Back-Up E-Magazine Temmuz 2015

Page 1

>back-up<

Temmuz 2015

e-magazIne

etkinlikler teknoloji seyahat danışmanlar sinema kitap


>ETKİNLİK>KONSER

CAZ VE FOLK TINILARI: JOAN BAEZ’İN RÜZGÂRINA KENDİNİZİ KAPTIRIN 1 Temmuz 21.30 / Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi

68 kuşağının sembolleşen müzisyenlerinden Joan Baez, 11 yıl aradan sonra festivalin konuğu oluyor. Temmuz ayının caz tutkunları için anlamı daima başkadır. İstanbul Caz Festivali’nin en heybetli konserlerinin, efsanevi açık hava performanslarının vaktidir ne de olsa Temmuz. Yaz sıcaklarıyla birlikte gönül yayları gevşerken, caz ritimlerini parklara, şık bahçelere, hiç umulmadık alanlara taşımasıyla ünlüdür Caz Festivali. Festival bu sene, Fenerbahçe Parkı’ndaki “Parklarda Caz” ve Kadıköy’deki “Gece Gezmesi” etkinlikleriyle Anadolu yakasına da taşınıyor. Mekânın müziğin büyüsüne kattıklarının önemini ne kadar iyi bilsek de, yine de iş sahnedeki performansı sergileyende bitiyor. Caz Festivali’nin konuk listesinin tepesinde öyle bir isim var ki, müzik tutkunlarının başının dönmemesi zor. 68 kuşağının sembolleşen müzisyenlerinden Joan Baez, 11 yıl aradan sonra festivalin konuğu oluyor. 1 Temmuz Çarşamba akşamı 21.30’da Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde hayranlarıyla buluşacak olan efsanevi ses, bu turnesinde “Diamonds & Rust”, “Donna Donna”, “Queen of Hearts” gibi kendi hitlerinin yanı sıra Leonard Cohen klasiği “Suzanne”, Bob Dylan’ın ölümsüzleştirdiği “Blowin’ in the Wind” ve bir kuşağın simgesi haline gelen “Imagine”ı seslendirecek. 30’dan fazla albümle müzikte yarım asrı geride bırakan, aktivist kimliğiyle de


KeyfePara ile

bu etkinliฤ i

%25 nakit geri รถdeme ile

izleyin.


popüler müziğin en önemli seslerinden kabul edilen Joan Baez, en son 2004 yılında 11. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olarak Açıkhava Sahnesi’ndeydi. 1969 yılında Woodstock’ın yıldız isimleri arasında yer alan ve kariyeri boyunca özgürlük ve insan hakları için yazılan şarkıların vazgeçilmez sesi olarak ölümsüzleşen Baez, 2007 yılında Grammy Müzik Ödülleri’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne de layık görülmüştü. Yalnızca müziğiyle değil, hayata karşı duruşuyla da efsane tabirini sonuna kadar hak eden Baez’le Açıkhava Sahnesi’nde buluşmak, pek çokları için bir müzik olayının ötesinde bir tür gönül borcu.


KeyfePara ile

bu etkinliฤ i

%25 nakit geri รถdeme ile

izleyin.


>ETKİNLİK>SERGİ


CAMIN ŞAİRLERİ

26 Temmuz’a kadar/Antik Palace Sanat Art Nouveau sanat akımının önemli bir parçası olan cam sanatının en büyük isimlerinden Émile Gallé’nin yanı sıra Daum kardeşler ve René Lalique’in de eserlerinin yer aldığı “Lucien Arkas Özel Koleksiyonu” Antik Palace Sanat Galerisi’nde ziyaretçilerini bekliyor. 1800’lerin sonunda cam sanatında ortaya çıkan akımın etkisiyle yaratılan eserler dünyanın en önemli koleksiyonlarından biri olarak görülüyor. Daha sonrasında Balat’taki Camhane’ye uğrayıp, geleneksel cam sanatımızla Batı’daki cam sanatı arasındaki paralellikleri ya da farklılıkları gözlemlemek için iyi bir fırsat.


>etkinlik>konser

JESSIE J 3 Temmuz 19.00/KüçükÇiftlik Park Bu yaz İstanbul’un görkemli pop konseri kontenjanını İngilizlerin yeni nesil pop idolü Jessie J dolduruyor. Son hiti “Bang Bang” ile müzik listelerini altüst eden Jessie J, milyonlarca albüm satışı ve kazandığı ödüllerle müzik dünyasının gözdeleri arasına hızlı bir giriş yaptı. “Bang Bang”in dışında “Domino”, “Price Tag” ve “Nobody’s Perfect” gibi parçalarının KüçükÇiftlik Park’ı dolduran kalabalık tarafından ezbere okunacağına şüphe yok. Renkli sahne şovlarıyla da tanınan Jessie J’nin oldukça genç bir kitleye de hitap ettiğini bildiğimizden, on beş yaş altındakilerin konserde refakate tabi olduklarını hatırlatalım.


KeyfePara ile

bu etkinliฤ i

%25 nakit geri รถdeme ile

izleyin.


>ETKİNLİK>KONSER

YASMINE HAMDAN

17 Temmuz 20.30 / Ankara Palas Devlet Konukevi “Tanrıça” lakaplı Yasmine Hamdan’ın kıvrak sesi bir kez kulağınıza çalınırsa bir daha aklınızdan çıkarmanız zor. Hamdan’ın konseri hafta sonundan yumuşak ve hasarsız bir şekilde çıkmak için ideal.

KeyfePara ile

bu etkinliği

%25 nakit geri ödeme ile

izleyin.


Kült yönetmen Jim Jarmusch’un filmi “Only Lovers Left Alive”’ın Tanca’da geçen sahnelerinden birinde bir semt barında söylediği şarkıyla ve inanılmaz sesiyle hafızalarımıza kazınan Lübnanlı şarkıcı Yasmine Hamdan, Ramazanda Caz’ın konuğu olarak İstanbul’da Uniq Açık Hava Sahne’yi salladıktan sonra Ankara’ya uğruyor. Ortadoğu’nun ilk indie/elektronik grubu olan Soapkills ile Arap dünyasında bir yeraltı ikonuna dönüşen Hamdan, Ortadoğulu kadın şarkıcıların duygu yoğunluğundan ve ince toplumsal eleştirilerinden ilham alsa da, sıradışı vokal anlayışı ile benzerlerinden ayrılıyor.


>ETKİNLİK>KONSER

ZAZ 30 Temmuz 19.00 / ODTÜ MD Vişnelik Onun “Je Veux” adlı şarkısını evde, radyo başında ya da sokaklarda duymayan var mı? Beş yaşından beri müzikle iç içe olan Zaz Ankara’ya geliyor. Onun “Je Veux” adlı şarkısını evde, radyo başında ya da sokaklarda duymayan var mı? Beş yaşından beri müzikle iç içe olan; uzun süre keman ve koro şarkıcılığı dersleri alan Zaz, sahnelerde ilk kez “Fifty Fingers” isimli Blues grubuyla arz-ı endam etmişti. Paris’teki sokak konserlerinde keşfedilen, kısa sürede videoları Youtube’un en çok izlenenler sıralamasında üstlerde beliren şarkıcının ülkemizde de ciddi bir dinleyici kitlesi var. Neredeyse her yıl Türkiye’ye uğrayıp şehir şehir dolaşan sevimli Fransız’ın bu yılki mini Türkiye turnesi, İstanbul’da Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde üç gün art arda sergileyeceği performansın ardından, ODTÜ Vişnelik Çim Amfi’de devam ediyor. 3 yıldır Ankara’ya uğramayan ZAZ’ın hayranları onun duru sesini özlemiş olmalı.


KeyfePara ile

bu etkinliฤ i

%25 nakit geri รถdeme ile

izleyin.


>ETKİNLİK>KONSER

BOĞAZİÇİ CAZ KOROSU 3 Temmuz 21.00 / Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Son yıllardaki başarılarıyla ve yarışmalarda kazandığı prestijli ödüllerle uluslararası arenada ses getiren Boğaziçi Caz Korosu, Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu sahnesine konuk oluyor.


KeyfePara ile

bu etkinliği

%25 nakit geri ödeme ile

izleyin.

Şef Masis Aram Gözbek yönetimindeki koro, bir üniversite müzik topluluğunu fersah fersah aştı, özgün müzikal deneyimlere girişen, ülkenin gündemine dair söz söyleyen bir kurum hüviyeti kazandı. Dünya Koro Şampiyonası’ndaki iki şampiyonlukla son zamanlarda her zamankinden çok adından söz ettiren koro, Türkiye başta olmak üzere ABD, Almanya, Avusturya, Çin, Fransa, İtalya ve Macaristan gibi ülkelerde sayısız performans sergiledi. Boğaziçi Caz Korosu, yaklaşık 40 kişilik kadrosuyla, çağdaş müzikten caza ve hatta çoksesli türkü düzenlemelerine kadar uzanan geniş bir repertuvara sahip. Daha önce yolunuz kesişmediyse, bu genç ekibin yenilikçi yaklaşımını mutlaka deneyimleyin.


>ETKİNLİK>KONSER

KeyfePara ile

bu etkinliği

%25 nakit geri ödeme ile

izleyin.


CEM ADRİAN

3 Temmuz 21.00 / The Roxx Pub, Antalya Ses rengiyle dinleyici ilk andan itibaren vuran Adrian, son albümünden parçalarıyla Antalya’da. The Roxx Pub sahnesi, Antalya’da kaliteli müzik dinlemek isteyenler için bir vaha işlevi görmeye devam ediyor. Cem Adrian’ın başka bir gezegenden yankılanıyormuş gibi duran 4.5 oktavlık sesini canlı dinlemek isteyen Antalyalılara ve yolu yaz sezonu tatil diyarlarına düşenlere duyurulur. Ses rengiyle dinleyici ilk andan itibaren vuran Adrian, 10 yıllık müzik kariyerinin olgun meyvelerini aldığı son albümü “Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum”dan parçalara ağırlık vereceği konserinde, hayranlarının dillerine dolanmış hitlerine de yer verecek.


>ETKİNLİK

GELECEK AYLARDA NELER VAR? Life in Color The Big Bang 1 Ağustos/KüçükÇiftlik Park, İstanbul Enrique Iglesias 19 Ağustos/KüçükÇiftlik Park, İstanbul

Zeytinli Rock Festivali 20-23 Ağustos/Zeytinli Dalyan Sahili, Balıkesir Mamma Mia! 29 Eylül/Zorlu Performans Sanatları Merkezi



>TEKNOLOJİ

‘AKILLI’ KOŞUN! Akıllı telefonlar sayesinde, şehrin keşmekeşinde koşu keyfi yaşamak, spor ayakkabılarını giyip kendini yollara vuran arkadaşlarınızın rotalarını takip etmek ve kendi koşu performansınızı değerlendirmek artık çok kolay.


Nike+ Running Sıradan bir koşu uygulamasından ziyade arkadaşlarınızla rekabete girebildiğiniz minimal bir sosyal medya platformu gibi işliyor Nike+. Yalnızca mobil uygulamadan değil, web sitesinden de aktivitelerinizi takip edip, harita üzerinden kendinizin veya arkadaşlarınızın rotalarını inceleyebiliyorsunuz. Uygulamayı çalıştırdığınızda sizin için makul hedefler önerip gerekli motivasyonu da sağlıyor Nike+. Koşunuzu bitirdikten sonra şarkılarınızın arasında Tiger Woods, Joan Benoit Samuelson veya Paula Radcliffe gibi meşhur sporculardan tebrik mesajı duyunca da şaşırmayın. Yeni eklenen Nike+ Coach özelliğiyle farklı seviyelere göre hazır koşu programları da sunuyor. Kısaca: Koşarken de sosyalleşmek mümkün. (iOS, Android, Ücretsiz)


Zombies, Run! Milyonları ekran başına çeken ‘Walking Dead’ gibi dizilerin sıkı takipçisiyseniz, sizin için doğru uygulamayı bulduk! Zombies, Run! koşu esnasında cihazınızdaki şarkıları çalarken arasına hikayeler serpiştiren ve performansınızı ölçüp sizi gerektiğinde de ödüllendiren bir nevi oyun. Zombi salgınından sonra hayatta kalan ufak bir topluluğun ‘koşucusu’ Runner 5’sınız ve kulaklığınıza radyo mesajları ile görevler geliyor. Bu görevleri yerine getirmeniz için tek gereken koşmak. Zaman zaman peşinize bir zombi sürüsü takılıyor ve kurtulmak için hızınızı arttırmanız gerekiyor. Anlayacağınız bir nevi radyo tiyatrosu dinliyorsunuz. Bir dizi gibi sezon


sezon ilerleyen hikâye sarıcı olunca bir sonraki bölümü dinlemek için daha düzenli koşmaya başlıyorsunuz. Oyunu daha interaktif yapmak için zamanla geliştirebileceğiniz bir üssünüzü barındıran, aynı zamanda koşu kayıtlarınızı tutan bir web sitesi de var. Yeni koşucular için de bir kardeş uygulaması var: Zombies, Run! 5K Training sizi sıfırdan başlatıp 5 km koşmaya alıştıran, hikâyenin ilk kısımlarına eklemeler yapan bir oyun. Şehir manzarasında koşmak sıkıcı geliyorsa zombilerden kaçmak gerekli heyecanı katabilir. Kısaca: Oyun dünyasını ve de zombileri seven koşucular için biçilmiş kaftan. (iOS, Android, Ücretsiz) PUMATRAC Nispeten yeni bir uygulama Puma markasının koşucular için ürettiği PUMATRAC. Koşmak için temel bütün bilgileri sağlamasının yanında en büyük özelliği ise basit ve şık bir arayüze sahip olması. Kafa karıştırmadan hemen koşmaya başlamak için ideal bir uygulama. Konumunuza göre başkalarının koştuğu rotaları görmek ve onları takip etmeyi de kolaylaştırıyor PUMATRAC. Motivasyon olarak da performansınıza göre ilginç bilgiler (“Şu ana kadar 5 futbol sahası etrafında koştunuz.” gibi) ya da entegre olduğu müziklerinizin arasına size motivasyon veren sesler geri bildirimler de sunuyor. Kısaca: Teknolojiyle aranız çok iyi değilse bile sorun değil! (iOS, Android, Ücretsiz) Runkeeper 28 milyon kullanıcının Runkeeper’i tercih etmesinin sebebi var; bir mobil uygulamanın koşucular için sunabileceği hemen her türlü şeyi barındırıyor. Arkadaş ekleme seçenekleri, detaylı istatistikler, kalp atışı ölçümleri, kulaklık yoluyla


aktarılan bilgiler, aktiviteleriniz boyunca çıkardığı haritalar, cihazdaki şarkıları kolayca aktarması, başka uygulamalarla ve sosyal medya hesaplarıyla iletişime geçebilmesi bunlardan sadece birkaçı. Uygulamanın sunduğu avantajlardan biri de ücretsiz veya satın alabileceğiniz programlar sunması, böylece koşularını düzenli hale getirmek isteyenler için her şeyi tek bir çatı altında topluyor. Kısaca: Sıkı koşucuların ihtiyacı olan her türlü özelliği bir arada barındıran bir uygulama. (iOS, Android, Ücretsiz) Runtastic Türkçe dil desteği olan bir koşu uygulaması bulmak zor. Runtastic’in de en büyük avantajları Türkçe seçeneğinin olması ve daha fazla cihazla uyumlu olması. Eli yüzü düzgün bir uygulama olmasının yanı sıra yine ihtiyacınız olabilecek her türlü istatistik bilgiyi ve rotayı da tutması da cazip kılıyor Runtastic’i. Başka bir artısı da ‘Story Running’ isimli özelliği; hazır koşu programlarına entegre edilmiş hikâyeleri satın alıp koşu sırasında dinleyebiliyorsunuz. Uygulamanın diğer bölümlerinde Türkçe desteği olsa da hikâyeler sadece İngilizce ve Almanca’da mevcut. Kısaca: Koşarken iyi vakit geçirmek için hikâyeler dinlemek isteyenlere… (iOS, Android, Windows Phone, BlackBerry, Ücretsiz)


KeyfePara ile MyBilet ve Biletix’ten yaptığınız sinema bileti harcamalarının

%25’i hesabınıza geri yatsın! Nasıl mı? Ayrıntılı bilgi için tıklayın.


Kurtuluş Senarist: Anders Thomas Jensen, Kristian Levring Yönetmen: Kristian Levring Oyuncular: Mads Mikkelsen, Eva Green, Eric Cantona Gösterim tarihi: 3 Temmuz

Yönetmen koltuğunu Danimarkalı Kristian Levring’e emanet eden “The Salvation”, Sergio Leone tarzı klasik westernleri sevenleri heyecanlandıracak, dört başı mamur bir film. 2012 yılında Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Danimarkalı aktör Mads Mikkelsen’in yanı sıra, büyülü gözleriyle her oynadığı filmde varlığını hissettiren Eva Green ve bir futbol efsanesi olan Eric Cantona Vahşi Batı’nın kendine has atmosferinde karizmatik karakterler olarak çıkıyor karşımıza. Adı üstünde, bir intikam öyküsü bu. Kadro da hayli sağlam!


Entourage Senarist: Colin Trevorrow Yönetmen: Doug Ellin, Rob Weiss Oyuncular: Adrian Grenier, Kevin Connolly, Jerry Ferrara Gösterim tarihi: 3 Temmuz

Bizi Hollywood’un mutfağına sokup, yeni yeni yıldızı parlayan bir aktörün Los Angeles’ın kurtlar sofrasında yaşadıklarını mizahi bir dille anlatan televizyon dizisi “Entourage” biteli üç yıldan fazla oldu, ama serüven şimdi de beyazperdede sürüyor. 2004’te başlayıp sekiz sezon süren bu HBO dizisinin Amerikalı ünlü aktör Mark Wahlberg’ün yaşamından ilham aldığını dizinin hayranları muhakkak biliyorlardır. TV, moda ve spor dünyasından ünlülerin geçidine sahne olan dizi, yıldızların ihtişamının arkasındakileri gözler önüne seriyor.


Bir Zamanlar New York Senarist: James Gray Yönetmen: Alan Taylor Oyuncular: Marion Cotillard, Joaquin Phoenix, Jeremy Renner Gösterim tarihi: 17 Temmuz

Başrollerde son yılların en gözde kadın oyuncusu Marion Cotillard ile maharetli Joaquin Phoenix olunca, 1920’lerin New York’unda yaşanan göç dalgasını anlatan bu dönem filminden beklentiler de yüksek oluyor. 2013’te Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan “The Immigrant” hiçbir zaman bu beklentileri tam olarak karşılayamasa da, anlattığı öykünün gücüyle yine de izleyici içine çekmesini biliyor. Kız kardeşiyle birlikte göç ettiği New York’ta tutunma mücadelesi veren Ewa’nın inancı ve yaşam koşulları arasındaki çatışma, filmin odak noktasını oluşturuyor.


Mission Impossible: Rogue Nation Senarist: Christopher McQuarrie, Drew Pearce Yönetmen: Christopher McQuarrie Oyuncular: Tom Cruise, Jeremy Renner, Simon Pegg Gösterim tarihi: 31 Temmuz

70’li ve 80’li yıllarda doğanların televizyon dizisi olarak tanıdıkları, kendi kendini imha eden görev videoları ve akıllara kazınan açılış müziğiyle özdeşleştirdikleri ‘Görevimiz Tehlike’ yeni kuşaklar için Tom Cruise’lu, bol efektli bir Hollywood serisi demek. 1996’da, gerilim filmlerinin usta yönetmeni Brian de Palma’nın çektiği filmle beyazperdeye transfer olan bu meşhur dizi, tıpkı Bond serisi gibi her daim devam edecek bir sinema fenomenine dönüştü. Serinin beşinci ayağı olan “Mission Impossible: Rogue Nation”da, becerikli ve karizmatik ajanımız Ethan Hunt, bu kez IMF’ye yöneltilen bir tehdidi savuşturmaya çalışıyor ve olayın arkasındaki örgütü tümden yıkmak için varını yoğunu ortaya koyuyor.


While We’re Young Senarist: Noah Baumbach Yönetmen: Noah Baumbach Oyuncular: Ben Stiller, Naomi Watts, Adam Driver Gösterim tarihi: 31 Temmuz

Hollywood’un senaryo konusunda en yetenekli isimlerinden Noah Baumbach, büyük ilgi toplayan gençlik filmi “Frances Ha”dan sonra yine New York sokaklarını arşınlayan bir filmle karşımıza çıkıyor. Bu kez iki farklı kuşaktan iki çiftin yollarını kesiştiren Baumbach, son yılların en çok tartışılan konularından Y kuşağına da eleştirel bir bakış atıyor. Sık sık Woody Allen’la karşılaştırılan Baumbach, yine büyük ustası gibi, New York’un entelektüel çevrelerinin hayatlarına çeviriyor kamerasını ve bol diyaloglu, ince bir mizaha sahip, su gibi akıp giden eğlenceli bir film çıkarıyor.


Başka Sinema Haziran Filmleri “Bize her gün festival” sloganıyla yola çıkan Başka Sinema, sürekli genişleyen salon profiliyle İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Mardin ve Eskişehir’de nitelikli sinemanın adresi olmaya devam ediyor. Başka Sinema’nın programı Temmuz ayında da bir hayli iddialı: Alman sinemasının son yıllarda yetiştirdiği en önemli yönetmenlerden Christian Petzold, ilk olarak İstanbul Film Festivali’nde izleyici karşısına çıkan filmi “Phoenix / Yüzündeki Sır”la 10 Temmuz’da vizyona da konuk oluyor. Nazi toplama kampından kurtulan Nelly’nin sıradışı öyküsünü ustalıkla çekilmiş bir dönem filmi atmosferinde anlatıyor Petzold. Nelly’nin ağır şekilde tahrip olan yüzü cerrahi operasyon sonucu tümden değişince, onu yepyeni bir hayat bekliyor. Zaman zaman kara film türüne göz kırpan “Phoenix” bulmacayı andıran bol sürprizli senaryosuyla sıradan bir dönem filminin çok ötesinde. Edebiyat severlerin, özellikle de Gustave Flaubert hayranlarının izlerken ayrı bir zevk alacağı “Gemma Bovery”, Flaubert’in ölümsüz romanı “Madame Bovary”ye selam çakıyor. Fransız taşrasına yeni taşınan bir İngiliz çiftin yaşadıkları, şehir hayatını bırakıp küçük bir kasabada fırıncılık yapmaya başlayan Martin’in derinden ilgisini çekiyor. Flaubert hayranı olan Martin, çiftin öyküsünün romandaki meşhur karakterlerin izinden gittiğini fark ettikçe, olaylara dahil olmaya başlıyor. Anne Fountaine imzalı bu zekice yazılmış Fransız romantik komedisi 17 Temmuz’da vizyona giriyor. Temmuz takviminde bizi en çok heyecanlandıran filmlerin başında geliyor “Victoria”. Tamamı tek bir planda çekilen film, teknik anlamda kusursuz bir gösteri sergilediği gibi, duygusuyla seyirciyi kıskıvrak yakalamayı da başarıyor. Berlin’de sıradan bir gece kulübünde başlayan “Victoria”, izleyiciyi İspanyol bir göçmen kadın ve yeni tanıştığı 4 kişiyle birlikte, gecenin geç saatlerinden sabahın ilk ışıklarına dek baş döndürücü bir hızla Berlin’in tekinsiz ara sokaklarında gezintiye çıkarıyor. 31 Temmuz’da gösterime giren film, nefesini tutarak izleme deyişinin hakkını veriyor.


>BACK-UP DANIŞMANLARI>STİL&ALIŞVERİŞ

STİLİNİZ NASIL? TEST EDİN!

Back-Up Stil ve Alışveriş Danışmanı Tülin Kermen

17 senelik stil ve alışveriş danışmanlığı tecrübeme dayanarak sizlere bir stil testi hazırladım. Bana nasıl alışveriş ve bakım yaptığınızı söyleyin, ben size stilinizi söyleyeyim! Ben yazarken çok keyif aldım umarım siz de okurken keyif alırsınız. Hangi dergileri takip ediyorsunuz? Takip ettiğiniz dergi, tarzınız konusunda çok şey anlatır. a- Marie Claire okuyorsanız, şehirli kadın tarzından hoşlanıyorsunuz ve stile inanıyorsunuz. Kadın olmaktan çok mutlusunuz. b- Vogue okuyorsanız moda sizi heyecanlandırıyor. Giyinmek için ilham almanız yetiyor. En yeninin peşindesiniz. c- Harper’s Bazaar okuyorsanız sizin içinizde gizli bir modacı ve tasarımcı var. d- All dergisi okuyorsanız nerede ne var gezmek yerine, her şeyi büyük bir katalogda görmek, zamandan kazanmak, kendi istediğiniz gibi kombin yapmak sizin işiniz. Bakımınızı bir rutine bağlı kalarak mı yapıyorsunuz yoksa kafanıza estiği gibi mi? Bakım yaparken rutine bağlı kalıyorsanız yenilikleri kabul etmekte zorlanan birisiniz demektir. Eğer kafanıza estiği gibi hareket ediyorsanız su gibisiniz demektir; her bardağın şeklini alan türden. Makyaj malzemelerini nasıl kullanıyorsunuz? a- Makyaj malzemelerini son damlasına kadar kullanan biri hayatta savaşçı, inatçı ve hatta dik başlı bir insandır.



b-Tam aksine, makyaj malzemelerini biraz kullanıp sonra bir diğerine geçen biri, denemeyi ve keşfetmeyi sever. Parfüm seçerken nasıl kokuları tercih ediyorsunuz? a- Taze: Parfüm seçiminiz nasıl biri olmak istediğinizle ilgili çok büyük ipucu verir. Fresh ve pudralı kokulardan hoşlanıyorsanız parfümü temizlik olarak görüyorsunuz demektir b- Baharatlı: Baharatlı parfüm seviyorsanız parfümü çekiciliğinizi, kadınlığınızı ortaya çıkarmak için kullanıyorsunuz demektir. c- Meyveli: Meyveli parfüm kullanıyorsanız dikkat çekmek ve farklı olmak için kullanıyorsunuz demektir. Alışverişe kiminle çıkmayı tercih ediyorsunuz? Alışverişe kiminle çıkıyorsanız o kişinin fikirleri sizin stilinizi destekliyor ya da köstekliyordur. Onların anlayışları sizin anlayışınıza aksederse, kendi tarzınızı yansıtmanız imkansız olur. Alışverişe yalnız çıkıyorsanız kıyafetinizle ilgili kimseden yorum almak istemeyenlerdensiniz. Bir kıyafette dikkatinizi ilk ne çeker? Bir bluzda veya bir pantolonda ilk olarak rengi dikkatinizi çekiyorsa siz duygusal birisiniz demektir. Modeli dikkatinizi çekiyorsa sonuç odaklı düşünen bir yapınız var demektir. Dikişi veya düğmesi çekiyorsa, titiz ve ayrıntılara dikkat eden mükemmeliyetçi biri olduğunuz anlamına gelir.



>BACK-UP DANIŞMANLARI>SAĞLIKLI BESLENME

METABOLİZMAYI HIZLANDIRARAK KİLO KONTROLÜ Back-Up Sağlıklı Beslenme Danışmanı Cansu Tektunalı

Harekete geçmek için gerekli motivasyonu bulamamaktan ya da bilgi eksikliğinden kaynaklanan çok yaygın bir söylem vardır. ‘Metabolizmam çalışmıyor’ . Metabolizma dediğimiz, hücrelerin canlılığını devam ettirmek için uğradığı kimyasal değişimlerin tümüdür. Bu değişimlerden bazıları yapıcı olurken (fazla enerjinin depolanması, uyku hormonu salgılanması v.s), bazıları da yıkıcı (Kilo verme, sindirim olayı gibi) olmaktadır. Yani metabolizma bizim müdahalemiz olmadan sindirim, dolaşım, solunum ve boşaltım faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Yaşamsal fonksiyonların devamında gerekli enerjiyi bazal metabolizma hızıyla bulabiliriz. İşte çoğu danışanın yanlış anladığı nokta burda aslında. Aynı boyda aynı kiloda olmalarına rağmen yaş, cinsiyet, yaşam tarzı, beslenme tarzı, sağlık durumu gibi faktörler metabolik hızda rol oynar. Bireysel olarak yapabileceğimiz belli başlı uygulamalarla metabolik hızımızı artırabiliriz. Su içmek Fazla su içen insanların içmeyenlere göre 5 kata kadar daha fazla enerji harcadığını gösteren bilimsel çalışmalar mevcut. Su içmenin yanı sıra su alımını arttırmanın başka yolları da var tabii ki. Bunlar arasında en önemlisi suyu bol miktarda içeren fakat kalorisi düşük sebze ve meyvelerin tüketimini arttırmak, salatalık, kiraz ve mürdüm eriği gibi.


Düzenli beslenmek Yakıt vermezseniz metabolizmanızın çalışmasını beklemeyin. Burada önemli olan doğru zamanlarda yakıtı vermektir. 3 ana öğünü düzenli yiyin. Arada yapay olmayan atıştırmalıklarla beslenmenizi destekleyin. Yeterli protein alımı Proteinler vücutta birçok yapım olayında görevlidir. Zorunlu olmadıkça yağ olarak depolanmazlar ya da enerji için kullanılmazlar. Proteinle karbonhidratı ayırmanın hiçbir mantığı yoktur. En basitinden yediğiniz ekmekte bile hem protein hem de karbonhidrat bulunur. Her yediğinizinin protein içeriğine bakın.


Sebzeler En başta suyun öneminden bahsettik. Sebzeler de yüksek su, lif, vitamin ve mineral içeriğiyle metabolizmayı hızlandırıp yağ yakımını artırıcı etkiye sahiptir. Sebze sevmiyorum diyorsanız, peynir, et, kuru baklagil ekleyeceğiniz salatalar çok iyi bir alternatif. Vücudun turbosu baharatlar Yüksek viteste bir metabolizma için en iyi seçim kesinlikle uygun baharatlar. Çorbanıza atacağınız bir tutam zerdeçal, kırmızıbiber, zencefil, karabiber veya kimyon hem porsiyonunuza lezzet katarak öğününüzü şenlendirir hem de anlık bir metabolizma artışı sağlayarak aldığınız kalorileri anlık harcatır. Yeşil Çay Sağlıklı beslenmeye ek olarak günde 2 fincan tüketiminin özellikle karın çevresi yağlanmayı azalttığı belirlendi. Yemek sonrası ya da öğün aralarında içine limon ve tarçınla içebilirsiniz. Kahve Kafeinin %10-15 civarında metabolik hızı artırdığı bulunmuş. Kalp-damar dolaşımı için de çok faydalı. Günde 1 fincan türk kahvesi içmeye çalışın. Onun dışında filtre veya sütlü kahve de içilebilir. Ama dikkat! Hazır veya kremalı kahveler aksine kilo vermeyi zorlaştırır. Hareketli yaşam Olmazsa olmaz olanlardan. Sadece az yiyerek fit olamazsınız. En zayıfından en kilolusuna kadar her yaştan insanın harekete ihtiyacı var. Yetişkinler için önerim, gün içerisinde yürünebilecek yerlere yürümeleri. Haftasonları da mutlaka açık havada spor yapmaları. Çocukların bilgisayar-tv karşısında daha az vakit geçirip mutlaka bir spora yönlendirilmeleri de yetişkinlik döneminde bonus olarak onlara geri dönecektir.



>BACK-UP DANIŞMANLARI>SPOR&FITNESS

KUVVET MODELLERİ Back-Up Spor ve Fitness Danışmanı Serhat Sıdal

Sizin için bu programlamayı iyi bir spor eğitmeni yapacaktır, ancak yine de kuvvet antrenmanları ve çalışma prensiplerini en kolay, en sade ve en anlaşılır yoluyla öğrenmekte fayda var. Genel kuvvet: Profesyonel sporcularda sezona başlamadan önce yapılan çalışmalardır. Sporu sağlık için yapan insanlarda ise ilk kez başlarken veya uzun aralardan sonra yeniden başlamak üzere kullanılır. Vücudun tüm kas gruplarını uyarmak, yüklemeye ve diğer antrenman modellerini çalışmaya uygun hale getirmek içindir. Genelde 3 set ve 12–15 tekrarla kullanılır. Setler arasında 30–45 saniye dinlenmek uygundur. Maksimum ağırlıkların %40 ila %50’si kullanılır, kuvvet geliştikçe ağırlıklar arttırılabilir. Maksimum kuvvet: Bu çalışmaya başlayabilmek için vücudun en az iki aylık bir dönemde hazırlanmış olması gerekmektedir. Kaldırılabilecek maksimum kilolarda 1-4 tekrar arası yapılmaya çalışılır. 2 veya 3 set bölge iyice ısıtıldıktan sonra esas sete girilir. Esas set öncesinde vücudun soğumasına izin vermeden 1 dakika veya biraz daha fazla dinlenilebilir. Kuvvette devamlılık: Geliştirilen maksimum kuvveti sürdürülebilir hale getirebilmek için kullanılır. Maksimum kuvvetimizin %70–%80 civarında bir yük kullanılması gerekmektedir. Tekrar sayıları 10 ve üzeri kişinin kaldırabildiği kadar devam eder ve ısınmış bir vücuda 2–3 set uygulanabilir. Set aralarında 30–45 saniye dinlenilebilir. Patlayıcı kuvvet: Yüksek dirençli etkilere hazırladığımız vücudumuzun bu şekilde gelişen etkiler altında ani reaksiyonlarla tepki vermesi gerekebilir. Örneğin kaçırmakta olduğumuz bir otobüsü aniden fark edip yetişebilmek için ortaya koyduğumuz hareket gibi. Bunun için maksimum kuvvetimizin %60-70’i ile hareketin pozitif aşamasını ortaya çıkardığımız (itiş, çekiş ya da kaldırış gibi) hızlı


ve dinamik bir şekilde yaptığımız çalışmalardır. 12–15 tekrar uygulanabilir ve 30-45 saniye dinlenilebilir. Özel kuvvet: Spesifik bir spor branşıyla ya da özellikli bir işle uğraşıyorsak, sadece yaptığımız işe özgü hareketlerin daha iyi yapılabilmesi için uygulanan kuvvet geliştirme antrenmanıdır. Bir cerrahın çok uzun süre öne eğik ve ayakta durmak zorunda olabileceğinden, özellikle bel, karın, boyun ve bacak kaslarının çalıştırılmasına özen göstermesini de örnek olarak verebiliriz. Çabuk kuvvet: İsminden de anlaşılacağı gibi kasın kasılıp gevşeme süratini geliştiren, reaksiyon hızını arttıran egzersizlerdir. Bu da doğal olarak bizim süratimizi arttıracaktır. Tüm diğer kuvvet modelleriyle geliştirdiğimiz gücümüze daha az şiddet uygulayıp hızlı hareket etme antrenmanıdır. Tekrardan çok zamana karşı yapılması daha doğrudur. Maksimum kuvvetimizin %50 ve altında dirençlerle çalışma yapılır. 30 saniye den 1–1,5 dakikaya kadar devamlı uygulanan bir direnci ne kadar çabuk yapabileceğimizi gösteren antrenmandır.


>BACK-UP DANIŞMANLARI>PSiKOLOJiK REHBER

ÇOCUKLARA ÖZGÜVEN NASIL KAZANDIRILIR? Back-Up Psikolojik Rehberi Çağlar Karaman

Özgüven, özellikle çocukluk döneminde ailenin tutum ve davranışları ile büyük ölçüde şekillenir. Ailenin genel tavrı, çocuklarına gösterdikleri güven, sağladıkları fırsatlar, almalarını sağladıkları sorumluluklar, başarıyı onaylama yöntemleri, çocuğun birey olma yolunda kişiliğinin gelişmesine olanak sağlar. Bu sürecin sağlıklı geçirilememesi durumunda ise kişinin gerek çocukluk döneminde gerekse ilerleyen yaşlarında kendini kabul edemeyen, güvenemeyen, utanan, çekinen bir birey olmasına neden olur. Çocuklarda özgüven gelişimini sağlamak adına anne ve babalara bazı görevler düşmektedir. • Çocuktan beklentiler gerçekçi olmalıdır. Henüz motor becerileri yeteri kadar gelişmemişken onu bir çok sanatsal ve sportif faaliyete sokmak ve başarızlığına göz yummak çocukta özgüven kaybına neden olacaktır. Aynı sebeple tuvalet eğitimi de yaşından önce verilmemelidir. Henüz kas yapısı tuvaletini tutmaya müsait değilken verilen eğitim hem aileler için hüsranla sonuçlanmaktadır hem de çocukta başarısızlık hissiyatı oluşturacaktır. • Akademik başarısı değerlendirilirken aldığı nottan ziyade derse olan ilgisi, alakası ve sosyal becerileri değerlendirilmelidir. Her çocuğun her dersten yüksek not almasını beklemek hem sizi hayal kırıklığına uğratacaktır hem de çocukta başa çıkamayacağı bir baskı oluşturacaktır. Bu baskı hem okula olan sevgisini negatif etkileyecek hem de kendisini yetersiz hissetmesine neden olacaktır. • Kıyaslamalardan mutlak suretle kaçının. Filancanın oğlu sizin oğlunuzdan daha akıcı konuşuyor olabilir, filancanın kızı sizin kızınızdan daha çok şarkı sözü biliyor olabilir. Bu, sizin çocuğunuzu yetersiz ya da başarısız yapmaz. Sadece sizin


çocuğunuzun o kıyasladığınız çocuktan daha farklı ilgi alanları olduğunu gösterir. • Okul yaşantısında ya da gittiği kurslarda başarılarından çok çabasını değerlendirin. En nihayetinde onun bir çocuk olduğunu ve bir yetişkin kadar hırs, konsantrasyon ve istek gösteremeyeceğini aklınızda bulundurun.


• Çocuğunuzun özbakımını yaşına uygun bir şekilde yapmasına olanak tanıyın. Yaşlara göre özbakım becerileri değişmektedir. Bu konuda bilgi sahibi olup ona göre beklentilerinizi şekillendirmeniz sağlıklı olacaktır. • Çocuklarınız bir problemle karşılaştığı zaman o problemi çözmek yerine çocuğunuza o problemi nasıl çözeceğini öğretmeniz gerekmektedir. Hazıra alışan ve sorumluluk almaktan yoksun büyüyen çocuklar kendilerini değerlendirebilme fırsatı bulamadıkları için özgüven konusunda da sorun yaşarlar. Bir şeyleri kendi kendine hallettiğini gördükçe de kendilerine inanmaya başlarlar. • Sıkıntılarını dinleyin ve kendisini ifade etmesine izin verin. Konuşma hakkı tanınmayan çocuklar ileride de söylemek istediklerini söylemeye çekinen bireylere dönüşeceklerdir. • Yarım kalan işlerini tamamlaması için motive edin. Bir şeyden sıkıldığı zaman önüne hemen başka bir şey koyuyor olmak ilerki yaşantısında da sorun çözmekten ziyade sorundan kaçan bir birey olmasına neden olacaktır. Sorun çözemeyen birisi de ister istemez özgüven problemleri yaşayacaktır. • Özellikle 3-6 yaş dönemi içerisinde çocuklar ebeveynlerini çok fazla izliyor ve davranışlarını takip ediyor olurlar. Sizler anne baba olarak kendinden emin, rahat ve çözüm odaklı tavırlar sergilemezseniz, söylediklerinizin çok bir anlamı olmayacaktır. Çocuklar sözlerden çok davranışlara önem verir. Bir çocuğa sigaranın zararını anlattıktan yarım saat sonra karşısında sigara içiyorsanız o çocuk asla sigaranın zararlı olduğunu kabul edemeyecektir. Özgüven konusunda da bu aynı şekildedir. Eğer göstermesini beklediğiniz bir davranış varsa siz


de onunla birlikte o şekilde davranmalısınız. • Çocuklar gelişim süreçleri içerisinde sürekli olarak sınırlarını belirlemeye çalışırlar. Bu sınırlar net bir şekilde belirlenemezse çocuk, kendi öz kontrolünü geliştirmekte problem yaşar. Bu da akademik ve sosyal yaşantısında zorluk yaşamasına, bu sebeple de kendine olan inancını kaybetmesine neden olur. Belli bir disiplin evin içerisinde muhakkak olmalıdır ve bu sınırlar anne, baba ve evde yaşayan başka akrabalar ya da bakıcılar tarafından benimsenmeli, herkes tarafından uygulanmalıdır. • Başarılı olabileceği ortamlar yaratmaya çalışın. Bir oyun oynarken kasten yenilmek çocuğa özgüven kazandırmaz, bu maalesef yanlış bilinen bir doğrudur. Aksine sizin samimiyetinizi sorgular. 4 yaşınızdaki oğlunuzla teke tek maç yapıyorken maçı kaybetmeniz gerçekçi değildir. Maçı kazanırken onun da bazı başarılar kazanmasına fırsat vermek önemlidir. Maçın galibi siz olsanız da maç bitiminde konuşulan konu onun attığı golün güzelliği ve kazanma çabası olmalıdır. • Çocuğunuz size bir şey anlatırken sadece dinlemeniz yeterli değildir. Ona değer verdiğinizi vücut diinizle de göstermelisiniz. Başka bir şeylerle uğraşarak yüzüne bile bakmadan diyalog kurmaktansa gözlerine bakarak, mümkün olduğunca onun hizasına gelerek anlattıklarını kulak vermek, çocuğun önemsendiğini hissetmesini sağlayacaktır. • Kendi işleriniz ile alakalı olarak da yaşına uygun bir şekilde kendisinden yardım isteğinde bulunun ve bu yardımı takdir edin. Bunlar ve bu paralelde davranışlar çocuğunuzun kendini değerlendimesine olanak tanıyacak, yaptığından emin, çözüm odaklı, başarılı, istekli ve özgüveni yüksek bir birey olmasını sağlayacaktır. Bu tip durumlarda bir uzmanla birlikte çalışıyor olmak, davranışları birlikte gözden geçirmek çok daha faydalı olacaktır.


>BACK-UP DANIŞMANLARI>LEZZET

VAZGEÇEMEDİĞİM TAT: TAHİN Back-Up Lezzet Danışmanı Şef Ceyda Baza

Tahin, un ve öğütme anlamına gelen arapça kökenli bir kelime. Çok uzun süre değil, bundan 15-20 sene evvel hayatımızda sadece üç şekilde kullanılıyordu. Bakkal ve pastanelerde, teneke içerisinde pekmezle beraber satılırdı. Tahin tenekesi daha küçük, pekmez tenekesi daha büyük olurdu. Sanırdık ki tahin, sadece pekmeze eşlik etsin diye vardı. Tahinli çörek ve helva ise eve götürmek için hazır aldığımız güzelliklerdi. Eğer ailede Güneydoğulu veya Kıbrıslı yoksa, humus da evlerde pek yapılmazdı. Şimdi ise tahin her geçen gün daha heyecanlı bir şekilde kullanılarak hayatımızdaki yerini genişletiyor. Bir taraftan da, sürülebilir çikolatanın zor bulunduğu dönemde bizi büyüten tahin-pekmez karışımının popülerliğinin, şimdi ona alternatif birçok ürünün kolayca bulunabilmesinden dolayı azalması içimi sızlatıyor. Pekmezin memleketinden gelen bir çocuk olarak bu değere ucundan sahip çıkmak, tahin mucizesinin farklı kullanımları için size ufak pencereler açmak istiyorum. Çevre ülkelerde tahinin, tıpkı bizim tahin-pekmez gibi günlük hayatımızın çok içinde kullanımlarının yanı sıra yıldızlaşan varyasyonları da var. Bu uygulamaların benzerleri tahinin olduğu yerlerde tabii ki var ama en ön plana çıkanları kendimce özetlemek istedim. Tahin; • Lübnan’da hem humus hem de falafelin yanına sos olarak, • Ermenistan’da lahmacun içine konarak, • Kuzey ve Güney Kıbrıs’ta limonla kıvamını açıp başlı başına bir meze olarak, güneyde ise aynı meze çoğunlukla şiş kebaba batırmalık olarak, • Irak, İran ve çevresinde hurmadan yapılan, rab isimli pekmez yanında, • Yunanistan’da bal ve kakao ile...Hatta bundan yola çıkarak nutella gibi kavanozlarda dahi satılarak…


• İsrail’de, Lübnan’a benzer şekilde ve döner kebapla birlikte kullanılır. Bu geleneklerin yanında tahinin özellikle patlıcanla özel bir ilişkisi, nohut ve fasulye gibi bakliyatlarla doğal olarak kurulmuş bir dostluğu, sumakla, onun ekşisini dengeleyerek tadını daha güzel ortaya çıkardığı bir dansı var. Tahinli Piyaz 1 adet soğanı piyazlık doğrayın. Üzerine ince kıyılmış 1/3 bağ maydanozu ekleyin. 1 çay kaşığı pul biber ve 400 gr konserve fasulyeyi sudan geçirip, üzerine ekleyin ve karıştırın. Ayrı bir kapta 1 limonun suyunu, 4 çorba kaşığı tahini, 12 çorba kaşığı zeytinyağını ve 1 çay kaşığı tuzu karıştırıp, salataya ekleyin. 2 yumurtayı sos tenceresine koyup üzerlerini geçene kadar soğuk su koyup, haşlayın. Su kaynadıktan sonra altını kısıp 7-8 dakika daha pişirin. Ardından soğuk sudan geçirerek soğutun ve dilimleyerek piyazın üstüne servis edin. 4 zeytinin çekirdeklerini çıkarıp, 2 veya 3’e bölüp piyazın üstüne serpiştirin. Süslemek için birkaç yaprak maydanoz serpiştirip, zeytinyağı gezdirin.


Tahinli Pekmezli Süt Bu tarifle Nevşehir’e selam etmek isterim.Tahin pekmez karışımı kimi çocuğun çok sevdiği kimisinin de ‘Çakma Sarelle’ ye benzediği için burun kıvırdığı bir karışım. Size benzemeye çalışan, özenen çocuklarınızı sabah kahvenizi içerken “Sana da kahve yaptım” diyerek ikna edip, içirebileceğiniz, inanılmaz besleyici bir içecek. 1 çorba kaşığı tahin ile 4-5 çorba kaşığı pekmezi karıştırın. 1 su bardağı sütü tencerede kaynatıp, ocaktan alın. Daha baskın tahin tadı arayanlar, bu oranı arttırabilir. Süt köpürtme aletiniz var ise köpük yapıp, üzerine bir parça pekmez gezdirerek servis edebilirsiniz. Hazırladığınız tahin-pekmez karışımını sütün içinde eritecek şekilde karıştırın. Çocuğunuza sizinle beraber sabah sefası yapmak için verin. Siz de kuvveten düştüyseniz bu içecek size de iyi gelecektir. Tahinli cheesecake 1 paket tereyağlı bisküvi eti burçak 80 gr tereyağı 2 paket labne peyniri 1 küçük paket sıvı krema


1 su bardağı toz şeker 1 paket vanilya 3 yumurta 3 çorba kaşığı tahin 3 çorba kaşığı pekmez 1,5 su bardağı şeker 1 su bardağı ceviz içi 1 tatlı kaşığı tereyağı/margarin Kelepçeli kalıbınızın (ben 20’cm lik kullandım)dışını alüminyum folyoyla kaplayıp fırın tepsisinin içine koyun.Tepsinin içine su doldurun. Taban için bisküvileri rondodan geçirip un haline getirin. Eritilmiş tereyağı ile karıştırıp kalıbınızın tabanına bastırarak döşeyin. Peynirleri, şekeri, kremayı ve vanilyayı derin bir kabın içine alın ve homojen bir karışım olana dek çırpın. Yumurtaları teker teker ilave edin ve her seferinde karışıma iyice yedirmek için çırpın. Tahin ve pekmezi de ilave edip iyice karıştırın ve bisküvi tabanının üzerine boşaltın. Önceden ısıtılmış 180ºC deki fırında pişirin. Tepsiyi salladığınızda kenarlar katılaşmış, ortası sallanıyorsa olmuş demektir. Fırını kapatıp fırının içinde 10 dakika daha bekletin ve sonra kapağı açıp fırının içinde bir 20 dakika kadar daha bekletin. Daha sonra dışarıya alıp soğutun. Buzdolabına kaldırın ve en az bir gün beklettikten sonra servis yapın. Ceviz krokan için şekeri küçük bir tavaya alıp ocağa koyun.Kısık ateşte şekerler eriyip rengi koyulaşana kadar tutun. Bu arada ara sıra kenarlarını sıyırarak karıştırın. Karamel rengi alan şekere cevizleri ilave edip karıştırın. Bir iki fokurdatıp ateşten alın ve margarin/tereyağı sürdüğünüz temiz mermer tezgah üzerine dökün. Soğuyunca elinizle kırın. Krokanı rondodan geçirip pastalarınızın arasında ya da üzerinde de kullanabilirsiniz.


>BACK-UP DANIŞMANLARI>EĞLENCE

Boğaziçi Borsa

HAYIRLI RAMAZANLAR Back-Up Eğlence Danışmanı Richie Varon Ramazanın başlamasıyla sizlere İftar açmanız için çok güzel restoranlar önermek istiyorum. Boğaziçi Borsa İstanbul’un en önemli uluslararası kongre merkezi olan Lütfi Kırdar Uluslarası Kongre ve Sergi Sarayı’nın Boğaz’a bakan en güzel yerine konuşlandırılmış olan Boğaziçi Borsa, yaz mevsiminde açık havada da hizmet verebiliyor. Tüm malzemeler günlük olarak ve en kalitelisinden seçiliyor, buzdolabına bile girmeden pişirilerek


Eminönü Hamdi misafirlere servis ediliyor. Örneğin, et Susurluk’tan, buğday Yalvaç’tan, fasulye Adapazarı’ndan getirtiliyor. Balık ve sebzenin en iyisi yine her sabah balık ve sebze halinden özenle seçilerek misafirlere sunuluyor. İFTAR 140TL Eminönü Hamdi Mısır Çarşısı’nın yakınındaki Hamdi Et Lokantası 1970’ten beri Güneydoğu’nun benzersiz kebaplarını hem turistlere hem de İstanbullular’a sunuyor. Benim favori mekanlarımdan biri. Gerçekten çok lezzetli! İFTAR: 95TL Venge Venge’nin Levent şubesinde iftar menüsü döner ve ocakbaşı çeşitleriyle çok lezzetli bir seçenek sunuyor. Hesaplı fiyat politikasıyla çok leziz. İstanbul’un en


Günaydın Et gözde mekanları arasında yer alan Venge’de orucunuzu açın. İFTAR: 90 TL. Günaydın Et Etiler Günaydın benim en beğendiğim mekanlar arasındadır. Üstelik Avrupa ve Anadolu yakasınındaki tüm şubelerinde iftar menü fiyatları aynı! En popüler et lokantalarının başında gelen Günaydın Et, müşterilerine sunduğu Güneydoğu mutfağından örnekler ve zengin et menüsüyle ön plana çıkıyor. 36 yıl önce Bostancı’da kasap olarak açılan ve çiğ et üretimini kendisine görev edinen Günaydın Et, 12 yıldır restoran olarak da hizmet veriyor. Güneydoğu Anadolu mutfağıyla, kalite ve lezzet konusunda rakip tanımayan restoran, lezzet keyfini doruğa taşıyor. Kullanılan malzemeler, Güneydoğu Anadolu’dan geliyor. Ocakbaşı ve çiğ köfte arabası hizmetinizde. Burada her şey hızlı ve leziz. İFTAR : 90 TL


Hacı Abdullah Asitane Restaurant Osmanlı mutfağının unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerini saray aşçılarının arşivlere geçmiş tarifleriyle yeniden canlandıran Asitane Restaurant, her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayının geleneklerini yaşatmaya devam ediyor. Osmanlı aşçılık sanatının en nadide örneklerine bu kutsal ayın bereketini eklediğimiz Ramazan sofralarımız; iftariyeliklerle, çorbalarla, böreklerle ve şerbetlerle zenginleşiyor. İFTAR: 95 TL Hacı Abdullah Osmanlı Saray Mutfağı’nın en lezzetli tatları, İstanbul’daki bazı restoranlarda eski geleneklere uygun olarak servis ediliyor. Saray yemekleri arasında Hünkarbeğendi’den Elbasan Tava’ya, Vişneli Sarma’dan Boran-i Hassa’ya padişahların en sevdiği lezzetler yer alıyor. İFTAR : 90TL ile 150 TL arasında değişiyor.


Bakırköy Hünkar Lokantası

Bakırköy Hünkar Lokantası Türk mutfağının dünya çapındaki yeni gözdesi, Travel & Leisure dergisi tarafından “Avrupanın en iyi 3 restoranı arasında gösterilen Hünkar Lokantası mesleğini kuşaktan kuşağa geçiren bir ailenin İstanbul’da kurduğu bir lokanta. Restoran ilk 1950 yılında Fatih’te açılıyor ve 2000 yılı sonlarına kadar bu ilk gözağrısı semtte mütevazi görünümlü ama yemekleri ile nam salan, Türk mutfağı denince akla ilk gelen isimlerden biri olarak hizmet veriyor. Daha sonra şehrin diğer semtlerine taşındığında Fatih müdavimleri onu izliyor elbet ama geleneğin ev mutfağı anne şefkati ile buluştuğu bu tatlar sürekli damak hafızasına sahip çıkan yeni müdavimler de ediniyor. Hatta sınır ötesine en çok komşu Yunanistan’a kadar. Esnaf lokantası havasına sahip mekanın sulu yemekleri çok lezzetli. Izgara seçenekleri ve sulu yemekleri ile zengin bir menü sunuyorlar. Nohut ve hamsili pilavı mutlaka denemenizi öneririm.


Üsküdar Kanaat Lokantası

Ortaköy Feriye Lokantası Geleneksel Türk ve Osmanlı mutfağının güncelleştirilmiş sentezinin sunulduğu Feriye Lokantası, geleneksel ve doğal gıda ürünlerinin tedariğine bağlı olarak menülerini mevsimlere göre oluşturuyor ve klasik damak tatlarını koruyor. İstanbul Boğazı’nın en güzel yerlerinden birinde bulunan Feriye, her gün yüzlerce konuğuna hizmet vermekte. Deniz kenarında şık bir iftar açmak isteyenlere.... Kişi Başı İFTAR: 150 TL Üsküdar Kanaat Lokantası Üsküdar’daki meşhur Kanaat Lokantası’ndan bahsetmek istiyorum. 80 yıldır hizmet vermekte olan ve artık kült bir restoran haline gelmiş olan Kanaat’i çok uzun yıllardır Rumelili bir aile işletmekte. Yaklaşık 65 kişi çalışıyor ve çalışanların hizmet ortalaması 30 yıl. Bu nedenle lezzet hep aynı, hiç değişmiyor. Üsküdar


Çiya

denilince aklamıza ilk önce Kanaat Lokantası’nın gelmesi hiç de tuhaf değil... Sultanlara layık Osmanlı sofrası meraklıları için çok lezzetli!!! Kanaat Lokantası hiç değişmeyen personeliyle, 220 kişilik kapasitesi, her gün taze olarak üretilen 100-120 çeşit tatlısıyla, zeytinyağlısıyla, sıcak yemekleriyle, dondurmasıyla, yoğurduyla İstanbullulara hizmet veriyor. Çiya Gaziantep mutfağından Doğu Anadolu’ya ve Karadeniz’e uzanan çok zengin bir yöresel yemek menüsü sunuyor. Nohutlu, mercimekli alaca çorbası, kuzu etli ve soğanlı beyran çorbası, tavuklu buğdaylı öz çorbası, kuru kayısı ve kuzu etiyle yapılan çir aşı, bamya ekşisi, domates tava, koyun bağırsağından yapılan mumbar (bumbar), Çiya’nın sunduğu Antep lezzetlerinden birkaçı. Kadıköy çarşı içindeki birbirine 20 metre uzaklıktaki üç restoranıyla faaliyet gösteriyor.


Size Özel

Avantajlar 2015

Spalar, wellness merkezleri, masaj paketleri, oteller, spor salonları, konaklama seçenekleri ve daha fazlası... İndirim ve avantajları görmek için tıklayın.


>BACK-UP TRAVEL

JAPONYA

Farklı kültürleri keşfetmek isteyenlerin öncelikli duraklarından olan Japonya, Uzak Doğu turları ile görülebilecek ülkeler arasındadır. Japonya üç binden fazla adadan oluşur, 128 milyonluk nüfusuyla dünyanın nüfus açısından onuncu büyük ülkesidir. Osaka Osaka Kalesi, Umeida Sky Binası, Tsurumiryokuchi Parkı, Smuyoshi Taisha Tapınağı ve Namba Caddesi gezip keşfetmek için sizi bekliyor. Osaka’ya 45 dakika uzaklıktaki Kobe liman şehrini gezebilirsiniz. Kobe’de liman bölgesini gezip, sake üretim merkezini ziyaret edebilirsiniz. Kyoto 1000 yıldan fazla bir süre boyunca Japonya’ya başkentlik yapmış ve bu süre zarfında en güzel Japon sanatı, kültürü, dini ve düşünce tarzının hazinesi haline gelmiştir. Nijo kalesi, Golde Pavillion, İmparatorluk Sarayı, Kiyomizu Tapınağı, Sannenzaka


Caddesi görülmesi gereken önemli yerlerdir. Geleneksel sanatların ve tiyatro severlerin buluşma noktası Gion Köşesi ise harika bir mekandır. Geyşa gösterilerini Portocho Sokağı ve Gion Semti meydanındaki mekanlarda seyredebilirsiniz. Hakone Ulusal Parkı ile Owakudani Termal Vadisi görmeden şehirden ayrılmayın. Fuji Dağı’nın tepesinde yer alan Visitor Center’ı da gitmişken görmenizde yarar var. Tokyo Tokyo, Japon hükümeti ve imparatorluk ailesinin yaşadığı yer olarak bilinir. Otobanları, demir yolları, meşhur tapınakları ve doğal güzellikleri ile etkileyici bir şehir olan Tokyo, ışıl ışıl caddeleriyle görenleri kendine hayran bırakır. Şehirde bulunan İmparatorluk sarayı, Asakusa Kannon Tapınağı ve Ueno Park gibi yerler görülmeye değerdir. Muazzam koleksiyonlara ev sahipliği yapan Tokyo Ulusal Müzesi, Japon ve Asya sanat eserlerinden en güzel örnekleri görebileceğiniz önemli bir müzedir. Çeşitli otantik el işi ürünler, ipek ve pamuk elbiseler, oyuncak bebekler


ve fildişi eşyalar gibi kente özgü el sanatları şehirden alınabilecekler arasındadır. KYOTO KÜLTÜREL GELENEKLERİNİ ÖĞRENİN Kyoto kadim Japon kültürünün adeta bir fanus içerisinde saklanıp muhafaza edildiği bir yer. Kyoto çay seremonilerinin, kimono giyme törenlerinin, zen bahçe düzenleme ve kumaş sarma sanatının en yoğun görüldüğü şehirlerin başında geliyor. Şehrin sokaklarında dolaşırken karşınıza ansızın bir geyşa çıkarsa şaşırmayın. OKINAWA ADASI’NDA UZUN YAŞAMIN SIRLARINI KEŞFEDİN Okinawa Adası, dünya üzerindeki o en yaşlı insanların yaşadığı yer. Konunun uzmanları


Okinawa Adası’nın havasını, suyunu, toprağını, yaşam biçimlerini inceleyerek işin sırrını çözmeye çalışıyorlar. Okinawalıların yediği besinleri yiyerek, havasını soluyarak, milli parkları ve doğal güzellikleriyle ünlü bu cennet adada ömrünüze ömür katabilirsiniz. SUMO GÜREŞÇİLERİNİ YAKINDAN GÖRÜN Sumo güreşi, Shinto dini esaslarına göre gerçekleştiren geleneksel bir Japon sporu. Amaç rakibin dengesini bozarak 15 metrelik ring dışında çıkarmak veya vücudunun herhangi bir kısmının yere değmesini sağlamaktır. Dev cüsseleri, ilginç kıyafetleri ve saç stilleriyle sumo güreşçilerini yakından görme şansına sahip olmak bir seyahatsever için mükemmel bir deneyim olacaktır.


HONSHU VE SHIKOKU ADALARINDA BİSİKLET TURU ”Dünya üzerinde bisiklet sürmek için en keyifli güzergah hangisidir?” diye soracak olursanız şüphesiz cevabımız Seto İç Denizi’nin etrafında bulunan Honshu ve Shikoku adaları olurdu. İki adayı 7 köprüyle birbirine bağlayan bu bölge, ziyaretçilerine mükemmel bir bisiklet sürme deneyimi sunuyor. BİR GEÇİT TÖRENİ İZLEYİN Japonya’da dini veya geleneksel geçmişi yansıtan festivaller büyük ilgi görüyor. Birçok yerli ve uluslararası katılımcı geleneksel kıyafetler giyerek bu festivallere katılıyorlar. Jidai Matsuri festivalinde Japon tarihini yansıtan ünlü figürler ve tarihi kostümler giymiş binlerce kişi danslar eşliğinde geçit yapıyor. Temmuz ayı boyunca süren Gion Matsuri Festivali’nin ise zirve günü ise Japon sembolizmi ile süslenmiş 25 metre yüksekliğe, 12 ton ağırlığa sahip Yamaboko Junko alayının geçtiği 17 Temmuz günü. AOİ Matsuri Festivali’nin kökeni ise doğal afetlerin def edilmesine dayanıyor


ve aristokrat tarzda giyinmiş yüzlerce kişi büyük bir geçit töreni düzenliyorlar. NAKASENDO YOLUNDA YÜRÜYÜN Kyoto ve Tokyo şehirleri arasında yer alan Nakasendo yolu 17. yüzyılda şehirler arası iletişimi ve ticareti sağlamak amacıyla açılmış bir yol. Her ne kadar yol üzerinde düzenlenen turlar 1 hafta sürse de en azından yolun bir bölümünü yürümek sizin için eşsiz bir deneyim olacaktır. Yol üzerinde yeni bir kasabaya ulaştığınızda yüzyıllar önce samurayları karşılamak için yolun her iki tarafına dizilmiş olan kasaba halkının sevinç çığlıklarını duyumsayabilirsiniz. KAISEKI YEMEK Kaiseki göz ve damak zevkine hitap eden bir görsel şölen. Sebze, balık, mantar ve deniz yosunundan oluşan kaiseki, kusursuz bir görgü kuralı ritüeli ile servis ediliyor. Aynı zamanda yemek yemenin bir sanat olduğunun en ileri göstergelerinden bir tanesi.


SANAT ADASI NAOSHIMA’YI ZİYARET EDİN Naoshima Adası’nı diğerlerinden ayıran özelliği modern sanatın izlerini her köşesinde takip edebiliyor oluşunuz. Eskiden bir balıkçı kasabası olan adada bugün modern sanat ve geleneksel yaşam tarzı iç içe geçmiş durumda. Chichu Sanat Müzesi, adanın topoğrafyasını korumak amacıyla yeraltında inşa edilmiş. AKIHABARA’DA DOLAŞIN Tokyo’da bulunan Akihabara Japonya’nın en büyük elektronik merkezlerinden biri. Manga ve anime tutkunlarının uğrak yerlerinden biri olan Akihabara, insanları izlemek ve Japon popüler kültürünü tanımak için en iyi yerlerden biri. Ne yenir, Ne içilir ? Geleneksel Japon mutfağının ana gıdası pirinçtir. Pirinç kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her öğünde tüketilir. Deniz ürünlerini içeren yemeklere de çok sık rastlamak mümkündür. Genel olarak Japon mutfağı, diğer Doğu Asya ülkelerinin mutfaklarına benzer. Diğerleriden en önemli farkı yağ ve baharat kullanımının çok daha az olmasıdır. Kullanılan malzemelerin asıl, gerçek tadları muhafaza edilmeye gayret gösterilir. Mümkün oldukça mevsim için tipik olan taze malzemeler kullanılır. Pratik Bilgiler Kimono, Japon kültürünün en önemli unsurudur. Evli bayanların kimonolarının kolları kısadır. Bekarların ise uzundur. 20 yaşına basan genç kızlar aile içinde seremoniyle kimono giyer ve 20 yaşını kutlar. Geleneksel Japon kültüründe kadınerkek ayrımı yoğun olarak vardır. En basitinden Japonca’da ‘erkek dili’ ve ‘kadın dili’ vardır. Erkekler oldukça erkeksi bir dille konuşurken kadınların bu dile ait kelimeleri ve ünlemleri kullanması pek doğru bulunmaz. Dünyaca ünlü Japon çiçek süsleme sanatına Kadö (Halk diliyle İkebana da denir) adı verilir. M.S. 700’den önce bile Japonlar keyif için güzel bahçeler yapmışlardır. “Sadö” (Çay Yolu) veya “Çanoyu” (Çayın sıcak suyu) adı verilen çay töreni 15. yüzyıla kadar gider. Törenin esası, ev sahibinin konuklarına çay hazırlaması gibi gündelik bir ihtiyaca dayanır. Çay ikramı zaman içinde törensel bir nitelik kazanmıştır.


Geleneksel ve Modern JAPONYA 8 Gece, 9 Gün Kişi Başı 3090 USDden itibaren… 2015 yılı içerisinde her tarih için düzenlenebilir.

Detaylı bilgi ve rezervasyon için Hizmet Hattı’nızı arayın.


>back-up TRAVEL

BORDO

Heyecan verici bir tarih, şatolar ve rakipsiz bir şarap kültürü... Hele söz konusu mutfak ve yemekler ise tam bir cennet Bordoeaux. Ününü bir liman olmaktan çok ötelere taşımış, Fransa’nın UNESCO listesine girmiş kentlerinden biri. Geniş, cezbedici yaya caddeleri alışverişe davet ederken, akşam saatlerinde hareketlenen mekanlar konuklarını eğlenceye çağırıyor. Garonne’un Atlas Okyanusu’na döküldüğü


noktadan 98 km. uzaklıktaki kent merkezinde, nüfus 250 bin civarında. Gezilebilecek Yerler Bordeaux Akitanya Bölgesi’nin başkenti. Garonne Irmağı kıyısına konuşlanmış liman şekil olarak aya benzediği için kentin bir diğer adı “Ay Limanı”. Bordeaux’da günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası, bölgeye özgü üzümlerden üretilen şarap. Kentte yüzden fazla şarap üreticisi bulunuyor. Hemen her caddede bu işle meşgul en az bir işletme karşınıza çıkıyor. Birçok otel tarafından, üzüm özlerinden derlenen sularla masajlar, şarap terapisi adı ile sunuluyor. Barok mimarinin en güzel örneklerini görebileceğiniz bir kent Bordeaux. Bu türden


yapılarla öne çıkan kent merkezi aynı zamanda çağdaş bir görüntüye de sahip. Garonne Irmağı boyunca yapacağınız bir yürüyüş aslında kentin geçit resmi gibi. Meydanlar ve çoğu yayalaştırılmış caddeler geçerek her dem taze bir keşif duygusu yaşıyorsunuz. Kentin en işlek bölgesi olan “altın üçgen”i belli başlı alışveriş caddeleri birbirini keserek oluşturuyor. Yalnız alışveriş değil yemek yemek yada bir şeyler içmek üzere bu kesişime yönelebilirsiniz. Müzeler, Meydanlar, Tarihi Mekânlar, Anıtsal Yapılar Şarap Müzesi, kentte bulunmasına şaşmayacağınız türden bir kurum. Tam adı Musée du Vin et du Négoce de Bordeaux olan müzede, şarap ile ilgili her ayrıntıyı öğrenebilirsiniz. Bordeaux’da bu anlamda ziyaret edebileceğiniz bir de okul var. Şarap okulu ya da


Fransızcası ile L´Ecole du Vin, şarap hakkında oldukça öğretici kurslar düzenliyor. Kışın hafta sonu kursları rağbet görürken, yaz aylarında daha uzun süreli kurslar ilgi çekiyor. Fazla vakti olmayanlar için bir günlük, hatta iki saatlik kurslar olduğunu da belirtelim. Place de la Bourse, kentin deyim yerinde ise tam göbeğinde bulunuyor. Kenti görmek için gelen birçok turist tarafından ilk durak olarak bu anıtsal yapı seçiliyor. Mimarisi olağanüstü olarak nitelenebilecek bu eser, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış. Yapımı tam 40 yıl süren saray, 1775 yılında tamamlanabilmiş. Grosse Cloche de Bordeaux aslında Ortaçağdan kalma bir belediye binası. Uzunluğu 40 metreyi bulan iki kulesi ve bunları birbirine bağlayan merkezdeki kısmı ile oldukça heybetli bir görüntüsü var. Yapımı 15.yüzyılda gerçekleştirilmiş. Aynı zamanda bir


geçit olarak da kullanılan saat kulesindeki çanın ağırlığı ise 7.800 kg. Pont de Pierre yada dilimizdeki karşılığı ile “Taş Köprü”, Bordeaux’nun iki yakasını birbirine bağlıyor. Kentin panoramik görüntülerinde kendine yer bulan köprü, geceleri ışıklarla aydınlanınca bir başka güzelliğe bürünüyor. Köprünün birleştirdiği iki kent kesiminden birinin adı Victor Hugo. Köprü aynı zamanda Garonne Irmağı üzerindeki ilk köprü olma özelliğini de taşıyor. Yapımının gerçekleştiği 1819-1822 yılları arasında, güçlü akıntı nedeni ile çok zorluklar yaşanmış. Parklar, Oyun, Etkinlik ve Doğa Alanları Büyük Tiyatro bünyesinde hizmet veren l´Opéra National yalnız düzenlediği


performanslar ile değil büyülü mimarisi ile de keşfedilmeyi hak ediyor. Yapının olduğu yerde daha önce bir Roma Dönemi tapınağının bulunduğu biliniyor. Operalar, baleler ve klasik müzik dinletileri burada sahneleniyor. Kent merkezinde akşamüstü hareketliliği önce Place de la Victoire dolaylarında görülmeye değer. Saatler biraz daha ilerleyince Quai du Paludate çevresine geçebilirsiniz. Burada düzenlenen konser ve etkinliklerin toplu listesini turizm danışma merkezinden edinebilirsiniz. Bastide ve Bordeaux Botanik Bahçeleri kentin önemli doğa alanları. Jardin Botanique de Bordeaux yaklaşık yarım hektarlık bir alana yayılıyor ve geçmişi 17. yüzyıla kadar


uzanıyor. Jardin Botanique de la Bastide ise 4 hektarlık alanı ile Garonne kıyısında oldukça geniş bir kesimi kaplıyor. Açılışı 2003 yılında yapılan botanik bahçesinde 6 bölüm bulunuyor. Yeme İçme Fransa’nın kimi yerlerine göre mütevazi bir yer olarak görülen Bordeaux, mutfaktaki çeşitleri ile tam bir lezzet kenti. Şarabın başkentlerinden biri olduğu için özellikle bağ bozumu zamanları kente gelmişseniz, yemek zenginliği daha bir katlanıyor. En kaliteli şarap bölgelerinden biri olan Bordeaux’nun ılıman iklimi, uygun toprak koşulları ve batısında yer alan çam ormanlarının Atlantik Okyanusu’ndan gelen rüzgara karşı sahip olduğu doğal koruma, şehri şarapçılığa oldukça elverişli kılıyor. Kentte bulunan 20 kadar pazar yerinde yemekler için kullanılan malzemelerin tazeliğini gözleyebilirsiniz. Gironde havyarı, taze ıstakoz, istiridye, Pauilla midyesi ve Akitanya’nın kendine has bifteği kesinlikle tadılası lezzetler. Kentin en önemli yemeği ise kuşkusuz Entrecôte à la Bordelaise. Alışveriş Bordeaux’nun en lüks dükkanları “altın üçgen” denen kesimde bulunuyor. Cours de l´intendance, Cours Georges Clemenceau ve Allées de Tourny arasında kalan bu bölgede dünyaca ünlü bir çok markayı bir arada görebilirsiniz. Antikacılar ve sanat evleri nerede ise bütün ana caddelerin en güzel yerlerini tutmuş. Pas-SaintGeorges ve Remparts gibi caddelerde çok şirin ve küçük dükkanlar bulunuyor. Medok şarabının üretim bölgesi, kentin çevresinde, dört yönde yaklaşık 100 km kadar genişliyor. Kentte en sık karşılaştığınız yerler ise şarap satan dükkanlar. Dilediğiniz şarabı çoğu işletmede tadarak alabiliyorsunuz. Campagnad pazarı, Garonne Irmağı’nın kıyısında ve sadece pazar günleri erkenden kuruluyor. Burada ev yapımı reçellerden, yerel sanatçılar elinden çıkmış resimlere kadar her şeyi bir arada bulabilirsiniz. Cumartesileri Saint Michel’de sebzeler, baharatlar ve ikinci el giysiler satan bir Pazar kuruluyor. Yine Cumartesi günleri açılan Marché Capuçins ise yerel üretim kaz ciğerlerinin satıldığı yer.


BORDO TURU

3 Gece, 4 Gün Kişi Başı 1250 avrodan itibaren… 2015 yılı içerisinde her tarih için düzenlenebilir.

Detaylı bilgi ve rezervasyon için Hizmet Hattı’nızı arayın.


Kolay Gelsin Meslekler ve Mekânlar Rita Ender

İletişim Yayınları Saat tamircisi, korseci, mıhlamacı, arzuhalci, ciltçi, kaymakçı… Hayatımızda giderek daha az görünür hale gelen meslekleri yıllarca bıkmadan icra edenlerin peşine düşüyor “Kolay Gelsin”de Rita Ender. Bir şeye yıllarca emek vermenin, nesnelere, mekânlara tutkuyla bağlanmanın öyküsünü arıyor onlarla yaptığı röportajlarla. Pek çoğu Beyoğlu’nda, Galata’da, Karaköy’de, Moda’da bir tarihe tanıklık etmiş bu zanaatkârları dinlerken, sırf ilginç anekdotlarla yetinmiyoruz. Onların aktardıkları, bu semtlerin, İstanbul’un, ülkenin dönüşümüne de işaret ediyor. Sözlü bir hafıza, bu kapsamlı kitabın sayfaları arasında yazılı hafızaya dönüşüyor. İstanbul’un kaybolmaya yüz tutan zanaatkârlarının kaderinin bu topraklardaki azınlıkların kaderiyle ne kadar iç içe olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz. Agos gazetesinde 2 yıl boyunca her hafta yayınlanan röportaj serisinden derlenen kitap, Berge Arabian’ın fotoğrafları, Reysi Kamhi’nin çizimleri ve röportajlara eşlik eden edebi metinlerle, sıkıcı olmaktan alabildiğine uzak!


Kara Kitap (25. Yıl Özel Baskı) Orhan Pamuk Yapı Kredi Yayınları Çağdaş edebiyatımızın mihenk taşlarından “Kara Kitap”ın yayımlanışının üzerinden tam 25 yıl geçmiş. İstanbul’un sokaklarında kayıp karısı Rüya’yı arayan Galip’le birlikte şehrin hikâyeleri arasında kaybolduğumuz, sokakların, Boğaz’ın, yüzlerin esrarına vâkıf olduğumuzu hissettiğimiz o ilk okuma anının heyecanını özlememek mümkün mü? Yapı Kredi Yayınları, birçoklarına göre Orhan Pamuk’un başyapıtı olan bu çok katmanlı ve üzerine sayısız makale yazılan romanın 25. yaşını özel bir baskıyla kutluyor. Sınırlı sayıda basılan özel edisyon, hiçbir yerde yayımlanmamış el yazması sayfalar, çizimler, ilk baskıdan son anda çıkarılan bölümler ve kitabın o meşhur muammasına ışık tutan yazı ve karalamalarla, kütüphaneye bir “Kara Kitap” daha eklemek için fazlasıyla neden sunuyor. Edebiyatımızın bu modern klasiğinin sayfalarını ilk kez karıştıracak olanları kıskanmamak elde değil.


Uzaktaki Jonathan Franzen Sel Kitap Çağdaş Amerikan edebiyatına meraklı olan herkesin ismine aşina olduğu, Time dergisinin kapağında kendine yer bulduktan sonra bir edebi yıldıza dönüşen Jonathan Franzen, bu kez ününü borçlu olduğu romanlarından biriyle değil, denemelerinden oluşan bir seçkiyle karşımızda. “Düzeltmeler” ve “Özgürlük” adlı romanlarıyla sıkı bir okur kitlesi edinen Franzen, The New Yorker için kaleme aldığı ve teknolojiden göçmen kuşlara, Amerikan halkının ruh halinden kapitalizmin üzerimizde yarattığı duygusal basınca uzanan düz yazılarıyla da bir kanaat önderine dönüşmüş durumda. Franzen’ın düzyazılarını bir araya getiren “Uzaktaki”, bu özgün yazarın dünyasının arka kapılarını aralayacak bir metin. Franzen’ın yalnızlık, sosyal medya, soyu tükenmekte olan kuşlar ve genç yaşta kayettiğimiz kült yazar David Foster Wallace’a dair samimi notlarını okurken, onun her cümlesiyle insan ruhunu çırılçıplak soyan romanlarının arkasındaki yaratıcıya yaklaştığınızı hissedeceksiniz.


>back-up’ladIklarImIz Üyemiz, arızalanan bilgisayarı için gün içinde servis hizmeti talep etti. Anlaşmalı firmamız aracılığıyla yerinde servis organizasyonu gerçekleştirildi. Üyemiz, 5 adet gömleğinin adresinden alınarak kuru temizleme yapılmasını istedi. Üyemiz, 14-17 Haziran tarihleri arasında günlük 12 saatlik özel şoförlü araç kiralamak istedi. Üyemiz, yurt dışında gerçekleştireceği uçuş öncesinde konforlu vakit geçirebilmek için lounge rezervasyonu yapılmasını istedi. Üyemiz, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan gerçekleştireceği uçuştan önce Fast Track Hizmeti’nden yararlanmak istedi. Fast Track Hizmeti için rezervasyon yapıldı ve üyemizin kontrol noktalarından zaman kaybetmeden geçmesi sağlandı.


>back-up’lInIn ajandasI 2 Temmuz

Ramazan’da nasıl beslenmem gerektiğini Sağlıklı Beslenme Danışmanı’na sormalıyım!

Back-Up market alışverişini yapsın ve eve teslimatını gerçekleştirsin .

6 Temmuz

10 Temmuz

Yeğenlerimin sünnet düğününü Back-Up organize etsin .

13 Temmuz

Evlilik yıl dönümümüz… Back-Up yıl dönümü hediyemi , 50 adet uçan balon ve 50 adet gül ile eşime ulaştırsın!

20 Temmuz Biletleme servis bedeli ödememek için tatil uçak biletlerini Back-Up Travel’dan satın

Yeni laptop almalı ... Back-Up’ın teknoloji uzmanı , marka ve özellikleri karşılaştırsın ve beni bilgilendirsin!

14 Temmuz

Düğünden sonra eve dönmek için Back-Up MotoŞoför Hizmeti’ne rezervasyon yaptır.

29 Temmuz Bayram sabahı Back-Up 2 kilo baklavayı ve 1 kilo çikolatayı evime teslim etsin .

5 Temmuz

T E M M U Z 2 0 1 5

1 Temmuz

İftara ailem gelecek! Back-Up, catering firmasından yemekleri tedarik etsin ve eve teslim etsin .

12 Temmuz Deniz’in düğünü var! Back-Up smokinimi evden alsın ve kuru temizlemeye götürsün .

15 Temmuz

Akşama düğün var… Back-Up’ı ara. Siparişini verdiğin hediyeni kuyumcudan alıp getirsin .


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.