YazanTarih
@yazantarih
1
yazantarih
YazanTarih
yazantarih
yazantarih.com
————————————————
Bizden Size———————————————–——— TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2016
ANKARA SAVAŞI’NIN ETKİLERİ Ankara savaşı ile ilgili sosyal, iktisadî ve siyasal açıdan uzun yıllar çalışmalar yapıldı. Biz Yazan Tarih ekibi olarak “Tarih Yazıldığı Sürece Var Olur” sloganı ile yola koyulduk. Bunun neticesinde lisans öğrencileri olarak siyasî ideolojiden uzak ve tarihî kaynaklar ışığında tarih yazıcılığı için bir adım attık. Bu ilk sayımızda ise kapak dosyasında “Ankara Savaşı’nı’’ ele aldık. Kapak dosyasında Nursel Abul bizim için “Ankara Savaşı’nı’’ anlatırken, Leyla Özişçi ise savaşın Anadolu ve Osmanlı açısından sonuçlanırını değerlendirdi. Eskiçağ alanında dünya strateji tarihine büyük katkısı olan “Maraton Savaşı’nı’’ bu sayımızda Cihat Yatçı ve Rabia Öntürk ele aldı. Kültür mozaiği alanında ise Ebru Alan ve Sevim Güler “XV. yüzyılda Anadolu’nun sosyal ve iktisadî yapısını’’ kaleme aldı. Tarihî coğrafya alanında yazan Muhammed Oflas “Tarihî Süreç İçerisinde Ankara’yı’’ anlatırken, Sinan Erginoğuz düşünce alanında “Tarih Nedir’’ adlı makalesinde bizlere felsefî düşünce tarzında bu konuya açıklık kazandırdı. Bu sayımızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ bilim dalında Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz ile “Tarih Sohbeti’’ adlı söyleşiyi Rabia Öntürk gerçekleştirdi. Bu ilk sayımızla Yazan Tarih Dergisi elektronik alanda yayın hayatına başlamış bulunuyor. Ekim ayında ikinci sayımızda buluşmak dileğiyle. Esen kalınız.
Tarih Yazıldığı Sürece Var Olur
Genel Yayın Yönetmeni MAZLUM ŞAHİN DEMİR
Yazı İşleri Müdürü MUHAMMED OFLAS
Editör NURSEL ABUL
Editör Yardımcıları EBRU ALAN SEVİM GÜLER LEYLA ÖZİŞÇİ
Sosyal Medya Sorumlusu CİHAT YATÇI
Halkla İlişkiler Sorumlusu RABİA ÖNTÜRK
Yayın Koordinatörü SİNAN ERGİNOĞUZ
Finans Direktörü ÇAĞLAR UZUNKÖPRÜ
Reklam ÖZCAN EVRENSEL
Projeler Direktörü KUDRET ELYİĞİT
Grafik-Tasarım AGİT ŞAHİN
Danışma Kurulu ABDURRAHİM TUFANTOZ
İletişim
MAZLUM ŞAHİN DEMİR GENEL YAYIN YÖNETMENİ
iletisim@yazantarih.com / yazantarih.com
Dağıtım yazantarih@gmail.com SAYI:1 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2016
Abonelik Ücretsiz e-dergimize abone olmak için iletişim adreslerimize başvuru yapabilirsiniz.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 2
————————————————
İ Ç İ N D E K İ L E R
İçindekiler———————————————–———
23
53
9
46
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 3
————————————————
İ Ç İ N D E K İ L E R
İçindekiler———————————————–———
5
63
68
14
74 77 79
MİZAH ACEMİ OCAĞI AYIN SORUSU
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 4
————————————————
Düşünce———————————————–———
TARİH NEDİR? Geçmişten günümüze süregelen olayların aktarımını yapan bu bilim dalının inceliklerini arıyoruz.
Tarihi, toplumsal veya siyasal bir gru-
ulaşan, günümüzde ortaya çıkan, tenkitçi ve
bun tüm geçmişi olarak tanımlamak müm-
yorumcu bir anlayışla incelenen kalıntılardır”,
kündür. Türkçede kullandığımız “tarih” keli-
demiştir. Aslında burada kaynak konular geç-
mesi Arapça “v-r-h” kökünden gelmektedir.
mişte meydana gelen olayların bizzat kendisin-
İbranice karşılığı “vâreah” olup “ay” anlamı-
den ziyade onları gözlemleyen tarihçinin çıka-
na gelmektedir. Bu da zaman ve insanla ilgili
rımlarıdır. Bu anlamda tarihe geçmişe ve bu-
olay ve olguların açıklanmasında kullanılır.
güne gözlem de diyebiliriz. Bu tanımlar, farklı
Tarih olay ve olgulardan oluştuğundan her
tarihçiler tarafından farklı şekillerde söylendi-
tarihçi dikkatleri farklı bir yöne çeker. Yani
ğinden çeşitlenip yenilenebilir.
tarih her halükarda zamanla ilişkilendirilmek-
Tarihin belgeler ve gözlemlerle âdeta
tedir. En basit ifadeyle tarih, geçmişin bilgisi-
yenilenebilir olması onu da diğer bilimlerin
dir. Bir zaman dilimi içinde meydana gelen
arasına koymaktadır. Örneğin; İstanbul’da
olaylara “tarihi olay”, bu olayların uzun bir
1766 yılında büyük bir deprem oldu ve o tarih-
zaman içinde kanunlara dönüşmesine ise
te depreme şahit olanlar ve duyanlar bu olayı
“tarihi olgu” denir. Örneğin; “1453 İstanbul-
not alıp kaydettiler. Osmanlı Devleti zâiyatı
’un fethi tarihi bir olgudur, bu olgunun sonra-
öğrenmek için yazışmalar yapmış ve o belgeler
sında yaşananlar ise tarihi olaydır. Tarihçiler
günümüze ulaşmıştır. Etkilenen binaları şu an
tarihi farklı anlatımlarla insanlara anlatmak
bile gözlemleyebiliriz. Bu olay tekrarlanamaz
isterler. ABD’li tarihçi Frederick Jackson
ancak edinilen bilgilerle olayın sonuçlarının
Turner (1861-1932) tarihi: “Geçmişten bize
yazılması tarihtir. Tarih, olay başladıktan son-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 5
————————————————
Düşünce———————————————–———
rasını yazabilir, bunun
dırmak gerekir, konu en
için bir konusunun ol-
baştan
ması gerekir. Genel ola-
Böylece
rak tarihin konusu insan
oluşturulur, ön tarama
ve onun meydana getir-
yapılıp karteks oluşturu-
diği olay ve olgulardır.
lur ve bir taslak plan
Tarih üç hususta iyi an-
hazırlanıp yol güzergâhı
laşılabilir: “İnsanın geç-
belirlenir. Tarih öğren-
mişte yaptıklarının ge-
menin doğrudan kişiyi
belirlenmelidir. bir
hipotez
neli, davranış biçimleri ve onlara yardımcı bir
geliştiren, diğer bilim dallarını kavramasına ve
laboratuarın olması. Doğa olayları vs. insan
entelektüel bir kişilik kazanmasına katkı sağla-
olmadan tarihin içine giremezler. Bunlar ken-
yan amaçlarından başka: toplumsal bilince kat-
di başlarına sadece birer kronolojidir. Kimi
kı sağlayacak genel amaçları da olmalıdır. Ta-
insanlar tarihin sadece kahramanları konu
rih, bugün yaşananın geçmişin bir sonucu ve
edindiğini söyler. Aslında tarih bireyleri de-
gelecek hakkında neler düşüneceğimizi de bize
ğil, onların oluşturduğu her şeyi içine alır.
aşılayarak yol gösterir. Çünkü insanlık tarihi-
İnsanların faaliyet, siyaset, ticaret vb. konula-
nin geçmişinin bir kısmını bilmek, o toplumun
rın sağlayacağı başarılar tarihin konusunu
çağını ve yaşamını öğrenmeyi sağlar. Bu yüz-
belirler. Tarihçi sadece bir toplumdaki olayla-
den her toplum yüzeyselde olsa tarihini bilme-
rı ele alarak genelleme yapamaz, mukayese
lidir. Böylece kişi kendi toplum ve milletinin
yaparak benzer ve farklı olayları ele almalı-
mukayesesini yapabilir. İnsanda olan merak
dır, ancak böyle bir genelleme yapabilir. Ta-
duygusu tarih önünü açmaktadır ve bu nedenle
bii bu düşüncenin tersini de düşünenler var-
de olsa tarih öğrenme içgüdüsü insanda belirir.
dır. Ünlü tarihçilerden Hegel; tarihin sadece
Bir bilim olarak araştırma yöntemleri olan ta-
iktisadî olduğunu söyler. Tarihi var eden ol-
rih, belli yöntemlere göre sınıflandırılır.Tarih
gular, zamansal boyut ve süreç, yer (mekân),
içindeki bu yöntemler tarih anlayışını belli
toplum ve bireylerin oluşturduğu işlevlerdir.
standartlara kavuşturur. Olayları hiç yorumla-
Aynı zamanda tarih; Geçmiş olayların kaydı-
madan
nı tutmak, not alıp bu notları geleceğe aktar-
(rivayetçi) tarih, olaylardan ders alınmasını
maktır. Her halükarda bütün bilim adamları,
savunana öğretici tarih, sebep-sonuçlarla ilgi-
geçmişte insanın fiil ve davranışlarını konu
lenen tarihe ise araştırıcı veya neden-nasılcı
alan bilim dalına “tarih” demekte uzlaşmış-
tarih denir. Tarih bilimi insanlığın uğraştığı
lardır. Tarihçi konu seçerken konuyu sınırlan-
diğer bilimlerden yardım alarak gelişmiştir. Bu
anlatan
tarih
yazımına
hikâyeci
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 6
————————————————
Düşünce———————————————–———
dallar hem tarihin konuları hem de yardımcı-
araştırmayı oluşturur. Ama bu tür çalışmalar
ları olmaktadır. Tarihçi olayları anlatırken
asla kaynakların yerini tutamazlar. Araştırma
yararlandığı diğer bilimleri de açıklamalıdır.
tarihçiyi kaynaklara yönlendiren bir rehberdir.
Örneğin; her edebi türün bir tarihi gerçeği
Araştırma bizden önceki tarihçilerin olaylara
vardır; bunlar da tarihin edebiyatla olan iliş-
yaklaşımlarını öğrenmemizi sağlar. Ancak ta-
kisini açıklamaktadır. Bundan başka psikolo-
rihçinin önceliği her zaman kaynaklara inmek
ji, din hatta günümüzde bilgisayar teknolojisi
olmalıdır. Tarihi olayın kendi devrine ait bir
de tarihin yardımcı dalları arasındadır.
nesneye veya o devirdeki bir esere ana kaynak/
Tarihin yazımı ancak kaynaklarla
birinci el kaynaklar denir. Ana kaynak olduğu
mümkündür. Kaynaklar da tarihi bilginin
sürece diğerlerine pek bakılmaz. Bu kaynaklar
alındığı materyallerdir. Bu anlamda yazılı ve
bir olaya fiilen tanık olmuş kişilerin yazdığı
sözlü her şey, bir alet, araç, mimari bir eser
eserler olabileceği gibi, bu olaylar için dikilen
veya geçmiş toplumların hayatından intikal
taş veya kitabe de olabilir. Devletlerin arasında
eden her şey birer bilgi kaynağıdır. Özellikle
yaşanan diplomatik yazışmalarda bu tür kay-
yazılı kaynaklarda olaylar, sonuçları ve fikirler de yer alabilir. Ama
Tarihin yazımı ancak kaynaklarla mümkündür.
naklar arasına girer. Yaşanan olayın tarihine yakın zamanda ve o devrin
usul bakımından bilgi veren her şey kaynak
kaynaklarından faydalanılarak yazılan eserler
olmayabilir. Bu bağlamda tarihçiler kaynak-
ikincil kaynakları oluşturur ve bunlar birincil
ları iki gurupta ele alırlar; Olaylarla aynı za-
kaynakların bulunamaması halinde değer kaza-
manda yaşanmış olan kaynaklara birinci el-
nırlar. Tarihçinin görevlerinden biri de kaynağı
den kaynaklar, o devre yakın ve birinci elden
sağlam tahlil süzgecinden geçirmektir. Olayla-
kaynaklardan hareketle yazılan kaynaklara
rı anlatan eserin o çağı yansıtıp yansıtmadığına
ise ikinci elden kaynaklar denir. Kaynakları
bakmak gerekir.
elimize ulaştığı şekliyle tasnif yaparız. Sözlü,
Tarihte dört aktarım vardır; Doğrudan
yazılı, görsel vb. Günümüze kaynak çeşitliliği
alıntı veya aktarım birebir alıntıdır. Bu tür ak-
de artmıştır. Bu yüzden tarih yazıcılığı da bü-
tarımlarda sözcüklere hiçbir şekilde dokunul-
yük bir hız kazanmıştır. Bu kaynakların ko-
maz, yazı olduğu gibi kayda geçirilir. Dolaylı
runduğu kütüphaneler, arşivler ve internetin
anlatımsa aktarılacak bilgi ve yoruma kişinin
tanınıp kullanılması da tarihçiliğin temel gö-
kendi sözcüklerini de katarak anlatmasıdır.
revleri arasındadır.
Bunları yazarken tırnak içinde olan cümleler
Tarihi kaynaklara dayanarak yapılan
dışındakiler tamamen yazarın düşünceleridir.
çalışmalar ve konular (bilimsel makale, kitap)
Üçüncüsü ise yorumlanarak anlatımdır ki bu
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 7
————————————————
Düşünce———————————————–———
da kişinin kendi inisiyatifine kalmış bir anlatı
Tüm bunlar tarihin anlaşılması, merak edilip
şeklidir. Son olarak da özet aktarımdır. Kay-
araştırılmasında önemli etkenlerdir.
nakların uzunca bahsettiği olayların fazla gör-
Bu düşüncelerin doruğunda bir tarihçi
düğü kısımlarını atarak yapılan anlatımdır.
gözlem aracılığıyla materyallere ulaşarak ortaya tarihi bir eser çıkarabilir.
——————————————————————————————————————————————-
KAYNAKÇA 1 Kurşun, Zekeriya , Tarih Metodu, Eskişehir: Anadolu Üni-
6 Carr, Edward Hallet, Tarih Nedir? , Çev. Misket Gizem
versitesi Yayınları, 2011.
Gürtürk, İstanbul: İletişim Yayınları, 2009.
2 Arı, Kemal , Tarih yöntemi, İzmir: İleri yayınları, 2011.
7
3 Doğan, Mehmet , Tarih ve Toplum, İstanbul: İz Yayınları,
Üniversitesi Yayınları, 2012.
1998.
8 Kyvıg, David E., Yanıbaşımızdaki Tarih, Çev. Nalan Özsoy,
4 Colligwood, R.G. , Tarih Tasarımı, Çev. Kurtuluş Dinçer,
İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000.
Ankara: Gündoğan Yayınları, 1996.
9 Özkan, Cengiz İskender, Tarih Felsefesi II, Eskişehir: Anado-
5 Le Bon, Gustave , Tarih Felsefesi, Çev. Hüsrev Akdeniz-
lu Üniversitesi Yayınları, 2013.
Şenol, Hüseyin Fırat , Tarih Felsefesi, Eskişehir: Anadolu
Murat Temelli, İstanbul: Ataç Yayınları, 2004.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 8
————————————————
Eskiçağın Anahtarı———————————————–——
MARATON SAVAŞI Dünya savaş stratejisine yön veren savaşlardan biri: Maraton. Savaş öncesi Pers İmparatorluğunun durumunu ele alıp Maraton savaşını değerlendireceğiz.
Heredot'a göre, Med Kralı Astyages
ise işkenceler içerisinde öldürüleceğini söyle-
kızı Mandane'yi Pers soyundan olan Kamb-
di. Mithridates, bu sözler karşısında itiraz ede-
yses ile evlendirdi.
Bu evlilikten bir sene
meyerek Kyros’u alıp evine götürdü. Bu sıra-
sonra bir rüya gördü. Kızın rahminden bir
larda da eşi yeni doğum yapmıştı. Karısı çocu-
asma uzanıyor ve bütün Asya' ya yayılıyordu.
ğu görünce yalvararak öldürülmemesini istedi.
Bu rüyayı falcılara yorumlattı. Falcılar, doğa-
Mithridates, Harpagos'un kendilerini kontrol
cak çocuğun kendi yerini alabileceğini ve bu
edeceğini ve çocuğun öldürülmesi gerektiğini
nedenle öldürülmesi gerektiğini söylediler.
söyledi. İkisi de Kyros'un yerine kendi çocuk-
Bunun üzerine Astyages, torunu doğar doğ-
larının ölmesine karar verdiler.
maz akrabalarından güvendiği Harpagos'u
Kyros artık Mithridates'in yanında bü-
yanına çağırarak, çocuğu öldürmesini emretti.
yüdü. On yaşına geldiğinde oynadığı kralcılık
Bunun üzerine Harpagos Kyros'u alıp evine
oyununda Medlerin önde gelen Artembares'in
götürdü. Fakat Kyros'un hem akrabası olması
oğluna verdiği ceza nedeniyle Astyages'e şika-
hem de Astyages'in erkek çocuğunun olma-
yet edildi. Kyros'un hem kendi torunu yaşında
ması ve ilerde krallık Mandane’ye kalırsa ço-
olması hem de konuşmalarından köle çocuğu-
cuğunu öldürdüğü için başına dert açacağı
na
düşüncesinden dolayı çocuğu kendisi öldür-
benzememesinden
dolayı
kuşkulanan
Astyages, Mithridates'i yakalattı. İşkenceye
mekten vazgeçti. Bunun üzerine Astyages'in
uğratılacağını anlayan Mithridates, Kyros'un
kölelerinden olan Mithridates'i Kyros'u öldür-
kendi çocuğu olmadığını ve Harpagos tarafın-
mekle görevlendirdi. Eğer çocuğu öldürmez
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 9
————————————————
Eskiçağın Anahtarı———————————————–——
dan öldürülmek için onlara verildiğini anlattı.
büyük gücü olmasını sağlamıştır. Kyros, Ak-
Bu duruma kızan fakat belli etmeyen Astya-
deniz ve Ege'deki ticareti kontrol altına almak
ges böylesinin iyi olduğunu, kızıyla arasının
için tek engel olarak Lydia Krallığını görüyor-
bozulmasından dolayı üzüldüğünü ve Ky-
du. Bu sebeple Kyros, M.Ö. 546 yılında Lydia
ros'un annesinin yanına gönderilmesini em-
Kralı Kroisos ile giriştiği savaşı kazanarak,
retti. Cezalandırılmayacağı için sevinen Har-
başkent Sardes'i ele geçirerek, Lydia Krallığı-
pagos, Astyages'in yemek davetine çağrıldı.
na son verdi ve Anadolu sahillerindeki Yunan
On üç yaşında bir oğlu vardı ve onu hemen
şehirlerinin sınırlarına kadar geldiler. Böylece
krala yolladı. Astyages, Harpagos'un oğlunu öldürtüp, pişirtti ve etini babasına yedirtti. Buna şaşırmayan ve duygularını belli ettirmemeye çalışan Harpagos, "Kral ne yaptıysa iyi yapmış" demekle yetindi. Harpagos intikam için fırsat kollamaya başlar ve ilk fırsatta Kyros'u isyan etmesi için ikna etmeyi başarır. İsyanında başarılı olan Kyros M.Ö. 554 ve 550 yılları arasında Astyages'i tahtan indirerek Med Krallığına son verdi. Onun yerine İran yaylasından Anadolu'da Kızılırmak'a kadar uzanan büyük Pers krallığını kurdu. Kyros ya da Pers dilinde Kuraş, Pers Krallığı'nın M.Ö. 6. yüzyılda Önasya'nın en Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 10
————————————————
Eskiçağın Anahtarı———————————————–——
Anadolu 200 yıl kadar sürecek olan
Pers
dönemin en güçlü devleti haline getirdi. Nite-
egemenliğine girmiştir. Kyros, Pers toprakla-
kim Dareios zamanında imparatorluğun sınır-
rının sınırlarını genişletmek için güneybatıya
ları doğuda İndos’dan batıda Ege kıyıları ve
doğru ilerleyerek M.Ö. 539/38 yılında Babil
Tuna'ya, Küzey Kafkasya'dan Güney Nabu-
Krallığı'na da yıkmıştır. Babil krallığının ta-
ya'ya kadar uzanıyordu. Anadolu'nun boyun-
mamını ele geçiren Kyros, Mısır üzerine sefe-
duruk altına alınmasından sonra boğazlardan
re hazırlanırken Orta Asya'da meydana gelen
gelecek tehlikeyi önlemek için 513 yılında
bazı isyanları bastırmak isteyecek, ancak böl-
Trakya'dan İskitler üzerine yürüdü ve bu sefer
gedeki kavimlerle giriştiği savaşta hayatını
sonucunda Trakya'nın tümü ve Makedonya
kaybedecektir (M.Ö. 529).
Pers egemenliğine girdi. Bu sefer sonunda Karadeniz'in batı kıyılarının Perslerin eline geç-
Kyros'un ölümünden sonra yerine oğ-
mesi ve İyonların Karadeniz'de bulunan kolo-
lu II. Kambyses geçti. Bu dönemde Mısır'a
nilerle ticareti arasına set çekilmiş oluyordu.
sefer yapıldı. Persler bu sefer ile buradaki
Ayrıca İyonya'da bulunan satraplığın, şehirle-
bütün halkların yanı sıra Ionia ve Aiolialıları
rini çeşitli yönden durumlarını değiştirmesi,
boyunduruğu altına almıştır. M.Ö. 522 yılına
bağımsızlıklarının elinden alınması ve Persle-
kadar Mısır'da bulunan Kambyses bu dönem
rin tutumu, vergi yükümlülüğünü arttırması
içerisinde çıkan isyan nedeniyle Mısır'dan
gibi çeşitli nedenler özetle siyasî, ekonomik ve
hareket ederek Suriye'ye geldi ve bu yolculuk
ulusal nedenlerin doğurduğu hoşnutsuzluk bir
esnasında öldü. II. Kambyses ölümü üzerine
isyanın doğmasına sebebiyet vermesine yete-
yerine geçen Dareios, Kambyses döneminde
cek ve Ionia bölgesinde bu rahatsızlık dışa
çıkan isyanları bastırdıktan sonra Pers İmpa-
vurmaya başlayacaktı.
ratorluğunun sınırlarını hızla genişleterek o
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 11
————————————————
Eskiçağın Anahatarı———————————————–——
Nitekim Perslerin desteği ile Mile-
muştu. Ayrıca M.Ö. 492 yılında Trakya'ya se-
tos'un başında olan Histiaios kent dışına çıktı-
fer düzenleyerek bu bölgedeki Pers egemenli-
ğı bir zaman yerine kendini temsil etmek su-
ğini güçlendirmişti. Fakat Yunanistan halen
retiyle bıraktığı damadı Aristagoras, Sardeis
Pers egemenliğine dahil değildi. Kral Dareios
satrapı Artaphernes'i de ikna ederek Naksos
hem Ionia Ayaklanması'nın intikamını almak
Adası üzerine bir donanma gönderilmesini
hem de Yunanistan'ı kendi topraklarına kat-
istedi. Naksos Adası'nın zabtı için gönderilen
mak için Yunanistan'a karşı sefer hazırlığına
donanma mağlup oldu. Bu başarısızlığın ken-
başladı.
disine patlayacağından korkan Aristagoras
M.Ö. 490 yılında Med soyundan olan
Miletos'da ayaklandı ve halkı Perslere karşı
Datis ve Artaphernes komutasındaki Pers do-
kışkırttı. Hızla büyüyen ve Ionia'da bazı şe-
nanması Ege Denizi'ni geçerek Yunanistan'a
hirlerin hoşnutluğunu ve desteğini kazanan
girdi. Perslerin teslim olun çağ-
bu isyan aynı yıl içerisinde Pers
Satrabı
rısına Helenlerin çoğun kabul
Artaphernes'in
etmesine karşın Eretrialılar bu
oturduğu Sardeis'i harap etti
çağrıya karşı koydu.
(M.Ö. 499). Atina ve Eretria'nında
desteğini
şehri kısa bir muhasara edildik-
alan
ten sonra Perslerin eline geçti
Aristagoras Persler karşısında
ve tahrip edildi. Daha sonra
başarısız olacağını anlayınca Trakya'ya kaçtı. M.Ö. 494' de Ionia donanması Persler tarafından
yenilgiye
Atina'ya
yönelen
Attika'nın
doğu
Persler, kıyılarında
Evripos koyunda Maraton Ova-
uğratıldı.
sında bir çıkartma yaptılar. Ati-
Miletos halkı cezalandırıldı,
nalılar Pers ordusunun Maraton'a çıkarma yap-
diğer şehirler düzenli vergi vermek suretiyle
tıklarını haber alınca Sparta'ya, Pheidippides'i
affedildi. Trakya'ya kaçan Aristagoras burada
göndererek yardımda bulunmalarını istediler.
olan bir çatışmada öldürüldü. Kyros'un
Eretria
Spartalılar dini törenlerinden dolayı bu yardı-
M.Ö. 546 yılında Lydia
mı geç göndermek zorunda kaldılar. Yalnız
Krallığına son vermesiyle Pers'ler ve Helen-
kalan Atinalılar Eretrian'nın akıbetine uğrama-
ler komşu durumuna gelmişti. Daha sonra
mak için şehri bırakıp Perslere karşı çıkması
Kral Dareios zamanında Pers ordusu İskitlere
kararlaştırıldı.Halk meclisi tarafından başko-
düzenlediği sefer ile Helenlerin Karadeniz
mutan olarak seçilen Miltiades, 10000 kadar
kolonilerinden tahıl sevkiyatını tehlikeye sok-
olan Yunan ordusu ile Pers kuvvetlerinin buYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 12
————————————————
Eskiçağın Anahtarı———————————————–——
lunduğu Maraton Ova'sına doğru ilerlediler.
rağmen savaşın kazanılmasında etkin rol oy-
Savaşta ilk önce taarruza geçen 20000 olan
mamıştır.
Pers ordusuna karşı Atinalılar, Sparta'dan
Perslerin, Yunanistan üzerindeki ege-
beklenilen yardımdan dolayı savaşı geciktir-
menlik kurma planları Atinalıların Maraton
me çabasına girdiler. Persler, süvarilerini sa-
zaferiyle birlikte sekteye uğradı. Bu zafer so-
vaşa sokmayıp okçularla savaşı kazanabile-
nucunda Atinalılar, Yunanistan'da ün kazana-
ceklerini
bakımından
rak "Helenlerin öncüleri " olarak adlandırıldı-
Perslerden üstün olduğu anlaşılan Atina ordu-
lar. Komutan Miltiades ve diğer Atinalı komu-
sunda Hoplit adı verilen ağır silahlı piyadele-
tanlar için anıtlar yapıldı.
düşünmeleri,
idare
———————————————————————————————————————————————-
KAYNAKÇA 4 İplikçioğlu, Bülent, Hellen ve Roma Tarihinin Anahtarları, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2007.
1 Altaş, Seyithan, Uygarlık Tarihi, İstanbul: Nobel Akademi Yayınları, 2011.
5 Mansel, Arif Müfid, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara: TTK Yayınları, 1999.
2 Çıvgın, İzzet – Remzi Yardımcı, İlkçağ Tarihi, Ankara: Maya Akademi Yayınları, 2007.
6 Tekin, Oğuz, Hellen ve Roma Tarihi, Eskiehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2011.
3 Herdotos, Tarih, Çev: Furkan Akderin, İstanbul: Alfa Yayınları, 2007.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 13
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
TARİHİ SÜREÇ İÇERİSİNDE ANKARA Ankara’nın tarihsel sürecini öğrenmek ister misiniz? Açıklamaya çalışacağız.
Ankara’nın bilinen tarihi Paleolitik
merkezler ve Ankara çevresindeki aslan ve
Çağ’a kadar uzanmaktadır. Bu dönem eserle-
sfenks tasvirleri aracılığıyla ulaşıldı. Bilinen
rine Gavurkale, Ergazi, Lodumlu ve Malte-
Ankara’nın bugünkü şehir sınırları içinde yer-
pe’de rastlanmıştır. Eti Yokuşu’nda 1937’de
leşim olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır.
TTK tarafından yapılan ve Prof. Dr. Şevket
Hitit kenti olan Ankara’nın bugünkü Ankara
Aziz Kansu tarafından idare edilen kazıların
olmadığını söyleyenlerde vardır. Frigler, M.Ö.
raporu Eti Yokuşu Hafriyatı raporu adıyla
XII. yüzyıl başlarında Boğazlar üzerinden
1937’de basılmıştır. Raporda Ankara’nın en
Anadolu’ya giren deniz kavimlerinin istilâsıyla
az M.Ö. 3000 yıllarında iskân edildiği belir-
Hitit İmparatorluğu’nu ortadan kaldırıp Anka-
tilmektedir. Ankara’nın eskiliğiyle ilgili bu-
ra ve çevresine hâkim olmuşlardır.
luntular Anadolu Medeniyetleri Müzesi Çağ-
Friglerin ilk kralı ülkenin başkenti
lar Boyu Ankara Galerisi’nde sergilenmekte-
Gordion’a adını veren Gordias’tır. Tarihçi Ari-
dir.
anos’a göre Gordias, Thelmessoslu (Fethiye) Hititler dönemi M.Ö. 2000 Anadolu’-
bir kadınla evlenmiş ve Friglerin en meşhur
sunda ilk siyasî birliktir. Ankara çevresi ve
kralı olan Midas doğmuştur. Ancak yapılan
şehir merkezindeki en eski kalıntılar bronz
bazı araştırmalara göre Frigler’in bütün kralla-
çağında hüküm sürmüş olan Hatti uygarlığına
rına Midas adını verdiği söylenmektedir.
aittir. Helenistik döneme kadar yazılı belge-
Gordion şehri, bugünkü Ankara'ya 76 km
lerde Ankara hakkında bir bilgi bulunamadı-
uzaklıkta bulunan Polatlı ilçesinin sınırları
ğından Hitit dönemi Ankara’sı hakkındaki
içinde bulunmaktadır. Ankara'nın kurulmasına Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 14
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
dair anlatılanlar arasında olan Frigya tradis-
Çankırıkapı'da, Augustus Tapınağı'nın ve Türk
yonunda, Kral Midas Ankara'nın kurulması-
Tarih Kurumu binasının temellerinde bulunan
nın önderi kabul edilir. İkinci yüzyılın ortala-
kalıntılarla kendini göstermektedir. Anıtkabir
rında yaşamış olan Lidyalı gezgin Pausanias,
ile Atatürk Orman Çiftliği arasında bulunan
Galatlar’ın Anadolu’ya yerleşmeleri hakkında
yirmi kadar tümülüs Frig dönemi nekropol-
bilgi verirken, Ankara’dan da söz eder.
lerindendir.
Ankyra kentini Gordios’un oğlu Midas’ın
Lidyalılar Dönemi Croesus'un Lidya
kurduğunu ve Friglerin bir kenti olduğunu
haritası, VI. yüzyıl, M.Ö. Ankara M.Ö. VII.
anlatır. Yunanca ve Latince gemi çapası de-
yüzyılda Batı Anadolu'da Gediz ve Küçük
mek olan kentin ismi için açıklama yapma
Menderes vadilerini kapsayan bölgeye egemen
gereğini duyan Pausanias, Midas’ın bulduğu
olan ve tarihte para basımını ilk kez gerçekleş-
gemi çapasının, kendi dönemine kadar Jüpiter
tiren kavim olarak bilinen Lidyalıların eline
(Zeus) tapınağında saklandığını söyleyerek
geçmiştir. Pers İmparatorluğu Dönemi Pers
kentin isminin arkasındaki anlamı vermeye
İmparatorluğu'nun
çalışır.
kralı Büyük İskender'e yenilmelerine kadar
egemenliği,
Makedonya
Gene Pausanias, adı geçen metinde,
devam etmiştir. Helenistik Süreç içerisinde
Midas kaynağı adı ile bilinen ve üzerine öy-
Ankara, Büyük İskender tarafından M. Ö. 333
küler yazılan su kaynağının, Ankyra kentinde
yılında fethedildi.
olduğunu bildirir ve "İşte Galatlar bu Ankyra
İskender, Gordion’dan gelmişti ve kısa
kentini aldılar", der. Ankara'daki Frigler’in
bir süre burada ikamet etti. Babil'de ölümün-
varlığı bugünkü şehir sınırları içinde Ankara
den sonra (M.Ö. 323) generalleri arasında bö-
istasyonu civarında, belediye binası yanında,
lüşülen imparatorlukta Ankara'ya Antigonus
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 15
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
sahip oldu. Antik zamanda şehrin en büyük
önemli yerleşkeleri olma durumlarını sürdür-
genişlemesini yaşadığı Frigya döneminin dı-
düler. Fakat Ankara büyük bir metropol haline
şında, bir başka önemli genişleme Ankara'ya
geldi.
geldi. Şehri Kara Deniz limanları ve Kırım ile
Roma İmparatorluğunun iyi zamanla-
kuzey, Asur, Kıbrıs ve Lübnan ile güney ve
rında Ankara'da iki yüz bin kişi yaşadığı tah-
Gürcistan, Ermenistan ve Pers İmparatorluğu
min edilmektedir ve bu sayı Roma İmparator-
ile doğu arasında mal ticareti için merkez ha-
luğunun düşüşünden XII. yüzyılın başlarına
line getiren Pontus Yunanlıları zamanında
kadar olan zamandan çok daha fazladır. Küçük
meydana geldi. O zamana kadar şehir Türkler
bir nehir olan Ankara Çayı Roma şehirlerinin
tarafından biraz değiştirilerek Ankara olarak
içerisine doğru akmaktadır. Şimdi nehir çevril-
kullanılmaktadır.
miş durumdadır. Fakat Roma, Bizans ve Os-
Ankyra, Yunanca da Çapa anlamına
manlı dönemlerinde eski kentlerin kuzey sınır-
gelmektedir. Türkler tarafından biraz değişti-
larını belirlemekteydi. Çankaya, şimdiki şehir
rilerek
kullanılmaktadır.
merkezinin güneyinde görkemli tepelerin ke-
Galatyalılar dönemi, Roma İmparatorluğu
narında Roma şehirlerinin dışında bulunmak-
döneminde Galatlar’ın başkenti Ancyra M.Ö.
taydı ve muhtemelen yazlık dinlenme yerleri
278'de Orta Anadolu'nun geri kalan bölümüy-
olarak kullanılmaktaydı. XIX. yüzyılda en az
le beraber Kelt ırkından Galatyalılar tarafın-
bir Roma villası veya köşkünün kalıntıları gü-
dan istila edildi. Bunlar Ankara'yı önde gelen
nümüzde Çankaya Köşkünün çok fazla uza-
kabilelerinden Tectosagelerin merkezi yaptı-
ğında olmayan bir yerde bulunmaktaydı. Roma
lar. Diğer kabile merkezleri Trocmilerin mer-
şehri batıda tren istasyonu ve gençlik parkının
kezi Pessinos (Balhisar) ve Ankara'nın doğu-
olduğu alana, tepelerin güneyinden doğru da
sunda Tolstibogiilerin merkezi Tavium idi.
şu anda Hacettepe Üniversitesinin kapladığı
Kente o zaman Ankara deniyordu.
bölgenin aşağısına doğru uzanmaktaydı.
Ankara
olarak
Kelt unsuru belki de az sayıda, Frig
Ankara, tüm ölçütlerde büyüyebilen ve
dili konuşan köylüler üzerinde bir savaşçı
diğer Roma kentleri olan Gaul veya Britanya'-
aristokrasiden ibaretti. Ankara Tectosage diye
dan daha geniş bir şehirdi. Gotlar ve Arapların
bilinen kabilenin merkeziydi ve Augustus
seferleri sonucu Ankara'nın önemi kuzey Ana-
onları geliştirerek imparatorluğuna ana bir
dolu’daki yolların kuzeyden güneye ve doğu-
merkez haline getirdi. İki diğer Galatya’lı ka-
dan batıya uzanarak bir kavşak noktası oluştur-
bile
yakınlarındaki
masına dayanmaktadır. Büyük İmparatorluk
Tavium ve Batıda Sivrihisar yakınındaki
yolları Ankara'dan geçerek doğuya doğru uza-
Pessinus (Balhisar) Roma döneminin oldukça
nıyordu. İmparatorların ve ordularının başa-
merkezleri,
Yozgat
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 16
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
rıları bu yoldan geçmekteydi. Maalesef ki bu
kı diğer Anadolu şehirlerinde olduğu gibi as-
yollar yalnızca Roma büyük şehirlerini bağla-
kerî olarak işgal girişimlerine karşı koyma ve
makla kalmamış, aynı zamanda işgalciler için
şehrin ayakta durmasını sağlamaya yönelikti.
de kullanışlı bir güzergâh olmuşlardır. III.
Ankara'nın tarihi, Bronz Çağ'da Hitit
yüzyılın ikinci yarısında, Ankara batıdan ge-
medeniyetine kadar götürülebilir ve sonra sıra-
len Gotların önlenemez başarılarıyla istila
sıyla milattan önce ikici milenyumda Hititler,
edildi ve daha sonra da Araplar geldi.
M.Ö. X. yüzyılda Frigyalılar, daha sonrasın-
On yıllık bir dönemde şehir antik dün-
daysa Lidya, Persler, Makedonya, Galatya,
yanın en görkemli kraliçelerinden birinin batı
Romalılar, Bizanslar, Selçuklular ve Osmanlı-
ileri karakollarından biri haline gelmişti. Su-
ların hâkimiyetine girmiştir. M.S. 280'de bili-
riye çöllerinden gelen Palmiralı Arap İmpara-
yoruz ki güney Anadolu’dan bir mısır tüccarı
toriçesi Zenobia Roma İmparatorluğu içinde-
olan Philumenos ve Eustathius yakalanmışlar
ki zayıflık ve kargaşadan faydalandığı bir dö-
ve Ankara'da şehit edilmişlerdir. Diğer Roma
nemde avantajı eline alarak kendine burada
şehirlerinde olduğu gibi, Diocletian devri Hı-
kısa ömürlü bir devlet kurmuştur. Geç Roma Süreci şehir 272 yılında İmparator Aurelian Roma
kontrolündeki
İmparatorluğuna
ristiyanlar üzerindeki baskı-
Büyük İmparatorluk yolları Ankara’dan geçerek doğuya uzanıyordu. tekrar
bağlandı.
Yardımcısı
nın doruk noktasına ulaştığı dönemi göstermektedir. 303 yılında, Ankara İmparator
Diocletian
ve
onun
vekili
Diocletian (284-305) tarafından çoklu (dörde
Galerius'un Hıristiyan karşıtı zulümlere girişti-
kadar) yöneticilerin bulunduğu bir sistem
ği şehirlerden biriydi. Ankara'daki ilk hedefleri
olan tetrarşi yürürlüğe sokuldu ve önemli bir
ismi Clement olan kentin 38 yaşındaki pisko-
program olan yeniden yapılanma ve Ankara'-
posuydu. Clement yaşamında, önce Roma’ya
nın batısına Germe ve Dorylaeum (şimdiki
getirilmiş sonra oradan geri yollanmıştır ve o,
Eskişehir) doğru yol yapım çalışmalarına gi-
kardeşi ve birçok yandaşı ölüme yollanmadan
rişildi. Altın çağında Roma Ankara’sı büyük
önce birçok sorgu ve cefaya katlanmak zorun-
bir pazar ve ticaret merkezi olmasının yanın-
da bırakılmışlardır.
da aynı zamanda büyük yönetim sarayları ve
Aziz Clement kilisesinin kalıntıları bu-
ofisleri olan şehrin resmî önemli kurallarının
gün Ulus Meydanındaki Işıklar Caddesi’nde
konduğu Praetoriumları barındıran büyük bir
bulunabilir. Büyük ihtimalle Clement’in bura-
yönetim merkezi olarak da görev yapmaktay-
lara gömüldüğü düşünülmektedir. Dört yıl son-
dı. III. yüzyıl boyunca Ankara’da yaşam, tıp-
ra şehrin Plato isimli doktoru ve kardeşi Anti-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 17
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
ochus Galerius tarafından şehit edilmişlerdir.
diğerleri ise evlilik, kilisenin özelliklerine ya-
Sonradan Theodotus'a aziz olarak saygı gös-
bancılaşma vb. konuları içermekteydi.
terilmiştir. Fakat zulümler başarısız olmuştur
Clement zamanında Ankara'da Paga-
ve 314'te Ankara zulümler sonrası Hıristiyan
nizm dinî sendelemeye uğrasa da hala en yay-
kilisesinin yeniden yapılanmasında dini hü-
gın inanç olma özelliğini sürdürmekteydi. Yir-
kümlerin belirlendiği kilisenin önemli bir
mi yıl sonra, Hıristiyanlık ve tektanrıcılık onun
merkezi olmuştur ve asıl olarak buraya
yerini almış oldu. Ankara birdenbire günlük
“lapsi” denilen baskı süresince teslim olmuş
yaşamı keşişler, papazlar ve din kavgalarının
ve paganizmi benimsemiş olan Hıristiyanlar
sardığı bir Hıristiyan şehrine dönmüştü. Şehir
yerleşmişlerdir.
meclisi ve senatosu piskoposlara yerel temsil-
IV. yüzyıl boyunca Galatya'nın As-
cilik görevi vermişlerdir. IV. yüzyılın ortaları
ya’daki resmî başkentinde üç meclis toplan-
boyunca Ankara Hıristiyanlığın doğasındaki
mıştır. İlki bir Ortodoks genel kilise meclisi
karmaşık din kavgaları ve onun bir türü olan
314 yılında toplandı onların yirmi beş disiplin
Aryanizm'in doğuşuna bağlı tartışmalarla sarıl-
kanunları Pişmanlık Ayinleri yönetiminin o
mıştır. 358'de kilise meclisi Ankara Kralının
zamandaki en önemli belgelerinden birini
yönettiği Yarı-Aryan bir meclisti. Bu meclis
meydana getirmiştir. Onlardan dokuz tanesi
Aryan Blasfemilerini mahkûm etmişti çünkü
lapsilerin barışlarıyla ilgili durumla alakalı,
onların kâfir öğretileri İsa kavramı her şeyiyle
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 18
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
Tanrısal olanlara benzer gibi görünmekte fa-
Arap ordularının eline geçse de, XI. yüzyılın
kat gerçekte tamamen farklıydılar. 362-363
sonuna kadar Bizans İmparatorluğu'nun önem-
yıllarında, İmparator Mürtet Julian; Persler ve
li bir kolu olmayı sürdürmüştür.
Hıristiyanlara karşı çıktığı talihsiz sefer dönü-
Selçuklu ve Osmanlı Süreci 1071 yılın-
şünde Ankara'dan geçti ve çeşitli kutsal kişi-
da, Selçuklu Sultan'ı Alparslan Malazgirt zafe-
lere eziyetlerde bulundu. Ankara Kalesinin
riyle Türklere Anadolu’nun kapılarını açmıştır.
duvarlarının iç tarafının doğu yönüne hala
Daha sonra 1073'te önemli bir askerî geçiş gü-
görülebilen, üzerinde Julian'a ithafen “İngiliz
zergâhı olan ve doğal kaynaklara sahip olan
Okyanusundan barbar kavimlere kadar tüm
Ankara'yı ülkesine eklemiştir. Osmanlı İmpa-
dünyanın hâkimi” yazılı bir kitabe bulunan
ratorluğu'nun ikinci sultanı Orhan Bey, 1356
taştan bir heykel inşa ettirdi. 362 yılında im-
yılında şehri fethetti. Diğer bir Türk asıllı ku-
paratorun şehri ziyareti onuruna dikilen
mandan olan Timur 1402 yılında Ankara Sava-
Julian Anıtı bugün hala ayaktadır. 375'de,
şı’nda Osmanlıları yenerek şehrin hâkimiyetini
Aryan keşişleri Ankara'da toplandı ve arala-
ele geçirdi fakat 1403'te Ankara tekrar Osman-
rında Aziz Gregory'nin de bulunduğu birçok
lı Devleti'nin kontrolü altına girmiştir. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'n-
keşişi azlettiler. Modern Ankara batıda, Asya bölge-
dan yenik ayrılmasıyla, Osmanlı başkenti İs-
sindeki Galatya eyaletinin Roman Katolik
tanbul ve Anadolu'nun büyük bir kısmı İtilaf
yardımcı piskopos'u olan Laodicea'nın unvanı
Devletleri tarafından istila edildi ve Türklere
olan Angora olarak bilinmektedir. Bizans Sü-
merkez Asya Bölgesinde çok küçük bir alan
reci IV. yüzyılın ortalarında Ankara, impara-
bırakarak buraları İngiltere, Fransa, İtalya ve
torluğun
geldi.
Yunanistan kendi aralarında paylaşmak istedi-
Constantinapole Doğu Roma'nın merkezi ol-
ler. Türk Milli Mücadelesi'nin lideri M. Kemal
duktan sonra imparatorlar, IV. ve V. yüzyıl-
Atatürk, 1920'de Ankara'da direniş hareketinin
larda dinlenmek üzere İstanbul Boğazı'nın
başlangıcını resmî olarak ilan etti. Kurtuluş
nemli havası yerine, Ankara'nın daha kuru
Savaşı'nın kazanılmasından sonra, Türk Milleti
dağlık atmosferini tercih etmişlerdir. II.
29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan ederek Os-
Theodosius (408-450) yazları sarayını Anka-
manlı Devleti yerine Türkiye Cumhuriyeti'ni
ra'ya taşımaktadır. Ankara'da çıkarılan ka-
kurmuştur. Bundan birkaç gün önce 13 Ekim
nunlar, onun orada geçirdiği zamanları kanıt-
1923'te Ankara İstanbul'un yerine Türkiye'nin
lamaktadır. Şehrin askerî, özellikle de lojistik
yeni başkenti olarak ilân edilmiştir. Ankara ve
önemi uzun Bizans devri boyunca sürdü. An-
Türkiye Cumhuriyeti 1924'te hazırlanan imar
kara VI. yüzyıldan sonra birçok kez türlü
planı 1932 yılında hazırlanan “Jansen Planı”
tatil
mekânı
haline
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 19
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
olarak da bilinen imar planı, Ankara yeni ku-
başkenti haline gelmişken, Ankara hala Türki-
rulan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ol-
ye'nin kuzey yarısının çoğuna hâkim önemli
duktan sonra, yeni gelişmeler şehri eski bö-
bir yönetim merkezi olma konumundaydı.
lümlerin olduğu Ulus ve yeni kısmı olan Ye-
1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin baş-
nişehir olmak üzere böldü. Roma, Bizans ve
kenti olan Ankara, hızla gelişti. Eski semtler-
Osmanlı tarihini anımsatan eski yapılar ve
deki boş yerler yapılarla dolarken, yeni semtler
darca uzanan sokaklar eski bölümü temsil
de kuruldu. Bataklıklar kurutularak sıtma tehli-
etmekteydi. Yeni kısım ise şimdiki Kızılay
kesi ortadan kaldırıldı. Kentin su gereksinimini
civarında olan bölüm, geniş caddeleri, otelle-
karşılamak için Çubuk Barajı yapıldı. Cadde
ri, tiyatroları, alışveriş merkezleri ve yüksek
kenarları, eski yangın yerleri, parklar ağaçlan-
binalarıyla daha modern görünüme sahip bir
dırılarak kentin görünüşü değiştirildi. 1926’da
şehir yapısına sahipti. Hükümet binaları ve
yapılan sayım denemesinde 57.800 olarak sap-
yabancı elçilikler ayrıca bu yeni kısımda bu-
tanan nüfus, 1927 genel nüfus sayımında
lunmaktaydı. Ankara başkent olmadan büyük
74.553’e yükseldi. 1945’te 200.000’i aştı. Nü-
şehir merkezine sahip dünyanın en eski baş-
fustaki bu artış kentin alanını da genişletti ve
kentlerinden biridir, Londra, Paris veya Mad-
kuruluş yıllarında kalenin bulunduğu tepede
rid; hatta İstanbul'dan daha eski bir geçmişi
yer alan, XIX. yüzyılda bir surla kuşatılan
vardır. Şimdiki İstanbul, o zamanlar Bizans'ın
kent, ovaya yayılıp, ovayı sınırlayan karşı te-
Roma eyalet şehirlerinden biri olmakla birlik-
pelere ulaştı. Devlet merkezi olması nedeniyle
te, 324 yılında Roma İmparatorluğu’nun yeni
aşırı nüfus yığılmasının sonucu, kent çevresi
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 20
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–——— Ankara’nın genişleme dönemi oldu.
de hızla gecekondularla doldu. Günümüzde Ankara kenti eski yerleşme alanını her yön-
H.Jansen’in yaptığı plana göre kent
den aşmış ve geniş bir alana yayılmıştır. Eski
Kaletepe çevresinde yeşil şeridin dışına taştı.
kesimi iki bölümden oluşur. Hisar tepesinde
Ankara’nın kale dışındaki mahalleleri, cadde-
yer alan Kaleiçi, bu tepenin ortasından ovaya
ler açılarak genişletilirken, güneyde de Yenişe-
doğru yayılan ve günümüzde ortadan kalkmış
hir kuruldu. Kent kısa sürede Cebeci ve Malte-
bulunan ova surları içindeki mahalleler. Eski
pe yönünde genişledi. Çankaya’ya doğru uza-
Ankara’da son yıllarda açılan caddeler bo-
nan kesimlerde ise bakanlıklar ve elçilikler yer
yunca dizilmiş çok katlı yapılar ve alanlar
aldı. 1940’ta yapılan sayımda nüfusu 157.000
bulunmasına karşılık, küçük kerpiç yapılı ev-
olan kentin gelişmesi, II. Dünya Savaşı’nın
lerin yer aldığı dar ve dolambaçlı yollara da
bunalımlı yıllarında yavaşladıysa da, kentin
rastlanır. Tarihsel yapılar da kentin bu eski
çevresinde ikinci bir şerit Gazi Eğitim Enstitü-
kesiminde yer alır. Örneğin; Augustus tapına-
sü, Atatürk Orman Çiftliği, Harp Okulu üstün-
ğı, Roma hamamı kalıntıları ve Osmanlı dö-
den Dikmen ve Çankaya’ya uzanan bu ikinci
neminden kalma camiler. Ankara Kalesi, te-
şerit üstünde sonradan Anıtkabir yapıldı.
penin yüksek bölümünü kaplayan bir iç kale
1950’de nüfusu 288.000’e yükselen Ankara’da
ile çevresini kuşatan dış kaleden oluşur. Dış
iş merkezi Ulus’tan Yenişehir’e kayarken kent,
ve iç kale surları arasındaki alan ile iç kalenin
Maltepe yönünde genişledi. Bahçelievler’in ilk
kuşattığı alan, dar sokaklar boyunca dizilmiş
bölümleri kuruldu.
eski evlerle kaplıdır. Ankara’ya özel bir görü-
Ankara 1980’li yılların ikinci yarısın-
nüm kazandıran bu evler, kurulan ahşap iske-
dan itibaren önemli gelişmeler kaydetmiştir.
let boşlukların kerpiçle doldurulmasıyla ya-
Ekonomide liberalleşme ve dışa açılmanın do-
pılmıştır; duvarları, kireçle badanalıdır. Ama
ğal bir sonucu olarak, memur ve bürokrat kenti
son yıllarda bunların çoğu yıkılmış, kale dı-
olarak nitelendirilen Ankara hızla sanayileşme
şındaki mahalleler hızla gelişmiş, genişletilen
sürecine girmiştir. Bugün Ankara’da üçüncüsü
ya da yeni açılan yollar ve alanlar boyunca
kuruluş aşamasında olan üç Organize Sanayi
çok katlı yapılar yükselmiştir.
Bölgesi’ne sahiptir. Ankara’da ayrıca, Ostim, yalnızca
İvedik ve Siteler gibi küçük sanayinin yer aldı-
Kaletepe çevresinde yayılan Ankara, cumhu-
ğı önemli bölgeler bulunmaktadır. Bunlara ek
riyetle birlikte gelişmeye başladı. O zamanlar
olarak Ankara’nın hemen hemen tüm ilçelerin-
kentin iş merkezini oluşturan günümüzün
de küçük sanayi siteleri mevcuttur. Ankara,
Ulus alanına açılan caddeler boyunca, yeni
tüm bu özelliklerinin yanı sıra, 12 üniversiteye
yapılar kuruldu. 1930-1940 arasındaki dönem
sahiptir. Bu açıdan önemli bir eğitim ve bilim
Cumhuriyetten
önce
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 21
————————————————
Tarihi Coğrafya———————————————–———
kentidir. Kültür ve sanat alanında da önemli
belirlenmiştir. Buna göre 1927 yılında Anka-
sayıda sanatçıyı barındıran kentte, sinema ve
ra’nın toplam nüfusu 404.581 kişi olarak belir-
tiyatro salonları ile çok sayıda müze de yer
lenmiştir. Türkiye'nin nüfus bakımından ikinci
almaktadır. Ankara’nın nüfus gelişimi de tari-
büyük kenti olan Ankara'da, merkez ve ilçele-
hi ile paralellik göstermektedir. Ankara’nın
rin merkezlerinde 4 milyon 395 bin 888 kişi,
bilinen ilk resmî nüfusu, 1927 yılı sayımında
belde ve köylerde ise 153 bin 51 kişi yaşamaktadır.
———————————————————————————————————————————————-
KAYNAKÇA 1 Arcayürek, Cüneyt, Bir Zamanlar Ankara, Ankara: Bilgi Yayınevi, 2005. 2 Çınar, Hüseyin-Osman Gümüşçü, Osmanlıdan Cumhuriyete Çubuk Kazası, Ankara: Çubuk Belediyesi Yayınları, 2002.
3 Ergenç, Özer, XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, Ankara, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2012. 4 Sargın, Haluk, Antik Ankara, Ankara: Arkadaş Yayınları, 2004. 5 Yavuz, Ayşıl Tükel, Tarih İçinde Ankara, Ankara: ODTÜ Ankaralılar Vakfı Yayınları, 2000.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 22
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
TİMUR’UN BATI SEFERİ VE BÖLGESEL SAVUNMA İTTİFAKI Ankara Savaşı öncesi Timur’un Anadolu, Kafkasya ve Mısır üzerindeki etkisini açıklamaya çalışacağız. Timur tarafından kurulduğu için onun
tün sefer ve savaşları Türk-İslâm dünyasına
adına nispetle Timurlular şeklinde anılan dev-
yönelmiş; Türkistan’ın bir kısmı, İran, Altın-
let, Semerkant merkezli geniş bir coğrafyaya
Ordu, Kafkasya ve Anadolu onun tahrip ve
yayılmıştır. Hanedanın egemenliğindeki ana
akınlarına uğrayarak Moğol istilasının getirdi-
coğrafya Cengiz Han’ın oğlu Çağatay’ın pa-
ği kargaşayı ikmal etmiştir.
yına düşen kısmı içine alır. Timur’un doğdu-
Timur’un iktidarını ilan ettiği 1370’li
ğu tarihlerde (1336) Çağatay Hanlığı sarsıntı
yılların başında İran ve Azerbaycan’da, çoğu
geçirmekteydi.1 Hakimiyet Cengiz Han so-
İlhanlıların enkazı üzerine kurulmuş sayılan
yundan gelen hanlardan çok
Horasan bölgesinde Herat mer-
Mâverâünnehir’e hâkim olarak
olan Serbedarîler (1337-1381),
Nitekim onun bütün sefer kabile reislerinin elinde bulu- ve savaşları Türk-İslâm kezli Kertler (1245-1383), Batı nuyordu. 2 Timur 1370’te dünyasına yönelmiştir. Horasan’da merkezi Sebzvar Semerkant’ta tahta oturdu.3 Cihan hakimiyeti
Merkezi Şiraz olan Güney İran’ın Fars ile Kir-
davasıyla ortaya çıkan Timur (1370-1404),
man bölgesine Muzafferîler (1294-1393), İran-
İmparatorluğunu Türk veya İslâm ideallerine
’ın kuzeyinde Curcan merkezli Astrabad,
göre kurmuyor; sadece kendi ihtirasları için
Damgan, Bistam ve Simnan’da Toga Timurlu-
dünyayı fethetmek istiyordu. Bu amacı ile o,
lar (1337-1410); Bağdat'ı merkez edinen Irak,
Türk kağan ve sultanlarına değil Moğol han-
İran ve Azerbaycan’da Celayirliler (1336-
larına benziyor; onların zihniyet ve gelenek-
1432) ve Van Gölü’nden Musul’a kadar olan
lerine bağlı bulunuyordu.4 Nitekim onun büt-
bölgelere ise Karakoyunlular egemendi. Timur
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 23
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
Mâverâünnehir’de hakimiyet kurduktan son-
Mazenderan’a kadar olan bölgeyi idaresi altına
ra, 1381’de Kertler’den Herat’ı alıp 1383’de
aldı. Cengiz’in hükümdarlığını canlandırmak
Kertler’e son verdi.5 Timur daha sonra
hayali ile yaşayan Timur şimdi de gözünü
1382’de Serbedarîlere son verdi. 1384-85 yıl-
Bağdat’a dikmişti. Bağdat Celayir hükümdarı
larında ise Toga Timurluların üzerine yürüdü.
Ahmed’in elindeydi. Timur burayı 29 Ağustos
1385 yılında Timur’un hakimiyetini tanıyan
1393 tarihinde ele geçirdi.
Tebriz’i Altın Ordu hanı Toktamış yağmala-
Bağdat’dan sonra Musul’a, oradan da
dı. Bunun neticesinde Timur ertesi yıl Tebriz-
Mardin’e gelen Timur, ordusunun sağ kolunu
’i ele geçirdi. Daha sonra Toktamış üzerine
Karakoyunluların üzerine gönderdi; kendisi de
gitti ve Toktamış üzerine seferinden galip
Mardin ile Diyarbakır bölgesinde faaliyette
ayrıldı. Bu galibiyetin ardından Karakoyunlu-
bulundu. Buradan Kara Yusuf’un bulunduğu
lar üzerine asker sevk etti. Karakoyunlu reisi
Muş Ovası’na yürüdü ve Karakoyunlu reisini
Kara Mehmed’in başarılı savunmasından
yakalamaları için asker sevk etti. Lakin bir so-
sonra İran’a geçip Muzafferîlerin merkezi
nuç alamayınca Van Gölü’nün kuzeyinde Ala-
İsfahan’ı ele geçirdi.6
dağ’a yöneldi ve Üçkilise’de konakladı. Bura-
Horasan Coğrafyasında ki başarılı se-
dan Muhammed Sultan’ı Kara Yusuf’un kar-
ferler Güney İran’da da kendisini gösterdi.
deşi Mısır Hoca’nın elindeki Avnik Kalesi’ni
Bu seferlerden sonra ise Toktamış Han ile
alması için gönderdi. Kendisi de 18 Haziran
mücadeleler birbirini izledi. Timur 1392 yı-
1394’de Avnik önlerine ulaştı. 8 Ağustos 1384
lında Buhârâ’dan Hazar’ın güney kıyısındaki
tarihinde Mısır Hoca teslim oldu ve kale yıktıYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 24
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
rıldı. Timur, Avnik’e önde gelen adamlarından Atlamış’ı bırakarak Gürcistan’a oradan da Toktamış üzerine yürüdü. Timur’un 1393 yılında Bağdat'ı ele geçirmesi büyük yankı yaptı. Bunların başında Memlûk sarayı gelmekte idi. Beklenen Timur tehlikesi artık Suriye sınırlarına dayanmıştı. Timur’un Bağdat’ı ele geçirmesiyle Kahire’ye sığınan Sultan Ahmed Celayir, Berkuk ile Timur arasında paylaşılamıyordu.7 Bu durum iki taraf açısından siyasî kızışmaya yol açmıştı. Karşılıklı mektuplaşmalar olmuş
ha sonra Berkuk’u mağlup edip sürgüne yolla-
ve Timur’un elçisi Berkuk tarafından öldürül-
dı. Bundan sonra Mintaş ile Yelboğa en-Nâsıri
müştü. Gelmekte olan savaşın ayak sesleri
arasındaki sorunu fırsat bilen Berkuk tekrar
sadece Kahire’den değil; Bursa, Sivas ve Saray’dan
duyulmuştu.
Bunun
tahtı ele geçirmek için harekete geçerek,
neticesinde
1390’da tekrar tahta oturdu. Mintaş ile Yelbo-
Memlûk, Osmanlı, Sivas ve Altın Ordu hü-
ğa’dan kurtulan Berkuk şimdi yine Timur so-
kümdarlarının aralarında oluşturdukları böl-
runu ile karşılaştı. Mazenderan, Tebriz, Kaz-
gesel savunma ittifakı bu zamanda kendisini
vin, Şiraz ve İsfahan’ı fetheden Timur, Bağdad
derinden ve yakından hissettiren Timur tehli-
üzerine yürümüştü. Bunun neticesinde Bağ-
kesi karşısında son şeklini almıştı.8
dat’dan ayrılan Celayir hükümdarı Ahmed,
Bölgesel Savunma İttifakı’nın Mısır
Memlûklere sığındı. Berkuk’a yardım isteğin-
kolu olan Memlûk Sultanı Berkuk, 1382 yı-
de bulunarak yardım isteği kabul edildi. Bu
lında tahta oturduktan sonra iki büyük isyan
olay neticesinde Timur ile Berkuk arasında
bastırdı. 9 Bu iki isyandan sonra 1387 yılında
gerginleşme oldu.
Timur tehlikesi ortaya çıktı. Berkuk, harp ha-
Timur, Bağdat işgalinden sonra Tek-
zırlığına başladı ve ekonomik bir fetvayı da
rit’i işgal etti. Daha sonra ise Urfa’yı aldı. Ber-
aldı. Fakat Timur’un Toktamış üzerine gitme-
kuk ise karargahını Ridanniye’ye kurdu. Bu
si sonucu bu tehlike bir süreliğine sonlandı.
arada Berkuk; Yıldırım Bayezid ve Kadı
Timur tehlikesinden sonra Berkuk,
Burhaneddin ile anlaşmaya çalışıyor ve Altın
Malatya Naibi Mintaş ile sorunlaştı. Mintaş,
Ordu, Akkoyunlular ile de ittifak kurmak tekli-
Yelboğa en-Nâsıri ile Dımaşk’a yürüdü. Da-
finde bulunuyordu. Berkuk, gerekli hazırlıkları
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 25
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
yaptıktan sonra 1394 yılında Dımaşk’a ulaştı. Orada Toktamış, Bayezid ve Kadı Burhaneddin Ahmed’in elçileriyle görüştü. Gerekli ittifakı yapan Berkuk, Celayir hükümdarı Ahmed’i Bağdad’a yolladı. Ahmed, Bağdad’ı ele geçirdi. Aynı günlerde Timur’un tekrar Toktamış üzerine gittiğini haber aldıktan sonra Mısır’a döndü. Berkuk, daha sonra 14 Haziran 1399 tarihinde hastalandı. Hastalandıktan altı gün sonra (20 Haziran 1399) ise vefat etti. Bölgesel Savunma İttifakı’nın Saray kolu olan Altın Ordu Hanı Toktamış, Altın
1387 baharında Toktamış Derbend geçidini
Ordu ve Ak Ordu’nun zayıf düştüğü bir anda
geçip Karabağ üzerine yürüdü. Fakat Timur
Timur’un desteği ile ilk önce Ak Ordu hanı
ordusu tarafından hezimete uğrayıp kaçtı. Da-
daha sonra Mamay’ın ölümü ile Altın Ordu
ha sonra Toktamış, Timur’un İran’da olduğu
hanı oldu.10 Tahta oturduktan sonra güçlenen
sırada doğrudan Mâverâünnehir’e saldırdı.
Rus prenslerine Moskova’yı tahrip ederek
Hatta Buhârâ’yı abluka etmeye dahi cesaret
karşılık verdi. İyice güçlü olduğunu düşüne-
etti. Bunun neticesinde Timur alelacele dön-
rek,
anarak
meye mecbur oldu (1388 Şubat). Toktamış ise
Mâverâünnehir’e ve İran’a sefer yapmayı dü-
onu beklemedi ve Ak Ordu steplerine çekildi.
şündü. Fakat buraya bu dönemde Timur ha-
Fakat
kimdi.
Mâverâünnehir’e saldırdı. Timur topladığı
atası
Cengiz
Han’ı
da
kuvvetli
bir
ordu
ile
tekrar
kuvvetle Toktamış’ı Sirderya’nın kuzeyine
Toktamış, 1385 yılında Timur’un da-
geri attı (1389 Ocak). Toktamış Sirderya’da
ha Azerbaycan işlerine karışmadan önce bu-
dolaşmaya devam ederek Sabran’ı muhasara,
ranın Ahmed Celayir’in elinde bulunduğu
Yesi’yi yağma etti. Fakat Timur Sirderya’yı
zamanda Şirvan ve Tebriz’i zapt edip yağma-
geçtiğinde Toktamış ordusuyla steplerde dağı-
ladı.11 Fakat Moğol usulü üzere ganimetlerle
lıp gitti.
beraber çekilip gitti ve Ahmed Celayir tekrar bu eyalete sahip oldu. Timur, bu vakalardan
Toktamış’ın bu akınlarına dayanama-
sonra Azerbaycan’ı sınırlarına kattı (1386).
yan Timur, nihayet 1391 yılında Taşkent’ten
Timur, Karabağ eyaletinde bulunduğu sırada
büyük bir ordu ile harekete geçti. 19 Haziran Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 26
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
1391’de Kunduzca’da vukua gelen savaşta
Bu savaştan sonra Timur Altın Ordu
Timur Toktamış’ın ordusunu hezimete uğrat-
ülkesini tahrip etti. Özellikle Tana ve Saray’ın
tı.12 Fakat Toktamış tekrar firar etmeyi başar-
tahribiyle Avrupa ve Orta Asya arasındaki ti-
dı.
carete müthiş bir darbe vurmuş, Marco Polo Toktamış
akıllanmamıştı.
tarafından anlatılan kıta içindeki eski yollar
Nitekim
kapanmış, fetihlerinin medeniyet için hayırlı
1394’de Memlûk sultanı Berkuk ile ittifak
olabilen neticelerini mahvetmişti.
yaptıktan sonra, aynı yıl Şirvan üzerine akın düzenledi. Bunun sonrasında Timur 1395 ba-
Timur, İran’a döner dönmez Toktamış
harında Toktamış’a karşı yeni bir sefer yap-
tekrar Altın Ordu tahtına çıktı. Fakat bir daha
mak kararını verdi. Bu sefer diğerlerine ben-
Timur için tehlike olmadı. Nihayet Timur’un
zemeyecekti. Ordusuyla beraber Derbend ge-
vefatından bir yıl sonra Tümen’de Şadi-Beg’in
çidini geçti. 15 Nisan 1395 tarihinde Terek
askerleri tarafından öldürüldü.
kıyılarında Toktamış’ın ordusuna hücum etti.
Bölgesel Savunma İttifakı’nın Sivas
Alelâde bir asker gibi dövüşen Timur,
kolu olan Kadı Burhaneddin Ahmed yüksek
‘’okları tükenmiş, kısa mızrağı kırılmış, kılı-
ilmini Şam ve Mısır’da tamamladıktan sonra
cını daima sallar vaziyette’’, az daha yakala-
yirmi bir yaşında Kayseri kadısı oldu. Daha
nıp öldürülüyordu. Fakat nihayet Toktamış
sonra Eretna veziri iken Eretna Devleti’nin
mağlup olarak Kazan mıntıkasına doğru kaç-
tahtına geçerek kendi devletini kurdu.13 Kadı
tı.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 27
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–——— Bölgesel Savunma İttifakı’nın Edirne kolu olan Osmanlı Padişahı
Bayezid, daha
şehzade iken Karamanoğullarına karşı çarpışmış ve büyük başarı göstermişti. Karamanoğullarına karşı başarılar elde etmesi sonucu, ‘’yıldırım’’ unvanı ile anılmaya başlamıştı. Bu mücadele sonucu Osmanlıların Anadolu beylikleri arasındaki saygınlığı artmıştı. Bayezid’den önceki hükümdarlar Anadolu beylikleriyle çarpışmaktan kaçınmışlar; evlenme ve toprak satın alma yoluyla gelişmeBurhaneddin Ahmed 1391 yılında Osmanlı
ye çalışmışlardı. Yıldırım Bayezid ise beylik-
kuvvetlerini bozguna uğrattıktan sonra Timur
leri ortadan kaldırma, Anadolu’da yayılma po-
Anadolu önlerinde görüldü. Timur Kadı
litikası izlemeye başladı. Karamanlıları kesin
Burhaneddin Ahmed’e elçisini yollayarak
yenilgiye uğratarak topraklarını ele geçirdiği
kendisine tabi olmasını istedi. Fakat Kadı
gibi, Saruhan, Aydın, Germiyan, Menteşe,
Burhaneddin Ahmed bunu reddetti. Bunun
Hamid ve Teke beyliklerini de ortadan kaldır-
neticesinde Kadı Burhaneddin Ahmed savun-
dı .14
ma hazırlıklarına başladı. Fakat Timur’un Diyarbakır, Erciş, Mecengird kalelerini aldıktan sonra Gürcistan üzerine yürümesi sonucu Anadolu’daki heyecan sükunet buldu. Timur tehlikesinin geçmesinden sonra Kayseri valisi Şeyh Müeyyed isyan etti. Kadı Burhaneddin Ahmed’in bu isyanı bastırıp Şeyh Müeyyed’i öldürmesinden dolayı Akkoyunlu hükümdarı Karayölük Osman ile araları açıldı. Kadı Burhaneddin Ahmed kendisine yüz çeviren Karayölük Osman’ı takip ederken Osman’ın eline düştü. Nitekim Karayölük Osman, Kadı Burhaneddin Ahmed’i 8 Temmuz 1398 tarihinde öldürdü.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 28
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
Yıldırım Bayezid, Konstantinopolis’i
zans başkentini dördüncü kez kuşatacak, bun-
(İstanbul) kuşatan ilk Osmanlı hükümdarı
da da Timur’un Sivas’ı işgal ettiği haberi gele-
oldu. Ancak Bizans başkentini ele geçirmeyi
cek ve kuşatmayı kaldırıp Timur’la savaşmak
başaramadı. Buna karşılık, Bulgar devletinin
üzere yola çıkacaktı.15
varlığına son vererek Bulgaristan topraklarını
1402’deki Ankara Savaşı’nda Osmanlı
ele geçirdi; Selanik’i aldı (sonradan Osmanlı-
ordusu Timur’un ordusunun izdihamına uğra-
lardan geri alınarak Selanik, ikinci kez fethe-
dı. Bunun neticesinde Timur’a tutsak olan Ba-
dilecekti).
yezid, bir yıl geçmeden öldü.
İstanbul’un kuşatılması üzerine oluş-
Orta Asya, İran, Afganistan ve Mezo-
turulan, hemen her Avrupa devletinden asker
potamya’da büyük bir imparatorluk kurmuş ve
ve şövalyelerin yer aldığı 120 bin kişilik yeni
1398’de Hindistan’ı işgal etmiş olan Timur,
bir Haçlı ordusu, Macar kralı yönetiminde
Bayezid’den kaçarak kendisine sığınan Türk-
Osmanlılar üzerine yürüdüyse de, Niğbolu
men beylerinin girişimleri sonucu, batısında
Savaşı’nda (1396) bozguna uğratıldı.
güçlü bir devletin oluşmasını engellemek üzere Anadolu’ya yürümüştü. Eski beyliklerin ye-
Aynı yıl Anadolu Hisarı’nı yaptırarak
niden kurulmasını sağladıktan sonra Anadolu’-
İstanbul’u bir kez daha kuşatan Yıldırım
dan çekilen Timur 1405’te öldü.16
Bayezid, sonunda Bizans imparatorunun pek çok ödünü kapsayan barış koşullarını kabul
Anadolu’daki
ederek kuşatmayı kaldırdı. 1400 yılında Biz-
beylikler
canlanırken
Bayezid’in oğullarından İsa Çelebi Balıkesir’e,
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 29
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
Mehmed Çelebi Amasya’ya çekildiler. Süley-
adeniz’in kuzeyinde etkin hale geleceklerdir,
man Çelebi, en küçük kardeşi Kasım Çelebi’-
Ortadoğu da Memlûk devleti gibi güçlü bir
yi de yanına alarak Bursa üzerinden Edirne’-
siyasî gücün etkinliği yavaş yavaş kırılacak;
ye geçmiş ve hükümdarlığını ilan etmişti.
sonunda Yavuz Sultan Selim zamanında Mısır
Musa Çelebi de taht kavgasındaydı.
Osmanlıların eline geçecektir. Anadolu'da ise
‘’Fetret Devri’’ adı verilen bu dönem
durum facia idi. Nitekim Anadolu Türk birliği-
(1402-1413), şehzadelerin birbirleriyle çekiş-
ni sağlayan Bayezid’in tüm emekleri boşa çık-
meleri arasında geçti. Köylü kitleleri de ayak-
tı. Timur, batısında güçlü bir devletin olmama-
lanmıştı. Sonunda, Anadolu’daki Sünnî tari-
sını sağlamak için Anadolu beyliklerini yeni-
katlardan destek alan Mehmed Çelebi üstün
den canlandırdı ve Anadolu’da etkin bir siyasî
gelerek Osmanlı tahtına oturdu.
güç barındırmadı.17 Tabii ki Anadoluda en çok etkilenen devlet ise Osmanlılar oldu. Nitekim
Timur’un batı seferi Ortadoğu, Ana-
Osmanlılar büyük bir yıkılma tehlikesi ile kar-
dolu ve Kafkasya’yı derinden etkiledi. Nite-
şılaştı. Fakat Osmanlıların ikinci kurucusu sa-
kim Kafkasya’da Altın Ordu devletinin zayıf-
yılan Çelebi Mehmed sayesinde Osmanlı kal-
laması Rus prenslerine yaradı ve Ruslar Kar-
dığı yerden faaliyetlerine devam etti.18
———————————————————————————————————————————————-
DİPNOTLAR 1 İsmail Aka, “Timurlular”, Genel Türk Tarihi, V, Ankara:
10 Renê Grousset, Stepler İmparatorluğu, Çev: Halil İnalcık,
Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 201.
Ankara: TTK Yayınları, 2015, 404-405.
2 Mustafa Kafalı, “Çağatay Hanlığı”, Türkler, VIII, Ankara:
11 Kâzım Paydaş, “Timur’un Gürcistan Seferleri”, Fırat Üni-
Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 351.
versitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XVI, Elazığ 2006, 421.
3 İsmail Aka, “Timurlular”, DİA, XLI, 177-178.
12 Nadir Devlet, “Altın Ordu”, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 117.
4 Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi, II, İstanbul: Turan Neşriyat Yayınları, 1969, 210.
13 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara: TTK Yayınları, 2011, 163.
5 Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012, 68.
14 Halil İnalcık, Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayın-
6 Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, I,
ları, 2015, 72.
Çev: Mehmet Ata Bey, 319. 15 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, 7 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK
I, İstanbul: Ofset Yayınları, 2011, 137-138.
Yayınları, 2011, 301. 16 8 İsmail Aka, Timur ve Devleti, Ankara: TTK Yayınları, 1991,
Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret
Işıltan, Ankara: TTK Yayınları, 2015, 513.
20. 17 Yahya Başkan, “Timur, Rodos Şövalyeleri ve Batı Anadolu 9 İsmail Yiğit, Memlûkler, İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2008,
Seferi”, Turkish Studies, IX/IV, Ankara 2014, 140.
100. 18 Erhan Afyoncu, Sorularla Osmanlı İmparatorluğu,
İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2010, 87.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 30
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
BAYEZİD VE TİMUR MEKTUPLAŞMALARI Ankara Savaşı öncesi iki hükümdar nasıl bu kadar birbirlerinden nefret ettiler. Açıklıyoruz.
1402’de Ankara Savaş'ı yapılmadan
manlı Beyliği’nin sağladığı siyasî birlik Yıldı-
önce Timur ve Bayezid arasında dört mektup
rım Bayezid devrine kadar gelmiştir. Osman-
ve onlara ithafen verilen cevaplarla toplam
lı’ya bu beyliklerden en güçlü direnişi Kara-
sekiz mektup bulunmuştur. Araştırmalar so-
man Beyliği göstermiş ve uzun mücadeleler
nucunda üçü Arapça'dan oluşmaktadır. Çevi-
yaşanmıştır. Osmanlı Beyliği diğer beylikleri
risini Feridun Ahmed Bey'in yaptığını görü-
itaat altına almayı başarmıştır ve batıda Bi-
yoruz. Bunların Türkçe karşılığı ise Hoca
zans’a, doğuda ise Timur’a komşu olmuştur.
Saadeddin’e ait yazılarda olduğu tespit edil-
Mısır’da Memlûk Devleti, Azerbaycan ve ci-
miştir. Hiçbir savaş sebepsiz yapılmamıştır.
varında Karakoyunlu Sultanı Kara Yusuf ve
Bu yüzden mektuplardan önce dönemin siya-
Bağdat’ta ise Sultan Ahmed Celayir hüküm-
sî durumuna bakmak gerekir.
darlık yapıyordu. Timur (1360/69-1405), ken-
Türkiye Selçuklu Devleti’nin Moğol-
dini sürekli meşgul eden ve her fırsatta onun
ların hakimiyetine girmesi ile, Anadolu Türk
topraklarına saldırılarda bulunan, Müslümanla-
Beylikleri bulundukları bölgelerde bağımsız-
rın yollarını kesip mallarını yağmalayan Kara-
lıklarını ilân ettiler. Bunlar şer’i olarak Sel-
koyunlu Kara Yusuf ve Bağdat Sultanı Ahmed
çuklulara tâbiiyeti kabul etmekle beraber bey-
Celayir’i ortadan kaldırmaya karar vermişti.
lik unvanlarını da alıyorlardı. Moğollar Ana-
Bu sayede hem topraklarını genişletip gelirle-
dolu’ya gelince bu beylikleri itaat altına alıp
rini attırmayı hem de topraklarının güvenliğini
beli bir vergiye tâbii tuttular. Bu beylikler
sağlamayı amaçlamıştır. Ankara Savaşı’ndan
arasında yaşanan mücadeleler sonrasında Os-
önce; kuzeyde Altınordu, güneyde ise Mısır
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 31
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
Timur’a mağlup olunca bölgede Osmanlılar
yordu ve Ceneviz, Fransa, Bizans ve Kastilya
yalnız kalmıştır. Timur Osmanlı-Memlûk iş-
gibi Osmanlı karşıtı olanlar da Timur’u bu sa-
birliğini önlemek için Eylül 1399’da sefere
vaş için kışkırtıyordu. Bazı Osmanlı kaynakla-
çıktı. Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ı
rıysa Timur’a gönderilen bir sulh mektubunun
ele geçirdi. Bu olaylardan sonra Kara Yusuf
olduğu ve Karaman beyine bağlı kimselerce
ve Ahmed Celayir Timur’dan kaçarak Os-
ele geçirilerek savaşı teşvik edici cümleler ya-
manlı’ya sığındılar. Timur ise Akkoyunlu
zarak mektubu Timur’a yolladıklarından bah-
hükümdarı Karayölük Osman Bey ve Erzu-
seder. Mektupların içeriğiyse şöyledir:
rum Emîri Mutahharten’e bazı siyasî vaatlerde bulunarak Osmanlı Devleti’ne karşı kul-
Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği birinci Mektup
lanmak için bu iki hükümdarı kendi tarafına
Rum diyarında melik olan Yıldırım
çekmiştir. 1400 başlarında Erzurum ve Erzin-
Bayezid! Bil ki, biz kudret ve iktidarımızla
can’ı geçerek Sivas’a kadar geldi. Daha sonra
insanlık âleminin en büyük kısmını tab’ımız
Antep ve Maraş’ı alıp Memlûkluları yenerek
haline getirmiş bir hükümdarız. Bu görülme-
Şam’ı ele geçirdi. Bu sayede olası bir Osman-
miş işi, tek başımıza yaptık, senin gibi baba-
lı-Memlûk birleşmesini engellemiştir.
mızdan ülkeler tevarüs etmiş değiliz. Aklını
Timur’u Osmanlı Devleti üzerine teş-
başına topla ve Kara Yusuf’la Ahmed
vik edenler, Osmanlı ve Karaman beyi ol-
Celâyir’i topraklarından kov. Emîrlerimize
muştur. Ayrıca Timur, Batı’ya yapacağı se-
karşı gelen hükümdarların akıbetini duymuş
ferler için Doğu’da güçlü bir rakip de istemi-
olsan gerektir. Sen de o hükümdarların arasına Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 32
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
girmekten sakın.
kendisinden boş olsun.
Timur bu beylerin öldürülmesi veya
Adı geçen tüm ülkeler Timur’a mağlup
aileleriyle beraber kendisine teslimi gibi al-
olmuştur ve Timur bu ülkelerde birçok Müs-
ternatif tekliflerde de bulunmuştur. Bayezid
lüman’ı öldürmüştür. Bayezid ise mektubunda
ise emr-i vaki saydığı bu istekleri ve Timur’a
bunları Timur’a onun nasıl biri olduğunu gös-
iltica eden beylerin kışkırtması olduğunu dü-
termek için yazmıştır.
şünerek hakaret dolu şu mektubu yazmıştır.
Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı
Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği ikinci Mektup
Ey ihtiyar it (köpek), Tekfurdan daha
Sen kendini Allah yolunda cihad eden,
şiddetli kâfirsin. Mektubunda bizi korkutmak
bizi ise haksız yere kan döken bir kâfir ve beni
ve hile ile kandırmak istemişsin. Osmanlı sul-
yeni yetme bir savaşçı saymışsın. Bil ki, kırk
tanlarını, Acem padişahlarına benzetme. Os-
yıla yakın bir süredir nefsimi cihada adamışım.
manlı askerleri de, ne Kıpçak ülkesi Tatarı
Bu cihatlar sonunda kaleler ve ülkeler feth
gibi sıradan insanlar, ne de Hint toplulukları
ederek, beldeleri kurtarmakla meşgulüm. Kaldı
gibi başıboş, sere serpe avare kalabalıklar de-
ki bu halim, dünden daha açık ve kesindir. Bu
ğildirler. Osmanlı askerleri, Irak ve Horasan
mücadeleler esnasında, çok sayıda kişi bize
askerleri gibi hakimiyetsiz ve perişan olma-
itaat etmiş ve yolumuzda canlarını feda etmiş-
yacak kadar onurlu askerlerdir. Yine sen, Os-
tir. Siz niçin bize hizmet etmekten kaçıyor,
manlı askerlerini Şam ve Halep (Memlûk)
sevgi göstermiyorsunuz? Hem yaşça da senden
askerlerine de benzetmeyesin… Bu mektup
büyük durumdayım. Bu güne kadar hangi tara-
eline geçtikten sonra savaş meydanına her
fa gittiysem, kısa sürede orayı ele geçirdim.
kim ki gelmeyip kaçarsa onun eşi üç talakla
Sivas’ı da kısa zamanda elde ettim. Sen Malat-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 33
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
ya’yı muhasara ettin, dört ay elde edemedin
ık itikatlı mezhep sahibi ve çirkin âdetleri bu-
ve geri dönmek zorunda kaldın. Sinop Kale-
lunmakla itham etme. Bizim askerimiz baba-
si’ni ne zamandır elde edemedin. Mektubun-
dan ataya Müslüman ve Müslüman çocukları-
daki gibi tehdit ve gurura kapılma, akıl yo-
dır. Niçin hidayete layık olmasınlar? Kaldı ki,
lundan uzak sözlere cesaret etme. Kaldı ki
Osmanlı’nın askerleri çoğunlukla kâfirlerden
Sivas’ta ele geçirdiğim adamlarınızdan duru-
devşirme olduğu açıktır. Davamız cihangirlik
munu öğrenmiş haldeyim. Dolayısıyla pek
olup saltanatımız adına hutbeler okunmaktadır
çok Müslüman’ı rencide etmek, han ve malla-
ve sikkeler basılıdır. Müslümanların ülü’l-emri
rını harab etmek uygun görülmemiştir. Bu
olduğumuzda şüphe yoktur. Bizim soyumuz,
sebeptendir ki, güzel cevap vermeyi yüksek
İlhân-ı Âlişân’a ulaşmaktadır. Eğer samimi
bir iş olarak bil. Ülkeni harap etmekten kur-
selâmınızla beraber iyi ifadeler içeren mektu-
tarmış olursun. Bizimle anlaşma yoluna dö-
bunuz gelirse, her iki taraf arasında yumuşama
ner, özür dileyen bir ifadeyle cevap verirsen
ve sevgi peyda olur. Aksi halde kılıç ortaya
aramızda dostluk ve sevgi olur. Böylece
çıkınca, kaleme yer kalmaz ve’s-selâm.
Frenk kâfine fırsat vermemiş olur, biz de, Si-
Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı
vas’tan çekilerek geri döneriz. Bizim niyeti-
Zamanın cihan sultanı olan Timur-i
miz ve meylimiz sizi zayıf düşürerek meşgul
Köregen (Damat), Sivas’a gelip yerleşmeyi,
etmek, böylece kefere dinine yardım etmek
bizim Tebriz’e yöneldiğimize benzeterek tuhaf
değildir. Bizi ve askerimizi kâfir, dinsiz, sap-
kıyaslamada bulunmuşsun. Kaldı ki biz, Kefe-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 34
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
den Şirvan’a varıp O ülkeye asker çıkarsak,
ren, dört tarafında bulunan kâfirlerle gece gün-
kim mani olabilir? Kıpçak halkı sizden bıkıp
düz iki yüz binden fazla askeriyle mücadele
usandığı için bizimle beraber olmayı tercih
etmiştir. Bu saltanat yıldızımız bugün dördün-
etmektedir. Malatya ve Sinop hakkındaki id-
cü tabakaya erişmiş ve şimdiye kadar fethetti-
dianızda doğru değildir. Bazı sebeplerden do-
ğimiz kale ve kasabaların sayısı geçmiş sultan-
layı muhasaradan vazgeçilmiştir. Yoksa bi-
ların hayal ettiğinden bile fazladır. Bizim na-
zim askerlerimiz azlığı veya sizin askerlerini-
zarımızda; dünya ve içindekilerin kıymeti, Al-
zin askerinizin çokluğundan dolayı olmamış-
lah yolunda cihad etmenin yanında saman çö-
tır. Kastamonu ve Karaman hakimlerinin
pü kadar değeri yoktur. Osmanlı askerine Ab-
inatları ve o sırada fırsat bulup bazı vilayetle-
dullah oğlu demekten fazlasıyla zevk duyarız.
rimize saldırmaları, bizim Malatya ve Sinop’-
Çünkü bütün sahâbe-i kirâmın ataları kâfir
taki muhasarayı kaldırmamızı zaruri kılmıştır.
iken, kendileri Müslüman oldular. Böyle Müs-
İyi bil ki, atam Ertuğrul Han üç kadar gazi-
lüman olanlar, insafı olmayan Müslüman-
siyle beraber, Hülâgû Tatar’ından on bin Ta-
zâdelerden çok çok üstündürler. Siz Sivas’ı
tar’a vurup Alâeddin Keykubâd’a galip ge-
harab edip ehl-i İslâm’ın ırzını pâyimâl ettik-
lenleri mağlup emiştir. Bundan sonra devlet
ten sonra ne denilebilir ki! Siz, ilk suçlamayı
idâre etme şerefine nâil olup kendisine hil’at,
kendinizden gidermeye uğraşıyorsunuz. Arap-
Allah’ın lutfuyla Âl-i Selçuk’un yerine idare-
ça ve Farsça gelen mektuplarınızda sertlik, ka-
yi elde tutması isyan ve baş kaldırmayla ol-
balık, kibir ve gururdan bir nesne yoktu. Âl-i
mamıştır. Osman Bey’in ilk cülusundan itiba-
Osman, hileyle ülkeleri kendine mülk edinme-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 35
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
miştir. Mektuplarımız akıllı devlet erkânımız-
anmanız doğru olmaz. Belki Mücâvirü’l-
la yapılan istişareler sonrası yazılmıştır.
Harameyn demeye lâyık değillerdir. Bize dost
Bayezid böylece hem Timur’un İs-
olmayanı, kendinize yakın ve sevdiklerinize
lâm’ın yöneticisi olamayacağını ve atalarının
dahil etmeyiniz. Saltanat işleri nezâkete bağlı-
meşru yollarla devlet sahibi olduğunu söyle-
dır. Dikkat edilecek yönleri çoktur. Ahmed
miştir. İlk mektuptaki ağır sözlereyse Timur-
Celayir şimdi Bağdad yakınlarına gelmiş, biz
’un neden olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar
de oraya asker göndermişiz. Tekrar size taraf
ifadelerde yumuşamalar olsa da iki hükümdar
kaçar gelirse sahip çıkmayıp bilâkis yakalayıp
da birbirlerine diplomatik yollarla da üstün-
bize teslim etmeniz sizden isteğimizdir. Erzin-
lük sağlamak istedikleri anlaşılıyor.
can’a varıp yerleri tahrip için şimdilik serhad-
Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği üçüncü Mektup
da durularak elçilerinizin gelmesini beklemekteyiz.
Sungur çavuş ve Hacı Bayezid gön-
Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı
derdiğimiz haberler doğrudur. Sizin küffârla
Mısır hakimiyle aranızda geçen olay-
savaştığınızı biliyoruz. Bu tarafta Gürcü kâ-
lardan dolayı bizi yanlış anlamışsınız. Biz arzu
firlerle biz savaşıyoruz. Hem siz hem de biz-
etsek Mısır’ı fethetmeye her zaman kâdiriz.
ler bu konuda mutluyuz. Bu durumum dayısız
Ahmed Celayir tekrar geri Osmanlı toprakları-
faydaları her iki tarafa da olmaktadır. Yazdık-
na gelirse, Kara Yusuf ile birlikte ikisini size
larımızda zerre kadar şaibe ve şüphe olamaz.
teslim etmemi istemişsiniz. Biliyorsunuz ki
Antlaşma kararı olursa, Mısırla aramızda
Hülâgû Dârü’s-Selâm’ı alıp İran’ın çoğunu ele
olanlar ıslah edici olunması isteğiniz uygun
geçirdiği sırada, halifenin amcası çocukların-
görülmemiştir. Çünkü ölen eski Mısır valisi,
dan bir iki kişi Mısır’a Kâhire Vâlisi Bay-
elçilerimizden Irak ve Acem’in büyük saygı
bars’a sığındılar ve onun himayesine girdiler.
duyduğu Bahaddin Savcı’yı haksız yere öl-
Hûlâgû’nun Bağdat Vâlisi olan Karaboğa No-
dürdü. Yine uzun süredir hapsettiği Gönül-
yan, Baybars’la cenk ettiler. Halifenin amcası-
taş’ı serbest bırakması için eli gönderdiğim
nı Mısır askeri sanıp orada şehit ettiler. Kaçan-
halde isteğimi yerine getirmedi ve o günahsı-
lar şimdiye kadar Kahire’de kaldı. Hülâgû Han
zı hiç endişe duymadan katletti. Biz Şam ve
onları geri istemedi ve takip de etmedi. Şimdi
Haleb’e geldiğimizde, Mısır’da Hacı adındaki
bu dostunuz feleğin tokadını yemiş bir iki kişi-
elçileri gelip hapsolunan Otlamış’ı Haleb’e
yi himaye etmekle hatırınızı kıracak bir durum
gönderelim dediler, senin şimdi Mısır valisi
olamaz. Zira Hülâgû böylesine cüz’i şeylerden
olan kimseye oğlumuzdur demeni uygun gör-
vazgeçmiştir. Muradımız Sivas ve çevresinden
medik. Onu Sultânu’l-Harameyn enkâbıyla
elinizi çekmenizdir. Bunu yerine getirmeniz Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 36
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
güzel bir işaretinizin gereği olduğu anlaşıla-
man olduğunuzu bize yazmıştır. Bizde güven-
caktır. Ancak her halde Allah’ın takdirinden
dik ve sulh için antlaşmaya varılacağı umu-
kaçılmaz ve kimseden korkumuz yoktur…
duyla birkaç kez mektup gönderdik. Ama siz
Karşılıklı yazılan mektupların sonun-
gittikçe artan bir katı tutum içinde oldunuz. Tâ
cusunda Timur Osmanlı’dan bazı kale ve şe-
ki biz ve askerimiz kâfir ve kâfirden daha eşed
hirlerin kendisine verilmesi gibi kabulü müm-
kâfirlerdir demeniz sözü her yerde söylenir
kün olmayan şartlar ileri sürerek açıkça savaş
olmaya başladı. Elçileriniz olan Sungur ve
istediğini belirtmiştir. Bazı kaynaklarda Ti-
Ahmed adamlarınız, uzun süredir yanımızda-
mur’un Yıldırım’ın oğullarından birini de re-
dırlar. İslâmlığımızı ve inancımızı biliyorlar.
hin olarak istediği belirtilir. Ancak bu olay
Hedefimiz Kefe ve Kırım yönüneyken, Şir-
mektuplarda yer almamaktadır.
van’dan geri dönüp tekrar Erzincan’dan O ta-
Timur’un Yıldırım Bayezid’e gönderdiği dördüncü Mektup
rafa varmak icap etti. Semerkand’da bulunan
Şimdiye kadar sulh için çalıştım ve
da askeriyle birlikte bana katılacaktır. İsteği-
nihayet Sivas’a gelmem söz konusu oldu. Kâ-
miz Erzincan’a varmadan ve askerimiz şehirle-
fire fırsat vermemek, İslâm diyarlarını harab
rinize girmeden önce Sivas, Malatya, Elbistan,
etmekten endişe edip Şam tarafına giderek
Erzincan ve Kemah’ın bize bırakıldığını sağ-
Mısır azizinden intikamımızı aldık. Sizin has-
lam bir ahidnâme ile bildirmenizdir. Sulha mu-
ta olduğunuz hususu ağızlarda dolaşırken, biz
halif değilim ve bağlıyım. Bu sulhun bir
bunu fırsat bilip dikkate almadık. Ancak siz
sûretini
fırsat bulunca bize bağlı olan Erzincan’a ge-
Haram’da kapalı muhafaza olunsun ki, kimin
lip valimizi rencide ettiniz. Adamımız olan
bu sulha uyup uymadığı ortaya çıksın.
oğlum Muîneddin Muhammed Sultan Bahadır
Mutahharten sulhu sağlamak için sizin piş-
Mekke-i
Mükerreme’de
Babü'l-
Bu mektuplar Sungur, Ahmed ve Hacı
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 37
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
Bayezid ile gönderildi.
ye düşürmüşlerdir. Rezillerin eline düşen mek-
Yıldırım Bayezid’in Timur’a Cevabı
tubun gecikmesinin sebebi dahi biz olmadığı-
Timur’i Köregen hazretleri, ilgi uyan-
mız hususu malumunuzdur. Bu durumu yaltak-
dıran antlaşmaya dair mektubunuz, ben Si-
lanma olarak görürseniz hayır, asla düşmandan
vas’a geldikten sonra ulaştı. Ben bu sırada
yüz çevirmek âdetimizden değildir. Sulh ve
antlaşma hazırlığı içerisinde bulunuyordum
cengin cezası ve mükâfatı buna sebep olan ta-
ki, Nâgâh (vakitsiz saatte) sulha muhalif bir
rafa aittir. Eğer bir kimse fitneye sebep olursa,
başka mektup Karaman fesatları elinden or-
Allah’u Teâlâ onun cezasını versin…
duyu humâyûnumuza erişti ve antlaşmanın
Bu mektuplardan anlaşıldığına göre
gecikmesine sebep oldu. Devlet erkânımızdan
Timur her defasında isteklerine yenilerini ekle-
akıllı kişiler bu durumu şöyle değerlendirdi-
yerek Yıldırım Bayezid’i savaşa mecbur et-
ler: İkinci mektup ilk karışık dönem içinde
miştir. 20 Temmuz 1402 tarihinde vuku bulan
yazılarak elçiyle gönderildi. Karaman toplu-
Ankara Savaşı’nı Timur kazandı. Yıldırım esir
luğu ki eskiden beri ocağımızın düşmanı ol-
düştü. Kalan ömrünü de esaret altında geçire-
muşlardır. Bunlar elçimizi öldürüp fitne iyice
rek vefat etti. Osmanlı’yı on bir yıllık bir fetret
ayyuka çıkıncaya kadar mektubu sakladılar.
devrine, fütuhatların durmasına, kurulan Ana-
Musâlaha olacağı ihtimalini görünce, bu kez
dolu Türk Siyasî Birliği’nin parçalanmasına ve
bazı rezilleri üzerimize gönderip bizi şüphe-
İstanbul’un fethinin en az elli yıl gecikmesine sebep oldu.
———————————————————————————————————————————————-
KAYNAKÇA 1 Afyoncu, Erhan, Sorularla Osmanlı Tarihi, İstanbul: Yedi-
6 Mantran, Robert, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I, Çev:
tepe Yayınları, 2010.
Server Tanilli, İstanbul: Cem Yayınevi, 1971.
2 Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolijisi,
7 Purgstall, Joseph Von Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, I,
I, İstanbul: Türkiye Yayınevi, 2011.
İstanbul: Milliyet Yayınları, 1966.
3 Daş, Abdurrahman, “Ankara Savaşı Öncesi Timur ile Yıldı-
8 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK
rım Bayezid’in Mektplaşmaları”, 142-152.
Yayınları, 2015.
4 De Lamartine, Alphonso, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker
9 Zinkeisen, Johan Wilhelm, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I,
Yayınları, 1991.
Çev: Nilüfer Epçeli, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2011.
5 İnalcık, Halil, Devlet-i ‘ Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 38
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
ANKARA SAVAŞI 28 Temmuz 1402 tarihinde meydana gelen, XV. yüzyıl Anadolu’sunu derinden etkileyen bu savaşı açıklamaya çalışacağız.
mukabil Timur’un önünden kaçan ve Bağdat’-
Memlûk Sultan'ı Berkuk’un ölümün-
ta hüküm süren Celayirli sultan Ahmed ile Ka-
den (1399) sonra yerine oğlu Ferec geçti. Ti-
rakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf, Sultan
mur’un Hindistan’da büyük bir istilaya giriş-
Bayezid’e sığındılar.1
mesini fırsat bilen Bayezid, Memlûkların ha-
Bu iki düşmanın Bayezid tarafından
kimiyeti altında Maraş ve Elbistan’da hüküm
himaye edilmesi zaten savaş için Anadolu’ya
süren Dulkadiroğulları Beyliğini ele geçirdi
gelen Timur’un bir harp vesilesi daha doğur-
(Ağustos-Eylül 1399). Daha sonra Memlûklar
masına neden oldu. İki hükümdar arasındaki
idaresindeki Malatya ve çevresini zapdetti.
mektuplaşmadan bir sonuç çıkmadı. Timur,
Bu yüzden Osmanlı ile Memlûkluların arası
Osmanlı idaresindeki Sivas’a girerek şehirdeki
açıldı. Berkuk’un ölümünü fırsat bilen Timur,
herkesi kılıçtan geçirtti (Ağustos 1400).2
harekete geçerek 1400 tarihinde Azerbaycan
Malatya’yı da bu sırada Osmanlı’dan
ve Doğu Irak’ta hakimiyetini yeniden kur-
alıp (Eylül 1400) Anadolu’dan Kafkasya’ya
duktan sonra Pasinler’e doğru yol almaya
çekildi. Bu sırada sultan Bayezid ordusu ile
başladı. Bu sırada Bayezid’in itaatini kabul
Kayseri’ye gelmişti. Timur bu muharebeyi ka-
etmeyen Erzincan Emîri Mutahharten Bey ile
bul etmedi. Bayezid’in kendisini, Altınordu,
Bayezid tarafından beyliklerine son verilen
Memlûk ve Hindistan sultanları gibi metbû
Menteşeoğlu, Saruhanoğlu Hızır Şah, Ger-
tanıyacağını ümid ediyordu. Bayezid Timur’un
miyanoğlu Yakub Bey, Aydınoğlu Musa Bey,
teklifini hakaretle reddetti. Timur 1402’de ye-
Timur’a başvurarak bağlılıklarını ve toprakla-
niden Anadolu’ya girdi ve Temmuz ayında
rını geri almak için yardım istediler. Buna
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 39
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
Ankara sahrasına vardı. 300.000 askeri vardı
da Bayezid, Minnet Bey’in ısrarı üzerine çekil-
ve bütün birlikleri çok disiplinliydi. 32 zırhlı
mek kararı verdi. Ne yazık ki atı sürçtü ve
fil ön saflarda dehşet saçıyordu. Bayezid,
Cengiz Han’ın torunlarından “Çağatay Han”
1200 askerle geldi. 28 Temmuz sabahı çarpış-
unvanına sahip Mahmud tarafından esir edildi
ma başladı. Sultan Bayezid’in tahtlarından
(20 Temmuz 1402). Padişahla birlikte şehzade
mahrûm ettiği Anadolu Türkmen beylerinin
Musa, Minnet Bey, Mustafa Bey, Ali Bey,
hepsi Timur’a sığınmıştı, onun ordusundaydı-
Firuz Bey ve Beylerbeyi Timurtaş ile oğlu
lar. Bunun üzerine Osmanlı ordusu dağıldı.3
Yahşi Bey Timur’un eline düştüler. Şehzade
Sultan Bayezid, 10.000 yeniçerisiyle
Süleyman, Mehmed ve İsa kurtulabilmişlerdi.4
bir tepenin yamacında kahramanca savunma-
Timur’a esir düşen Sultan Bayezid, ye-
larda bulundu. Bu sırada sadrazam Ali Paşa,
di ay on iki gün esir yaşadı. Konya yakınların-
Yeniçeri Ağası Hasan ve Subaşı Ayna Bey,
daki Akşehir’de 3 Mart 1403’te öldü. Cenazesi
büyük şehzade Süleyman’ı aralarına alıp
Bursa’ya gönderildi. Onunla beraber esir dü-
onunla birlikte batıya çekildiler. Amasya bey-
şen iki oğlundan Musa Çelebi’yi Timur, babası
leri de Şehzade Mehmed’i yanlarına alarak
ölünce serbest bıraktı. Daha büyük oğlu olan
doğu tarafına çekildiler. Sultan Bayezid bu
Mustafa Çelebi’yi ise Semerkand’a götürdü.
olumsuzluklara rağmen 10.000 yeniçerisiyle
Yıldırım Bayezid’in saltanatı on üç yıl olup 43
akşama kadar bütün gün düşmanın saldırıları-
yaşında öldü. “Sultân-ı Iklîm-i Rum” unvanını
na karşı koydular. Yeniçeriler yorgunluktan
alarak, kendisini Doğu’nun ve Batı’nın en bü-
ve susuzluktan güçsüz kalarak Tatarlar tara-
yük sultanı ilan etti.5
fından öldürüldüler. Ancak gece yaklaştığın-
Savaştan sonra Timur Anadolu’yu bir
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 40
-————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
kasırga gibi kırıp geçirdi. Binlerce kişiyi esir
korudu. Bu bölge Osmanlı Devleti’nin ağırlık
aldı. Anadolu Beyliklerini yeniden canlandı-
merkezi durumuna geldi. Bayezid zamanında
rarak, Osmanlılarda dahil olmak üzere hepsi-
uygulamaya başlanan merkezi bir imparatorluk
ni kendisine tâbii kıldı. Böylece Anadolu’nun
sistemi, bu savaş neticesinde çökerken Osman-
birliği parçalandı. Osmanlı devletinin Anado-
lı imparatorluğunun kuruluşu yarım asır gecik-
lu’daki sınırları ise hemen hemen I. Murad
ti. Ayrıca, Osmanlı hanedanına mensup kimse-
devri başlarındaki sınırlara çekildi. Buna kar-
ler arasında iç çekişmeler ve savaşlar çıkmaya
şılık Timur’un tesiri sahasından uzakta kalan
başlandı. Bu da fetret devrenin başlamasına
Rumeli, Uc beyleri sayesinde bütünlüğünü
neden oldu.6
———————————————————————————————————————————————-
DİPNOTLAR 1 İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı
2 İ. Şahin, 163; H. İnalcık, 71; J.V. Hammer, 111; E. Gülsoy,
Siyasî Tarihi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, X,
42; Y. Halaçoğlu, 211.
İstanbul, Çağ Yayınları, 1992, 163; Halil İnalcık, Devlet-i
3 Y. Halaçoğlu, 211; Yılmaz Öztuna, “Osmanlı Devleti Tarihi”,
Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I Kla-
I, Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınlar, 1998, 82-83; E.
sik Dönem (1302-1606) Siyasal, Kurumsal, ve Ekonomik
Gülsoy, 42; İ. Şahin, 163; H. İnalcık, 72; J.V. Hammer, 113;
Gelişim, İstanbul: Kültür yayınları, 2009, 71; J. Von,
J.W. Zinkeisen, Çev: N. Epçeli, 269.
Hammer, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I, İstanbul: Kumsaati Yayınlar, 2011, 111; Ersin Gülsoy, Osmanlı Tarihi
4 Y. Halaçoğlu, 211; J.V. Hammer, 115; İ. Şahin, 164; E.
El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayınları, 2013,
Gülsoy, 42; Y. Öztuna, 83; H. İnalcık, 74; J.W. Zinkeisen, Çev:
42; Yusuf
N. Epçeli, 275.
Halaçoğlu, “Ankara Savaşı Yıldırım Bayezid ile Timur Arasında Ankara Yakınlarında Çubuk Ovasında 28 Temmuz
5 Y. Öztuna, 83-84; E. Gülsoy, 42;Y. Halaçoğlu, 211; J.W.
1402’de Meydana gelen Savaş”, DİA, Eskişehir 1997, 210;
Zinkeisen, Çev: N. Epçeli, 281.
Johann Wilhelm Zinkeisen, Çev: Nilüfer Epçeli, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (1299-143), I, İstanbul: Yeditepe, 2011,
6 İ. Şahin, 164; Y. Halaçoğlu, 211.
268-269.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 41
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
ANKARA SAVAŞI’NDAN SONRA ANADOLU’NUN VE OSMANLI DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU Padişahsız kalan bir coğrafyanın dramatik durumunu anlatmaya çalışacağız.
Bayezid tahta geçtikten sonra hem
günde yok etti. I. Bayezid, geniş toprakların
Anadolu hem de Rumeli’ye yönelik seferleri-
tek başkentten yönetilebileceği merkezî bir
ni başlattı. Anadolu’da gerek Karaman-
devletin altyapısını kurmayı başarmıştı. Mer-
oğulları gerek de Candaroğulları ve Kadı
kez teşkilatını güçlendirmiş iken Timur ile gi-
Burhaneddin Devletiyle uğraşıyorken ayrıca
rişti savaştan sonra bütün düzen yok oldu.
Rumeli’de problemlerle uğraşırken devleti
Ankara Savaşı’nda alınan mağlubiyet
müşkül durumda bırakacaklardır; öte yandan
sonrası, I. Bayezid’in oğulları uzun sürecek bir
Macaristan ve Eflak gibi Balkan devletleri de
taht kavgasına tutuşmuşlardır. Ayrıca düzene
Osmanlılar Anadolu problemleri ile ilgilenir-
konulan Anadolu ve Osmanlı Devleti’nde karı-
ken saldıracaklar ve hakimiyet alanların Os-
şıklıklar meydana geldi. I. Bayezid, Ankara
manlıların aleyhine genişleteceklerdir. Bu iki
Savaşı’nda esir düştükten sonra bir süre Ti-
bölge ile ilgilenen I. Bayezid buralar üzerinde
mur’un elinde tutsak olarak yaşadı. Timur, An-
fetih politikasını uygularken ve I. Bayezid
kara Savaşı’nın ardından Anadolu beyliklerine
gücünün zirvesinde iken Timur tehlikesi Ana-
ait olan toprakları iade etmiş, bu toprak iadesi
dolu’da baş gösterdi. Timur’un otoritesini
beylikler ve boylar arasında tekrar mücadele
kabul etmeyen I. Bayezid, Timur’un karşısına
girişimi ile ülkede bütünü bozup karmaşığa
çıktı. Ancak savaş meydanında esir düşüp
sebep olmaktı keza geri kalan topraklarında
Osmanlı Devleti’nin bütün kazanımları tehli-
oğulları arasında paylaştırdı. Kardeşler arasın-
keye girdi. Ankara Savaşı, Bayezid’in salta-
daki ilk mücadele İsa Çelebi ile Musa Çelebi
nat yılları boyunca kazandığı her şeyi bir
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 42
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
arasında başladı. Musa Çelebi ile İsa Çelebi
Çelebi oldu. Mehmed Çelebi, Bursa’yı ele ge-
arasında Bursa hakimiyeti için başlayan çatış-
çirdi. Kardeşi İsa Çelebi ise önce Yalova’ya
maların galibi Musa Çelebi oldu. Lakin İsa
ardında da İstanbul’a kaçmak durumunda kal-
Çelebi, daha sonra gücünü toplayarak kardeşi
dı. Bursa’ya giren Mehmed Çelebi, 1404 yılın-
Musa Çelebi’yi yenmeyi ve şehri ele geçir-
da burada hükümdarlığını ilan etti.
meyi başardı. Musa Çelebi ise önce Kütah-
Böylece Anadolu'nun büyük bir kısmı-
ya’ya ardından da Karamanoğulları’na sığın-
na hâkim olan Mehmed Çelebi Emir Süleyman
mak zorunda kaldı. Bu gelişmeler yaşanırken,
ile mücadeleye hazırlanmaya başladı. Edirne'-
Mehmed Çelebi ise Amasya ve Sivas yörele-
de bulunan Emir Süleyman da Mehmed Çele-
rine hâkim olmuştu. Şu halde, Ankara Sava-
bi'nin Anadolu'daki faaliyetlerini yakından ta-
şı’nın ardından Süleyman Çelebi Edirne’de,
kip ediyordu. İsa Çelebi'nin yenilgisini duyun-
İsa Çelebi Balıkesir ve Bursa’da, Musa Çele-
ca Çandarlı Ali Paşa ile birlikte kuvvetli bir
bi kısa bir süre Bursa’da, Mehmed Çelebi ise
ordunun başında Anadolu'ya geçti ve Bursa'yı
Amasya’da Timur’a tabiiyetlerini bildirmek
aldı. Çelebi Mehmed karşı kayamayarak
koşuluyla hükümdarlıklarını ilân ettiler. As-
Amasya 'ya çekildi. Süleyman Çelebi Ankara'-
lında tüm tarafların hedefinde olan şehir Bur-
ya ilerledi ve burasını da ele geçirdi. Bununla
sa’ydı. Burada İsa Çelebi’nin egemenliği baş-
beraber Mehmed Çelebi mücadeleden vazgeç-
ladıktan bir süre sonra, Mehmed Çelebi, kar-
medi.
deşi İsa Çelebi’ye başvurarak Anadolu’yu aralarında paylaşmayı teklif etti. İsa Çelebi’-
Nitekim ertesi yıl Yenişehir ovasında
nin bu paylaşımı reddetmesi üzerine, iki taraf
Emîr Süleyman ile karşılaşıp mağlup olarak
Ulubâât’ta savaştı ve savaşın galibi Mehmed
yine Amasya'ya dönmüşse de onu Rumeli'ye
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 43
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
çekilmeye zorlamak için çareler aramaya baş-
laştı. İki taraf arasında İstanbul yakınlarında
lamıştır. Bu düşünce ile Karamanoğlu Meh-
meydana gelen savaşta Sırp kuvvetlerinin son
med Bey'in yanında bulunan Musa Çelebi'yi
anda Emîr Süleyman tarafına geçmesi üzerine
kendisine tabi kalması şartıyla Rumeli'ye
Musa Çelebi mağlup oldu ve Eflak'a kaçtı.
göndermeye karar verdi. Ona bir miktar kuv-
Osmanlı şehzadeleri arasındaki saltanat
vet vererek Eflak üzerinden Rumeli'ye geç-
mücadelelerinden daima faydalanmayı düşü-
mesini sağladı (1409).
nen İmparator Manuel, şehirde çok az kuvvet
Emîr Süleyman'ın Anadolu'da bulun-
olduğu için Musa Çelebi'nin İstanbul'u ele ge-
duğu sırada Eflak'a geçen Musa Çelebi bura-
çirmesinden korkuyordu. Bu amaçla, Bursa'da
dan Tuna'ya doğru ilerlemeye başladı. Rume-
bulunan Mehmed Çelebi'yi Rumeli'ye geçir-
li beyleri ve tımarlı sipahilerinin kendisine
mek üzere şehre davet etti. Çelebi Mehmed,
katılmasıyla güçlenen Musa Çelebi Eflak ve
Gebze Kadısı Fazullah'ın İstanbul'a giderek
Sırp kuvvetleri tarafından da destekleniyordu.
imparatorla anlaşmasından sonra İstanbul üze-
Musa Çelebi'nin Rumeli'ye geçtiğini haber
rinden Rumeli'ye geçti ve Çatalca civarında
alan Süleyman Çelebi telaşa düşerek Gelibolu
bulunan İnceğiz'de Musa Çelebi ile savaşa gi-
üzerinden Edirne'ye gitti. Bu suretle Anado-
rişti (Ekim 1412). Ancak Musa Çelebi emrin-
lu’da serbest kalan Mehmed Çelebi Ankara,
deki 7000 yeniçeriyle Mehmed Çelebi kuvvet-
Bursa ve çevresini tekrar ele geçirdi. Emîr
lerini mağlup etti. Mehmed Çelebi çok az bir
Süleyman, Eflak ve Sırp kuvvetleri tarafından
Mehmed Çelebi çok az bir kuvvetle İstanbul’a
desteklenen Musa Çelebi'ye karşı Bizans im-
kaçıp Bizans gemileriyle Anadolu'ya geçti.
paratorundan da yardım alarak onunla karşıYazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 44
————————————————
Kapak Dosyası———————————————–———
Emrindeki beylerin kendisini terk et-
Çelebi Mehmed, hayatta kalan son kar-
mekte olduğunu gören Musa Çelebi önce
deşi Musa Çelebi'nin de ortadan kalkmasından
Zağra'ya, oradan da Filibe civarındaki Değir-
sonra Edirne'de kendisini Osmanlı Devleti'nin
mendere'ye çekildi. Nihayet Çelebi Mehmed
yegâne hükümdarı olarak ilan edildi.
ile Musa Çelebi kuvvetleri Sofya'nın güne-
Çelebi Mehmed, önüne çıkan bütün
yinde, Samakov kasabası yakınlarındaki Ça-
zorlukları aşarak babası Yıldırım Bayezid tara-
murlu sahrasında karşı karşıya geldiler. Ya-
fından büyük güçlüklerle kurulan merkezî dev-
nında bulunan az sayıdaki yeniçerilerle sava-
leti dağılma sürecine götüren gelişmelere son
şa giren Musa Çelebi büyük bir cesaretle çar-
verdi. Kuruluşunun daha ilk yüzyılı sonunda
pışmasına rağmen kuvvetleri dağıldı ve ken-
karşılaştığı bu büyük sarsıntıyı atlatmayı başa-
disi de yaralı olarak Eflak'a doğru kaçmak
ran Osmanlı Devleti‘nin, içte ve dıştan eski
istedi. Ancak onu takip eden Bayezid Paşa,
gücüne erişmesi için gerekli olan şartları hazır-
Mihaloğlu Vahşi Bey ve Burak Bey gibi
lamış oldu. Bu suretle, 1243 Kösedağ’ından
emirler tarafından yakalanarak Mehmed Çe-
sonra, Anadolu‘nun içine sürüklendiği ve uzun
lebi'nin yanına götürüldü ve boğduruldu (5
yıllar devam eden bunalımın benzeri bir duru-
Temmuz 1413). Naaşı Bursa'ya getirilip ba-
mun yaşanması önlenmiş oldu.
basının türbesine defnedildi.
———————————————————————————————————————————————-
KAYNAKÇA 1 Aka, İsmail, Timur ve Devleti, Ankara: TTK Yayınları, 1991.
7 Kolçak, Özgür, Merkeziyetçi Devletin Doğuşu ve Çöküşü,
-------------, “Timurlular”, Doğuştan Günümüze Büyük İs-
Osmanlı Tarihi (1300-1566), Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
lâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 181-300.
Yayınları, 42-62.
2 Başar, Fahamettin, “Fetret Devri”, DİA, 480-482. 8 Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Ankara: TTK 3 Çetin, Halil, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı,
Yayınları, 2015.
İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012.
9 Öztürk, Necdet,” Fetret Devri ve Osmanlı Hâkimiyetinin
4 Danişmend, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronoloji-
Yeniden Tesisi”, Türkler, IX, 408-465.
si, I, İstanbul: Ofset Yayınları, 2011.
10 Purgstall, Joseph Von Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, I,
5 de Lamartine, Alphonse, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker
Çev: Mehmet Ata Bey.
Yayınları, 1991.
11 Şami, Nizamüddin, Zafernâme, Çev: Necati Lugal, Ankara:
6 İnalcık, Halil, Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu
TTK Yayınları, 1987.
Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür
12 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK
Yayınları, 2015.
Yayınları, 2011.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 45
————————————————
Marjinal Kimlikler———————————————–——
TİMURLENK Tarihe damga vurmuş, Ortaçağ Ortadoğusuna terör estiren bir marjinali tanıtmayı çalışacağız.
Moğol İmparatorluğu Cengiz Han’ın
tay Hanlığında birçok karışıklık meydana gel-
ölümünden sonra bir çıkmaza girmişti. Cen-
miştir. Nitekim Tarmaşirin Han (1326-1334)
giz Han’ın ölümünün ardından 1229 yılında
İslâmiyet’i kabul ederek, Alâaddin adını aldı.4
oğlu Ögeday, han ilân edilmişti. Fakat diğer
Tarmaşirin Han’ın radikal bir değişikliği ise
oğlu Çağatay, kanun ve töre uzmanı olarak
göçebelikten vazgeçip yerleşik hayatı tercih
anılıyordu.1 Moğollar töreye olan bağlılıkla-
etmek idi. Fakat bu tercihi pek hoş karşılanma-
rından dolayı Çağatay, çok saygın biri olarak
dı. Han tahtan indirilerek Moğol beyleri tara-
anılıyordu. Çağatay, İslâmiyet’e pek iyi gözle
fından öldürüldü.5 Tarmaşirin Han’ın ölümü
bakmıyordu. Çünkü titizlikle uyguladığı Cen-
sonucu İslâmiyet etkisini yitirdi. Tarmaşirin
giz Yasası İslâmiyet’in esasları ile uyuşmu-
Han’ın olayı etkisini sürdürürken bir olay daha
yordu. Nitekim Çağatay’ın ölümünden sonra
patlak verdi. Moğol boy beylerinden Kazagan
(1242)2 Sedid A’ver şu kasideyi yazmıştır:
Han ayaklanarak, Moğol şehzadelerinden biri-
‘’Saldığı korkudan kimsenin suya giremediği
ni han ilân etti. Bunun neticesinde Kazan Han
adam, şimdi kendisi ölümün engin ummanın-
öldürülüp (1346) idare Kazagan’ın eline geçti.
da boğulmuş bulunuyor’’.
Fakat oda pek fazla etkili olamadı, 1358 yılında güveyisi tarafından öldürüldü. Çağatay
Çağatay’ın ölümünden (1242) Timur-
Hanlığında bu olaylar patlak verirken Timur
’un 9 Nisan 1336 yılında doğumuna kadar
yirmili yaşlarındaydı.
Çağatay Hanlığının başına birçok han geçYıldızların bahtına hükmeden hüküm-
miştir.3 Fakat özellikle XV. Yüzyılda Çağa-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 46
————————————————
Marjinal Kimlikler———————————————–——
dar cihangir, asrın imparatoru, yedi düvelin
ve Cengiz Han ile aynı soydan geldiğini gös-
yenilmez padişahı, Tanrı’nın kırbacı Timur-
termek için sahte bir soy kütüğü düzenlemiş
’un hayatının ilk yıllarına ait fazla bir bilgi-
olduğunu söyler. Fakat İsmail Aka, Timur ve
miz yoktur. O, 9 Nisan 1336 tarihinde On iki
ailesinin küçümsenecek kimseler olmadıkları-
Hayvanlı Türk Takvimine göre Sıçan yılında
nı, Timur’un babası Turagay’ın mütevazı ve
Keş yakınlarındaki Hoca Ilgar
dindar bir kimse olup vaktinin
köyünde doğmuş olup babası-
çoğunu din adamları ile sohbetle
nın adı Turagay, annesinin adı
geçirdiğini, siyasî işlerle ilgilen-
Tekina Hatun idi.6 Barthold,
meyip bu gibi işleri akrabaların-
Timur’un da tıpkı Cengiz Han
dan Emîr Hacı’ya bırakmış oldu-
gibi, Kazagan’ın ölümünden
ğunu söyler.7 İsmail Aka, aynı
sonra baş gösteren karışıklık
zamanda Turagay’ın bütün Ça-
yıllarında bir eşkıya çetesi rei-
ğatay ulusunda itibarlı bir bey
si sıfatı ile faaliyet meydanına
olduğunu dile getirir
atıldığını, babası Turagay’ın
Timur’un 1360-1370 yıl-
Mâverâünnehir ve Moğolistan’daki birçok
ları arasında siyasî faaliyetlerine dair pek fazla
nüfuzlu beyler ile münasebeti olmasına rağ-
bilgi bulunmamaktadır. Timur, bu on yıl içinde
men Kazagan devri olayları arasında ne Ti-
zaman zaman Çağataylar ile Moğollar arasın-
mur’un babası, ne de Timur’un adlarının anıl-
daki mücadeleye katılıyor, kendisine müttefik-
madığını ifade eder. Barthold aynı zamanda
ler edinerek, etrafına sadık silah arkadaşları
Timur’un kendisini asilzade olarak tanıtmak
topluyor ve bunları özellikle kendi boyu olan
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 47
————————————————
Marjinal Kimlikler———————————————–——
Barlas boyundan8 seçiyordu. Aynı zamanda
yet duvara tırmanmayı başardı. Timur, karın-
Timur bu on yıllık süreçte yoğun olarak mü-
canın durumunu kendi durumuna benzeterek,
cadelelerde bulunuyordu. Nitekim akrabalık
yeniden faaliyete geçmek ve büyük bir devlet
bağı bulunan Mâverâünnehir hâkimi Emîr
kurmak ümidi ile faaliyete geçti’’.
Hüseyin ile yola çıkmıştı. Sistan hâkimi Emîr
Bu olaydan sonra Timur ve Hüseyin
Fahreddin, Timur ve Hüseyin’den yardım
Belh
talep etmişti. Fakat yardım edildikten sonra
ve
Keş
şehirlerini
ele
geçirip
Mâverâünnehire hâkim oldular.10 Fakat Emîr
verdiği sözleri yerine getirmedi. Hatta Sistan
Hüseyin ile Timur’un arası açıldı. Emîr Hüse-
olayından sonra yola devam ederlerken önleri
yin Timur’u ve beylerini tutuklattı. Nihayet
kesildi ve Timur’un eline ok isabet etti. Ayrı-
1370 yılında Timur, Cengiz Han soyundan
ca ayağının sakatlanması da bu olayda ger-
Suyurgatmış’ı hanlık tahtına oturtup Emîr Hü-
çekleşmiştir.9 Timur ile karınca arasındaki
seyin üzerine yürüdü. Emîr Hüseyin’in öldü-
meşhur hikaye de onun bu müşkül zamanları-
rülmesi sonucu haremi ve hazineleri Timur’un
na aittir. Bu hikaye şöyledir: ‘’Timur, yaralı
eline geçti. Kazan Han’ın kızı Saray Mülk Ha-
olarak bir gün duvara dayanmış üzüntü içeri-
nım da bunların arasındaydı. O, Timur’un ha-
sinde oturuyordu. Eli ve ayağı tutmaz oldu-
reminde ‘’baş hatun’’ veya ‘’büyük hatun’’
ğundan, bundan böyle en iyisi her şeyden eli-
olarak anıldı. Aynı zamanda bu evlilik Saray
mi-eteğimi çekip bir köşeye çekileyim diye
Mülk Hanım’ın han kızı olması dolayısıyla
düşünüyordu. O sırada zayıf bir karınca duva-
Timur’a ‘’Kürekan’’ (han güveyisi) unvanını
ra tırmanmaya başladı. Fakat biraz sonra düş-
taşımaya hak kazandırdı. Daha sonra Belh şeh-
tü. Karınca birkaç defa düştükten sonra, niha
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 48
————————————————
Marjinal Kimlikler———————————————–——
ri tahrip edildi ve Semerkand’a gelinerek, Timur burada 9 Nisan 1370 tarihinde tahta oturdu. Fransız tarihçi Renê Grousset Timur hakkında şöyle demektedir:11 Bütün yaptıklarıyla Timur, bu klasik trajedide toplanmıştır. Onda hâkim olan taraf sonu gelmez bir Makyavelizm, hikmeti hükümetle bir tutulan devamlı bir riya idi. O, Fouche’nin
itaat etmesindeki, oyun icap ettirdiği zaman da çekilip gitmesindeki soğukkanlılığı Cengiz Han’ı hatırlatmaktadır. Moğol fatihi gibi Mâverâünnehir’li şefin de ilk zamanları oldukça karanlıktır. Kabiliyetsiz Vang Han’ın idaresinde hizmet ettiği gibi o da emir altında, kıymetsiz bir bey olan Emîr Hüseyin’in emri altında hizmet etmeye razı olmuştur. Timur’un Horasan’a kaçışı, Seistan’dan Taşkent’e kadar geçirdiği ruhunu
içinde
saklayan
bir
maceralı
hayat
Cengiz
Han’ın
Balcuna üzerindeki kötü günlerini hatırlatmak-
Napolyon,
tadır. Cengiz Han Kerait hükümdarlarıyla bo-
Attilla’nın soyundan bir Filip II (Philippe II)
zuşmakta ne kadar vicdani endişe göstermişse
idi. Bu İspanyol hükümdar gibi ‘’ciddi ve dü-
O da Hüseyin’le münasebetinde hiç olmazsa
şünceli, neşeye düşman’’, onun gibi sofu; fa-
resmî surette o kadar endişeli görünmüştür.
kat tecrübeli ve tedbirli bir kumandan olduğu
Fakat Cengiz Han, eserinin sonuna kadar git-
kadar heyecan dolu bir asker, bununla birlikte
miş, kendisini doğrudan doğruya kağan, ulu ve
sanatkarların ve ediplerin dostu bir Şirazî gibi
tek imparator ilân etmişti. Kendisinin ikinci
farisî şiirden zevk alan bir şahsiyet… İşte
derecede bir bey olduğu bahanesiyle meşruiyet
Belh’in zaptıyla Orta Asya hâkimi vaziyetine
itibarıyla kendisinden daha haklı olan eski Mo-
gelmesi tamam olan adam bu idi. Yükselişin-
ğol hükümdarları soyundan birisini kendi üstü-
deki hesaplı yavaşlık ve lazım geldiği zaman
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 49
————————————————
Marjinal Kimlikler———————————————–——
ne koyup kukla vaziyetinde saklamayı düşün-
tamış, Timur’a kafa tutmaya başladı.14 Nitekim
memiş ve hele Uzak Doğu Kerait hükümdar-
20 Haziran 1391 tarihinde Kundurca mevkiin-
larının veya Kin imparatorunun küçük oğlu
de karşılaştılar ve Timur’un zaferiyle sonuç-
perdesi altında fethetmeyi aklına getirmemiş-
landı. Timur 1392 yazında beş yıllık sefer
ti.
(1392-1396) diye anılan sefere çıktı. Timur, Bağdad’ı ele geçirdi.15 Bu dönemde Anadoluda
Dünyayı iki hükümdarın egemen ol-
siyasî bir birlik bulunmuyordu. Timur’un
ması kadar değerli bulmayan Timur, tahta
Bağdad kapılarına gelip dayanması birçok
oturduktan sonra üç yıllık sefer (1386-1388)
devlette huzursuzluklara yol açtı. Bu tehlike
adı verilen sefer sırasında Azerbaycan’ı ele
karşısında Osmanlılar, Memlûkler, Altın Ordu
geçirdi.12 Onun ordusunu yüreklere dehşet
ve Sivas’ta tedbirler alınırken, Anadolu beylik-
salan bir görüntü sergilediğini yazan XIV. yüzyıl
tarihçisi
Suriyeli
İbn
lerinde sevinç havası esmeye başlamıştı. Yak-
Arabşah,;
laşan tehlike Bayezid, Berkuk, Toktamış ve
‘’Timur’un ordusu sefere çıktığında, sanki
Kadı Burhaneddin Ahmed’i birbirine yaklaştır-
vahşi hayvanlar yeryüzüne salınmış, gökteki
mıştı.16 Fakat Erzurum’a kadar gelen Timur, 15
yıldızlar yere yağmış, dağlar ayaklanmış,
Nisan 1395 tarihinde Terek ırmağı kıyısında
kubbeler devrilmiş ve saldırıya geçtiğinde,
Toktamış’a karşı zaferle döndü. Bu zaferden
yer yerinden oynamış olurdu’’ söyler.13 Azer-
sonra 1395/96 kışında Şirvan’da Samur ırmağı
baycan’ın zaptı sonrası Timur’un desteğiyle
kıyısında Bayezid’e gönderdiği mektubunda;
Altın Ordu’nun hâkimiyetini ele geçiren Tok-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 50
————————————————
Marjinal Kimlikler———————————————–——
Berkuk ile Kadı Burhaneddin’e haddini bildi-
Bu olaylar zuhura gelirken, Osmanlı
receğini söylüyor, Bayezid’i de tehdit ediyor-
sultanı ile Timur’un aralarında gidip-gelen elçi
du.
ve mektuplar aracılığıyla anlaşmaları mümkün olmadı. Nitekim Niğbolu zaferi ile kendisine
Hindistan seferi sonucunda Anadolu’-
güven gelen Bayezid de Timur’u tehdit etmeye
da Kadı Burhaneddin ve Berkuk’un ölüm-
başladı. Bunun neticesinde Timur 1402 mar-
leri17 ve Bayezid’in silah zoru ile gerçekleştir-
tında Azerbaycan’dan Anadolu’ya doğru hare-
diği ilhakın bölgede yarattığı hoşnutsuzluk,
kete geçti. Kemah, Sivas, Kayseri, Kırşehir
Timur’un pek büyük bir güçlük ile karşılaş-
yoluyla Ankara’ya geldi. Ankara’da vukua ge-
mayacağını gösteriyordu. Bütün bu şartları
len savaşta (28 Temmuz 1402) Osmanlı ordu-
değerlendiren Timur, 1399 eylülünde batıya
su hezimete uğrayıp dağıldı, Bayezid ise esir
doğru yeniden sefere çıktı. Yedi yıllık sefer
düşmüştü.18 Timur, Bayezid’i çok iyi ağırla-
(1399-1404) adı verilen bu seferde Timur,
mıştı. Fakat Bayezid’i kaçırma planları netice-
Suriye’ye gelerek Halep, Hama, Humus ve Dımaşk
gibi
şehirleri
ele
sinde onu kafese koymuştu.19 Bu savaş sonu-
geçirerek,
cunda Bizansın elli yıl daha ömrü uzamış, Ru-
Memlûklere ağır bir darbe indirmiş, ardından
meli’de fetihler durmuş ve Anadoluda siyasî
Bağdad üzerine gidip burasını da tekrar fet-
birlik bozulmuş idi. Savaşın sonrasında Ana-
hettikten sonra Tebriz’e geldi.
dolu beyliklerini canlandırdıktan sonra Semer–
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 51
————————————————
Marjinal Kimlikler———————————————–——
kand’a dönen Timur, Çin’e doğru çıktığı yeni
ladığı bu meziyetler, onu üstün bir önder ve
bir sefer sırasında ölümü (18 Şubat 1405),
herkesin taptığı bir savaş tanrısı haline getir-
kurduğu devletin kaderi üzerinde büyük bir
mişti. Timurlenk şan peşinde koşuyordu ve
etki yaptı. Cengiz Han’ın ölümünden sonra
eski ya da yeni tüm fatihlerde olduğu gibi,
bütün arzuları yerine getirildiği halde, Timur-
onun yönetimi sırasında da çok kan dökülmüş-
’un vasiyetine asla uyulmamıştır. P.M.
tü. Bu katliamları, kimi zaman misilleme ola-
SYKES’in tabiriyle: ‘’ Yıldızlara hükmeden
rak, kimi zaman siyaset gereği yapmıştı, fakat
hükümdar, Timurlenk, tarihte bilinen en bü-
sırf vahşetten kaynaklananlar da yok değildi’’.
yük Asyalı fatihti. Küçük bir oymak beyinin
Böyle bir önderin vasiyeti yerine gelmemişti.
oğlu olarak dünyaya gelmişti; cesaretine hiç
Timur’un torunu Pîr Muhammed’i veliahd ta-
diyecek yoktu; bunun yanı sıra fevkalade arif,
yin ettiği bilinmekle birlikte kimse onun hü-
eli açık, tecrübeli ve kararlıydı; şahsında top-
kümdarlığını tanımamış ve adına sikke kestirmemiştir.
———————————————————————————————————————————————-
DİPNOTLAR 1 Alaaddin Ata Melik Cüveynî, Tarih-i Cihan Güşa, Çev:
11 Renê Grousset, Stepler İmparatorluğu, Çev: Halil İnalcık,
Mürsel Öztürk, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1999, 95.
Ankara: TTK Yayınları, 2015, 411-412.
2 Mustafa Kafalı, “Çağatay Hanlığı”, Türkler, VIII, 346.
12 İsmail Aka, “Timurlular”, Türkler, VIII, 517.
3 İsmail Aka, “Timurlular”, DİA, 177.
13 Justin Marozzi, Timurlenk, Çev: Hülya Kocaoluk, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2007, 27.
4 Sabri Hizmetli, “Çağatay Devleti”, Türkler, VIII, 356. 14 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK 5 Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı,
Yayınları,2011, 301.
İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012, 34. 15 Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi,
6 İsmail Aka, Mirza Şahruh ve Zamanı, Ankara: TTK Yayın-
Çev: Mehmet Ata Bey, 328-329.
ları, 1994, 6; Sadettin Baştürk, Timur’un Anadolu-Ortadoğu Seferleri Döneminde Maraş ve Dulkadiroğulları İlişkileri, 399.
16
İsmail Yiğit, Memlûkler, İstanbul: Kayıhan Yayınları,
2008, 104. 7 İsmail Aka, Timur ve Zamanı, Ankara: TTK Yayınları, 1991, 4.
17
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve
Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara: TTK Yayınları, 8 A. Zeki Velidi Togan, “Emir Timur’un Soyuna Dâir Bir Araş-
2011, 164-165.
tırma”, Tarih Dergisi, XXVI, 1972, 80. 18 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret 9 İsmail Aka, “Timurlular Devleti”, Doğuştan Günümüze
Işıltan, Ankara: TTK Yayınları, 2015, 512-513; Halil İnalcık,
Büyük İslâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 190.
Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, 68.
10 Wilhelm Barthold, Uluğ Bey ve Zamanı, Çev: İsmail Aka, Ankara: TTK Yayınları, 1997, 17.
19 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul: Ofis Yayınları, 2011, 147; Alphonse de Lamartine, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Toker Yayınları, 1991, 141.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 52
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
XV. YÜZYILDA ANADOLU’NUN SOSYAL ve İKTİSADÎ YAPISI Ankara Savaşı’nın meydana geldiği dönemde Anadolu’nun Sosyal ve İktisadî yapısını öğrenmek ister misiniz? Açıklamaya çalışacağız. İnsan topluluklarından her birinin,
zandı Osmanlılar farklı kültür ve dinlere karşı
hayatları boyunca yaptıkları ve yarattıkları
o çağlara göre büyük bir toleransa sahipti. Os-
her türlü maddî ve manevî unsurlar bütünlü-
manlı Hânedanı’nı yöneten erkekler, eşlerini
ğüne kültür adı verilir.1
çeşitli etnik guruplarda aldılar ve bu nedenle
Osmanlı Türkleri, kuruluş öncesi yüz-
sultanlar karışık ırk ve kültürel mirasa sahip
yıllardan beri birlikte getirdikleri Arap ve
oldular.2
Pers İslâm kültürlerinin geleneklerinden ve
Osmanlı’da eğitim öğretim medreseler-
dillerinden büyük ölçüde etkilenmişlerdi.
de yapılmaktaydı. İlk medrese ise Orhan Bey
Anadolu’ya yerleştikten sonra başta Yunan,
döneminde kurulmuştur. Ardında Sahn-ı Se-
Ermeni ve Yahudi olmak üzere yerli halkları
man ve Sahn-ı Süleymaniye medreseleri açıl-
kültürleriyle bir ölçüde kaynaştılar. Böylece
mıştır. Medreselerden sonra en önemli okul
eklektik tarzda bir Osmanlı Kültürü ortaya
Enderun Mektebi’dir.3
çıktı. Özellikle İmparatorluk haline geldikten
XV. yüzyıl, Osmanlı toplum yapısı bel-
sonra diğer kültürlerle değişim süreklilik ka-
li bir geleneksel ve klasik şekle bürünmeye
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 53
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
başlaması bakımından ayrı bir önem taşımak-
hangisinin tahta geçeceği konusunda devlet
tadır.
yönetiminde ki etkili gurupların yani ümera, XIII. ve XIV. yüzyılların siyasî, sos-
ulema ve benzerlerinin tercihleri önemli rol
yal ve demografik şartlarda kendini gazaya
oynamaktaydı.
adamıştır. Ancak küçük ve görünüşe göre
Dönemin Osmanlı toplumunun kültürel
önemsiz bir uç beyliğinden eski Bizans top-
temeli, kişiye dayalı ve kişiselleşmiş ilişkiler
raklarını da adım adım katarak gittikçe büyük
modeli üzerine kurulmuştur. Buna göre kariz-
bir devlete doğru seyir etmiştir. Osmanlının
matik unsurun da aktif bir biçimde yerini aldı-
askerî ve siyasî gücü otoritesinin giderek ken-
ğı sosyokültürel yapı padişah-kul, baba-evlat,
dini daha çok kabul ettirdiği ve bu durumun
hoca- talebe, pîr-mürid gibi kişiye bağlılık ve
İstanbul’un fethinden itibaren daha belirgin
patrimoniyal ve karizmatik ilişkiler ve buna
bir hal aldığı görülmektedir.
göre oluşan patronaj ağı üzerine temellenmiş
Orta Asya’nın hanlık geleneğini bir
olmaktadır. Öte yandan farklılaşmış bir sosyal
gâzi önderin kişiliğinde Ortaçağ İslâm kültü-
yapıya sahip olan ve millet teşkilatı sosyal sı-
ründeki sultanlıkla birleştiren bu devlet reji-
nıflaşmaya istinat etmeyen Osmanlı’da, top-
mi, Max Weber’in terminolojisi ile parti-
lumsal sınıflar batıdaki gibi gelişmiş olmayıp
moniyal hanedan egemenliğine dayanmakta-
silik kalmaktadır.
dır. Ancak kimin padişah olacağı konusunda
Temelinde biri askerî ve reaya olmak
kesin bir kural bulunmadığından Osmanlı ai-
üzere iki sınıf bulunmaktadır. Yönetici sınıfı
lesinin bütün erkekleri taht üzerinde hak sahi-
oluşturan; saray memurları, mülki memurlar
bi sayılmaktadır. Padişah ölünce oğullarından
ve
ilmiye
tarafından
teşkil
olunmakta-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 54
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
dır. Gerçekte bu yönetici sınıf “kul yönetici”
gelmektedir. Örf ve adet, toplum içinde bulun-
şeklindeki bir statüye sahiptir.
duğu şartlarla çok yakından ilgilidir. Bu sebep-
Reayaya gelince onlar Müslüman ol-
le toplumdan topluma, milletten millete, hatta
sun veya olmasın vergi veren ancak yönetime
bölgeden bölgeye farklılık arz ederler. Kabul
katılmayan uyruklardır. Osmanlı, yönetim,
edilmeleri ve değişmeleri zaman içinde kendi-
ilim, savaş ve tarım olmak üzere genelde dört
liğinden olur. Bir toplumun ahlâkî değerleri ve
ana meslek tanıtmaktadır. Sanayi ve ticaret
inançlarını aksettirirler.7
bir ölçüde gayri Müslim tebaanın elinde bu-
Osmanlıdaki kılık kıyafet ise yüzyılın
lunmaktaydı. Mamafih Türk çiftlik ve yayla
başında giyilen kavukların ve cinsi herkesin
işletmelerinin yanı sıra Türk şehir esnafı ida-
sınıf ve mesleğine göre değişirdi. Kavuğun
resinde zanaat ve ticaret işletmeleri bulun-
şekline bakarak o kimsenin mensup olduğu
maktaydı.4
sınıf herkesçe tanınırdı. Böylece kavukların
XV. yüzyılda kültür ve medeniyet sa-
her biri bir sınıfın âdeta âlamet-i farikası hali-
halarında hızlı bir ilerleme görülür. En hızlı
ne geldiği için bir kimse bir başkasının giydiği
ve verimli gelişmenin edebiyat alanında5 De-
şeyi giyemezdi. Bir evin penceresinin önünde
de Korkut hikayelerinin yazıya geçirilmesi
sarı çiçek varsa “bu evde hasta var”… Evin
olmuştur. Bunun dışında bu dönemde hüküm-
önünde hatta bu sokakta gürültü yapma anla-
darın koruması altında olan birçok şairde bu-
mına gelirdi. Pencerenin önünde kırmızı çiçek
lunmaktadır. Bunlar arasında yer alan şairle-
varsa “ bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr
rimiz ise; Ahmed Paşa, Necati Bey, Ali Şir
kız var”. Evin önünden geçerken konuşmaları-
Nevai, Şeyhi ve Süleyman Çelebi’dir. Aynı
na dikkat et ve küfür etme anlamına geliyordu.
zamanda bu yüzyılın hükümdar şairleri ara-
Merdivenden çıkarken erkek arkadan gelirdi ki
sında da Fatih Sultan Mehmed (Avnî), II
hem vücudu ifşa olmasın hem de hanımı dü-
Bayezid (Adlî), II Murad (Muradî) ve Cem
şerse tutabilsin diye. Aynı sebeple merdiven-
Sultan (Kendi adıyla)6 bulunmaktadır.
den inerken yine erkek önden inerdi. Yolda
Bir toplumun kültürü olması için ön-
küçük, büyüğünün önünden yürüyemezdi. Ka-
celikle geçmiş bir tarihi olmak zorundadır.
pılarda iki tokmak olurdu; biri kalın biri ince.
Buların başında ise örf ve adetler gelir. Örf ve
Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu.
adetler, devletin herhangi bir müdahalesi ol-
Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı. Er-
maksızın, müşterek ihtiyaçların baskısı altın-
kekse kalın tokmakla kapıyı vururdu. Evin ha-
da, belli içtimai (sosyal) münasebetleri, tan-
nımı kapıyı ya örtünüp açar ya da bimahremi
zim için lazım olup kendiliğinden meydana
(kocası, oğlu vs.) açardı.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 55
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
Osmanlıda ramazan günlerinde zen-
yapılan gelin hamamından sonra, çarşamba
ginler, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bak-
akşamı gelin evinin hareminde düzenlenirdi.
kal, manav vb. dükkanlarına girer, onlardan
Kına gecesinde gelin, genç kızlar ve yengeler
Zimem defterini yani veresiye defterini çıkar-
bindallı adı verilen kadife veya atlas üzerine
malarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan
dival tekniğinde işlemeli ağır elbiseler giyer-
rastgele sayfaların yekûnunu yaptırıp, “silin
ler, gelinin yüzüne pullu al duvak örtülürdü.
borçlarını, Allah kabul etsin” der, çeker gi-
Damadın akrabalarından birkaç kişi, kınayı
derlerdi. Kahvenin yanında su gelirdi. Şayet
gümüş tepsi içinde ve üzerine iki mum dikerek
misafir toksa önce kahveyi alır, açsa suyu
gelin evine getirirlerdi. Bütün misafirler yerle-
alırdı. Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır
rini aldıktan sonra kayınvalide kendi getirdiği
ya da meyve ikram edilirdi. Osmanlı’da ra-
ipek kumaşı yolluk gibi önüne serdirirdi. Gelin
mazan’da halk, eşine-dostuna iftar vermeyi
ve arkadaşları, ellerinde yanan mumlarla ve
büyük bir ibadet kabul eder, misafir ağırla-
gelinin başına bereket paraları saçarak davetli-
mak için çırpınılırdı. Ramazan boyunca iftar
lerin yanına gelirlerdi. Daha sonra gelin kayın-
vakitlerinde kapılar açık tutulurdu. Böylece
validesinin elini öpmeye giderdi, kına gecesine
yolda kalan ve ihtiyacı olan herkes istediği
özgü türkü ve maniler söylenerek gelin ağlatı-
eve girer iftar sofrasına dâhil olurdu. Bunun
lır, bunun bereket getireceğine inanılırdı. Daha
için tanıdık olmaya gerek yoktu ve iftar için
sonra kayınvalidesi avucunun ortasına altın
gelenin kim olduğu da asla sorulmazdı.8
koyar, mutlu evliliği olan bir hanım tarafından
Osmanlıda kına gecesi ise Salı günü
avuçlarına, parmak uçlarına ve ayak başpar-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 56
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
maklarına kına yakılırdı. İslâmiyet’te erkek
lar” dır. Aşçılar Acemi Oğlanlardan seçilerek
çocuklar genellikle 5-11 yaşları arsında sün-
görevlendirilirler, çeşitli aşamalardan geçerek
net edilmektedirler. Hali vakti yerinde olanlar
aşçı unvanına sahip olurlardı. Her mutfak için
kendi çocukları ile birlikte fakir çocukları da
aşçı adayları; Şakirtlik (çıraklık), Halifelik
sünnet ettirirlerdi. Sünnet kıyafetini tamamla-
(kalfalık)
yan iki önemli aksesuar, başa giyilen sünnet
(aşçılık) mertebesine ulaşırlardı. Daha sonra
takkesi ve çapraz olarak elbisenin önüne takı-
Aşçıbaşı olurlar, Baş aşçıbaşı’na bağlı olarak
lan “Maşallah” yazılı kumaş şerittir. Sünnet
görevlerini sürdürürlerdi. Mutfağın ortaya
olacak çocuk bir hafta önce akraba ve eş dos-
koyduğu sofranın da bir düzeni vardı. Sofrada
ta götürülerek el öptürülmekte, özellikle İs-
genelde yere serilen temiz bir örtü üzerine ko-
tanbul’da sabır ve selâmet dilemek için Eyüp
nulan yerden fazla yüksek olmayan bir sehpa
Sultan Türbesi ziyaret edilirdi. Ayrıca çocuk-
ve üzerinde yemek, kaşık-çatal ve ekmeğin
lar midili veya ata bindirilerek davul zurna
bulunduğu geniş ve yuvarlak “sini” denilen bir
eşliğinde ve kasideler okunarak sokak sokak
tepsi düzeniyle yere oturularak yenilen yemek
dolaştırılırdı. Sünnetten bir gün önce hamama
esasına dayanan bir durum söz konusuydu.
gidilip yıkanılır ve sağ ellerine kına yakılırdı.
Osmanlı’da şölen niteliğindeki yemeklerde;
Sünnet yatağı evin başodasında veya bahçede
tavuk, ekşili tavuk, güvercin, piliç, ekşili piliç,
hazırlanırdı.9
börek, bohça, tatamaç, ıspanak böreği vb. yi-
Mutfak denilince ilk akla gelen ‘’aşçı-
kademelerinde
pişerek
Ustalık
yecekler dışında çeşitli soğuk şerbet ve hoşav-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 57
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
lar sofrada yer almaktadır.10
mümkün olduğu kadar bağımsız bir yaşam sür-
Gündelik hayatı anlamak ise tüm ha-
dürmüşlerdir. Tarımsal faaliyetlerini de yabani
yatı anlamaktır. Gündelik hayatta yapılan
bitkilerden sağlamışlardır. Bu nedenle tarımsal
davranışların gelişigüzel gerçekleştiğini dü-
faaliyetlerini ekip dikmek yerine, yabani bitki-
şünmek ise büyük bir yanılgıdır. Dolayısıyla,
lerin ürünlerini toplayarak sürdürmüşlerdir.
bir toplumun gündelik hayattaki davranış ka-
Öte yandan Anadolu’ya gelen konargöçerlerin
lıpları incelendiğinde o toplumun zihniyet
önemli bir kısmı XIII-XV. yüzyıllar arasında
dünyası hakkında fikir sahibi olmak müm-
yerleşik hayata geçmiştir. Tahrir defterlerinde
kündür. XV-XVI. yüzyılda belirgin bir nitelik
Oğuz boylarının ve cemaatlerinin adlarını ver-
kazanan “klâsik Osmanlı düzeni” XVI. yüz-
dikleri köy ve mezralar bunun bir delilidir. Os-
yılın ikinci yarısından itibaren değişmeye
manlı devleti, arazi yazımı ile nüfusun sayımı
başlamıştır.11
ve bunlarla ilgili kayıtların tutulmasına büyük
Osmanlı’da yapılan evler ise mümkün
önem vermiştir. Sırf bu anlayış nedeniyle Os-
mertebe kıbleye dönük inşa edilirdi. Eğer ön
manlı’daki tahrir çalışmalarını devletin ilk ku-
kısmında boş arazi olan binaların dibine yeni
ruluş yıllarına kadar götürme imkânı vardır.
bir yapı kondurulacaksa, önce o evin sahibin-
Üstelik tahrir işlemlerinin belirli aralıklarla
den helallik alınırdı. Bu bağlamda yer alan
tekrarlanması nedeniyle XV. ve XVI. yüzyıllar
göçebeler ise kent ve kır toplumları yapısı
boyunca meydana gelen değişimin takibi de
dışında kalan dağlarda, bozkırlarda ve çöller-
mümkündür.12
de yaşayıp merkezi hükümetin yasalarından
Devşirmenin, Hıristiyan çocuklarının
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 58
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
saray ve devlette görev almak üzere belirli
esasına dayanıyordu, yani takrir usulünde idi.
zamanlarda toplanmalarıyla bir kurum haline
ilk önceleri telkin ve ezberletmek suretiyle ya-
getirilmesi I. Bayezid zamanında yer almış,
pılan öğretim, daha sonra not almak, yazmak,
genel bir uygulamaya ise II. Murad ve II.
konuları müzakere etmek gibi özellikler de
Mehmed döneminde geçilmiştir. Osmanlı’da
kazanmıştır. Soru-cevap da önemli öğretim
mesleklere göre bölünme ise çiftçiler, zanaat-
yollarından biriydi. Osmanlı eğitim sisteminde ilköğretim
kârlar, tüccarlar vb. şeklinde olmuştur.13 Eğitim öğretim kurumları ise toplu-
kurumlarını bu mektepler teşkil eder. İlk teşki-
mun diğer müesseleri gibi zaman içerisinde
latı II. Murad’a kadar çıkan, fakat düzenleme-
gelişen ihtiyaçlarına cevap verdikleri sürece
si ve gelişmesi II. Mehmed ile başlayan bir
yaşamışlar, bu fonksiyonlarını yerine getire-
mekteptir. Mektepte daha ziyade mülki ve as-
medikleri zaman ya değişikliklere uğramışlar
kerî idareciler yetiştirilmekteydi.14 Camiler eği-
ya da tamamen yerlerini yeni kurumlara bı-
tim ve öğretim yapılan kurumlar arasında
rakmışlardır. XV. yüzyıldan itibaren Avru-
önemli bir yer tutmaktadır. Keza Osmanlıların
pa’nın peş peşe Rönesans, Reform, Hümaniz-
ilk zamanlarında kadılar, görev yapacakları
ma ve daha sonra da Aydınlanma Çağı’nın
yerdeki camiye götürülür, tayiniyle ilgili berat
ortaya çıkmasına sebep olmuş ve Ortaçağın
orada okunur ve merasim yapılırdı. Davalar ise
karanlığından kurtulmuştur. Osmanlılarda ise
yine bu camilerde görülürdü.15
gelişme yavaş olmuş, batıda etkisini yitiren
Bunların yanında din ve değişmeyi de
Aristoteles metodu XIX. yüzyıl başlarına ka-
ele alacak olursak şüphesiz, XV. yüzyıl Os-
dar eğitim kurumları üzerinde etkisini devam
manlı devleti Müslüman bir devletti. Nitekim,
ettirmiştir. XV. yüzyıl da bulunan eğitim ku-
onun temel direğini oluşturan padişah meşrui-
rumları ise camiler, medreseler, Enderun
yetini şeriattan almakta; böylece, bu toplumda
mektepleri ve Sıbyan mektepleridir.
İslâm dini Sünnîlik ekseninde mevcut düzeni
Medrese, genel planını, doğduğu ca-
ve icraatı meşrulaştırma fonksiyonunu üstüne
miden almış olmasına rağmen, öğrencilerin
almış bulunmaktaydı. Anlaşılan Osmanlıda,
barınmaları için yurtlar-hücre, temizlikleri
ülkenin adaletle yönetimi ve yabancı saldırıla-
için hamam, çalışmaları için kütüphane, ye-
rına karşı korunması devletin iki temel görevi
mekleri için mutfak vb. tesislerle tam bir eği-
olup; adaletin gerçekleştirilmesinin Allah’ın
tim öğretim kurumuydu. Medresede dersler
kulları için koyduğu din ve dünya işleri ile il-
müderrisler tarafından verilirdi. Genellikle
gili kanunlar addedilen şeriat hükümlerine uy-
ders işleniş usulü müderrisin dersi anlatması
makla mümkün olacağına inanılmakta; bunun-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 59
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
la birlikte, gerçekte Osmanlı hukuku şer'î ve
Sırplarinki, İstanbul da Rum Ortodoksların
örfî olmak üzere iki temele dayanmakta; şer'î
patrikliği bulunuyordu. Ancak dilleri dışında
hukuk sadece Müslümanlara uygulanmakta;
doktrin ve ayinleri yaklaşık olarak aynı oldu-
kamu hukuku dışında kalan davalarda Müslü-
ğundan Fatih Sultan Mehmed fetihten hemen
man olmayanlar, genelde kendi dinî kurumla-
sonra bunları İstanbul patriğinin liderliğinde
rında yargılanmaktaydılar. Esasen, tamamen
birleştirdi ve buna karşılık patriğin Osmanlı
özel şartlarda gelişen Osmanlı devleti, Türk
egemenliğini kabul etmesini sağladı.17
gelenek ve göreneklerine göre düzenlenmiş
XV. yüzyıl ekonomisine değinecek
kurallarla, prensip olarak şer'î hukukun esas-
olursak da Osmanlı Devleti’nin büyük askerî
larına aykırı olmamak kaydıyla padişahların
ve siyasî girişimlerini mümkün kılan şey yeni
buyruklarını içeren kanunnamelerden ibaret
siyasî nizam altında gelişen ticarî ve ekonomik
olan örfî hukuka da yer vermiş olup; Osman-
hayat ve buna denk olarak artan devlet gelirle-
lılar şeriatı aşan bir hukuk nizamı geliştirmiş
ridir.
bulunmakla daha XV. yüzyılda “Kanûn-ı Os-
Genelde Osmanlı Devleti, Levant saha-
manî” den söz edilmektedir.16
sında Frenklerin (Avrupalıların) siyasî ege-
On beşinci yüzyılın sonunda en büyük
menliğine ve ekonomik bakımdan imtiyazlı
millet Rum ve Romalı geçmişe sahip olanlar-
durumlarına son vermeye çalışmıştır. Bu arada
la Slav köleleri de içeren Ortodokslardı. Orto-
Fatih Bizans’ın çöküş devrinde Venedik ve
dokslar, Osmanlı fethinden önce birtakım
Ceneviz’in temin ettikleri tam gümrük bağışık-
özerk patrikliklere bölünmüş durumdaydılar:
lığına son vermiş, onlardan gümrük almıştır.
Ohri ve Tırnova’da Bulgar patrikliği, İpek’te
Bölgeler arası ticarette Osmanlı tebaası olan
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 60
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
Müslüman tüccar, Rumlar, Ermeniler ve Ya-
teydi. Özellikle XIX. Yüzyıl ortaları Osmanlı
hudiler; İtalyanların yerini almıştır.18
sosyoekonomik tarihi açısından çok mühim
Batı Anadolu’da kuvvetli bir pamuklu
bilgiler ihtiva eden bu defterler, XV. XVI.
sanayi, Ankara ve Tosya’da sof sanayi, Bursa
yüzyıl Osmanlı klasik dönemi tahrir defterle-
ve İstanbul’da ipekli sanayi Avrupa ve Kuzey
rinden çıkarılacak bilgilerden çok daha fazlası-
memleketlerine önemli miktarda ihracat ya-
nı içermesine rağmen üzerinde Türkiye’de ye-
pabilmekte idi. İstanbul ve Selanik’te çuha
terince çalışma yapılmamış.
sanayi, Edirne’de deri işleri ve ayakkabı sanayi, Yanbolu’da abakebe yapımı Balkanlar’da önemli sanayi kolları idi.19 Baharat, boya ve Hind kumaşları gibi değerli maddeler, genellikle Şam-AdanaKonya üzerinden Anadolu’yu çapraz kesen eski ticaret yolu üzerinden kervanlarla gelirdi. İkinci bir yol, Mısır ve Suriye limanlarından Antalya’ya, oradan Bursa’ya gelen deniz yolu idi.20 Osmanlıda hane reislerinin gelirlerini tespit maksadıyla tutulan defterler vardı. Bunlara da “Temettüat Defterleri” denilmek-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 61
————————————————
Kültür Mozaiği———————————————–———
Tahrir Defterleri’nden yalnızca bir sancak,
bunların kıymetini, sahip oldukları hayvan sa-
kaza veya köyün adı ve yıllık vermesi gere-
yısı; defterlerin bazılarından (1256 sayımı)
ken toplam vergi miktarı öğrenilebilmektey-
şahısların boylarının uzunluk ve kısalığından,
ken; Temettuat Defterleri’nden kaza, köy gibi
sakallı ya da sakalsız olduklarına kadar kişile-
iskan merkezleri mahallelere ayrılıp bu ma-
rin suretlerini ve hatta mesleklerinin ne olduğu
halleler hane hane ele alınarak şahısların
gibi ilginç ve teferruatlı bilgilere ulaşabilmek
isimleri, yıllık kazançları, gelirleri, tarlaları,
mümkündür.21
———————————————————————————————————————————————-
DİPNOTLAR 1 www.rasitgökhansucu.com 2 https://tr.m.wikipedia.org 3 www.rasitgökhansucu.com 4 Ünver Günay, “XV. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Sosyokültürel Yapı, Din ve Değişme”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Kayseri 2003, 25-26.
14 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 198. 15 Recai Doğan, “Osmanlı Eğitim Kurumları ve Eğitimde İlk Yenileşme Hareketlerinin Batılılaşma Açısından Tahlili”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1997, 407-417.
5 www.cemalaksoy.org 16 Yusuf Halaçoğlu, XVI-XVII Osmanlılarda Devlet Teşkilâtı ve Sosyal Yapı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014, 159.
6 www.edebiyatforum.com 7 www.turkcebilgi.com
17 Ünver Günay, “XV. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda SosyoKültürel Yapı, Din ve Değişme”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14, Kayseri 2003, 34-35.
8 www.tesbihkulubu.com 9 www.delinetciler.org 10 İlknur Haydaroğlu, “Osmanlı Saray Mutfağından Notlar”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, XXII/34, Ankara 2003, 3-4.
18 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 194. 19 www.kultursayfası.wix.com
11. Ensar Çetin, “Osmanlı’da Gündelik Hayat’a Sosyolojik Bir Bakış”, Toplum Bilimleri Dergisi, VII/13, İstanbul 2013, 294.
20 www.kultursayfası.wix.com 21 İsmail Arslan, “ XIX. Yüzyıl Osmanlı Tarihinde Temettuat Defterleri’nin Yeri: İğdiç (Selimağa Köyü) Temettuat Defteri Örneği”, Balıkesir Üniversitesi Necati Bey Eğitim Fakültesi tarih Bölümü , Sosyal Bilimler Dergisi, 58-59; Halil İnalcık, Devlet-i Aliye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Kültür Yayınları, 2014, 217; Yücel Özkaya “Osmanlı İmparatorluğunda Âyânlık”, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 1977, 146.
12 Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, I, (nşr. M. Harmancı), İstanbul: E Yayınları, 2008, 192. 13 Adnan Çimen, “Sayım, Kayıt düzeni ve Teşkilatlanma Açısından, Osmanlı’da Nüfus Hizmetleri”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, XIV/3, Ankara 2012, 192-193.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 62
————————————————
Kitap Tanıtımı———————————————–———
HALİL ÇETİN, TİMUR’UN ANADOLU SEFERİ VE ANKARA SAVAŞI Ankara Savaşı’na dair bir doktora tezi olan bu kitabı tanıtmaya çalışacağız.
Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi
değinilmiştir. Kısa bir söz edilme Giriş bölü-
ve Ankara Savaşı, Yeditepe Yayınları, İstan-
münde (s. 17-19)’de yapılmıştır.
bul 2012, 239 sayfa, Kaynakça, Haritalardan
Eserin “Cengiz Han’dan Emir Timur’a
oluşmaktadır.
Moğol Dünyası” başlıklı birinci bölümünde (s.
Bu eser bir ön söz ile, bir değerlendir-
21-36), Cengiz Han’ın bir buçuk asır boyunca
me ve yedi bölümden oluşmaktadır. Her bö-
ayakta kalması ve bundan sonraki süreçte Ti-
lümün kendi alt başlıklarından mevcuttur. Bu
mur’un kendini Cengiz Han ile oğlu Çağatay
eseri incelemeye aldığınızda Osmanlı devleti
ve torunu Hülâgû Han’ın varisi olarak ileri sü-
ve Timur Devletinin kendilerini kimlerin mi-
rerek devlete olan meşruluğunu göstermiştir.
rasçısı olarak gördüğü ve bu mirasçı olma
Moğol Devlet’in yeniden tesis etmek için as-
davası ile birbirleriyle mücadelelerini anlat-
keri çalışmalar yapmıştır. Orta Asya’da hala
makta olup devletlerin ilk kurulduğu andan
iktidar Moğollardan yana olduğunu ileri süre-
beri ki olayları anlatmaktadır. Eserin çalışma
rek çalışmalar o doğrultudaydı. Timur sadece
konusu ve önemini Timur ve Bayezid arasın-
bu bölgede ile çalışmalarını sınırlandırmıyor-
daki mücadelenin taslağını ön sözde (s. 11-
du. İki önemli devlet olan Memlûk Devleti ile
16) değinilir. Asıl çalışma konusuna geçme-
Osmanlı Devletinde bu tesisi görmek müm-
den önce Timur ve Bayezid arasındaki müca-
kündür. Türk –Moğol, Moğolların son mimari-
delenin sebebi olan mirasçı olmasından kay-
si olarak Timur olarak gösteriliyor idi. Devlete
naklanan iki önemli hükümdarın hakimiyet
en parlak dönemini yaşatmıştır. Keza kendisi
alanından genel siyasî, sosyal ve dinî yapısına
“Doğu Rönesansı” yaşattı. Devletin kuruldu-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 63
————————————————
Kitap Tanıtımı———————————————–——— görülüyor. Eserin “Timur’un Saltanatı İle Seferlerinin Meşruiyeti ve Timur İle Bâyezid Arasında Yaşanan Meşruiyet Mücadelesi” başlıklı ikinci bölümde (s. 37-61), Timur Moğol Devletinin geleneğine bağlı iken ayrıca İslâm motifleri kullanmıştır. Moğol geleneğini ile İslâm hukukunu ne şekilde bağdaştırdığı yahut öncülüğü hangisi tam olarak bilinmemektedir. Zamanla bu kendini belli edecektir. Timur Orta Asya’da Cengiz soyunun bir varisi olarak kendini gördüğü için bu yolda onların izinde yürümüştür. Timur’un nesebine dair kayıtlarda geçmektedir. Ve Semerkand’da bulunan Timur’un mezarını kaplayan mermerde şu ifade geçmektedir: “Emir Timur Küregen bin Emir Turagay bin Bargul bin Emir Aylangir bin bin Emir İcil
ğu coğrafyanın olumlu olumsuz özellikler
bin Emir Karaçar Noyan bin Emir Sugucicin
arasında arasın da olan devletin ayakta tutan
bin Emir İrdamcı Barlas bin Emir Koçulay bin
Timur olduğuna değinilmiştir. Ülkenin temel
Emir Tumanay”.
geçim kaynağı olarak hayvancılığa değinil-
Zeki Veli Togan bu şecereyi Timur’un
mektedir. Ülkenin içtimaî yapısını oluşturan
soyuyla karşılaştırmış ve bu doğrultuda bu şe-
kabile boyları, boy oymakları, oymağın soy-
cerenin uydurma olduğunu beyan eden Bart-
ları, soy ve aileler oluşturmaktadır. Her boy
hold ile D’Ohsson’un bu uydurma olarak nite-
ne kadar kan bağı ise de ortak atadan ziyade
lendirdikleri çalışmalarını çürütmüştür. Timur-
başka türlü hareket etmezlerdi. Cengiz Han-
’un şeceresi üzerine yapılan çalışmalar bir
’ın Devletini nasıl ayakta tuttuğunu nasıl var-
Cengiz soyundan geldiğinin en büyük kanıtı
lığını sürdürdüğünün sebepleri anlatılmakta-
mezar taşının üzerindeki yazının çözümlemesi-
dır. Bütün kavim ve kabilelerin tek çatı altın-
dir. Timur alt tabakadan değil aslında soylu bir
da toplayan Cengiz Han ve onu devam ettiren
aileden geldiğinin kanıtıdır. Ve Timur’un bir
Timur olduğu söylenmektedir. Timur’un si-
Cengiz soyundan gelen bir kızla evlenmesi
yasî, idarî ve askerî faaliyetlerin ilham kayna-
hanedanın damadı olduğu söyleniyor. Bu gö-
ğı olan Türk –Moğol kültürün etkisi olduğu
rüşler doğrultuda Timur Cengiz soyunun
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 64
————————————————
Kitap Tanıtımı———————————————–——— Eserin “Timur’un Batıya İlk Seferleri
varisi kanıtına varılıyor.
ve Timur Karşıtı Savunma İttifakı” başlıklı Timur, hakimiyetinin ve hanedanın
üçüncü bölümüde (63-102) varılan sonuçta,
meşruiyetini sağlama noktasında Moğol haki-
Timur’un yayılmacı seferlerinin en önemli
miyet düşüncesi ve İslâm devlet anlayışının
olan hakimiyet alanları İran ve Azerbaycan’-
kendisine sağladığı faydalardan yeri geldikçe
dır. Özellikle Timur İran’da yağma ve katliam
istifade etmiştir. Ve tahtın varisi olduğu za-
hareketi sergilemiştir. Bu kalıcı bir yayılma
man devlet için uygulan ne ise onu yapmıştır.
politikası idi. İran’a hâkim olma düşüncesi da-
Timur şeyhlere ve âlimlere önem vermiştir ve
ha Cengiz Han döneminde olan bir politikadır.
onların kerametine inanmıştır.
Timur’un temel amacı Cengiz Han’ın eski topraklarını ele geçirme düşüncesidir. Ki bu eski
Halife ülkenin bütün kurumlarının tek
toprakları tekrar ele geçirme düşüncesinin son
yöneticidir. Ancak 1258’de Bağdad’ı ele ge-
halkası olan Çin seferi oldu ancak fiillerden
çiren İlhanlı Hülâgû’nun son halife olan
dolayı Timur emellerine ulaşmadı. Timur İran-
Muta’sım’ı öldürmesiyle İslâm dünyasında
’ı ele geçirirken ekonomik ve siyasî düzen için
hutbede adı okunacak halife kalmadığından
çaba sarf etmiştir, çünkü yerleşik bir yer olan
dolayı siyasî bir bunalım söz konusudur. Mo-
İran Timur için önemli bir yer temsil ediyordu.
ğol hakimiyet anlayışı yüzünden evrenselcilik
O yüzen imar ve kültürüne dikkat etmiştir. Ti-
ideolojisi getirdiler yani bu demek oluyor ki
mur’un gözünde “dünya” Cengiz ve oğulları-
Cihan Hakimiyeti Mefkûresini getirdiler. Ve
nın mirası olan Moğol İmparatorluğudur.
bundan dolayı dünyaya hükmetme hakkı
Azerbaycan ve İran’a yerleşme gayreti ile be-
Cengiz Han’a ve soyuna verildi. Bu karardan
raberinde Timur ile Bayezid arasında Çubuk
bütün devletleri etkilendi.
Ovası’ndaki çarpışmanın yol açan sürecin uyTimur ile I. Bayezid arasında başta
gulamadaki yansıması idi.
dostluk var idi. Ancak Anadolu’ya hâkim olTimur 1370’de iktidarını ilân ettiğinde
ma düşüncesi dostluğa gölge düşürdü. İki hü-
İran ve Azerbaycan’da bütün hakimiyeti elinde
kümdarda birbirinden güçlü ve azimli olduk-
tutmuştur. Hakimiyet alanını genişletmiştir.
ları için mücadele kaçınılmaz oldu. Zamanla
İktidarını ilân etiği için artık fetihlerden geri
Timur Osmanlı devleti için bir tehdit haline
kalmıyor, mirasçısı olduğu Cengiz Han’ın top-
geldi ve Timur’un tehdit ve küçümseyici
raklarını genişlettikçe genişletiyor, Bağdad’ı
mektupları iki hükümdar arasında Ankara
ele geçirmesiyle Timur tehlikesi artık Suriye
Savaşını kaçınılmaz kıldı. Kurumsal mücade-
yakınlarına kadar gelmiştir.
le yerini artık savaşa bıraktı.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 65
————————————————
Kitap Tanıtımı———————————————–———
Timur’un bu kadar hızlı ilerlemesi ve tehlikesinin bu derece artması sonucu devletler kendi arasında ona karşı ittifak oluşturmuştur. Eserde Timur’un Anadolu seferleri ve beyliklerle olan mücadelesi ele alınmıştır. Başarılı başarısız savaşları olmuştur. Ama beyler ve hükümdarların üzerine psikolojik baskı oluşturmuştur. Anadolu’da kendisine karşı olan beylikler olduğu kadar kendisine bağlı irili ufaklı devletler ve beylikler mevcut idi. Bayezid’in Anadolu beylikleri üzerine yürümesi beyliklerin Timur’a olan bağlıklarını ifade etmiştir. Eserin “Timur’un Anadolu Seferi” başlıklı dördüncü bölümünde (103-136), ise
Bu gelişmeler üzerine Timur’un Ana-
Timur ile Bayezid arasında savaşın iki açık
dolu üzerine sefere çıkılması düşünülmüş idi,
sebebi olduğu kanısına varılıyor. Bunlardan
ancak kendisi Memlûkler üzerine yürümüştür.
biri Doğu Anadolu’da özellikle Sivas ve Er-
Anadolu’da Bayezid’in güçlü olduğunu düşün-
zurum üzerinde yaşanan nüfuz mücadelesidir. Diğeri ise mülteciler sorunudur. Sivas ve Er-
düğü için Anadolu üzerine yürümeyi göze ala-
zurum’daki Timur yanlısı halkı bertaraf eden
mamış idi. Memlûklerin üzerine yürümesinin
Bayezid savaşın sebebi olmuştur. Ayrıca
temel sebebi ise tahta olan küçük yaştaki sulta-
mültecilerin Osmanlı Devletine sığınması ve
nı tahtan düşüreceğini düşündüğü içindir.
Anadolu beylerin Timur’a sığınması savaşı
Timur’dan kaçıp Osmanlıya sığınan
kaçınılmaz kılmıştır. Bu iki şehir Timur’un
mülteciler savaşın bir diğer sebebi idi. Tabii bu
itaat çağrısına olumlu cevap vermişlerdi. Bu
seferde Osmanlıdan kaçıp Timur’a sığınan
iki hükümdar Anadolu’daki nüfuz mücadele-
Anadolu beyleri savaşın sebebi olmuştur. Bu
sini kolay kolay bırakacakları görülmüyordu.
gelgitler iki hükümdar arasında koz olarak kul-
Timur’un Hindistan üzerine sefere çıkması
lanılmıştır. Timur’un fetih hareketlerinin en
Bayezid’in Anadolu’da rahat hareket etmesi-
önemlisi olan ise Anadolu üzerine sefere çık-
ne neden olmuştur. Kısa bir süre içine fırsat-
masıdır. Ancak en sonu ve en önemlisi olan ise
tan istifade eden Bayezid Erzurum ve Sivas’ı
Ankara üzerine yürüme düşüncesidir. Bu dü-
Osmanlı toprağına katmıştır.
şüncesini gerçekleştirmek için Timur ordu Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 66
————————————————
Kitap Tanıtımı———————————————–———
hazırladı ve bu ordunun çoğunluğu süvariler-
belli bölgelerdeki kayıplar moral bozukluğu
den oluşması, Bayezid’in ordusunun ise piya-
savaşın seyrini değiştirmiştir. Ve sonunda sa-
delerden oluşması savaşın seyrini değiştir-
vaş bitmiş ve Osmanlı yenilmiştir. Bu yenilgi
miştir. Ve Timur Ankara kalesini kuşatarak
ile Anadolu’nun kaderi Timur’un eline geç-
Çubuk Ovası’na çekilerek beklemeye başladı.
miştir. Varlığını bir yüzyıl boyunca devam ettiren bir devletin yok olması ile yüz yüze ge-
Timur Ankara’yı ele geçirip Osmanlının Bur-
linmiştir.
sa ile Ankara arasındaki bağlantıyı kesme düşüncesiydi.
Eserin “Savaştan Sonra Timur’un Ana-
Eserin “Ankara Savaşı” başlıklı beşin-
dolu’daki Faaliyetleri” başlıklı altıncı bölü-
ci bölümüne (137-161) baktığımızda, Ankara
münde (163-184), Timur’un yaptığı en mey-
Savaşı’nın Çubuk Ovası’nda gerçekleştiğini
dan savaşlarının en parlağı olan bu savaş, Ti-
görüyoruz. Eserin
bu bölümünde savaşın
mur için bir zaferdir. Hükümdarı esir alması,
nerde nasıl gerçekleştiğine değinilmiştir. Ve
ülkesinin siyasî ve askerî düzeni kendine göre
burası tam olarak neresi ve nasıl bir konuma
düzenlemesine vesile oldu. Zafer sarhoşluğu
sahip olduğu ifade edilmiştir. Çubuk Ovası-
yaşamak istediği gibi Anadolu’ya hâkim olup
nın adı üzerinde konumu üzerine çokça du-
düzeni oluşturup ve siyasî düzeni istediği gibi
rulmuştur. Ayrıca bu bölümde savaşın oluş
şekillendirmek istiyordu. Savaştan sonra Ana-
tarihi üzerinde fikirler yürütülmektedir. Ve
dolu’da eman istedi. Boyun eğmeyen kişilerin
genel olarak varılan kanı ise 28 Temmuz
yurdunu yakıp yağmaladı. Vergiler topladı.
1402’dir. Timur’un ordusunda bulunan filler
Anadolu’nun hâkimi oldu.
ve ordunun çoğunluğu süvari olması, ayrıca
Eserin “Savaşın Sonuçları” başlıklı ye-
kullanılan taktikler sonucu Timur daha avan-
dinci bölümünde (185-199), bozguna uğratılan
tajlı idi. Timur’un savaşta kullandığı taktikler
bir ordu ve parçalanan bir devletin ve parça-
“yedi kol” olarak adlandırdığı yöntemlere
lanması ile toprağı dağıtılan, bölüştürülen ve
ayırmıştır. Birlik içinde düzen içinde başarıyı
bir yüz yıldır kurulan devletin sonu olduğu bu
sağlamıştır. Yedi kol olarak ayırdığı bölüm
savaşın sonuçlarına değinilmiştir. Savaş so-
ise şöyledir: Merkez, kolun sağı, kolun solu,
nunda esir alınan bir hükümdarın dört oğlu
sağ kanat, sol kanat, vb. bölümlerden oluş-
arasında saltanat mücadelesi olarak adlandırı-
maktadır.
lan fetret devri on bir yıl sürmüştür. Ve bunu başlatan galip Timur, devletin sonunu belirle-
Ve sabahın ilk ışıklarıyla iki ordu sa-
miştir. Osmanlı- Timur arasındaki siyasî reka-
vaş düzeni almış olup hücuma geçtiler. Savaş
bet bu savaşla başladı ve bu savaşla bitti deni-
kurallarına göre ilk önce okçular başlattı sa-
lebilir. Büyük emeklerle kurulan idarî, siyasî
vaşı. Bayezid tarafında olan Tatarların ihaneti
ve askerî yapılar basit sebepler sonunda; ağır
ile Timur’un tarafına geçmesi Bayezid’i zor
sonuçlar çerçevesinde yıkıldı.
duruma düşürmüştür. Osmanlının ordusunda
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 67
————————————————
Tarihi Söyleşi———————————————–———
Bu sayımızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Alanı Uzmanı olan Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz ile söyleşi gerçekleştirdik.
Rabia Öntürk rabiaonturk@yazantarih.com rinin hâkimiyeti altında geçmiştir. Dört buçuk
S1. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kendinizden bahseder misiniz? Yrd. Doç. Dr. Abdurrahim Tufantoz kimdir?
yıl sürdü tezim. Bu çalışmam sırasında karşılaştığım Kürt un surlarının menşeine dair de
1960 yılında Tekirdağ’da doğdum.
bir buçuk yıl çalıştım; Kürtler kimdir, nedir, ne
İlkokulu köyde, ortaokul ve liseyi Adapazarı
değildir diye araştırdım. 1994 yılında doktora-
İmam Hatip Lisesi’nde, parasız yatılı olarak
yı bitirdim. Güzel bir çalışma olduğunu düşü-
okudum. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde
nüyorum. Çünkü yeni yapılan araştırmalarda
Tarih bölümüne girdim ve 1983 yılında me-
benim kullandığım ana kaynaklardan farklı bir
zun oldum. Askerliğimi Yedek Subay olarak
eser kullanılamıyor.
Ankara’da yaptım.1986 yılında Marmara
1987 yılında Yüzüncü Yıl Üniversite-
Üniversitesi’nde hocam merhum Coşkun
si’nde asistan oldum ve 29 Nisan 1987’ de ilk
Alptekin’in yanında yüksek lisansa başladım.
maaşımı aldım. 1994 yılında Marmara Üniver-
1988 yılında yüksek lisansı bitirdim ve dok-
sitesi’nde doktoramı bitirdikten sonra Van’a
toraya
olarak
geldim ve o günden bu yana burada bir fiil gö-
Mervanoğulları’nı hazırladım. Mervanoğul-
rev yapmaktayım. Eşim ev hanımı ve iki çocu-
ları, Silvan merkez olmak üzere kurulmuş,
ğum var. Oğlum Bilgehan Göktuğ İstanbul
yaklaşık 95 yıl hayatta kalmış bir beyliktir.
Üniversitesi İşletme mezunu ve bankacı oldu,
95 yılın 50 yılı Nasruddevle adındaki emîrle-
Kızım Hazarcan İdil ise Denizli Pamukkale
başladım.
Doktora
tezi
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 68
————————————————
Tarihi Söyleşi———————————————–———
Üniversitesi Felsefe bölümünde yüksek lisans
kuşu” adlı kitabı idi. İlkokul 4. Sınıfta da
yapıyor.
Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler” kitabını 2 liraya almıştım, unutamam.
S2. Hobileriniz ve sizi tanımlayacak özellikler nelerdir?
Kitap okumak dışında gezmeyi çok
En büyük hobim kitap okumak. Kitap
seviyorum. Fakat şimdi yaş ilerledi artık eskisi
kurdu sayılırım, 7 bin civarında kitabım var.
gibi gezemiyorum. Eskiden öğrencilerle çok
Kitap kurdunun bir özelliği de alıyorsun ama
yerler gezerdik. Tek başıma değil de hadi top-
çoğunu okuyamıyorsun. Çünkü yayınların
lanalım gidelim derdik, giderdik. 8 günlük bir
hepsini takip etmeye çalışıyorsun. Belli bir
gezi ile Mevlânâ, Hacı Bektaş Velî, Somuncu
ihtisas alanı olduktan sonra eskiden aldığım
Baba’yı, 5 günlük bir gezi ile Sümela Manastı-
kitapların çoğunun fuzuli olduğuna şimdi ka-
rı’nı, Rize taraflarını, 4 günlük bir gezi ile Gü-
ni oldum. Türkiye’de kitap yayıncılığı çok
neydoğu Anadolu’yu gezdik. Günü birlik ola-
gelişti Allah’tan internet gibi güzel bir şey
rak Kars, Erzurum, Doğubeyazıt’ta İshak Paşa
var, takip ediyorsun ve duramayıp kitap alı-
Sarayı’nı, Ahlat’ı bayağı gezdik.
yorsun.
Beni tanımlayacak özelliklerim çok iyi Kitap konusunda en çok kızdığım
niyet sahibi ve hoşgörülü bir insanım. Bunun
nokta, kitabın kapağını arka tarafa kıvırıp
zararını sürekli görüyorum. Benim için değil
okunmasıdır. Kitaba eziyet edilmesini hiç
ama millet için kötü bir durum. Allah’a inanan
hazmedemiyorum.
bir insan olarak, kendimi bu konuda hesap vermek zorunda hissetmiyorum, beni kandıran
Kulakları çınlasın, ömrü uzun olsun Osmanlıca
hocam
Muhsin
insanlar ne yapacaklarını düşünsünler.
Bozkurt;
S3. Neden Tarih Bölümü ve Sizi bu bölüme yönlendiren nedir?
“Evladım, siz aldığınız kitabın kâğıdına para veriyorsunuz. O kitap ne emeklerle ne çabalarla kaç yılda meydana gelmiş bilmiyorsu-
Tarih bölümü, Sosyal bölümler içinde
nuz. Size 10 lira vermek zor geliyor,” derdi.
fikir yürütebileceğin, kaynaklar ile vesikalar
Kitap konusunda ilkokul hocamın büyük etki-
ile hareket edilebilen bir bölüm. Bu vesikaları
si vardı. Çünkü anam, babam okuma-yazma
nasıl yorumlarsan öyle netice çıkarırsın. Çün-
bilmeyen insanlardı. Fakat babam kitap ala-
kü iyi ya da kötü yorumlayabilirsin. Yani sa-
cağım zaman paraya kıymazdı ve verirdi. İlk
manlıkta iğne arar gibi çalışılıyor. Ufacık bir
aldığım kitap Reşat Nuri Güntekin’in “Çalı-
belge yeni bir makalenin başlangıcı olabiliyor.
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 69
————————————————
Tarihi Söyleşi———————————————–———
Tarihi, inanç bazından tutun da coğrafî, ırkî bazdan olsun her şeyde etkisi olan bir daldır. Ne yazmak istersen onu yazarsın. Tarih yazımı vicdanına kalmış bir şey. Yani gerçekten bu, böyle mi diyebileceğin kesin bir şey yok. Bir başkası bir vesika bulup senin doğru dediğini yanlış çıkarabilir meselâ. Şimdi bu bakımdan zaviyeden bakarsanız; tarih sağduyu ile hoşgörü ile yapılabilecek bir bilimdalıdır. Yani sen nasıl davranmak istiyorsan, tarihteki insanların da öyle davranabileceğini düşüneceksin. Çünkü insanın yapısı değişmiyor ki, Ortaçağ’daki insan ile şimdiki insan arasında hiçbir fark yok. Sadece o zaman ki insanlar at ile gidiyordu, şimdiki insanlar minibüsle, otobüsle, uçak ile gidiyor. Eskiden 6 ayda gidiyorlardı. Şimdi 1-2 saatte gidiyorlar, değişen
veyahut da şimdiki gibi bol değil ve bu adam
bir şey yok.
bir emek sarf etmiş, eser bırakmış o yüzden
Tarihi seviyorum, çünkü geçmiş ile
olmazsa olmaz diyoruz.
ilgileniyorsun. Edebiyat Fakültelerindeki Fel-
Günümüz için de merhum hocam Coş-
sefe hariç bütün bölümler Tarih menşelidir.
kun Alptekin, yine rahmetli Hakkı Dursun Yıl-
Sosyoloji, Arkeoloji, Antropoloji, Coğrafya
dız var. Sonra ömrü uzun olsun Erdoğan
vs. bunlar hep Tarihin alt birimleridir ve Tari-
Merçil var ve hepsinden ders aldım. Bir kuşak
hin yardımcı ilimleri olarak geçer.
öncesinin Metodolojisini takip ediyoruz. Coş-
S4. İzinden gittiğiniz, örnek aldığınız bir
kun Alptekin, Zeki Velidî Togan’dan ders al-
tarihçi var mı?
mış. Bunun için Metodolojik yapımız biraz Togan ekolüdür. Okullaşma arttıkça metodolo-
Eskilerden, İbnü’l-Esîr hayran oldu-
jiler de arttı. Şu an Tarih Metodolojisi karma-
ğum tarihçilerdendir. Çünkü Ortaçağ’da ol-
şa/keşmekeş halinde, bir sürü metod oldu. Me-
mazsa olmazdır. O günün imkânlarında 12
selâ yazılan makaleler hakkında konuşurken;
ciltlik “el-Kâmil fi’t-Tarih” adlı eseri yazmış
“bu metodun ne faydası var veya artısı ne di-
ve 6000 küsûr sayfadır. Ayrıca Atabeylikler ile ilgili başka bir eseri var.
yorum tarihçilere?”, Böyle kullanıyorlar,” di-
Sahabe-i
yorlar. Yani sorgulama yok ve körükörüne bir
Kiram’ın hayatlarını anlattığı eseri var. Elekt-
taklit var.
rik yok, ışık yok, mürekkep yok, kâğıt yok
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 70
————————————————
Tarihi Söyleşi———————————————–——— Ben her dönemden memnunum, Allah-
S5. Sizce gelişen teknoloji ile Tarihi anla-
u Teâlâ beni bu döneme lâyık görmüş. Daha
mak daha mı kolay?
önceki dönemlerde yaşamış olsam özellikle
Kesinlikle. Çünkü şu anda birçok kü-
bazı dönemlere kızardım. Meselâ Resulul-
tüphane dijital ortama aktarılmış durumda
lah’ın ölümünden sonra beş tane yalancı pey-
yani oturduğunuz yerden kitaba ulaşabiliyor-
gamber çıkıyor ve aşiretler eski putperest âdet-
sunuz. Yalnız kitaba ulaşmak veya makaleye
lerine dönüyorlar. Hulefa-i Raşidin’in üç tane-
ulaşmış olmak veyahut yüzlerce, binlerce ki-
si Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali hançer ile
taba makaleye ulaşmış olmakla tarihçi oluna-
öldürülmüş. Şimdi hangi dönem güzel diye-
cağı mânâsın çıkarmayın. Tarihte en büyük
ceksin. Gelecek nesiller bizi de böyle anlata-
zaaf şu an da benim gözlemlediğim kadar
cak, kan gövdeyi hep götürüyor.
Metodoloji noksanlığıdır. Sadece kaynakları bir araya derlemek eser yazmak için yeterli
Melikşah öldüğünde “kurt, kuş ağladı
değil. Tarihsel yapıya veya ruha uygun Meto-
ölümüne” diyor Urfalı Mateos. Fakat Melikşah
dolojik yapıyı da oluşturmak gerekiyor. Şu
dönemini sonlarında İslâm dünyasının en bü-
an da bir sürü metot var. Amerika öyle kulla-
yük terör örgütü Bâtınîlik var. Türkiye Selçuk-
nıyor, Avrupa böyle kullanıyor, yok herkes
lu Sultanı Alâeddin Keykubad ölür ölmez Ba-
böyle kullanıyor ama yanlış kullanıyor! Eski-
baî isyanı var. Tarihe baktığınızda Türkiye
lerin bir deyimi var; galat-ı meşhur diye, yani
Selçukluları yıkılmış 25 tane beylik var, her
meşhur olmuş yanlış, şimdi biz tam o nokta-
vilayette bir beylik kurulmuş. I. Bayezid ölü-
dayız. Meselâ şimdi bir ceket yapmayı öğre-
yor, Fetret Devri yaşanıyor. Yıldırım Baye-
niyorsun, fakat düğmeleri garip dikiyorsun.
zid’in beş oğlu var, beşi de birbirine giriyor.
Biri ta eteğin ucunda diğeri ta başta aslında
Yani tarihin hangi dönemini yaşayacak olur-
arada mesafe olması lâzım, asıl Metodoloji
sam olayım benim hoşlanmadığım hâdiseler
odur. Tarihçiler gerçi bütün bilimdalları men-
var. Bir tarihçi olarak bugün yaşıyoruz burada
supları terzi gibidir kaynakları kumaş olarak
bizim yaşadığımız yılları 200 yıl sonraki tarih-
görürsek onları kesip biçmek ve dikmek de
çiler insanlara nasıl aktaracak.
elimizdedir. işte Metodoloji budur; eldeki
S7.Tarihte dikkatinizi çeken bir şahsiyet
kumaştan pantolon mu gömlek mi ceket mi
var mı, varsa kim ve neden?
yapacaksın ona sen karar vereceksin.
Cengiz Han. Cengiz Han kısa sürede
S6.Yaşamak gibi bir durumunuz olsaydı
dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş-
Tarihte, hangi dönemde yaşamak istedi-
tur. 27 milyon km2 toprağa hükmetmiştir. Na-
niz?
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 71
————————————————
Tarihi Söyleşi———————————————–———
sıl bir Motivasyon, moral veyahut nasıl bir
çağ’ı seçmeme neden oldu.
ivme kazandırdı ki göçebe yaşayan Moğol
S9. Ortaçağ'ı Türk, Arap, Fars ve Avrupa
kabilelerini bir araya topladı ve böyle bir im-
açısından nasıl değerlendirirsiz?
paratorluk kurdu. Pekin’den tutun da Polon-
Ortaçağ Türkler açısından en görkemli
ya’ya kadar ulaşılmış bir imparatorluk. Uzun
dönemlerden biridir. Çünkü Uygurların yıkılı-
ömürlü oldu mu oldu. Gök Tanrı inancında
şında sonra, Karahanlılar 400 sene, ardından
olan Moğollar, İslâm ile tanışınca Müslüman
Gazneliler, Büyük Selçuklular, Türkiye Sel-
olmaya başladılar. Anadolu’ya gelenlerin ço-
çukluları hem bilim açısından hem dünyaya
ğu Müslüman oldu ve bu topraklarda kaldılar.
yön verme açısından önemli devirlerdir. Özel-
Ancak yaptıkları katliamların haddi var hesa-
likle Selçukluların Bağdat'a hâkim olmaları
bı yok. Kendi idealleri için yakıp yıktılar. Cengiz
Han
dışında
Abbasi halifeliğinin dinî liderliğinde Sünnî
Alâeddin
olarak yaşıyor olmaları her zaman güzel bir
Keykubad ve Melikşah dikkatimi çeken şah-
şeyler doğurmuştur. Meselâ Tuğrul Bey çok
siyetlerdir. Bunların ölümünden sonraki dö-
önemli bir sultandır. Amcası Musa Yabgu ve
nemler fetret dönemidir. Fetret devrini boşluk
ağabeyi Çağrı Bey tarafından sultan seçilmiştir
mânâsında demiyorum, iktidardaki düzensiz-
ve 25 yıl saltanatta kalmıştır. Abbasî halifeliği-
likten bahsediyorum. Melikşah öldü, Büyük
ni Büveyhîlerin tahakkümümden kurtarmıştır.
Selçuklu Devleti çöküşe gitti. Alâeddin
Ayrıca Abbasî halifelerinin sadece din işleriyle
Keykubad öldü, Türkiye Selçukluları çöküşe
uğraşmasını istemiş, dünya işleriyle de kendi-
gitti. Osmanlı Devleti’ne bakacak olursak
sinin uğraşacağını söyleyerek orduya sahip
Kanunî Sultan Süleyman öldü, devlet çöküşe
olmalarını yasaklamıştır. Böylece ilk laiklik
gitti. Yani bir zirve oluyor ve o zirveden son-
uygulamalarının da Tuğrul Bey zamanında
ra baş aşağı olunabiliyor.
ortaya çıktığını görüyoruz. Ama bizler tarihi Avrupa menşeli olarak okuduğumuz için laik-
S8. Neden Anabilim Dalı olarak Ortaçağ’ı
liğin Fransız ihtilâliyle (1789) insan hayatına
seçtiniz?
girdiğini farz ediyoruz.
Hocam Coşkun Alptekin’den dolayı,
S10. Günümüz tarih çalışmalarıyla ilgili fi-
rahmetli hocam Ortaçağ Anabilim dalındaydı.
kirleriniz nelerdir?
Bizimle çok ilgilenirdi. Hem İmam Hatip çıkışlı olmam, Ortaçağ kaynaklarının da çoğu-
Tarihte üç beş tane bilgi ezberleyip ta-
nun Arapça olması, benim de bir nebze Arap-
rihçi konumuna gelinmez. Tarihin en önemli
çaya vakıf olmam Anabilim Dalı olarak Orta-
özelliği alt yapının sağlam olması. Bu yüzdende çok okumak gerekir. Ne kadar çok okursa-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 72
————————————————
Tarihi Söyleşi———————————————–———
nız fikir yürütmek babında da o kadar kıy-
kalır ve o konu hakkında daha çok yorumda
mettar olursunuz.
bulunabilirsiniz. Hocam, Düşünen Tarih çalışanları ola-
S11. Bir tarihçi olarak tarih öğrencilerine önerileriniz nelerdir?
rak bize zaman ayırdığınız ve değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.
Okumak! Okuduğunuz zaman kendi
Estağfirullah, bu söyleşiye beni lâyık
fikrinizi kendiniz oluşturacaksınız. Bir konu-
gördüğünüz için ben teşekkür ederim.
yu bir kitaptan beş kere okumak yerine beş ayrı kaynaktan okursanız daha çok aklınızda
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 73
————————————————
Mizah———————————————–———
HOCA ile TİMUR
Nasreddin hocanın yaşadığı yıllarda
diye sorarlar. Hoca askerlere –hâşa- “ben ila-
sertliği ve gaddarlığı ile bilinen Timurlenk
hım, siz gidin sizin kumandanınız gelsin be-
(Aksak Timur) önüne gelen beldeleri yakıp
nim yanıma ben sizi muhatap almam” der. As-
yıkarak ve karşısına çıkan orduları yenerek
kerler biraz kızgın biraz da şaşkın ve korku
ilerlerken yolu Akşehir’den geçecektir. Bunu
içersinde Timur’un yanına dönerler. Telaşla
duyan Akşehir halkı Nasreddin Hoca’ya gide-
“Efendimiz büyük bir çadır gördük, ovanın
rek “Aman hocam yaman hocam Timur bel-
yüzünde vardık, baktık içinde hoca gibi bir
demize doğru geliyormuş bizi bu gaddar hü-
adam var oturuyor ‘necisin’ dedik ‘ben ilahım
kümdarın zulmünden ancak senin nükteli söz-
gidin sizin kumandanınız gelsin, siz benim
lerin ve üstün zekan kurtarır. Bize yardım et
muhatabım değilsiniz’ dedi ve bizi kovdu”
Timur’u durdur” diye yalvarırlar. Halkını çok
derler. Bu duruma bir hayli sinirlenen sert ku-
seven ve de aklına güvenen Nasreddin Hoca
mandan yanına bir gözü kör asker alır, atına
Akşehir ovasına büyük bir otağ çadırı kurma-
binerek çadıra gelir. Tabii Timur o zamana
larını Akşehirlilere söyler ve büyük bir çadır
kadar Nasreddin Hoca’nın ismini duymuş ama
kurdurur. Kendisi de çok kıymetli bir hırkayı
kendisini hiç görmemiştir. Hocanın yanına ge-
sırtına giyer. Başına da adeta sini büyüklü-
lir “Sen de kimsin be adam?” diye hiddetle
ğünde bir de fes giyer ve sarık sarar, büyük
sorar. Hoca “Ben ilahım” der. Timur da “Peki
çadırın içine girer oturur ve Timur’un öncü
madem ilahsın, benim şu askerin gözü kör,
askerleri ovanın ortasında büyük görkemli bir
iyileştir onu bakalım” diye istekte bulu-
çadır görünce merakla gelip çadıra bakarlar.
nur. Hoca da itiraz eder, “Yoo efendi, ben bel-
İçerisinde oturan adama da “Sen kimsin nesin
den yukarıya karışmam” der.
Timur, ‘’Öy-
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 74
————————————————
Mizah———————————————–———
leyse benim ayağım topal, bu ayağımı iyileş-
“Hayır hakanım, ben sana hediye getireceğim
tir” der. Hoca yine “Olmaz ben belden aşağı-
dediğimde komşular bana ‘patates soğan
sına da karışmam, benim Allahlık alnım dar
götür’, ‘ayva elma götür’ dediler de, ben aklı-
bir yer bu dar alanda bir rahatsızlık varsa söy-
mı kullandım yemiş getirdim, ya onların lafına
le derman olayım” deyince işin nükte ve şaka
uyup da o dediklerini getirseydim bu garip ba-
olduğu anlaşılır ve ismini duyup da kendisini
şımın hali nice olurdu?” diye ondan Allah’a
ilk defa gördüğü hoca ile arkadaş olurlar. Ti-
şükrediyorum” der. Yine gülüşmeler olur ve
mur muhabbetten sonra Akşehir’e zarar ver-
ayrılır Timur.
meyeceğini söyler. Ve şehri talan etmekten
Bir gün yine komşular gelirler “Aman
vazgeçer. Orada geçici bir müddet kalmak
hocam, ocağına düştük çare sende, bize rehber
istediğini söyler.
ol yardım et! Timur yine sebze bahçelerimize
Her ne kadar arkadaş olsalar da Timur
bir dişi fil salmış bütün meyvelerimiz ve avar
o celal ve hiddetinden pek de taviz vermez.
zavarımız mahvoluyor. Bizi bu dertten sen
Bir gün Hoca Nasreddin, Timur’a bahçesin-
kurtarırsın. Haydi hep beraber gidelim bu fili
den bir hediye götürmeye karar verir. Yanın-
bu bahçelerimizden çıkartalım” derler. Hoca
da bulunan komşularına bu hediyenin ne ol-
da “Hadi peşime düşün de bir çaresine bakalım
ması lazım olduğu hakkında fikir danışır. Ki-
gerçi ben yakın bir zaman önce dersimi aldım
misi ona ‘ayva götür iyi olur’ der, Kimisi
ama sizin zarar çekmenize gönlüm razı olmaz”
‘yok elma götür’ der. Bazısı da ‘olmaz ye-
der. Ve hep beraber Timur’un makamına git-
meklik patates soğan götür’ der. Hoca bunları
mek için yola düşerler. Tam makama girecek-
dinler, bahçeye iner bakar ki bahçede güzel
leri sırada hoca arkasına döner bir bakar ki
yemişler var. İncir ağacından bir sepet yemiş
kimse kalmamış. Arkasındaki halkın hepsi da-
toplar ve Timur’a götürür, götürür de pek piş-
ğılmış geriye de dönemez Timur “Ne o hoca
man olur. Çünkü Timur gelen hediyeyi bir
yine niçin geldin?” der? Hoca da “Ulu hakan,
aşağılama olarak kabul eder ve askerlerine
Akşehirlilerin size bir dileğini iletmeye gel-
“Bu yemişlerin hepsini bu adamın kafasına
dim, efendim sizin bir dişi filiniz varmış. Bah-
vurun” der. Askerler emri yerine getirirken
çelerde yayılırmış bu tek olunca avara zarar
bizim Hoca “Her incir başına isabet ettikçe
yapıyormuş. Onun için ‘Hakanımız bir de er-
“Allah’ım
der-
kek fil getirsin ikisi beraber hem otlasın, hem
miş. Bunu duyan Timur, hocaya “Bu yemiş-
de çoğalsın’ dediler. O da “Hay hay hoca”
ler, kafana vuruldukça neden ‘Allah şükür’
der. Ertesi gün bir fil daha gelir. Bahçelere sa-
diyorsun bu bana bir isyan mıdır?” deyince
lınıverir bunu gören Akşehirliler aman hocam
şükür
aklımı
seveyim”
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 75
————————————————
Mizah———————————————–———
ne oldu biz bir filden bıkmışken, fil iki oldu,
lafı’ derler. Ben o kadar deli miyim yalnız ba-
ne yaptın sen?” demezler mi… Hoca da
şıma ne yapılırsa onu yaptım kusura bakma-
“Komşular benimle Timur’a gelseydiniz, dişi
yın” der. Ve adamları dertleriyle baş başa bıra-
fili kaldırtacaktık gelmeyince fili çiftleştirdik,
kır ve başından savar.
ikinci fili ben istedim ‘akıllı deliye söyletir
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 76
————————————————
Acemi Ocağı———————————————–——— Gözlerin diyorum uçurum
Erkendi gitmek için…
Bir şenlik havası
Kalmak için ise çok geç…
Bir mezar sessizliği
Kocaman bir ikilemin içinde idi kendine ait olmayan yüreği… Ama gitmek için en güzel mevsimdi sonba-
Gözlerin diyorum ölümüm kalımım
har…
Bir çocuk gülüşü masumiyeti
Ne kadar da güzel olacaktı ardına bakmadan
Bir ihtiyar çaresizliği
giderken, sarımsı kahve rengimsi yapraklar usul usul dökülecek ve savrulacaktı rüzgâr-
Gölerin diyorum sığınak
la…
Kendimi bulduğum evim
Garip…
Gamzelerimin çukurlarına dalan gözyaşı
Ama uzaklardan bir keman sesi çınlıyor kulaklarımda… Mevsim de sonbahar…
Gözlerin diyorum gözlerin
Gidiyorum…
Yeşilinde kaybolduğum
Dökülen yapraklar da varsa, tamamdır…
Bir duman kuytusu.
Şimdi sıra ardına bakmadan gitmeye geldi… Hadi bakalım…
Kudret Elyiğit
Bahtiyar Epcerev
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 77
————————————————
Acemi Ocağı———————————————–———
ARKADAŞ ÜZERİNE Bazen hayat insanı o kadar sıkar, insa-
tını aydınlatan kişidir arkadaş. En kritik kara-
nın üzerine o kadar çok gelir ki, bütün çarele-
rında yanında olan, en olmaz düşüncelerini
rin yok olduğunu düşünürsün. Hatta içindeki
paylaştığın kişidir arkadaş. Hayal kurarlarken
çocuğun, yüreğindeki umudun öldüğünü dü-
hayalinde en önemli rolü sana verendir. Ağlar-
şünebilirsin. İşte tam bu sırada ortaya
ken güldürebilendir arkadaş. Yarına umutla
“arkadaş” diye sıfatlandırdığımız insanlar
bakmayı öğretendir arkadaş. En çok hangi ye-
çıkar. İçindeki çocuğun, umudun ölmesine
meği sevdiğini, hangi şarkıyı dinlerken zevk
engel olur. Sana çare oluyor, derman olarak
aldığını, hangi rengi sevdiğini bilendir arka-
yol gösterir…
daş. Çayına kaç şeker kattığını, hangi takımın
Evet, oluşumu kolay olmaz. Farklı
taraftarı olduğunu, neye sinirlediğini, neyden
farklı aşamalardan geçer. Ayrı ayrı zorlukları
hoşlandığını bilendir. Saate bakmadan yanına
aşar. Ve hepimiz biliyoruz ki arkadaş dediği-
gelen, sormadan ve dinlemeden derdini anla-
miz kişiler kolay kolay bırakılamaz. Bu de-
yandır arkadaş.
virde arkadaş bulmak, arkadaş olmak hiçte
Aslında arkadaş her şeydir. Yanında
sanıldığı kadar kolay değil. Çıkar ilişkisi üze-
olmasa bile tüm varlığınla kendini hissettiren-
rine kurulmayan arkadaşlık, gerçek arkadaşlı-
dir. Hayatın bütün zorluklarını birlikte göğüs
ğın bir ön göstergesi olur, kalır.
gerdiğindir.
Arkadaşlıkların en tatlı tarafı samimi-
Üzerine şiirler, yazılar yazılmış, şarkı-
yet, içtenlik... Arkadaşlığı uzun vadeli yapan
lar okunmuş. Bütün benliğini vererek güvendi-
ise bir beklenti içinde olmadan yapılan feda-
ğin bir arkadaşın yok ise yazılan şiirleri, oku-
kârlıklar. Arkadaşlıkta her şey vardır. Sevgi,
nulan şarkıları anlaman güçleşir. Hayatın tadı-
hoşgörü, erdem, güven ve olmazsa olmazlar-
nı çıkartamazsın. Aklımızda bu denli deli soru-
dan saygı. Güven, erdem, hoşgörü olmadan
lar varken dünyada konuşabildiğin birkaç ar-
hiçbir ilişki yürümez. Fakat arkadaşlık kalesi-
kadaşın yoksa dünyadaki en yalnız insanı sen-
nin temelinde saygı yatar. Birbirlerinin görüş-
sindir! Ve hayat daha da çekilmez hale gelir.
lerine, duruşlarına saygı göstermek zorunlu-
Alfred
luğu vardır. Saygı gösterilmezse arkadaşlık
de
Musset’in
dediği
gibi
“Dünyada en büyük yoksulluk, arkadaşsız kal-
kalesi ışık hızıyla yıkılır ve ortada hiçbir şey
maktır”. Ve sanırım ben dünyanın en zengin
kalmaz.
insanıyım. İyi ki arkadaşlarım var.
En karanlık dönemde varlığıyla haya-
Nursel Abul
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 78
————————–—-————————
Ayın Sorusu————–-————Ayın Sorusu uygulamasında ilk üç doğru cevaba kitap hediyemiz olacaktır. Bu sayıdaki hediyemiz Halil Çetin’in “Timur’un Batı Seferi ve Ankara Savaşı” adlı kitabı olacaktır. Cevabınızı yerleşim adresinizle beraber aşağıda bulunan iletişim adreslerine gönderebilirsiniz. İLETİŞİM ADRESLERİ yazantarih@gmail.com iletisim@yazantarih.com BU SAYININ SORUSU Timur’un sefer yaptığı dokuz devletin (hanedanın) isimleri nelerdir?
Yazan Tarih Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 79