6 minute read
Zorluklarla başa çıkmak için değişim şart
Deniz Sigorta Zorluklarla başa çıkmak için değişim şart
Deniz sigorta sektörü, içinde bulunduğumuz istisnai zamanda müşterilerini uzmanlıkları ve deneyimleriyle desteklemeye adeta kendini adamış durumda. Müşterilerinin devam eden zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olmak için mümkün olduğunca esnek olmaya gayret eden sigortacıların, bu doğrultuda ürün kapsamlarında genişlemeye ve poliçe yazımında değişikliklere gittiğini söyleyebiliriz.
Advertisement
Çıdam Yıldırım Atlas Pandi Muhabirlik ve Denizcilik Hizmetleri
Tarih boyunca tüm değişim ve gelişimlerin, ani ve zor zamanlar (savaş, ayaklanma, buhran vs.) ardından yaşan dığına insanlık olarak şahitlik ettik. Aynı şekilde buluşlar da böyle. Bugün işimize yarar birçok alet, ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkar. Buradan çıkaracağımız sonuç ise aslında insanla rın ve toplumların hayatın olağan akışı içinde durağanlıklarına devam ettikleri ve hali hazırda kurulu düzenlerini boz maktan imtina ettikleri yönünde. Bu doğrultuda, içinde bulunduğumuz sal gın hastalık dönemi de tüm dünya için beklenmedik ve sarsıcı olduğundan, bu dönemin ekonomiye yaratmış olduğu etkilere paralel olarak sektörlerde deği şim ve dönüşümler gözlemliyoruz.
Özellikle, ihtiyaçlara cevaben hizmet vermekte olan sektörlerde gelişim ve büyüme de bu güzergahta yol almak zo runda olduğundan, bir hizmet endüstrisi mensubu olan deniz sigorta sektörü, içinde bulunduğumuz istisnai zamanda müşterilerini uzmanlıkları ve deneyim leriyle desteklemeye adeta kendini adamış durumda. Müşterilerinin devam
eden zorluklarla başa çıkmalarına yar dımcı olmak için mümkün olduğunca esnek olmaya gayret eden sigortacıların, bu doğrultuda ürün kapsamlarında ge nişlemeye ve poliçe yazımında değişikliklere gittiğini söyleyebiliriz.
Bu doğrultuda, P&I kulüplerin son zamanlarda P&I poliçelerinde kapsam altına alınmayan farklı ürün çeşitlerini bünyelerine kattığını ve bu ürünleri ge liştirmek adına çeşitli pazarlama programları yaptıklarını gözlemlemekteyiz.
Bunlardan ilki daha önceki yazıları mızda da değinmiş olduğumuz; ‘Delay Insurance ‘ yani Gecikme Sigortalarıdır. Covid-19 nedeniyle gemilerin limanlar da bekleme süreleri ve dolayısıyla gecikmeler arttığından, bu ürünün müşteri ihtiyaçlarına yanıt vereceğini düşünerek sigortacıların harekete geçtiğini ve bün yesinde bu ürün bulunmayan sigortacıların ürünü portföylerine eklediğini; hali hazırda ürünü portföyünde bu lunduranların ise bu alanda marketing stratejilerini geliştirerek ürün tanıtımına yoğunlaşmaya başladığı son zamanlar da göze çarpmaktadır. Bu amaçla, bazı sigortacılar başka şirketlerle bir araya gelerek çalışmalarını yürütürken, bazı sigortacılar ise kadrolarına bu alanda deneyimli kişileri alarak çalışmalarını sürdürüyorlar.
Gecikme Sigortası kapsamına bakıl dığında, Kira Kaybı sigortasıyla benzerliği dikkat çekse de bu poliçenin kapsam verebilmesi için olayın Tekne Makine hasarı olmasına gerek olmamakla bera ber genellikle Kira Kaybı sigortalarında uygulanan en az 14 gün gecikme oluş ması zorunluluğu da bulunuyor. Bu doğrultuda, daha az süreli ve tekne makine hasarı nedeniyle oluşmayan gecikmelere de yanıt verebilmekte.
Güncel sektör ihtiyaçları doğrultu sunda adını sıkça duymaya başladığımız diğer bir ürün ise; ‘Cyber Security’ Siber Güvenlik Sigortası. Taşıyıcıların işlerin de e-ticaret portalları, web siteleri ve filo iletişim sistemleri gibi kapsamlı elekt ronik sistemler kullanması ve modern gemilerde navigasyon gibi işlevlerde otomasyona çok daha fazla güveniliyor olması doğrultusunda bu sistemlerde meydana gelecek bir siber olayın genel merkezde ve filoda büyük hasarlara yol açma potansiyelinin yanı sıra geminin gecikmesine ve hatta fiziksel hasar veya kayıplara yol açacağı riskleri göz önü ne alınarak, deniz taşımacılığında bu risklere karşı koruma büyük ölçüde ye tersiz olduğundan P&I sigortacıları, bu açığı kapatmayı isteyerek, bünyelerinde bu ürünü geliştirmek adına çalışmalara başlar.
Sigortacılar, siber güvenlik ürünü kapsamında müşterilerine yalnızca poli çe kapsamı sunmakla kalmayarak, işletme bünyesinde çalışmakta olan gemi ve kara ekibine, siber farkındalık eğitimleri vererek geminin Uluslararası Güvenlik Yönetimi Kodu (ISM)’na uygunluğunu sağlamak için de çalışmalar yaparak si gortalı şirketlerine destek veriyor.
Haftada 17 milyon gemiye siber sal dırı
IMO (International Maritime Orga nization) tarafından, siber güvenliğin Güvenlik Yönetim Sistemleri (Safety Management Systems) denetiminde ele alınacak risk olarak tanımlaması ve 1 Ocak 2021’den itibaren denetlenmeye başlanacak olmasını duyurmasının ar dından sektör ilgilileri tarafından daha fazla ilgi görmeye başlayan bu ürün, aslında gelecekte yarı otonom/otonom gemiler için vazgeçilmez bir poliçe kap -
samı olmaya aday. Fakat, alınan son verilere göre dünya çapında haftada 17 milyon gemide siber saldırı meydana geldiği göz önünde bulundurulduğunda özellikle okyanus aşırı çalışan gemiler için şimdilerde de hatırı sayılır bir öne mi olduğunu düşünüyorum.
Sigortacıların gündemindeki bir di ğer konu ise yenilenecek poliçelere eklenecek olan Koronavirus klozları veya istisnaları. Bildiğiniz gibi mart ayından itibaren P&I sigortalarının Koronavirüs vakalarını kapsayıp kapsamayacakları veya kapsarsa ne kadarını kapsayacağı gibi birçok konu konuşuluyordu. Konu her ne kadar ilk başlarda hasar depart manlarını ilgilendirir bir konu olarak gözükse de aslında poliçe yenilemeleri de bir yandan devam ettiğinden un derwriting departmanları da bu poliçelere eklenecek yeni kloz ifadeleri üzerine çalışmakla meşguldü.
Yeni poliçe eklediler
Her ne kadar, P&I kulüpleri arasında ortak bir çalışma henüz mevcut olmasa da her kulübün kendi ifadeleriyle Koro navirüs ve benzeri salgın hastalıklar için poliçeye eklemeler yaptığını görüyoruz. Şimdiye kadar karşılaştığımız poliçeler de sigortacıların, poliçelerde belirli hastalıkları sayarak bu hastalıklar nedeniyle oluşacak kapsamlarda kendilerini belirli bir limitle sınırlandıran ifadeler ekledi ğini görüyoruz. Fakat, pratikte henüz çok fazla deneyim elde edilmediğinden bu limitin parametresinin ne olacağı henüz belirlenmiş değil. Bu nedenle, zaman içerisinde vaka bazında tespitler yapılarak IG Club üyelerinin ortak bir lafızda bir araya gelmesi bekleniyor.
Küresel salgının zemininde, Hull & Machinery Marketinde ise 2020’nin başlarından beri görülen fiyat artış tren dinin izlenmeye devam edildiği gözleniyor. Londra Pazarında 2018’in ikinci yarısında başlayan ve 2019’a kadar de vam eden bu akım şimdiler de dünyadaki tüm sigorta şirketlerini etkisi altına almış gibi gözüküyor. Bu nedenle, bu yıl da sigortacıların, daha az prim daha kar lı iş avcılığı yapacağı yorumları sektörde konuşulmaya başlandı. Bununla birlikte, Kovid-19 salgını her ne kadar gemiye fiziksel açıdan bir sorun oluşturmasa da Hull & Machinery sigortacıları, yukarı da da değindiğimiz Kira Kaybı (Loss of Hire) poliçelerinde salgınla ilgili sorun lardan kaynaklanan olası talep enflasyonu hakkında çalışmalar yapmaktadırlar. Bu doğrultuda, Kira Kaybı poliçelerine de salgın ile ilgili bir kloz/istisna konul ması söz konusu olabilir.
Tekne Makine Sigortalarıyla ilgili son olarak bir habere değinmek istiyorum. Türk denizcilik sektöründe de ismini ta nıtmış olan North of England Protection and Indemnity Club, 1 Temmuz 2020 itibariyle Tekne Makine poliçesi de yaz maya başladığını duyurdu. Son iki yılda, birçok sigortacının tekne makine poli çesi yazmaktan imtina ederek sektörden çıkış yapması nedeniyle bu yeni giriş tüm sektör ilgililerini heyecanlandırdı.
İki farklı senaryo!
Kargo Sigortalarında ise henüz be lirgin bir etki görülmemekle beraber ticaret ve nakliye hacimlerindeki düşüş elbette ki daha az iş anlamına geldiğin den, bu doğrultuda primlerde artış beklendiğinden bahsediliyor. Son güncellemelerle ilgili değinmek istediğim bir diğer konu ise, Clarkson tarafından bu ay yayınlanan raporda yer alan iki farklı
senaryo çerçevesinde Covid-19’un deniz ticaretine olan etkisinin değerlendirildi ği diyagram. Bu diyagramda iki senaryonun yer almasının sebebi ise pandemi sürecinin nasıl ilerleyeceğinin hala belir li olmaması.
Bu doğrultuda, bir tarafta temel se naryo ele alınmış ve burada salgın hastalık etkisini giderek azaltırken 2021’de kriz hafifliyor ve ekonomik aktivitelerde iyileşme sürüyor. Bununla paralel olarak deniz ticaretinde, V şeklinde bir büyüme görülüyor. Diğer tarafta ise kötü senar yo ele alınıyor ve burada salgının ikinci dalgası etkisini gösteriyor. Bununla doğ ru orantılı olarak, ekonomik iyileşmeler gecikmeye uğruyor ve uzun süren yavaş lama şeklinde deniz ticaretinde, durgun büyüme gerçekleşiyor.
Bu diyagramdan çıkardığım bir diğer sonuç ise, her ne kadar dünya çapında normalleşme sürecine girmiş olsak da ekonomik anlamda bu salgının etkileri ni sürdürdüğü ve bir süre daha sürdürmeye devam edeceği oldu. Fakat, umuyorum ki bahsedilen temel senaryodan daha iyi bir senaryo çok yakın zamanda bizleri bekliyordur.
Tüm bu anlatılanlar doğrultusunda, aslında içinde bulunduğumuz dönemin kontrolümüz dışında rüzgârın etkisiyle devam eden, değişen, gelişen bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Elif Şafak’ın bir kitabında çok sevdiğim bir sözü vardır, “Rüzgarın yönünü dilediğin gibi değiş tiremezsin ama yelkenleri rüzgara göre ayarlayarak, istediğin limana ulaşabilir sin” diye… Bizler de rüzgarın yönünü değiştiremeyeceğiz belki ama yelkenle rimizi ona göre ayarlayıp istediğimiz limana ulaşacağız. Gelişmeye, değişmeye, dönüşmeye devam edeceğiz.