FIRFIR’ın MACERALARI

Page 1

eTwinning​- HİKAYE ÇANTAMDAKİ DÜNYA 2

FIRFIR’ın MACERALARI ___

THE WORLD IN MY STORY BAG 2


2

GİRİŞ The World ın My Story Bag 2 Hikaye Çantamdaki Dünya 2 projesi bir eTwinning projesidir.Proje ekibi olarak erken çocukluk çağındaki öğrencilerimizin; okuma alışkanlığı kazanması,yaratıcılık ve hayal güçlerinin gelişmesi için kitaplar içinde büyümesi gerektiğinin bilincindeyiz. Okul öncesi eğitim okuma alışkanlığı kazandırmak için önemli bir basamaktır. Bu amaçla projemiz sayesinde okul öncesi eğitim alan çocuklar aileleri ile birlikte hikayeleri okuyup artık materyallerden somut bir hikaye çantası hazırlayıp sınıfta canlandırarak ve okuldaki eğitime aktif bir şekilde katılmışlardır.

Projenin Amacı Okul öncesindeki çocuklarımızı yaşlarına uygun, konu,içerik,resimleme bakımından yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirme yi ön plana alan dikkat çekici,anlatımı akıcı ve anlaşılır olan kaliteli hikaye kitaplarıyla buluşturmak. Okul öncesi eğitimdeki masal saatlerine hazırlanan üç boyutlu hikaye çantalarıyla farklı bir boyut kazandırmak Projeye dahil olmayan ülkemiz ve yurt dışındaki farklı okuldaki öğrencileri projede kullanılan hikaye kitapları ve çantalarıyla buluşturarak projeden yararlanan öğrenci sayısını artırmak Bu süreçte üretilen bütün ürünler hikaye kitabı ile birlikte seçilen bir köy okuluna gönderilecektir.


3

Proje Kurucuları


4

Proje Ortakları

1.

2. Gülbiye ZEYBEK/Gazi Umurbey Anaokulu/İZMİR…………………………..

3. Derya YÜCEL Ankara Sincan 100.Yıl İlkokulu Anasınıfı C Şubesi………...

4. Derya Şahinoğulları/Şehit Teğmen Ali Emre Fırıncıoğullarıİ.O/HATAY..

5. Fatime AYDIN /Toki Akkent Anaokulu/Isparta……………………………...

Bahar Oğur ŞİMŞEK/ İsmail Mehmet Selim Kara Ortaokulu/HATAY /Samandağ…………..


5

6. Gamze AKAR/ Musa Karabaş Anaokulu/ Ereğli/KONYA……………………

7. Tevfike ŞAHİN /Mithatpaşa ilkokulu /Ereğli/KONYA………………………...

8. İlknur AKBAŞ/Şehit Zeki İnan İlkokulu/ORDU……………………………....

9. Derya ARASAN/Fahriye Hanım İlkokulu/Salihli/MANİSA…………….…...

10. Yıldız DEMİREL/Hayma Ana Anaokulu/KOCAELİ……...

11. Ülkü Kale KARAASLAN /Süleyman Çelebi Ortaokulu/KONYA…………..


6

12. Serpil YAŞAR/ Sarayönü Merkez Anaokulu / Sarayönü KONYA…………

13. Fatma Zehra EROL/Karatay Fevzi Çakmak Anaokulu /KONYA …………..

14. Ayşe ÜNLÜ/Eşrefoğlu İlkokulu/KONYA…………………………………...…….

15. Esin DOĞAN/Meram Mevlana Anaokulu/KONYA………………………….....

16. Semahat ULULAR/Meram Mevlana Anaokulu/KONYA………………………...


7

17. Melek MEYDAN/Meram Mevlana Anaokulu/KONYA……………………....

18. Zeynep ŞALVARC/Şehit Pilot Ayfer Gök Anaokulu/KONYA……………....

19. Ayşegül ÖZTEMİZ Kanuni Sultan Süleyman ilkokulu-Anasınıfı D şubesi

20. Kübra İNAĞ/Zeliha ve Lütfiye Kulluk İ.O/KONYA……….…………....


8

21. Stefka PAVLOVA/Kindergarten Zname na mira/Belene/BULGARIA……..

22. Dochia HRENEBACI/Scoala Gimnaziala nr.2 /Timisoara/ROMANİA…….

23. Yasemin ATILGAN /Selçuklu Anaokulu/KONYA…………………………..

24. Kıvanç ALTINÖZ/İnönü İlkokulu/Narlıdere/İZMİR………………………...


9

1. Önsöz Hikaye Çantamda ki Dünya eTwinning projemizi ilk olarak 2018/2019 eğitim-öğretim yılında Türkiye-Romanya-Polanya’ dan 15 ortakla çalıştık.Projemiz o sene Ulusal Kalite Etiketi ve aynı zamanda Avrupa Kalite etiketi ile ödüllendirilmiştir.Projemiz kapsamında kullandığımız hikaye kitapları ve çantalarını 15 ortağımız, bu kitaplara ulaşamayan 15 köy okuluna hediye ederek harika bir sosyal sorumluluk projesine imza atmıştır. 2019/2020 eğitim-öğretim yılında da Türkiye-Romanya ve Bulgaristan’ dan 24 ortakla yola çıktığımız yeni serüvenimizde 15 nitelikli okul öncesi hikaye kitabını seçerek başladığımız yolculuğumuzda tüm ortaklarımız ile birlikte okul öncesi alanında meslektaşlarımıza kaynak oluşturacak 15 hikayemizin hikayelerle bütünleştirilmiş okul öncesi etkinlik planlarını hazırladık.Bu ortak ürünümüz ile ise; ●

Öğrencilerimizin çizimlerinden yine öğrencilerimizin seçimleri ile proje maskotumuzu belirledik

Proje maskotumuzu üç boyutlu hale dönüştürdük

Maskotumuza isim belirlemek için yine öğrencilerimizin belirlediği isimlerden bir anket oluşturduk

Belirlenen isimlerden öğrencilerimiz maskotumuzun isminin FIRFIR olarak belirledi

FIRFIR tüm ortaklarımızı gezerek bir maceraya başladı.Bu macera sırasında ise öğrencilerimiz hikayeler yazdılar.Ortaklarımız karışık takımlara ayrılarak, bir hikaye iki ortağımızın öğrencileri tarafından oluşturularak resmedilmiştir. Fırfır’ın maceraları ile tanışmaya hazır olun……

​The World ın my Story Bag 2 Proje Ekibi Hikaye Çantamdaki Dünya 2 Proje Ekibi


10

FIRFIRIN MACERALARI HİKAYESİ Her ortağımız sınıfında öğrencilerine maskotlar çizdirdiler.Her sınıf demokratik katılım ile sınıf maskot birincilerini belirlediler.Her sınıftan maskotları öğrencilerimiz anket oylamasında en çok oy alan maskot olarak belirlediler.Maskot oylaması sonucu birinci seçilen maskotumuzun ismine yine öğrencilerimizin seçtiği isimler ile ankete sonucuna göre öğrencilerimiz belirlemiş oldular.Anketteki isimlerden öğrencilerimizin tercihleri sonucu çıkan FIRFIR ismine karar verildi. Maskotumuz Fırfır tüm ortakları gezerek onlara hikaye kitaplarımızın kahramanlarından kitap ayraçlarını hediye götürdü.Fırfır bu ziyareti sırasında öğrencilerimiz ile hikayeleri yazdı ve öğrencilerimizin çizdiği resimleri de kitabımız için bizlere ulaştırdı. KARIŞIK TAKIMLAR

FIFIR’IN MACERALARI HİKAYESİ BÖLÜMLERİ 1.BÖLÜM

HİKAYE BÖLÜM TAKIMLARI

BÖLÜM ADLARI

Bahar Oğur ŞİMŞEK/ İsmail

FIRFIR’IN ŞEKER ŞEHRİNE

Mehmet Selim Kara

YOLCULUĞU

Ortaokulu/HATAY /Samandağ Gülbiye ZEYBEK/Gazi Umurbey

Anaokulu/İZMİR

2.BÖLÜM

Derya YÜCEL Ankara Sincan 100.Yıl İlkokulu Anasınıfı C Şubesi Derya Şahinoğulları/Şehit Teğmen Ali Emre Fırıncıoğullarıİ.O/HATAY

FIRFIR ve KARINCALAR


11

3.BÖLÜM

Fatime AYDIN /Toki Akkent

FIRFIR’IN RÜYASI

Anaokulu/Isparta Gamze AKAR/ Musa Karabaş Anaokulu/ Ereğli/KONYA

4.BÖLÜM

Tevfike ŞAHİN /Mithatpaşa

FIRFIR’IN HAYALLERİ

ilkokulu /Ereğli/KONYA İlknur AKBAŞ/Şehit Zeki İnan İlkokulu/ORDU

5.BÖLÜM

Derya ARASAN/Fahriye Hanım

FIRFIR KIRLARDA

İlkokulu/Salihli/MANİSA Yıldız DEMİREL/Hayme Ana Anaokulu/KOCAELİ

6.BÖLÜM

Ülkü Kale KARAASLAN

FIRFIR UZAY’da

/Süleyman Çelebi Ortaokulu/KONYA Serpil YAŞAR/ Sarayönü Merkez Anaokulu / Sarayönü KONYA

7.BÖLÜM

Fatma Zehra EROL/Karatay

FIRFIR ÇİÇEKLER

Fevzi Çakmak Anaokulu

ÜLKESİNDE

/KONYA Ayşe ÜNLÜ/Eşrefoğlu İlkokulu/KONYA

8.BÖLÜM

Esin DOĞAN/Meram Mevlana Anaokulu/KONYA Semahat ULULAR/Meram Mevlana Anaokulu/KONYA

FIRFIR’IN MUTLULUĞU


12

9.BÖLÜM

Melek MEYDAN/Meram

FIRFIR’IN KIRMIZI

Mevlana Anaokulu/KONYA

UÇURTMASI

Zeynep ŞALVARC/Şehit Pilot Ayfer Gök Anaokulu/KONYA

10.BÖLÜM

Ayşegül ÖZTEMİZ Kanuni

FIRFIR OKULA BAŞLIYOR

Sultan Süleyman ilkokulu-Anasınıfı D şubesi Kübra İNAĞ/Zeliha ve Lütfiye Kulluk İ.O/KONYA

11.BÖLÜM

Stefka PAVLOVA Kindergarten

FIRFIR AND THE

Zname na mira

DANDELION FLOWER

Belene/BULGARIA Dochia HRENEBACI Scoala Gimnaziala nr.2 /Timisoara ROMANİA

12.BÖLÜM

Yasemin ATILGAN /Selçuklu

FIRFIR RENKLERİNİ

Anaokulu/KONYA

ARIYOR

Kıvanç ALTINÖZ/İnönü İlkokulu/Narlıdere/İZMİR


13

2. İçindekiler

1. FIRFIR’IN ŞEKER ŞEHRİNE YOLCULUĞU 2. FIRFIR ve KARINCALAR 3. FIRFIR’IN RÜYASI 4. FIRFIR’IN HAYALLERİ 5. FIRFIR KIRLARDA 6. FIRFIR UZAY’da 7. FIRFIR ÇİÇEKLER ÜLKESİNDE 8. FIRFIR’IN MUTLULUĞU 9. FIRFIR’IN KIRMIZI UÇURTMASI 10.

FIRFIR OKULA BAŞLIYOR

11.

FIRFIR AND THE DANDELION FLOWER

12.

FIRFIR RENKLERİNİ ARIYOR


14

1.FIRFIR’IN ŞEKER ŞEHRİNE YOLCULUĞU

FIRFIR’ın canı çok sıkılıyordu.Kendine eğlenecek bir şeyler arıyordu.Aslında evin bodrumunda neler olduğunu çok merak etmişti.Evin bodrumuna indi.Orda eski bir sandık gördü.Sandığı büyük bir merakla açtı.İçinde anahtar vardı.Anahtarı görünce şaşkınlık içinde kaldı.Sonra birden duvara gizlenmiş olan kapıyı fark etti.Anahtarı alıp kapı deliğine taktı.Anahtarı çevirince kapı birden açıldı.Fırfır gözlerine inanamadı. Rengarenk,değişik şekillerde şekerlerden oluşan “ŞEKER ŞEHRİ” Fırfır çok mutlu olmuş.Tam Şeker Şehrine adım atacakmış ki ……………..​(Bahar Oğur ŞİMŞEK )


15

Birden kendisinin şekere dönüştüğünü fark etti.İçeriye girer girmez kendisine çok benzeyen bir tane daha Fırfır gördü.Rengarenk oluşundan belliydi zaten şekerden olduğu!Biraz ilerleyince kocaman bir Lunapark olduğunu fark ettiler.Birde baktılar ki duvarda asılı sorular ve butonlar vardı.Fırfır ilk soruyu okudu. -“Şekeri ne kadar tüketmeliyiz?” yazıyordu. Fırfırlar hep bir ağızdan Çok Az cevabını vererek “AZ” butonuna bastılar.Cevap doğruydu bunun üzerine Lunapark çalışmaya başladı.İki Fırfır da Lunapark da çok eğlenceli vakit geçirdiler. Artık akşam vakti geldi ve evlerine dönmeleri gerekiyordu.Evlerinden çok uzaklaşmışlardı.Yürüdüler,yürüdüler,yürüdüler….bayağı yürümek zorunda kalmışlardı eve ulaşmak için.Vedalaşma vakti gelmişti artık.Birbirlerine sarıldılar ve Fırfır kapıdan tekrar geçerek eve geri döndü.Yeni bir dost edinmenin mutluluğunu yaşadı ve bu günü hiç ama hiç unutmayacaktı. ​(Gülbiye Zeybek/Gazi Umurbey Anaokulu Öğrencileri/İZMİR)


16

2.FIRFIR ve KARINCALAR

Bir varmış bir yokmuş .Evvel zaman içinde kalbur saman içinde “Fırfır “ isimli bir karekter varmış.Fırfır bir gün ağaca yaslanmış otururken düşünmüş.Lunaparka gidebilirmiyim diye.Ancak annesinin bundan haberi yokmuş.Ama Fırfır yine de yola çıkmış yürümeye başlamış yolda giderken birden karnının acıktığını hissetmiş.Yolda bir elma ağacından elma koparıp yemiş. Babası işten geldiğinde evde Fırfırı bulamamış.Annesi ile birlikte Lunaparka gidebileceğini düşünmüşler.Annesi ve babası yola Fırfırı bulmak için yola çıkmışlar.Biraz ilerlediklerinde Fırfırı elma ağacının altında karınca yuvalarına bakarken görmüşler.Annesi ve babası Fırfıra çok çabuk kavuşabildikleri için çok mutlu olmuşlar.Ama Fırfırı “izin almadan yanlarından ayrılmamaları konusunda uyarmayı da unutmamışlar” . Fırfır çok üzgünüm bir daha size haber vermeden yanınızdan ayrılmam ! Ama şuraya bakarmısınız diyerek, Fırfır karınca yuvasını göstermiş.Fırfır karınca yuvalarını çok merak edermiş.Yuvanın önüne geldiklerinde bir de ne görsünler !!!!.........(​Derya YÜCEL/ANKARA )


17

Fırfır karıncaların yer altından çıktığını görünce çok şaşırmış Karıncaları takip etmeye başlamış ve belli bir süre sonra çok merak ettiği yuvanın yanında bulmuş ve masal bu ya Fırfır yuvadan içeriye girivermiş.İçeriye girdiğinde karıncaların ne kadar çok yiyecek topladıklarını görmüş,karnı hala açmış karıncalar Fırfır ile yiyeceklerini paylaşmışlar.Fırfır daha sonra yuvadan çıkmış.Babası ile birlikte Lunaparka gitmişler.Önce atlı karıncaya,kaydırağa,salıncağa binmişler. Fırfır akşama kadar parkta eğlenmiş.Daha sonra babası ile birlikte evlerine dönmüşler.Fırfır maceralar ile dolu günlerine bir gün daha eklediği için çok ama çok mutlu olmuş…. (Derya ŞAHİNOĞULLARI/Akdeniz İlkokulu/HATAY)


18

3.FIRFIR’IN RÜYASI

Fırfır o gün çok yorulmuştu.Yatar yatmaz uykuya daldı.Rüyasında kocaman rengarenk bir uçan balona binmişti.Uçan balon dağları tepeleri aşarak ilerliyordu.Fırfır hayranlıkla etrafı izlerken pembe bir bahçe gördü.Bahçenin neden pembe olduğunu merak ediyordu.Uçan balonuyla oraya inmeye karar vermişti.Balon yavaş yavaş alçaldı.Bahçeye yaklaştıkça burnuna güzel kokular geliyordu.Fırfır yere indiğinde buranın bir gül bahçesi olduğunu,kokunuzda güllerden geldiğini anladı.Güller hep beraber “HOŞGELDİN” dediler. Fırfır hiç bu kadar büyük bir gül bahçesi görmemişti. “Ben neredeyim?” diye sordu.Önünde ki minik gül gülümseyerek “Isparta ilindesin”dedi.Fırfır hayranlıklar içinde gül bahçesini gezmeye başladı.Annesi içinde gül toplamayı unutmadı.Güllerle vedalaşarak oradan ayrıldı.Uçan balon gökyüzüne yükselirken FIRFIR acaba nereye gidiyorum diye düşündü. ​(Fatime AYDIN/Toki Akkent Anaokulu/ISPARTA)


19

Fırfır rüzgarında etkisiyle doğu yönünde ilerlemeye başladı.Toros dağlarının eteklerinde yeşil bahçelerin sıralandığı bir şehre yaklaştı.Bahçelerden gözlerine minik minik ışıklar geliyordu.Merakla balondaki dürbününden ışıklara baktı.Ağaçların dallarında beyaz kirazlar vardı ve ışıl ışıl parlıyordu.Hemen bahçeye inip kirazların tadına bakmayı düşündü ve inile geçmeye karar verdi.Ağaç dallarını yere eğen,ışıl ışıl parlayan beyaz kirazlara tam uzanıp koparıyordu ki;ona doğru koşarak gelen bir çocuğu fark etti.Çocuk yanına gelince; -Merhaba FIRFIR ben Mina .Bahçemize, şehrimize hoşgeldin.Sana EREĞLİ’ye özgü beyaz kirazları tanıtmak isterim dedi ve anlatmaya başladı; -İlçemizin girişinde kiraz anıtı vardır ve HOŞGELDİNİZ yazar.Kirazlar haziran ayı sonunda,Temmuz ayı başında olur ve toplanır.İlçemizdeki fabrikalarda işlenir ve yurt dışına ihraç edilir.Sonra annelerimiz reçellerini yapar,kompostosunu yapar yada kurutulur,bizlerde kuş aylarında tüketiriz.Kiraz toplamak büyüklerimiz için zor olsa da biz çocuklar kirazları kulaklarımıza asarak eğlenceye çeviririz.Senin kulaklarına da kirazlar çok yakışacak diyerek kulaklarına kiraz taktı. Fırfır elleri kulaklarında ürpererek uykusundan uyandı.Annesinin temiz hava girmesi için açtığı pencereden gelen havada üşüdüğünü hissetti.Kulaklarını yokladı ve gördüğü rüyası aklına geldi.Yüzüne kocaman bir gülümseme belirdi.Ne kadar güzel bir ülkede yaşıyorum,çok şanslıyım diyerek ailesine rüyasını anlatmaya gitti.


20

4.FIRFIR’IN HAYALLERİ

Koşa koşa anne ve babasının yanına giden Fırfır rüyasını büyük bir heyecanla anlatmaya başladı.Annesi Fırfıra ‘ Ne güzel bir rüya görmüşsün böyle hadi gel seninle birlikte Konya Ereğli hakkında yeni bilgiler öğrenelim .’dedi.Annesi ,Fırfırla birlikte Fırfırın kitaplığında bulunan bir Türkiye Atlasını incelemeye başladılar.Annesi Fırfıra Konya’nın Ereğli ilçesi hakkında bilgiler vermeye başladı.Beyaz kirazların resmini gören Fırfır çok heyecanlandı.Annesine ‘Biliyor musun anne rüyamda bu kiraz bahçelerden o kadar çok var dı ki,her yer yemyeşildi ve çok güzeldi.’ dedi.Annesi Fırfırın heyecanından ve yüzündeki mutluluktan çok etkilenmişti.Atlastaki bilgileri okuyan annesini pür dikkat dinleyen Fırfır merakla yeni bilgiler edinmeye başladı. Annesi Fırfıra dönerek ‘Biliyormusun Ereğli’in birde mor havucu ünlüymüş.Bu havuçlar hasat zamanı toplanıp fabrikalarda şalgam içeceğine dönüştürülüyor muş.’dedi.Fırfır annesine dönerek ‘Anne ben hiç mor havuç görmemiştim.Ne güzel bir rengi varmış.’ diye gülümsedi.Annesinin anlattıklarıyla hayaller kuran Fırfır yeni öğrendiği bu bilgileri ve hayallerini arkadaşlarıyla paylaşmak için çok heyecanlanmıştı.Pencereden gelen seslere kulak verince dışarda arkadaşlarının oyunlar oynadığı duymuştu.Koşarak anne ve babasından dışarı çıkmak için izin istedi.Anne ve babasından izin alan Fırfır arkadaşlarıyla oyunlar oynamak için büyük bir heyecanla bahçeye çıktı.​(Tevfike ŞAHİN/KONYA EREĞLİ MİTHATPAŞA İLKOKULU)


21

Ve arkadaşlarının yanına gitti. Arkadaşları o an istop oyunu oynuyorlardı. Fırfır ' Ben de oyuna katılabilir miyim?' dedi. Tabii ki dediler.Arkadaşı Bombom havaya topu atıp rengini söylemişti. Hangi renkti biliyor musunuz? Mor renk. Rengi duyan Fırfır,birden eve fırlayıp annesinden mor havucun resmini alıp göstererek 'işte mor renk' diye havaya sıçradı.Oyunu tekrar tekrar o kadar oynamışlardı ki,çok yoruldular.Bahçede bulunan yaşlı çınar ağacına yaslanıp dinlenirken,Fırfır arkadaşlarına, bugün annesinin O'na anlattığı bilgileri anlatmaya başladı.Tombik, Kıpır ve Bombom nasıl yani ‘beyaz kiraz, mor havuç olur mu hiç’diye şaşırdılar. Evet,Konya Ereğli'nin meşhur yiyecekleri bunlar. Var mısınız benimle onları yakından tanımaya,dedi Fırfır.Evet,diye bağırdılar. O zaman haydi gözlerinizi kapatın ve söylediklerimi hayal edin bakalım. Arkadaşları gözlerini kapatmış ,Fırfır’ı dikkatlice dinliyorlardı.Haydi, şimdi hepimiz el ele tutuşmuşuz çınar ağacının etrafında dönmeye başlıyoruz.Birlikte şu sözü söyleyeceğiz." Beyaz mı kiraz, mor mu havuç. Şimdi düş zamanı" bakalım derken kendilerini beyaz kiraz ağaçlarının içinde bulurlar ve şaşırırlar. Oradan bir ses Fırfır'a seslenir. ●

Merhaba Fırfır beni merak ettin demek ki,hayallerin seni ve arkadaşlarını buraya getirdi. Biraz kendimden bahsedeyim o zaman. Biz tansiyonu dengeler,vücuttaki iltihaplanmayı azaltırız, kas ağrılarına iyi geliriz daha pek çok faydamız vardır.

Fırfır ve arkadaşları şaşkınlıkla, aynı zamanda pür dikkatle beyaz kirazı dinlediler. Fırfır dedi ki; "sen ne kadar güzel bir meyve imişsin" böyle.


22

Peki burada yetişen bir de mor havuç varmış onu tanıyor musun beyaz kiraz.

Tanımaz mıyım hiç, benim en iyi arkadaşımdır mor havuç. O zaman size yolunu tarif edeyim. Karşıdaki kiraz ağaçlarının üzerindeki oklar sizi bir dereye ulaştıracak,derinin içindeki taşların üzerinden atlayarak karşıya geçmelisiniz.Hemen orada kirazlardan oluşan bir merdiven göreceksiniz ve hızlıca merdivenleri çıkmalısınız.Merdivenin sonunda güzel mi güzel bir gökkuşağı var gökkuşağından aşağıya doğru kaydığında mor havuç tarlasına ulaşacaksınız dedi kiraz.

Fırfır,teşekkür ederiz beyaz kiraz seninle tanışmak çok güzeldi dedi.Şimdi biz yolumuza devam edelim.

Arkadaşları ve fırfır beyaz kiraz ağaçlarının üzerindeki okları takip ederek dereye ulaştılar. Taşların üzerinde zıplamak çok keyifliydi.Oradan merdivenleri hızlıca yukarı çıkıp, gökkuşağından tam aşağıya kaymak üzereyken... Bir ses duydular, haydi çocuklar kurabiyeler hazır hepinizi bekliyorum. Seslenen Fırfırın annesiydi. O an hepsi irkilerek gözlerini açtılar. Vay,ne kadar da heyecanlıydı dediler. Fırfır " hayal kurmak çok güzel,sizlerde denemelisiniz" dedi. Ama şimdi kurabiye zamanı haydi koşun.. Fırfır ve arkadaşları çok güzel bir gün geçirmişlerdi. ( İlknur AKBAŞ/ Şehit Zeki İnan ilkokulu ORDU)


23

5.FIRFIR KIRLARDA

Güzel bir ilkbahar günüydü. Fırfır kırlara çıkıp çiçek toplamak istiyordu. Annesinden izin alarak kırlara koştu. Kırlara geldiğinde önce biraz çiçek topladı. Sonra temiz havada biraz gezindi. Açık hava Fırfır'ın uykusunu getirmişti. Bir ağacın altına uzandı ve uykuya daldı. Rüyasında rengarenk benekli ve şarkı söyleyen güzel bir kelebek gördü. Uyandığında ise rengarenk benekli kelebek yoktu. Ama Fırfır onu görmeyi çok istiyordu. Evine döndü. Annesini görünce hemen ona: -"Anneciğim rengarenk benekli şarkılar söyleyen kelebek nerede?" Diye sordu. Annesi; - "Konuşan kelebek olmaz ki yavrum. Sen rüya görmüş olmalısın. "dedi. Fırfır; -"Hayır anne rüya değildi onu gördüm. Çıkıp dışarı kırlarda onu arayacağım." dedi. Fırfır dışarı çıkıp her yerde rengarenk benekli kelebeği aramış. Arkadaşlarına da sormuş, onu görüp görmediklerini. Ama arkadaşları da görmemişti rengarenk benekli kelebeği. Fırfır bütün gün onu aradığı için çok yorulmuş ve evine dönmüş. Eve gelir gelmez hemen uyuyakalmış. (Derya ARASAN/MANİSA Salihli Fahriye Hanım Ilkokulu)


24

Derin bir uykuya dalan Fırfır rüyasında yemyeşil çimenler içinde uzanır buldu. Uzaktan bir melodi duydu .Yoksa bu melodi renk renk benekleri olan kelebeğin sesimiydi . Hemen doğruldu ve sesin geldiği yere doğru koştu. Gözlerine inanamadı . O da neydi? Uğur böceği ailesi,ayı kardeşler , yılan ailesi,kaplumbağa ,yavru tavşanlar,yuvalarından çıkan karıncalar,arılar ...tüm hayvanlar uykularından uyanmış, kış bitmiş bu nedenle baharın gelişini kutluyorlardı. Benekli Kelebekte arkadaşları ile birlikte şarkı söylüyordu... Birden Fırfır’ı farkettiler.Uğur böceği hemen atıldı -Heyyy sende kimsin ne işin var burda yoksa sendemi bahar eğlencemiz için geldin. Hayvanları böyle eğlenirken görmek Fırfırın çok hoşuna gitmişti.Çünkü kırlarda koşarak şarkı söyleyip dans etmek Fırfırın en sevdiği şeydi. Fırfır Olayı anlattı Ben benekli kelebeği arıyordum . Mutlu mutlu şarkı söylemesini merak ettim . Sesin geldiği yere geldim ve sizleri buldum . Bende sizin eğlencenize katılabilirmiyim . diye izin istedi. Heyecanını ve bahar coşkusunu gören hayvanlar Fırfırın eğlencelerine katılmasına izin verdiler . Hepp beraber sıraya girip tırtıl dansı yaptılar… Birdenbire guuuurrr guuurrr diye bir ses duyuldu . Buda neydi böyle ilk defa böyle bir ses duyuyorlardı. Herkes çok şaşırmıştı bu ses te nerden geliyordu böyle Gurrr guuuur sesleri artmaya başlamıştı ki . Fırfır birden rüyasından uyandı. Ama gurrr gurrr sesini hala duyuyordu … Fırfır gülümseyerek sesin acıkan karnından geldiğini anlamıştı. - Rüyamın en güzel yerinden niye uyandırdın karnişkom ,Hem de benekli kelebeği bulup tırtıl dansı yaparken. deyip gülümseye gülümseye mutfağa annesinin yanına doğru gitti...Karnı gerçekten çok ama çok acıkmıştı...​Yıldız DEMİREL-Hayme Ana Anaokulu


25

6.FIRFIR UZAY’da

Fırfır’ın en büyük zevki yaz akşamlarında evlerinin bahçesindeki hamakta geceleri yıldızları seyretmek. Hem yıldızları seyreder hemde hayal kurardı. Rokete binip uzaya gittiğini, gezegenleri yakından gezer,hepsinin adını tek tek sayardı. Yıldız kümelerine bakar onları bir şekle benzetir ve isim koyardı. O gecede yine yıldızları seyrederken olağanüstü bir olay olmuştu. Gökyüzünden bir yıldız hızla kayarak onların bahçesine inmişti. Gözlerine inanamıyordu. Kral yıldızı tamda karşısındaydı. Öyle bakakaldı. Kral yıldızı onun yanına iyice yaklaştı. O kadar parlaktı ki Fırfır gözlerini açamıyordu ve üstelik heyecanı iyice artmıştı. Kral yıldızı konuşmaya başladı: - ‘Merhaba Fırfır. Her gün bıkmadan bizi izliyor, hayal kuruyorsun. Hepimizin adını ve uzaydaki yerlerimizi biliyorsun. Senin gibi bizi tanıyan yerimi bilen o kadar az kişi var ki” dedi. Fırfır’ın şaşkınlığı ve heyecanı hala devam ediyordu. Biraz kendini toparladı. Kral yıldızı ile konuşmaya başladı. Çok heyecanlı olduğu için kekeliyordu: “- Eeeeeevettt. Tüm uzayı biliyorum. Çünkü hem çok merak ediyorum, hemde sizleri çok seviyorum.” “-Bunu çok iyi biliyoruz Fırfır. Bu yüzden dünyaya geldim. Senin en büyük hayalin olan uzayda seni gezdirmek istiyorum. Ne dersin? Benimle gelirmisin? Fırfır çok şaşırdı. Ne cevap vereceğini bilemedi. Biraz bekledi. Ve… “-Evetttt… diye haykırdı. Ama nasıl?” dedi. Kral yıldız: “-Haydi tut benden.” dedi.​ÜLKÜ KALE KARAASLAN/SELÇUKLU SÜLEYMAN ÇELEBİ ORTAOKULU


26

.. .Fırfır Kral Yıldız'a sıkı sıkı tutundu ve macera dolu yolculuğa başladılar. Fırfır adeta uçuyordu çünkü yerçekimi yoktu. Bu durum Onu daha da eğlendirdi. Güneş ne kadar da sıcaktı sanki bir alev topuna benziyordu. Güneşin büyüklüğü karşısında Fırfır 'ın gözleri kamaştı. Gökkuşağını andıran rengi olan Merkür gezegenine el salladılar. Güneşe en yakın olduğu için Merkür de epey sıcaktı.Hemen oradan uzaklaştır ki, o da ne? Yeni bir gezegen daha:Venüs… Öyle komikti ki:tüm gezegenlerden farklı olarak ters tarafa dönüyordu. Gezi devam ediyordu ve işte Dünya :Işıl ışıldı, uzaydan ne kadar da güzel görünüyordu. Sanki hiç kirlenmemiş, yorulmamış, ihtişamı ile Samanyolu galaksinin en güzel mücevheri gibiydi. Aydede ile el ele tutuşmuş, Güneş 'i turluyorlardı. Kral Yıldız Dünyaya hayran kalan Fırfır' a: "Fırfır'cığım daha yolumuz uzun, devam edelim mi?" diye sordu. Yıldız 'ın sesiyle kendine gelen Fırfır "evet evet, eminim daha şaşırtıcı şeylerle karşılaşacağız, devam edelim" cevabını verdi. Giderlerken kızıl renkli bir gezegene rast geldiler. Fırfır bu gezegenin rengini düşünürken Kral Yıldız "Fırfır' cığım Mars 'ın etrafında fazlaca bizim nefes verdiğimiz havadan yani karbondioksitten olduğu için rengi de böyle kızıldır" dedi. Az daha gittiler, Fırfır gözlerine inanamadı, kocaman ve etrafında tam 79 tane uydusu olan bir gezegen… Yıldız bu gezegenin en büyük gezegen olan Jüpiter olduğunu anlattı. Fırfır uzaktan iç içe geçmiş yüzüklerin içinde dönen bir gezegen daha gördü. "Aaa, bu gezegen neden böyle?" diye sordu. Kral Yıldız aynı zamanda bir bilgeydi. "Sevgili Fırfır onlar yüzük değil, halkadır. Satürn güneşten epey uzak olduğundan etrafında taş ve buzlardan böyle halka olmuştur" cevabını verdi. Fırfır gördüğü her gezegende biraz daha şaşırıyordu. Fırfır şaşırmaya devam ededursun, ileriden rüzgar sesine benzer sesler duyulmaya başladı. FIRFIR kulaklarına inanamadı. Uzayda sesler oluyor muydu? Peki bu ses nereden geliyordu? Kral Yıldız "Bu sesler Uranüs 'e ait. Güneşten epeyce uzak ve en rüzgarlı gezegen olması da buna sebeptir" diye uzun uzun anlattı Fırfır' a. Fırfır gezerken bir yandan da öğretmeni ve arkadaşları ile oynadıkları oyunu hatırladı. Bu durumda bir gezegen daha olmalıydı. Acaba onun adı neydi, bir türlü hatırlayamadı. Ama bir yandan da annesini çok özlediğini fark etti. Masal bu ya Kral Yıldız, Fırfır 'ın aklından geçenleri okuyordu. "Acele etme Fırfır, yoksa galaksinin en soğuk ve buzullarla kaplı gezegeni Neptün' ü görmeden mi dönmek istiyorsun?" diye sordu.


27

Kral Yıldız şaşırtmaya devam ediyordu. Fırfır "yok canım, devam edelim, buraya kadar geldik, dönersek Neptün 'e ayıp olur" dedi ve birlikte güldüler. Tam maceranın sonuna gelmişlerdi ki cıvıl cıvıl sesler duydular. Seslere yaklaşınca bir de ne görsünler? Bir sürü cüce gezegen, kutu kutu pense oynuyorlar. "Bizi de aranıza alır mısınız?" diye sordular. Cüce gezegenlerin sözcüsü olan Plüton "Dünyaya döndüğünde bizi de gezegenden sayarsanız neden olmasın?" dedi. Fırfır şaşkın şaşkın bakarken Kral Yıldız Fırfır 'a Plüton' un gezegenler sistemine önce dahil edildiğini ama küçük olmasından dolayı sonradan gezegen sayılmadığını ama en sonunda varlığını kabul ettirebildiğini, galiba Plüton 'un bu duruma alındığı için böyle söylediğini anlattı. Fırfır "Emin olun bu sistemde en çok dikkatimi cüce gezegenlerin oyunu çekti. Sizi aileme, arkadaşlarıma ve öğretmenime bol bol anlatacağım" dedi. Hep birlikte kutu kutu pense oynamaya devam ettiler.Tam da o anda bir yıldız kaydı. Fırfır ve Kral Yıldız bu kuyruklu yıldızın kuyruğuna sıkıca tutunup Dünyaya geri geldiler. Fırfır uyandığında kendini yastığına sıkı sıkı tutunduğunu gördü. "Ah.. Ne kadar da güzel ve uzun bir rüyaydı" dedi. Okula gidip arkadaşlarına anlatmak için sabırsızlanıyordu.


28

7.FIRFIR ÇİÇEKLER ÜLKESİNDE

O gün okulda İlkbahar partisi yapılmıştı. Fırfır ve arkadaşları okulun bahçesine kartonlardan rengarenk çiçekler kesip, iplere parlak ve yaldızlı kelebekler asmışlardı. Öğretmenleri de çiçek bileklik yapıp kollarına taktı . Fırfır ve arkadaşları eğlenceli şarkılar eşliğinde dans ettiler, bahçede piknik yaptılar. Günün sonunda ise Fırfır 'ın annesi Fırfır' a ve arkadaşlarına büyük sürpriz yapıp dondurma getirdi. Okulun bahçesi ne güzel olmuştu. Ağaçlar gelin gibi süslenmişti adeta. Güller tomurcuk tutmuş, papatyalar sanki hep bir ağızdan şarkı söylüyordu. Arılar: lalelerden sümbüllere, lavantadan gelinciklere seyahat ediyor, hem bu güzel çiçeklerle sohbet ediyor hem de bal topluyordu. Fırfır bahçede oynarken gözü ağaç dallarında yukarı tırmanmaya çalışan bir uğurböceği takıldı. "Merhaba, sevimli uğurböceği . Nasıl da güzelsin. Beneklerine hayran kaldım. İyi ki İlkbahar gelmiş, iyi ki siz de gün yüzüne çıkmışsınız." dedi. "Teşekkürler" diye bir ses geldi ağaçtan. Yok yok bu ses ağaçtan değil uğurböceğindendi . Fırfır kulaklarına inanamadı. "Şaşırdığının farkındayım. Ama masallarda sen hayal edersen herşey konuşabilir" dedi uğurböceği. Fırfır buna çok sevinmişti. "Kırmızı kanatlı güzel böcek, siyah benekli tatlı böcek, madem masallarda her hayalimiz gerçek oluyor, ben bu rengarenk mis kokulu çiçekleri hep merak ederim. Seninle de çiçekler hakkında sohbet etmek isterim. Olur mu? " diye sordu.


29

Uğurböceği: "Memnuniyetle sevgili Fırfır. Zaten ben de bitki özü toplamak için çiçekler ülkesine gidiyordum. İstersen atla kanadıma, birlikte uçalım çiçekler ülkesine, ne dersin?" diye sordu. Fırfır:"Çok isterim. Peki ama nasıl?" dedi. Uğur böceği Fırfır 'ın kulağına eğildi ve sihirli sözcükleri fısıldadı. Fırfır da bu sözcükleri tekrarlayınca birden küçücük oluverdi.Uğurböceği:" İşte şimdi oldu. Haydi sıkı tutun, uçuyoruuuuz"dedi. Şimdi artık çiçekler ülkesine gidip mis kokulu maceraları yaşamaya sıra gelmişti. ​(FATMA ZEHRA EROL, Karatay Fevzi Çakmak Anaokulu, Konya) Çiçekler ülkesine giderken gökyüzünün maviliğinde yükselmek hatta uçmak Fırfırı çok mutlu etmişti. İçinde tarif edilemez duygular vardı.”Kanadın yoksa kanatları olan bir arkadaşı olmalı “ diye düşündü içinden. Uğur böceği olmasaydı bu ilginç deneyimi nasıl yaşayabilirdi? Uğur böceği Fırfıra birazdan yeryüzündeki çiçekler ülkesine doğru iniş yapacaklarını sıkı tutunması gerektiğini söyledi. Yavaş yavaş inerken Fırfır şaşkınlığını gizleyemedi. Aman Allah’ım ne kadar güzel bir ülkeydi. Renk renk çiçekler o kadar güzel görünüyordu ki .. hele o miss kokular.. Fırfır: Uğur böceği, bu çiçeklerin hepsini daha yakından tanımak istiyorum, lütfen yanlarına gidelim dedi. Uğur böceği” tamam tamam gidiyoruz şimdi” dedi.. Çiçekler ülkesinin kapısından içeri girer girmez bir de ne görsünler,laleler, sümbüller , papatyalar, gelincikler, lavantalar, güller ve daha birçok çiçek.. Tüm çiçeklerin kokuları birbirine karışmış muhteşem bir koku cennetine ve görsel şölene dönmüş tüm ülke.Tüm çiçekler bir arada ilkbaharın gelişini kutluyor en özel kokularını etrafa saçıyorlarmış. Fırfır demek ilkbaharın gelişini sadece bizim sınıfımız kutlamıyor, meğer çiçekler de kutluyormuş doğanın uyanışını dedi. Uğur böceği çiçek dostaları ile fırfırı tanıştırdıktan sonra sıra ile çiçekler kendilerini tanıtmaya başlamış. Lale dayanamamış hemen konuşmaya başlamış:


30

Biz laleler zambakgiller ailesindenim, soğan köklerimi toprağa ektikten belli bir süre sonra sarı, kırmızı, pembe renkte çiçeklerim açar. Park ve bahçelere ekilen bakımı kolay bir bitkiyim dedi. Ardından Sümbül : Fırfır biliyor musun ben de laleler ile akrabayım. Benimde soğan köklerim vardır. Veee hemen hemen her mevsim ayakta duran çiçeklerim ve güzel kokum ile bilinirim dedi.. Fırfır biraz şaşkınlık biraz merak ile etrafa göz gezdirirken gelincikler ile papatyaların zıplayarak onlara doğru geldiğini farketti. Papatya hemen söze başladı, parklarda özellikle boş arazilerde çok görürsünüz beni dedi. Herkes beni çok sever. Aslında hem severler hem de benimle papatya falı oyunu oynayarak bana zarar verirler.. sahi Fırfır insanlar neden böyle çelişkili davranıyor. onları anlamakta zorlanıyorum dedi. Gelincik: -”Papatya misafirimizi yorma lütfen”.. -Benim adım gelincik, kırlarda boş tarlalarda görürsünüz beni.. Çoğu zaman da yanımda papatya vardır. Çünkü papatya en sevdiğim arkadaşım dedi. Ve ilave etti gelincik şerbetim de çok güzel olur dedi. Fırfır birden babannesinin köyüne gittiklerinde onlara ikram edilen gelincik şerbetini hatırladı ve ağzı sulandı. Şimdi olsa da içsek ne güzel olurdu diye düşündü. Fırfır uzaktan gelen tartışma seslerini duydu ve şaşkınlıkla Uğur böceğine döndü bu ses de nerden geliyor? Uğur böceği, - korkma korkma onlar Lavanta ile Gül. En güzel koku hangisinin olduğunu tartışıyorlar dedi. Fırfır iyi de ikisinin kokusu da farklı ve birbirlerinin yerine geçemeyecek kadar özeller dedi. Uğur böceği haklısın ama gel de sen bu durumu onlara anlat dedi. Lavanta ile gül Fırfırı çekiştirmeye başladılar. Bir taraftan gül önce bizim kokumuzu denemelisin, diğer taraftan lavanta önce benim kokumu denemelisin fırfır diyor. Fırfır bu durumda ne yapacağını biliyordu. Böyle durumlarda öğretmeni tekerleme ile sayışma yapardı. Kim çıkarsa önce o başlardı. Evet Fırfır başladı saymaya Portakalı soydum, başucuma koydum… veeee lavanta çıktı.. lavanta:- ben çok hızlı bir şekilde büyürüm, çalı görünümlüyümdür. Maviden mora uzanan çiçeklerim boru gibidir. ve tabiki lezzettim ve kokum ile kozmetikte kullanılırım. Bir de böcek savarım dedi . Sayışmada ilk onun adının çıkmasının heyecanı ile tek nefeste anlatmıştı hepsini.


31

Gül: -Olağanüstü kokum çok fazla renk çeşitliliği vardır. Çiçekler arasında çok özel ve güzel bir yerim vardır. Hatta insanlar renklerime duygularına göre anlam bile vermişlerdir dedi.. Fırfır gül ve lavantaya teşekkür etti. Burada ne kadar çok çiçek vardı.. Hepsi ile daha yakın olmak onlarla oyun oynamak , neşeyle dans etmek istiyordu. Fakat birden aklına okulu öğretmeni, arkadaşları hatta ailesi geldi. Herkes bahçede oyun oynarken uğurböceği ile uçmuşlardı. Yokluğunu farkederseler endişelenirlerdi. Uğur böceği ile birlikte tekrar uçarak okullarının bahçesine geldiler. Uğur böceği o sihirli sözcüğü söyleyerek Fırfırı eski haline getirdi. Fırfır uğurböceğine çiçekler ülkesine götürdüğü için çiçekler ile tanıştırdığı için çok teşekkür etti. Uğur böceği de ona teşekkür etti ve ayrıldılar. Fırfır rüya gibi geçen bir günün ardından şunları düşündü. Hayal ettiğimiz şeyler gerçekleşebiliyor, o zaman daha çok hayal kurup gerçekleştirmeliyim dedi. Ve Fırfır yaşadıklarını anlatmak için heyecanla, koşarak ; öğretmeninin, arkadaşlarının ,ailesinin yanına gitti.​(​Ayşe ÜNLÜ/Eşrefoğlu İlkokulu/Konya)


32

8. FIRFIR’IN MUTLULUĞU

Fırfır o gün yataktan kalktığında çok heyecanlıydı. Bir an önce okuluna gitmek için sabırsızlanıyordu. Çünkü dün öğretmenleri: -Çocuklar yarın sizlerle birlikte ‘Gökyüzünde neler var’ adlı şarkıyı öğrenip, gökyüzünde neler olduğunu öğreneceğiz dedi. Fırfır öğretmeninin bu sözlerine çok sevinmişti. Çünkü Fırfır her zaman gökyüzünü ve gökyüzünde neler olduğunu çok merak ediyordu. Fırfır okula gelip sınıfa girdiğinde öğretmeni Fırfır ve arkadaşlarını çok güzel ve çok parlak bir yıldız kostümüyle karşıladı. Fırfır öğretmenini yıldız kostümüyle görünce çok mutlu oldu. Öğretmenleri sınıftaki çocuklara da sürpriz güneş, ay, bulut, gökkuşağı gibi kostümler hazırlamıştı. Fırfır ay kostümünü giydi, arkadaşları da diğer kostümleri giydiler ve ‘Gökyüzünde neler var’ şarkısı eşliğinde hep birlikte dans ettiler. Öğretmenleri o gün Gökyüzü ile ilgili bilmeceler sordu, hikaye okudu, hikayeden sonra çocuklar yine kostümleri giyerek hikayeyi canlandırdılar. Fırfır ve arkadaşları hem çok eğlenmişler hem de çok güzel öğrenmişlerdi. Eve geldiklerinde Fırfır heyecanla okulda yaptıkları güzel etkinlikleri annesine ve babasına anlattı. Annesi ve babası da büyük bir mutlulukla dinlediler ve okulda yapılan etkinlikleri çok güzel öğrendiği için Fırfır’ı tebrik ettiler. O gece, çok güzel ve hareketli bir gün geçirdiği için Fırfır’ın hemen uykusu geldi. Annesine ve babasına iyi geceler diyerek odasına gitti ve hemen yatağına yattı. Fırfır gözlerini kapatır kapatmaz hemen rüyalara daldı. Fırfır rüyasında da o gün okulda öğrendiklerini gördü.​ESİN DOĞAN/MERAM MEVLANA ANAOKULU/KONYA


33

Fırfır birden kendini Ay’ın yanında bulmuş, “sen çok güzelsin, topa benziyorsun ama ben en çok neyi merak ediyorum biliyormusun?” demiş. -Sevgili Ay, bana söyler misin? Sen ve yıldızlar, ışıklarınızı nereden alırsınız? Ay gülümseyerek Fırfıra cevap vermiş. -Ben ışığımı güneşten alıyorum fakat yıldızlar ışıklarını kendileri üretir. Sonra kendini birden bir bulutun üzerinde uçarken bulmuş, buluta “Beni Güneş'in yanına götürebilir misin? diye sormuş. Bulut hızla güneşe yaklaşmaya başlamış birden güneş, “Durun, bana fazla yaklaşmayın, benim ışığım sizi yakabilir, uzaktan konuşalım.”, demiş. Fırfır; “Bize ışık ve ısı verdiğin için sana çok ederim, Güneş”, diyerek el sallamış ve oradan ayrılmışlar. Fırfır; “Bulut, lütfen beni gökkuşağına götür onu da çok merak ediyorum”, demiş. Fırfır tam gökkuşağına dokunacakken kayıp düşmüş uyandığında kendini yatağında bulmuş ve kahkaha atmaya başlamış. Büyük bir heyecanla elini yüzünü yıkayıp kahvaltısını yapmış, anne ve babasına, iyi günler dileyerek evden ayrılmış. Anne ve babası, Fırfır`ın okula böyle mutlu gittiği için çok mutlu olmuşlar. Fırfır, okulun yolunu tutmuş. Okul ve öğrendiği her yeni bilgi, ona mutluluk veriyormuş. ​SEMAHAT ULULAR / MERAM MEVLANA ANAOKULU / KONYA


34

9. FIRFIR’IN KIRMIZI UÇURTMASI Fırfır, hep bir uçurtması olsun isterdi, hem de kırmızı bir uçurtma . En büyük hayali o kırmızı uçurtmasını gökyüzüne doğru salıvermek, uçurtmasının bulutlara kadar ulaşmasını ve rüzgarla yaptığı güzel dansı izlemekti. Onun kuşlarla buluşmasını o kadar çok istiyordu ki .. Ama henüz bir uçurtması bile yoktu Fırfır’ın. İlkbahar gelmiş, havalar da ısınmaya başlamıştı. Bahçede uçurtmalarını uçuran arkadaşlarını görünce Fırfır” benim de artık uçurtmam olmalı” diye düşündü ve koşarak eve gitti. Fırfır ellerini çırparak “Annecim, babacım bahçedeki herkesin bir uçurtması var. Lütfen artık bana bir uçurtma alın. Arkadaşlarımla birlikte uçurtma uçurmayı çook istiyorum. Hadi baba hemen gidip alalım ,ama kırmızı uçurtma alalım , lütfenn“ dedi. Anne ve babası Fırfır’ın bu heyecanlı konuşmasıyla ,birbirlerine bakıp gülmeye başladılar . Fırfır “Ne oldu ,neden gülüyorsunuz? “diye sordu, meraklı bakışlarla. Babası yavaşça yerinden kalktı ve yatak odasına gitti .Elinde renkli, güzel ve biraz büyük bir hediye paketi ile geri geldi. Fırfır çok heyecanlanmıştı. “Babacım bu da nedir, bana mı aldın yoksa?” diye sordu . ”Eveeet, aç bakalım senin bu .”dedi babası. Annesi gülümsüyor, Fırfır ise heyecandan yerinde duramıyordu . Fırfır öyle telaşla açtı ki hediye paketini, gördüğü karşısında da çok ama çok mutlu oldu. Gördüğü şey, hep hayalini kurduğu o kırmızı uçurtmaydı . Anne va babasının boynuna sarılıp teşekkür etti ve kırmızı uçurtmasını da alarak arkadaşlarının yanına gitti (...) ​MELEK MEYDAN Meram Mevlana Anaokulu KONYA


35

Firfir koşarak gittiği arkadaşlarinin yanina geldiğinde "Arkadaslar bakin benimde bir ucurtmam var artik. Annemle babam bana supriz yapmislar en cok istedigim kirmizi ucurtmayi almişlar." diyerek mutlulugunu arkadaşlariyla paylaştı.Arkadaşları fırfırın uçurtmasını çok beğenmişti. Firfir bir an önce uçurtmasini ucurmak istiyordu. Hiç oyalanmadan hep birlikte uçurtma uçurmaya başladılar. Fırfır O kadar heyecanlıydı ki uçurtma gökyüzünde dalgalandıkça kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Saatlerce uçurtmasini uçurdu. Firfir okadar mutluydu ki aksam olduğunu farketmemisti. Hava kararmış ve artık eve gitme vakti gelmişti bütün arkadaşları yavaş yavaş uçurtmaların iplerini geri sarmaya başladılar. Fırfır da bir kuş gibi gökyüzünde süzülen uçurtmasını toplayıp evin yolunu tuttu. Hızlı adımlarla eve doğru yürüdü anne ve babasına ilk uçurtma deneyimini heyecanla anlattı.Anneciğim babacığım bu güzel hediye için çok teşekkür ederim. Biran önce uyumak istiyorum yarın bütün gün uçurtma uçurmak için sabırsızlanıyorum diyerek onları öptü ve odasına gitti. Mutlu bir şekilde uykuya dalan fırfır rüyasında kendini uçurtmasının üstünde gökyüzünde uçarken gördü. Hafifçe esen rüzgar yanında uçuşan kuşlar ve kalbindeki özgürlük hissi, fırfır hiç bitmesini istemediği bir rüyanın içindeydi…​ZEYNEP ŞALVARCI KONYA SELÇUKLU ŞEHİT HAVA PİLOT TEĞMEN AYFER GÖK ANAOKULU


36

10. FIRFIR OKULA BAŞLIYOR

Fırfır o gün tam 7 yaşına basmıştı.Annesi ve babası firfira doğum gününde çok istediği bisikleti almıştı.Fırfır çok mutlu oldu,gün boyu bisikleti ile oynadi.Sabah hep birlikte kahvaltı yapiyorlardi.Annesi fırfır a evet fırfır artık bir yaş daha büyüdün anaokulunu bitirdin, güzel bir yaz tatilini geride bıraktık.Artık yarın ilkokula 1.sinifa başlayacaksin" dedi.Fırfır bir an şaşırdı ilkokulda neydi acaba? Annesi fırfır a ilkokulda okuma yazma öğreneceksin ayrıca çok eğleneceksin ve orda yeni arkadaşlar edinecek oyunlar oynayacaksın" dedi.Fırfır çok heyecanlanmisti biran önce okula gitmek istiyordu yeni arkadaş edinmek ve onlarla oyun oynamak için sabırsızlanıyordu.Ama anasinifindan ayrılmak onun için hiç iyi bir fikir gibi görünmüyordu. İlkokulda anasinifindaki gibi oyuncaklar olmayacaktı.Fırfır babası ile okul alışverişine çıkmisti,babası fırfıra çanta,defter,silgi ve rengarenk boya kalemleri aldı.Fırfir boya kalemleri ile yapacağı resmin hayalini kuruyordu.Fırfır için büyük gün geldi.Sabah heyecanla uyandı önce elini yüzünü yıkadı, kahvaltısını yaptı,dişlerini fırçaladı ,kıyafetlerini giydi ve okul malzemelerini çantasına koydu.Artik okula gitmek için hazırdı.Babasi fırfır a seslendi" haydi fırfır geç kalacağız"dedi.Fırfır babasının elini sımsıkı tutarak okulun yolunu tuttu. Ayşegül öztemiz/Kanuni Sultan Süleyman ilkokulu/Selçuklu /Konya


37

Okula yaklaşırken gittikçe heyecanı artıyordu. Ve nihayet uzaktan babası okulunu gösterdi. -Bak Firfir iste okulun.dedi. Firfir okuluna baktı.Burasi duvarları rengarenk, bahçesinde balonlar uçuşan sevimli bir okuldu. Aynı kendisi gibi. Okulun kapısında çocukları görünce yüzünde tatlı bir tebessüm belirdi. Belli ki bu okulda çok eğlenecekti. Zilin çalması ile birlikte herkes sınıfına girmeye başladı. Fırfır’in kalbi yerinden çıkacaktı. Sınıfa girdiğinde öğretmeniyle göz göze geldi. Öğretmeni onu selamladı ve ‘hosgeldin’ dedi. Günler günleri kovaladı Fırfır okula iyice alıştı. Öğretmenini ve arkadaşlarını çok sevdi. Artık okuma ve yazmayı iyice öğrenmişti. Bir gün öğretmeni tüm sınıftan çok sevdikleri bir anıyı yazmalarını istedi. Fırfır’ın aklına hemen anasınıfında anneleriyle birlikte kahramanlarını yaptıkları hikayeleri sınıfın önünde okuyup canlandırdıkları geldi. Hepsi ne kadar güzeldi. Her aile öğretmenlerinin verdikleri bir hikayeyi almış,okumuş ve o hikayede geçen her seyin minyatürlerini yapıp sınıfta okuyup canlandırmışlardı. Hatta hikayenin sonunda öğretmenleri çok sevdikleri hikayedeki kahramanlarla ilgili etkinlik yaptırıyordu. Her yeni hikayede yeni bir serüven başlıyor,kahramanlarına dokunup onları canlandırma fırsatı buluyorlardı. Sene sonuna kadar tüm hikayeler ve kahramanları sınıfta onlarla zaman geçirmişti. Fırfır her hikayede sanki hikayenin içine giriyor ve birden baş kahramanı oluyordu ta ki alkış sesleri duyana kadar.


38

Evet evet Fırfır ona yepyeni hayaller kurduran bu anısını yazacaktı. Herkes anısını bitirdikten sonra öğretmen bir kaç kişiye yazdıklarını okutacagini söyledi. Sıra Fırfır’a gelmişti. Fırfırın renkli anılarında şöyle yazıyordu. ‘ İlk hikaye Uçan bir süpürgeye bindirip arkadaş canlısı bir cadı ve 4 sevimli dostu ile yolculuğa çıkardı bizi. Annemden kolayca ayrılıp okuluma severek başlamamı saglayan küçük bir Rakunun avucundaki öpücüktü. Bizi gökkuşağı gibi renklere boyadı koca yürekli şakacı fil Elmer. Herseyin zamaninda yapılması gerektiğini o minicik çok çalışkan karincalardan öğrendik. Birbirinden hiç haberi olmayan gece ile gündüzün tanışma hikayesi bizi çok güldürdü. Değnek Adam ile yola çıktık ve başımıza gelmeyen kalmadı. Gezgin horoz ve arkadaşlarıyla Dünyayı gezmeye karar verip yolun yarısında vazgeçtik. Üç sevimli kedi ve onların sıcacık dostluk hikayesini komşu çatıdan izledik. En güzeli de neydi biliyor musunuz? Benim ve arkadaşlarımın hayallerini, rüyalarını süsleyen bu kahramanları hiç kitap alamayan, okuyamayan okullardaki arkadaşlarımızla paylaşmamızdı.’ Fırfır sözünü bitirince bütün sınıftan alkış sesleri yukseldi. Fırfır yazdığı bu güzel anısının begenilmesine çok sevindi. O gün okuldan eve çok mutlu dönen Fırfir akşam yemeğinde annesine ve babasına içindeki mutluluğun sebebini anlattı. Uyku zamanı geldiğinde yüzündeki tebessümle güzel bir rüyaya daldı hem de o unutamadığı hikayelerdeki kahramanlarla birlikte….​Kübra İnağ/Zeliha Ve Lütfi Kulluk İlkokulu/Selçuklu/KONYA


39

11. FIRFIR AND THE DANDELION FLOWER

Firfir and the dandelion flower On a warm April day, Firfir strolled quietly through the woods, admiring the fresh leaves of the trees. Everything around was a raw green, sprinkled here and there with a splash of color, given by the smiling flowers that heralded the coming of spring. Walking on the green meadow that stretched to the edge of the forest, suddenly, he sees a small yellow spot. He rubs his eyes believing that the sun has set on the earth. He takes a step back, rubs his eyes once more, then takes courage and asks: -Are you the sun? -No, I'm a dandelion flower and I'm like the Sun, I'm like the wonderful Sun! And many days the dandalion remained so, bright and gilded. -Who are you? -I'm Firfir and I'm very colorful. -Why are you so colorful? I will tell You my story once…​Dochia Hrenebaci/ Scoala Gymnaziala nr.2/Timisoara/ROMANIA


40

The dandalion flower was very happy and Firfid was happy too. Then the yellow flower of the plant began to wither. The rays lost their luster. The dandalion felt that something mysterious was happening. Its flower grew lighter and rounder. From yellow, it turned white. The dandelion flower appeared again at the end of the stem, but now it was like a white, silvery lump, like the full moon. She was wonderful! -I'm like the moon, I'm like the moon!, The plant wondered. And one day, the wind came from below and the silver-white sphere of the flower rose and dozens of stars flew and spread across the meadow, far away… And Fırfır was very happy to meet dandelion… Stefka Pavlova/Kintergarden Zname na mira/Belene/BULGARIA


41

12. FIRFIR RENKLERİNİ ARIYOR

Dolunayın bütün parlaklığıyla gökyüzünde kendini hissettirdiği,ağaçların rüzgarla dans ettiği karanlık bir geceydi.Fırfır o gün çok yorulmuştu ve uyandığında çok çeşitli rüyalar görmüştü.Fırtınalı gecenin sabahına uyanan Fırfır gördükleri karşısında çok şaşırdı.Fırfır bütün bedenine dikkatlice baktı.Gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Evet evet doğru görüyordu Fırfır bütün renklerini kaybetmişti. Önce çok telaşlandı nereye bakacağını,renklerini nasıl bulacağını bilemedi.İlk aklına gelen yatağının altına bakmak oldu.Sonra oyuncaklarının arasına baktı ama hiç bir yerde bulamadı.Her gün öten Gak Gak Kargaya sordu.Karga fırfırı görünce tanıyamadı. Fırfır ona seslendi: ● Heey Gak Gak Karga beni tanıyamadın mı? ● Hayır sen kimsin?


42

● Ben Fırfır nasıl tanıl tanımazsın? ● İyide senin renklerine ne oldu? ● Bende sana onu soracaktım. Sabah uyandım ve bütün renklerim yok olmuştu.Bende şimdi onu aramaya çıktım.Renklerimi bulmamda bana yardımcı olurmusun? ● Elbette olurum dedi karga ve gökyüzüne bakmak için havalandı.Sen burda bekle ben gökyüzünde renklerini arayıp geliyorum... Karga uçtu uçtu uçtu gökyüzünde fırfırın renklerini aradı ama bulamadı.Aceleyle fırın yanına geri döndü. ● Fırfır sabırsızlıkla onu bekliyordu. ● Üzgünüm Fırır bütün gökyüzünü aradım. Hatta güneşin battığı yere kadar bile gittim.Maalesef renklerini hiç bir yerde göremedim.İstersen yeraltını çok iyi bilen Tonton Köstebeğe sor. Fırfır heyecanla patikanın sonunda ki köstebek yuvasının yanına gititi. Tonton köstebeği buldu. ● Merhaba Tonton Köstebek.Beni Gak Gak Karga gönderdi.Gördüğün gibi bütün renklerimi kaybettim.Renklerim yer altında olabilir mi? Bana yardım eder misin? ● Renklerini kaybetmene çok üzüldüm, senin için yer altında renklerini arayabilirim. Tonton Köstebek bir anda gözden kayboldu.Geri döndüğünde yanında Porsuk kardeş de vardı.Porsuk heyecanlı ve üzgün bir ses tonuyla; ● Merhaba Fırfır başına gelenlerin sebebini biliyorum galiba.Dün gece daha önce hiç görülmemiş, müthiş bir fırtına çıktı.Fırtına sırasında renklerinin doğaya karışmış olabileceğini düşünüyorum. Renklerini bulabilmen için uzun bir yolculuğa çıkman gerekiyor. ● Peki ama nasıl? ● Yolculuğun sırasında “Doğanın sesini dinle”o sana yol gösterecektir.​(Kıvanç Altınöz /İZMİR)


43

Fırfır porsuğun söylediklerini dinleyerek uzun bir yolculuğa başladı.Geniş ve olabildiğince ağaçlarla kaplı bir ormana gelmişti.Birden gökyüzü kapanmaya ve havanın giderek puslanmaya başladığını hissetti. Birden pıt pıt damlayan yağmur damlalarını hissedebiliyordu.Aniden başlayan yağmurdan dolayı Fırfır saklanmak için engin gövdeli meşe ağacınının kovuğunu seçti. Fırfır meşe ağacının kovuğunun içinde kaldığı sürede yağmur sesini,ağaç yapraklarının ve hayvanların çıkardığı sesleri dinleyerek doğayı hayranlıkla izliyordu. Birden meşe ağacının gövdesinden üzerine damlayan yağmur damlalarının kendi gövdesinin de kahverengi renge dönüştüğünü fark etti ve Porsuğun sözleri aklına geldi. ● Aaaaa evet Porsuk doğanın sesini dinle derken bunu demek istemiş diye düşündü ve yüzünde sıcak bir gülümse belirdi. Bir süre sonra yağmur dindi.Fırfır da meşe ağacının gövdesinden çıkmış.Yağmurdan sonraki çıkan güneşin ışıltılarını vücudunda hissediyordu.Bu sırada başındaki sıcaklığı fark edince anladı ki doğa artık Fırfır’a renklerini geri vermeye karar vermişti. Fırfır sarı rengine de güneşin ışıltıları sayesinde kavuşmuştu. Fırfır güneşe teşekkür etmek için kafasını kaldırdı,güneşin ışıkları o kadar çok gözünü aldı ki Fırfır güneşe göz kırparak teşekkürlerini iletti.


44

Fırfır kahverengi ve sarı rengine kavuşmanın mutluluğu ile hoplaya zıplaya ormanda ki macerasına devam ettti.Fırfır o kadar mutluydu ki önüne çıkan kaya parçasını hiç fark etmedi. ● Aahhh ahhh o da ne? Fırfırın ayağı takıldı ve tepedeki yemyeşil çimenlerin üstünden yuvarlana yuvarlana aşağılara kadar iniyordu.Fırfır belli bir süre sonra düzlüğe gelince durabildi.Aslına Fırfır bu çimlerin üstünde yuvarlanmayı çok da sevdi.Çimlerde yuvarlanan Fırfır kıkır kıkır gülüyordu.Fırfır ayağa kalktı birden gözlerine inanamadı? Fırfır çimlerde yuvarlanırken kaybettiği yeşil rengi de geri gelmişti.Fırfır çimlere baktı ve dedi ki: ● Sizinle yuvarlanırken tanışmış olmaktan çok mutlu oldum.Yeşil renginizi benimle depaylaştığınız için çok Teşekkürler….. Fırfırı acaba ileride hangi maceralar bekliyordu.Fırfır doğayı dinleyerek yolculuğuna devam etti.Engebeli yollar,dereler,köprüler ırmaklar geçti.Fırfır ileride renk renk çiçeklerin,türlü türlü meyve ağaçlarının bulunduğu çok güzel bir bahçe gördü. ● “Şu ileride ki bahçeye gideyim.Mis kokulu meyvelerden yiyebilirim,çok da acıktım ve yoruldum”.diye içinden geçirdi. ● Geldiği bahçede portakal,mandalina çeşit çeşit ağaçlar vardı.Fırfır hemen bir portakal aldı ve soyarak yemeye başladı.Ama oda ne Portakalı soyarken turuncu rengine de kavuşmuştu.Çok Çok mutlu olan Fırfır renk renk çiçeklerin altına usulca sokuldu ve yorgunluktan hemen uykuya daldı. Bizim Fırfır mis gibi kokan ,rengarenk çiçek bahçesinde mışıl mışıl uyurken usul usul yağmur yağmaya başladı.Yağmur yağarken önce bir çiçeğin üstüne ordan da pıt diye bizim Fırfırın üstüne geliyordu.


45

Bu sırada da Fırfır’a çiçekler yağmur damlaları ile kendi renklerinden veriyorlardı. Fırfır üzerindeki ıslaklığı hissedince gözlerini kırparak uykusundan uyandı. ● Gözlerime inanamıyorum bütün renklerime kavuşmuşum.Ama ama nasıl oldu bu? Fırfır renklerine kavuşmuş ve bundan sonra çok çok renkli, mutlu bir hayat sürmüş.Sizlerde hayattaki kendi renklerinizi bulun ve hiç kaybetmeyin………… (Yasemin ATILGAN/Selçuklu Anaokulu/KONYA)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.