>back-up<
Haziran 2014-Sayı 5
e-magazIne
etkinlikler teknoloji seyahat danışmanlar sinema kitap
>etkinlik>FESTiVAL
DAVID GUETTA 27 Haziran KüçükÇiftlik Park, Maçka, İstanbul
BACK-UP ÜYELERİNE AVANTAJLI FİYATLARLA
Dünya çapında on beş milyon albüm satışı ile dans müziğinin 1 numaralı ismi olan Fransız DJ ve prodüktör David Guetta, 27 Haziran Cuma gecesi İstanbullu müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor “Work Hard Play Hard”, “Gettin’ Over You”, “Turn Me On”, “Titanium” ve “She Wolf” gibi hitleri ile milyonlarca müzikseverin kalbini fethederek yıllardır müzik listelerinde 1 numarada olan Guetta’nın performansı öncesi Suat Ateşdağlı ve Qubicon (Emrah İş&Faruk Sabancı) DJ kabininde olacak. Eğlenmek isteyenler için bu etkinlik kaçmaz diyoruz.
>etkinlik>festival
KeyfePara ile
bu etkinliฤ i
%25 nakit geri รถdeme ile
izleyin.
100%FEST
6, 7 Haziran KüçükÇiftlik Park, Maçka, İstanbul Biz bu satırları yazarken ayın heyecan veren festivallerinden 100%FEST’e katılacak isimler açıklanmaya devam ediyor; festivalin güçlü programıyla Haziran ayına sıkı bir giriş yapmaya hazır olun. Özetle bu ay da İstanbul’u terk etmek ve tatil planları yapmak özellikle müzikseverler için çok zor! Soundgarden ve Massive Attack’tan sonra festivalin üçüncü headliner’ının Kaiser Chiefs olduğu haberleri geldi. Bu isimlere ek olarak canlı şovuyla Trentemøller, Wild Beasts, Ceza, Mor ve Ötesi, Rebel Moves, Malt, Foma, Ceylan Ertem, The Away Days, Özge Fışkın, Gren ve Narda Afrika’nın yanı sıra Danimarkalı şişe müzisyenleri Bottle Boys da sahne alacak.
olarak festivalin bir diğer heyecan veren ismi. Yine İngiltere’den Kaiser Chiefs, 2005 çıkışlı ‘Employment’ albümleriyle, alternatif müziğin en önemli isimlerinden biri olarak İstanbul’a gelen bir diğer isim. Dijital olduğu kadar analog, karanlık olduğu kadar eğlenceli, keskin olduğu kadar organik sound’ları özgün bir şekilde harmanlayan Trentemøller; kısa sürede elektronik müziğin en önemli isimlerinden biri oldu; onlar da canlı 1984’de Washington’da kurulan Amerikalı performanslarıyla 100%FEST’deler. grunge rock grubu Soundgarden, ‘Superunknown’ albümünün 20. yılını, Indie müziğin hem müzikal anlayışıyla, özel içeriklerin yer alacağı ‘Unknown hem de şarkı sözleriyle radikal bir duruşa Super Delux’ isimli bir albümle sahip temsilcisi Wild Beasts, festivale kutlayacak. ‘Unknown Super Delux’, gelenler için mıknatıs etkisi yaratacak İstanbul konserinden sadece üç gün önce bir diğer isim. Türkiye’den de güçlü dinleyicisiyle buluşacak. İngiltere çıkışlı isimlerle iki gün boyunca KüçükÇiflik Massive Attack; trip hop, elektronica, Park şehirde müziğin nabzının tutulduğu down tempo alaşımı müzikleriyle adres olacak. janrının en büyük isimlerinden biri
>etkinlik>festival
42. İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ 27 Haziran’a kadar Çeşitli Mekânlar, İstanbul Şehrin en köklü festivallerinden İstanbul Müzik Festivali, 42. kez hayata geçerken, festivalin bu seneki teması ‘Doğanın Şarkısı’.
KeyfePara ile
bu etkinliği
%25 nakit geri ödeme ile
izleyin. Toplam 26 konserle 800’e yakın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlamaya hazırlanan festival, bu yıl da müzikseverleri etkileyici bir programla karşılıyor. Doğanın sesi yalnızca tematik eserler yoluyla değil, ilk kez açık havada gerçekleştirilecek konserlerle de izleyicilere ulaştırılıyor. Bu yıl ilk kez açık havada gerçekleştirilecek ‘Pazar Klasikleri’ konserleriyle, festival yenilikçi yüzünü de bir kez daha ortaya koyuyor. Senfoni ve oda orkestraları, vokal müzik konserleri, oda müziği, resitaller ve ‘Pazar Klasikleri’ olmak üzere baroktan çağdaş müziğe uzanan etkinliklere ek olarak konser öncesi sohbetler, konser programı üzerine
anlatılar da devam edecek. Festival kapsamında dinlenebilecekler arasında Steven Isserlis, Isabelle van Keulen, Alexander Raskatov, Nelson Freire, Pepe Romero, Krzysztof Penderecki, Xavier de Maistre, Yuja Wang gibi isimlerle dünyanın önde gelen orkestralarından Sinfonia Varsovia ve Venezüella Teresa Carreño Gençlik Orkestrası gibi isimler var. Polonya-Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 600. yıl dönümü kapsamında gerçekleşecek üç konseri de radarınıza alın deriz.
>etkinlik>konser
BOB DYLAN 20 Haziran 20.00 Black Box İstanbul, Maslak, İstanbul Müzik dünyasından bazı isimlerin önemini vurgulamak için Grammy de dâhil her tür ödül anlamını yitirir; hatta o isim karşısında yazdığınız metni küçültür. Amerikan folkunun en önemli isimlerinden Bob Dylan’ın şehre gelmesi havadisini de sadece “Bob Dylan geliyor!” diye duyurmak aslında kâfi. Müzik tarihinin en çok etki bırakmış ozanlarından biri olarak kabul edilen Bob Dylan, geride bıraktığı 35 albüm, yüzlerce efsanevi performans ve etkilediği sayısız müzisyenle; müziğin son 50 yılda gösterdiği gelişimin sayılı öncülerinden biri. Beat kuşağı şiirini popüler kültüre taşıyarak 60’lar folk müziğinin canlanmasını tek başına sağlayan Dylan; daha sonra rock-n-roll müziğe doğru kaymasına rağmen şarkı sözlerinde içinde bulunduğu dönemlerin sorunlarına değinmekten, politik eleştiriden ve haksızlığa karşı mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmedi. Folk döneminde ‘Blowin’ In the Wind’, ‘Mr. Tambourine Man’, ‘Hurricane’ ve ‘The Times They Are a-Changin’; rock-n-roll döneminde ‘Subterranean Homesick Blues’, ‘Like a Rolling Stone’ ve ‘Visions of Johanna’ gibi hitlere imza atan Dylan, son albümü Tempest’ı 2012 yılında yayınladı. Bu heyecan verici konser için bilet almayı son dakikaya bırakmamanızı öneririz!
KeyfePara ile
bu etkinliği
%25 nakit geri ödeme ile
izleyin.
>etkinlik>konser
KeyfePara ile
bu etkinliฤ i
%25 nakit geri รถdeme ile
izleyin.
TORI AMOS 22 Haziran 18.00 KüçükÇiftlik Park, Maçka, İstanbul Besteleri kadar yazdığı sözler ve yorumculuğuyla da müzik dünyasının saygı duyulan ve sonraki jenerasyonları etkileyen isimlerinden biri olan Tori Amos, yıllardan sonra tekrar İstanbul’da 14. stüdyo albümü ‘Unrepentant Geraldines’in 7 Mayıs Dublin’de başlayan ve Avrupa’ya uzanan dünya turnesi kapsamında dinleyicilerle buluşan Tori Amos; bir dizi klasik etkileşimli ve yenilikçi müzikal projeyle geçirdiği son dört senenin ardından eşsiz güzellikteki modern şarkıların yaratıcısı olarak yine büyülüyor. Son dönem çalışmalarının arasında mevsimsel koleksiyon ‘Midwinter Graces’, klasik müzik etkisi taşıyan ‘Night of Hunters’ ve kariyerinin farklı dönemlerinden şarkıların yeni kayıtlarının bir araya getirildiği ‘Gold Dust’ bulunuyor. Tori Amos’un kitap yazarı Samuel Adamson ile birlikte düzenlediği, bugüne kadar bir besteci olarak en iddialı projesi olan ‘The Light Princess’ müzikali geçtiğimiz ay Londra Ulusal Tiyatrosu’nda ilk kez izleyicilerle buluşarak olumlu eleştiriler aldı. Öyle ki prestijli Evening Standard Drama Ödülleri’nde ‘En İyi Müzikal’ dalında aday gösterildi ve başrol oyuncusu Rosalie Craig ‘En İyi Müzikal Performans’ dalında ödül kazandı. Özgün projelerin ve deneyimlerin körüklediği ‘Unrepentant Geraldines’a geri dönersek bu iş, Amos’un dünyaca tanınan ilham verici ve kişisel müziğine geri dönüşünü simgeliyor. 1992’de yayınladığı ve itirafçı bir tarzla yazdığı şarkılarıyla sınırları zorladığı ilk albümü ‘Little Earthquakes’ten bu yana, Amos sevilmeye, yeni hayranlar edinmeye, verdiği güç, şefkat ve kararlılık içeren mesajlarıyla büyüsünü yaymaya devam ediyor.
>etkinlik>KONSER
KeyfePara ile
bu etkinliฤ i
%25 nakit geri รถdeme ile
izleyin.
BABAM 9 DOĞURDU 12 Haziran 21.00 Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu, Bostanlı, İzmir Ali Poyrazoğlu, üretken bir sanatçı. Onun için sezon kapamak bir yana yepyeni bir oyunla yine keyifleri yerine getiriyor. En son ‘Asi Kuş’ ve ‘Kaplumbağa’ oyunlarıyla yankı uyandıran Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, şimdi de ‘Babam 9 Doğurdu’ adlı yepyeni bir oyunla sahnede. Pozitif enerjiyle yaşamın sıkıntılarına meydan okuyan dört kişilik bir ailenin öyküsü olan ‘Babam 9 Doğurdu’; seyirciye anne, baba, oğul, gelin birbirlerine kenetlenip, herkese örnek olacak bir mutlu aile yaratmanın yol haritasını çiziyor. Oyun; Ali Poyrazoğlu’nun Eli Saghi’nin ‘Benim Biricik Ailem’ adlı oyunundan yola çıkarak yeniden yazmasıyla hayat bulmuş. Yönetmenliğini de Poyrazoğlu’nun yaptığı oyunda sanatçıyla beraber Eser Ali, Nur Gürkan, Güneş Emir,
>etkinlik>KONSER
AYHAN SİCİMOĞLU
19 Haziran 21.00 Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu, Bostanlı, İzmir Ayhan Sicimoğlu, uzun süredir birlikte sahne aldığı Latin All Stars ile beraber Karayip rüzgârını Ege’ye taşıyor.
Dinleyicisine hayat veren bir tarzı var Ayhan Sicimoğlu’nun. Sıcak, hoş sohbet, enerjik... Latin All Stars ile beraber sürekli yenilenen yüksek tempolu repertuvarıyla dansa davet niteliğinde bir programla bu sefer İzmir’deler. Gecede Latin müziğinin sevilen parçalarının yanı sıra bestesi ve sözleri Ayhan Sicimoğlu’na ait
olan Türkçe Latin parçalar da yer alıyor. Trombon, saksafon gibi üflemeler, davul ve zengin perküsyonlar, piyano, bas ve vokal zenginliğiyle Latin All Stars, Ayhan Sicimoğlu’nun sahne enerjisini mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Hâlâ izlemediyseniz, kaçırmayın.
KeyfePara ile
bu etkinliği
%25 nakit geri ödeme ile
izleyin.
>etkinlik>FESTiVAL
FERİDUN DÜZAĞAÇ 21 Haziran 20.00 Armada AVM, Söğütözü, Ankara Feridun Düzağaç, eski ve yeni parçalarından oluşan sıkı bir programla, aşk şarkılarını sevenler için sahnede. İlk kez Mersin’de bir grubun solisti olarak şarkı söylemeye başlayan Feridun Düzağaç, üniversite grubu Tını’yla kendi parçalarını üretmeye başlamış. 1990’lardan beri melankolik şarkı sözleriyle dikkatleri üzerine çeken Düzağaç, kendi müzik videolarını çeken, aynı zamanda televizyon ve sinema filmleri için kamera önüne de geçen çok yönlü bir isim. Yine de en çok besteci, söz yazarı ve yorumcu olarak hafızalara kazınan Feridun Düzağaç ile romantizm dozu yüksek bir müzik keyfi yaşamak mümkün.
KeyfePara ile
bu etkinliฤ i
%25 nakit geri รถdeme ile
izleyin.
>etkinlik>FESTiVAL
KeyfePara ile
bu etkinliฤ i
%25 nakit geri รถdeme ile
izleyin.
SUNSPLASH 2-7 Haziran Aspat Plajı, Bodrum, Muğla Festival anlayışını büyük şehirlerden güneş-deniz-kum üçlemesine taşıyan SunSplash’in yeni adresi belli oldu. Festival, bu yıl Bodrum’un palmiyeleriyle ünlü Aspat Koyu’na konumlanıyor. Festival kapsamında cazın yenilikçi isimlerinden Zara MacFarlane; soul, funk gibi türleri harmanlayan Osunlade; house âleminin saygın ismi Karizma; dans müziğinin devrimci ismi Gilles Petterson; boogie tutkunları için Phil Asher’in yanı sıra Kaan Düzarat, Rainer Trueby, Manasseh, LeFt0, Alex Attias gibi farklı türlerden güçlü isimler bir araya geliyor. Ege sezonunu erken açmak isteyenler için harika bir doğanın ortasında güçlü bir müzik yelpazesi var. Yogadan grafitiye uzanan atölye çeşitliliği de katılımcıları bekliyor.
>etkinlik
GELECEK AYLARDA NELER VAR? 21. İstanbul Caz Festivali 1-16 Temmuz/Çeşitli Mekânlar League of Legends 2014 TBF 12 Temmuz/Ülker Sports Arena Neil Young&Crazy Horse 15 Temmuz/KüçükÇiftlik Park Lady Gaga’s Artrave: The Artpop Ball 16 Eylül/İTÜ Stadyumu Andre Rieu 27-29 Kasım/Ülker Sports Arena
KeyfePara ile MyBilet ve Biletix’ten yaptığınız etkinlik harcamalarının
%25’i hesabınıza geri yatsın! Nasıl mı? Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
>Teknoloji
TATLI RÜYALAR
Zinde bir gün, başarılı ve neşeli saatler, sağlıklı bir yaşam… Bunun olmazsa olmazı iyi bir uykudan geçiyor. Bu ay teknoloji sayfamızı sağlıklı bir uyku için en iyi ücretsiz aplikasyonlara adadık. Sleepytime Uykuda REM durumunu açıklamakla başlayalım işe... ‘Rapid Eye Movement’un kısaltılması olan REM, uykunun hafiflediği, rüyaların en sık görüldüğü ve göz hareketlerinin arttığı uyku anını anlatıyor. Bu aşamada uyanmaksa kaç saat uyursanız uyuyun yorgunluk ve asabiyete neden oluyor. Tam uykunun REM evresindeyken çalan bir saat, ciddi bir uyku ataletinin de sebeplerinden biri. Doğal bir uykunun döngüsüyse bilim adamlarına göre tam 90 dakika. sleepyti. me adresinden esinlenilerek yaratılan bu aplikasyon, ne zaman yatağa gitmeniz ya da uyanmanız gerektiğini hesaplayarak yatış ya da kalkış saatinize göre kalkma ya da yatma saatinize dair opsiyonel saatler sunuyor. Hesaplamalara uyduğunuz takdirde çok daha az uykuyla, galonlarca kahve içmeden dinç bir şekilde güne başlamanız mümkün. Sleepytime, Android’lerden indirilebilir.
White Noise iOS için geliştirilen White Noise, uykuya dalışınıza yardım edecek dinginleştirici bir sesler evreninin kapısını aralıyor. Mırlayan bir kedi, homurdanan buzdolabı sesi, rahatlatan bir fan... White Noise bu ev seslerinden ambiyans seslere uzanan yelpazesiyle kafanızda yarışan düşünceleri yatıştırıp uykuya geçişinizi kolaylaştırabilir. Twilight İşte Android’ciler için bir uygulama daha. Pek sevgili cihazlarımızın mavi gösterge ışığı, çoğu zaman fark etmesek de uyku kalitemizi bozan etkenler arasında. Arka planda çalışan ve görev çubuğundan kolayca kaldırılabilen Twilight sayesinde ekranın derecesi saat bazlı ayarlanabiliyor. Gece çöktüğünde ekran kırmızıya bürünüyor. Özellikle gecenin bir yarısı uyanıp saati kontrol edenlerin gözünü boyayan bir uygulama.
Sleep Tracker Ruh halinizi, uykunuzu, şekerleme alışkanlıklarınızı izleyin ve Med Help’in www.medhelp.org sayfasında Tools’un altındaki aplikasyonlar bölümündeki ‘Sleep On It’ uygulamasını indirerek semptomlarınızı buraya tek tek kaydedin. Notlarınızı diğer kullanıcılarla da paylaşabilir, doktorunuzu ziyaret etmeden önce 90 güne kadar olan uyku güncenizin çıktısını alabilirsiniz. Biraz meşakkatli bir kayıt tutma geleneği gerektirse de ciddi uyku sorunu olanlar için çözüm alternatifleri sunma yolunda fayda sağlayacak bir uygulama.
Sleep Talk Bu aplikasyon önerimiz Android için ücretsiz; iOS içinse 0.99 dolara. Aslında bu uygulama uyku kalitesini iyileştirmekten ziyade özellikle uykuda gevezelik etmeyi sevenlerin merakını ve “Ya yakışıksız şeyler söylüyorsam” kaygılarını hafifletmeye yönelik bir şey. Aplikasyon sayesinde dışardan bir ses geldiğinde mikrofon aktive olarak gece boyu ne ses varsa sadece onu kaydediyor. Dediğimiz gibi uykuda ne söylediğini merak edenler için...
KeyfePara ile MyBilet ve Biletix’ten yaptığınız sinema bileti harcamalarının
%25’i hesabınıza geri yatsın! Nasıl mı? Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
>sinema
Yeni Başlayanlar İçin Vahşi Batı A Million Ways to Die in the West Senarist: Seth MacFarlane, Alec Sulkin, Wellesley Wild Yönetmen: Seth MacFarlane Oyuncular: Seth MacFarlane, Charlize Theron, Liam Neeson Gösterim tarihi: 6 Haziran
Küçük ve tipik bir Vahşi Batı kasabasında geçen hikâye; macera, komedi ve romantizm türlerini başarıyla buluştururken kadrosuyla ilgi çekeceğe benziyor; keza sinema portalı Rotten Tomatoes’un merakla beklenen yapımlar sıralamasında yukarılarda. Kahramanımız Albert, girdiği bir silahlı çatışmadan geri çekilerek kasabadaki tüm prestijini kaybeder. Buna bir de kendisini hızla terk eden sevgilisi eklenir. Egosu tamamen ezilen Albert kendini yolun sonunda hissederken kasabaya yeni gelmiş gizemli ve çekici bir kadın her şeyi değiştirir. İkili arasındaki tutku, Albert’in özgüvenini geri getirirken bu küçük kasabanın yolunu gizemli kadının suç listesi kabarık belalı kocası çoktan tutmuştur. Şimdi Albert için yeni ve çok daha çetin bir cesaret testinin zamanıdır. Birleşik Devletler’in ünlü komedyeni Seth MacFarlane, başrolünde olduğu filmi aynı zamanda yazıp yönetmiş.
Muppets Aranıyor Muppets Most Wanted Senarist: James Bobin, Nicholas Stoller, Jim Henson (hikâye) Yönetmen: James Bobin Oyuncular: Ricky Gervais, Ty Burrell, Tina Fey, Steve Whitmire, Eric JacobsonSüre: 90’ Gösterim tarihi: 13 Haziran ‘Muppet Show’, sadece bir jenerasyonu değil o dönemin ebeveynlerinden çocuklarına herkesi karakter zenginliğiyle kendine bağlamış bir yapım. Şimdi bu filmle tüm Muppets üyeleri bir kez daha bir araya gelerek dünya turuna çıkıyor. Muppet’ların bu devam filminde kahramanlarımız bu kez Avrupa’ya açılıyor. Fakat kaos yine onların peşinde! Kukla dostlarımız, kendilerini farkında olmadan dünyanın bir numaralı sabıkalısı konumunda buluyorlar. Kermit’e tıpatıp benzeyen Constantine ve onun Ricky Gervais tarafından resmedilen sağ kolu İki Numara lakaplı Dominic’in başında bulunduğu uluslararası bir suç eyleminin içine düşen Muppet’lar, başı büyük belada olan Kermit’i kurtarmak için canlarını dişine takıyor. Zira ona ikizi gibi benzeyen, dünyanın en azılı hırsızlarından Constantine ve sağ kolu Dominic, Muppets üyelerini özellikle de Kermit’i uluslararası bir suç eylemine sürüklüyor. Constantine, masum Kermit’in yerine geçerek planlarını uygulamaya koyarken, Kermit tıkıldığı hapishanede suçsuzluğunu ispatlamaya çalışıyor. Filmin kadrosunda sevilen Muppet’lar Kurbağa Kermit, Miss Piggy, Ayı Fozzie ve Gonzo’nun yanı sıra Ricky Gervais, Ty Burrell ve Tina Fey de yer alıyor.
Blended Senarist: Ivan Menchell, Clare Sera Yönetmen: Frank Coraci Oyuncular: Adam Sandler, Drew Barrymore, Wendi McLendon-Covey Gösterim tarihi:13 Haziran
Önce nefret, sonra aşk; arada binbir türlü aksilik... Romantik komedi klişeleri kendini hikâye bazında aşamasa bile ünlü isimleri ve komik sahneleriyle ‘Blended’ eğlendiriyor. Eşlerinden ayrı yaşayan, ikisi de çocuk sahibi bir kadın ve bir erkek, orta yaşlarda yeni bir hayat arkadaşı arayışındayken kör bir buluşmayla bir araya gelirler. Bu randevu çok kötü geçer ve her ikisi de bir daha görüşmemeye yemin eder. Fakat kader onları tekrar bir araya getirir; hem de tamamen ailelerden oluşan bir tatil köyünde. Yönetmenliğini Frank Coraci’nin, senaristliğini ise Ivan Menchell ve Clare Sera’nın beraber üstlendiği filmin başrollerinde romantik komedinin iki usta ismi Adam Sandler ve Drew Barrymore var. Sandler ve Barrymore arasındaki kan uyumu, birlikte çektikleri bu üçüncü romantik komediyle bir kez daha onaylanıyor.
Zulu Senarist: Julien Rappeneau, Jérôme Salle, Caryl Ferey (kitap) Yönetmen: Jérôme Salle Oyuncular: Orlando Bloom, Forest Whitaker, Tanya van Graan Gösterim tarihi: 6 Haziran
Fransa ve Güney Afrika ortak yapımı ‘Zulu’, Güney Afrika’nın kanlı ve ırkçı geçmişinden bir katliamın izini sürüyor. Geçmişte ülkesinde yaşanan kanlı olaylar sırasında büyük acılar yaşamış olan Ali Neuman artık yetişkin bir adam olmuştur; izlerini halen taşıyor olsa da o günler geride kalmış, Capetown’daki Güney Afrika polis şebekesinin şefi olmuştur. Ali ve birlikte çalıştığı polis memuru Brian Epkeen, hayatlarını bölgelerindeki suç oranını sıfırlamaya adamıştır. Ancak ölü bulunan iki genç kadınla işler karışmaya başlar. Bölgeyi saran bu yeni dehşet, iki polis memurunun hayatlarını değiştirecek, onları kendi şeytanlarıyla yüzleşmek zorunda bırakacaktır. Jérôme Salle’in yönetmenliğini yaptığı ve başrollerinde Orlando Bloom ve Forest Whitaker’ın yer aldığı film 2013 Cannes Film Festivali’nin kapanış filmiydi. Bize sorarsanız ayın en merak uyandıran yapımı.
Aynı Yıldızın Altında The Fault In Our Stars Senarist: Scott Neustadter, Michael H. Weber, John Green (roman) Yönetmen: Josh Boone Oyuncular: Shailene Woodley, Ansel Elgort, Willem Dafoe Gösterim tarihi: 27 Haziran
Ergenlik dönemi aşk filmlerine dair önyargısı olanlara önerimiz Hazel ve Gus’un aşk hikâyesine bir şans vermeleri. Hazel ve Gus ergenlik döneminin tüm tipik durumlarını yaşayan zeki ama huysuz, uyumsuz, geleneksele burun kıvıran gençlerdir. Kanserli hastalar için oluşturulan bir destek grubunda tanışan ve birbirine tutulan gençlerin aşkına eşlik edenlerse Hazel’ın oksijen tüpü ve Gus’ın protez bacağıdır… Sıra dışılığını ajitasyondan değil hikâye ve atmosferinden alan bir film. John Green’in çok satanlar listesini sarsan romanından başarılı ve esere sadık bir uyarlama.
Başka Sinema Haziran Filmleri 13 Haziran’da Başka Sinema salonlarından izlenebilecek olan ‘Locke’, Steven Knight yönetimindeki dram-gerilim sularında bir iş. ‘Şark Vaatleri’ ve ‘Kirli Tatlı Şeyler’ gibi akıllarda kalan işlerin senaryosuna imza atan Steven Knight’ın Tom Hardy’yi başrole oturttuğu, gerçek zamanlı bu son derece sıra dışı gerilim, yılın en çok beklenen filmleri arasında. Başka Sinema salonlarına gelmesi muhtemel olup henüz biz bu satırları yazarken tarihi kesinleşmeyen filmlerden de kısaca bahsedelim. Bunlardan biri Fransız yapımı olan ‘Tom at the Farm’ ya da orijinal ismiyle ‘“Tom à la Ferme’, ailelerin çocuklarının cinsel gelişiminden ne derece habersiz olduğuna dair gerilim ve dram dozlarını ayarında veren bir iş. İngiltere yapımı ‘Lilting’deyse seyirci, yaşadığı yerin diline dair en küçük bir kavrayışı olmayan bir insanla empati kuracak. Daha önce gelecek gibi yapıp görücüye çıkamayan ‘Filth’, umut edelim bu ay meraklı gözleri doyursun. ‘Trainspotting’in yaratıcısının elinden çıkan bu film, öncüllerinin yerini tutmasa da iyi bir antikahraman yaratma konusundaki İngiliz dehasını ortaya koyuyor. Uyuşturucu bağımlısı sorunlu polis rolüyle filmi adeta tek başına sırtlayan James McAvoy takdiri hak ediyor. Komedi dram ve tabii ki romantizm sularında orta şekerli yapımlarla mutlu olanlar, Le Week-End’de evliliklerindeki monotonlaşmayı yıkmak üzere balayılarından yıllar sonra kendilerini bir hafta sonu kaçamağı için Paris’e atan İngiliz çiftin çatışmalı ama keyifli hallerine tanıklık edebilir; tabii fondaki güzeller güzeli Paris’le. Yine geçen aylardan beri hevesle beklediğimiz ‘The Congress’ de umarız bu ay izleyeceğimiz filmlerden biri olur. ‘Waltz with Basir/Beşir’le Vals’in yönetmeninden bilim kurguyu politikayla harmanlayan özgün bir animasyon daha.
>back-up danIsmanlarI>stil ve alIsveris . . .
ALIN, TADIN, GİDİN
Back-Up Stil ve Alışveriş Danışmanı Tülin Kermen Alın! Tasarladığınız her şey giyebileceğiniz parçalar mı? Kate Moss, Topshop için gene tasarladı; kapış kapış satılan parçaları siz de kaçırmayın derim. Koleksiyondaki her kıyafet kesinlikle giyilebilir. ‘Havuz etrafında keyfe uygun’ lüks hippi tarzı parçalar ve Cocktail Hour temalı seçenekler var.
Mutfak Sanatları Akademisi’nin, ‘Okulun Mutfağı’ adını verdiği restoranı Maslak’taki okullarının yanında hafta içi gündüz saatlerinde servis veriyordu… O mükemmel ötesi yemekleri gece rahat rahat yeme fırsatı bulamıyorduk ki yenilikleri yakından takip eden ekip, Çırağan manzarasıyla güzel bir sürpriz yaptı. Rezervasyonsuz gitmeyin çünkü ağzının tadını bilen herkesin orada olacağından eminim.
Almazsam çıldırtan parçalar! İşlemeli beyaz kaftan… Takılarla, büyük Gidin! altın küpelerle tamamlardım; içine de Tog Bazaar belki mayo giyerim. Alışveriş merkezlerinin en sempatik ve en eski hali olan pazarlar tekrar moda. Desenli Pajama Dressing ceket… Serin En çok da derneklerin pazarları revaçta... bir günde kalın bir manto yerine üzerinize Sosyetenin buluştuğu, alışverişin doruk alabileceğiniz hafif bir alternatif, belki yaptığı, en lüks markalardan ‘evde yaptım çizmeyle tamamlanabilir. da getirdim’ tarzına kadar, herkesin katıldığı pazarlar bunlar. Bu pazarlar, Tadın! yeni markalar keşfetmenin en güzel MSA Pop Up Restaurant, Çırağan’da adresleri. Şık mekânlarda organize edilen restoranlarda son trend… MSA Maslak bu pazarlarda normalde bulamadığınız size uzak geliyorsa restoran sizin şeyleri bulabilirsiniz. 22 Mayıs’ta Toplum yakınınıza geliyor. Mükemmel değil mi? Gönüllüleri Derneği tarafından Hilton
Bomonti’de TOG Bazaar organize ediliyor… Bence bu işin krem tabakası! Uğramazsanız çıldırırsınız! • Alışveriş yapmak istiyorsanız sabah saatlerinde, piyasa yapmak için öğle vaktinde gidebilirsiniz. • Kredi kartı tüm stantlarda geçiyor. • Yanınıza yelpaze ve şişe su alın; kalabalık yorabiliyor. • Erkenden gidin… Unutmayın, ilk giden kazanır. • Araba yerine toplu taşıma araçları ile pazara gidin. Böylece trafiği de takılmazsınız. Mutlaka uğrayın! • Rene Saban çantaları her zaman sevmişimdir… Kaliteli çanta arayanlara mutlaka uğramalarını öneririm. • Jada’nın Kemerburgaz’daki pazarını kaçırmıştım. Bu kez ilk hedefim JADA. • Sea-me Beachwear mayolarının ilk sezonu, özellikle inci detaylı modelleri plajda hava atmak için biçilmiş kaftan; pardon bikini! • Boz Sisters’ın burçlara göre yaptığı mayokiniler çok şeker… Hem renklerini hem de burç tasarımlarını çok beğendim. Ben teraziyim ama
aslana da bayıldım, ikisi arasında o gün karar vereceğim artık. • N uuba&The Gang, Atelier Petites Pierres ve Renkli Zebra, iddia ediyorum hayatımda gördüğüm en güzel bebek eşyaları satan stantlar. • Kısmet by Milka tasarımlarını çok beğeniyorum. Özellikle sepet kolyesini almazsam az kaldı çıldıracağım. Şanslıysanız bu pazarda onunla da tanışma fırsatını yakalayabilirsiniz. • Lisa Corti en beğendiğim ev tekstili ve bohem kıyafetler satan marka. Alaçatı’da dükkânı olduğu için hangi pazarda görsem mutlaka bir şey alıyorum.
• Sherbet Design’ın peştamallarını yeni keşfettim. Tavsiye ederim! • NG Style ise iş hayatı modasının en iyi koleksiyonunu sunan büyük bir marka ve o da bu pazarda. • Raisa&Vanessa ise neşeli ve çizgi dışı tasarım sevenlere hitap ediyor. • 11-21’de her zaman alınacak bir şeyler bulmuşumdur.
)
..
>TUlin ile Morhipo sıklıgı .
Morhipo’nun en trend ürünleriyle haftada 7 gün şıklık... Linklere tıklayarak ürün hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Gömlek Pantolon El Çantası
Linklere t覺klayarak 羹r羹n hakk覺nda daha fazla bilgi alabilirsiniz. Kazak Etek Babet
Linklere tıklayarak ürün hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Elbise Ceket Ayakkabı
Linklere tıklayarak ürün hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Elbise Ceket Çanta
Linklere tıklayarak ürün hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Etek Gömlek
Linklere tıklayarak ürün hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Gömlek Şort
Linklere t覺klayarak 羹r羹n hakk覺nda daha fazla bilgi alabilirsiniz. Elbise Ceket
)
>back-up danIsmanlarI>saglIklI Beslenme .
YAZ AYLARINDA BESLENMENİN PÜF NOKTALARI
Back-Up Sağlıklı Beslenme Danışmanı Cansu Tektunalı Mis kokulu hanımellerinin, yaseminlerin, sümbüllerin bir esintiyle burnumuza gelmesi, kuş cıvıltılarının artması, güneşin artık içimizi ısıtmakla kalmayıp yakması, yazın geldiğini hatırlatır bana. Bu dönemde sıcaklıkların artması, beslenmemizi önemli derecede etkiler. Peki, yazın sağlığımızı korumak için nelere dikkat etmeliyiz? • Terlemeyle su ve mineral kaybı, en çok başımıza gelecek durumdur. Susamadan su içmeyi öğrenmemiz gerek. Susayınca vücut zaten fazla miktarda su kaybetmiştir. Ağır işlerde çalışanların, sporcuların ve diyet yapanların herhangi bir sağlık problemi yoksa günde 1-2 şişe maden suyu içmeleri, mineral ve sıvı takviyesi olacaktır. • Sıcak havalarda çoğu kişi, ağır yiyecekler yiyemediğini söyler. Bu vücudun doğal bir mekanizmasıdır aslında. Vücut;
kızartılmış, yağlı, şekerli, unlu gıdaları sindirmekte zorlanır. Ayrıca bu gıdaları yedikten sonra halsizlik, üşengeçlik, ağırlık hissedersiniz. Bunu önlemek için sebze-meyve ağırlıklı, rafine olmayan gıdaları tercih edin. • Besin zehirlenmelerinin arttığı bir dönemdir yaz ayları. Dışarıda yemek yerken dikkatli olun. Karışık soslu, mayonezli, kremalı yiyeceklerden uzak durun. • Kahvaltıda kaliteli gıdalarla beslenirseniz, gün boyu kendinizi enerjik hissedersiniz. Yulaf ezmesini sıcak süte karıştırarak içerisine 1 muz ve 2 ceviz rendesi ilave edin. İşte pratik ve sağlıklı sabah kahvaltınız hazır. • Tatlı ihtiyacınızı çeşitli taze meyvelerden karşılayın. Çilek, kayısı, şeftali, kiraz, karpuz gibi yaz meyveleri, içerdikleri kansere karşı koruyucu maddelerle, bağışıklık sistemini de güçlendirirler.
Örneğin; 1 top vanilyalı dondurmanın • Alkol, vücuttan su kaybını artırır. Vücuda üzerine 6-7 adet dilimlenmiş çilek yabancı bir madde olduğu ve atılması koyarak keyifli ve besleyici bir ara öğün gerektiği için sağlıklı maddelerin de yapabilirsiniz. kaybına sebep olur. Bir şey içecekseniz • Meyve suyu yerine meyvenin kendisini de meyve kokteyllerini sade sodayla yiyin. Yeme esnasında ısırma, çiğneme, seyreltip içebilirsiniz. koklama güdüleri de aktif olduğundan, Sağlıklı günler dilerim… daha çok tatmin olursunuz.
>back-up danIsmanlarI>LEZZET .
YAZA MERHABA! Back-Up Lezzet Danışmanı Şef Ceyda Baza
Zencefilli Limonata 5 su bardağı su 2 yemek kaşığı bal Yarım su bardağı toz şeker 5 adet limonun suyu 60 g ince rendelenmiş taze zencefil Servis için Tarhun otu Buz Rendelenmiş limon kabuğu Rendelenmiş zencefili, 1 su bardağı suyu ve şekeri tencereye alıp orta ateşte şeker eriyinceye kadar kaynatın. Ocaktan alıp bal ekleyin ve ılınmaya bırakın. Süzgeçten geçirip limon suyu, su ve buzu ekleyerek bardaklara paylaştırın. Rendelenmiş limon kabuğu ve tarhun otunu ekleyip servis yapın. Limonlu ve Frambuazlı Kokteyl 6 adet limon 5-6 adet fesleğen yaprağı 150 g frambuaz 5 su bardağı su
2 yemek kaşığı pudra şekeri Buz Servis için frambuazlardan birkaç tane ayırıp kalanını tencereye alın. Üzerine su ekleyip 10 dakika kaynatın. Suyunu süzüp sürahiye alın ve soğumaya bırakın. Limonların suyunu sıkıp ekleyin. Şeker ve ince kıyılmış fesleğen yaprakları ilave ederek buzdolabında soğutun. Buz ve frambuaz ekleyip soğuk olarak servis edin. Biberiyeli Şeftali Kokteyli 5 su bardağı su 1 su bardağı toz şeker 1 paket vanilya 1 dal biberiye 1 adet tarçın çubuğu 2 tane karanfil 5 adet şeftali Servis için Buz Şeftali Böğürtlen
Biberiye dalı Su, şeftali, vanilya, tarçın, karanfil, şeker ve biberiyeyi tencereye alın ve orta ateşte kaynatın. Ocaktan alıp oda sıcaklığına gelinceye kadar bekletin. Bardakların dibine böğürtlen yerleştirin. Buz ekleyip bardaklara paylaştırın, şeftali dilimleri ve biberiye ile servis edin. Yeşilin Gücü 4 bardak portakal suyu Yarım demet taze nane 4-5 parça kırık buz 4 kayısı kurusu 2 çorba kaşığı çilek reçeli 4 su bardağı ananas suyu 4 bardak kivi suyu Portakal, ananas ve kivi sularını bir kapta karıştırın. Ayvaları 4 parçaya kesip çekirdekli kısımlarını temizleyin. Kuru kayısı, çilek reçeli ve naneyi blenderde püre haline getirin. Meyve suyu karışımını ekleyip karıştırın. Kokteyl bardaklarına paylaştırın. Kırık buz parçaları ekleyip üzerine 2 yaprak nane koyun. Bekletmeden servis yapın. Enerji deposu, tat delisi, mükemmel bir karışım. Yaz Şerbeti 1 çay bardağı hibisküs çayı 2-3 adet çubuk tarçın
8-10 adet karanfil 1,5 su bardağı sıcak su 1 su bardağı toz şeker Bir tencereye hibisküs çayını, tarçını ve karanfili koyun. Üzerine kaynamış sıcak suyu döküp 1 saat dinlenmeye bırakın. Dinlenen çayı süzüp toz şekerle karıştırın. Şekerini istediğiniz oranda azaltıp arttırabilirsiniz. Buzdolabında soğutup servis yapın.
>back-up danIsmanlarI>Psikolojik rehberlik .
YAS SÜRECİ
Back-Up Psikolojik Rehberlik Danışmanı Çağlar Kahraman Bir avuç kömüre ömrünü adayan tüm kişinin önceki travmaları, kaybedilen madencilerimizin anısına... kişinin ölüm biçimi gibi birçok etken yas sürecinin uzunluğunu belirler. Yas Kaybedilen kişinin ardından yas tutmak sürecinde yaşadığınız fiziksel ve ruhsal olması gereken normal bir süreçtir. yakınmalar, anormal bir duruma verilen Yaşanan bir kaybın ardından kişi, bazı normal tepkiler olarak kabul edilir ve duygusal boşluklar yaşar; normal gündelik normal karşılanır. Fakat bu süreç olması işlevlerinde aksaklıklar ve bazı ruhsal gerekenden çok daha uzun sürüyorsa; bozukluklar oluşabilir. Gündelik yaşantıyı kişide suçluluk hissi, kabullenememe, normal ve sağlıklı sürdürebilmek için yas inkâr gibi doğal tepkiler beklenenden sürecinin tamamlanmış olması gerekir. daha uzun süre varlığını koruyorsa; Yas süreci esnasında kişi, yaşadığı kaybı intihar ya da kendine zarar verme hayatın bir parçası olarak görmeyi isteği bulunuyorsa ya da kişinin kendi öğrenir ve kabullenir. Bu süreç kişinin davranışlarından ya da içinde yaşadığı kaybettiği kişiyi unutması ya da artık kültüre göre kabul gören davranışlardan umursamaması anlamına gelmemektedir. farklı tepkiler gösteriyorsa, durumu bir Sadece kaybedilen kişinin yokluğuyla uzmanla görüşmek gerekmektedir. başa çıkabilmeyi başarmaktır esasında. Yas sürecini olması gerektiği şekilde Doğal bir yas sürecinde kaybı yaşayan yaşayamamak, acıyı ve kederi bastırmaya kişi ilk olarak “şok”u yaşar. Kişi ölümle çalışmak sağlıklı bir yöntem değildir. birlikte ilk etapta bir süre hissizlik yaşar. Bastırılan duygular ilerleyen zamanlarda Şoku atlattıktan sonra inkâr süreci başlar. fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar olarak Kişi hiçbir şey olmamış gibi davranır, kendini gösterecektir. kaybı olmamış sayar. İnkâr süreci, kişinin durumla kısa bir süreliğine başa Ölen kişiye olan bağ, kaybı yaşayan çıkmasını sağlar; kendini hazırlaması
için faydalıdır. Fakat bu süreç çok uzun süreli olmamalıdır. Akabinde kişi arzu etme sürecine girer. Bu süreçte kişi bir yandan “Bu neden benim başıma geldi? Neden ben?” gibi sorularla isyan ederken bir yandan da “O geri gelsin, benim canımı alsınlar!” gibi pazarlıklar yaşar. Bu süreç de kabullenmeye giden yolda bir uyum sağlama çabasıdır esasında. Çaresizlik evresi belki de yas sürecinin en zor kısmıdır. Kişi artık kaybının geri gelmeyeceğini ve hayatın artık onsuz süreceğini bilir, bunun derin üzüntüsünü ve kederini yaşar. Bu süreçte kişi gündelik işlerini yapmakta güçlük çeker, sosyal ilişkilerinde düşüşler olur, iş hayatında zorluklar yaşar. Kabullenme ve hayatı düzenleme evresi ile birlikte ise kişi artık tam anlamıyla kaybını ve bunun hayatın bir parçası olduğu kabullenmiş, hayatını onsuz nasıl sürdüreceğini planlamış olur. Bunun anlamı kesinlikle kaybedilen kişiyi tamamen yok saymak ya da artık umursamıyor olmak değildir. Bu sadece onun yokluğunda devam ettirmek zorunda olduğunuz hayatı nasıl sürdüreceğinizi belirlemektir. Yas sürecini sağlıklı geçirebilmek adına; • Acınızı tek başınıza yaşamayın; muhakkak birileri ile paylaşın, konuşun, içinizi dökün. Güçlü görünmeye çalışmayın;
ağlamaktan utanmayın, çekinmeyin, duygularınızı bastırmayın. • Herkesin kayıplara verebileceği tepkiler farklıdır. Aileden bir kayıp verdiğinizde diğer aile bireylerinin yas tutuş biçimi sizinkinden farklı olursa bunu anlayışla karşılayın, kendinize ya da aile bireylerine karşı bir kızgınlık, öfke yaşamak yas sürecini zor atlatmanıza sebep olabilir. • Kaybedilen kişiyi hatırlatacak şeylerden ya da bu konu hakkında konuşmaktan kaçınmak bir çözüm değildir. Aksine kaybedilen kişiyi anımsatacak uyaranlara ne kadar temas edebilirseniz ya da bu konuyu ne kadar çevrenizdekilerle konuşabilirseniz, kabullenmeniz de o kadar kolay olur. • Daha önce kayıp yaşayan kişilerle konuşmak sizi bu sürece hazırlayacaktır ancak herkesin farklı yas tutma biçimleri olduğunu da aklınızdan çıkarmayın. • Ölümden sonra gerçekleştirilen dini ve kültürel merasimlere katılmak ölümü anlayabilmeniz ve kabul edebilmeniz için yararlıdır. • Kaybedilen kişiyi anımsatacak belirli günler olacaktır; ölüm yıl dönümü, doğum günü ya da evlenme yıl dönümü gibi… Bu günleri size destek olabilecek, anlayabilecek kişilerle birlikte geçirmek sizin için daha kolay olacaktır. • Bu dönemle daha rahat başa çıkabilmek
için fiziksel olarak yeterli olmanız gerekmektedir. Yemek yemeyi reddetmek, uyumamak sizin bu süreci daha zor atlatmanıza neden olacaktır. • Aşırı alkol ya da başka maddeler kullanmak ya da kafanızı dağıtmak
için kendinizi yoğun bir şekilde başka bir şeye vermeniz çözüm olmaktan ziyade kabullenme evresine geçişinizi zorlaştıracaktır. Gerçekleri görmezden gelmek sadece geçici bir çözüm olur.
>back-up danIsmanlarI>SPOR ve fıtness .
OFİSİMİZ SPOR SALONUMUZ…
Back-Up Spor ve Fitness Danışmanı Serhat Sidal Çoğumuz oturarak ya da aynı hareketi devamlı yaparak çalışıyoruz. Hareketsiz yaşamımıza bir de yanlış duruşu eklersek; etkisini bel, boyun, dirsek, diz gibi bölgelerimizde ağrı olarak hissediyoruz. Hareketlerimizi etkilediğinde ise doktora gidip ağrılarımızın dinmesini istiyoruz; belki de çok basit hareketler ile yaşam kalitemizi değiştirerek çalışırken ve sonrasında daha sağlıklı vakit geçirmemiz mümkün. Düzenli bir egzersiz programına başlamalı ve dengeli bir beslenme ile bunu desteklemeliyiz. Eğer bu imkânınız yoksa gün içerisinde sandalyenize her 15 dakikada bir 5 defa oturup kalkarsanız, bizim ‘squat’ dediğimiz çömelme hareketini hatırı sayılır şekilde yapmış olursunuz. Buna ek olarak uyandığımız zamandaki gibi elleri yukarı uzatıp gerilirsek bel ve boyun bölgemize bir nefes aldırmış
oluruz. Öğle arasının 30 dakikasını evden gelirken getirdiğimiz spor ayakkabılarımız ile yürüyerek geçirdiğimizde hareketi yaşamımıza katmış oluruz. Ofis ortamındaki eşyalar ile bir spor salonu oluşturabilmeniz mümkün. Eğer işyerinizde merdiven varsa mutlaka kullanın, oturduğunuz yerden kalkmak için bahaneler oluşturun; mesela fotokopinizi kendiniz çekin ya da ofiste yolunuzu uzatın. Masanızda sürahi ya da şişe bulundurmayın, böylece her defasında su almak için kalkarsınız. Oturduğunuz koltukta tıpkı arabada geri geri giderken yaptığımız gibi bir elimizi geriye koyarak üst bedeninizi esnetin. Çok sık oturuyorsanız ya da masabaşı bir işteyseniz, oturduğunuz yerde karın kaslarınızı sıkıp gevşeterek çalıştırın. Günde iki defa vücudunuzdaki tüm kasları
düşünerek tamamını sıkıp gevşetin, zamanla sıkma sürelerini uzatın, bu da hiç bir alet kullanmadan yapabileceğiniz güzel bir kas çalışmasıdır. Sizlere 2 hareket önerisinde daha bulunmak istiyorum; sandalyede oturma ve kalkma en çok yapılan yanlış hareketlerdendir. Oturma aşamasına dizler ile başlanmalı; başka bir ifade ile dizler ayak parmaklarını
geçmeyecek şekilde duracak ve hareket kalçadan başlayacak. Bunlara ilave olarak gövdemiz belden biraz öne doğru eğim alacak, ayak tabanlarımız ise yere tam ve paralel basacak şekilde olmalı. 2. hareketimiz koltuğumuzda otururken dizlerimizi tek tek ya da beraber karnımıza çekmek. Hareketler 15 tekrar ile başlanıp güçlendikçe artırılmalı.
)
>back-up danIsmanlarI>eglence . Back-Up Eğlence Danışmanı Richie Varon
SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİM
Karaköy Ma’Na Karaköy’deki Fransız Geçidi’nde tam bir meyhane! Bej’in komşusu olan mekân, çok butik ve hoş… Çok lezzetli mezeleri ve arka fonda çalan nostaljik Türkçe parçalarıyla rakınızı yudumlayabilirsiniz. Ma’Na (***) Nişantaşı Nopa The House Cafe grubunun yeni markası, Nişantaşı Atiye’de açıldı! Dünya mutfağının seçme lezzetlerinden oluşan mevsimsel menüsü çok başarılı... Sadece bunlarla ön planda olmadıklarını, kokteyl menüsüyle de kanıtlamaya hazırlanan Nopa’da
bahçe konsepti de çok başarılı olmuş. Dört dörtlük mekân, mutlaka deneyin. Nopa (***) Tost Bildiklerim Nişantaşı Amerikan Hastanesi’nin hemen orada, Prof. Dr. Orhan Ersek Sokak’ta… Benim için çok özel biri olan ve eski Buz’dan herkesin tanıdığı ve sevdiği Ender Sanal’ın mekânı… Çok butik, çok lezzetli, çok salaş bir tostçu! Tost deyip geçmeyin, deneyin. Tost Bildiklerim (**) Bebek 45’lik Galatasaray’da açılan ve eğlence şekli ile çok sükse yapan 45’lik, şimdilerde Bebek’teki yeni şubesiyle gündemin ilk sıralarında! Hem de Galatasaray’dakinden çok daha büyük ve ferah; bu sefer 2 katlı. Beyoğlu’ndaki ambiyansı ve dekorasyonu, Bebek’te de aynı şekilde oluşturmuşlar; yani nostaljiye devam… Dağıtmak isteyen ve eskilerle eğlenmek isteyenlerin yeri diyebiliriz. 45’lik (**) Kadıköy Zeplin Moda Caddesi’nin hatta Kadıköy’ün medarıiftiharı! Viski ve birada çığır açacak nitelikte bir mekân; çok çeşitli biraları ve mükemmel eğitimli barmenlerin hazırladıkları viskileri ile hizmetinizde. Mekânda sigara kesinlikle içilmiyor; dışarıya taşan müdavimleri var. Eğlenceli dünya müzikleri ile sizleri bekliyor! Zeplin (**) İyi eğlenceler… * 5-30 TL ** 30-50 TL *** 50-100 TL **** 100-150 TL ***** 150-200 TL
KAHVALTININ MUTLULUKLA BİR İLGİSİ OLMALI…
Süt Yumurta Reçel, Kadıköy
Akşamdan kalma sahneler ekmekle kızarır, dostluklar çayla demlenir, Cemal Süreya’nın da dediği gibi kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı… Güne en güzel, en neşeli, en enerjik uyanma şeklidir güzel bir kahvaltı... Kırmızıbiberli ve kekikli zeytinlere uyanmak, şöyle kaymak üzeri bala, mis gibi kokan çilek reçeline, çizik yeşil zeytine, maydanozlu beyaz peynir, yeşilbiberli lora uyanmak... Bir keyif işidir çayı yudumlamak, sevmediği biriyle uzun uzun çay içemez kimse, kim bilir belki de çaydandır! GastroClub olarak diyoruz ki bu hafta kendinize bir iyilik yapın, güne güzel bir kahvaltı ile başlayın; daha mutlu, daha dirençli ve daha aktif olacaksınız. “Nerede yapsam bu kahvaltıyı?” diyorsanız İstanbul’un en leziz 10 kahvaltı mekânını sizin için bir araya getirdik. Süt Yumurta Reçel: ‘2011 yılının soğuk mart günlerinde Kadıköy’ün en güzel sokağında en özel kahvaltıyı biz vereceğiz.” diyen Eser ve Azize’nin “Evimizde yediğimiz bu sağlıklı kahvaltının aynısından insanlara da ikram edelim, bakalım neler olacak?” diye düşünerek kurdukları ticari bir ev mutfağıdır. Daha ilginç menüleri, daha ilginç yemekleri sofralarında paylaşmaya devam etmeyi düşlemektedirler. Tahin-
pekmezden bazlamaya, tereyağı-kaymaktan Kayseri tulum peynirine gerçek bir Anadolu kahvaltısı mı istiyorsunuz, yoksa İstanbul’da yaşayan Egeliler için İzmir tulumdan gevreğe Ege kahvaltısı mı? Yoksa Karadenizlilere özel kuymaktan sahanda Rize kavurmalı yumurta mı? Süt Yumurta Reçel, Bahariye ve Sögütlüçeşme şubeleri ile beğeninize sunuluyor. Ayakta kalmamak için rezervasyonsuz gitmemenizi öneririz. Seyir Terrace, Rumelihisarı: Burası saklı bir cennet sanki… Boğaz’ın ışıltılı dünyasına 24 saat tanıklık eden bir mekan. Rumeli Hisarı’nda muhteşem Boğaz manzarası eşliğinde 4000 m2 alanda, mavi ve yeşilin dansı ile sizi kahvaltıya davet ediyor! Sabah keyfi peynir çeşitlerinden zeytin çeşitlerine, tazecik maydanozdan ve biberden hindi fümeye, 35 çeşitten oluşan kahvaltılıklar kuru incir, kayısı, ceviz içi, kuru üzüm ile güne sağlıklı bir başlangıç sunuyor. Hele o börekleri, simit ve ekmek çeşitleri yok mu!.. Rumeli Hisarı’nda nefis bir manzaraya karşı enfes bir kahvaltı. Vanya, Kuruçeşme: Ortaköy’ün en güzel noktası Kuruçeşme’de yeşillikler içinde bir kahvaltı-brunch mekânı Vanya. Zengin kahvaltı ve brunch seçenekleri, ferah ortamı ile hafta sonu kahvaltıları
için ideal bir yer olan Vanya’da, bir kahvaltı sofrasından tüm beklentilerinizi karşılayabilecek menüler mevcut. Hem de nezih bir ortam eşliğinde, kentin gürültüsünden uzakta, keyifli bir İstanbul gününe başlamak için ideal bir yer. İster klasik İstanbul kahvaltısı, ister yöresel Vanya kahvaltısı olsun güne başlamak hiç bu kadar keyifli olmamıştı. Bizim önerimiz sebze közleme, yeşil salata, çılbır, cevizli çemen, ceviz reçeli, turunç reçeli ve Ezine peynirinden oluşan Vanya kahvaltı tabağı. Çocuğunuzla da rahatlıkla gidebileceğiniz bir yer Vanya. Üstelik sırf çocuklar için hazırlanan haşlanmış yumurta, süt, cherry domates, cherry salatalık, meyveli yoğurt veya cornflex, zeytin, nutella veya reçelden oluşan çocuk kahvaltı tabağı da var. NY&IST Cafe, Taksim: İstanbul’un kalbinde ufak bir retro kafede İstanbul ve New York’un buluşmasına mükemmel bir kahvaltı eşliğinde tanıklık etmeye ne dersiniz? NY&IST, Taksim’de butik bir kafede Manhattan ve Taksim’i, Hudson ve Boğaz’ı, Marilyn Monroe ve Türkan Şoray’ı buluşturuyor. Bu buluşmayı da yine New York ve İstanbul lezzetlerinden oluşturduğu menüsüyle benzersiz bir keyfe dönüştürüyor. Güne New York’ta başlamak için ‘Pancake Kulesi’ni mi
yoksa “Ben annemi özledim!” duygusunun özeniyle hazırlanmış dört dilim yumurtalı ekmekten oluşan ‘Anne Kahvaltısı’nı mı tercih edersiniz? New York’ta Fransız kalmak istiyorsanız Akçaağaç şurubu ile tatlandırılmış iki dilim Fransız tostundan oluşan ‘Fransız Kaldım’ tabağını ya da İstanbul aşkına bizim favorimiz olan Çumur’u deneyin: Minik ekmek parçaları ile çırpılmış, lavaş yatağında yumurta. Harvard Cafe, Etiler: Etiler’de trafik ve insan yoğunluğundan uzak bir konumu vardır Harvard Cafe’nin. Bahçesinde yaşattığı o doğa atmosferiyle misafirlerine benzersiz bir deneyim sunar. Etiler’in bu ödüllü adresinde birçok çeşitten oluşan kahvaltı menüsünde; peynir çeşitleri, tost çeşitleri, omlet çeşitleri, krepler gibi birçok alternatif mevcut. Boşuna en çok gidilen cafe ödüllüne sahip değiller! Etiler’in en güzel noktasında saklı bahçesi ve enfes lezzetleriyle 1996’dan beri hizmet veriyor. Çocuklarınızla sabahlarınızı renklendirmek için Harvard Cafe, Etiler’in göbeğinde bir vaha hissi veren konumuyla ve son derece uygun fiyatlarıyla sizleri bekliyor. Armada Teras, Sultanahmet: Armada Teras, İstanbul’da yaz gecelerinin klasiği. Konum itibari ile “eşsiz” bir yer... Bir taraftan Marmara Denizi, Kadıköy ve
Armada Adalar, diğer taraftan Sultanahmet Camii ve Ayasofya manzarası ile çevrili Teras’tan geceleri de ışıklandırılmış İstanbul silueti doyasıya seyrediliyor. Ama buranın bir özel yanı da açık büfe Pazar kahvaltıları. Tarihi surların yanı başında, şehrin kalabalığı ve gürültüsünden uzakta, kafanızı ve İstanbul’u dinleyerek, şöyle ağız tadıyla, ailenizle birlikte Pazar gününü kucaklamaya ne dersiniz? Tavşan
kanı çaylar Armada usulü kişiye özel semaverlerde demleniyor. Açık büfe ise yöresel doğal üreticilerden seçerek sunulan birbirinden lezzetli, doğal ve sağlıklı kahvaltı ürünleri ile Armada fırınlarında hazırlanan poğaçalarla dolu. Meşhur Ahırkapı şerbetinin tadına bakmadan gitmeyin deriz, çocuklar bayılacaktır. Gitmden önce Mutlaka rezervasyon yaptırın.
Balkon Sefası, Karaköy: Peyzaj mimarlığı ve tasarım dünyasında yepyeni bir marka olan Balkon Sefası, Kumbaracı Yokuşu’nun Tophane’ye bağlanan ucunda bizlere birçok konsepti aynı anda sunuyor. Balkon Sefası’nda gün harika sabah kahvaltılarıyla başlıyor. Organik ballı granola, kruvasan strudel kahvaltılar ve içinde hiçbir yerde aynısını tadamayacağınız bir çemenin gizli olduğu mutlu bir kahvaltı… Ev yapımı reçeller, sıcak ekmekler, organik zeytinyağı ve taze yeşillikler kahvaltının olmazsa olmazları. Kahveler İtalyan bir marka olan Caffe L’antico’dan. Mekân sahibi Nilşah Ağaoğlu, espressoyu denemeden Kumbaracı Yokuşu’na tırmanmayın diyor. Evet, burası zirveden önceki son espresso durağı… Bunun yanı sıra, ince cam bir demlikte zarifçe servis edilen dünya çaylarının yanında; kremalı havuçlu kek, karamelli&limonlu cheesecake, cevizli browni sunumlarıyla ve tatlarıyla ön plana çıkan lezzetlerden sadece bir kaçı... Namlı: Kaliteli ve özenle seçilmiş ürünler sunma hedefiyle gıda sektörüne giriş yapan Namlı Pastırmacılık, daha sonra peynir, et çeşitleri, şarküteri ve diğer gıda ürünlerini de bünyesine ekleyerek kuşaktan kuşağa bugünkü geniş ürün yelpazesini oluşturdu ve genişletmeye devam ediyor. 2007’de Karaköy’de kurulan
Namlı Gurme ile de ilk defa kafe, restoran ve şarküteri üçlüsü bir araya geldi. Gerçek bir kahvaltı yapmayalı ne kadar oldu? Namlı Gurme’nin sunduğu kahvaltılık çeşitleri göz kamaştıran türden. Her biri kendi yöresinden gelen envaiçeşit peynir, zeytin, reçelin yanında damak tadınıza uygun bol seçenekli kahvaltılıkları bulabiliyorsunuz. Mekânın standart kahvaltı tabağını tercih etmeyenler ise istedikleri gibi bir tabak oluşturabiliyor, ürün yelpazesi çok geniş. Eğer bir gurmeyseniz 1000’e yakın özel gurme ürününün yanında organik ürünler de bulabilirsiniz. Público, Tünel: İsmini “halk” kelimesinden alan, İspanyolca “halka açık alan” anlamına gelen. Público, bulunduğu Pera Bölgesi’nin çok renkliliği ve çeşitliliğini tek bir çatı altında toplama fikrinden doğmuş. Barış Gültekin ve Aras Bilgin önderliğinde kurulmuş Ayşe Özen tarafından mönüsü hazırlanmış bir GastroMekân burası. Público yerli yabancı birçok farklı müşteri profiline sahip. Akdeniz mutfağından esinlenerek farklı yöresel tatlarla kombine edilmiş bir mönüsü var. Dondurulmuş gıdalar yerine doğal ürünler kullanılıyor ve tüm malzemeler yerel esnaftan tedarik ediliyor. Sabah sekizde kapılarını açan Público’nun, serpme kahvaltısını mutlaka denemelisiniz. Sosyal medya sayfalarını
Vanya da aktif olarak kullanan Pera Público’yu, Bando Cafe’nin dekorasyonu muhteşem. günün spesiyallerini öğrenmek için takip Sıcacık bir ortamı ve kendine özgün etmenizi öneririz. tarzı var. Piyanonun üstünde duvarda asılı Bando kıyafeti sizi geçmişe, ilkokul Bando: Karaköyseverler için bir numaralı yıllarınıza götürecek. Bando mönüsünde yer diyebiliriz. Üstelik buluşmanız günün kahvaltı olarak menemenden, omlete, hangi saatinde olursa olsun size mutlaka french toast’tan, bruschetta’ya kadar eşlik edecek bir lezzet bulabileceğiniz bir aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Özel yer Bando Cafe. Denizciler sokak üzerinde olarak harmanlanan kahveleriniz ise 1950’li yıllara dayanan bir binada yer kahvaltınızda sizlere eşlik ediyor olacak. alıyor. Bando Cafe’yi iki erkek kardeş işletiyor. Murat Köroğlu ve Efe Yiğit Köroğlu. Her şeyi de kendileri yapmışlar.
>back-up TRAVEL
BALTIK BAŞKENTLERİ Vilnüs Litvanya’nın başkenti Vilnüs, Doğu Avrupa’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri. Kentin sahip olduğu özgün mimarinin ve düzenlenen kültürel etkinliklerin bu rağbette payı büyük. Bağımsızlık döneminin başındaki 10 yılda turistik açıdan önemli bir çekim noktası olmayı da başarmış.
Kent, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Sokakların, caddelerin tarihi ve bir o kadar da kendine özgü görüntüsü kentin neden bu listede olduğunun apaçık delili. Vilnüs, coğrafi olarak biraz kuzeyde kalsa da kıtanın göbeğindeymişçesine bir Avrupa şehri görüntüsü çiziyor. Kentin cazibesi sizi çabucak sarıyor ve
Litvanyalıların buraya neden büyülü kent karşılaşacağınız eşsiz manzaralar dediklerini anlıyorsunuz. arasında, hem tarihsel kent hem de gökdelenlerle kendini gösteren, yeni Vilnüs’ü gezmenin en güzel yolu yerleşim bölgesi bulunuyor. yürümek. Ayrıca özenle belirlenmiş ve işaretlenmiş bisiklet yollarını kullanarak, Litvanya mutfağı yüzyılların birikimini iki tekerlek üzerinde gezip, belli başlı taşıyor. Farklı ulusların mutfaklarından birçok yeri görebilirsiniz. Kent merkezi etkilenmiş olsa da kendi özgün yapısını park alanları ve görkemli yapılarla dolu. bularak koruyabilmiş bir mutfak. Patates Bir yılan gibi kıvrılarak kentin kalbine yemeklerinin baskınlığı hissediliyor. yönelen Neris Irmağı’nın kıyı kesiminde Bunlar arasında en etkileyici olan bir yürüyüş yapabilirsiniz. Bu geçişte kuşkusuz “Cepelinai” ya da “Zeppelins”
adı ile tanınan yemek. “Kugelis” denen Denizi kıyısında kurulu bir ülkedir. patates somunu türleri ve patates Daugava Nehri’nin her iki kenarında yer salataları sıkça tüketiliyor. alan Riga, Riga Körfezi’nin güneyinde Baltık Denizi boyunca uzanır. Bir Pilies Caddesi, kuşkusuz kentin en parıltılı liman kenti olan başkent altyapısı ve bölgelerinden biri. Özgün mimari dokusunu uluslararası havaalanı ile önemli bir ve havasını bugün de koruyan bu ulaşım noktasıdır. Letonya ekonomisinin tarihsel bölgede, dükkanlar, mağazalar, kalbi olan Riga aynı zamanda ülkenin kahvehaneler ve restoranlar görülmeye eğitim ve bilim merkezidir. değer. Riga; mimarisi, gelişmiş altyapısı Riga ve kültürüyle önemli bir şehirdir. Baltık Ülkeleri’nin merkezinde yer alan Riga, Kent manzarası, benzersiz mimariyle Letonya Cumhuriyeti’nin başkentidir. süslenmiştir. Özellikle, özgün Art Nouveau Letonya, Avrupa’nın kuzeyinde Baltık mimari tarzı örnekleri sizleri şaşırtacaktır.
Ayrıca, tahta mimariler de kentsel görünümün bir parçasıdır. Eski Riga’da yer alan ve “Vatan ve Özgürlük İçin” yazısını taşıyan Özgürlük Anıtı, yukarıya doğru üç tane yıldız tutan bronz bir kadını resmetmektedir. Bu üç yıldız, Letonya’nın Kurzeme, Vidzeme ve Latgale bölgelerini temsil eder. Riga, Baltık Bölgesi’nin en önemli kültürel ve sanatsal merkezlerindendir. Başkent, değişken ve zengin bir kültürel yaşama sahiptir. Tiyatro, film, dans, opera, bale, müzik, festivaller, konserler, sergiler ve sanat galerileri, var olan kültürel varlığın
başlıca unsurlarıdır. Riga mutfağı, aklınıza gelebilecek her kategoriden restoranların mimarlığını yaptığı sınırsız lezzetlerden meydana gelmektedir. Ekmek ve bira, kentin mutfak kültüründe ayrı bir yere sahiptir. Kentte çok sayıda bar ve bahçeli birahane bulacaksınız. Riga alışveriş dünyası büyük alışveriş merkezleri, yerel pazar ve kemeraltı çarşılarıyla doludur. Kentin en önemli alışveriş yerlerinden biri kentin eski bölümüdür (The Old Town). Audeju,
kentin en önemli alışveriş caddesidir. Seaplane Harbour yer alıyor. Yüzyıllar Burada, çok sayıda tasarım dükkânları boyu bu liman, kentin balıkçılarına bulunur. hizmet vermiş. Kalamaja’nın kendine özgü, oldukça bohem bir havası var. Tallinn Tallinn, modern çağda Ortaçağ’ın büyülü Tarihsel kent kesimi kesinlikle ilk havasını soluyabileceğiniz bir kent. görmeniz gereken yer. Yüzlerce yıllık Birkaç saat içinde belli başlı yerleri caddeler, sokaklar, evler, kuleler ve gezebileceğiniz kent merkezi, sizde meydanlar sanki ortaçağda geçen bir bu izlenimi çabucak uyandırıyor ama öykünün içinden fırlamış gibi. Aynı görülesi öyle çok şey var ki şehrin her bölgede oldukça modern restoranların, yanını keşfetmek için günler ayırmak kahvehanelerin olduğunu da göreceksiniz. gerek. Eski ile yeninin çatışan değil güzellik katan, insanlara enerji veren bir kesişimi Şehrin eski mahallelerinin mazisi 13. ile buradaki. 16. yüzyıl arasındaki döneme kadar gidiyor. Büyük bölümü bu zaman diliminde inşa Geleneksel Estonya mutfağını, Ortaçağ edilen tarihi Tallinn kenti, o dönemde dekoru eşliğinde tattığınızda gerçekten ticaret örgütü olan Hansa Birliği’nin bir başka bir doyuma erişiyorsunuz. parçasıdır. Avrupa’nın kuzeyinde önemli Restoranlar yerel mutfağın dışında bir ekonomik ve siyasal güç oluşturan bu hemen her damak tadına hitap eden birliğin çekirdeğinde ise loncalar vardır. menüler sunuyor. Hanse sözcüğü, Ortaçağ Almancasında “lonca” ya da “birlik” anlamına geliyor. AVM, mağaza, dükkan, tezgah diğer UNESCO’nun bu özgün alanı, 1997 yılında deyişle her türden alışveriş mümkün Dünya Miras Listesi’ne aldığını ekleyelim. Tallinn’de. Şehir merkezi daha çok AVM’ler üzerinden yürüyen uluslararası Tarih ve mimariye az çok ilginiz varsa ve daha küresel bir tarza sahip. Butik tarzı görmeniz gereken bir yer de Kalamaja. bir alışverişse aradığınız, gideceğiniz Ahşap mimari örneklerinin yanı sıra doğru adres tarihi kent bölgesi olmalı. burada görebilecekleriniz arasında en büyük deniz merkezlerinden biri olan
BALTIK TURU Riga Vilnüs Tallinn
Kuzeyin en sempatik üç başkentini Back-Up Travel’ın özel olarak hazırladığı programa katılarak keşfedebilirsiniz...
6 gece 7 gün, kişi başı 785 avrodan itibaren… Detaylı bilgi ve rezervasyon için Hizmet Hattı’nızı arayın.
>back-up TRAVEL
MOSKOVA’DAN ST. PETERSBURG’A VOLGA RÜYASI... Avrupa’nın en uzun nehri olan ve takriben 3500 km uzunluktaki Volga, Moskova ile St. Petersburg (eski adıyla Leningrad) arasındaki Valday tepelerinden doğar. Deniz seviyesinden 28 m aşağıda olan Hazar Denizi’ne dökülür.
Volga Nehri üzerinde yapacağınız bu yolculukta Moskova ve St. Petersburg gibi Rusya’nın ve dünyanın iki önemli şehrini gezip tanıyacak, nehir boyunca Rus tarihine tanıklık etmiş köy ve kasabaları ziyaret edeceksiniz. Moskova’dan başlayan
yolcuk St. Petersburg’da sona erecektir. döneme ait eserler, heykeller, modern yapılar, doğal güzellikler, dini yapılar ve Moskova müzeler saymakla bitmez. Moskova’nın Rusya’nın Avrupa bölümünde Moskva merkezinde yer alan Kremlin, yüksek (Moskova) Nehri üzerinde kurulmuş olan duvarlarla çevrili olan büyülü bir yerdir. Moskova, Rusya’nın başkentidir. Tarih Borovitsky Tepesi’ne kurulmuş olan boyunca Rusya’nın bulunduğu bölgenin Kremlin’den Moskova Nehri (güney merkezi olan Moskova, Sovyetler Birliği taraftan), Kızıl Meydan (doğudan), Saint ve Çarlık Rusyası’na da başkentlik Basil’s Katedrali ve Alexander Bahçesi yapmıştır. Rusya nüfusunun %7,31’ini (batıdan) görülebilmektedir. Kremlin sınırları içinde barındıran Moskova, hem duvarları ve burçları insanı büyüler. Rusya’nın hem de Avrupa’nın en kalabalık kentidir. Kent Rusya’nın ekonomik, Moskova’da sayısız müze, manastır ve eğitim, finans ve ulaşım merkezidir. kilise vardır. Pushkin Museum of Art (Avrupa sanatı, Volkhonka Caddesi), UNESCO Dünya Mirası yerleri, komünist State Tretayakov Galerisi (Rus güzel
sanatları, Moskova’nın merkezi), Moscow Museum of Modern Art (modern sanatlar, Petrovka), Chudov Manastırı (Kremlin), Preobrazhenka Mezarlığı (Moskova’nın kuzey bölümünde), Nativity Kilisesi (Putinki) ve St. Nicholas Kilisesi (Khamovniki) bunlardan sadece birkaç örnek olarak sayılabilir. Moskova, Rusya’daki sahne sanatlarının merkezidir. Bale ve film kentte oldukça yaygındır. Rus balesi tüm dünyada tanınır. Yaklaşık 132 sinema, 93 tiyatro, 24 konser salonuna ev sahipliği yapan Moskova’da, Bolshoi Tiyatrosu, Malyi Tiyatrosu, Vakhtangov Tiyatrosu ve Moskova Sanat Tiyatrosu kentin başlıca tiyatrolarını oluşturur. Moskova Uluslararası Müzikevi olarak da bilinen Moskova Uluslararası Sahne Sanatları Merkezi, klasik müziğin en iyi örneklerinin icra edildiği yerdir. Moskova’nın sirkleri oldukça meşhurdur. Moskova Devlet Sirki ve Tvestnoy Bulvarı üzerinde bulunan Moskova Sirki bunlardan başlıcalarıdır. Moskova, akşam yemeğini dışarıda yemek için en ideal kentlerden biridir. Hem eski tarz Rus restoranları hem de modern mutfaktan örnekler sunan modern mekânlar yüzlerce farklı yemek
alternatifiyle göz kamaştırır. Uluslararası mutfaklar kentte oldukça popülerdir. Ermeni, Amerikan, Avrupa, İtalyan, Japon ve Ukrayna mutfakları kentteki popüler uluslararası mutfaklardır. Çok sayıda kahve ve sıcak/soğuk yiyeceklerin servisinin yapıldığı mekânlar kentin her köşesinde yerini almıştır. Suşi, Rus sofralarının başköşesinde yer alır. Kent merkezinde, Igor Chapurin’in tasarım elbiselerinin satıldığı alışveriş mağazalarını bulacaksınız. Chapurin’in koleksiyonu, Rusya’da ve Avrupa’da oldukça popülerdir. St. Petersburg Rusya, 7 federal eyaletten oluşmaktadır. Finlandiya Körfezi’nin doğusunda Neva Nehri üzerinde bulunan Saint Petersburg, Rusya’nın kuzeybatı eyaletinde bir kenttir. Uluslararası ve ulusal demiryolları ağına sahip St. Petersburg, ülkenin en önemli ulaşım merkezidir. Sahip olduğu nehir limanlarının yanı sıra St. Petersburg, Baltık Denizi’ndeki en önemli liman kentlerinden biridir. 1917 Rus Devrimi’ne kadar 200 yıl boyunca ülkeye başkentlik yapmıştır. Ülkenin ikinci en büyük kenti ve Avrupa’ya açılan penceresidir. Kent merkezi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Kentin mimari yapısı, St. Petersburg’a ihtişamlı bir görüntü verir. Uzun bulvarlar, saraylar, geniş alanlar, dekoratif heykeller ve demir parmaklıklar, halk anıtları, parklar ve bahçeler, kentin görsel imajında en büyük paya sahiptir. Neva Nehri’ndeki köprüler, kanallar ve bentler, St. Petersburg’u diğer dünya kentlerinden ayrı kılar. Bütün bu yönleriyle St. Petersburg, Kuzey’in Viyana’sı olarak adlandırılır. Kent merkezinde bulunan “Yaz Sarayları (Summer Palaces)”nın önündeki “Yaz Bahçesi”, kentin en eski parkıdır. Fontanka, Moika ve Swan Kanalı’nı içine alan ve adını Great Peter’in Yaz Sarayı’ndan alan bu park müthiş manzaralarıyla dikkati çeker. St. Petersburg zengin bir kültüre sahiptir. Tiyatrolar, konser salonları, galeriler ve edebi eserler kent kültürünün temel bileşenleridir. Kışın, tiyatro ve film festivalleri kenti olan St. Petersburg, yazın eğlence mekânlarıyla bambaşka bir atmosfere sahip olur. Beyaz Geceler Dans Festivali, Russian Winter Festival, Goodbye Russian Winter Festival ve Osenie Ritmy (Sonbahar Ritimleri) Uluslararası Caz Festivali, kentte düzenlenen en önemli festivallerdendir.
Geleneksel Rus mutfağı, kent mutfağının en önemli parçasıdır. Son yıllarda gerçekleşen ekonomik reformla birlikte kent mutfağı, kendini dünya mutfağıyla entegre hale getirmeye başlamıştır. Kafkas, vejetaryen, Japon, Çin, İtalyan ve Avrupa mutfaklarından lezzetler kent mutfağının uluslararası yönünün en önemli unsurlarıdır. Pizza ve fast food’un, kentin yeme kültürü üzerindeki etkisi giderek artmaya başlamıştır. Buğday, yulaf ve darı, kent mutfağının başlıca malzemeleridir. Noel hindisi, buğday Kasha, kızartmalar, domuz eti, rengeyiği eti kızartması, ekşi soslu sıcak çorbalar, tuzlu mantar, kızartılmış ördek eti ve etli jöleli Pelmeni, kentin başlıca lezzetlerindendir. Kent alışveriş dünyasında Avrupa modası ve yerel hediyelik eşya kültürü hâkimdir. Moda giyim mağazaları, hediyelik eşya dükkânları, ayakkabı mağazaları, yiyecek marketleri, kitapçılar ve kürkçüler, kent alışveriş kültürünün en önemli parçalarıdır. Perakende satış o kadar yaygın olmasa da kitaplar ve ucuz müzik ürünleri, kent alışverişini canlandırmaktadır.
VOLGA DREAM
“Volga Rüyası”nı Back-Up Travel’ın hazırlamış olduğu özel programına katılarak yaşayabilirsiniz...
11 gece 12 gün, kişi başı 3165 avrodan itibaren… Detaylı bilgi ve rezervasyon için Hizmet Hattı’nızı
>Kitap
İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti Hagop Baronyan Can Yayınları Şehir tarihi, hele hele İstanbul üzerine okumalar yapmayı sevenlerin okuma listesine eklemesi gereken bir kitap ‘İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti’.
Hicvi ve dolayısıyla mizahı; toplumsal yozlaşmayı, kurumların bozulmasını, insanlar arasındaki bitmek bilmeyen çekişmeyi ve adaletsizliği anlatmak için bir silah olarak gayet iyi kullanan Hagop Baronyan, yaşadığı dönemde sansür baskısına uğramış ve elinden geldiğince buna direnmiş bir kalem. ‘İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti’; 19. yüzyılın ikinci yarısının İstanbul’unda, 34 mahallenin toplum yaşantısı ve mahalle hayatını kuvvetli bir mizahi dille anlatan bir kitap. Ermeni ileri gelenlerinin Ermeni toplumunun sorunlarına ilgisizliği, zengin fakir ayrımının yarattığı çelişkiler, kadın erkek ilişkileri, kilisenin mahalle hayatı üzerindeki hegemonyası... Tüm bunlar Baronyan’ın ince ve keskin gözlemleriyle aktarılıyor. Yazar; rengini, siluetini ve hatta halklarını büyük ölçüde kaybetmiş bir şehrin mazisine başka bir gözle bakmamızı sağlıyor. ‘Şark Dişçisi’ ve ‘Baronyan Oyunları: Bağdasar Ağpar ve Haşmetlü Dilenciler’ kitapları da Türkçeye kazandırılmış olan Hagop Baronyan; Edirne doğumlu bir Osmanlı Ermenisi olarak satirik kalemi, eğitimci ve yazar kimliğiyle 19. yüzyılda İstanbul coğrafyasının en önemli sosyal ve entelektüel figürlerinden biriydi. Siyaset ve sosyoloji üzerine mizahi diliyle verdiği katkılara karşı meteliksiz bir şekilde şehrin sokaklarında genç yaşta hayatını kaybeden Baronyan’ın mezarının yeri bugün bilinmemektedir.
Sivrisinek Sahili Paul Theroux Yapı Kredi Yayınları Peter Weir’in 1980’lerde Harrison Ford, Helen Mirren ve River Phoenix gibi dikkat çeken bir kadroyla beyazperdeye aktardığı ‘Sivrisinek Sahili’, sarsıcı ve sıra dışı edebi deneyimleri sevenlerin unutulmaz hanesine yazılacak. Yapı Kredi Yayınları’nın ilk kez bastığı roman için heyecanlanmamak ne mümkün. Kitabın merkezinde ayrıksı ve sivri dilli bir mucit olan Allie Fox var. Allie, ABD’den ve bu ülkenin temsil ettiği her şeyden nefret eden; insanlığın ve kendisinin daha iyi bir dünyada yaşamayı hak ettiğine inanan biri. Medeniyet en başından yanlış kurgulanmış, insanlık da aptallığıyla dünyayı felakete sürüklemiştir. Kendisini ‘son insan’ olarak gören ve açıkça ifade etmese de dünyayı kendisinin kurtaracağına inanan Allie, bir gün dört çocuğu ve karısını alıp arkasına bile bakmadan ülkesini terk eder ve Honduras’a ütopik bir düzen kurmaya gider. Sivrisinek Sahili adlı bu yeni bölgede her şeye sıfırdan başlar ve doğanın kucağında mükemmel bir mikrokozmos yaratır. Ancak medeniyetten kaçarken kendi medeniyet anlayışını geride bırakamayan Allie, vahşilere ‘insan gibi’ yaşamayı öğretmeye başlar. Allie’nin on dört yaşındaki oğlu Charlie’nin canlı, naif ve esprili anlatımı eşliğinde, zeki ve benmerkezci antikahraman Allie Fox’un bir idealistten bir zorbaya dönüşmesine tanık olurken sistem, insan, medeniyet, ilkellik arasındaki kent insanın derin çelişkileri de özgün bir şekilde işleniyor.
Kâtip Bartleby Herman Melville Kırmızı Kedi Yayınevi Londra, 1950’ler, parfümcülükle hayatını kazanan Alice ile aksi ve münzevi kapı komşusu Daldry... Bu iki isim bir kehanetin peşine düşüp zamanın kalın bir sisle perdelediği, sırlarla örülü bir geçmişin saklı olduğu büyülü İstanbul yollarına düştüğünde, çıktıkları bu yolcuğun giderek tuhaflaşacağından haberleri yoktur. Egzotik kokuların ardından İstanbul’u arşınlayan iki dost, tanıştıkları her insanla, girdikleri her sokakla birlikte, parçalarını tek tek birleştirmeleri gereken bir yapbozun içinde bulurlar kendilerini. Romanları kırk dile çevrilen usta bir anlatıcı olan Marc Levy; bu kez mutluluğun peşinden giderken hiç ummadıkları gerçeklerle karşılaşan insanların dokunaklı, sıcak, aşk, dostluk ve cesaret yüklü yolculuklarını kaleme almış. Kökleri İzmir’e dayanan 1963 Fransa doğumlu Levy, Amerika ve Fransa’da mimarlık alanındaki kariyeri sırasında kırklı yaşlarına gelirken oğluna anlattığı hikâyeleri kâğıda dökmeye karar vererek yazmaya başlamış. Dünya çapında büyük başarı elde eden kitap, aylarca çoksatar listelerinin başından inmeyerek otuza yakın dile çevrilirken yazarın diğer eserleri de bu başarıdan payını alarak ilgiyle karşılandı.
>back-up’ladIklarImIz Üyemiz, bulmacadaki sorunun cevabını bulamadığını ileterek bazı bitki ve hayvan hücrelerinde bulunan iğne biçimindeki billur hakkında bilgi almak istedi. Üyemize sorunun cevabının “rafat ya da rafit” olduğu iletildi. Üyemiz, kısa süre önce ameliyat olan evdeki yakını için pansuman hizmeti organize edilmesi istedi. Üyemiz, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan gerçekleştireceği uçuş için ayrıcalıklı bir hizmetimiz olup olmadığını öğrenmek istedi. Üyemizin ayrıcalıklı ve hızlı geçiş imkânı sunan Fast Track Hizmeti’mizden yararlanması sağlandı. Üyemiz, kapısının kilidindeki sorundan dolayı evine çilingir göndermemizi istedi. Üyemiz, floresan montajı ve arızalı ampul duyları için elektrik tesisatçısının evine yönlendirilmesini istedi.
>back-up’lInIn ajandasI 1 Haziran
Hafta sonu tatili için Back-Up’tan az yakan ve otomatik vites bir kiralık araç iste!
Back-Up market alışverişini yapsın ve eve teslimatını gerçekleştirsin .
6 Haziran
10 Haziran
Yazlığın tadilattan geçmesi gerekiyor… Back-Up, tamir ve tadilat işlerini organize etsin!
13 Haziran
Yazlık kıyafet alacağım. Stil ve Alışveriş Danışmanı’ndan sezonun trendlerini öğren!
20 Haziran
Back-Up tişörtlerimi evden alsın ve kuru temizlemeye götürsün .
Yeni laptop almalı ... Back-Up’ın teknoloji uzmanı , marka ve özellikleri karşılaştırsın ve beni bilgilendirsin!
14 Haziran
Yarın babamla yemek yiyeceğim… Back-Up iyi bir restorana rezervasyon yapsın .
29 Haziran
Uçak saatini beklerken lounge’da dinlenmem için Back-Up rezervasyon yapsın .
5 Haziran
Yurt dışı tatili için Back-Up’ı ara ve servis bedelsiz uçak bileti al …
HAZİRAN 2014
2 Haziran
12Haziran
Babalar Günü için nasıl bir hediye almalıyım? Back-Up’a sor…
15 Haziran Back-Up babamı özel şoförlü araçla restorana getirsin .