Erkeklerle Alışveriş
Güzelliğinize Tuz Katın
Çocuk
ve Artarak Geri Dönebilir!
Kayseri Motor Sporları Kulübü
Dışarıda Yemek Kültürümüz
Verdiğiniz Kilolar Hızla
Yo-yo Sendromu
Terkettirmenin Yolları
Yazın Cildi Korumak
Sağlık Hız Tutkunlarına…
Çocuk Resimleri Çok Şey Anlatıyor
(15)
,
Hem Editör’den Adına Mustafa BAYRAM
YARATICI YÖNETMEN - TASARIM Osman ŞEKER
Candan Ofset
KATKIDA BULUNANLAR Ecem AĞMA Irmak BAĞLAYICI
DAĞITIM KOORDİNASYON Atm Lojistik
Fevzi Çakmak Mah. Bozantı Cad. No : 96 KAYSERİ
Farklı ve Faydalı Farklı zihinlere hitap etme isteğimiz bu sayıda daha belirgin hale geldi nihayet. Her dal, her insan, her sektör, her kadın, her erkek ilerleyen sayfalarda kendisine ait bir şeyler bulabilecek. Ambalajdaki renkli hayatın gerçek yönlerini içerde barındırmanın itiraf ediyorum ki küçük bir manipülesi de var. Şöyle ki gazetelerin ve dergilerin resimlerine, fotoğraflarına bakmayı seven bir toplum olarak ciddi yazıları okumamız istendiğinde sıkılır kaçacak delik ararız. Oysaki toplumu gayet ciddi şekilde etkileyen, insanların mutluluk düzeyini belirleyen tavsiye ve konuları renkli kalemlerle, renkli söylemlerle yazdığımızda durum farklılık gösteriyor. Bizim masum manipülemiz işte bundan ibaret; kadın-erkek ilişkileri, aile ilişkileri, iş ilişkileri konularındaki yazıları hazırlarken gönül rahatlığını, vicdanı ve evrensel insan ilişkileri kanunlarını dikkate alıyoruz. Gereksiz şeylere üzülmeden hayatın tadına varın istiyoruz. Bir soruna dikkat çekerken iki tarafın zihinsel işleyişini ve yargılama ihtimallerini değerlendiriyoruz. ‘Objektif olmayan hiçbir yaklaşım ayağı yere basan çözümler sunamaz’. Günümüz yayınlarının en ciddi sorunu olan şey insanları müthiş bir bencillik deryasının içine doğru sürüklemesi ve muhatabını daima hatalı algılamasına sebep olacak tavsiyelerde bulunması. Siz siz olun böyle bir yaklaşımın içine adım dahi atmayın. Elbette ki psikoloji sertifikasına sahip değiliz ama bireyleri pohpohlayarak teselli etmek yerine onlara gerçek çözümler sunabilmenin keyfinin daha büyük olduğunu biliyor, yaşıyoruz. Öte yandan şehrimizdeki yeni oluşumlar, kulüpler, firmalar ve hizmetleri sayfalarımızda yerini aldı. Böylece hayatınızın her alanında ihtiyaç duyabileceğiniz sektörlere, hizmetlere ve hobi alanlarına göz atabilirsiniz. İlk çeyrek 15. Sayımızla sona eriyor. 16. Hem’i hazırlarken de farklılık ve fayda çıkış noktamız olmaya devam edecek. Keyfiniz bol olsun…
REKLAM REZERVASYON
Latife GÖKTAŞ Bize Yazın info@hemdergi.com
Lenovo, 66 milyon metrik ton karbondioksit gazının yayılımını azaltmayı hedefliyor Çevre dostu geri dönüştürebilir malzemeleri, üretimden dağıtım süreçlerine kadar her aşamada aktif olarak kullanan Lenovo, Amerika Çevre Koruma Ajansı (EPA) ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında, yeşil teknolojiye yönelik yatırımlarını aralıksız sürdürmeye devam ediyor. Bu kapsamda, Lenovo’nun nakliye endüstrisi ve iş ortakları, 2012 yılından itibaren her yıl, ürünlerin üretiminden ve nakliyesinden kaynaklanan 66 milyon metrik ton karbondioksit ve 200.000 ton nitrojen oksit yayılımını azaltmayı hedefliyor. Yeşil teknolojideki tecrübesiyle gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmak amacını taşıyan Lenovo, kendi üretim sahalarında ortaya çıkan zararsız katı atıkların yüzde 97’sini, yine üretim sahasında kullanılmak üzere geri dönüştürüyor.
Sınırlı Sayıda Üretilen Gümüş Pentax K-5 Sınırsız Beklentileri Olanlara
Pentax K-5, sizin için tekrar tasarlanarak teknolojik özelliğine özellik, şıklığına şıklık ve güzelliğine güzellik kattı. Geniş kitleler tarafından beğenilen, ödüllü K-5 şimdi yepyeni gümüş rengi ile çok göz alıcı. Bu sınırlı adette üretilen yeni versiyon, cilası, ayar tekerlekleri, düğmeleri ve ambalajı ile tamamen yeniden tasarlandı. Silver K-5’in arkadaki LCD ekranı ve üst bilgi ekranı daha da dayanıklı olması için güçlendirildi. Ayrıca daha kolay kullanım için tutma yeri yeniden tasarlandı. En yeni donanım güncellemelerine sahip olan cihaz, teknolojideki en son gelişmeleri sunuyor.
Her an her yerde HD multimedya eğlencesi yanınızda Toshiba Satellite L700 serisi; kullanıcılarına zengin multimedya deneyimi sunuyor. Resolution [1] özelliğine sahip cihazlar, HDMI aracılığıyla 3D filmleri de harici bir 3D TV’de destekleyebiliyor. 3D içeriğin hala sınırlı olmasına çözüm olarak, bazı L serisi modeller 3D televizyona bağlandığında 2D görüntülere derinlik katan 2D’den 3D’ye dönüştürme2 özelliğine sahip. Mükemmel görüntüler Dolby® Advanced Audio özelliği ile desteklenerek mükemmel sesle tamamlanıyor. Ayrıca Satellite L750, L755, L770 ve L775 modelleri dâhili Onkyo® stereo hoparlörler ile sunuluyor. Daha da ötesi, USB 3.02 ve Bluetooth® 3.02 ve kablosuz LAN gibi yüksek oranlı veri aktarım bağlantı özellikleri dizüstü bilgisayarların multimedia özelliklerini destekliyor.
Babalar için hediye seçmek zordur Böyle zamanlarda, aksesuarlar en büyük kurtarıcınız olabilir. Goldaş’ın altın ve gümüşteki ustalığı, kol düğmelerine ve gümüş aksesuarlarına da yansıyor. Modern ya da klasik, babanızın tarzına uygun altın ve gümüş kol düğmeleri arasından şık seçimler yapabilirsiniz. Sedefli, rüzgargülü şeklinde veya siyahın asaletini taşıyan kol düğmeleri kaliteleri ile öne çıkıyor. Babasına, gümüşün şans ve uğurunu hediye etmek isteyenler için gümüş kalemler ve anahtarlıklar ideal bir hediye seçim klasörü oluşturuyor. Goldaş’ın Babalar Günü hediye seçeneklerini daha yakından görmek için size en yakın Goldaş mağazasının adresini www.goldas.com ’dan öğrenebilirsiniz. Unutmayın, 19 Haziran Babalar Günü…
Lüks düşkünlerine yeni akıllı telefon Nokia Oro Nokia C7 'nin geliştirilmiş versiyonu diyebileceğimiz cihaz 18 kırat altınla kaplı. Ana ekran tuşu ise safir kristalden oluşuyor. İşletim sistemi olarak Symbian Anna kullanan Nokia Oro'nun dış yüzeyi de yüksek kalite deriyle kaplanmış. 3.5 inç'lik 360x640 çözünürlükte AMOLED ekranı bulunan cihazın 8 megapiksel kalitesindeki kamerası 720p HD video kaydı yapabiliyor. Siyah ve beyaz olmak üzere iki farklı renkte piyasaya sürülen Nokia Oro öncelikli olarak Avrupa, Ortadoğu ve Çin'de satışa çıkacak. Cihazın Avrupa satış fiyatı ise 800 euro olarak belirlenmiş.
Üfleyerek Çalışan Saat Teknoloji dünyası ve tasarım dünyası, her zaman el ele yürümeyi bilmiştir. EOLE tarafından piyasaya sürülecek olan saat konsepti, tasarımcı Julien Moise imzasını taşıyor. Gücünü kullanıcının üfleyeceği havadan alan saat, görünüm olarak da hayli merak celbedici. Saatin kaç olduğunu görmek istediğinizde yapmanız gereken şey, cihazın kadranına doğru üflemek. Bu sayede güç kazanan ürün size saatin kaç olduğunu gösteriyor. Kullanımı bir parça zahmetli olabilecek olan bu saat, aynı zamanda hava ölçümü ve alarm fonksiyonlarına da sahip. 13
Favori Kuyumculuk’tan Yepyeni Bir Koleksiyon “Şems Hoşgörü Koleksiyonu” Favori Kuyumculuk özel temalı koleksiyonlarının bir yenisi “Şems Hoşgörü Koleksiyonu”, Nisan ayından itibaren vitrinlerdeki yerini aldı. Mevlana’nın yol arkadaşı “Şems”ten ilham alınarak tasarlanan özel koleksiyon, farklılık arayan tüketicinin beğenisine sunuluyor.
Assos’tan yeni koleksiyona özel kareler...
Pırlantayı ayrıcalıklı tasarımlarla buluşturan ve kadınların arzu nesnesi haline getiren Assos, İlkbahar Yaz 2011 Koleksiyonu’na özel bir fotoğraf çekimi gerçekleştirdi. Pırlantanın yanı sıra zümrüt ve elmas ışıltılarının da göz kamaştırdığı çekim, W Hotel’de Koray Birand tarafından gerçekleştirildi. Kentli, tutkulu ve güçlü kadını yansıtan fotoğraf çekiminde; dikkatleri tek bir noktaya odaklayan görkemli gerdanlıklar, renkli taşların ahengini sunan modern yüzükler, zarafetin sembolü olan elmas küpe ve yüzükler koleksiyonun göze çarpan tasarımları arasında.
ESKİ ROMA’DA STATÜ SAHİBİ İNCİ, GÜNÜMÜZDE ZARAFETİN TEMSİLCİSİ Eski Roma’da varlık ve sosyal statünün, Yunan kültüründe rakipsiz güzelliğin, aşk ve evliliğin sembolü İNCİ, günümüzde her kadının sahip olmak istediği saflığın, temizliğin ve zarafetin simgesi. Modern kadının aksesuarları arasında vazgeçilmez olan inciler şimdi UKB Aksesuarın Violetta markası ile satışa sunuldu. Şıklık ve zarafetin simgesi inciler, taşlı modelleri ve farklı tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Bu bembeyaz incileri abiye ve günlük kıyafetlerinizle birlikte rahatlıkla kullanabilirsiniz.
So CHIC Şıklığı Yaza Hazır
Her döneme özel hazırladığı koleksiyonlarla sizin için farklı detaylar sunan So CHIC, parlak taşlarla süslenmiş 2011 yaza özel koleksiyonunu ile sevdiklerinize muhteşem bir hatıra veriyor. Uzun yıllar kullanabileceğiniz ve özel bir hediye niteliğindeki tasarımları ile So CHIC, yaza hazır.
STRESSİZ HAYAT OHH NE RAHATT !! Stres denilen şey öyle normal bir hale geldi ki insan hayatında, doktorlar her gün yüzlerce kişinin hastalığına stres kaynaklı teşhisler koyuyor. Yeni güne sorularla sorunlarla uyanır olduk. Yoğun iş temposu, trafikte geçen sıkıntılı saatler, aile içinde yaşanan gerginlikler, düzensiz beslenme bile stresi arttırıcı etkenlerin başında geliyor ve hayatı daha zor bir hale getiriyor. İnsanlar bir süre sonra mesai saatleri dışında da işteki olumsuzlukları, problemleri düşünmeye başlıyor. Bu ise zamanla “kronik strese” dönüşüyor. Bu sebeple uzmanlar özellikle iş hayatında kontrol altına alamadığımız gerginlik ve stresi yenerek başarıya dönüştürmemiz için bazı öneriler sunuyor.
İş Stresi Belirtileri Uzmanlar, stresin en büyük belirtilerinin; işe odaklanmada zorluk yaşanması, gelecekle ilgili kaygıların artması, iş yerinde tartışmaların gerginlikleri arttırması, öfke ve kızgınlıklar, dayanışma eksikliği, kontrolsüz ve plansız çalışma olduğunu söylüyor. Ülkemizde çalışan insanların çoğunun bunlardan şikayet ettiğini göz önüne alırsak millet olarak bu konudan muzdarip olduğumuzu görüyoruz.
“İş stresi yaşayan erkek saldırgan, kadın ise kaygılı” Genellikle erkekler iş stresinde yaşadıkları sorunlarda saldırganlık gösteriyor, kadınlar ise kaygılı hareketlerde bulunuyor. Kadınlar fizyolojik, erkeklerse fizyolojik tepki veriyor bu sebeple uzmanlar erkeklerin kadınlara oranla daha az psikolojik rahatsızlık yaşadığını ancak fizyolojik tepkilerden dolayı kadınlara oranla daha az yaşadıklarını dile getiriyor. Kadınlar yapı itibariyle hassas varlıklar oldukları için en küçük olaylarda bile aşırı duygusal tepkiler verebiliyor. Bu nedenle patronların bayan çalışanlarından daha yüksek performans almak için onlara karşı daha kibar ve anlayışlı olmaları gerekiyor. Öyle ki uzmanlar çalışan kadınların ev hanımlarına oranla depresyon ve panik atak yaşama riskinin 5 kat daha fazla olduğunu söylüyor.
İş Stresinde Patronun Önemi
İş hayatından kaynaklanan stresin azaltılmasında yöneticilere büyük rol düşüyor. İşte çalışanlarının üretme performansını önemseyen patronların dikkat etmesi gereken hususlar: İşe alımlarda yalnızca pozisyona uygun, yetkin kişilerin değerlendirilmesi, Çalışanlara söz hakkı verilmesi, Maddi destek yanında manevi desteğinde esirgenmemesi, Çalışanlara adaletli davranılması, Hiyerarşinin tecrübe ve saygınlık temelinde kurulması.
19
Fabrika: Organize Sanayi Böl. Girişi Demirciler Sit. 18. Cad. No: 36 KAYSERİ Tel: 0 352 320 03 36
1956’dan beri çeyiz sandığında Demirçalı
2011
COLLECTİON
www.demircali.com.tr ( web sitemizi ziyaret ederek diğer ürünlerimizi de görebilirsiniz )
Showroom: Sanayi Böl. 8. Cad. No: 21 (Eski Sanayi Koçak Girişi) KAYSERİ Tel: 0 352 336 35 14 | Fax: 0 352 330 49 57
25
Şimdi, Cildi Sıcak Havadan Koruma Zamanı
Daha önceki sayılarımızda cildinizi kış mevsiminde soğuk havaya karşı korumanın püf noktalarını anlatan yazılar yayımladık. Ancak cilde tek zarar veren şey soğuk hava koşulları değil ani ısı değişimleri de cildinizin doğal koruma kalkanını zedeleyebilir. Rüzgar, aşırı sıcak ya da soğuk hava ve UV ışınları gibi dış etkenlere maruz kalan cildinizin alışveriş merkezleri gibi kalabalık ve havasız ortamlarla da birleşmesiyle ciddi anlamda cilt sorunlarına neden olması kaçınılmazdır.
Cildinizi Temiz Tutun ve Sürekli Dokunmayın
Cildinize zarar vermeyecek yumuşak temizleyicileri tercih edin. Köpük şeklindeki cildinizi kurutan ve cildinizin doğal dengesini bozacak ürünlerden uzak durun. Bir de sürekli yüzünüzle oynuyorsanız bu alışkanlıktan kurtulun. Gün boyu sürekli kirlenen tırnaklarınız cildinizin üzerinde gezinerek inanılmaz lekelere, aknelere sebep oluyor.
Peeling Yaparken Dikkat
Cilt bu dönemlerde çok hassas olduğu için rahatlattığını düşünerek gereğinden fazla yapılan peeling cildi tahriş eder. Peelingin ertesi günü görülen soyulmaları bilirsiniz, yanlış ve sert yöntemle cildiniz pul pul dökülür. Nemlendiricinizin vücudunuz tarafından emilmesini sağlayarak daha taze bir cilde sahip olabilirsiniz.
Zararlı Işınlar Her Mevsim Zararlı
UVA ışınları yılın her döneminde etkilidir. Bu nedenle güneş ışınlarına karşı koruyucu kreminizi çantanızdan eksik etmeyin. Koruyucu krem kullanmayı ya da en azından gölgelerde durmayı alışkanlık haline getirirseniz her mevsim bebek gibi bir teniniz olur.
Su Oranı Yüksek Nemlendirici Seçin
Nemlendiriciler epidermisteki su kaybını önlemek amacı ile üretilirler. Güneş nedeni ile oluşan hasarları iyileştirmede etkili olmayan nemlendiriciler genellikle ciltteki kuruluk problemini çözmeye katkı sağlar. Kullandığınız nemlendiricinin içindeki su oranı yüksekliği cildinizi soğuk ve sıcak havaların zararlı etkilerine karşı korur.
Bol Su İçen Yaşadı
Güzelleşmek için kullandığınız kremlerin tabiki yararı oluyor ama asıl sır cildi içerden beslemekte. Cildin nem dengesinin sağlanması ve toksinlerin atılması suyla sağlanır. Günde en az 1,5 litre, pH’ı yüksek doğal mineralli sular içmeye çalışın. Bunu daha eğlenceli hale getirmek için bir sürahi suyun içine sevdiğiniz meyveleri doğrayarak bekletin.kışın sıcak yazın soğuduktan sonra gün boyu tüketin.
Temiz Hava Şart
Temiz hava, yağlı ciltler için olduğu kadar kuru ciltler içinde koruyucu bir özellik taşır. oksijenin azalıp karbondioksit gazının artması havanın kirlenmesi demektir. Devamlı kapalı ortamda kirli hava teneffüs etmek baş ağrısına, hasizliğe ve cildin erken yaşlanmasına neden olur. Eğer çalışıyorsanız gün içinde en az 2 kere temiz hava almak için ara verin ya da kapalı ortamı havalandırın, çalışmıyorsanız da yürüyüş yapmayı alışkanlık haline getirin. Hem vücudunuza hem cildinize faydasını kısa sürede göreceksiniz.
3 Pratik Maske Sizler için cildin kendini tazelemesini sağlayan, sadece 20 dakika uygulanan üç farklı maske seçtik.
1
Bal, limon suyu ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile karıştırılır ve maske haline getirilir.
+
+
Limon suyu ve 1 yumurta sarısını karıştırıp yüzünüze sürün. Limon canlılık yumurta ise yapı taşlarıyla yenilenme sağlayacak.
2
+
3
1 elmayı sütte pişirin iyice ezilir hale geldiğinde alın ve ılıklaştığında maske yapın.
+
Mis kokulu
Dore Eveline Orkide Özlü Yüz ve Göz Jeli, hafif formülüyle cildi bunaltmadan nemlendirirken kırışıklıkları azaltmaya yardımcı oluyor. 22.40 TL
Çatlaklara elveda
Elancyl Çatlak Giderici Jel Krem, ergenlik, kilo değişimi ve hamilelik sonrasında ortaya çıkan çatlakların azalmasını sağlıyor. 59 tl
Hassas koruma
Vichy Capital Soleil Serisi, hassas ciltlerin güneşe karşı tolerans eksikliğini önlemek amacıyla UVA ve UVB ışınlarına karşı üst seviyede koruma sağlıyor. Antioksidan özellikli mineraller içeren ürünler, leke ve kırışıklık oluşumunu önlüyor.
Hep sizinle
Meyve, çiçek, turunçgil kokularının yasemin ve amberle bütünleştiği Tous l'eau de parfüm, adeta mutluluk kokuyor. 112 TL
Harika bir koku
Mürdüm eriği, gül, misk ve paçulinin baş döndürücü karışımından oluşan Very İrresistable Givenchy, karizmatik ve ihtiraslı kadınlar için yaratılmış. 189 TL
Kozmetiğin Yeni İsimleri Göz Kamaştırıyor… Alessandro Beach Beauty Serisi'ndeki kırmızı, fuşya, turuncu ve sarı gibi parlak renkli ojelerle plajda göz kamaştıracaksınız. 25 tl
29
Özel günler, Önemli davetliler, Sorunsuz çözümler...
Serçeönü Mh. Mustafa Kemal Paşa Blv. Türkay Sk. No: 6/D Kocasinan KAYSERİ
Tel: 0 352 222 06 16
www.tanitimetkinlikmerkezi.com
“Büyüksün!” “Büyüksün!”
6OLKSWAGENÙ9ETKILIÙ3ATÇCÇSÇÙÖzSa 6OLKSWAGENÙ9ETKILIÙ3ATÇCÇSÇÙÖzSa /SMANÙ+AVUNCUÙ#AD Ù.O Ù ÙÙ Ù+OCASINANÙ Ù+!93%2ÕÙ4EL Ù Ù Ù Ù Ù Ù Ù Ù Ù ÙHAT Ù&AKS Ù Ù Ù Ù /SMANÙ+AVUNCUÙ#AD Ù.O Ù ÙÙ Ù+OCASINANÙ Ù+!93%2ÕÙ4EL Ù Ù Ù Ù Ù Ù Ù Ù Ù ÙHAT Ù&AKS Ù Ù Ù Ù d : 3 ! Ú " Ø 2 Ú $ / Ù 5 Ó Ú / 4d /:-3/ !4 ÚØ" 6ØÚ23 Ú%$2/ 6Ù Ø 35Ú 6 Ó Ú%/Ú 44Ø/ #!2 /%44Ø Ú6!Ú 3Ó% 2 Ú 96%Ø43+ Ú 6Ø ,%ØÚÚ43Ø! # 4!)2#%) 34 )Ú ! $ ) Ó 2 Ú 9 % 4 + Ø , Ø Ú 3 ! 4 ) # ) 3 ) $ ) 2
www.vw.com.tr www.vw.com.tr
O keskin hatların, O keskin heyecan hatların, verici agresif heyecan görünümünle verici agresifgittikçe görünümünle gençleşsen gittikçe de gençleşsen de iç dünyanda olgunluğa iç dünyanda ulaştığın olgunluğa için. ulaştığın için. DSG şanzımanınla DSGokşanzımanınla gibi fırlarkenok düşük gibi CO fırlarken düşük CO emisyonun sayesinde emisyonun tozu sayesinde tozu 2 2 dumana katmadığın dumana için.katmadığın için. 1,6 lt TDI motorunla, 1,6 lt sana TDI motorunla, meydan okuyanlara sana meydan cevabını okuyanlara yalnızca cevabını yolda değil, yalnızca yolda değil, benzin istasyonunda benzindaistasyonunda verdiğin için.da (Tabii verdiğin pek sık için. uğramasan (Tabii pek da.) sık uğramasan da.) Evet. Sadece görünümünle Evet. Sadecedeğil, görünümünle tüm bu yaptıklarınla değil, tüm bu dayaptıklarınla özel olduğundaiçin özel olduğun için büyüksün. büyüksün. Seninle tanışmak Seninle isteyenleri tanışmak Volkswagen isteyenleri Yetkili Volkswagen Satıcısı ÖzSa’ya Yetkili Satıcısı bekliyoruz. ÖzSa’ya bekliyoruz.
Polo Polo
Erkeklerle Alışveriş Yapabilmenin “Altın Kuralları” Erkeklerin alışveriş yapmayı sevmediğini hepimiz biliyoruz. Babanız, erkek kardeşiniz ya da sevgiliniz olması fark etmez çok zorunlu bir durum olmadığı sürece kadınlarla alışveriş yapmaktan hiç hoşlanmadıklarını biliyoruz. Oysaki bu işi, olabilecek en keyifli hale getirmek elinizde. İşte erkeklerle alışveriş yapmanın altın kuralları.
! a m a l r o Z rkekler, e i k a m t Unu an d a m l o ihtiyacı lar. z a m p ya ş i r e v ş ı l a
√ Erkekler en fazla bir saat bir şey yemeden durabilirler. Bu yüzden kısa aralıklarla mola vermelisin. Bir kafe de bir şeyler içerek ya da atıştırmak enerjisinin yerine gelmesini sağlayacaktır.
√ Birlikte dolaşırken ona ufakta olsa bir hediye al. Önemsendiğini düşünerek mutlu olacaktır. Kim bilir belki de alışverişiniz daha uzun sürebilir.
√Girdiğiniz mağazalarda bir şeyler denemesi için onu zorlama. Zaten beğendiği bir şey olursa kabinin yerini soracaktır. Unutma ki erkekler ihtiyaçları olmadığı sürece alışveriş yapmazlar.
√ Elinde bir tomar kıyafetle kabine girip mankenlik yapma. bir sürü kızın arasında kendini utanmış ve sıkılmış hissedecek, mızmızlanmaya başlayacaktır.
√ Öncelikle iki taraflı düşünmen gerekiyor. Sadece senin ilgilendiğin mağazalarda zaman geçirirseniz alışverişiniz başlamadan bitecektir. Onun da ilgisini çekecek mağazalara girerek hem kendisine bir şeyler bakmasını böylece sıkılmamasını sağlayabilirsin.
√ Eğer iç çamaşırı almak istiyorsan bu işi kız arkadaşlarınla yapman daha doğru olacaktır. Çünkü erkekler, bir sürü kızın kendilerine sutyen, jartiyer, g-string baktığı bir yerde pek rahat olmazlar. Büyük ihtimalle sen iç çamaşırı alırken o mağaza kapısı önünde seni bekleyecektir.
√ Kozmetik reyonları yaklaşmayı en son isteyecekleri yerlerden biridir. Ne kadar bakımdan makyajdan hoşlansalar da erkekler doğallıktan yanadırlar. O yüzden işini mümkün olduğunca çabuk bitirmelisin.
35
(+)artıları Kız arkadaşların bazen sen kırılma diye gerçek düşüncelerini saklarlar ama erkekler bu konularda her zaman dürüsttürler. En önemlisi alışverişi sevgilinle yapıyorsan seni hangi kıyafetler içinde daha çekici bulduğunu öğrenebilirsin. En güzel yönü tahmin edeceğiniz gibi poşetleri taşıyacak olmaları. Her zaman objektif yorumlarda bulunurlar. Gereksiz para harcamana engel olurlar. Sadece ihtiyacın olan şeyleri almanı sağlarlar.
(-)eksileri Yanındaki erkek kardeşin ya da arkadaşınsa, güzel bir kız gördüğünde kızın peşinden mağaza mağaza dolaşabilirsiniz. İlk söylediğimiz maddeleri uygulamadıysan, sürekli sıkıldım diyerek bunaltabilir ya da seni tamamen yalnız bırakabilir. İndirim reyonlarında her şeyin çok pahalı olduğundan yakınır. Ufacık bir parçaya o kadar parayı nasıl verdiğine anlam veremez. Tezgahtarla pazarlığa girişebilir. Hatta bunu en sosyetik mağazalarda yapmaktan çekinmez. Ya da tam tersine pazarlık yapabileceğin bir mekanda onun erkeliği tutar göz göre göre 3 misli para ödersin.
YO-YO sendromu hızla verilen kilolar daha büyük bir hızla ve artarak geri döner” Yo-yo kulağa sevimli geliyor olmasına rağmen bir sendrom olarak küçükken severek oynadığımız oyuncaktan çok farklı anlamlar taşıyor. Günümüz hastalıklarından olan ve obeziteye davetiye çıkaran “yo yo sendromu” çeşitli yöntemler uygulanarak verilen kilo durumunun korunamaması sonucu daha da artarak kişiye geri dönmesi olarak tanımlanıyor. Bilinçsizce uygulanan diyetler sonucu bir kilolu bir zayıf olunma hali metabolizmanın yavaşlamasına ve alınan kiloların daha zor verilmesine neden oluyor. Örneğin; tatile çıkmak için sadece şekilsel amaçlı kısa süreli yapılan bir diyetle istediğiniz kiloya düşebilirsiniz fakat verdiğiniz kilolar beslenme alışkanlığınızı değiştirmediğinizde misliyle geri dönecek ve bir kısır döngü halini alacaktır.
YO-YO Sendromuna Neler Sebep Olur ? Bilinçsizce, sadece kilo vermek amaçlı uygulanan zayıflama yöntemleri yo yo sendromu nedenleri arasında en başta gelmektedir. Bir uzmana danışılmadan kullanılan zayıflama ilaçları Bilinçsiz diüretik kullanımı Yapılan diyetin sporla desteklenmemesi Çok sık aralıklarla farklı diyetlerin uygulanması Diyet döneminde oluşan yemek yeme isteğinin zayıfladıktan sonra en üst seviyeye ulaşması
Erkekler Daha Bilinçli Kadın erkek ayırmaksızın hızlı kilo verip bu kiloları koruyamama sonucu iki kat fazla kilo almaya eğilimli herkeste görülebilir. Ancak erkekler fiziksel aktivitelere devam ve beslenme programlarına uyma konusunda daha yetenekli oldukları için bu sendromun erkeklerde görülme olasılığı kadınlara göre daha az. Daha bir kaç yıl önce güzellik ve estetik kaygılarının artmasından dolayı ünlülerde sık gördüğümüz bu duruma günümüzde toplumun her kesiminde rastlamak mümkün.
Yo-Yo İle Gelen Sorunlar Uzmanlardan alınan bilgilere göre bu sendrom metabolizmayı yavaşlatıyor, kalp ritminde artışlara ve kan basıncını yükselmesine neden oluyor, terlemeyi arttırıyor. Bu da beraberinde psikolojik sorunları getiriyor, kişide sinirli bir ruh halinin oluşmasına neden oluyor.
Yo-Yo Esiri Olmak İstemiyorsanız Beslenmede Devrim Yapın Öncelikle beslenmenize dikkat etmeniz gerekiyor bunu sağlamak için de diyet uzmanları kontrolünde yapmanız en doğrusu olacaktır. Sıkı disiplin gerektiren diyetler yerine bedenininizin aç kalmayacağı miktarı bünyenize göre ayarlanmış çeşit ve vitamin değerlerinin bol olduğu bir beslenme şeklini alışkanlık haline getirmelisiniz. Kendinize 3 ana öğün ve 2 ya da 3 ara öğünden oluşan bir beslenme düzeni yaratın, bu öğünleri atlamadan uygulayın. Ve bu diyet programını sporla da destekleyerek daha sağlıklı bir hale getirmelisiniz. Böylece zamanla arzu ettiğiniz kiloya ulaşacaksınız.
Yağlardan Uzak Durun Unutmayın ki gereğinden fazla alınan her kalori size yağ olarak geri dönecektir. Özellikle yetişkinler yağlı süt ürünlerini tercih etmemeli. Vücudun en temel ihtiyaçları olan vitamin ve mineralleri ise hap kullanmak yerine doğrudan meyve sebzelerden almak ilk tercihiniz olmalı.
Günde ‘Çok’ Bardak Su İçin Uzmanların en çok tavsiye ettiği şeylerden biri de bol su tüketimi. Günde 10-14 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Yemek sırasında tüketilen kafeinli içecekler ya da meyve suları hem sağlık açısından iyi değildir hem de size kilo olarak geri döner.
Stresten Arının Bu sendrom aşırı sinirlilik ve stres gibi davranış değişikliklerine de yol açtığı için moralinizi devamlı yüksek tutmalısınız eğer buna engel olamıyorsanız psikolojik yardım alabilirsiniz.
39
Volkswagen, Yeni Amarok’la Pick-Up Dünyasında
1 milyar euroluk yatırımla pick-up pazarına giren Volkswagen, Eskimo dilinde ‘kurt’ anlamına gelen 'Amarok’ ile Türkiye'de pazar lideri olmayı hedefliyor. Arjantin'de üretilen yeni pickup modeli Amarok ağustos ayında Türkiye'ye gelecek. Dünyanın en büyük üreticisi olmak için çabalayan Volkswagen, Japon ve Amerikan markalarının, çok güçlü olduğu pick-up pazarına girdi.
Hedef ‘LİDERLİK’ Türkiye'de satılan bu sınıftaki Pick-up'ların yüzde 85’i manuel vitesli, yüzde 85’i ise iki tekerlekten çekîşîi. Volkswagen bu yıl Türkiye'de 800 ila 1000 adet satış hedefliyor, 2011 yılında ise 2 bin adetlik satış hedefine ulaşmayı planlıyor. Bu da 15 bin adetlik pick-up pazannda liderlik anlamına geliyor. Volkswagen ticari araçlar 'Bugüne kadar hiç olmadığı bir sınıfa yepyeni bir oyuncu üretti. Eskimo dilinde kurt anlamına gelen Amarok" Volkswagen'in Arjantin'deki fabrikasında üretilecek. Önce Güney Amerika pazarında satılmaya başlanacak olan Amarok, yılın üçüncü çeyreğimde Avrupa'da satılmaya başlanacak. Türkiye'de de Ağustos ayında pazara çıkması bekleniyor. VW Ticari araçlar bölümü çatısı altında geliştirilip üretimine başlanan pick-up modeli Amarok, ağustos ayı sonlarına doğru Türkiye pazarında da satılmaya başlanacak. Amarok, Eskimo ;dilinde "kurt" anlamına geliyor. Japon markalarının çok güçlü olduğu ve kurtlar sofrası olarak nitelenebilecek, bir tona kadar yük kapasiteli pick-up’ların bulunduğu orta sınıfta yer alacak. Amarok, Volkswagen’in Toyota'yı her alanda yakalama ve geçme stratejisinin bir parçası. Volkswagen ticari araçların dünya yollarında yürüyen en güçlü referansı hiç şüphesiz Transporter. Bugüne kadar 10 milyon adetten fazla üretilen ve sınıfında çıtanın yüksekliğini belirleyen Transporter’ın başarısı Amarok'un geleceği hakkında da bir fikir verebiliyor. Amarok 2010 yılında ulaşamasa da 2011'den itibaren yılda 100 bin adet üretilecek ve bu üretimin yarısı Güney
Amerika'da kalan yarısı ise ağırlıklı olarak Avrupa pazarı, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’da satılacak. Japon ve Amerikalı markalarının çok güçlü olduğu Kuzey Amerika ve yine Japonların kalesi Asya pazarları şimdilik doğal olarak Volkswagen'in ilgisini çekmiyor. Türkiye fiyatı henüz belirlenmeyen Amarok'un pazardaki mevcut modellerin biraz üzerinde bir etikete sahip olması bekleniyor. Türkiye'ye gelecek araçların donanım seviyesi de oldukça yüksek olacak.
Zengin, Donanımlı ve Otomobil Kadar Konforlu “Amarok'ta yer alan sistem sayesinde araç 45 derece açıya sahip tepeyi tek başına, gaz yardımı almadan çıkabiliyor. Aynı şekilde tepeden fren yardımı almadan inebiliyor” Amarok İlk etapta cift kabinli ve yüksek güçteki dizel motor seçeneğiyle satışa sunulacak. Tek kabinli seçenekse 2011'den itibaren pazara çıkacak. 2. 0 it çift turbolu ve 163 BG gücündeki motor, standart olarak 6 Heri manueL şanzımanla donatılmış. Yılın ikinci yarısında 122 BG'lik bîr seçenek daha eklenecek. Amarok, arkadan itişli, 4MOTION (istenirse iki tekerlekten çekişli ; kullanılabilen ve arazi kabiliyeti yüksek tip) ve sürekli dört tekerlekten cekişli olmak üzere üç farklı versiyonla alınabilecek. Ayrıca süspansiyonda da biri daha konfora yönelik olacak iki farklı seçenek söz konusu. ESP tüm versiyonlarda standart olacak, 4MOTION seçeneğinde arazi için özel ABS, Eğim İniş Kontrolü gibi sistemler yer alacak.
GÜZELLİĞİNİZE
TUZ KATIN
Hani, sofraların olmazsa olmazı, onsuz tat dahi alamadığımız tuz var ya güzelliğimiz için öyle etkili ki okuyacaklarınıza şaşırabilirsiniz. Pek çok insan tuzun cilt güzelliği alanındaki kullanımından haberdar değil.
T
uz; magnezyum, potasyum, kalsiyum, demir, manganez ve sülfür bakımından zenginliği sayesinde cilt problemlerini çözme konusunda sayısız yarara sahip. Ayrıca ciltte biriken toksinler de tuz sayesinde atılıyor. Tuz dendiği zaman birkaç çeşitten bahsetmemiz gerekiyor aslında. Kaya tuzu, sofra tuzu ve deniz tuzu ise birçok çeşit içinde gündelik yaşamımızda kullandıklarımız. Cilt güzelliği için bize gerekli olan ise Deniz Tuzu. Deniz tuzu, aslında yabancı olduğumuz bir malzeme değil. Annelerimiz turşu ya da salamura yaparken bu iri kristal görünümlü tuzları kullanırlar. Dilinizi değdirdiğinizde yoğun ve ekşi bir tat alırsınız. Deniz tuzunun sofra tuzundan farkı ise tamamen doğal olması. Deniz tuzu hiçbir şekilde işlenmemiş, rafine edilmemiş olduğu için doğal mineral zenginliğini korur. Tuzla Gelen Canlılık Spa ve masaj salonlarında yapılan vücut ve yüz maskelerinin çoğunun içeriğinde tuz bulunur. İyi bir arındırıcı ve mineral kaynağı olması sayesinde ölü derilerin ve deride biriken toksinlerin atılmasını sağlayan tuz kan dolaşımını da hızlandırıyor. Cildinizi Tuzla Fırçalayın Cildi canlandırıp temizlemenin en pratik yöntemi onu fırçalamaktır. Öncelikle deniz tuzunu biraz ezerek daha küçük parçalar haline getirin çok sert olmayan bir vücut fırçasının üzerine koyun ve önceden ıslatarak nemlendirdiğiniz vücudunuzu dairesel hareketlerle fırçalayın. Fırçadan sonra cildinizdeki mat görüntünün yok olduğunu ve teninizin pürüzsüzleştiğini göreceksiniz. Bu fırçalamada amaç sadece ölü deri hücrelerini üst cilt tabakasından atmak değil, aynı zamanda cildi beslemek, nemlendirmek ve yatıştırmak. Banyo Suyuna Deniz Tuzu Denizin ılık ve tuzlu suyunun nasıl rahatlatıcı bir etkiye sahip olduğunu biliyorsunuz. Banyonuzdaki küveti denize dönüştürerek kışın da deniz ferahlığına ulaşabilirsiniz. Uzun ve yorucu bir günün ardından küveti ılık suyla doldurun ve içine bir avuç kadar deniz tuzu biraz da lavanta esansı karıştırın. 15 ya da 20 dakika bu suda kaldıktan sonra havlunuza sarının ve 15 dakika uzanın, daha sonra normal duşunuzu alın. Müthiş rahatlama sağlayan bu kür sayesinde ertesi güne çok daha dinç başlayacaksınız, tıpkı tatilden henüz dönmüş gibi.
45
Hani, sofraların olmazsa olmazı, onsuz tat dahi alamadığımız tuz var ya güzelliğimiz için öyle etkili ki okuyacaklarınıza şaşırabilirsiniz. Pek çok insan tuzun cilt güzelliği alanındaki kullanımından haberdar değil.
uz; magnezyum, potasyum, kalsiyum, demir, manganez ve sülfür bakımından zenginliği sayesinde cilt problemlerini çözme konusunda sayısız yarara sahip. Ayrıca ciltte biriken toksinler de tuz sayesinde atılıyor. Tuz dendiği zaman birkaç çeşitten bahsetmemiz gerekiyor aslında. Kaya tuzu, sofra tuzu ve deniz tuzu ise birçok çeşit içinde gündelik yaşamımızda kullandıklarımız. Cilt güzelliği için bize gerekli olan ise Deniz Tuzu. Deniz tuzu, aslında yabancı olduğumuz bir malzeme değil. Annelerimiz turşu ya da salamura yaparken bu iri kristal görünümlü tuzları kullanırlar. Dilinizi değdirdiğinizde yoğun ve ekşi bir tat alırsınız. Deniz tuzunun sofra tuzundan farkı ise tamamen doğal olması. Deniz tuzu hiçbir şekilde işlenmemiş, rafine edilmemiş olduğu için doğal mineral zenginliğini korur. Tuzla Gelen Canlılık Spa ve masaj salonlarında yapılan vücut ve yüz maskelerinin çoğunun içeriğinde tuz bulunur. İyi bir arındırıcı ve mineral kaynağı olması sayesinde ölü derilerin ve deride biriken toksinlerin atılmasını sağlayan tuz kan dolaşımını da hızlandırıyor. Cildinizi Tuzla Fırçalayın Cildi canlandırıp temizlemenin en pratik yöntemi onu fırçalamaktır. Öncelikle deniz tuzunu biraz ezerek daha küçük parçalar haline getirin çok sert olmayan bir vücut fırçasının üzerine koyun ve önceden ıslatarak nemlendirdiğiniz vücudunuzu dairesel hareketlerle fırçalayın. Fırçadan sonra cildinizdeki mat görüntünün yok olduğunu ve teninizin pürüzsüzleştiğini göreceksiniz. Bu fırçalamada amaç sadece ölü deri hücrelerini üst cilt tabakasından atmak değil, aynı zamanda cildi beslemek, nemlendirmek ve yatıştırmak.
“İyi bir arındırıcı ve mineral kaynağı olması sayesinde ölü derilerin ve deride biriken toksinlerin atılmasını sağlayan tuz kan dolaşımını da hızlandırıyor.”
Zenuzi Home İlkbahar Yaz Koleksiyonu'ndan özel işlemeli havlu, yatak örtüsü, runner, masa ve sehpa örtüleri ile evinize nostaljik bir dokunuş…
Koton 2011 plaj
M&S 2011 plaj
Ünlü İngiliz moda devi Marks & Spencer, 2011 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunu Swiss Otel'de gerçekleştirdiği muhteşem bir defile ile tanıttı. İstanbul Cemiyet hayatından birçok seçkin konuğun katıldığı defilenin baş mankeni ise dünyaca ünlü Brezilyalı Top Model Ana Beatriz Barros oldu
YKM 2011 Yaz
LCW 2011 Yaz 51
ATALAR’DA İLKBAHAR YAZ ESİNTİLERİ ATALAR 2011 İlkbahar Yaz Koleksiyonu’nda, sade, modern ve minimal tasarımlar öne çıkıyor. Nötr ve pastel tonlar ile siyah, beyaz, lacivert ve kırmızının güçlü silueti altın ve gümüş detaylarla bir araya gelirken, ATALAR kadını yeni sezona dinamik bir giriş yapıyor. ATALAR 2011 İlkbahar Yaz Koleksiyonu’nda; fuşya, sarı, turuncu, kırmızı, yeşil gibi güçlü
ve çarpıcı renkler bir araya geliyor. Bahçe ve kır çiçeklerinin ve soyut motivlerin kullanıldığı empirme kumaşlardan ve puantiye deseninden üretilen; uçuşan şifon, ipek ve koton vual elbiseler, ATALAR kadınının zarif seçimlerinin altını çiziyor. Eteklerde ise; verev, kloş ve drapeli modeller farklı boy alternatifleriyle, 70’li yıllara gönderme yapıyor.
Ünlü İngiliz moda devi Marks & Spencer, 2011 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunu Swiss Otel'de gerçekleştirdiği muhteşem bir defile ile tanıttı. İstanbul Cemiyet hayatından birçok seçkin konuğun katıldığı defilenin baş mankeni ise dünyaca ünlü Brezilyalı Top Model Ana Beatriz Barros oldu
2011 İlkbahar-Yaz Kadınlar Cıvıl Cıvıl 2011ilkbahar- yaz modası yine cıvıl cıvıl ve göz alıcı. 2011 yaz moda renkleri arasında en canlı renklerin kullanıldığı alan elbiseler. Pembe ve sarı gibi açık canlı renkler elbiseler için çok ideal. Ayrıca turuncu ve furya pembesinin siyah ve beyazla oluşturacağı desenler şifonlu elbiselerde çok tercih edilecek. 2011 yaz modası elbise modelleri arasında uzun modeller, v yakalar, çiçek desenliler, tek omuzlu kesimler önde geliyor. Siyah, beyaz, yeşil, lame renkleri ise pantolonlar ve gömleklerde sıkça kullanılacak.
T-box
T-box
Ngstyle
T.box ilkbahar yaz koleksiyonu için dinamik ve sürprizlerle dolu tasarımlar hazırladı: hem şık hem de neşeli görünen takılar ve kıyafetler keyif dolu bir yazın sinyallerini veriyor. Ngstyle
Ngstyle
Ngstyle
NGSTYLE 'nin 60 ve 70'li yıllardan esinlenerek hazırladığı koleksiyonu çekici ve iddialı modellerle yaz sokaklarında yerini alıyor.
T-box
T-box
1970 in çiçek kızları Elle'nin 2011 tasarımlarında ruh buluyor.
Elle
55
Makro’dan Doğadan ürünlerinden alın 25 iPhone 4’ten birini kazanın! Doğadan, 1 Mayıs - 30 Haziran 2011 tarihleri arasında Makro Market’lerden, Makro Gold Card ile 5 TL’lik Doğadan ürünlerinden satın alan 25 şanslı tüketicisine iPhone 4 kazanma şansı sunuyor. Doğadan, Türkiye genelindeki tüm Makro Market’lerde gerçekleştireceği kampanya ile 25 kişiye iPhone 4 16 GB cep telefonu hediye ediyor. Kampanya süresince Makro Market’lerden Makro Gold Card ile 5 TL’lik Doğadan alışverişi yapan tüm tüketiciler çekilişe katılma hakkı kazanıyor. iPhone 4 kampanyasının talihlileri, 12 Temmuz 2011 tarihinde noter huzurunda yapılacak çekilişle belirlenecek.
Bebeğinizi Radyasyondan Koruyun Dünyada büyük ilgi gören Amerikan Hamile Giyim ve Aksesuar markası Belly Armor artık Türkiye’de! BELLY ARMOR ürünleri, doğmamış bebeğinizi modern yaşam koşullarıyla beraber hayatımıza girmiş olan elektronik ürünlerin yaydığı radyasyondan maksimum koruma sağlamak amacıyla geliştirildi. Çoğu gümüş iplikten yapılmış özel RADIASHIELD kumaşı ve en yüksek kalitede malzemelerle üretilen BELLY ARMOR, emniyet ve rahatlığı şıklıkla birlikte sunarak radyasyondan korunmayı sağlar. RADIASHIELD kumaşı aynen topraklama kablosunun elektrik akımını nötrleştirdiği gibi gelen elektromanyetik dalgaları nötrleştirerek günlük radyasyona karşı kalkan görevi görür. Bu şekilde anne adayları ve bebeklerinin üzerinde oluşan radyasyona maruz kalma oranı minimuma indirilir. Günlük radyasyondan kaynaklanan sağlık riskleri, korunma yöntemleri ve ürünlerle ilgili daha fazla bilgi için www.bellyarmor.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Havaianas’tan Türkiye'ye Özel Model ; Turkish Slim Türk motiflerinden esinlenerek tasarlanan"Slim Turkish" modeli tasarımının yanısıra, Brezilya'ya özel tasarlanan bayraklı modellerden sonra dünyada ilk kez kendi ülkesi haricinde bir ülke için özel tasarlanan ilk model olma özelliğine sahip...Tabanında kullanılan Türk motifleri ve bantlarının üzerinde bulunan altın rengi zarif tokası ile tüm dünyada 2011 Yaz'ının en favori Havaianas'ı olmaya aday "Slim Turkish", siyah, turkuvaz, beyaz ve okyanus yeşili renk alternatifleri ile mağazalarda yerini aldı.
Adidas 2011
?
Bilinen ve Bilinmeyenleriyle
GEBELİK TESTLERİ Yetişkinlerin hayatlarının belli bir döneminde mutlaka akıllarından geçirdikleri ve hayalini kurdukları özel bir duygudur çocuk sahibi olmak. Önemli sorumlulukları da beraberinde getiren bu olay hakkında bildiğimiz ya da bilmediğimiz birçok kanı var. Aile olma yolundaki bu önemli adımın daha ilk basamağında gebelikle ilgili bilinen ve bilinmeyenler karşımıza çıkar. Gebelik testleri; idrar testi, kan testi (B-HCG),ultrason testi olarak üçe ayrılır. Gebelikte en sık görülen belirtiler şunlardır. -Beklenen adetin başlamaması, -Memelerde dolgunluk, karıncalanma hissi, -Bulantı, kusma, -Yorgunluk, baş dönmesi, -Sık idrara çıkma, salgıların artması gibi görünür belirtiler vardır.
Avrupa Hastanesi Kadın Doğum Uzm. Op. Dr. Mehmet KARAHANÇER
Eski Mısır’da Süt ve Karpuz Testi
Eski Mısırlılar gebeliği saptamak için bazı yöntemlere başvururlarmış. Kadına süt ve karpuz karışımı verilip kusması beklenirmiş. Kusarsa gebe kusmasa durum negatif olurmuş. Bu inanışlar bize ilginç gelse de döneme göre değerlendirildiğinde işe yarar olabileceği düşünülebilir. Başka bir örnek gebe olması beklenen kadının idrarla suladığı arpa ve buğday dolu torbanın gebe olmayan bir kadınınkine göre daha erken yeşermesi, hamileliğin böylece tespit edilmesi…
En Ucuz ve Pratik Yöntem İdrar Testi
İdrar testleri bir uzmana başvurmadan önce yapılan kolay ve ucuz bir yöntemdir. Gebelik hormonunun idrardaki tespitine dayanır. Peki bu testlere ne kadar güvenilebilir? Gebelik testleri ile ilgili merak edilenleri Avrupa Hastanesi Op. Dr. Mehmet KARAHANÇER’e sorduk. İdrar testleri sabah yapılmalı gibi bir kanı var. Bu ne kadar doğru? O doğru bir kanı değil. Çünkü yine idrarda bakılan aynı hormonun idrardaki fraksiyonudur. Dolayısıyla günün herhangi bir saatinde fraksiyon pozitif çıkabilir. O yüzden çok önemli değildir.İdrar testlerinde böyle bir kural yoktur. Kullanılan testlerin bozuk olma ihtimali var mıdır? Tabii. Bunların belli bir ömrü var. İçerisinde birtakım emdirilmiş hormonal duyarlı antikorlar var. Bu emdirilmiş antikorlar testin kullanım süresi aşıldığı zaman doğru sonuçlar vermeyebilir. Bu yüzden kan testi daha hassastır. Testin doğruluğundan emin olmak için 2. kez yapılması gerekir mi? Yani, şüpheli durumlarda yapılabilir. Kan testi de dahil bazen şüpheli durumlar gözlenebilir.
Kan testlerine neden güvenilir? Gebelik için B-HCG/ gebelik oluştuktan sonra embriyo oluşumu gerçekleşir. Embriyo oluşumundan itibaren 8.gün hassas bir hormondur. Dolayısıyla gebeliğin embriyo oluşumunda 8. Günden itibaren gönül rahatlığıyla güvenilen bir test olarak kullanılır. Dış gebelik olduğunda bunu idrar testiyle anlayabilir miyiz? Dış gebeliği tek bir kan testiyle anlamayabiliriz. Olaya ardışık bakmak gerekir. Dış gebelikte kanda dahi gebelik testi pozitif çıkabilir. Tek bir değer sonuç vermez. Ardışık B-HCG dediğimiz hormon testlerine bakarak dış gebelik tanısı koyarız. Birkaç gün gecikmelerde bile bazen idrarda gebelik testlerinde de pozitif çıkmayabiliyor. Bunun için yeterli bekleme süresi gerekir. Ben genellikle hastalarıma şunu söylüyorum: “Gün gecikmesi olduğu halde, idrarda gebelik testi pozitifse buna güvenin. Ama gün gecikmesi var, gebelikten şüphe var negatif çıkarsa çok güvenmeyin.Muhakkak kan testi yapılmalıdır.” Bebeğin cinsiyetiyle ilgili olarak beslenmeye dayalı bazı batıl inançlara ne kadar güvenmeli ya da doğruluğuna inanmalıyız? Doğru değil, tıbbi olarak ispatlanmış bir şey yok. Bazen hastalarımda bana soruyorlar. Cinsiyet belirlemenin tek yolu şu an Türkiye’de olmayan ama yurtdışında yapılan birtakım yöntemler. Fertilizasyon dediğimiz tüp bebek yönteminde cinsiyet seçimi mümkündür. İstenen cinsiyetten bebekler, embriyolar yerleştirilebilir. Onun dışında diğer beslenme şartları birtakım takvimler tıbbi olarak ispatlanmış konular değildir. Bilimsel olarak geçerlilikleri yoktur. Röportaj: Damla Cansu AKTÜRK
İlişkiden hemen sonra testin yapılması doğru mu? En erken 8. Gün. Gebelik oluştuktan 8 gün sonra kanda yok. Ne idrarda ne kanda kesin sonuç vermez.
61
“başarmak için bir
e
bir”
Tamamı
16 Kişilik
Kayseri’nin En İyi Öğretmen Kadrosu
Özel Sınıflar
Her 4 Öğrencimizden 3’ü Üniversiteyi Kazandı.
www.birey.com.tr
Hunat Mah. Zenneci Sk. No: 2 KAYSERİ Tel: 0(352) 222 93 76 - 0(352) 231 94 76
Çocuk Resimleri Şey Anlatıyor
Çocuk Resimlerini Yorumlarken Bilinmesi Gerekenler
Çocuğun yaz günü çizdiği ev resminde tüten baca, evde yemek piştiğini aile fertleri arasında sıcak bir ilişki olduğunu göstermektedir. Hava da kalan ve yolu olmayan bir ev ise ailenin dış dünyaya ve dostluklara kapalı bir yapısı olduğunu anlatır. Ayrıca ev içinde çok azar işiten, hakaret duyan bir çocuk insan yüzü çizerken kulakları çizmeyebilir. Bu durum çocuğun eleştirileri duymak istemediğine dair bir işarettir. Kulakları büyük çizen bir çocuk ise anlatılanları dinlemekten hoşlanıyor demektir.
Renkler Duyguları Yansıtır “Mutluluk sarı, Mutsuzluk kahverengi”
Ç
ocuklar gelişim dönemlerinde dil becerileri yeterince gelişmediği için duygularını şekil ve resimlerle ifade ederler. Kullandığı kâğıdın büyüklüğü, figürlerin kâğıda yerleştiriş şekli, renk seçimi ise çocuğun ruh halini yansıtır. Çocukların yaptıkları resimler ve bu resimlere verdiği renkler, onların iç dünyalarında olup biteni haber veriyor. Pedagog Ali Çankırılı, çocukların çizdiği ev, ağaç, aile resimlerinin uzmanlarca farklı okunabileceğini ve bu çizimlerin hangi anlamlara gelebileceğini anlatıyor. Konuyla ilgili araştırma yapan birçok uzman pedagog çocuk resimlerindeki figürleri yorumluyor.
Çocuğun psikolojisini anlamada renklerin de büyük bir payı var. Çocukların kullandığı renkler 4 yaşından sonra anlam kazanmaya başlar. Örneğin mutlu resimlerde genellikle sarı renk, mutsuz resimlerde kahverengi ağırlıklıdır. Yeşili çok kullanan çocuğun kendine güvendiği, uyumlu ve mutlu bir çocuk olduğu sonucu ortaya çıkar. Mavi rengi kullananlar duygularını daha kolay ko ntrol eder. Ailesi tarafından sevildiğini hiseden çocuklar sarı rengi, anne baba güvenine, korumasına ihtiyaç duyan çocuk mor ve kahverengi kullanır. Çocuk resimlerinde siyah renk nadir görülür çünkü siyah karamsarlığı ifade etmektedir.Kırmızı hem güveni ve hayatı, hem tehlikeyi ve ölümü simgeleyebilir. Bu nu tam anlamıyla yorumlayabilmek için kullanılan figürlere de dikkat etmek gerekiyor.
Çocukların Çizdiği İki Farklı Ev ve Anlamları İlk ev resminde duvarlar pembeye kapı kırmızıya boyanmış. Sıcak renklerin kullanımı çocuğun uyumlu ve sevecen olduğunu gösteriyor. Kapı kolu ve tokmağı yok. Bu da çocuğun arkadaş edinmede seçici davrandığını gösteriyor. Pencerelerin demirli olması ise eve izinsiz girişleri engellemek için korumalı olduğunu anlatıyor. Çatı ince ve kırık çizgilerle üçgen şeklinde çizilmiş bu da ailevi ilişkilerin düzensiz olduğunu gösteriyor. Evin dış duvarları ince ve esnek çizgilerle çevrili olması, ailenin dış dünyaya açık, insanlara karşı iyimser olduğunu belirtir. Özetle bu evi çizen çocuğun kendinden emin, aktif ve dışa dönük, duygularını açıkça ifade edebilen bir kişiliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. İkinci resimde ev sade ve özentisiz bir şekilde çizilmiş. Bu resimi yapan çocuğun içinde bir boşluk ve dış dünyaya karşı ilgisizlik olduğu gözlemleniyor. Kapıda pencere ve kilit var. Çocuk arkadaş edinmek ve dostluk kurmak istiyor ancak özgüven eksikliğinden buna cesaret edemiyor. Evin penceresiz olması ailenin kendi içine kapanık dış dünyayla iletişiminin olmadığını gösterir. Çatının üzeri kapatılmamış ev kar ve yağmura karşı korumasız. Siyah yuvarlak pencere çocuğun ruhen sıkıldığını ve yalnızlık çektiğini gösteriyor. 65
Çocuk Resimlerinde Figürler Sözlüğü
Kafa: Resimde kafanın normalden büyük çizilmesi duygusal ve sosyal iletişimde yetersizlik belirtisi olmakla beraber kendini yaşıtlarından zekaca geri gören çocuklarda görülebilir. Normalden küçük çizilen kafa arkadaş edinmede ve insanlarla ilişki kurmada zorluk çeken, içe kapanmaya eğimli çocuklarda görülür. Saçlar: Çocuğun resminde bastırarak boyadığı saçlar çocuğun fiziksel olarak daha güçlü olma arzusunu göstermektedir. Ebeveynin saçının bastırılarak boyanması aile içinde otoriter söz sahibi biri olma arzusunu gösterir. Ağız: Kalın çizgilerle belirtilmiş, dişlerin göründüğü açık bir ağızsa insanlarla konuşma isteğini; kapalı, çizgi şeklindeki ağız ise insanlarla ilişki kurmaktan çekindiğini gösterir. Kızgınlığını kötü sözlerle ifade etmekte olan çocukların, ağzı fazla açık çizdiği görülür. Gözler: Göz yuvarlağının içine gözbebeği çizen bir çocuk, özünün, kişiliğinin farkına varmış demektir. Okula başlama yaşına gelmiş bir çocuk insan resmi çizerken göz yuvarlağının içine gözbebeği koymazsa, bu çocuğun kişiliğinin farkında olmadığı, zihinsel ve duygusal yönden geri kaldığını ifade eder. Burun: Burnu olduğundan büyük çizen çocukların benlik algısı yüksek, burnu çok küçük çizen çocukların ise benlik algısı düşük, özgüvenleri zayıftır. Kollar: İki yana açılan kollar insanlarla yakın ilişki kuran çocukların çizimlerinde görülür. Gövdeye bitişik çizilen kollar insanlarla ilişki kurmada zorluk çeken çocukların çizimlerinde görülür. Kolların hiç çizilmemesi çevreyle kopuk ilişkilerin varlığına işarettir. Kolsuz olarak çizilen ebeveynin ise çocuğuna karşı yeterince ilgi göstermediği anlamını taşır. Eller: Ellerin olduğundan büyük çizilmesi dış dünyadan saldırganlık gördüğü ve dış dünyaya saldırgan davrandığı anlamına gelir. Ellerin çizilmemesi, olduğundan küçük çizilmesi, arkaya gizlenmesi veya cebe konması özgüven eksikliğini, utangaçlığı, insanlarla iletişim kurmada yetersizliği gösterir. Yumruk şeklindeki eller saldırganlığın bir işaretidir.
Bacaklar: Bacakların çizilmemesi kişinin var olmak için başkalarının desteğine ihtiyacı olduğuna işaret eder. Bacakların sağlam ve dengeli çizilmesi özgünlüğü gösterir. Ay ve Güneş: Genelde bütün çocukların çizmiş olduğu resimlerde ay ve güneş yer alır. Güneş; mutluluğu, sıcaklığı, güven ve gücü yansıtır. Bazı psikologlara göre ise çocuğun baba ile iyi ilişki içinde olduğu şeklinde yorumlanır. Ay ise yokluğu yansıtır. Genelde ölüm, mezarlık gibi resimlerde ay çizilir. Otomobil: Çocuğun resimde otomobil çizmesi; teknolojiye, dış dünyaya ve mekanik yaşam stiline ne kadar bağımlı olduğunu gösterir. Hayvanlar: Çocuğun resimde hayvan çizmesinin birçok anlamı olabilir. Köyde yaşayan, hayvanat bahçesine giden veya evde hayvan besleyen bir çocuğun hayvan resmi çizmesi çok doğaldır. Bazen çocuk yapmış olduğu hata ya da günah duygusunu resimlerde hayvan çizerek yansıtabilir. Örneğin; gece yatağına idrarını yapan çocuk, suçluluk duygusuyla kertenkele, yılan gibi sürüngen hayvanlar çizer. Çizilen kuş resimleri de özgürlüğe duyulan ihtiyacı belirtir. İnsan: Resimlerde, insan çiziminin azlığı veya yokluğu sosyal ilişkilerde kopukluğu belirtir. İnsan figürünün çokluğu ise sosyal ilişkilerdeki gelişmişlik düzeyini yansıtır. Ağaç: Çizilen ağaçlarda meyve olması verimli olma isteğini, solmuş yapraklı ağaçlar; ölüm isteğini, ağaç köklerinin olması içgüdüye önemive bağımlılık duygusunu yansıtır.
Biraz eğlenecek, belki biraz da kırılacaksınız. Bu ay Astroloji bölümümüz için tüm burçların bir olumlu bir de olumsuz yönünü sizinle paylaştık. Tanımlamalar burcunuza uymuyorsa dert etmeyin %1 lik kısımdasınız demektir.
Burçlar 1 (+) Artı 1 (-) Eksi
Koç
(+) Dostları ve arkadaşları için yapmayacağı şey yoktur, maddi konularda da destek olmayı sever. (-) Dik başlıdır ve hata yaptığında bunu kabul etmek istemez ve bencil davranışlar sergiler. (+) İyi bir ev sahibidir, evinde kendi evinizde gibi hissedersiniz. (-) Eşinden ya da sevgilisinden kendisini övmesini bekler ve onun başkalarını övmesine, beğenmesine tahammül edemez.
Boğa
(+) Fedakar ve sadıktır. Esprili ve kalp kırmayan tavırlarıyla arkadaşları arasında yeri hep sağlamdır. (-) Doğru bulmadığı hiçbir fikri kabul etmez, asla zorlamayla bir şey yapmaz. İnatçıdır. (+) Uyumludur, ev ve iş hayatına kolaylıkla adapte olur, negatif duygularını yansıtmaz. (-) İyilik yaptıklarında karşılığında aynısını beklerler ve göremediklerinde araya mesafe koyarlar.
İkizler
(+) Kolay çözümler üretir, pratiktir. (-) Para konusunda idare yeteneği yoktur, savurganlığı sever. (+) canlı ve konuşkandırlar, insanları eğlendirirler, yoklukları çabuk hissedilir. (-) Çok çabuk arkadaşlık kurarlar ama, kusur bulan mizaçları nedeniyle kalıcı bir dostluk kurmaları zordur.
Yengeç
(+) Sevdiği insanın kötü yanlarını görmezden gelir. Birlikte mutlu olmaya daha çok önem verir. (-) Gururlu yapısı çoğu zaman kibirli görünmesine sebep olur. (+) Aile hususunda dürüst, candan ve bağlayıcıdır. Kocasını ve çocuklarını korumayı sever. (-) arkadaşlık hususunda pek güvenilir değillerdir, yarı yolda bırakabilirler.
Aslan
(+) Güçlü yapısında duygusallıkta vardır, bu sebeple daima güvende hissettirir. (-) Aniden parlar ve kalp kırar.
(+) Tutkulu bir kadındır, çok sevimlidir. (-) Tüm dünyanın kendi kurallarına uymasını bekler.
Başak
(+) Saygı vazgeçilmez unsurudur, hakaretten asla hoşlanmaz. (-) Fazla tenkitçidir, sürekli eleştirmesi çevresini rahatsız eder.
(+) Gönüllü yardım işlerini severler, kermes ve derneklerin aranan insanlarıdır. (-) ‘Hayır’ demesi gerektiğinde çekinmez, biraz bencildir. 71
Terazi
(+) Normalde insanları kızdıran olaylara çözümcü ve yumuşak yaklaşır. (-) Dengesiz tavırları ve duygularından kendisi bile rahatsızdır, sürekli duygusal sorgulama halindedir. (+) Eğlenceye, gezmeye ve güzel giyinmeye bayılır, bunu en iyi şekilde yaparlar. (-) Dağınıktır, odasını ve yatağını düzenli göremezsiniz.
Akrep
(+) Sabırlıdırlar. Tahammül ettikleri şeylere bakınca şaşkınlığınızı gizleyemezsiniz. (-) Eleştirmeyi çok sever ama eleştirilmekten hiç hoşlanmazlar, eksi yanlarını söylediğinizde küsebilirler. (+) Kararlı yapısı sayesinde yol gösterici bir arkadaş olur. Güvendirir. (-) Bakışları delici ve rahatsız edicidir.
Yay
(+) Açık sözlüdür, ara sıra pot kırsa da bu haliyle dürüstlük timsalidir. (-) Melankoliye çok yatkındır. Alkolik olma ihtimali yüksektir. (+) Başkalarının meselelerine karışmaz, dedikodu yapmaktan hoşlanmaz. (-) Yakın akrabalarına uzaktır, ruhsal arkadaşlık kurmadığı insanlara karşı ilgisizdir.
Oğolak
(+) Para kazanma konusunda şanslıdır, fırsatları iyi değerlendirir. (-) Kolayca samimiyet göstermezler, duygularını açıklamamakta inat ettikleri için çabuk kaybederler. (+) Sevecen ve azimlidirler, zorlukları aşmayı severler. (-) Hatayı kabul etmemek için sürekli muhalif davranırlar, laf anlatılmaz olduklarını anlamak uzun sürmez.
Kova
(+) Mutlu ve enerji doludur. (-) Azla yetinmeyi sevmez, duygularını kolay kolay açıklamaz; anlaşılmayı bekler. (+) Gelenekçi değildir, geniş bakmayı sever ilginç işlere imza atar. (-) Özgürlüğüne düşkündür, olayları çözümlemek yerine kestirip atar.
Balık
(+) Maço değildir, espri anlayışı yüksek yaşamaktan zevk alan insanlardır. (-) Kırılgandır, sorumluluk almaktan pek hoşlanmaz.
(+) İyi kalpli, sadık bir eş ve arkadaştır. (-) Başkalarının tavırlarını dert edip üzülür.
TORUNOĞLU
OTOMOTİV
Yeni Sanayi Şeker Kısmı 9.Sokak No: 5 KAYSERİ Telefon : 0 (352) 332 34 34 Faks : 0 (352) 332 34 94 info@torunogluotomotiv.com www.torunogluotomotiv.com
32 Yıllık Tecrübemizle
Hizmetinizdeyiz
* Otomatik Şanzıman servisi * Aracınızın belirtilen yerden alıp muayene ve bakım yapma * Elektrik elektronik arıza tespiti * Garantili motor, mekanik bakım ve onarım (MERCEDES - BMW - AUDI - WOLKSVAGEN) * Yedek Parça Temini * Otomatik Şanzıman, Revizyonlarda 1 yıl garanti veriyoruz..
.
. . ,
Hız ve motor tutkusu yetenekle birleşince ortaya çıkan görsel şölen içinde bulunanları olduğu kadar izleyenleri de inanılmaz bir heyecana sürüklüyor. Sadece tv de ve başka illerde gördüğümüz benzeri gösterileri yakın zamanda şehrimize ait bir motor sporları pistinde izleyebileceğiz. Erciyes Motor Sporları Kulübü profesyonel motor sporcuları yetiştirmek ve hali hazırdaki profesyonellerin başarılarını Kayseri’ye ithaf etmek üzere hızla yola koyuldu, Çocuk Motosiklet Kulübü ve Kadın Motosiklet Kulübü de hazırlık aşamasında. Kulüp başkanı ve aynı zamanda Erciyes Üniversitesi BESYO Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Abdusselam KÖSE’yle şehrimize farklılık ve heyecan katacak olan bu yeni oluşumu konuştuk.
Erciyes Üniversitesi BESYO Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı “Yrd. Doç. Dr. Abdusselam KÖSE ”
Öncelikle Sizi tanıyalım
1981 konya doğumluyum. Marmara Üniversites Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü mezunuyum. spor yöneticiliği anabilim dalında yükseklisans ve doktora eğitimi aldım. Amerika Birleşik Devletleri, California Devlet Üniversitesinde akademik çalışmalarda bulundum. Sudi Arabistanda Kral Fahd Üniversitesi beden eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptım. İstanbulda sualtı dalış eğitmenliği, tenis ve fitness antrenörlüğü yaptım. Özel spor merkezlerinde spor koordinatörlüğü, pazarlama - satış müdürlüğü ve tesis işletmeciliği görevlerinde bulundum. 2010 yılında Erciyes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda Öğretim Üyesi olarak göreve başladım ve Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı olarak bu görevemi sürdürmekteyim.
Motor sporuyla alakalı fazla fikrimiz yok aslında, motor çeşitleri ve yarışlarla ilgili bilgi verir misiniz? Motor sporları genel bir tabir olarak kullanılmaktadır ve kendi içinde çok sayıda kategoriye ayrılmıştır. Motor sporlarını en genel anlamıyla otomobil sporları ve motosiklet sporları olarak 2 ye ayırabiliriz. Örneğin, otomobil yarışlarında ülkemizde de mevcut bulunan branşlar ve yarışmalar; ralli, ralli klasik, pist, karting, tırmanma, otokros, off-road, oto-drag ve klasik otomobil şeklindedir. Motosiklet yarışları ise, pist, drag, enduro, süpermoto ve motocros kategorilerinde yapılmaktadır. Ayrıca Motor sporları araçlara göre,
araçların gücüne göre, yarış yapılan pist ve kurallara göre kendi içlerinde sınıflandırılmaktadır.
Spora ilgili bir birey olarak merakınızdan bahseder misiniz?
motor
Motosiklet merakı her ne kadar küçük yaşlarda başlamış olsa da gerek eğitim hayatı, gerek aile faktörü ve çevresel faktörler bu uğraşı bir spor olarak yapmamı engelledi. Her genç insanın bünyesinde mutlaka bir hız tutkusu, spor merakı ve adrenalin unsuru bulunur. Bizim içinde motosiklet tutkusu vazgeçilmeyecek bir hobi ve asla terk edilmeyecek eğlenceli bir uğraştır.
Kayseri Erciyes Motor Sporları Kulübünün kuruluş aşamasından kısaca bahseder misiniz?
Kayseri Erciyes Motor Sporları Kulübü İlimizde aktif ya da pasif olarak motor sporları ile ilgilenen tüm katılımcıları, sporcuları, akademisyenleri, profesyonelleri, amatörleri, gönüllüleri, meraklıları ve duayenleri bir araya getirerek aynı çatı altında toplamak amacıyla kurulmuştur. Şehrimizde meraklısı fazla olan özellikle motosiklet sporunda kurumsal bir kulübün eksikliği sebebi ile profesyonel bir hazırlık süreci ve özellikle 5 Mayıs 2010 tarihinde Erciyes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda gerçekleştirdiğimiz motosiklet sporları sempozyumundan sonra kulübümüzün en kısa sürede kurulmasına karar verdik. Kulüp tüzüğümüzün bizzat akademisyenler tarafından hazırlanarak ilgili kurullarımızın oluşturulmasının ardından Kayseri valiliği tarafından 22 Temmuz 2010 tarihinde tescillenmesi ile resmi faaliyetlerimize başladık.
Kayserili motor sporcuları şehrimizi şimdilik başka iller adına temsil ediyor. Kayseri de özellikle moto - drag branşında şehrimizi başarı ile temsil eden profesyonel sporcumuz Şevki Sızırlıoğlu ve alttan yetişecek lisanslı genç sporcularımız ilimizde federasyona tescilli herhangi bir kulübün bulunmaması nedeniyle başka şehirlerin spor kulüplerinden lisans çıkararak yarışmak zorunda kaldılar. Örneğin Sporcumuz Şevki Sızırlıoğlu, Manisa Ödemiş Emniyet Spor Kulübü adına yarışmalara katılarak bu ile ve kulübe kupalar kazandırdı. Kulübümüzü kurmamızdaki en önemli amaç ise bu olumsuz durumu ortadan kaldırmak ve kendi sporcularımız ile Kayseri adına yarışmalara iştirak ederek ilimize derece kazandırmak, kendi lisanslı sporcularımızı yetiştirmektir.
Önümüzdeki dönemi kapsayan projeleriniz netlik kazandı mı? Federasyonda gerçekleştirilen verimli ziyaretin ve yapılan ön protokolün ardından motor sporları pist projelerinin 3. Etap çalışmasının Kayseri’ye alınmasında mutabık kalındı. Şuan önümüzdeki en büyük hedef ve proje Kayseri’de Türkiye Motor Sporları Şampiyonalarının birçoğuna ev sahipliği yapabilecek ve Avrupa şampiyonaları düzenlenebilecek standartlarda Uluslararası bir Moto-Cross ve Moto-Drag pist çalışmasının başlatılması. (Kids Motorcycle Club) adı altında Çocuk Motosiklet Kulübü ve Women Motorcycle Club adı altında Kadın Motosiklet Kulübünü kendi bünyemizde kurarak faal hale getirmek, klasik motosiklet tutkunları için bir birim oluşturmak ve şehirlerarası toplu gezi organizasyonları gerçekleştirmek, ülke genelinde geniş katılımlı bir motosiklet şenliği planlamak, motosiklet güvenliği ve dünyada ki motor sporları gelişimi temalı uluslararası bir konferans düzenlemek diğer
projelerimiz ve faaliyet alanlarımız içinde yer alıyor.
Yakın tarihte Türkiye Motor Sporları Kulübü Federasyonu ile görüştünüz, olumlu gelişmeler var mı? Kayseri Erciyes Motor Sporları Kulübü Yönetim Kurulu olarak 23 Mart’ta Ankara’da bulunan Türkiye Motosiklet Federasyonu ve Spor Toto Teşkilatı Başkanlığına resmi bir ziyaret düzenledik. Spor Toto Teşkilatı Resmi Ofisinde Teşkilat Başkanı ve aynı zamanda Motosiklet Federasyonu Başkanı olan Sayın Bekir Yunus UÇAR’LA ve As Başkan Sayın Mehmet BİNLİ ile yapılan görüşmede Kayseri’de Motor Sporları adına gerçekleştirilmesi planlanan projeler, kulüp faaliyetleri, Profesyonel müsabaka hazırlıkları ve ilimizde yapılması planlanan profesyonel pist çalışmaları hakkında brifing verildi.
Kendilerini kıyafetlerle kamufle eden bayan motor tutkunları var Kayseri’de. Onların sorunlarını yakinen biliyorsunuz?
Öncelikle şehrimizin ve araç trafiğimizin yaşı, cinsiyeti ya da konumu her ne olursa olsun motosiklet kullanıcılarına karşı ön yargılı olmamaları, gereken saygıyı göstermeleri ve onların güvenliklerini riske sokacak davranışlardan uzak durmaları gerekir. Motosiklet kullanıcısı bir kurye ya da kargo taşıyıcı olabildiği gibi zevk için yada tutkusunu gidermek için bu sporla uğraşan bir rekrasyon kullanıcısı da olabilir. Motoksiklet kullanımı her hangi bir ayrımcılığı asla kabul etmemektedir. Bayanların kamufule olarak motosiklet kullanmak zorunda kalmaları ise trafikte karşılaşacakları muhtemel tacizleri engellemek ve kendilerini güvende tutma gayretinden kaynaklanıyor. Bizler sosyal yapıda kabul gördükten sonra böyle bir problemin yada gereksinimin kendiliğinden ortadan kalkıcağına inanıyoruz.
“
Şuan önümüzdeki en büyük hedef ve proje Kayseri’de Türkiye Motor Sporları Şampiyonalarının birçoğuna ev sahipliği yapabilecek ve Avrupa şampiyonaları düzenlenebilecek standartlarda Uluslararası bir Moto-Cross ve Moto-Drag pist çalışmasının başlatılması.
“
79
Üyeleriniz belirli bir kesimden mi? Şuan için 120 üyeye sahibiz. Bunlar içinde profesyonel sporcularımız, eğlence tutkunlarımız, spor yüksekokulu öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz ve her kitleden katılımcılarımız mevcut.
Bütün üyeler aktif olarak motor kullanıcısı olmak zorunda mı? Yani her üyenin bir motor sahibi olması zor.
Aktif motosiklet kullanıcıları haricinde pasif olarak bu spora gönül vermiş ya da seyir zevki için bu sporların takipçisi olan insanlarımız da bulunmaktadır. Kulüp faaliyetlerimize katılmak yada üyemiz olmak için kesinlikle motosiklet sahibi olma zorunluluğu yoktur. Ayrıca maddi imkansızlıklardan ötürü bu sporla ilgilenemeyen fakat bu tutkuyu içinde yaşatan üyelerimiz için profesyonel eğitmenler nezaretinde motosiklet eğitimi ve kullanımı imkanları sunmak istiyoruz.
Aktif sporcular çalışmalarını nerelerde yapıyorlar malum henüz bir pistimiz yok?
Kayseride antrenman Pisti olmamasından ötürü aktif sporcularımız çalışmalarını seyrek aralıklarla trafiğe kapalı çevre yollarında yapmak zorunda kalıyorlar. Pist yapılana kadar bu uygulama devam etmek zorunda. Fakat trafiğe açık yerlerede ve şehir merkezinde kesinlikle antrenman yapılmasına karşıyız. Bu hem motosiklet kullanıcılarına olan antipatiyi arttıracak hemde trafikte istenmeyen kazalara neden olabilecektir. Bizlerde sporcularımızı bu konuda bilgilendirerek şehir trafiğine kapalı yerlerde ve emniyet kuralları içinde çalışmalarını yapmaları yönünde teşvik ediyoruz.
Kayseri Motor Sporları Kulübüne üye olmak ve etkinliklere katılmak isteyen okurlarımız ne yapmalı?
Kulübümüzün web sitesi ve online forumları yapım aşamasındadır. Üye olmayı düşünen katılımcılarımızın online üyelik formunu doldurmaları yada direk bizimle temas kurmaları yeterli olacaktır. Sitemiz çok kısa bir süre içinde bitecek ve faal hale gelecek. Bize herkes www.kayserimotorsporlari.com adresinden ulaşabilir ve önerilerini paylaşabilirler. Bu kulüp bir sivil toplum kuruluşudur ve şahısların değil Kayseri’nin resmi kulübüdür.
“
Kayseri’de antrenman Pisti olmamasından ötürü aktif sporcularımız çalışmalarını seyrek aralıklarla trafiğe kapalı çevre yollarında yapmak zorunda kalıyorlar.
“
YAZA HAZIR
Power House yaza zinde bir giriş yaptı. Açıldığı günden bu yana spor tutkunlarının vazgeçilmezi haline gelen Power House Spor Salonu üyeleriyle birlikte hafta sonu doğa yürüyüşleri düzenliyor. İlk olarak gerçekleştirilen Ali Dağı yürüyüşü ve çiftlik kahvaltısının ardından ise Mayıs’ın 2. Haftası ATV Motorlarıyla safari turu düzenleyen salon kurucusu Özdeş Kaynar bu etkinliklerde amaçlarının üyelerin birbirlerini tanıması, sporun sadece salona özgü değil her yerde yapılabilir olduğunun gösterilmesi, sporu yaşam tarzı haline getiren büyük bir aile olmak olduğunu söylüyor.
Yeniliklerden biri İn Body 230 Vücut Analiz Cihazı
Özdeş KAYNAR
Power House Kurucusu
Aynı zamanda Vücut geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi il temsilcisi olan salon kurucusu Özdeş Kaynar’dan yaz ayları için planlanan sportif faaliyetler hakkında da bilgi aldık. Yapılması planlanan projeler içinde üniversite bahar şenliği zamanına gerçekleştirilen bir bilek güreşi turnuvası ve power lifting yarışması bulunuyor. Daha sonra da bu yarışmaların Kayseri genelinde yapılması planlanıyor.
Salonun yeniliklerinden biri İn Body 230 Vücut Analiz Cihazı. Bu cihaz sayesinde vücudun yağ, su, kas oranları hassas bir şekilde ölçülerek bu doğrultuda çalışma program belirleniyor. Antrönörler eşliğinde çalışan üyeler vücut analizi değerlendirmesinden sonra kendi bünyesel ve fiziksel özelliklerine uygun bir çalışmaya tabi tutularak ideal vücut ölçülerine kavuşuyorlar. İn Body 230 yaptığı hassas ve kapsamlı ölçümler sayesinde gizli Obezite gibi durumlarda erken uyarıcı olarakta işlev görüyor. Salon diyetisyeni Ayşegül Arıağa Ülger beslenme ve çalışma programını vücut analiz sonuçlarına gore belirliyor. Salon üyeleri her ay sağlıklı beslenme konusunda bilgilendiriliyorlar.
R
Kayseri Park Karşısı’nda
Şube: İpek Saray A.V.M’de
www.minimoda.com.tr
en küçüklere
EN BÜYÜK
markalar
Tel: 0(352)235 77 60
u
Yü a y lma
Unut
ş u m t z Tu
ı r a l n yu
Ç
O k u ç o
Nerede Eski Çocuk Oyunları!
“Aç Kapıyı Bezirgan Başı!” Mahalle aralarında, kapı önlerinde oyun oynayan çocukların yerini duygusal bağın ve karşılıklı iletişimin olmadığı sanal oyunlara bağımlı yeni nesiller aldı. Bilim ve teknoloji alanındaki yenilikler birçok şey de olduğu gibi çocuklarımızın oyunlarında da değişikliklere neden oldu. Yeni nesil okuldan arta kalan vakitlerini beton yığınları içinde bilgisayar başında yapay oyunlarla geçirir oldu.
İnternet Oyunları Çocukları Suça mı İtiyor? Son yıllarda çocuk yaşta işlenen suçların artışında en büyük payı sanal oyunlar aldı. Oyunlara dikkat ederseniz temel mantık şiddet, silah, hız ve savaş üzerine kurulu. Bu tür oyunlar çocukların sevgi, arkadaşlık, paylaşma, iş birliği gibi duygularını köreltmekle kalmayıp zarar verme ve şiddet gibi duygularının da tetiklenmesine sebep oluyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan bir cinayette Erzurum’da henüz 7. Sınıf öğrencisi olan küçük bir çocuğun öldürülmesine sebep olarak internet oyununda kazandığı yüksek başarının aynı oyunu oynayan 17 yaşındaki bir başka kişi tarafından kabul edilememesi gösterilmişti. Küçük çocuğun hunharca katledilmesinin bir PC oyununa bağlı olması ise anlaşılır gibi değil. Tüm Türkiye bu olayla birlikte anne babaların bu konuya hassasiyet göstermesi gerektiğini bir kez daha görmüştü.
Bilgisayar Başından Kalkmayan Obez Çocuklar! Bağımlılık oluşturan bilgisayar oyunları çocukları sadece psikolojik açıdan etkilemekle yetinmiyor. Saatlerce PC başında oturan çocuklar fiziksel gelişim açısından da zarar görüyor. Birçoğunuz kola cips gibi atıştırmalık yiyeceklerin bilgisayar oyunundan ayrılmak istemeyen çocukların en pratik beslenme malzemesi olduğunu görmüşsünüzdür. İşte bu sebeple, bir şeyler yapmazsak geleceğimizi oluşturacak olan yeni nesillerin obeziteye mahkum olması kaçınılmaz görünüyor.
"Çocuk Oyunları" isimli kitapta "Aç Kapıyı Bezirgan Başı", "Birdirbir", "Körebe", "Kutu Kutu Pense", "Yağ Satarım Bal Satarım", "Yakan Top", "Uzun Eşek", "Topaç", "Köşe Kapmaca" gibi oyunların yanı sıra "Hımbıl", "Gece Kemiği", "Arabistan Buğdayları", "Cumbara", "Çömçe Gelin", "Farfara Filli", "Yumurta Yuvarlaması", "Tikoça", "Kıskanç Tavuklar" gibi yöresel oyunlar da yer alıyor. Kitapta, oyunların nerelerde, nasıl, kaç kişiyle oynanacağı görsel olarak ve tekerlemeler eşliğinde anlatılıyor. Genellikle oyun başlatılırken yapılan "sayışmaca" örneklerine de yer verilen kitapta,
MEB Unutulmuş Çocuk Oyunlarını Bir Kitapta Topladı
- Mevlana’nın "Oyun aslında akıldadır, ancak çocuk oyunla akıllanır",
Eskiden sokak aralarının vazgeçilmez çocuk oyunu körebeydi. Şimdilerde ise çocuklara körebe dendiğinde bir de ne olduğuna dair açıklama yapmak gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı konuya duyarsız kalmayarak bu konuda bir adım attı. Geleneksel çocuk oyunlarının tanıtılması, eğitimde kullanılması korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla 151 oyunun yer aldığı bir kitap hazırlayan bakanlık kitabı tüm ilköğretim okullarına ve öğretmen adaylarının yetiştiği eğitim fakültelerine gönderdi.
- J.J. Rousseau’nun "Önce çocuğun duyu organları eğitilmelidir. Bu da ancak oyunla olur", - Eflatun’un, "Çocuk oyunla büyümelidir", - Chiller’in "Güzel sanatın başlangıcı oyundur", - Groos’un "Oyun hayata hazırlıktır", - Einstein’ın "Hayat=İş oyun", sözlerine de yer veriliyor.
85
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “Bireysel Başvuru Hakkı”
AİHM’nin Güvence Altına Aldığı Temel Haklar Nelerdir? 20 Mart 1950’de Roma’da imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle; İnsan haklarına saygı, yaşama hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla çalıştırılma yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı, özel hayatın ve aile hayatının korunması, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, dernek kurma ve toplantı özgürlüğü gibi konular yer almaktadır. Tabi daha ifade etmediklerimiz de var. Bunlar ek protokollerle sürekli değiştirilip genişletilmektedir.
Av. Cihangir DALKIRAN
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı konusu son Anayasa değişikliği ile birlikte kamuoyu tartışmalarında sıkça yer buldu. Tarihsel süreç ve işleyiş bakımından çok sayıda davanın görüldüğü AİHM ve yargılamaların ülke içinde daha hızlı bir şekilde yapılarak hak sahiplerine haklarının verilmesini temel alan, Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru hakkı ile ilgili bilinmesi gereken temel bilgileri Avukat Cihangir Dalkıran’a sorduk. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne zaman ve ne sebeple kurulmuştur? AİHM’ye başlamadan önce, insan hakları evrensel bildirgesi 1789 Fransız İhtilaline kadar hatta kralın yetkilerinin kısıtlandığı Britanya’ya kadar Magna Carta’ya kadar bu durumu götürebiliriz. Tarihsel süreç içerisinde medeniyet ve kültür geliştikçe insan hakları da buna paralel olarak büyük bir değişim ve gelişim göstermiştir. Özellikle insanlık açısından büyük yıkımlara sebep olan 1. ve 2. Dünya savaşlarından sonra insanlık bir araya gelerek ortak kabul gören değerler üzerinde bir uzlaşıya vararak insan hakları sözleşmesini hazırlamış önce Roma’da takiben Avrupa’da imza altına almışlardır. AİHM ilk başta bir mahkeme hüviyetinde değildi, daha çok dış işleri bakanlarından meydana gelen bir komisyon olarak faaliyet gösteriyordu. Fakat hükümet içinde yer alan bir bakanın yargı yetkisini kullanması daha çok siyasi bir konu olduğu için bunun hakimler ve hukukçular tarafından yapılması gerekliliği konusu gittikçe ağırlık kazandı, zaman içinde buna ilişkin adımlar atıldı.
Türkiye’nin AİHM’ye Müracaat Edebilmesi Ne Zaman Mümkün Olmuştur? Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini onaylamasına rağmen yargı yetkisini uzun yıllar boyunca kabul etmemiştir. Türkiye 28 Ocak 1987 tarihinde AİHM’ ye bireysel başvuru hakkını tanımış, zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990 tarihinde kabul etmiştir. O tarihten itibaren Türkiye’de yaşayan yurttaşlarımız AİHM’ye bireysel başvuru hakkına sahip olmuşlardır. Bu Başvuru Hakkı Kaynağını Nereden Almaktadır? AİHM’nin yargı yetkisi 1982 Anayasası’nın 90. Maddesinde kendine yer bulmuştur. 90. Maddeye göre usullere göre yürürlüğe konulmuş milletler arası anlaşmalar yasa hükmündedir. Yani AİHM’ye başvurma hakkı dayanağını Anayasadan almaktadır.
89
AİHM’ye Başvuru Koşulları Nelerdir? AİHM’ye başvurmak için öncelikli olarak iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekir. Yani görülmekte olunan bir dava sonuçlanacak temyiz aşamasından sonra adli ve idari yargı açısından kararın kesinleştiği andan itibaren 6 ay içinde AİHM’ye başvurulması gerekmektedir. Bu süre dolduktan sonra AİHM’ye başvuru hakkımız ortadan kalkar.
Herkes AİHM’ye Başvurabilir mi?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini düşünen gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri başvurabilir yani kamu hukuku tüzel kişileri AİHM ye başvuramaz. AİHM’ye muhatap insan hakları sözleşmesiyle hak ihlal eden devlettir. Kişi ya da kurum değildir. Yani müracaat devlet aleyhine yapılır. Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvurular Konusunda Nasıl Bir Yol İzler? Anayasa mahkemesine bireysel başvuru koşulları da AİHM’ye başvuru koşulları ile paralellik arz etmektedir. Şöyle ki; Anayasa mahkemesine başvuru hakkına sahip olanlar yine gerçek ve özel hukuk tüzel kişileridir. Kamu hukuku tüzel kişileri anayasa mahkemesine bireysel olarak başvuramaz. Kesinleşen kararın ardından Anayasa Mahkemesine 30 gün içinde başvuru yapılabilmektedir. Anayasa Mahkemesinde öncelikle olay kabul edilirlik açısından incelenecektir, eğer başvuru sahibinin müracaatı kabul edilebilir olma şartlarını taşımıyorsa önceki verilen karar kesindir. Şayet başvuru kabul edilebilirlik koşullarını taşıyorsa temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda inceleme yapılır. İnceleme sonucunda bir mahkeme tarafından hakkın ihlal edildiği tespit edilirse ihlal ve sonuçları ortadan kaldırılarak yeniden yargılanmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılamada hukuki yarar bulunmuyorsa başvuru sahibi lehine tazminata hükmedilerek veya genel mahkemede dava açma yolu gösterilerek anayasa mahkemesi durumu sonuçlandırıyor.
Bu Mahkemelere Başvururken Yargılama Gideri Ödeniyor mu? AİHM de başvuruda herhangi bir yargılama gideri ya da harç ödenmezken Anayasa Mahkemesine başvuruda 100-150 TL civarında bir harç alınacağı öngörülmektedir, ancak uygulama başladığında ne şekilde olacağı görülecektir. Bana göre işin püf noktası şudur; Anayasa mahkemesi bireysel başvuruda bulunan hak sahibinin bu hakkının açıkça kötüye kullanıldığı kanaatindeyse başvuru sahibini yargılama giderlerine mahkum ettiği gibi 2000 TL’ye kadar para cezasına mahkum edebilecek.
Anayasa’da Yapılan Son Değişiklikten Sonra AİHM Süreci Nasıl Etkilenmiştir?
AİHM’ye başvuruların son 10 yılda artması gerek görsel medya gerekse akademik camiada yoğun olarak tartışılıyor. İnsanların kendi ülkesi ve yargı sisteminde hakkını elde edememiş olması, bunu uzaklarda aramış olması ciddi bir tartışma ortamı doğurdu. Bunun üzerine yapılmış olan son Anayasa değişikliği ile Anayasa mahkemesinin görev, kuruluş ve yargılama usullerini düzenleyen kanunda değişikliğe gidilerek Anayasa mahkemesine bireysel başvurma hakkı tanındı. Ancak henüz altyapı çalışmaları tamamlanmadığı için bu başvuru hakkı 23 Ağustos 2012 tarihinden sonra yürürlüğe girecek. Vatandaş iç hukuk yollarını tükettikten sonra Anayasa mahkemesine de başvurmuş ancak hala hakkının yerine getirilmediği inancındaysa AİHM’ye de başvurabilecektir.
Kamuoyunda Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakkı Tanındıktan Sonra Bu Mahkemenin ‘Süper Temyiz’ Mahkemesi Haline Geleceği Yönünde Ciddi Tartışmalar Var. Bu konuda Fikriniz Nedir? Bu konuda kamuoyu ikiye bölünmüş durumda, bana göre tanınan bu hakkı süper temyiz olarak kabul etmek Anayasa Mahkemesine haksızlık etmektir. Çünkü anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı tanınırken temel anlayış kişinin hakkını kendi ülkesi sınırları içinde daha kısa sürede almasıdır. Tabi Anayasa Mahkemesinin süper temyiz mahkemesi olup olmadığını zaman içerisinde ki uygulamalar neticesinde görebileceğiz. Peşin olarak Anayasa mahkemesi Yargıtay ve Danıştay’ın üzerinde bir denetim makamıdır, süper temyiz mahkemesidir ve o şekilde çalışacaktır demek doğru değildir.
AİHM Türk Hukukunu Nasıl Etkilemiştir? Hukukun gelişimi insanların gelişimi ile paraleldir. Açık söylemek gerekirse millet olarak insanlarımıza haklarını verme konusunda biraz yavaş davranıyoruz. AİHM’yi bazen ‘haksız’ olarak eleştirmemize karşın, verdiği kararlara baktığımızda iç hukukumuzu önemli ölçüde şekillendirdiğini görüyoruz. Hukukumuzdaki temel ve önemli değişikliklerin AİHM kararlarından sonra olduğunu gözlemliyoruz.
AİHM’ye Yapılan Başvuruların Çoğundan Çıkan Sonuç Ülkemiz Aleyhinde. 2010 yılı sonu itibariye aleyhinde en çok başvuruda bulunulan ülke 40300 dosya ile Rusya’dır. 15200 dosya ile 2.
sırada biz bulunuyoruz. Ancak; en çok aleyhine karar verilen ülke Türkiye ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan değerlerde hakları en çok ihlal eden ülke de biz oluyoruz. Özellikle adil yargılanma ilkesi ile ilgili açılan davalarda Türkiye ciddi mahkumiyetler yaşamaktadır. 2010 yılı istatistik verilerine göre Türkiye’ye açılan davalarda Adil yargılanma konusunda 1139, Mülkiyet konusunda 574, Özgürlükler ve güvenlik konusunda 516, İşkence yasağı konusunda 332 ve kötü muamele konusunda 209 adet aleyhimize sonuçlanan karar bulunuyor.
Aynı Konuda Yasalar ile AİHM Kararları Arasında Çelişki Olduğu Takdirde Hangisi Uygulanacaktır? 90. Maddeye eklenen fıkra ile usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslar arası anlaşmalarla yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle oluşabilecek uyuşmazlıklarda uluslar arası anlaşma hükümleri esas alınacaktır. Yani temel hak ve özgürlüklerle ilgili uluslar arası anlaşmalar TC anayasası ve kanunlarının üstündedir.
AİHM Başvurusu İngilizce Olmak Zorunda Mıdır?
Başvuru sahibi başvurusunu İngilizce, Fransızca yapacağı gibi başvuru ülkenin dilinde de olabilir. Yani resmi dil İngilizce ve Fransızcadır ama Türkçe başvurmak ta mümkündür.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Nerededir?
Fransa’nın Strasbourg şehrindedir. www.echr.coe.int/ECHR internet adresinden de ulaşılabilir.
Röportaj Latife GÖKTAŞ
Bahar Mevsiminin Gündemi ‘Kilo Verme Telaşı’ Takvimler nisanı gösterdiğinde biz kadınları hep aynı telaş sarıyor. Baharın gelişi bizim için diyet mevsiminin de geldiğinin göstergesi oluyor. Kışın aldığımız birkaç kilo gündemimizde ilk sıraya oturuyor. Aslında yıllar geçse de her bahar aynı konu tekrar tekrar konuşuluyor. Bunun yanı sıra aşırı kilolularda İnsülin direnci, şeker hastalığı, hiper tansiyon, kalp hastalığı, safra kesesi hastalığı, kadınlarda yumurtalık ve meme kanseri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserlerine, felç, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, astım, adet düzensizlikleri aşırı kıllanma, topuk dikeni, gut hastalığı, ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası risklerin artması gibi birçok hastalığa neden olmaktadır. Biz ekip olarak beslenme serüvenini tek seferde ve kalıcı olarak çözümlemeyi hedefliyoruz. Merkezimizde uyguladığımız diyet programın birkaç temel taşından bahsedecek olursak; 1.Merkezimizde bulunan özel vücut analiz cihazımız, danışanlarımızın metabolik tabloları hakkında bilgilenmemize yardım etmektedir. Bireyin vücut analizine göre nasıl ve ne kadar yiyeceği ölçüler bazında değerlendirilir ve diyet listeleri bu bilgiler ışığında şekillenir. 2.Kişiye özel beslenme haritasını netleştirmek için yaptığımız özel besin intolerans testi ile danışanlarımızın duyarlı olduğu besinler tespit edilerek diyet süreçleri kolaylaştırılmaktadır. Parmak ucundan alınan birkaç damla kan ile yıllardır süregelen gaz, şişkinlik, migren gibi şikayetleriniz son bulabilir ve metabolizmanızı yavaşlatan besinler günlük beslenmenizden çıkarılarak daha rahat kilo kaybetmeniz sağlanabilir. 3.Bölgesel zayıflama cihazları yardımıyla problemli bölgelerden de kilo kaybı sağlanır.
So-Ep Estetik ve Güzellik Polikinliği Diyetisyeni Şahinde Miraboğlu
Bölgesel Zayıflamada 3 Büyük Teknoloji LİPOSUCTİON
(vakumla yağ aldırma)
LİPOLİZ
(bölgesel yağ yakma)
EXİMİA KAVİTASYON
(ses dalgaları ile yağ parçalama)
Bankalar Cad. Anadolu Bank Üstü
222 69 69
LİPOSUCTİON ( liposakşın) denilen bölgesel zayıflama yöntemi vakumla yağ aldırmaya dayanmaktadır. Yağ toplanan bölgeden metal borular yardımıyla yağlar çekilir ve daha orantılı bir vücut yapısı sağlanmış olur. Bu cerrahi müdahale genellikle lokal anestezi yöntemi kullanılarak yapıldığı için işlem sırasında acı duyulmamaktadır.Kalça, karın, diz bölgesi, basen, bacak bölgesi, ayak bölgesi, gıdık vs. gibi bölgelere uygulanabilen bu yağ aldırma operasyonundan sonra kişi sadece birkaç gün içerisinde günlük hayata dönebilmektedir. LİPOLİZ yöntemi bölgesel yağ yakma yöntemi yanında
selülit tedavisinde de sıkça kullanılır. Selülit kilo vermekle gitmeyen bir yapıda olduğu için özel formüllerle yok edilebilmektedir. Bu yöntemde 6 mm kadar içlere birkaç cm aralıklarla ilaç enjekte edilerek vücuttaki selülit ve yağların atılması sağlanmaktadır
EXİMİA KAVİTASYON teknolojinin son mucizesi olarak ses dalgaları ile yağları parçalayan ve yağ hücresini tamamen yok eden bir yöntemdir. Eximia ile tek seansta 2-12 cm incelme görülmektedir. EXİMİA invaziv bir girişim olmadan cilt yüzeyinden yapılan bir uygulamadır. PATENTLİ ULTRAPORASYON teknolojisi ile 3 cm derinliğindeki istenmeyen yağları yok edebilen özel bir metoda sahiptir. Ses dalgalarının meydana getirdiği kavitasyon balocukları ile yağ hücrelerini yok ederken bu yöntemin etkisini arttıran ELEKTROPORASYON ile diğer cihazlardan farklılaşır. Uygulama sonrası yapılan vakum ile Endormolojik masaj ile atık yağların vücuttan uzaklaştırılması sağlanır.
Çağları Aşıp Günümüze Kadar Ulaşmış Bir Güzellik Sembolü “Yosun”
Selülit, lokal fazlalıklar ve vücut sıkılaştırma programlarında YOSUN kullanılması en eski yöntemlerden biridir. Özellikle Avrupa’da uzun yıllardır vücut bakımlarında thalassoterapi adı altında yosun ve yosun içerikli ürünler kullanılmaktadır. Yosun bol miktarda içerdiği vitamin ve minareller sayesinde vücut için en etkili ve sağlıklı ürün olma özelliğini korumaktadır. Merkezimizde özellikle selülit, lokal fazlalıklar ve deformasyon üzerinde son derece etkili olan Fransa ve İtalya dan getirilen yosun maskeleri deniz suları, deniz tuzları, yosun yağı ve ampulları gibi thalassoterapi ürünleri uygulanmaktadır. Selülit ve lokal yağ fazlalıklarını gideren, toksin ve ödem atılımını hızlandıran, kan dolasımını arttıran, yosunlar vücut bakımlarında kullanılmaktadır.
Amaç ‘Sağlıklı’ Kilo Kaybı Olmalı!
Son olarak daha önce kazanılan ağırlığın aylarca süren bir dönemin sonunda oluştuğu aklınıza geldi mi? Oysa onları vermeye çalışırken, hemen vücudumuzdan uçup gitsinler isteriz. Hatta ayda 10 kilo verdiren diyetlerin peşinde koşarak kendimizi perişan etmekten geri kalmayız. Amaç sadece kilolardan kurtulmak değildir aslında. Hem sağlığımızı bozmadan ideal ağırlığımıza kavuşmak, hem de kaybettiğimiz ağırlığı yerine eklememek için sağlıklı beslenme alışkanlıklarını yaşam tarzı haline dönüştürmektir.
Şahinde Miraboğlu 95
“Terk Et Beni!
Terk Edilmenin Stratejik Yolları Yıllar boyu sevgilisini terk eden insanlara kem gözlerle baktık, kınadık, kızdık hatta vicdansız damgası vurduk onlara. Ama bazı sevgililerin terk edilmek istiyor olabileceğini aklımıza getirmedik. Artık bunun bir gerçek olduğunu ve bazılarının terk edilmek için çeşitli stratejiler geliştirdiğini biliyoruz. İşte sevgilisinden ayrılmak isteyenler ama direk olarak yapamayanlar için terk edilmenin stratejik yolları.
Hayır, yok, olmaz..
Genelde açık fikirli, yenilikçi, girişken insanlar çevreleri tarafından sevilen tiplerdir. Ama sen sevgiline karşı bu davranışları gösterme. “sinemaya gidelim mi?” deyince “yok”, “yürüyüş yapalım mı?” dediğinde “hayır” gibi kısa ve ilgisiz cevaplar vererek onu sinir etmeye başla.
Kapris yap:
Eski sevgilinden bahset:
Arkadaşlarını Kötüle:
Her durumda eski sevgilinden bahset. Sürekli eski sevgilini anlat, anlat, anlat… İster iyi ister kötü farketmez sen yeter ki anlat.
Surat as! Hem de bunu durduk yere yap. Gün boyunca da devam ettir. Ayrılana kadar gülmek yok :D
Arkadaşlarına karşı kaba ol, onlarla ilgili kötü konuş. Onları istemediğini her fırsatta belli et. Arkadaşlarıyla buluşunca 7. Maddeyi uygula ve kaprislere başla.
Cimrilik yap:
Ona inanma:
Buluşmaya arkadaşlarınla git:
Değiştirmeye çalış:
Hafta sonu birlikte vakit geçireceksiniz. Sevgilini önce beklet sonra karşısına 2-3 arkadaşınla çık. Arkadaşlarının yanında belli etmese de içten içe sinirden kuduracaktır. Sen zafer kazanmanın sevinciyle gülüp eğlenirken o ise intikam planları hazırlıyor olacaktır.
Bir ilişkide bir süre sonra iki tarafta birbirini değiştirmeye çalışır ama değişmekten hoşlanmazlar, değişmezler de zaten. İşte sende sevgilini değiştirmeye çalış. Sürekli birileriyle kıyasla, her hareketine bir kusur bul. HER ŞEYE RAĞMEN SENİ TERKETMİYOR MU? O ZAMAN DOZAJI ARTTIR
Can evinden vur:
Kendini kötüle:
Tersini yap:
Bakımsız gez:
Yapmacık ol:
Kararını ver:
Onunla en pahalı restoranlara git ve eskiden hesaba ortak olurken artık hiçbir şey ödemeden çık. Bi de “cebimde akrep var benim” die bi espri yap nasıl sinirlenecek bak.
Hiç kimse sevgilisinin annesi hakkında kötü düşünmesini istemez. Annesini çok seviyor olsan bile mecburiyetten iyi geçindiğini falan söyle kendini kötü hissedecek ve hemen sana karşı savunmaya geçecektir.
Yapmanı istemediği şeyleri inatla yap. “eve geç kalma” mı diyor, geç kal; maç izlediği sırada “konuşma” mı diyor daha çok konuş; “poşetleri taşımama yardım et” mi diyor sakın etme.
Tarkan diyor ya “başkası olma kendin ol” diye sen tam tersini uygula. Şımarık kendini bilmez davranışlar sergile nasıl böyle değiştiğine anlam veremeyecek ve senden kısa zamanda soğumaya başlayacaktır.
“Ne kadar güzel gözlerin var” ya da “ bu gün çok yakışıklı/güzel olmuş benim sevgilim” gibi iltifatlarda bulunursa inanma. “Yalan söyleme yoksa hayatında başka biri mi var” de. Durduk yere kıskançlık yap.
Sacından, gözünden, yüzünden şikayet et. Başka erkek/bayanların seni beğenmediğini falan dile getir. Sözlerin onu etkileyecek ve bir süre sonra o da senin sevilmeyecek bir insan olduğuna inanacaktır.
Kirli yağlı saçlar, ojesi soyulmuş tırnaklar, lekeli gömlek ve en etkilisi yanında kötü kokmak ve bundan rahatsızlık duymamak. Bu kadarına artık dayanamayacaktır.
Bütün bunları uyguladığın taktirde iyi hatırlanmayan eski bir sevgili olacaksın. Hala iyi hatırlanma şansın var. Her yolu denediğin halde hala senden vazgeçmiyorsa sevgilin seni çok seviyor demektir. Bir kez daha düşünmelisin. Eğer hala ayrılmak istiyorsan kendini de onu da yorma ve ona durumu açıkla.
Sahabiye Mah. Kanal Cad. Çamlıca Ap. Kat 4 No: 7 KAYSERİ
Tel: 0 352 221 08 30 Fax: 0 352 221 30 02 Cep Tel: 0 544 742 75 69 - 0532 700 03 91
hem KİTAP
Kitapları süs olarak dolap içinde tutmanın hiçbir değeri yoktur; çünkü o zaman kitapla diğer eşyalar arasında bir ayırım yapamayız, Amerikalı yazar John K. Bangs böyle söylüyor. Haklı değil mi? Bizler de kitapların rafları değil beyninizi süslemesi için sorduk soruşturduk Kayseri Kitap Dünyası’ndan Osman Çağlarbaş’ın tavsiye ettiği yepyeni 5 kitaba bu sayımızda yer verdik.
MUHTEŞEM KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN VE HÜRREM SULTAN YAVUZ BAHADIROĞLU Son zamanlarda dizilerde, filmlerde, kitaplarda anlatılan Kanuni Sultan Süleyman ve büyük aşkı Hürrem Sultan’ın hikayesini birde Yavuz Bahadıroğlu’nun kaleminden okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Kafanızı kurcalayan bir çok soruya cevap bulacak, okurken bilgileneceksiniz.“Harem hayatı nasıldır?” “Neden Kanuni ya da Muhteşem dendi?” “ Kanuni gerçekten Hürrem Sultan’a aşık mıydı?”
AŞKIN GÖZYAŞLARI
SİNAN YAĞMUR Biyografi ve felsefenin mükemmel karışımıyla harmanlanmış bir kitap. Özellikle Şems’in Mevlana’yı sınadığı hikayeler çok güzel. Şemsin ağzından Mevlana’yı ve ona duyduğu aşkı, gözlerinizi yaşartacak.kitabı okurken Şems olacaksınız ve aşk içinde yanıp kavrulacaksınız.
ELİF
PAULO COELHO Paulo Coelho kitabı Elif’te Türkiye’nin ruhuna güvenerek çıktığı uzun bir yolculuğu anlatıyor.Yazarın bu kitapta yol arkadaşı ve kitabın başkahramanı ise bir Türk kızı, Hilal. Affetmeyi öğrenmek istiyorsanız ya da içinizde bir yerlerde kendinize karşı bir kırgınlığınız varsa kendinizle barışmanız için müthiş bir hediye.
İZ
CANAN TAN Artık yetişkin bir kadın olsa da o aslında hep babasının küçük kızıydı. Önemli değildi küs olmaları, kalpleri hep beraberdi nasılsa.. Yeri gelecek Verda’nın güçlü karakterine hayran kalacak yeri gelecek kalbinin derinliklerindeki küçük kızı göreceksiniz. İşte o zaman gözyaşlarınızı bırakın aksın. Mutlaka okumanız gereken bir kitap.
SERENAD
ZÜLFÜ LİVANELİ Yakın tarihimizle ilgili bilmediğim ne çok şey varmış diyeceğiniz, hayretler içinde kalarak okuyacağınız ve bilgileneceğiniz bir eser. Tarih, ülkeler, politikalar, dinler ve çok güzel bir aşk. Kitap öyle güzel kurgulanmış ki kendinizi yeşilçam filmi izliyormuş gibi hissedeceksiniz.
Resmi Sözlükler Geride Kaldı Neden mi? İnternet kullanıcılarının gün be gün arttığı şu dönemde araştırılan kavramlar, sözcükler hatta olayların tanımlamaları değişti, güncellendi ve daha samimi bir havaya büründü. İnternet ortamında sıkça karşılaştığımız üniveriste öğrencileri ya da şehirlere ait ‘sözlükler’ bir çok alanda fikir edinmemizi sağlıyor. Bireysel tanımlamalar resmi anlatımlara nazaran daha fazla ilgi çekiyor. Kalemine güvenen internet yazarları bu sitelere üye olarak deneyimlerini ve düşüncelerini paylaşıyor. Resmi tanımlamaların yetersiz kaldığı zamanlarda hiçbir kısıtlama olmaksızın düşüncelerimizi rahatlıkla paylaşabildiğimiz sitelerden bazıları ‘Ekşi Sözlük, İnci Sözlük, İTÜ Sözlük, Uludağ Sözlük...’ Çoğu zaman eleştirilen bu sözlükler bütün bunlara rağmen en uğrak sanal mekanlardan.
Kayseri’nin Sözlüğü Erciyes Sözlük Erciyes Sözlük kısa süre önce bir grup erciyes Üniversitesi öğrencisi tarafından yayın hayatına başladı. Şehrimizle alakalı bilinen bilinmeyen, mekan, konu, olay ve kişilerle ilgili yorumları barındıran sözlük kısa sürede Kayseri Gençliğinin uğrak sanal mekanı oldu. Hem okurları için Erciyes Sözlükte biraz gezindik ve okurken güldüren birkaç tanımlamayı sizlerle paylaştık:
Facebook hesabını dondurmak : “Bir noktada
insanın zoruna gidiyor. Sanal manal burada bir tuhaf yaşantı süregeliyormuş. Bir de tam dondururken şu seni özleyecek bu seni özleyecek demesi yok mu?” (Rmz:Kiçikapı)
İzlenilmemesi gereken filmler : “Kadroda Mehmet Ali Erbil ve Sinem Kobal varsa izlenmeyecek olan filmlerdir.” (Rmz: Crimsonlady)
Fotoğraf albümü : “Bilgisayarda saklanan albümler
bir formata bakar. Pamuk ipliğine bağlı anılardır bunlar.” (Rmz: Narsist)
Kayseri’nin artıları : “Türkiyenin ortasında ülkenin her yerine aynı uzaklıkta, kime sorsam 5 - 7 saat mesafede memleketi.” (Rmz: Artemis) “ Çok düzenli bir şehir.” (Rmz: Twoche) “1- yollar geniş. -2 ulasım kolay gibi gözüküyor. -3 erciyesimiz var.- ha birde ekmek ucuz” (Rmz: kimvarorda) Doğan çocuğun adına Can’ı sıkıştırmak :
“Eğlenceli bir ebeveynlik aktivitesidir lakin söz verilmiştir zamanında and içilmiştir. Yapmak zorunludur. Baba kendi babasının adını istiyordur, anne can`ı. babaların babalarının adı muhtemelen aldülrezzak,muhittin, abdülkerim, kamil,hakkı falandır. “bir de bunun nur`lu su`lu versiyonları vardır ki hepten çekilmezdir.bırakın isimler olduğu gibi kalsın yahu” (Rmz: Kosunmevzuvar)
Kredi kartı : "paran kadar konuş"un, "borçlanabildiğin kadar konuş" versiyonudur. (Rmz:Tepkisel) “bir kadına verilebilecek en iyi armağanlardan. ” (Rmz: Tuzsuzçorba)
Kaç gösteriyorum : Genelde kadınların ama yaşı ilerlemiş kadınların cevabının isteyerek sordukları soru. (Rmz: hicadedindegel)
yalan
verilmesini
103
Tv- Dizi Dünyasının Çok Konuşulanları Onlar hafta içi en az bir gün evimizi ziyaret eden tanıdık, bildik yüzler. Elbette dizi oyuncularından bahsediyoruz. Kimi zaman hayran bırakan, kimi zaman sinir bozan bu karakterler evimize teklifsiz davetsiz dahil olabilen nadide insanlar. Son zamanlarda çok konuşulan ve tutulan dizi oyuncularının kısa geçmişlerini sizler için araştırdık.
1986 yılında İzmir Karşıyaka da doğdu.Lise mezunu olan Yıldız Çağrı, iki sene İzmir Ege Sanat Merkezi'nde ve Müjdat Gezen Sanat Merkezinde tiyatro ve oyunculuk eğitimi aldı. Plato Film'de Sinema Teknik ve Oyunculuk Bölümü'nde okuyan genç oyuncu, 2001 yılında Hey Girl dergisinin yaptığı kapak, kızı yarışmasında yüz güzeli seçildi. Kayıp Prenses dizisi ile ilk önemli deneyimini gerçekleştirdi. 2004 yılında Samanyolu TV de Büyük Buluşma dizisinde rol aldı. Daha sonra Keremcem'in başrol oyunculuğu yaptığı Aşk Oyunu dizisinde oynadı. 2006 yılında yine Samanyolu TV ekranlarında yayınlanan Yağmurdan Sonra isimli dizi de başrolde oynadı. Yine 2006 senesinde Tarık Akan ve Sibel Can'ın başrollerini paylaştığı Ahh İstanbul adlı dizide rol aldı.
2007 yılında Özen Film'in yapımcılığında Miras adlı Aksiyon filminde oynadı. Şimdilerde Kanal D de yayınlamaya başlayan ve milyonların ağlayarak izlediği Öyle Bir Geçer Zamanki dizisinde Berrin adında mantıklı ve gerçekçi kararlar veren, hayattaki haksızlığa karşı her zaman bir çatışması olan asi bir genç kız karakterini canlandırıyor.
YILDIZ ÇAĞRI ATİKSOY Çağatay Ulusoy, 21 yaşında, İstanbul doğumlu. 2010 Best model birincisi olan Çağatay Ulusoy İstanbul Üniversitesi Peyzaj bölümünde öğrenim görüyor. Yaklaşık 2 senedir Selin Borankay’ın ajansında modellik yapıyor. Bugüne kadar Aşk-ı Memnu, Maskeli Balo dizilerinde oyunculuk yapan Çağatay Ulusoy şimdilerde Adını Feriha Koydum dizisinde Emir Sarrafoğlu karakterini canlandırarak genç kızların gönlünde taht kurdu. Fo-Re Spor Katalog çekiminde de yer alan Çağatay Ulusoy, Ayla Algan oyunculuk eğitimi, mankenlik yürüyüş dersi aldı. Genç ve yakışıklı oyuncu bir gazetede verdiği röpartajında; asla manken ve oyuncu sevgilisinin olmasını istemediğini dile getirdi. ‘Büyük konuşuyorum evet ama Allah belamı versin bir tane manken oyuncu sevgilim olmayacak. Rol gereği bile olsa bir erkekle öpüşmeleri, bir erkekle verdikleri samimi pozlar beni rahatsız eder. Benim dokunduğum, beraber uyuduğum insana kimse dokunmamalı. İlişki bazında bu piyasada temiz kalmak zor. Mankenle oyuncuyla hayatta işim olmaz ‘ gibi çarpıcı açıklamalarda bulundu..
ÇAĞATAY ULUSOY
107
16 nisan 1987 de İstanbul’da doğdu. Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bölümü’nde eğitim görüyor. Daha önce birkaç filmde rol aldı ve reklam filmlerinde oynadı. 2006-2007 yıllarında yayınlanan televizyon dizisi Acemi Cadı’da Ayşegül adlı cadıyı canlandırarak başrol oynadı ve bu şekilde tanındı. 2009’da Star Tv’de yayınlanan Kül ve Ateş dizisinde Hayal İsfendiyar adlı karakteri canlandırarak oyunculuğuna devam etti. Şimdilerde ise Küçük Sırlar adlı dizide Ayşegül karakterini canlandırıyor. Merve Boluğur, hedeflerine yavaş yavaş ve emin adımlarla ilerlemek istiyor. Hedeflerinden biri,sunuculuk ve spikerlik olan Boluğur, ileride özellikle moda programı sunmak istiyor. Bu hedefine ulaşmak için doğru tekliflerin gelmesini bekliyor. Güler yüzlü olmasının,dramada oynamasına engel olmadığını düşünüyor.
MERVE BOĞULUR
Burak Özçivit 24 Aralık 1984’te İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğrafçılık bölümünde okuyor. 2003 yılı Best Model of Turkey yarışmaşında gelecek vadeden erkek model seçilen Özçivit yarışmadan sonra Uğurkan Erez Ajans ile çalışmaya başladı. Daha sonra 2005'te Best Model of The Turkey yarışmasına yeniden katılarak Best Model of Turkey seçildi. Buna bağlı olarak da Best Model of The World'e katıldı ve dünyanın en iyi ikinci mankeni seçildi. Faruk Saraç, Abbate, Tween ve Network gibi markaların defileleri ve yurt dışı fuar defilelerinde görev aldı. İlk oyunculuk deneyimini Eksi 18 dizisinde genç komiser Murat'ı canlandırarak yaşadı. Kasım 2007'de sinemalarda gösterime giren Musallat isimli sinema filminde rol aldı. Şuanda Küçük Sırlar adlı dizide Çetin karakterini canlandırıyor.
BURAK ÖZÇİVİT
3’LÜ GRUP
4.990TL
Eskiyi getir, yeniyi götür ! Hızla Büyüyen Yap-Sat Sektörünün Öncü İsmi Suat Altın İnşaat’ın Projelerine Müşteri Talepleri Yön Veriyor Konut kredi faizlerinin düşmesi yerli müşteriye yaradı Konut kredi faizlerinin yüzde 0,80’lere düşmesi yerli tüketicinin işine yaradı. Peşin parası olmadığı için kredi çekip borçlanarak ev sahibi olmak isteyen binlerce kişi konut yapan firmaların kapısını aşındırdı. Suat Altın İnşaat Genel Müdürü Sedat Kılınç 2010 yılında yüzde 40 oranında büyüyen yap sat sektörünün 2011 yılında da bu büyümenin devam edeceğini düşünüyor. Ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanmasıyla birlikte insanların alım gücünün de arttığına dikkat çeken Kılınç, istikrar ortamının üretici
kadar tüketiciye de yaradığını ve güven ortamının oluştuğunu söyledi. İnsanların artık geleceğe umutla baktığını ve harcama yapmaktan çekinmediğini, bu durumunda en fazla konut sektörüne yaradığını kaydeden Kılınç, “Vatandaşlar artık 10 yıl ve daha uzun vadede plan yapıp borçlanabiliyor. Seçimlerde Türkiye’de vatandaşların alım kararını olumsuz etkilemiyor. Geçmiş yıllarda seçim öncesinde insanlar harcama yapmazken bu yıl böyle bir olumsuzluk gözlenmedi. Bu durumda yine konut satışlarının artmasında etkili oldu.” diye konuştu.
İnsanların ev alırken en fazla sosyal donatısı fazla olan konutları tercih ettiğini dile getiren Kılınç, kapalı otopark, çocuk oyun parkı, basketbol sahaları, yüzme havuzu, sauna, hamam gibi sosyal alanların talep edildiğini vurguladı. Suat Altın İnşaat olarak tüm projelerinin vatandaşın talebine yönelik olduğunu belirten Kılınç, 500 ila 2 bin metrekare arasında değişen sosyal donatıları olan konutlar inşa ettiklerini söyledi. Fitnes salonundan Türk hamamına, çocuk oyun parkından yüzme havuzuna kadar her türlü sosyal imkanı içerisinde bulunduran projeler hazırladıklarının altını çizen Kılınç, “Şuanda toplamda 600 dairelik projemiz var. Bunların yanında ‘Eskiyi getir yeniyi götür projesi’ başlattık. Eski evi veya arsası olan ve bunları satıp bizden ev almak isteyen kişilere yardımcı oluyoruz. Eski evlerini peşinat sayarak istedikleri yerden
istedikleri kattan evlerini veriyoruz. Daha önce eski evi olan vatandaşlar evini satıp yeni ev alana kadar beğendiği yeni evi kaçırabiliyordu. Bu projeyle bunun da önüne geçmiş olduk. Bu projeyi daha tam olarak duyurmamamıza rağmen çok fazla rağbet gördü. Ayrıca sosyal alanlı villa projemiz var. Site mantığında dubleks ikiz villa şeklinde Toplam 100 villa olacak bir proje. Proje içerisinde güvenlik görevlisi, yüzme havuzu, fitnes salonu, saunası, alış veriş merkezi ve diğer hizmet sektörleri, hobi bahçesi bir arada olacak. Bir diğer projemizde 600 konutluk site şeklinde yine tüm sosyal donatıları içerisinde olan yapay göletleri, tenis kortu, mini futbol sahaları, camisi, okulu olan bir proje. Bunu da en kısa zamanda hayata geçireceğiz.” şeklinde konuştu. Müşterilerinin taleplerine yönelik proje geliştirdiklerini aktaran Kılınç, müşterilerinin kendilerine yön çizdiğini ifade etti.
113
Hecha Ottoman Serisi’ne yeni katılan sarı, mavi, kırmızı, gri ve yeşil renkleriyle mutfaklarınızda yaz enerjisi Hecha, Ottoman Serisi genişliyor. Farklı, şık tasarımları ile dikkat çeken Hecha’lar arasından açık mavi, gri ve sarı gibi pastel tonları tercih edebilir, ya da canlı kırmızı ve yeşil ile mutfağınızın dilediğiniz gibi renklendirebilirsiniz. Yıllar boyu kullanacağınız renkli Hecha Ottoman Serisi ile yeni bir trend yaratacak, mutfakta olmaktan daha fazla keyif alacaksınız. Hecha ürünleri çizilmelere karşı son derece dayanıklı iken, yemekleri diğer tencerelere göre çok daha hızlı ve her yeri eşit oranda pişirebiliyor. Sıcaklık kaybı olmadığından yemeğin, özellikle et ürünlerinin, etrafında ‘mühür’ denilen kabuğumsu bir tabakanın oluşması sağlanıyor. Böylece mühürlenen yiyeceğin lezzeti, suyu ve tüm besin değerleri içinde kalıyor.
Profilo “Balkonda Çay Keyfi” Yarışması ile en güzel balkonu seçiyor!
Profilo davlumbazlar artık çok şık! Profilo’nun 90 ve 60 cm’lik yeni duvar tipi davlumbazları istenmeyen kokuları anında yok ediyor, mutfaklara şıklık getiriyor Profilo Dayanıklı Ev Aletleri, mutfakların vazgeçilmesi davlumbaz ürün gamını 90 cm ve 60 cm’lik iki yeni ürün ile genişletti. Profilo’nun 90 cm genişliğindeki düğmeden kontrollü, paslanmaz çelik DVA290 ve 60 cm genişliğindeki DVA560 kodlu davlumbazları hava çıkışlı veya hava dolaşımlı kullanım imkanı sunuyor. Üç ayrı güç kademesi ile ihtiyaca göre istenildiği gibi ayarlanabilen yeni Profilo davlumbazlar, güçlü emiş özelliği ile mutfağınızı yemek kokularından anında arındırıyor, bulaşık makinesinde yıkanabilen filtreler çok kolay temizleniyor, aydınlatmaları ise mutfaklarda apayrı bir hava yaratıyor. 60 cm’lik DVA560 kodlu ürün ise gövdesindeki cam panel ile mutfaklara ayrı bir şıklık kazandırıyor.
Profilo Dayanıklı ev aletleri ile “Seninle” dergisi işbirliği’nde düzenlenen “Balkonda Çay Keyfi” yarışmasına, balkonlarını çamaşırların işgalinden kurtararak kendilerine yeni bir yaşam alanı yaratan hanımlar ve beyler katılacaklar. Balkonlarının fotoğrafını göndererek “Balkonda Çay Keyfi” Yarışmasına katılanlar arasında birinci seçilecek en güzel balkonun sahibi Profilo Kurutma Makinesi ve çay makinesi kazanacak! Balkonunda kendisine yaşam alanı yaratan hanımlar ve beyler, 15 Haziran’a kadar balkonlarının bir fotoğrafını çekip www.seninle.com.tr ve www.profilo.com.tr adreslerine göndererek ve aynı adresten ulaşacakları formları doldurarak “”Balkonda Çay Keyfi” yarışmasına katılabilecekler.
Dışarıda Yemek Kültürümüz Bazıları için zevktir dışarıda yemek, bazılarımız ise evde yemeyince doymuş saymayız kendimizi. 15. Sayımız için sokağa çıktık ve Kayseri dışarıda yemek kültürüne nasıl bakıyor, hangi restorantta hangi yemek tercih ediliyor sizler için sorduk.
Dışarıda Yemek Yer misiniz? Neden/ Haftada kaç kez? Kimlerle gidersiniz? Özellikle Tercih ettiğiniz bir Restorant var mı? Hangi yemeğini tavsiye edersiniz?
Burak KAĞAN (22) Oto yıkamacı -Dışarıda yemek yediğim zamanlar oluyor tabi. -2-3 kez dışarda yerim. -Genellikle arkadaşlarımla yemek yiyoruz. -Mc Donalds’ ta Mc Chicken menü tavsiye ederim.
Kemal Can Süleymaniye (22) Öğrenci -Evet, dışarıda yemek yediğim oluyor. -Haftada 3-4 kez giderim -Arkadaşlarımla çıkmayı tercih ediyorum. -Uno Pizza’ da karışık pizza yemeyi tercih ediyorum.
Hamdi Koray GÜLKANAT (30) Çiçekçi -Zamanımın çoğu çalışmakla geçtiği için devamlı dışarda yiyorum. -Haftanın 7 günü dışarda yiyorum -Genellikle yanımda arkadaşlarım olur. -Taş Mekan’da et yemeklerini tavsiye ediyorum.
Ümit SALMAN (30) Esnaf -Evet, bazen dışarıda yerim -Haftada 1 gün giderim. -Eşimle birlikte gidiyorum. Birlikte vakit geçirmeyi tercih ediyoruz. -Elmacıoğlu’nda İskender yemeyi seviyoruz.
Selma KOÇAK (20) Öğrenci -Evet, öğrenci olduğum için zaman zaman dışarıda yiyorum -3 kez giderim. -Arkadaşlarımla çıkıyoruz. -Erdağ Restorant’ ta tavuk dürümü güzel yapıyolar.
Nurşah ALTAN (22) Öğrenci -Evet, bazen yiyorum. -2-3 kez dışarda yediğim oluyor. -Ailem ya da arkadaşlarımla gidiyorum. -Park Izgara’da beyti kebap yemeyi tercih ediyorum.
Melek KALIP (25) Öğretmen -Evet, genelde dışarıda yiyorum. -Haftada 5 kez yerim. -İş arkadaşlarımla giderim. -Almer’de iskenderi tavsiye ederim.
Şükrü GÜMAN 23 Öğrenci -Evet oluyor. -Haftada 3-4 kez yerim. -Nişanlımla ya da arkadaşlarımla çıkarım. -Beyaz Saray’da İskender.
Cengiz APAYDIN (62) Eğitim Danışmanı -Pek tercih etmiyorum. -Eşimin yemekleri güzel zaten, dışarıda yemeyi tercih etmiyorum. -Çıkarsam da eşimle birlikte gideriz. -Kaşıkla’da mantı.
Hatun ÇİMEN (42) Memur -Çok nadir yemek yemeye çıkarım. -Ayda 1 giderim. -Ailemle giderim. -İskender Restaurant’ta İskender.
Mükremin YILMAZ (42) Memur -Sadece özel durumlarda dışarıda yerim. - Gerekli görmüyorum. -Ailemle giderim. -Tavsiye edebileceğim bir yer yok.
Hülya COŞAR 31 Öğretmen -Evet, dışarda yemek yerim. -Haftada 1 yerim. -Ailemle gitmeyi tercih ediyorum. -Turuncu’da fındık lahmacunu.
-Evet, arada bir yerim. -Haftada 2 kez çıkarım. -Kız arkadaşımla çıkarım. -Tadınca Restorant’ta İskender. Altan ASLAN (21) Öğrenci
Ayşegül YEŞİLKAYA (20) Öğrenci
-Pek tercih etmem ama bazen yerim. -Haftada 1 ya da2 kez dışarda yerim. -Arkadaşlarımla çıkıyorum. -Sivas Köftecisi’nde sivas köfteyi tavsiye ederim.
Röportaj Ecem Ağma - Irmak Bağlayıcı
121
Acil ulaştırılması gereken çok önemli belgeler için VIP Uçak Kargosu
Ülkenin En Hızlı Taşıma Ağlarından Biri ‘Sürat Kargo’ İnsanoğlu kuş misali dense de istediğimiz her an her yerde olamadığımız bir gerçek. Kargolar işte bu noktada imdadımıza yetişerek taşınması gereken eşyalarımızı, belgelerimizi ülke içine ve dışına ulaştırıyor. Sürat Kargo şube müdürlerinden Ömer Özel ile taşımacılık ve müşteri hakları konusunda kısa bir sohbet gerçekleştirdik.
Ömer bey bize kendinizden bahseder misiniz?
1972 Sivas doğumluyum. Şube müdürü olarak 7 yıldır Sürat Kargo’da çalışıyorum.
Sürat Kargo kaç yıldır Kayseri’de hizmet veriyor?
Sürat Kargo’nun genel anlamda 8 yıllık bir geçmişi var. Kayseri’de ise 7 yıldır hizmet veriyor. Türkiye’de 30. şubeyi açarak ulaşım ağımızı genişlettik.
Sürat Kargo’yu neden tercih etmeliyiz?
Her şeyden önce güvenilirliği açısından tercih edilmeli.Müşteri ilişkilerinde daha dikkatli ve titiz olması, uygun fiyatlarıyla kampanyası bol olan bir firma olması Sürat Kargoyu diğer firmalardan ayıran bir özelliktir. Ve bir diğer özelliği de müşterilerimizin haklarının “Tüm Tüketicileri Koruma Derneği Tavsiye Sertifikası ile korunuyor olması.
Taşımayı tercih etmediğiniz ürünler oluyor mu?
Tabiki oluyor. Örneğin 100 kg üzerindeki eşyaları taşıyamıyoruz. Ve kanunen yasak olan içki, sigara, sıvı ürünler, altın, para vb. Eşyaları taşıyamıyoruz.
Emanetleriniz Sürat Kargo hassasiyeti ile bir adım önde
Ürünleri müşteriye ulaştırmada karşılaştığınız sorunlar neler?
Çalışanlarımız kargoyu teslim etmek için gittiklerinde müşterimiz evde olmuyor. Bunun üzerine müşteriye telefonla ulaşıyoruz. Yine irtibata geçemezsek bu sefer ürünü yollayan müşterimizi arayarak onun da yönlendirmesiyle ürünü müşterilerimize ulaştırıyoruz. Bir de bazen ücrette sorun yaşatanlar oluyor.
İnsanlar size güvenerek yollamak istedikleri ürünleri size emanet ediyorlar. Araçlarımızda suit adı verilen raf sistemli güvenli kasalar var. Bize emanet edilen bu eşyalar şehirler arasında en güvenli şekilde müşterilerimize ulaştırılıyor.
Müşterilerinizin yasal haklarından bahseder misiniz biraz?
Bir sorun yaşandığında hemen müşteri hizmetlerini arayarak sorunlarını iletebilirler. Müşteri temsilcileri de iki tarafında haklarını koruyarak soruna çözüm bulurlar.
Gerçekten adınızda olduğu gibi hızlı mısınız? Örneğin istanbul’dan yollanan bir ürün Kayseri’ye ne zaman ulaşır? Haftaiçi 1 gün süreyle müşterilerimize ulaştırıyoruz. Haftasonu ise pazartesi günü mutlaka ellerinde oluyor. Birde VIP uçak kargosu var. Acil ulaştırılması gereken çok önemli belgeleri ulaştırmak için kullanılıyor.
Yurtdışına kargo servisiniz var mı?
220 ülkeye kargo servisi yapabiliyoruz. Ülkeleri 8 bölgeye ayırıyoruz. Örneğin 1. bölge Avrupa bölgesidir. Yollanan kargo ertesi gün ulaştırılıyor. 8. bölge olan Afrika ülkelerine ise 8 gün içerisinde teslim ediliyor.
Eklemek istedikleriniz?
Sürat kargo her geçen gün müşteri potansiyelini ve kalitesini arttırıyor. Müşterilerimize özel indirimlerimiz var. Örneğin anneler gününe özel bayanlara %30 indirim uygulaması gerçekleştiriyoruz. CPRS sistemimiz ile teslim edilen ürünlerimizin teslim edildi mesajı anında müşterilerimize yollanıyor. 125
eÄ&#x;itim
sadece sertifika demek deÄ&#x;ildir!
eğitim değişimdir
diksiyon beden dili kurumsal iletişim motivasyon kişisel gelişim pazarlama diksiyon beden dili kurumsal iletişim motivasyon kişisel gelişim pazarlama diksiyon beden dili kurumsal iletişim motivasyon kişisel gelişim pazarlama
www.nry.com.tr
Çalışma Ortamının İş Verimine Etkisi Öncelikle çalışılan ortamlar çalışanlar için son derece önem taşıyan mekanlardır. Bu mekanların uygun şekilde düzenlenmiş olması; Çalışanların günlük fiziki iş verimlerini artırır. Çalışanların beyin fırtınası ile fikir üretkenliğini artırır. Çalışanlar arasındaki ilişkilerin güçlenmesini ve takım ruhunun oluşmasını sağlar. Uygun şekilde dizayn edilmiş iş ortamlarında yapılan görüşmelerin daha olumlu sonuçlanır. Çalışma mekanının ferahlığı kişinin ailevi ilişkilerini de olumlu etkiler
Değerli okuyucular, pek çoğumuz günümüz yoğun çalışma temposu içerisinde vaktimizin önemli bir kısmını çalışma mekanlarında geçiriyoruz. Bu mekan bir ofis, büro, muayenehane veya farklı büyüklükteki bir mekan olabilir. Bu mekanlar farklı büyüklüklerde olabilir, değişik şekillerde dizayn edilmiş olabilir. Bu çalışma ortamlarının kişisel verim üzerindeki etkileri ise tartışmasız çok önemlidir. Kişisel verimlilik merkezlerinin yaptığı çalışmalarda, çalışanın sandalyesinin yüksekliği, masaya olan eğiminin bile günlük üretilen iş miktarını etkilediği belirlenmişken, tüm bir çalışma mekanının ne kadar önemli olacağı aşikardır. Bu nedenle sizlere çalışma mekanlarının gerek üretime yönelik gerekse çalışanın konforuna yönelik olarak nasıl düzenlenmesi gerektiği konularında sizlere Sözüer Mimarlık olarak bazı bilgiler aktarmaya çalışacağız.
Sözüer Mimarlık olarak bakış açımız, ‘hayatın güzelliklerini insan, mekânın güzelliklerini de yaşanılacak hayatlar şekillendirir’ felsefesidir. Bu açıdan baktığımızda, sizlerin de çalışma ortamlarınızda bu güzellikleri dopdolu bir şekilde yaşama hakkınızın olduğunu düşünüyoruz. İş ortamı, verimlilik esaslarına göre düzenlendiğinde çalışanların verimi ortalama %25 artmaktadır. Çalışanlar arasında yapılan bir anket sonucunda, çalışanların yaklaşık %80’i ofis kalitesinin iş tatmininde etkili olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca her 3 üst düzey yöneticiden biri, çalışma ortamının iş görüşmelerinin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmaması konusunda etkili olduğunu dile getirmişlerdir. Çalışanların %20’si ise ofislerini müşterilerine göstermeye utandıklarını ifade etmişlerdir, bu çok ilginç bir tespittir. Yapılan bu araştırmalardan çıkan sonuçlar çalışma mekanlarının ve ofis tasarımının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Diğer taraftan, Dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinden olan “Gensler” iyi tasarlanmış ofislerin maliyeti konusunda İngiltere’de finansal hizmetler, hukuk ve medya sektörlerini kapsayan çok ilginç bir araştırma gerçekleştirmiştir. Bu araştırmadan çıkan sonuçlar son derece çarpıcıdır. Kötü tasarlanmış ofislerin İngiliz iş dünyasına maliyeti yılda 135 milyar sterlinlik bir zarara yol açabilmektedir. Araştırmaya katılan yüksek cirolu şirketlerin yöneticileri çalışma ortamlarının kalitesi ile üretim kalitesi arasında ciddi bir paralellik olduğunu vurgulamışlardır. Sözüer Mimarlık olarak bizim tecrübelerimizde bu gerçekler doğrultusundadır. Değerli okuyucular, iş hayatında atılan her adımın, yapılan her yeniliğin finansal değerlendirmesinin yapılması gerçeği açıktır. Tabii ki çalışma mekanlarının verimlilik esaslarına göre düzenlenmesinin bir maliyeti vardır. Ancak yukarıda anlatılanları hesaba katacak olursak, her türlü çalışma ortamına yapılan yatırımların fazlasıyla geri döneceğini kabul etmemiz gerekir. Sözüer Mimarlık bu konuda maksimum performans / fiyat endeksi konusunda uzman kadrosu ve geniş tecrübesi ile hizmet vermektedir. Çalışma Ortamının Yönetici ve Müşteriler Üzerindeki Etkisi Değerli okuyucular, çalışma mekanlarının uygun şekilde düzenlenmesi sadece orada uzun süre çalışanlar için değil aynı zamanda işveren, patron, müdür gibi yöneticiler için de önemlidir. İyi düzenlenmiş çalışma ortamlarında çalışanların düzgün ve etkili şekilde kontrol edilmesi de mümkündür. Çalışma ortamının düzgün, verimlilik esaslarına uygun olması belki de en çok müşteriyi etkilemektedir. Bir ofisin uyum içinde tasarlanmış olması, yani görsel olarak cazip olmak ve hoşa gitmek, kullanılan eşyaların modern, konfor ve uyumlu olması müşterinin gözünde çok farklı bir boyut kazanacaktır. Ofis dizaynı nasıl olmalı? Öncelikle, çalışma mekanının kısıtlı ve tek tip hizmet vermesinden ziyade, farklı isteklere hitap edebilmesi ve bir çok değişik duruma uyum sağlayabilmesi önemlidir. Bu değişkenler her şirkete göre farklılık gösterebilir. En iyi sonucu yakalamak için şirketin mevcut durumu ve hedefleri, çalışanların ihtiyaçları ve hatta duyguları göz önünde bulundurulmalı ve buna göre bir çalışma ortamı tasarımı yapılmalıdır.
129
Bu tasarımın her adımında mimar etkin rol oynamalıdır. Böylece ortaya çıkan eser, hem iş verenin isteklerine cavap verir hem de mimari olarak bir bütünlük arz eder böylece maksimum yarar sağlanmış olur. Ofis tasarımları sektörlere göre farklılık göstermektedir. Örneğin banka, hastane gibi bireysel çalışmanın gerektiği sektörlerde kişilere özel bölmeler kullanılırken, reklam, ajans ve gazetecilik gibi sektörlerde ise açık, çalışanların her an bir birleriyle iletişim içinde bulunabilecekleri ofisler verimlilik üzerinde etkili olmaktadır. Bunun için ofis çalışması yapılacak olan şirketin pazardaki yerini, kurumsal kimliğini ve hedeflerini çok iyi araştırıp bilmek gerekiyor. Ofiste ilk dikkat çekecek olan unsur çalışma alanının uyumudur. Bu uyum çalışma alnındaki dekorasyonun uyumu, kullanılan renklerin uyumu, mobilyaların uyumu ve çalışanların çalışma ortamındaki uyumu ofise gelen müşteriler üzerinde ciddi bir etki bırakacaktır. Sözüer Mimarlık ofislerinizi, size gelen müşterilerin memnuniyetini kazanacak, onları etkileyecek tasarımları sizlere sunarken kaliteden taviz vermeme ilkesine sonuna kadar bağlı kalır. Ofiste kullanılan mobilyaların bir biri ile uyumu, renklerin ahengi ve düzeni, duvar çalışmaları, havalandırma ve iklimlendirme çalışanların gün boyu sağlıklı bir ortamda kendilerini rahat hissetmelerine, bu da iş verimliliğini artırmaya olanak sağlayacaktır. Siz de böyle bir ortamda çalışmayı ve ofisinizde iş verimliliğinizi artırmak istemez misiniz? Sözüer Mimarlık olarak bir işyerinin görsel zevkin hissettirildiği mekânlara dönüştürülmesini sağlamanın hem kurumun hem de işverenin insanların nazarında büyük bir konuma yükselmesi demektir. Bu konum olumlu birçok güzelliğe vesile olacaktır. Sizlere bu yazımızda, şirketin gereksinimlerine uygun bir şekilde dizayn edilmiş bir çalışma ortamının “çalışanından, işverenine”, “müdüründen, müşterisine” herkesi ciddi anlamda nasıl etkileyecek bir faktör olduğunu anlatmaya çalıştık. Bir sonraki yazımızda siz değerli okuyucularımızla yeniden buluşmak üzere... Sevgi ve Saygılarımızla… Alperen Alkan Sözüer Mimar
Toz Alma İşlemi Halı yıkamaya başlamadan önce özel toz alma makinesi ile halının içerisindeki toz kıl ve diğer yabancı maddelerden arındırılır.
Havuzlama İşlemi Tozu alınan halılar yıkama öncesi içerisindeki bakterilerden arındırılmak amacı ile ilaçlı havuzlarda bekletilir (Her evin halısı ayrı ayrı havuzlanır.)
Kalite Kontrol ve Paketleme Tamamen temizlenmiş olan halılar son kontrolleri yapıldıktan sonra paketlenerek adresinize teslim edilir.
Sıkma Durulama İşlemi Yıkama işlemi tamamlanan halılar durulanarak santrifuj makinasında sıkılarak %95 oranında kurutulur. (Halılar rulo şeklinde sarıldığı için yırtılma ve yıpranma meydana gelmez).
Yıkama İşlemi Halı yıkama aşamasında tamamen bitkisel özlü halı şampuanları kullanılarak ön ve arka yüzeyi hassas bir şekilde yıkanır, var ise lekelere özel işlem uygulanır.
Robotik Cerrahi
Prof.Dr. Erdoğan SÖZÜER
Değerli okuyucular, cerrahi teknolojik gelişmelere paralel olarak gerçekten inanılmaz bir hızla ilerliyor. 10-11 Mart 2011 tarihleri arasında İstanbul’da yapılan 1.Robotik Cerrahi Kongresine Oturum Başkanı olarak davet edildim. Aslında bu konuyu son yıllarda yakından takip ediyorduk, bu nedenle robotik cerrahi ile ilgili Ülkemizde yapılan ilk bilimsel kongre olması açısından önemli ve tarihi bir kongre idi. Yaklaşık 10 yıl önce Amerika’da ilk robotik ameliyatlar yapılmaya başlandı. Bu tarihten sonra gerek Amerika’da gerekse Avrupa’da robotik cerrahi yapılan merkezlerin sayısı hızla arttı. Dünyada şu anda yaklaşık 3000 civarında robot bulunuyor. Toplantılarda Amerika ve Güney Kore’den gelen ve bu konuda geniş tecrübeleri olan meslektaşlarımızla fikir alışverişinde bulunduk. Özellikle Erciyes Üniversitesi olarak robotik cerrahiye nasıl bakmamız gerektiği konusunda bir fikir sahibi olmaya çalıştık. Özellikle son 25 yıl içerisinde cerrahide çok ciddi gelişmeler ve değişiklikler oldu. Doksanlı yılların başından itibaren tüm karın duvarının açılması ile yapılan ameliyatlar, kapalı (laparoskopik) yöntemle, birkaç tane 0.5 cm. veya 1 cm. lik deliklerden sokulan aletlerle yapılmaya başlandı. Bu durum cerrahide gerçekten devrim niteliğinde bir gelişmeydi. Sonra sadece bir delikten sokulan aletler ile bu ameliyatlar yapılmaya çalışıldı, bu konuda ilerlemeler devam etmekte. Diğer taraftan karın duvarı hiç açılmadan, karın bölgesine hiç kesi yapılmadan, vücudun tabii giriş yollarından aletlerin gönderilmesi ile ameliyatlar yapılmaya çalışılıyor. Robotik cerrahi ise ameliyat tekniklerine çok farklı ve yeni bir ufuk açıyor. Esas olarak zaten uygulanmakta olan kapalı ameliyatlara bazı önemli avantajlar ekliyor.
Robotik cerrahi nedir?
Robotik cerrahi ilk önce Amerika’da NASA tarafından uzaydaki astronotları uzaktan kumandalı ameliyat yapabilmek amacıyla geliştirilmeye başlandı. Böylece uzayda cerrahi problemi olan bir astronot, Amerika’daki bir üsten, cerrahın robota vereceği komutlarla ameliyat edilebilecekti. Daha sonra aynı işlem savaşlarda yaralanan askerler için düşünülmeye başlandı. Sonra olay tıpta nasıl kullanılabilir noktasına kadar geldi. Böylece kilometrelerce uzakta olan bir hastayı, bilgisayar aracılığı ile kumanda edilen bir robot vasıtası ile ameliyat etme imkanı ortaya çıktı. Bu durum cerrahlar için de hastalar için de inanılmaz bir gelişme idi ve hayali bile insanlara ilginç geliyordu. Teknolojik gelişmeler devam etti ve robotik cerrahi günümüzde giderek artan bir sıklıkta uygulanmaya başlandı.
Öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor, robotik cerrahi şu anda bizim laparoskopik (kapalı) olarak yaptığımız ameliyatların daha ileri teknolojik aletlerle yapılması olarak tarif edilebilir.
Robotik cerrahinin yıllardır yaptığımız kapalı ameliyatlardan ne farkı var?
Birincisi, aletler farklı şekilde tasarlanmış. Çok ince ve hassas olan bu aletler, uçları her tarafa dönebilen ve her türlü açının verilebileceği şekilde yapılmış. Bu özellik cerraha çok üstün bir hareket kabiliyeti veriyor, aletle her türlü hareketi yapabiliyor ve ellerini çok daha etkili bir şekilde kullanabiliyor. Böylece cerrah elinin uzanamayacağı yerlere aletler robot aracığı ile uzatılabiliyor. Bunların dışında, normal ameliyatlarda cerrahın ellerinin titremesi ile ortaya çıkabilecek olumsuz durumlar robotik cerrahide ortadan kaldırılıyor. Sistem el titremesinin yansımalarından etkilenmiyor. İkincisi, çok gelişmiş ve 3 boyutlu görüntü aktarabilen mikro kameraların sisteme entegre edilmiş olması. Böylece daha önce kapalı ameliyatlarda alınan 2 boyutlu görüntü yerine gerçek 3 boyutlu görüntü sağlanmış oldu, yani tıpkı gözlerimizdeki gerçek görüntü sağlanmış oldu. Bu çok önemli bir ayrıntıdır. Çünkü 2 boyutlu görüntüde cismin eni ve boyu görülebilir, derinlik kavramı ise yoktur. Robotik cerrahide derinlik kavramının da görüntüye dahil edilmesi, ameliyatın çok daha güvenli yapılabilmesini sağlamaktadır Şimdi geliyorum üçünü ve en önemli farka, robotik ameliyatlarda cerrah hastanın yanında değil, farklı bir mekanda , özel bir konsolda oturuyor, bilgisayar aracılığı ile robotun kollarına emir veriyor ve ameliyatı bu şekilde yönlendiriyor. Ameliyatı cerrahın verdiği komutlara göre robot yapıyor, ancak komuta yine cerrahtadır. Cerrah emir vermediği, komuta etmediği sürece robot hiçbir işlem yapmamaktadır. Yani günümüz teknolojisinde robotun tek başına yaptığı veya yapabildiği bir işlem yoktur. Robot aracılığı ile genel cerrahinin ilgi alanında olan safra kesesi, fıtık, dalak, apandisit, barsak, böbrek üstü bezi, reflü ameliyatları yapılabilir. Genel cerrahinin dışında üroloji, kadın doğum, kulak burun boğaz ve kalp damar ile ilgili bazı ameliyatlar da robot yardımı ile yapılabilir. Bunların bazılarını şu şekilde özetlememiz mümkündür: Robotik ürolojik ameliyatlar: Özellikle prostat ameliyatlarının robotik cerrahi ile çok iyi neticeler verdiği bildirilmektedir. Ürolojik olarak yapılan diğer ameliyatlar arasında nefrektomi (böbreğin tamamının veya bir kısmının çıkartılması), mesane kanseri ameliyatları, idrar yolları darlıklarının ortadan kaldırılması sayılabilir. Robotik genel cerrahi ameliyatları: Reflü, şişmanlık ameliyatları, mide kanseri ve barsak ameliyatlarının bazıları başarılı şekilde yapılabilmektedir. Bunların dışında guatr ameliyatları da robot yardımı ile yapılabilmektedir.
Robotik kalp damar cerrahisi ameliyatları: Bazı kalp kapak ameliyatları ve koroner bypass ameliyatı. Robotik kadın doğum ameliyatları: Bazı kanser ameliyatları, histerektomi (rahmin alınması), rahim sarkması, miyom alınması, tüplerin bağlanması gibi ameliyatlar yapılmaktadır. Robotik kulak burun boğaz ameliyatları: Ağız, gırtlak, dil ve bademcik ilgili iyi ve kötü huylu tümörlerin ameliyatları robot yardımı ile yapılabilmektedir.
Robotik ameliyatların avantajları nelerdir?
Aslında kapalı ameliyatlarda söylediğimiz avantajların hepsi robotik ameliyatlar için de geçerlidir. Ameliyat sonrası daha konforlu geçiyor, ağrılar daha az, solunum fonksiyonları daha az etkileniyor, hasta evine ve işine daha erken dönemde gidebiliyor, kozmetik üstünlüğü var. Üstün teknolojik donanım sayesinde en hassas ameliyatlar dahi başarı ile yapılabiliyor. Aslında robotik cerrahi, cerrahların da konforunu artırıyor, çünkü bu ameliyatlar esnasında cerrah oturuyor. Cerrahların çoğu saatlerce ayakta ve öne doğru eğilerek çalıştıkları için sırt, bel ve bacak ağrılarından şikayet ederler. Robotik cerrahi ile bu fiziksel stres azalmaktadır. Teknoloji bu hızla gelişmeye devam ederse, gelecekte ameliyatları robotlar yapıp cerrahlar odalarında çay içebilecekler. Bu gelişmelerin bazılarını belki bizler görürüz, bazılarına ise daha ileri yıllarda bizden sonraki nesiller şahit olur. Hepinize sağlıklı günler dileklerimle…
135
Adres : Köşk Mahallesi Çakır Sokak Sıla Apt. No: 9/8 Melikgazi / KAYSERİ
renkli canlı sıva ile
Duvarınızı
dört duvar olmaktan çıkarın
Tel: 0 352 236 10 96
www.life-decor.com
2011 Mobilya Trendi Life Dekor’dan İnsanın evi kendi kişiliğini yansıtır. Kimileri evini tasarlarken rahatlıktan ödün vermezken kimileri lüksten, gösterişten vazgeçemez. Bazıları ise ufacık bir dokunuşla insanları hayran bırakacak bir ev yaratabilir. Evini yenilemek isteyen ama bunu nasıl yapması gerektiğine karar veremeyen Hem okurları için bu sayımızda LİFE DEKOR’ un 2011 trendi tavsiyelerine yer verdik.
www.life-decor.com
2011 yılı mobilya modelleri konusunda gerçek anlamda bir değişimin içinde olduğu bir yıl. Modern görünümleri ve insana huzur veren renklerin uyumuyla mobilya modelleri, oturma grupları hatta yatak odası takımları evlerinize yepyeni bir hava katıyor. Tasarımcılar dekorasyon modasında sade renklerin ağırlıkta olacağını ama sadeliğin şıklığın önüne geçmeyeceğini de belirtiyor. Bu son derece şık, sade ve estetik tasarımlar evinin görselliğine önem verenleri büyüleyecek.
Çok sade tasarlanmış ve uygulanmış dekorasyonlar yine çok ince ayrıntılarla hareketli bir hale getirilebilir. Bunları yapmak için çok fazla bedel ödemeniz de gerekmez, sade aksesuarlar sayesinde evinizi huzurlu bir ortama dönüştürebilirsiniz. Eğer mekanınızda bu tarz bir hava yaratmak istiyorsanız renkleri de doğru kullanmanız gerekiyor.
Bu sezon siyahın asaleti kendisini yumuşatan çizgiler ve yan dekor ürünleriyle perçinleniyor. Life Decor’un siyah zeminli oturma grubu hem rahatı hem de şıklığı temsil ediyor. Duvar kaplaması, tablo ve sehpa işçiliği de grubu ön plana çıkaran minimalist özelliklerden.
Life Dekor 2011 yemek odası trendinde sade ve kullanışlı modelleri tercih ediyor. Her daim asalet simgesi olan mor tonları ve ahşap kaplama modern bir dizaynla yan yana getirilmiş. Geleneksel motiflerin süslediği gruba modern aksesuarlar da eşlik ediyor.
S
n ı d l ı ık
ı m ız
1.Birlikteyken sıkıldığınızda kolayca söyler misiniz? a) Söylerim, sonuçta o da benim sıkılmamı istemez b) Söylemekten çekinirim c) O zevk alıyorsa sabrederim d) İkimizde bazen ima ediyoruz 2.Telefonuna mutlaka cevap verir mi? a) Meşgulse sonra aramamı söyleyip kapatır b) Bazen bakmaz c) Daha sonra döner d) Toplantıları ve görüşmeleri çok yoğun olduğu için aramam 3.Görüşemediğiniz için onu suçluyor musunuz? a) Aslında sanırım pek ben yanaşmıyorum b) İstese bir saat de olsa bana vakit ayırabilir c) Hiç zorlamıyorum d) Sanırım bazen çok üstüne gidiyorum 4.Sizin ne istediğiniz mi daha çok önemli yoksa onun ne istediği mi? a) Tabii ki benim b) Onun ne istediği de önemli c) Eşit olduğumuzu düşünüyorum d) Bazen bencillik yapıyorum 5.Onsuz eğlenmeye gidiyor musunuz? a) Vakti olsa gideceğim ama b) Bu aralar pek eğlenmek istemiyorum c) O da eğlenmek istemiyor d) Vaktim olsa onunla giderim 6. Peki, siz o ne zaman ararsa arasın açar mısınız? a) Bazen sonra ararım dediğim oluyor b) Mutlaka açarım c) Toplantıdayım, diye ufak bir mesaj atıp canım istediğinde geri dönüyorum d) Farkında değilim 7. İlişkinizin ilk zamanlarındaki kadar sık görüşüyor musunuz? a) Hayır b) Evet c) Biraz seyreldi d) İşten güçten vakit olmuyor ki 8. Görüşemediğiniz zamanlarda ne yapıyor oluyorsunuz? a) Evde film izliyorum, biraz yalnız kalmam gerektiğini hissediyorum b) Ailesiyle birlikte olması gerekiyormuş c) Çalışıyorumdur kesin d) Çok çalışıyor 9. O sıkıldığını belli eder mi? a) Bazen sıkıldım diyor ama ben istediğim için sabrediyor b) Oflayıp puflamalarının başka nedeni yok sanırım c) Yok şeker gibidir, hiç belli etmez d) Ben gideyim sen eğlenmene bak çok yorgunum dediği anlar oluyor 10. Çok sıkıldığınızda ne yaparsınız? a) Uyurum b) Sevgilimi ararım c) Yürüyüşe çıkarım d) Film izlerim
A ÇOĞUNLUKTA İSE; Sıkılmışsınız Ondan sıkılmışa benziyorsunuz. Yaptığı her hareket ondan uzaklaşmanıza neden oluyor. Ondan sıkılmanızın nedeni yine o diye düşünüyorsunuz. Şu dönemde hayatınızda olup bitenleri tek başınıza kaldırmaya çalışmak sizi zorluyor olabilir. Ama bu zorlukları onunla paylaşmaz ve destek olmasına engel olursanız, size yardım edemez ve yaptığı her hareket farkında olmadan sizi sıkmasına neden olur.
B ÇOĞUNLUKTA İSE; O Biraz Sıkılmış Erkeklerin hiç ama hiç hoşlanmadığı cümleler arasında “artık beni eskisi gibi sevmiyorsun” önermesinin çok sağlam bir yeri vardır. Diğer bütün ilişkilerde olduğu gibi aşk ilişkilerinde de grafikler inişli çıkışlıdır. Tutkusu azalmış birini sevgisizlikle suçlamak yerine ilişkiye heyecan katacak şeylere yönelebilirsiniz.
C ÇOĞUNLUKTA İSE; Bu İlişkinin Mola Zamanı Gelmiş Belli ki ikinizde birlikte zaman geçirmekten kaçar hale gelmişsiniz. Çok fazla yan yana geçirdiğiniz zamanlar bazı şeyleri köreltmiş olmalı. Değerli bir pırlantayı gözünüze çok yaklaştırırsanız onun güzelliğini göremez hatta ne olduğunu bile anlayamazsınız. İlişkinize küçük bir ara verin ve sevgilinize uzaktan bakın. Beğendiğiniz yanlarını yeniden görmeye çalışın.
D ÇOĞUNLUKTA İSE; Ondan Değil Ama Rutinden Sıkıldınız Uzun zamandır birlikte olduğunuz partneriniz, uzun zamandır çalıştığınız sağlam bir işiniz ve yine uzun zamandır hayatınızda ki rutin aslında sizi sıkan. Bunların hiçbirinden vazgeçin demiyoruz. Ancak biraz kafanızı kaldırıp etrafınıza bakın. Dışarıda akıp giden bir hayat var. Kendinizi toparlayın ve bu hayata karışın. Kıyısında duruyor olmanız sizin bir tek ilişkinizden değil tüm hayattan sıkılmanıza neden olmuş.
141
ALÜMİNYUM KROM KORKULUK SİSTEMLERİ
ALÜMİNYUM ve KROM DÜNYASINI KEŞFEDİN!
Eski Sanayi Bölgesi 3. Cadde 14. Sokak No:19 Kocasinan/KAYSERİ Tel & Faks:0(352) 320 06 02 GSM:0(533) 920 15 18
Gösterişli ve Güvenli Yaşam Alanları Beşel Alüminyum ve Krom Korkuluk Sistemleri Öncelikle kendimize yaşam alanlarınızda güvenliği sağlayacak korkuluklar inşa ediyor ve ardından bu korkulukları daha estetik hale getirmek için çabalıyoruz. Evlerimizin güvenli olmasında tartışılmaz payı olan korkuluk sistemleri bu çabanın daha ilk satırlarında yerini alıyor. Şimdilerde sadece güvenli olmakla değil gösterişli olmakla da ilgileniyoruz. Bu konuda Kayseri’nin önde gelen firmalarından biri olan Beşel Alüminyum ve Krom Korkuluk Sistemleri yöneticisi Abdullah Dalagan’dan bilgiler aldık. Kaç yıldır bu işle ilgileniyorsunuz? Firmamız uzman kadrosuyla 8 yıldır Kayseri’de alüminyum ve krom korkuluk sistemleri üzerine hizmet vermektedir. Uzman olduğunuz alanlar nelerdir? Korkuluk imalatı,hızlı montaj ve satıştır.
Çözüm Ortağınız Bunları nasıl uyguladınız hakkında bilgi alabilir miyiz? İmalatını yaptığımız korkuluk sistemleri bizim tarafımızdan inşaat sektöründe uygulanmaktadır. Aynı zamanda kapasite fazlası stoğumuzu sektör pazarına satışa sunmaktayız. Bu ürünlerimizin satışını güçlü pazarlama ekibimizle yapmaktayız. Hızlı montajı ise ekip sayımızın fazla olması, araç filomuz, ustalığımız ve tecrübemiz sayesinde başarıyla gerçekleştiriyoruz. İmalat çalışma alanlarınızdan bahsedermisiniz?
Fabrikamız Konya Büsan Organize Sanayi’de 3.500 metrekarelik kapalı alanda en son teknolojik donanımlarıyla üretim yapmaktadır. Temel çalışma alanlarımız; otel, villa, rezidans, okul, hastahane, sanayi yapıları, mağaza, alışveriş merkezleri ve konutlardır. Uygulama montaj modelleriniz nelerdir? Krom ve Alüminyum, camlı korkuluk, merdiven korkulukları, fransız balkon korkulukları, pleksi merdiven korkulukları.. Piyasada edindiğiniz yeri neye borçlusunuz? Kayseri’de 8 yılda genç girişimci ruhuyla ilk 3 yılda pazarın lideri konumuna geldik. Haklı gururumuzu, güvenilir hizmet sunumumuzla birlikte çalışma imkanı bulduğumuz çok kıymetli müşterilerimizle paylaşıyoruz. İnsanın bulunduğu her alanda bizim ürünlerimiz kullanılmaktadır. Gelişen Kayseri inşaat sektörüyle birlikte hareket ederken teslim edilmiş işlerimizin insan emniyetini sağladığı düşüncesi de bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır. Bu kadar kısa sürede büyük işlere imza atmamızı; insanların güvenini kazanmak, etkili diyalog ve kısa zamanda çok iş başarmaya borçluyuz.