wow�D[L,D� �csw����o ....,
r
r
1 ı.....
-
Editör: Emine Merdim Yılmaz Yayıncı: Arkitera M i marl ı k Merkezi Grafik Tasarı m : Fı rat Seymen Kapak Fotoğrafı: Pelin Derviş (Kapak fotoğraft, "Ytltn En Onemli Olayt"nt seçmek amactyla yaptlan anket sonucunda belirlenmiştir.)
Tatsuya Yamamoto Fotoğrafı: Gürkan Akay Baskı: Scala Matbaacılık ISBN: 978-975-8970-06-3 istanbul, 201 1 © Arkitera M imarlık Merkezi Tüm hakları saklıdır. MERKEZi ARCHITECTURE CENTER A R K 1 T E R A MiMARLIK
i
Aralık ı 6
1
Şubat ı 38
.
�'
Nisan ı 92
-
j
Kasım ı 236
�
•
-
��
2 0 10 ' u n A r d ı n d a n . . . Ekonomik krizin etkisini fazlasıyla h is setiğimiz 2009 senesini geride bıraktı ğ ı m ııda 201 0 'dan oldukça umutluyduk. Kötü bir senenin ardından umut se nesi olması dışında, 2 0 1 0 ' u n Arkitera için anlamı 10 seneyi geride bırakmış olmamızd ı . Geçen 1 O seneye yakından bakınca, Türkiye'de mimarlık alan ında pek çok ilki gerçekleştirdiğimizi çok ra hatlı kla söyleyebiliyoruz. 201 O senesin de bu ilkler arasına Açık Kapı Festivali ve Arkitera Seyahat B u rsu 'nu kattık. Arkitera için başka anlaml ı bir olay ise Aralı k ayında TSM D tarafından verilen Basın-Yayın Ödülü'ydü. 2004 sene sinde yine TSMD tarafından verilen M imarlığa Katkı Ödülü'nün ard ı ndan bu ödül ile 201 O senesi bizim için daha da bir anlamlı hale geldi. G enel g ündeme baktığımız zaman ise gerek Türkiye'de gerekse Dünyada hareketli bir yılı geride b ı raktık . Şangay EXPO ve Venedik M imarlı k Bienali
gibi iki büyük etkinlik, tamamlanan yeni binalar, yarışmalar, Emre Arolat Architects'in Ağa Han Ödü l ü ' n ü kazan ması, Haydarpaşa Tren Garı'nda çı kan yangın, diğer önemli kayıplar dışında Tatsuya Yamamoto'nun zamansız ölümü geçtiğimiz senenin çok konuşulan-tar tışı lan başlıklarıyd ı . Her sene olduğu gibi bu başlıklar ile beraber tüm önemli gelişmeleri M i marlık Almanağ ı ' n ı n say falarında bu labilirsiniz. Almanağ ın bu sayısı ile beraber iki yenilik geliyor. Bunlardan bir tanesi bu sayıdan itibaren geçerli. Geri bı raktığımız senenin önemli olayını anket ile belirleyip onu kapağa taşıyacağız. Bu almanağın kapağını süsleyen olay Haydarpaşa Tren Garı ' nda çı kan yan gın oldu. Bir diğer belki de en kökten yenilik ise Almanak 20 1 1 senesinden itibaren basılmayacak olması. Daha fazla kişiye ulaşmak için internet üze rinden yayınlanacak. Kapak için yapılan yenilik i nternet üzerinden hazı rlanacak almanak için de geçerli olacak.
Emine Merdim Yılmaz Ocak 201 1
��-Jj-etr·oit'e gidiyordu . iıffı: �M.o· c: derg isinde 23 Nlljlj��·tJfaarj:f1; n Oğlu, Şimdi" adir Saarinen' i n profil i n i 'lç -�ıi!"a ktr. Bir yı ldan biraz uzun bir sonra ise Aline B . Saarinen ola bilinecekti. 320 hektarl ı k bir alanda geniş bir havuz etrafına dağıtılmış 25 bina ile Ali ne' in ayakları yerden kesi ldi. Üç katlı binaların uzun kenarında Mühendisli k v e Araştı rma, H izmetler, Süreç Gelişti rme ve Stil departmanları bulu nuyord u . Kompleksin bu kısmı hala yeni sayılan yeşil perde cam d ı ; kısa duvarlar parlak cilalı sarı, turuncu, iki kırmızı, iki mavi , yeşil, gri ve siyah tuğ lalardan oluşuyor d u . Parlak aluminyum kubbe, test edilip G M arabaları nın sergilendiği dairesel
üzerini kapatıyordu . Parlak metrelik paslanmaz çelik su kulesi, dümdüz arazide G M ' in gökyüzündeki yerini işaretliyord u . Aline, gelecekteki eşinin doğumgü nünde ona bir mektup yazdı : General Motors projesi herkesin hakkında yazdığından daha fazlasıyd ı : gerçek b i r yirminci yüz y ı l anıtı, " kendisi mühendislik harikası olan endüstriyel bir ürün", teknolojinin güzel bir ifadesi, ilişkileri değiştirmede yaratıcı, büyük ve harika, konsepti plan ve detayland ı r maya kadar taşı makta harika, insan ı n gururunu makina ile yüz yüze getiren bir grup bina, çok insanca . . . Bu yazı ve Saari nen'e ait daha fazlası 1 90 6 - 1 9 7 7 yılları arasında Smithsonian'da Amerikan Sanat Arşivleri (Archives of American Art-AAA) tarafından "Aline ve Eero Saarinen Makaleleri" olarak dijital formatta sunuldu. Mektupları, özellikle Aline' in yukarıda yapılan alı ntıdaki gibi romantik yazışmaları, kendi alanında yıldız olan, daha önceden ayrı ayrı bağ ları olan (Eero'nun eski bir karısı ve iki çocuğu; Aline'in ise eski bir nişanlısı, iki çocuğu ve gazetecilik kariyeri vardı) iki eşit birey arasında yaşanan yıldırım
aşka zaman zaman şok edici derecede içten bir bakış sağ lıyor. Birlikte oldukları i l k gün, iş sonunda geri çekildi ve erkek öne çıktr. . . . güzel bir yemekti, ama ikimiz de yabanc ı , soluksuz ve korkunç h issedi yorduk. Hala bana uçağ ımı erteleten dürtünün etkisindeydik. Cranbrook'a, karanlık odaya kaçtık ve ilk kez birlikte olduk, acele ile olsa da böylece i kimiz de ilk olduğunun farkındayd ı k . Sonra havaalanına giderken Aline'in otobiyog rafisinden bahsederken nişanlan man ın adı şöyle bir geçti . Sonra, gizli arabanın içinde, siyah palto ve siyah şapkanla sana baktım ve seni tekrar görmeyi ne kadar istediğimi düşündüm . . . (Bunu ilk, AAA'da b i r mikrofilmden okuduğumda gözlerime inanamam ış tım. Anlatı lanlar uzun bir süre çı kmadı aklımdan) Eero'nun çok kısa süren kariyerin de ( 1 9 6 1 yılında, 51 yaşında beyin tümöründen vefat etti) başta gelen destekçisinin Aline olduğunu belirten gezici sergi " Eero Saarinen: Geleceği Biçimlendirmek"in de öne sürdüğü gibi aşk ve mimarlık, Aline ve Eero birbirin den etkilendikleri anda karışmıştı bile. 10 Kasım'da New York Müzesi ' nde
7
Aralık 2009
açı lan sergi Aline' nin, Times için hazır l adığı Eero profilini ve yazışmalarından alıntıları ve Aline'in en çok satanlar ara sına girmiş " G ururlu Malikler" kitabını da içeriyor. Aynı zamanda, Eero'nun vefatından sonra Aline'in şöhretli kari yeri, yazılı basından televizyona geçişi ve sonunda kendi sabah programı olan " Sadece Kad ınlar için" adl ı programının sunuculuğunu yapması üzerinde du ruyor. Aline, N BC 'nin Paris büro şefi olmak için (yabancı bir bü roya gönde rilen ilk kadın) programı bıraktığında, Barbara Walters programı devraldı . Eero v e Aline'nin romantik yazışmala rı, hayvanları nın adları, zarflar ve kağıt tan kesilmiş kalplerin yan ı sıra, Eero'nun psikoloğu ile olan karanl ı k yazışmaları da vard ı . Bu yazışmalarda Eero' nun, i l k eşi olan Lily Swann Saarinen hak kında, Aline öncesi nde Saarinen ailesi tarafından yarı evlat edinilmiş Florence Knoll ve isveçli tekstil tasarımcısı Astrid Sampe gibi başka kad ınlarla yaşadığı aşkları yazıyord u . Bir ayağı psikoloj i k ve fiziksel olarak d ışarıda olarak uzun yıl lar boyunca boşanma tehditi ile yaşamış (mektu pları nın çoğu bir uçakta yazılm ış) Aline'e yazılmış tarih atıimam ış bir mek tupta Eero' nun kad ın problemleri terapi den, meslek düşkünü romantizmlerine taşıyordu . Tanıdığı tasarı mcı çiftierin evlil iklerini ne kadar m utlu olduklarının bir tablosunu yaparak sı ralıyor ve kendi (gelecek) evlil iklerinin analizi n i yapıyord u . Yaptığı hesaplama aslında havaalanlarında ve ticari ortaklıklarda kullandığı bir hesaplamaydı ancak özel hayatında kul lanmamak için h içbir ne den görmemişti. Bu tablo, AAA (sayfa 25) ve New York M üzesi' nde görülebi lir. En üstte 1 00 ile 90 puan arasında ken di ailesi, mimar Eliel Saarinen ve tekstil tasarımcısı Loja Saari nen, " Charlie" ve Ray Eames vard ı . 70 ile 80 puanlar arasında G i rardlar, 30 ile 40 puan arasında Knollar, Louchheimlar, Eero ve Lily Saarinen "dejenerasyon öncesi" vard ı . 1 5 puanla George Nelsons belli ki sevgisiz bir evliliğe hapsolmuştu. Henry ve Doris Dreyfuss' u da l isteye ekleyebi lirdi. Doris kendi ofisini yürütürdü ve iş hayatı ile kişisel hayatı birbirinden ayır mak için " Bayan Marks" olarak tanınırd ı . Eero Saarinen'in ilk evliliğinin sonra-
dan anlaşı lan problemi çok bariz görü nüyord u . 1 937 yılında Cranbrook'ta Lily Swann ile tanı ştığında o, heykeltraş, eski buz pateni yarışmacısı ve önemli bir New York ailesinin göz kamaştırıcı kızıydı . 1 939 yıl ında evlendiler, 1 941 yılında Eric ad ında bir oğlu, 1 945 yılın da ise Susan ad ında bir kızı oldu. Tıpkı annesinin babasının komisyonlarına katkıda bulnduğu gibi, Lily de eşinin erken projelerinin bazılarına -bir tanesi 1 947 yılında ödül kazanan Gateway Arch olmak üzere- heykellerle katkıda bulundu. Eero, Charles Eames ' i n Ray ' i gibi, işte ve hayatta bir eş istedi. i şleri büyüyüp seyahatleri arttıkça Lily Bloomfield 'daki evlerinde iki ufak çocukla kaldı. Hatırladığı kadarıyla Lily depresyondayd ı , muhtemelen dengesizdi ama Eero da kendi hızına yetişemediği için çok
ın .s
";:: .!! ö ili � N
� � o o
u.
n;
c:
"§
�
�
1-
bariz bir hayal kırıklığı yaşıyordu . Öte yandan, A l i n e çalışan bir ka dındı. Bir dad ısı ve eski kocası vardı . Makalenin yayınlandığı aylardan önce de sonra da Eero'yu görmek için çok çaba sarfetti. Onunla Beşinci Cadde ve 5 6 . Sokak ' taki Langdon Oteli ' nde bu luştu, New Hope'a gitti, G M kateteryası için hazırlanan Harry Bertoia' n ı n gös terimi üzerine görüştü, onunla M IT'nin Kresge Şapel ' i n maketleriyle dolu Bostan'da bir otel odası nda buluştu ve Hans Knoll'a mobilya fikirlerini sunma sını izledi . Tanıştı kları gün bile akşam yemeğ inde G i rardlar, Alexander ve Susan, Detroit ' ten gelen tasımcı ruh lar ve komşular ile tanıştı. Evlendikten son ra Aline, kendisini eşinin öncü rol oyna dığı m imarl ı k dünyasından kurtarması gerekti. Bunun yerine, Eero Saarinen
8
Aralık 2009
& Ortakları' nda "Enformasyon Servisi
Başı" oldu ve projeleri daha önce ça l ıştığı dergilerin editörlerine gönderip müşteri leri kişisel ve profesyonel olarak cezbetti. Hem eşinin hem kendisinin işini başarıyla ilerletti. Saari nen'in kariyerinin sanatsal desteği aileye yeni bir üyeyi de dahil etti ve 1 955 yılında Eames doğd u . Aline' i n yardı m ları, Eero vefat et ti kten sonra onun Amerikan mimari panteonu ndaki yerini koruma şeklinde devam etti . Aline ile Saari nen'in uzun süredir ortağı olan Kevin Roche ve John Dinkeloo ü l keyi gezerek firman ı n tasarım v e inşaat aşamasındaki dokuz tasarı m ı n ı n da (Dulles Havaalan ı , TWA Terminali, Yale için iki konut projesi, St. Louis'deki Gateway Arch ve CBS B inası) Saarinen binası olarak tamam landığı ndan emin oldular. 1 962 yılında, " i şinde Eero Saarinen" adlı Saarinen ' i n yazı ları n ı v e inanılmaz siyah beyaz fotoğraflarını içeren bir kitap yayınlad ı . 1 965'te tamam lanmasından sonra C B S B inası için d e b i r kitap taslağı çıkarttı, çünkü bu projenin Saari nen'in en med yatik projesi olduğunu düşünüyordu . H e p Lily Saarinen (ve Catherine Woermann Eames, ve Wi kipedia'da bulamadığım diğer mimarların ilk eşleri) için kötü h issederim. Eero ve Lily'nin ilişkilerinin bugün daha farklı olacağ ı n ı d üşünmek istiyoru m . Li ly, heykeltraş olmak yerine Eero ile mimarlık fakülte sine birlikte g idebi lird i . Kendi başına Gateway Arch yarışmasına g i rebilird i . Evlenmek i ç i n biraz bekler, çocuk sah i bi olmak i ç i n daha da beklerd i . Aline'a tercih edilmek yerine, bir Aline olabilirdi. Eero'nun ablası, bir zamanlar Eliel ve E e ro Saarinen ortağı olan m i mar J . Robert F. Swanson ile birli kte çalıştı ve mobilya, tekstil, moda ve iç mekan tasarımı yaptı. Ve en azı ndan kulağ ımda kalanlara göre , mimarl ık okulları bazen çöpçatan servisi gibi h izmet veriyor. Eşimin Yale'deki sınıfında birçok kişi birbiri ile evlendi ve Booklyn'de bizden beş blok ötede oturuyor; d iğerleri, bü yük bir firmadaki ilk işlerinde tanıştı kları bir mimarla evlendi. 2007 yılı nda Robin Pogrebin bu modanı n günlüğünü tuttu ve ShoP, nArch itects, WORKac gibi çiftler tarafı ndan yürütülen firmalardan bahsetti. Zaten Diller Scofidio (+
Renfro'nun hangi sın ıfa girdiğini tam bilemiyorum), Tod Wil liams ve Billie Tsien ile Sauerbruch H utton vard ı . Zaha Hadid'den bir sonraki Pritzker Ödül ü ' n ü kazanan kad ı n mimarın da bir ortaklık içerisinde olacağı kuvvetle muhtemel. SANAA' n ı n Japon m imarı olan Kazuyo Sejima bir sonraki aday olabilir; Ryue Nish izawa ile çal ışıyor. Şansa, Priztker j ü risi geçtiğimiz 1 O yılda kuralları tekrar yazdı . 1 99 1 yılında Robert Venturi ödülü kazandığında ortağı ve eşi olan Denise Scott-Brown d ı şarıda bırakılmıştı ama Herzog & de Meuron 2001 yılında ödülü birli kte aldı. Neden bu kadar çok mimarın birbiri ile evlendiği sorul uyor ve benim teori m , işte ve yaşamda iyi ortaklığın aynı temele oturması. Bir ortak, diğerinde olmayan yeteneklere sahip olabiliyor. Gözlemlediğim birçok mimari ortak l ı kta birisi görünen yüz diğeri tasarım gücü ol uyor, biri eleştirmen , diğeri iş gücü ol uyor. Evlil ikle ortaklar arası nda orantılı bir güven seviyesi olmalı; bu neden bir bireyde aranmasın ki? M i marlık fakü l tesi nin eziyetli programı bu yetenekleri görücüye çı kartıyor. M i marlık fakültesin d e olduğu kadar baskı altında olan bir insan az görülür. Onu 1 O bardak kahve ve uykusuz üç geceden sonra hala se viyorsanız, yüzük takmalısınız.Meslekte hala yeterince temsil edilmeyen kadı n lar için tek başına olmak yeri ne bir ortaklık içerisinde yer almasını kötü ya da geri bir adım olarak görmüyorum. 2008 U l usal M imarl ı k Akreditasyon Kurulu ra poruna göre mimarlık mezunu öğrenci lerin %41 ' i kad ı n , öte yandan 2009 AlA Firma Anket i ' ne göre AlA üyesi firma sahiplerin i n %27 'si kad ı n . AlA gönüllü bir organ izasyon olduğu için mimarlık yapan tüm kadı n ları kapsamıyar ancak bu yine de büyük bir boşlu ktur ve mes leğin i leri seviyelerinde daha da büyüyor (patron veya ortaklar). Architectural Record dergisi 2006 yılında kad ı n mes lektaşlarla anket yaptığında birçoğu kendi firması n ı yürütmenin kendi lerine özgü rlük getirdiğini söylemiş (bazıları çocuk büyütürken büyük esneklik sağ lad ı ğ ı n ı söylemiş). 1 990 ve 2000'1erde mimarlık fakültesinden mezun kad ın ların bir erkekle ortaklık kurmayı kısıtlayıcı görmediğini düşünmek isterim ve belki bir eşle ortak olmak iş-hayat dengesi
kuruyor. Eero ve Aline gibi, mi marlarla evlenen mimarlar tamamlayıcı eşlerle, dillerini, fedakarl ıklarını anlayan ve aynı estetik arayışa önceli k veren birilerini arar. Aline'ın, Eero'nun doğumgününü kutlayan mektubunda onun mimarl ığın dan bahseder, bu yüzden Detroit'tedir ve bu yüzden kendini hayran bırakır. M imarisi kadar yaratıcı, büyük, mü kem mel ve i nsan olduğunda erkek, kad ı n ı n dizlerinin bağı çözül ü r. M i marl ık, işlediği zaman bizi tıpkı eşimiz gibi kendimizden geçirir.
L e v e n t- ' t- e Ta h l i y e Ş o k u ! Ta rih: 1 Aralık, NTVMSNBC
Bölgede ü n l ü restoran, modaevi, mağaza ve gece kulübünün de bulunduğu işlet melerin sahipleri isyanda . . . 1 . , 2 . , 3 . , v e 4. Levent bölgesi ile Konaklar M ahallesi, geçtiğimiz yılın Mayıs ayı nda i stanbul l l l N u maralı Kültür ve Tabiat Varl ı klarını Koruma Kurulu Müdürlüğü tarafı ndan "Kentsel Sit Alanı" olarak tescil edilm işti . Bu karar, bölgedeki binaların sadece konut olarak kullanı lması, h içbir şekilde ticari faaliyete izin verilmemesi anlam ına ge l iyord u . Kentsel Sit Alanı olarak i lan edilmesi nin ard ı ndan Beşi ktaş Belediyesi tara fından bölgeye, "Koruma Kurulu kararı ile korunan Levent evleri konut d ı ş ı , işyeri o larak kullanı lamaz" yazılı afişler ası l d ı . Koruma Kuru l u ' nun kararının yan ı sıra bu bölge Beşiktaş Geri Dönüşüm ve Etkilenme Bölgesi Uygu lama i mar Planı kapsam ında, yerleşme ve mimari stil leri itibarıyla geleceğe i nti kal etti rilecek örnek prestij mahalleleri olan alanın içerisinde kalıyordu . Bu iki unsur bi rleşince bölgedeki villalarda yer alan ticari işletmeler için çanlar çal maya başlad ı . Her iki kararı gerekçe göste ren Çağdaş Levent Derneği ve bölge de yaşayan vatandaşlar bu kararların uygu lanması ve buradaki işyerleri nin tah liye edilmesi için belediyeye şikayet başvurularında bulundu lar. Ve Koruma Kurul u ' n u n kararı n ı n üzeri nden yaklaşık 1 , 5 yıl geçtikten sonra tahliye işlem leri başlat ı l d ı . Levent'te yer alan tüm ticari işletmelere tebligat gönderen Beşi ktaş Belediyesi , 1 ay içerisinde işyerierini
Aralık 2009
tah liye etmelerini istedi . Bu kapsamda bölgede yer alan tüm restoranlar, bü yük-küçük mağazalar ve diğer işyerleri kapatılacak ve buralar konut olarak kullanılmaya başlanacak. Aldıkları tah l iye tebligatlarıyla şaşkına dönen işyeri sahipleri, karara tepki gösteriyorlar. Beşiktaş Belediyesi konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada ise şöyle denildi: " Bölgede bulunan sivil toplum örgütleri ve vatandaşları m ız 1 . , 2., 3 . , 4 . Levent Mahalleleri 'nde konut olarak tescil ve i lan edilen parsellerde yer alan binalardaki işyerlerinin yasal çerçevede tah liyesinin sağlanması ve anılan binala rın amacına uygu n şekilde konut olarak kullandırılması için belediyemize başvu ruda bulunmuşlard ı r. Başkanlığımız ta rafı ndan yapılan değerlendirme sonucu, bu bölgede konut alanında kalan tüm işyerlerinin program dahilinde ticari faa l iyetten men edilerek binaların amacına uygu n şekilde konut olarak kullandırıl masının sağlanması yönünde çalışmalar başlatılm ıştır."
Zama n S e fe r i h i s a r ' ı n S a k i n i Ol d u ! Tarih: 2 Aralık, NTVMSNBC
Türkiye'de birçok sahili beton ormanı hali ne getiren turizm seferberliğine direnen izm ir'in Seferihisar ilçesi , bunun ödülü nü aldı: Dünyanın 1 29 . "sakin şehri" izmir'in Seferihisar i lçesi , italya'da bir kuruluş tarafından verilen ve karşı lığında turist getirisi olan "sakin şehir" ödülünü aldı. Setona teslim olmayan, sakin ve huzurlu bir belde olarak kalan Seferihisar'ın Belediye Başkanı Tunç Soyer, ödülü ve hedeflerini Canlı Gaste'ye anlattı: Bunun için 6 ay boyun ca çalıştık. Sakin şehir olman ın 52 krite rinin her biriyle ilgili bir şeyler yapmaya uğraştık. Alt yapıyla ilgili maddelerin yanında, örneğin kent trafiğinin sakin akması, yaya, bisiklet, atlı ulaşım yolla rının olması, balkonların bol sardunyalı olması ve fast food'dan uzak eski lez zetlerin bulunması gibi konıular vard ı . Ödül için bu özelliklere sahi p yerler italya'da bir kuruluş tarafından verilen bu ödül için başvuruda bulunuyor. Kendi başına u laslararası bir marka ve
bunun alıcısı var. Talep var ve dünyanın en çağdaş projelerinden biri. i nsanlık büyük kentlerden kaçıp sakin bir yaşa ma ve tatile ulaşmak istiyor. Biz bu ödülü alan 1 9. ü l ke olduk ve 1 29. kent olduk. Organizasyon geçmişi eskiye dayanmıyor, 10 yıllık. Öncelikle eski yapı stoğu n u restore etmeye, eski gelenekleri kent hayatına sokmak, ev ve köy pansiyonu ile butik otelleri artırmak, eski lezzetleri çoğalt mak, kent trafiğini yavaşlatmak, daha sevimli ve güleryüzlü kent olmak için çalı şacağız. Turizm Bakan lığı 'na göre bizden sonra Türkiye'den 60'a yakın kent benzer başvuruda bulunmuş. Ayrıca Türkiye bu konsepte çok uygun. B ugüne kadar hep gruplar halinde turistler gelir ve oteliere kapanı rlard ı . Burada doğrudan o kente geliyorlar. Kentin lokantalarında yiyor, kahvelerin de oturuyor ve sokaklarında geziyorlar. Bunun için Turizm Bakan l ı ğ ı ' n ı n da desteğine ihtiyaç var. Yeni bir turizm modeli ve konsepti . . . i nanıyorum ki des tek de verecekler. Başarıl ı olmamız şart çünkü bizden sonrakilerin önünü açma mız gerekiyor.
Kô b e, Gö k d e l e n l e r i n Gö l g e s i n d e Ka l a c a k Tarih: 2 Aralık, Hü rriyet
Suudi Arabistan hükümeti, Kabe'nin et rafındaki Ecyad Kalesi 'nden sonra son Osmanlı eseri olan revakları da yıkıyor.
9
Kabe ve çevresinin yeniden düzen lenmesi için açılan yarışmaya pek çok ünlü m imar farklı projelerle katıldı. Kral Abdullah'ın seçiminden sonra proje uygulamaya konulacak. Suudi Arabistan'da Kral Abdülaziz'in talimatıyla başlatılan Mekke'yi yeniden yapılandırması bittiğinde Kabe'nin çeh resi uzay üssü gibi olacak. Aynı Ecyad Kalesi gibi, yıkılacağına kimsenin ihti mal vermediği Osmanl ı eseri revakların hac dönemi sonrasında yıkımı na baş lanması bekleniyor. Planlara göre revak lar Ocak 201 0'da tamamen yıkılmış ola cak. Kabe'nin 560 metre mesafesinde h içbir yapı bulunmayacak.
7 bin b i n a yıkılacak 12
şer i"tl i yol yapıla c a k Kral Abdullah ' ı n milyonlarca dolar döktüğü sır gibi saklanan projelerden birine göre revaklada birlikte 7 bin bina yerle bir edilecek, yerine 12 şeritli yol yapılacak. Bin Ladin Grup'un üstlenme si beklenen ilk etap, 14 milyar Dolar'a mal olacak. Projeyle, inşası 3 yılda biten ve 5 kat tan oluşan say alanı d ışında, Kabe'nin çevresi tamamen değişecek. Kral ' ı n sarayı , bölgedeki 5 yıldızlı oteller ve Hazreti M uhammet'in doğduğu evin bulunduğu alan da proje içinde kalacak. Kabe'ye 560 metre mesafede hiçbir yapı bulunmayacak. Üç yıldır büyük bır hızla üzerindeki binalar yıkılıp tıraşianan Ömer Dağ ı ' n ı n yerine de 3 yıl içinde bitirilmesi hedeflenen oteller kompleksi yapılacak.
ıo
Aralık 2009
Kôbe i ç i n p roj ele r M üslüman dünya tepki gösterse de Suudiler Kabe için bu tür "tu ristik" pro jelerden vazgeçmiyor.
Ka n u n i Sult-an i st-emiş Mim a r Sinan yapmışt-ı Mescid-i Haram ' ı n ortasındaki Kabe' nin yüksekliğini aşmayan revaklar Kanuni Sultan Süleyman'ın isteğiyle M imar Sinan tarafından çizildi. H icretin 1 7 ve 26'ncı yı llarında Kabe'nin çevre sindeki evler yıkı larak, avlu genişletildi ve çevresi duvarla çevrildi. Duvarların iç kısmındaki revakları n , ustasının çi zimleriyle 1 590'da M imar M eh med Ağa tarafından yapıldı.
V i z e s i z Ke n t" M ima r i s i Tarih: 9 Aralık, World Arch itecture News, Wikipedia DERLEYEN: DiLEK ÖZTÜRK
Son dönemde yaşanan politik gelişme lerle, Türkiye'ye Orta Doğu ve Afrika kapısı açıldı. Avrupa Birliği'ne karşı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Meden iyeti
özendiril iyor. Suriye, Lübnan ve Libya, Ortadoğ u'da Türkiye'den vize almayan ülkeler. Hepsinin birçok ortak noktası var. Hepsi, savaşlardan, sömürge ol maktan çıkmış. Hep yeniden yapılanmış. Farklı etni k grupların farklı kültürlerin ve yaşam tarzları şehirlerin formuna etki etti. Avrupa h imayesinde kendi kimliğin den çıkarılan bu ü l keler, bağ ımsızlıkla rını kazandıktan sonra, yine Avrupa kö kenli şi rketler ve insiyatifler yardı mıyla "geliştirilmeye" çalışılıyor. Petrol zengini şehirlerde, geçmişte yaşanan iç savaş ve istilalar, hafızalardan bir an önce silinmek istercesi ne, 5 yıldızlı oteller ve milyon Dolar' l ı k konutlada bezeniyor.
Lübnan Tarihteki Feni ke uygarl ığının vatanı Lübnan'ın, kuzeyinde ve doğusunda Suriye, güneyinde israil yer alıyor. Lübnan iç Savaşı'ndan dolayı oluşan göç ve demografik değişikli kten dolayı kentlerde etnik yapı oldukça çeşitli. Değişik zamanlardaki istila ve göçler, Haçlı Seferleri, iç çatışmalar, dünya savaşları, Avrupal ılar'ın istila emelleri ve günümüzdeki süper güçlerin karmaka rışık olan Ortadoğu'yu ellerine geçirme arzuları küçük bir Ortadoğu ülkesi olan Lübnan'ı mozaik taşına çevirdi. Bu yüzden nüfusun yarıdan fazlası yabancı kaynaklı. Bu etnik çeşitlilik, sosyal haya ta ve şehirlere de yansıyarak, kentlerin mimari yapılarını da etkiledi. 1 900 yıl ında, 20. yüzyıl başı tüm dünya için çok ümit vericiyd i . Fakat 1 . ve 2. Dünya Savaşları, yeni yaşam şekilleri oluş turmaya ve modernizmin ilk işaretlerini yaymaya başladı . 1 950' 1erden itibaren Lübnan, beliri periyodlarda, bomba lanma ve yıkım aşamalarından geçti. 1 975'te başlayan iç savaştan bu yana silah l ı çatışmalar, bu kadar fazla asker ve sivil teşkilatlar bulunması dolayısıyla zaman zaman arttı ve bölgede ateşsiz bir gün hemen hemen hiç geçmedi . 1 990' 1ardan sonra, Lübnan'da yeniden yapı lanmanın ihtiyacı h issedilmeye başlandı.
Ort-adoğu ı n u n Pa r i s ı i : Bey rutBu durumda olan b i r ülkede yeniden yapılanmaya başlamak, geçmişi unut mak isterken, geçmişin izi n i takip etmek, buna göre şehirleri yen iden ayaklandır mak, ironik bir durum . . . Beyrut m imarisi bunu görmek için iyi bir örnek. Beyrut şehri şaşırtıcı raddede ve h ızla yeniden yapılandırılırken , Lübnan 'da iki temel
Aralık 2009
felsefe arasındaki çatışma da açığa çıktı. Bir yanda geçmişi bir an evvel unutup, geleceği inşa etmek isteyen ler. Öte yanda, geçmişi unuttuğumuz takd irde, aynı sürecin yenilenmesinden ürkenler. Hangi yolu seçtiğinize bağ l ı olarak bambaşka b i r kentsel planlama hazı rlayabil irsiniz. Bir an evvel iç savaşı unutmaktan yana olan lar, Beyrut'u yeni den bir "Avrupa başkenti " yapmak yan lısı olan lard ı . Öldürülen devlet başkanı Hariri bu yaklaşımın temsilcisiydi bir anlamda. Bütün Beyrut şehirini modern bir unutuşun merkezi şeklinde yeniden inşa etme yolunu seçti. Bu uğurda yük sek meblağlar harcadı , tasarı m lar seçti , yurtdışına öğrenciler gönderd i . Bu yaklaşıma en sert eleştiri sanatçı lardan ve mi marlardan geldi. Bun lardan biri de Bernard Huri. Bernard Huri, Lübnanl ı bir mi mar. U nutuşu eleştirrnek için " i nadına hatırlatma" yolunu seçenlerden. Huri, Lübnan'da son yirmi senedi r devam eden yeniden yapılanma mimarisini "ya pay bir Levanten Disneyland"a benzeti yor. Sanki hiçbir şey olmamış, onca acı ve travma yaşanmam ı şçasına bir an ev vel unutup hayatı mıza bakal ım m imarisi buna tezat olarak kendisi nin bir " hafıza koleksiyoncusu" olduğunu düşünüyor. U n utulan, yolda bırakılan , istenmeyip çöpe atılan ne varsa kültürde ve tarihte, bun ları topluyor birer birer. Bu sebep ten ötürü H u ri ' n i n i nşa ettiği lokantalar, diskotekler ve kamu bi naları iç savaşı un utmaktan ya da un utturmaktan değ i l , tam tersine hatırlatmaktan yana. Bunların içinde en önemlilerinden bir tanesi 801 8 isimli devasa bir eğ lence mekan ı . Huri, bu tasarım için yer ararken, tarihsel açıdan son derece travmatik bir nokta seçmiş. 1 976'da Falanj mi lisieri n i n Filistiniiieri taşıyan bir
otobüsü tarayıp, hepsin i öldürdükleri yer. Bu katliam Lübnan iç Savaş ı ' n ı tetikleyen temel hadiselerden biriyd i . i şte H u ri eğlence mekanını tam da b u noktada inşa etti. Mekan ı n tüm ayrın tıları insanları geçm işin acılarıyla yüz leştirrnek amacıyla tasarlan d ı . Duvarlar basık ve dar, ince uzun bir koridordan geçerek giri l iyar içeri, konuklar kendile rini bir mülteci kampında h issetsinler ve böyle bir yerde bulunmanı n ne demek olduğunu hiç olmazsa birkaç saatliğine yaşasınlar d iye. içerisi kimi zaman bom balanmış bir sokağ ı , kimi noktalarda bir tabutu andı rıyor. Tüm ayrı ntılar buna uyg u n , gölgeler, duvarlardaki ren kler, ı ş ı klandırma . . . Gece bel l i bir saaten sonra binanın üst tarafı tamamen açı l ı yor ve konuklar, kendilerini yıldızların ve açı k havan ı n altı nda buluyorlar. . .
Libya Ü lkenin adı olan " Libya", eski M ısırlılar'ın N i l ' i n batısında yaşayan Serberiler için kullandıkları Lebu sözcüğünden gel iyor. Sözcük eski Yunanca'ya " Libya" olarak geçmiştir. Osmanlı i mparatorluğu'nun zayıflad ı ğ ı dönemde, 1 9 1 1 ' d e italyanlar bölgeyi işgal ettiler. Daha sonraki dönem lerde her türlü üstünlüğe sahip olan italya ülkenin tamam ı n ı kontrol etmeyi başardı . Birleşmiş M i lletler 1 949'da Libya'nın bağ ı msız bir ülke olması gerektiğ i kara rını ald ı . Libya'da 1 969 Devri mi' nden sonra, başkent Tripal i 'de dramatik değişikli kler yaşand ı . Kentte kolani etkisi ve Avrupa mirası artık arzu edilmedi. Sokakların isimleri ve bütün işaretler değişti, Şehir nüfusu birden artış gösterdi . Bu nüfusu yerleştirebiirnek için, acele ile yapılan şehi r planında, yeni banliyöler oluşturul d u . Bu durum diğer biyik kentlerde de
ll
(Bengazi gibi) görülen ulaşım sorununu yarattı . Geleneksel Libya m imarl ığı artık tari hi mimarl ı k diye anılıyor. Libya'da gele neksel mimari, islami kültürden, yaşam kültüründen, iklimden, çöl yaşam ı ndani Akdeniz'li ol maktan ve birçok etni k gru bun karışı klığı ndan i lham aldı ve gelişti. Eski Tripali şehri, de bu gelenekiere ve yaşam tarzına göre şekillendi. Dar, gölgeli sokaklar, camiler ve bunların et rafı nda gelişen meydanlar, kör avlular. . . Günümüzde b u eski kentteki evler, artık faki rler ve şehre yeni umutlarla gelen taşralı lar için sadece birer barı nak olarak kullanıl ıyor. Bazı bi naların çoğu yıkılma teh likesiyle karşı karşıya. Kentteki mi mari miras, daha iyi bir şe hir hayatı oluşturmak için kul lan ılmad ı . Sadece birkaç bina yenilendi ve restore edilerek farklı bir fonksiyon için kullanıl dı. i ngliz konsolosluğu ve Fransız Okulu gibi . . . Libya artı k , maceraperest turistlerin akın edeceği yeni bir hedef. . . Bu, he men gerçekleşebilecek bir proje değil ama, Trabl usgarp kıyılarında, hükümetin petrolden kazandığı mi lyonlarca dolarla giriştiği 5 yıldızlı otel inşaatlarından geçilmiyor. Libya, Yunan ve Roma uygarlı kları kalıntıları, tarih öncesinden kalma kaya sanatının görülebileceği açıkhava ören yerleri, ve kum sahil leri ile batı n ı n yeni çekim noktası . Durumun siyasi yönüne bakacak olursak, ül l ke yönetim indeki Kaddafi de bu dönüşümü destekle yenierin başında. Kaddaf i ' n i n " Yeni Libya' sı", kitle turizmi ile birlikte gelecek değişime hazırlan ıyor. Kaddafi , Avrupa Birliği ideallerini esas alarak, bir Afrika Birleşik Devletleri yaratma peşi nde. Avrupa Birliği ' n i idealize ederek ve her adımında AB 'den destek alarak, ülkenin
Aralık 2009
12
yarısından fazlasını yabancı yatırımcı ve insiyatifiere kazandırarak oluşacak bir Afrika Devlet i ' n i n peşinde . . . Libya son yıllarda, Birleşik Krallık için i nşaat sektörü açısından g itgide parlayan bir yıldız gibi . . . Önümüzdeki 10 yı ldaki i nşaat projeleri içi n , hükümet tarafı ndan yaklaşık 300 m ilyar Pound ayrıl d ı . Son birkaç yılda, Birleşik Krallık emlak danışmanları Libya ile yakın i lişkiler kurmaya çalışıyor ve büyük projeler için ödüllendiriliyor. Libya' n ı n tekliflerle dolu tapsisin i n içinde sadece WSP, Atkins, Scott Wilson gibi büyük oyu ncular yok. Ayrıca Libya' n ı n yerel insiyatifleri de, konut, eğitim ve sağlık sektörlerinde yatırım yapmaya başlad ı . Turizm, reklam alanlarında d a dolayısıy la bir gelişme yaşand ı . Libya, Dubai'de yapılan hatalardan yola çıkarak, şehir planlama, ü l ke
master planı ve mimari tasarıma önem vermeey başladı . Projelerini tamalaya bilmeleri içi n , yerel firmalara, büyük ve tan ı n m ı ş şirketlerden yardım geliyor. Libya, ingiltere ve ingiltere'de eğitim almış devlet yetkililerinden destak alma ya da devam ediyor. Başkent Tripel i 'deki U KTI ekibi n i n başında o l a n Gareth O ' Brien, " O rtada pek çok fı rsat var. Fakat, uzun süreli ilişkileri yürütebilmemiz için sabra i h tiyacımız var," diye ekliyor. Libya'daki ingiliz gruplar ve yetkiller, kentler için destek ve gerekli i lişkileri sağlamaktan kaçınmıyor. Mahallelerde, her biri 200 bin Dolar'dan satı lacak 25 bin yeni daire yapılıyor ve yapımına devam ediyor. Kısacası , Libya gelişiyor ve gelişme ye de devam edecek. Ü l kede bu açıdan pazarlama marketi çok önemli bir yer tutacak. Sömürge olmaktan çıkmış bu ülken i n , yine Avrupa sermayesi kullanarak, kendi için yarattığ ı hayalini ne kadar kaldırabilece ği de tartışılır. . .
'iii
Cl> "'
;o
.c
.!!!'
Suriye, tarih boyun ca pek çok uygarl ı k tarafı ndan isti la edildi. 1 920'den 1 946'ya kadar Fransa yöneti minde kald ı . 1 958'de, M ısır ile Birleşik Arap Cumhuriyeti ' n i kur d ular. Bu birliktelik, ancak 3 yıl sürd ü . israil 1 98 1 yılında Suriye'deki Golan Tepeleri ' n i , tek taraflı
olarak işgal etti. Bu işgal, bugün hala iki ü l ke arasında sorun u . Suriye'deki geleneksel mimari , hızla gelişen şehireilik hareketleri, planlama süreci, inşaat teknolojileri, mimarlı k eği timinin standartlaştırılması ve tamamen arabaya odaklanan " modern yaşam sti l i " yaratma kayg ı ları nedeniyle yok o l d u . Suriye'de mimarl ı k eğitimi, h e r zaman mühendislikle birlikte an ıldı. 1 946'da ü l ke Fransız mandasından çıktıktan sonra, şehirleri geliştirebilecek bir tane bile m imar yoktu. Sadece Avrupa kö kenli m ühendisler vard ı . S uriye, b u yüzyılda, birçok farklı mimari sti l ve akıma, yeni yaklaşımiara tan ı k oldu. M imarl ı k eğiti mi modernist ve geleneksel arasında gidip geldi. Ü l kedeki farklı m imarları n , farklı stil leri, farklı planlamalara sebep oldu. M i marlı kta yeni nesil , S uriye için alter natif vizyonlar geliştirme peşinde. Suriye'de şehr merkezleri dışında da modernizmin geliştiğini görebiliriz. Geleneksel m imari yok olmaya başlıyor ve yerini yeni sti ller almaya çalışıyor. M i maride yen i trendleri yeşil ve sürdürülebili r akımlarla devam ediyor. Binalarda enerji kullanımı ve daha çev reci binaların ve çevrelerin oluşturulma sına son yıllarda dikkat ediliyor.
Halep Suriye'de tari h i bölge koruması ve şehir yenileme kon ularında da çalışma lar yapılıyor. Su riye'n i n en eski şehirleri olan Şam ve Halep'in, 1 950' 1erde şe h i rcilik açısından yeniden değerlendiril mesi gerektiği düşünüldü. Bu eski şehir merkezleri, diğer bölgelerden , yüksek binalar ve geniş bulvarlarla ayrıldı.
13
Aralık 2009
radığı Moğol saldırılarından dolayı çoğu eserini kaybetmiştir. Osmanlı lar, şehri ele geçird i kten sonra buraya pek çok tarihi bina ka zandırmışlar ve şehrin en güzel yapıtla rından biri olan tren garı n ı Osmanlı lar yapmıştır. Modern Şam, 2000 ' 1 i yıllarda aşırı gelişme gösterdi. Şehi r, şu anda iki bölümden ol uşuyor: Yeni Şam ve Eski Şam. Eski Şam şehir merkezinde tarihi yapıların olduğu klasik kesimdir.
'iii
� 'g
(,)
co
'g "'
"'
::2 Ci c
� ;. "'
c.
.!!
"' :ı: "' 'C
:..
�
The Hebrew Universi ����������������������������� ----� ---��� o Jerusalem & The Jewish National & University Library
Şeh irlerde koruma ve nüfusu sabit tut ma adına planlama çal ışmaları yapıldı. Yapı lan bu çalışmalar, bina ölçeğinde kalarak, sadece binaların restore edile rek , içinde yaşayanların burada tutulma sını amaçlad ı .
Şam Suriye'nin en büyük şehri olup, aynı zamanda başkenti. Dünya tarihi boyun ca, hiç aralıksız en uzun süre kullanılan şehir olarak anıl ır. Merkez nüfusu yakla şık 4 milyon olup civar nüfus ile birlikte 6 , 5 milyona ulaşıyor. Emeviler, devrinde dünyanın kültür ve medeniyet merkezi olması sebebi ile mimari yapısı bir hayli gelişkindi. Kent m imarisinde Arap, Yunan ve Roma
etki leri görülüyord u . Dünyadaki i l k mo dern park örnekleri burada görülmüş tür ve buradan ispanya'ya ve oradan Avrupa'nın tamamına taş ı n d ı . Fakat uğ-
Yeni şam ise merkezin etrafını saran yer yer merkeze biraz uzak modern yapıda binalar ve şehir düzenlemesine sahip yerlerdir.
14
F o r e i g n Offic e A r c h i t" e c t" s ( FOA ) Ka p a n ı y o r Tarih : 1 0 Aralık DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
Meydan Alışveriş Merkezi ' n i tasarlayan Foreign Office Architects (FOA)'nın ortakları ofisi kapatma kararı aldı lar. Kapatma kararının ardında 1 O yıllık evliliklerini bitirmiş olmaları olduğu söy leniyor. 1 995 yılında Alejandro Zaera- Polo ve Farshid Moussavi tarafı ndan ku rulan ofis 14 yıl boyunca arasında R I BA ve Venedik Mimarlık Bienal i ' n i n olduğu p e k ç o k ödül kazanm ışlard ı . Yokohama'daki Uluslararası Liman Terminali projelerine 2004 yılında Enric M i ralles M i marl ık Ödülü verilmişti.
Tü r k iye ' n i n i l k Ç ime n t- o Me s l e k L i s e s i I s t- a n b u l ' d a Aç ı l d ı . . . .
Tarih: 1 4 Aralık YAZAN: SELiN BiÇER
Türk çimento sektöründe, gençlere yeni iş alanları yaratmaya ve sektörün en önemli gündem maddeleri arasında yer alan "yetkin insan kaynağı" ihtiyacını karşı lamaya yönelik bir girişim olan TÇM B Çi mento Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 'nin açılışı 1 2 Aralı k 2009
Aralık 2009 tarihinde yapı ldı. istanbul Valiliği tarafından Küçükbakkalköy'de tahsis edilen top lam 21 bin metrekare arsa üzerine inşa edilen okulun tasarımı TeCe M imarlık ve D B M i marlık'a ait. ismine ve işlevine yakışır şekilde hem cephede, hem de iç mekanlarda kullanılan brüt beton, uygulama sırasında ustaca kullan ılmış. Statik ekibin bunun gerçekleşmesinde katkısı ise yadı rganamaz. 1 5 .304 metrekare kapalı alana sahip ve yaklaşı k 20 m ilyon TL'Iik yatırımla kuru lan okulun öğrencileri, inşaat teknolojisi, tesisat teknolojisi ve iklim lendirme, elektrik-elektronik teknolojisi alanlarında eğitim alacak. 1 7 derslikte 51 O öğrenci kapasite sine sahip TÇ M B Çimento Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 'nde, Müzik ve Resim Sı nıfları ile Bilgisayar, Fizik, Kimya, Biyoloji ve Yabancı Dil Laboratuarları; Çimento, Beton, Kagir, Mekanik, Demir ve Ahşap Atölyeleri, 450 kişilik Konferans Salonu, Kapalı Spor Salonu, Kantin, Yemekhane, Kütüphane ve Lojmanlar yer alıyor. Çi mento sektörü adına bir i l k olma özelliği taşıyan okulun açı l ışında konuşma yapan Türkiye Ç imento Müstahsilleri Birliği (TÇ M B) Başkanı Adnan iğ nebekçili, Türkiye'de ve sek törde yaşanan nitelikli eleman sıkıntısı na çözüm bulmak için bu tarz girişimle rin büyük önem taşıdığını söyledi. Birlik ve üyelerinin im kanları çerçevesinde benzer projeleri , önümüzdeki yıllarda başka şehi rlerde de sürdürme arzusun da olduklarını beli rtti . Ataşeh ir'deki toplu konut çılgınlığı içinde adeta Metropolis'i andıran bir çevrede okul tüm modernliğiyle yere sağlam basıyor. M imarlı k eğitimi sı ra-
"Tl o
ô
ec<
�
� �
�
;;.
sında verilen projelerde l ise ya da dengi bir okul tasarianırken d ikkat edil mesi gereken her kural okulda iyi biçimde uygulanması hemen dikkat çekiyor. Kot farkları akılcı çözümleri beraberinde getiriyor. Çatı terasları ve avlular saye sinde koridorlar, derslik ve atölyeler ile yönetim odaları bol ışı kla besleniyor. Avluların peyzaj projesine uygun yapıl maması projeyle ilgili tek eksikliği göze batırıyor: Yeşil ! Aynı yöne dizilen derslikler ve atölye ler bahçe ve avlulara açılı rken yönetim mekanları bunlara dik konu mlan ıyor. Okulun tüm mekanlarında görsel iletişim ana karar olarak verilmiş gibi gözüküyor. Uygulama yürütücülüğü Tepe i nşaat tarafından yapılan projede kontrolörlük ne yazık ki m imari ekibe verilmemiş. M imari ekiple bu konuyu görüştüğümüz zaman, gönüllü olarak sıklıkla inşaatı kontrole gelip gittiklerini ve bazı zorluklarla karşiiaştığını belirttiler. Belki bu aksaklı ktan dolayı birkaç detay hemen d ikkat çekiyor. Örneğ i n , brüt beton duvarlara süpürgelik yapılması , doğ-
!c. � Ci .;..: �
>Ol
2
o u.
ramalarda malzeme olarak alümiyum düşünüldüğü halde PVC uygu lanması ve bu malzemenin iç ve dış mekanlarda farklı renkte olması, seçilen mobilyala rın mekaniara olan uyumsuzluğu gibi . . . .
I s t- a n b u l Re s me n 2 01. 0 Av r u p a K ü l t- ü r Ba ş k e n t- i Tarih: 1 5 Aralık, Milliyet
istanbul Büyükşehir Belediye M eclisi 1 . Başkan Vekili Ahmet Selamet, 2009 Avrupa Kültür Başkenti olan Litvanya'nın Vilnius kentinde, 201 O Avrupa Kültür Başkentliği unvanı n ı tes lim aldı .
Büyükşehir Belediyesi 'nin açıkla masında, Vilnius Resim Galerisi' ndeki törene, Selamet'in yanı sıra diğer 201 O Avrupa Kültür Başkentleri olan Macaristan' ı n Pecs Beled iye Başkanı Zsolt Pava ve Almanya' n ı n Essen Belediye Başkan Vekili Rudolf Jelinek ile 201 1 Avrupa Kültür Başkenti Taliinn Belediye Başkanı Edgar Savisaar ve 2014 Avrupa Kültür Başkenti Riga Belediyesi Meclis Başkanı Nils Usakovs katıldı. Ödülü alan Selamet, 201 O'da istanbul'u bir kongre merkezi, tarihi ve turistik merkez haline getirmeyi amaçladı klarını söyledi. Selamet ayrıca, 201 O Avrupa Kültür Başkentliği paye sini en iyi şekilde taşıyacakları nı ve de ğerlendireceklerini ifade etti. Törende, 201 O Avrupa Kültür Başkentleri istanbul, Pecs ve Essen'e ödülleri tak dim edildi.
Aralık 2009
15
S e y i r Te ra s l a r ı Bo ş a lt- ı l d ı
özelli kle kısa mesafelerde otomobile binmek yerine sağlıklı bir yaşam için istanbulluları pedal çevirmeye teşvik ediyor. i S PARK Genel M üdürü Kadir G urbetci " Sürdürülebilir sosyal soru m l u l u k çalışmaları yaparak daha yaşa n ılabilir bir kent için Bisiklet Parkları vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Hep birlikte gelecek nesillerin sağlıklı bir çevrede yaşamasına katkı sağlamak durumundayız," dedi. işte Bisiklet Parkları: Bostancı açı k , Kartal i DO, Kadıköy açık, Bostancı Günayd ı n , Üsküdar Katotoparkı , Üsküdar Tanzim , Kadıköy N i kah Dairesi, Kadıköy Yeni Salı Pazarı , Kartal Dragos i B B , Kalamı ş turing, Bostancı cep, Maltepe i DO , Merter,
Tarih: 1 6 Aralık, Yeni Asır YAZAN: ŞAFAK iNCE
izmir'en en gözde yerleri arasında yer alan 1 . Kordon'daki seyir teraslarındaki işletmelerin koyduğu masa ve sandal yeler, Büyükşehir Belediyesi Zabıta M üdürlüğü ekipleri tarafından kaldırıldı. Ayrıca, zemine " L" şeklinde krom levha lar çakılarak işyerlerinin işgaliye sınırları belirlendi. Birinci Kordon'da geçtiğimiz ay kaldırım işgali ve tente kontrolü ya pan zabıta ekipleriyle işletmeci ler ara sı nda çıkan kavganın ardı ndan zabıta ekipleri, Pasaport ile Gümrük arasında kaldırım sın ırların ı , yere çaktığı krom levhalarla bel i rledi . i şletme sahiplerine
" L" şeklindeki levhaları taşan masa ve sandelyelere el konulup ceza uygulana cağı bildirildi.
Pe d a l Çe v i rme y i Seve n le r . . .
Yenikapı i DO , Eminönü i DO, Beşiktaş iDO, Ortaköy iDO, Galatasaray Ü niversitesi önü, Kabataş i DO , Beşiktaş i n ö n ü Stadı önü, Karaköy iDO, incirli metrobüs, Florya, Güneşli, Bakırköy, Küçükçekmece belediye yan ı , Topkapı trafik eğitim park ı .
Tarih: 2 1 Aralık, NTVMSNBC
i stanbul'da bisi klet severlerin bisikletlerini güvenle park edebilecekleri parkların sayısı giderek artıyor. iSPAR K , tüm dünyada düzenlenen "Car Free Day Otomobilsiz Gün" etkinlikleri kapsamın da; çevre bilincini geliştirmek, kent içi ulaş ımda ekolojik, ekonomik, psikolojik ve doğal yaşama en uygun olan bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla 5 otoparkında bisiklet park alanları açt ı . Çalışmalarını devam ettiren i SPAR K , kent genelinde 2 1 bisiklet parkını da istanbullular'ın h izmetine sundu. Kentte halen 26 noktadaki 44 üni tede bisiklet parklar mevcut. i S PARK
Ge l e c e ğ i n Şe h i r l e r i n i n U t- o p y a s ı Ka r a n t- i n a Alt- ı n d a Tarih: 23 Aralık, io9.com YAZAN: GEOFF MANAUGH ÇEviREN: SELiN BiÇER
Geleceğin şehirleri hakkında konuşuldu ğunda sadece fütüristik m imariyi ya da henüz ortaya çıkmamış olan kentsel teknolojileri düşünmek işin kolay yol u oluyor.
Aralık 2009
16
Ama hiçbir zaman salgın hastalı kların ve virüs salgınlarının şehirleri şekillendi rebileceği düşünülmüyor. Geleceğin şehirleri epidemiyoloj i k (salgın hastalıklardan söz eden bilim) olarak ele alındığında, geleceğin kent sel yapıları onlara işlev kazandıracak olan yeni teknolojiler kadar hastalıklar tarafından da şekillendirilecek. Bu d u ru m sağ l ı k altyapısının bir sorunu olsa da, J oseph Bazalgette' in Londra Kanalizasyonları nı ya da kam u sağ l ı ğ ı , güvenliği ve aci l karantina için çok daha karmaşık bölgeleme konu sunu akla getiriyor, şehi r çoğunlukla bölgesel hastal ı k rezervuan tarafı ndan şekillendiriliyor. Günümüzden yüz yıl, hatta bin yıl sonra bu biyoloj i k tehditler şüphesiz insan topl u l u klarının mekansal organi zasyonunda r o l oynayacak. Ama hastal ı kların geleceğin şehirleri üzerindeki etkileri nasıl tahmin edi lecek? Bir tür tıbbi ütopya yolda mı ve bunu inşa edecek olan kim? Eğer şehrin inşas ından Hastalık Kontrol Merkezleri sorumlu olucaksa, örnek vermek gerekirse Rem Koolhaas ya da Dubai'yi tasarlayan Skidmore Owings & Merrili yerine bunu yapacak olan Dünya Sağ l ı k Örgütü olucaksa, tasa rımın neye benzeyeceğini hayal etmek ilginç görünüyor. Acaba böyle bir şehi r nasıl görünürdü? Ayrıca, H1 N 1 , kuş gribi, yeniden d irilen tüberküloz ve SARS gibi salgın hastal ı kların hüküm sürdüğü bir çağda gezegenin ekolojik paylarından ortaya ç ı kan ve henüz adı bile olmayan veya öngörülemeyen hastalıklardan bahset meye bile gerek duymaksızın zamanı mızın büyük epidemiyolojistleri mimari tasarımın en önemli seviyesi (sıfırdan bütün bir şehi r yaratmak, izolasyon şehirleri, karantina, biyoloj i k kontrol ve mekan olarak yok edilmiş bulaşıcı şehirler) üzerinde deney yapmaya baş lamadan önce ne kadar süre geçecek? iyi taranmış kanalların ve havadar ka musal alanların şehri Thomas More'u n Ütopya'sı g i b i , başka bir deyişle plan l ı , a m a sağ l ı klı b i r bölge hatırlamaya değer görülüyor. Hastalıksız bir şehrin inşası uygun tasarım araçlarını gerektiriyor. Örneği n , Wolfram Virüs Yayılımı
Kontrolü için Dinamik Ağ Tasarımı'nı geliştird i . Bu program "optimum kay nak tahsisi kullanıldığı zaman Hong Kong ' u n 18 ilçesinde SARS virüsünün yayılması nın dinamiklerini gösteriyor." Bu simülasyonda, yeşil renk hastalık bulaşmamış bir bölgeyi ifade ediyorken, bulaşan bölgeler için kırmızı ve kırmızı nın tonları enfeksiyon düzeyini belirtmek için kullanılıyor. Koyu kırmızı bölgede daha fazla hastalık bulaşmış insan bulunduğunu, açık kırmızı ise daha az kişiye bulaşmış olduğunu gösteriyor. izleyici virüsün optimum tasarım kullanı larak çok hızlı bir şekilde d urdurulduğu-
gösteriyor. Michael Winterbottom'un Code 46 filmi ise genetik eğilimler ve hatta kan grubu gibi şeylere göre kü resel seyahatin artarak düzenlenmesi fikrine dokunuyor, ama mi marları n ve kentsel planciların Geleceğin Metrosu vizyonları nın hatırlaması gereken bir şey var k i , o da vücudun biyolojik sa vu nmasızlıklarının ve çok daha büyük mekansal yansımaları nın her zaman olacağ ı . Belki de bunun b i r başka yolu da e n gelişmiş tıbbi atı l ı m iara rağmen yarı nın kentsel ütopyasının hala karantina ko ğ uşların ı içeriyor olması.
:ı '"' o
ü
� E
Q)
'N :O
... ..
c o
o
u.
n u görebiliyor, bu bölgelerde başlangıç koşullarını önemserneden h ızla yeşile dönüyor. Aslında her şey çok açı k : parametre leri değiştirip doğru kombinasyonu bu lana kadar insanları, binaları, d uvarları, hastane koğ uşlarını, kanalizasyonları, vb. taşıyınca şehrin tasarı m ı kendi ken dine hastalığı durdurmak için yardımcı olabilir. Bazı hava kilitleri, nefesli klerin filtrasyonu , gri ve siyah su arıtma tank ları, antivirüs kaplamalar, vb. ekleyip biraz daha iyi grafikler elde edince ve zevkinize göre aynı araçları uzay gemisi ütopyası veya bilim-kurgu şehri oluştur mak için kullanılabil i r. Gattaca g ibi filmler zaten geleceğin metropolünün iyileştirme vizyonu n u
Bo r u s a n ' d a n Komp l e B i r S a n at" E v i Tarih : 23 Aralık, Radikal
Borusan Holding'in baştan aşağı yen i le diği istiklal Caddesi üzerindeki tarihi bina, ocak ayından itibaren Borusan M üzik Evi olarak faaliyete geçiyor. 1 875 yılında Fransız bir m imar tarafı ndan inşa edilen altı katlı bina; konser ve prova salonlarının yanı sıra, seminer ve ufak çaplı dans performansları nın da gerçekleştirilebileceği kompozisyonuyla sanatseverlerin memnun edeceğe ben ziyor. Restorasyonunu Askon inşaat ve mimar Gökhan Avcıoğlu'nun üstlendiği mekanda haftanın üç günü klasik oda
17
Aralık 2009
müziğ i , caz, dünya müziği konserleriyle modern dans gösteri leri yer alacak. Sergi alanı olarak tasarlanan giriş katı, başka birçok etkinliğin de düzen lenmesi ne uyg u n , esnek bir yapıda ta sarland ı . i kinci ve üçüncü katta bulunan konser salonu , balkon dahil toplam 200 seyirci kapasiteli. Dördüncü katta altı ayrı prova salonu bulunuyor. Beşinci ve altıncı katlarda ise çok amaçlı etkinli kler gerçekleştirilebiliyor. Seyir terasıyla da misafirlerine detaylı bir istanbul manzarası sunan Borusan M üzik Evi , bünyesinde barındırdığı çağdaş sanat yapıtlarıyla da müzik ile görsel sanatlar arasında bir bağ kurma yı amaçlıyor. Düzenli konserlerin düzenleneceği, açı l ışı 8 Ocak' ta Mercan Dede konseriyle yapılacak mekanda B i FO klasik Kart sahipleri Borusan istanbul Filarmoni Orkestrası ' n ı n provalarını izle yebilme şansına sahip olacak.
. I s t- a n b u l ' u n Çe h r e s i Değ i ş e c e k, Em i n ö n ü S a h i l i F u t" b o l a Aç ı l a c a k
rülü kavşak yıkı lacak. Araçlar eskiden Tansaş'ın bulunduğu noktadan yeraltına alınacak, yaya üst geçidinin bulunduğu noktadan çıkış yapacak. Kabataş istika metinden gelen ve Barbaros Bulvan ' n ı kullanacak araçlar i l e Ortaköy istikame tine gidecek araçlar da yine bu nokta dan yeraltına girecek. Beşiktaş, 10 bin metrekarelik meydana kavuşacak.
Bet-o n Ye rine Kü lt- ü r Me rkez i Bayrampaşa kavşağı ç ıkışında i ston Beton Şantiyesi olarak kullanı lan 1 O bin metrekarelik alanda 268 araç kapasiteli otopark, 600 kişilik Kültür Merkezi pro jesi hazırlandı. Kültür merkezinde, tiyat ro salonu, stüdyolar, 4 adet çok amaçlı salon, 1 . 000 kişilik yemek salonu , kü tüphane ve lokanta bulunacak.
istan bul Büyükşehir Belediyesi , 201 02014 döneminde hayata geçireceği pro jelerle kentin çehresini önemli ölçüde değiştirecek. Bazı meydanlarda trafik yeraltına alı nacak. istanbul Büyükşehir Belediyesi ta rafından hazırlanan ve 201 0-20 1 4 dö nemi nde hayata geçi rilmesi planlanan projeler kentin çehresini değiştirecek. Beşiktaş ve Eminön ü ' nde trafik yeraltı na alınacak, Kabataş'a martı şeklinde iskele inşa edi lecek , Kadıköy'deki otobüs ve minibüs durakların ı n yeri değiştirilerek rıhtım düzenlenecek, Haliç' ten taranan çamurların biri ktirildi ği Alibeyköy Taş Ocakları park olacak.
Beşikt-aş Trafiği Ye ralt-ına Barbaros Bulvan' ndan akan araçları Ortaköy istikametine yönlendiren köp-
Kabataş iskele Binaları Fikir Projesi kapsam ı nda Üsküdar, Yalova-Adalar ve Kadı köy iskeleleri yeni lenecek. Yalova Adalar iskelesi ana konsepti ortaya ko yan istanbu l ' u ve Boğazı simgeleyecek bir heykel bina olarak tasarlandı. Stilize bir martı şeklinde önerilen bu binada 475 metrekarelik iki ayrı terminalden ve iki asma katta bulunan kafeterya ve idari bölümden oluşacak. Kullanım dışı saatlerde kültürel aktivitelere, sergi gibi faaliyetlere de olanak sağland ı .
Mü l k iyel i le r B i r l i ğ i ' n e .d e Anıla ra da Il k Ka zma V u r u l u y o r Ta rih: 28 Aralık, Radikal
Haliç ' i n Çam u r u n d a Çiçek Haliç ' i n dibinden taranan çam urların aktan ldığı 500 bin metrekarelik Alibeyköy Taş Ocakları, rekreasyon alanı olarak düzenlenecek. Dolgu ça m u r çökme işlemi tamamlanan alanda, çiçekler ve çeşitli bitkiler diki lecek, bi siklet ve koşu yolları, açı k spor alanları, sandal la gezi yapılabi lecek bir gölet, çocuk oyun alanları, restoran , kafeterya, seyir terasları oluşturu lacak.
Tarih: 24 Aralık, Hü rriyet YAZAN: ŞENOL COŞKUNER
Ka bat"a ş ' a Ma rt-ı İs kele
Eminö n ü ' n e Fut-bol Sa h a s ı Eminönü Sah i l i ' ne 1 2 b i n metre karelik açı k futbol sahası yapı lacak. Yen i Cami ile Sarayburnu arası ndaki trafik yeraltına alı narak Si rkeci sahi l i trafikten arındırılacak. Yeni Cam i ' ni n yan ı ndan yeraltına girecek araçlar Sarayburnu' nda sahi l yoluna ç ıkacak.
Ka dıköy ' de Du ra k Ye ri Değişece k Kad ıköy Vapur iskelesi-Et Balık Kurumu Arası Rehabil itasyon Projesi kapsam ı nda rıhtı mdaki minibüs durak ları Haydarpaşa Garı yan ındaki dolgu alan ına, otobüs durakları ise eski balı k satış birimlerinin olduğu alana alınacak. Boşalacak 61 bin metrekareli k rıhtım bölgesi gezinti ve dinlenme amaçlı dü zenlenecek.
Mül kiyeliler Birliği bi nası "yeniden yapı landı rma" gerekçesiyle b u g ü n yıkılacak. Kimi M ü lkiyeliler tepkili: "Ankara' nın devrimci tari h i yok edilecek." Yı llarca sadece Mül kiyeli lerin de ğil sanatçı , ayd ı n , akademisyen ve gazetecilerin masalarında memleket meseleleri ni konuştuğ u , anı ları nı pay laştığı Ankara' n ı n si mge yerleri nden Mül kiyeliler B irliği Vakfı ' n ı n hizmet ve sosyal tesis olarak kullanılan binasına bugün kazma vuruluyor. Bazı Mül kiyeli ler " Onca anımız, h i ka yemiz ve yaslandığımız koca bir tarih bir anda kaybolacak" diyerek yıkıma tepki gösterirken, dernek yönetimi ise binan ı n yeniden yapılandırılması projesinin 1 97 1 yılına ait olduğunu ancak 1 980 darbesi nedeniyle yaşama geçiri lemed iğini savundu. Mülkiyeliler B irliği Vakfı ' nca hizmet binası ve sosyal tesis olarak kulla n ılan Kızı lay'daki Mül kiyel i ler Birliği bi nasın ı n yıkımına bugün başlanıyor. Binan ı n Mül kiyeli ler Birliği Derneği ve Vakfı Yönetim Kurullarınca yenilenmek amacıyla yıkılmasına karar veril mişti. Ancak Ankaraldar bi naların 'iş merkezi yapılacağ ı ' n ı beli rterek du ruma tepki göstermişti. Mül kileyilerin bir kısmı yönetimin bi nanın yıkılıp yeniden inşa edilmesi işini "yap- işlet-devret" işlem iyle bir şirkete devretmesine tepki göstererek, binanın tadilattan geçirilerek uzun yıllar boyun-
18
�
A R K T E RA
W�ın: �t:Jd30
ca hizmet vermeye devam edebileceği uyarısında bulundu.
Anıla rımız Yo k Edilecek Anarşi Kollektifi adına yapı lan açı kla mada, " Yıl larla biriktirdiğimiz onca anı mız, h i kayemiz ve yaslandığımız koca bir tarih bir anda kaybolacak . Ankara' n ı n devrimci demokrat tarihi de bütün yaşananlada birlikte yok edile cek. Ve yerine kimse için hiç bir anlam ifade etmeyen beton, cam , demirden ibaret bir yapı gelecek. Bu bir zihniyete işaret ediyor, ne oliberal zamanın ruhu bu olsa gerek" denildi.
Darbe Olmasaydı . . Bu iddialara Birlik ve Vakıf Yönetim Kurulları ise şu yanıtı verd i : " M ülkiyeliler
Aralık 2009
Birliği Sosyal Tesislerinin yeniden ya pılandırılması bugün ortaya çıkan bir durum deği l . 1 97 2 'de Mül kiyeli ler Birliği Vakfı ' n ı n kuru lmasıyla başlayan v e s o n üç yıldır da yeniden canlandırılarak yürütülen bir süreçtir. Binaların yeniden yapıland ırıl masının iradesi 1 97 1 'de ortaya çıktı. B inaları satın alan ve M ü lkiye Topluluğunun kullanıma sunan Ayhan Açı kalın başkanlığındaki M ül kiyeliler Birliği Yönetimi yeniden yapılandırmayla ilgili, 1 978 yılında Vedat Dalokay ' a bir proje hazırlattı. Bu proje, bütün hazırlıkları tamam lanmış olmasına rağmen 1 2 Eyl ü l nede niyle hayata geçirilemed i . Yeniden yapı landırma sürecini tüm yetkili kurulların katılımı ve i radesiyle devam ettireceğini ifade eden mevcut Mülkiyeliler Birliği
Yönetim Kurul ları , Genel Kurul iradesiy le yeniden yetkilendirilmiştir. M ü lkiyeli ler Birliği yetkili tüm kurulları ile bu süreci devam etti rmiş ve belirli bir olgunluğa getirmiştir."
Değe ri Oranında Ar-ta c a k Vakfın verdiği bilgiye göre, binanın yen ilenmesiyle değeri de yüzde 60 ora nında artacak. i nşaat M ühendisleri Odası'ndan alı nan rapora göre, bugünkü değeri 8 milyon 380 bin TL olan binanın değeri 13 m ilyon 852 bin TL olacak. Yen ileme çal ışmalarıyla M ü lkiyeliler Birliği üyelerinin kullandığı mevcut kul lanımda yaklaşık 1 80 metrekare olan sosyal alanlar da 1 .080 metrekareye çıkarılacak. •
------
İsviç reli M ima r l a r ı n M i n a r e Ya n ı t- ı Tarih: 4 Ocak, Cumhu riyet YAZAN: OKTAY EKiNCi
isviçre'deki " minare referand u m u " için Avrupa M imarlar Konseyi (ACE) ile isviçre M imarlar Birl i ğ i ' ne (CSA) bi rer mektup göndererek " mesleki ve kültürel kaygıları"nı bildiren M imarlar Odası'na yanıt geldi. M imarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu 9 Aralı k 2009 tarihli mektubunda, dinsel bir mi mari simge için hal koylaması yapılması nın "tartışmalı" olduğunu vurgulayarak " Demokrasinin , düşünceyi ifade özgür lüğünün, bütün i nsanlığın ortak isteği olmasın ı dilediğimiz bir çağda, insan ın inanç simgeleri n i çoğunluk isteğiyle yasaklamak demokrasiyle nasıl bağda şabilir?" diye sormuş ve özetle şunları belirtmişti: " Çağlar boyu her türlü dinsel inanışı n yan yana var olabildiği bir ülkenin, Anadol u ' nun çocukları olarak, bu türlü bir yasaklamay ı , ayrımcılığı anlamad ı ğ ımızı d i l e getirmek zorundayız. M inare yasaklaması , çağdaş olması gereken bir ü l kede gerçekleştiğ inde, öteki ülkelere yandaş ya da karşıt örnek oluşturabilecek bir davranış olarak bizi endişelere düşürmektedir. Bu davran ı şı n örnek alındığı bir dünyayı düşünmek bile istemiyoruz . . . "
demokrasinin tüm özgürlü kleri içeren bir biçimde sürmesine inanan bir kültü re sahip olduğumuzun altını çizmek iste riz. Dinler ve etn i k gruplar hiçbir istisna olmaksızın isviçre'de on yıl lar boyunca birlikte uyum içinde yaşamaktadır. Bu tartışmada biz m imarları da ilgilendiren konu , dini veya etn ik herhangi bir ayrım cılığı hiçbir şeki lde kabul edemeyece ğimizdir. . . " Bazı politikacıların istekleri sonu cunda "çeşitli manipülasyonlar " ı n yapı labildiği belirtilen C S A yan ıtında, söz konusu referandumun "özgürlük,
eşitlik ve kardeşli k " kavramları üzerine kurulu 1 50 yıllık isviçre Anayasası ' n ı geçersiz kı lamayacağı vurgu lanarak şunlar anı msatılıyor: " i sviçre'deki en eski mi nare Neuchatel 'dedir ve restore edilerek tarihi anıt statüsüne alınmıştır. Le Corbusier' in 1 9 1 6-1 7'de tasarla dığı "Türk Villası" projesi de kesinlikle unutmadığımız bir örnektir ... " isviçreli mi marların bu yanıtlar ı , "siyasi " bir karar olduğu anlaşılan tartışmalı minare refe randumunun, ülkenin aydı n çevrelerince uygun karş ı lanmadığının da belgesi olarak yorum lan ıyor. . .
" E n d işele r i n i z i Paylaşıyo r u z " M imarlar Odası'nın b u serzenişi üzerine AB'nin mimarlık politikalarına da danışmanlık yapan AG E'nin Dönem Başkanı J u hani Katainen 1 1 Aral ık 2009 tarihinde verdiği yanıtta, " konuyu önemsedi klerini ve din özgürlüğünün yapılardaki ifadesi konusunu yeni dö nemde ele alacakları n ı , " beli rtti. CSA Başkanı Regina Gonthier ile isviçre M imarlar Konferansı Başkanı Pierre Henri Schmutz'un 23 Aral ı k 2009 ta rihini taşıyan ortak imzalı yanıtlarında ise " Din ve etnik köken gibi en temel konularda bile toplumun genelinde ve devletlerde görülmekte olan hoşgörü eksikliğine ilişkin aktarm ış olduğunuz endişelerinizi biz de paylaşıyoruz . . . " denilerek şunlar belirtiliyor: " i sviçre'de
zu m
M i n a r ett ve rbat
B u r ç H a l i fe ' y e Me r h a b a Dey i n! Tarih: 5 Ocak, BBC, Wall Street Journal DERLEYEN: SERZAN GÖK
Milli Hasılası ' n ı n yüzde 23 'ünü oluştu ruyor. Komşu emirlik Abu Dhabi'nin bu borcun 10 milyar Dolar'lık kısmını Aralı k 2009 tarihi nde karşılamasıyla kriz kıs men de olsa atlatıldı.
Dubai, komşusu Abu Dhabi 'den borç ala rak geçici olarak hallettiği kredi probleminden sonra, 4 Ocak 201 0 Pazartesi günü dünyanın en yüksek gökdeleni olan Burç Halife'yi görkemli bir tören ve havai fişek gösterileri ile nihayet kullanıma açtı. 2004 yıl ından beri inşaatı devam eden Burç Halife'nin açıl ışında Dubai 'nin yöneti cileri hazır bulundu lar. Uzun zamandı r Burç Dubai (ingilizcesi: Burj Du bai) ile adlandırılan bu yapının resmi isminin de Burç Halife (ingilizcesi: Burj Khalifa) olacağı açılış gününde bildirild i . Yükseliği de 828 metre olarak açık landı. Bugüne kadar dün yanın en yüksek gökdeleni olan ve Tavyan'da yer alan Tapei 1 0 1 gökdeleni 508 metre yüksekliğindeydi.
Dubai'de Ekonomik Kr-iz 2008 y ı l ı sonunda başla yan ve 2009 yılında kötüle şen emlak sektöründen en fazla etkilenen bölgelerin başında gelen Dubai 'nin, bu rekor yüksekliğindeki gökdeleninin açı lışı ile ya tırımcıların güvenini kazan masın ı n Dubai ' l i yöneticiler tarafından ümit edildiği belirtildi. Dubai'de kriz 27 Kasım 2009 tarihinde, Birleşik Arap Emirlikleri ' n i n bir par çası olan Dubai 'deki devlet tekellerinden ve ana yatırım şirketlerinden birisi olan Dubai World ve onun em lak bölümü olan Nakheel ' i n 60 milyar Dolar' l ı k borcuna altı ay er teleme talep etmesiyle başladı. Emlak ve inşaat sektörü Dubai 'nin Gayri Safi
Bu r-ç Halife ' n in Açılışı Son yıllarda Dubai etkileyici yapay ada projeleri, kendi ekseni etrafında
dönen yapılar ve yedi yıldızlı otelleri ile gündeme geliyord u . B u yapı lara şimdi dünyanın en yüksek gökdeleni olan Burç Halife eklendi. Empire States Bi nası ' n ı n yaklaşık i ki katı olan bu gökdelen 95 kilometre uzaktan bile gözlem lenebiliyor. 28.261 adet cam panel ile kap lanmış cephesi de çöl güneşi altında sürekli parıldıyor. Bu yapının tasarlanması ve inşaat ı , daha önceden hiç umul madık teknik ve lojistik problem leri ve özgün çözümleri de bera berinde getirdi. Yapının maruz kaldığı tek problem yüksekliği değildi. Dubai 'nin sürekli güçlü rüzgarlara maruz kalması ve dep remierin olduğu jeoloj i k bir hatta yer alması da inşaatı etkileyen önemli faktörler oldu . Burç Halife'nin inşaatının yatı rımcısı olan Emaar' ı n basın söz cüsü Ali Alabbar bu hususta şu yorumda bulundu: "Bu problem Ierin hepsine karşı çözüm öneri lerimiz vardı ama gerçekten işe yarayıp yaramayacağ ını biz de merak ettik. Binaya iki defa yıldı rım çarptı, geçen sene merkezi i ran'da olan bir depreme maruz kaldık. Ayrıca her dönemde fark lı yerlerden ve farklı kuvvetlerde esen rüzgarlara maruz kalıyoruz. Elde ettiğ imiz sonuçlar son dere ce ümit verici. Bu projenin inşası için emeği geçen tasarı mciları ve diğer katılımcıları buradan selamlamak istiyorum." Burç Halife'nin i nşaatında yer alan firmalardan birisi de Kanada kökenli ve rüzgar mühendisliği konusunda uzmanlaşmış RWDI firması idi. Normal alanda 50 kilometreye kadar ulaşan rüzga rın hızı, kulenin en yüksek nok tasından bunun üç katına kadar ulaşabiliyor. RWD I ' nin rüzgar m ühendisliği takımının O rtadoğu müdürü Wayne Boulton rüzga ra dayanıklılık için nasıl testler gerçekleştirdiklerini şu şekilde açıklad ı : " i l k aşamada yapının ölçekli bir mode lini rüzgar tüneline koydu k ve onu test ettik. Rüzgar tünelinde farkl ı kuvvette
ve yönde rüzgarları test etme şansı mız var. Normal ve olağanüstü şartlarda binanın yüzeyinin ne tür baskılara maruz kalacağını da denedik." 828 metreye yükselen Burç Halife, o güne kadar dünyanı n en yüksek gökde leni olan Tayvan 'daki Taipei 1 0 1 ' i n 508 metrelik rekorunu rahatl ıkla geçti. Son on yılda dünyadaki gökdelen i nşaatları nın çoğunluğu Doğ u 'da gerçekleşiyor. Dünyan ı n en yüksek beş gökdeleni n d e n dördü Asya'da v e Ortadoğu'da yer alıyor. Dünyanın önden gelen g lobal emlak şirketlerinden olan Jones Lang LaSalle'nin danışmanlarından Andrew Charlesworth bu duruma şu yorumu getird i: "Bu i nşaatların temelinde ken d i n e güven yatıyor. Gelişmekte olan ekenomilerin çoğunluğu kendilerini dün yada önemli figü rler olarak görüyorlar ve de bu tür projeleri gerçekleştiriyor lar. Dünyan ı n refah ı Batı'dan Doğ u ' ya geçmeye başladı bile. Gelişmekte olan ekonomiler, gelecekten beklentilerini de göz önü nde tutarak, g lobal dünyada yer almak istiyorlar." Dubai her şeyin en fazlasının ger çekleştiği bir yer. Her yapılan en büyük ve en etkileyici olmak zorunda. Ama dünyada daha önceden inşa edilmiş d iğer en yüksek binalar gibi Burç Halife de ekonom i n i n son derece iyi olduğu şartlarda başlandı ve emlak sektörünün dibe vurduğu zamanda tamamlan d ı . Empire States 1 930'1u yıllardaki Büyük Bu hran'da, Petronas Kuleleri ise 1 990'1ı yıllardaki Asya finansal krizi sıra sında tamamlanmıştı. Ancak Emaar'ın basın sözcüsü Ali Alabbar bu konuda aynı fikirde değil: " Bugün itibariyle binadaki mekanların yüzde 90'ı satılmış durumda ve de bu yüzde doksanın binaya yerleşeceğine inan ıyoruz. Ayrıca satışlar ile yüzde 10 kar etmemiz dolayısıyla şanslıyız. O rjinal hedefimiz inşaat masrafları n ı n satış geli rleriyle ayn ı ol masıyd ı. 200 hektarlık bir alana yayılmış bir gökde lenden ancak bu kadar kar getirmesini beklemiştik . " Yatırımcı n ı n kar etmiş olmasının e n önemli sebeplerinden birisi arazinin nakit yerine ipotek yolu ile satın alı n mış olunmasıydı . Diğer önemli faktör ise apartman dairelerinin birçoğunun
emlak krizinden önce satılmış olması. Binadaki ofis ve daire sahipleri ödeme lerin i n yüzde 80'inin çoktan gerçekleş tirdi kleri için kalan yüzde 20 ödemeyi de taşındıktan sonra gerçekleştirecek ler. Dubai'deki birçok tamamlanmayan yatırımın aksine buradaki yatırımcılar dan geri çekilen çok az oldu. Dubai son yirmi yıldır inanılmaz gelişme gösterd i . Birleşik Arap Emirlikleri'nin kurucusuna adanmış 1 2 şeritli Şeyh Zayed Yolu şehirin tam or tası ndan geçiyor. Yirmi yıl önce birkaç yüksek yapının yer aldığı bu bölgede şimdi yüzlerce yapı birbirine bitişik bir şekilde yer alıyorlar. Ama son üç yıldı r, çılgınca devam eden i nşaat yarışı adeta durdu. Birçok bölgede şimdilik sessizlik hakim. Yatırımcılar şimdilik mevcut projelerin bir an önce tamamlanmasını hedef l iyorlar ve yeni projeleri askıya almış d u ru mdalar. Middle East Economic Digest dergisin i n bildird iğine göre yak laşık 1 9 0 m ilyar Dolar' l ı k emlak yatırımı şimdilik beklerneye alı n d ı . Dünyan ı n geri kalan ında da o l d u ğ u g i b i bankalar kredi vermeye, yatırımcı lar da mevcut paralarını harcamak konusunda çekim serler. Burç Halife, Körfez bölgesinde bir süreliğine en son tamamlanmış gök delen i nşaatı olacak - en azından kısa dönemde . . .
• •
•
•
• •
•
Sayılarıo Bu rç Halife 95 kilometre uzaklıktan bile görü ne biliyor 504 metreye kadar çıkan ana asansör mevcut 57 adet asansör mevcut 49 kat ofisler ayrıldı 1 .044 adet apartman dairesi yer alıyor 275 metreye kadar kadar yükselen su hareketleri yapan bir çeşme kule nin temelinde yer alıyor. Bu çeşme dünyan ı n en yüksek perfomans gös teren çeşmesi olacak. 28.261 adet cam panel kulenin cep hesinde yer alıyor
H e r Be l e d i y e Ba ş k a n ı B i r Ta n e Z a h o H a d i d B i n a s ı Gö rme k I s t" e r! Tarih: 6 Ocak, Sabah YAZAN: ŞELALE KADAK
Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi ve en müte vazı mimarlardan biriyle kon uşmuştum geçtiğimiz hafta son u . Ağa Han Ödüllü m imar Han Tümertekin, şu sıralar şeh rin e n büyük kültür merkezi projesini hayata geçirmekle meşgul. Garanti Bankas ı ' n ı n kültür merkezi olarak kullanacağı Bankalar Caddesi'ndeki "ağırbaşlı banka bi nası" cıvıl cıvıl, i nsanların g i rip çıktığı bir kül tür merkezine dönüştürmek için çalışan Han Tümertekin'den, m imarların ego suna dair bir yerlere not düşülmesi ge reken ilginç cümleler d uydum ve altı n ı n çizilmesi gerektiğini d üşünerek bugün köşeye aldım. Dünyada m imariye gerçekten büyük önem veren şehirler var. Türkiye'de ne yazık ki binaların yüzde 90'ı yapsatçı müteahhitlerin elinden çıkmadır, derme çatmadır ve çirkin m i çirkindir. Neyse ki son yıllarda güzel bir projesi olan hangi işadamıyla konuşsam, bir de iyi bir mimar arayışında olduğunu görürür sevinirim. Bilirim ki iş dünyası m imariye önem vermeye başlarsa, bu dalga dal ga topluma da yapılacak. Peki ama ya mimarın egosu nasıl denetlenecek? Bu kez de m imarın esiri olmak gibi bir sıkıntı da ortaya çıkmaya cak mı? işte bu soruları hakikaten de mü tevazılığının altını çizdiğim mimar Tümertekin'e sord u m , o da en samimi haliyle anlattı.
Bu dold u r u şla z o r olabili r ! Harvard'da iki dönem ders veren, 2009'da yine Harvard lı öğrencilerin yaptığı Yenikapı Projes i ' n i n jü risinde yer alan , Lozan Politekni k Ü niversitesi'de 15 m imarl ı k öğrencisine Galata ve Perşembe Pazarı için projler yaptıran Han Tümertekin kendisi dahil Türk m i marların dikkatli davranmazsa hata yapabi leceği n i söylüyor ve "Türkiye'de
üzerine ilgi çevrilmiş m imarlar olan biz ler bu dolduruşla egomuzu denetleye meyebiliriz" diyor. Tümerteki n ' i n çarpıcı fikirleri şöyle:
Tadını kaçırma ris k i ! Tadı n ı kaçırma riski ! Dünya bunu ciddi olarak tartışıyor. M i marın egosu denetlenmesi çok zor bir olgudur. Bu denetlerneyi yapabilirse en iyi mimar yapabilir, kaynağında bitirebilir. Ama ne yazık ki mimar çevresiyle, eğitimiyle bu nun üstesinden gelemez! Yani egonuzu tasarımın önemli bir dinamiği olarak kul lanabilirsiniz. Ama tutabilmeniz de lazım. N itekim bunun dozunu kaçıran m imarlar var ama dünya da onları istiyor. Her şehrin belediye başkanı şehirlerin de bir tane Zaha Hadid binası görmek istiyor mesela. Bilbao gibi sadece demir sanayinin yaşattığı tatsız tuzsuz bir şehre, Frank Gehry'nin yaptığı ilginç müze biçimi (bina değil) birden o şehre turist akını sağlayabilir. Ama istanbul
gibi üzerinde hiçbir şey yer almasa dahi son derece kişilikli olan bir şehre böyle bir yapının, bu tür insanların ne kataca ğı tartışmalıdır. Yapmamalı lar demiyo rum ama di kkat edilmeli diyorum . " Han Tümertekin'i dinleyince düşünmeden edemiyorum . Ünlü mimar Zaha Hahid'in yol u son birkaç yıldır hiç olmadığı ka dar çok Türkiye'ye düşmeye başlad ı . Kartal 'da etkileyici bir projeyi belediye nin isteğiyle yapalı çok oldu. Gehry'nin çarpıcı kültür merkezi projesi ise proje nin sahibi i nan Kıraç ile TRT ve Büyük Şehi r Belediye Başkanı Kadi r Topbaş arasındaki sorunlard ın çözümünü bek l iyor. Yani bizim belediye başkanlarımız da Hadidler, Gehryler olsun istiyor mutlaka ama projelerin sonu bir türlü gelem iyor, orası ayrı. Tabii söz konusu olan istanbul ise çok dikkatli olu nması gerektiğ i de ortada. Şu sıralar bir de herkes çevreci bina lardan söz ediyor. Öyle ya, 2 0 1 0 yılında her şey gibi binalar da yeşil olmalı!
Tümertekin, buna da karşı çı kıyor. " Ben önüne gelen binanın çevreci ve yeşil olduğu için o kavramiara karşı tedbirli yaklaşıyorum" diyor. Tümertekin'e göre iyi bir tasarım zaten çevrecidir de, yeşildir de mordur da turuncudur da. Mesele iyi tasarım yapmak. "Az enerji harcamalı, kötü eskimemelidir. Eskimesi bir lezzete dönüşmelidir" di yor.
K u z e y De n i z i ' n e Ye n i R ü z g a r Tü r b i n le ri Ku r u la c a k Tarih: 7 Ocak, CNN Türk
Avrupa'daki 9 ü l ke Kuzey Denizi açı klarına kurulacak dev rüzgar türbinlerinden elektrik üretecek. Elektrik binlerce kilo metrelik kablolarla kıta genelinde dağ ı tılacak. Proje 1 0 yılda tamam lanacak ve en az 30 m ilyar Euro'ya mal olacak.
Almanya' n ı n yanı sıra ingi ltere, Fransa, Belçika, Dan imarka, Hollanda, i rlanda, Lüksemburg ve Norveç'in de ortak olacağı proje ile ilgili ilk toplantı 9 Şubat ' ta yapılacak. Almanya Ekonomi Bakan l ı ğ ı ' n ı n koor di natörlüğünde yürütülen proje hazırlık larının somutlaştırmak amacıyla bu ay içinde bir toplantı yapılacak. En geç mart ayında düzenlen mesi planlanan yüksek düzeyli buluşman ı n ard ından sonbaharda d a projeye katılan hü kümetlerin imzası bekleniyor. Çevre dostu enerj iden elde edilen elektriğin aynı zamanda Norveç' i n hid roelektrik ve Kuzey Den izi 'nin dibindeki gelgit santraliarına bağlanacağı açık land ı . Şu anda Kuzey Denizi ' ndeki rüzgar türbin lerinden elde edilen elektrikten 50 bin evin enerji ihtiyacı karşılanıyor. Avrupa Birliği 2020 yılına kadar elekt rik enerjisinin yüzde 20'sini yenilenebilir kaynaklardan karşılamaya kararlaştır m ıştı.
Beyoğ l u ' n u n Ye n i Y ı l d ı z ı Şiş hane Ta rih: 1 1 Ocak, Yeni Şafak YAZAN: ERTAN ALTAN
Galata Kulesi çevresinde, tarihi Beyoğlu Belediye bi nasıyla aynı meyda na bakan ve çevresi çok sayıda tescilli yapıyla kuşatılmış, özellikle Haliç'ten bakıldığında Pera-Galata'ya ait özgü n peyzajda yer alan Şişhane bölgesi bugünlerde hareketli günler yaşıyor. istanbul'un kültür-sanat hayatına yaptığı katkılarla şehir hayatının vazgeçil mez kurumlarından biri olan istanbul Kültür Sanat Vakf ı ' n ı n Şişhane'deki yeni bi nası Deniz Palas, Beyoğ l u ' n u n bugün kıyısında kalmış en eski semtlerinden biri olan Şişhane'ye yeniden hayat verd i . Taksim- Maslak metro hattının Şişhane'ye bağlanması, yeni açı lan mekanlar ve ufukta görülen projelerle Şişhane istanb u l ' u n iddialı merkezleri n den biri ol maya hazırlanıyor. Yirminci yüzyılın başlarında mimar Georges Coulouthros (Yorgo Kulutros) tarafı ndan, Art N ouveau stilinde inşa edilen Deniz Palas i KSV ' n i n ev sah ipli ğinde Şişhane'yi sanatseverlerin uğrak bir bölgesi hal ine getird i . Binanın giriş katında, tasarım ve sanat tutku nlarının çok özel armağan alternatifleri bulabi Ieceğ i yepyeni bir adres, i KSV tasarım dü kkanı yer alıyor. Borsa yöneti minde h izmet verecek olan " Peral ı " adl ı kafe de binanın giriş katında. Deniz Palas' ı n giriş v e birinci katında yer alacak per formans merkezi " Salon", oturmal ı 250, ayakta 600 kişi l i k kapasitesiyle klasik, caz, rock, alternatif ve dünya müziği konserlerinin yanı sıra tiyatro gösterileri, çocu k etkinlikleri, panel ve konferansla ra da ev sahipliği yapıyor. Yeni yılla birli kte Deniz Palas i stanbu l ' u n en renkli etkinliklerinin mer kezi olacak.
Gö r ü n ü rl ü k Proj e s i Aydınlat-manın Merkezin deydi
Tepebaşı ve Galata'nın yan ı başı nda tari hi bi nalarla çevrelenmiş Şişhane Yokuşu, yeni açılan eğlence mekan lar ı , galeri leri, i KSV 'nin yeni bi nası olarak düzenlenen Deniz Palası ve Haliç ' i gören eşsiz manzarasıyla Beyoğ l u ' n u n önemli merkezlerinden biri olmaya aday. istan b u l ' u n en eski tarihsel merkezle rinden olan Beyoğl u - Pera Bölgesi nde,
Uzun zamand ı r istanbul 'daki ayd ın latma ve avize esnafının merkezi olan Şişhane, Tünel ve Galata meydanları nın kültü r-sanat-eğlence faaliyetlerine açı lmasından sonra geçiş ve durak lama noktası ol maktan vakit geçirilen bir merkez olmaya terfi etti. Fason ve kopya üretimle ünlenmiş bir yer olarak tasarı met iarın ve tasarım markaları nın uzak durduğu, ya da bu bölgeyle iliş kilerini g izlediği bir yer olan Şişhane
komşusu Galata Meydan ı ' nda alternatif kültü r-sanat çalı şmaları yapan Galata Perform'un etkinlikleriyle ilgi görüyor. Her yıl Galata ve çevresinde etkinlik ler düzenleyen Galata Perform, Made in Şişhane adl ı projeyle tasarım meraklı la rını bu bölgeye çekiyor. Türkiye'nin 1 00 y ı l l ı k aydınlatma merkezi olan Şişhane, birçok il işkiyi ve güçlü üretim ağ ı n ı içinde barı ndı rıyor. Bölgedeki ü retim büyük fabrikalardan farklı olarak tek bir atölyede değil, bölgeye yayılmış bir ağ üzerinden yapıl ıyor. Kentteki birçok noktaya uğrayarak şekillenen ürünler bölgedeki ustalarla etkileşimli bir şeki l de i mal ediliyor.
Emla k Fiyat-la rı Art-ıyor Kısa bir süre öncesi ne kadar üzerine para verilse kimsenin oturmak isteme yeceği Galata'da emlak fiyatları artık 60-1 00 bin TL civarı ndaydı. Bugün ise, bu semtte ev sahibi olmak için milyon dolarları gözden çıkarmak gerekiyor. Galata bölgesindeki bu artış tari hi bina larla bezeli Şişhane'de de emlak fiyatla rını artıyor. Masiak-Taksim metrosunun Şişhane durağ ı n ı n açı l ması, U n kapan ı köprüsünün yanı nda inşaatı başlayan Haliç metro geçişi inşaatı da Şişhane bölgesi ndeki emlak fiyatlarının artması nın diğer bir neden i .
Leve nt-e nle r ' in Pet-it-s Champs d e s Mort" ' u ydu Tepebaşı çevresi 1 9 . yy' ı n s o n çey reğine kadar M üslüman mezarl ı klarıyla kaplıyd ı . Pera'ya yerleşmiş olan yaban cılar ve Levantenler önce bir gezinti yeri, daha sonra da yerleşim bölgesi olarak, 1 9 . yy' ı n sonlarında buralarda yoğunlaş maya başladılar. Tepebaşı ' ndan aşağ ı, yamaç boyunca, Peralı yabancıların ve Levantenlerin Petits Champs des Mort (Küçük Mezarlık) ded ikleri; oldukça bakımsız, mezarlıktan çok, servil i , ağaç l ı k bir kırlık alanı and ıran M üsl üman mezarl ığı uzanırd ı . Mezarlı klar 1 870' 1er den itibaren yavaş yavaş kalkarken, Altıncı Daire-i Belediye'nin i l k başkanı Blacque Bey döneminde Tepebaş ı ' n ın imarı başladı . Tepebaşı Bahçesi de bu dönemde tanzim edildi. Semtin bazıları bugüne kadar gelebilmiş binaları nın bir bölümü de yine 1 9. yy' ı n son yıl larıyla 20. yy'ın hemen başında inşa edildi.
Bunlar o dönemde Avrupa kentlerinde de benzerleri görülen mimari özelli klere sahip, çok katlı, görkemli, cepheleri süslemeli güzel binalardı . Tepebaşı semtinin güney sınırı sayılabilecek Şişhane Meydan ı ' ndaki Altıncı Daire-i Belediye binası, Corpi Sarayı olarak bilinen 1 880' 1erin ilk yı llarında yapılmış Amerika Birleşik Devletleri Elçiliği eski binası , 1 890' 1arın aratalarında açı lan ve semte önemli bir renk kazandıran Pera Palas, Londra Oteli, Bristol Oteli, italya Evi , Societa Operaia binası, ABD Elçiliği'nin karşısındaki Union Française binası bunların başlıcaları. .
ARK IV B u l u şma l a r ı - 1. : Te p e Na r e i "ty Ko n u t" Ye r l e ş k e s i Tarih: 1 2 Ocak YAZAN: SELiN BiÇER
Çanakkale Serami k & Kalebodur spon sorluğunda 1 1 Ocak 2 0 1 0 tarihinde yapı lan ARKIV Buluşmaları 'nın ilk d u rağı Tepe Narcity Konut Yerleşkesi
old u . Projeni n m imarı Nevzat Sayı n'ın önderliğinde i hsan Bilgin, Mehmet Kütükçüoğ l u , Can Çinici, Al işan Çırakoğ lu, Doğu Kaptan, Hakan Demirel, Pel i n Özgen ve Arkitera M imarl ı k Merkezi' nden Ömer Kan ıpak ve Emine Merdim Yı lmaz ' ı n katılımıyla gerçekleşen toplantıda önce Maltepe Başı büyük bölgesi gezildi. Gezi sırasında Başıbüyük Belediyesi Meclis Üyesi Adem Kaya'dan Başıbüyük'ün tari h i dinlendi. Bölgenin neden ve nasıl gelişamediği tartışıldı. Daha sonra proje, m i marın ı n ağzından dinlendi. Genel olarak vaziyet planı, rant kaygıları , planlama hataları, bölge ve bölgenin gelişiminde toplu konut çılgınlığı konusunun etkileri tartışıldı. Ve sonrasında da bloklar gezildi.
O E s k i Hal i n d e n Eser Yo k Şimd i Davetli bir m imari proje yarışması sonucunda oluşturulan Tepe Narcity Konut Yerleşkesi, Maltepe Başıbüyü k'te, Maltepe Üniversitesi ve Askeriye'yle komşu yaklaşı k 1 45 .000 m2' l i k kalp şeklinde bir vadiye kurulmuş olan bir yaşam alan ı . 4 ve 9 kat arasın-
da değişen "sırablok" ların yanı sıra 1 5 ve 30 katlı iki kuleden oluşan, toplam inşaat alanı 220.000 m2 olan, 75 ve 300 m2 arasında büyüklüğe sahip sayı ları 1 . 300'ü aşan birimden oluşuyor. Yerleşke kurulmadan önce vadide bul unan eski dere yatağı kullanılarak künklerle toplanan sular arazinin aşağı kısmı nda bulunan su havzalarına indi rilmiş. Arazinin belediyen in 20. yüzyıl ortalarında beli rlediği yollarla bölünmüş olması yerleşimi zorlarken yönelimi azaltmış. Çevresine müdahalenin de yasak olması tasarımı kısıtlam ış. Bu mevcut araç yolların ı n tasarlanan yaya yollarıyla kesilmesine de izin verilmemiş.Narcity tekrar eden biri mlerin ölçek doğrultu sunda farklı şekilde tasarianması nın iyi bir örneği. Daha önceleri az sayıda ko nut tasarlamış olan büro bu sayıda bir toplu yaşamı tasarlamak için adeta can atmış. Denize hakim bir vadide konum lanan arazide bulunan, belki de yeşil olarak kalması gereken yerleşke 8x20 metrelik modüllerin farklı kombinasyon larının biraraya gelmesinden oluşuyor. 8 metrelik eni olan birimler çok eğimli bir arazide az hafriyat yapılmasınma i m kan
vermiş. Arazinin düz olan bölümündeki bloklar den ize dik ve çift yönlü, arazinin eğik olan bölümündeki bloklar ise deni ze paralel olarak tek yönlü yerleştirilmiş. Renkli cepheleriyle uzaktan ve birarada görüldüklerinde kaleydoskop etkisi ya pan binalar gereksiz fazlalı klardan uzak, yal ı n , modern dünyan ı n gerektirdiği gibi tasarlan mış, peyzaj la iç içe geçmiş duru mda. Arazide taban alanı kullanı mının %25'1e sınıriandıniması insani bir ölçekte yapılaşmayı beraberinde getirmiş. Toplam 23 bloktan oluşan yer leşkede bulunan 1 358 birimin %25'ini 1 +1 , %26'sını 2+1 , %25'ini 3+1 ve kalan %24'ünü 4+1 ve dubleks birimler oluşturuyor. Bu da her isteğe eşit yanıt verebilen bir sistem gelişti riidiğini gös teriyor. Bunun temelinde yarışma esna sında Tepe'den gelen "alt gelir grubu" için konut tasariama fikri yatıyor. Her ne kadar bu amaçla tasarlanm ı ş olsa da yerleşkede konut fiyatları diğer toplu konut hücreleriyle hemen hemen ayn ı . . . Klasik TOK i konutlarına aşina ol duğum uz bu zamanlarda, çoğunluğu yatay ve uzun olan konut blokları nın inşaat maliyeti iyi bir şantiye yönetimi
sayesinde kule blokların kiyle hemen hemen aynı olmuş. Ancak blok cep helerinin uzun olması manzarayı kimi zaman kestiği için eleştirilmiş. Projenin i l k önerilerinde her bloğun zemin ve çatı katları sosyal merkez olarak düzenlendi ği halde bu gerçekleşememiş. Tasarım aşamasında düşünülen daha sonra uy gulanamayan, tek şey bu değ i l . Pek çok düşünce eskizden öteye gidememiş. M i marın sunumuyla pararlel gerçekle şen tartışmanın bel kemiği mimarlıktan çok yerleşkenin çevresiyle olan i lişkisi, bölgede yarattığı toplu konut furyası oldu. Bölge sık sık Çekmeköy, Narcity ise yine aynı mimarın eli nden çı kan Evidea ile karşılaştırıldı.
Mima rlık öld i mi? Issız acun kaldı mi? ARKIV B uluşmaları 'nın ilk ayağında sık sık tartışı lan konulardan biri de bir mimarın tek başına tüm bu rant kaygısı, planlama yaniışiarına karşı nasıl bir mücadele vereceği ya da müdahele edeceği oldu. Şehrin merkezinde mevcut dokuya
ayak uydurmak m ı daha zor? Yoksa hiçliğin ortasında yoktan var etmek mi?
E v i H e r Zama n S ı rt- ı n d a Tarih: 1 2 Ocak, Birgün
Şehir hayatının günlük koşuşturmasından kaçıp kurtulmak isteği duyduğunu be lirten Kevin Cyr tarafından tasarlanan "Camper Bike" adındaki bu ilginç araç istenilen kaçış noktalarına götürmekle kalmıyor ayrıca evinizin de gelmesini sağlıyor. Karavanı bisi kletle uyariayan Kevin Cyr, 2008 yılından beri tasarımla rını hayata geçirdiğini belirtiyor.
Ş a ş ı rt- ı c ı Ama H a l e n L o s Ve g a s ' "t a n Al a b i l e c e ğ im i z De r s l e r Va r Tarih: 1 8 Ocak, New York Times YAZAN: NICOLAI OUROUSSOFF ÇEviREN: SERZAN GÖK
1 968 yılında A B D ' l i ünlü mimar ve mi marlı k teorisyenleri Robert Venturi ve Denise Scott Brown, yanlarına Yale Ü niversitesi' nden bir düzine m i marlık öğrencisini de alarak, Las Vegas'a git tiğinde onları m ilyon dolarlı k su gösteri leri veya korsan gemileri beklem iyord u . Van Gogh ' u n resimlerinin sergilendiği hotel galerileri de yoktu henüz. Helmut Jahn tarafından tasarlanm ı ş l ü ks apart rnan kuleleri veya Daniel Libeskind tara fından tasarlanmış alışveriş merkezleri de i nşa edilmemişti .
O sene Robert Venturi ile Denise Scott Brown daha yen i evlenmiş ve de ortak iş açmayı planlıyorlard ı . Çiftin amaçlarından birisi i ki nci Dünya Savaşı sonrası son derece sıkıcı fonksiyone lizme dönüşmüş Modernizm'den kurtul mak idi. Robert Venturi ve Scott Brown çiftinin 1 972 yılı nda yayınladıkları kitap olan " Las Vegas'tan Öğrenmek" mi-
marlık tarihinde yayınlanmış en önemli manifestolardan birisi oldu . B ugün olması mümkün gözükmese de, kitap yayınlandığı zaman popüler Amerikan kültürünü tarafından çabucak ve sami mi bir şekilde benimsenmişti. Yale M imarl ı k Fakültesi Galeris i ' nde 5 Şubat 201 O tarihine kadar sergilene cek " Neler Öğrendik: Yale Las Vegas Stüdyosu ile Venturi, Scott Brown & Ortakları" sunumu mimarlığın kısırdön güden çıkış yolları aradığı o dönemde m imarların Las Vegas'ta yaptıkları çal ışmaları incelese de, bu projelerin ne kadar etkili olduklarını öğrenmeniz pek mümkün olmuyor. Ayrıca gazeteci Tom Wolfe'nin 1 964 yılında yayılanan Esquire dergisinde belirttiği " ihtişamlı ve parlak ışıkların olduğu bugünkü po püler Las Vegas'ı öngörmek bu çalışma ile pek mümkün olamazd ı . Ne olursa olsun bu çal ışma, herkesin bu seyahatlerin sonucunda varılan ke şifler ve onların getirdiği heyacanı his setmek için, mutlaka görülmesi gelen bir sergi . Varılan sonuçları inceleyince bugün bile bize öğretecekleri olduğunu farketmek mümkün. Sergide i l k seya hat sırasında çekilen 1 OO'e yakın Las Vegas fotoğrafı da bulunuyor. Sevimli bir fotoğrafta Denise Scott Brown elleri belinde ve h ırslı bir şekilde gülümser ken poz vermiş. Hemen arkasında ise Strip (Las Vegas ' ı n ana caddesi) , zayıf ışı klar dizisi, izole edilmiş hoteller ve yarı boş park yerleri olarak gözüküyor. Robert Venturi ile Denise Scott
Brown çifti, ABD'nın doğusunda odak lanan, Harvard Ü niversitesi ' nde Walter G ropius, Şikago'da M ies van der Rohe ve MOMA'da Philip Joh nson'un oluştur duğu mimari kurumsallaşmadan olduk ça uzakta idiler. O fotoğrafiara bakıldı ğında sanki Strip bölgesi tarihin ağırlığı altında ezilmiş m imari anlayışa karşı alternatif bir gelecek öneriyor h issini veriyor. Aynı zamanda Rönesans'tan Haussman ' ı n Paris'ine ve modern mi mariye uzanan rasyonelliği de reddedi yar görünüyor. Tıpkı ingiliz mimarlık eleştirmeni ve tarihçisi Reyner Sanham' u n aynı tarih lerde Los Angeles şehrinde yaptığı gibi, Robert Venturi ile Scott Brown çifti de, bu şehri sanki arabalarını camından dışarı bakıyormuş gibi gözlemlediler ama onların metodu tarihsel olmaktan ziyade daha çok analitik idi. Bu sergi için hazırlanan kısa bir videoda çiftin de beli rttiği gibi Los Angeles' ı , arad ı kları na uygun şekilde "saf" ve izole edilmiş bir yer olmadığı için, tercih etmediler. Esas aradı kları hayatın hızını ve karma şıklığını yansıtan ve uygulanabilecek bir tasarım felsefesi idi. Bu bağlamda daha konsantre ve kolay bir bölge olan Las Vegas'ta çalışmayı tercih ettiler. Örnek vermek gerekirse sergideki ufak çizimlerden birisi olan bir gazino ya ait ışıklı tabela bu konsantre bölge tanım ına uyuyor, tipik bir gazi no tabe lası olup üzerinde logosu, etrafında yanıp sönen ışıklar yer alıyor ki Strip bölgesinin her tarafı ndan görülebilsi n .
Daha detaylı bilgiler tabelanın altında yer alıyor, böylece otoparka yaklaşan araçlardaki insanların okuyabilmesine imkan veriliyor. Sergideki d iğer tabela fotoğrafları nda ise geçicilik h issi ken dini kolaylıkla h issettiriyor. Mesela bir seçim kampanyası tabelası bakımsız bir kamyonetin caddeye yakı n kısı m ı nda yer alıyor, " inci l " keli mesi bir at arabası n ı n vagonuna büyük harflerle yazılmış. Asl ı nda dikkatle gözlemlendiği zaman bi naları bu tabelalara kıyasla son derece monoton görünüyorlar. Örnek vermek gerekirse tek başına boş araziye d i kilen beyaz renkli Dunes Gazi nosu, etkinliğini kaybetmeye baş layan Modernizm akım ı n ı n çok acı klı bir örneği olarak görün üyor. Gerçek d ünyada var olan tasarı m la rının gözlem lenebilmesi, yerel doku n u n detaylı olarak incelenmesi ile d irekt bağlantılıdır. Sı raya diziimiş ve bir araban ın camından d ışarı bakılarak çe kilmiş fotoğraflar serisi, daha önceden ABD'li pop-art sanatçısı Ed Ruscha' n ı n Los Angeles'da yaptığı benzer proje den il ham alı narak gerçekleştiril d i . Her iki örnekte de boş alanlar ile ucuz ve az katlı yapıların yatay düzeydeki ritmik düzeni insanda yoğ u n ve anlamlı duygu lar uyandı rıyor. Bu çalışmayı yapan takım daha geleneksel inceleme metodlarını da uygulad ılar. Mesela 1 8 . yüzyıldan beri kullanı lan, karmaşı k haritalandı rmalarda yer alan dolu ve boş alanları analiz eden Nolli Tek n i ğ i ' n i kullandı lar (örneğin dolu alanlar Stri p'e özg ün karakterin i veren yoğ un aktivitelerin olduğu gazina bölgeleri, boş alanlar ise otoparklar). Robert Venturi ile Denise Scott Brown bu çalışman ın sonucunda, geleneksel ve değişmesi zor olan esteti k kurallar yeri ne insanların çelişkili ihtiyaçları ve arzu ları n ı yansıtan bir m imarl ı k akı m ı yaratmayı arzu etmişlerd i . Serginin geri kalan kısmında bir kısmı Las Vegas seyahatinden önce i nşa edilmiş, Robert Venturi ve Scott Brown'un m imarl ı k ka riyerlerinde öneme sahip eserlerinden bazıları da serg ilen iyor. Robert Venturi 1 960'1ı yıllarda kendisini hem isyankar, hem orj i nal bir m imar olarak ünlü eden projesi olan ve de annesi için tasarladı ğ ı Vanna Venturi Evi de bu sergide yer alıyor. Modern ist ve geleneksel m i mari
referansları içeren bu yapı m imarl ı ğ ı n sembol i k fonksiyonunu vurgulaması bağlamında son derece etkileyici . Sergilenen fotoğraflarda beni m şahsen beğendi klerim arasında 1 988 yılında Euro Disney için tasarlanan ama inşa edilmeyen ve de korkunç Disney çizgi film karakterleri n i n in yol boyunca seri halinde bilboard tabelalarında ser gi lenmesini öneren bir tasarım da var. Bu fotoğ raf adeta bir karabasan gibi sonu gel meyen bir yolda bir araba kulla n ı lması ile Ameri kan kültü rünün çocuk ça bir hale geti ril mesi aynı fotoğrafta bir araya getirmiş. Bu serginin nostalj i k bir yan ı da var. 70'1i yaşlardaki Scott Brown ile Haziran 201 0'da 85'ine ba sacak olan Robert Ventu ri'nin uzun ve verimli kariyerleri nin sonuna yaklaştığını h issedebilirsiniz. O zamandan beri dün ya da çok değişti. Birçoğunun Scott Brown ve Robert Venturi' nden i lham aldığı ve günümüzdeki mimarlık d ünya sında etkili isimlerin çoğunluğu mimar l ı ğ ı n potansiyelini üç boyutlu bilgisayar ortam ı nda değerlendirmeyi, mimarlığ ı n sembol i k değerine tercih ediyorlar. Bazı mimarlar çoktan Modernizm' i n son dönemlerinde kamuya açık alanların ticarileşletirilmesine direnme örnekleri ni incelemeye başlayarak, bu kısırdöng ü den çıkma yolları n ı aramaya başladı lar bile. Scott Brown ve Robert Ventu ri ' n i n de çözmeye çalıştığı ve insanlığın artan h ızla gelişmesi nin geti rdikleri problem ler ve taleplerine günümüz mi marları da cevap veremiyor. " Las Vegas'tan Öğrenmek" yayınladığı dönemde bizler otoyollara ve McDonalds' lara alışmaya çalışıyord u k . O gün lerden bu yana rek lam kültürü son derece güçlendi ve per vasızlaştı. Günüm üzde Las Vegas şe hiri , tıpkı Ortadoğu'da olduğu gibi, son derece lüks hotel ve alışveriş merkezleri ve fantastik projelerle doldu. Ç i n ' i n yeni ve yüksek yapıları inşa etme hızı ve ora n ı ile karşılaştırıldığında, ikinci Dünya Savaşı sonrası Amerika'daki gelişmeler son derece silik görün üyor. Scott Brown ve Robert Venturi'ye bugün geçmişe oranla daha ihtiyaç duyuyoruz.
Ko n g re Va d i s i ' n d e Son Hal ka da Tamaml a n d ı Ta rih: 20 Ocak, YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
2008 yılı ndan beri tartışılan Kongre Vadisi' ndeki M u hsin Ertuğrul Sahnes i ' n i n yapı m ı tamamlandı ve sonunda hizmete açı ldı. Bina tamam lanı ncaya kadar geçen süreç, hem sanatçı lar, hem mimarlar hem de 201 0 Avrupa Kültür Başkenti kaygı l ı istan bul şehri için sancılı geçti . . . Bütün bu sü recin sonunda Muhsin Ertuğrul binası, yine aynı , eski fon ksiyonuyla, kullanıcı grubu nun ihtiyaçlarına daha çok h itap eden bir şekilde karşım ıza çıktı . . . Biz d e Arkitera M i marlık Merkezi olarak, proje müel lifi Arima M i marl ı k ' ı n ortakları Erol Kuzubaşıoğlu v e Erkan Altuğ ile görüştük. Erol Kuzubaşıoğlu, bu projenin as l ı nda sadece M u hsin Ertuğrul Sahnesi olmadığı, binanın projenin sadece bir parçası olduğunu beli rtti. Kongre Vadisi bir bütün olarak ele alındığında, burada 3 önemli si mge olduğuna di kat çeken mi mar, i nşaat yapılı rken bun lara da dikkat edildiğ ini belirtti . Bu 3 si mge, M u hsin Ertuğrul Binası, Demokrasi Heykeli ve Osman lı Çeşmesi . . . Yap ı n ı n eskiye kıyasla, içinde çal ı şacak olan insanlara daha i y i h izmet edeceğ inin altını çizen Kuzubaşıoğ l u , en büyük değişikliğin sah ne d üzen inde olduğunu söyled i . " Sahne genişledi ve akustik, dekor ve ses sistemi değişti. En önemlisi de sanatçı ların şimdiye kadar ki en büyük sı kıntısı olan sahne arkası kullanım alanları düzen len d i . K u l i s d ı ş ı n d a , dört sanatçı i ç i n ayrı oda yap ı l d ı . Şartlar eskisinden çok daha iyi. Ayrıca 6 . badrum katında bir depolama ü n itesi yap ı l d ı . Gi riş-çıkışlar, servis üni teleri, dekor gi rişleri göz önünde değil, hepsi binanın arka tarafında." Erol Kuzubaşıoğlu, yapım aşama sında aldıkları tepkiler ve sanatçıların bu binan ın yıkılması ve yerine yeniden yapılmaması kaygı ları ile ilgili, aslında bu durumun tam tersine, en başından beri sanatçı lada birli kte çalıştı kları n ı v e on lardan f i k i r aldıklarını söyled i . Konsept projeleri tiyatro sahnesinde
sanatçılara anlattıklarını ve süreç içinde tiyatrocularla hareket ettiklerini belirten Kuzubaşıoğ l u , buna rağmen kamuo yunda ol uşan kaygıyı yokedemedi klerini ekledi. Kuzubaşıoğlu, M u hsin Ertuğrul Sahnesi'nin zamanında bitmesi ile ilgili " Binanın zaman ında bitmesi için önceden belirlenen kriterler vardı. Her şeyden önce Kongre M erkezi 'nin I M F toplantısına yetişmesi gerekiyord u . B u bina zaten 1 3 ay gibi çok kısa bir süre de bitti," diye de ekliyor. "Yapı, hedef lenen zamanda bitti. Bu durum, büyük bir kısmı toprak altında olan inşaatta zorluklar yaşanmasına neden oldu." Hedeflenen projelerin tamamlandı ğ ı Kongre Vadisi' nde, şu anda sadece peyzaj çalışmaları, açık alan ve yayalaş tırma düzenlemeleri devam ediyor.
Ço k U z u n Zama n O n c e, Ço k Ço k U z a k B i r Go l a k s i d e . . . Tarih: 26 Ocak, Architects' Journal, Wookieepedia, Architecture.about.com ÇEviREN: SELiN BiÇER, DERYA YAZMAN, DiLEK ÖZTÜRK
C N BCE'de tekrar yayınlan maya başlanan efsane film serisi Star Wars (Yıldız Savaşları), sadece sinema dünyası n ı d e ğ i l , m imarl ı k dünyasını da derinden etkiledi. Çekim yapılan yaratılan me kanlar, Dünya'nın farklı bölgelerinde bulu nan önemli yapılara referans verdi, vermeye de devam ediyor. Architects' J ournal söz konusu film serisinin en önemli yapılarını seçmiş. Yıldız Savaşları ' n ı n yaratıcısı ve amatör m imar George Lucas, medya patronu William Randolph Hearst'ın " Xanadu Kalesi "nin tasarı m ları nı oldukça fazla yakı ndan izlemekle suçlanıyor. Oysa ilhamını almak için daha da yakına bakmalı: çektiği Yıldız Savaşları filmleri muhteşem bir mimariye sahip. Coruscant, Naboo, Tatooine gezegen lerinin esrarengiz m imarl ı ğ ı yaratırken gerçek dünyada bulabileceğ iniz tarihi yapılardan esinlenildi. Yönetmen George Lucas New York Times'daki röportaj ında " Ben, Viktorya dönemine ait bir kişiyim. Viktorya' nın insan yapımı eserlerine aşı ğ ı m . Sanatı biriktirmeyi seviyorum. Yapıları ve bunun gibi birçok eski şeye hayranı m " , ded i . George Lucas'ın hayatı, onun fil mleri gibi hem fütüristik hem de nostaljik. Star Wars filmlerini onun tüm bu bilinen nirengi
noktaları için izlemek gerekir. işte Architects' J ournal'ın Yıldız Savaşları yapıları arası ndan seçtiği en popüler 1 0:
1.0 . Clo u d Cit-y
(Bulut- Şe h i r-) , Bespin 1 6 kilometre çapındaki basit ve zarif Cloud City (Bulut Şehir) Bespin gezegeninin yukarısında yüksekte bir yerde bulunuyor. Sahibi olan Landa Calrissian, oteller ve casinolar ile ta mamlanan üst düzeyde iyi döşenmiş bu l ü ks tatil bölgesini yönetiyor. Fincan tabağı şeklindeki yapının Dünya'daki yansımasının John Lautner' ı n Kemosfer Evi olduğu san ı lıyor.
9. Senat-o Bin a s ı , Co r u s c a nti k i kilometreden daha fazla bir eni olan bu yapı siyaset konuları üzerinde bir karaltı gibi belli belirsiz bir güce sahip. Çekirdek Kurucuları Caddesi'nin sonunda yer alan Büyük Meclis Salonu, her biri bir senatör için yapılmış 1 .024 uçan " repulsorpod"a sahip büyük bir oditoryumu içeriyor. Bu oditoryumda Başkan Palpatine ile Büyük Jedi Ustası Yoda arasında m u hteşem bir düello gerçekleşiyor. Jean Nouve l ' i n Abu
Dabi 'deki Louvre'u ile benzerlikleri ise d ikkat çekici.
8 . Sa n d c r-awler-, Tat-ooine Asl ında b i r bina ol maktan ç o k biçi minden kaynaklanan anıtsal niteliği olan ve poligonal cephelerinin varlığı bu Jawa Sandcrawler' ı bir binaymış gibi gösteriyor. Bu büyük araçlar Tu nus'taki bir otelden Rem Koolhaas' ı n Porta'daki Casa de M usica yapısına kadar çeşitli binalardan i lham alıyor.
7. Br-ight- Tr-ee Village ,
En d o rParlak Ağaç Köyü sürdürülebilirliği ve düşük teknoloji gelişimi ile bir örnek oluşturuyor. Endor' u n ay ormanının bu Ewok yerleşimi geleneksel izleri takip ediyor. Saz ve yapraklada örtülmüş çatısı olan kul übeler, gövdede bulunan şefin kulübesinin etrafında bir ağacın ana dalları üzerine yerleştirilmiş. M i mar Wicket W. Warrick tarafı ndan değer lendirilmiş B REEAM Sertifikası 'na göre karbon salımı sıfır yerel kaynaklı malzemeleri kullanarak ve Endor'un sıkı yapı düzenlemeleriyle bu gelişimi epey aşıyor.
sanki Piranesi tarafından tasarlanmış bir büyük iglooya benziyor. Sağ l ı k tesisleri boyunca bir komuta merkezi ve büyük bir hangarın yan ı sıra, bu ürkütücü barışçıl üs çevre savunma siperleri ve v-1 50 Gezegen Savunma iyon topun u içeriyor.
5 . Ar-t-i sanal dwellin g s (Za naat- kon ut-la r-ı) , Tat-ooine Eğer Güneybatı Amerika'ya seyahat ettiyseniz, bir çöl gezegeni olan Tatooine'i de tanırsınız. Doğal kaynak ları gittikçe azalan Gerorge Lucas'ın sanal gezegeni, yıllarca parça parça bir şekilde kuruldu. Kavisli, toprak yapı ları Arizona ve New Meksiko'daki kerpiç
lunan Luke S kywalker'ı n evi sevim l i , kubbeli, kerpiç yapılar i ç i n Ksar Ouled Soltane gibi Tu nus'un Serberi tah ıl arn barları nı anımsatıyor.
6 . Ec ho Ba se (Ec h o Ü s s ü ) , H ot-h Hoth ' u n donmuş yüzeyinin altı nda kalan doğal buz mağaralarından Echo Üssü 'nü oluşturmak Binbaşı Kem Monnon altındaki Mühendisler Birliği ittifakı'nın iki yılını ald ı . Sonuç hem teknik, hem de estetik açıdan etkileyici,
yapılara benziyor. Aslında, Tatooine'de gördüklerimizin çoğu Tunus'ta çekil di. Kerpiç binaların birkaçı ada şehri Ajim 'den geldi. iki güneşli ıssız bir gezegende bu-
4. bölümdeki Lars Ailesi Malikanesi Tu nus'un Matmata şehrinde bulunan Sidi Driss Ote l i ' nde çekildi. Çok katmanlı birinci bölüm, Tataooine'nin kuzeybatısında bulunan Hotel Ksar Hadada'da çekildi. Anakin'in çocu kluk dönemindeki evi , aslında bir köle mer kezi olan konut kompleksi. Lars ailesi nin malikanesinde olduğu gibi yüksek teknolojiyle i l kel yapı lar kullanıldı. Yatak odaları ve mutfaklar, mağaralardaki gibi pencere ve depo alanlarına sahip.
4. Co r- u s c a nt-, heme n h e r şey i l k bakışta yoğ u n nüfuslu gezegen Coruscant oldukça fütüristik görü nür. Coruscant sürekliliği olan bir yer. Gökdelenlerin atmosferin alt sınırını uzattı ğ ı yerde çok düzeyli bir mega lopolis. Fakat bu modernizmin M ies van de Rohe versiyonu değil. Lucas
şehri, Art Deco ya da Art Modern m i marl ı ğ ı n ı n pürüzsüz çizgileriyle v e daha eski, daha piramidal şekillerle kombine etmek istedi.
Kuala Lumpur ve Hong Kong 'un New York'a eklenmiş olduğunu düşünün, daha sonra da bu sonucun karesini alın. Eski Cumhuriyet ' in başkentinin kentsel dağ ı n ıklığı aşırıya kaçıyar ve Yunan şehi r planlamacısı Konstantinos Doxiadis'in ecumeonpolis vizyonunu gerçekleştiriyor. Bir gezegenin tama m ı n ı kapsayan tek bir şehir! Coruscant Senato Alanı'nın " Yeni M imari" tarzı için Kahire'nin yükselen m inarelerini andıran ve Manhattanvari gökdelenlerle bıçak kadar ince d i kilitaşların arasında yuvalandığı bir ortak uyum olduğu söy lenebilir.
3 . J e d i Ta pın ağı , Co r- u s c a ntJedi Tapınağ ı ' na yakından bir bak ı n . Sanat departmanı çeşitli tasarımlarla deney yapt ı . Harika yapının dini dünya sını tavsiye eden dokular ve biçimleri
için uğraştı. Sonuç ise, gotik pence relerin bilinen revakları ile birçok doku naklı helezon oluştu . Jedi'nin Tapınağı Avrupa katedralinin uzaktan kuzeni olmaya başlad ı . Belki de bu, Viyana'da bir ilk . . . Tapınağın d ı ş formu , gelişmiş savun ma gücünü sağlayan dış taş d uvarları ve durasteel kaplamaları ile Maya tapı nakları nın sağlam tipoloj i lerini uyarlıyor. B i r kilometre yüksekliğindeki zigürat Güç bağı üzerine inşa edilmiş ve eğ itim tesisleri için geniş oda, konaklama ve Jedi Arşivi 'ne sahip. Tapınağın en yükseğinin adı Tranq u i l l ity Spire olan ve Aya Sofya'yı saran m inarelere benze yen beş kulesi bulun uyor.
2 . Jabba t-he Hut-t- ' ın Sa r-ay ı , Tat-ooine Bu anıtsal yapı taş ve metalden yapılmış üç silindirik kuleden oluşuyor. Tatooine gezegenin Kuzey Kum Denizi
kıyısında yer alan saray aslında B 'omarr Rahipleri tarafından bir manastır olarak inşa edilmiş. Sarayın hantal kitlesi çev resine hakim işkence odaları , droid ha vuzu, dondurulmuş düşmanların (örne ğ i n , zavallı Han Sola) depolandığı alan ve Rancor çukuruna ev sahipliği yapıyor. C3PO burayı tanı mlarken " Bu raya saray demek oldukça zor, R2. Daha çok bir demir döküme benziyor, " diyor. Üçüncü Charles tarafından inşa edilen Kraliyet Sarayı, kapı ları, ikon kolonları ve mermer koridorlarıyla çok romantik. Ölçek olarak daha küçük olsa da, saray, Fransa'daki Versailles ile kıyaslanıyor.
1. . İ k i n c i Ölüm Yıldızı Tatmin edici bir geri dönüş ile klasik simetriye sahi p Ölüm Yıldızı açı k ara kazanan oldu. i nşaatın geciktiğine ve yapısal zayıflığa dair söylentilere rağ men, bu tehditkar küresel yığının brutal altyapısı Ledoux ve Saullee'den Heerim Architects'in Ay Oteline kadar etkisini yansıtıyor. Bunların dışında, küçü k, seyrek nü fuslu gezegen Naboo'nun romantik şe hirleri ileri medeniyetler tarafından inşa edildi. Yeşil kubbeli yapıları ile büyük bir karmaşa yaratan Theed Saray ı , hem klasik hem de barak bir tarza sahip. italya'da bulunan Trento kenti gibi bir masal şehri gördüğüm üzü sanabiliriz. Gerçekten de saraydaki iç mekan çe kimleri, Napali'nin yakını nda bulunan Kraliyet Sarayı'nda yapıldı. Güç sizinle olsun . . .
M ima r y a d a Hep s i Tarih: 26 Ocak, New York Times YAZAN: KRISTINA SHEVORY ÇEviREN: GÖKÇE ARAS
Seattle'daki Baliard Çiftçi Pazarı'nda geç tiğimiz haftason u , yoldan gelip geçen ler John Morefield ' ı n bir politikacı olduğu n u düşündüler. Standına gelen lere gü lü msedi , el salladı ve merhaba diyerek arkadaş caniısı bir görüntü çizdi. Bütün ihtiyacı parti rozeti ve bayraklarıyd ı . Asl ında 29 yaşındaki Morefield b i r politikacı değil sadece iş arayan bir m imard ı . " 5 Sent'e M imar" tabelasının altında, el yapımı ahşap standının arka sında, bozuk para atılabilecek kutusuyla birli kte oturuyord u . 5 Sent için her türlü mimari soruyu cevaplamaya hazırd ı . Morefield, 2008 yılında i ş i n i kaybetti , hem d e iki defa. Bu durgunluğu arka daşları ve ailesinin tasarım işlerini yapa rak atlatabileceğini düşündü ama işler tükendi, o da stand ı n ı kurdu. Bunun, kendisi gibi 2 0 ' 1 i yaşları nda, bağlantıları ve zengi n bir portfolyusu olmayan birisi nin, kolay yoldan kendi kendine müşteri bulması n ı sağlayacak bir yol olduğunu düşündü. Morefi leld durum unu şöyle özetliyor: " Nasıl yol alacağ ı m ı bilmiyord u m . Başka hiçbir seçeneğim yoktu. Bu durgunluk büyük bir darbe olm uştu ve bu işi yap mak zorundayd ı m " . Geçtiğ i m iz y ı l k i kötü ekonomi v e gay rimenkul sektöründeki patlama binlerce mimarı ve tasarımcıyı işsiz bırakarak onları iş bulma ve yaratma konusunda zorlad ı . i ş Departman ı ' n ı n son verilerine göre Amerikalı mimarl ık ofislerinde geç tiğimiz Temmuz ayında 224.500 olan çalışan sayısı geçtiğimiz Kasım ayında 1 84 . 600'e düştü. AlA' n ı n (American I n stitute of Arch itects) şef ekonomisti Kermit Baker ise sektörle ilgili şun ları söylüyor: " Ekonomi böyle düşerken saklanacak yer bulmak gitgide zorlaşıyor. Şu anda hiçbir sektör güçlü deği l " . Endüstri kendini topariasa b i l e hiçbir şey net değil. M imarl ı k firmaları işten çı karmalara devam ediyor ve Baker faturalar iyileşene kadar yeniden işe al ımların en erken bu yılın ikinci yarısına kadar olmayacağ ı n ı düşünüyor.
Bütün bunlar yaşan ırken, işten atıl mış olan mimar ve tasarımedarın çoğu m imarl ı kla i lgisi olmayan yeteneklerin i keşfediyorlar. Walt Disney l magineering 'de çal ışan 26 yaşı ndaki tasarımcı Natasha Case ve gayri menkul geliştirici arkadaşı Freya Estreller, i kisi de geçtiğ imiz yıl işlerini kaybetmişler. Bunun üzerine iki arkadaş, Los Angeles'da Ms. Case' i n e v yapı m ı dondurmalı sandviçlerin i yapmaya başlamışlar. Frank Gehry'nin adına benzeyen çilekli dondu rma ve şekerli kurabiye Frank Behry ve M ies van der Rohe'nin adına benzeyen van i l y a tohumlu dondu rma v e çikolatalı par çacıklı kurabiye M ies Vanilla Rohe kısa zamanda sevilmiş. " Yeni şeyler denemek için çok güzel bir zamanda olduğumuzu hissediyorum" diyen Case, 2008 yılında Kaliforniya Ü n iversitesi'nde m i marl ı k ve yemek arası ndaki i lişki üzerine yüksek l isans yapm ış. Case, " Her zaman yapmak istediğiniz, tutkun olduğunuz şeyleri yap ı n " diyerek duygularını dile getiriyor. Case ve Estreller geçtiğimiz N isan ayı nda kamyonları Coolhaus'u Palm Springs' in yakı nlarındaki Coachella Valley M üzi k ve Sanat Festivali ' nde yürütmeye başlad ı klarından beri, Fran k Gehry'nin ofisi, Walt Disney lmagineering ve Disney Channel ' i n et kinl iklerine yemek hizmeti verdiler. O nların ilk yatırım maliyeti de çok az. Öncelikle 20 yaşı ndaki posta kamyonu Craigslist adlı ilan sayfasından satın alıp yeniledi ler, gümüş ve sakız pembe sine boyadılar ve bütün bunları 1 0.000 Dolar'a hallettiler. Yedi adet tam ve yarı zaman l ı eleman aldı lar, şu anda kendi lerini geçindirebiliyorlar ve genişlemeyi düşünüyorlar, (Hamptons'daki kamyon ları şu anda çalışıyor ve onlar ürü nlerini doğal gıdalar satan Whole Foods ma ğazalarına sokmaya çal ışıyorlar). Leigh Ann Black bir yıl önce işini kaybedene kadar Seattle'da mimari tasarımcı olarak çalışıyordu . Uzun bir iş arama sürecinin ardı ndan geçtiğimiz Haziran ayında hasta büyükannesine göz kulak olmak için memleketi Water Valley'a geri dönmüş. 30 yaşı ndaki Black şu anda ailesinin garajında yaşıyor, artı k çanak-çömlek sevgisine dair bir şeyler yapmak için
yeterli zamanı var. Ailesi nin eskiden at ağ ı l ı olarak kullandığı yeri bir stüdyoya dönüştürmüş. Yerel çömlekçilere çırak l ı k yapmayı ve birçok seramik progra m ı nda uygulamalar yapmayı planl ıyor. i şlerini çiftçilerin marketinde satmayı ve günün birinde bu sanatı öğretmeyi um uyor. Black, "30 yaşıma geldiğimde ola cağ ımı hayal ettiğim yerde değilim ama geride olmaktan gerçekten ilham ald ı ğ ı m ı hissediyorum", diyor ve ekl iyor "Ailemle birlikte olmanın getirdiği avan tajlar var, her ay ki ra, araba ve mutfak giderleriyle uğraşmam gerekmiyor. Nefes alabi ldiğim bir odam var." 33 yaşındaki Debi van Zyly geçti ğimiz mayıs ayında Los Angeles'da bulunan küçük kon ut firmasındaki işini kaybetmiş ve yapabildiği kadar serbest tasarımcı olarak çalışmaya karar vermiş, Getty ve H u ntington müzelerindeki ser gi tasarımlarını yapmaya, boş zamanla rında ise " kooky" ad ı n ı verdiği ahtapot ve deniz anası gibi örme doldurulmuş oyuncaklar yapmaya başlamış. i nternet günlüğünü okuyanların ısrarıyla bu oyuncakları n ı sadece el işi ü rü nlerin satıldığı Etsy sitesi üzerinden satmaya başlamış. Les Petites Betes Sauvages adı n ı verdiği bu tasarı mları onun kira ve d iğer harcamalarına katkı sağl ıyor. Zyl, " Sadece eğitimini aldığınız işi yapmakla yükümlü olduğunuzu düşü n ürsünüz, sonra kriz vurur ve kariyeri nizi piyasanın yönlendirdiğinin farkına varı rsın ız", diyor ve ekliyor, "Bu durum kendimi itelemeye ve bireysel olmaya zorluyor. Beni m mottom hiçbir şeye hayır deme". Lombard 'dan Richard Chuk, yatırımcı olan iki müşterisi projeleri n i finanse edemeyince reklam tasarı mcısı olarak çalıştı ğı yerdeki işini kaybetmiş. Eşi, 6 ve 7 yaşlarındaki iki çocuğ u na bakabil mek için iş aramaya başlamış. 38 yaşındaki Chuk, başkanlık seçim lerinin olumlu dalgasının da etkisiyle iş aramaya gayet iyimser başlamış. ilk üç ay boyunca, oldukça n itel ikli pozisyonlar için yaklaşık 1 50 yere iş başvurusu yapmış fakat sadece bir iş görüşmesine çağrılmış. Daha sonraları ise ilanı çıkan nadir işlere başvurmuş, ama zaman ı n ı n çoğu nu çocuklarına göz-kulak olarak, mi mari
.
lisans sınaviarına çal ışarak ve bedrumu nu yenilemeyle harcam ış. Chuk bu ay, kamyonculuk okuluna başlamış. Chuk, " H ayatınızın bir yılının gittiğini h issediyorsun uz " , diyor ve ekli yor, " B u durum maaşları ve deneyimleri kaybettiriyor. Fakat pozitif düşünmeli ve ileri gitmelisiniz. Ben buna bir eğitim olarak bakıyorum. Bu size birçok kapı açıyor ve bu nların size yard ım edip ede meyeceğini asla bilemezsiniz". Seattle'daki mimar Morefield, stand ı n ı ilk kurduğunda (ve web sitesini arch i tecture5cents.com), sadece iş bu lana kadar yeterli kazancı sağlamayı umuyor du. Oysa, birçok sipariş aldı - iki katlı bir ek bina, masa, ebeveyn yatak odası - kendi kendine çalışabilecek kadar pa rası olunca bunları gerçekleştirecek. Geçtiğimiz yıl 50.000 Dolar'dan faz lasını kazandı - başkaları için çalışırken aldığı maaştan daha fazlası - bu yıl daha fazlasını kazanmayı bekliyor. Morefield, " Bu tam da beklediğim şey haline geldi " , diyor ve ekliyor, "Çok iş var, bu korkutucu ama her dakikasını seviyorum. Birisi bana bir bilgisayarın arkas ı nda oturmam için 80.000 Dolar önerse bile, artık bunu yapamam . "
ARK IV B u l u ş ma l a r ı An ka ra ' ya Uğ r a d ı Tarih: 27 Ocak YAZAN: ÖMER KANIPAK
Çanakkale Seramik&Kalebodur spon sorl uğunda 25 Ocak 201 0 tarihinde yapılan ARKIV Buluşmaları ' n ı n ikincisi O DTÜ Teknokent kampüsü içinde yer alan Galyum Blok'ta gerçekleştirildi. Projenin mimarı Alişan Ç ı rakoğ l u ' n u n liderliğinde yapılan geziden sonra O DTÜ M imarlı k Fakültesi dekanı Haluk Pamir, aynı fakültede öğretim görevlisi olan Ayşen Savaş ve Abdi Güzer'in yan ı sıra Hasan Özbay, Aslı Özbay, Orçun Ersa n , Yaman Pamukçu, Erkan Eraslan ve Arif Balaban' ı n katıldığı proje tartış ma toplantısına geçi ldi. Toplantı önce sinde, bir an lamda işveren konumunda olan ODTÜ Teknokent Genel M üd ü rü M u stafa ihsan Kızıltaş tüm Teknokent kampüsünün gelişim i n i , kendi beklenti lerini ve bugüne kadar üretilmiş yapılara dair değerlendirmelerini anlattı. Galyum Blok' u n , Teknokent'te üretilen ilk yapı olan ve Semra Teber tarafından tasar lanan i kizler Blok'la birlikte kullanıcı
lll
;;lll· :ı ;; 3
3·
�
memnuniyeti en yüksek iki binadan biri olduğunu vurgulayan K ızı ltaş, teknokent kampüslerinde en önemli kriterlerin i n işletme maliyetleri d ü ş ü k v e kiralanabilir alanın toplam yapı alanlara oran ı n ı n yüksek olduğu tasarımları tercih etmek olduğunu belirtti.
" Bi n a ODTÜ Mima rlık Fa k ü lt-e s i ' n in Brüt Ya k laşımın d a n Epey Esinlenmiş" Daha sonra söz alan ODTÜ öğretim görevlisi Ayşen Savaş, O DTÜ olarak kampüs yapı larında sürdürdükleri davetli yarışma model i n i anlattı. Daha sonra söz alan binan ın mimarı Alişan Ç ı rakoğl u , yapının ana tasarım kriteri olarak üzerinde arazide yer alan şevi anlattı. Bu şevi koruyarak ve kı rmızı bir d uvarla daha da belirgin hale getir dikten sonra fonksiyonları barındıran dar ve geniş iki dikdörtgen kütlenin bu şeve dik bir biçimde toprağ ın üstünde uçarmı ş gibi konumlandığını belirten Ç ı rakoğl u , giriş aksı nın binanın eni bo yunca boşaltı ldığını ifade etti. Toplantıya katılan Hasan Özbay'ın da beli rttiği gibi Galyum Blok, içinde bu lunduğu ODTÜ kampüsündeki m imarlık fakültesinin brüt yaklaşımından epey esin lenmiş. Ç ı rakoğl u brüt beton kolon ve perdelerin yanı sıra, kabadan ineeye doğru evrilen farklı malzemeleri ustaca bir arada kullanmış.
Devam Eden İnşaat-la r Sebebiyle Peyzaj Tasa rımı Tamamlan amıyor Asl ında binanın arkasında yer alacak yeşil alana yayaların daha kolay erişimi ni sağlayacak şekilde tasarlanmış olsa da bu aks henüz tamamlanmayan tek nokent peyzaj tasarımı ve arka tarafta henüz i nşa edilmemiş yapılar nedeni i le planlandığı gibi kullanılam ıyor. Yine de bina içinde yer alan farklı katlardaki zengin avlu topoğrafyası, d ı ştan monob lok ve katı duran bu kütlenin içeriden çok farklı algılanmasına neden oluyor. Yarışma aşamasında binanın zemin artı iki kat olması planlanmış iken, ze minin yapısı gereği inşaat aşamasının başında yapıya bodrum kat eklenmesi zorunda kalınmış. Bu da tasarımda özellikle bir bahçe olarak tasarlanan avlunun yeşi l bir terasa dönüşmesine ve dolayısı ile maliyetierin artmasına neden olmuş. Bu buluşmada bir önceki ARKiV bu luşmasında olduğu gibi binanın yanısıra binanı n içinde bulunduğu daha geniş arazinin planlama yaklaşımı da yoğ un şekilde tartışıldı. M ustafa Kızıltaş'ın da
belirttiği gibi henüz tamamlanmayan yapılar ve peyzaj düzenlemesi nedeni ile ODTÜ Teknokent şu anda arazi üze rinde tek başlarına duran yapılar küme si halinde algılanıyor. Bu arada M ustafa Kızıltaş, O DTÜ Teknokent genel peyzaj düzenlemesi için de davetli bir yarışma açma hazırlığı içinde olduklarını toplantı sırasında beli rtti.
D ü n y a Ka z a n s a Iwa n Ba a n B i r Ke p ç e Ta rih: 27 Ocak, New York Times
YAZAN: FRED A. BERNSTEIN ÇEvi REN: PlNAR KOYUNCU
lwan Baan, son günlerde üç haftalık bir süre içinde Amsterdam, Meksiko City, Miami, New York, Milano, Roma, Tokyo, Medellfn ve Basel'e konarak, aralarında Herzog&de Meuron, Rem Koolhaas ve Toyo ıto'nun da olduğu dünyanı n bazı en iyi mimarları tarafından tasarlanan binaların fotoğrafları nı çekti. Steven Holl, Thom Mayne ve Japon firması SANAA, Baan ' ı n (34), dünyanın neredeyse en gezgin ve çalışmaları en çok yayınlanan m imari fotoğrafçısına
Diller Scofidio&Renfro'nun bir orta ğı olan Charles Renfro, High Line ve Lincoln Center'ın yen ilenmesi gibi pro jelerini fotoğrafiayan Baan için, m imari fotoğ rafçı l ıkla ilgili çalışmaya başladık tan sadece beş yıl sonra "tarzını bell i ediyor" diyor. On yıllar boyunca dergi editörleri, şehir plancıları ve m imarlar binaları eski zamana ait objeler gibi çerçeveleyen
durağan bir fotoğ raf stilini benimsemiş lerdi. Baan'ın işleri, hala mimarl ığı pohpoh layıcı ışıklar içinde ve dikkatle seçilmiş açılardan gösterirken, eski mesafeli mü kemmellik hissiyatından uzak duruyor. Onun yerine, binaların etrafında hareket eden gerçek insanlardan ve etrafiarında karışıklığa sebep olan gerçek kentler den kaynaklanan bir dağınıklık sunuyor. Baan, New York'a yaptığı son gezilerinden birinde, bi naları insan fotoğraflarının fonu olarak gördüğünü öyledi . Mayne tarafından tasarlanan East Viiiage'daki yeni Cooper U nion binasının resmine bakarken, Baan, " Bu fotoğraf, caddeden aşağı yürüyen ka d ı n ları anlatıyor" diyor. Baan' ı n çalışma ları, geç 20. yüzyılın önde gelen mimari fotoğ rafçı ları J u li us Shulman veya Ezra Stoller'a olduğu kadar, Diane Arbus ve Henri Cartier- Bresson'a da çok şey borçlu. Shulman'ın en çok, Los Angeles'ın üzerinde havada asılı duran cam evleri yüceltmesi ile bilinmesinin yan ında, Baan genelde tersini yapıyor; binaları, yayılmış kentlerin içinde küçük nesneler olarak fotoğraflamak için heli kopter kiralıyor. Eğer Shulman ve Stoller'ın sade biçimi övmesi, dönemlerinin sa delik yanl ısı modern m imarlığı ile uyum gösterdiyse, Baan ' ı n gerçek hayattaki büyüsü de Koolhaas gibi m imarların 2 1 . yüzyıl kentlerinin karışıklığını özüm seyen ve yansıtan binaları yarattığ ı bir zamana yakışabilir. Amsterdam'ın dışında büyüyen Baan, ilk fotoğraf makinası olan bir Agfa Clack'e 1 2 yaşında sahi p oldu ama hemen onu daha gelişmiş bir model ile değiştird i . 1 990' 1arın ortalarında Royal Academy of Art'ta, Lahey'de fotoğrafçılık eğitimi ald ı , ama m imari fotoğrafçılık yapmayı planlamıyordu, çünkü bunu denediği za man kendisinden " inanılmaz derecede sıkıcı 'fotoğraflar' istendi ğ i n i " söylüyor. Ve okulu hiç bir zaman bitirmedi , çünkü dediğine göre, bazı hocaları onun dijital çalışmalarını "gerçek fotoğrafçılık" ola rak kabul etmedi . 90'1arın sonunda, bir seri çocuk kitabı için fotoğraf çektiği New York'ta yaşadı . Nesiinin p e k çok teknoloji meraklısı gibi, Baan da internet tarafından büyü-
lenmişti. 2004'te Koolhaas' ı n araştırma atölyesi A M O tarafı ndan Avrupa' n ı n kültürü üzerine üretilen resim sergisini gördü, ve -iş arıyor olduğu için- bunu interaktif bir web sitesine dönüştürmek için bir öneri yazdı . Bunu önerisini yolladıktan aylar sonra, fikri ni Avrupa Birliğ i ' n i n resmi bir yetkilisine sunmak üzere, Koolhaas'a Brüksel 'e giderken eşlik edip edemeyeceğini soran bir tele fon aldı. Bu gezi , Koolhaas ile her sekiz haftada bir Pekin'e uçmayı gerektiren, Pekin CCTV kulesinin inşasını belgele me anlaşmasını da içeren, bir dizi ortak çalışmaya öncülük etti . " Kuş Kafesi " stadyum u tasarımı 2008 Olim piyatları için inşa edilmekte olan Herzog & de Meuron ve bir dizi rezi dans kulesinin köprülerle birleşti rilmesi ile oluşan Linked Hybrid bi nası tasarı mını yapan Steven Holl ofisleri ile irtibat kurdu ve binalarını fotoğraflaması n ı n m ü m k ü n o l u p olmad ı ğ ı n ı sordu. Baan müşterileri tarafı ndan seçil meyi bekle mek yerine, " bizim mimarlığ ı m ızı seçti" diyor Holl. Baan, şantiyede yaşayan -CCTV 'de sayı ları 1 0,00 0 ' i bulan- göçmen işçi lerden dolayı, Çin'deki projelerin onu çektiğini söylüyor; bu işçiler ona, fonda yeni binalar ile fotoğrafında bulunması n ı istediği topluluğu yaratıyordu. Ve gör düklerinden çoğunu fotoğrafları nda ya kalayabiliyordu . Kimse, eli nde Canon'u, kendi halindeki bu genç adama poz vermek için çaba göstermiyord u . Bekar v e bir yere bağ lı ol mayan Baan, yolculukları n ı kend isi ayarlıyor, kendi ücretleri n i e-mail yoluyla görüşüyor (üç dil bil iyor ol ması ona bu konuda fayda sağl ıyor) ve i htiyaç duyduğu tüm ekipmanı bir omuz çantasında taşıyor. M imarlar, onların müşterileri veya bazı Avrupa yayınları n ı da kapsayan dergileri için çal ışıyor. Geçen sene italyan tasa rım dergisi Abitare, Baa n ' ı kuzey kutup dairesinin kuzeyindeki, Holl tarafından tasarlan mış müze olan Knut Hamsun Center'ı fotoğraflaması için Norveç'e yollad ı . Daha sonra Holl, yeni pazarlara da dağıtılan fotoğrafların haklarını satın ald ı . Hol l ' u n deyimiyle, binanın uzak konumundan dolayı, Baan ' ı n fotoğrafla rının uluslararası olarak nasıl kavranaca ğı konusu çok önemliyd i . B o ş zamanlarında Baan , Al manya
MARTa Herford M üzesi' nde yapılacak olan bir sergi için, Avrupa'daki az bilinen bir d izi Richard Neutra evini fo toğraflıyor. Ayrıca, kişisel bir ilgi olarak, çağdaş Afrika mi marları n ı n işleri ni fo toğraflamak için sık sık Afrika'ya uçuyor. Geçen sene iki kitabı çıktı; biri New York' taki New M useum tasarımı ile bili nen Japon firması SANAA' nın işleri ile, diğeri Al manya Stuttgart'taki Porsche M üzesi ile ilgili. Porsche görevini, ara baları n şık ve lü ks görüntüsü ile binan ı n farklılı kları yaklaşı m ı göstereceğ ini bile rek kabul ettiğini söylüyor. Baan Amsterdam'da -sözde mem leketinde- mi mari maketierin içinden panoramik fotoğ raf çekme teknikleri gel iştirdiği bir atölyeyi sü rdürüyor. Baan ile beraber çal ıştığı mi marlar arası ndaki ortak yaşam ı n bir parçası olarak, mimarların olası müşterilerine sundu kları maket panoramaları, Baan ' ı n yen i siparişlar alması na yardımcı oluyor. Koolhaas gibi starlar için çalışmasının yan ı sıra Baan , Japonya' n ı n ücra köşe lerinde önemli derecede yenilikçi evler yaratan Sou Fujimoto da dahi l , hayranı olduğu genç mimarların işleri nin popü ler hale gel mesine de yard ım ediyor. Baan hiç bir zaman bir yere yer leşmeyebilir, ama bir arkadaşı olan Hol landa doğumlu mimar Florian l den burg ile, Brooklyn'de iki aile için bir ev inşa etmeyi düşünüyorlar (ldenburg'un eşi ve çocukları var). Böylece Baan ' ı n kalacak bir yeri ve bir başka hareketli şehirde, şaşırtıcı fotoğ rafları için fon olarak kul lanacağı başka bir binası olacak. . .
U n l ü Mima r ı n Ço kma s ı Ya k a l a n d ı Tarih: 28 Ocak, Vatan
YAZAN: MEHMET Ali DEMiR
" ihale işinizi hallederim " diyerek dolandır maya kalktı ama. istanbul'un si lüetini etkileyen çok önemli projelere imza atan Kıran ' ı n ad ı n ı kullanan kişi, bir rek lam şi rketine " Belediye'de ihale işinizi hallederi m " ded i . Ancak şirketin sahibi Kıran'ı arayı nca yakayı ele verdi. Kend isini ünlü m imar Hakan Kıran g ibi tan ıtarak istan bul Büyükşehir Belediyes i ' ni n reklam i halesine giren
şirketleri, " Tan ıdıklarım var, projenize hemen onay verd iririm" diyerek do landırdığı iddia edilen Meh met Hakan Özgül, polisin yaptığı operasyonla yakaland ı . Özgü l ' ün s o n olarak belediyenin rek lam ihalesine " Lale Durak" projesiyle katılan Ufuk Ü n iversitesi Anatomi Dalı Öğretim Üyesi ve Tunç-Toksay Reklam firması sahibi Dr. Erdinç Tunç'u 8 bin TL dolandırdığı ortaya çıktı. Dosya masrafı olarak önce 24 bin TL isteyen Özgül, Tu nç'un bu paranın çok olduğunu ve işi aldığı takdirde ortak olmaları n ı teklif etmesi üzerine fiyatı 8 bin TL'ye düşürdü. Tunç ile Levent'te bir köprü altında buluşan Özgül parayı aldı ktan sonra kayıplara karıştı. Özg ü l 'e bir türlü ulaşamayan Tunç'un durumu bir arkadaşına anlatması üzeri ne gerçek ortaya çıktı . Ü n lü mimar Kıran ' ı n bu tür işlere girmeyeceğ ini söylemesi üzerine Hakan Kıra n ' la görüşen Tunç, " Benimle konu şan kişinin sesi böyle değildi" diyerek dolandı rıldı ğını anlad ı . Hemen polise başvuran Tunç'un şikayeti üzerine harekete geçen polis ekipleri daha önce de poliste kaydı olan Özg ü l ' ü , Beykoz'da oturduğu viilada gözaltına alındı. Asayiş Şube M üdürlüğü' ndeki sorgusunda hakkın daki suçlamaları reddeden Özgül, Şişli Adliyesi 'ne sevk edildi. Öte yandan Özg ü l ' ü n belediyenin reklam ihalelerine giren Clear Chanel isimli firmayı da 250 bin Dolar dolandır dığı iddiasıyla i stan bul Adliyesi ' nde da vasının devam ettiği ortaya çıktı. •
3 0 0 M ima r l a A n k e t" Ya p ı H a n g i Mi Ço k F a z A b a rt"
sektörü nün profesyonellee bu kon udaki düşünceleri soruldu. Bu sorunun cevabı mimarlık camiasının ünlü bir ismi olacağı açıkça belliyd i , ancak kazanan k i m olacaktı? Ayrıca merak edilen diğer bir konu ise kimin hak ettiği yerde olmadığıydı. M u hteşem işler çı karan bu kadar mimar içinde en çok hakkettiği halde, üzerinde sahne ışıklarıparlayan kimlerdi? Sürekli ayn ı isimlerin haberlerin i duymak ya da oku maktansa bu konuyla ilgili bir anket ya pılıp insanların gerçek görüşleri alındı. 2 aydan kısa bir süre içinde 300 anket cevaplandı. Archi-N inja okurları ve Twitter takipçileri sayesinde iyi bir veri seti elde edild i . Anket sonuçlarına göre:
H a k ket-t-iğ i n d e n Fazla Beğe n ilen 1.0 Mima r1.0 . FJMT FJ MT, Avustralya' n ı n en çok ödül alan ofislerinden biri . Romaldo G i u rgola tarafından eleştrilen projelerinden biri AS I O için tasarlanan "canavar" görü nümündeki güvenlik binası. Binan ı n , Avustralya Parlamento Binası ve Burley Griffin Gölü'nün görüş hatları n ı mahfet tiği söyleniyor.
9. Le Co r-bu sie risviçreli - Fransız mimar Le Corbusier modern m imarinin öncüsü olarak tanı n ıyor. Ölümünden bu yana, bazı kentsel tasarım projelerini n yıkıcı ve savurgan ol ması O ' n u eleştiri okiarı n ı n hedefi haline getirdi. Le Corbusier, m imarlar ve mimarlık öğrencileri tarafından üzerinde en çok
çalışılan mimar oldu ki, sürekli hatırlanı yor olmak her zaman iyi bir şey değil.
8. Sant-iago Calat- r-ava i sviçre'de ilk ofisini açan ispanyol mi mar Calatrava'nın, mimarlık "elitleri " n i n arasında yer aldığı kabu l ediliyor. Calatrava'nın Bilbao'daki projesi, kırılmaya eğilimli ve yerel hava koşulları altında kayganlaşan cam seram iklere sahi p köprüsüyle birlikte yeterince tesis içermeyişi ile de pratiklikten uzak oldu ğ u için eleştirildi. Venedik'te tasarladığı köprü ise, projenin uygu n olmaması ve para kaybı olarak nitelendirmesi nede niyle açılış töreni ertelendi .
7. (BIG) Bj a r- ke Ingels
Gr-o u p Danimarkah m imar, Bjarke l ngels projeleri ile m imariye neşeli ve pratik bir yaklaşım gösteriyor. B u yaklaşımın ta kendisi belki de, m i marlığın perde arka sındaki "eski kafalı lar" tarafından takdi r edilmeyen B I G ' i n bu kadar eleştiriime sinin esas nedeni . Bjarke l ngels her iki listeye birden girerek tuhaf bir ilgiyi hak ediyor. Belki de firmanı n çekim gücü arttıkça ve daha fazla ilgi kazandıkça, projelerine karşı eleştiri grubunun ve
star m imarlardan nefret edenlerin daha fazla tepkisini çekiyor. Bjarke l ngels ' i n kısa bir süre i ç i n OMA'da çalışmış o l ması v e belki de projelerin i n star mimar benzerlikleri durumu daha da talihsiz leşti riyor.
6 . Pet-e r- E i s e n ma n Amerikalı b i r m imar olan Eisenman, dekonstrüktivistler olarak bilinen mi marl ığın eklektik grubunun bir parçası. Projeleri sık sık kendi promosyonunu yaptığı için eleştirdi. Die Süddeutsche Zeitung'dan Merten Worthmann'ın söylediğine göre "çok pahalı, çok büyük ve içeriği çok yetersiz" olarak tanı m lanan Cidade da Cultura de Galicia projesi en çok eleşti rilen projelerinden biri.
5 . Nor-man Fost-e ringiliz mimar Foster, i n gi ltere'nin en üretken simgesel binaların ı n yaratıcısı olarak tanınıyor. Londra'da bulunan ve daha önce I RA tarafı ndan hasara uğratılmış tarihi bir binan ı n yeniden yapı lması fikrin i hiçe sayarak dikilen, resmi olarak Swiss Re olarak bilinen "The G herkin" Foster' ı n en çok tartışılan projelerinden biri.
39
Şubat 2010
4 . Rem Koolhaas Rem Koolhaas ise başka b i r star mimar. Pekin 'deki CCTV Binası Design Observer'dan Will iam Drenttell'in yo ğun eleştirisine göre "sivil ihmarkarl ığı tamamen sınırlamasa bile, bu ölçekteki bir projede estetik bir ifadeyi destek lemek için çok fazla çelik kullanımı ile kaçı rılmış bir fı rsat gibi görünüyor," Zaha Hadid 1 970'1erde Koolhaas altın da çalışmış, 1 97 7 yılında da O MA'nın ortağı olmuştu.
3 . Da n iel Lie b s k i n d Daniel Libeskind Polonya-Yahudi asıl l ı Amerikalı bir mimar. Libeskind 'in en iyi bilinen proje lerinden bazıları Berlin'deki Yahudi M üzesi, ABD 'de bulunan Denver Sanat M üzesi ve Toronto'daki Kral iyet Ontario M üzesi'ni kapsıyor. Libeskin d , Dünya Ticaret Merkezi 'nin arazisinde yapılacak olan yeniden inşa projesi için düzenlenen tasarım yarışmasını kazanarak medyada büyük dikkat çekti. Meslekteki birçok profesyonel Libeskind'in projelerini, güçlü bir fikir ile yaptığı binaların sürdürülebilir olma yışı ya da yer kavramı n ı hesaplamayışı
ve tasarımlarında binalardan daha çok kendi markasına odaklanm ı ş olması nedeniyle eleştirdi. Libeskind 'in eleş tirilen projelerinden üç tanesini şunlar ol uşturuyor: Libeskind'in "dünyanın en üst düzey sürdürü lebilirlik" olarak tasar ladığını iddia ettiği The Studio Series Villas projesinde prefabrik öncesini ele alıyor. TreeH ugger projeyi şöyle bir gözden geçirmiş ve ne sürdürülebilir, ne de kar şılanabilir olduğu yarg ısına varmış. DesignBoom'un bir okuyucusuna göre Polonya, Varşova'daki zlota 44 "bir anda parlayan bir hile ile mimari tasarım gibi davranan başka bir proje." Berlin'deki Yahudi M üzesi, çok "soyut" olması ve "eğitim içeriği"nin eksikliği nedeniyle birçokları tarafından eleştiri liyor. Super Colossal blog üzerinde bir gariplik kaydetti . Libeskind çoğ u zaman " Dünyaca ünlü mimar" olarak tarifiendi ve Libeski nd'in sitesindeki arama fonksiyo nunda " Dünya, ünlü, mimar" kelimeleri nin site çapı nda 6 .800 kez bulunduğu nu fark ettiler. Belki de bu şekilde tanınması bir te sadüf değil.
2 . F r-a n k Ge h r-y Frank Gehry Kanadalı bir mimar olup Los Angeles'a yerleşm iş. Gehry 'nin projeleri arasında Bilbao'daki G u ggenheim M üzesi, Minneapolis'te bulunan Wiestman Sanat M üzesi ve Kaliforniya Santa Monica'da yer alan özel konutu var. Gehry'nin projeleri, "star mimar"ın çal ışmaları olduğu ve form ile yapının işlevinden çok, bir Gehry binası olması nedeniyle ilgi çekmesi ile ayrımın işareti olduğu için eleştiriliyor. Gerçek soru ise Gehry'nin gerçekten büyük bir mimar m ı , yoksa sadece po püler mi olduğu? Gehry'nin eleştirilen projelerinden üçünü şunlar oluşturuyor: Bilbao'daki G uggenheim M üzesi'nin yapısı "güzel ve parlak" olsa da, kamusal bir alan için yetersiz, kente bir " kesinti" ola rak hizmet veren yapı insan faaliyetleri ve kent kültürü için başarısız gözüküyor. Walt Disney Konser Salonu G uggenhei m ' ı n bir "kopya"sı olarak kabul ediliyor. New York Times'ın vefat eden m imar lık eleştirmeni Herbert M uschamp'ın "denizden çıkıp sürünmüş, yuvarlanmış ve ölmüş bir şey" olarak nitelendirdiği
40
Şubat 201 0
Müzik Deneyimi Projesi ise başka bir saca sarılmış yapı . Gehry ' n i n projeleri çoğu zaman kaynak israfı ve işlevsiz ta sarı mlar olduğu iddiaları ile karşılaşmış, yeri çok az dikkate alınmış, sürdürülebi lirlik ve uygu n fiyat ilkeleri eksik kalmış olarak yorumlanıyor.
300 Kişiye Sord u k ve İş"te 1 N u ma ra ! Ta daaaaaa İŞTE ZAHAAAA ! ! 1 . Za h o Hadid
�
�
� 1-
Zaha Hadid 1 950 yılında Bağdat'ta doğdu. Hadid 2004 yılında, onu ça bucak şöhret yoluna taşıyan Pritzker Mimarlık Ödülü'nü kazand ı . Zaha' n ı n en i y i b i l i n e n projelerinden bazıları Vitra itfaiye i stasyonu, Almanya, Weil am Rhein'daki Lfone Pavyonu ve Londra'daki M illennium Dome'da bulu nan M i nd Zone. Oxford Koleji Eki Önerisi'nin inşası reddedildi, çünkü ısısal problemler var d ı , ayrıca bu durum araziye ve bağlama cevap vermeyen bir proje için önemli bir örnek oluşturuyor. Zaha projelerinin bayağ ılığı, her projesinde aynı tasarım yöntemleri yinelemesi, kamuyu ve yerini tamamiyle hiçe saydığı için eleştiriliyor.
Son tartışmalara göre, Zimbabwe dikta törü Robert M ugabe'ye bile benzetiliyor. Hadid 'in eleştirilen projelerinden üçü n ü şunlar oluşturuyor: 201 2 Londra Olimpiyatları Su Merkezi uygulamada eksiklikleri olan , bütçesini 3 kere aşan ve havuz salo n unda ahşap tavanı bulunan bir proje. Bakı mının sağlanamaması da eleştirilen başka bir konu. Capital Hill Residence projesi için yapılan bir yorumda (Photoshop'tan referans alınarak söylenecek olunursa) " Cione Stamp Tool "u kullanmış olmal ı , çünkü önceki tasarımiarına göre olduk ça tipik bir proje ve zar zor yaşanabilir bir yer durumunda. Antwerp'te Port Evi tasarı m ı arsada yer alan mevcut binaya saygı duymuyor.
Pe k i Kim Daha Fazla İlg iy i Ha k E d iyor? 10 . And rew May n a rd Andrew ve AMA eğlenceli ve iyi tasarlanm ı ş projeler üretiyor ki, daha geniş ölçekte fark edilmeyi hak ediyor. Andrew ' ü n en gözde projelerinden biri olan CVOS " Robot yiyen Banliyö" pro jesi ArchDaily ve l nhabitat gibi popüler bloglar arasında çok ilgi kazand ı .
9. Alva ro Siza Vie i ra Çağdaş bir Portekiz mimar olan Viera Lizbon, Chiado'da 1 998 Ağustos'unda çıkan yang ı nda tamamen tahrip olan bir alanda tamam ladığı ticari bir yenileme projesi ile 1 992 yılında Pritzker ödülünü ald ı . Son olarak l bere Camargo M üzesi tamamlandı.
8. Alej a n d ro Arave na lcon tarafından 20 genç mimar ara sında gösterilen Alejandro Aravena gelecek vaat eden bir mimar. Pirihueico Evi , Aravena tarafından tasarlanmış popüler bir proje.
7. UNS"t u d io Hallandalı bir mimari uygulama ve altyapı projelerinde uzman bir büro. U N kısaltması " U n ited Network", yani bir leşmiş ağ anlamına geliyor. Ortak do ğanın yansıtıcısı olan firma, farklı geç mişiere ve deneyimlere sahip dünyan ı n dört bir yan ı ndan gelen bireylerden oluşuyor. En tan ınan projelerinden biri Hollanda'daki Agora Tiyatrosu.
6 . Shigeru Ban Japonya kökenli Shigeru Ban, projele riyle hızlı bir fark yarattı. Projeleri içinde en önemlisi afet kurbanları için tasar-
41
Ş u b at 2010
s: ..
�·
;;:. tu o c. ., .. c
)(
ladığı geri dönüşümlü kağıt ve karton evler. San' i n en ünlü projesi 1 56 nakliye konteynerdan oluşan ve geçici bir yapı olan Göçebe M üzesi.
5 . Re n z o Pia n o Renzo Piano Pritzker M imarl ı k Ödülü ' n ü kazandığı ndan beri kendini kabul ettirmiş bir italyan mimar. Erken dönem inin en ünlü projelerinden biri olan ve 1 977 yılında Richard Rogers' la birlikte yaptığı ortak proje Paris'teki Georges Pompidou Merkezi. Piano Amerika' nın en büyük ikinci müzesi olan Şikago Sanat Enstitüsü için yaptığı ek bina ile çok ilgi kazandı.
4 . David Ch ippe r-field M imar David Chipperfield, dikkatli yapısal basitliği, mobilyadan kent planlama projelerine kadar geniş bir yelpazede çalı şmasıyla tan ımlanıyor. Chipperfield'in gü ncel projeleri arasın da Anehorage Tarih ve Sanat Müzesi ile Milan'daki Alaska ve Ansalado Kültür Şehirleri yer alıyor.
3 . Bj a r- ke Ingels 1 974'te Danimarka, Kopenhag'ta do ğan Bjarke l ngels, B I G ' u sadece 3 yıl önce 2006 yılında kurdu. Projelerini ne şeli ve pratik bir yaklaşım içinde tasarlı yor. 1 998 yılında 3. sınıf öğrencisi iken ilk yarışmasın ı kazandı ve daha sonra Rem Koolhaas için 3 yıl için çal ıştı. l ngels ' i n popüler projelerinden üçü
şunlar: 2008 yılında tamamlanan VM Dağ Konutları projesi bir dizi ödül ald ı , firman ı n e n ünlü v e e n iyi bilinen pro jelerinden biri oldu. Deniz Gençlik Evi de 2004 yılında Kopenhag M imarlı k Ö d ü l ü ' n ü alarak d ikkat çekti. Kopenhag'taki Scala Tower, çevre sindeki şehi r ile birbirine karışan ras yonel bir kule. Genç bir mimar olarak Bjarke l ngels, özellikle de deneyimlerini birleştirme becerisi, sosyal sorumlu luğu ve projelerinde kulland ığı keskin zekasıyla büyük başarı elde etti.
2 . Pe-ter- Zum"t h o r2009 Pritzker Ödülü kazanan isviçreli m imar, şu anda m imarlı k dünyasında kesinlikle bir " birinci kalite" olarak tanı nıyor. Zumthor'un duygu ifade edebilen binaları tasarlamak için bir motivasyonu var ve bir duruş ile kişil iğe sahip. Zumthor'un popüler projelerinden üçü şunlar: Avusturya, Bregenz'de bulunan Bregenz Sanat Evi cam ve çelikten oluşan bir yapı ve binanın içi beton bir kutudan yapılmış. isviçre'de Kaplıcalar, uzak dağ köyü Vals'te geometrik katılığıyla kaya yama cında bir büyük yerleşme gibi görünü yor. Zumthor'un en son projesi olan Brother Ciause Field Şapeli'nde kendi ne özgü bir teknik kullanıldı. Ağaç göv deleri etrafında yapı tasarlandı ve ahşa-
bı yakılarak kömürleşmiş bir görüntü ve koku elde edildi. ilginç olan bir başka konu ise, Zumthor projelerinin çoğun luğu yayınlanmad ı , çünkü m i marl ı ğ ı n ilk elden deneyim lenmesi gerektiğini hissediyor.
Ve En Çok İlg iyi H a k Eden Mima r-. . . 1 . Toyo I-to 1 941 yılında doğan Toyo lto, son de rece yaratıcı ve kavramsal mimarlığı ile büyük ölçüde bilinen bir Japon mimar. Projeleri hem fiziksel, hem de sanal dünyaları yönetiyor ve ifade ediyor. Kariyerinin başlarında, 1 976 yılında tamamlanan ve dikkat çekici Beyaz U ile 1 984'teki Gümüş Baraka önemli iki projesi. ıto'nun Yatsushiro Belediye M üzesi, 1 992 yılında 33. Mainichi Sanat Ödülü'nü kazandı. Güncel Serpentine Galeri Pavyonu projesi ise oldukça önem kazandı. ıto'nun popüler projelerinden üçü şun lar: Kaohsiung'da Dünya Oyunları Stadyumu, üzerindeki 8 . 844 tane gü neş paneli ile bu yapı yenilenebilir enerji kaynağı aracılığ ıyla gereken enerjinin % 75'ini üretiyor. Sendai M edyatek kütüphane, görsel medya merkezi ve yer hizmetleri dahil birçok fonksiyonu bünyesinde bulunduran bir tesis. Matsumoto Sahne Sanatları Merkezi çeşitli sanat faaliyetlerini barındı rıyor.
42
Şubat 201 0
Pamu k , Ma s u m i y e "t Mü z e s i P r o j e s i n i Ge r i Çe k t- i
giriş bileti yer almıştı. M üzeyi açmak için Alman m imar çift Brigitte-G regor Sunder'in düzenleme çalışmalarını bitir mesini bekleyen Pamuk, Ş ubat 2009 'da da kurduğu ' M asumiyet Vakfı' aracılığıy la da AKB Ajansı 'na başvurarak projeye mali destekte bulunu lmasını talep etti. Ajans da projeye 754 bin 500 TL tuta rında destek olunmasına karar verd i . Ancak A K B Ajans ı ' n ı n projeye verdiği destek, diğer desteklenen projelerle beraber gazetelerde tartışma konusu oldu. Ajans yine de müzenin önümüz deki Temmuz ayında açılacağ ı n ı ilan etti. Ocak 2 0 1 0 ' a gelindiğinde iki taksitlik ödeme de yapılmıştı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken Pamuk, AKB Ajansı Yürütme Kuru l u ' na bir mek tup göndererek projeyi ajanstan geri çektiğini yazdı . Pamuk, mektubunda şimdiye kadar alı nan paran ı n da faiziyle birlikte geri ödeneceğ ini ifade etti.
Tarih: 1 Şubat, Yeni Şafak
Ve n e d i k M ima r l ı k Bie nali ' n i n Tema s ı : " Pe o p l e i n A r c h i "t e c "t u r e " Ta rih: 1 Şubat
tu iD' :ı
!! :;·
"' c:
iil
�: c: ;:ıı; "' N c
�
ın
.!!.
3' "'
Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, 201 0 istanbul Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı' ndan gelecek 754 bin 500 TL ile kuracağı ve son roman ı n ı n adını taşıyan Çukurcuma'daki " M asumiyet M üzesi" adlı projesini ajanstan geri çekti. Habertürk Gazetesi 'nden Serkan Akkoç'un haberine göre, Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk'un 2008'de yayım lanan aşk romanı " Masum iyet Müzesi" ile eş zamanl ı olarak ayn ı isimde açmayı planladığı ve kitaptaki Kemal karak terin i n aşkı Füsu n ' u n hatıraları n ı canlı tutmak için biriktirdiği objelerin sergile neceği müze projesinde şok gelişme . . . Pam u k ' u n bu proje i ç i n satın aldığı istanbul Ç u kurcuma'daki Brukner Apartman ı ' n ı n restorasyonu 2003'te bitmişti. Kitabı n 574'inci sayfasında da müzenin bulunduğu yerin haritası ve
DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
Venedik M imarlık Bienal i ' n in küratörü Kazuyo Sejima 29 Ağustos-21 Kasım 2010 tarihleri arasında düzenlene cek bienalin temasını " People in Architecture" olarak açıkladı. Temayla ilgili kon uşan Sejima şunları söyledi: "Tema insanların m imarlıkla, m imarl ığın insanlarla ve insanların ken disiyle i lişki kurmasına yardım etmek anlamı n ı taşıyor. M i marlık 2 1 . yüzyılda yen i değerleri ve yeni yaşam tarzlarını açıklığa kavuşturabilecek mi? Bu sergi mimarl ı ğ ı n i m kanları ile ilgili bir deneyim olacak . " Bunun yan ı nda Sejima sergiye sa dece m imarların değil, sanatçılarında katıl ı m ı n ı beklediğini söyledi. Bu sene ayrıca bienale iki ayrı proje daha eklendi. Projelerden ilki olan "Architecture Saturdays" sergi süre since devam edecek bir tartışma ve performans serisi. 1 975 yılından beri küratörlük yapmış olan herkes tartışma lara başkanlık edecek. Bir d iğeri ise ün iversite projesi. B u projenin detayları yakı nda açıklanacak.
•'
..
..
·
..
.
.
.
.
·
·
.·
·
·
·
Şubat 2010
M ima r l a r d a To p a l k a z a n d ı Tarih: 1 Şubat, Yeni Asır
izmir'de gerçekleştirilen seçimlerle 5 meslek odasında yen i dönem başkanla rı belirlendi. M imarlar Odası ' nda Hasan Topal göreve geldi. 3 listeni n yarıştığı M imarlar Odası izmir Şubesi seçimlerinde Hasan Topal başkanl ı ğ ındaki Çağdaş Demokrat M i marlar G rubu seçimi kazandı. Üyelerin sabah ı n erken saatlerinden itibaren büyük ilgi gösterdiği seçimler de oda tarihinin en yüksek katıl ı m ı ger çekleşti . Oylaman ı n ardından Çağdaş Demokratlar G rubu seçimi kazand ı . M imarlar Odası izmir Şubes i ' n i n dün O d a Merkez i ' nde yapılan seçim lerine Başkan Hasan Topal, Çağdaş Demokrat M i marlar Grubu ' nun başkan adayı olarak katıldı. Topal'ın l istesinin karşısında ise baş kanı seçimlerin ardı ndan belirleyecek olan M i marlı k için Demokrasi G rubu ve Kıvılcım Keskiner'in başkan adayı olduğu Değişim-Gelişim G rubu yer aldı. Uzun yıllardır iki l iste ile seçime gidilen TMMOB Mimarlar Odası izmir Şubesi ' nde bu yıl mevcut yönetime muhalif olanların , liste hazırlığı sırasında ön seçim kon usunda anlaşamamaları nedeniyle üç ayrı liste yarıştı.
L a b i r e n t" G i b i Ü s t" Ge ç it" H i zmet-e Aç ı l d ı
Tarih: 3 Şubat, Milliyet
ten geçen yayalar, geçidin karışık ancak güzel olduğunu söyledi. Bazı Rizei iierin karışıklığı nedeniyle " labirent" benzet mesi yaptığı geçide, yön tabelaları n ı n konulması istendi.
Üzerinden Minibüs Geçmişt- i Rize'de, i lave edilerek uzat ılan yaya üst geçidinden geçen yıl 26 M ayıs'ta sürücü ismail Gü ngör m inibüsü ile yolun karşısına geçmişti. Minibüsünde sürtünmelerden dolayı 2 bin l iral ı k hasar oluşan Güngör'e trafik ekipleri 1 8 9 lira para cezası uyg ulamış, bu olaydan son ra geçidi n her iki girişine de demir levha kon ularak araç girişi engellenmeşti.
M ima r l a r Od a s ı K a y s e r i Şubes i ' nde Gö r e v Da ğ ı l ım ı Ya p ı l d ı Tarih: 4 Şubat
M imarlar Odası Kayseri Şubesi'nde 23-24 Ocak 201 O tarihlerinde yapılan seçimler sonucunda yönetim kurulu belirlend i . Yönetim Kurulu asil üyelerin i n görev dağ ı l ı m ı aşağıdaki şeki lde oldu: Başkan: Hakan Mahiroğlu l l . Başkan: ismail Ruhlukürkçü Sekreter Üye: Pem begül Selman Sayman Üye: Rıza Gengeç Üye: Kasım Balcı Üye: Hakan Kılınc Üye: Güntülü Gündağ
YAZAN: MUHAMMET KAÇAR
Rize Belediyesi tarafı ndan yapımı na 4 ay önce başlanan yaya üst geçidinin i nşa atı tamamlandı. Sahil yol u üzerindeki merdivensiz, çıkışları hafif rampa şek l indeki yaya üst geçidine ilave edilerek inşa edilen ve Atatürk Caddes i ' n i sahil şeridine bağlayan üst geçit, yayaların kullanı m ına açıldı. ismail Kahraman Kültür Merkezi'ne bağlanan bir yolu n da ayrı ldığı üst geçit, 1 8 5 ton demir kul lanılarak 830 bin liraya mal edildi . 340 metre uzunluğundaki üst geçidi yayalar bir baştan diğerine yaklaşık 8 dakikada geçebi liyor. Cumhuriyet Caddesi ile Karadeniz Sahil Yol u ' nun dört şeridinin altından geçtiği merdivensiz üst geçit-
Kü ç ü kya lı A r k e o l o j i Pa r k ı P roj e s i ' n i n A k ı b e t- i Ne Olac a k ? Ta rih: s Şubat DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
l l . Dünya Savaşı'nda hava bombard ı manı sonucu kentlerin büyük ölçüde tahrip olması, üzerine kuruldukları eski dö nem lere ait kalıntıların ortaya çı kmasına neden olmuş. Bununla beraber ortaya çı kan kalı ntıların korunması, sergilen mesi , kent yaşamına kazandırılması
43
beraberinde çok katmanlı kentlerin tarihinin araştırılması " kentsel arkeoloj i " adında yen i b i r uzmanlık alan ı n ı oluş turmuş. Kültür ve Tabiat Varl ı klarını Koruma Yüksek Kurul u ' n u n (1 999/658 sayılı kararıyla değişiklik) 2005/ 702 sayılı i l ke Kararında kentsel arkeolaj i k alanları , " 3386 ve 5226 sayılı kanunlarla değişik 2863 sayılı Kanun kapsamına giren ar keolojik sit alanları ile birlikte korunması gerekli kentsel doku ları içeren ve bu özellikleri ile bütünlük arz eden koru maya yönelik özel planlama gerektiren alan lar, kentsel arkeolajik alanlardı r," şeklinde tanımlan ıyor. Alı nan karara rağmen Türkiye'de henüz kentsel arke olaj i k alan kavramı anlaşılmış ve gerekli olan disiplinlerarası çal ışma ortamı oluşturulmuş değil. Bu sorunun bir örneği istan b u l ' u n göbeğindeki Küçükyalı Arkeolaj i k Alan ı 'nda yaşanıyor. Yoğun kon ut dokusu nun arasına sıkışmış alanda M S 867-877 yıllarına tarihlenen Satyros Manastırı ve altında sarn ıç bulunuyor. Alanla ilgili 2005 yıl ında hazırlanan, daha sonra 201 O Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafı ndan da sah iplenilen Küçükyalı Arkeopark proje si kente kazandırı labilecekken, gerekli kazı izni zaman ında alınmad ı ğ ı , mülkiyet sorunları çözülmediği için proje rafa kalkmış gibi görünüyor. Ajans tarafın dan arkeopark yapılacağı söylense de sadece arkeolajik kazı devam ediyor, proje anlamı nda yapılan bir şey yok. Konuya açıklık getirmek için proje mü ellifi Atölye M imarl ık'tan Sinan Omacan ile görüştük. Omacan , proje sürecin den günümüze yaşananları şu şekilde aktardı:
EM: i lk olarak Küçükyalı Arkeoloji Parkı projesinden bahsedelim ister sen iz SO: Küçükyalı Arkeolajik Park Projes i ' n i biz 2004 yılı sonu, 2005 yılı başında tamamlad ı k . Burası, Küçükyalı 'da şu anda mevcut konut dokusu arasında sıkışmış ve arkeolajik bir alan olman ı n dışı nda oranın da tek nefes alma mekanı olan bir Bizans manastır kalıntısı alanı. Bir yandan alanda yapılacak arkeolajik kazılar ve öte yandan da burasının çevrenin tek rekreasyon alanı
44
Şubat 2010
oluşunu birbirini zedelemeyecek, tersine güçlendirecek şekilde biraraya getirmeye çalıştık. Konu, burasının sadece çevresi gü venlik çitleriyle çevrilmiş bir arkeolajik alan olarak değil, bir arkeolajik park ala nı olarak projelendiril mesiydi . Bu şunun için öneml i , özellikle kent içi arkeoloji hassas bir yapıya sahi p olduğundan, ancak çevreden de gerekli desteği ala bildiği zaman bu korumayı uygulayabil mek mümkün. Dolayısıyla oradaki yerel unsurların desteğini alabilmek ve orada ki günlük yaşantıyı da zedelemeden bu işi başarabilmek gerekiyor. Projeye 2005'te böyle başlanmış tı, hatta daha sonra 2006'da U l usal M imarlık Sergisi 'nde ödül aldık. 2006 'da ödül aldı ktan sonra, orada henüz bir arkeolajik kazı tesis edilme miş olması sebebiyle uygulamaya geçi lemed i . Ancak 2008'den sonra, 201 0 Avrupa Kültür Başkenti istanbul ajansı projeye ilgi duydu ve gerçekleştirilmesi için çalışmak niyetinde oldukları n ı söy lediler.
EM: Arkeolaj i k Park' ı n tasa rlanması işi ilk olara k size nasıl gelmişti? SO: Arkeolajik alanlarda yeni yeni çalış maya başlad ığımız yıllardı . Şu anda ar keolojik kazı projesi n i istanbul Arkeoloji M üzesi ile beraber yürüten Alessandra Ricci orada yüzey araştırması yapmıştı. Önce burada bir koruma yapısı projesi yapmamızı önerdi. Daha sonra bunu bir arkeolajik park projesi olarak geliştirdik . A m a dediğim gibi o sırada burada bir kazı izni olmadığı için gerekli başvu rular da yapı lamadı ve prosedürler de başlatılamad ı . M ü lkiyet sorunları gibi bir takı m sorunların çözülmesi için uğraş gerekiyor ama bu arkeoloji parkı projesi ile her ne kadar tanıtımlar ve duyurular yapılsa da, şimdiye kadar pek bir şey uygulanamadı .
E M : Sizin tasarladığınız proje neyi kapsıyordu? Bir rekreasyon a l a n ı n ı n ya nı sıra binalar da olacak mıyd ı? SO: Şunları kapsıyordu: oradaki cami ve muhtarlığın önündeki meydan , et rafındaki yollar -ki onlar araç trafiğine kapatı lacaktı- bir tane çocuk parkını da içeren ve çay bahçesi gibi bir ta kım öğelerin de olacağı park alanı ve
sosyaı s o k a k
------
onun dışında asıl bu arkeolajik alan ı n çevresiyle, o n u n etrafındaki g ü n l ü k ha yatın sirkülasyonunu sarmalayan yeşil yumuşak bir sınırın da içinde olduğu bir ziyaretçi merkezi. Yani hem kazı ekibinin kullanım ına açı k hem de ziyaretçilerin bilgilendiril mesi amacıyla kullanı lacak ve oradaki mevcut sarn ıcın içine yapılacak olan , kültürel etkinliklerin de yapı labileceği fuaye alanı , kazı alanı ve bir de burası işletildiği zaman kullanılabilecek sergi veya satış amaçlı birkaç küçük pavyon . Meydan ise daha çok hem mahalle linin, hem cami cemaatinin kullanımına yönelik bir yer olacaktı.
EM: Peki Avrupa Kültür Başkenti Aja nsı'nın bu alanda ya pmak istedi ği şey nedir? SO: Şu anda sadece arkeolajik kazı sürdürülüyor orada, o kadar. Tabii bu da Arkeolajik Park' ı n yapılması anlamı na gelmiyor. Arkeoloji Parkı arkeolajik alan ın ka zılar tamamlandıktan sonra park olarak düzenlenerek ziyarete açılması anlamı na gelmiyor.
Alanın arkeolajik kazılar ve yerel kullan ı mlar da dahil tüm kullanımlarının birbiri n i zedelemeden, bütünsel olarak ve baştan itibaren birarada tasarianma sı anlamına geliyor. Kent arkeoloj isinin güncel durumu bunu gerektiriyor. Elbette sorunlar var ve sorunların çözülmesi için uğraş gerekiyor ama proje ile ilgili hem arkeoloji ekibi hem de Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından her ne kadar tanıtımlar ve duyurular yapı lsa da, aslında şu anda doğrudan doğruya park projesinin ger çekleştirilmesine yönelik fiili bir çaba yok .
EM: Bası nda yansıyan sizin anlattık larınızdan b i raz farklı. Alessa ndra Ricci ' n i n de katıl d ı ğ ı bir toplantıda semt halkının desteğ i n i n a l ı ndığı, parkın 201 0'da halkın hizmetine gi receğ i haberleri çıktı. SO: Basında her ne kadar arkeolajik park projesi şeklinde tanıtım ları yapılsa da maalesef şu ana kadar sadece bir arkeoloji kazısı olarak devam ediyor ve 201 0 Ajansı tarafından destek de fiilen
45
Ş u b at 2 0 1 0
kısmen düzenlenmiş. Böyle giderse Küçükyalı 'daki alan da böyle kalacak ama bu alanların tümünün arkeolojik park olarak düzenlemesi olanağ ı n ı de ğerlendirmek gerekiyor."
Vamp i r d e n S a-t ı l ı k L ü k s E v Tarih: 8 Şubat, Haber Türk
YAZAN: HEJA BOZYEL
kazıya veriliyor. Ancak biz de gerekli uyarıları yapıyoruz ve buranı n gerçekten bir arkeoloji parkı olarak kazanılması yö nünde fiili ad ımların atılacağı u m uyoruz.
EM: Alana yaptığımız ziya ret sırasın da d i kkatimi çeken b i r nokta oldu. Genelde böyle boş alanlar çöplüğe dönüşür. Burası nispeten tem iz kalmış, bu durum neden kaynakla nıyor? SO: 2000 ' 1 i yılların başı nda veya biraz öncesinde sarnıç kısmı aslında tinerci lerin olduğu ve akşamcıların bira şişele rini attıkları bir yerdi. B i raz muhtarl ığın ve halkın arkeoloji ekibi tarafından bilinçlendirilmesi ve bi rkaç kapı koyui ması gibi basit güvenlik önlemiyle, kolay olmasa da kısmen daha iyi bir koruma sağlandı . Çöp sorun u da bu şekilde bir derece çözüldü.
EM: Peki a raştırma yaptığ ı nızda dü nyada, bu kadar kentin içine gir miş, kapalı ve koruna klı kalmış ben zer bir alan örneğ ine rastladınız mı? SO: Kentin bu kadar içerisinde kalan arkeolojik alan var m ı dır, doğrusu bilmi-
yoru m . Roma örneği var ama istanbul çok farklı ve çok sayıda tarih katmanla rını barı ndıran bir kent. Peter Zumthor' u n tasarladığı birkaç örnek var, yakı n zamanda tamamlanan Kolu mba M üzesi var örneğin, farklı ve çok ilginç bir örnek. Kent içi arkeoloji başlı başına bir alan, mesela istan b u l 'da yine bir arke oloji parkı olarak sunulmuş bir proje var. Sultanahmet ' teki Four Seasons Otel i ' n i n olduğu yerde ama şu anda halen kapalı olduğu için göremedik. Dolayısıyla oradaki arkeolojik parkın n iteliğinin ne olduğunu tam bilemiyoru m . Asl ında kentiçi t ü m arkeolojik araş tırma kazıların ı n kazı başı ndan itibaren halkın ziyaretine açı k şekilde tasarian ması en doğru olanı. Ama bu tür yerler var tabi ve kırsal alanlardaki arkeolojik alanlardan olduk ça farklı, kendine özgü sorunları var. i stanbul dışında da arkeoloj ik park olarak düzenlenmemiş ama bu potan siyeli taşıyan pek çok alan var, örneğin Edirne Kaleiçi ' n i n ilk suru ve kulesi Roma Kalesi' nden kalma bir parçadır,
Twi light Saga: Yen i Ay'da vampir ailesinin yaşadığı göz alıcı ev, Kanadalı bir emlak şirketi aracılığıyla satışa çıktı. Yaklaşık 3.3 milyon dolar değer biçilen evi kimin alacağı merak ediliyor. Twilight'ta ölümlü güzel Bella, ölüm süz aşkı Vampir Edward ' ı n evine ilk git tiğinde şöyle bir duraklar, evi şaşkınlıkla inceler. Edward "Ne o, tabutlar, zindan lar, hendekler m i olmasını bekliyordun?" der. . . Hayır, ne Bella ne de biz, tabut görmeyi beklemiyorduk ama dekoras yon dergilerinden fırlamı ş gibi bir ev de beklemiyordu k doğrusu. işte o malum ev, Twi l ight Saga: New Moo n ' u n çekimlerinden sonra ziyaret çilere açılmış ve vampir hayranların ı n akınına uğramıştı. Şi mdiyse tam tamına 3 . 298 milyon Dolar'a satılığa çıktı . Twilight her alanda yen i trendler yarattığ ı gibi, ev dekorasyonunda da yaratm ıştı. Sağda solda " Vampirlerin evinin tar zına sahi p olun, Edward ' ı n yatak oda sının havası n ı yakalayın" yazıları görür olmuştuk. Bu evi hem Twilight hem de dergiler için cazip kılan kişi , Skylab M imarl ı k'tan mimar Jeff Kovel . J eff Kovel kendini " Ben mimarlık, geliştirme ve rock'n rol l işindeyim" diyor. Ev şu anda Hoke ailesine ait (Hoke ailesinin vampirlerle kesi n likle i lgisi yok). Aile reisi John Hoke, Nike'da çalışan bir yönetic i . Tek hatası evi alır almaz kapılarını dekorasyon dergilerine açmak olmuş. H i kayen i n devamı , John Hoke'a gelen bir telefonla şekil değiştirir. Telefondaki kişi, evin i n bir filmde kul lanılıp kullanılamayacağ ı n ı sormaktadı r. O film Twilight Saga: New Moon çı kar. Filmin ard ından; sessiz, huzur dolu ev tanların ı n akınına uğrar.
46
Şubat 2010
Evi n Mima rı Ze n g i n Old u John Hoke, huzurlu yuvasının bu kadar popüler olmasının ardından evi satışa çıkarttı. Tabii ki evi n fiyatı Twilight sayesinde neredeyse iki katına çıktığı için, Hoke satış gerçekleşince büyük kara geçecek. Evin mimarı Jeff Kovel ise şöyle diyor: " Biz evi 2006'da tasarlamış, 2007'de bitirmiştik. Hemen yanında yeni bir ev daha yapacaktık ama film yüzünden olmad ı . Şimdi yen i bir vampir bulduğu muz takdirde yeni evi de yapacağ ız." Kovel başka vampir bulmayabilir ama kesinlikle büyük bir servet buldu: " Geçen Aral ı k ' ta ekip olarak Twilight'ı izlemeye gittik ve çok beğendik. Dünyanı n her yerinden tilmin tanları mail atıyor. Mailler arasında yeni ev projeleri için teklifler de var. H ırvatistan'dan Filipinler'e, Buenos Aires'den, Melbourne'a dünyanın her yerinden konut projeleri için anlaşmalar yapmaya başladık." Malum ev, kapısından içeri adı m atan herkesi zengi nleştiriyor galiba. Ama aranızda evi satın almayı düşü necek kadar zengin bir vampir Edward
hayranı varsa kötü haberi vereyim: John Hoke, evi satarken 3,3 m ilyon Dolarla birlikte, tilmin çekimlerinden kalan tüm eşyaları da alacak. Yani geriye sadece içinde vampirlerin soluduğu havayı soluyabileceğiniz güzel bir ev kalacak.
Beş Ya-ta k Odası Dö r-t Banyo Tasarım ödülü almış, 5 . 1 00 metre karelik alan üzerine kurulu ev, Kanada, Batı Vancouver'daki emlakçı Jason Soprovich aracıl ığ ıyla satılıyor. Beş yatak odas ı , dört banyosu, bir yemek odası, bir hobi/eğlence odası, yüzme havuzu ve ayrı bir koi havuzu var. Yerleşim alanlarına çok yakın olması na rağmen konumu sayesinde gözler den uzak olmak isteyenler için de ideal bir ev.
Edwa rd ' ın Evi Jaco b ' ın Ku l ü b e s i n e Ka rşı Twilight izleyicileri iki takıma ayrılmış durumda: Vampir Edward taraftarları ve kurtadam Jacob'ı tutanlar. Bella' nın büyük aşkı Edward, şehri terk ettikten sonra Jacob'la aralarında bir yakınlaş ma olmuşt u . Ancak bu aşk başlayama dan bitti. Bella'nın her seferinde Edward ' ı ter cih etmesinin nedeni o muhteşem evi olabilir tabii ki ama bir Jacob taraftarı olarak, onun kırm ız ı çatılı kulübeden bozma evi , Edward ' ı n vampirler için faz la aydınlık evi nden daha iyidir diyorum. Hem o güzelim evde Bella elini kes mişti de vampirlerden biri kızcağıza saldırmaya kal kışmamış m ıydı? Ne yapalı m biz öyle evi?
47
Ş u bat 201 0
Pi n k Floyd ' u n " An ima l s " Al b ü m ü n ü n Kapağı n ı S ü s leyen Fab r i ka Ge l e c e ğ i n i Arıyo r Tarih: 8 Şu bat, Treehugger YAZAN: STEPHEN MESSENGER ÇEviREN: TUGÇE ŞAHiN
Tarihte Pink Floyd'dan daha semboli k a l b ü m kapaklarına sah ip başka bir grup yoktur. M u htemelen grubun 1 97 7 tarihli "Animals" albüm kapağı da bunların arasında en çok simgeleşmiş alanıdır. Kuleler arasında süzülen şişme bir damuzun olduğu fotoğraf kültürel bir sembol oldu ve hala albümün yarattığı gerçeküstü bir etki ile ulusları etkiliyor. Avrupa'da bulunan tuğla binaların en büyüğü olan " Londra Battersea Power Station" 1 935 yılında, Thames Nehri 'nin g üney yakası ndan elektrik getirmek için inşa edildi. Yapının art-deco tarzı olması onu şehrin en gözde modern strüktürlerin den biri haline getirdi. Popüler kültür içindeki görü nümü nden dolayı da şehrin diğer yapıları içinde farkedilebilir hale geldi. Pink Floyd albümünün yanı sıra bina, The Beatles filmi " Help! "de, Morrissey ve The Who gibi başka i ngiliz grupları nın albüm resimlerinde de görüldü. Yaklaşık 50 yıllık bir hizmetten sonra Battersea Power Station 1 983 yılında kapatıldı. O zamandan beri istasyonun dö külmüş iç mekanları Full Metal Jacket, Aliens, Children of Men ve The Dark N ight gibi popüler bir çok filmde kulla nıldı. Son zamanlarda sanatçılar için sergi alanı olarak da kullanıl ıyor. Battersea Power Station medyada zaman zaman yer almasına rağmen, bina şu anda onarıma muhtaç bir halde duruyor. i ngiliz M i rası, istasyonun halini "çok kötü" olarak nitelendiriyor ve yapıyı " Risk Altındaki Binalar" listesinde bulun duruyor.
2004 yılında da enerji istasyonu dün yanı n tehlikeli 1 00 alanı ndan biri olarak gösterildi. Kapatıldığı ndan bugüne strüktürün park, alışveriş merkezi gibi farklı prog ramlarla dönüştürülmesine yönelik çok sayıda öneri oldu. 2008 yılında istasyonun şu anki sahipleri 300 m ilyon Dolar harcayarak istasyon u , biyolojik atık ve çöplerden enerji elde edilebilir bir tesise dönüştür me n iyetinde oldu kları n ı açıkladılar. Ayrıca alanın yakınında ekolojik ofis bi naları ve konut alanları yapıl ması planlan d ı . 201 1 'de başlanacak projenin 2020 yılında bitmesi bekleniyor. Fotoğraflar terkedi lmiş binaları fotoğ rafiayan i ngiliz fotoğraf sanatçısı Mark Obstfeld'e ait. Eğer dikkatli bakarsanız kazanların kaynama seslerin i , kır saçlı işçilerin kü rekle kömürleri atışları n ı ve hatta uçan domuzların haykırışiarını duyabilirsiniz.
Tae i z i n E n B ü y ü k Öl ç e ğ i · Bo n p a s t" o r Tarih: 9 Şubat YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
" Repensar Bonpastor" . . . Yani Bonpastor'u yeniden düşünmek ... Bonpastor, Barselona' n ı n kuzeyinde bir mahalle. Şimdi yıkıl ıyor. . . Kentsel dönüşüm ad ı altında Türkiye'de de görmeye çok alış kın olduğumuz görüntüler ve duru mlar ispanya'da da yaşanıyor. International Alliance of l nhabitants'ın açtığı yarışma ile aslında insanlardan yardı m talep ediliyor. Bu kentsel dönüşüm belki de dur durulamayacak, fakat yıkım olmadan, insan lar yerlerinden edilmeden , nasıl daha iyi bir yaşam sunulabilir sorununa alternatif çözümler aranacak. 4 Şubat Perşembe günü M i mar Sinan G üzel Sanatlar Ü niversitesi ' nde,
48
Şubat 201 0
International Alliance o f l nhabitants'dan katılımcı bir grup Barselona'da Bonpastor Mahallesi ' ndeki kentsel dö nüşüm projesin i , istanbul 'daki Sulukule Mahallesi ile entegreli bir şekilde sun dular. Bu sunumdan sonra Barselona'dan gelen ekiple bir söyleşi gerçekleştirdik. G rubun sözcüsü Stefano Portelli ve ekibi Bonpastor'da yaşananları sadece sivil bir i n isiyatif olarak değ i l , aynı za manda, bu mahallede yaşayan insanlar olarak anlattılar. Sandra, büyükan nesi, büyükbabası ve tüm ailesiyle Bonpastor'da yaşıyor. Dönüşüm projesinin uygulamaya ge çeceği günlerde, I nternational Alliance of l nhabitants için çalışan antrapolog Stefano Portelli mahallenin sosyal ana lizini yapmak için tüm evleri dolaşıyor. Sandra' nın evine geldiğinde, O 'nu bü-
yükbaba ve büyükanne karşılıyor. Aileyi daha iyi tan ıması için Sandra'yı da bek lernesi gerektiğini söylüyorlar. Sonra Stefano, Sandra ile görüşüyor ve O'na aşık ol uyor. 1 yıl sonra oğulları " M i rko" doğuyor. Bonpastor'dan çıkan bu hikaye ile birlikte işe koyuluyorlar. Bonpastor bir göçmen mahallesi. 1 929'da Barcelona' nın güneyinden ku zeyine göç eden düşük gelirli aileler için bir barı nma sorunu ortaya çıkıyor. Bu barı nma sorununa bir çözüm ge tirmek için devlet, kent merkezinin çok d ışında dört arsa satın alıyor ve bu ar salarda "sosyal konutlar" inşa ediyor. Sosyal konutlar, devlet tarafından desteklenen ve çok düşük kira ödemeyi gerektiren bir yerleşim alan ı . Stefano, sosyal konutların insanlar için ne kadar iyi bir şeymiş gibi gözü-
kürken, burada yaşamak için de önce "seçilmek" gerektiğinden bahsediyor. Sosyal konutlara taşınabilmek için insanlar önce başvuru yaptılar. Bu başvuru sırasında, insanlardan aldı kları maaşa göre bankada hesap istedi ler ve binlerce başvurudan hepsi de kabu l edilmed i . Zamanla Barselona kent merkezi gelişti ve çepedere doğru dayanmaya başlad ı . Böylece, bu dört arsan ın değeri d e arttı. Rant müjdesi veren bu arsalar, devlete, mül kiyetin kendi lerine ait oldu ğunu hatırlattı. Devlet, buradaki arsalar üzerine yeni yerleşkeler yapmak üzere bir karar aldı ve Bonpastor Mahallesi 'nin yıkımına karar verd i . Kentsel dönüşüm olarak adlandırılan bu hareketle, eski Bonpastor'a üst gelir
49
Şubat 201 0
grubuna hitap eden binalar yapılacak, burada yaşayan yerli halk da mahallenin çok yakın ındaki br alanda yeni , daha konforlu apatmanlarına kavuşacak. Bu durum hem mahalle içinde çeliş kiler yarattı , hem de insanların kendile rinde . . . Bonpastor sosyal konutlarında, kira oranları ailelere göre değişiyor. Yüksek kira veren de var (yaklaşık ayda 300 Euro), düşük kira veren de (ayda 1 0 Euro). B u iki grup arasında tabii k i bir dengesizlik oluşuyor. Yüksek kira verenler, daha iyi ko şullarda yaşayıp, daha az kira vermek istiyorlar. Bu yüzden dönüşüm projesini desteki iyorlar. Fakat, düşük kira veren grup ise, yeni konutların kirası nı karşılayamayacağı için, dönüşüme karşı çıkıyor. Dönüşüm projesinin yaşayanları ikiye bölmesi, sadece kira oranları ile bağ lantılı deği l. Yapı lan referandumda, halkın dönü şüme "evet" dediği ortaya çıktı. Hayır diyenierin çoğu, mahalleden kapama yan, burayla bağları olan 50 yaş üstü insanlar. . . Genç nüfus ise artık daha kaliteli ya şam standartlarında yaşamak istiyor. Steafno'nun anlattığına göre, mahal lede yaşayan ları, bu dönüşümden yarar sağlayacaklar ve zarar görecekler diye ikiye ayırmak mümkün. Yerel ve merkezi yönetmi n , mahalleye olan müdahalesine dur demek için de çok güçlü bir sosyal bilinciniz olması
lazım. G rid bir planın üzerine oturan, tüm binaların tek katlı olduğu bu mahalle, mekan bilincinin, komşuluğun, aidiyet duygusunun had safhada yaşandığı bir yer. Sandra ve Stefano'nun anlattıklarına göre, meydanlar ve sokakalar, gece bile olsa her zaman tanıdık insanlarla çevrili. Bu, insana güven veriyor.
Peki şu anda Bon pastor'da neler o l uyor? Hayat nasıl? Sandra bu soruya hayat çok karmaşık diye cevap veriyor. Dönüşümün 1 . ayağı gerçekleşmiş durumda. 1 00 konutun yıkımı gereçk leşti. 2. ayakta, bir o kadar konut daha kapatıldı. insanlar, evlerine giremiyorlar. Kapatılan evler, gece suç mahali oluyor. Son zamanlarda mahallede suç işlen me oran ı da g iderek artıyor.
Yıkım olmadan dönüşüm nasıl müm kün olabil ir? Peki, yıkım altı ndayken, bir mahallede nasıl yaşanabil ir? insan lar tepkilerini sunuyor. Sivil gruplar oluşturup, internette blog ya yınlıyorlar, sokak festivalleri yapıyorlar, protestolar gerçekleştiriyorlar, kapatılan evlere grafiti yapıyorlar. " Mahalle sadece konutların bulunduğu bir alan değil, toplumsal ve kültürel bir kimliktir," diye sözlerine devam eden aktivist grup, burada yapılan yeni planın, neler getireceğine dair sorular da so ruyor. " M odern bir şehi r m i yaratılacak burada, yatayda gelişmeden, dikeyde gelişmeye geçilecek. Bu, fiziksel bir değişim değil, aynı zamanda sosyal bir değişim de . . . " Stefano, devletin hayatı insanlar için mümkün kılmadığının altını çiziyor. " Eğer 'mobbing' terimini bu proje için kullanabilseydi m , kesinlikle 'house mobbin g ' , yani konutlara sözlü taciz, terimini kullanırd ı m . Ç ü n k ü , yerel yönetim, i nsanlara ev lerinden çıkmaları için baskı yapıyor ve tehdit ediyor. . . " Bütün bu sorulara cevap bu labilmek ve tüm dünyan ın ilgisini Bonpastor'a çekmek için düzenlenen yarışma, her disipline açık.
Aç ı k A rt- ı rma d a H a y a l e t- B i r Şehi r Tarih: 9 Şubat, Birgün
Baltık ülkesi Letonya'da Sovyet ve ar dından Rus askerlerinin çekilmesinin ardından bomboş kalan ve bu nedenle "hayalet şeh i r" olarak anılan "Skrunda 1 ", açı k artırmayla 3 milyon Dolar'a satıldı . 4 5 0 b i n mekrekarel ik alan üzerine kurulmuş, 1 0 ' u apartman bloku olmak üzere, oteller, kulüpler, mağazalar ve garajlardan oluşan 70 binanın bulundu ğu Skrunda 1 şehrinin, bir Rus şirketi tarafından satın alındığı belirtiliyor.
Şe h ri n Geleceği Beli rsiz Letonya özelleştirme kurumundan yapılan açıklamada, " Uzun zamandır boş olan ve hiçbir ekonomik faaliyetin olmadığı bir yerin satılması memnun edici " denilirken , şehri satın alan Aleksejevskoje-Serviss adl ı Rus ş irketin bu yatırımı nasıl değerlendireceği bilin miyar. Letonya başkenti Riga'nın yaklaşık 1 50 kilometre batısında bulunan kent, Sovyet askeri ihtiyaçları için eski füze savar radar üssünün yakınında kurul muştu. Askerler, 1 994'te, ülkenin eski Sovyetler Birliği' nden ayrılmasından üç yıl sonra Letonya'dan çekildi. Ancak Moskova, Skrunda radar üssünü Ağustos 1 998'e kadar kiralama anlaş ması yaptığı için şeh ir boşaltılmamıştı. 1 998 yılına gelindiği nde ise, şehi rde kalan son Rus askerleri de Letonya'dan ayrılmıştı.
9p e r a B i n a s ı I s t- em i y o r u z Ta rih: 1 0 Şubat, M i lliyet
izmir Büyükşehir Belediyesi 'nin Karşıyaka Mavişehir'de yapacağı opera binasının imar planına, 1 00 semt sakini mülkiyet hakları zarar göreceği iddiasıy la itiraz etti. Proje için zemin etüdü olmad ı ğ ı , ope ran ın yapı yoğunluğunu artıracağı , trafi ği de olumsuz etkileyeceği öne sürüldü. Büyükşehir Belediye Meclisi ise itirazı reddetti.
50
Şubat 201 0
Begovic : " To p l u ma H i zme t" Et-me k B i z i Ço k M u t- l u E d i y o r " Ta rih: 1 0 Şubat
YAZAN: GÖKÇE ARAS
2003 yılı ndan itibaren farklı coğrafyalar dan birçok mimarı ağırlayan A R K I M EET konferanslarının 23.'sü 09 Şubat Salı günü Buildist'in desteğiyle Bahçeşehir Ü niversitesi ' nde gerçekleştirildi. 201 O yılı içerisinde yakın coğrafya lardan mimarları ağırlamayı hedefleyen ARKIM EET konferanslarının bu yılki ilk konuğu H ırvatistanlı ekip 3LHD Architects'in kurucu ortaklarından Sasa Begovic'ti. 3LHD, Zagreb Hırvatistan'da 1 994 yılında Sasa Begovic, Marko Dabrovic, Tatjana G rozdanic ve Silvije Novak tarafı ndan kurulmuş bir mimarlık ofisi. Kurucu ortakların hepsi Zagreb Üniversitesi M imarlı k Fakültesi mezunu ve hepsi de Zagreb'de çal ışıp yaşıyor lar. Sasa Begovic konuşmasına çalışma larından ve ülkelerinde neler olduğun dan bahsedeceğini söyleyerek başladı . Bir koşul olarak dönüşümü ofislerinin kuruluş öyküsü, Avrupa'da ve dünyada ki sınırların değişimini ve jeopoliti k ko numun önemini vurgulayan Begovic ül kelerinde Batı'nın yanı sıra Doğ u ' n un da
etkilerini hissettiklerini belirtti. Begovic, H ı rvatistan'ın geçmişte de günümüzde de şehirsel bir ülke olduğunu söyledi. H ı rvatistan' ı n uzun yıllar Osmanl ı i mparatorl uğu'nun sınırları içerisinde yer almasının da etkisiyle, kültürel etkileşimierin büyük bir kısm ı n ı oluş turan dil konusunda bile Türkçe ve H ı rvatça'nın birbiri lerine olan benzerli ğinden bahsetti.
m >< 'C o
"' o o "' :ı:
< � iii' or ::ı
"O ., < '< o ::ı c
Türkiye'yle bağları nın ekipleri için çok önemli olduğunu, Batı 'nın etkisinde bir ülke olsalarda Doğ u ' larında yer alan Türkiye'den de etkilendiklerini belirtti. Bu küçük analizierin ardından ofis lerinin kuruluş öyküsünden bahseden Begovic, ülkelerinde sistemin çöküşünü gördükleri bu süreçte onları ayakta tutan en önemli şeyin ekip çalışması olduğunu vurguladı. Daha sonra ça l ışmalarından örnekler kısmına geçen Begovic, ilk işlerinin çoğ unun konut yapıları olduğunu belirtti. Begovic sözlerine şöyle devam etti: " Ofisimiz yeni kurulduğunda konut ve iç mekan projeleriyle çalışmalarım ıza başladık. Kentlerimizde konutlada ilgili büyük bir boşluk vard ı . Yaklaşık 20 adet konut tasariadı k ve uyguladık. Bu süreçte malzemeyi ve alanı nasıl kullanacağım ızı ve müşteri ilişkilerini öğrendik."
EXPO 2005 Hırvat-ist-an Pavyo n u Begovic ilk u luslararası çalışma ları olan Aichi - Japonya'da düzenle nen EXPO 2005 için tasarladı kları H ırvatistan Pavyonu'nu izleyicilerle paylaştı.
sı
Şubat 2010
Bu çalışmada ilk kez sanatçı lada birlikte bir çalışma gerçekleştir diklerini söyleyen Begovic bu ilk uluslararası deneyimi şöyle özetledi : " Yarışma sonucu kazandığımız bu projeyi önümüzde duran çok önemli bir iş olarak gördük. Japonlar arazi nin kullanımı konusunda çok hassas davranıyorlardı ve çağdaş yaklaşım lar istiyorlardı . Ü l keminizin bize ver diği kültürünün yanı sıra EXPO'nun ruhunu da yansıtmalıydık. Birçok sanatçıyla işbirliği yaptık. Pavyona g i ren ziyaretçilere 1 5 dakika içinde ülkem izdeki her şeyi göstermeliydik. " Kaustik" adı verilen grafik tasarımla ziyaretçilere H ırvatistan ' ı n üzerinden uçuyormuş gibi bir his verdik.
·;: .!!!. :c.. u
u.
.., �
>Cil
o
ö
u.
·u; Cl>
E
Cl>
c
Cl> N '" o -
c.
ll) .. >
it
önemli projelerinden biri olarak niteledi ğ i Memorial Bridge projesinde ise de ğişik bir yöntem izlediklerini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: " Eski kent merkezine çok yakın olan bu alanda anıtla eski kenti birleştirmemiz gereki yordu . Biz de önce yapıp sonra getirip buraya monte etmeye karar verdik. 2 , 5 yıl boyunca uğraştık v e 2 - 3 ay içerisin de yapıp kurulumunu yaptık. Öncelikle dijital ortamda tasarlad ık, sonrasında bir tersanede üretimini gerçekleştirdik. Üstün teknoloji kullan dığımız bu projede malzemeler de çok önemliyd i . Malzemelerle hem yataylığı hem de dikeyliği yakalamaya çalıştık. LED aydınlatmalar kulland ık. Bu proje bizim için rüya gibi bir işti ".
ise kentin yatak odası olarak tanımlad ı . Kutlamalarda d a , dini törenlerde de kullanılan halka açı k bu büyük alanı düzene sokmaları gerektiğini söyleyen Begovic, konseptlerinin alan ın sosyal özelliğini bozmadan Eski Saray ' ı n önün deki yüzeyi tek bir yüzey hal ine getirmek olduğunu söyledi. Begovic projenin getirdiği yank ıları ve projenin teknik özelliklerini şöyle özetledi: " B u proje medyaya yansı d ı , siyasi açıdan güzel tepkiler a l d ı ğ ı gibi protestolada da karşılaştı. Alanda yer alan Roma kalıntıların ı da koru maya çalıştık. Fakat bu medya deliliği U N ESCO 'ya kadar sıçradı ve Paris'e gidip U N ESCO Başkan ı ' na durumu aniatmarn gerekti. Bu projede birçok uzmanla beraber çalıştık. 6 - 7 ay bo yunca inşaat çalışmaları devam etti. Bu medya deliliği içinde bile bu işi bitirmeyi başardı k. Sonuçta ise basın bile bu projeyi beğendi. Projede ilk defa LED ışığını halka açı k alanda kullandık. Burası i nsanları n yatak odası gibi olduğu için temiz tutmaya çal ışıyorlar. Bu proje bizim için çok önemli, toplu ma hizmet etmek çok mutlu edici."
Zag re b ' de Da n s Merkezi
Pavyonu altı ay içinde iki milyon kişi ziyaret etti. Aynı projeyi 2008 EXPO Zaragoza'da da kullanmamız istendi. B u sefer ise H ırvatistan'da bir bahçenin içindeymiş hissini vermeye çalıştı k."
Memo rial Bridge 1 99 9 'da tamamlanan Begovic'in, e n
Riva Spli"t Sa h il Düze nlemesi H ırvatistan'ın ikinci büyük kenti ve Batı Roma i mparatorluğu'nun da önem li kentlerinden birisi olan Split'deki sahil düzenleme projesinde ise tam anlam ıy la bir medya savaşının ortasında kal d ı kları nı beli rten Begovic, proje alanını
Zagreb Belediyesi'nin eski bir sine ma binasını dans merkezine dönüştür mek istemesiyle ortaya çı kan projede Zagreb'de yer alan yaklaşık 40 adet dans şirketinin fikirlerini alarak projeye başladıklarını beli rten Begovic, bu proje üzerinden öğrencilere bir şeylerin olması için uzun seneler uğraşmaları gerektiğini söyledi. Çelik konstrüksiyonla binanın yapı sını korumaya çalıştı kları n ı , eski olan her şeyi kendi rengiyle b ı raktıklarını yeni olanları ise boyayla ayrıştırdıklarını belirten Begovic, dansçılar için temel merkez haline gelecek olan bu projede de grafik tasarımcı larla ve sanatçı lada çalıştıklarını söyledi . Bu proje seçkilerinin ardından ü ç büyük kentte yer alan halka açı k büyük projelerini izleyenlerle paylaşt ı : Bale kentindeki 1 50 kişilk Spor Salonu, Rijeka'daki 2 . 300 kişilik Zamet Centre, 1 2 .000 kişilik Split'deki Spaladium Center.
52
Şubat 2010
Bale ' de Spor Salo n u Topluma hizmet eden projeleri çok sevdikleri ni söyleyen Begovic, bu küçük şeh irdeki projeyi şu sözlerle an lattı: " Bale, binaları alçı ve taştan oluşan çok küçük bir şehir. Kısa zamada, kısıtlı bir bütçeyle basit detaylarla ve prefabrikasyon yöntemine uygu n bir tasarım yapmamız gerekiyor du. Dış cephesi şehrin özelliğini yansıtsın istedik. Fabrikada işçilerle beraber çalı şarak istediğimiz g i b i bir desen yarattık ve bunu prefabrik panellere işledik. Bu alan şu anda bütün şehrin kullan dığı bir alan haline geldi."
Zame-t Cent-re Böylesi halka açık bir mekan için kent sakinlerinin 30 yıl beklediğini belirten Begovic, bu projenin en ilginç inşaat çalışmalarından birisi olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: " Kentte kullan ılan gelenesel taş örgüsünü modernize ederek bir desen yarattı k. Seram iği hem yatayda hem de dikeyde kullandı k . Bu desenleri kullanarak üstten bakıl dığı nda "Zamet Center" yazısı ile görsel bir gürültü oluşturduk. Halk da heye canla bekledikleri bu merkeze büyük ilgi gösterdi."
Spalad iu m Ce nt-e r Ekibin en büyük projelerinden birisi olan ve Akdeniz kenti Split 'de konumla nan proje hentbol turnuvası için tasar lanmış. Begovic konseptlerini şöyle özetled i : " D ünya hentbol şampiyonasına 4 5 0 gün kala istenen bu proje için çok hızlı ol malıyd ı k ve konseptimiz basit olmalıyd ı . Şefaflı k h e r projede olduğu gibi yine bizim için çok önemliydi, en alt katta tamamen cam, üst kısımlarda ise gün ışığına göre renk değiştiren sandviç paneller kullandık." Begovic sözlerine son verirken Rijeka'da tasarladıkları henüz inşa edil meyen otobüs terminalinin görüntülerini izleyicilerle paylaştı. Begovic, salondan gelen , malzeme kullanımı ve yerellikle ilgili sorulara ce vap vererek sunumunu tamamladı .
" Gü n e ş l i Ku le ' n i n On e Ç ı k a n Yö n l e r i n d e n E n Ö n d e Ge l e n i J ü r i n i n de Uze rinde D u r d u ğ u Ya ş am Ka l i t- e s i Me s e l e s i " . .
. .
Tarih: 1 1 Şubat DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
Her yıl Cannes'da düzenlenen gayrimen kul etkinliği M I P I M ve mimarlık dergisi Architectural Review işbirliğinde veri len "AR M I P I M 201 0 Future Projects Awards" 4 Şubat'ta sonuçland ı . Henüz inşa edilmemiş y a d a tamam lanmamış projelerin katıldığı ödülde ipi göğüsleyenler arasında Türkiye'den Suyabatmaz Mimarl ı k ve projesi Güneşli Kule de var. Toplam 8 katego rinin yer aldığı ödülde Güneşli Kule ofis kategorisinde birinci oldu . Projenin müelliflerinden Arif Suyabatmaz ile bir söyleşi gerçekleşti rerek proje hakkında detaylı bilgi aldı k v e ödülü kon uştuk.
Şubat 201 0
Emine Merd i m Yı lmaz: Ö dül alan projeniz Gü neşli Kule Bağcı lar'da bulun uyor. i ncelediğimiz kadarıyla birbirini ta kip eden fa rkl ı katlar 23 kat boyunca yüksel iyor. Neden böy le bir form tercih ettiniz? Diğer tasa rım kriterlerinizden de bahsedeb i l i r misiniz? Arif Suyabatmaz: Güneşli Kule Projesi
Bağcılar'da Basın- Ekspres anayoluna dik uzanan 1 , 5 km'lik bir şerit üzerinde tasarladı ğ ı m ız üç yapıdan anayola en yakı n olan ı . Aynı zamanda arsa sahibi de olan yatırımcısının bizden istediği mevcut i mar koşulları dahilinde üreti lebilecek maksimum kullanım alanını sağlayan bir ofis yapısıyd ı . Arsa alanı , bölgeye ait emsal, yüksek lik ve imar durumu gibi veriler tasarımı mızın başlangıç aşamasında zaten bize yerleşebileceğimiz sınırları çiziyordu . Arsa üzerinde yükselen b i r yapının yoğu n trafiğe maruz ana yola yakınlığı n ı n her iki akış yönünden de algılana bilme olanağı sağlaması ise yerin bize sundukları arasında en fazla üzerinde durduğumuz konuyd u . Konuya yaklaşım biçimimizi v e tasa rımın çıkış noktası n ı belirleyenler, form arayışları ve tercih leri yerine, daha çok yer okuma üzerinden oldu. EMY: Projenizin çevresi ile olan iliş
kisi n i nasıl yoru mlarsınız? A S : Gü neşli Kule'nin bulunduğu nokta
istanbul'un gelişmekte olan bölgelerin den Bağcılar'ın alt ucu. Sözünü ettiğim 1 , 5 km' lik şeridi n üst tarafında ağırl ıklı olarak konut blokları yer alırken Bası n Ekspres Yol u ' na yakın a l t bölümde ise büyük üretim yapıları ve depolar, ticaret merkezleri ve bir zamanlar üzerlerinde böyle yapıların bulunduğu büyük boş arsalar bulunmakta. Güneşli Kule bu bağlamda barındırdı ğ ı işlevler açısından -ofis, ticaret- olma sı yerde bulunan bir yapı. Zaten yürürlükteki imar planları bu arsa için ofis işlevi n i öngörüyor. Zeminin kullanılması ve arsayı çevre leyen iki sokak arasında yaya akışının sağlanması yapın ı n çevresiyle kuracağı dolaysız ilişkinin ön koşullarıydı . Zeminde ana kütlenin aksine b u sefer yatayda uzayan ve içindeki geçitlerle iki sokak arasında bağiantıyı sağlayan
tek katlı bir ticaret kanadı sokak seviye sinde gerçekleşecek faaliyetlerin daha genişlemesini sağ lad ı . Yüksek yapıların alan ihtiyaçlarını kat larla gidermeleri ve bunun sonucunda kendi izdüşümleri d ı şı nda zeminde bı raktı kları tarifsiz boşlukların yaratacağ ı olumsuzluk ise boşluğa inşa edilecek ticaret bloğuyla yok edildi . Y i n e de bizce yapının çevresiyle kur duğu ilişkinin en kuvvetli tarafı bulundu ğu yere bir sonrakinin ne olacağ ına dair bir ipucu vermesi. Seli n Biçer: Son zamanlarda d ü nyada
mimarlık gündemini en az tasa rım ve uyg u lama kadar meşg ul eden konuların başında enerj i tasarrufu ve sürd ü rülebilirlik geliyor. Tasa rım sürecinde bu konulara dair ne gibi düşünceleri n i z oldu? Tamamlandığı zaman Güneşli Ku le'ye çevre dostu ve sürd ü rülebilir bir bina diyebilecek miyiz? AS: Enerji tasarrufu el bette tasarım gir dilerimizden biri oldu . Enerji tasarrufu genel olarak harcana na karşın alınan verimin artmasını sağla yan ve artıkları minimize eden ekipman ve sistemlerle sağlanıyor ve " Yeşil Bina" konseptinin anahtar kavramlarından biri. Enerji tasarrufu sağlayan sistemlerin birçoğunun Gü neşli Kule'de kullanıl ması bizim olduğu kadar işverenin de ulaşmaya çalıştığı çözümlerin başı nda gel iyor: Yapının üretiminin ve işletmesinin çevreye getirdiği yüklerin en aza in dirgenmesi ve yapının kullanıcı larına sunduğu yaşam kalitesinin en yüksek düzeye çı kması. Sürdürülebilirlik ise aslında bizim için tek bir bina için aldı ğ ı m ız tasarım kararları n ı n çok ötesinde tüm toplumu kapsayan uzun vadeli geniş bir konsept ve bugünün kaynaklarını tüketirken ge lecek nesillerin de ihtiyaçlarını karşıla maları gerektiğini düşünmekle ilgili. Tek bir yapının bu bağlamda sürdürü lebilirliğini sağlamak bir mimar için pek mümkün değ i l . Ç ü n k ü h e m üretiminde h e m de ope rasyonunda kullanılan kaynakları kontrol etme ve yön lendirme konusunda bir yaptırım gücümüz yok. M imarl ık tek başına sürdürülebilirlik
53
sağlayamaz. Ancak toplum düzeyinde sürdürü lebilirlik sağlanması konusunda mimarl ı ğ ı n üzerine büyük sorumluluklar düşmekte. EMY: Güneşli Ku le projesi n i n tasar lanması işi size nasıl geldi? AS: Bağcılar bölgesinde şu anda farklı
yatırımcı gruplar için üç ayrı proje yapı yoruz. i l k projemiz iki rezidans yüksek yapısı ve G üneşli Kule'ye komşu bir arsada gerçekleşiyor. Genelde olduğu gibi farklı mimarlık büroları ndan bu proje için konsept pro jeler alan -bu projelerin bedellerini öde yerek- işverenin seçimini bizden yana kullanması ndan sonra gel işen çalışma şartları ve sonucunda ortaya çı kan mimari proje yine kendileri tarafından olumlu karşıianmış olmalı ki, ikinci proje olan bir konut yerleşkesi kon usunu (Güneşli Konutlar) ve son olarakta bu ofis projesini bizim yapmamızı istediler. EMY: Bu proje özelinde konuşmak gerekirse mimarlık ofisi-işveren i l iş kisini nasıl değerlendirebil i rsiniz? AS: Mimarl ı k ofisi-işveren i lişkisi asl ın
da bir hizmet veren-hizmet alan ilişkisi. iki tarafında bu doğrultuda birbirleriyle ilişkiyi gereken hassasiyetlerle sürdür meye gayret etmesi ve üzerlerine düşe ni yapması önemli. Bu ilişkide ve beraberindeki alışveriş te ofis olarak mimarın işverene vermesi gereken hizmetin nitel iği ve kalitesi doğal olarak büronun mimarlık pratiği ne nasıl yaklaştığıyla, neleri dert edip etmediğiyle, ahlakıyla, kapasitesiyle belirlen iyor. Mimarlı k öznel bir dal olduğundan yaratıcılık, yetenek, görgü gibi paramet reler de rol alıyor. Aynı şeyler müşteri özellikleri olarak ta sıralanabilir. Güneşli Kule projesinde de müşteri ile olan ilişkimizin temelinde onun yatı rımına karşı yüklendiğimiz sorumluluğu mi marlığın ve iş dünyası nın etik kuralları dahilinde yerine getirmek yatıyor. Büromuzda ele aldığımız bütün projelerimizde öncelikle üzerinde dur duğumuz mesele mimarl ı k pratiğinin icrasında yüksek kalite ile tasarlanan projelerin işverenin yatırımının değerini arttıracak olması.
54
Şubat 2010
M imarın sağ layabileceği bu faydayı işverenin anladığı noktadan itibaren m i marlı k ofisi-işveren i lişkisi rahatl ıyor. EMY: " M I P I M Arch itectural Review Future Project Awards 2010"a baş· vurma fikri nasıl ortaya çıktı? i ı k kez mi başvu rdu n uz? AS: AR/M I PI M ödülüne ilk defa baş
vurduk. EMY: Birincilik ödülü almanızı sağ· layan, projenizin öne çıkan yönleri sizce neydi? A S : Yarışma jürisinin projemiz hakkın
da şöyle bir yorumu var, bizim elimize ulaşan: " Uzun süreli ve farklı amaçlarla kullanıma olanak sağlayan, kullan ıcıla rının yaşam kalitesini yükselten bu yap ı , düşey kütlesinin boşaltılması ile elde edilen yataylıkla bulunduğu çevreyle i lişki ve empati kurmaktadır." Güneşli Kule projesini bizim için öne çıkan yönlerinden en önde geleni jürinin de üzerinde durduğu yaşam kalitesi meseles i . Yaşam kalitesini yükseltmenin alet lerinden olan iç bahçeler genellikle gerçek anlamda kullanı l ı lan ve yapıyı zenginleştiren mekaniara dönüşmeyen etiketler olarak neredeyse her projeye etki yaratmak adına yerli yersiz yapıştı rı lıyor. Güneşli Kule projesi ise iç bahçele rini ele alış ve bu bahçeleri oluşturan farklı boşluklada yapının kütlesini oluş turma çabası ile bizce sıradan ofis yapı larına bir alternatif oluşturuyor. Diğer öne çıkan mesele de mimari projenin kalitesinin yatırımın değerin i arttırmas ı . EMY: D i ğ e r aday projeleri i nceleme şansınız oldu mu? Onlar hakkında ne düşün üyorsunuz? AS: Diğer kategorilerde birincilik ödü
lüne layık görülen m i marl ı k büroları arası nda Atelier Jean Nouvel, Coop Himmelb(l)au, Perkins+Will, LAN Architecture gibi dünya devlerinin oldu ğunu biliyoru m . Ancak ö d ü l alan projeleri v e yarış maya katılan diğer adayları Cannes'da M I P I M etkinlikleri kapsamında incele me şansı nı bulacağı m .
EMY: M I PI M gibi gayrimenkul etkin·
l i klerine katılıyor musunuz? Eğer katılıyorsanız düşüncelerinizi ve izlenimlerinizi alabilir miyiz? AS: M I P I M ve benzeri gibi gayri menkul fuarlarına şimdiye kadar hiç katılmad ı m . Ödül töreni için gittiğ i mizde i l k defa böyle uluslararası bir platformu tanıyacağ ı m .
B i t-me y e n S e n fon i · Ay a z a ğ a K ü l "t ü r Me r k e z i Tarih: 1 6 Şubat, Mill iyet, Emıakkulisi.com, Arkitekt DERLEYEN: DERYA YAZMAN
Ayazağa Kültür Merkezi yaklaşık 20 yıldır süren bir çalışma süreci sonucu kente kazandınimaya çalışılıyor. Aynı zaman da konumu ve içinde barındırdığı tarihi değerler gereğince önemli bir kamusal mekan olma niteliği taşıyor. Fakat uzun seneler süren proje ça l ışmaları boyunca çeşitli nedenlerden dolayı uygu lanamamış ve üst ölçekli planlarda her ne kadar bir kimliğe sahip olsa da tam anlamıyla buna kavuşama mış bir proje. Ayazağa Kültür Merkezi'nin bitmek bilmeyen sancılı sürecini geçmişten günümüze özetlemek gerekirse: 1 987 yılında Ayazağa Kültür Merkezi'nin arazisi Kültür Bakan l ı ğ ı ' na geçti. Daha sonra 1 990' 1arın başında istanbul Kültür Sanat Vakfı (iKSV) ile bu alana bir kültür merkezi yapılması
konusunda anlaşıldı. Bu süreç ile i KSV tarafından bir davetli yarışma projesi ile bu alana yapılacak bir kültür merkezi projesinin oluşumuna karar verildi. Bu yarışma ul uslararası ölçekte bir yarışma olup, New York'tan Skidmore Owings & Merill, Londra'dan Arup Associates, istanbul 'dan Atelye "T" , Paris'ten APRAH, Troy'dan da M i noru Yamasaki Associates gibi mimarlık ofis leri davet edildi. O zamanlar düzenlenen bu yarışma nın seçici kurul üyeleri arasında Hayati Tabanlıoğlu, Tuluğ Baytı n , Doğan Tekeli gibi önemli isimler de yer alıyordu. Yarışma sonucu birinci seçilen Skidmore Owings & Merill (SOM ) m i marl ı k ofisi nin projesi şu hedefleri içeriyordu: " Davet edici bir bina arazi ilişkisi yaratmak ( " Osmanlı Külliyesi "ni anımsatacak şekilde bir model), arazi deki mevcut yapılardaki tarihsel havayı korumak, geniş kapsamlı kul lan ımı teş vik edecek bir planlamaya gitmek, lokal malzeme ve tasarım dilini taklide kaç madan tasanma dahil etmek, hiyerarşik konumları ve kullan ımları içerisinde iç ve dış mekanlar yaratmak, halka açık ve kapalı mekanları n ayrılmaları , maksi mum kullanım zenginliği ve fleksibilitesi yaratmak, en yeni akustik prensipierin uygulanması . " Bu proje 1 995 yıl ında uygulama aşamasına geçti fakat 2000 ' 1 i yıllarda yaşanan ekonomik kriz nedeni ile inşaat durduruldu. Buna ek olarak da arazinin bulunduğu askeri alanda Çinili Köşk, Süvari Köşkü ve Ayazağa Kasrı 'nın
Şubat 2010
bulunmasın ı n da ekonomik krizin yan ı sıra projeyi durduran etkenler arasında olduğu biliniyor. Yeni projenin mimarı Ertun H ızıroğlu'nun verdiği bilgiye ve yıkım kararına göre i KSV 'nin yürüttüğü inşa at, 65 bin metrekarelik projeyi 14 bin metrekare aşınca ve konser salonunun kotu Süvari Köşkü 'nün saçak kotunu geçince belediye inşaatı 1 998 yılında durdurmuş. Daha sonra 2006'da arazinin tahsisi i KSV'den geri alındı ve 2008'de Multi Turkmall firması ile anlaşma sağlan d ı . Halen daha devam eden proje sürecini M ulti Turkmall şirke ti tarafından seçilen Era M imarl ı k Ofisi gerçekleştiriyor. Proje kapsamında yapılacak olan merkezin birçok aktiviteyi gerçekleşti recek mekana sahi p olacağı söyleniyor. içinde klasik müzik konserleri, tiyatro, opera ve bale gibi sosyal aktivitelerin gerçekleşeceği salonların olacağ ı , kongre v e kültür ağırlıklı olarak kulla nı lacak yeni binanın içinde restoranlar ve toplantı salonlarında yer alacağı biliniyor. Tüm bunların yanında dans ve yoga salonları, müzik aletleri satıcıları , kitap çılar, galeriler ve ofisler de yer alacak. Kültür Bakanı Ertuğrul Gü nay, yaptığı bir açıklamada projenin 2 0 1 0 'da biterek hal kın hizmetine açılacağ ı n ı belirtmişti. Era M imarlık Ofisi Ayazağa Kültür Merkezi Projesi'ne yönelik çalışmala rına devam ediyor. Sonucu bekleyip göreceğiz . . .
At- a t- ü r k H a v a l ima n ı Te rmi n a l i Büy ü yo r Tarih: 1 6 Şu bat, Milliyet
YAZAN: FAiK KAPTAN
TAV istanbul Terminal işletmeciliği AŞ ve Devlet Hava Meydanları i şletmesi Genel M üdürlüğü arasında imzalanan ek sözleşme ile geçen yıl inşasına başlanan Atatürk Havalimanı iç ve Dış Hatlar Terminali Genişletilmesi Projesi bu ay sonunda tamalanacak. TAV istanbul Genel M üdürü Kemal Ü n l ü , 36 milyon Euro' luk projeyle 1 . 250 araçlık otopark ve iç hatlarda 3 yolcu
köprüsünün açıldığını, dış hatlarda da 3 yolcu köprüsü ile 1 8 bin 770 metrekare lik ek terminal alanının faaliyete geçece ğini söyledi. Ü n l ü , V I P salonuna 1 . 250 metrekare eklendiği n i , büyük gövdeli uçaklar için 220 numaralı köprünün de çift tünelli olarak inşa edildiğini kaydetti .
O Bi nayı Niç i n F r a n k Ge h ry Ya pma k Z o r u n d a ? Tarih: 1 6 Şubat, Akşam
YAZAN: ATILGAN BAYAR
Tamam, anladım; inan Kıraç şehre Suna K ı raç' ı n ad ını yaşatacak bir kültür merkezi hediye etmek istiyor. . . Tamam, anladım; Kadir Topbaş da, istanbul'a bir anıt bina yaptırmayı kafa sına koymuş . . . Tamam , anlad ı m ; bunun için e n uygun alan, Tepebaşı'nda bulunan o çirkin TRT binasının yeri . Şehrin öteki "anıt bina"larına, Ayasofya ve Sultanahmet Cam i i ' ne tepeden bakıyor. . . Tamam , anlad ı m , TRT Genel M üdürü o arazideki hissesini gerçek fiyatının al tına satmaya bir türlü yanaşmadığı için, takas türü çözümler bulunuyor. . . Tamam, anlad ı m , sesleri de çıkmadı ğına göre, doğrudur, dünya ölçeğinde anıtsal bina yapabilecek bir tek Türk mimar yok . . . Tamam, anlad ı m , H ürriyet yazarı Eyüp Can ve M i l liyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş projeye sonsuz destek veriyor. . . Tamam, anladım; konu çok önem l i , o yüzden bir mimar, elinden tutul up, ikide bir Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştürülüyor. . . A m a beni m anlamadığım, niçin istanbul'un ortasına dekonstrüktivist, şehrin mimari dokusuyla uyumsuz bir bina yapı lmak zorunda olduğu . . . Beni m anlamad ı ğ ı m , inan Kıraç' ın ifadesiyle, "Ayasofya ve Sultanahmet Camii ile konuşacak", bir bina yapılma fikrinin nereden çıktığı . . . iki dinin dinsel yapılarıyla bir " Kültür Merkezi"nin niçin konuşturulacağı . .. Benim anlamad ı ğ ı m , bu i ş için niçin dünyada 300 mimar arası nda yapı lan bir ankette "dünyanın en çok abartılan 2. m imarı" unvan ına kavuşan bir isim üzerinde ısrar edildiği . . . Benim anlamadığım, New York
55
Times mimari eleşti rmeni Herbert M uscham p ' ı n , bu mimarın, "denizden çıkmış ölü bir varlık"a benzettiği yapıtiarına niçin Paris' in, Londra' n ı n , Viyana' nın tarihsel dokuları içinde yer verilmezken, istanbul 'da pekala yer ve rilebileceğ i . . . Ben im anlamad ı ğ ı m , niçin bir konkur açılmadığı , neden başka mimarlara da "Ayasofya ve Sultanahmet Cami ile konuşacak" bir eser üretme i m kanı tanınmadığı? .. Ben im anlamadığım, niçin bu işi Frank Gehry adıyla tan ınan Ephraim Goldberg ' i n yapmak zorunda olduğu . . . Sanırım, beni m gibi m imariden anla mayan istanbullular'a, istanbul'un bu mülkü üzerine binayı yapmak isteyen inan Kıraç yanıt verebi lir. . . Fakat bir dakika, onu Frank Gehry'e yönlendiren bizzat Kadi r Topbaş imiş . . . O zaman soruyu Kadi r Topbaş'a sormak duru m undayız: istanbul neden "Ayasofya ve Sultanahmet Cam ii ile konuşacak" bir dekonstrüktivist (yapı sökümcü) "anıt bina"ya ihtiyaç duyuyor? Ve bu binayı niçin ve muhakkak surette Frank Gehry yapmak zorunda? Kendisi de bir m imar olan, Kadi r Topbaş, bu soru lara muhakkak surette tatmin edici bir cevap verecektir. Evet, bu tür projelerin, düşük profilli şehirle re kaktıları vardır. Örneğ in Gehry'nin yaptığı Bilbao M üzesi 'nin Bilbao'ya katkısı olmuştur. Ancak , yüksek kültürel profilli kentlerin merkezlerinde "tarih sellik dışı" anıt binaları n , bozma fonk siyonu da olabilir. Bu yüzden o müze, Barcelona'da değil, Bilbao'da yapılmış tır. Avrupa Kültür Başkenti konusunda da benzer bir karışıklık yaşanmadı mı? Macaristan' ı n Peç, Almanya' nın Essen gibi küçük şehriyle birlikte istanbul Avrupa Kültür Başkenti i lan edildi . . . Oysa, bu şehi rlerin muadil i Bursa veya Edirne olabilirdi. Ve bu projenin Bursa veya Edirne'ye çok büyük katkıları olur du. Sanırım, istanbul'un klasmanı da şaşırılıyor. Gehry binası da böyle bir kategori şaşkınlığının sonucu olabil i r. Büyükşehir Belediye Başkan ı ' n ı n bu konularda da söyleyecekleri vardır, mu hakkak . . . Sayın Başkan'a b u konuda sorular yöneltebileceği m bir mülakat yapmayı çok isterim doğrusu.
56
Şubat 201 0 .
ARK IV 1;3 u l u ş m a l a r ı - 3 · I s t- a n b u l Sa p p h i re Tarih: 1 7 Şubat
YAZAN: SELiN BiÇER
Çanakkale Seram ik & Kalebodu r spon sorluğunda 1 6 Şubat 201 0 tarihinde gerçekleşen ARKIV Buluşmaları ' n ı n üçüncüsü istanbul Sapphire'de yapı ldı. Buluşmaya projenin m imarı M u rat Tabanlıoğ l u ' n u n önderliğindeki toplantıya N evzat Sayın, Can Çinici, Alişan Ç ı rakoğlu, Kerem Erginoğlu, Boran Ekinci, Kurtul Erkmen, M u rat Aksu, Umut iyigün, Burak Altın ışık, lşıl Altı nışık, Pelin Özgen ve Arkitera M imarlık Merkezi 'nden Ömer Kanıpak, Beril Azizoğlu ve Emine Merdim Yılmaz katıld ı . Binanın 54. katında daha sonra res toran haline gelecek olan ve istanbu l ' u 3 6 0 derece seyretme i m kanı sunan te rasa sahi p mekanda M u rat Tabanlıoğlu projenin sunumunu gerçekleştirdi. Binanın yerleştiği arsa Büyükdere Caddesi üzerinde yer almasına rağmen Kağıthane Belediyesi 'nin sınırları içinde kalıyor. Dubai Towers tartışmalarıyla geçtiği m iz senelerde gündemden düş meyen bir çevrede yer alan arsa için daha önce aralarında Las Vegas tarzı 7 yıldızlı bir otelin de bulunduğu birçok farklı proje farklı mimarlık büroları ta rafından hazırlanmış. Bütün projelerin ortak noktası arsada yüksek bir yapının konum landırılması olmuş. Hatta burada bir inşaat başlamış, arsada hafriyat ve 3 badrum katının inşaası yapılmış. Projenin bu aşamasında devreye Tabanlıoğlu M imarlık girmiş ve projenin işlevinin konut ağı rlıklı olmasını önermiş. Tabanlıoğlu yaptığı sunumda toplam 261 metre yüksekliğe sahi p 61 katlı , narin yapının sorunlarından başka birisinin ise rüzgar etkisi olduğunu, bu problemi yapıya çift kabuk tasariayarak çözüldüğünü söyledi . iç mekanlar, d ı şta oluşturulan kabuk yardı m ı ile olumsuz meteoroloj i k koşullardan ve sesten ko runuyor. Bu şeffaf kabuk aynı zamanda iç mekan-dış atmosfer arasında tampon bölge oluşturuyor. Mentezler ve teknik donan ımla sağla nan doğal havaland ı rma sayesinde " ne-
fes alan bina", i klimlendirme için daha az enerji tüketiyor. Ayrıca dış cephe ve iç cepheler arasında çeşitli iklimlendir me alanları düzenleniyor, bu tampon bölüm lerde ayrıca binanın işletim des tek sistemleri ve mekanik sistemleri bulunuyor. Bina ayrıca otopark, alışveriş merkezi ve konut işlevlerini de içeriyor. Zemin altında yer alan 1 O badrum katının altısı otopark, zemin altı ilk 4 kat ise ise alış veriş merkezi ve hipermarket için kulla nılıyor. Yapının girişteki etekleri saydam olarak tasarlanmış, böylece gün ışığı badrum katiara kadar ulaşabiliyor.
verimliliğe ek olarak kesitte 4 , 20 metre yüksekliği ndeki kat yükseklikleri saye sinde aynı zamanda ferahl ı k sağlanmış. Sunumun ardından binan ın tamamlanan katları aras ından 33. ve 6 . katlar gezildi. 6 . katta yer alan Lounge'da tartışmalar devam etti. Oturumda en çok tartışılan konular dan biri yapının hangi tarzda bir hayata h itap ettiği üzerine oldu. " Her 3 katta bir bulunan gökyüzü bahçesine bakan konutlar arasında mahremiyet seviyesi nin son derece düşük olması bu hayat ları daha kısıtlar m ı , yoksa kişileri daha özgür kılar m ı ? " sorusuna karşı M u rat
Binanın üst katlarında 1 20 m 2 'den 1 .1 00 m2'ye kadar değişen, birbirinden farklı büyüklükte 1 77 adet konut yer alıyor. Tesisat birliği sağlanması için ıslak hacimler üst üste getirildiği halde planlar mümkün olduğunca esnek çö zülmüş. Residans kısmında 4 konut zonu bul u nuyor ve bu zonlar da kendi içerisinde her 3 katta bir gökyüzü bahçesi oluşturuyor. Zonlar arasında konum lanan katlarda konut kullanıcıları için çeşitli rekreasyon alanları düşünülmüş. Yapıda verimlilik çok önem kazanmış, konut kısmı nda merdivenler yapının iki yanı nda ikişer tane tasarlanmış, böylece kiralanabilir/satılabil i r alanlar arttırılmış. Plan üzerinde önemsenen bu
Tabanlıoğlu daha önce Levent Loft 'ta benzer bir senaryoyu öngördüklerini ve oradaki hayatın tahminlerinden daha rahat kabullenildiğini gözlem lediklerini anlattı. Toplantıya gelenlerin ortak görüşle rinden biri ise toplu konut çılgınlığının maksimuma çıktığı geçtiğimiz seneler de bina fonksiyonunun konut olmasının yanlış olabileceği yönünde oldu. B u yo rumlar karşılığ ında Tabanlıoğlu bugün olsa işvereni tarafından konut yerine ofis olarak düşünebilineceğini söyledi. Katılımcılardan birkaçı dairelerin fonk siyon değiştirip ofis olarak kullan ılacağı yönünde fikirlerini dile getirdiler.
ı: ı:
�
� ..
= o
CO<
�
Şubat 201 0
57
San F ra n s i s ko ' n u n S i s i Ta r i h m i Ol u y o r ? Tarih: 1 7 Şubat, NTVMSNBC
Kaliforniya sahilinin en önemli şehirle rinden San Fransisko'nun manzara resimlerine kon u olan sisi sadece " kartpostal"larda kalabilir. Kaliforniya kı yı larındaki serin deniz ile sıcak karasal kesimler arasındaki sıcakl ık farkı so nucu oluşan sis, bölgenin karakteristik iklimini temsil ediyor. Kaliforniya Ün iversites i ' nde yapılan araştırmaya göre 1 90 1 yılından beri sis oranı yüzde 56 'dan yüzde 42'ye düştü. B u da bir gündeki sis süresinin 3 saat azalmasına denk geliyor. Amerikan U l usal Bilim Akedemisi Dergisi ' nde yayınlanan sonuçlar, kıyı bölgesindeki havaalanlarında yapılan ölçümler so nucunda bir araya getirilen bulgulara dayanıyor. Araştırmanın yürütücüsü James Johnstone, henüz ellerinde bu olayın insan aktivitesi sonucu olduğu şeklinde bir kanıt bulunmadığını fakat sisteki düşünün nedenin kara ve deniz sıcaklığı arasındaki farkın azalmasının sonucu olduğunu kaydetti. Küresel ısınma nedeniyle aradaki sıcaklık farkının azalması ise sisin etki sini azaltarak soğutucu özelliğine sekte vuruyor. Bu ise bölgenin oksijen kay nağı Redwood Orman ı ' n ı ciddi şekilde tehdit ediyor. Ormanlar Tehdit AltındaAraştırmada imzası bulu nan Prof. Todd Dawson böl gedeki sisin, Redwood Ormanı ' ndaki su varlığının koru nması için kritik oldu ğunu ve düzenli ortaya çıkan sisin kay bolması durumunda ormanın tamamen yokolabilceğini açıklayarak yetkilileri uyardı .
58
Şubat 2010
U ra s & Dile k ç i S ü t" l ü c e ' d e Caml a r ı Aç ı l a n Ofis Ya p a c a k Tarih: 1 8 Şubat, Sabah Emlak
Aysir Turizm, Kazak ortağı ile Sütlüce Ofis Projesi adıyla yatırım yapıyor. Projenin m imarları Emir U ras & D u rmuş Dilekçi bölgenin karakterine uygu n ya tay ve camları açılan ofislerden oluşan bir proje çizdi. Bodrum Kempinski Otel i ' n i n sahibi olan Aysi r Turizm, otelin yüzde 75 his sesin i n alan Kazak ortağı ile birlikte son dönemde ofis ve rezidans projeleri n i n ilgi alanı nda olan Sütlüce'de bölgeni n karakteristik özelliklerinden izler taşı yan bir ofis projesine başlad ı . U ras & Dilekçi M i marlık tarafından tasarlanan proje 32 bin metrekare kapalı alan üze rinde inşa edilecek. Sütlüce Kongre M erkezi ' n i n açıl masın ı n ardı ndan bölgede başlayan hareketlenmeden nasibini almayı hedef leyen Sütlüce Ofis adını taşıyan proje bölgeni n ihtiyacına paralel olarak küçük ve ortak ölçekli şirketler hedeflenerek tasarlandı. U ras & Dilekçi M i marl ı k ortaklarından Durmuş Dilekçi projeyi bölgenin yapısı na uygun olarak yatay olarak planladık larını söylüyor.
18 Milyon Dola r ' a Malola c a k Kağıthane bölgesindeki yatay yapı lanmaya uygun olarak planlanan proje her biri altı kattan oluşan toplam üç yatay bloktan oluşacak. Dilekçi, her katta 250 ile 750 metrekare arasında değişen farklı büyüklü klerde kullanım alan ı yaratacakların ı belirtiyor. Dilekçi, camları açıiabi len ofis çal ışanların ı kapalı b i r alanlar sınırlamayan b i r ofis tasarladı klarını kaydediyor. Projede açık alanlara da vurgu yaptıklarına değ i nen Dilekçi, camları açıiabilen ofis çalışan larını kapalı bir alanlar sınırlamayan bir ofis tasarladıkları n ı kaydediyor. Projede açı k alanlara da vurgu yaptıkları na değinen D ilekçi, içeride büyük açı k alanlar v e sosyal ortamlar yarattıklarını de beli rtiyor. 18 m ilyon Dolar yatırımla yapı l ması planlanan projenin 201 0 sonunda tamamlanarak teslim edilmesi
öngörülüyor.
İç Me ka n d a S ü p riz Açıla r Dilekçi projenin konu m u n u n Haliç Kağıthane- Ayazağa aksı üzerinde yer alması ve yakın zamanda Büyükdere Caddesine paralel alternatif akslardan biri olağına da değ i niyor. U ras, projenin bulunduğı çevreye yenilikçi bir bakış açışı getirdiğine de ğ i niyor. Kağıthane bölgesi Dilekçi ise ' Cephede düzensiz dolu l u k ve boşluklarla iç mekanda süpriz bakış açı ları ya ratmaya çalıştık. Kul l n ı lan malzemelerin ağırl ı ğ ı ve dinginliği yapıya rafineri bir ifade kazandırıyor" diyor.
" Nit-elikli p roj e ye rine kendini i s pat- p roj esi" M i mar Dilekçi v e U ras i l e Sütlüce projesi d ı şı nda son dönemdeki m imari projeleri de kon uştu k . Dilekçi, gayrimenkul alanındaki yatı rım projelerinin son dönemde çok tehli keli bir alan yarattığını söylüyor. Dilekçi " Yatırımcılar farkiıiaşmak için projelere artık kendilerini ispat etme projeleri olarak bakıyorlar. Bu da onları tematik fikirlere doğru sürüklüyor. Tematik kurgu ise biçimsel referanslar barı ndı ra projelerde ortaya çıkıyor. Bunların hepsi Dubai gibi plastik bir şehir ortaya çı karıyor" diye konuşuyor. Antalya'daki turizm yapılarının adeta tematik bir dekor yarattığını söyleyen Dilekçi'ye karşı Emir U ras ise bu kav ramın artık metropollere de bulaştığına değiniyor. Dilekçi, istanbul gibi büyük şehirler de iyi niteliklere sahip konut projeleri bulmanın çok zor olduğuna değinerek " Fi rmalar artık sadece farklı bir müşteri profili yakalamak için iç mimariye yöneli yorlar. M i marinin çıkış noktası bu kadar ucuz değ i l " diyor.
Ofis ve Tu rizmin Çekim Me rkezi Haline Geliyo r Kağıthane Bölgesi, Büyükdere Caddesine paralel alternatif bir aks oluşturması nedeniyle son dönemde başta ofis ve rezidans olmak üzere gay rimenkul projelerinin çekim merkezi ha line geldi . Sütlüce Kongre M erkezi ' n i n açılmasıyla birlikte daha d a canlanan bölgede ilk olarak eski elektrik santral
Santral istanbul adıyla yenilenerek Bilgi Ü niversitesi'nin kampusü haline geti rilmiş ve bölgedeki ilk çekim merkez lerinden birini oluşturmuştu. Ardından Tekfen- OZ i n şaat, bölgenin karakterine uygu n ofis ve rezidans projesine baş lad ı . H i lton Worldwide oteller grubu ise Double Tree markası ile bölgedeki tu rizmden pay almak için yatırıma başlad ı . T ü m yatırımların en geç 201 1 yılında devreye girmesiyle birlikte bölgenin daha da değedenmesi beklen iyor.
Se rge Ş p it" z e r ' d e n I s t" a n b u l ' a Bi r Hediye · Mo l e c u l a r Tarih: 22 Şu bat YAZAN: SELiN BiÇER
Hasköy 'deki eski Mayor Sinagogu ' nda yer alan Malecular yerleştirmesi 20 Şubat 201 O Cumartesi günü Garaj istan bu l 'da yapılan bir etkinlikle başladı. Aslında bu yerleştirme 7 Eylül 2009'da neredeyse gizlice açılmış. işin sergilendiği mekanın çevresine ne bir işaret, ne de bir tabela konuldu ve hedeflendiği üzere kulaktan kulağa yayılarak duyuldu. Çünkü sanatçı bu yerleştirmeyi sergi ya da enstalasyon olarak nitelendirmemeyi seçmişti . içinde bir alüminyum döküm atölyesi , b i r kauçuk i malathanesi, bilardo salonu küçük bir restoran barındı ran ve depo olarak kullanılan ve adeta kaderine terk edilmiş olan mekan tarihi, ekonomik ve sosyal çağrışımlarla yüklü. Sanatçı mekanla kurduğ u ilişkiyi bir söyleşisinde şöyle dile getirmiş: " i stanbu l ' u n zaman içinde geçirdiği eko nomik sosyal, politik yaşamı ndaki güç lerden kaynaklanan değ işimin etkisiyle parçalanan mekan ı n dokusu beni çok etkiledi. Ve hemen bir şeyler yapmak istedim. Bu yerleştirmenin , tıpkı simyasal bir reaksiyonda olduğu gibi sorunlarla kay naşarak ve yüzleşerek gerçekliğin farklı katmanlarda okunmasın ı sağlaması n ı hedefledim". Malecular ( i STAN B U L) yerleştir mesi üzerine gerçekleşen tartışmaya
Şubat 201 0
sanatına dah il etmeyi düşün mediğini, ancak yaşam savaşiarına hayranl ı k duyduğunu v e bu durumun kendisini düşünmeye ittiğini beli rtti . Sanat yaşamı boyunca hiçbir işinde din temasını kullanmadığını belirten Spitzer mekanı gördüğünde bu işi yapması gerektiğini anlamış. " Benim istanb u l 'a verdiğim bir hediye" dediği işinin abartılmaması gerektiğ i n i , sade ce bu yerleştirme ile bu mekanın ya da Hasköy ' ü n kurtarılamayacağ ının altı nı özellikle çizdi .
sanatçı Serge Spitzer, Paris'ten Palais de Tokyo'nun direktörü Marc- Oiivier Wahler, Berl i n 'den Chipperfield Architects' in direktörü Alexander Schwarz, Londra'dan David C h ipperfield, Linz'den Lentos M üzesi Sanat Yönetmeni Stella Rollig, istanbul 'dan Ali Akay, Ferda Keskin ve Nevzat Sayın katıldı. Toplantıda katılımcı lar sırayla iş, me kan ve bu ikilinin çevresiyle ilişkilerini yorumladılar. Molecular ' ı n şehirlerin katmanlarını ve organi k boyutlarını
c
yansıttığı ifade edilirken başka bir yorum da işin gözlemlendikten sonra i nsanın hatıralarına yerleştiği üzerineyd i . istanbuı•un zaman içindeki parçalanan dokusundan etkilenen işin "su" gibi bir mekan yarattığına değinildi. Bir molekülün en küçük parça olup nasıl bir bü tünün tamamının özelliklerini taşıdığı ve bunun işe olan yansımaları konuşuldu. Herhangi bir şeyin genelleştirildikçe bir diğerine benzemesi n i n sonucu olarak öznel özelliğin önemi tartışıldı. Bu kon uşmaların ardından Spitzer, mikro ve mega yapı ların kendisini ilgi lendirdiğini ve esas işinin ölçekle oldu ğunu anlattı. Gelen soruları yanıtlayan sanatç ı , Hasköy'de özellikle sinegog çevresindeki insanların yaşamlarını
"'
u; "' "' u
�c
� iii �
>Cl o
o
LL
Serge Spitzer'in Hasköy'deki Mayor Sinagog'unda yer alan yerleştirmesi kış aylarında her gün 1 1 :00 ve 1 6:00 saatleri arasında, yılın diğer zamanların da ise 1 1 : 00 - 1 8 :00 saatleri arasında görülebiliyor. içinde tartışmaların da yer alacağı M alecular {ISTAN B U L) kitabı 2 0 1 0 M ayıs ayında basılacak.
New Yo r k ' a E y ü p S u l t- a n Cam i . . . Tarih: 22 Şubat, CNN Türk
New York'un Brooklyn semtinde 2003 yılı ndan beri i nşaatı devam eden Eyüp Sultan Cami ve Kültür M erkezi'nin Ağustos ayında tamamlanarak hizmete
59
g i rmesinin planlandığı bildirildi. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, Brooklyn Eyüp Sultan Cami Derneğ i tarafından düzenlenen ve ABD'de yaşa yan Tü rklerin katıldığı bilgilendirme top lantısında yaptığı kon uşmada, camiierin sadece dini görevlerin yerine getirildiği yerler olmad ı ğ ı n ı , Türk toplumu için birlik ve beraberliğinin sağland ığı yer lerden biri olduğunu söyledi. Özellikle yurtd ışında yaşayan Türk toplumu açısından Türk çocuklarının d in lerini , dillerini u nutmamaları için camiierin önemli olduğunu ifade eden Samsar, Eyüp S ultan Cami ve Kültür Merkezi ' n i n hizmete girdikten sonra sadece Ramazan'da ya da bir cenaze namazı için gelinen bir yer olmayaca ğ ı n ı , insanların akşam iş çıkışında veya hafta sonları çocuklarını alıp gelerek çay içebilecekleri, sohbet edebilecekle ri bir yer olacağ ı n ı kaydetti. Washington Din H izmetleri M ü şaviri Prof.Dr. Mehmet Paçacı da konuş masında, Eyüp S ultan Cami ve Kültür M erkezi inşaatında emeği geçen herke se teşekkür ederek, cami ve mescitleri n , Amerika'da yaşayan Türk toplumunun Amerikan kültürü altında ezilmemesi için çok önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. Paçacı , ABD'de yaşayan Türk toplu m u n u n birlik ve beraberliğini sağlamanın yollarından birinin cami ve kültür merkezlerinin sayısını artırmak olduğunu da ifade etti. New York Din H izmetleri Ataşesi Süleyman Doğan da yaptığı konuşma da, cam iierin yurtdışında Türk toplu munu ve kültürünü temsil eden önemli yerler olduğunu belirtti. Eyüp Sultan Cami Dernek Başkanı Kenan Taşkent ise merkezin kaba in şaatının yüzde 95'inin tamam landığını kaydederek, "Toplam 2 m ilyon 800 bin Dolar'a tamamlanacak camimiz için şu ana kadar 1 m ilyon dolar harcadık" diye konuştu. Merkezin tamamlandığında 800 kişi nin aynı anda namaz kı labiieceği kapa siteye sahi p olacağını beli rten Taşkent, cami ve kültür merkezi için halen ha y ırsever Türk toplumunun yardı miarı na başvurduklarını ve merkezi Ağustos ayında fiilen hizmete açmayı planladıkla rını söyledi .
60
Şubat 2010
WWF , Ke k o v a v e Ko ş i ç i n U y a r d ı Ta rih: 23Şubat, Mill iyet YAZAN: MERiÇ TAFOLAR
WWF-Türkiye (Doğal H ayatı Koruma Vakfı), Kaş ve Kekova kıyılarında 2002 'den bu yana ekonomik değeri yüksek olan lahoz ve orfoz bal ık türle rinin popülasyonunun azaldı ğ ı , fangri türünün popülasyonunun ise yirmide bir oranında düştüğü uyarısında bulunarak, bölgeye özgü bir koruma stratejisi geliş tirilmesi için çağrıda bulundu. WWF-Türkiye, 2002'de yaptığı bir çalışmayla Patara Plajı ve Üç Adalar arası nda kalan bölgenin u luslararası sözleşmeler çerçevesinde koruma altına al ındığını anımsatarak, Kaş ve Kekova arasında kalan kıyıların deniz türleri açı sından son derece zengin olduğunun tespit edildiğini belirtti. WWF-Türkiye'nin, 2006 ve 20 1 0 arası nda bölge ekasisteminin sağ lıklı olup olmad ı ğ ı n ı tespit etmek amacıyla balık, yumuşakça ve kabuklu türlerinin bölgedeki dağılımları ve popülasyon yoğ u n l u kianna yönelik araştı rma sonu cunda bölgenin Akdeniz foku v e deniz kaplumbağası gibi önemli türlerin yer leşik popülasyonlarına da ev sahipliği yaptığ ının öğrenildiği belirtildi.
Fela ket" Uya r-ısı Araştı rmaların ardı ndan Kaş- Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nin orfoz, lahoz ve fangri gibi önemli bal ı k türle-
®
WWF
rinin yavrulama ve beslenme alanları olduğuna dikkat çekilirken , bölgedeki balı k popülasyon larında yaşanan azal maların av baskısı veya ekasistemde görülen yapısal değişikliklerden kaynak lanabileceğ i görüşü dile getirildi. WWF-Türkiye, " Koruma altındaki türlerin mevcut popülasyonlarının geniş letilebilmesi ya da en azından sabit tutu labilmesi için bölgeye özgü bir koruma stratejisinin gelişti rilmesi" çağrısında bulundu.
Vi z e Ka l k ı n c a AVM ' le r Rot" a y ı S ı n ı r a Çe v i r d i
gitti. Önceden hakim konumda olan AVM sahibi i ken yen i dönemde kıy mete binen perakendeci oldu. 50 bin metrekare kiralanabilir alana sahip bir merkezin maliyeti arsa payı hariç 1 00 m ilyon Dolar. Yatırımcı bunu 8 yılda çı karabilmek için metrekaresini 20 Dolar'dan kiraya veriyor. Arsa payıyla bu 30-35 Dolar'a çıkıyor. Küresel kriz öncesi metrekaresi 55 Euro'dan ki raya verme dönemleri geride kald ı . AVM ' Ierde yer alan 2 5 0 marka sahibi, "alternatif ol uşturma" kozuyla kiralarda büyük indirim yaptırmayı başard ı . Şimdi ise trend metrekare başı na kiralama de ğil cirodan yüzde vererek kiralama. Bu da ortalama cironu n yüzde 8 ' i civarı nda.
Tarih: 23 Şubat, Zaman Yazan: ibrahim Balta
iki ülke arasında vizelerin kalkmasından sonra Su riye halkı alışveriş için sınıra komşu şeh i rler iskenderun, Gaziantep ve Hatay'a gelmeye başladı. Öyle ki Suriye' nin başkenti Şam'dan çı kan bir kişi gümrük geçişi dahil 2 saat sonra Gaziantep'te oluyor. Sınır illerindeki mağazalar Suriyeliler ile dolup taşınca yen i açılacak alışveriş merkezleri (AVM) de rotayı güneydeki sınır i llerine çevirdi. AVM kiralaması yapan Kiralama Danışma Merkezi (KDM) şirketi Genel M ü dürü M u rat izci, Türkiye'de 20 1 0 yılında açı lacak 30 yeni AVM 'den 1 0' undan fazlasının güneyde ki sınır illerinde açılacağ ını söyled i . Yeni merkezlerin ağırlıkla güneyde açılmasının sebebini M u rat izci, 'Vizesiz geçişten sonra Suriye vatandaşlarının alışveriş için sınırdaki komşu Türk şe hirleri n i tercih etmesi' olarak açıklad ı . M u rat izci bu yıl iskenderun, Antakya, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa'da yeni AVM ' Ier açılacağ ını söyledi . izci, "Artık Şam ile Gaziantep arası sadece 2 saat. Komşu ülke vatandaş larının alışveriş için gelmesi nedeniyle yeni AVM ' Ier bu iliere yöneldi," dedi. Halen biri Kırg ızistan'ın başkenti B işkek'te olmak üzere 15 projenin kira lamasını yaptıkları nı belirten izci, kendi projelerinin de S uriye sını rındaki illerde yoğ u nlaştığ ını ifade etti. izci 'nin verd iği bilgiye göre 2009'da AVM ' Ier kirada en az yüzde 20 indirime
Al k a z a r S i n ema s ı Ka p a n ı y o r Tarih: 25 Şubat, Mill iyet
istiklal Caddesi'nin en eski sinema salon ları ndan Alkazar, 1 Mart 'ta perdelerin i indirecek. Sanat filmleri ağ ırlıklı programıyla fark yaratan Beyoğl u 'ndaki Alkazar Sineması kapılarını kapıyor. Sinema yönetimi tarafından yapılan basın açıkla masında, " Büyük alışveriş merkezlerin deki son derece yüksek yatırımlarla ya pılan, teknolojik olanaklarla donatılmış olan ve popüler, ticari filmleri izleyiciye sunan 8 - 1 0 perdeli sinema salonlarına karşı ya da yan ıbaşında adeta kahra man bakkallar gibi küçük, iddiasız sanat sineması olmayı sürdürecek gücümüz ne yazık ki kalmadı , " deniliyor. Açıklamada ayrıca Kültür Bakanlığı ve Belediye'yle ilgili olarak da, " Sinema salonlarına bırakınız en küçük destek vermeyi, sinemaları birer sanat mekanı değil, eğlence mekanı olarak görüp olağan vergisel yükümlülüklerinin yanı sıra ayrıca bir de eğlence vergisi adıyla ek yükümlülük getiren, sinema salonla rını Amerikan film endüstrisinin popüler, ticari filmlerine mahkum eden merkezi yönetim, Kültür Bakan l ı ğ ı , Belediye yö netimleri adına sizlerden özür diliyoruz," cüm lelerine yer veriliyor.
Şubat 2010
Bu Bi na I n g i l i z le r ' i n Gö z ü n e B a "t "t ı .
Tarih: 25 Şubat, Yen i Şafak
Daniele Mattioli ingiltere hükümeti, Şangay Dünya Fuarı' ndaki standa yer leştirilen dev yapı için halkın vergilerini harcayınca ağır eleştirilere maruz kaldı. Proje, fuarda ing iltere standının gözbe beği olacak "Tohum Katedrali." 60 bin demir çubuktan ol uşan devasa yapı için, ingiltere 40 milyon Dolar harcad ı .
Bö y l e Ot- e l Ol u r mu ? Tarih: 26 Şu bat DERLEYEN: PlNAR KOYUNCU
Zaandam'daki yeni I n ntel Oteli şüphesiz yenilenen kent merkezindeki en dikkat çekici ve Hollanda'da bugü nlerde en çok konuşulan bina. Zaan bölgesinin sembolik yeşil ahşap yapıları hotelin tasarımcısı Wilfried van Winden (WAM architecten, Delft) için il ham kaynağı olmuş. Yapı bir noterin konutundan bir iş çinin kulübesine, geleneksel evlerin çeşitli örneklerinin ren kli bir yığını ade ta. Otel, müşterileri için kapılarını 1 8 Mart'ta açacak.
Gelene ksel Zaa n dam Evl e r i n i n Bir Yığını Wilfried van Winden oteli geçici bir ev olarak hayal ediyor. Yapı görünüşe göre Zaan bölgesinden yaklaşık yet-
miş küçük geleneksel evin üst üste koyulması ndan oluşuyor. Hotel eşsiz, tanıdık ama oriji nal ve kendine has. Sadece Zaandam'da fark edilebilecek bir tasarım ama aynı zamanda yerel geleneğin ötesine geçiyor ve onu yeni den canlandırıyor. Dahası , bina özellikle bu alana uygu n hale getirildi. 1 87 1 'de Zaandam'da Claude Monet tarafından yapılmış olan bir resimden esinlenen "The Blue House", son dikkat çeken şey. Genel sonuç çarpıcı, bina Wilfried van Winden'in desteklediği Fusion
Architecture (Füzyon M i marlı k) için bir örnek niteliğinde. Füzyon bugün ve geçmiş, gelenek ve yenileşme, yüksek kültür ve cehalet arasında bağlantı kur man ın yaratıcı bir yolunu temsil ediyor. Bu da, belirli yerel ama aynı zamanda evrensel pratiklere tekabül ederek, alışılmamış bir etkileyicilik üretir. "Ama m i marl ı k doğal olarak hareketlere de
61
doğrudan başvurur" diye belirtiyor Van Winden. " Bir tanıdığım geçenlerde 'Zaandam'a gittiğ i m ve oradaki binaları gördüğüm zaman kaçınılmaz bir şekilde bir tebessüm yayıl ıyor yüzüme,' dedi. Daha mükemmel bir i ltifat zor bulunur."
Şık Ye n i Bir Ot-elle Ye n i Bir Şe h i r Pla n ı Kuzey Hollanda Zaanstad belediye sinin merkezi, Zaandam şehir merkezi ve istasyon bölgesi bugünlerde kökten yeniden yapılandırıl ıyor. " l nverdan" kentsel imar şeması Soeters Van Eldonk architecten tara fından tasarland ı , tarihi sokak düzenini yeniden kuran , bir kanalı tekrar açan ve Zaandam' ı n kalbine sempatik atmosferi geri veren bir plan. Eyalet yol u ve demiryolunun üzerinde gelişmenin devamldığı aynı zamanda kentsel bölgeleri bu altyapıya bağladığı anlamına geliyor. Yeni otel, l nverdan planı dahilinde ilk tamamlanacak olan önemli bir yapı . 1 60 misafir odası ile beraber, otel aynı za manda bir bar-restoran, yüzme havuzu ve Fin saunası ve Türk hamarnı da bulu nan bir sağlık merkezi de sunuyor. Konferanslar için kalınacak yer eyalet yolu üzerinde inşa edil iyor ve 201 O son baharında tamamlanması planlanıyor. Kaplandığı alan kareye yakın bir şekil olan otelin kulesi yaklaşık kırk metre yükseklikte ve 1 1 katlı. Ahşap ve Eternit çimento lifi cephe kaplamasından yapılan bina, farklı pen cere düzeni, geniş çıınt ı l ı kesitleri ve ş ı k beyaz saçakları v e saçak pervazları ile de etkileyici bir görünüme sahip.
62
Şubat 201 0
Ka z u y o S e j ima + Ry u e N i s h i z awa ile Rolex � e a r n i n g Ce n t- e r Uze rine Söyle ş i Tarih: 26 Şubat DERLEYEN: TUGÇE ŞAHiN
Kazuyo Sejima ve Ryue N ish izawa'dan oluşan Japon mimarlık grubu SANAA' n ı n tasarladığı " Rolex Learning Center" geçtiğimiz gü nlerde açıldı. Bina üzerine bir söyleşi . . .
Tasa rı mın son haline kadar geçen sü reç nasıldı? ilk çalışmalarım ııda kütüphane, çok amaçlı salon, kafe ve diğer programlar çok katlı bir kule şeklinde bir araya gelmişti. Ancak sonunda, programı n da öngördüğü üzere öğrencilerin çalışabi lecekleri birçok alanı n tek bir zemin ve tek bir mekanda toplanmasının en iyisi olduğunu hissettik. Ancak alışılmış tek mekan çözümüne gitmedik, bütünleşik avl ular ve topografik organizasyonlarla programların ayrışmasını aynı zamanda da ilişkili olmasını sağladı k. Geniş tek mekanın aşağı yukarı dalgalanmas ı , insanların binanın merkezine ulaşabi leceği bir esas boşlu k tan ımlıyor. Bu binaya tek esas bir girişten ulaşmamızı mümkün kıl ıyor.
Tasa rımda çıkış noktanız ve etkilen diğiniz şeyler nelerdi? Parça parça oluşan bir tasarım olmad ı . Gereken programlar v e özel birimlerin ilişkileri üzerine çal ışarak en uygun biçi me ulaştık. Bir taraftan kendimize şunu sordu k : Nasıl bir mekanda p e k ç o k insan farklı aktiviteler yaparak birarada olabilir ve bu ndan keyif alabilir? Son şekle ulaş tı ktan sonra nasıl rampalar kullanılabile ceğim izi öğrenmek için Lozan ve isveç peyzajından merdivenler ve rampalar dan faydalandık.
i yi bir m i mari meka n ı n öğrenme sü recine katkı sağ layabileceğ i n i düşü n üyor musunuz? Tüm program, insanların tek bir konu üzerinde toplanabilecekleri, belki d iğer leriyle ilgilenebilecekleri tek bir mekan-
da bir araya geliyor, çünkü mekan tama men açı k ve birbiriyle ilişkili. Bu tipte bir açık mekanın yeni buluşmaları artırabi leceğini ve yeni aktivitelere teşvik ede ceğini u m uyoruz. Koridor ve sınıfların
kesin hatlarla bölündüğü geleneksel çalışma ortamlarıyla karşılaştırıldığında, burada farklı yollarla kullanı labilecek yeni mekanlar ve farklı aktif karşılaşma lar olacağı n ı düşünüyoruz.
Şubat 2010
The Rolex Learning Center oldukça yen i l i kçi bir bina. Müşteri n i n talebi· nin orij i nalde nasıl olduğundan bah sedebilir misiniz?
Bu eğitim merkezi üniversite planına bitişik olman ın yanı sı ra, kütüphane, çok amaçlı salon, kafe ve ofislerden oluşan kampüsün merkez birimi ola caktı. Geleneksel bir kütüphane yerine,
63
müşteri serbest ve kolay çalışma orta mının sağlanabileceği yeni bir mekan yaratılmasını istem işti.
64
Şubat 201 0
Yapıyı gerçekleştiri rken ka rşılaştığı· nız zorl ukları a n latabilir misiniz? Strüktür boyunca uzanan kabuk, üç boyutlu topoğrafya ve bunun programa göre ilişkisi, Japonya dışında bir bina yapmak, eğimleri n , merdivenlerin ayar lanması ve eğimli asansör zorluklardan bazılarıydı .
Rolex Learning Center benzersiz b i r topoğ rafyaya sahip. K i ş i n i n yaşaya cağı deneyimden ve nasıl kulla nabi· leceğ inden bahsedebilir misiniz? Bu yapı mimari ve topografik nitelikleri birarada barı ndırdığı için deneyimler sü rekli değişecektir. Bir odaya girerken ya da çıkarkenki etki m imari bir deneyim olabilir ama eğimlerden çaprazlama ya da bir füniküler ile çıkmak doğada bir tepenin üstünde olmaya daha yakın bir
deneyimdir. Ayrıca m imari elemanlarla bir topografya yaratmak, geleneksel binalarda hissedilmeyen mimari bir deneyim yaratır. Bir tepenin zirvesinde d urduğu n uıda diğer tepeyi göreme yebil irsiniz ancak rüzgarın hafif sesini d uyarsınız ya da başka bir yer olduğunu göremeyebilirsiniz ama bedeniniz diğer mekanla bir i lişki hisseder. Geleneksel tek mekan çözümlerinin aksine yeni ilişkiler doğurabilir ve bu da yen i mimari deneyimler yaratabilir.
Rolex Learning Center bulunduğu yerle, Lozan'ın coğrafyası ve iklimiy· le nasıl il işki ku ruyor? Mevcut ulaşım yol u kampusun dört ta rafı ndan da dolaşıyor. Her yönden ula şılabilmesi için Rolex Eğitim M erkez i ' n i n h e r tarafı açık. Binanın içinde yaratılan
peyzaj, kent ve kampüsün peyzaj ıyla birlikte gelişecek bir süreç içinde bu l unuyor.
Binanızın gelecekteki kullanıcı ları ve onların bu sıradışı mekana karşı beğenileri nin nasıl olması n ı bekl i· yorsunuz? Geleneksel bir bina değil, yeni; dolayı sıyla kullanıcıların yeni ve farklı yollarla bu binayı kullanacaklarını um uyoruz.
M üze, galeri gibi kullanımların yan ı sıra bilim, m ühendislik öğrenimiyle ilgili bir bina üzerinde çalışı rken hangi fikirden etkilendi niz? insanların toplandığı, çalıştığ ı ve bilim üzerine tamamiyle yeni bir bakış açısı oluşturduğu mekanlar yaratabilme fırsa tından dolayı çok heyecanl ıydı k •
ACO, s i ze proj e l e r i n i zde saf cam ve doğal taya n s i a rı n veya
Avantajları • Estetik görü n ü m
se rbest alan uyg u l a m a l arı n ı n b u l u n d u ğ u , y ü ksek ka l ite l i banyo l a r i ç i n g ön ü l rahat l ı ğ ı y l a k u l lanabi leceğ i n i z g e l eceğ i n ü rü n ü n ü s u n uyor. 1 2 ' s i pas l a n m az çe l i k ve 1 8 ' i cam o l m a k üzere toplam 30 adet fark l ı ızgara model i i l e isten i l en boylarda
• Pas lan maz çe l i k • Lazer kes i m , i nce işç i l i k • Ku l l a n ı m rahat l ı ğ ı • Kolay ba k ı m
i m a l ed i l e n d u ş kan a l l arı n ı n ızgara l a rı üst ü n lazer teknoloj i s i
• Koku tutucu k i l it
i l e i m a l ed i l m e kted i r.
• Uyg u n fiyat
Ayrıca k ı r m ı z ı , mavi veya yeş i l ı ş ı k l ı d uş kan a l l arı i l e banyolarda isten i l en atmosfer yarat ı l a b i l m e kted i r.
ACO Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. istanbul (Genel Merkez) (0212) 347 52 54 (0212) 347 52 57
Telefon Faks
E-posta
info@acoturkiye.com
Ankara Bölge Müdürlüğü (0312) 426 29 44 (0312) 426 29 44 Faks Gsm (0533) 634 82 58
Telefon
E-posta
ankara@acoturkiye.com
izmir Bölge Müdürlüğü (0232) 372 88 44 (0232) 372 88 44 (0533) 558 63 37
Telefon Faks Gsm
E-posta
izmir@acoturkiye.com
Antalya Bölge Müdürlüğü (0242) 313 08 44 (0242) 3 1 3 08 44 Faks Gsm (0530) 665 1 8 26
Telefon
E-posta
antalya@acoturkiye.com
www.acoturkiye.com - www.duskanali.com
Adana Bölge Müdürlüğü (0322) 234 1 1 23 (0322) 234 1 1 23 Faks Gsm (0530) 665 18 25
Telefon
E-posta
adana@acoturkıye.com
Gü n e y S o n N o k t- a y ı Ko " Aç m ı y o r
gitmiş. Hazır değil. Beşte deil .. Resepsiyon sekizde . . Yedide niha yet vermiş ceketi terzi . Hemen oracıkta giymiş, ancak yetişecek . . Ve ne görsün . . Cebin üzerinde kocaman bir yağ lekesi . . " Bu ne" diye gürlemiş terziye . . "Ah bayım ah" demiş, terzi . . "Ceketi yarım saatte diktim, ama bu lekeni n ayn ısını yapabilmek beş saatimi aldı . O zamanda on takı m dikerdim .. "
Anladınız Değ i l mi? . .
Merkezi'nde dün incelemelerde l unan ve yapı lan salonları küçük ol duğu için beğenmeyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Güney, eski projelere göre yapı lan kültür merkezlerini eleştirdi. Bakan G ünay, " Eski projelerde bol m iktarda boş alan var. 1 O bin metreksre kapalı alanda 500 kişilik salon olur mu?" diye konuştu . Kültür merkezinin birçok eksiğinin bu lunduğunu belirten Günay, sorumlulara talimat vererek, eksiklerin bir an önce giderilmesini istedi .
Bü y ü k Bi r Hayal Kı rı klığı . . Ta rih: 2 Mart, Sabah YAZAN: HINCAL ULUÇ
Yeni yapılan M uhsin Ertuğrul Tiyatrosu'na gittim ve hayal kırıklığına uğradım . . Yıkılmayı b i n kez hak eden, o hangar dan bozma eski leşin yerine, Modern Türk Tiyatrosunu kuran adamın adına yakışır muhteşem bir salon bekliyord u m . H e l e de A K M ' nin v e Ayazağa'nın acıklı durumları ortadayken ve 201 O Avrupa Kültür M erkezi istanbul'da doğru dürüst bir salon dahi yokken . . N e yapm ışlar bilir misiniz?. Çin'de 2 saatte provasız takım elbise diken terziler ünlüdür. Sabah kumaşı seçer, öğleden sonra takımı alırsınız. Amerikalı işadamı akşam büyük dev let resepsiyonuna gidecek. Smokini g iymiş ki, tam cebinin üzerinde koca man bir yağ lekesi . . Çı karmak mümkün değil. Doğru terzi ye koşmuş. " Bunun" demiş, "Aynısını yap bana . . Saat dörtte alırım . . "
O eski, çirkin salonu nerdeyse bire bir aynen yapmışlar. Üstelik daha kötü, daha baştan savma, daha şişirme bir kulisle . . Belediye büyük bir fırsatı kaçırmış . . Ben Topbaş'ın yerinde olsam bir daha yıktırırd ı m . Bu çirkinliğin mimarı kim, o n a dipla mayı kim vermiş, onu da merak ediyo rum. Ortaya çı kar m ı acaba?. .
B u Ar-ada . . . Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Ayazağa'yı yıkıp yerine "Arena" yapma ya kararlı alışveriş merkezi şirketçileri, i KSV Vakfı Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Ayazağa'yı başı ndan beri vakıf adına izleyen mimar Doğan Tekeli'nin katılaca ğı bir toplantı düzenleme sözü verince "Ateşkes" i lan ettiğimi yazmışt ı m . Bir bakan i ç i n bu deyimi kullanmak istemem, hele " Dostum" dediğim birisi için. Ama Günay beni galiba uyutma niyetinde. Aradan bunca hafta geçt i . Ne s e s var, ne toplant ı . Sevgili Günay . . B e n i bilirsiniz . . Uyumam v e uyutmam . .
O l e S c h e e re n OMA ' d a n Ay r ı l ı y o r Tarih: 3 Mart
DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
O MA'nın Pekin'deki CCTV ve TVCC projelerinin arkasındaki isim olan Ole Scheeren kendi ofisini kurmak için or taklıktan ayrılacağı n ı doğrulad ı . 15 yıldır OMA'da çalışan Scheeren konuyla ilgili " Rem Koolhaas ve OMA ile olan iş birliğim benim için i nanılmaz bir tecrü beydi . Hem Doğu Asya hem de Kuzey Amerika'da başarılı projelere imza attık," dedi.
Yeni kuracağı efisin ismi ve yeri henüz açıklanmadı fakat Hong Kong Ü niversites i ' ne ziyaretçi öğretim üyesi olarak kabul edildiği söylendi. OMA'nın New York ofisini yöneten J oshua Prince- Ramus 1 996 yılında ortaklıktan ayrılarak kendi ofisi REX ' i kurmuştu .
Ş a t- o l u Al ı ş v e r i ş Me r k e z i E k im ' d e Ka p ı l a r ı n ı Aç a c a k Tarih: 3 Mart, Milliyet
istanbul Bayrampaşa'da içinde kongre, toplantı, gösteri, eğlence, alışveriş, konaklama gibi fonksiyonları bir arada sunacak olan alışveriş merkezi açıla cak. Özel likleri içinde barındıran Ora istanbul Alışveriş Merkezi 29 Ekim'de Bayrampaşa'da kapı ları nı açıyor. Bünyesinde 40 metre yüksekliğinde bir şatonun da bulunacağı temalı parka sahi p olacak projenin yatırımcısı Ora istanbul Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme A.Ş M u rahhas Üyesi Ah met U l u ğ , projeyi hayata geçirirken , 24 saat yaşayan bir şehir kesiti hayal ettiklerini arena, temalı park, outlet ve otel gibi biri mlerin de bu hayalin sonucunda şe killendirildiğini söyledi. Ora'nın Türkiye'nin ilk dev karma kullanımlı projesi olduğ unun altını çi zen Uluğ, " 70 bin metrekarelik arazi üzerinde, toplam inşaat alanı 360 bin metrekare olan Türkiye'nin ilk karma kullanımlı dev projesinin fikir aşaması, bir hayalden doğdu. 2000'1i yılların ba şında planlamaya başladığ ımız Ora' nın i nşaatına, 2008'de başladı k . Ekimde de hizmete açı lması nı planl ıyoruz" ded i .
13 , 5 Milyon Ziya r-et-ç i Hedefi Projeyle 2 bin 500 kişiye istihdam sağlanacağ ı n ı belirten U l u ğ , şunları söyledi: " Bugünkü maliyeti 330 milyon Euro olan projenin tamam landığında piyasa değerinin 450 milyon Euro olmasını bekliyoruz. Yı lda 1 3 , 5 milyon ziyaretçi ve 60 m ilyon Euro ciro hedef-
M a rt 2010
!iyoruz. Projeye sadece istanbul 'dan değil, Türkiye' n i n çevresi ndeki birçok ü l keden de büyük ilgi gösteri leceğ ini düşünüyoruz."
"Ço k k ulla n ımlı b i r m e r kez ola c a k" Ora Convent"ion Cent-e r : 2 7 bin metrekareye yayılan gösteri alanı kompleksi ve 6 bin 500 kişilik izle yici kapasitesine sahip. 2 1 bin metrekare üzerinde konum lanan Ora Temalı Park ise, Paris EuroDisney gibi dü nyaca ünlü temalı parkların da tasarımcısı Valerio Mazzoli tarafından tasarland ı . Proje içinde 4 yıldızlı Crowne Plaza ve 3 yıld ızlı Holiday I n n Express yer alıyor.
Ka p a l ı ç a r ş ı Kab u k De ğ i ş -t i r i y o r
Tarih: 3 Mart, Fatih Belediyesi, kapalicarsi.org.tr DERLEYEN: DERYA YAZMAN
Kapalıçarşı istanbul kentinin merkezinde yer alan dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşı larından biri. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ve 1 46 1 yılında temeli atılan Kapalıçarşı , 45.000 m 2 ' 1 i k kapalı alan üzerine kurulmuş, 64 cadde ve sokağ ı , 1 6 hanı , 3 .600 dükkanı ile labirent şek linde konumlanmış bir merkez.
Geçmişt-e Kapalıça rşı Geçmişte burası her sokağ ında belir li mesleklerin yer aldığı ve bunları n da, el işi imalatı nın (manifaktür) sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok sayg ı gösterilen bir çarşı idi. Günümüzde de yorgancısı ndan, halı cısıdan, terlikçisinden, fesçisinden tu tun da mücevhercisine, aktarına kadar her çeşit ticaret birimi yer alıyor. Şimdileri ise Kapalıçarş ı ' n ı n restoras yonu g ündemde . . . Fatih Belediye Başkanı M ustafa Demir'in 2 Aralık 2009 tarihinde ba sında yapmış olduğu bir açı klamada Kapalıçarşı ' n ı n sorunlarının başında çatı akması geldiğ i n i ve bu durumun Kapalıçarşı'yı çürüten bir durum oldu-
ğunu söyledi. Ayrıca çatılarda klimaların dış ünitelerinin görüntü kirliliği yarattığ ı v e buralara müdahale edeceklerini belirtti. Hedefleri arasında da 5366 sayılı yasaya göre dayanarak burayı yatay düzlemde kat mülkiyetine kavuşturmak olduğunu ekleyen Demir, yapılacak rö leve projeleri ile herkesin h u ku ken uy mak zorunda olduğu bir yönetim kurulu oluşacağını beli rtti. Arkitera M imarlık Merkezi olarak, 1 . Etap Yenileme Alanı avan ve uygulama projesinin sahibi olan Ütopya M i marl ı k ile Kapalıçarşı Restorasyon Projesi hakkı nda kısa bir söyleşi yapt ı k :
Ö ncelikle, Kapal ıça rşı Restorasyon Projesi size nasıl geldi? Kapalıçarşı 1 . Etap Yen ileme Alanı avan ve uygulama projesi işi Fatih Belediyesi'nden ihale ile alınmıştır.
-·
. .:'., ' ..::," \\\ . ( \ \\ , -
�,.p
.....;:!"
67
i stanbul için çok önemli ve büyük bir proje. Ö ncesi ve son rası nda sık lıkla tartışılabilir. Böyle b i r projenin riskli olduğunu düşün üyor musu nuz? Projelerin tartışılma gerekçeleri çok öneml i . Tartışmalar bir proje risk deği l , geliştirici v e destekleyicidi r. Projenin değerini ve önemini ortaya koyar. Biz de projenin gerçekleştirilme süre cinde her tür katkıya açığız. Bu nedenle öncelikle çal ışma alan ın da bir ofis açtık. Kapalıçarşı'da aktif olan dernekler ile tan ıştık. Çalışman ın her aşamasının izlene bilmesi için bir süre sonra aktif hale geçecek olan web sitesi hazı rlık aşama sındadır. Çalışma sürecinde topladığımız tüm verileri halkın katılımı toplantılarıyla pro je paydaşları ile paylaşacağız.
68
Mart 2010
· - """
.... - -
ı
--
.
1 !
.
\ . ...
\
..
Ya p ı K r e d i Ba n k a c ı l ı k A k a d em i s i Dü nya ı da E ğ it- im Kat-e g o r i s i n d e .. Y ı l ı n B i n a s ı .. Seçildi Tarih: s Mart
.. .
'· "
Bu proje ile neleri hedefl iyorsunuz? Her şeyden önce Kapalıçarşı ile ilgili bir projede var olmak çok önemli. Kapalıçarşı bir bütün olmasına rağ men günüm üze kadar yapı lan tüm mü dahaleler bireysel ve günlük çözümleri içermiştir. Kapalıçarşı'nın tüm verilerini elde ederek ve bugüne kadar elimizde var ol mayan rölövesini çı kartarak belgelerne işlemini gerçekleştireceğiz. Elde edilen veriler doğrultusunda saptanan sorunların çözümüne yönelik olarak kağ ıt üzerinde kalmayacak bir uygulama projesi yapacağız.
Proje çalışmala rı nız ne kadarlık bir süreçten oluşacak? Etaplamalar olacak mı? Proje çalışması 201 1 yılının sonuna kadar devam edecektir. iç içe geçmeler olsa da proje temel de üç etaptan oluşmaktadır.
Şu an projenin hangi aşamasında sınız?
�
l> c.
9,
Projem izde şu anda analiz ve rölöve aşamasındayız.
c c
�
c
Proje öncesi alanla ilgili ne tür analizler yapıldı? Proje sürecimiz i hale aşamasının so n uçlanması ile başlamıştır. Projenin i l k etabı analizlerden oluşmaktadır. Kapalıçarşı ve çevresi ile ilgili kentsel analizler, mülkiyet analizleri yapıldı. Literatür tarama çalışmaları zaten bu tür projelerin doğası gereği devamlılık göstermektedir.
Restorasyon konusunda herhangi b i r danışma n l ı k alacak mısınız? Kapalıçarş ı ' n ı n konu olduğu bir projede değil sadece restorasyon konusunda pek çok temel konuda danışmal ı k alı yoruz ve proje sonuçlanana kadarda almaya devam edeceğiz. Dan ışman l ı k aldığımız temel kon ular: restorasyon, sanat tarihi, arkeoloj i , hukuk, inşaat mühendisliği, halkla ilişkiler, zemin etü düdür.
Yapı Kredi Bankacıl ı k Akademisi, dünya nın en etkin ve prestijli mimarl ı k yayınları arasında bulunan Arch Daily tarafından eğitim kategorisinde Yı lın Binası (Building of the Year 2009) seçildi. 17 bin kişiye ulaşan Yapı Kredi ai lesinin hızlı gelişimine paralel olarak sektörün en iyi bankacılarını yetiştirme amacıyla kurulan Yapı Kredi Bankacılık Akademisi (YKBA) ArchDaily tarafın dan 2009 yılının eğitim alanında en iyi yapısı gösterilerek Yılın Bi nası ödülüne layık görü ldü. 2009 yılı içerisinde ArchDaily web sitesinde yayım lanan binaların oylamaya açıldığı yarışmada, eğitim, kültür, konut, ofis gibi 13 farklı kategorilerde okuyucuların en çok aday gösterdiği beş proje finale kaldı . Finale çıkan projeler arasında yer alan Y K BA binası, okuyucuların internet üzerinden kullandı kları oylar ile eğitim kategorisinde "Yılın Binası" seçildi. M i mari ve iç mekan tasarımı Teğet M i marl ık tarafı ndan yapılan ve projelen dirilmesi dört ay süren Y K BA binası, 9 bin metrekarelik alan üzerine inşa edildi. Finans sektörü için l ider insan kay nağ ını yetiştirme vizyonu çerçevesinde hizmete açılan binada, 32 sı nıf, üç anti, 1 80 kişilik konferans salonu, kütüphane, çağrı merkezi sınıfı, birebir banka şube sinin caniandınidığı simü lasyon sın ıfı ve oditoryum gibi mekanlar bulunuyor. Dış cephesinde yaşayan bir malzeme olan bakırın kullanıldığı Y K BA binasının bugün parlak bakır renginde olan dış cephesi yıllar içinde mat bir kahverengi ye, ardından da yeşile dönüşecek . Merkeze hakim olan dört ana renkten kırm ızı liderliği, lacivert bankacılığı, mor kişisel gelişimi ve sarı sosyal sorumlu luğu simgeleyen Y KBA'da dilek havuzu, tasarım ağaçlar, panoların yarattığ ı
69
M a r t 2010
Ebiç'e kadar devam edeceğiz. Bu ça lışma en az 3 yıl sürecek. Karşımızda kamulaştırmasıyla ve inşaat maliyetiyle çok ciddi bir proje var." Yapılacak sahil yolunun bir bölümün de ağaçlandırma çalışmalarının da yapılacağ ını kaydeden Yıldız, "Bu yol tamamland ığında insan larımız kendini tıpkı deniz kenarında, sahi lde yürüyor veya geziyor gibi hissedecek" ded i .
Kamu B i n a l a r ı Ru h s u z Tarih: 5 Mart, Zaman YAZAN: ESRA KESKiN, ELiF AKDENiZ
görsel estetiğin yanı nda Yapı Kredi'nin değerlerini temsil eden iletişim araçları bulunuyor.
Kay s e r i ' ye 3 2 km U z u n l u ğ u n d a S a h i l Yo l u Tarih: 5 Mart, Radikal
Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıl d ız, Kayseri 'nin Kocasinan i lçesinde bulu nan Yamula Barajı kıyısına 3 2 kilometre uzunluğunda sahil yol u yapılacağ ı n ı belirtti . Yıldız, Kuşçu beldesinden başlayıp Ebiç köyüne kadar devam eden sahi l yolu projesinin hazırlandığını v e proje nin 3 bölümden ol uştuğ unu anlattı . Sah i l yolu çal ışmasını üç yıl süreceği n i ifade eden Yı ldız, şunları söyledi: "Yolun kamulaştı rmas ı , altyapısı ve 32 kilometrelik etabın açı lması 201 2 yılına kadar tamamlanacak. 32 kilometrelik sahil yol u üzerinde bir takım sosyal mekanlar, mesire alanları ve di nlenme yerleri de bulunacak. Yolu 3 kadernede 201 O, 201 1 , 201 2 yı llarında böl ümler halinde yapacağ ız. Bu yıl Kuşçu 'dan başlayıp Çevril ' e kadar getireceğiz. Daha sonraki iki adımda Çevril 'den
S ı radan alışveriş merkezleri, köprüler, stadyumlar artık yerini tasarım larıyla göz dolduran binalara bırakıyor. Hepsi görkemiyle bakanları büyülerken , okul, hastane, devlet dairesi gibi kamuya ait yapılar tasarımdaki gelişmelerden nasi "T1 g bini alamıyor. o � Uzun yoldan gelmiş, yorgun düşmüş � birçok insan görürüz, Haydarpaşa (') nı Garı ' nda. Sırtında çanta, bir elinde 3 !!!. bav u l , diğerinde poşetler olan bu in m a. sanlar, trenden indikleri an unuturlar nı 3 yorgunlukların ı . 1 03 yıl önce inşa edilen bu garın büyüsüne kapıl ır, bavul, çanta, poşet, yorgunluk dinlemez ve bir kare fotoğraf çekilirler hemen. Önünde fo toğraf çekilmek istenen, bakmaya dayu lamayan yapılar Haydarpaşa Garı ile de sınırlı değil tabii. Boğaziçi Ü niversitesi, Sultanahmet Tapu Kadastro M üdürlüğ ü , Sirkeci Postanesi bunlardan yalnızca birkaç ı. Saydığımız yapı ların ortak noktası hepsinin kamuya ait binalar olması. Bu yapı ların inşa edilmesinin üzerinden 1 00 yıllar geçmiş olmasına rağmen ilk günkü gibi büyülüyerlar görenleri. 1 03 yıl önce inşa edilen Haydarpaşa Tren Garı görenlerini hala büyülüyer Günümüzde ise teknoloj i , tasarım ve m imarideki gelişmelere rağmen inşa edilen kamu binaları, tüm soğukluğu ve griliği ile karşımıza çıkıyor. Son dö nemde Türkiye'nin pek çok i linde inşa edilen adalet sarayları ise bu gerçek liği bir kez daha gözler önüne seriyor. i htişaml ı binalar olması hedefiyle yola çıkılan binaları n , çevresine hiçbir katkısı olmad ığı gibi, mahkemelerin soğukluğu görenlerin yüzüne çarpıyor.
70
Mart 201 0
Türkiye'de yüksek sermaye grubunun yapmış old u ğ u , kamuya mal olmuş bi naların ilerleme kaydetmesi, hatta sivil m imari ile yarışmasına rağmen devlet kurumlarında çok gerilerde olduğumuz aşikar. Yeni inşa edilen okulların, camilerin, hastanelerin, üniversitelerin hepsi birbi rine benziyor. Avrupa ülkelerinde ise durum hiç de böyle değ i l . Öyle k i kam uya a i t binaların m imarisi nin özel kuruluşlara ait yapı ların m imari sinin önüne geçtiği bile oluyor. Avrupa'da hal böyle iken, Türkiye'de kamuya ait binalar neden sıradanlığını korumaya devam ediyor? M imarlar bu sorunun çözümü için Avrupa'da olduğu gibi ülkemizde de mimarlık yarışmalarının düzenlenmesini ve kamuya ait sı radan binaların değiş mesini istiyor. . .
Tü r k iye ' de k i kamusal binalar b i r b i r i n i n "tek r a r ı Selçuk Erdoğmuş ( M imar) : Gelişmiş ülkelerde okul, hastane, otopark, bele diye, adiiye binaları gibi kamusal yapılar için u lusal veya u luslararası katılıma
açık olmak üzere çeşitli m imari yarışma lar düzenlenir. Bu süreç mimari bürolar arasında rekabet oluşması n ı , rekabet sonucu da nitelikli projelerin ortaya çıkmasını sağ lar; özellikle genç mi marlar için mesleki alanın oluşmasına da katkısı olur. Ülkemizdeki kamusal yapılar ise bir birinin tekran oluyor ve niteliksiz yapı lar kent dokusunda yerini almaya devam ediyor. Türkiye'de de kamu binalarının yapımı için m imari proje yarışmalarının düzen len mesi gerekiyor. B u , yüzyılların kültürel birikimiyle oluşmuş şehirlerimiz adına çözüm üretil mesi gereken bir sorun olarak karşımız da duruyor.
Kamu binala rı kalit-eli fakat- est-et-ikt-en yo k s u n Dara Kı rmızıtoprak (Mimar) : Aslında kamusal binalarda kullanılan malze melerin kalitesi çok güzel fakat estetik anlamda sorunlar var. Özellikle belli metrekarelerin üzerine çıkmış kamusal binaların muhakkak birtakı m yarışmalar sonucunda ortaya çıkması kanaatindeyim. Başbakan ' ı n Atatürk Kültür Merkezi ile i l g i l i sıkıntısı n ı
bilen v e yakından takip eden bir insan olarak birçok kurulu geçme ve sivil top lum örgütünü aşma konusunda prob lemler çıktığının farkındayım. Bir yandan icran ın elinin kolunun da bağl ı olduğunu biliyorum. Ama hızlı bir şekilde yarışma yapılabi lir. B u işin estetik kazanmasına yardımcı olacaktır.
Kamu binal a rı i n s a nın içini kara rt-ıyor Korhan Gümüş (Mi mar): Türkiye'deki devlet daireleri ruhsuz, kamuya ait binaların tümü insanın adeta içini karar tıyor. Çünkü bu binalar olabildiği nce en düşük fiyata yaptınlmaya çalışılıyor. Bu konuda herhangi bir profesyonelliğe açılma gibi bir niyet yok. G üzel ve m imari yapılara ülkemizde sadece aileler ya da özel kuru luşlar ya tırım yapıyor. istanbul gibi güzel bir şehrin bulun duğu ülkemizde kamu sanata yatırım yapmıyor. Kamusal binaların kültüre açılması gerekiyor. M imarlar da özel alana hiz met veriyor. Bu konuda biraz sosyal soru mluluk alınmalı ve kamu teşvik edilmeli.
Devlet-, değişe n y ü z ü n ü b inalarda da göst-e rmeli Hakan Kaynar (Şeh ir-Kültür Tarihçisi): Bizler gri, dikdörtgen, asfalt bahçeli okullardan mezun olduk. Kamuya ait binalar hiçbir teknolojik yenilikten fay dalanmıyor. Ancak artık bir değişikliğe gidilmeli. Okullarda asfalt yerine yeşillik lerle kapl ı bahçeler olmal ı . Yen i eğitim sistemine uygun yeni mimari binalar yapılmal ı . Devlet değişen yüzünü bina larda da göstermeli. Özel kuruluşlara ait binaların işverenleri yeni teknolojiye, yeni mimariye daha açıklar. Bi naların çekici olmasına özen gösteriyorlar. Ancak kamu kuruluşlarında biçimden ziyade fonksiyon öneml i .
Birçok ş i r ket- devlet i h alele rine it-i b a r et-miyo r Önder Kaya (Yüksek M i mar): Türkiye'deki kamu yapıların ı n işvereni genellikle devlettir. Devlet yapılarındaki
71
M a rt 201 0
yetersizliğin iki önemli sebebi olduğunu söyleyebili riz. En önem lisi, mevcut ihale usulleridir. En uygu n fiyatla bina inşa edeni n iha leyi kazanması proje kalitesin i olumsuz etkilemektedir. Bu mantıksız tutum da meslekte başarılı birçok firmanın devlet ihalelerine itibar etmemesine yol açıyor. i ki nci önemli sorun ise devletin proje müelliflerinden " kontrollük hizmeti" ta lep etmemesidir. Bu da inşaat aşama sında mimarın tasarlad ığına müdahale edilmesine zem i n hazırlamakta ve proje nin karakterini ve işlevini kaybetmesine yol açmaktadır. .
I n ş a a -t S e k -t ö r ü n ü n I l k Kad ı n De r n e ğ i n i n Teme l l e r i A-t ı l d ı .
Tarih: 8 Mart YAZAN: ASLI
TÜFEKÇi
iş hayatında kad ı n olmanın büyük çaba ve özveri istediği düşünüldüğünde bunun inşaat sektörüne yansımalarını tahmin etmek zor olmasa gerek. Kaldı ki, Türkiye istatistik Kurumu ve rileri de kad ın istihdam ı n ı n en az olduğu sektör olarak inşaat sektörünü işaret etmekte. Okul sıralarında başlayan ge lecek sancıları, sahaya inildiğinde kadın olarak sektörde var olmanın zorlu kları karşısında meslek seçimi kon usunda doğru seçim olup olmad ı ğ ı n ı sorgula maya kadar varabiliyor. Erkek egemen bir sektörde sadece tasarım değil uygulama alanı nda da kendini geliştirmek, kariyerinde bu alan da i lerlemek isteyen kad ı n ı n işi hiç de kolay değil. Biliyoruz ki meslek hayatı boyunca hiç şantiye deneyimi olmayan kadı n lar var günümüzde. Bu belki iş verenden, belki işi talep edenden, belki şantiye şartlarından veya kültür ve eğitim farklı lıklarından ortaya çıkıyor. Sonuç olarak bu sektörde kad ın olmak iş hayatına 1 -0 yenik başlamak anlamına geliyor. Türkiye'de inşaat sektörünün ilk kadı n sivil toplu m kuruluşu " i nşaat v e Kadı n
Derneği (iVKAD)" işte bu sorunlara çözüm arayan yedi bayan mi mardan olu şan bir ekiple kuruld u . 8 M art Kadı nlar Günü öncesinde bir kokteyl ile açı lışı gerçekleşecek olan iVKAD Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Rana ile Arkitera M i marlı k Merkezi olarak dernek hakkın da bir söyleşi gerçekleştirdik. Aslı Tüfekçi: i nşaat ve Kadın Derneği
( i VKAD) kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Rabia Rana: Bu oluşum hep aklım ız da vardı . Belki iki yıllık bir serüven bu. Yurtdışında birçok örnekleri vard ı . Örneği n , The Society of Women Engineers (SWE) 1 950, The National Association of Women in Construction (NAWIC) 1 953 ve Association for Women i n Arch itecture 1 922 yılında kurulmuştur. Emine Merd i m Yılmaz: Kuruluş aşama· sında sizinle birlikte yer a lan isimler kimler? RR: Dernek kurucularımız, Mimar Emel Özcan M ü rseloğl u (MSÜ), M i mar i lkin Bilgin Taşpı nar (ODTÜ) , Yüksek M imar Melda Gürbüz Karakişi (iTÜ), M imar N i lüfer Ustamehmetoğlu (iTÜ), M imar Özlem Kuru lar Benli (YTÜ) ve Yüksek M imar Bilge Kaya (YTÜ-BÜ). AT: Başlang ıçta sizi destekleyen,
daha sonra işbirl i ğ i içinde olduğu nuz kurum ve kuruluşlar va r mı? RR: Gerek iş arkadaşlarımız, gerek üniversitelerdeki hocalarımız ve d iğer kad ı n STK' lar arasında birçok sözlü anketler yaptık. Böyle bir organizasyon olsa katılır mısı nız? Bu tür bir oluşuma nasıl bakarsı nız? Türkiye'de böyle bir oluşumu destekler misi niz? soruları ile küçük bir kamuoyu yoklaması yaptık. Hocalarımızdan çok büyük destek ald ı k . Y i n e diğer kadı n STK' Iardan, Kadı n Dernekleri Federasyonu Başkan ı ' ndan ve meslektaşlarımızdan bu bağlamda olumlu "m utlaka" alı nca 2009 Aral ı k ayında resmen kurulduk. Kad ın lar günü dolayısıyla bir açılış kokteyli yapal ı m v e bas ı na duyuralım istedik. Kadın Dernekleri Fedarasyon u , Gelişim Platformu Derneği, Meslek Odaları ve sektörel firmalar destek veren kuruluş lardan bazıları.
EMY: Ü ye a lmaya başlad ınız mı?
Ü yel ik için bel l i kriterlerniz var mı? RR: Üyelik i ç i n özel b i r kriter aramıyo ruz. Yurtd ışında kadın mi marlar, kadın mühendisler olarak ayrılmış d urumda. Tabii bunlar 50-60 yıllık köklü kuruluşlar. Biz daha yeni başlıyoruz ve bu an lamda ayrılmayal ı m da istedi k . Ortak sahada çal ışıyoruz neden bunu birlikte başarmayalı m . Sektörde kad ı n olmanın verdiği zor l ukları birbirimize daha rahat aktarabile ceğimizi düşü nüyoruz. AT: Çok yeni olman ıza karşı katı l ı m
ora n ı nasıl? RR: Henüz çok yeni kuru lmuş olmamıza rağmen her geçen gün katılım hızla artıyor. Hedefimiz sadece inşaat sektörün deki kadı n ların soru n ları değil. Ekoloj i , yapı laşma, kentleşme g i b i genel so runlara da kad ın gözü ve hassasiyetiyle bakmayı, bu yönde çal ışmalar yapmayı amaçlıyoruz. AT: Gelecekteki projeleriniz neler·
dir? RR: Özellikle mühendislik ve m imarlık fakültelerinde okuyan başarılı kız öğren ciler için burs hedeflerimiz var. Sektörde kendilerini nelerin bekledi ğ i n i , karşılacakları zorlu klar karşısı nda nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konu sunda eğitimler ve seminerler vermek istiyoruz. Gençlere üniversite öncesi meslek seçimi aşamasında faydalı olabil meyi , "keşke tercihimi bu yönde kullan masayd ım" dedirtmemek için mesleğin güzelliklerini onlara aktarmayı hedefliyoruz. Sonuç olarak kad ı nların meslekleri ile gurur duymalarını istiyo ruz. Ayrıca, ilerideki projelerimiz arasında inşaat sektöründen olmayan kad ı n ları da demeğimize dahil etmek bulunuyor. Lise mezunu bayanlara, firmalar ve Milli Eğitimin Bakanl ı ğ ı ile de işbirliği sağla yabilirsek kadı n ları özellikle dekorasyon işlerinde sertifikalı ustalı k eğitimi, uzun vadede projelerimiz arası nda yer alıyor. Böylece kendilerine meslek sah ibi ola bilme imkanı sağlamak istiyoruz. Ama şu anda mimar mühendis dayan ışmasını gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
72
Mart 201 0
AT: Derneğin yurtdışı bağ l a ntıları olacak mı? RR: Uzun vadede hedeflerimiz arasında yer alıyor. Gelecekte bağlantıya geçip ortak çalışma yapmak istiyoruz. Ama her şeyden önce, bizim onların 50-60 yıllık tecrübelerine ve bilgi birikimle rine ihtiyacımız var. Bunlar arasında daha öncede saydığım The Society of Women Engineers (SWE), The National Association of Women in Construction (NAW I C) ve Association for Women in Architecture bulun makta. Ayrıca The Society of Women Engineers (SWE) başkanı da bir Türk.
proje müdürü ve lider görmek istiyo ruz. Kad ınlar erkeklerde aynı sıralarda okuyorlar, baktığ ı n ız zaman belki okul sıralamasında ilk üçte oluyorlar fakat sonra zaman geçtikçe erkekler daha ön planda oluyor. Erkekler için daha çok fırsat söz konusu . Fakat ben kadın ların h ı rsına, becerilerine ve zekalarına çok güveniyorum . Gelecekte inşaat sek töründe kad ın liderlerin , yöneticilerin artacağ ına inanıyorum . AT: i VKAD ' ı n bahsettiğiniz konular
üzerine nasıl b i r etkisi olacak? Bu yönde projeleriniz nelerdir? RR: Üyelerimize mesleki gelişimlerinde
EMY: Bir mimar olarak sektörde
kadınlar ne gibi zorl uklarla karşıla şıyor? RR: Mezun oluyorsunuz ve sahaya iniyorsunuz. Sahada kendinizi yalnız hissediyorsunuz çünkü erkekler önyar gı ile yaklaşıyorlar. Belki de ustaların tepkisinden çekiniyorlar. Tabi burda erkek m ühendis ve m imar arkadaşlara haksızlık etmemek lazı m . Asl ında bu biraz kültürle alakalı . Yurtd ışında farklı mı? Hayır. Ama sayımız arttıkça tepkile ri de aza indirgeriz kanaatini taşıyoruz . . . Devlet istatislik Enstitüsü'nün raporuna bakıldığında kadınların istihdamı n ı n en az olduğu sektör inşaat sektörü. B u bili nen bir gerçek Dünya Bankası da bunu araştırmış ve inşaat sektöründe bu oran yaklaşık binde iki. AT: Peki sizce neden böyle b i r sonuç
çı kıyor ortaya? RR: Çünkü erkek işi olarak görülüyor. Her yeni mezun uygulamayı görmek is ter. Fakat bunun için doğru firma bulu nur mu bulunmaz m ı , olur mu olmaz m ı d iye h e p bir endişe içindedir. Hiç saha görmeyen kadı nlar olduğunu biliyoru m . Çoğunun içinde kalm ı ştır. Uygulamada inşaat sektörünün bir parçası ve kadın ların bu deneyimi yaşaması gerekli. EMY: Sizce işe alımda pozitif bir ay rımcı l ı k söz konusu m u ? R R : Özellikle sahada erkek elemanlar
tercih ediliyor. ilanlarını bu şekilde ve riyor. Gerçi artık birçok kad ın derneği de buna karşı ve bildiğim kadarıyla bu yasal olan bir yaklaşım değil. i nşaat sektöründe sahada daha çok kad ı n ,
ve kariyer hedeflerinde i htiyaçları ola cağına inandığımız eğitim ve seminerler düzenlemeyi, kariyer network ortamı kurmay ı , ortak platformlar yaratmayı hedefliyoruz. Ayrıca sektörel pek çok konuda da sosyal içerikli projelerimiz olacak. Etkinliklerimiz www.ivkad.org adresinden takip edilebilir.
B a n k a d a n S a n a t Aç ı l ım ı Tarih: 8 Mart, Sabah
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma M erkezi ve M üzesi , Platform Garanti G ü ncel Sanat M erkezi ve Garanti Galeri, Garanti Kültür AŞ çatısı altında birleşiyor. Bu vesileyle Karaköy'deki Bankalar Caddesi üzerinde bulunan, Osmanlı Bankası M üzesi olarak bilinen, Fransız ası llı levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından yapılan, 1 892 yılın da M erkez Bankası (Bank l m periale Ottomane) olarak hizmete açı lan bina, bütünüyle kültür sanatın hizmetine su n ulacak. Binanın ismi de Galata Binası olarak değişecek. Ayrıca Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi'nin sergi salonu nun yer ald ı ğ ı , 1 9 . yüzyıldan kal ma bina da elden geçiriliyor. Bu binanın yeni adı ise Beyoğlu olacak.
15 bin met- re kare Garanti Bankası Genel Müdür Yard ı mcısı Nafiz Karadere, Beyoğlu ve Galata binalarında toplam 15 bin metrekarelik alanda hizmet verileceğini söyledi. Garanti Kültür A.Ş. Program Di rektörü Vasıf Kortun ise i k i binanın işlevlerinin ayrı olacağını, Beyoğlu
Binası'nın bir "sergi makinesi" gibi iş leyeceğini, Galata Binası'nın ise daha çok araştı rma merkezi gibi faaliyetlerine devam edeceğini, ayrıca 1 00 bin kitap potansiyeli bulunan arşivi , m üzesi ve düzenlenecek konferans, atölye çal ış maları , eğitim programlarıyla fikir ve dü şünce üretilecek bir yer olacağını vur guladı. Kortun, iki binayı birbirine dijital şekilde bağlayacak program üzerinde çal ıştıklarını da kaydetti. Restorasyon çalışmaları Ağa Han ödüllü mimar Han Tümertekin tarafından yürütülüyor.
A r k i t- e r e Kamp ü s t- e · Ön c ü oğlu M ima r l ı k ' ı n Kat- ı l ım ı � le E rc iy e s U n i v e r s i "t e s i ' n d e Ge r ç e k l e ş t- i Tarih: 9 Mart YAZAN: DERYA YAZMAN
Arkitera M imarl ı k M erkezi , 201 0 yılı içinde Anadolu'daki m i marlı k fakültelerinde, m imarların katılı mıyla gerçekleşecek bir konferans serisini Medyasoft 'un deste ği ile başlattı. Arkitera Kampüste'nin ilk konferan sı, Öncüoğl u M i marl ı k ' ı n ortaklarının katılı mlarıyla 4 Mart 201 O tarihinde Kayseri Erciyes Ü niversitesi M i marl ı k Fakültesi 'nde gerçekleşti. Öncüoğlu+ACP M imarl ı k ' ı n genel müdürü Enis Öncüoğlu, Öncüoğlu M imarlık'ın kuruluşundan bu yana ge çen dönemden söz etti . i l k yıllarda sadece kamuya çalışan bir ofis olduğunu söyleyen Öncüoğ l u , daha sonraki yıllarda yurtd ışı projelerine yönelerek geniş bir coğ rafyaya yayıldık larını ifade etti. Öncüoğ lu+AC P M imarl ı k ' ı n şu anda Türkiye'de istanbul ve Ankara olmak üzere Almanya, Rusya ve Kazakistan'da ofisleri yer alıyor. 1 964 yılında kuru lan firma, genel müdür Enis Öncüoğ lu ve ortakları Önder Kaya, Cem Altınöz, Cumhur Keski nok, Claus Jungk tarafın dan yönetiliyor. Öncüoğl u , ürettikleri proje örneklerini aktarmadan önce firmanı n faaliyetlerin-
73
M a rt 2010
İ zmir Mavişe h i r Ş u a n uyg ulama aşamasında olan proje, konut bloklarının arsa çeperinde kon umlanması ile arsanın ortasında konut sakinleri için yeşil alan ve su öge si ile sosyal bir mekan yaratıldı . Fakat proje aşamasında Belediyelerle sürekli görüşülmesine rağmen uygulamada çıkan sorunlar nedeni ile revize olan bir proje. Bu nedenle projeye yönelik 4 alternatif proje üretildi.
St-. Pet-e rs b u rg Fo r u m , Ru sya
den kısaca söz etti: " Proje çal ışmala rının yanı sıra son 3 -4 senedir artarak devam eden mesleki etkinliklere katı l ımlarımız oldu." Bu etkinliklerin içinde Fransa'da gerçekleşen MAPIC Fuarı , M I P I M Fuarı ve Dubai'de gerçekleşen Cityscape fuarları gibi önemli platform lara katılımları olan Öncüoğlu+AC P Mimarl ı k , birçok yarışmada ödül elde eden bir mimarlık ofisi. Daha sonra Öncüoğ l u konuşmasına, firma olarak mimarlık anlayışları nı en iyi şekilde ifade ettiğini düşünd ükleri projelerinden örnekler aktararak devam etti:
8199 İst-a n b u l Ko n ut-la rı Büyükdere Caddesi ' nde konumlanan B 1 99 istanbul Konutları ' n ı n , istanbu l ' u n tarihi kentsel topoğ rafyasından ve silüetinden ilham alan tasanma sahi p bir yarışma projesi. G ültepe Bölgesi ile Büyükdere Caddesi arasındaki mekansal ayrışmayı birleştirecek bir köprü. Projede modüler entagrasyonu ve açık alanlar ile yaya sirkülasyonun en iyi şekilde organizasyonunu sağlanması arnaçiand ı.
Oslo M u se u m Oslo'da kentsel limanın yanında açı l a n arsada gerçekleşen bir yarışma pro jesi olan Oslo M useum'da ekolojik bina tasarımı amaçland ı . Konumu ve tasarımı gereği simgesel bir yapı . Yarışma ka zanılmamasına rağmen üzerinde çok
konuşulması gereken önemli bir proje. Konuşmaya ortaklardan Önder Kaya devam ederek, projelerinden birkaç örnek anlatmaya devam etti:
Eczacıbaşı Ar-Ge Merkezi Bozüyük'de yarışmaya açılan bu proje ile akışkanlık, tektonik, esneklik ve teknoloji gibi kriteler doğrultusunda tasarım gerçekleşti. Yarışma kazan ıl mamasına rağ men, Cityscape'de ödül almış bir proje.
Bu proje ile Rusya'nın kent planlama anlayışiarına ve kriterlerine (yapıların güneş alması, bina cephe renklerinin mevcut dokuya uyumluluğu,vs.) uygun luğun sağlanması amaçlandı . Fakat ekonomik kriz nedeni ile beklernede olan bir proje.
" Mima rlık sadece t-asa rım d eğil . Bi rçok mesle k i d i s iplini bir a rada g e re kt-i riyo r " Erciyes Ün iversitesi M i marlık Fakültesi Dekanı'nın " M imarlı kta teknik mi yoksa tasarım m ı önemli? i kisinin bir aradalığını siz nasıl başarıyorsunuz?" sorusuna Öncüoğlu, " M imarlık sadece tasarım değil. Birçok mesleki d isiplini (işletme, h u kuk, vs.) bir arada gerek-
74
Mart 2010
tiriyor," ded i . Ortaklardan Önder Kaya da mimarlı k mesleğini sevmekle ve bu konuda kend i n i geliştirmekle bir yerlere gelinebileceği n i , kişi n i n kendi merakı sayesinde m imarlık alanında hem tekni k yönden h e m de tasarım yön ünden ken d i n i geliştirmesin i n mümkün olacağ ı n ı vurguladı .
" Ku rumsallaşm a k ç o k önemli , firmamızın b u n u başa rdığına i n a n ıyo r u m " Dinleyicilerden gelen " B u kadar geniş bir çalışma kadrosuna sahip ve birçok şehi rde ofisleri bulunan bir firma nasıl organize bir şekilde çalışmayı ba şarabiliyor?" sorusuna Enis Öncüoğlu, firma olarak kurumsal laştıklarını ve bunun çok önemli olduğunu söyledi . " Çalışma saatlerimiz bellidir v e haftason ları dahil çalışm ıyoruz. Ofislerimiz ile ortaklaşa çözümler üretmek üzere koor dine bir şekilde çalışıyoruz." dedi. Enis Öncüoğl u ' n u n babas ı n ı n da m imar olması n ı n ona ne gibi katkılar sağladığı soruld uğunda da Ö ncüoğl u , bunun çok büyük bir avantaj olduğundan ve ondan çok şey öğrendiğinden, babasından devraldığı mesleği kendisinden sonra gelecek olan kuşaklara en iyi şekilde aktarmaya çal ıştıkları n ı söyledi. Öğrencilerden gelen bir diğer soru da, " B üyükdere Caddesi'nde bu denli yüksek yapılaşmanın burası için uygu n o l u p olmad ı ğ ı v e burasının daha n e kadar bu t ü r b i r yapılaşmayı kald ı ra-
bilecek kapasite de olduğu" konusun daydı . Öncüoğ l u , bu durumun çok doru olduğuna fakat ülkemizde malesef şehir planlama konusunun çok fazla etki l i olmad ı ğ ı n ı vurgulad ı . Öncüoğlu konuşmasın ı tamamlarken , m imarl ık mesleğinin bir yaşam sti li olduğu ndan ve sürekli insan ı n kendisini geliştirmesi ile başanya ulaşılan bir meslek olduğu n u , lisan kon usun u n da mimarl ı k bilgisi kadar önemli olduğunu ve lisan bilgileri
sayesi nde yurtdışına açı labildiklerini söyled i . Katılımın oldukça fazla olduğ u , Erciyes Ü niversitesi M imarlı k Fakültesi 'nde gerçekleşen Arkitera Kampüste' n i n bir sonraki buluşması 18 Mart 201 0 tarihinde Bursa U ludağ Ü niversitesi M i marlık Fakültesi' nde ger çekleşecek.
Gö s t- e r i n i n D r ama S a h n e s i Tarih: 1 1 Ma rt, Chicago Tri bune, Contract Magazine DERLEYEN: DiLEK ÖZTÜRK
Bütün bu kalabalık ve takı m elbiseler, ok sijen suratlar, kucak dansçıları, sıfır be denler ve tabi i ki, u n utmadan, ödüller. . . Hepsi sahnede yer almak zorunda. Yoksa, Jennifer An iston nasıl Brad ve Angie'nin karşısında dengede d u rabile cek? Kanye West nasıl Taylor Swift ' i n sözü nü kesebilecek? T i n a Fey v e John Stewart, nerede tekrar tekrar ödül alır ken pis pis gülümseyebilecekler? Oscar Ödül Töreni ' n i evde izleyenler içi n , bu olay tamamen bir yıldız yağmu rundan ibaret. Abur cuburlarla kane pemize yaslanır, kırmızı halıdan gelip
75
Mart 2010
geçenleri çekiştirir ve Brad Pitt ' i n sah nede nerede d u rduğunu kestirrnek için gözlerim izi kısarak televizyona bakarız. (Bu yazıdaki i kinci Brad Pitt ibaresi, ama üzgünüm, bunun için yapabilece ğim bir şey yok . . . ) Kodak Tiyatrosu'nun tasarımcısı ve mimarı David Rockwell, ikinci yılı nda, Akademi Ödülleri için sahne tasarla mayı göze aldı. Bu hiç de kolay bir iş değildi. Tasarı m ı , gösteri nin tamamın daki estetikle bütün leşmeliydi ve ayrıca gösteriye gölge d üşürmeyecek şekilde olmalıyd ı . Ama neyse ki, " H ospitality Design", bu seneki tasarımın model, kavram ve görselleşti rmelerine göz atma fırsatı yakalad ı . David Rockwelll, son o n yılını, Broadway için mekan ve çevre tasar lamakla geçird i . " Hairspray" ve "Catch Me If You Can" müzikallerinin sah neleri n i de tasarladı . Yani bu seneki Oscar ödül töreni için daha tecrübeliydi . Rockwell, " Birçok giriş yaratmak zorun dasınız, bir kameranı n bakış açısı ndan algılanabilecek büyük arka planlar ol malı ve esas olan, bir hikaye anlatmalısı nız, " diyerek, sahne tasarı mının önemini vurgulad ı . Rockwell, geçtiğimiz sene, kesi nlikle güzel bir şey yaptı. Bu tasarı mından birkaç yenilikçi eleman, bu sene de kalıcı oldu. Geçen sene, oturma üniteleri, daha "sami m i " bir his vermek için yen iden tasarlanmıştı. Rockwell'e göre, bu sene de " topluluk anlayışı"nı yansıtacak bir tasarım gerçekleşti. Sahnenin iki kadernesi var. Biri sunu cular, bir tanesi de müzik performans ları için . . . Ayrıca, Geçen sene olduğu gibi bu sene de Swarovski sahneyi par Iatmaya devam ediyor. Swarovski taşlar, sahnede büyük kristal bir perde şeklini aldı. Perdenin tasarımı için toplam 1 00.000 kristal taş kullanı l d ı . Rockwell, perdeyi vurgulayan şekli yakalamak için, kesi lmiş taşlar kullandıklarını belritti. Ayrıca, perdenin sahnede en dikkat çe kici eleman olduğunu ve bu yüzden de abartılı bir tasanma gidildiği ni söyledi. Bu sene, sahne Los Angeles'ın so yut-modern dekorasyonundan ilham aldı ve platin , d uman kahverengisi ve beyaz gibi renklere büründü. Zarif ışıltı lar, tıpkı yıldızların boyunlarında görmeye alışkın olduğumuz gerdanlıklar gibi, tüm sahneye yayıldı. Beyaz renk sah nesinde,
sah ne silüetinin daha iyi algı landığı be l i rten Rockwell, bunun da aslında moda için iyi bir zemin oluşturduğunu da söz lerine ekledi . Sahnede, dönen 3 adet platform, d uvarlarla kapatıldı . Bu duvar lar, aynı zamanda bir projeksiyon alan ı na dönüştü. LED ekrandan, sunucuların çıktığı sahnede filmlerden parçalar gösterildi. Sahnede kul lanı lan beyaz kumaştan yapılmış panaramik arka plan ise, yönetmenleri n , sahne derinliğini ku llanma isteklerini tatmin ediyor. Rockwell, sah ne tasarımı ile ilgili, en çok ışık kullanımından heyecan duy d u ğ u n u belirityor. Yansıtıcı aynalarla birlikte, sahne, daha derin bir mekan görünümünü kazanıyor. Rockwell, " i nsanların gösteriyi izle meleri, sunucu ve ödül kazananları sah nede görmeleri ve bunlardan kaynakla nan güzel tepkileri almak benim için çok heyecan verici," şeklinde düşü ncelerini ifade ediyor. Sahne tasarı m ı , aslında gösterinin tamam ı n ı etkiliyor. Mekanların organi zasyonu, tüm gösteriyi yönlendiriyor ve bizim seyrettiğimiz şey, haftalarca düşünülmüş, yazı lmış, çizilmiş çalışma ların bir sonucu ... Sahnenin, insanların kendilerini rahat hissetmesi, yu karıda, gururl u , heyecanlı hissetmelerini de sağlayan bir fonksiyonu var. " Gösterinin draması hiç belli olmaz. Kimin ne zaman, nasıl davranacağ ı nı önceden kestiremezsiniz. Zaten Oscar' ı n en büyüleyici anları da span tane olanlar. . . Spontane anları planla yamazsınız, ama insanların rahat hisse debilecekleri, kendilerini topl uluğun bir parçasıymış gibi hissetmelerini sağlaya cak mekanlar yaratabilirsiniz." Rockwell, bu sözleriyle tasarladığı çevreden ne kadar heyecan d uyduğunu da belirtiyor. Oscar ödül töreninde, her şekilde, yıldızlar, parlayan tek şey olmad ılar. . .
Çat- ı l a r d a I n s a n Bo y u n d a Çı p l a k Hey kelle r Tarih: 1 2 Mart, Radikal
New York ' ta, bazı binaların çatılarına ve bazı meydanlara çağdaş sanat çalışma sı kapsamında insan boyunda nü hey-
keller yerleştirildi. ingiliz sanatçı Antony Gormley'in tasarladığı ve düşmek üzere olan insan izlenimi veren bu erkek hey kellerin üçü, dün ve bugün binaların çatıları na yerleştirildi. Sanatçının vücu d undan hareketle tasarlanmış toplam 31 heykelin, aralarında Empire State binasının da bulunduğu New York'un tanınmış binaları ile meydanlarına yer leştirileceği beli rti ldi.
B i r Mima r l ı k E l e ş "t i rme n i B i r Diğe r i n e Savaş Aça r s a Tarih: 1 5 Mart, Design Observer YAZAN: ALEXANDRA LANGE ÇEviREN: PlNAR KOYUNCU
Geçenlerde bir editöre, üniversiteden me zun olduğumda hayalimin mimari eleş tirmen olmak olduğunu söylediğimde, güldü. Bana değil (sanm ıyorum) ama kaderine terk edilmiş olan bir mesleğe talip olma fikrine . . . internet ortamında hem herkes hem de hiç ki mse birer eleştirmen ve m imarlık konuşmaları -ge nelde binaların yokluğunda- h ızla çoğa lıyor. Yine de hala sayılabilecek birkaç mimarlı k eleştirmeni var ve The New York Times' tan Nicolai O u roussoff muhtemelen en güçlüsü (tek rakibi, şu anda The New Yorker'da olan selefi Paul Goldberger). Ouroussoff ' un mi marlıkla ilgili her yerde ve sık sık yazma fı rsatı var. Konuyla pek de ilgili olmayan insanlar tarafından ve önemli insanlar tarafından okun uyor. Ouroussoff son m imari eleştirmeni mi olacak sorusu , şunu söylemeyi daha da zorunlu hale getiriyor: "O yeterince iyi değ i l . Kalpleri veya zihinleri kazanmıyor." 1 985'te Michael Sorkin Viiiage Voice'te " Neden Goldberger Bu Kadar Kötü" başlıklı bir makale yazdı . Paul Goldberger'in
76
Mart 2010
Times Meydan ı ' n ı n müstakbel yapıları hakkında son zamanlarda Times'da çıkan sütu nlarından bir kısm ı , Sorkin ' i kişisel saldırı d u rumuna soktu. E l e aldı ğ ı konu tasarı mlar değildi, gerçi masif, tekrarlanan J ohnson/Burgee bi naları gerçekten berbattı , ama esas konu Goldberger'in onların yanında veya karşısında yer alma beceriksizi liği idi. "Goldberger çelişkili görüşlerin varlı ğ ı n ı görüşünün ol maması meziyetini göster mek yoluyla, ustaca sunuyor," diye yazdı Sorkin, " Stratejisi her konumu almak." Şimdi , ben 1 980' 1erin M ichael Sorki n ' i gibi huysuz veya eğlenceli değ i l i m , a m a öfkesini paylaşmadan da edeme yeceğim. Goldberger ile ilgili olarak onu öfkelendiren , Goldberger'in kendi d üşüncesini açıklamadaki beceriksizliği ve güç karşısında doğruları konuşmayı reddetmesi (Philip J ohnson' ı n yöntemi ile) idi. O u roussoff ile ilgili olarak beni öfkelendiren ise, kısmen bunun tersi. Ouroussoff ' u n tasarım ile ilgili bir görüşü var, ama yazdığı eleştiri yazıları bu görüşten fazlasını sunm uyor. Yaklaşımı (biraz tarih, daha az politika, ara sıra şehircilik) eleştirinin rolün ü sadece m i marl ığın görünümü üzerine yorum yapmaya indirgiyor. Görünümün sattırıcı özellik olduğu patlama yılları için o mükemmel bir eleştirmen olabil i r, ama bu resmi, küresel yaklaşı m sıkın tılı dönemlerde uygu nsuz görünüyor. Değerlend i rme kriterleri benim için hiç bir zaman açık değildi, ta ki bu makale için kolları sıvayana kadar. O n u tekrar okuyarak, bir özelliği hakkında yaygı n savunmalar b u l d u m : " Ye n i ." Eğer sattığı şey buysa, onu alıyorum. Üç sebepten dolayı: Nerede yaşadığını bimiyoruz, güvenilmez biri ve (yeterince) umursa m ıyor.
New Yo r k ' "ta Yaşıyormuş Gibi Gö rü nmüyo r Times m imarlık eleştirisi şehi r polis memurları v e politikacılar i ç i n olduğundan, yerellik bir gereklilik olmalı. O u roussoff buraya 2004'te, Los Angeles Times'ta Herbert Muschamp'ın yerine geçmek üzere işe alındığı zaman taşınmış olmalı ama hiç çevresinden bahsettiğini, sevdiği bir park veya plaza veya kentin hepi mizin kullandığı kaldırımlarından söz
ettiğini hatı rlamıyorum. Alice Twemlow geçenlerde Design Observer'da en iyi tasarım eleştirisinin kullanıcı tecrübesi ne ve mütevazi dile dayandığını ve aynı standard ı n m imarl ı k eleştirisine de uy gu lanabileceğini ileri sürd ü . Eleştirilerin nereden geldiğini bilmek, özelli kle kentsel kon ularda, kişisel olarak onla rın neyi tercih ettiğini bilmeye yardı m eder: yüksek binalar veya k u m taşın dan yapılar, büyü k veya küçük parklar. Ouroussoff koşuya çıkar mı? Köpeği var mı? M etroya biner mi? Mimarlıkla ilgili olmadı kların ı düşünen okurları işin içine katmak için en kolay yol paralel bir tecrübe sunmaktır, örneğ i n bir bi naya bir yabancı gibi yürüyerek yaklaşmak gibi. Kişisel ifşa talep etmiyorum - ki LA Times'ta Ouroussoff ' u n yerine geçen Christopher Hawthorne ailesinden bahsettiği zaman beni cezbeder - ama bizim gerçekliğimizde yaşad ı ğ ı n ı hisset mek istiyoru m . B unca zamandan sonra, nadiren ayakları yere basıyormuş gibi yazıyor. Aşağ ıdaki paragraflar Brooklyn'deki masif Atlantic Yards projesi için O u roussoff 'un eleştiri yazılarından al ındı. ilk eleştirisinden O u roussoff ' u n Brooklyn'de h i ç b u l u n u p bulunmad ı ğ ı belirsizdi , bizim m imar Frank Gehry ' n i n taraftarı olduğumuzu düşünmüş olmalı. 5 Temmuz 2005'te şöyle yazdı : Frank Gehry ' n i n yeni tasarımı, 1 9.000 kişi l i k Nets sahasına bağlanan 21 dönümlük yüksek binalar koridoru on yıl lard ı r önerilen belki de en önemli kentsel gelişim planı. Eğer onaylanırsa, Brooklyn siluetini kökten değiştirecek, kentin Manhattan 'a kültürel bir rakip olarak ortaya çıkışını yeniden doğrula yacak. Buna Brooklyn halkı n ı n tek bir cevabı olabilirdi: Frank Gehry ' n i n doğrulaması na ihtiyacımız m ı var? Bazıları, özelli kle kent plancısı Jane Jacobs' u n yan ındakiler, gelişmeni n çok büyük olmasından şikayetçi olacak. Ama kentler güzelliklerin i farklı ölçekie rin karışımından alı rlar; kişi gelişmenin itici biçimlerini Brooklyn'in kültürel açıdan yüksel mesi nin simgesi olarak görebilir. Burada Ouroussoff harika bir kur nazlı k sergiliyor, muhalefeti bir grup Jacobsçu d uygusal olarak (yanlış)
tan ımlıyor ve bize Gehry ' n i n yeni m imar l ı ğ ı n ı n kentin en iyi temsilcisi olacağ ını bildiriyor. Bu kum taşları anlaşılan o kadar gerici ki bunlar ve projenin var olan içeriği sadece üç cümlelik bir pa ragraf gerektiriyor. Ouroussoff hiçbir zaman okurları n ı Fiatbush ve Atiantik caddelerinin rüzgarlı, iyi ticaret yapılan köşesindeki bu alanı n önemine yönlen d irmeye zahmet etmedi . Doğal olarak Brooklyn blogcuları bu eserle, geçerli ve komplocu sebeplerle olaylı bir gün geçirdiler. Daha sonra O u roussoff Times kari yerindeki daha da sert yazılarından bi rinde, Gehry'e tehlikeli görüşten uzak laşması n ı söylediği zaman düzeltmeler yapmaya çalışacaktı. 2 1 Mart 2008'de şöyle yazdı : Hiçbir gelişme şu anda masada olan tasarım ı inşa etmeye tercih edilemezdi . Can sıkıcı olan şey, rakipierin çok az seçeneği var gibi görü nmesi. Bunu d u rd u rmak için umumi bir kampanya başlatabiliriz. Forest C ity Ratner' i n daha çok parayla ortaya çık ması için dua edebiliriz . . . " Biz"in kullanımı ürkütücüydü , Ouroussoff kendini bir anda rakiplerle aynı hizaya getirmişti , ama gerçekte Frank Gehry ' n i n itibarı kon usunda " bi zim" seçeneklerimiz kadar endişeliyd i . Bay Gehry, öte yandan , çekip gidebi lir ... Ama uzaklaşmasıyla yalın bir gerçe ğ i ifade edecektir: Bu noktada Atlantic Yards gelişiminin New Yorklular'a söz verilen projeyle hiçbir alakası olmuyor. Gehry'nin dikkat çekici kariyeri boyun ca kendine koyduğu standartları da yükseltmiyor. Ouroussoff hiçbir yazısında kesişimi var olduğu gibi veya Brooklyn' i n yen i d e n doğuşuyla ilgili kişisel tecrübe su nan bir şekilde tanı m lamad ı . Tüm bildiği kendi makalesinde okuduklarıymış gi biyd i . Ofiste maketleri görebilirdi. Frank Gehry ile konuşabilirdi. Yeterli olacaktı. Geçen sene Paris'te çeşitli ünlü m imar ların yeniden gelişme alanlarında dola şı rken çok daha çoşkulu ve hususi idi. ilk Atlantic Yards makalesi Ouroussoff ' u Muschamp ve Goldberger gibi bir karakter olarak kabu l ettirmeye yönelikti. M uschamp'ın Rem Koolhaas, Frank Gehry, Peter Eisenman ve Diller + Scofidio'yu da
M a rt 2010
içeren önemli isimler listesini sürekli tekrarlaması o kadar dikkat çeker hale geldi ki, bu durum M ichael Sorkin ' i bu m imarların kaç defa o sütunlarda anla tıldığını yayınlamak için kışkırttı. Eğer Ouroussoff'un hasılatını bir liste haline getirecek olursak, isimler biraz değişik olacaktı, ama vurgu aynı kalacaktı: Gehry 'ye, Zaha Hadid'e, Jean Nouvel'e evet; henüz ismini duy mad ığınız kişilere hayır. O halde çev resi u luslararası mimarlık mesleğinin değ işen dünyası ol uyor. Büyük ismin etkisi nerede varsa, oraya gidiyor (son zamanlarda Boston' a ve Basel ' e) . Bu yaklaşım sadece çağdaş mimarlığın mekansızlığa korkunç eğilimini güçlen dirir ve New York Times eleştirisi ni New York'tan ayırır. Bir tasarımı herhangi bir yerde yargılayabilir, ama işlevine, kent selliğine veya yaşanabilirliğine değer biçemez. Ayrıca tekrar ziyaret etmesi ihtimali yoktur, çünkü bu bir uçuş daha gerektirecektir. Ouroussoff, Zaha Had i d ' i n Roma'daki 2 1 . yüzyıl sanat müzesi MAXXI 'yi eleştirdiğinde, en iyi yaya yaklaşımının Via Luigi Paletti yolundan olduğunu önermişti, ama o caddeyi veya baskın nesnenin etrafını tan ı m lamadan . Hadid 'den başka hakkında konuşulacak hiç birşey yoktu.
Za ha Hadid Ta rafı n d a n Ta s a rlanan MAXXI M ü z e s i i k i günlük b i r " M imarlı k önizlemesi" için Cumartesi günü halka açılacak olan MAX X I , bu kenti gök gürlemesi gibi sarsacak. Duygusal çizgileri, kentin enerjisini tam da kentin göbeğine çeki yor, etrafındaki herşeyi ürkek gösteriyor. M üzenin ilk sergisini gerçekleştirmeyi planlad ı ğ ı bahara kadar sanattan yok sun kalacak olan galeriler, herhalde eski papan ın iradesini memnun edecek bir hareketlenme yaşayacaktır. Bernini bile, zannediyorum , kıvrımları nı takdir edecektir. O papay ı , U rban V l l l ' i (1 5681 644) "artistik can yoldaşı heykeltraş ve m imar G ian Lorenzo Bernini ile bera ber m üsrif yeni projeler hayal eden biri" olarak tanımlamanı n ve onun MAXXI heyecanı n ı hayal etmenin tu hafl ığ ıyla ve kalitesizliğiyle başa çıkmak benim için zor. Bunlar M uschamp'ın boş laflarıydı ve gözleri binanın onun için hazır olma-
d ı ğ ı kon usundaki rahatsız edici gerçek ten başka yere çekmeye çalışıyordu . Ouroussoff, Times eleştirmeni olduğu için öncelikle sahnedeydi , ama o bile işinin tam olarak yapılmad ı ğ ı n ı itiraf et mek zorunda kaldı: Bilmediğimiz ve bir süre bilmeyeceği miz şey, galerilerin kalabalıkların hare ketine olanak tanıma ihtiyacı ile sanata kafa yormak için gereken dinginlik ara sındaki dengeyi nasıl kuracağ ı . Sanata kafa yormak. M üzeler zaten bunun için var, öyle değil mi? Ouroussoff ' u n maka lesi MAXXI 'yi " b u kentin yeni olana artık alerjik olmadığının kanıtı ve Roma'yı hala m imari kalıntıların bir kataloğu gibi gören öğrenci ve turistlere bir sitem" olarak, işleyen bir bina olmaktan daha önemliymiş gibi gösteriyor. Roma'ya da Brooklyn'e davrandığı gibi davranıyor: kıvrım l ı hatlara sahip bir U F O tarafı n dan uykudan uyandırıldığı için minnettar olan nostaljik bir şeh ir.
Güven ilmez Biri New York Üniversitesi'nde ve Görsel Sanatlar Okulu'nda m imari eleştiri konusunda ders veriyoru m . Güneele bağ l ı kalmaya çalışarak, s ı k
77
sık Ouroussoff makaleleri bel irliyorum . Genellikle, Ouroussoff' u n yaklaşımında ziyade, konuyu tartışı rken buluyoruz kendimizi. Nadiren, aklım ıza saplanıp kalan bir deyiş kullan ıyor, veya karşılaş tırmalar yapma riskini alıyor. Yazılarının duygusal eğilimi her zaman Times'ın Sanat böl ümündeki kalan kısırnlara oldukça yakı n : konuyu iyi bilen, tüm dayanakları kapsayan , ama her nasılsa meziyetsiz. Bu tarafsızlık onun eleştirel tavrını anlamayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Ouroussoff'un izini takip etmek (öğrencilerimin okuduğum uz eleştiriler için bunu yapmaları nı teşvik etsem dahi) on ları işinin ehli yazarlar dan yapmaktan başka bir yere götürme yecektir. Bu pek çok d urumda bir artı olacaktır, ama bence bu, eleştiri ile ala kah değil. Eleştiri nin, bir sonraki söyle necek şeyi sabırsızlıkla bekleyen takip çileri olmalıdır. Herbert M uscham p'ın yazdı klarına inanamadığınız günler bana nostaljik geliyor. Ouroussoff sadece can sıkıntısına sebep oluyormuş gibi görü nüyor. Ouroussoff'un sanatsal tutkudan yoksun olması onu tembel yazılara, kelimelere, tanımlamalara, açıklanamaz varsayım iara ve görünen,
78
Mart 2010
daha sonra tekrar görünen üretilmiş karşıtiara yöneltiyor. High Line için yazdığı oldukça niteliksiz olan yazıda, coşku ona Carrie Bradshaw'dan Bambi'ye, bazı argolu atıflarda bulunma ilhamı vermiş: Bütün bunları nostalji k duygusal bir tecrübe olmaktan kurtaran, bu bileşenleri bir araya getiren çok yönlülüktür. Sadece çalıların arasındaki demiryolu hattının parçaları hakkında konuştuğu göz önüne alınırsa, makale sine bir not veriyor olsaydı m öncelikle şunu sorardı m : " Bütü n bunlar" neler? Ve sonra da, kim High Line' ın nostalji k olacağ ını kim söyledi k i ? Nostalji haya lini, bir paragraflık bir fırtına estirerek, sadece onu yıkmak için öne sürüyor. High Line makalesindeki nostaljiyi kö tüye kullanmasından öyle vuruldum ki, gazete kupürlerimi dikkatle inceled i m . Tekrar tekrar nostalji ortaya çıktı , hiçbir zaman açıklanmamış, olumsuz bir şey olarak. East River Waterfront tasarım ları için yazd ığı benzer yazıda şöyle diyordu : Günümüzün tipik nehir kenan yerleşimleri, geleneksel sokak lambaları ve ilginç park bankları i le, kente h içbir zaman olmayan bir nostalji sızdırıyor. 1 880' 1erin sokak lambalarını yeniden üretmememiz gerektiği kon usuna katılı yorum . Ama "nostalji " (kimin nostaljisi? Hangi çağ , hangi m i marl ı k için nos talji?), bağlam olmayınca bir kuklaya, çağdaş m imarların zafer kazanmasına yarayan göz boyayıcı bir rakibe dönüşür. O u roussoff'un, Renzo Piano'nun lsabella Stewart Gardner'a ek tasarı mı ile ilgili 20 Ocak makalesinde başka bir kukla ortaya çıkar: italyan m imar Renzo Piano perşembe günü burada lsabella Stewart Gardner M üzes i ' ne ek tasarı m ı n ı göz önüne koyduğu zaman, muhtemelen birkaç kaş yukarı kalkacak. Bostan' ı n kültürel gözlemcileri değiş meyi iyi karşılamaz . . . H oş, korumacılar meşale ve tırmı klarını bir kenara bırak malılar. Kimin kaşları? Neden tırmı klar? Bostan'ın korumacı bir üsluba sahip olması klişesine inan ıyorum ama bu tür yüzeysel bir tanıtım çok basit. Ek için bir karşıtlık icat etti ve sonra da onu iki paragraflık bir alanda yok etti. Bu üretilmiş bir tiyatro oyunudur ve sadece bizim binaya erişimimizi geciktirir. Eğer tasarı mın bir kusuru varsa,
Gardner' ın hafızası nda ezilip gitmesi değil, onu fazlasıyla sayg ıyla el üstün de tutmasıdır. Piano tasarımında, var olan müzenin kutsallığını korumaya o kadar d ikkat etmiş ki, kendinizi galeri ler arasında ziyaretçilerin günümüzde yaptığı gibi keyifle gezmek yerine, parmaklarınızın ucunda yürürken bula bilirsiniz. Neden tırm ıklarımızı sıradanlığa karşı kaldırmayalım? O uroussoff ' u n , Piano'nun işleri hakkındaki geçmiş makalelerini okursanız, Piano'nun çok ihtiyatlı -muhtemelen nostaljik!- oldu ğu tartışmasını öne sürdüğünü fark edersiniz. Burada, Piano'nun Whitney M üzesi eki hakkında: Böylesine alçak gönüllülük övgüye değer görülebilir. Kim kentin mimari geçmişini korumak istemez ki?Ama büyük tasarım hiçbir zaman ihtiyatlı değildir; bir korku orta m ı nda ortaya çıkamaz. Risk, binanın eninde sonunda fazla bastırılmış ol masıdır, sanki sığdırılmak için çok uğ raşmış gibi. Eğer Piano gerçekten bu kadar da sıkıcı ise, Ou roussoff onun işini bitirmeli, müze müdürlerini onun la bir daha çalışmaktan men etmeli. Ama bunu yapamaz, çünkü bazen
Piano'dan ve tarihten hoşlanır: Sonuç olarak, Morgan eki tam olgunluğa eriş miş olan bir ustanı n işi ve bu nedenle çelişki konusunda başı dik. Piano artık geçmişi yok etmekle uğraşmıyor; körü körüne ona tapmıyor da. Şimdiki za manda yaşarken, nadide hazilerinin de değerini biliyor. Sonuç kentten geri çe kilmeyen, ona tekrar tekrar aşık olmamı za sebep olan bir binadır. Belki de onu, sürekli fikrini değiştirmeye devam ettiği için bir eleştirel örnek olarak derslerim de ele alamıyoru m .
U mu r-samıyo rBence m imarlık duygusaldır. Korkunç bir bina görd üğ ümde, hatta sadece bü yük, rüzgarl ı , kontrol edilemez kamusal alanlar gördüğümde çıldırıyorum. M uschamp'ın yazılarındaki en iyi gö rüşlerden biri, onun da çıldı racak olma sıyd ı . Çirkinlik ve sıradanlık bir hakaretti. M uschamp'ın Times'taki zamanı sona erene kadar, uydurmalarından yorul muştum - büyük imgelem uçuşları, mi marlık, şiir ve film arasında sadece ken d isi için anlaşılır olan bağlantılar, aynı ünlü isim listesinin monoton tekrarı . . . Herkesin farklı b i r kırılma noktası
vard ı . Ama şimdi, neden tüm bunlara katlanmak zorunda olduğumuzu gö rüyorum . Umursuyordu , ve oldukça uzun bir süre umursamaya devam etti. Ouroussoff genelde sadece benzer büyük-isim listesini savunmaya devam ediyor. (Önemli bir istisna: " New York City, Tear Down These Wal ls," bu ma kalede Madison Square Garden, Javits Center, Charles Gwathmey ' in Astor Place'deki mül kiyeti ve 2 Columbus Girele'ın yıkımını savunmuştu .) Ani bir enerji patlamas ı : " Manhattan'ın büyük bir metropol olarak geleceği var m ı ? " diye sormuştu 1 O Eyl ü l 2009'da, Jean Nouvel'in şehir merkezinde tartışmalı devasa bina tasarımı için. Eğer ceva bın evet olacağı n ı um uyorsanız, Kent Planlama Departman ı ' n ı n çarşamba günü aldı ğ ı , 53. Cadde'deki Modern Sanat M üzesi 'nin yanında önerilen ku lenin tepeden 6 1 m budanması kararı ümidinizi kıracaktır. Tasarım görüşlerinin henüz tamamen gel işmed iği doğru. Üç tepe noktası çok si metrikti ve bu da onlara belli belirsiz durgun bir görünüm veriyordu. Daha ince noktalara sivrilebilirlerd i . A m a Nouvel, mesleğin en yaratıcı güç lerinden biri, bu konularla başa çıkma konusunda daha yetkin olabilird i . B u makale bizi Sorkin ve Goldberger'e geri döndürüyor. Şimdi barıştılar ve panellerde beraber görü nüyorlar, dolayısıyla fazla alıntı yapmak ve arkadaşlı klarını bozmak istemiyorum. Ama Sorkin Goldberger'e, Joh nson' ı n mega-kulelerinin t e k ihtiyacı olan şeyin sokak seviyesinde birkaç yerden ma kaslanıvermek olduğunu ileri sürdüğü için özellikle sald ırdı ve bu problem as lında dekoratifti, kavramsal değildi. Ouroussoff ise zıt fikirde -daha uzun daha iyidir- ama Goldberger gibi m ima rın fikrinin üstün lüğünü tartışıyor. " B u adam ç o k i y i " , diyormuş g i b i görünüyor, "sadece ona istediğini yapması için izin vermeliyiz" ve detaylar için daha sonra endişelenmeliyiz. Böyle yaparak, Ouroussoff Nouvel'in projesi ile ilgili başka pek çok problemi göz ardı etmeli. Problemler sokak düzeyinde, in sanların yaşadı ğ ı yerde. 54. Cadde zaten boşluktan ve yeni MoMA' n ı n boş cepheleri ve heykel bahçesinden dolayı gü ney tarafında bir rüzgar tüneli
M a rt 2010
79
ve N ouvel ' i n kulesi o çizgiyi gerçekten tutuyor. Ouroussoff şöyle yazdı : Tasarımın güzelliği, akılcı oranların dan, özellikle kapladığı küçük alan ile m uazzam yüksekliği arasındaki abartıl mış ilişkiden geliyor. Sokaktan görüle ceği gibi, binanın geri çekilmiş cephele ri enfes bir baş dönmesi hissine sebep olacaktır. Doğrusu bu sözüne i nanmalıyız. Baş dönmesi her yöne gidebilir. Ouroussoff, şehri bölgelendirme kanunlarının kule nin geliştiricisine St. Thomas Church gibi yakın olmayan nirengi noktaların ı n hava sahasını yığmasına i z i n veren yoruma açı k okumasın ı ve kuleyi kulla nacak olan M odern Sanat M üzesi 'nin şehir merkezindeki silueti daha da yükseltecek rol ünü açıklamadan , şehir planlama başkanı Amanda Burden'ı iler lemenin bir düşmanı olarak tasvir eder. Politikay ı , yaya etkisi değerlendi rmesiy le beraber, bunun d ışında tutuyor. Ouroussoff bizi orada ol mayan bina lar boyunca yürüttüğ ü zaman, görsel mimarlığın tecrübesi ile i lişki kurarken pek çok okuyucunun Whitney M üzesi veya Berkeley Sanat M üzesi gibi binala rın şehir merkezinde var olup olmad ı ğ ı konusunda kafaları nı karıştı racak kadar M u mfordçu. En çok, inşa edilmemiş m i marlığıngüzellikleri konusunda ikna edici, çünkü gerçek dünya henüz tasarımına göre etkilenmemiştir. Son tasarı m ı için, Ouroussoff m imarın hayal lerinin sonsuz yenilemeleri n i destekler. Nouvel'in kulesine dönecek olu rsak: Yine de, şehi r merkezi silueline bir müzenin bir parçası gibi davranma görüşü çok rahatsız edici. Her bir yeni nesil mimarın ve inşaalçının kentte iz bırakma isteği New York 'u olduğu hale getirmek için olmazsa olmaz. New York Times m imari eleşti rme ninin ku rtarmaya çal ıştığı şey bizim şehrimiz olmal ı , Frank Gehry veya Jean Nouvel (veya Philip Joh nson) ' ı n koca man işleri değ i l . Onlar kurtulabilir ama biz (ve Times' ın kendisi) sonuçlarla beraber yaşamak için olduğumuz yerde kalırız. Nouvel kulesi savunmasında Ouroussoff yeniyi kendi seçkin eleş tirel değeri olarak benimsemeye her zamankinden daha da yaklaşıyor. Bu yüzden nostalji kötüdür. Bu yüzden Zaha ve Frank ve Jean iyidirler. Bu
yüzden Renzo bazen iyidir, veya sadece (Whitney konusunda Rem Koolhaas gibi) daha iyisi olmad ı ğ ı zaman iyidir. Bu yeterli değ i l . Mimarlık eleştirisi sadece basitçe yeni olan hakkında ola maz çünkü bu kesinlikle d ünya turuna, hayal kurmaya, şimdi sahi p olduğumuz heykel gibi mimari yaklaşımına yol açar. i htiyacımız olan şey, 3 boyutlu görsel leştirmeler ile binaları farklı olarak ele alan eleştiridir, çünkü kullan ıcılar son eleştirmendir. Biz, bizi binanın ilişkileri ne, duygularına ve dokularına bağlayan eleştiriye ihtiyaç duyarız, sadece yeni değerine değil. Yere, o yerin tarihine bağlı eleştiriye ihtiyaç duyarız, böylece yollar ileriye doğru çağalır (ve binayı sadece biçimli birşey olarak algılamaz). O uroussoff yeterince iyi değil çünkü m imari kültürdeki en kötü modaları des tekliyor, hiçbir zaman nereden geldiğini açıklamıyor ve hiçbir zaman gidebilece ğ imiz pek çok farklı yeri incelemiyor.
Çaml ı c a ' n ı n Ye n i K u l e s i U l u s l a ra ra s ı Ya r ı ş ma y l e Be l i r l e n e c e k Ta rih: 1 5 Mart, istanbul Büyükşehir Belediyesi
Çam lıca'daki televizyon antenierini topla yarak görüntü kirliliğini ortadan kaldı ra cak " Çaml ıca Ortak Anten Kulesi"nin projesi uluslararası bir yarışmayla seçi lecek. istanbul Büyükşehir Belediyesi, projenin startını verdi . istanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, 1 1 Mart 201 O tarihli birleşiminde proto kolü geçtiğimiz Aralı k ayında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadi r Topbaş tarafından imzalanan " Çamlıca TV Kulesi ve Entegre Tesisleri "nin uy gulama projesi için start verd i . Belediye Meclisi ' nde oybirliğiyle geçen raporla, projenin ulusal ve uluslararası bir yarışmayla belirlenmesi için Başkan Topbaş'a yetki verildi. Çamlıca Tepesi'ne kurulacak tek bir antenle hem şehrin çeşitli yerleri nde yer alan antenler kald ı rı larak görüntü kirliliği ve radyasyon tehlikesi bitiri lecek, hem de istanbul modern, anıtsal bir eser kazanmış olacak. istanbul Büyükşehir
80
Mart 2010
Belediyes i ' n i n Çaml ıca'da tahsis ettiğ i 1 4 bin metrekare alana kurulacak kule ve entegre tesislerinin inşa maliyeti U laştırma Bakanlığı tarafından karşı lanacak. istanbul'un siluelini olumsuz etkilemeyecek güzel bir eserin ortaya çı kmasını amaçlayan proje, Kültür ve Tabiat Varlı klarını Koruma Kuru lu'nun da onayından geçecek. i nşa edi lecek proje, yarışmada seçilen üç proje ara sından istanbullular tarafından belirle necek. istanbul Büyükşehir Belediye'nin u laştırma Bakanl ı ğ ı adına yü rüteceği uygulama projesi kapsamında, 280 metre yükseklikte olması öngörülen modern bir kule yapılacak. TV vericileri, restoranlar, seyir terasları, konaklama sız eğlence ve ticari alanların bulunaca ğı projede, istanbulluların piknik yapma sı için yeşil alanlar da olacak. Yap - işlet Devret modeliyle yapılması planlanan projenin tamamlanmasının ard ından, Çamlıca Tepesi ve Kı nahada'daki anten ler kald ıracak. Böylece, 201 0 Avrupa Kültür Başkenti olan istanbul, modern ve estetik bir eser kazanm ı ş olacak istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, söz konusu protokolü imzalamasının ardından basın mensupları na yaptığı açıklama da, " i stanbul için çok büyük kirlilik arz eden Çaml ıca Tepesi ' ndeki antenler ve Kınahada'daki antenler bundan böyle tarihe karışacak. Çünkü bu antenler çirkin görüntüleri ile istanbul'a yakışmı yorlardı . Ayrıca sağlık açısından ve psi kolojik olarak Çamlıca'da insanlarımız bu antenierden rahatsızdı . Bu kule bü tün antenieri toplayıp dijital yayına geçiş sürecinde önemli bir hizmet verecek. Yarışma sonunda belirlenecek ilk üç projeden hangisinin tercih edileceğ inin beli rlenmesi için i stanbullulara mü raca at etmeyi düşünüyoruz" demişti.
Tu rhan Selç u k 3 2 K ı s ım Te kmi l i B i r d e n ! Tarih: 1 6 Mart, Wikipedia, Ekşisözlü k, Karikatürcüler Derneği DERLEYEN: DiLEK ÖZTÜ RK
Türk m izahının önde gelen isimlerinden biri olan Turhan Selçuk'u 1 1 Mart 2010 tarihinde kaybettik. Türkiye'de
" Karikatürcüler Derneğ i " nin kurucuların dan olan Selçuk, bir çok karikatür kah ramanı yarattı . ilk olarak Akbaba'da çalı şmaya başlayan sanatçı, ondan sonra Aydede, Yön, Devrim Örneği gibi dergilerde ve M i lliyet, Akşam gibi günlük gazetelerde çalıştı. Sanatçı yaptığı çalışmalarda, yaşa dığı dönemi, hayal ettiği , kurguladığı zamanları kendi üslubuyla kaleme aktarıyordu . Selçu k'un kah ramanlarının v e hika yelerinin mekanları ile ilgili olarak da yazmamak olmazdı. Dönemlerin her anlamda yansımasının kaçını lmaz ola cağ ı şehi r hayatı, mizaha ve karikatüre direk olarak malzeme veriyor çünkü . . . Sokaklar, mahalle hayatı , kıyafetler, meydanlar, saraylar, evler, hayatlar. . . Sanatçı , e n çok Abdü lcanbaz karak teriyle tanın ıyor. Abdülcanbaz, 1 950 sonrasında yaratılmış bir halk kahra manı asl ı nda . . . Bu kahramanın hikayesi de çok ilginç. Çünkü, en başta Aziz Nesin ve Rıfat l lgaz'ın senaryoları ile, Selçuk'un yarattığı karakterin tam zıttı olarak, kurnaz, açıkgöz bir turist rehberi karşımıza çıktı. Bu karakteri tiyatro ve sinemada da canlandı ran Selçu k, 1 99 1 yılında, Abdülcanbaz'ı PTT pulları üzerine de çizd i . Türkiye ve Avrupa'da bir çok müzede karikatürleri sergilenen sanatçı , en son Cumhuriyet gazetesinde çizi yord u . Gazeteci-yazar i lhan Selçu k'un kardeşi olan Turhan Selçuk'un yaptığı
" i nsan Hakları" konulu karikatür sergisi Avrupa Konsey i ' n i n önerisiyle ilk kez Strazburg'da açı l d ı ve dünyanın birçok ü lkesinde sergilendi. Abdülcanbaz'ın H ikayesi " Ben Abdülcanbaz' ı kahraman lık ötesi kaba kuvvetten güç alan, yozlaşmış bir çizgi roman türünden ayı rıp, arılmak istedi m . Bir roman y a da bir hikaye anlatımının sanat değerini katarak bunu grafik sa natın çizgi gücüyle de besleyerek kişili ğini bulması yolunda çalı şt ı m . " Abdülcanbaz'ın hikayesi ilk olarak 1 957 yılında M i l liyet gazetesinde başla d ı . Senaryoları önce Aziz Nesin yazıyor d u . Daha sonra kısa bir süreliğine Rıfat llgaz yazmaya başladı . O dönemdeki Abdülcanbaz, bir turist rehberi, bir yeşilçam simsarı, bıçkın, kurnaz, açıkgöz bir tipti. R ıfat l lgaz'ın yazmayı bırakmasıyla Turhan Selçuk yeni bir karakter yaratmaya karar verd i . Selçuk'a göre bu yeni karakter, halktan bir kişiydi . iyiden, doğrudan, halktan, haktan yana old uğu için de güçlü. Selçu k, " Halkını seven her dürüst ve namuslu kişide az çok Abdülcanbazlık vardı r, " diye de ekliyor. Abdülcanbaz'da hikayeler tarihten, gü ncel sorunlara geniş bir yelpazeden seçili. Örneğin "Seyahat " i çizerken, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi ' nden esin lendi. " Ramona Karaleeinin Aşkı"nda, Selçuk, bir sahafta bulduğu ispanyolca bir kitaptan esinlend i . Bilim Kurgu hi-
sı
M a rt 2010
ABDÜL CANBAZ
kayelerinde ise J ules Verne'nin etkileri görülüyor. Abdülcanbaz ' ı n en sevilen maceralarından biri olan "Toprak Nihayetlerine Seyahat" ise, istanbul Küçükçekmece imam ının yazdığı kü çük bir risaleye dayanıyor. Maceralara, zamanın popüler isimleri, siyasetçiler, sinemadan ve edebiyattan kahramanlar da katılıyor. Bazı hikayelerde, hikayenin konu su hakkında tarihi bilgiler veriliyor. " Tulumbacılar Futbol Takımı" nda tutbo lun geçmişi, "Tekerleğin Öyküsü " nde tekerleğin gelişimi, "Sahra Kaplanı " nda petrol ün tarihçesi veriliyor. Toplumsal eleştiri Abdülcanbaz' ı n her hikayesinde yer buluyor. Abdülcanbaz dini istismar eden, halkı sömüren ki şilere karşı savaşıyor. Ayrıca Turhan Selçuk , sosyal sorunlara, güncel konu lara sık sık göndermelerde bulunuyor. Abdülcanbaz'ın M ı sır'a gittiği bir macerada, zaman ın Kıbrıs Rum l ideri Makarious birkaç karede görünyor. Abdülcanbaz ve Mekanlar istanbul kent silüetinde, Osmanlı kılıklı in sanlar ve bir uzay çarpışması . . . Abdülcanbaz' ı n zaman v e mekan kaygı sını ne kadar taşımad ı ğ ı n ı anlatıyor . . . Kahramanımız Abdülcanbaz istanbul'da kendine kiralık bir ev arama ya başlar. Eski püskü, Osmanlı devrin den kalma bir ev bulur. Bir göz atmak için içeri g i rer, fakat oracıkta uyuyakalır, rüya alemine dalar. işte çizgi romanda geçen bütün bu
ne her ne kadar pala bıyıklı ve şalvarlı karakterler koysa da, arka plandan ken dini oldukça bell i eden bu öğeler, bize öncelikli olarak mekanı çağrıştırıyor ve hikayenin geçtiği zaman ı düşünmeye başlıyoruz. Yaratıcısı Turhan Selçuk'un ifadesiyle Abdülcanbaz, "0, her çağda halkın özlemini d uydu ğ u , hayallerinde yaşattığı efsanevi bir tiptir. Bazen masal dün yalarında, bazen günümüzde sürdürür yaşantısını, bazen de uzayı adımlar." Gerçekten de Abdülcanbaz mace raları zaman ve mekan tan ımaz. Kimi buzullarda, kimi yerin yedi kat altında, kimi de uzayda geçer. Abdülcanbaz için Afrika'ya, Ay'a seyahat etmek, m ilattan önceki dönemlerde gezinmek ya da ge leceğe gitmek sorun değildir. Macera neredeyse oradadır. Ancak yaşadığı dönem çoğunlu kla Osmanlı'nın son zamanlarıdır. Günümüzde Abdülcanbaz ve Turhan Selçuk'un hala hatırlan masın ı ve yeni nesillere aktarılmasını sağlayan birtakı m çalışmalar var. Bunlardan bir tanesi d e Berat ilk'in "Abdülcanbaz'ın u z u n met rajlı film" projesi. i l k , aslında profesyo nel bir animasyon sanatçısı. Hamurdan, kilden, maketten yarattığ ı karakterlere, kullandığı bilgisayar programlarını kata rak animasyonlar hazırlıyor.
G_EÇMIŞTE MDI VE
maceralar, Abdülcanbaz'ın o evde gör düğü rüyalardı r aslında. Her şey o evde başlar. Karakterimiz hep bir rüya aleminde olduğu için de, kendini sürekli aynı kıyafetlerle görür. Abdülcanbaz her ne kadar kıyafetleri ve tarzıyla Osmanlı döneminden kalma bir karakter gibi görünse de, macerala rındaki mekanlar daha moderndir. Farkl ı zamanlarda geçen hikayelerinde, me kan arka plandan rahatlı kla okunabilir. Cami m inarelerinden, cumbalı evlerden , o hikayenin istanbul'da geçtiğini çıka rabiliriz. Bazen de apartmanlar, büyük , cam pencereler, gökdelenler v e çanak antenler kullanır. Bu arka plandan da, zamanın günümüze daha yaklaştığını ve Abdülcanbaz'ın artı k kent merkezinde bulunduğu anlaşılabilir. Mekan, h iç kuşkusuz ki, aynı zamanda bir "sın ırlandırma"dır. Abdülcanbaz'da da yaşanan serüven etrafında sınırı çekilmiş bir mekan ol gusu var. Mekan, bir anlamda denetim altına alınıyor. Arka planda da olsa, me kanı n ipuçları olmadan sanki o hikaye havada kalacakmış gibi d uruyor. . . Turhan Selçuk'un d a son zamanla rında çizgisi değişti ve daha çok grafik anlatıma yöneldi . Bu durum, karakter ve mekan çizimierinden anlaşılıyor. Bu tarzı ile, mekansal öğeler de, karikatür lerde daha keskin, detaysız ama daha vurgulu bir şekilde karşımıza çıkıyor. Mesela, sadece gökdelen silüeti ve çanak anten çizerek, bu mekanın önü-
Şanzelize P ro j e s i y l e T r afi k Y e r a l t" ı n a Inece k .
Tarih: 1 6 Mart, Sabah YAZAN: HASAN AY
Zincirlikuyu- 4 . Levent trafiğini yeraltına alıp, caddeyi Paris'in ünlü caddesi Şanzelize'ye çevirecek proje hazırlandı . Yaklaşık 200 m i lyon dolara mal olması tahmin edilen proje belediyeye sunuldu. istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı n vizyon proje lerinden biri olan Zincirlikuyu- 4 . Levent arasındaki trafiğin yeraltına alınması projesine işadamı Harndi Akın'dan katkı gel d i . Yaklaşık 200 m ilyon Dolar'a mal olması tah min edilen projeyi hazırlatıp belediyeye sunan Akın, " Londra'da, Paris'te gördüğümüz bir hat olacak. Paris'in ünlü caddesi Champ
82
Mart 2010
Elysees'deki gibi yaz akşamları insanlar müzik çalacak, pandommi yapanlar, sa natını sergileyenler, kitap satanlar, res samlar olacak. Hem buradaki ekonomik merkezler, yeni yapılacak yerler değer kazanacak hem de burada oluşacak iş alanları sayesinde orta düzeydeki esnaf gelir elde edecek," ded i . Yeşil alan artacakAkın'ın projesine göre, trafik Zincirlikuyu'daki Garanti Bankası Genel M üdürlük binasından 4. Levent'teki i ş Kuleleri 'ne kadar yer altına alınıyor. G idiş-geliş olarak hazırla nan yaklaşık 2 kilometrelik tünelin üstü ise, yaya yolları, meydan lar, dükkanlar, kateler ve oyun alanları ile donatıldı. Bölgedeki yeşil alan azlığının da göz önüne alındığı projede, yayalaştırdan alana çok sayıda ağaç di kilmesi de öngörüldü . Projenin bölgeye sosyal ve ekonomik açıdan katkı yapacağı n ı vurgulayan H a m d i Akın, " Kadir Topbaş, projeyi görd ü . Kendisi de yapmayı çok istiyor. Bunu belediye kendisi de yapa bilir veya yap-işlet-devret metoduyla da yaptı rabilir. Bir veya birden başka şirket bunu üstlenebilir. Son derece uygun bir proje. Finansmanı bölgeyi iyi bilen bankacı ve işadamlarıyla oturularak çözülebilir. Burada çok sayıda kiralana bilir alan ortaya çıkıyor. Bu yerlerin çok fazla ilgi göreceğine inan ıyoru m , " dedi. Projenin 1 00-200 m ilyon Dolar arasın da bir maliyeti olabileceği n i beli rten Akı n , şunları söyledi : " 7-1 O kilometre uzunluğunda tüneller yapı lıyor. inşai bir zorluğu da yok. i nşaat çalışmasına belli bir süre katlanılabilir. Alternatif yollarla çözüm ü retilebilir, en fazla 1 senede biter Maliyet açısı ndan da çok önemli değil. Bu ndan büyük birçok proje ya pıldı. Hem zaman hem maliyet olarak başarılamayacak bir iş değil. 1 00-200 milyon Dolarlık bir iş. Bu raya milyar Dolarlık projeler yapıyor. Burada ortaya çı kacak sosyal tasarruf ve ekonomik değer çok daha büyük olacak. Halka bir şeyler kazandı racak. Belediye yaya yo lunu değerlendirebilir. Meydanlar ol uşa cak. Ofisler, dükkanlar, cafeler, alışveriş yerleri oluşturulabilir. Bütün bunlardan orta düzeyde esnaf için ciddi anlamda bir ekonomi ortaya çıkacak. Bu da çok büyük bir kazanı m . "
T ü r k i y e ,' d e M ima r a Ima r Ka r a r Ve r i y o r Tarih: 18 Mart, Hürriyet Emlak YAZAN: SEDA TABAK
H ayata geçirdiği projelerle dikkat çeken Gökhan Avcıoğl u , bugüne kadar, Esma Sultan Yalısı, Kadıköy'deki yeraltı tuva leti, Beşiktaş Bal ı k Pazarı gibi ul usla rarası ölçekte önemli pek çok projeye imza attı. " Bizde mimara, imar karar veriyor" d iyen Avcıoğlu ile Türkiye'de yapılan işler ve şehi rei lik kavramı üzeri ne konuştuk . . . Şehireilik kavram ı nedir? Nasıl geli şiyor şehir?Tek tek binaların biraraya geldiği şey bir kompozisyon oluşturuyor. Şehi r dediğimiz şey budur. Son zaman larda şehi reilik kon usunda sıkıntımız var. Türkiye'deki alışkanlıklar ve yönetme l i kler ve şehri algılayış biçimimiz değiş meye başlad ı . M imari açıdan olumlu bir değişme yaşanırken , şehireilik açısın dan sıkıntılı bir durum olmaya başlad ı . Ters yönde yani . . . Bu değişim nasıl oldu?Yürüme özellikli alanlardan çok otomobil ağır lıklı alanların oluşmaya başlamasıyla. Dolayısıyla şehireilik bakım ından olum suz gelişmeler yaşanıyor. M i marların inşaalçıların memnun olduğu bir durum var. Fakat şehrin memnun olmad ığı bir d u ruma doğru gidiyoruz. Kendi içinde kuratılmış bölgeler gibi yaşayan semt ler oluşmaya başlad ı . Mesela istanbul içinde dükal ıklar gibi . . Ataşehir, Ataköy, Beylikdüzü, Avcılar gibi . . . Alışveriş için gelinebilecek yerler olmaktan çıkıyorlar. Ataşehir'de gezemezsiniz mesela.
Mima r- olar-ak gid işat-t-a n r-a h at-sızız Yapılması gereken nedir peki? Bundan soraki aşamada yapılması gereken şey daha mantıklı şehir plan lamaları yapmak. Şu anda, şehirsel düzlemde sorunlar çözülemiyor. Ya da konutlar bir yere yığıl ıyor ve o bölgede sel oluyor. Dolayısıyla şehireilik anla mında bunların entegrasyonu öneml i . Birbirinden ç o k bağ ımsız, aynı sokak üzerinde yanyana hareket eden, aslında aynı şeyi söyleyen, sonunda birbirinin ayağına basan projeler olmaya başladı . Biz bilmiyoruz istanbul'un çevresini
kim geliştirdi. Kararlar neye dayanı larak alı nıyor? Bunlar ayrı bir tarikat gibiler. . . K i m bunlar? Ataşehir'i mesela kim planiadı bunu bilmiyoruz. Nasıl bir şehir ifade ediyor Ataşehir? Türk yerleşim sistemi midir? B u soruların cevapların ı merak ediyorum. B i z mimar olarak her şeyin altına imza atıyoruz fakat gidişat tan rahatsızız. Her şeyi içinde barındı ran site konseptine karşısınız sanırım . . . i nsanlar günlük hayatlarında e v içindeki ilişkileri nden memnun olsalarda, bütün bunların toplamı ndan sosyal bir çevre yaratı lam ıyor. sosyal çevre ölmeye başladı . Yani alışveriş merkezi, ev, ya takhane, okul, işyeri arasında geçen ve sadece en kısa varılacak yolu takip et mek, parka bırakmak, almak ve çıkmak. Başka yapılan birşey yok . Aman dışarı çı kmayın projeleri bunlar. . . insanlar şu an için memnunlar bu durumdan. Fakat bir kaç sene sonra bu doygunluğa ulaştıkları zaman mutsuz olacaklar. Dolayısıyla eski şehi rlerin yerleşim sis tem leri doğru. Altta dükkan, üstte yerle şimin bulunduğu sokak sistemi.
M imarlık eğitimi yeterli mi sizce? M imarl ık eğitiminde iki tane eksik var Türkiye'de. Bir tanesi m imarl ık sonuçta sanatla bilim arasında bir konu. Ne sanat ne de bili msel birşey. M imar bireyselleşti kçe kendisine ait bilgi leri farklılıkları yarattı kça, asl ında topluma gerçekten bir mimar olarak servis veriyor. Farklı olması içinde genel kültü rünün ve yeteneğinin yüksek seviyede olması lazım . Bunu oluşturabilecek olan da eğiti m . B u n u n da eğitim süresince verilmesi çok zor. Bir d iğer eksi k ise arazi geliş tirmeciliğini öğreten okullar lazım. Bir kaç üniversiteyle konuşuyoruz. Bu konu mimarlık okulu açmaktan daha önem l i . Bu b i r bilim değil ama b i r i l i m . Bugüne kadar inşaat sektörünün gelişmesi incelenmeli, tez konusu olmal ı . Yurt dışı ve yurt içi işleri masaya yatırılmalı. Çözüm lerin yurtd ışında arandı ğ ı , başka ülkelerde uyg u lanan yöntemle burası yapılmadığı için, yeni şehir plan lamacı ları yetişti rilmeli.
i stanbul'u nasıl bul uyorsu nuz? istanbul çok önemli bir şehir. Bir çok medeniyeti içinde barındıran. Burada
83
M art 201 0
m ek işin kolay k ı s m ı . . . Evet. Bina işin kolay kısm ı . Projelerimizde zaten daha çok bunun üzerine kuru l u . Hem bir yan dan mesleğ imizin eksik kalan kısmına önem veriyoruz hem de mesela bizim şu anda yaptığımız projelerden biri Beşiktaş Balı k Pazarı ve Kadıköy'deki tuvalet projesi u luslararası ölçekte bili nen projeler haline geldi. Bu projelerde Türkiye'den daha çok uluslararası öl çeklerde övgü alıyoruz. Bu da bizim için çok önem l i .
Başa rısız müt-ea h h it" h e r şeyi et-kiliyor i nşaat sektörü n ü n gelişi m i n i nasıl buluyorsun uz? herhangi bir şey yapmak heyecan verici. Keşke bu genel şehi r kurgusu konusunda da mimari yaptığınız proje ler kadar iyi sonuçlar alabilsek. Henüz heyecan yaratabiicek şehi r planlarıyla karşı karşıya deği liz. Parselasyon düzeni boğulmuş bir şehi r var karşın ızda. Sanki planlama da dümdüz bir araziymiş gibi yapılmış. Şehrin eğrileri kullanılarak 3 boyutlu bir tasarım şehi rciliği bulunmuyor. Yani şöyle söyleyeyim; belki bizim yaptığımız binalarla küçük güzel se kanslar, sahneler yaratabili riz. iyi bir kavga, öpüşme veya patlama sahnesi gibi . . . M imarimiz kadar şehirciliğimiz kon usunda iyi sonuçlar çıkmadı bir kaç kuşaktır. Örneği n , dünyada bahçe duvarı olan gökdelenler Maslak, Levent hattında bulunu r. Gökdelenler hava haklarını kullandı k ları için yerdeki hakları n ı yayalara dev rederler. Bizdeki gökdelenler ise bahçe duvarıyla çevrili. Sonra oralarda trafik büyük soru n oluyor. Trafikte sı kışanlar da kendileri . . . Halbuki o bölgenin komple yayaya uyg u n , altlardan girilen, bekçi kulübe leri olan bariyerler olmayan bir düzene geçmesi lazım. Bunu geliştirmek için bazı planlar yaptık. Değişik katlarda yani herkesin gire bileceği katlar site sah iplerinin gireceği katları ayırmak gibi çözümler geliştiri lebil ir. M i marlığa fetişist gözle bakmıyorum
Projelere yaklaşı rkenki prensipleri niz neler? Öncelikle dikkat ettiğimiz şey insan ve çevre verileri. Bazen bunun hiç olmad ı ğ ı yerlerle de karşılaşabilirsiniz. istan b u l ' u n şöyle bir şansı var. Hem es kinin hem yeninin ol ması nedeniyle bu sorgu lamayı en iyi yapabildiğimiz şehi r lerden bir tanesi. Hemen yanı başım ız da bin 500 yıllık binalar var. Dolayısıyla eski yaşamları kurgulayabiliyorsunuz. M imarlığa fetişist gözle bakmıyorum . Taşlar, pencereler, m imari . . . içindeki yaşam önemli. Biz m imari grup olarak daha kamusal alanların kullanı m ı üzeri ne projelere önem veriyoruz. Hatta bu konuda en çok proje üreten gruplardan bir tanesiyiz. Dolayısıyla bizi sadece konut projeleri yapmak çok doyurm uyor.
Size göre b i r mimarın esas görevi nedir? M i marın esas görevi bunlar üzerinde çalışmaktır. Eskiden bu kadar farklı di siplinler yoktu . M imarlar konutlarla değil kamu projeleriyle i lgilenirlerd i . Halk evi n i kendi yapardı . ABD'de hala böyle insanlar kendi evlerini kendileri yapıyor lar. Onunda faydası var buna biz mimar sız m imarlık diyoruz. M imarlara yararlı faydalı kamusal projeler kalıyor. Bizim vizyonumuzda önümüzdeki dö nemlerde bu tür projeler var. Mimarl ı kta yeterince m imari gruplar olduğunu ve de m imaride de diğer branşlara naza ran iyi projeler çıktığ ı n ı gözlüyoruz. Ama eksik olan şey şehircilik ... B u ayrı bir tecrübe ve bilgi istiyor. Yani bina üret-
i nşaat sektörü işsizliği süspanse ettiği için başıboş bir sektör. Kendi iç de netimi olmayan bir sektör. Türkiye'deki inşaat sektörün ü n organize edilmesi lazı m . Mesela Bankacılık Düzenleme Kan u nları gibi onlarda da kan unların ol ması lazı m . Bu kadar vahşi bir düzende olmaması lazım. Başarısız bir müteahhit herşeyi kötü yönde etkiliyor. Yapılan işler fazla bireysel ve içe dönük kalıyor.
Nasıl i şler ya pılmalı? Ü ç kavrama dikkat edilmeli. Bunlar creativite, teknoloji ve business . . . Creativite şehircilik, teknoloji altyapısı ve bunun doğru şekilde kon umlan ması business ise hem oturanlara hem ge zenlere hem de turizme hizmet etmeli . Öyle birşey olmalı k i insanlar orayı gez mek istemeli, görmek istemeli.
Tü r k iye ' de mima rlık k reat"iv ağırlıklı Türkiyedeki mi marlığı n a s ı l bul uyor sunuz? Türkiye'deki mimarlı k teknolojk özellikte değil, kreativ ağırlıklı. Malzeme seçme ye, malzeme kompoze etmeye dayalı. Mekan kalitesi ve yapısal strukturel özellikler taşımıyor. Bir yapının teknolo jisine de bir yapı n ı n ortak mekanlarına da hayranl ı k duymalısınız. B u kon uda eksiklik var. O da talebin metrekare ağırlıklı gelmesinden kaynaklanıyor. Mimarlıktan bahsedebilmek için ölçüle meyen değerlerden bahsetmeliyiz.
84
Mart 2010
Nedir bu ölçü lemeyen değerler? Ölçülemeyen değerler matematiğin olmadığı hisler. Hacimle olur. insan minimum 2 metreküpte yaşar. Bu da içine kaç insanın girebileceğini gösterir. Dolayısıyla metrekare söz konusuysa mimarlıktan değilde imardan söz ede biliriz. M imarlı ktan söz etmek için erken. Ayrıca Türkiye'de m imarlara iş ısmarla manın şekli nde bir yan lışlık var. Talebin inşaatçıdan gelmemesi lazım. M imar imara karar verir. Türkiye'de ise tam tersi imar mi mara karar veriyor.
Nasıl oluyor? Türkiye'de m imarın herkes müşterisi olabilir. Bunu kabul ediyoruz. Ancak kamusal alanda m imarın seçilebilmesi nin metodları vardı r. Mesela yarışmalar. . . Seçilme kriterlerinin hem kamusal ko nularda hem de özel sektörde gözden geçirilmesi lazım . M i marı seçerken ya rattığ ı metrekare ya da fiyatına göre se çilemez. Mezun olan herkes eğer eniş tesi i nşaatçıysa mimari proje yapabilir d iye birşey yok yan i . M imarl ı kta kayırma olmamalı . Bilimsel değil enteresan bir iş yani . herhangi bir yere dünyaya bişey ekliyorsun. O ekleme nasıl olmalı eklediğin zaman getirdiği problemler. Rüzgarın gelişini değiştiriyorsun ordaki trafiği değiştiriyorsun. Oraya yeni bir enerji getiriyorsun ya iyi bir enerji ya da kötü bir enerji . . Bu tür yerlerde alternatf yaratmak referenadum yapmak gere kiyor.
A r k it- e r a Kamp ü s t- e · H a n T ü me r t- e k i n ' i n Kat- ı l ım ı i l e �u r s a Ulu dağ U n i v e r s it" e s i ' n d e Ge r ç e k l e ş t- i
Kayseri Erciyes Üniversitesi M i marl ı k Fakültesi'nde gerçekleşmişti. i kincisi ise Han Tümertekin'in katılımı ile 19 Mart Cuma günü Bu rsa Uludağ Üniversitesi'nde gerçekleşti. Han Tümertekin, sunumuna 1 976 yılın da mimarlık eğitimine başladı ğ ı zaman lardaki m imari deneyimlerini anlatarak başladı . Çizdiği ilk teknik resim çizimle rinin şimdiki mimarlık anlayışında nasıl etkiler bıraktığından söz etti. Daha sonra sunumuna yaptığı 8 projesi n i anlatarak devam etti.
Tarih: 22 Mart YAZAN: DERYA YAZMAN
Çat-alhöy ü k Müze ve Ziya ret-çi Merkez i , 1998
Arkitera M imarlı k Merkezi, 201 0 yılı içinde Anadolu'daki mimarlık fakültelerinde, mimarları n katılım ıyla gerçekleşecek bir konferans serisini M edyasoft 'un des teği ile başlattı. Arkitera Kampüste'nin ilki, Öncüoğlu M imarlık'ın ortakları nın katılımlarıyla 4 Mart 201 O tarihinde
Konya Ovası'nda, Çatalhöyük Kazı Alan ı'na uygulanan bir tasarım projesi. Henüz gerçekleşmiş bir proje değ i l . Tümertekin, projede öncelikli soruna yönelik bir tasarım gerçekleştirdiklerini belirtti. Alanın ovada yer almasından dolayı mekanı n erişebilirliğinin önemli
olduğ undan ve mekan ı n en doğru şeki l de organize edilmesi gerekli liğinden söz etti. Bunu da tek bir bina ile çözmenin doğru bir yaklaşım olmayacağ ından ve bu nedenle topografya doğrultusunda farklı katlarda mekanlar yaratarak müze ve ziyaretçi merkezini alt katta, kazı ala n ı n ı da üst katta bırakarak bir tasarım oluşturdukları n ı vurguladı .
B2 Evi , Aso s, 2001 Tümertekin, 2004 yılında Ağa Han M imarlı k Ödülü'nü kazanan B2 Evi ' n i ç o k a z müdahale ile a z bakım gerek tiren, abartısız bir yapı olarak tasarla d ı kları n ı ve manzara faktörünün bu yapı için en önemli tasarım kriteri olduğunu söyledi . Tasarı mda sınırlamalar ile ça lışmanın önemli olduğundan söz eden Tümertekin , bu projesi nin mühendis - m imar i lişkisinin oldukça gelişmiş örne ği olduğunu beli rtti. Ayrıca yapıda sade ce yerel işgücü ve malzeme (taş, beton)
85
M art 2010
Zo rlu Proj e s i Zorlu yarışmasındaki projelerinde ise, projenin merkezi parselde yapılacak olması nedeni ile açı larla oynanarak dar- geniş cephe görünümleri elde edildiğini söyleyen Tümertekin, alanda kat yükseklik sınırlaması olduğu için yer üstünde oldukça az ala n , yer altı nda da oldukça fazla alan yaratarak projeyi çözdüklerini söyledi.
Ordos 100 Proj e s i , Çin
kullandıkların ı vurgulad ı .
SM Ev i , 2006 S M Evi ' n i n B2 Evi 'ne göre daha büyük bir yapı ve daha farklı istekler doğrultusunda yapılması istenen bir ev olduğunu söyleyen Tümerteki n , uzun cepheli bir yapı olduğu için mecburen binanın taşıyıcıları görünür olduğunu söyledi. Fakat bunun mühendislik karar ları ile manzarayı etkilemeyecek şekilde tasarland ı ğ ı n ı vurguladı . Bu projede de, hem çatı hem de cephelerde doğal malzeme (taş) kullanılmış.
rak Galata Kulesi'ni görmekte olup, arka cephesinin de yaşanabilirliğinin sağlanması amaçlanarak gerçekleş tirilmiş bir tasarım . Arka cephede bir düşey bahçe yaratarak, yapın ı n Galata Kules i ' n i gören ön cephesinin yanında arka cephesinin de fark edilebilir ve yaşanabilir olması sağ lanmış. Cafe Türk, ParisParis'te yap tı kları Cafe Türk ile hem yeme-içme hem de gösteri alanı olarak kullanılacak çok fonksiyonlu bir yapı tasarlandığını söyleyen Tümertekin, yapıyı ikili bir yapı modeli ile çözdüklerini belirtti . Bu yap ı , ahşap v e sökülebilir bir yapı .
Galat-a Meydanı' n d a k i Sanat" Evi
San-tralist-a n b u l
Bu ev Galata Kules i ' n i n hemen kar şısında yer alan ve sahibinin çağdaş sanat koleksiyonların ı sergileyebile ceğ i , konuklarını ağırlayabileceği bir mekan olarak tasarianması n ı istediği bir yapı. Mekanı n ön cephesi direk ola-
Santralistanbul projesi d e , eski tribün binası n ı enerji müzesi ne dönüştürmek üzere gerçekleştirilmiş bir proje. Makinelerin üzerinde, cam malzeme kullanarak oluşturulmuş bir yaya platfor mu ile mekanı n izlenmesi sağlan mış.
"Tl
s.
o (Q<
�
o .,
3 !!!. m
3
c. .,
:ı
Çin'in Ordos Bölgesi 'nde çöl bir alanda yapı lan master plan doğrultu sunda önerilen 1 00 adet viiian ı n dün yan ı n farklı ülkelerinden seçilen 1 00 mimar/m i marl ı k ofisi tarafından tasar lanması istenen bir proje. Tümertekin, Türkiye'yi temsil eden davetli bir mimar olarak projenin başlangıç aşamasındaki alan gezilerini anlatt ı . A l a n ı n ç ö l olması nedeni ile v e iklim şartları gereği tasarladı kları yapının içe kapalı bir yapı olması gerektiğini d üşü nen Tümertekin, yine yerel malzemeler (bambu, tuğla) kullanarak yaptıkları bir yapı olduğunu söyledi . Dinleyicilerin soruları ile konferans devam etti. Bir d i nleyicinin " Neden hep projelerinizde yerel malzemeler kullan dınız? Başka malzemeler kullanarak da iyi sonuçlar elde edemez m iydiniz?" so rusuna Tümertekin: " Bizim eğilimimiz mekanın kurgulanmasında yerelliği kullanmak. Bir başka kişi başka şekilde kullana bilir. Değişikliği, gelişmeleri nasıl kullan d ı ğ ı n ızla bağlantı l ı bir şey bu," ded i . " Peki çalışmalarınızın kabul görünürlü ğünü nasıl sağlıyorsunuz? Nasıl güçlü kalmayı başarıyorsun uz ? " sorusuna da, " Ö ncelikle çok çalışarak ... Kendi ilgi alanına konsantre olup, o konu üzerinde ilerlemek çok önem l i . M i marlı k modadan uzak olmalı," di yen Tümertekin, ilk işinin isviçreli bir m imarı tarafı ndan çizilen Ankara'daki Rolex Dü kkanı ' n ı uygulamak olduğunu söyledi. Hazır bilgiyi değerlendirdiğini, hiçbir zaman bilmişlik taslamadı ğ ı n ı ve eline geçmiş bu hazır bilgiyi en iyi şe kilde kulland ı ğ ı n ı söyleyerek , başanya ulaşmanı n kolay bir süreç olmad ı ğ ı n ı vurgulad ı .
86
Pe r i b a c a l a r ı Ü n i v e r s i t- e y e M ima r i Mot- i f Ol d u
Mart 2010
Taş işçilikleri ni, d i kdörtgen camlarını projemizle birleştirdik. Bazılarını aynen aldık. Bazıların ı da yorumlayarak proje-
Tarih: 22 Mart, Zaman YAZAN: ŞABAN GÜNDÜZ
Dünyan ı n köklü ün iversiteleri, araştırma ve eğitimde gösterdi kleri başar ı n ı n yanı sıra tarihlerinden güç alan mimari sem bolleriyle de öne çıkıyor. Türk ü niversiteleri ise bilimsel ça l ışmaları bir yana geleneksel mimari özellikleriyle bile tanı n mıyor. Bu eksik liği fark ederek çalışmalara başlayan Yüksek M i mar Zeynep Konur, üniver sitelere farklı bir mimari kimlik kazan d ırıyor. Konu r, yöresel m imari ve yapı tarzlarını çizdiği ü niversite projelerine uygu luyor. Konur, projelerinde Osmanl ı v e Selçu klu'dan gelen Türk mimarisini kullan ıyor. Nevşehir Ü niversites i ' n i n projesini çizen Zeynep Konur, yörede bulunan
mize uyarlad ık." diye konuşuyor. Konur, toplam 10 bin metrekare alan üzerine kurulacak ü niversitenin her şeyiyle ' N evşehir kokan' bir proje olduğunu belirtiyor.
M u s c h amp Ma n h at-t- a n ' a Na s ı l R u h u n u Ko y d u
Tarih: 24 Mart, New York Times ÇEviREN: DiLEK ÖZTÜRK
peribacaların ı mimari motif olarak kul land ı . Türkiye'deki ü niversitelere farklı bir kimlik kazandırmak isteyen Konu r, "Amerikan ü niversitelerin i n kampüsleri mimari açıdan çok güzel. Doğayla iç içe. Orada okuyan öğrenciler kendisini çok şanslı h issediyor. Ama Türkiye'de binalar sanki rastgele yapılmış. M imari bir kimlik yok." diyor. Nevşehir'in yan ı sıra Duml upınar ve Türk Ata (Bilecik Söğüt'te) ü niversi telerinin projeleri n i de üstlenen Konu r, çalışmalarını yöresel mimari tarzları ve malzemelerine göre şekillendiriyor. Çizimiere başlamadan 6 kişilik ekibiyle yöreyi inceliyor. Elde ettiği bulguları, kendi yorumunu da katarak projeye yan sıtıyor. Nevşehi r Ü niversitesi'nin m imari yapısına dünyaca ünlü peribacaların ı uygulayan Konur, " Ü niversite projesini çizmeden Nevşehi r ' i n geleneksel mima risin i , peribacaları ve Asmalı kanak ev lerini en i nce detayına kadar inceledik.
"Şehrin Kalpleri" Herbert Muscham p ' ı n , 1 99 2 'den, akciğer kanseri nedeniyle 2007 'de hayatını kaybedene kadar çalıştığı New York Times eleştirmenli ğinin büyük seçkisini bir araya getiriyor. M uschamp, Philadelphia'da yetişti. Ona göre Philadelphia'da kendini bir şeyler hissetmeye bırakan ve bırakma yan insanlar vardı . " Ben ilk gruba dahil olmak istiyordu m , " diyordu . Hiçbir zaman b u yeniyetme ilgisi n i yitirmedi . N e w York'a, A n d y Warhol'un Fabrikas ı 'nda biraz takı l mak için kaç tığında, ayrıca etkilendiği bir yazar da olan Walter Parker tarafından destekle nen "öznel eleştri" üzerine düşün meye ve çalışmaya başlad ı . Zaman içinde yenilenerek, Frank Gehry, M uschamp'ın bitmek bilmez heyecan ını hep tazeledi . Gehry ' n i n binalarını öyle bir takı ntıyla kaplıyordu ki, kendi n i , bir halk ozanı gibi, Monty Python ve Holy G rail 'e methiyeler dü zerken buluyordu . Gehry ' n i n Bilbao'daki Guggenhei m ' ı , "sakat kültürümüzün Lourdes" i olarak tanı mlanmayı hak ediyor olabilir. Bu abartılı anlatı m , okura bazı şeyleri hissettirebilitor. M uschamp'ın Gehry
hakkında bu kadar çok yazmasının en önemli sebeplerinden birinin, Gehry ' n i n özgür binaları n ı n , Muscham p'ın " m o r gazeteciliği"ne zem i n hazırlaması o l duğu g i b i . . . G uggenheim'in Marilyn Monroe gülümsernesi kadar ünlü olma sı gibi . . . M uschamp, New York Times'da hayli sağlam bir yer edindi. Yaptığ ı işin, sosyal , ekonomik ve moral açısından da O ' na kattığı çok şey vard ı . Her şeyden önce, birden bir d ü nya gezgini olabiliyor, güzel otellerde kalabiliyor (ki bu konudaki zevki ve seçimini tahmin edebilirsin iz . . . ), gösterişli binaları görüp i nceleyip, m imarlarıyla tan ışabiliyord u . Bu durum, kendine has, parlak bir ga zetecilik anlayışına sahip olmasını da doğurdu. M uschamp'ın bu seçkisi, eğer daha az yazısıyla oluşturulsaydı , daha iyi an laşılabil irdi . Çünkü, bu 850 sayfan ı n çoğunda, fikirleri birbirini kaçınılmaz olarak tekrarlıyor ve kitap, takip etmesi zor bir hal alıyor. "Şehrin Kalpleri" kitabı, New York' u n belirli zaman periyodlarındaki mimarlık kültürünü vermesi açısından çok önemli. Le Corbusier, New York gökdelenleri ni, erken 20. yüzyıl gotik katedrallerle karşılaştırıyor. Bu sırada, Muschamp kariyerine başladı ğı nda, şehrin m imarisi 1 4 . yüzyıl ortalarındaki Fransız katedral m imarların ı n yaşadığı güç kaybı sorunu ile karşı karşıyaydı . Bu, M uschamp'ın kendi önsezileriyle haber yaptığı bir dönemdi. New York 'da 1 960' 1ara kadar çok önemli bi nalar inşa edilmemişti. Modernizm özg ü n düşüncelerini yitirdi ve post- modernizm gevşek tarihçilik an layışı içinde yeniden var oldu. Kariyeri geliştikçe, Muscham p ' ı n ilk çalışmaya başladığı yıllarda, Dünya'yı gezi p kon uştuğu Amerikal ı olmayan m imarların büyük bir ksım ı New York 'ta önemli binalar yapmaya başladı lar. Renzo Piano' n u n New York Times bina sından, Rem Koolhaas' ı n Prada dükka nına kadar . . . New York Times'taki durmak bilme yen heyecan ı ve isteği ile, Muschamp, biraz da bilinçsiz bir şekilde entelektüel açıdan kendini yeniledi. Eleştirileri de kendi gibi hoşgörülü olsa da, bir şehrin mimarisin i n yeniden doğ uşunda oynad ı ğ ı rolü kabullenmek gerekir.
87
M a rt 2010
S e r p e n t- i n e ' i n 2 01. 0 Yı l ı Pavyo n u n u J e a n No u v e l Ta s a r l ı y o r
"
Ta rih: 23 Mart, Building Design DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
Serpentine Galeri ' n i n her sene farklı bir mimarın tasarladığı pavyon projesin i n 1 0 . yaşında. 201 0 ' n u n galeri i ç i n b i r başka ö n e m i de 40 seneyi geride bırak mış olması. 10 ve 40. yaş kutlamaların ı n yapıla cağı bu sene pavyon projesi Pritzker Ödüllü m imar Jean Nouvel'e teslim edilmiş.
Ay t" a ç D u r a k v e " Ye n i Ad a n a " l ı l a r Ta rih: 24 Mart, Cumhuriyet YAZAN: OKTAY EKiNCi
Pavyon tamamlandığı zaman m imarın Birleşik Krallık'taki ilk binası olacak. Fondaki yeşil ile zıtlık oluşturan kır m ızı pavyon Londra' n ı n simgesel posta kutularına ve otobüslerine referans veriyor. Daha önceki senelerde olduğu gibi pavyon yaz boyunca açık olu rken Arup mühendislik konusunda, geliştirici Stanhope da şemanı n geliştirilmesi konusunda yard ı mcı olacak. Bu sene ayrıca pavyonda Fransız sanatçı Christian Boltanski ' n i n ensta lasyonları ile açıkhavada masa tenisi masaları yer alacak.
ettiğ i " programda yine kendisi veriyor; " Kuzeyde ne kadar arsa varsa imarı be nim zamanımda yapıldı. Arsa sahi pleri zengin oldu. Adana beni niye seçti? O yüzden seçiyor. . . Yan i Adana'da "demokrasi şampi yon u " olmanın sırrı, " kente değil ranta hizmet " ! .. Bunu başkanın kendisi de "açı kça" söylüyor. . . Tarlalar "Arsa"laşınca . . . Çünkü Durak'ın " kuzey" dediği yer, yıllardı r " ü niversitelerde örnek gösterilsin" di yerek övgüler dizdiği "Yeni Adana" . . . Kentin kuzeyinde sayısız "gökdelen yavrusu " apartmanın caddeler boyunca sı ralandığı Yen i Adana, asl ında kendi sinin de hem " kazanç kaynağ ı " hem de "seçim güvencesi "dir. Yakın geçmişe dek kentin " kırsal" ı olan o n binlerce dönüm araz i , şe hirciliğin ve mimarlığın tüm ilkeleri çiğnenerek "yüksek yoğunluklu apartmanlaşma"ya açı ldı. Böylece " tar laları arsalaşan" lar, kısa sürede "gayri menkul zengini" olunca, adeta şü kran duygularıyla oy yağdırdı lar. . . Durak'ın " müteahhit" olarak binlerce konut yapıp pazarladığı Yeni Adana ise "asıl Adana" adeta terk edilerek, yani kentin eski ve tarihi semtleri bakımsıı lığa ve çöküşe bırakılarak, belediyenin özel ve ayrıcalıklı ilgisiyle geliştirildi. Sayısız yap-sat apartmanı n ı n "zemin katları ticaret"e ayrılarak sözde "mo dern kent" yaratıldı. . . Adına " imar planı" denilen "yol ve parselasyon krokileri "yle tam 40 cami yeri de ayrılarak apartman arsalarına dönüştürülen tarlalar, sahiplerine ve yap-sat inşaatçı larına yüksek emlak rantları sağlad ılar. . . Şimdi Aytaç Durak diyor k i : " B u yüz den beni seçen Adanalılar ahmak m ı ? " Elbette değiller, a m a gerçek Adana' n ı n gözden çı karı ldığı bir anlayı şa; tarihi kente değil " rant ekonomisi"ne h izmet eden bir belediyeciliğe oy yağ dırmanın "Adanal ı " l ı k olmadığını da kim bilir kaç kez yazmışımdır. . . Hele Durak'ın " Belediye başkanı olmasaydım servetim daha fazla olur du" sözünü de her duyduğumda şunu söylemiştim; "Ama o zaman binlerce konut yapıp pazarladığı Yeni Adana da olmazdı ki . . . " Yen i Adana' n ı n bizzat kendisi " kente
Ü l kemizde en uzun süre belediye baş kanı olan Aytaç Durak bunca yıl sonra " imar yolsuzluğu"yla suçlanıyor. " Rüşvet" almakla suçlad ı ğ ı bir belediye meclisi üyesince "en büyük imar talancısı" ilan edilince, medyanın ilgi odağı oldu. Sadece Adana Büyükşehi r Belediyesi'nin d e ğ i l " Belediyeler Birliğ i " n i n de kuşaktan kuşağa başkan l ı ğ ı n ı yapan Durak, "gayrimenkul zengi n i " olmakla sorgulanıyor. Her iki görevin i de "seçilerek" üstle nen; yan i hem "hal k " ı n hem de " beledi ye başkanları " n ı n beğenisini kazanan Durak, sandı ktan hep farklı partilerle çıktığı için siyasi görüşü de "önemsen meyen" bir siyasetçi . . . istanbul 'a gelerek ul usal basınla "dertleşen" Durak, dudak uçuklatan " imar servet i " n i n sorgulanmasına kıza rak diyor ki; " 7 defa seçim kazan d ı m ; Adanalı ahmak değil. . . " Ne var ki Durak' ı M H P 'den istifa et tiren Bahçeli de dahil kimsecikler şunu sormuyor; "Ahmak olmayan Adanalılar, Aytaç Durak'tan acaba 'kente hizmet ' le ri nedeniyle m i vazgeçemiyorlar?" i şte bu " temel" sorunun yanıtın ı 1 6 Mart 'ta C N N -Türk'te, aniden " terk
88
Mart 2010
karşı e n büyük i mar suçu"dur. Aynı suça yıllarca seyirci kalındıktan sonra şimdi kalkıp "Aytaç Durak yağmacı'' demenin nasıl tan ı m lanması gerekti ğini " Eski Adanalı lar"a bırakıyorum . . çünkü onlar, örneğin tarihi Tepebağ Mahallesi ' ndeki görmüş geçirmiş kahvelerde "AIIahına kadar" doğruları konuşurlardı . .. " Yeni Adanalı lar" ise o kimliksiz beton kulelerinin altındaki son radan görme "cafe" lerde Durak'ı nasıl savunacakların ı düşün üyor olmalılar. . . .
ARKIV S a ç k i l e r i 2 0 0 8 ve 2 0 0 9 So n u ç la n d ı Tarih: 26 Mart YAZAN: SELi N BiÇER
Arkitera M i marlık M erkezi 'nin, Türkiye'deki mimarlık üretimini bel gelemek amacıyla bu yıl ikincisini gerçekleştirdiği ARKiV Seçkileri projesinin sonuçları belli oldu. Amacı, Türkiye'de 2008 ve 2009 yılları içinde üretilen mimarlığı kayıt altına alıp, bir kaynak oluşturmak olan ARKiV Seçkileri
projesi, Türkiye'nin tek m imarlık başvuru kaynağı olan ve Çanakkale Seramik&Kalebodur sponsorluğunda yayınlanan ARKiV üzerinden yürütüldü. M imarlara yapılan çağrılar, projelerin toplanması, düzenlenmesi ve değer lendirilmesiyle birlikte toplam 4 aylı k yoğun bir çalışmanın ürünü olan be lirleme süreci 1 7 Mart 2 0 1 0 tarihinde yapılan Seçici Kurul değerlendirmesiy le tamam landı. Değerlendirmeyi, Türk Serbest M imarlar Derneğ i temsilcisi Aytek itez, istanbul Serbest M imarlar Derneği temsilcisi Hasan Çalışlar, izmir Serbest M imarlar Derneği temsilcisi Vedat Tokyay, Garanti Galeri'den Pelin Derviş ve Arkitera M imarlık Merkezi' nden Emine M erdim Yılmaz' ın oluşturduğu seçici kurul gerçekleştirdi. 17 Mart 201 0 tarihinde Arkitera M imarlı k Merkezi'nde yapılan toplantı da 2008 yılında uygulaması biten 1 08 proje ve 2009 yılı nda gerçekleşen 70 proje incelendi. Kültürel, sosyal , ekonomik, çevresel ve estetik değer ölçütleri göz önüne alı narak yapılan, seçici kurul üyelerinin kişisel yaklaşımlarının da yansıtıldığı değerlendirmen in sonucu oy çokluğuy la belirlendi. Toplantıda iç mekan düzenlemeleri ve yurtdışında yapılmış uygulamalar değerlendirme dışı bırakıldı. Üç turda gerçekleştirilen oylamanı n so nunda 2008 yılına ait 63 proje
ve 2009'a ait 34 proje elendi, eksik görülen dökümanların toplanmasına karar verildi. Eksiklerin tamamlanmasıyla birlikte ARKiV üzerinden son kez yapılan de ğerlendirme sonununda ise 68 proje ARK iV Seçkileri 2009'da yer almaya değer görüldü.
Türkiye sın ırları içinde 1 4 farklı kent ten yapıların yer aldığı seçkide, 32 yapı ile en çok temsil edilen kent istanbul. Bunu 6 yapı ile i zmir taki p ediyor. En çok örneği bulunan proje tipi ise 1 1 proje ile konut sitesi/grubu. 9 adet alışveriş merkezi/çarşı projesi ve 8 adet iş merkezi/ofis projesi en çok uygulu nan projeler arasında yer alıyor. ARKiV Seçkiler'inde yer alan projele rin tamamı www.arkiv.com.tr adresinde görülebilir.
P r i t- z k e r Od ü l ü B u S e n e Japonya ' ya Git-t- i . .
Tarih: 29 Mart DERLEYEN: EMiNE M ERDi M YILMAZ
Geçtiğimiz ay tamamlanan Rolex Learning Center ile isim lerinden sıkça söz etti ren Kazuyo Sejima ve Ryue Nishizawa (SANAA) şimdi de aldıkları Priztker Ödülü ile mimarl ı k dünyasına isimlerini kalı n harflerle yazdı rdı lar. Aynı zamanda 201 0, SANAA'nın senesi sayılabilir. Daha önce de ortaklardan Kazuyo Sejima Venedik M imarlı k Bienal i ' ni n küratörü olarak açıklanmıştı. SANAA' n ı n başta Japonya olmak
M a rt 2010
89
üzere, Fransa, Almanya, ingiltere, Hollanda, isviçre, ispanya ve Amerika Birleşik Devletler i 'nde tamamlanmış binaları bulunuyor. Nagano Japonya'daki 0 - M useum , Almere Hollanda'daki Stadstheater Al mere " De Kunstlinie", Kanazawa Japonya'daki 2 1 . Yüzyıl Çağdaş Sanat M üzes i , Toledo ABD'deki Toledo M üzesi Cam Sanat Pavyon u , Essen Almanya'daki Zollverein School ve New York ' taki New M useum bell i başlı çalışmaları arasında sayılabilir.
ediyorum. Aynı zamanda bu ödül bana d inamizm kattı ve daha önce hiç bu şe kilde hissetmemişti m." Hyatt Vakfı başkanı Thomas J . Pritzker ise b u seneki ödül ile ilgili şun ları söyledi , " Üçüncü kez ödül iki kişiye birden veriliyor. 1 988 yılında Oscar N iemeyer ve Gordon Bunshaft; 2001 yılında Jacques Herzog ve Pierre de Meuron ödülün sahipleri olmuşlard ı. Bunun yanı nda daha önce Japonyalı mi marlara 3 kez ödül verilmişti. 1 98 7 yılın da Kenzo Tange, 1 993 yılında Fumihiko Maki ve 1 995 yılında Tadao Ando ödül alan isimlerdi." J ü ri başkanı Lord Palumbo, jürinin genel görüşlerin i şu şekilde aktardı , " O n ların mimarlığı aynı zamanda zarif ve güçlü; kusursuz ve akıcı; dahice yalnız fazlaca ya da açıkca zeki değil. Binalarının tasarımı başarılı bir şekilde bağiarnı ve içeriği ile bağlantıya geçi yor." Bu seneki j üride Lord Pal umbo d ışında Alejandro Aravena, Rolf Fehlbaum, Carlos J imenez, Ju hani Pallasmaa, Renzo Piano ve Karen Stein yer alıyordu.
Öd ü l Dör-d ü n c ü Kez Japo nyalı Mima r-la r-a Ve r- il iyo rÖdül kazand ıklarını öğrendikten sonra Kazuyo Sejima'nın tepkisi şu şekilde oldu, " Böyle bir ödül kazanmak beni heyecanlandı rdı. Pritzker ( Hyatt) Vakfı 'na, jüri üyelerine, bizimle çalışan işvereniere ve bütün destek verenlere teşekkür ediyorum. Bu ödül ile beraber daha iyi mimarlık yapmaya devam ede ceğ i m . " Benzer bir tepki de diğer ortak Ryue Nishizawa'dan geldi, onun açıkla ması şu şekilde oldu, "Bu ödülü büyük bir alçakgönüllü k ile alıyorum. Aynı zamanda çok gururlandım ve şaş ı rd ı m . Bu ödülün çabalarımızı cesaretlendi r rnek için verildiğini anlıyorum ve kabul
Öd ü l Tö r-e n i New Yo r- k ' t-a Ödül bu sene 1 7 Mayıs'ta New York'taki Ellis Adası ' nda yapılacak törenle verilecek. M imarlara 1 00.000
Mart 201 0
90
Dolar para ödülünün yanı sıra bronz madalya da hediye edilecek. Ödül her sene farklı bir kentte veriliyor. 2006 senesinde Paulo Mendes da Rocha'ya ödül istanbul'da verilmişti .
Geçt-iğimiz 1.0 Se n e İç e r- i s i n d e Ö d ü l Ka z a n a n İ s imler- Ş u n l a r- Olmu şt-u . 2009 Peter Zumthor, isviçre 2008 Jean Nouve l , Fransa 2007 Richard Rogers, Birleşik Krallık 2006 Paulo Mendes da Rocha, Brezilya 2005 Thom Mayne, Amerika 2004 Zaha Hadid, i ngiltere 2003 J mn Utzon, Danimarka
2002 Glenn M u rcutt, Avustrulya 2001 Jacques Herzog and Pierre de Meuron, isviçre 2000 Rem Koolhaas, Hollanda •
gele ceğimiz için üretiyoruz . . .
Yeni nesil bina/ara üstün özellik/i ve ç e vreye duyarlt ürünler/e esnek çözümler sunan Alu-line Mimari Sistemler, iş merkezlerinden lüks kon utlara, havaalanlanndan, i ç m e k a n uyg u la m a l a rt n a , h aya ttn her yerin de .
--;l u-l i ne1 Arc h i tect u r a l Syst e m s
www . a l u-line .com
B u r s a , " UN E Dü nya Mi r L i s t- e s i " Ya r ı ş a
Listesi'ne al ı n süreci başlatt ı . i r Belediye Başkanı , kent ziynetlerinin dünası içi n , " U N ESCO Dünya si"ne girmenin büyük önem söyledi . kan Recep Altepe, " U N ESCO vuru sürecinin başlaması nedeniyle BUSKi Konferans Salonu'nda toplantı yapt ı . Başkan Altepe, Bursa' n ı n Hanlar bölgesi ile Cumalı kızık Osmanlı Kentsel ve K ı rsal yerleşmeleriyle bu listeye g i r meyi hak ettiğini söyledi. Osman l ı ' n ı n ilk eserlerini verdiği v e dünyaya medeni yetin i h raç edildiği kent olan Bursa' n ı n , zengin tarih v e kültür mirası n ı içinde barındırdığını anlatan Başkan Altepe, şöyle dedi: " Var olan değerlerimiz ve bu değerleri ayağa kaldırmak ve korumak için yap tığımız çalışmalarla Bursa, U N ESCO Dünya Mirası Listesi'ne g irmeyi hak ediyor. Bu l isteye girdiğimiz takdirde kent ziynetlerimizi dü nyaya tanıtmak için önemli bir şans yakalayacağ ız." Tarih i değerlerin ayağa kaldırılması ve Bursa' n ı n dü nyaya tanıtılması nokta sında kent d inamiklerinden de destek aldıkları n ı dile getiren Başkan Altepe, " Bu listede yer almak her yönden Bursa' n ı n gelişmesine önemli katkılar sağlayacak. Kentin d ünyaya tan ıtı m ı sağlan ı rken, U ludağ gibi doğal güzellik lerimizi de pazarlama konusunda önemli avantaj elde edeceğiz. Bu kent turizmi ne de önemli katkılar sağlayacak" diye konuştu . Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Seyfettin Avşar ve Genel Sekreter Yard ı mcısı Bayram Vardar'ın katıldığı toplantıda söz alan Kültür Varlıkları M üzeler Genel Müdürlüğü U N ESCO Biri m i ' nde görevli Yüksek Şehir Plancısı Evrim Ulusan ise, adaylık sürecinde izlenecek yol haritası hakkı n -
bilgiler verdi. Kültür v e Turizm ığı uzmanları tarafından incele nen bölgelerle ilgili dosya önümüzdeki aylarda hazırlanarak U N ESCO'ya gön derilecek.
" Ma s k P ro j e s i d e Me"t r o y a Be n z e d i " Tarih: 2 Nisan, Yeni Asır YAZAN: FATIH YAPAR
Başkan Tatı , eski Başkan Cemil Şeboy döneminde yapılan Atatürk Maskı ' n ı n metro projesinde olduğu g i b i işi bilme yen firmaya verildiğini öne sürdü. Buca Belediyesi eski Başkanı Cemil Şeboy döneminde yapımına başlanan ve bugüne kadar 4 m ilyon 200 bin TL para harcanarak inşaa edilen Yeşildere Yolu üzerindeki Atatürk Maskı yine bozuldu. Boyaları dökülen ve içeride oluşan rutubet nedeniyle görüntüsü çirkinleşen maskın bir türlü düzelmeme si Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı'yı çileden çıkardı. Başkan Tatı , " M askın içinde havalandı rma sorun u yaşıyoruz. işi bilmeyen firmaya maskın yapımı ve rilmiş. Yapacak bir şeyimiz yok . Daha önce pencere açm ı ştık fakat yeterli gelmedi. Tekrar pencereler açılarak içerideki havanın dolaşması sağlana cak. B u iş izmir'deki metro işine benze di. i ş bilmeyen firmalara verilen metro çal ışmaları da böyle sorun çı kartmı şt ı . Sonra başa gelenler metroda olduğu gibi zaman ve maddi kayıplara neden oluyor" diye konuştu. Tatı , "Firma yetkili leri bu zamana kadar hiç bu tür çalışma yapmad ıklarını kabul ediyorlar. Konu ile ilgili gerekli çalışmayı başlatt ı m . Meclis toplantıları n ı n ardı ndan yüklenici firma yetkilileri ile toplantı yapacağ ı m . Getirsinler kendi uzman larını bu i ş e bir çözüm bulsunlar" dedi.
Kayalıklara İnşa Ed ild i Buca Çaldıran mahallesi nde, Yeşildere yolu güzergah ına bakan kayalı klarda 3 yıl önce çalışmalarına başlan ılan Atatürk mask ı n ı n yapımı ndan önce bölgede zem i n etüdü ile statik çeli k projeleri yapılmıştı . i n şaatında 450 tondan fazla çelik taşıyıcı kullanı lan 42 metrelik mask, 3 kat püskürtme beton atılarak tamamlandı. Heykeltraş Harun
Atalayman' ı n yaptığı mask için Dokuz Eyl ü l Ü n iversitesi' nden danışman l ı k h izmeti al ındı. Mask geçtiğ imiz y ı l Eylül ayı nda törenle açı lmıştı .
To y o It-o ' n u n D i n l e n me Pa r k ı I n ş a a t- ı Du rdu ruldu .
Tarih: 5 Nisan, Designboom ÇEviREN: DiLEK ÖZTÜRK
Toyo lto tarafından tasarlanan ispanya' n ı n kuzeyinde, Torrevieja'da bulunan "din lenme parkı", kıyı kanunları ndan dolayı yapımı askıya al ındığı ndan dolayı, yarım bırakılmış h issin i veriyor. Bu durum, şimdi mimar Nathalie G idron tarafından bir sergide dile ge tirildi. G idro n , bir salyangaz formunda olan ahşap üzerine bakır kaplama olan binan ı n ne kadar harap bir halde alsu ğunun altı n ı çizd i . Binanın kaplandığı bakır zamanla aşınmış durumda, hatta yokolmuş. Ahşap sistem ise, rutubetten dolayı eğrilmiş. Gid ron, bu bina için " 2 1 . yüz yıl mimarlığ ının mücevherlerinden biri" tanı mlamasın ı yapıyor. Torrevieja yerel yönetim i i nşaar dur durulduktan sonra plan tadilatı yaptı ve projenin terkedildiğine dair çıkan söylemleri reddetti. Diğer politik gruplar ise, arazinin eski doğal haline dönmesi n i destekliyorlar.
XII . 2 0 1. 0 U l u s a l M ima r l ı k Od ü l l e r i Od ü l Ad a y l a r ı Be l i r l e n d i . .
. .
Tarih: 5 Nisan
M imarlar Odası ' n ı n her iki yılda bir dü zenlediği ve bu yıl XII. dönemi gerçek leştirilen Ulusal M imarlık Sergisi ve Ödülleri ' nde Seçici Kurul çalışmaları n ı tamamladı. Bu dönem, 1 6 0 eserin 1 2 1 1 pano ile katılımı değerlendirmeye alı n d ı . Doğan Tekeli başkanlığ ında, Boğaçhan Dündaralp, Namık Erkal , H üseyin Kahvecioğlu ve Nevzat i lhan'dan olu şan Seçici Kurul, " Büyük Ödül" (Sinan Ödülü), " M imarl ığa Katkı Dalı Başarı
�
Nisan 2010
Ödülleri" ve "Anma Programı " için ödüle değer görülen isimleri ve "Yapı " , " Proje" v e " Fikir Sunumu" dallarında ödül adaylarını belirledi . Ödül sahipleri ise, 16 Nisan 201 0, Cuma günü, saat 1 9 :00'da Ankara'da, Çan kaya Çağdaş Sanatlar M erkez i ' nde yapı lacak törende açıklanacak.
•
•
•
Büyük Ödül (Sinan Ö dülü): Mehmet Konuralp
Anma Progra mı:
•
Zeki Sayar
Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ö dülü:
•
Cevat Erder
Mimarlığa Katkı Da l ı "Seçici Kurul Özel Öd ü l ü " :
•
i m kan- M ekan G rubu
•
Ya pı Dalı Ö d ü l Adayl a r-ı •
•
•
•
Ercan Ağırbaş, Toplu Konut Südliche Furth, Neuss-Aimanya Alişan Çırakoğlu, Galyum Blok, O DTÜ-Ankara Kerem Erginoğlu, Hasan Çalışlar, Pendorya Alışveriş Merkezi, Pendik-istanbul Kerem Erginoğlu, Hasan Çalışlar, Turkcell Ar-Ge B i nası, Gebze-Kocaeli
•
•
•
Mehmet Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar, Novron Badrum Evleri Ardesco, Yalıkavak Badrum-Muğla Meh met Kütükçüoğl u , Ertuğ Uçar, Yapı Kredi Bankası Bankacılık Akademisi, Gebze-Kocaeli Suna Birsen Otay, Yalı kavak Butik Otel, Yalı kavak Badru m- Muğla Ayşe Defne Önen , Avanos 5D, Avanos-Nevşehir Gonca Paşalar, Emre Arolat, Gani Turunç, 7800 Çeşme Konutları ve Otel i , Çeşme-izm ir Şevki Pekin, TAYSAD (TOSB) Yönetim B i nası, Gebze-Kocaeli Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, M u rat Tabanlıoğlu, Astana Arena, Astana-Kazakistan Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, M u rat Tabanlıoğlu, M1 Meydan Merter Alışveriş Merkezi, Merter-istanbul A. Sinan Timoçin, Serkan iğdelipınar, Gürcistan iç i şleri Bakanlığı ve Polis Yönetim M erkezi , Tifl is-Gürcistan Tevfik Tozkoparan, Emre U laş, Ahmed Adnan Saygu n Sanat
ARK TERA
•
• •
•
•
c
•
aı "O
E
w
i;j E
(.)
aı
.....
�
•CD
�
•
u.
::!:
�
"'
2:'
o
"O
aı Q. c
•
t::ı�IE C\[L{x']tıi"Jt.f:ıO
93
Merkezi, Güzelyalı - izmir Selim Velioğlu, U mut iyigü n , Orkun Özüer, M u rat Aksu, Türkiye Noterler Birliği Merkezi, Söğütözü-Ankara Fatih Yavuz, Ömer Emre Şavural, Hasan Okan Çetin , ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü M ü hendislik Laboratuvarları, Güzelyurt-KKTC Kerem Yazgan, Begüm Yazgan , ODTÜ Modsim Modelierne ve Simülasyon Merkezi, O DTÜ -Ankara Yapı Dalı/ Çevre Ödül Adayları Tamer Başbuğ, Hasan Özbay, Baran idil, Aslı Özbay, Mustafapaşa (Sinasos) Koruma Planı , Ü rgüp- Nevşehir Yapı Dalı 1 Koruma-Yaşatma Ödül Adayları M . Burak Altınışık, T Gül Köksal, Kazıklı Kervansaray Restorasyon u ve Çok Amaçlı Kültür Merkezi iç Ek yapısı, Gölcük- Kocaeli Kerem Erginoğlu, Hasan Çal ışlar, D D B Tuz ambarı, Kasımpaşa-istanbul Ali Emrah Ü n l ü , Fener ve Balat Semtleri Rehabilitasyonu, istanbul
�
A R K T E R A WrhJ&ıniE &�t'Jd':JO
94
Pr-oj e Dalı Ö d ü l Ad ayla r-ı •
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Ercan Ağırbaş, Toplu Konut Korallusviertel, Hamburg-Al manya Kerem Erginoğ l u , Hasan Çalışlar, Tarsus S EV ilköğretim Okulu Kampüsü, Tarsus-Mersin Kerem Erginoğ l u , Hasan Çalışlar, iş Bankası 4 i şlem Ortak Servisler H izmet Binası, Tuzla- i stanbul Orçun Ersan, D-8, Beysukent-Ankara i brah i m Eyup, Tarman Ofisi, Kadıköy-istanbul Yeşim Hatırlı, Nami Hatırl ı , Teras Park, Oran-Ankara Cengiz Kabaoğlu, Zeynel Bey Türbesi Restorasyonu, Hasankeyf-Batman Aytaç Manço, Ali Manço, Tokyo Moda M üzesi, Tokyo-Japonya Aytaç Manço, Ali Manço, Benetton Ticaret, Ofis ve Konut Yapısı, Tahran-iran Şakir Meraki, Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü Restorasyon u , Vişegrad-Bosna Hersek Beysun Mert, Teras Çorlu, Çorlu-Tekirdağ Suna B i rsen Otay, M üşkülüm Çiftliği Evleri , Gü müşlük Bodru m - M uğla Enis Öncüoğl u , Önder Kaya, Cem Altınöz, Cumhur Keskinok, Eczacıbaşı Ar-Ge Merkezi, Bozüyük-Bilecik Gonca Paşolar, Emre Arolat, Kerem Piker, Maslak No. 1 Ofis Yapısı, Masiak-istanbui Gonca Paşolar, Emre Arolat, Kerem Piker, Tekfen Kağıthane Ofisleri, Kağ ıthane-istanbul Gonca Paşolar, Emre Arolat, Kerem Piker, Rıfat Yılmaz, Yalı kavak Evleri, Bodru m - M uğla G onca Paşolar, Emre Arolat, Rıfat Yılmaz, Başak Akkoyunlu,
Nisan 2 0 1 0
•
•
•
•
Milas Golf Oteli, Bodrum- Muğla M u rat Arif Suyabatmaz, Hakan Demirel, Gü neşli Konutlar, Bağcılar- istanbul M u rat Arif Suyabatmaz, Hakan Demirel, Eko Park, Bağcılaristanbul Melkan Gürsel Tabanlıoğ l u , M u rat Tabanlıoğlu, istinye Rezidans, istinye-istanbul Mel kan Gürsel Tabanlıoğlu, M u rat Tabanl ıoğlu Maltepe Dragos Sanayi Alanları Kentsel Tasarı m ı , Maltepe-istanbul
F i k i r- S u n umu Dalı Ö d ü l Adayla r-ı •
•
•
Sıd ı ka Bebekoğlu, Kilis Kültür Envanteri Günay Erdem, Sunay Erdem, Eski Liman ve Orfirisey Kentsel Tasarı m ı , Reykjavik- izlanda Yamaç Korfa l ı , Pusu 2: Banka 1 Kumarhane, Londra- i ngiltere
Kat- ı l ım Ma k s im u m , Ko l o k y u m ' d a So r u la r Min imum Tarih: 7 Nisan YAZAN: SELi N BiÇER
Cami M i marisi Üzerine Fikir Yarışması Kolokyum ve Ödül Töreni 6 Nisan 2 0 1 0 S a l ı günü Kayseri'de Kadir H a s Kongre ve Spor Merkezi'nde gerçekleşt i . Fikir yarışması için 285 tane şartname al ı n ı rken 250 tane proje teslim edild i . Beklenenden fazla katılımın gerçekleştiğ i yarışmada sadece iki proje (birinde isim yazıldığı , diğerinde ise el yazısı kullanı ldığı
için) d iskalifiye edildi. Değerlendirmeye alı nan 248 proje içinden 6 tanesi eş değer ödüle layık görüldü . " M imar Sinan Günleri" etkinlikleri kapsam ında gerçekleştirilen ödül töreni ve kolokyum saygı duruşu ve istiklal Marşı'yla başlad ı . ilk olarak kürsüye Yıldız Teknik Ü niversitesi M imarlık Fakültesi Dekan ı Prof.Dr. Zekai Görgülü çıktı. Yaptığı konuşmada mimari yarışmaların mesleki disipline olan katkı larından bahsetti. Ayrıca Kayseri'nin gelişmekte olan bir kent olduğunu belirtti. Daha sonra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki kürsüde kon uşma yaptı. Konuşması sırasında " M i mar Sinan'ı anmak, onu taklit etmek değil" diyen Özhaseki Sinan ' ı n zamanında geliştirdiği mi marlığı geçmek için mimarların çok çalışması gerektiğini anlattı. Camiierin tarihçesinden kısaca bahsetti ve bu fikir yarışması için 250 tane proje üretildiği ne göre bu konuda bir açlığın varoldu ğunu öne sürdü. Cami M imarisi Üzerine Fikir Yarışması 'nda 6 eş değer ödül sahip lerine (Cem i lhan - Tülin Hadi - Türkan Kahveci; Emine Didem Durakbaşa Ömer Selçuk Baz; Sahadır Altınkaynak - Tevfik Mehmet Aydı n ; Kutlu i nanç Bal - Hakan Evkaya; ibrahim Eyüp - Olcay Oval ı Eyüp; Özgür Karakaş), asıl jüri üyeleri (Prof.Dr. Zekai Görgülü, Nevzat Sayın, Cem Altı nöz, Ahmet Tahir Gül, Yener Torunoğlu), yedek jüri üyeleri (Deniz Dokgöz, E. Babür Ülgüner, Fatih Altun) ile emeği geçen ekibe plaketIeri verildi . --
N i san 201 0
Ödüllerin dağ ıtılmasından hemen sonra ası l jüri üyeleri kolokyumu başlat mak üzere yerlerini aldı . Prof. Dr. Zekai Görgülü kolokyum u yönetmesi için Aysel Çetinsoy ' u davet etti. Aysel Çetinsoy' u n yöneticiliğini yaptığı kolokyumun başında özelli kle kamu binaları için mimari yarışman açılmasının diğer kurum ve kuruluşlara örnek olacağına değinildi. Ancak kamu kuruluşları nın da bu konudaki isteksizli ği vurgulandı. Cami mimarisi üzerine düzenlenen yarışmayla ilgili ciddi bir emek harcan ıp hazırlanm ı ş 250 fikir projesinin bir kata log haline getirilme ve bunların içinden ayı klananların "tip proje" lere dönüşebii me olasılığı jürinin yarışmayla i l g i l i kork tuğu bir konu olduğunun altı çizi ldi.
Prof.Dr. Zekai Görgülü yarışma süre cinden bahsetti. Şartname hazırlanırken atian ıian çok önemli bir konunun ödüller arasında "satınalma"lara yer verilmeme si olduğunu anlattı. Son elemeye 9 projenin kaldığını belirten Görgülü, satınalma ödülü atlan mamış olsaydı kalan 3 projeye de ödül verilebileceğini dile getird i . Bu 3 pro jenin sahiplerinden ilkinin kimliği saklı, ikincisi Boran Ekinci ve ekibi, üçü ncüsü ise Caner Bilgin - Büşra Al 'dan oluşan ekip olduğu açı klandı. Yarışmaya katı lan projeler M imarlar Odası tarafından bir kitap haline getiri lip basılacak. Kolokyumda sorulara geçildi. ilk sözü alan Mehmet Kasap kendisinin de bir katılımcı olduğunu söyledi ve jürinin raporlarının açıklanmayışını kolokyum aceleye getirildiği ne bağlad ı .
95
m .., c. tD CO•
� O: c. ı::
i kinci yorum Gazi ve Erciyes Ün iversiteleri'nde öğretim görevlisi ola rak çalışmış Sevgi Lökçe'den geldi ve öğrencilerinin böyle önemli bir konuda ürettikleri fikir projelerinin ödül almasın dan dolayı duyduğu gururu belirtti. Bir diğer söz alan kişi Kü rşat Açıkgöz oldu. Açıkgöz ' ün yarışmayla ilgili yoru mu Türkiye'deki mimarlık yelpazesinin bu yarışmada açıkça görüldüğü yönün de oldu . Yayınlanacak kitabın bu konu hakkı ndaki tartışmaları sürd ü receğini öne sürdü. Yapılan yorumlar üzerine jüri üyelerin den Nevzat Sayın " M imarlığa yakın du ran dine, dine yakı n olan mimarlığa uzak du ruyor" diyerek görüşlerini özetledi. Ülkemizde konut ve cam i m imarisinin ısrarla " birileri " tarafından mi marların elinden al ınışından dert yandı . Yeniden söz alan Kürşat Açıkgöz Avrupa'da zaman ilerledikçe m imari sti lierin i lerlediğini, buna karşın cami
96
Nisan 2010
m imarisi konusunda bizim treni kaçırdı ğ ı m ızı üzülerek beli rtti. Yeşi m Alemdar cami m imarisi üze rine gitmekten mimarları n çekinişini isviçre'deki m inare tartışmalarıyla ör neklendi rd i . Cami m imarisi üzerine sim gesel anlamlar yüklendiğini ifade eden Alemdar j üriye "minare"nin imgeselliği hakkındaki görüşleri ni sordu . Bu soru üzerine Nevzat Sayın her projenin kendine özgü kuralları olduğu nu söyledi ve ekledi , "Ödül alan projeler arasında hem minareli , hem de m inare siz yapılar var." Tüm mimari yarışmalarda katılımcılar kadar jürilerin de yarıştığını anlatan Sayın, bu yarışmada jürinin farklı isim lerden oluşsa, ödüllerin sahiplerinin de değişebileceğine işaret etti. Bunun üzerine söz alan Zekai Görgülü jürinin kural koymadan her projeyi kendi içinde değerlendirdiğini söyledi. Bazı projelerde m inarenin yapıyı tamamlayan bir ek olarak kulla nıldığı na dair örnekler verdi. Arsa seçiminin serbest bırakıldığı yarışmaya 248 adet farklı fikir sunuldu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki birden fazla proje nin uygulanabilir olduğunundan duy duğu memnuniyeti dile getirdi. Jürinin ortak görüşü bu yarışman ın yarım kalmaması ve uçmaması oldu. Seçilen 250 projenin jüri raporlarının son anda tamamlanması ve katılımcı lar tarafından yeterince inlenemeyişi nedeniyle kolokyum az soruyla kısa sürede tamamlandı.
Ş a n g a y 2 0 10 E x p o Pav y o n l a r ı Tamaml a n ı y o r Tarih: 7 Nisan, Building Design YAZAN: AMANDA BAILLIEU ÇEviREN: TUGÇE ŞAHiN
Şangay 20 1 0 Expo için yapılan etkile yici pavyonlar şekillen meye başladı . ingiltere i ç i n Thomas Heatherwick'in tasarımı olan pavyon da bunlardan biri. Peki bu pavyonun vermek istediği mesaj ne? Fuarlara baktığınızda çok para har-
Şangay Pavyonu için 25 m ilyon Pound harcayan ingiltere, etkileyici mi marisiyle ilgi çekmeyi bekleyen tek ülke değil. Aynı zamanda özel odalarla Çinli yatırımcıları ikna edecek ve ingiltereli girişimcilerin yeni ortaklı klar kurmasını sağlayacaklar. 2005 Japonya Aichi Fuarı' nda ingiltere' nin pavyon için 3 mil yon Pound harcadığı ve şimdiki fuarın ise Çin'de olduğu düşünülürse ingiltere H ükümetinin bu pavyon için alışı lmadık bir cömertlik içinde olduğu söylenebilir. Bu sadece ticari ilişkilerle şekillenen bir durum değil, ingiliz hü kümeti ülkeyi
.. aı ,.
N' = ..,.
Qj (/) ;;;
E
:O ci
"'" .. .c ,. ..
;;
Q
E
Q) 'C
ö
�
;; 'C :O ;;;
,., Q) 'C .,.
w
candığını ve entellektüel bir değeri olmad ı ğ ı n ı görseniz bile, bu fuarlar ço ğunlukla yapıldı kları ulusun markalaşma çabalarıyla popüler oluyorlar.
en iyi şekilde anlatacak görüntüyü oluşturmak istiyor. Bu fuar Çinli ev sahiplerinin iş için uygun oldukları nı göstermelerinin bir başka yol u . Dünya genelindeki ekonomik durgunluğa rağ men, 250 pavyon ve 70 milyon katılım cının gelmesi beklenen fuar için Pekin Olimpiyatları 'nda harcanan miktarın iki katı harcand ı . Fuarlar teknoloji v e mimarlık ilişkile rini deneyimiemek için de elverişli bir ortam olarak görülüyor. Gün boyunca yapının ayd ınlatması için doğal ışıktan faydalanan Thomas Heatherwick' i n aksine birçok pavyon çeşitli yen i malzemelerle ön plana çıkmayı tercih ediyor. Foster'ın Birleşik Arap Beylikleri pavyonu ve Enric M i ralles Benedetta Tagliabue'nin i spanya pavyonuna karş ı l ı k Heatherwick' i n pavyonunun p e k dikkat çekici ol maya cağ ına dair fikirler de mevcut. Ancak
aı
Ci ';}
� = c. .,
';} (ll =
.,
iii = ., = c ., =
3' .,
., ı:ı .,
� < '< o = c
97
Nisan 2010
8 fuar için ve son olarak da Aichi 'de ingiltere pavyonlarının tasarımını yapan Peter Higgins (Land Design Studios) pavyonun değerini sorguluyor ve diyor ki: " i ngiltere pavyonu çok dikkat çekici bir yapı olacak. Etkileyici bir görüntü ortaya çıkacak. Fakat bu yüksek harca man ı n geri dönüşü olacak m ı ? " H iggins, ingiltere'nin 2007 yılında yapılan yarış madan sonra bütçeyi kesinlikle artırd ığı noktası na dikkat çekiyor ve hükümetin safça Heatherwick pavyonunun 1 O mil yon Pound'luk bütçeyle yapılabilceğini umduğunu dile getiriyor. Ve pavyonun, " Daha iyi bir yaşam, daha iyi bir kent" olan fuar temasını ne kadarı n ı içerdiği n i sorguluyor. " Fuarlar deneysel kent alanları gibidir ve yapı lar da ddeneysel olmalıdır. Burada kastettiğim sürdürüle bilirliğin bir göstergesi olması gerektiği . E n azı ndan başka b i r yere taşıyabil mek için modüler olmalarını sağlayabiliriz." Ne yazık ki bu mümkün alamayacak. "Sütrüktür ingiltere'ye götürmemize izin verecek gibi değ i l , olabildiğince geri dönüştürmeye çalışacağ ız" diyor d ı şiş leri bakanlığı. Fakat Çin'in çeşitli yerlerindeki okul lara dağıtılacak olan 60.000 akrilik çubuğun ancak bir kısmı geri dönüştü rülebilir görünüyor. Higgins' i n dediği gibi: " i ngiltere çok güzel bir strüktür inşa ediyor, ancak geri dönüştürülemeyecekse verdiği mesaj ne olacak?"
8 . IAH H U l u s la ra ra s ı Öğ r e n c i Ta s a r ım ya r ı ş ma s ı ' n ı n qz e l Ma n s i y o n Od ü l ü T ü r k Öğ r e n c i l e r i n Tarih : 8 Nisan
I nternational Association for Humane Habitat (IAHH) tarafından düzenlenen 8 . U luslararası Öğrenci Tasarım Yarışması ' n ı n " Özel Mansiyon Ödülü" Yı ldız Teknik Ü n iversitesi , M i marlık Bölümü öğrencileri Duygu Erg i n , Necla Ruken Bars, Ayşegul Arküden , Oguzhan Sur'un oldu. "Sürdürülebilen i nsan çevresinde karşı lanabilir konut laşma" temalı 8. Uluslararası Öğrenci Tasarım Yarışmas ı ' n ı açan IAH H , insan ların yaşayışını ve çevresini, uygu n tek noloj i , yeni tasarımlar, yapım tekn ikleri, planlama, incelenebilir açıdan pek çok bilim alan ı ndan beslenen yaklaşımlarla iyi leşti rmeyi amaçlayan gönüllü bir topluluk. IAH H , yarışmaya katılan öğ rencilerden insanların yaşadığı çevreye uyg u n ve maddi açıdan karşılayabile cekleri bir yaşam alan ı tasariamaiarı beklemekteydi . Yarışmada öğrenciler alanı kendi seçti. Tasarım bağlamında yerel özelliklere di kkat edilmesi ve
411112
" i nsan habitatının" bozulmadan süreklili ğinin sağlanabilmesi ana hedefti. Özel Mansiyon Ödülü'nü kazanan Y T Ü ' I ü ekip d e , bu konuda Mardin'de çalışmayı uygu n gördü. Tipik Mardin Evleri 'nden esinlenerek var olan mimarin i n gelişi minin incelendiği tasarı mda, değerlerin ve izierin bozulmadan nasıl daha iyi konu mlanabileceğ ine yönelik bir öneri geti rildi.
M ima r S a d e c e Ke n t- e De ğ i l Ge l e c e ğ e De S o r u ml u
Tarih: 8 Nisan, Hü rriyet Emlak YAZAN: SEDATABAK
DB Architecture ' in sahibi ünlü mimar Bünyamin Derman yarışmalarda aldığı başarılı sonuçlarla adı ndan sıkça söz ettiriyor. Biriktirdikleri, gördükleri ve içselleştirdiklerinden esinlendiğini dile getiren Derman ile, mimarl ığın gelece ğini ve sorumluluklarını konuştuk .
Mesleğe başlad ığınız günden bu ne geldiğiniz noktayı değerlendiri r misiniz? i nsan içine doğduğu dünyanı n imkanları ile kuşatılır ilkin. Ardı ndan olası dün yaların keşfi gelir. Ve i nsan, düşündeki hedefleri büyüterek, içinde yer almak isteyeceği olası dünyaları yaratmaya yö nelir. Benim mimarlık maceram da tam bu yol üzerindedir. Orta öğretim son ras ı , şartlar gereği seçimim yapı teknik l isesiydi. Ü n iversite sınavındaki tercih !istemde de m i marl ı k ve i nşaat mühen disliği vardı. Yıldız Teknik Ü niversitesi M i marlık Fakültesi'nin kapısından gir diğim zaman artık bir hedefim vard ı : iyi bir mimar olmak. Üçüncü sınıftayken bir gün okul koridorunda hocalarımızdan rahmetli Alpay Aşkun'a niyetimden bah sedip, beni yetiştirmesi n i istedi m . Bir taraftan okula devam ediyor, bir yandan da onun ofisinde çalışıyordum. Derken okul bitti. Asistanlık, öğretim üyeliği , yarışmalar derken, 1 995 yılında eşimle efisimizi açtık. Halen mesleki çalışmala rıma kurucusu olduğum D B M imarlık ve Danışman lık şirket i ' nde devam etmekte yim. Geldiğ imiz yer bu uzun ince yolda umut vadeden bir yer. Ama hedefe
96
Nisan 201 0
giden yol hala çok sabır, çok emek ve özveri istiyor.
Mimarlık sektörü n ü n geleceğ i n i na· sıl görüyorsunuz? Umut vaat ed iyor mu? Umut tabii ki var. Sahip olduğumuz genç nüfusun enerjisini doğru yönlendi rebilirsek neden olmasın.
Nasıl bir yol izlenmeli? Doğru eğitim politikaları , siyasi tutarlılık, ekonomik istikrar ve iş sürekliliği önemli konular. Eğer amaç standartları yükselt mekse önce eğitimle başlayacaksınız. M imarlar Odası, meslek yasamızın olmayışını dert edinecek. Ofislerimiz kurumsallaşacak. işverenlerimiz de iş yaptırma alışkanl ıkları n ı değiştirecekler. Tabii bunları n tümünün ihtiyaç duyduğu en önemli şey h iç kuşkusuz iş sürekliliği yani ekonomik istikrar ki tüm bunlar bir iş kültürüne dönüşebilecek kadar bir süre pratik edilebilsin.
M i marın soru m l u l u klarından bahse decek olu rsak ... Eco'nun tasarımcı v e tasarlanan ürün için yazılmış çok sevdiğim bir cümlesi vardır. Kısaca söylersek "Tasarımcı bir ürü n ü tasarlarken, aynı zamanda bir tüke tim tan ımı yapar. Yan i tasarı, hem ürün hem de onun etkileri üzerinedir". Biz m imarlar, ortaya koyduğumuz ürünlerle yapılı çevremizi i nşa ederken, insan lar için de bir yaşantı tan ımı yaparız. Üstelik bu tanı m geleceği de etkiler. Bu nedenle mimarın sorumluluğu yalnızca bugünün kentlerine ve kentli lerine değil aynı zamanda geleceğidir. Tasarladığı mız yapı ların bulunduğu
Bu iş z o r, ç o k z o r Bir mimar açısından bina üretmek işin kolay kısmı mı? Bina üretim süreci projeden uygulama ya pek çok disiplinin bir arada çalıştığı uzun ve yorucu bir süreç. Farklı enstrü manlarla seslendirilen bir m üzik gibi. O güzel besteyi başarıyla seslendirene dek bazen uyu m l u , bazen rahatsız edici seslerin duyulduğu . . . Hani bu soru, ' i şin en zevkli kısmı tasarım mıdır' şeklinde soru lsaydı . Kuşkusuz . . . Zor ama evet, çok zevkli derdim. Ama bina üre timi çok sancı l ı bir süreç. işverenin de ğ işken istekleri, imarın getirdiği sınır ve zorunlu l u klar, mimarın mimarlık yapma
Sektörel değerlendirmeler yapılabi· l iyor mu peki? Hayır. Çünkü küresel ekonominin şe kil lendirdiği bir dü nya düzeni içindeyiz. Rekabet ölçütleri de değişti. Türkiye hem yerli hem de yabancı yatı rımcılar için iyi bir pazar. Standartlar yükselir ken buna ayak uydurabilmek çok önemli. Zira yabancı yatırımcılar yanlarında bankaları, m imarları ve malzeme firma larıyla geliyorlar. iç piyasada bile bir projenin yabancı bir mimar tarafından çizilmiş olmasın ı n pazarlama değeri var. H a l böyle olunca, taşeron laşmamak içi n , hem içerde hem de d ışarıda uluslararası standartlarda iş yapabilme yeterliliğine kavuşabilecek yapı lanmaların içinde olmalıyız. Bugün ülkemizde kalite belgeli , mes lek sigortası olan, kurumsal bir yapı içinde iş üreten 30-60 kişilik büroların sayısı parmakla sayılıyor. Çok güzel fikirlerimiz, tasarım becerilerimiz var, ama bunlar yetmiyor. i şte tam da bu nedenle işverenleri mizin, gerek özel sektörde, gerekse devlette proje elde etme yöntemi olarak yarışmaları tercih etmeleri, özellikle genç meslektaşlarımıza bu çetin reka bet ortamında eşit koşullarda iş yapabil me olanağı sağlayacaktır.
çevreye kazandırdığı katma değer gerçekten önemsediğim bir h usustur. Kentle entegre olabilmiş, mimarisi ve sunduğu yaşantı ile fark yaratabilmiş yapılar olmaları. Ayrıca bunlar, fonksiyonlarını en iyi şekilde ifa edebilen, işvereni açısından ekonomik getirisi yüksek, kullanıcısı için mekansal ayrıcalıklar su nan yapı lar olmalıdır.
isteği , maddi sıkı ntılar, beli rsiz teminler, bu arada bir de yönetmek zorunda ol duğunuz bir ofis. Ortaçg i l ' i n dediği gibi " Bu iş zor, çok zor" aslında.
i nşaat sektörünün gelişimini nasıl buluyorsu nuz? Dünya artık eskisi gibi değil. Matematiksel olarak değil ama farklı açılardan küçüldü. Bilgi ve teknolo-
jiye ulaşım kolaylaşırken, mesafeler kısaldı . N eredeyse ortak bir tüketim kültürümüz bile var. Görüntüde o ka dar benziyoruz ki birbirimize . . . inşaat sektörümüz gerek yapı teknolojisi , gerekse malzeme üretimi konusunda oldukça kayda değer yol aldı kan ımca. Türk müteahhitler bir süredir Rusya'da, Türki Cumhuriyetlerde, Romanya'da, Libya'da ve daha pek çok ülkede olduk ça nitelikli işler yapıyorlar. Aslında hare keti belirleyen, arz ve talep . . . M imarlık sektöründe olduğu gibi, inşaat sektö ründe de küresel ölçekte iş yapabilmek için ciddi bir yapı lanmaya ve güçlü bir ekonomiye i htiyaç var. Ve her iki sektö rün birbirine destek olmasına . . .
\
N isan 2010
99
ilk karalamalardan uygulanıp içinde yaşanmaya başlandığı zamana dek, zih ninizde bir yer işgal eder. Sonrasında bile gözünüz üstündedir. Deyim yerin deyse çocuğunuz gibidir. Önemsersiniz. Hemen hepsinin de bir h ikayesi vardır. Yine de hem ölçekleri hem de kamusal bi nalar olmaları nedeniyle çok insanın yaşayıp deneyimiediği iki yapıyı söyle yebilirim sanırım sorunuza cevap olarak. Dalaman Havalimanı ve 2 1 2 istanbul Alışveriş Merkezi.
Bu tarz projelerin geniş katılıml ı , farklı fikirlerin tartışıldığı bir yöntemle, kamuy la payiaşıiarak hayata geçirilebilmeleri, kentli bilinci ve duyarlılığının tesis edile bilmesi için önemlidir, m imarların mesle ki ve düşünsel gelişimi için de.
Sezgile rime g ü v e n i rim Bu projelere ya klaşı rkenki prensip· leriniz? Nelerden ilham a lıyorsunuz? " D uyulardan yoksun kavramlar boş, kavramlardan yoksun duyular kördür" der Kant. Sezgilerime güvenirim . Ama her defasında tasarıma başlarken kapanır, okumalar yaparım kendimce. işverenin beklentileri ve programın yanı sıra, tasarım nesnesinin bulunduğu yere ait, çevreyi , arsa topoğrafyasını, panoramayı incelediğim okumalardır bunlar ve sonra sıra oradaki yaşantıyı kurgulamaya gelir. Mekanlar ve kütlenin biçimlenişinin yeraldığı bazı karalamalar yaparım. Ardından bürodaki çalışma arkadaşlarımın da içinde yeraldı ğ ı bir tasarım ve konsept geliştirme süreci yaşarız. M imarl ı k yaşamla çok bağlantılı bir meslek. Yaşama dair her şey birer ilham kaynağı aslında. Biriktirdiklerimiz, gördüklerimiz, içselleştirdiklerimiz . . .
R e m Kool h aa s ' ın -ta rzını beğe n i rim M i marlık sektörü nün sıkıntılarından biri de konu kısırl ığı sa nırım ...
Beni e n ç o k heyeca nıa n d ıra n p roj em Dalaman Havalimanı Yaptıklarınız arasında sizi en fazla heyecaniandıran proje? Zor bir soru bu. M imarlar ve binaları arası ndaki ilişki, özne-nesne etki leşim leri açısından irdelendiğinde san ırım ilginç saptamalar yapılabilir. Her proje,
Piyasanı n talep ettiği proje konuları bazen sınırlanır. Örneğin bir süredir ofisierin çoğu , toplu konut veya alışveriş merkezi projesi çiziyor. Çünkü talep bu yönde. Şayet kendinizi tekrarlamıyorsa nız, belirli konuları, farklı arazilerde etüd ediyor olmak da geliştirir m imarı. Ama, belediye binası, eğitim-kültür yapı ları, hastaneler, kentsel tasarım projeleri gibi konular da var. Ve genellikle bu projeler belediyeler ya da bakanlıklar tarafından yarışmalar yoluyla elde edile bilecek kamusal projeler. M i marlık ya şam alanlarını biçimlendiren bir meslek.
Ü slubunu beğend i ğ i n i z bir mimar va r mı? Çalışmalarını yakından takip ettiğim ve beğendiğim birçok m imar var. Ama bunların içinden bir isim istendiğin de aklıma ilk gelen Rem Koolhaas. Koolhaas'ın ortaya koyduğu her ta sarı mın, bir düşünsel altyapısı vardır. G ünümüz kentlerine ve kentli yaşantı sına eleştirel bir gözle yeniden bakar. Düşünür ve yazardı r aynı zamanda.
Ba b i l K u l e s i n i Re fe r a n s Ala c a k
Tarih: 9 Nisan, Sabah Emlak
i ngiltere'nin başkenti Londra dünya mi marl ı k literatürüne girecek bir esere daha hazırlık yapıyor. Londrayı kırmızı bir yörüngeye çevirecek olan O rbit projesi 201 2 yılında şehirde yapılacak olan olimpiyatların da sembolü ola cak . Hindistan doğumlu m imar Anish Kapoor tarafından yapılacak proje aynı zamanda ingiltere'de yapılacak en bü yük halka açı k sanat ürünü olacak. Bin 400 ton Areeler Mittal çeliği kullanılarak yapılacak ve 1 1 5 metre yük sekliğindeki kule kırmızı bir trampete de benzetilen proje 30 m ilyon dolara malolacak. Kapoor'u projeyi yaparken Dünyanın 7 Harikası arasında yer alan Babil Kulesi'ni referans alacağı n ı söylüyor. Ç e l i k aksanın yapılmasından sonra başlanacak olan proje ile ilgili Londra Büyükşeh i r Belediye Bakanı Boris Johnson yapının Paris'teki Eyfel Kulesine rakip olacağını söylüyor.
Nisan 201 0
Roma n l a r a 2 Kat- l ı O s ma n l ı Ko n a k l a r ı
Tarih: 1 2 Nisan, Akşam
YAZAN: ERCAN ÖZTÜRK
Esenyurt Belediyesi' nden 5 bin Roman vatandaş için "yerinde dönüşüm". Gecekondular yıkılacak, apartman yaşamı n ı sevmeyen Romanlar için iki katlı Osmanlı konakları inşa edilecek. istanbul Esenyurt Belediyesi , Fatih Mahallesi ' nde yaşayan yaklaşık 5 bin Roman için Osmanlı mimarisinden ya rarlanacak. Yerinde dönüşüm ile gecekondular yıkılacak, ikişer katlı konaklar yapılacak. Bölgenin tasarımında da Osmanl ı m i marisinden yararlanı lacak. Belediye 1 yıl önce Romanlara tapu ların ı dağıtmıştı. Konakları n da bu tapu lu arsalar üzerine kurulacağı n ı belirten Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, " Genellikle Roman vatandaşlarımızı yaşadığı yerden koparıp başka yerlere gönderiyorlar. Alıştıkları yerlerden koparman ı n doğru olmadığını düşünü yorum. Bu nedenle arsalarının imar ve iskanlarını çıkartıp, tapularını verdim. Arsaları üzerine 2 katlı , Osmanl ı m ima risi n i yansıtan binalar yapacağız. Çünkü Roman vatandaşlarımız da yüksek bina da oturma kültürü yoktur. Geleneklerini sürdürsünler, kendi kültürleriyle modern yaşasınlar istiyoruz" dedi. Belediye, ha ziranda başlaması beklenen çalışmaları kısa sürede sonuçlandırmayı hedefliyor.
Okul ve Cami d e Yapıla c a k Proje, 7 0 dönümlük bir alanı kapsıyor. Yıkık-çatlak gecekonduların yerini 2 katlı akıllı binalar alacak. Osmanl ı m imarisi nin kullanılacağı projede, meydan, cami , okul v e sosyal yaşam alanları olacak.
Proj e Vat-a ndaşlar için Ka z a n ç Olac a k Başkan Kadıoğlu, " Kimseni n b u pro jede bir kaybı olmayacaktır. Bu proje tapuları olan bütün Roman vatandaşla rımız için kazançtır. Şehirleşmenin tüm özelliklerini yansıtan güzel bir konsept içerisinde, tüm ihtiyaçların ı bir arada sağlayacak bir mekan ortaya çı kacak" ded i .
Mima r l ı k Öğ r e n c i l e r i S i n a n ' a Kom ş u Ol d u
Tarih: 1 2 Nisan
YAZAN: GÖK ÇE ARAS
MSGSÜ, M i mar Sinan Araştırma Merkezi ile M imarlar Odası istanbul Büyükkent Şubesi tarafından düzenlenen ve istanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nca desteklenen M imar Sinan Araştırma Merkezi ve M üzesi U l usal Öğrenci M imari Fikir Yarışmas ı ' n ı n kolokyum u v e ö d ü l töreni 9 N isan 201 O tarih i nde MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu'nda gerçekleştirild i . Kolokyumun açılış konuşmalarında sözü ilk olarak MSGSÜ Rektör Yard ı mcısı Prof.Dr. Oğuz Ceylan ald ı . Bu yarışmayla öğrencilerin farkında lı kları n ı artırmayı amaçladıklarını be lirten Ceylan, M imar Sinan Araştırma Merkezi ve M üzesi projesini gerçek leştirmeyi istediklerini söyledi . Ceylan , yarışmanı n gerçekleşmesinde emeği geçen tüm kuruluşlara, jüri üyelerine ve katılımcı öğrencilere teşekkürlerini belirterek sözlerine son verd i . Ceylan' ı n ardı ndan sözü alan M imarlar Odası Genel Başkanı Bülend Tuna teşekkü rlerin i sunarak başladığı konuşmasında en çok tanı n a n mimar meslektaşı M i mar Sinan ' ı tanıtmak için çal ışmalar yapmanın gerekliliğinden bahsetti. Tuna, birçok medeniyetin eserlerini emanet ettiği bu topraklarda yaşayan m imarların sorumlulukların ı n farkında olmaları ge rektiğini ve bu tür yarışmaların da bu
farkındal ığı yaratması açısından önemli olduğunu vurgulad ı . Tuna, yarışmaların bir kültür olduğunu ve öğrenci yarış malarının da bu kültürün edinilmesi için önemli bir adı m olduğunu belirtti . Tuna' n ı n ardı ndan sözü M i marlar Odası istanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Prof.Dr. Deniz i n cedayı bu tür yarışmalada eğitimin bir tamamlayıcısı
Q)
ıl:
·o c '" c
'" N
:.:: '"
'" c '"
;; "C
•0 ... '"
;; u c
'" U< :;:)
olan eğitim kurumların ı n meslek ve uygulama alanıyla bütünleşmesin i n sağ lanmasından duydukları mutluluğu dile getirdi . inceday ı , M i mar Sinan'ın tasa rı mları nda toplumsal yaşam ve kentsel bütünlüğe verdiği önemi dile getird i . Mimar Sinan Araştırma Merkezi M üdürü Prof.Dr. Demet Binan ise söze merkezin kuruluş aşamasından bahsederek başlad ı . 2008 Mayıs ayında M imar Sinan Araştırma M erkezi ve Müzesi projesi için istanbul 201 0 AKB Ajan s ı ' na yaptıkları başvurunun
Nisan 2010
kabul edilmesinin fakat bütçe ayrılma ması ve merkez olarak istenen Salis Medreseleri 'nin istanbul Ü n iversitesi'ne devredi lmesinin de etkisiyle projenin gerçekleşememesinin nedenlerini sıra lad ı . Binan, M imar Sinan'ın mezarının ve evinin de bulunduğu Süleymaniye'nin bu proje için en uygun alan olduğunu vurguladı . Açılış konuşmalarının ardından jüri üyeleri kolokyum için sahneye davet edildi. Jüri Başkanı Prof.Dr. ilgi Yüce Aşkun yarışmaya katılan bütün öğren cileri tebri k ederek başladığı konuşma sına jürinin değerlendi rme kritelerinden en önemlilerini şöyle sıralad ı : Alan ın kullanımı, manzaraya yönelim, çevre yapılada ilişkiler, büyük kütlelerden ka çınma ve tescilli yapılada ilişki. Jüri, bir öğrencinin pafta sayısıyla i lgili sorusuna soru-cevapların ardı ndan maksimum pafta sayısını 3 olarak beli r lediklerini ve 4 paftayla katılan bir yarış manı yarışma dışı bı raktı klarını açıklad ı . Ö d ü l kazanan projelerde tarih i kagir yapıya çok müdahale edildiğini belirten bir diğer katılımcıya ise jüri üyelerinden Yegiin Kiihya Sayar, ödül kazanan pro jelerde yapının korunduğunu ve yapıya müdahaleleri hoşgörüyle değerlendir d ikleri cevabını verdi. Bir diğer jüri üye si Sinan O macan yarışmanın zorlu bir alanda zorlu bir konuya sahip olduğunu beli rtti, gelen 26 projeden 25'inin de ğerlendirmeye g i rdiğini, katı lımın sayısal olarak çok olmad ı ğ ı n ı ama nitelik olarak yüksek olduğunu vurguladı. Gelen projelerin hemen hemen ta-
mamında tescilli kagir yapının yanlış anlaşıld ığını düşündüğünü söyleyen Omacan , bu yapının bir yeraltı yapısı olduğunu ve binan ı n yeraltı cephelerine yaklaşmanın temelde büyük bir sorun yaralmadığını belirtti. Kolokyum izleyicilerinden Mimar Devrim Ç imen ' i n M i mar Sinan Araştırma Merkezi ve M üzesi projesinin yol haritası nedir? sorusuna ise J ü ri Başkanı Prof. Dr. ilgi Yüce Aşkun şu yanıtı verdi: Bu projenin gerçekleştiril mesi gibi bir niyet var, keşke bu alanda projeler üretebilsek ve bu projeleri gerçekleştirebilsek. Fakat bu alanda kamulaştırma yapmak çok zor, burası Sinan'ın evidir ve müzenin yer arasıdır. Kolokyumun ardından öğrencilere ödülleri takdi m edildi ve projelerin sergilendiği M imar Sinan Holü' ndeki kokteyle geçildi .
Ba r s e l o n a P,e n e y im i Uze rinden Ima la r l a Yü k l ü Öğ r e t- i l e r
ll
.
ll
Ta rih: 1 4 Nisan YAZAN: ASLI ÖZ BAY
ispanya Büyükelçisi ve 1 997-2006 döne mi Barselona Belediye Başkanı Joan Clos i M atheu, Türk Serbest M imarlar Derneği {TSM D) tarafından düzenlenen konferansta, başarı lı kentsel dönüşüm uygulamaları için Barselona'da be nimsenen temel politikaları görseller eşliğinde anlattı. Açı lışta bir konuşma yapan Bayındırlık ve iskan Bakanı M ustafa Demir, mimarlığı bir "sanat" alanı olarak algılad ıklarını vurgulayarak, m imarlık hizmeti vermenin zorluklarını bildikleri ni, müşavirlik hizmetleri ve meslek yasası konularının da gündem lerinde olduğunu hatırlattı. Bakan'ın tüm sunuşu izlediği gecede, bakanlıklar ve belediyelerde çalışan üst düzey yöneticilerin yoğun katılımı di kkat çekti. Yoğun programı nedeniyle konferansa katılamayacağ ı n ı bildiren TOKi Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın tüm konuşmayı kaydettirmesi, konferansa verdiği öne min işareti olarak algıland ı . Joan Clos konuşmasına " . . . Ben buraya, size kentleriniz için tavsiyeler-
de bulunmaya değil, Barselona'daki dönüşümler için beli rlediğimiz ilkesel düşünceleri paylaşmaya geldim , " vurgu suyla başladı . Büyükelçi, başarılı kent sel dönüşümleri gerçekleşti rebiirnek için yapılması gerekenler konusu nda 7 temel ilkeye dikkat çekti: Kamusal alan kalitesinin kent açısından önemi, kanunların üstünlüğünü bir yönetim ilkesi olarak benimsemenin gerekliliği, yerel mali sistemin adil ve şeffaf yöneti m i , imar uygulamaları ile oluşan katma değerin kente dengeli dağ ı l ı m ı , motorlu trafik talebinin kontrol altına alınması ve yaya kullanım ına öncelik verilmesinin gerekliliği , karma kullanım esasına da yalı planlama anlayışı . . . Joan Clos, bu ilkeler doğrultusu nda Barselona'da ya pılan uygulamalardan örnekler gösterdi ve ilkelerin uygulanabilir politikalara dönüşmesinin yöntemlerini anlattı. Kamusal alanların bir kentin ruhunu, geçmişini ve kimliğini yansıtan, stratejik önemde kentsel mekanlar olduğunu vurgulayan Clos, bu tür alanların plan lanması ve tasarım ında bireysel değil, toplumsal çıkarların gözetilmesinin önem ini, örnekler üzerinden açıklad ı . Bu çerçevede, Barselona'daki olimpiyat köyü arsa mülkiyetlerinin % 50'sinin kamuya ayırılabilmesinin süreçlerine ve kentteki yolların nasıl düzenlendiğine ait detaylı uygulamaları örnekleyen Clos, nitelikli kamusal alanları yaratı rken, maliyetin ne tür paylaşımlada gerçek leşebileceğinin üzerinde durdu ve bir kentin total kalitesini arttırmanı n yolu nun, nitelikli ve çok sayıda kamusal alan yaratmaktan geçtiğini vurguladı . Çağdaş bir metropolün metrosuz ola mayacağ ı na vurgu yapan eski Belediye Başkanı , liberal söylemlerin "metro çok pahalı" iddiasına katılmad ı ğ ı n ı söyledi ve metrosuz bir kent trafiğinin çok bü yük sorunlara yola açacağını örneklerle savundu. Barselona'da motorlu araç trafiğinin %50 oranında azaltı lmasın ı sağlad ıklarını ve bunun için, kentteki tüm ulaşım sektörü temsilcileriyle 3 yıl süren görüşmeler sonucu bir uzlaş maya varı ldığını anlatan Clos, bugün özel taksi temsilcilerinin bile sonuçtan mutlu olduğunu, çünkü varılan sonucun Barselona'da topyekün bir can l ı l ı k ve kalkınma yarattığının herkes tarafından algı land ığını vurgulad ı .
Nisan 2010
Joan Clos, " kriz dönemlerinin yaratıcı potansiyellerini doğru değerlendirin" diyerek, Barselona'da gerçekleştirilen büyük ölçekli dönüşüm yatırımlarının 70 ' 1 i yıllardaki kriz sürecinde tasarlanan başarılı projelerin sonucu olduğunu vur guladı. Yatırımlar konusunda AB üyeli ğinin sanıldığı ölçüde büyük bir maddi destek sağlamadığını; tüm yatırımlarda merkezi hülkümetin %50 oranında pay sahibi olduğunu söyledi . Joan Clos'un önemli bilgilerle bezeli kon uşmasının detayları, TSM D tarafın dan yayına dönüştürülecek.
A r k it- e r a Kamp ü s t- e ' n i n 4 . Du rağ ı ' n d a Ca n Ç i n i c i KTU M ima r l ı k F a k ü lt- e s i Öğ r e n c i l e r i y l e B u l u ş t- u Tarih: 1 6 Nisan
YAZAN: GÖKÇE ARAS
Arkitera M i marl ı k Merkezi'nin M edyasoft ' u n desteği ile başlattığı 2 0 1 0 yılı içinde Anadolu'daki mimarl ı k fakültelerinde mimarları n katılımıyla gerçekleştirdiği konferans serisi Arkitera Kampüste'nin dördüncü d urağı , 1 5 N isan 20 1 0 tarihinde Can Çinici'nin katılımıyla Karadeniz Teknik Ü niversitesi' nde gerçekleştirildi. KTÜ M i marlı k Fakültesi KOSG EB Salo n u ' nda öğrencilerin yoğ un katılı m ıyla gerçekleşen konferansta ilk ola rak sözü alan Medyasoft ' u n Autodesk Ü rün Yöneticisi Duygu Kasal kısa bir sunumla öğrencilere M edyasoft ürün lerinden bahsetti. Daha sonra sözü alan Can Ç i n ici ilk olarak KTÜ M imarlık Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencile rine gösterdikleri ilgi için teşekkürlerin i sundu . Sözlerine i ş i n teknik boyutu ve m utfağından bahsedeceğini söyleyerek başlayan Çinici son gün lerde herke sin dilinde olan ve politik bir malzeme haline gelen " kentsel dönüşüm"ü nasıl algılad ıkların ı ekibiyle beraber yaptıkları çalışmalar üzerinden anlattı.
Fe n e r- BoloT Ke nTsel Ta sa rım Proj e s i " Dünya hiçbir zaman iyi b i r yer olma yacak ve biz de bu çamurlu yollardan hep geçmek zorunda kalacağ ız. Biz bu işi ya yapacaktık ya da yapmayacaktık bir anlamda bıçak sırtındaydık. Sonuç olarak bu projeye bir anlamda "daldı k " . Fener-Balat'da sahil şeridi yen ilemesin i yapan 6 ofisten biriyiz, Haliç'e cephesi olan 200 metrelik bir alan bizim proje alan ımız. Bu alandaki parsellerden %90'ı tescilli. Burası çürüyen bir doku , buradaki yapı stoğu g ünden güne çü rüyor. Aynı zamanda bu alanda barınma ve gelir bulma çabası var ve bölge halkı n ı n binalara tavrı da şiddet dolu. Bizim burada geliştirmeye çalıştığ ı mız şey "çürüyen şey nasıl yen ilenir, yıkı lırsa nasıl yıkılır"d ı . Bölgede, eskiden Haliç kenarında depolar olduğu için içe dönük sokak yapısı n ı n hakim olduğu görülüyor, ama şimdi bunu ters-yüz etmemiz lazı m. Yapıların çoğu yığma sistem olduğu için yapının bir yerin-
deki çürüme yapının tümünü etkiliyor. Avl uları olmayan, ışık almayan, kullanım alanları az binalar bunlar ayn ı zamanda. Koruma Kurulu ' n u n " koru" dediği her şeyi korumalı mıyız sorusunu da sorduk. Bütün bu analizierin ardı ndan çal ış maya başlarken öncelikle parselasyonu düzeltelim dedik. O rtadaki çizgileri silerek oluşturduğumuz parsellerde beli rlediğimiz iki parametreye uygun ortada çekirdeğin olduğu ve cephede çekirdeğin olduğu iki tipoloji önerdik. Yandaki çizgileri silerek önerdiğimiz parselasyanda ise en fazla 3 parseli bir leştirdiğimiz öneriler geliştirdik. Bütün bu çalışmalarda geleneksel dokuları baz alarak yenileme yapmayı önerdik. Surun arkasında kalan kısımlarda nötr kalmak istedik ve buralarda Haliç'e bakan teraslar oluşturduk. H içbir tarihi değer taşımayan yapıların yerine de yine bölgedeki dolu-boş oranını dikkate alarak tasarımlar geliştirdik. Sura tecavüz eden b inaları ise geri çektik. Bölgenin her yerinde " ben yeni-
N isan 2010
rölöveleri olduğu için tekrar yapı lmsını istiyor, ek binan ın ise herhangi tarihi bir değeri olmad ı ğ ı n ı söylüyor. Fakat bizim için tam tersi bir durum söz kon usu biz bu ek binan ın da bir değeri old uğunu düşündük. Bu bölgede bulunan bina ların genel özelliği alt katların ı n halkın kullanabildiği alanlar olması, dolayısıyla biz de zemin katı konuttan ayırıp sokak açarak ofis ve kültür alanı olarak düzen led i k . Buradaki ek bina şu anda kendi kendine türemiş bir dans grubunun merkezi, ek bina ve arkadaki binan ın arasında kalan boşluğun da ileride bu tür aktiviteler için uygu n bir performans merkezi olarak düşündük."
Kağıt- h a n e
'ü c G c: ll u
yim, sen eskisin" kıyaslamasına girme den, kahramanl ı k yapmadan bir şeyler önerelim istedik. Bu proje " kes-yapıştır olmuş" eleştirilerine maruz kalabilir ama bu eleştiriyi kabul ediyorum. Yeni bina yapı lacak yerlerde, yeni bina yapma hakkı m ızı dokuya uyarak kullandı k . Bence Fener-Balat'daki en önemli şey ışık kalitesi, bunu da koru mamız gerektiğini düşündük. Renk ola rak ise tipplojiye göre farklılaşan birbiri ne yakı n tonlarda bir skala düşünüyoruz. Fatih Belediyesi bu projeyi şartlı olarak geçirdi, cepheleri değiştirmem izi istedi ama prensiplerim izden geri adım atmak da istemiyoruz."
Galat-a AŞ Proj eleri " Galata A Ş , Galata'da y e r alan eski bir Fransız Okul u , onun ek binası ve arkada eskiden bir yapının konumlan dığı bir parselden oluşan bu alanda kısa dönemli kiraya verilebilecek da i reler istedi . Koruma Kurulu eskiden binanın konumlandığı alandaki binanın
" i BB Belediye Başkanı Kadi r Topbaş bir gün Bilgi Ü niversitesi M imari Tasarım yüksek l isans bölümüne gelip Kağ ıthane'yi çalışın dedi . Biz de bunun üzerine stüdyodaki öğrencilerle bu alanı çalıştık. Büyükdere Caddesi ' n i n de enerjisiyle bu alan bugünlerde oldukça revaçta. Kağıthane bölgesinde genel likle müteahhit-mimar ve mal sahibi üçlüsüyle bir şeyler gelişiyor. Burası Kağıthane ama Türkiye'nin herhangi bir yerine benziyor, gecekondudan imar affına uğramış hibrid bir alan. Öncelikle stüdyoda yaptığımız çalış malarda öğrencilere imar yönetmelikleri ni tamamıyla askıya almalarını söyledi m . Öğrencilerden b i r parsel seçmelerin i , sonra çevredeki yapıları varsayarak b i r imar yoğunluğu sağlamaların ı , komşu parsel kavramı n ı dikkate almalarını ve yayılarak, çoklu parseller yaratarak biriektilik yaratmalarını bekledik. Bu alanda her parsel biribine benziyor ama aslında hepsi ayn ı , sokak yaşantısı var ama çocukların top oynayacakları bir alan yok ve mevcut imar yönetmeliğine göre de bunu yaratmak nerdeyse im kansız. Öğrenciler bu alan üzerinde seçtikleri parsellerde çok değişik fikirler geliştir diler."
Bost-an cı' da Apa rt-rna n Proj e s i "Tam d a öğrencilerle Kağıthane'de b u projeleri yaparken ofise b i r apartman projesi geldi. Çoğu apartman projesi nin cephesinde genellikle 3 malzeme
kullanıl ıyor biz bu projede cam hariç cephede 2 malzeme kullanalım dedik. Sadece sıva ve porselen kulland ık, fazladan hiçbir malzeme kullanmadı k. Alt katı tamamen boş bı rakarak sert bir alan bıraktık."
Ast-a n a ' d a Okul Proj e s i " Ekim 2009 'da Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev' i n de talebiyle i ngiltere'deki bir okulun Astana'ya bir merkezini yapmamız istend i . Kazakistan 'da bürokrasi yükü çok fazla, yapı lan her çizimin onayın ı n alın ması gerekiyor, neyse ki proje yönetimi bu konuda çok iyi. Bizim de önerileri mizle projeyi geliştiriyoruz. B u okula öğ renciler 3 yaşında geliyorlar 18 yaşında üniversiteye de hazırlanı p bırakılıyorlar. Eğitim binaları her zaman plansız olmaya mahkum çünkü eğitimin ihtiyaç ları zamanla değişime uğruyor. Eğitim yapısı anlamında benim sevdiğim bir örnek yok. Burada da iki şeyi reddettik, bell i bir merkezden dallan ıp budaklanan bir ta sarım ve bir kola takılan kollarla yapılan etaplama. Astana çok soğuk bir kent, Ankara gibi yeni kuruluyor ve m imari bir sergi alanı gibi . Biz bu alanda ne yapacaksak önce sınırlayalım ve bu sınırın da dışına çok çıkmayal ı m istedik. Okul denilen yapıda sınıflar, koridor lar ve büyük kütleler yer alıyor. Sınıfları cidara, büyük kütleleri de içeri alarak bir tasarım yaptık. Proje beğenilip kabul edildikten sonra arazi değişti. Bu araziye göre tasarımı çok da değiştirmeden yeniden ele ald ı k . Bize ilk geldiklerinde öyle bir o k u l ya pın ki tamamen brüt beton olsun dediler, fakat inşa süresinin de gecikmesiyle brüt beton yapmak çok da m ümkün olmayacak sanırım." Can Çinici 'nin projelerini dinle yicilerle paylaşmasının ardından öğrencilerden gelen soruların da ce vaplanmasıyla konferans sona erd i . Bir sonraki Arkitera Kampüste toplantısı M edyasoft' u n desteğiyle, 7 Mayıs 201 0 Cuma günü izmir 9 Eylül Ü niversitesi M i marlık Bölümü'nde saat 1 3:30'da Nevzat Sayın'ın katılımıyla gerçekleşe cek.
Nisan 201 0
E rg i n oğ l u & Ça l ı ş l a r XII . U l u s a l Mima r l ı k Od ü l l e r i ' n i Top l a d ı
ll
•
ll
. .
Tarih: 1 9 Nisan YAZAN: DERYA YAZMAN
M imarlar Odası 'nın her iki yılda bir düzenlediği ve bu yıl X I I . dönemi gerçek leştirilen Ulusal M i marlık Ödülleri, 1 6 N isan 201 0 tarihinde Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde düzenlenen tören le sahiplerini buldu. Bu dönem, 1 60 eserin 1 2 1 1 pano ile katılımı değerlendirmeye alınd ı . Doğan Tekel i başkan lığ ında, Boğaçhan Dündaralp, Namık Erkal, Hüseyin Kahvecioğ l u ve Nevzat ilhan 'dan oluşan Seçici Kurul, " Büyük Ödül" (Sinan Ödülü), " M imarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülleri" ve "Anma Programı" için ödüle değer görülen isimleri ve "Yapı " , " Proje" ve " Fikir Sunu mu" dallarında ödül alanları belir ledi. Program , M imarlar Odası Genel Başkanı H. Bülend Tuna'nın konuşması ile başladı . Tuna, e n önemli ödül olan Sinan Ödülü'nün 1 960'1arda m imarl ığa adı m atarak büyük katkıda bulunan Mehmet Konuralp'e verildiğini söyledi. 201 O -201 2 döneminin anma prog ramında ise Zeki Sayar'ın anılacağını ve onun, mimarlık mesleğine önemli katkıları olan, Cumhuriyet Dönemi ' n i n en önemli m imarlarından biri olduğunu vurgulad ı . M imarlığa Katkı Dalı'nda "Başarı Ödü l ü " , Cevat Erder'e verildi. Cevat Erder, teşekkür konuşmasında, M imarlar Odası 'nın " Kültür Varlıkları" n ı koruma konusunda ç o k önemli katkıla rının olduğu bir örgüt gücü olduğundan ve onlar sayesinde mesleğine olan say gısının arttığından söz etti. Mimarlığa Katkı Dal ı 'nda "Seçici Kurul Özel Ödülü", i mkan Mekan Grubu'na verildi. Diğer kategorilerdeki ödüller ise şu şekilde sıralandı:
Ya pı Dalı Baş a rı Öd ülü : •
Kerem Erginoğlu, Hasan Çalışlar Turkcell Ar-Ge Binası, Gebze- Kocaeli.
Mehmet Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar - Yapı Kredi Bankası Bankacılık Akademisi, Gebze Kocaeli
Ya pı Dalı 1 Ko ruma Yaşat-ma Öd ülü : •
•
Kerem Erginoğlu, Hasan Çalışlar D D B Tuz ambarı, Kasımpaşa-istanbul. M . Burak Altınışık, T. G ü l Köksal - Kazıklı Kervansaray Restorasyonu ve Çok Amaçlı Kültür M erkezi iç Ek Yapısı, Gölcük- Kocaeli
Proj e Dalı Ö d ü lü : •
•
Ercan Ağırbaş - Toplu Konut Korallusviertel, Hamburg Kerem Erginoğ l u , Hasan Çalışlar Tarsus SEV ilköğretim Okulu Kampüsü, Tarsus-Mersin .
Proj e Dalı "Seçici Ku rul Ö zel" Ö d ü l ü : •
Cengiz Kabaoğlu - Zeynel Bey Türbesi Restorasyonu, Hasankeyf- Batman .
F i k i r S u n u m u Dalı Öd ülü : •
Günay Erdem, Sunay Erdem Eski Liman ve O rfirisey Kentsel Tasarı m ı , Reykjavik-izlanda.
Farklı kategorilerdeki ödüller verildik ten sonra seçici kurula plaketler verildi. Seçici Kurul Başkanı Doğan Tekeli, bu tür önemli organizasyonların insanlara d uyurulmadığını, başka ülkelerde bu tür töreniere devlet büyüklerinin de katıldı ğını fakat ülkemizde bunun söz konusu bile olmad ı ğ ı n ı söyledi . Tören, Doğan Tekeli'nin konuşması ile sona erd i .
Eme k ' i n Y ı k ı lma s ı K ü l "t ü r e l B i r S o y k ı r ımd ı r Tarih: 1 9 Nisan, Sabah YAZAN: MEVLÜTTEZEL
Yıkılmayacakmış,aynen üst kata taşınacakmış . . . Siz kimi kandırıyorsunuz! Planları niye bugüne kadar sakladı nız? Bizans sarayının üstüne otel yapan, kültürel mirasları n talan edilmesine göz yumduğu için U N ESCO 'dan bile fırça yiyen bir zihniyet {bkz. i stanbul'un Dünya Kültür M i rası Listesi'nden çıka rılması tehlikesi), " Emek Sineması'nı yıkmayacağ ız, yeni yapılacak alışveriş merkezinin üstüne taşıyacağız" dese kim inanır ki! Daha önceki örneklerde olduğu gibi yine kandırıyorsunuz mille ti. Sunduğunuz proje "deli şaçmas" . . . Madem "Yukarı taşı rız'' gibi fantastik bir öneride bulunuyorsunuz, o zaman yukarı taşımadan da yapabilirsiniz! Hem maliyeti de az olur. Aslında neden !aşıyorsunuz ya da yıkıyorsunuz? Zaten her yeri alışveriş merkezi (AVM), kafe, dönerci yaptınız. Bu tarihi binadan ne istiyorsu nuz? Bari o kalsın geriye . . . Koltukları eskiymiş, kötü kokuyormuş, kimse film izlem iyormuş, zarardaymış . . . Valiahi ben h i ç kötü koktuğunu hatırla m ıyorum . Koltuklar eskiyse de değiştiri lir bir gecede.
Bir Yaz a r Neden AVM İst-e r Zarar ediyorsa d a etsin kardeşim! Bu memlekette zarar etmeyen proje m i kal dı? Karayol u tünelleri, barajlar vs . . . Ne yapacaksınız? Yeni Emek ' i n gişe geli riyle bütçe açığı n ı m ı kapatacaksınız? Emek Sineması, zarar etse de yerinde d urmalı . Çünkü o eski Beyoğlu'nun
N i s a n 2010
yıkılmayan birkaç kalesinden biri. Emek'te herkesin bir hatırası var. . . Kimi i l k filmini izledi , kimi i l k kez öpüş tü, kimi de sineman ı n efsane sanatçıla rını görme fırsat ı n ı buldu orada. Rahat koltuklarda film izlemek isteyen , gitsin Kanyon'a, istinye Park'a . . . Sorarım size, Emek yıkılı rsa, Beyoğlu' nda geriye tören düzenlenebilecek bir salon kala cak mı? Emek Sineması ' n ı n yıkılması kültürel bir soykı rımd ır. Eğer yıkılırsa gelecek nesiller sizleri lanetle anacak . . . H e r yeri yıkıp, AVM cehennemine çevir diğiniz için. Sevgili köşe yazarı arkadaş larım, ağabeylerim niye savunuyorsunuz Emek ' i n yıkılmasını? Hiç m i vicdanınız sızlam ıyor. " Kar etmiyormuş, kimse film izlemiyormuş" diyorsunuz. Nasıl kapi talist bir zihniyete sahipsi n iz? Tarihten, kültürden bahsediyoruz arkadaşlar! Sevgili yazar arkadaşlar. . . Yurtdışına çıktığın ızda, Venedik'te, Paris'te birden kendinizi 1 8 ' i nc i , 1 9' u ncu yüzyıldan kal ma can l ı bir müzede yürüyor gibi hisset miyar musun uz? istanbul 'da tarihi do kusunu tamamen koruyan tek bir sokak gösterin bana lütfen. Çocukl uğunuzun geçtiği mahallelere hiç mi yolunuz düş müyor? Arnavut kaldırımlı kaç sokak, kaç cumbalı ev kaldı? Araştırmaya zahmet etmeyin. Ben size yazarım. Sıkı duru n ! Doç. Dr. Turgut Cansever'e göre 1 950 yılında toplam 1 00 bin "tarihi ev"e sahip olan istanbul 'da bugün ayakta kalan tarihi ev sayısı sadece 500 . . . Cansever'e göre istanbul, tarihini ko ruma açısından Uganda, Kamboçya ve Vietnam 'dan bile daha kötü durumda. Ne yapacaksınız bu kadar çok AVM 'yi?
Sorumlulukt-an Kaçıyo rla r istanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan ı Kadir Topbaş, Beyoğlu Belediyesi Başkanı Ahmet M isbah Dem ircan ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'dan da hiç ses yok . . . Daha kötüsü onlar da " K i rl i , oturulmaz koltuk lar" geyiğine takılmışlar. Sayın Günay, Topbaş ve Demi rcan . . . Emek'in koltuk larını yenilernek kaç gününüzü alır, lüt fen söyley i n ! Bir de " B u işi uzmanlara bırakal ı m , kararı onlar versin" deyip so rumlu olmaları gereken en önemli kon u da topu başkalarına atıyorsunuz. Eğer Emek yıkılırsa, tarih , bu işin sorumlusu
olarak en başta üçün üzü gösterecek . . . " Beyoğl u ' n u AVM cehennemine çeviren belediye başkanları', " i stanbul'daki en büyük tarihi yıkımlar, o bakanın döne minde yaşand ı " diyecekler arkanızdan i
B re z i l y a ' n ı n " Ye n i " B a ş k e n t- i 5 0 . Yı l ı n ı K u t- l am a y a Hazı rlan ıyo r Tarih: 20 Nisan, BBC, Wikipedia DERLEYEN: PlNAR KOYUNCU
Brasilia 1 950' 1erin sonunda, ülkenin kal binde yen i bir başkente sahip olma konusundaki uzun vadeli bir Brezilya rüyasını gerçekleştirerek, hızla inşa edilen bir kentti.
O zamanki başkan J uscelino Kubitschek, halkına 50 yıllık ilerlemeyi 5 yılda gerçekleştirecekleri ve bunun için de hummalı bir şekilde çalışacakla rı sözünü verdi . Brasilia i nşaat halindeyken, başkanın projeleri teftiş etmek için geceleri yol culuk ettiği ve sonraki gün normal işine devam etmek için o zamanki başkent Rio de Janeira'ya döndüğü söyleniyor du. Yen i başkentin inşa edilmesi için Brasilia'ya dünyan ı n dört bir yanından işçiler geldi. i nşa çalışmaları biti nce işçiler çevredeki köylerde kaldılar. G oias eyaleti ndeki yeni başkent yak laşık 3,5 yıllık hızlı gelişme sürecin i n ardı ndan 2 1 N isan 1 960'ta resmen ilan edildi. Kentin en çarpıcı binaları nın çoğu, betonu ve eğrileri belirgin
1 06
�
ARK TERA
t:ı:J�[E
�t:ıtf:ID
Nisan 2010
bir farklılıkla kullanan m imar Oscar N iemeyer tarafı ndan tasarland ı . Bunlar arasında, iki mil let meclisi binasını tem sil eden içbükey ve dışbükey kubbeleri ile U l usal Kongre binası ve 1 6 kolonu nun bir araya gelmesi ile cennete uzatıl mış elierin temsil edildiği kent katedrali de yer alıyor.
"Tesad üfi" BaşkentB u , gelecek için yen i bir görüş tem sil edecek olan, cesur ve etkileyici bir durumdu. "Yeni yapılar ve yeni Brasilia planı fikri başlı başına modern bir Brezilya imajı yaratmak içindi," diyor Brasilia M erkez Ü niversitesi Profesörü J ose Galbinski. " B u , eski Brezilya i le, eski gelenek ile bir çelişkiydi." Bununla beraber, Galbinski 'ye göre bu etkileyici değişim, öneri uzun bir süredir ortalıkta dalaşmasına rağ men, sonuçta neredey se tesadüfen oldu. " Yeni başkent fikri, yıllar boyu ölü bir haber gibi kaldı . Kimse bu ko n uyu önemsemedi, ta ki J uscelino Kubitschek zaman ına kadar. Başkanl ı k için kampanya yaparken, bir genel mitingde genç bir adam ta rafından anayasaya uyup uymayacağ ı sorulduğu zaman şöyle cevap vermiş ti, 'Tabi ki uyacağ ı m , başkanl ı k için adaylığımı koydum.' Genç adam , ana yasada başkentin Rio de Janeira'dan Brezilya'nın içine alı nması gerektiğini söyleyen bir bölüm olduğuna dikkat çekiyord u . Kubitschek buna şaşırıp kald ı , çünkü bu kon uyu hiç düşünme-
mişti. Şöyle cevap verdi, ' Tamam , sana cevap vereceğim, anayasadaki herşeye uyacağı m ve harekete geçeceği m . " Bu yıl Brezilya h a l k ı başkentlerinin 50. yıl dönümünü kutluyar ve hatta Rio de Janeira'da her yıl düzenlenen karna vaıda samba okullarından biri temasını Brasilia olarak seçti. Rio' nun 1 960'taki değişim sonucunda bu kadar çok şey kaybetmesinden sonra, bu fevkalade cömert bir jestti. Ama önemli bir kon u ğun ülkenin başkenti için yapılan kut larnalara katılmaması dikkate değerdi. Brasilia valisi Jose Roberto Arruda, bir yolsuzluk soruşturmasını engellemeye çalışmak suçlamasıyla gözaltındaydı .
c:
c .. !!!.
"' o :ı CQ
iD 3::: <D
;o. <D !:!.
Ulusal televizyonda geniş yan kı uyan dıran bir yayında odak noktası olmuştu. G izlice kaydedilen film iddialara göre hem valiyi hem de diğer politikacıları rüşvet alı rken gösteriyor, ama o bunu yalanlıyor. Bazı görüntülerde ise yetki l i lerin para tomarlarını iç çamaşıriarına ve çarapiarına doldurduğu görülebiliyor. Brasilia' n ı n en önemli caddesi olan Anıtsal Aksın ilk kısmı Bakanl ıklar Meydanı olarak biliniyor. Önemli h ü kü met binaları, an ıtlar burada bulunuyor. Buradaki binaların isimleri şu şekilde: Brasflia Katedrali, Kültürel Kompleks (Ulusal Kütüphane ve Ulusal M üze), ltamaraty Sarayı, Dışişleri Bakanlığı, Ul usal Kongre Merkezi, Ulusal Bahçe, Ul usal Anıt, J K , Anıtı, Televizyon Kulesi, Tres Poderes Meydan ı , Planalta saray ve Adalet Sarayı. Burası ile ilgili önemli bir efsanede d ünyadaki en geniş yol olduğu ile ilgili. Bu bilgi gerçek olmasa da dünyadaki en geniş refüje sah i p bölünmüş yol olarak Guinness Rekorlar Kitabı ' n a g i rmiş.
Oscar Niemeyer Ta rafı n d a n Brasilia ' d a Ta s a rl a n a n Binala rdan Ba zıla rı Ulusal Ko n g re Merkezi Oscar N iemeyer tarafı ndan tasarla nan kongre merkezi modern Brezilya M i maris i ' n i n en önemli örneklerinden
Nisan 201 0
birisi. Bina, Brasilia' n ı n ana caddesi olan Anıtsal Aks' ı n (Eixo Monumental) tam ortasında yer alıyor. B i nanın çatı sı nda, soldaki yarım daire senatonun üstünü, sağdaki yarım daire ise millet vekillerinin üzerinde yer alıyor. ikisinin ortasında ise ofis binası bulunuyor. Etrafında bulunan binaların bir kısmı da tüneller ile birbirine bağl ı . 1 987 yılından beri U N ESCO Dünya M i rası Listesi ' nde.
Alvo r-ada Sa r-ayı B rasilia'da ilk inşa edilen binalardan. Alvorada Yarımadası'nda yer alıyor. N iemeyer'in diğer binalarında olduğu gibi burada da modernizm ve basitlik hakim. 7.000 metrekarelik 3 katlı binanın ze min katında oditoryu m , onun üzerindeki katta resmi resepsiyonların verildiği odalar ve en üst katta ise konutlar bulu nuyor. Bunun haricinde bir kütüphane, olimpik havuz, müzik odası , yemek oda sı ve toplantı odaları bulunuyor.
Pla n alt-o Sa r-ayı Oscar N iemeyer tarafından tasarla nan bina Brasilia'daki en önemli bina lardan bir tanesi. Cumhurbaşkan ı ' n ı n çalışma mekanı olan b i n a 36.000 metrekare alana sahip. i nce çizgiler ve binanın dışındaki kolonlar basitliği ve modernizmi yansıtıyor. Binan ı n dışında ki havuz 1 99 1 yılında inşa edild i .
Kült-ü r-el Kompleks (Ulusal Küt-ü p h a n e ve Ulusal Müze) Anıtsal Aks'ı n üzerindeki iki binada Oscar N iemeyer tarafı ndan tasarlanmış. 1 4.000 metrekarelik kütüphanede top lam 300.000 kitap yer alıyor. 1 4 . 500 metrekarelik alana sahip müzede ise 780 kişilik oditoryum ve laboratuvar bulunuyor. Kubbeli mekanın etrafında zemi nden yükselen rampa bulunuyor. Mekan ayrıca geçici sergiler için de kullanı lıyor.
Br-asilia Kat-ed r-ali Oscar N iemeyer tarafından tasarla nan katedral 1 970 yılında hizmete açıldı. Katedral her biri 90 ton olan 16 beto narme kolon tarafı ndan taşı n ıyor.
t<e n d i Ay a k l a r ı U s "t ü n d e D u r a n Kamu B i n a s ı
Tarih: 20 Nisan, Sabah Emlak
Norveç'in Oslo şehrinde ahşaptan ya pılan bu ilginç yapı binaların da kendi ayakları üzerinde durabileceğ ine bir örnek. AWP + Atelier Oslo M imarlı k şi rketleri tarafından hayata geçirilen Lantern projesi kamu alanları n ı n m ima risinde adeta bir manifesto özelliği taşı yor. 1 , 2 milyon Euro yatırımla yapı lacak ve çatısı dört büyük meşe sütununu oluşturduğu proje aslında eski gotik bina mimarisinden yola çıkarak ahşap bir örneğini oluşturuyor. Soğu k iklimi nedeniyle m imaride her türlü malzeme kullanımına i m kan vermeyen bir coğ raf yada yapılan Lantern projesi dağ evleri nin şehir içindeki bir örneğin i oluşturu yor. Tek farkı ise uzun ayaklar üzerinde d urması ve dışındaki cam cephesi.
NAI , H e n r y U rbac h v e Ome r Ka n ı p a k ' ı Ağ ı r l ı y o r Tarih: 22 Nisan, NAl ÇEviREN: DERYA YAZMAN
N A l ' n i n hedeflerinden biri, günümüz mi marl ığındaki küresel temalar hakkı ndaki bilgi değişiminin uluslararası tan ıtı m ı n ı yapmak. Bu d a , kurumun yaptığı ser gilerin, konferansların , tartışmaların ve uluslararası uzmanların Hollanda'ya davetlerinin nedenini gösteriyor. Bu ay, NAl iki özel konuk ağırlıyor : San Fransisko Modern Sanat M üzesi' ndeki Mimarlık ve Tasarım Küratörü Henry U rbach ve istan bul 'daki Arkitera Mimarlık M erkezi Koordinatörü Ömer Kanıpak.
H e n r-y U r- b a c h Henry U rbach, 2006 Eylül ayından beri San Fransisko M odern Sanat M üzesi 'ndeki M i marlık ve Tasarım Küratörü olarak görev alıyor. New York ' ta Henry Urbach Architecture ad ında bir galeriye sahip. NAi 'de 2002 yılında sergilenen, 50'den fazla " G izli Alan" lar üzerine sergi küratörlüğü yapt ı .
Bu nedenle kü ratörlük, öğretmenlik, editörlük üzerine geniş bir deneyime sahip. Onun mimarlı k ve tasarım üzerine olan mesleki görüşleri, New York Times, l nterior Design ve Metropolis gibi çeşitli mimarlık dergilerinde yayınland ı . 22-23 Nisan tarihlerinde Rotterdam kuru mları, mi marları ve küratörleri ile görüşmek üzere Rotterdam'da olacak.
Öm e r- Ka nıpak 2000 yılında Ömer Kanı pak v e onun iki ortağ ı , m imarı n profesyonel pratiği n i , mimari kültürü v e Türkiye'deki m imar l ı ğ ı n niteliğini kuvvetlendirrnek için Arkitera M imarlık Merkezi ' n i kurdular. Kanı pak ' ı n yayın larda yazıları yayınlandı. Son 3 senedir, istanbul 201 O Kültür Başkenti programı kapsamında önemli görevlerde rol aldı . 26 N isan-1 Mayıs tarihleri arasında çeşitli kültürel amaçlı kurumları ziyaret etmek ve karar alıcılar la görüşmek üzere Hollanda'da olacak. NAl uluslararası ziyaretçi programı, Dış i şleri Bakan lığı tarafından yapılan bağ ış ile finanse ediliyor.
EXPO 2 01. 0 Av u s t- u r y a Pa v y o n u ' n u n T ü r k O rt- a ğ ı Z e yt- i n o ğ l u M ima r l ı k i l e Söyle ş i Tarih: 26 Nisan ÇEviREN: TUGÇE ŞAHiN DERLEYEN: DERYA YAZMAN
Şangay World Expo 201 0 ' na katı lan ül kelerin pavyonları n ı n inşaatları sürüyor. Avusturya Pavyonu' nun i nşası tamam landı. Pavyonun tasarı m ı için yarışma düzenlenmiş ve yarışmayı Viyana merkezli S PA N ve Zeyti noğlu M i marl ı k ortaklığındaki proje kazanmıştı. Avusturya Pavyonu, 2 .000 metrekare büyüklüğünde alan üzerinde konum la nıp, ziyaretçileri kar kaplı dağlarda, or manlarda, nehir kenarlarında ve kentsel peyzaj içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Pavyon ile " Uyumu H isset" teması altında Avusturya' n ı n doğal güzellikleri ve simgeleşmiş binalarından Viyana
Nisan 2010
Belediye Binası sergilenecek. Arkitera M imarlık M erkezi olarak Avusturya Pavyonu'nu tasarlayan fir malardan Zeytinoğlu M imarlı k ofisi ile pavyonları hakkında bir söyleşi gerçek leştirdik:
Ö ncelikle m i marlık ofisi niz olan Zeytinoğlu Mimarl ı k'tan ve proje· lerinizin içeriğinden bahsedebi l i r misiniz? Çalışmalarımız oldukça geniş bir m ima ri çeşitlilik içeriyor. Sadece m imari ve iç mekan tasarımı h izmeti vermiyoruz. Ayn ı zamanda kentsel gelişim v e hem özel hem de kamusal yatı rımlar üzerine de çal ışıyoruz. Geçen yıllar boyunca proje çeşitliliği ofis binalarından özel konutlara, özel likle otel tasarımı üzerine yoğunlaşmış, restaurant tasarımiarına kadar değ işim gösterdi .
Şangay 2010 Expo' nun teması " Daha iyi bir kent, daha iyi bir ya şam". SPAN firmasıyla birlikte 2010 Şangay fuarı için tasarladığınız Avusturya Pavyon u ' n u n temel kon septini neler oluştu ruyor? Proje fikri süreklilik, akıcı yüzeyler, me kanlar arasında kesintisiz bağlantılar fikrinden, iç ve dış mekanlar arasındaki il işkileri olabildiğince ustalıkla tanı m Iayarak pavyon içinde devamlı bir akış oluşturabi lmek üzerine bir konsept ge l i ştirme temeline oturuyor. Akıcı geçişler ve eğrisel dolaşım hatları sadece pavyon u n formunun bir yansıması değil, bu konsept cephede ki ren k değişimleri, masa ve oturma yerleri nin tasarı mı, medya içeriklerinin konsept tasarımı ve tavan aydı nlatmaları gibi ufak ayrıntılara kadar düşünülerek kararlaştırıldı. Bunların hepsi pavyonun niteliğini artıran özellikler. Temel konsept cephe tasarımına da yansıtıldı. 1 O milyondan fazla porselen parçala rı n tümü bir kabuk oluşturuyor. Bu por selen taneler aynı zamanda Avusturya ve Çin aras ındaki i lişki lere de gönder me yapıyor. Avusturya, Avrupa'daki çin porseleni üretimi yapan en eski ülke. SPAN & Zeytinoğlu, Avustu rya Pavyonu için Du Paquier vazolarından
da esinlendi. Tıpkı doğadan da ilham aldı kları gibi. Bunu bir metafor olarak düşünmekten öte, doğada karşı laşıla bilecek geometrisel ve matematiksel sistemlerin konsept tasarı mına entegre edildiği söylenebilir. Bu yeni teknolojik sistemlerin kullanı mıyla mümkün olan bir şey. Hepsi temelde matematiksel sistem lere dayanan bir parça müziğin içinde bulabileceğiniz ritimden ağaç dalların ı n biçimlen işindeki düzene, istiridye ka buğundaki geometriye kadar her şeyi tarifleyebilen , evrensel bir dil olarak düşünüldü. Elimizdeki bilgisayar gücü, doğayı daha yüksek bir çözü nürlükte algılama mıza yard ı m etti. Aynı zamanda m imariyi oluştururken bu düzenlemeleri nasıl kullanacağı mızı da etkiledi. Özellikle Avusturya Pavyonu'nun tasarım ıyla ilgili olarak, genell ikle kar maşık topolojik geometriler hakkında daha fazla bilgi kazanabilmek amacıyla bili msel araştırmalarda kullanılan özel bir bilgisayar sistemi kullan ı l d ı . Bu yapı bu teknoloji kullanılarak geliştirilmiş ilk yapıdır. Karmaşık eğ imli yüzeylerin tan ım lan ması ve bunların i nşa edilebilir hale gel mesi açısı ndan topoloj i , matematiksel sistemin temel konusu olmuştur. Avusturya Pavyon u konsepti, atmos ferin u lusal etkileşimler de doğurmasın ı umarak duygusal bir çeşitlilik oluşturul ması üzerine kuruldu. Sergi alan ının içerisindeki yol sade ce Avusturya peyzaj ı n ı tasvir eden bir mekan oluşturmaktan öte akustik etkiler, değişken sıcaklı klar ve derin bir mekan algısı gibi çeşitli yoğunlu klarda hisler de verebilecek bir mekandır.
Ziyaretçi için zemin ve duvar tasarım ları da bir etkileşim doğuracak. Bu etkileyici mekan formları sergin i n ö n e m l i bir parçası olsa da pavyonun temel birleşeni programın kendisidir. Çok sayıda müzik performansı, Viyana'nın klasik müziğin başkenti olduğu dönemlerden (Mozart, Schubert, StrauB . . . ) modern dönemin Avusturyalı bestecilerine kadar (Mahler, Schönberg .. ) ve modern Viyana elekt roni k müzik sahneleri, pavyon içindeki programın temel bi rleşenleri oldu. Bu i l k mekandan sonra ziyaretçiler ikinci kattaki restoranda gerçek Avusturya misafirperverliğini deneyimle me şansın ı bulacaklar. Restoranın başlıca özelliği mekanın içe dönük doğası . . . Manzara i ç alandaki "schani garden"a odaklan ıyor. Bu durum pav yon içinde hem gürültüden biraz uzak laşma hem de heyecanlı bir aksiyon etkisi imkanı sunuyor. Burası dinlenmek, Avusturya yemek lerini, şaraplarını, harika kahvelerin i ve ünlü Viyana pastaların ı tatmak için çok iyi bir yer. Pavyon her şeyi göz önünde bu lunduran bütü n leşikli bir sanat eseri (Gesamtkunstwerk) gibi davranmakta d ı r.
Projenizde kırmızı ve beyaz renkler oldukça baskın. Bu ren klerle özel· likle vurg u lamak istediğiniz bir şey va r mı? S PAN & Zeytinoğl u , pavyon u n konsepti olarak kırmızı - beyaz ve zarifçe kub beleştirilmiş Du Paquier vazolarından ilham almıştır. Başka bir açıdan doğanı n kendisi de model olarak al ı n mıştır.
N isan 201 0 .
Tasa rımı gerçekleştiri rken Çin'e ait yöresel özel l iklerden kulland ı ğ ı n ı z oldu mu? Kusursuz cephe yüzeyini oluşturmada oldukça eski bir Çin materyali olan porselenden faydalandık. 10 milyon u aşkın sayıda kırmızı v e beyaz renklerin de porselen parçası yüzeyi kaplamada kullan ı l d ı . Porselen için aynı zamanda Avusturya ve Çin arasındaki kültürel köprü diyebiliriz. Her iki toplum içinde porselen oldukça önemli bir değere ve kültürel öneme sahip. Avrupa da Avusturya Çin porseleninin en eski i malatçısı olmuştur. Ç i n 'de Avusturya'dakinden 1 .000 yıl daha eskiye dayanan porselen üretim inin imalatı, Avusturya'da Barok dönemine dayanmaktadır. Seramiğin dış kaplama parçası ola rak kullanılması ya da serami k cephele rin olduğu Avustu rya mimarisine Otto Wagner' i n Majolica evi ya da Frederick Kiesler imzalı "Sh rine of the Book" pro jesi örnek gösterilebilir.
Şangay 201 0 Türkiye Pavyonu ' n u gördünüz m ü ? Proje ha kkında n e düşünüyorsunuz? Türkiye Pavyonu'nu gezebileceğim resmi açılış gününü sabırsızlıkla bekli yoru m . Kültürel geçmişe dayalı oldukça il ginç bir senaryosu var. M i mari açıdan gerçekleşti rilişi ve far kedilir olması konusunda oldukça merak doluyum.
Os c a r N i eme y e r Ye n i d e n H a s 't a n e y e Ka l d ı r ı l d ı Tarih: 27 Nisan, Archinect DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
Oscar N iemeyer, Rio de Janerio'da yeni den hastaneye kaldırı ldı. Samaritano Hastanesi ' n i n yetkilisinin yaptığı açıklamaya göre 1 02 yaşındaki mimarın durumu hakkı nda detaylı bir açı klama henüz yapı lamıyor. Niemeyer, geçtiğimiz sene Ekim ayı n da kalbindeki ritm düzensizliği sebebiy le 3 hafta hastanede kalm ıştı.
" B u I ş Ne d e n M ima r l a r a B ı r a k ı lma s ı n ? " Ta rih: 27 Nisan DERLEYEN: DiLEK ÖZTÜRK
Şangay Expo ' n u n açılmasına sayılı günler kaldı . Hazı rlık süreci içinde, ülkeler, bürokratik sorunlar ve pavyonları n ı n farklı tasarı mları ile g ö z önünde oldular. Şangay'da Türkiye Pavyonu, 9 Mart 201 O'da kamuoyuna tan ıtı ldı. Pavyon , tasarımı, teması v e süreç içinde açık lanmayan mimarı ile birçok tartışmaya sebep oldu. Bütün bu süreçlerdeki dinamikleri açığa çıkarmak ve pavyon u n yapım aşamasında neler yaşandığını b i rinci ağızdan öğrenmek adına, Arkitera M imarlık Merkezi olarak projenin m imari danışmanl ı ğ ı n ı ve ayrıca küratörlüğünü de yapan Doç. Dr. Ayşen Savaş'la gö rüştük . Savaş, yapının aslında, m imari b i r e k i b i n ü r ü n ü d e ğ i l , bir zanaat ü r ü n ü o l duğu v e önümüzdeki yıllarda yapılacak Expo' larda, m imarlığı ne kadar ön plana çıkarabileceğ imizi, bunun mimarlık için ne kadar iyi bir deneyim olduğunu he pimizin sorgulaması gerektiğinin altını çizdi. Ayşen Savaş, Şangay Expo'daki Türkiye Pavyonu'nun, mevcut bir EXPO .,. "' > "' konteyner yapısı n ı n cephe ve iç mekan 1/) ı: düzenlemeleri ile dönüştürülmesi sonu 41 cunda elde edi ldiğini bel irtti . Cepheler "' için de daha önceden 3 adet alterna,0, o tifi n belirli olduğunu söyleyen Savaş,
�
.....
&
bunlara Çatalhöyük temasını eklediğini söyledi. Çatal höyük teması, bu, bilinen en eski yerleşim alanında bulunan bir duvar resminden esinlenilerek yapıldı. Savaş, bu birebir yaklaşımın, günümüz mimarl ı ğ ı n ı n biçim bulma (form finding) araştırmalarına, bulunmuş bir formla (object trouve) yaklaşarak farklı bir tartışma alanı yaratabilineceğine inana dığını beli rtti . Cephenin ve iç mekandaki çok kat manlı sergi yüzeyleri nin inşasında, daha önceden m imarlık eğitimi almış sanatçı lar, heykeltraşlar çalıştı. Savaş, Şangay Expo'daki Türkiye Pavyonu'nun özellikle bir m imari iş değil, bir zanaat işi olduğunu belirtiyor. Çünkü, ortada inşa edilen bir bina yok. Yeniden tasarlanan bir yapı yok ve dolayısıyla, bu, yapısal mimarin in ağır bastığı bir konsept değil. Proje, Çin'deki " U n iq ue" adlı, müzecilik konu sunda uzmanlaşmış bir inşaat firması ile birlikte yapılmış. Kiralanan 2000 metrekarelik alanda kon uşlanan pavyon , expo süresince aktif olacak ve bu 6 aydan sonra, diğer ülke pavyonları gibi yıkılacak. Yan i orta da geçici bir durum var. Buna göre de, Ayşen Savaş, özellikle geri dönüşümü kolay, geçiciliğe daha yatkın malzeme lerin seçildiğ ini beli rtiyor. Pavyonun iç mekanı nda belirlenen 3 alt başlık doğrultusunda bir tasarım gerçekleştirildi. " Geçmiş", " Günümüz" ve "Gelecek " başlıklı temalar, " Daha iyi
Nisan 2010
Bir Şeh ir, Daha iyi Bir Yaşam" teması na uyacak şekilde mekanda şekil aldı. Pavyon'da ayrıca istanbul 201 O Avrupa Kültür Başkenti ile ilgili bir alanın ay rıldığını belirten Savaş, özellikle "360 Derece istanbul" filminin onları çok heyecan landırdığını belirtti. 360 derece açıdan çekilen bu fil m , görüntüleri ve sunduğu sonsuz açıl ı görüntüleriyle gerçekten büyüleyici olacağa benziyor. Savaş, geçtiğimiz haftasonu yapı l a n Expo'nun ön açı lışında, Türkiye Pavyonu'na ilk 5 saatte toplam 1 1 . 600 ziyaretçinin geldiğini beli rtti. Bu rakam, diğer ülke pavyonlarına göre bir hayli fazla . . . Son olarak, sergi ile ilgili konula rın uzmanlarından derledikleri makaleler, fotoğ rafların yayınlanacağı bir kitap çı kacağ ı n ı söyleyen Savaş, Expo paY yonlarında "mimarlığın" daha ön plana çı kması ve temaların m i marlı k üzerinden kurgulanması adına, " B iz niye bir şey yapamayalım, bu iş neden m imarlara bırakılmasın?" diyerek m imarl ık dünya sını örgütlenerek bu konuya "önceden hazırlanmaya" davet etti.
3 . Kö p r ü ' n ü n Gü z e r g a h ı Aç ı k l a n d ı ! Ta h mi n l e r Doğ r u Ç ı k t- ı Tarih: 29 Nisan, Hürriyet
29 N isan 201 0 tarihinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve istanbul Büyükşeh i r Belediye Başkanı Kadir Topbaş yaptı kları ortak basın toplantısında 3 . Köprü 'nün güzergahını açıkladılar. Yapılan açıklamaya göre Boğaz geçiş noktalarının Garipçe ve Poyrazköy olduğu, daha önce yapı lan eleştirilerin odak noktası olan orman alanları nın da korunacağı söylendi. Garipçe ve Poyrazköy ile ilgili yapı lan açıklama geçiş noktası konusunda daha önce yapılan tahminierin doğru olduğunu gösteriyor. Ormanların ne denli korunacağı n ı zaman gösterecek. Herkes tarafından tahmin edilen bir şey var ki güzergahın üzerindeki pek çok arsan ın çoktan pay laşıldığı, yapılan açıklama ile değerini kat be kat arttırdı ğ ı . H ürriyet gazetesinde yayınlanan ha-
bere göre köprü nün güzergahı şu şe kilde: " Boğaz geçiş noktaları Garipçe ve Poyrazköy mevkiidir. Çevre Yolu bölümü ise malum Anadolu Yakasında ve Avrupa Yakasında olmak üzere iki bölümden oluşmaktadı r. Kınalı Odayeri , Asya Yakası Paşaköy Akyazı , köprü ile birlikte yapılacak çevre yolu bölümü ise Odayeri, Paşaköy, Poyrazköy, Garipçe kesimidir. Toplam 260 km anayol ve buna bağ lı bağlantı yol larında oluşmak tadır. Yaklaşık maliyet 6 m ilyar Dolar civarındadır, kamulaştırma bedeliyle birlikte. Seçilen güzergahın tercihinde öne çıkan kriterlerden de bahsetmek istiyorum. Yeşil alanların korunması için istanbul Bağazı ve yakın çevresinden şehir içine doğrusal bağlantılar projede asgari ölçüde bulunmuştur. Belgrad Ormanları, Fatih Ormanları, Polonezköy Milli Park gibi orman alanlarıyla tarihi yerlerin korunması temel hedef olarak benimsenmiştir. Kamulaştırma mali yetinin yüzde 75 oranı nda daha düşük olması dikkate alınan diğer bir kriter olmuştur. Kuzey Marmara Otoyolu istanbul'un batı sınırında 41 derece enlem 28 dere ce boylamında bulunan Kınalı mevkiin de TEM Otoyolu kavşağında başlamak ta, kömür ocakları mevkiini katetmekte, istanbul Bağazı'nı ise 41 derece enlem 29 derece boylamla bir asma köprüyle geçmekte, daha sonra paşaköy mevki ine ulaşarak, 40.8 derece eylem 29.4 derece boylarnda Gebze civarında izmir otoyolu ayrımına ulaşmaktadır."
De n i z c i l i k Mü z e s i Yıl So n u nda Aç ı l ı y o r Tarih: 28 Nisan, Radikal
M üzede, dü nyan ın en eski kadırgası ile en zengin saltanat kayı kları koleksiyonunun da yer aldığı 40 bin eserin bir bölümü sergilenecek. Türkiye'nin denizcilik alanında en büyük müzesi olan Deniz Kuvvetleri Komutanl ı ğ ı istanbul Deniz M üzesi 'nin yeni müze binası, yılsonun da ziyarete açılacak. Aralarında, dünyanın en eski kadır gası ile en zengin saltanat kayı kları koleksiyonunun da yer aldığı 40 bin
eserin büyük bir böl ümünün aynı anda sergileneceği yeni müze, ziyaretçileri denizcilik tarihinde yolculuğa çıka racak. istan bul Deniz Müzesi 'nden aldığı bilgiye göre, müze 31 Ağustos 1 897 'de Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa' nın emri, Tersane Komutanı Amiral H ikmet Paşa' nın des teği , Binbaşı Sü leyman N utki tarafından Tersane-i Amire bünyesindeki Mayın M üfreze Komutanlığına ait binada dün yanın nadir örneklerinden biri olarak " M üze ve Kütüphane idaresi " adıyla kuruldu. Yıllar içinde yer ve isim değişiklikleri yaşayan m üze, son olarak 27 Eyl ü l 1 961 tarihinde Beşi ktaş iskele Meydan ı 'nda bugün bulunduğu yere taşındı ve istanbul Deniz M üzesi adıyla hizmet ver meye başlad ı . Denizcilik kültürü eşsiz eserlerini barı ndıran müzenin fiziki ko şullarının iyileştirilmesi ve optimum ser gileme olanağ ı sunan, çağdaş bir müze için Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca " i stanbul Deniz M üzesi M i mari Proje Yarışması" düzenlendi. 2005 yılında Teğet M i marlık'ın kazandığı projenin inşaat çalışmaları, 2010 yılı sonunda tamamlanmak üzere devam ediyor.
Ye n i M ü z e Yıl So n u n d a Açıla c a k istanbul Deniz M üzesi Komutanı Kurmay Kıdemli Albay Ali Rıza işipek, müzelerinin halen halkın ziyaretine açık olduğunu, ancak ilave müze binası inşaatının devam ettiğini, inşaat tamam land ığında 15 bin metrekarelik kapalı bir sergi alanı imkanına kavuşacaklarını ve Türkiye'nin en büyük müzeleri arası nda yer alacakları nı söyledi. işipek, yeni Deniz Müzesi tamamlan dığında tarihi kadırga ve saltanat kayık larını daha modern sergileme imkanları nı kullanarak ziyaretçilere sunacakların ı anlattı. M üzede geniş bir kültür merkezi nin de bulunacağ ı n ı , içindeki 200 kişilik konferans salonunda uluslararası sem pozyum, konferans, seminer düzenleme i m kanına kavuşacaklarını belirten işipek, " M üzemizde çocuklar için oyun alanları, interaktif sistemler bulunacak. Özellikle çocuklarım ıza denizciliğimizi sevdirmeyi amaçlamaktayız. i nteraktif sistemleri kullanarak onlara denizliği sevdireceğiz, öğreteceğiz," dedi. •
b;anca
M i n y a -t ü r E v im i z e H o ş Ge l d i n i z Ta rih: 3 Mayıs, Sabah {New York Times) YAZAN: KATE MURPHY
Princeton Ü n iversitesi' ndeki i leri Çalışmalar M erkezi 'nin Müdüru C hristine �.,,.•., ,..,m mimari ve tasarı ilgisi var. 39 yaşındaki 2008 yılı Steven
m ' u n ona tavandan yere cereleri olan havadar bir ev <>rnn<>·�ıvıa başladı. Bu ev onun istediği döşeyebileceği bir yer olacaktı. Kocasının daha geleneksel zevklerini ve çocukların bir şeyleri kırma olasılığını göz önüne almayacağı bir sığınak. " Evi ilk önce i lan sitesi Craigslist' te gördüm ancak kendime almak için fazla anlam sız olduğunu düşündüm," diyor. "Sonra kocam bana onu Noel hediyesi olarak aldı. Büyük ihtimalle içimdeki canavarın farkında değildi." O zamandan beri 6 ev daha satın aldı . Onları ş ı k döşenmiş kanepeler, deri şezlonglar, şekilli plastik sandalyeler, cam masalar, Pop Art ve çelik Jambalar gibi modern mobilyalarla donattı. Onları sürekli yen iden dekore edip fotoğraflarını çekiyor. Bunlar Architectural Digest ya da Dwell dergisinin kapak sayfalarına koyula bilecek değerde fotoğraflar. Sadece
te run var o da evlerin minyatür maları. Küçüğün Çağrısı (Cal! of the Smail) isimli bloguna fotoğrafları koyan Ferrara, sayıları gittikçe artan, kendini minyatür modern tasanma adayanlar dan birisi. Düzgün çizgilere ve şık iç tasanma olan hayranlıklarıyla mini-modernistler, gösterişli Viktoria veya Tudor tarzlarını tercih eden oyuncak bebek evi düşkün lerinden tamamen farklılar. B ugün Ferrara'nın modern iç tasarım blogu gibi çok sayıda internet sitesi var. G ittikçe artan sayıda firma da, insanların gerçeğine sahip olmak için fazla pahalı buldukları modern evlerin ve eşyaların ufak kopyalarını üretiyorlar. Böylece mini-modernisıler hayal lerin deki evleri yaratabi liyorlar. Mini evlerini bodrum katında saklayan Ferrara, " Ü ç çocuğum o l d u ğ u düşünülürse, evim iyi, konforlu ve iş görüyor" diyor. Ancak oturma odasını kalın geometrik desenli d uvar kağıdı ile döşediği ya da zemini beyaz sahte kürk halı ile kapladığı mini evleri ona daha yaratıcı olma fırsatı sunuyor. Le Corbusier ya da Charles Eames gibi tasarı meliarın modern mo bilyalarının minyatür taklitlerini parçası 30 dolardan daha az bir fiyata alabiliyor. Gerçekleri için bunun kat be kat daha fazlası nı vermesi gerekirdi. Ferrara, internetteki açı k arttırma ve oyuncak sitelerinde dolaşıyor. Japon Reac ve i ngiliz Elf M i nialures gibi firma-
ların ı n yeni mini-modern ürünlerinden veya eski oyuncaklardan alıyor. ingiltere Brighton'da grafik tasarı mcı olarak çalışan Annina Günther, kolek siyonuna ilk başladığ ında, " Benimle dalga geçerler diye insanlara söylemek ten kaçı nıyordum. Ancak gördükleri zaman anlıyorlar" diyor. 28 yaşındaki Gü nther' i n , Annina'nın M inyatürleri (Miniatures by Annina) isimli bloguna ve Flickr'e fotoğraflarını koyduğu dört oyuncak evi var. M i n i evleri yaşanm ı ş gibi görünüyor ve tasarı mlarında Edward Hopper resi mleri ni hatı rlatan bir melankoli var. " Ben hayali mekanlar yaratm ıyorum " diyor v e ekliyor, "Amacım gerçekleri, şehirde yaşamanın metanetini ve dağ ı nıklığını göstermek." ll
ll
Kı ş la Şe h ri B i r M ü z e y e Um u t" Bağ l a d ı
Ta rih: 3 Mayıs, Sabah (New York Times)
Uzaktan bakınca yeni Pompidou müzesi çorak endüstriyel bir arazinin ortasında yükselen kar beyazı bir mantara benzi yor. Lorraine bölgesinde yer alan bu nis peten sessiz şehirde inşa edilmiş bina nın avangart şekli, müzeye çeşitli isimler takılmasına yol açtı. Belediye başkanı müzeye "Şirinler Evi " diyor. Binanın Japon mimarı S higeru Ban çatının şek lini yıllar önce Paris'ten aldığı örgü bir bambu şapkadan esinlenip tasarlamış. B u yüzden bazı çevre saki nleri "Çin Şapkası" gibi daha şık bir lakabı tercih ediyor. Modüler yapısı ve fütürist tasarı mıy la, Paris'teki ünlü Pompidou Kültür Merkezi'nin ilk bölgesel şubesi olan ve kapı larını Mayıs ayında açmayı plan layan Pompidou-Metz birçok kişi için pek çok farklı şeyin simgesi. Ancak yeriiierin umudu onun şehirlerini yen i bir Bilbao yapması . Çoğunlukla d ikkatler den kaçan, gösterişten uzak, 1 27 bin 500 nüfuslu bir burjuva şehri olan Metz, Fransa' nın en büyük askeri üslerinden birine ev sahipliği yapıyor. Bu ağırbaşl ı çevrede, göz alıcı bir modernliğe sahip, çağdaş sanata adanmış müze binası başlangıçta anlamsız, hatta biraz da tuhaf bulundu.
113
Mayıs 2010
basit şekilleri nden, ince malzemelerin den ve doğal ışığ ından büyülendiğini söylüyor. " insanlar buraya bayılıyor. Bir n umaralı sohbet konuları oldu burası" diyor. " Pompidou" ismi onun için özel bir şey ifade etmese bile, Wilhelm de binanın m imarisinden oldukça etkilen miş. " Bu radaki insanlar modern sanat hakkında fazla şey bilmiyor. Ama çatı mu hteşem" diye konuşuyor.
Çö p Ş e h i r
Tarih: 3 Mayıs, NTVMSNBC
Yüzyıllar boyunca Alman ve Fransız egemenliği arasında gidip gelen giren Metz, bir kimlik sorunu yaşıyor. 1 7 'nci yüzyıla kadar 700 yıl boyunca Al manya egemenliğinde olan Metz, daha sonra 1 8 7 1 -1 9 1 8 arası ve 1 940-1 944 arası Modern Almanya egemenliği altında kaldı. Belediye Başkanı Dominique G ros, i kinci Dünya Savaşı ' n ı takip eden yı llar boyunca Metz'in bir güven krizi ya şad ı ğ ı n ı söylüyor. " B u kargaşalar şehrin özgüvenini yaralad ı " diyor. M u hteşem bir ortaçağ ve Belle Epoque mimarisine sahip olan Metz' i n büyük bir opera binası yok. Sadece b i r tiyatrosu v e bir düzine kadar d a sanat galerisi var. Şehrin başl ıca cazibe öğesi olan, Avrupa' nın en büyük vitray ko leksiyonlarından birine sahip, 1 3 ' ü ncü yüzyıldan kalma St. Etienne katedrali bile Metz dışında fazla bilinmiyor. Şehrin merkezi caddelerinden Place Saint-Jacques'ta yer alan Kangourou Cafe'nin sahibi 43 yaşındaki Corinne Wilhelm, " Fransa' nın geri kalanı için biz kasvetli ve çirkin bir kışla şehriyiz" diyor. Konferanslar, filmler ve gösterilerle bir kültür merkezi olarak h izmet ver mesi amaçlanan müze, büyük ölçüde Lorraine bölgesi ve Metz belediyesi tarafından finanse edildi. M üze, Avrupa' nın en büyük modern sanat koleksiyonuna sahip Paris'teki Pompidou Kültür Merkezi'nin arşivinde ki 65 bin sanat eseri arasından seçim yapabi lecek.
ispanya'nın Bilbao şehrinin, Frank Gehry'nin tasarladığı çarpıcı G uggenheim müzesiyle başlayan dönü şümüne burada g ıptayla bakılıyor. Metz, Avrupa' nın sanat merkezi olmayı hayal ediyor ama bu belediye başkanı dahil birçok kişinin tabiriyle " G uggenheim etkisi " n i yakalaması gerektiği anlamına gerekiyor. Metz Ü niversitesi'nin Rektör Yard ı mcısı ve Tarih Profesörü Gerard M ichaux, " M etz en başından beri G uggenheim etkisini yakalamaya çalışı yor. Bilbao'yla aynı potansiyele sahibiz ve bu uzun vadeli bir süreç olsa da, ekonomik kazanç sağlamak için elimiz den geleni yapacağız" diyor. Bernard Staudt gibi bazı yerliler müzeden yararlanmaya başlamış bile. Binanın
1 980' 1ere kadar Kahi re'de özel bir çöp toplama sistemi yoktu. Bu işi Zabbaleen adı n ı verdikleri kişiler ya pıyorlard ı .Onlar da çöpteki meyve sebzelerle domuzları besliyor, metal artıkları nı ise toplayıp satıp az da olsa para kazanabiliyorlard ı . Bu resmi olma yan çöp toplama işlemi hala kısmen devam ediyor. Zabbaleen'ler Kahire'de hergün üretilen 6 . 500 ton çöpün yarısını topluyorlar. Kalan yarısını ise belediyeler ve özel şirketler topluyorlar. Zabbaleen' lerin yaşadığı bölgenin ad ı ise " Çöp Şehir" . . . Kahire'de yaklaşık 70.000 Zabbeleen ' i n yaşadığı düşünü lüyor. Çöp Şehir'deki hayat ise al ışıla gelen şehirlerdeki yaşamdan çok farklı. Çöp Şehir'deki her bir çöp parçasının bir önemi, işlevi var. Yiyecek atıkları hayvanlar için ayrılıyor. Onarılabilecek ne varsa onarılıyor. . . Satılabilecek en küçük metal parçası bile biriktiriliyor. Kahi re Belediyesi Çöp Şeh i r ' i kald ı r mak istiyor. Bunun için bi rkaç kez giri şimde bulundu .
Moyıs 201 0
O k u l Ya p ı l d ı Gi r i ş i Yo k ! Ta rih: 7 Mayıs, CNN Türk
Rize'de M i l l i Eğitim Bakanlığı tarafı ndan yaptırılan Anadolu Lisesi ' n i n girişi, 40 metre karelik arsa sorun u nedeniyle yapılamıyor. Rize' n i n Hayrat Mahallesi'ndeki Rize Çay Hayrat Anadolu Lisesi yapım ı işi Milli Eğitim Bakanlığı Yatırımlar ve Tesisler Daire Başkan lığı tarafı ndan 2006 yılında ihale ile bir firmaya verildi. ilgili firma, 24 derslikli okulun inşaa tına başlamasının ard ı ndan projen i n 40 metre karelik bölümünün, Tatoğlu ailesi ne ait kamulaştırması yapı lmamış arazi üzerinde olduğu anlaşıldı. Mahkemeye başvuran Kadir Tatoğ l u , okul i nşaatını durdurdu. Milli Eğitim Bakanlığı kamulaştırma soru nu sonrası okulun projesinde yeni lerneye giderek 5 ayl ı k aranın ard ı ndan okul i nşaatının devam etmesini sağ lad ı . i nşaat M ühendisi Ali Metin, ARAM i nşaat firması olarak okul i nşaatının ya pımını üstlendiklerini beli rterek, " i nşaat çal ışmaları sırasında projenin yanlış olduğunu görünce ilgili kişileri uyararak kamulaştırma sorununun giderilmesini istedik. Ancak bize sorun yaşanılmaya cağı , i nşaata devam etmemiz söylendi. Ard ı ndan arazi sahiplerin i n mahkemeye başvurması sonucu i nşaatı durdurduk" ded i . Proje tadilatının ard ı ndan inşaata de vam ettiklerini ifade eden Metin, " Okulu dört derslik küçülterek inşaata devam etti k. Okul bitme aşaması nda. Ancak öğrenci giriş merdiveni, tören alan ı vatandaşı n arazisine denk geldiği için yapılam ıyor. Engel l i asansörü yapıla m ıyor. Öğrenciler, öğretmenler, veliler, arabalar dokuz metrelik arka bahçe girişini kullanmak zorunda. Bu da çok sağlıklı olmayacak. Öğrencilerin ders arasında bahçeye çıkma imkanları olma yacak. O kul içinde hapsolacaklar" diye konuştu. Arazi için "nası lsa kamulaştırırız" mantığı güdüldüğünü öne süren Metin , " Şimdi okul var, ancak g i rişi yok. Okulu küçülttük. Eğer kamulaştırma sorun u çözülmezse bu okulun eğitime açı iabil mesi çok zor " dedi.
Ma h kemeye Başv u rd u B u arada Milli Eğitim M üdürü Rasim Çelik, yaptığı açıklamada, kamulaştırma sorununun çözümü için anlaşma sağla yamadıklarını kaydederek, " Burada bir kamu yararı var. Vatandaşla anlaşama yınca biz de arazin i n kamulaştırılması için mahkemeye başvu rduk. inşaat ça lışmaları devam ediyor. Okul açılmadan mahkemenin karar vereceğ ini düşünü yoruz" diye konuştu.
A r k i"t e r a Kamp ü s t- e ' n i n 5 . Ko n fe r a n s ı Ne v z a t" Say ı n ' la Izmi r po k u z E y l ü l U n i v e r s i"t e s i' n d e Ge r ç e k l e ş t- i .
Tarih: 1 3 Mayıs
N e j a t" E r s i n Ve fat" E "t "t i Tarih: 1 2 Mayıs
Ulusal Mimarlık Ödülleri 'nde 2002 yılında M imarlığa Katkı Dal ında Başarı Ödülü kazanan Nejat Ersin 1 1 Mayıs Salı ak şamı GATA Hastanesi 'nde vefat etti. Uzunca bir süredir rahatsız olan Ersin uzun yıl lar boyunca kamu ve özel sektörde mimar olarak çalıştı, M i marlar Odası ' n ı n kurulması ve örgütlenmesi sürecine de oldukça büyük katkı lar yaptı.
Nej at" E r s i n H a k kında 1 924 yılında Darıca'da doğan Nejat Ersin, 1 950 yılında G üzel Sanatlar Akademisi ' nden mezu n oldu . Mezuniyet sonrası bir süre özel bürolarda çalışan Ersin, kısa bir süre de Malatya'da, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde mimar olarak görev yapt ı . 1 952 yılında Ankara i mar M üdürlüğü ' nde, 1 953 yılında Hava Meydanları işletmesi M üdürlüğü' nde çalışmaya başladı . 1 960-1 994 yılları arasında serbest çalışmaya başladı . Bu süreçte, Sedad Hakkı Eldem ' l e birlikte Başbakanl ı k Ek Binas ı ' na da birlikte imza att ı . Najat Ersin, Eldem'in ö l ü m ü olan 1 989 yılına kadar 27 yıl süreyle, onun Ankara'daki işlerine vekalet etti. Meslek hayatında, sadece m i marl ı k pratiğinde yer alan bir mimar olarak kalmayıp, M imarlar Odası ' n ı n kurulması ve örgütlenmesi sürecine de oldukça büyük katkılar yaptı . 1 955'den itibaren Ankara Şubesi ' nde, 1 959 'dan itibaren de M erkez Yönetim Kurul u ' nda, 1 97 1 'e kadar sürekli görev aldı .
YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
Arkitera M imarlık M erkezi ' n i n Medyasoft 'un desteği ile düzenlediği Arkitera Kampüste ' n i n beşinci toplan tısı, 7 Mayıs 201 O tarihinde Nevzat Sayın ' ı n katılımıyla izmir Dokuz Eylül Ü niversitesi'nde gerçekleştiri ldi. Sayı n , " inşa etme bağlamında m i marl ık" başlığı altında, projelerinden bir kısm ı n ı , ya şadığı süreçle birlikte anlattı . Özellikle kulland ığı malzemeler, proje yaptığı bölgelerin özellikleri, binanın fonksiyonu gibi koşulların tasarımda nasıl kullanıla bileceğini ve ne kadar öenmli olduğuna değindi. Öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen konferansta ilk olarak sözü alan Medyasoft'un Autodesk Ürün Yöneticisi Duygu Kasal kısa bir sunum la öğrencilere M edyasoft ürünlerinden bahsetti. Sayın, konuşmasına izmi r Buca'da bulunan Dokuz Eylül Ü niversitesi karn püs planını eleştirerek başlad ı . izmir'de böylesi büyük bir parselde, aralarında çok uzak mesafeler bulunan kampüs binaları n ı n , öğrenciler arasındaki i letişi m i engellediğini ve izolasyon yarattı ğ ı n ı söyledi. Nevzat Sayın, Dikili-Yahşibey Yaz Okulu, Santralistanbul, Pulver Depo ve Ü retim Yapısı, Merit Gemicilik Ofis Yapısı, Umur Matbaa ve Kı rtasiye Fabrikası, SSK Çok Amaçlı Konser Salonu projelerini anlattı. Anlattığı bu projeleri birleştiren tek gerekçen i n "yapı labilirlikleri" olduğunu belirtti. " Bir yapı, bildiğiniz gibi, pek çok açıdan ele alınabilir. Estetik, teknolojik, sosyo kültürel, ekonomik açıdan ele alınabilir. Ama benim burada anlatmak istediğim şey, inşa edilebilirlik anlamında bi naları incelemek. Yapıları hep, estetik anlam da ele alıyoruz, nasıl göründükleriyle ilgilieniyoruz. Nasıl görkemli oldukların ı ,
M ay ı s 2010
bugünün üsluplarını ne kadar yansıt tıkların ı konuşuyoruz, ama nasıl inşa edilebildikleri bizim dünyamızda çok zor kon uşuluyor. Ama tasarımın bir ucu da burası. Yapının tasarlandığı şekliyle üretilmesi bazen zor olabiliyor," diyerek konuşması nın mimarlık adına öneminin altı nı çizdi . Sayın, bu projeyi, h e r a y staj yapmak için gelen öğrencilerle birlikte yü rütüyor. Dikili Vahşibey'de kalan bu öğrenci grubu 1 ay boyunca hem staj yapıyor, hem de bina yapımına katkıda bulunu yor. Yahşibey köyü, zeytinyağ yapımı ve balı kçılığın yoğun olduğu bir köy. Ekip, burada bulunan yapılardan bir kısmında onarım ve iyileştirme, bir kısmında da tamamen yenileme gerçekleştridi. Bu projede nüfusun daha fazla artmaması na dikkat edildiğini beli rten Sayın, nüfus artış h ızı olarak belirlenen %1 O' luk pay içinde, en fazla 1 1 yeni bina yapabile ceklerini söyledi. Nevzat Sayın ve ekibi öğrencilerin kaldığı yaz okulu evini de tasarladı . Bu ev, tamamen ilkel kal ıplar üzerine oturtuldu, çok sıradan gibi gö-
züken bir tasarım yapıldı, ancak en son gelinen nokta çok önemli . . . Zanaatkarl ı k bu projede en ön planda. Yapının taş duvarları , köydeki taş evierden izlene rek yapıldı. Bu noktada Nevzat Sayın , "Yerellikten öğrenebileceğimiz neler var?" sorusunu sordu. " M imarlık hep görünmek ve patı rtı çı karmak üzerineymiş gibi anlaş ı l ı rken, burada tam tersi görünmemek, ve bura da bizden önce var olan şeylerin izlerin i sürmek g i b i b i r yol izliyoruz," diyen Nevzat Sayın, bu köy evlerinde d ışar dan göremeyeceğimiz, içeride bir avlu yaşam ının olduğuna dikkat çekti. Bu köyün koşullarını zorlyacak her hangi bir şey yapmamayı kural olarak kabul eden Sayın, bu projede, özellikle bölgede bulunan malzemelerin kulla nıldığının ve zannatkarliğin ön plana çıktığının altı nı çizdi . Bölgedeki evlerin yapımında tamamen yerel işgücü ve malzeme kul lan ıldı. Bölgenin kendine has mimari özelliklerinin dışı nda, yapı lara bi raz daha modern bir çizgi katıld ı . Pencereler daha büyük yapıldı v e bazı
llS
binalarda beton kullanıldı. Satralistanbul, Osmanlı i m paratorluğu zamanında, istanbul ' un ilk elektrik santrali olan Silahtarağa Elektrik Santrali'nin kente yeniden kazandırılmış hali. 1 9 1 0'da inşa edil meye başlanan ve 1 986 yılına kadar aktif çalışan santral, bu yıldan sonra, 2006 'ya kadar yeni bir işlev kazanmadı . Santralistanbul, Haliç'in en uç nokta sında bulunduğu için konumu oldukça öneml i . Sayın, " i stanbul 'da bunun gibi başka bir yer yok," diyor. Sayın, bina yenilenirken, eski fotoğ raf ve belgelerden faydalanıldığını söyledi. Eski fabrikada bulunan kayıtlar, binan ın eskiye sad ı k bir şekilde yenilenmesi için yeterli olmuş. Bugunün modern kent hayatına önemli derece katkı sağlayan ve mekansal kalite açısı ndan bir örnek oluşturan yapı , Eylül 2007 'de kullanıma açıldı. Burada bulunan yapılar, kendi dö nemlerinin üsl upların ı çok iyi taşıyor. Sayın bu noktada hoş bir tesadüften bahsetti . Santrale ilk defa gird ikleri
Mayıs 201 0
zaman, bu çöküntü binaların içinde, bul du kları bir dolabın içinde, buranın 1 9 1 0 yılında Fransızlar tarafı ndan çizilen ilk planı n ı buldukların ı söyledi. 1 957 yılın da Seyfi Arkan tarafından yapılan sant ral yapısının da paftalarına kadar, bütün paHalarını eksiksiz bir biçimde bulduk larını belirten Sayın, "dünyada hakkında en çok evrak olan eski yapı"nın bu yapı olduğunu da vurg ulad ı . Bütün bunlara rağmen, yapının dönüştü rülmesindeki sıkıntılara değinen Nevzat Sayın, " Neyi nasıl kullanacağ ı mızı biliyorduk, ama burada bilemediğimiz bir şey vardı. Bu fabirkada, asbest gibi ağı r kimyasal ların veyağların oluşturduğu bir kirlilik vard ı . Neye nasıl m üdahale edeceği mizi bilemedik. Bu yüzden de Almanya'daki Ruhr havzasında, sanayi yapıları nın na sıl dönüştürülebileceği ile ilgili çalışan bir uzmanı buraya çağ ı rdık," dedi. Bugün, bu yapı, içinde istanbul Bilgi Üniversitesi i letişim Fakültesi , M imarlı k Fakültesi v e Sosyal Bilimler Enstitüsü gibi eğitim binaları nın dışında, Enerji M üzesi , Çağdaş Sanatlar M üzesi ve yeme-içme mekanları nı barındırıyor. Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 'nde bulunan Pulver Depo ve Ü retim Yapısı, bina yapı m süreci açısından diğer yapılara kıyasla daha kolay. Sayın, OSB' lerin i nşa izinleri ile i lgili tamamen kendi yönetmeliklerinin olduğunu ve bu yönetmeliklere göre bölgenin içinde bina inşa edilebi leceğ inden bahsetti. Nevzat Sayın, bu konuyla ilgili olarak, planlanacak her alanı n , yerel yönetim den gelmeyen, tamamen kendi içinde örgütlenmiş bu alanlar gibi olması nı dilediğini belirtti . Bu yapıda, arazi bir dezavantaj ol maktan çı karak, avantaja dönüştürüldü. Kot farkı , binanın araziye yatayda yayıl ması nı sağladı ve düşeyde de yönetim ve üretim birim leri iyi kurguland ı . Her kottan, farklı fonksiyon kullanı mları için birer giriş var. Böylece, bina, büyük bir rampayla sarı lmış hissini veriyor. Böylece, üretim, yönetim, personel ve depolama ilr ilgili üniteler açık ve net bir şekilde çözüme kavuştu rulmuş oldu. Gebze'de bulunan bu yapı kom leksi, aynı işverene ait, fakat birbirinden tama men bağ ımsız. ikisi de farklı malzemeler üretiyorlar. Biri toz boya, biri kauçuk üretiyor.
Bu üretimin yapılması için kullanılan makineler çok büyük. Dolayısıyla, plan çizmeden önce, makine büyüklüklerinin ve üretim dön güsünün nasıl olacağına karar vermek gerekiyor. Bu aşamadan sonra da bina tasarım sürecine geçildi . Fabrika bi naları, prefabrik teknikle yapı ldı. Gövde betonarme prefabrik elemanlarla inşa edildi, diğer ikinci dercede önemli ünitelerde ise, çeli k kullanıldı. Yapılar, d ışarıdan ne kadar sakin görünse de iç mekanları bir o kadar karışık. Bu mekanların birbiriyle enteg reli bir şekilde tasarlanması da süreç içinde zaman almış.
Vi z e s i z Ru sya ' da n M ima r i Ya n s ıma l a r Ta rih: 1 4 Mayıs, Wikipedia, Skypalace DERLEYEN: DERYA YAZMAN
Rusya, geçirmiş olduğu savaşlar, yıkım lar, yangınlar ve politik değişimlere rağmen Dünya'daki zorluklar karşısında direnen güçlü ülkelerden biri. Doğu Slavlarla başlayan tarihsel süreci , geçirdiği birçok evrimierin ardın dan Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti 'nin bağı msız bir hale gel mesi ile Rusya Federasyonu'nun oluşu munun ardı ndan bugünkü şekl ini ald ı . Bu hafta içinde yapı lan anlaşma i l e Rusya da artık vizesiz olarak gidebile ceğimiz ülkeler kervanına katıldı. Bu durum aslında turist olarak kenti ge zebilmek, farklı dönemlerin kentsel ve m imari ölçekteki yansımalarını görebil mek ad ına olumlu bir yaklaşı m . Çünkü Rusya, Avrupa ülkelerinden sonra m imari açıdan her dönemin farklı izlerini içinde barı ndıran ve bu izleri de koruya bilen bir ülke. Rusların mimari süreci, Slavlar' ın yapmış olduğu ağaç evler ile başladı . O dönemde ağaç, "sonsuzluğun sembol ü" olarak nitelendirild i . Kyivan Rus'da ah şap kiliseler yapıldı. Daha sonraları Bizans kültürü beni m senerek, Slav m imarlar kendi geliştirdik leri matematiksel hesapları kullanmayı tercih ettiler. Kyivan Rus'daki taş kilise-
ler, Yunanlar tarafından Bizans uslübu ile i nşa edildi. 1 2 . yy'dan sonra Doğu Slavik taş mimari tarzı, Beyaz Rusya'da belirmeye başladı. Beyaz Rusya kendi mimari tar zını Batı Avrupa Tarzı olarak nitenlendir di. Çünkü o dönem, Beyaz Rusya'daki aristokratlar Katolikliği değiştirmek isti yordu . Bu nedenle bu dönemde m imari açıdan Batı tarzı benimsend i . 1 237 - 1 240 dönemlerinde Rusya, Moğollar tarafından işgal edildi. Bu dönemde kent parçalanmak istendi ve m imari açıdan gelişim duraklad ı . Doğu R u s dönem inin ilk taş kilisesi bu dönemde ancak 2 nesil sonrasında inşa edilebildi. Bir tek Novgorod ve Pskov'da kiliseler yapı ldı. 15. yy'da M oskova'daki okullardaki m imari gelişimi Pskov'dan mimarlar destekled i . Bu m imarlar Moskova m imarisi adına seçkin rollere sahipti. 1 6. yy'da Pskov'daki okullar Eski Rus tarzı mimarisinden sonra kuzey m imari tarzının oluşumunu tetikledi ve Moskova tarzını oluşturd u . Bu dönemin en önem li yapılarından biri St. Basil Katedrali . Pskov'lu m i mar Postnik Yakovlev tara fından 1 555 - 1 5 6 1 tarihlerinde i nşa edilen katedral , Rus Goti k tarzını en iyi şekilde gösteriyor. 1 7. yy'da Naryshkins ve Stroganovs adlarındaki zengi n tüccar aileleri, Rusya'da Avrupa mimarisine benzer (Rus Barok M imarisil tarzda kiliselerin yapımına destek oldu. Rusya, 1 7. ve 1 8. yy' larda Sibirya üzerinde sömürge kur ma teşebbüsünde bulundu. Bu durum Sibirya Barak tarzını doğurdu. 1 8. yy' ı n sonlarında v e 1 9.yy'ın ortalarında da Moskova ve St Petersburg'da baskın olan tarz Neoklasizm/imparatorluk'tu. Bu dönemin en önemli Rus m imarları ise Vasily Bazhenov, Matvei Kazakov, Andrei Voronikhin, Andreyan Zakharov'du. 1 8 1 2 yıl ında Napolyon ile olan sa vaş döneminde Moskova yandı ve 1 850' 1ere kadar hiçbir şey yapılmadı. Bu dönemde "milliyetçilik" olgusu Rusya'da kendini oldukça gösterdi ve bu durum m imariye de yansıdı. 1 9. yy'da geleneksel Rus mimarları, Rus M imarisi'ni yeniden canlandırmaya baş ladı lar. Genelli kle Moskova tarzı çizimler yapıldı, fakat bazen diğer mimari tarzlar-
M ayıs 2010
dan da destek alı n d ı . Örneğ i n , Bizans tarzı canlandırma modelinin de hakim olduğu görülüyor. 20. yy'ın başlarında da ilk önce, Kom unizm bir çok Rus ve Yahudi entelektüeller tarafı ndan desteklendi. 1 920' 1erde ise ultra-modern " konstrükti vizm" tarzını yarattılar. Daha sonra da "Stalin" tarzı öne çıktı. Fakat Stalin tarzı, Konstrüktivizm gibi değildi, daha çok neo-klasik mimari ye benziyordu. 1 93 1 - 1 935 seneleri arası nda inşa edilen Moskova'nın en önemli Stali n tarzı yapıları Mokhovaya Caddesi B i nası, Moskova Otel, STO Binası i d i . 1 935'de yapılan Moskova Master Planı da Stalin kentsel gelişim modelini içeriyordu . Bu plana göre bazı kararlar alınmıştı: Kentsel yapı adalarının büyüklükleri 1 , 5-2 ha'dan 9 - 1 5 ha kadar çıkabilir. Yen i gelişim alanlarında nüfus yoğun luğu 400 ki/ha ile sınırlanmal ı . Binalar, en fazla 6 katlı olmalı. Fakat 1 . derece ana caddelerde 7-1 0 - 1 4 katlı olabilir. Dolgu alanları 1 . kademe yollardır. Ancak, 1 . kademe konut ve ofis binaları için imara açılabilir. Bu dönemde Sovyetler Birliği, "yeral tı sarayları" olarak nitelendirilen metro mimarisine önem verd i . Moskova ve St. Petersburg 'un dışında da diğer Sovyet şehirleri olan Kyiv, Kharkiv, Tiblis, Bakü 'de metro istasyon u tasarlad ı . Bu tasarımlarda sanatın etkisini de görmek oldukça mümkün. Yapılan bu metro istasyon tasarımları aslında şehirlerin sanatsal ve mimari açıdan sembollerini si mgeliyord u . 1 990 v e 2000' 1 i yıllarda binlerce yen i ibadet yeri i n ş a edildi . Bazı R u s mimarisi hayranları bu dönemde yapı lan yapı lar hakkında şu yorumları yapmış: Rusya' n ı n en yeni dini yapıları, dünya seviyesinde değiller. Rus m imarisinin gelişimi, Ortodoks felsefesine oturmalıyd ı . Bun lar, R u s gelenekselliğidir. G ü nümüzde ise Dünya ' n ı n birçok ülkesinde olduğu gibi Rusya'da da gökdelenler yüksel iyor. Gökdelenlerin bulunduğu Moskova' n ı n merkezi i ş ala nı, modern Rusya'yı yansıtıyor.
B u Ne Pe r h i z Bu Ne Lahana Tu r ş u s u ? Tarih: 1 8 Mayıs YAZAN: SELi N BiÇER
Edirne Belediyesi i mar ve Şehi reilik M üdürlüğü tarafından açılan Selimiye Cami Çevresi Ulusal Kentsel Tasarım Proje Yarışması' n ı n sonuçları 24 Mart 2010 tarihinde açıklandı. Selimiye Cami Türkiye'nin U N ESCO Dünya Mirası Ön Listesinde yer aldığı ve 201 0 yılı içinde eserin asıl listeye alınması beklentisi uğruna verilen uğ raşlar nedeniyle yaklaşık 2 ay sonra 1 7 Mayıs 201 0 tarih inde Edirne Ticaret ve Sanayi Odası'nda gerçekleştirilen ödül töreni ve Kolokyum'u Arkitera olarak sizin için izledik. Kolokyumda asıl jüri üyelerinden Prof. Dr. Zeynep Ahunbay (J üri Başkanı),
Prof. Dr. ilgi Yüce Aşkun , Dr. Turgay Ateş, Yeşim Hatırlı, Prof. Dr. Nevzat ilhan, Öğr.Gör. Dr. Oktan Nalbantoğl u , D o ç . D r . Yegan Kahya Sayar v e yedek jüri üyelerinden O rçun Ersan hazır bu lundu. Katılımcı sayısının bell i ki hesaplan � madığı için kolokyumu bir çok kişi ayak � ta izlemek zorunda kaldı . n ., Kolokyumda çok tartışılan konular)> ... "'" dan en önemlisi ise şartnarnede "yarışı: ::J ma alan ında kazı yapılamaz" maddesi nin yer almasıyla ilgil iydi . Şartnarnede v e soru-cevap bölü m lerinde bu konu açıkça beli rtilmesine rağmen, bazı projelerde yol kotunun değiştirilmesin i n neden diskalifiye sebebi olmadığına dair ilk soru Ali
117
Muslubaş'tan geldi. Bunun üzerine söz alan H üseyin Bütüner yaklaşık 2 , 5 ay boyunca emek verilen projelere bakmak için jürinin sadece 3 gün harcamış olmasını ve jüri raporlarındaki metin lerin yetersizliğini eleştirdi . B u n a karşılık Jü ri Başkanı Ahunbay eleştirileri haksız bulduğunu açıklad ı . Oktan Nalbantoğlu daha sonra sözü devralarak jüri raporun u okudu . Salondan gelen başka bir eleştri ise yarışma konusunun Edirne olması ndan dolayı proje süresinin az gelmesiyle ilgili oldu. J ürinin bu konudaki eleştirilerle hem fikir olduğu, ancak sürenin belediye tarafından beli dendiği belirti ldi. Bu yüzden ilk tur elernede tüm projelerin geçirildiği açıklandı. Yeşim Hatırlı projeleri incelemek için yeterince zaman ayı rdıkları n ı ve koruma planların ı aydı ngere basarak her bir
paftanı n üzerine tek tek koyarak incele mede bulunduklarını anlatt ı . Şartnamedeki esaslar g ö z önüne alındığında i h lal edilmiş kurallara sahip projelerin derece almaları sonucu nda yarışmanın iptal edilme olasılığı soruldu. Jürinin yanıtı ise yarışmaya toplam 54 projenin teslim edildiği ve bunlardan yaklaşık 1 5 tanesinde yol kotunun de ğiştirildiğine değinildi. Jüri insiyatifini kullandığını ve projeler için harcanan emeğ i n daha önemli ol duğunu beli rtti. Söz alan Devrim Çimen jürinin proje müellifi gibi davranamayacağı yorumu n u getirdi. J ü rinin yaptığı değerlendirme sonu cunda kentsel dönüşüm kavramı n ı n
Moyıs 201 0
çevre düzenlemesine dönüştüğü belir tildi. Sinan Omacan ise bu fikre katıldığını şu sözlerle beli rtti: " Yeşil açık alanlar ve peyzaj düzenlemeleri bir kenti kurtara maz". Bu yarışmanın değerlendirilmesi sürecinde jürinin şartnamenin gerek tirdiklerini yerine getirmemesinin diğer mimari proje yarışmalarını etkilediğini beli rten O macan jüriye yarışmacıların kime güveneceğini sordu. Prof.Dr. Nevzat i lhan ve Dr. Turgay Ateş yarışmacıların eleştiride bulunarak sorulara yanıt vediğini söyledi. Dr. Turgay Ateş kentsel tasarım 1 şehi r planlamanın mimarlık dünyasından çıkan ve tek bir doğrusu olmayan olgu lar olduğunu söyledi ve bu yarışmanın şeh ireilik için çok önemli bir ad ı m oldu ğunu belirtti . Kolokyumu izleyenler arasında bu lunan Lale Süman, Selimiye Cam i ' nin bulunduğu alanda çok uzun süre önce yıkılmış ya da yok olmuş olan han, ha mam, kervansaray, vb yapı ların kalıntı la rı n ı n bulunduğunu iddia etti. Bu yüzden burasının çok değerli olduğundan ve tek bir ağaç dikmek için bile kazı yapar ken çok iyi düşünmemiz gerektiğinden bahsetti . Seyirciler arasında yer alan yerel bir gazeteci yarışman ın Edirne halkını çok heyecanlandırdığını söyledi. Halkın konuyla ilgili en çok merak ettiği şey ise kazanan projenin uygulanıp uygulanma yacağı olduğunu da sözlerine ekled i . B u n u n üzerine Edirne Belediye Başkan Yard ı mcısı N ihan Akdere, pro jelerin uygulama projesi aşamasına gel mesi nin özellikle 201 0 yılı içerisinde Dünya M i rası olması için U N ESCO'ya önerilen kentin yararına olacağını anlattı. Yeniden söz alan Hüseyin Bütüner Edirne söz konusu olunca kazanan pro jenin yeterince araştırma yapılmadan oluşturulduğunu düşündüğünü söyledi . Başka bir eleştiri ise jürinin yarışma ya yeterince sahi p çıkmamasıyla ilgiliydi. J üri üyelerinden Doç . D r. Yegan Kahya Sayar yarışmanın zor bir konuya sahip olduğunu, yarışmacıların birden fazla problemle karşı karşıya bulun duğunu anlattı. Üst ölçekten en alta çözülmesinin beklendiğini belirtti. B u yüzden isteneni verebilen proje sayısı-
n ı n oldukça a z olduğunu söyledi. Buna rağmen içi nde çok iyi fikirleri barı ndıran ve parça parça çok iyi çözümler getiren projelerin bulunduğunun altı nı çizerken tüm projeler için ortak görüşün fikirlerin yeterince olgunlaşmam ış olması oldu ğunu beli rtti. Yarışmayla ilgili en can alıcı noktalar dan biri de açı klanan sonuçlarda hiçbir projenin satınalma ödülüne değer gö rülmemesi oldu. Konuyla ilgili O rçun Ersan yarışma kurumunun çok hassas olduğunu ve meslek çevresinde el üstünde tutmaya çalıştıkları bir durum olduğunu anlattı. Jüri olarak geldikleri noktadan mem nun olduklarını belirten Ersan, j ürinin yine insiyatifini kullanarak bu ödülü da ğ ıtmad ı ğ ı n ı açıklad ı . Ayrıca yol katu nun değiştirilmesini bir tasarım kriteri olarak görmediğini söyledi. Tartışmanın hararetini arttıran kon uş macılardan biri yine Devrim Çimen oldu. Yarışmacıların yönetmelik ve yasalara uymak zorunda olduğunu, uymayanların ise d iskalifiye edilmesi gerektiği düşün cesini yineledi ve yarışmada keyfiyet olduğunu iddia etti. Bunun üzerine salondan gelen başka bir soru ise jürinin projelerin iyi yönlerini gördüğü halde bunları neden raporlara yansımadığı üzerine geldi. Jüri değerlendirmesi sırasında ilk ola rak yarışmacıların hazırladıkları raporları okumuş, çünkü bazı projelerde çizimler yeterince anlatamıyormuş. Nevzat i lhan teorinin iyi, uygulaman ın ise yeterince iyi olamadığı belirtti. Devrim Çimen yine söz aldı ve jürinin kolokyumda bahsetti kleri konuların ra porlarda da yazması gerektiğine değin di. 1 980' 1erde Eskişehir'de yapılan bir yarışma için hazırlanan raporların okun masının iyi bir örnek olacağ ı n ı da belirtti. Başka bir yoru m ise raporlarda son elemeye 4 projenin kaldığı halde diğer projelerin nası l ödüle layık görüldüğ üyle ilgili oldu. Değerlendirme sonunda ödül sayısı kadar proje kalmayınca jüri son elerneyi tekrar yapmış ve yeni bir seçime göre ödüller dağıltımış. Tartışmaların ardından ödül törenine geçildi ve sırayla jüri üyeleri kazananla ra plaketierini verdi.
Yarışma projelerinin ve maketierin aynı binada yer alan bir konferans salo nunda sandalyelere dayanmış bir şekil de sergilenmesi tepkilere neden oldu.
Ta r i h i S "t u "t "tg a r"t Me r k e z Ga r ı Yı k ı l ac a k mı ? Tarih: 25 Mayıs DERLEYEN: PlNAR KOYUNCU
Tarihi Stuttgart M erkez Garı, tren garını ve demiryollarını baştan sona yeniden inşa etmeyi kapsayan " Stuttgart 2 1 " projesi sebebiyle, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Projenin resmi başlangıç tarihi 2 Şubat 201 O olarak duyurulmuş tu. Garın kanatları nın yıkımının ise Eylül 201 O 'da gerçekleştirilmesi planlan ıyor.
Ocak 201 O'da garın m imarı profesör Paul Bonatz' ı n torunu Peter Dübbers, gar binasının kısmi olarak yıkılmasını engellemek için gerekli yasal adımları attı . 20 Mayıs 2 0 1 0 'da mahkeme Deutsche Bahn (Alman Demiryolu) şirketinin garın kanatlarını yıkmasına izin verdiği yönündeki kararını açıkladı. 2008 yılı sonunda hazırlanan bir dilekçeye, oldukça yüksek bir katılımla 4.995 vatandaş tarafından destek veril di. Fakat Şubat 201 0 'dan beri son ka rar, komitede yer alan politik partilerden biri tarafından illegal bir şekilde engel lendiği için bir karara varılamadı . Garın yıkılmasına karşı çıkanlar, Avrupa Parlamentosu'na da bir dilekçe verdiler. Stuttgart Garı gibi durumlarda bu parlamentoya veto hakkı vermesini birlikte umdukları diğer ülkelerden ben zer g irişimler tarafından da desteklenen
M ayıs 2010
119
dilekçe (www.patrimoine-heritage.eu) adresinden okunabilir. Vatandaşların yaklaşık yüzde 70'i tarafından desteklenen birlik " K 2 1 " (www.kopfbahnhof-21 . de) ' i n yanı sıra, yıkıma karşı olan dernekler tarafından yaklaşık 30 haftad ı r her pazartesi günü binlerce vatandaşın katılımıyla, tarihi garın kısmen yıkılmasına sebep olacak olan " Stuttgart 2 1 " projesine karşı protestolar yapılıyor. Genel ekonomik krizin bir etkisiyle "Stuttgart 2 1 " projesi Alman hükümeti tarafından ciddi bir şekilde gözden geçirilebilir.
Aç ı k Ka p ı F e s t- i v a l i ' n d e I l k Gü n ! .
Tarih: 25 Mayıs
YAZAN: DERYA YAZMAN
22 M ayıs 201 O tarihinde başlayan Açık Kapı Festivali ' n i n ilk günü, Beyoğ l u ' ndaki Borusan M üzik Evi ile başlayan turumuz Florya'daki Atatürk Köşkü ile sona erd i . Borusan tarafından satınalınan bina nın restorasyonu Gökhan Avcıoğlu tara fından yapıldı. Binanın tasarım konsepti, müzik kutusu olarak düşünülmüş. Bina da sergileme katları dışı nda bir de kon ser salonu yer alıyor. Binanın iç mekan tasarı mı oldukça esnek. Sergileme malzemelerine ve ihtiyaç duyulan mekana yönelik, hare ketli alçıpan duvarlar sayesinde alanda genişlemeler ve daralmalar yapılabiliyor. Cam kullan ımı ile mekanda şeffaflık ön plana çıkarılmış. Borusan Müzik Evi ' nde, konser ve müzik aktivitelerinin d ışında sergileme ler de yapılıyor. Diğer bir açık kapı mız olan Florya Atatürk Deniz Köşkü, 1 93 5 yılı nda Cumhurbaşkanl ı ğ ı Yazlık Köşkü olarak yaptırılmış. M i marı ise Seyfi Arkan . Atatürk ' ü n sağlığına kavuşabil mesi için inşa edilen ve bir dinleme mekanı ola rak tasarlanan bu yapı grubu, Atatürk Deniz Köşkü, Genel Sekreterlik ve Yaverlik Binaları' ndan oluşuyor. iç mekanda yer alan mobilyaların bir kısmı orijinal haliyle korunurken, bir kıs mında yenilemeler yapılmış. iç mekan oldukça sade ve işlevsel olarak tasar lanmış. Ahşap yapı olması ve denizle
iç içe olduğundan ötürü suyla temas etmesi nedeniyle binada oluşabilecek zarariara karşı , bina sürekli restore ediliyor.
Aç ı k Ka p ı H e y b e l i a d a' d a y d ı Ta rih: 26 Mayıs
YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
Heybeliada, Açık Kapı'nın ilk gününde, festivale önemli bir ev sahipliği yaptı. Adanın iki karşı tepesinde bulu nan ve birbirine bakan Hüseyin Rahmi G ürpınar Evi ve Heybeliada Ruhban
Okulu kapalı kapılarını açtı. H üseyin Rahmi G ürpınar'ın adaya yerleşmesi sağlık sebeplerinden kaynaklanıyordu. 17 yaşında vereme yakalanan ve annesini de veremden kaybeden Gürpı nar, o zamanlar istanbul 'daki tek senatoryumun olduğu Heybeliada'ya geldi. Bu evi de, aldığ ı arazini üzerine yaptırd ı . 1 9 1 2 'den 1 944'e kadar burada yaşadı . Bina profesyonel b i r m üdahale görmemiş. Yapılan bağ ışlada sadece basit onarım ı yapılmış. 3 katlı olan ve Heybeliada'nın önemli bir manzara noktasında bulunan ev, bugün m üze
'l/loyıs 20'0
olarak kullan ı l ıyor. Hiç evlen mediği bili nen Gürpınar, hayatının son yıllarını bu evde albay bir arkadaşıyla geçirdi. Arkadaşına evin çatı katında verdiği oda, karşıda Ruhban Okulu'na ve di ğer adalara bakıyor. Evde, G ürpınar' ın kendi eliyle işlediği el işleri, yastı klar, fotoğraf makinesi ve çektiğ i fotoğraflar, yazıları n ı yazdı ğ ı masası, eskizleri ve fotoğraflarıyla dolu bir oda sergileniyor. Eşyalarının çağuna hiç dokunulmamış evde, G ürpınar'ın gündelik hayatında kullandığı pek çok eşyayı görmek de mümkün. H üseyin Rahmi G ürpınar' ı n evinden sonraki durak Heybeliada Ruhban Okulu 'yd u . Ruhban Okulu ' na ulaşmak için ya taytona binebilirsiniz ya da be nim gibi adanın çevresinden yaklaşık 30 dakika yürüyerek tepeye çıkabilirsiniz. Ruhban Okulu, kıyıdan sanki gizemli ve kimsenin içeriye alınmadığı bir "site" gibi gözüküyor. Papaz yetiştiren bu okul, dışarıdan duvarlarla kaplanmış ve ada hayatı ndan izole edilmiş duru mda. Okula giden yokuştan çı karken binayı görmek için sabırzılanıyorsunuz, çünkü az sonra görmek istediğiniz manzarayı hayali n iz de canlandırabiliyorsunuz. Okul ' u n g i rişinde büyük ve özenle koru n m uş bir bahçesi var. Okul binası nın kapısı ndan içeri girdiğinizde bir iç avlu sizi karşıl ıyor. Okulun giriş katında,
derslikler, tuvaletler, disiplin odası ve revir bulunuyor. Badrum katında kü tüphaneler var. Bir kütüphane odası tamamen öğrencilere ayrılmış durumda. Öğrenciler burada ders çalışıp, araştır ma yapıyorlarmış. Rehber, daha sonra bizi , kimsenin g i remediği, kütü phanenin özel bir bölümüne götürd ü . Buraya, kütüphane görevlisinden başkası gire miyor. Odadan içeri girdiğimizde, raflar daki eski kitaplar ve kemerlerle ayrılmış
ince ve uzun kütüphane koridoru dikka timizi çekiyor. Maalesef sadece kapıdan bakabiliyo ruz ve fotoğraf çekemiyoruz ama bu bile bu özel kitaplık hakkı nda biraz da olsa fikir sahibi olmamıza yetiyor. Rehberin söylediğine göre, burada hiç el yazması kitap yok. En eski kitap 1 400'1erden kalma. Fakat, burada bulunan daha eski ki tapların şu anda Vatikan'da olduğunu söyleyen kütüphane görevlisi, kitapların buradan çalınarak Vatikan'a götürüldü ğünü belirtiyor. Binanın 2. katı tamamen yatakhane olarak kullanılıyor ve dışarıya kapalı. Kütüphanelerden çıktı ktan sonra, okul binasının arka kapısından avluya çıkıyoruz. Hemen karşımızda okulun kilisesi çıkıyor. Kilise çok gösterişli bir şekilde süslenmiş. Kiliseni n arkasında ise tüm adaya hakim bir manzara noktası var. H üseyin Rahm i Gürpınar'ın evinden gördüğü müz bu tepeden, bu defa karşı tepeye bakıyoruz. Farklı etnik kökenierin ve kültürlerin h issedildiği ve bunun da sokaklara, m imariye oldukça yansıyarak, güzel bir çeşitliliğin yaşandığı Heybeliada'da, kapalı kapılar ard ında, aslında bize ait pek çok şey buluyoruz.
Mavı � 2010
A r k it" e r a Kamp ü s t- e ' n i n Alt- ı n c ı D u r a ğ ı Gö k h a n Avc ı oğ l u i l e �o n y a S e l ç u k U n i v e r s i "t e s i' y d i Tarih: 25 Mayıs YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
Arkitera M i marlık Merkezi 'nin Medyasoft 'un desteği ile düzenlediği Arkitera Kampüste'nin altıncı durağ ı , 18 M ayıs 20 1 0 tarihinde G ökhan Avcıoğlu'nun katı l ı m ıyla Konya Selçuk Ü niversitesi'ydi . Öğrencilerin yoğ u n katılımıyla ger çekleşen konferansta i l k olarak sözü alan M edyasoft'un Autodesk Ü rün Yöneticisi Duygu Kasal kısa bir sunum la öğrencilere Medyasoft ürünlerinden bahsetti . M imarlı k eğitimini seçme sebebinin babası olduğunu anlatan Avcıoğlu, çocukluğunda, babasının mesleği
sebebiyle bir çok Anadolu şehrini gezdiğini ve sonunda böyle bir karar ald ı ğ ı n ı anlattı. Aynı zamanda, Selçuk Ü niversitesi'nden mezun olan Gökhan Avcıoğlu, konferans salonundaki kala bal ığa, bir m imar olarak mimarlığa bakış açısı n ı , ekibiyle birlikte benimsedikleri tasarım sürecini ve gerçekleştirdiği pro jeleri anlattı. Avcıoğlu, projelerini hazırlarken, en iyisinin kendi tasariama aracını ken dinin yapması gerektiğinden bahsetti . Tasarı m sürecinde, ölçek sorunun ortadan kaldırıp birebir çal ışmak ve her türlü alternatifi aynı anda görmek açısı ndan bilgisayar programlarının kullanılması nın, görselleşme tekniklerini geliştirmenin ne kadar önemli olduğu nun da altını çizdi . Kapalıçarşı çevresinde pilot b i r bölgede yapılan proje, 5x5 hücre sis temi ile tasarlanmış. Bu hücre sistemi Osmanlı zamanından kalan bir inşa sistemi. Eminönü gibi tarihi ve ticaret ve hizmet sektörlerinin yoğ u n olduğu bir bölgede, ticaret ve konutun bir arada olduğu bir sistem tasarlamak, buraya
tamamen farkl ı bir gözle bakmaktan geliyor. Bu hücrelerden yola çı kan Avcıoğlu ve ekibi tek birimden çoğlarak alternatifler oluşturdular. Tarihi merkez de bulunan bu arazide mül kiyet sorun u vard ı . Bu sistem, eski dokuyla i l i ş k i ku ruyor. Alt katlar dükkan, üst katlar konut olacak şekilde tasarlanan yapı , geçişle re, süprizli mekaniara açı l ı p bulunduğu mekanda fark yaratıyor.
KUUM Bodru m , özellikle yaz tatillerinde nüfusu oldukça artan bir yer. Fakat bu bölgede sadece konutların olması, mekanı öldü rüyor. i nsanlar 2-3 ay kalıp istanbul'a gidiyor ve konutlar yılın uzun bir döneminde boş kalıyor. Bu amaçla, Avcıoğlu, bu otel projesini gerçekleş tirmiş. Bu projede, eğimli bir arazinin nasıl kolay kullanı labdiğini gösteren alternatifler hazırlandı. Avcıoğl u ' nun birçok projesinde olduğu gibi, K U U M 'da da " manzara" oldukça öneml i . Evler, arazide her kö şesinden denizle buluşmaları için, buna göre fiziksel olarak biçimlendi. Otel
Mayıs 2010
odaları n ı n h içbiri aynı boyutta değ i l . Smai l , medium, large v e xlarge şeklinde biçim lenen otel odaları bulunuyor. Avcıoğlu bu projesinde taş kullan mış. Öğrencilerden gelen, " Mimarlı kta tarzının modern gözükse de, gele nekse formlar ve malzemeler kullanı yorsunuz ... " ifadesine Avcıoğlu, " Ben Cumhuriyet dönemine takılmış durum dayım. Bu dönemde bazı şeyler tam yerine oturmad ı . B e n , ideolojik mimarlığa dair b i r şeyler çıkarmaya çalışıyorum. Ne tasar Iayacağı mı tasadamak benim için daha önemli. Çok kritik bir dönemdeyiz. Artık post post modern bir dönemdeyiz, moderniz min yıktığ ı çok şey oldu," diyerek yanıt verdi.
Hor-izon PointKadastral açısından çok soru nlu olan bu arazide, deniz manzarası n ı n ön pla na çı karılması amaçlandı. Evler arasına mahremiyet vermek ama ışığı da kaçırmamak için yardımcı duvarlar yapıldı. Evlerin birbirine baktığı yan duvarlarda mahremiyeti sağlamak için genelde pencere yok. Bu binada ve arazide, olumsuz gibi gözüken herşey, aslında oranın özellik lerini oluşturmaya başlıyor.
Cast-le Roc k Castle Rock'ın bulunduğu arazi, eski Bodrum'a bakıyor. Arazinin yukarısın dan aşağıya doğru evler küçülüyor.
FGA B u proje de deniz, arazi kullanış ve binaların konuşlandırı lması soruları ile başlamış. Bu prje için Gökhan Avcıoğlu, önce mevcuttaki ağaçları bel irlemiş. Ağaçlardan geriye kalan alanlarda ise binalar yerleştirilmiş. Eğimli ve bol ağaçlı bir arazide binaların yerleştirilme si de kolay olmamış.
Beş i kt-aş Balık Paz a r-ı Beşiktaş'ın kalbi olarak da adlandı rabileceğimiz bal ı k pazarı, Beşiktaş Belediyes i ' n i n kentsel dönüşüm projesi içinde yer alıyor. Balı k pazarını bulunduğu dağ ı n ı k lıktan kurtarmak içi n , toplam 26 adet
esnaf için tez gahlar tasarland ı . Pazarın dışını ise çelik strüktürden bir taşıyıcı kabuk kapl ıyor. Bu kabuğun çeli kten ya pılması n ı n sebebi ise, bu alanı n ileride sanatçı lar için bir gösteri platformu ola bilmesi. 2010 Avrupa Kültür Başkenti ve istanbul Bienali ile ortak çalışmalar olacak. Bu proje, ulusal ölçekte çok sevildi. Kamusal alan ı n günlük aktivitelerle ya şaması en önemli amaçlardandı.
Bo r- u s a n M ü z i k Evi Bu binada, daha önce Esma Sultan Yal ısı'nda da yapılan cephe giydirme çalışması yapıldı. Mümkün olduğu ka dar az taşıyıcı sistem kullanılarak, me kandan kazanıldı. Binan ı n dışarıdan estetik gözükmesi çok önemliydi . Bunun için de, bir sanat çıyla anlaşıldı ve binanın dışının, içinde ki sese göre renk değiştirmesi sağlan d ı . Ç e l i k olan bu yapıda, d i ğ e r ç e l i k ya pılarda olduğu gibi, elektronik, mekanik sistemlerin de binayla birlikte çözülmesi gerekiyordu.
One&Or-tOrtaköy'de bir konut projesi olan One&Ort, deneysel bir çalışma as l ında . . . 4 tip blok n izam tasarlandı ve binaların her katında farklı bir tasarım kullanıldı. Bu yüzden de her bina katının yüzölçümü birbirinden farklı. Binaların her noktasından ön cephe büyütülerek ışığı içeri almak ve komşu luk ilişkilerini güçlendirmek amaçlanmış. Çatılarda da yeşil eleman kullanıldı ve ortak kullanıma açılmış. Avcıoğlu, kon uşmasın ı n sonunda mimarl ığın sürpriz istediğ i n i , m i marl ığın aslında toplum üzerinden kendini anlat mak için bir yöntem olduğunu beli rtti . " Yeşil m imarl ı ğ ı neden kullan ıyorsu nuz? Duyarlılıktan m ı yoksa bir tasarım verisi olarak m ı ? " sorusuna, " Bunu dik kate almak lazım. M imar için kirlenmiş dünya da bir araç, yeşil de bir eleman. Taş, 3 m ilyon yıllık bir malzeme, kullan marnam imkansız. Ayrıca taşı n görsel bir etkisi de var. Taş güzel yaşlanıyor. M i marl ı kta yarı açı k mekanlar da çok önemli. Revaklar gibi, avlular gibi . . . Ben böyle unutulmuş şeylerin üstüne gitme ye çal ışıyorum , " diyerek yanıt verdi.
Aç ı k Ka p ı F e s t- i v a l i ' n d e De n i z c i l e r i ç i n Bi r Pu s u la Ge z i l d i : Ah ı r k a p ı Fe n e r i Tarih: 25 Mayıs YAZAN: SELiN BiÇER
Açık Kapı Festivali kapsamında 23 Mayıs 2 0 1 0 tarihinde Eminönü Keneddy Caddesi'nde yer alan Ahı rkapı Feneri gezildi. Geziye mimar ve tasarımciların dışında feneri görmek isteyen kişilerin i lgisi fazlaydı . Fener'den görülen i stanbul'un eşsiz manzarası katılımcılar tarafından amatör-profesyonel şekilde fotoğrafiand ı . istanbul 'da yapılan i l k fener olarak Boğaz girişinde meydana gelen önemli bir deniz kazasından sonra yapılmış. Sultan l l l . Osman bu durumu değerlen d i rmiş ve kendisinin verdiği talimat üze rine Kaptan - ı Derya Süleyman Paşa'ya Marmara surların ı n Otluk Kapısı M evki' ndeki burcun üzerinde bir fener yapı lması emrini vermiş. ilk yapıldığın da ahşap olan fener, 1 857 'de Sultan Abdülmecit tarafından taştan yeniden yaptırılmış. Geçirdiği çeşitli onarı mlada günümüze kadar gelen bu fener kulesi, deniz seviyesinden 36 metre yükseklik te. Kare tabanl ı bir kaide üzerinde silin d i ri k bir gövde yükseliyor. Kare kaiden i n üzerini çepeçevre bir balkon dolaşıyor. Fener 5 , 5 saniyede bir çakıyor ve bu ışık yaklaşık 40 kilometre uzaklıktan algı lan ıyor. Bu yüzden de denizciler için bir pusula görevi yapıyor.
Mayıs 2010
S a p p h i re ' d e H a y a t- Ba ş l ı y o r Tarih: 27 Mayıs, Hü rriyet Emlak
Dünya' nın sayılı konsept projeleri arasın da yer alan istanbul Sapphire'in Eylül 201 O 'daki açılışı için tam 1 .000 kişi çalışıyor. Son 1 00 gün için başlayan geri sayı mın sonucunda, rezidans, seyir terası ve alışveriş merkezi konuklarını ağı rla maya başlayacak. Bu hummalı çalışma istanbul Sapphire'de yeni bir yaşam konseptini hayata geçirmeyi hedefliyor. Açıklamaya göre, istanbul Sapphire, tasarımı, hizmetleri ve sıradışı konsepti ile geri sayıma başladı . istanbul ' u n üzerinde gökyüzüne yükselirken sadece bir bina değil, farkı hissedilebilen bir yaşam tarzı sunan istanbul Sapphire'de hayat 1 .000 kişi nin hummalı çalışmasıyla Eylül 201 0'da başlayacak. Kiler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kiler, " Böylesine özel bir projede her geçen gün hedefierimize ulaştığ ımızı görmenin yanı sıra 1 000 kişiye istihdam sağlamaktan dolayı gu rur duyuyoruz," dedi . i stanbul Sapphire'i tasarlarken kente duydukları sorumluluğu yerine getirmek amacıyla seyir terasını projelendirdik lerini de belirten Kiler, 236. metrede yer alan seyir terası Eylül 201 0 'da istanbul'un güzellikleri n i kentin en yük sek noktasından izleme fı rsatı sunmaya hazırlandıklarını vurgulad ı. M i mari tasarımı ve sunduğu h izmet lerle lüksü yeniden tan ı mlayan istanbul Sapphire, hacimli mekanlarda, istanbul silüetinin bir parçası olarak yaşamak is teyenlere merhaba demeye hazırlanıyor. Dünyanın sayılı konsept projeleri arasında yer alan istanbul Sapphire, geçmişi, bugünü ve geleceği içerisinde barı ndırıyor. Her üç katta bir yer alan d i key bahçe ve balkonlarıyla özlem duyulan sıcak komşuluk ilişkilerine, balkonlu ve bah çeli bir yaşama yeniden bir kapı açarak geçmişi içinde barındırıyor. Sahip olduğu sıradışı tasarı m , üstün teknoloji ve sunduğu farklı hizmetlerle istanbul Sapphire bugünü geleceğe taşıyor.
�ayıs 20'0
Maç ka ' ya L ü k s ü Zo r l a y a n Ra z i d a n s Ge l i y o r
Tarih: 27 Mayıs, Milliyet YAZAN: EBRU DUMAN
Giorgio Armani'nin sanatsal yönlendir mesini yaptığı Armani/Casa ve Astaş Gayrimenku l ' ü n ortak projesi olan Maçka Recidences için ilk adı m atı ldı. Kempinski'nin işleteceği rezidans, özel l ikle beş yıld ızlı otel hizmeti ile iddial ı . Astaş Gayrimenkul v e G iorgio Arman i ' n i n sanatsal yönlendirmesi altı n da olan Armani/Casa'nın ortak projeleri Maçka Residences dün düzenlenen basın toplantısıyla tanıtı ldı. Yaklaşık 300 milyon dolar değerinde olan proje, Astaş Gayrimenkul'e ait olan Maçka'daki arsanın toplam 7 bin metre karelik bölümünde 1 4 , 1 3 ve 1 2 katlı üç bloktan oluşuyor. Projedeki konut sayısı 1 70 olarak belirlendi. 60 bin metrekare inşaat alanı na sahip olan Maçka Residences, beklentileri yüksek müşterilere hizmet vermek için giriş katında yer alan seçkin tasarım cılar, güzellik merkezleri, diyetisyenler, modacılar ve gurme marketten oluşan 42 özel mekanla da dikkat çekiyor. Projenin bir diğer özelliği de bu alan da 1 50 yılı aşan tecrübeye sahip olan Kempinski SA'nın işletecek olması. Maçka Residences, Kempinski'nin Astaş ile üçüncü işbirliği olacak. Kuruluş, daha önce de Astaş Gayrimenkul ' ü n Astoria ve Bellevue isimli rezidans projelerinin işletmeciliği ni üstlenmişti.
"2 bin Kişiye İş Sağlaya c ağız" Astaş Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Aşç ı , toplantıda, diğer yatırımlarında olduğu gibi dünya çapı n daki ilişki ve tecrübelerinden gelen güç le dünyanın en güzel binalarını yaratmak için önde gelen uluslararası markalarını kendilerine katılmaları için davet etmeye karar verdiklerine di kkat çekti. Kempinski SA'yı bu doğrultudaki iş birliği örneklerinden biri olarak gösteren Aşçı, 201 2 yılının başlarında bitirmeyi planladı kları projeyle doğrudan 2 bin ki şiye iş sağlamanın yanında 1 O bin kişiye
de dolaylı olarak iş yaratmış olacakları nı vurgulad ı .
Met-re ka re Fiyat-ı ı 6 bin Dola r 1 70 konutluk Maçka Residence'da daire çeşitliliği oldukça yüksek tutuldu. Projede alanları 70- 7 7- 1 35- 1 41 - 202 -232- 435- 500 metrekare olan daireler bulu nuyor. Daire tipleri ise 1 +1 , 2+1 , 3+ 1 , 4+ 1 ve penthouse olmak üzere 1 O farklı tipte tasarlandı. Projede metrekare fiyatı ise 1 O bin ile 16 bin dolar aralığ ında değişiyor.
Maç ka Re s id e nces ' in 4 Özelliği Boğaz Manzarası: Tam ad ıyla Maçka Residences l nterior Design by Armani/ Casa Boğaz, Adalar ve Sarayburnu ' n u gören manzarasıyla oldukça iddial ı .
olan Luxury Fitness Maçka ve üç havuz bunlardan bazıları. Kempinski ' nin işlet mesini yapacağı rezidansda otel, uçak, restaurant, konser bileti rezervasyonları, l imuzin, tekne gibi araçlarya ulaşım ve transferleri sağlayacak konsiyerjin yanı sıra valet parking, oda temizliği, kahvaltı servisi, Business Center, çamaşır, aşçı ve garson, evcil hayvan-bahçıvan ve çiçek bakım ı , ev içi teknik bakım ve onarım desteği , IT destek ve parti-davet organizasyonu bulunacak. Lob i , ortak alan, banyo ve mutfak ların tasarım ve inşası nı Armani/Casa yapacak.
EAA - Em r e A r o l a t" A r c h i "t e c "t s , 2 01. 0 Ağ a H a n M ima r l ı k Od ü l l e r i Finalinde . . . . .
Arma n i Ca sa Ta sa rımı : G iorgio Armani ' nin sanatsal yönlen dirmesi n i yaptığı Armani/Casa, lobilerin, ortak alanların, banyo ve mutfakların yanı sıra bazı daireleri nin tasarım ve inşasını gerçekleştirecek. M utfaktan parkeye, vitrifiyeden arma türe, tekstilden mobilyaya tüm detaylar Armani/Casa tasarımı olan projede stüdyo ve bazı diğer daireler, Armani/ Casa tasarımı mobilyalar ile full deko rasyonl u olarak satışa sunuluyor.
Mim a r i ve Çev reye Duya rlı Tas a rım : Projenin iddialı olduğu bir diğer alan ise özel tasarlan mış rezidans g irişleri ve tavan yüksekliği sekiz metre olan lobiler. Projede tüm rezidanslarda zeminden tavana kadar uzanan geniş cam cephe ler bulu nuyor. Çevreye duyarlı olan binalar, enerji tasarrufu sağlayan ve hayatı kolay laştıran akıllı otomasyon sistemleri ile donatı lıyor.
Sosyal Do n at-ıla r ve Hizmet-le r : Maçka Residences'in d ikkat çekici noktalarından biri de sosyal donatılan. Tam gün g üneş alan özel tasarımlı gü neşlenme terasları, yaklaşık 5 bin met rekare üzerine kurulu Uzakdoğu esinli leriyle tasarlanmış spa ve fitness alanı
Tarih: 28 Mayıs
Ağa Han M imarl ı k Ödülleri 'nin 201 0 yılı finalistleri organizasyonun u luslararası bağ ımsız jürisi tarafından resmi olarak açıklandı . EAA- Emre Arolat Architects, i pekyol Tekstil Fabrikası ile finale kalan tek Türk m i marlı k ofisi oldu. EAA-Emre Arolat Architects, dünyanın sayılı m i marlı k ödüllerinden biri olan v e 1 97 7 yılından beri her üç senede bir M üslüman ço ğunluktaki ülkelerde yer alan çağdaş ve başarılı mimari ve kentsel tasarım örneklerine verilen Ağa Han M i marlı k Ödülleri 'nin 2 0 1 O yılı finalistleri arasın da yer alan 19 m imarlı k ofisinden biri oldu . . . 1 1 . Ağa Han Mimarlık Ödülleri Mastır J ü risi 'nin değerlendirmesine göre, çalışanların refah ı ile işverenin üretim hedeflerinin mekana entegrasyonunda m imar ve işverenin başarıl ı işbirliğine iyi bir örnek teşkil eden i pekyol Tekstil Fabrikası, yönetim ve üretim alanlarını aynı çatı altında buluşturan ve dünya daki endüstri yapıları nın pek çoğunda rastlanan hiyerarşik düzenleme ve kötü yaşam koşullarından uzak duran mimari çözümlemesiyle finalde yarışmaya hak kazandı. Yerel malzeme kullanımı, düşük enerj i
'VIcy s 20'0
performansı, üretim alanlarına doğal ışık ve hava sağlayan iç bahçeleri, çalı şanların konforu i ç i n düşünülmüş sosyal alanları, ipekyol Tekstil Fabrikası'nın Ağa Han M imarl ı k Ödü lleri ' nin kriterle riyle buluşan diğer mimari nitelikleriydi . Finale kalan 1 9 proje arasında c Edirne'deki i pekyol Tekstil Fabrikası "' E .... dışında, ispanya, Çin, Arnavutluk, ., aı Bangladeş, Burkina Faso, Hindistan, . � Endonezya, Iran, Lübnan, Malezya, Fas, ..... Katar, Suudi Arabistan, Sri Lanka ve �� o Tu nus' ta yer alan, konut, eğitim, kültür, &
endüstri gibi çeşitli işlevlerdeki m imari yapılar ile restorasyon ve kentsel koru ma projeleri de bulun uyor. Fransız M imar Jean Nouvel ' i n de aralarında bulunduğu " M aster Jüri"nin, aday gösterilen 401 proje arasından seçtiği 1 9 yapı, m imar, kentsel planla macı ve mühendislerden oluşan bağ ım sız bilirkişiler tarafı ndan ziyaret edildi . Finalist yapı ların, kullanıcıları nın fi ziksel, sosyal ve ekonomik ihtiyaçları n ı , ruhsal v e kültürel beklentilerini ne denli karşılayabildiğini, yerel kaynakların ve
üretim tekniklerinin sözkonusu yapılar daki yaratıcı kullanımlarını ve benzeri projeler için nasıl birer örnek teşkil et tiklerini inceleyen bilirkişiler, görüşlerini Haziran ayında yarışman ın uluslararası jürisine su nacaklar. Jü rinin değerlendirmesi sonucunda 1 1 . Ağa Han M imarlık Ödülleri'ne layık görülen projeler, Ekim 201 O tarihinde Doha, Katar'daki islam Sanatları M üzesi' nde yapılacak olan ödül törenin de açıklanacak.
Mayıs 201 0
Aç ı k Ka p ı F e s t-. i v a l i ' n d e 6 G u. n .1 .
Tarih: 28 Mayıs YAZAN: GÖKÇE ARAS
Açık Kapı Festival i ' n i n 6. günü (27 Mayıs Perşembe), Balat ' taki Sveti Stefan Bulgar Kilisesi ile başlayan turumuz Alman Konsolosluk Binası ile sona erd i .
Sve"ti S"tefa n Bulg a r Kil i s e s i Dünya'daki tek demir kilise olan Sveti Stefan Bu lgar Kilisesi ziyaretçilerini giriş kapısındaki Avusturya'da Viyana şehrinde faaliyet gösteren Rudolf von Wagner fabrikasın ı n adıyla karşılıyor. Prens Stefan Bogori d i ' n i n bağı şladığı arazi ve üzerindeki ahşaphane, istanbul 'daki Bulgarlar' ı n gönüllü yar dımlarıyla kiliseye dönüştürülmüş. 9 Ekim 1 849 yılında Slavca dilinde bir ayinle takdis edilen kilise ve iki sene sonra karşısına inşa edilen metoh bina sı Bulgarlar' ı n kültürel ve dini bilincinin uyanışının beşiği olmuş. 1 898 yılı nda yanmış olan ahşap kiliseni n yerine, dönemin padişahının yeni bir kilise ya pılması için az bir süre tanı ması üzerine bugün hala ayakta olan demir kilise inşa edilmiş. Projenin mimarı Hovsep Aznavour. Toplam 500 ton ağırlığında demir dökülmüş ve sonradan parçalar burada birleştirilmiş.3 kubbeli ve haç şeklinde olan kilise, diş süslemelerinin zenginliği ile de dikkatleri üzerine çeki yor. M i h rabı Haliç'e dönük. Çan kulesi giriş kapısı n ı n üzerinde ve 40 metre
yükseklikte.Çan kulesindeki altı adet çanı n hepsi Rusya'nın Yaroslavl şehrin de dökülmüş olup, günümüzde iki tane si mükemmel bir şekilde kullanı labiliyor. Bahçede bulunan heykeller çal ınma teh l ikesine karşın içeri al ınmış. Kil ise halen yaklaşık 400 cemaatiyle faaliyeti ne devam ediyor. Metoh binasının ise iç restorasyonu tamamlanmış, dış cephe yen ilemesinin başlaması bekleniyor.
Fe n e r Rum Pa"t r i k h a n e s i Günün diğer açık kapısı olan Fener Rum Patrikhanesi 'nde ise ziyaretçi eki binden birisi nin tan ıdığı olan Patrikhane görevlisinin anlatımıyla ayrıntı lı bir tur gerçekleştirildi. istanbu l ' u n fethinden sonra, gayrimüslim olan toplu mların yaşayışına dair düzenlemeler, Fatih Sultan Mehmet ' i n çıkardığı termana bağlanmış, böylece Fener Rum Patrikhanesi de denilen Rum Ortodoks Patrikhanes i ' n i n yasal statüsü süreklilik
kazanmış. l l . Gennadios'un Patrik ol masıyla, Patrikhane faaliyetlerin i kentin ikinci büyük kilisesi olan ve şimdiki Fatih Cam i ' n i n yerinde konum lanan Havariyun Kilisesi' nde yürütmeye başlamış. Bu kilise H ristiyan nüfusun azalması ve güven lik nedeniyle 1 455'te boşaltılmış. Patrikhanedeki taht Çarşamba sem tindeki Pammakaristos Manastırı'na ta şınmış. Havariyun Kilisesi'ne göre daha küçük ve güvenli olan Pammakaristos, 1 51 8 'e restore ve l l . leremias' ı n patrik liği sırasında da genişletilerek yen iden i nşa edilmiş. 1 586'da, l l l . M u rad döneminde bo şaltılan kilise, 1 59 1 'de Fethiye adıyla camiye dönüştürülmüş. Patrikhane, önce Fener'deki Vlah Sarayı Kilises i ' ne, 1 597 'de ise Ayvansaray'daki Ayios Dimitrios Kilises i ' ne taşındı. Patrikhane, 1 60 2 'de Fener'de bulunan Ayios Yeoryios Manastır ı ' na yerleşmiş ve bu tarihten sonra faaliyetini burada sürdürmüş. H izmet binası n ı n 1 941 'de yanması üzerine, 1 989'da Yüksek M imar Aristidis Pasadeos nezaretinde başlatılan onarım çalışmaları 1 99 1 'de tamam lanmış. Patrikhane, faaliyetini halen yen i bina sında yürütüyor. O rtodoks cemaatinin en önemli uğrak yeri olan Patrikhane binasının içinde birçok kutsal emanet bulunuyor.
Kırım Anglikan Kilisesi Kırım Kilisesi y a d a K ı r ı m ' ı Anma Kilisesi istanbul ' u n Beyoğlu i lçesin de konumlanan bir Anglikan kilisesi . ingilizierin Kırım Savaşı'nın ard ı ndan
1 27
M ay s 2010
ların ve taytonların kon uşlandırıld ığı yerde bugün vize bölümü binası ve iki giriş kulübesi bulunuyor. Binanın giriş kapısına yakın bir yerde konumlanan inşa edildiği dönemin padişahının he diyesi olan çeşme ise 1 . Dünya Savaşı sırasında zarar görmemesi için binanın içine taşınmış.
Ya r ı ş m a Ş a rt- n ame l e r i I n t- e r n e t- t- e Tarih: 31 Mayıs
bu olayın anısına yaptırdı kları kilise. Neogotik tarzda 1 868 yılında yapılan kilisenin mimarı ise C . E . Street. Kilisenin günümüzde Sri Lankalı ve Uzakdoğulular'dan oluşan yaklaşık 40 kişilik bir cemaati var. Sri Lankalı göçmenler de kilise arazi si içinde yaşıyorlar ve cemaatin bağış larıyla kiliseyi ayakta tutarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Kilisede pazar günleri ayin yapı l ıyor ve ziyaretçilerden bağı ş talep ediliyor.
Doğa n Apa rt-ma n ı istiklal Caddesi ' ne paralel olarak uza nan Serdar-ı Ekrem Sokağ ı ' nda konum lanan Doğan Apartmanı U biçimindeki mimarisi, sarı boyalı heybetli cephesiyle çevre binalar arasında hemen göze çar pıyor. Açık Kapı etki nliğinde apartman sakinlerinin rahatsız olmaması için bi nan ın sadece bahçesi ve terası ziyarete açıldı. Prusyalı ünlü devlet adamı Bismarck, 1 860'1arda istanbu l 'da bulunan temsilci sine, burada bir elçilik binası inşa ettir mek üzere arsa satın aldırtmış. Bu arsa bugün, üzerinde Doğan Apartman ı ' n ı n bulunduğu yaklaşık 1 . 7 0 0 metrekarelik arazi. 1 8680de arsadaki iki katlı ve bahçeli Türk konağı resmen Prusya Elçiliği olmuş. Ancak elçilik daha sonra buradan taşınmış. Bugün Doğan Apartmanı ismini taşıyan binayı ise 1 89001arda Belçikalı Helbig Ailesi inşa ettirm iş. Apartman görevlisinin verdiği bilgiye göre binanın m imarı nın Raimondo D 'Aronco olduğu rivayet ediliyor. 1 9 1 9 'ya kadar Helbig Ailesi 'ne ait olması nedeniyle bina o yıllarda Helbig Apartmanı olarak kayıt lara geçmiş. Bina, aralarında " Eşkıya"
ve " M uhsin Bey"in de bulunduğu birçok sinema ve reklam filmine ev sahipliği yapmış.
Alm a n Kon solo s l u k Binası Günümüzde istanbul Alman Başkonsolosluğu olarak kullanılan bina, Alman i mparatorluğ u ' n u n 1 877 yılında ilk yeni Büyükelçilik binası olarak hiz mete girmiş. Türkiye Cumhuriyeti 'nin 1 923'te kuruluşundan sonra başkentin Ankara'ya taşınması ve tüm yabancı büyükelçi liklerin de bu nakle uymaları neticesinde, 1 926 yılına kadar Alman i mparatorluğu 'nun Büyükelçiliği olarak hizmet veren bina, bu tarihten itibaren başkonsolosluk olarak kullanılıyor. Almanya'nın gücünü temsil eden çatıdaki iki başlı dökme demir kartal heykelleri 1 . Dünya Savaşı'nın ardından kaybolmuş. iki başlı kartal figürü bina nın iç mekanı ndaki birçok mobilyada da görülüyor. Binanın -tasarruf tedbiriyle bağlantılı olarak ortaya çıkan- bir başka özelliği de dış cephesinin kırmızı tuğ lalarla ve sadece az yerde açık doğal taşla kap lanmış olması. inşaat projesinin tasarımı ve binanın yapımında, inşaatın başlamasından kısa bir süre sonra vefat eden H . Goebbels ve i nşaatı bitiren A. Kortüm adlı iki mimar görev almış. Binanın bahçe bölü mündeki msuhteşem sütunlu merdiven tırabzanı da M imar Kortüm'ün eseri . Bina çok sayıda büro ve başkon solasun ikametgahının d ışında, dört makam lojmanı ve Alman Arkeoloji Enstitüsü ' nün istanbul Şubesi'ni de çatısı altında barındı rıyor. Arazi üzerinde ayrıca geçmişte ahır-
Arkitera M imarlık Merkezi, Buildist ' i n des teğiyle Türkiye'de açılan ulusal mimarlık ve kentsel tasarım yarışmaların ı n bilgile rini bir internet sitesi haline getirdi . http://sartname.arkitera.com adresin de yayınlanan sitede 1 973 yıl ından gü nümüze açılan 200'den fazla yarışman ın şartnameleri, soru-cevapları, tutanakları, jüri raporları ve fotoğrafları yer alıyor.
Sit-e H a k kın da M imarl ı k yarışmaları nın Türkiye'deki m imarlık ortamı için önemi büyük. Açılan yarışmaların pek çoğu uygulan masa da projelerin tartışmaya açılma sına, ortam ın demokratikleşmesine, başarılı m imari örneklerin ortaya çı kma sına, genç m imarların isimlerini duyur masına öncü lük ediyor. Hasan Özbay'ın desteğiyle TH&idil'in arşivinden faydalanı larak hazırlanan site ile özellikle 2000 yılından önce açılan, bilgilerine ulaşılması oldukça güç olan yarışmaları gün yüzüne çıka cak. Dağınık halde duran bu bilgilerin bir başlık altında toplanması yarışmalar konusunda araştırma yapan kişilerin işini oldukça kolaylaştıracak.
Sit-eyle İ lgili Bazı Sayıla r Sitede yer alan yarışmaların 7 adeti 1 973-1 980, 72 adeti 1 98 1 -1 990, 68 adeti 1 99 1 -2000 yılları arasına açılmış. 2001 'den günümüze 59 adet yarışma nın bilgisi yer alıyor. Açılan her yarışma ile bilgiler gü ncellenecek. Bunun yan ında sitede, 25'inin çevre fotoğra fı, 41 ' inin i htiyaç programı , 1 02'sinin soru-cevapları, 1 0 ' unun sözleşmesi, 1 47 'sinin şartnamesi, 89'unun tutanağı , 37 'sinin d e kitapçığı yer alıyor.
Arkiv B u l u ş ma l a r ı - 7 : Tü r k iye Not-e r l e r B i r l i ğ i Me r k Bi n a � ı
lan manızı ve yönü nüzü bulmanızı l<olaylaştırıyor. " Çok Avrupai bir bina" olduğu yönü n de o l u m l u görünmeyen eleştiriler alan yapı , aslında klasik Türk mimarisinden çok da kopu k değil. Çünkü karvansaray plan şeması kullanılarak tasarlanmış. Yapı üç koldan oluşuyor. Dördüncü kol -
bu ralara da duvarlar yapı l ması gereklili ğinin ortaya çı ktığ ı n ı , bunları da maliyeti yüksek olmasına rağmen, işverenin po zitif yaklaşı m ı ile yine şeffaf malzeme ile çözdüklerini fakat merdiven basamakla rı için bunun mümkün olmad ı ğ ı n ı anlattı. Bina gezildikten sonra bodrum kata inilerek, buradaki 500 kişilik şık konfe-
da yapı kütlesi yerine avluda noterierin beraber film izlemesi ni, sunum yapma sını sağlayan projeksiyon duvarı var. Avludaki yeşil alan buradan dışarıya doğru da devam ederek, yapının çevre siyle de ilişki kurmasın ı sağlıyor. Yap ı n ı n çevresi ile ilişkisi kurmasını hedefleyen bir diğer elemanı da, inşa edil mekte olan metronun tamamlanmasıyla yaya güzergahı üzerinde kalacak olan uzun duvar. Kamuya terk edilen bu duvarın dışı n ı n sergi amacıyla kullanılması, binanın gelecekteki yaşamı üzerine mimarları n kurdukları hayallerinden biri. Avluya bakan cephelerde şeffaf mal zeme kullanılarak, ortadaki sosyal me kanı n içeriye de taşı nması hedeflenmiş. Bu şeffaflık aslında tüm binaya yayıl mış durumda. Ofisler birbirinden cam bölmelerle ayrılıyor. Ayrıca yapıya kimlik kazandıran önemli öğelerden biri olan ana merdi ven ve korkuluklar da geçirgen malze melerle tasarlanmış. Yapının dört köşesinde bulunan sir külasyon noktalarının da şeffaf olarak tasarlandığı ndan bahseden iyigü n , yangın yönetmeliği n i n değişmesi ile
rans salonu görüldü ve toplantı odala rı ndan birine geçildi. Burada da Umut iyigün binanın ilk tasarı m aşamasından, tamamlanmasına kadar geçen süreçte yaşadıklarını bir sunumla m isafirlere aktardı . Yarışma kazanıldıktan sonra üç y ı l herhangi bir şey yapı lmamış. 2006 yılında Noterler Birliği yönetim kurulu m imarlarla iletişime geçerek projenin başiatı iması n ı istem iş. Yarışmayı kazanan proje çok beğe nilmasine rağmen, "prestijli bir yapı istedikleri n i " belirterek, bu çevredeki diğer yapıları da örnek göstererek yük sek bir yapı istediklerini beli rtmişler. Bu aşamada projenin mimarları yoğu n bir çaba göstererek, işvereni " prestijli yapı demen i n , yüksek yapı demek olmadığı na" ikna etmişler ve yarışma için tasar ladıkları ilk projede ısrarcı olmuşlar. Genel olarak işveren olumlu olmasına rağmen, m i marlar bazı konularda müca dele etmek durumunda kalmışlar. MuuM M i marlı k olarak kurulduları ilk yıllarda daha çok iç mekan tasarımları yaptıkların ı belirten iyigü n , Noterler Birliği binasında da mobilya seçimini kendileri yapmak istediklerini, ama bu
Tarih: 1 Haziran YAZAN: PlNAR KOYUNCU
Çanakkale Serami k & Kalebodur sponsorluğunda yapılan Arkiv Buluşmaları' n ı n yedincisi 3 1 Mayıs 201 0 tari inde Ankara- Söğütözü' ndeki TürkiyEY oterler Birliği M erkez binasın da yapıldı . Projenin m imarları olan MuuM M i marl ı k ' tan U mut iyigün ve M u rat Aksu ' n u n l iderliğinde gerçekleşen gezi ye, Celal Abdi Güzer, Çağ la Öncüoğlu, Yeşim Hatırlı , Ayşen Savaş, Cem Altınöz, Pelin Özgen gibi isimlerin yanı sıra, Arkitera M imarlık Merkezi' nden Ömer Kanıpak ve Beril Azizoğlu katıl d ı . U m u t iyigün, binanın Orkun Özüer ve Selim Velioğlu'nun da katılımıyla toplam dört müellif tarafından 2003 yılında yarışma projesi olarak tasarlan d ı ğ ı n ı belirterek, yapı ile ilgili detayları katılımcılara aktardı . 2006 yılında proje lendirilmesine, 2007 'de uygulanmasına başlanan yapıda, yarışma için yapılan ilk tasarımın konsepti her zaman korun maya çalışılmış. Fakat ilk aşamada ön görülen konaklama birimi ile tenis kortu ve yüzme havuzu, daha sonra gereksiz görülerek program biraz hafifletilmiş. Bunun dışında, yarışma aşaması ndan uygulama aşamas ı na geçilirken avlunun peyzaj tasarımı değiştirilmiş ve birinci bodrum kattaki sosyal alanların yerine bilgi işlem merkezi yapılmış. Ayrıca yönetim katındaki toplantı salonunun bulunduğu, avluya doğru çıkıntı yapan konsolun altına dışarıdan iki tane kolon eklenmesi gerekmiş. U mut iyigün, Noterler Birliği M erkez B inası tasarı m ı nda bu ofis yapısının bir iletişim ortamı olarak ele alındığını özellikle belirtti . Bunun sağlanması içi n , baştan beri yapıyı b i r iç avluyla beraber tasadamışlar ve yapının her yerine yayı lan sosyal ortak alanlar (yemekhaneler ve teraslar) düşünmüşler. Avl u , yapının neresinde olursanız olun algılanabiliyor, bu da yapı içerisinde kendinizi konum-
Hazl •on 201 0
konuda biraz sıkı ntı yaşad ı klarını anlattı. M imarlar olarak, böyle bir yapıya hafif, sade, geçirgen, "bir tabla, 4 ayak, bir de sandalye" şeklinde minimum mobil yalar düşünmüşler, ama noterler bu ko nuda itiraz ederek, daha ağı r mobilyalar seçilmesi n i , yoksa rahat çalışamayacak larını belirtmişler. Bulunan orta nokta
ofis mekanlarında proje mimarlarının seçtiği mobilyaları n , yönetim birimlerin de ise işverenin istediği tarzda mobilya ların yerleştirilmesi olmuş.
Ala n Mem n u n Sat-an Mem n u n Yapı bir yıl önce kullanıma açı l m ı ş v e genel olarak "alan memnun satan memnun" durumu olduğu söylenebi-
lir. Noterler burada çal ışmaktan çok memnun, iç açı c ı bir çalışma ortamına, yeşil bir avluya, geniş sosyal mekaniara sahipler, bina ile gurur duydukları n ı belirtiyorlar. M imarlar ise n ispeten anlayışlı bir işverenle çalışmış olmanın ve yarışma projelerini fazla değiştirmeden uygulayabilmen in haklı keyfini sürüyorlar. Tabii ki onlara göre her şey tam ta mı na istedi kleri gibi olmuş değil. Devlet müteah hiti ile çalışma n ı n bazı olumsuz yanlarını gör müşler. Fakat meslek yaşan tıları n ı n başla rında böyle bir bina tasarlamı ş v e uygulamı ş olmaların ı n öne minin ve bunun kendilerine olan güveni arttırd ı ğ ı n ı n farkındalar. Bu başarıyı yakalamalarında önemli noktalar dan birinin de uyumlu bir ekip le çalışıyor ol malarını beli rten U mut iyig ü n ' ü n s u n u m u n u ta mamlaması ile soru -cevap kıs mına geçild i .
Salonda bulunan mi marlardan Ayşen Savaş, böyle bir bina tasarladı kları için ve bunu uygu lamayı her şeye rağmen başarabildikleri için m imarlara teşek kür ederek sözlerine başlad ı . " Çarlık Rusyası' nda kadınların güzelliklerinin ortaya çı kması için omuzlarında bir maymun taşıdıkları n ı , bu 'çirkin' may munu görenlerin , kadının güzelliğinin hakkı nı daha çok verdiğini" söyleyen
AR
K � T E R A txılı::ı�IE 6\Q-Iylt-,t"Jcf:ıO
1 29
m imar, salondakileri gülümseten bu örneği ile, çok beğendiği bu binanı n güzelliğinin çevresindeki çirkin yüksek yapılar sayesinde ortaya çıkacağ ını belirtti. Yapının aydı n latma tasarı m ı n ı kimin yaptığı konusunda gelen bir soru üze rine iyigün, Philips'ten yard ı m alarak kendileri yaptıkların ı , Türkiye'de dona nımlı aydı nlatma tasarımcılarının henüz olmadığını söyledi . Binanın tam kapasitesi ile çalışıp çalışmadığının sorulması üzerine de, şu anda 350-400 civarı nda çal ışan olduğunu, ama yapının 500 kişiye göre tasarland ı ğ ı n ı yani büyümeye yönelik potansiyele uygun olduğunu beli rtti. Binanın en güzel kullanımının açılış gününde tüm mekanların dolması ile gerçekleştiğini de sözlerine ekled i . Katılan mimarların b u binaya karşı duydukları heyecanı ve beğeniyi be lirtmeleri ve yapının mimariarı na tekrar teşekkür etmeleri ile toplantı sona erdi. Toplantı salonundan çıkıldığında yapı n ı n mimarları n ı v e misafir m imarları kötü
:ı "' :ı
� c
;: "' c
in
bir sürpriz bekliyordu. " Merdivenler çok şeffaf, kad ı n çalışanlarımızın etek giymesi sorun oluyor. Bir şey yapılamaz m ı ? " sorusuna, m imarlardan " hayır" ce vabı almalarına rağmen, bina yönetimi basamaklar arasındaki boşlukları yarı şeffaf bir malzeme ile kapatmaya başla m ı ştı bile . . .
Hazıran 201 0
At- a k ö y S a h i l i n de A r k e o l o j i k Ka z ı Yap ı laca k Tarih: 2 Haziran, Zaman
istanbul 7. Kültür ve Tabiat Varl ıklarını Koruma Bölge Kurulu, TOK i 'nin satışa çı kardığı Ataköy sahilindeki 1 63 . parsel de Osmanlı dönemi Baruthane yapılar topluluğuna ait mühimmat tünelleri ile l l . Mahmut tuğrasının yer aldığı yapılarda tahribat olup olmadığının anlaşılması için arkeolajik çalışma yapılmasına ka rar verd i . Türkiye M i mar v e M ühendisler Odası istanbul Büyükkent Şubesi ile Trakya 1 . Büyükkent Bölge Temsilciliği, 1 Şubat 201 O'da Anıtlar Kuru l u ' na başvurarak, Bakırköy Zeytinlik Mahallesi' ndeki 1 8 pafta 564 ada eski 1 51 parselin ifrazıy la oluşan mülkiyeti TO Ki Başkanlığı 'nda olan 1 63 . parselde, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurul u'nun 20 Mart 1 956 tarih ve 470 sayılı kara rıyla tescilli Osmanl ı dönemi Baruthane yapılar topluluğuna ait mühi mmat tünel leri ile l l . M ah mut tuğrasının yer aldığı yapıların yok olduğunu bildirdi. Talebi inceleyen kurul, tahribatın söz konusu olup olmadığının belidenebilmesi için alanda istanbul Arkeoloji M üzeleri M üdürlüğü denetiminde gerekli arke olajik çalışmaların (yüzey araştırması, sondaj gibi) yapılarak raporların kurula iletilmesine karar verd i .
An k a r a Mo d e r n Y ü z ü n e , Ce r Mo d e r n ' e Kav u ş t- u Ta rih: 2 Haziran YAZAN: EMiNE M ERDi M YILMAZ
M üze binaları, m imarileri ve içinde açılan sergiler ile sadece yerli turistlerin değil yabancı turistlerin de gezi durağı oluyor, bir anlamda da kent ile özdeşleşiyorlar. Böyle bir müzenin senelerdir eksik liğini çeken Ankara sonunda modern sanat müzesine, Cer Modern'e kavuştu. M i mari projesi Uygur M i marlık tarafı n dan hazırlanan müze aslında bir dönü şüm projesi. Cer M odern, eski eski vagon tamir-
haneleri, cer atölyeleri ve bu binaları saran betonarme yeni bir binadan olu şuyor. 1 1 . 500 metrekarelik bir alana yayılan, 1 O senelik bir çalışman ın ürünü olan müzede, 4.500 metrekarelik sergi sa lonu, 700 metrekareli k fotoğraf galerisi, müze mağazas ı , 370 kişilik konferans salonu, çok amaçlı salon, kafe ve hey kel parkı bulunuyor. G iriş katındaki ana salonlarında dö nüşümlü olarak, yılda dört kez müzenin
kendi derlediği sergiler, u luslararası galeri ve müze ağlarıyla yapılan işbirliği ile derlenen çalışmalar serg i lenecek.
M ü z e n i n Mimarla rın d a n Semra Uyg u r i l e Söyleşi Ankara'nın modern yüzü olmayı he defleyen Cer Modern'in müelliflerinden Semra Uygur ile projenin nasıl ortaya çıktığını, tasarım kriterlerini ve işveren ile olan i lişkilerini konuştuk.
daha kısa olan hangarlar. Aşağıdaki fotoğrafta sol tarafta görülen uzun , üze ri alüminyum kaplı olan hangar da ikinci dönemde yapılan, 92 metre uzunluğun da bir yapı . Birinci dönem yapılan üç hangarın iki tanesi demiryolu hattı o alanda değiş tirildiği için ve o zaman yıkılacak bina niteliğinde görüldüğü için demiryolları tarafından mecburen yıkıldı. Bizim restorasyon yapmadaki mantı ğ ı m ız da projesinde de görülebileceği üzere eski yapıyı sargı bezi gibi sarmak. Sağ tarafta görülen beton yapı da sanki bir baston gibi yapıyı ayakta tutan bir konsept üzerine gelişti. Üstünde d urduğumuz alan ı n da altın da yeni yapılar vardır. Toplantı salonları, galeri gibi mekanlar o açı k alanın altın da bulunuyor
EMY: Cer Modern ' i n Ankara ' n ı n i l k modern sanat müzesi olduğ u n u dü şünürsek sizce kente nasıl b i r katkı sı olacak? SU: Aslında Ankara için çok geç kal mış bir yatırım b u . Yanındaki konser salonu da bitince -ki bu da tıpkı Cer Modern'de olduğu gibi, şimdiki Kültür ve Turizm Bakan ı ' n ı n büyük katkılarıyla gerçekleşiyor- Ankara'da geç kalmış ama başkentin yüzünü göstermeye aday bir yapı olduğunu düşünüyoruz.
EMY: i şveren ve mimar i lişkisini bu ya pı özelinde nasıl yorumlarsınız? SU: Biz bu projeleri yüklenici olan Baki
EMiNE MERDiM YILMAZ: Cer Modern ' i n projesinin elde edil işinden inşa edilişine kadar 1 0 sene geçti. Geçen zaman zarfında yaşananları aktara b i l i r misiniz? SEMRA UYGUR: Cer M odern ' i n i nşa edildiği yer AKM 4. Bölge'de yani bizim Cumh urbaşkanl ı ğ ı Senfoni Orkestrası Konser Salonu yaptığ ı m ız alanda ve yarışma sürecinde yıkı lacak yapılar kap sam ındaydı . Daha sonra 1 995'te Milli Komite'nin burayı korumaya alma kararı
nedeniyle alan ın telif haklarına sahip ol duğumuz ve konser salonuyla uyumunu sağlamamız gerektiği için bunu yaptık.
EMY: Proje, eski vagon ta mirhaneleri ve cer atölyelerinin restorasyonu ya nında, bir de yen i bir binanın tasa rı mını kapsıyor. Yeni bi nadaki tasarım kriterleri niz neydi? su: O rada iki dönemde yapılmış dört hangar var. Birinci dönem hangariarı üç tane ve büyük, en ieri geniş boyları
inşaat'a yaptık. 10 sene sürdü ve bunun nedeni yük leniciden değil ödenek yetersizliğinden ve dur-kalk'lardan kaynaklan ıyor. Biz Baki i nşaat ' la çok iyi bir iletişim içerisinde bunu götürdük ve gayriresmi olarak sürekli inşaatın başında bulunma şansı m ız oldu. Ama bu yapının bitirilişine esas sa hiplik eden de bizzat Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay. Sürekli şantiyeyi ziyaret etti, üzerinde durd u , titizlendi , bitirilebilmesi için gö rüşlerimizi aldı . Ankara'da bu yatırımı bitireceğine dair söz vermişti ve bunu gerçekleştirdi. işveren açısından bir sıkı ntımız oldu ğunu söyleyemeyiz ve gayet iyi ilişkiler içerisinde götürdük bu işi.
Haziran 2010
Ma r a c a n a ' n ı n Ye n i l e n me s i 4 0 0 M i l y o n Do l a r Tarih: 4 Haziran, Radikal
Brezilya'da 2014' te düzenlenecek Dünya Kupası'na hazırlanı lan Rio De Janeira'daki Maracana Stad ı 'nın onarım çalışmaları için yaklaşık 400 milyon Dolar harcanacak. Rio De Janeira Eyaleti Spor ve Turizm Bakanı Marcia Lins, O G lobo gazetesine yaptığı açıklamada, yenileme ve onarım çalış maları nın 2 ay sonra başiayacağı n ı ve 20 1 2 ' nin Aralı k ayında sona ereceği n i beli rtti. L i n s , 60 yıl önce i n ş a edilen Maracana'daki çalışmaların toplam maliyetinin 393 milyon Dolar olacağı n ı v e stadı n 2 0 1 3 ' teki Konfederasyon Kupas ı ' na hazır olacağı n ı söyledi . 1 950'deki Dünya Kupası'nda 200 bin seyirci kapasiteli olan Maracana'nın şu anki kapasitesi 82 bin 238. Bu kapasi tenin onarım ve yenileme çalışmalarıyla 90 bine çıkarılması planlanıyor.
Dev , D i ş i v e M e t- a l d e n Ta rih: 7 Haziran, Sabah DERLEYEN: FiSUN YALÇINKAYA
Çağdaş sanatın öncüsü Louise Bourgeois, New York'ta 98 yaşında ha yatını kaybetti. Yaşamının sonuna dek üretmeye devam eden Bourgeois'yı, kendi röportaj larından bir derlemeyle anıyoruz. Çağdaş sanat dünyası , Maman ad ını verdiği dev, dişi ve metalden örümcekleriyle tanınan, gelmiş geç miş en önemli heykel sanatçılarından birini kaybetti. 1 9 1 1 doğumlu Louise Bourgeois, 31 M ayıs günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yum-
du. 20. yüzyıl sanatını etkileyen ve 2 1 . yüzyılda d a çalışmalarını devam ettiren sanatçı , ölmeden önce de 5 Haziran'da Venedik'te açmayı planladığı yeni sergisinin hazırlıkların ı sürdürüyordu. 1 938 'den itibaren ABD'de yaşamaya başlayan Fransız asıllı Bourgeois, sanat tarihçisi Robert Goldwater'la evliydi. ilk kez 1 945'te New York'taki Bertha Schaefer Galerisi'nde bir resmi sergilenen ve 1 960' 1arda New York sanat ortam ında tanı nan Bourgeois, 1 974'te yaptığı heykeli Destruction of the Father'la (Baban ın Yok Edilmesi) babasıyla karmaşık ilişkisini ortaya koy d u . 1 990'1arda insan vücudunun spiral hareketini gösteren Arch of Hysteria'yı tamamlayan sanatçı, tam da bu tarih lerde, daha sonra sanatının merkezine yerleşen figürlerden biri olacak, Maman adlı dev örümceğiyle tanın maya başlad ı . 1 999 'da yaptığı 1 0 metrelik bu örümcek Tate Modern'de, New York Rockefeller Plaza'da, Havana'da ve pek çok şe hirde sergilendi. Bu alışılmadık figür daha sonra istanbul ve Venedik dah il pek çok Bienal'de yer aldı. Günümüzde hala pek çok genç sanatçıyı etkilerneye devam eden Bourgeois, Max Ernst, Constantin Brancusi, Francis Bacon gibi isimleri etkilendiği sanatçılar ara sında sayıyord u . Bourgeois, şiddet,
tutsaklık, korku ve öfke barındıran eserlerini anlatırken çocukluğundan da bahsetti.
Neden ö rümcek? Bourgeois, Maman adl ı örümcek figürlerinden şöyle bahsediyor: " N eden m i örümcek? Annem yüzünden. Çünkü çocukluğum boyunca beni m en iyi ar kadaşı m annemdi. Annem de babam da sanatla iç içe insanlardı . Annem te laşsız, kararl ı , zeki, sabırlı, huzur verici, mantıklı, zarif, maharetli, temiz ve be cerikliydi; tıpkı bir örümcek gibi. Onsuz yapamazdı m . Ayrıca, babam metresiyle birlikteydi ve annem, beni ve kendini bu durum karşısında aptalca, utanç verici, meraklı her türlü soruya ve olumsuz düşüneeye karşı savunabilecek kadar da güçlüydü. Beni m çalışmaları m , iliş kilerimin portreleridir. Bunlardan da en önemli olanı annemle olanı . "
Ame ri ka ' yı na sıl keşfe-t-ti? 1 938'de Fransa'dan ABD 'ye kaçak bir kız olarak geldim, bir Amerikalıyla evlendim ve New York'a taşındım. Eğer Paris'te kalsaydı m belki de ailem yüzünden sanat hayatına devam etmez dim. New York'a geldiğimde aniden onlardan bağ ımsız oldu m . Ama Fransız
Ka le Ta s a r ı m Me r k e z i B E DA ' y a Ka b u l Edildi Tarih: 9 Haziran
Avrupa' nın tasarım birlikleri, enstitüleri ve tasarımı tanıtma amaçlı kurulan yerel ve ulusal merkezlerin üye olarak kabul edildiği B EDA'nın (The Bureau of European Design Associations), 201 0 Mart ayında Lizbon'da yapılan Genel Kurul sonuçları açıkland ı . Kale Tasarım Merkezi, b u sene birli ğe katılan 6 uluslararası üye arasındaki yerini alarak, BEDA'ya Türkiye'den üyeliği sağlanan ilk kuruluş olmaya hak kazandı. Tasarım değeri nin tanılılması ve ileti şimini sağlamak amacıyla faaliyet gös teren B EDA'nın tasarım birlikleri, eğitim enstitüleri ve merkezlerinden oluşan üyeleri arasında; Politecnico di M ilano, Finlandiya Tasarı mcılar Birliği Ornamo, Norveç Tasarım Konseyi gibi saygın tasarım kuruluşları yer alıyor.
olmanın ve memleket özleminin etkisini üzerimde hep hissettim. Hem uyum hem de d ı şlanmayı aynı anda yaşad ı m . Böylece ilk dönem heykellerime büyük ölçüde bu durum yansıd ı . "
bir trajed i . Ben yal nız bir uzun yol koşu cusuyum. H içbir akıma ait değilim ve bu sorun değil."
Bana g ö re yaşam sadece b i r t" raj e d i
Gerçekten b i r şeyler ifade etmek zorunda olduğumda, ancak böyle za manlarda çalışabi liyorum . Bunun tam olarak nasıl bir his olduğunu tarif ede mem. Ama bir şeyler hazır olduğunda bunu hemen hissediyorum ve harekete geçiyorum . Bu çok güçlü bir ihtiyaç ve ona karşı koyam ıyorum. H i slerinizi ifade edebilmek için kendinize karşı çok esnek ve anlayışlı almalısınız. Yaşad ı klarımdan ve sonuçlarından esin lendiğimi biliyorum, o kadar. Sanatım yen i lenmenin bir yol u . "
Louise Bourgeois'nın 2 0 . yüzyıl sanat akım iarına etkisi yadsınamaz, ama o yaşamı boyunca sanatında kendine has bir tür yarattı ve hiçbir akıma ait olmad ı . Sanatçı b u n u ş u sözlerle ifade ediyor: " i l k yıllarda çal ışmalarım sürrealizmin bir parçası olarak görü ldüyse de bu olduk ça büyük bir hata. Sürrealizm benim için lanetlenmiş bir şey. Çünkü onlar her şeyi büyük bir şaka olarak görür. Bana göreyse yaşam tamamen büyük
San at-ım ye n ilenme n i n b i r yolu oldu
Hazıran 201 0 .
I s t- a n b u l H i l t- o n Ot- e l i ' n i n 5 5 . Yı l ı Tarih: 1 0 Haziran, Cumhu riyet Dönemi Türk Mimarlığı, Tasa rım+Kuram, Arkitekt YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
Bugün istanbul H ilton Oteli'nin açı lışının 55. yıldönümü. istanbul H ilton Oteli, Hilton Otelleri'nin Amerika'dan sonra yurtdışında açılmış olan ilk örneği , Türkiye v e istanbul'un i l k 5 yıldızlı oteli olması açısından önem taşıyor. 1 952 yılında Amerikalı m imarlar, Skidmore, Owings ve Merill (SOM) tarafından tasarlan otel, Cumhu riyet mimarl ığı açısı ndan döneminin kapanı şını simgeliyor. Amerikalı firma S O M 'a, otelin tasarlanmasında Sedad Hakkı Eldem yerel danışmanlık yaptı. Tasarımın SOM grubuna ait olduğu projenin yerel danışman ve katılımcı m imarı Sedad Hakkı Eldem. SOM gru bunun ve yatırımcı firmanın Eldem'den beklentisi, yapıyı "yerelleştirecek" bazı ayrıntıları eklemek ve detaylandırmakt ı . Ancak, m imarın bu katkıyla yetinmekte zorlandığı ve SOM 'Ia kurulan ilişkinin kolay olmadığı o yılların m imari efsana leri arasında yer alacaktı. Eldem ' i n H ilton projesiyle ilişkisi, daha sonra da farklı aşamalarda devam etti. 1 965'te inşa edilmemiş, yeni ek odalar önerisi vard ı . 1 975'te ise otopark, mağazalar ve hatta daha sonrasında da bir ofis bloğun u içeren yerleşim önerilerinde bulundu. 1 984'te ise şadı rvan inşa edildi ve ek odalar ile aditaryum bloğu inşasına başlandı. 2 1 'e 1 00 metre boyutunda bir dik dörtgenler prizması biçimindeki H ilton Oteli, döneminde yapım kalitesi, yal ı n geometrisi, yüzeylerinin sadeliği, yapıl dığı yıllardaki abartısız dekorasyonu ve işlevsel öncelikleri ile Türkiye'de " ulus lararası üslupun karakteristliği" olarak algılanmış ve uluslararası otel zincirleri nin işletmecilik kurallarının da tanıtıcısı oldu . Otel, ana kütle ve işlev çözümü bağ lamında dönemin Amerikan büyük kent sel konaklama yapısı formatiarına uygun olarak tasarlandı. Yapımında kullanılan teknoloji ve malzeme bileşimi açısından da o yılların Türkiye'si için olanakların sın ırları dışı nda kalıyordu.
Sedad Hakkı Eldem, 1 952 yılında ta sarladığı istanbul H i lton Otel i ' nin özel l ikle Türk Lokantası bölümünde altıgen formları çatıdaki baca ve ışıklıklardan, plan düzenine ve iç mekan için özel tasarlanmış seramiklerde de tasarımda bütünsellik oluşturacak şekilde kullandı. Ana giriş saçağ ı , O ryantal çağrışımlı "uçan halı" figürünün stilize edilmiş hali olup tamamen Eldem'in tasarı m ı . Ana otel bloğu, Türkiye M i marlığı için yen i ufuklar açan b i r örnek oldu. H ilton Oteli, istanbul'a sadece mi mari açıdan bir yenilik katmadı, yaşam tarzını da değiştirdi. Kentte uluslararası tarzda tasarlan mış olan bu otel, iç mekanlarında mi-
safiriere ve kentliye de pek çok olanak sağlıyordu. Zamanla otel, konaklama dışında, beş çayları, düğünler, yemek ve çeşitli organizasyonlar için de tercih edilmeye başlandı . istanbul 'da böyle bir otel olması, artık kent hayatına "otelde vakit geçirme ve oteli özel duru mlar için değerlendirerek prestij kazanma" gibi faaliyetleri de sakmuş oldu. Amerika'dan sonra ilk kez Türkiye ile dünyaya açı lan H ilton Oteli ' nin, istanbul üzerindeki etkisinin bu şekilde olması da kaçınılmazdı . Bugün Harbiye'de bu lunan H i lton , belki de kongre vadisinin bu bölgede oluşması açısından da bir başlangıç oldu.
H cziraoı 201 0
Prof. Dr. Gü n d ü z Gö kçe : Sed a d Bey ' li Yılla rdan . . . M i mar Sinan Güzel Sanatlar Ü niversitesi'nin çıkarmış olduğu Tasarım+ Kuram dergisinin 6 . sayısında, rektör Prof. Dr. Gündüz Gökçe, Sedad Hakkı Eldem ve Hilton Oteli ile ilgili şunları yazıyor: " 1 955 yazında tamam lanmakta olan H ilton'un şantiyesinde Sedad Bey ' i n yanında çalışmaya başla d ı m . Sene içinde bizi H i lton'a götürmüş ve yapım hakkında bilgiler vermişti . Şimdi ise H ilton ' u n Baumeisster'de yayınlanacak planları çizilecekti. Bunlar için Amerika'dan Skidmore, Owings&Merril firmasından gelen çizimlerden yararlanı lacaktı. Yapım sıra sında projelerle özellikle alt katlarda ve çatıda büyük değişiklikler yapıldığı için bu oldukça zor bir işti. Klasik orta koridorlu plan şemasın daki yatak katları d ışında, proje büyük değişikliklere uğramıştı. G irişteki " Uçan H al ı " motifi saçaktan başlayarak dükkanlar, lobi restoran ile zemin katın tümü, bu katın bahçe ile olan i lişkileri, bahçe düzeni, şadırvan, köşedeki pavyon, bütün bunların man zaraya açılmaları, çatı düzenlemeleri burada çizilmişti ve tamamen Sedad Bey'e ait idi. Ayrıca, iç dekorasyanda kullanı lan geleneksel Osmanlı motiflerin den yola çıkılarak yapılmış çini lere yön veren de o olm uştu. Akademi 'deki öğretim çizgisinin çok dışında, malzeme, teknoloj i , boyut v e kavram açı larından bura da gördüklerim önemli bir deneyim di beni m için."
Arkit·e k-t ' de İs-ta n b u l Hil-ton O-teli Arkitekt Dergisi, istanbul Hilton Oteli'ne, 1 952 yılının N isan-Mayıs sayısında yer verdi. Tartışmalara yol açan, istanbul'daki ilk 5 yıldızlı otel olması ve barındı rdığı ulusla rarası tasarım stillerinden dolayı döneminde çığ ır açan otelin m imari özellikleri ile ilgili dergi şunları söy lüyordu: "Türkiye Cumh uriyeti Emekli Sandı ğ ı , istanbul'un Boğaziçi'ne nazır mutena bir semtinde, geniş
bir park içinde, 278 odal ı bir otel inşa ettirecektir. Her türlü konforu, ısıtma, havalandırma ve aydı nlatma bakımından en mütekamil tesisatı havi olacak bu binayı 20 sene müddetle Milletlerarası Otelcilik Şirketi H i lton Müessesesi işle tecektir. Bina, 2 esas kısma ayrılacaktır. 1 . Sekiz katı ihtiva eden yatak kısm ı , 2 . oturma v e yemek salonları i l e idare ve servis kısımları, zem inden itibaren üç kat yerleştirlmiştir. 3 . 900 metrekare bir saha kaplayan giriş katı idare servisi, kabul ve oturma salonlarına tahsis edilm iştir. Manzara tarafından binanın uzunlu ğu nca uzanan ve oturma salonlarından büyük cam satıh lı sürme kapılara ay rılmış olan geniş bir teras, müsait ha valarda bu salonların temadisini teşkil edecektir. Otel müşterilerine bir kolaylık olmak üzere tuhafiyeci, antikacı, banka, ber ber ve bir "soda fountain" gibi bazı dükkanlar gene bu katta bir süs avlusu etrafında toplanmıştır. Arazinin meylinden istifade edilerek yemek salonları g i rişin altındaki katta, manzara tarafında yerleştirilmiştir. Bunların biri, binaya bir tarafından bağlı üç tarafı açı k takriben 250 kişilik bir yemek ve dans paviyon u, diğer ka-
AR
K � T E R A t:;::J�IE tı[LiyJtıt'Jt.f:ıO
1 35
yar bölmeler sayesinde büyüyüp küçü lebi len takriben 600 kişilik esas yemek salonudur ki cem'an 850 kişiye yemek servisi yapacak demektedir. Bu katlardan başka, binanın teras şeklinde olan damında da Boğaziçi'nin eşsiz manzarasına karşı kapalı ve açı k kısımları havi, daha ziyade gece işleye ceği düşünülen bir bar bulunmaktadır. Otel binasının inşaat sistemi beto narme karkastır. Duvarları tuğla, beton, blok ve köpüklü beton blok olmak üzere başlıca üç kısıma ayrılmaktadır. Yatak odaları arasındaki bölerneler 10 cm kalınlığında köpüklü beton blok duvar olacaktır. Giriş katında sokak ve dükkan cep heleri, alt katta sota ve yemek paviyonu koridoru duvarları nın iç yüzü Kütahya çinisi ile kaplanacaktır. Sofada asansör mahallerinin etrafı renkli somaki, barlar, büyük yemek salonu ve giriş holü duvarları lambri olacaktır. Binadaki dış kaplama ve kafesler umumiyetle dış sıvaya uygun olarak beyaz mermer pirinçli suni taş plaklar olacaktır. Yalnız zemi n katın idare ve dükanlar kısmının duvarı ve yemek paviyonunun duvarı mermer kaplanacaktır."
1 36
ı
A R K T E R A W�ı:;x:m: ��D
Ge l e c e ğ i n Şeh i rle rinde Ça-t ı ş ma l a r m ı Ol a c a k ? Tarih: 1 1 Haziran, Milliyet Emlak
Nevzat Sayın'dan geleceğ i kurgulamasını istedik. O n u n geleceğ indeki kentler olabildiğince "açık" ama, var olan şart lara baktığı zaman sitelere hapsolmuş varl ı klılar ile duvarların arkası ndaki yok sulların çatışmaianna sahne olacağı n ı düşünüyor. Nevzat Sayın tasarladığı yapılar ka dar yazdı klarıyla da kitleleri etkileyebile cek isimlerden . En son Nar City isimli renkli bir projeyle ismini bir kez daha duyduk. Pek çok ulusal m imarlık ödülü alan ve dört kez de Ağa Han M imarlık Ödülleri 'ne aday gösterilen Sayın 'a da geleceğin şehirlerin i sorduk. Say ı n , geleceğin n a s ı l olacağı n ı anlamak için geçmişe bakmakta yarar olduğunu söy lüyor ve ekliyor.
Sit-ele r-e Hapsolmuş Va r-lı k la r- ve Yo ksullar" 1 O y ı l önceki y a d a 5 0 y ı l önceki geç mişe baktığ ı m ızda çok farklı şehirlerde yaşadığımızı söylemek zor. Neredeyse aynı şeyleri konuşuyor, aynı sorunlara çözüm arıyor ve bulduğ umuzu sanıyo ruz. Bugün giderek artan bir tuhaflık olarak kent topraklarının rant aracı olarak savruk bir biçimde heba ediliyor olması da cabası. Geleceği n kentinten söz edebilmek için geleceğin projele rine sahip olmak gerekir oysa global leştiği söylenen dünyada gelir dağ ı l ı m ı , olanakların v e kazançların paylaşımı konusunda büyük açı klıklar var. Böyle giderse geleceğin kentleri kendilerini güvenlik duvarları arkasındaki sitelere hapsetmi ş varlılılarla duvarların dışında kalan yoksullar arasındaki çatışmaların sahnesi olacak gibi görünüyor. Ama bu durum 50 yıldır böyle. Bakarsınız çatış ma falan çıkmaz ve böylece sürer gider. G ittiği yere kadar."
"Açıkşe h i r- Olmalı Geleceğin Şe h i r-le r-i" Nevzat Sayın'a geleceğin şehirleri nin nasıl olması gerektiğini soruyoruz. Kentlerin "açıkşehir" olarak tasarian ması gerektiği n i söylüyor. Yan i etkilere,
Hazıran 201 0
i lişkilere, beklenmedik tan ışıklı klara açık şehirler . . . " Ve olanaklara erişimin herkes için kolay olduğu, eğitim, sağlık, barı nma gibi temel ihtiyaçların herkes için kolay giderilebilir olduğu bir şeh ir iyi olurdu doğrusu" diyor ve devam ediyor: "Ayrışmamış, kimsenin kendinden vaz geçmeden ötekiyle olabildiği, bilgisi n i , görgüsün ü , deneyimlerin i v e beklentile rini aktarabildiği bir paylaşımın olduğu yerler olsa şehirler harika olurd u . "
H a y d a r p a ş a Ga r ı Ta s a r ım Al a n ı Ol d u Tarih: 1 4 Haziran, Akşam
Geçen hafta sonu Haydarpaşa Garı' ndan yükselen müzik ve binaya yansıyan gör sel tasarım eserleri, Kadıköylüler'den büyük ilgi gördü. Nerdworking ekibinin "Yekpare" isimli projesi olan bu çalışma n ı n detayları n ı öğrendik. Geçen hafta sonu Anadolu Yakası ' n ı n tarihi bi naları ndan Haydarpaşa Garı'ndan yükselen sesler ve binaya yansıyan görsel ta sarım eserleri, olaydan bihaber olan Kadıköylüleri merak içinde bırakmıştı. . . Konudan haber olmayanlar sonradan anladılar ki tüm bunlar "nerdworking" oluşumunun projesi "Yekpare'nin bir parçasıyd ı . Yekpare projesine gelme den önce nerdworking"i tanımalı önce . . . Nerdworking, 2009 yılında Erdem Dilbaz tarafından, kamusal alanda et kileşi mli teknolojik ürünler geliştirmeye
yönelik başlatılmış bir network projesi ve Türkiye, Almanya, Japonya'dan 1 3 sanat, tasarım, illüstrasyon , hareketli animasyon , programlama, elektronik, robotik ve mekatronik profesyonelinin bir araya gelmesiyle oluşmuş. Nerdworking fuar ve benzeri ticari organizasyonlardan sahne sanatiarına kadar farklı sektörlere içerik geliştiriyor, ürün hazırlıyor.
M ü z i k ve Gö r-sel San at-la r- Bir- Ar-ada Yekpare projesini oluşturan Erdem D ilbaz anlatıyor: " H aydarpaşa Garı' n ı kullanma fikri nerdworking ekibinin beklentilerin i n çok üzerinde bir iş. istanbul 201 O A K B Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmenliği'nden Ü mit Özdemir'in cesur talebi ve girişimi olmasa böyle bir iş ortaya çı kmazd ı . Yekpare'yi hazırlayan nerdworking sanatçılarından Görkem Şen , Deniz Kader ve Candaş Şişman'a binan ı n modellenmesinden 1 0 adet kuvvetli projeksiyen u n birlikte işlemesine kadar destek olan en az 30 kişi daha oldu." Erdem Dilbaz, Yekpare projesinin hi kayesin i şu şekilde özetliyor: 'istanbul 201 0 AKB Ajansı'nın bizden talebi Nazım H ikmet ' i n anılacağı etkinlikte, Haydarpaşa Garı ' n ı n coğrafi, ekono mik, sosyal, politik ve estetik değerleri üzerinden istan b u l ' u anlatmamızdı . Bu büyük şans oldu. Genç bir ekipsiniz, beklentilerinizin üstü nde bir teklif ge liyor; işin içinde istanbul var, daha ba şından belli ki dünyadaki örneklerinden
Çetindoğan müze ve yatırımlarını M i l liyet'e anlatt ı .
Müze Fikri Nasıl Doğdu? Belli bir büyüklüğe ulaşmıştı kolleksi yonumuz. Bunu sanatseverlerle de bu l uşturmak istedik. Haliç'te bir bina aldık. M üzeyi büyük bir hayranlığımın olduğu Zaha Hadid yapacak. Biliyorsunuz Kadi r Topbaş, Karta l ' ı n kentsel dönü şüm projesi için Hadid ' i Türkiye'ye da vet etmişti. Hadid ' i n futuristik bir çizgisi var ama Türk m imarisiyle kendi tarzını harmanlayacak.
Sizin pera kendedeki büyüklü ğ ü n üz nereye ulaştı? farklı olacak . . . Lakin kazın ayağı öyle değ i l ! istanbul 8 . 500 yıllık bir şehir. O kadar yıl klişeler üzerine çökmüş. Yani "çamura basmadan nasıl geçeceğiz biz buradan? " sorusu vardı aklımızda. Bu nedenle sembolizm üzerinden etkileyici bir sahne performansı hazırlamaya odaklandı k . Doğu- Batı geçidinin hatta tam da Kuzey-Gü ney enleminin göbe ğ indeki hikayeyi anlatmak için, güneşi dünyayı Doğu 'dan Batı'ya kat eden bir gözlemci olarak, Haydarpaşa Gar ı ' n ı n üzerine doğurarak başladı k hikayemize. 1 950' 1ere geldiğimizde Haydarpaşa Garı ' n ı enlemesine 3 dilime bölüp her birini vagonlara, trenlere çevirip ilerlet tik. Hazırlad ı ğ ı m ız ses kompozisyonuyla da görsellerimizi destekledik."
Pla�fo rmla r ı , Ba�an İs kele Old u Projenin teknik süreci d e hayli ente resan olmuş, Di lbaz anlatıyor: "Sanki Haydarpaşa Garı ' n ı n o kadar yoğ u n kavramsal içeriği yokmuş gibi önüne çektiğimiz platform da hikayesiyle geldi. Platform olarak karşımıza batan Karaköy iskelesi çıktı ! Ses hızından dolayı platform üzerine kurduğumuz sistemden sesi 1 , 5 saniye önce vermemiz gerekiyor ki ince ayarla sahi ldekiler ses ve görüntüyü senkro n ize algılayabilsin. Böyle bir içeriğin çıkmasını ve herkese ilk defa yakından görebilecekleri böyle bir oyun sergile rneyi o kadar istiyorduk ki, aklı olanın yapmayacağı şeyi yapıp 2 hafta içinde böyle bir iş çıkarttık.
Demet Saba n c ı ' n ı n M ü z e s i Za h o H a d i d e Ema n e t" •
Tarih: 1 4 Haziran, Millliyet
Maçka Oteli ' n i alarak turizme giren Demet Sabancı Çetindoğan, eşi Cengiz Çetindoğan ile Haliç'te müze kuruyor. Tasarımcı , kentsel kategori de sınırları zorlayan ünlü mimar Zaha Hadid. Geçen hafta görkemli bir açılışla Harvey N ichols'u Ankaralılarla buluştu ran Dernsa G rup, Haliçte m imarisiyle çok konuşulması beklenen klasik ve çağdaş sanat eserlerinin sergileneceği bir müze kuruyor. M üzeyi eserleri dil lere destan I rak asıllı ünlü m imar Zaha Hadid tasarlayacak. Demet Sabancı Çetindoğan ve eşi Cengiz Çet i ndoğa n ' ı n eser sayısı bine ulaşan kolleksiyonunda kim ler yok ki . . . Türk resminin klasikleri kabul edilen Şeker Ahmet Paşa, H üseyin Zekai Paşa, Osman Nuri Paşa, Nazmi Ziya, Avni Lifij, Namık ismail, i brahim Çal l ı . Ve tabi çağdaş resmin temsilcilerinin eserleri . . .
Eşim Cengiz Çetindoğan ile birlikte yönettiğimiz Dernsa 225 milyon TL ciroya ulaştı. Perakende de son olarak H arvey N ichols Ankara'yı aştı k . Bu ay ise Nişantaşı Brandroom mağazamızı açıyoruz.
Harvey N ichols'ta ci roya da ya nsıyan bir değişim izlendiği şehir efsanesi haline geldi neredeyse. . . H arvey N ichols'ı aldığım ızda çok geniş bir ev eşyaları bölümü ekledik. Çocuk bölümünde çeşit artırdık. Yeni marka lada daha geniş bir fiyat aralığı yarattı k. Artık mağazada pahallı ürünlerde var ucuz ürün lerde. Örneği n giysi reyonla rında 1 55 TL'den başlayan ürünlerimiz bulunuyor. Mağazanı n çok lüks ve içeri girilmez olduğu kanısı yaygınlaşmıştı. Oysa öğrencilerin de alacağı çok uygun fiyatlı markalar olduğunu gördü insanlar. Markalarda 44 - 46 bedeniere de yer verdik. i kramı başlattık mağa zada. Bu markan ı n yurtdışı mağazalarında olmayan bir konsepttir ama Türk tüketi cisi giysi bakarken arada çay ı n ı , kahve sini içmek ister. C i lt bakımı, makyaj odaları ekledik. Mağaza bize geçtiğinden bu yana ciro da yüzde 20 artış oldu.
Dernsa 800 Çalışana U l aştı Just Cavall i , Mathercare gibi u luslara rası 13 markan ı n Türkiye temsilciliğini yapan Dernsa G rup perakende sektö ründe ulaştığı 84 mağaza ve 800 çal ı şanla artık " büyük bir oyuncu." Dernsa Group'un Başkan Vekili Demet Sabancı
Eğitim ka n a l ı n ız ZTV'de içerik çeşit lenecek mi? ZTV sınaviara hazırlanan gençlere yard ımcı olmak için yola çıktı ğ ı m ız bir projeydi . Maalesef ü niversite için her çocuğun
1 36
ı
ARK TERA
W�EE �t:ıdJO
dersaneye gitme imkanı yok . Benim için daha farklı bir anlam yüklendi ZTV. KPSS sınavına hazırlanan me murların da ZTV izlediğini gördük. Cezaevlerinden mahkum mektupları geldi , " B izde internet imkanı yok, sınav Iara hazırlanıyoruz, TV'den bu i m kanı sunduğunuz için sağ olun" diyorlardı. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı'yla sözleşme yaparak lisan ve açıköğretim programlarını da yayınla mak için anlaştık. Şimdi satranç eğitimi ne başlayacağız.
Maçka Ot-eli ile "tu rizme g i riyo r Ka n d i l l i konutla rıyla gayrimenkul geliştirme işine g irdi n iz? Fa rklı sek törlere yatırımlar olacak mı? Turizme giriyoruz. N işantaşı' ndaki eski Maçka Otel ' i aldık. Türkiye'nin ve istanbul ' u n geleceğini çok parlak gö rüyoruz. Coğrafyan ın parlayan yıldızı olan istanbulum uza lüks markalı bir butik otel kazandırmak istedik. Dünyada otelcilik işi artık başka bir noktaya g idiyor. M ü şterilerin beklentileri çevre dostu , çevreye duyarl ı hizmet anlayışını ön plana çıkaran otelierin tercih edildiğini gösteriyor. Biz de Dernsa olarak böyle bir kon septle ortaya çı kacağız. Boğaz'a bakan Kandilli viiialarının satışına temmuzda başlıyoruz. Satışlarda bir arada yaşa maktan keyif alacak ailelerin olmasına özen göstereceğiz.
İt-alya n la r- ' a M ü z e Ya pt-ı Zaha Hadid'in Roma için tasarladı ğ ı v e açılışı mayıs ayında yapı lan çağ daş sanat müzesi MAXXI 1 50 milyon Euro'ya mal oldu. Klasik m imaride iddialı Roma'ya futuristik imzasını atan Hadid ' i n yaptığı müzenin açılışına 3 bin kişi katıldı. Cincinnati'deki Rosenthal Çağdaş Sanat Merkezi, Avusturya l nnsbruck'taki Sergisel Kayakla Atlama Platformu, Strasbourg 'daki Terminus Hoenheim- Nord ve Tokyo'daki G uggenheim M üzesi ' n i de Hadid ta sarladı.
Haziran 2010
M ima r l ı k S a v a ş a H i zmet Edince
Bu devasa fabrikalar, ayrıca ülke için büyük oranda bir istihdam sağl ıyor d u . Özel likle de kad ınlar için .. Savaş zaman ında kadınların tüm beklentileri değişmişti. i kinci Dünya Savaşı sırasında kent lerin büyük bir bölümü yok oldu, büyük anıtsal binalar yıkıldı . Buna karşı, nazilere karşı kampan yalar başlatıldı. Özellikle Dresden, Düsseldorf ve Svelingrad 'da, Nazi mimarlığına ve naziler için bina inşa etmeye karşı propogandalar yapıldı, şehirlerde kampanyalar düzenlendi, posterler dağıtıldı. Bu kampanyalara dönemin önemli bir degisi olan Metron Magazien büyük destek verdi ve kampanyanın medyada duyulması nı sağlad ı .
Tarih: 1 5 Haziran
YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
istanbul Bilgi Ü niversitesi M i mari Tasarım Yüksek Lisans Program ı ' n ı n düzen lediği M odern M i marl ı k Seminerleri kapsamında, Jean Louis Cohen, " i kinci Dünya Savaş ı ' nda M i marlı k " başl ıklı bir konferans düzenled i . i kinci Dünya Savaşı, kentlerin gelişi minde çok büyük rol oynad ı . Kentlerin yıkımı ve yaşanan felaket dışında, savaş mimarisi adına pek çok yapı, şehir ha yatına g i rdi. Savaş, için silah yapımında kul lanılan çelik ve daha bir çok malzemenin üretil mesi i ç i n büyük fabrikalara i htiyaç vard ı . Karagahlar, esir kampları, askeri yerleş meler. . . Bunların hepsinin tasarlanması gerekiyordu . M i marlık savaşa hizmet edecekti. Şehirlerde savaşa yardım edecek mekanlar yaratılacak, savaş endüstrisi entlerin kimliğini oluşturacaktı. Savaş, böylece bir organizasyon faktörü haline geldi . Banliyöleri nasıl bir tarza sah ip olacaktı? Modern, organik ya da yoksul mahalleler şeklinde mi . . . Nazi ordusuna silah yapımında kul lanılacak malzeme ü reten fabrikaların yapılması gerekiyord u . Bu fabrikaların tasarı m ı n ı da devrin önemli m imariarı na yaptıracaklardı . Savaş sırasında fabri ka tasarımı en acil konulardan biriyd i . Özellikle Al manya'nın Berlin şehrinde yapılması planlanan çeli k üreten fabri kalardan söz ediliyordu . Fakat bunların çoğu inşa edilmedi.
Ke nt-sel Ölçe kt-e Deva sa Ya pıla r
ii E"'
li: "'
E
"'
Q.
{2 !:! 'i .ı: u lll :ı
<t
Savaş, çok sayıda kentsel ölçekte büyük yapının inşa edilemesine sebep oldu. Naziler, silah üretim ve bomba test etmek için oluşturdukları merkezler adeta birer endüstri şehrine dönüştü. Almanlar' ın raketlerini test ettikleri ünitelere ihtiyaçları vardı. Bu, çok bü yük ölçekte kentsel yapılar inşa etmek demekti. Ayrıca bu fabrikalarda toksik bir madde olan u ranyum da üretiliyordu. Bu fabrika daha sonra bombaland ı . Auschwitz, tamamen i kinci Dünya Savaşı ile gelişmiş bir endüstri kenti. Savaşın bu şehre kattığ ı yapılar, kentin form unu önemli derecede etkiled i . Auschwitz, Almanlar tarafından kuru lan en büyük kamptı. Toplama, imha ve zorunlu çal ıştırma kamplarından oluşan bir kamplar kompleksiydi. Polanya'da
Krakow yakı nlarındayd ı . Auschwitz kamp kompleksi üç büyük kamptan oluşuyordu. 26 Eylül 1 941 'de Rudolf HöB, 1 00.000 Rus savaş esiri için bir çalış ma kampı kurulması yönünde emir aldı. Bu kamp Brzezinka'da Auschwitz l ' i n yaklaşık 3 k m uzağ ında kuruldu. Naziler yöre halkını evlerini terk etmeye zorla dı lar ve i nşaat malzemesi elde etmek üzere evlerini yıktılar. Kamp yaklaşık 5 km2 alana kuruldu . Bu geniş alan içinde farklı bölü mleri olan kampın tamamı kuvvetli elektrik akımı verilmiş dikenl i tellerle çevrildi. Başlang ıçta bu kampın, savaş esir lerin i n ve tutukluların zorunlu olarak SS için çalışması amacıyla kurulduğu san ı l ıyordu. Kampın asıl işlevi birkaç ay sonra ortaya çıktı. 1 941 sonlarında Auschwitz 1 'de denemeleri yapılan zehirli bir gaz la, 1 942 yazında gaz odasında ölümler başlatıldı. Önce Rus komiserler ve çalışamayan tutuklular öldürüldüler. K ısa süre sonra da anne ve çocuklar ve diğer çalışamayacak kişiler kampa getirildiklerinde hemen ayıklanarak gaz odalarına gönderilmeye başlandı. A B D ' n i n Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanl ı ğ ı olan Pentagon binası, bu dönemde inşa edilen en önemli karargahlardan biriydi. Bina, mi marisiyle de dikkat çekiyordu. 1 942-43 yılında inşa edilen Pentagon binası, hiç asansörünün olmaması ve yatayda geli şerek çok büyük bir alanı kapsamasıyla di kkat çekiyor. Amerikalı mimar George Bergstrom tarafı ndan tasarlanan bina, kapsadığı 604. 000 metrakarelik alanıyla Dünya' n ı n yatayda büyüyen en geniş binası. Beşgen biçiçmindeki yapı , mer kezinde yine ayn ı formda bir meydan da bulunduruyor. Savaşta yaşanan bu gelişmelere karşı bir tepki olarak da, "Şehirlerim izi savaştan nasıl koruyabi li riz? " sorusu ön plana çıktı. Le Corbusier' i n düşeyde yükselen yapıları bu duruma bir çare olarak gözüküyordu. Ama havadan savaş ola bileceği hiç hesaba katılmadı. M imarlar özellikle 1 937 'den sonra şehi rlerin savaştan nasıl korunacağı ile ilgili bir likler oluşturdular ve dergiler çı kardılar. Kentlerin korunma yöntemlerinden biri
de binaları n altında yapılacak olan sığı nak alanlarıydı. Yer altı nda nasıl bir hayat oluşturu labilecekti? Kamuflaj fikri dönemim m imarları ve şehi r plancılarının karşılaş tı kları en büyük sorun oldu.
Büyü kşeh i r Pla zaya mı Ta ş ı n ı y o r ?
Belediye Sarayı'nda ise sadece Başkanlık, Genel Sekreterli k , Belediye Meclisi ve diğer bazı biri mlerin kalacağı kulisiere yansıyan bilgiler arasında. Kaynak arayışı ndaki belediyenin Taksim Tepebaşı ' ndaki istanbul Metropolitan Planlama Merkezi ' n i n bulunduğu binayı da satmayı düşündüğü konuşulurken burada çal ışan planlamacıların da Başkanlık Sarayı'na taşınacağı konu şuluyor.
Ta rih: 1 8 Haziran, Yeni Şafak
istanbul Büyükşehir Belediyes i ' n i n Merter Ek H izmet Binas ı ' n ı n satı lması ve bura da çalışanların Mecidiyeköy'de kirala nan iki plazaya taşınacağ ı iddia ediliyor. Ekonomik krizde bütün birimlerini bir araya toplayarak zaman, ulaşım ve i ş tasarrufu sağlama yoluna gitme kararı alan Büyükşehir Belediyesinin çok de ğerli semtlerdeki ek binalarını satarak yatırımlara kaynak oluşturma çabası içine girdiği belirtiliyor. Kulis istanbul i nternet Sitesi ' n i n haberine göre, istanbul Büyükşehir Belediyes i ' n i n Merter Ek Hizmet Binası ' n ı n satılması ve burada çalışanların Mecidiyeköy'de kiralanan iki plazaya taşınacağı iddia ediliyor. istan bul Büyükşehir Belediyesi yakla şık 52 bin çalışanı ile dev bir yapı. Saraçhane Başkanlık Sarayı ve Merter'deki Ek H izmet binalarında görev yapan belediye çalışanları, bu günlerde taş ınma telaşı içinde. Küresel ekonomik kriz nedeniyle kaynak ara yışlarını sürdüren istanbul Büyükşehi r Belediyesi bütün birimlerini bir araya toplayarak zaman, ulaşım ve iş tasarru fu sağlama yoluna giderken bir taraftan da çok değerli semtlerdeki ek binalarını satarak yatırımlara kaynak oluşturma çabası içine girdiği belirtil iyor. Merter Ek Bina ve Tepebaşı i M P Satılacak mı? Saraçhane Belediye Sarayı'ndaki büyük binasın ı n 6 . katını tamamen boşaltarak avukatlara ve istimlak müdürlüklerine tahsis eden istanbul Büyükşehir Belediyesi ' nde şimdi de Merter Ek Hizmet B inası ' n ı n tamamen boşaltılarak yapı lış gayesi olan otopar ka çevrileceği ya da satılacağı konuşu luyor. Belediyenin açıkta kalan birçok biriminin Mecidiyeköy civarında kirala nan iki plazaya taşınacağ ı , Saraçhane
Rami K ı ş ı a s ı M ü z e ve K ü t- ü p h a n e Ol u y o r Tarih: 21 Haziran, Radikal
istanbul Büyükşehir Belediyesi' nden alı nan bilgiye göre, Rami Kışiası alanı, müze, kütüphane, alışveriş ve 200 bin metrekareye varan peyzaj düzenlemesi ile istanbul'un en önemli odak noktala rından biri haline getiril iyor. istanbul 201 O Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Kan u n u ' nda, Rami Kışias ı ' n ı n restorasyon , rölöve, h e r türlü proje ve inşaatının ajans tarafından yapılacağ ı maddesi yer alıyor. Buna göre, Ram i Şehir M üzesi Projes i ' n i n önemli bir par çası olan istanbul Kütüphanesi'nin ya pımını başiatacak işbirliği protokolü, bir süre önce Kültür ve Turizm Bakanlığı, istanbul Büyükşehir Belediyesi ve istanbul 201 0 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından imzalandı. Kütüphane, kışianın bugünkü özel liğinin, m imari formun u n özgünlük, ka pasite ve rasyonel kullanım açısı ndan çağdaş kütüphane şartlarına imkan ver memesi nedeniyle kışla binasına ek bir yapı tasarımı ile yapılacak. Kütüphane binasının uygulama projesi ve inşası, istanbul 2 0 1 0 AKB Ajansı tarafından gerçekleştirilecek. 3 m ilyon kitap kapa sitesi ve sınırsız dijital kayıt imkanı ile 75 bin metrekarelik inşaat alanına sahip kütüphane, Şehir M üzesi'nin kuzey-do ğusundaki boş alanda, kışla yapısıyla gabaride (bir binan ı n , yöre imar dairesi nin öngördüğü azami yüksekliği) yarış mayacak bir şeki lde tasarlandı. Ayrıca kütüphanenin günümüz malzemesi ve tekniğiyle çağdaş form lu bir yapı olması da amaçlan ıyor.
Haziran 201 O
B u i l d i s t" Z i r v e y e O-t u rd u Tarih: 22 Haziran YAZAN: DERYA YAZMAN
Clarion Survey ve Arkitera M imarlık M erkezi işbirliğinde 30 Eylül - 3 Ekim 201 O tarihlerinde gerçekleşecek olan Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı 'nın ikinci tanıtım toplantısı istanbul'un en yüksek binası olan istanbul Sapph i re'de gerçekleşti. Özlem Gürses'in sunuculuğu yaptığı geceye m i marlık, yapı-malzeme dün yasından ve basından çok sayıda kişi katıldı. Katılımcı lar, Sapphire' in 54. katında büyüleyici bir manzarası eşliğinde Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı hakkı n daki gelişmelerden haberdar oldular. Basın toplantısında ilk olarak Arkitera M imarlık Merkezi'nin ortaklarından Ömer Yılmaz, Buildist hakkındaki geliş meleri basın mensuplarına aktardı . Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı 'nın alışılmış fuarlardan farklı olacağından ve nitelikli ziyaretçi getirmek asıl amaç ları içinde olduğ undan söz etti.
Balkanlar, eski Sovyet Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika ve O rtadoğu ülkelerinin hedef ülkeler arasında yer aldığı belir ten Yı lmaz, 5 ana madde ile bu hedefi sağlayacaklarını söyledi : • Özel Fuar Konsepti • Yaygın iletişim • Etkinlikler • U luslararası Ziyaretçi • Gayrimenkul Buluşması
Sek"törle rle Or-ta k Çalışmala r Ekoloji - Yapı i lişkisine bu fuar kap samı nda önem verileceğini söyleyen Yılmaz, Ç E D B i K ile birlikte fuar kapsa mında Ç E D B i K Arena adı altında kon feranslar silsilesi ile LEED ve BREAM eğitimleri verileceğini beli rtti. Kariyer.net ile i nsan kaynakları konu sunda çal ışmalar yapılacağı n ı , Serbest M imarlar Derneği ile de fuar alanında sergilerin düzenleneceği n i söyledi .
F u a r Ziya ret-çileri içinde Mim a rla rın Ka-tılımını Sağlama k M imarların fuar ları çok fazla ziyaret etmediğini söyleyen Yılmaz, bu durumu kırmaya çalışacak ların ı , fuarın ulaşım, konfor ve etkinlik leri ile bu durumun gerçekleşmesine katkı sağlayacağ ı n ı vurgulad ı .
Buildis"t Mimarlık Kül"t ü r ü n ü Des-tek liyo r " Buildist M i marlık Kültü rünü Destekliyor" sloganıyla Arkitera olarak birçok pro jeye imza attıldığını söyleyen Yılmaz, Buildist ' i n m imarl ık ile iç içe bir yapıda i lerleyeceğinden söz etti.
Yarışma Şartnamelerinin internet or tam ına aktarılması, Açık Kapı Festivali, A R K I M EET Konferansları, Arkitekt Dergileri'nin yayınlanması gibi önemli m imarl ı k veritabanı ve organizasyonla rının Buildist tarafından desteklenerek gerçekleştiğini belirtti . Daha sonra Clarion Events C EO ' su Simon Kimble, bu zamana kadar yap m ı ş oldu kları çok sayıdaki etki nliklerden bahsetti. Survey ' i satın alarak, bu fuar ile bu birlikteliğin ilk çal ışması gerçekleşti receklerini ve bu şekilde çalışmalarına h ızlı ve başarı lı bir şekilde devam ede ceklerini söyledi . Arkitera M i marl ı k Merkezi g i b i mimar l ı k dünyasında tecrübeli ve başarılı bir firma ile gerçekleştirecekleri fuar ile iyi sonuçlar elde edeceklerine inandıklarını beli rtti. Clarion Survey Fuarcılık G rup Fuar Direktörü Horst Rudolph, Survey Fuarcı lık'ın mobilya sektöründe uzman laşmış olduğundan ve bu sektör dahilin de çok sayıda fuar gerçekleştirdiklerin den bahsetti . Arkitera ile gerçekleştirdikleri bu ortaklıkla iyi sonuçlar elde edeceklerini beli rterek, bu çalışmadan dolayı mem nuniyetlerini belirtti. C larion Survey Fuarcılık Satış M üdürü Sinan Karahanoğlu da, ger çekleştirmiş oldukları fuar çalışmala rından bahsederek, Buildist ile farklı bir konsepte başarı elde edeceklerini vurguladı. Gecenin ilerleyen saatlerinde i M SAD (inşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Başkanı Orhan Turan söz alarak, Türkiye'nin inşaat sektöründeki gelişme lerinden bahsetti. Türkiye'nin inşaat ve altyapı sektö ründe h ızla ilerlediğini söyleyen Turan, 2008 yılında Türk inşaat Sanayi 'nin ihracatta 1 . sı rada olduğunu belirtti. Orhan Turan, 201 O yılında gerçekle şecek olan Buildist Yap ı Malzemeleri Fuarı ' n ı n da bu gelişmelere katkı sağla yacağını vurguladı . Konuşmaların ardından akşam yeme ğ i ile devam eden buluşma, istanbul'un eşsiz gece manzarası ile katılımcıları hayran bırakarak, hafızalardan silinme yecek bir deneyim yaşattı.
Ya z S ı c a ğ ı n a Çö z ü m : B u z Mü z e s i De n e y im i Tarih : 22 Haziran
Geçtiğimiz aylarda Forum istan bul'da açı lan Magic I ce (Buz M üzesi) Forum istanbul'da açıl d ı . Projenin müelliflerin den Çağla Akyürek Elmas ile görüşerek
proje hakkında bilgi aldık. " Forum istanbul içerisinde yer alan Magic Ice-Buz M üzesi projesi, ilk olarak bize anlatıldığında çok heyecanlandık ve böylesine değerli bir projede yer almak tan büyük mutluluk duyduk. Çünkü dün yada tekti, başka bir örneği yoktu. Elimizde örnek olarak isveç'teki buzdan otel ve Londra ve birkaç yerde uygulanm ı ş Buz barlar vardı. Ama or talama 23 derece bir alışveriş merkezi içerisinde uygulanmış buzdan bir müze daha önce hiç yapılmamıştı. Projenin diğer tasarlad ığımız projele re göre değişik kriterleri vardı. Öncelikle süre çok kısıtlıydı. M i mari projelendirme için bir aylı k bir süremiz vard ı . Uygu lama süresi ise 2,5 ay ile sınırl ıydı . M üze alanı - 1 0 derece olacaktı, bu
da hem tasarımda, hem de seçeceği miz malzemelerde çok di kkatli olmam ızı gerektiriyordu. Malzemelerin bu soğu ğa dayanıklı olmaları gerekliyd i . Sergi alan ını gezme süresi 20-30 da kikayd ı , o zaman gelen müşteriyi sergi alanına almadan önce vakit harcatma m ız, merakı n ı arttırmamız, kısaca yapa cağımız m imari mekanlarla, fuayelerle müşterileri oyalamamız gerekiyordu .
"T1 o
Bir de işin teknik kısmı yani isveç'teki Torne nehrinden kesilip getirilen, kalı p halinde duran buzları muhafaza edece ğ imiz -20 derece olacak soğuk depo, teknik hacim, ofis kısımları gibi işletme yi ilgilendiren bölümler bulun maktaydı . Projenin tasarımı nda buz, kar, fiyord, dağ gibi doğa eleman ları i lham kay nağ ı mız olmuştur. Bu yüzden projede duvarlar 90 derece açı lı değil, organik formlardan oluşmaktadır. Birbiri içine akan mekanlar sayesinde ziyaretçiler, sakin, doğal ve huzur için de kendilerini bir mekandan diğerine geçerken bulacaklardır. Bu hareket insan hareketine uyumlu, yumuşak bir m imariyi şekillendirmiştir. Tasarım ayrıca Viking ve Norveç te maları üzerine kuruludur. Dairesel forml u Fuaye 1 de buz te-
; �
cı c:
.,
� J> ,.. ., =
'<
ması işlen miştir. Yerde camdan bir buz resmi , üzerinde yılın belli zamanlarında oluşan kuzey ışıkları n ı anlatan bir bari sol aydı nlatma ile tema vurgulanmıştır. Duvarlar buz efekli boya ile boyanmıştır. Üçgen form lu Fuaye 2'de aniatılmak istenen dağ teması ile Norveç ' i n bir şehri olan Lototen'deki dağlar, gerçek fotoğrafların ı n duvarlara aktarılması ile bütün leştirilm iştir. Fuaye 3'de yine Norveç'in bu defa görkemli ormanları teması işlenmiştir. Mekan zemi n , duvar ve tavan olmak üzere her yeri farklı ahşap konstrüksi yonlarla kaplanmıştır. Fuayelerde kısa gezintiler yapan ziya retçiler için bir de si nema salonu hazır lanmıştır. Elips formundaki bu mekanda bir tan ıtım filmi seyreden ziyaretçiler birazdan kendilerini bulacakları büyülü bir mekana hazırlamış olacaklard ı r. Ziyaretçi bu noktadan sonra vestiyere yönlendirilmiştir. Burada kendisini so ğuktan koruyacak olan özel paltasunu alacak ve hazı rlık mekanı olan sıfır de rece odaya girecektir. Geri sayım başlamı şt ı r. B irazdan özel olarak italya'dan getirtilen soğuk oda kapıları açılarak ziyaretçiler buzun bü yüsü ile buluşacaklardır. Sergi alan ında ziyaretçiler bir yandan isveç'ten gelen heykeltıraşların yine isveç'teki Torne nehri nden getirilen buzlardan yaptığı birbirinden m uhteşem buzdan heykelleri, buzdan tünelleri, Viking gemisini, Viking evini gezerken, bir yandan da Vikinglerin istanbul'a geliş öyküsünü okuyarak tarihte bir ge zintiye çıkacaklardır. Tamamı kar ve buzdan oluşan bu at mosferde, özel ışık ve müzik gösterileri eşliğinde kutup canl ıların ı n buzdan hey kelleri sergilenmektedir. Sergi alanı çıkışında onları bir sürpriz beklemekte, vitamin barda buz bardak içinde meyve suyu keyfin i tadacaklardır. Sergi alan ı ndan çıkan ziyaretçi önce paltasun u geri vermek üzere vestiyeri bulacak, ardı ndan sergi alanı nda çe kilen fotoğrafları n ı satın alabilmek için fotoğraf böl ümüne yönlenecektir. Burası aynı zamanda hediyelik eşya satın alma alan ıdır. Yine burada formlar organik, daireseldir. Aynı formlar, asma tavan ve ayd ınlat ma ile vurgulanm ıştır.
Haziran 2010
Ad n a n Me n d e r e s ' e Çe v re Do s t- u Od ü l ü
Çı ra k la r , Ma d o n n a v e Mü z e le rle Ş ö h r e t" i B u l d u !
izmir Adnan Menderes Havalimanı'na bü yük onur ... TAV Havalimanları Holding tarafından işletilen d ı ş hatlar terminali, Avrupa Uluslararası Havalimanları Konseyi' nce (AC I Europe) bu yıl ilk kez verilen " Eko-Yenilik Ödülü"ne değer bulundu. " Başarı lı çevre projeleri uygulamala rıyla Avrupa'daki havalimanları arasında çevreye olan duyarlılığı ve çevresel ye niliklere verdiği destek" nedeniyle layık görüldüğü bildirildi. italya'nın M i lano kentinde gerçekleş tirilen törende, TAV izmir ad ına ödülü, TAV Havali manları H olding icra Kurulu Başkanı Sani Şener ald ı . Şener, "TAV Havalimanları olarak faaliyette bulunduğumuz tüm şehir ve bölgelerde sürdürülebilir kalkınma poli tikaları geliştiriyor v e çevreci uygulama ları yakından takip ediyoruz. Bugüne kadar çevre duyarl ılığı kap samında birçok proje geliştirerek, haya ta geçirdik. ACI Europe tarafından izmir Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminal i ' nde uyguladığı başarılı çev resel yönetim politikalarıyla ilk olarak TAV izmir'e verilen ' Eko-Yenilik Ödülü', Türkiye'nin de çevre duyarlılığına verdi ğ i destek ve önemi göstermiştir," dedi . izmir Adnan Menderes Havaliman ı ' n ı n geçen yıl ACI Europe tarafı ndan verilen Birinci Seviye Karbon Sal ı m ı Doğrulaması Sertifikası'nı aldı ğını da hatırlatan Sani Şener, konuşma sına " Bugün aldığımız bu ödül, çevre yönetimi politikamızda sürdürdüğümüz istikrarın ve çevre projelerine verdiğimiz önemin de bir göstergesi olmuştur," di yerek devam etti. Şener, H ü kümetlerarası iklim Değişimi Panel i 'nden yapı lan açıklama ya göre, havacılık sektöründeki karbon dioksit emisyonunun dünyadaki iklim değişimine etkisinin yüzde 5 olduğunu ve bu rakamın da yüzde 2 ' 1 i k kısmının sadece havalimanlarının kendi operas yonlarından oluştuğunu vurgulayarak konuşmasını noktaladı .
You Tube'daki videoda Madonna, Malawi, Lilongwe'deki bir okul inşaatında, ilk tuğ layı koyarken görünüyor. M imarl ı k uzmanlarına göre i s e , videodaki gerçek yıldız, 40 hektarlık kampüs arazisinde Madonna'nın yan ında d u ran adam . Ad ı , Markus Dochantschi. Almanya doğum lu, New York'ta yaşıyor ve Malawi 'deki Raising Malawi Academy for G irls'ün tasarı mcısı . . . Genç b i r mimar için Madonna ta rafından desteklenen yüksek prestijli bir okul projesini hayal etmek zor olsa gerek. Hele ki ilgi odağ ı hep ünlü pop yıldızında olunca . . . Dochantschi şikayet etmiyor. Zaha Hadid ile birlikte çal ıştığı 7 yıl süresince, spot ışıkları ndan sakın manın nasıl olduğunu nasılsa öğrend i . 4 2 yaşında olan m imar, 2002'de Hadid ' i n yanından ayrıldı. Pritzker Ödülü kazananların arasından sıy rılarak, kendi gibi Avrupa doğumlu birkaç m imarın da bulunduğu grubun öncüsü oldu. Bu grupta, Tayland do ğumlu Japonya' nın ustası Tadao Ando için 7 yıl çalışan 41 yaşındaki Kulapat Yantrasast da var. Yantrasast 2003 ' te Los Angeles'a taş ı n d ı . Şimdiden, tasarladığı büyük bir müze bi nası var. G rupta, Hollanda doğumlu, Kayuzo Sejima ve Ryue N ishizawa'nın ortak lığındaki Sanaa'da 8 yıl çal ışan 34 yaşın daki m imar Florian l denburg da var. Bu bahar, Sanaa Pritzker Ödülü'nü kazandı. Kaderin cilvesi ki bun dan sadece birkaç ay önce Brooklyn'de yaşayan ve çalışan ldengurg ve karısı Jing Liu, Modern Sanatlar M üzesi tara-
Tarih : 22 Haziran, Milliyet Ege
Tarih : 24 Haziran, New York Times ÇEviREN: DiLEK ÖZTÜRK
fından düzenlenen Genç M i mar yarış ması nı kazand ılar. " Di rek Dansı" adını taşıyan yerleştirmeleri, 27 Haziran'da açılacak. Bu 3 mimarı n , evlerinden binlerce kilometre uzağa gidip, Amerika'ya yer leşmeleri d ışındaki bir ortak noktaları da, ofislerinin şifreli, esrarengiz isim lere sahip olması. M imarl ı k böylesine bir depresyondayken, star m imarlar bile eski çalışanlarına iş veremezken, genç m imarlar, pazar için iyi haber. Tadao Ando'nun yanında çalışmış olan Yantrasast, bu kon uda, " Kimse ona bir şey vermedi ve beni m de aynı dersi öğrenmemi istedi , " diyor. Genç mimar ve akıl hocasının dansı riskli . Bu dansa iki tarafın ya da tek tarafın ineinmesi dahil olabilir. ldenburg, 2007 'de Sanaa'yı terk etme kararı aldı ğında, bir mimarlık dergisi olan A+U 'da, Japonya dışındaki ofisierin formları ile ilgili stratejilerini yazd ı . Bunun üzerine Sanaa'nın ortakları Sejima ve Nishizawa, bu yazı hakkında bir bildiri yayınladılar. ldenburg, "Onlar için çok işe yarayan bir elemandı m . Japon hiye rarşik sisteminin dışındayd ı m . Bu, daha önce deneyim ledikleri bir şey değildi," diyor. Yantrasat da Japonya'da çıraklığını yapm ı ş bir mimar. M imarl ı k alanında doktorasını yapmak üzere Tayland 'dan
Tokyo'ya taşındı. Tadao Ando' nun dersini dinledikten sonra, O ' n u , 1 996 yılında, Modern Sanatlar M üzesi Yarışması projesinde çal ışmak için Osaka'ya kadar izled i . Ando, yarışmayı kazandığında, Yantrasast 'tan yanı nda kalmasını istedi . Böylece, genç m imar, çocuk sahibi olmayan Ando ve eşi Yumiko için sanki bir oğul gibi oldu .Yantrasast, 2003 yı lında Los Angeles'a taşınmak için firma yı terk etti. Kusursuz ingilizce konuşu yor ve kendine Venice Beach civarında havuzlu bir ev i nşa ettiriyordu . G rand Rapids Sanat M üzesi, yeni b i naları için b i r mimar aradıklarında, yeni birini istediler ve Ando'yu değil, O'nun çırağını tercih ettiler. G rand Rapids binası, Ando'nun en yi işini anımsatan, hayret verici bir m imari yapıya sahip. Yantrasast, bu binayı her ne kadar Ando'nun işleri ne göre daha "açı k" bulsa da, Japon hassasiyeti, gerginlik, kontrol ve disiplinle alakalı. Taylandlılar, daha açık şeyleri sever ler," diyor. Bu açı klığı, bilinçsiz olarak m i marl ığına kattığını söylüyor.
Ku lepaT Ya n T rasasT Şimdi Yantrasast, göstermiş olduğu başarılarda, Japonya'da kaldığı uzun yılların katkısı olduğundan bahsedi yor. Sanki, Amerika'da hala Ando'nun gözü ve kulağı ... Ayrıca, Amerika'daki herhangi bir işinde Ando'ya yardımcı
olmaktan mutluluk duyacağı n ı belirtiyor. " G uggenheim olmadan Frank Lloyd Wright bugun bildiğimiz Frank Lloyd olmayacaktı . " Dochantschi d e şanslı mimarlar dandı. Almanya'da çalıştı ktan sonra Japonya'ya birkaç gezi yapt ı . Hem Arata l sozaki'yle, hem de Fumihiko Maki'yle çal ıştı. Fakat 1 995'te Zaha H adid'le çalışmak için ayrı ldı. O 'n u , "çok çaba gerektiren a m a ç o k güven verici," şeklinde tanı m lad ı . Bundan son ra, Dochantsch i ' n i n söylediğine göre, Haidid'in çalışan ları gittikçe azaldı ve çok az bir kısmı bina yapı m sürecinde çalıştı. 1 997 'de, H adid, Rosenthal G ü ncel Sanat M erkezi için yapı lan ko misyonu kazandığında, kendisini bu ül kede kanıtlama şansın ı da bulmuş oldu. Dochantschi , proje m imarı olarak bilni yordu. Zamanı n ı n çoğ unu New York'da geçird i . Birdenbire, bir Amerikal ı 'yla evlendi. M üze inşaatı tamalandığı nda da, Manhattan'a yerleşmeye karar verdi. Dairesinde küçük ölçekli projeler yapar ken birden bire kendini, binlerce hak tarl ı k alanları kapsayan master plan ları yaparken buldu. 2008'de, Dochantschi'nin efi sindeki bir stajyer, Raising Malawi Akademisi ' n i n yöneticisiyle tanıştı ve Dochantsch i ' n i n bu binayı yaptığ ı n ı söyledi . Madonna' nın hayvan severliğini kontrol altına alan Philippe van den Bossche tarafından işe alınmıştı ve zamanının çoğunu bu projeye harca-
yacağına söz vermişti. 40 hektarl ı k bir alana tasarladığı kampüs, çatısında bir nevi origami taşıyordu. Ateş tuğlası kullanmayı reddetti. Bir tasarı mcıdan çok, Malawi 'nin kültürü ve ekonomisi il ilgli şeyler okudu. Fakat aynı zamanda da faturalarını ödemesi , para kazanması gerekiyordu. Bu yüzden, Almanya' nın Aachen kentindeki komisyon tam zamanında imdadına yetişti. Aachen Üniversitesi için 50 milyon Dolar'lık bir laboratuvar ve sınıf binası tasarladı . B u bina, Hadid'in işlerine benzemiyor. Dochantschi, Hadid ' i n tarzına özenmi yor. Sadece uzman l ı ğ ı n ı ve sabrını ör nek alıyor. Dochantschi bu konu hakkın da, " Biz sanat dünyasında değiliz. Tek gecelik başarı abidesi olmamızı bek leyemezsiniz," diyor. l denburg da akıl hocalarından öğrendiklerini işine nasıl yansıttığından bahsediyor. Doğup bü yüdüğü H ollanda'da, Rem Koolhaas'ın etkisi altında bilinen metod: " Önce binayı şekillendi rirsi n , sonra şekli inşa edersin," diye geçiyordu. Japonya'da şekil lendirmek, daha ustaca bir şeyin başlangıcı olarak geçiyor. ldenburg'a göre, Hollanda'daki mimarl ı k dünyası kendi kendini kutlar durumda. Okulu olan Delft'teki hocası Sejima'nın öğ rettiklerinden sonra, Tokyo'ya onun ve Nishizawa' nın yanında çalışmaya gitti . Hollanda'daki bir devlet programından faydalandığı için de, maaşının çoğ u, bu program tarafı ndan karşılandı. Sanaa, Toledo Sanat M üzesi ' n i n cam pavyonunu tasariama işini aldığında, ldenburg, vaktinin çoğunu Amerika'da geçirmeye başladı. Sanaa' nın New York'taki ilk işi olan New M useum ile birlikte de, l denburg ve karısı Liu, bu raya yerleşme kararı aldı. M O M A pro jesine ek olarak l denburg ve Liu Güney Kore'de bir galeri tasarlıyorlardı . ldenburg, " M imarlık sabır işi . . . i l k on sene boyunca sadece hayatta kalmayı u m malısınız," diye ekliyor. Dochantschi ise, genç m imarları n düşük maaşları nedeniyle, sermaye için para biriktirmeleri n i n çok zor oldu ğu ndan bahsediyor. " Yeteri kadar tec rübeniz oluncaya kadar bekleyin, fakat çok fazla beklerseniz, geçindirmeniz gereken bir aileniz olur," diyor ve ekli yor: " Yani, zıplamak için sadece doğru zamanı bulmanız gerekiyo r ! "
Haılran 2010
DOCOMOMO , IM Pe i ' n i n S u n d r ome ' n u Ko r u ma k i ç i n Sava ş ıyo r Tarih: 24 Haziran, Building Design YAZAN: ELIZABETH HOPKlRK ÇEviREN: EMiNE MERDiM YILMAZ
DOCO M O M O , I M Pei 'nin 1 970 yılında i nşa edilmiş Sundrome (New York J F K Havaalanı Terminal 6 } binasının yıkılma sını önlemek için Liman Otoritesi ' n i ikna etmeye çalışıyor. Yıllardı r devam eden lobi çalışma larına rağmen bina, Eero Saarinen' n Terminal 5 ' i kadar itibar görmedi. Esas olarak ulusal havayollarına hizmet eden bina şu an boş. DOCO M O M O , şeffaf açık strük türü ile devrim yaptığını, 1 970 yılında tamamlandığında havaalanı m imarisine yeni bir yorum getirdiğini beli rtiyor. Geniş açıklıklı terminal binası daha sonra Pei 'nin Washington U l usal Sanat Galerisi Doğu B inası ve Louvre Pirarnidi gibi çalışmalarına da ilham verd i . Liman Otoritesi, kargo v e uçaklar için daha fazla yere ihtiyacı olduğunu söylüyor. Konuyla ilgili, kurumun yetkilisi Anthony R Coscia, " Yapılacak yıkı mlar bize J FK ' i modern hala getirme, bölge nin ekonomik büyümesine ayak uydur ma şansı verecek, " diyor.
Lo n d ra I s -t a n b u l Değ i ş im P r o g ramı B i r K i "t a p Do ğ u r d u .
Ta rih: 25 Haziran
Londra'da faaliyet gösteren The Architecture Foundation tarafından her sene başka bir şehi rle birlikte yü rütülen değişim programının son ayağı 3 Tem muz'da istan bul 'dan Londra'ya gidecek mi marların bu çalışmanın ürünü olan kitabın tanıtım toplantısına katılımı ile sona eriyor. Programa katılımcı olarak seçilen m imarları n istanbul 'da m imarlı k pratiği üzerine yap tıkları tartışmaların toplandığı " istanbul
para-doksa" isimli kitabın tan ıtımı aynı zamanda Londra M i marl ı k Festival i 'nin son etkinli klerinden biri olacak. Arkitera M i marlık Merkezi ve Garanti Galeri 'nin yerel destekçisi olduğu Londra-istanbul m imarl ık değişim programı kapsamında Londra'dan David Kohn , Studio Weave ve 00:/, istanbul 'dan Aslı Kıyak ingin, Boğaçhan Dü ndaralp (ddrlp) ve N ilüfer Kozikoğlu (Tuşpa NK) seçilmiş ve geç tiğimiz Kası m ayında Londra kökenli mimarlık ofislerinin istanbul'a gelmesiy le programın ilk somut adımı atılmışt ı . iki y ı l d ı r devam eden bu değişim prog ramının sonunda bir kitap yayınlan ması baştan planlanmamıştı, böyle bir ürün fikri süreç içinde gelişti. Architecture Foundation öncekilerden farklı olarak bu seferki değişim programında seçilen mimarları bir yarışmaya davet etti. Kon u , kurumun yeni taşındı kları binalarının teras katının Londra M i marlık Festivali süresince kullanılabilecek şekilde dü zenlenmesi idi. Değişim programının ruhuna daha uygun olacağı düşünce siyle istanbul 'daki m imarların önerisiyle yarışma fikri ortak bir atölye çalışma sına dönüştü rüldü. Bir aşamaya kadar Londra ve istanbul kökenli m imarların birlikte yürüttüğü çalışmada ortaya çı kan alternatifler, yatırımcı firman ın ter cihleri ve ingiltere'deki katı yapılaşma yönetmelikleri nedeniyle rafa kaldırıldı. Sadece temel güvenlik önlemlerinin alındığı ve temel gereksi n imierin kar şılandığı basit bir düzenlemenin David Kohn tarafından projelendirilmesine karar verildi. Uygulama için ayrılan büt çenin bu karar ile rahatlaması üzerine Architecture Foundation , David Koh n haricindeki diğer b e ş m imara M i marlık Festivali kapsamında düzenlenen te rasta birer etkinlik yapmaları önerisinde bulundu. Bunun üzerine istanbul 'dan katılan ekipler kendi payiarına düşen bütçeyi birleştirerek bu deneyimi bir yayınla kalıcı bir ürüne dönüştürmeyi tercih etti. Garanti Galeri'nin yanı sıra süreci başından beri yakı ndan takip eden British Counci l ' ı n verdiği ek destekle bu yayının hayata geçirilmesi için yeterl i kaynak yaratılmış oldu. Değişim prog ramına istanbul 'dan katı lan m imarları n yakın çevrelerinden davet edilen akade misyen ve mimarlarla Garanti Galeri 'nin
ev sah ipliğ inde gerçekleştirilen toplantı larında istanbul 'da m i marlı k pratiğ i , mi marları n pozisyonu ve metropolde mi mari üretim gibi konu lar konuşu ldu. Bu konuşmalar yayına hazır metinlere, me tinler de Orhan Kolukısa' n ı n tasarı m ıyla " istanbul para-doksa/Kent ve M i marlık Üzerine Konuşmalar" isimli bir kitaba dönüştü. Editörlüğünü Pel i n Derviş'in üstlendiği kitapta ayrıca konuşmaları bağlamsal bir zemine oturtan küçük bir istanbul sözlüğü ile mimarları n ikişer projesi yer alıyor. Osmanlı Bankası M üzesi ve Robinson Crusoe'dan te min edilebilecek kitabın dili Türkçe ve i ngilizce.
Dem i r Ç ı k a rma k için 20 bin Ki ş il i k Şeh ri Ta ş ı y a c a k l a r Ta rih: 25 Haziran, Zaman
isveç' i n demir rezerviyle ünlü kenti Kiruna, göçe hazırlan ıyor. Yaklaşık 800 milyon ton demir üzerine kuru lduğu tespit edi len şehirde ü lkenin resmi maden firması, belediyeyle el sıkıştı. 20 bin nüfuslu Kiruna, 57 m ilyar 678 bin TL karşı lığında 4 kilometre uzağa taşınacak. Dünyanın önde gelen demir-çelik üreti cilerinden isveç'te firmalar, yeraltındaki demiri çı karmak için ne gerekiyorsa yapıyor. Ü lkenin resmi madencilik fir-
Haziran 201 O
malarından biri olan LKAB, geçtiğimiz günlerde eşi benzeri görülmemiş bir karara imza atarak isveçlilerin maden çıkarma konusunda ne kadar iştiyaklı olduğunu gösterdi . Demir rezervleri yüzünden yaklaşık 20 bin kişinin yaşadığı Kiruna isimli kenti tamamıyla boşaltmak isteyen firma, bu yüzden kent sakinlerine 57 m ilyar 678 bin TL (300 milyar isveç Kronu) teklif etti. Geçtiğimiz hafta larda LKAB ' ı n teklifi ni değerlendiren Kiruna Belediyesi yetkilileri, uzun süren tartışmalar sonrasında öneriye 'evet' diyerek kentin taşınmasını kabul etti. Madencilik firması temsilcileri ve bele diye yetkilileri, önceki gün şehir meyda nında bir tören düzenleyerek anlaşma i mzalad ı . Anlaşmayla birlikte kentin b i r bütün olarak yaklaşık 4 kilometre kuzeydoğu daki Tuolluvaara bölgesine taş ı n masına karar verildi. Önümüzdeki yıldan itiba ren başlanacak taşınma işlemlerinin 30 ile 50 yıl içerisinde tamamlanması plan lanıyor. Kiruna' nın taşınması için 57 mil yar 678 bin TL'yi gözden çıkaran LKAB firması , her şeye rağmen büyük bir kar elde edecek. Yap ılan araştırmalar, ken tin altındaki demir rezervinin yaklaşık 800 m ilyon ton olduğunu gösteriyor. ilk olarak 1 900 yılında demir çı karılan Kiruna, mevcut rezervleriyle dünyanın en büyük demir madenierinden biri ola rak biliniyor.
Mega M ü z e ' n i n Ye r i n i Şa ngay ' da Ko n u ş t- u l a r
�
ARK TERA
tr:ı�ın: J:\[ljYltıi"Jt.f:ıl]
1 45
YAZAN: SELiN BiÇER
Projenin m imarı Gökhan Avcıoğlu'nun önderliğindeki toplantıya Tabanl ıoğlu M i marl ı k ' tan M u rat Cengiz, Sali h Yılgörür, M artı D M i marlık'tan Dürrin Süer, Metin Kılıç, Deniz G üner, Şanal Mimarl ı k'tan Alexis Şanal , Ç ı rakoğlu M imarl ı k ' tan Alişan Çırakoğl u , Zehra Uçar, TAGO M i marlık'tan Müge Eker Eryarar, Erkut Eryarar, HomeArt ' tan Yasemi n Savc ı , Çanakkale Seramik&Kalebodur'dan Ayşen Uz, Pelin Özgen ve Arkitera M i marlık M erkezi ' nden Ömer Kanıpak katıldı. Kuum H otel Spa mimarı Gökhan Avcıoğlu tarafından RAF dergisinin 27. sayısında verilen proje eki üzerinden anlatıldı. Toplantıya katı lanların en çok tartıştığı konular arası nda 1 960'1ar son rası Badrum için yapılmış imar planları ve sektörel yaklaşım lar baş sırayı aldı . Daha sonra t ü m ekip projeyi gezdi. Badrum'un tarihinden ve burada yaşamanın avantaj larından bahseden Avcıoğlu, 1 960'1arda sürgün yeri olarak kullanıldığı için zamanında gereken ilgiyi görernediğini belirtti. Bu yüzden yazlık mekaniara ve balı kçı köylerine dö nüşmüş. Badrum ' u n buraya gelen lerde alışkanlık yaptığını beli rten mimar, kış mevsiminin kısa sürmesi ve bölgenin ucuz olması nedeniyle rahatça üniversi te, teknapark gibi işlevler için kullanıla bileceğ ini anlattı. Turizm sektörünün herhangi bir şekil de sekteye uğraması tehlikesine karşı m imar ve işveren ortak bir kararla proje nin sadece otel işlevinde olmaması ge rektiğine karar vermiş ve böylece konut işlevi olan yapı lar da eklenmiş. Proje konut, butik otel ve otel işlevlerinin bir tür karışımından oluşuyor. M imar bu alana tek bir bina yapmaktansa, küçük ölçekli yapılar tasariaman ın daha keyifli ve eğlenceli olduğunu beli rtti . Yaklaşık 350 metre uzunluğundaki bir sahile yerleşen projede tüm odalar deniz manzarasına yönelmiş durumda. Tasarı mda den ize bakan cepheler mümkün olduğunca geniş tutulunca aynı zamanda g i riş ve banyoların bulun duğu koridor cephesi daha kısa olmuş ve duvarlar açılı olmak zorunda kalmış.
Kalebodu r sponsorluğunda gerçekleşen ARKiV Buluşmaları 'nın sekizincisi 26 Haziran 201 0 tarihinde Badru m'da yer alan Ku um Hotel Spa'da yapıldı.
Ayrıca mahremiyeti çok önemsedikleri için yan cepheler de genelde sağ ır bı rakılmış. Arazide araç kullanım ına sınır getirilmiş. Otel içinde yürüyerek, bisik-
Tarih: 24 Haziran, Milliyet
Kültür Bakanı Günay'la, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, EXPO Şangay'daki izmi r standında bu luştu, kente yapılacak Ege Medeniyetler M üzesi 'nin yerini tespit etti. Büyükşeh i r Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Şangay EXPO'da, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gü nay' la, Ege Medeniyetler M üzesi ' n i görüştü. Büyükşeh i r Belediyes i ' n i n , Şangay EXPO 'da açtığı stand ı ziyaret eden Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, hem Büyük Kanal Projesi 'nin hem de izmir'in tanıtımına yönelik bu çalışmanın kent ve ülke yararına önemli kazan ı mlar sağlayacağ ı n ı söyledi. Stant zeminindeki dev izmir haritası üzerinde Büyük Kanal Projesi 'yle ilgili, iZSU Stant Direktörü Meral Çoban'dan bilgi alan Bakan G ünay, daha sonra, izmir'e kurulacak Ege Medeniyetler M üzesi konusunda Başkan Aziz Kocaoğlu 'yla görüşme yaptı. M üze ye rinin harita üzerinde tespitiyle başlayan 'mini zirve'ye, Kültür ve Turizm Bakan lığı Müsteşar Yardımcısı Şenay Başer'le Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da katıldı.
" El Ele Çalışacağız " izmir'e kazandırı lacak yeni müze konusunda kararl ılıklarını dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, " Kentimize yapacağımız müze konusunda Sayın Bakan' l a aynı heyecanı duyuyoruz. El ele vererek en kısa süre içinde bu projeyi gerçekleştir mek arzusundayız," diye konuştu.
ARKIV B u l u ş ma l a r ı - S · K u u m H ot- e l S p a Tarih: 28 Haziran
146
�
A R K T E RA
t::ıEb:J�ın: &�t::Jı13D
Hazıran 2010
!etle ya da özel araçlarla dolaşılı rken, denizden de ulaşım sağlanıyor. Otel ve konut işlevinin yanı sıra projede Spa da bulunuyor. Yabancı kaynaklı olan ve dilimize yerleşen bu terimin sudan gelen anlamı nda olduğunu beli rten Avcıoğl u , hamarnı Türkler'den öğrenen toplumların günümüzde benzer bir olguyu evirip çevirip geri sattıkları konu sunda dert yandı . Konuşma sırasında imar yönetmeliğinin g üncel olmadığına değinildi. Yönetmeliklerin hala eski balı kçı köylerinde bulunan evlere göre kurallar (pencere boşlu k ebatlar ı , çatı lar, cephe renkleri, vb.) içerdiği belirtildi . Avcıoğ l u ' na gelen sorulardan biri özel l ikle de son tecrübeleri sırasında neden organik m imariyi denediği hakkındayd ı . B u n u n üzerine mimar, " bağlam" i l e çalışmayı sevdiğini v e " bağlam" ile " kavram" arasındaki ayrımı sık sık araştırdığını anlattı. Özellikle Amerika'da geçirdiği seneler boyunca bu konuyu düşünmek ve tartışmak için uzun zaman harcad ı ğ ı n ı belirtti. Mimara gelen sorulardan bir diğeri ise yapıların tasarım prensipleri sonu cunda neden yığma olmadığı hakkın dayd ı . M i mar m ühendislerin vizyon unun bu durumu baştan görebi lmek için ye terince gelişmemiş olduğunu , yaptı kları hesaplar sonucunda i ş işten geçtikten sonra bu kararın doğruluğunu anladık larını söyledi.
A r k i t" e r a M ima r l ı k �e r k e z i ÇEDBIK , IMSAD ' a U y e Old u Tarih: 28 Haziran
Arkitera M imarl ı k Merkezi, 9 Ekim 201 0 'da 10. yaşını kutlamaya hazı rlanır ken dernek üyelikleri i le sektörel i lişkile rini sağlamlaştırıyor. Arkitera M imarl ık M erkezi 'nin üye olduğu derneklerden bir tanesi i nşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (i MSAD). Türkiye'de inşaat sanayisinin ve ilgili sektörlerinin gelişmesi ve bü yümesini sağlamak, sektörde kuralların oluşturulması ve uygulanmasına yönelik çalışmalarda bulunmak ve toplum bilin cini geliştirmek konusunda çal ışmaları olan i MSAD 1 984 yılında kuruldu. Üye olunan bir diğer dernek ise Çevre Dostu Yeşi l B inalar Derneği (Ç EDBiK). 2007 yıl ında yapı sektörü nün sürdürülebilir ilkeler ışığında geliş mesine katkı sağlamak amacıyla kuru lan Ç E D B i K Dünya Yeşil B inalar Konseyi (WGBC) ağ ında yer alıyor •
..... --. r -:,,- .-... .; • ·
· -=-
ıı - - � ':Ti .. - _=:Eo
.J
•..
'
> -ı
: �
' ı- - -�
-�
·rı:- ���
ı • t· . ........ . . .-" - ,. �
c
'•
�.
ll
.
·- = :ı_u;-
1 ...... � -" ., .,
t!J
A R K IV S PO NSO R U
�
- · .
--- ;. ::==ı . a
,•
··.>.
.ı.
•
l
Kalebodur
Ql.
_..J_
,.
www. a r k i v . c o m . t r
·-1. . .
Kolaydo s kop E t- k i l i B i n
genheim, Dallas Wyly Tiyatrosu MA ile ortak yürütülen projelerd i . ilk olarak aktard ığı Seattle H al k Kütüphanesi 'ydi. Zaman içinde h a l k kü tüphanelerinin misyonları n ı değiştirme ye başladığını bundan yola çı ktıklarını ,
Tarih: 1 Temmuz YAZAN: EMiNE M ERDi M 2 0 1 O senesinin ilk
ikinci örnek ise Las Vegas'taki H erm itage Guggenheim M üzesi oldu. Bu bi nada yaşanan en büyük zorluk lardan bir tanesi h ırsızlık sorunu olmuş. G üvenlik konusuna büyük önem veril miş. M üzenin di kkat çeken noktaların -
sini m imar - Ramus'un ağin Vakko'nun davetiisi r araya geldik. O kişinin bulunduğu ilk olarak sözü Cem Hakka ir Topbaş ' ı n Kartai-Pendik ve
ders almış olacak ki " B u b inayı yabancı bir m imara tasarlattığ ı m için kusura bakmayın, bir dahaki sefere Türk bir mimar ile çalışacağ ı m . Bu binada za man ı m ız oldukça kısıtlıydı düşünmek için çok fazla zaman ı m ız yoktu ," diyerek g � sözü m imara verd i .
J o s h u a Prince - Ra m u s ve Ofis i REX Ramus, Vakko Moda M erkezi 'ne geçmeden diğer çalışmalarından ve ofisinden kısaca söz etti. OMA'nın eski ortaklarından olan Ramus 2006 yılından ayrılarak kendi kanatları ile uçmaya karar vermişti. Söz ettiği projelerden, Seattle Halk Kütüphanesi, Las Vegas Hermitage
c en. !!! Gi lll 41 ..
·c;; .. ı:
:ı o o .c
o:::ı
� ·e .ı::. .. 0::
sonuçta elde edilen ürünün kütüpha neye çok fazla benzemediğ ini söyledi . Binanın formunun eskiz yaparak de ğ i l , yaptıkları analizler sonrası ortaya çıkan diyagramlardan ve süreç içinde oluştuğunu belirtti. Bi nayla ilgili m imarın kendi fikrini empoze ediyor şeklinde eleştirilmesine de kat ılmadığını çalışanların isteklerine cevap veren bir bina olduğunu söyledi.
., o
CC<
ô
�
i" "' :ı DI "' "' :ı
dan b i r tanesi sergi panoları. H ızla pas lanan çeliğin tercih edildiği panolar fon olarak güzel bir ren k ortaya çı karmış. 2009 y ı l ı n ı n Ekim ayında açılan Dallas'taki Wyly Tiyatrosu, şehrin yeni AT&T Performans Sanatları Merkezi'nin bir parçası . Binan ı n en önemli özellik lerinden biri dışarıdan içi nin görünmesi ve tasarlanan mekani k sistem ile 1 5 daki kada oturum düzeni n i n değişmesi. Louisville M useum Plaza ise ara larında belki de en şanssız olanı. Kar getirmesi beklenen bir projeyken, yaşa nan krizler sebebiyle inşaatı neredeyse durma noktasına gelmiş. 2 senelik duraksaman ın ardı ndan bulunan fon ile i nşaatına yeniden başlanmış. Üst üste yığılmış kutu şeklindeki bina farklı fonk siyonları barı ndırıyor. Son örnek ise New York Madison Avenue'deki Calvin Klein mağazası için noel vitrini tasarımıyd ı . işverenin talebi üzerine Calvin Klein kadınını yansıtan Barbie bebeği için modern bir bebek evi tasarlanmış.
Va k ko Moda Me r ke z i Farklı ölçekteki 5 örneğin ardından sıra Vakko M oda Merkezi'ne geldi. Proje, mimarın ABD sınırları dışı ndaki
Mevcut kabuk ve içerisinde düşünü len çelik iskeletin uygulanması 6 hafta sürmüş. Bu süreç işveren için de zorlu geçmiş. Strüktür konusunda her şeyin rayına oturmasının ardından 2 hafta sonra çeli k siparişleri verilmiş ve inşaat başlamış. Strüktürü dışı nda mimarın streç film etkisini yaratmak üzere cam cephe tasarlanmış. Yangına, depreme ve suya dayanıklı olarak tasarlanan cam özel olarak bu bina için üretilmiş. Bu konuda mimar, "Amerika'da yüksek teknolojiyi kolaylıkla kul lanabiliyoruz fakat zanaat
uygulanmış belki de ilk projes i . Farklı bir coğ rafyada olması nın dışı nda bina nın yapılış süreci farklı zorlukların ya şanmasına neden olmuş. Bunlardan en başta geleni zaman darlığı. Merter'deki binaların ı boşaltmaları nın ardından
yeni bir bina arayışına giren Vakko, fabrika için yeri bulmuş ama yaratıcı ekip için farklı bir arayışa girmişler. Sonunda Nakkaştepe'deki yeri bul muşlar fakat arsada bulunan kaba inşaat halindeki yapı m imar ve işve ren için ikinci bir zorluğu beraberinde getirmiş. Tasarım , yönetim ve medya kadrosunu bir arada bulunmayı ge rektirmesi bir başka zorluk olmuş. M imar, tanışmaları ndan kısa bir süre sonra arsayı yerinde ziyaret etmek için bir pazartesi günü istanbul'a gelmiş. Mevcut programa göre yetişmesi için çarşamba günü inşaata başlanması gerekiyormuş. Süreci h ızlandırmak ad ı na daha önce iptal edilen aşağı yukarı aynı büyüklükteki Pasadena Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü Annenberg Center projelerinin programını Vakko Moda Merkezi'ne uygulamışlar.
"'11 o
ccı
ô
�
(') �
3 !!!. m
3
c. � :ı
konusunda eksikliklerimiz var. Siz bu konuda çok şansiısı n ız. Hem teknoloji niz hem de çok iyi zanaatkarlarınız var," dedi. Dış cephesi kadar binan ı n iç mekan ları da oldukça dikkat çekici. Malzeme işçiliği ile dikkat çeken binanın iç rne kanlarında kaleydoskop etkisi yaratmak için farklı açılardaki aynalar kullan ı l m ı ş . Aynalar farklı görüntüler oluşmasına sebep olurken alışık olmayanlar için baş dönmesine neden oluyor.
Mimar-İşve ren İli ş k i s i M imarın üzerinde önemle durduğu bir başka konu da işveren ile olan i lişkiyd i . Mimar, ilk defa b i r işveren i l e çok fazla uyum içinde çalıştıklarını beli rtti . Sonuçta da hem mimarı hem de işvereni tatmin eden bir sonuç ortaya çıkmış.
Son olarak günümüzün popüler tema sı olan sürdürülebilirliğe bina üzerinden atıfta bulunan Ramus, burada olduğu gibi yarım kalmış binaların değerlendiri lebileceği n i söyledi. Soru-cevap bölümü ol madan mimarın sunumu sona erd i .
Binada Baş ka Nele r Va r? B inada, 200 kişinin çalışabiieceği ofisler d ışında sunumun yapıldığı bir oditoryum ; mimarlık, tasarım ve moda eserlerini barındıran Vitali Hakka Kütüphanesi; özel tasarım eşarp, giysi,
Şen Şapka'nın şapkaları ve eski rek lamların sergilendiği müze; kafeterya ve Power G roup yer alıyor. Radyo ve televizyonu bünyesinde barı ndıran Power G rup'un ofisleri faz lasıyla şeffaf ve geçirgen binada ola mayacağı için binayla bağ lantılı olacak şekilde zeminin altında yer alıyor. Kabloların zeminde tasarım unsuru olarak kullanıldığı bölümde yayın odala rı, ofisler ve toplantı odası bulunuyor. Yapım ve taşınma süreci nin bir başka zorlu aşaması da Vakko' nun Merter'deki binasında bulu nan Bedri Rahm i Eyüboğlu, i lhan Koman, Jale Yılmabaşar ve Nevzat Yüzbaşıoğ l u ' na ait olan her biri büyük öneme sahi p eserlerin buraya getirilmesi olmuş. Eserler, binanın g i riş, müze katı, kütüp hane gibi yerlerine sergileniyor.
Temmuz 201 0
Yü z e r S a h n e ' d e " Ge ç i c i Ke n t- l e r � roj e s i " Od ü l l e r i S a h i p le r i n i Buldu Tarih: 1 Temmuz
YAZAN: DERYA YAZMAN
201 0 Avrupa kültür başkentleri istanbul, Pecs ve Ruhr'un ortak projesi olarak hayata geçen "Geçici Kentler - 201 O Avrupa Kültür Başkentleri Arası nda Diyalog" (The Temporary City - A Dialogue between the European Capital s of Culture 201 O) projesinin ödül töreni 30 Haziran 201 O tarihinde Haliç Tersanesi' nde gerçekleşti. " G eçici Kentler/Temporary Cities" projesi kapsamında düzenlenen u l us lararası atölye çal ışmaları ile üç kentin öğrencilerini bir araya geldi. Almanya'dan Dortmund Teknik Üniversitesi, RWTH Aachen Üniversitesi ve Siegen Üniversitesi; Macaristan 'dan Pecs Üniversitesi, Türkiye'den ise istanbul Bilgi Üniversitesi ve Yı ldız Teknik Üniversitesi olmak üzere toplam 6 üni versite ve çeşitli enstitülerin katılım ıyla gerçekleşen proje, atölyeler, proje yarışmaları, sempozyumlar, vb. etkin likleri içeren 3 yıllık bir proje olarak kurgulandı. Ödül töreninde ilk olarak istanbul Bilgi Ün iversitesi ' nden M u rat Güvenç, sağlık soru n u nedeniyle törene katı la mayan i h san Bilgin'in yerine açı l ı ş ko nuşmasını yaptı. Projeyi aktarmak üzere proje yürütücülerinden, Yı ldız Teknik Üniversitesi ' nden Doç . D r. Zeynep Enlil söz aldı . Enlil, yurtdışı - Türk işbirliği ile oluşan bu projenin, istanbul açısın dan öneminden söz etti. Haliç'in kültür havzasına dönüşümüne katkı sağlayan bu projenin, tersanelerde gerçekleşe bilecek kültür etkinliklerini gösteren iyi bir örnek olduğunu söyledi. Projenin başlangıç aşamasında birinci seçilecek olan projenin uygulanması hedefi ile gerçekleşen sü reçte, tam anlamıyla seçilen proje kararlarını gerçekleşti remediklerini vurg ulayan Enlil, projeye katkı sağlayanlara teşekkürlerini suna rak kon uşması nı tamamladı .
�
:;· !:!.
"tl
o (D" ':S. ,..
lll N lll :ı lll :ı <D ,..
-o·
o: Q. ı::
C:
:ı ı::
� ;o. <D :ı
Daha sonra istanbul 201 O AKB Ajansı Genel Sekreter Yard ı mcısı Mehmet Gürkan , proje hakkındaki olumlu düşüncelerini katılımcılar ile pay laşarak, sanayi alan ının kültürel mekana dönüşümünü sağlayan iyi bir proje oldu ğunu ifade etti. Haliç Tersanesi'nin içinde oluşturulan ve kente geçici, yeni bir kamusal alan kazandıran biri ncilik ödülü alan proje kapsamı nda tersane havuzlarından biri ne "yüzer bir sahne" yerleştirildi. Bu sahnede, mansiyon ödülleri ile birincilik ödülünü kazanan proje grupla rına ödülleri verildi. Birincilik Ödülü'nü " Fioating Surfaces" projeleri ile M üge Yorgancı (Yıldız Teknik Ün iversitesi), Ceyda Cihangir ( i stanbul Bilgi Ü niversitesi), Duygu Kirişoğlu (Yıldız Teknik Ü niversitesi), Fazıl Efe i lgen (istanbul Bilgi Üniversitesi) alırken , Mansiyon Ödülü'nü "dockspark0 1 0" projeleri ile Alper Çakıroğlu (Yıldız Teknik Üniversitesi) Emre Kovankaya (Yıldız Teknik Ü niversitesi), Serkan Sınmaz (Yıldız Teknik Ü niversitesi) aldı . Diğer bir ödül olan " Yeşil" Mansiyon Ödü l ü ' n ü de " re.cycl ing re.carnation re. lation. ship" projesi ile Sarah Pallischeck (TU Siegen) aldı. Tersane için tasarlanan projeler için oluşturulan sergi alanında, proje kapsa mında üretilen işler izleyicilerin ilgisine sunuldu. Haliç Tersanesi' nde gerçekleşen ödül töreni, DAAU (Anarşist Akşam Eğlencesi) müzik grubunun verdiği kon serin ard ından sona erd i .
Ş a n g a y 2 010 Expo Ingiliz Pa v y o n u RIBA L u b e t- k i n Od ü l ü ' n ü Ka z a n d ı ..
Tarih: 2 Temmuz, RIBA ÇEviREN: BAHAR BAYHAN
Şangay World Expo 201 0 kapsamında Heatherwick Studio tarafı ndan tasarlanan ingiliz Pavyonu R I BA (Royal lnstitue of British Architects) Lubetkin Ödü l ü ' ne layık görüldü. "Seed Cathedral " olarak adlandı rı lan, ahşap bir çerçeve içine oturtulmuş 7,5 metre uzunluğundaki ince akrilik alüminyum çubuklarla buruşuk bir kağıt görüntü sünü andıran ingiliz Pavyon u merkezde inşa edildi. Uzun çubu klar, karahindiba ve denizkestanesine benzetilerek farklı bir etki yaratıldı. UK Trade & l nvestment (UKTI) ta rafından desteklenen ödül töreni 29 Haziran 'da " Royal institute of British Architects"in Londra'daki merkez ofisin de yapıldı. R I BA u luslararası ödülü ve R I BA Avrupa Birliği Ödülü de bu tören de sahiplerine verildi. ingiliz Pavyonu projesi diğer iki aday proje olan O ' Donnell and Tuomey tarafından gerçekleştirilen Dublin'de Timberyard sosyal konut projesi ve David Chipperfield Architects tarafın dan gerçekleştirilen Alaska Rasmuson M erkezi ' nde Anehorage M üzesi 'yle sıkı bir rekabetten sonra kazanan oldu . Yapı hakkında R I BA Lubetkin Ödülü jürisi ve R I BA başkanı Ruth Reed
Te m m u z 2010
şunları söyledi: " R I BA Lubetkin Ödülü uluslararası mimarlığın gösterilmesi açısından önemli bir ödül. Birçok m i mar bu sayede kendi ülkelerinde yaptıkları projeleri ni uluslararası düzeyde göste rebiliyor. Bu yıl en yaratıcı mimarı seç mek her zamankinden zor oldu. D iğer projeler arasında seçilerek Lubetkin Ödülü'nü kazanan ve ingiltere için de önemli bir simge olacak bu projeyi gerçekleştiren Heatherwick Studio'yu kutlamak gerek." Ödülün adı dünyaca ünlü m imar Berthold Lubetkin'den ( 1 9 0 1 - 1 990) geliyor. Ödülü kazanana ise sanatçı Peter Weigl tarafından tasarlanan ve Lubetkin'in Londra Hayvanat Bahçesi ' ndeki Penguen Havuzu tasa rımına dayanan eşsiz bir dökme beton plak sunuluyor.
J e a n No u v e l Ta r a f ı n d a n Ta s a r l a n a n S e r p e n -t i n e Ga l e r i Pa v y o n u Aç ı l ı y o r Ta rih: 9 Temmuz, Bustler ÇEviREN: BAHAR BAYHAN
Bu sene (Serpentine'in 40. yıldönümü), Serpentine Galeri Pavyonu Fransız mi mar Jean Nouvel tarafından tasarlandı . B u , aynı zamanda şimdiye kadar tasarlanmış 1 O. pavyon ve mimarın ingiltere'de gerçekleştirdiği ilk bina olacak.
:ı c o ,.
> .. D.
Serpentine Galeri için pavyon tasarı m ı , m imari deneyimleri ve süregelen ge leneği yansıtan ul uslararası bir platform haline geldi. Açılış davetinden itibaren 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan bina dünya çapında benzersiz bir mo del ortaya koyuyor. 201 0 Pavyonu için yapılan tasar ı m , hafif malzemeleri v e metalle çarpıcı biçimde desteklenmiş yapısı ile bir zıtlık ortaya koyuyor. Bütün bina, park alanının yeşiliyle bir kontrast oluşturan canlı bir kırmızı renk ile kaplı. Bu renkte, Londra'n ı n simgesi haline gelmiş gele neksel telefon kulubeleri, posta kutuları ve otobüslerden ilham alınmış. Bina, cesur geometrik formlardan, büyük geri çekilebilir tentelerden ve çim ierin üstünden 12 metre yükselen eğimli duvarlardan oluşuyor. Serpentine Galeri Parkı'na, Maraton'a ve değişken yaz havasına uyum sağlayacak kon ferans salonu ile dikkat çeken camlar, polikarbon ve çatı yapıları binanın d ı ş v e iç alanları nda ç o k yönlü bir sistem yaratıyor. Nouvel 'in Serpentine Galeri Pavyonu, bir kamusal alan, bir buluşma yeri niteli ğ inde işlev görüyor. Galeri ' n i n , kamusal toplantıları ve etkinlikleri ile beğenilen programı her yaz 250.000 ziyaretçi çekiyor. Pavyon tasarımı, geleneksel Fransız açık masa tenisi masalarıyla betimlenen eğlence anlayışına vurgu yapıyor. Ekim ayına kadar kalacak olan Pavyon'un açı lışı 10 Temmuz'da Serpentine Galeri'nin bahçesinde
�
ARK TERA
t:::ı�ın: ,\\[LjyJtıt<Jtf30
1 51
yapılacak. Jean Nouvel 12 Temmuz Pazartesi günü saat 1 7:00 'da yapılacak bir toplantıda Pavyon tasarı m ı n ı anla tacak. Serpentine Galeri 'nin yöneticisi J ulia Peyton Jones ve yönetici yardımcısı Hans U lrich Obrist şunları söyledi : " Nouvel ' i n dünyaca beğenilen çalışması nı Londra'ya getirmek bizim için büyük bir onur." Serpentine Galeri Pavyonu'na hiçbir bütçe sağlanmad ı . Fiyatının yalnızca %40'ı kadarı spansorlar tarafından karşılandı . Serpentine Galeri birçok şirketin ortaklığıyla ortaya çıktı. 1 O. yıl dönümü vesilesiyle Pavyon programı bu yıl ingiltere Sanatlar Konseyi tarafından destekleniyor.
S -t e v e n H o l l M ima r l ı k Ta r a f ı n d a n Ta s a r l a n a n K n u "t H a m s u n Me r k e z i 2 01. 0 K u z e y No r v e ç M ima r l ı k Od ü l ü ' n ü Ka z a n d ı Ta rih: 9 Temmuz
DERLEYEN: BAHAR BAYHAN
Steven Hall M imarlık, Norveç, Hamoroy'da gerçekleştirdikleri Knut Hamsun M erkezi tasarımı ile 201 O Kuzey Norveç M i marlık Ödül ü ' ne layık görüldü. Bu ödül her yıl Kuzey Norveç'in tarihi, kültürel, ekonomik ve fiziksel özelliklerini gösteren projelere veriliyor. 4 Ağustos 2009'da, Knut Hamsun'un 1 50 . yıldönümünde ka-
·;:;
� Qj :E c :ı
E
�
Temmuz 201 0
pılarını açan Knut Hamsun Merkezi, Norveç' i n en tanınmış yazarına ve 1 920 Nobel Ödül ü ' ne adand ı . J ü r i , açı l ı v e cüretkar buldukları ve peyzaj düzenlemesi ile öne çıkan binayı övdü. Bina, Hamsun'un büyüdüğü çiftliğin yanı nda, Homoray ' u n Presteid köyünden Kutup Dairesi'nin yukarısına kadar olan 2 . 700 m 2 alan üzerinde bulunuyor. B inada sergi alanları, kütüp hane ve okuma odası, bir kafe ve bir konferans salonu yer alıyor. Hamsun'un insan zihnindeki karışık lıklar konulu araştırmalarından etkilenen yapı bir örnek olarak ve aydınlatmayı ve alandaki canlılığı güçlendirecek, m imari alanında Hamsun'un karak terini yansıtacak şekilde tasarlandı. Hamsun'un yazılarından esinlen ilerek tasarlanan binada izleme balkonunda ve döşemelerde yazarın satır araların dan seçilmiş cümleler ifade edi lmeye çalışılmış. Hamsun Merkezi'nin tasarım konsepti olan " Bedene benzer bir bina: Görünmez güçlerin savaş alan ı " yapının içinde de dışında da farkediliyor. Ahşap görünümlü bina, yüzey boyunca dele rek geçen gizli bir darbeyle noktaland ı . Binanın omurgası delikli pirinçlerden inşa edildi ve merkezi bir asansör etkisi yarattı. Katranl ı siyah ahşap dış cephe, Noreç ' i n ortaçağ ahşap kiliselerini andı rıyor v e teras bahçesindeki uzun bambu oluklar Norveç' i n geleneksel çim bah çelerine atıfta bulunuyor.
M ima r l ı k Ya y ı n l a r ı Ha k k ı n da B i lme d i k l e r i n i z · MARK Tarih: 1 2 Temmuz DERLEYEN: DiLEK ÖZTÜRK
Yayı n lar, gü ndelik hayatım ııda birçok konu hakkı nda bilgi sahibi olmamızı sağla dığı gibi m i marlık alanında da gü ncel konulara ve yaklaşımiara ulaşmamızı sağlıyor. Online ya da basılı yayınlar ile Dünya'daki m imarlık konuların ı öğrene biliyor, belki de tasanma yönelik yeni trendleri yakalayabiliyoruz. Arkitera M i marlık M erkezi olarak, dünyaca ünlü mimarlık yayınları (dergi ya da online yayın) hakkında bir araştır-
ma başlattık. Bu yayınların bize aktarı lan ların dışı nda görün meyen kısımları nın işleyişleri, organizasyon ları hakkı n da bilgi edinmek, yani işin mutfağına dikkat çekmek istedik. Yurtdışından birçok yayınla gerçekleştirdiğimiz kısa söyleşilerden ilki genel yayın yö netmenliğini Robert Thiemann ' ı n , şef editörlüğünü Arthur Wortmann'ın ve editörlüğünü David Keuning ' i n yaptığı Mark Dergisi ile.
Ne zaman, nasıl ve kim tarafından kuruld u n uz? Bize biraz tarihçen iz den bahseder misin iz? Mark, ayrıca Frame'i de yayıniayan yayın grubumuzun ikinci dergisi. Frame, 1 997 'den beri yayınianıyor ve iç mi marlıkla ilgili. 2004 yılında, ikinci bir dergi çı karmayı düşünüyorduk. Bize, mimarlıkla ilgili bir dergi hazırlamak çok mantıklı geld i . Sonuçta iç mimarl ıkla da ilgisi var. . . Ç ı karacağ ımız bu ikinci derginin Frame ile hafif örtüşmesi bizim için avantajlar sağlayableceğini anladık. Okuyucular ve reklam vermek isteyen ler, böylece her iki dergiyle de ilgilene bileceklerd i . Bu da aslında oldu. Birçok okuyucu hem Mark, hem de Frame'e üye oldu.
Ekibinizin profili nası l ? Farklı mes lek dallarından çalışanlarınız va r mı? Kaç çeşit departma na ayrıl ıyor sunuz? Mark, sadece iki editör ve Amsterdam'daki ofisimizdeki stajyer den oluşuyor. Hepsi m imar. Derginin beyin leri ve en iyi sonucu alabil mek için dünyan ı n dört bir yan ından yetenekli yazarlar ve fotoğrafçı lada çalışıyorlar. Ayrıca dışarıdan bir grafik tasarımcı sıyla da çalışıyoruz. Bunun dışındaki her şey, dağıtımdan, satışa her bölü m ofisimizin içinde.
Kon ularınızı neye göre, nasıl belirli yorsunuz? Beslendiğiniz kayna klar? Mark'ta yayınlanan m imarların çoğ u, bizimle serbest çalışan yazar ve fotoğ rafçılar tarafından önerilen m imarlar. Bu yazar ve fotoğ rafçılar çok seyehat ediyorlar, kendi yerel marketlerini iyi bi l iyorlar ve bize, nerede en ilginç insanı ve projeyi bulabileceğimizi hemen söy lüyorlar. Son zamanlarda, mimarlar bize
u laşıp projelerini gönderiyorlar. Tabii ki biz de neler olup bittiğini takip etmek için bir çok bloğu takip ediyoruz.
Teknolojiden nasıl faydalan ıyorsu nuz? (Tweeter, facebook, bloglar ) ...
Facebook'ta olsak bile, daha bu tür bir ağdan çok faydalanmıyoruz. Tabii ki böyle bir dergiyi internet ve mailler olmadan çı karamazdı k , fakat bu tür tek noloji bunu çok kapsamıyor.
S ize gelen tepkiler genelde nasıl ol uyor? Olumsuz tepkilere karşı na sıl bir tavı r a l ıyorsun uz? Dergi için genelikle olumlu geri dönüş ler aldığımız için çok şanslıyız. i nsanlar yaptığımız şeyin kalitesini seviyor. H erşeyden önce, dergiye çıkardığımız proje ve insanların seçimi ve ayrıca derginin yapılış biçimi beğeniliyor. G rafik tasarım, görüntü işleme, kağıt seçimi ve baskıya çok enerji harcıyoruz. Hatıriayabiidiğim tek kötü geri dönüş, grafik tasarımcıların değiştirilmesiyle ilgiliydi ... Bunu iki defa yaptık, fakat okuyucularımız bundan hoşlan mamaya devam etti. Dergiyi uzun yıllar boyunca aynı şekilde görmek istiyorlar.
Yayınımza kullanıcılar, okuyucular da katkı yapıyor mu? i nteraktif bir orta m var mı? Sanırım, bazı okuyucularımız kendi işle rini bize yolluyorlar. Eğer ilginç bir ça lışmaysa, dergide yayınlıyoruz. i nternet sitemizde gerçek anlamda bir i nteraktif lik söz konusu değ i l .
D i ğ e r o n l i n e v e bası l ı yayı nla rdan nasıl beslen iyorsunuz? Kendi alan ı mııda çok blog ve dergi okuyoruz. Fakat, bir yandan da, başka ların ı n neler yaptığı hakkında çok şey bilmek, kendi yaratıcılığ ı n ızı felç ediyor.
Mimari yayında, gazetec i l i k ve mi marlık a rasında ka l ıyor musunuz? Hangisi daha ağır basıyor? Bu soruyu anladığımdan emin değilim. M i marl ı k adına bir gazeteci gibi yayın yapıyoruz. Yani , yayınlanması için ne istersek onu seçiyoruz ve istediğimiz bi çimde yayınlıyoruz. Yayınladığımız çalış ma hakkında eleştirel olmaya çalışıyoruz ya da en azından konularımızia kendimiz
arasına biraz mesafe koyuyoruz.
Görsel tasarım, web-tasa rımı sizin için ne kadar öneml i? Bunun hem basılı dergi hem de web sitesi için, güncel bir görüntü ve his vermesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Dünya'da neler olup bitti ğini tasarımımıza taşımak ve en azından donanımlı görünmek istiyoruz. Bunun da ötesinde, mimarları n, estetiğe değer veren hassas insanlar olduğunu düşü nüyoruz. Bu yüzden de yayınlarımızın gözü tatmin etmesini istiyoruz.
M i m a rl ı kla ilgili etkinlikler yapıyor musunuz? Kuru m u n uzda, mimariiğı nereye kadar açıyorsunuz? Daha m imarlıkla ilg i l i bir etkinlik ta sarlamad ı k . Mark, herşeyden önce iyi bir dergi çıkarmak amacıyla, küçük bir takı m tarafından kuruldu. Belki de daha büyüdüğümüzde m imarlıkla i lgili bir et kinlik yapmamız ilginç olacak . .
I s t- a n b u l o � h i l i p p e S t- a r c k Im z a l ı Ra z i d a n s Ge l iy o r ı
Tarih: 1 4 Temmuz, Milliyet
YAZAN: TEBERNÜŞ KiREÇCi
Philippe Starck ve John H itchox tara fından geliştirilen "yoo i nspired by Starck" Projesi'ni Arjantin, Meksika ve Singapur'un ardından istanbul'a geti ren Say Yapı Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit , Philippe Starck imzalı bir proje kazandırman ın mutlulu ğu içinde olduklarını söyledi . Say Yapı Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit, yoo'nun istanbul'a kuruluşundan 10 yıl sonra gelebildiğini söyledi . Ulus'ta 22 bin metrekare arsa üzerinde geliştirilen 250 milyon dolar l ı k projede özel temalı iç mekanların Türkiye'de kabul görmesinden çekinme diğinin altı nı çizen Sabri Yiğit , " i stanbul dünyanın en kendine has kentlerinden birisi. Türkiye'de ayrıca emlak piyasası hızla gelişiyor.
Ka z a n a n İ st-a n b u l Ola c a k Sektöre farklı b i r soluk getirecek " branded home" kavramı n ı Philippe
Starck ile getiriyoruz. Bu projenin hem yabancı ve hem de Türkler'den ilgi gö receğini biliyoruz. Türkiye'deki sanat ve cemiyet hayatının önemli yüzleri buraya ilgi gösterecek , " dedi. Proje tamamlandığında istanbul'un kazancının büyük olacağının altını çizen Yiğit, Ulus'taki rezidansın yatay kon septte gerçekleştiri leceğini belirtti. Yoo istanbul projesinin yaşam alanlarına farklı bir soluk getireceğine i nancının tam olduğunu söyleyen Yiğit, " Ph i l ippe Starck imzalı 1 00 daire Türk emlak sek törüne farklılık katacak. Çünkü istanbul son yıl larda emlak konusunda önemli bir gelişim gösterdi. Birçok gerçekleştirilen konut ve ofis projeleri farklı laşmanı n ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkard ı . Sektördeki b i r diğer trend de sür dürülebilir projelerin sayısının artması" diye konuştu. i nsanların artık çok yorulduğunu ve evlerine gittiklerinde nefes almak iste diklerini belirten Yiğit , "Aslında basit bir gerçek var. Herkes yoğun bir stres altında çalışıyor ve gerçek bir yuva ara-
yışında. Bize dayatılan lüks anlayışının dışında gerçek yuvalar arıyoruz," diye rek sözlerin i bitirdi.
La n s m a n ı Eylül' d e Yoo istanbul, Say Yapı Teknoloji tara fından 250 m ilyon dolarlı k bir harcama ile Ulus'ta 22 bin metrekarelik bir alan üzerine gerçekleştiriliyor. Projede stüd yo dairelerden 4 yatak odalı dairelere çeşitli büyüklükte alternatifiere yer veri liyor. Lansman ın Eylül ayında yapı l ması beklenen yoo istanbul'da metrekare fi yatları 1 0- 1 2 bin Dolar arasında olacak.
Dü nya Ma r- ka s ı Geçtiğimiz 1 O y ı l içerisinde yoo dün yanın her yerinde uluslararası partnerle riyle işbirliği yaparak, Asya, Avustralya, Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika ile O rtadoğu'da çok çeşitli, dikkate değer binalar ve büyük konut projeleri gerçek leştird i . Yoo, halen 27 ülkedeki 42 projede yer almakta ve 7 milyar dolar değerin deki 1 O binden fazla dairenin yapımı na katkıda bulunuyor.
Temmuz 201 0
Ko r u ma Ku ru lla rında M ima r l ı k Tarih: 1 5 Temmuz, Cumhuriyet YAZAN: OKTAY EKiNCi
Kısaca " Koruma Kurulu" dediğimiz " Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları "ndan "serzeniş"ler artıyor. . . Bunu söylerken " koruman ın zorunlu olarak engellediği imar çı karları"ndan ötürü bu kurullada zaten barışık olma yan rant düşkünlerini kastetmiyoru m . Üzerinde durduğumuz, korumadan giderek "ödün" verildiği; tarihsel ve doğal m i rasın yaşatıl masında "yetersiz" ve hatta "yanlış" proje ve planların da onaylanabildiği yönündeki duyarlı ser zenişler . . . M imarlar Odası Antalya Şubesi 'nin yayımladığı " Batı Akdeniz M imarl ı k " dergisi , s o n zamanlarda herkesin konuştuğu ama açık ortamlarda pek tartışılmayan bu gerçeği dosya konusu yaptı. Mesleki ilgisi nedeniyle " Koruma Kurullarında M imarlı k ve Etik" başlığı ile açtığı tartışma için dosya yazariarına özetle şu soruları yöneltti: •
•
•
•
•
•
Kurullarda görev yapan m imarların mesleki etik ve sorumluluklar açısı ndan taşıdıkları yükümlülükler nelerdir? Kurul üyesi serbest mimarların , aynı kurulun yetki alanlarında mesleki faaliyetlerine devam etmeleri uygun mudur? Kurulda mimari projeler görüşülürken proje müellifi mimarın da toplantıya katılması nasıl kurumsallaşabilir? Gözlemci olarak katılan Mimarlar Odası temsilcisinin de " korumada uzman ve birikimli olma"sı uyarıları haklı mıdır? Kurullarda kimi projelerin "düzeltilerek" onaylanması " tasarımda değişiklikler"e de yol açtığında, " müelliflik" zedelenmiyor mu? Kurulların çalışma tarzı ve yapılanmaları nasıl olmalıdır?
işte, her biri Koruma Kurullarına yıllar ca emek vermiş uzman m imar yazarların, dergideki kapsamlı yanıtlarından bazı kısa vurgulamalar:
"Gü n dem"le r-de Açıklık Prof.Dr. Hakkı Ö nel (YT Ü ): Kurul
üyeli klerinde siyasal yakı nlı kların yerine üniversitelerin ve meslek odalarının güvence verecekleri uzmanlık birikim lerinin esas alınmasını önererek diyor ki: " Kurul gündem leri açık ortamlarda ve başvuru sırasına göre belirlenmeli; kimilerinin kayırıld ığı izlenimlerine ortam hazırlanmamalıdır."
uzman ve birikimli olması koşuluyla ku rul lara, oy kullanarak da katılabi leceği n i savunarak şunları belirtiyor: " Bi r kurul üyesi yandaş olamaz, her zaman taraf sızd ı r. Oyunu hep kültürel varlıkların veya çevrelerinin kurtarılması ve koru n ması için kullanmalıdır."
Üyel ikTe De neyim Prof.Dr. N u ran Zeren G ü lersoy (YT Ü ): Kurullardaki "teknik
"Oy b i r-l iği" Olmalı Prof. Ataman Demir (MSGS Ü ): Tarihi
çevrede her yen i yapının "çevresiyle uyum" una öncelik verilmesi gerektiğini beli rterek şun ları vurgul uyor: " Kurullarda kararlar oybirliğiyle ve gerek çeleri ayrıntılı belirtilerek alınmal ı ; m i ras üzerinde oy pazarlığı yapılmamal ıdır."
düzeltme" leri aşan " proje değişik likleri "ne mimarların susmalarını "onay" beklentilerine bağlayarak diyor ki: " Kurul üyesinin, 'eleştiren ama çizeme yen ' konumda olmaması için 'deneyimli' m imar olması gerekiyor."
H u k u kç u "Üye" Olamaz Prof.Dr. Cengiz Eruzun (MSGS Ü ):
"A"tana n"ın Sor-umluluğu Prof.Dr. Emre Madran (ODT Ü ):
Son dönemlerdeki üyeliklerde sadece "atayan"ın değ i l , "atanan"ın da uzmanlığı önemsemediği n i beli rterek diyor ki: "Seçilecek üyenin ' koruma konusunda uzman olması' yönetmelik h ükmüdür ve mirasının esenliği içindir. . . "
Duya r-lı ve Ta r-afsız Prof. Dr. Gül Asatekin(Bahçeşehir Ü ):
Kurullarda "prestij" için değil "so rumluluk" duygusuyla üye olunmasını anımsatarak şunları vurguluyor: " H em korunacak varlıkların saptanması; hem de korunma yöntemlerinin beli rlenerek projelerin değerlendirilmesinde görev almak, bilimsellik, duyarlılık, tarafsızl ı k gerektirmektedir."
PoliTi ka E k s ik liği Prof.Dr. Haluk Sezgin (Maltepe Ü ):
Her iktidar değişikl iğinde kurul üyeleri nin de değişmesin i , " Devletin sürekli bir koruma politikasının olmayış ı " na bağ layarak diyor ki: "Bu durum korumada da dönemsel farklılıklara neden oluyor. Bir restorasyonun hangi siyasal süreçte yapıldığını görebilmek kadar bilim dışı ne olabilir? M i marın görevi, hizmet etti ği kentin kimliğine sahip çıkmaktır. . . "
Temsilcili kTe de Uzmanlık Prof.Dr. Peyman i lgi Aşkun (MSGS Ü ): M imarlar Odası temsi lcisinin
Kurul üyesi m imarları n korumada "yük sek lisans" yapmalarını zorunlu görerek şunları vurgul uyor: " Ü lkemiz koşulla rında kurul başkanı mimar olmalıdır; hukukçu ise danışman olabilir, üyeliğ ine gerek yoktur."
Düzeıt·me Ye r-ine Uzlaşma Prof. Ha nde Suher ( i T Ü ): M i mari projeler üzerindeki kurul düzeltmelerinin " mimara saygısızl ı k " olduğunu belirterek şunu öneriyor: " Kurul görüşünü yazılı olarak belirlemeli, m imar karşı düşün cesinde diretebilmeli; sonucu uzlaşılan tasarım belirlemelidir."
Pa r-a Ye r-ine KülT ü rProf. Dr. Mete Tapan (iT Ü ):
M i marlıktaki tasarı mın kültür varlıkla rının restorasyonunda daha da önem kazandığı n ı anımsatarak diyor ki: " Hem eskiyi korumak, hem de yeniyi yaşat mak mimarinin özüdür. Taşkışla' nın otel yapılmak istenmesine karşı { 1 980' 1er) ' Paranı n ömrü kısa, kültürün ise uzundur' demiştim ; bugün de geçerli . . . "
"İlkeli" Saygınlık M i m a r N u rhan Ercan (Emekli Kurul Müdürü): Kurullarda uzman (raportör)
m imar olmanın, binlerce dosyayla iç içe yaşamak ve hem mevzuatı hem de uygulamaları yakı ndan izlemek anlamına geldiğini anımsatarak şunları söylüyor: " Kültür mirası m ızın korunabilmesi için insan ilişkilerini iyi yönetmek, yapılan
işe doğru sahip çıkmak, insana, hak ve düşüncelerine saygı göstermek bir raportörün görevidir. i lkel i duruş saygı uyandırır. . .
İhale Sist-emi Ya n lış
Prof. Dr. Abdüsselam U luçarn (Batman Ü ): Kurullar doğru projeler
onayiasa da uygulama denetlenemediği için yanlış restorasyon ların çoğald ığına dikkat çekerek diyor ki: " i halede en az parayı verene bu iş yüklenildiği zaman, ' mutlaka para kazanacak' ilkesi de göz önünde bulundurulu nca, olan eski eser Ierimize oluyor. . . "
Rem Koo l h a a s ' a Al "t ı n A s l a n Od ü l ü . .
Tarih: 1 6 Temmuz
DERLEYEN: EMiNE MERDiM YILMAZ
Venedik M imarlık Bienali kapsamında verilen Altın Aslan Yaşam Boyu Başarı Ödülü bu sene Rem Koolhaas'a veril di. Karar, bu seneki bienalin küratörü Kazuyo Sejima' nın önermesi üzerine jüri başkanı Paolo Baratta tarafından alındı.
ll
E u r9pe 40 U nde r 4 0 Od ü l l e r i n i n Sah iple ri Go n c a Pa ş o l a r v e Ke rem P i k e r Ol d u ll
Tarih: 1 6 Temmuz YAZAN: SELiN BiÇER
" Europe 40 Under 40" Ödü lleri "The European Centre for Architecture Art Design and Urban Studies" ile "The C hicago Athenaeum: M useum of Architecture and Design" kurumları ta rafı ndan, dünya mimarisinin geleceğine
ışık tutacak yeni jene rasyonu teşvik etmek amacıyla, her yıl Avrupa ülkelerdeki en başarıl ı genç mi marlara veriliyor. J ü ri üyeleri, yarışmaya katılan m imarların farklı kategorilerdeki proje lerini, çağdaş mimariye gösterdikleri yenilikçi yaklaşım lar, son inşaat teknolojilerin kullan ı m ı , farklı materyalierin araş tırılması, enerji tasarrufu
ve çevre duyarl ı l ı ğ ı , inşa edilecek böl geyle uyumluluk gibi kritere göre de ğerlendiriyor. Bu sene 1 7 farklı Avrupa ülkesinden 40 gelecek vaadeden genç m imara verilen " 2 0 1 0 Europe 40 Under 40" ödüllerini Türkiye'den almaya hak kazanan iki isim Gonca Paşolar ve Kerem Piker oldu. Bu konuyla ilgili EAA 1 5 Temmuz 201 0 Perşembe sabahı Ortaköy Radisson Bl ue'da bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında açı lış konuşması yapan Ömer Kanıpak konuyla ilgili şunları söyledi: "Bu ödül Avrupa Birliği üyesi ve adayı olan ülkelerde 40 yaş ı n altında yetenekli ve gelecekte isimlerini daha sık duyacağ ımız m imarlara veri liyor. Bu sene iki Türk m imara, Gonca Paşolar ve Kerem Piker'e, u luslararası jüri tarafı ndan verildi. Arkitera Mi marl ı k Merkezi olarak 2004 yılı ndan beri Türkiye ölçeğ inde 40 yaş altındaki m i marlara " G e n ç M i mar Ödülü" veriyoruz. Benzer ödüller dünya çapında birçok ülkede de veriliyor ve 40 yaş eşiği bu meşakatli meslek için yeni bir başlangıç olarak kabul ediliyor," dedi ve Paşolar ile Piker'i tebrik etti. EAA ortaklarından üçünün 40 yaşının altı nda olduğ una dikkat çeken Kanı pak bu tutu mundan dolayı Emre Arolat'a da tebrikleri n i s u n d u . K ı s a konuşmasıyla ortakları n ı onurlandıran Emre Arolat i s e , bugüne dek birçok ödül aldığ ı n ı , ancak " Europe 40 Under 40" kazananları arasında ken di i s m i geçmemiş olsa b i l e , ortaklarının bu ödülü almalarından d uyduğu gurur ve m utluluktan bahsetti. M imarlığın ve m imarların artık Türkiye'de konuşuluyor
Temmuz 2010
olmasını büyük bir fı rsat olarak değer lendird i . Sözü alan G onca Paşalar, Arolat M i marlık'la birlikte çalışmaya 2002'de başlad ığ ında, bu süreçte kendisine çok fazla sorumluluk verildiğini ve ilk ciddi işinde duyduğu sıkıntıları ve karın ağrılarını anlattı. 8 yıl içinde durumun tersine döndüğünü, artık şantiye ya da ofiste başkaları nın karınların ı ağrıtan bir hale geldiğinden bahsetti. 1 .000 m 2 ' 1ik projeler çizen 15 kişilik bir ofisten şu an 98 kişiye büyüyüp 750.000 m2'1ik projelerle uğraşan bir ofis haline geldik lerini belirtti. Daha sonra Kerem Piker, " Europe 40 Under 40" ile bilgilerden bahsetti. 25 yaşında genç bir mimar olarak katıldığı EAA ile gece gündüz çok çalışarak m i marlı k macerasına de vam ettiğinden bahsetti. ilk başta 15 ki şilik genç ve yaratıcı çekirdek kadronun az sürede çok proje ürettiğini anlattı. Bu ödüllü 98 kişilik ekiple birlikte ald ık larını söyledi ve ekibine teşekkür ett i . Sorulara geçi ldiğinde ilk soru hangi projelerle ödülün kazanıldığı hakkınday d ı . Gonca Paşalar ödülün içeriğini açık lad ı . M imarın kendi üzerine daha çok sorumluluk aldığı projeler olan Sabiha Gökçen Havalimanı, Siemens Park davetli yarışmaları ve izmir Narltdere Falkart projeleriyle ödüle layık görüldü ğünü söyledi. Kerem Piker ise ödül için göndermiş olduğu projelerin Maslak ' ta yüksek yapı, Kağıthane Ofisleri ve Badrum'da Büyük Kulüp binası oldu ğunu beli rtti . Gelen başka bir soru ise ödülün ne zamandan beri verildiği ve Türkiye'den kazanan başka bir mimarın olup olmad ığıyla ilgiliydi . 2008 'den beri verilen ödülü Türkiye'den yine aynı yıl Cem Yurtsever, Ayşin i pekçi ve Melkan Gürsel Tabanlıoğ l u ' n u n kazandığı an latıldı.
Öd ü l l e rle i l g i l i Dereceye giren 1 7 ülkeden 4 0 m i marın projeleri ilk olarak Ekim ayında Madrid, ispanya'da yapılacak olan "The City and the World" sempozyumu sırasında serg ilenecek. Yı l boyunca Avrupa' nın farklı şehirlerinde dolaşa cak olan gezici serginin son durağı ise ABD 'deki dünyaca ünlü C hicago Athenaeum M imarl ık ve Tasarım M üzesi olacak.
M ima r l ı k Ya y ı n l a r ı Ha k k ı n da B i lme d i k l e r i n i z · Mo n o e l e
Teknoloj iden nasıl faydalan ıyorsu nuz? (Tweeter, facebook, blog l a r ) ...
Biz de herkesin takip ettiği blogları izliyoruz. Monoele' ı n pazarlama stra tejisi daha çok kesin hedefler üzerine. Twitter'dan asla milyonlarca takipçimiz olsun istemiyoruz.
Tarih: 1 9 Temmuz YAZAN: EMiNE MERDiM YILMAZ
Monoele'ı tam olarak bir mimarlık dergisi olarak adlandırmak doğru değ i l . Dergi bir hayat kültürünü aşılarken bunun içine mimarl ı k ve tasarı m ı da dahil ediyor. 2007 yıl ında, Wallpaper dergisinin kurucusu (daha sonra ayrılan) ve Financial Times köşe yazarı Tyler Brule tarafından kuruldu. Merkezi Londra'da, Tokyo, Zürih ve New York gibi kentlerde de büroları var. Daha önce Mark dergisinin editörüne sorduğu muz soruları Monoele' ın yetkili lerine de yönelttik. Soruları tasarım bölümü editörü H ugo MacDonald cevaplad ı . Diğer bö lümlerin editörleri ise şu şekilde: Affairs ve Business: Andrew Tuck Culture: Robert Bound Edits: Saul Taylor ve Alicia Kirby
Ne zaman, nasıl ve kim tarafı ndan kuru ldun uz? Bize biraz tarihçeniz· den bahseder misiniz? Monoele, 2007 Şubat ayında kuruldu. Monocle, dergi, i nternet ve perakende bölümleri ile bütünsel bir marka ve merkezi Londra'da. Monoele, dünya çapında eğitim düzeyi yüksek kadın ve erkeğe ulaşmayı hedefleyen hem basılı hem de dijital bir yayın. Küresel olaylar, iş dünyas ı , kültür ve tasarı ma odakla nıyor. M isyonumuz, dünyaya göz kulak olmak.
Kon uları nızı neye göre, nasıl belirli· yorsunuz? Beslend i ğ i n i z kaynaklar nedir? Dergi, "affairs" için "A", " business" için " B" , "culture" için " C " , "design" için "D" ve "edits" için " E " olmak üzere toplam 5 bölüme ayrıl ıyor. Edits daha hızlı tempolu, tüketici, yemek ve seyahat bölümü. Sonuç böl ümü Expo olarak adlandırıl ıyor. B unlar için kaynaklarımız Aarhus'tan Zhongshan'a kadar uzanan m uhabirieri miz ve destekçilerimiz.
Size gelen tepkiler genelde nasıl ol uyor? Olumsuz tepkilere karşı na sıl b i r tavır al ıyorsun uz? M onoele' ın izleyici kitlesi oldukça sesli ve ekibirnizle yakı n ilişki içinde. Derginin içeriğ i ile ilgili gün içinde yüzlerce email alıyoruz. izleyiciniz ile bağlantı kurmak ve bunun için ortam yaratmak, negatif/pozitif geri dönüş olması konusunda cesaretlendirrnek hayati önem taşıyor. Onlar ile irtibatta kalmak, onların fikirlerini almak bir yayın çıkarmaktan daha da öte.
Yayın ımza kullanıcılar, okuyucu lar da katkı yapıyor mu? i nteraktif bir ortam var mı? Herhangi bir şey ile ilgili herkesten, her yerden gelecek önerilere açığız. Bu dünya çapında olmayı başarmak, uzak yerelere ulaşmak ve g üncel kalmakla ilgili. Editoryal ekibirnizin hepsinin email adresleri dergide var. Bu yeterince inte raktif zaten daha görsel bir şey yapmak zorunda hissetmiyoruz. Bunun yerine bir arada olmayı, onları düzenli bir şekilde yaptığımız Monoele partilerine davet etmeyi tercih ediyoruz.
Mimari yayında, gazetecilik ve mi· marlık arasında kal ıyor musunuz? Hangisi daha ağır basıyor? Gazetecilik yaptığımız işin temeli. Büyük fikirler ortaya koyan, iyi söylen miş, güzel bir şekilde fotoğraflanmış, düzenlenmiş ve en kaliteli şeki lde basıl mış; geçici ol mayan, fı rlatıp atılmayan değerli ve koleksiyon yapı labilir yayın çıkarmak önem l i . M imarlı k M onoele'da " D " bölümünün bir parçası . Burada, sosyal ölçekte bir şeyler başarabilen projeler bulmayı amaçlıyoruz. O ay içinde açılmış en son mimarlık örnekleri bizim hedefi miz değil. Bunun yerine örneği n , kı rsal alanda yapılmış, iyi tasarlanmış, doğal mal-
zerneler kullanı l m ış, daha bir çevrede yaşamayı teşvik eden bir Norveç hasta nesine odaklanmayı tercih ediyoruz.
Görsel tasarım, web-tasa rımı sizin için ne kadar önemli? Kötü bir şekilde tasarlanmış bir yayın ya da internet sitesinde kimse vakit ge çirmek istemez. Tasarı m , içeriğin en iyi şekilde sunulmasıdır. Dolayısıyla, yayın açısından hem basılı hem de dijital or tam , mağazalarımız ve diğer ürünlerimiz için iyi tasarım çok önemli.
Mimarlıkla ilgili etk i n l i kler yapıyor musunuz? Kurumunuzda, mimariiğı nereye kadar açıyorsunuz? Şu an H ong Kong'taki ofisimizi ve ma ğazamızı yapılandırıyoruz. Eylül'de New York'ta bir mağaza açmak için çalışma yapıyoruz. Bunlar bizim m imarimiıle ilgili. M imarlıkla ilgili etkinliklere gelince kesin olmasa da " Setter Urban ism" konusu ile ilgili bir forum yapacağız. Önümüzdeki dönemde en önemli mi marl ık etkinliği Ağustos ayında başlaya cak olan Venedik M imarlık Bienali, ekip olarak orada olacağız.
Ge l e n e k s e l i l e Ça ğ d a ş Ay n ı Çat- ı Al t- ı n d a B u l u ş t- u Tarih : 21 Tem m uz, Sabah
YAZAN: FlRAT KARADENiZ
Bayburt ' u n 85 haneli Bayraktar köyüne kurulan, gelenekselle çağdaşı buluştu ran Saksı M üzesi dün açı ldı. Başta mü zeye karşı çıkan köylüler, artık gelecek umutlarını Baksı M üzes i ' ne bağlamış durumda. Ressam ve Okan Ü niversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan ı Prof. Dr. H üsamettin Koçan'ın doğduğu yer olan Bayburt'un Bayraktar köyüne inşa ettiğ i Baksı M üzesi, d ü n Kültür v e Turizm Bakanı Ertuğrul G ünay ' ı n katılımıyla kapılarını resmen açt ı . Açılışta Bakan Günay, " Bugün, ü ç yıllık görev süremin e n güzel günlerin den biri. Kültür ve sanata ulaşım i m kanı olanlara değil de, bu olanaklara aç olan lara ulaşmak baldığım en büyük hediye," diye konuştu .
Baksı M üzesi, Koçan ' ı n gençliğ inden beri hayalini kurduğu bir proje olarak 10 yılda tamamlandı. Koçan, " Sanat belli merkeziere sıkı şıp kalmıştı, bu müzeyle bunu yıkmak, sanatı merkezin dışına da çıkarmak iste dik" dedi. Saksı 'nın bir diğer amacının da yöresel seramik ve dokuma gele neklerini tekrar canlandı rmak olduğunu vurgulayan Koçan, bu sebeple müzede geleneksel zanaatları ile modern sanat eserlerinin yan yana sergilendiğini an lattı. Koçan'ın bir diğer motivasyonu da müzeyle Bayraktar köyüne iş sahaları kazandırmak. Bayburt ' ta kültür turiz minin Saksı M üzesi sayesinde yeni bir i ş sahası oluşturacağına inanan H ü samettin Koçan, bölgenin uzun yıl lard ı r dışarıya göç verdiğini ama müze sayesinde ' köye dönüşün' gerçekleşe bileceğini söyledi .
" Köy İ k iye Böl ü n d ü " Köy halkı d a H üsamettin Koçan'dan farklı düşünmüyor. Bayraktarlı lar, Saksı M üzesi sayesinde geleceğe artık daha u m utlu baktıklarını belirtiyor. Ama bu durum, sadece yeni iş sahaları açılacak ol masıyla ilgili değ i l . Geleceğe umutla bakmalarının en önemli nedeni, müze nin köyün kültür seviyesine katkı yapa cağına inanmaları. Hatta köyde kon uş tuğumuz çocukların çoğu , " büyüyünce H üsamettin Koçan" olma hayali kuruyor. Ama köylülerin Saksı M üzesi'ni kabul etmeleri çok da kolay olmamış. Koçan ' ı n akrabası olan Azimet Yı ldırım, 2003 ' te müzenin temeli atıldığında köyün i kiye böl ündüğünü hatırlıyor. Kim ileri müzenin ne işe yarayacağ ı n ı bil mediğinden, bu yatırımı 'delilik' olarak görmüş. Yavaş yavaş bu sesler kesilmiş, çünkü müzenin yapımına başlanmasıyla, hem siyasilerin i lgisi hem köye yapılan hizmetler artm ış. Yıldırı m , yıllardır ha yali n i kurdukları sulama göletinin müze sayesinde gerçeğe dönüştüğünü anlatı yor ve " Köylü karşı çı kmaktan vazgeçti. Artık herkes destek yarışında" diyor. 76 yaşındaki Sali h Yı ldırım ise " H üsamettin Koçan, Bayraktar köyünde bir toh u m ekti . Meyveleri uzun yıllar toplanacak" sözleriyle Bayraktar köyü halkına tercüman oluyor.
30 Bin Met-re ka re l i k Ala n Saksı M üzesi , sürekli sergileme bölümleri , dönemsel sergi mekanları , konferans salonu, kütüphane, konuk evleri ve atölyelerle 30 bin metrekarelik bir alana yayılıyor. M üzede halk resimleri koleksiyonu, yerel el sanatlarını yansıtan örnekler ve bir çağdaş sanat koleksiyonu bir arada yer alıyor. M üze, sanatla zenaatı buluş turuyor. Her yıl 20 sanatçı bölgeye davet edi lecek ve üretilen işler bir sonraki yılın sergisini oluşturacak. Sergilenmiş işler ise depo- müzede sürekli sergilenmeye alınacak. M üzenin kavramsal projesin i , Metin Koçan ve H üsamettin Koçan ta sarladı. Saksı M üzesi 'nin uygulama pro jesini ise mimar S inan Genim gerçek leştirdi •
Ta rt- ı ş ma l ı P Ye n i d e n Aç Tarih: 2 Ağustos Kaynak: HaberTürk
Yapıldığı günden diği Eskişehir
m i kroplu çıkması ki havuzun , havuz şartna ığı gerekçesiyle Sağlık üğü tarafından kapatılmıştı. iye yapay plaj yeniden düzenledi. Daha önce gerekli sağlık şartlarına uymadı ğ ı tespit edilen kumların su ile bağlantısını önleyici düzenlemeler yapılarak suyun dibi ile kenarların ı sert malzeme ile kaplandı. Çalışmaların ta mamlanmasının ard ından yapay plaj ve yüzme havuzu tekrar hal kın kullanım ına açıldı.
S n o h e "t"ta , New Yo r k ' u n Time s Me y d a n ı ' n ı Ye n i d e n Ta s a r l a y a c a k Tarih: 3 Ağustos, Bustler ÇEviREN: BARIŞ GÖGÜŞ
Norveçli m i marl ı k ofisi Snohetta, Amerika'da bir galibiyet cümbüşünde gibi görünüyor. Geçen haftalarda S F M O MA yarışması nı kazanmasının ardından, Brodway boyunca Times Meydan ı ' n ı da kapsayan bir yaya mey-
i(j
g.
lı e :�
serisi tasarlayacak. New York' ta meydanlardaki yapı lanma i ç i n 201 2 yılı bekleni rken , b u arada Tem muz ayında sanatçı M olly Dillworth'un geniş ölçekli yüzey işle me yapıtı " Serin Su, Sıcak Ada (Cold Water, Hot lsland)" sergilendi. New York Şehri U laşım Departmanı ve New York Şeh rini Geliştirme Belediye Fonu, Shonetta' n ı n sorumlu olduğu, alanın kal ıcı yeniden yapı lanma projesi için ayrı tasarım süreçleriyle iler lerken, mevcutta Times Meydan ı ' nda bulunan sokak görünümünü yenileye cek ve hayat verecek geçici işlemler bulmak için bir tasarım yarışması başlattı. Plan lar, araç trafiğini Times Meydan ı ' ından tamamen kald ırmayı öngörüyor. Shonetta'nın liderlik ettiği ekip ayrıca WXY M i marlık ve Tasarım , Weidlinger Associates (mühendisler) , Matthew Nielsen (peyzaj), Billing Jackson Design (endüstri) ve Bexel'ı (görsel-işitsel) da kapsıyor. S honetta'nın New York ve Oslo'da ofisi var.
� A n g e l a B re a d y � RIBA ' n ı n Ye n i i Ba ş k a n ı Ol u y o r
� Tarih: 3 Ağustos, Building Design YAZAN: ANDREA KLETINER � ÇEviREN: BARIŞ GÖGÜŞ ı::ı
c: � Angela Bready Eylül başındaki seçim-
�- �..
o !::!
�� C C/l
� -=
��
lerde başkanlığı devralacak ve 1 Eylül 201 1 'de Ruth Reed'in yerine geçerek 2 yıllık başkanlık dönemine başlayacak. . I rianda doğumlu olan Bready, " B ready Mallalieu Architects" in yönetici-
si, London Metropolitan U niversity için konuk eleştirmen, ve ayrıca " Civic Trust Awards"ın başkan vekili. O, " R I BA başkanı olarak öncelikle rim , R I BA'nın m i rasını üyelere uygun şekilde, mümkün olabildiğince garanti altına almak ve tüm üyeleri, iyi tasarı mın yararlarını binalara, topluluklara ve çevreye aktarabilmek için avukatlar gibi davran maya teşvik etmek olacaktı r, " di yor ve ekliyor; " Tasarımda sürdürülebilirliğin önemi üzerinde durmaya devam edeceği m v e ek olarak meslekteki çeşitlilik için daha fazla baskı yapacağ ı m . Ben ayrıca karşılaştığımız çevresel ve ekonomik problemlerle toplu olarak mücadele edebilmemiz için, yapı endüstrisi ile olan ulusal ve uluslararası bağları geliş tirmeyi hedefliyorum." Bready, 74. R I BA başkanı ve bu po zisyona sahip olan ikinci kadı n olacak. .
I SO 5 0 0 L i s t- e s i ' n d e 2 4 IMSAD U y e s i .
. .
Tarih: 2 Ağustos
i S O - i stanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" arasında 24 adet i M SAD üyesi yer ald ı . iso 500 Listesi ' nde yer alan üyeler: • • • • • • • •
•
• • •
•
•
Tasçeli k Profil ve Sac Endüstrisi AŞ Borusan Mannesmann Boru San. ve Tic. AŞ Fırat Plastik Kauçuk San. ve Tic. AŞ Akçansa Çimento San. ve Tic. AŞ Assan Alüminyum San. ve Tic . AŞ Trakya Cam San. AŞ Türk Demir Döküm Fabrikaları AŞ Nuh Çimento San . AŞ Betek Boya ve Kimya San. AŞ Kaleserami k Çanakkale Kalebodur Seramik San. AŞ Eczacıbaşı Yapı Gereçleri San . ve Tic. AŞ Nuh Beton AŞ izocam Tic. ve San. AŞ Palisan Boya San. ve Tic. AŞ
• •
•
• • •
• •
• •
Kale Kilit ve Kal ı p San. AŞ Ege Profil Tic. ve San. AŞ Marshall Boya ve Vernik San. AŞ Baymak Makina San. ve Tic. AŞ Dow Türkiye Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. Kalekim Kimyevi Maddeler San. ve Tic. AŞ (Konsolide Faaliyeti sonucu) Hakan Plastik Boru ve Profil San. Tic. AŞ BASF Yapı Kimyasalları San. AŞ Sekaert izmit Çelik Kord San. Tic. AŞ Onduline Avrasya i nşaat M alzemeleri San. ve Tic. AŞ
I n e e p -t i o n y a d a M ima r l a r Da h a F a z l a Uyu s aydı Nele r Ya p a b i l i r l e r d i Tarih: 4 Ağustos Kaynak: Australian Design Review ÇEviREN: DiLEK ÖZTÜRK
David Neustein, lnception'ı, mimar ve modern kentin idealleştirilmiş gerçekliği paralelinde inceliyor. Şimdiye kadar bütün şikayetleri duy dunuz. Ayrı mcılık durmalı. Moda tasarımcıları nın aksine, rock yıld ızları ve mimarlar filmlerde çok yanlış gösteriliyorlar. " M y Architect" filmiyle bu anlayış yok oldu sand ı k ama onda da makineleşmiş bir yapı vardı. Sketches of Frank Gehry eğlenceli bir filmdi, tabii çok çaresizle yapılan birkaç araba kavalamaca sahnesi dışında . . . Silah lar, patlamalar, koşturmalar içe risindeki Matrix üçlemesinde " M imar" diye adlandırı lan bir karakter vardı fakat tüm yaptığı gün boyu bir odada oturup televizyon izlemekti. Tan rıya şükür ki C hristopher N olan bize " l nception"ı getirdi. Şu anda gös terimde olan film, bize, m imarları n en iyi yaptığı şeyi gösteriyor. M imar rolünde izlediğimiz Ellen Page ile birlikte, Nolan hepimizin beklediği idealleşmiş bir ger çekl iği gözler önüne seriyor. Tüm mi marların aksine, Page'in karakteri, Ariadne, genç ve çekici bir kadın. Ariadne ayrıca yine diğer tüm
m imar kadı nların aksine başkaların ha yatların ı gözetleyip, onların hayalleriyle yaşamıyor. Onun yerine, okuldan sonra, çalışma hayatına g irmeden direk olarak, başkaları nın hayallerini tasarlamak için işe alınıyor! Maalesef ki gerçek mimarlı k dünyası ve filmlerdeki m i marl ı k neredeyse ayn ı . i k i s i de fantezi v e arzulama dünyası n ı anımsatıyor fakat çoğu da bir yandan dahiyane bir şekilde bizi soymak için hazırlanmış birer tuzak. ilham ve ger-
çeklik arası ndaki bu bağ , Calvino'nun Zobeide'sini akla getiriyor. Arzuların kadınını yakalamak için tasarlanan labirent, sadece çirkin bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.1 Eğer bu manzaranın alaycı olduğunu düşünüyorsanız, Westfield Bondi J unction olarak da bilinen buzlu cam dan yapılma, ruh parçalayıcı şu labirent te bir gezinin. Frank Lowy' n i n hayaline hoşgeldiniz. M ichel Houellebecq son zamanlarda
Ağustos 201 o
şöyle bir şey yazd ı : " B u mekanların ruhu kötü, insanca değil, acımasız, ma kineleşmiş bir his yaratıyor. Derin lerde, herkeste . . . H erkes burayı yıkmayı arzu luyor. "2 l nception ' ı n çılgın yıkım ve patlama sahnelerine nasıl bu kadar heyecanlı bir şekilde tepki verdiğimize şaşmamalı . Bunun b i r nedeni de f i l m kahramanları nın rüya bölgeye ulaşmak için ne kadar çabalad ı ğ ı n ı görmek. Rüyanı n içindeki her rüya, uyanık dünyaya bir o kadar daha az bağ l ı . Rüya sürecinin en dibin de, zaman, kendiliğinden inanılmaz bir şekilde yavaş akıyor. Tuhafdı r ki, bu rüyaların mekanları idealden çok uzak. l nception'da, kahra man ı m ız Dom Cobb' un karısıyla birlikte, yıllarca süren rüyalar sayesinde inşa ettiği bir şehirle karşılaşıyoruz. Çift, boş sokaklarda el ele gezindiğinde, bir den bu mekan ın onların hayalierindeki şehir olduğuna inanmamız gerektiğini düşünüyoruz. Neden Le Corbusier ya da Robert Moses dışı nda kimsenin böylesi bir kenti hayal edebileceği hala pek açı k değil. Pek uygun bir balayı noktası olmad ığı da apaçık ortada . . . lzgara plan dokusu v e kuleleri ile, b u şehir, Corb'un " Radiant City"si y a da La Defense'nin steril mekanları ile tuhaf bir benzerlik içinde. Kentin çeperinde, pırıl pırıl binalar, yüksek gecekondulara yol veriyor. Çeper, kumdan bir kale gibi rüzgardan aşınıyor.Birçok metropol gibi, Dom ve Mal ' ı n vizyonları daha d u rgun (aynı zamanda daha az ilginç) bir şekil de gelişmeye devam ediyor. Kentin tam kalbinde çok tuhaf bir şey keşfediyoruz. Burada, sığ bir havuz içinde, Dom ve Mal'ın uyan ı k hayatlarında yaşadıkları tüm evler birbirinin ayn ı . Bunlardan so nuncusu, M al ' ın çocukluğunu geçirdiği, bir gökdelene komşu, küçük bir kulübe yi andı ran ev. Buradaki kulübe aslındaki tüm şehirdeki havayı yakalamak için orada. O rada, eski nostaljiyi hatırlatmak için duruyor, metropoliste samanlığın içindeki bir iğne3 gibi ... Farklılığı vurgu lamaya çalışan, herşeyin aslında o ka dar da doğru olmadığının sinyalini veren bir ev. Gördüğünüz gibi, ütopya, hafıza kaybına bağ l ı . ideal kent, başarısızlığa mahkum ediliyor. Konu olarak, kayıp kulübe ayrıca iki ya da daha fazla güncel heykel çalışma-
In Theatres March 19 Jim CARREY
This Spring, Clear Your Mind
Kote WINSLfT
Klrst.n DUNST
Mork RUFFALO
Ellfoh WOOD
Tom WJLKINSON
You can erase sameone from your mlnd. Cettlng them out of your heart is another atory.
sını akla getiriyor. Rachel Whiteread ' ı n 1 993'te yaptığı " House", Gordon Matta-Clark' ı n "Splitting" adlı çalışma ları gibi. Güncel bir yerleştirme olan House, birkaç yıkık dökük ev arasında betonarme yapısıyla mekanda negatiflik yaratıyor. Bununla eşit derecede performans sergileyen Splitting 'de ise, MattaClark tipik bir banliyö evine testere ve çekiçle giriyorlar. Evin ortasında vahşi bir performans sergileyerek, evcilliği ve güveni yok ediyorlar. Bu işlerdeki yeniden yapılanma, yıkma durumları, toplaman ın başka bir formu.4 Kent ise güçlü bir okyanus gibi. Matrix'de olduğu gibi l nception'da da, rüyaları mız değiştirilebilir çipler sayesinde seviye lendirilebiliyor. G üçlü iki paralel dünyanın çalıştığı bir başka film olan M ichel Gondry'nin Eternal Sunshine of the Spotless Mind'daki Joel, kendi isteği ile uyku sunda hafızası n ı sildiriyordu. Hafızası çaresizce çökerken, Joel , son anılarına eski sevgilisi ile birlikte tutunmaya çalı şıyord u . Hafızası silindiğinde, aşıkların buluştuğu ev de etrafiarında çöküveri yordu . O n e Day in t h e Life o f Ivan Denisovich filminin kahramanı, hapis hanedeki hücresinde örülen duvarlada birlikte, aslında yenilgi kaçınılmaz oldu ğu nda edinilen dü rtüleri gösteriyordu . 5 Bu davranış b u g u n de gayet doğru.
Bugün de gereksiz satatü sembolleri, anlık heyecan veren aletler ve anlık şe hirlere karşı verdiğimiz tepki kaçını lmaz olarak bu oluyor. . .
Öze-t O halde lnception bize nasıl bir so nuç sunuyor? Ne yazık ki, bugünün film leri izleyiciyi havada ası lı kalan şeylere terk ediyor. Her zaman yapılan, h ikayeyi tam ortasından yakaladığımızı sandığı mız anda, sanki birinin fişi çekip o ana kadar algılad ıklarımızı altüst etmesi . . . B u mutlu son sadece karakterin bir yanılsaması mı? Artık izleyici h ikayeye mükemmel bir son verme görevini üstleniyor. Nolan bu tekniğin kaşifi gibi. Daha önce de Memento'da ayn ısını kullanmıştı. " H avada asılı kalan son" durumu, daha sonra Bryan Singer' ı n T h e Usual Suspects v e David Lynch' i n Mulhol land Drive fil mleri ile en s o n d u rumuna erişti. Bu teknik her yeni filmde geliştikçe, sonuçları da bir o kadar kli nikleşiyor. Aslında bu da bir tür seçim taktiği gibi: Karışıklık yaratmak, kannat vermekten her zaman daha kolay. 1. ltalo Calvino, ·cities and Desire s•, in lnvisible Cities, Harcaurt Brace Jovanovich, 1 978 2. Michel Houellebecq, • Approaches to Distress•, The Paris Magazine. 4. Say•, Haziran 2010, s 52·62 3. Elliot Smith, " Needle in the Hay", The Royal Tenenbaums film müziklerinden, Hollywood Records, 2001 4. . . . şeylerin insanı var ettiğini ve onlara yanlış bir bilinç verdiğini söyleyebilirsiniz. Jean-Paul Sartre, Critique of Dialectical Reason 2, Verse, 2006 5 . Alexander Solzhenitsyn, One Day in the Life of Ivan Denisovich, Santam Books, 1 990
ğzye ğ i n U n i v e r s i t- e s i Çe kme k ö y ' d e Çe v re c i Kamp u s In şa Ediyo r
püs, kaynak ve işletme maliyetleri nin ekonomik kullanımıyla sürdürülebil irlik konusunda bir örnek teşkil edecek.
Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü çevre dostu binalara yönelik u luslararası arenada kabu l gören bir
Fakülte binaları, araştırma laboratuvarları, öğrenci yurtları, öğrenci merkezi, sosyal yaşam alanları ve spor alanlarıyla 1 00 bin metrekarelik alanda inşa edilen Özyeğin Üniversitesi Kam püsü Boğaz Geçişi için yapı lması planlanan yeni köp rünün de güzergahı üstünde bulun uyor. 1 00 bin metrekare kapalı alana sahip kampüsün ilk etapta bir fakülte binası ve öğrenci merkezi hizmete girecek. Özyeğin Ü niversitesi lisans öğrencileri 20 1 1 -201 2 akademik yılı itibariyle yeni kampusta öğrenim görecekler. Yeni kampüs ile Altunizade kampüsü ve öğrenci konukevleri arasın da servislerle kesintisiz ulaşım sağlana cak. Özyeğin Üniversitesi'nin dil hazırlık okulu, işletme yüksek l isans programla rı, yönetici eğitimleri ve kuluçka merke zinin faaliyetleri Altunizade kampüsünde devam edecek. Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü 'nün üç boyutlu videosu üni versitenin www.ozyegin.edu.tr adresin deki internet sitesinden izlenebiliyor.
sertifika sistemi olan LEED sertifikasına sahip ilk Türk kampusu olacak. 1 998 yılında ortaya ç ı kan LEED sertifika sis temi , Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USG BC) tarafından gelişti rilmiş bir çevre dostu bina sertifikasyon siste midir. LEED sertifikasının alınabi lmesi için Özyeğin Üniversitesi Kampüsü ' nde bulunacak bazı özell ikler şunlar olacak: Bina arazisinde, inşaat esnasında ve sonrasında doğal yaşam ın korunmasına azami ölçüde dikkat edilecek. Bina ara zisinde bitkilendi rilecek alanların oranı % 5 0 ' n in üzerinde olacak. Yapılaşman ı n altyapıya ve özelikle yağmur suyu şebekesine getireceği yükün en aza indirgenmesi için sert ze minlerin oranı düşük tutulacak, mü mkün olduğunca geçirgen yüzeyler kullanıla cak. Ayrıca çatıya ve diğer sert zeminle re düşen yağ mur suyu toplanarak tekrar kullanı lacak. Bina ve daha sonra oluşturulacak kampüs çevresinde topl u taşıma imkan ları oluşturularak, bi reysel araç kullanı m ı en aza indirgenecek. Bitkilendirilmiş yeşil çatı uygulama sıyla ısı adası miktarı azaltılacak. Çevreye daha az zararlı h ibrid ve düşük emisyonlu araçların kullan ı m ı n ı teşvik etmek amacıyla bu araçlara özel park yerleri ayrılacak.
Ta rih: 4 Ağustos
Özyeğin Üniversitesi'nin yeni kampüsü nün inşaatı Çekmeköy Alemdağ 'da baş lad ı . 1 00 bin metrekarelik alanda inşa edilen Çekmeköy kampusunun, çevre dostu bi nalara yönelik u luslararası are nada kabul görmüş bir sertifika sistemi olan LEED sertifikasına sahip ilk Türk kampüsü ol ması hedeflen iyor. Özyeğin Ün iversitesi lisans öğrencileri 201 1 201 2 akademik yılı itibariyle Çekmeköy kampusunda öğrenim görecekler.
i l k üç yılında istanbul ' u n en merkezi noktalarından Altunizade'de akademik hayatını sürdüren Özyeğin Ü niversitesi'nin yeni kampüs inşaat çalışmaları Çekmeköy, Alemdağ'da başlad ı . Özyeğin Üniversitesi kampüsü , dünyanı n önde gelen pek çok üniversi tesinin kampüs ve binaların ı da tasarla yan RMJM firması tarafından tasarlandı. RMJM m imarl ık grubunun üniversiteler için tasarladığı diğer projeler arasında Columbia Ün iversitesi Tıp Merkezi, Cambridge Ün iversitesi Will iam Gates Binası, Princeton Ün iversitesi Bowen Binası, Oxford Üniversitesi Kimya Araştırma Binası, U n iversity of West Scotland Ayr Kampüsü bulunuyor. Doğal malzeme kullan ı m ı n ı n ön plana çıktığı Özyeğ in Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü binaları nın tanımlayıcı özel likleri ışık ve şeffaflık olacak. Esnek ve modüler bir anlayışla inşa edilen kam-
Özyeği n Ü n ive r-sit-esi Kamp ü s ü LEED Ser-t-ifikesına Sa h ip İlk Tü r- k Kamp ü s ü Ola c a k
Ağustos 20 ı O
Musluklardan toplanacak gri suyun arıtılarak, sifonlarda tekrardan değer lendirilmesi ile su tasarrufunda önemli bir adı m atılacak. Binadaki enerji harcayan tüm sistem ler, LEED tarafından belirtilen prosedür lere uygun olarak denetlenecek. Bina kapsamında kullanılan aydın latma ve mekanik sistemlerinde enerji verimliliği ön planda tutulacak. Binada her türlü sistemin enerji sar fiyatları enerji analizörleri ve akıllı bina otomasyon sistemleri vasıtasıyla göz lemlenecek. Proje kapsamında soğutma sistemle rinde çevre dostu soğutucu akışkanlar tercih edilecek. inşaat esnasında oluşa cak atı kların geri dönüşümü ile ilgili kap samlı bir atık yönetim planı hazırlanacak. Projede kullanı lacak bazı inşaat mal zemeleri nin yerel olması ve en az %20 oranı nda geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olması şartı aranacak. Binada inşaat esnasında iç mekanlarda kullanı lacak yapı kimyasalları, insan sağ l ı ğ ı na zararlı VOC (uçucu organi k bileşik)
içerikleri en az olanlardan tercih edi lecek. Bina kullan ıcılarının sağlı kları ve yaşam konforu ön planda bulundurula cak. I sıtma ve aydınlatma sistemlerinde bireysel kontrole önem verilerek enerji tasarrufunun artırılması hedefleniyor. Bina tasarı m ı nda günışığı ndan en üst düzeyde faydalanılacak.
E d i r n e d e n Ağ a Han o Uzanan Bi r Ipe kyol u ı
ı
ll
.
ll
Tarih: 5 Ağustos
YAZAN: SELiN BiÇER
EAA'nın bu sene Aga Han Ödülü'ne aday olan yapısı ipekyol Tekstil Fabrikası'nı gezdik ve kullanıcılarıyla yapı hakkında konuştuk . Bu kez yapıyı m i marın ağ zından değil kullanıcılarının gözünden inceledi k.
İpe kyol i ç i n İşve r-en ve Mima r- El Ele Şu an firmanın başka bir markası olan Machka için tasarım ve basit dikiş-
lerin yapıldığı Bomanti'deki eski fabrika i htiyaca cevap veremediği için özellikle abiye modeller, fason imalat yapan atöl yelere veriliyorm uş. Ve bu durum şirket içinde istenmeyen bir durum olduğu için yeni bir fabrika inşa ettirmeye karar verilmiş. Emre Arolat Architects'in i T K i B için 1 998 yılında tasarladığı yapı dolayısıyla ipekyol ile bir tanışıklı kları bulunuyor. işveren tasarımın i l k aşamasından başlayarak iş akışı n ı çok iyi açı klayarak m imara destek vermiş. Bu da m imarın işini epey kolaylaştırmış. Sonuçta orta ya çıkan yapı iş sürecini hızland ı ran ve işlevsel bir hal aldığı için işveren olduk ça memnun durumda. Yapının programı ol uştururken fabrika yöneticilerinin engin deneyimlerinden faydalanıldığı için EAA mekan organi zasyonu konusunda çok iyi bir iş çıkar m ı ş . ıtalya başta olmak üzere Avrupa'da birçok fabrika gezilmiş, ancak aradık larını kriteriere uygun bir örneğe rastla mamışlar. Son olarak izmir'deki Hugo Bass'un fabrikası gezilmiş, ipekyol
Tekstil Fabrikas ı ' n ı n yapı m ı tamamlan d ı ktan sonra iade-i ziyarette de bulunul muş. Sonuç olarak ortaya çıkan türünün diğer örneklerine göre hala çok i leri bir yapı . Üst giyim bantı , alt giyim bantı ve elbise bantı olmak üzere toplam 3 bant bulunuyor. Bu bantlar da kendi içlerin de alt bantlara ayrılıyor. Tasarım sürecinde hem mimar hem de işveren gelecek on yıl ları düşünerek hareket etmiş, şirketin o günkü ihtiya cının yaklaşık iki katı büyüklüğünde bir arsa alınmış. Şu anda kapalı alanın yarısı kullanılıyor. Yer olarak Edirne' nin seçilmesi nin bir kaç ana nedeni var, hem istanbul'a hem de sınır kapısına olan yakınlığı, arazi fiyatlarının istanbul'a oranla daha düşük olması ve Trakya'da işçil i k ücretlerinin daha düşük olması. Fabrika çalışanla rının neredeyse hepsi Edirne'de ikamet ediyor. Binanın hemen yanında yer alan an cak tamamlanmamış bir de misafirhane yapısı mevcut. Kriz döneminde yapıyı
tamamlamak firma açısından ekonomik bulunmad ı ğ ı için çelik iskelet halinde hala duruyor. Her ne kadar yapı büyü meye müsait olsa da ek bina yapma konusu hiç gündeme gelmemiş.
İpe k yol Te kst-il Fa b r i ka sı' n d a Çalışma k Nasıl Bir Şey? Çal ışanlara sorulduğunda herkes binadan genel olarak çok memnun durumda. Bunun en büyük etkisi daha önce çalıştıkları yerlerle kıyaslıyor ol maları. Tavan katunun yüksek oluşundan gelen terahl ı k duygusunu, çoğu duvarın camdan yapılması nedeniyle h issedilen şeffaflı ğ ı , yemekhanenin şıklığını ve özellikle gece aydı nlatmasının görkemi ni beğeniyorlar. Bunca beğeni ve şükrana rağmen ufak tefek şeylerden de rahatsızlar. Havalandırma sisteminin Edirne iklimine karşı yetersiz kal ı ş ı , günde yaklaşık 6 saat boyunca güneş alan cephedeki ısı yalıtımının yetersizliği, beton duvarların
brut bırakılması ve sigara içme yerlerin de üst örtü lerin yetersiz oluşu şikayet edilen noktalar.
Sayıla rıo İpekyol Te kst-il Fa b ri ka s ı •
•
• • • • •
•
2006 yılında i pekyol firması istanbul Bomanti'den Edirne'deki yeni binasına taşındı. Şu an binada toplam 420 kişi ça lışıyor. Bunlardan 65 kişi " B eyaz Yakal ı " konumunda. Binanın bakım ı için görevlendiril miş yaklaşık 15 kişi var. Temizlik yapmakla görevli 4 kişi bulunuyor. Ayda 45.000 parça mal üretiliyor. Haftada 45 saat çalışıl ıyor. Edirne için istihdam sağlama konusunda i pekyol Tekstil Fabrikası üçüncü du rumda. ilk iki sı rayı fason mal üreten başka iki tekstil fabrikası almış. Arsa alanı 20.000 m2 iken top lam kapalı alan 1 6 .000 m2.
Ağustos 201 O
GSM K u l e l e r i n e Rü zga r Tü rb i n i
Tuzambarı, Turkcell Ar-Ge Binası, Pendorya Alışveriş Merkezi ve Tarsus Sev i l köğretim Okulu Kampüsü projele riyle 201 0'un U l usal M i mari Ödülleri ' n i de kazanmıştı.
Tarih: & Ağustos Kaynak: HaberTürk
Türkiye'nin önde gelen i letişim ve teknoloji şirketleri nden Turkcell ' i n , GSM kulele rinde güneş veya rüzgardan enerji elde edilmesini öngören projesini uygulama ya koyduğu bildirildi. Turkcell Şebeke O perasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yard ımcısı i lter Terzioğlu, Antalya'da düzenlediği toplantıda, Turkcel l ' i n dünyada bir ilki gerçekleştirerek GSM kulelerinde rüz gar türbini kullanılması projesini hayata geçirdiğini belirtti . Rüzgar ve gü neş enerjisiyle çalışan kuleler sayesinde hem enerji tasarrufu hem de kullanıcı lara kesintisiz hizmet sağlandığına işaret eden Terzioğ lu, ülke genelinde toplam 2 1 7 noktadaki G S M kulelerine rüzgar veya güneşten enerji elde eden sistemler kurulduğunu anlattı. Terzioğlu, bunlardan 1 0 'unun Akdeniz'de bulunduğuna di kkati çe kerek, " Kulelere yerleştirilen rüzgar türbini ya da güneş enerjisi panelleriyle, bir taraftan enerji tasarrufu sağlanırken , diğer taraftan da kullanıcılara kesintisiz iletişim hizmeti sunu lmasına başlandı',' dedi. GSM kulelerinde, sürdürülebilir do ğal kaynaklardan enerji elde edilmesini öngören projenin, tamamen, kurumda çalışan m ühendislerin bilgi birikimiyle hayata geçirildiğini ifade eden Terzioğlu, projenin başarıyla sonuçlanmasın ı n ardından, aynı yöntemle uygulamaya konulacak baz istasyonları sayısının hızla artırılacağ ını kaydetti. Terzioğl u , bu çerçevede Turkcel l ' i n yıl sonuna kadar çevre dostu alternatif enerji kaynaklarından yararlanmayı öngören sistemler için 5 m ilyon Dolar yatırım yapacağını bildirdi. Turkcell'in şu anda baz istasyonların da alternatif enerji kaynakları ile ürettiği elektrik enerjisi ile yılda ortalama 300 evin yıllık elektrik tüketimini karşılayacak miktarda tasarruf sağlandığına işaret eden Terzioğl u , şu bilgileri verdi: " Baz istasyonlarında hayata geçirdi ğimiz diğer tasarruf yöntemleriyle de ilk yıl 1 0, 7 m ilyon kWh enerji tasarrufu bekliyoruz. Bu miktar, dört kişilik bir ailenin 46 bin 521 günlük, yani tam 1 27
yıllık elektrik tüketi mine eşit. Turkcell olarak teknoloj ideki liderliğimizi çevre dostu çözümler üretmek için kullan ıyor ve dünyada ilkiere i mza atmaya devam ediyoruz."
Ça ğ d a ş T ü r k Mima r i s i D ü n y a Mima r l ı k F e s t- i v a l i ' n d e Ta rih: 9 Ağustos
TOCA enerji ve geri dönüşüm kategori sinde Yevlah Azertahum Tohum işleme Kampüsü projesi ile finale kald ı M imarl ık mesleği alanında nitelikli projeleri ödüllendirmek amacıyla her yıl düzenlenen Dünya M i marlık Festivali (WAF) 201 0 ödüllerinin finalistleri belli oldu. 3-5 Kası m tarihleri arasında Barselona'da gerçekleştirilecek testi vale geçen yıl 71 ülkeden toplam 1 507 mimar son 18 ayda ürettikleri projelerle katılmıştı. Bu yılki başvuru sayısı daha yüksek olurken, ön eleme sonrasında finale kalanlar arasında Türk mimarlar da var. Festivalde " Tamamlanmış Binalar", "Geleceğin Projeleri", " i ç Mekan ve ihtiyaca Yönelik Tasarımlar" ve "Yapısal Tasarım" olmak üzere dört ana katego ride 27 ödül dağıtılacak ve 236 proje finalde yarışacak. Emre Arolat ve Tabanlıoğlu M imarl ı k ' ı n üçer, Tekeli -Sisa, N S M H , Suyabatmaz, ERA, Autoban, TOCA ve Koleksiyon'un birer projesi fi nalde yer almaya layık bulunurken , Ergi noğlu&Çalışlar M imarlık'ın aday gösterdiği dört proje de finale kalmış durumda. Erginoğlu&Çalışlar M imarl ı k , D D B
2 01. 0 D ü n y a M ima r l ı k Gü n ü Tema s ı Aç ı k l ç n d ı : " Da h a Iy i l:(e n "t l e r , Da h a Iy i Ya ş amla r : Ta s a r ım l a S ü rdü r ü le b i l i rl i k Tarih: 1 o Ağustos
Kaynak: Mimarlar Odası Genel Merkezi
Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü kut lanan ve bu yıl 5 Ekim'de düzenlenecek olan Dünya M imarlık Günü ve Dünya Habitat Günü temaları, Şanghay Expo 201 0 teması olan " Daha iyi Kent, Daha iyi Yaşam"dan esinlenerek belirlendi. U l uslararası M imarlar Birliği (U lA), 201 0 yılı Mimarlık Günü'nün temasını " Daha iyi Kentler, Daha iyi Yaşam lar: Tasarımla Sürdürülebilirlik" olarak be lirledi. Tema, daha iyi bir kent ve daha iyi bir yaşam için mimarlık ve tasarı mın rolünü vurguluyor ve U lA' nın Aral ı k 2009 'daki Kopenhag Zirvesi'ne sunduğu " Tasarımla Sürdürülebilirlik" bildirgesine referans veriyor. Bildirge, U lA'nın iklim değişikliğinin yapılı çevre üzerindeki olumsuz etkileri n i azaltmak veya tersine çevirmek konu sundaki hissettiği sorumluluk üzerinde duruyor. Dünya mimarlarının tasarımları aracı lığıyla çevresel etkiyi minimuma indire bilecekleri ve sürdü rülebilir bir çevreye katkıda bulunabileceklerini belirtiyor. Birleşmiş M illetler ise bu yılki H abitat Günü' nün temasını " Daha iyi Kent, Daha iyi Yaşam" olarak belirledi . Bu temayla, eşitsizlikler v e farkl ı l ıkları azaltan, yoksul ya da zengin olsun, tüm kültür ve yaş gru pları için konut sağla yan sürdürülebilir bir kentsel dünya için ortak vizyon un vurgulanması amaçla n ıyor.
B u Ko l o k y u m d a S o r u l a r Az , Te ş e k k ü r l e r Ço k Tarih: 1 1 Ağustos
YAZAN: DERYA YAZMAN
Kocaeli Büyükşeh i r Belediyesi' nce dü zenlenen " izmit Sah i l i Peyzaj ve Kentsel Tasarım Proje Yarışması"nın kolokyum ve ödül töreni 10 Ağustos 201 0 tari hinde izmit Süleyman Demirel Kültür Merkezi 'nde gerçekleşti. 49 projenin katıldığı yarışmada dereceye giren pro jelerin ödülleri sahiplerini buldu. Kolokyumun başkanl ı ğ ı n ı izmit M imarlar Odası' ndan Yalçın Ergen yaptı. Soruların yok denecek kadar az oldu- c Cl> ğu kolokyum da dereceye giren projele ı:ı 'ii re yönelik herhangi bir soru gelmed i . Q; (/)
izleyecilerden biri, jüri üyelerine ya rışma alanın seçimiyle ilgili soru yöneltti. Alanın sulak alan içerisinde yer ald ı ğ ı n ı beli rten izleyici, alanı n seçim kriterlerin i öğrenmek istedi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi i mar ve Şehireilik Dairesi Başkanı ve aynı zamanda yarışmanı n j ü r i üyesi olan Gökmen Mengüç, alan ın yer seçimi açısından izmit'in M iA'sına çok yakın bir yerde oluşuna ve bu alan ı n merkezi iş alanının denizle buluş tuğu alan olması nedeniyle alanın öne m inden bahsetti. Alanın normal sulak alanlardan biraz daha farklı olduğuna dikkat çeken Mengüç, şartnarneyi sulak alanı tanı m lamak üzere bilgi, belge ve verilerle desteklediklerini söyledi. Diğer bir soru da yarışmaya katılan fakat teslim saatinin gecikmesi ne deniyle projesi kabul edilmeyen Can
Kubin'den geld i . Kubi n , Ankara'dan izmit'e elden teslim etmek üzere gön derdikleri projenin saatin 1 7: 2 7 olması nedeniyle 27 dakikalık geç kalmadan ötürü projelerinin kabul edilmediğini, oysa ki kargoyla teslim edilen projelerin al ındığını söyledi. Bu durum hakkında şartnamenin yetersiz bilgi verdiğini söyleyen Kubin, bu kadar emek veren insan lara yapılan bir haksızlık olduğunu savundu. i hmalkarl ık yüzünden projesi nin yandığın ı ve başka yolu varken şart narnede bel irtilmediği için yapamadı ğ ı n ı söyleyen Kubi n'e jüri üyelerinden, olan durumun yasal çerçevede gerçekleştiği ve maalesef elden teslim gelse bile üzü lerek kabul edemedikleri yanıtı geldi. Daha sonra jüri başkanı Prof. Dr. H üseyin Cengiz yarışma süreciyle ilgili
kon uşma yaptı. Cengiz, değerlendirme de 4 aşamalı bir süreç gerçekleştirdik lerini ve ilk aşamada tüm çalışmaların emeğine saygı duyduklarından ötürü hiçbir projeyi elemediklerini söyledi . Değerlendirme kriterlerini söyleyen Cengiz, tüm katılımcılara teşekkürlerin i sundu. Cengiz ayrıca, Can Kubin'in projesinin kabul edilememesinden duy duğu üzüntüyü de belirtti. izleyicilerden gelen, " Projenin uy gulama programı ne olacak? Proje ne zaman hayata geçecek ya da geçecek m i ? " sorusuna Gökmen Mengüç, bü yükşeh i r belediyesi idaresinin bilebile ceği bir iş olduğunu ama belediyenin uygulamak için böyle bir yarışma yaptı ğını söyledi. Kolokyum, jüri üyelerinin yarışma hakkındaki fikirleri n i n alınmasıyla sona
erd i . Jüri üyeleri, bu yarışmanın gerçek leşmesinde katkıda bulunan herkese ve özellikle de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 'ne teşekkürlerini sundular. Yarışma sonucu elde edilen projelerin çok başarı lı olduğunu ve hepsi nin ayrı bir emek ürünü olduğunu bel irttiler. Kolokyum Başkanı Yalçın Ergen ise, izmit ' in sahil kenti olduğunu ama sahil kenti gibi yaşamad ığını söyledi . Bu so runun çözülmesinde bu tip yarışmaların önemini vurgulad ı . Kolokyumun sona ermesi i l e ö d ü l tö renine geçildi. Ödüller verilmeden önce, Kocaeli Büyükşeh i r Belediye Başkanı i brahim Karaosmanoğlu konuşma yaptı. Karaosmanoğlu konuşması nda, izmit kentinin sanayi kenti olduğunu ve bu zamana dek plansız geliştiği ni ama artık Kocaeli ' nde plansız bir yerin kalmadığ ı nı söyledi . Yapı lan bu yarışmanı n hem tüm kentin geleceği açısından hem de körfezin bir model olabilmesi adına öneminden söz etti. Karaosmanoğl u ' nun konuşmasının ardından ilk önce yarışma jüri üyeleri ne ve raportörlere katkı larından ötürü plaketler verildi. Daha sonra mansiyon ödülleri sahiplerini bulurken ardı ndan üçüncülük, ikincilik ve birincilik ödülleri verildi.
Birincilik ödülünü kazanan ekibin başı olan Dr. Ervin Garip ödül töreni sonrası projesi hakkında görüş bildirdi. Ödül töreni n ardı ndan yarışma ser gisi , i brah i m Karaosmanoğ l u ' n u n da katılım ıyla gezildi.
Ağustos 201 O
B u r s a At- a -t ü r k K ü l t- ü r Me r k e z i v e Me r i n o s Pa r k ı ' n a Od ü l . .
Tarih: 1 3 Ağustos
Her yıl m imarlık alanında dünyanın en başarılı projelerine verilen "The I nternational Arch itecture Awards" ( U luslararası M imarl ı k Ödülü) ödülleri nin 201 0 yılı sahipleri açıklandı.
Merinos Fabrikası ve çevresi, Bursa Büyükşeh i r Belediyesi tarafından ye niden işlevlendirilerek kentin sosyal ve kültürel ihtiyacına cevap verecek biçim de projelendirildi. 2 Şubat 1 93 8 ' te Mustafa Kemal Atatürk tarafından açı l ı p ve 2000 yılına kadar işlevine devam eden Merinos Fabrikası, 2005 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından , bir geri dönüşüm projesi olarak ele al ınmış
Fabrika B inası ve Park ile bütünleşe cek şekilde tasarlanan Atatürk Opera ve Konser Salonu, içinde 1 680 kişilik opera-bale-devlet senfoni orkestra salo nu, 840 kişilik konferans-konser-gösteri salonu, 400 kişilik senfoni orkestra sa lonu, 1 .000 kişilik balo salonu , sergile me, kafeterya v.b. biri mleri barındırıyor.
S a n -t r a l i s t- a n b u l Çağ d a ş S a n at- l a r Mü z e s i ' n e U l u s l a ra ra s ı M ima r l ı k Od ü l ü . . . . .
Tarih: 1 1 Ağustos
Cafer Bozkurt M imarlı k imzalı " Bursa Atatürk Kültür Merkezi ve Merinos Parkı " projesi dünyanı n 38 ülkesinden ödül almaya hak kazanan 95 projeden biri oldu. "Chicago Athenaeum M imarlık, Sanat ve Tasarım M üzesi" ile "Avrupa M imarl ık, Sanat, Tasarım ve Kentsel Planlama Merkezi" tarafın dan organize edilen ve jüri üyeleri her yıl farklı bir ülkenin seçkin m imarları akademisyenleri ve mimarl ı k eleştir menlerinden oluşan ödüllerde, bu sene değerlendirmeyi Colegio Architectos de la Cuidad de Mexico ve Sociedad de Arcquitectos Mexcicanos kuru mları nezdinde Meksikalı m imarlar gerçek leştirdi . Ödüller 4-7 Kasım tarihleri arasında Madrid'de "The City and The World" Konferansı kapsamı ndaki törenle sahip lerine sunulacak. Ödüllü projeler Madrid'de sergilen dikten sonra da Avrupa ve Amerika'nın çeşitli kentlerinde de izleyici ile bulu şacak. Cumhuriyet Tarihi içinde sanayi leşmenin sembollerinden bi risi olan
ve inşa ettirildi. Merinos Park, Meri nos Kültür M erkezi ve Atatürk Opera ve Konser Salonu ol mak üzere üç temel başlıktan meydana gelen bu kentsel dönüşüm projesi, 2007 yılında Tarihi Kentler Birliği " Başarı Ödülü"ne de layık gö rülmüştü. 270.000 m 2 ' 1 i k arsanı n , 208.000 m 2 ' 1 i k kısmını kapsayan Merinos Park, kentin ve yakın çevresinin i htiyacını kar şılamaktadır. Binlerce yeni ve eski ağaçları, göleti, koşu ve bisiklet yolları, oturma yerleri, çocuk oyun alanları, kateteryası ve pek çok başka özellikleri ile, Merinos Park, Bursa şehri için önemli ve merkezi bir rekreasyon kompleksi oluşturuyor. Teknolojik, fonksiyonel ömrünü kay betmiş bulunan eski Merinos Fabrikası Binası ' n ı n yeniden işlevlendi rilerek res torasyonu bu projenin en temel karakte rini oluşturmaktadır. Yeni Merinos Kültür Merkezi içinde müzik konservatuvarı , sanat galerileri, sanat atölyeleri, kütüphane ve tekstil ile ipek müzeleri bulundu ruyor.
EAA-Emre Arolat Arch itects ve Nevzat Sayın M imarl ı k Hizmetleri, Santralistanbul Çağdaş Sanatlar M üzesi yapısı ile " I nternational Architecture Awards 201 0 " ödüllerinin sahipleri oldu. Her yıl m imarlık alanında dünyanın en başarı lı projelerine verilen "The I nternational Arch itecture Awards" ödüllerinin 201 O yılı sahipleri açıklandı. Santralistanbul Çağdaş Sanatlar M üzesi dünyanı n 38 farklı ülkesinden ödül almaya hak kazanan 95 proje den biri oldu. " C hicago Athenaeum M i marlık ve Tasarı m Müzesi" ile "Avrupa M imarlık, Sanat, Tasarım ve Kentsel Planlama Merkez i " tarafından organize edilen ödüllerde jüri üyeleri her yıl farklı bir ülkenin seçkin mimarları , akademisyenleri ve mimarlık eleştirmen lerinden oluşuyor. Ödüllerde bu sene değerlendirmeyi Colegio de Arquitectos de la Cuidad de Mexico ve Sociedad de Arquitectos Mexicanos kurumları nezdinde Meksikalı mimarlar gerçekleştird i . Bu yıl rekor sayıda katılımın gerçek leştiği yarışmada jüri, gökdelen yapıla rından kültür merkezlerine, okul ve kam püs yapılarından stadyumlara, restoras yon projelerinden dini yapılara, toplu konutlardan kentsel planlama projele rine kadar dünyanı n farklı ülkelerinde yer alan çok geniş bir yapı yelpazesini inceleyerek seçimini yapt ı . Ödüller 4-7 Kasım 201 O tarihleri arasında Madrid, ispanya'da gerçekleştirilecek olan "The
Ağustos 2010
City and The World " Konferansı kapsa mındaki törenle sahiplerine sunulacak. Konferans paralelinde düzenlenecek olan ödüllü projeler sergisi, Madrid'den sonra Avrupa ve Amerika' nın çeşitli kentlerinde de dolaşarak, mimarl ı k izle yicileriyle bul uşacak. Eski Silahtarağa Elektrik Santralı ' n ı n yenilenerek müze, rekreasyon ve eğitim tesislerine dö nüştürülmesi projesi kapsam ında ha yata geçirilen Santralistanbul Çağdaş Sanatlar Müzesi 'nin EAA-Emre Arolat Architects ve Nevzat Sayın M imarlı k H izmetleri imzalı tasarımında, yıllar önce yıkılmış ve sadece temel izlerinin görülebildiği iki büyük kazan dairesi yapısı nın, geleneksel bir yaklaşımla yeniden inşa edilmesi yerine, kendile rine atfedilen yeni işievin de içerildiği bir yorumla, bir anlamda soyutlanarak tasarianmaiarı yoluna gidildi. Herhangi bir zaman dilimine sonuna dek angaje olmadan o yer ile hemhal olma motivasyonu ile biçimlenen yapılar, "zamansız" denebilecek bir yönelimle kurgulandı.
Wat' e r C u b e S u Pa r k ı ' n a D ö n ü ş "t ü
Tarih: 1 6 Ağustos Kaynak: CRI Online YAZAN: LUO CHUN ÇEvi REN: BAHAR BAYHAN
2008 Pekin Olimpiyat Oyunları için PTW tarafından tasarlanan ve inşa edilen U l usal Yüzme M erkezi veya Water Cube (Su Kübü), 1 0 ayl ı k bir iyileştirme süreci nden sonra 8 Ağustos'ta yeniden açı ldı. Yeni Yüzme Merkezi'nde havuzun yanı sıra eğlenceli su parkı da mevcut. Yeni su parkı, Asya'da bina içinde bulunan en gelişmiş ve en büyük su parkı . 1 O muhteşem tur ve eğlencesiyle su parkı kentiilere ideal bir rekreasyon alanı sunuyor. içeride, park, balonlar ve tavandan sarkıtılan rengarenk kurdeleler ile mavi bir dünya ve havuzda ise bir su altı dün yası yaratıldı. Mavi ve büyüleyici ortam ziyaretçilere "Avatar" tilmindeki sahne leri hatırlatıyor. Pekin Eğlenceli Sihir
AR
K � T E R A W�r:E tı[l.f;1tıt'lt:f03
1 67
S u kübü Su parkı genel müdürü Alan Mahony su parkın ı n aslında, ziyaretçile re "Avatar" fimindeki sahneleri yaşatma sı amacıyla tasarlandığını söylüyor. " Dalga Havuzu "nda ziyaretçiler gerçek bir denizdeymişcesine yüzüyar ve eğle niyor. Burası aileler, çiftler ve arkadaş lar için ideal bir mekan . Dalgalar her 1 0 dakikada bir oluşturuluyor ve insanların eğlenmelerini sağlıyor. Dalgalar durdu ğunda ise ziyaretçiler suda rahatlıyor. Çocuklar suda durabiliyor ve yüzme egzersizleri yapabiliyor veya aileleriyle suda eğlenceli vakit geçirebiliyor. Burada, aileler, çiftler ve arkadaşlar suda eğlenceli vakit geçirebilir ve uyumun, sevginin, arkadaşlığın keyfini sürebilir. " H ız Kayd ırağ ı " en favori aletlerden biri. Gözlemcimiz Paul Stephen bunu denemek istedi . 20 dakika bekledikten sonra sırası geldi. Denedikten sonra ise şunları söyledi : " Çok hızlıydı ve muhteşem bir deneyimdi. Kesinlikle denemenizi öneririm . " Sonrasında ise bunu tekrar yapmak istediğinn i söyledi ve tekrar uzun bir sı raya girdi.
Ağustos 201 O
Diğer bir heyecen verici aktivite ise "Aqualoop". Oyuna katılanlar, 40 metrelik kırmızı dikey bir tüpün içinde duruyorlar. Kişilerin ayağ ının altndaki kapak şeklindeki bir kapı geri sayım dan sonra açılıyor. Çığlıklada i nsanlar döngüye d üşüyor ve sonra döngünün içinde herkes roller coasterdaym ışca sına bir çember çeviriyor. Çok heyecan verici ve ilgi çekici görünüyor. Paul bunu denemek istedi . Maalesef güven lik kuralarına göre katılımcı olmak için fazlasıyla uzundu. Personel 1 , 40-1 , 90 metreler arasındaki uzunlukta olanların katılabildiğini söyledi. Bütün bunlardan başka Tornado, Bullet Bowl, Ride House, Çocuk Havuzu ve diğer birçok aktivite bulunu yor. Tornado, büyük bir top içinde yu varlanabilen ve 4 kişinin içine girebildiği bir top. Fakat güvenlik denetimi sebe biyle bu aktivite kullanıma açık değildi. Pekin 'deki Olimpiyat Oyunları süre since ve sonrasında Su Kübü Pekin 'de sembolik bir yer haline geldi ve her gün ziyaretçi akınına uğruyor. Artık burası sadece bir yüzme kulübü değil, aynı zamanda bir tatil durağı . Aileler, çiftler v e arkadaşlar havuz keyfi için bu raya geliyor ve havuzdan çok ayrı bir eğlence dünyasına adı m atıyor.
Gü n a y Çi l i n g i roğ l u ' n u K a y b e -t -t i k Tarih: 20 Ağustos 2010
Türk modern m imarl ı k tarihinin önemli binalarından istanbul Reklam Sitesi ve Tercüman Gazetecilik ve Matbaacılık Tesisleri 'nin mimarı Günay Ç i lingiroğlu 18 Ağustos 201 0 tarihinde vefat etti. Cenazesi 20 Ağustos Cuma günü Levent Camisi'nde kılınan i kindi nama zının ardı ndan Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Gü nay Çili n g i roğlu H a k kın da 2 4 Mayıs 1 936 yılında M udanya Bu rsa'da doğdu. 1 956 yılında italyan Lisesi ' n i , 1 9 6 1 yılında istanbul Teknik Üniversitesi M imarlık Fakültesi M imarlı k Bölümleri ' n i bitirdi.
Önemli binaları arasında, istanbul Reklam Sitesi (1 963-72) • Dragos Oteli (1 970-72, M uhlis Tunca, Erdal Erkut, Bilge Kıray, Mutlu Çili ngiroğl u , i lhan Gültan ile} • Tercüman Gazetecilik ve Matbaacılık Tesisleri ( 1 972-74, M .Tunca ile), • Pensoy Evi ( 1 9 76 -78} • Karaköy Ticaret M erkezi (1 9767 8 , M u h l is Tunca, Bilge Kı ray, M . Çilingiroğlu ile) • Makina Kimya Endüstrisi Sergi ve Konaklama Binası (1 978-80} • Gürsel Evi (1 982-84} • Tümen Evi (1987-89} • Ankara'da Erg Sanayi Sergi ve Genel M üdürlük Binası (1 98389, Davran Eşkinat ile} bulunu yordu . •
Ve n e d i k M ima r l ı k Bie nali ' n de Ge r i S a y ım Ba ş lad ı Tarih: 27 Ağustos 201 0
YAZAN: EMiNE MERDiM YILMAZ
" People Meet in Architecture" başl ığı al tında düzenlenen 1 2 . Venedi k M imarlık Bienali, 26 Ağustos 201 0 tarihinde Teatro Piccolo Arsenale'de düzenlenen basın toplantısıyla kapılarını ilk olarak
dünyanın dört bir yanı ndan gelen basın mensupianna açtı. Basına özel olarak gerçekleşen etkinliklerin ardı ndan, bi enal 29 Ağustos'ta bütün ziyaretçilere açılacak. Bienalin d irektörü Paolo Baratta ve kürator Kazuyo Sejima'nın hazır bulun duğu basın toplantısında bienalin içeriği ve ziyaretçileri nelerin beklediği ile ilgili bilgiler verildi. Geçtiğimiz senelere göre daha fazla ilginin gözlendiğ ini söyleyen Baratta, basın toplantısında ilk olarak italya Kültür Bakanlığı'ndan gelen mektubu okudu. Ardından sıkl ı kla sorulan " Bi r m imar l ı k sergisi nasıl olmalıdır?" sorusunun cevabı n ı vermek istiyorum diye sözle rine devam etti, " B i r mimarlık sergisi kendi dilini kul lanmal ıdır. Sadece bir döküman sergisi olmamalı ayrıca günlük ve olağan arasındaki yeni olanakları gösteren görsel bir tecrübe yaşatmalı." 2008 yılında Aaron Betsky'nin küra törlüğünü yaptığı bienalin teması " O ut There: Architecture Beyond Building (Orada: Binaların Ötesindeki M i marlık)" ismini taşıyor ve mimarl ığın sadece bina inşa etmek olmadığına işaret edi yordu . Bu tema Baratta'ya göre h e m eğlen celi hem de karamsar bir içerik sunu yordu . Bu seneki bienalde Sejima'nin etki siyle m i marlı kta daha dingin bir döneme giriliyor.
Ü n ive rsit-ele r ile İ ş Bi rliği Baratta, bu seneki bienalde ü niver siteler ile yapılan işbirliğ inin üzerinde önemle durdu. Üniversitelere yaptıkları çağrı sonucunda sadece italya'dan değil Avrupa'daki diğer ülkelerden ve Amerika Birleşik Devletleri'nden olumlu cevaplar aldıkların ı , bu işbirliğinin hem öğrenciler hem de öğretim üyeleri için önemli olduğunu söyledi . Daha sonra sözü küratör Sejima'ya verd i . Sejima bienali n ilk kad ı n ayrıca Fuksas'tan sonra profesyonel olarak m imarlı k yapan ikinci küratorü. " Yaklaşık bir sene önce bana kürator olmam teklif edildiği zaman reddet meyi düşünüyordu m . Daha sonra bu teklifin hayatımda alabileceğim önemli bir ödül olduğunu farketti m , " diyerek sözlerine başladı ve şu şekilde de vam etti: " 2 1 . yy'in başlamasıyla pek çok şey değişti. i nsanlar, kültürler ve ekonomiler birbirine hiç olmadığı kadar bağ l ı . Teknolojinin avantajlarını kullanarak insanları birbirine farklı bir yolla, internet i le bağlıyoruz. Bu yen i dünyada mimarl ığın eşsiz v e ö n e m l i b i r
yer tuttuğunu düşünüyoru m . Palazzo delle Esposizioni'de ve Arsenale'de bi rbirinden farklı büyü klükte odalar bulunuyor. Her bir sergi mekanı kendi alan ını ve her katılımcı eşsiz mimari bağlam içinde kendi projesini oluştu ruyor. Böylelikle bu atmosfer içinde tek bir bakış açısı yerine birden fazla bakış açısını görme şansı doğuyor. Bu insan ların m i marlıkla, mimarlığ ı n , insanlar, insanların birbiri ile ilişkisi için bir zemi n oluşturuyor. B u n u n yan ında, mekanlar sadece mimarlar tarafından oluşturul muyor. işin i ç i n e sanatçılar, m imarlar ve mü hendisler de giriyor. Hepsi mimarlık ve i nsanla farklı i lişkiler kuruyor." Sej ima'nın aynı zamanda ortağı olan ve sanat danışmanlığını yapan Ryue N ishizawa ve diğer danışman Yuko Hasegawa'ya teşekkür etmesinin ard ın dan soru-cevap kısmına geçildi. Bu sorulardan bir tanesi kentin bie naldeki rolü üzerindeyd i . Sejima, cevap olarak bienalde kentin farklı yansımaların ı görebileceğimizi söyled i . Katı lımcıları nasıl belirlediniz şeklinde gelen soruya da "yaptığımız araştırma lar sonucunda katılımcılara karar verdik," şeklinde cevap verdi.
Önemli Bilg ile r G iardini 'deki tarihi pavyonlar, Arsenale ve şehrin farklı noktalarındaki mekanlarda toplam 53 ul usal katılımcı bulunuyor. Bunların arasında bulunan Arnavutluk, Bahreyn, iran , Malezya, Ruvanda ve layiand bienale ilk kez ka tılan ülkeler. Bienale paralel 20 etkinlik düzenle niyor. Bu sene uzun bir aradan sonra 2 mekan Bienal 'e katıldı. Bunlardan birisi Sala delle Colonne ve diğeri ise ASAC Library. Altın Aslan Ödülü 28 Ağustos 201 0 tarihinde G iardini 'de yapılacak tören ile Rem Koolhaas'a verilecek. Uzun bir zamandır konuşulmasına ve bu konuda pek çok soru gelmesine rağ men Türk M imarlığı bu senede Venedi k M imarlık Bienal i ' nde yer almıyor. Bu konuda Dışişleri Bakan l ı ğ ı ' n ı n bir çalışma yaparak bienale başvurması gerekiyor. iki ay su ren , dünyanı n dört bir ya nından ziyaretçilerin geldiğ i , bu önemli mimarlık etkin liğinde Türk M imarl ığı da diğer ülkeler gibi temsil edilmeyi hak kediyor.
Ağustos 201 O
Za h o H a d i d A n a '( u r d u I ra k i ç i n I l k P ro j e s i n i Ta s a r l ı y o r Tarih: 27 Ağustos Kaynak: Building Design Online ÇEviREN: PlNAR KOYUNCU
Zaha Hadid ' i n doğduğu ülkedeki ilk işi, I rak M erkez Bankası yönetim binaları tasarım ı olacak. Hadid ve ekibi, ban kanın yöneticisi Sinan ai-Shabibi ile ilk detayları görüşmek için bu ayın başında istanbul'a gelip çalışmaya karar verdi. I rak H ükümeti Zaha Hadid M imarlık'ı Temmuz ayı sonlarında M erkez Bankas ı ' n ı n Bağdat'taki yen i yönetim merkezi için bir tasarım konsepti hazır lamaları, fizibilite çalışması yapmaları ve bir özet hazırlamaları için görevlendirdi. istanbul 'daki buluşmada bir sözcü şöyle dedi: " B u ilk çalışmalar projenin amaçları, başarı kriteri ve gelecek yıllar boyunca I rak Cumhuriyeti'nin bağ ımsızlığının sembolü olacak milli bir kurum olan bankan ın gerçekleştireceği operasyonel işlevleri üzerine yoğunlaş mıştır. " Bankan ın güvenlik özellikleri konusundaki detayların açı klanması pek mümkün değil, fakat 1 97 2 'de Londra'ya gelen Bağdat doğumlu m i m a r i ç i n esas koşul , tasarımının terörist saldı rı lara dayanıklı olmas ı . Danimarkal ı Dissing & Weitling tara fından 1 985'te tasarlanan ve mermer kaplamalı betonarmeden yapı lan mev cut modernist yönetim yapısı Haziran ayında 18 insan ın ölümüyle ve 50 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bir isyancı sald ırısına uğradı . Bankanı n jeneratörü bombalandı v e dört intihar bombacısı ana girişte kendilerini pat lattılar, bu da güvenlik güçleri ile silahlı EI- Kaide destekçileri arasında üç saat süren bir çatışmayı ateşled i . 1 94 7 ' d e kurulan banka Arap dünya sındaki ilk merkez bankalarından biriydi ve I rak' ı n milli para birimi dinarı piyasa ya sürme hakkı olan tek kurumdu. Hadid'in sözcüsü bankanın I rak'ın yeni sembolü rolünü üstleneceğini beli rtti. " Yeni yönetim merkezi, C B I 'nin (Irak Merkez Bankası) I rak'ta devam eden istikrar, gelişme ve ekonomik bü yüme konularını yürütmesi için parasal otoritesi n i sağlamlaştıracak."
OMA ' n ı n Ön d e r l iğ i n d e Mo s k o v a ' d a Ye n i B i r M ima r l ı k O k u l u Aç ı l ı y o r S "t re l k a Tarih: 27 Ağustos
YAZAN: GÖKÇE ARAS
1 2 . Venedik M imarlık Bienali açılış konuş malarının ardından Arsenale'deki Teatro Piccolo'da bienal kapsamında düzen lenen Rethinking Education etkinliğinin bir parçası olarak OMA'nın öncülüğün de Rusya Moskova'da açılan Medya, M imarlık ve Tasarı m master programla rını içeren Strelka'nın tanıtımının yapıldı ğ ı bir panel düzenlendi. OMA'nın beyin takımı AMO Ekim ayında eğitime başlayacak olan Strelka için bir eğitim programı geliştirmiş. Strelka, Venedik Bienali süresince ulu sal m i marl ı k camiasına tanıtılacak. Strelka'nın kurucuları Alexander Mamut ve llya Oskolkov-Tsentsiper, Strelka'yla birlikte Moskova'nın kal-
bi nde bu yeni bir araştırma merkezini barındıran Rusya'da mimarlık eğitiminin standartlarının da yükseleceği ni vurgu ladılar. Rem Koolhaas ise Strelka' n ı n öğre tim elemanlarını tanıttı ve birbirinden bağı msız 5 temayı içeren araştı rma gündeminden bahsetti. Koolhaas özellikle Rusya için zorunlu dünya çapında ise oldukça önemli olan konuları içeren bu 5 temayı şöyle sıra ladı: Tasarım , Enerji, Koruma, Kamusal Alan ve Azaltma. O MA'nın ortaklarından aynı zamanda da AM O ' nun direktörü olan Reinier de G raaf ile dan ışman ve yazar M i chael Schindhelm, Strelka' nın eğitim prog ram ının oluşturulmasına katkıda bulun muşlar. Strelka ve OMA bienalin anahtar ko nularından birisi olan mimarlık eğiti m i n i yeniden e l e almak v e b u n u bienal prog ramına dah il etmek konusunda işbirliği içinde çalışacaklar. Bienal boyunca öğrenciler için eğitim olanakları da sunan paneller, sergiler, workshoplar düzenleyecekler.
O s ma n l ı ' y l a Ya ş ı "t C u ma l ı k ı z ı k Köy ü T o p y e k u n Re s t- o re E d i lece k Tarih: 30 Ağustos Kaynak: Zaman
Oğuz boylarından Kızı klar tarafından yaklaşık 700 yıl önce U l udağ etek lerinde kurulan ve tarihi dokusuyla bugünlere kadar hiç bozulmadan gelen Cumalıkızık köyü, restore edilerek asırlar boyu doğal güzelliğini koruması sağlanacak.
Proje kapsam ında Cumalıkızık köyü 7 bölgeye ayrılacak; sit alanı içinde orijinalitesi bozulmamış ev, sokak ve meydanlar aslına uyg un şekilde restore edilecek. Tarihi evleri , ortasından su akan taş sokaklarıyla görenleri yüzyı llar öncesine
götüren Cumalıkızı k ' ı , önümüzdeki asır Iara taşımak amacıyla Bursa'nın merkez Yıldırım Belediyesi, il Özel idaresi ve Türkiye M imarlar ve Mühendisler Odası (TMM O B) Bursa Şubesi tarafından yürütülen proje kapsamında, köyde SiT alanı içinde doku bütünlüğü ve karakteri bozulmamış evler, sokak ve meydanlar, 7 bölgeye ayrılarak asl ına uygu n şekilde restore edilecek. Yı ldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, Türkiye'nin 4' üncü büyük kenti olan Bursa'da 700 yıldır değişmeden bugünlere gelen Cumalıkızık köyünün, erken Osmanl ı kırsal mimarisinin tek örneği olduğunu beli rtti. Cumalıkızık ' ı n , Osmanlı ' n ı n ilk dö-
nemlerinde kurulan 7 Kızık köyünden biri olduğunu, bu köylerden bugüne kadar gelen tek köyün Cumalıkızık olduğunu anlatan Keskin, " i şte C u malıkızık'taki güzelliği, özelliği yaşatabilmek ve 3 . bin yıla aklarabil mek adına, belediye olarak bir model
proje geliştirdik. Yaşayan Osmanlı köyü Cumalıkızık altyapısı, meydanları, cumbalı evleri, kadının ayrı erkeğin ayrı çaldığı kapı tokmakları, sokaklarından sulama sularının aktığı özellikli bir yer dir," dedi. Keskin, belediye olarak vatandaşların buradaki evlerini dışarıdan hiç kimseye satmamalarını istediklerin i , bu kapsam da onlara zaman zaman pansiyonculuk, işletmecilik eğitimleri verdiklerin i belir ten Keskin, şöyle devam etti: " Köylüler el emeğiyle ürettikleri çeşitli yiyecekleri evlerinin önünde kurdukları stantlarda, köyü ziyarete gelen turistlere satıyorlar. Bunun yanı sıra fiziki bir çalışma yürütüyoruz. Bu kapsamda köyü 7 ayrı bölgeye ayı rdık. Buradaki bütü n evleri tek tek restore ediyoruz. Projeleri Anıtlar Kuru l u ' ndan geçirdikçe çalışma lar sürüyor. Dileğimiz buradaki 1 69 tane tescil l i evin , restore edilmesi v e sonra bu g ü zelliğiyle özelliğiyle turizme açı lması. Zaten şu haliyle de turizme açık oldu ğuna göre, ileride dünyanı n gözbebeği haline gelecek. Zaten U N ESCO, bizim projemizi dün yanın önemli 10 projesi arasına alma çalışması yapıyor. Cumalıkızık'taki 1 69 ev, ilk zamanlardaki gibi ama restoras yonları yapılmış olarak geleceğe intikal edecek. Restorasyon sonucunda tarihi evlerin yanı sıra köy meydanı , pazar alanı , oto parkıyla yaşayan bir Osman lı açık hava müzesini gerçekleştirmiş olacağız." Cumalıkızık'ta yürütülen projenin sadece fiziki bir proje olmad ığına da deği nen Keskin, şunları kaydetti: "Aynı zamanda bir ruh da var projemizde. Safranbolu ve Beypazarı ' nda olduğu gibi işletmeciler değil de köylüler ta rafından işletilmesini istiyoruz. Zaten pansiyonculuk eğitimi vermemizdeki gaye de b u . Vatandaşlarımız evlerinden çıkma dan yapıyoruz restorasyonları. Maddi açıdan da onların sembolik katkıları var. Geri kalan masrafı biz ve proje ortakla rım ız karşıl ıyor. Projemiz bittiğinde değil Türkiye'nin, dünyanın ineisi olacaktır Cumalıkızık." Keskin, projenin maliyetinin 20 mil yon l iranı n üzerinde bir m iktara mal ol masının beklendiğini sözlerine ekled i .
Ağustos 2010
Ba s k e t- b o l Ş am p i y o n a s ı n ı n E n Ye n i Oy u n c u s u · A n k a r a A re n a Tarih: 31 Ağustos
DERLEYEN: EMiNE M ERDi M YILMAZ
201 0 Dünya Basketbol Şampiyonası 28 Ağustos-1 2 Eylül tarihleri arası nda Türkiye'de düzenleniyor. 24 takımın kupaya ulaşmak için yarış tığı Şampiyona için toplam 4 şehir ve 5 salon seçildi. istanbul 'da Abdi ipekçi Arena ve S inan Erdem Spor Salon u , Ankara'da Ankara Arena, izmir'de Halkapınar Spor Salonu , Kayseri 'de ise Kadir Has Spor Salonu seçilen salonlar. Salonlar arasında yeni yapılan tek bina olan Ankara Arena'nın proje müel liflerinden Kerem Yazgan ile bir söyleşi gerçekleştirdik ve projesini detaylarıyla anlatmasını istedik. EMiNE MERDiM YILMAZ: Dü nya Basketbol Şampiyonası 201 0 yılında Türkiye'de, Ankara, i stanbul, i z m i r, Kayseri olmak üzere toplam 4 şehir de, yapılacak. Anka ra'da maçların ya pılacağı Ankara Arena'yı siz tasar ladınız. Projenin tasa riama işi size nasıl geldi? K E R E M YAZGAN: Türkiye Basketbol
Federasyonu Ankara Arena' n ı n proje lendirilmesi için bizimle temasa geçti ve işi bize verdiler. Ankara Arena yeni yapılan tek bina asl ı nda. istanbul Sinan Erdem mevcut bir salon içine yapılmış bir salon. Biz aynı zamanda, izmir'deki Halkapınar Spor Salonu ve istanbul 'daki Abdi i pekçi Arena' n ı n da F I BA kurallarına göre yenilenmesi ile ilgili de proje çalışması yaptık. EMY: Diğer salonların içinde en yeni olan Ankara Arena FIBA kriterlerine göre ya pıldı. Bu kriterler neydi ve tasarımınızı nasıl etkiledi? K Y : FIBA' n ı n 201 0 Dünya Basketbol Şampiyonası için hazırlad ı ğ ı 263 sayfa lık " Bid&Event Manual" isimli bir kitap çık var. Biz bu kitapçığı takip ettik ve oradaki kriterlerin tamam ı n ı uyg u lamaya çalıştık.
B u kriterler, ana oyun alan ı , antre man salonu, dolaşı m alanları, soyun ma odaları , hakem odaları , ilk yardım odası , doping odası , basın bölümü, ambü lans bekleme yeri , tribünler, su itler, destek servis alanları, ofisler, konferans salonu, oyuncu ve basının buluştuğu " m ixed zone", akreditas yon merkezi, gönüllüler soyunma ve çal ışma odaları, depolar, yükleme alanları, park alanları ve oyun alanı aydınlatma güçleri, acil aydınlatma, havalandırma, ses sistemleri, mo dem hatları vb. modern bir salonda olması gereken tüm fonksiyon ve tekn ik konularla ilgili ilişkileri, boyut ları belirleyen kriterlerdir. Ayrıca, bu kriterlerin yanı sıra, F I BA 201 0 Organizasyon Direktörü Predrag Bogosavljev, Türkiye Basketbol Federasyonu danışmanı m imar Ersin Ersoy, TBF F I BA ve Dış i lişkiler Direktörü Emir Turam, TBF Sportif Faaliyetler Direktörü Emin Balcı ve TBF Genel Sekreteri Ali Özsoy ile yaptığımız toplantılarda projeyi tartışarak geliştirdik. EMY:
Bunlar dışında projenizi şe killendiren diğer tasa rım kriterleri neydi? KY: Ankara Arena salonu Milli
Komite' nin kararıyla kentin göbeğin de, 19 Mayıs Stadyumu'nu da içeren spor ve rekreasyon alanı olarak C u m h uriyetin başkentinin planlama-
"T1
sının bir parçası olan, karşısında tari h i Tren Garı, Gençlik Parkı , yakın ında Eski Meclis, AKM'nin olduğu bir arsa da yer alıyor. Büyü klük olarak da F I BA standartlarında 1 0.000 kişilik bir salon için limitleri olan bir arsa. Ancak, bunun yanı sıra, kentin içinde, kolay ulaşılır bir konumda çok amaçlı bir salon yapma seçimi burada 365 gün yaşayabilecek bir potansiyel i de beraberinde getiriyor. Tasarım ı , öncel ikle yapının yer alaca ğı bağlamdaki konum u , büyüklüğü ve şehirle kurulacak farklı il işkiler üzerin den kurguladık. Ayrıca, bizim tüm pro jelerde geliştirmeye çalıştığımız mimari tasarı mın içsel, kendine özgü tasariama ve yapma bilgisini geliştirmeye yönelik "tasarım eyleminin tasarı m ı " fikri ile de esnek-sistematik bir tasarım anlayışını bu rada uygu lamaya çalıştık. Bir de ana karar olarak strüktürü öne çıkaran birçok spor salonu projesinden farklı olarak, strüktürü vurgulamamaya çal ıştık.
s.
o CD<
�
n CD 3 2!. m
3 c. CD :ı
Buna ayrıca mimari kültür birikimimizi de ekleyerek temelde 5 ana faktörü bir araya getiren bir tasarım oldu diyebiliriz. Bunlar özetle, F I BA 2 0 1 0 kriterleri, bağlamla kurulan ilişkiler, dizaynagrafik tasarım, strüktürün öne çıkarıl maması kararı, m i marlık kültüründen öğrend i kle rimiz. Biraz daha açarsak: • •
•
F I BA kriterlerini yukarıda özetle meye çalıştı m . Çevresiyle birlikte yaşayan bir bina olabilmesi için çitsiz, her yönden ulaşılabi lir (girilip-çıkı labilir ve çok yönlü), fuayesi ta mamiyle şeffaf, terasları olan bir yapı tasarladı k . Katmaniaştırma-katmaniarın yan yana gelmesiyle elde edilmiş sis tem kesitinin tekran (SANAA'nın Rolex Center'ındaki gibi tek bir ana sistem kesiti ve onun çeşitlendirilmesiyle) ve döndü rülmesiyle -döngüsel tekran ile "tasarım eyleminin tasarımı" - ta-
•
•
sarı mın dizaynografisini kurduk. B u kesitte tribünleri en iyi görüş sağlayacak şekilde parabolik olarak çözdük. Kütle etkisini hafifletmek için en uzun yerde 1 57 m ' lik makasiarı olan çatı strüktürünü yok etmek, göstermek istemeyerek, cep hede saklayarak, d ışarıda uçak kanadı gibi en ucta 1 2 cm'e kadar i ncelttik. Ortadaki dev ekranın asıldığı yerde makaslar 760 cm'e kadar yükseliyorlar. Tü m salonu 8 ile 1 5 m arası sa çak yapacak şekilde bir çatı ile kapladık. Etkiyi biraz daha hafif letmek için çepeçevre saçakların altına yansıtıcı yüzeyler koydu k. Yine binanın kütlesin i hafiflet mek için modern mimarlığın en önemli birikimlerinden yal ın şeffaflık (literal transparency) ve olgusal şeffaflık (phenomenal transparency) fikri aracılığıyla algıyı derinleştirdik. Dışarıdan
1 74
AR
K � T E R A l'ı:l�EE t:\[1.f;1tıt'ltf:ıO
bakıldığı nda, göz farklı hiza lardaki katmanları algı latarak, F I BA kriterlerine göre tamamen günışığına kapalı olması gereken salon kısmına en yakın olan WC duvarlarına ve salon g i riş kapıla rına kadar canl ı ren kler kullana rak, görüşü, saçaklarla beraber yaklaşık 1 7 m'ye kadar iç yüzeye kadar derinleştirdik. Bu sayede, hem algı derinleştiği için kütle etkisi hafifledi , hem de içerideki hareket dışarıya yansıdı.
Ta sa rım s ü re c i . . . EMY:
Ankara Arena, sadece basket· bol maçları için değil çok amaçl ı olarak tasa rlandı. Her sporun farklı tasa rım gereksi ni mleri var. Bu soru n u nasıl çözdü n üz ve tasarımın ıza nasıl yansıttı nız? KY: Ölçü olarak en büyük, u luslararası ölçülerde bir buz hokeyi pistini baz ala rak değişebil i r bir zem i n yarattık. Salon bu sayede hem buzla kaplanabilirken hem de buzlar eritilip zemi n , sökülebi lir parkeler ya da l inolyum gibi baska malzemelerle de kaplanabilir oldu . Ö n tribünleri çepeçevre teleskopik yaptık, böylece farklı organizasyonlara göre saha büyüyüp küçülebilir bir d inamizm kazand ı . Bir sahanın çok amaçlı kulla n ılabilmesi nin en önemli kriterlerinden birisi de sahanın ortasına kadar tırların ve diğer servis araçlarının rahatça girip çıkabilmesidir. Ankara Arena salonunda bu giriş hem i nşaatı kolaylaştırdı hem de salon içi tüm servisierin buradan yapı labilmesini sağlad ı . Tabii kenarlarda dev depolar da yapıyorsunuz ve elektrik ve akustik aksamı da buna göre düzenli yorsunuz. Bu amaçla, akustik için saha nın ve tribünlerin üstünde belli bir kısmı düzensiz delikli alçı panel ile kapland ı . EMY: Projenizin açıklama meti ninde Anka ra Arena'nın kendisine odak· lan mayan çevresiyle i l işki kuran ve kentle bütün leşen bir bina olduğunu söylüyorsunuz. Bu il işkiden kısaca söz edeb i l i r misiniz? KY: Konum itibariyle doğal bir birl iktelik zaten var, kalabal ı k bir kentli binanın et rafından akıyor. Biz buna, Gençlik Parkı ve Tren Garı önündeki meydanların bir
Ağustos 201 O
uzantısı olabi lecek tüm salonu çepeçev re saran açı k alanlar ekledik. Ayrıca, bu alanların çitsiz ve gece g ündüz kulla nılabi lecek, rekreatif ve çok amaçlı ol masını da amaçladı k . Doğu tarafındaki meydana dev ekran ekleyerek buranı n daha canl ı olmasını sağlamaya çal ıştık. Henüz atıl olarak duran AKM alanı ile Gençlik Park ' ı n ı ilerideki bir i lişkilen meyi açık bırakmak için bir yaya aksı ile bağladık. Salonun fuayesin i çepeçevre konumlandırarak tamamen şeffaf yap tık. Salonun içindeki lerle dışı ndakiler görsel ilişkiye girdiler. Fuaye kotunda ve üst tribünlerde teraslar yarattı k. Bu teraslardan özellikle batı terası ndan An kara'ya derinlemesin e manzaraya bakış imkanı sağlad ık. Güney ve güney batıdan da Gar ve Paraşüt Kulesi'ne bakan geniş bir teras yaptık. Salonda bir aktivite olmadığı zamanlarda da ça lışabilecek restoran ve kateler ekledik. Ayrıca, otopark 2 kat bodrumlu olduğu için üst yüzeyi de çok amaçlı kullanıla bilir oldu. EMY: M i mari tasa rım dışında, peyzaj ve iç mekan tasarı mı da mimar· lık ofisiniz tarafı ndan yapıl ıyor. Buradan bakıldığı zama n bütünsel bir tasarım anlayışı içinde çal ışmayı yü rüttüğ ü n üz görü l üyor. Bu zorlu süreçte ekibinizi nasıl organize et tiniz? KY: Özellikle zaman olarak 3,5 ay gibi
çok kısa bir süremiz, proje ve i nşaatın yetişmemesi olası lığı vard ı . Neredeyse ofisin % 8 0 ' i bu işe kanalize oldu, yo ğunlaşt ı k . Tam bir ekip çalışması oldu. Peyzaj da, iç m imari de mimarl ı ğ ı n b i r parçasıdır. iç m imari yukarıda bah settiğim derinlik, katmanlaşma, şeffaflık, renk kullanımı, vb. m imarinin bir parçası olarak düşünüldü. Örneğin, tabelalar hem içerideyken sizin doğru tribün ü bulman ıza yarayan h e m de derinliği arttırmak için boyut ve renkleri ile dışa rıdan da algılanan öğeler olarak tasar landılar. Bu tarz dinamik ilişkiler kuru larak iç-dış bir bütün olarak ele al ındı. Peyzajdaki sert zeminler salonun eliptik şeklini halka halka takip ederek bazen itfaiye ve ambulans yolu, VIP yolu olur ken , yer yer de topoğrafyanı n eğimini alan merdivenlere dönüştüler. Ağaçlar ve ayd ı nlatma elemanları, bayraklar
da bu halkalarda dizilimini buldular. Dışarıya dev ekran kondu, alttan ışıklı oturma birimleri bu halkaları takip ettiler. En uçtaki kaldırırn lara kadar salona çok yönlü yaklaşım ve boşaltma sağlana bilmesi için tüm elemanlar birbirleriyle tasarlanan o tek sistem kesiti ile i lişkile nerek yerlerin i buldular. Tasarımı siste matik-esnek olarak ele almak, mimarın elini baz alan anlayışlardan daha çok bir sistem haline getirmek ekibin de o sis tem i esnetip geliştirip, içine daha rahat girip projede varolabilmesi ni ve projeyi sahiplenmesini getiriyor. Hatta inşaatı yapan ustaya kadar bu anlayış sürüyor. Bir an lamda tasarı mdaki tasarımı ber raklaştıran ve sadeleştiren hamleleriniz inşaatta sizin ekibi nize dahil değilmiş gibi gorunen ustayı da, o farkında ol masa da süreçte ekibin ve tasarımın bir parçası yapıyor. Ekibiniz böylece bir anlamda genişliyor. B iz bunu birçok projede yaşıyoruz. EMY: Spor salonunun olduğu yerde Paolo Vietti-Violi, Ladislas Kovacs tarafından tasarlanan ve Docomomo tarafından Türkiye'nin modern m i ra sı olarak belgelenen 1 9 Mayıs Stadı b u l u n uyordu. Stadyumun yerine ya pılan yeni binanın mimarı olarak tepki çekebi leceğinizi düşündünüz mü? KY: Biz sadece An kara Arena'yı tasaria d ık ve hayata geçi rilmesine katkıda bu lunduk. Ankara Arena 1 9 Mayıs stadyu munun yerine değil yakı nına yapılmıştır. 1 9 Mayıs stadyumunun yerine önerilen ve basında çıkan proje ile bizim hiçbir i lgimiz yoktur. EMY: Günümüzde profesyonel spor faaliyetlerinin yapı lacağ ı binaların tasa rımında m utlaka bir danışman· la çalışıl ıyor. Burada da danışman olarak Sport Concepts'in ismi görü· nüyor. Danışmanlık işinin nasıl yürü· düğünü ve hangi nokta larda devreye gird i kleri ni an lata b i l i r misiniz? KY: Bizden önce Sport Concepts T B F 'ye bir konsept proje çizdi ve da n ışmanlık yaptı. Ancak daha sonra, biz işi ele aldık ve başlangıçtaki elips fikri n i koruyarak, çatısı, cephes i , kesitleri, yer leşimi ile yen i bir proje yaptık.
AR
Ağustos 201 0
K � T E R A Wlı:tJ&Gr':ı[E ���D
1 75
Ve n e d i k Bie n a l i ' n de Od ü l l e r Sahiple rini Buldu . .
Tarih: 31 Ağustos DERLEYEN: BAHAR BAYHAN
Jüri başkanlığını Beatriz Colomina (ispanya) ' n ı n yaptığı, Francesco Dal Co (italya), Joseph G rima (italya), Arata lsozaki (Japonya), Moritz Küng (isviçre), Trinh T. Minh-ha (Vietnam)'dan oluşan jüri 201 0 M imarl ı k Bienali Ödülleri 'nin kazanlarını şöyle belirledi: En iyi U l usal Katılım Altın Aslan Ödülü Reclaim projesi ile Bahreyn Kral l ı ğ ı ' na Proje Ekibi: Bah reyn Kentsel Araştırma Kurulu {Tamadher Al Fahal; Muna Yateem; Fay Al Khalifa; Deena Ashraf; Fatema AI Hammadi; Mohammed AI-Oari); LAPA (Harry G ugger; Leopold Banchini; Simon Chessex; Russell Loveridge; Ning Liu) ve Cam ille Zakharia (fotoğraf çı ve mühendis) ve Mohammed Bu Ali (yapımcı) Komisyon Üyesi: Kültür ve Haberalma Bakanlığı' ndan Noura AI Sayeh Küratörler: Noura AI-Sayeh ; Fuad AI -Ansari. M i marlık Buluşması Sergisi En iyi Proje Altın Aslan Ödülü "Architecture as air: Study for chateau la coste"
)>
Pa k i s t- a n ' d a Selle r " Iç De n i z " ��� Ol u ş t- u r d u
projesi ile Junya. lshigami ve ortaklarına � ; M i marlı k Buluşması Sergisi Genç � Katılımcı Gümüş Aslan Ödülü "7 rooms iil 2 1 Perspectives" projesi ile Kersten 3: Geers David Van Severen ofisi ve Bas �· Princen'a, veri l d i . ı: c. Tarih: 31 Ağustos, Milliyet Resmi ödüllerin yanı sıra ul uslararası '< jüri 3 özel mansiyon ödülü verme kararı Q Pakistan'da sel suları köyleri yutmaya den ;: aldı. Bu mansiyonlar, Amatör M imarlık vam ediyor. Kuzey Pakistanıda 3 milyon co .. Stüdyosu tarafından gerçekleştirilen 200 bin hektar tarım alanını basan sel c (Çin) Decay of a Dome projesi, M umbai iii suları çekil meye başladı ancak ülkenin n ° Stüdyosu tarafından gerçekleştirilen güneyi için tehlike çanları çalıyor. ; (Hindistan) " Work Place" projesi ve i ndus Nehri 'nin taşmasının ardınPiet O udolf tarafı ndan gerçekleştirilen dan yarım milyondan fazla Gü ney (Hol landa) " l l G iardino delle Vergini" Pakistanl ı 'ya evleri n i boşaltmaları projesine verildi. söylendi. Sel tehlikesi ile karşı karşıya kalan yerler arasında, ülkenin en büyük şehri Haydarabad da var. Şu anda Kotri Baraj ı ' n ı n kontrol altında tuttuğu azgın sulara daha ne kadar dayanabiieceği bi linmiyor. Yukarıdan bakıldığında denizle birleşmiş sular bir okyanusu andırı rken barajı da aşmaları durumunda yardım örgütü Oxfam'a göre sel suları "dünya n ı n en büyük tatlısu göl ü " n ü oluşturabilir. Hava araçlarıyla tehlike bölgesinde olan Pakistanlılar'a evlerini terk etmeleri için sinyal verilirken, erzak ve geçim kaynak larını geride bırakmak istemeyenierin evlerinde kalmayı sürdürdükleri görüld ü . Kent halkının yüzde 70'i ise yüksek yer lere tı rmanarak sel sularından kaçmaya çal ışıyor. Son 48 saat içerisinde seller dolayı sıyla 1 milyon Pakistanlı daha evlerini boşaltmak zorunda kald ı • 1
" c
�
.. D. c
�
z=
lll
..
.
I n ş a a tS e k t- ö r ü n e F re n i
, bina sayısında yüzde 46, 1 , değe e yüzde 36,3 ve daire sayısında yüz de 33,9 gerileme yaşand ı . Kon ut satış larında da bir önceki yılın ilk çeyreğine oranla yüzde 2 1 , 1 , bir önceki çeyreğe kıyasla ise yüzde 26.1 ' l i k gerileme oldu. Bu oran büyük illerde ortalamanın altın da seyretse de Doğu ve Gü neydoğu'da çok daha yüksek rakamlara u laştı.
AVM ' le r- Ar-t-a r-ken Fa b r- i ka Yapılmıyo ran alacağ ı n ı gösterdiğ i Itene göre bu yılın ilk çey geçen yıla oranla özel sektörün ları yüzde 2 2 ' n i n üzerinde artar kamu yatırımları yüzde 25,7 azaldı. Konut satışlarında aynı dönem yüz de 2 1 ,1 ' l ik gerileme yaşanırken i nşaat ruhsatlarında ruhsat verilen yapıların yüzölçümü yüzde 1 0, 3 ve kullanma izin belgesi verilen yapı ların yüzölçümü de yüzde 38,3 düştü. Bültende, i nşaat sek törünün bu yılın ilk çeyreğinde bir ön ceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8 büyüdüğü belirtilirken "Ancak 2008 ve 201 0 yılları n ı n birinci çeyrekleri kı yasland ığında sektördeki üretim rakam ların ı n 2008 ' i n yüzde 1 2 , 1 gerisinde olduğu görülmektedir," dendi. Sektörde geleceğe dönük saptarnalara işaret edilen bültende, " Geleceğe yönelik niceliksel göstergelerin altyapı i nşaat ları açısından kamunun sabit sermaye yatırımları , bina i nşaatları açısından özel sektör sabit sermaye yatırım ları ile yapı ruhsatları, konut talebi açısından satış trendleri olduğu bilinmektedir. Yıl ı n ilk çeyreği itibariyle göstergelerin üçünün negatif bir seyir içinde olması sektörün önümüzdeki gelişmeleri açısından iyim serliği engelleyici niteliktedir," dendi. Bültende, kamu yatırımiarına 201 O yılında geçen yıla göre yüzde 26,4 daha az olmak üzere 41 m ilyar TL ay rılmış olması n ı n da 2 0 1 0 yılının izleyen dönemlerinde kamu altyapı yatırımları açısından umut vermediği beli rtildi. Belediyeler tarafından verilen i nşaat ruhsatlarındaki gerilernelere de işaret edilen bültene göre yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümünde yüzde 1 0, 3 , bina sayısında yüzde 1 6 , 5 , değerinde yüzde 5 , 1 ve daire sayısında yüzde 1 düşüş oldu. Yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçü münde yüzde
Bültende ayrıca, son dönemde alışveriş merkezlerinin (AVM) bina ya tırımları içindeki payın ı n arttı ğ ı , toptan ve perakende ticaret binalarma verilen yapı ruhsatlarında 201 0 mart ayında önemli artış yaşandığı bildirildi. Yapı ruhsatlarında ilk 3 aylı k dönem de geçen yıla oranla en büyük gerile menin yüzde 44,9 ile sanayi binaları ile depolar kategorisinde, ikinci büyük gerilemenin de yüzde 40,8 ile ofis ve işyeri binalarında gerçekleştiği gözlend i .
1. 2 . Ve n e d i k Mima r l ı k Bie nali ' n den I z le n imle r Tarih: 2 Eylül YAZAN: GÖKÇE ARAS
26 Ağustos 201 O tarihinde yapılan açı lış töreniyle basın ziyaretine açılan " i n sanlar M i marlıkla Buluşuyor" temalı
.c "'
ii:
'"
.:
ı: Cil "C "C
:i:
,., o a:ı Cil .c ı-
1 2 . Venedik M imarlı k Bienali için ha zırlanan projeler ana etkinlik mekanları G iardini ve Arsenale ' i n yanı sıra şehrin farklı yerlerine dağılmış diğer sergi sa lonlarında 21 Kası m 2 0 1 0 tarihine kadar görülebilecek. Kazuyo Sejima küratörlüğünde ger çekleşen 1 2 . Venedik M imarlık Bienal i uzun bir aradan sonra tekrar bir mi marın elinde. Kazuyo Sejima sergin i n yönetimi i ç i n Yuko Hasegawa v e Ryue Nishizawa'nın sanat danışmanları n ı da görevlendirmiş. Dolayısıyla 1 2 . Venedik M i marlık Bienali ' nde öncekilere na zaran sanat çalışmaları n ı n öne çıktığı görülüyor. Sejima' n ı n açılış kon uşmasında da bahsettiği gibi her bir sergi mekanı ken d i alanı n ı ve her katılımcı mimari bağlam içinde kendi projesini oluşturmuş. Sergi, geçtiğimiz bienalierin aksine tema etrafında bir bütün olarak okun m uyor. Sergide, bütün katılı mcıların mekanları farklı şekilde ele aldıkları ve hepsinin m i marl ı k ve insanla farklı i lişki ler kurduğu açıkça görülüyor. Sergi nin ana mekanları ndan olan Arsenale ziyaretçilerini ilk olarak bi enalin ana temasıyla aynı adı taşıyan " i nsanlar M imarlıkla Buluşuyor" sergisiy le karşı lıyor. Smiljan Radic + Marcela Correa, Wim Wenders, Toyo lto gibi farklı coğ rafyadan 20 farklı ekip tara fından ele alı nan birçok fikir insanlarla farklı anlatım biçimleriyle buluşuyor. Sergide ilk olarak Smiljan Radic +
177
E y l ü l 2010
Marcela Correa ekibinin "The Boy H idden in a Fish" adlı çal ışması bulu nuyor. Masif granitten oluşan çalışma kabuklu bir deniz canlısını andırıyor. Ekip çalışmasını, depremin ardı ndan tıpkı David Hockney'in kuru çizgilerinin arkası ndaymış gibi korunaklı, güzel kokulu ve barışcıl bir geleceği yen iden inşa etmeyi istiyoruz, sözleriyle anlatıyor. Serginin girişinde dağıtılan üç bo yutlu gözlüklere ikinci kısımdaki Wim Wenders' ı n SANAA'nın Rolex Learning Center binasını m i marlarının ve kullanı cılarının ağzından anlattığı kısa filmde ihtiyaç duyul uyor. " If B uildings Could Talk . . . " çalışmasında Wim Wenders binaların kullanıcı larıyla nasıl iletişim ku-
n ö
a 1/1 ı;ı
"'
ıı:
racağını izleyicilerle birlikte keşfediyor. Serginin kütlesiyle ziyaretçileri şaşır tan Balaneing Act ise Anton Garcia Abrii&Ensamble Studio'nun elinden çıkmış. Balaneing Act bir denge oyu n u . Mekanda uzunlamasına konumlanan iki strüktürel çizgi orijinal mekanı değiş tiren bir aracı gibi çalışıyor. Architecten de vylder vinck taillieu Ord os 1 00 projesi için tasarlad ı kları konutların çizimlerini i nsanlarla buluş turmuş. Ekip çizimi nihai bir başlangıç ve buluşma için nihai bir alan olarak konumlandırdığını vurguluyor. Serginin belki de en az vakit geçirilebilecek mekanı Transsalar Klimaengineering + Tetsuo Kondo ça l ışması olan Cloudscapes. Mekandaki
ID Ol iii :ı n
:;·
cc
�
bulut kütlesi mekanın içinden geçen rampayla yukarılara doğru çıkıldıkça çok daha yoğun olarak h issedi l iyor. Ekip bu çal ışmayla insanlara su bu harı nın ruhani dünyasında yaşamanın nasıl olacağ ını anlatmak istem iş. Walter N iedermayr çalışmasında 1 97 9 'daki islam devri minden doğan ve Batı m imarisinden etkilenen i ran kentsel tasarım ıyla antik Pers m imari sinin tarihi kentleri ve kültürel alanları arasındaki benzeşmeyi saptamaya odaklanmış. J u nya. lshigam i+Associates bir öğ renci çalışmasıyla karşımıza çıkıyor. Bienal boyunca buradaki öğrenciler Avrupa' nın herhangi bir yerinde konum lanacak olan yaklaşık 1 4x4x4 metre
ölçülerinde bir bina tasarlayacaklar. Aynı zamanda bienali kapsamında uluslararası jürinin verdiği 3 özel mansiyon ödülünden birisini alan Studio M umbai, Work Place adlı çalışmasını büyük ölçekli maketler, modeller, malzemeler, eskizler ve çizimlerden oluşan ürünlerle fikirlerin keşfedildiği tekrarlanan bir süreçten oluşan çevre olarak tanıml ıyor. Birçok malzemenin ve mobilyanı n dev ölçekli prototipieri sergi mekanı n ı dolduruyor. Fransız ekip R&Sie(n) ' n ı n fikri Thebuildingwhichneverdies ' ı n iddiası ise ziyaretçiyi bir şeylere dokundurarak hem merakını uyandırmak, hem cezbet mek hem de geri püskürtmek. Hans U lrich Obrist, yaklaşık 20 yıldır sürdürdüğü " Söyleşi Projesi "ne de katkısının ol ması için bienalin küratörü Kazuyo Sejima tarafı ndan tüm bienal katılımcılarıyla yapılacak bir söyleşiler dizisi hazırlaması için davet edilmiş. Serginin bu bölü münde tüm bienal katılımcı larıyla yapılan söyleşiler ekran lardan izlenebiliyor. Duvardaki panoda ise Obrist ' i n 20 yılda söyleşi yaptığı yaklaşık 800 isim yazı lmış. Mark Pimlott ve Tony Fretton tara fından hazırlanan Piazzasalone ça lışmasında şu anlayıştan yola çıkmış: M imarlık ve sanat şimdiki deneyim leri ilişkilendirme ve kurgu yoluyla geçmiş ten etkilenerek anlamaya öncelik verir. Bu yıl güncel teknolojik gelişmelerin de yakından takip edilebileceği bir sergi sunan bienalde sanat ve teknolo-
Eylül 2010
jinin iç içe geçtiği "Your Split Second House" çalışması en çok dikkat çeken çalışmalardan birisi.Çalışmada zaman kavramı şöyle tan ı mlan ıyor: " Salise iki Q) "' dakika arasındaki bir mekan. Geçmiş :::1 o ve gelecek arasında, ama şu an değil, :ı: "' ama şimdinin bir parçası, h içlik, bir ba� c. kıma donmuş zaman." o c Çinli ekip Amateur Architecture � Studio ise kendisine ayrılan sergi alanı - 8_ nı boşluklu bir kubbeyle kaplamış. Basit � a; :il bir batı kubbesini andı ran bu çalışma ı:ıı geleneksel Ç i n konstrüksiyon prensibiy- ; .ı:. u le i nşa edilmiş.
;§
Metropolitan Opera H ouse projesini konsept aşaması ndan çalışma maketle rine kadar anlatıyor. Janet Cardiff' i n The Forty- Part Motet adlı projesi de bu yılki bienalin değişik çalışmalarından birisiydi. Mekandaki hoparlörler sayesinde ziyaretçi lere çok sesli bir koronun provasındaymış hissi veriliyor. Berger&Berger'in " Ça va, a prefab ricated movie theater" adl ı projesi ise sadece filmiere ve onların atmosferine odaklanan prefabrike bir tiyatro. Arsenale'deki sergiyi Arjanti n ,
Asma bir kat üzerine kon umlandırılan çalışmaları izlemek için çıkı labilen merdivenler, kah tamamen asma kata çı karak kah çalışmaların içine çıkarak ziyaretçiyi şaşı rtıyor. 1 2 . Venedik M i marl ı k Bienal i ' ni n bir diğer ana mekanı olan G iardini 'deki ana sergide ise Renzo Piano, Rem Koolhaas, SANAA, A R U , Andrea Branzi gibi birçok önemli m imarın ça l ışmaları yer alıyor. G iardini yaklaşık 30 ülke pavyonuna da ev sahipliği yapıyor. B ienal hakkındaki bir diğer haberimizde sergilerle ilgili detaylı bilgiler vermeye devam edeceğiz.
" E la lem K ü l "t ü r ü n e Sahip Çı k ıyo r
"
Ta rih: 3 Eylül YAZAN: AHMET VEFiK ALP
Ünlü m imar Toyo lto bienalde hala i nşası devam eden Taichung :::1
c o >o >
"' Q.
"' >o
.�
Estonya, H ırvatistan, Malezya, Arnavutluk, Bah reyn Krallığı, Yugoslavya ve Makedonya, U krayna, H ı rvatistan, Çin ve italyan pavyonları izliyor. Bahreyn Krallığı Reclaim projesi ile En iyi Ulusal Katılım Altın Aslan Ödü l ü ' n n de sahibi oldu. italyan pavyonunun bu seneki teması AI LAT I . Gelecekten Yansımalar. Aynı zamanda italya' n ı n tersten okunuşu olan A l LATI 'yi serginin küratörü Luca Molinari şöyle özetliyor: "AI LAT I . Gelecekten Yansımalar, mimarimizi u luslararası alanda canlandı rmak için geleceğe karşı somut bir meydan okuma. A I LAT I , ltalia kelimesi üzerine bir ayna oyunu ancak hepsinden öte, italyan mi mari kimliğinin kalbini göste riyor." Pavyonun ilk bölü münde geleceğin projelerine odaklanan çalışmalar sıra lan ıyor, ikinci bölümü ise ilk bölü mün gerçekçiliğine karşı bir çal ışmalar dizisi.
2006 yılı Mayıs ayında Sofya'da Dünya Mimarlık Trienali yapıldı. 22 ülkeden 1 52 mimar projeleriyle yarışmaya ka tıldı. Pierre Andre Dufetel (Fransa), Manfredi N icoletti ( ltalya), Yury Platonov (Rusya), Georgi Stoilov (Bulgaristan), Kiyonori Ki kutake (Japonya), Jan Hoogstad (Hollanda) ve Ahmet Vefik Alp (Türkiye) den olu şan uluslararası Jüri Fransa, Malta ve Bulgaristan 'dan gelen 3 projeye Büyük Ödül verdi. Dikkatimi çeken B ulgar Profesör M i mar Jeco Tilev ' i n U N ESCO Büyük ödülünü kazanan " Seuthopolis" projesi oldu. Bu projeyi Büyük Ödül için öne ren bendenizdim. Türkiye'mizin yöneticileri, bilim adamları, düşünenleri günlük men faatler, kavgalar, dedikodulada uğ raşıp Bergama'da Allianoi, Dicle'de Hasankeyf, Fı rat'ta Zeugma antik kentlerinin baraj inşaatları nedeniyle sular altında kalış sürecini çaresiz sey rederken, komşu Bulgar'ın ayn ı kadere mahkum olmuş bir antik kenti kurtarmak için hazırlad ı ğ ı proje jürinin oybirliği ile hiç tartışmasız Büyük Ödüllerden bir tanesine layik görüldü. Seuthopolis projesiyle M i mar Jeco Tilev 1 950'1i yıllarda baraj gölü nede niyle sular altında kalan kültürü hem
Eylül 2010
kurtarıyor hem de turistik bir tesis yara tarak gelir elde ediyor. Antik Odrissia Devletinin Başkenti, Kral l l l . Seuthes in şehrinin geçmişi M Ö 4.YY'a dayanıyor. Filibenin kuzeyinde Koprinka Baraj ı ' n ı n su toplamasıyla s u n i g ö l altında kalan antik kent 420 metre çaplı bir dairesel duvar içine alınıyor. Dairesel bir dal gakıranın ortasında kalan sular boşal tıldıktan sonra tarih temzilenip dünya kültürüne geri verilirken çevredeki dairesel yapı oteller, lokantalar, müzeler ile zengin bir kültürel ve turistik tesis oluşturuyor. Seuthopolis'e tekneler, yat larla geliniyor. Projenin gerçekleşmesi bulu nacak finansman fonlarına bağ l ı . AB yolundaki Bulgaristan bu konuda zorlanmayacak tır umarı m . Ancak düşüncesi bile yeterl i . Mesele, örümcek kafaların yerini berrak beyinierin alması. Özetle, proje gerçekleşebilirse Komşu kısmetse bir taşla 3 kuş vura cak. Hem kültürüne sahip çıkacak, hem barajı yapılacak, hem turizm yapacak.
A r k i "t e r a H a b e r B ü l "t e n i 5 0 0 H a ft- a d ı r H i ç Tat- i l Yapma d ı Tarih: 3 Eylül
2000 yılından beri mimarlık kültürünün gelişmesi için ulusal ve uluslararası alanda çalışan Türkiye'nin ilk bağı msız mimarlık merkezi Arkitera, haftanın gün demini Arkitera Haber Bülteni ile yaka lıyor. Arkitera.com, RAF Ü rün Dergisi, Gazeteparc ve ARKiV'den derlenen haber, söyleşi, dosya ve projeler yurtiçi ve yurtd ışından 1 00.000'den fazla kişi ye ulaşıyor. 500 haftadı r aralıksız olarak üyelerine gönderilen bülten, pek çok ilki ve yeniliği de bünyesinde barındırıyor.
Mima rlık Alanının İlk E - b ü lt- e n i M imarlık alanında i l k e-bülten olma özelliği taşıyan Arkitera M i marlı k Merkezi'nin t ü m yayınlarının içeriğinden derlenen Arkitera Haber Bülteni , 5 Şubat 2001 tarih i nden itibaren, hiç ak samadan her Pazartesi d ileyen herkesin e-posta adresine yollanıyor. O hafta içinde gündemi takip edemeyenler
" K im N e De r s e De s i n B u P ro j e y i Bo z ama y a c a k . B i z I s ra r l ı y ı z B u P ro j e Uyg u la n ac a k "
Arkitera Haber Bülteni sayesinde, bir önceki hafta içinde gerçekleşen olay lardan ve gerçekleşecek etkinliklerden haberdar oluyor.
T ü r k M ima r l a r a P,o l o n y a ' d a n Od ü l Tarih: 3 Eylül
Polanya'nın Gdansk kentinde inşa edilecek " 2 . Dünya Savaşı Müzesi" için 26 Ocak 2 0 1 0 tari hinde açılan uluslararası m imari proje yarışmasında 1 . aşamayı geçen 1 29 proje g rubu arasında yapılan i kinci aşama değerlendi rmesi sonucunda Selim Vel ioğlu, Erce Funda, Orkun Özüer, Ersen Gömleksiz'den oluşan Türk ekibi mansiyon kazand ı . 1 Eylül Dünya Barış G ü n ü ' nde açıklanan sonuçlar şöyle:
Tarih: 6 Eylül YAZAN: DERYA YAZMAN
istanbul Metropoliten Planlama ( i M P) , daha öncede birçok yarışma projesinin sergilenmesine olanak sağladığı gibi 3 Eylül - 3 Ekim 201 O tarihleri arasın da 24 Haziran 201 O'da sonuçlanan _& "Zonguldak Lavuar Koruma Alanı ve Çevresi Koruma, Planlama, Kentsel Tasarım ve Peyzaj Düzenleme Proje :;; c; E 'Gi Yarışması" nda ödül alan projelere de ev � U; sahipliği yapıyor. :;; w >- :: Serginin açılış töreni Zonguldak �E 1 . Ödül: Studio Architektoniczne, E -� Belediye Başkanı ismail Eşref ' i n de Polanya �"' ...:� katılımı ile 3 Eylül Cuma günü istanbul {:!_ ... Metropoliten Planlama Merkez i ' nde 2. Ödül: Piotr Plaskowicki & Partnerzy Qj � gerçekleşti. Architekci, Polanya �Gl .; "g 3. Öd ü l : BETAPLAN S . A . , Yunanistan Serginin açılış konuşmasın ı i M P ::.: Gl - Qi 1 . Ma nsiyon: Ad Artis Emerla Kentsel Tasarım ve Yarışmalar G rubu :;ı ııı lll ...: Jagiellowicz Wojda Sp61ka Jawna, koordinatörü M u rat Vefkioğlu yaparak, E� Zonguldak Belediye Başkanı ismail Polanya � ], 2. Mansiyon: DIZARH" Ltd . , Bulgaristan .� 5 Eşref'e söz verildi. 3. Mansiyon: Selim Velioglu, Erce ismail Eşref, öncelikle Zonguldak'ı Funda, Orkun Özüer, Ersen Gömleksiz, tarihsel süreç içinde ele alarak geçir � ;g> Türkiye � �Gl diği ekonomik ve sosyal değişim lerden o 4. Ma nsiyon: Domino" G rupa � ::.. söz etti. Enerji sektörünün değişimi ile Architektoniczna Wojciech Du naj, kömür üretiminin azalmasından ötürü :ı; Po ı onya başka sektörleri ön plana çıkarmak n; ':! c •O .. .. istediklerini söyleyen Eşref, Zonguldak Ul ı'!! Daha fazla bilgi için: kentinin gerçek bir kent kimliğine sahi p ; :c � o olduğunu vurgulad ı . Yarışma alan ı n , http://www.muzeum1 939. pl/ o o
�
:� � � :;
__
uı ::ıı:
Eylül 2010
Bu süreç biraz uzad ı , biraz zaman kaybettik. Yaklaşık 6 aylık bir yarışma süreci ile şartnameni n hazırlanması ve yarışmanın yapılması, jürinin değer lendirmesi, sonuca bağlan ması tüm bu süreç 24 Haziran 2 0 1 0 tarihinde tamamlandı .
Pekiyi sizce çıkan sonuçtan halk memnun oldu mu, benimsedi mi projeyi? Eğer başlangıçta biz yapmış olsaydı k , dayatmış alacaktık. A m a öyle olmad ı . Yarışma i l e t ü m halkın görüşleri al ındı, farklı katılı mcılar katıldı. Ben bir firmaya ihale verseydi m , ş ikayetler çıkabilirdi. Çok ses çıkmad ı , çok ufak tefek sesler çıktı onlarda çok önemli değ i l . Zaten o çıkan seslerde projede derece alama yanların çıkardığı sesler oldu, onlarda eleştiri sayılmaz. 1 950'1erde yıkılan kömür lavuar alan ı n ı içeren 80.000 m 2 ' 1 i k b i r alan olduğunu, 2006 yılında kalan yapıların ve alanı n koruma altı na aldığını söyleyen Eşref, bu alanın Zongu ldak kenti için cazibe noktası olmasına yönelik böyle bir proje yarışması yaptıkları n ı söyledi. ismail Eşref, açılış konuşmasını ta mamlarken " K i m ne der ise desin bu projeyi bozamayacak. Biz ısrarl ıyız, bu proje uygulanacak," sözlerini ifade ede rek emeği geçen herkese teşekkürlerin i sundu. Tören, Belediye Başkanı ismail Eşref ve katılımcıların ödül alan projeleri ince lemesiyle devam etti. ismail Eşref birinci proje hakkında, Zonguldak' ı n meydan sıkıntısı olduğunu ve bu projenin bu sorunu en iyi şekilde çözdüğünü, sosyal donatı açısından oldukça fazla, otopark sorununa yönelik önemli kararlar alı n d ı ğ ı n ı , manzara fak törün ü n önemsendiğini vurg u lad ı . i M P Kentsel Tasarım v e Yarışmalar Grubu koordinatörü M u rat Vefkioğ l u ' n u n "Yarışma alanın yan ında yer alan !imanın değişimi söz konusu olacak m ı ? " sorusuna ismail Eşref, !imanın değişi m i n i n söz kon usu olabile ceğ i n i , kömürün şimdilerde demir-çelik sektörü için kullandığını ve bu sektörle rin de limanların ı n artık başka yerlerde yer seçtiğini ve zamanla bu ! iman ı n boşa çı kacağ ı n ı söyledi .
Bu nedenle de ileriki zamanlarda bu ! i manın yarışma alan ına entegre olması nın söz konusu olabileceğini vurguladı. Daha sonra Zonguldak Belediye Başkanı ismail Eşref, proje müellifi Oktan Nalbantoğlu, jüri başkanı Prof. Dr. Gülşen Özaydın ve Prof. D r. Cengiz G iritlioğlu Arkitera M i marlık Merkezi ' n i n sorularını yanıtlayarak, yarışma v e b i rinci seçilen proje hakkı nda görüşleri n i paylaştılar.
Bu yarışma için kent konseyinin top landığından söz ettiniz. Kent konse yi nin çalışmalarından ve bu konseye kimler katı ldığından bahseder misi niz? Halk, bu alan için beklenti lerini sizlere söyleyebildi mi? Ben göreve geldiğim zaman bu işi kendim yapmayı düşünmedim. Öncelik halkındı. Kent konseyine sunduk. Kent konseyi, halkın isteklerini beli rttikleri bir platform . Kent konseyi 3 ay bu iş için çalıştı. 1 20 kişilik bir gruptu. istekleri bizim söylediklerimizdi: Meydan olsu n , kültür merkezi olsun, bina yoğunluğu olması n , otopark olsu n , yeşil alan çok olsun . . . Belediye meclisi de kent konseyinin söylediklerini benimsedi ve bazı ilaveler le (nikah salonun eklenmesi, madenci likle ilgili bir sembolü n , heykelin olması gerektiğini ben önerdim) hal k ı n , beledi yen i n istekleri ortaya ç ı k m ı ş oldu.
Uygu lama ile i l g i l i olarak bir eta p lama olacak mı? Alandaki öneriler kamusal alana yönelik. Beled iyeye bütçe açısından büyük b i r mal iyet olacak. Bunu nasıl çözmeyi planlı yorsunuz? Bu planlama açısından olumlu ad ı mlar attık. Herkesin beklentisi 80.000 m 2 ' 1i k alan ı çizip proje alanı olarak tan ım la maktı . M ü lkiyet, Türkiye Taş Kurumu (TKK ) ' n u n . TKK takas yapmak istedi. Bu bizim için avantaj oldu. M ü lkiyet sorununu çözdükten sonra i mar durum u na gelirsek, biz fonksiyen lara göre i mar alanlarını böldük. Tümüne özel proje alanı deyip geçe mezsiniz, dolayısıyla i mar planın hüküm leri ile alanı bölmeye çalıştık. Koruma kurulu hala ısrar ediyor, proje alanı bir bütün olsun diye. Ama o şekilde çözüm lenemiyar ki. O nedenle böldük ve bu şekilde yaptı k , 2 gün önce de meclisten geçti. Mül kiyet bölünebilir halde çıktı. Şimdi, 1 2 Eylül 'den sonra koruma kurulu belediye meclisi ile toplanıp, ka rar alacak. Daha sonra tatbikat projeleri kalıyor. Onaylar gerekiyor. Biz bu proje yi önümüzdeki senenin başı nda uygula nabilir hale getirmeyi düşünüyoruz.
2008 yılında M i m a rlar Odası ' n ı n d üzenlemiş olduğu Kent Düşleri Atölyesi oldu. Bu çalışmalar son u cundan da öğrenci lerden güzel öne-
riler geldi. Bu öneri leride uyg u lama aşamasında değerlend irmeyi düşü nüyor musunuz? Çok iyi bir çalışmaydı . Öğrenciler çok güzel çalışmalar yaptı. Bu yarışma projesinde de 30'un üzerinde yarışmacı vardı ve hepsinde çok güzel kararlar vardı . Diyoruz hepsinden birşey alıp, öyle uygulasak diye. Ama tabi i bu yarışmanında bir birin cisi var. Proje müellifimiz Oktan Bey de uygulama aşamasında diğer proje lerdende bişiler alalı m fikrine katılıyor. Düzeltme aşamasında hem öğrenci projelerinden hem de diğer projelerden öneriler paylaşabiliriz. J ü ri üyemizinde kararı ile düzeltmeler yapmak mümkü n . Her projede güzel şeyler vardı, değişik bakış açıları vardı.
Zonguldak bundan sonra yeni ya rış malara ev sa h i p l i ğ i yapacak mı? Yeni yarışma gerektiren şu an bir ala nımız yok ama alan yaratttığ ımızda düşünüyorum. Kentsel alanda insan ların günübirlik gidebilecekleri hobi evleri düşünüyoru m . Bir alanım var ama küçük geldi biraz, 50.000 m 2 ' 1 i k bir alan. Daha geniş bir alan elde ettiğimiz takdirde yine yarışma ile bu alanda da proje uygulamak istiyorum.
"Geçmi şe saygı duya rak dikkatl i mü dahalele rde bulunmaya başladık" Birinci projenin müelliflerinden Oktan Nalbantoğlu projeleri hakkında, "Zonguldak'daki Lavuar alanı kentin sürdürebiiiriiği açısından çok önemli bir yeri. Kenti hem kuzeyden hem de do ğudan birleştirebilecek bir odak . Hem yaya hareketleri hem de ulaşım olanak larını çözebilecek bir yaklaşım önerdik. TKK'nın bu yeri kentin önemli bir noktasında yer seçmiş. Zonguldak i nanı lmaz bir kentsel belleğe sahip. Kararların çok önemli olması lazım. Geçmişe saygı duyarak dikkatli m üda halelerde bulun maya başladık. Bu ka rarlar çok radikal kararlar değildi. Ben Zonguldak'a ilk defa yarışma için gittim, ama kenti iyi okumaya çalıştık. Kentin en önemli sorunlardan bir tanesi yaya ulaş ı m ı . Kentsel yoğunluğu fazla olan bir kent. Denizin kıyısında bir kent ama deniz ile iç içe değil. Engeller çok fazla. Mekana tamamen yaya ön-
Eylül 2010
181
celikli bir yaklaşım getirdik . M eydan ve kültür yapısı vard ı . Meydan ile yaya köp rüleri kurguladık. Meydan ın çok formatı nı bozmadan kentin ihtiyacı kadar öner dik. Kriblaj binaları, kuleler ile yaya ha reketini ve fonksiyonları bütün leştirecek bir tasarım, filo alanlarının altında sergi alanları önerdik. Tari h i dokuyla beraber çağdaş mimarinin de beraber olmasın ı özendiren bir proje ortaya çı karmaya çalıştık," şeklinde açı klama yaptı.
teşekkür edilmesi gerekir. Projenin ka tılımcı bir yaklaşım çerçevesinde kurgu lanması ve yarışmacılarında aynı şekilde çalışmış olmaları Zonguldak'ın bir şansı olduğunu düşün üyorum . Ortak, birlikte üretim artık çok öneml i . Sayın başkanın heyecanı b e n i çok inandırıcı olduğu görüşünde, o konuda çok sevindim. Yarışmalar yapılır, birinci seçilir ve o şekilde kalır. Ben birçok yarışmada jü ri üyeliği ve başkanlığı yaptım. Ama bütün emekler boşa gitmiştir, projeler rafa kaldırılmıştır. Bir yönetim gelmiş böyle bir yarışma açmış, fakat o dönem bit miş başka bir yönetim gelm iştir. Zihniyet olarak olarak geçmişteki tüm çalışmaları çöpe atmıştır. Bu kopukluk, bu kesiklik, yapılması mümkün olan birçok işin yarım kalmasına ya da işten vazgeçilmesine neden olm uştur. Bu durumun çözülmesi lazım, sürdü rülebi lirliği yasal olarak sağlamak lazım. Ben kaç tane proje yaptım, fakat yönetim değişikliği nedeni ile hiçbiri uygulanmadı . Projelerin uygulanabilirliği, yönetim değişikliklerinden etkilenmemeli. Bu yarışmadaki sinerjinin devamını diliyorum ve gerçekten başarılı bir uygulaman ın yapılmasını da görmek istiyorum , " diyerek yarışma hakkı ndaki düşüncelerini paylaştı. Zonguldaklı bir vatandaşın " Bundan sonraki proje alanın Zonguldak Otobüs Terminali'nin olması gerektiğini düşünü yoru m . Şu an orası çok eskimiş durum da, çok güzel projeler yapılabilir," fikrine Zonguldak Belediye Başkanı ismail Eşref, "Terminal proje alanın d ışında, ama mevcut durumun iyileştirilmesine yönelik bir ihalem var. Bu bina kötü bir bina. Fakat bu binayı yı kamıyoruz, çünkü kıyı kenar çizgisi arkasından geçiyor. Yani kıyı kenar çizgisi deniz tarafında. Hatta il Emlak M üdürülüğü, kıyı kenar çizgisinin arka tarafında özel mülkiyet olamaz diye bir çok yapının tapusunu iptal etti. Ama elde edilmiş bir hak var. O da nedir: Bina 1 980 senesinde, kıyı kanunundan önce yapılmış. Korunacak bir bina değil ama iyileştireceğiz. i hale açtık, çok güzel bir yapı olacak," şeklinde cevap verdi.
"Tüm kurumlar ve halk bera berd i k. Kenti herkes o kadar ben i msedi ki, Zonguldak için en iyisi olmasını i stiyord u" Jüri Başkanı Prof.Dr. Gülşen Özaydı n yarışma ve birinci seçilen proje hakkın da şu şekilde yorum yaptı : "Jüri üyele rini çok heyecaniadıran süreç yaşadık. Katılımcı bir süreç yaşadık. Belediye üyeleri, mimarlar odası, TKK, madenciler odası başkanı, halk katıldı . Tüm kurumlar ve halk beraber dik. Kenti herkes o kadar benimsedi ki, Zonguldak için en iyisi olması nı istiyor du. Rafa kaldı ran proje yarışmalarından çok farklı bir yarışmaydı. Yarışamaya katı lanlarda çok inanarak yaptı. Endüstri mirasının yeniden işlev lendirilmesi açısından bu ölçekteki ilk örneklerinden biri. Diğer bir konuda belediye başkan ı m ızın bu konuya gönül vermesinden ötürü çabucak ilerlemesi . . . Birinci projeyi diğer projelerden ayıran ilkeler: Şartname çok iyi hazırlanmıştı. Şartnamedeki ilkelere ve amaçlara en iyi uyan projeyi seçmek. Kenti dönüştürüp yepyeni bir çevre yapmak yerine, geçmişi koruyan bir tasarım aniayaşının olmas ı . Yap ı alanları ile açı k alan dengesiz çok iyi kurgula naması. Yaya platformlarının. U laşırn ı n müdahalenin radikal bir müdahale o l madan çözümlenmesi. Birkaç kritiğimiz oldu, yasal süreç içerisinde onları proje müellifinden bekliyoruz."
" Projenin katılı mcı bir yaklaşım çer çevesinde kurgulan ması ve yarışma cılarında aynı şekilde çalışmış olma ları Zonguldak'ın bir şansı olduğunu düşünüyorum " Prof.Dr. Cengiz G iritlioğlu d a " Gördüğüm kadarı i l e hem bu yarışmayı organize edenler hem de katılımcılara
Eylül 2010
Ya p ı K r e d i Eme k l i l e r i Va k f ı ' n ı n 5 4 Y ı l l ı k Ga r a j ı 3 0 Milyon Do l a r ' l ı k Re z i d e n s a Dö n ü ş ü y o r Tarih: 6 Eylül, Hürriyet YAZAN: Ali ÖZTÜRK
Ofton i nşaat Yönetim Kurulu Eş Başkanı Yusuf Şimşek, istanbul-Elmadağ'dan Dolapdere'ye inen yol üzerindeki eski tamirhanelere talip olduklarını beli rterek, "Yapı Kredi Bankası Mensupları Emekli Sandığı Vakfı 'nın, 1 956'da alıp yıllardı r tamirhane, garaj v e yakıt ikmal merkezi olarak kullandığı binasının yerine de rezidans yapıyoruz. Banka emekl ileri 3 milyon Lira edebilecek binadan 4-5 kat para kazanacak" dedi . istanbul'un kalbi sayı lan Taksim'e 5 dakika yürüme mesafesindeki Dolapdere-Eimadağ yokuşundaki kötü görüntü , eski otomobil tamirhanesi ile depoların ofis ve rezidans binalarına dönüşmesiyle ortadan kalkıyor. Bu yo kuşta Andromeda Disko'ya da ev sa hipliği yapan binaları satın alıp, Taksim Elysium Suites'in inşaatına başlayan, rezidans için Rixos G rubu'yla anlaştık larını hatırlatan Ofton i nşaat Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Yusuf Şimşek, " 1 40 suit bulunan projede pazarlamayı da Rixos yapıyor. Üçte biri satıldı. Bitişiğinde, bize ait bir binada rezidans yapacağ ız. Ayrıca, 50 yıldan fazladı r Yapı Kredi Bankası Mensu pları Vakf ı ' na ait olan ve tamirhane, garaj, depo ve ya kıt ikmal merkezi olarak kullan ılan binayı da yıktık, rezidansa başlıyoruz," dedi. Aynı yokuş üzerinde, yaklaşık 700 metrekare arsada halen 4 bin 800 met rekare kapalı alana sahip bir ofis binası i nşaatına devam ettiklerini belirten Yusuf Şimşek, Yapı Kredi Mensu pları Emekli Sandığı Vakfı'nın arsası nda ise ruhsat alma aşamasında oldukların ı vurgulad ı . Şimşek, şunları söyledi: " Ramazan Bayram ı ' ndan sonra temeli atıyoruz. Bodrum katlarıyla birlikte 1 1 katlı bir bina olacak. Arsan ın büyüklüğü 2.8 m ilyon lira. 80 metrekare ile 1 60
metrekare aralı ğı nda daireler olacak. Rezidansı, 201 1 sonuna kadar teslim edeceğiz. Projede metrekare fiyatları 3-4 bin Dolar'dan başlayacak. Yapı Kredi Bankası Mensu pları Yardı m ve Emekli Sand ığı Vakfı, binayı satmak istese 3-4 milyon Dolar'a satabilirdi, kat karş ı l ı ğ ı anlaşma ile 1 4-1 5 milyon Dolar'a yakın kazanırlar. Projeye Taksim Elysium Residence ad ı n ı vereceğiz."
Ba n ka Araçla rının i kmal merkezi Vakıf yetkilileri d e , yıllarca garaj ve tamirhane olarak kullanılan binanın h i kayesini anlatırken, şu bilgileri paylaştı: " 1 956 yılı nda vakfımızca satın alınan Elmadağ Garaj B inası , 1 972 yılına kadar garaj, tamirhane ve depo olarak kullanılmak üzere m uhtelif kişilere ki ralanm ı ştı. Ağustos 1 97 2 'den itibaren de yine garaj ve tamirhane olarak kulla nılmak üzere Yapı ve Kredi Bankası'na kiralanan binada, uzun yıllar banka araçlarının bakım ve tamirleri yapıldı."
Likör Ara z i s i n e 3 Ay rı Dava Ofton i nşaat ' ı n Mecidiyeköy'de, eski Likör Fabrikası 'nın arazisini alan konsorsiyumun da ortağı olduğunu hatırlatan ve yıllardır açılan davalarla uğraştıkların ı kaydeden Yusuf Şimşek, şöyle konuştu: " Yürütmenin durdurul ması için açılan ilk iki dava lehimize sonuçland ı . Fakat bu davalarla uğraşır ken bir başka dava daha açıldı, o dava ise aleyhim izde. Fakat temyiz hakkım ız var. Bu projede, başlangıçta deniz se viyesinden 400 metreye kadar çı kacak inşaat hakkı mız, 300 metrenin altına indi. Mecidiyeköy'ün rakımını da düşü nürsek, bölgedeki yüksek binalar kadar yüksek bina olacak. Yoğun yapılaşma olmayacak."
Ka sımpaşa ' da 4 Yıldız lı Ot-el , Rasat- h a n eye Komşu Lüks Sit-e Ofton i nşaat Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Yusuf Şimşek, Ofton'un Kasımpaşa'da, Piyalepaşa Bulvan 'nın başlangıç noktasında, 4 yıldızlı bir otel inşaatına başiayacağını da beli rterek, " B u otel için uluslararası otel zincirle riyle görüşüyoruz. Arsa dah i l , bize 35
m ilyon Dolar'a malolacak. Ekim ayında ruhsatı alıp inşaata başlayacağız. 300 odalı oteli, 20 1 2 sonuna kadar bitirmek istiyoruz" dedi . Ayrıca, Çengelköy'de, Kandilli Rasathanesi'nin yakınında 30 dönümlük bir arazide 1 80 lüks daire bu lunacak sitenin inşaatına başlayacakla rını bildiren Yusuf Şimşek, Bu projenin büyüklüğü de 45 milyon Dolar. Nisan ayında inşaata başlamak istiyoruz," diye konuştu. Ofton'un Bomanti'de inşaatı devam eden Elysium Fantastic Residence projesinde de toplam 346 daireden 72 'si satılmayı bekliyor. Proje, Şubat 201 1 sonunda teslim edilecek.
Ümra n iye ' d e Tra b z o n s p o r i ç i n Kamp Ye ri Ya pıyo r u z Ofton inşaat Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Yusuf Şimşek, merkezi istanbul'da olan Trabzonlu iş Adamları ve Bürokratlar Birliği'nin (TiAB) de Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Şimşek, TiAB ' ı n bir süre önce Ümraniye'de, Çekmeköy yolu üzerindeki 500 dönüm lük Çırçır Ormanı ve mesire alan ı n ı , Orman Bakanlı ğ ı ' n ı n açtığı ihalede kira ladıklarını ve burada mesire alanları nın yanı sıra, lüks bir restorana, pideciye ve kafelere yer açtı klarını ifade ederek, "Arazi içinde, ağaçların daha az olduğu bölümde, Trabzonspor istanbul'a gel diğinde kullansın diye idman sahası, kamp yeri yapacağız. M üthiş istanbul manzarası olduğu için, kendi aramızda, Trabzon'un Boztepe'sine atıf yaparak, 'istanbul'daki Boztepe' diyoruz," dedi.
� o r d F o s t- e r , I s "t a n b u l ' a B ü y ü k d e re ' d e n Gi r d i Tarih: 6 Eylül, Mill iyet YAZAN: TEBERNÜŞ KiREÇCi
Çevreci projeler kadar tarih i mekanın özelliklerini ve dokusunu bir araya ge tirdiği projelerle dünyanın en önemli m imarlarından biri olarak kabul edilen Lord Norman Foster'ın m i marlı k ofisi Foster+Partners Türkiye'ye geliyor. Şirket, Türkiye'de gayrimenkul sektö ründe faaliyet gösteren EriaPartners ile işbirliği yaparak istanbul'a 'ikon yap ı ' lar
Eylül 2010
kazandırmayı planl ıyor. iki şirketin ilk or tak projesi ise Büyükdere Caddesi'nde olacak. 201 O'da başlayacak proje, A plus yaşam tarzına uygun rezidans ve ofis karması olarak tasarland ı . Ayrıca proje, inovatif bir m imari olan "ikon yapı" üzerine kurgulanacak.
Fost-e r- ' ın Çizg ile r-i İst-a n b u l ' d a Ş u anda yatırım değeri 700 m ilyon Dolar olan pek çok proje üzerinde çalışan EriaPartners Kurucu Ortakları Aytek Şavkan ve Dr. Fritjof Fuchs, konu hakkında yaptıkları açıklamada Narman Foster'ın m imarl ık ofisi Foster+Partners' ı n imzası nı istanbul'a taşımak için kolları sıvadıklarını altını çizdi ler. Aytek Şavkan, ortaya konulan bu işbirliğiyle kültü rel m irasa da katkıda bulunmak isteklerini beli rtti. M imar Foster ile Büyükdere'de plan ladıkları yeni projeyle 201 O yılındaki toplam yatırımlarının 1 milyar doların üzerine çı kacağ ı n ı belirten Şavkan, " Lord Narman Foster, dünyanın başlıca m imarlık ödüllerini alarak son 40 yıla bir çok proje sığdırdı. 73 ülkede SOO'den fazla ödül aldı , " dedi .
Pe k i n Te r-minali Lo r-d ' u n E s e r- i Lord Narman Foster, bugüne kadar dünyanı n en büyük terminali olan Pekin Terminal i ' n i n de aralarında bulunduğu pek çok projeyi yarattı . Foster'ın proje lerinden bazıları şöyle: • New York'ta Hearst Genel Merkezi, Swiss Re's Londra Genel Merkezi, • Fransa'da M illau Viaduct, N imes Sanat M üzesi, • Al manya'da Parlamento B inası Reichstag, Com merzbank Merkezi, • Hong Kong ve Londra'da H S BC ' nin Genel M üdürlük B inaları,
E r-iaPa r-t- n e r-s , Şim d i Ant-alya için çalışıyo rEriaPartners'ın şu anda üzerinde çalıştığı ve yatırım değeri 700 mil yon Dolar'ı bulan projelerden biri Antalya' nın Lara bölgesinde inşa edi liyor.
48 bin metrekare brüt kiralanabilir alana sahi p bir AVM projesi olan 'TerraCity'de 1 40 mağaza ve 28 resto ran bulunuyor. 201 1 yılının ilk yarısında tamamla narak kapılarını ziyaretçilerine açması planlanan projeye 2 1 0 milyon dolarlık yatırım yapıldı.
1 2 . Ve n e d i k M ima r l ı k Bie nali ' nde n I z l e n im l e r - 2 .
Tarih: 7 Eylül ÇEviREN: BARIŞ GÖGÜŞ DERLEYEN: GÖKÇE ARAS
Kazuyo Sejima küratörlüğünde ger-
çekleşen ve 2 1 Kasım 2 0 1 0 tarihine kadar görülebilecek olan 1 2 . Venedik M imarl ı k Bienal i ' nin ana mekanlarından bir d iğeri G iardini 'deki ana sergide Renzo Piano, Rem Koolhaas, SANAA, ARU, Andrea Branzi gibi birçok önemli mimarın çalışmaları yer alıyor. Bienalin tümüne yansıyan sanat ça lışmalarının yoğunluğu buradaki ana sergide de devam ediyor. G iardini'de ana sergi dışında Almanya, ingiltere, Rusya gibi birçok ülke pavyonu da ko numlanıyor. Ayrıca Bienal 1 0 yıl sonra sonunda kütüphanesine de kavuştu . ilk aşa ması 2009 Haziran ayında tamamla nan Çağdaş Sanatlar Tarihsel Arşivi Kütüphanesi (ASAC)'ın açılışı Ağustos sonunda bienalin açılışıyla yapıldı.
Eylül 2010
G iardini 'deki ana sergi mekan ında birçok mimari ekip ve sanatçı katı l ı m cılar i ç i n birer görsel şov hazırlamışlar. Bu yıl Altın Aslan Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü de alan Rem Koolhaas' ı n ekibi O M A v e A M O ise uzu n b i r süre ce yayılan araştı rmaları nı katılı mcılara kronolojik sı rayla aktarıyor. AM O ' n u n " Venedik Bienali 2 0 1 0 : Koruma, Venedik, italya" başlıklı araştırması koruma kavramının günümüzdeki an lamına odaklanan 26 proje üzerinden dillendiriyor.
Ven e d i k Bie nali 2010 : Ko r-uma , Ve n ed i k , İt-alya 2010 " Biz dünyayı değiştiren mimarlar, ko ruma manifestolarına ya ilgisizdik ya da düşman. 1 981 'de, Portoghesi'nin 'Geçmişin Varl ı ğ ı ' ndan beri, başarılı mimarl ı k bienalieri koruma konusuna neredeyse hiç önem vermedi . OMA v e A M O en başından beri geç mişi sapiantı haline getirmişti. Bu sergi için başlıca fikrimiz, zaman ve tarihle il gili, daha önce sunulmamış, çalışmanı n gövdesini oluşturacak 26 projeye odak lanmaktı. Bu odanın içinde, bu gayret Ierin belgeler yığınını gösteriyoruz. Ama 201 0 yılı, m imarlar için şimdiye kadar kuramlaştırılmamış içeriklere sahip olan iki eğilimin mu hteşem kesişiminin yılıdır: küresel " koruma" destek kuvvetlerinin, gezegende daha büyük alanları kurtar ma tutkusu ve bir sosyal proje olarak, mimarlığın savaş sonrası döneme ait delillerini saf dışı bırakma arzusu. i kinci odada, koru manın ve yıkımın, zamanın doğrusal evrim hissini yok eden eş za-
manlı burkulmaları gösteriyoruz. Bu iki oda birlikte, CRONOCAOS sürecini belgel iyorlar. Çalışmada, devasa gelişim dalgaları içine iliştirilmiş, dünyayı gitgide artan bir hızla değiştirecek gibi görünen baş ka bir çeşit değişim var: dünyada çeşitli koruma usulleriyle değişmez ilan edilen alanlar katlanarak büyüyor. Bugün dünyamızın büyük bir bölümü (yaklaşık % 1 2); baştan sona düşünülmemiş, bilmediğimiz, sözü geçmeyen usullere teslim edilmiş yasak bölgelerden oluşu-
yor. Koruma ise, el altından yapı lan bu i lahiaştırma sonucunda bu yeni impa ratorluğuyla ne yapacağı n ı tam olarak bilemiyor. Bu uzak görünen alana yalınlan bir kuramı n yokluğu ve ilginin eksikliği, her sene korumanın ölçeği ve önemi bü yüdükçe, tehlikeli hale geliyor. Ruskin ve Viollet - le - Duc gibi düşünürlerden
sonra modernislieri n kibirleri, korumacı bakışı abes ve alakasız bir figür haline getirdi. Postmodernizm ise geçmişe olan sözde bağ l ı l ı ğ ına karşın daha iyisini yapmad ı . Bugün ise, bu radikal değişikliğin ve radikal durgunluğun bir arada varoluşuyla nasıl uzlaşılması gerektiği konusunda neredeyse hiçbir fikir yok . Korumanın doruğuna doğru yol aldıkça, bel irsizlikler ve çelişkiler kuv vetleniyor: • Seçim kriterleri belirsiz ve elastik çünkü dünyada bulunan tüm ko şulları içermek zoru nda • Zaman , bıraktığı izierde durdu rulamaz, ama korumacılığın cep haneliğ inde, zaman ın etkilerinin nasıl yönetileceği ve " korunanın" nasıl yaşalacağ ına dair bir ele alış yok . • Farklı kültürlerin koruma bağla mında devamlılığı ya da malzeme, iklim ve çevre faktörlerine göre kendileri için gerekli olan koruma modellerini nasıl yorumlayacağı konusunda küçük bir farkındalık yaratma. • Koruma, ilan edilmemiş ideo lojisiyle bazı otantikli kleri tercih eder. Diğerlerini ise - genel anlamda ve politik açıdan zor olanlar - çok can alıcı noktalar bile olsa gizler. • Korumanın gitgide azalan tutku suyla, yeni yapılanma ve koruma mecburiyeti arasındaki zaman farkı iki bin yıldan neredeyse sıfıra kadar düştü. Koruma yakın-
Eylül 201 0
•
•
da geriye dönük olmayı bırakıp i leriye dönük olmaya başlayacak ve tamamen hazırlık olan için karar almaya zorlanacak. Koruma, geniş bir kültürel ilgi alanı olmaktan çıkıp, po litik bir meseleye, politik dürüst lükten çabuk etkilenen bir miras hakkına dönüştü. Otantiklik havası verilerek ve itina göste rilerek, koruma kitle akınlarını tetikleyebilir. Birçok açıdan geç miş, yalnızca bir gelecek planına dönüşüyor. Koruman ı n , istisnai olan - ko runmayı hak eden - üzerindeki devamlı vurgusu, kendi biçim bozukluğunu yaratıyor. istisnai olan normal hale geliyor. S ı radan olanı korumakla ilgili hiç fikir yok.
Ani değişimierin küresel dalgalanma sında belli bir tür, korumanın kuşatma sı ndan kaçtı. Açık sezon, savaş son rası sosyal mimarlık konusuyla ilan edildi. Doruk noktasında, güçlü bir kamu sektörünün yarattığı şartlar altında m i marlı k , sosyal bir proje olarak gelişebil irdi. Dip nokta sında ise, özel sektör tarafından zayıfla l ılan kamu sektörü bunu yok ediyor. Artık dünya üzerinde, savaş sonrası m imarisinin - ve m i marlığın sosyal yaşa mı organize etme yetisini şekillendiren iyimserliğin - estetik ve ideolojik açılar dan bir çöküş olduğu konusunda fikir birliği oluştu. Tesli miyetimiz, ticari olarak son kul lanma tarih i olan yapılara sahi p piyasa ekonomisinin göze çarpan mimarlığı içinde belirtilmiştir. Tıpkı parçası olduğu modernizm gibi, koruma da batılı bir icattır. Ama batının gücünün azalmasıyla artık batının ellerinde değil. Bizler artık onun değerini tanımlayanlar değiliz. Dünyanın koruma ve gelişme arasın da arabulucu olacak bir sisteme ihtiyacı var. Modernleşme içinde karbon ticareti ne denk bir şey olabilir miydi? Modern bir ulus, başka bir ulusa değişmemesi için ödeme yapabilir miydi? Kostarika yağmur ormanlarında olduğu gibi, geri kalmışlık bir kaynak haline gelebilir mi? Çin, Venedik'i kurtarmalı mı?
Korumanın gelişimi , onun zıttı bir kuramın gelişmesi ni gerekli kılıyor: ne tutulup, neden vazgeçilmeli, ne silinip, ne terkedilmeli. Aşamal ı tahrip sistemi şöyle örneklenebilir: çağdaş m i marl ığın inandırıcı ol mayan süreklilik iddiasını bırakması gerek. Bu uygarlığımızın zayıf layan kabuğu altındaki tabula rasa'yı or taya çı karı rdı. Tıpkı bu fikirden vazgeçip özgürlüğe hazır olan biz batılılar gibi . " 1 2 . Venedik M imarlık Bienali, G iardini ve Arsenale ana etkinlik mekanları dı şında Venedik'e yayı lan birçok paralel etkinlik ile bienal katıl ımcıların ı n ziyaret lerini bekliyor.
New Yo r k u n E n Da r E v i F i y a "t ı y l a D u d a k U ç u k l a "t ı y o r ı
Tarih: 8 Eylül, Hü rriyet
Uçuk ev fiyatlarıyla bilinen New York'ta 1 873 yıl ında inşa edilen ve 2,7 metre genişliğiyle şehrin en dar evi ünvanına sahi p olan yapı , küçüklüğüne rağmen fiyatıyla parmak ısırtıyor. iki ev arasındaki dar geçide daha sonra inşa edilen üç katlı, 1 2, 8 metre uzunluğundaki bu yapı için 2 , 7 milyon Dolar fiyat biçiliyor. ilginç yapısıyla birçok insan ın dikka tini çeken bu ev aynı zamanda bölgede meraklı turistlerin en çok fotoğrafını çektiği yapı özelliğini de taşıyor. Diğer taraftan i lginç mimariye sahip bu evin önceki sakinleri arasında yer alanlar da bu yapıya tarihsel bir değer katıyor. Binanın üzerinde bulunan küçük bir tabelada, şair Edna St. Vincent M i l lay ve antrapolog Margaret Mead ' ı n h ayat ların ı n bir bölümünü bu dar evin duvar ları arasında geçirdiği bilgisi veriliyor.
Şimd iden Üç Tal i p l i s i Va r Bu ev için biçilen fiyat her ne kadar dudak uçuklatsa da, satışla ilgilenen emlak ofisinden Alex N icholas halihazır da üç taliplinin bulunduğunu beli rtiyor. N icholas, evin çok dar olmasından dolayı evin içinin dekorasyonunun çok akıllı biçimde yapılması gerektiğine işa ret ediyor.
N icholas, şu andaki sahiplerinin evi 2000 yıl ında 1 ,6 milyon Dolar'a satın aldığı bilgisini de veriyor. Evin giriş katında mutfak ve oturma odası bulunurken, ikinci katta iki oturma odası ve en üst katta da yatak odası yer alıyor. Bununla birlikte mutfak taban ın dan açı lan kapaktan kilere iniliyor. Nicholas arka tarafta ufak bir bahçesi de bulunan evin benzerinin olmaması , tarihi v e şehrin en iyi korunmuş bölge lerinden birinde yer alması nedeniyle istenilen fiyata satılacağ ı n ı düşünüyor.
N i ş a n "t a ş ı , 9 ı dan Son ra O l ü Olma y a c a k Emla k F i y a t- l a r ı En Az Yüzde 5 0 A rt- a c a k . .
Tarih: 1 3 Eylül, Akşam YAZAN: ŞENAY KÖŞDERE
Lüksün adresi N işantaşı -Abdi ipekçi Caddesi, ekim ayı ortasında yeni çeh resine kavuşacak. Otomobiller caddeye park edemeyecek, kateler kaldırıma taşacak. Bu aralar, N işantaşı caddelerindeki afişler " Farkı olacak, çünkü N işantaşı" slogan ıyla yen i bir projenin haberini veriyor. Söz konusu proje, Şişli Belediyesi'nin başlattığı Teşvikiye-Kentsel Tasarım Projesi'nin 2 'nci etabı . Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, N işantaşı ' n ı daha estetik ve şık bir görünüme kavuşturmak için başlattıkları proje sonrasında semtin, Paris, Roma, Barselona gibi kentlerle yarışacak hale geleceğini beli rtti . Projenin başlangıç noktası Abdi ipekçi Caddesi . Yenileme çalışmaları kapsamında yollarda asfaltlama çalış ması nın yapılmayacağı n ı , bunun yerine N işantaşı'nın bütün ara sokaklarının Bergama taşıyla döşeneceğ ini vurgu layan Sarıgül, "Yollar Bergama'da özel olarak kesilmiş, Bergama granitinden küp taşlarla kaplanacak. Yaya kaldırım ları ise N işantaşı'na özgü olarak yeşil diyabaz ve granit taşın birleşmesiyle daha estetik ve şık bir görünüm kazana cak," diye anlattı.
Eylül 201 0
Tu r ist-ler i ç i n Çekim Me r ke z i Söz konusu projenin amacın ı n , cad deye daha çok i nsan çekmek olduğunu söyleyen Sarıgü l , ' Biz Nişantaşı ' n ı n bir çekim merkezi olmas ı n ı , istanbul'a ge len bir turistin Nişantaşı'na uğramadan ülkesine dönmemesin i istiyoruz. Şu anki değeriyle Türkiye ' n i n gayri menkul açısından en kıymetli caddesi olan Abdi i pekç i ' n i n değerinin bu pro jenin sonrasında yüzde 50 artmasını planlıyoruz' ded i .
At-iye So kağı da Trafiğe Kap a n a c a k Pa r k Ya sa kla nıyo r Proje kapsamında Abdi i pekçi Caddesi ' n i n trafiğe kapanmayacağını ancak artık caddeye otomobil park edil meyeceğini belirten Sarıgül, "Beyoğlu trafiğe kapandıktan sonra bölgeye araçlarıyla gelen belli bir müşteri profi lini kaybetti. " Biz bu hataya düşmedik. insanlar araçlarıyla da caddeye girebi lecek. Ama artık park edemeyecekler" diyor. Bu projeyi hayata geçirmeden önce onlarca şehir gezip, ineelediğini ve buna göre bir plan hazırlad ı klarını ifade eden Sarıgül, ekim ortasında projenin tamamlanmasıyla birlikte Abdi ipekçi Caddesi'nde çeşitli kültür ve sanat akti vitelerine ağırlık verileceğ i n i , açı k hava sergileri yapılacağını söyledi.
Abdi i pekçi'de başlayan Kentsel Tasarı m projesine daha sonra N işantaşı, Teşvikiye, Amerikan Hastanesi ve Topağacı Meydanı ' n ı da içine alan yaklaşık 30 sokakta uygulanması plan lan ıyor. Projenin ikinci etabı Abdi i pekçi ' n i n b i r paralelindeki M i m Kemal Öke Caddesi'nde uygulanacak. Üçüncü aşamada ise Atiye Sokağı ta mamen trafiğe kapatılacak. Atiye Sokak, butikleri, takı dükkanları , restoran ve kateleriyle yaşayacak.
Ze k e r i y a k ö y ' e Gü n d o ğ u m u n d a n E s i n le n e n P r o j e Ge l i y o r
800 Bin TL
Tarih: 1 3 Eylül, Sabah Emlak
Nişantaş ı ' n ı n yeni yüzüne kavuşturul ması için toplamda 800 bin TL yatırım yapılacak.
YAZAN: DiLEK TAŞ
Ye n i Ma r kala r Gelecek Mevcut projede, kafe-bar v e resto ranların dışında başka işletmeler de kald ı rı mlardan faydalanabilecek. Bölgede Türkiye' n i n önde gelen kafe ve işletmelerin i n yer alacağ ını belirten Sarıgül, kafe ve işletmelerin yan ı sıra mağazaların da kaldırırnlara masa kura bileceğini söyledi . Pek ç o k yeni markanın caddede yer alabimek için sı rada beklediğine de di kkat çeken Sarıgül, " 9 'dan sonra ölü olan Nişantaşı artık gece de yaşayan bir semt olacak. Bu esnafa da büyük katkı sağlayacak," dedi.
Zekeriyaköy, gün doğarken açan çiçek lerden esinlenerek yapılan ve iki farklı kabuktan oluşan çatısı ile dikkat çeken yeni bir mimari konseptle tanışıyor. ECE Beton'un sahibi Mahmut G ündoğan, i nşaat sektörüne adı m atıyor. Gündoğa Evleri adı n ı taşıyan proje i l e Zekeriyaköy'de butik konspette 14 dubleks olmak üzere toplam 4 ünite binadan oluşuyor. Projenin mimarları Gökhan Avcıoğlu ve Dara K ırm ızıtoprak, projenin konseptinde " G üne huzurla uyanma" temasından yola çıktıkların ı söylüyor. M i mar Kırmızıtoprak, projedeki evlerin
en büyük özelliği " kabuk şeklinde açı l ı r izlenimi veren" çatıları n ı n g ü n ı ş ı ğ ı n ı içeri alması olduğunu çekiyor. Metrekaresi 5 B i n Dolar Olacak 6 dönüm arazi üzerine inşa edilen G ündoğa Evleri projesinde her biri bir birinin aynısı olan dört ayrı ahşap kapla malı üniteden meydana geliyor. Projenin içinde fiat ve dubleks da irelere yer veriliyor. Fiat daireler 1 50 metrekare büyü klüğündeki 3+ 1 ' lerden oluşurken dubleks daireler ise 250 met rekare büyüklüğündeki 4+ 1 dairelerden meydana geliyor. i n şaatına bu yılsonundan önce baş lanacak projenin 201 2 yılının baharında teslim edilmesi planlanıyor. Projedeki metrekare fiyatları n ı n ise ortalama 5 bin Dolar civarında olacağı tah min ediliyor. Zekeriyaköy' ü n en butik ve farklı projelerinden biri olması beklenen G ündoğa Evleri projesinde ev sahipleri nin yaradanabiieceği sosyal tesisler de yer alacak. Havuz, spa gibi imkanların yanı sıra kafe ve restoran gibi özel me kanlar da proje içinde yer alacak. Kırm ızıtoprak, projede hedef kitlenin " iyi eğitimli, çocuklu, kent soylusu, haya tını temize çekmiş," kişilerden oluşaca ğ ı n ı belirtiyor. Projede az ü nite yer almasından do layı ev sahipleri nin benzer gelir seviyesi ve yaşam biçimlerinden gelen isan lar dan oluşacağ ı n ı da sözlerine ekliyor.
Çat-ının Ahşapı Ka n a d a ' da n Dik çatı ları ile dikat çeken projede masif ve laminat sedir ağacı kullanılıyor.
Eylül 2010
M i mar Avcıoğlu , " G etirilecek ağaçlar Kanada sedir ormanları nda özel olarak yetiştiriliyar ve eski loft şeklindeki de polardan al ı n ıp yeniden kullanıma hazır hale getiriliyor," diyor.
M ima rlar p roj e gelişTirici l e r i n e d ö n ü ş üyor M i mar Kırmızıtoprak v e Avcıoğlu, yaptı kları projelerle konut sektörü nde butik yatırımlar yapabilecek oyuncuların mimarı oldu kları n ı söylüyor. Eski müteahhitlik anlayışının fazla büyük ve aşırıya kaçan mimarisine al ternatif olarak daha az sayıda ve nitelikli konutlar yapmayı tercih etti klerin i söyle yen Kırmızıtoprak ve Avcıoğlu , m imarla rın son dönemde proje çizim inden arazi seçimine, izin alım süreçlerine kadar tüm süreçlerle ilgilenir duruma geldiğini yani artık başlı başına bir proje geliştiri ci oldukları n ı da kaydediyor. .
I s t- a n b u l ' u n Ya k ı n Ta r i h i n i n Dö k ü ma n t- a s y o n u Tarih: 15 Eylül YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
istanbul 201 O Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve istanbul Bilgi Ü niversitesi 'n i n düzen lediği " i stanbul 1 9 1 0-20 1 0 Kent, Yapı l ı Çevre ve M imarlı k Kültürü Sergisi" n i n açılışı 1 4 Eylül 'de Santralistanbul 'da gerçekleşti. Serginin açılışında istanbul Bilgi Ü niversitesi M imarlık Fakültesi Dekanı i hsan Bilgin bir konuşma yapt ı . Bilgin, bu serginin Türk m imarlık tarihi nin belgelenmesi açısından çok önemli olduğunun altın ı çizd i . 1 9 1 0 yılından günü müze kadar gerçekleşen şehi reilik ve m i marl ı k akımlarını yansıtan sergi, alanında usta isimlerin nadide ve bu l u nmayan çizim ve eskizlerini de gözler önüne seriyor. i hsan Bilgin, kon uşmasında mimarlı k öğrencilerine, ç o k mimarlı k anlattığın ı , esas ondan duymak istediklerinin 70'1erde öğrenci olmanın nasıl oldu ğunu belirtti. 60'1arda lise, 70'1erde üniversite okuyan biri olarak, 70' 1erde istanbul'da öğrenci olmayı bu sergiden görebileceklerini belirten Bilgin, sergiyi hazırlama aşamas ı nda tüm ekip olarak hangi süreçlerden geçtiklerini de anlattı.
Günümüzde var ol mayan, istan b u l ' u n farklı dönemlerine ait v e farklı nedenler le yıkılıp günü müze kadar ulaşamam ış Antiochos Sarayı, Polyeuktos Kilisesi, Galata Surları, Çandarl ı Hamamı, ineili Köşk, Direklerarası, Sadabad Sarayı, Taksim Kışlası, Eski Ç ı rağan Sarayı, Darülfünun Binası , Ayastefanos Anıtı ve Levent i laç Fabrikası gibi yapı ların bulunduğu 1 2 binadan oluşan bu seçki, gerçekleşecek sergilerin ana çerçevesi ni oluşturuyor.
istanbul 1 9 1 0-201 O Kent, Yapılı Çevre ve M i marl ı k Kültürü Sergisi, enerj i müzesinde dört kata yayılmış d urumda. Türkiye'nin sosyo-ekonomik değişimlerinin paralelinde dönüşen de mografik yapı ve kentsel mekanlar eskiz, harita ve çevre planlarıyla aniatılmaya çalışılmış. Daha çok bir dökümantasyon havası nda olan serginin, önümüzdeki g ünlerde kataloğu hazırlanacak. Küratörl üğünü, istanbul Bilgi Ü niversitesi M imarlık Fakültesi Dekanı ihsan Bilgin ve M imarlık Yüksek Lisans Programı akademisyenlerinden Günkut Akı n , Burak Boysan , Sibel Bozdoğan , M u rat G üvenç, Tansel Korkmaz ve Eda Yücesoy ' u n üstlendiği serg i , 20 Kasım'a kadar ziyaret edilebilecek.
İsTa n bu l ' u D ü ş ü n e c e k , İsTa n bu l ' u Öğ reneceğiz
Hayal e t" Y a p ı l a r Ca n l a n ı y o r ! Tarih: 1 5 Eylül
DERLEYEN: DERYA YAZMAN
istanbul 201 O Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kentsel Projeler Direktörlüğü projeleri kapsamında, iTÜ M imarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Turgut Saner dan ışmanlığı nda, Cem Kazar ve l ş ı l Ü nal tarafı ndan kurulan PATTU M i marl ı k ' ı n çalışmaları i le ortaya çı kan "istan bul'da "Tarih ve Yıkım/ Hayal-et Yapılar" projesi sergisi, 1 4 Eylül Salı günü Ç ı rağan Sarayı Heykel Galerisi'nde düzenlenen açılış koktey liyle izleyicilerin i lgisine sunuldu.
.§Cl)> �
"' N o :.::
E Cl) <J
Bu sergiyle birlikte, Avrupa Kültür Başkentliği sürecinde, izleyicilerin istanbul'la ilgili düşün meye sevk edi leceği , düşün ürken de geçmişiyle ilgili bilinmeyen pek çok yan ı n ı n öğrenile ceğini söyleyen istan bul 201 O Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Üyesi Korhan Gümüş, "Bu sergi fikrinin ortaya çıkmasını sağlayan amaç bence kent belleğinin yeniden canlandırılması değil, yalnızca. Bu sergide yer alan an ıt yapıların çoğ u n u n bir takım yol genişlet me, fonksiyon değişikliği, yen i bir proje yapımı nedeniyle yok oldukları düşü nülürse, bu sergi "yıkım" sorunsal ının m imarlığı ve kenti nasıl kapalı, m inimal bir düşünce dünyasına mahkum ettiğini gösteriyor. Çünkü kritik bir profesyonel deneyim içinde kolaylıkla fark edile bilecek bir durumu, yani yok olmanın ne anlama geldiğini fark etmek; karşı entelektüel süreçlerin yarattığı şiddetin
Eylül 2010
kentteki izleri ni okumak için bazen yı lla rın geçmesi gerekiyor" diye konuştu. Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Yı lmaz Kurt ise, " Bu proje iki taraflı düşündürmeyi sağl ıyor. istan b u l ' u n kay bettiklerini göstermek adına çok önemli bir çalışma," diye konuştu.
Ama ç , Yıkıma Ka r-şı Ha s s a s iyet- Oluşt-u r-m a k v e Gü ncel Kalmasını Sağlam a k Hayal-et Yapılar Projesi' n i n sahip lerinden lşıl Ü nal projelerine emeği geçen destekçilere teşekkürlerini sunarken, Cem Kozar da proje fikrinin, istanbul'daki seçilen 1 2 yapı yıkılmasaydı kent bu duru mdan nasıl etkilen irdi sorusuyla geliştiğini belirte rek, " Projenin amacı kentlilerde yıkıma karşı bir hassasiyet oluşturmaktır. Esas düşünce: Kentin yen ilenmesi için yıkım gerekebilir; fakat kentin tarihi bu yıkımlarla birlikte yok ol mamalıdır. iTÜ M imarl ı k Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Turgut Saner'in danışman l ı ğ ıyla, istanbul 201 O Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve PATTU ' n u n destekleriyle ha yata geçirilen bu proje tarih araştırması, 3D modelleme, kentsel araştırma, kent sel senaryo, yerleştirmeler, ana sergi, websitesi, kitap ve reklam aşamaların dan oluşacaktır," diyerek projede emeği geçen herkese teşekkürlerin i sundu.
Yapıla r-a Do k u n ! Projeye katkıda bulunan nerdworking 'den Erdem Dilbaz, " Yapılara Dokun" ad ı altında yapmış ol duğu görsel fotoğraflama ile insanların yapı fotoğrafiarına dokunarak istedikleri boyut ve şekilde i ncelemelerine olanak sağlıyor.
Ser-gi 15 Eylü l-18 E k im Ta r-ihler-i Ar-a sında Hey kel Gale r- i s i ' n de Gö r-ülebilirHayal-et Yapılar Projesi kapsamında ki 12 yapı n ı n yerleştirmelerinin ilki ola ğan Eski Ç ı rağan Sarayı, 1 5 Eylül- 1 8 Ekim 201 0 tarihleri arasında Çırağan Sarayı ' n ı n Heykel Galerisi' nde ziyaret edilebilir. Diğer yapılarla ilgili yerleştir meler de 1 5 Ekim'den itibaren yapıların geçmişte bulundukları yerlere kon u l ma-
'!?
ya başlanacak. Taksim Maksemi'nde 20 i .. Kasım- 1 9 Aralık tarihlerinde gerçek" lll leşecek ana sergi olmak üzere, sergi .. Ol kitabı ve web sitesi ile de günümüze �" kadar ulaşamamış bu yapıları kentiiierin :; (1) belleğine geri çağ ırmayı hedefliyor. .. � ,.
J ü r i n i n Yo r u m u B i r Ya r ı ş ma P roj e s i n i n Öz g ü r l ü ğ ü n ü K ı s ı "t l a y a b i l i r mi ?
�
Tarih: 20 Eylül YAZAN: SELi N BiÇER
Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Hizmet Binası Ulusal M imari Proje Yarışmas ı ' n ı n ödül töreni ve akabinde kolokyumu 1 7 Eylül 201 O tarihinde Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salon u ' nda gerçekleşti. 3 - 6 Ağustos 201 O tarihinde teslim alı nan projeler arasından 1 1 5 tanesi değerlendi rmeye alındı. Bunların içinden bir tanesi kimlik zarfı olmadığı içi n , bir diğeri ise geç teslim edildiğ inden dolayı
Cl)
·o C. "'
ı:
o
:iii�
yarışma dışı kaldı . 1 8 Ağustos 201 O tarihinde yarışma sonuçlandı , 3 adet ödül, 5 mansiyon ve 5 tane satınalma ödülü verildi. Ödül töreninden önce Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Büyük yaptığı konuşmada şu an kullanı lan mevcut yapının Düzce'nin en iyi binala rından biri olduğunun altını çizd i . Şehir merkezinde yer alan mevcut binanın d ışarıdan gelen kullanıcılara yetmediği ni, toplantı odalarına sığamadıkların ı ve otopark soru n u nedeniyle yen i bir arsa da yen i bir bina yapma kararını yaklaşık iki yıl önce aldı klarını belirtti. Sadece şu an için değil, i leride de kaliteli bir yapıda hizmet verebilmek adına yapının tasarianmasın ı n tek bir mimara veril mesi yerine ülke çapı nda düzenlenen bir m imari proje yarışmasıyla ol masına karar verdiklerini söyledi. Yarışmaya katılımın yoğ u n olmasından duydukları memnuniyeti ifade etti. Daha sonra sözü Meclis Başkanı N usret Özsoy ald ı . Konuşma yapmak üzere kürsüye Jüri Başkan ı Nesrin Yatman çağırıldı. Yatman çok emek ve rilmiş olan 1 1 5 adet projeyi incelemek-
Eylül 2010
ten dolayı memnun olduğunu kaydetti. Konuşmasının sonunda jüri ve m imarlık mesleği adına Düzce Ticaret ve Sanayi Odası 'na teşekkür etti. Oturuma verilen kısa bir aranın ard ı n dan kolokyuma geçildi. Kolokyum yöne ticiliğini üstlenen Ercan Çoban bu tip yarışmaların desteklenmesi gerektiğini söyledi . 1 972 yılından beri mimarlık için emek verdiğini söyleyen Çoban meslek hakkında yapılan negatif yöndeki ko n uşmalardan hazzetmed iğini sözlerine ekled i . Ve kolokyum için salondan soru lar alındı. Katılımın fazla olmadığı kolokyumda sadece iki soruldu, ancak jürinin bu soru lara yanıt verişi ve çıkan tartışma otururnun 2,5 saat sürmesini sağlad ı . Ö d ü l alan proje müelliflerinden N ihat Eyice jürinin raporda projeleri inceler ken oybirliğiyle eleme yapmasının nede nini sordu .
�: kısmında kat yükseklikleri ve adedi §' konusunda gelen bir soruya jürinin imar n yönetmeliğini referans olarak gösterdi ğini ancak bu yönetmeliğe uymayan bir projenin neden ve nasıl birinci olduğu (D. n u anlayamadı ğ ı n ı belirtt i . . Bu soruya h e r bir j üri üyesi kendi deneyimlerinden yola çıkarak ayrı ayrı Tarih: 21 Eylül YAZAN: DERYA YAZMAN cevaplar verdi. Bu sırada tartışma tüm salona hitap " O DTÜ Öğrenci Merkezi Binası ve O DTÜ etmekten çok ayn ı zamanda yerel bir Meydanı M imari Proje Yarışmas ı " n ı n ko lokyum ve ödül töreni 20 Eylül Pazartesi m imar olan ve satınalma ödülü kazanan projelerden birinin müellifi olan i rfan günü ODTÜ M i marlık Fakültesi Amfisi ' nde gerçekleşti. Dursu n ' l a bir tür münakaşaya dönüştü. Törenin açı l ı ş konuşmasını O DTÜ KUZEY CEPHESI 1/200 Rektörü Ahmet Acar yaptı. Acar, Öğrenci M erkezi uygulamaları çok fazla yapılan bir proje olmad ı ğ ı n ı ve farklı bir şey yapmak istediklerini söylerek, yarış macılara ve jüri üyelerine teşekkürlerini sundu. Kolokyumun oturum başkanlığı n ı yapan O DTÜ M imarlık Fakültesi Dekan ı GÜNEY CEPHESI 1/200 Haluk Pamir, katılımcılara ve d inleyi cilere " Projenin ortaya çıkışı ile ilgili bir soru veya düşüncesi olan var m ı ? " sorusunu yöneltti. Bunun üzerine ya rışmaya katılanlardan Cem Açı kkol söz hakkı isteyerek düşüncelerini ifade etti. Kısacası jürinin savunduğu görüş tek Açıkkol, O DTÜ ' n ü n yapdışının da bir bir fikirden oluşuyordu : yarışma ile olduğundan, uzun zamandır O DTÜ 'de yarışma açılmadığından ve M imarl ık mesleği özellikle ülkemizde dış etkenler (yönetmelikler, vb) nedeniy açılan yarışmaların ODTÜ ' n ü n orijinal le yeterince daralırken avan proje n iteli halini bozduğundan söz etti. O DTÜ ğ i nde teslimi istenen bir yarışma projesi Rektörü 'ne yönelerek, " Lütfen daha fazla bina yapmayalı m . Okulumuzu imar yönetmeliği kuralları gibi kalı plar içinde özgürce tasarlanamaz. gecekondu görüntüsünden kurtulalı m . O rij inal binaları y a yeniyelim y a da yıkıp Ve j üri yarışma katıl ımcıları n ı n bu gibi nedenlerle yönlendiri lmesi fikrini doğru yeşil alan yapalı m , " diyerek bu konu bulmadı kların ı belirtti. hakkındaki sıkı ntısı n ı dile getird i . Avan projenin müellifleri tarafından B u n u n üzerine jüri üyelerinden Doç. proje ilerledikçe geliştirileceğine inan Dr. Baykan Günay, " Bu eleştirilerin dığı belirten jüri birinci olan projenin biz de farkındayız. Bizim de uyg u n m imari yorumu ndan memnun oldukları bulmadığımız yapılaşmalar var. Bunları n ı anlattı. düzeltmeye çal ışıyoruz. Fakat yen i Kolokyu m birincilik ödülünü alan pro b i n a yapma konusuna gelirsek, YÖ K je müelliflerinden Bülent Çetin'in yaptığı ün iversitemize alı nan öğrenci sayısını konuşmayla son buldu. arttırdığında kimsenin sesi çıkmad ı . Bu l l
" ODTU ' n u n � Mey d a n.� � Değ i l Oğ re n c i Me r k e z i n e I h -t i y a c ı Va r "
,..
:;· i l k soruyu yanıtlamak üzere Nesrin !:!. o Yatman j üri değerlendirme sürecinden iii :ı elinde kalan bir listeyi çıkard ı . Katıldığı "O j ü ri ler içinde ilk kez böyle bir durumla .2. ., karşılaştığ ı n ı belirten Yatman, jüride ikna ve uzlaşma ortam ının yakaland ı ğ ı n ı belirtti. J ü ri üyeleri diğer birçok yarışman ı n aksine bu yarışmaya katılan projeleri i n celemek i ç i n u z u n saatlerin i ayırd ı klarını ve çok sıkı tartışmaların gerçekleştiğini belirtti. Bu sayede her bir j ü ri üyesinin projeleri tek tek oylaması yerine ortak bir görüş alınarak eleme yapıld ığını açıklad ı . Bir diğer soru ise satınalma ödülü kazanan ekiplerden birinde yer alan Umut Özdemir'den geld i . Yarışma sürecinde soru-cevaplar
Eylül 2010
da bir gerçek. ODTÜ çok iyi projelere de sahip. Türkiye'nin en iyi teknoparkını kurd u , " diyerek şu şekilde sözlerine devam etti: " Yapılaşmadaki yaşanan bu dağınıklığın nedenleri içinde telif hakları meselesi de çok önemli . Behruz Çinici 'ye tekiifte bulunduk böyle bir yarışma açacağ ız, jüriye katıl diye. Kendisi ben yaparsam bu projeyi olur dedi. Bu şekilde yaparak gençlere fır sat vermemek olm uyor," dedi. Oturum başkanı " Haluk Pamir'in jüri değerlendirmesi hakkı nda sorusu olan var m ı ? " sorusuna yine yarışmacı Cem Açıkkol tekrar söz alarak, birinci olan projeyi hem eleştirdi hem de övdü. Açı kkol, " B u projede salonlar çok öneml i . Ama birinci projenin salon larına bakıldığ ı nda oranlarında hata olduğu , 3 . boyutta da bu hataların görülülüyor. Ayrıca salonların tavan yükseklikleri 4 metre. Oysa ki daha yüksek olmalı. Formları da çok dikdörtgen olduğu için sahne ile olan ilişkiler çok iyi kurulama mış," diyerek birinci projeyi eleştirdi . Daha sonra, birinci projenin 3 tane çok üstün gördüğü özelliğinden bahsetti: " i lki, yapının çizgisel formunun kurularak meydanı tarif etmesi. i ki ncisi, spor sa lonu ile önemli bina arasında bir sokak var. Ve bu sokağın doğu yönünde ikinci bir dış mekan oluşturulmuş. Bu çok hoş bir tasarı m . Üçüncüsü ve en önem lisi, üst katta meydan oluşturulması ve bu meydandan da arka peyzaja bağla nı lıyor olması , " diyerek projenin olumlu yönlerini ifade etti. Birinci Mansiyon Ödülü sahiplerin den Onat Öktem' i n jüriye yöneltm iş ol duğu, " M eydan konusunda tatmin edici kararlar alındığını düşün üyor musunuz? Bu kararlardan iyi bir envanter oluşabilir m i ? " sorusuna jüri başkanı " Bence iyi bir envanter oluştu . Mevcut yapıyla kurulduğu ilişki, farklı seviyelerde açı k alanlar üretilmesi adına birincilik ödülü kazan proje çok iyi. i kinci ve üçüncü projelerde de benzer başarı söz konu suyd u , " dedi. J üri üyelerinden Doç. Dr. Celal Abdi Güzer ise, "Zor bir arsa olmasına rağ men, birinci projedeki meydan tanı m ı çok iyi ," diyerek düşüncesini ifade etti. Dinleyicilerden O DTÜ 'den Aydan Balamir, yarışma hakkındaki fikirleri n i şu şekilde ifade etti: " Yarışman ın m i -
marlık dünyası nı daha sarsıcı ve altüst edici olması nı beklerdim. ODTÜ 'de yapılan böyle bir yarışma literatüre ge çecek bir yarışma olmalıyd ı . Ama sakin geçen bir yarışma oldu. Çok nitelikli projeler var fakat, sanki en başından ses getirebilecek bir tanım ortaya kana rak, program öyle hazırlanmalıydı diye düşünüyoru m . " O DTÜ Rektörü Ahmet Acar'ın başka bir toplantıya katılma durumu olduğun dan kolokyuma ara verilerek, ödül töre nine geçildi. Derece giren proje müelliflerine sıra sıyla ödüllerini Ah met Acar verd i . Acar, " O DTÜ üzerinde herkesin çok beklentisi var. Bu beklentileri karşıla maya çal ışıyoruz. Fakat statik olmamız mümkün değ i l . Çinici ' nin yapmış ol duğu planın üzerinde hiçbir değişiklik yapmamamız statik kalmamız demek olur. Gelişmeye yönelik stratejilerimiz var. Ü niversite yaşayan bir kurum ve dönüşümler sağlık bir şekilde olmal ı , " diyerek törenden ayrıl d ı . Acar'ın ardından Mimarlık Fakültesi Dekan'ı Haluk Pamir, uzun zamandır jüri üyeliğini yapmadığını ve bu yarışmada daha önce görmediği bir durumu beli rt ti: " Hiçbir yarışmacı ödülünü aldıktan sonra jürinin suratı na bile bakmad ı , elini sıkmad ı , " diyerek yaşamış olduğu üzün tüyü ifade etti. Ödül töreninden sonra kolokyum ağırlıklı olarak, yarışma için hazırlanan mimari programın nasıl oluşturulduğu ve "meydan" kavramı konusundaki tar tışmalarla devam etti.
Jüri başkanı, öğrenci topluluk me kanlarını tasarian ın zorl uğundan, birçok kavram ı ortaya koymak gerektiğinden ve öğrencilerden herhangi bir program talebi gelmediğinden söz etti. Din leyicilerden biri, " O DTÜ Meydanı , bana çok inandırıcı gelmiyor. i htiyaç var m ıydı ? Bilemiyorum . Biraz yapay geliyor. Ama tabiki yapılanların nasıl yaşacağı n ı zaman gösterecek , " diyerek düşüncele rini ifade etti. Diğer söz alan bir dinleyici, "Öğrenci merkezi genel müdürlüğe atfediliyorsa, acaba öğrenci merkezi öğrencilerin kendi kendine dönüştürebilecekleri alan m ı olmalıydı? Sorusunu akıllara getiriyor," dedi. Bunun üzerine jüri üyelerinden Doç. Dr. Güven Arif Sarg ı n , " Programda öğrenci topluluğu i ç i n hiçbir kısıtlama yok. Birinci proje bu anlamda, öğrenci mekanların ı tüm arsaya yayarak çok olumlu bir karar sergilemiş," diye yanıt verd i . J üri Başkanı ise, " Nasıl esnek mekan önerebil iriz ki öğrenciler bir şeyler kata bilsin? sorusuna yanıt aradık. Herhangi bir şekilde tasarımcıyı bağlamadı k. Ama gönül isterdi ki tamamen esnek bırakmak programı . Fakat, mevcut du rum ve esneklik arasında oluşabilecek gerilim de söz konusu," diyerek fikirleri ni sundu . Öğrencilerden birinin, " Spor alanları geliştirilecek mi, ya da başka alanlar önerilecek m i ? " sorusuna, Haluk Pamir, " Yarışma alanın i lerisindeki yeşil alanlara spor alanları yapılabilse keşke. Ordunun yard ım ıyla yeşil alana dönüş-
Eyl ü l 2010
!!! �
�: H i n d i s t- a n ' ı n
türülen alanları, Orman Bakan l ı ğ ı ' na teslim ettik. Orman Bakan l ı ğ ı ' n ı n da o bu alanları bize karşı korumasıyla karşı 'C karşıyayız maalesef," diyerek yanıt verdi. o iD' ODTÜ 'de Meydan olması konusun da da jüri üyelerinden Doç. Dr. Celal Abdi Güzer, "Şartnamede meydan tan ı m ı bina tanımı ndan çok daha fazla. istenilen farklılık, biçimsel farklılık değil tabiiki. Bence bu farklılık jürinin yazdığı şartnameyle olmuyor. J ü ri değ i l , katılım cı belirleyici olmal ı . J ü rinin yapacakları her zaman sınırl ıd ır. Belirli kısıtlamalar dışında başka açı l ı mların olduğunu dü şünmüyorum , " diyerek fikrini belirtti. Haluk Pamir'in birincilik ödülü alan proje müelliflerine, " S izce, O DTÜ Meydanı tanımı sizin projenizde sahip lenildi mi?" sorusuna proje müelliflerin d e n , " B u bir süreç. B i z elimizden gele nin en iyisini yapmaya çalıştı k. M eydan tarif etmek zordur. Meydanın sınırını yapı ile bütünleştirerek tanım lamayı amaçladı k , " diyerek yanıt verdi. Daha sonra Cem Açıkkol tekrar söz alarak, " O DT Ü ' n ü n meydana ihtiyacı yoktu . Öğrenci Merkezi'ne ihtiyacı vard ı , " sözüne jüri üyelerinden Doç. Dr Baykan Gü nay, " Bir diplama töreninde gelin ve görün lütfe n , " diyerek mey danın işlevsel olarak kullanabileceğini ifade etti. Son olarak din leyicilerden, " Peki tüm kararlar belediyeler tarafından nasıl çözümlenecek? " sorusuna da Haluk Pamir, "1 sene daha kaçak yapılaşma! " diyerek espriyle cevap verdi.
� Dı ş ı n d a Tarih: 21 Eylül, Archpaper DERLEYEN: PlNAR KOYUNCU
Ernst Scheidegger' i n Chandigarh'ta 1 956 yılında çektiği fotoğraflardan olu şan kitap, gelecek vaat eden, yaşayan bir kentten bahsediyor. Deborah Gans'ın ziyaret etmek için can attığı kent hakkındaki eleştiri yazısı, bize H i ndistan'dan küçük bir kesit sunuyor.
Chandigarh'a hiç gitmemiş olan lar ve Le Corbusier'yi uygarlığa karşı işlenen tüm suçların kavramsal kaynağı olarak görenler içi n , yan i pek çok insan için Ernst Scheidegger' i n Chandigarh'ta 1 956 yıl ında çektiği fotoğraflar bir vahiy gibi gelecek. Burası Ebenezer Howard 'ın British Garden City (ingiliz Bahçe Kenti) hareketine ve buna hay ran kalan Amerikalı plancı ve Pencap' ı n yeni merkezin i n i l k yetkili plancısı olan Albert Mayer'a çok şey borçlu olan , tuğ ladan yapı lmış alçak konutlardan ve begonvillerden oluşan bir yer.
1 91
Mayer'in m imari ortağı Matthew Nowicki bir uçak kazasında öldüğünde, Nehru yeni bir ekip araştırmaya başladı . Böylece Team 1 0 ile özdeşleşmiş, ken tin büyük bir bölümünün mimarları olan genç ingiliz çift Jane Drew ve Maxwell Fry'a ve m uazzam Capital Complex ' i n mimarı L e Corbusier'ye u laştı. Le Corbusier ise kuzenini ve yıllarca Chandigarh ' ta kalmış ve burası için tasarım sürekliliğini sağlamış olan uzun vadeli ortağı Pierre Jeanneret 'yi günde me getirdi. Fotoğraflarda görülen kent, burada sadece 1 956 'da yapılmış olan bir binası olan Le Corbusier'nin olduğu kadar, Drew ve Fry ile Jeanneret 'n i n de kenti. Kitap kısaca bu tarihçeyi anlatıyor, mimari iş ortakları arasındaki ilişkilere biraz ışık tutuyor ve tasarım sürecinin u nsurların ı hassas bir şekilde araştırı yor. Ama en önemli denemeler kentin fotoğraflanması ile ve fotoğrafçılığın Le Corbusier'nin işlerindeki ve savaş son rası kentleşmede özellikle Brezilya'daki rol ü ile ilgileniyor. Stanislaus von Moos ve Verena N ievergelt'in izah ettiği gibi, Scheidegger kendini sabırlı gözlemci liğe dayalı isviçre nesnelciliği ile, üyesi olduğu Magnum Gruop' u n fotoğ raf gazeteciliğine adad ı . Yaklaşı m ı , resmin öyküsel içeriğini etnegrafik gerçeklik ve resmi yapının kaynağı olarak vurgulad ı . Moos, Scheidegger i l e Le Corbusier'nin yapı fotoğrafçısı Lucien Herve'yi karşılaştırıyor. Herve'nin Oeuvre Complete'deki fotoğrafları mimarlık hakkındaki fikrim izi hala ya şayan siyah-beyaz boş figürler olarak belirliyor. Herve'nin işlerinde kurnaz bir antrapolog olduğu da tartışılabilir, ama Moos ' u n amacı belli: Scheidegger ' i n fotoğrafları hayatla o derece göz önüne seriliyar ki, mimarlık ya olay için bir ze min veya kocaman bir doğa için ön plan haline geliyor. Çok sayıdaki fotoğ raf ve bu fotoğ rafların tekrarlanan içerikleri durum ve hatta kentin oluşma adı mları hakkında fikir veriyor. Birkaç saniye aralıkla çekil miş gibi görünen iki karede, erkek öğ retmenlerden oluşan küçük bir grubun toplandığı ve sonra iki kadın öğretme nin boş sandalyeleri doldurduğu görülü yor ya da onları giderken m i görüyoruz? Her halükarda, Scheidegger' i n kitabı n
Eylül 2010
sonunda yayınlanan ince broşür için önerdiği gibi sadece oturan erkeklerin olduğu fotoğrafı yayınlamak, camiada haklı olarak yerlerin i alan kadınların sam i rniyet hissini kaybetmeye sebep olurdu. Fotoğraf kareleri arasında ışıktaki kü çük bir değişim, kayanı n üzerinde tezek görülmesi gibi bazı küçük farklar hemen göze çarpmayabiliyor. Negatiflerin aralarındaki baskın benzerli k hepsi n i n dış mekanda çekilmiş olması. iç me kanlar bile dış mekan : yeni okulların çimenliğinde sınıflar, kent pasajlarında pazar tezgahları, yol un kenarındaki bir ağacın altındaki berber d ü kkan ı . .. Le Corbusier' n i n High Court ' u (Yüksek Mahkeme) Scheidegger'in bu kentin bir açıkhava tiyatrosu olduğu düşüncesine mükemmel bir şekilde uyuyor. Çünkü bu bina iç mekansız olarak tasarlanmış tı, mahkemeler demokratik yargıyı eylem halinde göstermek amacıyla doğrudan plazaya açılıyor ve tonozlar boyunca devam eden d ışarıdaki rampa bir Roma kalıntısındaki sirkülasyona benziyor. Chandigarh' ı bilenler için bunlar hiç de sü rpriz gibi gelmiyor. Scheidegger' i n fotoğrafların ı n bazıları ayırt edilebilir klasikler olarak yer aldık ları Oeuvre Complete'e gerçekten dahil edilmişti . Ve onun fotoğrafladığı kent hala fazlasıyla mevcut; yapı işçilerin i (şimdiki göçmenleri) barındıran gece kondularıyla, serbest bölgelerin "kitsch" (şimdiki postmodern) yapılarıyla, sokak berberleriyle, bisiklet ve begonvillerle her şey yerli yerinde.
S a h t- e M ima r l a r A r amı z d a Tarih: 22 Eylül, Akşam
yakı n kişiyi belirledi . Sahte mimarların tamam ı n ı n KKTC'deki özel ü niversite lere ait sahte diplamalar düzenlediği ve YÖ K ' ten aldıkları "denklik belgesi" ile faaliyet gösterdikleri anlaşıldı. Türkiye M imarlar Odas ı , aralarında 1 3 yıldır sahte diplama ile mimarlık yapanların da bulunduğu sahte mi marlar hakkında An kara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bu lundu.
İh b a rla Ort-aya Çıkt-ı Skandal kon usunda Akşam'a bilgi veren Türkiye M imarlar Odası Genel Sekreteri Necip M utlu, sahte mimarla rı n varlığını kendilerine ulaşan bir ihbar mektubu ile ortaya çı kardı klarını söyledi. ihbar mektubunda ad ı geçen ve KKTC 'deki bir ü niversiteden mezun görünen kişiyi mercek altı na aldıkların ı belirten M utlu, ü niversite i l e yapılan yazışma sonucunda, diplamanın sahte olduğ unun beli rlendiğini ifade etti.
Deşifre Ed ilece kler ihbarın doğru çı kması üzerine M i marlar Odası olarak kapsaml ı bir inceleme başlattıklarını vurgulayan Necip M utlu, şu ana kadar 40'a yakın sahte diplama tespit ettiklerini bu kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu söyledi . Yarın düzenlenecek b i r bası n toplan tısı ile kamuoyunun bilgilendirileceğini ve sahte m i marları n isimleri ile deşifre edileceğini kaydeden Türkiye M imarlar Odası Genel Sekreteri M utlu, sahte d iplomaların tamamının K KTC'deki özel ü niversiteler adına düzenlendiğini de söyledi. M utlu Akşam'a yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
YAZAN: DORUK ÇAKAR
Türkiye M imarlar Odası, sahte d iploma larla mimarlık yapan onlarca 40'a yakı n i s m i tespit etti. Sahte m imarların yıllardı r yüzlerce projeye imza attı kları ve ihalelere katıl d ıkları belirlendi. M imarlar Odası savcılığa suç duyu rusunda bulunurken , kamu personeli arasında da sahte diplamalı mimarların olabileceği belirtildi. Türkiye M imarlar Odası, sahte dip lomalarla yıllard ı r m imarlık yapan 40'a
Yü zlerce İhale Almışlar "Sahte diplamalar konusu ndaki araş tırmamız sürüyor. Bu sayı daha da yükselebilir. Diplomasının sahte olduğu belirlenen isimler arasında 1 2- 1 3 yıldır mimarlık yapan kişiler bile var. Sahte mimarlar bugüne kadar, yüzlerce ihale alıp binlerce metrekare i nşaat yapmış lar. Tespitlerimizin tümünü savcılığa bildirdik ve olayla ilgili soruşturma baş latıldı."
Kam u d a da Ola b i l i r Kam u dışı nda serbest m imarlık ya pan kişilerin Türkiye M imarlar Odası 'na kayıtlı ol maları n ı n zoru nlu olduğunu, kamuda çalışan mimarları n ise böyle bir zorunluluğu bulu nmadığını belirten Necip M utlu, ' Bizim araştırmamız sade ce Oda'ya kayıtlı m imarlarla sınırlı. Bu durumda kamu personeli olan m imarlar arasında sahte diplamalı kişiler olup ol mad ı ğ ı n ı bilmiyoruz. YÖK denklik belge si verirken ü niversiteleri arayıp herhangi bir teyit işlemi gerçekleştirmemiş. Bu nedenle kamu personeli m i marlar ara sında da sahte diplamalı isimler olabilir. '
Ve n e d i k ' "t e Re k l a m Ta rt- ı ş ma s ı Tarih: 27 Eylül
Kaynak: Sabah (New York Times) YAZAN: LISABETIA POVOLEDO
Efsaneye göre, Palazzo Ducale'i eski bir hapishaneye bağlayan "iç Çekme Köprüsü"ne ism i , cezalarını çekmek için hapse gönderilen mahku mların Venedik'e dönüp bakabilecekleri son nokta olmasından dolayı verilmiş. Oysa bugün birisi dönüp bakacak olursa, görecekleri şey daha ziyade Bulgari mücevherin i n ya da Coca Cola' n ı n reklam ı n ı yapan bulutlarla bezeli devasa tentenin üzerindeki billbo ardlar olur. Direkierin üzerine serilmiş mavi tentelerin arası ndan restore edilen ya pıların kırılgan ön cepheleri görülebilir. Billboardlar aynı zamanda bu restoras yon çal ışmaları n ı da destekliyor. Venedik ' i n tarihi merkezi San Marea Meydanı' ndaki binalara geçtiğimiz yaz Coca-Cola billboardları yerleştirilmesi bazı Venediklileri çok öfkelendirdi. Bir m i ras koruma derneğinin başkanı olan Maria Camilla Bianchi n i d 'Aiberigo, " Sessiz olamazdık. Her şeyin bir sınırı var," diyor. Fondo Ambiente ltaliano isimli kurulu şu, bu reklamları protesto etti ve şehi r de bir tartışma başlatt ı . " Eksik olan şey reklamların çevreyle uyumlu olmasını sağlayacak kriterler. Bu kurallarla bina lar hala görülebi lecek" diyor. Belediye yetkilileri ise reklamlar olma dan şehrin tarihi yapıları nın bakı mının
E y l ü l 201 O
yapı lamayacağını söyleyerek kendini savunuyor. Bu yapılardan çoğu rutubetli ortam yüzünden yüzyılların verdiği yıp ranmayı açıkça gösteriyor. Kültür Bakanl ı ğ ı ' n ı n Venedik yapıla rından sorumlu yetkilisi Renata Codello, " Reklamlar kamu binalarının restorasyon giderlerin i karşılıyor. Başka türlü onarı lamazlardı , " diyor. " Estetik nedenlerden dolayı bile paraya hayır diyecek durum da değiliz. Palazzo Ducale'dan parçalar kopup yere düşerken bir şişeni n görse lini geri çeviremem," diye ekliyor. Codello, çalıştığı deparımana bu yıl restorasyon için 200 bin Dolar aldı ğ ı n ı söylüyor. Bu miktar büyük risk altında olan bi nalar için gerekli yıllık 2,6 ila 3,9 m ilyon Dolar ' ı n çok altında. Ancak Codello, bilberdiarın çok daha yaygı n olduğu Roma ya da Floransa ile kıyasland ığ ında Vened i k ' i n reklamiara uygun daha az yeri olduğunu belirtiyor. Kültür Bakanlığ ı' n ı n ülke çapı nda res torasyon lar için ayı rdığı bütçe 47 milyon Dolar. Tarihi eser açısından son derece zengin olan ülkede, restorasyon bütçesi her zaman sıkıntı yaratıyor. Venedik'in de dahil olduğu Veneto bölgesine sadece 1 , 8 m ilyon Dolar düşmüş. Bir zamanlar sadece mali katkılarla sınıriandırı ian özel sponsorluklar, 2004'de geçen bir yasa ile serbestleşti. B u yasaya göre katkıda bulunanlar restorasyon projelerinde doğrudan yer alabiliyor ve hatta projeleri yürütmeleri ne izin veriliyor. Kültür Bakanl ı ğ ı yetkilisi yasadaki değişikliğin daha fazla para akmasını sağlamad ı ğ ı n ı beli rtiyor. Ticari çıkarların kültürel girişimiere ne kadar müdahale etmesi gerektiğiyle ilgili tartışmalar sürse de italya' n ı n kül türel mirasını korumakla görevli yetkililer, ticari katkılara hala güvenmiyor. Özel şirketler, on yıldan uzun bir süredir devlet kontrolündeki bu sistem altında (kitapçılar, restoranlar ve bilet satışı alanlarında) faaliyet gösteriyor. Bir başka miras koruma ajansı olan ltalia Nostra'nın Başkanı Alessandra M ottola M olfino, " Verimliliği artırıp sonuçları iyileştirebiliriz ama her şeyi ticarileştiremeyiz. i n sanların çıkardığı ders ' H er şeyin
bir fiyatı var' olmamalı " diyor. iç Çekme Köprüsü ve Palazzo Ducale için yetkililer iki yıl önce Dottar G rupla bir an laşma imzalad ı . Restorasyondan sorumlu bu firma, giderlerini karşılamak için reklam yeri satabiliyor. Sarayın restorasyonunun bir kısmı bu ay tamamlandı ve binanın bir bölümü nün üzerindeki tente kaldırıldı . Firma, çalışman ı n 201 1 Eki m i ' nde tamamen biteceğini tah m i n ediyor. Belediye Başkanı G iorgio Orsoni, " Kasamız boştu. Bu yüzden spansor bulmak zorunda kaldık," diyor. Dottar G rup üç yıl süresi nce reklam lardan 2 milyon Dolar sağlayabileceğini belirtti. Benetton reklamlarıyla tanınan fotoğ rafçı Oliviero Toscani ' n i n tasarlad ığı bulutlarla bezenmiş tentesinin üzerine reklamlar yerleştiriliyor. Firmanın başkanı Pietro Dottor, " po lemiklere değ i l , işe konsantre olmayı" tercih ediyor. " S ıfır maliyetli yüksek kali te iş çıkarıyoruz. Önemli olan bu," diyor. Palazzo Ducale' ı n Canonica kanalı tarafın ı n , iç Çekme Köprüsü de dahil olmak üzere restorasyonunun toplam mal iyeti 3,6 m ilyon Dolar'ı bulacak. Reklamlardan elde edilen tüm gelir projede kullan ılacak. M i ras kuruluşları reklamların daha sınırlı kullanılması gerektiğine inan ıyor. Bianchini d 'Aiberigo, " B u ideolojik olarak aşırıya gitme anlamına gelmiyor. Ancak San Marea Meydanı gibi özel
yerlerdeki reklamların fazla göz önünde olmasını istemiyoruz" diyor. " Venedik benzersiz bir yer. M i mari eserler, taşlar, su ve i nsanlar arasında özel bir diyalog var ve reklam lar bunu yerle bir ediyor" diye devam ediyor. Bazı ları, restorasyon ve koruma için para toplaman ı n daha verimli olduğu yöntemler olduğunu söylüyor. Belediyenin aracıları atıp, reklamları kendisin i n satması bir yöntem. Örneğin bazı profesyonel spor ta kım ları yayın zaman ı satın alıyor, kendi yayınların ı oluşturuyor ve bütün reklam gelirlerini kendilerine kalıyor. Bu yöntemi Orsoni kabul edilemez buluyor. " Belediye bir reklam ajansı değil. B u bizim işimiz değil" diyor.
U l u s l a r a ra s ı Gay r ime n k u l Od ü l l e r i ' n e A u "t o p i a Damga s ı n ı Vu rdu Tarih: 27 Eylül
Autopia, 24 Eylül Cuma günü ingiltere'nin başkenti Londra'da verilen U luslararası Gayrimenkul Ödülleri'nde hem Türkiye ' n i n 201 0 yılındaki M imari Projesi hem de Avrupa' n ı n 201 0 yı lı ndaki M i mari Projesi kategorilerinde birincilik ödülünü kazandı.
Eylül 201 0
G lobal emlak dünyasının üst düzey profesyonellerinin bir araya geldiği törende kazandığı iki ödül ve sahip olduğu benzersiz projesi ile tüm katı lımcıların takdirini toplayan Autopia, 50 kişilik değerlendirme kurulu tarafı ndan her iki kategoride de rakiplerinden çok yüksek oranda puanlar alma başarısını gösterdi ve 27 Kasım 201 0 tarihinde yine Londra'da bu kez " Dünyan ı n En iyisi " n i bulmak için düzenlenecek yarış maya katılmaya hak kazand ı .
Ö n c ü o ğ l u + ACP M ima r l ı k ' ı n 3 P roj e s i C i t- y s c a p e D u b a i Gl o b a l Od ü l l e r i ' n d e F i n a l i s -t O l d u . .
Tarih: 27 Eylül
Cityscape G lobal organizasyonu kapsamında düzenlenen Cityscape 201 0 M imarlı k Ödülleri yarışmasında Öncüoğlu+ACP M imarl ı k ' ı n 3 projesi ul uslararası jüri tarafından finalist ola rak seçildi. Turizm , Seyahat ve U laşım kategorisinde Mersin'de inşaatı devam eden MerSea' N Marina, Konut kate gorisinde tasarı m ı aşamasındaki Şişli Konutları , Ticari proje kategorisinde ise istanbul 'da bu yıl hizmete açı lan Starcity Alışveriş Merkezi finale kal d ı . Yarışmanın ödülleri 5 E k i m 201 0 tari h inde gerçekleşecek törende sahip Türkiye ingiltere büyükelçisi Ünal lerini bulacak. Çeviköz'ün onurlandırdığı Uluslararası Finale kalan projeler 4-7 Ekim 201 0 Gayrimenkul Ödülleri gala ve ödül tarihleri arasında Cityscape G lobal töreninde, Keleşoğlu i nşaaat Yönetim Sergisi ' nde uluslararası yatırımcı ve Kurulu Başkanı Mustafa Keleş, G ü l m imarların ziyaretine açık olacak. inşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Gül, Autopia Projesi m imarları Dara Öncüoğlu+AC P M i marlık, 2009'da Cityscape Abu Dabi'de Cepa Alışveriş Kırm ızıtoprak ve Gökhan Avcıoğlu ile ·;;; � Merkezi projesi ile ticari proje katego Autopia Genel Müdürü Bilge Çalıklı Gi risinde " En iyi Yapı" ödülünü aldı ve Arpac ı , böylesine üst düzey bir yarışma- :!E .!!!' Ezcacıbaşı Ar-ge M erkezi projesi ise da birincili kler alman ın onurunu yaşarGi > 2 0 1 0 'da Cityscape Dubai'de Ticari/ ken , dünyada takdir toplayan bir Türkiye !!!' Ci Karma Kullanım Projesi kategorisinde projesine imza atmaktan son derece gururlu olduklarının altını çizd i . "Teşvik Ödülü"ne layık görüldü.
.
I s t- a n b u l ' u n Ç ı l g ı n P ro j e s i Ne Ol a c a k ? Tarih: 24 Eylül, Milliyet
Başbakan Erdoğan' ı n H ı ncal Uluç'a açık lad ığı " istanbu l ' la ilgili çılgın proje"nin ne olabi leceğini m imarlara sorduk. M i mar Sinan Genim, "Tepebaşı' ndaki konser ve opera binası olabilir" ded i . Afife Batur i s e " H i ç kimse istanbul için düşünülen projeleri tartışmaya aç madan, uzman ına danışmadan hayata geçirmemeli" diye konuştu Başbakan Erdoğan' ı n Sabah ga zetesi yazarı H ıncal Uluç'a açıkladığı istanbu l ' la ilgili "çılgın proje"nin ne olabileceğini mimarlara sordu k. i şte m imarların 'çılgın proje' hakkındaki görüşleri . . . Mimar Sinan Genim: "Çılgın proje olsa olsa, Tepebaşı ' na yapılması düşünülen 1 . 800 kişilik opera ve konser bi nası olabilir. Başkan Topbaş'ın desteklediği bu projenin yapımını i nanç Kıraç Vakfı üstlemişti . Olsa olsa müthiş proje bu olabilir." Mimar Behruz Çinici: " istanbul'a büyük projeler yapabilmek için derin bir kül türe sahip ol mak gerekir. Tabii delice projeler de yapılabilir. Menderes'ten sonra i stanbu l 'a en son en büyük dar be, 1 980'1i yıllarda Belediye Başkanı Bedrettin Dalan zaman ı nda vurulmuştur. Türkiye geçen bunca zaman içinde gerçek şehirciliği ne yazık ki öğreneme miştir." Mimar Mete Göktuğ: " Benim aklıma Tari h i Yarımada'ya u laşım ağı projesi geliyor. Çünkü yapılan tüm işler gerek tüp geçit, gerek metro hattı, tren hatları ve gerekse feribot iskeleleri insan ın aklına böyle bir proje getiriyor. Üstelik lastikli tüp geçit projesi de yolda." Mimar Prof. Dr. Ah met Vefik Alp:
" Başbakan ' ı n insanları yerinden zıplata cak projesi ne olabilir doğrusu tahmin edemiyorum . i stanbul için en önemli proje, birincisi kenti depreme hazırla maktır, i kincisi de ulaşımı çözmektir. Başbakan bu konularda proje teklif etmelidir."
Eylül 2010
Mimar Eyüp Muhcu (istanbul M imarlar
Uluç n e yazmışt-ı?
Odası Başkan ı): "Taksim Meydanı dü
" . . . istan bul için AKM 'den de öte müt hiş projelerimiz var, sizinle özel bir ko nuşmam ızda anlatmak isterim," dedi ve iki cümle ile projenin adını söyledi . Telefon elimde dondum kaldı m .. Bu istanbul konusunda bugüne dek duydu ğum en çılgın proje. B i ri bana " Bin pro je say" dese, bin gün izin verse aklıma gel mez. Öyle çılgın. Başbakan " Yazma" demedi . . Ama beni m izan ı m , anlayışım ve ilkelerim yazmamı engelliyor. . . . Bu projeyi, bir TV canl ı yayınında Türk ve Dünya (Dünya. Bu sözcüğe dik kat edi n . Şifre o.) kamuoyuna açıklamak Başbakanın hakkı. Benimki tiyatro dili ile " Sahne çalmak" olur. Hakkım yok."
zenlenmesi adı altı nda trafiği yerin altı na almak, AKM 'yi yı kmak ve yerine rant kulesi yapmak istiyorlar. Özetle AKM 'yi yıkıp kongre merkezi adı altında işyerle ri, alışveriş merkezleri vs. öngörüyorlar. Ancak AKM 1 . grup tescilli kültür var lığıdı r. Taksim meydanı tabii ki düzen lenmeli ama bunun yöntemi öncelikle bir yarışma açmaktır. Ve bu düzenleme AKM 'yi yıkma gerekçesi olamaz." Mimar Oktay Ekinci: "Taksim'de gün deme getirilen AKM 'yi yıkıp onun yerine alışveriş merkezi ile otel içeren bir bina tasarl ıyorlardı . Çılgın bir proje olarak lanse edilmişti. Benim aklıma bu proje geliyor, başkası gelmiyor. Eğer bu pro jeyse AKM ' nin aynen yapılması lazı m."
Diğe r- Çılgın Pr-oj ele rHayır-sız Ada ' ya Semazen Hey keli istanbul Büyükşeh i r Belediyesi Başkanı Kadi r Topbaş' ın dikkat çeken projelerinden bir tanesi de Haliç'e can suyu vermekti. Bu projeye göre, Sarıyer Ayazağa'dan Kağıthane Deresi'ne tünel açarak Haliç'e taze deniz suyunun girişi sağlanacaktı. Böylece Haliç'teki su sir külasyonu sağlanacaktı. Ve Haliç daha da temizlenecekti. Bunun dışında 2005 yılında Hayırsız Ada'ya 1 1 O metrelik semazen heykeli projesi gündeme gel mişti. içi nde restoran ı olan , aynı zaman da kilise, cam i , si nagogu bulunan proje çok tepki gördü. Sonra bu fikirden vazgeçildi.
ye g i renler, ödüllerini Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenen törenle ald ı .
Ope ra B i n a s ı i ç i n Ge r i y e S a y ım Ba ş l a d ı Tarih: 28 Eylül Kaynak: izmir Büyükşeh i r Belediyesi
izmir Opera B inası Ulusal M i mari Proje Yarışması Ödül Töreni'nde konuşan Büyükşeh ir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğl u , " Proje yarışmasını tamam ladık. Proje yapı m ı yaklaşık 1 sene sürer, en erken ihale süreci de 6 aydır. . . 201 2 ' n i n 6 . ayında temeli atıl ırsa çok iyidir, başarıdır. Hesabı mızı kitabı m ızı ona göre yapıyoruz," dedi.
"'
� ; N "'
...
;; 'C •O
izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, izmir'i kültür-sanat kenti yapma hedefiyle pek çok projeyi hayata geçirdikleri n i , opera binasını da kente kazandıracakları nı bildirdi. Başkan Kocaoğlu, " Opera binası izmir için metro ve arıtma tesisleri kadar lazımdır" dedi. izmir Opera Binası Ulusal M i mari Proje Yarışması Ödül Töreni ' nde konu şan izmir Büyükşeh i r Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu şunları söyledi: "Tı pkı Ahmed Saygun, metro, raylı sistem ya da arıtmalar gibi bu binayı da yapmaya muktediriz. 40 yıldır hangi proje üzerinde konuşulduysa, hepsini ya tamam ladı k ya da tamamlamak üze reyiz. Proje yarışması tamamlandı; proje yapı m ı yaklaşık 1 sene sürer, en erken ihale süreci de 6 aydı r. . . 201 2 ' n i n 6. ayında temeli atıl ırsa çok iyidir, başarı d ı r. Hesabı kitabı ona göre yapıyoruz." Kolokyumdaki konuşmacıların soru larına da yanıt veren Başkan Kocaoğl u , izmir'in kültür sanat kenti olma hedefine yürüdüğünü, bu hedefe ulaşmak için önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. Opera binasının Karşıyaka'da yapıl masına karşı çıkanların da olduğunu vurgulayan Başkan Kocaoğ l u , alanı Karşıyaka'nın geleceği açısından uygun bulduklarını ve böyle bir proje için en
Men d e r-e s ' de böyle çılgın lıkla r- yapmışt-ı Mimar Prof. Dr. Afife Batur:
" Başbakan dahi olsa hiç kimse uzman lara danışmadan , tartışmaya açmadan istanbul konusunda projeler üretip ha yata geçiremez. Büyük projeler uzmanlara, mimarlara, kent planlamacılarına, sosyologlara danışarak hazırlanmalıdır. Menderes de böyle çılgınlı klar yapmıştı. Yol açma tutkusu yüzünden istan bul büyük darbeler aldı . Birçok tarihi eser yok edildi."
izmir Büyükşehir Belediyesi'nin Mavişehir'de kuracağı dev opera binası için düzenlenen yarışmada derece-
iyi alanlardan biri olduğunu ifade etti. izmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Kadifekale'deki Roma antik tiyatrosu-
Eylül 201 0
nun ortaya çıkarılması için çalıştıklarını ve kamulaştırma için harita çalışması yapıldı ğ ı n ı belirterek, kale surlarının yeni lenmesi için proje hazırlandığın ı , tiyatronun yanı nda yapılacak Ege Medeniyetleri M üzesi için de kamulaş tı rma kararı verdiklerini söyledi.
İZDOB ' u n 3 0 . Yıl Heye c a n ı izmir O pera Binası Mimari Proje Yarışması' nda birinci olan Mehmet Kütükçüoğlu, çok fazla yarışmalara g irmedikleri ni, nitelikli proje ve jüri üye leri nedeniyle bu projeye katıldıklarını söyledi. izmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü Aytuğ Büyüksaraç ise bugünü doğum günü olarak gördüğünü ve muhteşem bir proje seçildiği için çok mutlu olduğunu belirterek, " izmir Devlet Opera ve Balesi'nin bu yıl 28. yılını kut luyoruz, bugüne kadar büyük uğraşlar verdik, opera ve baleyi tanıtmak için büyük sıkı ntılar çektik. 30. y ı l ı m ızı yeni binada kutlamak istiyoruz," dedi. Kolokyuma katılanlar, yarışman ın j üri üyeliğini yapan M imar Doç . D r. Celal Abdi Güzer, M imar Doç . D r. Haydar Karabey, Yüksek M i mar Emre Arolat,
Yüksek M i mar Semra Uygur, M imar Yrd . Doç. Dr. H i kmet Gökmen ve inşaat Yüksek M ühendisi M uzaffer Tunçağ 'a proje ve yer seçimi ile ilgili konularda görüşlerini bildirdiler ve merak ettikleri konularda j ü ri üyelerinin görüşlerini aldılar. Törende, izmir Opera Binası U l usal M i mari Proje Yarışmasında birinci olan Yüksek M imar Meh met Kütükçüoğlu başkanlığındaki Yüksek M imar Ertuğ Uçar, M i mar Mert Ü çer ve M imar Onur Akın'dan oluşan ekibe ödülünü Başkan Aziz Kocaoğlu verirken, ikinci olan Hakkı Can Özkan, Dilek Derman 'a, üçüncü olan Erhan Vural ve Ozan Soya ile 9 mansiyon sahibine ödüllerini jüri üyeleri verdi. Kente kazandırılacak uluslararası nitelikteki opera binası projesini mimari proje yarışması ile belirleyen izmir Büyükşeh i r Belediyesi, yarışmaya ka tılan 1 77 eseri Ah med Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde 1 7 Ekim 201 0 tari hine kadar serg ilerneye devam edecek. M erkezde, yarışmada ilk 1 2 'ye giren eserlerin maketleri ile geriye kalan 1 65 proje izmirliler'e sunuluyor.
E u ropean P r o p e r"ty Awa r d s ı "t a n EAA ı y a Od ü l Yağmu r u . .
Tarih: 28 Eylül 201 O
EAA- Emre Arolat Architects 201 0 European Property Awards'da 4 projesiyle 5 ayrı kategoride " H ighly Commended" ödüllerini alarak Avrupa'da önemli bir başarıya daha imza attı . EAA- Emre Arolat Architects tara fından projelendirilen 7800 Çesme Konutları ve Oteli, 201 0 European Property Awards'da hem " Konut 1 Çok Katlı Yapılar", hem de "Ticari 1 Karma Kullanımlı Yapı lar" kategorilerinde ödül alma basansını gösterirken, Falkart Narlıdere Evleri " Konut 1 Çok Katlı Yapılar", Tekfen Kağıthane Ofisleri pro jesi "Ticari 1 Ofis Yapıları " , Raif Dinçkök Yalova Kültür M erkezi projesi ise "Ticari 1 Rekreasyon Yapıları" kategorisinde Avrupa' nın en iyileri arasına girdi. Bu yıl toplam 39 ülkeden rekor sa yıda projenin yarıstığı 201 O European Property Awards ödülleri, 24 Eyl ü l 201 O gecesi Londra'daki Park L a ne Hotel 'de yapılan törenle sahiplerini buldu. Gayrimenkul alanında dünya üzerin deki en basarılı projeleri ödüllendirmeyi hedefleyen 201 0 European Property Awards Bloomberg Television'ın ana sponsorluğunda gerçekleştirildi.
Tü r k iye ı n i n E n K a p s am l ı Ya p ı Ma l z eme l e r i F u a r ı BUI L d i S T Ka p ı l a r ı n ı Aç t- ı Tarih: 30 Eylül
Türkiye'nin En Kapsaml ı Etkinlik Programına Sahip Yapı Malzemeleri Fuarı B U I Ld i ST Kapılarını Açtı Tasarım , m imarl ık, inavasyon ve teknolojinin yeni buluşma noktası B U I LdiST Yap ı Malzemeleri Fuar ı , 30 Eyl ü l - 3 Ekim 201 O tarihleri arası nda istanbul Fuar M erkezi C N R Expo'da ziyaretçileri ile buluşuyor.
Eylül 2010
B U I LdiST, önümüzdeki 3 yıl içerisin de M oskova Fuarı' ndan sonra bölgenin en büyük ikinci fuarı olmayı hedefliyor. Bugüne kadar düzenlenen fuarlardan farklı olarak profesyonellere yönelik önemli etkinlikleri sektörle buluşturan fuar gerçek bir bilgi-paylaşım platformu olarak ziyaretçilerin ezberini bozacak. • Ekolojik Bilinçlenmede Medyanın Rolü • Ekolojik Kriz ve Yeni Dünya Düzeni • Herkes için Erişilebilirlik • Türkiye'nin Sürdürülebilirlik ve Çevre Politikaları • Sabiha Gökçen Havaalan ı , 2 1 2 AVM , Pendorya AVM , Sapphire, One&Ortaköy, Kadi r Has Stadyumu, istanbul Sapphire Vaka Etüdleri • Ekonominin Doğası ve Doğanın Ekonom is • Eko Binalar ve Enerji Verimliliği: Türkiye Gündemindeki Sorunlar ve Mevzuat • istanbul Metropolitan Planlama Sergileri • Serbest M imarlar Derneği Üyeleri Sergisi
Tü m Bu Et-k i n l i kler ve Çok Daha Fazlası " Mima rlık , İ n ovasyo n , Ta sa rım ve Te k n o loj i n i n Ye n i Buluşma Nokt-ası" n d a ! B U I Ld iST, yapı malzemeleri fuarı olmaktan öteye geçerek etkinlikleri ile profesyonellerin bilgi paylaşım merkezi olacak. Fuar süresince önemli isimler çeşitli konularda konferanslar verecekler. Dusty Gedge, Roger Narbeni önemli yabancı konuşmacılar arasında yer alan isimlerden. Vaka etüdleri etkinliklerinde; Hasan Çalışlar ve Berrin Çetiner (Pendorya AVM ) , Dilgün Saklar (Sabiha Gökçen Havaalanı), Bahad ı r Kul (Kadir Has Stadyumu), Gökhan Avcıoğlu (One & Ortaköy), Bünyamin Derman (2 1 2 AVM ) , Taban lıoğlu M imarlık Ofisi (Sapphire) profesyonel ziyaretçilerle buluşacaklar. Özürlüler Vakfı tarafından organi z e edilen " Herkes i ç i n Erişilebilirlik Konferansı" ile m imari engellerin çözü-
mü için yapı lması gerekenler masaya yatırı lacak. Özürlüler Vakfı bilim kurulu üyesi Y. M imar Özlem Belir'in moderatörlüğünü yapacağı panelde "erişilebilirlik" konu su, hem özürlü bireylerin hem de bu alanda çalışma yapan m imar, iç m imar, fizyoterapi uzmanlarının katılımı ve çar pıcı örnekler ile ele alınacak. Medya, ekolojik bilinçlenmede ne rede duruyor sorusuna yanıt " Ekolojik Bilinçlenmede Medyanın Rolü" başlıklı panelde, Barış Doğru, Serkan Ocak, Ayzen Atalay ve Ömer Can Bozkurt tarafından verilecek.
Ye rli ve Ya b a n cı Kat-ılımcıla r Hedef Ziya ret- ç i s iyle Buluşuyor B U I Ld i ST Yapı Malzemeleri Fuarı ile sektörlerinde lider firmaların 40.000'e yakı n ziyaretçiyle buluşması bekleniyor. Fuarda alanlarında uzman kamu ve özel sektör temsilcileri bir araya geliyor. Fuar, katılımcılara ileriye dönük satış bağlantıları kurmaları için çok önemli bir zem in sağladı.
BUILdiST 3 Yıl İç in d e Mos kova F u a rı' n d a n So n ra Bölg e n i n İ k i n c i Bü y ü k F u a rı Ola c a k Balkanlar, eski Sovyet Cumh uriyetleri, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgelerin den gelen katılım ile B U I Ld i ST Yapı Malzemeleri Fuarı, bölgenin önemli
i ş potansiyellerini bir noktada buluş tu ruyor. B U I Ld iST Yapı Malzemeleri Fuarı ' n ı n bu coğrafyada 3 yıl içinde M oskova Fuarı' ndan sonra bölgede markalaşmış en büyük ve en önemli fuar olması hedefleniyor.
Ya rat-ıcı Çöz ü mle r ve Ye n i l i k l e r Fuar alanı içinde yapılan özel dü zenlemeler, fuar girişindeki yaratıcı çözümler, fuar alanında birebir bul uşma ortamlarının yaratılmasının yanısıra piyasaya sürülen yeni ürünlerin özel bir işaret ile bel irginleştirilmesi ve yapı malzemesi üreticilerinin sosyal sorum luluk çal ışmalarını sektör ile paylaşma larını sağlayan sosyal sorumluluk alanı B U I LdiST'in sunduğu yenili klerden bazıları.
Eylül 201 0
BUILdiST ' "te Öd ü l Tö re n l e r i B U I LdiST dört farklı ödül törenine de ev sahipliği yapıyor: • Arkitera Genç M imar Ödülü 201 0 Ödül Töreni • Arkitera işveren Ödülü 201 0 Ödül Töreni • RAF Ödülü 201 0 Ödül Töreni • intera iç Mekan Ödülleri 20 1 0 Ödül Töreni
BUILdiST Sek"tör için Ye n i Bir Solu k Arkitera M imarlı k M erkezi Kurucu Ortağı Ömer Yılmaz B U I L d i ST hakkın da şunları söyledi: " Bugüne kadar Arkitera olarak 50.000'in üzerinde sektör profesyo nelini, m i marlı k öğrencisini ve mimarı, işleriyle dünya çapı nda ün yapmış 1 20 yabancı ve 1 00'e yakın yerli mimarla bu luşturduk. B U I Ld iST Yapı Malzemeleri Fuarı ile sektörel misyonumuzu bir adı m öteye taşıyoruz. Sektör i ç i n yeni bir so luk olacağına i nandığımız B U I Ld i ST'in Ortadoğu'nun yeniden yapı lanmasında Türkiye'nin üstleneceği kilit role de bü yük katkılar sunacağına inan ıyoruz."
BUI L d i S T ' "t e I s "t a n b u l ' a Yö n e l i k 5 P ro a k "t i f P r o j e Ta rt- ı ş ı l d ı .
Tarih: 30 Eylül YAZAN: DERYA YAZMAN
2009 yılının Kası m ayı nda istanbul 'da düzenlenen U R BA N AG E istanbul Konferansı öncesinde London School of Economics ve Arkitera M i marlı k Merkezi 'nin ortaklaşa yürüttüğü, istanbul'da sorunlu bölgeler için proje lerin üretildiği çalışmanın sonuçları nın toplandığı kitabın tan ıtımı " i stanbul 'da Kentleşme Üzerine Beş Bakış" paneli ile B U I Ld i ST Yapı Malzemeleri Fuarı ' nda 30 Eyl ül 20 1 0 günü okuyucu larla buluştu. Panelde G B M imarl ık, Superpool, PAB, Sekiz Artı, SO? M i marlı k ofisleri nin istanbul'un sorunlu bölgeleri hakkı n da geliştirdikleri projeler sunuldu. G B M imarlık'dan Özgü r Bingöl yal ı t ı l m ı ş apartman projeleri i l e kitlesel pro-
jelerin kent kimliğine etkilerini inceleyen bir çalışma geliştirdiklerini belirtti. Bu konuya yönelik ilk önce Küçükçekmece sınırları içinde yer alan daha sonra ise Başakşehir sını rları içine giren bir alanı çalışma alanı olarak seçilmiş. Bingöl, çalışmalarında aviulu blok tipi yapılaşmanın bu alanda olabilirliğini irdelediklerini ve en iyi örneklerini en düstri kentlerinde görülen yapılaşma tipi olan bu modeli günümüzde de kullanıp kullanamayacaklarını görmeye çalıştık larını belirtti. Bu şekilde apartmanlardan oluşan mezar taşları şeklindeki yayılımı önleme yi amaçladıklarını vurgulad ı . Superpool, çalışma alanı olan Fatih Bölgesi'nde binalar arası açık alanları inceleyen bir çal ışma sundu. Ekip, öncelikle istanbul 'daki açı k alan tanımlarının yanlış yapıldığından mey danların bizim kültürümüzdeki tan ı m ı n ı n Avrupa'dan farklı olduğundan bahsetti. Ayrıca istanbul ' u n mix-use kul la nıma hakim bir kent olduğunu, Fatih Bölgesi 'nin de hem yaşayan hem
E y l ü l 2010
metre prensibi " n i uygulamaya çalıştıkla rını belirttiler. Bu şekilde belirli katlarda yeşil alanları arttırarak sosyal donatıları geliştirmek hedefleniyor. Süper-sosyal binalarla da birçok fonksiyonu binada çözerek kamusal alanları arttırmak amaçlan ıyor. Panelde konuşan son ekip SO? ise kentteki orman alanları ile yerleşim alanının sınırını oluşturan bölgelerde kamusal alanları gel iştirmeye yönelik. Bu şekilde Sultanbeyli Bölgesi ' nde yaptı kları çalışma ile 2B alanı olarak tanım lanan bu alan ın daha tanımlı ve tampon bölge oluşturabilecek potansi yele sahip olmaları amaçlanıyor. SO? Ekibi aynı zamanda 3. Köprü ' nün yapıldığı takdirde Sultanbeyli Bölgesi'nde kontrolsüz bir yerleşim gelişiminin olacağ ı n ı vurgula d ılar.
P roj ele r Lond ra ' da Ya r ı ş "t ı , Ka z a n a n M ima r i Ol d u Tarih: 30 Eylül
de çalışan nüfusa sahip olduğunu belirtti. B u konuda belirledikleri Fatih - Keçeci karabaş Mahallesi ve Ümraniye'de istiklal Mahallesi' nde ge liştirdikleri projeler ile kamusal alanlar yaratıldı. Fatih Bölgesi'nde otopark sorununun çözü müne yönelik bölgelere ait çekir dek otopark alanları ile mahalledeki mevcut otopark alanı olarak kullanı lan alanlar yeşil alan, oyun alan ı , vs. alanla ra dönüştürüldü. Ü m raniye Bölgesi ' nde ise alan için gereksiz geniş yolların bir kısmı kamu sal açı k alan kullan ımına açılarak sosyal donatı alanları artırıldı. Dinleyecilerden Superpool ekibine "Bu alanların dönüşümünü nasıl yapmayı planlıyorsunuz, kamulaştırma ile m i ? " sorusuna " Yoğunluklara bağ lı olarak yeraltı otoparkları da olabil i r. Tabii ki de kamulaştırma olacaktır ama hiçbir şekilde zarar verici bir şekil de ol mayacaktır. Fatih Bölgesi'nde bile boş alanlar söz konusu. Bu alanlarda değerlendirilebi lir," cevabı verildi.
PAB M imarlık'ın çalışması, Haliç Bölgesi'nde belediyenin bu alanda ver miş olduğu kültür-sanat bölgesi tanımını i rdelemeye yönelik bir çal ışma. Ekip alanın kültür - sanat fonksiyon ları nın geliştiril mesi açısından çok fazla potansiyele sah i p olduğunu, fakat alan da yer alan fonksiyonlar arası kopukluk lar olduğundan söz etti. U laşım ağ iarına yakınlığa sahi p olma sına rağmen çevre doku ile entegre ola mamış bir alan olduğunu vurgulad ılar. Ayrıca Levent - Maslak Bölgesi 'nde yer alan ofis alanlarının Sütlüce Bölgesi'ne baskısının olduğ undan ve bölgede bu nedenle çok fazla ofis ala nına sahip olduğundan bahsettiler. Alandaki kamusal açı k alan kullan ı m ı nı attırmaya yönelik yapılı çevre i l e yeşil alan ı n yerini değiştirerek alandan çift yönlü yaya sirkülasyonunu sağlamayı hedeflediklerini belirttiler. Sekiz Artı M imarlık'ın çalışması da istanbul 'daki vadi alanlarındaki yapılaşmaya dikkat çekmek üzeriney d i . Çalışma alanı olarak Kağıthane Vadisi ' n i n bir kolu seçilerek alanda "40
U luslararası Gayri menkul Ödülleri 'nin en renkli projelerinden biri Barselona Çiçek Pazarı oldu. Çiçeklerin yanı sıra m imarisi ile de renklendirilen proje Willy Muller M imarlık tarafından hayata geçirildi. Çok açıl ı ilginç şekilli çatısı ve renkli dış cephesi ile her mevsim Barselona'da çiçek gibi açacak olan proje güneş enerjisinden yararlanarak daha az enerji harcanmasına da yard ı m cı olacak. ilginç m imarisi ve renkli görünümü ile dikkat çeken yapı , Japon mimar Toyo lto tarafı ndan yapı lan Barselona Fuar Alanı, Pritzker Ödüllü m imar Richard Rogers tarafından yapılan Hesperia Tower ile Ricardo Bofill tarafından yapı lan Barselona Havaalanı Dış Hatlar Terminal i ' ne komşu bulunuyor •
BUI L di S T 2 01. 0 Ya p ı Ma l z eme l Fua rı ' Ke n t- s Dö n " Al Malzemeleri Fuarı düzenlenen ilgi çeken et-
cısı Faruk Göksu ' n u n yaptığı oturumda Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Du man kaya, Keten i nşaat'tan yüksek m imar Ferhat Keten, GAP i nşaat Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Kıvırcık ve istanbul Mortgage Genel M üdürü Bahadır Teker, kentsel dönüşüm ve yerinde yenilerneye kendi perspektifle rinden yaklaşarak tecrübelerini dinleyi-
. Kentsel dönüşüm anahtar kelimenin işbirliği ortaklığı olduğunun altını çizen Göksu, Türkiye'de bu tarz projelerin ya kamu ya da piyasa odaklı olarak tek ta raflı gerçekleştiğini söyledi . Gayrimenkul finansman yatırımcısı gözlüğü ile yerin de yenilmeye yönelik açık lamalarda bulu nan Bahad ı r Teker, 80' 1erden beri d ü nya gündeminde olan ve bu konuda ciddi bir bilgi biriki minin sağlandığı kentsel dö nüşümü, ekonomik ve yaşam kalitesini yenileyerek başka değerler yaratmak olduğunu söyledi. Türkiye'de ihmal edilen bir konu olan sosyal hayatın iyileştirilmesinin öneminin altı n ı çizen Teker, kentlerin , toplum ların sahip olduğu ve en etkin şekilde kullanılması gereken doğal kaynaklardan biri olarak ba kılması gerektiğine işaret etti.
ı?
�"
"" ., ... .,
cilerle paylaştılar. " Kentsel Dönüşüm" kavramı n ı n 1 00 farklı tan ı m ı ile karşılaş tığını belirten Faru k Göksu, tanımların arası nda kentsel dönüşümü en iyi açık layan ifadenin " Kentsel dönüşüm gayri menkul geliştirme değildir. Gayrimenkul geliştirme piyasa güçleri ile kentsel dö nüşü ise kamu gücüyle yapı lır," olduğu-
Gayrimekul sektöründeki deneyim lerini otu ruma taşıyan Ali Dumankaya, ülke ekonomisinin yüzde 40'ını üreten bir şehir olarak ülkenin gözbebeği konu m u ndaki istanbu l ' u bekleyen dep rem tehl i kesine d ikkatleri çekti. 1 999 depremi üzerinden 11 sene geçmesine rağmen anma törenleri dışında yapı -
lan başka bir etkinliğin olmadığını ve depremi m utlaka bir lokomotif olarak görerek kentsel dönüşümü h ızlandırma mız gerektiğini düşündüklerini belirtti . Kentleşme konusunda uzaktan yakı n d a n ilgisi bulunan herkesin deprem ko nusu nda büyük soru m l u l u k taşıdığını ve ki msenin bu sorumluluktan sıyrılmasının mümkün olmad ı ğ ı n ı n altı n ı çizdi. Arazi ve proje geliştirme konusu nda gayrimenkul sektörü olarak yaşadıkları sıkıntıları dinleyicilerle paylaşan Dumankaya yerinde yenileme için esas potansiyelin kent merkezinde ol masına rağmen yer bulmanın neredeyse i m kansız olduğunu beli rterek - iyi bir proje için 1 00 dönümlük bir arsa yeterliliğini detay bilgisini de ekleyerek- bu sebeple kentin çeperlerine kaymak zoru nda kal dı kları nı söyledi. Keten inşaat'tan Ferhat Keten ise Barselona örneğini vererek kentsel dönüşümün 3 temel ayağı n ı n sağlıkl ı işlemesi gerektiğini söyleyerek, bu fak törleri rantın adil paylaş ı m ı , kamu ya rarı nın sağlanması ve kentsel kalitenin artırı lması olarak sıralad ı . Keten sözle rine devam ederek kat karşılığı kentsel
E k i m 2010
dönüşümün olmaması gerektiğini ve her projede mutlaka rant sağlamak zorunda olunmad ı ğ ı n ı belirtti . Binlerce konut yapan TOK i 'nin yarattığı asıl değerin konut yaptığı bölgelerin imara açılma sı ndan kaynaklandığını söyledi. GAP i nşaat Genel Müdür Yard ımcısı Nilgün Kıvırcık ise küreselleşen d ünya da dünya kentleri döneminin yaşandığı nı, kentsel dönüşümün sosyal, mekan sal ve ekonomik girdilerinin net bir şekil de tanımlanması gereğine işaret ederek yasal boşluk ve tanımsız süreçlerin zorlayıcı etkisine değindi. Tarihi kent merkezlerinin yanında dere yatakları ve çöp yatağ ı çeperlerindeki yerleşimler için de söz konusu olan kentsel dönü şümün önemine inandıklarını söyledi . Kentsel dönüşümü gecekondu bölge lerindeki yapı stokları nın dönüşümü olarak tan ı mladı . Tarlabaşı Kentsel Dönüşüm Projesi'nin yürütücüleri olarak yaşadık ları zorlu kları da anlatan Kıvırcık, kamu ve özel sektör i şbirliğinin önemini vur gulayarak yerinde yeni lernede kamunun her zaman baş aktör ol ması gerekliliğini savundu. Nişantaşı 'nda insanların rahat gezebilmesi için Dolapdere ve Tam i rhane'nin gelişmesi ve kaliteli ya şam alanları oluşturulmasının gerekliliği nin altı nı çizdi. Yurt dışı nda bu tarz büyük projeler de, proje ilan larından çok önce taraflar arasında konsensus sağlandığı bilgisini veren Kıvırcık, Türkiye'de kentsel dönü şüm projelerinde tüm yükü yatırımcıların sırtladığını söyledi. Tarlabaşı projesinde 90 yıllık hacizlerle, 50 yıllık elektrik borçları ile ilginç zorluklarla karşılaştık larını anlatan Kıvırcık, muhtarlıkta kaydı olmayan topl u lularla, hiç emlak vergisi ödememiş kişilerle anlaşmak zorunda kaldıklarını söyledi. 600 kişi ve 3 azı nlık vakfı ile anlaşmanın 2 yıl aldığını belirtti. Buildist 2 0 1 0 Yapı Malzemeleri Fuarı kapsamında düzenlenen "Yerinde Yenileme" otu rumunda kamunun hala kentsel dönüşümün içselleştiremediği vurgusu yapıldı. Otururnun sonunda moderatör Faruk Göksu 'dan ülkemizde Kentsel Dönüşüm Fonu'nun kurulması önerisi geldi. Fonun paydaşlar arasında 3'e bölü nerek işleyen bir mekanizmanın yaratıla bileceği öngörüsünde bulunuldu.
Av a n g a r d v e Mo d e r n i z m Ça l ı ş ma l a r ı Av r u p a Ağ ı ( EAM ) Ko n fe ra n s ı A r d ı n d a n ... Tarih: 1 Ekim YAZAN: GÖKÇE ÇiÇEK SAVAŞlR
Son yıllarda farklı disiplinler için verimli bir çalışma alanı olarak yeniden gündeme gelen "avangard" ı n "modernizm" ile kur duğu birlikteliğe ve ayrışma noktalarına temellenen "avangard ve modernizm çalışmaları", farklı alanlarda olduğu kadar sanat ve m imarlık söylemlerinin şekillenmesinde de etkin rol oynuyor. Böyle bir çerçevede kurulan Avangard ve Modernizm Çalışmaları Avrupa Ağı (EAM), iki yılda bir düzenlediği konfe ranslar ve yayınladığı kitaplar aracılığıy la etkin olduğu alanın geniş dilbilimsel, terminolojik ve metodolajik çeşitliliğini Avrupa odaklı bakışla bir araya getirme yi ve yoğ unlaştırmayı amaçlıyor.1 EAM Konferans dizisinin i kincisi 9 - 1 1 Eylül 201 0 tarihleri arasında Polanya'nın Ponzan kentinde geniş bir katılımla ger çekleştirildi . 2
EAM H a k kında G hent Ü niversitesi tarafı ndan 2008 yılında kurulan Avangard ve Modernizm Çalışmaları Avrupa Ağı (EAM), dünya çapında yapılagelen Avrupa odaklı avangard ve modernizm çalışmalarını bir araya getirmeyi , böylece hem avan gard ve modernizm bağlamında hem de kültürel anlamda yeni farkındalıklar oluştu rmayı hedefliyor. Deneysel yazın ve estetik üzerine bu alanlarda ya da disiplinlerarası yapılmakta olan tüm çalışmalara kucak açan EAM, ilgili tüm akademisyen ve araştırmacıları iki yılda bir düzenlediği konferansiara katılmaya ve dolayısıyla bu alana ait açı k kaynaklı bir bibliyografya oluşturmaya teşvik edi yor. ilki 2008 'de "AVRUPA! AVRU PA? " temasıyla G hent ' te yapılan EAM Konferansı 'nın iki ncisi 9-1 1 Eylül 201 O tarih leri arasında Polanya'nın Ponzan kentinde düzenlendi . Oluşumun bir son raki konferansının Kent Ün iversitesi'nin
ev sahipliğinde ingiltere'de 7-9 Eylül 20 1 2 tarihleri arasında gerçekleştiril mesi planlanıyor. EAM bu konferansa, " M addesel Anlamlar" teması üzerinden sanat, edebiyat, müzik, m i marl ık, fil m , sanatsal v e topl umsal hareketler, hayat tarzları, televizyon, moda, drama, per formans, aktivizm, tasarım ve teknoloji gibi-tüm avangard eylem alanlarına i liş kin yapılacak katılımları bekliyor. EAM 2 0 1 0 Konferansı Hakkında Adam M ickiewicz Ün iversitesi 'nin ev sahipliği yaptığı ve " Yüksek-Aiçak" teması etrafında şekil lenen konferansta, üç ana konuşmacı sunum yaptı. Bir yuvarlak masa toplantısı yapıldı ve yirmi altı oturumda yüzü aşkın bildiri sunul du. " Üst kültür-alt kültür" geri l i m iyle kuru lan kavramsal çerçeve avangardın ve modernizmin yazınsal ve sanatsal üretimlerinde popüler kültürün ve tü ketim kültürünün etkilerini irdelemeyi hedeflemekteydi . Bu anlamda, Kent Ü niversitesi'nden edebiyat profesörü David Ayers ' in "Sanat, M i llet ve Politik Söylem " , bağ ı msız sanat tarihçisi ve küratör Bejana Peji6'in " M odernizmin Zaferi ve Zaferin Alegorisi " , Burgundy Ü niversitesi'nden çağdaş sanat tarihi profesörü Andrzej Turowski 'nin "Göz Kararması/Göz Kamaşması" başlıklı konuşmaları tüm katılımcılar tarafından ilgiyle dinlendi. Konferansın en i lgi çekici ve zihin açı cı bölümü ise, "Avangard Çalışmalarının Geleceği " üzerine yapılan yuvarlak masa toplantısıydı. Toplantının başlığı ve içeriği kadar konuşmacıları da dik kat çekiciydi. H u bert van den Berg ' i n yönetimindeki toplantıya, sanat tarihi profesörü Piotr Piotrowski , Avangard Çalışmaları iskandi nav Ağı (N NAS) ko ordinatörlerinden Benedikt Hjartarson , sanat tarihçisi, eleştirmeni v e küratör Eva Forgacs, profesör Wolfgang Asholt'un yanı sıra Fransız edebiyatı ve karşılaştırmalı edebiyat profesörü Peter Bürger, konuşmacı olarak katıl m ıştı. Alanlarının tanınmış isimleri olan ve önemli kitap ve çalışmalar imza atan bu beş konuşmacı, avangardın dünü ve bugünü üzerinden geleceği hakkında fikir yürüttü. Konferanstaki oturumların büyük kıs mı, son yıllara kadar bu alanda yapılan çalışmalara ağırlığını koymuş olan Dada,
Ekim 201 0
Konstrüktivizm, Fütürizm , Sürrealizm vb. "tarihsel avangardlar" ile onların 1 920'1er ve 30' 1ar bağlamında sanatta, edebi yatta, modada, fotoğrafta, sinemada ve müzikte ortaya çıkardı kları ürün lerine yoğunlaşırken bir kısmı da, avangard ve modernizmi n 20. Yüzyıl 'daki seyrinde büyük bir kırılmaya neden olan 1 960'1ar ve 70'1er dönemi ve bu dönemin işaret ettiği popüler kültür, seri üretim, toplu tüketim, deneysel sanat, gündelik dil ve gündelik yaşam ı n mi marisi g ibi kavram ve olgu lara yen i bakışlar ge tirdi. Çalışma konularının ağırlık mer kezi Orta ve Doğu Avrupa'da olsa da, Yunanistan, iskandinavya, ispanya ve B ritanya özelinde de bağlamsall ıklar kurulmuştu .Çeşitli sanat etkinlikleriyle ve gezilerle zengi nleştirilen konferans, avangard ve modernizm üzerine çalış makta olan -benim de dahil olduğum yüz altmışa yakı n akademisyeni ve farklı bakış açılarını bir araya getirdi. Polanya kentlerin i , uluslar arası ve Polonyalı sanatçıların avangard ürünlerini gör mek güzeldi. Avangard ve modernizm çalışmalarına odaklanan araştı rmacılar için neredeyse bir kutsak kitap haline gelene Avangard Kuram ı (1 974} ' n ı n ya zarı Peter Bürger' i n de aralarında bu lunduğu kon uşmacıları d inlemek daha güzeldi. Türkiye'den tek katılımcı olarak, m i marlı kta avangard üzerine düşü ncele rimi ve yapmakta olduğum çalışmaları m ı paylaşabileceğim bir zemi n v e muha taplar bulmak en güzeliydi . . . 1 http://www.eam-europe.ugent.be/ 2 http://www.eam201 0.amu.edu.pll
O rt".a d o ğ u ' n u n E n Iy i Mima r l a r ı Tü r k le r Tarih: 1 Ekim
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Middle East Architect Awards/Ortadoğu M imarl ı k Ödülleri sahiplerin i buldu . Tabanlıoğlu M i marl ı k yine ödüllerle yurda döndü. En iyi m imar, en iyi m imarl ık ofisi, en iyi genç m imar ve en iyi mühendis dal larında verilen ödüllerden en önemlisi olan ve ödüle ismini veren " Yı l ı n M imarı" Ödülü bu yıl Melkan Gürsel ve M u rat Tabanlıoğlu'na verild i . Bu bölümde Tabanlıoğlu Mimarlık ayrıca ofis olarak 201 0 ' n u n en iyi iki mimarlık ofisinden biri olarak i lan edildi. Projelerin değerlendirildiği bölümde ise System inşaat tarafından inşa edilen Tabanioğ l u ' n u n Libya'da ger çekleştirdiği Trablus Kongre Merkezi 201 0 yılının " En iyi Kurumsal ve Kültürel Yapı"sı seçildi. B u bina ayrıca kendi kategorisi dışın da da, yarışmaya 13 farklı dalda aday gösterilen 1 33 proje arasında, tüm ka tegorilerde Orta Doğ u"da gerçekleşen en iyi iki bi nadan biri olarak yılın "en övgüye değer bina"sı ilan edildi. 3000 kişilik kapasitesiyle Tripali ' n i n tam merkezinde bulunan şehrin ilk ve en modern yapısı olarak Libya'nın en etkin inşaat şirketlerin i n başında gelen Sytem i nşaat tarafından geliştirilmiş olan Merkez ' i n inşaatına 25.05.2009
tarihi nde başlandı ve rekor bir sürede 1 5 .02 . 20 1 0 tarihinde yapısal çalışmaları (tasarım, arazi düzenleme ve altyapı) dahil olmak üzere kamuya teslim edildi. Ortadoğu'da tasarım yapan mimar ların ve bölgede son dönemde ger çekleşen binaların değerlendirildiği bu prestijl i ödüle bu yıl Türkiye'den sadece Tabanlıoğlu M imarlık layık bulundu. M imarlık, tasarım , i nşaat ve yatırım dünyasından geniş bir katılımla 28 Eylül gecesi Dubai Park Hyatt Otel'de ger çekleşen törende toplamda 4 ödülü kucaklayan Melkan Tabanlıoğlu, O rtadoğu'da gerçekleşen yatırımlarda yaratıcı katkılarıyla etkin bir güç olmaya başlayan Türkiyeli m imarları temsilen, ödüllerini aldı . Kavramsal v e fiziksel bağlamda Ortadoğu'nun mimari geleceğinde çağdaş bir düzeyi hedefleyen yarışma komitesi Türkiye'de üretilen mimarl ığın vizyonlarına büyük katkıda bulunduğunu ve Tabanlıoğlu M i marlık'ın bu an lamda, yarışmaya katıldığı Trablus Kongre Merkezi projesinin yansıra diğer proje leriyle de, üst düzey bir m imarlık örneği oluşturduğu vurguladı. M EA Ödülü'ne proje dal ında sa dece Tripali Kongre Binası ile kat ılan Tabanlığlu M i marlık, yapımı bir Türk firması olan System i nşaat tarafı ndan Libya'da başarıyla gerçekleştirilen bu proje ile kazand ıkları bu yen i ödülle, bölgede gerçekleştirilmesi hedeflenen çağdaş yapılanmaya katkı ların ı n sürece ğ i müjdesin i veriyorlar.
E k i m 201 0
BUI L d iST ' t- e Pe n d o r y a AVM P roj e s i Tüm Sü reçle riyle Ma s a y a Ya t- ı r ı l d ı Buildist Yapı Malzemeleri Fuan 'nın ilk gününde Pend i k ' i n gelişen bölü münde konumlanan son yılların önemli alışveriş merkezlerinden Pendorya AVM Projesi masaya yatırıld ı .
Yıl maz sözlerinin ardından Pendorya AVM ' nin tüm süreçlerini görseller üze rinden anlattı. Projenin m imarlanndan Hasan Çalışlar ise projenin üç önemli ayağının bulunduğunu söyleyerek sözlerine baş lad ı . işverenin, projenin yanşma usülü seçilmesinin kendileri için şans olduğu nu beli rten Çalışlar, inşaat aşamasında sı kıntılar yaşansa da projeyi istedik lerine yakın bir şekilde tamamladığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: " Pendik oldukça h ızlı gelişen bir proje, projenin arsası ise TEM bağlantı yolu ve E-5 ' i n kesiştiği bir noktada konumla-
Projenin m imarlan ndan Erginoğlu&Çalışlar M imarlık'tan Hasan Çalışlar, TSKB Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'ndan Aslı Yı lmaz ve IMS Proje Yönetimi'nden Berrin Çetiner, Pendorya AVM ' nin tüm süreçlerini dinleyicilerle paylaştı lar. Aslı Yılmaz projenin TSKB GYO için önemini şöyle özetledi : " Pendorya AVM , arsası, inşaatı ve kiralamasıyla TSKB GYO 'nun ilk sıfırdan yatırı m ı . Pendorya AVM bölgenin ihtiyacını karşılamak amacıyla yapıldı. Davetli bir yanşma bir düzenledik ve Erginoğlu&Çalışlar M imarlık'la çalışmaya karar verdik."
nıyor, dolayısıyla projeyi tasarlarken ilk olarak binanın alg ılanabilirliği üzerinde durduk. Bina TEM kenannda konu m landığı i ç i n binanın girişini iç kesimlere aldık. En verimli plan şemasını kurarak, kendi mimari anlayışımıza uygun, d ı şarıdan bakıldığında bir ekran etkisi yaratan davetkar bir yapı oluşturmaya çalıştık . B inayı tekil bir obje olarak tasariayıp çevreye hükmedecek masif bir bina yapmak istedik. Ama çok ağır görünmemesi için zeminden kopararak bir şeffaflık yarattık . AVM projeleri kiralama aşamasında çok değişime uğ ruyor. Her firmadan
Tarih: ı Ekim
YAZAN: GÖKÇE ARAS
�
� � �
� � CQ< iil
:"!' m
a. � � ..
�
n c:
iil :ı
farklı talepler geliyor, bütün bu taleplere aynı sabırla çözüm ler üretmeniz gereki yor. Bu aşamada işverenin sizin arkanız da durması çok öneml i . Bildiğiniz g i b i AVM cephelerinde bir logo ve marka savaşı ol uyor, biz bunun önüne geçmek için cephede logo bandını oluşturmayı düşündük. AVM ' Ierde markalar değişir mimari kal ı r dedik v e cepheyi bu şekilde tasariadı k. Cephenin ise tamamen tek parça görünmesini istedik ve bir sanatçıyla çalışmaya karar verdik. 3 heykel sa natçısından teklif aldık ve bir tasanma karar verdik. Bu aşamada Fibrobeton firması bizim çok nazımızı çekti ve özel cephe paneli üretimi yaptı. Binanın in şaat aşamasında ise çelik üreticimiz bizi çok üzd ü . " Daha sonra sözü Pendorya AVM proje yönetiminden sorumlu Berrin Çetiner aldı . M imarın seçim inden inşai aşamaya kadar üstlendiklerini belirten Çetiner, bu tarz projelerde esas kaygı nın projenin istenen maliyette v e n itelikli bir şekilde tamamlanması olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: " Bizim için işverenin yapısı çok önem l i , projenin selameti tamamen işverenin yapısına bağ l ı . işveren tarafında da bir teknik ekibin bulunması ve karar verme mekanizmasının gelişmiş olması çok önemli. Pendorya AVM kriz sürecinde inşa edildi ve kiraland ı . işveren bize geldiğinde pek çok analizi tamamlamış tl. M i mari ekibin projesine baktığınız zaman ise 3 D ' Ierle fotoğ raflar arasında çok fark olmad ı ğ ı n ı göreceksiniz. Bu tarz projelerin alt-üst olmasının tek se bebi beklentilerin gerçekleşmemesid i r. Bu projede herkes çok gerçekçi bek lentilere sahip olduğu için iyi bir sonuç elde edildi. Bu projede arsanın fiziki durumu ve konuma oldukça zorlayıcıydı . Dolayısıyla pek çok danışman l ı k aldık. Danışmaniarımızia oldukça uyumlu ça lışmalar gerçekleştirdik. AVM 'yle ilgili internete g i rdiğinizde birçok teknik veri elde edersiniz ama bir projenin ne ka dar insan çekeceği ve başarılı olacağı tamamen m imari kalitesine bağ l ı . " Çetiner'in sözlerinin ardından Aslı Yılmaz işverene övgüleri için Hasan Çalışlar'a ve Berrin Çetiner'e teşekkür lerini sundu .
Ekim 201 0
BUI L diST ' t" e S a b i h a Gö k ç e n Havaalan ı P ro j e s i M ima r i E k i b i n Gö z ü n d e n A k t" a r ı l d ı
detayın oluşmasına sebep olmuş. Baş döndürücü bir h ızla başlayan inşa süre cinin yine bu hızla devam ettiğini söyle yen Saklar sadece çeli k işlerinin bile 5 ayrı firmaya verildiğini vurgulad ı . Her türlü detayda onayların hızlı bir şekilde alınabilmesi için taşeron firma larla iç içe çalıştıklarını beli rten Saklar, bütün bu aşamaların karşılıklı anlayışla çözümlendiğini beli rtti .
Ta rih: 1 Ekim YAZAN: GÖKÇE ARAS
Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı ' n ı n ilk gününde Türkiye'nin ve istanbul'un önemli projelerinden Sabiha Gökçen Havaalanı projesi Tekel i&Sisa M i marlık'tan Dilgün Saklar'ın anlatım ıyla izleyicilere aktarıl d ı . Dilgün Saklar konuşmasında binanın inşasının çok hızlı ilerdiğini vurguladı . Proje, yarışma projesiyle elde edilmesinin ardı ndan çok ortaklı bir yapıyla inşa . edilmiş. Ingiliz ARUP firması nın projede danışman olarak görevlendirilmesinin ardından havaalanı kapasitesinin artı rabileceği sonucuna varıldığını belirten Saklar binanın genişlemeye uygun bir yapısının olduğunu beli rtti . Binanın 1 8 ay gibi kısa bir sürede bitirilmesi gerektiği için terminal binasının proje geliştirme aşamaları sürerken otopark binasının inşasına başlanmış. Bu aşama devam ederken binanın depreme dayanıklı olması için sismik izolatör kullanılmasına karar verilmiş. Sismik izolatörlerin badrum katın üstüne konulması ise binada birçok özel
c
(j �
:E
"' :!i
c;; "E w
�
� �
�"' c;; <i c Cl) N
� Cl) >
"' "' " o c "' "' Gi ın
BUILdiST ' t" e " Ya p ı s e kT ö r ü n d e Ka "tma Değ e r i ç i n E nd ü sT riye ı Ta s a r ı m ' ' K o n u s u E l e Al ı n d ı Tarih: 1 Ekim YAZAN: SELi N BiÇER
Benan Kapucu'nun yönetiminde Termesan'dan Aslı Keskin, Viko'dan Özlem Devrim, Wittur'dan Ercüment H ızal , Atilla Kuzu ve Tamer Nakışçı ' n ı n katıldığı kon uşma, mesleğin tanımı anlatılarak başlad ı . Eskiden endüstri ürün leri tasarı m ı bölümü Türkiye'de tasarım okullarında iç m imarlı k bölü m ü kapsam ında olduğu ancak buna rağmen zamanla bu okullarda verilen eğitimin yapı sektörüne hizmet eden eleman yetiştirmekten çok, kabuk tasarımcısı yetiştirmeye yöneldiğine
değinildi. Genel anlamda yapısal bilgi lerin meslekte ikinci planda kaldığ ından bahsedildi. Meslekle ilgili sık görülen başka bir eksikliğin tasarı mciların ko nuları yeterince araştı rmaması olduğu anlatıldı. Bu yüzden tasarımcıyım diyen herkesin ne kadar tasarımcı olduğunun sorgulanması gerektiği vurgulandı. Tasarı mciların birer savaşçı olması gerektiği konuşmacılar tarafından kendi deneyimlerine dayanan örneklerle açık land ı . "Türkiye'de yakın geçmişte endüstri henüz yeterince gelişmemişken nasıl tasarım yapılabilir?" sorusu zamanında herkesin şevkini kırdığından bahsedildi. Ancak herkesin anlaştığı ortak konu her sektörün tasarıma olan ihtiyacı hakkın da oldu. Herhangi bir tasarımın başarıya u laşması için tasarım gücünün mühen d islikle birlikte gelişmesi gerektiğinden bahsedildi. Bunun yanında ürünlerin ta sarlanı rken ekip çalışmasının önemi vur gulandı . Firmaların tasarımcıyı sadece ticari amaçlar gütmeden iyi yönlendir mesi gerektiğ i tartışıldı. Tasarımciların firmaların bu konudaki anlayışlarını ileri taşı ması gerektiği savunuldu. Meslekle ilgili konuşulan son konu ise B U I LdiST'te bile bu panele katı lan lar arasında bir firma yetkilisinin bulun maması konusundaki eleştiriler oldu.
E koloj i k B i l i n ç l e n me d e Me d y a n ı n Ro l ü
Tarih: 1 Ekim YAZAN: PlNAR KOYUNCU
Ekolojik Bilinçlen mede Medyanın Rolü paneli, moderatör EKO I O Genel Yayın Yönetmeni Barış Doğru 'nun ÇEDB i K v e B U I Ld i ST'e teşekkür etmesi ile başlad ı . Katı l ı m ı az gördüğünü ama bunu beklediğini beli rten Doğru, günü müzde bu kadar büyük öneme sahip bir konuda çeşitli mecralarda yayın yapan isimlerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi . Konu hakkında yaptığı kısa g i riş konuşmasında çevre konusunda bilinç faktörünün önemine değinerek, konudan herkesin haberdar olmasının yeterli olmayacağı n ı , "eğitimin şart" olduğunu ve konunun hem halk hem de bunu gündemde tutan gazete-
Ekim 201 0
ciler tarafından iyi aniaşılmasını gerek tiğini vurgulayarak, sözü NTV M S N B C Yeşil Haber editörü Ayzen Atalay'a bırakt ı . 1 990 yılında muhabir olarak başladığı gazetecilik mesleğinde Ayzen Atalay, 2008 yıl ından itibaren çevre konusun daki haberleri ile dikkat çekiyor. Atalay yaptığı konuşmada, mesleğine başlad ı ğ ı yıl larda asl ında hep " kötü" haberler yaptığını, çevre haberleri yapsa bile bunların genelde afetler hakkında ol duğunu ve bir gün herşeyden sıkılarak
gazateci lere çok kolay bir işmiş gibi verilmesinin yanlışlığından söz etti. Ü l kemizde bu konudaki boşluğu göre rek çevre haberleri yapan gazeteciler arasında bir ağ kurulmasını öneren Ocak' ı n , i brahi m Gü ner'le birlikte ger çekleştirdiği bu ağı n hedefi gazeteciler arasında paylaşımı sağlamak ve haber atiatma kaygısı gütmeden, çevre ha berlerini mümkün olduğunca medyaya yaymak. Ocak, ülkemiz şartlarında bu önemli konularda haber yapmanın önündeki engellere ve genel yayın yö-
de pay çı kardı klarını belirten Yayla, EKOYAPI dergisinin birçok değişime daha kapı açacağını umuyor. Tüm katılı mcılar çevre haberciliğine kendi yaklaşımlarını anlattıktan sonra, tekrar söz alarak konuşulanlar hakkında yorumları nı yaptılar. Sonuç kısmında tüm katılımcıların hemfikir olduğu nokta, yeni nesilin belli bir çevre bilinciyle ye tiştiği, ama on lara ulaşmak için interne tin daha etkin kullanılması gerekliliği ve eğitim in önemi oldu.
Yıl ı n M ima r l a r ı , "'fa s a r ımc ı l a r ı , I ş v� r e � l e r i v e E n Iy i U r ü n l e r i BUI L d i ST ' -t e Od ü l l e n d i r i l d i . .
Tarih: 2 Ekim YAZAN: SELiN BiÇER
B U I Ld i ST Yapı Malzemeleri Fuarı' nda ikinci günün sonunda mimarlık orta m ı n ı n çok yakından takip ettiği ödüller sahipleri ni buldu. Ödüle aday olanların , kazananları n , j üri üyelerinin hazır bulunduğu gecede sırayla RAF Yapı Malzemesi, işveren Ödülü, Genç M imar Ödülü ve intera iç Mekan Ödülleri verildi.
RAF Ya pı Malzemesi Öd ü lü mesleğinden istifa ettiğini anlattı. Bu sırada Doğal Hayatı Koruma Derneği iletişim müdürlüğü görevine başlayan Atalay, çevre kon usunu farklı algılamaya başlad ığından ve bu sayede hayatının değiştiğinden bahsetti. Konuşmasının genelinde bireysel olarak hayatımızda yapacağımız değişikliklerin aslında büyük değişimlere yol açabileceğini, habercilikte de çevre sorunları dile getirilirken çözüm yolların ı n da üzerinde durulması gerektiğini belirterek, sözü gazeteci Serkan Ocak'a bırakt ı . Serkan Ocak, Türkiye'de gerçek anlamda çevre gazeteciliğinin olma dığından ve bu konuda ciddi haberler yapabilmek için bazı teknik konulara da hakim olmanın öneminden, bu tip haberlerin yeni başlayan veya stajyer
netmenlerinin "gazetemde çiçek-böcek haberi istemiyorum" şeklindeki olumsuz yaklaşımiarına da değindi. EKOYAPI Dergisi'nin yayı nlanmasın da ön ayak olan Sevda Yayla ise, eğitim geçmişinden bahsederek, asl ı nda hep gazeteci olmak istediğini ama Şehi r ve Bölge Planlama Bölümü mezunu oldu ğunu belirtti. Yayla, sektörel yayınc ı l ı k taki geçmişini özetleyere k, " Recycling Technology" dergisine gösterilen ilgiden, sonrasında Naturlife dergisinin çıkışından bahsetti ve hepimizin birer atık üreticisi olduğunu, fakat kapının önüne koyduktan sonra atığımızın geç tiği yolları ve başına gelen serüvenleri merak etmediğimizi anlattı . Yaptı kları yayınlardan sonra Türkiye'de bazı şey lerin ivme kazanmasından kendilerine
ilki 2008 yılında, i kincisi ise bu sene verilen RAF Yapı Malzemesi Ödülü'nün temel amacı performansı, üretiminde kullanılan malzemelerin özellikleri, stan dartiara uygunluğu, zamana ve dış çev re koşullarına dayanımı ve çevre etkisi ile fiziksel çevreye değer katan yapı malzemelerinin üreticilerinin onurlandı rılması. Seçici kurul alanlarında uzman ve farklı disiplinlerden gelen Erdal Özyurt, Ertun H ızıroğl u , M. Cem Altu n ve Nevzat Sayın'dan oluşuyord u . Toplam 4 e ş değer firma-ürün ödüle layık görüldü. Bun lardan ilk ikisi Vitra, Matrix 2 , 5 1 4 lt Su Tasarruflu Klozet Rezervuar Seti ve Artema, Freedom Koleksiyonu - Lavabo Armatürü ile Eczacıbaşı Yapı Gereçleri ' nden Ü rün
Ekim 201 0
Yöneticisi Ahmet Serkay Kardeş'e, YTÜ öğretim üyesi Candan Çı nar tarafından verildi. Bir diğer ödül Kalebodur, Kalesinterflex ile Kale Grubu'ndan i letişim ve M i mar i lişkileri Yöneticisi Pelin Özgen'e ödül jüri üyelerinden Erdal Özyurt tarafı ndan verildi. Eş değer ödüllerin sonuncusu Sukar, Sulu ve susuz koku ön leyici ile Sukar Yalıtım Pazarlama'dan Cemal Aslanoğ l u ' na Atilla Kuzu tarafı ndan verildi.
Arkit- e ra Ge n ç Mima r Öd ü l ü 4 . Kez Sa h iple r i n i Buldu Genç m i marların işlerini v e isimlerini duyurmayı, böylece m imari üretimde kendilerine daha çok yer ayrılmasın ı sağlamayı hedefleyen ö d ü l Türkiye'de ilk kez 2004 yılında verilmeye başlandı. Ödü l , aday m imarların inşa edilmiş binasından yola çıkılarak, tasarım ala n ında yaptığı her türlü üretim göz önüne alı narak veriliyor. 8 Ocak 20 1 0 tarihinde i lan edilen "Genç M imar Ödülü" ile Arkitera M imarl ık Merkezi yine aynı amaç doğ rultusunda Türkiye'deki genç mimarları ve yapıtlarını aradı. Semra Ayd ı n l ı , Alişan Çırakoğlu, Hüseyin Kahvecioğl u , Erdal Sorgucu ve H üseyin Yanar'dan oluşan Seçici Kurul toplanarak kazananları belirledi. Bu sene dördüncü kez sahiplerine verilen ödül Seçici Kuru l ' u n isteği doğ rultusunda üç m imara verildi. Genç M i mar Ödülü'nü Teğet M imarl ı k ' ı n ortaklarından Ertuğ Uçar'a, 2008 'de ödülü alan Alişan Çırakoğlu verd i . Seçici Kurul Özel Ödülleri ' n i alan isimler ise Defne Önen M imarlık'tan A . Defne Önen ve Maer&Partners'tan Erguvan Ü nal oldu. Önen'e iTÜ öğretim üyesi Hüseyin Kahvecioğlu, Ü nal'a ise m imar H üseyin Yanar ödüllerini takdim ettiler.
Tü r k iye ' n in En İy i İşve re nleri Arkitera işveren Ödülü'nün temel amacı m i mar ve işverenin kamusal so rumlulukların ı göz önünde bulundurarak, nitelikli m imari uygulamaların ortaya
çıkarılmasına destek olan işverenleri onurlandırmak. Ödül, kamu ve özel sektördeki nite likli mimari üretime önemli katkısı olan işverene veriliyor. Yapının ve kentsel mekanı n mimarı da bir plaketle ödül lendiril iyor. Türkiye sını rları içinde 1 Ocak 2005'den sonra inşası tamamlanmış yapılar ve kentsel mekanların aday gös teriliyor. Gelen başvuruların ARKiV 'de yer almasının ard ından Candan Ç ı nar, Enis Ö ncüoğl u , Hasan Şener, Semra Teber ve Cem Yücel 'dan oluşan Seçici Kurul toplanarak kazananı belirledi. Bu sene dördüncü kez verilen bir başka ödül olan i şveren Ödülü Kam u , Özel Sektör v e Jüri Teşvik Ö d ü l ü olmak üzere toplam 3 dalda verildi. Özel Sektör Ödülü, Teğet M imarl ı k ' ı n tasarladığı Yapı Kredi Bankacı lık Akademisi yapısı ile Yapı Kredi Bankası AŞ adına Murat Çevikbaş'a verildi. Kamu Ödülü ise Selim Velioğ l u , Orkun Özüer, U m u t iyigün v e M u rat Aksu tarafından tasarlanan Türkiye Noterler B i rliği M erkez B inası ve Kültürel - Sosyal Tesisleri ile Türkiye Noterler Birliği adına Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Köse'ye verildi. J ü ri Teşvik Ödü l ü ' n ü n sahibi Bünyamin Derman, Cem i l ha n , Dicle Hökenek ve Türkan Kahveci tarafından tasarlanan TÇ M B Çimento Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile Türkiye Çimento M üstahsilleri Birliği adına Genel Koordinatör Oğuz Tezmen'e verildi.
E n iyi İç Me ka nlar, Onla rın Ta sa rımcıla rı ve İşve re n l e r i Arkitera M imarlık M erkezi v e Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı işbirliğiyle bu yıl itibariyle iç mekan tasarı mların ı n ödül lendirildiği yen i bir ödül hayata geçirildi. Ödülün amac ı , Türkiye'nin iç mekan tasarımı konusunda nitelikli işlere imza atan m imarları n ı n ve tasarı mcıların ı n ödüllendiril mesi, nitelikli iç mekanların tasarlanıp üretilmesini teşvik etmek. Ödülün seçici kurulu Aziz Sarıyer, Hasan M i ngü, Faruk Malhan, Melda Narman lı Çimen , Meltem Eti Prota, Senem Onur ve Yıldırım
Kocacıklıoğ l u ' ndan oluşuyordu . " Konutlar " , " Eğlence, Yeme-içme ve Kültürel Mekanlar", "Ticari Mekanlar", " Ofis Mekanları" ve " Konaklama Mekanları" olmak üzere 5 ayrı katego ride toplam 70 projenin başvu rduğu yarışman ı n değerlendi rme kriterleri "fonksiyona uygunluk", "form-fonksiyon i lişkisi", "estetik bütünlük, uyum", " kon sept" ve " uygulama kalitesi" olarak belirlendi. • Konut kategorisinde Kempinsky Bellevue Residence ile Tanju Özelgin ve işveren Sait Koç adı na Mehmet Erciyas'a verildi. • Eğlence, Yeme-içme ve Kültürel Mekan lar' kategorisinde 1 1 : 1 1 ile U ras+Dilekçi Architects ve işve renleri Tang u n Gencel, M ithat Can Özer ve Orçun Göçgün'e verildi. • Ticari Mekanlar kategori sinde Mars Atietik Club ile Uras+Dilekçi Architects ve işverenleri Mars Entertainment G roup'tan M uzaffer Yı ldırı m ' a verildi. • Ofis Mekanları kategorisinde P Blok Prodüksiyon ve Post prodüksiyon Stüdyosu ile iglo M imarlık'tan Zafer Karaoğlu ve işvereni Fetih ve H üsniye izan'a verildi. • Konaklama Radisson SAS Oteli Lobisi ile Tanju Özelgin ve işve ren i Hayat Turizm TC Yönetim Kurulu üyesi ve Bilgili H olding Yönetim Kurulu Başkan Veki li Şerife Ercantürk'e verildi. • Mansiyon Ödülü ise 2 1 2 AVM içinde yer alan Esse Container Mine Say ı n 'a veril d i .
Ark it-e ra Mima rlık Me rkezi' n d e n İlk l e r Arkitera M i marlık M erkezi yıllardır meslek ortam ını teşvik etmek için çe şitli dallarda ödüller veriyor. Bunlardan ilki 2004 yılında ilk kez Arkitera Genç M i mar Ödülü oldu. Daha sonra Arkitera i şveren Ödülü ilk kez 2005 yılında ve rilirken RAF Yapı Malzemesi Ödülü ise 2008'de verildi. 201 0 yılında AMM ödül yelpazesine i ntera iç Mekan Ödülleri ' n i kattı .
Ekim 2010
Top h a n e 2 01. 0 Ta rih: 4 Ekim, Birgün YAZAN: YAŞAR ADANALI
" Mahalle baskısı, galerilere içki baskın ı , referanduma evet demenin yansımaları, 2 . Madımak olayı, laiklik karşıtlığı, me deniyetler çatışması" gibi yorumları n, 2 1 Eylül akşamı Tophane'deki galerilerin ortak sergi açılış etkinliğinin mahal leliler tarafından organize bir şekilde basılmasını, camların indirilmesini ve çıkan arbedeyi açıklamak için yeterli olmad ı ğ ı n ı düşünüyorum . Bütünlüklü bir analiz için erken olmakla birlikte, üst ölçekte kentte yaşanan dönüşümlerin m ikro ölçekte yol açtığı sancılar bu olayları anlamiandı rmak için bir okuma sağlayabilir. Yaşanan şiddet Tophane çevresinde son sü rat devam etmekte olan, kültür, turizm ve eğlence sektörü üzerinden yürüyen sayiuiaştırma süreci nin bir patlamasıdır. Daha önce Vakit Gazetesi'nin kışkırt ması ile Kumbaraci 50 adlı mekanda bir meleğin porno setindeki bir fahişenin bedenine girmesini konu eden Yala Ama Yutma adl ı oyun sahnelenmek için hazırlanı rken Tophaneliler gene ayaklanmış, Beyoğlu Belediyesi salona mühür vurmuş, basın ı n gösterdiği ilgi sonrasında belediye mü hrü kaldı rmak zorunda kalmıştı. Bir sene kadar önce I M F Toplantısı'nı protesto edenlere gene sopalarla Tophaneliler saldırmıştı.
M i k ro Kozmos ve Şiddet" Toz u Tophane'nin kendi m ikro sosyolojisi (aşırı muhafazakar Siirtli Arap göçmen ler ve zaman zaman Türk milliyetçiliği damarı kabaran, yoksul Romanlar), bu ve bunun gibi patlamaların şiddet dozunda elbetteki etkili olmaktadır. Tophane'nin bu m ikro kozmosu, orga nize, planlı ve faşizan doğ rudan şiddet amaçlı bir saldırının bir mahalle içinde, buran ın i leri gelenlerinin gözetiminde, gen iş bir konsensus ile gerçekleşe bilmesi, 50'ye yakın kişinin bu eyleme katılması, insanların kendilerini sonuna kadar haklı görmesinde farkl ılığını da ortaya koymaktadı r. Ama tek başına, 22 Eylül 'de yapılan basın açıklamasında ısrarla sorulan " peki bu olay neden gerçekleşti" sorusuna bir cevap vere memektedir.
istanbul'da kültür üzerinden dönüşü mün yaşandı ğ ı , açılan sanat galerileri, hosteller, butikler ile sayiuiaştırman ın gün be gün gözlemlenebildiği bir yer Tophane. Suran ın yerel basınında (http://www.tophanehaber.com/) semtin içinden geçtiği sayiuiaştırma sürecinin yarattığı sancılar sıkça haber olmaktadır. Ardı ard ına açılan hosteller, sanat galerileri, barlar, el değiştiren tescilli konutlar, yıkılıp yenilenen eski binalar mahalleli üzerinde bir baskı olarak hissedilmekte, burada ciddi bir fiyat artışına yol açmaktadır, dolayısıyla insanların yaşam alanlarını gün geçtik çe daraltmaktadı r. Gene bu mahallede yer yer istanbul'un en yoksulları, san ki yoksulluk adacıklarda yaşamaktadır lar. Kent yoksulluğu en derin inden Tophane'de tecrübe edilebil mektedir. Saldırı sonrasında yapılan " 20 1 0 Kültür Başkenti istanbul'a yakışmıyor" gibi yorumlar, aslında istanbul'un, kent te kültür sektöründe yaşanan "rönesan sın" ve de bu istanbul-Kültür ilişkisinin farklı sınıflar için anlamının aniaşılmadı ğını göstermektedir.
Sü recin M a k ro Anlamı Bu sürecin makro ölçekte okuması, istanbu l 'da 2000'1erin başından beri şehrin üst ölçekli planlarında kültür vadisi olarak gösterilen Haliç' i n iki yaka sının kültür ekseninde hızla dönüşmesi dir. Yukarıdaki harita bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. Önce eski sanayi mekan larının kültür mekanlarına dönüşümü ile başlayan süreç (Santral istanbul, Kadi r Has Üniversitesi, Feshane, Sütlüce Kongre Merkezi, Koç M üzesi , istanbul Modern vb) bugün gelinen noktada, bu mekanların tüketi cilerinin ve Küresel Kent ' i n çekim gü cünden etki lenen turistlerin, expat ' ların ( i stanbul 'da yaşayan yabancı uyruklula rın) barı nma ve yaşam alanı tercihlerine uygun bir dönüşümü de tetiklemektedir. Kültürel dönüşüm, dünyada başka birçok yerde görüldüğü gibi, h ızlı bir soylulaştırmayı beraberinde getirmekte dir. Bu sanayinin dağıtılması sürecinde mekansal fonksiyonların yeniden tanı m lanması v e artık buralarda kendilerine ihtiyaç kalmayan işçi sın ıflarının kentin dışına itilmesi ve yeni kullan ıcılara yer açılmasıyla i lişkilidir. Tophane Galeri
haritasını, hem Haliç dönüşüm haritas ı , h e m de istanbul Zorla Tah liye haritası ile birlikte değerlendirmek gerilimi anla maya yardımcı olacaktır. Dolayısıyla, yaşanan Galeri Basma eylemi oldukça komplike toplumsal gerilimleri, mekansal dönüşümleri, dö nüşüm sürecine müdahale etme isteğini, yoksulluğun mekansal ifadelerini, sınıf sal farkl ı l ıkları içinde barındırıyor. Yani çok katman l ı bir olay söz konusu olan.
Şiddet-in Yapısalı mı , Doğ r u d a n mı? Kentsel dönüşüm, ister Sulukule, Tarlabaşı , Fener-Balat Dönüşüm Projeleri gibi devlet eliyle zorla daya tılsın, ister de Cihangir, Çukurcuma, Asmalımescit, Tünel, Galata ve Tophane çevresinde olduğu gibi ser maye baskısı ile mutenalaştırma/soyl u laştırma şeklinde gerçekleşsin , yapısal olarak şiddet içeren bir süreci ifade et mektedir. i nsanların, yaşad ı kları yerleri terk etmek zorunda kalmaları, yoksulluk içinde yaşayanların yoksullukları nın de rinleşmesi, çaresizlik duygusu, evlerinin yıkı lması, gündelik gerçekliklerinin takip edebileceklerinden çok h ızlı bir şekilde değişmesi, bu değişimin bili nen değer yargılarını sarsması gibi dönüşümlerin travmatik sonuçları vardır. Özellikle bu dönüşüm süreçlerinde karar verme mekanizmalarından tamamen d ışlanan, sözünü söyleyemeyen , kendi "yok oluş larının" sadece birer gözlemcisi olmuş insanlar (yapısal) şiddeti çok derinden tecrübe ederler. Hakim medya, üst sın ıflar, siyasetçiler açısından bu şiddet görünür değildir elbet, gösterilmek is tenmez. Hele ki kafa göz patlatan, cam çerçeve indiren doğrudan şiddetin ya nında tamamen görünmez kalır. insani , etik, adil duruş, h e m yapısal h e m de doğrudan şiddete karşı durabilmeyi gerektirir.
Bu Nokt-a d a n So n ra Ne Ya pıla b i l i r? Bence, sanat galerileri içinde bu lundu kları mahalle ve mahalleiiierin haykırışı n ı duymaya başlamalıdır. Sanatseverler Sanat Galerilerinin bir boşlukta asılı olmadığını, bulundukları mekanın galerilerden fazlasını içerdiğini anlamal ıdır. Tophane'nin ileri gelenleri
Ekim 2010
(esnaf ve dernekler) ile kültür-sanat temsilcileri arasında bir diyalog süreci başlamalıdır. Rahatsızlık noktaları konuşulmaya başlanmalıd ır. Asgari bir uzlaşma aran malıdır. Organize, planlı şiddet eylemlerine mahalleli tahammül göstermeyeceğini dekiere etmelidir. Ve her şeyden önemlisi, Mahalleiiierin artık çok net gördükleri, soylulaştırma tehlikesinin ve bunun sonucu yaşam alanları nı kaybetmeleri gerçeğinin altında yatan sebebin görünür kılın ması gerekmektedir. Bugün halen, Tophaneliler Belediye'den medet ummaktadırlar. Hem Beyoğlu' nda, hem de istanbul genelinde sayiuiaş tırma bayrağı Belediyelerin eli nded i r. Tophaneii ierin geleceği , bu belediyeler tarafından Sulukule'de, Fener-Balat 'ta, Tarlabaş ı ' nda hali hazırda yazılm ıştır. Sanat üzerinden dönüşümün katalizatö rü galeriler ve mahalleli , soylulaştırma karşıtı bir birlikteliği aramaya başlaya bil irler. . . Evet, bu arayış hiç de kolay değ ildir ama belki bu şekilde hem ma hallenin başta belirtilen sosyolojisinden kaynaklı "gericiliğinde" bir esneme ola bilir, hem de mekanda adil bir şekilde birlikte var olabil menin bir zemini yaratı labilir. Gelişmeleri takip edeceğim . . .
Tü r k iye ' n i n K ü r a t" ö r ü Be l l i Old u Ta rih: 4 Ekim, Haber Türk
4 Haziran - 27 Kasım 201 1 tarihleri ara sında düzenlenecek Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi ' nde Türkiye Pavyonu'nun küratörlüğünü Fulya Erdemci üstlenecek. Türkiye Pavyonu, yine Venedik Bienal i ' n i n ana mekanı olan Arsenale'nin Artigliere binasında yer alacak. Koordinasyonunu istanbul Kültür Sanat Vakfı 'nın yürüttüğü ve TC Dışişleri Bakanlığı Tanıtma Fonu Kurulu'nun desteğiyle gerçekleştirilen Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'nun sponsoru bu yıldan itibaren köklü italyan otomobil markası Fiat olacak. 2009 yılı ndaki Venedik Bienal i ' ne span sorluk desteği olmadan katılan Türkiye Pavyonu, 201 1 ve 201 3 yıllarında Fiat sponsorl uğuyla bienalde yerini alacak.
' ' MADEINROME ' ' Ko n fe r a n s ı BUI L diST 2 01. 0 ' d a Ge r ç e k l e ş t- i Tarih: 3 Ekim YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
Doğu ve Batı Roma i mparatorluklarının eski başkentleri, günümüz dünyası nın da kültür başkenti olan Roma ve istanbul.
italyan The Plan Dergisi, Roma Belediyesi ve B U I LD I ST'in katkılarıyla, tarihsel ve fiziksel yakınlıklar gösteren bu iki şehre, Romalı ve i stanbullu m i marların gözüyle bakılan v e bu çerçeve de planlanan konferanslar dizisinin ilki, "MADEI N R O M E" başlığı altı nda 2 Ekim tarih inde gerçekleştirildi. Atelye 70'den Doğu Kaptan ile l nsula' n ı n danışman larından Monica Scanu ve Roma'daki mimarlık ofislerinin katılım gösterdiği konferans, Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı kapsam ında yap ı l d ı .
GAP Arc h it"et-t-i As sociat-i G A P ' ı n ilk projesi Sao Paolo'da favelaların içinde bir kültür ve eğitim merkezi yapısıydı . Birbiriyle bağlantısı olmayan iki binan ın dönüşümü ile ger çekleştirilen bu sosyal projede, sın ıflar, öğrenciler ve kentliler için çeşitli hizmet alanları tasarland ı .
B u projeyi gerçekleştirmek için çok az bir bütçeye sahip oldukların ı belirten ekip, buna rağmen , bu iki yapıyı birbiri ne bağlamışlar. Ekibin ikinci projes i , italya' nın önemli yayı nevlerinden biri olan " Laterza Bookstore"un Bari'deki binası. Kitabevini yeniden organize etmeyi amaçlayan bu projede, iç mekanın esnek tutulması esas alınmış. Bunun için de kitap rafları tavandan asılarak yere değmemesi sağlanmış. Binanın içi bembeyaz çünkü on lara göre renkli
olması gereken kitaplar, bina değil. . . Ekip, bina ölçeği dışında, Roma'da bölge ölçeğinde de çalışmalar yaptı. Bun lardan biri de, Roma'daki bir bölgenin dönüşümü ile ilgili uluslara rası bir yarışmaya hazırlad ı kları proje. M ahalledeki farklı fonksiyonlara sahip alanların bi rbi riyle etki leşime geçme sinin amaçlandığı projede, kamusal alanların kent içindeki sirkülasyonu sağlaması da önerildi. Mahalle içinde yeni alternatif merkezler, çekim nokta ları yaratıldı ve böylece mekan yeni bir dinamik kazand ı . Ekip, yine Bari 'deki Palazzo D e Mari projesinde ise, restorasyon ve renovas yon yaptı . Bu bina zaten ömrü boyunca kendi geçişlerini yaşam ıştı. Projeye başlama dan , bi naya çok fazla değişiklik yapıl dığını ve binanın karmaşık bir yapıda olduğunu farkettiler. Binayı, orijinal haline sad ı k kalarak yeniden organize
Ekim 2010
etm işler ve bodrum kattaki hapishaneyi açığa çıkarmışlar. Ekibin anlattığı son proje, Bressanone'deki yeni halk kütüpha nesi için hazırlad ı kları yarışma projesi. Bressanone, italya' nın kuzeyinde, etrafı dağlarla çevrili bir şehir. Tarihi kent dokusu içinde bulunan yapı , katedrala da yak ı n . Bu proje için fikir, doğan ın ve çevredeki dağ ların algılanabilmesini sağlamak amacıyla mü mkün olduğun ca transparan bir bina tasarlamaktı. Kütüphanenin giri ş katı bahçeye bağia nıyor ve ikinci katında sessizce okuma yapılabiliyor.
ve burayı yeni parlamento olarak ilan etmişler. Meydan, artık yeni ifade alan ı , yeni parlamento . . . 201 O ' d a Afganistan'da inşaatına başladıkları Herat i l köğretim Okulu 'nun ise ilginç bir h ikayesi var. Bir italyan gazeteci burada hayatını kaybediyor ve ağabeyi de kardeşinin anısına burada bir okul yaptırılması için yarışma baş latıyor. Bütün gelir ise, kurulan vakıfa gidiyor. Okul binası çok basit bir strük türe oturuyor, verilen renkler ise mekanı hareketlendirrnek için kullanılmış.
Ia n +
l nsula ise, daha çok kentsel ölçekte çalışan bir ekip. Roma ve çevresinde tarihi ve endüstriyel alanların dönüşüm projelerini almışlar. italya'da tarih i bir endüstri alanı olan bölgedeki esas problem , mekanın ka rakteristik özelliklerini değiştirmeden, nasıl dönüştüreleceği ve nasıl yeni binalar eklenebileceği . Bir yandan da bölgeyi ortasından geçen nehirle de bağlamak gerekiyordu. Bu duruma kar şı, yeni binalar yapabilmek için mekan da kullan ılmayan, boş alanlar seçmişler. Eski yapıları koruyarak, etrafiarında kamusal alanlar yaratmışlar ve yen i binaların da b u alanlara zarar vermeme sini sağlamışlar. Ekibin diğer projesi, Sao Paolo'da kamusal alanların yeniden organize edil mesi. Bu bölge, H ristiyanlık için dört önemli merkeze yakınlığından dolayı özel bir konuma sahip. Bölgedeki bazili ka, trafik ve yanındaki hiç kullanılmayan bahçelerle kaplanmış durumda. Burayı çözümleyebimek için 1 5 . yüzyı ldan ka lan haritalar kullanm ışlar. l nsula, ayrıca N ievo'da yeni metro istasyonu güzergahı için de bir çalışma yapmış. Burada metronun i nşaası , is tasyonunkinden daha önem l i . istasyon yerin 30 metre altında ve tasarım aşamasında çok kısıtlayıcı eleman var. Yerin üzerinden görünen tek şey istasyonun camdan tasarlanmış kanat şeklindeki örtüsü.
lan +, iki mimar ve bir mühendisten oluşuyor. Roma'da bulunan ekip, mi mari , insan ve farklı kültürler arasındaki ilişkiler sistemini yeniden düşündürüyor. Ekip, genellikle m imariyi düşünsel bir bilim dalı olarak görüyor. i l k projeleri " M icroutipue". Bu, ger çek bir proje değil fakat uygulanabilir. Proje, uçak gemilerinden oluşuyor. isteni ldiğinde denizden , istenildiğinde havadan hareket eden bu sistemlerin üzerinde, konut, park ve benzeri ka musal alanlar bulunuyor. Çalışmanın ana fikri, mekanı dünyanın her yerinde hareket ettirebilmek. Bu da yerelliğin yeni bir tanımını oluşturuyor. Evi nizi iste diğininz yere taşıyın! Ekip, Roma' nın merkezinde alışımı şın dışında bir proje gerçekleştirmiş. Projenin çıkış noktas ı , şehir merkezi nin, periteriden de gelen nüfusla birlikte dolup taşması ve artık korunamayacak hale gelmesi. Bu projede, kenti koru mak adına, seçilen yapı adalarında ön cepheyi değiştirmeden adanın içinde sosyal ün iteler tasarlanıyor. Koruma cephe düzeyinde kalıyor ve kentin orta yerinde sosyal konutlar inşa ediliyor. B u , yeni bir t i p konut tipolojisi. Ekibin 201 0 Venedik Bienali için hazırladı kları proje ise, 2050 için yeni bir italyan Parlamento'su. Projenin çıkış noktası şu soru olmuş: Demokrasinin yeni tan ı m ı nedir? insanların mevcut politik sisteme karşı gelecek bir me kana i htiyaçları olduğunu savun muşlar. Bu düşünceyi mekana uygulamak için de, Roma'daki mevcut parlamentonun önünde bulunan 2 meydanı kapamışlar
I n s u la Ar-c h i"te"t"tu r-a e Ingeg n e r-ia s . r-. 1
La bics Roma'da çalışan v e yaşayan diğer bir ofis ise Labics. Labics, daha çok kent sel tasarım ve şehi r fikirleri üzerinde
çalışıyor. Roma'da tarihi merkeze yakın olan bir bölge için hazırladıkları yarışma proje sinde, soyut bir süreç geliştirmişler ve mekana yeni bir kimlik katmayı amaçla mışlar. Roma için ise, " Borderline Metropolis" tanımını kullan ıyorlar, yani " S ı n ı r Çizgisi Metropolü " . . . Roma'da her şeyin sıkışıp kalmış olduğunu ve bunu değiştirecek bir dış güç olmadığını sa vunuyorlar ve Roma'nın gerçek kimliğini sorgul uyorlar. Bu aşamada da kentin çeperlerinden beslenmişler. Kentin çe perleri yeni sınır noktalarını oluşturuyor. Çeperlerde kentin yeni zihin haritasını çı karmışlar. Yeni bir Roma, yeşilin içinde ve manzarası olan bir kent hayal etmişler.
C h a r r e t" t" e CNR F u a r Me r k e z i ve Çev r e s i Ke n -t s e l Dö n ü ş ü m P ro j e s i Ta rih: 3 Ekim YAZAN: PlNAR KOYUNCU
B U I LdiST Yapı Malzemeleri Fuarı' n ı n ilk gününde beş farklı m i marlı k ofisin den ekiplerin katılımı ile bir charrette* etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsa m ında davetli mimarlardan C N R Fuar M erkezi ve çevresi için bir kentsel dönüşüm ve yen i leme projesi tasarımı yapmaları istend i . Fuar alanında ayrı lan bir mekanda tek günlük yoğun bir çalışma ile gerçekleştirilen charrette'e 1 +1 M i marlık'tan Ervin Garip, Banu Başeskici, Çağıl Yurdakul; About Blank'ten Gökhan Kodalak, Erhan Vural , Ozan Özdilek, Hasan S ıtkı Gümüşsoy; LEA M imarlık'tan Emir Drahsan, Emre Ertürk; Not Mimarlık'tan Serdar Uslubaş, Merih Feza Yıldırım; SO?'dan Oral Göktaş ve Sevince Bayrak katıldı. B U I Ld iST'in açıl ı ş gününde sabah saatlerinde fuar alanına gelen ekiplere gerekli materyal ierin dağıtılması ile çalışma başlad ı . Genç m imarlardan oluşan ekipler öncelikle tanışarak, ve rilen proje konusu üzerine toplu halde konuşmaya başladılar. Daha sonra her ekip kendi masasına çekilerek proje üzerinde kafa yarmaya başladı.
Ekim 2010
Maketler yapıldı, eskizler buruştu rulup atıldı, tartışmalar yapıldı. Yoğun ama faydalı geçen günün sonunda her ekip böylesine büyük bir alana bu kadar kısa sürede bir proje önerisi getirmeyi başard ı . Fuarın ikinci gününde charrette için j üri heyecanı vardı. Jüri ekibi Bünyamin Derman , H üseyin Yanar, Ertun Hızıroğ l u , Enis Öncüoğl u ve Ömer Yılmaz'dan oluşuyordu. Jüri konsepti bazı m imarları okul yıl larına geri götürdü: paftalar duvarlara asıldı, jüri önünde projeler teker teker anlatıl d ı . J ü rinin genel değerlendirmesi genç m imarları böyle çalışmalara teşvik edecek yöndeydi: herkes katılımcı lara ayrı ayrı teşekkür ederek, bu kadar kısa sürede büyük bir alana proje üretmenin zorluğundan ve cesaret gerektirdiğin den bahsetti. *Belli sayıda kişinin belirlenen zaman diliminde bir mimari problemi çözmek için yoğun emek harcamasına verilen isim olan "charrette"in bilinen en önemli örneği MOMA'nın 1 997 yılında yeni ek binası ve renovasyon işleri için düzenlediği •charrette". Bu çalışmaya Müze Mimar Seçim Komitesi'nce belirlenen dünyaca önemli 1 0 mimar davet edilmişti. Türkiye'de ise ilk kez 2004 yılında Arkitera tarafından düzenlenen Mimarlık Festivali'nde toplam üç ayrı charrette organize edilmişti.
BUI L d iST ' t- e Ya b a n c ı M ima r l ı k Ya y ı n l a r ı Ta n ıt- ı l d ı Tarih: 2 Ekim YAZAN: DERYA YAZMAN
Önerilen projelerin hepsi çok de ğerliydi ve farklı noktalara değiniyordu , ama genel görüş bu bölgenin kentin so runlu yerlerinden biri olduğu ve çözüm önerilmediği takdirde gelecekte de böy le olmaya devam edeceği yönündeyd i . H e r b i r j ü r i üyesinin görüşü al ındıktan sonra kısa bir ara verilerek j ürinin de ğerlendirme yapması için vakit ayrıl d ı . Değerlendirme sonucunda j ü r i n i n or tak kararı ile 1 + 1 M i marlık ekibinin pro jesi plakete layık görüldü. Ekibin proje
arazisinde gördüğü ve önerilerinde dikkate aldığı sorunlar sınırlar ve alanın erişilebilirliği , algılanabilirlik, mekansal kopukluk ve imajdı. Öneride fuar alanı ve çevre düzen lemesi beraber ele alınarak fuar alanı , yeşil alanlar v e kamusal mekanların iç içe, üst üste getirildiği bir çözüm öneri si sunuldu. C harrette j üri toplantısı tüm katılımcı m imarlara ve jüri üyelerine sertifika ve rilmesi ile sona erdi.
Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı'nda önemli yabancı mimarlık yayınlarından O R I S Dergisi editörü Andrija Rusan ve A-1 0 Dergisi Yeni Avrupa M imarisi Editörü Hans l belings ile Türkiye'den Depo Yayıncı l ı k ' ı n XXI ve Yeni M i mar Dergilerinin editörü Hülya Ertaş bir araya gelerek yayınları hakkında bilgi verdiler. " Mimarlık Bekçileri: M imarlı k Yayı nların Rolleri" başlıklı panelin mode ratörlüğünü Arkitera M imarlık M erkezi koordinatörlerinden Ömer Kanıpak yapt ı . Panelde i l k olarak sözü A-1 O Dergisi yayın koordinatörü Hans l belings ald ı . Dergilerinde küresel projelere yer verdiklerinden ve diğer dergilerde
yayınlanacağ ını düşündükleri projeleri yayınlamad ıkları nı söyledi. ORIS Dergisi editörü Andrija Rusan, dergilerinin 1 2 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu ve bu zamana kadar 65 sayı çıkardıklarını söyledi. Derg ilerini "mi marlık kültür dergisi " olarak niteleyen Rusan, H ı rvat m i marisini dergileri ile dünyaya tanıtmak istediklerini vurgulad ı . Projeleri yayınlaman ın dışında dünyanın her yerinden çok ünlü ya da az ünlü mi marlarla röportaj lar gerçekleştirdiklerini ve aynı zamanda her sene ekim ayında O R I S Etkinleri ile m i marl ı k kültürünü desteklediklerini vurgulad ı . XXI Dergisi editörlerinden H ü lya Ertaş ise dergilerinde kentsel tasarım ölçeğinden endüstriyel tasarıma kadar geniş yelpalzedeki konulara dikkat çekmeye çalıştıklarından ve projelerin tasarım süreçlerini de ele aldıklarından söz etti . Panelin moderatörü Ömer Kanıpak konuşmacılara, yaptı kları işin çok zor olduğu, ayakta kalabilmek için müca dele vermek gerektiği fikrini payiaşarak " Bu işi neden yapıyoruz?" sorusunu yöneltti.
A-10 Dergisi'nin editörü Hans l belings, yaptı kları işin kolay olmadığını belirterek, " Bi r Avrupa dergisi olarak mimarlık camiasından %5 okuyucu olsa yeter. Çünkü maalesef bu yayı nları okuyan ve alan çok az bir kitleyiz. B u nedenle de b i r yerden sonra yayın-
... "'
�
"' ıı::
ı:
Ci E
•O
Gl > .,.
!!! w
"' >-
;; :ı: ıi O> ı:
'ii :5!
.. ı:
"' :ı: c "' .. "' a:
:� -cı: <
E k i m 2010
211
cı lar farklı sektöre kaymaya başlıyor. Etkinlikler düzenleyerek iletişimi art tırıyorlar. internetin çok önemli bir rol oynuyor, fakat basılı yayınlar da çok öneml i . Fakat bir dergi çıkıyor ve bir 1 0 y ı l sonra kayboluyor, önemini yitirebili yor. O nedenle bir dergiyi çı kardı ktan sonra ne zaman basımı durduracağını da bilmelisi n , " ded i . O R I S Dergisi editörü Andrija Rusan, dergiyi çıkartırlarken herhangi bir mis yonları olmadı kları n ı , bir heves ve istek doğrultusunda bu dergiyi çı karmak is tedi klerini söyledi. 12 senedir birşeyler yaparak daha görünür olmaya çalıştıkla rını söyleyen Rusan, yaptıkları etkinlikler ve organizasyonlar ile ayakta kalmaya başard ı kları nı da vurguladı. XXI 'den H ülya Ertaş ise, yazmayı ve binaların arkasındaki h ikayeleri öğren meyi sevdiğini söyledi. Bu işin zorluğun dan fakat dergiyi çıkarmayı durdurma nın o dergiyi öldüreceğinden söz etti. Ömer Kanıpak' ı n "Acaba bu yayı nlar mimarların üretim şeklini etkiliyor mu ya da m imarla yayıncıları etkiliyor mu? Aynı zamanda biz yayı ncı lar bir filtre mekanizması oluşturarak seçici davra-
dik aslında. Sadece on ların projelerinin iyi olmad ı ğ ı n ı , dünyayadaki projelerinde ne denli önemli olabileceğini onlara gösterdik," diyerek yanıt verd i . Andrija Rusan, dergilerin m imarı ve kültürel sahneyi etkilediğini öne sürdü. Aynı za manda Rusan, " Dergilerde m imarların görmek istedikleri şeyler yayı nlan ıyor, bu iyi bir şey. Bizde çok ünlü mimarlar ile daha az ünlü m imarları aynı dergide yayınlıyarak bir denge oluşturmaya ça lışıyoruz," diyerek fikrini belirtti. H ü lya Ertaş ise, " M imari yayı nlar mimarları etkiliyor, m imarlar da bizleri etkiliyor. Fakat bütçe konusu söz konusu olduğu için bizler hep mimarların çekmiş oldu ğu fotoğraflardan projelerini yayınlayabi liyoruz. Görseller konusunda farkl ı lıklar yaratmak zor olabiliyor," ded i . Ömer Kanıpak'ın "Sizce aynı fotoğ rafların dergilerde yayınlanması mimari açıdan bir sorun m u ? " sorusuna Hans l belings, projelerin konuşuldukça, üze rinde tartışıldıkça anlam kazanacağını söylerken, Andrija Rusan, sadece fo toğraf yayınlamad ıkların ı aynı zamanda tasarım süreçlerindeki eskiz ve metin lere de yer verd i klerini söyledi. H ü lya Ertaş ise bu konuda " M imarl ı k yayınları binaların yaşayışları, gelecekte ne ola cağı ile maalesef ilgilenmiyor. Bu da çok yanlış bir şey," diyerek eleştirel bir bakış açısı getird i . Daha sonra konuşmacılar internetin mimari bilgilerin yayılımı açısıdan önemi soruldu. i nternetin yayılım açısından çok önemli bir role sahip olduğunu vurgula yan konuşmacılar, matbua yayınlarında önemli olduğunu belirttiler. Andrija Rusan, " Eski kafalı diyebilirsiniz bana ama somut birşeyleri hissetmek ve in celemek çok önem l i , " diyerek internetin yanı sıra dergilerin de çok önemli oldu ğunun altı nı çizdi. Son olarak Ömer Kanıpak' ı n "Yayıncılar bir yerden sonra spansariara ya da inşaat sektörüne bağ ı m l ı kalıyor. Bu konu hakkındaki düşü nceleriniz ne lerdir?" sorusuna konuşmacı lardan , bu durumun normal bir döngü olduğ u , çok paranız yoksa bağ ı m l ı kal mak zorunda olduğunuzu ve bu tür ilişkilerin ayakta kalabilmek adına önemli olduğu fikrine hem fikir olarak yanıt geldi.
nıyoruz ve her projeyi, binayı, vs. yayın lamıyoruz. Sizce kim kimi takip ediyor? " sorusuna Hans lbelings, " Hollanda'da eskiden çok büyük bir baskı vard ı . Hollanda'daki m imari projelerin d ışında hiçbir proje konuşulmazdı. Ama biz bunu kırdık ve onlara biraz da ders ver-
Ekim 201 0
BUI L diST ' t- e 2 1. 2 AVM P ro j e s i T ü m Det- a y l a r ı y l a Ko n u ş u l d u Tarih: 3 Ekim YAZAN: DERYA YAZMAN
Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı kapsa m ı nda düzenlenen panellerden " 2 1 2 AVM Vaka Etüdü", 2 Ekim günü yapı n ı n mi marı Bünyami n Derman v e proje yöneticisi N ecmi Tuncay ' ı n katılımı ile gerçekleşti. Bünyami n Derman ilk olarak pro jenin başlangıç sürecinden başlaya rak tasarımın nasıl geliştiğini anlattı. Davetli yarışma i le seçilen projelerin i , Stuttgart'daki ASP('asp' Architekten Arat - Siegel - Schust) mimarlık ofisi
ile birlikte tasariadı kları n ı ifade eden Derman, yaptıkları projenin kolay bir proje olmadığını vurguladı. Bir kaybolma teması üzerine kurgula d ıkları AVM ' n i n onlar için deneysel bir proje olduğunu söyleyen Derman, yarış ma için yaptıkları tasarımı uygulamada biraz değiştirdiklerini ve bu projedeki önemli vakalar arasında yang ı n ve sel baskını kon u ları olduğunu belirtti. Yak ı n
zamanda gerçekleşen sel baskı n ı nede n i ile Ayarnama Deresi'ne yakınlığından ötürü yapının zarar görebileceğinden korktukları n ı fakat uygulamada kot farkı 1 O metreyken 8 metreye çekerek sel den hiç etkilenmediklerini vurgulad ı . Proje yöneticisi olan Necmi Tuncay, proje hakkı nda u laşımı en iyi çözen proje olarak konuşurken , tasarımda çok fazla çeli k sistemle çözümler olduğunu ve bunun kolay bir i ş olmadığını beli rtti. Sel kon usunda da çok endişelendik lerini fakat hiçbir sorun olmadan atlattık lar ı n ı söyledi. Derman, projelerinin uygulama sü reçlerinde ekonomik krizin olması nede niyle projede bazı değişiklikler yapmak zoru nda kaldıklarını fakat zor bir tasa rım olmasına rağmen esnek bir tasarım olduğunu vurguladı. iç mekanda sade malzemeler kullana-
rak, vitrinieri öne çıkard ıkları n ı söyleyen Derman, gün ışığının -3 otopark katın dan bile görülebileceğini belirtti. Sunumun ardı ndan dinleyiciler ara sında bulu nan mimar H ü seyin Yanar, projenin d ikkat çekici bir proje olduğu n u fakat sinema alanları n ı n cephesine reklam konulmamasının daha iyi olabile ceğini söyledi .
O n e a n d O rt- a k o y P ro j e s i n i n Tüm S ü reçle ri BUILdiST ' t- e Ta r t- ı ş ı l d ı Tarih: 3 Ekim YAZAN: DiLEK ÖZTÜRK
Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı'nda, One and Ortakoy projesi nin tasarım, yapı m v e yönetim aşamaları G A D M imarlık'tan Gökhan Avcıoğlu ve Tahsin inanıcı ile birlikte Vaka Etüdleri programı kapsa mında tartışıldı. One and Ortakoy, Ortaköy'de birinci si konut, ikincisi ticari ve ofis kullanı mla rından oluşan iki binayı içeriyor. Ortaköy Dereboy u ' nda bulunan i n şaat 1 . Boğaz Köprüsü'nden rahatlı kla izlenilebilecek bir kon umda. Projenin kapsadığı ala n , imar durumu açısından önemli bir konumda. Arazinin bir kısmı Beşiktaş Belediyesi, bir kısmı da istanbul Büyükşehir Belediyesi ' n i n yönetmimin de. Yüksekliğin serbest bırakıldığı bu bölgede, bu kullanımı Büyükşeh i r Belediyesi kısıtlamış. Projenin yaratılış kısmın ı n , bir süre imar yönetmeliklerine takıldığını beli rten Avcıoğlu, altı kata izin alabildiklerini
Ekim 2010
söyledi. Konut alanlarının bulunduğu kütle, dört dairesel formun bir araya gelmesi ve erimesi mantığına dayanıyor. Her yerden ışık ve rüzgar alan bir sis teme oturan çalışma, organik bir forma sahip. Avcıoğlu ve ekibi, insanların yaşam haklarını yerine getirmek ve farklı form
alternatiflerini görmek için bir yazılım hazı rlamı şlar. Bu yazı lımla birlikte, kütlelerin hacmi değişmeden, saniyede milyonlarca farklı form arayışına girmişler. Böylece binaların bir aradaki kompozisyonunu yakalamaya çalışmışlar.Karmaşık gibi görünse de aslı nda proje, planda çok basit bir tipolojiyle çalışıyor. One and Ortakoy konu ve ticaret fonksiyonia rına hizmet ediyor. Konut alanlarında
dubleks daireler ve teraslı kullanımlar var. Cepheler panaromik, bir sürekliliği var. Her iki kütlenin de çatısı ortak kul lanıma açı lmış ve Deniz Aslan, bu çatı alanları için farklı peyzaj alternatifleri hazırlamış. Spor alanları, yürüyüş, din lenme, toplanma alanları gibi . . . . Panelde, projenin Gaud i ' nin " Casa da Mila"sına benzediği tartışıldı ve Avcıoğlu, " Elbette ki Gaud i ' nin yolunu izleyen projelerden birisi, Casa da M ila'dan ilham almış bir yap ı , " diye söz lerine devam etti. Avcıoğlu, m imaride benzetme konusunda, " M etaforik ben zetmeler var, bir de davranış biçiminin benzetilmesi durumu var. Herkes bildiği şey üzerinde duruyor. Belirli kal ıplara oturmuş şeyleri değiştirmeni n ne anlamı var ki . . . Değişen tek şey insanın algısı ve gelişen teknolojiyle birlikte getirdiği yoru m , " dedi. Türkiye'de yapılan şehir planlarının içinden farklı bir şey çıkarman ın çok zor olduğunu ifade eden m imar, yeniden organize etme ve kompozisyon yaratma kaygısında olduklarını beli rtti. Konuşmasının sonunda m imar ve yatırımcı arasındaki i l işkiye de değinen Avcıoğlu, " Sahanın içine yeni oyuncular geliyor. Onlar da, mimar ideal olanı ortaya koysun diye m imara yardımcı oluyor," dedi.
Sa rıye r Be l e d i y e s i Çe v r e c i B i n a y a Ta ş ı n ı y o r Tarih: 5 Ekim
Sarıyer Belediyesi, Ömerler M i marl ık'a yaptırdığı yeni yapı sayesinde bugün 17 ayrı noktada h izmet veren beledi -
yeyi tek çatı altında toplayacak. Pınar Mahallesi ' nde 387 ada 60 parselde, 1 7.782,69 m2 alanlı arsa üzerinde 76.000 m2 kullanım alanına sahip ola cak yeni binada Ömerler M imarl ık, akıllı ve çevreci bir yapı üzerine odaklanıyor. Ömerler M imarlık'ın üç blok olarak projelendirdiği binada yağ mur suyu toplanarak kullanma suyu olarak kulla nı lacak. Binada buna ek olarak grey water sistemi kurulacak. Böylece lavabolar dan gelen atık sular, pisuvar ve rezervu arlarda kullanılabilecek. Bina yapı m ı ndaki pek çok diğer mal zeme de ekolojik seçilecek. Ömerler M i marl ık'ın hazırladığı proje de yeni belediye hizmet binasında 500 kişilik konferans salonu, atölyeler ve 1 000 araç kapasiteli açık ve kapalı oto park da yer alacak.
C i t- y s c a p e D u b a i Awa r d s J ü risinden �AA ' y a Ç i f t- e Od ü l Tarih: 6 Ekim
EAA-Emre Arolat Architects, 8 projesiyle 1 2 farklı kategoride finale kalan tek m imarlı k ofisi olarak rekor k ı rdığı 201 O Cityscape Dubai Awards töreninden iki büyük ödülle döndü. EAA- Emre Arolat Architects imzalı Maksimum Evler projesi " Konut Yapıları" kategorisinde, M inicity Maket Parkı Yapısı ise " Rekreasyon Yapıları" kategorisinde 201 O Cityscape Dubai Ödülleri'ne layık görüldü. EAA- Emre Arolat Architects'in 1 2 finalist projesiyle adeta geceye damgası nı vurduğu 2 0 1 0
Ekim 2010
Cityscape ödül töreni 5 Ekim 201 0 'da Dubai'deki G rand Hyatt H otel 'de ger çekleşti. Bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen ödüller, dünyan ı n en önemli gayrimen kul yatırım ve geliştirme etkinliklerin den biri olarak kabul edilen ve her yıl 1 20'den fazla ülkeden gayrimenkul uzmanı, m imar, tasarımcı ve plancılarını u luslararası bir i letişim ortamı nda bir araya getiren Cityscape Dubai kapsa m ında organize ediliyor. American I n stitute of Architects tarafından da desteklenen ödüllerde yarışmaya katılan yapı ve projeler, ti cari/karma kullanımlı yapılar, kamusal yapılar, rekreasyon yapıları, konut ya pıları, turizm ve ulaşım yapıları gibi ana kategorilerde değerlendirdi. Belirlenen bu ödül kategorileri dışında, j üri üyeleri katılan projelerden bazılarını " Çevre Ödülü", " islam M i marisi Ödü l ü " , " Genç M imar Ödülü", " Kültürel M i ras Ödülü" ve " M aster Plan Ödülü" başlıkları altın da özel ödüllere de layık görd ü . EAA-Emre Arolat Architects'in 201 O Cityscape D ubai Awards'da toplam 1 2 kategoride finalist olma başarısını gös teren projeleri ise şunlard ı : Zorlu Konak Residences (Proje/Konut Yapıları), Bodrum Büyük Kulüp (Proje/Turizm Yapı ları ve Proje/Rekreasyon Yapıları), Raif Dinçkök Yalova Kültür M erkezi (Proje/Kamusal Yapılar ve Proje/ Rekreasyon Yapıları}, Varyap Merkez Alışveriş ve Kültür M erkezi (Proje/ Rekreasyon Yapıları}, Eyüp Belediyesi Nikah Dairesi (Proje/Rekreasyon Yapı ları}, Maksimum Evler (Yapı/Konut Yapı ları}, 7800 Çeşme Konutları ve Oteli (Yapı/Turizm}, M i n icity Maket Parkı (Yapı/Kamusal Yapılar; Yapı/ Rekreasyon Yapıları; Çevre Özel Ödülü}.
Ta k l it" S e l im i y e Ta rt- ı ş ma s ı Ta rih: 6 Ekim, Milliyet
Ataşehir'de, binlerce l üks kon utun bu lunduğu bölgede Edirne'deki Selimiye Camisi'nin bire bir kopyası yapılacak. HaberTürk gazetesinde dün yer alan habere göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , bizzat yerinde inceleme yaptı ve i nşaata bir an önce başlanmasın ı
istedi. TO Ki tarafından inşa edilecek cam i , M i mar Sinan ' ı n " ustalık eserim" dediği Edirne'deki Selimiye Camisi'nin bire bir kopyası olacak. Kon uyla ilgili uzmanların görüşleri şöyle:
uzak d u rmak gerekir. M imar Sinan ve Selimiye Camisi ' ni n tüm değerlerine haksızlık yaparız, m imaride taklitçilik kabu l edilebilir, benimsenen bir şey değildir."
Ke n d i n i belli e d e r
Ta k l i d i b ile g ü zel ola b i l i r
Prof. Dr. Semavi Eyice (Sanat Tarihçisi):
Prof. Dr. ilber Ortaylı (Topkapı Sarayı
" Selimiye, M imar Sinan'ın "ustal ık eserim" dediği eseridir. Taklit eser yapmak hoş bir şey değil. Tasarlarken ne düşündüler bilmiyoru m . Bire bir ya pılacağ ı n ı sanmıyorum, Selimiye'yi bire bir yapmak kolay değil. Dünya çapında bir eserdir. O ölçüde bir eser yaratmak, zaten inşas ı n ı yapmak mümkün değil. Aslı nda böyle örnekler denenebilir, mesela M i mar Sinan da hayatının son zamanlarında çeşitli planlar, mi mari bi çim ler denemiş. Sonunda bir oyun gibi Ayasofya ' n ı n benzeri daha ufak ölçüde fakat statik hataları olmayan bir cami yapmıştır. Bu da Tophane'deki Kılıç Ali Paşa Camisi'dir. Ama bu yapılan doğru değil. iddiası olan bir m i marın o büyüklükte bir yere kendine özgün bir proje yaratması gerekir. En ideal cami planı zaten Selimiye'de uyg ulan mıştır. Bunu kopyalamak olmaz, mimarın bir eser yarattım diyebilmesi için o prensipiere göre bir eser ortaya koyması gerekir. Taklit eserler vardır. Ama kendi n i he men bell i eder. Ruhsuz eserler de vardır. Ne araziye oturur, ne güzelliği vardır. Gözkamaştı rıcılığı vard ı r ama 'adam bunu nasıl yapmış' dedirtmez."
Başkanı, Tarihçi):
Kü l-t ü r m i rasına saygısızlık Eyüp M u hçu (Mima rlar Odası Genel Başkanı):
"TOKi m imarlı k adına estetikten yok sun; taklit bir yapılaşmayı örnek gös tererek kamuoyunda bir propaganda yapmaktadır. Ve böyle bir m imari yakla şım, kentleşme, tasarım, m imari ilkeler, kültür m i rasına saygıdan uzaktır. Söz konusu Selimiye Camisi bu toprakların yetiştirdiği büyük m imar Sinan ' ı n en önemli eserlerinden biridir. Söz konusu yapının beğeniyle karşılanması pek ta bidir. Ancak bu yapıya ve onun taşıdığı değerlere sayg ı nedeniyle bu yapıya gölge düşürebilecek yaklaşımlardan
" Ben böyle şeye karışmam . M i marın kendi seçimidir. Onun kendi bileceği bir şeydir. Kötü bir m imari cami ortaya koymasındansa, öyle bir eserin taklidi bile güzel olabilir. Ustalık eserleri taklit edilemez diye bir şey yok. "
Ya r ı ş m a y a Kat- ı l ım Az , Ko l o k y u ma I l g i Yoğ u n Tarih: 7 Ekim YAZAN: SELi N BiÇER
izmi r Bornova Belediyesi Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi M erkezi M i mari Proje Yarışması ' n ı n Ödül Töreni ve Kolokyu mu 6 Ekim 2010 günü Ege Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi Sergi Salonu 'nda gerçekleşti. Yarışma sonuçları 24 Eyl ül 201 0'da ilan edilmişti. Sadece 66 proje teslim edildi. J üri bunun nedenini yakın zaman içinde kapsamı daha büyük 2 yarışma projesiyle çakışması olduğunu belirtti. Alışılanın aksine Kolokyum'a katılım yoğundu, katılımcılar oldukça meraklı ve heyecanl ıydı.
Kon u şmala r i l k olarak Bornova Belediye Başkanı Kemal Okyay konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildi . Yeşilova Höyüğü'nün kültürel önemi ve tarihin den kısaca bahseden Okyay, m imari proje yarışmaları n ı n artması gerektiğini belirtti. Belediye Başkanı yarışmaya katılan tüm ekiplere teşekkür etti. Sivil toplu m u n bu raya sahip çıkması, kent kimliğinin yaratılması, tarihe olan sayg ı n ı n artı rılması, izmir'in kültür varlı ğına katkıda bul u nmak ve kent bilincinin geliştirilerek burada yapılan çalışmalara yerel halkın sahip çı kması için m imari proje yarışması düze nledikleri n i anlattı.
E k i m 2010
Daha sonra kazı çalışmalarına başkanlık eden Yrd . Doç.Dr. Zafer Derin c kürsüye çıktı, Höyük'te yapılan çal ışma- ! lar ve "Zaman Tüneli " projesi hakkında bir sunum yaptı. �
�
Öd ü l Tö re n i
w Ci
Yarışma jürisine başkanlık etmesi için M imarlar Odası izmir Şubesi Başkanı
�
u.
&
Hasan Topal davet edildi. Topal yaptığı c ;. konuşmada Kolokyum'un yapıldığı :::! tarihin M imarlık Haftası'na tesadüf etmesinden duyduğu memnuniyatten bahsetti. M imari proje yarışmalarının öneminden söz etti. Ödül kazanan ve kazanmayan tüm katılımcı lara, jüri üye leri ve emeği geçen herkese teşekkür etti . Ödül törenine geçildi, eş değer man siyon kazananlar ödüllerini j üri üyeleri nin elleri nden aldılar. i brahim Eyüp' ü n başı o l d u ğ u e k i p ile Gülenay Erdem ve Tuğba Okçuoğ l u ' n u n ekibi törene kat ılmadı.
Sorulan bu sorunun cevabının Jüri Raporu 'nda yer aldığını vurgulayan Omacan 'a göre: • Alan ın kent içindeki duruşu, ka
• •
zının gerçekleştiği alan ve yapı laşmanın olacağı alan arasındaki ilişkiler, Alt programdaki yapıların birbir leriyle olan ilişkileri ve Malzeme, konstrüksiyon gibi ana kararların 1 /1 00 ölçekli çi zimlerde nasıl anlatıldığı jürinin projeleri i ncelerken aradığı ana kriterler olmuş. Bu cevaba ek lemede bulunan Erdem Erten, proje alanının Neolitik H öyük olması nedeniyle kente nasıl ekleneceğ inin tartışma konusu olduğunu belirtti.
Daha sonra seyirciler arasından söz alan Toygar Özden jüriye teşekkür ettikten sonra sorularına geçti. Jürinin hazırlamış olduğu şartnarnede bazı sıkı ntı lar olduğunu söyleyen Özden yarışma teslimlerinin 1 /1 00 ölçekte ol masının pafta okunurluğunun yitirilmesi ve yarışmacılara daha fazla masraf yapması na neden olduğunu belirtt i . Ayrıca yarışmanın teslim tarihinin hemen tatil :S .. sonrasına denk gelmesinin yarışmacıla- � rın çoğ unun deneme çıktısı alamaması· � :; na yol açtığını ifade etti. Bir başka kritik ı::ı •0 ise yarışma süreci içinde soru - cevap kısm ı n ı n çok erken kapanmasıyla ilgili olduğu yönündeydi.
�
Daha sonra ilk üç dereceye giren proje müelliflerine ödülleri verildi. Birincilik Ödülü sahibi ekibin temsilcisi olan Evren Başbuğ, yarışmada mansi yon kazanan babası Tamer Başbuğ ile birlikte ödülünü ald ı . J ü ri üyeleri i l e raportörlere teşekkür belgeleri verildikten sonra ödül töreni sona erdi ve Kolokyum'a geçildi . i lk sözü Jü ri Başkanı Sinan Omacan aldı, yarışma projesinin alanı n ı ve prog ramı n içeriğini açıklad ı . Projenin kapsamının öneminden bahsetti. Kolokyumda ilk soru Deniz Güner'den geldi. J ü rinin değerlendi rme süreci ndeki değerlendirme kriterlerini sordu.
Sinan O macan jürinin yarışma şart namesini hazırlarken yönetmeliklerden faydalandığını ve m imari yarışmalar için önerilen ölçeğin 1 / 1 00 olduğunun altı nı çizdi . Çevresinde çok yoğun veriler olan proje alanı için 1 /200 ölçeğin ye tersşz kalabi leceği n i açıklad ı . Buna ek olarak j ürinin yarışmacıları projeyle ilgili her türlü detayı düşünmeye zorlamayı amaçlad ı kların ı , böylece bu projenin şema mimarlığı ndan kurtulduğunu an lattı. Erten ise sorunun aksine toplam yapı alanı yaklaşık 3 . 800 m2 olduğunu ve projelerde her şeyin okunabil mesi için bu ölçekte çizimieri istediklerini belirtti. J ü ri kendi arasında maket ölçeği için de tartışmış. J üri üyelerinden Yrd . Doç. D r. Emel Kayın ise küçük bir alan içinde çok şey yaşandığını ifade etti. Bu alanlar arası geçişlerin nasıl yapıldığını görmek için ölçeğin önemini vurguladı . Yarışmada önemli olanın buraya yapılacak yapının kendi mimari dilini ortaya koyarak işlevi ni yerine getirmesi olduğunu anlattı. Seyircilerden Adnan Kaptan peyzaj m imarı olduğunu söyledi ve alanda bulunan Arap Deresi baz alınarak pro jelerde su öğesinin daha beli rleyici bir etken olması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumun şartnarnede yer alıp alma dığın ı sord u . Erdem Erten Neolitik Höyük'ün projenin en önemli teması olduğunu açıkladı. Kazı alanıyla yapılar arasındaki
Ekim 201 0
ilişki ve geçişlerin öneminden söz etti. Projenin su baskını tehlikesiyle karşı karşıya olduğu beli rtti. Şartnarnede su temasıyla ilgili bir ifade bulunmad ı ğ ı n ı , tasarımciların kendi özgür iradelerine bağlı bırakıldığını ve teslim edilen pro jeler arasından birkaç tanesinin vaziyet planında bunun işlendiğini söyledi . Kazılar hala sürdüğünü ve çalışma alan ına müdahale edilmemesi gerektiği ne inandığını ifade eden jüri üyeleri ya rışma projelerinde çağdaş, ancak tarihi mekanla uyumlu yapılar aramış. Sermet Pınar iSKi tarafından ıslah edilmiş bu dere yatağı üzerinde değişik lik yapı lamayacağını nedenleriyle anlattı. Yarışmaya katıldığını belirten Yurdanu r Şenoğl u , Türkiye'de m i mari potansiyelin yüksek olduğunu ve m imari yarışmaları destekleyen kuruluşlara ön cülük ettikleri için teşekkür etti. Yarışma sergisini ineelediğini ve derece alan projelerin konseptlerinin birbirine çok benzediğini vurguladı . Erdem Erten jürinin derecelendirme sırası nda özellikle kavramsal çeşitliliğe önem verd iklerini söyledi. Ödül alan projelerin her birinin birbirinden çok farklı olduğunu sözlerine ekledi. Bornova Belediyesi 'nin bütçesi ne deniyle yarışmada satınalma ödülü ve rilemediğini dile getiren Erten, yarışma alanı için aykırı çözümler getiren bazı projeleri derecelendiremedikleri için dert yandı. Seyirciler arası ndan bir başka soru geldi. B u soru yarışmaya katı lan ekipler içinde neden farklı disiplenlere yer ve rilmediği hakkında oldu. Şu an devam eden kazı sona erdiğinde bölgeyle ilgili yeniden bir tasarım yapı l ı p yapılmayaca ğ ı n ı da ekledi . J ü ri peyzajı n yerine göre farklılar gösterdiğini, ören yeri peyzajının başka bağlarnlardan gelmesi gerektiğini an latt ı . Şartnarnede kazı bittiği zamanı d a içine alan tüm süreç i ç i n tasarım yapıl ması gerektiği de belirtilmiş. Şartname hazırlanırken M i marlar Odası ' n ı n genel yönetmeliklerine uyulduğu belirtild i . Ekipler içinde farklı disiplen lere yer verilmesinin katılımcı lara bağl ı bir durum olduğu ifade edildi. Yarışma sürecinde Peyzaj M imarları Odası'ndan itiraz geldiği, ancak yarış-
man ı n adının "mimari yarışma" olarak i lan edilmiş olduğunu ve değişmediği uzun uzun anlatı ldı. Yarışmaya katılanlardan bir başkası, Banu Aydın projeyle ilgili yaptığı yorumda tarihi buluntuların toprak altında olduğu için algılanmadığını ve bu alana bir simge yapı tasarianması nın gerekliliğinden bahsetti. Birincilik Ödülü alan projedeki yapı ların fazlasıyla Alsancak'ta bulunan sanayi yapılarına benzettiğini açıklad ı . Bu yorum üzerine jüri birinci olan projenin konstrüktif açı lardan endüstri yapı larını anı msattığ ı n ı , ancak mekansal boyutta aynı etkiyi yaratmadığını anlattı. Projenin kazı alanı ile kent arasında yarı şeffaf bir duvar gibi davrandığından bahsedildi. i nci Köse jürinin tavrı nın kazı alanıyla bütünleşen, hatta onu içine alan bir yapılaşmadan yana olmadığını ve bunun yarışma sürecinin en başında şartna rnede beli rtilmesi gerektiğini savundu. J ü ri üyeleri ise yarışmada en çok vurgu lanan konunun bu olduğundan dem vur du. Ayrıca bu bağlamda birinci projenin h ikayesini de çok iyi bulduklarını belirtti . Son soru projelerin tarihle ne kadar alakadar olduğuna yönelikti. Tarihin tasarımiara nasıl yansıtıldığı soruldu. J ü ri yarışman ın ana sorusunun zaten bu olduğunu, tüm şartnamenin bu konu üzerine yazıldığını anlattı. Bu ana so ruya verilen cevaplar arasında neolitik buluntular ve kent arasındaki i lişkileri en iyi anlatan yapıların arandı ğ ı n ı , ancak tasarımlarda herhangi bir görsel ben zerlik beklenmediği açıkça ifade edildi. Kolokyum Birincilik Ödülü alan ekibin temsilcisi olan Evren Başbuğ'un teşek kür konuşmasıyla son buldu.
Yeşilova Höy üğü H a k kında 2003 yılında keşfedilen Yeşilova Höyüğü izmir'in bilinen en eski yerleşim alanı . Kazılara izmir Arkeoloji M üzesi 'yle 2005 yılında başlandı, 2007 yılında bir yıl ara veri ldi kten sonra 2008 yılın da Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ege Ü niversitesi adına Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin başkanlığ ında kazılara devam edildi. Yeşilova Höyüğü 400 m. kuzeyin deki Yassıtepe Höyüğü ve i pekli Kuyu Höyükleri ile birlikte izmir'in Prehistorik Yerleşim Alanı içinde bulunuyor.
He r z o g & d e Me u r o n ı u n Ta s a r l a d ı ğ ı Ko n s e r S a l o n u Tamaml a n ma k .. U z e re Tarih: 7 Ekim
Kaynak: Building Design YAZAN: KATHERINE HAYES ÇEvi REN: BAHAR BAYHAN
Yeni konser alan ı , 1 963' te Werner Kallmorgen tarafından Hamburg Elbe nehri rıhtımına inşa edilen bir antrepo olan Kaispeicher A . ' i n çatısından yuka rıya doğru yükseliyor. Yapının özü tamam ıyle dönüştürüldü fakat binanın tuğla cepheleri ve kübik yapısı korundu. Yeni projede 250 oda kapasiteli beş yıldızlı bir otel ve 45 ko nut da bulunuyor. Herzog&de Meuron tarafından d ünya çapında bir konser alanı olarak tasarla nan salon Sydney Opera B inası'na ra kip olacak düzeyde. Maliyeti 1 1 4 milyon Euro'dan 323 m ilyon Euro'ya ulaşan binadan yerel sanatçılar ve müzisyen lerin memnun değ i l , Hamburg ' u n yerel kültürel sahnesini yok eden bu gelişme yi olumlu bulmuyorlar.
1 2 . Comp a s s o V o l a n t- e Ya r ı ş ma s ı ı n .d a T. ü r k i y e ı y e I k i Od ü l Tarih: 6 Ekim YAZAN: BERiL ALPAGUT
Bu yıl Ettore Zambelli'ye adanan ve 1 2.si düzenlenen "Compasso Volante" (Uçan Pusula) Ödülleri, 2 Ekim Cumartesi günü italya'n ı n Lecco şehrinde, M ilano Politeknik Ü niversitesi davetinde sahip lerini buldu. Milano Politeknik Üniversitesi M i marl ık ve Bina M ü hendisliği Fakültes i ' nden Prof. Ettore Zambelli, Prof. G iuseppe Turchini ve Prof. Marco i mperadori (ödül bilimsel koordinatorü) öncülüğünde 1 998 'den beri her yıl düzenlenen bu yarışma, birçok Avrupa ve Asya üniversitelerinin katılımı ile ger çekleşiyor.
217
Ekim 201 0
oo _:s)'· -·�0.00 _:sJ•·oo
Expo buildings in a m a n n er i ndependent m the environment the principle basis the design ,_ ......., ......,
';�[J��� �:�� Its own energy the motlon of the : �
•
15.00
._57
._......., ......
floating structure
� being a statlonary visual
Bey
show that exposes only itself, a structure is designed which can
waves (utilizlng the
contemporarily wlde-spread
generator1 whlch can store a travel after Expo as an dally capacity of S MW of experimental space with various energy.) The structure -whlch tuncUonal scopes wlthln the lleson a ring comprising the
basin to exhiblt the ne<essary teclınlcal spaces i culture of the shore where lt ıs and the alrbags-. conslsts of2 anchored to. spherlcal /ayers. The outer spherlcal tayer, belng fixed to the ring, ls static and
making use of the 3
statfonary; whereas. by roller-bearlngs which enable rotatlon, the ınner spherlcal
-
layer is kept as a controllabie
•
---
+
+
Compasso Volante Ödülleri, tam an lamıyla bir rekabet ortamından çok, her yıl belirlenen karmaşık bir konu üzerin de profesörlerin ve öğrencilerin birlikte değerlendirme yaptıkları bir planlama atölyesi. 201 0 yılı atölyesinin teması, gelişmiş teknolojik özellikler ve çevresel sürdü rülebil irlik gösteren, olanaklar dahilinde çıkarılabilir ve nakledilebilir, dü nyada farklı sergilerde benzer veya farklı kulla nım amaçları için tasarlan mış esnek bir sergi salonu tasarı m ı idi. Konu kapsamında bu yıl, italya'dan Milano Politeknik Ü niversitesi ve Palermo Üniversitesi ile Türkiye'den istanbul Teknik Ü niversitesi ve Kocael i Ü niversitesi öğrencileri yarıştılar. Organizasyonunu Matteo Brasca, Roberto Francieri, G i ul iana lannaccone, Emre Kishal ı , Gabriele Masera ve Fabio Prada'nın düzenlediği atölye çalışmaları, N isan ayında istanbul 'da,
+ ., +
+
Eylül ayında da Macau'da gerçekleşti. Final değerlendirmesi ise, u luslarası bir jüri eşliğinde, M ilano Politekni k ' ten Giuseppe Turchini, G iancarlo Marzorati, Emilio Pizzi , M ü n i h Teknik Ü niversitesi' nden Walter Klasz, EXPO Projeleri Direktörü Matteo Gatto ve ll Sole 24 O re-Arketipo dergisinden Donatella Bollani tarafından yapıldı. Yarışmaya katılan 13 grup arasından Kocaeli Ü niversitesi ekibi, Yrd . Doç. Dr. Gül Köksal, Yrd. Doç. Dr. Neslihan Türkmenoğlu Bayraktar ve Öğr.Gör. N u rdan Kuban yürütücülüğünde i rem Uslu Öztürk, ibrahi m Türkeri, Emre Demirtaş, Cengizhan Aydın 1 .' 1ik ödülünün sahibi oldu. Prof. Dr. Arzu Erdem ve Yrd . Doç. Dr. i pek Yürekli yürütücülüğünde Bora Yasin Özkuş, i pek Baycan, Zeynep Aydemir ve Bengi G üldoğan'dan oluşan istanbul Teknik Ü niversitesi ekibi ise mansiyon ödülü nün sahibi oldu.
+
-
Ağ ı r b a ş ' ı n Ko n u t" .. P ro j e s i n e Od ü l Tarih: 8 Ekim, Hü rriyet YAZAN: TOLGA GÜRSOY, BORA ZERGER
Seçkin mimarlık projelerine verilen " N RW 'deki Örnek Yapılar" ödü lleri dağ ı tıldı. M imar Ercan Ağırbaş' ın ortağı ol duğu mimarlık bürosu da, yaptığı topl u konut projesi ile ö d ü l e layık görüldü.
Ağırbaş ' ın ko n ut p roj e s i n e ö d ü l Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti'nde 5 yılda bir dağıtı lan " N RW'deki Örnek Yapılar" ödülleri Düsseldorf'ta sahiplerini buldu. N RW i mar iskan Bakan l ı ğ ı ve N RW M i marlar Odası ' n ı n işbirliği nde toplam 249 proje içinden seçilen 34 yapının ödüllendirildiği törende, ba şarılı mimar Ercan Ağırbaş' ın ortağı
Ekim 2010
olduğu Ağı rbaş-Wienstroer M imarl ı k Bürosu'nun Neuss'un Südliche Furth yerleşim biriminde yaptığı toplu konut projesi de ödüle layık görüldü. Düsseldorf'daki K 2 1 binasında düzenlenen ödül töreninde Ercan Ağırbaş ile ortağı Eckehard Wienstroer sertifika ve plaketten oluşan ödüllerin i , N RW i mar iskan Bakanlığı'ndan Dr. Uwe G ünther, N RW M imarlar Odası Başkanı Harmut M i ksch ve Berlin M imarlar Odası Başkanı Klaus Meier Hartmann'ın elinden aldı .
Ka r a d e n i z ' d e K ı z ı l Çamu r Te h d i d i
ll
ll
Tarih: 1 1 Ekim, Cumh uriyet
Karadeniz Teknik Ü niversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilim leri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd . Doç. D r. Coşkun Erüz, Macaristan'daki alüminyum fabri kasındaki iki setin yıkılmasıyla, 700 bin metreküp kimyasal zehi r taşıyan kızıl çamurun içindeki ağır metallerin Tu na Nehri üzerinden Karadeniz'i etkilernesi nin birkaç ayı bulabileceğini bildird i . Karaden iz Teknik Ü niversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bili mleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd . Doç. D r. Coşkun Erüz, Macarista n ' ı n batısında, Ajka ken tinde bulunan alüminyum fabrikasındaki iki setin yıkılmasıyla, 700 bin metreküp kimyasal zehi r taşıyan kızıl çamurun çevreye yayılması sonucu 4 kişinin ha yatını kaybettiğini, 1 20 kişin i n de yara landığını hatırlattı. Yaşanan olayda çamurun önce geniş alandaki toprağa yayı ldığını ve topra ğ ı n çamur içerisindeki ağır metallerin büyü k kısmını emdiğini ifade eden Erüz, " Suyla taşınabilecek kısmı da dereler vasıtasıyla Tu na'ya, oradan da Karadeniz'e ulaşabilir. Bu arada yine bir bölümü kimyasal değişikliğe uğrayarak etkisini azaltacaktır" dedi. Kimyasal zehi r taşıyan çamurun içindeki ağır metallerin, Tuna Nehri üzerinden Karadeniz'e ulaşmasının ve Karadeniz ' i etkilernesinin birkaç ayı bulabileceğine dikkati çeken Erüz, " Çamur içerisindeki ağır metaller, Karadeniz'e ulaştığında etkisini alt seviyeye indirse bile bunlar, canlı orga nizmalar üzerinde uzun vadeye yayılan
öldürücü (toksik) etki ortaya çıkarabilir" diye konuştu. Doğada her türlü metalin ve türev Ierin i n belli oranda bulunduğunu dile getiren Erüz, şöyle devam etti: "Ancak bu oran belli bir süre sonra artar, doğal miktarından daha fazla bulunursa canlı organizmalarda toksik yani öldürücü etki yapar. Dolayısıyla Macaristan'daki olaya bakıldığında, yakı n yerleşi mlerdeki akar sularda bulu nan organizmalar üzerinde ciddi boyut ta öldürücü etki yapıyordur. Ama bu etki zamanla azalacaktır. Çünkü suyla temas sonucu litredeki m i ktarı , yoğunluğu da azalacak. Karadeniz'e u laşırsa belki ani ve h ızlı öldü rücü etkilere neden olma yacak ama uzun vadede suda yaşayan organizmalarda ölümlere yol açabilecek, o canl ıları tüketen üst canl ılara etki ya pabilecektir. Bunun yan ı sıra uzun vade de hastal ı klar oluşturabilecektir." Yrd . Doç. Dr. Erüz, metal kirliliğinin Macaristan'da olayın meydana geldiği yörede yer altı sularında da ciddi bir kirlilik yaratacağını kaydetti.
" Ka r-a d e n iz za-ten hızla k i r-le n iyo r- " Karadeniz'in uzun bir süredi r çev resindeki ülkelerden dökülen atıklarla kirletildiğine di kkati çeken Erüz, " Karadeniz zaten çevresindeki ülkeler den her yıl yaklaşık 10 m ilyon ton orga nik madde ve 400 bin tonun üzerinde petrol kökenli kimyasal maddeyle hızla kirletilmekte" ded i . Türkiye ile birlikte 6 ülkenin kıyısı bu lunduğu Karadeniz'e, nehirler aracı lığıy la 1 8 ülkeni n atıklarının taşındığını ifade eden Erüz, " Karadeniz bu atıklarla maalesef hızla kirleniyor. Kapalı bir de niz olduğu için kendini yen ileme süreci diğer denizlere göre daha uzun zaman alıyor. Bu özelliği kendini yenileme sü reci açısı ndan dezavantaj yaratmakta" diye konuştu. Karadeniz'e her yıl 1 1 O bin tondan fazla petrol karıştığını dile getiren Erüz, " Karadeniz'e organi k maddelerin yan ı sıra binlerce ton i norgani k azot, inor ganik fosfor, organik fosfor, demir ve çinko gibi maddeler de dökülmektedir. Karadeniz'e dökülen onlarca çeşit, bin lerce tonluk bu maddelerde aşırı m i ktar da azot ve fosfor bulunmaktad ır" dedi.
Yrd . Doç. D r. Erüz, denize dökülen maddelerin çoğ u n u n , özelli kle de kimyasal türlerin denizde yaşayan mil yonlarca ton organizmayı etki lediğini vurgulayarak, şun ları kaydetti: " M addeler, deniz suyunda ve dibinde yaşayan organizmalarda büyük ve ka lıcı etki yapmaktadır. Bu organizmalar balıkların beslenmesini sağlamaktadı r. Madde, bal ı ğ ı n beslendiği organizma lardan başlayarak, balı kla beslenen kuşa kadar giden besin zincirinde büyük etki yapmaktad ır. Bu durum da balı k miktarı n ı her yıl biraz daha düşür mekte hatta bitirme noktasına taşı m ak tadır. Çözüm noktasında sorumluluğu bulunan her ülke, kendi alanı nda çözüm üretmelidir. Karadeniz gibi eşsiz su kay nağında giderek artan kirliliği önlemek ve sürdürü lebilir yaşam kaynağı olarak kullan ı m ı n ı sağlamak için ülkelerin artan bir duyarlı l ı kla organize edilecek ortak bir çabaya gereksin i m vardır."
Ge r i Dö n ü ş ü m T i y a-t r o s u Tarih: 8 Ekim aynak: Yeni Şafak
ingiltere ' n i n " i l k geri dönüşüm" mad delerinden yapılan tiyatrosu açı ldı. Tiyatronun yapımında çürümeye terk edilen materyaller kullan ıldı.
E s k i Malzemele r Kullanıldı
ingiltere'de geri dönüşümlü mad delerden yararlan ılarak yapılan The Jel lyfish Teatre adlı tiyatro, bir ilk olma özelliğini taşıyor. Köbberling and Kaltwasser firması, 1 20 koltuklu tiyatro yu kalas, eski tiyatro yapılarından arta kalan bazı maddeler ile çürümeye terk edilen materyalleri kul lanarak inşa etti.
Ekim 2010
İ st-a n bul' u da Anlat-mışt-ı Projeye eski Yunanca'da ekoloji anlamına gelen O i kos ismi verildi. Firma daha önce istanbul 'da da çeşitli projeler gerçekleştirmişti. istanbul'un "gecekondu" yön üne dikkat çeken mimar Topher Campbell , gökdelenlerin bulun duğu istanbul'da gecekonduların da bulunduğuna dikkat çekmişti.
F ra n s ı z Anadolu A r a ş -t ı rma l a r ı E n s -t i-t ü s ü ( I F EA ) , I s t- a n b u l ' d a Ku rulu ş u n u n 8 0 . Yı l d ö n ü m ü n ü K u t" l u y o r Tarih: 1 1 Ekim
Arkeoloji ve sosyal bilimler alanında en eski ve köklü kurumlardan olan ve kap samlı araştırmalarıyla tan ınan bu enstitü, kurulduğu günden bugüne Fransa ve Türkiye'deki kurumlar ve araştırmacılar arası bilimsel ağları geliştirmeyi görev edindi. Avrupa'da, Osman lı ve Türkiye üze rine araştırmaları yaşatan Fransa'daki en önemli türkologların hemen hepsi I F EA'da yetiştiler. Bunların içinde Stephane Yerasimos, François Georgeon, Jean - Louis Bacque-Grammont, Paul Dumont, Nora Şeni, Pierre Chuvin, Faruk Silici ve N icolas Vatin sayılabilir. IFEA, Edhem Eldem gibi Türk araştır macılarının da beşiğ i oldu . Albert Gabriel, Louis Robert gibi asrın büyük arkeologlarının müdürü oldukları enstitü, Xanthos gibi önemli arkeoloji kazı larının yürütücülerinin de yetiştiği kurum. I FEA bu yıl bir i lke imza atıyor ve artık sadece Fransız araştı rmacılara değil Türk öğrencilere de imkanlar sunuyor. Daha önce Türk öğrencilere kısa sü reli burslar ve staj imkanları sağlayan IFEA, artık her sene arkeoloji ve Sosyal Bilimler alanında Türk üniversitelerinde yapılan iki doktora tezini " En iyi Tez"
ödülüyle taçlandırı p, söz konusu çalış maları yayınlayacak. I FEA 80. yaşında yeni bir yayın po litikası da başlatıyor. Sene boyunca Kitap yayınevi ve isis yayıneviyle birçok değerli çalışma yayınlanacak. Bunlardan bazıları: Apartman, Galata'da Yeni Bir Konut Tipi (Derin Öncel); Bir Hanedanın Çöküşü (ye niden basım) (Nora Şeni , Sophie Le Tarnec); Bizans Uygarlı ğ ı ' na Çapraz Bakışlar [Annie Pralong (ed .)] ; Osmanlı i m paratorluğu ve Avrupa [Dejanirah Couto (ed .)] ; Hayırseverler ve Mesenler. Çağdaş Bir Kültür Politikası için [ Nora Şeni (ed.)] ve Le voyage de Adolphe Cremieux a Damas (1 840) (Nora Şeni). Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü, şehireilik alanında uzmanlaşan istanbul Gözlem Merkezi (OUI), Türk Siyasi yaşamı üzerine çal ışan Türk Siyaseti Gözlem Merkezi (OVI POT) ve Kafkasya ve Balkanlar üzerine Bakü'de çalış maları nı sürdüren Kafkasya Gözlem Merkezi' nden sonra aktivitelerine yeni bir boyut ekliyor ve belgesel filmciliği yeni bir araç olarak gündemine alıyor. Enstitü, yen i kurulan projeksiyon salonuyla düzenli olarak belgesel film gösterimi yapılacağı gibi araştırmacıla ra verilen belgesel film eğitimiyle hem kendi sitesini hem Türk TV kanallarını belgeselleriyle besleyecek. Şehi reilik ve kültürel miras alan ında istanbul 201 O Avrupa Kültür Başkenti projeleri kapsamı nda, istanbul il Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün yürüttüğü " i stanbul Kültür M i rası ve Kültür Ekonomisi Projesi "nin dört partnerin den biri olan I FEA, önümüzdeki yıl Yap ı Endüstri M erkeziyle birlikte şehireilik alanında yeni ve büyük bir proje geliş tiriyor. Paris siyasi gündeminin merkezine oturmuş olan " G rand Paris (Büyük Paris)" in kentsel ve mi mari projelerinin tartışmasını istanbul'a taşıyor. Bu projelerin kentsel dönüşüm alanında istanbul'a emsal oluşturabil mesi için Jean Nouvel, Christian de Portzamparc, Antoine Grumbach gibi ünlü m imarları istanbul'a davet ediyor. 80 yaşını 1 8 Ekim Pazartesi akşa mı vereceği bir kokteylle kutlayacak olan I F EA'nın bu gecesine Fransa Başkonsolosu Sayın Herve Magro,
ı
A R K T E RA
t:::l�IE t:\f1-iYit:\t'ltfıO
219
Belçika Başkonsolosu François Del Marmo l , istanbul 20 1 0 Ajansı Başkanı Şekip Avgadiç, Topkapı Sarayı M üzesi Başkanı i lber Ortaylı ve Türk ve Avrupa basın ve bilim dünyasının temsilcileri gibi seçkin davetliler katılacak.
Ga z e t" e PARC Diyalog . S e k -t ö r ü n I l e r i Ge le n l e r i i l e S i z le ri B u l u ş t" u r u y o r Tarih: 1 2 Ekim YAZAN: Ö.DUYGU Çil
Arkitera M imarlı k Merkezi'nin, Türkiye'nin Gayrimenkul Yayını GazetePARC. com bünyesinde gerçekleşecek GazetePARC Diyalog isimli etkinlik se risi yakında başlıyor. Etkinlik, gayrimenkul sektöründe her biri kendi alanı nda öncü isimleri ile sek törün takipçilerinin dünyanın neresinde olursa olsun bir araya gelebileceği bir platform olma özelliği taşıyor. internet üzerinde gerçekleşecek GazetePARC Diyalog etkinliğine katı lacak olan sektörün takipçileri, Arkitera Forum'da sektörün öncü isimlerine merak ettikleri soruları yöneiterek
Ekim 2010
bunlara yanıt alma fırsatı yakalayacak lar. Yaratılan bu sanal ortam , özgür bir tartışma alanı yaratı rken sektör için de güçlü bir beyin fırtınasına imkan sağla yacak. Belirli periyodlar halinde Salı günleri 1 7:00 - 1 9:00 saatleri arasında gerçekleşecek GazetePARC Diyalog etki nliklerinin ilk katılımcısı 9 Kasım Salı günü Amplio Yönetim Kurulu Başkanı Alaeddin Babaoğlu olacak. 9 Kasım 201 0 Salı günü merak edilen soruları yanıtiayacak olan Babaoğl u ' nu n ardından GazetePARC Diyalog'a katı lacak sektörün diğer öncü isimleri ve katılım tarihleri ise şöyle sıralanıyor: • Amplio H otel lnvestments Yönetim Kurulu Başkanı Alaeddin Babaoğl u {09 Kası m 201 0 Salı), • Servotel Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kemal isvan {30 Kasım 201 0 Salı), • Duman kaya Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Duman kaya (21 Aralık 201 0 Salı), • GYO DER Başkan ı Turgay Tanes (1 1 Ocak 201 1 Salı), • Krea Grup icra Kurulu Başkanı Hakan Kodal {01 Şubat 20 1 1 Salı), • ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur {22 Şubat 201 1 Salı) • Galata AŞ Yönetici O rtağı Sarp Tiryakioğlu { 1 5 Mart 201 1 Salı), • Aareal Bank Genel M üdürü Şenay Azak Matt {05 N isan 20 1 1 Salı).
" Ça ğ d a ş J a p o n Ta s a r ım l a r ı " S e r g i s i Aç ı l d ı Tarih: 1 2 Ekim
YAZAN: PlNAR KOYUNCU
" Çağdaş Japon Tasarı m ları" sergisi 1 1 Ekim 20 1 0 tarihinde iTÜ Taşkışla kam püsünde gerçekleştirilen küçük bir tören ve kokteyl ile açı ldı. Açılışta iTÜ Mimarl ı k Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Orhan Hacı hasanoğlu ve Japonya istanbul Başkonsolosu Katsuyoshi Hayashi birer konuşma yaptılar. Dekan Hacıhasanoğlu, 201 0 yılının Türkiye'de Japonya yılı ol masıyla ger-
çekleştirilen etkinliklerden birinin de iTÜ M imarlık Fakültesi bünyesinde ya pılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve başta Japonya Başkonsolosu olmak üzere, açıl ışa katılan herkese teşekkür etti. Başkonsolos Hayashi ise, Türkiye'de Japonya yılı kapsamında açılan bu ser gi nin, iTÜ Endüstri Ü rünleri Tasarım ı Bölümü'nün yardı m ı v e iş birliği sa yesinde gerçekleştirildiğini belirterek, Japon kültürünün Türkiye'de ilgi görme sinden duyduğu mutluluğu ifade etti . Bu sergi sayesinde bu ilginin en düstriyel tasarım ürün lerinin üretimi ve 1 950'1i yıllarda geçirdiği gelişim süreci açısından da ele alınması nın faydasını sözlerine ekled i . Konuşmalardan sonra Dekan ve Başkonsolos beraber kurdele keserek serginin açılışını gerçekleştirdiler. 1 1 - 26 Ekim 20 1 0 tarihleri arasında iTÜ Taşkışla Kampüsü ' nde, ikinci kattaki Sinan Holü'nde ziyaret edilebi lecek olan serginin kü ratörlüğü H i roshi Kashiwagi (M usashino Art University) , Makoto Koizum i , Nobuko Shim uta (Nippon Design Center) ve Masafumi Fukagawa (Kawasaki City Museum) tarafından yapıldı. Sergi 1 990'1ı yıllardan günümüze kadar tasarlanan ve özellikle gündelik hayatta kullanılan 92 adet Japon en düstriyel tasarım örneğinden oluşuyor. Diğer 1 3 ürün ise, günümüzün tasa rımlarının köklerini yansıtan i kinci Dünya Savaşı'ndan sonra, 1 950'1i yıllardaki tasarım örneklerini içeriyor. Böylece Japon tasarımınının savaş sonrası yıllarda gösterdiği gelişim ve ülkemizdekinden farklı olan bazı tasarım ürünleri izlenebiliyor. Türkiye'de Japonya Yıl ı etki nlikleri Aralık ayı sonuna kadar çeşitli etkinl ik lerle devam edecek. Ayrı ntıl ı bilgi ve etkinlik prog ramı için:
www.japonya201 O.org iT Ü End üstri Ü rünleri Tasarımı Bölümü internet sitesi:
www.tasarim.itu .edu .tr
Me c a n o o G r e e n GOOD D E S IGN Od ü l ü ' n ü Ka z a n d ı . .
Tarih: 1 2 Ekim
DERLEYEN: BAHAR BAYHAN
Mecanoo' nun gerçekleştirdiği Delft Kent Merkezi ve Tren istasyonu ta sarım ı 201 0 G reen GOOD D ES I G N Yarışması 'nda ödüllendirildi. Bu ödü l , Chicago Edebiyat Kulübü v e Mimari G üzel Sanatlar ve Kentsel Eğitimler Avrupa M erkezi tarafından sürdürülebi lirlik konusunda yenilikçi bakış açısına sahip mimarlık bürolarına veriliyor. Delft Kent Merkezi ve Tren istasyonu tasarımı 46 ülkeden gelen milyonlarca tasarım arasından seçildi. Nisan 20 1 1 'de Hamburg 'da düzenlenecek özel bir çev re konferansında kazanan tüm projeler sergilenecek. Delft Kent M erkezi ve Tren iastasyonu tasarı m ı enerji tasarrufu ve kullanılabilirlik açısından önemli bir ta sarım. Bina %35'in altında enerji tüke tiyor. Ofis katları maksimum esneklik ve uyuma izin veren kolonlara ve kirişlere sahip. Bina, ofis kanatların ı birbirine bağlayan bir ara sokak ile erişilebilir ko numda. Isı depolama binan ı n ısıtılması ve soğutulmasında kullanıldı ve güneşin geliş açısına ve binanın konumuna göre düzenlendi. Bu merkezden gelen ısı ter mal biçimde saklan ıyor. Çatıdaki güneş panelleri ise binanın mekanik ve aydın latma enerjisinin % 20'sini karşıl ıyor.
S e y r a n "t e p e Aç ı lma y a c a k ! Ta rih: 1 1 Ekim, HaberTürk
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, Türk Telekom Arena' nın açılışının 29 Ekim'de değil, ocak ayında yapılacağ ını duyurdu. Her gittiği Fenerbahçe maçında Galatasaray' ı n yenildiğini belirten Bakan Yıldırım, "Artık yeni statta bu gelenek tersine olur" diyerek Sarı Lacivertiiiere göndermede bulundu. Zaman' ı n haberine göre, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat ve Başbakanlık Toplu Konut idaresi (TO K i ) Başkanı Erdoğan Bayraklar,
Ekim 201 0
Sarı-Kırmızılı takımın sezonun ikinci yarısında maçları n ı oynamaya hazırlan dığı Seyrantepe'de inşası devam eden Türk Telekom Arena'da incelemelerde bulundu. Daha önce 29 Ekim olarak duyurulan stadı n açı l ı ş tarihi hem Bakan Bi nali Yıldırım hem de Başkan Adnan Polat tarafından ocak ayı şeklinde telaffuz edildi. Yı ldırım, "Artık az bir zaman kaldı . i nşallah ocak ayı içi nde görkemli bir açı l ışla, Türkiye ' n i n ilkleri ne sahip, 201 6 standartlarına göre inşa edilmiş, en önemli stad ım ızı spor camiamıza kazandırmış olacağız." dedi. Yıldırım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ı n bu projeye verdiği desteğe vurgu yaparak, " i l k başından beri bu projeye emek ve ren, fikir babası olan ve bugün hayatta ol mayan Galatasaray camiası n ı n önemli isimlerinden Özhan Canaydın Bey baş ta olmak üzere tüm katkı sağlayanlara teşekkür ediyoruz. Başbakanımızın dirayeti ve talimatlarıyla olmaz işler olur hale geldi." ifadelerin i kullandı.
Bakan Binali Yıldırım ' da Fe n e rb a h ç e Gön d e rme s i Bakan Binali Yıldırım , Galatasaray'a da Fenerbahçe karşısı nda genelde alı nan kötü sonuçlar neden iyle gönderme de bulundu. Fenerbahçe-Galatasaray maçiarına her gittiğinde Sarı- K ı rmızılı takımın yenildiğini dile getiren Bakan Yıldırım, " i nşallah Galatasaray ' ı n ken di stad ında bu gelenek tersine olur. Adnan Polat, 'Sayı n Bakanı m , maçiara geldiğinde yeniliyoruz. Bari gelme' dedi ve bir süre maçiara gitmeye ara verdim," şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Adnan Polat da stat açı lışının ocak ayında yapılacağı n ı tekrarlad ı . Sarı-Kırmızılı kulübün başka n ı , " Ocak ayında i nşallah stat açılışını yapacağ ız. Buraya emeği geçen çok insan var. Özellikle altını çizerek söylü yorum ki bu projede bizi yaln ız bırakma yan Sayın Başbakan 'a biz müteşekkiriz. Sayın U laştırma Bakan ımız çevre yo luyla ilgili hassasiyet gösterdi. Ufak bir problemimiz oldu ve onu da çözeceğiz," değerlendi rmesinde bulundu. Polat yarın ameliyat masasına yata cak Arda ile ilgili soruları ise cevapsız bıraktı.
H a f e n C i t- y U n i v e r s i t- ö t H a mb u r g Ulu s la ra ra s ı M ima r i Ta s a r ım At- ö ly e s i Tarih: 1 3 Ekim
Bilgi Ü niversitesi öğrencileri 2-1 O Ekim tarihleri arasında M u rat Tabanlıoğlu yürütücülüğünde HafenCity U niversitiit Hamburg - H C U tarafı ndan düzenlenen Uluslararası M i mari Tasarım Atölyesi Workshop etki nliğine katıldı. HafenCity Universitiit Hamburg - H C U tarafından düzenlenen program da sekiz farkı ülkeden üniversitelerini temsil gruplar 9 gün boyunca Hamburg " Liman Şehri" üzerine odaklandı lar. Genç tasarı mcılar atölye çalışmalarında kentsel planlama, peyzaj m imarisi ve mimariyi bir arada ele aldılar. Grupların geliştirdiği önerileri n " Habour City" planlaması için esin kaynağı ve gün demdeki değişim programları için bir itici güç olması öngörülüyor. istanbul'u temsilen programa davet edilen Bilgi Ü niversitesi M i marlık Fakültesi Yüksek Lisans öğrencisi 1 4 genç mi mardan oluşan, yürütücülüğünü M u rat Tabanlıoğ l u ' n un yaptığı ekibe M imar M eral Yılmaz asistanlık ett i . Barcelona, Limerick, Sheffiel, Stockholm , Oxford, Okinawa ve Hamburg kentlerinden üniversitelerin katıldığı Workshop'ta eski liman bölge sinde öngörülen kentsel değişim prog ramına farklı bir bakış acısı getird ikleri, kentin varolan farklı katmanların ı fiziksel ve sosyal anlamda kesiştiren tasarımla rıyla istanbul ekibi dikkati çekt i . Ekibi n , varolan katmanları vurgulaya rak, su (Li man ve Elbe Nehri bağlantısı), yeşil (yeni masterplan çerçevesinde yer alan park ve peyzaj alanları) eski ve yeni demiryolu gibi unsurların can Iandırak zenginleştirilmesi ve özellikle kullan ılmayan depoların kültür-sanat ve yaşam merkezlerine dönüşümüyle mer kezi bağ lantılar kurduğu projede, kentin kaybolan bağları, farklılı kları geçişken bir tavırla bir araya getirerek yeniden kurgulandı. Segmentasyon'un kent kurgusunda birbirine değmeyen bölünmeler yarat-
tığı şehi rde, daha esnek bir kent dü zenlemesi ve yaşam biçimi an layışıyla, varolan izler korunarak alanda çağdaş karma projeler tasarland ı . istanbul ekibine ait tasarımın i kinci seçildiği Atölye çalışmaları sonu cunda i ngiltere, Sheffield, School of Architecture, U niversity of Sheffield ve i rlanda, Li merick, U niversity of Limerick ortak birincilik elde ettiler. http: 1/artan dcity. d e/en/arch i te ktu r/ teilnehmer/lstanbul. php Etki n liğe katılan Bilgi Ü niversitesi öğrencilerinin isimleri şöyleydi: Özge Açık , Elçin Alpar, Ramadan Atasayan , Selin Babayiğit, Can Demir, Esra Dem irtaş, i l ker iğdeli, Armağan Karabulut, Nazlı Öncel, Işık Özge Özbek, Ayışığı Satıkbuğra, Filiz Şahi n , Nazlı Tümerdem, M ü g e Yalçın
Libe s k i n d E s s ex U n i v e r s i t- e s i' n i n S imge s i Ol a c a k Bi r Bi n a Ta s a r l ı y o r . .
Ta rih: 1 3 Ekim, Buiding Design YAZAN: ELIZABETH HOPKlRK ÇEviREN: BAHAR BAYHAN
Daniel Libeskind ingiltere'de, barış ve de mokrasi destekçisi yen i bir uluslararası enstitüye ev sahipliği yapacak simgesel bir binanın tasarım ı n ı gerçekleştirmek üzere seçilen isim . Essex Ü niversitesi'nde Demokrasi ve Uyuşmazlık Çözüm ü Enstitüsü (ICDR), ü niversitenin insan hakları, adalet ve yönetim alanındaki 40 yıllık akademik geçmişini simgeleyeceğini amaçlıyor. I C D R , bağımsız araştırmalar ve poli tika analizleri için inşa edilmiş e n büyük özel üretim enstitü olacak. M i lyonlarca pounda mal olacak bina araştırma, eğitim ve danışmanlık için konaklama i mkanı ve politika enstitüleri, avukatlı k firmaları ve STK çalışmaları gibi diğer organizasyonlar için alan oluştu racak . Colchester Kampüsü 'nde binanın ortasında yer alacak bir mahkeme in sanların duruşmalara temsili katıl ı mına izin verecek.
Ekim 2010
re-mixed lives
-
recreational open spaces
underground car park :ı: .,
-
cannale stands up
·- ···
speicherstadt ci rculates
RIBA Al "t ı n Ma d a l y a Öd ü l ü C h i p p e rfie l d ' ı n S "t i r l i n g Ac ı s ı n ı Di n d i rdi
Masterın ı 1 970'1erde mimarlık tarihi [ n ve teorisi alanında bu üniversitede ta � mamlayan Daniel Libeskind şunları söy ledi: " Böylesi insani amaçlar ile ortaya çıkacak bir projeyi gerçekleştirmek be nim için bir onur. Her zaman demokratik şeffaflığın ve uyuşmazl ı k çözüm ünün sadece politik alanda değil mimarlı k alanını geliştirmede de eleştirel b i r Tarih: 1 3 Ekim, Building Design ÇEvi REN: yönü olacağına inandım." Libeskind ve BAHAR BAYHAN eşi Nina demokrasi ve uyuşmazlık çözü David Chipperfield 201 1 R I BA Altın münü geliştiren çalışmalarla ilgileniyor ve enstitü için bir bağı ş kampanyası Madalya Ödülü ' n ü kazand ı , bu ödül aynı zamanda kaybettiği 201 O Stirling düzenleme sözü verdiler. Ödülü için de teselli mahiyetinde. I D C R ' n i n yöneticisi profesör Todd Landman şunları söyledi: "Yen i bi R I BA Konseyi tarafından onaylanan Altın Madalya Ödülü kraliçe tarafı ndan çi mlenen enstitünün odağı çok sıkı sosyal bilimsel araştırmalar ve politik yaşam boyu değerli çalışmaları için verildi. Ödülün önceki kazananları ise analizleri kaynaştıran benzersiz olacak. Le Corbusier, Norman Foster, Richard Başlangıç safhasındaki çalışmalarımızı Rogers, Frank Gehry ve Alvaro Siza. geliştireceğimiz bu binanın tasarımı Zaha Hadid tarafından yenilgiye için Daniel Libeskind'ın seçilmesi bizi uğratılan Neues M üzesi ' n i n tasarımcısı mutlu etti. Bina, ciddiyeti aksettirdiği Chipperfield şunları söyledi: " Böyle ve uluslararası bir enstitü haline geldiği etkileyici bir listede yer almak benim takdirde ziyaretçilerden güçlü bir tepki için büyük bir onur fakat şunu eklemek alacak." gerekir ki bu tamamen Stirling'in acısını almak değil." H adid'in başarısı BBC2 'de Culture Show'da duyurulduğunda ev sahibi Kevin McCioud , Ruth Reed ' i n zarfı açana kadar bili rkişi lerden hiçbirinin kazanan ın kim olduğunu bilmediğinden endişelendi . Chipperfield b u n u tamamen sorum luluğun terki olarak gördüğünü belirtti ve niçin kazanan binanın bu olduğunun bilinmediği konusunda şikayeti n i dile getirdi. C hipperfield ingiltere'deki genel m imari tartışmanın seviyesinin çok gerilerde olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Bu tartışmaların ilerleme kaydetmesine çalışmamak sonrası için doğru bir karar
olabilir, fakat aydı nlatıcı olmayacağı kesindir. Bu akıll ıca değil. Ben 2003'te M ies van der Rohe Ödülü' nün Zaha'ya verildiği jürideyken hepimiz ortak karara varıncaya ve kararımızı açıklayan bir belge hazırlayana kadar bir odada top lantı yaptık." Edinburg'da tasarladığı Dance Base ile 2002 Stirling'de son elernelere kalan Malcolm Fraser, Ch ipperfield ' ı n tutu munu destekledi v e şunları söyle d i : "Jüri üyeleri özel olarak eleştirel bir tartışma tabii ki yapmal ı , fakat kararla rının nedenlerini de kamuya açıklamal ı . K i m i n , neden elendiğini açı klamaları gerek. Ben de kesinlikle bu durumun çok garip olduğunu düşünüyorum." Chipperfield ise şunları söyledi: "Altın Madalya sahibi olarak pozisyo numu genç m imarların yetişmesi için kullanmak isterim. Bu, bazı yönlerden sürekliliği sağlamak için verilen bir ödül. Avrupa'daki kadar seçkin olmasa da bir mimari kültürün faaliyet gösterdiğini ispatladım. ingiliz m imarlar için çal ışma koşulları çok zor. " Ayrıca Chipperfield dostu teorisyen Joseph Rykwert ' i n de Alison v e Peter Sm ithson g i b i göz ardı edilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve şunları söyledi: "Altın Madalya tarif edilemez bir onur fakat bunu gerçekten ya da yeterince hak edip etmediğim konusunda şüpheliyim. Benden önce bu ödülü alması gereken insanlar vard ı . Bu yıl Joseph Rykwert ' i tekrar aday gösterdim ve hayal kırıklığı na uğradım." Smithsons eli boş öldü ve 2005'te Edward Cullian ve Rykwert gibi destek çileri büyük bir tartışma başlattı. J ulyan Wickham 1 000'in üzerinde mimara so nunda 2008'de ödülü kazanan Cullian'ı desteklemek üzere toplanma çağrısı yapt ı . Onur kurulunun bildirisini yayınlama sına rağmen, Altın Madalya ödülüne aday gösterilenler ve elenenler gizli tutuldu. B D ise hemfi kir oldukları kurula bu yıl anlayış gösterdi. Jüri üyelerinden Eva J iricna şunları söyledi: " O rtada farklı öneriler ve tar tışmalar vardı fakat kazanamayanlara kimin listede olup olmadığının bildiril memesi ni adaletli bulmuyoru m . David ' le yarışmak elbette zor, çünkü çok güçlü ve mu hteşem bir projeyle yarıştı."
E k i m 201 0
�ilg i U n ive r s iTe s i' nde K ü lT ü r Po l iT i k a l a r ı v e Yö n e T im i A r a ş T ı rma Me r k e z i Aç ı l ı y o r Tarih: ı 3 Ekim
" Kültür Politikaları ve Yönetimi Araştırma M erkezi (KPY) " , kültür politikaları ve kültür yönetimi alan larında Türkiye'deki pratiklere ve politika geliştirme süreç lerine yönelik iş üretecek ilk araştırma merkezlerinden biri olmayı amaçlıyor. Merkez, bir akademik alışveriş ve yük sek başarı merkezi olmayı hedef edinip, kültürel gelişmeler konusu nda bir göz lem evi işlevi görerek Türkiye'deki h ızla değişen kültürel alana yönelik çalışma larda bulunacak.
U l u s l a ra ra s ı IsTanbul Ta s a r ım Bie nali için Ha z ı rlı kla r Ba ş l a d ı .
Tarih: ı 3 Ekim
istanbul Kültür Sanat Vakfı, Türkiye'de bir ilke daha imza atarak, 20 1 2 yılı ndan itibaren Uluslararası istanbul Tasarım Bienal i ' n i hayata geçiriyor. Tasarım ı anlamak, anlatmak ve bu konudaki farklı tartışma noktalarını istanbul'un kü ltür ve sanat yaşamının gündemine getirmek hedefiyle yola çı kan Uluslararası istanbul Tasarı m Bienali ' n in ilki 20 1 2 yılında gerçekleş tirilecek. Tasarım Bienali'ne kadar olan hazırlık sürecinde sempozyum, atölye çalışmaları ve sergilerden oluşan çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Bu kapsam daki ilk etkinlik, 2-3 Aralı k 2 0 1 0 tarih le rinde Kadi r Has Ü niversitesi ' nde düzen lenecek Uluslararası istan bul Tasarım Sempozyumu olacak. U l uslararası istanbul Tasarı m Bienali ve Sempozyum u ' n u n resmi duyurusu, 1 3 Ekim Çarşamba günü i KSV
binasında yer alan Salon'da düzen lenen bir basın toplantısıyla yapıldı. Basın Toplantısı'na konuşmacı olarak i KSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve U l uslararası istanbul Tasarım Bienali Direktörü Özlem Yalım katıldı. Basın toplantısında konuşan i KSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, " Dü nyan ı n en ilham verici kentlerinden biri olan istanbul, önemi son otuz yılda g iderek artan tasarım alan ında da büyük bir potansiyele sahip. ( . . . ) istanbul Tasarı m Bienali, buradaki potansiyelin dünya ile payiaşıiacağı bir platform yaratacak ve uluslararası gün demi istan bul'a taşıyacak. Bunu yapar ken de tasarım kültürünü yeniden ele alacak, eleştirel bakışı ve yenilikçi yak laşımıyla gündemdeki hareketlenmelere katkıda bulunacak. i l k istanbul Tasarım Bienali'ne giden yolda, yerel ve g lobal aktörlerin buluşacağı ortak bir alan yaratmak, tasarım söylemi n i g ündemde tutarak yen i düşüncelerin üreti lmesini teşvik etmek ve ülkemizde tasarım politikaların ı n oluşturulmasına önayak olmak amacıyla etkinlikler gerçekleşti receğiz. Bun ların ilki, 2 ve 3 Aralı k tarih lerinde düzenleyeceğ imiz Uluslararası istan bul Tasarım Sempozyumu," dedi. Devamında söz alan Uluslararası istanbul Tasarım Bienali Direktörü Özlem Yalım ise " Toplumun yaşam ka litesinden ve kültüründen bağımsız ola rak düşünülemeyecek tasarım kavramı nın i KSV tarafı ndan bienal ölçeğinde bir etki n likle ele alınacak olmasından, ön celikle bir meslek mensubu olarak onur ve mutluluk duyuyorum . ( ... ) Tasarımın tüm alanlarına ve bu alanda etkinlik lerini sürdüren tüm yapılara açı k olan bienalin teması, danışma kurulların ı n ortak kararı ile seçilecek olan küratör tarafından belirlenecek. Tasarım Bienali için istanbul ve tasarımla ilgili çağdaş konulara yönelen, sorgulayan, problem ortaya koyan bir tema belirlenmesini hedefliyoruz," ded i . Uluslararası istanbul Tasarım Bienali, kentsel tasarım, mimarlık, iç m imarl ı k , endüstriyel tasarım grafik tasarım, moda gibi ana alanlar ve bunların alt alanlarının yanı sıra, yaratıcı endüst rilerdeki tüm disipliniere açı k olacak. Çağdaş yaşam koşulları içerisinde ta-
sarı m odaklı düşünmenin hayati önemini vurgulamayı hedefleyen Tasarım Bienali kapsamında u lusal ve uluslararası ta sarım sergileri, tematik sergiler, atölye çalışmaları, söyleşiler ve özel projeler yer alacak. Uluslararası istanbul Tasarım Bienal i ' n i n çalışmaları U l usal ve Uluslararası Danışma Kurulları ile des tekleniyor. Tasarım dünyasının önde gelen isimlerinden oluşan Danışma Kurulları, Bienal küratörünün belirlen mesinden kat ı l ı mcı ve proje seçimlerine kadar görüş ve önerileriyle sürece yön verecek, çalışmaların dü nyaya duyurul masına yardımcı olacak. istan bul Tasarım Bienal i ' n i n U lusal Danışma Kuru l u ' nda Fütürist ve Brightwell Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Manas, Endüstriyel Tasarımcı ve Bahçeşehir Ü niversitesi Öğretim Görevlisi Doç . D r. Mehmet Asatekin, M imar ve Arrademanto M i marlık Dergisi Editörü U ğ u r Tanyel i , G rafik Tasarımcı v e B e k Tasarı m Danışmanlık Kurucusu Bülent Erkmen, M imar ve Koleksiyon Mobilya Kurucusu Faruk Malhan, Sanat Tarihçisi ve istanbul M odern Sanat M üzesi Şef Küratörü Levent Çalıkoğlu ile Endüstriyel Tasarımcı ve Defne Koz Studio Kurucusu Defne Koz yer alıyor. Tasarım Bienal i ' n i n Uluslararası Danışma Kurulu' nda ise Hong Kong Polytech nic Ü niversitesi Tasarım Fakültesi Eski Dekan ı John Heskett, Material Con nexion CEO 'su George Beylerian, Londra Tasarım M üzesi Direktörü Deyan Sudjik ve Vitra Tasarım M üzesi Direktörü Alexander von Vegesack bulunuyor. U l usal ve uluslararası danışma ku rulları , ortak görüşmelerle 201 2 'de düzenlenecek bienalin küratörünü belirleyecek. Seçilen küratörün bienal temasını 201 1 ' i n ilk yarısında açıklaması bekleniyor. "Tasarım ve" : Uluslararası istanbul Tasarım Sempozyumu 2 ve 3 Aralık'ta Gerçekleştiriliyer istanbul Kültür Sanat Vakfı'nın Tasarım Bienali kapsamı ndaki ön ha zırlık etkinliklerinden biri olan Tasarım Sempozyumu, 2 Aralı k Perşembe ve 3 Aralı k Cuma günleri Kadi r Has Ü niversitesi'nde gerçekleştirilecek.
Ekim 2010
Kadi r Has Ü n iversitesi'nin mekan sponsorluğu ile düzenlenen Tasarım Sempozyumu, iki gün boyunca dünya dan ve Türkiye'den tasarım dünyasın daki yaratıcı kimlikleri ile öne çıkmış 1 6 konuşmacıya ev sahipliği yapacak. Ü niversitenin 400 kişilik büyük oditor yumunda 09.00 - 1 8 .00 saatleri arasın da, gerçekleştirilecek Sempozyum'da "Tasarım ve" tasarımın etkileşirnde olduğu insan, çevre, kültür, politika, ekono m i , eğitim, teknoloji ve bilim gibi alanlar ile i l işkisi tartışılacak. Ayrıca, farklı sektörlerden önde gelen simlerin sunu mlarıyla, istanbul özelinde tasarım ve kent konusu da irdelenecek. Sempozyuma katılacak konuşma cılar arasında; U luslararası istanbul Tasarım Bienali Dan ışma Kuru l u ' nda da yer alan Alphan Manas, Defne Koz, Deyan Sudjik, Faruk Malhan, George Beylerian, Prof. John Heskett, Levent Çalıkoğlu ve Doç. Dr. Meh met Asatekin'in yan ı sıra, Prof. Dr. Alpay Er, Bruce N ussbau m , Bahar Korçan, Deborah Dawton, Gamze Güven, Gökhan Avcıoğlu, Yard . Doç. D r. Serhan Ada, Seyhan Özdemir, Prof.Dr. Tevfik Balcıoğ l u , Thomas Lockwood ve Valerio Castel l i gibi isimler yer alıyor. Farkl ı disiplinlerden tasarımcılar, tasarım yatırımcıları, büyük, orta ve küçük
ölçekli firma temsilcileri, mesleki kurum ve kuruluşların üyeleri, bürokratlar, öğrenciler, akademisyenler, ulusal ve uluslararası basın mensu pları ile tasa rımla ilgilenen herkes, sempozyu mun izleyicileri arasında yer alacak. Sempozyum u n , bu konuda Türkiye'de bugüne dek gerçekleştirilmiş en kap samlı bilgi paylaşı m ı platformunu yarat ması hedefleniyor.
BIG ' i n 8 H o u s e i P roj e s i HP � E-t k i n l i ğ i n e E v � � S a h i p l i ğ i Ya p "t ı E �
"'
!
�
Tarih: 14 Ekim YAZAN: DERYA YAZMAN
28 Eylül günü Kopenhag'da H P 'nin yeni buluşu Designjet yazıcı serilerinin tanı ..... "' tım ıyla başlayan etkinlik, H P'nin buluş Q .s larını test eden Danimarkalı m imarlar o LL B I G ' i n tasarlamış olduğu "8 House" c Cl) Projesi'ne yapılan gezi ile devam etti. � Uzun süren yolcuğun ard ından � >Kopenhag merkezinden uzaklaştıktan g sonra devasa bir konut projesi ile kar 5.. ş ılaştık. Projenin mimarı Bjarke lngles � ğı katılı mcıları (bizleri) binanın kafesinde Cl) ağırladı ve projeleri hakkında kısa bir .ıo: � sunum gerçekleştirdi. �
"Ye s is More" Se rg i s i H a k kında l ngles, öncelikle Danimarka M imarl ı k M erkezi ' nde sergilenen "Yes is More" isimli sergisinden ve sonucunda ortaya çı kardıkları kitaptan bahsetti. " Evet daha fazla" fikri ile yeni tasarım anlayışı na ve sosyal yaşama bir devrim getire rek her türlü şartları (ekonomik, politik , sosyal) içeren bir b u l u ş yarattıkları fik rini savu ndu. Daha sonra projelerinden örnekler ile tasarımlarını katılımcılara aktardı . VM H ouses Projesi'nin Kopenhag ' ı n ürestad i s i m l i yen i gelişme bölgesinde inşa edilen ilk konut projesi olduğunu söyleyen lngles, yapının formu ile alışıl m ı ş apartman modellerinden farklı ola rak sanki Tetris' in 3 boyutlu oyununun içi ndeymiş hissi verdiğini vurgulad ı . B u şekildeki düşey balkonlarda komşulukları n gelişebi leceğini söy ledi. Anaokulu g i rişine tasarlad ıkları 1 0x 1 0 ' 1uk pirinç döşeme kaplaması so nucunda ortaya çıkan görsele bakarak, Elvis Presley'nin Kopenhag 'da görün düğü espirisini yaptı. Diğer bir projesi olan " Mountain" Projesi' ndeki yapı bir dağ görünümü verecek şeki lde düşey banliyö olarak tasarlanmış. Gü neye yönelen yaşam alanları nın kendine özel bahçeleri mevcut ve yapının en dış cep helerini 6 farklı ölçüdeki delikler ile kapiayarak ışık vurması sonucu oluşacak dağ görünümü ise projenin d ikkat çekici noktası. Şangay EXPO 201 O için Arup ortaklığı ile tasarlad ıkları Danimarka Pavyonu' ndan bahseden l ngles, projeye başlarken ilk olarak Şangay ile Danimarka arasında çeşitli konularda (fizik mekan, kültürel , etnik değerler, vs.) karşılaştırmalar yaptıklarını ve en son bisiklet kullan ı mının Danimarka için sem bol oluşturduğu kanısına vard ıklarını belirtti . Şangay, bundan 30 yıl öncesinde bisiklet kullan ımı oldukça fazla olan bir kent olmasına rağmen şimdileri yollar sa-
E k i m 2010
mümkü n . Bjarke bu konuda " B u evler de oturanların kom şuları bu i nekler," diyerek espri yapt ı .
"8 House" Proj e s i Hakkındaki İzlenimle r
"'
dece araçlara bırakılmış durumda. Oysa ki Danimarka'da bu süreç kentte yeni bisi klet yolları yapılarak ge liştirilmiş. O nedenle bisiklet yolu tasarım ı n ı kullandıkları pavyonları i ç i n Şangay ' a 1 .001 adet kent bisikleti bağ ışlamışlar. Pavyon u n tasarımı, bisiklet kulla nıcıların hoşuna gidecek şekilde dö nemeçli bir formda kurgulanmış olup, Danimarka' n ı n diğer bir simgesel ögesi olan küçük denizkızı da Şangay'a götü rülerek izleyecilerin ilgisine sunuluyor. Bjarke lngles son olarak "sonsuz döngü" olarak adlandırd ıkları 8 House Projesi ' nden bahsetti. Projenin tasarım aşamasında yapının nasıl oluştuğundan bahseden l ngles, doğu ve batı olmak üzere iki ayrı par çayı düğümleyerek iki kamusal mekan yaratma d üşüncesini 8 formu ile sağla dıklarını belirtti. Yakalamı ş oldukları formla konut alanlarını gün ışığ ı ndan yararlanacak şekilde yönlendirerek, ofis alan larını da konut alanlarının altı na yerleştirdiklerini ifade etti. Ayrıca sokak yaşantısı n ı n bu projede görebileceğ i n i , her bir dairenin girişindeki özel bahçeler ile teras evler oluşturulduğunu vurguladı. Güney ürestad'da Kopenhag Kanalı ' n ı n hemen yanında konumlanan bu konut projesi nin etrafı boş arazi ol ması nedeniyle i nekleri otlarken görmek
:ı: o c ..
.,
Sunumun ard ı n d a n Bjarke l ngles, katılımcılara "8 House"u gezdir meye başlad ı . Dik ve çok basamaklı merdivenlerden çıktı ktan sonra, evlerin önünden geçen yaya yolları n ı takip ederek sekiz formunda olan Q; yapının çevresinde yürüdük ve binanın :i hayata geçmiş halini görme fırsatına � sah i p olduk. Evlerin önü ndeki yaya yolları ile yapının içinde bir sokak yaşantısı ·;;;. .. yaratılmak istenmiş. Fakat yapının en ;;üst katındaki sokaktan yürürken yapı .; çok yüksek olmamasına rağmen bir i korku hissine kapılabiliyorsunuz. Çünkü � :0 sokakları çevreleyen korkuluklar cam:;
�
�
dan ve yüksekliği de çok fazla değil. Bir de Eylül ayı olmasına rağmen oldukça soğuk bir havanın bizleri karşılaması, yapının çevresinin açıklık olması nede niyle sokakların kuvvetli rüzgar almasına neden olabiliyor. Yapının formu sonucu oluşan iki ayrı kamusal alandan birinde tümsek şek l inde yeşil alanlar oluşturulmuş. Kanalı n kenarında da y i n e kamusal mekanlar yaratılmış ve kanal ı n kenarında yer alan küçük botlar ile bu kanalda gezme im kanı sunuluyor. Halen daha döşeme, kaplama, peyzaj gibi düzeniemeleri n yapıldığı projede, ofis alanları yaşamaya başlamış du rumda. Yaşam alanları (konutlar) gün ışığından yararlanması açısından güney ve doğu yön ü nde konumlanırke n , ofis alanları gölge mekanlarda yer alıyor. Yapıda ofis alanları n ı n dışında ticari birimler (kafe, market gibi) de yer alıyor. Bjarke l ngles, yapıyı gezdirirken katılımcı lardan gelen bazı sorulara da açıklık getirdikten sonra proje alanı nda ki gezi tamamlandı. Yoğun ve keyifli geçen HP etkinliği ve " 8 House" gezisi aynı günün akşamı nda düzenlenen bir akşam yemeği ile sona erdi.
Ekim 201 0
Mima r l ı k , Babadan Oğ u l a M i ra s A k t- a rma n ı n B i r Yo l u Ta rih: 1 5 Ekim YAZAN: SELi N BiÇER
Dünyaca ünlü ispanyol mimar Carlos Ferrater, 14 Ekim 2 0 1 0 Perşembe akşamı M imarlar Odası istanbul Büyükkent Şubesi'nde " Peyzaj ve Geometri" başlıklı bir sunum gerçekleş tirdi. Yağm u rlu bir sonbahar akşamında Karaköy'de çok sayıda ilgili mimarın katılım ıyla konuşma, Ferrater'in kendi deyimiyle, soh bet havasında geçti. Yine istanbul 201 O Kültür Başkenti kapsam ı nda yapıl m ış olan etkinlik, istanbul Gervantes Enstitüsü işbirliği ve Contratas y Obras desteği ile gerçe leştirildi. Böylesi nitelikli bir konferansın ispanyolca gerçekleşmesi ve kulaklı k dağıtımındaki yavaşlık nedeniyle uzun kuyrukların oluşması hafızalarda kalan tek kötü yanı oldu. Ferrater konuşmasını üç bölüme ayı rm ıştı. i l k bölümde hızlı bir şekilde popüler ve güncel projelerinden bah setti. i kinci bölümde m imarlık bürosu olan OAB (Office of Architecture in Barcelona) ve yapı laşmasını 4 projeden gösterdiği örneklerle açıklad ı . Üçüncü
bölümde ise tasarladığı ve çok önem verdiği iki konutu anlattı . Ferrater'in projeleri arasında ise Barselona'daki Olimpik Köy, Botan i k Bahçe v e Kral 1 J uan Carlos Oteli, Zaragoza'daki Çoklu istasyon, G ranada'da bulunan Oubba Bahçeleri ve Bilim M üzesi, Paris'te Jacobins Kültür Merkezi, Venedi k'teki Aquileia Kulesi ve Benidorm'da yer alan Deniz Kenan yolu bulun uyor. OAB ofisinde çalı şanları arasında m imarın kızı, oğlu ve damadı da yer alıyor. Diğer mimarlarla birleşerek bir platform oluşturmuşlar. B u platformda Barselona'da şehrin merkezinde kendi lerini saklamak yerine yaptı kları nı herke se göstermek istemişler. M imar, 2009 yılında kazandıkları pey zaj ödüllü projelerinde doğanın içinde geometriyi katarak çalışma alanlarını daha esnek bir hale getirmeye çalıştık larını anlattı. i kinci bölümde Ferrater'in gösterdiği ilk proje Barselona Belediyesi tarafın d a n açılan bir mi mari proje yarışması oldu. Yarışmada Barselona'da çalışan önemli bir Katalan görsel medya şirketi (bu şirket Woody Ellen'ın aşk sapian tıiarı hakkındaki filmi Vicky, Cristina, Barcelona'n ı n yapımcılığını üstlenmiş) işveren olarak yer ald ı . Projelerini anlatırken Ferrater, bir gün birinin kendisine m imarinin sanat
olup olmadığ ı hakkında bir soru sor duğundan bahsetti. M i marın cevabı ise " M i mari, sanattan öte mimaridir ve insanlar içindir" olmuş. M i marlık için en önemli kriterlerin malzeme ve daha da önemlisi ışık olduğunu anlattı. iyi bir işveren ile mimarın entelektüel bir risk aldı klarında yapının ya çok sanatsal olacağı n ı ya da bir fiyaskoya dönüşece ğini açıklad ı . Bu proje tasarianırken inşaat dünyası gerçekleşmesi için yeterli teknolojiye sahip olmad ı ğ ı n ı vurgulayan mimar projenin her parçası kendi ruhuna sahip olduğunu anlattı. B i r cadde boyunca uzanan yapı ancak yerle birleştiği nok talarda çok geniş bir kamusal alan olan üniversite binaları nın hemen yanında yer alan meydana bir geçiş sağlıyor. Ferrater' i n bu projesinde yine peyzaj ve yapı iç içe geçmiş durumda. Esnek plana sahip yapı 360 derece açıyla tüm manzaraya sahip. M imarın anlattığı i kinci proje ise Roca'n ı n Barselona'daki galerisi oldu. Roca firmayı yeniden anlatabilen bir yapı istemiş mimarlık ofisinden. Genelde ayrı ekipler halinde çalışı lan büroda bu proje için hep birlikte çal ış m ışlar. Yapı kolaylıkla camdan yapılmış bir süpriz kutusu olarak tanımlanabiliyor. Iç mekanda çeşitli kültürel etkinlikler gerçekleşiyor, çal ışanlar ise birbirleriyle i letişim halinde yaşıyorlar. Bu projenin etkileri arasında en önemlisi ışığın kırıl ması ve yansıması olarak n itelendiriliyor. Sunulan üçüncü proje yine bir ofis yapısı. Akdeniz'e karşı duran ve por takal bahçeleri içinde yer alan yapının işvereni bahçe düzenlemeleri yapan bir firma. i klimlendirme sorunu olmayan proje farklı türde çalışma alanları bulu nuyor. Sürdürebiiiriik ilkelerine uyan ve iyi bir ışıklandırması bulunan yapı mima rın deyimiyle adeta dağdan fırlam ı ş gibi gözüküyor.
Be n id o r-m Plaj Düze n leme s i ikinci bölümde anlatılan son proje ise bir plaj düzenlemesi oldu. Benidorm nüfusu yaklaşık 500.000 olan turistik bir kent. Kent içi ulaşımda otomobil ne redeyse kullan ı l m ıyor, insanlar yürüyor. Alana renk katmak amacıyla mavinin farklı tonlarını kullanmışlar.
Ekim 201 0
M imar konuşmasının son kısmına geçmeden önce kendisi nin ve ekibinin Türkiye'de bir proje tasarlamayı ne ka dar çok istediğinden bahsetti . Ferrater, " Bi r mimarın en büyük pro jesi konuttur, hele de kendiniz için ta sarlıyorsanız . . . " diyerek konut projelerin kendisi için önemini açıklamış oldu.
Bi r Fot-oğ rafçının Evi Sunduğu ilk konut, fotoğ rafçılık yapan kardeşi için tasarlad ığı ev oldu. Kardeşi m imardan bir konut yapmasını isteyince ilham anca 4-5 sene sonra gelmiş. Bir gün eşiyle birlikte Picasso M üzesi ' n i gezerken konutun yer alaca ğı alanla ilgili bir tablo ile kaşılaşmış. Tablodaki ışık ve bitkiler kendisi için fikir vermiş. Kardeşi konut için tasarı m ına hiç karışmazken bütçeyi düşük tutmasını mimara tembihlemiş ve gerçekten çok az bir miktara mal olmuş. Denize dik, tarıma açık ve sel tehli kesiyle karşı karşıya bulunan bu alanda neredeyse 1 00 metrekareden daha dar, platform üzerine kurulmuş bir tasarımı hayata geçirmişler. M i mar bu konutu tanı mlarken bu konuşmayı tamamiyle özetleyen iyi bir örnek olduğ una değindi. Evde görsel kaçışlar var ve gün boyu ışık - gölge oyunlarına sahne oluyor. Hatta evin kullanıcısı bu oyunlar sayesinde sürekli farklı bir mekanda yaşadığını h issetti ğinden bahsetmiş. Beyaz betonun ustası olan m imar burada da marifetini konuşturmuş, bu malzemenin kullanıldığı i ri parçalar bir birinden ayrılıyor. Konferansta anlatılan son proje olan AA Evi için işveren dünya çapında 6-7 mimarın aynı anda tasarım yapmasını istemiş ancak Ferrater böyle bir iş için de bulu nmak istemediğini belirtmiş. 1 yıl sonra işveren yeniden aynı alan için 2 m imara aynı anda proje ısmarlamış. Bir projenin yerinde ve i htiyaçlara göre iyi değerlendirilebilmesi için tek bir mimarın görevlendi rimesine inandığını anlatan Carlos Ferrater projeyi tasarla mak için can attı ğ ı halde bir kez daha reddetmiş. Bunun üzerine fazla naz işvereni usandırmamış ve kazanan taraf Ferrater
olmuş. Projeyi tasarlarken Xavier Martf Galf'den yard ı m almış. Birlikte "diyagonal"ı yeniden yapmak istemişler. Geometrik açılardan farklılıklar yaratan ve daha rahat inşa edilebilen üçgen ile kareyi birlikte kullanm ışlar. Bu sayede evin bölümlerine hacim kazandırıp alan dan kazanmışlar. Katalan kültürüne hitap eden yapının yakınında küçük bir nehir var. Küçük bir pavyonu hatırlatan binan ın giriş kapısı ilk bakışta farkedilmiyor. Bu yapıda da su, bahçe ve yapıyı iç içe girmiş du rumda. Konut olarak büyük bir alan kaplayan yapıda 2 kişi yaşıyor ve sadece 2 adet yatak odası mevcut. Evin içinde insan ölçeği metrekareye rağmen kaybolma mış durumda. Evdeki hakim malzeme yine beyaz çimento. Bunun dışı nda sade ve basit bir ev olduğ u , kullanı lan diğer iki malze menin ahşap ve beyaza boyanmış metal olmasından anlaşılıyor. Evde gizli ve dik merdivenler var. Evin kullanıcıları klasik otomobil koleksiyonuna sahip ve bu koleksiyonu saklamak için gizli bir garaj yapılmış. Sunumuna son veren mimar konuş ması nı " Yapıları ve bu yapı ların insanla rını anlattım" diyerek özetledi .
2 01.1. ' d e S e r p e n t- i n e P a v y o n u Pet-e r Z u m"t h o r ' a Ema n e t" Tarih: 1 5 Ekim Kaynak: Building on Business ÇEviREN: EMiNE MERDiM YILMAZ 2009 Pritzker Ödülü sahi bi Peter
Zumthor, Serpentine Galeri 'nin 2 0 1 1 pavyonunu tasarlamak için seçildi. Zumthor' un henüz i ngiltere'de ta mamlanmış bir binası bulunmuyor. Alain de Batton'un girişimi sonucu tasarladığı Living Architecture'ın 2 0 1 1 ' i n sonların da bitmesi planlan ıyor. Her sene farklı bir mimar tarafından tasarlanan pavyonlar yaklaşık 6 ayda inşa ediliyor ve bir yaz boyunca etkinlik lere ev sahipliği yapıyor. Bu seneki pavyonu Jean Nouvel ta sarlamıştı.
A kme r k e z ' e O r"t ü l ü Yö n t-em . .
Tarih: 1 5 Ekim, Sabah
Ünlü alışveriş merkezi Akmerkez'de kaçak inşa edilen kısımlada ilgili plan tadilatı Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nden oy çokluğuyla geçti. i B B i mar ve Bayındırlık Komisyonu'nun görüş ola rak bildirdiği kısımda bina içi tadilat yapma izni verilen bölüm dışında , iskan artışı sağlamayacağı da kesinleştirildi. Akmerkez'in kentsel tasarım ve düzen lemesiyle ilgili hükümlerin de yer aldığı rapordaki yeni plan notları na göre, bi nanı n önünde yer alan çarşı üzerinde 5 metre yüksekliğinde şeffaf ışıklık örtüsü yapabilecek. Yeni oluşacak kısım kapalı alan olarak kullanılabilecek. .
I z m i r M ima r l ı k Ş e rg i s i v e Od ü l l e r i Sonuç landı Tarih: 1 8 Ekim
M imarlar Odası izmir Şubesi, şube et kinlik alanı olan izmir, Ayd ı n , Manisa ve Uşak kentlerinde m imarlık eyleminin tan ıtılması, özendirilmesi, ödüllendiril mesi; mimarlığın kamuoyunun günde mine taşınması, m i marlı k ürünlerinin belgelenmesi ve şube-üye ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla bu yıl ilk kez " izmir M i marlık Sergisi ve Ödülleri " programı n ı düzenlendi. Programı n gele nekselleşerek önümüzdeki dönemlerde de devam etmesi öngörülüyor. Bu yıl seçici kurulunda G üngör Kaftancı , Ali Cengizkan , Tevfik Tozkoparan, Emre Arolat ve Boğaçhan Dündaralp'in yer aldığı sergi ve ödül programına 53 eser başvuruda bulundu ve bunlardan 46 eser sergiye ve ödül programına alın maya hak kazandı. Seçici Kurul değerlendirmesi sonu cunda, "yakın çevresinin izmir için ifade ettiği az katlı yalın banliyö kavram ı ve değerlerinin farkında olarak, bu niteli ğin sürdürülebilir kıl ınması için gerekli çabayı sarf ettiği anlaşılan, sergiye katılımında pafta düzeyinde kullandığı sade ve net dili de anlamlı bulunan, ge rek çevresine uyumlu bir nitelik taşıyan düşük yoğunluklu yorumu, gerekse kitle kompozisyon becerisinin yüksekliğiyle
Ekim 2010
takdir toplayan , kendi mekan ını yansıtıp kurgulamada evrensel bir düzey yakala yan , iç-dış mekan ilişkilerinde düzeyli ve başarılı, iç mekan ölçek ve oranları ile kurgusunda çok olgun bulunan, kulla nıcısının yapı ile yaratılan bu değerlerin farkında olmasıyla da güç kazanan bir değere sahi p olan, sonuç olarak oturduğu arsa ile yakaladığı konumu değerlendirirken, kendi arayışını doğal çevre ile uyumlu kılabilmesi, yarattığ ı açı k mekanların yapı i l e uyumu, işlevsel kurguyu ve mekan çeşitliliğini üretirken eriştiği sadelik, bu kurguyu yapıya dönüştürürken kullandığı malzeme, ustalık ve temiz işçilikle eriştiği düzey göz önünde bulunduru larak, 2 0 1 O i zmir M imarlık Ödülü'ne M imar Özel Kılıç'ın Narlıdere Evi layık görüldü.
" Diyaloğa " Ta h amm ü l Yo k
lerken, paylaştığ ı m ız ortak alanlarda birbirimizle konuşup tartışabileceği m iz yeni bölgeler yaratmayı hedefledikleri' açıkhava sergisindeki 2 5 farklı objeden birisinde, hava meydanlarındaki 'ibadet bölgesi' işaretine gönderme yapıl ıyor ve üç büyük dinin simgelerinin yan ı nda Atatürk ' ü n resmi yer alıyordu. Atatürk' ü n bazı kesimler tarafından bir din gibi algılanıp algılanmadığını tartışmaya açan eser, Beşiktaş meyda n ı nda bulu nan bir grubun tepkisini çekti . Eseri yerleştirmeye çalışan sanatçı Rosan Bosch ve ekibiyle başlayan tar tışmaya, Beşiktaş Belediye'sine ait bir otobüsten indiği iddia edi len bir grubun da katıl masıyla sin irler gerildi. Eserde Atatürk'e hakaret edildiğini söyleyen bir genç " B u çok yanlış, bu çok yan lış" diye bağ ınrken tartışma konusu olan eseri devrilip yırtılarak parçaladı .
Tarih: 1 8 Ekim, Radikal
"Fiziksel Temas Olmadı"
YAZAN: ERKAN AKTUG
ifade özgürlüğüne yapılan bu saldırıyı kınadığını beli rten Bimeras Vakfı başka nı Aydın Silier, "Arkadaşlarımıza fiziksel bir temas olmadı ama tepki gösteren grup, çok gergi ndi. Arkadaşlarım ız sakin bir fikir tartışma ortamı sağlamaya çal ışsalar da grubu sakinleştiremedi . Sonuçta eseri parçalad ı lar. Organize bir sald ı rı olduğunu düşünmüyoru m , " diye konuşuyor. Hoşgörüsüzlüğe vurgu yapan Silier, "G ruptan bazı kişiler C H P Gençlik Kolları üyesi oldukların ı söylediler. Ama kim oldukları çok da önemli değil. Sonuçta bu olay Türkiye'de farklı l ıklara, farklı görüşlere tahammülün, hoşgörünün ne kadar az olduğunun bir göstergesi. Epey yol al ındığı söyleniyor ama de mek ki yeterli değil," diyor. Sanatçı Rosan Bosch ise üzüntüsünü "Sergideki her objede bir soru var. Bu sorulara farklı yanıtlar verilebilir, tartışı labilir. Ancak, tartışman ı n m ümkün olmama sı bazı dogmaların olduğuna işarettir. Buluşup konuşup paylaşacağ ımız alanlar oluşturmayı hedefleyen bir projede çalışırken böyle bir durumla karşılaşmak beni çok üzdü" sözleriyle dile getird i .
Danimarka'lı mimar/tasarımcı ikili Bosch&Fjord' u n diyaloğ un yolunu açmayı hedefleyen "Serbest Bölge istanbul" adl ı serg isi, Beşiktaş Meydanı'nda kurulurken bir grubun sal dırısına uğradı. Çalışmalarında eski alışkanlıkları/ düşünüş biçimlerini kırarak diyaloğun yol u n u açmayı amaçlayan bir sanatçı ikilisinin paylaştığımız ortak alanlarda birbiri mizle konuşup tartışabileceğimiz yen i bölgeler yaratmayı hedefledikleri sergisine höşgörüsüzlük . . . Ne kadar da manidar değil mi? Tophane'deki galerilerin toplu sergi açı l ışlarında sokakta içki/sigara içen da vetlilere Tophaneli gençlerin saldırısı n ı n üzerinden bir a y b i l e geçmeden sanata bir saldı rı da önceki gün Beşiktaş'ta ya pıldı Bimeras Kültür Vakfı' nca dördün cüsü düzenlenen uluslararası çağdaş dans/performans festivali i DANS kap samı nda Üsküdar, Beşiktaş ve Kadı köy meydanları için planlanan " Free Zone istanbul" (Serbest Bölge istanbul) ser gisi daha yerleştirme aşamasındayken Beşiktaş Meydan ı ' nda saldı rıya uğrad ı . Dani marka'da yaşayan m imar/ tasarımcı ikili Rosan Bosch ve Rune Fjord 'un 'Özel alan ile kamusal alan arasındaki geçişken sınırları ince-
CHP: Hiçbi,.- İlg imiz Yo k Beşiktaş'da yaşanan olaya ilişkin CHP istanbul i l Örgütü ' nde gelen açık lamada ise " Olay ile C H P ' l i gençlerin hiçbir ilgisi yok," denildi. CHP istanbul i l Örgütü Bası n Dan ışman ı Süleyman Kalyo n , C H P ' l i gençlerin serginin yapıldığı bölgede başka bir eylem nedeniyle bulundukla rı nı, gençlik kollar üyelerinin eylemlerini bitirdikten sonra bölgeden olaysız bir biçimde dağıldıklarını öne sürerek " C H P ' I i gençlerin sergiyi basmaya yönelik bir eylemi olmamış," şeklinde konuştu.
Amaçlal'"ı Diyaloğ u n Yolu n u Açm a k Danimarka' l ı ikili Rosan Bosch ve Rune Fjord sanat, tasarım ve mimariyi harmanlayan , geniş kapsamlı ve çok amaçlı projeler yaratan bir ikili . Projeleri, kullanıcılarıyla yakın işbirliği ve diyalog içinde gerçekleştiriyorlar ve böylelikle sanatı gündelik hayatın işleyi şinin organik bir parçası haline getirme ye çalışıyorlar. Eski alışkanlıkları ve düşünüş biçim lerini kırarak diyaloğun yolunu açmayı hedefleyen Bosch&Fjord, Uluslararası Ceza Mahkemesi ' n i n yen i yerleşkesini tasarlayan takımda yer alıyor. www.bosch-fjord . com
Mesele Ta hammüls ü zl ü k ! Ahu Antmen (Sanat Eleştirmeni):
Türkiye'de çağdaş sanatın kamusal alanlarda daha fazla görünür olmaya başlad ığı süreç, farklı ideoloj i k has sasiyetierin daha tepkisel ve görünür biçimde ifade edilmeye başland ığı bir toplumsal sürece denk geldi. Açık alanlarda heykellere yapılan sal d ı rıların haddi hesabı yok. Son dönemde yaşanan sald ı rı lar ise bir simge olarak sanat eserinin yan ı sıra sanatın mekanlarına ya da üreticisine yönelmeye başlamış görünüyor ki bu Türkiye'deki örtük şiddetin boyutlarına ilişkin tehlikeli ipuçları veriyor. ifade özgürlüğü karşısında yaln ızca sansürü , yasaklamay ı , kırıp döküp tükürmeyi bilen, bunu alışkanl ı k haline getirmiş bir toplumda kamusal alanda sanat yapmak, bu yüzden hem çok teh likeli, hem de çok gerekli.
Ekim 2010
Yerel yönetimler kamusal sanat proje lerine fon yaratmas ı , tahammülsüzlükle rin üzerine gitmesi gerekir.
Her-kesin Ke n d i Kut"salı Va rBedri Baykam (Ressam): Şu anda U luslararası Plastik Sanatçılar Derneği ( U PSD) Türkiye şubesi adına Bratislava'dayım. Buradaki Avrupa Sanatçılar Birliği Genel Kuru lu'nda da sanat, demokrasi, provokasyon konuları epey gündemimi ze geldi. Türkiye'nin girişimiyle sanatçılar olarak sansüre ve baskılara karşı tüm dünyada dik durmamız gerektiği konusu nda bir bildiri yayımlandı. Her yerde benzer hassas dü şünce ve yaşam tarzı farklılı kları var. Bild i ride herkesin kendince bir kulsalı olduğu da vurgulandı. istanbul 'daki olaylara bak tığımızda Türkiye'nin yaşadığı gerilim ortamında sanatçılara da düşen kaçınılmaz hassasiyet dengeleri olduğunu söyleyebi liriz. Amerika'da Türkiye'de ya da Hollanda'da öyle bilerek kurgu lanmış söz ve görsellerle yara tılmış işler olabilir ki, binlerce kişinin ölümüne neden olabilir. Bu gerilim ortamında her se çim bir vakadır.
Bowe r y ' n i n Ye n i , Da r S a n at" V i t- r i n i Tarih: 20 Ekim, New York Times YAZAN: KEN JOHNSON ÇEviREN: BAHAR BAYHAN 2008 yılı sonbaharında, Sperone
Westwater Galeri Bowery'nin kendi içindeki sekiz katlı bir binan ın inşa plan ları nı duyurduğunda bu planlar önemli gibi gözükse de delidolu bir fikirdi. Neredeyse 1 yıl süren durgunluk döneminde böyle cesurca ve pahal ı bir hamle yapmak için doğru zaman değildi.
. .
Ma r u f O n a l V e f a t" E "t "t i Tarih: 1 9 Ekim
M imarlar Odası 'nın kurucu ve 3 nu maralı üyesi { 1 954-1 956), 4 . Dönem Yönetim Kurulu Başkanı { 1 958-1 959), M imarlar Odası istanbul Şubesi 6 . Dönem Yönetim Kurulu Üyesi { 1 9601 962), M imarlık Vakfı Kurucu Üyesi ve Başkanlığı yapmış olan, M imarlar Odası 2000 yılı U l usal M imarl ı k Ödülleri "Sinan Ödülü" sahibi Prof. Maruf Önal 18 Ekim 20 1 0 tari hinde vefat etti. Cenazesi, 20 Ekim 2 0 1 0 Çarşamba günü Levent Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek.
Tasarlanan yerleşimin bir blok güne yindeki New M useu m ' um yeni binasının ve birçok küçük galerinin semtte açıl masına karşın aşağı doğu bölgesi nin bağ ı msız sanat endüstrisinin merkezi olan C helsea'yi gölgede bırakıp bıraka mayacağı henüz çok net değil. Fakat galeri cesurca atıldı ve geçti ğimiz haftalarda Foster and Partners tarafından tasarlanan yen i , 8 katlı yapısı Arjant i n ' l i sanatçı Guillermo Kuitca re simleri ile açıldı. Binanın bir şeridi 25 m genişliğinde ve 1 00 m derinliğinde kısa, sıradan yapı lar arasında sıkıştırıldı. Binan ı n bir cephesi ikinci kattan dev bir plas tik mercek objektif etkisi yaratan en üst kata kadar oluklu camla kaplandı.
Cam lı ön cephe siyah demir kirişlerle çerçevelendi ve cepheler oluklu metal ile kapiandı ve siyaha boyandı . Bina fazlasıyla ucuz, düşük teknolojili ve çı karcı bir görünüme sahip. Binan ın en göze çarpan özelliği ise dış cepheden rahatlıkla görülebilen kırm ızı boyalı dev boyutlardaki asansör. Sokaktan görünen asansör ikinci ve dördüncü katlar arası nda iniş çıkışı sağl ıyor. Bina, ziyaretçilerin, teçh izatla rın indirilip çıkarıl masını görebilecekleri hareketli bir galeri olabilir. i lk yerleştirme Kuitca'nın " Le Sacre, 1 99 2 , " isimli 3 duvarı kaplayan 54 tane çocuk boyutundaki m inder dizisi. Donuk renklerle boyalı min derler bir yük asansöründe klostrofobik ve kasvetli bir hava yaratıyor. Diğer sanatçıların yeni oyuncaklarıyla yapabilecekleri şeyler ilginç ola bilir fakat şimdi lerde orj inallik değer görmüyor. Sperone Westwater'ın Batı'da 1 3 . Sokak'ta açılan pahal ı , geniş ve uzun ana sergi alanı olan önceki ikinci kat galerisinin zıttı olarak yeni galeriler umutsuzca dar ve uzun. Üst katlarda özel incelemeler için daha fazla oda bulunuyor. ikinci kat, biçimli ve bel yüksekliğinde cam korkuluk ile birinci kattaki ana gale riyi gören bir asma kat. Galerinin 2 7 m yüksekliğindeki bir cephesi birinci kat tan ikinci katın tavan ına kadar uzanıyor. Üçüncü kat samimiyeti korumak için geleneksel biçimde kutu gibi bir formda. Sonuç olarak bu sanat için oldukça beceriksiz bir vitrin gibi gözüküyor. Kuitca' nın üç kata dağ ı l m ı ş son resimlerine gelince, eğer bu, yen i mi mariyle yarışamayan bir sergi ortaya koymak ise bunda başarılı olduğunu söyleyebiliri m .
Ekim 201 0
Evrensel modernilenin sosyolojisi ve estetiği üzerine yorucu ve postmoder nisı derin düşünceler Kuitca' nın sana tının sert ve odaklanmayan ruh halini belirtiyor. Kuitca çalışmalarını daha çok gri, kahverengi ve diğer yumuşak ren k tonları n ı kullanarak sabırsız ve sert dokunuşlada ortaya çı karıyor. En iyi çalışmaları içinde 6 ile 1 2 m arasında değişen bir bez üzerine grininin tonlarını kullanarak Kübist biçimdeki gerçekleş tirdiği çal ışmaları yer alıyor. 80' 1erde keşfedilen ve sanat camia sında popülerlik kazanan Avrupa kuram sal yazıları Kuitca'n ı n modernist motifle rinde derin psikolojik anlamlar içeriyor.
M i g r o s v e Va k k o Ka p a l ı ç a r ş ı ' d a Ma ğ a z a Pe ş i n d e
Ta rih: 20 Ekim, Radikal
YAZAN: SEVGi SAYAR BAŞARAN
Türkiye'de alışveriş merkezi turyası yaşanırken dünyan ın ilk alışveriş mer kezi olarak tarihe damgasını vuran Kapalıçarşı estetik operasyona hazır lan ıyor. Kapalıçarşı, yangınlar, krizler, depremler ve i mparatorlar sığdırdığı 550 yıllık geçmişine şimdi de kökten bir değişim ekleyecek. Baştan aşağı elden geçirilecek olan çarşı , bugüne kadar en büyük yenilen me operasyonuna tanıklık edecek. 1 40 m ilyon TL'ye mal olacak renovasyon çalışmaları tam 5 yıl sürecek. Değişim daha başlamadan Vakko, Migros gibi Türkiye'nin önde gelen markaları nın arası nda yer aldığı talipler sıraya gird i . Tam 550 yıldır dimdik ayakta duran Kapalıçarşı her gün 500 bine yakın ziyaretçiyi ağırlıyor. Toplam 3 bin 600 işyeri Kapalıçarşı'dan ekmek yiyor. Bugüne kadar mülk sorunları ve yöne timdeki sıkıntılar nedeniyle tam anlamıy la restorasyon ve altyapı çalışmalarının yapılamadığı çarşı yeni bir açıl ı m pe şinde. Fatih Belediyesi, çarşın ı n yenilenme si için düğmeye bastı. ilk adı m olan rö leve çalışmaları belediye tarafından bu ay sonuna kadar bitirilecek. Hazırlanan proje An ıtlar Kurulu'na sunu lacak. Onayın çıkmasıyla da yenileme yatırımı na başlanacak. i l k olarak çarşının çatısı açılarak tadilat yapılacak.
En Azı n d a n S-ta n d Açalım Yen ilerneye esnafında katkıda bulu nacağı n ı belirten Kapalıçarşı Esnaflar Derneği Başkanı Hasan Fı rat, çarşının yenilendikten sonra tamamen modern bir kimliğe kavuşacağ ı n ı belirtti. Fırat, " Çarşıya iş makinesi giremediği için tavanlar tamamen elle çal ışılacak. Ayrıca çarşıda günlük işlerin aksama ması için çalışmalar gece yapılacak," dedi. Fı rat, yenilemeni n ard ından büyük markaların taleplerine de cevap verebi leceklerini belirterek " M igros ve Vakko geçtiğimiz haftalarda Kapalıçarşı yöne timine başvu rdu . Vakko, geçici b i r çözüm olarak 'stand' kurmayı bile önerdi . M ig ros ise 40 met rekarede olsa yer istedi , " açıklamasını yaptı.
Yöne-timde n Cevap Be k l iyo r u z Cem Hakko-Vakko Yönetim Kurulu Başkanı : Kapalıçarşı her zaman i l g i alanı mızda yer ald ı . Çünkü çarşı yaban cı turistin i l k uğrak yeri. Devlet !iderleri, dünya starları Türkiye'ye geldi ğinde Kapalıçarşı'ya mutlaka alışverişe gidiyor. Bu nedenle de mağaza açmak istiyoruz. Talebimizi yönetime ilettik. Yönetimden gelecek cevabı bekliyoruz.
Bir An Ö n c e Ye r Alm a k İ s"tiyo r u z Özgür Tort-M i g ros Genel M üdürü: Bizim için Kapalıçarşı çok özel bir lo kasyon . Tarihi dokusunun yanı sıra günlük trafiğin yoğun olması ndan dolayı öneml i . Bu nedenle d e burada özellikle Migros formatıyla yer almak istiyoruz. Eğer çarşıda yer alabilirsek önemli bir prestij yatırımına imza atmış olacağız.
Ka palıça rşı He r ke s i n Gözde s i Yılmaz Yıl maz-Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı: Kapalıçarşı Türkiye'nin ve dünyanın bildiği en eski kapalı alışveriş merkezi. Büyük bir ti caret var orada. Geleneksel ürünlerle birlikte modern perakendenin de orada olması farklı bir sinerj i yaratacaktır. Turist için de seçenekler artacaktır.
CABE Ke n d i Olümü n ü Haz ı rladı . .
Tarih: 21 Ekim, Building Design ÇEviREN: PlNAR KOYUNCU
Şimdi CABE olmadığına göre, park yö neticilerine Big Society'nin yeşil alanlar için ne anlama geldiği konusunda kim öğütler verecek? Tek yaptığı sadece bu değildi tabii ki, ama onu gözden çıkarılabilir yapan şey tam olarak buydu . CABE ç o k şey yaptı ve hatası d a bu oldu. Tasarı m eleştirisine sad ık kalmak ve onu Londra'dan çıkarıp yerel oteritelere devretmek, kurtuluşunu sağlayabilirdi. Çok büyüdü ve kendisiyle fazla gurur duydu. Krem l i n ' i n dengi bir yerden çı kan bir polis gücü tasarımı gibiydi. CABE'den bilgi almak için bir ajan gibi kurnazlıklar yapmanız gerekiyordu ve bu hata ölümünden neyin sorumlu olduğunu da açı klamaya yetiyor. Yeni bir iş gücü icadıydı ve büyüdü, çünkü yeni iş gücü çok fazla üretim yapıyordu. Ama rahatı için fazladan yastığa her zaman ihtiyaç duyduğu için, CABE bir vücut geliştiricisi gibi şişti. Sonunda okullardan tutun, Olimpiyatlara kadar neredeyse her şey üzerine eleştiri yapar oldu. Ama m imarlar CABE'i tüm hatalarıyla sevdiler. Çünkü CABE, m imarların genelde yanlış anlaşıldığı bir dünyada, onların tarafını tutuyord u . i y i tasarımlar i ç i n mücadele etti ama gerçekte bir süre sonra sıkıcı hale gel meye başlayan bir tür estetik öngördü. Soru sormaya veya eleştiri yapmaya cesaret eden herhangi biri Gulag'a gönderiliyord u . A m a CABE "ailesi" nden herhangi bir üyeni n , CABE'in yaklaş ı m ı n ı hiç sorgulamad ığını bilen hiç kimse çizginin dışına çı kmayı kabul etmedi . Gerçek sorunu v e sona ermesinin yerinde olmasının sebebi, tükenmiş bir planlama sisteminin üzerine yapıştırıl mış koca bir yara band ı olmasıydı . Plancılar, bize iyi tasarı mın n e oldu ğunu söylemek için var olmad ılar ve tan rı onları bu rolü üstlenmeye çalışmaktan men ediyor.
E k i m 2010
Ama müşterilere tavsiyelerde bulun mak ve standartları yükseltmek planla ma sisteminin bir parçası olmalı . Dolayısıyla, şimdi yara bandının kalk masıyla, planlama sistemi kanamaya başlayıp başlamayacağ ı n ı hep beraber göreceğiz. . .
TED Od ü l ü B u Sene Bi r Soka k S a n a t- ç ı s ı n a Ve r i l d i Tarih: 22 Ekim, New York Times YAZAN: RANDY KENNEDY ÇEviREN: BARIŞ GÖGÜŞ
Önemli yardımseverlik ödülleri n i n , suç teşkil eden işler yapan ve " Kim polisin yanı nda kim değil asla b i lemeyeceksiniz" gibi söylemleri bulunan birine verilmesi çok yaygı n bir şey değil. Ama ad ı n ı ingilizce'deki teknoloj i , eğlence v e tasarım kelimelerinden alan (Technology, Entertainement, Design), Kaliforniya'daki konuşmalar dizisi yani TED konferansı , sal ı günü, 201 1 yılının ödülü olan 1 00.000 Dolar'ı -geçmişte ödül alan figürler Bill Clinton, Bono, Biyolog E . O . Wilson- dünya üzerinde ezilmiş, haksızlığa uğramış mahalleleri devasa fotoğraflarla kapiayarak isim yapan ve kendisi hakkında çok az şey bilinen Parisli sokak sanatçısı J . R.'ye vermeyi planlad ı ğ ı n ı açı klad ı . Fotoğraflarıyla genelli kle yerel halkı yü celten J . R . , bazılarına göre Robin Hood benzeri bir kahramana dönüşmüş. Kazananların çoğu na göre, altı yaşı n daki bu ö d ü l ü değerli k ı l a n şey parayla yapılabileceklerden çok, bir "dileğini" dile getirme fı rsatı bahşetmesi. Fonları, çektiği bağ ışlar, organizasyonun ortaklarının ve diğer etkin destekçi lerin yardı mıyla sürdürülebilen insani projelere bağışlamak. 2 0 1 0 ödülünün kazananı Şef James O liver, obeziteye karşı uluslararası bir hareket kurmayı öne sürmüştü. Bill Clinton'un dileği ise Rwanda'da kırsal sağ l ı k merkezi yarat maya kanalize olmuştu. Çarşamba sabahı , Şangay'da bir otobüste, büyük ölçüde yasak olan ve kentin tarihi mahal lelerindeki yıkıma d ikkat çeken fotoğraf kaplama projesi ne giderken ulaşılan J . R . , ödülü sadece
iki hafta önce duyduğunu ve d ileyeceği şeyi düşünmek için yeterli zaman ı olma d ı ğ ı n ı söyledi . Ancak şüphesiz yardım gönüllüleriyle beraber oluşturduğu kendi gerilla sana tını ve Brezilya, Kamboçya ve Kenya'da (harabe halindeki evlere çatı olarak büyük fotoğraflarını su geçi rmeyen vinile çift kat olarak bastığı yerler) bulu nan gecekondu ları içerecek bir şeyler olacağını ekledi. Ödül hakkında ise " O ldukça şaşkınım. Hayatım boyunca hiçbir ödül için başvurmad ı m ve birile rin i n de beni aday gösterdiğini bilmiyor d u m , " dedi. Sokak sanatçısı yerine "fotograför" olarak (g raför, Fransızca'da grafitti sa natçısı) anılmak isteyen J . R . , sokak sa nat ı n ı n benimsendiği ve sadece sanat dü nyası tarafı ndan değil marka i lgilileri tarafından da benimsendiği zaman, spansorluk ortaklığı tekliflerin i ve diğer dış yardımları reddetmesiyle tanı n ıyor. Sanat eserlerin i galeri ve açık art tırmalarda satarak kazandığı parayı -parçalardan biri 2009'da Sotheby'de 35.000 Dolar'dan fazlaya gitmiş- tek rar daha tutkulu projeler yaratmaya yatırdığını söyleyen J . R . Alacağı TED Ödülünü de aynı amaç için kullanacağ ı n ı ekliyor. " işimle ilgili her zaman koruyacağı m t e k bir şey varsa, i ş i m v e i ş i m i n ilgilen d i rdiği insanlar dışı nda hiçbir şeyin rek lamını yapmayacağ ımdı r. ' Coca - Cola sunar'a hayır. TED 'dekilerin benim asıl kaygı larımdan birinin bu olduğunun farkında olduğunu sanıyorum. Eminim bu şekilde yürüyecek bir projeye imza atabiliriz." Ödül komitesin i n müdürü Amy Novogratz, J . R . gibi bir sanatçıyı seç menin -27 yaşında, ananimliği kon usun da şiddetli bir mu hafazkar ve kendini sadece isminin baş harfleriyle tan ımlı yor- on lar için sıradan olmayan bir karar olduğunu ama ödül komitesinin, J . R .'nin işlerin i n , Mart ayındaki bir sonraki kon feransta duyuru lacak sanat merkezli bir yardım projesini desteklemek adına tüm TED topluluğunu canlandı racağ ı n ı hissettiğini söylüyor. " i lkin, çekincelerimden biri u laşılabilir veya uygun olmayacağ ıydı ki bu bir proje hakkında heyecanla ortak aradığı nııda çok rahatsız edici olabiliyor," diye
ekliyor Novogratz. Ve aslında TED ' in sanatçıyla i l k görüşmesi Skype ile ger çekleşmiş ve sanatçı görüşmede güneş gözlükleriyle şapkası alnını kapatacak şekilde görünmüş. "Ama daha sonra ' beyler size güve niyoru m ' diyerek onları çıkard ı , " d iyor Novogratz. " Kısa zaman önce de nor mal eski stil bir görüşmemiz old u . " Çarşamba günkü görüşme sırasında J . R . , o ve yard ı mcılarının d uvarlarına eski Şangay sakinlerinin öne çı kan fo toğraflarını yapıştırdıkları bir mahallenin daha şimdiden dörtte üçünü yıktıkları için Çinli memurlara güvenmekten çok uzak olduğunu söyledi . Konuştuğ u herhangi birinin sivil polis olabileceğini ekleyerek " Başımızın belaya gireceği n i düşünüp duruyorum , " dedi. A m a ard ı n d a n yasal bir işi tasvir etti. Otoyoldan gördüğü bir su kulesinin cephesine 6 metre uzunluğunda kırışık bir yüz yapış tırmak. "Yandaki binanın kapısından girdik, içerisi boştu, kulenin tepesine çıktık ve kimse bizi durdurmad ı , biz de çalış maya başlad ı k , " dedi. " Çılgıncaydı . Bu şehi r çok devasa ve aşırı büyümüş, ne kadar birşeylerin ortasında olu rsan, o kadar transparan hissediyorsun."
2 01.1. ' d e " I s im s i z " B i r Bie n a l .
Ta rih: 22 Ekim, Zaman YAZAN: ALi KOCA
istan b u l ' u n 1 2 . bienalinin basın toplantısı önceki akşam Pera Palas'ta yapıldı. Koç Holding sponsorluğunda 1 7 Eylül-1 3 Kası m 20 1 1 tarihlerinde ger çekleşecek bienali n küratörleri, bu yıl Amerika ve Brezilya'dan . Programa l ndependente de Escola Sao Paulo'nun (PI ESP) direktörü Adriano Pedrosa ile California College of Arts Wattis I n stitute for Contemporary Arts'ın direktörü Jens Hoffmann ' ı n birlikte yürüteceği küratör lük görevi, kendilerinin de belirttiği gibi şimdiden "provakatif" bir hale g i rmiş durumda. Bildik bienal tanıtım toplantılarından farklı olarak Jens ve Adriano, bir tartış ma toplantısı gerçekleştirdi . istanbul Bienali Direktörü Bige Örer' i n modera-
Ekim 2010
törlüğünde yapacakları nı değil yapmayı düşündüklerini anlatan ikili, başlığı da açıkladı : isimsiz. ilk tartışma da bura dan çıktı zaten. Basın mensuplarının yanı sıra galeri sahi pleri ve sanatçıların da yer aldığı toplantı, aslında tam da H offman ve Pedrosa'nın istediği türden provakatif bir açı k oturuma dönüştü. " M üslüm Baba misali 'ad ı n ı sen koy' bienali mi diyeceğiz? " türünden şaşkın lı klar da yaşanmadı değil. Ancak Jens ve Adriano, kendilerinden gayet emin bir şekilde bunları savuşturdu: " ismi pek duyulmam ış bir bienalin başlığı için 'isimsiz' deseydik, evet o zaman ilgi çekmek istediğimiz düşünülebilirdi ve muhtemelen de bu iddialı başlığın altında kalı rd ı . Ancak istanbul çok özel bir yerde. Dolayısıyla bu provakatif bir başl ık. Ayrıca bienale gelenleri sın ırla mak ve bir başlı kla yön lendirmek istem i yoruz. Gelsinler, görsünler ve kendileri karar versinler. Böylece pek çok başlık çıkacaktır." Jens ve Adriano'nun bu "isimsiz" başlık için esin kaynakları da Kübal ı Amerikalı sanatçı Felix Gonzalez Torres'in " isimsiz Tarih" adlı eseri. istanbul Bienali 'yle Tarres arasında nasıl bir bağlantı kurduklarını da şöyle izah ediyorlar: "Torres, estetik ve formel olanla politika arasındaki bağlantıyla ilgilenirdi. istanbul bienaline de baktığı mızda bunu görüyoruz." ikili, 26-27 Kasım'da Bilgi Üniversitesi'nde verecekleri ' istanbul'u Hatırlamak' isimli konferans hakkında da bilgi verdiler. Burada, önceki kü ratörlerin ve sanatçı ların da katılımıyla istanbul bienalinin tarihine bakacak ları nı belirttiler. Jens ve Adriano, ' açık oturum'da bir ara fazlaca 'akademik' oldukları yönünde eleştiri ald ı . Ancak bunu derhal reddederek bi enale katılacak sanatçılar için asla bir eğitmen pozisyonunda olmayacakları nı belirttiler. Geçmiş yıllarda dosyalar üzerinden sanatçı ve eser seçiminin hatıriatılıp bu yıl hangi kriterlerle seçim yapılacağı so rusu ise Jens'i biraz kızdırdı: "Açık çağrı yapıyoruz, daha ne olabilir ki? " Adriano ise biraz daha sakin ve açıklayıcı bir üslupla, her sanatçıya ve esere açık olduklarını dile geti rdi .
Zi n c i r l i k uy u' ya B i r K u l e Da h a Tarih: 22 Ekim, HaberTürk
istanbloom 'da en küçük daire 1 08 metrekare olacak. Kulenin içinde pek çok farklı tarzda daire yer alacak . . . Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün eski yöneticisi ve başkan adayı Fikret Orman , ortakları Metin Esin ve Mehmet Emin Armutçuoğlu ile birlikte istanbul Zincirlikuyu'da yeni bir rezidans ve ofis kulesi inşa edecek. istanbloom adlı projenin tanıtım toplantısında konuşan Orman, 46 katlı binanın inşaatına 80 m ilyon dolar yatırılacağ ı n ı belirterek, satışların Kurban Bayramı ' ndan sonra başiayacağ ı n ı açı klad ı . Esin Yapı bünyesinde geliştirilen proje için uzun süre çalıştıkları nı ifade eden O rman , " Sadece isim için bile 4 ay uğraştık. istanbloom'u 200 alternatif arasından seçtik" dedi. Esin Yapı'nın yeni projeler üzerinde de çalıştığını ve gayrimenkul sektöründe yatırımlara devam edece ğini beli rten Orman, "Ancak şu anda istanbloom'a odaklandık. 1 50 metre yüksekliğe ulaşan binada 1 65 konut ve ofis katları bulun uyor. 1 4 bin 760 metre kare büyüklüğündeki arazide inşa ede ceğimiz projenin 5 bin 600 metrekaresi de yeşil alanlara ayrılıyor" diye konuştu.
En Kü ç ü k Dai re :1.08 Met-re ka re DB M i marlık'ın kurucusu M i mar Bünyamin Derman tarafından tasarlanan ve statik projelerini irtan Salioğ l u ' n u n yaptığı projeye Epos Gayri menkul Danışmanlık ve Değerleme de hizmet veriyor. Galerili, düz ve teraslı olmak üzere pek çok farklı daire alternatifi bulunan istanbloom'da 1 + 1 ' l erden 4+ 1 'le re kadar değişik seçenekler yer alıyor. Konutların büyüklükleri 1 08 ila 306 metrekare arasında değişiyor ve her biri yüksek tavanlı biçimde inşa ediliyor.
Be l e d i y e H e y k e lt" ı r a ş Ol d u
Tarih: 27 Ekim, Radikal YAZAN: AHU ANTMEN
Atatürk Havaliman ı ' n ı n girişindeki heykeli hatırlar m ısın ız? Açık alan
projeleriyle tanı nan heykeltıraş Ümit Öztürk'ün 1 99 3 ' te Yeşilköy'e yerleşti rilen "istanbul" adlı soyut bir heykeliydi bu ve istanbul ' u n , dünya üzerinde iki kıta üzerine oturmuş tek kent olma özelliğini simgeliyordu. Geçen yıl bir de baktım yok. Sordum soruşturdum, havalimanı kavşağ ındaki değişiklik ne deniyle kırılmış, yok edilmiş. Şaşırdım desem yalan olur. Açıkçası istanbul koşul larında esas şaşırtıcı olan, 1 6 yıl dır yerinde du ruyor oluşuydu. Nurettin Sözen döneminde istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleşti rdiği "Açık Alanlarda Çağdaş Sanat" başlıklı proje kapsamında Öztürk'ün heykeli gibi istanbul ' u n çeşitli semtlerine yerleştiri len heykellerin çoğunun yerinde yeller esiyar bugün. Yerinde duraniarsa zaten acil bakı ma muhtaç. Bu heykeltıraşlar dan !şılay Kür, bir zamanlar Kadıköy'de duran heykelinin izini bile sürememiş. Ümit Öztürk ise, kı rılan heykelinin hesabını sormaya karar vermiş, istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne dava açmış. Durum böyleyken, geçenlerde hava limanının önünden geçiyorum, bir de baktım heykel orada! Bu kez şaşırma dım desem yalan olur: Heykel kırılmıştı, bildiğim kadarıyla sanatçısı Ümit Öztürk yenisini yapmamışt ı , o halde bu heykel nereden çıkmıştı böyle? Heykeli yeni den yapmaya soyunan heykeltıraşın kim olduğunu , yüzünde tarif edilemez bir buruklukla aktaran Ü mit Öztürk'ten öğ rendim: Belediyenin tayin ettiği bir inşa at şirketi. Sağolsunlar, benzetivermişler Öztürk'ün heykeline çabucak! Ölçüler, malzemeler başka, sanatçının rızası elbette ki yok, ama olsu n , " bakın heykel yoktu şimdi var", daha ne istiyorsunuz? Daha doğrusu, biz bu kentte heykel istiyor muyuz? .. Yaşadığımız deneyimler, çoğumuzun etrafımızdaki heykellerin farkında bile olmadığını, olsak bile sahiplenmediğimizi gösteriyor. Yoksa belediyelerin korumakla görevli olduğu heykeller ya tahrip edilmiş ya da bakımsızl ı ktan çürüyor olmazdı . Pek farkında olmasak da kolektif bellek paylaşımında, yani ' biz' duygusunun oluşumunda açı k alanlara yerleştirilen heykellerin , anıtların önemli bir işlevi var. Gerçi elbette ki her heykelin aynı etkiyi uyandırması beklenemez: Heykel vard ı r sızıverir insan ın yaşam ına (Kad ı köy'ün
Ekim 201 0
Boğa'sı gibi}, heykel vard ı r bir türlü "yer"leşemez yerine. Bizde az da olsa vard ı r öyle bir yerin yeriisi olmuş hey kel ler: Ne yazık ki bezafiş direği gibi kullanılıyor kullanılmasına ama, Şadi Çalı k ' ı n Galatasaray'daki heykeli o hey kellerdendir örneği n . Başı gözü yarı lmış bir halde, heykel diyemeyeceğimiz bir hale gelmiş, M uzaffer Ertoran'a ait Karaköy işçi heykeli de onlardan biridir. Ama Çalık ve Ertoran' ı n yanı sıra 20 heykeltı raşı n heykelleri yerleştirilmişti istan b u l ' u n çeşitli semtlerine 1 970'1i yıl larda . Kaçını hatırlıyoruz, kaçına sa hip çıktık, neredeler şimdi, hangimizin um runda? Ü mit Öztürk ' ü n bir uçak kanadı n ı an dı ran heykeli de bana göre, 1 990' 1ardan beri havalimanı kavşağı n ı n heykeliydi, oralı olmuştu. Zaten orası için tasarlan mış mekana özgü bir yapıttı. Belediye bütün bu yıkıp dökme ve yeniden yapma işini sanatçıyla birlikte çözümle yebilird i . Oysa belki kimin yaptığını bile bilmiyorlardı heykeli: yerel yönetimlerin birbirine aktardı kları bir arşiv var m i ki, bir bellek var mı? Heykelin bir inşaat şirketine yeniden yaptırılması kadar rencide edici bir hareket düşünemiyo rum: Bu, yaşad ığımız kentte sanatın ve sanatçının değerinin resmi anlamda apaçık göstergesi. istanbul 'da zaman zaman karşınıza çıkan birtakı m heykeller -ki bunların bü yük bir kısmı 1 970' 1erde ve 1 99 0 '1arda olmak üzere iki kez planl ı , toplu kentsel heykel projesi olarak gerçekleştirildi ülkeni n belli başl ı sanat kurumlarından heykel konusunda uzman akademisyen lere başvurarak hazırlan mış projelerin sonuçları. Aralarında iyi olmayan, yerine yakışmayan/uymayan örnekler de vardı , b u n a kuşku yok, ama sonuç olarak ş u y a d a b u belediye yetkilisinin beğen i siyle değil, özerk birtakım kurulların belirlediği örneklerd i . Bu heykellere kentte yaşayanların zarar vermesinden daha kötüsü, onları korumakla yükümlü merciierin bunu yapmaması. Konu yaln ızca bugünkü yerel yönetim değil; istan bul 'da yerel yönetimlerin heykele ilişki n , kentte sanata i l işkin genel tutu mu. 201 0 daha bitmedi , dolayısıyla ister istemez oraya bağlayacağ ı m : Bir kültür kenti olarak istanbul algısı n ı n yaratıl ması noktasında insanın aklına gelen
bazı sorular var çünkü. Bir kentin ' kül türlülüğü', o kentte yalnızca kaç etkinlik yapıldığı, hangi büyük serginin açı ldığı, hangi ünlü müzik grubunun konser ver diğiyle ölçülebilir mi? Yoksa geçmiş ve çağdaş kültürel m irasa, kamusal pay laşım alanları n ı n simgelerin e sahi p çık mak, bir kentin kültürlülüğünü belirleyen ölçütler aras ı na g irmiyar mu artık?
run vard ı . istanbul ' u n , hatta Türkiye'nin en işlek caddesinde, böylesine tarihi bir bölgede nasıl bir al ışveriş merkezi bi nası inşa edilecekti? Kimse bilmiyordu. Oysa uygar d ünyada böyle bir yerde bina yapılacağı zaman , etrafı paravan lada kapatılır ve nasıl bir bina yapılaca ğına dair çizimler cepheye giydirilirdi.
Tü mert"e k i n ' e Ema net"
Beyoğ l u B.O Y At- ı y o r " I s t- i k l ô l Gö k l e r d e " Tarih: 25 Ekim, Radikal YAZAN: ERKAN AKTUG
i stiklal Caddesi'nde beş yıldır süren Demirören AVM inşaat ı , çevresi ndeki binaları yutarak önce şişmanlad ı , sonra da boy att ı . Oysa boyu, yanındaki tarihi binayla eşit olacakt ı . Günde ortalama 3 m ilyon kişin i n geç tiği istiklal Caddesi'nin orta yeri ... Ağa Camii ile bir süredir kapalı olan tarihi Emek Sinemas ı ' n ı n bulunduğu Serkil Ooryan (Cercil D ' O rient) binasın ı n ara sında yaklaşık beş yıldır dev bir i nşaat sürüyor. Hadi adı n ı koyalım: Demirören AVM . Bitmiyor, bitemiyor. Önce etra fındaki irili ufaklı binaları yutarak şiş manlad ı , son dönemde ise boy atmaya başladı. Birkaç ay öncesine kadar her şey, inşaatı kapatan dev paravanların arkası nda oluyordu, görmüyorduk. Ama artık görüyoruz. Binanın yüksekli ğ i , yanındaki tescilli kültür mirası dört katlı Serkil Ooryan binası n ı n neredeyse iki katına ulaşt ı . Sanki tarihi bir binanın üzerine kaçak kat çıkılıyor. Oysa burası kentsel sit alanı. Nasıl oluyor da oluyor?
"Vi rgin" Müj d e s iyle Başladı Filmi biraz başa saralı m ... Dem irören AVM ' n i n hikayesi 2004 yılında gazetele rin ekonomi sayfalarına yansıyan "dün yaca ünlü müzik/kitap dükkanı Virgin Megastore, Türkiye'ye geliyor" haber leriyle başlıyor. Demi röre n , eski Saray Sineması ' n ı n bulunduğu yerde bir alışveriş merkezi inşa edecek, içinde de dev bir Virgin Megastore açılacaktı. i n şaat, 2006 yılında sessizce başlad ı . A m a şehireilik açısından önemli b i r so-
Sonraları binanın m imari proje tasarı m ı n ı , Ağa Han gibi pek çok uluslararası ödülün sahibi, Türkiye ' n i n yıldız m imar larından Han Tümerteki n ' i n üstlendiği duyuldu. O n u biraz tanıyan ların içi ferahlamıştı. Tümertekin iyi bir mimardı , tasariayacağı proje, etrafındaki tarihi yapılara saygıda kusur etmezdi. Pek kimse görmemişti ama m i marlı k çevre leri Tümertekin ' i n hazırladığı "şahane" projeyi konuşuyord u . Y ı l 2007, aylardan şubat. Yolum, b i r söyleşi i ç i n H a n Tümertekin'in ofisine düşüyor. Tümertekin heyecanla Demirören AVM ' nin (yayımlanmasına izin verilmeyen) çizim lerini gösteriyor. . . O zaman gördüğ ü m çizim ierde bina, şimdiki gibi yüksek değildi. Bina için iki cephe düşünülmüşt ü . En dışta caddedeki diğer binalarla uyumlu açı lır kapanır, eskiti lmiş çelikten dev levhalar olacaktı.
Caddeyle Büt" ü n leşecekt"i H a n Tümertekin projeyi şöyle anlatı yordu: " i stiklal Caddes i ' n i bir noktadan algılamaya başlamıyorsunuz. Bir ucun dan diğerine doğru hareket ettiğiniz bir yer burası. Bizim yaptığımız şu: istiklal Caddesi' nde yürürken oran ı n temel karakterini oluşturan tekrarlardan biri daha devam edecek. Hareket halin deyken diğer binalardan hiçbir farkı yok. Alışveriş merkezleri doğası gereği içe yönelik yapılardır, cephe onlar için sırttır. Oysa burada ona tahammül yok. Koskoca sağ ı r ve hareketsiz bir cephe yaratılamaz orada. Binanın cephesi iki katmandan oluşuyor. Biri caddenin cep hesi, diğeri binanın cephesi. i kisi birbi rinden bell i mesafede ayrı duruyor. Dış cephe olabildiğince hareketlendirilebi lecek elemanlardan oluşuyor. Böylece sonsuz değişkenlik sağlanabilecek. Ve caddenin o panayır halini, can l ı l ı ğ ı n ı
Ekim 2010
binanın bütününe yayan bir ele alış var. Caddenin hareketliliği binaya, binanın hareketliliği de caddeye dahil edilmiş durumda diyebiliriz."
"Yüksekliği yanı ndaki tescilli binan ın sa çak uzunluğunu geçemez" dediği bina, son beş yılda alınan kararlarla yan ındaki Serkil Ooryan ' ı n iki katına çıktı. Belki daha da yükselecek.
Çat-ı Ba h ç e s i Ta s a rla n d ı O sıralar b i r dönem ders vermesi için Harvard'a davet edilen Tümertekin , öğrencilerini istanbul'a getirmiş, konu olarak Demirören AVM ' nin arsası ele alınmış ve projeler hazırlanmıştı . " 1 2 öğrencim d e 1 2 farklı öneri getirdi. Hepsi bölgenin gerçeğini görerek ticari fonksiyonu içine kattı . Ama biri burada yeşil alan hiç yok dedi ve müthiş bir çatı bahçesi tasarladı . Çatı bahçesine istiklal Caddesi 'nden ulaşılan müthiş bir iç dolaşım kurguladı." Bir taraftan inşaat tüm hızıyla sürüyor, alışveriş merkezinin bir yıla kalmadan açılacağı söyleniyordu . Fakat inşaat gittikçe etraftaki binaları bir bir içine ka tarak büyüdü. Önce Ağa Lokantası ' n ı n yanındaki b i n a inşaata katıldı. Tari h i A ğ a Lokantası dirense de 2008'de o da teslim oldu. Bir taraftan da inşaat derinleşti. inşaat alan ı n ı n derinliğini görenlerin internette " Şantiye derinliğini gördü ğümde bayılacak gibi oldum" yorum ları vard ı . Ayrıca derinl i k nedeniyle etraftaki binaların temellerinin hasar gördüğü iddia edildi. O derece ki tarihi Hacı Abdullah Lokantası, önlem alınması için koruma kuruluna başvurdu. Sinepop Sinemas ı ' nda filmler uzun süre inşaat sesi eşliğinde izlendi , sinemanın oldu ğu binada çatlaklar oluştuğu söylendi. inşaat yüzünden çevre esnafı da kan ağlıyor fakat kimseden ses çıkmıyordu. Bir yandan da alışveriş merkezinin üs tünde otel olacağı haberleri çıktı.
Ve Tü mert-e k i n Çe k i l d i i nşaat uzarken Tümerteki n ' i n proje den çekildiği duyuldu. Tümertekin, pro jeden çekildiğini, bir yıl önce Demirören G rubu' ndan bir mimara muvaffakatna me verdiğini söyledi. Fakat neden çekil diği bilinmiyor. Son altı-yedi aydı r Demirören AVM ' nin, caddede "gökkafes" misali yükselmesi konuşul uyor. Ve Radikal ' i n ulaştığı belgelere bakılırsa h e r şey yasal görünüyor. Ama ortada bir ger çek var: Koruma Kurulu'nun 2004'de
E s k i n i n Saray Sineması istiklal Caddesi'nin orta yerinde yük selen Demirören AVM , Beyoğlu 'nda 1 930'1ı yılların ünlü Saray ve Lüks Sinemaları'nın bulunduğu Sin-Em Han ile tarih i Saray M uhallebicisi 'nin hizmet verdiği binan ın yerinde yapı lıyor, AVM 'nin içinde Saray Sinemas ı ' n ı n atmosferini yeniden canlandırılacağ ı söyleniyor. Demirören Grubu, Sin-Em H an ' ı 1 980'de Umum Sigorta M üdürlü ğ ü ' nden satın ald ı . Konser ve çeşitli etkinliklerin de düzenlendiği binanın içindeki Saray Sineması'nı bir süre işleten grup, 1 996'dan bu yana binayı boş tutuyordu. Bir dönem tiyatro olarak kullanılan Sin-Em Han, 1 890'1ı yıllarda Osmanl ı Bankası M üdürü M ösyö Deveaux'un tarafından Deveaux Apartmanları adını aldı . 1 950' 1erde büyük bir yangın geçiren bina tümüyle yeniden yapılırken pasaj ve işhanına dönüştürüldü.
Ko n s e rıere d e Açıkt-ı iki balkonuyla görkemli bir salona sahip olan Saray Sineması, henüz Cemal Reşit Rey gibi konser merkezle rinin olmad ı ğ ı yıllarda sahnesinde ünlü sanatçı ları da ağırl ıyordu . Aynı zaman da başka ülkelerden istanbul'a gelen çeşitli müzisyenler, tiyatro grupları ve dansçılar da yine Saray Sineması'nda sah ne alıyordu.
Ku ruldan Ku rula Geç e rken Uzadı " Peki, bu yükselme nasıl oluyor? " sorusunun yanıtını Radikal ' i n ulaştığı Demirören AVM 'yle ilgili koru ma kurulların ı n raporlardan anlamaya çalışalım. 18 Ekim 2004: istanbul 1 No'lu Koruma
Kurulu, inşaatın yüksekliğinin, hemen yanıbaşındaki tescil l i yapı Serkil Ooryan ' ı n saçak kotunda olabileceğine hükmetti ve uygulanacak projenin kuru la getirilmesini istedi .
1 6 Mart 2005: Koruma kurulu, Beyoğlu
Belediyesi'nin onayından geçen proje nin uygun olduğu kararına vard ı .
4 Ağustos 2005: inşaat sahibi kurula
başvurarak uygulama projesinde tadilat istedi . Koruma kurulu belge yetersizliği nedeniyle tadilat projesini reddetti ve belgelere dayan ılarak hazırlanan proje nin getirilmesi halinde konuyu yeniden değerlendireceğine hükmetti. 6 Temmuz 2006: Devam eden i nşaattan zarar gören tescilli yapının müellifleri, 2 No'lu Koruma Kuru l u ' na (ilginçtir inşa atı n hemen yan sokağı 2 No'lu Kuru l ' u n görev alanı nda) başvurd u . Kurul, inşaatın 1 2 n o l u parseldeki tescilli taşınmaza yaptığı olumsuz etki nin ortadan kaldırılması için belediye ve i nşaat sahibi tarafından önlem alınma sını istedi . 20 Şubat 2007: Demirören AVM 'nin
bulunduğu alan, Bakanlar Kurulu'nun kararıyla Yenileme Alanı olarak belirlen d i ve yetki 1 No'lu Koruma Kurulu' ndan istanbul Yenileme Alanları Koruma Kurulu'na geçti. 7 Kasım 2008: Yenileme Kurulu, "öneri tadilat projesindeki bodrum katların ı n 1 No'lu Koruma Kurulu'nun 1 6 Mart 2005 tarihli kararı nda beli rti lenden farklı olmasının nedeninin belediyeden sorul masına" karar verd i . 1 4 Kasım 2008: Yenileme Kurulu
Demirören AVM binasındaki cephe ve yüksekliğinin, hemen yanı başındaki tescilli kültür varlığıyla uyumlu olmad ı ğ ı n a , bu yapıların 2 0 . yüzyıl başı ndaki fotoğ rafiarı na bakılarak yükseklik ve cephe düzenlemesinin beli rlenmesine hükmetti. 2 1 Ara l ı k 2008: Aynı kuru l , "Geçmişten
Günümüze Beyoğlu" kitabının l l . cildin de yayımianmış {2004-1 . baskı) eski fotoğraflardan yararlanılarak YTÜ'nün raporu doğrultusunda hazırlanan cephe düzenlemesinin kimi düzeltmelerle uy gun olduğuna karar verdi. 2 0 Eylül 201 0 : istanbul Yenileme Kurul u , yapılan cephe revizyonunu onaylad ı .
E k i m 201 0
Ve Demi r ö re n S e s Ve r d i Tarih: 29 Ekim, Radikal YAZAN: ERKAN AKTUG
Beyoğlu'nda "ölçüsüzce" yükselen Demirören AVM inşaatına, Tayfun Demirören'den savunma geldi: Kanunsuz hiçbir şey yapmadık. Demirören G rubu Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Demirören'le 5n1 k için görüşmeye geldiğ i Cüneyt Özdemir' in Taksim 'deki ofisinde buluştuk. Radikal ' i n hafta başında gündeme ta şıdığı istiklal Caddesi' ndeki Demirören AVM inşaatının "ölçüsüz" yüksekliğiyle ilgili haberlerin ardından, hayli kalı n bir dosyayla gelmişti. Dosyada Demirören AVM 'nin planları, binanın eski hali vard ı . Masaya S i n -Em Han'ın eski planını serdi ve " Biz kanun dışı hiçbir şey yap madık" dedi; " Ne yapıyorsak istan bul Yenileme Kurulu' nun onayıyla yapıyoruz. Bakın bu, oradaki eski binanın planı. Bunu, Vakıflar'ın arşivinden bulduk. Bu da bizim yaptırdığımız binanın çizimle ri. Yükseklik ayn ı , hatta bizimki daha alçak." Gösterdiği çizi m , elbette orijinal de ğildi, zira 20. yüzyıldan kalma bir belge nin sararmış ol ması gerekirdi. Ve evet, yükseklik aynı görünüyord u : 32,6 metre. Kanunsuz meselesine gelince . . . Haberlerde inşaatın kanunsuz olduğu yazılmamıştı. Belki sorun da buradaydı, her şey onaylıyd ı . Elimizde sürekli de ğişen ve değiştikçe de binayı yükselten koruma kurulu kararları vard ı . istanbul 1 No' lu Anıtlar Kurulu'nun 2004 tarihli raporunda ban ının yüksekliğinin, ya n ı ndaki Serkil Daryan'ın saçak katunu geçemeyeceğine hükmediliyord u . Ş i m d i gördüğümüz bina i s e Serkil Daryan'ın en az iki katıyd ı . Bunları ko nuşurken " H aberci olarak belki siz de haklısı nız" dedi ve ekled i . "Ama şimdi işler daha da uzayacak. Belki tek bir hatam ız var. Bu iş çok uzadı."
"Bit- i n c e Gö r ü n İst-e d i k " Peki neden Demirören AVM ' nin nasıl bir bina olacağı gizli tutulmuştu. Yanıtı şu oldu: " Biz herkes binayı bitince görsün istedik. Tek bir sıkıntımız var. O da binanın dışındaki taşlar ilk başta çok beyaz görünecek. Onların
ası l görünümünü alması için en az bir yıl beklemek gerekecek."
Demi rö re n : H a s s a s iyet-e Teşe k k ü r E d e r i z Demirören G rubu'ndan d ü n ayrıca gelen yazılı açıklamada da Demirören AVM 'de ruhsatsız ve mevzuat dışı hiçbir işlem olmadığı vurgulanarak " Proje, bi nanın 20. yüzyı l başındaki orijinal saçak kotu ile sını rlandırılmıştır. i nşaat tamam landığında Demirören AVM , tarihi Beyoğlu dokusuyla uyum içi nde tüm i stanbullulara hizmet verecektir" denildi. Açıklamada kamuoyunun gösterdiği hassasiyete teşekkür edilerek, aynı has sasiyetin kendi haline bırakılan tüm Beyoğlu binaları için de gösterilmesi dileğinde bulunuldu •
5 . Rot"t"e r d a M ima r l ı k Bie nali Rot"t"e r Soo P I s t" Dü
yapmak" için daha etkili araçlar Ilanılmasına katkıda bulunmak. Kent plancıları, bilim insanları, işa damları , geliştiriciler ve yerel yöneticiler arasındaki açık ve yeni anlaşmalar, bu gayrete destek veriyor. Bienal, gerçekleştirilmiş projelerin tüm paydaşlar tarafından görü lmesi n den sonra, bu üç kentteki sunumlar, sergiler, konferanslar ve tartışmalarla sona erecek. Beşinci Rotterdam U l uslararası M i marl ı k Bienali " Kent Yapmak" Nisan 201 2 'de gerçekleşecek.
.
dünya yüzeyinin sadece kısmını kaplıyor. er verimlidir, yeniliği kovalarlar, nüfus artışına en iyi cevabı verirler, kriz ve iklim değişikliğinin bizi kesin çözüm ler bulmaya zorladığı bir gezegende sahi p olabileceğimiz en yeşil cevaptırlar. Ama bu d urumda kentler şimdikinden daha iyi yönetilmeli, daha iyi tasarlan malı, daha iyi düzenlenmeli ve daha iyi planlanmal ıdır. Sadece bu durumda kentler bizi kendimizden koruyabilir. Bu sebeplerle, Ratterdam U luslararası M i marlı k Bienali (IABR) üç kentte, Rotterdam, Sao Paulo ve istanbul'da " kent yapmak" konusuna eğilecek. Bunun için, küratörlerden oluşan u luslararası bir ekip bu üç kentte iki yıllık bir araştırma programı yürütüyor. o Esas amaçları planlama, tasarım ve ;; .. politikan ın rolünü ve bunlar arasındaki Q. o ilişkiyi yeniden tanımlamak ve böylece ..
Prog ram
E
.. ı:ı
!
o
ıı:
Rotterdam M i marl ı k Bienali Rotterdam, Sao Paulo ve istanbul'da farklı mekanlarda gerçekleştirilecek. Hollanda M i marlık Enstitüsü (NAl) ana serginin mekan ı olarak belirlendi. Ayrıca, bu üç kent ayrı sergilere, kon feranslara, tartışmalara ve filmiere ev sahipliği yapacak. IABR ve 2009 'daki bienalin yayın kuruluşu olan VPRO arası ndaki başarılı i ş birliği 201 2 'de de devam edecek. Beşinci IABR'de bir dizi yayın da çı karılacak. Bienale hazırlık aşamasın-
U)
da 201 0 ve 201 1 yı llarında üç kentte de kentsel buluşmalar gerçekleştirilecek. Bu buluşmalarda atölyeler, konfe ranslar ve tartışmalar ol ması planlanıyor.
Kü rat-ör E k i b i Bienalin küratör ekibi Henk Ovink (Hollanda Mekansal Planlama M üdürü, VROM Bakan lığı), J oachim Declerck (Brüksel M i marlık Çalışma Odas ı ,
Kasım 2010
Belçika), Elma van Boxel ve Kristian Koreman (ZUS, Rotterdam, Hol landa}, Fernando de Mello Franco, Marta Moreira ve Milton Braga ( M M B B , Sao Paulo, Brezilya), Asu Aksoy ve ihsan Bilgin'den (Bilgi Ün iversitesi, istanbul, Türkiye) oluşuyor ve IABR Diretörü George Brugmans tarafından yönetili yor. Ekip, üç kentteki tasarım ofisleri, üni versiteler, kentsel planlama bölümleri ve kent konseyleri ile beraber çalışı yor. En önemli ortaklar Hollanda'dan Beriage Enstitüsü, Rotterdam I H S/ Erasmus Ün iversitesi ve Delft Teknoloj i Ü n iversitesi; Sao Paulo'dan SEHAB, Kentsel Planlama Bölümü, Sao Paulo Ün iversitesi ve istanbul 'dan Arnavutköy ilçesi ve Bilgi Üniversitesi .
V&A M ü z e s i ' n i n İ s koçya ' da ki B i n a s ı Ke n g o K u ma ' y a Ema n et" Tarih: 3 Kasım, Building Design DERLEYEN: EMiNE M ERDi M YILMAZ
Dundee'deki V&A M üzesi için açılan uluslararası yarışmayı Kengo Kuma & Associates kazandı. 1 20 m imarlık ofi sinin katıldığı yarışmada finale kalanlar arasında Sutherland H ussey, Smıhetta ile çalışan Gareth Hoskins Architects, Steven Holl Architects, Delugan Meissl Associated Architects ve Rex de bulu nuyordu.
Üçleme Beşinci IABR, yarı nın kentini araştı ran bienal üçlemesinin üçüncü ve son kısm ı . " G üç - Modern Kenti Ü retmek" (2007}, modern kentin üretiminin arkası ndaki güçler üzerine çal ışmış ve mimarların ne gibi karşı kuvvetler geliştirebi leceği ni sorgulam ıştı . "Açık Kent - Bir Arada Olmayı Tasarlamak" (2009}, kentin sosyal sürdürülebilirliği üzerine odaklanm ı ş ve m imarların ne gibi kesin katkılarda bulu nabileceğini sorgulamıştı. " Kent Yapmak", planlama, tasarım ve politika arasındaki i l işkiyi araştırıyor ve pratikte mimarların ve kent plancı larının Rotterdam, Sao Paulo ve istanbul 'da kent yapmakla bilfii l meşgul olarak, belirli kentsel durumlara katkısı n ı ve bu konudaki stratejilerini test ediyor.
Ö n ce k i Bie n alle r2003'teki " H areketlilik" temalı biena lin küratörlüğünü Francine Houben ve Mecanoo mimarlık üstlenmişti. 2005'teki bienal in teması "Sel " idi ve küratörleri Adriaan Geuze ve West 8 Kentsel Tasarım ve Peyzaj M imarl ı ğ ı ofisiydi. 2007'de küratörlüğü Beriage Enstitüsü ve Vedran M imica tarafından yapılan bienalin başlığı " G üç" idi. 2009 yılında ise tema " Bi r Arada O lmak" olarak belirlenmişti ve küratör leri Kees Christiaanse ve ETH Zurich/ KCAP Rotterdam idi.
Kengo Kuma yaptığı açıklamada sonuçtan verilen fırsattan gurur duydu ğunu söyledi . M erkezi Londra'da bulunan müzenin iskoçya'da yapılacak yeni binasının ülkenin büyük ölçekteki sergi alanların dan biri ve tasarım anlamında lider mer kezlerinden biri olması beklen iyor.
P re n s Cha rles ' ın Va k f ı CABE ' i n Gü ç l e r i n i Ko n t- ro l Et-me k I s t- i y o r .
Tarih: 3 Kasım, Building Design YAZAN: DAVID ROGERS ÇEviREN: DiLEK ÖZTÜRK
Galler prensi , mimarlı k adına, tasarım değerlendirmeleri ile ilgili CABE'dan geriye kalan bir boşluğu doldurmaya hazırlanıyor. Prens' i n vakfının başındaki Hank Dittmar, bize bu hareketin yeni yıl gel meden başlayabileceği n i söyledi ve
" Bağlantılarımızı ve pazardaki durumu değerlendirmemiz gerekir. Bu oluşum kendi kendinin masrafları nı karşı layabilir ama bir yandan da bunu para kazanmak için yapmayacağız," diye ekledi . Dittmar'ın söylediğine göre, tasarım görüş panelleri, değişik fikirleri yansı tacak ve sadece geleneksel mimarinin popülerleştiği bir platform alamayacak. "Sözüne güven ilir ol mak için, bu platfor mun demokratik, bağ ımsız karalar veren bir yapıda olması lazı m . M i marlar ara sında da dengeli bir ayrışma olmalı." Stirling Ödüllü Will Alsop, prensin vakfının tasarım değerlendirilmesi ala nında yaptığı bu g i rişime " Kesinlikle bir facia! " diyerek anında tepkisini gösterdi. Alsop, " Prensin vakfın ı n belirli bir m imarl ı k gündemi var. Bunun ne oldu ğunu biliyoruz. Prens artık bitaraf değ i l . M i marlığa daha ç o k dahil olacak ve karışacak," diyor. CABE'de altı yıldır görev alan Robert Adam ise, bunun zamanla ilgili oldu ğunu, farklı tarzların tasarım değerlen dirmeleri sayesinde temsil edildiğini söyledi. Adam , " CABE, dengeyi sağlamaya çalıştı ama sonunda, dengenin kaybe-
Kasım 201 0
dildiği ve kurulu bir m imarlı k görüşüne sahip büyük bir bürokrasi olarak kaldı , " diye ekledi. H ü kümet, hala CABE'in fonksiyonla rının bir parçasının kurtarılabilme umu du hakkında konuşuyor. CABE'in 1 25 çal ışanı, şimdi ellerinde işten çı karılma ihbarlarıyla bekliyor. M imarlı k Bakanı J ohn Penrose ise bu konu hakkında, " Hala CAB E ' i n geleceği ile ilgili tartışmaları sürdürüyoruz," dedi. içinde RIBA, Sorrell Vakfı ve Kevin McCioud Vakfı gibi aktörlerin de için de bulunduğu bir grup, Pensore'yle CABE'in kurtarılması için hala kulis yapıyor. R I BA Halkla ilişkiler M üdürü Anna Scott-Marshall, ayrıca gelecekteki tasa rım değerlendirmesi platformlarını des teklemek için de çeşitli yollar arad ı k la rını belirtti . " Bu çalışmayı desteklemek için bir takım çözümler bulmamız gerek ki bir sonraki ad ımın ne olacağına dair çeşitli karşılaştırmalarda bulunal ı m . "
Za h o Hadid Lo n d ra ' da k i Ye n i S e r p e n t- i n e Ga l e r i s i ' n i Ta s a r l ıy o r Tarih: 4 Kasım, Buildin Design Online YAZAN: WILL HURST ÇEviREN: DERYA YAZMAN
Kensington Bahçes i ' ndeki yeniden gelişti rilen mevcut bina, olimpiyatlar zamanın da yeni kültürel mekan olacak. Zaha Hadid Kensington Bahçesi ' ndeki bu mevcut binayı Londra'daki yeni Serpentine Galerisi ' n i yaratmak i ç i n yeniliyor. Royal Parks ve Serpentine Galerisi tarafından yapılan anlaşma ile Serpentine Sackler Galerisi olarak bili nen yeni kamusal galeri, Serpentine Köprüsü'nün kuzeyinde, West Carriage Drive'da yer alan Magazine binasında konumlanacak. Hadid ve Serpentine, Damien H i rst ' ten - mimarı M i ke Rundell - ve Haleyon Galeri 'den gelen rakip teklifleri reddetti. Proje - Royal Parks'ın mevcut bi nalarını daha iyi kullanımiara açmak adına yaptığı bu girişim - Serpentine
Galerisi'nin 40 yıllık tarihi boyunca Dr M ortimer and Theresa Sackler Vakfı tarafından edinmiş olduğu en büyük bağ ışı sağlıyor. Galeri binası 201 2 Olimpiyatları 'nda kamuya açılacak. Bina, restoran ve kateler içeriyor. Ayrıca Serpentine Galerisi'nin gelir kay nağına katkıda bulunmak adına da çağ daş tasarım ürünlerini edinebilecekleri alışveriş i mkanları sunuyor. Bitişi k pavyon - yeni bina ve kalıcı yapı - tüm toplulukların yaratıcıklarıyla " kalıcı mimari dönüm noktası " olması adına Londra' nın kalbinde sosyal me kan ve restoran olarak kullanılacak. Royal Parks'ın yönetici şefi Mark Camley " Bu binayı ilk olarak kamusal kullanıma yönelik açtığımızdan ötürü çok mutluyuz. Park ziyaretçileri için heyecan verici yeni kültürel rotalar ge liştiriyoruz. Bina mevcut park elemanları ve fonksiyonları ile tamamlanacak ve Kensington Gardens için gerçek bir yarar sağlayacak," dedi. Serpentine direktörü Julia Peyton Jones ve yardımcı direktör Hans U lrich Obrist ise projeyi kurum için "yaşam için fırsat" olarak tanı mlad ı . Magazine Binası 1 9. y y başlarında yabancı işgallerinde ordunun mühimmat deposu olarak ya da popüler ayaklan malara mekan olması adına inşa edildi. Fakat son 50 yıldır mühimmatlara yer sağlamad ı .
Jean Nouvel ' in O l a y l ı O n e New Change Binas ı Aç ı l d ı Tarih: 5 Kasım Kaynak: World Architecture News YAZAN: SIAN DISSON ÇEvi REN: BARIŞ GÖGÜŞ
Londra' nın en çok ilgi gören nirengi noktalarından biri ve turist kafilelerinin uğrak noktası olan St. Paul Katedrali yen i komşusunun resmi açılışının göl gesinde kaldı, J ean Nouve l ' i n One New Change' i . Londra şehir merkezinin tarihi Cheapside bölgesinde yer alan ve karma kullanımların bulunduğu bu de vasa tesis, 3 1 . 500 m 2 ' 1 i k ofis ve 20. 500 m2 mağaza ve restoran fonksiyonları sunuyor.
Sidell Gibson Architects, Arup ve J ean Nouvel tarafından tasarlanan ve Land Securities tarafından geliştirilen One New Chage zorlu bir başlangıç deneyimled i . Sad ı k gelenekselci Prens Charles, başlangıç safhasında cam ve çeliğe karşı olan hislerini açıkça bel i rt miş ve görevlendirilen mimarı öğrendi ğ inde Nouve l ' i projenin dışına atmaya yeltenmişti. Sonrasında ise çevrede oturanların oluşturduğu bir grup karma kullanım fonksiyonuna karşı aşağılayıcı söylemler geliştirdiler. Tüm bu garipliklere karşın One New Change, Londra'nın puslu Ekim güne şinde parlayan 6 .000 cam paneliyle bugün öğleden sonra açılıyor. One New Change' i internette " Devasa bir kalitesizlik parçası" hatta " tezek" ola rak niteleyen blog yazarlarının negatif eleştirilerini besleyen renk olan pas kahverengi, Nouvel'in bu son yapıtına getirilen eleştirilerin çıkış noktasıydı . Bu eleştiriler, " burada çalışan herkes size ne kadar az sayıda mağaza olduğunu söyleyebilir. Haftasonu Cheapside'a gelirseniz burasının ne kadar cansız olduğunu görebilirsiniz. Starbucks ve Prats bile açı k değil. Umuyoruz One New Change bu raya biraz can l ı l ı k ge tirecek," diyen mağaza meraklılarının argümanlarına karıştı . Bu devasa karma kullanım yapısın ı n sunduğu olanakları n, Nouvel'e yapılan eleştirileri susturacağı umudunun gerçekleşmesi zor görünüyor. Bununla birlikte yakın çevresinde bulunan St. Paul Katedrali'nin 1 7. yy'a özgü i konik güzelliği birçokları için yutulacak acı bir hap görünümünde.
Ta r t- ı ş ma Ya ra t- a n Me d re s e M ü z e Ol a c a k Ta rih: 5 Kasım, HaberTürk
Bir süre önce modacı Cemil i pekç i ' n i n düzenlediği defileyle gündeme gelen Mardin'deki tarihi Kasımiye Medresesi, bilim müzesi oluyor. Mardin'de araların da sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de yer aldığı bir grubun, Eylül ayında Cemil i pekç i ' n i n " Bi r Doğu Masalı Dört Mevsim" defilesine dini mekan olduğu gerekçesiyle karşı çıktığı Kasımiye Medresesi ' n i n , " El Cezeri Bilim
Kasım 201 0
Müzesi"ne dönüştürülmesi için başlatı lan çalışmalar sürüyor. Mardin Valisi Hasan Duruer yaptığı açıklamada, Artuklular zamanında yapı m ına başlanan, Akkoyunlular dö neminde tamamlanan, eğitim ve bilim merkezi olarak kullanılan Kasımiye Medresesi 'nin derslik, öğrenci yatakha nesi, laboratuvar, mescit ve eyvandan oluştuğunu belirterek, bu mekanı n 1 . Dünya Savaş ı ' na kadar işlevini sürdür düğünü söyled i .
"Şe h ri Sanat- Galeri le ri ile Donat-acağız" Medresede restorasyon çalışma larının Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapıld ı ğ ı n ı , Diyarbakır Vakıflar Bölge M üdürlüğünce de kültürel amaçla kulla n ılmak üzere Mardin Valiliği 'ne kiralan d ı ğ ı n ı belirten Duruer, Medresenin bilim müzesine dönüştürülmesi için bir süre önce başlattıkları çalışmanın sürdüğü nü bildirdi. Kasımiye Medresesi ' n i bütün Ortadoğu'ya hitap edecek bir bilim m üzesi haline getireceklerini bildiren Duruer, " Yaklaşık olarak üç milyon dolarlı k bir çalışma ile Kasımiye Medresesi ' n i , El Cezeri Bilim M üzesi haline getiriyoruz. Bu bilim müzesinde sergilenecek eserlerin yüzde 60 geldi. Bu müze, Mardin'e sembol olacak. Bütün Ortadoğu'ya hitap edecek bir bilim müzesi haline getiriyoruz. Bununla Mardin dördüncü müzeye kavuşmuş olacak. Bunlar Arkeoloji M üzesi, Etnografya M üzesi, Bilim M üzesi ve Kent M üzesidir. Sanat galerileri ile de şehri donatacağız" dedi. 1 00 M i lyon Lira'ya ihtiyaç Var Vali Duruer, Deyrulzafaran Manastı rı'nın Mardin'in önemli eserlerinden bir tanesi olduğunu belirterek, " Biz, medeni yetlerin hepsini kendi medeniyetimiz kabul ediyoruz. ister M üslüman, ister H ıristiyan ister Yezidi olsun kendi me deniyetimiz olarak değerlendiriyoruz. Dolayısıyla burada bu çalışmayı yapıyo ruz. Ocak ayı sonunda kadar buradaki çalışma tamamlanır" diye konuştu. Mard i n ' i eski kimliğine kavuşturmak için çalışmaların yoğun şekilde sürdü ğünü belirterek Vali Duruer, bunun için toplam 1 00 milyon liraya ihtiyaç olduğu nu söyledi .
Mardin Kalesi'nde 2 1 8 yıldır resto rasyon yapılmad ı ğ ı n ı kaydeden Duruer, kalenin onarımı için gerekli olan 1 5 mil yon lirayı temin ettikleri anda çalışmayı başlayacaklarını sözlerine ekledi .
Şangay Wo r l d EXPO Re k o r l a r l a Ka p a n d ı
Tarih: 5 Kasım Kaynak: World Architecture News YAZAN: SIAN DISSON ÇEviREN: BARIŞ GÖGÜŞ
Kırı lan büyüklük, maliyet ve katılım rekor larıyla Şangay World EXPO kapılarını ziyaretçilerine kapattı. 6 ayı n ve benzeri görülmemiş 73 mil yon ziyaretçinin ardından Şangay World EXPO, 31 Ekim Pazar gece yarısı, Çin Devlet Başkanı Wen J i abao'nun yönete ceği tören ve muhteşem bir koreografi
eşliğinde kapanacak. EXPO bu kısa yaşamı boyunca, başta 9 milyonl u k eski katılımcı rekoru olmak üzere birçok rekor kırd ı . Şangay World EXPO 201 0 aynı za manda EXPO tarihinin, en çok ülkenin katıldığı fuar olma (246), en büyük fuar alanına sahip olma (5 , 28 km2) ve en pahalı fuar olma unvaniarını da çalmış oldu. 1 6 Ekim'de açık hava sergisi, EXPO alanına giren 1 ,03 m ilyon kişiyle, birgün içindeki en çok ziyaretçi sayısına erişmiş oldu. Tahmini bütçe 4,2 m ilyar Euro olarak kararlaştırıldığında Çin yönetiminde çok sayıda itiraz olmuştu ama aslında 43 milyar Euro'ya yakın bir bütçeyle tamamlandı . Bununla birlikte tanınmış kişiler kalıcı turist akışının 80 milyar Yen'e (8,6 mil yar Euro) yükseldiğini öne sürüyor. Bu mali girdi Şangay'ın ekonomisine akılcı bir şekilde eklem lendirildi.
•
EXPO S HAN G HA I CH I NA
Kasım 201 0
Büyük kısmı eskiden yıkık dökük olan deniz kıyısındaki bölgenin gelişimi içinr gereken sağlam temelleri sağlayacak yaya yolları ve yenilenen veya yeni inşa edilen metro hatlarını da kapsayan kent sel altyapıya eklendi. 2008 Pekin Olimpiyatları' ndaki mi mari başarıların hemen ardından Çin kendini mimari tasarım alan ında lider olarak görmeye başladı ve sanatsal başarılarını uluslararası izleyicileriyle paylaşmaktan mutl u . Gözler yakında, 1 2 Kasım 'da baş layacak olan Guangzhou 201 0 Asya Oyunları'na çevrilecek. I nformation Based Architecture tara fından yapılan The Canton Tower şen likler boyunca kilit bir rol oynayacak. EXPO birçok açıdan da kendi başarı larının kurban ı oldu. Raporlara göre, hatasız organizasyon ve sakin sıra kuyruklarına rağmen popü ler pavyonların çoğunda bekleme süresi 6 saate yakındı. Şangay'ın merkezindeki yoğun sıcak lar da hesaba katıldığı nda, çok sayıda ziyaretçi birgün içerisinde yaln ızca bir kaç nefes kesici yapıyı ziyaret edebildi. 5 , 28 km2'lik serg i , kapanış töreni boyunca ev sahibi ve u luslararası l iderlerce övgü yağmuruna tutuldu. I nternational Exhibitions Bureau (BIE) başkanı J ean- Pierre Lafon Şangay World EXPO 2 0 1 0'dan "parmak ısırtan bir başarı" olarak bahsetti ve ekledi : "Şangay bize World EXPO 'nun yetenekli organizatörler, başarıya istekli olmak ve muhteşem bir u luslararası iletişim kampanyasıyla birlikte her zaman gerçek büyüyü gözler önüne serdiğini gösteriyor." Çin devlet başkanı Wen J i abao ise duygularını şu şekilde aktardı : " medeni yetlerin başarılarının arkasındaki fikirler ancak paylaşıldıkları zaman tüm insanlık için bir hazineye dönüşür ve sonsuzlu ğa taşınırlar." Böylelikle beş tanesi dışında 246 dev yapının sökü lme işlemleri başlad ı . Kalması i ç i n seçilen a z sayıdaki yapı lar, Çin Pavyon u , Kültür Merkezi, EXPO Merkezi, Tematik Pavyonlar ve Dramatik EXPO Bulvarı. 1 8.000 kişilik çok amaçlı stadyum ve eğlence merkezi artık Mercedes - Benz Arena olarak adlandırılıyor.
I s t- a n b u l ' u n Ya y a l a ş "t ı r ı l mı ş En Büyü k Me y d a n ı n ı n Teme l i At- ı l ı y o r Ta rih: 8 Kasım Kaynak: istanbul Büyükşehir Belediyesi
Çağ layan Kavşağı ve Meydan Düzenlemesi Temel Atma Töreni, U l aştırma Bakanı Binali Yıldırım ve istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın katılımıyla gerçekleşti rilecek. istanbul Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları Bölge M üdürlüğü ile ortak yürütülen çalışmayla 1 3.000 m2 alanda 700 metre uzunluğunda altgeçit ya pılacak. Çağlayan kavşağı iki katlı bir kavşak haline getirilerek, trafik yerin altına alı nacak. i leride yapılması plan lanan metro istasyonu dikkate alınarak planlanan proje, 6 ay içinde bitirilerek yeni Adiiye binasının açılışına da yetiş tirilecek . Piyalepaşa Bulvarı, Kağıthane Caddesi , Mecidiyeköy, Okmeydanı ve D-1 00 karayolunun birleştiği Çağlayan kavşağında, trafiğin yer altına alınması ile bu bölgedeki ulaşım sorunu çözü Jecek. Çağlayan kavşağı ve meydan düzenlemesi inşaatını içeren proje, Karayol ları Genel M üdürlüğü ile ortak yürütülüyor. Şişli istikametinden gelen Kağıthane Caddesi 1 2 m aşağıdaki alt geçit ile Çevreyolu ve Piyalepaşa istikametine bağlanm ı ş olacak. Çağlayan- Kağıthane yolu ise 6 m aşağ ıdan Şişli ve Piyalepaşa istikametlerine, Piyalepaşa Bulvarı istikametinden gelen araçlar da 6 m aşağıdan altgeçitle, Kağıthane ve Şişli istikametlerine ulaşabilecek . istanbul 'da birçok miting ve yürüyüşe ev sahipliği yapan Çağ layan Meydanı , 22 bin metrekarelik büyüklüğü ile istanbul'un yayalaştırılmış en büyük alanına kavuşacak. Yapılacak meydan düzenlemesi ile Çağlayan Meydanı , Avrupa' nın en büyük adiiye sarayı olan istanbul Adliyesi için sosyal bir merkez niteliğine kavuşacak. Mecidiyeköy'e yürüme mesafesinde olan Çağlayan Meydan ı'na otobüs dı şında hemen yanı başında bulunan çev-
reyolundan geçen metrobüsle ulaşmak mümkün. Ayrıca i leride bu radan Beşiktaş Kirazlı - Bakırköy metro hattı geçecek. Bu hattın en önemli duraklarından birisi de Çağlayan Meydanı olacak. Beşiktaş'tan başlayacak hat, Mecidiyeköy-Esentepe - Çağlayan - Alibeyköy - Gaziosmanpaşa Tekstilkent - G iyimkent istikametinden Bakırköy'e ulaşacak. Otogar - Bağcılar - i kitelli - Olimpiyat Köyü - Başakşehir metrosu ile de Kirazlı 'da kesişmiş ola cak. istanbul Büyükşehir Belediyesi ta rafından, 2004'den bu yana istanbul ' a 2 3 1 tane yol v e kavşak yapıldı. Yapı lan yolların uzunluğu ise 404 km'yi buldu. Aynı zamanda 17 kavşak çalışması daha devam ediyor.
Ta ş k ı ş l a M ima r ı n ı n Pe ş i n d e ! Tarih: 8 Kasım, Milliyet
YAZAN: ÖNAY YILMAZ
Prof. Dr. Afife Batur başkanlığında altı kadı n mimar akademisyen, istanbul ' a gelen v e birçok tarihi yapının tasarımı na i mzasını atan ingiliz mimar William James Smith'i araştırıyorlar.
Ekim'de başlayan projenin iki yıl sü receğini, 201 2 yılında sonuçlanacağı n ı belirten Batur, " Projem izin amac ı , 1 9. yüzyıl Osmanlı mimarlığının çağdaşlaş ma projelerinden biri olarak Taşkışla (Mecidiye Kışlası) ve mimarı William James Smith'in istanbul yapıları üzerine ayrıntıl ı bir belgelerne ve inceleme ça lışması yapmak. Bu çalışmanın sonuç içeriğinin, 1 9. yüzyı l istanbul m imarlı k ortam ının de ğerlendiril mesine önemli katkı sağlama sı hedefleniyor" ded i .
Kasım 2010
Pad iş a hın Mimarı Batur araştırmaların bir kısmını i ngiliz arşivlerinde yapacakların ı , Osmanl ı arşivlerinde ise ş u ana kadar 489 belgeye ulaştıklarını beli rterek, " Smith, istanbul'a Abdülmecid zamanında gel miş bir m imar. Padişahla iyi geçindiği biliniyor. Öyle ki, italya'da Osmanl ı ' n ı n başkonsolosu olarak görev b i l e yapmı ş . Sultanın gittiği Beyoğlu'ndaki Naum Tiyatrosu ' n u yenilemiş. Birçok esere imza atmış. O nedenle önemli m imar lardan biri ancak hakkında çok az şey biliniyor" diye konuşuyor.
W. J . Smit-h ' in b i l i n e n ya pıla rı •
•
•
•
•
•
•
•
•
ingiliz Büyükelçilik binası (Balı kpazarı Beyoğlu): ingiltere'nin istanbul Konsolosluğu olarak kullanılıyor. St. Helena Şapeli (ingiltere istanbul Başkonsolosluğu için de) ingiliz Gemicileri Hastanesi ve ingiliz Konsolosluğu (Kuledibi): Mevcut değil . ingiliz Konsolosluk Hapishanesi (Kuledibi): Beyoğlu Hastanesi Kad ın Doğum Bölümü olarak kullanılıyor. Mecidiye Kışiası (Taşkışla): iTÜ M imarlı k Fakültesi olarak kullanıl ıyor. Tophane-i Amire Hastanesi (Gümüşsuyu): G ümüşsuyu Askeri Hastanesi olarak kullanı lıyor. Tophane Kasrı (Tophane): MSGSÜ Meslek Yüksekokulu ve Sanat Tarihi Enstitüsü olarak kullanılıyor. Kış Bahçesi-Camlı Köşk ve Alay Köşkü (Dolmabahçe Sarayı içinde, Beşiktaş): Daimabahçe Sarayı Müzesi'ne dahil. Deniz Hst. (Kasımpaşa), ibrahim Ethem Paşa Konağı (Kantarcılar) : Mevcut değ i l .
W. J. Smit-h ' in yenileme çalışmala rı •
•
Selimiye Kışiası (Üsküdar): Kışla olarak kullanılıyor. Naum Tiyatrosu (Beyoğlu) : Mevcut değil.
Tü r kiye ' n i n E n Pa h a l ı 5 0 0 Da i r e s i i ç i n 3 B i n Ki ş i M ü r a c a a t- 't a Bulundu Tarih: 9 Kasım, Zaman YAZAN: ARiF BAYRAKTAR
istanbul ' u n en değerli arsasına inşa edi len ve sadece 1 + 1 daireleri 1 m ilyon 1 00 bin dolar olan Zorlu Center'daki 584 daireye iki hafta içinde 3 bin kişi başvuruda bulundu. Başvuruları hala almaya devam et tiklerini beli rten yetkililer, günde 50'ye yakı n müşteriyle görüşme yaptıkların ı açıklad ı . Türkiye'de ilk kez konut, alışveriş merkezi, otel, kültür merkezi ve ofis olmak üzere 5 fonksiyon lu bir kompleks olarak inşa edilen ve tasarı m ı ile Dünya M imarlık Festivali'nde finale kalan Zorlu Center'a jürilerin ilgisi de büyük . Zorlu Gayrimenkul Başkanı Mesut Pektaş, yapıyı daha çok kamusal alan şeklinde tasariadı kları nı ve ulaşım so rununu 30 m ilyon dolarlık ek yatırımla çözecekleri için ilgi odağı olan projenin iki yıl içinde tamamlanacağ ı n ı beli rtiyor. Kaba inşaatın yanında ince i nşa ça lışmaları da başlamak üzere olan komp lekste çal ışan sayısı kısa süre sonra üç katına çıkarak 4 bin 500'e ulaşacak. Zorlu Center'daki 584 daire için 3 bine yak ı n talep topladıklarını açıkla yan şirketin Genel Müdür Yardımcısı Meh met Ever de günde bir satış sorum lusunun 5-6 talep aldı ğ ı n ı , bu depart manda toplam 8 kişinin çalıştığını ifade ediyor. Metrekare fiyatları 9 bin 500 ile 1 8 bin Dolar arasında değişen rezidanslar, 1 1 8 metrekare ile 738 metrekare ara sında çeşitl i l i k gösteriyor. Bin 350 met rekare büyüklüğündeki Penthouseların fiyatı ise 24 milyon doları buluyor. Metrekare fiyatı 25 bin dolar olan bu alanlara da yerli ve yabancılardan talep geliyor. M erkezde yaklaşık 200 de dükkan bulunuyor. Zorl u Holding ve Zorlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu, bunların hepsinin sadece kiralanabileceğini ifade ediyor.
içinde biri 2 bin 300, biri 700 kişilik iki ayrı tiyatro salonu bulunacak merkez tamamlandığında 2 , 5 milyar dolar har canmış olacak. Zorlu Gayrimenku l ' ü n ödüllü projesi Zorlu Levent hakkında da bilgi veren Zorlu Gayrimenkul G rup Başkanı Mesut Pektaş, burada fiyatların üst sı nırları zorlayacağı n ı düşünüyor. Pektaş, hiçbir ofisin satılmayacağ ını , sadece kiralanabileceğini kaydediyor. Projenin m imarlarından Mehmet Ever, komplekste tek ve çift katiara ayrı asan sörlerle hizmet vererek hem yüzde 40 daha az asansör, hem yüzde 40 daha kısa sürede ulaşım tasarrufu sağlaya cakları nı belirtiyor. Komplekste bir katın tamam ı n ı kira lamak isteyenlerin olduğunu ifade eden Evin , bunların bir kısmının Türkiye'ye ilk kez girecek ciddi Avrupalı şirketlerden oluştuğunu, bazılarının ise büyürnek isteyen yerli firmalar olduğunu söylüyor. 2013 'te tamamlanacak Zorlu Levent ' te metrekare fiyatı 55 dolar olacak. Şirketin bir diğer projesi ise Zorlu Konak. izmir'deki bu projeye arazi hariç 1 20 milyon Dolar yatıracaklarını söy leyen Emre Zorlu, "Zorlu Konak'ta da proje çal ışmaları devam ediyor. Orası ticari fonksiyonlada desteklanmiş bir konut projesi olacak," bilgisini veriyor.
T u z amba r ı D ü n y a Bi ri n c i s i Ta rih: 9 Kasım, Radikal
Erginoğlu&Çalışlar M i marlık tarafından 1 70 yıllık eski bir depodan dönüş türülan DDB Medina Turgul reklam ajansının Kasımpaşa'daki ofisi Tuz Ambarı, Barcelona'daki Dünya M i marlı k Festivali ' nde dünyanın en i y i "eski/yeni yapı"sı seçildi. Böylece ilk kez Türkiye'den bir mi marlı k ofisi, Ünlü mimarlı k dergisi The Architectural Review tarafından dünya genelinde nitelikli m imari projeleri ödül lendirmek amacıyla düzenlenen festival de ödül almış oldu. 1 .300 ' ü aşkın baş vurunun olduğu festivalde 14 ayrı kate goride finale kalan 236 m imar, büyük jüriye sunum yaptı. Kerem Erginoğlu ve Hasan Çalışlar, "Bu Türkiye'de geliş mekte olan mimarlık kültürüne verilmiş bir ödüldür," dedi.
Kasım 201 0
J ü ri ödül gerekçesinde Tuzambarı ' n ı n diğer m imarlara örnek mükemmellikte bir dönüşüm projesi olduğunu belirtti.
itibarıyla alışveriş merkezi tasarımı nda göz önüne alınması gereken başlıca faktörleri tespit ettiklerini söylüyor. Bu amaç doğrultusunda bazı alışve
Te kel' in Deposuydu
riş merkezlerinin yetkilileri ile ve tasarım aşamasında olan AVM projelerinin m ü hendis v e m imarlarıyla da görüştüklerini ifade eden Fidanoğlu, AVM ' Ierin tasa rım aşamasında yapı lması gerekenleri de tespit ettiklerini belirtiyor. Fidanoğl u , " Temizlik konusunda müş terilere istenilen temizlik düzeyini sağla yabilmek için öncelikle tasarım aşama sında yapılması gerekenler var. Zemi n , tavan, dekorasyon malzemeleri gibi tasarı mda kullanılan hemen her mal zemenin seçiminde kolay kir tutmayan ve çabuk tem izlenebilen malzemelerin tercih edilmesi uzun ömürlü bir çözüm yolu sağlayacaktır," diyor. Yeşim Ersoy, projeyi geliştirirken bizzat müşterilerle, özellikle anne-baba lada görüştüklerini söylüyor. Alışveriş merkezlerinin tasarımların ı n müşteriyi ç o k etkilediğine dikkat çeken Ersoy, "G üven lik konusunda en çok anne-babalar hassasiyet gösteriyor. Ayrıca anne ve babalar için restoran ve çocuk oyun alanı çok öneml i . Ferah lığın sağlanması için de tavan yükseklikleri iyi ayarlanı p mümkün olduğunca yüksek tutulmaya çalışılmalı." diye konuşuyor. Farklı kapasitelerde sinema salonları-
Geçen y ı l Erginoğlu & Çalışlar'a U l usal Mimarlık Ödülü'nü de kazan d ı ran Tuzambarı , 1 70 yıllık geçmişiyle istanbul'un endüstriyel geçmişinin izlerini taşıyor. Tüm mimari özellikleri korunarak cam ve çelik konstrüksiyon lada yeniden tasarlanıp reklam ajansı na dönüştürülen yapı , inşa edildiği dönem de i stanbul'un limana bağl ı endüstriyel bölgesinde Tekel ' e ait bir depo olarak kullan ı l ıyordu.
AVM ' l e re Ra ğ b e t- i n S e b e b i Temi z l i k Tarih: 1 O Kasım, Zaman
YAZAN: AYŞE TOSUN
Son yılların en gözde tüketim mekanları alışveriş merkezlerine rağbetin temel nedeninin temizlik olduğu ortaya çıktı. Farklı marka ve ürünü aynı yerde bula bilme imkan ı , alışverişin yanı sıra eğ lence, yemek yeme gibi i mkanlada da aynı alan içinde müşteriye hizmet veren AVM ' Ier tüketicilerin gözde mekan ı . Kı rıkkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği son sınıf öğrencileri Bahar Fidanoğl u , Yeşim Ersoy ve Berna Çiftçi "AVM ' Ier için M üşteri Öncelikli Tasarım Rehberi" isimli bir proje geliştird i . Bu çalışmada yaptıkları tespite göre halkın AVM ' Iere ilgi gösterme sebeplerinin başı nda "temizlik" geliyor. AVM ' Iere olan ilgide ikinci sırayı "eğlen ce", üçüncü sırayı ise "güvenlik" al ıyor. Öğrencilerin farklı yaş gruplarından ve farklı kesimlerden 90 müşteri üzerin de uyguladıkları ankette alışveriş mer kezlerinde ziyaretçi lerin önem verdiği hususlar şöyle sıralandı : Temizlik yüzde 2 2 , 2 , eğlence alan ının varl ığı yüzde 1 3 , 3 , güvenlik yüzde 1 2, 2 , u laşım yüzde 1 1 , kate-restoran alanı yüzde 7,8, fe rahlık yüzde 7,8 , çocuk oyun alanlarının varlığı yüzde 6,7, sigara içme alanları nın varlığı yüzde 6 , 7, havalandırma yüzde 5 , 6 , otopark yerleşi m i yüzde 5,6 ve ışık landırma yüzde 1 . Endüstri M ühendisliği 4 . sınıf öğren cisi Bahar Fidanoğlu, projenin konusu
nın mutlaka alışveriş merkezlerinde bu lunması gerektiğini dile getiren Berna Çiftçi ise müşteri memnuniyetini sağla mak için açı k otopark imkan ının olması gerektiğini kaydediyor. Özellikle yemek kokularının önüne geçebilmek için kate-restoran katiarına iyi bir havalandırma sistemi kurulması gerektiğini anlatan Çiftçi, " Eğer müm künse bu bölü mler en üst katta olmal ı . Düzenli bir ışıklandırma için d e önce l ikle gözü yormayan ışıklar kullanılmal ı , bunun için de ışığın, rengi i y i seçilmeli," diyor.
Gay r i me n k u l S e k t- ö r ü n ü n De v l e r i A r k i PARC 2 01.1. ' de Ye n i d e n Bi r A raya Ge l i y o r Tarih: 1 2 Kasım
Kentleşmenin en önemli aktörlerinden biri olan gayrimenkul sektörü, ArkiPARC 20 1 1 buluşması ile yeniden bir araya geliyor. Arkitera M imarlık Merkezi 'nin " Kentsel Kalite için Diyalog" ana teması ile 30 - 3 1 Mart 201 1 tarih-
C'll
Kası m 2010
ARKiPARC'll Gayrimenkul Ödülü 2011
Başvuru Tari h i 0ca k 20 1 1 �"
önde gelen isimlerinden oluşturulan ArkiPARC 20 1 1 Danışma Kurulu; Firuz Soyuer, Avi Alkaş, Barış Yılmazkaya, Zafer Baysal, Emre Çamlıbel, Enis Öncüoğl u , Ertun H ızıroğl u , Güniz Çelen, Haluk Sur, i lhami Akku m , Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, N iyazi Vural, Ramadan Kumova, Tavit Köletavitoğlu, Tevfik Türe! , Turgay Tanes ve Uğur Dumankaya'dan oluşu yor. 30 - 31 Mart 201 O tarihleri arası nda gerçekleştirilecek ArkiPARC 201 1 da hil i nde düzenlenecek panel lerin, daha nitelikli fiziksel çevrelerin oluşturulabil mesi için makro ölçekten m ikro ölçeğe kentsel kaliteyi ilgilendiren tüm alanları kapsaması planlanıyor. iki farklı günde, üç farklı alandan ko nuşmacının da ağırlanacağı etki nlik, 30 Mart Çarşamba akşamı düzenlenecek ve farklı alanlarda ödüllerin sahiplerini bulacağı Gayrimenkul Ödülleri törenine de ev sahipliği yapacak. ArkiPARC 201 1 'de katılımcılar, gayri menkul, kamu ve inşaat sektörü içindeki yeni rollerini ve olası işbirliklerini keş fetme şansını yakalarken, Dünya'da ve Türkiye'de güncel kentsel ve yapı ölçe ği ndeki güncel sorunları tartışacaklar. Spansorluk görüşmelerinin sürdü ğü ArkiPARC 201 1 katılımcıları ayrıca, kamu sektöründeki yetkililerle bir araya gelerek projelerini etkili bir kitleyle pay laşma olanağı da bulabilecekler.
ArkiPARC Gay rimen ku l Ö d ülü 201.1. H a k kında
leri arasında istanbul, Fulya Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştireceği ArkiPARC 201 1 , gayrimenkul sektörü ve kamu arasında bilgi paylaşımını sağlayan kapsaml ı bir platform olmayı hedefliyor. " Daha kaliteli olanı elde etme" motivas yonunun hep birlikte sahiplenilmesi için, imar faaliyetlerinde rol sahibi olan tüm
aktörlerin bir arada sorun ve çözümleri paylaşacakları ArkiPARC 201 1 gibi buluşmaların önemli payı bulunuyor. ArkiPARC 20 1 1 etkinlik programının oluşturulmasında inşaat, gayrimenkul ve m i marl ı k sektörlerinin önde gelen kurum ve kişileri ile işbirliği yapıl ıyor. ilgili dernek, kurum ve odaları n yö netim kurulu üyeleri ve bu sektörlerin
ilk kez ArkiPARC 2008 kapsamında verilen Gayrimenkul Ödü l ü ' n ü n ikincisi için süreç başlad ı . 3 0 - 3 1 Mart 201 1 tarihleri arasında " Kentsel Kalite için Diyalog" teması altında düzenlenecek ArkiPARC 201 1 kapsamında sah iplerini bu lacak ödül ile fiziksel çevrenin niteliğinin iyileştirilme sine katkı sağlayan kişi ve kurumların onurland ı rı lması ve bu sayede benzer yatırımların gelişmesinin teşvik edilmesi amaçlanıyor. Son başvuru tarih i 31 Ocak 201 1 olan ödül, Konut, Ofis, Otel, Alışveriş Merkezi, Alternatif Yatırımlar ve Karma Kullanım olmak üzere toplam altı kate goride " proje" üzerinden geliştiriciye veriliyor.
Kasım 201 0
Ç?oğ a n ' ı n Um r a n i y e Ara z i s i n de P l a n Değ i ş t- i Tarih: 1 2 Kasım, Akşam
YAZAN: ERCAN SARIKAYA
istanbul Büyükşehir Belediyesi, üç yıl önce 15 araçlık toplu taşıma peron yeri, bin 200 araç kapasiteli otopark, bir taksi durağı karşılığı nda transfer merkezi alan ını alarak yaklaşık 200 m ilyon Dolar'lık jest yaptığı Aydı n Doğan ' ı n Ü m raniye Tepeüstü' ndeki arazisinden transfer merkezini kal dırd ı . Doğan' ı n arazisine verilen rezidans, alışveriş merkezi ve otel fonksiyonları da iptal edildi. Böylece araziye sadece 20 bin metrekare konut, park ve aktarma alanı yapılabilecek.
İnşaat- 3 , 5 Kat Art-mışt-ı Eski plana göre arazin i n altından 5 katlı metro istasyon u geçecek, yerin altındaki 3 kat da otopark ve otobüs durakları olacaktı. Doğan'a da metro istasyonundan çıkıştaki çarşıların mülkiyeti verilecek ve bunun karşılığında Doğan da 1 5 araçlık taşıma peron yeri , bin 200 araç kapasiteli otopark ve taksi du rağ ı n ı ücretsiz yaparak belediyeye verecekti.
"Bü y ü k l e r List-e s i" n d e n Düşt-ü ! Morgan Stanley ' i n 49 ülkeye ait hisse senetlerinin yer aldığı MSCI Endeksi' nde Doğan Holding, büyük ölçekli şi rketler l istesinden çıkarılır ken , küçük ölçekli şirketler l istesine eklendi . Değişiklikler 1 Aralı k tarihin den itibaren geçerli olacak. Doğan Holding hisseleri son dönemin en çok konuşulan ve en çok işlem gören hisselerinden. Bunun nedenleri arasında, Doğan Yayı n Holding'e kesilen vergi cezala rına ilişkin açıklanan kararlar, Petrol Ofisi hisselerinin O M V 'ye satışı ve grup içinde yer alan bazı medya şir ketlerin i n satış sürecine ilişkin haber ler yer alıyor.
Ö n c ü o ğ l u + ACP M ima r l ı k Ta r a f ı n d a n Ta s a r l a n a n S t" a r c i t" y Al ı ş v e r i ş Me r k e z i MAPIC 2 01. 0 .. Od ü l l e r i n d e F i n a l e Ka l d ı Tarih: 22 Kasım
M A P I C 201 0 kapsamında verilen MAPIC " En iyi Alışveriş M erkezi" ödüllerinde Öncüoğlu+ACP M imarlık tarafından tasarlanan Starcity Alışveriş Merkezi uluslararası jüri tarafından finalist olarak seçi ldi. Starcity projesi Ekim ayında Cityscape G lobal 2 0 1 0 M imarl ık ödül lerinde de finale kalm ı şt ı . Atatürk Havalimanı, E - 5 , TEM v e sahil yolunu birleştiren Basın Ekspres Yolu üzerinde konum lanan Starcity Alışveriş
Ci" :ı> Ci" 3 c. lll CD< (') lll c. c. ... !!!. lll iil .. :; c. lll
�
�
M erkezi 1 5 N isan 201 0'da kullanıcı lara kapılarını açt ı . Starcity, Bas ı n Ekspres Yolu çevresinde yak ı n dönemde inşa edilen projelerden, kütle organizasyonu ile birlikte 3 farklı kattan giriş imkanı sağla ması, iç mekandaki sıcaklığı ve canlılığı ile farklılaşıyor. Outlet merkezi olarak planlanan pro jenin ana omurgasını merkezdeki eliptik atriyum oluşturuyor. Bas ı n Ekspres Yolu tarafından kulla n ıcıları karşılayan ana giriş eliptik atri yum ile arkadaki girişe bağlanıyor. Mağazalar ana atriyum ve bu atri yuma baglanan diğer iki koridor/galeri çevresinde planlanmış. Arka girişe çok yakı n konumlanan metro durağı ile kullanıcılar merkeze rahatça ulaşabiliyor. Projenin outlet merkezi olarak plan lanması nedeniyle kullanıcı lara ferah ve rahat bir mekan sunmak için iç mekan doğal ve sıcak malzemeler ve can lı renklerle tasarlanmış.
Kasım 201 0
Ke n d i Ya p-t ı k l a r ı Bi nada Ok uyo rla r
Tarih: 22 Kasım, Milliyet Cumartesi YAZAN: BANU ŞEN
izmi r Ekonomi Ü niversitesi'nin Güzel Sanatlar ve Tasarı m Fakültesi, hem tasarımına hem de i nşaatına öğrencile rin aktif olarak katıldığı yen i binasında eğitim veriyor. O nlar bu binada derslere girmeyi, sı nav olmayı, ders d ışında vakit geçirmeyi
izmir Ekonomi Ü niversites i ' n i n Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi ' n i n (GSTF) yen i binasını öğrenci v e akade misyenlerin de içinde bulunduğu büyük bir çalışma ordusu tamamlad ı . Altı ayda bitirilen yen i bina; tasarımın dan, yapı m aşamasına, yönlendirme tabelalarından, sınıf düzenlerine kadar GSTF öğrencilerin i n desteği ile oluş turuldu. Balçova'ya sırtını dayayan kampüste öğrencilerin yaratıcıl ı kları n ı sonuna kadar sergiledikleri geniş alanlar bu lunuyor. Camlardan birine astıkları
" Öğ re n c i l e r Çılgın Bir Bina Ya pt-ı" Ekrem Demirtaş ( i zmir Ticaret Odası Başkanı ve i zmir Ekonomi Ü niversitesi Mütevelli Heyet Başkanı)
Yeni bir bina g ündeme geldiği andan iti baren " Projeyi öğrenciler yapsın çünkü o binada, orada onlar yaşayacak" de d i m . ilk başta biraz çekingen davransa lar da, " Yanlış olursa da düzeltilir" diye cesaret verdim. Çılgın bir bina yaratıldı. Bina ile ilgili en küçük detayı dahi sürekli öğrenciler, hocalar birlikte tartı şarak olgunlaştırdık. Benim işlerimden birisi de inşaatçılıktır. izmir'de sayısız bina, işyerleri, siteler yaptım. Bu yen i binamızın planları n ı n hazır lanması nda, i nşa edi lmesinde bu 35 yıllık i nşaat dene yimini hocalarımız ve öğrencilerimizle paylaştı m . Öğrenci v e hoca ların yaratıcı lıklarını ortaya koyabilmeleri için onları mümkün olduğunca özgür bıraktık.
Minimum E n e rj i
deli gibi seviyor. Bahçesinden, atölyelerinden, yarı açı k amfilerinden kopamıyorlar. Hatta belki neredeyse geceleri bile kalmayı isteyecek kadar tutkulular fakülte bina ları na. Herkes okulu nu, hele ü niversitesini sever ama onların sevgisi daha başka. Akşama doğru gezdiğimiz dersliklerin her birinde harıl harıl, güle oynaya ça lışıyorlar. Balçova'daki yapı n ı n plan proje sinden harcına onların emeği, izi var çünkü . . . izmir Ticaret Odası Vakfı ' n ı n kurduğu
afişteki " Life is our project" (Hayat bizim projemiz) sözüyle uyumlu her şey! Açı lış için yüzlerce elmayı asıp hoş bir dekoru oluşturan da onlar, sonrasında yiyip bitiren de! Çalışmalar sırasında profesyonel de neyimler de yaşam ışlar. Amerikalı grafik tasarımcı David Gibson üniversitenin konuğu olarak gelmiş ve Türkiye'de işaret ve yönlendirme sistemlerini de ğerlendirmiş. Sonrasında da Görsel i letişim Tasarımı Bölümü öğrencileriyle birlikte üç gün binanın işaretlendirme ve yön lendirme sistemleri konusunda çalışmış.
Binanın tasarımında öğrenci ler bizzat kendileri çalıştı. (iç m imari ve endüstri tasarımı öğrencileri gibi) Binanın içi ham betondan oluşuyor. Üzerine yapı malzemesi kullan ılmadı. Fayans, seram ik gibi bir madde yok . Özel tasarım yapıldığı için yazın do ğal bir klima etkisi oluşuyor. Doğal bir havalandırma sistemi var. Dışı tamamen özel camlarla kapl ı . Güneş ışığından en fazla derecede faydalanarak enerji tüketi minin en az seviyede tutulması plan landı. i k i adet özel açı k hava amfisi var. Öğrenciler havanın uygun olduğu gün lerde bu amfilerde açık ve temiz havada ders yapabilecek.
Kasım 2010
E RA Ş e h i r e i l i k M ima r l ı k Mü ş av i r l i k T h e S t" h C h i n a I n t- e r n a t- i o n a l A r c h i "t e c "t u r a l E x p o y a Kat- ı l d ı
Plaza ile ilgili, Tsinghua Ü niversitesi M imarl ı k Fakültesi ve Chinese & Overseas Landscape dergisi, A+U der gisi editörleri, Ali H ızıroğlu ile söyleşi gerçekleştirdi .
ll
Çağ ı n Dö n ü m ü n d e B i r Mima r ! C l eme n s H o l z me i s "t e r
11
Tarih: 22 Kasım
ERA Şehireilik M imarlı k M üşavirlik, Çin M imarlar Odası ve Çin Yapı&Malzeme Birliği tarafından 20-23 Ekim 201 O tarihleri arasında düzenlenen "The 5th China I nternational Architectural Expo"ya katıldı. Etkinlikte, Türkiye Cumhuriyeti Pekin Büyükelçisi M u rat Salim Esenli, Çin M imarlar Odası Başkanı Song Chunhua, U lA Başkanı Kazuo lwamura, HongKong M imarlar Odası Başkanı Martin Tam Tin Fong ve diğer yerel enstitü başkanları da yer aldı . Fuarın ana temalarından " Düşük Karbon Salınımı ve M i mari Çözümler" başlığı altında düzenlenen panele Ali H ızıroğlu konuşmacı olarak katıldı . Panelin diğer konuşmacıları arasında Shanghai Expo 201 0 isviçre pavyonu tasarımcısı Buchner Brundler Architects ve G raft ' ten G regor Hoheisel de bulunuyordu.Yine ERA Şehireilik M i marl ı k M ü şavirlik tarafından gerçekleştirilen Starmall Shenyang
iii
�
Tarih: 22 Kasım
Editörlüğünü Aydan Balamirlin yaptığı ki· tap, 2001 -2005 yılları arasında Ankara, :!!! istanbul, Viyana ve Sao Paulo'da gös '2 terime giren " Ciemens H olzmeister: � � Tarihin Dönüm Noktalarında bir M imar" =ı başlıklı serginin görsel malzemesi ve � metinlerinin genişletilip, araştırma ma ,E;ID kaleleri eklenmesiyle oluşturuldu. � Türkçe ve ingilizce olarak iki dilde anlatımı olan eser, müthiş bir görsel � :g zenginlikle okuyucuyla buluşuyor. .!!! 379 sayfalık sunumda Clemens :. .. Holzmeister'ın hazırladığı projelerin � c .. eskizleriyle birlikte varoluş hikayeleri de "C yer al ıyor. .E � Kişiye özel sertifikası ve kutusuyla � çok değerli bir hediyeye de dönüşen ll.. eser, sadece mimarl ı k mesleğine ilgi ·iii EN duyanlara değil, aynı zamanda modern Ci Türkiye'nin kuruluşunda önemli yeri olan :; m imari projelerin merakll larına da hitap ; ediyor. � :c
�
ü
�ğ a H a n Od ü l ü ' n ü Ka z a n a n l a r �e l l i Ol d u , Be ş Od ü l d e n B i r i E m r e A r o l at" M ima r l ı k ' a Ve r i l d i Tarih: 24 Kasım
1 97 7 yılında Ağa Han tarafından, Müslümanlar'ın kaydadeğer oranda varlı k gösterdiği toplulukların yapılı çev relerindeki mimarl ı k ve diğer m üdahale biçimlerindeki kusursuzluğu tanımak ve desteklemek üzere başlatılan Ağa Han M i marlık Ödülü 24 Kasım'da islami Sanatlar M üzesi ' nde yapılan bir törenle sahiplerini buldu.
Öd ü l Ala n la r201.0 Büy ü k J ü r- i s i t-a r-afın d a n s e ç i l e n b e ş p r-oj e : •
• • • •
Wadi Hanife Sulak Arazisi, Riyad, Suudi Arabistan Tunus Hipermerkezinin Canlandı rılması, Tunus Madinat AI-Zahra M üzesi, Cordoba, ispanya ipekyol Tekstil Fabrikası, Edirne, Türkiye Köprü Okul, Xiashi , Fujian, Çin, oldu.
Ödül töreninde Ağa Han, Profesör Oleg G rabar' a yaşam boyu islam Sanatı ve M i marl ığı alan ı na olan katkı ları nın takdiri olarak Başkanın Ödülü'nü de verildi. Başkanın Ödülü, Büyük J ü ri ' n i n değerlendirme kapsamı dışında kalan başarıları onudandırmak ve seç kin m imar ve akademisyenlerin yaşam boyu başarı larını tanı mak üzere baş latıldı. Bu ödül, daha önce sadece üç etkinlikte sunuldu. Kazanan projeler, Büyük J ü ri tarafın d a n 2 0 1 0 Mayıs ayında açı klanan v e 1 9 projeyi kapsayan kısa listeden seçildi. 201 O Ödülü için değerlendirilmek üzere toplam 401 proje sunuldu. Büyük J üri açı klamasında, projeleri seçerken mer kezdeki kaygılarının kimlik ve çoğulluk
Kasım 2010
Ödül, Ağa Han tarafından görevlen dirilen bir Seçici Kurul tarafı ndan yöne tiliyor. Seçici Kuru l ' u n bu dönemki üye leri aşağıdaki isimlerden oluşuyordu: • Ağa Han (Başkan) • Mohammad ai-Asad (Kurucu & Başkan, Yapı l ı Çevre Çal ışmaları Merkezi, Ü rdün) • Homi K. Bhabba (Beşeri Bilimler M erkezi Yöneticisi, Harvard Üniversitesi, ABD) • Norman Foster (Kurucu ve Başkan, Foster and Partners, Birleşik Kral l ı k) • Glenn Lowry (Di rektör, Modern Sanat M üzesi, New York, ABD) • Rahul Meh rotra (Yönetici, RMA M i marlık, Hindistan) • M ohsen M ostatavi (Tasarım Yüksek Lisans Okulu Dekanı , Harvard Ü niversitesi, ABD) • Farshid Moussavi (Partner, Yabancı Ofis M imarları , Birleşik Krallık) • Han Tümertekin (Yönetici, M imarlar Tasarim Danismanlik Ltd, Türkiye) • Farrokh Derakhshani Ödül'ün Direktörü. konuları ve bunların giderek küreselle şen bir dünyadaki kesişimieri olduğunu belirtti. Kazanan projelerdeki cömert ve çoğulcu bakışa ve hem M üslümanların
çoğunlukta olduğu yerlerde hem de azınlıkta oldukları toplumlardaki yapı l ı çevre kalitesinin yükselmesinde ayna d ıkları dönüştürücü role d ikkat çekti.
Kaz a n a n Proj eler Kazanan 5 proje, mimarları, yatırım cıları ve jüri değerlendirme açı klamaları şu şekilde:
Kasım 201 0
Wad i H a n ife Sula k Ar-a z i s i Riyad , Su u d i Ar-a bist-an
J ü r-i Değe r-le n d i r-mesi
Plancılar: M oriyama & Teshima Plancılık Limited & Buro Happold ortak girişimi işveren: Arriyadh Geliştirme Yüksek Kurulu/Arriyadh Geliştirme M üdürlüğü
istimlaka ve toplumu kaynaklarından mahrum bırakan diğer pratiklere kurban gitmesine tanı k olan hızlı kentsel geli şim gelgitini tersine çevirmektedir.
B u proje müslüman dünyasının birçok şehrindeki kamusal alanların
Wadi Hanifa Sulak Arazisi projesi anlam lı bir ekolojik kentsel gelişim alter natifi teşkil etmektedir. Kentleşme sürecinde tehlikeli bir çöp sahası haline gelmiş - başkentin yüzün de bir yara olan - doğal bir fenomenin nasıl sosyal değerlere karşı duyarlı bir planlama ve altyapı bazlı yaratıcı peyzaj çözümleri ile dönüştü rülebildiğini gös termektedir. Ödül projenin sürdürebilir bir çevre oluşturmadaki vizyonu ve istikrarının takdiri olarak verilmiştir. Peyzajı ekolojik bir altyapı olarak kullanarak, proje, doğal sistemlerinin kapasitesini kirli suyu temizlemek, sele sebep veren doğal kuvvetleri ıslah etmek, biyoçeşitlilik için habitatlar sağ lamak ve rekreasyon , eğitim ve estetik amaçlı deneyimlere olanak yaratmayı da içine alan birçok hizmeti sağlayabilmesi için iyileştirmiş ve geliştirmiştir.
Tu n u s Hipe r-me r- ke z i Canlan dır-ma Pr-oj e s i Tu n u s , Tu n u s
Pr-oj e Açı k laması Suudi Arabistan Kral l ı ğ ı ' n ı n Najd Platosu ' n u n ortasında konumlanmış olan Wadi Hanifa (veya Hanifa Vadisi) 4000 kilometre karelik bir alan için doğal bir su drenaj kanalı ve bulundu ğu kurak bölge için eşsiz bir coğrafi öge olarak Riyad'a yakın en uzun ve en önemli vadidir. Yakı n zamana kadar, vadinin birçok kısmı agresif ve çevresel olarak tahrip edici bir tutum la istismar edilmiştir. Wadi'nin kaynakları ve çevre sinde yaşayan insanlar arasındaki den geyi iyileştirebiirnek çabasıyla Arriyadh Geliştirme M üdürlüğü geniş kapsaml ı b i r strateji oluşturarak; Wadi Hanifa'yı çevresel , rekreasyonel ve turistik bir kaynak olarak restore etmek ve geliş tirmek için bir i ş programı uygulamıştır. Şu ana kadar proje işleri; peyzaj ı n tanıtılması, doğal çevrenin korunumu, Riyad halkı için rekreasyonel alanlar yaratılması, vadideki tarım alanının iyileştirilmesi ile kırsal ve kentsel alan larda yaşayanlara ekstra su kaynakları sağlayacak olan çevreye duyarlı bir atıksu arıtım tesisinin yapılmasını kap samaktadır.
Bu durum istisnasız olarak her sefe rinde çevresel değerler ve hassas eka sistemler pahasına gerçekleşmektedir.
M imar: Association de Sauvegarde de
la Medina de Tunis i şveren: Tunus Belediyesi
Kasım 2 0 1 0
Proj e Açıklaması Kuzey Afrika şehirlerinin 1 9 . v e erken 20. yüzyıldan m imari mirası, Akdeniz'in kuzey ve g üneyi arasındaki önemli bir kültür alışverişine işaret etmektir. Bu m i ras çoğu nlukla eski medinalara (Bir Kuzey Afrika şehrinin Avrupalı olmayan kısmı) yakındır ve bu bölgedeki tarihi merkezlerin canlandırılması uğraşı nda sıkça ihmal edilmektedir. Tunus'un Fransız h imayesinde olduğu dönemde i nşa edilen, Ville Nouvelle bölgesi eski medina kent dokusundan, şehrin ka rakterini değiştiren grid bir plana geçiş yapmıştır. Association de Sauvegarde de la Medina de Tunis (AS M) tara fından tasarlanan ve hayata geçirilen canlandırma plan ı , Bourguiba ve Fransa Caddeleri etrafı ndaki kamusal alanları yeniden yapı landırarak onları başlıca yaya yolları haline getirmiştir. Tunus Belediye Tiyatrosu, Merkez Çarşısı, Eski idari Mahkemesi ve Saray Tiyatrosu gibi önemli yapıları da l iste leyip, restore ederek tekrar kullan ıma açılmalarını sağlamıştır. ASM halen aktif olarak, koruma projeleri üstlenmek isteyen kamu ve özel sektörde çalışan kurum ya da kişilere, genel bir kalite düzeyini temini ve hissedarların hedef lerinin karşı lanabilmesi için rehberlik etmeye devam etmektedir.
yakın tarihine dair daha zengin ve incelikli bir anlayışı beslemiştir. ASM gibi alçakgönüllü şartlara sahip, işine tutkuyla bağ l ı bir organizasyonu n , eski şehir merkezinde daha önce yaptığı koruma projesinden elde edilen teknik bilgiyi H i permerkeze aktarma süreci de aynı şekilde etkileyicidir. Bölgedeki mevcut işletmelerin bu canlandırma projesinden fayda sağlayabilmeleri ve sürecin sürdürülebilir olmasını temin edebilmek için yerel halkla proje boyun ca iletişim içerisinde olunm uştur. Bu çabalar, projenin yeni l i kçi finansmanın da ve restorasyon işlerini üstlenen yerel ustaların eğitilmesinde yansımalarını bulm uştur. Sömürge dönemi boyunca birçok M üslüman ülke, çoğu n lukla ra dikal fikirler üzerinde çalışan Avrupalı genç m imarlar için, modernist de neyselliğin odak noktaları olmuşlardır. Tunus H i permerkezi canlandırma pro jesinin duyarlı l ı ğ ı ve hırsı, günümüzde nasıl aynı M üslü man ülkelerin modern mirası korumakta eşit derecede yenilik çi ve etkili bir rol oynayabildiğini göster mektedir.
Madinat" al-Za h ra M ü z e s i Cordoba , İspa nya
Proj e Açıklaması 1 0 . yüzyıl saray şehri Madinat ai Zahra en önemli erken islami arkeolajik sahalardan biri, Batı Avrupa'daki ise en kapsamiısı olarak kabul edilmektedir. Sahadaki kazılar halen sürmektedir. M üze, araziyi değerlendirmek ve arke olajik bulguları sergilemek için olduğu kadar bir eğitim ve araştırma merkezi ve arkeolajik takımın merkez bürosu olarak hizmet vermek için de tasarlan mıştır. M i marlık ofisi N ieto Sobejano tarafından hazırlanan sade ve incelikli bir tasarım olarak, müze kompleksi kusursuz bir şekilde araziye ve ken disini çevreleyen çiftlik alan ına uyum sağ lamıştır - duvarların oluşturduğu dikdörtgenler, teraslar ve ekilen bitkiler, beraber bakıldığında, bir yapıdan çok peyzaj ı ndı rmaktadır. M imarlar müze topraktan açığa çı karılmayı beklermiş cesine, kazı sonucu ortaya çıkarılmış üç yapının zemin kat planları nı tasarımın başlangıç noktası olarak almı şlardır. M üzede ziyaretçi ler bir sıra örtülü alan ve boşluklardan yönlendirilmektedir. Başlıca kamusal fonksiyonlar, arkeo lojik alanda ve Cordoba' nın eski şehir bölgesi nde bulunan bir formdan yola çı karak, geniş bir terası çevreleyen
J ü ri Değe rlen d i rmesi Tu nus hipermerkezi (Hipermerkez, şehi r merkezinde ekonomik, kültürel, sosyal vb birçok fonksiyonu barındıran, şehir merkezinin merkezi olarak tanım lanabilecek bölgedir.) Bab B' Har böl gesinde yer alan geç ondokuz ve erken yirminci yüzyıl yapı l ı mirasının canlan dırı lması, islam dünyasının yakın tarihi ve özellikle sömürge döneminin kültür vasiyetine dair anlayışımızı değiştirme mize katkıda bulunan önemli ve i lham verici bir proje olmuştur. Association de Sauvegarde de la Medina de Tunis (AS M ) ' n i n başarısı, birçok M ü slüman şehrinde ih mal ve tahrip edilen, bu dönemin önemli yapı ları ve cephelerini korumasında ve onları h ırslı , eklektik bir ekonomik yenilenme programının kata l izörü olarak kullanmasında yatar. Proje sadece refah ve canlı bir alan yaratmak la kalmamış, aynı zamanda sömürge döneminin üstünü örtmeden Tunus'un
Mi mar: N ieto Sobejano M imarlık S . L . P,
Fuensanta N ieto & Enrique Sobejano i şveren: J u nta de Andalucfa, Consejeria de Cultura
üstü kapalı ve arkadlı bir yola dizilmiştir. Diğer iki avlu da sırasıyla araştırma merkezi ni ve dış sergi alanını tanımla maktadır. Sınırlandırılmış malzeme seçi-
Kasım 201 0
mi ve sade detaylar; dökme beton du varlar, iroko ağacı giydirilmiş iç duvarlar ve avlular için kireçtaşı kaplama; grenl i muhafaza duvarları ve arkeolajik alanın geçici strüktürlerine çağrışım yapmak üzere planlanmıştır.
J ü r-i Değe r-le n d i r-mesi Madinat ai-Zahra M üzesi müzecilik ve arkeoloji aras ındaki i lişkinin ben zersiz bir kutlamasıdır. Kendisini, tarihi mirasın organi k olarak bağlı bulunduğu arazide açığa çıkmasına hizmet eden bir yapı olarak algı layarak, müze uyumlu ve mütevazi bir şekilde peyzaj la bütün leşmiştir. Bu tevazu yapının temsil ettiği, zamanı m ız için özellikle önemli olan etkili mesajı daha da güçlendirmektedir. Madinat al- Zahra M üzesi topraktan çıktığı ve onunla bütü nleşik d urmayı sürdürdüğünden, ispanya ve Avrupa'ya özgü olmuş/olan bir islami kültür ru hunu, toprağı ndan, bölgenin birçok kökünün birinden yayılarak son derece etkili m imari bir anlatımla sunmaktadır. Madinat ai-Zahra Müzesi, Endülüs keli mesinin çağrıştırdığı convivencia kavra mının bir sembolü olarak; Cordoba' n ı n sadece geçmişten ibaret olmadığının kanıtı olmayı üstlenmektedir.
İ p e k yol Te kst-il Fa b r- i kası E d i r-n e , Tü r- k iye M i ma r: Emre Arolat M i marlık işveren: i pekyol Giyim Sanayi
Pr-oj e Açı k laması Yüksek kaliteli kumaş üreticisi olan işvereni için özel olarak tasarlanmış bir tesis olarak, ipekyol Fabrikas ı , üretim hedefleri ile çalışanların mutluluğunu birleştiren mekansal bir strateji geliş tirerek m imar ve işveren arasındaki başarı lı bir işbirliği örneğini temsil eder. Ana tasarım kararları arazinin tamamı nın kullanılmasını sağlayan U şekli ndeki form kadar yerel malzemeler, azaltılmış enerji tüketimi ve geliştirilmiş ısıl perfor mans üzerinde de odaklanmıştır. M i mar ön ve arka kısım aras ındaki hiyerarşileri yıkarak, yönetim ve üretim alanlarını bir çatı altında birleştiren tekil , büyük bir strüktür kurgulamıştır. Yapının formu işlevini yansıtmakta, U formu ilk aşa madan paketlerneye ve giysilerin gön-
derimine kadar olan üretim sürecinin ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Camla kaplı olan Güney cephesi , beş adet iç avl u ile birlikte bahçeler ve ışık kuyuları her kullanıcıya doğal ışık ve peyzajl a bağlantı imkanı vermesinin yanı sıra, işçiler için rekreasyonel alanlar da sağ lamaktadırlar.
J ü r-i Değe r-le n d i r-mesi i pekyol Tekstil Fabrikası'nın yaratıcı tasarı m ı ve mühendisliği, verim l i ve keyifli bir çalışma ortamı sağlaması açısından, fabrikayı tüm sanayi kolları, özellikle de bu niteliklerin nadiren bulunduğu Tekstil sektörü için bir rol model yapmaktadır. Yapı işverenin tica ri menfaatine dönük olarak, işlevsel ve rimliliği hü manizm ile birleştirmektedir. Çoğunlu kla yerel malzemelerden inşa edilmiş olarak, arsasına hafifçe otur maktadı r. Yüksek tavanları ve iç avluları günışığı alımını ve doğal havalandırmayı maksimize ederek, enerji tüketimini azalıması ve ısıl performansı iyileştir mesinin yan ında, çalışma alanlarını da daha keyifli bir hale getirmektedir. Su çatıdan toplanmakta ve yerel hatta bo şaltılmaktadır, fakat ileride fabrika tara fından yen iden kullanılmak üzere geri
dönüşümü sağlanabil ir. iç haberleşmeyi ve takı m ruhunu teşvik etmek üzere, üretim ve yönetim kısımları aynı binada ve birbirini görecek şekilde konu mlan dırılmıştır. Müslüman dünyasının hızlı bir şekilde sanayileştiği ve Türkiye dahil olmak üze re birçok ülkenin artan işçilik maliyetleri ni karşılayabilecek daha yüksek kalitede ürünler geliştirme ihtiyacında olduğu bir zamanda, i pekyol Tekstil Fabrikası akıl l ıca bir tasarımın daha yüksek üretkenlik ve kar oranları sağlayabilmesinin yanı sıra nasıl yinelenebilir bir plana sahip, daha temiz ve veri m l i bir çalışma alanı yaratabildiğini göstermektedir.
Köp r-ü Okul Xia s h i , Fuj i a n Bölges i , Çin M imar: Li Xiaodong Atölyesi i şveren: Xiashi Köyü
Pr-oj e Açıklaması " Köprü O k u l " ortasından geçen kü çük nehrin her iki yanı na da uzanan küçük Xiashi köyü'nün iki yakasını birleştirmektedir. Strüktür nehri geçen ve aralarında kalan alanda da okula dair fonksiyonları barındıran iki çeli k
Kasım 201 0 geliştirilen ve projenin sadece i l kokulun değil, köyün ihtiyaçlarına cevap ver mesine dönük sosyal tutu m , projenin başında alınmış bir karardır. Halka açı k kütüphane iki sı nıfı ve sınıf ç ı kışlarını ayırmakta ve okulun iki çıkışı yapının her iki ucunda da, dış mekandaki kamusal alanlarla bütün leşik açı k platformlar ya ratarak d ışarıya açılabilmektedir. Kuzey tarafındaki platform, arka plan olarak toulou ile birlikte, performanslar için kullanılabilir. Sonuç, m i marlığını sosyal sürdürülebilirlikle birleştirerek yöre hal kını başarılı bir şekilde canlandıran bir proje olmuştur.
J ü r-i Değer-len d i r-mesi
makastan oluşturu lmuştur. Köy halkının ku llan ması için strüktüre asılı ve okulun altından altından geçen bir de bir yaya köprüsü mevcuttur. Tasarımı nda küçük ve modern olup bölgenin geleneksel yapı diline referans vermemesine karşın,
okul canlılığını yitirmekte olan bir köyün fiziksel ve spiritüel merkezi olmuştur. Bulunduğu çevreye yerleştirilme şek l iyle, Köprü Okul merkezi ve sosyal bir alan sağlayarak köy bir araya getirmek tedir. O kul müdürü ve köy soru mlusu ile
M imar Li Xiadong, içinden nehir ge çen küçük bir köy için ufak bir okul yap ması istendiğinde, aklında okulu nehrin iki tarafında da i ki antik toulou - gele neksel kale benzeri, dairesel strüktürler - bulunan yeni bir köprüye koyma fikri vard ı . Son derece modern olan strüktür sadece başarılı bir şekilde peyzaja ka rışmakla kalmayıp, aynı zamanda nehir üzerinde süzülen hafif, lineer bir heykel olarak iki masif form lu tarihi yapıya eşlik etmeyi başarmıştır. Okulu altından suların aktığı bir köp-
Kasım 2010
rüye yerleştirerek, m imar bir çocuğun öğrenebileceği en önemli dersi vermek tedir: hayat sürekli bir değişim içindedir, bir saniyesi bile bir sonrakine benzer değildir. Strüktürün hafifliği ve neşeliliği ve san ki bulunduğu çevrede hep varol muşcasına doğallığ ı , onu büyük bir oyuncak gibi kullanan çocukları cez betmektedir. Bu nitelikler ve çocukların hissettiği güvenl i k duygusu, hepsi projenin konseptinden en küçük fiziksel detaylarına kadar yapılan m imarlığın kusursuzluğundan i leri gelmektedir. Köprü Okul birçok katmanda birlik sağlamayı başarmıştır: geçmiş ve şimdi arasındaki geçici birlik, geleneksel ve modern arasındaki resmi birlik, nehrin iki kenarı arasındaki mekansal birlik, eski rakip topluluklar arasındaki sosyal birl i k ve gelecek ile olan birlik.
Av r u p a ' n ı n B i s i k l e t- l e Ya p t- ı ğ ı n ı Ot- omo b i l l e Ya p a c a ğ ı z Tarih: 24 Kasım, Haber Türk
BM üyesi 1 92 ülkenin 1 36'sından bin lerce yerel yönetimin üyesi olduğu Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatının ( U C LG) başkanı seçi-
len Kadi r Topbaş, Teke Tek'te Fatih Altaylı ' n ı n konuğu oldu. 18 mi lyar bütçenin istanbul için yeterli olmadığını kaydeden Topbaş, istanbul için çarpıcı bir projeden söz etti. Topbaş, şöyle konuştu: " Moskova' n ı n 1 0 - 1 1 m ilyon civarında nüfusu var, 3 5 milyar Dolar bütçesi var. istanbul'un b u bütçesi -ki konsolide bütçe, şirketler dahil. Salt olarak belediyenin bütçesine baktığınız zaman 5 - 6 m ilyon Dolar ci varında. Şehirler ciddi yatırım yapmak zorundalar. Fosil yakıtlardan çevreyi kurtarmak istiyoruz. Elektrikli araçlar geliyor. ispark marifetiyle do lum istasyonları yapa cağ ız. Dünyada belki ilklerden olacağız. Bir projem daha var onu da açıklaya yım. ispark marifetiy le, sayıları çok yük sek olmayacak ama, nasıl ki Avrupa'da bisiklet kiralıyorsu nuz, elektrikli araç kiralamak gibi bir çalışma düşü nüyoruz. N ormal binek araç . . . Bir yerden kartı nızı basacaksınız arabayı alacaksınız. Sonra başka bir otoparka bı rakacaksınız."
olmadığını, toplantılarını eş başkanlada bir buçuk ayda bir Barselona'da ya da eş başkan ın ülkesinde yapacakları nı söyledi . .
ARK IV Bu l u şmala rı - 9 TÇMB Çime n t- o Te k n i k v e E n d ü s t- r i Me s l e k Lisesi Tarih: 24 Kasım 201 0 YAZAN: SELi N BiÇER
., o
UCLG
!
Topbaş, U CLG'de sadece yerel � yönetimlerin değ i l , dünyanı n iklim de � ;; ğişikli kleri başta olmak üzere pek çok 'S sorununun ve daralan doğal kaynakların ;;. sorunlarının da ele alınacağını kaydetti . Tesadüfen 2004 yılında Paris'teki toplantının ilk kongresine istanbul'u temsilen katı ldığını söyleyen Topbaş, " O rada diyaloglarımız oldu, gün gün eş başkanlığa kadar geldi. iyi diya loglar kurduk. Pasifik'ten tutun da Avrasya'dan Afrika'ya kadar dostlukları mız oldu," diye konuştu. Topbaş hedeflerinin herkesin temel eğitim almasını sağlamanı n , açl ığın or tadan kald ırılmasının olduğunu kaydetti. Örgütün merkezinin Barselona'da olduğunu dile getiren Topbaş, merke zin istanbul'a gelmesinin söz konusu
23 Kası m 201 0 tarihinde Kalebodur sponsorluğunda gerçekleşen ARKiV Buluşmaları istanbul Ataşehir'de bulu nan TÇM B Çimento Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 'nde yapıldı. 12 Aral ı k 2009'da açılışı gerçekleşen yapı için Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği davetli bir yarışma düzen lemiş ti. Yarışmayı DB M imarlık ve TeCe M imarlı k ortaklığı kazanmıştı. ARKiV 'deki projelerin m imarların ı n ağzından anlatılmasının esas a l ı n ı yor. Proje mi marlarından C e m i lhan, Bünyamin Derman ve Dicle Hökenek liderliğinde gerçekleşen buluşmaların dokuzuncusuna katılanlar arasında M anço M i marlık'tan Ali Manço, Baraka M imarlı k ' tan Abdurrahman Çekim, PAB M imari Tasarım 'dan Ali Eray, Tekeli - Sisa M i marlık'tan
Kasım 2010
Mehmet Emin Çakırkaya ve Dilgün Saklar, Defne Önen, A Tasarı m'dan Ali Osman Öztürk, TÇ M B'den Cem Vural, Kalebodur'dan Pelin Özgen ve Arkitera M i marlık M erkezi ' nden Aslı Tüfekçi vard ı . ARKiV 'deki projelerin mimarlarının ağzından anlatı lmasın ı n esas alınıyor. Proje m imarlarından Cem ilhan, Bünyamin Derman ve Dicle Hökenek liderliğinde gerçekleşen buluşmaların dokuzuncusuna katılanlar arasında Manço M i marlık'tan Ali Manço, Baraka M i marlık'tan Abdurrahman Çekim, PAB Mimari Tasarım'dan Ali Eray, Tekeli - Sisa M i marl ı k ' tan Mehmet Emin Çakırkaya ve Dilgün Saklar, Defne Önen, A Tasarım'dan Ali Osman Öztürk, TÇM B 'den Cem Vural , Kalebodur'dan Pelin Özgen ve Arkitera M i marlı k M erkezi ' nden Aslı Tüfekçi vard ı . Buluşma TÇM B Lisesi Konferans Salonu' unda proje ekibi ad ına Cem ilhan ' ı n gerçekleştirdiği sunumla başlad ı . ilhan, DB M imarl ı k ile TeCe M imarlık'ın bu proje için yaptı kları birlik ten duyduğu memnuniyeHen bahsetti. Bu projede m imarların fikirlerinin birçoğu n u bütçeyi aşma tehlikesine rağmen gerçekleştirdiğini beli rtti . Buna rağmen işverenlerinin hep önlerini açtı ğ ı n ı belirtt i . Bu fikirler gerçek hayata geçtiği an dan itibaren kullanıcılar m imarları yere göğe sığdıralamaz olmuş. " M imarca" olmayan eleştirilen arasında en sık duyulanı ise doğal ışıkla aydı n lanan ve ferah mekantarla donatılan okul yapısın da yaşaman ın ayrıcal ığıyla ilgili. Ataşehir sakinleri tarafı ndan l ise ya pısı, oku ldan çok bir kültür merkezine benzetiliyor. Cem ilhan, Milli Eğitim Bakanl ı ğ ı ' n ı n diğer hakkı verilmeden üretilmiş tip pro-
je bazlı okullarından çok farklı bir yapı ortaya çıkarma arzularından bahsetti . Eğitim yapısı denince akla gelen formla rı kı rmak için TÇM B ' nin açtığı yarışmayı çok uygun bir fırsat olarak gördüklerini sözlerine ekledi . Arsayı ilk gördüklerinde mi marlar, rant bölgesi içinde tanımsız bir yer ola rak değerlendirmiş. i lhan, okulun inşa edildiği çevreyi iyi tan ıdıklarını ve kısa süre içinde yoğu n yapılaşma içinde sıkı şıp kalacağı n ı fark etti klerini söyledi . M i marlar, projeyi tamamen yatay bir yapı şeklinde tasarlarken Ataşehir'in klasik yüksek bloklardan oluşan imajıyla inattaştı klarını anlattı. Arsanın bir ucundan diğerine yaklaşık 8 metrelik eğim ol ması m imarlar tara fından avantaj olarak kullanılmış. Yapı topografya içinde mütevazi bir şekilde saklanıyor. Ağır hacimleri gerektiren spor salonu gibi işlevler eğimden yarar lanarak kaybeditmiş d urumda. Donatısı henüz olmayan Finans Merkezi Bölgesi 'ne hayat getirceği ya pılan tahminler arası nda yer alıyor. Proje tasarianırken düşünülen başka bir etmen çatı bahçeleriyken, M EB ve emniyetle ilgili yönetmelikler bu fikrin uygulanması nı engellenmiş. M i marl ı ğ ı n sirkülasyonla var oldu ğunu sözlerine ekleyen Cem i lhan, tasarımı görsel olarak kesintisiz, geniş bir ana sokak ve yan sokaklar üzerine kurduklarını anlattı. Cem i lhan inşaat aşamasında çekil miş fotoğraflar üzerine yorumlarda bu lunurken yapıyı tasarlarken su temasını kullanmayı dilediklerinden bahsetti. Sunumun ard ından Bünyamin Derman kısaca proje hakkındaki gö rüşleri n i belirtti ve projeden çok keyif aldığını anlattı. Buluşma yapının gezilmesinin ardın dan sona erd i .
TÇM B Ç imento Teknik v e Endüstri Meslek Lisesi, ARKiV Seçkileri 2009 'un n itelikli projeleri arasında yer aldı. B U I Ld i ST sırasında 1 Ekim 2010 tarihinde gerçekleşen 2010 Arkitera işveren Ödülü'nde Jüri Teşvik Ödül ü ' ne projenin işvereni olan Türkiye Çimento M üstahsilleri Birliği layık görüldü.
�a "t ı l ı l a ş a n I s "t a n b u l ' u n R u m M ima r l a r ı Tarih: 24 Kasım, Hürriyet
istan bul 2 0 1 0 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı direktörlüğünde, Zoğ rafyan Lisesi Mezunlar Derneği tarafından hayata geçirilen " Batılılaşan istanbul ' u n Rum M imarları" sergisi, M imar Sinan Güzel Sanatlar Ün iversitesi' nde açıldı " Batıl ı laşan istanbul'un Rum M i marları" sergisinde, 1 9. ve 20. yüzyılın başında kentin çok kültürlü yapısına ve modern yapılaşma tarihine önemli katkılarda bul unan Rum m imarların yaşam öyküleri ve eserlerinin fotoğrafları yer alıyor. Çalışmada bugün hala Eminönü Karaköy- Beyoğlu-Cihangi r- Pangaltı Adalar- Boğaziçi- Kadıköy çizgisi üzerin de ve çevresinde bütün görkemleriyle ayakta duran, bu bölgelerin günümüzde de geçerliliğini sürdürerek m imari ka rakterinin oluşması nı sağlayan iş hanlar ı , kil iseler, okullar v e apartmanların Rum mimarları nın eserleri sergileniyor. Bir ilk olma özelliği taşıyan sergide işlerine yer verilen mimarlar arasında, "Saray mimarı" unvanını taşıyan ve Taksim'deki Aya Triada Kilisesi 'ni inşa eden Vasi laki Bey ile oğlu Yanko Bey gibi önemli ve çok üst mevkilere kadar yüksel miş mimarları n yanı sıra, Heybeliada Ruhban Okulu'nun mimarı Perikles Fortiadis, Özel Fener Rum Lisesi 'nin m imarı Kostantinos Dimadis ve bugün Pera Müzesi olarak kullanılan Bristol Oteli'nin m imarı Manoussos gibi isimler yer alıyor. Sergi 22 Kası m 201 O tarihindeki açılış sonrası 3 Aral ık'a kadar M imar Sinan Ü niversitesi Osman Harndi Bey Salon u ' nda ve 17 Aral ık 201 O - 1 6 Ocak 20 1 1 tarihleri arasında Beyoğlu - Sismanoglio Megaro binasında görü lebilir.
Kasım 201 0
On l a r ı n Ko n u t- l a r ı Z e n g i n le r i n Me z a r ı Tarih: 26 Kasım, Birgün
Bir G üneydoğu Asya ülkesi olan Fil ipinler'in başkenti Manila'da gidecek yeri olmayan binlerce insan ı n , zengin insanların ölen yakınları için yaptırdıkları küçük ev şeklindeki mezar evlerde ya şad ığı belirtiliyor. Küçüklü büyüklü toplam 7 bin 1 07 adadan oluşan Filipinler'in nüfusu 9 2 milyonu buluyor. K i ş i başına düşen milli geliri de oldukça düşük olan Fil ipinliler'in bir bölü münde büyük bir yoksulluk h ü kü m sü rüyor. Başkent Manila'da modern caddeler ve gökdelenler bulunan semtler olsa da bunlar pek fazla değil. Özellikle Makati bölgesinde çok sayıda gökdelen ve lüks alışveriş merkezleri bulun uyor. Ancak yoğun olarak "varoş" olarak nite lendirilebilecek mahalleler mevcut. Bu mahallelerde en d ikkati çeken şeylerden biri de insanların yaşadığı mezarlı klar. Binlerce yoksul ve evsiz insan, gidecekleri başka yerleri olmad ı ğ ı için Makati Ş e h i r Mezarlığı ile Manila Kuzey Mezarl ı ğ ı ' nda yaşıyor. Özellikle Manila Kuzey Mezarlığı 'nda 10 binin üzerinde insanın yaşadığı belirtiliyor. Elektrik ve suyun olmadığı mezarlıkta insanlar, yıllar önce zengin insanların ölen yakı n ları için yaptırd ı kları ve içinde mezarın bulunduğu küçük ev şeklinde olan yapılarda yaşıyor.
G r afit- i S a n a t- ı n d a Ban k s y Efs a ne s i v e New Yo r k ' u n Gi z em l i S a n at- Y a p ı t- ı " Unde rbelly P roj e s i " Tarih: 26 Kasım Kaynak: World Architecture News ÇEviREN: AYŞEGÜL AKINSAL
l l . Dünya Savaşı sonrası 1 940'1ı yıllarda politik bir başkaldırı olarak başlayan
duvar resim sanatı- grafiti- 1 970'1ere gelindiğinde New York'tan ABD'ye ka dar sosyal ve bi reysel bir ifade aracı olarak tüm dünyada h ızlıca yayılmaya başladı . O dönemde metro istas yonları, şehir duvarları, caddeler gibi kamusal alanlarda çevresel bir kirlilik faktörü yarattığ ı gerekçesiyle göz yorucu bir çirkinlik olarak yoru mlanan grafiti çalışmaları, şimdilerde moda sanat akımı halini al maya başladı . G rafitiye zemin oluşturabilecek her tür kentsel dokunun izinsiz bayanması konuyu yasa dışı bir düzleme taşımış ve bu konudaki yasa eksiklikleri sebebiyle uygulayıcılar vandalizmle suçlanmışlar d ı r. Bu sebeple grafiti sanatçıları büyük ölçüde kimliklerini saklamayı tercih etmişlerdir. Günümüzde grafitinin kaderini de ğiştiren, Banksy takma adıyla ünlenen ingiliz ressam, eserlerinde klişe gör düğü figürleri i ronik ve mizahi bir dille yoru mlad ı . Kentin duvarları nda, ana caddelerinde, kaldı rı mlarında yükselen eserleri büyük üne kavuşan, kendine has bir üsluba sahip bu sanatçı nın kim liğini ortaya çıkarmak için bir çok yayım cı beş yıl süreyle uğraşsa da bir efsane bir kişilik halini alan ressamın gerçek kimliği sır olarak kal d ı .
Suçland ığı her eser i ç i n , sözcüsü, basına aynı çizginin farklı türevleri ile karşılık verdi: " Onaylamayacağ ı m , inkar da etmeyeceğim." M edyada Banksy'ye olan ilgi hızla ar tarken, diğer grafiti sanatçı ları da kendi yapıtlarını tanıtmak, isimlerini duyurmak için fırsat yakalam ış oldu. Workhorse ve PAC lakabıyla tanı nan iki grafiti res samı , New York'ta terk edilmiş bir met ro istasyonunda " U nderbelly Project" adı altında, 18 ay süreyle geniş çaplı bir sanatsal girişim başlattı. De Feo, Elbow Toe , SheOne ve The London Palice gibi grafiti dünyasında yaratıcı beyin ve elleri ile tan ınan isimler bu yasa dışı ve gizli tutulan projeye katkı sağladı lar. The Sunday Times muhabiri Jasper Raes, proje için soğuk ve aynı ölçüde büyüleyici yorumunu yaptı: " New York kentinde saklı tutulan bu gizemli sanat yapıtı halen keşfedilmeyi bekliyor."
Ka sım 2010
Hayda rpa ş a Ga r ı ' n d a 9 3 Y ı l Arayla İkinci Fac ia Tarih: 29 Kasım, Zaman YAZAN: MUSTAFA ARMAGAN
Haydarpaşa Garı' nda başlayan ve çatı sını kül eden yangın hepimizi üzüntüye boğarken, benzeri bir olayın bundan 93 önce de yaşandığı ortaya çıktı. 6 Eylül 1 9 1 7 günü meydana gelen bir patlaman ın ardından Gar binasında yangın çıkmış ve bina ağır hasar gör müştü. Ancak patlamanı n gerçek sebe bi yıllar sonra anlaşı labilmişti . Bu ndan 93 yıl önce, 6 Eylül 1 9 1 7 günü meydana gelen Haydarpaşa Garı patlaması, kalın bir sır perdesinin ar kasına gömülmüştür. Olay, iki satırlık bir resmi tebliğle geçiştirilmiş, millet, patlaman ı n , bir işçinin elindeki cephane sand ıkları ndan birini yere hızlıca atması yüzünden meydana geldiği masalıyla uyutulmuştu. Ancak gerçeklerin günün birinde or taya çıkmak gibi garip bir huyu vardır. ittihatçılar istedikleri kadar bu yalanı cilalamaya çalışsın lar, hatırala rını 1 9 1 9'da kaleme alan Liman Von Sanders, sabotaj ı n daha kuvvetli bir ih timal olduğunu yazmıştır bile. Almanlar bizi bunun bir i ngiliz operasyonu ol duğuna inandırmaya çal ışmışlar, kuş uçurtmadığı söylenen Alman istihbara tının nasıl olup da ingil izierin sabotaj ı n ı haber alamadıkları nı açıklamam ışlard ı . Haydarpaşa Garı , Berlin'den Filistin'e gönderilecek asker, silah ve cephane nin topland ığı ve trenlerle sevk edildiği merkezdi . Yığınla silah ve cephane Haydarpaşa Garı 'nda toplanmış, sevk edileceği günü beklemekteydi . Aslında istanbul 1 9 1 7- 1 9 1 8 yı llarında bir "Alman işgal i " altındayd ı . Her tarafta Alman subayların sözü geçiyor, Alman Genelkurmayı adeta istanbul'a hükme diyord u . Hatta kimi mahfillerde savaş kazanı l ı rsa istanbu l ' u n Almanya' nın banliyösü olacağı bile konuşuluyordu . Tam d a sakınılan göze çöp batar misali, Almanların ana karargah ı olan Haydarpaşa Garı'nda o korkunç patlama gerçekleşecek, ölenler, ya ralanan lar olacak, peş peşe infilaklar istanbulluların yüreklerini ağızlarına
getirecek, tahrip olan Gar binası, aylar ca o harap yüzüyle vapur yolcu larının yüreklerini dağlayacaktı . i y i d e kimin işiydi bu patlama? istanbul ' u n göbeğindeki bu saldırı, ingilizler tarafından yapıldıysa bile man tıklı bir açıklaması olmalı değil miydi? Hedefi saptırmak isteyenler bir i ngiliz uçağının bomba atığ ı n ı söylüyordu ama uçağı gören eden yoktu. Filistin'de cep hane bekleyen Mehmetçiğ i n u m utları biraz daha kararırken, basına sansür uygulanması kimin işine yarayacaktı? Nihayet bir gün olay ayd ınland ı . Patlama, ingilizler tarafından değil, Fransızlar tarafından gerçekleştirilmişti. Ama nasıl? Dışarıdan bir sabotajla de ğil, içeriden bir i hanetle. Fransız istihbarat ı , baştan beri i stanbul 'dan Doğu 'ya sevk edilen silah, cephane ve askerleri sıkı sıkıya takibe almıştı. " Nasıl olur? " demeyin, çünkü Almanların içine sızmış olan bir Fransız casusu, Georg Mann adlı Alsacelı de niz askeri, Haydarpaşa'daki karargahta kritik bir mevkide çalışmakta, olan bite ni, ara sıra yaptığı Berlin yolculuklarında şefine gizlice aktarmaktaydı . Böylece Alman karargahının faaliyeti itilaf güçlerine ispiyonlanıyor, onlar da özellikle ingilizierin Filistin cephe sinde ellerini rahatlatacak bir tedbiri istanbul 'da almanın çaresine bakıyor lardı . Casus Georg Mann, ekibiyle çalışarak patlayıcıların ateşlenmesini sağlam ı ştı . Gün gelmiş, bir tanık hatıraları nı bir dergiye anlatarak olayın içyüzünü deşif re etmişti. A . Baha Özler, Georg Mann ile bera ber çalışan görevlilerdendir. Patlamanın d uyulduğu daki kalarda Cağaloğ l u yo kuşundan aşağıya doğru koştururken görür arkadaşı M an n ' ı . Beraberce bir motora binip Haydarpaşa'ya doğru yola çıkarlar. Garip şey, Mann'ın elinde nereden bulduysa bir fotoğraf makinesi vardır ve patlamanın fotoğraflarını nefes almadan çekmektedir. Tan ığımız şüphe lenir du rumdan ama susar. istanbul itilaf kuvvetlerinin işgaline uğrayıncaya kadar kafasında taşır bu muammay ı . Artık A lman subaylar istanbul ' u terk etmişlerdir ya, Saha Bey bir gün Koh ut birahanesinde garip giyimli biriyle kar şılaşır. Adam kendisini eski arkadaşı
George Mann olarak tanıtırsa da, o sırada Alman subaylara yaklaşmak ingilizlerce cezalandırıldığı için çekinir. Bunun üzerine Mann cebinden bir kar ne çı kartıp uzatır. Saha Bey hayret dolu bakışlarla göz atar karneye. Eski arka daşının adı , " G eorges Mann" olmuştur ve altında Fransızca " B izim adamım ız dır" yazılıdır. Mann, patlamayı kendilerinin gerçek leştirdiklerini göğsünü gere gere an latmaktadır. Saha Bey şaşkındır. Yıllar yılı düşman hesabına çalışan bir istih baratçı ile birlikte çalışmıştır da haberi olmamıştır. " Derin bir üzüntü d uyuyor ve vicdan azabı çekiyordum" diyor ve ekli yor: " M üttefik ve dost bildiğim bu haine kim bilir ne yard ı mlar yapmış, ne potlar kırmış ve ne haltlar işlemiştim ! " işte istanbul ' u n ve Osman l ı ' n ı n tari h indeki o kara g ü n , belki de Filistin'in elimizden kayıp gidişini h ızlandıran o uğursuz olay, Almanların içine düşman istihbaratçıların sızmasın ı n eseriydi. N itekim dost ve müttefik bildiğimiz Al manlar, çok değil, 3 ay sonra Kudüs ingilizierin eline düşer düşmez sanki şehre savaştıkları ingilizler değil de, kendileri girmiş gibi sokaklara döküle cek ve bu kutsal şehrin Müslümanların elinden kurtanlışını çılgınca kutlayacak lardı . Peki k i m dost, k i m düşmandı? Yoksa o sözde dost, bizi düşmanın tahribatın dan daha derinden ve daha içeriden mi yıkmıştı?
Tü r k iye ' n i n I l k Ş e h i re i l i k U zma n ı A r o n An g e l Ve fat Et-t-i Tarih: 29 Kasım 201 0
M imarlar Odası istanbul Büyükkent Şubesi 'nin 1 48 sicil nu maralı üyesi, Türkiye'nin ilk şehireilik uzman ı , yüksek m imar, Aran Angel 28 Kasım 201 0 tarihinde vefat etti. Cenaze töreni, 30 Kasım 20 1 0 Salı Günü saat 1 3 .00'da Neve Şalom Sinagogu 'nda yapılacak ve ardından Arnavutköy Ulus M usevi Mezarlı ğ ı ' na defnedilecek.
Anahtar Kelime 00:/ 1 44 1 1 : 1 1 205 1 2 . Compasso Volante Yarışması 2 1 6 1 2. Venedik Mimarlık Bienali 42, 1 55, 1 68, 1 76, 1 83 2. Dünya Savaşı Müzesi 1 79 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları 1 67 201 0 Avrupa Kültür Başkenti 1 5 201 O Oscar Ödül Töreni 74 201 0 Şangay Expo 96, 1 07, 109, 1 50, 239 2 1 2 Alışveriş Merkezi 2 1 2 3 . Köprü 1 1 0 3LHD Architects 50 4. Levent 8 1 5. Uluslararası Ratterdam Mimarlık Bienali 236 8 House 224 8. IAHH Uluslararası Öğrenci Tasarım Yarışması 97
A
Abdi ipekçi Caddesi 1 85 Abdurrahman Çekim 252 Abdüsselam Uluçam 1 54 Açık Kapı Festivali 1 1 9, 1 22, 1 26 Adana 87 Adnan Kaptan 2 1 4 Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminali 1 42 Afife Satur 240 Ağa Han 246 Ağa Han Mimarlık Ödülü 1 24, 162, 246 Ahırkapı Feneri 1 22 Ahmet Acar 1 89 Ahmet Tahir Gül 94 Ahmet Vefik Alp 1 94 Akmerkez 227 Alaeddin Babaoğlu 2 1 9 Alejandro Aravena 38 Alejandro Zaera-Polo 1 4 Alexandra Lange 75 Alexis Şanal 146 Alışveriş Merkezi 60, 242 Ali Cengizkan 227 Ali Dumankaya 200 Ali Emrah Ünlü 92 Ali Eray 252 Ali Hızıroğlu 246 Ali Manço 92, 252 Ali Muslubaş 1 1 7 Ali Osman Öztürk 252 Aline Saarinen 6 Alişan Çırakoğlu 25, 33, 56, 92, 146, 205 Alkazar Sineması 60 Alman Konsolosluk Binası 1 26 Alper Çakıroğlu 1 50 Altın Aslan Ödülleri 1 55 Alvaro Siza 38 Andrew Maynard 38 Andrija Rusan 21 O Angela Bready 1 58 Anish Kapoor 99 Anticehas Sarayı 1 87 Antony Gormley 75 AR MIPIM 201 O Future Projects Awards 52 Arif Balaban 33 Arima Mimarlık 28 ArkiPARC 201 1 242 Arkitera Haber Bülteni 1 79 Arkitera işveren Ödülü 205 Arkitera Kampüste 72, 84, 102, 1 1 4, 1 21 Arkitera Mimarlık Merkezi 1 44, 146 ARKiV 88 ARKiV Buluşmaları 25, 33, 56, 1 28, 1 46, 252 Armağan Karabulut 221 Aron Angel 255 Arsenale 1 76 Artisanal Dwellings 29 Arup 238 Arzu Erdem 2 1 6 Aslı Kıyak ingin 1 44 Aslı Özbay 33, 92 Aslı Yılmaz 203 Ataköy 1 30
Ataman Demir 1 54 Ataşehir 2 1 4 Atatürk Havalimanı 55, 232 Atatürk Köşkü 1 1 9 Atatürk Rölyefi 92 Atilla Kuzu 205 Autoban 1 64 Autopia 1 93 Avusturya Pavyonu 107 AWP + Atelier Oslo Mimarlık 1 07 Ayastefanos Anıtı 187 Ayazağa Kültür Merkezi 54 Aydan Balamir 1 89, 246 Aydın Doğan 244 Aygül Ağır 240 Ayışığı Satıkbuğra 221 Ayşe Defne Önen 92 Ayşegul Arküden 97 Ayşen Savaş 33, 109, 1 28 Ayşen Uz 1 46 Aytaç Durak 87 Aytaç Manço 92 Aytek Şavkan 1 82 Ayzen Atalay 204 Aziz Kocaoğlu 1 45, 1 95 Aziz Sarıyer 205
Ji
Babür Ülgüner 94 Sahadır Altınkaynak 94 Sahadır Teker 200 Saksı Müzesi 1 57 Banu Aydın 2 1 4 Banu Başeskici 209 Baran idil 92 Barış Doğru 204 Barselona 1 O 1 Barselona Çiçek Pazarı 199 Bayburt 1 57 Baykan Günay 1 89 BEDA (The Bureau of European Design Associations) 1 33 Begüm Yazgan 92 Behruz Çinici 1 94 Bengi Güldoğan 2 1 6 Bespin 2 9 Beşiktaş 1 7 228 Beyrut 10 Beysun Mert 92 Bilgi Üniversitesi Mimari Tasarım Yüksek Lisans Bölümü 221 Bisiklet 1 5, 252 Bjarke lngels Group (BIG) 38, 224 Bjarke Ingtes 38, 224 Boğaçhan Dündaralp 144, 227 Sonpastar 47 Bora Yasin Özkuş 2 1 6 Boran Ekinci 56 Bornova 2 1 4 Borusan Müzik Evi 1 6 1 1 1 9 Bosch&Fjord 228 Brasilia 105 Brezilya 1 05 Bright Tree Viiiage 29 Buca 92 Buildist 1 40, 1 96, 1 97, 200, 203, 204, 205, 208, 209, 2 1 0, 2 1 2 Burak Altınışık 56, 92, 1 04 Burç Dubai (Burj Dubai) 2 1 Burç Halife (Burj KhaliO 2 1 Bursa 92 Bursa Atatürk Kültür Merkezi ve Merinos Parkı 1 66 Buz Müzesi 1 4 1 Bülent Çetin 1 88 Bünyamin Derman 97, 205, 2 1 2 , 232, 252 Büyükdere Caddesi 182
Can Çinici 25, 56, 102 Can Demir 221 Can Kubin 165 Candan Çınar 205 Carlos Ferrater 226 Celal Abdi Güzer 33, 1 28, 189, 1 95 Cem Açıkkol 1 89 Cem Altınöz 92, 94, 1 28 Cem Altun 205 Cem Hakko 1 48 Cem ilhan 94, 205, 252 Cem Kozar 1 87 Cem Vural 252 Cem Yücel 205 Cemal Aslanoğlu 205 Cengiz Eruzun 1 54 Cengiz Girittioğlu 1 79 Cengiz Kabaoğlu 92, 1 04 Cengizhan Aydın 2 1 6 Ger Modern 1 30 Cevat Erder 92, 104 Ceyda Cihangir 1 50 Chandigarh 1 9 1 Charrette 209 Christine Ferrara 1 1 2 Cityscape Dubai Awards 194, 2 1 3 Clemens Holzmeister 246 Cloud City 29 Coruscant 29 Cumhur Keskinok 92
_c_
Çağıl Yurdakul 209 Çağla Akyürek Elmas 1 4 1 Çağla Öncüoğlu 1 28 Çağlayan 240 Çamlıca 79 Çandarlı Hamarnı 1 8 7 ÇEDBiK (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) 1 46 Çeşme 7800 1 96 Çöp 1 1 3
Eyüp Muhcu 1 94 2 1 4
..E Daniel Liebskind 38 Dara Kırmızıtoprak 69, 1 86, 1 93 Darülfünun Binası 1 87 David Chipperfield 38, 222 David Kohn 1 44 David Rockwell 75 DB Mimarlık 252 Defne Önen 205, 252 Demet Sabancı 1 37 Demirören 233 235 Demirören Alışveriş Merkezi 233, 235 Denise Scott Brown 27 Deniz Dekgöz 94 Deniz Güner 1 46, 2 1 4 Devrim Çimen 1 1 7 Dicle Hökenek 205, 252 Dilek Derman 1 95 Dilgün Saklar 204, 252 Direklerarası 1 87 Doğan Aparimanı 1 26 Doğan Holding 244 Doğu Kaptan 25 208 Dokuz Eylül Üniversitesi 1 1 4 Dolapdere 1 82 Dundee 237 Duygu Ergin 97 Duygu Kirişoğlu 1 50 Dünya Kupası 1 32 Dünya Mimarlık Festivali 0/VAF) 1 64 Dünya Mimarlık Günü 164 Dürrin Süer 1 46 Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Hizmet Binası Ulusal Mimari Proje Yarışması 1 88
_ç_
CABE (Commission for Architecture and Built Environment) 230, 237 Cafer Bozkurt Mimarlık 166 Cami 59 Cami Mimarisi Üzerine Fikir Yarışması 94 Camper Bike 26
Emel Kayın 2 1 4 Emine Didem Durakbaşa 94 Emir Drahsan 209 Emre Arolat 92, 1 95, 227 Emre Arolat Architects 1 241 1 621 1 64, 166, 1 96, 2 1 3, 241 , 246 Emre Demirtaş 2 1 6 Emre Ertürk 209 Emre Kovankaya 1 50 Emre Madran 154 Emre Ulaş 92 Endor 29 Enis Öncüoğlu 72, 92, 205 ERA Şehireilik Mimarlık Müşavirlik 54, 1 64, 246 Ercan Ağırbaş 92, 1 04, 2 1 7 Ercan Çoban 1 88 Erce Funda 1 79 Erciyes Üniversitesi 72 Erdal Özyurt 205 Erdal Sorgucu 205 Erdem Dilbaz 1 36 Erdem Erten 2 1 4 Erguvan Ünal 205 Erhan Vural 1 95, 209 EriaPartners 1 82 Erkan Muğ 28 Erkan Eraslan 33 Erkut Eryarar 1 46 Ernst Scheidegger 1 9 1 Erol Kuzubaşıoğlu 2 8 Ersen Gömleksiz 1 79 Ertuğ Uçar 92, 104, 1 95, 205 Ertuğrul Günay 66 145 Ertun Hızıroğlu 205 Ervin Garip 1 65 209 Eski Çırağan Sarayı 1 8 7 Eskişehir Büyükşehir Belediyesi 1 58 Esra Demirtaş 221 Esse Container 205 Europe 40 Under 40 Ödülleri 1 55 Evren Başbuğ 2 1 4
Echo Base 29 Eero Saarinen 6 Ege Medeniyetler Müzesi 145 Ekolojik Mimari 1 6 1 , 204 Elçin Alpar 221 Emek Sineması 1 04
Farrokh Derakhshani 246 Farshid Moussavi 1 4 Faruk Göksu 200 Faruk Malhan 205 Fatih Altun 94 Fatih Yavuz 92 Fazıl Efe ilgen 1 50 Fener Rum Patrikhanesi 1 26 Ferhat Keten 200 Filipinler 254 Filiz Şahin 221 FJMT 38 Florian ldenburg 1 4 2 Foreign Office Architects (FOA) 1 4 Foster a n d Partners 229 Frank Gehry 38, 55 Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü (IFEA) 2 1 9 Fritjof Fuchs 1 82 Fulya Erdemci 208
Gökhan Kodatak 209 Gökmen Mengüç 1 65 Green GOOD DESIGN Yarışması 220 GSM Kulesi 1 64 Gül Asatekin 1 54 Gül Cephanecigil 240 Gül Köksal 92 1 04 2 1 6 Gülenay Erdem 2 1 4 Gülşen Özaydın 1 79 Günay Çilingiroğlu 1 68 Günay Erdem 92, 1 04 Güneşli Kule 52 Güngör Kaftancı 227 Güven Arif Sargın 1 89
J:l
HafenCity Universitat Hamburg 221 Hakan Demirel 25, 92 Hakan Evkaya 94 Hakan Kaynar 69 Hakan Kodal 2 1 9 Hakkı Can Özkan 1 95 Hakkı Önel 154 Halep 10 Haluk Pamir 33, 1 89 Haluk Sezgin 154 Haluk Sur 2 1 9 Hamburg 2 1 6 Han Tümertekin 22, 84, 233, 246 Hande Suher 154 Hans lbelings 2 1 0 Hans Ulrich Obrist 1 76 Harbiye Kongre Vadisi 28 Hasan Çalışlar 92, 104, 203 Hasan Mingü 205 Hasan Okan Çetin 92 Hasan Özbay 33, 92 Hasan Sı1kı Gümüşsoy 209 Hasan Şener 205 Hasan Topal 43 2 1 4 Haydar Karabey 1 95 Haydarpaşa Tren Garı 1 36, 255 Heatherwick Studio 1 50 Henry Urbach 1 07 Herbert Muschamp 86 Herzog & de Meuron 2 1 6 Heybeliada Ruhban Okulu 1 1 9 Heyket 1 32 232 Hıncal Uluç 194 Hikmet Gökmen 195 Hilal Uğurlu 240 Hollanda Mimarlık Enstitüsü (NAi) 107 Homi K. Bhabba 246 Hoth 29 Hülya Ertaş 21 O Hüsamettin Koçan 1 57 Hüseyin Sütüner 1 1 7 Hüseyin Cengiz 1 65 Hüseyin Kahvecioğlu 205 Hüseyin Rahmi Gürpınar Evi 1 1 9 Hüseyin Yanar 205
1.. Galata Surları 1 87 Galatasaray Sayrantepe Stadı 220 Galyum Blok 33 Gani Turunç 92 GAP Arehiletti Associati 208 Garanti Galeri 1 44 Garanti Kültür AŞ 72 Gayrimenkul Ödülü 242 GazetePARC Diyalog 2 1 9 GB Mimarlık 1 97 Gdansk 1 79 Geçici Kentler · 201 O Avrupa Kültür Başkentleri Arasında Diyalog 1 50 Genç Mimar Ödülü 205 Geri dönüşüm 2 1 8 Giardini 1 83 Glenn Lowry 246 Gonca Paşolar 92, 1 55 Gökhan Avcıoğlu 1 6, 82, 1 2 1 , 1 46, 186, 1 93, 2 1 2
lan + 208 leoh Ming Pei 1 44 lnception 1 59 Inntel Oteli 61 losula Architettura e lngegneria s.r.l 208 Irak 1 70 lstanbloom 232 Işık Özge Özbek 221 lşıl Altınışık 56 lşıl Ünal 1 87 lwan Baan 34
.i
ibrahim Baz 1 79 ibrahim Eyüp 92, 94, 2 1 4 ibrahim Karaosmanoğlu 165 ibrahim Türkeri 2 1 6 iglo Mimarlık 205 ihsan Bilgin 25 ikinci Ölüm Yıldızı 29
i ıber Ortaylı 2 1 4 Ilgi Yüce Aşkun 1 1 7 i ıker iğdeli 221 i mkan-Mekan 92 i neili Köşk 1 8 7 i nşaa1 1 7 6 i nşaat Malzeı:neleri Sanayicileri Derneği (IMSAD) 146, 1 58 . lnşaa1 ve Kadın Derneği (iVKAD) 7 1 lntera I ç Mekan Ödülleri 205 ipek Baycan 2 1 6 ipek Yürekli 2 1 6 ipekyol Tekstil Fabrikası 1 24, 1 62, 246 i rem Uslu Öztürk 2 1 6 i rfan Dursun 1 88 iskoçya 237 ismail Eşref 1 7 9 istanbul 1 5, 1 7, 1 50, 1 94, 1 97 236 240 252 istanbul Bienali 231 istanbul Büyükşehir Belediyesi 1 39 Istanbul Deniz Müzesi 1 1 O istanbul Hil1on Oteli 1 34 i stanbul Metropoliten Planlama Merkezi ( i MP) 1 79 istanbul 01opark i şletmeleri Ticaret AŞ ( i SPARK) 252 . Istanbul Sanayi Odası 1 58 Istanbul Sapphire 56, 1 23 lstiklal Caddesi 233, 235 ısviçre 20 izmir 1 5, 1 45 izmir Bornova Belediyesi Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması 2 1 4 izmir Ekonomi Ü niversitesi 245 izmir Opera Binası Ulusal Mimari Proje Yarışması 49, 1 95 . lzmit Sahili Peyzaj ve Kentsel Tasarı m Proje Yarışması 1 65
j_
Jean Louis Cohen 1 38 Jean Nouvel 87, 1 5 1 , 238 Jedi Tapınağı 29 Jeff Kovel 46 Joan Clos i Matheu 1 0 1 Joshua Prince-Ramus 1 48
_K_
Kabataş 1 7 Kabe 9 Kadıköy 1 7 Kadir Topbaş 252 Kahire 1 1 3 Kale Tasarım Merkezi 1 33 Kaman 66 Kapalıçarşı 67 230 Karadeniz 2 1 8 Karadeniz Teknik Ü niversitesi 1 02 Kasımiye Medresesi 238 Kaş 60 Kayseri 69 Kazıkh Karvansaray Restorasyonu ve Çok Amaçlı Kültür Merkezi i ç Ek Yapısı 104 Kazuyo Sejima 42, 62, 89, 1 42, 168, 1 76 Kekova 60 Kemal Okyay 2 1 4 Kempinsky Bellevue Residence 205 Kengo Kuma 237 Kentsel Dönüşüm 200 Kerem Erginoğlu 56, 92, 104 Kerem Piker 92, 155 Kerem Yazgan 92 Kevin Cyr 26 Kırım Anglikan Kilisesi 1 26 Kırşehir 66 Kiruna 144 Koleksiyon 1 64 Kolokyum 94, 1 00, 1 1 7, 1 65, 1 88, 1 89, 2 1 4 Kopenhag 224 Korhan Gümüş 69 Koruma Kurulu 154 Köprü Okul 246 Kulapat Yantrasast 142 Kurtul Erkmen 56 Kutlu i nanç Bal 94
Kuum Hotel 1 46 Küçükyalı Arkeoloji Parkı 43 Kütüphane 1 39
_!._
Labics 208 Las Vegas 27 Le Corbusier 38, 1 9 1 Levent 8 Levent i laç Fabrikası 1 8 7 Libya 1 0 Londra 9 9 , 237, 238 Louise Bourgeois 1 32 Lubetkin Ödülü 1 50 Lübnan 1 0
_M_
Macaristan 2 1 8 Madinat AI-Zahra Müzesi 246 Maksimum Evler 2 1 3 Manila 254 MAPIC 201 0 244 Maracana Stadı 1 32 Marcela Correa 1 76 Mardin 238 MARK 1 52 Marko Dabrovic 50 Markus Dochantschi 142 Mars Atietik Club 205 Masumiyat Müzesi 42 Mayor Sinagogu 58 Mecanoo 220 Mehmet Emin Çakırkaya 252 Mehmet Erciyas 205 Mehmet Gürkan 1 50 Mehmet Konuralp 92 Mehmet K.ütükçüoğlu 25, 92, 104 Mehmet Ozhaseki 94 Melda Narmanlı Çimen 205 Melkan Gürsel Tabanlıoğlu 92, 202 Meltem Eti Proto 205 Merih Feza Yıldırım 209 Mert Üçer 1 95 Mesut Pektaş 241 Mete Göktuğ 1 94 Metin Kılıç 1 46 Meydan 240 Mimar 253 Mimar Sinan Araştırma Merkezi ve Müzesi Ulusal Öğrenci Mimari Fikir Yarışması 100 Mimarlar Odası i zmir Şubesi 43, 227 M ınare 20 Mine Sayın 205 Mine Topçubaşı 240 Minicity Maket Parkı 2 1 3 Minyatür Ev 1 1 2 Mithat Can Özer 205 Mohammad ai-Asad 246 Mohsen Moslafavi 246 Monica Scanu 208 Monoele 1 56 Muhsin Ertuğrul Sahnesi 28, 66 Murat Aksu 56, 92, 1 28, 205 Murat Arif Suyabatmaz 52, 92 Murat Cengiz 146 Murat Çevikbaş 205 Murat Güvenç 1 50 Murat Tabanlıoğlu 56, 92, 202, 221 Murat Vefkioğlu 179 Mustafa Sarıgül 1 85 Muzaffer Tunçağ 1 95 Muzaffer Yıldırım 205 Müge Eker Eryarar 146 Müge Yalçın 221 MUge Yorgancı 1 50 Mülkiyeliter Birliği 1 7 Müze 1 37 , 1 39
1:L
Nami Hatırlı 92 Nazlı Ö ncel 221 Nazlı Tümerdem 221 Necip Mutlu 1 9 2 Necla Ruken Bars 9 7 Necmi Tuncay 2 1 2 Nejat Ersin 1 1 4 Neslihan Türkmenoğlu Bayraktar 2 1 6
Nesrin Vatman 1 88 Nevşehir Ü niversitesi 86 Nevzat i lhan 1 1 7 Nevzat Sayın 25, 56, 94, 1 1 4, 136, 205 Nevzat Sayın Mimarlık Hizmetleri 164, 1 66 New York 59, 75, 1 58, 1 85, 229 Nicolai Ouroussoff 75 Nihan Akdere 1 1 7 Nihat Eyice 1 88 Nilgün Kıvırcık 200 Nilüfer Kozikoğlu 144 Nişantaşı 1 85 Norman Foster 38, 1 82, 246 Norveç 1 07 Nuran Zeren Gülersoy 1 54 Nurdan Kuban 2 1 6 Nurhan Ercan 1 54
_Q_
ODTÜ Öğrenci Merkezi Binası ve ODTÜ Meydanı Mimari Proje Yarışması 1 89 Office for Metropolitan Architecture (OMA) 66, 1 70 Oğuz Tezmen 205 Oğuzhan Sur 97 Oktan Nalbantoğlu 1 1 7, 1 79 Oktay Ekinci 1 94 Okul 1 1 4 Olcay Ovalı Eyüp 94 Ole Scheeren 66 Oleg Grabar 246 One and Ortakoy 2 1 2 One New Change 238 Onur Akın 1 95 Ora i stanbul Alışveriş Merkezi 66 Oral Göktaş 209 Orbit 99 Orçun Ersan 33, 92, 1 1 7 Orçun Göçgün 205 ürestad 224 Orhan Pamuk 42 Orkun Özüer 92, 1 79, 205 Oscar Niemeyer 1 05 Oslo 1 07 Ozan Özdilek 209 Ozan Soya 1 95
ö <;?
mer Emre Şavural 92 Omer Kanıpak 1 07 Ömer Kemal i svan 2 1 9 Ömer Selçuk Baz 94 Ömer Yılmaz 1 40 Ömerler Mimarlık 2 1 3 Öncüoğlu Mimarlık 194, 244 Onder Kaya 69, 92 Özel Kılıç 227 Özge Açık 221 Özgür Bingöl 1 97 Özgür Karakaş 94 Özyeğin Ü niversitesi 1 6 1
P Blok 205 PAB Mimarlık 1 97 Palazzo Ducale 1 92 Paolo Baratta 168 Paul Goldberger 75 Pecs 1 50 Pelin Özgen 25, 56, 1 28, 146, 205, 252 Pendorya 203 Peter Dübbers 1 1 8 Peter Eisenman 38 Peter Zumthor 38 227 Peyman i lgi Aşkun 1 54 Philippe Starck 1 53 Pink Floyd 47 Plaj 1 58 Polyeuktos Kilisesi 1 87 Prens Charles 237 238 Pritzker Ödülü 89 PTW 1 67
_B_
Rabia Rana 7 1 Radisson SAS Oteli Lobisi 205 RAF Yapı Malzemesi Ödülü 205 Rahul Mehrotra 246 Raif Dinçkök Kültür Merkezi 196 Ramadan Atasayan 221 Rami Kışiası 1 39 Recep Tayyip Erdoğan 194 Rem Koolhaas 38, 1 55, 1 83 Renzo Piano 38, 1 83 Rıfat Yılmaz 92 Rio de Janeiro 1 32 Rize 43 1 1 4 Robert Venturi 27 Rolex Learning Center 62 Rolterdam 236 Royal Institute of British Architects (RIBA) 1 58, 222 Ruhr 1 50 Rum 253 Rusya 1 1 6 Ruth Reed 158 Rüzgar Türbini 23, 164 Ryue Nishizawa 62, 89, 142, 1 7 6
_s_
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı 204 Sadabad Sarayı 1 87 Sait Koç 205 SANAA 62 1 83 Sandcrawler 29 Santiag9 Calatrava 38 Santral Istanbul Çağdaş Sanat Müzesi 1 66 Sao Paulo 236 Sarıyer Belediyesi 2 1 3 Sarp Tiryakioğlu 2 1 9 Sasa Begovic 50 Satyros Manastırı 43 Seda Kula Say 240 Seed Cathedral 1 50 Seferihisar 9 Sekiz Artı Mimarlık 1 9 7 Selçuk Çrdoğmuş 69 Selçuk Universilesi 1 2 1 Selim Velioglu 92, 1 79, 205 Selımiye Cami Çevresi Ulusal Kentsel Tasarım Proje Yarışması 1 1 7 Selimiye Camisi 2 1 4 Selin Babayiğit 221 Semavi Eyice 2 1 4 Semra Aydınlı 205 Semra Teber Yener 205 Semra Uygur 130 1 95 Senato Binası 29 Senem Onur 205 Serdar Uslubaş 209 Serge �pitzer 58 Serkan lğdelipınar 92 Serkan Sınmaz 1 50 Sermet Pınar 2 1 4 Serpenline Gallery 8 7 , 1 5 1 , 227, 237 Seuthopolis 1 78 Sevda Yayla 204 Sevince Bayrak 209 Shigeru Ban 38 Sıdıka Bebekoğlu 92 Sıdell Gıbson Architects 238 Silvije Novak 50 Sinan Genim 1 57, 1 94 Sinan Omacan 43, 1 1 7, 2 1 4 Sınan Timoçin 9 2 Skidmore, Owings & Merrili (SOM) 54, 1 34 Skrunda 149 Smiljan Radic 1 76 Sn0hetta 1 58 SO? 1 9 7 Sofya Dünya Mimarlık Trienali 1 78 Sperone Westwater Galeri 229 Star Wars 29 Starcity !llışveriş Merkezi 1 94, 244 Stırlıng Odülü 222 Strelka 1 70 Studio Mumbai 1 76 Studio Weave 1 44 Stuttgart Merkez Garı 1 1 8 Suna Birsen Otay 92 Sunay Erdem 92, 1 04 Sundrome 1 44 Superpool 1 97 Suriye 1 0 Sveti Stefan Bulgar Kilisesi 1 26
_ş_
Şakir Meraki 92
Şam 1 0 Şartname 1 28 Şenay Azak Matt 2 1 9 Şerile Ercantürk 205 Şevki Pekin 92 Şişhane 24
ı
Tabanlıoğlu Mimarlık 164, 202 Tadao Ando 1 42 Tahsin i nanıcı 2 1 2 Taksim Kışiası 1 87 Tamer Başbuğ 92, 2 1 4 Tangun Geneel 205 Tanju Özelgin 205 Tarsus SEV i lköğretim Okulu Kampüsü 1 04 Tasarım 220 Taşkışla 240 Tatjana Grozdanic 50 Tatooine 29 Tayfun Demirören 235 TÇMB Çimento Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 1 3 ' 205, 252 TeCe Mimarlık 252 TED (Technology, Entertainement, Design) Odülü 231 Teğet Mimarlık 1 1 O Tekeli-Sisa 164 Tepe Narcity Konut Yerleşkesi 25 Tetsuo Kondo 1 76 Tevfik Mehmet Aydın 94 Tevfik Tozkoparan 92, 227 The 5th China International Architectural Expo 246 The Architecture Foundation 144 Times Square 1 58 Tiyatro 2 1 8 TMMOB Mimarlar Odası 192 TOCA 1 64 Tophane 207 Topher Campbell 2 1 8 Toplu Konut Korallusviertel 104 Torrevieja 92 _ Toygar üzden 2 1 4 Toyo ıto 38, 92, 1 76 Trablus Kongre Merkezi 202 Transsolar Klimaengineering 1 76 Tripoli (Trablus) 1 O Tuğba Okçuoğlu 2 1 4 Tuna 2 1 8 Tunus Hipermerkezinin Canlandırılması 246 Turgay Ateş 1 1 7 Turgay Tanes 2 1 9 Turgut Saner 1 8 7 Turhan Selçuk 80 Turkcell 164 Turkcell Ar-Ge Binası 104 tuzambarı 1 04 Tülin Hadi 94 Türkan Kahveci 94, 205 Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) 1 76 Türkiye Noterler Birliği Merkez Binası ve Kültürel - Sosyal Tesisleri 92, 1 28, 205 Türkiye Pavyonu 1 09 Twilight 46
JL
Uğur Dumankaya 2 1 9 Uludağ Ü niversitesi 84 Ulusal Mimarlık Ödülleri 92, 1 04 Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri 1 93 Uluslararası i stanbul Tasarım Bienali 223 Umut iyigün 56, 92, 1 28, 205 Umut Özdemir 188 UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi 92 UNStudio 38 Uras+Dilekçi Architects 205
ü
Ümit Öztürk 232
Ümraniye 244 Ütopya Mimarlık 67
JL
Vakko Moda Merkezi 1 48 Venedik 192 Venedik Bienali 208 Venedik Mimarlık Bienali 42, 1 55, 1 68, 1 76, 1 83
.Yi_
Wadi Hanife Sulak Arazisi 246 Watter Niedermayr 1 7 6 Water Cube 1 67 William James Smith 240 Wim Wenders 1 76 WWF-Türkiye 60
ı
Yalçın Ergen 165 Yamaç Korlah 92 Yaman Pamukçu 33 Yapı Kredi Bankacılık Akademisi 68, 92, 104, 205 Yapı Kredi Bankası Mensupları Emekli Sandığı Vakfı 1 82 Yayıncılık 2 1 0 Yegan Kahya Sayar 1 1 7 Yekpare 136 Yener Torunoğlu 94 Yeşim Hatırlı 92, 1 1 7, 1 28 Yıldırım Kocacıklıoğlu 205 Yuko Hasegawa 1 76 Yurdanur Şenoğlu 2 1 4
.z..
Zaandam 6 1 Zabbaleen 1 1 3 Zafer Derin 2 1 4 Zafer Karaoğlu 205 Zaha Hadid 22, 38, 1 37, 142, 1 70, 238 Zehra Uçar 1 46 Zekai Görgülü 94 Zekeriyaköy 1 86 Zeki Sayar 92 Zeynel Bey Türbesi Restorasyonu 104 Zeynep Ahunbay 1 1 7 Zeynep Aydemir 2 1 6 Zeynep Enlil 1 50 Zeynep Konur 86 Zeytinoğlu Mimarlık 1 0 7 Zincirlikuyu 8 1 Zonguldak Lavuar Koruma Alanı ve Çevresi Koruma, Planlama, Kentsel Tasanm ve Peyzaj Düzenleme Proje Yarışması 1 79 Zorlu Center 241 Zorlu Gayrimenkul 241
Kaynak
A
Akşam 55, 1 00, 1 36, 1 85, 1 92, 244 Archi-Ninja 38 Architects' Journal 29 Architecture.about.com 29 Archpaper 1 9 1 Arkitekt 54, 1 34 Australian Design Review 1 59
Jı.
BBC 2 1 , 105 Birgün 26, 49, 207, 254 Building Design 221 , 87, 96, 1 44, 1 58, 1 70, 2 1 6, 222, 230, 237 Building on Business 227 Susller 1 5 1 , 158
Referans 1 76 RIBA 1 50
_s_
Sabah 22, 66, 72, 8 1 , 104, 1 32, 157, 227 Sabah (New York Times) 1 1 3, 1 92 Sabah Emlak 99, 107, 1 86 Skypalace 1 1 6
ı
Tasarım+Kuram 1 34 Treehugger 47
.Yi_ _k
Chicago Tribune 74 CNN Türk 23, 59, 1 1 4, Contract Magazine 75 CRI Online 1 6 7 Cumhuriyet 2 0 , 87, 1 5 4 , 2 1 8 Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı 134
Wall Street Journal 2 1 Wikipedia 1 O, 8 0 , 1 0 5 , 1 1 6 Wookieepedia 29 World Architecture News 1 O, 238, 239
ı
Yeni Asır 1 5 , 43, 92, Yeni Şafak 24, 42, 6 1 , 1 39, 2 1 8
JL
Design Observer 6, 75 Designboom 92
.z_
Zaman 60, 69, 1 30, 1 44, 1 7 1 , 231 , 24 1 , 242, 255
_E.
Ekşisözlük 80 Emlakkulisi.com 54
E
Fatih Belediyesi 67
li
Hürriyet 9, 1 7, 1 1 0, 1 82, 1 85, 2 1 7 , 253 Hürriyet Emlak 82, 97, 1 23,
j_
Istanbul Büyükşehir Belediyesi 79, 240 izmir Büyükşehir Belediyesi 1 95
_K_
kapalicarsi.org.tr 67 Karikatürcüler Derneği 80
_M_
Milliyet 1 5 , 43, 49, 54, 55, 60, 66, 1 24, 1 37, 145, 153, 1 75, 1 82, 1 94, 2 1 4, 240 Milliyet Cumartesi 245 Milliyet Ege 1 42 Milliyet Emlak 1 36 Mimarlar Odası Genel Merkezi 1 64
NAI 1 07 New York Times 27, 32, 34, 86, 1 42 , 229, 231 NTVMSNBC 8, 9, 1 5, 57, 1 1 3 NTVMSNBC Emlak 66
.B_
Radikal 1 6 , 1 7 , 69, 75, 92, 1 1 0, 1 32, 1 39, 228, 230, 232, 233, 235, 241
Yazar - Çeviren - Derleyen A
Ahmet Vefik Alp 1 78 Ahu Antmen 232 Alexandra Lange 6, 75 Ali Koca 231 Ali Öztürk 182 Amanda Baillieu 96 Andrea Klettner 1 58 Arif Bayraklar 241 Aslı Özbay 1 O 1 Aslı Tüfekçi 7 1 Atılgan Bayar 55 Ayşe Tosun 242
Jl
Bahar Bayhan 1 50, 1 5 1 , 167, 1 75, 2 1 6, 220, 221 ' 222, 229 Banu Şen 245 Barış Göğüş 1 58, 1 83, 231 , 238, 239 Beril Alpagut 2 1 6 Betül Tuncer 6 Bora Zerger 2 1 7
_Q_
David Rogers 237 Derya Yazman 29, 54, 67, 72, 104, 107, 1 1 6, 1 1 9, 1 40, 1 50, 165, 1 79, 1 87, 1 89, 1 97, 2 1 0, 2 1 2, 224, 237, 238 Dilek Öztürk 1 0 , 28, 29, 74, 80, 86, 92, 109, 1 1 4, 1 1 9, 1 2 1 , 1 34, 138, 1 42, 1 52, 1 59, 208, 1 87, 2 1 2, 237 Dilek Taş 1 86 Doruk Çakar 1 92
�
Ebru Duman 1 24 Elif Akdeniz 69 Elizabeth Hopkirk 144, 221 Emine Merdim Yılmaz 14, 42, 43, 52, 66, 87, 89, 109, 1 30, 1 44, 148, 155, 1 56, 1 68, 1 72, 227, 237 Ercan Öztürk 1 00 Ercan Sarıkaya 244 Erkan Aktuğ 228, 233, 235 Ertan Altan 24 Esra Keskin 69
_!._
Lisabetta Povoledo 1 92 Luo Chun 1 67
_M_
Mehmet Ali Demir 36 Meriç Tafolar 60 Mevlüt Tezel 1 04 Muhammel Kaçar 43 Mustafa Armağan 255
_Q_
Oktay Ekinci 20, 87, 154
_Q_
Ö.Duygu Çil 200, 2 1 9 Ömer Kanıpak 33 Önay Yılmaz 240
_e_
Pınar Koyuncu 34, 6 1 , 75, 1 05, 1 1 8, 1 28, 1 70, 1 9 1 , 204, 209, 220, 230, 236
_B_
Randy Kennedy 231
_ş_
Seda Tabak 82, 97 Selin Biçer 1 3, 25, 29, 38, 56, 58, 88, 94, 1 1 7, 1 22, 1 45, 1 55, 1 62, 1 88, 204, 205, 214, 226, 252, Serzan Gök 2 1 , 27 Sevgi Sayar Başaran 230 Sian Disson 238, 239 Stephen Massenger 47
_ş_
Şaban Gündüz 86 Şafak ince 1 5 Şelale Kadak 22 Şenay Köşdere 1 85 Şenol Coşkunar 1 7
_E
Faik Kaptan 55 Fatih Yapar 92 Fırat Karadeniz 1 57 Fisun Yalçınkaya 132 Fred A. Bernstein 34,
Ji
Gökçe Aras 32, 50, 100, 1 02, 1 26, 1 70, 1 76, 1 83, 203, 204 Gökçeçiçek Savaşır 201
li
Hasan Ay 8 1 Heja Bozyel 45 Hıncal Uluç 66
.i ibrahim Balta 60
_K_
Kate Murphy 1 1 2 Katherine Hayes 2 1 6 Ken Johnson 229 Kristina Shevory 32
ı
Tebernüş Kireçci 1 53, 1 82 Tolga Gürsoy 2 1 7 Tuğçe Şahin 47, 62, 96, 107
.Yi_
Will Hurst 237
y
Yaşar Adanalı 207
N o -t l a r :