9 minute read
Zararlı olan kızartma değil, yağın içinde bulunan mikroskopik
Zararlı olan kızartma değil, yağın içinde bulunan mikroskopik gıda parçalarının yanmasıdır
“Kızartma bana dokunuyor” yakınmaları ya da kızartmadan uzak durun uyarıları günlük yaşamımızda sık karşılaştığımız sözlerdir. Oysa kızartma geleneksel, sevilen, pişirme yöntemleri arasında sık yer bulan vazgeçilmez yöntemdir. FritClean kızartma makinelerini üreten Nevres ÖZDÜZENCİLER konu ile ilgi açıklamalarda bulundu
Advertisement
Kızartılmış ürünler, yediden yetmişe Türkiye’deki hemen herkesin vazgeçemediği tatlar arasında yer alıyor. Hal böyle olunca fast food, otel, restoran ve özellikle de catering firmalarının menülerinde sıklıkla kızartılmış ürünlere yer verildiğini görüyoruz. Ayrıca Avrupa ve Amerika’da gençlerin yoğun olarak tercih ettiği patates kızartması ve özel soslar ile ihtisaslaşmış şirket sayılarının her gün arttığı gözlenmekte..
Fast food, otel, restoran ve catering sektörünü son yıllarda en fazla heyecanlandıran icatlardan birisi de kızartma yağı filtre makinesi oldu. Kızartma işleminin yoğun ve sürekli olarak yapılması, restoran, otel ve catering firmalarının yağ maliyetlerini oldukça artırıyor.
Kızartma yağının bozulmasını hızlandıran ana unsur yağın içinde bulunan mikro, kömürleşmiş ve yüzen parçacıklardır. Yağı esas bozan göz ile görünmeyen 10-25 mikron büyüklükte olan kömür parçalarıdır. Kızartma öncesi yağın içinde bulunan kömür parçaları filtre edilirse yağın bozulması yani asit değerin yükselmesi geciktirilecektir. Kızartma öncesi yağ filtre edilmez/edilemez ise yağın geri dönüşü olmayacak şekilde renk, koku ve tadı bozulacağı ve hatta yağın kanserojen etkisi artacağı anlamına geliyor.
Aslında kızartma yağlarını filtre etmek ve kullanım ömürlerini uzatma fikri her işletmede var ve değişik filtrasyon metotları uygulanmakta. Mevcut yöntem ise kızartma yağı mesai bitiminde ve yağ soğuduktan sonra bone gibi (800 mikron) kaba filtrasyon, çevreye zarar veren, yanma riski olan ve çok zaman alıcı yöntemler ile yağ temizliği yapılmakta. Dünyanın kullandığı ve çok az sayıda firma tarafından üretilen mobil kızartma yağı filtre makineleri 2018 yılında Türkiye’de faydalı modeli (TR 2018 05700 U5) alınarak seri üretime başlandıi.
FritClean gibi yeni nesil kızartma yağı filtre makineleri ile sağlıklı kızartma ve %50 tasarruf sağlanabiliyor.
FritClean’i kullanırken kızartma yağı soğuk olmak zorunda değil. FritClean, yağı 180 derece de filtre edebilmektedir. Uzun ömürlü filtresi ve yüksek ısıya dayanaklı olması nedeniyle Alman rakibine göre önemli avantajlar sunmaktadır. Sıcak yağ filtre edilebildiği için kızartma sürecinde zaman kaybı yaşanmayacak ve altın sarısı patates ile müşteri memnuniyeti artacak. Kızartma yağ tüketimine (15-50 teneke) göre makine kendini 3 ile 6 ay’da amorti etmekte ve daha az atık yağ oluştuğu için çevreci özelliğine sahiptir.
İşletme sahipleri “Kızartma yağın kullanım şartlarını - Tarım ve Orman Bakanlığının 2012 yılında RG 28290 sayılı ilan ile “Kızartmada Kullanılmakta Olan Katı Ve Sıvı Yağlar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği” mevzuatına tabidirler. Denetimlerde yüksek cezalar verilmekte. https://www.resmigazete.gov.tr/ eskiler/2012/05/20120512-5.htm
FritClean, yüksek kalitesi ve uygun fiyatıyla Türkiye pazarında en fazla tercih edilen kızartma yağı filtre makinelerinden birisi oldu.
FritClean 2020 yılında 1000 adet satış, fuar ve sosyal medya tanıtım hedefi koymuştur. Yerli ve milli ürünümüzü 2020 ‘de Türkiye’de 2021 ve sonrasında dünyaya tanıtılması planlandı.
İşletme sahiplerinin yeni teknolojileri takip etmeleri, en uygun seçimleri yaparak, iyileştirme süreçlerini sürdürmeleri tüm işletmeler için hayati bir öneme sahip. Özellikle gider ve maliyetlerin hızla arttığı bir dönemde tasarruf araçlarını çeşitlendirmek ve size kazandıracak teknolojilere yatırım yapmak önemli.
Gıda Kurtarma Derneği tarafından yürütülen projenin kapanış toplantısı yapıldı
Türkiye’de gıda israfını azaltmaya yönelik savunuculuk, farkındalık ve kapasite geliştirme çalışmaları yapan Gıda Kurtarma Derneği’nin (GKTD),“Türkiye’de Gıda Atığını Önleme ve Azaltımı İçin GKTD Kapasite Artırımı” başlığında yürüttüğü projesinin kapanış toplantısı Ankara’da, kamu, STK, özel sektör ve üniversitelerin katılımlarıyla gerçekleşti.
Kapanış toplantısında GKTD Yönetim Kurulu Başkanı Berat İNCİ “Salgınlar, iklim değişikliği olayları ve felaketlerin, küresel gündemi yoğunlaştırdığı şu kritik günler, insanoğlunun kaynak tüketimi ve yaşadığı gezegendeki sorumluluklarını bir kez daha güçlü bir şekilde hatırlamasının gerekliliğini vurguluyor. Bizler, Gıda Kurtarma Derneği’nin kuruluş başlangıcından itibaren bu sorumluluk duygusuyla, güçlü bir vizyonla yola çıktık. Bugün, bizleri burada bir araya getiren de vizyonumuzun gerçekleşmesinde, payımıza düşeni var gücümüzle gerçekleştirmeye olan kararlılığımızdır” dedi. İnc.; Gıdanı Kurtar Projesi’nin, Türkiye’de ve kürede, gıda atığı kaynaklı sosyal, ekonomik ve çevresel problemlere dikkat çeken ve bu sorunun ana kaynaklarına müdahale için ihtiyaç duyulan yaklaşımları geliştiren ve sorunun üstesinden gelebilmek için gerekli güçlü diyalog ve dayanışmanın inşasına temel atan örnek bir proje uygulaması olarak gerçekleştiğini vurguladı.
Gıda Kurtarma Derneği’nin uyguladığı Gıdanı Kurtar Projesiyle Türkiye’de gıda atığının azaltılması ve önlenmesine temel oluşturacak kritik raporlar oluşturuldu.
Gıda Atığını Önleyecek Ulusal Mevzuat Önerilerine Geniş Yer Verildi
Gıdanı Kurtar projesiyle mevzuat değerlendirmesi kapsamında oluşturulan rapor, gıda güvencesi açısından gıda kaybı ve atığını kısaca ele alarak, gıda kaybı ve atığına ilişkin mevzuata yönelik boşluk analizini ve gıda bağışını özendirecek regülasyon önerilerini içermektedir. Raporun son bölümünde de gıda bağışı, gıda bağışına ilişkin mali uygulamalar ve gıda bağışında gıda güvenliği sorumluluğu konularında çeşitli ülke uygulamaları incelenmiştir. Gıda atığına yol açan önemli bir konu olan “adil olmayan ticaret uygulamaları” İngiltere örneği bazında ele alınmıştır.
Türkiye’de bir ilk: gıda savunuculuğunu geliştirecek STK Savunuculuk Rehberi Yayınlandı
Gıda israfının önlenmesinde ulusal savunuculuk misyonunu da üstlenen Gıda Kurtarma Derneği’nin, Gıdanı Kurtar projesiyle oluşturulan Savunuculuk Rehberi, tüm paydaşların katkı ve görüşleriyle hazırlanmıştır. Savunuculuk Rehberi, gıda israfının önlenmesinde ilk ve de tek ulusal savunuculuk yayını olarak sivil toplum kuruluşlarının savunuculuk kapasitelerini geliştirmelerine rehberlik edecek.
Döngüsel Ekonomi ve Gıda Atığından Endüstriyel Simbiyosis
Gıdanı Kurtar projesiyle döngüsel ekonomi çıktıları elde etmek üzere, gıda atığının mevcut durumu ve bu atığın endüstriyel simbiyosis olanaklarıyla ekonomiye kazandırılmasının Antalya İli özelinde değerlendirildiği bir fizibilite çalışması yapıldı. Oluşturulan raporda atıklar atık oluşma alanlarında kategorize edilerek irdelendi. Tarım: seracılık faaliyetlerinden kaynaklanan atıklar, Üretim: hallerde ve sonrasında ürün taşıma operasyonlarında ortaya çıkan atıklar; Satış: turizm ve otelcilik faaliyetlerinden kaynaklanan atıklar olmak üzere, Antalya İli’ndeki gıda atığı haritası oluşturuldu. Ve burada katma değeri yüksek atıkların geri kazanımı olanaklarına ışık tutuldu. Sera atıklarından yakacak briket üretimi, Hal’de oluşan yenebilir atıklardan kurutulmuş gıda Ürünleri üretimi, pazar atıkları ve diğer organik atıklardan kompost üretimi gibi pek çok dönüşüm ve kazanım fırsatı gözden geçirildi.
Aşkın Psikolojisi
Sevgililer sürekli olarak birbirlerine hediyeler alarak aşklarının büyüklüğünü ispat etmek için yarışıyorlar, internette ya da bir mağazalarda zaman harcıyorlar. Peki, hiç merak ettiniz mi? Nasıl aşık oluyoruz ve aşık olduğumuzda neler hissediyoruz? Biz merak ettik ve Medicana International / Ankara Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Bülent Baykal’a aşk nedir? diye sorduk.
Uzm. Psikolog Bülent Baykal aşkın, insanların evrensel olarak yaşadıkları, belli bir kişiye hissedilen kuvvetli bir tutku ve sevgi duygusu olduğunu, bunun hormonlarla bağlantılı fizyolojik, psikolojik ve davranışsal komponentleri olan bir dürtü, bir arzu olarak da tanımlanabileceğini de belirtti. Baykal “aşık olma” durumunda vazopresin, oksitosin, dopamin, noradrenalin gibi bağlılık,yakınlık,mutluluk,heyecan hissi yaratan hormonların kanda yüksek seviyelerde bulunmaya başladığını, ve belli bir süre içinde de yüksek seviyelerde olmaya devam ettiğini anlattı.
Uzman Psikolog Baykal aşık olup olmamanın insanın elinde olmadığını, birçok fizyolojik ve psikolojik sürecin buna destek verdiğini, hayatımızın belli bir anında bu duygu ve düşünce yaşantısını deneyimleyeceğimizi söylerken , “aslında hiç aşık olmadım, olamadım, olmam” demenin mantıksal olmadığını, çünkü adına ne denirse densin, yaşanan semptomların evrensel olduğunu belirtmekte.
Bu değerli bilgilerden sonra Medicana International Ankara Hastanesi Uzm.Psikoloğu Bülent Baykal’a aşkın belirtilerinin neler olduğunu da sorduk. Baykal, aşık olduğumuzda, aşağıda belirttiği duygu-düşünce birleşimlerini herkesin yaşayacağını, fakat farklı kültür ve toplumlarda bu belirtilerin ortaya konmasının ve yorumlanmasının farklı olabileceğini belirtip aşık olduğumuzda genel bir mutluluk ve iyilik hali hissederiz.. Kendimize güvenimiz artar, aşık olduğumuz kişiyi sürekli görmek isteriz, özleriz dedi. Baykal , aşkta zaman algımızın değiştiğine ve zamanın bize göre daha yavaş akmaya başladığını belirterek, seçici dikkatimiz aşık olduğumuz kişinin özelliklerine odaklanır ve ona benzeyen, onun gibi giyinen, konuşan kişilere daha fazla dikkat ederiz şeklinde devam etti. Dahası, o kişi yanımızda olmadığında boşluk hissederiz ve ona karşı sahiplenme duygumuz artar,aklımızda sürekli olduğu için diğer konular önemini kaybeder, kendimizden çok onu düşünürüz ve ona karşı kıskançlık duygularımız zaman geçtikçe artar diye bitirdi.
Ayrıca, aşık olunca enerjimizin arttığını, daha cesur olduğumuzu, normalde yapmayacağımız şeyleri yaptığımızı, dikkatimizi başka konulara vermekte zorluk çektiğimizi, konsantrasyon bozukluğu ve zaman zaman unutkanlıklar da yaşayabileceğimizi anlattı.
Sonuçta, bu heyecan verici ve tutkulu duyguları her insanın hayatının bir döneminde mutlaka yaşayacağını ve bundan kaçınmanın mümkün olmadığını bir kere daha belirttikten sonra Psikolog Baykal bize veda etti .
Özeller Yemek Kurucusu Yusuf ÖZEL "HİJYEN yemek fabrikası için olmazsa olmazdır"
1999 yılında Mardin Nusaybin'de Yusuf Özel tarafından kurulan ÖZELLER YEMEK Kızıltepe, Artuklu, Midyat, Derik, Mazıdağı, Dargeçit, Savur, Yeşilli ve Ömerli’de de hizmet veriyor.
Günlük 20 bin yemek üretim kapasitrsi olan; Özeller Yemek'in hizmet alanları arasında fabrika ve atölyeler , Kobi ve büyük ölçekli şirketler , Devlet Daireleri ve Kurumları,Askeri Kışlalar, Polis Merkezleri Hastane ve Sağlık Kurumları, Okullar ve Öğrenci Yurtları, Oteller ve Misafirhaneler, yer alıyor.
Firma ayrıca kahvaltı organizasyonları açık büfe yemek organizasyonları,barbekü ve mangal partileri,açılış ve toplantı yemekleri,düğün, nişan, sünnet özel gün yemekleri mevlüt yemekleri, iftar ve sahur organizasyonlarını da gerçekleştiriyor.
Müşteriler yemek lezzetine ve kalitesini önem veriyorlar
Özeller Yemek Fabrikası kurucusu Yusuf Özel'den firması hakkında bilgiler aldık. Bir yemek firması için olmazsa olmazın hijyen olduğunu söyleyen Yusuf Özel firması hakkında şunları dile getirdi. "Mardin’in Nusaybin ilçesinde yıllardır ticaret yapan Özel ailesinin şirketlerinden biri olan Özeller Yemek Fabrikası, 20 yılı aşkın bir süredir kaliteli, güvenilir, hızlı ve memnuniyet garantili tabldot yemek ve catering hizmeti vermektedir. Deneyimli aşçılarımız, gıda mühendislerimiz, temizlik çalışanlarımız, servis personellerimizle faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Sürekli Yeni Kalıyoruz
Firma olarak geçmişteki tecrübelerimizi her zaman üretime yansıtırken bunun yanı sıra globalleşen ve değişen dünyaya da ayak uydurmaktayız. Yemek üretim gereçleri ve laboratuvar ekipmanlarını en iyi teknolojik seviyede tutmaktayız. Ayrıca iletişim çağında olmamızın gerekliliklerini de yerine getiriyoruz. Özeller Yemek Fabrikası dijital dünyaya ayak uydurabilen ender yemek firmalarından biridir. Yaptığımız yenilikleri ve bizden haberleri öğrenebilmeniz için bizi sosyal medyadan da takip edebilirsiniz. Yıllardır ürettiği lezzetlerle Mardin’in her yerinde tanınmış ve beğenisini kazanan Özeller Yemek Fabrikası, verdiği şirket içi eğitimler ile de sektöre nitelikli iş gücü, çalışanlarına da bir nevi okul olma özelliğini sürdürmektedir."
Özeller Yemek Fabrikası Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasına girdi. Ödülü Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Özel aldı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) iş birliğinde belirlenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi açıklandı. Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerinin başarılarına küresel ölçekte dikkat çekmek ve küresel bağlantılarını kuvvetlendirmek için düzenlenen ve başvuran şirketlerin 2015-2017 arası iki yıllık ciro artışı dikkate alınarak yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi yarışmasının sonuçları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 100’üncü yılı dolayısıyla Samsun’da açıklandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı MustafaVarank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katılımıyla Samsun Büyükşehir Belediyesi Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen toplantıda kamuoyuna duyurulan 100 şirketin temsilcileri, teker teker platforma davet edildi. Firmaların yöneticilerine Varank, Pekcan ve Hisarcıklıoğlu tarafından plaket takdim edildi.