3 minute read
Oscar Wilde
Wilde Oxford’tan mezun olduktan sonra düzenli olarak gazetecilik yapmaya başladı. Kendi çabalarıyla bastırdığı ilk şiir kitabının adı basitçe Poems / Şiirler’di, ardından Wilde 1882’de konuşmalar yaparak Birleşik Devletler’i dolaştı. ABD gümrüğünde 27 yaşındaki “estetik profesörüne” ülkeye girişte beyan etmek istediği bir şey olup olmadığını sorduklarında gazeteci “Dehamdan başka hiçbir şey yok” diye cevap vermişti. Wilde’ın konuşmalarına binlerce Amerikalı katıldı. Kendini “Estetikçi” ilan eden Wilde “sanat sanat içindir” düsturuna inanıyordu. “Her birimiz hayatın sırrını öğrenmek için günlerimizi harcıyoruz. Hayatın sırrı sanattır” diye ahkam kesiyordu. “The House Beautiful” adını verdiği konuşmada Wilde evleri güzelleştirmek için estetik prensiplere uygun pratik fikirler bile önerdi. Lakin kalabalıklar Wilde’ın iç dekorasyon görüşlerini duymak için mi toplanıyordu yoksa estetik kostümü şimdiden İngiltere’de alay konusu olan garip İngilizi görmek için mi bilinmez. “Dün ya da bugüne kadar hiçbir yetişkinin giyinmediği şekilde giyiniyordu” diye yazmıştı bir New York Times muhabiri. Wilde’ın yüksek fötr şapkalarının altında açık, uzun saçları vardı. Göz alıcı kürk ve kadife paltolar giyiyor, fildişi bir baston kullanıyor, afyonlu Mısır sigaralarının birini söndürüp diğerini yakıyordu. Boston’daki konuşmasına komik kılığıyla alay etmek için bir grup Harvard öğrencisi geldiğinde Wilde “Karikatür, vasatlığın dehaya övgüsüdür” demişti. Tüm bunlardan hemen sonra İngiltere’ye dönen Wilde oyun yazarı olarak ününe ün kattı. Buna rağmen basın Wilde’ın kadınsı kıyafetleriyle, makyajıyla, davranışlarıyla alay etmeyi sürdürdü. Bazıları peltek olduğunu yazarken bazıları da ‘’kararsız’’ cinselliği hakkında dedikodu üretiyordu. Aslında cinsel tercihleri konusunda belirsizlik yoktu; evliydi ve iki çocuğu vardı ancak Wilde eşcinsel olduğunu gizlemiyordu. 18 Şubat 1895’te Queensberry Marquis’si sadece üyelerin girebildiği bohem yazarlar kulübü Albemarle’a kartvizitini bıraktı. Kartın üstünde ‘’Homoseksüellik yapan Oscar Wilde’a (aynen böyle)’’ yazıyordu. Homoseksüellik İngiltere’de ağır suç olduğu için bu suçlamanın ağır yasal neticeleri olacaktı. Wilde, Marquis’ye yazılı iftiradan tazminat davası açtı. Nisan ayında görülen duruşmada savunma Wilde’ın bütün ahlaksızlıklarını kanıtlamaya başlayınca Wilde biraz geç de olsa yargılananın kendisi olduğunu anladı.
Kamuoyu 19.yüzyılın sonlarında toplumda görülen çöküşe bir günah keçisi arıyordu. Batı uygarlığının çöküşte olduğundan ve Victoria Dönemi’nin huzurlu günlerinin sonuna gelindiğinden endişe ediliyordu. Alt tabakada absent kullanımı artıyordu ve deliliğe götürdüğüne inanıldığı için bu içki “Charenton Atlı Arabası” (Charenton bir zamanlar Marquis de Sade’ın da kapatıldığı Fransız akıl hastanesinin ismiydi) olarak bilinmeye başlamıştı. Daha kötüsü, orta ve üst tabaka kadınlarda morfin bağımlılığı görülmeye başlandı. Mücevherciler üst tabaka uyuşturucu bağımlılıkları için altın ve gümüş kaplamalı şırıngalar bile bulunduruyordu. Dekadanların en ünlü ismi Wilde toplumsal değerlerin kapsamlı çöküşünün müsebbibi sayıldı. “Şantajcılardan ve erkek fahişelerinden” oluşan özel hayatı Victoria yeraltından çıkarılıp gözler önüne serildi. Wilde tanık sandalyesine oturduğunda “Adı telafuz edilemeyen aşk nedir” diye sordu savcı Charles Gill. Wilde yanıtında her zamanki gibi cüretkardı. “Adı telafuz edilemeyen aşk bu yüzyılda yaşlı bir adamın genç bir adama duyduğu büyük bir aşktır. Bu saf olduğu kadar kusursuz da olan ruhsal bir muhabbettir. Güzeldir, doğrudur, muhabbetin en asil biçimidir. Onda tabiata aykırı hiçbir şey yoktur. Entelektüeldir ve tekrar tekrar yaşlı ve genç erkekler arasında yaşanır. Yaşlı bir adam zeka gücüne, genç adam ise onu bekleyen hayatın tüm neşesine, umuduna ve büyüleyiciliğine sahiptir.” Ayrıca, Platon’a göndermeler de yaptı. Juri karara varmaya başaramadı ve kefaletle serbest bırakıldı. Ama bu kurtuluş geçici olacaktı, juri 25 Mayıs’ta ‘’suçlu’’ kararı verdi. Wilde ve genç erkek tedarikçisi Alfred Taylor iki yıl aynı ağır hapse mahküm edildi. Hapisten çıktığında ise halkın gözündeki ‘’ahlaksız’’ yaftasını yok etmek isteyen Wilde Fransa’da bir geneleve gitti. Dowson onu eşcinsel imajını onarmak için genelevde seks yapmaya teşvik etmişti. Wilde elinde parayla kötü şöhretli eve girdi. Dışarıda büyük bir kalabalık toplanmış, meşum homoseksüelin vajinal vaftizini beklemekteydi. Odadan çıkan Wilde, Dowson’a 10 yıl sonra ilk kez bir kadınla beraber olduğunu söyledi ve şöyle ekledi: “Ve son olacak. Soğuk bir koyun eti gibiydi” Kalabalığa ise daha neşeli bir tonda seslendi ve onlardan bu macerasını İngiltere’de anlatmalarını istedi. “Zira karakterimi temelli değiştirecek bir macera oldu!” Wilde henüz orta yaşta olmasına rağmen mezarın kürk paltosunun yakalarından onu çektiğini hissediyordu. “Morg beni bekliyor” diye yazdı bir arkadaşına. Bundan sonra gideceği yeri görmek için Paris morgunu bile ziyaret etti. Wilde 46 yaşında kulak ameliyatının ardından serebral menenjite yakalandı. Bedeni enfeksiyonla savaşırken ölüm döşeğinde yatmaktan bıkan Wilde bir kadeh absent içmek için yakınlarda bulunan bir kafeye gitti. “Kendini öldüreceksin Oscar. Doktorun absentin senin için zehir olduğunu söylediğini biliyorsun.” dedi arkadaşı Robbie Ross ona. “Uğruna yaşayacak neyin var?” diye sordu Wilde ve kısa bir süre sonra da komaya girip hayata veda etti.
Advertisement