bu sayıda 26-33 İlişkiler
16 Erkek Kadını 5 Kez Yargılar 89 Kavga mı Ettiniz? Çözüm
Moda 70’lerin saç bantları geri döndü
34
Test Ne kadar çekicisin? Mutlu olmayı biliyor musun?
Güzellik Yerleşmiş kilo yoktur, ideal vücut vardır ‘Vakum Terapi ve Pasif Jimnastik’
Evlilik Özel Mimar gözünden bağ evi
42
Şehrin hafızasını elinde tutan adam ‘Faruk Yaman’’
62 Şehirden Aktüel
48
52
97-123
Adım Adım Evlilik Prosedürü Gelin Çiçeği Düğün Ayakkabısı Damatlık Seçme Kuralları Düğün Organizasyonu Gelin Takıları Gelinin Acil Durum Çantası
İçimizden Biri kültürü ‘Alperen Sözüer’
22
Sosyete Pazarı Klasik Otomobil Fuarı Sokak Röportajları
92
Bu Bisikletler Hepimizin Kayseray Projesinde adı geçen bisikletler şehre geldi. Belediye yetkililerinden gelen bilgiye göre 28 Kayseray durağına yerleştirilen 300 adet bisiklet KentKart uygulaması çerçevesinde kullanılıyor. Bisikleti kullanmak isteyenler, KentKart sayesinde bisikleti alarak istediği yere gidip işlerini hallediyor. Daha sonra en yakın raylı sistem durağına da bisikleti tekrar iade ediyor. Bu arada bisikletlerin kaybolma ya da çalınma riski yok çünkü her biri GPRS cihazı ile de takip ediliyor.
Davul’un Sesi Japonya’dan "2010 Türkiye'de Japonya Yılı" etkinlikleri kapsamında turneye çıkan ünlü Japon Davul Grubu 'Wadaiko', Kayseri halkını mest etti. Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında gerçekleşen programda; Japonların ünlü davul ustaları Kale önünde şehrimize özel bir gösteri yaptı. Sempatik davulculara şehir halkının ilgisi yoğundu öyle ki yağan yağmur hatıra fotoğrafı taleplerine engel olamadı.
Gökyüzü Uçurtmalarla Daha Güzel Melikgazi Belediyesi Çocuk Meclisi ‘Çocuk Meclisi ile Rengarenk’ adı altındaki uçurtma şenliğini yaptı. ‘En Yükseğe Çıkan Uçurtma’, ‘En Güzel Uçurtma’ ve ‘En İlginç Uçurtma’ olmak üzere 3 ayrı kategoride yarışan uçurtmalar dan birinci olanlara bisiklet, ikinci olanlara küçük altın, üçüncü olanlara ise birer kol saati hediye edildi. Panayır havasında geçen yarışmada katılımcılar rengarenk gökyüzü altında keyifle zaman geçirdiler.
2010 Dünya Kupası Coşkusunun Sesi Shakira Güney Afrika'da düzenlenecek Dünya Kupası'nın resmi şarkısı düzenlenen görkemli bir geceyle tanıtıldı. Afrika’daki bütün stadlar Dünyaca ünlü şarkıcı Shakira ve Güney Afrikalı müzik grubu Freshlyground'un seslendirdiği 'Waka waka' isimli şarkıyla coşacak. Ayrıca parça için hazırlanan klipte Türkiye - Çek Cumhuriyeti maçında Nihat Kahveci'nin direğe çarparak gol olan o unutulmaz vuruş anı da yer alıyor.
3 Boyutlu İlk Türk Filmi Geliyor Dünyayı sarmalayan 3 boyutlu filmlere bir yenisi de tarafımızdan ekleniyor. Filmin ismi ‘Cehennem’, yönetmenliğini Biray Dalkıran’ın yaptığı filmin çekimlerine 28 Nisan’da İstanbul’da başlandı. Filmin konusu ile ilgili pek bilgi verilmese de filmin ismi ve yönetmen Dalkıran’ın daha önce çekmiş olduğu ‘Araf’ ve ‘Cennet’ filmleri ipucu vermeye yetiyor. Filmin başrollerini Ogün Kaptanoğlu, Tuğba Melis Türk ve Serhan Süsler paylaşıyor. Bu arada, filmin çekimlerinde yurtdışından gelecek olan 3D süpervizörleri ve teknisyenlerinin yardımı alınıyor.
Yeniden Çocuklar Duymasın Türk televizyonlarında, Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek kadar tekrarı yapıldı, her defasında yüksek reytingler aldı. Yaratıcısı Birol Güven bile bu başarının formülünü hâlâ tam çözemediğini söylüyor. Yedi yıl aradan sonra Çocuklar Duymasın, tekrar başlıyor. Ağustos ayında atv ekranlarında olacak olan dizide birçok oyuncu değişikliği var. Çocuklar Duymasın'ın yeni versiyonunun reytingde istenilen başarıyı yakalayıp yakalayamayacağı da merakla bekleniyor.
Kayseri Lisesi’nin Tarihi Beyaz Perdede ‘Taş Mektep’ 1920-1921 öğretim yılında Sakarya Meydan Muharebesi'ne katılmak için Kayseri Lisesi'nin son sınıfından ayrılıp şehit olan 63 öğrencinin hikâyesi "Taş Mektep" adıyla sinemaya aktarılıyor. Birçok bürokrat ve sanatçıyı ülkemize kazandıran meşhur Kayseri Lisesi'nin Sakarya Savaşı'nda şehit düşen 63 öğrencisinin hikâyesi, beyaz perdeye uyarlanıyor. 3 milyon liralık bütçeyle çekilecek "Taş Mektep" in senaryosunu "Salkım Hanımın Taneleri" ve "Güz Sancısı"ın senaristi Yılmaz Karakoyunlu kaleme alıyor. Sadullah Çelen'in yöneteceği filmde, Atatürk'ü yine aynı dizide "Halim" karakterini canlandıran İlker Aksum oynayacak. 29 Ekim'de vizyona girmesi hedeflenen filmde Fikriye'yi Ahu Türkpençe, Fevzi Çakmak'ı ise Bülent İnal canlandıracak. Haziran ayında başlayacak olan çekimler Kayseri ve Ankara'da gerçekleştirilecek.
Türk Malı Abiye Kuzu Kırıp Geçiriyor Ekranların sevilen dizisi Türk Malı Şafak Sezer ve Binnur Kaya’nın eşsiz partnerliği ile kırıp geçiriyor. Sürekli olarak uçsuz bucaksız kültürünü yansıtmaya çalışan Abiye Kuzu karakteri söz öbekleri hatta Atasözlerine getirdiği yeni kalıplarla oldukça komik. İşte Abiye Kuzu’dan inciler.. Temizlik İran’dan gelir. Moda, insanın üstüne yapışanı giymesidir. Kitap insanın en iyi tostudur. Söz sükütse gümüş altındır. Az önce gıravata kravat dedin de ay ben bu yanlış söylemlere çok gülüyorum ya... Oğlum Dede Efendi mi o? Gerçekten ne kadan da efendiymiş. Ben lisedeyken Aykut Testi yaptırmıştım. Benim ki üstün bi alt sınırı çıkmıştı benim hemen üstümdekiler, Ünlü ressam Albert Einstein ile Ünlü Bilim Adamı Pascal Numan mış.
11
Havaianas'ın rengarenk Topmix'leri çok eğlenceli... Havaianas'ın Top mix modeli ile bu sezon ayaklar rengarenk. Üzeri logolu ve fosforlu 6 farklı kombinasyonu bulunan Topmix modeli eğlenceli bantları sade, özgür , otantik ve yepyeni yapısı ile ister gündüz ister gece giysilerinize sportif şıklık katacak.
Nike Gençliği Dunk’suz Çıkmıyor! Nike, hayatı eğlenceli ve hareketli yaşamayı sevenlere hitap eden, devrim yaratan ikonik ürünü Dunk ayakkabılarla, farklılığını ortaya koyuyor. Hafif kirlenmiş görüntüsüyle her koşulda ve her yerde; sokakta, konserde, dans pistinde rahatlığı ve esnekliğiyle konfor sağlayan ürün, yenilenen tasarımıyla Dunk meraklılarına sürpriz yapıyor. Jean pantolon ve blazer ceketle, kumaş pantolonlarla, eşofmanlarla uyum sağlayabilen yeni Dunk ayakkabılar, pek çok tarza hitap ediyor.
Valiz Taşımak Hiç Bu Kadar Kolay Olmamıştı Eastpak bel ve boyun sağlığınızı göz önünde tutarak tasarladığı valiz koleksiyonu ile yaz boyunca yapacağınız seyehatlerinizde tüm yükünüzü taşımaya devam ediyor. Hafif olmaları sebebi ile kolay taşınabilme özelliğine sahip olan Eastpak valizler renk ve model çeşitliliği ile de ile göz dolduruyor.
Açlık Ve Obeziteye Çatal Bıçak Tepkisi Açlık ve obezite gibi dünyada yaygınlaşan tehlikelerle ilgili bilinci yükseltmek çabasıyla ısırılmış gümüş çatal bıçak setini tasarlayan Mark A. Reigelman, “Her gün dünyada milyonlarca birey açlık çekerken diğer milyonlar da müsrif bir şekilde oburluk ediyor. Bu ‘ısırılmış’ gümüş set, her iki dünyevi musibetin de göz korkutan gerçekliğini vurgulamak için” diyor.
Dünya Parmağınızın Ucunda
ASUS Netbook
ASUS’un yeni netbook’u EeePC T101 MT, özel kalemi ile tablet olarak da kullanabileceğiniz, dokunmatik ekran deneyimini kolaylıkla yaşayabileceğiniz, LivCam 4x Digital Zoom WebCam’i ile kesintisiz video konferansları yapabileceğiniz ve incecik 10.1” boyutundaki ekranı ile hem ergonomik hem de işlevsel. EeePC serisi ile Türkiye’ye ikinci PC kavramını yerleştirmeyi amaçlayan ASUS’un en genç üyesi T101 MT, farklı senaryolar için özel tasarımıyla üstün performansa sahip. Asus netbook; görüntü yönlendirme özelliği ile interneti her açıdan keşfetmeniz için bir pusula, yüksek kaliteli Stylus kalemi ile üzerine notlar alabileceğiniz bir e-kitap ve ASUS’a özel yazılımlarıyla Windows 7 deneyimini kusursuz bir şekilde yaşayabileceğiniz bir Tablet PC olma özelliği taşıyor. 10.1” boyutundaki dokunmatik ekranı ve kişisel PenWrite teknolojisi ile kullanıcılarının avuçlarını ekrana değdirerek yazmaları halinde bile yazılarında herhangi bir kesinti olmamasını garanti eden T101 MT, 256 farklı seviye kalem vuruşunun baskı hassasiyetini tanıyarak imzanızı atmanıza ve çizimlerinizi yapmanıza olanak tanıyor. Ayrıca kolayca geçiş yapabileceğiniz Parmak ve Kalem modları ile o anki ihtiyacınızı karşılamaktaki ustalığı ile netbook teknolojisinde yeni bir çağ başlatıyor. ASUS’un zekice tasarlanmış yazılımları Eee Docking, @Vibe, FotoFun ve TouchGate ile bir netbooktan beklenen her şeyi fazlasıyla karşılıyor.
Samsung’dan YouTube dostu, açılı lensli video kamera SMX-C20UN Samsung’un açılı lensi video çekerken yorulan bilekler için ilaç gibi gelecek. Bu çözümde kameranın vizörü 25 derecelik bir açıyla kameraya entegre ediliyor. Şirketin yeni ürünlerinden SMX-C20UN bu çözümle birlikte geliyor. Bunun yanında 2.7 inç’lik ekran 1/6 inç (680K) CCD sensör, 10x optik yakınlaştırma, SDHC depolama ve H.264 video desteği de sunulanlar arasında. Çektiğiniz videoları bilgisayara aktarmadan düzenleyebilir ve doğrudan YouTube’a yükleyebilirsiniz. Video bloglarla ilgilenenler için birebir…
3 Boyuta Dokunun Sharp isimli Japon firması cep telefonu ve kamera gibi mobil araçlarda kullanılabilecek dokunmatik 3 boyutlu ekran geliştirdi. Gözlük olmaksızın 3 boyutlu görüntüyü görüntüleme imkanı veren ekranlarda görüntülerin görülebilmesi için parallax görüntüleme sistemlerinin kullanıldığı ve böylelikle ışık ve görüntü verimliliğinin gerçeği aratmayacak şekilde oluşturulduğu belirtiliyor. Geleneksel 3 boyutlu ekran görüntülerinden 2 kat parlaklık ve 10 kat daha kaliteli kontrast oranı veren 3 boyutlu dokunmatik ekranın 3.4 inç ekran boyutu ve 480x854 piksel çözünürlüğü bulunuyor. 3 boyutlu görüntülere dokunup hareket ettirme olanağını gerçekleştiren yeni teknolojinin yeni nesil telefon ve kameralarda da kullanılması düşünülüyor. 13
? z i n i t t E ı m a g av
K
” n i y e l i D r ü z “Ö
Her türden ilişkinin kaçınılmazıdır kavgalar. Hatta tuzudur biberidir, sevgileri yoğunlaştıran hem iyi hem kötü, buruk tatlı bir kavramdır. Bu konuyu hem kadınlara hem de erkeklere ithaf ediyoruz; suçlu suçsuz, haklı haksız ayrımını bir kenara bırakıyoruz; dünyaya bir kere geliyoruz kırgınlıkla ömür geçmez!
Kadın Kavgaya Nasıl Bakar * Genellikle haklıdır kadınlar. * İnce düşünür ve ayrıntılara takılırlar. * Kadına göre detayları önemsemeyen erkek suçludur. * Yeni bir kavga konusu geçmiş bir tartışmanın gün ışığına taşınmasıdır aslında. * Kadına göre erkek, geçmişte de aynı hatayı yapmıştır ve yeni tartışma tarihin bir tekerrürüdür. * Kadın fazlaca fedakâr davranışlarının çilesini çekiyordur. ‘Saçımı süpürge ettim’ draması kaynağını buradan alır. * Kadın, erkek açık sözlü olsun ister; artık sevmiyorsa bile cesurca söylemelidir. * Cevapsız sorular bırakan erkek kaçıyor demektir, kaçışın tek büyük sebebi ise yalandır. * Kadın yılandan korkmaz yalandan korktuğu kadar.
Erkek Kavgaya Nasıl Bakar * Genellikle haklıdır erkekler. * Pek ince düşünmez, abartmayı gereksiz bulurlar. * Geçmişteki tartışma sebeplerinin ve hatalarının yeniden
gündeme gelmesi felakettir. * Suçluluk hissettiği bir konu aylar hatta yıllar sonra gündeme yeniden geldiğinde erkek, içten içe “iyi ki yapmışım oh olsun” diyebilir. * Geçmişe sünger çeken kadın bulunmaz nimettir. * Fedakarlık erkek için de geçerlidir. * Kadının sürekli yaptığı iyilikleri öne sürmesi hiç de hoş değildir. * Fedakarlık tartışma anında üstünlük sağlamak için kullanılacak bir şey olmamalıdır. * Erkek açık sözlü olmaktan genellikle çekinir çünkü kadın alıngandır, kırmak istemez sessiz kalmayı tercih eder. Bir de gözyaşı bombardımanı aman nesine gerek. Siz de anlayın işte…
İnatçılık Potansiyeli Yarış Malzemeniz Olmasın Çift arasında hararetli tartışma yaşandı, yataklar ayrıldı ve sabah oldu diyelim. Her iki tarafta işi inatçılığa vurmayıp özür dileyerek bu işten kurtulabilir. Sonuçta önemli olan haklılık oranı değil birlikte geçmesi gereken bir ömürdür. Taraflardan biri özrünü dilediğinde diğerinin özrü de onu takip edecektir.
Olur da erkek ilk adımı atmazsa;
Takip eden günler kadının olayı içinde büyütmesine ve beyninde yeni senaryolar şekillendirmesine ana kucağıdır.
Olur da kadın ilk adımı atmazsa;
Muhtemelen erkek gelip özrünü dilemiş olacaktır zaten. (Bu hoşgörüsünü ayrıntılara takılmayan ruhsal yapısına borçludur). Aksi durumda erkek olaya daha ciddi ve sert bir gözle bakmaya başlayabilir. Kararını ayrılık yönünde verirse geri dönmesi zor olacaktır.
17
Tartışma sonrası Hemen eskisi gibi olmak
Şiddetli bir tartışmanın ardından hemen eskisi gibi olmak olgun eşler için şaşırtıcı bir durumken genç aşıklar için çok normaldir. Tecrübelerinin toyluğundan dolayı hayatı hızlı yaşama kaygısındadırlar, olayı akışına bırakacak kadar sabırlı davranamazlar.
Kırgınlığı uzatmak
Kırgınlığı uzatmaya çalışma durumunun net bir yaş grubu yok aslında. Bu tarafların egosuna göre farklılık gösterebiliyor. Şu var ki kırgınlığı anlamsızca uzatan sevgili (kadın ya da erkek olması fark etmez) çok sevildiğini biliyor, vazgeçilmez olduğunu düşünüyordur.
Zamana bırakmak
Yaşı olgunluk seviyesinde olan çiftler zaten büyük tartışmalar yaşamazlar. Hafif yüksek tonda geçen konuşma ardından taraflar kendi dünyalarına çekilir ve sakince beklerler. Hoşgörü daha hakimdir. Genç aşıkların aksine 2-3 gün birbirlerini arayıp sormaksızın inziva hallerini sürdürebilirler. Sonuçta ise taraflardan biri arayıp ‘–nasılsın’ der, diğeri ‘-iyiyim sen nasılsın’. Olgun çiftler birbirlerini değiştirmeye çalışmadan sevebilmeyi öğrenmişlerdir.
İlişkide Özür Dilemek Kutsaldır Eğer ortada aldatılma ya da yalancılık gibi büyük bir sorun yoksa; haklılık oranınız yüksekse bile özür dilemeyi deneyin. Bu sihirli sözcüğün, enteresan gelebilir ancak, algıları açıcı bir etkisinin olduğu gerçek. Özür dileme kalıpları aşağıda, yaratıcılığınız oranında çeşitlendirin ve bu tartışma sonrası sendromundan kurtulun. Bu kalıpların sonuna ‘özür dilerim’ i ekleyin ve sunumuzu inanarak yapın. Unutmayın ilişkinin kutsalları arasında özür dilemeyi bilmenin yeri büyüktür.
---Hala %100 hatalı olduğumu düşünmüyorum, ama seni üzdüğüm için kendime kızıyorum. ---Senden daha önemli değildi. ---Pekala, bir de böyle deneyelim. ---Birbirimizi kaybetmekten iyidir, öyle değil mi? ---Tartışmış olmamız seni merak etmeyeceğim anlamına gelmez. (Tartışma sonrası kayıpları oynayan, telefonunu kapatan sevgiliye..) ---Seni seviyorum.
17
İdeal Vücut Ölçülerinin 4 Altın Anahtarı
Vakum Terapi, Pasif Jimnastik, Ozon Kapsül Spa, Yosunlu Isı Battaniyesi
Yerleşmiş kilolarınız olduğunu düşünüyorsanız bu konu tam size göre! Daha evvel de güzelliğinize dair birçok konuda dergimizde yer alan Secret Güzellik Salonu ile bu sayımızda fazla kilo sorununu işleyelim istedik. Vakum Terapi, Pasif Jimnastik, Ozon Kapsül Spa Masajı ve Yosunlu Isı Battaniyesi paketi ile forma girmeniz çok kolay. Biz Secret Güzellik Salonu kurucusu Gül Akkaya ile her bir yöntemi tek tek tanıtma kararı aldık. Böylece siz de dilerseniz paket bir zayıflama programı, dilerseniz ozon kapsül, vakum terapi, pasif jimnastik ve Yosun Masajından ayrı ayrı faydalanabilirsiniz.
VAKUMTERAPİ Tek başına diyet ya da egzersizle bazı bölgelerdeki fazlalıklardan kurtulmak her daim mümkün olmuyor. O nedenle bazı sorunlu bölgelere destek uygulamak şart. Vakum masaj terapisi uzun yıllardır tam da bu destek noktasında kullanılıyor. Vakumun tarihçesi çok eskilere dayanıyor aslında. Bilenler vardır ‘bardak çekme’ yöntemi vücudun ağrı hissedilen bölgelerinde uygulanır ve nispeten iyileşme sağlanırdı. İşte vakum terapi bu yöntemin modern, gelişkin ve çok daha etkili hali. Fizik tedavi ve rehabilitasyonda da vakum terapiden faydalanıldığını biliyoruz. Yani sağlığa pozitif etkisi tartışılmayacak bir sistem vakum terapi. Vakum terapi aletinin aynı vakumterapi zamanda masaj da yapan başlığı sorunlu bölgeye uygulandığında buradaki yağ dokusunu uyarıyor, lenfatik akımı arttırıyor. Lenfatik akım arasında sıkışmış olan sıvı serbest hale geliyor, oksijenlenme ise lenf sisteminin içinde tıpkı bir süzgeç artıyor bunun etkisiyle yağ dokuları daha önce de gibi çalışarak dokular arasında biriken zararlı atıkların belirttiğimiz gibi yanıyor. Bu esnada dolaşım bozukluğu temizlemesini sağlıyor. Şayet bu akım gerçekleşmese giderildiğinden dolayı ciltte yapısını yeniliyor ve daha canlı insan vücudu bu toksinleri atamıyor. Lenfatik akımın sıkı hale geliyor. yavaşlaması ise birçok hastalık ve vücutta şekil bozukluklarını beraberinde getiriyor. Vakum terapi ile hızlanan lenfatik akım cilt altı yağ dokularına da bu nüfuz ediyor ve parçalanmalarını sağlıyor. Kavitasyon sitemi ile Kadınların fazlalık şikayetleri kalça, basen ve baldırlar üzeriçalışan vakum terapi aleti vakum ve masajı bir arada nde yoğunlaştığından, vakum terapinin öncelikli amaçları da yapıyor. Tekniğin esasında dokunun çeşitli manevralarla bu doğrultuda şekilleniyor. Düzenli seanslarla vücut sıkıştırılıp vakumlanması yatıyor. Böylece dokular konturları düzeltiliyor, hafif selülitler gideriliyor.
Öncelik Kalça, Basen ve Baldırlar
23
Vakum Terapi İle Hafif selülitler yok edilebilir, Ağır selülitlerde azalma görülür. Gevşemiş olan bölgesel alanlar toparlanıp sıkılaştırılıyor. Popo düşüklüğü, Bel kalınlığı, Bacak içi gevşekliği, Karın sarkmaları tedavi edilebiliyor.
Seans Aralıkları Vücudun durumuna Göre Değişiyor Yaklaşık 20 dk. Süren vakum terapi seanslarının aralığı vücutta bölgesel zayıflama istenen alana göre değişiklik gösterebiliyor. Seans aralıklarına güzellik salonunda yapılan ölçüm ile karar veriliyor. Genel manada 10-20 seans arasında vakum tedavi yapılması öneriliyor.
Vakum Terapi Kimlere Yapılmaz?
Hamileler ve kanama bozukluğu olan hastalara uygulanmıyor. Ayrıca çok zayıf kimselere uygulanırken seansın kısa tutulması gerekiyor. Yaşlılar ve çocuklara uygulanırken ise normalden daha nazik olmak gerekiyor.
20 Dakikada
100 Mekik Çekebilir Misiniz?
Pasif Jimnastikle EVET! Secret Güzellik Salonunun önerisi Vakum Terapinin ardından Pasif Jimnastik uygulanması. Vakum terapi ile rahatlayan vücudunuzu pasif jimnastikle çalıştırıyorsunuz. Pasif Jimnastik Faradik akım veren bir vücut bakım cihazı. Faradik akım ise kasları en etkili şekilde çalıştıran akımların başında geliyor. Vücudun belirli bölgelerine yerleştirilen Pasif Jimnastik uçları sayesinde aletin ortaya çıkardığı enerji kaslara iletiliyor ve kası çalıştırıyor. Vücudunuza iletilen akım sayesinde 20 dakikalık bir
seansta yattığınız yerden yaklaşık 100 mekik çekmiş olabiliyorsunuz. Bu da pasif jimnastiğin sunmuş olduğu müthiş kolaylıklardan birisi. Karın bölgesindeki yağlardan kurtulmak için mekik çekmeye çalışanların bunu daha iyi anlayacağını düşünüyoruz. Pasif jimnastiğin bölgesel zayıflatma ve sıkılaştırma etkisi sadece göbekle alakalı değil basenler, kolun arka kısımları gibi yağ toplayan birçok bölge bu sayede forma giriyor.
Pasif Jimnastik Neler Yapar? Pasif Ama Çok Daha Etkili
Ortaya çıkan Faradik akım enerjisinin kasları hareket ettirmesiyle ortaya çıkan toksin ter ve idrar yoluyla vücuttan atılıyor. Normal egzersizle çok uzun zamanlar alacak olan; Yağın enerjiye dönüşmesi, gevşemiş kasın sıkılaşması, toksin maddenin atımı, 72 kat daha hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Dilediğiniz vücut ölçülerine kavuşmak için ilk iki anahtarınız Vakum Terapi Ve Pasif Jimnastiği anlatmaya çalıştık. Bir sonraki sayıda Secret Güzellik Salonu iş birliği ile bu iki yöntemin tamamlayıcısı niteliğinde olan Ozon Kapsül Spa ve Yosunlu Isı Battaniyesi sayfalarımızda olacak.
Y.Beyazıt Mh. M. Şimşek Bulv. No: 111/F Tel: 224 10 12 www.secret guzellik.net
25
over & over 29.95 TL
over & over 15.00 TL
over & over 40.00 TL over & over 30.00 TL
Trendy Sport 34.90 TL
over & over 7.95 TL
襤lgi Ayakkab覺 59.90 TL
襤nci Ayakkab覺 70.00 TL
gömlek 20.00 TL
t-shirt 12.95 TL
gömlek 30.00 TL
t-shirt 12.95 TL
20.00 TL
40.00 TL
kemer 21.95 TL 14.00 TL
39.95 TL
kemer 25.00 TL
40.00 TL
59.95 TL
over & over 27 Mayıs Caddesi’nde 27
Fashion Style 24.90 TL
Fashion Style 29.90 TL
Trendy Sport 34.90 TL
Fashion Style 34.90 TL Fashion Style 34.90 TL
Trendy Sport 14.90 TL
Collezıone 49.99 TL
Collezıone 39.99 TL
Fashion Style ve Trendy Sport Yeraltı Çarşısı’nda
T-shirt 69.00 TL Pant. 89.00 TL
Benetton
Marks & Spencer
Mayo 39.90 TL
39.90 - 69.00 TL
Marks & Spencer
Marks & Spencer
Marks & Spencer
Benetton Mayo 79.00 TL 29
Marks & Spencer 119.00 TL
Benetton
Marks & Spencer
Benetton
60.00 TL
Marks & Spencer 89.00 TL
Marks & Spencer 120.00 TL
Benetton
Benetton
Marks & Spencer 59.90 TL
Mudo 29,95 TL
Collezıone 20.00 TL
Collezıone 29,95 TL
Collezıone 9.99 TL
Mudo 49,95 TL Mudo 49,95 TL
Mudo 49,95 TL
Mudo 20.97 TL Mudo 49,95 TL
Collezıone 9.99 TL
Collezıone 26.99 TL
Collezıone 14.99 TL Collezıone 19.99 TL
M&S 49,90 TL
31
79.00 TL 89.00 TL 50.00 TL
89.00 TL 50.00 TL
89.00 TL 50.00 TL
79.00 TL
89.00 TL 50.00 TL
42.00 TL
39.00 TL 79.00 TL
79.00 TL
69.00 TL
Güneş Çanta Nato Caddesi’nde
Ayakkabı Dünyası 161.91 TL
Ayakkabı Dünyası 107.91 TL
İlgi Ayakkabı 69.90 TL
İlgi Ayakkabı 69.90 TL
Ayakkabı Dünyası 107.91 TL
Ayakkabı Dünyası 179.91 TL
İlgi Ayakkabı 59.90 TL
İlgi Ayakkabı Düvenönü’nde
Ayakkabı Dünyası 89.90 TL
70 lerin Saç Bantları&Taçları Allı Pullu Döndü 70 lerin Dünya Sineması’nda görüp tanıdığımız kocaman saç bantları günümüze yeniden döndü. Üstelik daha ışıltılı, daha renkli hatta tüylü bir hal alarak.
Sevilen şarkıcı Rihanna en paspal görüntüsünü dahi cıvıl cıvıl bir saç bandıyla taçlandırmayı biliyor.
Gerek televizyon izlerken ünlülerde gerek sokakta cıvıl cıvıl renkleri ile göz alan saç bantları müthiş kullanım kolaylığı ile birer kahraman sanki. Gündüz ve gece kullanımı ile alternatif sunan bantlar kadınların “saçım güzel değil dışarı çıkamam” zihniyetini geride bırakmalarını sağlayan nadide aksesuarlardan. Amerikalı oyuncu Kristen Bell incecik siyah saç bandıyla hem kıyafetini tamamlamış hem de basit topuzuna ayrı bir hava vermiş.
Özellikle bir kenarında tüyler olan saç bantları ilk etapta tedirgin olarak kullananları kendisine adeta kilitliyor. Uygun bir kıyafetle kullandığınız takdirde kendinizi çok iyi hissedeceksiniz.
Bant şeklinde olanları kadar taç şeklinde kullanılanları da aynı işlevi görüyor. Taç şeklinde olanlar önemli gece davetlerinde bile tercih edilebiliyor. İnce bir şerit halinde sıralanmış beyaz ya da siyah taşlı bir taç güzelliğinizi ikiye katlayabilir.
Oyuncu Eva Longoria gülüşünü beyaz taşlı ince bir taçla perçinlemiş.
b a l Do
i k a d 覺n
a t r Ku
r a l 覺 r覺c
abı k k a y A u l k u p o T h a y i S
i kıyafet parça r t e a h h Ra iniz Giydiğ klu ayakkabı. inde . r u d utu iç uyumlu ır siyah topu abıyı k t renkle k k r k a a e c y h a a y , la h ez lu siya um sağ ı geçm Modas tirecek ve uy uz bir topuk leş un zengin emin olduğ n a . lığınd klayın ızda sa dolabın
e s i b l E stü
Ü z i D h Siya
ile elbise ir b h a la an siy um sağ a yapış her yere uy avetlerz u n u iz id cud gittiğin tü, vü dır. An Diz üs zmelerinizde joker parça in ge akşam iz. Şıklığınız iç ezsiniz. m in ş s ü yabilir t derdine d e f a de kıy
iz n i ğ i d en v ü G n E on l o t n a Kot P
r ö ş i T z Beya
t
tü z tişör t beya arınıza. if ç 2 r değil in ya rşı bir iz siz ilir. Gündüz a n k e e m r e b etm nmele nuası ola Lekele dan eksik numar rçadır. Boynu air b ız in a dolabın yaz günlerin k yarat ideal p bir şıklı le için en r i ik r o ll p le e s e z Ö rla zm be fula onu ge hafta s ğınız tozpem ca za sara iz. bilirsin
e t elbis en ko odası il b e n ü ik gör olon m e klas en. Kot pant rinizde en d m e por h ıdı. Üze zlerind Hem s vazgeçilme geceye uzan unuzu dolab n ın m lo ın e o b h t e la n do düz t pa m gün ınız ko un. artık he ğuna inandığ zır bulundur a u iz ve h iyi durd ima tem a d a d nız
ce n İ i g n Re n e T e Siyah v Çorap
ayın. unutm eli ir id lik gib lü kalit an kim yüklü küçük ın ş a t elde nda bü Çanta rultusu österin. ğ o d iz g Bütçen lmaya özen a r çantala
Çanta
ıayacağ
bulam olapta
nken d ap ir bütü sef b tlu çor . iz lo in t ü le e k a f a a ız ıy k ın ?M siniz Bütün edebilir e var sandığ fark edebilir bu li e d e ( d kadar n Çekmeceniz a bir saat kala açılmamış i z ah t l çorap . u e ü iy lu t n k s o a u ir ) d v p b rle nde da nız zsınız a le ız r a iz ın u r m b n p n r u a la ll sü ilir ve b için do dığınızda ku hayat lmayab aşamamak a o m a y d u n d aslı aç lar y durum erçekten ihtiy . Böyle n g u ı r onlar lundu sayede ngi çorap bu re ve ten
e v t e k e iC l m i s e K Klasik on l o t n a P
ilmiş ize biç nin r e z ü anda n zama ısa zam aklayın. Uzu madan K . z a s m ıl r u şa kap üzel du e n ve on keste g t takım bulu ldiğinde tela eyi sevsek d r e h e e is e k g m lb e e in c nım tiniz por giy Her tak yani pantolo üşmesi dave adar s k n r e a ö n t f g r bir ka iz iş te. He eri büyük. klediğin ersiniz elbet in y dır be t mi giyim ak is s e m r n a la d hazır yasın üz dün günüm
ar
rl a u s e s Ak
k ve ı küçü ın. ıc y la m a yır zü tam bınızda yer a ler ü n ü m la o üpe Görü arlara d üçük taşlı k afeti u s e s k şık a ir kıy lye, k inci ko e çok sade b en nice Fular, v ür ümdüz sere dönüşt gibi. D e h bir şa ördük. alımlı g fularlar takılar
39
YAZIN VAZGEÇİLMEZİ
BAĞ KÜLTÜRÜ
Kayseri halkı için bağ ve bağcılık büyük önem taşır. Bağ yaşamı asırlar boyunca halk tarafından benimsenen sosyal, kültürel bir yaşam tarzıdır. “ Bağ komşusu cennet komşusudur” deriz.
Alperen Alkan SÖZÜER Yaz aylarında bağ evlerine göçme geleneği geçmişten bugüne devam etmektedir. Kayserili “ Gilâburu çiçeğinde bağa göçer; Erciyes’e ikinci kar yağdığında şehre iner.” Kayseri’de bağlar; hem bağ, hem bahçedir. Her bağın içinde; üzüm asmaları, meyve ağaçları ve bostan yapılan bahçeler bulunur. Üzüm, Kayseri bağlarının sonbaharda yetişen ana meyvesidir. Üzüm her şeyiyle beraber tüketilir. Sofralık yendiği gibi, şırasından pekmez, köfter, pestil, cevizli ve bademli tatlı sucuk ve Asma yaprağından ekşi etli yaprak sarması yapılır. Bağlar genellikle 2 katlıdır. Giriş katı tamamen misafire ayrılırken üst katlarda ailenin yaşam alanı vardır. Geniş oturma alanları bol misafirli ailelerin vazgeçilmezidir. Kimi zaman düğün-nişan-kına bu evlerde tertiplenirken, evlenip yuvadan uçan evlatlar yazın bağda ailelerinin yanına dönerler. Ülkemizin başka bölgelerinde, genellikle ekonomik amaçlı bağcılık yapılmasına rağmen, Kayseri kenti ve çevresinde yapılan bağcılıkta ekonomik kaygılar arka planda kalmıştır. Amaç daha rahat bir yaz geçirmek ve sonsuz misafirperverliği sergileyebilmektir. Kayseri bağları, yazın Kayserililer için bir yaşam biçimidir. İnsanlar yaz boyunca, ceviz ağaçları altında serinlikte oturur, bağda her ağacın altı bir ev sayılır. Bağa göçen insanlar, asırlık ceviz ağaçları altında rahatlık ve özgürlük keyfini yaşarlar. Şehrin kurak sıcağından ve merkezin beton örtüsünden kaçıp doğalın serinliklerine, havasına, suyuna kendilerini bırakırlar. Kayserili çalışkandır, boş durmaz. Bağlarda her zaman aile fertlerinin yapacak bir işi olur; ağaçların, üzüm kütüklerinin budanması, aşılanması, ilaçlanması, toprağın çapalanması, yabani otların temizlenmesi… İşin en güzel kısmı ise akşam olduğunda sedirlere geçip sohbet etmek, akşam serinliğinde rahatça dinlenebilmektir. Yazın tüketilmeyip kışa hazırlanan meyvelerden marmelat, reçel, sebzelerden turşu yapılması gibi çalışmalar aile bireylerinin el birliği yaptığı işlerdendir. Bu, aile içi dayanışmayı kuvvetlendirirken, kendi içinde geçinebilen bir aile yapısı oluşturur. Kayserili için bağ vazgeçilemeyen sevgilidir. Gesi bağlarında dolanılır, Erkilet bağlarında Erkilet güzeli ile bağlar bozulur. Kayseri bağ evleri sofalarını, yüzlerini canları gibi sevdikleri Kayseri Şehrine veya Erciyes’e çevirmiştir. Bağ hayatını Erkilet, Talas, Hisarcık, Hacılar, Eğribucak, Germir, Develi, Yeşilhisar, Çay Bağlarında yaşayan halkımız, Erciyes Dağı’nın eteğinde kurulu şehrimiz ile övünürler. Öyledir ki; “ Erciyes’siz KAYSERİ, Kayseri’siz ERCİYES olmaz.” denir.
43
Kayseri’de bağ kültürünün zamana ayak uydurması Bağlar da Kayseri gibi zamana ayak uydurmuş ve zaman içinde eskisinden farklı fonksiyonlar için kullanılmaya başlanmıştır. Eskiden sadece yazlık olarak kullanılan bu mekânlar artık hem yazın hem de kışın kullanılan yaşam alanları haline gelmiştir.
Gelişen teknoloji sayesinde artık bağlarda kullanılan malzemeler, bağların görüntülerini tamamen farklılaştırmıştır. Zamanında havyalarla taşınan doğal taşlar yerini çelik konstriksüyonlara, betonarmeye bırakmıştır. Eskiden kullanılan yapısal
malzeme dolayısı ile bağlarımız tek tipten oluşurken artık herkes kendini gösterebilen farklı mimarideki yapılara sahip olabilir, bu alanlarda ihtiyaca göre, sinema salonu, hobi odası, ibadet alanları yapılabilir hale gelmiştir.
Bağlarda her zaman aile fertlerinin yapacak bir işi olur.
Yapı teknolojisindeki gelişmeler, yapısal pek çok değişikliğe sebep olmuştur. Bağların formları değişim gösterirken, yerleri de farklılaşmaya başlamıştır. Artık merkeze daha yakın görsel evler halini alan bağlarımız farklı mekân ihtiyaçları doğurmuştur. İşte biz bu noktada müşterilerimize yaşam alanlarında daha rahat, huzurlu ve kullanılabilir mekânlar oluşturma imkânı sunuyoruz. Örneğin eskiden spor bu kadar gündemde değildi fakat artık sağlıklı yaşam için spor yapmanın şart olduğunu öğreniyoruz, sizde bağınızın bir bölümünde spor aletleriyle çalışma yapmak istemez misiniz? Ya da spor alanınızın çıkısındaki saunada ter atmak? Kayserili “ Gilâburu çiçeğinde bağa göçer; Peki, ya ufak bir de yüzme havuzunuz olsa? Erciyes’e ikinci kar yağdığında şehre iner.” İşte tüm bunlar artık eskisi kadar maliyetli ve zor işler olmaktan çıktı. Yeni teknolojiler bu anlamda bağ kültürüne ciddi anlamda katkı sağlamaya başladı. Sizin ihtiyaçlarınız için bizler, her bütçeye uygun çözümler sunabiliyoruz.
Hasta Bina Sendromu’na yakalanmayın! Son yıllarda literatürde “Hasta Bina Sendromu” adı verilen bir rahatsızlıktan sıklıkla bahsedildiğini görmekteyiz. Bu yapıların yani bağların, evlerin veya iş yerlerinin doğru şekillenmemesinden, yeterli havalandırma yapılmamasından, güneş ışığının hesaplanmamasından ve yanlış malzeme
kullanılmasından kaynaklı bir rahatsızlıktır. İnsanlarda baş ağrısı, mide bulantısı, ağızda kuruluk, depresyona eğilim, kendini baskı altında hissetme, konsantrasyon bozukluğu ve kronik yorgunluk gibi etkiler gösterir. Bilinen atasözümüzü bu bağlamda değiştirmemiz gerekirse “Mimar girmeyen eve doktor girer” diyebiliriz.
Hayalini kurduğumuz evlerin projelendirilmesinde, yapımında ve takibinde yanınızda olduğumuz gibi, mevcut alanlarınızın daha kullanışlı, sağlıklı ve sağlam olması için de elimizden geleni yapmaya hazırız. Teşekkür eder, saygılarımı sunarım… Mimar Alperen Alkan SÖZÜER SÖZÜER MİMARLIK
Doğru yapı malzemesi kullanılmayan, güneş ışığı hesaplanmadan yapılan, yeterli havalandırması bulunmayan yapılar insanlarda “hasta bina sendromuna” sebep olur.
Şehrin En Çok İlgi Gören Pazarı
‘SOSYETE’
Modernleşen toplumların yok edemediği, çok ama çok geçmişten gelen bir gelenek pazar yerleri. Ülkemizde Pazar yerleri ticaretin ticaret olduğu, halkı buluşturup kaynaştıran bir nevi festival alanı olma özelliğini taşıyor. Satıcılarla pazarlık eden teyzeler, tezgahlar arası tatlı sert atışmalar, satıcıların dilinden başka yerde duyamayacağınız maniler. Kayseri’de bu Pazar geleneğine sıkıca sahip çıkan ülkemiz şehirlerinden biri. Elbet her güne ait farklı yerlerde kurulan pazarlarımız var; ancak o pazarlardan en meşhur olanı ve en çok rağbet görenini sizin için gezdik. İşte objektifimizden size, Sosyete Pazarı kareleri…
49
Sosyete Pazarı her hafta Cuma günü Talas İlçesi’nde bulunan Cemil Baba Mezarlığının karşısında kuruluyor. Neden “sosyete” pazarı diye düşünüyoruz, cevap belli; bu pazarda satılan ürünler diğerlerinden biraz daha farklı. Belki biraz daha modern giysiler, daha farklı takılar ve eşyalar var. TV de izlediğimiz ünlülerin giydiği kıyafetlerin ya da taktıkları kolyelerin, küpelerin benzerlerini burada bulabiliyoruz. İşte bu sebepten dolayı pazarın adı ‘sosyete’.
Bana göre pazarın verdiği keyif büyük süpermarketlerle ya da alış veriş merkezleriyle kıyaslanamaz. Bir şeyler almak zorunda değilsiniz birkaç saat sonra elinizde küçük bir şeyle de dönebilirsiniz evinize. Önemli olan Pazar havasını tatmak, karşılıklı tezgahlar arasında ufak mutluluklar arayan kalabalığın içinde süzülmek.
Fazla değil 1 saatlik bir Pazar gezisinde gözümüz ürün çeşitliliğine doydu diyebilirim. Kadın ve erkek giysileri, çocuklar için kıyafetler, pijamalar ve türevleri, çeyizlik işlemeler, peruklar, mutfak eşyaları, tokalar ve el yapımı takılar gibi birçok ürünü renk cümbüşü içinde bulmanız mümkün. Üstelik fiyatlar 5-30 TL arasında değişiyor sorup öğrendiğimiz kadarıyla.
Tezgahlar arasında dolaşırken zaman zaman pazarcının nabzını da tutmaya çalıştık. Daha güzel şeyler duymayı ümit etmiştim ama ‘kuru kalabalık’ tabiri yine kulağımızı tırmaladı. Anlayacağınız tezgah gerisinde bekleyenler hallerinden pek memnun değil. Kalabalığın yoğunluğu gözünüzü boyamasın diyorlar, önemli olan elle tutulur satış yapabilmek. Bununla beraber milletimize has ümit dolu bekleyişleri de yok değil. Mevsimin yaza gelmesi, yurtdışından gelmesi beklenen gurbetçi vatandaşlarımızın varlığı esnafın umutlu bekleyişlerine ön ayak oluyor. Sosyete pazarına dergimize konu edinmek amacıyla gitmiştik ama rengarenk takıların, şalların büyüsüne kapılıp birkaç eşya da biz aldık. Buraya giren boş çıkamıyormuş bunu anladık. Umarız ilerleyen dönemde satışlar daha da artar ve esnafın da pazar gezginlerinin de yüzü daha fazla güler.
51
Meraklılarının Dilinde
Aynı Sözcük
‘TUTKU’
Kayseri 3. Klasik Oto Fuarı
Bildiğimiz araba merakından öte bir şey Klasik otomobil tutkusu. Antika tutkusundan da farklı tabi. Yaşam standartlarının yükselmesiyle genel kültüre, dolayısıyla eski değerlere olan ilginin arttığını hepimiz biliriz, büyük köşklerin duvarlarında Picasso, Van Gogh eserleri görmemizin sebebi bu olsa gerek. Keza eskiye ait değerli bir şeyi muhafaza etme isteğinin araba sevgisiyle birleşmesi klasik otomobil sevdasını ortaya çıkarmış olabilir. Belki de klasik otomobil tutkunları günümüzün sıradanlaşmış teknolojik araçları yerine Yeşilçam’ın Ayhan Işık dostu, can yoldaşı Chevrolet’ini tercih etmek istiyorlar.
Kayseri Ticaret Odası tarafından 2008 yılında başlatılan Klasik Oto Fuarı bu yıl 3. Kez düzenlendi. Şehrimizin yanı sıra İstanbul, Ankara, İzmir, Konya ve Nevşehir'den de gelen 120 Klasik Otomobilin sergilendiği fuara ilgi yoğundu. Bu fuarla birlikte şehrimizde sandığımızdan çok daha fazla klasik otomobil ve meraklısı olduğunu da görmüş olduk. Peki, neden sokaklarda göremiyoruz bu güzel
arabaları diye bilgisizce sorunca öğrendik ki klasik arabalar çok fazla yakıt tüketiyormuş. Bir de fazlaca koruma isteği var tabi, böyle olunca 50 li yıllardan gelen gösterişli klasikler haftada bir ya da iki kez ancak turlayabiliyor şehrin caddelerinde. Hem bu araçlar her gün gördüğümüz sıradan bir şey olsalardı bugün keyifle gezdiğimiz bu fuara konu olamayabilirlerdi.
53
Müzayede Alıştırma Denemesi Yok mu arttıran! Satıyorum! Satıyoruuum! Saattıııım! 1 milyon 20 bin dolar! Fuar açılışında protokol konuşmasının hemen ardından bir müzayede duyurusu yapıldı ve katılımcılar yerlerini aldı. Milyon dolarların havada uçuşmasına pek de alışkın olmayan bakışlar altında neşeyle yapılan müzayedede 1959 model Ford Galaxie 500 110 bin dolara, 1959 Chevro-
let Impala Convertible 750 bin dolara, 1932 model fuarın en yaşlı Chevrolet’i ise 1 milyon 20 bin dolara alıcı buldu. Şaşkınlıklar henüz atlatılmıştı ki, sunucu müzayedenin sadece fuara renk katmak üzere yapılan bir şov olduğunu söyledi. Gelecek fuarlarda yapılacak gerçek bir müzayedenin şehrimize yakışacağını düşünüyoruz.
Haşim Selçuk 1966 model Chevrolet Impala ‘’İnsanoğlunun hayattaki monotonluklardan kurtulmak için bir takım hobilere ihtiyacı var. Bizimki de klasik otomobil. Biraz meşakkatli ağır bir hobi ama değmese uğraşmayız. Klasik otomobil aldığınız da aileye yeni bir birey katılmış olur. O da artık ailedendir. Hatta ailenin en masraflı ve nazlı bireyidir. İyi davranmazsanız sizi her an her yerde yarı yolda bırakabilir. Klasik otomobille ilgili bir aldığınız gün bir de sattığınız gün sevinirsiniz diye genel – geçer bir tabir vardır. Aynen katılıyorum ama her yeni klasik araç yeni bir heyecanı da beraberinde getiriyor. Bizimle beraber yaşlanacak bir hobi.’’
Şaban Hüsrevoğlu 1973 model Volkswagen 1303 S ‘’Tutkudan da öte, bir aile bir evlat sevgisi bu. Bir kere başlamak bir daha bırakamamak demek. Klasik bir araçla ilgilenmek ufak tefek arızalarını gidermek yaptığın her şeyin sonucunda araçtan teşekkür eder gibi karşılığını görmek anlatılabilecek bir duygu değildir.Ayrıca bütün vos vos sahipleri birbirlerini tanısınlar ya da tanımasınlar yolda gördükleri diğer bir vos vosu selamlamadan geçmezler.Volkswagene sahip olmanın ayrıcalığı bu birlikteliktir. Kayseri’de de bir çok ilde olduğu gibi vos vos tutkunlarının bir derneği var, zaman zaman düzenlenen gezilerde konvoya takılan hayran bakışlar insanların bu araca nasıl sempati duyduğunu gösteriyor. ‘’
Mehmet Özpamuk 1969 model Chevrolet Impala
Şahin Arslangiray 1957 Model Chevrolet Belair
‘’Nostaljik olan çok daha doğal geliyor. Öte yandan günümüz araçlarının hepsi birbirine benzerken klasik arabaların her biri ayrı bir kimliğe, kişiliğe sahip. Dolayısıyla tadı çok başka.’’
‘’Çok kederli olduğum zamanlarda binip bir tur attığımda derdimi, kederimi, ağrımı, sızımı unutturan yol arkadaşım. ‘’
1966 Model Jaguar ‘’Sahibi tarafından İngiltere’den getirilmiş vaktiyle, ancak 2,5 sene önce trafik vizesi dolduğu için bir nevi içeri atılmış yani çekilmiş ve 2 sene gümrükte beklemiş. Fuarın en gözdelerinden olan Jaguar kaderine terk edilmeyip sahibi tarafından yeniden alınmış. ‘’
Klasik olmanın şartı en az 25 yılı devirmek.
Mahmut Al 1971 model Ford RS ‘’Aradığınız konfor ve sağlamlığı ancak klasik bir araçta bulursunuz yeni yapım araçların kazalarını görseniz binmek dahi istemezsiniz. Bu aracı 12 senedir kullanıyorum ve satmak gibi bir düşüncem hiç olmadı, benden sonra da oğlum kullansın istiyorum. ‘’
1932 model Chevrolet Türkiye’nin ilk klasik otomobil müzesi olan İstanbul Mehmet Arsay Klasik Otomobil Müzesi’nden fuar için getirildi. 1999 yılında hayatını kaybeden Mehmet Arsay klasik otomobil tutkunları tarafından bu işin duayeni kabul ediliyor.’’
Rahat, pratik ve yüksekte olmayı sevenlerin tarzı Jeepler 70 li yıllarda böyle görünüyordu. 1976 1979 Model CJ5 Cj7 Jeepler Çolak Autoshop’a ait.
Restorasyon Emek İster Herhangi bir şey’in restorasyonunu yapmakla klasik Şehrimizde SS Auto adıyla hizmet veren ve işi klasik araç bir aracı aslına uygun restore etmek arasında çok restorasyonu olan işletmenin yetkilisi Fuat Maktav bu işe önemli bir fark bulunuyor. Klasik bir aracı ilk günkü gönül verenlerden biri. Neredeyse hurda olan bir otomogörüntüsüne kavuşturmak istiyorsanız bu işe aşık bili alarak doğduğu gün gibi teslim ediyorlar. olmalısınız. Kayseri Ticaret Odası katkılarıyla sergilenme imkanı bulan klasik otomobiller kısa süre için de olsa göz alıcı renklerle bezeli orijinal bir dünyanın kapılarını araladı bize. Her şeyden önce müthiş bir sevgi ve ilgiyle korundukları gün gibi aşikardı. Yeni model herhangi bir aracın hissettirdikleri ile sadakat ve aşkla korunan klasik bir aracın hissettirebilecekleri arasında büyük fark olduğunu anlamak için araçlarını gurur ve şefkatle tanıtan klasik otomobil sahiplerine bakabilirsiniz. Gelecek yıl yapılacak fuarda dokunmaya kıyamayacağımız başka klasikler görmek dileğiyle…
Klasik bir otomobili restore etme niyetiniz varsa otomobilin VIN numarasının olmasına ve restorasyonu sırasında bu rakamların ifade ettiği spesifikasyonlara ulaşmaya gayret edin. Kısacası, üretildiğinde nasılsa restoreden sonra da öyle olmasını istiyorsanız bu önemli. 57
Dünyanın ilk 8 ileri otomatik
şanzımanına sahip SUV modeli
VW Touareg Markanın Scirocco ile başlayan yeni yüzüyle daha dinamik hale gelen yeni Volkswagen Touareg, yeni yüzünü gösterdi.
ÖzSa Otomotiv Tel: (0352) 330 07 3
Dış tasarımı tamamen yenilenerek yeni nesil VW modellerine benzeyen yeni Touareg, eskisine göre 4.3 cm daha uzun, 2 cm daha alçak ve 4 cm daha uzun bir dingil açıklığına sahip. Tasarım özellikleri arasında yeni bir ızgara, düzgün bir profil ve farklı arka lamba grubunun bulunduğu aracın içinde daha lüks bir kabin yer alırken malzeme kalitesi de artırılmış.
208 kilogram daha hafif olan yeni Touareg için FSI, TDI, TSI ve Hibrid motorlardan biri seçilebiliyor. Touareg Hybrid gücünü 333 beygir üreten kompresör beslemeli bir V6 TSI benzinli motordan ve 47 beygir üreten bir elektrik motordan alıyor. Kombine çıkışı 380 bg ve 580 Nm tork olan Hybrid model 0’dan 100 km/s’ye 6.5 saniyede çıkıyor ve 240 km/s azami hıza ulaşıyor.
Kombine yakıt tüketimi 100 km’de 8.2 litre, CO2 emisyonu ise km başına 193 gram. Touareg Hybrid, sadece elektrikli modda, 50 km/s’ye kadar hıza erişebiliyor. 3.6 litrelik V6 FSI 280 beygir ve 360 Nm tork üretiyor. 100 kilometre başına eski modele göre 2.5 litre daha az, yani 9.9 litre yakıt tüketiyor ve 236 gr/km emisyon oluşturuyor.
Volkswagen dizel olarak iki TDI motor sunuyor. V6 TDI 250 beygir ve 550 Nm tork üretiyor ve 100 km’ de 7.4 lt ile sınıfının en düşük yakıt tüketime değerine sahip (önceki modele göre 1.9 litre daha az) ve CO2 emisyonlarını da 195 gr/km’ye (49 gr/km daha az) düşürüyor. Öte yandan, yeni 4.2 litrelik V8 TDI ise 340 beygir ve 800 Nm tork değerlerine sahip. Yakıt tüketimi 9.1 l/100 km, CO2 emisyonları 239 gr/km olarak açıklandı.
Kayseri Tarihi
O’ndan Sorulur Faruk Yaman ile bu röportajı gerçekleştirme isteğimiz yeni değil aslında, birkaç sayı öncesinde de konuşup kendisini şehrimizin ender insanlarından biri olarak Hem’de görmek istediğimizi iletmiştik. Onun da, bizim de yakamızı bırakmayan dünya meşgalesi izni güneşli bir cumartesi gününde çıkardı.
Pek sevimli eşi Rengin Hanım, çocukları ve Faruk Bey tarafından evlerinde misafir edildik. Sohbetimize devam ederken duvarları süsleyen eski yazı belgeler, şehir fotoğrafları ve evin hemen her köşesinde bulunan antika eşyalarla ilgili bilgiler ve kareler almayı da ihmal etmedik. İşte kendi dilinden şehrimizin hafızasını elinde tutan adam; Faruk Yaman…
Osmanlı’dan Bu Yana Şehrin Hafızası Faruk Yaman Kütüphanesi’nde İsminizi duymayan çok fazla kişi olduğunu zannetmiyorum ama röportaj prosedürüne aykırı düşmeyelim. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1964 doğumluyum, doğum yerim Eskişehir’dir ancak Kayseri Kıranardı nüfusuna kayıtlıyım. Şuan hala Melikgazi Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevimi devam ettiriyorum. Bunun yanında emeğimi, tutkumu ve paramı uğrunda sarf ettiğim Kayseri’ye ait eski belgeleri toplama işim var. Şehre ait eski fotoğraflar, gazeteler, Osmanlıca ve Türkçe olmak üzere el yazması ve baskı kitaplar, eski bayram tebrik kartpostalları, pul ve madeni ve kağıt paraları koleksiyonuma eklemek benim için hobinin ötesinde. Şehrin en kapsamlı Kayseri kitapları kütüphanesine sahip olmanıza kadar gelen süreç ne zaman başladı, nereden geldi bu tutku? Ben kitapların arasında büyüdüm. Babam iyi bir okuyucudur. 6 bin civarında kitap babamdan bana devir oldu. Bu neden ile kitap toplamaya ne zaman başladığımı hatırlamıyorum. Zaten var olan bir durumun içine doğduğum için bu sorunun cevabını ben bile bilemiyorum.
Elinizde bulunan onca fotoğraf ve kitaba bakarak Kayseri tarihi hakkında neler düşünüyorsunuz? Ben Kayseri tarihi hakkında düşünmekten çok bilgi ve belge topluyorum. Elbette eski görünüme ve kitaplarda anlatılanlara bakarak karşılaştırmalar, yorumlar yapma imkanım doğuyor. Bir yerden geçerken oranın 50 yıl önceki halini eksiksiz bilebilmek ayrıcalıklı bir şey. Elinizdeki en eski fotoğraf kaç yılına ait ve tam olarak nerede çekilmiş? 1898 yılına ait. Fotoğrafın çekildiği açıdan Kayseri Meydanı, Kale ve Erciyes Dağı görünüyor. Aslında sadece Kayseri halkı ya da kendiniz için değil Milli bir değere de ev sahipliği yapıyorsunuz. Kayseri’nin tarihi benden sorulur desem yanlış olmaz çünkü 1855’den başlayan ve günümüzde kadar gelen 3200 civarında Kayseri kitapları koleksiyonum var. Eski Kayseri fotoğrafları ile Bayram Kartpostalların koleksiyonu yine bende, ayrıca Osmanlı belgelerinde Kayseri koleksiyonum mevcut. Hal böyle olunca bir bakıma şehrin hafızasını koruyorum. Bu milli anlamda da işe yarar bir uğraş. 63
Böyle ciddi bir arşive sahipken kaynak arayışında olanların sık sık kapınızı çalması doğaldır o halde. Evet, gazeteciler, akademisyenler, tarih-kültür araştırmacıları hatta öğrenciler sıklıkla kaynak konusunda yardım isterler. Onlara yardımcı olurken tarihe ışık tutmak büyük bir zevk. Elinizdeki belgeleri müzayede yoluyla satın alıyor olmalısınız, bu da ayrı bir keyif olsa gerek. İstanbul’da yapılan müzayedelere katılıyorum hatta bazılarına ailemle birlikte gidiyorum bu olayın keyfini ikiye katlıyor. Aile demişken geniş aile geleneğini devam ettiren Kayseri gelenekçilerindensiniz. Evet, annem, babam, eşim ve 3 çocuğumla birlikte yaşıyoruz. Yani akşam yemeklerine, kahvaltılara büyük bir aile olmanın verdiği lezzeti de ekliyoruz. Hafta sonlarımız Kıranardı’nda bulunan bağ evimizde geçer. Zaten özel kütüphanemde orada bulunuyor. Dedemden kalan bahçede yaptırdığımız evin zemin katı Türkiye’nin ilk kişiye özel kütüphanesi oldu. 2500 tanesi Osmanlıca olmak üzere 32 bin civarında kitap ve 10 bin’in üzerinde Osmanlıca belgeyi burada koruyorum. Şehrimizde özellikle sevdiğiniz ve vakit geçirmeyi sevdiğiniz bir mekan var mı? Evim evim güzel evim diyenlerdenim. Kıranardı’ndaki bağ
evinde eşimiz, dostumuz ve ailemle geçirdiğim zamanları hiçbir şeyle değişmem. Ben aileye düşkün bir insanım. Ailem ile beraber olduğum ve beraber yaptığım her işten büyük zevk alırım. İnsan sevdikleriyle birlikte olunca her mekan güzel. Eşiniz Rengin Hanım oldukça güler yüzlü ve sempatik. Ancak biliriz ki hanımlar genelde kocalarının çok para harcayacakları hobilerle uğraşmalarını yadırgar. Siz de olur mu böyle şeyler? Ben bu işe merak saldığımda henüz evlenmemiştim. Yani Rengin Hanım beni tanıdığında ben zaten eski fotoğraf, belge, kitap peşinde koşuyordum. Ara sıra esprisini yaparız aramızda. Siz genlerinizden gelen bir özellikle önemli bir koleksiyoncu oldunuz. Peki, çocuklarınız bu yolda ilerliyor mu? Kitapların arasında büyüyen çocuklarım tabiî ki okumayı çok seviyorlar. Bilgisayar ile kitap arasında bocalasalar da kitaplardan vazgeçemiyorlar. Çünkü dostlarımız ve çevremizdeki aileler kültür ve sanat ile iştigal eden insanlar, onların çocuklarım üzerinde büyük etkisi var. Bu açıdan çocuklarımız araştırmaya meraklılar. Gerçi kızınız küçük sayılacak yaşına rağmen baba mesleğine ilgisini kanıtladı. Kızım Sevgi Yaman birçok eserin dizgisi ve kapak düzenini gerçekleştirdi. Son bir yıl içerisinde Kayseri Basın Tarihi, Talas ve Milli Mücadelede Kayseri isimli üç eseri şehrimize
röportaj: latife göktaş
kazandırdı. Şu anda 3 kitabın editörü olarak çalışmalarına devam ediyor. İki oğlum ise şimdiden kendi kitap koleksiyonlarını oluşturma çabasındalar, özelikle imzalı kitapları topluyorlar. Kısacası kitap ve araştırma Yaman ailesinin yaşam tarzı.
Yakın zamanda açmayı düşündüğünüz bir sergi var mı?
Önümüzdeki günlerde daha önce hiçbir yerde yayınlanmayan eski kayseri fotoğraflarının gösterileceği bir sergi açmayı düşünüyorum.
Koleksiyonunuzda bulunan okurlarımız ne yapmalı?
eserleri
görmek
isteyen
Faruk@farukyaman.com adresinden benimle iletişim kurabilirler. 1908 Yılına ait Servet-i Fünun dergisi baskısı. Kapakta Kayseri saat Kulesi’nin açılışı var. Fotoğrafa dikkatli bakıldığında o yıllarda şehir meydanının ne kadar yüksek olduğu görünüyor; o gün basamakla çıkılan kuleye bugün basamakla iniliyor. 1952 yılına ait Kayseri’nin ilk mizah gazetesi olan EMMİ’nin bir nüshası. Gazetenin 25 nüshası Faruk Yaman -Koleksiyonu’nda mevcut. 1921- 1923 yılları arasında çıkan siyasi içerikli Misak-ı Milli Gazetesinin bir sayısı. Yaman Ailesi’nin evinin duvarlarını süsleyen belgelerden biri de 1915’e ait Kayseri Sancağı Haritası
SERVET-İ FÜNUN 1908
65
İşe Alınmak İçin Etkili Bir Adım Atın Özgeçmişiniz Özgün Olsun
Modern dünyanın en eğitsel yaşam kurallarından biri insanları kendilerini ifade etmeye zorlaması. Günümüzde istediğiniz işe alınmanın yolu da kendinizi iyi ve özgün ifade edebilmenizden geçiyor. Ancak bunu konuşarak yapmadan önce yazarak yapabilmelisiniz. İşte bu noktada, güzel bir özgeçmiş ya da diğer adıyla CV hazırlama mecburiyeti doğuyor.
Başvuru Yapacağınız Firmayı Araştırın İş için başvuracağınız firmayı mülakata gitmeden, hatta başvuru yapmadan önce araştırmalısınız. Firmanın web sayfasına bakarak bile ne kadar kurumsal, ne kadar değil anlayabilirsiniz. Böyle bir şansınız yoksa aynı sektörde çalışan birilerinden fikir almaya çalışın. Firma ile bizzat görüşmeden kesin yargı koymayın, sadece fikir edinin.
Özgeçmişte Yer Alması Gereken Temel Bilgiler * Kişisel Bilgiler: İsim, soyadı, adres, telefon,
e-posta, doğum tarihi, erkekler için askerlik ya da muafiyet durumu.
CV İşvereni 15 saniyede etkiler ya da asla etkilemez
* Kariyer Hedefi: Kısa ve öz bir şekilde kariyer hedefinizi, istediğiniz işin niteliklerini tanımladığınız alandır.
İlk izlenim insanlar üzerinde olduğu kadar kağıt parçaları üzerinde de kendini * Profesyonel Deneyim: En son iş deneyiminizden gösteriyor. Diğer CV dosyaları arasında başlayarak tüm iş deneyimlerinizi, söz konusu işlerinizdeki sizinkinin öne çıkması ve etkili olması sorumluluk ve başarılarınızı belirterek yazacağınız alandır. için maalesef en fazla 15 saniyeniz var. Burada önemli olan tarihler arasında tutarsızlık olmaması, Buradan anlayabileceğiniz üzere sorumlulukların öz olarak yansıtılabilmesidir. özgeçmişiniz kesinlikle özgün olmalı. İnternetten aldığınız örnek * Eğitim: En son eğitim bilgilerinizden başlayarak, bu konudaki bir CV sizi de tek tip kılacaktır. kariyerinizi belirteceğiniz alandır. Mümkünse özgeçmiş sayfanızın dizaynını, varsa grafiklerini kendiniz yerleştirin. * İşle İlgili Beceriler: İş yaşamında önemli olabileceğini Hiçbir şekilde elinizde düşündüğünüz teknik ve teknik olmayan bilgi ve becerilerinizi içerir. güzel bir CV olmadan Bilgisayar ve yabancı dil bilgisi, teknik bilgi ve beceriler burada yer başvuruya gitmeyin. Başalabilecek bilgilerdir. İlgi alanları, ödüller, gönüllü faaliyetler, yayınlanmış vuracağınız kuruma giteserler gibi bilgiler başvurulan iş ya da kariyer hedefleri açısından önem tiğinizde elinizde bir CV taşıyorsa bahsedilmelidir. nizin olmaması durumunda size tek tip bir * Referanslar, isteğe bağlı olarak yer alacak bir bölümdür. Referans olacak başvuru formu vekişiler konu ile ilgili olarak önceden bilgilendirilmelidir. Referans bölümünde rilecektir, böylece yapılacak en büyük yanlışlardan biri birlikte çalışmadığınız, sadece tanıdığınız diğer başvuru formbir işvereni referans olarak belirtmektir. Bu durum hem o kişiyi hem de sizi zor ları arasında kaydurumda bırakabilir. bolma riskiniz artacaktır.
İşe Alma Sürecinde İşverenin Zihin Analizi İşe başvurduğunuzda eğer mülakata da çağrılmışsanız sizin için başlayan süreç işveren için de başlamış demektir. Bu süreçte işverenin zihninde bazı sorular oluşur. Bu soruları önceden bilirseniz kolayca cevaplar ya da sizin için önceden cevaplayacak bir CV hazırlarsınız. - “Neden bize başvurdu?” - “Bizim için neler yapabilir?” - “Bilgi ve yetenekleri nelerdir?” - “Kişisel özellikleri, değerleri nelerdir?” - “Özellikleri işin gerektirdiği özellikler mi?”
Özgeçmiş Yazarken… * Kişisel bilgi verirken abartıya kaçmayın. Fiziksel özellikleriniz ya da çocuklarınızın sayısını yazmayın. * Bilgisayar çıktısı olarak aldığınız özgeçmiş üzerinde asla el yazısıyla düzeltme ya da ekleme yapmayın. Yanlışlık varsa yeniden yazın. * Özgeçmişiniz en fazla 2 sayfa olmalıdır. Daha uzun bir yazı okuyan kişiyi sıkacaktır. * Telefon numaranızı belirtmeyi unutmayın, size ulaşılabilecek iki numara vermeniz daha iyi olacaktır. * Daha önceki işinizdeki pozisyonunuzu ve iş tanımınızı tam olarak belirtin. * En son çalıştığınız kurumda aldığınız maaşı belirtmeyin. Biçimsel olarak ise, * Yazı boyunca rahat okunacak uygun bir yazı karakteri ile standart boşluklar kullanın. * Maddeleme işaretleri, kalın veya altı çizili karakterler kullanarak önemli noktaları vurgulayıp okuyucuyu yönlendirin. * Yazıların başı ve sonunu iyi hizalayın, kağıtta yeteri kadar kenar boşluğu bırakın; kağıt üzerindeki boşluk okuyanı rahatlatır. * Her işe uygun bir özgeçmiş değil belli bir kariyer hedefi bulunan bir özgeçmiş hazırlayın. * Metinleri hazırlarken başvurduğunuz sektöre özel terimler kullanın. * Kesinlikle imla hatası yapmayın, herkes yerine herkez yazmak gibi bir hata size çok puan kaybettirir. * Abartısız, resmi ancak soğuk olmayan bir fotoğrafınızı eklemeyi unutmayın.
Girişimciye Özel
‘Franchising’
İş dünyasında sıkça karşılaştığımız bir kavram bu. Yurt dışında büyük bir işletmenin franchisingini alarak kendisine imaj yapan ve büyük paralar kazanan nice Türk işadamı var. Siz de bir şeylerin ucundan tutma vakti diyorsanız buyurun Franchising’e.
Türkçe karşılığı ‘imtiyaz’ olan franchise İngilizce bir kelime. Fransızca ‘affanchir’ olan franchise verme sözcüğünden türetilen franchisor ise ‘franchising imtiyaz verme’ olarak Türkçe’ye çevrilebilir. Buradan yola çıkarak yapılan tanımlamaya göre francihor; bir ürüne, hizmete veya bilgi birikimine, bunlara ait kalitesi kanıtlanmış ve başarılı bir markaya/isme sahip olup da,
bunların satış dağıtım veya işletme hakkını belirli bir bedel karşılığı veren taraf anlamına geliyor. Franchisee ise, doğrudan veya dolaylı bir malı bedel karşılığında franchisor’un ticari adını/markasını, know-how’ını yani bilgi ve desteğini, iş görme ve teknik yöntemlerini, sistemini ve diğer sınai/fikri mülkiye haklarının kullanımını üstlenen taraf demek.
Dilimizi biraz daha yalınlaştıracak olursak; Franchising daha önce kurulmuş ve yıllar içerisinde başarısını kanıtlamış bir iş modelinin bir tür kopyalanmasıdır. Vaktiyle birileri bir yerlerde ‘dünyanın her yeri olabilir’ bir iş kurar bu iş zamanla farz edilenden daha çok büyür ve ivme kazanır. İşi kuran kişi iş alanı üzerinde tam bir modelleşme sağladığında artık yeni yatırımcılar işi tanımlanmış haliyle alarak kendi yatırımlarını yapabiliyorlar. Elbette ki bu marka ya da sistemin imtiyaz sahibine bir pay ödenmesini, yönetim sistemi konusunda sürekli bir iş ilişkisinin oluşmasını sağlıyor.
Franchising ile iş kurmak ne kadar sermaye gerektirir Franchising metodu ile iş kurmak isteyenlere ne kadar sermaye gerekeceği işin sektörüne göre değişkenlik gösteriyor. Günümüzde bu yatırım maliyetleri 5 bin dolardan başlayarak 1 milyon dolara kadar uzanabiliyor. Dediğimiz gibi seçtiğiniz işin alanı çok önemli. Özellikle kendini büyük ülkelerde ve dünyada kanıtlamış olan firmalar franchising bedeli olarak çok yüklü ödemeler talep edebiliyor. Bu tarz büyük firmalar standartları çok net şekilde belirlemiş olduklarından dolayı girişimciye pek fazla manevra alanı bırakılmıyor.
İsteyen Herkes Franchising Sistemi ile İş Kurabilir Mi? Girişimcinin bu yolla iş kurabilmesi Franchising veren model firmanın ortaya koymuş olduğu koşullarla alakalı. Yani sizin yeterli sermayenizin olması sizi seçilecek girişimci kalıbına tamamıyla getiremiyor. Kendini kanıtlamış olan model firmalar özgeçmişinizi dahi inceliyor ve kendilerini temsil edecek olan yeni firmayı gerçekten önemsiyorlar. İşin kurulacağı bölge bir diğer önemli durum. İşi kurmayı düşündüğünüz adres yakınlarında başka bir girişimci aynı model firmanın işini yapıyorsa sizin izni alamamanız çok normal. Firma böyle bir durumda size başka bir alan öngörüsünde bulunabilir. Çok nadir Franchising veren firmalar arasında bu duruma izin verenlerde olabilir ancak bu durum uzun vadede her iki tarafında yıpranmasına sebep olacaktır.
Franchising Alınacak Firmayı Seçerken Firma ne kadar büyük ve önemli görünürse görünsün özgeçmişini incelemeniz gerekiyor. Firmanın ne kadar süredir o sektörde iş yaptığı ve çevrenin firmaya gösterdiği alaka size ipucu olabilir. Ürünlerin sevilip sevilmediğini çevrede kısa bir araştırma yaparak anlayabilirsiniz. Sonuç olarak bu alanda niyetli girişimcilere önerilen;
* Firmanın köklü olması, * Ekonomik koşulların bütçeye uygunluğu, * Disiplinli bir örgütlenme sisteminin bulunması. Franchising ‘in Dezavantajları Franchising veren işletmenin sizin mağazanız ya da işletmenizin bulunduğu bölgede başka bir bayilik vermesi söz konusu olabiliyor. Bu durum sizin karlılık ve satışınıza önemli ölçüde ket vurabiliyor ancak bu duruma müdahale şansınız yok. Böyle bir durumu ancak önceden yapacağınız araştırma ile kavrayabilir, bayilerinin haklarını gözeten büyük bir firma ile Franchising anlaşması yapabilirsiniz.
Franchising Avantajları İşi kurarken birçok konuda düşünüp yorulmanız gerekmiyor. Hali hazırda bulunan bir kalıbı uyguluyorsunuz. İşletme ya da mağaza dekorundan eleman kıyafetlerine kadar zaten önceden belirlenmiş oluyor. Öte yandan bilinen bir firma ile işe başlıyor olmanızın sağlayacağı yadırganmayacak bir reklam ve halkla ilişkiler imkanı var. Bir nevi hazır müşteri imkanı doğuyor. Hatta bulunduğunuz bölgede tek marka temsilcisi sizseniz diğer bölgelerden de o markanın kullanıcılarını çekme olasılığınız çok yüksek.
Bağımsızlığına Düşkün Girişimci Franchising Örgütlenmesine Girmemeli İş yatırımı konusunda kendinize güveniniz tam ise ve bir yere bağımlı olmaktan ziyade kendi yaratıcılığınızı ön plana çıkarmak istiyorsanız Franchising size göre bir sistem olmayabilir. Nihayetinde asıl firmanın kurallarına ve şekline bire bir uymak zorunda olacaksınız. Bu durumda özgün fikirlerinizi model firmalardan Franchising alarak değil sadece örnek alarak harmanlayıp taklitçiliğe kaçmadan belki de daha iyisini yapabilirsiniz.
Farkında Olduğunuz Olmadığınız
Kötü Alışkanlıklar
Yaparken farkında bile olmadığımız ya da farkında olup normal olduğunu düşündüğümüz kimi davranışlar dışarıdan hiç de hoş durmuyor. Makyaj yaparken yaptığımız hatalardan tutun da gözlerimizi ovuşturmamıza kadar. İmajınız zedelenmesin istiyorsanız bir an evvel aşağıda sıralanan kötü alışkanlıklardan kurtulmaya bakmalısınız.
Yüze fazla dokunmak
Yüzünüzdeki bazı leke ve sivilcelerin sebebinin ona fazlaca dokunmanız olduğunu biliyor muydunuz? Gün içinde elimizi fazlasıyla yüzümüze sürüyoruz. Tabii her yere değip ister istemez kirlenen elimizdeki mikroplar aynen yüzümüze bulaşıyor. Bunu önlemenin tek yolu elimizi yüzümüze fazla değdirmemek.
Tırnak yemek
Stresli insanın en belirgin özelliklerinden biridir tırnak yemek ya da tırnağın etrafındaki derileri dişleriyle koparmak. Her şeyiyle harikulade görünen bir hanımefendi tırnaklarını yiyerek bu imajını anında zedeleyebilir. Tırnaklarını ve tırnak etlerini yiyen insanların elleri imza gibidir, bu davranış halindeyken onları görmeyen biri bile tırnaklarını yediğini anlayabilir çünkü tırnak şekilleri bozuktur. Bu davranıştan kurtulmak için acı ojeleri deneyebilirsiniz.
Dudak ısırmak
Endişeli, heyecanlı bir anımızda hemen dudaklarımızı yemeye başlarız. Bu nedenle de dudaklarımızda olan çatlaklar asla iyileşmez. Bu kötü alışkanlıktan vazgeçebilmenin yöntemlerinden biri ruj ya da koruyucu sürmek. Çünkü dudaklarımız kuru kalmadığı, nemli olduğu zaman çatlakları hissetmeyiz ve ısırmayız.
Sivilce katliamı
Hiç kimse yüzünde iltihabı dışarıdan bile görülen sivilcelerle dolaşmak istemez. Gerçekten hoş bir görünüm değil; ama böyle bir durumda yapılacak en büyük yanlış sivilceyi rastgele sıkıp bulaştırmak. Eğer sivilcenizi yok etme konusunda kararlıysanız bunu steril bir şekilde yapmalısınız. Etrafını tonikle temizleyerek başlayabilirsiniz ve mutlaka pamuk kullanmalısınız. Öte yandan sivilcelerden tamamen kurtulmanın yolunun bünyenize uygun bir tedaviden geçtiğini unutmayın.
Gözleri ovuşturmak
Bu da sıkıntılı olduğumuz anlarda yaptığımız hareketlerden biri. Ellerimiz hemen gözlerimize gidiyor ve ovuşturmaya başlıyoruz. Makyajımız akıyor, rimeller gözümüzün içine giriyor, cildimiz daha çabuk kırışıyor. Gözleri bilinçsizce ovuşturmak yerine birkaç saniyeliğine kapatın ve parmaklarınızı göz kapaklarınızda gezdirin. Hem masaj yapmış olursunuz, hem de ovuşturmamış.
Buhar banyosu
Bazıları buhar banyosu yapmadan kendine gelemediği söyler. Buhar banyosu gerçekten dinlendiricidir ancak fazlası zarar. Fazla buhar, cildi kurutuyor, cildin yağa olan ihtiyacını artırıyor. Eğer yine de buhar banyosu yapmak istiyorsanız, o zaman haftada bir kez ve en fazla 15 dakika olmasına özen gösterin. Ve yüzünüzü buhara fazla yaklaştırmayın.
Makyajı silmeden yatmak
Cildinize yapabileceğiniz en feci işkencelerden biri gün boyu taşıdığınız makyajı silmeden yatmak. Zaten doğal olmayan makyaj ürünleri sabaha kadar cildinizde kalarak nefes almasını önlüyor. Sonra, gelsin sivilceler gelsin lekeler! Ayrıca sabah uyanıp aynaya baktığınızda kendinizle değil, akan göz kaleminizin verdiği efektle bir gerilim filmi karakteriyle karşılaşıyorsunuz. Rengarenk boyanan yastık kılıfınızı da unutmayın.
Lastik tokalar saçınıza işkence ediyor
Rahat oldukları kadar güzel bir görünüme de sahip olan lastik tokalar aslında saç için çok zararlı. Çünkü lastik tokalar saçlarımızın kırılmalarına neden oldukları gibi aynı zamanda kopartıyorlar da. Lastik toka hayat tarzınız haline gelmişse tokanın üzerine az miktarda durulanmayan saç bakım kremlerinizden sürün böylece saçlarınızın sıkışıp kopmasını engellersiniz.
Eski makyaj malzemelerini atmaya kıyamamak
Birçoğunuzun evinde bir sepet dolusu eski makyaj malzemesi olduğunu biliyoruz. Yoksa bir sepet dolusu bakteri mi demeliydik! Maalesef eski malzemelerinizi atmak zorundasınız çünkü değil onları kullanmak dokunmanız bile tehlikeli. Örneğin, rimelinizi maksimum 6 ayda bir kez yenilemeniz gerekiyor.
Güneş altında saatler geçirmek
Cilt kanserinden, lekelere kadar birçok yan etkisi olan uzun süreli güneşlenmenin zararlarını bildiğimiz halde devam etmekte sakınca görmüyoruz. Çok yüksek faktörlü koruyucu kremler bize biraz yardımcı olabilir ancak bu yardımı su istimal etmemeliyiz. Ne şartta olursa olsun uzun süre güneşlenmeyin. Yaz bitince çılgınca soyulan derilerinizi görmek kimsenin hoşuna gitmez.
Yemek adabından bihaber olmak
Yemek yerken ağzını şapırdatan insanlar bilmezler ki etraftaki diğer insanlar psikolojik olarak çökmektedir. Bir şeyler yerken, içerken bu tarz davranışlarda bulunmak hem çevredeki insanlara hem yemeğe saygısızlıktır. Bu davranışın farkında olup hala yapmaya devam ediyorsanız yalnızlığa hazırlanmalısınız.
Saçı yeteri kadar durulamamak
Saçta kepek oluşmasının en büyük nedenlerinden biri olan az durulamak, maalesef hepimizin düştüğü bir hata. Uzmanlar “Yeteri kadar duruladığınızı düşünseniz bile tekrar durulayın; özellikle de saç bakım ürünleri kullanıyorsanız” diye uyarıyorlar.
Krem banyosu yapmak
Cildimizi nemlendirmeye çalışırken yaptığımız meşhur hatalardan biri. Cildimiz gereğinden fazla kremi kaldıramaz ve gözenekler tıkanır. Özellikle yüzümüze krem sürerken küçük bir parça alıp eşit şekilde yaymaya dikkat etmeliyiz. Göz altlarına nemlendirici ya da başka bir krem sürmemek gerektiğini de unutmayalım.
Kambur durmak
Kadın veya erkekte kesinlikle çok kötü görünen bir durum. Kambur duruş psikolojik olarak insanın kendisine olan güvenini bile kötü yönde etkiliyor. Aynı zamanda bel ağrısına sebep oluyor. Bazı egzersizler ve vücut disiplini ile duruşunuzu dikleştirebilirsiniz. Mesela duvara yaslanın ve sırtınızı tamamıyla duvara yaslayın. Daha sonra çömelin, fakat kalçanız yere paralel olsun ve sırtınız tamamıyla duvara değsin. Bu şekilde derin nefes alın. Bir süre bu ve bunun gibi egzersizler yaparak dik durmaya ve dik oturmaya alışmalısınız.
Gözleri kısmak
Işıktan etkilenerek gözleri kısmak doğal bir retina refleksi. Işık altındayken alnınızın kırışması ve kaşlarınızın çatılması ise öyle olmasanız da asabi bir hava veriyor. Gözlük takmasanız bile güneş gözlüğüne alışmalısınız. Tabi sürekli sinirli görünüp hem de göz kenarlarınızın genç yaşınızda kırışmasını istemiyorsanız.
Kapı arkasına atılan çoraplar
Genelde bayanlara özgü bir tutum değildir ama kimde olsa hoş durmuyor. Uygun olanı çıkarılan çorabın acilen çamaşır makinesine ya da kirli sepetine atılmasıdır. Kapı arkasında unutulan çorap çok temiz bir evi bile berbat gösterir.
m da
halı yıkama Evden eve ücretsiz servis
z i m e t t z a ı h n ı a l ha içiniz r
alo servisi 0352
351 16 16
Buharlı makinelerde el değmeden, tamamen doğal ve bitkisel temizleyicilerle yıkanan halılarınız Moda Halı Yıkama sigortasıyla korunur.
Doğal Olarak
canlı
Tıpkı bizim gibi özünü topraktan alan meyve ve sebzelerin, cildimiz üzerinde ne muhteşem etkileri olduğunu duymuş olmanız gerekir. Üstelik onlara erişmek de hiç zor değil; pazarda, markette hatta mutfaktalar. Tazeleyen, canlandıran, ferahlatan yeşilleri ve nasıl kullanacağınızı gösteren bu yazıyı mutlaka okuyun.
Kabağın Faydalarından Biri; Canlı Cilt Kabak, evet. Hani yemeklerde kullandığımız sebze. Buyurun kabak maskesine. Bir adet kabağı soymadan pişirin. Soğuduktan sonra alın ve soğutun. İçine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı katın. Bu karışımı yüze sürün. 20 dakika sonra ılık su ile temizleyin. İşte yeni canlı cildiniz.
Her Gün Bir Elma Size, Her Hafta Bir Elma Cildinize Oldukça yaygın bir meyve olan elmayı ihmal etmemeliyiz. Hastalıklara karşı bağışıklığımızı güçlendirmesi yanında cildimiz için de sayılmaz yararları var. Elma maskesi hem kuru hem de normal ciltlere kullanılabiliyor. Bir orta boy elmayı rendeleyin içine bir tatlı kaşığı bal koyup karıştırarak maskenizi uygulayın. 10 dk. Bekledikten sonra yıkayabilirsiniz. Elma maskesinin başka bir yolu ise rendelediğiniz elmayı sütte pişirmek. Lapa haline gelen elmayı biraz soğuduktan sonra alarak maskenizi yapabilirsiniz.
En Güzel Tonik Maydanoz&Limon İkilisinden Şahsımca da denenmiş en güzel doğal tonik Maydanoz ve Limonla yapılıyor. Kökleriyle birlikte aldığınız maydanozu bir miktar suda 5 dk. Kaynatın su soğuduğunda içine çeyrek limon sıkın. Cam bir kavanozda muhafaza edebileceğiniz bu toniği sabah akşam cildinize sürün. 1 hafta içinde farkı göreceksiniz.
Bezelye Göründüğü Kadar Küçük Değil Yemeği bünyenize iyi gelirken maskesi cildinizi koruyor. İçinde B1 ve C vitaminlerinin haricinde protein, lif ve folik asit ihtiva eden bu minik yeşiller, sizi bebek tenine kavuşturuyor. Maskenizi hazırlarken dondurulmuş bezelye de kullanabilirsiniz. Bir avuç tane bezelyeyi iyice ezin. İçine üzüm pekmezi katıp bulamaç yapın. Bir yumurtanın akını ekleyin. Bir iki damla zeytinyağı, bir tutam yulaf unuyla birlikte yine karıştırın. Cildinize sürüp bir süre bekletin ve yıkayın.
Nergisle Daha Az Çizgi Turuncu renkli nergis kozmetikte kullanılan yüzlerce çeşit çiçekten sadece biri. Doğasında bulunan özler sayesinde cildinizi canlandırırken çizgilerinizi de azaltıyor. İhtiyacımız olan bir bardak su ve birkaç nergis. Çiçeği yaprakları ve sapıyla birlikte bir bardak suda kaynatıyoruz. Soğuduktan sonra yüzümüze pamuk yardımıyla sürüyoruz. İşte bu kadar. Bunu sıkça yaparsanız amacınıza ulaşmanız hızlanacaktır
Güneş Lekelerine Patates Maskesi Küçük bir patatesi alıp rendeleyerek kahverengi güneş lekelerinden kurtulabilirsiniz tabi bir kerede değil en az 3-5 seans bu maskeyi uygulamalısınız. Rendelediğiniz patatesin içine bir çay kaşığı zeytinyağı ekleyip karıştırın sonra bir miktarda süt. Maske yapabileceğiniz kıvama gelince karışımı kullanabilirsiniz.
Yağlı Cildin İlacı Zencefil Sabahları uyandığınızda yüzünüzde özellikle de burnunuzun yüzeyinde biriken yağlardan şikayetçi misiniz? Haklısınız kim ister ki! Sorununuzun çözümü artık marketlerde bile rahatlıkla bulabildiğimiz zencefilde. Öncelikle iyi cins bir zeytinyağı edinin. Bir fincan zeytinyağı içine bir çay kaşığı öğütülmüş zencefili ekleyip karıştırın ve 2 saat boyunca bekletin. Hazırladığınız karışımı İki parmağınız yardımıyla gözlerinizin altı hariç yüzünüze sürün, 25 dk sonra yüzünüzü su ve gerekirse sabunla arındırın. Bu işlemi gece yatmadan önce yaparsanız cildinizin sabah yağlanmasından da kurtulursunuz.
Ekrana Kilitleyen
Yakışıklılar
Tv dizilerinin dünyanın başka bir yerinde bu kadar yoğun ilgi gördüğü görülmemiştir. Peki nedendir Türk dizilerinin bu denli ilgi ile takip edilmesi özellikle de bayan izleyiciler tarafından. Bir kere millet olarak kurulmuş hayalleri izlemeye onlarla uyanıp onlarla uyumaya pek meyilliyiz bir de yapımcıları yakışıklı ve güzel oyuncu seçimi doğru olunca reyting rekorları kırılması doğal. İşte Türk dizilerinin çok beğenilen birkaç yakışıklısı.
Kenan İmirzalıoğlu 1974 Ankara doğumlu Kenan İmirzalıoğlu, 1995 yılında üniversite masraflarını karşılamak için başvurduğu bir mankenlik ajansıyla oyunculuk camiasına ilk adımını atmış oldu. Best Model Of The World/Turkey yarışmasında aldığı birincilikle yerini sağlamlaştırdı. Sanatçı Deli Yürek, Alacakaranlık, Acı Hayat dizilerinde rol aldı. Ancak Deli Yürek dizisinde hayat verdiği karakterle öylesine özdeşleştirildi ki Ezel karakterine gelene dek böyle anıldı. Sanatçı şu günlerde farklı senaryosuyla Türkiye’yi ekrana kilitleyen Ezel dizisiyle hayranlarıyla buluşuyor. Ayrıca İmirzalıoğlu ‘Son Osmanlı Yandım Ali’ isimli sinema filmindeki başarısıyla da iyi bir oyuncu olduğunu da kanıtladı.
Kıvanç Tatlıtuğ 1983 yılında Adanalı bir ailenin 5 çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Tatlıtuğ aslında bir basketbol tutkunu, hatta bir müddet Beşiktaş Basketbol Takımında oynamışlığı bile var. Ne yazık ki geçirdiği sakatlık annesinin de ısrarları ve yardımıyla Kıvanç Tatlıtuğ’u potadan alıp önce podyuma sonrada TV dizilerine taşıdı. Tatlıtuğ 2002 yılında Best Model Of The World/ Turkey yarışmalarında birincilik aldı. Klasik Türk erkeğini dünyada temsil edecek görünüşe sahip olmadığı için Bolca da eleştirildi. TV dünyasına Gümüş dizisiyle giren manken ardından Menekşe ile Halil ve şimdi de Aşk-ı Memnu dizisiyle sevenlerini ekran başına topluyor.
Serhan Yavaş 1972 İstanbul doğumlu oyuncu Marmara Üniversitesi Spor Akademisinde okuduğu yıllarda bir fotomodel ajansında reklam oyunculuğu ve fotomodellik yapmaya başladı. Serhan Yavaş’ın yüzüne Deniz Bank, Bosch, Tofaş,Papia ve Nestle Kit Kat reklamlarından aşinayız. Oyuncu şu anda Unutulmaz isimli dizide başrol oyuncusu.
85
Murat Yıldırım 1979 Konya doğumlu oyuncu Yıldız Teknik Üniversitesinde lisans eğitimine devam ettiği yıllarda 3 yıl amatör olarak tiyatro yaptı. Murat Yıldırım'ın televizyonla ilk tanışmasını sağlayan, 2003 yılında 'Ölümsüz Aşk' dizisinde küçük bir rol alması oldu. yıldırım 2006 yılında Altın Portakal’a aday gösterilen Araf filmi de dahil olmak üzere birçok projede yer aldı. İsmini ve yüzünü akıllara yer ettiren proje ise Asi isimli TV dizisi olmuştu. Oyuncu şu sıralar izlenme rekorları kıran Aşk ve Ceza isimli dizide Nurgül Yeşilçay’la başrolü paylaşıyor.
Uğur Pektaş 1979 İstanbul doğumlu oyuncu Survivor Türkiye yarışmasında birinci olduktan sonra oyunculuğa başladı. Kuşdili ve Düşler ve Gerçekler dizilerinde yer aldı. Son olarak Arka Sokaklar dizisinde aykırı polis Murat karakteriyle sevenleriyle buluşan Pektaş, 2008 yılında rol arkadaşı Gamze Özçelik’le dünya evine girdi.
Erkek Kadını 5 Kere Yargılar
Erkekler kadınların sahip olduğu önsezi ile tanıma ya da ilk etapta eleştirel yaklaşma kabiliyetlerine pek sahip değiller. Onlar daha çok karşıdaki insanın davranışlarına bakarak kararlarını veriyorlar. Farkında olarak ya da olmadan yaptığınız bazı davranışlar sizi erkeğin zihninde çizdiği kalıbın dışına taşıyabilir hem de ilk görüşme de! Erkekler yeni tanıştıkları bir kadını tanıma aşamasında en az 5 kez yargılıyor.
Espriden Anlayın Arkadaşlarınız Aynanızdır Çok klasik olmakla birlikte doğruluk payı yüksek olan bir söz vardır “Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”. İnsanlar belirli bir ortam içinde arkadaşlarından bazı huylar edinir, hatta kendi huylarından da onlara eklerler. Yeni tanıştığınız bir erkek size belli etmeden arkadaşlarınızı gözden geçirir, hatta direk size sormak yerine onlarla ilgili sorular sorarak aslında sizi tanımaya çalışır. Arkadaş grubunuza pek güvenmiyorsanız, onları sevgili ya da eş adayınızla tanıştırmadan önce bir kez daha düşünün. Ne demişler ‘iyi arkadaş her zaman kurtarır’. İşte erkeğin 1. Yargısı budur.
Sohbet ve tanışma ortamlarının vazgeçilmezidir ufaktan espriler. Erkekler daha doğrusu espri yapabilme kabiliyetine sahip olan erkekler yanlarındaki kızın espriden anlayan biri olmasını tercih ederler. Şayet yaptığı esprileri anlıyor ancak komik bulmuyorsanız zaten yapacak bir şey yoktur. Erkeklerin kadınları tanırken dikkat ettiği 2. kural budur.
Kahkaha Yerinde Güzeldir Diyelim ki, espri anlayışınız uyuştu ve birlikte gülebiliyorsunuz. Yalnız bilmelisiniz ki gülmenin bir üst basamağı olan kahkahalar erkeği ciddi şekilde rahatsız edebilir. 3. Kural budur.
Bir Şeyi Neden Yaptığınızı Bilin Alışveriş yaparken aynı kalitede üretim yapan A firmasını değil de B firmasını tercih ediyorsanız bunun neden olduğunu bilmelisiniz. En azından sorulduğunda buna dair en az iki cümle kurabilmelisiniz. ‘hiç işte öyle’ gibi bir cevap vermeniz partnerinizin pek de zeki olmadığınız yönünde bir kanıya varmasına sebep olabilir. 4. yargı da budur.
Cep Telefonu Hayatınızın Neresinde Buluşma esnasında sürekli çalan bir cep telefonunuz varsa mümkünse sessize alın ve partnerinize dönün. Bu ona verdiğiniz değeri ifade etmeniz için en iyi yöntemdir. Aksine, daha ilk görüşmelerden birinde pardon diyerek masadan ayrılıp kız arkadaşınızla yarım saate yaklaşan bir sohbete dalarsanız o ilişkiyi unutun gitsin. İşte bu 5. Yargıdır.
Sokak Sokak
Tatilci Aradık
Güneşin yüzünü göstermesiyle birlikte iş performansları düştü, tatil planları hayalleri süslemeye başladı. Dergimizin bu sayısı için insanımızın tatil hayallerini, varsa planlarını sorduk. Genel sonuca göre Kayseri halkı tatil için Akdeniz sahillerini tercih ediyor. Bir de diyor ki “keşke Kayseri’de bir tatil köyü kurulsa”. İşte sokaktan tatil planları….
SOK
I J A T R O P Ö R K A
Ne kadar sürelik
bir tatil sizi kendinize getirir? Ailenizle mi, arkadaşlarınızla mı
gitmek istersiniz? Kayseri’de bir tatil merkezi kurulmasını ister misiniz?
Yaz için tatil planınız var mı? Seda Sayın Öğrenci 20 Staj yapmam gerektiği için tatil yapamıyorum. 1 aylık bir tatil yapmak beni kendime getirirdi. Tatile gideceksem arkadaşlarımla olmayı tercih ederim, daha eğlenceli olacağını düşünüyorum. Kayseri’de bir tatil merkezi olmasını çok isterim mutlaka tercih ederdim.
İlayda Yılmaz Öğrenci 23 Eğitimim yüzünden tatil fırsatı bulamıyorum ama 10-15 günlük bir tatil kendime gelmemi sağlardı. Tatile ailemle gitmeyi tercih ederdim benim için daha anlamlı bir tatil olurdu. Kayseri’de bir tatil merkezi kurulmasını istemem; çünkü burası doğal güzellikleriyle var olup bununla yetinebilen bir şehir.
İlkay Mercan Tıp Fakültesi Öğrencisi 29 Yaz için Antalya ve Samsun’a gitme planım var. 1,5-2 ay kadar tatil yapacağım, normal şartlarda 2 haftalık yeterli olur. Tatile arkadaşlarım ve kardeşimle gideceğim. Gideceğim yerlere karışılmaması ve daha çok eğlenmek için böyle olmasını tercih ediyorum. Bir tatil merkezi olmasını isterdim, şehirde rahatça vakit geçirilebilecek sosyal ortamlar olmadığı için böyle bir merkez olması kesinlikle çok iyi olurdu.
Gökhan Kuzgun Milli Güreşçi 22 Şu Günde an için spor6-7çalışmalarımdan dolayı bir saat internet tatilkullanıyorum. planım yok. Buİnternet kadar yoğun çalışmanın üzerinden ardından günlük birindirimde tatil yapmak alışveriş15yapıyorum olan beni kendime getirir. Tatilegibi arkadaşlarımla ürünler ya da telefon elektronik gitmeyi tercih internetten ederim çünküalıyorum. daha rahat eşyaları olurum ve daha çok eğlenebiliriz. Burada Alışveriş için Gittigidiyor, eğlence için bir youtube yapılmasını ya da izlesene’ yi tercih tatilise merkezi isterim, olsaydı ediyorum. tercih ederdim.
Gül Topuç Tıbbi Mümessil 26 İşe yeni başladığım için tatil planı yapmadım. 1 haftalık bir tatil6-7 yeterli olacaktır çünkü otelde Günde saat internet kalmaktan hoşlanmıyorum. kullanıyorum. İnternet üzerindenYakın arkadaşlarımla yapacağım bir tatilde alışveriş yapıyorum indirimde olan daha fazlaürünler eğlenebileceğim arkadaşlarımla ya da telefoniçin gibi elektronik gitmeyi tercih ederim. Burada bir tatil merkezi eşyaları internetten alıyorum. kurulması olmadığıeğlence için anlamsız Alışveriş deniz için Gittigidiyor, için ise youtube yade daolsun izlesene’ yi tercih olacaktır ama yine isterim. Benim için tatilediyorum. bulunduğun yerden sıyrılmak demektir o yüzden tercih etmezdim.
Ahmet Okur Esnaf Günde 6-7 28 saat internet Herkullanıyorum. yaz kendi yazlığımıza giderek tatil İnternet üzerinden yapıyoruz. 15 günlük indirimde bir tatil olan yapmayı alışveriş yapıyorum planlıyorum. ailemle gitmeyi ürünler ya da Tatile telefon gibi elektronik düşünüyorum ancak arkadaşlarımla eşyaları internetten alıyorum. Alışveriş için Gittigidiyor, eğlence için yapacağım bir tatil daha dinlendirici olurdu. ise youtube dakurulması izlesene’ yi Burada bir tatil ya köyü iyitercih olur; ama benediyorum. denize kıyısı olan yerleri tercih ederim.
Ömer Faruk Yılmaz Öğrenci 21 Yazın hem tatil hem de çalışma amacıyla yurt dışına gideceğim. Tatile çıkarken arkadaşlarım ve kardeşlerimle olmayı tercih ederdim ama yalnız gideceğim. Kayseri’de bir tatil merkezi yapılmasını ne kadar istediğimi bilemezsiniz! Kış mevsiminde Kayseri’yi tercih ederim fakat yazın burada kalmayı tercih etmem.
Tuğba Aslan Bayan Kuaförü 23 Bir tatil planı yapmam hiç mümkün değil, işimin yoğunluğundan dolayı fırsat bulamıyorum. Ancak 1 aylık bir tatil beni kendime getirirdi. Tabi ki arkadaşlarla gidilen bir tatilin daha eğlenceli olacağını düşünüyorum. Kayseri’de bütün donanımlara sahip bir tatil merkezi kurulmuş olsa da tatil imkanım olursa başka şehirlere gidip farklı kültürler tanımayı isterdim.
Zeynep Yörük Ev Hanımı 45 Her yıl ailecek Mersin’deki yazlığımıza gideriz Günde 6-7 gitmeyi saat planlıyoruz. internetEn ama bu yıl Antalya’ya İnternet üzerinden fazla kullanıyorum. 10 gün tatil yapabiliyoruz çocukların alışveriş aksatmamaları yapıyorum indirimde eğitimlerini için olan erken ürünler ya da telefon gibi elektronik döneceğiz. Kayseri’de bir tatil merkezi eşyaları internetten alıyorum. kurulması deniz olmadığı için çok etkili Alışveriş için Gittigidiyor, eğlence için olmayacaktır. Ama içinde spor kompleksleri ise youtube ya da izlesene’ yi tercih bulunan bir merkez olursa zaman geçirmek ediyorum. için tercih edilebilir.
Gökhan Gülen Esnaf 27 Yazın Kıbrıs’a gideceğim. bir tatil Günde 6-7 saat2 haftalık internet yapmayı planlıyorum. Eşimleüzerinden birlikte tatil kullanıyorum. İnternet yapacağım ama arkadaşlarımla gitmek alışveriş yapıyorum indirimde olan daha dinlendirici olurdu.gibi Kayseri’de bir tatil ürünler ya da telefon elektronik merkezi kurulması mükemmelalıyorum. olur. Burada eşyaları internetten için Gittigidiyor, eğlence için hem bir Alışveriş tatil merkezi olsaydı tercih ederdik, ise sık youtube ya da izlesene’ yi tercih daha gitme şansımız olur hem daha çok ediyorum. eğlenirdik.
Dilek Bolat Öğrenci 21 Yaz tatili için 1 haftalığına Antalya’ya gitmeyi planlıyorum. Tatile arkadaşlarımla gitmek isterim ve zaten öyle yapmayı planlıyorum ailemle beraber olursam tatilin kısıtlı olacağını düşünüyorum. Kayseri’de tatil merkezi olmasını elbette isterim. Kıyı kentlerindeki tatilin yerini tutamasa da dinlenmek için tercih ederdim.
Abdullah 29 GündePatıroğlu 6-7 Esnaf saat internet Şu an için bir tatil planım yok, üzerinden işlerden dolayı kullanıyorum. İnternet vakit bulamıyorum. Fırsatım olan olsaydı alışveriş yapıyorum indirimde arkadaşlarımla yapacağım 10 elektronik günlük bir tatil ürünler ya da telefon gibi kendime gelmemi sağlardı. Kayseri’de bir tatil eşyaları internetten alıyorum. Alışveriş için Gittigidiyor, eğlence içindeniz merkezi kurulsun isterim ama burada ise youtube ya da izlesene’ yi tercih olmadığı için tercih etmem. ediyorum.
Yasin Doğan Çiçekçi 19 Tatil planım yok. Gidebilecek olsaydım arkadaşlarımla birlikte 15-20 günlük bir Mersin tatilini tercih ederdim. Arkadaşlarla yapılan tatilin kafa dinlemek açısından daha uygun olduğunu düşünüyorum. Kayseri’de tatil merkezi olsun isterim ama farklı şehirlere de giderim.
Semra Çaldır Tekstilci 28 HerGünde yaz tatil için Bodruma 6-7 Alanya saat ya da internet gidiyoruz. En fazla 1 hafta tatil yapacağım. kullanıyorum. İnternet üzerinden Tatile ailemle gitmeyi indirimde planlıyorum alışveriş yapıyorum olanfakat şartlar ayarlanabilirse arkadaşlarımla birlikte ürünler ya da telefon gibi elektronik gitmeyi de isterim tabi. Kayseri’de bir tatil eşyaları internetten alıyorum. Alışveriş için Gittigidiyor, eğlence için Bu merkezi olması gerektiğini düşünüyorum. ise youtube ya da izlesene’ tercih Kayseri’de sosyo-kültürel açıdanyibir eksikliği ediyorum. giderebilir. Ama ben gitmeyi tercih etmezdim.
Röportaj Ali Karaoğlan Vildan Kaya
evlilik Ăśzel
1T ] 1T ] 5f\Y\Y[ @b_cUTÂŽbÂŽ
Evlilik fikrinin kendisi kadar kararÄąn ardÄąndan gelen uygulama da diĹ&#x;e dokunur bir zahmet istiyor. Birbirini seven iki insan arasÄąnda olup bitse keĹ&#x;ke her Ĺ&#x;ey, en fazla yakÄąn arkadaĹ&#x;lar ve aileyle bir yerlere gidilip eÄ&#x;lenilse dĂźÄ&#x;Ăźn bundan ibaret olsa diyenleri duyar gibiyiz. Ne yazÄąk ki bu istekler askÄąda kalmak zorunda. KĂźltĂźrĂźmĂźz, anne ve babamÄąz, yakÄąnlarÄąmÄąz mutluluÄ&#x;umuzu paylaĹ&#x;mak isterler. Biraz zahmete girip onlarÄą mutlu etmek de bizim gĂśrevimiz. Ä°Ĺ&#x;te size adÄąm adÄąm dĂźÄ&#x;Ăźn prosedĂźrß‌
; j cdU]U
Ă–nceden birbirini tanÄąmÄąĹ&#x;, evlilik kararÄą vermiĹ&#x; olan çiftin dĂźÄ&#x;Ăźn prosedĂźrĂź ‘kÄąz isteme’ olayÄą ile baĹ&#x;lar. Tek tip bir isteme kalÄąbÄą vardÄąr ve aileler duruma karĹ&#x;Äą çĹkmayacaksa aynen uygulanÄąr. Erkek tarafÄą çikolata ve çiçeÄ&#x;ini alÄąp kÄązÄąn evine gelir, mesafeli bir sohbetin ardÄąndan Allah’Ĺn emri ile kÄąz istenir, kÄązÄąn ailesi nazla karÄąĹ&#x;Äąk bir edayla durumu onaylar, kÄąz kahve tepsisiyle içeri girip ikramÄąnÄą yapar ve iki taraf arasÄąndaki mesafeler bir anda kaybolur. Bu tĂśren sonrasÄąnda Ăśnceden planlanmÄąĹ&#x; ise çifte sĂśz yĂźzĂźkleri de takÄąlabilir. Ĺžimdilerde ayrÄąca niĹ&#x;an masrafÄąna girmek istemeyen aileler çiftin niĹ&#x;anÄąnÄą da kÄąz isteme merasiminde yapÄąyorlar.
be
5f\
_ 4 U Y\Y
95 97
Keyifli Bir Tatil için herşeyi düşündük
Travel Agency
l i ğ e D k e l i . D i s r i i t n B a . . r . a r e G l l r i e t a m T e r i y B İ
turizm Merkez: Sahabiye Mah. Yıldırım Cd. Sancak Apt. 2/B KAYSERİ Tel : + 90.352 222 99 46-47 Fax : + 90.352 232 19 34
Şube 1 : Cumhuriyet Mah. Millet Cd. No: 5/1 KAYSERİ (Divan Past. Karşısı) Tel : + 90.352 222 78 33(pbx) Fax : + 90.352 321 39 85
Şube 2 : Organize Sanayi Bölgesi 12 Cd. No: 5/1 KAYSERİ Tel : + 90.352 321 39 86(pbx) Fax : + 90.352 321 39 85
99
Gelinin Doğallığı
Elinde
Bembeyaz giysiler giyer ve ellerinde çiçek taşırlar. Beyaz saflığı ve temizliği, çiçekler ise doğallığı temsil ederler. Evet, konumuz gelinler. Evliliğe hazırlanan bir kadın için gelinliğin ne denli önemli olduğu su götürmeyen bir gerçektir geçmişten beri. Niyet onu bir kez taşımak ve en
güzelini, en yakışanını taşımaktır. Gelinlik yanında kullanılan aksesuarlar ise en az onun kadar önemli. Konumuz gelin çiçekleri. Geçmiş dönemlerde gelin çiçekleri gelinliğin kendisi kadar önem görmüyordu ama bu çok eskide kaldı, artık gelin çiçeği gelinlik kadar önemli.
Mutlu Gelin Olmak İçin Ayrıntılara
Dikkat Edin
Gelin çiçeği narin olmalı, gelinliği kapatan bir çiçek hem görsel açıdan hem taşınma açısından sıkıntı doğurur. Çiçek hazırlanırken ilgili tarafından buketin çok ağır olmamasına özen gösterilmeli. Gelin zaten kıyafetinden ve saçından dolayı oturup kalkarken, yürürken zaman zaman zorlanır aynı zamanda da buketi zorluk içinde taşımak zorunda kalmamalı. Çiçeğin tutulacağı yer gelinin avuç içinden büyük olmamalı. Çiçek gelinlikle uyumlu olmalı. Klasik bir gelinlikte modern bir buket hoş durmayabilir. Abartı göze çarpmamalı.
Gelinliğe uyum sağlayan buket
Damadın kıyafetine de uyumlu olmalı
Çiçek vücut tipinize uyumlu olmalı minyon bir gelinde büyük bir buket pek hoş durmayacaktır, minyon gelinler küçük toplu el buketlerini tercih etmeli. Çok iri yapılı ya da kilolu gelinler ise buketi daha büyük ve gösterişli kullanabilirler. Kabarık etekli gelinlik modellerinde bol çiçekli buketler, dar etekli modellerde ise az çiçekli buketler ve aşağıya
doğru inen bukle tüllü modeller tercih edilmeli. Bembeyaz bir gelinlikte katışıksız kırmızı güller taşımak isteyebilirsiniz; ama unutmayın kontrastı zıt renklerden güçlü ve daha küçük olan diğerini geri plana itecektir. Yani kıpkırmızı güller gelinliğinizle birlikte sizi de geri plana itip düğünün gözdesi olabilirler.
Gelinliğe uyum sağlayan buket damadın kıyafetine de uyumlu olmalı. Buketteki arka kumaş seçimi damatlık rengine göre yapılabilir. Ufak sarsıntılarda dağılacak bir buket almamaya özen gösterin. Gelinlikçi ve çiçekçinizin iş birliğini sağlayabilirseniz duvakta ya da tacınızda kullanacağınız benzer tonlarda küçük çiçekler hoşluğunuzu katlayacaktır. Gelin çiçeğinde kullanılan çiçeklerden birini damatlığın
cebine iliştirmek de uyumu perçinleyecektir. Canlı çiçek kullanmak istiyorsanız randevunuzu önceden almalısınız ki zaten doğal ve güzel olan da canlı çiçektir. Ancak gerçek çiçek bir müddet sonra solup kuruyacağından uzun süre muhafaza edilemez, o nedenle birçok gelin yapma çiçek almak ister. Bu durumda kaliteli el yapımı bir buket tercih edilebilir.
Düğünün Tüm Yükü Onlarda Düğün Günü Ayaklarınızı Rahat Ettirecek
Ayakkabı Seçin Günün gözdesi olmak öyle kolay değil, koşturmaca, dans, eğlence derken ayaklarınız yorulacak hatta belki şişecekler. İşte bu sebeple en güzel gününüzde bir ayakkabı krizi yaşamamak için ayağınızı rahat ettireceğine emin olduğunuz bir ayakkabıyı giymelisiniz. Gelinliğinizin altına ayakkabı seçerken modeline dikkat ettiğiniz kadar rahatlığına da dikkat etmelisiniz. Böylece gün boyunca ayaklarınızı düşünmek zorunda kalmaz, dilediğinizce rahat hareket edersiniz. Hem rahat hem de güzel bir ayakkabı seçmek için bakınırken bazı noktalara dikkat etmeniz gerekiyor.
Rahatlık Ön Planda Rahatlığı ilk etapta düşünmek zorundasınız. Ayakkabınız saatler boyunca ayağınızda kalacak. Bu nedenle ayakkabınızı alırken çok iyi şekilde denemeli bir anda karar vermeden önce ayaklarınızın içinde rahat ettiğinden emin olmalısınız. Alacağınız ayakkabıyı denerken akşam saatlerini seçmenizi tavsiye ederiz böylece ayaklarınız şiştiğinde de rahat edip etmeyeceğinizi anlamış olursunuz.
Uyumsuzluk Göze Batmasın Gelinliğinizin ayakkabıyla uyumu da çok önemlidir. Beyaz rengin de kendi içinde tonları vardır. Eğer kırık beyaz bir gelinlik giyecekseniz ayakkabınız da bu tonda olmalıdır. Aksi halde çok kötü görünebilir. Öte yandan ayakkabı üzerinde yoğun işlemeler varsa bunun uyumuna da ayrıca dikkat edilmeli. Sade saten bir gelinlikte çok işlemeli bir ayakkabı oldukça göze batacaktır.
Topukluyla Yürüyemeyenlerin İmdadına Platform Yetişiyor Bu güne özel olarak olduğunuzdan daha yüksek görünmeniz gerekiyor. Elbette boyu çok uzun olanlar hariç. Rahat ve topuklu bir ayakkabı seçmenizde fayda var ancak hem boyunuz kısa hem de topuklu ayakkabıyla yürüyemem diyorsanız, sizin imdadınıza platform topuklu ayakkabılar yetişecektir. Platform topukla diğerlerine göre çok daha rahat yürürsünüz hem de boyunuz daha uzun görünmüş olur. Eğer çok uzun boylu iseniz damadın da boyunu göz önüne alarak daha az topuklu hatta çok hoş bir babet bile seçebilirsiniz.
Alır Almaz Deneyin Düğün ayakkabınızı alır almaz denemelisiniz hatta bir iki hafta öncesinden ev içinde giyip dolaşın. Düğün gününe kadar kutusunda saklarsanız hoş olmayan bir sıkma ya da topuğa vurma durumuyla karşılaşabilirsiniz.
İpek, Saten Ya da Deri Gelinliğin altına giyilen ayakkabılar genelde ipek ya da satenden yapılır. Aslına bakarsanız yakışanı da odur. Saten veya ipek ayakkabının o güne özel olduğunun göstergesi. Ancak daha sonra da kullanabileceğiniz bir ayakkabı istiyorsanız deri olanları tercih edin.
Düğün Mekanının Zeminini Öğrenin Çok basit ancak hayat kurtaran bir ayrıntıdır bu. Eğer düğün aralıklı tahtaların bulunduğu bir mekanda olacaksa, ince topuklu bir ayakkabıyla hareket etmeniz mümkün değildir. Mümkün olsa bile sürekli takılıp düşme korkusuyla bir gece geçirmemelisiniz.
Sıradakiler! Ayakkabınızın altına evlenmek isteyen arkadaşlarınızın ismini yazın düğün süresince ismi silinenler evlenecek demektir. Hatta evlenmek istemeyen arkadaşlarınızın isimlerini de yazın böylece bu batıl inancın doğru olup olmadığını tespit etmiş olursunuz .
Damatlık Seçmenin de Kuralları Var
Zannederiz ki gelinlik seçmek daha zahmetli bir iştir. Oysaki damatlık seçimi de bir o kadar emek ister. Bu düşüncenin sebebi erkeklerin kıyafet konusunda ki kararlı tavrı kadınların kararsızlığı ve tedirginliği olabilir. Her durumda damat adaylarına önerimiz. Damatlık seçimi yaparken sıradan bir takım elbise alır gibi davranmamaları. İşte damatlık alma formülü.
95
Hazır giyim ürünü tercih etmek yerine damatlık diktirmeyi seçmişseniz ilk olarak prova odasına, uygun yaka yüksekliği ve kol uzunluğuna sahip bir gömlek ve ortalama topuklu bir ayakkabıyla girin. Hazır giyim ürünü takım deniyorsanız, kıyafeti cüzdan, anahtarlık, cep telefonu gibi sürekli taşıdığınız hatta düğün esnasında da taşımanız gereken aksesuarlarınızı, her zaman taşıdığınız yerlere koyarak deneyin. Takım elbisenizin görünüşünü bozacak herhangi bir etkinin önüne, cekette yapılacak küçük bir değişiklik ile geçmek mümkünken, göğsünüzde koca bir şişkinlikle dolaşmanız anlamsız olacaktır! Seçtiğiniz damatlığın üzerinize oturtulma işlemine önce üst bölgeyle başlayın. Elbisenin omuzlarının başınızla olan ilişkisine ek olarak, ceket kumaşının omuzlarınızdan ceket bitimine dek kesintisiz bir hat çizerek inmesi gerekiyor. Ayrıca ön cephe ve göğüste ceketin klapaları kalkmadan durmalı. Ceket yakasının ayrık durmamasına dikkat edin. Sırtta kürek kemiklerinizin arkasında bir gergi hattı oluşuyorsa sırt fazla sıkı demektir ve biraz rahatlatılması gerekir. Ceketin beli, altında bulunan bedenin doğal kıvrımlarına uyum göstererek hafif sıkı olmalıdır. Gereğinden fazla sıkı olup olmadığını düğmenin iki yanında oluşacak X şeklindeki çizgilerden anlayabilirsiniz. Ceket düğmeniz ilikli iken oturduğunuzda, açıkken olduğu kadar rahat etmelisiniz. Ceketin arkasındaki yırtmaçlar mutlak surette yere dikey ve kapalı durmalı, açma yapmamalı. Kollar düzgün akmalı, üst kol kısmında yatay kırışık ya da kırılma oluşmamalı. Ceketin kolu bilek kemiğine doğru daralmalı; kol ağzı açıklığının çapı 15 cm’yi aşmamalı ya da gömlek manşetini çevreleyecek genişlikten fazla olmamalıdır. Ceket kolu ile el bileğin birleştiği noktaya kadar gelmelidir. Yelekli bir takım elbise seçiyorsanız, yeleğinizin göğüs kısmı bedeninize oturduğunda belinizde gevşeklik hissi olmamalıdır. Ceketinizin altından yeleğin sadece küçük bir kısmı, en üst düğmesi görülebilmeli, yelek pantolonunuzun kemer kuşağını örtecek uzunlukta olmalı, uçları kalça kemiğinize uzanmadan bitmelidir. Pantolonda birinci kural belde rahatlık sağlayacak kadar kalçaya oturtmaktır. Ayaktayken ütü çizgisi diz kapağı hattı ile ortadan dik kesişmeli ve ayakkabının ortasına inerek bitmelidir.
Düğün İçin Organizasyonu İşin Rüya Gibi Bir
Uzmanına Bırakın
Düğün aylarına denk gelen bu sayımızda evlilik seremonisi ile ilgili birçok konuyu sayfalarımıza eklemişken bir düğün için hayati önem arz eden düğün organizasyonu konusunu da geçmedik. Konuyla ilgili olarak şehrimizin önde gelen organizasyon firmalarından biri olan Kapris Organizasyon sahibi Ahmet Bozbey ile görüştük ve bilgiler aldık. Eğer yakın zamanda bir düğün planınız varsa bu bilgilere mutlaka göz atın. Hepi topu 1 gecelik düğün organizasyonunun ne kadar çok ayrıntı içerdiğine şaşıracaksınız.
Sorunsuz Bir Düğün İçin Hazırlıklar 6 Ay Öncesinden Başlar Düğün organizasyonu için minimum 6 ay önceden planlama yapmak gerekir. Düğünün genel konseptini belirlemek ve mekan seçimi yapmak sona bırakılmamalıdır. Düğünün yaz aylarında yapılacak olması durumunda planlamalar daha sıkı tutulmalı çünkü çok fazla sayıda insan düğün için yaz aylarını seçer birçok mekan rezerve edilir. Ayrıca düğünlerin genellikle Cuma ve cumartesi günleri yapılmak istenmesi zamanı kısıtlar. Henüz yaz gelmeden düğünden en az 3-4 ay önce mekan ve zaman mutlaka belirlenmelidir. Davetlilerin belirlenmesi, davetiye seçimi ve isteniyorsa düğüne davet edilecek sanatçı gibi unsurlarda aylar öncesinden planlamaya dahil edilmelidir.
Düğününüzün En Önemli Misafiri Sizsiniz Düğün hazırlıkları hem çok zor hem de bir o kadar keyiflidir. Ancak, tüm detaylarla kendiniz ilgilenmeye kalkarsanız, bir süre sonra bu tempoya yetişemeyebilirsiniz. Kusursuz bir gece için, organizasyonu uzman ellere bırakırsanız, hayallerinizin düğünüyle evlenmiş olursunuz. Özellikle son yıllarda organizasyon şirketleri kendi düğününüzde sizi misafir olarak ağırlamak için bütün detaylarla ilgilenerek rüya düğünlere imza atıyorlar. Düğününüzün baş konuğu
olarak başınızın ağrımaması için organize edecek şirket seçiminde titiz davranmalısınız. Başarılı ve güzel bir düğün davetinde uyum ve bütünlük önemlidir. Doğru menü, lezzetli yemek, nikah töreni, ses-ışık-müzik, dekor, zamanlama, pastanın çıkışı, programın akışı, hepsi bir bütündür. Öncelikle ne tarz bir davet düzenleyeceğinize karar verilmelidir. Bunun için ise dikkat edilmesi gereken bazı püf noktalar vardır.
Bütçe Planlamanın Püf Noktaları Bir Organizasyon Firması ile Çalışmak Bütçenizi Arttırmaz! Bir organizasyon firmasıyla çalıştığınız zaman düğün bütçeniz kesinlikle artmayacaktır. Çünkü organizasyon firmasının görevi müşterilerinin bütçesine uygun birden çok seçenek sunabilmektir. İnsanların ulaşamayacağı, bulamayacağı, vakit ayıramayacakları seçenekleri organizasyon firması onların adına düşünür ve sunar. Bu nedenle organizasyon firmasıyla çalışmak evlenecek çiftler için çok daha ekonomik olacaktır.
Bütçe belirlenirken öncelikle konuk sayınızı ve düğüne ayırdığınız genel bütçeyi bilmek gereklidir. Özellikle yemekli düğünlerde katılımcı sayısının lcv( lütfen cevap veriniz) ile netleştirilmesi düğün sahibine büyük avantajlar sağlamaktadır. Kişi sayısının ve katılımcıların net bir şekilde bilinmesi hem salon yerleşimin de hem de mekan ile yapacağınız sözleşmelerde yemeğin fazla ve ya eksik hazırlanmasının önüne geçecektir.
Düğünün belirli masrafları
Menü seçimi
Düğün mekanına ödenecek kişi başı masraflar, Mekanın dekor ve süslemeleriyle ilgili ödenecek kişi başı rakamlar (mekan süslemesinde bütçe sınırı yoktur), Ses, ışık, müzik, sanatçı, Nikah şekeri, Davetiye, Fotograf ve kamera çekimleri.
Düğüne başlarken hoş geldiniz kokteyli konukların bir araya gelmeleri, sıcak ve samimi bir sohbet ortamı oluşturmaları açısından gereklidir. Kokteylden sonra davetlilerin masalarına geçmeleri genel organizasyonu oldukça olumlu etkiler. Kokteyl menüsünde doyurucu olmayan aperatifler ve birer bardak içecek gibi ikramlar olmalı, davet masalarında davetlilerin damak zevkine göre seçim yapılmalıdır. Seçim yapılırken mevsimler de göz önünde bulundurulmalıdır, örneğin yazın çok sıcak aylarda ağır menüler seçmemekte fayda var. Genel menü tercihi yapıldıktan sonra daha önce belirlenen bir günde tadım menüsünü çiftimiz deneyebilir ve o gün menü üzerinde istedikleri değişiklikleri yaptırabilirler.
Mekan seçimi
Kapalı Alan Kurtarıcı Olabilir
Mekan seçimi yapılırken mekanın konsepti çok önemlidir, hayalinizdeki düğüne uygun konsepte sahip mekan tercih edilmelidir. Mesela kır düğünü konsepti kapalı alandaki bir balo salonunda gerçekleştirilemez, o nedenle daha yer seçimi yapılmamışken profesyonel bir organizasyon firmasından mekan seçimi konusunda destek almakta fayda var. öte yandan örneğin düğün mekanı seçilmiş ve çiftimiz daha sonra bize gelmiştir bu mekan, balo salonu olabilir, kır alanı veya havuz başı olabilir biz genelde gelinle damadın hayalindeki konsept ne olursa olsun yine de seçilen mekana en uygun olan konseptin uygulanmasını öneriyoruz.
Düğünlerini açık mekanda gerçekleştirmek isteyen çiftler için seçilmiş mekanın aynı zamanda kapalı bölümünün de olması çiftin avantajına olan bir durumdur. Düğün gününde havanın yağışlı olması durumunda düğün organizasyonu kapalı mekana kolaylıkla aktarılabilir.
Unutulmaz Bir Düğün İçin; Kır düğünü konsepti Son dönemlerde kır düğünleri ve açık hava düğünleri insanların daha fazla ilgisini çekmekte ve kır düğününe olan talep de artmaktadır. Yeşillikler arasında huzur dolu bir ortamda, temiz hava ve yıldızların altında bir düğün çok kişinin hayalidir. Kır düğünlerinde daha hafif menüler, daha bol çiçekler, spor sandalyeler ve şamdanlar kullanmak uygundur. Açık hava düğünleri havai fişek ve ışık organizasyonları için daha uygun ortamlar sunmaktadır. Nikah, düğün esnasında kıyılacaksa kır konseptine uygun olarak ayakta bir nikah tercih edilmelidir nikah sonrasında oturma düzenine geçilebilir. Yine unutulmaması gereken unsurlardan biri davetiyede düğünün açık havada ve kır düğünü olacağının belirtilmesidir ki, davetliler o gece giyecekleri kıyafetleri ona göre seçmeli ve bayanlar özellikle topuklu ayakkabılardan kaçınmalıdır. Açık hava düğünleri görsellik açısından her ne kadar tercih edilse de bazı olumsuz yönleri de vardır. Yeşillikler içinde, çiçeklerin arasında, yıldızların altında yapmayı planladığınız düğününüz hava şartlarının kurbanı olabilir.
Bir Klasik; Salon Düğünü Kapalı mekanda yapılacak düğünler için özellikle dekorasyon seçeneği oldukça fazladır. Çiçekler, masa ve sandalye süslemeleri, şamdanlar, mumlar, ışık gösterileri ve gelin masası için seçeneğiniz kır düğününe nazaran çok daha fazladır, salon düğünlerinde menü seçiminde de daha rahat davranabilirsiniz. Salon düğünlerinde nikahın düğün alanından ayrı bir yerde -otel lobisi ya da mekanın terası olabilir- yapılması ve ayakta kokteyl verilmesi uygundur. Nikah kıyıldıktan sonra oturum düzeni hazırlanmış salona geçilebilir. Yine davetlilerin kıyafet seçimi kır düğünlerine nazaran daha özgürdür.
Bir defa evleniyoruz Herkes hayatında büyük aksilikler olmaz ise bir defa evlenir. Tabi hayatımız boyunca bir kere yapabileceğimiz bir şeyin kusursuz olması gerekmektedir. Düğün organizasyonu başlı başına bir iştir ve profesyonel ellere bırakmak gerekir. Organizasyon firmanızı seçerken dikkat edeceğiniz en önemli husus tamamıyla güveneceğiniz bir şirket olmasıdır. Bütün firmalar bütçeye göre istediğiniz süslemeyi yapabilir. Ama organizasyon işi sadece süsleme değildir. Adı üzerinde işi organize edecek kurumsal bir şirket ile çalışmak her şeyden önemlidir.
Organizasyon firmasının Sizin Adınıza Düşüneceği Şeyler * Düğün yerinin belirlenmesi * Fotoğraf, kamera çekimlerinin ve barkovizyon gösterilerinin ayarlanması, * Gelin arabasının ayarlanması ve süslenmesi * Menünün belirlenmesi * Lcv ve hostes hizmeti * Masa kartlarının hazırlanması * Masa ve sandalyelerin süslenmesi * Masa üstü şamdanların ve çiçeklerin hazırlanması * Düğün mekanının girişinin ve muhtelif yerlerinin süslenmesi * Gelin masasının süslenmesi * Volkan, konfeti, havai fişek ve lazer gösterilerinin hazırlanması * Ses ve ışık sistemi * Sanatçı ya da orkestra daveti
Düğün Günü, organizasyon firmanız yemeğinizden gelin çiçeğinize, hangi saatte ne yapıyor olmanız gerektiğine kadar sürekli olarak size destek verecektir. Bu sayede siz, içiniz rahat bir şekilde sadece kendinizle ilgileniyor olacaksınız. Organizasyon firmasının görevi müşterilerinin bütçesine uygun birden çok seçenek sunabilmektir. İnsanların ulaşamayacağı, bulamayacağı, vakit ayıramayacakları seçenekleri organizasyon firması onların adına düşünür ve sunar. Seçtiğiniz mekanı hayalinizdeki düğüne uydurmaya çalışmak yerine hayalinizdeki düğüne uygun bir mekan seçmelisiniz.
Hepimiz biliriz ki takı ve mücevher düğünde gelinin şıklığını artıran ve onun cazibesini farklılaştıran en önemli aksesuardır. Yalnız takıların asaletinden kastımız gelinlik üzerine iliştirilen altınlar ya da paralar değil. Şimdilerde adet altınları altın kesesine koymak. Gelinin kıyafetini tamamlayacak takılarını rahatça sergileyebilmesi için en güzel yöntem de bu zaten. Doğal ışıltı beyazlar içindeki geline iyi gelecektir. Gelinliğinizle sadeliği temsil ederken renk cümbüşünden uzak durmanız yararınıza olacaktır. İnci geline en çok yakışan takılardan biri bunun yanında hafif ışıltılı ya da taşlı takılar da göz kamaştıracaktır.
Takının Asaleti Düğüne Yansır
En Çok Yakışan Takıyı Alın Gelinlik seçerken yaptığınız gibi takı seçerken de kişilik özelliklerinizi göz önünde bulundurup görüntünüz ve ruhunuzun çatışmasını önlemelisiniz. O gece gelinliğiniz kadar takılarınız da göz doldurmalı. Vücut şeklinizle alakalı bazı ufak sorunları da uygun takı seçerek görünmez hale getirebilirsiniz.
Boynunuz Kısa İse Eğer boynunuz kısa ise hacimli, dar boyun takı ve zincirlerinden vazgeçmelisiniz. Boynunuzu daha kısaymış gibi gösterir ve hiç estetik olmayan bir görünüme sahip olursunuz. Takılarınızı mümkün olduğunca göğüs üst hizasında ya da yakanın yüksek olan kısmında kullanmaya çalışın.
İnce ve Uzun Boyunluysanız İnce ve uzun boyunlu iseniz tercih etmeniz gereken takı modelleri tüm zincirler ya da boyuna sıfır takılar olmalı.
Minyonsanız Minyon bir yapınız varsa iri takılardan kaçınmalısınız. Vücut yapınıza uygun olarak küçük ve kibar takılar kullanmalısınız.
Hafif Kiloluysanız Amacınız dikkati yüzünüzde toplamak olmalı. Vücudunuzun üst kısmı daha dolgun ise uzun, iğneli, sarkık, bir kaç halkadan oluşan zincirler ve büyük takılardan kaçınmalısınız. Yarı uzun veya kısa zincirler size en uygun olanlarıdır.
Gelin’in Acil Durum Çantası
Bir düğünün en gözdesi olan gelin bile el üstünde tutulmasına rağmen zaman zaman aksiliklerle baş başa kalabilir. Tırnağın kırılmasından tutunda bembeyaz gelinliğin lekelenmesine kadar türlü türlü felaket senaryosu üretilebilir. Böylesine özel bir günde acil durumları maharetle atlatabilmeniz için küçük bir zahmetle hazırlayacağınız acil durum çantası en mutlu gününüzü garantiye alacaktır. İçeriğini aşağıda belirlediğimiz çantanızı sizinle her yere gelen bir yakınınıza emanet etmenizde fayda var. Yeter ki ihtiyacınız olduğunda çantaya ulaşabilin.
Gelinin Güzelliğine Zeval Gelmemeli Yüz pudrası Nemlendirici krem Islak ve kuru mendil Gelin makyajında kullanılan tonlarda makyaj malzemeleri Bebek pudrası; beyaz gelinlikte lekeyi kapatacak en pratik malzemedir. Lekeyi çıkarmak mümkün olmuyorsa üzerine su sürüp pudrayla kaplayın. Deodorant ve koltuk altı rolonu Parfüm Oje ve aseton ve tabi bir miktar pamuk Küçük bir havlu; makyajınızı temizlerken boynunuza koyarak gelinliği lekelenmekten kurtarabilirsiniz. Saçınız için saç spreyi, sert jöle, tel toka, tarak ve fırça
Her şeyin Başı Sağlık Ağrı kesici- ateş düşürücü daha evvel de kullandığınız bir ilaç Ufak çapta sakinleştirici bir ilaç Heyecandan etkilenen mide için anti-asit tabletleri Alerji ilacı Kullandığınız reçeteli bir ilacınız varsa unutmayın Yara bandı Boğaz pastili Tampon ya da hijyenik ped
Ayrıntının Azizliğine Uğramamak İçin Toplu iğne Yedek küpe arkaları Damat için yedek düğme Topuğu rahat bir ayakkabı Çantada taşınabilen küçük bir ütü O gün giydiğiniz renkte fazladan bir ince çorap Olası sökükler için küçük dikiş seti ve çengelli iğne Duvakta son anda oluşabilecek yırtılmalar için şeffaf bant Küçük bir makas Törpü
Biz
aslında
böylesine
bir
kahvaltıyı
hayal
etmemiştik. Ne kadar duysak da namını bu güzel mekanın,
tahmin
ettiğimiz
şeyler
Kayseri
standartlarındaydı. İşletme müdürü Oruç Bey’in sıcak karşılaması ile başlayan seramoni, bir yanda Ali Dağı’nın, bir yanda eşsiz
Kayseri
manzarasının
büyülü
etkisiyle,
etrafımızda ki ağaçların hemen yanıbaşımızdaki şelalenin sakin sesi ile birleşen harika bir sofraya dönüşüverdi. Masamızda neler yoktu ki... Çok keyifli bir kahvaltının verdiği müthiş haz, ekip arkadaşlarımızın
yüzündeki
gülümseme
ile
bütünleşiverdi. 1000 kişilik açık düğün için elverişli açık alan, 200’er kişilik bölümler halindeki 6 farklı salon ve çok yakında teras katta hizmete açılması planlanan ocakbaşı restaurantla Şelale Park, hem damağınız, hem de göz keyfiniz için HEM DERGİ tarafından tescillendi. Şimdiden keyifli sofralar...
Merak Edenler İçin; Şelale Park’ta her hafta sonu brunch keyfi var. Misafirleri çok özel olan bu mekanda, damak keyfiniz “fevkaladenin de fevkinde” bir haz alıyor. Mekana ulaşmak için Hisarcık Meydanından kent ormanına doğru dönüyorsunuz. 3 Dakikalık yolun sonunda ise mekana ulaşıyorsunuz. Kahvaltınızı sınırsız özgürlükle yapıp, dilediğiniz kadar çay tüketiyorsunuz. Bunun maaliyeti ise kişibaşı sadece 15 TL. Fotoğrafta masa üzerinde gördüğünüz herşey bu keyifli kahvaltıya dahil. Rezervasyon Telefon: 341 10 74
Lezzet durağı Lezzet durağı Soğan Çorbası MALZEMELER: • 4 soğan (ince doğranmış) • 50 g (1 çorba kaşığı) tereyağı veya margarin • 50 g rendelenmiş peynir • 1,5 litre su • Tuz ve karabiber • 4 dilim ekmek • Sıvı yağ (kızartmak için) • 2 çorba kaşığı (30) ml mısır unu HAZIRLANIŞI Küçük küçük doğranmış soğanları tencerede altın rengi olana kadar kavurun. Ateşten alın ve biraz soğutun. Üzerlerine 1,5 litre soğuk su dökün. Tuz ve karabiberi koyun. Kapağı kapatarak basıncı en yüksek dereceye ayarlayın. 5 dakika pişirin. Basıncı yavaş yavaş düşürün. Karışımı, biraz suyla karıştırılmış 2 çorba kaşığı (30 ml) mısır unuyla koyultun. Kızartma tavasında birkaç dilim ekmeği kızartın. Her bir dilimi dörde bölün. Ekmekleri bir çorba servis kasesinin dibine yerleştirin ve üzerlerine çorbayı boşaltın. Rende peyniri serpin. Çorba kasesini sıcak fırında birkaç dakika ısıtın ve servis yapın.
Tavuklu Patates Salatası MALZEMELER 1 adet tavuk göğsü (haşlanmış) 3 orta boy patates 2 tatlı kaşığı mayonez 1 büyük kase yoğurt 5 yaprak kıvırcık salata 1 diş sarımsak tuz ve karabiber HAZIRLANIŞI Haşlanmış tavukları iyice küçülecek kadar didikleyin, patatesleri iyice haşladıktan sonra iyice ezin yoğurdu mayonezle karıştırın tuzu isteğe göre sarımsağı ilave edin karabiberi bolca dökün (bu salataya tadını veren tavuğun karabiberli oluşudur) bir tarafta marulları ince ince kıyın, didiklediğimiz tavuğu yoğurt mayonez karışımının içine dökün, marulları ilave edin, iyice yoğurdu yedirin ve ardından patatesleri ekleyin, tekrar karıştırdıktan sonra üzerini bir kaşık yardımıyla düzleştirerek şekillendirin ve en son aşamada üzerine karabiber serpiştirin.
Avunya mantısı MALZEMELER 1/2 Kg Erişte 1 Kase Nohut 2 Çorba Kaşığı tereyağı 250 gr Kuşbaşı Et 1 Adet Soğan 1 Adet Domates 2 Su Bardağı Yoğurt 3 Diş Sarımsak Tuz, Karabiber, Kırmızıbiber HAZIRLANIŞI Erişteyi tuzlu suda haşlayın. Tepsiye yayıp, önceden ısıtılmış 200 dereceli fırında 10 dakika tutun. Geceden ıslattığınız nohutları haşlayın. 1 çorba kaşığı tereyağını tavaya alın. Eriyince yemeklik doğranmış soğan ile eti tavaya ekleyin. Domatesi küp küp doğrayıp tavaya alın. Tuzunu ve karabiberi ayarlayın. Fırından aldığınız eriştelerin üzerine eti yayın. Dövülmüş sarımsakla yoğurdu karıştırıp, dökün. Kalan 1 çorba kaşığı tereyağında kırmızıbiberi yakın. Mantının üzerine gezdirip servis yapın.
Pekmezli incir tatlısı MALZEMELER 2 su bardağı kuru incir 1 su bardağı bütün ceviz 4 su bardağı pekmez 2 su bardağı su 3 yemek kaşığı susam HAZIRLANIŞI Öncelikle kuru incirlerin her birini dörde bölelim ve bol ılık suda yıkayıp, süzdürelim. Öte yandan orta boy bir tencerenin içine su ve pekmezi birlikte koyalım. Bir tahta kaşıkla karıştırıp, ocağın üstüne oturtalım, altını açalım. Pekmezli su kaynamaya başlar başlamaz incirleri içine ekleyelim. Hep birlikte 15-20 dakika kısık ateşte pişirelim. Sonra altını söndürüp susamı ve ceviz içlerini ilave edip, yine tahta kaşıkla karıştırıp, soğumasını bekleyelim. Orta boy bir kavanoza doldurup, ağzını sıkıca kapatalım. Ya buzdolabında ya serin, ya da güneş görmeyen bir yerde muhafaza edelim. Reçel gibi ya da tatlı niyetine kullanabilirsiniz. Ani misafir gelince kullanabileceğiniz bir tatlıdır. Ama sakın ıslak kaşıkla bu tatlıyı almayın.. Hemen tatlının ağzında küflenme oluşur.
? Ne Kadar
Çekicisin Çekici olmak bazı insanlar için elde edilmeyen, zaten var olan bir özelliktir. Hatta bunlardan birine zamanın birinde kapılmış olabilirsiniz. Davranışlarını kontrol ederek çekici olmayı başaranları da unutmamak gerek. Peki, siz ne kadar çekicisiniz? Bunun için çaba sarf edenlerden mi yoksa sadece normal davrananlardan mısınız?
?
''world kitchens''
癟ok yak覺nda
?
Aşk denen şeyi tek kelimeyle anlatın desek hangi kelime size daha çekici gelir? a. Yoğunluk b. Sonsuzluk c. Huzur
( a ) lar çoğunluktaysa
Uzunca süre peşinden koştuğunuz adam sonunda bir akşam dışarı çıkmayı teklif etti ve fikrinizi sordu…
Marilyn Monroe dünyaya tekrar gelmiş! Karşı cinsi bir mıknatıs gibi çekmek için sadece içinizden geçtiği gibi davranmanız yetiyor. Yüksek topuklu ayakkabılar dolabınızın, kırmızı ruj ise makyaj çantanızın vazgeçilmezi. Cazibenizi kullanmayı ve bunun erkekler üzerindeki etkisini görmeyi çok seviyorsunuz. Kendinize olan güveniniz oldukça fazla. Vücudunuzu iyi tanıyor ve onu kullanmayı iyi biliyorsunuz.
a. Dans edebileceğiniz bir yere gitmek istersiniz. b. Loş ışık ve canlı müzik eşliğinde sohbet edebileceğiniz bir yere gitmek istersiniz. c. Sahilde, sokakta ya da parka el ele dolaşmak istersiniz.
( b ) ler çoğunluktaysa
Aşkınızın hayatın rutin ritmi içinde monotonlaştığını gördünüz, ne yapardınız? a. Küçük bir tatil ayarlayıp sevgiliye sürpriz yaparsınız. b. Mümkün olduğunca görünüşünüze dikkat eder, pozitif olmaya çalışırsınız. c. Aşkı canlı tutmak erkeğin görevidir diye düşünürsünüz.
Erkekler size nasıl bağlanır? a. Vücudum çok güzeldir, harika dans ederim. b. Bakışlarım büyü etkisi yapar. c. Güler yüzüm her zaman silahımdır.
Otobüstesiniz ve size ısrarla bakan yakışıklı bir adam var… a. Oldukça rahat davranırım hatta ben de bakarım. b. Arada bir bakar fazla yüz vermem. c. Çantamdan aynamı çıkarıp yüzümde ya da saçımda bir sorun olup olmadığına bakarım.
Her zaman ölçülüsünüz! Yeteneklerinizi ölçülü bir şekilde kullanmayı seviyor, her zaman kadınlığınızı ön plana çıkarmak istemiyorsunuz. Farklı durumlara göre farklı davranıyorsunuz. Sizi bir arkadaşınızın doğum günü partisinde tanıyanlar “son derece çekici” diye tanımlayabilirken, iş arkadaşlarınız “zarif”, lise arkadaşlarınız ise “sade” diyor sizin için. Erkekleri etkilemeyi seviyor ancak ölçülü davranmaktan da asla vazgeçmiyorsunuz.
Lise yıllarına dönelim biraz… a. Okulun en popüleri, en çok taklit edileniydiniz. b. Lise boyunca hep aynı kişiye aşıktınız. c. Aşk neymiş o kadar çalışılacak ders varken.
Bu filmler yeniden çekiliyor ve başrol siz olacaksınız, hangi filmi seçersniz? a. Temel İçgüdü’de Sharon’ın rolü. b. Notting Hill’de Julia Roberts’ın rolü. c. Titanic’te Kate Winslet’in rolü.
Sadece birini alacak kadar paranız var, hangisini seçersiniz? a. Yüksek topuklu, kırmızı bir ayakkabı. b. Kaliteli ipek bir bluz. c. Dijital fotoğraf makinesi.
Hayalinizdeki evi tarif eden en yakın şık hangisi? a. Deniz kıyısında, kayaların üzerinde ve camları yere kadar. b. Şehrin ışıkları üstünde bir çatı katı. c. Bahçesi çiçeklerle dolu bir kır evi.
( c ) ler çoğunluktaysa Her zaman doğal ve sadesiniz. Her zaman içinizden geldiği gibi davranmayı seviyorsunuz. Çoğu zaman lastik ayakkabıları yüksek topuklulara tercih ediyorsunuz. Fazla makyaj yapmayı gereksiz buluyor, çoğunlukla etekle değil pantolonla geziyorsunuz. Erkeklere karşı en güçlü silahınız tatlı gülümsemeniz ve içten gelen tavırlarınız. Ancak çoğu zaman ilk adımı onların atmasını bekliyorsunuz.
d
a atlarl an fiy y a l Ĺ&#x; a en b