Yapı Kredi Platinummag Mayıs 2015

Page 1

May覺s 2015

Goran Bregovi癟 Olten Filarmoni, Igudessman&Joo

Chill Out Festival



Değerli Müşterimiz, Yapı Kredi Platinum Bankacılık Ailesi olarak her zaman hayatınıza değer katacak, size özel çözüm ve hizmetler sunmak için çalışıyoruz. Ocak ayı itibariyle başlattığımız danışmanlık hizmetlerinden sonra, dergimiz Platinumag ile karşınızdayız. Tüm hizmetlerimizde olduğu gibi Platinumag ile de ayrıcalıklı dünyanızı renklendirmeyi ve size standartların dışında özel bir yaşam sunmayı hedefliyoruz. Aylık olarak hazırlanan ve her ay düzenli olarak e-posta adresinize gönderilen Platinumag’in, şehir hayatından eğlenceye, tatilden yemeğe ve spordan sağlıklı beslenmeye kadar hayatın hemen hemen her noktasına dokunan çok yönlü içeriğiyle sizin için vazgeçilmez bir rehber olacağını umuyoruz.

Dergimizi keyifle okumanız dileğiyle... Yapı Kredi Platinum Bankacılık


>etkinlik>sergi

SPACELINER 15 Mayıs – 2 Ağustos / Arter Barbara Heinrich küratörlüğündeki grup sergisi, çağdaş desen üretiminin içerdiği biçimsel çeşitliliği ele alıyor.


Desen ve mekân arasındaki ilişkiyi araştıran sanatçıların işlerine yer veren “Spaceliner”, çağdaş desen üretimine dair yöntem ve yaklaşımları örneklendiriyor. Sergideki bütün işler temelinde desenin yer aldığı bir düşünme biçiminden besleniyorlar. Bu yaklaşım, ortaya çıkan sanatsal üretimi diğer mekânsal yerleştirmelerden farklı kılıyor. Bu fark malzeme seçimi ve kullanımında gözlemlenebildiği gibi, özellikle işlerin grafik yoğunluğunda ve çizgilerin mekâna yerleştirilişinde ortaya çıkıyor.


>etkinlik>festival

CHILL OUT FESTİVAL 23, 24 Mayıs-Life Park, İstanbul Chill Out Festival, 10. yılına güçlü isimlerle “Merhaba” diyor. 10. yaşının coşkusuyla 3 sahnede 24 saatlik bir müzik keyfi sizleri bekliyor.


Cumartesi günü Slowdive, Ghostpoet, Yacht, Balthazar, DJ setiyle Infinity Ink DJ set, Dorian Concept, Stavroz, Kim Ki O gibi güçlü isimlere ek olarak gün boyu Lounge 96 ekibinin seçkilerine kulak verebilirsiniz. Pazar günüyse festival sahnesi iyice ısınacak. Elektronik sahnenin zihin açan isimleri Thievery Corporation, Tosca gibi isimlere ek olarak yumuşacık vokaliyle daha önce de mest eden Hollie Cook dinlenebilir. Pazar gününün diğer isimleri arasında Federico Aubele, Phanta du Prince, Baba Zula, Edgar Tones & the Su’sis, Alpman and The Midnight Walkers, Voodoohop feat. Thomash, Psilosamples, A Macaca, Peter Power, Urubu Marinka, Góticula and Keröáska gibi heyecan uyandıran DJ ve sanatçılar var.


>etkinlik>konser


ITZHAK PERLMAN 28 Mayıs 21.00-Zorlu Performans Sanatları Merkezi, Turkcell Sahnesi, İstanbul

Yaşayan en güçlü keman virtüözü Itzhak Perlman, bir kez daha İstanbul’da! Onu “Schindler’in Listesi” filminden tanıtmak büyük bir haksızlık olsa da kitleler izleyenlerin içine işleyen tınılarla Itzhak Perlman ismiyle bu film sayesinde tanıştı. Perlman’ın İstanbul konserine katılacağı kemanı da özel bir hikâyeye sahip: Zamanında Yehudi Menuhin’e ait Stradivari’nin altın çağında yapılmış en iyi kemanı olduğu düşünülen 1714 yapımı Soil Stradivarius ile katılacak. Perlman’ın kullandığı enstrümanın değerinin ortalama 20 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. “En İyi Oda Müziği” ve “En İyi Enstrümantal Solo Performansı” gibi beş ayrı dalda Grammy sahibi gibi olan; aynı zamanda Harvard, Yale, Brandeis, Roosevelt, Yeshiva ve Hebrew üniversitelerinde fahri ve onursal doktoraları bulunan bu dev ismi canlı izleme şansını kaçırmayın.


>etkinlik>konser


ECZA DOLABI 29 Mayıs 21.00-Salon İKSV, İstanbul Eczacıbaşı Topluluğu bünyesinde oluşturulan müzik grubu Ecza Dolabı; müziğe, iş yaşamlarıyla aynı keyif ve ciddiyetle yaklaşan müzisyenleri bir araya getiriyor. 2010’dan bu yana beraber çalan ve çalışan grup; gitar ve vokalde Erdal Karamercan, gitarda Tolga Günel, perküsyonda Ahmet Sevük, vokalde İlkay Akalın, davulda Mert Kokulu, akustik gitarda Baran Karadeniz, bas gitarda Özgün Canbazoğlu ve klavyede Adem Gülşen’den oluşan kalabalık bir ekip. 1960’lardan günümüze yerli ve yabancı popüler rock parçaları çalan topluluk, Barış İçin Müzik Vakfı’na destek vermek amacıyla Salon İKSV’de müzikseverlerle buluşacak.


>etkinlik>konser


GORAN BREGOVIC

7 Mayıs 21.00-Volkswagen Arena, İstanbul 8 Mayıs 22.00-Container Hall, İzmir Balkan müziğinin tanınan ismi Goran Bregovic, minik bir turneyle hareketli şarkılarını üç büyükşehre taşıyor. Meşhur orkestrası Wedding and Funeral Band ile beraber sahne alan Goran Bregovic, Balkanlar’ın en tanınmış besteci ve şarkı sözü yazarlarından biri. Bregovic, film müziği alanında da pek çok isimle birlikte çalışmış. İlk olarak 1978’de Mica Milosevic’in “Nije Nego” filmine müzik yapan Bregovic’in en renkli ortaklığı yönetmen Emir Kusturica ile gerçekleşti. “Çingeneler Zamanı”, “Arizona Rüyası” gibi bildik işleri dışında Can Dündar’ın yazıp yönettiği “Mustafa” filminin müziklerini de yaptığını hatırlatalım.


>etkinlik>festival

CAPPADOX 16-18 Mayıs-Uçhisar, Kapadokya Bu yıl ilki gerçekleşecek olan Cappadox, Kapadokya’nın büyüleyici atmosferiyle uyumlu harika bir festivaller bütünü.


Müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve açık hava şenliklerinin olacağı festival, katılımcılarıyla beraber kendini tamamlayacak bir organizasyon olmayı amaçlıyor. Bu yıl Erkan Oğur & Derya Türkan & Alp Ersönmez üçlüsü, Mercan Dede, Mino Cinelu, Hugh Marsh gibi isimleri, müzik sahnesinde izleyeceğiz. Fulya Erdemci küratörlüğünde ise “açık atölye” adı altında çağdaş sanat performansları gerçekleşecek. Maksut Aşkar yönetimindeki gastronomi etkinlikleri festivalin bir diğer dikkat çeken başlığı. Açık hava etkinlikleri arasındaysa özel yürüyüş parkurları gibi Kapadokya’yı keşfetmeye yönelik aktiviteler de var.


>etkinlik>konser


XENIA GAMARIS

22 Mayıs 20.30-Antalya Kültür Merkezi, Antalya Havalar ısınmaya ve etkinlikler güney sahillerine doğru inmeye başladı. İbrahim Yazıcı şefliğindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, keman sanatçısı Xenia Gamaris’in solistliğinde çarpıcı bir konserle Aspendos Salonu’nda izlenebilir. M.Smetana, Mendelssohn ve Çaykovski’den oluşan güçlü programla klasik müzik severleri tatmin edecek bir konser.


>etkinlik>konser

OLTEN FİLARMONİ ORKESRASI EŞLİĞİNDE IGUDESSMAN&JOO 21 Mayıs 20.30-İzmir Kültürpark Açıkhava, İzmir


Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek olan Igudessman ve Joo’nun “Big Nightmare Music” şovu, Olten Filarmoni Orkestrası eşliğinde İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda ezberleri bozmaya hazır! İki klasik müzik sanatçısı Aleksey Igudesman ve Richard Hyung -Ki Joo. Bu iki ünlü isim komediyi klasik müzik ve popüler kültürle birleştiren eşsiz tiyatral gösterileriyle dünyada bir çığır açtı. Bugüne kadar YouTube’daki videolarına 15 milyondan daha fazla tıklanan ikili, stadyum konserlerinden mütevazi gösterilere her tür alanda müziklerini ve gösterilerini rahatlıkla icra edebilen gerçek birer profesyonel. Farklı ve seçkin bir müzik deneyimi arayanlar için...


>etkinlik

GELECEK AYLARDA NELER VAR? One Love Festival 13, 14 Haziran-Life Park, İstanbul

Kylie Minogue 16 Haziran-KüçükÇiftlik Park, İstanbul Jessie J 3 Temmuz-KüçükÇiftlik Park, İstanbul Enrique Iglesias 19 Ağustos-KüçükÇiftlik Park, İstanbul



>sinema

Yenilmezler: Ultron Çağı Senarist: Joss Whedon, Stan Lee Yönetmen: Joss Whedon Oyuncular: Robert Downey Jr., Chris Evans, Scarlett Johansson, Chris Hemsworth Gösterim tarihi: 1 Mayıs

Bu ay vizyona giren devam filmi ‘Avengers: Age of Ultron’ ile Marvel’ın en ünlü süper kahramanları tekrar bir arada! Tony Stark’ın, kendi geliştirdiği Ultron adında yapay zekâya sahip savunma robotunun insanlığın en büyük sorunu olduğunu anlamasıyla yepyeni bir mücadele başlar. Yenilmezler ekibi yani Iron Man, Kaptan Amerika, Hulk, Kara Dul gibi süper kahramanlar, dünyaya kurtarmak üzere bir araya gelir. Aksiyon sahneleri, kurgusu ve karnaval havasındaki atmosferiyle “Avengers: Age of Ultron” büyük bütçeli popcorn bir filmden bekleyeceğiniz her şeyi karşılıyor. Üçlemenin iki bölümlük son kısmı içinse duyurulan tarih 2018 ve 2019.


Mad Max: Öfkeli Yollar

Senarist: George Miller, Brendan McCarthy Yönetmen: George Miller Oyuncular: Tom Hardy, Charlize Theron, Zoë Kravitz, Nicholas Hoult Gösterim tarihi: 15 Mayıs

Post apokaliptik bir gelecekte geçen kült seri “Mad Max”, 30 yıl sonra beyazperdeye geri dönüyor. Özgün üçlemenin yaratıcısı George Miller, filmin yönetmen koltuğundaki isim. Filmin konusuysa kısaca şöyle; karanlık bir geçmişe sahip olan Max, bu vahşi dünyada yalnız yaşamanın hayatta kalmak için en iyi yol olduğunu düşünmektedir. Fakat kendini bir anda dünyayı yöneten acımasız lider Immortan Joe’dan kaçan bir grubun içinde bulan Max, grupla beraber vahşi çetelere karşı savaşmaya başlar. Özgün Mad Max filmlerinin aksine oldukça yüksek bir bütçeye sahip olan bu yeni yapım, gösterişli anlatımıyla büyük perdede izlenmeyi hak ediyor.


Gizli Kusur Senarist: Paul Thomas Anderson, Thomas Pynchon Yönetmen: Paul Thomas Anderson Oyuncular: Joaquin Phoenix, Josh Brolin, Katherine Waterston, Benicio Del Toro Gösterim tarihi: 8 Mayıs

Postmodern edebiyatın kült ismi Thomas Pynchon’ın romanından, eserdeki karmaşanın ve zekanın hakkını veren bir uyarlama. Bir doktor muayenehanesindeki küçük bir odada dedektiflik bürosu bulunan Doc, salaş kıyafetler giyen, pasaklı ve kafası sürekli iyi gezen bir dedektiftir. Bir gün eski kız arkadaşı Shasta, ondan kayıplara karışan yeni erkek arkadaşı Mickey Wolfmann’ı bulması için yardım ister. Doc, Mickey’i bulmak için çıkacağı yolculukta birçok farklı karakterle karşılaşır.


Yarının Dünyası Senarist: Damon Lindelof, Brad Bird Yönetmen: Brad Bird Seslendirenler: Britt Robertson, George Clooney, Judy Greer, Hugh Laurie Gösterim tarihi: 22 Mayıs

“The Incredibles” ve “Rataouille” gibi işler çıkaran Brad Bird ve “Lost”un yaratıcılarından Damon Lindelof’ın beraber yazdığı, büyük bütçeli bir Hollywood yapımı. Bilime meraklı genç kız Casey bir gün sihirli bir demir para bulur. Paraya dokunduğunda bambaşka bir boyuta geçtiğini fark eden kız, bu gizemi çözmek için hayalkırıklıklarından yorgun düşmüş, bir zamanların dahi çocuğu Frank’e danışmaya karar verir. İkili Tomorrowland denilen, geleceğin dünyasında tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkar. Gelecekte geçen soluk soluğa maceralardan hoşlananlar kaçırmamalı.


Çılgın Kalabalıktan Uzak Senarist: Thomas Hardy, David Nicholls Yönetmen: Thomas Vinterberg Oyuncular: Carey Mulligan, Matthias Schoenaerts, Juno Temple, Michael Sheen Gösterim tarihi: 15 Mayıs

Danimarkalı yönetmen Thomas Vinterberg, ödüllü filmi “The Hunt”ın ardından bir dönem filmiyle seyirci karşısında. Thomas Hardy’nin aynı adlı klasik romanından uyarlanan film, özgür ruhlu genç kadın Bathseba Everdene’in, amcasından miras kalan çiftlikte yaşadıkları üzerine kurulu. Victoria dönemi İngiltere’sinde ekonomik özgürlüğe sahip ender kadınlardan biri olan Bathseba’nın hikâyesi yazıldığı döneme göre oldukça devrimci bir nitelikte. Vinterberg, pastoral görüntüler ve anlatımıyla, kritiklerden iyi geri dönüşler alan süslü bir dönem filmi yapmış.



)

>danIsmanlar>eglence .

Mahalle

EN YENİ MEKANLAR Platinum Bankacılık Eğlence Danışmanı Richie Varon Mahalle Topağacı Mahalle tam bir müdavim yeri, herkes birbirini tanıyor, gülümsüyor, muhabbet ediyor, güzel yemek yiyor ve müzik dinleyip sosyalleşiyor. Çok keyifli bir mekan, hafta arası canlı müzik eşliğinde sizleri bekliyorlar.


Kozmonot Kozmonot Kozmonot Nişantaşı’nın Mahalle’den sonra en popüler ikinci mekanı bence. Geniş bira seçenekleri ve atıştırmalık menüsü çok keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor. Muhabbet güzel, müzik ise süper, benden söylemesi.


Neolokal Neolokal Maksut Aşkar’ın sahibi olduğu çok lezzetli yemekler sunan bir restoran. Anadolu’nun lezzetlerini günümüze uyarlayan bu mekanda başka hiçbir yerde yiyemeyeceğiniz yemekleri tadacaksınız. Son derece özenli... Maksut Şef’in mutfağı, sanatın ve yemeğin birleşmiş hali aslında... Mekan, 2014 Kasım’dan beri Salt Galata’da hizmet veriyor. “Toprakana’dan ilham, geleneklerimizden örnek alınarak tasarlanmıştır.” diyor Maksut Şef. Yemeklerin içinde kullanılan her ürünün bir hikayesi var. Hem çok lezzetli hem de bana göre çok minimal ve özel sunumlarla sizleri bekliyor. Mutlaka deneyin derim. http://www.neolokal.com/


Konsolos Konsolos İzzet Çapa’nın en son restoranı, olan mekan aynı zamanda Soho House’un da komşusu. Restoran Mahmut Anlar tarafından yapılmış. Restoranın Fransız ağırlıklı Akdeniz menüsünü oldukça lezzetli. Gitmeden rezervasyon yaptırmayı unutmayın!


Soho House Soho House Tepebaşı’nda eski Amerikan Konsolosluğu olarak hizmet veren ‘Palazzo Corpi’ binası şimdi Soho House otel, restoran ve kulüp olarak hizmet vermeye başladı. Konsolosluğun yanındaki araziye ek bir bina daha yapan Soho House, uluslararası eğlence piyasasının en bohem mekanlarının başında geliyor. New York, Londra, Miami, Los Angeles, Berlin’de şubeleri bulunan kulübe üye olmak gerekmekte. Soho House İstanbul’u merak ediyorsanız içeriye alınmak için üye bir dost bulun. Benden söylemesi. https://www.sohohouseistanbul.com/tr 444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Eğlence Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.



>danIsmanlar>stil ve alIsveris . . .

TREND İPUÇLARI

Platinum Bankacılık Stil ve Alışveriş Danışmanı Tülin Kermen

‘Pantalon etek’ olayı ‘Pantalon etek’ neden moda oldu? Evet, ‘pantalon etek’ 70’lerden kalma bir modadır. Arkadaşlar, vücudumuzu kum saati gibi şekillendirmeli; giydiklerimizi bu yönde seçmeliyiz. Pantolon etekler de vücudu kum saati yapmak için ideal parçalardır. Üst bacağı kalın ama bilekleri ince kişiler için biçilmiş kaftandır. Etek giymeyi sevmeyen, etekle yeterince spor görünmediğini düşünenlerin tercihi olmalıdır. Püskül sorunsalı Püskül modası her 3 senede bir hortluyor. Çünkü hippilikler her daim “in”. Kullanırken birkaç ufak noktaya dikkat etmenizi tavsiye ederim. Öncelikle boyunuz kısa veya minyon tipliyseniz uzun püsküllü çantalar sizi daha kısa gösterecektir. Dizlerinden hoşlanmayan hanımlar, püsküllü etek sizin etek giymenizi sağlayabilir. Püsküllü kemer ise uzun boylularda pantolon üzerine, kısa boylularda da etek üzerine kullanılmalıdır. Ayakkabı

içinse, bilekleriniz zarif ise püskülü tercih etmenizi öneririm. Açık ayakkabı için kurallar Ayakkabınızın ister topuğu açık olsun ister burnu, ayağınızın mutlaka pedikürlü olmasına özen göstermelisiniz. Ojeli olmak zorunda değil fakat topuğunuz sert ya da koyu renk olmamalıdır. Ayağınızda özellikle morluk veya yara olmaması da ayrıca çok önemli. Yazlık ayakkabılarınızın, sandalet ya da sabo terliklerinizin materyali ne olursa olsun (deri, kumaş vs.) temizliği yapılmış olarak sezona hazırlayın. Bileğiniz kalınsa dolgu topuklu ve geniş tabanlı, ince ise zarif ve ince modeller tercih edebilirsiniz. Saçta makaron renkleri İki sezondur ombre modası çok sevildi. Çok da farklı ve neşeli gözüktüğünü kabul etmeliyiz. Eğer saçınızın tamamını ya da bir bölümünü mavi, pembe, mor yapıyorsanız, canlı renklerde kıyafetler tercih etmemeniz daha doğru olur. Çünkü


saçlardaki artifisyel renk sizin tarzınızdır, kıyafetinizdeki renkler, saçınızdan rol çalar. Roma sandaletleri/bağcıklı sandaletler Yaz ayının korkulu rüyası bağcıklı sandalet olacak diyebilirim. Tüm vitrinlerde gördüğümüz bu trendi, kombinlemesi çok zordur. Bacaklarınızın çok ince olması, ayaklarınızın incecik ve zarif olması halinde kullanılacak bir ayakkabıdır kendisi. Fakat vücudunuz su tutuyorsa bağcıklar çok çabuk iz yapacağından kullanmamanızı tavsiye ederim. Yürüdükçe bağların aşağı kayma ihtimali yüksek olduğundan uzun yürüyeceğiniz günlerin tercihi olmamalıdır. Kolsuz ceket kullanımı Kolsuz ceketler yaz ayının en sevilen parçalarından... Özellikle de iş hayatında. Çünkü hareketimizi kısıtlamayan bu parça aynı zamanda ciddiyetimizden de ödün vermememizi sağlar. Kolsuz blazer ceketin içine uzun yerine kolsuz ya da kısa kollu bir gömlek tercih edilmelidir.Uzun kollu giymek istediğinizde, şeffaf kollu üstleri veya gömleğinizin kollarını dirseğe kadar kıvırmanızı tavsiye ederim.

444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Stil&Alışveriş Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.


)

>danIsmanlar>saglIklI Beslenme .

KALBİNİZİ KORUYUN!

Platinum Bankacılık Sağlıklı Beslenme Danışmanı Cansu Tektunalı Vücudumuzda doğumdan ölüme kadar 1 milyar kez hiç durmadan atan bu organımızın ne kadar hayati olduğunu hiç düşündünüz mü? Peki bu önemli görevin yerine getirilmesini kolaylaştıran tarzda yaşıyor muyuz? Herşeyden önce yaşağıdımız, çalıştığımız ve vakit geçirdiğimiz alanların kalp dostu olmasına önem vermeniz gerekiyor. Beslenme kalple ilgili rahatsızlıkların önlenmesinde ve iyileştirilmesinde birincil öneme sahiptir. Herkes kendi beslenmesini gözden geçirmeli. Nasıl ki, bir ay fazla para harcarsanız, bir sonraki ay açık verirsiniz, beslenmede de birşeyleri fazla yemek veya yanlış beslenmek bir yerden patlak verir. Dolayısıyla bu konuda farkındalığınızı artırmanız gerekir.


Nelere Dikkat Etmeliyiz? • Yediklerinizi not etmek ya da en azından günlük muhasebesini yapmak doğru ve yanlışların görülmesi için önemlidir. Hangi ruh hali içerisindeydiniz? Stresli miydiniz? Zamansızlıktan dolayı mı yanlış bir tercihiniz oldu? • Kalbe zararlı başlıca besinler kızarmış, yağlı, şekerli gıdalardır. Etinizi fırında, tencerede veya ızgarada pişirin ve sakatatlardan uzak durun. • Seçtiğiniz yağın türü ve miktarı da önemli. Zeytinyağı kullanıyorum nasılsa diyerek aşırı miktarda kullanmamalısınız. Katı yağları hiç kullanmamanız gerekiyor. • Kalp dostu besinlerin başında ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler geliyor. Bu besinler, kandaki trigliserit seviyesini azaltarak etki gösterirler. Yine de akşam saatlerinde ve avuç avuç yememek gerekir. • Tuz kullanımını azaltın. Yemeklere 1 tatlı kaşığı kadar kullanıp, sofrada ayrıca eklemeyin. Pakette olan gıdaların sodyumu (tuzu) yüksektir. Paket ürün kullanmamaya çalışın. Bu ürünler kalbin daha fazla kasılmasına sebep olur. • Yeşil sebzelerden pazı, kereviz, brokoli, pırasa gibi sebzeleri zeytinyağıyla bol soğan ve sarımsak kullanarak pişirin. • Meyveler de içerdikleri antioksidanlarla kalbin yükünü azaltır. Ancak aynı zamanda şeker de içerdiklerinden günde 2-3 porsiyon meyve geçilmemeli. 1 porsiyonu 1 avuç içi olarak düşünebiliriz. • Balık tüketimini artırın. Fırında, ızgara, buğulama pişirerek yanında bol salatayla tüketin. • Zerdeçal, son dönemde işlevi daha iyi anlaşılan bir baharat. İnsülin direncinin düşürülmesinde de etkili. Yemeklerinizde kullanabilirsiniz. • Sigara ve alkolden uzak duran, iş harici günde 30 dakikanızı egzersize ayırabileceğiniz bir yaşam tarzını hedefleyin. Gün içerisinde de uzun süre oturmayın. • Kakaonun içerdiği polifenoller sayesinde iyi bir antioksidan olduğu biliniyor. Ancak şeker ve yağla bileşimi ters etki gösteriyor. Saf kakaoyu süte, meyvelerin üzerine koyarak kullanabilirsiniz. • Meyvelerden ananası da özellikle tavsiye ederim. Hücre dışı sıvı miktarını azaltarak ödemin atılmasına yardımcıdır. 444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Sağlıklı Beslenme Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.


>danIsmanlar>SPOR ve fıtness .

SPORA BAŞLIYORUM AMA DEVAM EDEMİYORUM... Platinum Bankacılık Spor ve Fitness Danışmanı Serhat Sıdal

Spor kulüpleri, insanların üye olup sonrasında üyeliklerinin büyük kısmını kullanmayacaklarını bilirler. Böylelikle korkmadan binlerce üye kabul ederler. Üyelerin önemli bir bölümü üye oldukları gün dışında bir daha spor merkezinin bulunduğu bölgeye yaklaşmazlar bile. Hatırı sayılır bir bölüm ise ilk hafta her gün gelir ve sporunu yapar, bir sonraki hafta 3, daha sonraki hafta 1 gün ziyaret eder, daha sonra ise ayda 1 kez kulübe uğrayarak saunaya girer ve bir dahaki gaza geliş dönemine kadar ortalıkta görünmez. Bir de her hafta sonu fazla alkol tüketip, çok yemek yiyip pişman olan ve her Pazartesi spora başlayıp her salı bırakan bir grup vardır; bu grup da çoğunlukta olduğu için Pazartesi günleri kulüplerin en yoğun günüdür diyebiliriz. İnsanlar spor salonlarına sadece spor yapmak için gelmezler. Sosyal bir çevreye ait olmak; arkadaşları gidiyorsa onlarla birlikte olmak, karşı cinsle arkadaşlık kurmak, belirli bir statüye sahip olmak, kilo vermek, kilo almak, vücut geliştirmek, serbest zaman değerlendirmesi gibi birçok farklı nedenden dolayı spor merkezlerine üye olurlar. Beklentilerinize karşılık bulmak büyük ihtimalle sizin o merkeze gelmeye devam edip etmeyeceğinizi belirleyen en temel unsur olacaktır. Pek az sayıda insan fiziksel olarak koyduğu hedeflere ulaşır ve bu büyüleyici duygunun tadını çıkarmak ve eski kalitesiz günlere dönmemek için nerdeyse her gün gelip sporlarını yaparlar. Büyük bir grup için ise salon içindeki atmosfer, ekipmanların yeterliliği, eğitmen kalitesi, hijyen, sunulan servisin kalitesi gibi etkenler, başlangıçtan sonra bireyin spora devam edip etmemesi konusunda büyük öneme sahiptir. Ancak bütün bunların dışında bilinmelidir ki spor yapmak zaman ve motivasyon


gerektirir. Bu fedakarlığı insan kendi bedeni, yaşam kalitesi ve geleceği için yapmak zorundadır. Yeni açılan kulüplere ve toplam üye sayılarına bakıldığında birçok insanın bu zamanı ve bütçeyi ilk etapta sağlıklı yaşam için ayırdığını görüyoruz. Ancak problem genelde bu aktivitenin devam ettirilmesi aşamasında yoğunlaşıyor. Buradaki temel sorunun bilgi olduğunu düşünüyorum. Spora başlayan biri birkaç hafta içinde birçok bilinmezle karşı karşıya kalmaya başlıyor. Ne kadar yemeliyim, ne kadar içmeliyim, ne kaldırmalıyım, ne kadarlık ağırlık kaldırmalıyım, nasıl kaldırmalıyım, kaç kere kaldırmalıyım, neden bu kadar kaldırmalıyım, koşmalı mıyım, yürüsem olmaz mı, bu derse mi girsem, şu dersi kaçırıyor muyum, neden bunu yapıyorum, yanlış mı çalışıyorum, sakatlanır mıyım, neden ağrıyor, devam etsem mi, neden şimdi yağlandım, kaslarım çok mu şişecek, bugün sauna yetmez mi? Ve daha sayamadığımız yüzlercesi… İnsan bilmediği bir konuda zorlanmak ve kaybolmak istemez, hakim olduğu ve anlayabildiği konulara daha çok ilgi duyar ve onları daha çekici bulur. Eğer neyi, ne kadar ve ne için yaptığınızı bilirseniz başarıya ulaşma şansınız artar. Hakim olduğunuz konularda motivasyonunuzu hep en yüksek seviyede koruyabilirsiniz. Bilmediğiniz ve zaten zorlandığınız bir alanda bırakıp kaçmak en kolayı ve rahatlatıcı olanıdır ancak spordan ve hareketten kaçma şansımızın olmadığını her fırsatta anlatmaya çalışıyoruz. 444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Spor&Fitness Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.


>danIsmanlar>PSiKOLOJiK REHBER .

YEME BOZUKLUKLARI-1 ANOREKSİYA NEVROZA Platinum Bankacılık Psikolojik Rehberi Çağlar Karaman

Yeme bozukluğu yaşayan kişiler ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar kendilerini her zaman şişman veya fazla kilolu olarak tanımlarlar. Sürekli olarak daha zayıf ve kendi kriterlerine göre daha güzel olma kaygısı vardır. Çoğunlukla mükemmeliyetçi bir yapıya sahip oldukları görülmektedir. Yaşadıkları problemlerle yüzleşmek ve onlara çözüm üretmek konusunda sıkıntı yaşar, genellikle kısa vadeli çözümlerin peşinden giderler. Bu durum da esasında hiç bir zaman tam anlamıyla tatmin olamamalarına neden olur. Yeme bozukluğu yaşayan kişiler, yaşamlarını kontrol edemediklerini hissederler ve en azından kendi beden kontrollerini sağlamayı başarı olarak algılarlar. DSM-V’a göre 2 tip yeme bozukluğu vardır; Anoreksiya Nevroza ve Blumia Nevroza. Anoreksiya Nevroza, aşırı kilo kaybı ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Daha çok yüksek sosyal sınıftan kişilerde, özellikle ergenlik çağında görülür.%90-%95 gibi yüksek oranlarda kadınlarda ve genç kızlarda ortaya çıkar. Kişide depresyon ile birlikte görülme ihtimali yüksektir. Yetersiz beslenme sebebi ile bir çok fiziksel rahatsızlığı da yaşıyor olurlar. Bu rahatsızlıklar ölümcül seviyelere ulaşabilmektedir. Zaman zaman yedikleri yemeklerden pişmanlık duyarlar ve çeşitli yöntemler ile aldıkları besini çıkarmaya çalışırlar (kendini kusturma, idrar söktürücüler ve laksatif ilaçlar).


Anoreksiya Nevroza DSM kriterlerine göre şu şekilde tanımlanmıştır; • Bulunduğu yaş grubu ve boy uzunluğu açısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıp, kabul etmeme. • Yaş ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma. • Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk. • Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması Kişinin duygularını rahat bir biçimde ifade etmesine olanak sağlayan terapi yöntemleri bu süreçte çok fayda sağlamaktadır. Yeme ve vücut yapısı ile alakalı düşünce biçimini değiştirmek, özgüveni arttırıcı çalışmalarda bulunmak kişilerin yeme alışkanlıklarında radikal değişikliklere olanak sağlayacaktır. Gelecek sayımızda başka bir yeme bozukluğu olan Blumia Nevroza ile ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Psikolojik Rehberlik hizmetimizden faydalanabilirsiniz.


>danIsmanlar>LEZZET .

LEZZETLİ BAHAR TARİFLERİ Platinum Bankacılık Lezzet Danışmanı Şef Ceyda Baza Gezmeye başlayan ‘enginarcılar’ baharın ilk emaresi. Enginarın yanında insanın canı bakla çekiyor. Bunları tek tük bulmaya başlarken, “Önümüz yaz, kilo vermek lazım, sebze yiyelim.” diyerek kereviz ve karnabaharın bir kez daha kıymetini anlıyoruz. Bir taraftan da onların son turfandaları bir başka tatlı oluyor. ‘Herhalde artık bu son yiyişim’ diyerek son akşam yemekleri ile veda ediliyor bütün kış bizi yalnız bırakmayan bu tatlı sebzelere. Ne yalan söyleyeyim ‘Lahanacığım, seni pek fazla özlemeyeceğim’ diyor insan… Beyazı ile veda daha kolay, morda hafif içimiz burulmuyor değil. Turp ve pırasa için arkadan gelen ama çok fazla olmayan bir hüzün yaşanıyor. Yurtdışına gidip akrabalarını görmüş ama memleketini özlemiş biri gibi bahar sebzelerini heyecanla bekleyerek veda ediliyor pırasaya. Sonra dağlardan yabani kuşkonmazlar inmeye başlıyor. Serada yetişenlere göre çok daha keskin ve hırçın bir tadı var yabani kuşkonmazın. Onu yumurtayla yiyip, limonla ekşitince sanki sahibi oluyoruz ancak o aynı özgürlükle devam ediyor varoluşuna. Bir de bize göz kırpıp yok olan kanımca

dünya çapında bir sebze var: Sultani Bezelye. Taze bezelye ile aynı zamanlarda çıkıyor ama kabuğu ile yeniyor. Öyle körpe, öyle narin ki… Bunu tam olarak pişirmek bana güzelliğini öldürmek gibi geliyor. Bu sebepten ya hafifçe tavada bir dakika çeviriyorum ya da buharda haşlayıp ‘edamame’ gibi bir parça tuz ve acı ile mideye indiriyorum. Sonra taze sarmısak düşüyor sofraya. İlk aklıma gelen kendisini ince ince kıyıp sebzeli tepsi kebabı yapmak oluyor ya da közleyip kemirmek. Domates özlemi artık benim için katlanılmaz hale geliyor. Hakiki domatesleri haziran ortasından önce tatma imkânım yok. Bütün kış uslu durdum diyerek küçük kaçamaklar yapmaktan kendimi alıkoyamıyorum, ne yalan söyleyeyim. Bir de çağla badem var. Tane tane yemek dışında dondurma ve pişmaniyeyle yemeyi severim, bayılıyorum o haline. Pişmaniyenin tatlılığını ekşisiyle dize getirip, dondurmaya “Buyrunuz efendim” diyor asi asi.


Yaza geçiş yapan yenilebilir çiçekler Mayıs geldikçe en güzel yenilebilir çiçekler çıkıyor: Mor salkım ve hanımeli. Güneyde de portakal, limon ve turunç çiçekleri, en son olarak da zambak ve güller. Bir de unutmamak lazım mülverler açar. Portakal çiçeklerinden çiçek suyu, reçel, hiç olmazsa bir dal, evin kokması için kesilip kenara konur. Melisa bütün kışı ürkek ürkek geçirmişken coşuverip yaprak atmaya başlar. Defne de yapraklarını mayıs ayında yeniler.

Tam bu zamanlarda incirler yalancı incir döker. Eskiler bilir ve bunlarla reçel yapar. Yeşil cevizlerin kabukları henüz sertleşmemiştir toplanır, kirece yatırılıp reçel ve macun yapılır. Bunu yapan hanımların elleri bir parça kararır. İşte öpülesi ellerdir onlar. Son olarak da mis kokan çilekler ve ekşi ekşi can erik yenir. Şanslı olanlar yabani dağ çileklerinden toplarlar. Kâh taze taze yenir kâh güneşte reçel yapılır hiç pişirilmeden. ‘Moy’ derler kendisine Hemşin’de...

Bir de ıhlamur ve akasya ile yaza geçiş yaparız. Sokakların buram buram kokması bir insanın ömrü boyunca en keyifle hatırlayacağı anlardan biridir.

444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Lezzet Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.

Bir de kiraz ağacı, fıstık ağacı, hatta ıhlamur ağacı yapraklarından ve tabii ki asma yapraklarından taze taze dolma yapma imkânı doğuyor. Kabaklar ilk çiçeklerini “Haydi içimi doldur” dercesine sunuyor.


Fırında Baharatlı Domates 8 adet domates 20 diş sarımsak 3 dal taze kekik ½ çay bardağı + 2 çorba kaşığı zeytinyağı Karabiber Tuz Fırın tepsinizi iki kaşık zeytinyağıyla yağlayın. Üzerine sekiz adet domatesi boyuna iki parçaya kesip. yerleştirin. Üç dal taze kekiği domateslerin üzerine dağıtın. Biraz çekme karabiber ve çekme tuz serpin. Domateslerin etrafına 20 diş kabuğu soyulmamış sarımsağı dağıtın. Yarım çay bardağı kadar zeytinyağını tüm tepsinin etrafında gezdirip, alttan ve üstten yanan fırında 220 derecede 45 dakika pişirin. Domatesleriniz ufaksa bu süre kısalacaktır. Servis yapmadan evvel fırında rengi değişmiş kekikleri tat versin diye tepsinin tabanına indirip, taze kekikler ekleyin. Herkes sarımsağını kabuğundan kendi eliyle çıkarıp yiyebilir Fırında Patatesli Kek 1,5 büyük boy patates (2 adet orta boy ) 2 avuç sultani bezelye 3 diş sarımsak 1 adet acı kırmızı biber 70 gr. kuru et 1 adet salçalık biber 4 dilim taze kaşar peyniri

1 dal biberiye 4 çorba kaşığı zeytinyağı 4 adet yumurta 2 çorba kaşığı un 1/3 su bardağı süt Tuz – Karabiber 2 adet orta boy patatesi tavla zarı büyüklüğünde küpler şeklinde doğrayın. Fırına girebilme özelliği olan bir tavaya 4 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin ve patatesleri bu yağda kızarana kadar çevirin. Patatesler neredeyse pişince içine 1 avuç sultani bezelyeyi birkaç parçaya bölerek ekleyin. 2 diş sarımsağı ince dilimler halinde doğrayarak, 1 adet kapya biberi de jülyen doğrayarak üzerine ilave edin. Eğer acı seviyorsanız 1 kırmızı acı biberi de ince ince kıyarak ilave edebilirsiniz. Tarifin sultani bezelyeyle birlikte başrol oyuncularından 70 gram kurutulmuş eti birkaç bıçak darbesiyele ufaltıp tavaya ekleyin. 2 dal biberiyeyi de tadının daha iyi çıkabilmesi için biraz ovduktan sonra ince ince kıyarak ilave edin. Ara ara tavadaki tüm malzemeleri iyice karıştırın. Hepsinin eşit piştiğinden emin olun. Son olarak 4 yumurta, 2 çorba kaşığı un ve 1/3 bardak sütü bir kasede çırpın. Tuz ve karabiberle tatlandırın. Yumurta karışımını tavadaki malzemelerin üzerine


dökün ve 4 dilim kaşar peynirini üzerine yerleştirin. 3-5 dakika sonra, tavayı 200 derecelik fırının orta katına koyun. Bu

şekilde 10 dakika daha pişirdikten sonra iyice kabarmış bir halde fırından çıkarıp, ziyafete hazır olun.




>danIsmanlar>seyahat .

DUBAI

“En yüksek, en derin, en pahalı, zengin, egzotik” kelimeleri bu şehir için yaratılmış gibi. Başka nerede yedi yıldızlı bir otelde kalabilir, dünyanın ülkeleri şeklinde 200 adet insan yapımı ada dizisini ziyaret edebilir veya dünyanın en yüksek binasına çıkabilirsiniz? Tüm bu modernliğin ortasında, plaj veya bir iş toplantısı sonrasında bir butiğe, bir golf turuna veya seçkin bir teppanyaki restoranına giderken asırlık çarşılar hala sıkı pazarlık etmek isteyenleri cezbeder; ve tüm bunlara rağmen, muhteşem çöle


sadece birkaç kilometre girildiğinde hala serbestçe dolaşan develer görülebilir. Dubai’nin her yerinde canlı ve kozmopolit bir hava vardır; örnek olarak geleneksel abra teknelerinde sürekli değişen bir turist grubu ile sariye sarınmış Hintliler ve tertemiz geleneksel kıyafetleri (dishdash) ile gösteriş yapan yerlileri yan yana görebilirsiniz. Dubai’nin dışında hayat daha gelenekseldir ve daha yavaş bir hızda akar. Dağların çorak güzelliğini keşfederken veya BAE’nin Doğu kıyılarında dolaşırken ortak bir dile sahip olmasalar bile arkadaş canlısı ve sohbet etmeye istekli insanlarla karşılaşırsınız.


Görülecek Yerler ve Aktivite Dubai iki yönüyle ön plana çıkar. Kentin bir yönü Persli tüccarlar tarafından şekillendirilmiştir. Diğeri ise 1971 yılında Dubai ve diğer altı emirliğin birleşerek BAE’ni oluşturmasıyla meydana gelmiştir. Dubai’nin Hindistan’a giden yol üzerinde bulunmasının bir neticesi olarak, başta Hintliler olmak üzere, yabancı tüccarlar buraya yerleşmiş ve 1930’lara kadar kenti önemli bir ticaret limanı olarak kullanmışlardır. Günümüz Dubai’sinin eski yüzü, daha çok bu dönemlerde şekillenmiştir. Modern Dubai 1971 yılından itibaren kurulmaya başlanmıştır. Kenti kuşatan gökdelenler, bu tarihten günümüze kadar geçen dönemin eseridir. Dubai, modern çağ ile tarihin iç içe geçtiği bir kenttir. Gökdelenler kentin modern yüzünü temsil ederken, rüzgar kuleleri ve tarihi camiler geçmişi yansıtmaktadır. Burj El Arab, kent sınırları içerisinde yer alan, dünyanın en iyi otellerinden biridir. Dünyadaki ilk 7 yıldızlı oteldir. Pazar yerleri kentin başlıca turistik mekanlarıdır. Bur Dubai’de yer alan Bud Dubai Çarşısı kent pazarlarının bulunduğu yerlerdendir. Kemeraltı ve rüzgar kulelerinin gölgesi altında çok sayıda tekstil, elbise ve antika mağazası yerini almıştır. Deira Baharat, Perfume ve Deira Altın Çarşıları diğer başlıca yerel pazar merkezleridir. Dubai çok sayıdaki, büyüleyici camileriyle dikkati çeker. Jumeirah Camii, İslam mimarisinin en büyük ve en güzel örneklerindendir. Bu cami, kentin en beğenilen ve en çok fotoğrafı çekilen yapılarından biridir. Büyük Camii (Grand Camii) kentteki bir diğer ihtişamlı camiidir. Jumeirah’daki Jumeirah Arkeoloji Bölgesi, Birleşik Arap Emirlikleri’nde yer alan en büyük ve en önemli arkeolojik kalıntıdır. Bastakiya ilçesi Dubai’nin geçmişe bakan yönünü yansıtır. Burada bulunan rüzgar burçları olağanüstü bir görüntüye sahiptir. Bur Dubai’de yer alan Sheik Saeed al-Maktoum Evi, Dubai Müzesi, Jumeirah’taki Jumeirah Plajı ve Creek yakınlarındaki Bait Al Wakael kentin görmeniz gereken başlıca yerleri arasındadır. Kültür ve Eğlence Kent kültürü BAE’nin ulusal kültürünü yansıtır. İslam kültürü günlük yaşamın


tüm dokularına hakimdir. Kent insanının yabancılara karşı olan konukseverliği ve hoşgörüsü çok yüksektir. Arap ulusal kıyafeti bölgedeki iklim koşullarına bağlı olarak şekillenmiştir. Kandoura/Dishdasha (Beyaz, bileklere kadar uzanan bol bir elbise), erkeklerin giysisidir. Abayah, kadınlar tarafından giyilen elbisedir. Mücevher, kent insanının gözde takıları arasında yerini alır. Özellikle altın ve gümüş bileklikler, yüzükler, alın tezyinatları ve bilezikler Dubaililerin popüler takılarıdır. Dubai at yarışları tüm dünyada ünlüdür. Bu yarışlar kent kültürünün önemli bir parçasıdır.


Dubai Equestrian Merkezi ve Jebel Ali Oteli Yarış Ahırı kentin başlıca at yarışı merkezleridir. Bay ve bayanlar, Dubai at yarışlarında özel giysiler giyer, çok şık şapkalar takarlar. Kentte ayrıca, deve yarışları da oldukça yaygındır. Parklarda, alışveriş merkezlerinde, sinemalarda, eğlence merkezlerinde sunulan sayısız alternatif kentteki eğlenceyi çok yönlü bir hale getirir. Yeme İçme Kentin kültürel çeşitliliği kendini kent mutfağında da hissettirmektedir. Çok sayıda restoran ve lüks otel lokantaları, dünya mutfağından nefis örnekler sunar. Morokko, Mısır, Afganistan, Lübnan ve Tunus mutfakları oldukça popülerdir. Fuul (Limon suyu, sarımsak ve baharatlı fasulye) ve felafel/shwarma (Kızartılmış tavuk ya da kuzu eti) kent mutfağının başlıca yemekleridir. Satıcılar caddelerde shwarma satar. Houmos Dubai mutfağının diğer bir önemli yiyeceğidir. Pizza, pasta, salata, biftek, Hindistan mutfağı ve fast food kent restoranlarında sunulan popüler yiyecekler arasında yer alır. Kentte çok çeşitli meyve suları içme şansı sunulur. Bütün kent restoranlarında ananas, muz, mango ve karışık kokteyller bulunur. Alkol sadece lisanslı yerlerde satılır. Alışveriş Alışveriş merkezleri, yerel çarşılar, mücevher, altın tasarımlar, Arap sanatı ve el işlemeleri, batı tarzı giysiler, butikler, tasarım elbiseler ve kentteki alışveriş dünyasını meydana getirir. Dubai, Ortadoğu’nun alışveriş merkezidir. Bur Dubai’de yer alan Burjuman, kentin en önemli alışveriş merkezidir. Diera’da yer alan Diera Kent Merkezi kentin en iyi alışveriş merkezlerinden biridir. Burada sayısız mağaza ve butiklere rastlayabilirsiniz. Halı, çok çeşitli hediyelik eşya ve el sanatları dükkanları, süpermarketler, yemek alanları ve sinemaların bulunduğu önemli alışveriş merkezlerinden biridir.


HAFTA SONU DUBAİ TURU

“Dubai’de Hafta Sonu” programına katılarak siz de Dubai’yi keşfedebilirsiniz...

Cuma/Pazar-2 Gece, 3 Gün Kişi Başı 249 avrodan itibaren… Detaylı bilgi ve rezervasyon için 444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Seyahat Danışmanınızla görüşebilirsiniz.


>danIsmanlar>seyahat .

ROMA

Bütün yollar Roma’ya boşuna çıkmıyor. Burası dünyanın en eski büyük şehri. Şu an hayranlık duyduğumuz pek çok şehir dutluk, köy, kasaba ve benzeri bir haldeyken Roma, önemli bir ekonomi ve düşünce merkeziydi. O yüzden de her bölgenin yolu bir şekilde gerçekten de buraya çıkıyordu.


Hal böyle olunca şehirde bir tarihi eser ve sanat eseri enflasyonu da yaşanıyor. Kaldığınız süre boyunca kaç kilise gezebilir, kaç tabloyu inceleyebilir, kaç freskoya bakıp sağlam bir boyunla dönebilirsiniz? Daha fenası kaç pizza ve kaç tabak makarna yiyebilir ve bunların ne kadarını şehri gezerken yakmayı umabilirsiniz? Planlarınızı iyi yapın ve Roma’ya vardığınızda hepsini bozmaya hazır olun! Bütün bu kalabalığa ve uzun öğle tatillerine rağmen, şehrin nasıl bu kadar hızlı hareket edebildiğine şaşıracaksınız.


Görülecek Yerler ve Aktivite Roma’yı nasıl tanımlarsınız sorusuna verilebilecek en güzel cevaplardan biri kentin sonsuzluktan gelip sonsuzluğa giden bir yapıya sahip olmasıdır. Oldukça verimli ve uzun bir geçmişe sahip kentin tarihi hazinesi daha çok merkezde, şehrin yüzölçümünden çok daha küçük bir alanda toplanmıştır. Kenti gezerken nereye gitmeniz ve neyi keşfetmeniz gerektiği konusunda kafanız karışabilir. Müzeler, meydanlar, bazilikalar, mabetler ve parkların yanı sıra Roma çok fazla çeşmeye de sahiptir. Katoliklerin ruhani lideri Papa’nın yaşadığı Vatikan, Roma’nın sınırları içerisinde yer alır. Vatikan’daki Piazza San Pietro Meydanı’nda bulunan San Pietro Kilisesi Papa’nın milyonlarca insanı kutsadığı yerdir. Şehre ait en güzel manzara bu kilisenin kulesinden seyredilebilir. Campitelli’deki Piazza del Colosseo Meydanı’nda yer alan Colosseum gladyatörlerin


dövüştüğü yerdir. 55.000 kişilik kapasiteye sahip mekân aslında at yarışları için yaptırılmıştır. Şehrin en heyecan verici yerlerinden biri olan bu büyüleyici mabet sizi de etkileyecektir. Pigna’nın Piazza della Rotonda Meydanı’nda M.Ö. 27 yıllarında inşa edilmiş olan Pantheon, tanrıların mabedi olarak bilinen kutsal bir yerdir. Kentteki antik zamanlara ait en önemli yapıttır. 4. yüzyılda Literano’da kurulan San Giovanni Bazilikası, Papa’nın oturduğu yerdir ve yeryüzündeki en eski kilisedir. Flaminio’da bulunan Moseo e Galleria Borghese Müzesi tam bir sanat cenneti olarak bilinir. Galeride zengin ve sınırsız bir koleksiyonla karşılaşırsınız. Veronese, Bellini, Giorgione gibi sanatçıların tabloları, klasik heykeller, Roma mozaikleri ve çok daha fazlası bu harikulade mekanda bulunur.


Campitelli’de bulunan Roman Forum antik Roma’nın sosyal, ekonomik ve politik merkezi olma özelliğini taşır. İmparator Severus’a ait kılıç ve Shakespeare’in oyunundan Julius Caesar’ın suikast olayının tasviri ve daha fazlasının yer aldığı bu arkeolojik yapı geçmişe birçok kapı açar. Roma çeşmeler kentidir. Ortasında Neptune ve Tritons’un heykellerinin yer aldığı Trevi Çeşmesi kentin en büyük ve en ünlü çeşmesidir. Trastevere Palazzi, Pincio Tepesi (şehirden en güzel manzaralar), Domus Aurea di Nerone (saray), Castle Sant’Angle (kale), Capuchin Mezarlığı ve daha fazlasını Roma’da bulabilirsiniz.


Kültür ve Eğlence Roma, Dünya’daki en kozmopolit kentlerin başında gelir. Roma’da geçireceğiniz her an yepyeni bir kültürle tanışırsınız. Sanat, heykelcilik, müzik, tarih, edebiyat, felsefe ve psikolojiye dair ne varsa kentte bulmanız mümkün. Çok sayıda opera, senfoni, canlı müzik show, komedi, dans ve mizah tiyatrosu şehirde sanatseverlerle buluşur. Kenti ziyaret ettiğinizde her seviyede eğitim kurumu ve çok sayıda kütüphaneyle karşılaşırsınız. Şehirdeki birçok festival, galeri ve sinema, kentin kültürel değerini artırır. Olimpik Stad’ın yanındaki Cineporto Sineması kentin en ünlü sinemasıdır. Roma’da, keyfinize uyan her şeyi bulabileceğiniz ve her şeyi yaşayabileceğiniz bir eğlence hayatı vardır. Kulüpler, barlar ve restoranlar kentin her tarafına yayılmıştır.


Bar ve kafeler daha çok kentin tarihi merkezini oluşturan Trastevere ve Testaccio’da toplanmıştır. Yeme İçme İtalya’da bulunan restoranlar, geleneksel ve yöresel mutfak kültürüyle her damak tadına uygun alternatifler sunar. Özellikle, İtalyan mutfağına özgü deniz ürünleri, İtalyan usülü tavuklu ve peynirli pilav (risotto), vejetaryenlere özel lezzetler ve İtalyan pizzası kentte yer alan sayısız restoranda yoğun bir şekilde bulacağınız alternatiflerden. Testaccio, kentin İtalyan mutfağından etli alternatifler sunan en iyi yerlerindendir. Kent merkezi (Centro Storico), sofistike bir tabiata sahip, her türlü lezzetin sunulduğu, ulusal ve uluslararası menüleriyle dikkat çeken restoranlarla dolup taşar. Alışveriş Roma alışveriş yapmak için de harika bir yerdir. Kentte, özel tasarımlı giysiler, ev eşyaları, antikalar ve daha pek çok şey bulabileceğiniz çok sayıda alışveriş merkezi bulunur. Castro Pretorio’da yer alan Trimani, 4000’e yakın şarap markasıyla adeta bir şarap mahsenini andırır. Colonna’daki Valentino Alışveriş Merkezi Roma’da modanın belirleyicisidir. Her cebe hitap etmemesine rağmen genç ve yaşlı ayırt etmeyen zengin koleksiyonuyla oldukça cazip bir mekandır. Sant’ Eustachio’daki Berte, kentteki en eski oyuncak alışveriş merkezidir.


HAFTA SONU ROMA TURU Cuma/Pazar-2 Gece, 3 Gün Kişi Başı 249 avrodan itibaren…

Detaylı bilgi ve rezervasyon için 444 0 446 numaralı telefonu arayarak Platinum Bankacılık Seyahat Danışmanınızla görüşebilirsiniz.


>kitap

Gömülü Dev Kazuo Ishiguro Yapı Kredi Yayınları Pek çok okur ve eleştirmen tarafından yaşayan en iyi yazar olarak nitelenen Kazuo Ishiguro’nun on yıldır beklenen yeni romanı “Gömülü Dev”, tüm dünyayla aynı ayda Türkçe olarak raflarda.

Ishiguro’nun her bir romanında farklı zamanlara, farklı coğrafyalara odaklanan bakışı, bu kez çok eskilere götürüyor okuru. Romalıların Britanya’dan ayrılışından sonra, Britonlar ile Saksonlar’ın arasındaki savaşın yatıştığı dönemdeyiz. Kayalara oyulmuş bir kovanda, bir Briton topluluğunun arasında yaşayan Axl ve “Prensesim” dediği karısı Beatrice’le tanışıyoruz önce. Epey yaşlı olduğunu anladığımız çiftin yaşamı yılların yorgunluğu yüzünden zorlaşmış gibi. Uzun süre önce yanlarından ayrılmış olan oğullarının yaşadığı köye gitmeye karar vermeleri de korunmak, kollanmak istemelerinden ileri geliyor. Fakat oğullarının yanına varana dek zorlu bir yolculuğu göze almaları gerektiğinin farkındalar. Her şeye rağmen son bir gayretle atıldıkları macerada karşılarına çıkacak olan yoldaşlarıyla yaşayacaklarını tahmin etmeleri ise mümkün değil. Ishiguro’nun hafıza ve unutuş, aşk ve yaşlılık, savaş ve barış gibi evrensel temalarıyla buluşacağınız; geçmişle yüzleşmenin bireyler ve toplumlar için ne denli güç olduğuna dair sorgulamalarla dolu bir eser.


Dünya Bu Kadar Mahir Ünsal Eriş İletişim Yayınları Ödüllü, gencecik bir kalemden, geceyi aydınlatacak ışıltıda hikâyeler... 1980 Çanakkale doğumlu bir yazar Mahir Ünsal Eriş. Bandırma’da büyümüş, üniversitede arkeoloji okumuş, çeşitli dillerden kitaplar, makaleler, öyküler çevirmiş ve hâlâ da bu alanda emek veren biri. Hikâye severler onu dergilerden bilse de adı geçen yıl aldığı Sait Faik Öykü Ödülü ile daha da duyuldu; merak uyandırdı. Öz Türkçe, duru anlatımı ve hayata dokunan yazınıyla daha da içli dışlı olmak üzere “Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde” ve “Olduğu Kadar Güzeldik” kitaplarını da edinin deriz.


Albert Camus/ Bütün Oyunları Albert Camus Can Yayınları

Yirminci yüzyıl edebiyat ve düşünce dünyasının en önemli isimlerinden biri kabul edilen Albert Camus, döneme damgasını vuran felsefi bakışını tiyatro sahnelerine de taşımıştı. Bu büyük kalem şimdi bütün oyunlarıyla kitapçılarda. Albert Camus’nün 1935 yılında kaleme aldığı ve “ortak yaratı denemesi” alt başlığını koyduğu “Asturya’da İsyan”; Roma İmparatoru Caligula’nın zorbaya dönüşme hikâyesini ve ölümünü konu alan “Caligula”; “absürd” fikri üzerine inşa edilen “Yanlışlık”; imgesel kurgusu ve poetik diliyle Camus edebiyatı dahilinde ayrı bir yere sahip olan “Sıkıyönetim”; tarihi bir olay üzerine inşa edilmiş olan “Adiller”... Kitaplığında ve beyninde Camus külliyatını genişletmek isteyenler bu seriyi kaçırmasın!




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.