bugüne kadar hiç iş kazası yaşanmaması dolayısıyla önemli bir rekoru elinde bulunduruyor. Yaklaşık 3 milyar işgücünün bulunduğu dünyada her 5 saniyede 60 işçi iş kazası geçiriyor ve yılda ortalama 2,3 milyon çalışan iş kazaları sonucu yaşamını yitiriyor. İş kazalarının en yaygın olduğu ülkelerin başında Türkiye, en sık yaşandığı sektörlerin başında ise inşaat sektörü geliyor.

84

Yapı Malzeme Nisan 2016

İnşaat sektörünün önemli bir parçası olan yalıtım alanında 30’ncu faaliyet yılını dolduran bir Türk firması, bu uzun sürede yaptığı işlerde “sıfır iş kazası” ile bir rekoru elinde bulunduruyor. Küresel çapta da son derece önemli bir konuma erişen Türk inşaat devlerinin vazgeçilmez çözüm ortağı olan Canpa 30’ncu kuruluş yıl dönümünü kutlarken, gerçekleştirdiği konut, hastane, köprü, baraj, havalimanı, AVM gibi büyük projelerin yalıtım işlerinde hiç iş kazası yaşanmayan yegâne firma olarak öne çıkıyor. Canpa Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özcan, yalıtım sektörünün, inşaatla birlikte son yılların en hızlı büyüyen sektörü olduğunu belirtti. Özcan, hızla büyüyen inşaat sektörünün, güvenlik ve tasarruf açısından doğru ve başarılı yalıtım ihtiyacının öne çıktığını ifade etti. Bu ihtiyaca başarıyla yanıt vermesinin Canpa’yı inşaat devlerinin ve marka projelerinin vazgeçilmez çözüm ortağı haline getirdiğini belirten Özcan, firma olarak yaptıkları işlerin kalitesi kadar, işi yapan personelin iş güvenliğine de en üst düzeyde önem verdiklerini ifade etti. Özcan “Canpa 30

yılda tek bir iş kazası yaşamadı. Bu da yaklaşık 7.500 iş günü demektir. Canpa olarak, yaptığımız işin kalite sorumluluğunun yanı sıra işçilerimizin güvenliğinin sorumluluğunu almaktan da gurur duyuyoruz. Yaptığımız işin kalitesi bizim için hayati önemde. Ama iş güvenliği ve işçi sağlığı da en az bu kadar önemli. Bu da bize 30 yılda hiç iş kazası yaşamayan bir işletme olmanın haklı gururunu yaşatıyor” dedi.

Canpa’nın iş güvenliği filmi dünyada izlenme rekoru kırıyor… Bu arada Canpa çalışanları, yaşanan iş kazalarına duyarlılığı artırmak, bu konuda bilinçlenmeye katkı ve iş güvenliği önlemlerinin önemi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Canpa’nın 30’ncu kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında hazırlanan iş güvenliği eğitim filminde sadece Canpa çalışanları rol aldı. İnternette izlenme rekoru kıran video, beş ayda yarım milyon tıklama sayısına ulaştı. 500 bin kişi tarafından izlenen bu


Dosya

video, iş güvenliği konusunda dünyada en çok izlenen yayın oldu.

“Yalıtımın doktorları”… 1985’ten bu yana gelen tecrübesi ile her türlü bina tipine, temelden çatıya yalıtım

işlerinde uzmanlaşan Canpa,“marka projelerin yalıtımcısı” Canpa ekibi ise, “yalıtımın doktorları” olarak anılıyor. Engineering News Record Dergisi tarafından açıklanan Dünyanın En Büyük 250 İnşaat Firması listesine giren 42 Türk şirketinden 33’ü, yalıtımda Canpa

ile çalışıyor. Canpa Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özcan, bu başarının sırrını “doğru malzeme, doğru detay ve doğru uygulama” şeklinde açıklarken, “Sadece 30 yıllık firma olmakla değil, en büyüklerin tercihi olmakla gurur duyuyoruz” diyor.

Yapı Malzeme Nisan 2016

85


Koramic; dev yatırımlarıyla daha iyiye yürüyor

“Yeni ürünlerimizin, Koramic ve markalarının daha güçlü bir sinerjiyle büyümesini sağlamanın yanı sıra, gelişen pazarın ihtiyaçlarına da daha kapsamlı bir şekilde cevap vereceğine inanıyoruz.”

86

Yapı Malzeme Nisan 2016

Kuruluş misyonunu, Türk inşaat sektöründe yapı kimyasalları alanında yeni ürünlerin geliştirilmesi ve üretilmesine öncü olmak, alanındaki ürünlerde kalitenin ve sürekliliğinin korunmasına katkıda bulunmak olan Koramic A.Ş.’nin Genel Müdürü Ali Yıldırım ile son dönemde gerçekleştirdikleri büyük yatırımlar ve geniş kapsamlı projeleri hakkında konuştuk. Üretim faaliyetlerini Türkiye ve Avrupa’nın en ileri teknolojileri ile sürdüren Koramic, yıllık ortalama 160 bin tonluk bir üretim gerçekleştirmekte. Yapıştırma harçları, derz dolgu malzemeleri, su yalıtım malzemeleri, kendinden yayılan şaplar, astar ve harç katkıları, uygulama sonrası temizlik ve bakım ürünleri gibi inşaat sektörünün ihtiyacı olan pek çok temel malzemelerde yine aynı ekibin özverili çalışmalarıyla piyasaya sunulmakta…

Öncelikle Koramic Yapı Kimyasalları’nın Türk İnşaat Sektöründeki yeri ve amacını açıklar mısınız? Koramic Yapı Kimyasalları; Türk inşaat sektöründe, yapı kimyasalları alanında yeni ürünlerin geliştirilmesi ve üretilmesine öncü olmak, alanındaki ürünlerde kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda bulunmak ve bu ürünlerin doğru kullanılması konusunda sistematik çözümler üretmek misyonu ile 1998 yılından bu yana sektöre hizmet vermektedir. Türkiye’deki faaliyetlerini 17 yıldır büyük bir hızla sürdüren Koramic Yapı Kimyasalları, 4 üretim tesisinde, %20’si ihracata yönelik olmak üzere yıllık 100 bin tondan fazla yapı kimyasalının üretim ve satışını gerçekleştirmektedir. Üretim tesislerimizde, yapıştırma harç-


Proje

Koramic A.Ş.’nin Genel Müdürü Ali Yıldırım

ları, derz dolgu malzemeleri, su yalıtım malzemeleri, kendinden yayılan şaplar, astar ve harç katkıları, uygulama sonrası temizlik ve bakım ürünleri, tamir ve yüzey düzeltme sıvaları, karo seramik uygulama aletleri; poliüretan ve epoksi esaslı zemin kaplama, su yalıtım malzemeleri ve dış cephe ısı yalıtım sistemleri üretilmektedir. Eczacıbaşı Grubu ile birlikte hayata geçirdiğimiz ve iş ortaklığımızın devam ettiği VitrA Fix ve VitrA Therm markalı ürünlerimizin üretiminin yanı sıra 2012 yılı itibariyle tanıtımına ve üretimine başladığımız yeni markamız CERMIX ile faaliyetlerimize her geçen gün artan bir ivme ile devam ediyoruz.

Geçtiğimiz Kasım ayında faaliyete geçen yeni fabrikanız hakkında neler söylemek istersiniz? Yapı Kimyasalları sektöründe dünya çapında 110 yılı aşan deneyimin ışığında Türkiye pazarındaki gelişimini de 17 yıldır büyük bir hızla sürdüren Koramic; 2013 yılı sonunda proje çalışmalarına başladığımız ve geçtiğimiz Kasım ayında faaliyete geçirdiğimiz Bozüyük’deki yeni fabrikasıyla, yaklaşık 15 milyon dolarlık bir yatırımın ilk bölümünü tamamlayarak

büyümesine hız vermiş oldu. Bilecik’e bağlı Bozüyük’de 22 bin metrekare arsa üzerinde 11 bin metrekare inşaat alanına sahip olan ve 8 bin metrekarelik kapalı alanda yıllık 190 bin ton üretim kapasitesiyle dikkatleri üzerine toplayan ve bir teknoloji üssü olarak tasarlanan bu yeni tesisin şu ana kadar gerçekleşen ilk kısım yatırım bedeli yaklaşık 9 milyon USD’dır . Gelişime ve kalitede sürekliliğe olan inancımızla, Ar-gE departmanı için çok büyük ve özel bir alan ayırdığımız Bozüyük’deki yeni fabrikamız tamamen son teknoloji ekipmanlar ile donatıldı. Bir teknoloji ve inovasyon üssü olarak faaliyete geçen fabrikamızda kurduğumuz modern laboratuvarlarda Belçika’daki genel merkezimiz ve Fransa’da bulunan kardeş şirketlerimiz ile ortak çalışmalar gerçekleştiriyor. Aynı zamanda yeni tesisimizdeki bu merkezden, Koramic’in Türkiye genelindeki tüm diğer fabrikalarına da Ar-ge desteği aktarıyoruz. Yeni fabrikamız ile yurtiçi ve yurtdışı pazarlardaki gücümüzü artırdığımızı ve daha da artıracağımızı söylemek mümkün. Yeni üretim tesislerimiz ile birlikte stratejik olarak pazarımızı da büyütüyor ve yeni ürün grupları üzerinde çalışmalarımıza hız veriyoruz. Önümüzdeki dönem-

de pazara vermeyi planladığımız sanayi boyaları ve kimyasallarından oluşacak yeni ürünlerimizin; Koramic ve markalarının daha güçlü bir sinerjiyle büyümesini sağlamanın yanı sıra, gelişen pazarın ihtiyaçlarına da daha kapsamlı bir şekilde cevap vereceğine inanıyoruz.

Yurtiçinde başka yatırımlar yapmayı planlıyor musunuz? Bozüyük’deki yeni tesisimiz faaliyete geçmesinin hemen ardından ilk etapta Ege Bölgesinde planladığımız 5. üretim tesisimizi de 2016 yılı içinde devreye almak üzere çalışmalara başladık. 2017 yılı sonuna kadar yurtiçinde toplamda 6 üretim tesisi olmak için yatırımlarımıza hız vererek ilerliyoruz.

Bu yıla dönük üretim hedeflerinizden ve üzerinde çalıştığınız projelerinizden bahseder misiniz? Günümüzde inşaat sektöründe yaşanan hızlı gelişim ve değişimler sektörün tüm alt uygulama sistemlerinin, dolayısı ile birçok farklı ve gelişmiş ürün grubunun pazarda yerini almasını sağlamaktadır. İnşaat sektöründeki tüm bu gelişmeler, hiç şüphesiz Yapı Kimyasalları sektöYapı Malzeme Nisan 2016

87


Proje ründe de sürekli inovasyonu tetikliyor. Özellikle; yapıların ömrünü ve sağlamlığını artıracak epoksi ve poliüretan sistemler ile enerji verimliliği konusunda oldukça doğru sonuçlar alınmasını sağlayan Poliüretan Sistemler gün geçtikçe önem kazanıyor. Bizler de Koramic olarak; epoksi ve poliüretan sistemleri oldukça önemsiyor ve konuda sektöre yenilikçi ürünler sunmaya devam ediyoruz. Ayrıca, endüstriyel sanayi boyaları ve koruyucu kimyasallarda odağımızda olan ve gelişen pazarın ihtiyaç duyduğu ürünler arasında yerini alıyor.

2016 ihracat hedefiniz geçen yıla oranla hangi doğrultuda ilerliyor? Bu yıl ihracatta, yeni pazarınız ve yeni ürünleriniz olacak mı? 2015 yılının sadece sektörümüz için değil, bulunduğu coğrafya ve konumu gereği ülkemiz için de sıkıntılı geçtiğini belirtmek gerekir. Yaşanan tüm olumsuzluklara ve belirsizliklere rağmen Koramic olarak 2015 yılı için büyüme hedeflerimizden vazgeçmeden daha tedbirli ve akılcı davranmaya çalıştık. Yurtiçinde yaşanan olumsuz gelişmeleri ve daralan pazarın olumsuz etkilerini, yeni ihracat pazarlarına ağırlık vererek giderdik. İhracat pazarlarında özellikle Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa da yaşanan olumlu gelişmeler ve İran pazarında yapılan önemli aksiyonlarla birlikte 2015 yılında ihracat satışlarımızda büyüme sağladık. Körfez Bölgesi, İran, Kuzey Irak ve Kuzey Afrika da faaliyetlerimiz pazarlama ve satış ağırlıklı olarak devam ediyor. Halen yoğun savaş tehdidi bulunan Suriye, Bağdat ve Basra bölgelerinde ise pazarlama ve satış operasyonlarımızı geçici olarak durdurduk. 2015 yılsonu itibarıyla aktif ihracat pazar sayımızı 32 ülkeye çıkararak, satışlarımızda %30 büyüme elde ettiğimizi söyleyebilirim.

Yurtdışında da yatırımlar yapıyorsunuz, bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz? Koramic’in kurumsal hedeflerinin başında sürekli büyümek, gelişim ve hiç durmadan yola devam etmek yer alıyor. 2017 yılına kadar yurtdışında stratejik olarak belirlediğimiz 6 ülkede yatırımlarımız olacak. İran’la başlayan bu yatırımlarımıza hedeflediğimiz diğer ülkelerde de ortaklıklar şeklinde devam edecek. İkinci potansiyel yatırım alanı olarak Kuzey Afrika’yı görüyoruz. Yatırım ve ortaklık konusunda Kuzey Afrika pazarı için son noktaya gelmiş durumdayız. Yurt dışına yönelik yaptığımız tüm çalışmaların gerek Türkiye’nin gerekse kendi şirketimizin marka değerini daha da yükselteceğine inanıyoruz.

88

Yapı Malzeme Nisan 2016

Şirket olarak biraz da inovatif politikalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Koramic Yapı Kimyasalları, sürdürülebilir rekabet gücüne ulaşabilmek için üretim odaklılıktan, teknoloji odaklılığa geçiş yapmanın önemine olan inancı ile kurumun tüm birimleri içinde sürekli gelişime önem vermektedir. Bilginin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesi ilkesini benimseyerek çalışmalarımıza yön veriyoruz. Kalkınmanın yararlarını bugün olduğu kadar gelecek kuşakların da kullanımına sunan bir yaklaşımı benimsiyor, üretkenliğinin devamlılığının sağlanması ilkesi ile kalkınmayı sürdürülebilir kılmaya önem veriyoruz. Bu misyon çerçevesinde Koramic; kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirdiği tüm çalışmalarda ve üretim süreçlerinde çevre ile ilgili yasalara, normlara uymayı ve tüm faaliyetlerde etkin bir ‘Kalite Yönetim Sistemi’ oluştur-

mayı taahhüt etmektedir. Zaten üretim ve satış programlarımızda halen çalışmaları devam eden ISO 9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 kalite sistemleri, EN ,TSE ve ASTM ürün standartları ve normları bunların en belirgin örneklerindendir.

Ar-ge çalışmalarınızı hangi yönde derinleştiriyorsunuz? Türkiye pazarı için özel bir çalışmanız var mı? Markalarımız, Vitrafix ve Cermix inşaat sektöründe kaliteli ve sistematik çözümler sunan markalar olarak kendilerini kanıtladı. Bu başarıların arkasında ise iyi bir takım çalışması, hedefe odaklanma, yeniliğe ve gelişime verilen önem yatıyor. Gelişimin en büyük parçası olan AR-GE çalışmalarımızın çoğunu yurtdışı destekli olarak yapıyor. Yeni fabrikamızda kurduğumuz modern laboratuvarlarda Belçika’daki genel merkezimiz ve Fransa’da bulunan kardeş şirketlerimiz ile ortak çalışmalara devam ediyoruz.



ODE, büyümede kararlı “ODE olarak tüm siyasi, ekonomik, jeopolitik olumsuzluklara rağmen 2015’de başladığımız yatırım atağına 2016’da devam edeceğiz. Çünkü her zaman söylediğimiz gibi biz bu ülkeye inanıyor ve geleceğe yatırım yapıyoruz.”

90

Yapı Malzeme Nisan 2016

1999 yılında L’ISOLANTE K-FLEX firmasıyla kurduğu ortaklık sonucu Türkiye’yi kauçuk köpüğü ilk tanıştıran ve üretimine ilk başlayan firma olan ODE, 17 yıllık ortaklığının ardından 2016 Mart ayında İtalyan ortağının tüm hisselerini satın alarak R-flex markalı ürünlerini üreten şirketin tek sahibi oldu. Bu satın almayla beraber ODE, 2016 yılında yatırımlar ve satın almalarla büyümeye devam edeceğinin de sinyallerini veriyor.

ODE, Çin’den İtalya’ya kadar en büyük kauçuk üreticisi oluyor ODE Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptıkları bu atılımla ilgili, “2007 yılında İş Girişim’le gerçekleştirdiğimiz ortaklıktan, 2012 yılında tüm hisselerimizi geri satın alarak ve daha da güç-

lenerek çıkmıştık. O dönemde yönetim olarak aldığımız karar yolumuza %100 kendi sermayemizle devam etmek yönündeydi. Kauçuk köpüğü markamız R-flex’in üretici şirketindeki ortağımızın tüm hisselerini satın alarak da bunu gerçekleştirdik. Bundan böyle tüm markalarımızın üretiminde %100 kendi sermayemizle, 20 yıllık üretici kimliğimiz ve tecrübemizi kullanarak, kendi lisansımızla, kendi teknolojimizi üretiyor olacağız. 2030 yılının ihtiyaçlarına uygun olarak tasarladığımız Eskişehir’deki yeni üretim üssümüz bittiği zaman, toplam 150 bin m2 açık 100 bin m2 kapalı alanıyla Türkiye’de yalıtım sektörünün en büyük kapalı alana sahip üreticisi ve Çin’den İtalya’ya kadar olan coğrafyada teknik yalıtım sektörünün en büyük üreticisi konumuna geleceğiz. ” dedi.


Sektörel ODE bölgesel güç haline geliyor Eskişehirdeki üretim üssünün tamamlanmasıyla yurtiçindeki liderliğini pekiştirerek yurtdışı büyüme hedeflerini de yükselttiklerini söyleyen ODE Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan sözlerini şöyle tamamladı: “Yalıtım sektöründeki 30 yıllık geçmişimiz ve sadece bu sektöre yoğunlaşmamızın bize kazandırdığı tecrübeyle bundan böyle yolumuza daha da büyüyerek ve hızlanarak devam edeceğiz. Teknik yalıtımda sektörün en tecrübelisi olan ODE, R-flex ile bu alanda en çok tercih edilen markaya sahip. Teknik yalıtım bizim için son derece önemli ve yatırımlarımızla birlikte kauçuk köpüğün-

ODE Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan

Orhan Turan, 2016 yılında da yatırımlara devam ettiklerini belirterek şunları ekledi: “Bizi gururlandıran Eskişehir üretim üssü dışında, Çorlu üretim tesislerimizde de yatırımlarımız devam ediyor. 2008 yılının en büyük ilk 500 yatırımı arasında yer alan ve o tarihten bu yana faaliyetlerini başarı ile sürdüren Starflex üretim tesislerimizdeki fırın yenileme ve kapasite artışı çalışmalarını geçtiğimiz günlerde tamamladık. ODE olarak tüm siyasi, ekonomik, jeopolitik olumsuzluklara rağmen 2015’de başladığımız yatırım atağına 2016’da devam edeceğiz. Çünkü her zaman söylediğimiz gibi biz bu ülkeye inanıyor ve geleceğe yatırım yapıyoruz.”

yaklaşık %70’inde kullanılıyor. Türkiye’de kauçuk pazarını 20 kat büyüten, verdiği eğitimlerle kauçuk köpüğü ürününün tanınması ve gelişmesinde %100 pay sahibi olan ODE, yeni tesisinin tamamlanmasıyla Türkiye kauçuk pazarının 2 katı üretim kapasitesine sahip olacak.

deki liderliğimizi sürdürmeye kararlıyız. Sektördeki bu üstünlüğümüzü, yeni tesisimizle beraber artacak olan yüksek üretim kapasitemizle birleştirerek, ihracat rakamlarımızı 4 yıl içinde %100 arttırma ve ODE’yi bölgesel bir güç haline getirme hedefindeyiz.”

ODE’nin yeni tesisi Türkiye kauçuk pazarının 2 katı üretim kapasitesine sahip 2015 yılında yapımına başlanan Eskişehir’deki dev üretim tesisinin tamamlanmasıyla kauçuk köpüğü üretim kapasitesini 20bin tona çıkartacak olan ODE, halen R-flex markasıyla kauçuk köpüğünde pazar liderliğini koruyor. Pazarın ilk markası olma özelliğine sahip olan R-flex, İstanbul’daki yüksek binaların Yapı Malzeme Nisan 2016

91


AK-Kim’den ‘Arıtma’ya dev yatırım Ak-Kim Kimya, Yalova’da kurduğu Ultrafiltrasyon Membran Tesisi’nde üretime başladı. 35 milyon dolarlık bir yatırımla, beş yıl süren Ar-ge çalışmaları sonucunda hayata geçirilen proje ile Ak-Kim, Türkiye’de henüz yeni yeni gündeme gelen arıtma konusunda kurumların ve beledi-

Ak-Kim, beş yıllık bir çalışmanın ardından ultrafiltrasyon sistemleri için yüksek performanslı delikli elyaf bazlı membran modülünü geliştirdi. 35 milyon dolar yatırımla gerçekleştirilen projede, Ak-Kim su kimyasalları alanında edindiği deneyimle teknolojik ve yüksek katma değerli bir ekipman üretimine başlamış oldu.

92

Yapı Malzeme Nisan 2016

yelerin çözüm ortağı olmayı hedefliyor. Ultrafiltrasyon Modülü’nün tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında bir konuşma yapan Ak-Kim Kimya Genel Müdürü Onur Kipri şirketin büyüme stratejileri doğrultusunda 2013 yılından bu yana su alanına yatırım yapıldığını belirterek “90’lı yılardan bu yana belediyeler ile işbirliği içinde çalışıyoruz. 2013 yılında Avrupa’nın ikinci büyük su kimyasalları ve koagülant üreticisi olan Feralco ile birlikte Akferal’ı kurduk. Geçtiğimiz yıl

da Akferal bünyesinde Dostel grubunun su arıtma bölümünü satın alarak, ürün portföyümüzü genişlettik. Ultrafiltrasyon Modülü ile birlikte bu alandaki pozisyonumuzu da güçlendireceğimize inanıyoruz” dedi. Ar-ge çalışmalarında dünyada az sayıda kuruluşun yapabildiği, yüksek katma değerli ve ileri teknoloji gerektiren ürünlere odaklandıklarını belirten Kipri, “Ak-Kim olarak bugüne kadar, Ar-ge çalışmalarımıza ve teknoloji yatırımlarımıza her yıl


Sektörel

bütçemizin % 4-5’ini ayırdık. Bu rakam dünya genelinde %2,5 civarındadır. Bundan sonraki hedefimiz de, sürdürülebilir kimyasallar alanında dünya trendlerini takip ederek, Ar-ge Merkezi’mizde biyoteknolojik ve nanoteknolojik yeni ürünler üretmek olacak” dedi. Ak-Kim’in, Türkiye’de ve çevre ülkelerdeki ilk ve tek Ultrafiltrasyon Modülü üreticisi konumunda olduğuna dikkat çeken Ak-Kim Su Çözümler Direktörü Alp Sarıoğlu “Dünyada ultrafiltrasyon modülü üretebilen 12-13 civarında şirket bulunuyor. Bu şirketlerin arasında DOW, GE, BASF, Toray gibi dünya devleri de yer alıyor. Bugün dünya genelinde UF pazarının yıllık büyüme oranı %18-19. Ülkemizde ise pazarın 2022 yılında 70 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz. Biz de Ak-Kim

olarak üretim tesisimiz tam kapasite ile çalışmaya başladığı zaman, yıllık 42-45 milyon dolar ciro hedefliyoruz” dedi. Üretimin %60’ını ihraç etmeyi hedeflediklerini de sözlerine ekleyen söyleyen Sarıoğlu, Türki Cumhuriyetlerden Körfez ülkelerine, Amerika’dan Hindistan ve Çin’e pek çok ülkenin radarlarında bulunduğunu da belirtti.

Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü avantaj sağlayacak Ak-Kim tarafından üretilen delikli elyaf bazlı membran modülü, suyun kimyasal özelliklerini değiştirmeden, ileri fiziksel arıtma işlemi gerçekleştiriyor. Kusursuz bir filtrasyon yapmak için üretilmiş olan ürünün yüksek verim, yüksek kimyasal dayanım ve yüksek kirlilik tutma kapasitesi gibi birçok

yenilikçi özelliği bulunuyor. Güçlü ve esnek fiber yapıya sahip olan UF modülü, farklı su kaynakları için de kullanıma uygun. Günümüz teknolojileri ile üretilmiş en ileri arıtma yöntemi olan UF Modülü belediye ve endüstrilerdeki su arıtma tesislerinde atık suların arıtılarak, alıcı ortam deşarj standartlarına uygun hale getirilmesinde kullanılabiliyor. Atık su geri kazanım sistemlerinde proses ve içme suyu hazırlamada da öne çıkan UF Modülü, deniz suyunun tuzsuzlaştırılarak arıtılmasında da tercih ediliyor. Ak-Kim Ultrafiltrasyon Modülü müşteriye uzun kullanım ömrü, stabil su kalitesi, düşük yatırım, işletme ve bakım maliyeti ile kolay montaj imkanlarını bir arada sunuyor. Ayrıca az alan kaplayarak bu konuda da kurumlara kolaylık sağlıyor.

Yapı Malzeme Nisan 2016

93


Sektörel

Isıdem Yalıtım

yurt dışında Türkiye’yi temsile devam ediyor Sektör profesyonelleri, üreticiler, dağıtıcı kanallar, akademisyenler, endüstriyel tasarım gibi farklı iş kollarından ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği fuarda, ISIDEM Yalıtım standı yenilikçi ürünleriyle göz doldurdu. ISIDEM Yalıtım standında HVAC sektörü profesyonelleri ile buluşan ISIDEM Yalı-

ISIDEM Yalıtım, İtalya’nın Milano şehrinde 15 - 8 Mart tarihleri arasında düzenlenen ısıtma, soğutma ve havalandırma ürünlerinin sergilendiği MCE Fuarı’nda yerini aldı.

tım Genel Müdürü Murat Erenoğlu “Fuarlarda sektör profesyonelleri ile bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sayede mesajlarımızı, yeni teknoloji ve ürünlerimizi birinci elden paylaşabiliyoruz. Yine sektörün ihtiyaçlarını somut veriler dâhilinde analiz edebiliyoruz. Sektör profesyonellerinden aldığımız bilgileri ve talepleri ISIDEM Yalıtım Ar&ge bölümleri ile paylaşarak, sektörün ihtiyaçlarına uygun, ürün ve hizmetler geliştiriyoruz”

94

Yapı Malzeme Nisan 2016

dedi. Ayrıca ISIDEM Yalıtım’ın en iddialı ürünü olan Coolflex elastomerik kauçuk köpüğü ürününe de değinen Erenoğlu “Yüksek performanslı ve katma değerli ürünleri üretme stratejimizi sürdürüyoruz. Ürün gamımız içerisindeki en iddialı ürünümüz olan Coolflex elastomerik kauçuk köpüğü, ağırlıklı olarak HVAC boru ve kanal tesisatlarında yalıtım amaçlı kullanılıyor. Ulusal ve uluslara-

ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü Murat Erenoğlu

rası standartlara uygun olarak üretimini gerçekleştirdiğimiz Coolflex ürünümüzle ilgili, müşterilerimizden çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Önümüzdeki süreçte ürün/hizmet kalitemizi sürekli geliştirerek özellikle Türkiye’de bugüne kadar üretilmemiş katma değeri yüksek ve inovatif yeni ürünler üretip, sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.



Sektörel

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder

Mimar Emre Gürsoy

Daikin ile

‘Yaşam Mekan Buluşmaları’nın ilki gerçekleşti Daikin ile ‘Yaşam Mekan Buluşmaları’nın ilkinde konuşan Mimar Emre Gürsoy, “Yapılanı yıkmadan geri dönüştürebileceğimiz, gelecek nesillere bırakabileceğimiz binalar yapmamız lazım. Binaları tekrar kullanalım, yıkılacak bina yapmayalım” dedi.

İklimlendirme sektörünün inovatif şirketi Daikin ile Yaşam Mekan Buluşmaları’nın ilki; Avrupa’nın ilk, dünyanın ise en büyük iklimlendirme de-

96

Yapı Malzeme Nisan 2016

neyim merkezi Daikin Solution Plaza fuha İstanbul’da gerçekleşti. Mimaride inovatif çalışmaların ve geleceğin mimarisinin konuşulduğu ‘Mimar Gözüyle Geleceğimiz’ başlığı altında, 9 Şubat 2016’da düzenlenen Daikin ile Yaşam Mekan Buluşmaları’nın ilk konuşmacısı olan Mimar Emre Gürsoy, mimaride geri dönüşümün önemi, uzun ömürlü binalar ve enerji verimliliği gibi konulara dikkat çekti. “Aynı hataları devam ettirdiğimiz takdirde dünya geçmişe doğru evrilmeyecek. Dünyamız hiçbir zaman geçmişteki haline dönmeyecek” diyen Gürsoy, “Dünyada yaşanan çevresel problemlerin asıl kaynağı yaptığımız tasarımlar” diyerek yapılaşma faktörüne vurgu yaptı. Enerjinin yüzde 47’sinin yaşadığımız binalarda tüketildiğini hatırlatan Gürsoy, “Daha ke-

sin ve keskin çözümler geliştirmenin vakti geldi” dedi ve önerilerini şöyle sıraladı: “İnovatif çözümlerle enerji tüketimini azaltalım. Elektriğe bağlı olmayan yapılar kurgulayalım. Binaları nasıl ısıtıp, nasıl soğutup, nasıl aydınlatacağımıza ilişkin pasif tasarımlar yapalım. Yeni bina projelerinde enerji verimliliğindeki güçlü gelişmeleri kabul ettirmek için kuvvetli bir çabanın yanı sıra, enerji verimli binaların büyük ölçekli bir pazara yayılması ile sonuçlanacak süreç ve iş stratejilerine ihtiyacımız var.” Bu açıdan inovatif ve düşük maliyetli enerji verimliliği çözümleri ve teknolojilerinin en uygun birleşiminin seçimi ve entegrasyonu gerektiğini dile getiren Gürsoy, binalarda ‘tekrar kullanım’ konusuna da değindi. Gürsoy, tekrar kullanım ve tamiratın daha az maliyet ve daha az enerji gerektirdiğine dikkat çekti. Bu doğrultuda bölünebilir-parçalanabilir binalar tasarlanmasının tamiratı, bakımı, tekrar kullanımı daha kolay hale getireceğini vurgulayan Gürsoy, bu konuda mimarların sorumluluğuna da dikkat çekti. Tüm konfor beklentilerini karşılarken, estetikten ödün vermeden geri dönüşümü de gözeten binalar yapılması gerektiğini anlatan Gürsoy, şöyle konuştu: “Atıkların geri dönüşerek sağlıklı bir şekilde yeni kaynak oluşturmasına izin veren tasarımlar yapmalıyız. Mimaride geri dönüşüm ile tekrar kullanım paralel kavramlardır. Yapılanı yıkmadan geri dönüştürebileceğimiz, gelecek nesillere bırakabileceğimiz binalar yapmamız lazım. Binaları tekrar kullanalım, yıkılacak bina yapmayalım.” Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, Yaşam Mekan Buluşmaları’nın amacını şu sözlerle açıkladı: “Daikin; dünya çapında en iyi iklimlendirme çözümlerini sunmayı ve bu çözümlerle birlikte sektöre farklılık katacak inovasyonlar oluşturmayı amaçlayan bir şirket… Bugün bu merkezde olmamızın ve Yaşam Mekan Buluşmaları’nı gerçekleştirmemizin temelinde de inovasyon yatıyor. Yaşam Mekan Buluşmaları’nı düzenlememizin ana nedenini de bu oluşturuyor. Bu buluşmalarımızda; dünyada şu an geliştirilen yenilikleri ve bu yeniliklerin geleceğimizi nasıl şekillendireceğine dair öngörüleri saygıdeğer mimarlarımızdan, mühendislerimizden, yenilikçi yöneticilerden dinleme fırsatı bulacağız…”


Çözüm Ortağı

Tarih ve konfor Daikin ile birarada İklimlendirme konusundaki geniş ürün gamı ile her ihtiyaca farklı bir çözüm sunabilen Daikin, Türkiye’nin önemli projelerine iklimlendirme çözüm ortağı olmaya devam ediyor. Hatay’ın Antakya ilçesinde yapımına başlandıktan sonraki kazılarda ortaya çıkan arkeolojik kalıntılarla birlikte proje konsepti müze-otel olarak değiştirilen Antakya Hilton Müze Otel, iklimlendirme tercihini Daikin’den yana yaptı. Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan Müze-Otel, kendisi gibi öncü ve yenilikçi olan Daikin’i tercih etti. Dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Dünya Mimarlık Festivalinde “Geleceğin Yapıları ve Tatil Yerleşkeleri” ödülünün sahibi olan Antakya Hilton Müze Otel, ısıtma ve soğutma ihtiyacını Daikin VRV Sistemler, Hoval Boyler ve Airfel Ambassador duvar tipi yoğuşmalı kazanları ile karşılayacak.

Tarih ve konfor bir araya geliyor ASF Otelcilik Turizm tarafından hayata geçirilen ve projesi ünlü ödüllü Mimar Emre Arolat tarafından hazırlanan Antakya Hilton Müze Otel, 17 bin 132 metrekare kapalı alanda tek blokta 5 katlı ve 200 odalı olarak inşa edildi. Tarihi eserlere zarar verilmemesi için elle yapılan ve yaklaşık 8 ay süren kazılarda 5 ayrı kültüre ait 30 bin obje bulundu. Kazılarda, Türkiye ve dünya tarihi açısından çok önemli sayılan 850 metrekarelik tek parça dünyanın en büyük mozaiği de çıkarıldı. Yapımında sona yaklaşılan ve 2016’nın ikinci yarısında hizmete girmesi beklenen Türkiye’nin ilk müze-oteli Antakya Hilton Müze Otel’de hem ziyaretçilerin konforunun sağlanması hem de kazılarda ortaya çıkan arkeolojik eserlerin zamana ve ortam koşullarına karşı korunması amacıyla

iklimlendirmeye özel bir önem verildi. Bu nedenle Antakya Hilton Müze Otel’in iklimlendirilmesinde verimli ve yüksek teknolojili özellikler barındıran yoğuşmalı kazan, hızlı boyler ve VRV sistemler olmak üzere 3 farklı Daikin ürününe yer verildi. Otel-Müzede, 7 adet 1000 lt Hoval hızlı boylerin yanı sıra yerden ısıtma yapmak ve boylerleri beslemek için 8 adet 120 kW Airfel Ambassador duvar tipi yoğuşmalı kazan ve tek bir dış üniteden ısıtma, soğutma ve havalandırma hizmeti verebilen Daikin VRV

Türkiye’nin ilk, dünyanın ikinci müze-otel konsepti olan Antakya Hilton Müze Otel, iklimlendirme tercihini, yüksek verimli, uzun ömürlü ve çevre dostu Daikin Isıtma Sistemleri’nden yana yaptı. sistemi kullanıldı. Projede kullanılan Daikin ürünleri kurulum ve kullanım kolaylığı, daha az enerji ile yüksek verimliliği, ileri teknolojisi ve maliyet avantajı ile tercih edildi. Ayrıca duvar tipi yoğuşmalı kazan, tek kazanda 180 kW ısıtma kapasitesi ile Türkiye’de ilk ve tek olması ve özellikle yeşil binalarda kullanılmaya elverişliliğiyle seçkin projeler tarafından tercih ediliyor. Yapı Malzeme Nisan 2016

97


Hardox kaynağı ve kaynak kalitesini etkileyen faktörler SSAB’nin aşınmaya dayanıklı çelikler için marka adı olan Hardox aşınma plakaları her iklim, arazi ve çevre koşulunda kullanılmaktadır. Hardox’un sertliği sebebiyle çoğu zaman kaynak yapımı konusunda endişe yaratsa da özel üretim teknikleri sayesinde düşük tutulabilen alaşım elementleri miktarı Hardox’un kaynaklanabilirliğini artırmaktadır.

98

Yapı Malzeme Nisan 2016

İsveçli özel çelik devi SSAB’nin aşınmaya dayanıklı çelik grubu Hardox, tüm dünyada aşınma problemleriyle mücadele eden müşterilerin güvenini kazanmıştır. Hardox malzemelerin kaynağı, sertliğinden dolayı zaman zaman müşterileri endişelendirmektedir. Ancak Hardox’un eşsiz özellikleri sadece aşınma konusunda değil bu noktada da kendini göstermektedir. Sertliğine rağmen özel üretim teknikleri sayesinde düşük tutulabilen alaşım elementleri miktarı Hardox’un kaynaklanabilirliğini artırmaktadır. Hardox tüm kaynak yöntemleri kullanılarak kaynak yapılabilir. Düşük mukavemetli çeliklerin kaynağında kullanılan ekipman ve araçlar Hardox kaynağında da aynı şekilde kullanılabilir. Hardox kaynaklanabilirliği uygun tüm diğer çeliklerle kaynak yapılabilir. Hardox’un farklı çeliklerle kaynağının yapılması gerekiyorsa bu durumda kaynak yapılacak diğer çeliğin kaynaklanabilirliği sorgulanmalıdır.

Kaynak kalitesini etkileyen faktörler; Diğer tüm çeliklerde de olması gerektiği gibi kaynak bölgesinin temiz olması kaynağı olası bir çok hatadan korumaktadır. Bu noktada kaynak yapılacak bölgede


Sektörel / Makale nem, yağ, pas ve boya olmamasına dikkat edilmelidir. Diğer önemli unsurlar ise şu şekildedir. •Uygun kaynak malzemesinin seçimi, (elektrot, tel, vb.) •Uygun ön ısıtma ve pasolar arası geçiş sıcaklığı •Isı girdisi •Kaynak sıralaması ve kaynak bağlantısı arasındaki boşluk Bu yazımızda uygun kaynak malzemesi ve koruyucu gaz seçimi ve uygulanması gereken ön ısıtma sıcaklığının seçilmesi ve uygulanma şekli hakkında bilgiler verilecektir. Hardox malzemelerin kaynağında kullanılabilecek dolgu malzemeleri aşağıdaki tabloda listelenmiştir. Özetle 500MPa akma mukavemetinden daha düşük mukavametli dolgu malzemelerinin seçilmesi uygundur. Düşük mukavemetli çeliklerin kaynağında kullanılan piyasada SG2 adıyla anılan ve güncel standartlarda G3Si1 koduyla belirtilen teller Hardox kaynağında da kullanılabilir. Düşük mukavemetli tel ve elektrotların seçimi hidrojen çatlağı riskini azalttığı için özellikle tavsiye edilmektedir. Örtülü elektrot kullanımı söz konusu ise bu durumda elektrodun hidrojen içeriğine dikkat edilmeli

ve hidrojen içeriği 5ml/100gr’dan daha düşük olanlar tercih edilmelidir. Elektrot üreticisi tarafından belirtilen bir fırınlama ve saklama talimatı varsa bu talimatların da yerine getirilmesi gerekmektedir. Ön ısıtma yapılması gereken Hardox kalitelerinde ve kalınlıklarında, ön ısıtma yapılması mümkün olmayan bir durum varsa bu durumda AWS 307 östenik paslanmaz çelik elektrotlar ve teller kullanılabilir. İkinci tercih olarak AWS 309 elektrot ve tellerde tercih edilebilir. Gaz altı kaynağı için koruyucu gaz seçiminde de yine aynı şekilde düşük mukavemetli çeliklerin kaynağında kullanılan gazlar kullanılabilir. Bu noktada daha kararlı bir ark elde etmek ve gerekli nüfuziyeti sağlamak için piyasada yaygın olarak kullanılan %1820 arasında CO2 içeren Argon gazı tercih edilebilir.

Hardox kaynağında uygulanması gereken ön ısıtma sıcaklıkları; Diğer düşük mukavemetli çeliklerin de kaynağında olduğu gibi kalın malzemelerde ve Hardox’un yüksek sertlikte olan kalitelerinde ön ısıtma uygulanması tavsiye edilmektedir. SSAB uygulanması için önerdiği ön ısıtma sıcaklıklarını yuka-

rıdaki tabloda sunmaktadır. Tabloda kaynak yapılacak kalınlık ve Hardox kalitesi seçilmeli ve bu seçimlere uygun gelen ön ısıtma sıcaklığı kaynak bölgesine uygulanmalıdır. Farklı kalınlıkta ve farklı sertlikte Hardox’lar birbirlerine kaynak yapılacaksa tablodan en yüksek ön ısıtma sıcaklığı hangi malzeme için uygulanması gerekiyorsa o sıcaklık her iki malzeme için de uygulanmalıdır. Ön ısıtma kaynak yapılacak noktadan 75mm mesafeye kadar uygulanmalıdır. Kızılötesi sıcaklık ölçen araçlar ya da ısı tebeşirleri plaka sıcaklığını ölçmek için kullanılabilir.

Yapı Malzeme Nisan 2016

99


Sektörel

Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı

10.yılda yükselişe devam Baumit İş Ortakları Zirvesi’nin dördüncüsü 19-21 Şubat 2016 tarihleri arasında Antalya Ela Quality Resort’ta gerçekleştirildi. Her yıl genişleyen bayii sayısı ve katılımı ile gerçekleşen zirvede Baumit Türkiye yönetim kadrosu, bu yıl 92 bayiden 140 kişilik bir ekiple başarı ile geride bırakılan on yılın değerlendirmesini ve geleceğe yönelik planlarını paylaştı.

BAUMIT Türkiye’nin İş Ortakları Zirvesi, bu yıl 19 - 21 Şubat 2106 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Baumit’in Türkiye pazarına girişinin 10.yılında gerçekleşen zirve, geçen on yılın değerlendirmesi ve geleceğe yönelik planlamaların paylaşıldığı özel bir buluşma oldu.

Yükseliş grafiğine hız kesmeden devam edileceğinin altı çizildi. Zirvede genel bir değerlendirme yapan Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı, son on yıldır çeşitli ekonomik darboğazlardan ve krizlerden geçen bir ülkede yatırım yapmanın zorlu bir karar olduğunu belirterek, bu zorlu yolda Baumit’in sürekli bir yükseliş grafiği çizdiğini söyledi. Genel Müdür Atalay Özdayı, 2015 yılını tonaj olarak %17, ciro ba-

100

Yapı Malzeme Nisan 2016

zında ise %15 büyüme ile kapattıklarını açıkladı. Özdayı, 2014 yılından bu yana ülke ekonomisinde büyümedeki azalma, yakın komşularımızda yaşanan savaşlar ve buna bağlı göçmen sorunu gibi nedenlerle inşaat sektöründe de dalgalanmalar yaşandığını ifade etti. 2014 yılında yaşanan büyümeyi özel yatırımların

domine ettiğini belirten Atalay Özdayı, yavaşlayan kamu yatırımlarına rağmen ofis binası yatırımlarının yine belli bir oranda artış göstereceğini düşündüklerini söyledi. Renovasyon pazarının bu anlamda inşaat sektöründeki büyümenin kaynağı olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi. Genel değerlendirmelerin ardından zirvede bayilerle hedefler, yeni yatırımlar, yeni satış kanalları, 2016’da piyasaya sürülecek ürünler konusunda detaylı bilgiler paylaşıldı. 2016’nın ilk yatırım kararının merkez ofisin yeni binaya taşınarak, Baumit Akademi & Genel Müdürlük olarak hizmet vermeye başlaması olduğu bilgisi verildi. Başka bir yatırım kararı olarak Türkiye’de kendi sektöründe bir ilk olan silo ile sevkiyat konusunda yapılan çalışmalar ve başlatılan projeler hakkında detaylar aktarıldı. Marmara Bölgesi ve Ankara olan hizmet alanının 2016 yılında genişletilmeye başlanacağı ve yeni bölgelerin İzmir, Kayseri ve Konya’yı da kapsayacağı bayilerle paylaşıldı. Yapı Market satış kanalı olarak Bauhaus’dan sonra Koçtaş’larda da çalışma yapılacağı bildirildi. Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda ürün grubuna eklenecek yeni ısı yalıtım sistemi, dış cephe kaplamaları, su yalıtım ürünleri, sıva ve zemin sistemleri konusunda bilgilendirmeler yapıldı. Yoğun geçen üç günlük program gala gecesi ile eğlenceli bir şekilde sonlandırıldı. Gala gecesinde yine başarılı bayilere ödülleri verildi.



İstanbul’un merkezinde ‘Highlife’ konsepti Tago Architects tarafından tasarlanan Queen Central Park, İstanbul’un şehir merkezinde, anıtsal formu ile bölgeye yeni bir kimlik getirerek şehrin odağı haline gelecek bir yaşam önerisi sunuyor. İstanbul’un modern yüzünün temsil edileceği, yenilikçi ve yüksek kalitede bir yaşamı hedefleyen proje, ‘HIGHLIFE’ konseptiyle kullanıcıların şehir hayatından beklentilerini karşılamayı hedefliyor.

102

Yapı Malzeme Nisan 2016


Proje

Mimar Gökhan Aktan Altuğ l

Tago Architects tasarımı, inşası 2018 yılında sona ermesi planlanan yüksek yapı projesi Queen Central Park, çeşitli daire tipleri ve aynı daire tiplerinin farklı büyüklüklerde tasarımı ile kullanıcıya seçme olanağı vermesi, ticari alandan uzaklaştırılarak düzenlenen peyzajla bütünleşmiş sosyal alanları ile dikkat çekiyor. Sinpaş Gyo ile Tago Architects işbirliğinden doğan yenilikçi tasarım, diğer rezidans yapılarından farklılaşarak sahip olduğu İstanbul Boğazı ve Haliç manzarasını balkon tasarımı ile değerlendirme-

siyle kullanıcıları için doğal havalandırma imkanı oluşturuyor. Özellikle Haliç olmak üzere geniş bir deniz ve şehir manzarasına hakim olan Queen Central Park, insan akışının yol seviyesine etkisi düşünülerek yaya hareketleri desteklenmiş ve yapı-kullanıcı bütünlüğü sağlanmış bir proje olmasıyla önem kazanıyor. Şehir içindeki algısı farklı ölçeklerde değerlendirilerek tasarlanan ticari işlevli zemin katı ve 48 konut katı, 10 bodrum katıyla toplam 50 katlı Queen Central Park’ta, yüksek yapıların genel karakte-

ristiğindeki algılayan ve algılanan ilişkisi dört ana boyutta ele alınmış. Algılanan haliyle sokak ilişkisi, komşuluk/bağlam etkileri ve silüet etkisi, algılayan gözünde ise hakimiyet etkisi ön plana çıkarılmış. Bundan yola çıkarak, sokak ölçeğinde yaya kullanıcı tarafından algılanan yüzü yumuşak hatlar ile sokak dokusunda insan doğasıyla uyumlu tasarlanmış, mahalle ölçeğinde fon oluşturan bir tırmanışla yükselip algılanan ölçeğinde sürprizli bir taç ile sonlandırılmış.

Yapı Malzeme Nisan 2016

103


Sektörel teknolojik gelişimine ve ihracat potansiyelini arttırmasına katkıda bulunabilmek bizim için büyük önem taşıyor” diyerek, bu yıl öncelikli hedeflerinin yurtdışı pazarlarda büyümeye devam etmek olduğunu bildirdi.Koçyiğit, “Bu büyümeyi de hedeflediğimiz ülkelerde bayilikler vererek, bazı ülkelerde ise yerel şirketlerle ortaklıklar kurarak sağlamaya çalışacağız” dedi.

100’ün üzerinde ülkeye ihracat hedefliyor

Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit

Rotayı yurtdışına çevirdi, ihracatta hedef büyüttü

Vefa, Cezayir’de yeni bir ortaklığa imza attı Yurtdışı pazarlarda gücünü artırmak için belirlediği ülkelerde distribütörlükler ve bayilikler vermeye, bazı ülkelerde ise yerel şirketlerle ortaklıklar yapmaya devam eden Vefa Holding, en son Cezayir’de yeni bir işbirliğine imza attı.

104

Yapı Malzeme Nisan 2016

Ön üretim yapılar, yapı malzemeleri, enerji ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteren Vefa Holding, yurtdışı atağında. Vefa Holding, Özgün İnşaat ve Cezayir Kamu Kesimi Endüstri Yerleşimleri (Divindus) ile kamuya ait altı iştirakin üretim süreçlerini iyileştirme, modernize etme ve birlikte üretim yapmaya yönelik bir anlaşma imzaladı. Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit, “Ortaya koyduğumuz değerleri, altyapımızı ve birikimimizi paylaşmak ve Cezayir’in

Özellikle Asya Pasifik’te Malezya, Endonezya ve Hindistan’a, Amerika kıtasına ve Körfez ülkelerine yoğunlaşacaklarını açıklayan Koçyiğit, geçen yıl ürettikleri ürünlerin ve sundukları çözümlerin yüzde 70’ini ihraç ettiklerini bu yıl ise bu rakamı yüzde 75’e çıkarmayı planladıklarını bildirdi. Bugüne kadar 81 ülkeye ihracat yaptıklarını hatırlatan Koçyiğit, bu yıl itibariyle ihracat yaptıkları ülke sayısını da 100’ün üzerine çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti. Geçen yıl ilk defa iş yaptıkları ülkeleri; Maldivler, Ruanda, Malezya, Mısır, Saint Kitts ve Saint Martin olarak sıralayan Koçyiğit, sadece 2015 yılında 34 farklı ülkeye ürünlerini göndererek projeler gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Küresel pazarlarda ve farklı kültürlerdeki potansiyel müşterilerine sürdürülebilir iş modelleriyle yenilikçi, farklılaşan ürünler sunarak 2020 yılında sektörün en çok tercih edilen lider oyuncusu olmayı hedeflediklerini de belirten Koçyiğit, bu yıl itibariyle organizasyonel yapılarını da yeniden kurguladıklarını söyledi. Turan Koçyiğit, “2016 yılı içinde tüm şirketlerimizde yeni yapılanmamızı tamamlamaya çalışacağız. Yıllık ve beş yıllık stratejik planlarımızı revize ediyoruz. Amacımız yaptığımız planlamalar çerçevesinde belirlediğimiz yüzde 30’luk ciro artışını yıl sonunda gerçekleştirmek” dedi.

Know-how da ihraç ediyor Katar ve Suudi Arabistan’da büyük yerel firmalarla ortaklıklar gerçekleştirdiklerini bildiren Turan Koçyiğit, Gürcistan’da ise bayilik vererek showroom açtıklarını ifade etti. Koçyiğit, “Biz ihracat yapabiliyor, pazarda rekabet edebiliyoruz. Ancak bunu daha da ileriye taşıyarak en az 10 ülkede aynı anda üretim yapabilecek konuma gelmek için know-how ihracını hedefliyoruz. Bu alanda öncelikli pazarlarımız da Cezayir, Katar, Suudi Arabistan ve Hindistan” diye konuştu.



Katılımcı teknoloji ile inovasyon her yerde ‘Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri #4’ etkinliğinde, Geberit’in bu yılki konuğu dünyaca ünlü mimar Mark Foster Gage oldu. Sıhhi tesisat sektörünün lideri Geberit, sürdürülebilirlik kapsamında Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM) gerçekleştirdiği ‘Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri’ etkinliklerine devam ediyor. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen etkinliğin konuğu, farklı disiplinlerdeki çalışmalarıyla dikkat çeken, dünyaca ünlü Fütürist mimar Mark Foster Gage oldu. Gage, Geberit’in, tüm dünyada aynı kaliteyi sunduğunu vurgulayan ‘her yerde’ mottosu paralelinde yaptığı “tasarım akışkanlığı” başlıklı sunumuyla, katılımcı teknolojinin; mimarinin daha iyi işler yapmasına olanak sağlarken, kamusal alan kullanıcılarına çok daha güzel, cazip ve etkileyici bir şekilde, katılımcı yapılar oluşturacağına dikkat çekti.

106

Yapı Malzeme Nisan 2016

Fiziksel etkileşimi, sanal gerçekliği, robot bilimi ve üç boyutlu projeleri mimarlık ile buluşturan Mark Foster Gage, mimarinin her alana dokunduğunu vurguladı. Mark’ın sıra dışı projelerini anlattığı etkinlikte en çok ilgi gören Helsinki Guggenheim Museum projesi oldu. Projenin detayları ise şöyle; 12.000 metrekarelik alanıyla Helsinki sahil şeridinde konumlanan bu deneysel yapı, rastgele seçilen geri dönüştürülmüş üçboyutlu dijital malzemeler kullanılarak, özel olarak tasarlanmış. Yüksek çözünürlüklü her bir figür, mimari estetiği yeniden biçimlendirmek amacıyla orijinal bağlamından koparılarak kullanılmış. Yüzlerce obje kullanılarak hazırlanan bu yapı çağdaş teknolojinin katkısıyla yapılmış. Robot kol ile hazırlanan bu projede mimari projenin detaylarına


Mimari

Mark Foster Gage

inildiğinde Minions gibi tanıdık birçok figür kullanılmış.

“Ayasofya’nın mimari dokusu beni çok etkiledi” Kendini farklı projelere açmak için sıklıkla seyahat ettiğini söyleyen Mark Foster Gage, ilham kaynağının seyahatler olduğunu ifade ediyor ve İstanbul için şunları söylüyor. “İstanbul’a ilk kez Roma’da öğrenci olduğum dönemde, elimdeki tüm parayı harcayarak 1996 yılında geldim. İstanbul’un farklı medeniyetler görmesi özellikle mimari bakımdan çok önemli. Şehir, tarihin izlerini taşıyor. Özellikle tüm dünyanın bildiği gibi Ayasofya’nın tarihsel ve kültürel yapısının yanı sıra mimari dokusu beni çok etkiledi. Hatta mimarlığa uzanan yolculuğumda Ayasofya, benim için önemli bir yere sahiptir.”

Kendi projesi içinse, farklı uzaklıklardan bile kendini belli edebilen, her katıyla eşsiz bir yapı kurguladıklarını savunuyor. Yapı beraberinde getirdiği pek çok tartışmayla birlikte; Beaux Art, Art Deco, Ekspresyonalizm, Gaudi tipi Modernizm ve Çağdaş Mimari arasında bir yerde konumlanıyor. Oyma taş işçiliğiyle şekillenen dış cephesi, tekrar eden Ortaçağ heykel dokusu ve zarif kanat motifleri ve yapıyı sarmalayan girift detaylı dış cephesiyle New York şehir siluetini etkileyici bir şekilde süslüyor. Nicola Formichetti Mağaza projesi | New York City, ABD Gösterişsiz ve yalın öğelerle, izleyici odağını sadece “kıyafet” üzerine çeken günümüz giyim mağazaları anlayışının aksine, Mark Foster’ın bu tasarımı mevcut konsepti yeniden ele alıp yeni üretimle farklı bir “yeni-tür” yaratmaya çalışıyor. Bu “deneysel” yapı salt vitrin

işlevinin dışında mimari görsel efektler, robotik aydınlatmalar ve interaktif sanal-gerçekçilik öğeleriyle güçlendirilerek mekân uzanım ve etkisini çoğaltma amacı güdüyor. Tasarım manifestosu; Formichetti’nin fütüristik moda tasarım anlayışını; çokyüzlü, neredeyse mekanik yeni bir mekân anlayışı olarak yeniden yorumluyor. Formichetti’nin moda endüstrisindeki gücü Gage’in yetenekleriyle birleşerek; yeni, heyecanlı ve eşsiz bir mekân tecrübesi yaşatırken, milyonlarca reflektör yardımıyla, çok sayıda çarpıcı yeni ortam yaratıyor

House On Ile Rene-Lavasseur, Özel konut projesi I Quebec, Kanada 700 metrekarelik tatil evi projesi Kanada’nın Upper Quebec bölgesinde bulunan krater gölünün tam ortasında, bakir bir adada konumlanıyor. Meteorun çarptığı bir ada olan bölge arazinin aralıksız antik Boreal ormanlarıyla kaplı yapısı, inşa sürecini imkansız hale getirmiş. Bu projede, bin yıl ayakta kalabilecek ve bakım istemeyecek bir ev inşası üzerine çalışılıyor. Bu nedenle sağlam, yıkım gibi gözüken ve içinde bitkilerinde büyüyebileceği bir yapı (ev) kurgulanıyor.

Foster’ın diğer projeleri ise şöyle; West 57th Street Tower | New York City, ABD 102 katlı, etkileyici Central Park ve New York şehir siluetine hakim bu konut yapısı; her katının sahip olduğu kendine özgü cephe örgüsü, malzeme dili ve kent dokusuyla kurduğu güçlü ilişkiyle öne çıkıyor. Gage’e göre New York şehrindeki pek çok gökdelen “özgür mimari tasarım” anlayışından yoksun, cam giydirme cephelerle kaplı kutulardan çok da farklı değil. Mark, bunu tasarım olarak yorumlamazken, gerçek tasarımın; pek çok şeyi aynı anda düşünme ve çözümleme gerekliliğine ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Yapı Malzeme Nisan 2016

107


Sektörel

Danfoss Başkan & CEO’su Niels B. Christiansen

Danfoss 2015 yılında %11 büyüdü Isıtma, soğutma ve motor kontrol sistemleri alanında dünya lideri Danfoss, “2015 Yılı Faaliyet Raporu”nu açıkladı.

Danfoss, “2015 Yılı Faaliyet Raporu”nu açıkladı. Rapora göre Danfoss, 2015 yılında toplam satışlarını %11, net karını ise %13 oranında artırdı.

Güçlü mali tabloların gözlendiği raporda; Danfoss 2015 yılında toplam satışlarını %11, net karını ise %13 oranında arttırdı. Net kar, 2,6 milyar 348 milyon EUR rekor seviyede bir artış göstererek geçen yılın %13 üzerinde gerçekleşti. Enerji verimliliği potansiyeline karşı küresel çapta artan ilgi ve çevre dostu çözümlere olan ihtiyaç, 2015 yılında Danfoss teknolojileri ve çözümlerine olan talebi tetikledi.

108

Yapı Malzeme Nisan 2016

Danfoss Başkan & CEO’su Niels B. Christiansen: “2015 Danfoss açısından iyi bir yıldı. Yenilikçi teknolojilerin yanı sıra yeni test ve demo tesislerine yatırım yaparak global konumumuzu güçlendirmeye odaklandık. Ve artan inovasyon yatırımlarımızın karşılığını yeni ürünlerle aldık. Dijital teknolojinin kullanıldığı bu ürünleri başarıyla pazara sürdük ve kullanıcılardan çok iyi tepkiler aldık” dedi. 2015 yılında bazı iş kollarında yaşanan zorlu pazar şartlarına rağmen Danfoss güçlü mali performansını korudu. 2014 yılında 4,6 milyar EUR olarak gerçekleşen grubun net satışları 2015 yılında 5,1 milyar EUR’ya ulaştı. Bu rakamlar ise %11 oranında bir büyümeye işaret ediyor. Net faaliyet kârı (FVÖK) %4 oranında artarak 549 milyon EUR rakamına ulaştı. Net kar, 2,6 milyar 348 milyon EUR rekor seviyede bir artış göstererek geçen yılın %13 üzerinde gerçekleşti. Birleşmeler ve satın almalar öncesi serbest nakit akışı 2014 yılının seviyesine yükseldi. Grubun dört iş kolu karma pazar koşulları ile karşı karşıya kaldı. Danfoss Soğutma ve Danfoss Sürücüleri Departmanı geçen yılın üzerinde bir performans ser-

giledi. Bölgesel olarak bakıldığında, beklendiği gibi, Rusya pazarında zorluklar ve Çin pazarında durgunluk devam etti. Bunun aksine, 2015 yılında Meksika, Hindistan ve Türkiye’de güçlü bir büyüme ile Kuzey Amerika ve Avrupa’da pozitif bir trend gözlendi.

2015 yılı mali rakamları • 2014 yılında 4,6 milyar EUR olarak gerçekleşen net satışlar, %11 oranında bir büyüme ile rekor seviyede artarak 5,1 milyar EUR rakamına ulaştı. • 2014 yılında 526 milyon EUR olarak gerçekleşen faaliyet karı (FVÖK) %4 oranında bir büyüme ile 549 milyon EUR seviyesine ulaştı. • Net kar, %13 oranında bir artışla 2,3 milyar 307 milyon EUR seviyesinden 2,6 milyar 348 milyon EUR seviyesine ulaştı. • 3,4 milyar 456 milyon EUR olarak gerçekleşen Birleşmeler ve Satın Almalar öncesi serbest nakit akışı, 2014 yılının 55 milyon EUR seviyesine yükseldi.

2016 Yılı Tahminleri Danfoss, 2016 yılında FVÖK oranını 2015 yılı seviyesinde korurken pazar payını artırmayı hedefliyor.



Farklı yaşam seçenekleri ve hayata keyif katan sosyal donatılarıyla sadece Denizli’nin değil Ege Bölgesi’nin de en dikkat çeken projesi Aquacity Denizli, Sinpaş Yapı güvencesiyle hızla yükselmeye devam ediyor. Aquacity yaşamını yansıtan örnek daireleriyle büyük ilgi gören projede daire teslimleri Haziran 2017’de başlayacak

110

Yapı Malzeme Nisan 2016

Aquacity Denizli, Sinpaş Yapı güvencesiyle hızla yükseliyor Aquacity Denizli’de konforlu bir yaşam için her detayın düşünüldüğü... Modern ve samimi tarzda dekore edilen örnek daireler, evini kendi dekore etmek isteyenlere de ilham veriyor. Farklı konseptlerde hazırlanan örnek dairelere, konut alan ya da almak isteyen Denizlililerin ilgisi ise hayli büyük. Su ve yeşil temalı projenin 1+1 örnek dairesi “denizci” konseptiyle tasarlandı. Deniz yaşamına ilgi duyanların zevkine göre dekora edilen evde iç mekân malzemeleri seçilirken de konsepti destekleyen açık renkler ve doğal dokular tercih edildi. Aquacity Denizli konut projesinin 121m2 kullanım alanlı 3+1 örnek dairesinin konsepti içinse

“doğa”dan ilham alındı. Bir ailenin tüm ihtiyaçlarına göre dekore edilen evde, iç mekân malzemeleri doğanın ton ve dokularını yansıtıyor.

Dünyanın en ünlü markaları AquaMall’la Denizli’ye geliyor Aquacity Denizli’nin içinde yer alan ve 2016’nın ikinci çeyreğinde faaliyete geçecek olan alışveriş merkezi AquaMall, dünyaca ünlü moda ve yeme-içme markalarını ilk kez Denizlilerle buluşturacak. Proje sakinlerine evden çıkıp birbirinden ünlü markalarlara ulaşma konforunu sunacak olan AquaMall, herkesin ihtiyaçlarını karşılayabileceği ve sosyalleşebile-


Proje

ceği alanlarıyla şehrin yeni cazibe merkezi haline gelecek. AquaMall üzerinde bulunan sosyal tesis profesyonel işletmesi ile Aquacity sakinlerine kaliteli bir sosyal yaşam imkanı sağlayacak. Bu alanda yüzme havuzları, fitnes center, yürüyüş parkurları, basketbol sahaları ve tenis kortları ile hizmet verilecek.

Aquacity, şehrin gelişen batı aksının çehresini değiştiriyor Şehrin otellerini, ticaret borsasını, fuar ve park alanlarını içine alan ve her geçen gün daha da gelişen batı aksında yer almasıyla da Denizlilere büyük avantaj sağlayacak Aquacity Denizli, İzmir anayolu üzerinde, merkeze yakın bir konumda bulunuyor. Aquacity ile beraber giderek değerlenen bölgede planlanan bazı projeler arasında üniversite, ticaret borsası ve büyük otel zincirleri gösteriliyor.

Satışlar Sinpaş güvencesiyle devam ediyor Sinpaş’ın 42 yıllık güvencesiyle, konut satış fiyatının %70’i ve üzeri oranda yapılan peşin ödemelerde %12 indirim ya da 48 aya kadar vade farksız ödeme imkânı sunuyor. Yapı Malzeme Nisan 2016

111


Aktüel

Bu yılki Ytong Mimari Fikir Yarışması, ‘göç’ odaklı olacak Sektördeki köklü duruşunun yanı sıra, bilgiye ve yeniliğe açık projeleri hayata geçirmesi ile tanınan Türk Ytong, Ytong Akademi çatısı altında düzenlediği Mimari Fikir Yarışması ile ‘YERSİZLİK İÇİN BİR YER’ başlığıyla, dünyada her zamankinden çok daha yoğun yaşanan mültecilik,

“Yersizlik için bir yer” konulu 2016 Ytong Mimari Fikir Yarışması, güncel öneminin yanı sıra arka planında barındırdığı geniş çeşitlilik içinde ‘göç’, ‘mültecilik’, ‘mekân’ ve ‘aidiyet’ sorununa odaklanıyor. Yenilikçi yöntemiyle dikkat çeken yarışmada bu yıl ilk kez sosyal medyadan canlı yayınlanacak ‘Dijital Kolokyum’ ile yine bir ilke de imza atılacak.

112

Yapı Malzeme Nisan 2016

göç, mekân ve yersizlik sorununa dikkat çekiyor. Yarışmacılardan, sınırlayıcı bir yer tarifi yapmaksızın ‘göç’, ‘mültecilik’ ve ‘aidiyet’ kavramları içerisinde, kendi seçecekleri mekân ölçeğinde, mekândan kaynaklı ya da mekâna yansıyan bir soruna odaklanarak çözüm önerisi geliştirmeleri bekleniyor.

Dijital Kolokyum ile yine bir ilke imza atılacak Gerek yöntemiyle gerekse tüm disiplinlerden katılıma açık oluşuyla fark yaratan Ytong Mimari Fikir Yarışması’nda bu yıl ilk kez ‘Dijital Kolokyum’ da düzenlenecek. Şeffaflığın benimsendiği yarışmada, üretilen fikir projelerinin hem jüriden hem de birbirinden beslenmesine olanak sağlamak amacıyla, herkese açık tartışma ortamı oluşturan kolokyum yarışma bitiminde değil öncesinde yapılacak. Türk Ytong’un sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanacak olan kolokyumda, jüri üyeleri projeleri tek tek yorumlayacak, yayın sosyal medyadan izlenebilecek ve soru sorulabilecek. Ytong, Dijital Kolokyum formatı ve herkese açık tartışma ortamını yarışma bitmeden sağlaması ile Türkiye’de yine bir ilki gerçekleştirecek. Yarışmacılar, kolokyum sonrasında aldıkları geribildirimler ile projelerini geliştirecek süreye sahip olacaklar.

Ödül Venedik Mimarlık Bienali Gezisi ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Y. Mimar/ Peyzaj Mimarı Dr. Deniz Aslan, NSMH Kurucusu Mimar Nevzat Sayın, Nilüfer Kozikoğlu Mimarlık Kurucusu Mimar Nilüfer Kozikoğlu ve Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak’ın jüri üyeliğini yaptığı yarışmaya, Türkiye ve KKTC vatandaşları ücretsiz olarak katılabilecek. Mimar, kentsel tasarımcı, şehir ve bölge plancılara ve bu alanlarda öğrenim gören öğrencilere açık olan yarışmaya ekip ya da bireysel olarak başvuru yapılabilirken, ekip başı dışındaki üyeler farklı disiplinlerden olabilecek. Kazanan proje sahiplerinin Venedik Mimarlık Bienali gezisi ile ödüllendirileceği yarışmada, jüri üyeleri ile birlikte İtalya’nın Venedik kentinin mimarlık ve sanat deneyimleri paylaşılırken, dünyanın önde gelen mimarlık etkinliklerinden biri olan Venedik Bienali 15. Uluslararası Mimarlık Sergisi’ne gidilecek, Arsenale ve Giardini’de ülke pavyonları incelenerek Türkiye Pavyonu da ziyaret edilecek. Son katılım tarihi 1 Haziran 2016 olan yarışma ile ilgili açıklayıcı bilgi ve yarışma şartnamesi www.ytongakademi.com adresinden temin edilebilir.



Propa İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Can Reşit Özçiçek

Propa’dan İstanbul’a 4 yeni proje A Plus projeleriyle yaşama değer katan Propa İnşaat, bu yıl Zincirlikuyu, Kartal ve İstinye’de toplam satış değeri 400 milyon lirayı aşacak gayrimenkul yatırımı yapacak.

Şehrin göbeği Zincirlikuyu’da lüks detaylarla donatılmış rezidans, doğa ve denizin birleştiği İstinye’de yeşil bina konseptli rezidans ve İstanbul’un yeni yıl-

114

Yapı Malzeme Nisan 2016

dızı Kartal’da konut, home office ve ticari birimlerden oluşan çok özel bir projeyi hayata geçirecek. Ağırlıklı olarak konut, rezidans ve ofis inşa eden Propa İnşaat, tüm projelerini

kentsel dönüşüm kapsamında hayata geçiriyor. Kalite, konfor ve lüksün bir arada sunulduğu projeleri için özel lokasyonlar seçen şirket, yaşamak ya da yatırım yapmak isteyen müşterilerine her zaman


Proje en doğru projeleri sunuyor. Bu yıl için hedef büyüten Propa İnşaat, İstanbul’un en çok tercih edilen bölgelerinde yapacağı projelerle 2016 yılına imza atacak. Hayata geçirdikleri projeleri yaşam kalitesinden ödün vermeyenlere özel ‘Plus’ konseptiyle inşa ettiklerini belirten Propa İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Can Reşit Özçiçek şunları söyledi: “Müşterilerimizin memnuniyeti için en ince ayrıntıların bile düşünüldüğü projelerimizde en iyi markaları kullanarak hayata değer katıyoruz. Ürünlerde olduğu kadar hizmette de en iyi kaliteyi hedeflediğimizden dolayı projelerimizin işletmesini yönetim şirketimiz üstleniyor. Böylelikle hem hizmet kalitesinden emin oluyoruz hem de dışarıdan bir şirkete göre aidatlarda ciddi bir tasarruf sağlamış oluyoruz”. İstanbul’un markalı konut, ofis ve rezidanslarının yeni gözdesi haline gelen Kartal’da çok özel bir projenin inşasına bu yıl içinde başlayacaklarını da söyleyen Özçiçek, “Konut, home office ve ticari birimlerden oluşacak Kartal projemiz konumu ve mimarisi ile ön plana çıkıyor. 7.500 metrekare arsa büyüklüğüne sahip ve E-5’e 100 metre cepheli olan projenin satışına Nisan’da başlayacağız” dedi. Çevreye ve insana saygılı projeler geliştiren Propa İnşaat, 2016 yılının ikinci yarısında yeşil bina konseptinde İstinye’de lüks bir rezidans projesi de hayata geçirecek. Her biri 4 daireden oluşan yatay mimariye sahip 10 bloktan oluşacak projede tüm daireler 3+1 olacak.

Yapı Malzeme Nisan 2016

115


Sektörel

Rigips Türkiye’den eğitime tam destek! Saint-Gobain Rigips Türkiye, Ankara’daki Rigips Eğitim Merkezi’nde (REM), sistem çözümleri ile ilgili detayları öğrenmek isteyen mimar, mühendis, yatırımcı, mimarlık fakültesi öğrencileri ve uygulamacılara eğitimler veriyor…

Daha konforlu, daha güvenli ve daha sağlıklı yaşam alanları oluşturulması, kısacası yaşam kalitemizin yükseltilmesi için eko-yenilikçi duvar ve asma tavan sistemleri geliştiren Rigips, yangın dayanımı, ses yalıtımı ve akustik düzenleme, ısı yalıtımı, darbe dayanımı, iç ortam hava kalitesi gibi sistem performanslarını içeren sistem çözümleri ile ilgili eğitimler veriyor. Sistem çözümü kavramı, segment çözümleri, proje detaylandırma-

116

Yapı Malzeme Nisan 2016

ları ve uygulamaları konusunda verilen eğitimler, ilgili meslek grubunun ilgi ve ihtiyaç alanına özel, teorik ve uygulamalı bölümlerden oluşuyor. Uygulamacılara verilen uygulamalı eğitimler, bölme duvar, duvar giydirme ve asma tavan sistemlerini profesyonel olarak alçı levha ile uygulayan ustalara ve uygulamacı adaylarına konusunda uzman eğitmenler tarafından veriliyor. Teorik ve uygulamalı eğitim sürecinin sonunda, tüm katılımcılara Rigips REM Eğitimlerine Katılım Sertifikası veriliyor. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafın-

dan onaylı ve TÜRKAK tarafından akredite edilmiş İNTES MYM’nin yetkililerince yapılan sınavlarda başarılı olan katılımcılar ise Mesleki Yeterlilik Belgesi kazanıyorlar. Bilindiği gibi, Mayıs 2016’dan itibaren, 3194 Sayılı Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmeliğe göre inşaatlarda yetki belgesiz usta artık çalıştırılamıyor. Ayrıca yönetmeliğe göre şantiyede yapılacak kontrollerde, ustalar yaptıkları işe uygun yetki belgelerini ibraz etmekle yükümlü oluyorlar.



Başkentin prestijli projelerinden Mebuskent’te dairelerin büyük bölümü yeni sahiplerini bulurken, kalan daireler içinde cazip faiz ve vade fırsatı ile satılacak %10’luk bir kontenjan ayrıldı.

Aymor Grup tarafından Ankara’nın yeni gözde yaşam bölgesi Karacakaya Çakırlar’da yapımı gerçekleştirilen Başkentin

118

Yapı Malzeme Nisan 2016

Mebuskent’ten bahar fırsatı… prestijli projelerinden Mebuskent, konut alıcılarına “bahar fırsatı” sunuyor. “Şehir içinde koca bir şehir” konsepti ile 388 dönümlük bir alanda kurulan Mebuskent’te dairelerin büyük bölümü yeni sahiplerini bulurken, kalan daireler içinde cazip faiz ve vade fırsatı ile satılacak %10’luk bir kontenjan ayrıldı. “Tüketiciyi Koruma Haftası” dolayısıyla düzenlenen kampanya kapsamında erken davranan alıcılar, bu daireleri aylık yüzde 0,99 faiz ve 120 aya kadar vade ile satın alabilecek. Aymor Grup Yönetim Kurulu Üyesi Kürşat

Ayhan kampanya hakkında bilgi verirken, düşmeyen faizler başta olmak üzere mevcut piyasa koşullarının, ancak düşük taksit ödemesi ile ev sahibi olabilen sabit gelirli kesimin alım gücünü zorladığını belirterek, bu kesimi konut sahibi yapmayı kendileri için öncelik olarak belirlediklerini ifade etti. Ayhan, “Biz Mebuskent’i hayata geçirirken geleneksel Türk ailesini baz aldık ve onlara sağlıklı, mutlu, huzurlu, güvenli ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı bir yaşam ortamı dizayn etmeyi hedefledik. Bu amaçla projemizde zengin sosyal donatı ve imkânlara yer


Proje verdik. Bunu yaparken fiyat avantajı sağlamaya da azami çaba harcıyoruz. Piyasa koşullarının elverdiği ölçüde kaliteyi, cazip fiyatlarla sunmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Yıl sonunda yaşam başlıyor… Başkent’in yeni gözde yaşam merkezlerinden Çakırlar’da inşası devam eden Mebuskent’te konutlar bu yılın sonunda teslim edilecek ve hayat başlayacak. Mebuskent, 4-5 bin kişilik bir nüfus barındıracak. 332 villa ve 10 bloktan oluşan Mebuskent’te, 2+1, 3+1 ve 4+1 daire seçenekleri bulunuyor. Kürşat Ayhan’ın verdiği bilgiye göre Mebuskent Türkiye’nin yeşil alan oranı en büyük projelerinden biri... Şehir merkezinin kuzeyinde, rakım olarak şehir ortalama rakımından 110 metre daha yüksekte yer alan ve şehre oksijenin girdiği bir lokasyonda kurulan Mebuskent’in toplam yerleşim alanının yüzde 87’sini yeşil alan ve sosyal yaşam alanları oluşturuyor, beton alanların payı sadece yüzde 13’te kalıyor. Mebuskent’in yeşil alanlar ve sosyal yaşam alanların hacmi 85.750 metrekareye ulaşıyor. Yerleşke, içindeki meyve ağaçları dâhil her türden toplam 23 bin ağaçla, doğanın tüm renklerini barındıracak. Mebuskent, doğal ışığı cömertçe içeri taşıyan büyük pencereleri başta birçok özelliğiyle tasarımda da fark yaratıyor. Sakinlerine 7/24 kesintisiz güvenlik hizmeti verecek Mebuskent, bulunduğu lokasyondaki gelişmiş ulaşım imkânları dolayısıyla Ankara’yı bir uçtan diğer uca bağlayan güzergâhlara sadece 25 dakikalık mesafede yer alıyor.

Yapı Malzeme Nisan 2016

119


Sektörel

Inistanbul Projesi Teknovinç ile ilerliyor Türkiye inşaat sektörünün lider kule vinç, personel ve malzeme asansörü tedarikçisi TeknoVinç, İş GYO ile Nef’in ortak projesi olan İnistanbul inşaatında toplam 8 adet Potain marka kule vinç

Kentsel dönüşüm projesi olarak Topkapı Davutpaşa’da inşa edilen ve İş GYO ile Nef’in ortak projesi olan İnistanbul Gala ve İnistanbul Lokal, toplamda 8 adet Potain marka kule vinç ile yükseliyor.

ile yer alıyor. 1. ve 2. etap inşaatlarının devam ettiği projenin 3. ve 4. etabının hayata geçmesiyle birlikte, toplamda 16 adet kule vincin projede aynı anda çalışması planlanıyor. TeknoVinç tarafından kule vinçlerin yerle-

120

Yapı Malzeme Nisan 2016

şimi konusunda mühendislik hizmetinin verildiği projede, üç adet MC 125, üç adet MC 175, bir adet MCT 88 ve bir adet MCT 178 model kule vinç kullanılıyor. Toplamda 1,5 ay gibi rekor bir sürede kule vinçlerin tamamının kurulumunun gerçekleştiği projede, 8 kule vincin aynı anda sorunsuzca çalışabilmesi için

özel bir projelendirme çalışması yapılmıştır. Profesyonel kule vinç kiralama hizmetini Türkiye’ye getiren TeknoVinç, satış, satış sonrası destek ve yedek parça kalitesi ile de Avrupa standartlarında hizmet vererek, Türkiye’de önemli bir referans oluşturuyor.



Ev almanın kuralları değişiyor Yepyeni hizmet anlayışıyla markalı konut projelerinin buluşma platformu Evdekifırsat.com, “Gerçek Fırsat Gerçek Mutluluk” kampanyasıyla 9 farklı lokasyonda 17 farklı projeden muhteşem fırsatlar sunuyor. Evdekifırsat.com’a girin yazı evinizde karşılayın.

122

Yapı Malzeme Nisan 2016

Yepyeni bir iş modeli olarak gayrimenkul sektörüne hizmette bir ilki getiren Evdekifırsat.com, farklı hizmet anlayışını yeni kampanyası ile sürdürmeye devam ediyor. Mart ayı itibariyle başlayan “Gerçek Fırsat Gerçek Mutluluk” kampanyasıyla her beklentiye en uygun gayrimenkul çözümü getirmeyi hedefleyen platform, 9 farklı lokasyonda yer alan 17 farklı projeden konut seçenekleriyle konut yatırımcılarına yepyeni ödeme planları ve fırsatlar sunuyor.

platformumuzu insanların birikimlerini en iyi şekilde değerlendirmesine yardımcı olmak için kurduk. Sektörde bir ilke imza attık ve sahip olduğumuz deneyim ve bilginin yanı sıra analiz sistemimiz ile ev almak isteyenler için alternatifli ödeme seçeneği sunan bir sistem hayata geçirdik. Ev almanın kuralını değiştirdik. Şimdi de yeni bir kampanyaya imza atıyoruz. Kampanyamızla gerçek fırsatları sunuyor ve gerçek mutluluklar oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

Gerçek mutluluk gerçek fırsatı yakalayanların olacak!

9 lokasyon 17 projede peşinatsız hemen teslim yüzlerce konut

Kampanya ile ilgili açıklama yapan Kent’Sell Genel Müdürü ve EYG Grup Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyd Dişkaya, ülkemizde konut yatırımını önemli bir karar olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Konut yatırımı yüklü miktar bir para ve bu yüzden ciddi bir iş. Evdekifırsat.com

Evdekifirsat.com uzman ekibi tarafından İstanbul’daki tüm gayrimenkul pazarının didik didik araştırıldığını belirten Dişkaya, “Bugün uzman desteği almadan ev almak kolay değil. Hangi ilçede hangi projeler yapılıyor, hangi evler talep görüyor ve ne kadar değer kazanıyor gibi sorulara


Proje cevap veriyoruz. Şu anda Evdekifırsat. com porföyümüzde 9 farklı lokasyonda yer alan 17 proje bulunuyor. Bu konutların tümü hiç peşinatsız, hemen teslim, hemen tapu olarak satışta. Her türlü birikim ve beklenti için yüzlerce tip konut bulunuyor. Şu anda en avantajlı projeler ise İstWEST ve Bahçeşehir” dedi.

Ataköy sahiline yakın bir evde yaşamak ayda sadece 2900 TL’den başlayan taksitlerle Evdeki Fırsat. com’da Evdekifirsat.com, Ataköy sahile 10 dakikalık bir mesafede bulunan İstWest projesinde kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor. Doğa ile bütünleşen mimarisiyle Ataköy sahile 10 dakikalık bir mesafede bulunan İstWest projesinde 2.900 TL’den başlayan taksit imkanları Evdekifirsat. com’a özel peşinatsız ve hemen teslim seçeneğiyle sunuluyor. Avrupa Yakası’nın bir diğer gözde lokasyonlarından olan Bahçeşehir’de yer alan Bahçeşehir Quartz projesinde ise konutlar 1450 TL’den başlayan taksit imkanları ile en değerli yatırımlardan birini sunuyor.

Ezberbozan hizmet anlayışı Markalı konut projelerinde yer alan konutları avantajlı ödeme planlarıyla satışa çıkaran Evdekifırsat.com sektöre kazandırdığı iş modeliyle kullanıcılarına ezberbozan bir hizmet anlayışı ile çalışıyor. İstanbul’daki yer alan yatırım değeri yüksek ve bitmiş projeleri portföyünde

Kent’Sell Genel Müdürü ve EYG Grup Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyd Dişkaya

bulunduran Evdekifırsat.com’da tüm evleri detaylarıyla sitede görebilir, karşılaştırmalarınızı yapabilir, gerekirse satış yetkilisi ya da konut uzmanlarına online olarak bağlanarak anında görüş alabilirsiniz. Böylece her evi görmek için trafikte kaybedeceğiniz sürede yüzlerce konut araştırabilirsiniz.

Yapı Malzeme Nisan 2016

123


Sektörel

“Adını Kastamonu’dan alan global bir oyuncuyuz” Kastamonu bölgesi, Kastamonu Entegre gibi güçlü kurumsal şirketlerin yanı sıra KOBİ düzeyinde de önemli bir ticari hacme sahip.

Avrupa’nın en büyük MDF, yonga levha ve laminat parke üreticilerinden Kastamonu Entegre, İstanbul Fuar Merkezi’nde 10-13 Mart 2016 tarihinde düzenlenen Kastamonulu Sanayici ve İş Dünyası Zirvesi’ne (KASTEXPO) katıldı. Kastamonu iş dünyasının buluştuğu zirvede yer almaktan mutluluk duyduklarını belirten Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, temelleri Kastamonu’da atılan bir şirket olarak bugün kendi sektöründe global bir oyuncu olmanın sorumluluğunu taşıdıklarını söyledi. Bu yıl ilk kez düzenlenen ve 100’ün üzerinde firmanın katıldığı KASTEXPO, Türkiye’de ağaç bazlı panel sektörünün en büyük oyuncusu Kastamonu Entegre’yi ağırladı. KASTEXPO’da ahşap levha sektörünü temsil eden Kastamonu Entegre;

124

Yapı Malzeme Nisan 2016

Glossmax, Evogloss, Acrylic Panel, Floorpan Classic, Floorpan Register, Floorpan Natural, Dorpan ve Doorlam ürünleriyle ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. İlk yonga levha fabrikası 1971 yılında Kastamonu’da kurulan Kastamonu Entegre’nin bugün toplam 5 ülkede, 10 farklı lokasyonda 13 ayrı üretim tesisinde faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız,

“Firmamıza adını veren Kastamonu bölgesi, Kastamonu Entegre gibi güçlü kurumsal şirketlerin yanı sıra KOBİ düzeyinde de önemli bir ticari hacme sahip. Bu firmaları zirvede bir araya getirerek yeni işbirliklerinin temelini atılmasına öncü olan başta Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.



‘Cityscape Turkey’ çok konuşulacak! Dünyanın en prestijli ve en geniş kapsamlı gayrimenkul organizasyonu Cityscape’in Türkiye’deki ilk fuarı, başarılı performansı ile Türkiye gayrimenkul sektörüne hareketlilik getirdi. ‘Cityscape Turkey’ ziyaretçi sayısı ve profili açısından beklentilerin üzerinde bir başarıya imza attı. Cityscape Turkey’in elde ettiği bu başarı, hem fuara katılan firmaları, hem de ziyaretçileri ve yatırımcıları mutlu etti. Ziyaretçiler, Cityscape Turkey’e özel indirim ve ödeme avantajlarından yararlandı. Fuarda yer alan sektörün öncü firmaları ise Cityscape Turkey’de beklentilerinin üzerinde bir yoğunluk ve ilgi ile karşılaş-

126

Yapı Malzeme Nisan 2016

tıklarını belirterek, “Cityscape Turkey, Türkiye gayrimenkul sektörünün 2016 ve gelecek hedeflerine ulaşmasında kaldıraç olacaktır” vurgusunu yaptılar.

“Cityscape Turkey, beklentilerin de üzerinde başarıya imza atıyor” DKY İnşaat, Cityscape Turkey’e özel avantajlar da sunuyor. Grup, “%10 peşin öde, gerisini taşın öde” dahil tüm kampanyalarının üzerine ek olarak fuara özel

%5’lik ekstra bir indirim daha sunuyor. Cityscape Turkey’de dört projelerinin basın lansmanını gerçekleştirdiklerini belirten DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya, “Bir kentsel dönüşüm projesi olan DKY Sahil projemiz, 138 daireden oluşan ve Kartal sahilinde, deniz kenarında yer alan projemiz. DKY Cadde de; butik projelerin üretildiği, merkezi lokasyonlarda olduğu için adını Cadde olarak belirlediğimiz konseptimiz, alt markamız. Bu konsept altında 3 projemiz,


Sektörel Bağdat Caddesi bölgesinde, Kadıköy’de yer alıyorlar. DKY Sahil’in yanı ysıra DKY Cadde Suadiye 12, DKY Cadde Göztepe 05, DKY Cadde Erenköy 86 projelerimizin de lansmanını fuarda yaptık” dedi.

“Ziyaretçi sayısı ve profili öngörülerin de üzerinde”” Türkiye’nin son yıllarda uluslararası arenada gösterdiği başarıların Cityscape Turkey organizasyonuna da yansıdığını vurgulayan Polatyol Yönetim Kurulu Üyesi Celaleddin Polat, “Cityscape Turkey, ilk kez düzenlenmesine karşın ziyaretçi sayısı ve profili açısından beklentilerin çok üzerinde bir başarı elde etti. Polatyol olarak Cityscape Turkey’de Bahçeşehir’de gerçekleştirdiğimiz Eston Şehir projemizle katıldık. Eston Şehir 1.6 milyon metrekare arazisiyle sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da en geniş alana yayılan gayrimenkul projelerinden biri” şeklinde konuştu.

“Vadiistanbul, Cityscape Turkey’de de yoğun ilgi gördü” Artaş İnşaat, Aydınlı Grup ve İnvest İnşaat ortaklığıyla hayata geçirilen Vadistanbul yer aldıklarını ve projenin Bulvar ve Park etabını ziyaretçilere tanıttıklarını belirten Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, “Türkiye’nin en büyük gayrimenkul projeleri arasında yerini alan Vadistanbul projemizi 3 parselde toplam 424 bin metrekarelik alanda geliştirdik. 1.111 konuttan oluşan Teras etabımızda yaşam devam ederken, ofis AVM, alışveriş caddesi ve otelin yer aldığı Bulvar etabımızda ise inşa çalışmalarında sona geldik. Son etabımız olan Vadistanbul Park ise 762 konuttan oluşuyor ve 100 bin metrekarelik ofis, 20 bin metrekarelik home office, 22 bin metrekarelik mağaza alanı ile 3.700 araçlık otopark alanına sahip. Ayazağa’nın dönüşümünde büyük bir role sahip olan Vadistanbul projemizle, Maslak, Nişantaşı, İstiklal Caddesi gibi noktaların alternatifi olarak İstanbul’un yeni iş ve yaşam merkezini oluşturuyoruz. Vadistanbul tamamlandığında, yaklaşık 30.000 kişinin çalışacağı ve 42.000 kişilik gündüz nüfusuyla yeni bir kent merkezi olacak” dedi.

“Kalabalık ve ilgi sevindirici, satışa yönelik güzel gelişmeler yaşıyoruz” Kuzu Grup Cityscape Turkey’e Sea Pearl projesi ile katılırken Proje Müdürü Şükrü Arkada Kalmaz, “Cityscape Turkey çok güzel bir başlangıç yaptı. Kalabalık ve ilgi güzeldi. Satışa yönelik güzel gelişmeler de yaşadık” açıklamasında bulundu.

“Bu kadar yabancının geleceğini düşünmemiştik” Cityscape Turkey ile ilgili olarak “Beklediğimizin üzerinde bir yabancı katılımı görüyoruz” şeklinde değerlendirme yapan, Piyalepaşa İstanbul Genel Müdürü Kaan Yücel, “Türkiye’nin gündemini değerlendirince, bu kadar yabancının katılacağını

düşünmemiştik. Daha çok yerli olacağını düşünüyorduk. Tam tersi oldu. Tahmin ediyorum yerli yabancı oranı; yüzde 50 yüzde 50 gibidir. Kuru kalabalık tabir edilen kimseyi burada görmedik. Projeyle ilgilendiler, sordular, öğrendiler. Yabancı yatırımcılarla üç dört tane satış rezervasyonu gerçekleştirdik. Bu önemli bizim için. Özellikle Körfez bölgesine konut pazarlayan çok sayıda ajans geldi. Bu anlamda fuarın B2B kısmını da kuvvetli buluyorum. Ofise geldiklerinde kim, nedir çok bilemeyebiliyorsunuz. Ama burada, farklı firmalarla konuştuğu için haklarında sağlıklı bilgi toplama imkanına da sahip olduk” dedi.

“Fuar, yoğun ziyaretçi ve yoğun ilgi çekti” Yoo İstanbul Say, Star Life Silivri ve Tarihi Sandoz Yalısı projeleri ile Cityscape Turkey’de yer alan Say Yapı – DIGICOM Gayrimenkul Grup Başkanı Işık Gökkaya, “Üst segmente hitap eden bir proje olan Yoo, Cityscape Turkey’de öne çıktı. Hem Ulus-Zincirlikuyu-Ortaköy hattındaki lokasyonu, hem yatay mimari olması ve hem de yeşilin çok bol olduğu bir proje olması ile yoğun ilgi gördü” diyerek, Cityscape Turkey’in yoğun ziyaretçi ve yoğun ilgi çektiğini belirtti. Yapı Malzeme Nisan 2016

127




Sektörün PENCERE Ege Pen

ISITMA-SOĞUTMA SİSTEMLERİ Vaillant

SERAMİK Vitra

YAPI KİMYASALLARI Kalekim


’ leri ARMATÜR Kale İdeal Standart

VİTRİFİYE Geberit İsvea Serel

YAPI ELEMANLARI EL ALETLERİ Bosch

Brick-B


‘En İyi Ulusal Buluş Ödülü’, Katlanabilir ahşap tuğlaya verildi Tıp eğitimi alan tasarımcı Adem Arıbaş’ın “diz eklemi çapraz bağlarını” ilham alarak tasarım danışmanı Gürçağ Özler ile birlikte Hobi Endüstriyel Tasarım bünyesinde geliştirdikleri dünyanın ilk ve tek katlanabilir ahşap tuğla ile alet-edavat, yapıştırıcı gerektirmeden başta ev olmak

3-6 Mart tarihlerinde düzenlenen Uluslararası Buluş Fuarı’nın en dikkat çekici ürünü olan katlanabilir ahşap tuğla ‘Brick B’, fuar kapsamında düzenlenen törende iki büyük ödülün birden sahibi oldu.

üzere masa, yatak, köpek kulübesi gibi birçok eşya tasarlanabiliyor. Ülkemizde ilk defa düzenlenen Ulusla-

132

Yapı Malzeme Nisan 2016

rarası Buluş Fuarı’nda halkın yoğun ilgisiyle karşılaşan Brick B; WİPO temsilcisi Quan- LingSim’den En İyi Ulusal Buluş Ödülü’nün ve Bilim ve Sanayi Bakanı Fikri Işık’ın altın madalya verdiği En İyi Buluş Ödülü’nün sahibi oldu. Güvenilirliği en önemli özelliklerinden biri olan ve yatırımcıların dikkatini çeken katlanabilir ahşap tuğla, aynı zamanda yaşayan bir ürün. Çünkü tasarımlarında değişiklikler yapılabiliyor, aynı ürün başka gereksinimler için tekrar tekrar kullanılabiliyor. Dünyanın ilk ve tek katlanabilir ahşap tuğlası diz eklemi çarpraz bağları ilham alınarak tasarlandı. Türk malı katlanabilir ahşap

tuğla inşaat, iç mimari, dekorasyon ve fuar sektöründe önemli gelişmeleri de beraberinde getirecek.

Ustasız 10 Günde Ev! Tasarımcı Âdem Arıbaş katlanabilir ahşap tuğlanın inşaat sektörüne ve iç mimariye sayısız avantajlar sağlayacağını söyledi: ‘Katlanabilir ahşap tuğlanın yeryüzünde bir benzeri yok! Katlanabiliyor, tekrar tekrar kurulabiliyor. Molozu olmayan tek yapı malzemesi. Katlanabilir ahşap tuğla ile hiçbir ağır makina ve hatta iskele kullanılmadan 60 metrekarelik bir ev sıfırdan 4 kişi ile 10 günde yapı-


Sektörel

labiliyor. İstenildiğinde evin metrekaresi katlanabilir ahşap tuğlalarla büyütülebiliyor. Yani Brick B, hem yaşayan hem gelişen hem de canlı bir ürün. Nakliye hasarı sıfır. 4 kat küçülebilir olması da nakliye, depolama ve bir yerden bir yere

aktarmada önemli kolaylıklar sağlıyor. Yüzde yüz geri dönüşümlü ve sürdürülebilir olmasıyla da gerçek bir çevre dostu. Tüm bu özellikleri de Brick B’nin tercih edilmesinde önemli rol oynuyor.’’ Katlanabilir ahşap tuğla üzerinde 5 yıldır ça-

lıştıklarını belirten Arıbaş, “Ürünümüzün patenti 135 -ülkede koruma altına alındı. Katlanabilir ahşap tuğla ile başta ABD, AB ülkeleri, Japonya gibi “kendin yap” / Do it yourself) kültürünün geliştiği gelişmiş ülkeleri hedefliyoruz” dedi.

Yapı Malzeme Nisan 2016

133


Ürün

Serel’den 4Life klozetlerde yeni nesil temizlik teknolojisi Estetikten ödün vermeden banyolarda etkin temizlik sunan Serel, fonksiyonel ve karakteristik 4Life klozetlerde getirdiği “EasyWash” yeni nesil yıkama sistemi ile kanal kısmının temizlik sorununu ortadan kaldırıyor. Maksimum temizlik konsepti ile yola çıkan Serel, 4Life klozetlerde devrim niteliğinde yeniliklere imza atıyor. E.C.A, tüm Serel ürünlerinde olduğu gibi 4Life klozet serisinde de maksimum hijyen sağlayan “Hygiene+” özelliğini standart olarak sunuyor. Serel’in, yeni nesil temizlik teknolojisi EasyWash özelliği sayesinde, klo-

134

Yapı Malzeme Nisan 2016

zetlerde estetikten ödün vermeden etkin hijyen sağlanıyor. Yıkama fonksiyonu için ek parçaların ve kirlenebilecek çıkıntıların bulunmadığı yeni klozet tasarımında, su haznenin tamamına dağıtıyor ve iç yüzeyi eksiksiz şekilde temizliyor. Serel’in teknolojisi kadar tasarımı ile de öne çıkan 4Life ürünleri, IF Design Award, Design Turkey Good Design Award ve A’ Design Award gibi dünya çapında önemli platformlar tarafından da ödüle layık görüldü.

EasyWash: Klozet temizliğinde yeni dönem Serel EasyWash teknolojisi ile temizleme suyuna tam hükmederek, klozetin iç yüzeyinin yıkanmasını sağlıyor; aynı zamanda kanal kısmının temizlik sorununu ortadan kaldırarak sıçratma probleminin önüne geçiyor. Serel EasyWash özellikli klozetlerin hazne yapısı alışılagelmiş klozetlerden farklı olarak, girinti çıkıntılardan arındırıldı. Sadece suyun akabileceği hattı oluşturan bir çizgiye sahip olan haznenin

zaman içerisinde temizlenmesi gereken bölgelerine kolaylıkla ulaşılabiliyor. Doğa dostu 4life klozet, 4,5 litre su ile tam temizlik fonksiyonu sunuyor ve yüzde 25 su tasarrufu sağlıyor. 4life klozet “Hygiene+” özelliği sayesinde kir tutmuyor, kolay temizleniyor ve hijyeni maksimuma çıkarıyor. Aynı zamanda hijyenik yüzey teknolojisi, bakteri oluşumunu engelliyor. Aynı zamanda tamamen gizli montaj özelliğiyle dikkat çeken 4life klozet, 10 yıl garanti ile sunuluyor. Serel Hygiene+ özelliğine sahip ürünler, pürüzsüz yüzey teknolojisiyle ürünün leke tutmamasına ve kolay temizlenmesine yardımcı olurken, su ve deterjan kullanımından tasarrufla ile hem çevreye, hem bütçeye katkıda bulunuyor. Ürün, hijyenik özellikli sırın pişirildiği sıcak uygulama yöntemi ile üretildiğinden, Serel Hygiene+ özelliğini ürünün garanti süresi boyunca koruyor. Serel Hygiene+ özelliği, her bütçeye ve her zevke uygun tüm Serel modellerinin tüm seramik parçalarında standart olarak sunuluyor.


Sektörel

VitrA’dan keyifli mekânlar… VitrA, en keyifli anların paylaşıldığı oturma odaları için, modası hiç geçmeyen seramiklerini öneriyor. Duvar boyama derdini ortadan kaldıran, sakin renkleriyle keyifli bir atmosfer oluşturan seramikler, her türlü mekân için ideal çözümler sunuyor.

Neo Quarzite

VitrA’nın modası hiç geçmeyen ve duvar boyama derdini ortadan kaldıran Neo Quarzite, mekânlarda doğal, benzersiz ve sakin bir etki yaratıyor. Quarzite taşının modern yorumuyla tasarlanan seri, beyaz, antrasit, moka ve kremin özel tonlarını renk geçişleriyle sunuyor.

Rainforest

VitrA’nın Rainforest seramikleri, tortul katmanlardan oluşan slate taşının doğal görünümüyle, odalara ferahlık katıyor. Porselen ve dijital baskı teknolojisinin buluşmasından doğan serinin zengin yüzey alternatifleri, kesme dekor, basamak ve süpürgelikleriyle bütünlük sağlıyor.

Inside

Madrid şehrinden ilham alan Inside serisi, çizgilerini, dünyaca ünlü İspanyol mermeri Emprador’dan alıyor. Sırlı porselen ve duvar seramiğinden oluşan seri, yoğun damarlı yapısı ve dayanıklılığıyla ön plana çıkıyor. Seriyi tamamlayan panel dekoru, eski çağlardan kalmış hissi uyandıran dev floral deseniyle mermerin asaletini yansıtıyor.

Versus

Silver fantasy mermerini, doğala en yakın tonlarıyla mekânlara taşıyan Versus serisi, zıtlıklardan besleniyor. Döşendiği her ortamda minimal ve modern bir algı yaratan seramik; kolay temizlenme özelliğiyle dikkat çekiyor. Soğuk mermer dokusunun bronz renkli parlak paslanmaz metal çubuklarla yarattığı zıtlık sayesinde, duvarlara yepyeni bir görünüm kazandırıyor.

Yapı Malzeme Nisan 2016

135


Ürün

CeraSprint armatürler daha modern, daha tasarruflu Ideal Standard, geliştirdiği üstün teknolojilerle banyolar için çevreye duyarlı çözümler üretmeye devam ediyor. Ideal Standard’ın özgün tasarımlarından CeraSprint Armatürler, modern ve zarif çizgisinin yanı sıra su ve enerji kullanımında da gayet tasarruflu.

Banyo çözümlerinin lider markası Ideal Standard’ın CeraSprint serisi armatürleri, tasarımı, konforu, işlevselliği ve çevreci özellikleriyle banyolarında farklı bir tarz yaratmak isteyenlerin ilk tercihi olmaya aday.

136

Yapı Malzeme Nisan 2016

Çevreye duyarlı çözümler Blue Responsibility çerçevesinde geliştirilen teknolojilere sahip Cerasprint Armatürler, su ve enerji tasarrufu sağlayarak doğal kaynakların korunmasına ve kullanıcıların daha sağlıklı bir yaşam alanına sahip olmalarına katkıda bulunuyor.

Click Teknoloji ile %50’ye varan su ve enerji tasarrufu CeraSprint Armatürler, su basıncını koruyarak suyun akışını azaltan ‘Click Kartuş’ sistemiyle %50’ye varan su ve enerji tasarrufu sağlıyor. EASY-FIX montaj teknolojisi ile de armatürün lavabo deliğine merkezleyen özel contası sayesinde kolay ve konforlu montaj imkanı sağlıyor. Ideal Standard CeraSprint Armatür serisi, lavabo, bide, banyo, duş,ve mutfak bataryalarına kadar geniş alternatifleriyle bütünsel bir çözüm sunarak banyoların ve hatta mutfakların vazgeçilmez tasarımları arasında yerini alıyor.


Ürün

Hijyen ve konfor ‘smartPlus’ ile birarada Yarım asırlık İtalyan markası ISVEA, Akıllı Klozet Kapağı smartPlus sayesinde banyolarda hem hijyenik hem de konforlu kişisel temizlik ortamı sunuyor.

El değmeden temizlik Teknolojik özelliklerin yanı sıra şık tasarımıyla da dikkat çeken smartPlus, kişisel hijyen konusunda banyolarda yepyeni bir devri başlatıyor. Özel kumanda sistemiyle tüm fonksiyonların kolayca kullanılabildiği smartPlus, el değmeden temizlik yapılmasına olanak sağlıyor.

Suyun sıcaklığını ve basıncını ayarlıyor

ileri-geri hareket ettirilebilen, kişiye göre ayarlanabilen ve her yıkamada otomatik olarak kendini temizleyen paslanmaz taharet musluğu ile de kişiye özel su akışı ve yıkama imkanı sağlayarak kusursuz hijyeni banyolara getiriyor. El değmeden kişisel temizlik sağlayan smartPlus, aynı zamanda ısıtmalı kapak özelliğiyle de konforlu bir banyo deneyiminin kapılarını aralıyor.

ISVEA, birçok teknolojik özelliği bir arada sunan ‘Akıllı Klozet Kapağı’ smartPlus teknolojisi sayesinde, konforu kişisel hijyenle buluşturarak daha sağlıklı banyo ve tuvaletleri hayatımıza kazandırıyor.

Alışılmış klozet kavramına yeni bir soluk getiren smartPlus, sıcak su bağlantısı olmaksızın suyu ısıtıyor ve su sıcaklığını istenen dereceye ayarlayabiliyor. Ayarlanabilir su sıcaklığı, su basıncı ve çıkışı sayesinde kişiye özel yıkama seçenekleri sunan smartPlus, yıkama sırasında Yapı Malzeme Nisan 2016

137


Ürün

‘Su’ya adanan inovatif tasarımlar İnovatif ürünleriyle dikkat çeken Geberit, ürün portföyüne bir yenisini daha ekledi. Geberit’in genel mekanlar için sunduğu, pisuvar deşarj kumandaları, montaj elemanları ve pisuvar ara bölmelerini içeren çözümler, yeni pisuvar sistemleri ile tamamlanıyor. Genel mekanlar için maksimum hijyen, tasarruf ve kullanım kolaylığı sunan pisuvar sistemlerinin iki

Sıhhi rezervuar markası Geberit’in özel olarak geliştirdiği son ürünü; pisuvar sistemleri. Geberit pisuvar deşarj kumandaları, montaj elemanları ve ara bölmelerden oluşan pisuvar çözümleri, yeni pisuvar sistemleri ile tamamlanıyor.

farklı modeli bulunuyor. Bunlar zarif tasarımıyla ön plana çıkan ‘Preda’ ile güçlü ve sağlam duruşu ile ‘Selva’.

138

Yapı Malzeme Nisan 2016

Geberit ‘Preda’ ve ‘Selva’ farklı formlara sahip olmakla birlikte 3 farklı versiyonla kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Bunlar fotoselli ve entegre deşarj sistemi ile susuz çalışan modeller. Tüm bileşenlerin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü Geberit pisuvar sistemlerinde, her şey birbiriyle uyum içinde çalışıyor. Kendi enerjisini üretebilen kontrol ünitesi opsiyonu sayesinde kaynak ve su tüketimini minimize etmeye odaklanan pisuvarlar, hijyenden de ödün vermiyor. Pisuvarın en altında bulunan yerleştirme istasyonundaki kontrol ünitesine ulaşım oldukça kolaydır; ünite tek elle çıkarılabilir. Ayrıca otomatik su durdurma fonksiyonu sayesinde bakım esnasında su kaynağını kapatmaya gerek kalmaz. Püskürtme başlığı, sifon ve deşarj borularına kolay ulaşım ile pisuvarların temizliği ve bakımı kolaylıkla sağlanıyor.

Su tasarrufuna Geberit imzası Kendi enerjisini üretebilme özelliği olan Geberit pisuvarlarının, akıllı formuna uygun olarak tasarlanan püskürtme başlığı 0,5 litre su ile optimum deşarj imkanı sağlıyor. Ayarlanabilen deşarj programları sayesinde daha az miktarda su ile deşarj yapılabiliyor. Pisuvarın akıllı formu minimum su ile optimum deşarj imkanı sağlarken, aynı zamanda su sıçratmadan, sessiz çalışıyor.

Vakumlu ve hibrit pisuvar sifonu ile iki farklı seçenek sunan Geberit, vakumlu pisuvar sifonu ile standart deşarj hacmi için uygunken, Hibrit pisuvar sifonu ile su tüketimi veya su kullanmadan da işlevini yerine getirebiliyor. Bakım kolaylığı ve su ile enerji tasarrufu sağlama imkanı nedeniyle AVM, havalimanı gibi genel mekanlarda işletme maliyetlerini düşürürken, doğayı da koruma imkanı veriyor.


Ürün

Kale’de ‘Karina’ ile zamana yolculuk Kaliteli, fonksiyonel ve estetik ürünleriyle yaşam konforunu artıran Kale, Karina armatür serisi ile banyoları, hem görsel hem de fonksiyonel anlamda, özel mekanlar haline getiriyor. Özellikle 70’li yıllara özlem duyanların beğenisine hitap eden bir tasarımla sunulan Karina armatür serisi, banyolarda tam da bu etkiyi yaratıyor. Şık ve zarif tasarımıyla dikkat çeken seri, banyolara estetik bir dokunuş katmakla kalmıyor, sizi zamanda yolculuğa çıkarıyor. Karina serisinin ‘Rose Gold’ lavabo ve banyo armatürleri de, banyolarda zarif ve seçkin bir ambiyans oluşturuyor. Tüm Kale armatürlerinde olduğu gibi ‘Karina’ serisi, 5 yıl garanti kapsamında tüketicinin beğenisine sunuluyor.

Kale, geçmişe özlem duyanlara hitap eden çarpıcı bir tasarıma sahip ‘Karina’ armatür serisi ile banyolarda şık ve zarif bir atmosfer oluşturuyor.

Yapı Malzeme Nisan 2016

139


Ürün

Egepen Deceuninck’den yeni nesil panjur sistemleri

Mekânlara mimari açıdan dekoratif seçenekler sunan, Türkiye’nin lider PVC üreticilerinden Egepen Deceuninck, Storbox Panjur Sistemi ile ev ve ofislere güvenlik, yalıtım ve enerji tasarrufunu bir arada sunuyor.

Geçmiş zamanlara bakıldığında temizlemesi zor, kaba bir görüntüye sahip olan panjurlar, Egepen Deceuninck ile artık daha kullanışlı, daha güvenli ve daha estetik. Güneş ışığı, toz ve yağmur gibi hava koşullarına karşı koruma sağlayan Egepen Deceuninck Storbox Panjur Sistemi, mekânlara pratik ve estetik çözüm-

140

Yapı Malzeme Nisan 2016

ler sunuyor. Kolay temizlenebilen yapısıyla pratik temizleme imkânları sağlayan Storbox Panjur Sistemi, güneş ışınlarını direkt alan mekânlar için ideal çözümler sunuyor. Yapısındaki şık tasarım sayesinde evlerin mimarisi ile uyum içinde olan ve mahremiyet için etkili olan panjur sistemi, hırsızlık gibi art niyetli tutumlar için caydırıcı bir rol oynuyor. Gürültüyü engelleyen yapısıyla yaşanılan tüm yerlerde huzur sağlayan panjur sistemi 165 mm ve 200 mm olarak iki farklı boyutta üretiliyor ve doğrama üstü panjur olarak kullanılıyor. Yüksek ısı yalıtımı sağlamak amacıyla 165x200 mm ve 200x235 mm kutularda özel sistem içinde bulunuyor. Panjur lamel seçeneği Ege ve Mini Panjur olarak kullanılabilen Storbox Panjur Sistemi, tek pencereye, kapı üstüne ve çoklu panjur uygulaması gerektiren mekânlara kolaylıkla uygulanabiliyor. Mekânlarına daha dekoratif bir görünüm veya koruma sağlamak isteyenler ise tercihe göre, sürme sineklik veya stor sineklik ile kombine edilebiliyor.


Ürün

Bosch’tan yeni nesil Dynamic ve Robust serisi Bosch Elektrikli El Aletleri, piyasaya sunduğu Dynamic ve Robust serisine ait 8 vidalama ve delme aletiyle profesyonellerin işini kolaylaştırıyor. Kömürsüz motor teknolojisi (EC), uzun ömürlü kullanım, geri tepme kontrolü, LED ışıklı aşırı ısınma uyarı sistemiyle her iki seri de maksimum güvenlik ve performansı bir arada sunuyor. Ürünler, en kolay ve rahat kullanım imkanını sağlarken, her biri bir önceki seriye göre hem daha yüksek dayanıklılık hem de daha yüksek verimlilik vadediyor.

Profesyonellere GSR - GSB serisi vidalama ve delme aletleri Bosch Elektrikli El Aletleri, GSB serisi 14,4 ve 18 V akülü delme aletlerini de profesyonellerin hizmetine sundu. Dynamic ailesinin üyeleri GSB 14.4 V - EC ve GSB 18 V - EC akülü darbeli delme aletleri, yenilenen kompakt tasarımlarıyla tüm teknisyen ve tesisatçılara işlerinde önemli kolaylık sağlıyor. Bosch, Robust ailesinin yeni üyeleri GSR serisi 14.4 VE - EC ve 18 VE - EC modelleri ise Bosch’un bu sınıfta sunduğu kömürsüz motor teknolojilerine sahip ilk akülü vidalama ve darbeli delme aletleri olarak öne çıkıyor. Sekiz modelin hepsinde de ahşap işlerinde çalışanlar, elektrik

ve ısıtma sistemleri teknisyenleri, su tesisatçıları için yüksek konfor ve hassasiyetle birlikte yeni işlevler sunuluyor.

Daha fazla konfor, daha az yıpranma ve aşınma Bosch’un piyasaya sunduğu yeni nesil tüm akülü vidalama ve delme aletlerinde benzeri olmayan, yeni tasarlanmış bir emniyet sistemi mevcut. Bu sistem makineye aşırı yükleme yapıldığında durumu algılıyor ve işlemi durdurabiliyor.

Örneğin, vidalama işlemi yapılırken, vidaların aşırı sıkılmaması için işlem durabiliyor. Bu sayede vidaların aşırı sıkılmasından kaynaklanan yüksek ses önlenerek, titreşimler en aza indiriliyor. Hem malzeme hem de makinenin daha az yıpranması sağlanıyor. Bu da, cihaz ve aksesuarlar için daha

Bosch’un yeni nesil akülü vidalama ve delme aletleri, geri tepme kontrol sistemi (kickback control), kömürsüz motor teknolojisi (EC) gibi özellikleriyle zorlu uygulamalarda profesyonellerin imdadına yetişiyor. az yıpranma-aşınma, daha uzun kullanım ömrü anlamına geliyor. Bosch Elektrikli El Aletleri, aynı zamanda tüm darbeli vidalama makinelerinde 13 mm sert metal dayanıklı mandrene sahip bulunuyor. Yapı Malzeme Nisan 2016

141


Ürün

Kaplama üzeri su yalıtımı için: ‘İzopur Trans’

Kalekim, şeffaf su yalıtımı malzemesi ‘İzopur Trans ile balkon ve teraslarda rahatlıkla uygulanabilen, pratik ve etkili çözümler sunuyor.

Yapı kimyasalları sektörünün lider firması Kalekim, sektöre kazandırdığı yenilikçi ürünleriyle, tüketici ve profesyonellere yönelik kapsamlı çözümler üretmeye devam ediyor. Kalekim’in şeffaf yalıtım ürünü İzopur Trans, her türlü malzeme

142

Yapı Malzeme Nisan 2016

ile kaplı balkon ve terasların su yalıtımı için, kolay ve hızlı bir uygulama imkanı sağlıyor. İzopur Trans, şeffaf olmasının getirdiği avantaj ile seramik, cam, cam tuğla, doğal taş, ahşap ve bambu yüzeylerin, herhangi bir estetik kaybı olmaksızın su yalıtımında kullanılıyor. Böylece İzopur Trans ile seramik, granit seramik, granit, mermer gibi parlak malzemelerle kaplı teras ve balkonlarda, kaplamaları kırmadan, büyük bir kolaylıkla su yalıtımı uygulaması yapılabiliyor. UV ışınlarına dayanımlı, elastik ve tek bileşenli poliüretan su yalıtım malzemesi olan İzopur Trans, düşük sıcaklıklarda da özelliklerini koruyor. Suya ve dona karşı dayanıklı olduğu gibi sararmayan ve esnekliğini kaybetmeyen özelliklere sahip İzopur Trans; asit, alkali, deterjan, deniz suyu ve yağlara karşı dayanıklılığı yüksek bir ürün olarak öne çıkıyor.



Ürün

Maisonlift ile sıradışı asansör keyfi Kleeman önceden asansör planlaması yapılmış olsun ya da olmasın, tüm binalara çözüm getiren MaisonLift asansör sisteminin panoramik camdan üretilen modelleri ile asansör yolculuğunu çok daha ferah ve keyifli hale getiriyor. Hidrolik asansör ekipmanları üretmek üzere, yüksek kalite ve güven felsefesiyle 1983 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Kleemann, MaisonLift ile asansör sistemlerine birçok yenilik getiriyor. Otel, villa, alışveriş merkezi vb. bütün

144

Yapı Malzeme Nisan 2016

binalara özel çözümler sunan MaisonLift, asansör kullanıcılarının manzarayı görebilmelerini sağlayan panoramik tasarımlarıyla fark oluşturuyor. Kabinin cam ile çerçevelenmiş olması nedeniyle insanlar kapalı bir kabin yerine panoramik asansörleri tercih ediyor. Alüminyum kuyu konstrüksiyonu farklı renklere boyanabilen ve çevresine uyum sağlayabilen 5+5 lamine cam seçeneği ile de göz zevkine farklı bir boyut katılmış. İstenirse tüm kabin panoramik camdan imal edilebiliyor. Kat kapıları ise, yarı otomatik ve tam otomatik olarak camlı ya da büyük camlı olabiliyor. MaisonLift’in panoramik modelleri, binaların içine ya da dışına kolaylıkla uygulanabiliyor. Sessiz çalışma, düşük enerji harcaması, basit ve kolay montaj, çok çeşitli kabin tasarımı seçenekleri, 2-6 kişi (180-450 kg) taşıma kapasitesi gibi özelliklere sahip olan MaisonLift, engelli ve yaşlıların kullanımına da uygun olarak üretiliyor.



Kısa Kısa

Legrand Grup Prizleri çok teknolojik, çok fonksiyonel Legrand’ın ürettiği şık tasarıma sahip 4’lü dikey parafudrlu toprak grup priz, benzersiz özellikleri ile değerli teknolojik aletlerinizi şarj ederken, elektrik gücüyle çalışan tüm elektrikli aletlerinizin aynı zamanda kullanımına da olanak sağlıyor. Üzerinde bulunan 4 adet çocuk korumalı topraklı prizi kontrol edebilen Legrand anahtarlı grup priz, anahtar kapalı olduğunda bile akım koruma özelliğiyle dikkat çekiyor.

Elektronik cihazlar için şarj istasyonu 2 adet USB şarj çıkışı ve cep telefonlar için 1 adet micro USB Dock Station’a sahip 4’lü Legrand dikey parafudrlu topraklı grup priz, dönebilen gövdesi ve büyük fişli cihazlar için prizler arasında geniş alanı ile ev ve iş yerleriniz için fonksiyonel kullanım sunuyor. Anahtar prizler kapalı olduğunda bile tüm prizlerde ve USB prizlerde akım koruma sağlayan 4’lü dikey parafudrlu toprak priz, evlerde çocuklar için tehlike oluşturabilecek durumları en aza indiriyor. Çocuk koruma özelliğine ve ON/OFF tuşuna sahip 4’lü dikey parafudrlu topraklı grup priz ile evlerde çocuklar için güvenli bir yaşam alanı sağlanmış oluyor. Yıldırımlara karşı parafudrlu koruma özelliğine sahip Legrand grup priz, çalışma alanlarına kolaylıkla monte edilerek ya da masa üzerinde sabitlenebiliyor. 2 metre uzunluğunda 3x1 mm² kablo ile kullanıldığı ortam içerisinde kolay kullanım imkânı veriyor.

Viko’dan, Wwf-Türkiye’nin dünya saati etkinliğine büyük destek… Dünyada doğal kaynaklar hızla tükeniyor, iklim değişikliği her geçen gün daha büyük bir tehdit haline gelirken çevre kirliliği de artıyor. Özellikle gelecek nesiller için endişe verici olan bu tablo, daha yaşanılabilir bir dünya ve aydınlık bir gelecek için hepimizin sorumluluk alması gereken bir dönemde olduğumuzu gösteriyor. Gerçekleştirdiği örnek çalışmalarla çevre konusunda en duyarlı kuruluşlar içinde yer alan VİKO by Panasonic, WWF-Türkiye tarafından yürütülen Dünya Saati etkinliğine ana sponsor olarak destek veriyor. Dünyanın en büyük çevre etkinliklerinden biri olan Dünya Saati’ne, 2015 yılında Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 172 ülkeden 2 milyardan fazla insan katılmıştı. Her yıl milyonlarca insanın bir saatliğine ışıkları kapatarak küresel iklim değişikliği konusunda önemli bir farkındalık oluşturmasını sağlayan Dünya Saati etkinliği bu yıl 19 Mart Cumartesi günü, 20.30 - 21.30 saatleri arasında gerçekleşti. Türkiye’de Boğaziçi Köprüleri, Dolmabahçe Sarayı ve Sultanahmet Camii gibi anıtsal yapıların yanı sıra Efes Antik Kenti, Selimiye Camii ve Peri Bacaları da ışıklarını kapatarak bu önemli etkinliğine katkı sağladı. Türkiye’nin bu önemli tarihi yapıları, iklim değişikliği sorununa dikkat çekerek aydınlık geleceğe ışık tuttu.

146

Yapı Malzeme Nisan 2016

NEF tercihini İtalyan ISVEA’dan yana yaptı Tüm dünyada pek çok prestijli projede yer alan ISVEA; dünyaca ünlü tasarımcıların imzasını taşıyan NEF Kağıthane 03 ve NEF Merter 12 projelerini İtalyan şıklığı ve zarafeti ile tanıştırdı. Projelerin banyolarında ultra ince kenarlı, iddialı ve şık tasarımlarıyla dikkat çeken Sistema Sharp&Slim lavabolar ve kolay temizlik sağlayan, hijyen özelliği ile sağlık açısından da son zamanların en çok tercih edilen teknolojisi Rimless ile hayata geçen asma klozetler tercih edildi.



Kısa Kısa

Çimento sektörünün geleceği, gençlerle buluştu! Oyak Çimento, 22-24 Şubat tarihlerinde İTÜ Kariyer Zirvesi’ne katılımının ardından 3-4 Mart 2016 tarihlerinde de ODTÜ Kariyer Planlama Merkezi’nin düzenlediği ODTÜ Kariyer Fuarı’na da bir katılım gerçekleştirdi. ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki standında, OYAK Beton Genel Müdür Teknik Asistanı Bora Yağlı “Hazır Beton ve Mega Projeler” başlığında yaptığı sunumda öğrencilerin çimento sektörü ve prosesi ile ilgili sorularını da cevapladı.

Hareket’te sany dönemi Son iki yıldır devam eden ASCENDUM Makina ve SANY birlikteliği sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Türkiye’de ASCENDUM Makina güvencesinde satış ve servis hizmeti verilen SANY Paletli Vinç’ler sektörün önemli oyuncuları tarafından tercih ediliyor. 60 tondan 650 tona kadar geniş bir paletli vinç yelpazesine sahip olan SANY, bu kez de Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği A.Ş. makina parkına eklendi. Konu ile ilgili görüşlerini açıklayan ASCENDUM Makina SANY Türkiye Satış Müdürü Alper Kaya; “Zemin firmaları ile başladığımız satış serüvenimiz, şu anda nakliye ve taşımacılık çözümleri üreten firmalar ile devam etmekte. ASCENDUM Makina olarak en büyük paletli vinç satışımızı Hareket Taşımacılık firmasına gerçekleştirdik, bizim için çok önemli bir referans.” diyor. ASCENDUM Makina SANY Türkiye Satış Müdürü Alper Kaya bir müjdeyi de açıklıyor. 2016 yılının ikinci yarısında ASCENDUM Makina, Türkiye pazarına yeni bir ürün daha sunacak. Alper Kaya yenilikleri şöyle vurguluyor: “SANY Türkiye satış distribütörü olarak bu yıl fore kazık makinası gibi yeni bir ürün ile pazarda olacağız. Bunun için altyapımızı hazırladık ve kadrolarımızı oluşturuyoruz.” Kaya buna ek olarak, “2016 yılının bizim için çok daha aktif geçeceğine inanıyoruz” diyerek bu seneye duyduğu güveni paylaşıyor.

148

Yapı Malzeme Nisan 2016

Duvar kağıdında fotorealizmin izleri… Duvar kağıdında trendleri belirleyen Rasch; 1960’lı yıllarda pop-art resim sanatından türeyen fotorealizm akımından ilham alarak tasarladığı “Crispy Paper” duvar kağıdı koleksiyonu ile mekanlarınıza gerçekçi ve büyüleyici bir boyut kazandırıyor... Metal, taş, ahşap, seramik gibi günlük hayatı ve doğayı yansıtan materyalleri konu aldığı gerçek boyutlu desenleri ile metal dolaplardan paletlere, palmiye yapraklarından ahşap pencerelere uzanan birbirinden farklı desen seçenekleri sunan “Crispy Paper”; bir duvar kağıdından çok daha fazlasını sunuyor… Beyaz, gri ve kahverenginin yanı sıra mavi, yeşil, kırmızı gibi farklı renkleri ile ilham aldığı doku ve nesnelerin doğal tonlarına yer veren “Crispy Paper” duvar kağıdı koleksiyonu; renkleri, desenleri ve mekanlara kazandırdığı perspektif hissi ile gerçeküstü mekanlar yaratıyor... Tüm Rasch koleksiyonlarında olduğu gibi, kalite ve teknik özellikleri ile fark yaratan modern ithal duvar kağıdı koleksiyonu, kolay temizlenebilmesi, güneş ışınlarına dayanıklı olması, ekolojik olması, RAL ve CE sertifikaları güvencesinde insan sağlığına zararlı hiçbir maddeyi barındırmaması gibi birçok avantajı ile de ön plana çıkıyor.



Kısa Kısa

Suyun yönetimi, insanlığın gelecegini belirleyecek ACO, dünyada su yönetimi konusunda yaptığı çalışmaları ve ileriye dönük süreç mühendisliği ile çevreye uyumlu, ihtiyatlı aynı zamanda da ekonomik çözümler ile doğal kaynak suyunu en doğru şekilde kullanılmasını amaçlıyor. ACO Türkiye Genel Müdürü Kerem Altınöz, bu yıl teması “Su ve İstihdam” olarak belirlenen Dünya Su Günü nedeni ile bir açıklamada günlük yaşantımızdan sanayi, ticaret ve tarım gibi yatırım alanlarında su yönetiminde en üst noktada hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyledi. Altınöz, “2025 yılından sonra 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı ile yüz yüze geleceği tahmin ediliyor. Bunun nedeni, dünyadaki su kaynakları miktarının yetersiz olması değil, su yönetiminin iyi yapılmamasıdır. Küresel ölçekte herkese yetecek kadar kaynak bulunmasına rağmen iyi ve sürdürülebilir bir yönetim politikası benimsenmediği için geleceğe ilişkin tehditler bu boyutlara gelmiştir. Dünyada halen temiz içme suyuna ve sanitasyona erişemeyen insanlar bulunuyor. Yaklaşık 750 milyon kişi içme suyuna erişemiyor, her gün 1000 çocuk kirli su, sanitasyon ya da hijyen yetersizliklerine bağlı hastalıklar yüzünden ölüyor. Suyun yönetiminde, hijyenin artık etkin bir standart olarak ortaya konması çok kritik. İkinci nesil drenaj sistemleri, suyun en hızlı ve temiz şekilde toplanırken, bu işi yapan ekipmanların kolayca ve daha fazla su harcamadan temizlenebilmesini gerektiriyor. Caddelerimizde, parklarımızda, hastanelerimizde, okullarımızda, drenaj ekipmanlarının bakteri çekim merkezi haline gelmesini engellemeliyiz” dedi.

Kone Asansör, IBM ile geleceğe yürüyor

‘Egepen Deceuninck’ İstanbul Pencere Fuarı’nda yeni ürünleri ile göz doldurdu Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çevreye duyarlı üretim gerçekleştiren Egepen Deceuninck, 9-12 Mart 2016 tarihlerinde TÜYAP’ta gerçekleşen 17. İstanbul Pencere Fuarı’nda yeni ürünlerini sergiledi. Pek çok farklı ülkeden 700’den fazla markanın katıldığı fuarda, %100 geri dönüşümlü, çevreye duyarlı üretim gerçekleştiren Egepen Deceuninck, ürünlerini tanıttığı dev standında yeni sürme sistemini sergiledi. Zendow, HS76, Everest Max, katlanır kapı, kepenk, panjur, sürme sistemleri gibi hiçbir ürününde kurşun kullanmayan Egepen Deceuninck, piyasaya yeni sürdüğü ve sektörde önemli bir seri haline gelen Legend serisiyle ve yeni sürme sistemiyle ziyaretçilerin beğenisini topladı. Egepen Deceuninck Grup Pazarlama ve Satış Müdürü Tamer Özen; “Türkiye, PVC üretimi konusunda artık tamamen lider konumda olan bir ülke. Dünyanın pek çok ülkesine üretim yapan Türkiye, PVC sektörü tarafından yakından takip ediliyor. Bu nedenle ülkemizde bu yönde yapılan fuarlar ürünlerimizi farklı ülkelere tanıtmak ve sektördeki yenilikleri takip etmek açısından büyük önem taşıyor. Dört gün süren fuar boyunca sergilediğimiz yeni sürme sistemimiz ve diğer ürünlerimizle ziyaretçilerin yoğun ilgisini gördük. Sektör profesyonellerinin bir araya geldiği bu fuarlara yurt içi veya yurt dışı fark etmeksizin katılım gösteriyoruz. Bu sayede dünyanın pek çok ülkesiyle farklı işbirlikleri gerçekleştiriyoruz” dedi.

150

Yapı Malzeme Nisan 2016

KONE, ekipman verilerinin toplanıp depolanması ve çeşitli uygulamalar ile yeni çözümlerin geliştirilmesi için IBM’in Watson IoT Bulut Platformunu kullanacak. Platform, KONE’nin bakım tabanındaki asansör, yürüyen merdiven, kapı ve turnikelere bağlı sensör ve sistemlerinden veriler toplayacak. Toplanan veriler, IBM’in gelişmiş analitik motoruyla KONE müşterileri için yeni hizmetler ve yeni deneyimlerin uygulamaya konmasını sağlama amacına yönelik olarak kullanılacak. KONE, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bir milyondan fazla asansör, yürüyen merdiven ve bina kapısından oluşan küresel bakım tabanını bulut tabanlı hizmetlere bağlayacak. Ekipman faaliyetlerinden elde edilen büyük miktarda verinin toplanması, sofistike analiz ve bağlanabilirlik özelliklerinin kullanılmasıyla, aksaklık süreleri minimize edilebilecek ve onarım işlemleri daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilecek. KONE ayrıca IBM ve çeşitli sektörlerdeki ortaklarıyla IBM’in küresel imkanları, gayrimenkul ve IoT geliştirici ekosistemleri vasıtasıyla da birlikte çalışacak. Bu da dünyanın en yoğun şehir ve binaları için yeni hizmet geliştirme sürecine küresel bir boyut getirecek. Örnekler arasında, trafik raporları ve toplu taşıma hareket saatleri gibi günün yoğun saatleri boyunca insanlara bilgi sunan uygulamalar da bulunuyor.

“KONE, IBM ile tüm faaliyetlerine akıl dahil ediyor.” IBM Watson Internet of Things Genel Müdürü Harriet Green ise şunları söyledi: “Etkin, insan merkezli şehirler ve binalar, işletmeler, toplum ve ekonomiler için iyi şeylerdir. Tüm bu yapının merkezinde ise insanların bunlar arasında nasıl hareket ettiği vardır ve akıllı sistemler bu deneyimi daha konforlu, daha sezgisel ve daha eğlenceli hale getirmeye hazır. KONE, IBM’in bilişsel IoT teknolojileriyle tüm faaliyetlerine akıl dahil ediyor ve daha akıllı binalarda bir yenilik dalgası oluşuyor.”














Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.