Yaşanan süreçte, kent ve mimarlık kültürüne sahip çıkma vizyonu ile halkın haklı barışcıl tepkisini umutla, kamu otoritelerinin ısrarcı tavrını kaygıyla izledik.
Kent ve ülke yönetiminin “katılımcılık” ilkesinden uzak kent politikalarının “toplum-kamu” yararı ilişkisini zedelediğini
düşünüyoruz.
Bugün Gezi Parkı mücadelesine zemin hazırlayan
gelişmeleri, sadece “Gezi Parkı’nda birkaç ağacın kesilmesine indirgeme”nin eksik olacağı kanaatindeyiz. Türkiye’nin kültürel
ve doğal mirasına zarar veren agresif kent politikalarının, inşaat yoğunluğu altında ezilen kentsel alanların, meslek çevrelerini
ve bilgiyi dışlayan otoritenin sürecin temelini oluşturduğuna inanıyoruz.
Düşlediğimiz kentler için ülke yönetimini sağduyulu olmaya, yaşanan üzücü olayları ivedikle durdurmaya, Gezi Parkı’nın ve tüm kentlerimizin tasarımında ve planlamasında toplumun aktif olduğu, katılımcı, akılcı ve şeffaf bir yönetime davet ediyoruz.
Diren Gezi Parkı Arkitera.com Yanında/Yayında