T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN İLİŞKİLERİ ANABİLİM DALI
DÜŞLER AKADEMİSİ KAŞ ORGANİZASYONU`NUN KATILIMCILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Yüksek Lisans Proje Raporu EVREN KOÇ
Danışman Öğr. Gör. Prof. Dr. Feryal TURAN
ANKARA 2016
İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER…………………………………….………………………………….……………
1
ÖZET……………………………………………………………………………………………….. GİRİŞ …….......…………..…….…………………………………………………………………. a. Araştırmanın Problemi………………..…………………………………………………………. b. Araştırmanın Amacı:…………………………………….....…..………………………………. c. Araştırmanın Önemi ………………………………………......…………..……………………. d. Araştırmanın Yöntemi………………..…………………………...............................................
2 3 4 4 4 5
1.SİVİL TOPLUM ve SİVİL TOPLUM KURULUŞU KAVRAMLARINA GENEL BAKIŞ …
7
1.1.Sivil Toplum Kavramı ve Tanımı………………………….....................................................
7
1.1.1 Dünya`da ve Türkiye`de Sivil Toplum……………………………………………………… 2. DÜŞLER AKADEMİSİ KAŞ`IN KURULUŞU, AMAÇLARI ve FAALİYET ALANI……….. 2.1.Türkiye`de Engellilerin Durumu…………………………………………………………...…..
8 18 18
2.2. Dalmak Özgürlük`ten Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) `ne……………………………… 2.3. Düşler Akademisi………………………………………………..……….……………………. 2.4. Düşler Akademisi Kaş…………………………………………………………………………. 2.4.1 Akademi`nin Bir Günü………………………………………………………….……………. 2.4.2 Akademinin En Temel Özellikleri …………………………………………..…..…………….
20 24 27 32 33
3. KATILIIMCILAR VE DÜŞLER AKADEMİSİ KAŞ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ………. 3.1. Evren ve Örneklem……………………………………………………………………………… 3.2. Veriler ve Toplanması………………………………………………………………………….... 3.3. Verilerin Çözümü ve Yorumlanması…………………………………………………………..... 3.4. Bulgular………………………………………………………………………………………….. 3.4.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri…………………………………………………………. SONUÇ………………………………………………………………………………………………… KAYNAKÇA………………………………………………………………………………………….. İnternet Kaynakları…………………………………………………………………………………….. EKLER………………………………………………………………………………………………....
37 37 37 37 38 38 54 57 57 59
“Dünyada görmek istediğiniz ne ise o olunuz.” Gandhi
ÖZET Bu çalışmada, Türkiye`de kendi kulvarında ve sosyal girişimcilik bağlamında bir ilk olan Alternatif Yaşam Derneğini` nin bir alt projesi olan Düşler Akademisi Kaş organizasyonun katılımcılar üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde sivil toplum ve sivil toplum kuruluşu kavramlarının tanımı ve Dünya`da ve Türkiye` deki gelişim ve değişim serüveninden bahsedilmiştir. İkinci bölümde Düşler Akademisi Kaş`ın kurulmasından önceki üst projelerin tarihçeleri, işleyişleri ve amaçları hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde alan taraması için uygulanan anketin bulguları çözümlenmiştir. Dördüncü ve son bölümde ise sonuç kısmına yer verilmiştir 1
GİRİŞ Toplumsal hayatın, devlet yönetimlerinin, teknolojinin, insan ihtiyaç ve beklentilerinin sonsuz biz hızda değişmesi neticesinde, kişiler temel hak ve özgürlüklerine daha fazla sahip çıkarak, gerektiğinde devletleri ve hükümetleri eleştirmiş, eksik kaldıkları ya da uyuşmadıkları noktalarda da kendi inisiyatiflerini üretmişlerdir. Yerel ve küresel ölçekli çok sayıda sivil toplum kuruluşu hem demokratik platformların yayılmasına ön ayak olmuşlardır, hem de toplumdaki çeşitli dezavantajlı birey ve grupların varlıklarını sürdürebilmeleri, seslerini duyurabilmeleri için, temel insani ihtiyaçlarının sağlanması için çalışmanın yanında, kişi hak ve özgürlüklerinin de elde edilebilmesi için özverili bir çaba ile çalışmalarını sürdürmektedirler. Bu bağlamda engelliler ve sosyal dezavantajlı grupların toplumsal hayatta görünürlüğünün, saygınlıklarının, her bireyin temel hakkı olan sağlık ve eğitim imkânlarına ulaşabilmelerine yardımcı olmanın yanında kültür, sanat ve spor gibi çeşitli alanlarda da faal olmalarının sağlanması yine bu amaçlar için çalışan çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından sağlanmaktadır.
2
Çalışmanın amacı, bir sivil toplum kuruluşu ve sosyal girişimcilik projesi olan Düşler Akademisi Kaş organizasyonunun 20014 yılından beri ve tüm sene boyunca hizmet vererek, toplumla bugüne kadarki ilişkileri ya hiç olmamış ya da yok sayılmış olan engelli ve sosyal dezavantajlı bireyler için sağladığı;
sanatsal ve sportif faaliyetlerin, hedeflenen kitleye
olumlu ya da olumsuz nasıl etki ettiğinin hem kuramsal bağlamda, hem de alan içinde katılımcı gözlemcilik yapılarak tespit edilmesine çalışılmasıdır.
a. Araştırmanın Problemi Düşler Akademisi Kaş`ta belirli süreler dâhilinde misafir edilen engelli ve sosyal dezavantajlı birey ya da grupların, buradaki gönüller tarafından hazırlanıp uygulanan, çeşitli eğitici, öğretici, farkındalık yaratan, sosyalleşme olanağı sağlayan, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler beklentileri hedeflediği ölçüde karşılamakta mıdır? Akademide geçirilen süre ve yapılan faaliyetlerin misafir katılımcılar ve gönüllüler üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkileri nelerdir? sorunlarına cevap aranacaktır. b. Araştırmanın Amacı Bu araştırmadaki amaç bir sivil toplum kuruluşu olan Düşler Akademisi Kaş organizasyonunun gönüllüler ve misafir katılımcılar üzerinde bıraktığı olumlu ya da olumsuz etkilerin araştırılmasıdır. Akademi`nin kuruluş amacı nedir? Bu amaç hedeflendiği gibi karşılanmakta mıdır? Sunulan hizmetler ve etkinlikler beklenilen etkileri yaratmakta mıdır? Katılımcılara ne gibi avantajlar sağlamaktadır? gibi soruların cevaplandırılması da araştırmanın temel hedefleri arasındadır. c.
Araştırmanın Önemi 3
Bilindiği gibi sivil toplum kuruluşları çok çeşitli içerikleri ve amaçları olan kuruluşlardır. Bunlardan bazıları da, çeşitli engel gruplarına dâhil (bedensel, zihinsel, işitsel vb.) olan ya da sosyal anlamda dezavantajlı (maddi anlamda yetersizlik, LGBT olmak, mültecilik) olan bireylerin, devletten beklenen sosyal devlet olabilme durumunun pratikte aksaması, önemsenmemesi ya da görmezden gelinmesi gibi durumlarında bu eksiklikleri gidermek için bir takım sosyal girişimci kişi ya da kuruluşlar tarafından, oluşturulan organizasyonlardır. Bu bağlamda ülkemiz nüfusunun yaklaşık %15 kadarını oluşturan engelli nüfusunun ve her an yaşanan olumsuz bir takım gelişmelerle sayıları artan sosyal dezavantajlı bireylerin, maddi anlamdaki eksiklerinin yanı sıra sosyalleşmelerinin neredeyse hiç mümkün olmadığı durumlarda devreye giren organizasyonlarla belirli ölçülerde sağlanabilmektedir. Düşler Akademisi`nin Antalya`nın Kaş ilçesinde kurulu olan yerleşkesinde ise tam da bu eksiklerin giderilmesi hedef alınmıştır. Ercan Tutal öncülüğünde kurulan akademi, çeşitli şirketlerin sponsorlukları ve tamamen gönüllü olarak çalışan, Türkiye`nin ve dünyanın her tarafından gelen gönüllü ekibi sayesinde bugünkü şeklinin almış ve varlığını yine bu şekilde sürdürmektedir. Engelli ve sosyal dezavantajlı gençlere ücretsiz olarak kültür ve sanat eğitimlerinin verildiği Düşler Akademisi, hayata hazırlayan ve eğitim veren kalıcı bir alternatif sanat akademisi olarak faaliyetlerine İstanbul ve Kaş'ta devam etmektedir.(Bkz:Ek1) Kampta misafir katılımcı olarak ağırlanan bireyler ya da grupların kaldıkları süre zarfında iyi vakit geçirmeleri, sosyalleşmeleri, farkındalıklarının artması yönünde çok çeşitli faaliyetler düzenlenerek, çoğunluğu eve hapsolan bireylerin farklı hayat tecrübeleri ile oradan ayrılmaları amaçlanmaktadır. Yapılan bu araştırma ise; daha önce bu tarz bir oluşumu ilk defa hayata geçirmiş olan Düşler Akademisi Kaş gibi alternatif bir organizasyonun kurulmasındaki iyi niyetli çabaların,
4
beklentileri, hedeflediği ölçüde karşılayıp karşılamadığını incelemek ve eğer aksayan yönler var ise bunların iyileştirilmesinin sağlanması açısından oldukça önem arz etmektedir. d. Araştırmanın Yöntemi Araştırma konusunun kuramsal çerçevesi ve içeriği için, ilgili yazılı, belgesel ve görsel kaynaklar, kitaplar, tezler, makaleler, raporlar, röportajlar incelenmiş, ayrıca katılımcı gözlemci olarak Düşler Akademisi Kaş`17 gün süre ile gönüllü olarak çalışılmıştır. Araştırma alan taraması modellidir. Anket çalışması ile Düşler Akademisi Kaş organizasyonunun, gönüllü ya da misafir katılımcılar üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini analiz edilmesi amaçlanmıştır. Alan araştırması için, tesadüfi yöntemle seçilen misafir ve gönüllü katılımcılara açık ve kapalı uçlu sorulardan oluşan 14 soruluk bir anket yapılmıştır.
5
BİRİNCİ BÖLÜM 1. SİVİL TOPLUM ve SİVİL TOPLUM KURULUŞU KAVRAMLARINA GENEL BAKIŞ
Bu bölümde, Sivil Toplum ve Sivil Toplum Kuruluşu kavramları için yapılmış çeşitli tanımlar ortaya konarak Dünya`daki ve Türkiye`deki ortaya çıkış ve gelişme süreçlerinden bahsedilmiştir. 1.1.
Sivil Toplum Kavramı ve Tanımı Sivil toplum kavramı hakkında, birçok kaynakta çoğunlukla birbirine paralel tanımlar yapılmaktadır. Genel itibariyle sivil toplum için denebilir ki, devlet kurumlarının dışında kendini yönlendirebilen, hak ve özgürlüklerini savunabilen özgür ve özerk vatandaşlardan oluşan topluluklardır. Demokrasinin gelişmesiyle bir takım kesimlerin, kendi hak ve çıkarlarını korumak amacıyla örgütlenmeleri sonucu ortaya çıkmıştır. Sivil toplum bir nevi toplumun kendi kendini yönlendirmesidir.1
1 http://www.felsefe.gen.tr/siyaset_felsefesi/sivil_toplum_nedir_ne_demektir_anlami_nedir.asp
6
Ayrıca sivil toplum dediğimiz şey, toplumda doğrudan doğruya devletin denetiminde olmayan bütün alanların bulunduğu yerdir.2 Sözlüklerde Sivil Toplum’ un tanımı çeşitli şekillerde yapılmaktadır3. Örneğin; 1- Devletin denetimi altında olmayan. Kararlarını bağımsız olarak vererek toplumsal etkinliklerde bulunan bireyler topluluğu. 2- Siyasi otoritenin baskısından nispeten uzak olan toplum modeli; toplumda var olan ve kuruluşu birtakım haklar elde etme çabasına bağlı olan demokratik yapı; toplumun kendi kendisini, devletin kurumlarından bağımsız olarak, yönlendirmesi durumu.
Bununla birlikte bizim dilimizde kelimenin etimolojik kökeni aslında günümüz kullanımında bir anlam kaymasına uğramıştır diyebiliriz çünkü "Sivil toplum", Batı'dan aldığımız siyasetle ilgili kavramlar arasında, ülkemizde en çok yanılgı yaratanlardan biridir. Kavramın karşıtı, birçok kez zannedildiği gibi, "askerî" toplum değildir. Terimin vurgusu "şehir âdabı" dır, karşıtı da "gayrı medeni" olabilir. "Sivil toplum" daki "sivil" in kökü şehir hayatının beraberinde getirdiği hakları ve yükümlülükleri ifade eder (Mardin. 2006:10). Tüm bunların ışığında denebilir ki, devletlerin halklar üzerinde baskı unsuru oluşturduğu her dönemde, tanım ve içerikler birebir uyuşmasa dahi, halklar, devlet karşısında ya da ondan bağımsız olarak çeşitli alternatifler üretmişlerdir. Buradaki en önemli nokta demokrasi fikridir. Yani bir toplum ne kadar otoriter bir şekilde yönetiliyor ve ne kadar demokrasiden 2http://stk.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/02/01/belge_std_1.pdf 3 http://www.turkcebilgi.com/sivil_toplum
7
uzak yaşıyorsa, sivil toplum olabilme ihtiyacı o kadar artmaktadır. Fakat ne yazık ki bu ihtiyaca ancak demokratik toplumlarda cevap verilebilmekte, otoriter toplumlarda ise bu ihtiyaç, baskı ve şiddetle bastırılarak toplumsal yapıyı oluşturan tüm sınıflar tek tipleştirilmek istenmektedir. 1.1.1 Dünya`da ve Türkiye`de Sivil Toplum Sivil Toplum fikrinin Batı toplumları arasında yer bulması ve kabul görmesi çeşitli aşamalardan geçilerek olmuştur. İlk olarak antik dönem filozofları Platon ve Aristo dönemlerinde bahsi geçmiş fakat devletten ayrı olarak değil aksine bir parçasıymış gibi ele alınmıştır. Platon`un “Devlet” adlı eserinde ideal devlet düzeninden bahsedilmiştir. Kitaba göre toplum, muhteviyatındaki tüm sınıfların üzerlerine düşen görevleri yapmasıyla devletin devamını, dolayısıyla da toplumun her kesiminin mutlu ve uyumlu olmasını sağlamalıdır. Zaman içerisinde bu görüşler, yaşanan toplumsal değişimlerin ve teknolojik gelişmelerin de etkisiyle değişmiş ve çeşitlenmiştir. 18.y.y. ortalarına doğru devletin yaklaşımlarına daha eleştirel bakılıp, onun baskıcı ve otoriter olabileceği ihtimali üzerine düşülmüştür. Bu da alternatif yeni bir alana ihtiyaç fikrini doğurmuştur. Bu dönem feodalitenin artık çözülmeye başladığı bir döneme denk geldiğinden, feodal yapının çöküşünü hazırlayan şehir ve ticaret hayatının gelişmesi ve alternatif bir sınıf olan “şehirli sınıfı” nın ortaya çıkması, özel mülkiyet kavramının yaygınlaşması ve günden güne güçlenmesi gibi değişmeler sivil toplum nedeni olmuştur. Yani sivil toplum aslında devletin karşısında konumlanmıştır. Sonraki aşamada sivil toplum ve ihtiva ettiği alt grupların varoluşlarını savunma fikri sorgulanmıştır. Bu iki olumlu dönemden sonraki dönemde sivil toplum fikrine karşı biraz
8
daha kuşkucu bir yaklaşım sergilenmiş, bunun çatışma ya da karmaşa üreten bir süreç olabileceği kuşkusu doğmuştur. 19.y.y başlarında ise kuşkular olumsuz bir tavra dönüşmüş, bağımsız olması gereken bu yapıların (örneğin; dernekler, siyasi partiler vb.) devletin denetimi altında olması gerektiği savunulmuştur. Gelinen son aşamada ise, sivil toplumun devletten bağımsız bir oluşum olduğu ve baskılanmasının yanlış olduğu fikri savunulmuştur. 20.y.y. ile birlikte özellikle çeşitli fraksiyonların diktatörlükleriyle yönetilen halkların arayışları sonucu önemi daha fazla kavranmıştır. Günümüzde Batı toplumlarında, sivil toplum, bağımsız ve devlet baskısı olmadan işlevlerini yerine getirmekte, sivil üstünlük kullanarak gerektiğinde de hükümetler üzerinde baskı kurabilmektedirler. Ülkemizde de sivil toplum kavramından bahsedilmesi, genel olarak 80`li yılların sonlarına doğru güncellik kazanmıştır. Fakat Osmanlı`nın son dönemlerinde özellikle Meşrutiyet`in ilanıyla birlikte padişahın mutlak hâkimiyetinin biraz daha yumuşatılması sayesinde çeşitli yenilikler yapılmıştır. Şinasi ve Namık Kemal gibi gazeteciliği geliştiren düşünürler sayesinde, 1880'lerden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda hatırı sayılır bir "kamuoyu" nun geliştiği söylenebilir. Bunun yanında, belki daha önemli olanı, "kamu çıkarı" gibi kavramların da, 19. yüzyılda, geleneksel bir Osmanlı öğesi olan devlet çıkarlarından ayrı ve farklı olarak geliştiğini görüyoruz (Mardin. 2006:16). Aslında, Batı`daki gelişmeler bizim coğrafyamızda aynı paralellikte yaşanmadığından (merkezi otoritenin gücü, şerri kanunlar vb. nedenlerden) sivil toplum olabilme serüveni bizde daha çok adapte etme şeklinde yer bulmuştur. Örneğin batı tipi bir burjuva sınıfının olmayışı,
9
ticaret hayatının çok kısıtlı olması, adem-i merkeziyetçi yönetim anlayışı, feodal yapının güçsüz
oluşu
gibi
nedenler
değişimi
hazırlayan
doğal
süreçleri
geciktirmiş
ve
farklılaştırmıştır. Bu bağlamda erken dönemde en temel hedefi, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak olan genç cumhuriyet, çareyi, gelişimi kendi halkında doğal bir şeklide oluşmasını beklemek gibi bir lüksü olmadığından, batılı düşünce, teknoloji ve yaşam tarzını doğrudan adapte ederek sağlamakta bulmuştur. Bu bağlamda ilginç bir şekilde görülmüştür ki; Batı'da "sivil toplum”‘ un gelişme çizgisinin paralelinde -fakat aykırı- bir düşünce tarzı oluşturan Rousseau, Duguit, Maurras gibi "kolektivist" fikir sahipleri, Türkiye'de pozitif bir yankı bulmuşlardır (Mardin. 2006:17). Bu yaklaşım da, pratikte bir takım zorlukları ve uyum sorunlarını beraberinde getirmiştir. Çünkü alışkanlıkları, inançları, tarihsel geçmişleri, gelecek beklentileri çok farklı olan halkların aynı düşünsel süreçleri, aynı şekilde yaşamalarını beklemek oldukça zordur. Fakat bununla birlikte cumhuriyet rejimi ile yönetilen bir ülke olmasına rağmen yenilikler, devletin güçlü otoritesi kullanılarak yaygınlaştırılmış ve benimsetilmiştir. Çünkü yıllarca teokratik bir şekilde yönetilmiş olan halkın büyük çoğunluğu, demokrasi fikrinden ve beklentilerinden çok uzakta olmuştur. Batı ile ilişkileri ya da ilgisi daha yoğun olan kısıtlı bir çevre tarafından arzulanan kişisel hak ve özgürlükler fikrine, halk, çoğunlukla beklenen ilgiyi göstermemiştir denilebilir. Batıdaki uzun ve eski serüvenin aksine bizim topraklarımıza bu kadar geç gelmesinin başlıca sebebi, birey bilincinin yerine cemaat bilincinin kabul görmesidir. İktidar sahipleri tarafından özellikle rejim ile ilgili çeşitli tehditlerin olduğu düşünüldüğü zaman, sivil toplumlaşma fikri çoğunlukla bahsedilemez ya da tehlikeli bulunmuştur. İşte bu nedenle
1980`lerin
sonuna
doğru,
devlet
10
eliyle
değiştirilmeye,
dönüştürülmeye,
asrileştirilmeye çalışılan bir halk değil, bunu kendi rızasıyla arzulayan ve bunun için arayışa giren, çabalayan bir halk tipi oluşmaya başlamıştır. Bu dönem dünyada da liberalleşmenin etkilerinin yoğun olarak hissedildiği bir dönem olduğundan şüphesiz bizde de yansımaları olmuştur. Göle (aktaran Keyman. 2006:18)`ye göre de sivil toplum, Türkiye’de, demokratikleşme ve Avrupa Birliği ile bütünleşme süreçlerinin en önemli aktörü olarak görülmektedir. Yaşanan askeri darbeler neticesinde, demokrasi ihtiyacının gittikçe artması, devletin ezici otoritesinin tepki çekmesi gibi sebeplerden dolayı sivil toplum olabilme fikri ve bunun için çeşitli çabalar elzem hale gelmiştir. Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan
bağımsız
olarak
çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve çevresel amaçları
doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. 4 STK kavramı, Yıldırım(aktaran Pazarcık ve Tayşir, 2011:10) tarafından, sosyoekonomik kalkınmaya dolaylı veya doğrudan katkı sağlamak amacıyla gönüllülük, bağımsızlık, kar amacı gütmemek ve kişisel çıkar doğrultusunda çalışmamak ilkelerini benimsemiş örgütleri ifade etmektedir şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca, Sivil toplum örgütleri, Birleşmiş Milletler Ana Sözleşmesinde, NGO (Non – Governmental Organizations) Kar Amacı Gütmeyen Organizasyonlar, yani “hükümet dışı kuruluşlar” olarak adlandırılmaktadır. Ancak bu söylemdeki “hükümet dışı”, yanlışlıkla “hükümet karşıtı” olarak algılandığı için, ABD’de sivil toplum örgütleri için “Private 4 https://tr.wikipedia.org/wiki/Sivil_toplum_kurulu%C5%9Fu
11
Volunteer Organization” (PVO) yani, “Özel Gönüllü Kuruluşlar” söylemi kullanılmaktadır. Kar amaçsız gönüllü kuruluşlar “Üçüncü sektör” olarak da adlandırılmaktadır (aktaran Bayhan 2002:7). Tüm bu tanımlar ışığında değerlendirecek olursak, STK`lar, demokrasinin gereği olarak, yönetimde söz sahibi olmak isteyen bireylerin, iktidara ortak olmak dışında ya da yanında, devletlerin yetemediği, önemsemediği, ya da uygulama şekillerini uygun bulmadığı durumlar için kendi alternatiflerini yaratmışlardır. Bu organizasyonlar ilk başlarda küçük çaplı kişisel çabalar ile dar alanlara etki etseler de, zamanla amaçları, işlevsellikleri ve etki alanları artmış ve çeşitlenmiştir. STK`lar yerel ölçekli olabildikleri gibi(TOÇEV, LÖSEV, Tema Vakfı) küresel ölçekli(UNICEF, Greenpeace, Human Rights Watch) de olabilirler. STK` ların ilgi alanları; sağlık, eğitim, insan hakları, barış çalışmaları, insani yardım, sanat, spor, hayvan hakları gibi çok geniş alanlardan oluşabilir. Bu örgütlerin en temel özelliği çalışmaların gönüllü kişiler tarafından, hiçbir kar amacı güdülmeden, salt faydalı işler yapılarak, eşit hak ve özgürlüklerin herkes tarafından ulaşılabilir hale gelmelerinin sağlanmasına yardımcı olmaktır. Sivil toplum kuruluşları, gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde, demokratik siyasal yaşam için “onlarsız olunmaz” gibi bir önemi kazanmışlardır. Ayrıca sivil toplum kuruluşları aracılığıyla demokratik katılımın sağlandığına ilişkin görüşün, sivil toplum kuruluşlarının önemini artırdığı açıktır. (Akıncı, 2014) Dünyada 1940`lı yıllarda başlayarak, 1980`li yıllarda ivme kazanan sivil toplumsal hareketler ve bunlardan öne çıkan bazı örgütler artık etki alanlarını o kadar genişletmişlerdir ki hükümetlere karşı yaptırım uygulayacak duruma gelmişlerdir.
12
Türkiye`deki STK`ların tarihsel gelişimi incelendiğinde, Cumhuriyet ve Osmanlı öncesi dönemlere kadar giden örneklere rastlamak mümkündür. Türklerde, yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili inanç ve geleneklerin öteden beri var olduğu anlaşılmaktadır. Eski Türklerde, sivil dayanışma anlamında, tanrı adına yoksullara yardım etme, çıplakları giydirme, açları doyurma inancına İslamiyet öncesi Türk destanlarında da rastlanmaktadır (Özalp, 2008:10). Selçuklu Devleti`ndeki Ahi Teşkilatı da iyi işleyen bir başka örgütsel yapı olmuştur. Bu örgüt görünüşte meslek örgütleri gibi çalışıyor gibi dursa da pratikte işlevleri daha kapsamlı olmuştur. İyi ahlakın, yardım severliğin ve doğruluğun düstur edinildiği sosyoekonomik bir yapıdır. Anadolu`nun Türkleşmesi için toprak verilerek yerleşik hayata geçmeleri sağlanan göçebe Türkmen boyların bu süreçteki adaptasyon, meslek edindirme gibi faaliyetlerini bizzat üstlenmiş, mentörlük yapmışlardır. Çünkü tarım ve yerleşik meslekler ile ilgili bilgileri olmayan bu boyların entegrasyonu, merkezileşme ve yayılma isteğinde olan devletin de desteklediği bir politika olmuştur. Her ne kadar Ahi teşkilatı bu bağlamda devletten bağımsızmış gibi görünse de aslında genel olarak ortak bir ülkü çerçevesinde çalışılmıştır. Ayrıca İslamiyetin kabulü ile de hayat tarzları radikal bir şekilde değişen Türkmen boylarının bu teşkilat ile edindikleri temel evrensel değerler, bugün bile varlığını korumaktadır. Selçuklu Devleti sonrasında kurulan Osmanlı Devleti`nin, merkezi ve mutlak bir otoritenin hüküm sürmesi, Sünni şeriatı ile yönetilmesi gibi nedenlerle sivil toplum kuruluşu fikri/ihtiyacı daha çok vakıflar ve loncalar yoluyla giderilmiştir denilebilir. Loncalar meslek odaları gibi çalışarak Ahi Teşkilatlarının devamı gibi niteliğinde görülmüşlerdir. Vakıflar ise çoğunlukla hanedan üyeleri ya da üst düzey memurların yardıma muhtaç kimseler için
13
oluşturduğu kurumlar olarak çalışmıştır. Bugün bile o devirden kalan bazı vakıflar varlıklarını hala sürdürmektedir. Örneğin: Darülaceze ( kuruluş 1895), Darüşşafaka (kuruluş 1863). Osmanlı Devleti`nin merkeziyetçi yapısı, batıdaki çağdaşlarının aksine kent soylu bir nüfusun olmayışı, buna bağlı gelişecek olan çeşitli fikri çalışmalar için gerekli olan altyapı eksikliği, olası teşebbüslerin de devlet otoritesine tehditmiş gibi algılanması gibi sebeplerle STK` ların bugünkü şekline ulaşması bir hayli geç olmuştur. Özetle, sanayinin gelişmesi ve devletin her alanda örgütlenmeyi kendi eliyle gerçekleştirmesi, Osmanlı İmparatorluğu`nda bir sivil toplum alanından ve sivil toplum kuruluşlarından bahsetmeyi güçleştirmiştir (Pazarcık, Tayşir, 2011:10). Ayrıca; Tarikatlar, Osmanlıda devlet ile toplum arasında, bugünkü şekliyle ve anlamıyla bulunmayan ikincil gruplardan (dernekler, baskı grupları, sendikalar vb.) doğan boşluğu doldurarak, devlet ile toplum arasında tampon görevi görmüş ve devlet ile toplum arasındaki iletişimi sağlayan kanallardan biri olmuştur (Özalp, 2008:11). Merkezi otoritenin daha zayıflamaya başladığı Tanzimat Fermanı ve 1. Meşrutiyet`in ilan edildiği dönemler, daha önce de kurulmuş ama devlet tarafından tehdit olarak görülmüş cemaat örgütlenmelerinin tekrar kurulmasının yanında çeşitli millet cemiyetlerinin de kurulmaya başlandığı dönemlerdir. Bu süreç 2. Meşrutiyet`in ilanına kadar çeşitli kesintilere uğramışsa da yeni birçok mesleki, fikri ve dini örgütler ve dernekler kurulmuştur. Osmanlı Devleti`nin topraklarında kurulmuş olmasına rağmen, Osmanlı`dan tamamen farklı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin en önemli farkı ulus devlete geçişidir. Genç cumhuriyet, modernizme geçiş sürecini devlet eliyle gerçekleştirmeye çalışmış, çok partili hayata geçiş denemeleri yapılarak demokrasinin halka benimsetilmesine çalışılmış, eğitim ve
14
sosyal hayata dair çok çeşitli inkılaplar hayata geçirilmiştir. Yani yenilik ve değişimler aşağıdan yukarıya doğru değil, yukarıdan aşağıda doğru gerçekleştirilmiştir. Zaman içinde kent soylu bir nüfus meydana gelmiş, şehir hayatı kendi pratik ve dinamiklerini doğurmuştur. Sanayii faaliyetlerinin de ilerlemesi ile birlikte, büyük şehirler farklı taşra şehirlerinden de göç almaya başlayarak, kent soylu nüfusun yanında işçi sınıfı da şehir hayatının bir parçası olmuştur. Kentlerin bu değişimi, sanayii ile birlikte mesleki birliklerin ve işçi sendikalarının kurulmasına, farklı şehirlerden göç ile hemşerilik ve sosyal yardımlaşma derneklerinin faaliyete başlamasına zemin hazırlamıştır. Cumhuriyetin ilanıyla 1980`li yıllar arasındaki dönem ise modern sivil toplum kuruluşlarının oluşumuna altyapı niteliği taşıyan, demokrasiye geçiş, kent soylu sınıfın ortaya çıkışı ve sanayileşmenin gerçekleşmesi için gerekli olan koşulların hazırlanışıyla geçen yıllar olarak değerlendirilebilir. Ancak, hem sanayileşmede hem de demokratikleşmede en önemli gelişmeler 1980 sonrası dönemde yaşanmıştır (Pazarcık, Tayşir, 2011:13). Bilindiği üzere STK`ların temelinde yardımlaşma olgusu vardır. Devletleri görmezden geldiği, ayrıştırdığı, adaleti sağlayamadığı ya da doğru şekilde organize olamadığı durumlarda örgütlenen sivil inisiyatifler, bu boşluğu başarılı bir şekilde doldurmak için yola çıkmaktadırlar. Bu bağlamda, Türkiye`de Sivil Toplum Kuruluşlarının toplumsal algıda tanınırlık bakımından zirveye çıktığı dönem, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasındaki süreçtir. Bu dönemde Sivil Toplum Kuruluşları, toplumsal dayanışma anlamında son derece nitelikli ve karşılıklı güvene dayalı bir ortam yaratmıştır. Bu dönemde kamuoyunun Sivil Toplum
15
Kuruluşlarına bakışında önemli bir pozitif değişim yaşanmış ve Sivil Toplum Kuruluşları daha meşru bir kurum olarak algılanmıştır (Özalp, 2008:15). Çünkü devletin, yardım kurumlarının yetersizliği, sivil halk tarafından kendi örgütsel yapısını doğurarak, sistemdeki büyük boşluğu doldurmuştur. Türkiye’de dernek sayısı 1990-2000 yıllarında yüzde 235 artışla 60 bin 931, 2000-2011 yılları arasında da yüzde 47 artışla 89 bin 578’e çıktı. Türkiye’de 8 milyon 38 bin 536 dernek üyesi bulunuyor; toplam üyelerin bir milyon 356 bin 124’ünü kadınlar, altı milyon 682 bin 412’sini erkekler oluşturuyor. Önceki yıllarda daha çok ‘yardımlaşma’ amaçlı dernekler açılırken, yakın zamanda insan hakları, kalkınma, hak ve özgürlükler, eğitim ve sanat alanında binlerce dernek kuruldu.5 Günümüzde de sosyal devlet olmanın getirdiği sorumlulukları gerçekleştirmede devletin yetemediği, önemsemediği ya da güvenilir bulunmadığı birçok konuda STK`lar gerekli işlevleri son derece özverili bir şekilde yerine getirmektedir. Bu konulardan biri de engelli ve sosyal anlamda dezavantajlı bireyler için oluşturulan çeşitli organizasyonlardır. Bu organizasyonların da temel amacı devlet tarafından sağlanmayan ya da eksik kalan eğitim, sağlık, ulaşım, sosyokültürel faaliyetlere ulaşılabilirlik, ekonomik bağımsızlık vb. konularda bireylere ve ailelerine maddi ve manevi destek sağlanmasıdır.
5 http://www.hekimpostasi.org.tr/2012/04/02/gelismis-ulkeler-ve-turkiyede-sivil-toplum-orgutlenmesi/
16
İKİNCİ BÖLÜM 2. DÜŞLER AKADEMİSİ KAŞ`IN KURULUŞU, AMAÇLARI ve FAALİYET ALANI Bu bölümde, Türkiye`deki engelli sayısı istatistiki olarak incelendikten sonra, Düşler Akademisi Kaş organizasyonunun tarihsel süreci, üst ve alt projelerin kuruluş, işleyiş ve amaçlarından ve sağladığı olanaklardan bahsedilecektir. 2.1. Türkiye`de Engellilerin Durumu Engelli, yaralanma ya da fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık nedeniyle bazı hareketleri, duyuları veya işlevleri kısıtlanan (kişi). Engeller doğuştan gelebilir veya sonradan geçirilen
hastalıklar
veya
kazalar
sonucu
ortaya
çıkabilir. Dünya
Sağlık
Örgütü'nün sınıflandırmasına göre engelli olma hâli için yeti yitimi terimi kullanılır. Engelliler; vücudun duyusal, işlevsel, zihinsel ve ruhsal farklılıkları öne sürülerek; toplumsal veya yönetimsel tutum ve tercihler sonucu, yaşamın birçok alanında kısıtlama ve engellerle karşılaşabilirler6. Kişilerin, doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle engelli olması, süreğen (kronik) hastalığı olan kişilerin ise çalışma kapasitelerinin ve yaşamsal fonksiyonlarının engellenmesi, bu durumdaki kişilerin yaşamsal aktivitelerini 6 https://tr.wikipedia.org/wiki/Engellilik
17
kısmi ya da tam olarak engellemekte ve de en önemlisi sosyal yaşamlarını sürdürmelerini zorlaştırmaktadır. Türkiye’de engelli ve süreğen hastalığa sahip olan kişi sayısı, oranı ve bunlara ilişkin sosyoekonomik nitelikler hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Engelin ve süreğen hastalığın ortaya çıkış nedeni ve olasılığı, yaşa göre değişim gösterdiğinden engeli veya süreğen hastalığı olanların yaşamsal faaliyetlerini yerine getirmede önemli farklılıklar yaşanması nedeniyle bu bölümde engelli nüfus (ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma, zihinsel ) ile süreğen hastalığı olan nüfus iki ayrı grupta incelenmiştir. Engelli olan nüfusun toplam nüfus içindeki oranı % 12.29’dur. Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engellilerin oranı %2.58 iken süreğen hastalığı olanların oranı ise % 9.70’dir. Engelli olma oranları yaş grubu bazında incelendiğinde her iki grupta da ileri yaşlarda artmaktadır. Ancak, bu artı süreğen hastalığı olanlarda diğer engel grubundakilere göre daha fazladır. 0-9 yaş grubunda ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelli olanların oranı % 1.54 iken 0-9 yaş grubunda süreğen hastalığa sahip olanların oranı % 2.60’tır. Bu oran, ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelli olanlarda 50-59 yaş grubu, süreğen hastalığı olanlarda ise 20-29 yaş grubunda yaklaşık iki katına çıkmaktadır. Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelli nüfus cinsiyet ayrımında incelendiğinde, erkeklerin oranının daha yüksek olduğu, süreğen hastalığa sahip olan nüfusta ise kadınların oranının daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelli olanların oranı kırda daha yüksek iken süreğen hastalığa sahip olanların oranı kentte daha yüksektir. (DİE,2002) Devlet çeşitli kurum ve kuruluşları çerçevesinde engellilerin ihtiyaçlarını gidermek ve yaşam kalitelerini arttırmak için bir takım çalışmalar yapmaktadır.
18
Fakat bu tür çalışmaların yetersiz ya da bazı durumlarda yüzeysel ve tek yönlü olması çeşitli sivil inisiyatiflerin çözümler üretip uygulamaya geçirmelerini elzem kılmıştır. Alternatif Yaşam Derneği `de yine bu tür eksikliklerin giderilmesi sonucu ortaya çıkmış bir sivil girişim örneğidir. 2.2.
Dalmak Özgürlük`ten Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) `ne
2014 yılının Nisan ayında fiilen hayata geçen Düşler Akademisi Kaş organizasyonu esasen Ercan Tutal`ın 1997 yılında başlatmış olduğu “Dalmak Özgürlüktür” sloganıyla hayata geçen ve Türkiye`de bir ilk olan engelli gruplarına yönelik dalış projesi ile başlamış bir sivil girişimcilik projesinin devamı niteliğindedir. Dalmak Özgürlüktür projesine başlama fikri, Ercan Tutal`ın yurtdışında yaşadığı zaman zarfında yaptığı gözlemler sonucu, engelli bireylerin hayata dâhil olarak, toplum tarafından izole edilmeden ve kimseye ihtiyaçları olmayacak şekilde yaşadıklarına şahit olması ve bunu kendi ülkesinde de görmek istemesi sebebiyle harekete geçme kararı ile oluşmuştur. Kaptan Cousteau’nun okyanusların “Özgürleştirici Gücü” temalı belgeselinden etkilenen, okyanusların ve denizlerin engelliler üzerinde özgürleştirici etkilerinin olduğunu düşünerek, Antalya`nın Kaş ilçesinde bu dalış projesini hayata geçirmenin en uygun yer olduğuna karar vermiştir. Projenin çıkış noktası bireysel bir girişimle başlamış olsa da devamı için dalışla ilgili çeşitli kurum ve kuruluşların (Türkiye Dalış Federasyonu, dalış okulları, dalış okullarının oluşturduğu dernekler, bölgenin yerel yönetimi, bölgedeki turizmciler, otelciler, sahil güvenlik, vb.) yardımlarıyla altyapının oluşturulması sağlanmıştır.
19
Dalış sporunun zor bir spor olması nedeniyle medikal ve akademik çevrelerce ilk başta tepki çeken proje, eksikleri giderildikten 1 yıl sonra hayata geçirilmiş ve ağır zihinsel engelliler ya da sağlıkları dalışa elvermeyen bireylerin dışında, çeşitli engel gruplarından yaklaşık 3000 engelli birey, dalma şansına sahip olmuş ve “Dalmak Özgürlüktür” felsefesini bizzat deneyimlemişlerdir. Engelli dalış programı çeşitli basın yayın organlarının da büyük ilgisini çekmiştir. Türkiye`de özellikle engellilerin içinde bulunduğu proje eksiğinin çok, var olanların da yetersiz olması, oldukça yenilikçi olan bu projeye ilginin artmasının yanında, sonuçlarının görülebilmesi ve yapılan işin sürdürülebilir bir yapıda olması, yeni projelerin de önünü açmıştır. Projenin bilinirliğinin ve gönüllülüğün daha ileri boyuta taşınması amacıyla, 2001 yılında Sharm El-Sheikh kıyısında “Kızıldeniz” sualtı belgeseli çekilmiştir. Belgesel yurtiçinde ve yurtdışında büyük ilgi görmüş, çeşitli film festivallerinde özel gösterimleri yapılmıştır. Dalmak Özgürlüktür ve Kızıldeniz belgeselinin sağladığı başarı, tanınır olmak ve yarattığı farkındalık Ercan Tutal`ın sonraki projesi olan Alternatif Kamp için kaynak oluşturulmasına da kolaylık sağlamıştır. Bu bağlamda denebilir ki başarılı ve sürdürülebilir bir ilk proje, sonrakileri etkilemiştir. Alternatif Kamp, 2002 yılında bir işadamının bireysel finansal desteği ile hayata geçirilmiştir. Dalış programlarının da bünyesinde gerçekleştirildiği bu projeyle amaç, toplumda farkındalık ve değişim yaratılmasının devamlılık arz etmesi ve engelliler ve sosyal dezavantajlı gruplar için, Türkiye koşullarında erişilebilirliği çok zor olan spor, eğitim, tatil ve sosyal entegrasyon altyapısı oluşturulmasıdır.
20
Kampta yüzme, dalış, su jimnastiği, yapay tırmanma, plaj voleybolu basketbol, badminton, tenis, masa tenisi, binicilik, dağ bisikleti vb. açık hava aktiviteleri gibi sporun tüm alanlarında, özel ihtiyaç gruplarına uygun spor altyapısı kurulmuştur. Alternatif Kamp, her sene 6 ay boyunca çeşitli sportif, sanatsal, kültürel ve eğitsel ve etkinliklerin gerçekleştirildiği birer haftalık kamp hizmeti vermiş ve eğitim kampları daha çok Ege ve Akdeniz sahillerinde gerçekleştirmiştir. Gelen talepler doğrultusunda Van, Sinop, Fatsa, Artvin gibi illere giderek o bölgelerdeki sivil toplum örgütlerine, bölgelerinde yapacakları kamp uygulaması için gerekli mekân erişilebilirliği, yerel kurum ve kuruluşlarla yapılacak işbirlikleri konusunda destek vermektedir. Bu bağlamda yerleşik bir mekânda değil, mobil bir kamp olarak hizmet vermiştir. Fakat geçici kampların bazıları kalıcı olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Toplam 8000 engelli birey, 1000 uluslararası gönüllü, 300 kurum, 15 ülke Alternatif Kamp`ın ücretsiz ağırlanan katılımcıları olmuştur. Uluslararası işbirliğine de önem veren Alternatif Kamp, özellikle Avrupa Birliği Gençlik Değişim Projeleri gibi gençliği ve engellileri temel alan programların uygulama alanı haline gelmiştir Zaman içerisinde projenin başarısı ve devamlılığı ile örnek ve öncü bir model haline gelmiştir. Fakat sürdürülebilir olmanın gereği sonucu tüzel bir kimlik olunması ihtiyacı doğmuştur. Ercan Tutal ilk zamanlar, yeni bir dernek oluşturmak yerine var olan derneklerden birinin çatısı altına girilmesini uygun görmüş bu nedenle Türkiye’de mevcut engellilik ve sporla ilgili olan kurumların çatısı altında projenin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, çeşitli görüşmelerde bulunmuştur. Ancak bu konudaki girişimler sonuçsuz kaldığı için bu engeli aşma yöntemi olarak ve “Toplumsal Dönüşüm Hedefi”‘ ne giden yolda ilerlemek için
21
2008 yılında tüm projelerini kapsayan çatı bir organizasyon yapısında olan AYDER (Alternatif Yaşam Derneği) kurulmuştur. Çeşitli sosyal sorumluluk projelerinin başarısı ve kurumsallaşma ihtiyacı olarak kurulan AYDER, başarılı bir sosyal girişimcilik örneği olmuştur. Projelerine bir dünya vizyonu ve ileriye doğru koymuş olduğu toplumsal dönüşüm hedefiyle, sürekli yenilerini ekleyerek örneğin; eğitim, spor, kültür, turizm, uluslararası ilişkiler gibi başlıklarla ve her biri kendi içerisinde bir sosyal girişimcilik hikâyesi olan, engelsiz turizm girişimi, engelsiz gezi rehberlerinin hazırlanması, Alternatif Kampların Türkiye genelinde yayılması ve uluslararası platformlarda workshoplarla tanıtılması gibi çalışmalarla da 9-10 sene öncesinde konulmuş olan birçok hedefler de gerçekleştirilmiştir. Küresel İlkeler Sözleşmesi`ni ilk imzalayan sivil toplum örgütü olan AYDER, uluslararası platformlarda ve ülke çapında değişik ödüllere layık görülmüştür. Bunlar; -
30 Haziran 2012- Social Inclusion Band (Sosyal Katılım Orkestrası), Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından düzenlenen 11. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri’nde 'Sivil Toplum Kuruluşları' kategorisinde Altın Pusula Ödülünü kazandı.
-
01 Eylül 2012- Bu yıl toplam 50 ülkeden 3200’den fazla şirket ve projenin yarıştığı International Business Awards’da Düşler Akademisi üç Bronz Stevie ödülü kazandı.
-
29 Ekim 2013- Alternative Camp, UNDP ve British Council tarafından hazırlanan “Gençlik Çalışmasında İyi Örnekler” seçkisinde yer aldı.
-
17 Aralık 2015- SKD Türkiye'nin düzenlediği II. İnovatif Sürdürülebilirlik Uygulamaları Yarışması'nda Alternatif Yaşam Derneği çatısı altında bulunan Düşler Akademisi Kaş "İnovatif Sürdürülebilirlik Uygulamaları Yarışması 2015, Kobi Kategorisi En İyi Sosyal İnovatif Uygulama" ödülüne layık görüldü
22
Günümüzde hala bu kurumsal yapı altında, projeler üretilmeye devam edilmektedir.
Dalmak Özgürlüktür
AYDER Alternatif Kamp
Düşler Akademisi
Şekil 2.1. AYDER`in Yapısı
2.3.
Düşler Akademisi Sürekli yeni projelerin doğmasıyla faaliyetleri devam eden Alternatif Yaşam Derneği`nin Dalmak Özgürlüktür gibi bir diğer projesi olan Düşler Akademisi, 2008 yılında kurulmuş bir sosyal sorumluluk projesidir. Burada da yine amaç, engelli ve sosyal dezavantajlı gençlere ücretsiz olarak kültür ve sanat eğitimlerinin verilmesi olmuştur. Zaman içerinde Akademi, gençleri hayata hazırlayan kalıcı bir alternatif sanat akademisine dönüşmüştür. Düşler Akademisi ”Herkes İçin Sanat” yaklaşımı ile toplumdaki tüm bireylere eşit katılım olanakları
sunan
öncü
ve
model
bir
projedir.
Fiziksel ve zihinsel engellerinden ötürü “sosyal dışlanmışlık” yaşayan, sosyal ve ekonomik dezavantajlı kişiler için sanat, kendini ifade etmek, yeni fikirler üretmek ve topluma ekonomik anlamda eşit olarak katılabilme imkânı verme açısından çok önemli bir fırsat yaratmıştır. Bu fırsattan yola çıkarak bir iş modeli haline dönüşen Düşler Akademisi
23
Projesi, sanatı kullanarak sosyal dışlanmayı kırmak, engelli bireylerin aktif, yaratıcı ve üretken olmalarına olanak sağlamaktadır. Akademi`de, vokal, ritim, dans, film, fotoğraf, DJ, enstrüman, resim, tasarım gibi sanat atölyeleri bulunmaktadır. Kişisel gelişim ve motivasyon gibi farklı atölyeler de dönem dönem uygulanmaktadır. Engelli ve sosyal dezavantajlı katılımcıların atölye eğitimlerini takiben, branşlarında meslek edinmeleri esas alınmaktadır. Alanlarında en iyi olmanın yanı sıra, sosyal sorumluluk duyarlılığı yüksek olan atölye eğitmenlerinin desteği ve kurumsal partnerleri ile proje hedeflerine ulaşmak, program kalitesi ve sürdürülebilirlik açısından Düşler Akademisi`nin
en
güçlü
ve
en
temel
amaçlarıdır.
Engelli ve sosyal dezavantajlı bireylere farklı sanat dallarından atölyelerde eğitim imkânı sunulmasıyla toplumda alternatif öncü bir bakış açısı yaratılmıştır. Düşler Akademisi atölye faaliyetlerini İstanbul Ataşehir Merkez Binası’nda yürütmektedir. Önce de bahsedildiği gibi, tüm bu üretilen projelerin başarıları ve doğurganlığı, sürekli yenilerinin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Düşler Akademisi’nde sağlanan başarı ve süreklilik, burada müzik yapan bireylerin artık dışarıya açılacak düzeye gelmeleri sonucu 2012 yılında Social Inclusion Band müzik topluluğu kurulmuştur. Bu topluluk; Dünyanın her yerinden duyarlı sanatçıların Düşler Akademisi ritim atölyesi öğrencileri ile bir araya gelerek bir dizi workshop ve konser düzenlediği bir projedir. Orkestra ve üyeleri, IKSV Caz, Efes One Love, Rock’n Coke ve Akbank Caz Festivali gibi dev organizasyonlarda
sahne
almışlar
ve
çalışmalarına
çeşitli
ulusal
ve
uluslararası
organizasyonlara katılarak devam etmektedirler. Bu projede de amaç sanatın ve sanatçının
24
engel tanımadığını kanıtlayarak farkındalık ve sürdürülebilirlik sağlamaktır ve bunu başarıya ulaşılmıştır. Bir diğer proje olan Düşler Akademisi Gösteri Topluluğu (Düşler Kumpanyası) 2009 yılında, Düşler Akademisi drama atölyesi öğrencilerinin tiyatro ve dansla dolu çeşitli oyunlar sergilemek üzere buluştuğu iç proje olarak devam etmektedir. 2012 yılına gelindiğinde bir eğitim atölyesi ve imalathane olarak hizmet veren Düşler Mutfağı kurulmuştur. Mutfak, çeşitli kurumsal ve bireysel müşterilerine catering hizmeti sunmanın yanında, farklı engel gruplarından katılımcılarına, pastacılık alanında mesleki beceri kazandırmayı amaçlayarak yola çıkmıştır. Bir sosyal işletme modelinde olacağı gibi temelinde, elde ettiği geliri daha fazla dezavantajlı gencin aktivitelerden faydalanması için kullanmaktadır. Düşler Akademisi, çeşitli sponsorlukların yanında kendi projelerinin de gelir getirici olabilmesi için de çeşitli faaliyetler sürdürmektedir. Gelir getiren projelerin dışında, süregelen projelerin finansmanı, Ercan Tutal`ın bireysel çalışmaları, kurduğu ilişkiler ve işbirliklerinin sonucu olarak gönüllülük, yerel yönetimler, uluslararası örgütler, kamu kurumları ve özel sektörün sağladığı lojistik ve finansal desteklerle sürdürülmektedir. Örneğin; Türkiye Vodafone Vakfı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu(UNDP), AYDER, Koç Grubu, Beşiktaş ve Ataköy Belediyesi, Kaş Kaymakamlığı. Yani uzun vadedeki amaç hizmet satın almak değil hizmet üretmektir ilkesinin yanında, kendi gelirini de üreterek daha fazla bağımsızlaşmaktır. Tüm bunların ışında denilebilir ki her biri sosyal girişimciliğin örnekleri olan projeleri sürdürülebilir kılan, katılımcılığı en üst düzeyde yaygınlaştıran, uluslararası kimlik kazandıran
25
en önemli unsur, yerli ve yabancı bir gönüllüler ailesi tarafından yürütülüyor olmasıdır.
Düşler Akademisi Kaş
Düşler Akademisi
Social Inclusion Band
Düşler Kumpanyası
Şekil 2.2. Düşler Akademisinin Yapısı
2.4.
Düşler Akademisi Kaş 26
Düşler Mutfağı
AYDER`in Düşler Akademisi projesinin bir başka ayağı olan Düşler Akademisi Kaş, 2014 yılında faaliyete geçmiş, bir köy akademisidir. Buradaki asıl amaç yine dernek ve tüm projelerde olduğu gibi, engelli ve sosyal dezavantajlı bireylerin, sanat ve spor yoluyla topluma kazandırılmaları, görünürlüklerinin sağlanması, üretime katılımlarının teşvik edilmesi, sosyalleşmelerinin ve kampta bulundukları süre boyunca iyi vakit geçirmelerinin sağlanmasıdır. Yani Kaş`taki yerleşke için, her sene başka bir yerde kamp yapan Alternatif Kamp`ın yerleşik hayata geçmiş şeklidir denilebilir. Akademi, Kaş`ın Çukurbağ Köyü`ndeki yaklaşık 20 dönümlük bir arazi üzerinde kurulmuştur. Akademi`nin merkez binası 1986 yılından beri kullanılmayan, metruk durumdaki Çukurbağ Köyü İlkokul binasının (Ek.3), 10 yıl süreyle kiralanması neticesinde tadilata alınmasıyla başlamıştır. Bu bina içerisinde herkesin kullanımına açık büyük bir kütüphane(uzun vadede hedefi Akdeniz`in en büyük kütüphanesi olmaktır.), müzik odası, bilgisayar odası gibi çeşitli toplantı odaları ve derslikler bulunmaktadır. Önceleri ahır olarak kullanılan binanın alt katı ise Türkiye`den ve dünyadan çeşitli sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir sanat galerisi olarak düzenlenmiştir Bunların dışında misafir katılımcı gruplar için düzenlenmiş bir yatakhane, her türlü yeme içme ihtiyacının ücretsiz karşılandığı ve herkese açık olan bir mutfak, gönüllülerin kaldığı bir diğer yatakhane ve bir müzik stüdyosu bulunmaktadır. Bunların yanında çeşitli spor faaliyetleri için özel alanlar ve gösteri ve konserler için de bir açık hava sahnesi oluşturulmuştur (Ek.6). Akademi`de amaç, yaşanılan doğaya uyumlu bir şekilde ve tahrip etmeden, ihtiyaç duyulan değişikliklerin yapılması ve kullanılmasıdır. Bu bağlamda doğal bitki örtüsü ve hayvanlar korunmuştur. 27
Elektrik ihtiyacının belli bir kısmı güneş enerjisinden elde edilerek kullanılmaktadır. Uzun vadede plan tüm enerjinin bu şekilde üretilmesini sağlamaktır. Hizmeti satın almak yerine hizmeti üretmek ilkesinin yanında, ekolojik olarak kendine yetebilme felsefesi de benimsendiğinden, yine Akademi bünyesinde organik tarım faaliyetlerinin yapılmaya başlandığı bir de organik tarla bulunmaktadır. Bu tarla da tarım, gönüllü katılımcıların çalışmalarıyla sürmektedir. Ayrıca
binicilik
faaliyetlerinin
sürdürüldüğü
bir
at
çiftliği,
yüzme
ve
dalış
organizasyonlarının yapıldığı Akademi`ye ait bir de tekne bulunmaktadır (Ek.4 ve Ek.5). Akademi`ye katılım 2 şekilde olmaktadır. Bunlar; gönüllü katılımcılar ve misafir katılımcılardır. Gönüllü Katılımcılar; dünyanın her yerinden gelmektedirler. Başvurular çoğunlukla, Akademi`nin kendi internet sitesi üzerinden yapılmaktadır. Buraya özgeçmişlerini ve motivasyon yazılarını ekleyen adaylar arasından titizlikle seçilen kişiler, belirlenen tarihlerde Akademi`ye davet edilirler. Başvurular bazı uluslararası gönüllü havuzlarının bulunduğu Gençtur gibi sitelerden de yapılabilir. Burada kalınan süre boyunca her gönüllü kendi isteği ve yeteneği doğrultusunda günlük operasyonların devamı için bir takım görevler almaktadır. Örneğin; mutfak işlerine yardımcı olmak, organik tarlaya gitmek, yönetimle ilgili işlere yardım etmek, çeviri yapmak, at çiftliğine yardımcı olmak vs. Fakat ısrarla üzerinde durulan nokta, kişilerin farkındalığının artmasını teşvik etmek için kesin iş bölümlerinin yerine, yardım ihtiyacı olan yere, gönüllülerin kendilerinin fark edip ulaşmalarını sağlamaktır. Aksi halde, günlük hayatta zaten yoğun olan yönlendirmelerin sonucu hareket eden bireylerin, buranın felsefesini anlamadan ayrılmalarını sağlayacaktır. 28
Misafir grupların geldiği zamanlar, aktiviteler günlük olarak belirlenerek, çeşitli atölye faaliyetlerinin yapılmasıyla da gönüllülerin işleri de çeşitlilik kazanmaktadır. Örneğin; müzik resim gibi sanat atölyeleri, yüzme, at binme, yüksek parkur gibi spor atölyeleri. Çünkü hem alanında uzman eğitmenlerin hem de bu konularda daha önce çalışmamış kişilerin katılımıyla, hem gönüllüler hem de misafir katılımcılar çeşitli kişisel deneyimler ve tecrübeler kazanarak iki taraflı bir fayda sağlanabilmektedir. Zaten bu atölyelerin en temel amacı da bu karşılıklı etkileşimin oluşmasına zemin hazırlamaktır. Birlikte resim yapabilmenin, şarkılar öğrenip mini konserler verebilmenin ya da amatör drama gösterileri hazırlayabilmenin iyileştirici ve dönüştürücü gücü herkes tarafından kabul edilmekte ve devamı için daha çok çaba harcamalarına zemin hazırlamaktadır. Gönüllüler, toplu ya da bireysel olarak uygun olan herhangi bir gün izin kullanabilmektedirler. Çalışma saatleri neye ihtiyaç olduğuna göre farklılık göstermektedir. Özellikle misafir grupların olduğu günlerde farklılık ve yoğunluk gösterebilmektedir. Yani günlük belirli bir saat kısıtlaması olmadan, herkesin gücü ölçüsünde katılımları beklenmektedir. Gönüllülerden kaldıkları süre boyunca ortak kullanılan mutfakta yeme, içme ve gönüllüler için yapılmış yatakhanede barınma için hiçbir ücret talep edilmemektedir. Misafir Katılımcılar;
Akademi, misafir katılımcıları, bireysel olarak değil gruplar
halinde ağırlamaktadır. Bu gruplarda genellikle bir takım dernek ya da vakıfların(TOÇEV, Bodrum Sağlık Vakfı, Çölyaklılar Derneği, çeşitli yetiştirme yurtları, mülteci kampları vb.) organizasyonları ile gelmektedirler. Gelen gruplar mutlaka öğretmenleri, danışmanları ya da gruptan sorumlu kişiler ile birlikte ağırlanmaktadır. Engelli bireylerin en azından kendi öz bakımlarını yapacak seviyede olması gerekmektedir. Bu tür özel durumların dışında gerekli
29
olan her türlü yardım(yürürken ya da transferlerde yardım edilmesi, iletişim kurulmasına yardım edilmesi, yemek yerken, tabak ve tepsilerin taşınması vb. konularda yardım edilmesi ya da o an hangi konuda yardım gerekiyorsa yapılması) gönüllüler tarafından büyük bir özveri ile gerçekleştirilmektedir. Engelli grupların yanı sıra sosyal dezavantajlı tabir edilen mülteciler, yetiştirme yurdunda kalan genç ve çocuklar, maddi imkânsızlıkları olan bireyler de kamptan faydalanabilmektedir. Misafir katılımcılar, belirlenen süreler doğrultusunda(çoğunlukla 1 hafta) konuk edilmektedirler. Bu süre içerisinde katılımcıların özel durumlarına göre çeşitli aktiviteler organize edilmektedir. Bu aktivitelerin günlük planları, gönüllülerle her gün 2 kere yapılan toplantılarla belirlenip gerekli iş bölümleri yapılmaktadır. Örneğin; görme engellilerin ağırlıkta olduğu bir grup ağırlanıyorsa resim ile ilgili aktiviteler yerine daha işitsel, ya da tersi işitme sorunları olan bireylerin ağırlıkta olduğu bir grup ağırlanıyorsa yine onlara uygun olabilecek daha görsel ya da fiziksel ağırlıklı aktiviteler organize edilmektedir. Buradaki asıl amaç, her farklılığı kabullenerek, her bireyin bulunduğu süre boyunca, dışlanmadan, yargılanmadan tam katılımını sağlayarak, özgüveninin artmasına, kendini ortaya koymasına ve güzel vakit geçirmesine yardımcı olmaktır. Gönüllülerin çoğu, bu tür özel durumlar için eğitim almamış kişilerden oluşmaktadır. Akademi`nin bir diğer görevi de kişilere “Engelliliğe Doğru Yaklaşım” eğitimleri ve pratik yapma olanakları ile bu eksiği kapatmaya ve yaygınlaştırmaya çalışmaktır. Bu eğitim ayrıca kurumsal şirketlere de verilmektedir. Gönüllü katılımcılarda olduğu gibi misafir katılımcılar da kaldıkları süre boyunca kendilerine özel tahsis edilen yatakhanede konaklayıp, ortak mutfaktan yeme içme ihtiyaçlarını karşılayarak ve hiçbir ücret ödemeden ağırlanmaktadırlar. 30
Mutfakta pişen yemekler, bazı özel durumu olan örneğin; bir glüten alerjisi olan çölyak hastalığı olanlar için glütensiz ürünlerden ya da et yemeyi tercih etmeyen vejetaryen katılımcılar için de etsiz olarak yapılan çeşitli alternatifler olacak şekilde hazırlanmaktadır. Düşler Akademisi Kaş`ın bir diğer özelliği de bulunduğu Çukurbağ Köyü halkı ile olan işbirliği ve entegrasyondur. Köy halkı, özellikle çocukları orada vakit geçirmekten, sosyal faaliyetlerde bulunmaktan, acıktıklarında yemek yiyip, istediklerinde gönüllülere yardımcı olmaktan çok mutlu olduklarını ifade etmektedirler. Akademi ayrıca köydeki kızlarda bir voleybol takım, erkeklerden de bir dağ bisikleti takımı kurmuştur. Ayrıca eski köy ilkokulunun tekrar faaliyete geçmesinden son derece memnun olan okulun eski mezunlarına da “70.Yıl Ömür Boyu Başarı Ödülü” verilerek onore edilmişlerdir. Dönem dönem yetişkinler için okuma yazma kursları, kişisel eğitim seminerleri, dil ve bilgisayar kursları, resim ve fotoğraf sergileri düzenlenerek salt bir yaz kampı değil 12 ay aktif olarak çalışan, yaşayan, üreten bir köy akademisi olması hedeflenmiş ve bu yolda da çalışmalar büyük bir özveri ve süreklilikle devam etmektedir. Özellikle herkese açık olan kütüphanenin ünü oldukça yayılmıştır. Salt onu görmek için bile gelen birçok ziyaretçi olmaktadır. Gelen ziyaretçiler kitaplardan istedikleri gibi faydalandıkları gibi, istedikleri takdir de kitap bağışı da yapabilmektedirler. 2.4.1 Akademi`nin Bir Günü Misafir bir grubun olduğu bir gün, sabah 8 civarında gönüllülerin toplantısıyla başlamaktadır. Bu toplantıda o gün yapılacak aktiviteler ve kimlerin gönüllü olacağı belirlenir. Örneğin;
31
-
Sabah Sporu (herkesin katılabileceği şekilde düzenlenir.)
-
Kahvaltı (kahvaltı gönüllülerin yardımı ve sürekli iki çalışandan biri olan bir aşçı tarafından hazırlanır, tüm yemekler self servistir, ihtiyacı olan kişilere herkes gücünün yettiği ölçüde yardımcı olmaktadır.)
-
Resim, yaratıcı drama ya da müzik atölyelerinden biri ya da bir kaçı (gruptaki katılımcı sayısına ve yapısına bağlı olarak değişebilmektedir.)
-
Öğle yemeği
-
Yüzme, at binme ya da herhangi bir atölye( kurabiye yapımı, taş boyama, ritim)
-
Serbest zaman(bu zaman dilimlerinde de yine gönüllüler grupla sohbet ederek yakın ilişkiler kurmayı tercih etmektedirler.)
-
Akşam yemeği
-
Tiyatro gösterisi, film izleme, jonklörlük vb.
-
Serbest zaman- Uyku
Misafir grubun istirahate çekilmesiyle birlikte gönüllüler, bir kez daha toplanarak, günlük değerlendirmeler, aksayan ya da iyi giden işler hakkında görüşerek, sabah toplantısı öncesinde yapılması gereken işleri planlayıp gerekli iş bölümlerini yapmaktadırlar. Kalınan sürenin sonuna gelindiğinde tüm misafir ve gönüllü katılımcılara sertifika verilmektedir. Bu vedalar genellikle duygusal anlara sahne olmaktadır. Misafir katılımcılar çoğunlukla gitmek istemediklerini dile getirmektedirler. Çünkü kısa sürede çok yoğun etkileşim halinde olunması kişileri duygusal ve zihinsel olarak oldukça etkilemektedir.
32
Akademi konaklamalı katılımcıların dışında, herkese açık olması nedeniyle günün her saati, dünyanın her yerinden günü birlik katılımcıları da ağırlamaktadır. Katılımcılar çok farklı fikirler ve beklentilerle gelmekte, yine gönüllüler tarafından gerekli bilgiler verilip çevre gezdirilerek en doğru şekilde tanıtımlar yapılmaktadır. Bir turizm merkezi olan Kaş`ta kurulmuş olmanın avantajıyla, oraya tatile gelen kişilerin de genellikle Akademi`yi ziyaret için bir sebep yaratmaları çok sık rastlanan bir durumdur. Düşler Akademisi Kaş organizasyonu temel özelliklerini kurucuları ve gönüllüleri tarafından aşağıda şekilde tanımlamıştır:
2.4.2 Akademinin En Temel Özellikleri 7 Gönüllülük Toplumsal değişimin en öncü ve dinamik gücü gönüllülerdir. Kısa veya uzun dönemli kaliteli zamanını, inandığı bir girişime adayan kişiler tüketim toplumuna inat çağımızın yeni rol modelleri ve şövalyeleridir. Sosyal değişim projelerinin en önemli sürdürülebilirlik garantisi gönüllülük programlarıdır. Farklılıklara Saygı Engelli ve engelsiz ayrımı yapmaksızın, kişileri maddi güçlerine, etnik kökenlerine ve kültürel farklılıklarına göre ayrıştırmadan yaşamak; her türlü farklılığa saygı göstermek, bütünlüklü bir dünya kardeşliği, eşit haklar ve fırsatlar yaklaşımımızın en güçlü
7 Düşler Akademisi Kaş Broşürü
33
ögelerindendir. Herkes için engelsiz ve eşit yaşam bir var olma biçimidir ve “ insani olan hiçbir şey bize yabancı değil” dir. Karşılıksız Paylaşım Hep almak ve hep tüketmek üzerine kurulu her şey. Oysa vermeyi de bilmek ve var olanı paylaşabilmek gerçek zenginliktir. Edindiğimiz tecrübeler, biriktirdiğimiz bilgiler ve duygularımız karşılığını beklemeksizin paylaşıma açıktır. Kültürler Arası Etkileşim Teknoloji iletişimi hızlandırıyor sanal olarak. Başka coğrafyaların ve kültürlerin gerçekliğine tam yabancılaşmadan çapraz etkileşimlere, ortak yaşam alanlarına ve sınır tanımayan düşlere ihtiyaç var köprüler kurmak için. Anlamlı ve üretken bir ortak yaşam döngüsü için farklı kültürleri, yerel yaşam alışkanlıklarını, değişik beklentileri önyargısızlığın ve tereddütsüz kabul etmenin süzgecinden geçirmek bizleri aynılaştırıyor. Yabancılaşmaya ayak direyerek… Pozitif Düşünce Ekonomik krizler, işsizlik, çevre kirliliği, yoksulluk ve savaşlar dünyayı yaşanmaz bir yer haline getiriyor her geçen gün küreselleşmiş bir etki sarmalı içinde. Mevcut sistemlerin açmazı insanlığı karanlığa sürüklüyor. Toplumsal değişim kaçınılmaz biçimde kendini dayatıyor ve pozitif düşünce, tüm insanlığın geleceğe umut beslemesine ve değişimin kendisinden başlayacak olduğunu görmesine neden oluyor. Dünyada görmek istediğimiz değişim ne ise önce biz o olalım… Evrensel Tasarım
34
Herkes için dünyayı yeniden tasarlamak gerekiyor. ”Normal” tanımlamaları ile kalıcı veya geçici engellilik durumları yaşayan birey ve toplulukları toplumsal yaşamda yok sayan her türlü çevre ve bina düzenlemesine, ürün geliştirilmesine ve konsept oluşturulmasına karşı evrensel tasarım herkes içindir. Toplumsal yaşamın tüm alanlarına eşit fırsatlarla erişim esastır. Yenilikçi Üretim Teknolojideki hızlı ve devasa gelişmelere rağmen sosyal sorunlar yumağına dönüşen 21. yüzyılın çıkış arayışlarında sosyal girişimcilik yeni bir alternatif sayfa açıyor. Alternatif, yenilikçi ve sürdürülebilir girişimler yeni bir tür devrimcilik hareketine dönüşüyor. Klasik, tutucu, resmi, ideolojik ve tekdüze yaklaşımlar yerine yenilikçi düşünce ve uygulamaların geçmesi kaçınılmazdır. Düşünce üretiminden endüstriyel tasarım ürünlerine, bütün üretim süreçlerinde yaratıcı ve yenilikçi sosyal girişimcilik alternatiflerini temel alıyoruz.
35
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3.
KATILIIMCILAR
VE
DÜŞLER
AKADEMİSİ
KAŞ
HAKKINDAKİ
DÜŞÜNCELERİ 3.1. Evren ve Örneklem Araştırmanın evreni tam olarak bilinemediğinden, araştırmaya tesadüfi yöntemle seçilen internet üzerinden 41 katılımcı dâhil olmuştur. 3.2. Veriler ve Toplanması Araştırmanın verileri, araştırmacı tarafından anket formu ile toplanmıştır. Anket formu EK-1`de sunulmuştur. Anket soruları internet üzerinden Google Formlar tarafından sağlanan bir link ile oluşturulmuş, ankete özel bu bir link vasıtasıyla katılımcılara ulaştırılmıştır.
36
Anket, katılımcıların demografi özelliklerinin yanında, Akademi`de geçirilen süre, katıldıkları faaliyetler ve kişilerin beklentilerinin ne derecede gerçekleşip gerçekleşmediğini ile ilgili sorulardan oluşmaktadır. Sorular, kapalı uçlu çoktan seçmeli soruların yanı sıra, kişisel yorumların da yazılabildiği açık uçlu sorulardan da oluşmaktadır. 3.3. Verilerin Çözümü ve Yorumlanması Araştırma verileri Google Formlar tarafından toplanmış sonrasında veriler derlenerek grafikler oluşturulmuştur.
3.4. Bulgular Bu bölümde çalışma grubunda yer alan bireylerin demografik özellikleri, Akademi`de katıldıkları faaliyetler, orada geçirilen sürenin kişiler üzerindeki etkileri incelenmiştir. 3.4.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri Tablo 3.1.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %22`si 10-20, %54`ü 21-30, %17`si 31-40, %7`si 41-50 yaş aralığındadır. Tablo 3.1. Çalışma Grubunun Yaşa Göre Dağılımı
Yaş Aralığı
Katılımcı Sayısı
%
10-20
9
22
37
21-30
22
54
31-40
7
17
41-50
3
7
Toplam
41
100
Yaşınız? 120 100 80 60 40 20 0
100 54 9
22
10-20
22 21-30
Katılımcı Sayısı %
41 7
17
3
31-40
7
41-50
Toplam
Şekil 3.1. Çalışma Grubunun Yaşa Göre Dağılımı
Tablo 3.2.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %34`ü erkek, %66`sı ise kadınlardan oluşmaktadır. Tablo 3.2. Çalışma Grubunun Cinsiyete Göre Dağılımı
Cinsiyet
Katılımcı Sayısı
%
Erkek
14
34
Kadın
27
66
Toplam
38 41
100
Cinsiyetiniz? 120 100 80 60 40 20 0
100 66 14
34
Erkek
41
27 Kadın
Katılımcı Sayısı %
Toplam
Şekil 3.2. Çalışma Grubunun Cinsiyete Göre Dağılımı
Tablo 3.3.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %2`si doktora, %20`si yüksek lisans, %56`sı lisans, %2`si ön lisans, %15`i lise-meslek okulu, %5`i ise ilköğretim mezunlarından oluşmaktadır. Tablo 3.3. Çalışma Grubunun Eğitim Durumuna Göre Dağılımı
39
Eğitim Durumu
Katılımcı Sayısı
%
Doktora
1
2
Yüksek Lisans
8
20
Lisans
23
56
Ön Lisans
1
2
Lise-Meslek Okulu
6
15
İlköğretim
2
5
Toplam
41
100
Şekil 3.3. Çalışma Grubunun Eğitim Durumuna Göre Dağılımı
Tablo 3.4.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %90`ı bir engeli olmayan, %5`i işitsel, diğer %5`i de hafif zihinsel engelli bireylerden oluşmaktadır. Tablo 3.4. Çalışma Grubunun Engel Durumuna Göre Dağılımı
Engel Durumu
Katılımcı Sayısı
%
Hayır değilim
37
90
İşitsel
2
5
Zihinsel
2
5
Toplam
41
100
40
Engel Durumunuz? 120 100 80 60 40 20 0
100
90 41
37 2 Hayır değilim
5
İşitsel
2
Katılımcı Sayısı %
5
Zihinsel
Toplam
Şekil 3.4. Çalışma Grubunun Engel Durumuna Göre Dağılımı
Tablo 3.5.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %37`si öğrenci, %12`si öğretmen, geriye kalan %51`lık kısımsa çeşitli meslek dallarının mensuplarından oluşmaktadır.
41
Meslek
Katılımcı Sayısı
%
Biyomuhendis-Odyolog
1
2 Tabl
o 3.5.
Danışman
1
2
Davranış Analisti
1
2
Ekonomist
1
2
Endüstri Mühendisi
1
2
Grafik Tasarım
1
2
İşletmeci
1
2
Memur
1
2
Muhasebe-Finans
2
5
Öğrenci
15
37
Öğretmen
5
12
Proje Koordinatörü
1
2
Psikolojik Danışman
1
2
Satış Koordinatörü
1
2
Seramik Sanatçısı
2
5
Serbest
2
5
Sinema-TV
1
2
Turizm
42 1
2
İşsiz/ Çalışmıyor
2
5
Çalışma Grubunun Meslek Durumuna Göre Dağılımı
Mesleğiniz? 100 120 100 80 60 37 40 12 2 2 2 5 5 2 2 5 20 2 2 2 2 2 2 2 2 5 0
% Katılımcı Sayısı
Şekil 3.5. Çalışma Grubunun Meslek Durumuna Göre Dağılımı
3.4.2 Akademi`ye Katılım ve Beklentiler Tablo 3.6.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %56`sı arkadaş/tanıdık, %20`si internet/sosyal medya, %7`si dernek vasıtasıyla, %17`si ise diğer şekillerde Akademi`den haberdar olmuşlardır. Tablo 3.6. Çalışma Grubunun Akademi`den Haberdar Olması
Haber Kaynağı
Katılımcı Sayısı
%
Arkadaş/Tanıdık Vasıtasıyla
23
56
Dernek Vasıtasıyla
3
7
43
Internet/Sosyal Medya
8
20
Diğer
7
17
Toplam
41
100
Nasıl Haberdar Oldunuz? 120
100
100 80
56
60 40 20 0
41 23 7
3
7
8
Katıl ımcı Sayıs ı
17
20
%
Arka da ş/Tanıdık Va s ıtas ıyl a Internet/Sosyal Medya
Dernek Vas ıta s ıyl a Topl a m
Di ğer
Şekil 3.6. Çalışma Grubunun Akademi`den Haberdar Olması
Tablo 3.7.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %85`i gönüllü, %15`i misafir katılımcı olarak Akademi`ye katılmıştır. Tablo 3.7. Çalışma Grubunun Akademi`ye Katılım Şekli
Katılım Şekli
Katılımcı Sayısı
%
Gönüllü
35
85
Misafir Katılımcı
6
15
41
100
Toplam
44
Katılım Şekli 120 100
100
85
80 60 40 20 0
41
35
15
6 Katıl ımcı Sayıs ı Gönül l ü
% Mi s afir Katıl ımcı
Topl a m
Şekil 3.7. Çalışma Grubunun Akademi`ye Katılım Şekli
Tablonun 3.8.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %63`ü beklentimin üzerindeydi, %22`si beklediğim gibiydi, %12`si beklentim yoktu, %2`si beklentimin altındayım şeklinde cevap vermiştir. Tablo 3.8. Akademi`de Yapılan Aktivitelerin Beklentileri Karşılaması
Katılımcı Cevaplar
Sayısı
%
Beklediğim gibiydi.
9
22
Beklentimin altındaydı.
1
2
Beklentimin üzerindeydi.
26
63
Bir beklentim yoktu.
5
12
Toplam
41
100
45
Beklenti 120 100 80 60 40 20 0
9 22
1
2
26
100
63
41
5 12
Katılımcı Sayısı %
Şekil 3.8. Akademi`de Yapılan Aktivitelerin Beklentileri Karşılaması
Tablo 3.9.`da görüldüğü gibi; katılımcıların %95`i Akademi`de tekrar bulunmak ister misiniz sorusuna evet, isterim, %5`i kararsızım olarak cevap vermiştir. Tablo 3.9. Akademi`ye Tekrar Bulunmayı İsteme
Katılımcı Cevaplar
Sayısı
%
Evet, isterim.
39
95
Kararsızım.
2
5
Toplam
41
100
Şekil 3.9. Akademi`ye Tekrar Bulunmayı İsteme
Tablo 3.10.`da görüldüğü gibi; katılımcıların %100`ü Akademi`de yeni arkadaş edindiğini belirtmiştir.
46
Tablo 3.10. Akademi`de Yeni Arkadaş Edinme
Katılımcı Cevaplar
Sayısı
%
Katılıyorum.
41
100
Katılmıyorum.
0
0
Toplam
41
100
Yeni Arkadaşlar Edindim. 120 100 80 60 40 20 0
100
100
41
41
Katılıyorum.
0 0 Katılmıyorum.
Katılımcı Sayısı %
Toplam
Şekil 3.10. Akademi`de Yeni Arkadaş Edinme
Tablo 3.11.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %93`ü Akademi`de daha önce hiç deneyimlemediği aktivitelere katıldığını, %7`si ise bu konuda fikrinin olmadığını belirtmiştir.
47
Tablo 3.11. Akademi`de Yeni Aktiviteler Deneyimleme
Katılımcı Cevaplar
Sayısı
%
Fikrim Yok
3
7
Katılıyorum.
38
93
Toplam
41
100
Daha Önce Katılmadığım Aktivitelere Katıldım. 120 100 80 60 40 20 0
100
93 41
38 3
7
Fikrim Yok
Katılıyorum.
Toplam
Şekil 3.11. Akademi`de Yeni Aktiviteler Deneyimleme
48
Katılımcı Sayısı %
Tablo 3.12.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %83`ü Akademi`deki aktivitelerin diğer tatillerden farklı olduğunu, %17`si ise bu konuda fikrinin olmadığını belirtmiştir. Tablo 3.12. Akademi`deki Etkinliklerin Diğer Tatillerden Farkı
Katılımcı Cevaplar
Sayısı
%
Fikrim yok.
7
17
Katılmıyorum
34
83
Toplam
41
100
Diğer Tatillerden Farkı Yoktu. 120
100
100
83
80
Katılımcı Sayısı %
60 20
41
34
40 7
17
0 Fikrim yok.
Katılmıyorum
Toplam
Şekil 3.12. Akademi`deki Etkinliklerin Diğer Tatillerden Farkı
49
Tablo 3.13.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %78`i ortamın kendini ifade etmesine olanak sağladığını, %25`i bu konuda fikrinin olmadığını, %3`ü ise ortamın kendini ifade etmesine olanak sağlamadığını belirtmiştir. Tablo 3.13. Akademi`nin Kendini İfade Etme Ortamı Sağlaması
Katılımcı Cevaplar
Sayısı
%
Fikrim yok.
8
25
Katılıyorum.
1
3
Katılmıyorum
32
78
Toplam
41
100
Ortam Kendimi İfade Etmeme Olanak Sağlamadı. 120
100
100
78
80 60 40 20
32
25 8
1
0 Fikrim yok.
Katılımcı Sayısı % 41
3
Katılıyorum.
Katılmıyorum
Toplam
Şekil 3.13. Akademi`nin Kendini İfade Etme Ortamı Sağlaması
50
Tablo 3.14.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %98`i Akademi`de edindiği deneyimlerin olumlu olduğunu, %2`si beklentisinin altında olduğunu belirtmiştir. Tablo 3.14. Akademi`deki Kişisel Deneyimler
Cevaplar
Katılımcı Sayısı
%
Edindiğim Deneyimler Olumluydu
40
98
Beklentin Altındaydı
1
2
Toplam
41
100
Tablo 3.15.`de görüldüğü gibi; katılımcıların %37`si Akademi`nin kendimi tanımam ve özgüvenimin artmasına yardımcı olduğunu, %27`si kendini faydalı ve işe yarar hissettiğini, %29`u engellilerle tanışıp empati kurmasına yardımcı olduğunu, %3`ü de ilk defa ailesinden ayrı vakit geçirdiğini belirtmiştir. Tablo 3.15 Akademi`deki Kişisel Deneyimler
Cevaplar
Katılımcı Sayısı
%
Oldu.
15
37
Kendimi Faydalı ve İşe Yarar Hissettim.
11
27
Kendimi Tanımam ve Özgüvenimin Artmasına Yardımcı
51
Engellilerle Tanışıp Empati Kurmama Yardımcı Oldu.
12
29
İlk Defa Ailemden Ayrı Vakit Geçirdim.
3
7
Toplam
41
100
Tablo 3.16`da katılımcıların Akademi` de hangi aktivitelere katıldıkları belirtilmiştir Tablo 3.16. Akademi`deki Günlük Aktiviteler
Katılımcı Aktivite
Sayısı
At binme, Organik tarla, Yüzme/Dalış
1
At binme, Organik tarla, Yüzme/Dalış, Resim Atölyesi
1
Müzik Atölyesi, Resim Atölyesi
2
Organik tarla, Müzik Atölyesi, Yüzme/Dalış
1
Organik tarla, Resim Atölyesi
1
Organik tarla, Yüzme/Dalış, Resim Atölyesi
3
52
Organik tarla, Yüzme/Dalış, Yaratıcı Drama
2
Resim Atölyesi, Yüzme/Dalış
1
Yaratıcı Drama, Müzik Atölyesi, Yüzme/Dalış
5
Yüksek Parkur
3
Yüksek Parkur, Yüzme/Dalış
1
Yüzme/Dalış, Müzik Atölyesi
1
Yüzme/Dalış, Organik Tarla, At Binme
3
Yüzme/Dalış, Resim Atölyesi
1
Yüzme/Dalış, Resim Atölyesi, At Binme, Yaratıcı Drama, Müzik Atölyesi
15
Toplam
41
53
Şekil 3.17. Akademi`deki Günlük Aktiviteler
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SONUÇ
Türkiye`de engelli ve sosyal dezavantajlı bireyler için birçok organizasyon bulunmaktadır. Kişiler istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda içlerinden istedikleri ile irtibata geçerek, ister gönüllü ister yardım alan pozisyonunda fayda sağlayabilmektedir. Bu bağlamda Düşler Akademisi Kaş katılan her bireye, geldiğinden daha farklı biri olarak dönmeyi vadetmektedir. Kişiler de mizaçları, geçmiş yaşantıları, eğitimleri, fiziksel, zihinsel ve duygusal yapılarına göre burada sunulan imkânlardan az ya da çok faydalanabilmektedir. 54
Araştırmacı, Akademi`de katılımcı gözlemci olarak kaldığı 17 gün boyunca gönüllü olarak çalışma imkânı bulmuştur. Orada gözlemlenen ilk şey, gelen kişilerin farklı bir dünya mümkündür ve bunu biz burada yaşayıp göreceğiz beklentileri olmuştur. Akademideki gözlemlere göre; katılımcılar çok çeşitli ülkelerden, şehirlerden, farklı yaşam tarzlarından gelen ve her yaşta insanlardan oluşmaktadır. Katılımcılar bir şekilde kendinde olanı verip (fiziksel emek, duygu paylaşımı, bilgi paylaşımı), burada olandan almak suretiyle, yani zihinsel ve duygusal anlamda tatmin olarak ayrılmaktaydılar. Bu anlamda kazan kazan durumu söz konusuydu denebilir. Çünkü normal hayatta bir araya gelemeyen, ya da birbirlerinin varlığını bugüne kadar fark etmemiş olan engelli ya da engellenmiş bireyler ile hayata bazı anlamlarda daha şanslı başlamış olan bireyler, ortak bir payda da birleşerek birlikte ne yaparsak iki taraf da daha mutlu ve faydalı hisseder diye düşünerek hareket etmekteydiler. Misafir gruplar ilk geldiklerinde, önce kendilerini, inandırdıkları önyargılardan kurtararak, kendilerinin ya da başkalarının çizmiş olduğu sınırları yok sayarak burada olmanın özgürlüğüne kendilerini alıştırıyorlardı. Bunun için çeşitli yaratıcı drama faaliyetlerinden örneğin; buzları kıralım oyunundan yardım alınmaktaydı. Bu sayede ortam daha yumuşatılarak herkesin birbirine açık kalplilikle yaklaşmasına zemin hazırlanıyordu. Yine gözlemci olarak izlenen bir yaratıcı drama etkinliğinde, hafif zihinsel engelli bireylerle oynanan bir çağrışım oyununda, mitoloji ile ilgili inanılmayacak kadar çok şey bilmelerine izleyiciler olarak herkesin duyduğu şaşkınlık, sonrasında eğer insanlara kendilerini anlatmalarına bir şans verilirse, bildikleri ve diğer insanlar ile paylaşacakları ne kadar çok şey olacağının önemli bir kanıtı olarak gözlemlenmiştir.
55
Sosyal dezavantajlı bir başka grubun, bir diğer çalışmasının da izlendiği sırada şuna şahit olunmuştur. Genellikle şehrin kenar semtlerinde oturan, yaşları 15-18 arasında değişen bu gençler, ilk geldiklerinde etkinliklere katılmakta oldukça direnç göstermişler, kendi arkadaş gruplarından kopmaya pek istekli yaklaşmamışlardır. Fakat birkaç gün içinde görülmüştür ki, buradaki işleyiş, gönüllülerin samimi ve sevgi dolu yaklaşımları, beraberlerinde getirdikleri önyargıların yok olmasına sebep olmuştur. Çünkü geldikleri dünyada hep öteki olarak bırakılmış, diğer tarafın hep onlara uzak olduğunu düşünmüşler ve buna göre hizalanmışlardır. Örneğin şiir okumanın ya da dans etmenin kesinlikle erkek işi olmadığı konusunda direten bir katılımcı genç erkek, 5.günü sonunda Nazım Hikmet şiirleri okuyan ve tango yapmayı öğrenmek isteyen ve bunun için çabalayan birine dönüşmüştür. Kalınan süre zarfında, gerek gönüllüler, gerek misafir katılımcılar, gerekse günübirlik gelen ziyaretçilerden duyulan en önemli şey; “Burası bambaşka büyülü bir yer ve tekrar mutlaka geleceğim.” olduğuydu. Çünkü herkesi olduğu gibi sevmenin, eksiklikleri ya da farklılıkları ayrıştırmanın değil, bütünün parçaları olarak görmenin, saygı duyup bunlardan keyif almanın, yardım etmenin sonsuz iyileştirici gücünü keşfetmenin önemini, orada tanışma imkânı bulunulan, birlikte çalışılan, ortak alanların paylaşıldığı, birlikte şarkı söylemek, resim yapmak, yüzmek, sohbet etmek gibi etkinliklerde birlikte olunan herkes ile birlikte yaşayıp deneyimlenmiştir. Sonuç olarak, Düşler Akademisi Kaş`ın tüm katılımcılar üzerinde olumlu, iyileştirici, değiştirici, farkındalığı arttıran bir etkisi olduğu katılımcı tarafından bizzat gözlemlenmiştir. Yapılan alan çalışmasında, bilimsel bir şekilde oluşturulan anket verilerinin analiziyle de elde edilen sonuçların olumlu yönde olduğu tespit edilmiştir.
56
KAYNAKÇA Akıncı, Selçuk, “Sivil Toplum, Sivil Toplum Kuruluşları ve Sivil Toplum Kuramcıları”, G.Ü. Sosyal Bilimler Elektronik Dergisi, 2014, s.193-216. Bahadırlı. S. , Gül. S. (2011) Kapsayıcı Piyasa İş Modeli Olarak Alternatif Yaşam Derneği; AYDER ve Düşler Akademisi Raporu. İstanbul. Bayhan. Vehbi. (1981), “Demokrasi ve Sivil Toplum Örgütlerinin Engelleri: Patronaj ve Nepotizm,” C.Ü. Milletlerarası Hukuk Bülteni, C.7, s. 1-13. Keyman. E.F. (2006) Türkiye`de Sivil Toplumun Serüveni: İmkânsızlıklar İçinde Bir Vaha. İstanbul: STGM. 57
Mardin. Ş. (1990) Türkiye`de Toplum ve Siyaset (Makaleler Derlemesi). İstanbul: İletişim Yayınları. Özalp. Ali, (2009), “Sivil Toplum Örgütlerinin Toplumsal ve Siyasal Bakımdan Önemi”, Dernekler Denetçiliği Yeterlilik Tezi, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı, Ankara. Pazarcık. E., Tayşir.E.A. (2011) Türkiye`de Önde Gelen Sivil Toplum Kuruluşlarının Yönetsel ve Örgütsel Analizi. İstanbul: M.Ü.STKMAUM.
İnternet Kaynakları http://www.ayder.org.tr/
http://duslerakademisi-kas.org/hakkimizda/
http://duslerakademisi-kas.org/wp-content/uploads/2014/10/DA-Kas_brosur_TR.pdf http://engelli.eyh.gov.tr/odes/odes_2015/arastirma/tr_ozurluler_arastirmasi/blm1.pdf http://eskidergi.cumhuriyet.edu.tr/makale/57.pdf http://www.hekimpostasi.org.tr/2012/04/02/gelismis-ulkeler-ve-turkiyede-sivil-toplumorgutlenmesi/ https://tr.wikipedia.org/wiki/Sivil_toplum_kurulu%C5%9Fu
https://www.youtube.com/watch?v=rzUwcVLuBP8-
2013
Kurucusu Ercan Tutal-Engelsiz Yaşam Yolculuğu Konuşması
58
Düşler Akademisi'nin
EKLER Değerli Katılımcı,
Bu araştırma, Prof. Dr. Feryal Turan danışmanlığında yürütülen Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan İlişkileri Bölümü Yüksek Lisans Proje Raporu kapsamında bir sivil toplum kuruluşu olan Düşler Akademisi Kaş organizasyonunun, gönüllü ya da misafir katılımcılar üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini analiz etmek amacıyla oluşturulmuştur. Elde edilecek sonuçlar tamamen bilimsel amaçlar için kullanılacaktır. Ankete katıldığınız için teşekkür ederiz.
Yüksek Lisans Öğrencisi Evren KOÇ
1-
Yaşınız:
59
( ) 10-20
2-
( ) 21-30
( ) 31-40
( ) 41-50 ( ) 51 ve üzeri
Cinsiyetiniz:
( ) Kadın ( ) Erkek
3-
Eğitim Durumunuz:
( ) İlköğretim
( ) Lise-Meslek Okulu
( ) Ön Lisans
( ) Lisans
( ) Yüksek Lisans
( ) Doktora
4-
Herhangi bir engel grubuna dâhil misiniz?
( ) Hayır değilim
( ) Fiziksel
( ) Görsel
( ) İşitsel
( ) Diğer (lütfen belirtiniz)……………………………….
60
5-
Mesleğiniz: …………
6-
Düşler Akademisi Kaş`tan nasıl haberdar oldunuz?
( ) Internet/Sosyal Medya
( ) Dernek Vasıtasıyla
( ) Arkadaş/Tanıdık Vasıtasıyla
( ) Diğer (lütfen belirtiniz)……………………………….
7-
Katılım şekliniz nedir?
( ) Gönüllü
( ) Misafir Katılımcı
8-
Akademi` ye katılmaktaki amacınız neydi?
( ) Gönüllü çalışma deneyimi kazanmak
( ) Sosyalleşmek/ Çevre edinmek
( ) Tatil yapmak/ Hoşça vakit geçirmek
( ) Bir Sosyal Sorumluluk Projesi`ne dâhil olmak
( ) Diğer (lütfen belirtiniz)……………………………….
9-
Akademi` de ne kadar zaman geçirdiniz?
61
( ) 1 Haftadan az
( ) 1 Hafta
( ) 2-4 Hafta
( ) 5 Hafta ve üzeri
10- Kaldığınız süre boyunca katıldığınız aktiviteler nelerdir? (Birden fazla aktiviteyi işaretleyebilirsiniz)
( ) Resim ve müzik atölyesi
( ) Yaratıcı drama
( ) At binme
( ) Yüzme/Dalış
( ) Yüksek Parkur
( ) Organik tarla
( ) Diğer (lütfen belirtiniz)……………………………….
11- Sizce bu aktiviteler beklentilerinizi karşıladı mı?
62
( ) Beklentimin üzerindeydi.
( ) Beklediğim gibiydi.
( ) Bir beklentim yoktu.
( ) Beklentimin altındaydı.
12- Akademi` ye katıldıktan sonraki kişisel deneyimleriniz ve izlenimleriniz nelerdir?
Olumlu:
Olumsuz:
Neden? Lütfen belirtiniz…………………………………
13- Akademi` de tekrar bulunmak ister misiniz?
( ) Evet, isterim.
( ) Hayır, ,istemem.
( ) Kararsızım.
14- Aşağıdaki tabloda yer alan ifadelere ilişkin düşüncelerinizi belirtiniz:
63
Katılıyorum
Fikrim yok
Yeni arkadaşlar edindim.
Daha
önce
katılmadığım
aktivitelere katıldım.
Diğer tatillerden farkı yoktu.
Ortam
kendimi
ifade
etmeme
olanak sağlamadı. Ek.1. Anket Formu
Ek.2. Düşler Akademisi Kaş Logo
64
Katılmıyorum
Ek.3. Çukurbağ İlkokulu Öncesi, Sonrası
65
Ek.4 Düşler Akademisi Kaş, çeşitli aktiviteler
Ek.5 Düşler Akademisi Kaş, Dalış Teknesi
66
Ek.5 Düşler Akademisi Kaş, Philosophy
Ek.6 Düşler Akademisi Kaş, Yaşam Alanı
67
68