ONSUZ 10 KASIM Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır. Kasım 2016 Sayı:96
ÖĞRETMENLERİMİZ İnsanların hayatı doğumla başlayan b r yolculuktur. Bu yolculuğun k nc ve en öneml durağı okuldur. Okul, öğrenc ler n k nc a les , öğretmenler se k nc anne ve babasıdır. Memleket n alın yazısını yazan bu kutsal nsanlar, övgüyü en çok hak edenlerd r. Öğretmenler b ze m ll değerler anlatırlar. B r çocuğu has Türk çocuğu olarak yet şt ren k ş öğretmend r. Bu da bu mesleğ n ne kadar sorumluluk gerekt rd ğ n , yapılan ş n ne kadar öneml b r ş olduğunu göster r. Onlar yaptıkları fedakarlıklarla hayatımıza yön ver r. Verd kler emeklerle k ş l kler m z şek llen r. Öğretmenler n, çocukların y nsan olarak yet şmes nde çok büyük payı vardır. Sadece Öğretmenler Günü’nde değ l, bu b nada olduğumuz, buradan mezun olduğumuz her günde onları hatırlamalıyız. İzel DEVRİM
KALBİMİZDESİN 10 Kasım dey nce b r hüzün sarar beden m z , b r kor düşer yüreğ m ze. Belk de en anlamlı duygular bu günde yaşanır. Atatürk'e olan özlem m z kend n k ye katlar. Boğazlar düğümlen r, sözcükler çıkmaz olur ağızdan. Bu yıl b z bu duyguları olab ld ğ nce yaşamaya ve yaşatmaya çalıştık. Edeb yat öğretmen m z Nad r CANDEMİR' n büyük uğraşlar sonucu hazırladığı, her yönden Atatürk'ü ve yaşadığı dönem anlatan oratoryoyu canlandırdık. T yatro kulübünden seç len yetenekl b r ek ple her öğle arası toplanarak çalışmaları sürdürdük. Göster den b rkaç gün önce sahne alacağımız yere g derek son provaları yaptık ve öğretmenler m z n yardımıyla sahne dekorlarını hazırladık. Göster günü hep m z karmaşık duygular çer s ndeyd k. Belk de ek p olmayı en y bu günde anladık. Oyunun sonunda b z zleyenler n yüzündek fade b ze ne kadar güzel b r ş çıkardığımızı gösterd . Aldığımız alkışlar b z m emeğ m z n karşılığıydı. Okulumuzdak herkes n bu muhteşem duyguları yaşamasını st yoruz. B z mle bu yolda yürüyen tüm öğretmenler m ze ve arkadaşlarımıza teşekkür eder z. Beyzanur GÖKSEL, Gözde ERTEKİN
BU AYIN ANKETİ
MÜZİK TANITIMI
ÖĞRETMENİMİZİ TANIYALIM
7 GÜNDE EİNSTEİN GİBİ OLMAK
Öğretmenler m ze "Öğretmen olmak s z n ç n ne fade ed yor?" sorusunu sorduk.
Bu sayıda s zlere Pera'yı tanıtacağız. Yapılan röportajlarda Pera'dan sam m , alçakgönüllü, sevenler yle arasında sadece masa ve çay bardağı olan b r grup olarak bahsetm şler. Gel n b raz daha yakından tanıyalım. Devamı sayfa 6'da
Gazetem z n bu sayısında okulumuzun matemat k öğretmen Mehmet Yetk ner Eraslan le yaptığımız key fl röportajı s zlerle paylaşıyoruz.
Hang m z b r gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek stemez k ? Bu d lek her ne kadar ütop k g b görünse de b r b l m nsanının yöntem , b r hafta g b kısa b r sürede...
Devamı sayfa 7'de
Devamı 4'TE
Devamı sayfa 3'te
Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Sayfa 2
Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır.
DANS ETMEK YILDIZLARLA Hep m z yaşantımızın farklı dönemler nde, farklı etkenlerce ö z g ü r l ü ğ ü m ü z ü n kısıtlandığından ş kâyet eder z. Bunun g b zamanlarda çoğumuz aynı cümley kurarız. "Keşke kuşlar kadar özgür olsam." Pek ya kurduğumuz cümlen n öznes olan kuşlar, düşündüğümüz kadar özgürler m ? Kanatlarını çırpıp uçab lmeler özgür oldukları anlamına mı gel r? Ben bu düşünceye katılmıyorum. Özgürlük kavramı soyut b r kavramdır. Soyut olmakla beraber ancak rade sah b b r nsan bu kavramın farkında olab l r. Fakat y ne de neredeyse çoğumuz b r günlüğüne de olsa kuş olup kanat çırpmanın hayal n kurmuşuzdur. Mesela oturup düşünsen ze b r günlüğüne kuşsunuz, gökyüzü s z n, yeryüzü s z n. Şafak sökmeden kalkıp başlamak güne. Kanat çırpıp yükselmek mav s ne hayran olduğum gökyüzüne. Sonra bulutların arasından z kzaklar ç zerek süzülmek. İzm r'de kısa sürel ğ ne mola vermek. Konak meydanında nsanların yere saçtığı s m t kırıntılarıyla doyurmak karnımı güzelce. Sonra ved yle davranıp, Foça'da sah le g d p gündoğumunu zlemek. Güneşle b rl kte yen den başlamak güne. Gökyüzünde dans ed p selamlamak doğan güneş . Hemen ardından koyulmak y ne yola Feth ye'n n yolunu tutmak. Ulaşınca Feth ye'ye, şehr seyretmek metrelerce yüksekten. Gözümün alab ld ğ ne uzanan çarşaf g b ser lm ş Ölüden z ' n dalmak sularına. Seyretmek, dans etmek; dans etmek, oyun oynamak. Uzunca b r süre tadını çıkarmak Ölüden z ' n. Sonra zor da olsa vedalaşmak onunla. Rotayı Karaden z' e çev rmek bu defa. Mençuna Şelales ' ne g d p bırakmak kend m gürül gürül akan ser n sularına. Korkusuzca gülmek. Düşen dalgaların arasına b r g r p, b r çıkmak yoruluncaya dek. İşte o zaman varmak Uzungöl'e. Uzağında değ l, hemen yanı başında konuvermek b r ağacın dalına. İzlemek duru ve as ll ğ yle ön planda olan bu gölü. Ya da sadece d nlemek, d nled kçe rahatlatan bu ses . D nlen nce uzun b r süre kanat çırpmak yen den. Dağın ç ne saklanmış Sümela Manastırı'nı sobelemek ç n. İşte buldum onu. Sobe. G d p konmak, sarıya çalan taşının üstüne. Seyretmek, tar h kokan bu yapıtı baştan sona ç ne çekmek. Poz vermek mesela orada fotoğraf çeken tur stler n kameralarına. Sonra üzülerek de olsa veda etmek ona. Kanatlarımı gen şçe açarak haf fçe esen rüzgâra yön vermek. Uçtukça daha der nden h ssetmek buram buram kokan çayın kokusunu. C ğerler m sonuna kadar dolduruyorum bu kokuyla. Ardından dümdüz b r yayla çıkıver yor karşıma, yemyeş l. D yorum k : İşte Ayder Yaylası. Doyasıya süzülüyorum üstünde danslar ed yorum. Sonra oturup bu eş benzer olmayan yeş ll ğ kazıyorum hafızama. İncec k b r ç zg . Üzer mav , altı yeş l. B r tarafı orman. B r tarafı bağ, bahçe. Sonra apar topar yüksel yorum yen den gökyüzüne. Bu kez hızlı çırpıyorum kanatlarımı, kaçırmak stem yorum İstanbul'da b r başka olan günbatımını. Saatler sonra ulaşab l yorum ancak Üsküdar'a. Önce gözüme kest r yorum b r kaldırım taşını. Sonra beğenem yorum b r banka oturuyorum. Sevem yorum y ne en son sah lde karar kılıyorum. Ve oturup beklemeye başlıyorum. Önce turuncuya boyanıyor gökyüzü. Sonra yer n sess z b r kızıllığa bırakıyor. Ufuk alab ld ğ ne kızıl. Sonra güneş den z n ç ne g r yor ve kayboluyor gözden. Hemen ardından tüm kızıllık yer ne gecen n karanlığına bırakıyor. Tüm gün b r f lm şer d g b geç yor gözümün önünden. Yüzüme sebeps z b r tebessüm yerleşm şt . Kapatıyorum gözler m sev nçle. Huzurun kollarına bırakıyorum yorgun beden m . İrem BAŞAR
ANILARDA ATATÜRK Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü'nde Atatürk'ü z yaret etm ş: - Hayırdır İsmet... Habers z geld n. - Paşam, azınlıklar meseles ... Konuyu Mecl s'e get receğ z... Ne d yorsunuz? - İsmet bugün geç oldu... Yarın sabah erkenden gel, konuşalım. İnönü çıkınca Atatürk "bütün görevl ler " toplamış: - Sadece laleler kalsın... Bahçedek d ğer bütün ç çekler sökün, atın... Derhal. İsmet Paşa sabah gelm ş, bahçen n "hal n " görmüş ve "görevl lere" sormuş: - Ne oldu böyle? - Gaz Paşa Hazretler emrett ler, söktük. Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına g rm ş: - Paşam, bahçen n durumu ned r? - Azınlıkları söküp attım İsmet. İnönü "anladım" derces ne başını öne eğm ş: Atatürk: - İsmet, ben "Ne Mutlu Türküm D yene" sözünü boş yere söylemed m... Kend n Türk h sseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle b l ns n... Ve sakın azınlıklar le lg l b r kanun çıkarılmasın. "Bunları" dün b ze Ateş Ünal Erzen anlattı. "İnan Kıraç'tan d nled m" ded . Beled ye Başkanı Erzen, Ermen ler n "Sevg Sofrası" adını verd ğ kutlamalarda bu "olayı" anlatmış. D nleyenler ağlamaya başlamışlar. Düzenleyen:Başak ULAŞ
BAŞKANLIK SEÇİMİ Ek m ayında yapılan okul başkanlığı seç m n hep m z hatırlıyoruz. İk rekabetç aday! 11/C sınıfından Em rhan Erkan ve 11/D sınıfından Ceren Yanar… Öğrenc ler etk lemek ve oylarını kazanmak ç n oldukça çaba sarf ett ler. Sınıflarda yapılan bol vaatl konuşmalar, kor dor duvarlarında eğlencel , yaratıcı ve etk ley c pankartlar, tüm öğrenc lere h taben yapılan başkanlık konuşması... Kısacası adaylar emekler yle tatlı b r rekabete g r şt ler. Hak eden kazansın dend ve b r haftalık çabanın sonunda seç m günü geld . Yaklaşık 300 k ş n n kullandığı oyla okulumuzun başkanı bel rlenecekt . Zarflar açılırken bazen oyların arası açıldı bazen başa baş g tt . Ve sandık boşalınca Ceren Yanar’ dan 12 fazla oy alarak Em rhan Erkan okul başkanımız oldu. Seç m adayların arkadaşlığını etk lemed . Ceren arkadaşımıza katılımı ve emekler ç n teşekkür ed yoruz. Em rhan arkadaşımızı da tebr k ve teşekkür ed yor, vaatler n gerçekleşt rmes n sabırsızlıkla bekl yoruz. Ebrar YAMAN
9. SINIFLAR BİLGİLENDİRİLDİ Burhan ye İlçe Emn yet Müdürlüğünden gelen görevl ler n, okulumuz 9. Sınıf öğrenc ler ne verd kler sem ner çok ver ml geçt . İnternet n doğru kullanımı ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmanın önem konularını kapsayan toplantıda yararlı b lg ler ver ld . Günümüzde gençler açısından en büyük bağımlılık tehl kes olarak görülen nternet kullanımında nelere d kkat ed lmel d r, s teler n kullanımında nelerden uzak durulmalıdır konusu emn yet görevl ler tarafından örneklerle açıklandı. TENEFFÜS EKİBİ
Celal Toraman Anadolu L ses Gazete Sah b : Mehmet ARSLAN Sorumlu Öğretmen: Mehtap KÖNEN, Feyza YALÇIN Tekn k Sorumlular: Alperen OKTAY, Buse DÜNDAR, El f AKINCI, Pel n FİDANCI, İrem BECERİK, Emre KARADAĞ Tüm d lek ve ş kayetler n z ç n lütfen let ş me geç n z. Tel:(266) 412 00 40 Belgegeçer: 412 05 28 www.ctal.meb.k12.tr cetalgazete@hotma l.com facebook.com/cetalgazete İssuu.com/ctalteneffüs
Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Sayfa 3
Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır.
Öğretmenler m ze "Öğretmen olmak s z n ç n ne fade ed yor?" sorusunu sorduk. “Sevg , fedakârlık, hoşgörü… Genel olarak nsanları sevmek.” (Mehmet Arslan) “Mesleğ m.” (Uğur Duyu) “Hayal m.” (Havva Akbulut) “İnsanları sevmek.” (İsma l Ünlü) “Sporu sevd ğ m ç n nsanlara da sevd rmek st yordum.” (Seyhan Erden) “Severek, mutlulukla yaptığım b r meslek.” (Zek Selçuk) “Sevg , vefa ve fedakârlık.” (Ves le Yaman) “Fedakârlık, kend n gel şt rmek ve öğrenc ler sevmek.” (Turgut Duyar) “İy y , doğruyu öğretmek ve her konuda öğrenc ler me örnek olmak.” (Banu Tunçkol) “İnsanları ve öğrenc ler m sevmek.” (Muharrem İb ş) “Mutluluk.” (Derya Taşkın) “Mutluluğum.” (Feyza Yalçın) “B ld ğ m şeyler başkalarına aktarmaktan mutluluk duyuyorum.” (Meltem B r menler) “Paylaşmayı h ssett r yor.” (Cüneyt Şenkul) “Har ka b r duygu.” (Mustafa Özkaya) “İnsanların sevg s .” (Tülün Güleç) “Ömür boyu severek yaptığım b r meslek.” (Özlem Özgür) “Ben m her şey m.” (Nad r Candem r) “Öğretmen olmak; sıkıntıdan, ç sıkışmasından, ş şl kten ve ş şk nl kten kurtularak rahatlamak ve kend n fade etmekt r.” (Ahmet Altınsoy) “Güzel olan yarınları fade ed yor.” (Mustafa Türker) “Sevg ve özell kle m n k kuzucuklarım.” (Nuray Özyürek) “Şefkat, merhamet ve nsanlarla y let ş m kurab lmem.” (Yel z Özer) “Hayat tarzı.” (Handan B lec kl g l) “Mutluluk.” (Derya Ulus) “Gençlerle genç kalmayı fade ed yor.” (Mehtap Könen) “Sevg ve başarı.” (Meltem Tuna) “Fedakârlık.” (N lgün Özcan) “Öğretmek, değ şt rmek ve yol açmak.” (Hat ce Şahan) “Ülken n geleceğ nde çorbanın tuzu olmak.” (Mehmet Yetk ner Erarslan) “Kutsal b r meslek.” (Hale Küçükdalgıç) “Başka b r meslek olsa yapamazdım.” (Zek ye Pank) Ulaşamadığımız öğretmenler m zden özür d l yoruz. Öğretmenler m z n öğretmenler gününü kutluyor ve onlara teşekkür ed yoruz. Damla Turhan
İLGİNÇ BİLGİLER 1)İlk “Star Wars” f lm yayınlandığında (25 Mayıs 1977) Fransa'da g yot n le dam yasaldı. 2)Soğan doğrarken sakız ç ğnersen z, ağlamazsınız. 3)Eğer b r bezelyey burnunuzdan çekersen z, c ğerler n zde f l zlen p büyüyeb l r. 4)Japonya'da artık kullanılmayan b r tren stasyonu, yalnızca tek b r kızın okula g deb lmes ç n çalışıyor. Tren yalnızca k durak arasında g d p gel yor: kızın okulu ve ev arasında. 5)Vücudumuzda bulunan dem r 7.62 cm b r ç v üretmeye yetecek kadardır. 6)Satürn ve Jüp ter'e elmas yağmurları yağar. 7)İnsan DNA'sı muz DNA'sıyla %50 oranında aynıdır. 8)Sherlock Holmes ser s n n lk k tabı Kızıl Dosya (A Study n Scarlet), büyütec n b r olay yer araştırma aracı olarak kullanıldığı lk eserm ş. Bugün dedekt f den l nce akla gelen 'el nde büyüteç tutan adam' mges buradan gel yormuş. 9)Dünyada kaleme alınan akadem k makaleler n yarısı; yazarı, hakem ve derg ed törü har c nde k mse tarafından okunmuyormuş. Düzenleyen: Ruk ye BAKIRLI
FENER GELENEĞİ BOZMADI Tarih 22 Aralık 1999... Galatasaray'ın en başarılı dönemlerinden biri... Dört yıl üst üste şampiyon olmuş kadro inanılmaz başarılara imza atıyor. Bir FenerbahçeGalatasaray derbisi daha ve Galatasaray bu maçtan 2-1 galip ayrılıyor. Bu galibiyet a y n ı z a m a n d a Galatasaray'ın, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda aldığı son galibiyeti oluyor. Bu tarihten sonra bir daha Galatasaray, Fenerbahçe'yi Kadıköy'de hiç yenemedi. 20 Kasım 2016'da da gelenek bozulmadı. Fenerbahçe, Galatasaray'ı Robin Van Persie'nin golleriyle 2-0 yenip 17 yıllık geleneğini sürdürmeye devam etti. .
Düzenleyen:Sude ERCAN
SEVGİ OTİZMİ YENDİ Bu sayıda s zlere tıbbın, tedav s yok ded ğ ot zm n Ayberk ve annes Nac ye Aksu'nun sayes nde sevg ye nasıl yen k düştüğünden ve b r üvey annen n, üvey o ğ l u n a o l a n s e v g s n d e n bahsedeceğ m. Öncel kle s zlere ot zm n tanımını yapmak st yorum. Ot zm; doğuştan, beyn n ve s n r s stem n n farklı yapısından ya da şley ş nden kaynaklandığı kabul ed len b r gel ş m bozukluğu olup b reyler n sosyal let ş m, etk leş m ve davranışlarını etk l yor. Bundan üç yıl önce tanışan Ayberk ve Nac ye Aksu k l s , b rçok zorlu yoldan geçse de asla pes etmem şler ve sonunda ot zm yenmey başarmışlar. Ancak; Ayberk' n h kâyes üç yıl önceye değ l, tam on altı yıllık b r geçm şe dayanıyor. Ayberk, ot zm yenmek ç n on altı aylıktan t baren aralıksız eğ t m almış fakat on üç yaşında ergenl ğe g r nce araya obez te de g rm ş ve durumu oldukça ağırlaşmış. Annes Nac ye Hanım, bu durumu atlatab lmes ç n onu on beş gün aralıksız koşu bandına b nd rmey denem ş, başaramamış. Ama asla pes etmem ş, denemeye devam etm ş. On beş günün sonunda üç dak kalık olsa da onu koşu bandına b nd rmey başarmış. Sonra on dak ka, y rm dak ka derken Ayberk her gün b r saat koşu bandında yürümeye başlamış. Nac ye Hanım, Ayberk' ot zml b r çocuk g b değ l de yabancı b r ülkeden gelm ş, Türkçe okuma yazması olmayan, çok çok zek , b r de sağır ve d ls z b r s olarak düşünmüş, ona öyle yaklaşmış. Her nesnen n b r sm olduğunu öğretmek ç n, karşısındak b r sağırmış g b el ndek nesney gösterm ş ve sm n heceleyerek dudak okumasını ve ses algılamasını sağlamış. İlk başlarda b r kel mey b r ayda öğren yorsa b r d ğer n b r saatte daha sonra on dak kada derken n hayet b r dak kada algılar olmuş. İk ay her gün en az üç saat “ver” kel mes n söylemes üzer ne çalışmışlar. Ayna karşısında, yemekte her yerde söyletmeye çalışmış. Herkes n asla konuşmaz ded ğ Ayberk,şu an konuşuyor ve İng l zce söylemler b le varmış. Nac ye Hanım, Ayberk' n d ğer çocuklardan farklı olarak nsanlarla göz teması kurarak tüm tabuları yıktığını ve profesyonel mankenl k yaptığını söylüyor. Ayberk, şu an herkes g b sabah kalkıp el n yüzünü yıkıyor ve kahvaltı hazırlıyormuş. Bulaşıkları mak neye koyup annes yle b rl kte kek b le yapıyormuş. P yano ve yüzmede fazlasıyla yetenekl ym ş ve Dünya Yüzme Şamp yonu olmakta kararlıymış. Bunun dışında yemek kurslarına da g d yormuş. B zler de Ayberk'e ve desteğ n ondan h ç es rgemeyen, üvey annes olmasına rağmen ona hep öz anne g b yaklaşmış olan Nac ye Aksu’ya hayatlarında sağlık, mutluluk ve başarılar d ler z. Düzenleyen:Damla TURHAN
Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır.
Sayfa 4
YEDİ GÜNDE EİNSTEİN GİBİ OLMAK MÜMKÜN MÜ? Hang m z b r gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek stemez k ? Bu d lek her ne kadar ütop k g b görünse de b r b l m nsanının yöntem , b r hafta g b kısa b r sürede, zekayı yüzde kırk oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. İŞTE BİR HAFTALIK PROGRAM *Pazartes : Akşam yemeğ nde yağlı balık y y n. İşe ya yürüyerek ya b s kletle ya da daha önce kullanmadığınız b r araçla g d n. *Salı: Sözlükten b lmed ğ n z sözcükler öğren n. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın. *Çarşamba: Yoga, p lates ya da med tasyon dersler ne katılın. Daha önce tanımadığınız b r nsanla konuşun. *Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız b r yoldan g d n. Telev zyondak c dd b lg programlarını zley n.
KALABALIKTAKİ YALNIZLIĞIM Güneş n dağlara yaslandığı b r akşamüstü penceremden dışarı bakıyorum. B r balık satıcısı balıklarına özenle su atarken, başına gelen müşter lere balıklar hakkında ufak ufak b lg ler ver yor. Beyazlayan her b r saç tel n n hakkını verm ş b r hal var yaşlı balıkçının üzer nde.. D ğer yanda dört yol ağzında k l tlenen öfkel sürücüler n b rb rler ne kızıp bağırdığını duyuyorum. Kaldırımın kenarında, bağırışlardan ve kışın soğuğundan ürkmüş gr b r ked , soluk gr taşlara s nm ş öylece duruyor. Komşuluk l şk ler pek bulunmayan bu sokakta, apartmanlar arası konuşan k kadını görünce şaşırıyorum. Kıvırcık saçlı, soluk ben zl b r kadın, güler yüzle, bronz tenl , dolgun dudaklı alımlı komşusunu ev ne davet ed yor anladığım kadarıyla. Hala ölmeyen bazı şeyler n olduğunu fark ed yorum. Çığlık çığlığa yerdek s m t kırıntıları ç n kavga eden kuşlar d kkat m çek yor. Gümüş reng tüyler batmak üzere olan Güneş’ n kızıl tonunda göz alıyor. Kuşların hemen d b ndek s m t tezgahının yanında durmuş b r genç adam. Şaşkınlıkla bezenm ş b r hayranlıkla kuşları zl yor. Büyük eller n esk s yah paltosunun ceb ne tıkıştırmış, bell k üşüyor. Karşıdak ara sokaktan k genç el ele tutuşmuş gülüşerek yaklaşıyorlar. İk s n n de b rb r ne olan aşkları gözler ndek parıltıdan açıkça okunuyor. B r anda genç kız ufak b r çığlık atıp genç adamı kaldırımdak yavru ked n n yanına doğru çek şt r yor. Ürkek ked pustuğu kaldırımda ger ger kaçıyor usulca. Genç kız nce parmaklarıyla ked n n soluk gr tüyler n rahatlatıcı hareketlerle okşuyor. Sev lmen n verd ğ sarhoşlukla ked kend n kızın kucağına atıver yor. Kız ked ye sevg yle bakarken, genç adamın kend s ne aşkla baktığını fark etm yor. Sonunda güneş sonsuzluğa kavuştuğunda sokaklar hızla yürüyen nsanlarla doluşuyor. K m şten çıkmış kend n eve atmak ç n sabırsız, k m okuldan.. Dükkanların kapanan kapılarına nen kepengler n sesler , son tur geçen çaycının teps s ndek şıngırdayan çay bardaklarının ses , arabaların egzozlarının öfkel homurtuları doluşuyor kulağıma.. Karanlık tamamen çöktüğünde dükkanların rengarenk ışıklı tabelaları gözüme çok hoş gözüküyor. Gecey sev yorum. Bazı şeyler ortaya çıkarıyor. Tabelanın tam üstünde gecen n s yahına karışmış ama b r o kadar da gözler önüne ser lm ş b r karga duruyor. Tüyler n kabartmış ve s ms yah gözler n üzer me sab tlem ş. Ürkütücü k göz. Karganın gözler ben kend me get r yor ve saate bakıyorum. Ağzım yuvarlak şekl n alıyor. Zamanın ve nsanların ç nde nasıl kaybolup g tt ğ me şaşırıyorum. Pencerey kapatıp mor perdey üzer ne çek yorum ve kapıldığım büyüden sıyrılıyorum. Ece Begüm İÇÖZ
*Cuma: Alışver şe çıkarken l stey ezberlemeye çalışın.
Okulumuzda yaptığımız ankette 326 k ş ye sorduk.
*Cumartes : D ş n z her zaman kullandığınız el n zle değ l, d ğer yle fırçalayın. Ve gözünüzü kapatarak duş alın.
"Daha doğmadan önce yaşayacağın hayatı göreb lseyd n eğer y ne de dünyaya gelmek ster m yd n?"
ANKET
*Pazar: Sabah saatler nde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın. Düzenleyen:Sude ERCAN
İşte aldığımız cevaplar: İsterd m: 186 İstemezd m: 122
BU YANGIN YERİNDE Yaşamak bu yangın yer nde Her gün yen den ölerek
B lm yorum: 9
Al ye ALUMERT & Beyzanur GÖKSEL & İrem BECERİK
PLATONİZM
Zal m n el nde tutsak Cah le kurban olarak Yalanla k rl havada Güçlülükle soluk alarak Savunmak gerçeğ , çoğu kez Yanlızlığını b lerek Korkağı, döneğ suskunu Görüp de öfkeyle dolarak Toplanıyor ölü arkadaşlar Her b r b r yerden gelerek K m n n boynunda lmeğ K m kanını s lerek Kucaklıyor ben Met n Altıok ‘‘Aldırma’’ d yor gülerek ‘‘Yaşamak görevd r bu yangın yer nde Yaşamak, nsan kalarak’’ Ataol BEHRAMOĞLU Düzenleyen: Ece Begüm İÇÖZ
O ank ruh hal me bağlı: 9
Platon’un, eserler le ortaya koymuş olduğu ve daha sonra öğrenc ler tarafından gel şt r len felsefe s stem d r. Bu düşünce duyular dünyası le gerçek dünya ( dealar dünyası) arasındak karşıtlığa dayanır. Öğrenc ler n n Platon’un dealar kuramını gel şt rmeler ve s steml b r felsefe olarak kullanmalarıyla Platonculuk den lecek akım meydana gelm şt r. Ant k çağ felsefes n n çeş tl dönemler nde ve Rönesans felsefes nde yen den meydana gelecek ve etk l olacaktır. Ye n P l a t o n c u l u ğ u n l k örneğ , ant k çağ felsefes n n sonlarında, d nsel düşüncey felsefe temel nde kurmak steyen g r ş mlerde görülür. Bunu kuran Plot nus’tur. Rönesans felsefes nde ve sonrasında da yen den bel recekt r.
İlayda ALKAYA & Selenay GÜLERCE
Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır.
YALNIZLIĞIN KARANLIĞI Uzak herhang b r ülkede yaşayıp k msen n sen anlamaması mı yoksa kend ülkende konuşsan da, bağırsan da duyulmamak mı daha acı ver c ? Bana sorarsanız eğer, kend ülkende ses n duyuramaman, k msen n sen d nlememes daha çok acı ver c . Aklınızdan 'ne kadar da benc lce' d yeb l rs n z. Ama haklı olmana rağmen, öneml b r şey söylemeye hazır ken d nlenmemek b raz kötü değ l m ? B r de bu durumu her defasında yaşadığınızı düşünün. Buna benc lce m den r yoksa syan mı? Ses n duyuramadığın lk zamanlarda üzülüyor, d nlemeler ç n çabalıyorsun ama y ne de şe yaramıyor. Herkes n kulakları tıkalı kend şler le uğraşıyorlar. B r süre sonra, o kadar çabalamana rağmen, konuşmayı bırakıyorsun ve bu duruma alışıyorsun. Sorun da bu ya, alışmak... Çoğu düşünceler n , duygularını ç ne atıp, yalnızlığın karanlığında duruyorsun. B r ara syan edecek oluyorsun, daha başlatmadan ç nde b t r yorsun syanını. Kend kend ne düşüncelere dalıyorsun. Ne zaman oldu da başka nsanların ded kler n umursamaz olduk? Kend şler m z, kend düşünceler m z, kend duygularımız derken asıl benc ll ğ m z ne zaman başladı? D yorum ya kend kend ne. Sadece soruyorsun cevap yok. Cevabını arasan da bu soruyu soran tek k ş sens n, sen ne destekleyen var ne de sen nle aynı düşünceye sah p olan... Döndük y ne yalnızlığın karanlığına. Yalnızlık ne kadar da güzel olmaya başladı değ l m ? (!) En son se hatanın nerede, k mde olduğunu düşünüyorsun. Kısaca hayatını, çevren , kend n sorguluyorsun. Görüyorsun k sen her yardıma koşmuş, herkes d nlem ş, sonuna kadar çabalamışsın. Sonra sen nle şler b t nce b rdenb re yanından yok olmuşlar. Sen n yardıma ht yacın olduğunda hemen üç maymunu oynamışlar... Çözümü ne m ? İnan k ben de b l yorum. Bu döngü hep devam ed p duruyor. Sadece bazı seçenekler n var. Bıkmadan, pes etmeden ses n duyurmaya çabalayacaksın. Olmazsa ya yalnızlığına, karanlığa alışacaksın ya da sen n g b yalnız olan dostlar bulacaksın. Yalnızlığın karanlığından kurtulmanız d leğ yle... Dostlu kalın! Sümeyye Sena TÜZÜN
Town Of Salem
Sayfa 5
TAVŞAN DELİĞİ HATALIYSAM ARAYINIZ !!! Temel kamyonuyla yokuş aşağı nerken frenler n tutmadığını fark etm ş. Sol tarafı ve önü pazar yer ve nsanlarla dolu. Sadece sağ tarafta b r kum yığını var, oraya çarparak durab l r. Fakat onun önünde b r çocuk oyun oynuyor. Temel d reks yonu o yöne kırmış. Ertes gün gazeteler “Temel kamyonuyla pazar yer ne daldı: Sek z ölü y rm yaralı var.” d ye çıkmış. Temel'e sormuşlar nasıl oldu bu d ye. O da her şey çocuğun pazar yer ne doğru koşmasıyla başladı dem ş. Bu fıkra aklıma nereden m geld ? Sürücüsüz arabalar yollarda dolaşmaya başladılar b l yorsunuz. Tab b r tartışma başladı hemen. Acaba bu arabalar kaza yaptığında sorumlu k m olacak d ye. Ş md bu tartışma b r kademe ler ye taşındı. Fıkradak g b b r durum olduğunda araçtak yazılım sürücüyü mü yoksa d ğer nsanları mı koruyacak şek lde olacak? İnsanlar, tab k d ğer nsanları korumalı dem şler. Fakat böyle yazılımı olan b r araca sah p olmak ster m s n z sorusuna hayır cevabı verm şler. İng ltere de b r robota mahkemelerde görülen karmaşık davalardan oluşan b r sürü dosya verm şler, robot yüzde yetm ş beş doğrulukla davaların nasıl sonuçlandığını b lm ş. İnsanların bu durumda başarıları yüzde otuz sek zlerdeym ş. Zaman zaman futbolda da benzer tartışmalar görüyoruz. Acaba maçları robotlar yönetse daha mı az hata yaparlar d ye. İnsanların karar alma mekan zmalarındak en öneml araçlarından b r v cdanlarıdır. Sorumluluk sah b olmalarıdır. Aldıkları kararları sorgulamaları, arkasında durab lmeler d r. Eğer nsanları eğ terek bu temel mekan zmalarını kullanmalarını sağlayamazsak korkarım v cdan sah b robotlar yapmak zorunda kalacağız. Acaba onlar da takım elb se g y yor d ye sanıkların cezalarında nd r m yaparlar mı?
OYUN TANITIMI:
Oyun web tabanlı, yan nternet tarayıcınız üstünden oynanan stratej k ve eğlencel b r oyun. On beş k ş l k odalarda oynanıyor ve herkese rastgele roller ver l yor. Bu on beş k ş l k kasabada k ana grup vardır: yeş l renk le göster len kasabalılar, kırmızı renk le göster len mafyalar. Bu k ana grubun yanında b r adet ser kat l var ve gr renk le yazılan ne kasabalı ne mafya yan kend n düşünen tarafsız r o l l e r v a r. O y u n d a k amacınız kasabalıysanız mafyaları asmak, mafyaysanız da kasabalıları öldürmekt r. Bazı ekstrem durumlar bulunmaktadır, bunları oynayarak öğrenmek s z n yararınıza olduğunu düşünüyorum. Oyunun mantığı şöyle; her gün nsanlar kasaba meydanında toplanırlar ve aralarından b r k ş y oylayarak darağacına götürürler ve savunmasını sterler. Oyunlarda genelde sek z kasabalı, üç mafya ve dört tarafsız rol vardır. Roller sah p oldukları özell kler gece kullanıp gündüz sonuçlarını görürler. Mafya geceler kend arasında konuşup plan yapab l r ve b rb rler n n k m olduğunu b l r ancak kasabalılar b lmez. B rb rler nden habers z hareket ederler ancak oyunu kazanmak ç n b rb rler ne ht yaçları v a r d ı r. B r b r l e r n roller n özell kler yle bulmaya çalışırlar. B r n darağacına götürmek ç n hayattak oyuncu sayısının yarısından b r f a z l a o y gerekmekted r. Oyun son z a m a n l a r d a popülerleşm ş olduğu ç n nternette rahatça roller n açıklamasını bulab l rs n z. Oyundak başarınız rol yeteneğ ve İng l zce sev yen ze bağlıdır. İy oyunlar! Mete Berkay Uzun
Derya TAŞKIN
HEY! BLOĞUMUZ VAR Merhaba bunu okuyan k ş . Sana mükemmel b r haber m var. Ne b l yor musun? Okulumuzda 'Yaratıcı Yazarlık' adında b r çalışma yapıyoruz. Bu çalışmada b z gelecektek yazarlar düşünceler m z ve duygularımızı kağıda döküyoruz ama ne yazık k bu yazılarımızı çoğu k ş görem yor. B z de s z n görmen z ve okumanız ç n b r 'BLOG' açtık. Bloğumuzun sm 'Ctal Yaratıcı Yazarlık'. Bugünden sonra hatta eve g d nce bloğumuza b r göz at der m! Belk yazılanlar hoşuna g der ve y ne belk sen n de anlatacağın düşünceler n, kağıda dökeceğ n duyguların vardır. O zaman sen de yaratıcı yazarlığa bekl yoruz. Kalem n , kağıdını, duygularını, al da gel. Sen bekl yoruz. Ha! Bu arada bloğumuzun adres hemen altta yazıyor...
ctalyy.blogspot.com
Sümeyye Sena TÜZÜN
Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır.
NİETZSCHE AĞLADIĞINDA IRVIN D. YALOM KİTAP TANITIMI N etzsche'den Freud'a, Breuer'den Salome'ye hayatın farklı alanlarında öneml zler bırakmış gerçek karakterler konu ed nen k tap on dokuzuncu yüzyıl V y a n a ' s ı n d a g e ç y o r. Üm ts zl k temasının hak m olduğu h kaye, kalabalıktan ve yoğunluğundan b r sürel ğ ne uzaklaşmak ç n tat le çıkan müth ş b r tanı koyma yeteneğ ne sah p doktora, genç b r kadından gelen mektupla başlar. Bütün ruhunu ve beden n üm ts zl k saran N etzsche'n n, kend s ne hanet ett ğ ne ve ona düş kırıklığı yaşattığına nandığı kadındır bu. Bu kadın ş md se, g tt ğ k düz ne doktorun baş ağrılarına, uykusuzluğuna ve kan kusmalarına çözüm bulamadığı N etzsche'n n üm ts zl ğ n tedav etmes n umduğu Avrupa'nın en y ve ünlü doktorunu N etzsche'ye "g zl tedav " uygulamaya kna etmeye çalışmaktır. Doktora, ler de çok büyük b r f lozof olarak anılacak N etzsche'n n nt har düşünces ç nde olduğunu ve Alman felsefes n n geleceğ n n sallantıda olduğunu anlatır. Ancak Profesör N etzsche o kadar gururludur k ne üm ts zl k ç nde olduğunu kabul edecekt r ne de k mseden yardım steyecekt r. Uzun uğraşlar sonucu arkadaşlarının doktorla görüşmeye kna ett ğ Profesör V yana'ya gel r. İk l n n uzun sürecek entelektüel tartışmaları burada başlar. Muayenelerden sonra tedav öner ler nde bulunan doktor g r şt ğ her yöntemde ona karşı başarısız olur. Çünkü N etzsche hasta olanın yalnızca beden olduğu, kend s n n yan özünün hasta olmadığı konusunda ısrar ederek tedav ye yanaşmak stemez. Doktor ne kadar yöntem denerse denes n heps nde başarısız olmuş, ustaca gel şt rd ğ bütün stratej ler müth ş b r d renme gücüne sah p karşısındak adam tarafından bertaraf ed lm şt r. Düşünceler n öyle ustaca savunur k , doktor karşısında zor duruyordur. Hastalığının kend s ne yarar b le sağladığını söyler. N etzsche tedav y kabul etmey p V yana'dan g tmeye karar verd ğ nde b r kr z geç r r. Doktor yardımına koşup onun hayatını kurtardığında, doktora duyduğu m nnet onu tedav y kabul etmeye zorlayacaktır. İşte ş md b rb rler n n doktorluğunu üstlenen k l n n kend ler n tanıma yolculukları başlamıştır. El f AKINCI
DERGİ TANITIMI
BAVUL
2015 yılı Eylül ayı t bar yle yayımlanmaya başlanan derg , "hayat b r yolculuktur yanınızda bulunsun" sloganıyla ortaya çıktı. Derg n n sm n n Hacer YILMAZ neden bavul olduğunu se Genel Yayın Yönetmen Önder Abay şöyle açıklıyor "Bavul, nsan nereye g derse g ts n değ şmeden ve terk etmeden onunla b rl kte gelen tek şeyd r. Aynı anda hem hatırayı hem yen y hem de yen lg y taşır. Ayrılırken de kavuşurken de dolaptan lk çıkandır." Her kes mden okuyucuya h tap eden derg n n yazar kadrosunda; Uğur Yücel, Nejat İşler, Al Mend ll oğlu, Alev Karaduman, Meltem Yılmaz, Barış İnce, F l z Al , Küçük İskender, Ceng z Bozkurt g b s mler yer alıyor. Aylık per yotlar hal nde yayımlanan derg n n bu ay 14. sayısı çıktı. Hacer YILMAZ
Sayfa 6
EKŞİ ELMALAR FİLM TANITIMI H kâye, 1970'ler n sonunda Hakkar 'n n b r köyünde geç yor. Yaşadığı yer n beled ye başkanı olan Az z Bey, sert m zacıyla hemen herkese korku salan b r d r. Az z Bey' n, ya da herkes n ded ğ g b Re s Bey' n sah p olduğu k şey çok meşhurdur. Elma bahçeler ve güzell kler herkes n d l nde olan kızları. Kızlarının b rçok tal b olsa da, üçünün de gönlü başkasındadır. Ne var k Re s Bey kızlarının sevdasına hoşgörüyle yaklaşmaz, uygun gördüğü k ş lerle büyük ve ortanca kızlarını evlend r r. Ger ye en küçük kızı Muazzez kalır, o hâlâ kend s ne fotoroman okuyan, “şampüan süren” Özgür'ü düşünmekted r. Ama s yas sorunlar patlak ver r, evler n terk ed p Antalya'ya g derler. Hakkar 'den Antalya'ya uzanan bu h kâye zleyen herkes n kalb ne dokunup, bazılarını da göz yaşları ç nde bırakıyor. En kısa süre ç nde zlemen z d leğ yle!
MÜZİK TANITIMI
DİCLE DOĞRU
PERA
Bu sayıda s zlere Pera'yı tanıtacağız. Yapılan röportajlarda Pera'dan sam m , alçakgönüllü, sevenler yle arasında sadece masa ve çay bardağı olan b r grup olarak bahsetm şler. Gel n b raz daha yakından tanıyalım. Neden Rock müz k? Müz ğe başlama sebeb m z ‘Metall ca’. Neden Pera? Pera, hoşumuza g tt , kulağa negat f gelm yor, hatta nötr… B zde güzel durdu. Nasıl b r araya geld n z? 2004 yılında, Selan k Caddes ’nde b r mekan lk toplantı yer m z… Müz syenler olarak herkes b rb r n tanırdı zaten. Tanıdığımız b r bas g tarcının çocukluk arkadaşıydı Hakan. Kaya ve Arda sonradan dah l oldular gruba. Kaya’ya albüm kaydı ç n g tm şt k; f k rler ve enerj m z güzel olunca gruba almak sted k. B r yolunu bulduk ve Kaya da gruba dah l oldu. Pek hep üç k ş olarak mı devam edeceks n z? Pera: Aslında tam olarak üç k ş sayılmayız. B r albüm ya da konser olacağı zaman ş n arka planında kalabalık b r ek p çalışıyor. Bu anlamda çok üyes olan b r grubuz. B z sadece buz dağının görünen tarafıyız. Görünen tarafa eklenmeler olur mu onu zaman gösterecek. Pera'yı k mler sever? Pera: Her kes m ve her yaştan d nley c ler m z var. Bu durum b z çok mutlu ed yor. Genell kle müz ğ m z n melankol k yapısından ve sözler nden etk lend kler n duyuyoruz. Açıkçası parçalarımızda herkes n kend s nden b r şeyler bulab l yor olması hoşumuza g d yor. Beğend ğ n z grup ve sanatçılar? Mor ve Ötes , p ckpocket, Gökhan Türkmen, Sıla. Eğlencel sohbetler ve yok olmayan gülücükler nden lham alarak; Pera’yı, egosuz rock yıldızları cennet ndek tahtlarına oturttuk. Şarkı Öner ler : Sens z ben Ya da yok Ne âlâ Kahpe geceler Sevemezs n En güzel mevs m m Hazal İNAK
Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır.
ÖĞRETMENİMİZİ TANIYALIM Gazetem z n bu sayısında okulumuzun matemat k öğretmen Mehmet Yetk ner Eraslan le yaptığımız key fl röportajı s zlerle paylaşıyoruz. Mehmet Hoca, 8 Ağustos 1976’da Türk ye’den yoğun b r şek lde göç alan Almanya’nın Hamburg şehr nde dünyaya gelm ş. İk ablası olan hocamızın babası şç annes se ev hanımıymış. 1984 yılında hocamızın Türk ye’de eğ t m görmes ve Türk kültürgelenekler ne uygun büyümes ç n Almanya’dan dönmüşler. İlkokulu Balıkes r’de okuyan hocamız, buradan güzel b r başarıyla mezun olmuş; ortaokul ve l sey SYAL’de okumuş. Ün vers tede se artık Balıkes r’den ayrılmak stemem ş ve Balıkes r Ün vers tes Necat bey Eğ t m Fakültes nde öğren m görmüş. Öğren m hayatı b ten hocamız 2000 yılında öğretmenl k hayatına Ayvalık’ta b r lköğret m okulunda başlamış. Daha sonra Balıkes r ve Mard n’de lköğret m öğrenc ler n okutmaya devam etm ş. 2012 yılında Muş’ta b r l seye atanmış, burada lk l se tecrübes n ed nm ş. 2016-2017 eğ t m öğret m yılında -yan bu yılda- Burhan ye’ye tay n steyerek CTAL a les ne katıldı. Daha okulumuzda yen olmasına rağmen Celal Toraman Anadolu L ses ’n n çok kal tel b r okul olduğunu söyleyen hocamız, okulumuzdan çok memnun olduğunu d le get r yor. Sosyal hayatında yed yaşındak oğlu Kuzey ve eş yle b rl kte vak t geç r yor. Halı sahada maç yapmayı; ger l m, aks yon tarzı f lm seyretmey çok sev yor. Hayatında olmazsa olmazının dürüstlük olduğunu söyleyen hocamız, yalandan h ç hoşlanmıyor. Kend s ne k ş l k özell kler n sorduğumuzda se: “Sabırlı b r y m, sted ğ m şeyler n olması ç n bekleyeb l r m. Fakat kend me b r hedef bel rled ğ mde o hedef m gerçekleşt rmek ç n sonuna kadar g der m.” d yor. Ayrıca hocamız düzen konusunda da hassas olduğunu bel rt yor.
Sayfa 7
İÇİMİZDEN BİRİ Merhaba arkadaşlar! Bu sayımızda ç m zden, b zden b r n ; ben m canım dostum İrem Burcu Ünal'ı s zlerle buluşturacağız. Burcu, 18 Şubat 1999 Malatya doğumlu. Babasının ş dolayısıyla on beş sene önce buraya, Burhan ye'ye t a ş ı n m ı ş l a r. Ö ğ r e n m hayatına Mustafa Kesk n İlköğret m Okulu'nda başlayıp lkokul ve ortaokulu burada tamamlamış, 2012 yılında okulumuza g r ş yapmıştır. B r sayısal öğrenc s aynı zamanda da YGS öğrenc s olan Burcu, sınav dönem n n verd ğ stres ve sıkıntıyı tüm yaşıtları g b üzer nde h ssed yor. Her şeyden önce kurduğu güzel hayaller , b r kt rd ğ pamuk şekerden anıları var. Dostlarıyla geç rd ğ vak t onun ç n çoğu şeyden daha değerl . Karakter yle çevres ndek lere örnek b r nsan olab ld ğ g b dersler ndek başarısıyla da örnek b r öğrenc n tel ğ nde. Okulumuzun t yatro, oratoryo g b sosyal etk nl kler nde yer aldı. Voleybol takımımızın da gözde oyuncularından b r olan Burcu, m ll takım seçmeler ne katılmış fakat boy uzunluğu yetmed ğ ç n şaşırtıcı b r şek lde elenm şt r. Aynı zamanda uzunca b r süre dans eden ve bundan büyük key f alan arkadaşım yurt dışında da bu dalda okulumuzu ve ülkem z tems l etm şt r. Böylece başarılarının yanına güzel anıları da kondurmuş oldu. Papatya bahçeler nden, tertem z b r kalb var Burcu'nun. İç ne kocaman sevg ler n , hayaller n , umutlarını sığdırdığı... Yanı başımdan h ç ayrılmasın, hayatta tüm güzell kler onu bulsun.
Son olarak öğrenc ler n ze söylemek sted ğ n z b r şey var mı d yoruz ve o da: “Planlı b r şek lde çalışsınlar. Haksızlığa uğradıklarında haklarını arasınlar. Ayrıca sevecekler , gerçekten yapab lecekler b r mesleğ seçs nler ve ona yönels nler. Çevres ndek ler n, meslekler n seçmes ne z n vermes nler.” d yor.
S zler n de böyle güzel arkadaşlıklar ed nmen z varsa kıymet n b lmen z d leğ yle, b r dahak yazımızda görüşmek üzere! Ayşenur KABA
CTAL a les olarak Mehmet hocamıza bu güzel röportajı ç n teşekkür ed yor, a les ve sevd kler yle b r ömür boyu mutluluklar d l yoruz. Ruk ye Havva BAKIRLI
ÜNİVERSİTE TANITIMI MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
ELİF NAZ
L se öğrenc s El f Naz Şentürk, a le hek m olan babasının aşı muhafazasında yaşadığı sorunlar ç n b r çözüm üretmek sted ve ısıtma ve soğutma s stemler n n b r arada kullanıldığı sıcaklığı sab tleyen çoklu odalı c haz projes gel şt rd . Projes le Brez lya'da ek m ayında düzenlenen “Mostratec B l msel Proje Yarışması”na katılan El f Naz Şentürk, yaklaşık dört yüz projen n katıldığı yarışmada “materyal mühend sl ğ ” dalında dünya b r nc l ğ elde ett . Karşıyaka Anadolu L ses 11. sınıfta eğ t m gören Şentürk, projes le lg l yaptığı açıklamada, a le hek m olan babasının mesleğ sırasında yaşadığı sorunlardan hareketle nsan sağlığı ç n hayat önem taşıyan aşı, laç, serum ve nak l ç n alınan organların muhafaza mkânları neden yle kullanılamaz hale geleb ld ğ ç n bu projey gel şt rd ğ n fade ett . Şentürk, babasının zaman zaman aşıların bulunduğu dolaplardak sıcaklık değ ş mler neden yle gece yarısı ş yer ne g tt ğ n , hatta bazen l dışında olmasına rağmen aşıları kurtarmak ç n ger dönmek zorunda kaldığını bel rtt . Babasına çözüm bulab lmek ç n böyle b r proje gel şt rmeye karar verd ğ n fade eden El f Şentürk, aynı c hazda farklı sıcaklık değerler n sab tleyeb len, ısıtma ve soğutmayı dönüşümlü kullanab len k amaçlı bu s stem on ayda toplam 4 b n 116 l raya mal ett ğ n bel rtt . Düzenleyen: İrem BECERİK
AŞURE Okulumuzda her yıl düzenlenen aşure etk nl ğ bu yıl da aksatılmadı. Öğretmenler m z n ve darem z n katkıları le yaptırılan aşure, b rl k beraberl ğ n sembolü olarak da düşünülüyor. Hem öğrenc ler m z hem de dışarıdan gelen m saf rler m z tarafından beğen len aşurem z y ne hep m z n ağzını tatlandırdı. Emeğ geçen herkese çok teşekkür eder z.
Tar hçes M mar S nan Güzel Sanatlar Ün vers tes , sanat tar hç s , arkeolog, müzec , ressam, m mar Osman Hamd Bey tarafından 1882'de Mekteb- Sanay - Nef se- ahane adıyla kuruldu ve 2 Mart 1883'de 8 eğ tmen ve y rm öğrenc s le öğret me başladı. Türk ye'de lk sanat ve m marlık yüksekokulu olan kurum, 1928'de Güzel Sanatlar Akadem s adını aldı ve böylece Türk ye'de akadem unvanını alan lk yükseköğret m kurumu oldu. Ün vers te yönet m 2003 Aralık ayında aldığı kararla adını “M mar S nan Güzel Sanatlar Ün vers tes ” olarak değ şt rd . 1982 yılından ber ün vers tede eğ t m dönem dört yıldır. Fakülteler : Devlet Konservatuvarı Güzel Sanatlar Fakültes M marlık Fakültes Fen Edeb yat Fakültes Meslek Yüksekokulu Taşınab l r Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Yüksekokulu Yüksekokulları: Fen B l mler Enst tüsü Sosyal B l mler Enst tüsü Devlet Konservatuvarı Enformat k Bölümü V zyonu : Yarattığı çağdaş, özgün yapısını koruyarak, sanatta, tasarımda ve b l mde sürekl gel şmey hedefleyen eğ t m öğret m anlayışını sürdürmek; ulusal ve uluslararası eğ t m öğret m ve araştırma kurumları, sektör ve s v l toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yürüterek, akadem k kadromuz, öğrenc ler m z ve mezunlarımızın küresel platformdak etk nl kler n güçlend rmek; günümüz b lg çağında alanlarındak b r k m yle sanat, tasarım ve b l m dallarının b rl ktel ğ ve etk leş m nden güç alan b r “ ht sas ün vers tes ” özell ğ le M mar S nan Güzel Sanatlar Ün vers tes 'n geleceğe taşımaktır. Düzenleyen:Berna DİLKİ
Celal Toraman Anadolu L ses
TENEFFÜS Herkes n Teneffüse İht yacı Vardır.
YERLİ MALI YURDUN MALI HERKES ONU KULLANMALI
UÇAN HALI Torun şehr , Kuzey Polonya'da, Polonya'nın en uzun nehr olan V stül Nehr üzer nde yer alır. Çok esk b r yerleş m yer d r. Yapılan araştırmalara göre şehre lk yerleş m M.Ö. 1100 yıllarındadır. Hala esk ruhunu koruyan t p k b r Orta Çağ şehr olarak kabul ed len bu yerleş m yer , UNESCO Dünya Tar h M ras S t Alanı l stes çer s nde yer almaktadır. Torun, Polonya'dak en çok Got k m mar ev barındıran şeh rd r. B rçok G o t k b n a boyaması ya da ahşap şç l ğ 16. yüzyıla kadar u z a n m a k t a d ı r. Ay n ı z a m a n d a , dünyaca ünlü motor arenası MotoArena'da yapılan muhteşem şovları le b l n r.
Eylül Öykü AKSOY - Nur B lge Su ACAR
AYIN ÖĞRENCİLERİ
1 0 K A S I M ATAT Ü R K ’ Ü A N M A P R O G R A M I N D A OKULUMUZU EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL EDEN EKİBİMİZ, AYIN ÖĞRENCİSİ SEÇİLMİŞLERDİR. KUTLUYORUZ. EBUBEKİR KARAMUSTAFA, DİLARA KESGİN, ESİN SAĞLAM, DİLAY FİLİZ, GÜLCE UŞAKLI, GİZEM BAKAN, EMRE BAŞIBÜYÜK, BERDAN ÖRTÜN, CEREN DURUKAN, AHMET DERELİ, BERFİN ORAK, ANIL GÖKTAŞ, MUSTAFA YILMAZ, İKRA EVCİMEN, LEVENT BÜYÜKŞAHİN, ILGIN ÇELİK, CANKAT BARINDIRIR, NUR SEREM AYDOĞAN, DENİZ HALİS, DİLARA TÜRK, GÖZDE ERTEKİN, CEREN YANAR, BEYZANUR GÖKSEL, REMZİ KÖRPINAR, DENİZ GENCAN, İREM BURCU ÜNAL, AYŞENUR KABA, DENİZ REYHAN KOCA, SEVCAN SEVGEN, SEVERCAN DOST, AKIN FEVZİ SOLAK, BARIŞ EMREN, ANDAÇ SOSA, ATAKAN ERSAĞLAM, TAYLAN HAKKI APŞİN, NAİM KISAOĞLU, ENİS SEREN, AHMET ÇİTKÖYLÜ.