Ebru &Yaman HER ŞEY BODRUM’DA BAŞLADI
1
2
irbirlerinden çok uzaklardaydılar. Bütün aşklar kavgayla başlar derler ya, onların aşkı da öyle başlamıştı. Politik görüş açıları, dünyaya bakış farklılıkları, değer kavramı ve yargıları ve genellikle önyargıları. Sonra günler, geceler ve saatler boyu internet görüşmeleri yazışmaları. Dertlerini, sevinçlerini ve hüzünlerini paylaştılar. Bilgisayarın ekranında birdiğerinin çevirim içi olduğunu görünce kalplerinin atışları dışarıdan duyulabilecekmiş gibi geliyordu onlara. Özlem dolu günler geçti. Günler aylar geçtikçe aşkları unutulur sandılar ama unutamadılar. Hergün aradılar birbirlerini, havadan sudan konuştular ama birbirlerinin sesini duymak için, hergün konuştular. Özlem dolu günleri aşklarını hergün biraz daha büyüttü. Birbirlerini üzme korkusuyla, aşklarına zarar gelmesin diye yaşadılar günlerini hep. İkisi de yaşamdan kop-maya, hayallerinde yaşattıkları bir aşka gecelerini ve gündüzlerini feda etmeye başladılar.
Öyle büyüktü ki özlemleri, kavuşmaktan korkmaya başladılar. Ya çok değiştiysek, ya birbirimizi mutlu edemezsek düşünceleri hayatlarının tek kabusu olmaya başladı. Ve sonunda bir sonbahar günü İzmir gecesinin tatlı sıcağında Adnan Menderes Havaalanının terminalinde karşılaştılar. Korktukları gelmemişti başlarına, kelimeler düğümlenmedi boğazlarında. İkisi de hayranlıkla birbirlerini seyrediyorlardı. Bu aşk kıvılcımına oradaki herkes şahit olmuştu neredeyse. Filmin donduğu ana yani. Onlarınki özlem dolu bir aşk hikayesiydi, hiç yaşanmamış günlerin sevdasıyla birbirlerine bağlandılar ...
... artık „EBRU ile YAMAN” dılar ! 3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
Turgutreis
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
Garo Mafyan, Atilla Özdemiroğlu, Uğur Başar, Neco gibi büyük isimlerin kurmuş olduğu İstanbul Gelişim Orkestrası ile müzik dolu saatler yaşadık Marina Yacht Club’de. Bodrum sakinlerinin tabiriyle „gecelere aktık“. Neco ve arkadaşlarının 70 ve 80’li yılların klasiklerine kadar uzanan zengin repertuarı ve türkçe bölümde de Ajda’lar, Nilüfer’ler ile unutulmaz bir akşam yaşadık. Daha sonra Gümüşlüğe kalkan minibüslerin sezon sonu olması nedeni ile son seferini kaçırdığımızdan geceyi Ebru’nun „Hücre Evinde“ geçirdik (!) Ertesi sabah günün ilk ışıkları ile 5 yıldızlı Restaurant McDonald’s da kahvaltı etmek istediysek de daha servis başlamadığından sadece poşet çay ile yetinmek zorunda kaldık. Ama bu bizim daha da muhteşem bir kahvaltı etmemize olanak sağladı. Gümüşlüğe giden ana caddenin üzerindeki bir fırından daha buharları tüten peynirli pide ve ayran aldık, durakta minibüsün gelmesini beklerken afiyetle yedik. Hayatımızın en güzel kahvaltılarından biriydi. İnsan parayla her şeyi elde edebiliyor, böylesine bir anıyı çuvallar dolusu parayla bile elde etmek imkansız. Bana yaşattığın doyumsuz her bir saniye için sana sonsuz teşekkürler Ebru Özmeriç. 40
41
42
43
44
45
46
47
BODRUM
48
49
50
51
52
53
54
55
KADIKALESI
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76