Yazan Tarih Dergisi

Page 1

YazanTarih

@yazantarih

1

yazantarih

YazanTarih

yazantarih

yazantarih.com


————————————————

Bizden Size———————————————–——— TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2016

ANKARA SAVAŞI’NIN ETKİLERİ Ankara savaşı ile ilgili sosyal, iktisadî ve siyasal açıdan uzun yıllar çalışmalar yapıldı. Biz Yazan Tarih ekibi olarak “Tarih Yazıldığı Sürece Var Olur” sloganı ile yola koyulduk. Bunun neticesinde lisans öğrencileri olarak siyasî ideolojiden uzak ve tarihî kaynaklar ışığında tarih yazıcılığı için bir adım attık. Bu ilk sayımızda ise kapak dosyasında “Ankara Savaşı’nı’’ ele aldık. Kapak dosyasında Nursel Abul bizim için “Ankara Savaşı’nı’’ anlatırken, Leyla Özişçi ise savaşın Anadolu ve Osmanlı açısından sonuçlanırını değerlendirdi. Eskiçağ alanında dünya strateji tarihine büyük katkısı olan “Maraton Savaşı’nı’’ bu sayımızda Cihat Yatçı ve Rabia Öntürk ele aldı. Kültür mozaiği alanında ise Ebru Alan ve Sevim Güler “XV. yüzyılda Anadolu’nun sosyal ve iktisadî yapısını’’ kaleme aldı. Tarihî coğrafya alanında yazan Muhammed Oflas “Tarihî Süreç İçerisinde Ankara’yı’’ anlatırken, Sinan Erginoğuz düşünce alanında “Tarih Nedir’’ adlı makalesinde bizlere felsefî düşünce tarzında bu konuya açıklık kazandırdı. Bu sayımızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ bilim dalında Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz ile “Tarih Sohbeti’’ adlı söyleşiyi Rabia Öntürk gerçekleştirdi. Bu ilk sayımızla Yazan Tarih Dergisi elektronik alanda yayın hayatına başlamış bulunuyor. Ekim ayında ikinci sayımızda buluşmak dileğiyle. Esen kalınız.

Tarih Yazıldığı Sürece Var Olur

Genel Yayın Yönetmeni MAZLUM ŞAHİN DEMİR

Yazı İşleri Müdürü MUHAMMED OFLAS

Editör NURSEL ABUL

Editör Yardımcıları EBRU ALAN SEVİM GÜLER LEYLA ÖZİŞÇİ

Sosyal Medya Sorumlusu CİHAT YATÇI

Halkla İlişkiler Sorumlusu RABİA ÖNTÜRK

Yayın Koordinatörü SİNAN ERGİNOĞUZ

Finans Direktörü ÇAĞLAR UZUNKÖPRÜ

Reklam ÖZCAN EVRENSEL

Projeler Direktörü KUDRET ELYİĞİT

Grafik-Tasarım AGİT ŞAHİN

Danışma Kurulu ABDURRAHİM TUFANTOZ

İletişim

MAZLUM ŞAHİN DEMİR GENEL YAYIN YÖNETMENİ

iletisim@yazantarih.com / yazantarih.com

Dağıtım yazantarih@gmail.com SAYI:1 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2016

Abonelik Ücretsiz e-dergimize abone olmak için iletişim adreslerimize başvuru yapabilirsiniz.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 2


————————————————

İ Ç İ N D E K İ L E R

İçindekiler———————————————–———

23

53

9

46

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 3


————————————————

İ Ç İ N D E K İ L E R

İçindekiler———————————————–———

5

63

68

14

74 77 79

MİZAH ACEMİ OCAĞI AYIN SORUSU

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 4


————————————————

Düşünce———————————————–———

TARİH NEDİR? Geçmişten günümüze süregelen olayların aktarımını yapan bu bilim dalının inceliklerini arıyoruz.

Tarihi, toplumsal veya siyasal bir gru-

ulaşan, günümüzde ortaya çıkan, tenkitçi ve

bun tüm geçmişi olarak tanımlamak müm-

yorumcu bir anlayışla incelenen kalıntılardır”,

kündür. Türkçede kullandığımız “tarih” keli-

demiştir. Aslında burada kaynak konular geç-

mesi Arapça “v-r-h” kökünden gelmektedir.

mişte meydana gelen olayların bizzat kendisin-

İbranice karşılığı “vâreah” olup “ay” anlamı-

den ziyade onları gözlemleyen tarihçinin çıka-

na gelmektedir. Bu da zaman ve insanla ilgili

rımlarıdır. Bu anlamda tarihe geçmişe ve bu-

olay ve olguların açıklanmasında kullanılır.

güne gözlem de diyebiliriz. Bu tanımlar, farklı

Tarih olay ve olgulardan oluştuğundan her

tarihçiler tarafından farklı şekillerde söylendi-

tarihçi dikkatleri farklı bir yöne çeker. Yani

ğinden çeşitlenip yenilenebilir.

tarih her halükarda zamanla ilişkilendirilmek-

Tarihin belgeler ve gözlemlerle âdeta

tedir. En basit ifadeyle tarih, geçmişin bilgisi-

yenilenebilir olması onu da diğer bilimlerin

dir. Bir zaman dilimi içinde meydana gelen

arasına koymaktadır. Örneğin; İstanbul’da

olaylara “tarihi olay”, bu olayların uzun bir

1766 yılında büyük bir deprem oldu ve o tarih-

zaman içinde kanunlara dönüşmesine ise

te depreme şahit olanlar ve duyanlar bu olayı

“tarihi olgu” denir. Örneğin; “1453 İstanbul-

not alıp kaydettiler. Osmanlı Devleti zâiyatı

’un fethi tarihi bir olgudur, bu olgunun sonra-

öğrenmek için yazışmalar yapmış ve o belgeler

sında yaşananlar ise tarihi olaydır. Tarihçiler

günümüze ulaşmıştır. Etkilenen binaları şu an

tarihi farklı anlatımlarla insanlara anlatmak

bile gözlemleyebiliriz. Bu olay tekrarlanamaz

isterler. ABD’li tarihçi Frederick Jackson

ancak edinilen bilgilerle olayın sonuçlarının

Turner (1861-1932) tarihi: “Geçmişten bize

yazılması tarihtir. Tarih, olay başladıktan son-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 5


————————————————

Düşünce———————————————–———

rasını yazabilir, bunun

dırmak gerekir, konu en

için bir konusunun ol-

baştan

ması gerekir. Genel ola-

Böylece

rak tarihin konusu insan

oluşturulur, ön tarama

ve onun meydana getir-

yapılıp karteks oluşturu-

diği olay ve olgulardır.

lur ve bir taslak plan

Tarih üç hususta iyi an-

hazırlanıp yol güzergâhı

laşılabilir: “İnsanın geç-

belirlenir. Tarih öğren-

mişte yaptıklarının ge-

menin doğrudan kişiyi

belirlenmelidir. bir

hipotez

neli, davranış biçimleri ve onlara yardımcı bir

geliştiren, diğer bilim dallarını kavramasına ve

laboratuarın olması. Doğa olayları vs. insan

entelektüel bir kişilik kazanmasına katkı sağla-

olmadan tarihin içine giremezler. Bunlar ken-

yan amaçlarından başka: toplumsal bilince kat-

di başlarına sadece birer kronolojidir. Kimi

kı sağlayacak genel amaçları da olmalıdır. Ta-

insanlar tarihin sadece kahramanları konu

rih, bugün yaşananın geçmişin bir sonucu ve

edindiğini söyler. Aslında tarih bireyleri de-

gelecek hakkında neler düşüneceğimizi de bize

ğil, onların oluşturduğu her şeyi içine alır.

aşılayarak yol gösterir. Çünkü insanlık tarihi-

İnsanların faaliyet, siyaset, ticaret vb. konula-

nin geçmişinin bir kısmını bilmek, o toplumun

rın sağlayacağı başarılar tarihin konusunu

çağını ve yaşamını öğrenmeyi sağlar. Bu yüz-

belirler. Tarihçi sadece bir toplumdaki olayla-

den her toplum yüzeyselde olsa tarihini bilme-

rı ele alarak genelleme yapamaz, mukayese

lidir. Böylece kişi kendi toplum ve milletinin

yaparak benzer ve farklı olayları ele almalı-

mukayesesini yapabilir. İnsanda olan merak

dır, ancak böyle bir genelleme yapabilir. Ta-

duygusu tarih önünü açmaktadır ve bu nedenle

bii bu düşüncenin tersini de düşünenler var-

de olsa tarih öğrenme içgüdüsü insanda belirir.

dır. Ünlü tarihçilerden Hegel; tarihin sadece

Bir bilim olarak araştırma yöntemleri olan ta-

iktisadî olduğunu söyler. Tarihi var eden ol-

rih, belli yöntemlere göre sınıflandırılır.Tarih

gular, zamansal boyut ve süreç, yer (mekân),

içindeki bu yöntemler tarih anlayışını belli

toplum ve bireylerin oluşturduğu işlevlerdir.

standartlara kavuşturur. Olayları hiç yorumla-

Aynı zamanda tarih; Geçmiş olayların kaydı-

madan

nı tutmak, not alıp bu notları geleceğe aktar-

(rivayetçi) tarih, olaylardan ders alınmasını

maktır. Her halükarda bütün bilim adamları,

savunana öğretici tarih, sebep-sonuçlarla ilgi-

geçmişte insanın fiil ve davranışlarını konu

lenen tarihe ise araştırıcı veya neden-nasılcı

alan bilim dalına “tarih” demekte uzlaşmış-

tarih denir. Tarih bilimi insanlığın uğraştığı

lardır. Tarihçi konu seçerken konuyu sınırlan-

diğer bilimlerden yardım alarak gelişmiştir. Bu

anlatan

tarih

yazımına

hikâyeci

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 6


————————————————

Düşünce———————————————–———

dallar hem tarihin konuları hem de yardımcı-

araştırmayı oluşturur. Ama bu tür çalışmalar

ları olmaktadır. Tarihçi olayları anlatırken

asla kaynakların yerini tutamazlar. Araştırma

yararlandığı diğer bilimleri de açıklamalıdır.

tarihçiyi kaynaklara yönlendiren bir rehberdir.

Örneğin; her edebi türün bir tarihi gerçeği

Araştırma bizden önceki tarihçilerin olaylara

vardır; bunlar da tarihin edebiyatla olan iliş-

yaklaşımlarını öğrenmemizi sağlar. Ancak ta-

kisini açıklamaktadır. Bundan başka psikolo-

rihçinin önceliği her zaman kaynaklara inmek

ji, din hatta günümüzde bilgisayar teknolojisi

olmalıdır. Tarihi olayın kendi devrine ait bir

de tarihin yardımcı dalları arasındadır.

nesneye veya o devirdeki bir esere ana kaynak/

Tarihin yazımı ancak kaynaklarla

birinci el kaynaklar denir. Ana kaynak olduğu

mümkündür. Kaynaklar da tarihi bilginin

sürece diğerlerine pek bakılmaz. Bu kaynaklar

alındığı materyallerdir. Bu anlamda yazılı ve

bir olaya fiilen tanık olmuş kişilerin yazdığı

sözlü her şey, bir alet, araç, mimari bir eser

eserler olabileceği gibi, bu olaylar için dikilen

veya geçmiş toplumların hayatından intikal

taş veya kitabe de olabilir. Devletlerin arasında

eden her şey birer bilgi kaynağıdır. Özellikle

yaşanan diplomatik yazışmalarda bu tür kay-

yazılı kaynaklarda olaylar, sonuçları ve fikirler de yer alabilir. Ama

Tarihin yazımı ancak kaynaklarla mümkündür.

naklar arasına girer. Yaşanan olayın tarihine yakın zamanda ve o devrin

usul bakımından bilgi veren her şey kaynak

kaynaklarından faydalanılarak yazılan eserler

olmayabilir. Bu bağlamda tarihçiler kaynak-

ikincil kaynakları oluşturur ve bunlar birincil

ları iki gurupta ele alırlar; Olaylarla aynı za-

kaynakların bulunamaması halinde değer kaza-

manda yaşanmış olan kaynaklara birinci el-

nırlar. Tarihçinin görevlerinden biri de kaynağı

den kaynaklar, o devre yakın ve birinci elden

sağlam tahlil süzgecinden geçirmektir. Olayla-

kaynaklardan hareketle yazılan kaynaklara

rı anlatan eserin o çağı yansıtıp yansıtmadığına

ise ikinci elden kaynaklar denir. Kaynakları

bakmak gerekir.

elimize ulaştığı şekliyle tasnif yaparız. Sözlü,

Tarihte dört aktarım vardır; Doğrudan

yazılı, görsel vb. Günümüze kaynak çeşitliliği

alıntı veya aktarım birebir alıntıdır. Bu tür ak-

de artmıştır. Bu yüzden tarih yazıcılığı da bü-

tarımlarda sözcüklere hiçbir şekilde dokunul-

yük bir hız kazanmıştır. Bu kaynakların ko-

maz, yazı olduğu gibi kayda geçirilir. Dolaylı

runduğu kütüphaneler, arşivler ve internetin

anlatımsa aktarılacak bilgi ve yoruma kişinin

tanınıp kullanılması da tarihçiliğin temel gö-

kendi sözcüklerini de katarak anlatmasıdır.

revleri arasındadır.

Bunları yazarken tırnak içinde olan cümleler

Tarihi kaynaklara dayanarak yapılan

dışındakiler tamamen yazarın düşünceleridir.

çalışmalar ve konular (bilimsel makale, kitap)

Üçüncüsü ise yorumlanarak anlatımdır ki bu

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 7


————————————————

Düşünce———————————————–———

da kişinin kendi inisiyatifine kalmış bir anlatı

Tüm bunlar tarihin anlaşılması, merak edilip

şeklidir. Son olarak da özet aktarımdır. Kay-

araştırılmasında önemli etkenlerdir.

nakların uzunca bahsettiği olayların fazla gör-

Bu düşüncelerin doruğunda bir tarihçi

düğü kısımlarını atarak yapılan anlatımdır.

gözlem aracılığıyla materyallere ulaşarak ortaya tarihi bir eser çıkarabilir.

——————————————————————————————————————————————-

KAYNAKÇA 1 Kurşun, Zekeriya , Tarih Metodu, Eskişehir: Anadolu Üni-

6 Carr, Edward Hallet, Tarih Nedir? , Çev. Misket Gizem

versitesi Yayınları, 2011.

Gürtürk, İstanbul: İletişim Yayınları, 2009.

2 Arı, Kemal , Tarih yöntemi, İzmir: İleri yayınları, 2011.

7

3 Doğan, Mehmet , Tarih ve Toplum, İstanbul: İz Yayınları,

Üniversitesi Yayınları, 2012.

1998.

8 Kyvıg, David E., Yanıbaşımızdaki Tarih, Çev. Nalan Özsoy,

4 Colligwood, R.G. , Tarih Tasarımı, Çev. Kurtuluş Dinçer,

İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000.

Ankara: Gündoğan Yayınları, 1996.

9 Özkan, Cengiz İskender, Tarih Felsefesi II, Eskişehir: Anado-

5 Le Bon, Gustave , Tarih Felsefesi, Çev. Hüsrev Akdeniz-

lu Üniversitesi Yayınları, 2013.

Şenol, Hüseyin Fırat , Tarih Felsefesi, Eskişehir: Anadolu

Murat Temelli, İstanbul: Ataç Yayınları, 2004.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 8


————————————————

Eskiçağın Anahtarı———————————————–——

MARATON SAVAŞI Dünya savaş stratejisine yön veren savaşlardan biri: Maraton. Savaş öncesi Pers İmparatorluğunun durumunu ele alıp Maraton savaşını değerlendireceğiz.

Heredot'a göre, Med Kralı Astyages

ise işkenceler içerisinde öldürüleceğini söyle-

kızı Mandane'yi Pers soyundan olan Kamb-

di. Mithridates, bu sözler karşısında itiraz ede-

yses ile evlendirdi.

Bu evlilikten bir sene

meyerek Kyros’u alıp evine götürdü. Bu sıra-

sonra bir rüya gördü. Kızın rahminden bir

larda da eşi yeni doğum yapmıştı. Karısı çocu-

asma uzanıyor ve bütün Asya' ya yayılıyordu.

ğu görünce yalvararak öldürülmemesini istedi.

Bu rüyayı falcılara yorumlattı. Falcılar, doğa-

Mithridates, Harpagos'un kendilerini kontrol

cak çocuğun kendi yerini alabileceğini ve bu

edeceğini ve çocuğun öldürülmesi gerektiğini

nedenle öldürülmesi gerektiğini söylediler.

söyledi. İkisi de Kyros'un yerine kendi çocuk-

Bunun üzerine Astyages, torunu doğar doğ-

larının ölmesine karar verdiler.

maz akrabalarından güvendiği Harpagos'u

Kyros artık Mithridates'in yanında bü-

yanına çağırarak, çocuğu öldürmesini emretti.

yüdü. On yaşına geldiğinde oynadığı kralcılık

Bunun üzerine Harpagos Kyros'u alıp evine

oyununda Medlerin önde gelen Artembares'in

götürdü. Fakat Kyros'un hem akrabası olması

oğluna verdiği ceza nedeniyle Astyages'e şika-

hem de Astyages'in erkek çocuğunun olma-

yet edildi. Kyros'un hem kendi torunu yaşında

ması ve ilerde krallık Mandane’ye kalırsa ço-

olması hem de konuşmalarından köle çocuğu-

cuğunu öldürdüğü için başına dert açacağı

na

düşüncesinden dolayı çocuğu kendisi öldür-

benzememesinden

dolayı

kuşkulanan

Astyages, Mithridates'i yakalattı. İşkenceye

mekten vazgeçti. Bunun üzerine Astyages'in

uğratılacağını anlayan Mithridates, Kyros'un

kölelerinden olan Mithridates'i Kyros'u öldür-

kendi çocuğu olmadığını ve Harpagos tarafın-

mekle görevlendirdi. Eğer çocuğu öldürmez

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 9


————————————————

Eskiçağın Anahtarı———————————————–——

dan öldürülmek için onlara verildiğini anlattı.

büyük gücü olmasını sağlamıştır. Kyros, Ak-

Bu duruma kızan fakat belli etmeyen Astya-

deniz ve Ege'deki ticareti kontrol altına almak

ges böylesinin iyi olduğunu, kızıyla arasının

için tek engel olarak Lydia Krallığını görüyor-

bozulmasından dolayı üzüldüğünü ve Ky-

du. Bu sebeple Kyros, M.Ö. 546 yılında Lydia

ros'un annesinin yanına gönderilmesini em-

Kralı Kroisos ile giriştiği savaşı kazanarak,

retti. Cezalandırılmayacağı için sevinen Har-

başkent Sardes'i ele geçirerek, Lydia Krallığı-

pagos, Astyages'in yemek davetine çağrıldı.

na son verdi ve Anadolu sahillerindeki Yunan

On üç yaşında bir oğlu vardı ve onu hemen

şehirlerinin sınırlarına kadar geldiler. Böylece

krala yolladı. Astyages, Harpagos'un oğlunu öldürtüp, pişirtti ve etini babasına yedirtti. Buna şaşırmayan ve duygularını belli ettirmemeye çalışan Harpagos, "Kral ne yaptıysa iyi yapmış" demekle yetindi. Harpagos intikam için fırsat kollamaya başlar ve ilk fırsatta Kyros'u isyan etmesi için ikna etmeyi başarır. İsyanında başarılı olan Kyros M.Ö. 554 ve 550 yılları arasında Astyages'i tahtan indirerek Med Krallığına son verdi. Onun yerine İran yaylasından Anadolu'da Kızılırmak'a kadar uzanan büyük Pers krallığını kurdu. Kyros ya da Pers dilinde Kuraş, Pers Krallığı'nın M.Ö. 6. yüzyılda Önasya'nın en Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 10


————————————————

Eskiçağın Anahtarı———————————————–——

Anadolu 200 yıl kadar sürecek olan

Pers

dönemin en güçlü devleti haline getirdi. Nite-

egemenliğine girmiştir. Kyros, Pers toprakla-

kim Dareios zamanında imparatorluğun sınır-

rının sınırlarını genişletmek için güneybatıya

ları doğuda İndos’dan batıda Ege kıyıları ve

doğru ilerleyerek M.Ö. 539/38 yılında Babil

Tuna'ya, Küzey Kafkasya'dan Güney Nabu-

Krallığı'na da yıkmıştır. Babil krallığının ta-

ya'ya kadar uzanıyordu. Anadolu'nun boyun-

mamını ele geçiren Kyros, Mısır üzerine sefe-

duruk altına alınmasından sonra boğazlardan

re hazırlanırken Orta Asya'da meydana gelen

gelecek tehlikeyi önlemek için 513 yılında

bazı isyanları bastırmak isteyecek, ancak böl-

Trakya'dan İskitler üzerine yürüdü ve bu sefer

gedeki kavimlerle giriştiği savaşta hayatını

sonucunda Trakya'nın tümü ve Makedonya

kaybedecektir (M.Ö. 529).

Pers egemenliğine girdi. Bu sefer sonunda Karadeniz'in batı kıyılarının Perslerin eline geç-

Kyros'un ölümünden sonra yerine oğ-

mesi ve İyonların Karadeniz'de bulunan kolo-

lu II. Kambyses geçti. Bu dönemde Mısır'a

nilerle ticareti arasına set çekilmiş oluyordu.

sefer yapıldı. Persler bu sefer ile buradaki

Ayrıca İyonya'da bulunan satraplığın, şehirle-

bütün halkların yanı sıra Ionia ve Aiolialıları

rini çeşitli yönden durumlarını değiştirmesi,

boyunduruğu altına almıştır. M.Ö. 522 yılına

bağımsızlıklarının elinden alınması ve Persle-

kadar Mısır'da bulunan Kambyses bu dönem

rin tutumu, vergi yükümlülüğünü arttırması

içerisinde çıkan isyan nedeniyle Mısır'dan

gibi çeşitli nedenler özetle siyasî, ekonomik ve

hareket ederek Suriye'ye geldi ve bu yolculuk

ulusal nedenlerin doğurduğu hoşnutsuzluk bir

esnasında öldü. II. Kambyses ölümü üzerine

isyanın doğmasına sebebiyet vermesine yete-

yerine geçen Dareios, Kambyses döneminde

cek ve Ionia bölgesinde bu rahatsızlık dışa

çıkan isyanları bastırdıktan sonra Pers İmpa-

vurmaya başlayacaktı.

ratorluğunun sınırlarını hızla genişleterek o

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 11


————————————————

Eskiçağın Anahatarı———————————————–——

Nitekim Perslerin desteği ile Mile-

muştu. Ayrıca M.Ö. 492 yılında Trakya'ya se-

tos'un başında olan Histiaios kent dışına çıktı-

fer düzenleyerek bu bölgedeki Pers egemenli-

ğı bir zaman yerine kendini temsil etmek su-

ğini güçlendirmişti. Fakat Yunanistan halen

retiyle bıraktığı damadı Aristagoras, Sardeis

Pers egemenliğine dahil değildi. Kral Dareios

satrapı Artaphernes'i de ikna ederek Naksos

hem Ionia Ayaklanması'nın intikamını almak

Adası üzerine bir donanma gönderilmesini

hem de Yunanistan'ı kendi topraklarına kat-

istedi. Naksos Adası'nın zabtı için gönderilen

mak için Yunanistan'a karşı sefer hazırlığına

donanma mağlup oldu. Bu başarısızlığın ken-

başladı.

disine patlayacağından korkan Aristagoras

M.Ö. 490 yılında Med soyundan olan

Miletos'da ayaklandı ve halkı Perslere karşı

Datis ve Artaphernes komutasındaki Pers do-

kışkırttı. Hızla büyüyen ve Ionia'da bazı şe-

nanması Ege Denizi'ni geçerek Yunanistan'a

hirlerin hoşnutluğunu ve desteğini kazanan

girdi. Perslerin teslim olun çağ-

bu isyan aynı yıl içerisinde Pers

Satrabı

rısına Helenlerin çoğun kabul

Artaphernes'in

etmesine karşın Eretrialılar bu

oturduğu Sardeis'i harap etti

çağrıya karşı koydu.

(M.Ö. 499). Atina ve Eretria'nında

desteğini

şehri kısa bir muhasara edildik-

alan

ten sonra Perslerin eline geçti

Aristagoras Persler karşısında

ve tahrip edildi. Daha sonra

başarısız olacağını anlayınca Trakya'ya kaçtı. M.Ö. 494' de Ionia donanması Persler tarafından

yenilgiye

Atina'ya

yönelen

Attika'nın

doğu

Persler, kıyılarında

Evripos koyunda Maraton Ova-

uğratıldı.

sında bir çıkartma yaptılar. Ati-

Miletos halkı cezalandırıldı,

nalılar Pers ordusunun Maraton'a çıkarma yap-

diğer şehirler düzenli vergi vermek suretiyle

tıklarını haber alınca Sparta'ya, Pheidippides'i

affedildi. Trakya'ya kaçan Aristagoras burada

göndererek yardımda bulunmalarını istediler.

olan bir çatışmada öldürüldü. Kyros'un

Eretria

Spartalılar dini törenlerinden dolayı bu yardı-

M.Ö. 546 yılında Lydia

mı geç göndermek zorunda kaldılar. Yalnız

Krallığına son vermesiyle Pers'ler ve Helen-

kalan Atinalılar Eretrian'nın akıbetine uğrama-

ler komşu durumuna gelmişti. Daha sonra

mak için şehri bırakıp Perslere karşı çıkması

Kral Dareios zamanında Pers ordusu İskitlere

kararlaştırıldı.Halk meclisi tarafından başko-

düzenlediği sefer ile Helenlerin Karadeniz

mutan olarak seçilen Miltiades, 10000 kadar

kolonilerinden tahıl sevkiyatını tehlikeye sok-

olan Yunan ordusu ile Pers kuvvetlerinin buYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 12


————————————————

Eskiçağın Anahtarı———————————————–——

lunduğu Maraton Ova'sına doğru ilerlediler.

rağmen savaşın kazanılmasında etkin rol oy-

Savaşta ilk önce taarruza geçen 20000 olan

mamıştır.

Pers ordusuna karşı Atinalılar, Sparta'dan

Perslerin, Yunanistan üzerindeki ege-

beklenilen yardımdan dolayı savaşı geciktir-

menlik kurma planları Atinalıların Maraton

me çabasına girdiler. Persler, süvarilerini sa-

zaferiyle birlikte sekteye uğradı. Bu zafer so-

vaşa sokmayıp okçularla savaşı kazanabile-

nucunda Atinalılar, Yunanistan'da ün kazana-

ceklerini

bakımından

rak "Helenlerin öncüleri " olarak adlandırıldı-

Perslerden üstün olduğu anlaşılan Atina ordu-

lar. Komutan Miltiades ve diğer Atinalı komu-

sunda Hoplit adı verilen ağır silahlı piyadele-

tanlar için anıtlar yapıldı.

düşünmeleri,

idare

———————————————————————————————————————————————-

KAYNAKÇA 4 İplikçioğlu, Bülent, Hellen ve Roma Tarihinin Anahtarları, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2007.

1 Altaş, Seyithan, Uygarlık Tarihi, İstanbul: Nobel Akademi Yayınları, 2011.

5 Mansel, Arif Müfid, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara: TTK Yayınları, 1999.

2 Çıvgın, İzzet – Remzi Yardımcı, İlkçağ Tarihi, Ankara: Maya Akademi Yayınları, 2007.

6 Tekin, Oğuz, Hellen ve Roma Tarihi, Eskiehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2011.

3 Herdotos, Tarih, Çev: Furkan Akderin, İstanbul: Alfa Yayınları, 2007.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 13


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE ANKARA Ankara’nın tarihsel sürecini öğrenmek ister misiniz? Açıklamaya çalışacağız.

Ankara’nın bilinen tarihi Paleolitik

merkezler ve Ankara çevresindeki aslan ve

Çağ’a kadar uzanmaktadır. Bu dönem eserle-

sfenks tasvirleri aracılığıyla ulaşıldı. Bilinen

rine Gavurkale, Ergazi, Lodumlu ve Malte-

Ankara’nın bugünkü şehir sınırları içinde yer-

pe’de rastlanmıştır. Eti Yokuşu’nda 1937’de

leşim olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır.

TTK tarafından yapılan ve Prof. Dr. Şevket

Hitit kenti olan Ankara’nın bugünkü Ankara

Aziz Kansu tarafından idare edilen kazıların

olmadığını söyleyenlerde vardır. Frigler, M.Ö.

raporu Eti Yokuşu Hafriyatı raporu adıyla

XII. yüzyıl başlarında Boğazlar üzerinden

1937’de basılmıştır. Raporda Ankara’nın en

Anadolu’ya giren deniz kavimlerinin istilâsıyla

az M.Ö. 3000 yıllarında iskân edildiği belir-

Hitit İmparatorluğu’nu ortadan kaldırıp Anka-

tilmektedir. Ankara’nın eskiliğiyle ilgili bu-

ra ve çevresine hâkim olmuşlardır.

luntular Anadolu Medeniyetleri Müzesi Çağ-

Friglerin ilk kralı ülkenin başkenti

lar Boyu Ankara Galerisi’nde sergilenmekte-

Gordion’a adını veren Gordias’tır. Tarihçi Ari-

dir.

anos’a göre Gordias, Thelmessoslu (Fethiye) Hititler dönemi M.Ö. 2000 Anadolu’-

bir kadınla evlenmiş ve Friglerin en meşhur

sunda ilk siyasî birliktir. Ankara çevresi ve

kralı olan Midas doğmuştur. Ancak yapılan

şehir merkezindeki en eski kalıntılar bronz

bazı araştırmalara göre Frigler’in bütün kralla-

çağında hüküm sürmüş olan Hatti uygarlığına

rına Midas adını verdiği söylenmektedir.

aittir. Helenistik döneme kadar yazılı belge-

Gordion şehri, bugünkü Ankara'ya 76 km

lerde Ankara hakkında bir bilgi bulunamadı-

uzaklıkta bulunan Polatlı ilçesinin sınırları

ğından Hitit dönemi Ankara’sı hakkındaki

içinde bulunmaktadır. Ankara'nın kurulmasına Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 14


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

dair anlatılanlar arasında olan Frigya tradis-

Çankırıkapı'da, Augustus Tapınağı'nın ve Türk

yonunda, Kral Midas Ankara'nın kurulması-

Tarih Kurumu binasının temellerinde bulunan

nın önderi kabul edilir. İkinci yüzyılın ortala-

kalıntılarla kendini göstermektedir. Anıtkabir

rında yaşamış olan Lidyalı gezgin Pausanias,

ile Atatürk Orman Çiftliği arasında bulunan

Galatlar’ın Anadolu’ya yerleşmeleri hakkında

yirmi kadar tümülüs Frig dönemi nekropol-

bilgi verirken, Ankara’dan da söz eder.

lerindendir.

Ankyra kentini Gordios’un oğlu Midas’ın

Lidyalılar Dönemi Croesus'un Lidya

kurduğunu ve Friglerin bir kenti olduğunu

haritası, VI. yüzyıl, M.Ö. Ankara M.Ö. VII.

anlatır. Yunanca ve Latince gemi çapası de-

yüzyılda Batı Anadolu'da Gediz ve Küçük

mek olan kentin ismi için açıklama yapma

Menderes vadilerini kapsayan bölgeye egemen

gereğini duyan Pausanias, Midas’ın bulduğu

olan ve tarihte para basımını ilk kez gerçekleş-

gemi çapasının, kendi dönemine kadar Jüpiter

tiren kavim olarak bilinen Lidyalıların eline

(Zeus) tapınağında saklandığını söyleyerek

geçmiştir. Pers İmparatorluğu Dönemi Pers

kentin isminin arkasındaki anlamı vermeye

İmparatorluğu'nun

çalışır.

kralı Büyük İskender'e yenilmelerine kadar

egemenliği,

Makedonya

Gene Pausanias, adı geçen metinde,

devam etmiştir. Helenistik Süreç içerisinde

Midas kaynağı adı ile bilinen ve üzerine öy-

Ankara, Büyük İskender tarafından M. Ö. 333

küler yazılan su kaynağının, Ankyra kentinde

yılında fethedildi.

olduğunu bildirir ve "İşte Galatlar bu Ankyra

İskender, Gordion’dan gelmişti ve kısa

kentini aldılar", der. Ankara'daki Frigler’in

bir süre burada ikamet etti. Babil'de ölümün-

varlığı bugünkü şehir sınırları içinde Ankara

den sonra (M.Ö. 323) generalleri arasında bö-

istasyonu civarında, belediye binası yanında,

lüşülen imparatorlukta Ankara'ya Antigonus

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 15


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

sahip oldu. Antik zamanda şehrin en büyük

önemli yerleşkeleri olma durumlarını sürdür-

genişlemesini yaşadığı Frigya döneminin dı-

düler. Fakat Ankara büyük bir metropol haline

şında, bir başka önemli genişleme Ankara'ya

geldi.

geldi. Şehri Kara Deniz limanları ve Kırım ile

Roma İmparatorluğunun iyi zamanla-

kuzey, Asur, Kıbrıs ve Lübnan ile güney ve

rında Ankara'da iki yüz bin kişi yaşadığı tah-

Gürcistan, Ermenistan ve Pers İmparatorluğu

min edilmektedir ve bu sayı Roma İmparator-

ile doğu arasında mal ticareti için merkez ha-

luğunun düşüşünden XII. yüzyılın başlarına

line getiren Pontus Yunanlıları zamanında

kadar olan zamandan çok daha fazladır. Küçük

meydana geldi. O zamana kadar şehir Türkler

bir nehir olan Ankara Çayı Roma şehirlerinin

tarafından biraz değiştirilerek Ankara olarak

içerisine doğru akmaktadır. Şimdi nehir çevril-

kullanılmaktadır.

miş durumdadır. Fakat Roma, Bizans ve Os-

Ankyra, Yunanca da Çapa anlamına

manlı dönemlerinde eski kentlerin kuzey sınır-

gelmektedir. Türkler tarafından biraz değişti-

larını belirlemekteydi. Çankaya, şimdiki şehir

rilerek

kullanılmaktadır.

merkezinin güneyinde görkemli tepelerin ke-

Galatyalılar dönemi, Roma İmparatorluğu

narında Roma şehirlerinin dışında bulunmak-

döneminde Galatlar’ın başkenti Ancyra M.Ö.

taydı ve muhtemelen yazlık dinlenme yerleri

278'de Orta Anadolu'nun geri kalan bölümüy-

olarak kullanılmaktaydı. XIX. yüzyılda en az

le beraber Kelt ırkından Galatyalılar tarafın-

bir Roma villası veya köşkünün kalıntıları gü-

dan istila edildi. Bunlar Ankara'yı önde gelen

nümüzde Çankaya Köşkünün çok fazla uza-

kabilelerinden Tectosagelerin merkezi yaptı-

ğında olmayan bir yerde bulunmaktaydı. Roma

lar. Diğer kabile merkezleri Trocmilerin mer-

şehri batıda tren istasyonu ve gençlik parkının

kezi Pessinos (Balhisar) ve Ankara'nın doğu-

olduğu alana, tepelerin güneyinden doğru da

sunda Tolstibogiilerin merkezi Tavium idi.

şu anda Hacettepe Üniversitesinin kapladığı

Kente o zaman Ankara deniyordu.

bölgenin aşağısına doğru uzanmaktaydı.

Ankara

olarak

Kelt unsuru belki de az sayıda, Frig

Ankara, tüm ölçütlerde büyüyebilen ve

dili konuşan köylüler üzerinde bir savaşçı

diğer Roma kentleri olan Gaul veya Britanya'-

aristokrasiden ibaretti. Ankara Tectosage diye

dan daha geniş bir şehirdi. Gotlar ve Arapların

bilinen kabilenin merkeziydi ve Augustus

seferleri sonucu Ankara'nın önemi kuzey Ana-

onları geliştirerek imparatorluğuna ana bir

dolu’daki yolların kuzeyden güneye ve doğu-

merkez haline getirdi. İki diğer Galatya’lı ka-

dan batıya uzanarak bir kavşak noktası oluştur-

bile

yakınlarındaki

masına dayanmaktadır. Büyük İmparatorluk

Tavium ve Batıda Sivrihisar yakınındaki

yolları Ankara'dan geçerek doğuya doğru uza-

Pessinus (Balhisar) Roma döneminin oldukça

nıyordu. İmparatorların ve ordularının başa-

merkezleri,

Yozgat

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 16


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

rıları bu yoldan geçmekteydi. Maalesef ki bu

kı diğer Anadolu şehirlerinde olduğu gibi as-

yollar yalnızca Roma büyük şehirlerini bağla-

kerî olarak işgal girişimlerine karşı koyma ve

makla kalmamış, aynı zamanda işgalciler için

şehrin ayakta durmasını sağlamaya yönelikti.

de kullanışlı bir güzergâh olmuşlardır. III.

Ankara'nın tarihi, Bronz Çağ'da Hitit

yüzyılın ikinci yarısında, Ankara batıdan ge-

medeniyetine kadar götürülebilir ve sonra sıra-

len Gotların önlenemez başarılarıyla istila

sıyla milattan önce ikici milenyumda Hititler,

edildi ve daha sonra da Araplar geldi.

M.Ö. X. yüzyılda Frigyalılar, daha sonrasın-

On yıllık bir dönemde şehir antik dün-

daysa Lidya, Persler, Makedonya, Galatya,

yanın en görkemli kraliçelerinden birinin batı

Romalılar, Bizanslar, Selçuklular ve Osmanlı-

ileri karakollarından biri haline gelmişti. Su-

ların hâkimiyetine girmiştir. M.S. 280'de bili-

riye çöllerinden gelen Palmiralı Arap İmpara-

yoruz ki güney Anadolu’dan bir mısır tüccarı

toriçesi Zenobia Roma İmparatorluğu içinde-

olan Philumenos ve Eustathius yakalanmışlar

ki zayıflık ve kargaşadan faydalandığı bir dö-

ve Ankara'da şehit edilmişlerdir. Diğer Roma

nemde avantajı eline alarak kendine burada

şehirlerinde olduğu gibi, Diocletian devri Hı-

kısa ömürlü bir devlet kurmuştur. Geç Roma Süreci şehir 272 yılında İmparator Aurelian Roma

kontrolündeki

İmparatorluğuna

ristiyanlar üzerindeki baskı-

Büyük İmparatorluk yolları Ankara’dan geçerek doğuya uzanıyordu. tekrar

bağlandı.

Yardımcısı

nın doruk noktasına ulaştığı dönemi göstermektedir. 303 yılında, Ankara İmparator

Diocletian

ve

onun

vekili

Diocletian (284-305) tarafından çoklu (dörde

Galerius'un Hıristiyan karşıtı zulümlere girişti-

kadar) yöneticilerin bulunduğu bir sistem

ği şehirlerden biriydi. Ankara'daki ilk hedefleri

olan tetrarşi yürürlüğe sokuldu ve önemli bir

ismi Clement olan kentin 38 yaşındaki pisko-

program olan yeniden yapılanma ve Ankara'-

posuydu. Clement yaşamında, önce Roma’ya

nın batısına Germe ve Dorylaeum (şimdiki

getirilmiş sonra oradan geri yollanmıştır ve o,

Eskişehir) doğru yol yapım çalışmalarına gi-

kardeşi ve birçok yandaşı ölüme yollanmadan

rişildi. Altın çağında Roma Ankara’sı büyük

önce birçok sorgu ve cefaya katlanmak zorun-

bir pazar ve ticaret merkezi olmasının yanın-

da bırakılmışlardır.

da aynı zamanda büyük yönetim sarayları ve

Aziz Clement kilisesinin kalıntıları bu-

ofisleri olan şehrin resmî önemli kurallarının

gün Ulus Meydanındaki Işıklar Caddesi’nde

konduğu Praetoriumları barındıran büyük bir

bulunabilir. Büyük ihtimalle Clement’in bura-

yönetim merkezi olarak da görev yapmaktay-

lara gömüldüğü düşünülmektedir. Dört yıl son-

dı. III. yüzyıl boyunca Ankara’da yaşam, tıp-

ra şehrin Plato isimli doktoru ve kardeşi Anti-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 17


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

ochus Galerius tarafından şehit edilmişlerdir.

diğerleri ise evlilik, kilisenin özelliklerine ya-

Sonradan Theodotus'a aziz olarak saygı gös-

bancılaşma vb. konuları içermekteydi.

terilmiştir. Fakat zulümler başarısız olmuştur

Clement zamanında Ankara'da Paga-

ve 314'te Ankara zulümler sonrası Hıristiyan

nizm dinî sendelemeye uğrasa da hala en yay-

kilisesinin yeniden yapılanmasında dini hü-

gın inanç olma özelliğini sürdürmekteydi. Yir-

kümlerin belirlendiği kilisenin önemli bir

mi yıl sonra, Hıristiyanlık ve tektanrıcılık onun

merkezi olmuştur ve asıl olarak buraya

yerini almış oldu. Ankara birdenbire günlük

“lapsi” denilen baskı süresince teslim olmuş

yaşamı keşişler, papazlar ve din kavgalarının

ve paganizmi benimsemiş olan Hıristiyanlar

sardığı bir Hıristiyan şehrine dönmüştü. Şehir

yerleşmişlerdir.

meclisi ve senatosu piskoposlara yerel temsil-

IV. yüzyıl boyunca Galatya'nın As-

cilik görevi vermişlerdir. IV. yüzyılın ortaları

ya’daki resmî başkentinde üç meclis toplan-

boyunca Ankara Hıristiyanlığın doğasındaki

mıştır. İlki bir Ortodoks genel kilise meclisi

karmaşık din kavgaları ve onun bir türü olan

314 yılında toplandı onların yirmi beş disiplin

Aryanizm'in doğuşuna bağlı tartışmalarla sarıl-

kanunları Pişmanlık Ayinleri yönetiminin o

mıştır. 358'de kilise meclisi Ankara Kralının

zamandaki en önemli belgelerinden birini

yönettiği Yarı-Aryan bir meclisti. Bu meclis

meydana getirmiştir. Onlardan dokuz tanesi

Aryan Blasfemilerini mahkûm etmişti çünkü

lapsilerin barışlarıyla ilgili durumla alakalı,

onların kâfir öğretileri İsa kavramı her şeyiyle

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 18


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

Tanrısal olanlara benzer gibi görünmekte fa-

Arap ordularının eline geçse de, XI. yüzyılın

kat gerçekte tamamen farklıydılar. 362-363

sonuna kadar Bizans İmparatorluğu'nun önem-

yıllarında, İmparator Mürtet Julian; Persler ve

li bir kolu olmayı sürdürmüştür.

Hıristiyanlara karşı çıktığı talihsiz sefer dönü-

Selçuklu ve Osmanlı Süreci 1071 yılın-

şünde Ankara'dan geçti ve çeşitli kutsal kişi-

da, Selçuklu Sultan'ı Alparslan Malazgirt zafe-

lere eziyetlerde bulundu. Ankara Kalesinin

riyle Türklere Anadolu’nun kapılarını açmıştır.

duvarlarının iç tarafının doğu yönüne hala

Daha sonra 1073'te önemli bir askerî geçiş gü-

görülebilen, üzerinde Julian'a ithafen “İngiliz

zergâhı olan ve doğal kaynaklara sahip olan

Okyanusundan barbar kavimlere kadar tüm

Ankara'yı ülkesine eklemiştir. Osmanlı İmpa-

dünyanın hâkimi” yazılı bir kitabe bulunan

ratorluğu'nun ikinci sultanı Orhan Bey, 1356

taştan bir heykel inşa ettirdi. 362 yılında im-

yılında şehri fethetti. Diğer bir Türk asıllı ku-

paratorun şehri ziyareti onuruna dikilen

mandan olan Timur 1402 yılında Ankara Sava-

Julian Anıtı bugün hala ayaktadır. 375'de,

şı’nda Osmanlıları yenerek şehrin hâkimiyetini

Aryan keşişleri Ankara'da toplandı ve arala-

ele geçirdi fakat 1403'te Ankara tekrar Osman-

rında Aziz Gregory'nin de bulunduğu birçok

lı Devleti'nin kontrolü altına girmiştir. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'n-

keşişi azlettiler. Modern Ankara batıda, Asya bölge-

dan yenik ayrılmasıyla, Osmanlı başkenti İs-

sindeki Galatya eyaletinin Roman Katolik

tanbul ve Anadolu'nun büyük bir kısmı İtilaf

yardımcı piskopos'u olan Laodicea'nın unvanı

Devletleri tarafından istila edildi ve Türklere

olan Angora olarak bilinmektedir. Bizans Sü-

merkez Asya Bölgesinde çok küçük bir alan

reci IV. yüzyılın ortalarında Ankara, impara-

bırakarak buraları İngiltere, Fransa, İtalya ve

torluğun

geldi.

Yunanistan kendi aralarında paylaşmak istedi-

Constantinapole Doğu Roma'nın merkezi ol-

ler. Türk Milli Mücadelesi'nin lideri M. Kemal

duktan sonra imparatorlar, IV. ve V. yüzyıl-

Atatürk, 1920'de Ankara'da direniş hareketinin

larda dinlenmek üzere İstanbul Boğazı'nın

başlangıcını resmî olarak ilan etti. Kurtuluş

nemli havası yerine, Ankara'nın daha kuru

Savaşı'nın kazanılmasından sonra, Türk Milleti

dağlık atmosferini tercih etmişlerdir. II.

29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan ederek Os-

Theodosius (408-450) yazları sarayını Anka-

manlı Devleti yerine Türkiye Cumhuriyeti'ni

ra'ya taşımaktadır. Ankara'da çıkarılan ka-

kurmuştur. Bundan birkaç gün önce 13 Ekim

nunlar, onun orada geçirdiği zamanları kanıt-

1923'te Ankara İstanbul'un yerine Türkiye'nin

lamaktadır. Şehrin askerî, özellikle de lojistik

yeni başkenti olarak ilân edilmiştir. Ankara ve

önemi uzun Bizans devri boyunca sürdü. An-

Türkiye Cumhuriyeti 1924'te hazırlanan imar

kara VI. yüzyıldan sonra birçok kez türlü

planı 1932 yılında hazırlanan “Jansen Planı”

tatil

mekânı

haline

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 19


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

olarak da bilinen imar planı, Ankara yeni ku-

başkenti haline gelmişken, Ankara hala Türki-

rulan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ol-

ye'nin kuzey yarısının çoğuna hâkim önemli

duktan sonra, yeni gelişmeler şehri eski bö-

bir yönetim merkezi olma konumundaydı.

lümlerin olduğu Ulus ve yeni kısmı olan Ye-

1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin baş-

nişehir olmak üzere böldü. Roma, Bizans ve

kenti olan Ankara, hızla gelişti. Eski semtler-

Osmanlı tarihini anımsatan eski yapılar ve

deki boş yerler yapılarla dolarken, yeni semtler

darca uzanan sokaklar eski bölümü temsil

de kuruldu. Bataklıklar kurutularak sıtma tehli-

etmekteydi. Yeni kısım ise şimdiki Kızılay

kesi ortadan kaldırıldı. Kentin su gereksinimini

civarında olan bölüm, geniş caddeleri, otelle-

karşılamak için Çubuk Barajı yapıldı. Cadde

ri, tiyatroları, alışveriş merkezleri ve yüksek

kenarları, eski yangın yerleri, parklar ağaçlan-

binalarıyla daha modern görünüme sahip bir

dırılarak kentin görünüşü değiştirildi. 1926’da

şehir yapısına sahipti. Hükümet binaları ve

yapılan sayım denemesinde 57.800 olarak sap-

yabancı elçilikler ayrıca bu yeni kısımda bu-

tanan nüfus, 1927 genel nüfus sayımında

lunmaktaydı. Ankara başkent olmadan büyük

74.553’e yükseldi. 1945’te 200.000’i aştı. Nü-

şehir merkezine sahip dünyanın en eski baş-

fustaki bu artış kentin alanını da genişletti ve

kentlerinden biridir, Londra, Paris veya Mad-

kuruluş yıllarında kalenin bulunduğu tepede

rid; hatta İstanbul'dan daha eski bir geçmişi

yer alan, XIX. yüzyılda bir surla kuşatılan

vardır. Şimdiki İstanbul, o zamanlar Bizans'ın

kent, ovaya yayılıp, ovayı sınırlayan karşı te-

Roma eyalet şehirlerinden biri olmakla birlik-

pelere ulaştı. Devlet merkezi olması nedeniyle

te, 324 yılında Roma İmparatorluğu’nun yeni

aşırı nüfus yığılmasının sonucu, kent çevresi

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 20


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–——— Ankara’nın genişleme dönemi oldu.

de hızla gecekondularla doldu. Günümüzde Ankara kenti eski yerleşme alanını her yön-

H.Jansen’in yaptığı plana göre kent

den aşmış ve geniş bir alana yayılmıştır. Eski

Kaletepe çevresinde yeşil şeridin dışına taştı.

kesimi iki bölümden oluşur. Hisar tepesinde

Ankara’nın kale dışındaki mahalleleri, cadde-

yer alan Kaleiçi, bu tepenin ortasından ovaya

ler açılarak genişletilirken, güneyde de Yenişe-

doğru yayılan ve günümüzde ortadan kalkmış

hir kuruldu. Kent kısa sürede Cebeci ve Malte-

bulunan ova surları içindeki mahalleler. Eski

pe yönünde genişledi. Çankaya’ya doğru uza-

Ankara’da son yıllarda açılan caddeler bo-

nan kesimlerde ise bakanlıklar ve elçilikler yer

yunca dizilmiş çok katlı yapılar ve alanlar

aldı. 1940’ta yapılan sayımda nüfusu 157.000

bulunmasına karşılık, küçük kerpiç yapılı ev-

olan kentin gelişmesi, II. Dünya Savaşı’nın

lerin yer aldığı dar ve dolambaçlı yollara da

bunalımlı yıllarında yavaşladıysa da, kentin

rastlanır. Tarihsel yapılar da kentin bu eski

çevresinde ikinci bir şerit Gazi Eğitim Enstitü-

kesiminde yer alır. Örneğin; Augustus tapına-

sü, Atatürk Orman Çiftliği, Harp Okulu üstün-

ğı, Roma hamamı kalıntıları ve Osmanlı dö-

den Dikmen ve Çankaya’ya uzanan bu ikinci

neminden kalma camiler. Ankara Kalesi, te-

şerit üstünde sonradan Anıtkabir yapıldı.

penin yüksek bölümünü kaplayan bir iç kale

1950’de nüfusu 288.000’e yükselen Ankara’da

ile çevresini kuşatan dış kaleden oluşur. Dış

iş merkezi Ulus’tan Yenişehir’e kayarken kent,

ve iç kale surları arasındaki alan ile iç kalenin

Maltepe yönünde genişledi. Bahçelievler’in ilk

kuşattığı alan, dar sokaklar boyunca dizilmiş

bölümleri kuruldu.

eski evlerle kaplıdır. Ankara’ya özel bir görü-

Ankara 1980’li yılların ikinci yarısın-

nüm kazandıran bu evler, kurulan ahşap iske-

dan itibaren önemli gelişmeler kaydetmiştir.

let boşlukların kerpiçle doldurulmasıyla ya-

Ekonomide liberalleşme ve dışa açılmanın do-

pılmıştır; duvarları, kireçle badanalıdır. Ama

ğal bir sonucu olarak, memur ve bürokrat kenti

son yıllarda bunların çoğu yıkılmış, kale dı-

olarak nitelendirilen Ankara hızla sanayileşme

şındaki mahalleler hızla gelişmiş, genişletilen

sürecine girmiştir. Bugün Ankara’da üçüncüsü

ya da yeni açılan yollar ve alanlar boyunca

kuruluş aşamasında olan üç Organize Sanayi

çok katlı yapılar yükselmiştir.

Bölgesi’ne sahiptir. Ankara’da ayrıca, Ostim, yalnızca

İvedik ve Siteler gibi küçük sanayinin yer aldı-

Kaletepe çevresinde yayılan Ankara, cumhu-

ğı önemli bölgeler bulunmaktadır. Bunlara ek

riyetle birlikte gelişmeye başladı. O zamanlar

olarak Ankara’nın hemen hemen tüm ilçelerin-

kentin iş merkezini oluşturan günümüzün

de küçük sanayi siteleri mevcuttur. Ankara,

Ulus alanına açılan caddeler boyunca, yeni

tüm bu özelliklerinin yanı sıra, 12 üniversiteye

yapılar kuruldu. 1930-1940 arasındaki dönem

sahiptir. Bu açıdan önemli bir eğitim ve bilim

Cumhuriyetten

önce

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 21


————————————————

Tarihi Coğrafya———————————————–———

kentidir. Kültür ve sanat alanında da önemli

belirlenmiştir. Buna göre 1927 yılında Anka-

sayıda sanatçıyı barındıran kentte, sinema ve

ra’nın toplam nüfusu 404.581 kişi olarak belir-

tiyatro salonları ile çok sayıda müze de yer

lenmiştir. Türkiye'nin nüfus bakımından ikinci

almaktadır. Ankara’nın nüfus gelişimi de tari-

büyük kenti olan Ankara'da, merkez ve ilçele-

hi ile paralellik göstermektedir. Ankara’nın

rin merkezlerinde 4 milyon 395 bin 888 kişi,

bilinen ilk resmî nüfusu, 1927 yılı sayımında

belde ve köylerde ise 153 bin 51 kişi yaşamaktadır.

———————————————————————————————————————————————-

KAYNAKÇA 1 Arcayürek, Cüneyt, Bir Zamanlar Ankara, Ankara: Bilgi Yayınevi, 2005. 2 Çınar, Hüseyin-Osman Gümüşçü, Osmanlıdan Cumhuriyete Çubuk Kazası, Ankara: Çubuk Belediyesi Yayınları, 2002.

3 Ergenç, Özer, XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, Ankara, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2012. 4 Sargın, Haluk, Antik Ankara, Ankara: Arkadaş Yayınları, 2004. 5 Yavuz, Ayşıl Tükel, Tarih İçinde Ankara, Ankara: ODTÜ Ankaralılar Vakfı Yayınları, 2000.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 22


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

TİMUR’UN BATI SEFERİ VE BÖLGESEL SAVUNMA İTTİFAKI Ankara Savaşı öncesi Timur’un Anadolu, Kafkasya ve Mısır üzerindeki etkisini açıklamaya çalışacağız. Timur tarafından kurulduğu için onun

tün sefer ve savaşları Türk-İslâm dünyasına

adına nispetle Timurlular şeklinde anılan dev-

yönelmiş; Türkistan’ın bir kısmı, İran, Altın-

let, Semerkant merkezli geniş bir coğrafyaya

Ordu, Kafkasya ve Anadolu onun tahrip ve

yayılmıştır. Hanedanın egemenliğindeki ana

akınlarına uğrayarak Moğol istilasının getirdi-

coğrafya Cengiz Han’ın oğlu Çağatay’ın pa-

ği kargaşayı ikmal etmiştir.

yına düşen kısmı içine alır. Timur’un doğdu-

Timur’un iktidarını ilan ettiği 1370’li

ğu tarihlerde (1336) Çağatay Hanlığı sarsıntı

yılların başında İran ve Azerbaycan’da, çoğu

geçirmekteydi.1 Hakimiyet Cengiz Han so-

İlhanlıların enkazı üzerine kurulmuş sayılan

yundan gelen hanlardan çok

Horasan bölgesinde Herat mer-

Mâverâünnehir’e hâkim olarak

olan Serbedarîler (1337-1381),

Nitekim onun bütün sefer kabile reislerinin elinde bulu- ve savaşları Türk-İslâm kezli Kertler (1245-1383), Batı nuyordu. 2 Timur 1370’te dünyasına yönelmiştir. Horasan’da merkezi Sebzvar Semerkant’ta tahta oturdu.3 Cihan hakimiyeti

Merkezi Şiraz olan Güney İran’ın Fars ile Kir-

davasıyla ortaya çıkan Timur (1370-1404),

man bölgesine Muzafferîler (1294-1393), İran-

İmparatorluğunu Türk veya İslâm ideallerine

’ın kuzeyinde Curcan merkezli Astrabad,

göre kurmuyor; sadece kendi ihtirasları için

Damgan, Bistam ve Simnan’da Toga Timurlu-

dünyayı fethetmek istiyordu. Bu amacı ile o,

lar (1337-1410); Bağdat'ı merkez edinen Irak,

Türk kağan ve sultanlarına değil Moğol han-

İran ve Azerbaycan’da Celayirliler (1336-

larına benziyor; onların zihniyet ve gelenek-

1432) ve Van Gölü’nden Musul’a kadar olan

lerine bağlı bulunuyordu.4 Nitekim onun büt-

bölgelere ise Karakoyunlular egemendi. Timur

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 23


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

Mâverâünnehir’de hakimiyet kurduktan son-

Mazenderan’a kadar olan bölgeyi idaresi altına

ra, 1381’de Kertler’den Herat’ı alıp 1383’de

aldı. Cengiz’in hükümdarlığını canlandırmak

Kertler’e son verdi.5 Timur daha sonra

hayali ile yaşayan Timur şimdi de gözünü

1382’de Serbedarîlere son verdi. 1384-85 yıl-

Bağdat’a dikmişti. Bağdat Celayir hükümdarı

larında ise Toga Timurluların üzerine yürüdü.

Ahmed’in elindeydi. Timur burayı 29 Ağustos

1385 yılında Timur’un hakimiyetini tanıyan

1393 tarihinde ele geçirdi.

Tebriz’i Altın Ordu hanı Toktamış yağmala-

Bağdat’dan sonra Musul’a, oradan da

dı. Bunun neticesinde Timur ertesi yıl Tebriz-

Mardin’e gelen Timur, ordusunun sağ kolunu

’i ele geçirdi. Daha sonra Toktamış üzerine

Karakoyunluların üzerine gönderdi; kendisi de

gitti ve Toktamış üzerine seferinden galip

Mardin ile Diyarbakır bölgesinde faaliyette

ayrıldı. Bu galibiyetin ardından Karakoyunlu-

bulundu. Buradan Kara Yusuf’un bulunduğu

lar üzerine asker sevk etti. Karakoyunlu reisi

Muş Ovası’na yürüdü ve Karakoyunlu reisini

Kara Mehmed’in başarılı savunmasından

yakalamaları için asker sevk etti. Lakin bir so-

sonra İran’a geçip Muzafferîlerin merkezi

nuç alamayınca Van Gölü’nün kuzeyinde Ala-

İsfahan’ı ele geçirdi.6

dağ’a yöneldi ve Üçkilise’de konakladı. Bura-

Horasan Coğrafyasında ki başarılı se-

dan Muhammed Sultan’ı Kara Yusuf’un kar-

ferler Güney İran’da da kendisini gösterdi.

deşi Mısır Hoca’nın elindeki Avnik Kalesi’ni

Bu seferlerden sonra ise Toktamış Han ile

alması için gönderdi. Kendisi de 18 Haziran

mücadeleler birbirini izledi. Timur 1392 yı-

1394’de Avnik önlerine ulaştı. 8 Ağustos 1384

lında Buhârâ’dan Hazar’ın güney kıyısındaki

tarihinde Mısır Hoca teslim oldu ve kale yıktıYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 24


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

rıldı. Timur, Avnik’e önde gelen adamlarından Atlamış’ı bırakarak Gürcistan’a oradan da Toktamış üzerine yürüdü. Timur’un 1393 yılında Bağdat'ı ele geçirmesi büyük yankı yaptı. Bunların başında Memlûk sarayı gelmekte idi. Beklenen Timur tehlikesi artık Suriye sınırlarına dayanmıştı. Timur’un Bağdat’ı ele geçirmesiyle Kahire’ye sığınan Sultan Ahmed Celayir, Berkuk ile Timur arasında paylaşılamıyordu.7 Bu durum iki taraf açısından siyasî kızışmaya yol açmıştı. Karşılıklı mektuplaşmalar olmuş

ha sonra Berkuk’u mağlup edip sürgüne yolla-

ve Timur’un elçisi Berkuk tarafından öldürül-

dı. Bundan sonra Mintaş ile Yelboğa en-Nâsıri

müştü. Gelmekte olan savaşın ayak sesleri

arasındaki sorunu fırsat bilen Berkuk tekrar

sadece Kahire’den değil; Bursa, Sivas ve Saray’dan

duyulmuştu.

Bunun

tahtı ele geçirmek için harekete geçerek,

neticesinde

1390’da tekrar tahta oturdu. Mintaş ile Yelbo-

Memlûk, Osmanlı, Sivas ve Altın Ordu hü-

ğa’dan kurtulan Berkuk şimdi yine Timur so-

kümdarlarının aralarında oluşturdukları böl-

runu ile karşılaştı. Mazenderan, Tebriz, Kaz-

gesel savunma ittifakı bu zamanda kendisini

vin, Şiraz ve İsfahan’ı fetheden Timur, Bağdad

derinden ve yakından hissettiren Timur tehli-

üzerine yürümüştü. Bunun neticesinde Bağ-

kesi karşısında son şeklini almıştı.8

dat’dan ayrılan Celayir hükümdarı Ahmed,

Bölgesel Savunma İttifakı’nın Mısır

Memlûklere sığındı. Berkuk’a yardım isteğin-

kolu olan Memlûk Sultanı Berkuk, 1382 yı-

de bulunarak yardım isteği kabul edildi. Bu

lında tahta oturduktan sonra iki büyük isyan

olay neticesinde Timur ile Berkuk arasında

bastırdı. 9 Bu iki isyandan sonra 1387 yılında

gerginleşme oldu.

Timur tehlikesi ortaya çıktı. Berkuk, harp ha-

Timur, Bağdat işgalinden sonra Tek-

zırlığına başladı ve ekonomik bir fetvayı da

rit’i işgal etti. Daha sonra ise Urfa’yı aldı. Ber-

aldı. Fakat Timur’un Toktamış üzerine gitme-

kuk ise karargahını Ridanniye’ye kurdu. Bu

si sonucu bu tehlike bir süreliğine sonlandı.

arada Berkuk; Yıldırım Bayezid ve Kadı

Timur tehlikesinden sonra Berkuk,

Burhaneddin ile anlaşmaya çalışıyor ve Altın

Malatya Naibi Mintaş ile sorunlaştı. Mintaş,

Ordu, Akkoyunlular ile de ittifak kurmak tekli-

Yelboğa en-Nâsıri ile Dımaşk’a yürüdü. Da-

finde bulunuyordu. Berkuk, gerekli hazırlıkları

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 25


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

yaptıktan sonra 1394 yılında Dımaşk’a ulaştı. Orada Toktamış, Bayezid ve Kadı Burhaneddin Ahmed’in elçileriyle görüştü. Gerekli ittifakı yapan Berkuk, Celayir hükümdarı Ahmed’i Bağdad’a yolladı. Ahmed, Bağdad’ı ele geçirdi. Aynı günlerde Timur’un tekrar Toktamış üzerine gittiğini haber aldıktan sonra Mısır’a döndü. Berkuk, daha sonra 14 Haziran 1399 tarihinde hastalandı. Hastalandıktan altı gün sonra (20 Haziran 1399) ise vefat etti. Bölgesel Savunma İttifakı’nın Saray kolu olan Altın Ordu Hanı Toktamış, Altın

1387 baharında Toktamış Derbend geçidini

Ordu ve Ak Ordu’nun zayıf düştüğü bir anda

geçip Karabağ üzerine yürüdü. Fakat Timur

Timur’un desteği ile ilk önce Ak Ordu hanı

ordusu tarafından hezimete uğrayıp kaçtı. Da-

daha sonra Mamay’ın ölümü ile Altın Ordu

ha sonra Toktamış, Timur’un İran’da olduğu

hanı oldu.10 Tahta oturduktan sonra güçlenen

sırada doğrudan Mâverâünnehir’e saldırdı.

Rus prenslerine Moskova’yı tahrip ederek

Hatta Buhârâ’yı abluka etmeye dahi cesaret

karşılık verdi. İyice güçlü olduğunu düşüne-

etti. Bunun neticesinde Timur alelacele dön-

rek,

anarak

meye mecbur oldu (1388 Şubat). Toktamış ise

Mâverâünnehir’e ve İran’a sefer yapmayı dü-

onu beklemedi ve Ak Ordu steplerine çekildi.

şündü. Fakat buraya bu dönemde Timur ha-

Fakat

kimdi.

Mâverâünnehir’e saldırdı. Timur topladığı

atası

Cengiz

Han’ı

da

kuvvetli

bir

ordu

ile

tekrar

kuvvetle Toktamış’ı Sirderya’nın kuzeyine

Toktamış, 1385 yılında Timur’un da-

geri attı (1389 Ocak). Toktamış Sirderya’da

ha Azerbaycan işlerine karışmadan önce bu-

dolaşmaya devam ederek Sabran’ı muhasara,

ranın Ahmed Celayir’in elinde bulunduğu

Yesi’yi yağma etti. Fakat Timur Sirderya’yı

zamanda Şirvan ve Tebriz’i zapt edip yağma-

geçtiğinde Toktamış ordusuyla steplerde dağı-

ladı.11 Fakat Moğol usulü üzere ganimetlerle

lıp gitti.

beraber çekilip gitti ve Ahmed Celayir tekrar bu eyalete sahip oldu. Timur, bu vakalardan

Toktamış’ın bu akınlarına dayanama-

sonra Azerbaycan’ı sınırlarına kattı (1386).

yan Timur, nihayet 1391 yılında Taşkent’ten

Timur, Karabağ eyaletinde bulunduğu sırada

büyük bir ordu ile harekete geçti. 19 Haziran Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 26


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

1391’de Kunduzca’da vukua gelen savaşta

Bu savaştan sonra Timur Altın Ordu

Timur Toktamış’ın ordusunu hezimete uğrat-

ülkesini tahrip etti. Özellikle Tana ve Saray’ın

tı.12 Fakat Toktamış tekrar firar etmeyi başar-

tahribiyle Avrupa ve Orta Asya arasındaki ti-

dı.

carete müthiş bir darbe vurmuş, Marco Polo Toktamış

akıllanmamıştı.

tarafından anlatılan kıta içindeki eski yollar

Nitekim

kapanmış, fetihlerinin medeniyet için hayırlı

1394’de Memlûk sultanı Berkuk ile ittifak

olabilen neticelerini mahvetmişti.

yaptıktan sonra, aynı yıl Şirvan üzerine akın düzenledi. Bunun sonrasında Timur 1395 ba-

Timur, İran’a döner dönmez Toktamış

harında Toktamış’a karşı yeni bir sefer yap-

tekrar Altın Ordu tahtına çıktı. Fakat bir daha

mak kararını verdi. Bu sefer diğerlerine ben-

Timur için tehlike olmadı. Nihayet Timur’un

zemeyecekti. Ordusuyla beraber Derbend ge-

vefatından bir yıl sonra Tümen’de Şadi-Beg’in

çidini geçti. 15 Nisan 1395 tarihinde Terek

askerleri tarafından öldürüldü.

kıyılarında Toktamış’ın ordusuna hücum etti.

Bölgesel Savunma İttifakı’nın Sivas

Alelâde bir asker gibi dövüşen Timur,

kolu olan Kadı Burhaneddin Ahmed yüksek

‘’okları tükenmiş, kısa mızrağı kırılmış, kılı-

ilmini Şam ve Mısır’da tamamladıktan sonra

cını daima sallar vaziyette’’, az daha yakala-

yirmi bir yaşında Kayseri kadısı oldu. Daha

nıp öldürülüyordu. Fakat nihayet Toktamış

sonra Eretna veziri iken Eretna Devleti’nin

mağlup olarak Kazan mıntıkasına doğru kaç-

tahtına geçerek kendi devletini kurdu.13 Kadı

tı.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 27


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–——— Bölgesel Savunma İttifakı’nın Edirne kolu olan Osmanlı Padişahı

Bayezid, daha

şehzade iken Karamanoğullarına karşı çarpışmış ve büyük başarı göstermişti. Karamanoğullarına karşı başarılar elde etmesi sonucu, ‘’yıldırım’’ unvanı ile anılmaya başlamıştı. Bu mücadele sonucu Osmanlıların Anadolu beylikleri arasındaki saygınlığı artmıştı. Bayezid’den önceki hükümdarlar Anadolu beylikleriyle çarpışmaktan kaçınmışlar; evlenme ve toprak satın alma yoluyla gelişmeBurhaneddin Ahmed 1391 yılında Osmanlı

ye çalışmışlardı. Yıldırım Bayezid ise beylik-

kuvvetlerini bozguna uğrattıktan sonra Timur

leri ortadan kaldırma, Anadolu’da yayılma po-

Anadolu önlerinde görüldü. Timur Kadı

litikası izlemeye başladı. Karamanlıları kesin

Burhaneddin Ahmed’e elçisini yollayarak

yenilgiye uğratarak topraklarını ele geçirdiği

kendisine tabi olmasını istedi. Fakat Kadı

gibi, Saruhan, Aydın, Germiyan, Menteşe,

Burhaneddin Ahmed bunu reddetti. Bunun

Hamid ve Teke beyliklerini de ortadan kaldır-

neticesinde Kadı Burhaneddin Ahmed savun-

dı .14

ma hazırlıklarına başladı. Fakat Timur’un Diyarbakır, Erciş, Mecengird kalelerini aldıktan sonra Gürcistan üzerine yürümesi sonucu Anadolu’daki heyecan sükunet buldu. Timur tehlikesinin geçmesinden sonra Kayseri valisi Şeyh Müeyyed isyan etti. Kadı Burhaneddin Ahmed’in bu isyanı bastırıp Şeyh Müeyyed’i öldürmesinden dolayı Akkoyunlu hükümdarı Karayölük Osman ile araları açıldı. Kadı Burhaneddin Ahmed kendisine yüz çeviren Karayölük Osman’ı takip ederken Osman’ın eline düştü. Nitekim Karayölük Osman, Kadı Burhaneddin Ahmed’i 8 Temmuz 1398 tarihinde öldürdü.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 28


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

Yıldırım Bayezid, Konstantinopolis’i

zans başkentini dördüncü kez kuşatacak, bun-

(İstanbul) kuşatan ilk Osmanlı hükümdarı

da da Timur’un Sivas’ı işgal ettiği haberi gele-

oldu. Ancak Bizans başkentini ele geçirmeyi

cek ve kuşatmayı kaldırıp Timur’la savaşmak

başaramadı. Buna karşılık, Bulgar devletinin

üzere yola çıkacaktı.15

varlığına son vererek Bulgaristan topraklarını

1402’deki Ankara Savaşı’nda Osmanlı

ele geçirdi; Selanik’i aldı (sonradan Osmanlı-

ordusu Timur’un ordusunun izdihamına uğra-

lardan geri alınarak Selanik, ikinci kez fethe-

dı. Bunun neticesinde Timur’a tutsak olan Ba-

dilecekti).

yezid, bir yıl geçmeden öldü.

İstanbul’un kuşatılması üzerine oluş-

Orta Asya, İran, Afganistan ve Mezo-

turulan, hemen her Avrupa devletinden asker

potamya’da büyük bir imparatorluk kurmuş ve

ve şövalyelerin yer aldığı 120 bin kişilik yeni

1398’de Hindistan’ı işgal etmiş olan Timur,

bir Haçlı ordusu, Macar kralı yönetiminde

Bayezid’den kaçarak kendisine sığınan Türk-

Osmanlılar üzerine yürüdüyse de, Niğbolu

men beylerinin girişimleri sonucu, batısında

Savaşı’nda (1396) bozguna uğratıldı.

güçlü bir devletin oluşmasını engellemek üzere Anadolu’ya yürümüştü. Eski beyliklerin ye-

Aynı yıl Anadolu Hisarı’nı yaptırarak

niden kurulmasını sağladıktan sonra Anadolu’-

İstanbul’u bir kez daha kuşatan Yıldırım

dan çekilen Timur 1405’te öldü.16

Bayezid, sonunda Bizans imparatorunun pek çok ödünü kapsayan barış koşullarını kabul

Anadolu’daki

ederek kuşatmayı kaldırdı. 1400 yılında Biz-

beylikler

canlanırken

Bayezid’in oğullarından İsa Çelebi Balıkesir’e,

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 29


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

Mehmed Çelebi Amasya’ya çekildiler. Süley-

adeniz’in kuzeyinde etkin hale geleceklerdir,

man Çelebi, en küçük kardeşi Kasım Çelebi’-

Ortadoğu da Memlûk devleti gibi güçlü bir

yi de yanına alarak Bursa üzerinden Edirne’-

siyasî gücün etkinliği yavaş yavaş kırılacak;

ye geçmiş ve hükümdarlığını ilan etmişti.

sonunda Yavuz Sultan Selim zamanında Mısır

Musa Çelebi de taht kavgasındaydı.

Osmanlıların eline geçecektir. Anadolu'da ise

‘’Fetret Devri’’ adı verilen bu dönem

durum facia idi. Nitekim Anadolu Türk birliği-

(1402-1413), şehzadelerin birbirleriyle çekiş-

ni sağlayan Bayezid’in tüm emekleri boşa çık-

meleri arasında geçti. Köylü kitleleri de ayak-

tı. Timur, batısında güçlü bir devletin olmama-

lanmıştı. Sonunda, Anadolu’daki Sünnî tari-

sını sağlamak için Anadolu beyliklerini yeni-

katlardan destek alan Mehmed Çelebi üstün

den canlandırdı ve Anadolu’da etkin bir siyasî

gelerek Osmanlı tahtına oturdu.

güç barındırmadı.17 Tabii ki Anadoluda en çok etkilenen devlet ise Osmanlılar oldu. Nitekim

Timur’un batı seferi Ortadoğu, Ana-

Osmanlılar büyük bir yıkılma tehlikesi ile kar-

dolu ve Kafkasya’yı derinden etkiledi. Nite-

şılaştı. Fakat Osmanlıların ikinci kurucusu sa-

kim Kafkasya’da Altın Ordu devletinin zayıf-

yılan Çelebi Mehmed sayesinde Osmanlı kal-

laması Rus prenslerine yaradı ve Ruslar Kar-

dığı yerden faaliyetlerine devam etti.18

———————————————————————————————————————————————-

DİPNOTLAR 1 İsmail Aka, “Timurlular”, Genel Türk Tarihi, V, Ankara:

10 Renê Grousset, Stepler İmparatorluğu, Çev: Halil İnalcık,

Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 201.

Ankara: TTK Yayınları, 2015, 404-405.

2 Mustafa Kafalı, “Çağatay Hanlığı”, Türkler, VIII, Ankara:

11 Kâzım Paydaş, “Timur’un Gürcistan Seferleri”, Fırat Üni-

Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 351.

versitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XVI, Elazığ 2006, 421.

3 İsmail Aka, “Timurlular”, DİA, XLI, 177-178.

12 Nadir Devlet, “Altın Ordu”, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 117.

4 Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi, II, İstanbul: Turan Neşriyat Yayınları, 1969, 210.

13 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara: TTK Yayınları, 2011, 163.

5 Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012, 68.

14 Halil İnalcık, Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayın-

6 Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, I,

ları, 2015, 72.

Çev: Mehmet Ata Bey, 319. 15 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, 7 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK

I, İstanbul: Ofset Yayınları, 2011, 137-138.

Yayınları, 2011, 301. 16 8 İsmail Aka, Timur ve Devleti, Ankara: TTK Yayınları, 1991,

Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret

Işıltan, Ankara: TTK Yayınları, 2015, 513.

20. 17 Yahya Başkan, “Timur, Rodos Şövalyeleri ve Batı Anadolu 9 İsmail Yiğit, Memlûkler, İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2008,

Seferi”, Turkish Studies, IX/IV, Ankara 2014, 140.

100. 18 Erhan Afyoncu, Sorularla Osmanlı İmparatorluğu,

İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2010, 87.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 30


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

BAYEZİD VE TİMUR MEKTUPLAŞMALARI Ankara Savaşı öncesi iki hükümdar nasıl bu kadar birbirlerinden nefret ettiler. Açıklıyoruz.

1402’de Ankara Savaş'ı yapılmadan

manlı Beyliği’nin sağladığı siyasî birlik Yıldı-

önce Timur ve Bayezid arasında dört mektup

rım Bayezid devrine kadar gelmiştir. Osman-

ve onlara ithafen verilen cevaplarla toplam

lı’ya bu beyliklerden en güçlü direnişi Kara-

sekiz mektup bulunmuştur. Araştırmalar so-

man Beyliği göstermiş ve uzun mücadeleler

nucunda üçü Arapça'dan oluşmaktadır. Çevi-

yaşanmıştır. Osmanlı Beyliği diğer beylikleri

risini Feridun Ahmed Bey'in yaptığını görü-

itaat altına almayı başarmıştır ve batıda Bi-

yoruz. Bunların Türkçe karşılığı ise Hoca

zans’a, doğuda ise Timur’a komşu olmuştur.

Saadeddin’e ait yazılarda olduğu tespit edil-

Mısır’da Memlûk Devleti, Azerbaycan ve ci-

miştir. Hiçbir savaş sebepsiz yapılmamıştır.

varında Karakoyunlu Sultanı Kara Yusuf ve

Bu yüzden mektuplardan önce dönemin siya-

Bağdat’ta ise Sultan Ahmed Celayir hüküm-

sî durumuna bakmak gerekir.

darlık yapıyordu. Timur (1360/69-1405), ken-

Türkiye Selçuklu Devleti’nin Moğol-

dini sürekli meşgul eden ve her fırsatta onun

ların hakimiyetine girmesi ile, Anadolu Türk

topraklarına saldırılarda bulunan, Müslümanla-

Beylikleri bulundukları bölgelerde bağımsız-

rın yollarını kesip mallarını yağmalayan Kara-

lıklarını ilân ettiler. Bunlar şer’i olarak Sel-

koyunlu Kara Yusuf ve Bağdat Sultanı Ahmed

çuklulara tâbiiyeti kabul etmekle beraber bey-

Celayir’i ortadan kaldırmaya karar vermişti.

lik unvanlarını da alıyorlardı. Moğollar Ana-

Bu sayede hem topraklarını genişletip gelirle-

dolu’ya gelince bu beylikleri itaat altına alıp

rini attırmayı hem de topraklarının güvenliğini

beli bir vergiye tâbii tuttular. Bu beylikler

sağlamayı amaçlamıştır. Ankara Savaşı’ndan

arasında yaşanan mücadeleler sonrasında Os-

önce; kuzeyde Altınordu, güneyde ise Mısır

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 31


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

Timur’a mağlup olunca bölgede Osmanlılar

yordu ve Ceneviz, Fransa, Bizans ve Kastilya

yalnız kalmıştır. Timur Osmanlı-Memlûk iş-

gibi Osmanlı karşıtı olanlar da Timur’u bu sa-

birliğini önlemek için Eylül 1399’da sefere

vaş için kışkırtıyordu. Bazı Osmanlı kaynakla-

çıktı. Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ı

rıysa Timur’a gönderilen bir sulh mektubunun

ele geçirdi. Bu olaylardan sonra Kara Yusuf

olduğu ve Karaman beyine bağlı kimselerce

ve Ahmed Celayir Timur’dan kaçarak Os-

ele geçirilerek savaşı teşvik edici cümleler ya-

manlı’ya sığındılar. Timur ise Akkoyunlu

zarak mektubu Timur’a yolladıklarından bah-

hükümdarı Karayölük Osman Bey ve Erzu-

seder. Mektupların içeriğiyse şöyledir:

rum Emîri Mutahharten’e bazı siyasî vaatlerde bulunarak Osmanlı Devleti’ne karşı kul-

Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği birinci Mektup

lanmak için bu iki hükümdarı kendi tarafına

Rum diyarında melik olan Yıldırım

çekmiştir. 1400 başlarında Erzurum ve Erzin-

Bayezid! Bil ki, biz kudret ve iktidarımızla

can’ı geçerek Sivas’a kadar geldi. Daha sonra

insanlık âleminin en büyük kısmını tab’ımız

Antep ve Maraş’ı alıp Memlûkluları yenerek

haline getirmiş bir hükümdarız. Bu görülme-

Şam’ı ele geçirdi. Bu sayede olası bir Osman-

miş işi, tek başımıza yaptık, senin gibi baba-

lı-Memlûk birleşmesini engellemiştir.

mızdan ülkeler tevarüs etmiş değiliz. Aklını

Timur’u Osmanlı Devleti üzerine teş-

başına topla ve Kara Yusuf’la Ahmed

vik edenler, Osmanlı ve Karaman beyi ol-

Celâyir’i topraklarından kov. Emîrlerimize

muştur. Ayrıca Timur, Batı’ya yapacağı se-

karşı gelen hükümdarların akıbetini duymuş

ferler için Doğu’da güçlü bir rakip de istemi-

olsan gerektir. Sen de o hükümdarların arasına Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 32


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

girmekten sakın.

kendisinden boş olsun.

Timur bu beylerin öldürülmesi veya

Adı geçen tüm ülkeler Timur’a mağlup

aileleriyle beraber kendisine teslimi gibi al-

olmuştur ve Timur bu ülkelerde birçok Müs-

ternatif tekliflerde de bulunmuştur. Bayezid

lüman’ı öldürmüştür. Bayezid ise mektubunda

ise emr-i vaki saydığı bu istekleri ve Timur’a

bunları Timur’a onun nasıl biri olduğunu gös-

iltica eden beylerin kışkırtması olduğunu dü-

termek için yazmıştır.

şünerek hakaret dolu şu mektubu yazmıştır.

Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı

Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği ikinci Mektup

Ey ihtiyar it (köpek), Tekfurdan daha

Sen kendini Allah yolunda cihad eden,

şiddetli kâfirsin. Mektubunda bizi korkutmak

bizi ise haksız yere kan döken bir kâfir ve beni

ve hile ile kandırmak istemişsin. Osmanlı sul-

yeni yetme bir savaşçı saymışsın. Bil ki, kırk

tanlarını, Acem padişahlarına benzetme. Os-

yıla yakın bir süredir nefsimi cihada adamışım.

manlı askerleri de, ne Kıpçak ülkesi Tatarı

Bu cihatlar sonunda kaleler ve ülkeler feth

gibi sıradan insanlar, ne de Hint toplulukları

ederek, beldeleri kurtarmakla meşgulüm. Kaldı

gibi başıboş, sere serpe avare kalabalıklar de-

ki bu halim, dünden daha açık ve kesindir. Bu

ğildirler. Osmanlı askerleri, Irak ve Horasan

mücadeleler esnasında, çok sayıda kişi bize

askerleri gibi hakimiyetsiz ve perişan olma-

itaat etmiş ve yolumuzda canlarını feda etmiş-

yacak kadar onurlu askerlerdir. Yine sen, Os-

tir. Siz niçin bize hizmet etmekten kaçıyor,

manlı askerlerini Şam ve Halep (Memlûk)

sevgi göstermiyorsunuz? Hem yaşça da senden

askerlerine de benzetmeyesin… Bu mektup

büyük durumdayım. Bu güne kadar hangi tara-

eline geçtikten sonra savaş meydanına her

fa gittiysem, kısa sürede orayı ele geçirdim.

kim ki gelmeyip kaçarsa onun eşi üç talakla

Sivas’ı da kısa zamanda elde ettim. Sen Malat-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 33


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

ya’yı muhasara ettin, dört ay elde edemedin

ık itikatlı mezhep sahibi ve çirkin âdetleri bu-

ve geri dönmek zorunda kaldın. Sinop Kale-

lunmakla itham etme. Bizim askerimiz baba-

si’ni ne zamandır elde edemedin. Mektubun-

dan ataya Müslüman ve Müslüman çocukları-

daki gibi tehdit ve gurura kapılma, akıl yo-

dır. Niçin hidayete layık olmasınlar? Kaldı ki,

lundan uzak sözlere cesaret etme. Kaldı ki

Osmanlı’nın askerleri çoğunlukla kâfirlerden

Sivas’ta ele geçirdiğim adamlarınızdan duru-

devşirme olduğu açıktır. Davamız cihangirlik

munu öğrenmiş haldeyim. Dolayısıyla pek

olup saltanatımız adına hutbeler okunmaktadır

çok Müslüman’ı rencide etmek, han ve malla-

ve sikkeler basılıdır. Müslümanların ülü’l-emri

rını harab etmek uygun görülmemiştir. Bu

olduğumuzda şüphe yoktur. Bizim soyumuz,

sebeptendir ki, güzel cevap vermeyi yüksek

İlhân-ı Âlişân’a ulaşmaktadır. Eğer samimi

bir iş olarak bil. Ülkeni harap etmekten kur-

selâmınızla beraber iyi ifadeler içeren mektu-

tarmış olursun. Bizimle anlaşma yoluna dö-

bunuz gelirse, her iki taraf arasında yumuşama

ner, özür dileyen bir ifadeyle cevap verirsen

ve sevgi peyda olur. Aksi halde kılıç ortaya

aramızda dostluk ve sevgi olur. Böylece

çıkınca, kaleme yer kalmaz ve’s-selâm.

Frenk kâfine fırsat vermemiş olur, biz de, Si-

Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı

vas’tan çekilerek geri döneriz. Bizim niyeti-

Zamanın cihan sultanı olan Timur-i

miz ve meylimiz sizi zayıf düşürerek meşgul

Köregen (Damat), Sivas’a gelip yerleşmeyi,

etmek, böylece kefere dinine yardım etmek

bizim Tebriz’e yöneldiğimize benzeterek tuhaf

değildir. Bizi ve askerimizi kâfir, dinsiz, sap-

kıyaslamada bulunmuşsun. Kaldı ki biz, Kefe-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 34


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

den Şirvan’a varıp O ülkeye asker çıkarsak,

ren, dört tarafında bulunan kâfirlerle gece gün-

kim mani olabilir? Kıpçak halkı sizden bıkıp

düz iki yüz binden fazla askeriyle mücadele

usandığı için bizimle beraber olmayı tercih

etmiştir. Bu saltanat yıldızımız bugün dördün-

etmektedir. Malatya ve Sinop hakkındaki id-

cü tabakaya erişmiş ve şimdiye kadar fethetti-

dianızda doğru değildir. Bazı sebeplerden do-

ğimiz kale ve kasabaların sayısı geçmiş sultan-

layı muhasaradan vazgeçilmiştir. Yoksa bi-

ların hayal ettiğinden bile fazladır. Bizim na-

zim askerlerimiz azlığı veya sizin askerlerini-

zarımızda; dünya ve içindekilerin kıymeti, Al-

zin askerinizin çokluğundan dolayı olmamış-

lah yolunda cihad etmenin yanında saman çö-

tır. Kastamonu ve Karaman hakimlerinin

pü kadar değeri yoktur. Osmanlı askerine Ab-

inatları ve o sırada fırsat bulup bazı vilayetle-

dullah oğlu demekten fazlasıyla zevk duyarız.

rimize saldırmaları, bizim Malatya ve Sinop’-

Çünkü bütün sahâbe-i kirâmın ataları kâfir

taki muhasarayı kaldırmamızı zaruri kılmıştır.

iken, kendileri Müslüman oldular. Böyle Müs-

İyi bil ki, atam Ertuğrul Han üç kadar gazi-

lüman olanlar, insafı olmayan Müslüman-

siyle beraber, Hülâgû Tatar’ından on bin Ta-

zâdelerden çok çok üstündürler. Siz Sivas’ı

tar’a vurup Alâeddin Keykubâd’a galip ge-

harab edip ehl-i İslâm’ın ırzını pâyimâl ettik-

lenleri mağlup emiştir. Bundan sonra devlet

ten sonra ne denilebilir ki! Siz, ilk suçlamayı

idâre etme şerefine nâil olup kendisine hil’at,

kendinizden gidermeye uğraşıyorsunuz. Arap-

Allah’ın lutfuyla Âl-i Selçuk’un yerine idare-

ça ve Farsça gelen mektuplarınızda sertlik, ka-

yi elde tutması isyan ve baş kaldırmayla ol-

balık, kibir ve gururdan bir nesne yoktu. Âl-i

mamıştır. Osman Bey’in ilk cülusundan itiba-

Osman, hileyle ülkeleri kendine mülk edinme-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 35


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

miştir. Mektuplarımız akıllı devlet erkânımız-

anmanız doğru olmaz. Belki Mücâvirü’l-

la yapılan istişareler sonrası yazılmıştır.

Harameyn demeye lâyık değillerdir. Bize dost

Bayezid böylece hem Timur’un İs-

olmayanı, kendinize yakın ve sevdiklerinize

lâm’ın yöneticisi olamayacağını ve atalarının

dahil etmeyiniz. Saltanat işleri nezâkete bağlı-

meşru yollarla devlet sahibi olduğunu söyle-

dır. Dikkat edilecek yönleri çoktur. Ahmed

miştir. İlk mektuptaki ağır sözlereyse Timur-

Celayir şimdi Bağdad yakınlarına gelmiş, biz

’un neden olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar

de oraya asker göndermişiz. Tekrar size taraf

ifadelerde yumuşamalar olsa da iki hükümdar

kaçar gelirse sahip çıkmayıp bilâkis yakalayıp

da birbirlerine diplomatik yollarla da üstün-

bize teslim etmeniz sizden isteğimizdir. Erzin-

lük sağlamak istedikleri anlaşılıyor.

can’a varıp yerleri tahrip için şimdilik serhad-

Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği üçüncü Mektup

da durularak elçilerinizin gelmesini beklemekteyiz.

Sungur çavuş ve Hacı Bayezid gön-

Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı

derdiğimiz haberler doğrudur. Sizin küffârla

Mısır hakimiyle aranızda geçen olay-

savaştığınızı biliyoruz. Bu tarafta Gürcü kâ-

lardan dolayı bizi yanlış anlamışsınız. Biz arzu

firlerle biz savaşıyoruz. Hem siz hem de biz-

etsek Mısır’ı fethetmeye her zaman kâdiriz.

ler bu konuda mutluyuz. Bu durumum dayısız

Ahmed Celayir tekrar geri Osmanlı toprakları-

faydaları her iki tarafa da olmaktadır. Yazdık-

na gelirse, Kara Yusuf ile birlikte ikisini size

larımızda zerre kadar şaibe ve şüphe olamaz.

teslim etmemi istemişsiniz. Biliyorsunuz ki

Antlaşma kararı olursa, Mısırla aramızda

Hülâgû Dârü’s-Selâm’ı alıp İran’ın çoğunu ele

olanlar ıslah edici olunması isteğiniz uygun

geçirdiği sırada, halifenin amcası çocukların-

görülmemiştir. Çünkü ölen eski Mısır valisi,

dan bir iki kişi Mısır’a Kâhire Vâlisi Bay-

elçilerimizden Irak ve Acem’in büyük saygı

bars’a sığındılar ve onun himayesine girdiler.

duyduğu Bahaddin Savcı’yı haksız yere öl-

Hûlâgû’nun Bağdat Vâlisi olan Karaboğa No-

dürdü. Yine uzun süredir hapsettiği Gönül-

yan, Baybars’la cenk ettiler. Halifenin amcası-

taş’ı serbest bırakması için eli gönderdiğim

nı Mısır askeri sanıp orada şehit ettiler. Kaçan-

halde isteğimi yerine getirmedi ve o günahsı-

lar şimdiye kadar Kahire’de kaldı. Hülâgû Han

zı hiç endişe duymadan katletti. Biz Şam ve

onları geri istemedi ve takip de etmedi. Şimdi

Haleb’e geldiğimizde, Mısır’da Hacı adındaki

bu dostunuz feleğin tokadını yemiş bir iki kişi-

elçileri gelip hapsolunan Otlamış’ı Haleb’e

yi himaye etmekle hatırınızı kıracak bir durum

gönderelim dediler, senin şimdi Mısır valisi

olamaz. Zira Hülâgû böylesine cüz’i şeylerden

olan kimseye oğlumuzdur demeni uygun gör-

vazgeçmiştir. Muradımız Sivas ve çevresinden

medik. Onu Sultânu’l-Harameyn enkâbıyla

elinizi çekmenizdir. Bunu yerine getirmeniz Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 36


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

güzel bir işaretinizin gereği olduğu anlaşıla-

man olduğunuzu bize yazmıştır. Bizde güven-

caktır. Ancak her halde Allah’ın takdirinden

dik ve sulh için antlaşmaya varılacağı umu-

kaçılmaz ve kimseden korkumuz yoktur…

duyla birkaç kez mektup gönderdik. Ama siz

Karşılıklı yazılan mektupların sonun-

gittikçe artan bir katı tutum içinde oldunuz. Tâ

cusunda Timur Osmanlı’dan bazı kale ve şe-

ki biz ve askerimiz kâfir ve kâfirden daha eşed

hirlerin kendisine verilmesi gibi kabulü müm-

kâfirlerdir demeniz sözü her yerde söylenir

kün olmayan şartlar ileri sürerek açıkça savaş

olmaya başladı. Elçileriniz olan Sungur ve

istediğini belirtmiştir. Bazı kaynaklarda Ti-

Ahmed adamlarınız, uzun süredir yanımızda-

mur’un Yıldırım’ın oğullarından birini de re-

dırlar. İslâmlığımızı ve inancımızı biliyorlar.

hin olarak istediği belirtilir. Ancak bu olay

Hedefimiz Kefe ve Kırım yönüneyken, Şir-

mektuplarda yer almamaktadır.

van’dan geri dönüp tekrar Erzincan’dan O ta-

Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği dördüncü Mektup

rafa varmak icap etti. Semerkand’da bulunan

Şimdiye kadar sulh için çalıştım ve

da askeriyle birlikte bana katılacaktır. İsteği-

nihayet Sivas’a gelmem söz konusu oldu. Kâ-

miz Erzincan’a varmadan ve askerimiz şehirle-

fire fırsat vermemek, İslâm diyarlarını harab

rinize girmeden önce Sivas, Malatya, Elbistan,

etmekten endişe edip Şam tarafına giderek

Erzincan ve Kemah’ın bize bırakıldığını sağ-

Mısır azizinden intikamımızı aldık. Sizin has-

lam bir ahidnâme ile bildirmenizdir. Sulha mu-

ta olduğunuz hususu ağızlarda dolaşırken, biz

halif değilim ve bağlıyım. Bu sulhun bir

bunu fırsat bilip dikkate almadık. Ancak siz

sûretini

fırsat bulunca bize bağlı olan Erzincan’a ge-

Haram’da kapalı muhafaza olunsun ki, kimin

lip valimizi rencide ettiniz. Adamımız olan

bu sulha uyup uymadığı ortaya çıksın.

oğlum Muîneddin Muhammed Sultan Bahadır

Mutahharten sulhu sağlamak için sizin piş-

Mekke-i

Mükerreme’de

Babü'l-

Bu mektuplar Sungur, Ahmed ve Hacı

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 37


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

Bayezid ile gönderildi.

ye düşürmüşlerdir. Rezillerin eline düşen mek-

Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı

tubun gecikmesinin sebebi dahi biz olmadığı-

Timur’i Köregen hazretleri, ilgi uyan-

mız hususu malumunuzdur. Bu durumu yaltak-

dıran antlaşmaya dair mektubunuz, ben Si-

lanma olarak görürseniz hayır, asla düşmandan

vas’a geldikten sonra ulaştı. Ben bu sırada

yüz çevirmek âdetimizden değildir. Sulh ve

antlaşma hazırlığı içerisinde bulunuyordum

cengin cezası ve mükâfatı buna sebep olan ta-

ki, Nâgâh (vakitsiz saatte) sulha muhalif bir

rafa aittir. Eğer bir kimse fitneye sebep olursa,

başka mektup Karaman fesatları elinden or-

Allah’u Teâlâ onun cezasını versin…

duyu humâyûnumuza erişti ve antlaşmanın

Bu mektuplardan anlaşıldığına göre

gecikmesine sebep oldu. Devlet erkânımızdan

Timur her defasında isteklerine yenilerini ekle-

akıllı kişiler bu durumu şöyle değerlendirdi-

yerek Yıldırım Bayezid’i savaşa mecbur et-

ler: İkinci mektup ilk karışık dönem içinde

miştir. 20 Temmuz 1402 tarihinde vuku bulan

yazılarak elçiyle gönderildi. Karaman toplu-

Ankara Savaşı’nı Timur kazandı. Yıldırım esir

luğu ki eskiden beri ocağımızın düşmanı ol-

düştü. Kalan ömrünü de esaret altında geçire-

muşlardır. Bunlar elçimizi öldürüp fitne iyice

rek vefat etti. Osmanlı’yı on bir yıllık bir fetret

ayyuka çıkıncaya kadar mektubu sakladılar.

devrine, fütuhatların durmasına, kurulan Ana-

Musâlaha olacağı ihtimalini görünce, bu kez

dolu Türk Siyasî Birliği’nin parçalanmasına ve

bazı rezilleri üzerimize gönderip bizi şüphe-

İstanbul’un fethinin en az elli yıl gecikmesine sebep oldu.

———————————————————————————————————————————————-

KAYNAKÇA 1 Afyoncu, Erhan, Sorularla Osmanlı Tarihi, İstanbul: Yedi-

6 Mantran, Robert, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I, Çev:

tepe Yayınları, 2010.

Server Tanilli, İstanbul: Cem Yayınevi, 1971.

2 Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolijisi,

7 Purgstall, Joseph Von Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, I,

I, İstanbul: Türkiye Yayınevi, 2011.

İstanbul: Milliyet Yayınları, 1966.

3 Daş, Abdurrahman, “Ankara Savaşı Öncesi Timur ile Yıldı-

8 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK

rım Bayezid’in Mektplaşmaları”, 142-152.

Yayınları, 2015.

4 De Lamartine, Alphonso, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker

9 Zinkeisen, Johan Wilhelm, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I,

Yayınları, 1991.

Çev: Nilüfer Epçeli, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2011.

5 İnalcık, Halil, Devlet-i ‘ Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 38


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

ANKARA SAVAŞI 28 Temmuz 1402 tarihinde meydana gelen, XV. yüzyıl Anadolu’sunu derinden etkileyen bu savaşı açıklamaya çalışacağız.

mukabil Timur’un önünden kaçan ve Bağdat’-

Memlûk Sultan'ı Berkuk’un ölümün-

ta hüküm süren Celayirli sultan Ahmed ile Ka-

den (1399) sonra yerine oğlu Ferec geçti. Ti-

rakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf, Sultan

mur’un Hindistan’da büyük bir istilaya giriş-

Bayezid’e sığındılar.1

mesini fırsat bilen Bayezid, Memlûkların ha-

Bu iki düşmanın Bayezid tarafından

kimiyeti altında Maraş ve Elbistan’da hüküm

himaye edilmesi zaten savaş için Anadolu’ya

süren Dulkadiroğulları Beyliğini ele geçirdi

gelen Timur’un bir harp vesilesi daha doğur-

(Ağustos-Eylül 1399). Daha sonra Memlûklar

masına neden oldu. İki hükümdar arasındaki

idaresindeki Malatya ve çevresini zapdetti.

mektuplaşmadan bir sonuç çıkmadı. Timur,

Bu yüzden Osmanlı ile Memlûkluların arası

Osmanlı idaresindeki Sivas’a girerek şehirdeki

açıldı. Berkuk’un ölümünü fırsat bilen Timur,

herkesi kılıçtan geçirtti (Ağustos 1400).2

harekete geçerek 1400 tarihinde Azerbaycan

Malatya’yı da bu sırada Osmanlı’dan

ve Doğu Irak’ta hakimiyetini yeniden kur-

alıp (Eylül 1400) Anadolu’dan Kafkasya’ya

duktan sonra Pasinler’e doğru yol almaya

çekildi. Bu sırada sultan Bayezid ordusu ile

başladı. Bu sırada Bayezid’in itaatini kabul

Kayseri’ye gelmişti. Timur bu muharebeyi ka-

etmeyen Erzincan Emîri Mutahharten Bey ile

bul etmedi. Bayezid’in kendisini, Altınordu,

Bayezid tarafından beyliklerine son verilen

Memlûk ve Hindistan sultanları gibi metbû

Menteşeoğlu, Saruhanoğlu Hızır Şah, Ger-

tanıyacağını ümid ediyordu. Bayezid Timur’un

miyanoğlu Yakub Bey, Aydınoğlu Musa Bey,

teklifini hakaretle reddetti. Timur 1402’de ye-

Timur’a başvurarak bağlılıklarını ve toprakla-

niden Anadolu’ya girdi ve Temmuz ayında

rını geri almak için yardım istediler. Buna

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 39


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

Ankara sahrasına vardı. 300.000 askeri vardı

da Bayezid, Minnet Bey’in ısrarı üzerine çekil-

ve bütün birlikleri çok disiplinliydi. 32 zırhlı

mek kararı verdi. Ne yazık ki atı sürçtü ve

fil ön saflarda dehşet saçıyordu. Bayezid,

Cengiz Han’ın torunlarından “Çağatay Han”

1200 askerle geldi. 28 Temmuz sabahı çarpış-

unvanına sahip Mahmud tarafından esir edildi

ma başladı. Sultan Bayezid’in tahtlarından

(20 Temmuz 1402). Padişahla birlikte şehzade

mahrûm ettiği Anadolu Türkmen beylerinin

Musa, Minnet Bey, Mustafa Bey, Ali Bey,

hepsi Timur’a sığınmıştı, onun ordusundaydı-

Firuz Bey ve Beylerbeyi Timurtaş ile oğlu

lar. Bunun üzerine Osmanlı ordusu dağıldı.3

Yahşi Bey Timur’un eline düştüler. Şehzade

Sultan Bayezid, 10.000 yeniçerisiyle

Süleyman, Mehmed ve İsa kurtulabilmişlerdi.4

bir tepenin yamacında kahramanca savunma-

Timur’a esir düşen Sultan Bayezid, ye-

larda bulundu. Bu sırada sadrazam Ali Paşa,

di ay on iki gün esir yaşadı. Konya yakınların-

Yeniçeri Ağası Hasan ve Subaşı Ayna Bey,

daki Akşehir’de 3 Mart 1403’te öldü. Cenazesi

büyük şehzade Süleyman’ı aralarına alıp

Bursa’ya gönderildi. Onunla beraber esir dü-

onunla birlikte batıya çekildiler. Amasya bey-

şen iki oğlundan Musa Çelebi’yi Timur, babası

leri de Şehzade Mehmed’i yanlarına alarak

ölünce serbest bıraktı. Daha büyük oğlu olan

doğu tarafına çekildiler. Sultan Bayezid bu

Mustafa Çelebi’yi ise Semerkand’a götürdü.

olumsuzluklara rağmen 10.000 yeniçerisiyle

Yıldırım Bayezid’in saltanatı on üç yıl olup 43

akşama kadar bütün gün düşmanın saldırıları-

yaşında öldü. “Sultân-ı Iklîm-i Rum” unvanını

na karşı koydular. Yeniçeriler yorgunluktan

alarak, kendisini Doğu’nun ve Batı’nın en bü-

ve susuzluktan güçsüz kalarak Tatarlar tara-

yük sultanı ilan etti.5

fından öldürüldüler. Ancak gece yaklaştığın-

Savaştan sonra Timur Anadolu’yu bir

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 40


-————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

kasırga gibi kırıp geçirdi. Binlerce kişiyi esir

korudu. Bu bölge Osmanlı Devleti’nin ağırlık

aldı. Anadolu Beyliklerini yeniden canlandı-

merkezi durumuna geldi. Bayezid zamanında

rarak, Osmanlılarda dahil olmak üzere hepsi-

uygulamaya başlanan merkezi bir imparatorluk

ni kendisine tâbii kıldı. Böylece Anadolu’nun

sistemi, bu savaş neticesinde çökerken Osman-

birliği parçalandı. Osmanlı devletinin Anado-

lı imparatorluğunun kuruluşu yarım asır gecik-

lu’daki sınırları ise hemen hemen I. Murad

ti. Ayrıca, Osmanlı hanedanına mensup kimse-

devri başlarındaki sınırlara çekildi. Buna kar-

ler arasında iç çekişmeler ve savaşlar çıkmaya

şılık Timur’un tesiri sahasından uzakta kalan

başlandı. Bu da fetret devrenin başlamasına

Rumeli, Uc beyleri sayesinde bütünlüğünü

neden oldu.6

———————————————————————————————————————————————-

DİPNOTLAR 1 İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı

2 İ. Şahin, 163; H. İnalcık, 71; J.V. Hammer, 111; E. Gülsoy,

Siyasî Tarihi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, X,

42; Y. Halaçoğlu, 211.

İstanbul, Çağ Yayınları, 1992, 163; Halil İnalcık, Devlet-i

3 Y. Halaçoğlu, 211; Yılmaz Öztuna, “Osmanlı Devleti Tarihi”,

Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I Kla-

I, Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınlar, 1998, 82-83; E.

sik Dönem (1302-1606) Siyasal, Kurumsal, ve Ekonomik

Gülsoy, 42; İ. Şahin, 163; H. İnalcık, 72; J.V. Hammer, 113;

Gelişim, İstanbul: Kültür yayınları, 2009, 71; J. Von,

J.W. Zinkeisen, Çev: N. Epçeli, 269.

Hammer, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I, İstanbul: Kumsaati Yayınlar, 2011, 111; Ersin Gülsoy, Osmanlı Tarihi

4 Y. Halaçoğlu, 211; J.V. Hammer, 115; İ. Şahin, 164; E.

El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayınları, 2013,

Gülsoy, 42; Y. Öztuna, 83; H. İnalcık, 74; J.W. Zinkeisen, Çev:

42; Yusuf

N. Epçeli, 275.

Halaçoğlu, “Ankara Savaşı Yıldırım Bayezid ile Timur Arasında Ankara Yakınlarında Çubuk Ovasında 28 Temmuz

5 Y. Öztuna, 83-84; E. Gülsoy, 42;Y. Halaçoğlu, 211; J.W.

1402’de Meydana gelen Savaş”, DİA, Eskişehir 1997, 210;

Zinkeisen, Çev: N. Epçeli, 281.

Johann Wilhelm Zinkeisen, Çev: Nilüfer Epçeli, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (1299-143), I, İstanbul: Yeditepe, 2011,

6 İ. Şahin, 164; Y. Halaçoğlu, 211.

268-269.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 41


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

ANKARA SAVAŞI’NDAN SONRA ANADOLU’NUN VE OSMANLI DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU Padişahsız kalan bir coğrafyanın dramatik durumunu anlatmaya çalışacağız.

Bayezid tahta geçtikten sonra hem

günde yok etti. I. Bayezid, geniş toprakların

Anadolu hem de Rumeli’ye yönelik seferleri-

tek başkentten yönetilebileceği merkezî bir

ni başlattı. Anadolu’da gerek Karaman-

devletin altyapısını kurmayı başarmıştı. Mer-

oğulları gerek de Candaroğulları ve Kadı

kez teşkilatını güçlendirmiş iken Timur ile gi-

Burhaneddin Devletiyle uğraşıyorken ayrıca

rişti savaştan sonra bütün düzen yok oldu.

Rumeli’de problemlerle uğraşırken devleti

Ankara Savaşı’nda alınan mağlubiyet

müşkül durumda bırakacaklardır; öte yandan

sonrası, I. Bayezid’in oğulları uzun sürecek bir

Macaristan ve Eflak gibi Balkan devletleri de

taht kavgasına tutuşmuşlardır. Ayrıca düzene

Osmanlılar Anadolu problemleri ile ilgilenir-

konulan Anadolu ve Osmanlı Devleti’nde karı-

ken saldıracaklar ve hakimiyet alanların Os-

şıklıklar meydana geldi. I. Bayezid, Ankara

manlıların aleyhine genişleteceklerdir. Bu iki

Savaşı’nda esir düştükten sonra bir süre Ti-

bölge ile ilgilenen I. Bayezid buralar üzerinde

mur’un elinde tutsak olarak yaşadı. Timur, An-

fetih politikasını uygularken ve I. Bayezid

kara Savaşı’nın ardından Anadolu beyliklerine

gücünün zirvesinde iken Timur tehlikesi Ana-

ait olan toprakları iade etmiş, bu toprak iadesi

dolu’da baş gösterdi. Timur’un otoritesini

beylikler ve boylar arasında tekrar mücadele

kabul etmeyen I. Bayezid, Timur’un karşısına

girişimi ile ülkede bütünü bozup karmaşığa

çıktı. Ancak savaş meydanında esir düşüp

sebep olmaktı keza geri kalan topraklarında

Osmanlı Devleti’nin bütün kazanımları tehli-

oğulları arasında paylaştırdı. Kardeşler arasın-

keye girdi. Ankara Savaşı, Bayezid’in salta-

daki ilk mücadele İsa Çelebi ile Musa Çelebi

nat yılları boyunca kazandığı her şeyi bir

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 42


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

arasında başladı. Musa Çelebi ile İsa Çelebi

Çelebi oldu. Mehmed Çelebi, Bursa’yı ele ge-

arasında Bursa hakimiyeti için başlayan çatış-

çirdi. Kardeşi İsa Çelebi ise önce Yalova’ya

maların galibi Musa Çelebi oldu. Lakin İsa

ardında da İstanbul’a kaçmak durumunda kal-

Çelebi, daha sonra gücünü toplayarak kardeşi

dı. Bursa’ya giren Mehmed Çelebi, 1404 yılın-

Musa Çelebi’yi yenmeyi ve şehri ele geçir-

da burada hükümdarlığını ilan etti.

meyi başardı. Musa Çelebi ise önce Kütah-

Böylece Anadolu'nun büyük bir kısmı-

ya’ya ardından da Karamanoğulları’na sığın-

na hâkim olan Mehmed Çelebi Emir Süleyman

mak zorunda kaldı. Bu gelişmeler yaşanırken,

ile mücadeleye hazırlanmaya başladı. Edirne'-

Mehmed Çelebi ise Amasya ve Sivas yörele-

de bulunan Emir Süleyman da Mehmed Çele-

rine hâkim olmuştu. Şu halde, Ankara Sava-

bi'nin Anadolu'daki faaliyetlerini yakından ta-

şı’nın ardından Süleyman Çelebi Edirne’de,

kip ediyordu. İsa Çelebi'nin yenilgisini duyun-

İsa Çelebi Balıkesir ve Bursa’da, Musa Çele-

ca Çandarlı Ali Paşa ile birlikte kuvvetli bir

bi kısa bir süre Bursa’da, Mehmed Çelebi ise

ordunun başında Anadolu'ya geçti ve Bursa'yı

Amasya’da Timur’a tabiiyetlerini bildirmek

aldı. Çelebi Mehmed karşı kayamayarak

koşuluyla hükümdarlıklarını ilân ettiler. As-

Amasya 'ya çekildi. Süleyman Çelebi Ankara'-

lında tüm tarafların hedefinde olan şehir Bur-

ya ilerledi ve burasını da ele geçirdi. Bununla

sa’ydı. Burada İsa Çelebi’nin egemenliği baş-

beraber Mehmed Çelebi mücadeleden vazgeç-

ladıktan bir süre sonra, Mehmed Çelebi, kar-

medi.

deşi İsa Çelebi’ye başvurarak Anadolu’yu aralarında paylaşmayı teklif etti. İsa Çelebi’-

Nitekim ertesi yıl Yenişehir ovasında

nin bu paylaşımı reddetmesi üzerine, iki taraf

Emîr Süleyman ile karşılaşıp mağlup olarak

Ulubâât’ta savaştı ve savaşın galibi Mehmed

yine Amasya'ya dönmüşse de onu Rumeli'ye

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 43


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

çekilmeye zorlamak için çareler aramaya baş-

laştı. İki taraf arasında İstanbul yakınlarında

lamıştır. Bu düşünce ile Karamanoğlu Meh-

meydana gelen savaşta Sırp kuvvetlerinin son

med Bey'in yanında bulunan Musa Çelebi'yi

anda Emîr Süleyman tarafına geçmesi üzerine

kendisine tabi kalması şartıyla Rumeli'ye

Musa Çelebi mağlup oldu ve Eflak'a kaçtı.

göndermeye karar verdi. Ona bir miktar kuv-

Osmanlı şehzadeleri arasındaki saltanat

vet vererek Eflak üzerinden Rumeli'ye geç-

mücadelelerinden daima faydalanmayı düşü-

mesini sağladı (1409).

nen İmparator Manuel, şehirde çok az kuvvet

Emîr Süleyman'ın Anadolu'da bulun-

olduğu için Musa Çelebi'nin İstanbul'u ele ge-

duğu sırada Eflak'a geçen Musa Çelebi bura-

çirmesinden korkuyordu. Bu amaçla, Bursa'da

dan Tuna'ya doğru ilerlemeye başladı. Rume-

bulunan Mehmed Çelebi'yi Rumeli'ye geçir-

li beyleri ve tımarlı sipahilerinin kendisine

mek üzere şehre davet etti. Çelebi Mehmed,

katılmasıyla güçlenen Musa Çelebi Eflak ve

Gebze Kadısı Fazullah'ın İstanbul'a giderek

Sırp kuvvetleri tarafından da destekleniyordu.

imparatorla anlaşmasından sonra İstanbul üze-

Musa Çelebi'nin Rumeli'ye geçtiğini haber

rinden Rumeli'ye geçti ve Çatalca civarında

alan Süleyman Çelebi telaşa düşerek Gelibolu

bulunan İnceğiz'de Musa Çelebi ile savaşa gi-

üzerinden Edirne'ye gitti. Bu suretle Anado-

rişti (Ekim 1412). Ancak Musa Çelebi emrin-

lu’da serbest kalan Mehmed Çelebi Ankara,

deki 7000 yeniçeriyle Mehmed Çelebi kuvvet-

Bursa ve çevresini tekrar ele geçirdi. Emîr

lerini mağlup etti. Mehmed Çelebi çok az bir

Süleyman, Eflak ve Sırp kuvvetleri tarafından

Mehmed Çelebi çok az bir kuvvetle İstanbul’a

desteklenen Musa Çelebi'ye karşı Bizans im-

kaçıp Bizans gemileriyle Anadolu'ya geçti.

paratorundan da yardım alarak onunla karşıYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 44


————————————————

Kapak Dosyası———————————————–———

Emrindeki beylerin kendisini terk et-

Çelebi Mehmed, hayatta kalan son kar-

mekte olduğunu gören Musa Çelebi önce

deşi Musa Çelebi'nin de ortadan kalkmasından

Zağra'ya, oradan da Filibe civarındaki Değir-

sonra Edirne'de kendisini Osmanlı Devleti'nin

mendere'ye çekildi. Nihayet Çelebi Mehmed

yegâne hükümdarı olarak ilan edildi.

ile Musa Çelebi kuvvetleri Sofya'nın güne-

Çelebi Mehmed, önüne çıkan bütün

yinde, Samakov kasabası yakınlarındaki Ça-

zorlukları aşarak babası Yıldırım Bayezid tara-

murlu sahrasında karşı karşıya geldiler. Ya-

fından büyük güçlüklerle kurulan merkezî dev-

nında bulunan az sayıdaki yeniçerilerle sava-

leti dağılma sürecine götüren gelişmelere son

şa giren Musa Çelebi büyük bir cesaretle çar-

verdi. Kuruluşunun daha ilk yüzyılı sonunda

pışmasına rağmen kuvvetleri dağıldı ve ken-

karşılaştığı bu büyük sarsıntıyı atlatmayı başa-

disi de yaralı olarak Eflak'a doğru kaçmak

ran Osmanlı Devleti‘nin, içte ve dıştan eski

istedi. Ancak onu takip eden Bayezid Paşa,

gücüne erişmesi için gerekli olan şartları hazır-

Mihaloğlu Vahşi Bey ve Burak Bey gibi

lamış oldu. Bu suretle, 1243 Kösedağ’ından

emirler tarafından yakalanarak Mehmed Çe-

sonra, Anadolu‘nun içine sürüklendiği ve uzun

lebi'nin yanına götürüldü ve boğduruldu (5

yıllar devam eden bunalımın benzeri bir duru-

Temmuz 1413). Naaşı Bursa'ya getirilip ba-

mun yaşanması önlenmiş oldu.

basının türbesine defnedildi.

———————————————————————————————————————————————-

KAYNAKÇA 1 Aka, İsmail, Timur ve Devleti, Ankara: TTK Yayınları, 1991.

7 Kolçak, Özgür, Merkeziyetçi Devletin Doğuşu ve Çöküşü,

-------------, “Timurlular”, Doğuştan Günümüze Büyük İs-

Osmanlı Tarihi (1300-1566), Eskişehir: Anadolu Üniversitesi

lâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 181-300.

Yayınları, 42-62.

2 Başar, Fahamettin, “Fetret Devri”, DİA, 480-482. 8 Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Ankara: TTK 3 Çetin, Halil, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı,

Yayınları, 2015.

İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012.

9 Öztürk, Necdet,” Fetret Devri ve Osmanlı Hâkimiyetinin

4 Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronoloji-

Yeniden Tesisi”, Türkler, IX, 408-465.

si, I, İstanbul: Ofset Yayınları, 2011.

10 Purgstall, Joseph Von Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, I,

5 de Lamartine, Alphonse, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker

Çev: Mehmet Ata Bey.

Yayınları, 1991.

11 Şami, Nizamüddin, Zafernâme, Çev: Necati Lugal, Ankara:

6 İnalcık, Halil, Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu

TTK Yayınları, 1987.

Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür

12 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK

Yayınları, 2015.

Yayınları, 2011.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 45


————————————————

Marjinal Kimlikler———————————————–——

TİMURLENK Tarihe damga vurmuş, Ortaçağ Ortadoğusuna terör estiren bir marjinali tanıtmayı çalışacağız.

Moğol İmparatorluğu Cengiz Han’ın

tay Hanlığında birçok karışıklık meydana gel-

ölümünden sonra bir çıkmaza girmişti. Cen-

miştir. Nitekim Tarmaşirin Han (1326-1334)

giz Han’ın ölümünün ardından 1229 yılında

İslâmiyet’i kabul ederek, Alâaddin adını aldı.4

oğlu Ögeday, han ilân edilmişti. Fakat diğer

Tarmaşirin Han’ın radikal bir değişikliği ise

oğlu Çağatay, kanun ve töre uzmanı olarak

göçebelikten vazgeçip yerleşik hayatı tercih

anılıyordu.1 Moğollar töreye olan bağlılıkla-

etmek idi. Fakat bu tercihi pek hoş karşılanma-

rından dolayı Çağatay, çok saygın biri olarak

dı. Han tahtan indirilerek Moğol beyleri tara-

anılıyordu. Çağatay, İslâmiyet’e pek iyi gözle

fından öldürüldü.5 Tarmaşirin Han’ın ölümü

bakmıyordu. Çünkü titizlikle uyguladığı Cen-

sonucu İslâmiyet etkisini yitirdi. Tarmaşirin

giz Yasası İslâmiyet’in esasları ile uyuşmu-

Han’ın olayı etkisini sürdürürken bir olay daha

yordu. Nitekim Çağatay’ın ölümünden sonra

patlak verdi. Moğol boy beylerinden Kazagan

(1242)2 Sedid A’ver şu kasideyi yazmıştır:

Han ayaklanarak, Moğol şehzadelerinden biri-

‘’Saldığı korkudan kimsenin suya giremediği

ni han ilân etti. Bunun neticesinde Kazan Han

adam, şimdi kendisi ölümün engin ummanın-

öldürülüp (1346) idare Kazagan’ın eline geçti.

da boğulmuş bulunuyor’’.

Fakat oda pek fazla etkili olamadı, 1358 yılında güveyisi tarafından öldürüldü. Çağatay

Çağatay’ın ölümünden (1242) Timur-

Hanlığında bu olaylar patlak verirken Timur

’un 9 Nisan 1336 yılında doğumuna kadar

yirmili yaşlarındaydı.

Çağatay Hanlığının başına birçok han geçYıldızların bahtına hükmeden hüküm-

miştir.3 Fakat özellikle XV. Yüzyılda Çağa-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 46


————————————————

Marjinal Kimlikler———————————————–——

dar cihangir, asrın imparatoru, yedi düvelin

ve Cengiz Han ile aynı soydan geldiğini gös-

yenilmez padişahı, Tanrı’nın kırbacı Timur-

termek için sahte bir soy kütüğü düzenlemiş

’un hayatının ilk yıllarına ait fazla bir bilgi-

olduğunu söyler. Fakat İsmail Aka, Timur ve

miz yoktur. O, 9 Nisan 1336 tarihinde On iki

ailesinin küçümsenecek kimseler olmadıkları-

Hayvanlı Türk Takvimine göre Sıçan yılında

nı, Timur’un babası Turagay’ın mütevazı ve

Keş yakınlarındaki Hoca Ilgar

dindar bir kimse olup vaktinin

köyünde doğmuş olup babası-

çoğunu din adamları ile sohbetle

nın adı Turagay, annesinin adı

geçirdiğini, siyasî işlerle ilgilen-

Tekina Hatun idi.6 Barthold,

meyip bu gibi işleri akrabaların-

Timur’un da tıpkı Cengiz Han

dan Emîr Hacı’ya bırakmış oldu-

gibi, Kazagan’ın ölümünden

ğunu söyler.7 İsmail Aka, aynı

sonra baş gösteren karışıklık

zamanda Turagay’ın bütün Ça-

yıllarında bir eşkıya çetesi rei-

ğatay ulusunda itibarlı bir bey

si sıfatı ile faaliyet meydanına

olduğunu dile getirir

atıldığını, babası Turagay’ın

Timur’un 1360-1370 yıl-

Mâverâünnehir ve Moğolistan’daki birçok

ları arasında siyasî faaliyetlerine dair pek fazla

nüfuzlu beyler ile münasebeti olmasına rağ-

bilgi bulunmamaktadır. Timur, bu on yıl içinde

men Kazagan devri olayları arasında ne Ti-

zaman zaman Çağataylar ile Moğollar arasın-

mur’un babası, ne de Timur’un adlarının anıl-

daki mücadeleye katılıyor, kendisine müttefik-

madığını ifade eder. Barthold aynı zamanda

ler edinerek, etrafına sadık silah arkadaşları

Timur’un kendisini asilzade olarak tanıtmak

topluyor ve bunları özellikle kendi boyu olan

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 47


————————————————

Marjinal Kimlikler———————————————–——

Barlas boyundan8 seçiyordu. Aynı zamanda

yet duvara tırmanmayı başardı. Timur, karın-

Timur bu on yıllık süreçte yoğun olarak mü-

canın durumunu kendi durumuna benzeterek,

cadelelerde bulunuyordu. Nitekim akrabalık

yeniden faaliyete geçmek ve büyük bir devlet

bağı bulunan Mâverâünnehir hâkimi Emîr

kurmak ümidi ile faaliyete geçti’’.

Hüseyin ile yola çıkmıştı. Sistan hâkimi Emîr

Bu olaydan sonra Timur ve Hüseyin

Fahreddin, Timur ve Hüseyin’den yardım

Belh

talep etmişti. Fakat yardım edildikten sonra

ve

Keş

şehirlerini

ele

geçirip

Mâverâünnehire hâkim oldular.10 Fakat Emîr

verdiği sözleri yerine getirmedi. Hatta Sistan

Hüseyin ile Timur’un arası açıldı. Emîr Hüse-

olayından sonra yola devam ederlerken önleri

yin Timur’u ve beylerini tutuklattı. Nihayet

kesildi ve Timur’un eline ok isabet etti. Ayrı-

1370 yılında Timur, Cengiz Han soyundan

ca ayağının sakatlanması da bu olayda ger-

Suyurgatmış’ı hanlık tahtına oturtup Emîr Hü-

çekleşmiştir.9 Timur ile karınca arasındaki

seyin üzerine yürüdü. Emîr Hüseyin’in öldü-

meşhur hikaye de onun bu müşkül zamanları-

rülmesi sonucu haremi ve hazineleri Timur’un

na aittir. Bu hikaye şöyledir: ‘’Timur, yaralı

eline geçti. Kazan Han’ın kızı Saray Mülk Ha-

olarak bir gün duvara dayanmış üzüntü içeri-

nım da bunların arasındaydı. O, Timur’un ha-

sinde oturuyordu. Eli ve ayağı tutmaz oldu-

reminde ‘’baş hatun’’ veya ‘’büyük hatun’’

ğundan, bundan böyle en iyisi her şeyden eli-

olarak anıldı. Aynı zamanda bu evlilik Saray

mi-eteğimi çekip bir köşeye çekileyim diye

Mülk Hanım’ın han kızı olması dolayısıyla

düşünüyordu. O sırada zayıf bir karınca duva-

Timur’a ‘’Kürekan’’ (han güveyisi) unvanını

ra tırmanmaya başladı. Fakat biraz sonra düş-

taşımaya hak kazandırdı. Daha sonra Belh şeh-

tü. Karınca birkaç defa düştükten sonra, niha

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 48


————————————————

Marjinal Kimlikler———————————————–——

ri tahrip edildi ve Semerkand’a gelinerek, Timur burada 9 Nisan 1370 tarihinde tahta oturdu. Fransız tarihçi Renê Grousset Timur hakkında şöyle demektedir:11 Bütün yaptıklarıyla Timur, bu klasik trajedide toplanmıştır. Onda hâkim olan taraf sonu gelmez bir Makyavelizm, hikmeti hükümetle bir tutulan devamlı bir riya idi. O, Fouche’nin

itaat etmesindeki, oyun icap ettirdiği zaman da çekilip gitmesindeki soğukkanlılığı Cengiz Han’ı hatırlatmaktadır. Moğol fatihi gibi Mâverâünnehir’li şefin de ilk zamanları oldukça karanlıktır. Kabiliyetsiz Vang Han’ın idaresinde hizmet ettiği gibi o da emir altında, kıymetsiz bir bey olan Emîr Hüseyin’in emri altında hizmet etmeye razı olmuştur. Timur’un Horasan’a kaçışı, Seistan’dan Taşkent’e kadar geçirdiği ruhunu

içinde

saklayan

bir

maceralı

hayat

Cengiz

Han’ın

Balcuna üzerindeki kötü günlerini hatırlatmak-

Napolyon,

tadır. Cengiz Han Kerait hükümdarlarıyla bo-

Attilla’nın soyundan bir Filip II (Philippe II)

zuşmakta ne kadar vicdani endişe göstermişse

idi. Bu İspanyol hükümdar gibi ‘’ciddi ve dü-

O da Hüseyin’le münasebetinde hiç olmazsa

şünceli, neşeye düşman’’, onun gibi sofu; fa-

resmî surette o kadar endişeli görünmüştür.

kat tecrübeli ve tedbirli bir kumandan olduğu

Fakat Cengiz Han, eserinin sonuna kadar git-

kadar heyecan dolu bir asker, bununla birlikte

miş, kendisini doğrudan doğruya kağan, ulu ve

sanatkarların ve ediplerin dostu bir Şirazî gibi

tek imparator ilân etmişti. Kendisinin ikinci

farisî şiirden zevk alan bir şahsiyet… İşte

derecede bir bey olduğu bahanesiyle meşruiyet

Belh’in zaptıyla Orta Asya hâkimi vaziyetine

itibarıyla kendisinden daha haklı olan eski Mo-

gelmesi tamam olan adam bu idi. Yükselişin-

ğol hükümdarları soyundan birisini kendi üstü-

deki hesaplı yavaşlık ve lazım geldiği zaman

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 49


————————————————

Marjinal Kimlikler———————————————–——

ne koyup kukla vaziyetinde saklamayı düşün-

tamış, Timur’a kafa tutmaya başladı.14 Nitekim

memiş ve hele Uzak Doğu Kerait hükümdar-

20 Haziran 1391 tarihinde Kundurca mevkiin-

larının veya Kin imparatorunun küçük oğlu

de karşılaştılar ve Timur’un zaferiyle sonuç-

perdesi altında fethetmeyi aklına getirmemiş-

landı. Timur 1392 yazında beş yıllık sefer

ti.

(1392-1396) diye anılan sefere çıktı. Timur, Bağdad’ı ele geçirdi.15 Bu dönemde Anadoluda

Dünyayı iki hükümdarın egemen ol-

siyasî bir birlik bulunmuyordu. Timur’un

ması kadar değerli bulmayan Timur, tahta

Bağdad kapılarına gelip dayanması birçok

oturduktan sonra üç yıllık sefer (1386-1388)

devlette huzursuzluklara yol açtı. Bu tehlike

adı verilen sefer sırasında Azerbaycan’ı ele

karşısında Osmanlılar, Memlûkler, Altın Ordu

geçirdi.12 Onun ordusunu yüreklere dehşet

ve Sivas’ta tedbirler alınırken, Anadolu beylik-

salan bir görüntü sergilediğini yazan XIV. yüzyıl

tarihçisi

Suriyeli

İbn

lerinde sevinç havası esmeye başlamıştı. Yak-

Arabşah,;

laşan tehlike Bayezid, Berkuk, Toktamış ve

‘’Timur’un ordusu sefere çıktığında, sanki

Kadı Burhaneddin Ahmed’i birbirine yaklaştır-

vahşi hayvanlar yeryüzüne salınmış, gökteki

mıştı.16 Fakat Erzurum’a kadar gelen Timur, 15

yıldızlar yere yağmış, dağlar ayaklanmış,

Nisan 1395 tarihinde Terek ırmağı kıyısında

kubbeler devrilmiş ve saldırıya geçtiğinde,

Toktamış’a karşı zaferle döndü. Bu zaferden

yer yerinden oynamış olurdu’’ söyler.13 Azer-

sonra 1395/96 kışında Şirvan’da Samur ırmağı

baycan’ın zaptı sonrası Timur’un desteğiyle

kıyısında Bayezid’e gönderdiği mektubunda;

Altın Ordu’nun hâkimiyetini ele geçiren Tok-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 50


————————————————

Marjinal Kimlikler———————————————–——

Berkuk ile Kadı Burhaneddin’e haddini bildi-

Bu olaylar zuhura gelirken, Osmanlı

receğini söylüyor, Bayezid’i de tehdit ediyor-

sultanı ile Timur’un aralarında gidip-gelen elçi

du.

ve mektuplar aracılığıyla anlaşmaları mümkün olmadı. Nitekim Niğbolu zaferi ile kendisine

Hindistan seferi sonucunda Anadolu’-

güven gelen Bayezid de Timur’u tehdit etmeye

da Kadı Burhaneddin ve Berkuk’un ölüm-

başladı. Bunun neticesinde Timur 1402 mar-

leri17 ve Bayezid’in silah zoru ile gerçekleştir-

tında Azerbaycan’dan Anadolu’ya doğru hare-

diği ilhakın bölgede yarattığı hoşnutsuzluk,

kete geçti. Kemah, Sivas, Kayseri, Kırşehir

Timur’un pek büyük bir güçlük ile karşılaş-

yoluyla Ankara’ya geldi. Ankara’da vukua ge-

mayacağını gösteriyordu. Bütün bu şartları

len savaşta (28 Temmuz 1402) Osmanlı ordu-

değerlendiren Timur, 1399 eylülünde batıya

su hezimete uğrayıp dağıldı, Bayezid ise esir

doğru yeniden sefere çıktı. Yedi yıllık sefer

düşmüştü.18 Timur, Bayezid’i çok iyi ağırla-

(1399-1404) adı verilen bu seferde Timur,

mıştı. Fakat Bayezid’i kaçırma planları netice-

Suriye’ye gelerek Halep, Hama, Humus ve Dımaşk

gibi

şehirleri

ele

sinde onu kafese koymuştu.19 Bu savaş sonu-

geçirerek,

cunda Bizansın elli yıl daha ömrü uzamış, Ru-

Memlûklere ağır bir darbe indirmiş, ardından

meli’de fetihler durmuş ve Anadoluda siyasî

Bağdad üzerine gidip burasını da tekrar fet-

birlik bozulmuş idi. Savaşın sonrasında Ana-

hettikten sonra Tebriz’e geldi.

dolu beyliklerini canlandırdıktan sonra Semer–

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 51


————————————————

Marjinal Kimlikler———————————————–——

kand’a dönen Timur, Çin’e doğru çıktığı yeni

ladığı bu meziyetler, onu üstün bir önder ve

bir sefer sırasında ölümü (18 Şubat 1405),

herkesin taptığı bir savaş tanrısı haline getir-

kurduğu devletin kaderi üzerinde büyük bir

mişti. Timurlenk şan peşinde koşuyordu ve

etki yaptı. Cengiz Han’ın ölümünden sonra

eski ya da yeni tüm fatihlerde olduğu gibi,

bütün arzuları yerine getirildiği halde, Timur-

onun yönetimi sırasında da çok kan dökülmüş-

’un vasiyetine asla uyulmamıştır. P.M.

tü. Bu katliamları, kimi zaman misilleme ola-

SYKES’in tabiriyle: ‘’ Yıldızlara hükmeden

rak, kimi zaman siyaset gereği yapmıştı, fakat

hükümdar, Timurlenk, tarihte bilinen en bü-

sırf vahşetten kaynaklananlar da yok değildi’’.

yük Asyalı fatihti. Küçük bir oymak beyinin

Böyle bir önderin vasiyeti yerine gelmemişti.

oğlu olarak dünyaya gelmişti; cesaretine hiç

Timur’un torunu Pîr Muhammed’i veliahd ta-

diyecek yoktu; bunun yanı sıra fevkalade arif,

yin ettiği bilinmekle birlikte kimse onun hü-

eli açık, tecrübeli ve kararlıydı; şahsında top-

kümdarlığını tanımamış ve adına sikke kestirmemiştir.

———————————————————————————————————————————————-

DİPNOTLAR 1 Alaaddin Ata Melik Cüveynî, Tarih-i Cihan Güşa, Çev:

11 Renê Grousset, Stepler İmparatorluğu, Çev: Halil İnalcık,

Mürsel Öztürk, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1999, 95.

Ankara: TTK Yayınları, 2015, 411-412.

2 Mustafa Kafalı, “Çağatay Hanlığı”, Türkler, VIII, 346.

12 İsmail Aka, “Timurlular”, Türkler, VIII, 517.

3 İsmail Aka, “Timurlular”, DİA, 177.

13 Justin Marozzi, Timurlenk, Çev: Hülya Kocaoluk, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2007, 27.

4 Sabri Hizmetli, “Çağatay Devleti”, Türkler, VIII, 356. 14 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK 5 Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı,

Yayınları,2011, 301.

İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012, 34. 15 Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi,

6 İsmail Aka, Mirza Şahruh ve Zamanı, Ankara: TTK Yayın-

Çev: Mehmet Ata Bey, 328-329.

ları, 1994, 6; Sadettin Baştürk, Timur’un Anadolu-Ortadoğu Seferleri Döneminde Maraş ve Dulkadiroğulları İlişkileri, 399.

16

İsmail Yiğit, Memlûkler, İstanbul: Kayıhan Yayınları,

2008, 104. 7 İsmail Aka, Timur ve Zamanı, Ankara: TTK Yayınları, 1991, 4.

17

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve

Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara: TTK Yayınları, 8 A. Zeki Velidi Togan, “Emir Timur’un Soyuna Dâir Bir Araş-

2011, 164-165.

tırma”, Tarih Dergisi, XXVI, 1972, 80. 18 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret 9 İsmail Aka, “Timurlular Devleti”, Doğuştan Günümüze

Işıltan, Ankara: TTK Yayınları, 2015, 512-513; Halil İnalcık,

Büyük İslâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 190.

Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, 68.

10 Wilhelm Barthold, Uluğ Bey ve Zamanı, Çev: İsmail Aka, Ankara: TTK Yayınları, 1997, 17.

19 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul: Ofis Yayınları, 2011, 147; Alphonse de Lamartine, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker Yayınları, 1991, 141.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 52


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

XV. YÜZYILDA ANADOLU’NUN SOSYAL ve İKTİSADÎ YAPISI Ankara Savaşı’nın meydana geldiği dönemde Anadolu’nun Sosyal ve İktisadî yapısını öğrenmek ister misiniz? Açıklamaya çalışacağız. İnsan topluluklarından her birinin,

zandı Osmanlılar farklı kültür ve dinlere karşı

hayatları boyunca yaptıkları ve yarattıkları

o çağlara göre büyük bir toleransa sahipti. Os-

her türlü maddî ve manevî unsurlar bütünlü-

manlı Hânedanı’nı yöneten erkekler, eşlerini

ğüne kültür adı verilir.1

çeşitli etnik guruplarda aldılar ve bu nedenle

Osmanlı Türkleri, kuruluş öncesi yüz-

sultanlar karışık ırk ve kültürel mirasa sahip

yıllardan beri birlikte getirdikleri Arap ve

oldular.2

Pers İslâm kültürlerinin geleneklerinden ve

Osmanlı’da eğitim öğretim medreseler-

dillerinden büyük ölçüde etkilenmişlerdi.

de yapılmaktaydı. İlk medrese ise Orhan Bey

Anadolu’ya yerleştikten sonra başta Yunan,

döneminde kurulmuştur. Ardında Sahn-ı Se-

Ermeni ve Yahudi olmak üzere yerli halkları

man ve Sahn-ı Süleymaniye medreseleri açıl-

kültürleriyle bir ölçüde kaynaştılar. Böylece

mıştır. Medreselerden sonra en önemli okul

eklektik tarzda bir Osmanlı Kültürü ortaya

Enderun Mektebi’dir.3

çıktı. Özellikle İmparatorluk haline geldikten

XV. yüzyıl, Osmanlı toplum yapısı bel-

sonra diğer kültürlerle değişim süreklilik ka-

li bir geleneksel ve klasik şekle bürünmeye

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 53


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

başlaması bakımından ayrı bir önem taşımak-

hangisinin tahta geçeceği konusunda devlet

tadır.

yönetiminde ki etkili gurupların yani ümera, XIII. ve XIV. yüzyılların siyasî, sos-

ulema ve benzerlerinin tercihleri önemli rol

yal ve demografik şartlarda kendini gazaya

oynamaktaydı.

adamıştır. Ancak küçük ve görünüşe göre

Dönemin Osmanlı toplumunun kültürel

önemsiz bir uç beyliğinden eski Bizans top-

temeli, kişiye dayalı ve kişiselleşmiş ilişkiler

raklarını da adım adım katarak gittikçe büyük

modeli üzerine kurulmuştur. Buna göre kariz-

bir devlete doğru seyir etmiştir. Osmanlının

matik unsurun da aktif bir biçimde yerini aldı-

askerî ve siyasî gücü otoritesinin giderek ken-

ğı sosyokültürel yapı padişah-kul, baba-evlat,

dini daha çok kabul ettirdiği ve bu durumun

hoca- talebe, pîr-mürid gibi kişiye bağlılık ve

İstanbul’un fethinden itibaren daha belirgin

patrimoniyal ve karizmatik ilişkiler ve buna

bir hal aldığı görülmektedir.

göre oluşan patronaj ağı üzerine temellenmiş

Orta Asya’nın hanlık geleneğini bir

olmaktadır. Öte yandan farklılaşmış bir sosyal

gâzi önderin kişiliğinde Ortaçağ İslâm kültü-

yapıya sahip olan ve millet teşkilatı sosyal sı-

ründeki sultanlıkla birleştiren bu devlet reji-

nıflaşmaya istinat etmeyen Osmanlı’da, top-

mi, Max Weber’in terminolojisi ile parti-

lumsal sınıflar batıdaki gibi gelişmiş olmayıp

moniyal hanedan egemenliğine dayanmakta-

silik kalmaktadır.

dır. Ancak kimin padişah olacağı konusunda

Temelinde biri askerî ve reaya olmak

kesin bir kural bulunmadığından Osmanlı ai-

üzere iki sınıf bulunmaktadır. Yönetici sınıfı

lesinin bütün erkekleri taht üzerinde hak sahi-

oluşturan; saray memurları, mülki memurlar

bi sayılmaktadır. Padişah ölünce oğullarından

ve

ilmiye

tarafından

teşkil

olunmakta-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 54


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

dır. Gerçekte bu yönetici sınıf “kul yönetici”

gelmektedir. Örf ve adet, toplum içinde bulun-

şeklindeki bir statüye sahiptir.

duğu şartlarla çok yakından ilgilidir. Bu sebep-

Reayaya gelince onlar Müslüman ol-

le toplumdan topluma, milletten millete, hatta

sun veya olmasın vergi veren ancak yönetime

bölgeden bölgeye farklılık arz ederler. Kabul

katılmayan uyruklardır. Osmanlı, yönetim,

edilmeleri ve değişmeleri zaman içinde kendi-

ilim, savaş ve tarım olmak üzere genelde dört

liğinden olur. Bir toplumun ahlâkî değerleri ve

ana meslek tanıtmaktadır. Sanayi ve ticaret

inançlarını aksettirirler.7

bir ölçüde gayri Müslim tebaanın elinde bu-

Osmanlıdaki kılık kıyafet ise yüzyılın

lunmaktaydı. Mamafih Türk çiftlik ve yayla

başında giyilen kavukların ve cinsi herkesin

işletmelerinin yanı sıra Türk şehir esnafı ida-

sınıf ve mesleğine göre değişirdi. Kavuğun

resinde zanaat ve ticaret işletmeleri bulun-

şekline bakarak o kimsenin mensup olduğu

maktaydı.4

sınıf herkesçe tanınırdı. Böylece kavukların

XV. yüzyılda kültür ve medeniyet sa-

her biri bir sınıfın âdeta âlamet-i farikası hali-

halarında hızlı bir ilerleme görülür. En hızlı

ne geldiği için bir kimse bir başkasının giydiği

ve verimli gelişmenin edebiyat alanında5 De-

şeyi giyemezdi. Bir evin penceresinin önünde

de Korkut hikayelerinin yazıya geçirilmesi

sarı çiçek varsa “bu evde hasta var”… Evin

olmuştur. Bunun dışında bu dönemde hüküm-

önünde hatta bu sokakta gürültü yapma anla-

darın koruması altında olan birçok şairde bu-

mına gelirdi. Pencerenin önünde kırmızı çiçek

lunmaktadır. Bunlar arasında yer alan şairle-

varsa “ bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr

rimiz ise; Ahmed Paşa, Necati Bey, Ali Şir

kız var”. Evin önünden geçerken konuşmaları-

Nevai, Şeyhi ve Süleyman Çelebi’dir. Aynı

na dikkat et ve küfür etme anlamına geliyordu.

zamanda bu yüzyılın hükümdar şairleri ara-

Merdivenden çıkarken erkek arkadan gelirdi ki

sında da Fatih Sultan Mehmed (Avnî), II

hem vücudu ifşa olmasın hem de hanımı dü-

Bayezid (Adlî), II Murad (Muradî) ve Cem

şerse tutabilsin diye. Aynı sebeple merdiven-

Sultan (Kendi adıyla)6 bulunmaktadır.

den inerken yine erkek önden inerdi. Yolda

Bir toplumun kültürü olması için ön-

küçük, büyüğünün önünden yürüyemezdi. Ka-

celikle geçmiş bir tarihi olmak zorundadır.

pılarda iki tokmak olurdu; biri kalın biri ince.

Buların başında ise örf ve adetler gelir. Örf ve

Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu.

adetler, devletin herhangi bir müdahalesi ol-

Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı. Er-

maksızın, müşterek ihtiyaçların baskısı altın-

kekse kalın tokmakla kapıyı vururdu. Evin ha-

da, belli içtimai (sosyal) münasebetleri, tan-

nımı kapıyı ya örtünüp açar ya da bimahremi

zim için lazım olup kendiliğinden meydana

(kocası, oğlu vs.) açardı.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 55


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

Osmanlıda ramazan günlerinde zen-

yapılan gelin hamamından sonra, çarşamba

ginler, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bak-

akşamı gelin evinin hareminde düzenlenirdi.

kal, manav vb. dükkanlarına girer, onlardan

Kına gecesinde gelin, genç kızlar ve yengeler

Zimem defterini yani veresiye defterini çıkar-

bindallı adı verilen kadife veya atlas üzerine

malarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan

dival tekniğinde işlemeli ağır elbiseler giyer-

rastgele sayfaların yekûnunu yaptırıp, “silin

ler, gelinin yüzüne pullu al duvak örtülürdü.

borçlarını, Allah kabul etsin” der, çeker gi-

Damadın akrabalarından birkaç kişi, kınayı

derlerdi. Kahvenin yanında su gelirdi. Şayet

gümüş tepsi içinde ve üzerine iki mum dikerek

misafir toksa önce kahveyi alır, açsa suyu

gelin evine getirirlerdi. Bütün misafirler yerle-

alırdı. Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır

rini aldıktan sonra kayınvalide kendi getirdiği

ya da meyve ikram edilirdi. Osmanlı’da ra-

ipek kumaşı yolluk gibi önüne serdirirdi. Gelin

mazan’da halk, eşine-dostuna iftar vermeyi

ve arkadaşları, ellerinde yanan mumlarla ve

büyük bir ibadet kabul eder, misafir ağırla-

gelinin başına bereket paraları saçarak davetli-

mak için çırpınılırdı. Ramazan boyunca iftar

lerin yanına gelirlerdi. Daha sonra gelin kayın-

vakitlerinde kapılar açık tutulurdu. Böylece

validesinin elini öpmeye giderdi, kına gecesine

yolda kalan ve ihtiyacı olan herkes istediği

özgü türkü ve maniler söylenerek gelin ağlatı-

eve girer iftar sofrasına dâhil olurdu. Bunun

lır, bunun bereket getireceğine inanılırdı. Daha

için tanıdık olmaya gerek yoktu ve iftar için

sonra kayınvalidesi avucunun ortasına altın

gelenin kim olduğu da asla sorulmazdı.8

koyar, mutlu evliliği olan bir hanım tarafından

Osmanlıda kına gecesi ise Salı günü

avuçlarına, parmak uçlarına ve ayak başpar-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 56


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

maklarına kına yakılırdı. İslâmiyet’te erkek

lar” dır. Aşçılar Acemi Oğlanlardan seçilerek

çocuklar genellikle 5-11 yaşları arsında sün-

görevlendirilirler, çeşitli aşamalardan geçerek

net edilmektedirler. Hali vakti yerinde olanlar

aşçı unvanına sahip olurlardı. Her mutfak için

kendi çocukları ile birlikte fakir çocukları da

aşçı adayları; Şakirtlik (çıraklık), Halifelik

sünnet ettirirlerdi. Sünnet kıyafetini tamamla-

(kalfalık)

yan iki önemli aksesuar, başa giyilen sünnet

(aşçılık) mertebesine ulaşırlardı. Daha sonra

takkesi ve çapraz olarak elbisenin önüne takı-

Aşçıbaşı olurlar, Baş aşçıbaşı’na bağlı olarak

lan “Maşallah” yazılı kumaş şerittir. Sünnet

görevlerini sürdürürlerdi. Mutfağın ortaya

olacak çocuk bir hafta önce akraba ve eş dos-

koyduğu sofranın da bir düzeni vardı. Sofrada

ta götürülerek el öptürülmekte, özellikle İs-

genelde yere serilen temiz bir örtü üzerine ko-

tanbul’da sabır ve selâmet dilemek için Eyüp

nulan yerden fazla yüksek olmayan bir sehpa

Sultan Türbesi ziyaret edilirdi. Ayrıca çocuk-

ve üzerinde yemek, kaşık-çatal ve ekmeğin

lar midili veya ata bindirilerek davul zurna

bulunduğu geniş ve yuvarlak “sini” denilen bir

eşliğinde ve kasideler okunarak sokak sokak

tepsi düzeniyle yere oturularak yenilen yemek

dolaştırılırdı. Sünnetten bir gün önce hamama

esasına dayanan bir durum söz konusuydu.

gidilip yıkanılır ve sağ ellerine kına yakılırdı.

Osmanlı’da şölen niteliğindeki yemeklerde;

Sünnet yatağı evin başodasında veya bahçede

tavuk, ekşili tavuk, güvercin, piliç, ekşili piliç,

hazırlanırdı.9

börek, bohça, tatamaç, ıspanak böreği vb. yi-

Mutfak denilince ilk akla gelen ‘’aşçı-

kademelerinde

pişerek

Ustalık

yecekler dışında çeşitli soğuk şerbet ve hoşav-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 57


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

lar sofrada yer almaktadır.10

mümkün olduğu kadar bağımsız bir yaşam sür-

Gündelik hayatı anlamak ise tüm ha-

dürmüşlerdir. Tarımsal faaliyetlerini de yabani

yatı anlamaktır. Gündelik hayatta yapılan

bitkilerden sağlamışlardır. Bu nedenle tarımsal

davranışların gelişigüzel gerçekleştiğini dü-

faaliyetlerini ekip dikmek yerine, yabani bitki-

şünmek ise büyük bir yanılgıdır. Dolayısıyla,

lerin ürünlerini toplayarak sürdürmüşlerdir.

bir toplumun gündelik hayattaki davranış ka-

Öte yandan Anadolu’ya gelen konargöçerlerin

lıpları incelendiğinde o toplumun zihniyet

önemli bir kısmı XIII-XV. yüzyıllar arasında

dünyası hakkında fikir sahibi olmak müm-

yerleşik hayata geçmiştir. Tahrir defterlerinde

kündür. XV-XVI. yüzyılda belirgin bir nitelik

Oğuz boylarının ve cemaatlerinin adlarını ver-

kazanan “klâsik Osmanlı düzeni” XVI. yüz-

dikleri köy ve mezralar bunun bir delilidir. Os-

yılın ikinci yarısından itibaren değişmeye

manlı devleti, arazi yazımı ile nüfusun sayımı

başlamıştır.11

ve bunlarla ilgili kayıtların tutulmasına büyük

Osmanlı’da yapılan evler ise mümkün

önem vermiştir. Sırf bu anlayış nedeniyle Os-

mertebe kıbleye dönük inşa edilirdi. Eğer ön

manlı’daki tahrir çalışmalarını devletin ilk ku-

kısmında boş arazi olan binaların dibine yeni

ruluş yıllarına kadar götürme imkânı vardır.

bir yapı kondurulacaksa, önce o evin sahibin-

Üstelik tahrir işlemlerinin belirli aralıklarla

den helallik alınırdı. Bu bağlamda yer alan

tekrarlanması nedeniyle XV. ve XVI. yüzyıllar

göçebeler ise kent ve kır toplumları yapısı

boyunca meydana gelen değişimin takibi de

dışında kalan dağlarda, bozkırlarda ve çöller-

mümkündür.12

de yaşayıp merkezi hükümetin yasalarından

Devşirmenin, Hıristiyan çocuklarının

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 58


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

saray ve devlette görev almak üzere belirli

esasına dayanıyordu, yani takrir usulünde idi.

zamanlarda toplanmalarıyla bir kurum haline

ilk önceleri telkin ve ezberletmek suretiyle ya-

getirilmesi I. Bayezid zamanında yer almış,

pılan öğretim, daha sonra not almak, yazmak,

genel bir uygulamaya ise II. Murad ve II.

konuları müzakere etmek gibi özellikler de

Mehmed döneminde geçilmiştir. Osmanlı’da

kazanmıştır. Soru-cevap da önemli öğretim

mesleklere göre bölünme ise çiftçiler, zanaat-

yollarından biriydi. Osmanlı eğitim sisteminde ilköğretim

kârlar, tüccarlar vb. şeklinde olmuştur.13 Eğitim öğretim kurumları ise toplu-

kurumlarını bu mektepler teşkil eder. İlk teşki-

mun diğer müesseleri gibi zaman içerisinde

latı II. Murad’a kadar çıkan, fakat düzenleme-

gelişen ihtiyaçlarına cevap verdikleri sürece

si ve gelişmesi II. Mehmed ile başlayan bir

yaşamışlar, bu fonksiyonlarını yerine getire-

mekteptir. Mektepte daha ziyade mülki ve as-

medikleri zaman ya değişikliklere uğramışlar

kerî idareciler yetiştirilmekteydi.14 Camiler eği-

ya da tamamen yerlerini yeni kurumlara bı-

tim ve öğretim yapılan kurumlar arasında

rakmışlardır. XV. yüzyıldan itibaren Avru-

önemli bir yer tutmaktadır. Keza Osmanlıların

pa’nın peş peşe Rönesans, Reform, Hümaniz-

ilk zamanlarında kadılar, görev yapacakları

ma ve daha sonra da Aydınlanma Çağı’nın

yerdeki camiye götürülür, tayiniyle ilgili berat

ortaya çıkmasına sebep olmuş ve Ortaçağın

orada okunur ve merasim yapılırdı. Davalar ise

karanlığından kurtulmuştur. Osmanlılarda ise

yine bu camilerde görülürdü.15

gelişme yavaş olmuş, batıda etkisini yitiren

Bunların yanında din ve değişmeyi de

Aristoteles metodu XIX. yüzyıl başlarına ka-

ele alacak olursak şüphesiz, XV. yüzyıl Os-

dar eğitim kurumları üzerinde etkisini devam

manlı devleti Müslüman bir devletti. Nitekim,

ettirmiştir. XV. yüzyıl da bulunan eğitim ku-

onun temel direğini oluşturan padişah meşrui-

rumları ise camiler, medreseler, Enderun

yetini şeriattan almakta; böylece, bu toplumda

mektepleri ve Sıbyan mektepleridir.

İslâm dini Sünnîlik ekseninde mevcut düzeni

Medrese, genel planını, doğduğu ca-

ve icraatı meşrulaştırma fonksiyonunu üstüne

miden almış olmasına rağmen, öğrencilerin

almış bulunmaktaydı. Anlaşılan Osmanlıda,

barınmaları için yurtlar-hücre, temizlikleri

ülkenin adaletle yönetimi ve yabancı saldırıla-

için hamam, çalışmaları için kütüphane, ye-

rına karşı korunması devletin iki temel görevi

mekleri için mutfak vb. tesislerle tam bir eği-

olup; adaletin gerçekleştirilmesinin Allah’ın

tim öğretim kurumuydu. Medresede dersler

kulları için koyduğu din ve dünya işleri ile il-

müderrisler tarafından verilirdi. Genellikle

gili kanunlar addedilen şeriat hükümlerine uy-

ders işleniş usulü müderrisin dersi anlatması

makla mümkün olacağına inanılmakta; bunun-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 59


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

la birlikte, gerçekte Osmanlı hukuku şer'î ve

Sırplarinki, İstanbul da Rum Ortodoksların

örfî olmak üzere iki temele dayanmakta; şer'î

patrikliği bulunuyordu. Ancak dilleri dışında

hukuk sadece Müslümanlara uygulanmakta;

doktrin ve ayinleri yaklaşık olarak aynı oldu-

kamu hukuku dışında kalan davalarda Müslü-

ğundan Fatih Sultan Mehmed fetihten hemen

man olmayanlar, genelde kendi dinî kurumla-

sonra bunları İstanbul patriğinin liderliğinde

rında yargılanmaktaydılar. Esasen, tamamen

birleştirdi ve buna karşılık patriğin Osmanlı

özel şartlarda gelişen Osmanlı devleti, Türk

egemenliğini kabul etmesini sağladı.17

gelenek ve göreneklerine göre düzenlenmiş

XV. yüzyıl ekonomisine değinecek

kurallarla, prensip olarak şer'î hukukun esas-

olursak da Osmanlı Devleti’nin büyük askerî

larına aykırı olmamak kaydıyla padişahların

ve siyasî girişimlerini mümkün kılan şey yeni

buyruklarını içeren kanunnamelerden ibaret

siyasî nizam altında gelişen ticarî ve ekonomik

olan örfî hukuka da yer vermiş olup; Osman-

hayat ve buna denk olarak artan devlet gelirle-

lılar şeriatı aşan bir hukuk nizamı geliştirmiş

ridir.

bulunmakla daha XV. yüzyılda “Kanûn-ı Os-

Genelde Osmanlı Devleti, Levant saha-

manî” den söz edilmektedir.16

sında Frenklerin (Avrupalıların) siyasî ege-

On beşinci yüzyılın sonunda en büyük

menliğine ve ekonomik bakımdan imtiyazlı

millet Rum ve Romalı geçmişe sahip olanlar-

durumlarına son vermeye çalışmıştır. Bu arada

la Slav köleleri de içeren Ortodokslardı. Orto-

Fatih Bizans’ın çöküş devrinde Venedik ve

dokslar, Osmanlı fethinden önce birtakım

Ceneviz’in temin ettikleri tam gümrük bağışık-

özerk patrikliklere bölünmüş durumdaydılar:

lığına son vermiş, onlardan gümrük almıştır.

Ohri ve Tırnova’da Bulgar patrikliği, İpek’te

Bölgeler arası ticarette Osmanlı tebaası olan

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 60


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

Müslüman tüccar, Rumlar, Ermeniler ve Ya-

teydi. Özellikle XIX. Yüzyıl ortaları Osmanlı

hudiler; İtalyanların yerini almıştır.18

sosyoekonomik tarihi açısından çok mühim

Batı Anadolu’da kuvvetli bir pamuklu

bilgiler ihtiva eden bu defterler, XV. XVI.

sanayi, Ankara ve Tosya’da sof sanayi, Bursa

yüzyıl Osmanlı klasik dönemi tahrir defterle-

ve İstanbul’da ipekli sanayi Avrupa ve Kuzey

rinden çıkarılacak bilgilerden çok daha fazlası-

memleketlerine önemli miktarda ihracat ya-

nı içermesine rağmen üzerinde Türkiye’de ye-

pabilmekte idi. İstanbul ve Selanik’te çuha

terince çalışma yapılmamış.

sanayi, Edirne’de deri işleri ve ayakkabı sanayi, Yanbolu’da abakebe yapımı Balkanlar’da önemli sanayi kolları idi.19 Baharat, boya ve Hind kumaşları gibi değerli maddeler, genellikle Şam-AdanaKonya üzerinden Anadolu’yu çapraz kesen eski ticaret yolu üzerinden kervanlarla gelirdi. İkinci bir yol, Mısır ve Suriye limanlarından Antalya’ya, oradan Bursa’ya gelen deniz yolu idi.20 Osmanlıda hane reislerinin gelirlerini tespit maksadıyla tutulan defterler vardı. Bunlara da “Temettüat Defterleri” denilmek-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 61


————————————————

Kültür Mozaiği———————————————–———

Tahrir Defterleri’nden yalnızca bir sancak,

bunların kıymetini, sahip oldukları hayvan sa-

kaza veya köyün adı ve yıllık vermesi gere-

yısı; defterlerin bazılarından (1256 sayımı)

ken toplam vergi miktarı öğrenilebilmektey-

şahısların boylarının uzunluk ve kısalığından,

ken; Temettuat Defterleri’nden kaza, köy gibi

sakallı ya da sakalsız olduklarına kadar kişile-

iskan merkezleri mahallelere ayrılıp bu ma-

rin suretlerini ve hatta mesleklerinin ne olduğu

halleler hane hane ele alınarak şahısların

gibi ilginç ve teferruatlı bilgilere ulaşabilmek

isimleri, yıllık kazançları, gelirleri, tarlaları,

mümkündür.21

———————————————————————————————————————————————-

DİPNOTLAR 1 www.rasitgökhansucu.com 2 https://tr.m.wikipedia.org 3 www.rasitgökhansucu.com 4 Ünver Günay, “XV. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Sosyokültürel Yapı, Din ve Değişme”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Kayseri 2003, 25-26.

14 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 198. 15 Recai Doğan, “Osmanlı Eğitim Kurumları ve Eğitimde İlk Yenileşme Hareketlerinin Batılılaşma Açısından Tahlili”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1997, 407-417.

5 www.cemalaksoy.org 16 Yusuf Halaçoğlu, XVI-XVII Osmanlılarda Devlet Teşkilâtı ve Sosyal Yapı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014, 159.

6 www.edebiyatforum.com 7 www.turkcebilgi.com

17 Ünver Günay, “XV. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda SosyoKültürel Yapı, Din ve Değişme”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14, Kayseri 2003, 34-35.

8 www.tesbihkulubu.com 9 www.delinetciler.org 10 İlknur Haydaroğlu, “Osmanlı Saray Mutfağından Notlar”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, XXII/34, Ankara 2003, 3-4.

18 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 194. 19 www.kultursayfası.wix.com

11. Ensar Çetin, “Osmanlı’da Gündelik Hayat’a Sosyolojik Bir Bakış”, Toplum Bilimleri Dergisi, VII/13, İstanbul 2013, 294.

20 www.kultursayfası.wix.com 21 İsmail Arslan, “ XIX. Yüzyıl Osmanlı Tarihinde Temettuat Defterleri’nin Yeri: İğdiç (Selimağa Köyü) Temettuat Defteri Örneği”, Balıkesir Üniversitesi Necati Bey Eğitim Fakültesi tarih Bölümü , Sosyal Bilimler Dergisi, 58-59; Halil İnalcık, Devlet-i Aliye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Kültür Yayınları, 2014, 217; Yücel Özkaya “Osmanlı İmparatorluğunda Âyânlık”, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 1977, 146.

12 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 192. 13 Adnan Çimen, “Sayım, Kayıt düzeni ve Teşkilatlanma Açısından, Osmanlı’da Nüfus Hizmetleri”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, XIV/3, Ankara 2012, 192-193.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 62


————————————————

Kitap Tanıtımı———————————————–———

HALİL ÇETİN, TİMUR’UN ANADOLU SEFERİ VE ANKARA SAVAŞI Ankara Savaşı’na dair bir doktora tezi olan bu kitabı tanıtmaya çalışacağız.

Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi

değinilmiştir. Kısa bir söz edilme Giriş bölü-

ve Ankara Savaşı, Yeditepe Yayınları, İstan-

münde (s. 17-19)’de yapılmıştır.

bul 2012, 239 sayfa, Kaynakça, Haritalardan

Eserin “Cengiz Han’dan Emir Timur’a

oluşmaktadır.

Moğol Dünyası” başlıklı birinci bölümünde (s.

Bu eser bir ön söz ile, bir değerlendir-

21-36), Cengiz Han’ın bir buçuk asır boyunca

me ve yedi bölümden oluşmaktadır. Her bö-

ayakta kalması ve bundan sonraki süreçte Ti-

lümün kendi alt başlıklarından mevcuttur. Bu

mur’un kendini Cengiz Han ile oğlu Çağatay

eseri incelemeye aldığınızda Osmanlı devleti

ve torunu Hülâgû Han’ın varisi olarak ileri sü-

ve Timur Devletinin kendilerini kimlerin mi-

rerek devlete olan meşruluğunu göstermiştir.

rasçısı olarak gördüğü ve bu mirasçı olma

Moğol Devlet’in yeniden tesis etmek için as-

davası ile birbirleriyle mücadelelerini anlat-

keri çalışmalar yapmıştır. Orta Asya’da hala

makta olup devletlerin ilk kurulduğu andan

iktidar Moğollardan yana olduğunu ileri süre-

beri ki olayları anlatmaktadır. Eserin çalışma

rek çalışmalar o doğrultudaydı. Timur sadece

konusu ve önemini Timur ve Bayezid arasın-

bu bölgede ile çalışmalarını sınırlandırmıyor-

daki mücadelenin taslağını ön sözde (s. 11-

du. İki önemli devlet olan Memlûk Devleti ile

16) değinilir. Asıl çalışma konusuna geçme-

Osmanlı Devletinde bu tesisi görmek müm-

den önce Timur ve Bayezid arasındaki müca-

kündür. Türk –Moğol, Moğolların son mimari-

delenin sebebi olan mirasçı olmasından kay-

si olarak Timur olarak gösteriliyor idi. Devlete

naklanan iki önemli hükümdarın hakimiyet

en parlak dönemini yaşatmıştır. Keza kendisi

alanından genel siyasî, sosyal ve dinî yapısına

“Doğu Rönesansı” yaşattı. Devletin kuruldu-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 63


————————————————

Kitap Tanıtımı———————————————–——— görülüyor. Eserin “Timur’un Saltanatı İle Seferlerinin Meşruiyeti ve Timur İle Bâyezid Arasında Yaşanan Meşruiyet Mücadelesi” başlıklı ikinci bölümde (s. 37-61), Timur Moğol Devletinin geleneğine bağlı iken ayrıca İslâm motifleri kullanmıştır. Moğol geleneğini ile İslâm hukukunu ne şekilde bağdaştırdığı yahut öncülüğü hangisi tam olarak bilinmemektedir. Zamanla bu kendini belli edecektir. Timur Orta Asya’da Cengiz soyunun bir varisi olarak kendini gördüğü için bu yolda onların izinde yürümüştür. Timur’un nesebine dair kayıtlarda geçmektedir. Ve Semerkand’da bulunan Timur’un mezarını kaplayan mermerde şu ifade geçmektedir: “Emir Timur Küregen bin Emir Turagay bin Bargul bin Emir Aylangir bin bin Emir İcil

ğu coğrafyanın olumlu olumsuz özellikler

bin Emir Karaçar Noyan bin Emir Sugucicin

arasında arasın da olan devletin ayakta tutan

bin Emir İrdamcı Barlas bin Emir Koçulay bin

Timur olduğuna değinilmiştir. Ülkenin temel

Emir Tumanay”.

geçim kaynağı olarak hayvancılığa değinil-

Zeki Veli Togan bu şecereyi Timur’un

mektedir. Ülkenin içtimaî yapısını oluşturan

soyuyla karşılaştırmış ve bu doğrultuda bu şe-

kabile boyları, boy oymakları, oymağın soy-

cerenin uydurma olduğunu beyan eden Bart-

ları, soy ve aileler oluşturmaktadır. Her boy

hold ile D’Ohsson’un bu uydurma olarak nite-

ne kadar kan bağı ise de ortak atadan ziyade

lendirdikleri çalışmalarını çürütmüştür. Timur-

başka türlü hareket etmezlerdi. Cengiz Han-

’un şeceresi üzerine yapılan çalışmalar bir

’ın Devletini nasıl ayakta tuttuğunu nasıl var-

Cengiz soyundan geldiğinin en büyük kanıtı

lığını sürdürdüğünün sebepleri anlatılmakta-

mezar taşının üzerindeki yazının çözümlemesi-

dır. Bütün kavim ve kabilelerin tek çatı altın-

dir. Timur alt tabakadan değil aslında soylu bir

da toplayan Cengiz Han ve onu devam ettiren

aileden geldiğinin kanıtıdır. Ve Timur’un bir

Timur olduğu söylenmektedir. Timur’un si-

Cengiz soyundan gelen bir kızla evlenmesi

yasî, idarî ve askerî faaliyetlerin ilham kayna-

hanedanın damadı olduğu söyleniyor. Bu gö-

ğı olan Türk –Moğol kültürün etkisi olduğu

rüşler doğrultuda Timur Cengiz soyunun

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 64


————————————————

Kitap Tanıtımı———————————————–——— Eserin “Timur’un Batıya İlk Seferleri

varisi kanıtına varılıyor.

ve Timur Karşıtı Savunma İttifakı” başlıklı Timur, hakimiyetinin ve hanedanın

üçüncü bölümüde (63-102) varılan sonuçta,

meşruiyetini sağlama noktasında Moğol haki-

Timur’un yayılmacı seferlerinin en önemli

miyet düşüncesi ve İslâm devlet anlayışının

olan hakimiyet alanları İran ve Azerbaycan’-

kendisine sağladığı faydalardan yeri geldikçe

dır. Özellikle Timur İran’da yağma ve katliam

istifade etmiştir. Ve tahtın varisi olduğu za-

hareketi sergilemiştir. Bu kalıcı bir yayılma

man devlet için uygulan ne ise onu yapmıştır.

politikası idi. İran’a hâkim olma düşüncesi da-

Timur şeyhlere ve âlimlere önem vermiştir ve

ha Cengiz Han döneminde olan bir politikadır.

onların kerametine inanmıştır.

Timur’un temel amacı Cengiz Han’ın eski topraklarını ele geçirme düşüncesidir. Ki bu eski

Halife ülkenin bütün kurumlarının tek

toprakları tekrar ele geçirme düşüncesinin son

yöneticidir. Ancak 1258’de Bağdad’ı ele ge-

halkası olan Çin seferi oldu ancak fiillerden

çiren İlhanlı Hülâgû’nun son halife olan

dolayı Timur emellerine ulaşmadı. Timur İran-

Muta’sım’ı öldürmesiyle İslâm dünyasında

’ı ele geçirirken ekonomik ve siyasî düzen için

hutbede adı okunacak halife kalmadığından

çaba sarf etmiştir, çünkü yerleşik bir yer olan

dolayı siyasî bir bunalım söz konusudur. Mo-

İran Timur için önemli bir yer temsil ediyordu.

ğol hakimiyet anlayışı yüzünden evrenselcilik

O yüzen imar ve kültürüne dikkat etmiştir. Ti-

ideolojisi getirdiler yani bu demek oluyor ki

mur’un gözünde “dünya” Cengiz ve oğulları-

Cihan Hakimiyeti Mefkûresini getirdiler. Ve

nın mirası olan Moğol İmparatorluğudur.

bundan dolayı dünyaya hükmetme hakkı

Azerbaycan ve İran’a yerleşme gayreti ile be-

Cengiz Han’a ve soyuna verildi. Bu karardan

raberinde Timur ile Bayezid arasında Çubuk

bütün devletleri etkilendi.

Ovası’ndaki çarpışmanın yol açan sürecin uyTimur ile I. Bayezid arasında başta

gulamadaki yansıması idi.

dostluk var idi. Ancak Anadolu’ya hâkim olTimur 1370’de iktidarını ilân ettiğinde

ma düşüncesi dostluğa gölge düşürdü. İki hü-

İran ve Azerbaycan’da bütün hakimiyeti elinde

kümdarda birbirinden güçlü ve azimli olduk-

tutmuştur. Hakimiyet alanını genişletmiştir.

ları için mücadele kaçınılmaz oldu. Zamanla

İktidarını ilân etiği için artık fetihlerden geri

Timur Osmanlı devleti için bir tehdit haline

kalmıyor, mirasçısı olduğu Cengiz Han’ın top-

geldi ve Timur’un tehdit ve küçümseyici

raklarını genişlettikçe genişletiyor, Bağdad’ı

mektupları iki hükümdar arasında Ankara

ele geçirmesiyle Timur tehlikesi artık Suriye

Savaşını kaçınılmaz kıldı. Kurumsal mücade-

yakınlarına kadar gelmiştir.

le yerini artık savaşa bıraktı.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 65


————————————————

Kitap Tanıtımı———————————————–———

Timur’un bu kadar hızlı ilerlemesi ve tehlikesinin bu derece artması sonucu devletler kendi arasında ona karşı ittifak oluşturmuştur. Eserde Timur’un Anadolu seferleri ve beyliklerle olan mücadelesi ele alınmıştır. Başarılı başarısız savaşları olmuştur. Ama beyler ve hükümdarların üzerine psikolojik baskı oluşturmuştur. Anadolu’da kendisine karşı olan beylikler olduğu kadar kendisine bağlı irili ufaklı devletler ve beylikler mevcut idi. Bayezid’in Anadolu beylikleri üzerine yürümesi beyliklerin Timur’a olan bağlıklarını ifade etmiştir. Eserin “Timur’un Anadolu Seferi” başlıklı dördüncü bölümünde (103-136), ise

Bu gelişmeler üzerine Timur’un Ana-

Timur ile Bayezid arasında savaşın iki açık

dolu üzerine sefere çıkılması düşünülmüş idi,

sebebi olduğu kanısına varılıyor. Bunlardan

ancak kendisi Memlûkler üzerine yürümüştür.

biri Doğu Anadolu’da özellikle Sivas ve Er-

Anadolu’da Bayezid’in güçlü olduğunu düşün-

zurum üzerinde yaşanan nüfuz mücadelesidir. Diğeri ise mülteciler sorunudur. Sivas ve Er-

düğü için Anadolu üzerine yürümeyi göze ala-

zurum’daki Timur yanlısı halkı bertaraf eden

mamış idi. Memlûklerin üzerine yürümesinin

Bayezid savaşın sebebi olmuştur. Ayrıca

temel sebebi ise tahta olan küçük yaştaki sulta-

mültecilerin Osmanlı Devletine sığınması ve

nı tahtan düşüreceğini düşündüğü içindir.

Anadolu beylerin Timur’a sığınması savaşı

Timur’dan kaçıp Osmanlıya sığınan

kaçınılmaz kılmıştır. Bu iki şehir Timur’un

mülteciler savaşın bir diğer sebebi idi. Tabii bu

itaat çağrısına olumlu cevap vermişlerdi. Bu

seferde Osmanlıdan kaçıp Timur’a sığınan

iki hükümdar Anadolu’daki nüfuz mücadele-

Anadolu beyleri savaşın sebebi olmuştur. Bu

sini kolay kolay bırakacakları görülmüyordu.

gelgitler iki hükümdar arasında koz olarak kul-

Timur’un Hindistan üzerine sefere çıkması

lanılmıştır. Timur’un fetih hareketlerinin en

Bayezid’in Anadolu’da rahat hareket etmesi-

önemlisi olan ise Anadolu üzerine sefere çık-

ne neden olmuştur. Kısa bir süre içine fırsat-

masıdır. Ancak en sonu ve en önemlisi olan ise

tan istifade eden Bayezid Erzurum ve Sivas’ı

Ankara üzerine yürüme düşüncesidir. Bu dü-

Osmanlı toprağına katmıştır.

şüncesini gerçekleştirmek için Timur ordu Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 66


————————————————

Kitap Tanıtımı———————————————–———

hazırladı ve bu ordunun çoğunluğu süvariler-

belli bölgelerdeki kayıplar moral bozukluğu

den oluşması, Bayezid’in ordusunun ise piya-

savaşın seyrini değiştirmiştir. Ve sonunda sa-

delerden oluşması savaşın seyrini değiştir-

vaş bitmiş ve Osmanlı yenilmiştir. Bu yenilgi

miştir. Ve Timur Ankara kalesini kuşatarak

ile Anadolu’nun kaderi Timur’un eline geç-

Çubuk Ovası’na çekilerek beklemeye başladı.

miştir. Varlığını bir yüzyıl boyunca devam ettiren bir devletin yok olması ile yüz yüze ge-

Timur Ankara’yı ele geçirip Osmanlının Bur-

linmiştir.

sa ile Ankara arasındaki bağlantıyı kesme düşüncesiydi.

Eserin “Savaştan Sonra Timur’un Ana-

Eserin “Ankara Savaşı” başlıklı beşin-

dolu’daki Faaliyetleri” başlıklı altıncı bölü-

ci bölümüne (137-161) baktığımızda, Ankara

münde (163-184), Timur’un yaptığı en mey-

Savaşı’nın Çubuk Ovası’nda gerçekleştiğini

dan savaşlarının en parlağı olan bu savaş, Ti-

görüyoruz. Eserin

bu bölümünde savaşın

mur için bir zaferdir. Hükümdarı esir alması,

nerde nasıl gerçekleştiğine değinilmiştir. Ve

ülkesinin siyasî ve askerî düzeni kendine göre

burası tam olarak neresi ve nasıl bir konuma

düzenlemesine vesile oldu. Zafer sarhoşluğu

sahip olduğu ifade edilmiştir. Çubuk Ovası-

yaşamak istediği gibi Anadolu’ya hâkim olup

nın adı üzerinde konumu üzerine çokça du-

düzeni oluşturup ve siyasî düzeni istediği gibi

rulmuştur. Ayrıca bu bölümde savaşın oluş

şekillendirmek istiyordu. Savaştan sonra Ana-

tarihi üzerinde fikirler yürütülmektedir. Ve

dolu’da eman istedi. Boyun eğmeyen kişilerin

genel olarak varılan kanı ise 28 Temmuz

yurdunu yakıp yağmaladı. Vergiler topladı.

1402’dir. Timur’un ordusunda bulunan filler

Anadolu’nun hâkimi oldu.

ve ordunun çoğunluğu süvari olması, ayrıca

Eserin “Savaşın Sonuçları” başlıklı ye-

kullanılan taktikler sonucu Timur daha avan-

dinci bölümünde (185-199), bozguna uğratılan

tajlı idi. Timur’un savaşta kullandığı taktikler

bir ordu ve parçalanan bir devletin ve parça-

“yedi kol” olarak adlandırdığı yöntemlere

lanması ile toprağı dağıtılan, bölüştürülen ve

ayırmıştır. Birlik içinde düzen içinde başarıyı

bir yüz yıldır kurulan devletin sonu olduğu bu

sağlamıştır. Yedi kol olarak ayırdığı bölüm

savaşın sonuçlarına değinilmiştir. Savaş so-

ise şöyledir: Merkez, kolun sağı, kolun solu,

nunda esir alınan bir hükümdarın dört oğlu

sağ kanat, sol kanat, vb. bölümlerden oluş-

arasında saltanat mücadelesi olarak adlandırı-

maktadır.

lan fetret devri on bir yıl sürmüştür. Ve bunu başlatan galip Timur, devletin sonunu belirle-

Ve sabahın ilk ışıklarıyla iki ordu sa-

miştir. Osmanlı- Timur arasındaki siyasî reka-

vaş düzeni almış olup hücuma geçtiler. Savaş

bet bu savaşla başladı ve bu savaşla bitti deni-

kurallarına göre ilk önce okçular başlattı sa-

lebilir. Büyük emeklerle kurulan idarî, siyasî

vaşı. Bayezid tarafında olan Tatarların ihaneti

ve askerî yapılar basit sebepler sonunda; ağır

ile Timur’un tarafına geçmesi Bayezid’i zor

sonuçlar çerçevesinde yıkıldı.

duruma düşürmüştür. Osmanlının ordusunda

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 67


————————————————

Tarihi Söyleşi———————————————–———

Bu sayımızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Alanı Uzmanı olan Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz ile söyleşi gerçekleştirdik.

Rabia Öntürk rabiaonturk@yazantarih.com rinin hâkimiyeti altında geçmiştir. Dört buçuk

S1. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kendinizden bahseder misiniz? Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz kimdir?

yıl sürdü tezim. Bu çalışmam sırasında karşılaştığım Kürt un surlarının menşeine dair de

1960 yılında Tekirdağ’da doğdum.

bir buçuk yıl çalıştım; Kürtler kimdir, nedir, ne

İlkokulu köyde, ortaokul ve liseyi Adapazarı

değildir diye araştırdım. 1994 yılında doktora-

İmam Hatip Lisesi’nde, parasız yatılı olarak

yı bitirdim. Güzel bir çalışma olduğunu düşü-

okudum. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde

nüyorum. Çünkü yeni yapılan araştırmalarda

Tarih bölümüne girdim ve 1983 yılında me-

benim kullandığım ana kaynaklardan farklı bir

zun oldum. Askerliğimi Yedek Subay olarak

eser kullanılamıyor.

Ankara’da yaptım.1986 yılında Marmara

1987 yılında Yüzüncü Yıl Üniversite-

Üniversitesi’nde hocam merhum Coşkun

si’nde asistan oldum ve 29 Nisan 1987’ de ilk

Alptekin’in yanında yüksek lisansa başladım.

maaşımı aldım. 1994 yılında Marmara Üniver-

1988 yılında yüksek lisansı bitirdim ve dok-

sitesi’nde doktoramı bitirdikten sonra Van’a

toraya

olarak

geldim ve o günden bu yana burada bir fiil gö-

Mervanoğulları’nı hazırladım. Mervanoğul-

rev yapmaktayım. Eşim ev hanımı ve iki çocu-

ları, Silvan merkez olmak üzere kurulmuş,

ğum var. Oğlum Bilgehan Göktuğ İstanbul

yaklaşık 95 yıl hayatta kalmış bir beyliktir.

Üniversitesi İşletme mezunu ve bankacı oldu,

95 yılın 50 yılı Nasruddevle adındaki emîrle-

Kızım Hazarcan İdil ise Denizli Pamukkale

başladım.

Doktora

tezi

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 68


————————————————

Tarihi Söyleşi———————————————–———

Üniversitesi Felsefe bölümünde yüksek lisans

kuşu” adlı kitabı idi. İlkokul 4. Sınıfta da

yapıyor.

Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler” kitabını 2 liraya almıştım, unutamam.

S2. Hobileriniz ve sizi tanımlayacak özellikler nelerdir?

Kitap okumak dışında gezmeyi çok

En büyük hobim kitap okumak. Kitap

seviyorum. Fakat şimdi yaş ilerledi artık eskisi

kurdu sayılırım, 7 bin civarında kitabım var.

gibi gezemiyorum. Eskiden öğrencilerle çok

Kitap kurdunun bir özelliği de alıyorsun ama

yerler gezerdik. Tek başıma değil de hadi top-

çoğunu okuyamıyorsun. Çünkü yayınların

lanalım gidelim derdik, giderdik. 8 günlük bir

hepsini takip etmeye çalışıyorsun. Belli bir

gezi ile Mevlânâ, Hacı Bektaş Velî, Somuncu

ihtisas alanı olduktan sonra eskiden aldığım

Baba’yı, 5 günlük bir gezi ile Sümela Manastı-

kitapların çoğunun fuzuli olduğuna şimdi ka-

rı’nı, Rize taraflarını, 4 günlük bir gezi ile Gü-

ni oldum. Türkiye’de kitap yayıncılığı çok

neydoğu Anadolu’yu gezdik. Günü birlik ola-

gelişti Allah’tan internet gibi güzel bir şey

rak Kars, Erzurum, Doğubeyazıt’ta İshak Paşa

var, takip ediyorsun ve duramayıp kitap alı-

Sarayı’nı, Ahlat’ı bayağı gezdik.

yorsun.

Beni tanımlayacak özelliklerim çok iyi Kitap konusunda en çok kızdığım

niyet sahibi ve hoşgörülü bir insanım. Bunun

nokta, kitabın kapağını arka tarafa kıvırıp

zararını sürekli görüyorum. Benim için değil

okunmasıdır. Kitaba eziyet edilmesini hiç

ama millet için kötü bir durum. Allah’a inanan

hazmedemiyorum.

bir insan olarak, kendimi bu konuda hesap vermek zorunda hissetmiyorum, beni kandıran

Kulakları çınlasın, ömrü uzun olsun Osmanlıca

hocam

Muhsin

insanlar ne yapacaklarını düşünsünler.

Bozkurt;

S3. Neden Tarih Bölümü ve Sizi bu bölüme yönlendiren nedir?

“Evladım, siz aldığınız kitabın kâğıdına para veriyorsunuz. O kitap ne emeklerle ne çabalarla kaç yılda meydana gelmiş bilmiyorsu-

Tarih bölümü, Sosyal bölümler içinde

nuz. Size 10 lira vermek zor geliyor,” derdi.

fikir yürütebileceğin, kaynaklar ile vesikalar

Kitap konusunda ilkokul hocamın büyük etki-

ile hareket edilebilen bir bölüm. Bu vesikaları

si vardı. Çünkü anam, babam okuma-yazma

nasıl yorumlarsan öyle netice çıkarırsın. Çün-

bilmeyen insanlardı. Fakat babam kitap ala-

kü iyi ya da kötü yorumlayabilirsin. Yani sa-

cağım zaman paraya kıymazdı ve verirdi. İlk

manlıkta iğne arar gibi çalışılıyor. Ufacık bir

aldığım kitap Reşat Nuri Güntekin’in “Çalı-

belge yeni bir makalenin başlangıcı olabiliyor.

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 69


————————————————

Tarihi Söyleşi———————————————–———

Tarihi, inanç bazından tutun da coğrafî, ırkî bazdan olsun her şeyde etkisi olan bir daldır. Ne yazmak istersen onu yazarsın. Tarih yazımı vicdanına kalmış bir şey. Yani gerçekten bu, böyle mi diyebileceğin kesin bir şey yok. Bir başkası bir vesika bulup senin doğru dediğini yanlış çıkarabilir meselâ. Şimdi bu bakımdan zaviyeden bakarsanız; tarih sağduyu ile hoşgörü ile yapılabilecek bir bilimdalıdır. Yani sen nasıl davranmak istiyorsan, tarihteki insanların da öyle davranabileceğini düşüneceksin. Çünkü insanın yapısı değişmiyor ki, Ortaçağ’daki insan ile şimdiki insan arasında hiçbir fark yok. Sadece o zaman ki insanlar at ile gidiyordu, şimdiki insanlar minibüsle, otobüsle, uçak ile gidiyor. Eskiden 6 ayda gidiyorlardı. Şimdi 1-2 saatte gidiyorlar, değişen

veyahut da şimdiki gibi bol değil ve bu adam

bir şey yok.

bir emek sarf etmiş, eser bırakmış o yüzden

Tarihi seviyorum, çünkü geçmiş ile

olmazsa olmaz diyoruz.

ilgileniyorsun. Edebiyat Fakültelerindeki Fel-

Günümüz için de merhum hocam Coş-

sefe hariç bütün bölümler Tarih menşelidir.

kun Alptekin, yine rahmetli Hakkı Dursun Yıl-

Sosyoloji, Arkeoloji, Antropoloji, Coğrafya

dız var. Sonra ömrü uzun olsun Erdoğan

vs. bunlar hep Tarihin alt birimleridir ve Tari-

Merçil var ve hepsinden ders aldım. Bir kuşak

hin yardımcı ilimleri olarak geçer.

öncesinin Metodolojisini takip ediyoruz. Coş-

S4. İzinden gittiğiniz, örnek aldığınız bir

kun Alptekin, Zeki Velidî Togan’dan ders al-

tarihçi var mı?

mış. Bunun için Metodolojik yapımız biraz Togan ekolüdür. Okullaşma arttıkça metodolo-

Eskilerden, İbnü’l-Esîr hayran oldu-

jiler de arttı. Şu an Tarih Metodolojisi karma-

ğum tarihçilerdendir. Çünkü Ortaçağ’da ol-

şa/keşmekeş halinde, bir sürü metod oldu. Me-

mazsa olmazdır. O günün imkânlarında 12

selâ yazılan makaleler hakkında konuşurken;

ciltlik “el-Kâmil fi’t-Tarih” adlı eseri yazmış

“bu metodun ne faydası var veya artısı ne di-

ve 6000 küsûr sayfadır. Ayrıca Atabeylikler ile ilgili başka bir eseri var.

yorum tarihçilere?”, Böyle kullanıyorlar,” di-

Sahabe-i

yorlar. Yani sorgulama yok ve körükörüne bir

Kiram’ın hayatlarını anlattığı eseri var. Elekt-

taklit var.

rik yok, ışık yok, mürekkep yok, kâğıt yok

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 70


————————————————

Tarihi Söyleşi———————————————–——— Ben her dönemden memnunum, Allah-

S5. Sizce gelişen teknoloji ile Tarihi anla-

u Teâlâ beni bu döneme lâyık görmüş. Daha

mak daha mı kolay?

önceki dönemlerde yaşamış olsam özellikle

Kesinlikle. Çünkü şu anda birçok kü-

bazı dönemlere kızardım. Meselâ Resulul-

tüphane dijital ortama aktarılmış durumda

lah’ın ölümünden sonra beş tane yalancı pey-

yani oturduğunuz yerden kitaba ulaşabiliyor-

gamber çıkıyor ve aşiretler eski putperest âdet-

sunuz. Yalnız kitaba ulaşmak veya makaleye

lerine dönüyorlar. Hulefa-i Raşidin’in üç tane-

ulaşmış olmak veyahut yüzlerce, binlerce ki-

si Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali hançer ile

taba makaleye ulaşmış olmakla tarihçi oluna-

öldürülmüş. Şimdi hangi dönem güzel diye-

cağı mânâsın çıkarmayın. Tarihte en büyük

ceksin. Gelecek nesiller bizi de böyle anlata-

zaaf şu an da benim gözlemlediğim kadar

cak, kan gövdeyi hep götürüyor.

Metodoloji noksanlığıdır. Sadece kaynakları bir araya derlemek eser yazmak için yeterli

Melikşah öldüğünde “kurt, kuş ağladı

değil. Tarihsel yapıya veya ruha uygun Meto-

ölümüne” diyor Urfalı Mateos. Fakat Melikşah

dolojik yapıyı da oluşturmak gerekiyor. Şu

dönemini sonlarında İslâm dünyasının en bü-

an da bir sürü metot var. Amerika öyle kulla-

yük terör örgütü Bâtınîlik var. Türkiye Selçuk-

nıyor, Avrupa böyle kullanıyor, yok herkes

lu Sultanı Alâeddin Keykubad ölür ölmez Ba-

böyle kullanıyor ama yanlış kullanıyor! Eski-

baî isyanı var. Tarihe baktığınızda Türkiye

lerin bir deyimi var; galat-ı meşhur diye, yani

Selçukluları yıkılmış 25 tane beylik var, her

meşhur olmuş yanlış, şimdi biz tam o nokta-

vilayette bir beylik kurulmuş. I. Bayezid ölü-

dayız. Meselâ şimdi bir ceket yapmayı öğre-

yor, Fetret Devri yaşanıyor. Yıldırım Baye-

niyorsun, fakat düğmeleri garip dikiyorsun.

zid’in beş oğlu var, beşi de birbirine giriyor.

Biri ta eteğin ucunda diğeri ta başta aslında

Yani tarihin hangi dönemini yaşayacak olur-

arada mesafe olması lâzım, asıl Metodoloji

sam olayım benim hoşlanmadığım hâdiseler

odur. Tarihçiler gerçi bütün bilimdalları men-

var. Bir tarihçi olarak bugün yaşıyoruz burada

supları terzi gibidir kaynakları kumaş olarak

bizim yaşadığımız yılları 200 yıl sonraki tarih-

görürsek onları kesip biçmek ve dikmek de

çiler insanlara nasıl aktaracak.

elimizdedir. işte Metodoloji budur; eldeki

S7.Tarihte dikkatinizi çeken bir şahsiyet

kumaştan pantolon mu gömlek mi ceket mi

var mı, varsa kim ve neden?

yapacaksın ona sen karar vereceksin.

Cengiz Han. Cengiz Han kısa sürede

S6.Yaşamak gibi bir durumunuz olsaydı

dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş-

Tarihte, hangi dönemde yaşamak istedi-

tur. 27 milyon km2 toprağa hükmetmiştir. Na-

niz?

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 71


————————————————

Tarihi Söyleşi———————————————–———

sıl bir Motivasyon, moral veyahut nasıl bir

çağ’ı seçmeme neden oldu.

ivme kazandırdı ki göçebe yaşayan Moğol

S9. Ortaçağ'ı Türk, Arap, Fars ve Avrupa

kabilelerini bir araya topladı ve böyle bir im-

açısından nasıl değerlendirirsiz?

paratorluk kurdu. Pekin’den tutun da Polon-

Ortaçağ Türkler açısından en görkemli

ya’ya kadar ulaşılmış bir imparatorluk. Uzun

dönemlerden biridir. Çünkü Uygurların yıkılı-

ömürlü oldu mu oldu. Gök Tanrı inancında

şında sonra, Karahanlılar 400 sene, ardından

olan Moğollar, İslâm ile tanışınca Müslüman

Gazneliler, Büyük Selçuklular, Türkiye Sel-

olmaya başladılar. Anadolu’ya gelenlerin ço-

çukluları hem bilim açısından hem dünyaya

ğu Müslüman oldu ve bu topraklarda kaldılar.

yön verme açısından önemli devirlerdir. Özel-

Ancak yaptıkları katliamların haddi var hesa-

likle Selçukluların Bağdat'a hâkim olmaları

bı yok. Kendi idealleri için yakıp yıktılar. Cengiz

Han

dışında

Abbasi halifeliğinin dinî liderliğinde Sünnî

Alâeddin

olarak yaşıyor olmaları her zaman güzel bir

Keykubad ve Melikşah dikkatimi çeken şah-

şeyler doğurmuştur. Meselâ Tuğrul Bey çok

siyetlerdir. Bunların ölümünden sonraki dö-

önemli bir sultandır. Amcası Musa Yabgu ve

nemler fetret dönemidir. Fetret devrini boşluk

ağabeyi Çağrı Bey tarafından sultan seçilmiştir

mânâsında demiyorum, iktidardaki düzensiz-

ve 25 yıl saltanatta kalmıştır. Abbasî halifeliği-

likten bahsediyorum. Melikşah öldü, Büyük

ni Büveyhîlerin tahakkümümden kurtarmıştır.

Selçuklu Devleti çöküşe gitti. Alâeddin

Ayrıca Abbasî halifelerinin sadece din işleriyle

Keykubad öldü, Türkiye Selçukluları çöküşe

uğraşmasını istemiş, dünya işleriyle de kendi-

gitti. Osmanlı Devleti’ne bakacak olursak

sinin uğraşacağını söyleyerek orduya sahip

Kanunî Sultan Süleyman öldü, devlet çöküşe

olmalarını yasaklamıştır. Böylece ilk laiklik

gitti. Yani bir zirve oluyor ve o zirveden son-

uygulamalarının da Tuğrul Bey zamanında

ra baş aşağı olunabiliyor.

ortaya çıktığını görüyoruz. Ama bizler tarihi Avrupa menşeli olarak okuduğumuz için laik-

S8. Neden Anabilim Dalı olarak Ortaçağ’ı

liğin Fransız ihtilâliyle (1789) insan hayatına

seçtiniz?

girdiğini farz ediyoruz.

Hocam Coşkun Alptekin’den dolayı,

S10. Günümüz tarih çalışmalarıyla ilgili fi-

rahmetli hocam Ortaçağ Anabilim dalındaydı.

kirleriniz nelerdir?

Bizimle çok ilgilenirdi. Hem İmam Hatip çıkışlı olmam, Ortaçağ kaynaklarının da çoğu-

Tarihte üç beş tane bilgi ezberleyip ta-

nun Arapça olması, benim de bir nebze Arap-

rihçi konumuna gelinmez. Tarihin en önemli

çaya vakıf olmam Anabilim Dalı olarak Orta-

özelliği alt yapının sağlam olması. Bu yüzdende çok okumak gerekir. Ne kadar çok okursa-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 72


————————————————

Tarihi Söyleşi———————————————–———

nız fikir yürütmek babında da o kadar kıy-

kalır ve o konu hakkında daha çok yorumda

mettar olursunuz.

bulunabilirsiniz. Hocam, Düşünen Tarih çalışanları ola-

S11. Bir tarihçi olarak tarih öğrencilerine önerileriniz nelerdir?

rak bize zaman ayırdığınız ve değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.

Okumak! Okuduğunuz zaman kendi

Estağfirullah, bu söyleşiye beni lâyık

fikrinizi kendiniz oluşturacaksınız. Bir konu-

gördüğünüz için ben teşekkür ederim.

yu bir kitaptan beş kere okumak yerine beş ayrı kaynaktan okursanız daha çok aklınızda

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 73


————————————————

Mizah———————————————–———

HOCA ile TİMUR

Nasreddin hocanın yaşadığı yıllarda

diye sorarlar. Hoca askerlere –hâşa- “ben ila-

sertliği ve gaddarlığı ile bilinen Timurlenk

hım, siz gidin sizin kumandanınız gelsin be-

(Aksak Timur) önüne gelen beldeleri yakıp

nim yanıma ben sizi muhatap almam” der. As-

yıkarak ve karşısına çıkan orduları yenerek

kerler biraz kızgın biraz da şaşkın ve korku

ilerlerken yolu Akşehir’den geçecektir. Bunu

içersinde Timur’un yanına dönerler. Telaşla

duyan Akşehir halkı Nasreddin Hoca’ya gide-

“Efendimiz büyük bir çadır gördük, ovanın

rek “Aman hocam yaman hocam Timur bel-

yüzünde vardık, baktık içinde hoca gibi bir

demize doğru geliyormuş bizi bu gaddar hü-

adam var oturuyor ‘necisin’ dedik ‘ben ilahım

kümdarın zulmünden ancak senin nükteli söz-

gidin sizin kumandanınız gelsin, siz benim

lerin ve üstün zekan kurtarır. Bize yardım et

muhatabım değilsiniz’ dedi ve bizi kovdu”

Timur’u durdur” diye yalvarırlar. Halkını çok

derler. Bu duruma bir hayli sinirlenen sert ku-

seven ve de aklına güvenen Nasreddin Hoca

mandan yanına bir gözü kör asker alır, atına

Akşehir ovasına büyük bir otağ çadırı kurma-

binerek çadıra gelir. Tabii Timur o zamana

larını Akşehirlilere söyler ve büyük bir çadır

kadar Nasreddin Hoca’nın ismini duymuş ama

kurdurur. Kendisi de çok kıymetli bir hırkayı

kendisini hiç görmemiştir. Hocanın yanına ge-

sırtına giyer. Başına da adeta sini büyüklü-

lir “Sen de kimsin be adam?” diye hiddetle

ğünde bir de fes giyer ve sarık sarar, büyük

sorar. Hoca “Ben ilahım” der. Timur da “Peki

çadırın içine girer oturur ve Timur’un öncü

madem ilahsın, benim şu askerin gözü kör,

askerleri ovanın ortasında büyük görkemli bir

iyileştir onu bakalım” diye istekte bulu-

çadır görünce merakla gelip çadıra bakarlar.

nur. Hoca da itiraz eder, “Yoo efendi, ben bel-

İçerisinde oturan adama da “Sen kimsin nesin

den yukarıya karışmam” der.

Timur, ‘’Öy-

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 74


————————————————

Mizah———————————————–———

leyse benim ayağım topal, bu ayağımı iyileş-

“Hayır hakanım, ben sana hediye getireceğim

tir” der. Hoca yine “Olmaz ben belden aşağı-

dediğimde komşular bana ‘patates soğan

sına da karışmam, benim Allahlık alnım dar

götür’, ‘ayva elma götür’ dediler de, ben aklı-

bir yer bu dar alanda bir rahatsızlık varsa söy-

mı kullandım yemiş getirdim, ya onların lafına

le derman olayım” deyince işin nükte ve şaka

uyup da o dediklerini getirseydim bu garip ba-

olduğu anlaşılır ve ismini duyup da kendisini

şımın hali nice olurdu?” diye ondan Allah’a

ilk defa gördüğü hoca ile arkadaş olurlar. Ti-

şükrediyorum” der. Yine gülüşmeler olur ve

mur muhabbetten sonra Akşehir’e zarar ver-

ayrılır Timur.

meyeceğini söyler. Ve şehri talan etmekten

Bir gün yine komşular gelirler “Aman

vazgeçer. Orada geçici bir müddet kalmak

hocam, ocağına düştük çare sende, bize rehber

istediğini söyler.

ol yardım et! Timur yine sebze bahçelerimize

Her ne kadar arkadaş olsalar da Timur

bir dişi fil salmış bütün meyvelerimiz ve avar

o celal ve hiddetinden pek de taviz vermez.

zavarımız mahvoluyor. Bizi bu dertten sen

Bir gün Hoca Nasreddin, Timur’a bahçesin-

kurtarırsın. Haydi hep beraber gidelim bu fili

den bir hediye götürmeye karar verir. Yanın-

bu bahçelerimizden çıkartalım” derler. Hoca

da bulunan komşularına bu hediyenin ne ol-

da “Hadi peşime düşün de bir çaresine bakalım

ması lazım olduğu hakkında fikir danışır. Ki-

gerçi ben yakın bir zaman önce dersimi aldım

misi ona ‘ayva götür iyi olur’ der, Kimisi

ama sizin zarar çekmenize gönlüm razı olmaz”

‘yok elma götür’ der. Bazısı da ‘olmaz ye-

der. Ve hep beraber Timur’un makamına git-

meklik patates soğan götür’ der. Hoca bunları

mek için yola düşerler. Tam makama girecek-

dinler, bahçeye iner bakar ki bahçede güzel

leri sırada hoca arkasına döner bir bakar ki

yemişler var. İncir ağacından bir sepet yemiş

kimse kalmamış. Arkasındaki halkın hepsi da-

toplar ve Timur’a götürür, götürür de pek piş-

ğılmış geriye de dönemez Timur “Ne o hoca

man olur. Çünkü Timur gelen hediyeyi bir

yine niçin geldin?” der? Hoca da “Ulu hakan,

aşağılama olarak kabul eder ve askerlerine

Akşehirlilerin size bir dileğini iletmeye gel-

“Bu yemişlerin hepsini bu adamın kafasına

dim, efendim sizin bir dişi filiniz varmış. Bah-

vurun” der. Askerler emri yerine getirirken

çelerde yayılırmış bu tek olunca avara zarar

bizim Hoca “Her incir başına isabet ettikçe

yapıyormuş. Onun için ‘Hakanımız bir de er-

“Allah’ım

der-

kek fil getirsin ikisi beraber hem otlasın, hem

miş. Bunu duyan Timur, hocaya “Bu yemiş-

de çoğalsın’ dediler. O da “Hay hay hoca”

ler, kafana vuruldukça neden ‘Allah şükür’

der. Ertesi gün bir fil daha gelir. Bahçelere sa-

diyorsun bu bana bir isyan mıdır?” deyince

lınıverir bunu gören Akşehirliler aman hocam

şükür

aklımı

seveyim”

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 75


————————————————

Mizah———————————————–———

ne oldu biz bir filden bıkmışken, fil iki oldu,

lafı’ derler. Ben o kadar deli miyim yalnız ba-

ne yaptın sen?” demezler mi… Hoca da

şıma ne yapılırsa onu yaptım kusura bakma-

“Komşular benimle Timur’a gelseydiniz, dişi

yın” der. Ve adamları dertleriyle baş başa bıra-

fili kaldırtacaktık gelmeyince fili çiftleştirdik,

kır ve başından savar.

ikinci fili ben istedim ‘akıllı deliye söyletir

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 76


————————————————

Acemi Ocağı———————————————–——— Gözlerin diyorum uçurum

Erkendi gitmek için…

Bir şenlik havası

Kalmak için ise çok geç…

Bir mezar sessizliği

Kocaman bir ikilemin içinde idi kendine ait olmayan yüreği… Ama gitmek için en güzel mevsimdi sonba-

Gözlerin diyorum ölümüm kalımım

har…

Bir çocuk gülüşü masumiyeti

Ne kadar da güzel olacaktı ardına bakmadan

Bir ihtiyar çaresizliği

giderken, sarımsı kahve rengimsi yapraklar usul usul dökülecek ve savrulacaktı rüzgâr-

Gölerin diyorum sığınak

la…

Kendimi bulduğum evim

Garip…

Gamzelerimin çukurlarına dalan gözyaşı

Ama uzaklardan bir keman sesi çınlıyor kulaklarımda… Mevsim de sonbahar…

Gözlerin diyorum gözlerin

Gidiyorum…

Yeşilinde kaybolduğum

Dökülen yapraklar da varsa, tamamdır…

Bir duman kuytusu.

Şimdi sıra ardına bakmadan gitmeye geldi… Hadi bakalım…

Kudret Elyiğit

Bahtiyar Epcerev

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 77


————————————————

Acemi Ocağı———————————————–———

ARKADAŞ ÜZERİNE Bazen hayat insanı o kadar sıkar, insa-

tını aydınlatan kişidir arkadaş. En kritik kara-

nın üzerine o kadar çok gelir ki, bütün çarele-

rında yanında olan, en olmaz düşüncelerini

rin yok olduğunu düşünürsün. Hatta içindeki

paylaştığın kişidir arkadaş. Hayal kurarlarken

çocuğun, yüreğindeki umudun öldüğünü dü-

hayalinde en önemli rolü sana verendir. Ağlar-

şünebilirsin. İşte tam bu sırada ortaya

ken güldürebilendir arkadaş. Yarına umutla

“arkadaş” diye sıfatlandırdığımız insanlar

bakmayı öğretendir arkadaş. En çok hangi ye-

çıkar. İçindeki çocuğun, umudun ölmesine

meği sevdiğini, hangi şarkıyı dinlerken zevk

engel olur. Sana çare oluyor, derman olarak

aldığını, hangi rengi sevdiğini bilendir arka-

yol gösterir…

daş. Çayına kaç şeker kattığını, hangi takımın

Evet, oluşumu kolay olmaz. Farklı

taraftarı olduğunu, neye sinirlediğini, neyden

farklı aşamalardan geçer. Ayrı ayrı zorlukları

hoşlandığını bilendir. Saate bakmadan yanına

aşar. Ve hepimiz biliyoruz ki arkadaş dediği-

gelen, sormadan ve dinlemeden derdini anla-

miz kişiler kolay kolay bırakılamaz. Bu de-

yandır arkadaş.

virde arkadaş bulmak, arkadaş olmak hiçte

Aslında arkadaş her şeydir. Yanında

sanıldığı kadar kolay değil. Çıkar ilişkisi üze-

olmasa bile tüm varlığınla kendini hissettiren-

rine kurulmayan arkadaşlık, gerçek arkadaşlı-

dir. Hayatın bütün zorluklarını birlikte göğüs

ğın bir ön göstergesi olur, kalır.

gerdiğindir.

Arkadaşlıkların en tatlı tarafı samimi-

Üzerine şiirler, yazılar yazılmış, şarkı-

yet, içtenlik... Arkadaşlığı uzun vadeli yapan

lar okunmuş. Bütün benliğini vererek güvendi-

ise bir beklenti içinde olmadan yapılan feda-

ğin bir arkadaşın yok ise yazılan şiirleri, oku-

kârlıklar. Arkadaşlıkta her şey vardır. Sevgi,

nulan şarkıları anlaman güçleşir. Hayatın tadı-

hoşgörü, erdem, güven ve olmazsa olmazlar-

nı çıkartamazsın. Aklımızda bu denli deli soru-

dan saygı. Güven, erdem, hoşgörü olmadan

lar varken dünyada konuşabildiğin birkaç ar-

hiçbir ilişki yürümez. Fakat arkadaşlık kalesi-

kadaşın yoksa dünyadaki en yalnız insanı sen-

nin temelinde saygı yatar. Birbirlerinin görüş-

sindir! Ve hayat daha da çekilmez hale gelir.

lerine, duruşlarına saygı göstermek zorunlu-

Alfred

luğu vardır. Saygı gösterilmezse arkadaşlık

de

Musset’in

dediği

gibi

“Dünyada en büyük yoksulluk, arkadaşsız kal-

kalesi ışık hızıyla yıkılır ve ortada hiçbir şey

maktır”. Ve sanırım ben dünyanın en zengin

kalmaz.

insanıyım. İyi ki arkadaşlarım var.

En karanlık dönemde varlığıyla haya-

Nursel Abul

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 78


————————–—-————————

Ayın Sorusu————–-————Ayın Sorusu uygulamasında ilk üç doğru cevaba kitap hediyemiz olacaktır. Bu sayıdaki hediyemiz Halil Çetin’in “Timur’un Batı Seferi ve Ankara Savaşı” adlı kitabı olacaktır. Cevabınızı yerleşim adresinizle beraber aşağıda bulunan iletişim adreslerine gönderebilirsiniz. İLETİŞİM ADRESLERİ yazantarih@gmail.com iletisim@yazantarih.com BU SAYININ SORUSU Timur’un sefer yaptığı dokuz devletin (hanedanın) isimleri nelerdir?

Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 79


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.