Aralık 2017
DANIŞMANLAR ETKİNLİKLER TEKNOLOJİ SEYAHAT SİNEMA KİTAP
Değerli Üyemiz, Back-Up ailesi olarak, tüm hizmetlerimizde olduğu gibi, B-MAG ile de ayrıcalıklı dünyanızı renklendirmeyi ve size standartların dışında özel bir yaşam sunmayı hedefliyoruz. Bu yıl dans teması ile gerçekleşen 4. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günlerinde, sessiz sinema eserlerini canlı müzik eşliğinde izleme fırsatı buluyoruz. Son yılların en çarpıcı oyunlarından birinin Türkiye’ye uyarlanmış hali olan ‘Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama İyi’ 3 Aralık’ta İzmir’li tiyatro severlerle buluşacak.
Aralık ayında vizyona girmeye hazırlanan 39 filmden sizin için seçtiklerimizden bazıları: Rian Johnson’ın yazıp yönettiği, Star Wars serisinin sekizinci bölümü olan The Last Jedi, The Force Awakens ile tanıştığımız Rey’in Luke Skywalker ile buluşmasının ertesinde olacakları konu ediniyor. Bu ayın keşfedilmesi gereken filmleri arasında ise Cannes’da kazandığı ödüllerle dikkat çeken 120 BPM, Le Redoutable ve de eşsiz bir animasyon deneyimi vaat eden Loving Vincent yer alıyor.
Bülent Ortaçgil için yapılan tribute albümde seslendirdiği ‘Çığlık Çığlığa’ parçasıyla birçok kimsenin radarına giren Birsen Tezer, bu gece üstat Ortaçgil ile birlikte sahnede.
Başka Sinema’nın Aralık ayı filmlerinden sizin için seçtiklerimiz; Göçmen bir ailenin yaşadığı maddi sıkıntılara odaklanan ‘Sarı Sıcak’ ve yer yer size tanıdık gelebilecek, zekice çekilmiş bir 1950’ler suç komedisi ‘Suburbicon’.
En keyifli kış sporlarından olan kayak için İsviçre’ye gitmenize gerek yok! Uludağ, Kartalkaya, Sarıkamış, Erciyes, Palandöken ve Davraz kayak merkezleri, herkese uygun fırsatlar ve keyifli bir kış tatili önerisi sunuyor. Siz de bu kış, keyifli bir kayak tatili yapmak istiyorsanız yurt içi kayak merkezleri yazımızı mutlaka okumalısınız.
Bu sayıda da şehir hayatından eğlenceye, tatilden stil ve alışverişe, spordan sağlıklı beslenme konularındaki yazıları Platinum Bankacılık Danışmanları sizler için özel olarak hazırladı. Platinumag’in, hayatın hemen hemen her noktasına dokunan çok yönlü içeriğiyle, sizin için vazgeçilmez bir rehber olacağını umuyoruz. Dergimizi keyifle okumanız dileğiyle… Back-Up Ailesi
L
VA
TÄ°
ES
>F
ik
nl
ki
et
20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali City’s Nişantaşı Cinemaximum, Zorlu PSM Cinemaximum, SALT Galata, İstanbul 1-7 Aralık Farklı ülke ve kültürlerden 70’e yakın film, söyleşiler, fikirler, deneyimler ve dopdolu bir seyir zevki 20. Randevu’da!
Bu kez önceki yıllardan farklı olarak ‘Türk Sinemasında Yeni Ufuklar’ ve ‘Engelsiz Sinema’ başlıklı bölümlerle karşılaşıyoruz festivali. Çin yapımı 10 filmin de gösterileceği Randevu İstanbul, artık İstanbul için bir Aralık ayı klasiği. Program detaylarını web sitelerinden takip edebilirsiniz.
BİLETLER ve BİLET FİYATLARI Detaylı bilgi için tursak.org.tr’yi ziyaret edebilirsiniz.
et ki
M
İL
>F
ik
nl
İM
ER
ST
GÖ
İ
4. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri Akbank Sanat, Fransız Kültür, Soho House İstanbul ve Bomontiada ALT, İstanbul 14-17 Aralık 4. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri’nin bu yılki teması ‘Dans’. 14-17 Aralık tarihleri arasında gösterilecek olan filmler bir çok ülkenin zengin arşivlerinden restore edilmiş.
Bu yıl dans teması ile gerçekleşen Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günlerinde, sessiz sinema eserlerini canlı müzik eşliğinde izleme fırsatı buluyoruz. Tarihin ilk sesli filmlerinden Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan görüntülerle hayli ilginç bir festival deneyimi sizleri bekliyor. Festivale katılacak müzisyenler arasında John Sweeney ve Günter Buchwald da var.
BİLET FİYATLARI 12-18 TL BİLETLER www.sessizsinemagunleri.com
ik l in k et
LM Fİ
>
İ İM ER ST GÖ
Almanya’dan Yepyeni Filmler İş Sanat Kültür Merkezi, İstanbul 30 Aralık Perşembe, 20.30 Günümüz Alman sinemasının başarılı örneklerini keşfetmek ister misiniz?
Programda usta yönetmen Volker Schlöndorff’un yeni filmi ‘Return to Montauk / Unutulmayan Aşk’ın yanı sıra izleyiciyi filmlerin kamera arkasına götüren ‘Casting / Kasting’ ve elektronik müzik dünyasını konu edinen ‘Denk ich an Deutschland in der Nacht / Gece Almanya’yı Düşünürsem’ de var.
BİLET FİYATLARI 14 TL İstanbul Modern ziyaretçilerine ve üyelerine ücretsiz. BİLETLER www.istanbulmodern.org
R
ON SE
>K
ik
nl
ki
et
Can Gox Holly Stone Performance Hall, Antalya 7 Aralık, 20.00 Gerçek ismi Can Göksun olan Can Gox’un sesi birçok müzik otoritesince Cem Karaca’ya benzetilmektedir.
Kendi tabiriyle “yeni nesile aktarabilme” mutluluğunu yaşayan ve kısa sürede büyük bir kitleye kendini sevdiren Can Gox yeni çıkardığı single ardından konserlerine tüm hızıyla devam ediyor. ‘Kuzey Güney’, ‘Kaybedenler Kulübü’ gibi dizi ve film müziklerinde de imzası olan Can Gox’un bu performansını kaçırmayın.
BİLET FİYATLARI 35 TL BİLETLER www.biletix.com
nl ki et
ik
O
TR
YA
TÄ°
>
Ferhangi Şeyler 30 Yaşında Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu, İzmir 11 Aralık Pazar, 20.00 Ferhan Şensoy’un 1987’den beri düzenli olarak oynadığı tek kişilik gösterisi Ferhangi Şeyler, 30. yaşını kutluyor!
Türkiye tiyatrosunun en önemli isimlerinden Ferhan Şensoy’un gündelik olaylara mizahi bir dille yaklaştığı bu oyunu defalarca izleseniz de sıkılmazsınız. Oyunda; güncel yaşanan sıradan olaylara, mahalle ilişkilerine, yakın geçmişten günümüz politikacılarına, iktidara ve din algısına ince eleştiriler yapılıyor.
BİLET FİYATLARI 67 TL BİLETLER www.biletix.com
ik nl ki et
R SE N KO
>
Bülent Ortaçgil Birsen Tezer ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu, Ankara 9 Aralık, 20.30 Türkiye’nin iki önemli sesi, Bülent Ortaçgil ve Birsen Tezer, 9 Aralık’ta ODTÜ Kemal Kurdaş Salonu’nda bir araya geliyor.
Bülent Ortaçgil için yapılan tribute albümde seslendirdiği ‘Çığlık Çığlığa’ parçasıyla birçok kimsenin radarına giren Birsen Tezer, bu gece üstat Ortaçgil ile birlikte sahnede. Sahnede birbirine bu kadar yakışan bir ikili gerçekten az bulunur.
BİLET FİYATLARI 1. Kategori: 78.50 TL 2. Kategori: 67.50 TL 3. Kategori: 56 TL BİLETLER www.biletix.com
Gelecek Aylarda Neler Var? Deniz Müzesi Barok Konserleri 8 Aralık 2017 - 2 Şubat 2018 / İstanbul Deniz Müzesi Prokofiev Maratonu 13-14 Aralık / Lütfi Kırdar Anadolu Auditorium
Ninatta Operası 12-13 Ocak 2018 / Süreyya Operası
Notre Dame de Paris 9-22 Mart 2018 Zorlu Performans Sanatları Merkezi
TPW 31 Mart 2018 Volkswagen Arena
Back-Up ile,
7/24 Alışveriş ve Teslimat Hizmeti
Alışverişinizi yapmaktan teslimatlarınızı iletmeye kadar, günlük koşturmaca içerisinde yetişemediğiniz işlerin organizasyon ve takibini, bırakın Back-Up yapsın. Kuru temizlemedeki giysilerinizin size ulaştırılmasından hediye ve çiçek gönderimlerinize, alışverişinizin yapılmasından önemli evraklarınızın ilgililere iletilmesine kadar, tüm teslimatlarınız güvenle yerine ulaşsın. Hemen Hizmet Hattı’nızı arayın, Back-Up 7/24 Teslimat Hizmeti ile alışveriş ve teslimat işlerinizle vakit kaybetmeyin. #backupyanımda
0212 366 0 366 | www.backup.com.tr
a sy do
KN TE
>
Ä°
OJ OL
Star Wars Hayranlarının Bayılacağı 3 Alet ‘Star Wars: Last Jedi’ filminin vizyona girmesini fırsat bilip, Star Wars dünyasındaki teknolojileri günlük hayatımıza taşıdık. BB-8 Droid
R2D2 Desktop Vacuum
Star Wars’ın muhteşem robotu BB-8 ™ ile tanışın! BB-8, etkileşimlerinize dayanarak, sesli komutlar verdiğinizde sizi anlayacak ve işe başlayacaktır. Droid’in hayatı kendiliğinden keşfetmesini izleyin veya hologram kayıtları oluşturun ve görüntüleyin. BB-8 bir oyuncudan daha fazlasıdır - sizin arkadaşınızdır. BB-8’in nasıl hareket ettiğine şaşıracaksınız. Bu zamana kadar gördüğümüz en iyi robotlardan biri! £150.64 - thegadgetstore.ie
2D2, tüm zamanların en meşhur robotlarından biri olabilir. Sıradan bir uzaktan kumandalı oyuncak olmadığını şimdiden söyleyelim. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler de RD2’nun yeteneklerinden etkilenecek. £13.30 - thegadgetstore.ie
The Fighter Bluetooth Hoparlör Karanlık tarafa geçmek isteyenleri buraya alalım. Bu uzay gemisinin sadece savaşmak için kullanıldığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. USB ile şarj edilebilen bu hoparlörü dilediğiniz yere yanınızda götürebilirsiniz. Başlangıç olarak Star Wars’un meşhur müziğini dinleyebilirsiniz. Bu uzay gemisinden çıkan sese inanamayacaksınız! £62.00- thegadgetstore.ie
İN EM A
>S
eğ le nc e
Körfez Yönetmen : Emre Yaksan Senarist : Emre Yaksan, Ahmet Büke Oyuncular : Ulaş Tuna Astepe, Ahmet Melih Yılmaz, Serpil Gül Tür : Dram Gösterim Tarihi : 1 Aralık Özellikle İzmir sokaklarını ve şehri resmetmesi ile beğeni toplayan bu filmde yeni boşanmış olan otuzlu yaşlarındaki Selim’in, İzmir’deki ailesinin yanına dönüşü ve daha sonra geçirdiği uyum süreci konu ediliyor. Selim’in şehre gelişinin ardından körfezde gerçekleşen bir kaza bir yandan şehirdeki yaşamı altüst ederken, bir yandan da Selim’i geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır.
Star Wars: The Last Jedi (Star Wars: The Son Jedi) Yönetmen : Rian Johnson Senarist : Rian Johnson, George Lucas Oyuncular : Daisy Ridley, John Boyega, Oscar Isaac Tür : Bilimkurgu, Aksiyon Gösterim Tarihi : 13 Aralık 2015 yılında yedinci filmi ‘Star Wars: The Force Awakens’ ile geri dönen Star Wars serisi, yeni hikâyenin devamı olan ‘Star Wars: The Last Jedi’ ile kaldığı yerden devam ediyor. Harrison Ford’un Han Solo, geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Carrie Fisher’ın ise Princess Leia karakteriyle geri döndüğü seriye, bu sefer efsanevi Luke Skywalker karakteri ile Mark Hamill de katılıyor.
120 Battlements per Minute (Kalp Atışı Dakikada 120) Yönetmen : Robin Campillo Senarist : Robin Campillo, Philippe Mangeot Oyuncular : Nahuel Perez Biscayart, Arnaud Valois, Adèle Haenel Tür : Dram Gösterim Tarihi : 13 Aralık Bu seneki Cannes Film Festivali’nde Ana Yarışma Bölümü’nde gösterilen ve Cannes Büyük Ödülü ile Kuir Palmiye ödüllerinin sahibi olan ‘120 battlements per minute’, 1990’larda AIDS’e karşı farkındalık yaratmaya çalışan aktivist örgüt Act-Up Paris’in hikâyesine odaklanıyor. Nathan adındaki bir gencin örgüye katılışının ardından yaşadıklarını anlatan film, ajitasyona başvurmadan hüzünlü olmayı başarması ve anlatısındaki şaşırtıcı dönüşümler ile katıldığı tüm festivallerden birçok övgüyle döndü.
Wonder Wheel (Dönme Dolap) Yönetmen : Woody Allen Senarist : Woody Allen Oyuncular : Kate Winslet, James Belushi, Justin Timberlake Tür : Dram Gösterim Tarihi : 22 Aralık Woody Allen, 1930’larda geçen son filmi ‘Cafe Society’nın (2016) ardından bu sefer de 1950’lerde geçen bir hikâye ile karşımızda. Filmin hikâyesi hayatları kesişen dört karaktere odaklanıyor. Garsonluk yapan eski aktris Ginny, atlıkarıncada operatörlük yapan kocası Humpty, babası Humpty’nin evinde mafyadan kaçan Carolina ve oyun yazarı olmaya çalışan çekici genç cankurtaran Mickey.
Loving Vincent (Vincent’ten Sevgilerle) Yönetmen : Dorota Kobiela, Hugh Welchman Senarist : Dorota Kobiela, Hugh Welchman Oyuncular : Douglas Booth, Chris O’Dowd, Saoirse Ronan Tür : Aksiyon, Dram, Biyografik Gösterim Tarihi : 29 Aralık ‘Yer yer bir gizemin hikâyesi, yer yer ise görsel bir deney olan ‘Loving Vincent’, 19. yüzyıl ressamı Vincent Van Gogh’a bir saygı duruşu. Yağlı boya ile resmedilmiş ilk film olan yapım, Starry Nights’tan Sunflowers’a ressamın pek çok eserinden esinlenmiş. İlk olarak oyuncularla filme çekilen, daha sonra kare kare resmedilen film bir sefere mahsus bir eser gibi duruyor.
Başka Sinema Aralık Filmleri Sarı Sıcak Göçmen bir ailenin yaşadığı maddi sıkıntılara odaklanan ‘Sarı Sıcak’, 36. İstanbul Film Festivalinde Ulusal Yarışma Altın Lale En İyi Film Ödülü’nün de sahibi olmuştu. Fikret Reyhan’ın ilk uzun metrajı olan filmde, değişen endüstriyel ilişkiler ve fabrikalaşmaya karşı geleneksel tarım ve üretim yöntemleri ile direnmeye çalışan göçmen bir aile konu ediliyor
Suburbicon Yer yer size tanıdık gelebilecek, zekice çekilmiş bir 1950’ler suç komedisi ‘Suburbicon’. Hikâyenin Coen Kardeşler’in ‘Blood Simple’ (1984) öncesi yazdıkları bir senaryodan uyarlanan kısımları özellikle tanıdık gelecektir. Hikâye, bir aile babasının (Matt Damon) baldızıyla (Julianne Moore) kaçma planına odaklanıyor. Coenlerin bu hikâyeyi zamanında çekmeyerek, daha olgunlaşmış haliyle Fargo’da kullanmaları iyi olmuş denenebilir. Çünkü bu haliyle Raymond Chandler’a saygı duruşu için çekilmiş Hitchcock esintili bir cinayet hikâyesinden başka bir şey değil.
23
Tİ L
>S
da nı şm an la r & AL IŞ VE Rİ Ş
Küçük Dokunuşlarla Evinizi Yenilemenin Yolları Back-Up Stil ve Alışveriş Danışmanı: Tülin Kermen Kış sezonuyla birlikte, hepimiz için evimizde daha çok vakit geçirme zamanı da geliyor demektir. İşte tam bu nedenden dolayı, evimize biraz yenilik katmaya ne dersiniz. Dekorasyonda yeni trend, mekanlara desen kullanarak hareket katmak. Bu yazımda, sizlere desen mekan ilişkisine dair birkaç tüyo vermeye çalışacağım.
Deseni Dekorasyon Hayatınıza Katmanın Yolları Desen iki şekilde mekana hayat katar: 1. Duvar kağıdı olarak veya perdelerde desen olarak, 2. Yastık yada koltuk battaniyesinde desen kullanılarak. Deseni dozajında kullanmaya dikkat etmemiz gerekir. Desen kullanmanın kuralları vardır. Örneğin duvar kağıdını köşelere uygulamamak, duvarın ortasına kullanmak tüm duvarlara kullanmaktan daha dekoratiftir. Bunun yanı sıra, aynı deseni duvar kağıdı ve perde de kullanmak demode bir yaklaşımdır.
Perdenin desenleri her zaman daha uzun desenler olmalıdır. En ama en önemlisi ise, bir odada üçten fazla desen asla kullanılmamalıdır. Peki deseni asla kullanmadığımız bir yer var mıdır diye sorarsanız, cevabım “Ben her yerde desen severim, tabii ki eğer doğru kullanılır ise.” olacaktır. Tavanda bile ama desenin yanında, netlik düzlükte arar gözlerim.
Desenlerin Çatışması Nasıl Uygulanmalı? Renk değişimlerinde. Örneğin kırmızı üzerine canlı renkleri olan bir yastığınız varsa, yeşil üzerine kırmız çiçekli bir yastık olarak uygulayabilirsiniz. Desenli dekorasyonun fazla feminen olma tehlikesi her zaman vardır. Bunu engellemek içinse; araya çizgili, geometrik desenli ya da baskın koyu renkli desenleri serpiştirmek gerekebilir.
Siyah beyaz duvar kağıdına renk kullanmak, mekana romantikliğin yanında retro bir hava da verir. Deseni çizginin, özellikle de siyah beyazın yanında kullanabilirsiniz.
Sezonun en moda deseni sorarsanız; tabii ki asimetrik çizgileri metalikle kombinleme puantiye ve tablo havasında desenleri hayata geçirmek derim hiç düşünmeden.
Unutmayın, ya tarz, ya doku, ya da renkler tutmalı. Aynı dünyaya ait birçok şey birbiriyle ahenk içinde kombinlenebilir.
En güzel duvar kağıtlarını LOT Nişantaşı, Diseno İstanbul ve Addresistanbul’da bulabilirsiniz. İsteğinize göre özel duvar kağıdı da yapabiliyorlar. Yastık için İKEA, H&M Home, Zara Home, Souq Dükkan Kanyon favori mağazalarım.
Back-Up
Size Özel İndirim Avantajlarıyla Araç Kiralama Hizmeti
Back-Up, araç kiralamada üyelerine indirim avantajı sunuyor. Yurt içi hatta yurt dışı seyahatlerinizde bile, ihtiyaç duyduğunuz kriterlere uygun araç modellerini, dilediğiniz zaman Back-Up Hizmet Hattını arayarak size özel indirim ve avantajlardan faydalanarak kiralayın, hiçbir zaman yaya kalmayın. İhtiyaçlarınıza ve bütçenize en uygun aracı, anlaşmalı firmalarımızın sunduğu avantajlı fiyatlarla sizin için temin edelim. Detaylı bilgi için, 0212 366 0 366 numaralı telefondan Back-Up Hizmet Hattı’nızı arayabilirsiniz. #backupyanımda
0212 366 0 366 | www.backup.com.tr
KL
LI
AĞ
>S r
la
an
şm
nı
da
E
N M
LE
IB ES
Gıda Alerjisi Mi? Gıda İntoleransı Mı? Back-Up Sağlıklı Beslenme Danışmanı: Burcu Tunç Televizyonda, gazetede, sosyal medyada gıda alerjisi ve gıda intoleransı hakkında birçok bilgi bulabilirsiniz. Gluten intoleransından inek sütü alerjisine, çölyak hastalığından laktoz intoleransına kadar beslenmenin sağlığımıza etkisine ilgi hızla artıyor. Bu konuda sağlık yatırımları da artırılarak toplumun bu konuda bilinçlenmesi sağlanıyor.
Gıda Alerjisi Ile İntoleransı Arasında Fark Var Mıdır? Gıda alerjisi ve intoleransı genellikle birbirine karıştırılır. Hatta çoğu kişi aynı olduğuna inanıyor. Ama aynı değil. Gıda alerjisi, vücudun belirli bir gıdayı zararlı olarak algılaması ve vücudun gıdaya karşı savunmaya geçmesidir. Gıdaya karşı uygulanan bu savunma alerjik reaksiyonlara neden olur. Belirtiler kızarıklık, kaşınma, ürtiker gibi geçici, hafif bir reaksiyon olabileceği gibi, boğazın şişerek nefes almayı engellemesi, bilinç kaybı hatta ölümcül sonuçlar bile doğurabilir. Gıda intoleransı ise vücudun alerjik reaksiyon vermediği, gıdanın sindiriminde sorun oluştuğu durumlardır. Gıda intoleransında vücudun geç tepki vermesi teşhisi zorlaştırmaktadır. Gıda üretiminde eklenen maddelere ve işlenmiş besinlere karşı alerji yaygındır. En yaygın gıda
intoleranslarından biri de laktoz intoleransıdır. Süt şekeri olarak bilinen laktozun sindirilmesi için yeterli enzim bulunmayan kişilerde bu sorun görülür. Böylece bireyde gaz, şişkinlik, karın ağrısı, kramp gibi semptomlar oluşturur. Genel anlamda, vücudun besinlere verdiği tepkileri bağışıklık sistemini etkileyip etkilememesine göre sınıflandırabiliriz. Bağışıklık sisteminin yanıt verdiği kategoriyi gıda alerjisi ve alt grup olarak gıda duyarlılığı olarak sınıflandırabiliriz. Yine de ikisinin bağışıklık mekanizmaları farklıdır. Ama bağışıklık sisteminin yanıtı görülür. Gıda intoleransı bağışıklık sistemini etkilemez. Sadece gıdanın sindirilememesi durumudur.
Suçluyu Teşhis Etme Çoğu gıda intoleransı deneme yanılma yoluyla bulunsa da, hastaların intoleransı tanımlamasına yardım edecek bazı yöntemler vardır. En iyi yöntem laboratuvar testidir. Ama besin intoleransında fazla tercih edilmez. Örneğin laktoz intoleransında, birkaç gün laktoz içmemek, solunum testine girmekten daha ucuz ve kolaydır. Gıda intoleransı teşhis edildikten sonra, intoleransın olduğu gıdadan kaçınma geçici
bir çözümdür. Fakat intoleransın altında yatan nedenleri araştırmak önemlidir. Bu nedenlerin belirlenmesi ve tedavi edilmesiyle intolerans hassasiyeti ortadan kaldırabilir.
Eliminasyon Diyeti Gıda intolensının tedavi sürecinde intolerans yaratan besinlerin çıkarıldığı eliminasyon diyeti uygulanması gerekir. Dikkatli yiyecek seçimi ve farkındalık semptomların giderilmesi için önemlidir. Eliminasyon diyetini uygularken vücutta eksiklik oluşmaması için bir diyetisyenin rehberliği önemlidir. Kısıtlanan besinlerden alamadığınız vitamin ve minerallerin takviyesi gerekir. Eliminasyon diyetinden sonuç almak için diyet sıkı uygulanmalıdır. Önce besinler kısıtlanır. Bir süre sonra teker teker diyete eklenerek vücudun tepkisi gözlenir.
Diyette Dikkat Edilmesi Gerekenler • Günlük tutmaya başlayın. 2 veya 3 hafta ana yemek ve ara atıştırmaların da dahil olduğu detaylı bir günlük tutun. Bu aşamada besin kısıtlamasına gerek yok. Hangi öğün sonrası semptomlar artıyorsa öğünün yanına not alın. • Hiçbir detayı atlamayın. Dışarda veya misafirlikte yiyorsanız, besinin içeriğini öğrenin. Özellikle paketli ürünlerde etiket okumanız ve katkı maddelerini de günlüğe not etmeniz gerekir. • Rahatsızlık veren besinleri beslenmenizden çıkarın. İntoleransınızın olduğunu düşündüğünüz besinleri 4-6 hafta diyetinizden çıkarın. Semptomlar geçtikten sonra yasaklanan besinleri teker teker diyetinize ekleyerek reaksiyon gösterip göstermediğine bakın. Tekrar reaksiyon göözlemleniyorsa bu besini 6 ay kadar (belki hayat boyu) diyetinizden çıkarmanız gerekir.
• Supplementasyon gerekebilir. İnek sütü veya laktoz intoleransı gibi geniş bir besin grubunun kısıtlandığı durumlarda, oluşabilecek vitamin ve mineral eksiklikleri dışardan suplementasyon ile alınmalıdır. Hassasiyet ve alerji semptomları, birçok rahatsızlık ile aynı tepkiyi verebilir. Tedavi döneminde bir uzman ile çalışmanız önemlidir.
En Çok Görülen Gıda İntoleransları • Laktoz: Gıdaları tamamen sindirmek için enzimler gereklidir. Sindirim sisteminde gıdaları parçalamak için salgılanan enzimlerden bazıları eksik veya yetersiz çalışıyorsa doğru sindirim olmaz. Laktoz, sütte bulunan bir şeker türüdür. Sindirimi ve bağırsaktan emilimi için laktaz enzimi gerekir. Laktoz intoleransı olan insanlarda laktaz yeterince bulunmamaktadır. Laktoz sindirim sisteminde kalırsa mide ağrısı, spazm, şişkinlik, ishal ve gaz gibi şikayetlerin oluşmasına yol açar. • Fruktoz: Meyve şekeri olan fruktozu parçalayan enzimlerin eksikliğinde özellikle meyve veya meyve sularından sonra tekrarlayan karın ağrısı, bulantı, kusma ve kan şeker düşüklüğü gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Özellikle paketli gıdaların çoğuna fruktoz şekeri eklenmektedir. Bu ürünler ile alınan yoğun fruktoz sebebiyle son yıllarda fruktoza karşı duyarlılık artmıştır. Tüm gıdaların sindirimi için bir enzim gerektirir. Fruktoz intoleransı, laktoz intoleransı gibi enzim eksikliklerine bağlı şikayetleri besin alerji ile karışır. • Kafein: Kahve, çay ve çikolata bulunan kafein çeşitli şikayetlere yol açabilir. Bazı kişiler bu maddelere diğerlerinden daha duyarlıdır. Örnek olarak bazı kişilerde çay, kahve içtiğinde çarpıntı atakları oluşabilir.
• Histamin ve Tiramin: Olgunlaştırılmış peynirler, işlenmiş etler, bira, şarap, sirke, soya sosu gibi ürünlerin üretimi sırasında oluşan maddelerdir. Avokado, ıspanak gibi bazı besinlerde ise doğal olarak da bulunur. Düzgün saklanmamış olan balık gibi bazı gıdalar çürüme veya bayatlama nedeniyle histamin birikimine neden olabilir. Gıdalar içinde biriken histamin cilt döküntüleri, karın krampları, ishal, kusma ve mide bulantısı yol açabilir. • Salisilat: Mantar, yer fıstığı gibi bazı besinlerde bulunan bir tuzdur. Aspirin yapımında kullanılır. Bazı gıdaların içinde yer alan salisilat normal kişilerde soruna yol açmazken bazı salisilat duyarlı kişilerde tepki olarak vücutta kaşıntı kızarıklık kabarıklık nefes darlığı baş dönmesi gibi şikayetler oluşur. Salisilatlar, zararlı bakterilere, mantarlara, böceklere
ve hastalıklara karşı savunma mekanizması olarak bitkilerde doğal olarak üretilen salisilik asit türevleridir. Nane aroması, domates sosu, çilek ve narenciye özellikle yüksek seviyelerde salisilat içeriğine sahiptir. Tat katkılarıyla işlenmiş gıdalar genellikle yüksek düzeyde salisilatlar da içerirler. • Benzoatlar, Bütilhidroksianisol (BHA), Bütilhidroksitoluen (BHT), Sülfitler, Tartrazin, Monosodyum Glutamat (MSG): Gıdalara eklenen koruyucu maddelerdir. Gıdaların içine konulan katkı maddelerine intolerans son otuz yılda giderek artan bir sorun haline geldi, çünkü giderek daha fazla sayıda gıda katkı maddeleri içeriyor. Gıdaların içine konulan katkı maddeleri gıdaların tatlarını arttırmak, gıdaları çekici kılmak ve raf ömrünü uzatmak için kullanılır.
nı
da
R
PO
>S r
la
an
şm
&
TN ES
FI
S
Kış geldi… Birkaç ufak hatırlatma! Back-Up Spor ve Fitness Danışmanı: Serhat Sıdal Doğada her bir canlının bir biyoritmi vardır, yılın bazı dönemlerinde gövdelerinde değişik olaylar meydana gelir. Balıklar yılın belli dönemleri yağlanırlar, ağaçlar kabuklarını ve yapraklarını dökerler.
planlamaları gerekmektedir. Devamlı formda kalınmaya çalışıldığında, sürantrene ve plato gibi gelişimin durduğu evrelere girilebilir, bu durumda eklem ve kas sakatlanmalarının gerçekleşme ihtimalide büyük oranda artar.
İnsan vücudu da yılın belli dönemlerinde yağlanmalı ve dinlenmelidir.
Yaşam boyu fit kalmaya çalışırken, vücudumuzu dinlendirdiğimiz bazı zamanlarda kontrollü bir şekilde yağ oranımızı artırdığımız periyodik dönemler olmak zorundadır. Yılın dört ayı, dört ay üst üste, ya da iki aylık periyotlarda veya birer aylık periyotlar şeklinde, yıl içine zaman dilimleri serpiştirerek form grafiğimizi düşürüp, yağ oranımızı kontrollü bir şekilde arttırmalıyız.
Fit kalmak genelde sadece fiziksel görünüm olarak algılanır, bu bakımdan öncelikle fit kalmanın tanımı yapmak gerekir. “Fit” kelimesi fitness’dan gelir, fitness kelimesi uygunluk manasına gelmektedir. Uygunluk burada yaşama uygunluk olarak düşünülmelidir. Günlük aktivitelerimizi gerçekleştirebilmek için belli bir fiziksel güce ve enerjiye ihtiyaç duyarız; bu fiziksel güç ve enerjiyi yaşam kalitemiz açısından hayatımızın her döneminde karşılamamız gerekir. Ancak halkın anladığı gibi sürekli formda olmak insan doğasına aykırı bir durumdur. Profesyonel sporcuların da vücudunu dinlenmeye aldığı, performansını tekrar yukarı çıkarmak için aktif ve kontrollü bir şekilde performans eğrisini aşağı düşürdüğü zamanlar vardır, bunlara off sezon denilmektedir. Profesyonel olmayan ama düzenli spor yapan insanların da vücut formlarını aynı şekilde
Bu dönemde dinlenme aktif olmalıdır, dinlenmek her şeyi bırakmak olarak algılanmamalıdır. Aktif dinlenme esnasında egzersizlerin şiddetini ve süresini düşürmek ve çeşitlendirmek gerekmektedir. Aynı dönemde besinlerin normalden bir miktar daha fazla tüketilmesini sağlamak gerekir. Aktif dinlenme dönemini, fiziki görünüş kaygılarımızın en aza indiği kış aylarına denk getirmek akıllıca olur ve böylelikle tüm canlıların yaptığı gibi kış aylarında vücudumuzu kontrollü bir şekilde yağlandırarak soğuklardan da korumuş oluruz.
nı da
r la an şm
İ
OJ OL
İK
PS
>
Mevsimsel Depresyon Back-Up Psikoloji Rehberi: Avita Çalışan Destek Hizmetleri Güneşli ve sıcak günlerin azalmaya başlamasıyla birlikte, mevsimsel depresif belirtilerde de artış yaşanmaya başlıyor. Bunun sebebi güneş ışığının azalmasının insan psikolojisi üzerindeki negatif etkisi. Kış mevsiminde günlerin kısalması, güneş ışığının azalması ve insanların sürekli kapalı ortamlarda kalması psikolojilerini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Kış aylarında mevsimsel değişikliklerin yaşanmasıyla birlikte temel vücut ritim ve fonksiyonlarında da bir takım değişimler söz konusu oluyor. Bununla birlikte kış aylarında birçok kişide uyku ihtiyacı ve iştah artışı yaşanırken, enerji ve keyif düzeyinde de azalma görülüyor. İnsanların yaz aylarında, yaşadıkları olaylara karşı yaklaşımları, sorunları çözme konusundaki rahatlıkları, kendilerine duydukları güven hissi, kış aylarının gelmesiyle birlikte yerini mutsuzluk hissi, iç sıkıntısı, fiziksel ve ruhsal bitkinlik, yorgunluk ve uyku haline bırakabiliyor. Mevsimsel depresyonun belirtileri incelendiğinde, hayattan zevk almama, isteksizlik, ilgisizlik, enerji kaybı, iştah artışı, çökkün bir duygu durumu, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu şikayetleri göze çarpmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucu, mevsimsel depresyonun oluşumunda, normalde depresyon ile ilişkili olan “serotonin” ve
“noradrenalin” gibi hormanların işleyişlerinin yanı sıra, “melatonin” adı verilen hormonun da etkili olduğu belirlenmiştir. Beynimizde bulunan ve meletonin hormonu üretmekle görevli olan epifiz bezi, karanlık ortamlarda bu hormon üretimini artırır. Söz konusu melatonin hormunun ise, insanın fiziksel hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve dingin bir ruh hali yaratan doğal bir sakinleştirici özelliği vardır. Özellikle kış aylarında melatonin hormonun üretimindeki artışla birlikte depresif belirtilerin görülme sıklığı da artmaktadır. Özellikle kış aylarının başlamasıyla birlikte bu tip depresif belirtilerin görülme sıklığının arttığını ve çalışanların bu şikayetlerden dolayı bizden yardım talep ettiklerini görmekteyiz. Bu belirtiler söz konusu olduğunda özellikle iki noktaya hassasiyet göstermekteyiz. Bunlardan ilki belirtilerin başlangıcı ve süresi; diğeri ise kişinin günlük yaşamının ne derece etkilendiğidir. Depresif belirtilerin genellikle ortak özellikler göstermesine karşın, mevsimsel depresyonun ayrımını yaptığımız durumlarda danışanlarımıza yardımcı olmak açısından önemli bir yol kat etmiş oluyoruz. Çünkü belirtilerin ortak olmasına karşın, mevsimsel depresyon yaşayan danışanlarımıza sunduğumuz bazı önerilerle belirtilerin önüne geçebiliyoruz. Bu önerilerin başında gün ışığından faydalanılması geliyor.
• Hava güneşli olmasa bile, sabah ya da öğlen saatlerinde 20-30 dakika dışarıda zaman geçirmek mevcut gün ışığından faydalanma açısından önemli bir yere sahip. • Düzenli spor, en azından her gün yapılacak yarım saatlik düzenli yürüyüşler, • Sağlıklı beslenmek, karbonhidrat ve şeker alımını kontrol altında tutmak, • Besin takviyesi olarak alınabilecek bir multivitamin, özellikle B vitamini eksikliğinin olup olmadığının kontrol altında tutulması, bu öneriler arasında yer almaktadır. Mevsimsel depresyonunun önüne geçebilmek için, özellikle çalışma ortamlarında gerekli ışık ihtiyacının karşılanması ve ortamın ısı ayarının kontrol altında tutulması da önemli bir yer teşkil etmektedir. Genel olarak tüm alt tipleriyle depresyon, dünyada 15-44 yaş arasında global hastalık yükü açısından ikinci sırada yer alan ve genç üretken nüfusun büyük bir bölümünü etkileyen bir hastalıktır. Buna rağmen depresyon hastalarının yalnızca %20 sinin tedaviye başvurduğunu göz önüne aldığımızda,
mevsimsel depresyonun belirtileri hakkında bilgi sahibi olmanın, bu noktadaki öneminin bir kez daha altının çizilmesi gerekmektedir.
Aşağıdaki belirtilerden üç ya da daha fazlası sizin için de geçerli ise, en kısa sürede Avita Psikolojik Danışmanlık Birimini aramanızda ve yardım almanızda fayda var. • Mutsuzluk, ümitsizlik, isteksizlik, • Kendini değersiz hissetme, zaman zaman suçluluk duygusu içine girme, • Uyku bozukluğu: Uykusuzluk, bazen da aşırı uyku hali, • Enerji azalması: Çabuk yorulma, • İştah değişikliği: İştah azalması veya artması. Daha çok karbonhidratlı yiyeceklere yönelme, • Sinirlilik ve karamsarlık, • Anksiyete (Yoğun endişe ve huzursuzlık), • Konsantrasyon bozuklukları. • Yaşamayı anlamsız hissetme, varolmama isteği.
nı da
r la an şm
ET
ZZ
LE
>
Aralık Yeni Umutların Heyecanı Back-Up Lezzet Danışmanı: Ceyda Baza Aralık ayı kimine göre soğukların iyice şiddetlenmesi, kimine göre yeni yıla girmenin heyecan verici alışveriş zamanıdır. Sizin için hangisidir bilemem ama benim için yeni yıl, güzel sofraların ve farklı ruh halin habercisidir. Hayatı bu yıl bütün zorlamalardan uzak, lezzetlere yakın, tatlı ve ufak oyunlarla bezenmiş bir şekilde yönlendirmek istiyorum. Yeni yılda bu hislerimi sizinle daha derinlemesine paylaşmak istiyorum, hatta sabırsızlanıyorum. Ama önce önümüzde
yılbaşı var. Kimimiz tatili fırsat bilip bir yerlere gidiyor, kimimiz de çalışmak zorunda. Yılbaşı gecesi için kimseyi fazla zorlamayan, basit tarifler vermek istiyorum. Tabi ki de basit demek daha az lezzetli demek değil. Daha az albenili demek hiç değil. Sadece kolay, samimi olmasının yanı sıra hem zamanı hem de bütçeyi ekonomik kullanacak şekilde olacak. Keyifli, huzurlu, kavga ve hırslardan uzak, kendimizi gerçekleştirdiğimiz, dostlarla bol muhabbetli sofralar kurduğumuz bir yılbaşı olması dileği ile…
Malzemeler:
KEÇİ PEYNİRLİ VE ENGİNARLI TAPAS
2 enginar çanağı 1 limonun suyu 50 gr keçi peyniri 1 yemek kaşığı kapari 1 yemek kaşığı badem 2 diş sarımsak 4 yemek kaşığı zeytinyağı 4 dilim kızartılmış ekmek Tuz, Karabiber Dilimlenmiş baton ekmek Maydanoz
Enginarları tencereye alın. Üzerini geçecek kadar su ekleyin. Üzerine limon suyunu da ilave edin. Enginarları yumuşayıncaya kadar haşlayın. Enginarlar yumuşadıktan sonra sudan çıkarın ve dörde bölüp mutfak robotuna alın. Badem, keçi peyniri, sarımsak, zeytinyağı, tuz ve karabiberi ekleyip robotta iri parçalı olacak şekilde çekin. Kaparileri ekleyip kaşıkla karıştırın. Kızartılmış ekmeklerin üzerine hazırladığınız karışımı yayın. Maydanozla süsleyip servis yapın.
Malzemeler
PATLICANLI NAR
3 adet orta boy patlıcan 3 çorba kaşığı kaynar su 1 tutam safran 180 gr yoğurt 1 diş sarımsak 2,5 çorba kaşığı limon suyu 3 çorba kaşığı zeytinyağı Yoğurt Taze fesleğen Nar taneleri Dolmalık fıstık
3 çorba kaşığı kaynar suya bir tutam safranı atıp 5 dakika demlendirin. Bu sırada 180 gram yoğurdun içine 1 diş sarımsağı ezip, iki buçuk çorba kaşığı limon suyu, 3 çorba kaşığı zeytinyağı ve dilediğiniz kadar tuz ekleyin. Demlenmiş safran suyunu yoğurtla karıştırın. Bu karışımı bolca çırpıp yemeğin üzerinde gezdirilecek kıvama getirin. 3 adet orta boy patlıcanı 2 santim kalınlığında kesin ve fırının ızgarasına, iki tarafı da iyice yağladıktan sonra yerleştirin. Üstüne tuz ve biber serpin, elinizle ovun. Patlıcanlar güzel bir kahverengiye dönene dek 20-30 dakika arası bir süre bekleyin. Tabağa patlıcanları yerleştirip yoğurtlu karışımı ekleyin; taze fesleğen yaprakları, nar taneleri ve dolmalık fıstıklar serpin. Ben yemeklerimde kıtırtı sevdiğimden fıstıkları biraz pişiriyorum, tercih sizin.
Malzemeler
BÖĞÜRTLEN SOSLU PANNA COTTA
250 ml krema 35 gr toz şeker 75 ml süt 6 gr yaprak jelatin 1 çubuk vanilya
Krema, toz şeker ve sütü küçük bir tencereye alın. Çubuk vanilyayı boyuna ikiye bölün ve bıçak yardımıyla içindeki minik çekirdekleri sıyırarak tencereye ilave edin. Kısık ateşte tüm malzemeyi karıştırarak kaynatın. Soğuk suda 2 dakika kadar yumuşattığınız yaprak jelatini panna cottaya ekleyerek tencereyi ocaktan alın. Jelatin eriyinceye kadar karıştırın ve önceden hafifçe su ile ıslattığınız kaplara paylaştırın. Panna cottaları 3-4 saat kadar buzdolabında soğuttuktan sonra kalıbı ters çevirerek servis tabağına alın. Böğürtlen ve toz şekeri karıştırarak orta ateşte kaynatın. Şeker tamamen eriyince blenderdan geçirin ve kıvam alıncaya kadar kaynattıktan sonra ocaktan alın. Panna cottalarınızı böğürtlenli sos ile servis yapın.
Berry Sos 100 gr böğürtlen 100 gr toz şeker
Kalıp Küçük muffin kalıpları Dolmalık fıstık
Malzemeler: 50 gr kadayıf 100 gr dil peyniri 8 adet ceviz 8 adet asma yaprağı 1 tatlı kaşığı tereyağı 1 çorba kaşığı Soya sosu Tatlı biber sosu
ASMA YAPRAĞINDA DİL PEYNİRİ VE CEVİZ Bir tatlı kaşığı tereyağını eritip kadayıfa elinizle ovuşturarak (2 avuç yaklaşık 50 gr.) yedirin. Dil peynirini (100 gr) yarım santimlik şeritler halinde kesin, ceviz (8 tane), kuş üzümü (1 çorba kaşığı) ve kadayıf parçalarını içine ekleyip karıştırın. Asma yaprağını (8 tane ve parlak tarafı dışarı gelecek şekilde) açın, içine karışımdan yerleştirin. Bir tarafını dolma sarar gibi sarın, diğer tarafını açık bırakın. Üst tarafı makasla kesin. Sabit durmasını sağlamak için kürdanla tutturun. 200°C’ye ısıttığınız fırında, 10 dakika pişirin. Piştikten sonra üzerine, her bir parçaya 6-7 damla gelecek şekilde soya sosu dökün. Tatlı biber sosuyla servis yapın. Bazıları tatlıyla tuzluyu bu kadar karıştırmak istemiyor. Siz de bu hissiyatta iseniz biraz biber salçası, zeytinyağı, taze kekik ve kırmızıbiberi karıştırın. Sos olarak bunu da kullanabilirsiniz.
r la an m ış n da
CE N LE EĞ
>
Aralık Ayı Mekan Önerileri Platinum Bankacılık Eğlence Danışmanı: Handan Uzandaç
Mitte Karaköy Karaköy’de son zamanlarda açılan farklı ve avangart mekanlardan biri olan Mitte Karaköy, daha önce Lucca’nın işletmeciliğini başarıyla sürdürmüş Turgay Yıldız imzasını taşıyor. İstanbul’un en eski tiyatro sahnelerinden No:66 binasında olan mekan, farklı mimarisi ve açık mutfağı ile görenleri kendine hayran bırakıyor. Mitte Karaköy, hem restoran hem de bar olarak özenle hazırlanmış tarifleri, kendine özel kokteylleri ile dolu dolu bir keyif ve lezzet vadediyor. Mutfağın yönetimi, başarılı şef Mehmet Yücel’in usta ellerinde hayat buluyor. Şefin lezzetli yemekleri, sunduğu modern ve yaratıcı tabaklar ile akşam yemeklerinin sohbetli ortamlarına çok uygun düşüyor. Menüde başlangıç olarak, mini burger, pane karides, orkinos tartar gibi farklı tatlar bulunmakta. Ana yemek olarak, makarna ve risottolar, yaban mantarlı risotto, deniz mahsullü veya ıstakozlu linguine gibi lezzetler, tat konusunda hassas olanlar için ideal. Poşe armut ve beyaz çikolatalı sufle ise kesinlikle tadılası! Sadece yemekleri ile ön plana çıkmayan mekanda, eğlenceye devam etmek isteyenler için restoran içerisinden geçilerek girilen bir gece kulübü bulunmaktadır. Müzik direktörlüğünü DJ Bahadır Sezer’in yaptığı kulüp, nu jazz, neo soul, funk ve deep house müzik tarzları ile farklı eğlence anlayışlarına hitap ediyor. Kulüpte ara ara yurtdışından gelen konuk DJ’lerin de performanslarına yer veriliyor. Özel davetler için, kulübün arka kapısından girilen ayrı bir bölüm mevcut. Mitte Karaköy’ün düzenlediği özel partilerin bir bölümü bu mekanda gerçekleşiyor. Rezervasyon yaptırmanızda yarar var. Mitte’de tıklım tıklım bir anına denk gelme ihtimaliniz oldukça yüksek.
Ragu Lokanta “Herkese Göre Yemek” mottosuyla müşterilerine sıcak bir karşılama sunan Ragu Lokanta, Zorlu Center’ın hemen yanı başındaki konumu ile şimdiden öğle yemeklerinin vazgeçilmez bir mekanı olmaya başladı bile. Balmumcu’daki Farfara’da deneyimlenen genç şef Pınar Çöğür’ün dümende olduğu lokanta, mottosunda belirttiği gibi herkesin kendine göre tatlar bulabileceği farklı bir mekan olduğunu, mekan tasarımı ve kullandığı el yapımı seramik tabaklarıyla hissettiriyor. Farklı sos seçenekleri ile deneyebileceğiniz makarna ve eriştenin bulunduğu sabit bir menünün yanında, ev yapımı anne yoğurdu, yaprak sarma, karnıyarık gibi klasikleşmiş menü seçeneklerine rastlayabilmeniz olası. Ruga’da yeşil ve kırmızı narlı pazı ve soya soslu zencefilli nohut salatası gibi gurme tatları bulmanız mümkün. Lokantanın menüsünde bulundurduğu yemekler, kendine özgü sunumu ile adeta lezzet diyarlarına yolculuğu garantiliyor. İşletme sahipleri, alerjik durumları olan müşterilerini de unutmamışlar. Özellikle glütensiz ve laktozsuz kek seçenekleri sunulan lezzetli tatlar arasında. Mekanın, siyah ve gri tonlamalar içinde, harika bir ışıklandırma ile bezenmiş iç tasarımı ve masalarla boğulmamış ferah bahçesi, Ragu’nun menüsü kadar mimarisinin de farklılığını gözler önüne seriyor.
Son Topağacı Nişantaşı Topağacı’nda bulunan, farklı mimari yapısı ve titizlikle seçilmiş menüsü ile dost sohbetlerinin uğrak yeri olan mekan, “samimi bir mahalle kafesi” mottosuyla müşterilerini karşılıyor. Mekanın üç ortağının yenilikçi tasarımı hemen göze çarpıyor. Küçük bir oturma alanı bulunan mekanın en dikkat çekici özelliği, merdiven düzeninde dizayn edilmiş oturma yerleri. Mekanda, üniversite yerleşkelerinde görülebilecek samimiyette düzenlenmiş efektif bir tasarım mevcut. N.O.D.E İstanbul ekibinin genç şefleri Noyan Coşkuner ve Denizhan Dağdelen’in danışmanlığında hazırlanan menülerin en belirgin özelliği kahvaltıları. Ekşi mayalı ekmek dilimi üzerinde çırpılmış yumurta ve mantar, Erzincan tulum peynirli yumurtalı ekmek gibi harikulade yaratıcı lezzetlerin yanında, kahvaltı tabağı seçenekleri oldukça lezzetli ve kendine özgü tatları barındırıyor. Nutellalı French Tos, mekanın en beğenilen lezzetlerden. Çarşamba akşamları happy hour vaktini kaçırmamanızı öneririz.
Ruby İstanbul Eski Anjelique’ in yerine açılan Ruby, boğaz manzarasıyla, muhteşem Ortaköy’de denize sıfır konumda olan restoran, bar ve kulüp olarak hizmet veriyor. Üç kattan oluşan mekanın giriş katı, kapalı ve açık bölümleri ile kulüp olarak kullanılıyor. İkinci katı ve terası restoran olmakla birlikte, kapalı alanların bulunduğu üçüncü kat, özel etkinlikler için kullanılmakta. Tropik bir hava veren tasarımı, ferah renklerle bezenmiş mimarisi, mekana ayrıcalıklı bir hava katıyor. Deneyimli şef Ertan Özturan’ın yönettiği mutfak, Akdeniz ve Türk mutfağından farklı lezzetleri misafirleri için hazırlıyor. Ayrıca Japon mutfağı Itsumi tarafından hazırlanan lezzetli bir suşi menüsü de bulunmakta. Menüsünde bulunan ıstakozlu linguine, en dikkat çeken ve tadılası lezzetlerden biri. Boğazın eşsiz manzarası eşliğinde her hafta değişen DJ performansları ile günün ilk ışıklarına kadar sınırsız eğlencenin yanı sıra, mekanda haftalık canlı müzik performansları ve etkinlikler düzenleniyor. 18.00-04.00 arası hizmet veren mekan, misafirlerini rezervasyon ile kabul ediyor.
Şans Restaurant Levent’te iş merkezlerinin olduğu bölgede tarihi iki katlı bir villada bulunan mekan, öğle yemekleri, akşam yemekleri, özel davetler ve kutlamalar için geniş ve ağaçlarla örülmüş güzel bir bahçeye sahip. Üst katta bulunan barı, happy hours saatleri için tam bir lounge atmosferinde. Ayrıca üst kat, özel davetler için kapatılabilme özelliğine sahip. Özellikle yaz aylarında geniş bahçesi unutulmaz davetler için ideal. Mekanın mutfağı, deneyimli şef Ali Ekber Sarıgül’ün ustalığıyla yönetiliyor. Menüler, mevsime göre belirli aralıklarla yenileniyor. Menüler değişse de, değişmeyen lezzet ve kalite her zaman kendini gösteriyor. Mekanın sürekli müşterilerinin isteği üzerine değişmeyen lezzetleri bulunuyor. Köy ekmeğinde balkabağı çorbası, ıspanak kökü, tavada orkinos balığı gibi tatlar mekanın favorilerinden. Özenle seçilmiş yerli şarapların yanı sıra, birçok tanınmış lezzete ve uluslararası üne sahip şaraplar, yemeklerin yanına ayrı bir renk getiriyor. Mekan, iş sonrası ikinci katta ki barda, seçkin şaraplar ve enfes kokteyllerle günün yorgunluğunu atmak için mükemmel bir ortam sunuyor.
Nicole Beyoğlu’nda gizli kalmış bir mücevher olarak duran, gerçek bir fine dining restoranı. Mutfağın yönetimi, Cordon Bleu diplomalı, Fransa’da Michelin yıldızlı restoranlarda en iyi çikolatacı ve pastacılarla çalışan şef Aylin Yazıcıoğlu ve ekibine emanet. Dinamik bir menüye sahip olan Nicole, altı haftada bir menü değiştiriyor. Nicole, sürekli yeni yemekleri tadabileceğiniz eşsiz bir mekan. Tomtom Suites’in üst katında yer alan restoran, sade bir mimarinin yanında, eşsiz eski İstanbul ve boğaz manzarası ile iyi yemeğin hakkını veriyor. Mutfağa giren bütün malzemelerin yerel, taze ve organik olmasına özellikle dikkat ediliyor. Hatta bizzat şefin kendisi ekolojik pazarlardan seçip alıyor. Altı haftada bir değiştirdikleri menülerde kullandıkları malzemelerin mevsimlik olmasına özen gösteriliyor. İki farklı tadım menüsü bulunan menülerde bulunan lezzetler, restoranın michelin yıldızı hak ettiğinin en büyük göstergesi. Bütün menüler mutfak ekibinin yaratıcı ve yenilikçi anlayışında vücut buluyor. Tuzda minekop ve cimcim karides gibi tatlar, mekanın dünya standartlarına eşdeğer lezzetler sunduğunu kanıtlıyor. Acı biber reçeli, poşe armut, acıbademli blancmange gibi yaratıcılık ve ustalığın bir araya geldiği harikulade lezzetler, tadılmayı gerçekten hak ediyor. Pazar ve Pazartesi dışında kalan günlerde, akşam yemeklerinde lezzeti ve sofistike ortamıyla Nicole, iyi yemeğin hakkını arayanlara hitap eden bir restoran.
Quyyu Hanımeli Balık Göktürk’te bulunan mekanın, ihtişamlı mimarisi ve sıcak atmosferinde özel tatların tadına bakarken, en ince detaylarına kadar işlenmiş eşsiz dekorasyonun zevkli seyrine doyamayacaksınız. Yıllarca Karaburun Hanımeli Balık Restaurant adıyla hatırı sayılır bir müşteri kitlesi oluşturan mekan, yılların tecrübesi ve modern konsepti bir araya getirerek, balığı ve klasik lezzetleri menüsünde misafirlerine sunuyor. Uzun yıllardan beri mekanın hem işletmeciliğini hem de şefliğini yapan tecrübeli şef Selçuk Birinci’nin ince dokunuşları ile taçlandırdığı harikulade tatları tatma imkanı bulabiliyorsunuz. Quyyu menüsünde, kahvaltıdan birçok yemek çeşidine kadar tatlar barındırıyor. Menülerde tazelik ve estetik, olmazsa olmazlarından demek yanlış olmaz. Mezelerin lezzeti ve sunumunun çok iddialı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle kalamarının tadına bakmanızı öneririz. Geniş ve ferah tavan yüksekliğine sahip mekan, grup yemekleri için çok ideal.
Web Sitemizi Yeniledik! Masai Mara’da Goril Safari mi, Trans-Sibirya Ekspresi ile büyük bir demiryolu yolculuğu mu, yoksa bembeyaz Buz ve Ateşin Diyarı; İzlanda mı?
Nereye gitmek istersin? Geziler, deneyimler ve muhteşem yerler.
www.backuptravel.com.tr
do
sy
>T
a
RA
VE
L
Doğan Güneşin Ükesi: Japonya “Doğan Güneşin Ülkesi” olarak bilinen Japonya; eşsiz coğrafyası, zengin kültürel mirası ve dünyanın en büyük metropolü olan başkenti ile sizlere unutulmaz bir deneyim yaşatacak! Farklı kültürleri keşfetmek isteyenlerin öncelikli duraklarından biri olan Japonya, uzak doğu turları ile görülebilecek ülkeler arasındadır. Doğu Asya’da bir ada ülkesi olan Japonya, “Doğan Güneşin Ülkesi” diye de bilinir. Japonya üç binden fazla adadan oluşur. Adaların çoğu dağlıktır ve bazıları yanardağlardan oluşur. Japonya’nın en yüksek dağı olan Fuji Dağı bir yanardağdır. Japonya 128 milyonluk nüfusuyla dünyanın nüfus açısından onuncu büyük ülkesidir. Başkent 30 milyonun üzerindeki nüfusuyla, dünyanın en büyük metropoliten alanını oluşturur. Ülkede ulaşım açısından değerlendirildiğinde hava taşımacılığının güvenilir olduğunu görülüyor. Bir ada ülkesi olmasından ötürü, adalar arası ya da limanlar arası ulaşım açısından ülkenin oldukça konforlu ve işlevsel olduğunu söyleyebiliriz. Dünyada en iyi raylı taşımacılığın Japonya’da olduğunu düşünürsek, uzun mesafelerde otobüsü tercih edeceğinizi düşünmüyoruz. Ülkede, trenler hızlı, dakik, temiz ve çok konforludur. Ülkenin turistik anlamda en kalabalık zamanı nisan, mayıs ve ağustos aylarıdır. Bundan dolayı, bu aylar içerisinde uçak biletleri çok daha pahalı olmaktadır. Ülkede haziran, temmuz, eylül ve aralık ayları genellikle
daha yağışlı geçmektedir. Ülkede, her gün yağmur yağmasa da nem oranı genellikle yüksek olmaktadır. Düşük sezon olsa da, kış mevsimini, soğuk havayı ve karlı dağları seven gezginler için ocak-mart ayları arası oldukça keyifli bir deneyim olabilir.
Osaka 18,8 milyon nüfusu ile Osaka, Tokyo ve Yokohama’nın ardından Japonya’nın en büyük 3. şehridir. Pek çok turistin de varış noktası ve Japonya’nın en işlek havaalanına sahip olan şehir, Honshu’nun Kansai Bölgesi’nde yer almakta ve Shinkansen’den 1 saat uzaklıkta bulunmaktadır. Buna rağmen Osaka, turist güzergahlarından uzakta kalmaktadır. Şehir, ne Kyoto’nun nefes kesici güzelliğine, ne de Tokyo’nun o boğuculuğuna sahiptir. Fakat şehrin kendine özgü karakteri ve kalbi vardır. Nasıl ki, Tokyo ilk gittiğinizde “vay be” diyebileceğiniz kadar güzelse, Osaka da, Japonya’nın geçmişini yakından tanımak için çok iyi bir destinasyondur. Bu şehirdeki insanlar, ülkedeki diğer insanlara göre çok daha dışa dönük ve sıcakkanlıdır. Bu şehirde yemekler enfestir ve şehrin en güzel kısmı; gezilecek yerlerde, eskiliğin veya modernliğin bir sınırının olmamasıdır. Gezilip görülebilecek manzaralar, kaçırılmaması gereken yerler Shitennoji Tapınağı, Osaka Kalesi (şehrin en
tepe noktalarından biri) ve Sumiyoshi Tapınağıdır. Şehirde bulunan en eski yerlerden biri Shinto Tapınağıdır. Günün sonunda ise Umeda veya Dotonboriye giderek, karnınızı doyurabilirsiniz (Birçok ismi olan ve yerli halkın en sevdiği yiyeceklerden Takoyaki, pankek hamuruyla kızarmış, çiğ ahtapottur). Son olarak, yerel bir bara giderek yerli halkın arasına karışabilirsiniz, sizi asla görmezden gelmeyeceklerdir.
Kyoto Kyoto, Japonya’nın ana adalarından olan Honshu Adası’nın merkezinde yer alan, 1,5 milyon nüfusa sahip bir şehirdir. Kyoto araba ile Tokyo’dan yaklaşık altı saat sürmektedir. Fakat Shinkansen üzerinden gidildiğinde bu süre 3,5 saate kadar düşmektedir. Kyoto, Japon İmparatorluğu’na 1000 yıldan daha fazla bir süre başkentlik yapmış, genellikle Japonya’nın kültürel ve tarihsel başkenti olarak görülmektedir. Her ne kadar Tokyo, Shibuya ve gökdelenlere sahip olsa da, Kyoto da tapınaklara, çay evlerine, mabetlere, saraylara ve parklara sahiptir. Trenle varış noktanızı hemen görmediğinizde cesaretiniz kırılmasın. Nispeten geniş alanlara yayılmış diğer şehirler gibi, burada sergilenen her şey için yolunuzu bulmak biraz çaba gerektirir. Şehrin etrafından ve içinden gidebileceğiniz yaklaşık 1000’den fazla tapınak bulunmaktadır. Bu yüzden ilgilendiğiniz her yere ulaşmak zor olabilir. Kaçırılmaması gereken yerlerden biri, Kyoto’nun sembolü olan Kinkaku-ji veya Altın Köşktür. Altın Zen Tapınağı ve etrafındaki havuz, sakin ve huzurlu bir çevre deneyimi için tatmanız gereken bir tecrübe olacaktır. Gion’un Geyşa Bölgesi, Nijo Sarayı ve İmparatorluk Kaleleri ilginizi çekebilecek diğer yerler arasındadır.
Yeme-İçme Bölgenin en ünlü lezzeti Tarte Flambe. “Yanık pide” anlamına gelen bu lezzet lahmacuna oldukça benziyor. Bu lezzeti denemenizi öneririz. Aynı zamanda üzüm bağlarıyla ünlü olan bu bölgede
Alsas şarabı içmemek olmaz. Bu romantik şehirde, Ren Nehri kıyısında salyangoz, istiridye ve balık yemekleri yiyebileceğiniz pek çok restoran mevcut.
Tokyo Japonya’nın büyüleyici Başkenti Tokyo, Japonya’nın başkentidir. Büyük Tokyo metropolü 35 milyondan fazla nüfusu ile dünyanın en büyük şehri olma özelliğine sahiptir. Tokyo’da tarihi Japon manzaralarından, Chiyoda’da İmparatorluk Sarayı’nı, Shibuya’nın neon lambalarını ve Harajuku’da ilginç modern Japon gençlik kültürünü bulabilirsiniz. Anime mağazalarının hemen yanında olan tapınakları, türbeleri ve sarayları, sushi restoranarı ve karaoke barları bir araya geldiğinde muhteşem bir Tokyo şehri ortaya çıkmaktadır. Batı ülkelerinden seyahat ediyorsanız ve Asya Kıtası’na ilk defa gidiyorsanız, yeni ortama adapte olurken kendinizi şaşırmış ve biraz bunalmış hissedebilirsiniz. Ancak daha önce Asya’da bulunmuşsanız, Tokyo’nun tamamen farklı bir yer olduğunu hemen farkedeceksiniz. Oldukça uygar, düzenli, aynı zamanda renkli ve modaya uygun bir şehir sizi bekliyor. Shibuya, buraya yeni gelen turistler için yeni bir başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir. Gençliğin merkezi olan Harajuku, müzik, moda ve “Bir Konuşabilse” filminin çekildiği yerdir. Burası modanın geliştiği bir alan, etrafta gelişen olayları ve kalabalığı izleyebileceğiniz bir şehirdir. Meiji Türbesi ve Sensoji Tapınakları, şehirde yer alan en manevi tapınaklar olup, İmparatorluk Sarayı ve Ulusal Müze de kesinlikle atlanılmaması gereken yerlerdendir.
Yokohama Tokyo’nun komşusu olan Yokohama, 3,5 milyondan fazla nüfusuyla Japonya’nın en büyük ikinci şehridir. Şehir, Tokyo’nun ve Tokyo Körfezi’nin güneyinde yer almaktadır. Liman kenti ve merkezi olma yönünde büyük bir geçmişe sahip olan şehir, 1850’lerin başlarında dış ticarete
başlamıştır ve Büyük Tokyo Bölgesi’nin bir parçasıdır. Muhtemelen bunun sebebi, tarihsel kökenli, belirgin bir uluslararası ve kozmopolit atmosfer bölgesinde bulunmasıdır. Yokohama, özellikle Tokyo’ya göre daha az yoğun bir şehirdir. Bunların yanında şehir, daha rahat insanların olduğu bir ortama sahiptir ve körfezin etrafında ilgi çekici manzaraları bulunmaktadır; bu nedenle turistleri cezbedebilmek için oldukça uygun bir yerdir. Asya’nın eski ve en büyük yerlerinden olan Çin Mahallesi, belki de turizmin en hareketli noktasıdır. Burası, etrafta alışveriş yaparak ve yemek yiyerek saatlerinizi geçirebileceğiniz büyük ve canlı bir alandır. Sankeien Garden önemli noktalardan bir tanesidir. Geleneksel Japon bahçesi, ünlü geleneksel yapılara ve böyle bir bahçeden bekleyebileceğiniz neredeyse her şeye (göletler, bahçeler ve Uzak Doğu tapınakları) ev sahipliği yapmaktadır. Burası ayrıca popüler kiraz bahçelerine sahip olup, harika bir görüntüyü
barındırmaktadır. Yokohama’da görülecek ve yapılacak çok şey yokmuş gibi görünse de aslında bu öyle değildir. İlginç müzeler (Ramen Müzesi), güzel barlar ve yemek mekânları (Çin mahallesindeki İşaret Kulesinde 68. kata kadar çıkma imkânı verilmektedir), antikalar, tarihi komşuluklar ve harika bir alışveriş kültürü ( örnek olarak Red Brick Warehouse alışveriş merkezi) eğlenmeniz için garanti vermektedir.
Sapporo Sapporo şehri, aynı isimdeki biralarıyla meşhurdur. Şehir, iki milyon nüfus ile ülkenin 4. en büyük nüfusuna sahiptir. Sapporo, Hakkaido Adası’nda bulunan Tokyo’nun yaklaşık 830 kilometre (520 mil) kuzeyinde bulunmaktadır. Sapporo, Japonların yüzyıllarca ya da binyıllarca tarihe sahip olan eski şehirlerine karşılık, 1868 yılında kurulmuş ve oldukça modern bir şehirdir. Meşhur birasının yanı sıra, 1972 yılında yapılan Kış Olimpiyatları
ve yıllık kış festivalleri ile (her yılın Şubat ayında yapılıyor) büyük bir üne sahiptir. Yanı başındaki dağlar ve soğuk havasıyla birlikte, burada yapılan kış etkinlikleri, spor yapmak için ziyaretçilerine birçok fırsat sunmaktadır. Özellikle kayak merkezleri büyük bir kalabalığı şehre çekmektedir. Sapporo Teine, şehre en yakın dinlenme yeridir (yaklaşık 20 kilometre veya 12 mil), fakat biraz daha efor sarf etmek isterseniz 2 saatlik bir yol daha gidip, Niseko’ya gelerek Japonya’nın en iyi tesislerinde konaklayabilirsiniz. Kış etkinlikleri ilginizi çekmiyorsa, bunun yerine yaz aylarında, Japonya’nın diğer yerleri sıcak ve nemli iken, buradaki 25 derecelik rahatlatıcı hava size iyi gelebilir. Eğer böyle bir şey yaparsanız, muhakkak Odori Parkı’na uğrayın (Odorinin anlamı büyük cadde) ve şehri keşfetmeye buradan başlayın. Alışveriş yapmak istiyorsanız, Odori Park’ın yanında bulunan büyük alışveriş kompleksi, Sapporo Faktory’e gidebilirsiniz. Son olarak da sakın Sapporo makarnasını yemeden şehirden ayrılmayın.
Neler Yapmalı, Neleri Görmeli Kyoto Kültürel Geleneklerini Öğrenin Kyoto kadim Japon kültürünün adeta bir fanus içerisinde saklanıp muhafaza edildiği bir yerdir. Kyoto, çay seremonilerinin, kimono giyme törenlerinin, zen bahçe düzenleme ve kumaş sarma sanatlarının en yoğun bir şekilde görüldüğü şehirlerin başında gelmektedir. Şehrin sokaklarında dolaşırken karşınıza ansızın bir geyşa çıkarsa şaşırmayın.
Okinawa Adası’nda Uzun Yaşamın Sırlarını Keşfedin Okinawa Adası, dünya üzerindeki o en yaşlı insanların yaşadığı yerdir. Konunun uzmanları, Okinawa Adası’nın havasını, suyunu, toprağını, yaşam biçimlerini inceleyerek bu işin sırrını çözmeye çalışmaktadırlar. Okinawalıların yediği besinleri yiyerek, havasını soluyarak, milli parkları ve doğal güzellikleriyle ünlü bu cennet adada ömrünüze ömür katabilirsiniz.
Geleneksel ve Modern Japonya Turu
8 Gece _______ Gün
İki kişilik odada kişi başı
2.999 Euro’dan itibaren
0212 331 0 331 numaralı telefondan Back-Up Travel’a ulaşarak bu turla ilgili detaylı bilgi alabilir ve rezervasyon yaptırabilirsiniz. Eğer Back-Up üyesiyseniz bu turu satın almak için Hizmet Hattımızı arayabilirsiniz.
0212 331 03 31
www.backuptravel.com.tr
Sumo Güreşçilerini Yakından Görün Sumo güreşi, Shinto dini esaslarına göre gerçekleştiren geleneksel bir Japon sporudur. Amaç rakibin dengesini bozarak 15 metrelik ringin dışına çıkarmak veya vücudunun herhangi bir kısmının yere değmesini sağlamaktır. Dev cüsseleri, ilginç kıyafetleri ve saç stilleriyle sumo güreşçilerini yakından görme şansına sahip olmak bir seyahatsever için mükemmel bir deneyimdir.
Honshu ve Shikoku Adalarında Bisiklet Turu ”Dünya üzerinde bisiklet sürmek için en keyifli güzergâh hangisidir?” diye soracak olursanız şüphesiz cevabımız Seto İç Denizi’nin etrafında bulunan Honshu ve Shikoku adaları olurdu. İki adayı 7 köprüyle birbirine bağlayan bu bölge, ziyaretçilerine mükemmel bir bisiklet sürme deneyimi sunuyor.
Bir Geçit Töreni İzleyin Japonya’da dini veya geleneksel geçmişi yansıtan festivaller büyük ilgi görüyor. Birçok yerli ve uluslararası katılımcı geleneksel kıyafetler giyerek bu festivallere katılıyorlar. Jidai Matsuri festivalinde Japon tarihini yansıtan ünlü figürler ve tarihi kostümler giymiş binlerce kişi danslar eşliğinde geçit yapıyorlar. Temmuz ayı boyunca süren Gion Matsuri Festivali’nin zirve günü, Japon sembolizmi ile süslenmiş 25 metre yüksekliğe, 12 ton ağırlığa sahip Yamaboko Junko alayının geçtiği 17 Temmuz tarihidir. AOİ Matsuri Festivali’nin kökeni ise doğal afetlerin def edilmesine dayanıyor ve aristokrat tarzda giyinmiş yüzlerce kişi büyük bir geçit töreni düzenliyorlar.
Nakasendo Yolunda Yürüyün Kyoto ve Tokyo şehirleri arasında yer alan Nakasendo yolu 17. Yüzyılda şehirler arası iletişimi ve ticareti sağlamak amacıyla açılmış bir yoldur. Her ne kadar yol üzerinde düzenlenen turlar 1 hafta sürse de en azından yolun bir bölümünü
yürümek sizin için eşsiz bir deneyim olacaktır. Yol üzerinde yeni bir kasabaya ulaştığınızda, yüzyıllar önce samurayları karşılamak için yolun her iki tarafına dizilmiş olan kasaba halkının sevinç çığlıklarını duyabilirsiniz.
Kaiseki Yemek Kaiseki, göz ve damak zevkine hitap eden bir görsel şölendir. Sebze, balık, mantar ve deniz yosunundan oluşan kaiseki kusursuz bir görgü kuralı ritüeli ile servis edilmektedir ve yemek yemenin bir sanat olduğunun en ileri göstergelerinden biridir.
Sanat Adası Naoshima’yı Ziyaret Edin Naoshima Adası’nı diğerlerinden ayıran özellik, modern sanatın izlerinin adanın her köşesinde takip edilebiliyor olmasıdır. Eskiden bir balıkçı kasabası olan adada, bugün modern sanat ve geleneksel yaşam tarzı iç içe geçmiş durumdadır. Chichu Sanat Müzesi adanın topoğrafyasını korumak amacıyla yeraltında inşa edilmiştir.
Akihabara’da Dolaşın Tokyo’da bulunan Akihabara, Japonya’nın en büyük elektronik merkezlerinden biridir. Manga ve anime tutkunlarının uğrak yerlerinden biri olan Akihabara, insanları izlemek ve Japon popüler kültürünü tanımak için en iyi yerlerden biridir.
Ne yenir, Ne içilir? Geleneksel Japon Mutfağının ana gıdası pirinçtir. Pirinç kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her öğünde tüketilir. Deniz ürünlerini içeren yemeklere de çok sık rastlamak mümkündür. Genel olarak Japon Mutfağı, diğer Doğu Asya ülkelerinin mutfaklarına benzer. Diğerlerinden en önemli farkı, yağ ve baharat kullanımının çok daha az olmasıdır. Kullanılan malzemelerin asıl, gerçek tadlarının muhafaza edilmesine gayret gösterilir. Mümkün oldukça mevsim için tipik olan taze malzemeler kullanılır.
Yurt İçi Kayak Otelleri
Bu kışı kayak yaparak geçirmek isteyenler, ücretsiz ulaşım avantajı ve erken rezervasyondan faydalanarak, otel rezervasyonlarını Back-Up Travel’ı arayarak yapabilirler.
İki kişilik oda günlük
149 TL’den itibaren
0212 331 0 331 numaralı telefondan Back-Up Travel’a ulaşarak bu turla ilgili detaylı bilgi alabilir ve rezervasyon yaptırabilirsiniz. Eğer Back-Up üyesiyseniz bu turu satın almak için Hizmet Hattımızı arayabilirsiniz.
0212 331 03 31
www.backuptravel.com.tr
a sy do
EL
AV
TR
>
Yurt İçi Kayak Merkezleri Yaklaşan kış turizmi ile birlikte, kayak takımlarını hazırlamaya başlayan macera severler, her yıl yeniden bu beyaz cennete kavuşabilmenin ve sınırsızca kaymanın heyecanını beklerler.
Kışa doğru yaklaşırken, bembeyaz tepelerde eşsiz bir macera yaşamak isteyenler için, ülkemizdeki en iyi kayak merkezlerini sıraladık. Doğanın beyazlara büründüğü, güzelliğine güzellik kattığı mevsimdir kış. Kayak bu mevsimin en güzel sporudur. Bembeyaz uçsuz bir zirveden aşağı, doğanın gücüne meydan okuyarak hızla inmek… Bir tutkuya dönüşen kayak sporunda özgürlüğün tadına varırken, adrenalin sizi hiç yalnız bırakmaz!
Kartalkaya Kayak Merkezi Bolu Köroğlu Dağları üzerinde yer alan Kartalkaya, büyüleyici bir doğal güzelliğe sahip. Son yıllarda kış sporlarının popüler merkezleri arasına giren Kartalkaya’da Alp kayağı, kayaklı koşu (Cross-Country) ve tur kayağı için çok uygun koşullara sahip toplam 12 pist bulunuyor. Pistlerin toplam uzunluğu 20 km’dir. Aralık ayından mart sonuna kadar kayak yapılabilen bölgede, çeşitli zorluk derecelerine göre pistler bulunuyor. Kartalkaya’da kayak sezonu, aralık-nisan ayları arasında devam ediyor. Farklı otellere ait iki ayrı pist alanı var gibi düşünebilirsiniz: Kartal Otel ve Dorukkaya pistleri. Konaklamalı olarak giderseniz kaldığınız otelin teleskilerinden
ücretsiz yararlanabiliyorsunuz. Eğer konaklamayacaksanız pistini kullanmak istediğiniz otelin günlük sınırsız “pass” biletini de alabiliyorsunuz. İstanbul’a 280, Ankara’ya 200 km uzaklıkta olan kayak merkezine, Bolu’dan 45 dakikalık bir yolculukla ulaşabilirsiniz.
Uludağ Kayak Merkezi Türkiye’nin ilk kayak merkezi Uludağ, halen kış turizm merkezlerinin başkenti gibidir. Milli park olmasının yanında, iklim ve coğrafi bakımdan kayak sporuna uygun şartları taşımaktadır. Kayak için iki bölgeden oluşan Uludağ’da, toplam 13 pist vardır. Pistleri mart ayı ortalarına kadar kayak yapılabilen, yumuşak toz kar zeminine sahiptir. Her türlü konfor beklentisini karşılamanın yanı sıra, uygun bütçeli otel çeşitliliğine ve zengin gece hayatına sahip Uludağ’da, kayak mevsimi aralık ayında başlar. Tüm teleski ve telesiyejlerde kullanılan ortak bir bilet sistemine geçilmiştir. Bu biletleri saatlik ya da günlük alabilirsiniz. Uludağ’a hem karayolu ile hem de teleferik ile ulaşabilirsiniz. Bursa şehir merkezinden 40 dakikalık bir araba yolculuğu ile de oteller bölgesine varabilirsiniz.
Sarıkamış Kayak Merkezi
Erciyes Kayak Merkezi
Kar kalitesi ile ünlenen Sarıkamış Kayak Merkezi, ülkemizin bize sunduğu en büyük güzelliklerdendir. Çamlar arasında kayak zevkine varmak için; Cıbıltepe, Süphan Dağı ve Ağbaba kayak alanlarını ziyaret edebilirsiniz. Kristal kara sahip olan merkezde çığ tehlikesi yok ve ağaçlar sayesinde pistler rüzgârdan korunuyor. 2000 metreden fazla yüksekliğe sahip plato üzerinde, doğayla iç içe olan Cıbıltepe, Balıklıdağ, Çamurludağ alanlarında en önemli pistler yer alıyor. Toplamda ise 7 adet pist var ve bu pistler her seviyeye uygun. Özellikle 2400 metre uzunluğundaki birinci etap, yeni başlayanlar için ideal. Yaklaşık 5000 kişiyi ağırlayacak kapasitede olan Sarıkamış Kayak Merkezi, Kars havaalanına 50 km uzaklıkta. Konaklamak için oteller mevcut ve fiyatları uygun denilebilecek aralıkta. Aralık ayından nisan ortasına kadar kayak yapabileceğiniz Sarıkamış Kayak Merkezi, çeşitli disiplinlerin yapılabildiği mükemmel parkurlara sahip.
Kayseri’ye 25 km uzaklıkta, sönmüş bir volkanik dağ olan Erciyes, İç Anadolu’nun en yüksek dağıdır. Yüksek irtifası nedeniyle kar kalitesi çok uzun süre bozulmadan korunur. Her zorluk derecesine uygun kayak pistlerinin toplam uzunluğu 70 km’dir. Yaz kayağı, tur kayağı ve helikopterli kayak yapılabilen merkez, snowboard için de uygun. Ortalama 2 metre kar kalınlığına sahip Erciyes’te, kasım ayından mart ayı sonuna kadar kayak yapılabiliyor. Kar rafting’i Erciyes’in sunduğu ve iddialı olduğu bir diğer kış sporu.
Palandöken Kayak Merkezi Bölgesindeki en yüksek zirve olan Palandöken aynı zamanda dağ sporları için uygun koşullara sahip. Türkiye’nin en uzun, dünyanın ise sayılı pistlerinden biri olarak kabul edilen Ejder Pisti’nin uzunluğu 12 km. Slalom ve büyük slalom yarışmaları için iki adet tescilli kayak pisti bulunuyor. Pistleri kolay, orta ve zor derecelerde kayma seçeneği sunuyor. Dağ sporları için uygun koşullara sahip Palandöken’in karasal iklimi nedeniyle yılın yedi ayı karla kaplı merkezde, aralık ayından mayıs ayı başına kadar kayak yapılabilir. Toplam 28 km’lik 22 piste sahip Palandöken; ezilmemiş, doğal pistleriyle snowboardcuların da gözbebeği. Palandöken’in başka bir cazip yanı ise, şehir merkezi ve havaalanına olan yakınlığı; Erzurum havaalanına sadece 30 dakika uzaklıkta.
Kayseri Erkilet Havaalanı’ndan 30 km uzaklıkta bulunan Erciyes tesislerine, İstanbul’dan her gün düzenlenen uçak seferleri ile ulaşabilirsiniz. Burada da Uludağ’daki gibi ortak bir “lift” bileti alıp tüm pistlerden faydalanabilirsiniz. 1, 7, 30, 50 çıkışlık ya da günlük ve sezonluk gibi çeşitleri olduğunu hatırlatalım.
Davraz Kayak Merkezi Davraz Dağı, 2635 m zirve yüksekliği ile, Akdeniz Bölgesi’nin Göller Yöresi’nde, Eğirdir ve Kovada Gölleri arasında yükselen ve Isparta Ovası’nı kuşatan dağ kütlelerinden biridir. Davraz Dağı-Karlıyayla Kış Sporları Turizm Merkezi, Isparta il merkezinin 26 km güneydoğusunda bulunmaktadır. 17.02.1995 tarihinde Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir. En yakın yerleşim yeri olan Çobanisa Köyü’ne 8 km uzaklıktadır. Kayak Merkezi, Kulovası Yaylasında Davraz Dağı’nın kuzey yamacında yer almaktadır. Hakim bitki örtüsünü, çam, ardıç, sedir ve otsu bitkiler oluşturmaktadır. Kayak merkezinde, saatte 1000 kişiyi taşıyabilen 1211 m uzunluğunda 1. telesiyej, saatte 800 kişiyi taşıyabilen 936 m uzunluğunda 2. Telesiyej ve saatte 800 kişiyi taşıyabilen 850 m uzunluğunda 3. telesiyej olmak üzere toplam 3 adet telesiyej,
ayrıca saatte 800 kişiyi taşıyabilen 624 m uzunluğunda bir adet teleski (T-Bar) ile 300’er metrelik 2 adet babylift bulunmaktadır. Kayak Merkezinde, Eğirdir Gölü’nün harika manzarası eşliğinde kayak yapılabilmektedir. Davraz Kayak Merkezinde, doğal dokunun yumuşaklığı ve mükemmel kar kalitesi ile yeni
başlayan kayakçılara tehlikesiz rotalar, profesyonel kayakçılara ise gönüllerince kayabilecekleri, ortalama 8 ila 10 km.ye ulaşan benzersiz parkurlar bulunmaktadır. Kayak pistlerinin rakımı, mevcut mekanik tesislerle ulaşılabilen 1650 m ile 2344 m arasında değişmektedir. Ayrıca çığ ve kaybolma tehlikesi olmaması, kayakçılar için büyük bir avantajdır.
t a n
sa
& r ü
k
t l ü
Kİ
P A T
>
Sağlıklı Misafir Sofram Pelin Bilgiç - Alfa Yayıncılık Beef and Fish, Breakfast ve Sofra dergilerinde yemek yazarlığı yapan Pelin Bilgiç’ten sağlıklı davet menüleri. Bilgiç’e göre sevdiğimiz her lezzetin sağlıklı bir alternatifi var. Narlı mercimek köftesi, kinoalı omlet, yaban mersinli pancake ve çok daha fazlası bu kitapta.
Mutlu İnsanlar Selim Kutucular - KVA Çocuk ‘Büyükada Yemekleri - Dedemin Sofrası’ ve ‘İstanbul Sofraları’ kitaplarıyla tanıdığımız yemek yazarı Selin Kutucular’ın 3 yaş üstü çocuklar için yazdığı, Caroline Erel’in fotoğrafladığı öykü kitabı. Meyveler ve sebzelerle hazırlanan neşeli resimler, minikleri mutfağa davet ediyor. Küçük bir kızın gözünden mutluluğun anlatıldığı kitap, çocukların yaratıcılığını ve hayal gücünü geliştirmek için biçilmiş kaftan.
Ermeni, Musevi, Rum Evlerinde Pişen Yemekler Gülhan Kaya - Hayy Kitap Anuşabır, azetuna, kata… Bu malzeme ve yemek isimlerini hatırladınız mı? Bu kitabı okuduktan sonra aslında hepsini yakından bildiğinizi anlayacaksınız. Meyve kurularıyla ve baharatlarla pişirilen etler, burekas’tan gül böreğine hamur işleri, tarator çeşitleri ve çok daha fazlasını derleyen Kaya, mezeden ana yemeğe, pek çok tarifi hatırlatıyor.
BACK-UP’LININ AJANDASI
Aralık 2017 14 Aralık
6 Aralık
Kışı uygun beslenme önerilerini Back-Up Sağlıklı Beslenme Danışmanı’na sor.
8 Aralık
Back-Up yılbaşı ağacını ve ev süslemeleri temin etsin.
Yılbaşı yemeği için Back-Up Lezzet Danışmanı’ndan püf noktalarını öğren.
20 Aralık
Kar tatili zamanı! Back-Up Travel benim için Courchevel’de bir tatil organize etsin..
25 Aralık
Yılbaşı gecesi için Back-Up Eğlence Danışmanı’ndan mekan önerisi al.
www.backup.com.tr 0212 366 0 366
29 Aralık
Yılbaşı eğlencesinden sonra eve dönmek için Back-Up’tan özel şoför iste…