Hem Dergi 14. Sayı

Page 1








Evde Hayvan Beslemekten Korkmayın Işık Veteriner ‘Tahir Özden’ Kayseri’de de Dalış Meraklıları Var ‘Kapadokya Dalış Merkezi’


Hem Editör’den Dünya Kadınlar Gününü Kutluyoruz (!) O Kadınları ve O Erkekleri Anıyoruz (!) 8 Mart günü kadın hakları temalı derneklere üye olan kadınlar hariç diğer bütün kadınları sıradan bir gün bekliyor olacak. Çoğumuz haber bültenleri sonuna iliştirilen ufak çapta kutlama haberlerini görüp “Aa! bugün kadınlar günüymüş” deriz içimizden. Çoğumuz da “ Ee! Ne yapalım kadınlar günüyse” der geçeriz. Bugünle ilgili ne yapacağımızı bilemez haldeyiz, anlamsız bir boşluk var doldurulmayı bekleyen. Dünya Kadınlar Günü dendiğinde her kadının içinde ufaktan bir sızı, ufaktan bir hırpalanmışlık hissettiği, bir emek ve bir bedelin karşılığında kadınların böyle bir tarihe sahip olduğu aşikar. belki bugünün neden kadınlara ithaf edildiğini bilmiyoruz ama bu ipin ucunun pek güzel bir olayla bağlanmadığını da hissedebiliyoruz.

Adına Mustafa BAYRAM

1857 yılının Amerika’sına gittiğimizde 8 Mart tarihi bir katliam gibi dikilir karşımıza. New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan 40 bin dokuma işçisi daha iyi koşullarda çalışabilmek için greve çıkarlar. Polis ve işçiler gösteri esnasında karşı karşıya gelir, çatışmalar yaşanır. Polisin saldırısına rağmen pes etmeyen işçiler fabrikaya kilitlenirler. Daha iyi şartlarda geri dönmek için çıktıkları fabrikaya zorla sokulan çoğu kadın 129 işçi tam da o esnada çıkan yangın(!) sonucu hayatını kaybeder. Amerika sarsılır, dünya sarsılır, yüz binler cenaze törenlerinde buluşur… Özetle belirtmek gerekirse 1857 yılında hakları için mücadele eden kadınlar emekleri ile büyüyen fabrikanın duvarları arasında can verdi ve 8 Mart adını bu tarihten aldı. Temennim o ki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü; pudra, rimel, ruj günü zannedilmesin. O emek kavgasında kadınlarla birlikte erkekler de hayatlarını kaybettiler. Hem dergi ekibi olarak vazgeçemediğimiz giyimkuşam ve modanın iplerini dokuyan, modellerini çizen, düğmelerini diken emekçi tekstilcileri saygıyla anıyoruz.

DAĞITIM KOORDİNASYON Atm Lojistik

Latife GÖKTAŞ

REKLAM REZERVASYON

Bize Yazın info@hemdergi.com




Vizörden kadınlar bakacak, Hayattan kareler yarışacak Türkiye Fotoğraf Sanatı Fe d e r a s y o n u danışmanlığında Anadolu Hayat Emeklilik tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Kadın Gözüyle Hayattan Kareler fotoğraf yarışmasının bu yılki başvuruları için son tarih 14 Mart 2011. Başvuru için kadın olmak yeterli. Katılımcılar www.anadoluhayat.com.tr adresindeki başvuru formunu doldurup fazla beş fotoğraflarını CD’ye yükleyip İş Kuleler-Anadolu Hayat Emeklilik – Levent

adresine göndererek yarışmaya başvurabilecek. Sonuçlar 28 Mart’ta açıklanacak! Kadın Gözüyle Hayattan Kareler 11’in sonuçları, jüri değerlendirmesinin ardından 28 Mart 2011 tarihinde Anadolu Hayat Emeklilik’in resmi internet sitesi anadoluhayat.com.tr adresinden duyurulacak. Yarışmanın birincisine 5 bin TL, ikinciye 3 bin TL, üçüncüye bin TL ödül verilecek olan yarışmada, sergilenmeye değer bulunan eser sahiplerine ise 200’er TL telif ödenecek.

Aşk’ın Efendisi Mevlana

Nicholas Cage’i de Büyüledi Çekimlerinin bir kısmı Kapadokya bölgesinde yapılan 'Hayalet Sürücü 2' filminin başrol oyuncusu Oscar ödüllü sanatçı Nicholas Cage, Saruhan Kervansaray'da düzenlenen sema gösterisini ailesiyle birlikte izledi. Uçhisar'da kaldığı Butik Otel'den ayrılarak, yanında Japon eşi Alice Kim ve oğlu Kal-el Coppola ile Nevşehir'in Ürgüp ilçesi sınırları içerisinde bulunan Saruhan Kervansaray'a gelen Nicholas Cage, kendisi için özel olarak hazırlanan sema gösterisini izledi. Cage, gösteri sırasında

tarihi yapının duvarlarını incelerken, gösteri bitiminde de semazenlerle ve kendisini bekleyen hayranlarıyla fotoğraf çektirdi. Saruhan Kervansarayı özel defterini de imzalayan Cage, gösterinin tarif edilemez bir güzellik taşıdığını belirtti.

8. Uluslararası Erciyes Kış Turizm Festivalinde Bir İlk ‘Off Road’ Her yıl geleneksel olarak Erciyes’te gerçekleştirilen kış sporları faaliyetleri içerisine bu yıl ilk olarak Off Road oyunları da eklendi. Kayoff yani Kayseri Off Road kulübünün organize ettiği etkinlik Erciyes kış şenlikleri festivali kapsamında 12-13 Martta Erciyes Koç dağı mevkiinde yapılacak. Kulüpten gelen etkinlik programına göre 12 Mart tarihinde Kadir Has stadyumu otoparkında tüm ekiplerin buluşmasıyla başlayacak olan etkinlik sürpriz gösteri ve konserler eşliğinde Off Road tutkunlarına unutulmaz eğlenceler yaşatacak.


Kış’ın Tadı Erciyes’te Erciyes Kayak Merkezi, yanı başımızda olan bu ihtişamlı kayak ve eğlence alanını çoğu zaman hiç fark etmeden günü tamamlıyoruz. Oysa yurt içi ve dışından çok sayıda turist kayak keyfini yaşamak için Erciyes’e akın ediyor. Ancak bu keyfi yaşayabilmek için kaymayı da bilmek gerekiyor. Apex Akademi Spor Kulübü Kayak Antrenörü Emrah Yılmaz’dan Hem okurları için kayak eğitimi konusunda bazı bilgiler aldık. Apex Akademi Spor Kulübü kayak öğrenmek isteyen çocuk ve yetişkinler için çeşitli eğitim programları sunuyor. Eğitimler neticesinde aslında zor görünen kayak sporu kısa sürede öğrenilebiliyor. Öte yandan Apex Akademi’de çocuk ve yetişkinler için tenis ve okçuluk eğitimleri de devam

ediyor. Mayıs ayından itibaren yaz kursları kayıtlarına başlayacak olan Apex Akademi okçuluk sporuna ilgi duyanlar için de nadir eğitim alternatiflerinden biri. Apex Akademi Spor Kulübü İpeksaray AVM karşısı petrol ofisi arkası Çırağan Apartmanı altında 0554 336 65 01- 0352 240 18 18

Şeker Gibi Söyleşi ‘Elit Çikolata’ Sponsorluğunda ‘Serdar Yayında’ Kayserili Sevenleriyle Buluştu Melikşah Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü tarafından düzenlenen Best Fm Dj’i Serdar Gökalp’ in konuk olduğu söyleşi Elit Çikolata’nın sponsorluğunda 25 Şubat Cuma günü Kayseri İl Özel İdaresinde gerçekleşti. Söyleşinin açılış konuşmasını Elit Çikolata Yöneticisi Ferhat AKMERMER yaptı. Radyo programında yaptığı telefon şakalarıyla kırıp geçiren Serdar Gökalp, 2 saat süren söyleşide Melikşah Üniversitesi Öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Yayın hayatına televizyonla başladığını söyleyen ünlü radyocu radyoda en iyi telefon şakasının 50 sn. sürdüğünü ancak içeriği uygun olmadığı için bu şakayı yayınlayamadığını söyledi. Yayın hayatına başlarken ‘yapamazsın’ diyenlere inat yüz binlerce dinleyeni olan Serdar Gökalp salondaki öğrencilerden birinin sorduğu “ Radyo’ ya gönderilen sms lerin hepsini okuyor musunuz yoksa olmayan mesajı varmış gibi mi sunuyorsunuz?” sorusuna “Ben ruh hastası mıyım” cevabını vererek salonu kahkahaya boğdu. Tüm salonun dolu olduğu söyleşi keyifle başlayıp sona erdi. Sevilen radyocu Melikşah Üniversitesi ve Elit Çikolataya sağlanan imkandan dolayı teşekkür ederek şehrimizden ayrıldı.


Ülkemizin ilk Doğal Kozmetik ve Aromaterapi Markası Aisha ISTANBUL Kışın soğuk havasında, baş tacı olan bir bitki. cildinize ilkbahar havasını Ürünlerinin %100 içeriği doğal ürünlerden, % yaşatacak aisha ISTANBUL 60‘ı ise sertifikalı organik hammaddelerden Zencefil Serisi, zencefil, servi, oluşan ülkemizin ilk doğal kozmetik ve ardıç ve biberiye saf yağları ile aromaterapi markası aisha İSTANBUL, tasarım ve hazırlanma aşamasında Yeditepe Üniversihayat buldu. Literatürde “zingiber officinale” olarak geçen zencefil, tesi Eczacılık Fakültesi Kozmetoloji Bölümü ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, kas ısıtıcı ve birlikte çalıştı. Aisha ürünlerine ulaşmak için www.aisha.com.tr . afrodizyak etkilerinden dolayı yüzyıllardır Çin tıbbının

Kış Bakımı İçin Uygun Adım Cildinize içeriden dışarıya doğru bakım yapan Imedeen cilt bakım tabletleri, 30 yaş ve üzeri kişilerin kullanımına uygun olarak üretilen Imedeen Derma One™, 40 yaş ve üstü kullanım için üretilen Imedeen Time Perfection™ ve 50 yaş ve üstü kullanımına sunulan Imedeen Prime Renewal™ cilt bakımının tüm aşamalarını tek bir tablette sunuyor.

Imedeen, 3 aylık düzenli kullanım ile hem yüz hem de vücutta oluşan cilt yaşlanmalarının her aşamasında kullanıcılarına en uygun çözümü sunuyor. Uluslararası pek çok ödüle sahip, sadece seçkin eczanelerde bulabileceğiniz Imedeen ürünlerinin fiyat aralığı 105 ile 170 TL arasında değişiyor.

Aşkın Rengi Kırmızı Dolgun ve ıslak görünüm sağlayan Flormar Supershine Ruj, gelişmiş pigment teknolojisi sayesinde bir yandan dudaklarınızı nemlendirirken bir yandan da şekillendiriyor. Supershine Ruj içeriğindeki üzüm çekirdeği yağı ve shea butter sayesinde dudaklarınıza bakım yapıyor. Supershine Ruj’un dayanıklı yapısı ise saatler süren kalıcılık sağlıyor. Fiyatı: 11.10 TL

Assos Tasarım Yarışması'nı Kazanan Domus Academy'ye Gidiyor! Assos, “Senin Konseptin Ne” adlı bir yarışma düzenliyor ve tasarımla ilgilenen bütün üniversite öğrencileri ile buluşmaya hazırlanıyor. Assos Man Woman Alyans Koleksiyonu için en iyi tasarımı yapan katılımcının birinci olacağı yarışmanın amacı gençlerin yeteneklerini ve hayal güçlerini özgürce kullanabilecekleri bir platform yaratarak onlara destek olmak. Tasarımların “www.seninkonseptinne.com” adlı web sitesine gönderileceği yarışmada gönderimler 5 Ocak 2011 tarihinde başlayacak ve 5 Nisan 2011 tarihinde sonlanacak. Birinci Domus Academy’de 20-30 Temmuz tarihleri arasında “Cultural Tour Of The Finest Design In Milan” eğitimine katılma ve tasarımını kendi adıyla Assos’ta satışa sunma şansı bulacak.


Zamana Işıltınızı Yansıtın Orijinal dizaynı ve kendine özgü birbirinden özel tasarımlarıyla öne çıkan Dice Kayek, taş modasını çelik ve altın kaplama saatlerle kombine ederek ışıltılı bir koleksiyon oluşturdu… 3 farklı zaman göstergesine sahip saatlerde P.M/A.M göstergeleri ile gece ve gündüz zaman dilimine göre saatinizi en doğru şekilde ayarlarken, takvim ve gün göstergeleri ile de zamanı her daim kolunuzdan takip edebilirsiniz. Kasa etrafı tamamen kristal taşlarla bezeli saatlerde altın kaplama ve tamamen çelik alternatifin yanı sıra altın kaplama ve çelik bir saatte kombine edilerek farklı bir tarz oluşturulmuş. Siyah ve beyaz ekran olarak tasarlanan bu koleksiyonla ışıltınız göz kamaştıracak…

Peter Tanisman’dan Fantasia 1001 Gece… Yüksek saatçilikte kendi tarzını yaratan Peter Tanisman’ın, tasarımındaki estetik açısından, ustalık sınırlarını zorlayan Carrousel Fantasia 1001 Gece modelinde hayranlık yaratan detaylar dikkat çekiyor. Kadranında yer alan raylar içinde hareket eden 0.63 karatlık 48 adet pırlanta ile taçlandırılan Carrousel Fantasia 1001 Gece, kasasında 4.04 karatlık 435, silindirinde 2.40 karatlık 240 ve tokasında 1.64 karatlık 178 adet pırlantasıyla kadın ihtişamına yakışır bir görünüme sahip. Detaylara gösterilen özen ve göz kamaştıran büyüsüyle kullanıcısında saate dokunma hissi uyandırıyor.

51 Ülke İzmir’de Buluştu ‘İf Wedding Fashion’ Türk fuarcılık sektörünün lider kuruluşu İZFAŞ tarafından 5. kez düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, ziyaretçi akınına uğradı. Alanında Avrupa'nın en büyüğü olan IF Wedding Fashion İzmir, yerli ve yabancı sektör temsilcilerini gelinliğin başkenti İzmir'de buluşturarak başarısını bir kez daha kanıtladı. Birbirinden ilginç tasarımlar 2011’in düğün modasını da yeniden şekillendirdi.

Oltu Taşı Koleksiyonu Şehir koleksiyonları ile kültürel değerlere sahip çıkan Favori, Erzurum Oltu Taşı Koleksiyonu’nu tanıttı. Erzurum’un siyah incisi Oltu Taşı Favori’nin usta tasarımcılarının elinde yeni bir yorumla hayat buluyor. Pırıl pırıl taşlarla bezenen ve modern tasarımlarla yeniden yorumlanan Erzurum Oltu Taşı Koleksiyonu, kolye uçları, küpeler ve yüzüklerden oluşuyor. www.favori.com.tr



17


Ofiste Yaşamı

KOLAYLAŞTIRIN 10 Saniyelik Sabah Planı Sabah işe doğru yola koyulduğunuz esnada 10 saniyenizi alacak küçük bir taslak hazırlayın zihninizde. İş yerinde zamanınızın %60’ı asıl işinize %20’si planda olmayan işlere geriye kalan %20’si ise size ait olmalıdır. Sıkıcı işleri öğle tatilinden sonraya bırakmayın ve bunları daha zinde olduğunuz sabah saatlerinde halledin, böylece bitmemiş tatsız bir işin stresini de üstünüzden atmış olursunuz.





?

Bazılarıyla

Geçinmek

ZORDUR

İnsan çeşitliliği kulağa hoş gelen kavramlardan biri. Farklılıklar ve renkler daima heyecan verir. Gelin görün ki bu mecburi çeşitlilik hayatımız boyunca huyları, davranış kalıpları, konuşmaları, ilişkileri çok farklı insanları karşımıza çıkarır. Kimilerini çok sever iyi anlaşırız, kimilerine ise tahammül edemez can sıkıntısından patlayacak hale geliriz. İnsanlarla iyi geçinmek zor iştir. Neyse ki psikoloji bilimi bu işi gayet güzel irdeliyor. Biz de davranış psikolojileri ile ilgili araştırmalarımızı derleyip ilişkilerinize faydamız dokunsun istedik ve karşınıza çıkabilecek temel insan tiplerini grupladık; onlarla geçinme yöntemlerini de yazımıza ekledik.


Detaycuızlar Olumsllik arayışçılarının son

Kararsız İnsanla

r

Alışverişte, yemek te, iş hayatında ha tta televizyon izl getirme noktasın erken dahi sizi ci a sürükleyebilirle nnet r. Genelde kendi ayrılırlar birinci gr aralarında 2 grub up kendisi karar a veremediğinde siz gösterirken, ikin in kararınıza uyum ci grup karar ve remediği gibi siz beğenmez. in önerilerinizi de İlk gruptaki ka rarsızlar zararsızd ır; liderlik vasfın sormayın sadece ız varsa ona fik önerinizi sunun ve rini size tabi olmasın İkinci gruptaki ka ı bekleyin. rarsızlar daha zorla yıcıdır. Onlara ne istemediklerini so istediklerini deği run; önerilerinizi l ne buna göre ayarla yın.

ayanlartecrübe yaşamalısınız. Karşınızdankızi m t u T i in r a i Sözle ınızda yapm için en az ik

ladığ tanımanız lduğunu an o ip h Bu insanları gelimi ona sa a maktır. Söz bir yapıy a m ı k kç a ır sa b v a sa kaçta fi on kişinin zaman, saat uda inisiyati n e ko “n il ir ğ b e iç d h ı rın kesin mi?” kalıbın gereken şey ceksin değil ! Unuttum ya ff le e “O “g ze n e si rk e d ir soru sora rin. ın. Aksi takt nlu hale geti lıbını kullan ru a k zo ” in ya a ks m ce p gele bir şeyi ya cektir. Onları gelirim” diye

Taklitçile

r

Bu durum yoğunluk la kadınla bayan ark rın başına adaşınız n gelir. Yen e reden, kaç i bir kıyafe bulamazs a aldığınızı a benzeri t aldığınız s o ra n i r da v a e lı r. Bu dav gidip o kıy hayranlıkta ranış için a fe vardır. Ay ti n a y n d ıs e ını nı kıyafetl az miktard için önem e dolaşm a kıskanç i yoktur; h ak canınız lı k a tt v e a birinin im ı sıkmıyors aynı kıyafe aj makeri a bunun s ti giymek o lm te iz in n hoşlanm uş olursun da sıkıntı ıyorsanız, uz. Arkad nızı açıkç a n ş e ın a re ız if d a la e d n e aldığınızı güzel old edin. Tarz uğunu fala söylemey larınız fark in ya n anlatın. lı olduğun u, farklılığ ın daha

e recek Mükemm Keyif ve r. la ır d rı savaşçıla olumsuz urumun d ir b i de basit yerek siz le e d ir ı teklif yanların Gitmeyi r. a rl tu imsiz, soğu “ uzak, sev in iç fe a k , ettiğiniz beceriksiz garsonları , tü ö i k i ib is g ar” serv apamıyorl y l e z ü g i in kahvey Onlar iç lırsınız. a r la z m ü g el yoru eçirilecek g a rl la ş adır. arkada 2. Pland p e h zamanlar ey onlara iz en iyi ş in ğ e c e il bir şey Yapab nce “sana ö n a d a soru sorm et ya da sadece ev a m a ım ğ ceksin” soraca vap vere e c k re e oymak hayır diy koşul k ir b e d cılarla şeklin an detay d a tm u n olabilir. U e düşük adan önc m ık ç e ş ri alışve san alın. anti depre ir b ı jl a z o d


r ir Sabırsızcla Önemli b anlıdırlar.

ye Daima he en en az nu beklerk u c u n o s r. Bu şeyin izi sorarla n ri k fi in 10 kez siz nı panik msuz ya lu o n rı la rını insan yapacakla e n a eleridir. durumlard hale gelm k e c e y e azlar. bilem davranam lı n a k Soğuk şlanmaya laşıp tela o d a d ız n Etrafı oturtup karşınıza a d n rı la başladık , mantıklı e başlayın iy d !” k a “b söze ın. Ya da lama yap ık ç a ir b ir ve kısa ekecek b a yöne ç k ş a b i in ilgis ın. şeyler yap

r Saygısıznlanasıl

rde bulunan nler e ir t suz eleştirile ş m lu le o E a im p a He ma d nizi bozaönemlidir a rekli morali

. Sü bazen , ne koymayın zi Eleştirilmek e rk yakışmamış e m ın kıyafet sana hayatınız u a b , sl ış a m rı ın a la n n rı lm la insa ek güzel o yüksek ego ylerler; yem k ihtimalle ü y ü b r yazın la n ra cak şeyler sö a ken u insa rüşlerini bir zsin vb… b ö e g m n re rı ce la e n b O sen n ve öyle ilerler. en emin olu u tavrı serg d b iz k in ra d n la e o k sonucu ceksiniz. eyin. Daima şadığını göre a önemsem u zl m fa u y a sl n a ri e a am ra eleştiril müddet son görünün. Bir

z düşüncesi a m a z Çoğu farkına ettiklerinin t e k re ha genelü insanlar k n ü Ç r. la z varma saygısızlık li olarak ç in il b le lik ilik tarzı ancak kiş u b z a rı yapm ın sınırla Saygısızlığ . ir il b e la rk o k ye n nlar yeme sa in u b r ta yoktu ilir, sokak şapırdatab ı n rı la ız il ğ b a ileye ir, nışlar serg ra v a d ç n u kork kullanabilir izi izinsiz ler. kıyafetlerin bırakabilir tip le ir k a farklı hatt ünüz gibi ğ ü rd ö g Sizinde sürmekn izlerini ri e tl e iy n e med ırmak sanlar k in u B tesiniz. ise şaka iniz birileri ğ e c e y e m iste hıslar Önemli şa . n rı a y u ın yollu başkaların e rs le il ğ larını de yerde hata ir b ı ğ a c a y duyma a faydanız sanlık adın İn . in y le y sö olabilir.

eyenler ittikten sonra sıra size geldiğinde m il B i y e m ıb sizi Dinle lerdir. Hatta ndi konuşmas

an kişi nasında ke hayallere dal en Bir sohbet es i olabilir ar ib it esinden n 2 bariz sebeb u lim m ke ru u 2. d n u b zü a n sözünü arşımıza çıka ıyordur ya d dia ederler. K ı toparlayam id n i sı n fa ri le ka ik ze d yı si le la o o din e rundan d . Diğeriyle is kişi ya bir so aline bırakın h i d n ke gizemli dinlemeyen en ve med Kısa in üzerine git ı körükleyin. in ın İlk ak ir. er ld M ci . ın en b et açmay rece muhabb ğlayın. gelmediği sü ın devamını sa ız an şm u n ko cümlelerle



Casio, Mutluluğun Fotoğrafını Tek Tuşa İndirdi Dijital fotoğraf makinesi pazarının dev ismi Casio ister profesyonel, ister amatör her fotoğraf tutkununun sadece tek tuşla çekim yapabilmesini sağlayacak yeni kompakt fotoğraf makinesi EX-ZS10’u satışa sunuyor. 14 megapiksel çözünürlüğündeki Exilim serisinin yeni gözdesi, fotoğrafta olduğu kadar HD çözünürlüğü ile videoda da iddialı.

Exper Style Pearl, netbook kavramını değiştirecek Türkiye’nin lider bilgisayar üreticisi Exper, netbook’a bakış açısını değiştirecek yeni bilgisayarı Style Pearl’ü satışa sunuyor. Dizüstünde yeni bir dönemi başlatacak olan Pearl, netbook’da ekran boyutunu 13.3 inç’e yükseltiyor. Göz kamaştıran zarif beyaz kasası, ultra ince ve hafif tasarımının yanısıra güçlü donanım özelliklerine de sahip olan Exper Style Pearl’ü kimseyle paylaşmak istemeyeceksiniz.

HP'den WebOS'lu tablet Bir süre önce Palm'ı satın alan HP, beklendiği gibi ilk tabletini Palm'ın işletim sistemini kullanarak üretti Dünyanın en büyük tüketici elektroniği firmalarından Hewlett Packard bildiğimiz adıyla HP bu yıl birkaç milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması beklenen tablet pazarına yepyeni bir işletim sistemiyle giriş yaptı. HP TouchPad serisi, Palm'a ait WebOS akıllı telefon işletim sisteminin tablet için optimize edilen sürümünü kullanıyor. Bu yaz piyasaya çıkacak TouchPad, 97. inç boyutunda çoklu dokunmatik ekrana, 1.3 megapiksel ön kameraya, 1.2 GHz Qualcomm Snapdragon işlemciye sahip. 16GB ve 32GB olmak üzere iki depolama seçeneğiyle gelecek olan TouchPad'de 1GB RAM bulunuyor.

3. Boyut Şimdi de Taşınabilir Oyunla Hayatımızda Özel gözlüğe ihtiyaç duyulmadan izlenebilen 3D taşınabilir oyun konsolu Nintendo 3DS, önce Japonya’da,daha sonra Avrupa ve Türkiye’de piyasaya sürülecek. Daha önceki modellerdeki gibi iki ekranı bulunacak 3DS, karşıdan bakmak koşuluyla görüntülerin gözlüksüz 3 boyutlu görülmesini sağlayacak. Oyun meraklılarında benzeri görülmemiş bir duygu yaratacak bu yeniliğin, özellikle yeni kuşak akıllı cep telefonlarıyla daha büyük bir rekabet yaşayan taşınabilir oyun konsolları için önemli avantaj sağlaması bekleniyor.


Kitap Gibi Printer Gittiğiniz her yerde printer'ınız yanınızda olsun istemez miydiniz? Moonhwan Park'ın tasarladığı bu sevimli kitap şeklindeki printer'a bluetooth'la bağlanıp her şeyi, her an print edebiliyorsunuz. Printer ‘Sadi yani Samsung Art and Design Institute firması için tasarlanmış. Bu pratik alete ulaşmak isteyenler www.sadi.net adresini ziyaret edebilir.

Doritos alın, James Bond’u kıskandırın! Cips paketinden Aston Martin çıkar mı demeyin! Aşk, güç ve güzelliğin simgesi, dünyayı sarsan James Bond filmlerinin efsane otomobili Aston Martin kazanma şansı şimdi tüm Doritos aile ve süper boy paketlerinde! Doritos’un “Aşk acı mı yoksa tatlı mı” konseptiyle aşıklar için kalp şeklinde özel olarak hazırladığı mısır cipslerinin yanı sıra tüm Doritos aile ve süper boy paketleri, 1 kişiyi aksiyon tutkunlarının rüya otomobili Aston Martin V8 Vantage Coupe sahibi yapıyor.15 Mart’a kadar Doritos aile ve süper boy paketlerinin içinden çıkan şifreyi 7516’ya göndermek ya da www.tytz.com sitesinde kampanyaya katılım bölümüne giriş yapmak.

Çikolatanın ‘Saray’lısı Ve 2011; Saray Çikolata Kremalı ve Karamelli seçenekleriyle ürettiği nefis karışımı çikolata severlerle buluşturdu. Saray, çikolata dünyasındaki ilk ürünü ‘Çikolata’yı pazara sundu. En seçkin kakaolar ile üretilen ‘Çikolata’, bu tadı yoğun yaşamak isteyenler için raflardaki yerini aldı. Bu eşsiz tadı doyasıya hissetmek isteyenler için üretilen çikolata dolgulu sütlü çikolatanın yanında bir diğer seçenek ise karamel dolgulu sütlü çikolata. Her iki seçenekte de ‘Çikolata’ severler çikolata ve karamelin doyumsuz tadına varacak. Karamelli ve Çikolata Kremalı 80gr’lık olmak üzere iki çeşitle dağıtımına başlanan ‘Çikolata’, 1 TL’lik özel lansman fiyatıyla raflardaki yerini aldı.

27


Kayseri’de Bir Dalış Kulübü

Var

“Canınız sıkılıyor , İç Anadolu da yaşıyorsunuz ‘ Kim bilir belki Kayseri , Malatya, Sivas ya da Elazığ’ da … Denizi özlediniz ama uzak diyorsunuz, farkında bile değilsiniz Belki Suya çok yakınsınız ama siz bilmiyorsunuz?”

Bu ifadeler kapadokyadalismerkezi.com adresinde çıktı karşımıza. Kayseri’de bir dalış kulübünün olması enteresan geldi doğrusu. Kimdirler, nerede, nasıl, kimlerle dalıyorlar merak ettik ve dalışa ilgi duyabilecek okurlarımız için 2007 yılından beri faaliyette olan merkezin kurucuları Murat Ensari ve Ömer Böke’ye sorduk.


Dalış Merkezinize katılan üyelerinize hangi eğitimleri veriyorsunuz?

Merkezimizde şu anda TSSF/CMAS Balıkadam eğitimleri, TSSF/ILS Cankurtaran Eğitimleri, PADI/EFR Uluslararası İlkyardım Uzmanı eğitimleri vermektedir.

Dalış yaparken mevsim farkları gözetilir mi? Örneğin kışın dalmakla yazın dalmak arasında fark var mıdır?

Su sıcaklığı farkı dışında pek bir farkı yok. Genelde kışın dalış yapılmaz gibi düşünülse de uygun kıyafetlerle her an dalış yapılabilir. Akdeniz’e indiğinizde buna bile gerek kalmıyor. Örneğin bu ay Mersinde yaptığımız dalışlarda su sıcaklığı 20-21 dereceydi. Dalmaya meraklı arkadaşlarımızın en Kayseri’de nerelerde deneme dalışları büyük yanılgıları da Kayseri’deki havayla dalış bölgelerindeki havayı aynıymış gibi zannetmelerinden doğuyor. yapılıyor? Kayseri konum itibarıyla denize 3-4 saat mesafede bir ilimiz. Küçük bir ipucu: Soğuk suda görüş çok daha iyi olduğu için Dolayısıyla, havuz eğitimlerini Kayseri’deki çeşitli havu- daha çok zevk alırsınız. zlarda verdikten sonra Mersin, İskenderun, Hatay, Antalya gibi deniz kenarındaki birçok kentlere giderek dalış Su altındaki hayat bana hep gizemli, muhteşem yapıyoruz. Ayrıca deneyimli dalgıçlarımızla beraber Kayseri ve dingin gelir. Sadece şnorkel ve gözlükle ve çevre illerdeki göllerde de dalışlar yapıyoruz. yüzebilmiş biri olarak bunu söylüyorum. Bir

Ülkemizde dalmak için en çok tercih edilen yerler nerelerdir?

dalgıç olarak siz su altını nasıl tasvir edersiniz?

Dalmayı merak edenlere benim hep kullandığım bir örnek var: Dalmak dünya değiştirmek demektir. Tıpkı uzaya Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması bize birçok çıkmak gibi. Uzaya çıkanlar da eğitim alıyor, “oraya özel” dalış noktası sunması manasına da geliyor diyebiliriz. Yılın kıyafetler ve “oraya özel” cihazlar kullanıyor. Uymak zorunda 12 ayı dalınabilecek birçok noktamız var. Akdeniz bölgesi oldukları çeşitli fizik kuralları var. Dalış da aynısı. Dünyanızı bu konudaki en avantajlı bölge. terk ederek, başka bir dünyayı ziyaret ediyorsunuz. Dünya üzerinde üstünüzdeki onca ağırlığı hissetmeden, yerden Sahil kenarında yaşayan ve dalış yapan insan- belirli bir metre yukarıda rahatlıkla durabileceğiniz tek yer, lar için bu iş daha basit ama Kayseri’de yaşayıp suyun altı.

dalış tutkunu olanlar için aynı şeyi söyleyemeyiz, daha fazla azim gerekiyor değil mi?

Sahil kenarlarıyla Kayseri de dalış yapmak isteyenler arasındaki tek fark, hafta sonu 3-4 saat daha fazla yolculuğa katlanmaları. Onun dışında hiçbir fark yok. Sonuçta tarif edilemez bu zevki tatmak isteyenlerin hemen yanı başında merkezimiz hizmet veriyor. Olumlu bir fark olarak, Kayseri de balıkadam ehliyetiyle dolaşmanın yarattığı hoş olayları, bütün dalıcılarımız zaman zaman paylaşmaktadır.

Son olarak, dalış merkezinize üye olmak için ne yapmamız gerekir?

Dalış meraklılarının Merkezimize küçük bir ziyarette bulunmaları kafalarındaki birçok soruya cevap vermek için yeterli. Ofisimiz Eras İş Merkezi 8. Katta ayrıca web adresimizden ve 0.352.320 72 87 telefon numaramızdan da bize ulaşabilirler.

29


2. El’de Mağduriyeti Ortadan Kaldıran Kuruluş Gittikçe büyüyen bir pazar ‘2. el otomobil satışı’. Kadın erkek ayrımı olmaksızın herkesin ilgi ve ihtiyaç duyduğu bu konuyu Öz-Sa Otomotiv Genel Müdürü Mehmet Karaaslan’a sorduk. 2. El araç almadan önce bu röportajı mutlaka okumalısınız.

Dod’u bize tanıtır mısınız?

Doğuş Oto Değerlendirme, Doğuş Otomotiv’in 2. El araçların fiyatlarının belirlenip, 101 nokta kontrolü yapılarak garantili satılmasını sağlayan kurumudur. Dod, Doğuş Otomotiv’in ithal ettiği otomobilleri satan diğer bayilerin bünyelerinde de bulunmaktadır. Kayseri’de 2 tane Dod bulunmaktadır bunlardan birisi Skoda bayiliği yürüten İn-car diğeri ise Volkswagen, Audi ve Seat bayiliğini yürüttüğümüz Öz-Sa.

Neden Dod’u tercih etmeliyiz?

Daha önce 2. El otomotivler değişik firmalar tarafından rastgele, özen gösterilmeksizin satılmaktaydı. Burada garanti olmadığı için alıcılar mağdur oluyordu. Güven unsuru eksikti. Bu güveni yeniden tahsis etmek o kadar kolay değil. Dod 10. Yılını tamamladı ve tanınan bir marka haline geldi.

2. el pazarındaki yükselişi nasıl değerlendiriyorsunuz?

2008 yılındaki krizden sonra 2009 senesi bazı önlemler ve hurda indirimleri ile hareketlenmişti ama 2010 iyi geçti 2011 den de beklentimiz yüksek. Sıfır araç satışlarında adet yüksek olsa da karlılık minimum olduğu için 2 el satışları gibi yan gelirlerin desteklenmesi gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda 2. El otomotiv satışında yüksek bir artışın görülmesi bekleniyor. Sıfır otomobil satışlarında son 3 senedir minimum bir karlılık söz konusu, bu durumda bayiinin kendi giderleri açısından zorlanmasına sebep oluyor. Türkiye’de halkın gelir ve ekonomik düzeyinden dolayı 2. Ele talep çok fazla. Önümüzdeki yıllarda bu artış ve kazanç artacak. Bunu ümit ediyoruz.

2. el araç alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

2. el araç alırken öncelikle servis bakımlı araçları tercih ederiz. Periyodik bakım gören araçlar ilerleyen dönemde sıkıntı oluşturmaz.


“Sattım gitti politikasından uzağız, sattığımız her aracın arkasındayız.” Satış esnasında verilen garanti satış sonrasına nasıl yansıyor?

Sattım gitti politikasından uzağız, sattığımız her aracın arkasındayız. Tüm bakımları yaptırıp aracı satarken 1 hafta sonra müşteri bir arızayla geldiğinde Dod bayisi olmanın imajı açısından bu araçları yeniden gözden geçirip bedelsiz hizmet veriyoruz. Oldukça büyük bir showroomda 2. el araçlarınızı sergiliyorsunuz, hepsi sıfır araç gibi görünüyor. 2. El Showroomuna çok önem verdik. Araçları açık ve kapalı alanlarda sergiliyoruz ortalama 50-60 araç stokumuz var. 300 civarında aracı sergileyebileceğimiz alanımız mevcut. Çeşitliliğe önem veriyoruz ve kendi markalarımızın dışındaki markaları da burada sergilemek istiyoruz. Eski bir otomobilci olarak burada sergilediğimiz araçlara baktığımda bu araçta çok güzelmiş diyebilmeliyim. Ekip arkadaşlarımıza hep bunu söylüyorum sergilediğimiz bütün araçlar birbirinden güzel olmalı.

Ödeme koşullarında sağladığınız kolaylıklar nelerdir?

Ödeme koşullarında VDF yani Volkswagen Doğuş Finans Kurumu Sıfır ve 2. El araçları kredilendiriyor. Ayrıca bankalar tarafından çeşitli kredilendirmeler de mevcut. VDF 2. elde %70 oranında kredi imkanı sunuyor, vadeler 24 ay dan 60 aya kadar çıkabiliyor. Krediyi benimsemeyen müşterilerimiz için ise senet veya çek ile satış imkanı sunuyoruz.

Geçtiğimiz yıl Dod’un satış hacmi nasıldı?

2010 yılında 298 adet 2. El araç sattık Dod genelinde 12 bin civarında satıldı. Bu yılın 2. El hedefi ise 15 bin. Bizim bayii olarak bu seneki hedefimiz 500 adet 2. El araç satmak. Son 2 aydır da Öz-Sa olarak Dod bayileri arasında en fazla araç satan bayii olduk. Öz-Sa Otomotiv Genel Müdürü Mehmet KARAASLAN

31




erkeklere

KADIN EŞYALARI

Saçma Gelen

Daha güzel, daha sevimli, daha alımlı, daha hanımefendi olmak için yaptığınız bazı şeyler sadece size öyle geliyor. İşte erkeklerin çoğu zaman ilgilenmediği ve saçma bulduğu o eşyalar…


Dolgu topuklu ayakkabılar Özellikle dar jeanlerle çok hoş duran doldu topuk ayakkabılar nedense erkeklerin onayından geçemiyor. Topuklu ayakkabı kadınlığın simgesi gibi görülürken dolgu topuklar erkeklere daha özensiz geliyor.

Boydan Boya Ayna Dolu Oda Yakın Arkadaşlarınızla Saatler Süren Telefon Konuşmaları Alışveriş, dedikodu, fikir danışma derken epey uzun süren telefon görüşmeleriniz erkeklere çok manasız geliyor. Telefonu kapattıktan 1-2 saat sonra aynı arkadaşınızla görüşecek olmanız ise erkeği adeta depresyona sürüklüyor. Duygusal yoğunluklarınız erkeklere abartılı geliyor.

Her Yiyeceğe Farklı Tabak

Erkeklerin gün içerisinde genelde sadece sabah uyandıklarında yüzlerini yıkadıktan sonra şöyle bir baktıkları bir araç olan aynanın kadınların vazgeçilmez parçası olmasına anlam veremiyorlar. Özellikle yatak odasında boydan boya ayna olması onları rahatsız ediyor. Ayrıca bunun megaloman bir tavır olduğunu da söylüyorlar.

Hatıra Kutuları

Erkekler için tabak tabaktır. Mısır gevreği, dondurma, salata ya da sadece dekoratif amaçlı kullanmak üzere farklı kaseler ve tabaklarınız olduğunu söyleyerek onların bunları ayırt etmelerini beklemeyin. Bu konudaki ikazları da saçma buluyorlar.

Eski günlükler, hatıra defterleri, yazılar, tebrik kartları, mektuplar, küçük oyuncaklar, sinema biletleri gibi ayrıntılarla dolu olup başköşenizde sakladığınız hatıra kutuları erkeklerin sinirini bozuyor. İşe yaramayan her şeyi biriktiriyor olmanızdan hoşlanmıyorlar.

Bol elbiseler

Büyük mücevherler

Çoğunlukla marjinallik uğruna giyilen bol kıyafetler kadınsal çizgileri gizlediği için pek beğenilmiyor. Komşu teyze gibi görünmenizden hoşlanmıyorlar.

Erkekler kadınların mücevher merakını normal karşılıyorlar ama bir kilo ağırlığındaki kolyelerinizi çokta sevmiyorlar. Şık ve kibar takıların kadınları daha asil gösterdiğini düşünüyorlar.

Tüylü eşyalar 18-24 yaş grubunun hayran olduğu tüylü yastıklar, oyuncaklar, kılıflar hatta avizeler erkeklere çok saçma gelen eşyalar arasında. Size sevimli gelen bu tüyler erkekler için sadece hapşırma vesilesi.

Ayak Kremi Yüz kremi, vücut kremi, el ve ayak kremi… Masanızın üzerindeki krem koleksiyonunuza anlam veremiyorlar. Vücudunuza veya yüzünüze kullandığınız kremler, ayaklarınıza da iyi gelmiyor mu? Gibi bir soruyla karşılaşırsanız şaşırmayın. Erkekler böyle ayrıntıları boşa yapılan masraflar listesinde barındırıyorlar.

35


Bol çizmeler Son 2 senedir her genç kızın, kadının ayağında görmeye alıştığımız bol çizmeler her ne kadar moda olsa da erkeklerin göz zevkine hitap etmiyor. Özelliklede pantolonla giyildiğinde bayanlara balıkçı havası vermesi erkeklerin hoşuna gitmiyor. Estetik olarak erkeklerden not alamayan bu botlara ödenen paralar ise onları şaşkına çeviriyor.

Tüylü eşyalar 18-24 yaş grubunun hayran olduğu tüylü yastıklar, oyuncaklar, kılıflar hatta avizeler erkeklere çok saçma gelen eşyalar arasında. Size sevimli gelen bu tüyler erkekler için sadece hapşırma vesilesi.

Bol elbiseler Ten rengi iç çamaşırları kıyafetin altındayken işe yarayan ancak son derece itici ten rengi çamaşırlar estetik görünümü öldürüyor. Erkekler beyaz pantolonun içine sadece bunları giyebiliyor olmanızı anlasalar da sizi bunların içinde görünce hareket etmeye başlayan vitrin mankenlerine benzetiyorlar.

Kirpik Kıvırıcı Bu uygulamadan geçmiş kirpikler geçmemiş olanı ayırt edemiyorlar zaten, daha doğrusu bu küçük farka dikkat etmiyorlar. Makyaj çantanızda bir kirpik kıvırıcı bulunca inceleyerek ne olduğunu anlamaya çalışan erkekler bu aleti göze yaklaştırmaya da pek cesaret edemiyorlar.

Biblolar Minik biblolar, büyük biblolar, her an kırılma tehlikesi olan bu tarz eşyalar göz zenginliği uğruna evleri işgal etse de erkekler böyle düşünmüyor. Evde dolaşırken sürekli dikkatli olmaları konusunda uyarılmaktan hiç hoşlanmıyorlar.

Çoğunlukla marjinallik uğruna giyilen bol kıyafetler kadınsal çizgileri gizlediği için pek beğenilmiyor. Komşu teyze gibi görünmenizden hoşlanmıyorlar.

Valiz Boyutundaki Kol Çantaları Erkeklerin dışarı çıkarken cüzdan ve cep telefonu dışında başka bir şeye ihtiyacı olmadığı için kadınların bu konudaki hassasiyetini de saçma buluyorlar. Zaman zaman o çantanın içinde neler olduğunu merak ettiklerini itiraf ediyorlar. Netice itibariyle kocaman çantalar eşliğinde şehirlerarası yolculuğa çıkar gibi davranan kadınlar erkeklere fazla yüklü geliyor.




DAMRA 2011


Şehrimizde eğitim-öğretime verilen değerin gittikçe çıta yükselttiğini görmek gurur verici. Bu konuya örnek teşkil eden nadir eğitim kurumlarından biri olan Eras Eğitim Kurumları Genel Müdürü Leman Cengiz ile bu köklü kurumun başarısı ve farklılıkları hakkında konuştuk.

Leman Cengiz

Eras Eğitim Kurumları Genel Müdürü

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? İngilizce öğretmeniyim, 27 yıllık devlet tecrübesinin ardından eğitim ve öğretime büyük önem verdiğine inandığım Eras Eğitim Kurumları’nda Genel Müdür olarak göreve başladım. Oldukça köklü ve büyük bir kurumun eğitim gibi önemli bir kuruluşunun başında bulunuyorsunuz. Gerek eğitim konusunun hassasiyeti gerekse bilinen bir kurum olmanın verdiği zorluklar var mı? Köklü bir kurumun hassasiyetle üzerinde durduğu eğitimin başında olmayı zorluk olarak görmüyorum. Ancak bu köklülük ve hassasiyet bizim lokomotifimizdir. Çocuklarımız ‘Geleceğin Türkiye’si’ olacaklar. Öğretmenlerimiz çağdaş eğitimi uygularken öğrencilerini ülkeyi yönetecek insanlar olarak görüyorlar ve eğitimde yol haritalarını buna göre düzenliyorlar. Öğrencilerinize eğitim anlamında geniş bir donanım sunuyorsunuz, peki manevi desteğiniz nasıldır? Öğrencilerimize hedeflerinin net ancak hedefe ulaşma yollarının esnek olabileceğini söylüyoruz. Esneklikten kastımız koşullar uygun olmadığında bize sunulan imkanlarla yeni bir yol haritası çizebilmek. Örneğin 1 saat yetmiyorsa 2 saat çalışmak, 1 test çözmek yeterli değilse daha fazlasını çözmek. Öte yandan, danışmanlık ve rehberlik anlamında da daima öğrencilerimizin yanındayız.


Eras eğitim kurumlarını farklı kılan nedir? Son teknolojiyle donatılmış sınıflar, alan laboratuvarları, sosyal faaliyetler için son derece geniş fiziki imkanlar, yüzme havuzu, tenis kortu, basketbol sahası, jimnastik ve bale salonu, okuma salonu, seçkin eğitim kadrosu, 20 kişiyi aşmayan sınıflarda huzurlu bir ortam bizim farklılığımızdır. Bu açıdan bakıldığında günümüzde öğrenci ve öğretmenlerin çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Geçmişte 60 mevcutlu sınıfta 40 dakika ders yapılır, öğretmen bir öğrenciye 1 dakika bile ayıramazdı. Şuan kaç öğrenciniz var? Anasınıfında 39, ilköğretimde 227 ve lisede 129 öğrenci olmak üzere toplam 395 öğrencimiz bulunuyor. Okul Aile Birliği toplantılarınızın gündemi nasıl oluşur? Bunu öğrenci-veli-eğitimci üçgeninin ilişkisini anlamak için soruyorum. Okul Aile Birliğimiz; Okulumuz öğretmenleri ve Okul Aile Birliğine seçilmiş olan velilerimiz tarafından oluşturulmuştur. Toplantılarımızda eğitime yönelik ve sosyal içerikli ortak projeler konuşulup gerçekleştiriliyor. Yararlandığınız Modern Eğitim sistemleri nelerdir? Sınıflarda akıllı tahtalar ve projeksiyonlar; laboratuvarlarda bilgisayarlar, projeksiyonlar ve en modern eğitim materyalleri kullanılmaktadır. Resim, müzik, proje tasarım odaları, bilgisayara ve dil laboratuvarlarının en güzel örnekleri okulumuzdadır. Öğrencilerinizden projelerle gelenler var mı ya da bu konuda onların gelişimlerini desteklemek adına neler yapıyorsunuz? Gerek öğrencilerimizden gelen gerekse öğretmenlerimiz tarafından önerilen hayata dair pek çok proje özenle gerçekleştirilmektedir. Öğrencilerimiz müzeler, huzurevi ziyareti, Tren Garı, Meteoroloji, çiftlikler gibi pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer alırlar. Öğrenme isteği kişilere göre farklılık gösterir, bunu dengelemek için nasıl bir yol izlersiniz? Görev ve hedeflerimiz için her daim plan ve programımız vardır. Her türlü sosyal faaliyetle adından bahsettiren okulumuzun bu yıl vereceği ilk mezunlarla akademik alanda da iddialı olduğunu hep birlikte görme imkanı bulacağız. Amacımız öğrencilerimizin öğrenme arzusunu parlatmak, konuşmak yerine yapmak.

41





45


Şu sıralar repertuarının en gözde 3 şarkısı nedir? İşte en güzel soru! Kayseri halkı hareketli alaturka şarkılara bayılıyor en sevilen şarkıların ilki “Bursalı mısın kadifeli gelin çaydan mı geçtin” bu şarkıyı duyan coşuyor takibindeki diğer iki şarkıda yine alaturka “ayva çiçek açmış yaz mı gelecek” ve “Konyalım” türküsü… Repertuarımın üç vazgeçilmezi bunlar.

Sahneye çıktığında nasıl hissedersin? Seni sahnede ne rahatsız edebilir? Sahne çok farklı, o hissi o duyguyu anlatmak çok zor insanların bakışları, alkışlar bunlar anlatılmaz duygular. Sahnede kesinlikle baksa bir ruha bürünürüm hareketlerim değişir, konuşmam değişir, bakışlarım bile değişiyormuş öyle diyorlar. Kendimi uçuyor gibi hissederim. Sahnede rahatsız olabileceğim tek şey kaba davranışlardır ki bu duruma Kayseri’de hiç maruz kalmadım. Hem okurlarıyla paylaşmak isteyeceğin kısa bir hikayen var mı? Elbette, çok güzel bir anım var, yine bir sahnemde program sonlarına doğru “çile bülbülüm” okuyordum öylesine bir performans oldu ki ben bile inanamadım. Şarkı bitiminde orta yaslı bir beyefendi usulca yanıma gelip çok kibar bir tavırla mikrofonu istedi, ne olacağıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu hatta birazda gerildiğimi itiraf etmeliyim. Beyefendi öncelikle eğil oğlum deyip anlımdan öptü ve sonra misafirlere kısa bir konuşma yaptı. “Allah’ım ne kadar büyük böyle güzellikler vermiş kullarına sana çok teşekkür ederim deyince ağlamamak için kendimi zor tutmuştum. Bu anımı asla unutamıyorum.

Sahnede olmadığın yapıyorsun?

günlerde

neler

Nadiren olan boş günlerimi ailem ve dostlarımla sohbet ederek geçirmeyi seviyorum.

Vakit geçirmekten hoşlandığın tavsiye edeceğin bir mekan var mı? Kayseri’nin en güzel manzarası Altıntepe’ye ait olduğu için genelde orda olmayı tercih ediyorum ama şehrimizde çok fazla Cafe ve mekan var. Benim tercih ettiğim ortamını ve ambiyansını sevdiğim mekanlar içinde Cafe Fashion önde geliyor diyebilirim. Sahneyi dolduran bir ışığın var, insanları eğlendirme, coşturma konusunda çok başarılısın. Buna devam etmeni isteriz ama gelecekteki hedeflerin arasında farklı şeyler var mı? Kesinlikle hayatımı müziğe adamış durumdayım. İlerdeki hedeflerim içinde albüm çalışması kesinlikle olacak. Müzik olmadan yasayamam ama en büyük hedefim alaturkanın ölmeyeceğini ve her zaman yasayacağını insanlara aşılayabilmek.

röportaj:Latife GÖKTAŞ




Özel günler, Önemli davetliler, Sorunsuz çözümler...

Serçeönü Mh. Mustafa Kemal Paşa Blv. Türkay Sk. No: 6/D Kocasinan KAYSERİ

Tel: 0 352 222 06 16

www.tanitimetkinlikmerkezi.com



51



53



55


Yaren Mobilya 2011 Baharına Hazır! Trend Altın Sarısı ve Beyaz “Kalite, işçilik ve estetikten ödün vermeyen prensibimizle her müşterimizin evini kendi evimiz gibi görerek ... Hayal ederek....Satışa sunduğumuz bütün ürünleri büyük bir titizlikle seçerek ve kullanışlılığı göz önünde bulundurarak siz degerli müşterilerimizin beğenisine sunmaktayız. Hedefimiz müşterilerimizi dost edinmek ve layık oldukları hizmeti sunmaktır.” Yaren Mobilya yaklaşık 16 yıllık bir piyasa deneyiminin ardından Necati Cura tarafından kuruldu. 2 yıldır farklı çizgisi ve çeşitliliği ile Belsin ve Köşk şubelerinde şehrimize hizmet vermekte olan Yaren’in farkı, showroomlar’ında sadece kaliteli ürünleri sergilemesi ve ciddi bir mali destek olarak ürün taksitlendirmelerini kredi kartı ya da senet kullanmadan yapma imkanı tanıması. Elden taksit imkanı, ürün çeşitliliği ve kaliteyle buluşunca ev döşemeyi daha keyifli hale getiriyor.

Necati CURA Yaren Mobilya İşletme Sahibi


2. Şubesini Köşk mahallesinde açan Yaren Mobilya’yı sizler için ziyaret ettik. Satış sonrası da ücretsiz destek veren Yaren Mobilya’da 2011 baharına özel kampanyaları görmeden ev döşemeyin deriz. Ürün yelpazesi oldukça geniş; Klasik Ankara Yemek ve Yatak odaları, Trend 2011 Avangart Yemek ve Yatak odaları. Avangart salon takımları, Klasik salon takımları, Oturma grupları ve Majör takımları, Yataş- Selena Yatak ve Bazaları, Mutfak Köşe ve Mutfak Aksesuarları yanında Bosch, Profilo, Arçelik, Altus marka beyaz eşyaları da Yaren’den seçebilirsiniz.




Şehrimizde eğitim-öğretime verilen değerin gittikçe çıta yükselttiğini görmek gurur verici. Bu konuya örnek teşkil eden nadir eğitim kurumlarından biri olan Eras Eğitim Kurumları Genel Müdürü Leman Cengiz ile bu köklü kurumun başarısı ve farklılıkları hakkında konuştuk.

Leman Cengiz

Eras Eğitim Kurumları Genel Müdürü

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? İngilizce öğretmeniyim, 27 yıllık devlet tecrübesinin ardından eğitim ve öğretime büyük önem verdiğine inandığım Eras Eğitim Kurumları’nda Genel Müdür olarak göreve başladım. Oldukça köklü ve büyük bir kurumun eğitim gibi önemli bir kuruluşunun başında bulunuyorsunuz. Gerek eğitim konusunun hassasiyeti gerekse bilinen bir kurum olmanın verdiği zorluklar var mı? Köklü bir kurumun hassasiyetle üzerinde durduğu eğitimin başında olmayı zorluk olarak görmüyorum. Ancak bu köklülük ve hassasiyet bizim lokomotifimizdir. Çocuklarımız ‘Geleceğin Türkiye’si’ olacaklar. Öğretmenlerimiz çağdaş eğitimi uygularken öğrencilerini ülkeyi yönetecek insanlar olarak görüyorlar ve eğitimde yol haritalarını buna göre düzenliyorlar. Öğrencilerinize eğitim anlamında geniş bir donanım sunuyorsunuz, peki manevi desteğiniz nasıldır? Öğrencilerimize hedeflerinin net ancak hedefe ulaşma yollarının esnek olabileceğini söylüyoruz. Esneklikten kastımız koşullar uygun olmadığında bize sunulan imkanlarla yeni bir yol haritası çizebilmek. Örneğin 1 saat yetmiyorsa 2 saat çalışmak, 1 test çözmek yeterli değilse daha fazlasını çözmek. Öte yandan, danışmanlık ve rehberlik anlamında da daima öğrencilerimizin yanındayız.


Eras eğitim kurumlarını farklı kılan nedir? Son teknolojiyle donatılmış sınıflar, alan laboratuvarları, sosyal faaliyetler için son derece geniş fiziki imkanlar, yüzme havuzu, tenis kortu, basketbol sahası, jimnastik ve bale salonu, okuma salonu, seçkin eğitim kadrosu, 20 kişiyi aşmayan sınıflarda huzurlu bir ortam bizim farklılığımızdır. Bu açıdan bakıldığında günümüzde öğrenci ve öğretmenlerin çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Geçmişte 60 mevcutlu sınıfta 40 dakika ders yapılır, öğretmen bir öğrenciye 1 dakika bile ayıramazdı. Şuan kaç öğrenciniz var? Anasınıfında 39, ilköğretimde 227 ve lisede 129 öğrenci olmak üzere toplam 395 öğrencimiz bulunuyor. Okul Aile Birliği toplantılarınızın gündemi nasıl oluşur? Bunu öğrenci-veli-eğitimci üçgeninin ilişkisini anlamak için soruyorum. Okul Aile Birliğimiz; Okulumuz öğretmenleri ve Okul Aile Birliğine seçilmiş olan velilerimiz tarafından oluşturulmuştur. Toplantılarımızda eğitime yönelik ve sosyal içerikli ortak projeler konuşulup gerçekleştiriliyor. Yararlandığınız Modern Eğitim sistemleri nelerdir? Sınıflarda akıllı tahtalar ve projeksiyonlar; laboratuvarlarda bilgisayarlar, projeksiyonlar ve en modern eğitim materyalleri kullanılmaktadır. Resim, müzik, proje tasarım odaları, bilgisayara ve dil laboratuvarlarının en güzel örnekleri okulumuzdadır. Öğrencilerinizden projelerle gelenler var mı ya da bu konuda onların gelişimlerini desteklemek adına neler yapıyorsunuz? Gerek öğrencilerimizden gelen gerekse öğretmenlerimiz tarafından önerilen hayata dair pek çok proje özenle gerçekleştirilmektedir. Öğrencilerimiz müzeler, huzurevi ziyareti, Tren Garı, Meteoroloji, çiftlikler gibi pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer alırlar. Öğrenme isteği kişilere göre farklılık gösterir, bunu dengelemek için nasıl bir yol izlersiniz? Görev ve hedeflerimiz için her daim plan ve programımız vardır. Her türlü sosyal faaliyetle adından bahsettiren okulumuzun bu yıl vereceği ilk mezunlarla akademik alanda da iddialı olduğunu hep birlikte görme imkanı bulacağız. Amacımız öğrencilerimizin öğrenme arzusunu parlatmak, konuşmak yerine yapmak.

61


çiftler için Mutlu Evlilik Köşesi Uzman Psikolog Nuran Oğuzkaya yaklaşık 24 yıldır mesleği gereği insanları mutlu etmek, sorunlarına farklı bakış açıları kazandırmak için çalışıyor. Akademik ve özel çalışma hayatı süresince yüzlerce vakayı inceleme imkanı bulan Oğuzkaya’nın uzman olduğu alanlar içinde önemli bir nokta “evlilik danışmanlığı”. Şehrimizde çok sayıda çift evlilik ve aile problemleri için kendisine başvurarak terapi seanslarına katılıyor. Hem Dergisi olarak Nuran Hanım’dan yazılı bir seans rica ettik. Daha iyi anlaşmak, mutlu olmak isteyen çiftleri bu yazıyı birlikte okumaya davet ediyoruz.

Nuran Oğuzkaya


evlilik

Evlilik, her bireyin kendi kişilik özelliklerini, görüşlerini ve değerlerini yanında taşıdığı bir birleşmedir. Evliliklerde çatışmaların çoğu kalıcı sorunlardan oluşmaktadır. Evliliğe karar verirken aslında önümüzdeki on, yirmi hatta elli yıl boyunca boğuşacağınız bir dizi çözümsüz sorunu da seçersiniz. Sorunların olması doğaldır, asıl olan sorunla etkili baş etmeyi öğrenmektir. Aksi halde karı-koca sorunlara kilitlenip kalırlar, aynı konuyu defalarca konuşurlar, hamle yapmadıkları için de gitgide daha çok incinir, hüsrana uğrar ve dışlanmış hissederler. Bir evliliğin iyi gidip gitmediğini anlamanın yollarından biri tartışmaların başlangıç şeklidir. Tartışmalara sert başlıyorsanız, karşı taraf savunmaya geçer ve ona ulaşmanız artık mümkün olamaz. Eleştiri, hor görme, savunmaya geçme, araya duvar örme evliliklerde olumsuz durumun habercisidir.

*Eleştiri; Birlikte yaşadığınız kişiden yakınmanız normaldir. Yakınma daha çok belirli bir davranışa yöneliktir. Eleştiri ise daha geneldir, karşıdakinin kişiliğine yöneliktir. Dolayısıyla da daha yıkıcıdır.

*Kendini savunma;

savunmacılık çatışmayı tırmandırır, eşe “sorun bende değil sende” mesajını verir.

*Araya duvar örme;

eşlerden birinin iletişimi kesmesidir. İşten eve döndüğünde eşinin eleştirileriyle karşılaşan ve gazetenin arkasına saklanan koca ne kadar az tepki verirse, karısı da o kadar çok bağırır. Sonunda adam odayı terk eder, burada araya duvar ören kişi olmuştur. Duvar ören kişi söylediklerinizi duysa da, duymuyormuş gibi yapar. Duvar örme davranışı erkekler tarafından daha fazla kullanılmaktadır. Bu durum eşlerin duygusal olarak birbirinden uzaklaşmasına neden olur.

*Hor görme;

küçümseme, iğneleme, alay etme şeklindeki davranışlardır. Bu dört faktör içinde en zararlı olanı hor görmedir. Tartışmalarda uzlaşma yerine daha fazla çatışmaya yol açar.


MUTLU EVLİLİK Mutlu evliliklerin sırrı, kavga etmediğiniz zamanlarda birbirinize yakın davranmanıza bağlıdır. *Eşinizi tanımıyorsanız, onu sevemezsiniz. Birbirinizin iç dünyasını daha iyi tanıdıkça, ilişkiniz de derinleşip genişler.

Evliliklerde eleştiri, hor görme, kendini savunma, duvar örme davranışlarına sık rastlanır. Bu yapı kalıcı hale gelmişse o zaman problem var demektir. Tartışmaların sık olması taşma duygusuna, bu da ister istemez eşlerin birbirinden uzaklaşmasına sebep olur. Uzaklaşma ise eşlerin kendilerini yalnız hissetmelerine yol açar. Yardım almazlarsa aynı evin içinde birbirlerine yabancı bir yaşam sürdürürler. Çocukları ile oynayarak, misafir çağırarak birliktelik görünümü verirler. Ancak duygusal olarak kendilerini birbirlerine bağlı hissetmezler.

İlişkinin zor durumda olduğunun belirtileri şunlardır: *Evlilikle ilgili sorunlarınızın ciddi olduğunu düşünmeniz *Sorunları kendi başınıza çözmeye çalışmanız *Aynı evin içinde iki yabancı gibi yaşamanız *Yalnızlık hissi

Yapılan bir araştırmaya göre, kadın ve erkek ani bir ses duyduklarında, erkeğin kalbi kadınınkinden daha hızlı atar ve bu hızı daha uzun süre korur. Aynı durum kan basıncı için de geçerlidir. Bu durumda erkeklerin tartışmadan kaçmaları şaşırtıcı değildir.

*Sevgi ve hayranlık mutlu ve uzun süreli bir ilişkinin en önemli öğeleridir ve hor görmenin panzehiridir. *Eşiniz ve evliliğinizle ilgili olumlu düşünün, zor zamanlar geldiğinde bu düşünceler sizi koruyacaktır. * Uzaklaşma yerine yakınlaşın, esas olan deniz kıyısında tatil, mum ışığında akşam yemeği değil her gün küçük vesilelerle birbirine yakınlaşmaktır * Erkek kararları eşle birlikte alıyorsa, anlaşamadıkları durumlarda bile ortak bir zemin arıyorsa mutlu olacaklardır * Erkeğin karısının fikirlerine açık olması, duygusal olarak zenginleşmesini sağlar. * Evlilikle ilgili problemleri konuşmak ve tartışmaktan kaçınma oranı erkeklerde çok daha fazladır. Bu durum mutlu evliliklerde de görülür


Evliliklerde çatışmaların çözümü için kendinize yol haritası belirleyin *Eşinizin saygıya layık olduğunu düşünün

*Onun takdir ettiğiniz yönlerini bulun *Geçmişinizdeki mutlu olaylardan söz etmeye zaman ayırın * Günlük etkileşimleri hafife almayın. Akşamları bir araya gelince günün nasıl geçtiğini konuşun. Yaşamınızın diğer alanlarında birbirinizi destekleyin. Bunu yaparken şunlara dikkat edin: Sırayla konuşun, istenmeden tavsiyede bulunmayın, çözüm sunmak yerine sevecen davranın, tüm dikkatinizi eşinize verin, anlayışlı olun, bakış açısının mantıksız olduğunu düşünseniz bile eşinizden yana olun, karşı tarafı tutmayın. Eşiniz duygusal destek almak için size geldiğinde amacınız ona ne yapacağını söylemek değil, ah canım demek olmalıdır. Başkalarına karşı dayanışma sergileyin, sevgi gösterin, seni seviyorum deyin, duygularını onaylayın. *Tartışmalara başlarken konuşmanızı yumuşatın, yumuşak başlangıç eleştiri ve aşağılamanın olmadığı bir konuşmadır, araştırmalara göre tartışmalar çoğunlukla başladıkları gibi sona eriyorlar. Sert başlangıç çoğunlukla erkeklerden çok kadınların kullandığı bir yöntemdir.

*Yakının ama suçlamayın *Sen yerine ben ifadeleri kullanın,”sen beni dinlemiyorsun” yerine “beni dinlemeni isterdim” diye söyleyin.

*Eşinizin zihninizi okumasını beklemeyin, açık olun. *Nazik olun, lütfen, rica ederimi kullanın.

*Geçmişte güzel olan şeyleri hatırlayıp, onu takdir edin. *Meseleleri biriktirmeyin, patlama noktasına geldiğinizde nazik olmak zordur. *Nabzınız dakikada 100’ün üzerindeyse, eşinizin söylediklerini duyamazsınız, ara verin, sakinleşin. Bir tartışma sırasında erkeğin bedeninin sakinleşmesinin kadının sakinleşmesinden daha uzun sürdüğünü unutmayın.

*Uzlaşma yolları arayın, haklı olduğunuza inansanız bile bildiğinizi okumak iki kişinin de işine yaramayacaktır. *Uzlaşmanın yolu ise tartışmalara yumuşak başlamak, sakinleşmekten geçer. Uzlaşmaya ise farklılıklarınızı ve isteklerinizi konuşarak varabilirsiniz.

65




Kadınların Muhteşem Dönemi

REGL

Regl olmadan önce, olurken ve olduktan sonra; çoğu zaman 1 aylık bir zaman diliminin yarısını kapsayan bu sendrom kendinizi “çirkin” hissettiğiniz, ota çöpe ağlamak istediğiniz sancılı bir dönemi işaret ediyor. Üstelikte periyodik olarak…


Yaşanan ufak olumsuzlukları bir yana bırakırsak beyninizin duygusal bölümünün zirveye ulaştığı bu dönem sezgilerinizi de güçlendiriyor sizi adeta ulvileştiriyor. Şimdilerde kadınlar tarafından daha rahat ifade edilen bu rahatsızlık dönemi annelerimizin gençlik zamanlarında ayıp addedildiği gerekçesiyle konuşulmuyordu bile. Günümüzde bu konuda daha şanslı olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor. Doğanın bir gereği olarak olması gereken regl yani adet döneminin sancılar, sivilceler ve depresif hallerle geçmesini beklemek yerine daha iyi hissetmek de elimizde.

Metabolizma açısından muhteşem bir dönüşüm olan bu dönemi günlük hayatta da muhteşem hale getirmek için önerilerimize kulak verin.

Regl Dönemi

(-)leri

Bel, Karın, Kasık Ağrısı Mide Bulantısı Şekle Girmeyen Saçlar Sivilceler Şişkinlik Bitmeyen Tatlı Tüketme Arzusu

Regl Dönemi

(+)ları

Hormonlarınızın Düzenli Çalıştığından Emin Olursunuz 2 Gün İçerisinde Yenilenmiş Hissedersiniz Dilediğiniz Kadar Naz Yapabilirsiniz İptal Etmek İstediğiniz Randevular İçin En İyi Bahanedir Halinizden Anlayan Birileri Size Çikolata, Şeker vs. Getirir

69


Hormonların işleyişinde meydana gelen değişimler duygularda, görünüşte de kendini gösteriyor. Bu dönemin kabusa dönüşmesini engelleyebilirsiniz. Her şeye rağmen güzel görünmek için öncelikle bahsettiğimiz regl dönemi artı ve eksilerini okuyup kavramamız gerekiyor ve bu dönemin hasta olmak için değil yenilenmek için gerekli olduğu fikrini zihnimizde sabitlemeliyiz.

Sivilceleriniz Çoğaldığında Adet dönemlerine sivilceler normalde olduğundan daha etkili olabilir, hatta acı verebilirler. Onları hastalığınız esnasında sıkarsanız yayılmalarını kolaylaştırırsınız ve yüzünüzde oluşan tahribat daha geç iyileşir. Regl dönemi sivilcelerinden kurtulmanın en güzel yolu regl olmadan 3-4 gün önceden başlayarak her akşam ve sabah cildi antiseptik bir solüsyonla temizlemektir.


Saçlarınız Söndüğünde Bu dönemin sizi çirkin ve bakımsız göstermesine sebep olan önemli etkenlerden biri saçların bir anda sönmesi, parlaklığını yitirmesidir. Yağlanır, şekil almaz ve çabucak kirlenirler. Yapmanız gereken şey her sabah yıkayıp kurutmak olmalı, hala işe yaramadığını düşünüyorsanız geniş, süslü ve canlı renkli bir saç bandı alın. Daha dinamik hissedersiniz.

Yüzünüz Solduğunda Renginiz solacak, hasta gibi görüneceksiniz ama dert etmeyin. Kimi insanların cildi regl döneminde kururken kimilerininki daha fazla yağlanabilir. Yağ dengesini tonik veya nemlendirici kullanarak sağladıktan sonra mutlaka açık tonlarda bir allık kullanın. Allık sürme işini abartmayın ki normalden daha solgun olan esas renginizle palyaçoya dönüşmeyin. Şeftali tonlarındaki allıklar adet dönemi solgunlukları için en ideal renklerdir.

Vücudunuz Şiştiğinde Kilo aldığınızı düşünerek hemen diyet hazırlıklarına başlamayın. Her adet döneminde belli bir miktar su tutan vücudunuz sizi yaklaşık 3 kilo fazla gösterir. Uzmanlar, vücuda alınan ve atılan sıvı arasında bir denge olması gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle regl döneminde bol su içip, potasyum bakımından zengin meyveler tüketmek gerekiyor. Şeftali, kayısı, muz bizim önereceğimiz meyveler arasında. Ayrıca Muz’un adet sancılarına olumlu etkisi birçok kişi tarafından da biliniyor.

Acıktığınızda Abur cubur yemek istediğinizi biliyoruz; hatta çikolatayla bütün günü geçirmek bile isteyebilirsiniz. Ancak sıcak ve sulu yemekler yemezseniz regl kramplarına davetiye çıkarırsınız. Metabolizmanızı güçlendirecek besinleri tercih edin. Et, karaciğer, balık, yumurta, süt, yeşil yapraklı sebzeler ve kuru meyvelerin tüketimini artırarak daha güçlü hissedebilirsiniz. Tuz, alkol, kafein içeren yiyecekler ve basit şekerlerden uzak durmalısınız. Ayrıca gaz yapan yiyecekler tüketmeyin ki zaten hissettiğiniz kasık kramplarına yenileri eklenmesin. Kalori hesabı ile beslenmeyi alışkanlık haline getirenler için söylüyoruz; Günde 1200 kalori adet dönemi beslenme programı için uygundur.




bebeğinize ŞARKIsöyleyin Müziğe duyduğumuz bu ilgi ve aşinalık nereden geliyor dersiniz? Müzik, bu dünyadan önceki hayatımıza aitmiş gibi bir his var içimizde. Anne karnındaki bebeklerin bile müziğe tepki vermesi bu iddiayı destekliyor. Araştırmalara göre bebekler anne karnındayken duydukları müzik ve diğer sesleri ayırt edebiliyor, farklı tepkiler veriyorlar. Uzmanlar, müzik dinletilerek büyüyen bebeklerin yaşıtlarına göre sakin, duygusal açıdan huzurlu olduklarını söylüyor. Günümüzde eskiye nazaran daha bilinçli hareket eden anne babalar bu yöntemlere önem veriyor. Bizde müziğin çocuk gelişimi üzerindeki olumlu etkisini sizler için araştırdık.


Müziğin bebek gelişiminde Rolü Bebekler beyinlerinde milyarlarca hücreyle dünyaya gelirler ve ilk yıllarda bu hücreler çeşitli yollarla birbiriyle bağlantıya geçer kendilerini geliştirirler. Kullanılan hücreler kuvvetlenirken kullanılmayan hücreler ise ölmeye başlar. İşte bu durumda devreye müzik giriyor. Araştırmacılar, bebeğe müzik dinletmenin onun beyninde yeni bağlantıların oluşmasını ve hücrelerin devamlı kendilerini yenilemelerini sağladığını söylüyor. Anne karnında müzik dinletilerek gelişen ve doğum sonrasında da müzik dinletilmeye devam edilen çocukların; yaratıcılık, sosyallik, hafıza, matematik, dil ve duygusal zekâ gibi alanlarda hızlı bir gelişim gösterdiği gözleniyor.

Bebek doğduktan Sonra da Hafif Müzik Bebeğinizin, hamileliğin 16. Haftasından itibaren dışarıdan gelen sesleri kolaylıkla duyabildiğini unutmayın. Sert ve çok sesli müzikler bebeğinizin kulağına zarar verebilir. Eğer bebeğinize müzik dinletmek istiyorsanız; yumuşak, hafif müzikleri tercih edin. Bebeğinizin hangi müziklerde ne tür davranışlar sergilediğini gözlemleyin; rahatladığı müzikleri belirleyin ve sıklıkla bu müzikleri kullanın.

75


Dans Ritimleri Fiziksel Gelişimi Güçlendiriyor

Müzikle büyüyen bebekler, müziğin ritmine göre hareket ederler ve birtakım fiziksel gelişmeler kendini daha sağlıklı bir yöntemle tamamlar. Bu hareketler zamanla yerini el çırpmaya, oynamaya hatta dans etmeye bırakır ve çocuğun kas gelişimine de faydası büyüktür.

Müziğin Evrenselliği Çocuğu Sosyalleştiriyor Müzik evrenseldir, farklı dilleri ve kültürleri birbirine yakınlaştırır. Müzikle büyüyen bebekler, zamanla sosyal iletişimde de gelişim gösterirler.

Müzikle Büyüyen Bebekler Sayısal Alanda da Başarılı Yapılan araştırmalar, müziğin bebeklerin beyin kıvrımlarının gelişiminde etkili olduğunu gösteriyor. Özellikle ilk yıllarında çocukların zihinsel gelişiminde müzik oldukça etkilidir. Müziğin, matematik zekâsının gelişiminde de etkili olduğu saptanmıştır.

9

2

6

8

1 5 3


Anne karnından itibaren müzik dinleyen bebeklerin, çevresine karşı uyumlu davranışlar sergiledikleri gözlenmiştir. Bazı çalışmalarda; sürekli ağlayan ve huzursuz davranan bebeklere, anne karnında kendisine dinletilen müzikler tekrar dinletilmiş; sonucunda da bu bebeklerin, bu tanıdık melodiler sayesinde rahatlayarak uykuya daldıkları görülmüştür.

Kulak ve dil gelişimine etkisi

Müzikle büyüyen çocuklar, kulak ve dil gelişimlerinde hızlı bir ilerleme gösteriyor. Özellikle annenin bebeğine bakarak melodili şarkılar söylemesi, çocuğun dil gelişimini çabuklaştırıyor.

Yaşıtlarıyla Kavga Etmeyen Bebekler

Yaşıtlarıyla oyun oynamak bir çocuk için en önemli sosyal aktiviteler arasında yer alır. Çocuklar en çok evde, kreşte, anaokulunda yapılan müzikli aktiviteler esnasında arkadaşlarına uyum gösteriyor ve kavga etmeden oyun oynuyorlar.

En Uygun Tarz Klasik Müzik

Müzik Bebeğe Anne Karnındaki Huzuru Hatırlatır

Bebeğin anne karnında işitebileceği en yoğun ses dakika da 70-100 kez atan kalbin atış sesidir. Bu ritimlere en uygun ses ise klasik müziktedir. Bu nedenle anne adaylarına müzik tercihlerini klasik müzikten yana kullanmaları önerilir. Bu melodiler bebek gelişimi için sağlıklı olmasının yanında hamilelik sürecindeki annenin de rahat ve stressiz günler geçirmesini sağlayacaktır.


www.minimoda.com.tr Alparslan Mah. Eşref Bitlis Bulvarı 7/A Tel : (0352) 235 77 60


Şube: İpek Saray A.V.M Kat 1 Tel : (0352) 224 42 70



81


Çocuğunuzla Güvenli Bir Seyahat İçin: Koltuğun çocuğunuzun yaşına uygun olmasına özen gösterin. Oto koltuğunu arabaya doğru biçimde yerleştirmek için kullanım kılavuzundaki talimatları iyice okuyun. Alacağınız oto koltuğunun arabanızın koltuğuyla uyumlu olup olmadığını kontrol edin. Oto koltuğunuzun test edilmiş ve standartlara uygun olmasına dikkat edin. Her araba yolculuğundan önce oto koltuğunun iyi bir şekilde yerleşip yerleşmediğinden emin olun. 6 yıldan daha eski bir oto koltuğunu değiştirin. 10 yıl ve daha fazla eski olanlarını kullanmayın. Bir oto koltuğu almak, bebeğinizin güvenliği konusunda yapabileceğiniz ilk adımdır, ikinci adım oto koltuğunu arabanıza doğru bir şekilde yerleştirmeniz ve üçüncü adım ise sıkılan bebeğinizin kemerini asla açmamak olmalıdır! Unutmayın, Türkiye'de emniyet kemeri, bebek ve çocuk güvenlik koltuklarını kullanma oranı çok düşük olmasına rağmen, çocuk güvenlik koltukları doğru şekilde monte edildiğinde çocuklar, yüzde 75 oranında trafik kazalarından hiç zarar görmüyor. Ayrıca, çocuğun ön koltuğa oturtulması, arka koltukta kapıya çok yakın bulunması, çocuk güvenlik koltuğunun kullanılmaması ve çocuğu kucakta taşıma gibi hatalı davranışlar sonucu, kaza anında çocuklar araçtan fırlayabiliyor. Çocuk güvenlik koltuklarının yanlış monte edilmesi ise, koruyuculuğu en aza indiriyor. Üstelik, otomobilin ön kısmına ya da arka koltukta kapıya yakın kısımlara monte edilen çocuk güvenlik koltukları, hava yastıklarının açılması halinde boğulmalara ve yaralanmalara neden olabiliyor.

Araba hareket halindeyken bebeğinizi koltuktan çıkarmaya çalışmayın. En az 1 yaşına kadar ve 9 kiloya ulaşıncaya kadar bebeğinizi yüzü arkaya dönük biçimde 45 derecelik açıyla oturtun. 5 nokta kemer sistemi en iyi korumayı sağlar, çünkü kemerler bebeği hem omuzlarından, hem de kalçasından tutacak şekilde kavrar. Kemer en iyi korumayı sağlamak için rahat biçimde durmalıdır, bebeğinizi çok sıkmamalıdır. Çocuk koltukta kendini rahat ve iyi hissetmelidir. Çünkü hoşnut olmayan bir çocuk rahatsız olur ve sürücüyü de rahatsız eder. Çocuk güvenlik koltuğunun montajı kolay olmalı ve mevcut araç kemerleri ile kullanılabilmelidir. Koltuk kısa mesafeli yolculuklarda dahi kesinlikle kullanılmalıdır. En değerli varlıklarımız çocuklarımızla nice mutlu yarınlar diliyorum… Okan Okandan


evin vazgeçilmezi ”mutfak” Merhabalar, yeni sayımızda bir kez daha siz değerli okuyucularımızla birlikte olmaktan son derece memnuniyet duyuyoruz. Bu sayımızda SÖZÜER MİMARLIK olarak sizlere evimizin vazgeçilmezi “Mutfak” ile ilgili bazı bilgiler aktarmaya çalışacağız. Öncelikle mutfak nedir? Mutfağın tarihsel gelişimi nasıldır? Mutfak deyince hepimizin aklına birbirinden leziz yemeklerin hazırlandığı, servis edildiği ve yenildiği alanlar geliyor. Hele ki zengin bir damak zevki olan Kayserimiz de “mutfak” kavramı daha da anlamlı hale geliyor ve saygı değer ev hanımlarımız için çok daha fazlasını ifade ediyor. Mutfak tarihi gelişim sürecinde yüz yıllar öncesine dayanır. Yemeğin piştiği yerde bir sofra etrafında tüm aile fertlerinin toplanıp, oturularak yemek yenmesi geleneksel Türk evlerinde hepimizin aşina olduğu bir kavramdır. Avrupa’da bizim alışkanlıklarımızdan farklı olarak yaşama-yemek yeme-mutfak alanı iç içe idi. Ancak mutfaktaki yemek kokusu ve buhar, yaşam konforunu olumsuz etkileyen faktörlerden birisi haline geldi. Ayrıca zaman içinde refah düzeyinin artması gibi sebeplerle mutfak bölümü, yaşam alanlarından ayrılmaya başladı. Günümüzde yemeğin hazırlandığı mekanda, yemek yeme olanağının sağlanması sadece bir kahvaltı ya da akşam yemeğinin yendiği, bir alan şeklinde anlam kazanmadı.

Ayrıca hanımlarımızın komşuları ve arkadaşları ile oturup kahvelerini içip sohbet ettikleri bir sosyal alan haline geldi. Doğal olarak buda mutfaklarımızda bizleri yeniliklere yönlendirdi. Eski ve yeni yapılarda mutfakları kıyaslarsak karşımıza nasıl bir sonuç çıkıyor? Eski konutlarda mutfak için ayrılan alanlar çok genişti, donatı elemanları için serbest alan gereksinimi problem olmuyordu. Buna karşın günümüz konutunda sınırlı alan kullanımı mutfağın küçülerek günümüz şartlarına göre donatılması ihtiyacı doğurmuştur. Elbette bu donatım değişiminde, işlevsel olma ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi nedenlerinin oynadığı rol de unutulmamalıdır. SÖZÜER MİMARLIK olarak bize göre mutfağın özellikleri ve işlevsel açılımı nedir? Nasıl olmalıdır? Türkiye’nin çoğu yerinde olduğu gibi bizim mutfaklarımızda, yemek hazırlama eylemleri ile yemek yeme eyleminin aynı alanda gerçekleştiği mekânlardır. Günümüzdeki toplum yapısı ve çalışma koşulları, tüm aile bireylerinin konut dışında geçirdiği saatlerin fazlalığı ve evde geçen sürenin azlığı sebebi, aile bireylerini bir arada olma istemlerini arttırmaktadır. Bu nedenle, batı ülkelerindeki gibi bireysel yemek alanları yerine ülkemizde ve şehrimizde bu tür mutfaklar daha çok tercih edilmeye başlanmıştır. Mutfaklarımızda yemek yeme eyleminin de yer alması, başka bir odada bulunan yemek masasında yemek yendiğinde ortaya çıkan, zaman ve enerji kaybı gibi olumsuz etkileri (fazladan çalışma ile fazla dolaşım gerektiren hizmetten dolayı) azalttığından, çalışan aileler için en olumlu çözümlerden biri olmaktadır. Burada kısa sürede ve


kolay bir şekilde kahvaltı-yemek eylemi en az enerji kabı ile gerçekleştirilebilmektedir. Lakin bu tip mutfaklarda yemek masasının diğer mutfak eylemlerine engel olmaması, mutfak içi çalışmalarını güçleştirmemesi ve çalışma anındaki dolaşım yolunu gereksiz yere kesmemesi yahut uzatmaması gerekliliğine dikkat edilmelidir. Bir mutfağın işleve uygun olabilmesi için donatım elemanlarının kullanımına en uygun şekilde düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Biz mutfak tasarımlarımızda bulaşık eviyesi, ocak fırın ve hazırlama tezgâhı arasındaki uzaklıkları olabildiğince birbirine yakın yapmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda bulaşık yıkama evyesi, ocak fırın ve buzdolabı arasındaki dolaşım(çalışma)alanı üçgenin sınırları (Bkz. Şekil1) toplamının 7 metreyi geçmemesine özen gösteriyoruz ve bu şekilde tasarladığımız mutfaklara “Olumlu Mutfak” diyoruz. Çünkü; Olumlu düzenlenmiş bir mutfak ile olumsuz düzenlenmiş bir mutfak üzerinde yapılan araştırmalar, olumsuz düzenlenmiş mutfakta bir akşam yemeğinin hazırlanması sırasında kat edilen yolun, olumlu düzenlenmişe göre iki katından daha fazla olduğunu gösteriyor. Yurtdışında yapılan çalışmalardan elde edilen sonuca göre; Olumlu düzenlenmiş mutfakta 70 metre yürünerek yapılan iş, olumsuz düzenlenmiş mutfakta 174 metrelik bir yol yürünerek yapılabilmektedir. Bu sonuçlar zaman olarak değerlendirildiğinde aynı işlemler için gerekli zaman olumlu düzenlenmiş mutfakta 51dakika iken, olumsuz düzenlenmiş mutfakta ise 69 dakika olarak saptanmıştır. Buda bazı hanımlarımızın diğerlerine nazaran mutfakta

neden aynı işi yapmalarına rağmen kendilerini daha yorgun ve halsiz hissetmelerinin sebebini açıklamaktadır. Kaldı ki bu sonuçlar genişletilerek değerlendirildiğinde; bir mutfakta günde 3 defa yemek hazırlandığında 365 günde (1 yılda) olumlu düzenlenmiş bir mutfakta gereksiz yere kat edilen uzaklıktan kazanç 115.000metre ve zaman olarak ta 41 işgünü olmaktadır. Peki, sizce, vaktin bu kadar kıymetli olduğu günümüzde, bizim bu kadar vakit kaybetme lüksümüz var mı? Ailemize ayırabileceğimiz her sene fazladan bir buçuk ayımızı neden mutfakta geçirelim ki? İşte bu noktada SÖZÜER MİMARLIK olarak biz devreye giriyoruz.


Bu veriler ışığında tasarladığımız mutfağımızda yerleşim planımız açığa çıkıyor. Daha sonra ise uygulama konusu devreye girdiğinde kullanılacak malzemenin seçimi birinci derece de önceliğimiz haline geliyor. Çünkü bizler biliyoruz ki bir mutfağı ne kadar şık ve kullanışlı yaparsak yapalım kullanılan malzeme kalitesi o mutfağın ömrünü belirliyor. Bunun içinde profesyonel ekibimiz kullanım amacına göre, çeşitli ahşap seçeneklerini değerlendirerek seçilmesi gereken en doğru malzemeleri müşterilerimizin beğenisine sunuyor. Seçilen malzemeler özenle işlenerek çok kısa bir sürede yerlerine montaj ediliyor. Sonrasında ise müşterimize yeni ve olumlu mutfağında bizlere bir tabak mantı ikram etmek kalıyor. Kayseri’de ki mutfakları değerlendirdiğimizde.. Genel düzenleme ilkelerimizde nelere dikkat ediyoruz?

Mutfak planlarken ne gibi unsurları göz önüne alıyoruz? Sistemimiz nasıl işliyor? Öncelikle mutfakta iş yapan kişinin eylemlerini göz önüne alıyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi mutfak, ait olduğu konutta oturan ailenin veya kişilerin yemeklerini hazırladıkları bir yerdir. Bu sebeple mutfak tasarımlarımızda ilk iş olarak mutfakta yapılan iş-eylem grubunu ve bu eylemlerin alanlarını analiz etmemiz gerekiyor. Bu eylemleri; dışardan işlenmemiş olarak alınan veya hazır durumdaki yiyeceklerin yenme ve içmeye hazır duruma getirilmesi için yapılan hazırlama ve gerekiyorsa kaynatma, pişirme, fırınlama, hatta soğutma gibi eylemler oluşturmaktadır. Bu işlemler sonucu yiyecekler mutfak içindeki bir köşede veya başka bir mekanda yenilerek tüketilir hale geliyor. Bu eylemlerin yanı sıra düşünülmesi gereken bizim “tek eylem” dediğimiz eylemler de vardır. İnsanın mutfakta meydana gelen tek eylemleri çok çeşitlidir. Bu tek eylemler; ayakta durma, oturma, çömelme, kavrama, tutma, uzanma, dolaşım, yıkama eylemleri gibi eylemlerdir. Eylem alanlarına gelince, mutfakta yer alan eylem alanlarını 3 ana grupta açıklayabiliriz; 1. Tezgâhta hazırlık-yiyecek ve bulaşık yıkama eylem alanı, 2. Ocak-fırın ile pişirme eylem alanı, 3. Dolaplardan yiyeceklerin depolanması ve saklanması için gerekli eylem alanları. Bu üç ana eylem alanını oluşturan, hazırlık-yıkama ve pişirme ile depolama etkinlikleri arasında dolaşım, mutfak içi düzenini ve tasarımını belirleyen ana ilkeleri oluşturmaktadır. Mutfakta ki ev kadınının günlük işleri sırasında çalışma yerleri arasında, kaç kere gidip geldiği bilimsel olarak saptanarak belirlenen yol ve ulaşım yoğunlukları, yoğunluk düzeyine göre sıralandığında, birinci olarak ocakla tezgâh arasında, ikinci olarak buzdolabı ile hazırlık tezgahı arasında, üçüncü olarak da ocakla buzdolabı arasında olduğunu görüyoruz. İşte bu sebeplerle biz mutfak tasarımlarımızda öncelikle kullanıcıyı tanıyoruz.

Genel düzenleme ilkelerimizde dikkat ettiğimiz bazı hususlar; Yemek hazırlama mekanının tasarlama ilkelerini genel olarak şöyle sıralayabiliriz; • Yeni yapılan yapılar da mutfaklar kullanım açısından gereğinden büyük olmamalıdır. Yemek yeme yeri dışında 8m2lik alan mutfak için en ideal ve en sık kullanılan alan büyüklüğüdür. • Mutfakta kullanılan malzeme ve rengin seçimi kullanıcıların istekleri ve kullanım amaçlarına uygun olmalıdır. • Mutfak tezgahları düzenlenirken sağ elini kullanan hanımlar içim çalışmanın; sağdan sola, sol elini kullananlar için ise soldan sağa takip ettiği göz önüne alınmalıdır. • Mekanın pencere ile havalandırması yanında yardımcı mekanik havalandırma da kullanılmalıdır. Yönetmeliklerde mutfakların hava ve duman bacaları ile ilişkili olmalı şartı vardır. • Mutfak yeniden yapılandırılırken mutlaka tesisat düzenlemelerine de gidilmelidir. • Mutfak zemini ılık su ile kolayca temizlenebilecek bir malzeme ile döşenip, duvarlar kolay silinebilecek malzeme ile kaplanmalıdır. • Mekânın aydınlatmasında gölge yapacak aydınlatmalardan kaçınılıp, gerekirse tezgah üzerleri ayrıca aydınlatılmalıdır. • Mutfaktaki donatım elemanlarının yükseklikleri doğru (insan eylemlerine uygun) düzenlenmeli, otururken çalışma olanağı sağlanmalı, yanlış boyutlandırma ile yorucu çalışmalara yol açılmamalıdır. İşte eğer sizde bu bilgiler ve deneyim ile yepyeni,konforlu ve rahat bir mutfağa sahip olmak istiyorsanız, sizlere de deneyimli kadromuz ve atölyemizle elimizden gelen desteği verebiliriz.

Sahabiye Mah. Yıldırım Cad. No:22/1 P.K. 38010 KAYSERi Tel : (352) 231 23 13 Fax : (352) 231 23 10 Gsm : (535) 973 07 07

www.sozuer.net

85





89


Düşük Ka

ş

lar İçin Ellerinizi k aşlarınızın üstüne koy doğru tutu un ve kaşl n. Elleri sı arı kırıştırm kıca kaşlara adan yuka çatın. Bu h yapıştırın. rı areketi en Ardından az üç defa kaşlarınızı tekrar edin .


91


hayalden gerçeğe...

en küçük yapı elemanından, hayallerinizdeki yaşam alanlarını oluşturana kadar sizin yerinize her şeyi düşünüyoruz.


Proje Tasarımı, Çizimi ve Uygulaması Ev Dekorasyonu Ofis Dekorasyonu İş Merkezi dekorasyonu Ahşap işleme Tasarımları Mobilya Dekorasyonu Mimari Tasarım ,Keşif, Metraj, Bütçe Hesabı Gayrimenkul Değerlendirme Yapı, İnşaat Tadilat Projesi ve Uygulaması 3d Modelleme - Maket Yapımı Fuar Standı Tasarımı Peyzaj Çalışmaları Bilgisayarlı Çizim Dersleri

MİMARLIK YA PI

TA S A RIM

www.sozuer.net Sahabiye Mah. Yıldırım Cad. Nu:22/1 Kocasinan KAYSERi T: (352) 231 23 13 F: (352) 231 23 10


Evde Hayvan Beslemekten

Korkmayın!

Işık Veteriner Tıp Merkezi Kayseri’de bulunan 3 şubesiyle 10 yılı aşkın süredir hayvanlara ve hayvan dostlarına hizmet veriyor. Tam donanımlı bir hayvan hastanesi olarak hizmet veren merkezde 24 saat acil sağlık hizmeti veriliyor. Işık Vtm kurucusu Tahir Özden hayvan beslemenin psikolojik yararlarından ve hayvan beslemekle ilgili bilinen bazı yanlışlardan bahsetti. Evde hayvan beslemek deyince malesef birçok ebeveyin tüyleri diken diken oluyor.bunun düşüncesi bile onları acayip derecede rahatsız ediyor.Bu konuda bahaneleride hazır; evde hayvan beslemenin pis oldugunu,çeşitli hastalıkların bulaşabilecegini ve bu yüzden korktuklarını söylüyorlar. Bir başka sebep ise çocukların hayvandan dolayı astım olabileceği düşüncesi. Oysa son yıllarda yapılan araştırmalar, erken yaşta hayvanlarla temas eden çocuklarda ,genellikle astım tarzı alerjik hastalıklara daha seyrek rastlanıldıgı gösteriyor. Mikroplu diyerek uzak durduğumuz köpeklerin salyalarında bol miktarda antimikrobiyal madde olduğu bilimsel bir gerçek. Bu sebeple kuduz olmadığı sürece köpeklerden korkmak yersiz bir durum. Hatta bir insanın ısırmasının köpeğinkine göre çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini düşünüyorum. Çünkü insanların ağzı mikrobik açıdan köpeğe göre çok daha pistir.Özellikle de insanın ağzının içindeki oksijeni sevmeyen anderob bakterilerin sebep olduğu yaralar çok daha ağırdır. Bunlar ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve çok daha zor iyileşir. Sonuç olarak tuvalet alışkanlıgı geliştirilmiş, aşıları düzenli olarak takip edilen ,temizligine ve tüy dökümüne


yani bakımına dikkat edilen bir evcil hayvanın sağlık açısından hiçbir zararı zararı yoktur ve olamaz. Bu ele aldıgımız konu işin sadece sağlık boyutu ile ilgiliydi. Evcil hayvanların insan psikolojisine katkılarından da bahsetmek gerekiyor.

olumlu

Hayvan besleyen bir çocuk sevmeyi,paylaşmayı ve sorumluluk alamayı erken yaşta ögrenir. Çünkü dostlarımızın sevgiye ihtiyaçları vardır. Her zaman sevilmek isterler. Tabiki bunun yanında bakıma ve ilgiye de ihtiyaçları vardır. Hayvan sahiplerine bir çok sorumluluk düşer. Anne- Babalarla birlikte çocuklarda hayvan dostlarıyla bir çok şeyi paylaşır. Evcil hayvanlarla birlikte büyüyen çocukların yaşıtlarına göre çok daha kolay sosyalleştigi gözlemlenmiştir. Çünkü bu çocuklar hayvanlarla kurdukları sıcak ve sevecen iletişim sayesinde paylaşmayı,sevmeyi,kendilerine güvenmeyi dostlugu ve yardım etmeyi ögrenirler. Ayrıca besledikleri bu hayvana yiyecek içecek verdikleri ve sağlığıyla yakından ilgilendikleri için sorumluluk duyguları da çok daha çabuk gelişir. Evcil hayvan beslemenin tüm bu faydaları göz önüne alındıgında;hayvanların hayatımıza bu kadar dahil olmasının engellenmesi yerine ,aksine teşvik edilmesi gerektiği yadsınamaz bir gerçektir. Zaten bir kere cesaret edilip sahiplenilen evcil bir hayvan bir müddet sonra hayatımızın degişmez bir parçası haline gelmektedir. Sonuç olarak sağlık yönünden hiçbir olumsuzluğu bulunmayan, aksine kişisel gelişim ve sosyallik adına bu kadar faydalı olan evcil hayvan beslemenin hiçbir zararı olmadığı aksine faydalarının olduğu şüphesiz kabullenilmelidir.

Klinik hizmetleriniz hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz, Özellikle üzerinde yoğunlaştığınız dal hangisidir? Hastanemizde hayvanlar için gerekli olan her tür müdahele ve bakım ilgi ile yapılıyor.biz özellikle teşhisten yana bir kliniğiz, hastalıklarda teşhise giderken her türlü analiz yöntemlerinden yararlanmaktayız. Buda bizim kesin teşhise ulaşma ve etkili sağaltım imkanını en iyi şekilde sunmamızı sağlamaktadır.Tabiki her hekimin özel olarak ilgi duyduğu ve kendini geliştirdiği dallar vardır. Hastanemizde cerrahi ve ortapedik anlamda bir çok ameliyatı başarıyla yapıyor, her hastamıza past-operatif

periyotta ağrı duymaması için çeşitli protokoller uyguluyoruz. Biz hayvanların her ne sebeple olursa olsun ağrı çekmesini istemiyoruz ve ağrı kontrolü konusunda hassas davranıyoruz. Bu sebeple her operasyondan sonra hastamızın post-operatif bakımını düzenli olarak takip ediyoruz. Hastanemizde yer alan labaratuvarımız, röntgen, ultrasonografi, yoğun bakım monitörümüz, EKG v.b gibi cihazlardan yararlanarak dostlarımızın sağlıklı olmaları için hizmet veriyoruz.

95


Sağlık Hizmetlerine Ek Olarak Neler Yapıyorsunuz? Koruyucu hekimlik uygulamalarına da önem veriyoruz ve yeni pet edinen hasta sahiplerine temel bilgilendirici bir ilk muayene uygulaması sunuyoruz. Bunun yanı sıra pet kuaför, pansiyon, mama ve pet hayvanlarına dair her türlü pet aksesuarları anlamında da hizmet veriyoruz. Zaten temel olarak “Dostlarımıza Dair Herşey” ilkesi doğrultusunda işimizi yapıyoruz.

Pet mamaları ve diger pet ürünlerinin tercihi konusunda hayvan sahiplerine ne gibi ipuçları vermek istersiniz? Mamalar aslında en tartışmalı konulardan biri fakat burada öncelikli konu her hasta sahibinin kedi yada köpeğine ne Badem, golden retriever cinsi sevimli mi sevimli bir köpek. Bir gece önce başka bir köpeğin peşine takılıp geceyi dışarda geçirmiş. Sabah bulunduğunda ise ön ayaklarından birinde ciddi bir kesik varmış. Sahibi tarafından Işık Vtm’ye getirilen Badem Tahir Bey tarafından ameliyata alındı. Cam ya da benzeri bir şey tarafından kesildiği tahmin edilen ayağı operasyonla tedavi edildi.

Işık, göz kamaştıran güzelliğiyle onu görenlere Van Kedilerinin asaletini bir kez daha kanıtlıyor. Bir müddet önce ön ayaklarından biri kangren olan Işık Tahir Bey’e getirilmiş ve operasyonla sağ ön ayağı kesilmiş. Malesef sahibi Işık’ı bu haliyle geri istememiş. Böylece Işık, Işık Vtm’nin korumasına alınarak bu güne kadar sağlıklı bir şekilde ulaşmış, hatta bir de yavrusu var. Tek ayağının olmaması onun atikliğini, oyunculuğunu hiç bir şekilde etkilemiyor. Terk edilmeye inat; mutluluğunu herkese gösteriyor.

Paşa, soğuk algınlığı rahatsızlığıyla merkeze getirilmiş, sedyesinde uzanarak serumunun bitmesini bekliyor. Yapılacak tahlillerin ardından yoğun bakım ünitesinde kalıp kalmayacağına karar verilecek.

www.isikvetvtm.com Hayvan Hastalıklarında Acil Numara 0352 231 88 04

yedirdiğini bilmesi gerektiği. Bundan kastımız markalara degil içeriğe önem verilmesi. Biz Işık Vtm ekibi olarak hastalarımız için gerekirse randevulaşarak beslenmeleri konusunda her türlü danışmalığı yapıyoruz. Zaten uluslar arası standartlar sebebiyle tüm mamaların etiketlerinde içerikleri en çoktan en az bulunan ürüne doğru sıralı olarak yer alıyor. İçerik kısmını okurken dikkat edilecek bir husus da mamada yer alan protein kaynaklarının kalitesidir. İşte bu konularda herkesin hekiminden bilgi alıp en doğru gıdayı seçmesi gerekir. Bu konuda hastalarımıza tavsiyelerimiz nasıl çocuklar için kaliteli bir beslenme alışkanlığı oluşturmaya çalışıyorlarsa bunu petlerinde de uygulamaları ve hayvan dostlarını durumlarına göre uygun gıdalarla beslemeleridir.



Toz Alma İşlemi

Halı yıkamaya başlamadan önce özel toz alma makinesi ile halının içerisindeki toz kıl ve diğer yabancı maddelerden arındırılır.

Kalite Kontrol ve Paketleme

Tamamen temizlenmiş olan halılar son kontrolleri yapıldıktan sonra paketlenerek adresinize teslim edilir.

Havuzlama İşlemi

Tozu alınan halılar yıkama öncesi içerisindeki bakterilerden arındırılmak amacı ile ilaçlı havuzlarda bekletilir (Her evin halısı ayrı ayrı havuzlanır.)

Sıkma Durulama İşlemi

Yıkama İşlemi

Halı yıkama aşamasında tamamen bitkisel özlü halı şampuanları kullanılarak ön ve arka yüzeyi hassas bir şekilde yıkanır, var ise lekelere özel işlem uygulanır.

Yıkama işlemi tamamlanan halılar durulanarak santrifuj makinasında sıkılarak %95 oranında kurutulur. (Halılar rulo şeklinde sarıldığı için yırtılma ve yıpranma meydana gelmez).





hem

kitap

Kitap okumanın hobiler kısmında belirtilecek basit bir şey olmaktan çıkarak ivme kazandığı şu günlerde Kayseri halkı da kitaplara yoğun bir ilgi gösteriyor. Biz de kısa bir araştırma yaparak son birkaç ay içinde Kayseri’de en çok satan kitapları araştırdık. Kayseri Kitap Dünyası’ndan Osman Çağlarbaş rağbet gören güncel kitapları Hem okurları için anlattı.

FİRARPEREST ELİF ŞAFAK Elif Şafak yine bir aşk yolculuğuyla çıkıyor karşımıza. İlk bakışta roman olduğunu düşündüren kitap güncel konuların anlatıldığı makalelerden derleme bir deneme aslında. Firarperest’te evlilik, sokak hayatı, mantık gibi konulara değinilmiş ve sıra dışı tespitlerde bulunulmuş. Hayatın kendisini, ilahi aşkı, kendi özünü, bir kadının cümleleriyle keşfetmek isteyenler için okunması gereken bir kitap.

YE DUA ET SEV ELİZABETH GİLBERT ‘Hayatınızı ertelemeyin’ bence kitabı en iyi anlatacak cümle budur. Orta yaş döneminde kendi bunalım ve iç çöküşleriyle mücadele eden bir kadının hayat hikayesini anlatan samimi bir kitap. Umutsuzluğa kapıldığınız anlarda elinizin altında olmalı.

İSTANBUL HATIRASI AHMET ÜMİT Yaşadığın şehir özgür değilse, sen de özgür kalamazsın.. Gerek tarihi gerekse aşkı çok güzel bir dille anlatan bir polisiye romanı. Peş peşe işlenen cinayetler ç evresinde kurgulanan kitap başka başka dönemlerin öyküleri eşliğinde, günümüz İstanbul’unu anlatıyor. İstanbul Hatırası tahmin edilemeyecek bir son ile çıkıyor okuyucularının karşısına.

SİL BAŞTAN - KEN GRIMWOOD

Sil baştan bir hayat ve keşke demenin anlamsızlığını fark etmek... 43 yaşındaki Jeff Witson’un vefat eder. Bir gün 18 yaşındaki bedeniyle yeniden dirilir her şey eskisi gibidir ama Jeff aynı zamanda geleceğini de her anına kadar bilmektedir. Bilmediği tek şey ise hayatı neden sil baştan yaşaması gerektiğidir? Gerilim romanları arasından farklı konusu ve tarzıyla ile anında sıyrılıyor. Bitmesin diye son bölümlerini yavaş okuyacağınız sürükleyici bir kitap.

Ecem Ağma

UÇURTMA AVCISI-KHALED HOSSEİNİ Emir ve Hasan monarşi yıllarında yaşayan ve farklı düşüncelere sahip iki süt kardeş.Kader yollarını yeniden birleştirir ve serüven başlar.Dostluk, vefa, sadakat, kardeşlik, cesaret ve işgal.. etkileyici, sürükleyici ve ders alınması gereken bir roman. Herkesin kitaplığında mutlaka bulunması gereken bir eser.


SineMASAL cafe&bistro Alternatif Mekan Arayanlara

Sizleri bu sayımızda masalsı bir sinema mekanı ile tanıştırmak istiyoruz. Sinemasal Alparslan Mahallesi Mustafa Şimşek Bulvarı’nda cafe&bistro olarak faaliyet göstermek için açılmış bir mekan. Bu mekanı diğer cafelerden ayıran temel özelliği sinema tutkunlarına yönelik olarak sunduğu hizmetler. Konsepti tamamen sinema üzerine kurulmuş olan cafe; giriş, asma kat ve alt asma kat olmak üzere zevkle döşenmiş 3 kattan oluşuyor. Cafenin sinema üzerine bir kütüphanesi, sinema üzerine yemekleri, sinema üzerine müzikleri ve tabi ki sinema üzerine sohbetleri mevcut.

Sinema ve cafe&bistro’nun birleşiminden doğan sinemasal alternatif mekan arayanlar için ideal bir görünüme sahip. Sadece cafe hizmeti vermenin sıradanlığından kurtulan mekan müşterilerine sıcak bir ev atmosferi yaratıyor ve beyaz perdenin büyüleyiciliğini masalsı bir şekilde sizlere sunuyor. Evde tek başına film seyretmekten haz almıyor ve aşırı kalabalıktan da rahatsız oluyorsanız sinemasal sayesinde konforlu bir sinema keyfi yaşayabilirsiniz…

Dekorasyonuna büyük bir özen gösterildiğini gördüğümüz cafe de ayrıca karaoke ve VİP sinema salonlarında film gösterimleri hizmetleri de veriliyor. 8 kişilik VİP sinema salonunda cafenin arşivinde bulunan filmleri izleyebileceğiniz gibi isterseniz kendi getirmiş olduğunuz filmleri de izleyebiliyorsunuz.

Adres: Alparslan Mah. M.Şimşek Bulv. Nostalji 1 Apt. 5/B (Melikgazi Hast. Çaprazı Nostalji Sofrası Yanı) Tel: 234 5 234

103




Basit Ama Etkili

GÜZELLiK YÖNTEMLERi

emlerin baz ıla yönt n il e ıklamaları okuyun rı huraf d e s h e gibi . Eğ Konumuzda ba ç e na rseniz. Güzel gelebilir, üşenmede elebili n öylesini , sağlık r uyguz am lı ve te g asil ad lama safhasına da m, za ? i a a k ş i h m a a T . m z fazla l görünebilirsini r ge a r a z e m i güzellikten k


Yoğun makyaj yaşlı ve yapmacık görünmenize sebep olur Medya sürekli olarak fazla makyajın kimyasal zararlarından bahseden programlar, yazılar yayımlar ardından ise kozmetik firmalarını satışlarını körükleyen yayınlardan kaçınmaz. Burada ufak bir manipülasyon olduğu gerçek. Fakat şunu unutmamalısınız ki basılı ve yayınlanan programlar ürün reklamları ile ayakta durur. Burada önemli olan nokta neyi ne kadar kullanacağınızı iyi bilmenizdir. Yüzünüzde öncelikle bir kapatıcı uygulayacaksanız kesinlikle kaliteli bir ürün tercih edin ve yüzünüzde maske gibi durmasına izin vermeyin hat çizgileri üzerinde kapatıcıyı iyice yedirin. Doğal bir görünüm kazandıktan sonra hafif allık ve ruj kullanın. Gözünüze yapacağınız makyajın da bu sadeliği bozmaması gerekiyor. Kirpiklerinize rimel sürecekseniz kirpiklerin doğal görünmesine dikkat edin: birbiri üzerine yapışmış ya da rimel kalıntıları olan kirpikler bütün doğallığınızı alıp götürür.

Kambur durmayın Salaş bir vücut şekli size rahat hissettirir. Vücudu kasmamak gibisi yoktur. Üstelik bir de kambur durmaya alışmışsanız vay halinize. Sürekli uyarı alır duruşunuzdan dolayı azar işitirsiniz büyüklerden. Gençken sadece itici görünmenize sebep olacak olan bu duruş bozukluğu ilerleyen yaşlarınızda başınıza tamir edilmesi güç dertler açabilir.

Uzmanlar tarafından tüm dünyada standart kabul edilen duruşun; ellerin yanlarda sallandığı önde veya arkada birleştirildiği ayakta durma postürü olduğu belirtiliyor. İdeal ayakta durma pozisyonunda baş dik, ileri ve geri eğiklik yapmaksızın yanlardan bakıldığında kulaklar tam omuzlar hizasında olmalı. Göğüs dik durmalı, bel ve boyundaki çukurlukların normalden fazla veya az olmaması gerekiyor. Karın düz olmalı, omuzlar dik olmalı. İdeal oturma pozisyonun da ise yük her iki kalça üzerine eşit olarak dağılmalı, bel ve sırt dik olmalı. Oturulan yer yeterli yükseklikte olmalı, her iki ayak yere eşit olarak temas etmeli. İşte bütün bunlar sağlıklı bir duruşu sağlamak için gerekli olan ders notları.

107


Güzellik Uykusu Gerçeği Siz güzellik uykusundan bir türlü vazgeçmeyen insanların tembel olduğunu mu düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse yanılıyorsunuz. Çünkü öğle uykusunun öneminin bilimsel gerçekliği de var. Uyku üzerine incelemeler yapan bilim çevreleri, 14.00 civarı uyunan öğle uykusunun, günün sonraki bölümlerinin daha zinde geçirilmesi ve gece ihtiyacımız olan uyku süresinin azaltılabilmesi gibi faydaları olduğunu belirtiyor. Uyku esnasında vücut hormon salgılarını dengeliyor, bağışıklık sistemi ile sindirim sistemi hızla çalışıyor ve cilt her gün atılması gereken ölü deriyi uyku esnasında atıyor. Ancak güzellik uykusunun bir şartı var: ‘en fazla 30 dakika’ olmalı. Öğleyin 30 dakika kestirerek bütün günün yorgunluğunu atabilirsiniz. Bu süreyi uzatırsanız gece uykunuzda sıkıntılar yaşarsınız.

Yastığınıza Saten Kılıf Geçirin Ayda Bir Kez Hamama Gidin Fazlaca alaturka görünen bu yöntem saçlarınız parlamasını sağlayacak. Uyurken saçlarınız yastık ile kafanız arasında sıkışıp eziliyor. Yastıkların pamuk kılıfları da saç tellerinizi tutup koparabilir. Oysaki saten bir yastık içeriğinde bulunan ipek sayesinde saçlarınızın parlamasını sağlayacaktır. Mümkün olursa çarşafınızı ve yorgan kılıfınızın başınıza gelen kısmını da saten tercih edin. Böylece sabah uyandığınızda kendinizi sarayda bir sultan gibi hissedersiniz. Ayrıca saten kılıflar uyurken yüzünüzde iz kalmasını da önler.

Evde banyo varken hamama gitmek zahmetli görünebilir. Özellikle de buna alışkanlığı olmayanlar böyle düşünürler. Oysaki eskilerin de dediği üzere banyo hiçbir zaman hamamın yerini tutmayacaktır. Kültürel bir doku olan ve ününü tüm dünyaya duyuran Türk Hamamları eski çağlardan beri temizlik ve güzelliğine düşkün kadınların vazgeçilmezi olmuş. Hamamda sıcak ve buharla açılan gözenekler iyice temizlenirken ölü derilerinizden de kurtulur adeta yenilenirsiniz.

Kaşlarınızı çatıp uzun düre bu halde kalırsanız cildiniz kırışır Sinirlendiğinizde, birine küstüğünüzde, moraliniz bozuk olduğunda çattığınız kaşlarınızı bundan sonra çatmayın dudaklarınızı büzüştürüp buru kıvırmayın.

Çünkü bu hareketler cildinizi zayıflatır ve yüzünüzde çizgilerin oluşmasına neden olur.

Bu durumu engellemek için donuk bir ifadeyle dolaşmanız gerekmiyor tabii. Derinin en ince olduğu göz çevresi ve ağız kenarı gibi bölgeleri sıkça esnetmemeye, düzenli nemlendirirci kullanmaya dikkat etmeniz gerekiyor. Ayrıca ‘Yüz Yogası’ isimli yazımızı okuyarak çeşitli yüz germe egzersizlerini öğrenip uygulayabilirsiniz.


firmanın web sitesi yarına bitmiş olacak hem dergi için iki sayfa ilan hazırlanacak

proje sunumu yapılacak

bu haftaki billboard tasarımı yenilenecek tanıtım filmini bu hafta bitirmemiz lazım

kayserim.net’e bannerlar girecek

radyo spotu hazırlanacak

kurumsal kimlik çalışması ne zaman teslim edilecekti? bütün ekip toplantı salonunda fikir fırtınası yapacak hem dergi baskıya gönderilecek

T: 0 352 221 0 555

www.atmmedya.com




Saçlarımız vücudumuzun en dikkat çeken parçalarından biridir. Kadınların saçlarına bu kadar önem vermesi bu yüzdendir belki de. Soğuk hava şartları cildimizde olduğu kadar saçımızda da vitamin ve nem kaybına neden olur. Nasıl ki güneş ışınları saça zarar verdiği için yazın saçlarınıza gereken özeni gösteriyorsanız kışın da aynı özeni göstermelisiniz. Saçlarınızın zarar görmemesi için bu aylarda çeşitli önlemler almalısınız.

Kışın Saçlar Daha Çok Dökülür

Dış görünümün güzelliğini tamamlayan saçlardaki problemler hem fiziksel hem psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getirir. Sonbaharın gelmesiyle havalar soğur ve saç hücreleri de büzüşür böylece saçı besleyen damarlar küçülür. Gereken vitamini alamayan saçlar dökülmeye başlar. Dökülmeler kışın ortalarına doğru metabolizma dengeyi buldukça azalacaktır. Kış geldiğinde hala saçların dökülmesindeki artış devam ediyorsa bir cildiye doktoruna görünmekte yarar vardır.


Kışın Parlak Saçlar İçin

Saçınızı soğuk suyla yıkayın kuruyan saç uçlarınız nemlenecektir. Çok sıcak su cildinizi kuruttuğu gibi saç derinize de aynı etkiyi yapar ve saçlarınız matlaşır. Soğuk suya tahammül edemiyorsanız ılık su kullanın. Saçınız yağlı ve ince telli değilse çok sık yıkamayın. Ayrıca saçınızı yıkarken çok fazla şampuan kullanmamalısınız. Fön makinesini düşük ısıda kullanın. Saclar mümkün olduğunca kendi kendine kurumaya bırakılmalıdır.

Soğuk hava saç derinizin kaşınmasına neden olabilir. Şampuanlamadan önce doğal kıllı yumuşak bir fırça ile kafa derinize masaj yapın. Kan dolaşımı artacak kaşınma azalacaktır.

Doğru ölçüde kullanıldığı zaman mucizeler yaratan bitki maskelerini siz de biliyorsunuz. Gerek cildiniz gerek saçlarınız için birçok farklı varyasyonu bulunan bu formüller periyodik olarak kullanıldığında saçların çok daha güçlü, sağlıklı ve parlak olmasını sağlıyor. Bitki satan aktarlardan edinebileceğiniz yağlarla hazırlanan bu karışımı sizin için seçtik.

Ne Lazım?

1 demet taze ısırgan otu Yarım çay bardağı kekik suyu Yarım çay bardağı saf zeytinyağı Yarım çay bardağı badem yağı 1 çay kaşığı biberiye yağı Yarım litre su Hazırlayın Isırgan otunu bol suyla yıkayıp süzün.Yarım litre suyu tencereye alıpkaynatın.Kaynayan suya ısırgan otunu ekleyin.

5 dakika kaynatın.Isırgan otunu suyuyla birlikte mutfak robotuna alın.Zeytinyağı, kekik suyu, badem yağı ve biberiye yağını ilave edin.Püre kıvamına gelene kadar robotta çekin.Maske; ılındığında saç diplerine ve uçlarına masaj yaparak yedirin.Saçınıza streç film sarıp 30 dakika bekleyin.Hafif suyla ıslatıp şampuanlayın.

Ne İşe Yarar?

Isırgan otu; içeriğinde özler sayesinde saç dökülmesini önleyip saç tellerinin güçlenmesini Kekik; saç derisindeki kızarıklık, kaşıntı, kepek gibi sorunların ortadan kaldırılmasını Zeytinyağı; içeriğindeki E vitamini ile saç tellerinin nemlendirilmesini, Badem yağı; saçın doğal parlaklık kazanmasını ve gürleşmesini Biberiye yağı ise saç derisindeki kan akışının hızlanarak saçlarının sağlıklı uzamasını sağlar.

113


CANDAN REKLAM BURAYA GELECEK


Kalın Barsak

KANSERİ

Değerli okuyucular, bu yazımızda gerek ülkemizde ve gerekse “kalın barsak kanserleri genellikle sinsi kanser seyreder. Bu nedenle barsaklarla ilgili her türlü dünyada görülme şikâyet dikkate alınmalı ve ciddi şekilde türlerinin sıklığı açısından ikinci değerlendirilmelidir.” sırada yer alan ve erkeklerde daha çok görülen kalın barsak (kolon) kanserleri ile ilgili bazı bilgileri aktarmaya çalışacağım. Vücutta görülen tüm kanserlerin %10-15’ini kalın barsak kanserleri oluşturmaktadır. Konunun bir başka önemli yönü de kalın barsak kanserlerinin son yıllarda giderek daha sık görülmesidir.

115


Kalın barsakların esas görevi büyük abdesti depo etmektir. Ayrıca ince barsaklardan gelen muhtevadaki suyu ve elektrolitleri de emerek vücutta kalmalarını sağlar. Bu nedenle kalın barsakların bir kısmının çıkarılması hayatı önemli bir şekilde etkilemez, ancak geniş şekilde veya tamamen çıkarılması önemli bazı sıkıntılar yaratır.

Pek çok kanser türünde olduğu gibi kalın barsak kanserlerinin de kesin sebebi bilinmez, ancak pek çok faktörün bu kansere zemin hazırladığı bilinmektedir. 50 yaş ve üstünde olmak:

Tabii ki yaş ilerledikçe kanser görülme riski artmaktadır. Ancak günümüzde “Bu yaşta da kanser olmaz !” diye ön fikir yürütebileceğimiz bir sınır maalesef yoktur. Bu nedenle ileri yaşlarda çok daha dikkatli olmakla beraber her yaşta barsak kanseri gelişebileceği akılda tutulmalıdır.

Birinci dereceden akrabalarında (anne, baba, kardeş) kolon kanseri olanlar: Birinci derece yakınlarında kolon

kanseri olan kişilerde kolon kanseri gelişme riski normal kişilere göre üç misli fazladır. Bu nedenle risk grubunda olan kişilerin çok daha dikkatli olması gerekmektedir.

Değerli okuyucular, kalın barsak kanserleri genellikle sinsi seyreder. Bu nedenle barsaklarla ilgili her türlü şikâyet dikkate alınmalı ve ciddi şekilde değerlendirilmelidir.

O halde, ne gibi bulgular bizim için uyarıcı olmalıdır? En önemli belirti dışkılama alışkanlığının değişmesidir. İshal ya da kabızlık sık tuvalete gitme ihtiyacı, fakat yetersiz dışkılama, tuvaletten sonra rahatlayamama. İştahsızlık, zayıflama, kansızlık ve kendini aşırı yorgun hissetme Dışkıda kan bulunması. Dışkının kurşun kalem gibi incelmesi. Aralıklı karın ağrısı, gaz sancıları. Bulantı ve kusma.

İltihabi barsak hastalıkları (Ülseratif kolit

veya Crohn hastalığı)

Barsak polipleri:

Erişkinlerin yaklaşık %15’inde bulunabilen polipler, kalın barsağın iç yüzeyinden barsak kanalına doğru büyüyen anormal yapılardır. Poliplerin önemli bir kısmı ciddi şikayetlere yol açmazken bazıları da kanser habercisi sayılır ve zaman içinde değişim göstererek kansere kadar ilerleyebilir.

Diyet ve çevre ile ilgili faktörler:

Hayvansal yağ ve kırmızı etin sık tüketimi, lif’ten fakir gıdalarla beslenme riski arttırmaktadır. Lif ihtiva eden diyet, barsaktan geçiş süresini kısaltır, böylece kanserojen, yani kansere yol açan maddeler ile barsak duvarı daha kısa süre temas halinde kalır ve kanser daha az görülür. Liften yoksun diyet ise tam tersi bir etki gösterir.

Obezite ve düşük fiziksel aktivite Sigara ve alkol tüketimi

Kalın barsak kanserlerinde kesin tanı için en etkili yöntem, endoskopik tetkik ile parça alınması ve alınan parçanın bir patolog tarafından mikroskobik olarak incelenmesidir. Endoskopik muayenede görüntüler ileri bir teknoloji ile defalarca büyütülüp monitöre taşındığı için, normalde gözle görülemeyecek kadar küçük anormal durumlar rahatlıkla görülebilir. Bu, endoskopik muayenenin en önemli avantajıdır. Endoskopik muayenenin bir diğer avantajı da görülen anormal dokulardan parça alınabilmesidir. Dolayısıyla barsak kanserlerinin tanınmasında endoskopik yöntemler altın standarttır. Makat bölgesinden özel bir ilaç (baryum) verilerek çekilen barsak filmleri de tanıda yardımcıdır, ancak endoskopik muayenelerin yaygın kullanımı ile önceki yıllara göre çok daha az uygulanmaktadır.


Prof.Dr. Erdoğan Sözüer

Tüm ileri tanı yöntemlerine rağmen kalın barsak kanserlerinde hastaların %80’inde ciddi gecikmeler olmaktadır. Burada hastanın şikayetlerini ciddiye almayarak veya utanma duygularıyla doktora geç başvurması önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bazen de hastanın doktora zamanında gittiğini, fakat gerekli incelemelerin yapılmadığını gözlemliyoruz. Tüm çabalarımız hastalığı mümkün olan en erken evrede yakalayabilmek ve gerekli tedaviyi uygulamak için olmalıdır. Çünkü diğer kanserlerde olduğu gibi kalın barsak kanserlerinde de hastalık ilerledikçe ve tedavi geciktikçe hastalık hem bulunduğu çevreye hem de bulunduğu yerden uzaktaki organlara (karaciğer, akciğer, beyin, kemik) gibi organlara yayılabilir Hastalığın bu şekilde yayılması (metastaz) hastanın yaşam süresini etkileyen en önemli faktördür. Hastanın şikayetlerinin değerlendirilmesi ve gerekli incelemelerin yapılmasından sonra hastalığın tedavi süreci başlar. Tedavi cerrah, gastroenterolog, medikal onkolog, radyasyon onkoloğu, patolog ve radyolog tarafından planlanır. Görüldüğü gibi bu bir ekip işidir. Bizim çalışma prensibimizde bu ekip düzenli bir şekilde her hafta, gerekirse daha sık, bir araya gelerek hastaların tedavilerini düzenler. Son 30 yıl içinde kolon kanserli hastaların yaşam sürelerinde düzelme sağlanmıştır. Bunun sebepleri, hastaların daha iyi hazırlanarak ameliyat edilmesi, kanserli dokuların daha geniş bir şekilde çıkartılabilmesi, ameliyat sonrası yoğun bakım imkânlarının ilerlemiş olması ve tabii ki gelişmiş kemo-radyoterapi teknikleridir. Cerrahi tedavideki gayemiz tümör ile tutulan barsak kısmının çevreden bir miktar sağlam doku ve lenf düğümleriyle birlikte tamamen çıkartılmasıdır. Çünkü hastalığın nüksetmesinde en önemli faktör tümörün ve çevresel lenf bezlerinin geniş şekilde çıkartılmamasıdır. Uygulanan ameliyat

tekniği ve ekibin onkolojik cerrahideki tecrübesi, hem ameliyatın başarısı hem de daha sonraki sağ kalım süresi üzerinde etkili en önemli faktörlerdir. Yapılan çalışmalar, onkolojik prensiplere uygun olarak ve deneyimli cerrahlar tarafından yapılan ameliyatların hastanın geleceği açısından en önemli faktör olduğunu göstermiştir.

Kalın barsak kanserinden korunma konusunda nelere dikkat edelim?

Öncelikle beslenme ve diyet konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Bol miktarda taze sebze ve meyve tüketmekte, lifli gıdaları, kepek ve tahılları arttırmakta fayda var. Çünkü yüksek lifli gıdaların kolonda kansere yol açan maddelerin konsantrasyonunu düşürdüğü ve kolon duvarı ile bu maddelerin temas süresini azalttığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda yüksek hayvansal yağ ve kırmızı et içeren diyetlerin kolon kanseri riskini arttırdığı tespit edilmiştir. Bu nedenle yenilen yağ miktarını ve kırmızı eti azaltacağız. Vücutta meydana gelen her türlü anormal durumu dikkate almamız gerekiyor. Özellikle tuvalet alışkanlığındaki değişiklikler, dışkıda kan görülmesi, dışkı çapının daralması, karın ağrısı, iştahsızlık gibi şikayetler uyarıcı olmalıdır. Bu tip şikayetler olduğunda gidilecek ilk adresin bir Genel Cerrahi Uzmanı olduğu unutulmamalıdır. Hepinize sağlıklı günler dileklerimle… Prof.Dr.Erdoğan Sözüer www.sozuer.com

91





95 121


Hangi Burç

Nasıl Giyinir? Kimileri inanmasa, saçma buluyor olsa da şu burç mevzusu hayatımızı ciddi manada etkiliyor. Astroloji ve yıldızlar ilmi olaylar karşısındaki tavırlarımızdan tutunda nasıl giyineceğimizi bile söylüyor. İnanmadınız mı? Okuyun ve karar verin. Bu arada yükselen burcun bazı şeyleri değiştireceğini de hesaba katın.


Koçlar ‘Tak-Takıştır’

Havalı ve kendine güvenen koç kadını, giyimiyle de öncü olmayı ve dikkat çekmeyi sever. İddialı kıyafetleri, yine iddialı aksesuarlarla tamamlamaktan hoşlanırlar. İki-üç tane kolyeyi ya da çok sayıda bilekliği bir arada takan bir kadın gördüğünüzde büyük ihtimalle o bir koç kadınıdır. Koçların kıyafetleri sadece kendileri için tasarlanmış gibidir başkası giymeye kalktığında çok farklı görünür hatta yakışmaz.

Boğalar ‘Sade ve Süslü’

Derli-toplu tabiri en çok boğalara yakışır. Çok ışıltılı süslü şeyler de giyseler sade görünürler.Kararsız ve mükemmel olmayana tahammül edemeyen boğa kadınları ayna karşısında saatler geçirip bir kaç kez kıyafet değiştirebilirler. Vücut hatlarını belli etmeyen kıyafetleri özellikle tercih ederler.

İkizler ‘Cesaret Timsali’

Kolayca fikir değiştiren bir ikizler önemli bir davet için 3-4 kıyafet deneyebilir asla sıkılmaz, mutlaka en iyi olanı seçer. Giyim konusunda çok cesurdur. İddialı ve gösterişli kıyafetleri rahatlıkla giyer. Göğüs dekolteli kıyafetleri rahatlıkla giyerler. Spor giyindiklerinde dahi özel görünmeyi başarırlar.

Yengeç ‘Kadınsı’

Evini çok seven, duygusal birer ruha sahip olan yengeç tüller içinde uçuşmaya bayılır. Kadınsı şallar, ipek kumaştan giysileri tercih ederler. Hareketli gösteren püsküllü kıyafetleri de severler. Her kıyafete uygun bir takıları ve ayakkabıları mutlaka vardır.

123


Aslan ‘Eşofmanları Bile Göz Alıcıdır’ Her ortamda en şık olmak isterler. Parlak kumaşları ve iddialı renkleri sık kullanırlar. Eşofmanları bile çok sade değildir. Aslanlar dikkat çekmedikleri bir yerde bulunmaktansa o ortama girmemeyi tercih ederler.

Başak ‘Buram Buram Kalite’

Başaklar için dikkat çekmek değil kaliteli giyinmek önemlidir. Kıyafet seçerken asla aceleci davranmazlar; bütün ayrıntıları gözden geçirip en iyisini bulurlar. Fazla dekolteli kıyafetler başak burçlarına göre değildir. Hem kapalı hem çekici olmayı en iyi onlar bilirler.

Terazi ‘Renklerin Uyumu’

Fazla iddialı olmayan renklerde, iddialı kesimler tam onlara göredir. Bir tablo izler gibi izlersiniz onları. Sanata olan yatkınlıklarından dolayı göze hitap etmeyi başarırlar. Masalda gibi hissetmeyi çok severler bu sebeple askılı, uzun, bol ama şık elbiseler giyinirler.

Akrep ‘Her Zaman Gizemli’

Gizemli ve alımlı giyinmeyi seven akrep kadınları vücut hatlarını öne çıkaran kıyafetleri tercih ederler. Siyah renkli giysiler onların bu isteği ile örtüşür. O sebeple göğsü açıkta bırakan ya da belden oturan kazakları severler. Göz makyajına çok önem verdikleri için kullandıkları farın ya da kalemin renkleriyle uyumlu giyinmeyi tercih ederler.


Yay ‘Dikkat Çekici’

Yay burçları diğer davranışlarında olduğu gibi kıyafet konusunda da dikkat çekmek için giyinmezler. Ancak giydikleri kıyafetler onları ilgi odağı haline getirir. Bazen çok resmi bazen çok paspal olabilirler. Elbise dolaplarında dantelli elbiselerin yanı sıra kapişonlü renkli tişörtler de bulabilirsiniz. Ayrıca farklı küpeler, bilekliklerle kıyafetlerini tamamlarlar. Toka konusunda da aşmışlardır size çok çocuksu gelen kelebekli bir taç onlarda harika durur.

Oğlak ‘Kararlı’

Kaliteye önem veren burçlardandır. Alışverişe bir oğlak ile çıkmak ve ondan fikir almak sizi rahatlatacaktır. Genellikle doğru kararlar verirler. Klasik giyinmeyi tercih ederler. Çoğunlukla döpiyes ya da pantolon-ceket tarzı giyinmeyi severler. Makyaj yapmaktan pek hoşlanmadıkları için kıyafetleri durudur, şaşaalı elbiselerden kaçarlar.

Kova ‘Rahat Giyimin Dayanılmaz Cazibesi’

Kova burcu kadını için önemli olan rahat olmaktır. Her an bir arazi gezisine çıkabilmeli, motosiklete binebilmelidir. Sıkıcı giysilere hiç katlanamazlar, özel bir davette giydikleri allı pullu saten elbise içinde güzel görünüyor olsalar bile aslında rahat değillerdir. Rahat spor ayakkabılar, bol bluzlar ve jean pantolonlar içinde mutlu hissederler.

Balık ‘ Kararsız ve Yumuşak’

Alışveriş yapmayı hem bu kadar seven hem de bu kadar kararsız başka bir burç yoktur. Balık burçları asla yalnız alışverişe çıkmamalıdır. Alacakları giysiler konusunda mutlaka yönlendirilmek isterler. Spor giyinmeyi tercih ederler ama genelde klasik giyinmeye mahkumdurlar. Elbise dolaplarında çok eskiden kalma belki anane yadigarı kıyafetler bulabilirsiniz, bunları modern hale dönüştürüp giyinmeyi severler. Ne giyerlerse giysinler bulundukları ortamı yumuşatırlar.




Hayatının Kumandası Kimin Elinde ? Hayatına sahip misin? Biraz garip bir soru olduğu gerçek. Bazı insanlar hayatı dolu dolu kendi istekleri doğrultusunda yaşarken bazıları farkına bile varmadan başkalarının hayatlarını yaşar, kendilerini unuturlar. Peki sizin hayatınızın kumandası kimin elinde?


A’lar Cumartesi erkek arkadaşınla dışarı çıkmak istiyorsun, ancak ailen Çoğunluktaysa buna izin vermiyor. Sen..

a. Onları ikna edip çıkarsın b.Onlarla oturup Tv falan izlersin c. İstemeyerek evde oturur, somurtursun

Arkadaşın senden çok sevdiğin bir eşyanı ödünç istedi. Sen…

a. Asla vermezsin b.Kırmamak için istemeyerek de olsa verirsin c. Tabii ki verirsin, ondan kıymetli mi

Kendine vakit ayırdığında öncelikle ne yapmayı tercih edersin?

a. Arkadaşlarınla takılırsın b.Belli olmaz, canın o anda ne yapmak isterse c. Karar veremezsin boş vaktinde böylece akıp gider

Cumartesi günü sinemaya kiminle gitmeyi tercih edersin?

a. Seninle gelmek isteyen arkadaşlarınla b.Canın kiminle gitmek istiyorsa c. Fark etmez

Pek hoşlanmadığın bir arkadaşın seni evine davet etti. Ne yaparsın?

a. Kibarca gelemeyeceğini söylersin b.Gitmemek için bir bahane bulmaya çalışırsın c. Gidersin

Sana göre ideal bir doğum günü partisi nasıl olur?

a. Davet edeceğin önemli kişilerle b.Başkaları sürpriz hazırlamalı c. Arkadaşlarınla beraber karar vererek

Gelecek tatilde ne yapacaksın?

a. Duruma göre değişir b.Planların çoktan hazır bile c. Henüz belli değil; ailen ve arkadaşlarına göre karar vereceksin

Bir İtalyan restoranına arkadaşlarınla yemeğe gittin. Yemekleri kim seçer?

a. Herkes kendi yemeğini seçsin diye düşünürsün b.Arkadaşına danışırsın c. Karar vermekte zorlandığın için onların seçtiğinin aynısını istersin

Bir mağazada aynı anda mavi ve kırmızı bir mayo beğendin. Ne yaparsın?

a. İkisini de almazsın b.Annene danışırsın c. Hangisinin daha çok yakışacağına inanırsan onu alırsın

En yakın arkadaşına doğum günü için hediye alacaksın, ama karar veremiyorsun...

a. Diğer arkadaşlarını peşine takıp çarşıya çıkarsın b.Bütün mağazaları tek tek dolaşıp onun çok beğeneceğini düşündüğün bir hediye seçersin c. Kendisine ne istediğini sorduktan sonra alırsın

‘Senin elinden o kumandayı hiç kimse alamaz’ Oldukça net bir insansın. Karar vermekte zorlandığın oluyordur elbet ama genellikle fikir alan değil fikri sorulan insansın. Seni sıkıntıya düşürecek bir durum olduğunda hemen arkanı dönüp gidebiliyor, olumsuzlukların seni yönetmesine asla izin vermiyorsun. Hadi itiraf et seçimi başkalarına bıraktığında bile sonunda senin istediğin yapılıyor.

B’ler Çoğunluktaysa

‘Kendin için en iyi kararı sen verebilirsin, kumandana sahip çık’ İçinde bulunduğun durumun zorluk derecesine göre kumandanı başarılı olacağına inandığın birinin eline tutuşturuveriyorsun. Akşama ne yiyelim diyen eşine ya da arkadaşına “al marketten bir şeyler fark etmez” diyen sensin değil mi? Ben merkezci olmaman güzel bir şey ama insanları senin adına karar vermeye zorlaman pek hoş değil. Sen de biliyorsun ki biraz üşenmesen çok daha isabetli kararlar vereceksin.

C’ler Çoğunluktaysa ‘Hayatının kumandası başkalarının elinde ‘

Kararsız bir yapıda olduğun için öncelikle kendi fikirlerinin doğrultusunda hareket etmek yerine başkalarınınkine uyuyorsun. Bu yüzden de zaman zaman istemediğin halde bazı şeyleri yapmak durumunda kalıyorsun. Kendine bir iyilik yap ve kimseye haber vermeden, kimseyi davet etmeden tek başına alışverişe çık.

129



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.