Back-Up E-Magazine Şubat 2014

Page 1

>back-up<

e-magazIne

etkinlikler teknoloji seyahat danışmanlar sinema kitap


>etkinlik>konser


ANDREA BOCELLI

22 Şubat 2014, 20.30, Ülker Sports Arena, Ataşehir, İstanbul Dünyanın en ünlü ve en sıkı takip edilen tenorlarından Andrea Bocelli’yi dinlemek için geri sayım başladı. Andrea Bocelli; üst düzey bürokratların, dünya liderlerinin, din adamların katıldığı etkinliklerde, Olimpiyat Oyunları ve Dünya Kupası gibi dev organizasyonların açılış törenlerinde performans sergileyen bir isim. “Maestro Bocelli” diye de anılan ve yaşayan en ünlü seslerden biri olan sanatçı, İstanbul konseri için İtalya ve dünyadan iz bırakmış operaların klasik aryalarını seslendirecek. Bunun yanı sıra büyük başarı kazanan son albümü ‘Love in Portofino’dan da şarkılarla şehrin bu ayki en görkemli etkinliğini ortaya koyacak. Sanatçının hoş sürprizlerle seyircilerine unutulmaz bir konser deneyimi yaşatacağı da kulağımıza çalınan bilgiler arasında. Andrea Bocelli; yorumu ve duruşuyla dünyaca ünlü bir pop yıldızı olmuş; öte yandan Bel Canto’da Verismo olabilecek rahatlıkta rafine ve çok yönlü bir opera sanatçısı olma özelliğini de kaybetmemiş bir yetenek. Bir imza gibi

tanınabilen sesinin yumuşak ama güçlü tınısı sanatçıya 80 milyonluk albüm satış başarısı getirdi. TEMA Vakfı’nın 20. kuruluş yılının da kutlanacağı bu çok özel konserin biletleri Biletix üzerinden satışta. Bedeli 2000 TL ve 2750 TL olarak belirlenen teberrulu yani TEMA Vakfı için bağış katkısı içeren biletler de satışa sunuldu. Sınırlı sayıda olan bu biletlerden satın alan destekçiler, bu önemli konseri izlemenin yanı sıra TEMA Vakfı’nın çocuklara yönelik doğa eğitim programlarına önemli bir katkı sağlayacak. Bu katkıyı sağlayan konuklara Andrea Bocelli’nin son albümü ‘Love in Portofino’, TEMA Vakfı tarafından hediye edilecek.


>etkinlik>tiyatro


MAKAS OYUNLARI 2

1, 5, 6, 7, 8, 12, 13, 14, 15, 19, 20, 21, 22, 26, 27, 28 Şubat 21.00 DOT, Harbiye, İstanbul Dot, sezonun ilgi çeken, güncel ve politik konulara eğilen kısa oyun serisi Makas Oyunları’na devam ediyor. Makas Oyunları, 2011’de Britanya’da başlayan ‘Theatre Uncut’ başlıklı kısa oyun yazım ve okuma projesinde yer alan kısa oyunların arasından yapılan bir seçkiden oluşuyor. Theatre Uncut, 2010 yılında Britanya’da, projenin yönetmenleri Emma Callander ve Hannah tarafından basit bir fikirden yola çıkılarak başlatıldı. Yönetmenler, seçkin oyun yazarlarından güncel politik durumlara dair kısa oyunlar yazmalarını istediler. 2011’de Edinburgh Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yapılan okumalarla başlayan ve her yıl yeni yazarlar ve oyunlarla devam eden proje; İngiltere, İskoçya, ABD, Arjantin, İspanya, Yunanistan, Suriye, İzlanda ve Mısır’dan oyun yazarlarının işlerine zemin oluştururken oyunlar 3 binin üzerinde oyuncu tarafından dört kıtada 17 ülkede sahnelendi. Sanat Yönetimi Murat Daltaban tarafından yapılan projenin ikinci oyunu olan Makas Oyunları 2 ile Lucy Kirkwood’un yazdığı ‘Ev Ekonomisi’, Lena Kitsopoulou’nun yazdığı ‘Bedel’ ve David Greig’in yazdığı ‘Köy’ oyunları izlenebilir. Oyunların yönetmenleri Murat Daltaban ve Pınar Töre. Oyuncularsa Deniz Türkali, İbrahim Selim, Gizem Erdem, Pınar Töre, Mert Öner, Ezgi Bakışkan, Esin Harvey, Duygum Girginer.


>etkinlik>SERGi

MUTSUZ HAZIR NESNE

28 Şubat’a kadar, KUAD Galeri, Akaretler, İstanbul Marcel Duchamp’ın 1913 tarihli ‘Bisiklet Tekerleği’ ve 1914 tarihli ‘Şişe Kurutucusu’ adlı ilk iki ‘hazır-nesne’sinin dünya sanat tarihinde belirişi üzerinden bir asır geçti. Şimdi bu tarih KUAD Galeri’de anılıyor. Duchamp’ın R. Mutt imzasıyla sunduğu, en ünlü hazır nesnesinin ‘Çeşme’ olması kaçınılmazdı, 1917’de Society of Independent Artists Inc. sergisinde sergilenmeden kaldırılmıştı. İlk iki üretiminin ise ‘Çeşme’ kadar bilinmemesinin sebebi atölyesinde kalmış olmalarıydı. KUAD’da bu tarihi anmak üzere sanat anlayışları ve üretim biçimleriyle ‘hazır-nesne’yi kullanan, çeşitli içerik ve estetikte yorumlayan Hera Büyüktaşçıyan, Lydia Dambassina, Ivan

Egelski, Erol Eskici, Şakir Gökçebağ, Hakan Gürsoytrak, Serhat Kiraz, Komet, Murat Morova, Çağrı Saray ve Vahit Tuna gibi isimlerin retrospektif ve güncel işlerini kapsayan bir sergi var bu ay. Sergi başlığı da Duchamp’ın 1919 yılında Buenos Aires’ten kız kardeşi Suzanne Duchamp ve eşi Jean Crotti’ye talimat göndererek yaptırdığı bir ‘hazır-nesne’ye gönderme yapıyor.


>etkinlik>TiYATRO

ASİ KUŞ

7, 8 Şubat 20.30 AKM Yunus Emre Salonu, Konak, İzmir Ali Poyrazoğlu’nun gösterisi Asi Kuş, tiyatroseverlerle buluşmaya devam ediyor. Usta tiyatrocu Ali Poyrazoğlu’nun, Bizet’in ustalığı bir arada. Türk tiyatrosunun Carmen operasından yola çıkarak yazdığı uluslararası ismi Ali Poyrazoğlu müzikli oyununda opera, tiyatro, bale ve güldürü bir gösteriyle izleyeni yine şaşırtıyor.


>etkinlik>FESTiVAL


IF ISTANBUL

13-23 Şubat 27 Şubat–2 Mart Ankara, İzmir Her yıl şubat ayının en büyük nimeti saydığımız !f İstanbul, 13. yılında üç şehir üzerinde sinefillerle buluşuyor. 13. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali programında yer alması kesinleşmiş birkaç filmi paylaşmadan da hiçbir yere bırakmıyoruz sizi.

alanında aşama kaydettiğinin kanıtı olan komedi film ‘Drinking Buddies’, San Sebastian’da ödüle doymayan ‘Bad Hair’ gala kuşağının diğer parlak isimleri.

Galalar bölümünde gösterilecek, HIV pozitif teşhisi alan, 30 günlük ömür biçilen Ron Woodroof’un gerçek öyküsünün anlatıldığı ‘Dallas Buyers Club’ bizim ‘mutlaka izlenecekler’ listemizde çoktan yerini aldı bile. Woodroff, kendisine AIDS tanısı konulmasının akabinde boş durmuyor ve aynı hastalıktan mustarip herkesin derdine bir nebze deva olacak bir ilacı Teksas’a getirmeye başlıyor. Yönetmen ‘C.R.A.Z.Y.’den hatırlayacağınız Jean-Marc Vallée.

Oyun bölümünde sürreal işleri sevenler için‘Swim Little Fish Swim’ ve Japonya’nın hayli meşhur komedyenlerinden biri olan Hitoshi Matsumoto’nun yönettiği ‘R-100’ dikkat çekiyor. Karanlık&Köşeli adlı bölüm gerilmekten imtina etmeyenler için ‘Cheap Thrills’ ve ‘The Strange Color of Your Body’s Tears’ var.

’The Grandmaster’a da nihayet galalar bölümünde kavuşuyoruz. Dövüş sanatları filmi deyip geçmemek lazım, yönetmen Wong Kar Wai ise o filmi izlemek gerek. Muazzam görsellikte sahnelerin bizi beklediğine şüphe yok. Jude Law’un başrolde olduğu suç komedisi ‘Dom Hemingway’, Joe Swanberg’in yönetmenlik

!f’in yeni yarışması ‘Sev&Değiştir’den de bahsedelim. Yarışma kapsamında kamerayla dünyayı değiştirmeyi başarmış yönetmenler, İstanbul’da toplanıyor ve “yılın en yaratıcı müdahalesini” seçiyor. Filmleriyle yeni ve açık yollara, yöntemlere ve birlikteliklere işaret eden sinemacıları bir araya getirecek bir yarışma.


>etkinlik>SERGi

AKLIMDA BİR 27 Şubat-30 Nisan CerModern, Sıhhiye, Ankara Tanınmış koleksiyonerlerden Gülin ve Emre Dökmeci’nin yaklaşık 20 yıllık süreçte oluşturdukları çağdaş sanat koleksiyonları, 27 Şubat-30 Nisan 2014 tarihleri arasında ilk kez CerModern’de sergilenecek.


DELİLİK VAR 1995 yılından beri derlenmekte olan Gülin&Emre Dökmeci Koleksiyonu, Ali Akay’ın küratörlüğünde özel bir seçkiyle gün yüzüne çıkıyor. ‘Aklımda Bir Delilik Var’ adıyla hazırlanan seçki, Dökmeci çiftinin çağdaş sanat koleksiyonun yanı sıra modern sanat eserleri de barındırıyor. Koleksiyon, ilk başta satın alınan Fikret Mualla ve Haluk Akakçe gibi Türk sanatçıların eserleriyle birlikte son 5-6 yıllık dönemde eklenen uluslararası sanatçıların da eserleriyle ulus ötesi boyutu olan koleksiyonların ilk

örnekleri arasına giriyor. CerModern’in ev sahipliği yapacağı sergide, koleksiyonda yer alan sanatçıların içinde özellikle başyapıt sayılabilecek dünyaca önemli eserlerin seçilmesi ve yerel kültür ortamına ve izleyicisine hitap etmenin ötesinde uluslararası bir vizyonla titizlikle oluşturulmuş olması, Gülin&Emre Dökmeci koleksiyonunun en önemli özelliklerinden birini oluşturuyor.


..

>etkinlik>Gosteri


GARFIELD LIVE SHOW KOMEDİ FESTİVALİ

1, 2 Şubat 2014 14.00,Türker İnanoğlu Show Center, Maslak, İstanbul Altınok Tiyatrosu’nun Garfield Live Show Komedi Festivali, ilk yurt içi turnesiyle çocuklar kadar eşlik eden büyükleri de eğlendirmeye hazır. Bu müzikal gösteri dansları, kostümleri, ses ve ışık efektleri, zengin oyuncu ve dansçı kadrosuyla dünyanın en havalı çizgi kahramanı Garfield ve sevimli arkadaşı Odie ile izleyicileri gizemli bir masalın içinde eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor.

Gösterinin konusu kısaca şöyle: Komedi Festivali’nin son şampiyonu Garfield, yeni yarışmayı kazanamama endişesine girer. Yardımına sevimli dostu Odie yetişir. Odie’nin hediye ettiği hikâye kitabı, Garfield’in önüne yeni kapılar açacaktır.


>etkinlik>KONSER


MFÖ 22 Şubat 22.00 Jolly Joker, Muratpaşa, Antalya Ünlü Türk pop grubu MFÖ, 22 Şubat’ta Jolly Joker Antalya’da sahne alıyor. MFÖ Antalyalı müzikseverlerle buluşmaya damgasını vurmuş sevilen şarkılarından hazır. Mazhar Alanson, Fuat Güner ve Özkan oluşacak repertuvarla MFÖ hayranları, grupla Uğur’un ‘Yalnızlık Ömür Boyu’, ‘Ele Güne yeniden bir arada olacak. Karşı’, ‘Güllerin İçinden’ gibi tüm zamanlara


>Teknoloji

2014’E DAMGA VURACAK TEKNOLOJİLER

Her yıl en çok konuşulacak olan ürünlerin görücüye çıktığı Consumer Electronics Show ya da kısa adıyla CES 2014’ten haberlerle bu yılın merak uyandıran ve heyecan kat sayısını artıran teknolojilerine göz atmaya ne dersiniz?


Las Vegas’ta gerçekleşen tüketicilere yönelik bu meşhur elektronik fuarı kapsamında bükülebilen TV’lerden akıllı uyku sistemlerine farklı kulvarlardan teknolojiler boy gösterdi. Yılın ilk haftalarında gerçekleşen fuar, sene boyu teknoloji kulislerindeki konuşmaların habercisi niteliğinde. İlk günün yıldızları Bu noktada en çok konuşulan teknoloji, elastik televizyon tasarımı. Samsung henüz fuarın ilk günlerinde görkemli bir şovla sunduğu bükülebilir televizyonun raflara düşüş tarihiyle ilgili ipucu vermezken; LG, OLED teknolojisiyle yarattığı daha küçük bir ekranla aynı kulvara girdiğini gösterdi. Bükülebilir ekranlar, izleyici sayısına, izleyenlerin oturma uzaklığına göre ayarlanma imkânı tanısa da pazarda tüketicinin böyle bir şeye ne kadar ihtiyacı olduğu tartışmalarını alevlendirdi. CES 2014’ten ajansların teknoloji departmanlarına düşen bir haber de Intel’den geldi. Buna göre 2014’ün sonlarına doğru 3D kamera entegre edilmiş dizüstü bilgisayarlar, mağazalarda satışa sunulmuş olacak. Microsoft’un Kinect ve SoftKinectic’s Depthsense

kameraları benzer fonksiyonlar sunarken Apple bünyesine katılan PrimeSense de derinlemesine algılayan donanımıyla biliniyor. Uzmanlar, Intel’in bu girişiminin sabit bileşenli teknolojilerde ana akım olma yolunu açacağı görüşünde. Teknolojinin de derdi: Uyku Tüketici elektroniklerine odaklanan Fransız markası Withings, sensör sistemine dayalı alarmıyla ‘akıllı uyku’ vadediyor. Aura denilen sistem sayesinde kullanıcının uyku döngüleri takip edilerek kişi en doğru zamanlamada uyandırılıyor. Üç parçadan oluşan sistemin ilk parçası yataktaki hareketleri, kalp atışlarını ve nefesi takip eden ve hatta istenirse kaydeden ve şiltenin altına yerleştirilen yumuşak bir sensör. İkinci parça yatağın hemen yanına konulan bir cihaz. Bu cihazda oda sıcaklığı, ses ve gürültü seviyesi, ışık seviyesi ölçülüyor. Cihaza bir de saat, alarm ve LED ışık eklemlenmiş. Üçüncü parçaysa bir akıllı telefon uygulaması. Bu sayede sistem kontrol ediliyor ve kullanıcıya geceyle ilgili geri dönüş sağlanıyor. CES 2014 uyku temalı epey bir ürüne ev sahipliği yaparken uzmanlar, bu ürünlerin insan sağlığına


tam olarak faydalarının anlaşılması için kolyenin yanında yanan ışık sayesinde henüz çok erken olduğunu ifade ediyor. akıllı cihazlara gelen notifikasyonları kolyenin Android ve iOS 7 desteği aracılığıyla takip etmek, ayrıca ruh Oyun dünyasından Bir haber de oyun tutkunları için gelsin! halinize ya da üzerinizdeki giysilere Sensör teknolojilerinde önemli bir üretici göre kolyenizin ışığının rengini ya da olan YEI Technology, video oyunlarında, parlaklığını ayarlamak olası. Tabii en oyuncunun her hareketini okuyan ve büyük artısı arkadaşlar arasında ciddi bu devinimleri ekrandaki karaktere sükse yapma olasılığı. Bu sene fuar yansıtan bir donanım geliştirdi. Bunu bir giyilebilen teknolojik ürünler konusunda nevi Wii’nin tüm beden için geliştirilmiş çok ciddi bir çeşitlilik sunuyor; fitness çocuğunuzun dişinizi hali olarak da özetlemek mümkün. ölçümünden Donanımın bir Kickstarter kampanyası iyi fırçalayıp fırçalayamadığına farklı kapsamında Haziran 2014’ten itibaren alanlarda onlarca uygulama ve cihazla dağıtımının yapılması planlanıyor. kullanıcılar yakın takibe alınmaya hazır. Toplam 16 sensörden oluşan donanımda bu sensörlerin üçer tanesi kol ve Tasarla ve yazdır! bacaklarda, üç tanesi gövdede, bir tanesi Las Vegas’ta bu yıl ilgi çeken stantlardan biri de daha önce teknoloji sayfamızda de baş kısmında yer alıyor. konu edindiğimiz 3D yazıcılar. İki farklı markanın gıda çıkışı almaya yarayan Küçük cihazlar dünyası Fuarın en şık tasarımlarından biri 3D yazıcıları, bu senenin sonuna Netatmo firmasının ürettiği bir bileklik. doğru tüketicilerle buluşacak; böylece yöntemlerle üretmesi Bu bileklik, üzerindeki kristal parça geleneksel aracılığıyla kullanıcının maruz kaldığı neredeyse olanaksız olan pek çok çikolata ultraviyole miktarını ölçerek fazla ve şeker bazlı ürüne kolayca sahip olma güneşte kalanları uyarıyor. Mücevherle imkânımız olacak. Küçük olan Chefjet teknolojiyi birleştiren bir başka ürün de modeli sadece tek renk çıkış imkânı Bluetooth entegre edilmiş bir kolye. Bu sağlarken Chefjet Pro’yla çok renkli




objelere sahip olmak mümkün. Ana versiyonun ABD’deki tutarı 5 bin dolar, daha gelişmiş olanın fiyatı iki katına yükseliyor. Küçük olan modelle restoran ve fırınlara da satış hedeflenmiş. 10 bin dolarlık modelle seramik, 5 bin dolarlık modelle renkli plastik obje çıkışı alınabiliyor. Karşılaştırmalı fuar analizi 150 binden fazla ziyaretçi çeken, özel rehberli turlarla gezilen, Hollywood yıldızlarından dünyanın en ünlü CEO’larına herkesin büyük ilgi gösterdiği fuarın bu yıl en çok konuşulan ürünleriyse giyilebilen bilgisayarla internet bağlantılı arabalar oldu. Geçen yıl teknoloji firmalarının daha çok tabletlere ve akıllı telefonlara odaklandığı düşünülürse son bir yılda farklı algılara yönelmeleri teknolojide yenilik peşinde olan herkes için heyecan verici. Bunda akıllı telefon pazarının bir ölçüde doygunluğa ulaşmış olmasının da etkisi büyük. Bu nedenle endüstri ciddi anlamda yepyeni fikirler peşinde. Google’un akıllı gözlüğü Glass ve Apple’ın bu yıl piyasaya süreceği tahmin edilen akıllı saati bu anlamda farklılık yakalama gayesinin parçaları olsa da

sektörün giyilebilen teknolojilere dair bir karar eşiğinde olduğu konuşulanlar arasında. Hayata bir de giysiler üzerinden yeni ekranlar eklemek geçici bir heves mi, yoksa istenilen bir şey mi? 2014’te teknoloji kulislerinin ana tartışmasının bu olması bekleniyor. Ne olursa olsun bu yılın ana teması daha fazla sayıda cihazın internet bağlantısını kurmak. İnternet bağlantılı buzdolabı, bulaşık ve çamaşır makinesi ve elektrikli süpürgeleri bu anlamda ciddi ilgi topluyor. Akıllı telefonla kontrol edilen aydınlatma sistemleri de yine ilgiyle karşılanan ürünlerden. Fuarın organizatörü olan Consumer Electronics Association, bu yıl otomobil firmalarının önceki yıllara göre çok daha etkin bir biçimde fuara katıldığını belirtiyor. BMW, Audi, Ford, Chrysler ve Mercedes gibi devler; akıllı saatlerle etkileşim kuran arabalar ya da kendi kendine giden araç teknolojileriyle fuarın diğer yıldız isimleri oldu.


>sinema

Yasak Aşk/ Adore (a.k.a Perfect Mothers) Senarist: Christopher Hampton, Doris Lessing (roman) Yönetmen: Anne Fontaine Oyuncular: Naomi Watts, Robin Wright, Xavier Samuel, James Frecheville, Sophie Lowe Süre: 100’ Gösterim tarihi: 21 Şubat 2014

İngiliz edebiyatının büyük kalemlerinden feminist yazar Doris Lessing’in aile, aşk, tutku, ahlak gibi kavramlar üzerine eğildiği hikâyesinden yola çıkan ‘Adore’, Lüksemburg doğumlu yönetmen Anne Fontaine’in ilk İngilizce filmi. Fontaine, ‘Coco Before Chanel’, ‘Natalie’, ‘Chloe’ gibi başarılı işlerinde de kadın dünyasına eğilmeyi seven bir isim olarak bu zorlu hikâyeyi de hakkıyla kotarmış. Mutluluğu, geleneğin sınırlarını aşan ilişkilerde bulan çok yakın iki arkadaşın hayatına bakan filmin başrolündeki isimler Naomi Watts ve Robin Wright. Aşkın öngörülemez öyküsü ve kadın dostluğunun yürekten kutsanışına bakan filmin fonundaysa Avustralya’nın muhteşem bir sahil kasabası var. Watts ve Wright hikâyenin fiziksel ve psikolojik bileşenleriyle başarıyla bütünleşirken, oynadıkları karakterleri canlı hale getiren karmaşık duyguları ve güçlü tutkuları da başarıyla yakalıyorlar.


Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol/ Mandela: Long Walk to Freedom Senarist: William Nicholson, Nelson Mandela (otobiyografik romanından) Yönetmen: Justin Chadwick Oyuncular: İdris Elba, Naomie Harris, Terry Pheto, Tony Kgoroge, Riaad Moosa Süre: 141’ Gösterim tarihi: 28 Şubat 2014 Geçen senenin sonunda kaybettiğimiz Nelson Mandela, özgürlük ve eşitlik savaşıyla sadece Güney Afrika’yı değil tüm dünyayı etkilemiş dev bir isim. Mandela’nın hayatını ilk defa bu filmle kronolojik bir sırayla izlemek mümkün oluyor. Güney Afrika’daki ırkçı beyaz rejime karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle ömrünün 27 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren Nelson Mandela, tutsaklıktan devlet başkanlığına uzanan hayat hikâyesine çok fazla fikir, tavır ve insanlık için hizmet barındırdı. Yaşamını ayrımcılığa karşı mücadeleye adayan Nelson Mandela’nın mücadeleyle dolu hayatını beyazperdeye aktaran film, bu efsane ismin siyaseti bıraktıktan sonra kaleme aldığı otobiyografisinden uyarlanmış. Mandela’nın tüm hayat hikâyesini anlatan ilk film olma özelliğini taşıyan yapım, çobanlık yaptığı Transkei köyündeki çocukluk yıllarından Güney Afrika’nın demokrasiyle seçilmiş ilk başkanı olduğu döneme kadar olan etkileyici hayat hikâyesinin tümünü kapsıyor. Film eleştirmenlerden yüksek puan alamasa da etkileyici bir hayat hikâyesinin yansıması olarak izleyiciden çok iyi geri dönüşler aldığının altını çizelim.


Her Senarist: Spike Jonze Yönetmen: Spike Jonze Oyuncular: Joaquin Phoenix, Amy Adams, Scarlette Johanson Süre: 126’ Gösterim tarihi: 14 Şubat 2014

Beastie Boys, Chemical Brothers ve Björk gibi isimlerin harika videoları, ‘Being John Malkovich’, ‘Adaptation’ gibi işlerin olduğu bir filmografi ve tüm bu itibarlı işlere paralel yürütülen kısa videolardan kopmayan yaratıcı ve kompleksiz bir bakış. ABD’li yönetmen, yazar ve prodüktör Spike Jonze, IMDB ve Rotten Tomatoes gibi sinema sitelerinden aldığı yüksek puanlarla da ayın ışıldayan işlerinden biri olan yeni filmi ‘Her’ ile izleyiciyi dramla komedinin flört ettiği bir evrene sürüklüyor. Sevgililer Günü’nde vizyona girecek olan ‘Her’, dijital çağın yalnızlığında tam da bu çağın yarattığı yeni insan ruhuna ve yeni aşklara şiirsel bir bakış. Filmde, yalnız bir adam satın aldığı bir işletim sisteminin tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir ilişki yaşamaya başlıyor. Ayın kaçırılmaması gerekenlerinden.


Pompeii Senarist: Janet Scott Batchler, Lee Batchler, Julian Fellowes, Michael Robert Johnson Yönetmen: Paul W.S. Anderson Oyuncular: Kit Harington, Emily Browning, CarrieAnne Moss, Jessica Lucas, Kiefer Sutherland, Adewale Akinnuoye, Paz Vega, Sasha Roiz Süre: 102’ Gösterim tarihi: 21 Şubat 2014

Dünyanın pek çok yerinde yanardağ faciaları olsa da hiçbiri, antik Roma’nın en hareketli kentlerinden biri olan Pompeii’de zamanı durduran patlama kadar iz bırakmadı. ‘Resident Evil’ ve ‘Death Race’ gibi aksiyon dozu yüksek yapımların reji koltuğunda oturan Paul W.S. Anderson’ın 3D yapımı, bu ay adrenalin yüklü görsel bir iş peşinde olan izleyiciler için vizyonun öne çıkanlarından. Gelelim filmin konusuna... Milattan önce 79 yılında, Vesuvius volkanı şiddetli patlamalarla yakınındaki Pompeii şehrini tehdit altına alır. Gemilerde köle olarak çalışan Milo, Napoli’ye gidecek olan gemide çalıştığı esnada patlama anına tanık olur. Olayın canlı tanığı olan Milo, bu dehşet anına ve sonrasında yaşananlara baktığında bildiği tek dünyanın, ateş ve küller nedeniyle yıkıma uğradığını fark eder. Öte yandan âşık olduğu Flavia da artık harabeye dönen şehirde hayatta kalmak için patlamanın doğurduğu yıkıntıların arasında sığınacak bir yer aramaktadır. Flavia, Roma komutanıyla evlenmesi için baskı altında tutulurken Milo aşkı için savaşmaktan vazgeçmemiştir. Milo, Pompeii’ye geri dönüp hem gerçek aşkını hem de en yakın arkadaşını kurtarmaya karar verir.


Mr. Banks/ Saving Mr. Banks Senarist: Kelly Marcel, Sue Smith Yönetmen: John Lee Hancock Oyuncular: Emma Thompson, Tom Hanks, Colin Farrell, Paul Giamatti, Jason Schwartzman, Bradley Whitford, Annie Rose Buckley, Ruth Wilson, B.J. Novak, Rachel Griffiths, Kathy Baker, Colin Farrell Süre: 125’ Gösterim tarihi: 7 Şubat 2014

Disney yapımı Mr. Banks ile izleyiciler, yine bir Disney yapımı olan ‘Mary Poppins’ filminin yapılış sürecine ışınlanırken Disney dünyasına ilk kez bu kadar içerden bakma fırsatı yakalıyor. Öyle ki bu film Walt Disney’in resmedileceği ilk film olma özelliğine de sahip. Walt Disney rolünde Tom Hanks’i izleyeceğimiz filmde Emma Thompson’sa Walt Disney’e kitabının telifiyle ilgili kök söktüren P.L. Travers’ı canlandırıyor. Gelelim filmin kısaca konusuna... Walt Disney’in kızları, P.L. Travers’ın yazdığı ‘Mary Poppins’in filmini çekmesi için babalarına adeta yalvarırlar; ancak Walt Disney’in kızlarına verdiği sözü yerine getirmesi 20 yıl alır. Telif haklarını alma sürecinde Walt, cimri ve uzlaşılması çok zor bir yazarla karşı karşıyadır. Bu filmle hem 13 dalda Oscar’a aday gösterilen ve bunlardan beşini kazanan ‘Mary Poppins’ filminin yapım sürecine hem de yazarın hikâyedeki esin kaynaklarına ulaşmak mümkün.


Başka Sinema Şubat Filmleri

Bu ay Başka Sinema kapsamında 7 Şubatta vizyona girecek filmlere kısaca bakıyoruz: Atıl İnanç’ın yönettiği ‘Daire’, üniversitedeki öğretim görevini kaybettikten sonra kullanılmayan bir havaalanında güvenlik görevlisi olarak çalışan Feramus ile hayatla inatlaşmak adına bir camide ölü yıkayıcı olmayı kabul eden Betül’ün fırsat bulamadıkları hüzünlü aşkları etrafında dönüyor. Paolo Sorrentino’nun yönettiği İtalya, Fransa ortak yapımı ‘The Great Beauty’/‘Muhteşem Güzellik’, Avrupa Film Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kurgu ödüllerini kazanmış bir yapım. Jim Jarmusch imzalı ‘Only Lovers Left Alive’/‘Sadece Âşıklar Hayatta Kalır’, tutku ve gizem yüklü bir vampir hikâyesi olarak 14 Şubat’ta sıra dışı bir romantik film arayışında olanların kurtarıcısı olacak. Reha Erdem’in yeni filmi ‘Şarkı Söyleyen Kadınlar’ın vizyon tarihiyse 21 Şubat. İstanbul’un adalarından birinde muhtemel bir deprem nedeniyle adayı boşaltma kararı alınmıştır. İnsanlar akın akın oradan ayrılırlar ancak küçük bir kesim bu karara uymayarak kalmakta ayakdirer. Usta yönetmen Costa-Gavras imzalı ‘Capital’/‘Kapital’, para dünyasının en gözden çıkarılabilir hizmetkârlarından biriyken onun tartışmasız efendisi haline gelen Marc Tourneuil’ün önlenemez yükselişini konu alıyor. 2012 yapımı film 28 Şubat’tan itibarıyla beyazperdede.


>back-up danIsmanlarI>stil ve alIsveris . . .

GİYİMDE 3 N KURALI

Back-Up Stil ve Alışveriş Danışmanı Tülin Kermen Alışveriş ihtiyaç duyulan ve keyif veren bir iştir! Stil sahibi olmak gerçek olmayı hedefler, 90-60-90 olmayı değil! Herkes her şeyi giyebilir; ancak bu doğru • Dans yerde, doğru zamanda ve doğru kıyafet • Ofis partisi • Açılış seçimiyle olabilir. • Konser Bu yazının asıl amacı, alışveriş kavramını • Tiyatro tuzak algısından uzaklaştırmak, kişiyi • Bale bilinçli alışverişe yönlendirmek. Alışverişi • Veli toplantısı uzak durulacak halden çıkarıp, bilinçli • İnternet buluşması • Kokteyl hale getirmektir. • Nişan Ne giyineceğimize karar vermeden evvel • Düğün (yaz/kış düğünü) dolabınıza doğru soruları sormanız • İş daveti • Cenaze gerekir. • Taziye • Yürüyüş MEKÂNLAR (Nereye gidiyorum?) • İş OKAZYONLAR (Neden gidiyorum?) • Okul • Yılbaşı gecesi • Brunch • Yaş günleri: Sevgilinin, kendinin, eski • Sinema (hafta içi, hafta sonu) sevgilinin (sevgilisi varsa ve yoksa farklı), • Bahçe partisi sevgilinin annesinin, arkadaşının, en • Evde yemek daveti yakın arkadaşının ve sürpriz doğum • Kilise düğünü günü… • Bar


• Yıl dönümü kutlamaları (20. yıl, 30.yıl) • Mezuniyet • Mezunlar günü • Eve misafir gelince, evde tek başına kalınca • Fotoğraf çektirirken (iş yerinde, vesikalık için, aile partisinde, arkadaşlarla, özel yemeklerde, gece çıktığınızda) • Tatile çıkarken • Long weekend (kayak, deniz kenarı, kültür, iş gezisi) • Evden spora giderken, spordan sonra bir yere gidileceği zaman Nasıl gözükmek istiyorum? • Çok özenmemişsin gibi • Modaya uymuyormuşsun gibi • Sportifmişsin gibi • Seksi giyinmemişsin gibi • Süslenmemişsin gibi • Gençmişsin gibi • ‘Cool’muş gibi


>back-up danIsmanlarI>Beslenme .

KAHVALTI EDEREK KİLO VERİN! Back-Up Beslenme Danışmanı Cansu Tektunalı Güne dinç başlamanın yolu kahvaltıdan geçer. Çoğu çalışan veya okula giden insan, sabah kalkar kalkmaz, canının bir şey yemek istemediğinden yakınarak, en önemli öğünü es geçer. Ancak enerji ve diğer besin gereksinimlerinin önemli bir kısmı kahvaltıdan gelmelidir. Kahvaltı; 8-9 saatlik açlıktan sonra yavaşlayan ve yağ yakmaya başlayan metabolizmayı çakmak etkisi göstererek tetikler.

bir kahvaltı tabağı en az 3 farklı besin grubundan oluşmalıdır. BESİN GRUPLARINA GÖRE • Et/süt grubu (Peynir, yumurta, süt, yoğurt, tofu…) • Sebze/meyve grubu (Söğüş mevsim sebzeleri, domates, nane, maydanoz, salatalık, biber, dereotu, roka, taze ve kuru meyveler…) • Tahıl grubu (Tam buğday ve çavdar ekmeği, yulaf ezmesi…) • Yağ grubu (Zeytin, ceviz, fındık, badem, fıstık, avokado, zeytinyağı…)

Kahvaltı edilmediğinde, öğle saatlerinde; doyumsuzluk hissi, yemekten sonra tatlı yeme isteği kaçınılmazdır. Bu da kahvaltıda alacağınız kaloriden çok daha fazlasını bir anda almanız ve daha çabuk depolamanız anlamına gelir. Hipertansiyonu olan bireyler: Yağ Vücuda aldığınız enerjiyi harcatmayı siz grubundan zeytin yerine çiğ badem, ceviz gibi tuzsuz kuruyemişleri; tam öğreteceksiniz. yağlı ve tuzlu beyaz peynir yerine dil Doğru besinlerle hazırlanan bir tabakla peyniri, tuzu azaltılmış peynirler, lor, hem yağ yakımı hem de enerji artar. labne peynirini seçebilirler. Tostlarını tam İdeal kahvaltı besinleri düşünüldüğünde buğday ekmeğinden ve salam, sosis, sucuk ise kalite ve miktar 2 kilit noktadır. İdeal kullanmadan hazırlatabilirler.


Oral antidiyabetik veya insülin kullanan bireylerin, tüm tatlı gıdaları ve beyaz unlu gıdaları sağlıklı alternatiflerle değiştirmelerini öneririm. Örneğin sabah tatlı isteği oluyorsa, 150 g yoğurdun içine 1 tatlı kaşığı kuru siyah çekirdekli üzüm ve 2-3 ceviz rendesi konularak tüketildiğinde 3 farklı besin grubundan alınmış olacaktır.

Aslında doğru beslenmek, sadece hasta olan bireylerin uyması gereken kurallar bütünü değildir. Önemli olan anımızı kaliteli ve keyif alarak yaşamaktır. Herhangi bir sağlık sorunu olmayan kişilerin de bu çerçevede beslenmesi doğru olacaktır.


>back-up danIsmanlarI>spor ve fItness .

ÇOCUKLAR ve SPOR

Back-Up Spor ve Fitness Danışmanı Serhat Sıdal Çocuğunuz profesyonel bir sporcu mu olacak yoksa spor yapan bir birey mi, öncelikle buna karar vermek gerekir. getirebilmesi için sporu sevmelerini sağlamaktır. Bu sevgi, çocuk yaşlarda aşılanırsa yaşam boyu devam eder; unutmayın ki çocuk oyun oynamak ister, bazı çocuklar sadece aileleri istiyor ve gururlanıyor diye spor yapmaya devam etmektedirler. Yapılan en büyük hata, çocukluk çağlarında çocuk oyun ihtiyacı hissederken ailelerin sporu bir baskı haline dönüştürüp, çocuğun psikolojik Bilinçli ebeveynler olarak göreviniz, ve fiziksel özellikleri tam hazır olmadan çocuklarınızın sağlıklı birer yetişkin olabilmesi yarışma ve rekabet ortamına sokulmasıdır. Bu ve yaşam boyu sporu bir alışkanlık haline dönemdeki travmalar kişinin tüm yaşantısını Her iki koşulda da çocukların branşlaşmadan önce yüzme, atletizm veya jimnastik branşlarından herhangi biriyle veya mümkünse hepsinden belli zamanlarda yararlanmasında fayda olduğunu söylemeliyiz. Bu süreç minimum 10, maksimum 12 yaşa kadar devam etmelidir.


olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Genelde birey çocukluğunda başarılı bir sporculuk yaşamıyla hayatını geçirmiş olsa da yetişkin çağlarında spordan uzaklaşabilmektedir. Bazen hiç spor yapmayarak tepkisel bir davranışla kötü alışkanlıklar kazanma eğiliminde de olabilmektedirler. Çocuk yaşlarda spor alışkanlıkları kazandırılırken ailelerin yönlendirmeleri elbette çok önemlidir. Yönlendirme ile baskıyı birbirinden ayırmak gerekir; burada dikkat edilmesi gereken şey ilk etapta çocuğun oyun ihtiyacının giderilmesidir. Çocuk rekabeti, ilerleme isteğini, ilişkilerini bu oyun içinde zaten yaşayacaktır, bu bakımdan özellikle istemediği bir ortamda istemediği bir spor dalında ona baskı kurmak pek doğru bir davranış biçimi olmayacaktır.

elde etme şansımız vardır. Buna göre uzun boylu olacağı olası bir çocuğun jimnastik, halter, binicilik, gibi sporlarda branşlaşmaya itilmesi çok doğru olmayabilir. Ailelere düşen bir başka görev ise olanakları el verdiği ölçüde çocuklarına farklı spor dallarını deneme şansını yaratabilmektir. Çocuğun ilgi duyduğu branşı seçmesi ve ailenin de bu yöndeki desteği güzel sonuçlar ortaya çıkartacaktır. Ülkemizde bu tip yönlendirmelerin Avrupa ve gelişmiş ülkelere göre çok geride olduğunu söyleyebiliriz.

Eğer çocuğunuzun branşlaştığı alanda profesyonel bir şekilde devam edebileceği ortam şartları oluştuysa, aile bu seviyeden sonra çocuğunun yaptığı branşta ilerlemesi için okulunu, ulaşımını, gerekirse özel derslerini, spor için Çocuğum için en doğru spor hangisi? Çocuğun fiziksel özelliklerine, kişilik ekipman tedarikini en üst düzeyde yapısına, maddi imkânlarına ve çevre karşılaması gerekliliğini unutmamalıdır. koşullarına göre bir spor dalına yönlendirilmesi çok önemlidir. Genetik Spor bireyin her yönde kişisel gelişimi için faktörler göz önüne alınırsa, uzun önemli bir konudur. Bu bakımdan çocuğun boylu bir aileden uzun boylu çocukların sporu sevip yaşam boyu uygulayacağı yetişmesi olasılığı güçlüdür veya bazı bir alışkanlık haline getirebilmesi için tıbbi merkezlerde yapılan fiziksel ölçüm başlangıçta bunu mutlaka eğlenceli testleriyle çocuğun fiziksel gelişiminin bir oyun olarak algılaması ve severek gelecekteki evreleriyle ilgili olası bilgiler yapması gerekmektedir.


>back-up danIsmanlarI>Psikolojik rehberlik .


2 YAŞ SENDROMU Back-Up Psikolojik Rehberlik Danışmanı Çağlar Kahraman Ailelerin en çok zorluk çektiği dönem, bebeklerinin 2 yaş dönemidir. “2 yaş sendromu” ya da “ilk ergenlik” diye de adlandırılan bu dönemde çocuk, normal halinden daha sinirli, daha agresif, daha ısrarcı davranışlar sergileyebilir. Genellikle 18-36 ay arasında görülen, bu dönem çocuğun bebeklikten çıkıp çocukluğa adım attığı bir dönemdir. Fiziksel olarak bazı değişimler yaşarlar; artık konuşabiliyor, yürüyebiliyor ve bazı kişisel ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlardır. Bu durum kendilerinde birey oldukları algısının oluşmasına neden olur ve özgürlüklerini ellerine almak isterler. Ancak bunu yapabilecek fiziksel güce ve beceriye tam olarak sahip olmadıkları için bir çatışma içine girerler, kendilerini eksik ve yetersiz bulurlar, genel anlamda kızgın ve kırıcı olurlar. Bu bireyselleşme çabaları içerisinde anne ve babaya ihtiyaç duyuyor olmaları da yine kendi içlerinde gelgitlere neden olur. Hareketleri ve davranışları genellikle benmerkezci olur. Kendilerini birey olarak görürken sizin de bir birey olduğunuzu algılayabilecek kapasiteye sahip olmadıkları için tüm isteklerinin hemen karşılanmasını bekler, kendi istekleri doğrultusunda

hareket edip sıklıkla bir şeylere itiraz ederler. Genel kavgacı tavırları da iletişim kurulmasını güçleştirmektedir. Bu dönemde çocuk gelişime çok açıktır. Keşfetme güdüsü çok yoğundur ve etrafını, insanları, düşünce yapılarını, sınırları anlamaya çalışırlar. Bu davranışlarının desteklenmesi bilişsel ve duygusal açıdan gelişmelerine olanak sağlar. Aynı zamanda bu dönem çocuğun ailesinden sorunlarla başa çıkabilme yöntemlerini öğrendiği zamandır. Anne ve baba bu dönemde çocuğunun çıkarttığı zorluklara şiddet, ceza, azar, baskı ile yanıt veriyorsa çocuk da hayatının gelecek dönemlerinde problem çözmek için bu yöntemleri kullanmaya meyilli olur. Bu dönem her çocukta farklı seviyelerde yaşanmaktadır. Kimi çocuklar yaşıtlarından çok daha şiddetli ve zorlu geçirebilir bu dönemi. En çok karşılaşılan sorunlar ise; • Yemek yeme ya da uyuma saatlerine karşı itiraz. • Aşırı sinirli tavırlar, öfke nöbetleri. • Sebepsiz ağlama krizleri.


• Kendini ifade etmekte güçlük. • Anneye ya da babaya aşırı bağlılık. • İletişime kendini kapatma, her şeye olumsuz cevaplar vermek, inatçı bir yapı sergilemek. Bu dönemde aileler çocuklarına olabildiğince yardımcı ve destek olmalıdır. Bu dönem çocuğun gelecek yaşantısındaki karakterini belirleyecek önemli bir süreç olduğu için aileler bu dönemi olabilecek en faydalı şekilde geçirmelidirler. Bunu sağlayabilmek adına yapılacak şeyler şunlardır; • Her şeyden önce çocuklarınızın tepkilerini üzerinize almayın. Size sizi sevmediğini söylemesi gerçekten sizi sevmediği anlamına gelmemektedir. Bu sadece sinirle, öfkeyle söylenmiş bir sözdür; altında yatan bir gerçek çoğu zaman yoktur. Eğer bu şekilde görebilirseniz çocuğunuza karşı bakışınız daha ılımlı, daha sıcak olur. • Bu dönemde çocuk “hayır” kelimesini biraz ezbere kullanıyor olacaktır. Söylediği her “hayır”a karşı direkt savunmaya geçmeyin, ısrarcı olmayın, sabırla bekleyin ve dinleyin. Kendisini ifade edebilmesi için ona bir fırsat tanıyın. • Bazı seçimleri kendisine bırakın. Yemekte ne yemek istediğini, bugün üzerine ne giymek istediğini kendisine sorun, sorumluluk almasını sağlayın. • Her şeyi kendi başlarına yapmak istiyor gibi

görünselerdahiherzamansizeçokihtiyaçları vardır ve limitleri aslında sizin belirliyor olmanızı beklerler. Bir şeyleri kendisinin yapmasına müsaade ederken bir yandan da güvenliğini sağlıyor olmalı ve bu sayede korkularını en aza indirgemelisiniz. Korku ve kaygı, öfkeye zemin hazırlamaktadır. Bu sebeple aile her zaman çocuğuna “ben senin için buradayım” duygusunu vermelidir. • Sakin kalabilmeniz çok önemlidir. Daha önce de bahsettiğim gibi, bu dönem çocukların problem çözme yeteneklerini direkt olarak etkileyeceği için problemin bağırarak, cezalandırarak çözülmeyeceğini bilmeleri gerekmektedir. • Çocuğunuzöfkeyadaağlamanöbetiyaşarken çocuğunuzun nasıl kafasını dağıtabileceğinizi biliyor olmanız gerekmektedir. Çocuğunuz bu durumda iken onunla tartışmak, inatlaşmak yerine aklını başka bir konuya çekmeniz en sağlıklı davranış olacaktır. Ancak bunu yaparken çocuğunuzun derdini, sıkıntısını önemsemiyor ya da dinlemiyor gibi bir imaj da yaratmamanız gerekmektedir. • Mümkün olduğunca enerjisini atmasına olanak tanıyın. Dışarıya çıkartın, imkânlarınız doğrultusunda dans, spor aktivitelerine katılmasını sağlayın, yaşıtlarıyla vakit geçirmesine olanak tanıyın.



>back-up danIsmanlarI>LEZZET .


HAYATIMIZDAKİ EKMEK Back-Up Lezzet Danışmanı Şef Ceyda Baza Ekmek, sayılı topluluklar haricinde, dünyada çoğu insanın severek tükettiği bir yiyecektir. Geleneksel yemek kültürümüzde ise temel bir gıda maddesi olmasının yanı sıra diğer gıdalardan daha kutsal kabul edilerek “nimet” diye de adlandırılır. Ekmek sadece bizim soframızın başköşesinde yer almaz; birçok ülke toplumunun da ana besinidir ve sayısız çeşidi vardır. Un denildiğinde akla gelen buğday unudur. Ekmek yapımında ise dört ana un kullanılır; buğday, arpa, çavdar ve yulaf. Beyaz unun kepekle karıştırılmışına ise ‘’esmer un’’ denir. Tam tane buğday unu: Tam tane buğday unu, buğday tanesinin bileşenlere ayrılmadan un olarak öğütülmüş halidir. Bileşenleri ayrılmadığından içerisinde bulunan besleyici öğeleri de yitirmemiş olur. Buğday unuyla yapılan ürünlerin hepsi yüksek miktarda besin öğesi içerir.

Çavdar unu: Öğütme sırasında kepek ve rüşeym kısmını tamamen uzaklaştırmak mümkün olmadığı için un haline geldikten sonra da besleyici öğelerini korur. Çavdar unu; açık, orta ve koyu renkli olmak üzere üç sınıfa ayrılır. Koyu renkli un, ekmeğe hacim kazandıran glüteni az içermesi dolasıyla geleneksel ekmeklerde kullanılır. Açık ve orta renkteki çavdar unları ise çeşitli oranlarda buğday unlarıyla karıştırılarak değişik lezzetlerde ekmeklerin yapılmasını sağlar.

Spelt buğday unu: Protein ve yağ miktarı yüksektir. Bu Ekmeklerinizin keyifli sofralarınıza lezzet nedenle ekşi hamurla pişirilen ekmekler katması dileğiyle... için önemli bir undur.


Çavdar Ekmeği 1,5 bardak beyaz un 2 bardak çavdar unu 1,5 tatlı kaşığı “instant” kuru maya 1 tatlı kaşığı tuz 2 çorba kaşığı pekmez 1 bardak su (oda sıcaklığında) Yarım bardak süt (oda sıcaklığında) 2 tatlı kaşığı tereyağı (yumuşak) İsterseniz harcın içine ceviz koyabilirsiniz

de

Eğer elle yapıyorsanız unları, tuzu ve kuru mayayı geniş bir kapta karıştırın. Oda sıcaklığındaki suyu, sütü, pekmezi ve tereyağını ilave ederek hamurunuzu 7 dakika yoğurun. Hamurunuz yumuşak ve kolay şekil verilecek kıvamda olacaktır. Eğer mikser ile yapıyorsanız, mikserinize

hamur yoğurma aparatını taktıktan sonra unları, tuzu ve kuru mayayı mikser kabına alın. Oda sıcaklığındaki suyu, sütü, pekmezi, tereyağını ilave ederek hamurunuzu 3-4 dakika yoğurun. Hamurunuz yumuşak ve kolay şekil verilecek kıvamda olacaktır. Hamurunuzu evin ılık bir yerinde 1 saat mayalanması için bırakın. Hazırladığınız hamuru, mutfak tezgâhı üzerinde iki elinizle 2-3 dakika yoğurun ve 2 düzgün beze haline getirin. İyice unlanmış fırın tepsisine yerleştirin ve 45 dakika daha kabarması için bekletin. Ekmeklerin üzerine hafifçe un serpip keskin bir bıçakla 3-4 vere çizik atın. Önceden ısıtılmış 210° C fırında yaklaşık 30 dakika ya da üstü iyice kızarana kadar pişirin.


Zeytinli Domatesli Ekmek 2 bardak beyaz un Yarım bardak tam buğday unu 1 tatlı kaşığı “instant” kuru maya Yarım tatlı kaşığı tuz 1 bardak su (oda sıcaklığında) 4 çorba kaşığı zeytinyağı 5-6 parça kurutulmuş domates (küçük doğranmış) 10 adet siyah zeytin (çekirdeği çıkarılıp küçük doğranmış) 1 küçük kuru soğan (ince doğranmış) Elle yapıyorsanız unları, tuzu ve kuru mayayı geniş bir kapta karıştırın. Oda sıcaklığındaki suyu ve zeytinyağını ilave ederek hamurunuzu 5 dakika yoğurun. Domatesi, soğanı ve zeytinleri ilave edip hamura karışmaları için 2-3 dakika daha yoğurun. Hamurunuz yumuşak ve kolay şekil verilecek kıvamda olacaktır. Mikser ile yapıyorsanız, mikserinize hamur

yoğurma aparatını taktıktan sonra unları, tuzu ve kuru mayayı mikser kabına alın. Oda sıcaklığındaki suyu ve zeytinyağını ilave ederek hamurunuzu 2-3 dakika yoğurun. Domatesi, soğanı ve zeytinleri ilave edip hamura karışmaları için 1-2 dakika daha yoğurun. Hamurunuz yumuşak ve kolay şekil verilecek kıvamda olacaktır. Hamurunuzu evin ılık bir yerinde 1 saat mayalanmaya bırakın. Mayalanmış olan hamuru mutfak tezgâhı üzerinde 1-2 dakika yoğurun ve 30 cm uzunluğunda bir rulo haline getirin. Keskin bir bıçak veya hamur kesme aletini unlayarak ruloyu 8 eşit parçaya kesin ve hafifçe una bulayıp pişirme kâğıdı serilmiş fırın tepsisine aralıklı olarak yerleştirerek 30 dakika daha bekletin. Önceden ısıtılmış 200° C fırında 15-20 dakika ya da üstleri iyice kızarana kadar pişirin. Fırından çıktıktan 10 dakika sonra servis edin.


)

>back-up danIsmanlarI>eglence . Back-Up Eğlence Danışmanı Richie Varon

YENİ LOKANTA Kumbaracı Yokuşu’nda yer alan Yeni Lokanta’da “yorumlanmış Türk yemekleri” ile sizleri bekliyor. Farklı servis anlayışıyla; başlangıç, ana yemek diye giden bir mönü anlayışını kaldırmışlar. Sunumun geneli küçük tabaklarda tadılabilecek konseptte. Büyük tabakta isteyenler için iki-üç ana yemek beraber sunuluyor. Küçük tabaklarda servis edilen seçenekler çok lezzetli… Sakin ortamı, güler yüzlü servisi ile çok sıcak bir ortam yaratmayı başarmışlar. Geniş barı, yüksek tavanlarıyla rustik bir hava yakalıyorsunuz. Yeni Lokanta’da bol seçenekli menüden zevkinize göre bir şarap seçip yemeğinizin tadını çıkarırken, bütün günün yorgunluğunu anında atabilirsiniz. Mutlaka deneyin!


AZTEK Aztek tam 37 yıllık bir işletme. Yıllar evvel gitmiştim ben de. Son zamanlarda gündemi meşgul etmeye başladığını duyuyorum… Dekor ve ruh, 80’lerdeki Türk filmlerinden kalmış. Her türden insan ile karşılaşıyorsunuz. Ünlüsü de senin benim gibisi de kapısından ayrılmıyor. İçerisi doluysa dolu; prensipliler, bravo. Cuma ve cumartesi rezervasyon şart… Geceyi uzatmak için gidilen enteresan bir yer. Salaş çorbacı usulü mesela… Aztek’te herkes rahat… Personel yıllardır değişmemiş, herkes kendi kendine eğlenmeye gidiyor. 80’lerden şarkılar ve eski Türk filmi müziklerinden de istekler çalınıyor. Fiyatlar da korkutucu değil.


.

GASPAR Ferit Salper’in İstanbul gece hayatına girişi Münferit’le oldu… Modern meyhane konseptiyle çok konuşturdu bizleri. Gerek mutfakta gerek DJ kabinindeki başarıları çok üst düzeydeyken barıyla da çok ses getirdi. Şimdi hayranı olduğu Arjantin asıllı yönetmen Gaspar Noe’nin adını verdiği Gaspar ile karşımızda. Karaköy’deki Gaspar, Tamirci’nin tam karşısında ve Münferit gibi Autoban Mimarlık imzalıymış.


COCHINE VIETNAM “Vietnam yemekleri nasıl?” deyip merak edenler olursa Kumbaracı Yokuşu’ndaki mekâna buyursun! Ambiyansı çok hoş; yemek öncesinde ya da sonrasında içki keyfi yapabileceğiniz saklı bir barı bile var. Yemeğe Vietnam mutfağının klasiklerini deneyerek başlayabilirsiniz. Ayrıca Vietnam usulü ızgara bonfile ve marul dürümü de tavsiye ederim, ben çok beğendim. Ana yemekte Vietnam klasiklerinden dana etli ve tavuklu pak choi, karidesli noodle çorbaları denemeye değer, alternatif çok! Tabii ki öncesinde yemek için rezervasyon şart.


>back-up TRAVEL

HİNDİSTAN

Hindistan ya da resmi adıyla Hindistan Cumhuriyeti, Güney Asya’da bulunan bir ülkedir. Dünyanın en büyük yedinci coğrafi alanı ve en büyük ikinci nüfusuna sahip olan ülkedir ve dünyanın en büyük demokrasisidir. Güneyinde Hint Okyanusu, batısında Umman Denizi ve doğusunda Bengal Körfezi’nin bulunmaktadır ve Hindistan’ın deniz kıyısı 7.517 kilometre uzunluktadır. Batısında Pakistan, kuzeydoğusunda Çin Halk Cumhuriyeti, Nepal ve Bhutan ve doğusunda Bangladeş ve Myanmar ülkeleri ile sınırı vardır. Ayrıca Sri

Lanka, Maldivler ve Endonezya’ya çok yakındır. Ülkede kabul edilen resmi dil Hintçedir, ancak İngilizce yaygın olarak kullanılmakta ve anlaşılmaktadır. Hindistan’da sıcak, yağışlı ve serin olmak üzere üç sezon bulunuyor ve bunlar yıl içinde ülkenin kuzeyinden güneyine çeşitlilik gösteriyor. Hindistan için en iyi seyahat dönemi Kasım’dan Şubat ortasına kadar olan serin sezondur. BAŞKENT: DELHİ Red Fort (Kırmızı Kale): Bu kale Delhi’yi


Kaleye, Lahore Kapısı’ndan giriyorsunuz. Girişte sizi oldukça renkli ve cıvıl cıvıl bir dünya karşılayacaktır. Burada kurulan panayır sayesinde kalenin mistik havasının içinde alışveriş yapabilirsiniz.

Jama Mescidi: Hindistan’ın en büyük camisidir. Minaresi ve içerisinde bulunan abdest alınan havuzu ile görülmeye değer. Camiide ya da daha doğrusu tüm Hindistan’da rastlayabileceğiniz ve oldukça ilgi çekici olan bir diğer ayrıntı ise; duvar kenarlarında bulunan berberlerdir. Burada bulunan berberlerin önüne oturuyorsunuz ve sokakta herkesin bakışları altında tıraş oluyorsunuz. Jama Camisi’ne Müslüman olmayanlar alınmıyor.

Kale duvarlarının arkasında bulunan Yumanu Nehri, surların içinde bulunan Moti Mescidi (İnci Camisi) ile Red Fort, Delhi gezinizde ilk ziyaret edeceğiniz yer olmalıdır.

ŞEHİR: VARANASİ Bu şehir Hindistan’da kutsal şehir olarak adlandırılır. Gezilebilecek tapınakları, caddeleri, evlerinin mimarisi, insanlarının yaşam tarzının dışında bu şehri en özel

ziyarete gelen birçok insanın ilk ziyaret ettiği yerler arasındadır. Şah Cihan tarafından 1648 yılında yaptırılan bu yapı, kırmızı duvarları ile ünlenmiştir. Kırmızı Kale, Şah Cihan’ın zenginlik ve gücünün bir göstergesi olarak yaptırılmıştır.


yapan olaylardan bir tanesi ise ölü yakma törenleridir. Bu törenler Hindistan’da oldukça önemlidir. Hinduizm inancına göre, ölülerin bir daha dünyaya geleceklerine inanılmaktadır… Bunun için de ölüler yakılarak, külleri kutsal Ganj Nehri’ne atılır. Bu ölü yakma törenlerinde cenazenin üzerinde çok fazla odun görürseniz, bu ölen kişinin oldukça zengin olduğu anlamına gelmektedir.

ŞEHİR: KHAJURAHO Bu şehir Hindistan’da tapınaklar şehri olarak bilinir. Küçük bir kasaba büyüklüğündeki bu şehirde en çok ilgi çeken şey Khajuraho tapınaklarıdır. 9. ve 12. yüzyıllarda yapılan 85 tane tapınaktan sadece 25 tanesi sağlam bir şekilde ayakta kalmıştır. Bu tapınaklar savaş, kahramanlık ve aşk konularının işlendiği tapınaklardır. Ancak birçok insanın en çok ilgisini çeken erotik tapınaklardır. ŞEHİR: AGRA Aşk adına ve aşk uğruna yapılan en güzel yapıt... Tac Mahal: Hindistan’ı simgeleyen bu yapıt; mimarisi, gün batımında ve doğumunda görülen farklı manzaraları ile görenleri hayran bırakan bir yapıdır. Yaklaşık olarak 21 yılda tamamlanmış


ve yapımında 20 bin işçi çalıştırılmıştır. Beyaz mermerlerin içine karıştırılan değerli taşlar sayesinde, gün doğumunda ayrı, gün batımında ayrı renklere bürünmektedir. Tac Mahal’in çevresinde bulunan 4 tane kubbe dışa doğru eğik durmaktadır. Bu eğiklik bir mimari hatası değil aksine, bir önlemdir. Hindistan’da olabilecek bir deprem ya da zelzelede ana yapıya zarar gelmemesi için kuleler dışa doğru yapılmıştır. Ancak Tac Mahal’i meşhur yapan kulelerin eğikliği ya da yapımında çalıştırılan işçi sayısı değildir. Tac Mahal’in yapılış nedeni, dünyanın en ilgi çekici yapılarından bir tanesi yapmıştır. Şah Cihan’ın çok sevdiği eşi, 14. çocuğunu doğururken ölür ve bu duruma çok üzülen Şah Cihan eşinin anısına Tac Mahal’i yaptırır. Bu yapı aşkın simgesi olarak algılanmaktadır.

neredeyse ülke ekonomisinin çökmek üzere olmasına oldukça sinirlenen, Şah Cihan’ın oğlu Evrengzib, önce babasını tahtan indirir sonra Agra Kalesi’ne kapatır. Şah Cihan ömrünün geri kalan 7 yıllını bu kaleden aşkı uğruna yaptırdığı Tac Mahal’i seyrederek geçirir. Ne Yenir? Bütün yemeklerinde rastlayabileceğiniz ilk şey çeşitli baharatlar olacaktır. Baharatlı yemeklerin haricinde meyve ve sebze de bu ülkede yiyebileceğiniz diğer ürünler arasında yer almaktadır. Özellikle ülkenin yöresel meyvesi olan mangoyu ve papayayı afiyetle yiyebilirsiniz.

Hindistanlıların vejetaryen oldukları herkesçe bilinmektedir. Ancak Hindistan da farklı milletlerden birçok insanın yaşaması vejetaryen olan bu ülkede, et ve et ürünleri bulabileceğiniz anlamına Agra Kalesi: Bu kale Tac Mahal’in gelmektedir. Ancak Hindistan gibi sıcak karşısında bulunuyor. 4 tane kapısı bir ülkede, kebap, köfte ya da tandır bulunan kalenin, ancak 2 kapısı sağlam tarzında yiyecekler yemek mideniz için ne kadar yararlıdır bilinmez! olarak günümüze kadar gelebilmiştir. Bu kaleden görünen Tac Mahal manzarası oldukça güzeldir. Bu kalenin de Tac Mahal kadar oldukça etkileyici bir hikâyesi vardır. Tac Mahal’in yapımında oldukça yüklü paralar harcanması ve

Baharat ülkesi… Hindistan’da hemen hemen her yemekte, değişik baharatların karışımından farklı yiyecekler ortaya çıkmaktadır. Hindistan’da bulunan bütün pazarlarda,


alışveriş yapabileceğiniz mekânlarda ilk rastlayacağınız ürünlerin başında baharat ve baharat çeşitleri gelmektedir. Baharat kokuları ülkeyi öylesine sarmıştır ki; Hindistan’da uçağınızdan ilk indiğiniz anda baharat kokuları ile karşılaşacak ve bu ülkenin baharat ülkesi olduğunu anlayacaksınız.

Tüm dünyada kadınlar için takının oldukça büyük önemi vardır. Hindistan’da da ister zengin olsun ister fakir sokaklarda kadınların takıya olan düşkünlükleri gözünüze çarpacaktır. Bilezikler, küpeler, kolyeler... Siz de bu süs dünyasına ayak uydurarak oldukça değişik takılar satın alabilirsiniz.

Şehre Özel Tavsiyeler Gez: Delhi’deki Kırmızı Kale’yi gez. İzle: Varanasi’de yapılan ölü yakma törenlerini izle. Öğren: Tac Mahal ve Agra Kalesi’nin hikâyesini öğren. Takdir et: Hayvanlara verilen önemi takdir et. Seyret: Hintli kadınların dans edişlerini seyret. Araştır: Hindu inancını araştır. Satın al: Sari satın al. Hayran kal: Tac Mahal’e hayran kal.

Hindistan’da alışveriş için söylenebilecek son ayrıntı ise; bu ülke ne kadar ucuz olsa da satın almak istediğiniz ürün için kesinlikle sıkı bir pazarlık yapmalısınız.

Hindistan’da alışveriş için ilk akla gelen, Hindistan’a özgü olan kıyafetler olabilir. İpek dokuma ve keten kumaşlardan yapılan kıyafetlere “sari” adı verilmektedir. Sariler; renkleri ve giyiliş tarzları ile insanların sosyal statülerini belli eder. Sariler, aslında 5 metrelik bir kumaştır ve bu kumaş vücudunuzu sarılarak kıyafet haline gelmektedir.

Hindistan’da eğlence anlamında farklı bir kültürün tüm izlerini bulacaksınız. Bu ülkede neredeyse her gün özel bir kutlama yapılır. Bu kutlanan festivallerin hepsi ayrı bir coşku, ayrı bir eğlence içinde geçer. Hint müziğinin ezgileri, Hintli kadınların dans edişleri ile birleşince tadına doyum olmaz bir keyif çıkar ortaya.



>back-up TRAVEL

NICE

Güneydoğu Fransa’nın Akdeniz sahilinde bulunan Nice, French Riviera’nın merkezinde harikulade doğa alanlarıyla kaplı bir Fransız kentidir. Lizbon, güneyden Akdeniz’in içlerine doğru uzanan bir kıyı düzlüğünde bulunmaktadır. Fransa’nın 5. en büyük kenti olan Nice, aynı zamanda ülkenin ikinci önemli turizm kentidir. Nice-Villefranche Limanı, Fransa’nın başlıca turistik gezi limanıdır.

GEZİLEBİLECEK YERLER Bu coşkun ve gösterişli kent, kilometrelerce uzanan Akdeniz sahili, muhteşem Baie des Anges (Melekler Üçgeni) bölümü, görkemli mimarileri ve sevimli semtleri ile ziyaretçiler için tam bir cazibe merkezidir. 19 müze ve galeri, 150 dekoratif göl ve çeşme, parklar, bahçeler ve tarihi abideler Nice’nin büyüsüne büyü katar. Cours Saleya’da bulunan La Chapelle de la Misericorde, 1970 yılında inşa


edilmeye başlanmıştır. Bu barok tarzı kuleden meydana gelir. 1960’lardan kilise, yaldızlı çizgilerle süslenmiş altın günümüze dek uzanan döneme ait en önemli Avrupa ve Amerikan avangart renkli harikulade bir mimaridir. koleksiyonlarından birine ev sahipliği Avenue Nicholas II’de yer alan Orthodoxe yapar. Russe St. Nicolas Katedrali (Russian Orthodox Cathedral of St. Nicolas), soğan Cimiez’deki Matisse Müzesi (Musee şeklindeki 6 kubbeyle taçlandırılmış Matisse), Henri Matisse’nin kişisel renkli bir katedraldir. Bu kilisenin çalışmalarından oluşan bir tablo İmparatorluk Rusyası’nın elinden çıkmış koleksiyonunu bünyesinde barındırır. ahşap bölümleri, freskleri ve ikonları Nice’de çok sayıda park ve bahçe sizleri büyüleyecektir. bulunur. Vieux Nice’de yer alan Le Vieux Nice’de bulunan Çağdaş ve Modern Parc du Chateau, Nice’den en güzel Sanatlar Müzesi (Musée d’Art Moderne manzaraların ve Baie des Anges’den et d’Art Contemporain), 4 gri mermer panoramik görüntülerin insanı cezbettiği


bir yerde kurulmuş halka açık bir parktır. tiyatrolarındandır. Bu su vahası, çeşmesi ve fundalıklarıyla Nice Operası, kentin en önemli sahne insanın kalbini fetheder. merkezidir. Burası, her yıl Ekim ve Haziran ayları arasında konser, resital, KÜLTÜR VE EĞLENCE Nice, zengin kültürüyle dikkatleri çeker. bale ve lirik tarzda performanslara ev Konserler, festivaller, tiyatrolar ve Nice sahipliği yapar. Opera Evi, kentin kültürel mirasının Her yılın şubat ayının ikinci yarısında başlıca yansımalarıdır. düzenlenen karnaval, kentin en önemli Nice Tiyatrosu, kentin en önemli sahne festivalidir. Bu uluslararası üne sahip sanatları merkezlerinden biridir. Ulusal etkinlik, 13. yüzyıla kadar dayanan bir performanslar sahnelenir bu tiyatroda. tarihe sahiptir. Cadde partileri; çiçekler, Lino Venture Tiyatrosu ve Francis konfetiler ve kocaman figürler içinde Gag Tiyatrosu kentin diğer önemli muhteşem eğlencelere sahne olur.


Cimiez’deki manastırın bahçesinde düzenlenen Festin des Cougourdons, halk müziklerinin ve çeşitli dansların ön plana çıktığı bir festivaldir. Temmuz’da düzenlenen Nice Caz Festivali, çok sayıda uluslararası sanatçının katılımıyla gerçekleşir.

bulunur. Özellikle Baie des Anges plajları, Akdeniz sahili boyunca uzanan kentin en şahane plajlarıdır.

Nice, çok sayıda dans kulübü, disko, gösterişli gece kulübü, bar ve kafelerle dolup taşar. Kentin gece hayatı çok alternatifli bir eğlence dünyasının kapılarını Nice’nin mevsimsel ve bölgesel atmosferi, açar. Cours Saleya, açık hava pazarlarının çok sayıda spor aktivitesine elverişli yanı sıra popüler bar ve kafeleriyle ön şartların oluşmasını sağlar. Rafting, plana çıkar. gezme, kanyon gezintileri, motor sporları, avcılık, dağcılık ve çok çeşitli su YEME-İÇME sporları, kentin geniş spor imkânlarından Kentin dar caddelerinin arasına dağılmış örneklerdir. Kentte 15 dolayında plaj her kategoriden sayısız restoran, özgün


ve iştah kabartıcı lezzetler sunar. Dünya mutfağından en iyi örnekler ve hemen hemen tüm restoranlarda bulabileceğiniz Nice salatasının (salade niçoise) yanı sıra Nice, oldukça zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Kent mutfağının otantik lezzetleri, dekoratif ve yaratıcı restoranlarda yemekseverlerle buluşur. Nice zeytinleri fazlasıyla popüler ve lezzetlidir. Nice, şarabıyla ünlü bir kenttir. En lezzetli şaraplar Bellet bağlarında üretilir. Bellet şarapları, beyaz ve gül şarabının yavaş gelişimine olanak tanıyan mevsimsel şartların bir sonucu olarak çok lezzetli ve kalitelidir. Popüler yerel lezzetler; Salade niçoise (Nice salatası; zeytinyağlı pişirilmemiş sebzeler), pan-bagnat (iki ekmek parçası arasında Nice salatası), pissaladiere (ançüezli ve zeytinyağlı soğan tartı), ratatouille (zeytinyağında kızartılmış kabak, biber, patlıcan, soğan ve domates), beignets de fleurs de courgettes (kabak çiçeği), domatesli ve patatesli balık, tourte de blettes (çam fıstığı, kuru üzüm ve pazı sebzesiyle yapılan bir tür tatlı)... ALIŞVERİŞ Kemeraltı pazarları, mağazalar, mücevher dükkânları, el sanatları satıcıları (Old

Town’da) ve küçük butikler, Nice alışveriş dünyasının en önemli parçalarıdır. Çoğu kent merkezinde toplanmış yaklaşık 7.000 alışveriş mekânı bulunur. Buralarda elbise, deri eşyaları, mücevher, zeytinyağı, tatlılar ve kumaş türleri satılır. Nice’nin en önemli alışveriş yerleri kentte kurulan yiyecek ve giyecek pazarlarıdır. Rue Paradise ve Rue de Suede’de tasarım markalarını da bulabilirsiniz. Ayrıca Jean Medecin Avenue, çok sayıda ünlü markaların outlet zincirlerine de ev sahipliği yapar.



>Kitap

Galiz Kahraman İhsan Oktay Anar

İletişim Yayınları

İlk romanı ‘Puslu Kıtalar Atlası’nı yayınladığı 1995’ten bu yana, dilin olanaklarını alabildiğine kullandığı zengin anlatımı, hikâyeciliği, karakterleri ve olay örgüsüyle Türkçe edebiyat takipçilerinin radarına giren bir yazar İhsan Oktay Anar. ‘Kitabül Hiyel’, ‘Amat’, ‘Suskunlar’ ve ‘Yedinci Gün’ gibi eserleriyle edebiyatımızdaki yerini sağlamlaştıran; Can Yayınları kurucusu yazar Erdal Öz’ün anısını yaşatmak amacıyla ailesi ve yayınevi tarafından verilen Erdal Öz Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Anar, Ocak ortasında raflara düşen son eseriyle, roman tutkunlarına senenin ilk güzelliğini yapanlardan biri. ‘Galiz Kahraman’ isimli bu yeni roman, tüm zamanların kahramanı olan bir insanı hikâye ediyor. Hem herkes hem de hiç kimse olan bu kişi, dünyadan alacağını tahsil etmeye gelmiş, aslında tam da adını sıklıkla duyduğumuz vebaline girilen tüyü bitmedik yetimin ta kendisi. Kadim zamanlardan beri hakkı yendiğine göre, evrenin engin ve derin merkezi insan olmanın, ‘olmasa da olur’ halini icrâ etmesinde hiçbir sakınca yok. Romantik bir insafsızlığın bakir tacizcisi olmaksa sonuna kadar hakkı. Sıradanlığın üst insanıdır o. Asilliğiyle asilleşememesi umurunda bile değildir. Onun umurunda olan tek şey, sadece ve sadece kendini algılamak, kendi küçük âlemine sığan kainatı kabul etmektir. Çünkü bilmektedir ki, gerçek bilgelik de zaten budur. İhsan Oktay Anar’ın bu fantastik kahramanının peşine takılmak isteyenleri sürükleyici bir yolculuk bekliyor.


Köpeğim Charley ile Amerika Yollarında John Steinbeck

Sel Yayınları

Pek çok işte çalıştıktan sonra ilk romanlarında emekçilerin yaşam koşullarını ve ilişkilerini başarıyla yansıtan; yazar olmayı kafasına genç yaşta koyup üniversite eğitiminde hep kendini bu alanda besleyecek dersler seçen, ilk romanı Altın Kupa fazla ilgi görmese de 1935’de dikkatleri çeken ‘Yukarı Mahalle’nin ardından her biri klasikler arasına giren kitaplar yazan; bugün ‘Bitmeyen Kavga’, ‘Fareler ve İnsanlar’ ve ‘Gazap Üzümleri’yle okullarda okutulan Nobel ödüllü bir yazar John Steinbeck. İşçi sınıfının gündelik ilişkileri, yaşam koşulları ve mücadeleleri, döneminin ve çağımızın en temel toplumsal meseleleri ve tüm bunlara insani ayrıntılarla bakılan bir anlatım. Sel Yayıncılık, 20. yüzyılın bu önemli kaleminin okurla buluşmayan işlerini dilimize kazandırmaya karar verirken yazarın farklı bir işine yer veriyor. Gençliğinden beri bir gezi tutkunu olan John Steinbeck, 1960 yılında artık rüştünü ispatlamış bir yazar olarak yollara düşer. Yalnız yol boyunca romanlarında resmettiği Amerika ve Amerikan halkını değil, açıktan açığa tüketim toplumuna dönüşmüş ve bencilliği içine işlemiş bir Amerika bulur etrafında. Hastalığının da iyiden iyiye kendini hissettirdiği bir dönemde Steinbeck’i, karavanı Rochinante ve köpeği Charley’le yollara düşüren, ülkesini ‘tanıyamama’ halidir. Bu kitap, hava kirliliğinden rengi değişmiş gökyüzünün hemen altındaki apartmanların, trafiğe boğulmuş caddelerin, acı fren seslerinin arasında ‘toprağa köklerini salma’ kaygısı içinde sürüklenen Steinbeck’in Amerika’yı yeniden keşfetmesinin hikâyesi. Her kitabı klasikleşmiş Steinbeck, gezi edebiyatının en güzel örneklerinden olan bu önemli eserle ilk kez Türkçe okunabilecek.


Kaygı Üzerine Renata Salecl

Metis Kitap

Yalnızlık, maddiyat, sosyal ilişkiler, gelecek, gezegenin hali ya da gündelik basit sorunlar. Anksiyete kelimesi artık Türkçeye iyiden iyiye otururken bu tekinsiz kaygı durumunu masaya yatıran ‘Kaygı Üzerine’, evrensel boyutuyla anksiyetinin farklı uzuvlarını cımbızlıyor. Sık sık çağımızın kaygı çağı olduğuna dair yorumlar duyuyor, kaygıdan kurtulmanın yollarını aramaya teşvik ediliyoruz. Peki, nedir kaygı? Bakış açımızı değiştirerek kurtulabileceğimiz bir duygu mu, yoksa temel bir insanlık durumu mu? Bu kitapta Renata Salecl, gerek bireyleri gerekse toplumları zaman zaman avucuna alan bu ruh halini mercek altına yatırıyor ve soruyor: Kaygının temelinde ne var? Bir şeylerin kontrolden çıktığı hissi mi, yoksa her şeyin fazlaca kontrol altına alınması mı? Seçeneksizlik mi, yoksa çok fazla seçenek mi? Medya kaygıyı işlemekle mi yetiniyor, yoksa bizzat yaratıyor ve körüklüyor mu? İlaçlar kaygıyı azaltıyor mu, yoksa besliyor mu? Kaygı gerçekten de mutluluğun önündeki en büyük engel mi, yoksa mutluluğun nihai hedef olarak yüceltilmesi ve mutluluk baskısı insanları kaygıya mı sevk ediyor? Bir başka deyişle, kaygıya neden olan şey tam da kaygıdan kurtulma çabası olabilir mi? Salecl bu soruları yanıtlarken, gündelik hayatta yaşadığımız kaygıları dört temel başlık altında inceliyor: Savaş kaygıları, hiperkapitalizmin getirdiği kaygılar, aşk ilişkilerinde yaşadığımız kaygılar ve ebeveynlik kaygıları. Psikanalizin temel kuramlarının yanı sıra edebiyat, sanat, sinema ve popüler kültürden de faydalanan Salecl, hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olan kaygı üzerine yalın ve derinlikli bir çözümleme sunuyor.


>back-up’ladIklarImIz

Üyemiz, vatanı Kolombiya olan Gvaviola ve Guanabana meyvelerini İstanbul’da nerede bulabileceğini sordu. Gerekli araştırma yapılarak tarım ürünleri satan bir Üyemiz, İzmir’deki firmanın bilgisi üyemize oğluna doğum günü iletildi. sürprizi yapmak istedi. Yaş grubuna uygun olarak doğum günü pastası ve balon teslimatı sağlandı. Üyemiz, 60 gün boyunca Maslak’taki bir adresten alınacak yemeklerin Kemerburgaz’a teslimatını istedi. Hizmet, Q Team ile gerçekleştirildi. Görme engelli bir üyemiz, görme engelliler için özel olarak yaptırılan kütüphaneye ulaşımında çok zorlandığını söyleyerek, bu şikâyetini nereye iletilebileceğini öğrenmek istedi. Gerekli mercilerle görüşülüp, Kültür Bakanlığı’na şikâyet mektubu yazması gerektiği kendisine iletildi. Üyemiz, Japoncada “Ben Japon’um.” ifadesinin nasıl söylendiğini öğrenmek istedi. “Nihon-jin” olarak telaffuz edildiği üyemize iletildi.


>back-up’lInIn ajandasI 3 Şubat

Yeğenlerin karne hediyesi için Back-Up’ı ara ve alternatifleri öğren .

Kardeşimin doğum günü için Eğlence Danışmanı mekân ayarlasın!

8 Şubat

10 Şubat

Back-Up market alışverişini yapsın ve eve teslimatını gerçekleştirsin .

13 Şubat

Sevgililer Günü için Back-Up’tan unutulmayacak bir organizasyon talep et…

20 Şubat

Tatil için Back-Up’tan seyahat sigortası yaptır…

Kış bitmeden kayağa git! Back-Up’tan yurt dışı kayak otelleri için bilgi al …

15 Şubat

Uykusuzluk problemim devam ediyorsa Psikolojik Danışmanı aramalıyım!

29 Şubat

Back-Up giysileri evden alsın , kuru temizlemeye götürdükten sonra tekrar eve geri getirsinler.

5 Şubat

Kardeşimin doğum günü! Q Team balon ve çiçekleri kardeşime ulaştırsın …

12 Şubat Pasaport işleriyle Back-Up ilgilensin .

17 Şubat

ŞUBAT 2014

1 Şubat

Back-Up’ı ara havaalanına gidiş-dönüş transferi için rezervasyon yap!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.