CTAL ŞEHİTLERİNİ ANDI Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır. Mart 2014 Sayı:78
Celal Toraman Anadolu Lisesi Çanakkale zaferinin 99. yıl dönümünde hem şehitlerini andı hem de kazanılan zaferi kutladı. Edebiyat öğretmeni Mehtap KÖNEN’in 10/ D sınıfından bir grup öğrenci ile hazırladığı sunum için öğrenciler sınıfları dolaştı. Slayt eşliğinde Çanakkale şehitlerinden iki askerin mektubu okundu. Sunum sırasında izleyicilerin duygu yoğunluğu tüm öğrencileri o yıllara götürdü. Ayrıca öğle arasında, Beyza Güvenlik Şirketi’nin ve Beksan’ın katkılarıyla yapılan üzüm hoşafı ve kuru ekmek dağıtıldı. Gönüllü öğrencilerin öğle yemeği yemeyerek bu etkinliğe katılması şehitlerimizi anmamız açısından önemsediğimiz bir durumdu.
ŞEHİTLERİMİZ ÇANAKKALE’DEN SESLENDİ Değerli Kardeşlerim; Bugün 18 Mart 2014. Tam 99 yıl oldu. Neredeyse 1 asır. Kemiklerimiz bile toprak oldu. Ama kanımız hâlâ kurumadı. Sizin genç damarlarınızda çağlayarak akmaya devam ediyor, edecek. Siz yeter ki unutmayın! Unutmayın; bir hilâl uğruna batan güneşleri, o arslan neferleri, tarihe sığmayan kahramanlıkları, Mustafa Kemal’in çılgın Türklerini. Kulak verin sessiz yığınına, burada bir vatan kalbi atıyor. Dinleyin Çanakkale Zaferi’nin destansı hikâyesini! 18 Mart 1915-9 Ocak 1916 tarihleri arasında cereyan eden Çanakkale Muharebeleri, Türk askerinin, inanç, azim, cesaret, sadakat ve vatanseverliğinin ölümsüz bir destanıdır. Çanakkale, Türk’ün gerektiğinde vatanı uğruna severek ölüme koşmasının, kendisinden kat kat üstün kuvvetler karşısında göğsünü çekinmeden siper etmesinin ve Türk kahramanlığının anıtlaşmış örneğidir. Şimdi sen milletimin geleceği, alnımın akı! Unutma bizi! Senin uğruna, vatan yoluna yaptıklarımızı. Kanımız, canımız bin kere daha feda olsun vatan toprağına. Ülkenin yarını senin elinde. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Senin tek görevin Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır.
Sayfa 2
MEZUNLARIMIZDAN MEKTUP VAR Güzel Burhaniye'min özel öğrencilerine.. Şimdilerde, özellikle son sınıflara ne kadar sıkıcı geldiğini tahmin edebiliyorum. Tabii ki Burhaniye'de okulu bitirip bambaşka bir şehre gittiğinizde anlayacaksınız ki çok güzel bir yerde yaşıyoruz ve bu güzel yerin en güzel ailelerinden birinin üyesiyiz. Okulu sadece okul değil bir aile olarak görmenin en güzel yanlarından biri de yaptığın bir işte orayı da temsil etmenin verdiği gururdur. Ben tabii ki de süper bir öğrenciydim. Ama, kaydırma yaptım ve şu an ülkemin en güzide en harika, en süper şehirlerinden biri olan Manisa'da Celal Bayar Üniversitesi'nde İnşaat Mühendisliği okuyorum. Manisa'yı bu denli güzel yapan şey birçok arkadaşım gibi benim de burada olmam. Size biraz inşaattan bahsedeyim. İnşaat ya da inşaat mühendisliği denildiğinde herkesin aklında müteahhit kavramı var. Çok ama çok yanlış bir düşünce bu. Geçen sene bir hazırlık macerası atlattım ve orada gördüm ki daha ilk aydan bu düşünceye sahip olan arkadaşlar okulu bıraktı. İnşaat mühendisi projesinden şantiyeye kadar uzanan uzun inşaat sürecinin tamamında en sorumlu insandır diyebilirim. Kolay gibidir ama değildir bu sektör; o kadar büyük ve o kadar hızlı ki bazen sadece Türkiye'dekileri değil dünyadaki çalışmaları da takip etmek gerekir. Tabii ki bunun tek olanağı da yabancı dil. Benim bölümümün bana sağladığı en güzel olanaklardan birisi de bu, temel inşaat derslerinin hemen hepsini İngilizce alıyorum. Bunun sıkıntısını elbette ki yaşıyoruz ama emin olun bir yerden sonra insan alışıyor. Ben CTAL'de çok fazla aktivitede bulunmaya çalıştım. Seçim oldu; aday oldum, tiyatro dediler; sahneye atladım, oratoryo dediler; saatlerce prova yaptım, gezi dediler; gittik, uykusuz kaldık. Dedim bizim okul şenlik yapar, eksikleri olsa da ilk benim dönemimde yapmaya çalıştık, dediler mezuniyet balosu olacak; yine organize ettik. Bunları yapmaktaki tek amacım ailenin bir parçası olmaktı. Kendinizi dışlamayın,” ben yapamam ,edemem” demeyin. Yaparsınız da edersiniz de; kimse sizle dalga geçmez, korkmayın. Eğer korkarsanız benim kurduğum gibi, benim arkadaşlarımın kurduğu gibi arkadaşlıklar kuramaz; kilometrelerce ötede bambaşka şehirdeki insanlara kardeşim diyemezsiniz. Benim okuldaki en büyük pişmanlığım tiyatroya 9. sınıfta değil de 10. sınıfta başlamam olmuştur. Son olarak CTAL'in özel öğrencilerine bir şeyler söylemek isterim. YGS akşamı birkaç arkadaşımla birlikteydim. İki sene önce bizim yaşadığımız heyecan; bizim söylediğimiz laflar; bizim, bizim .... Önemli olan da bu: BİZ olabilmek. Dört yıl boyunca her Allah'ın günü bu binaya geliyorum, bu soğuk duvarlar arası beni boğuyor, dersler çok sıkıcı, bunaldık ,çok fazla ders görüyoruz, diyorsunuz ya hani; deyin, çünkü biz de dedik. Ama şimdi girin Facebook'a (kapanmadan!), CTAL mezunları sayfasına, yazın “Okulumu özledim.” diye. “Ben de çok özledim.” diyecek onlarca insan var. Ne kadar sıkılsanız, ne kadar bıksanız, ne kadar bunalsanız da bir yerde kıymetini bilin. Çünkü; liseyi bir daha maalesef ki okuyamayacağız. Sınava girecek arkadaşlarıma, sınav stresini her sene yaşayan sevgili hocalarıma selam olsun. RIZA ÖZGÜN YEŞİLOĞLU 316/14-FEN-B
ŞAİRİMİZİ TANIYALIM:
DİDEM MADAK 1970'te İzmir'de dünyaya geldi. Didem Madak Lise eğitimini İzmir'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Ruhunu ütüsüz ve buruşuk gezdirmeyi sevdiğinden hiçbir zaman yeterince "düzgün insan" olamadı. Türkiye'deki ilköğreniminin ardından, babasının diplomatik görevle gittiği Cenevre-İsviçre'de, College Calvin lisesinde orta öğretimini tamamladı. 1980-84 yılları arasında Amerika'da California State University, Long Beach üniversitesinin Felsefe bölümünden mezun oldu. Türkiye'ye döndükten sonra, ODTÜ'de yüksek lisansa başladı ve önce ODTÜ'de, sonra da Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Kanser nedeniyle 24 Temmuz 2011'de vefat etti. AH’LAR AĞACI Kaybolmak istemiştim bir zamanlar Kapının arkasında yokum demiştim Ve divanın altında da. Bulamazsınız ki artık beni, Hayatın ortasında. Kaybolmak istemiştim bir zamanlar Beni kimse bulamazdı Tanrı’nın arkasına saklansam. O Kocamandı, en kocamandı o. Bir kız çocuğunun hayalleri kadar. Bir zamanlar kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım. Kaç metredir benim yokluğum? Benden daha çok var sanmıştım. Benim yokluğumdan dünyaya Bir elbise çıkar sanmıştım. Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan Sonunda ben de alıştım. Ah... dedim sonra, Ah! Eylül Dilan BALABAN
BEN Affet sevdiğim, Gözlerine bakamıyorum. Hep uzaktan izliyorum seni Ne yapayım? Ben böyle seviyorum Affet gönlüm, Şimdi başka bir diyardasın Bu benim hatam Ne yapayım? Ben böyle seviyorum Affet defterim, Sustuklarımı sana söylüyorum Epey abartıyorum bazen Ne yapayım? Ben böyle seviyorum... Hayri Berkay ÖZBERKSOY
Celal Toraman Anadolu Lisesi Adına: Gazete Sahibi: Mehmet Arslan Sorumlu Öğretmen: Mehtap Könen Teknik Sorumlular: Elif Nur Çetin, Ebru Edis, Oğuzhan Eren Düzeltmen: Mehmet Eğinli Tüm dilek ve şikayetleriniz için lütfen arayınız Tel:(266) 412 00 40 Belgegeçer: 4120528 www.ctal.meb.k12.tr e-posta: cetalgazete@hotmail.com issuu.com/ctalteneffus/docs Twitter: @CtalYazarlik facebook.com/CtalGazete
Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır.
Sayfa 3
ANKET
SATRANÇ EKİBİ BAŞARIYA DOYMUYOR 15-18 Şubat tarihleri arasında Marmara ve Ege Bölgesi Satranç grup şampiyonasında Balıkesir ilini, okulumuz üç sporcu ile temsil etti.
Okulumuzda yaptığımız ankette 190 kişiye sorduk. Balıkesir'in en doğusunda nereye gittiniz? 1.Ankara : 38 2.Antalya : 18 3.Bursa : 17 4.Eskişehir : 17 5.Trabzon : 14 6.Kayseri : 8 7.Van : 7 8.Sivas : 7 9.Konya : 5 10.Rize : 5 Diğer : 54 Gülşah ÇOĞUL
Satranç öğretmenimiz İsmail Ünlü'nün çalıştırdığı sporcularımız, Balıkesir Rahmi Kula Anadolu Lisesi'nin düzenlediği Geleneksel satranç turnuvasından da ikincilik ve üçüncülük alarak kupayla döndüler. Sporcularımız, Alper Erdil'i, Erol Cansel'i , Gürbüz Kaan Akkaya'yı ve Halil İbrahim Özkan'ı başarılarından dolayı kutluyoruz.
ERGENLİK
Yazımı yazarken kendi duygularımı, yaşadıklarımı, gözlemlerimi ve yaptığım ufak bir araştırmayı baz aldım. Bunlar kişisel duygu ve düşüncelerimdir. Bunlara katılmayanınız, “Ben bunu yaşamadım. Ne saçma şey.” diyeniniz olacaktır elbette. Herkes aynı şeyleri yaşamak, hissetmek, yaşadıklarını aynı şekilde yorumlamak zorunda değil. Yazımın içinde kendinizi bulmanız ve bu zorlu değişim yoluyla baş edebilmeniz dileğiyle…
Bu dünyada o kadar çok karmaşık psikolojiler var ki, şaşırır inanamazsınız. Bebeklerin, yaşlıların, gençlerin, bayanların, erkeklerin, her yaş grubunun, onu geçtim her insanın ayrı bir psikolojisi, karmaşık bir bilinçaltı var. Bu yazıda sizlere kendimin de, belki sizlerin de içinde bulunduğu, bana göre belki de en karmaşık olan psikolojiden bahsedeceğim; “ERGEN PSİKOLOJİSİ”. Ergenlik, her insanın 12-21 yaşları arası geçirdiği bir dönem. Bu dönemde hem ruhsal hem fiziksel değişim geçiren bizlerin, ergenlerin psikolojisi de, hâliyle oldukça karışık. İşin bilimsel kısmının yanında duygusal kısmı da var tabii ki. İkisinden de bahsetmeye çalışacağım. Öncelikle sanırım en zorlandığımız kısımlardan biri, bedenimiz. Yaşadığımız fiziksel değişimler bizi hayli zorlasa da, alışmaya çalışıyoruz büyümeye. Sivilceler çıkıyor, saçlar ve deri yağlanıyor, pubertol atılım yaşanıyor… Say say bitmez. Hepsinin nedeni temelde salgıladığımız östrojen ve androjen hormonları. Ve maalesef bundan kaçışımız yok. Duygularımız öyle çabuk değişiyor ki biz bile hayret ediyoruz. Bir an mutluysak bir diğer anımızda mutsuz olabiliyoruz. Duygularımız uç noktalara taşınıyor. Ailemizin en ufak sorusu –özellikle kişisel bir soru ise- bizi büyük bir öfke patlamasına sürükleyebiliyor. En önemlisi fark edilmek istiyoruz biz. Bir şeyler yapmak, bir şeyler başarıp takdir edilmek istiyoruz. Yaptığımız çoğu şeyin amacı bu değil mi zaten? Arkadaşlarımız arasında, ailemizde, insanların gözünde takdir edilmek; biraz saygınlık istiyoruz hepimiz. Beklediğimiz ilgiyi, sevgiyi, saygıyı, takdiri bulamayınca, egomuz zedelenince. Hah! Asıl sorunlar burada başlıyor işte. Kendimizi daha geri plana çekip içimize, o içimizde kopan fırtınalara geri dönüyoruz. Tek istediğimiz biraz takdir. Okul, bu zorlu yolumuzda hepimize destek veren bir yer oluyor. Okulda kendimize yol gösterecek birilerini, hocalarımızı buluyoruz. Hocalarımız eşliğinde kendimizi tanıyıp yeteneklerimizi keşfediyoruz. Bence okulla, kendi yarattığımız hayat müziğimizin altına ritim ekliyoruz ki, iyi, dinlenebilir bir şarkı olabilelim. Şarkının müziğiniyse hayallerimizle oluşturuyoruz biz. Her saniye hayaller kuruyoruz. Bir melodi, bir şiir, bir yazı, resim, beynimizdeki anlık bir düşünce bile bizi oturduğumuz yerden alıp uzak diyarlara, hayal âlemine bırakıveriyor. Okul sırası bile huzurla dolduruyor içimizi, hayal kurarken üzerinde. Bunu okuyan ebeveynler ne olur bize biraz bizi anladığınızı hissettirin. Değer verdiğinizi bilelim. Aile kararlarına bizi de katsanız elinize mi yapışır? Ailenin bir parçası gibi hissettirin biraz. Nasihatleriniz bizi sakinleştirir belki bir süre ama biz ergeniz; kulağımız delik ne yaparsınız. Birinden girer öbüründen çıkar. Bazen öyle dalarız ki hayale, duymayız bile nasihatleri. Bize sevgi değil; sevgi gerek, anlayış gerek, takdir gerek. Anneler, babalar; aklınızda bulunsun bunlar!
GOOGLE’DAN SON BOMBA: ANDROID WEAR Google'ın geleceği belirlemeyi kendine amaç edinen giyilebilir teknoloji platformu Android Wear, akıllı saatlerin ihtiyaç duyduğu teknolojiyi onlara sunacak. Google Now uyarıları, Android Wear sayesinde tam anlamıyla elinize geliyor. Bu, işinize yarayacak bilgilerin size gösterilmesi, sesinizi kullanarak ek bilgilere kolayca ulaşabileceğiniz anlamına geliyor. Platform hem kare, hem de yuvarlak tasarımları desteklediği için moda konusunda hiç sıkıntı yaşamayacak gibi görünüyor. Moto 360'ın yuvarlak tasarımı harika görünüyor, LG G Watch da hiç fena değil. Android Wear tam olarak ne yapıyor? Android Wear, size "sizinle beraber hareket eden bilgileri" sunmayı, tüm dünyayı kolunuza getirmeyi amaçlıyor. Sadece zamanı söylemekle yetinmeyen Android Wear, zamana göre tahminler yapabiliyor ve konum bilgilerini de kullanarak içeriğe hassas veriler oluşturabiliyor. Örneğin bir otobüse bindiğinizde Google Maps destekli bir geri sayım sayacı, hedefinize ne kadar sürede ulaşacağınızı size söylüyor. Yeni teknoloji, sizi etrafta olabilecek çeşitli tehlikeler konusunda da uyarabiliyor. Google'ın bir videosunda yakındaki plajları listeleyen yeni Android Wear kullanıcıları, deniz canlıları tarafından rahatsız edilmekten kurtuluyorlar.
Eda BOZDEMİR
Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Sayfa 4
Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır.
FATİH PROJESİ BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE GÜVENLİ İNTERNET KULLANIMI SEMİNERİ
İSTİKLÂL MARŞI’NIN KABULÜ VE MEHMET ÂKİF ERSOY’U ANMA
İlçe formatörü Hasan Kulak tarafından verilen seminer iki gün sürdü. İnternetin doğru şekilde kullanılması ve çocuklarımızın tehlikelerden uzak tutulması için yapılması gerekenler hakkında bilgiler verildi.
OKUL GEÇİŞ GÖREVLİLERİ
Etkinlik çerçevesinde okulumuzda yapılan “İstiklâl Marşı’nı En Güzel Okuma” yarışmasına katılan ilçemiz ortaokulları öğrencilerinden Pelitköy Ortaokulu’na birincilik kazandırdı. Yarışmada; Celal Toraman Anadolu Lisesi Müdürü Mehmet Arslan, Edebiyat öğretmeni Ahmet Altınsoy, Burhaniye Anadolu Lisesi Müzik öğretmeni Esra Kızılcık, Endüstri Meslek Lisesi Edebiyat öğretmeni Firuzan Şahan jüride yer aldılar.
Burhaniye İlçe Emniyet Müdürlüğünün Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği görevlilerince okul geçit görevlilerine seminer verildi. Okulumuzda yapılan etkinliğe beş öğrencimiz görevli olarak katıldı.
İLKYARDIM SEMİNERİ YAPILDI Sivil Savunma Haftası etkinliği çerçevesinde İlkyardım Semineri yapıldı. Ören Sağlık Ocağı Doktoru Bülent İnce tarafından verilen seminer 9. Sınıf öğrencilerimizin ilgi ile izlediği etkinlik oldukça verimli geçti.
12 Mart İstiklal Marşının Kabulü Ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Programının sunumu bu yıl 10-B sınıfına verildi. Sunuculuğunu benim üstlendiğim ve Befrin GEZER, Özgül YEŞİLOĞLU, Esra YÜKSELEN, Merve TÜRKMEN, Şeyma ULACIK, Mustafa YILMAZ, Miray BAŞARAN, Süeda Betül KAYİŞ, Büşra KARAKIŞ ın görev aldığı programımız iki gün süren bir çalışmanın sonunda günün anlam ve önemine yakışır bir şekilde okulumuz öğretmen ve öğrencilerine sunuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program da İstiklal Marşını derin anlamı ve Mehmet Akif ERSOY’un hayatı hakkında kesitler verildi. Bize bu programın sunulmasını layık gören Tarih Öğretmenimiz Nursal UĞURTAŞ a, Fizik Öğretmenimiz Melih KULA’ya, Almanca Öğretmenimiz Kemal BAŞ’a, bizlerden yardımını esirgemeyen Türk Edebiyatı Öğretmenimiz Zekiye PANK’a ve programın akışında yardımcı olan Orhan CANDEMİR’ e teşekkür ediyorum. Bizler Türk gençleri olarak bayrağımıza sahip çıkmalı, zorluklar karşısında asla pes etmemeliyiz. Her zaman cesur azimli olmalıyız. Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de bizlere dediği gibi; muhtaç olduğunuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Bizi dinleyen herkese tekrar teşekkür ediyor ve Türk milletine yakışan bir Türk genci olmamızı diliyorum. DİLAN ATEŞ
Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır.
ÖZER HOCA’MIZI UNUTMADIK…
Okulumuz öğretmenleri ve idarecilerimiz, Özer Hoca’mızın ölüm yıl dönümünde lokma döktürdü. 17 Mart 2012 tarihinde kaybettiğimiz Matematik öğretmenimizi rahmetle anıyoruz.
Sayfa 5
YANGIN TATBİKATI Balıkesir'in Anafartalar Caddesi'nde bir sokakta çıkan yangın çevre sakinlerini korkuttu. Üç katlı bir binayı yutan yangın esnasında tedbir olarak çevre binalar boşaltıldı. Yangına birçok itfaiye ekibinin yanı sıra polis ve vatandaşlar da müdahale etti. Haftasonu olması sebebiyle can kaybına neden olmayan yangının çıkış sebebi soruşturma konusu. Bilinçsizlik yüzünden yaşanan kazalar gün geçtikçe artıyor. Bu da toplumda birçok acının yaşanmasına neden oluyor. Celal Toraman Anadolu Lisesi olarak bir yangın ya da doğal afet durumunda nasıl davranmamız gerektiği konusunda bilinçlenmek üzere bir tatbikat yaptık. Önce okulumuzun koridorlarında asılmış olan bina boşaltım planına uyarak binayı boşalttık, Almanca öğretmenimiz İsmail Ünlü'den aldığım bilgiye göre bu tatbikat 1 dakika 45 saniye sürmüş. Daha sonra okulumuza gelen itfaiye ekipleriyle birlikte bahçemizde yangın söndürme provası yaptık. Oldukça başarılı geçen tatbikatın sonucu olarak okulca artık böyle bir durumda daha bilinçli hareket edeceğimizi düşünüyorum. Dilara ERDOĞAN
DÜŞE KALKA ULUDAĞ
ESKİŞEHİR TÜBİTAK GEZİSİ
15 Mart Cumartesi sabahı okulumuzun önünden Bursa’ya gitmek için yola çıktık. İlk olarak dağa çıktık. Matematik öğretmenimiz Hasret AYDIN ve eşi sayesinde birçoğumuz kaymayı öğrendi. Akşama kadar dağda zaman geçirdikten sonra otelimize gittik. Akşam yemeğimizi yedikten sonra odalarımıza dağıldık. Başta odalarda sıkılacağımızı düşündüysek de belki de gezideki en eğlenceli zamanı odada geçirdik. Gece geç saate kadar eğlendiğimiz için sabah kalkmakta biraz sıkıntı yaşadık. Kahvaltımızı yaptıktan sonra otelden ayrıldık. Aslında planımızda dağa gitmek yoktu. Ama ilk gün çok eğlendiğimiz için dağa gitmeye karar verdik. Herkes 2. Gün daha iyi kaydığı için dağdan ayrılmak bize daha da zor geldi. Oradan ayrıldıktan sonra tarihi çınar ağacını ziyaret ettik daha sonra alışveriş merkezine gidip karnımızı doyurup alışveriş yaptık. Burhaniye’ye dönmek için yola çıktık. Giderken çok eğlenceli olan otobüsümüzde dönüşte tam bir sessizlik hâkimdi. Herkes yorulduğu için uyudu. Geziyi özetlemek gerekirse ‘Çok güzel bir kış masalıydı. Zülal YÜCEL Tuğba ÖZTÜRK
17 Mayıs Pazartesi günü güneş henüz yüzünü göstermeden yola çıktık Eskişehir'e doğru. Küçük bir otobüsle çıkmış olduğumuz yolculuk isteğimiz doğrultusunda bir kaç kez mola verdi. Ahmet hocamızın da Eskişehirli olmasından yararlanarak, kendisinin rehberliği dahilinde güzel, sabahın erken saatlerinde oluşundan kaynaklı sakin bir yolculuktu. İlk gezi noktamız Osman Gazi Üniversitesinde kurulmuş TÜBİTAK Araştırma Projeleri Sergisiydi. Her alandan projeleri inceleme şansı bulduğumuz sergide gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki biyoloji ve psikoloji alanları revaçtaydı. İkinci durağımız Eskişehir harikalar diyarıdı. Ve tabi Eskişehir'e gelip çibörek yemeden olmazdı :) Ardından küçük bir şehir merkezi ve çarşı turundan sonra yaklaşık 3 saat gibi bir süre için Espark da serbestlik. Gezdik, eğlendik, öğrendik. Kimimiz eski arkadaşlarıyla görüşme şansı buldu, kimimiz alışverişe doydu. Yorucu bir gün olmasına rağmen bitmek tükenmek bilmeyen enerjimizi arabada şarkı ve türküler eşliğinde güle oynaya bir nebze olsun attık. Gece geç saatte inmiş olsak da Burhaniye'ye salı günü hemen hemen tüm kadro okulda ders başı yapmıştı. Seneye kendi okulumuza destek için orada bulunmak istiyoruz. Biraz uğraşlı ve meşakkatli bir iş olduğundan katılmayı düşünen arkadaşlara şimdiden başlamalarını tavsiye ediyorum. Ve eskisehire gitmisken bir de son zamanlarin modasi, herkes gibi biz de selfie çekelim dedik. Ne yazik ki bu fotoğrafta ben çıkmamışım. Ama oralarda bir yerdeyim .. Eh başka zamana artik ☺ Eda BOZDEMİR
KURSLARA SON HIZ DEVAM… 9.sınıflara yönelik olarak planlanan ve aralık ayında başlayan yetiştirme kursları yoğun biçimde devam ediyor. 25 öğrencinin katıldığı Fizik dersini Mustafa Türker veriyor. 40 öğrencinin katıldığı Matematik derslerine ise Mustafa Âşık giriyor. Haftada 4 ‘er saat yapılan dersler toplamda 80 saatten oluşuyor. Yıl sonuna kadar devam edecek olan kurs programı oldukça yoğun görünüyor. Mustafa Türker hocamız, derslerin 8. Saatten sonra yapılmasına rağmen öğrencilerin istekli geldiklerini ve başarılarını gözle görülür şekilde artırdıklarını dile getirdi. Çalışmalarından dolayı hem öğretmenlerimize hem öğrencilere kolay gelsin diyoruz. Teneffüs Ekibi
Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır.
Sayfa 6
BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ MÜZİK DÜNYASI Bahçeşehir Üniversitesi, 1998 yılında Bahçeşehir-Uğur Eğitim Vakfı tarafından açılan vakıf üniversitesidir. İlk olarak İstanbul'un Bahçeşehir semtinde kurulan üniversite, 20062007 akademik yılında tüm fakülteleriyle Beşiktaş ilçesine taşınmıştır. BAU, öğrencilerine “Kampüsüm Dünya” çatısı altında dünyanın çok farklı noktalarında eğitim alma şansı sağlıyor. Üstelik bunu da Berlin, Toronto, Washington DC, Hong Kong, Roma, Silikon Vadisi, Boston gibi kendi kampüs ve akademik merkezlerinde yapıyor. “BAU Abroad” birimi eğitimine BAU'nun yurtdışı kampüslerinde devam etmek isteyen öğrencilerine programlarla ilgili tüm desteği sağlıyor. BAU'da bölümünüzle ilgili bir dersi İstanbul'da ya da Berlin'de, Roma'da ya da Washington DC'deki BAU kampüslerinde alma olanağınız var. Ayrıca her akademik yılın sonuna doğru BAU'nun yurtdışı yaz programlarına başvuru yapma şansına da sahipsiniz. Örneğin New York'ta medya ve iletişim alanında, Washington DC'de siyasal iletişim üzerine, teknolojinin kalbinin attığı Silikon Vadisi'nde dijital medya ve pazarlama konusunda, Hong Kong'da iş dünyası ve inovasyon başlığında eğitim programlarımız açılıyor. Üstelik BAU' nun yurtdışı yaz programları yalnızca kendi öğrencimize değil, tüm dünyadan öğrencilere açık. BAU'ya ulaşım ise oldukça kolay. İstanbul'un Kalbinde yer alan Beşiktaş ve Galata kampüsleri arasında kendi tekneleriyle öğrenci ve akademisyenlerine ücretsiz ulaşım imkanı sağlanıyor. BAUPORT adını verdikleri ve tamamen öğrencilerin kullanımına tahsis edilmiş yemyeşil bir alan ve sonunda ise Boğaz'la buluştuğunuz bir koydan kalkıyor tekne. Beşiktaş'taki kendi iskelelerinden günün belli saatlerinde hareket eden bu teknelerle Galata'daki diğer kampüse keyifli bir yolculukla ulaşmak mümkün. Böylece öğrenciler yoğun İstanbul trafiğine takılmadan, üstelik deniz havası alarak kampüsten kampüse geçebiliyor. Galata'daki kampüs ise özellikle iletişim fakültesinin yeni medya alanındaki çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Dijital medyadan tablet yayıncılığa, yine dijital oyun atölyesinden haberciliğin esaslarının öğrenildiği haber masasına kadar pek çok atölye var Galata'da. Apple, Google, Facebook, Twitter gibi dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinin yer aldığı ABD'nin Silikon Vadisi bölgesindeki kampüsünde BAU öğrencileri, hem kendi alanları ile ilgili dersler alıyor hem de bu şirketlerle bir araya gelerek projelere imza atıyor. BAU Silikon Vadisi Kampüsü'nde öğrenciler, hem teknoloji hem de dijital medya alanındaki gelişmeleri yakından görme şansı yakalarken dünyanın dev şirketlerini de inceleme şansına sahip oluyor. Üniversitenin bünyesinde bulundurduğu fakülteler:
Fen-Edebiyat Fakültesi Hukuk Fakültesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İletişim Fakültesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mühendislik Fakültesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Tıp Fakültesi Fen Bilimleri Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü Meslek Yüksek Okulu Geçtiğimiz yıllarda okulumuzdan Bahçeşehir Üniversitesi'ne gönderdiğimiz öğrencilerin isimleri ve yerleştikleri bölümler ise şöyledir: İsmail ERDEM: Mühendislik Fakültesi- Elektrik-Elektronik Mühendisliği Doğukan ARTAR: Mühendislik Fakültesi- Enerji Sistemleri Mühendisliği Ahmet EFETEKİN: Mühendislik Fakültesi- Biyomedikal Mühendisliği Fehmi DİNÇER: Mühendislik Fakültesi- Yazılım Mühendisliği Selin TOZLUK-Ayça ÖZÇATAL
CLEAN BANDIT Clean Bandit, hip-hop elektronik ve klasik müziği harmanlayan genç bir İngiliz grubu. Adını ülkemizde 'Dust Clears' şarkısıyla duyurmaya başlayan grubu tam olarak 'Rather Be' şarkısıyla tanıdım ben. Grup barok pop yapıyor (bildiğimden değil vikipedi öyle diyor) nedir bu barok pop derseniz, Indie müzik türüne benzeyen biraz daha armonik, daha fazla senfonik, nefesli ve yaylı enstrümanların çokça kullanıldığı bir müzik akımı. Rather Be şarkısını seslendiren şarkıcı ise Jess Glynne. Bu ayki yazıyı yazana kadar şarkının ona ait olduğunu sanıyordum ama şarkının sözleri ve altyapısı Clean Bandit'e ait. Bu grubun klipleri de ayrı bir garip, kısacası dinlemenizi şiddetle öneriyorum. FOXES Louisa Rose Allen, bilinen adıyla Foxes 1989 Nisan doğumlu. Foxes' ın ilk ciddi başarısı Zedd' in Clarity şarkısına yaptığı vokallikle olmuş. Aynı zamanda bu şarkı 56. Grammy ödüllerinde en iyi dans kaydı ödülünü de almıştı. Bu ay gazeteye yazmamdaki en büyük etken şarkıcının 'Let go for tonight' şarkısı. Şarkının klibi çok eğlenceli. Klip şuan çok izlenmemiş ama yakında hak ettiği yere gelecektir. Şarkıcının şuan sadece 'Glorious' adında bir albümü bulunuyor… SAM SMITH İlk başarısını La la la şarkısıyla elde eden Sam Smith, 92 İngiltere doğumlu. Şarkıcının tarzı daha çok R&B. Yakında çıkaracak olduğu 'In the lonely hour' albümünden ilk singleı olan Money on my mind şarkısı geçtiğimizde aylarda yayınlanmıştı. Şarkı çok güzel olmasına rağmen klibi hakkında aynı şeyi söyleyemem ben. Güzelim şarkıya klasik bir 'hayat güzel, barlar, vapurlar…' moduyla bir klip çekmiş. Ah Sam, ah oysa ne güzel anlamlar içeriyor o şarkı
THE CHAINSMOKERS Üyelerini Andrew Taggart ve Alex Pall'un oluşturduğu New York'lu grup şüphesiz ki adlarını #Selfie şarkısıyla duyurdu. Piyasada kendini duyurdukları parçanın sözleri de klibi de başlı başına bu saçma akımı, muhabbetlerin boşluğunu ortaya koyuyor olsa da eğer bu olayları takip eden biriyseniz çok hoşunuza gidebilir. Grubun yaptığı müzik türü ise elektronik müzik. Ve şarkı şuan günde binlerce Vine videosunda kullanılıyor. Ahmet ERTUNÇ
Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır.
HALE AKANSU Hale 26 Şubat 1997 yılında İstanbul’da doğdu. Hiç haylaz bir çocuk değilmiş, hatta çok fazla içine kapanıkmış bile diyebiliriz. İlkokul hayatına İstanbul Kartal Şeyh Şamil İlköğretim Okulu’nda başladı. İlkokula başladığında henüz 5.5 yaşındaymış. O zamanlar en yakın arkadaşı çoktan okula başlamış ve Hale de o olmadan çok sıkılıyormuş, tamamen onun ısrarları üzerine okula kaydı yaptırılmış. “Şimdi baktığımda ilkokul öğretmenim ne kadar da sabırlıymış, daha parmak gelişimim tam olarak tamamlanmamışken büyük bir gayretle bana bir şeyler öğretmeye çalışmış, ona ne kadar teşekkür etsem az… “ diyor. Her yaz Akçay’a tatile gelirmiş Hale ve ailesi, ve bir sene akıllarına esmiş taşınmaya karar vermişler, böylece Hale ortaokul hayatına Zeytinli Naim Süleymanoğlu İlköğretim Okulu’nda devam etmiş. “Yeni bir ortama girmek çok farklıydı, Akçay’da neredeyse hiç arkadaşım yoktu kapı komşumuzun torunu hariç tabii… Kısa bir zaman içinde derslerin yoğun temposuna, arkadaşlarıma alıştım. Ortaokul bittikten sonra da yeni evim Celal Toraman’a geldim. Yeni evim diyorum çünkü burası artık benim diğer ailem gibi. Bu okula ilk girdiğimde sanki beni öylesine kucaklamıştı ki, bir daha bırakmamacasına…” diyerek okulumuz hakkındaki hislerini kısaca özetliyor Hale :) Okulun bilinen en küçük 12. Sınıf öğrencisi unvanına sahip olan Hale inanılmaz kararsız biriymiş. “Genelde beni somurtkan tanırsınız ama güldüm mü de tam gülerim. Biraz deli dolu, özgür ruhlu, bir o kadar kırılgan hassas, ağladım mı da tam ağlayan bir tipim. Yazları bol bol yüzmeyi, kitap okumayı, en çok da müzik dinlemeyi severim. Her türlü müziği dinleyebilirim, hangi dilden olursa olsun, ne anlatırsa anlatsın… Film de izlerim ama kitap okumak kadar ilginç gelmez bana.” diye tanımlıyor kendisini. Hale okulumuzda Comenius, Yaratıcı Yazarlık gibi etkinliklerde ve birkaç tane ufak çaplı yarışmada yer almış. Yaratıcı Yazarlık’ı ruhunu dinlendirdiği bir yer olarak görüyormuş ama ne yazık ki şu sıralar pek vakti yok malum YGS, LYS… Comenius için ise “Birçok yabancı arkadaş edindiğim muhteşem bir deneyimdi benim için, bu sayede görmeyi çok istediğim kendisi soğuk ama ruhu sıcacık ülke Finlandiya’yı da gördüm :)” diyor. Üniversite konusuna geldiğimizde ise “ Şu sıralar yeni gözdem Bahçeşehir Üniversitesi Biyomedikal Mühendislik ama dediğim gibi kararsız biriyim ve her an her şey değişebilir :D” diyor. YGS LYS için tavsiye isteyince de düşüncelerini şöyle dile getiriyor; “Stres yapmayın çünkü öyle ya da böyle gireceksiniz bu sınava. Sınav hayatınızı yönlendirmesin, siz sınavı yönlendirin. Sınav sadece bir aşama. Aşabilirsiniz de bir sene daha kalabilirsiniz de, kendinize olan güveninizi kaybetmeyin. Öğrendiğiniz bilgileri kullanın gerisi gelir ya zaten :) Ama öyle yada böyle mutlaka bir hedefiniz olsun, yönü olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez demişler… Şimdi sen hiç mi stres yapmıyorsun sanki diye sorabilirsiniz de, ama yok şimdi ağlamayın gelin sınavdan sonra beraber ağlayalım :)” Hale’ye keyifli sohbeti için çok teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum :) Dilara ERDOĞAN
ÇALINTI SÖZLÜK Çamaşır: Fidanlıktan ağaç çalmak isteyen birine verilen tavsiye. İcat: Kedilere özel üretilmiş iphone uygulaması. Çimdiklemek: Yan yatmış çimleri jöleyle dikleştirme işlemi. Datça: Şoförlerin kornalarına basarak anlaşmalarını sağlayan dil. Kalender: ''Ben gidiyorum'' diyen Ender'e kal demek. Sürat teknesi: Tek kullanımlık deniz aracı.
Sayfa 7
MELTEM TUNA KİMDİR? Meltem Tuna, Muğla/ Fethiye’de veteriner bir baba ve ev hanımı bir annenin 2 evladından küçüğü olarak doğdu. İlkokula Fethiye’de başladı ve İzmir’de tamamladı. Liseyi Bornova Anadolu Lisesi ve üniversiteyi de Ege Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde 1990 yılında tamamladı. Bankacılık ve öğretmenlik arasında bir tercih yapması gerekirken hiç düşünmeden öğretmenliği seçtiğini söyledi.Üniversite okurken kısa süreli fuarlarda ve 7 yıl İzmir’de özel ihracat firmasında tercüman olarak çalıştı.1993 yılında eşi Birgi Bey ile evlendi. 1998 yılında Afyon’da öğretmenliğe başladı. Daha sonra Kuyumcu Köyü İlköğretim Okulu’nda çalıştıktan sonra 2004 yılında CTAL’e geldi. Celal Toraman’da öğretmen olmak dediğimizde “ Çok güzel ve onur verici. Nitelikli ve güzel öğrencilerle çalışmak çok keyif verici” dedi. Öğretmenimiz oğlak burcu ve tüm özelliklerini taşıdığını düşünüyor. Çocukluğundan beri sakin bir yapıya sahip. Kitap okumayı özellikle de gazete okumayı çok seviyor. Ayrıca hayvanlardan, çiçeklerden ve evde vakit geçirmekten keyif alıyor. Öğretmenimize ve ailesine güzel, sağlıklı günler dileklerimizle.. Ezgi KURT
HATIRALAR Acı veya tatlı, Candan bir parça, Özünü hatırlamaktır, Hatıralar. Kimi zaman masumiyet, Kimi zaman vicdanın sızısı, Gülmek ya da ağlamak için, Bir sebeptir, Hatıralar. Birkaç damla gözyaşı, Maziye gömülmüş acılar, Kapanmamış yaralardır, Hatıralar. Derin bir huzur, Küçük bir tebessüm, Paylaşılmış mutluluklardır, Hatıralar.
Salınım: ''Sen benim hangi günümsün?''sorusuna verilen cevap. Aslıhan ÖZTÜRK Tuğçe BAYIRLI
Mehmet EĞİNLİ
Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan insan, yanlışı yapan kadar suçludur. -Kızılderili atasözü
Celal Toraman Anadolu Lisesi
TENEFFÜS Herkesin Teneffüse İhtiyacı Vardır.
UÇAN HALI
FEDAKÂR ARKADAŞLARIMIZ
SALAR DE UYUNİ: DÜNYANIN EN BÜYÜK AYNASI Dünyanın en büyük tuz göllerinden biri olan Salar de Uyuni Güney Amerika’da Bolivya’nın güneybatısında bulunur. Salar de Uyuni birçok tarih öncesi gölün bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Gündüz aynayı andıran görüntüsü, geceleri sert ayazı ile daha çok sert buz tutmuş bir göle benzer. Ancak yüründüğünde ayakların altında gıcırdayan buz değil kaba tuz kristalleridir. Salar de Uyuni, lityum açısından oldukça zengin olan ve dünyanın lityum ihtiyacının yaklaşık olarak %70’ini karşılayan bir tuz tabakasıyla kaplıdır. Tuz kapasitesi yaklaşık 10 milyar ton olarak tahmin edilir. Bunun yıllık 25.000 tonu çıkarılarak şehirlere nakledilir. Daha güneydeki lagünlerle beraber, göl, Güney Amerika Flamingoları için önemli bir yaşam alanı teşkil eder. Göl flamingoların dışında birçok kuş türüne, and tilkilerine ve viscacha adlı bir tavşan türüne de ev sahipliği yapmaktadır.
10/ A sınıfından bir grup arkadaşımız her ay gazetemizin dağıtımını yapıyorlar. Burhaniye’nin her köşesine ulaşmaya çalışan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Gazetemizin daha çok kişi tarafından okunarak, onların verdikleri emeğin yerini bulmasını diliyoruz. Diğer bir grup arkadaşımız ise gazetemizin teknik işlerini yaparak gazeteyi basım aşamasına getiriyorlar.
Salar de Uyuni ismi İspanyolca’da tuzlu çanak anlamına gelen “Salar” kelimesi ve bölgenin yakınlarında bulunan Uyuni isimli kasabadan gelmektedir. Gölün en ünlü adası olan Incahuasi (İnka evi), boyları 12 metreye varan birçok kaktüsle kaplı olup, Uyuni şehrinden yaklaşık 80 km uzaklıktadır. Dilara ERDOĞAN
AYIN ÖĞRENCİLERİ
Buse YAKIN, Sercan ÇANDIR, M. Beşir ÖZTÜRK, Mehmet AKÇAY, Ayça BALDEMİR 18 MART ETKİNLİĞİNDE GÖSTERDİKLERİ BAŞARIDAN DOLAYI AYIN ÖĞRENCİLERİ SEÇİLMİŞLERDİR. BAŞARILARININ DEVAMINI DİLİYORUZ.