ZOOM haziran2017 isue 124

Page 1

NORTH haber, magazin, aktüalite dergisi ] [ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS

Yıl: 11 Sayı: 124 Haziran 2017

Çok Ozel Yerler

9 694 851 90 004 9 10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

cypruszoom.com

/zoomdergigrubu/










[ Dış Basın Birliği tarafından verilen 'EN İYİ DERGİ GRUBU' ödülü ]

DERGİ GRUBU www.cypruszoom.com

zoommagazin@gmail.com (Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek (Sahibi) Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler Reklam Pazarlama Profil Reklam KATKI KOYANLAR Reha Arar / Mesut Günsev / Selcan Biryılmaz Aygen Ersalıcı / Ali Özçil / Mustafa Şah İhsan Erol Özçil / Hasan Karlıtaş Grafik-Tasarım Profil Reklam Yayın Kurulu Mesut Günsev Ersin Gözenler Nurhan Günsev

Reklam Rezervasyon Ofis (0392) 22 77 595 (0533) 825 70 00 (0542) 875 96 66 (0533) 868 95 81 (0542) 875 55 04

Yayın Türü Aylık Süreli Turizm-Haber-Magazin Sanat ve Aktüalite Dergisi Baskı; Okman

İÇİNDEKİLER

ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir. Cemal Hamit Sok. Aldora 3 Sitesi 29/4 Hamitköy, Lefkoşa

alite dergisi

[ Kıbrıs’ın ilk aylık

NORTH haber, magazin, aktü

]

turizm CYPRUS

18 Krallar Diyarı - Rauf Ersenal

Mayıs 2017 Yıl: 11 Sayı: 123

22 Lefke'yi Ziyaret Etmek İçin 20 Güzel Neden - Hasan Karlıtaş 28 Dört Günde Paris Nasıl Gezilir? - Gizem Telci Günsev 34 Sinema Dedi ki... - Mesut Günsev 36 Johnnie Walker ile Çok Özel Yerler - 3 LOUNGE

0 2T5ra0 nsparan

42 Malpas ile Uzak Doğu Mutfağı Artık Daha Yakın

Yıllık 90004 9 9 69485 1

46 Ne Nerede, Ne Zaman ZOOM Ajanda

Çok Ozel Yerler

10 TL/TÜR

KİYE FİYATI

cypruszoom.com

/zoomdergigrubu/

15TL

48 Raşit Bağzıbağlı'dan Kıbrıs'a Özel Koleksiyon 50 Acapulco / Büyük Eğlence 54 Masal Kalesi St. Hillarion - Mustafa Gürsel 66 Lefke'yi keşfetmenin Tam Zamanı 74 Mekan; Yemen Kahvesi 84 Tibet Şifası 86 Yaza Hazır mısınız?

8

ZOOM I Haziran 2017

ZOOM DERGİ GRUBU

Tüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.





Haydi Kampa..

BİROL BEBEK Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni birolbebek@gmail.com

Bu yazıyı okuduğunuzda, büyük güne artık çok az kalmış olacak. Çadır Festivali'mizin ikincisi için son günlerdeyiz. Tüm hazırlıklar tamamlandı.. Birbirinden renkli organizasyonlar, birbirinden renkli programlar; daha ikincisini düzenleyeceğimiz bu festival ile hayat bulacak. Sevgili dostumuz Hasan Özok'un girişimleri ile yeniden adını duyuran Rotar Gurubu, Cumartesi gecesi alışılmışın dışında bir saatte konser verecek mesela!.. Saatler gece yarısını gösterdiğinde sahne alacak gurubun performansından çok, böyle bir saatte daha bir konser organizasyonunun yapılmamış olması bizi heyecanlandırıyor. Konserin yapılacağı ortam düşünülürse, program görünenden çok daha özel bir yere sahip olacak. İkinci yılında görkemli bir konserle farklı bir kimliğe bürünecek Çadır Kampımız, yine özel isimlerle hatırlanacak. Ayşe Öztoprak geçtiğimiz yıl olduğu gibi buyıl da çocuklara özel oyun programları hazırladı. Bunun yanında sabah günü Yoga ile karşılamak isteyenler, Öztoprak'ın hocalığında deniz kenarında, bedenlerini huzur ile arındıracak; ruhlara detoks etkisi yapacak yoga ile yeni gün programına hazırlanacaklar. Anlayacağınız geçtiğimiz yıl ilkini yaptığımız kampımız, sırf bu program için üretilen yeni çadırlar, plajda yapılan yeni düzenlemeler, daha organize kamp programı yanında, tavla turnuvası gibi çeşitli organizasyonlarla çok daha keyifli bir hal alacak. Üstelik bu kez, Çadır Kampı bu yıl içinde üçüncü kez düzenlenecek. Üçüncü Çadır Kampı için kesin tarih kamp günü netleşmiş olur. Şimdilik bu bilgiler yeterli diyoruz. Kamp ile ilgili gerekli duyurular, sosyal medyadan da takip edilebiliyor. Projelerimizin devamı için bizi izlemeye devam edin. Dahası ve fazlası için uğraşıyoruz. Yaptıklarımızın birçoğunun 'ilk' olduğunu düşünürsek, (biraz klasik olacak ama) 'yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatı' dersek abartmış olmayız. Sevgili ortağım Gülsüm Gözenler ve ekibimizin yoğun temposu ile hayata geçen projelerimizden sadece biri olan Çadır Festivali'ne davetlisiniz. Bu güzel organizasyonun içinde olmak isteyenlere duyurulur. Bu arada; dergimizin içinde okunacak onlarca güzel konu sizi bekliyor. Yaz geldi, plajda yanınıza iyi bir dost istiyorsanız, ZOOM ve GURME almanız yeterli. Kendinize iyi bakın, Çadır Kampı'nda görüşürüz ;))

Çadır Festivaline özel olarak üretilen çadırlarımızı, sizden önce kurduk. Konfor ve rahatlık ok. Ama yine de ben çadırımı getiririm diyorsanız, size kalmış.

12 ZOOM I Haziran 2017 12 ZOOM I Haziran 2017


Enno Voorhorst Aniello Desiderio

Ozan Sarıtepe

Kuzey Kıbrıs'ın İlk Uluslararası Gitar Festivali Kıbrıs’ta gitar eğitiminin geliştirilip desteklenmesi, ortak bir öğrenme kültürünün yaratılması, uluslararası sanatçılar ve eğitmenlerle fikir paylaşımlarında bulunulması ve Kıbrıs’ın kuzeyinde müzikal ve sanatsal bir çevre oluşturmak için yola çıkan Yakın Doğu Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü Kuzey Kıbrıs'ın ilk Uluslararası Gitar Festivali'ne imza attı. Aniello Desiderio, Enno Voorhorst, Vincenzo Sandro Brancaccio, Ozan Sarıtepe gibi dünyaca ünlü gitaristleri Kuzey Kıbrıs'ta dinlemek çok büyük bir ayrıcalıktı. 24-28 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen festivalde, konserler, atölye çalışmaları, söyleşiler vb bir çok etkinlik gerçekleştirildi.

Türkiye’nin en önemli konservatuvarlarından 12 gitar eğitmeni, Yakın Doğu Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nde, tüm Kıbrıslı gitaristlere eş zamanlı olarak dersler verdi. Kimler yoktu ki bu kadroda. Doç. Kağan Korad Bilkent Üniversitesi, Bekir Küçükay İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Soner Egesel Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Prof. Dr. Safa Yeprem Marmara Üniversitesi, Atahan Kaya Akdeniz Üniversitesi, Utku Özkanoğlu Akdeniz Üniversitesi, Dr. Fatih Bingöl Gazi Üniversitesi, Dr. Melih Güzel Marmara Üniversitesi, Ricardo Moyano Yıldız Teknik Üniversitesi, Mehmet Gürgün Dokuz Eylul Üniversitesi, Dr. Engin Özyörük Akdeniz Üniversitesi, Çetin Bilgin İstanbul, Matias Zloto Arjantin, Dan Sedgwick Amerika.

Festival açılış konserini Enno Voorhorst Lefkoşa Bedesten de gerçekleştirdi. KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 2017 yılının yaz konserlerinde Lefkoşa ve Mağusa'da müzikseverlerle buluştu. Festival kapsamında adamıza gelen Aniello Desiderio gitarı ile orkestraya eşlik etti. Ozan Sarıtepe YDÜ Kütüphanesi 4. Salonda gerçekleştirdiği konserde sevilen bestelere yer verdi. Festivalin son etkinliği Naci Talat Vakfı'nda Vincenzo Sandro Brancaccio konseri oldu. Festivalin onur konuğu Kıbrıslı gitarist ve besteci Kemal Belevi'ydi.

Vincenzo Sandro Brancaccio

Erkan Sülün, Ünal Dede ve Ertem Nalbantoğlu başta olmak üzere tüm emeği geçenler, Kuzey Kıbrıs'ın ilk Uluslararası Gitar Festivali'ne imzalarını atmış oldular. www.cypruszoom.com

13


Genç Sanatçılar Resim Yarışması 2017 Sonuçlandı Kültür Dairesi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği “Genç Sanatçılar Resim Yarışması”nın derecelendirme yapılmaksızın verilen üç başarı ödülü; “No:4” isimli eseriyle Burçin Pehlivan’ın, “Leş” isimli eseriyle Direnç Betmezoğlu’nun ve “Boğa” isimli eseriyle Selma Jasmin Devin’in olurken, Mansiyon da “Çocuk Olmak IV” isimli eseriyle Kemal Behcet Caymaz’ın oldu.

TASARIMIN EFSANESİ

KARİM RASHİD YDÜ İÇİN KIBRIS’A GELDİ

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Mimarlık Fakültesi’nin geleneksel hale getirdiği “DAÜ Uluslararası Tasarım Haftası”nın yedincisi bu yıl 15 – 18 Mayıs 2017 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Dört gün süren etkinliklere dünya çapında tasarım dünyasının duayeni ve tasarım dünyasının pop yıldızı olarak nitelendirilen Karim Rashid damga vurdu. Efsane tasarımcı Karim Rashid Othello Kalesi’nde hayramları karşısındaydı. Kendine özgü tasarımlarıyla tanınan Karim Rashid son zamanlarda artan çarpıcı iç mekan ve bina tasarımlarıyla da dünyanın ilgisini üzerine toplarken, New York’ta faaliyet gösteren ofisiyle 4 binin üzerinde tasarımı, 300’ün üzerinde ödülü ve 40’tan fazla ülkede yaptığı çalışmalarla tasarım dünyasının efsane ismi olarak tanınıyor. Karim Rashid ‘7. DAÜ Uluslararası Tasarım Haftası’na katılımıyla dünyayı tasarımın değiştireceği yönündeki iddiasıyla ‘Muğlaklaşmış Sınırlar’ başlığıyla verdiği seminerde günümüz dünyasında dijital çağın oldukça demokratik olduğunu ortaya koydu.

14

ZOOM I Haziran 2017

Karim Rashid, tasarımın dünya üzerindeki etkisi üzerine bir seminer verdi. Rashid de gecede davetlilere verdiği seminerde, dünyada günde 9 milyar görselin görüldüğünü ortaya koyarak, yaşadığımız dünyada yaratıcılığın serbestleştirildiğini söyledi ve teorisinin yalnızca ‘yaratmak’ olduğunu vurguladı. Rashid insanlığın ileri götürülebilmesi için yaratmanın gerekliliğine işaret ederek, hızla değişen dünyada bunun şart olduğunu ifade etti. Tasarımın demokratik olmasından yana olduğunu belirten Rashid, geleceğin ancak modern kriterlerle şekillenebileceğini dile getirdi. Yaratıcılık denince ilk akla gelenin fotoğrafçılar olduğunu anımsatan Karim Rashid, fotoğrafçılıkta olağanüstü yaratıcılığın sergilendiğini belirtti. Günümüz dünyasında hızla artan girişimcilerin var olduğunu kaydeden Rashid, herşeyin istek ve tutkuyla başlayıp ilerleyebileceğini de sözlerine ekledi. Dijital çağın oldukça demokratik olduğunu yineleyen Karim Rashid, geçmişin şimdiki dijital çağdan daha iyi olduğu yönünde bir inanışın hakim olduğunu da dile getirdi.

Kültür Dairesi’nden verilen bilgiye göre 42 eser ile 12 kişinin katıldığı ve seçici kurul üyeliklerini Doç. Dr. Ümit İnatçı, Öğretim Görevlisi ve Görsel Sanatçı Oya Silbery ile Resim Öğretmeni ve Grafik Tasarım Sanatçısı Mehmet İlkerli’nin yaptığı yarışmada 7 kişinin 21 eseri sergilenmeye değer bulundu. Kültür Dairesi’nin bu yıl 9.’sunu düzenlediği Genç Sanatçılar Resim Yarışması, anlayış ve eğitim ayrımı gözetmeksizin; genç kuşak ressamların özendirilmesi, yeni değerlerin saptanması, bu

alanda eser üreten genç sanatçıların çalışmalarının bir arada sergilenmesi ve başarılı ressamların ödüllendirilerek teşvik edilmesi amacıyla gerçekleştiriliyor. Başarı ödülü almaya hak kazanan eserlerin ödül töreni ve Genç Sanatçılar Resim Yarışması 2017 Sergisi’nin açılışı 6 – 16 Haziran 2017 tarihleri arasında Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Sergide ödüllü eserlerle birlikte sergileme alan Tünay Özyay’ın “Zamanda Yolculuk”, “Bereket”, “Anılar” ve “Reina de oro”, Jasmine Dinand’ın “Kendini Bulmak” ve “Kendini Bulmak 2”, Burçin Pehlivan’ın “No:1”, “No:2” ve “No:3”, İbrahim İnce’nin “5’oclock Drawing” ve “Alienated Apples”, Direnç Betmezoğlu’nun “Nilüfer”, Selma Jasmin Devin’in “Atölye No:1” ve “Atölye No:2”, ve Kemal Behcet Caymaz’ın “Çocuk Olmak I”, “Çocuk Olmak II” ve “Çocuk Olmak III” isimli eserleri de sanatseverlerin izlenimine sunulacak.



BU BAŞARI BIZIM 25. Ulusal Yönetim Organizasyon Kongresi Başkent Üniversitesi’nin himayesinde 25-27 Mayıs 2017 tarihlerinde Ankara Bilkent Üniversitesi’nde gerçekleşti. Alanının en önemli kongreleri arasında yer alan kongreye Lefke Avrupa Üniversitesi’nden(LAÜ) iki bilimsel bildiri kabul edildi. Kongrede, LAÜ İşletme Bölüm Başkanı Doç.Dr. Harun Şeşen, Araştırma Görevlisi Sahil Ertan ve Doktora Öğrencisi Ahmet Maşlakçı’nın çalışmaları bilimsel hakemler tarafından uygun bulundu. Ahmet Maşlakçı “Çok Kültürlü Ortamlarda Pozitif Psikolojik Sermayenin Örgütsel Bağlılığa Etkisi –Kuzey Kıbrıs’ta 5 yıldızlı Otellerde bir

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Kurulu Fethiye’de yapıldı;

KITUYAD, TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU YÖNETİMİNE GİRDİ Kıbrıs Türk Turizm Yazarları ve Gazetecileri(KITUYAD) Derneği Başkanı Nazmi Pınar, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Kurulunda yapılan seçim sonucunda, Yönetim Kurulu’na girdi. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu 2. Olağan Genel Kurulu Fethiye’de yapıldı. Genel Kurulda, Genel Başkan Nuri Kolaylı oy birliği ile güven tazeledi. 11. kez toplanan tüm Türkiye geneli Gazeteci örgüt

16

ZOOM I Haziran 2017

Başkanları ve delegelerin olduğu Genel Kurulda, geçtiğimiz yıl üyeliğe Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı imzasıyla kabul edilen KKTC bu kez yönetime girdi. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu oluşturan 8 Federasyondan birisi olan ve Başkanlığını Mevlüt Yeni’nin yaptığı Akdeniz Gazeteciler Federasyonu’na ilk olarak resmen üye olan KITUYAD’ın KKTC’yi temsilen TGK

üyesi olmasının yanı sıra, Başkan Nazmi Pınar Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Vekili de seçildi. Türkiye genelinde 8 federasyon ve bu federasyonlara üye 93 gazeteciler cemiyeti ile basın meslek kuruluşunun üst çatı örgütü olan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun genel kuruluna 112 delege katıldı.

uygulama” çalışması, Sahil Ertan ise “Algılanan Çalışan Eğitiminin İş Yeri Stresi ve İş Tatmini Üzerine Etkisi: Yaşlı Bakım Çalışanları İle İlgili Bir Araştırma” çalışması ile ülkemizi bu önemli kongrede başarı ile temsil ettti. Doç. Dr. Harun Şeşen tarafından yürütülen her iki çalışma da alan yazınına önemli katkılar koyuyor. 78 üniversiteden 257 araştırmacının 150 bildiri ile katıldığı kongrede LAÜ’nün başarılı çalışmaları övgü topladı. Alanın en önemli kongresi olarak nitelendirilen organizasyon 24 yıldır aralıksız olarak düzenleniyor.



RAUF ERSENAL

G

azetede okuduğum heyecan verici güzel bir haber sonrası yine yollara çıktık. Bu kez istikametimiz Girne’den kuzey sahil yolunu takip ederek St.Barnabas Manastırıydı. Her adımı tarih kokan bu güzel yolu yaklaşık bir buçuk saatte kat ettikten sonra kendimizi Manastırın kapısında bulduk. Uzun zaman sonra arkeolojik bir serginin burada açıldığını duymak bizleri gerçekten hem heyecanlandırdı hem de ülkemiz adına güzel işlerin yapıldığını görecek olmaktan oldukça mutlu olduk.

18

ZOOM I Haziran 2017


İçeride neler vardı? Hangi güzel sürprizlerle karşılaşacaktık? Demir çağından Roma Dönemi’ne kadar Kıbrıslı sanatçılar tarafından üretilen pişmiş toprak eserler ilk defa ziyaretçilerle yüz yüze geleceklerdi. Nisan ayı içinde açılışı yapılan Serginin açılışına ilginin az olduğunu okumuştum Salı gazetelerinde. Bu işe uzun ve yorucu emek veren arkeolog ve çalışanları çok üzdüğünün yorumlarını da okumuştum. Serginin açılış günü ve saati uzaktan gelecek insanlar için uygun değildi kanaatindeyim. Ama zaten önemli olan açılışa gelecek insanların niceliğinden çok niteliği önemlidir. Bu uğurda emek veren her bir bireyi gönülden kutlar ve alkışlıyorum. Ben bir gün sonra, yani Salı günü orayı ziyaret ettim. Bu tür sergilerin açılış gününde eserleri izlemeye pek konsantre olamaz insan. Orada karşılaştığınız dostlarla sohbete dalar ve böylece işin özünü kaçırırsınız. Ben sakin bir ortamda ziyaret etmeyi tercih ettim. Oraya gittiğim zaman sergiyi gezen onlarca turist vardı. Serginin bir yıl süreyle ziyaretçilere açık olması oldukça yaratıcı ve güzel bir düşüncenin ürünüydü. Bu da binlerce yerli ve yabancı ziyaretçinin bu eserleri yakından görme fırsatı yakalayacakları güzel bir olanaktı. Hiç kimse moralini bozmasın. Özellikle bu iş için özveriyle çalışan personel. Çünkü bu sergi belki de KKTC tarihinin en kalabalık ziyaretçisi olacak bir etkinlik olarak tarihe geçecek.

www.cypruszoom.com

19


Ben büyülendim. Ve orayı ziyaret etme fırsatı bulamayan herkesi bir yıl içerisinde birkaç saat ayırıp mutlaka ziyaret etmelerini tavsiye ederim.. Hiç pişman olmayacaklar. Sergi kronolojik bir sırayla ve göze oldukça hoş gelecek şekilde düzenlenmişti. Eserlerin yanındaki bilgi levhaları da bir titiz çalışmanın ürünüydü. Bir salonda Arkaik dönemden Roma dönemine kadar yani binlerce yıllık bir yolculuğa çıkarsınız adeta salona girer girmez. Bir de toprağa binlerce yıl önce şekil veren sanatçıların kusursuz eserleri karşısında adeta utanırsınız, modern çağın teknik ve malzemelerinin bizlere sunduğu olanaklara rağmen o denli mükemmel eserler yaratmayı başarmadığımız için. Toprağın öylesine ince işlendiği ve ona ruh katıldığı ve günümüze kadar yaşam bulmasının sağlandığını görmek binlerce yıl öncesinin sanatçıları karşısında saygıyla eğilmekten başka bir şans bırakmamıştı bizlere. Sergi broşürü de en beğendiğim çalışmalardan bir tanesiydi. Hem bilgilendirici hem de güzel bir ruhun ifadeleriyle doluydu. Onlar zaten çok daha güzel anlatmışlar bizlere serginin ruhunu.

20

ZOOM I Haziran 2017

Aynen şöyle yazılmış broşürde; ‘St.Barnabas İkon ve Arkeoloji Müzesi’ Topraktan Gelenler, Antik Çağ ‘Terracotta Figürinleri’ isimli sergi Süreli sergi Salonu’nda Nisan ayı içinde açılan sergi gelecek yol Nisan ayına kadar açık kalacak. Serginin konusunu, müze koleksiyonunda yer alan demir çağından Roma dönemine kadar olan dönemlerden günümüze gelen terrakotta (pişmiş toprak) figürinler oluşturuyor. Figürin adı verilen küçük boyutlu heykelciklerin üretimi, prehistorik dönemlere dayanmaktadır. İnsanoğlunun değer verip kutsal kabul ettiği varlıkları yansıtmak amacıyla üretilmeye başlanan figürinler, ait oldukları döneme ve bölgeye göre farklı malzemelerden yapılabilmektedir. Antik çağda sıklıkla tercih edilen terrakotta figürinlerin en erken örnekleri, basit biçimde elde biçimlendirilebilmekte iken, zaman içerisinde gelişen yapım teknikleri ile kalıp yapımı seri üretime geçilmiştir. Sergimizin teması olan demir çağından Roma dönemine kadar tarihlendirilen terrakotta figürinler, gerek antik kaynakların aktarımlarından, gerekse arkeolojik kazılardan anlaşıldığı kadarıyla çoğunlukla adak eşyası ve mezar


ST.BarnaBaS İKOn vE arKEOlOjİ MüzESİ’ TOpraKTan GElEnlEr, anTİK Çağ ‘TErracOTTa FİGürİnlErİ’ İSİMlİ SErGİ SürElİ SErGİ SalOnu’nda nİSan ayı İÇİndE aÇılan SErGİ GElEcEK yOl nİSan ayına Kadar aÇıK KalacaK. SErGİnİn KOnuSunu, MüzE KOlEKSİyOnunda yEr alan dEMİr Çağından rOMa dÖnEMİnE Kadar Olan dÖnEMlErdEn GünüMüzE GElEn TErraKOTTa (pİşMİş TOpraK) FİGürİnlEr OluşTuruyOr.

hediyesi olarak kullanım görmüştür. Taşıdıkları özellikler nedeniyle toplumlarındaki dini ve sosyal hayatın işleyişine dair önemli bilgileri sunan bu figürinler arasında tanrı ve tanrıça heykelcikleri oldukça dikkat çekicidir. Bunun yanısıra antik çağın gündelik yaşantısına dair çeşitli konuların konu edildiği figürinler ve çeşitli hayvan figürinleri de sergide yer almaktadır.” Toprak, su, hava ve ateşten doğup bu günlere kadar yaşama şansını elde eden bu eserlerin yaratıcıları maalesef onlar kadar yaşama şansına sahip değillerdi. Onlara hayat veren ve ruhunu katanların çamura şekil verirken sadece parmak izlerinin adeta bir mühür gibi binlerce yaşayacağını hiç hesaba katmamış olsalar da o izler yaşıyor eserleriyle birlikte. St.Barnabas Manastırı, Krallar diyarı Salamis’in hemen yanı başında ve Manastır ile Salamis arasındaki Kral mezarları çok şeyler anlatıyor bizlere bir zamanlar buranın yaşanmışlıklarıyla ilgili. Hikayeler hazin olsa da yaşandı bu topraklarda. Herkese tavsiye ederim. Gidin, görün ve hissedin… Özellikle seramiğe gönül vermiş her bir bireyin mutlaka gidip ilham alacağı çok sırlar saklıdır oralarda. Emeği geçenleri bir kez daha kutlarım. Çok güzel bir iş başardılar. Tek kelimeyle büyüleyiciydi.

www.cypruszoom.com

21


22

ZOOM I Haziran 2017


Lefke, yeşilin her tonunu yansıtan doğal güzellikleri, verimli toprakları, özgün kültürel mirası, huzurlu ve kaliteli yaşam koşulları ile ziyaretçilerini büyüleyen ve unutamayacakları anlar yaşatan eşsiz bir coğrafya. Sakin şehir Lefke ve köylerini içeren, 20 öneriyi sizler için hazırladık. Lefke İlçesi, sevenlerini bekliyor. Gelin, görün, keşfedin!

www.cypruszoom.com

23


1- Eko Bahçelerde Kahvaltı yapabilirsiniz. Huzur veren bahçe ortamında, Kıbrıs’a özgü geleneksel ürünlerin tadına bakarak güne başlayabilirsiniz. Günün geri kalan kısmının iyi geçmesi garanti... 2- Soli Antik Kentini ziyaret edebilirsiniz. Kıbrıs’ta kurulan en önemli şehir krallıklarından olan Soli şehrini ziyaret ederek, geçmiş medeniyetlerden günümüze ulaşan, muhteşem bir manzaraya sahip Tiyatro, eşsiz güzellikteki kuğu mozaiğine ev sahipliği yapan Bazilika ve Agora bölümlerini görmek sizi geçmişteki tarihi yolculuğa çıkaracak... 3-Vuni Sarayı´nın ve Petra Tou Limnidi’nin benzersiz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Persler tarafından, deniz seviyesinin yaklaşık 270 metre yüksekliğinde kurulan, 137 odadan oluşan Vuni Sarayı, dağ ve deniz arasındaki konumundan dolayı, tarih, kültür ve doğa buluşmasının, hiç tartışmasız en özel örneğidir. Olağanüstü manzarası çok rahatlatıcı... Ada içinde Ada olur mu? Lefke’de olur.

24

ZOOM I Haziran 2017

MÖ. 5000 senesine tarihlendirilen Neolitik Dönem yaşantısına da ev sahipliği yapmış, Petra Tou Limnidi Adası fotoğraflanması gereken en özel duraklar arasında... 4- Yerel Festivallere katılabilirsiniz. Lefke ve köylerinde, yılın farklı zamanlarında düzenlenen yerel festivaller, batı bölgesine önemli bir hareketlilik getiriyor.. Tümünün de ortak özelliği, ürün festivalleri olmaları. Neler mi var? Lefke Ceviz Festivali, Hurma Festivali, Yafa Portakal Şenliği, Yeşilırmak Çilek Festivali, Yedidalga Verigo Festivali, Doğancı Kültür Festivali ve Bağlıköy Eko Gün. Festival dönemlerinde, rotayı Lefke’ye çevrimeye değer... 5- Şeyh Nazım Dergâhı ve Türbesini ziyaret edebilirsiniz. İnanç turizmi anlamında, Lefke’nin en çok ziyaretçi çeken mekânı, hiç tartışmasız Nakşibendi Tarikatının ölümsüz şeyhi, Nazım Kibrisi’nin Dergâhı ve onun türbesidir. Manevi yönü çok yüksek olan Şeyh Nazım Kıbrısi’nin dergâhı, iç huzur için çok anlamlı bir durak noktası...


6- Acendu Çeşmesinde mola verebilirsiniz. Narenciye ağaçları içerisine gizlenmiş bir hazine gibi duran, Venedik Dönemine tarihlendirilen bu efsanevi çeşmeyi ziyaret edip, geçmişin nostaljisini yâd edebilirsiniz. 7- Lefke’deki Osmanlı, Venedik ve İngiliz Mimari eserlerini gözlemleyebilirsiniz. Osmanlı mimarisinin nadide örneklerini oluşturan Osmanlı Konakları, başkent Lefkoşa’dan sonra en fazla Lefke de görülebilir. Osmanlı Dönemi mimari etkisi ile yapılan çok sayıda tarihi eve ve konağa sahip Lefke’deki mimari doku, bulundukları caddelere, otantik dokunun yansıtıldığı etkileyici manzaralar sunuyor. Kasabadaki, Osmanlı, Venedik ve İngiliz Dönemi eserlerinin oluşturduğu mimari doku, kasabada, eşine az rastlanır bir ahenk oluşturuyor. Camiiler, türbeler ve su kemerleri bu tarihi miraslardan sadece birkaçı...

8- Eko-Köy Bağlıköy´ü ziyaret edebilirsiniz. Adını Eko köy olarak duyurmaya başlayan Bağlıköy’ün geleneksel Kıbrıs dokusunu yansıtan, kerpiç evleri, sakinliği, doğası ve Kıbrıs kültürünü yaşatmaya çalışan köylüleri ile tanışmak sizleri etkileyecektir. 9-Yeşilırmak’ta çilek toplayabilirsiniz. Batı bölgesine kadar gelip de, mevsimlerden çilek toplama dönemiyse, Yeşilırmak’taki çilek tarlalarından çilek toplamadan geri

dönmek olmaz. Üretim ve Çilek Diyarı Yeşilırmak’ta, çilek yanında, yetiştirilmeyen meyve ve sebze hemen hemen yok gibidir.

kalınlığı, heybetli görüntüsü ve her yıl vermiş olduğu yaklaşık 3 tonluk üzümle kitaptaki yerini almayı hak etmiş durumda.

10-Yeşilırmak´da Guinness Rekorlar kitabına giren üzüm asmasını görebilirsiniz. Kuzey Kıbrıs’ın en batı ucunda yer alan Yeşilırmak’ta görülmesi gereken en önemli durak noktalarından bir tanesi de hiç şüphesiz, 1947 senesinde Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş tarihi asmadır. Asmalı Plaj mevkiinde bulunan yüzlerce yıllık tarihi asma, 85 cm’lik

11- Hurma, Ceviz ve Portakal ağaçlarını bir arada görebilirsiniz. Farklı iklim koşullarında yetişen bu ağaç türlerini dünyanın başka bir coğrafyasında bir arada görmeniz pek olağan değil. Ancak Lefke de bu mümkün. Karşıyaka manzarası ve Aplıç Bölgesindeki görüntüler ruhunuzu dinlendirecektir.

12-Kite Surf yapabilir veya izleyebilirsiniz. Kuzey Kıbrıs’ta hızlı gelişen trendler arasına giren bir spor dalı olan windsurf-kitesurf, Yedidalga ve Gaziveren´de can buluyor. Heyecan severler için çok özel bir seçenek. 13- Lefke Merkezin tarihi dokusu içinde, asırlık kahvehanelerde kahve içebilirsiniz. Lefke’yi adım adım dolaştıktan sonra, Lefkeli maden işçilerinin yorgunluk attığı kahvelerde mola verebilirsiniz. Yorgunluk kahvesi sizi dinlendirecektir. www.cypruszoom.com

25


King Hotel, Swan of Soli, Lefke Gardens Hotel, Bağlıköy Bağ Evi ve Pendaya Eko Garden, misafirlerini bekliyor.

14- Kırmızı Limanı ziyaret edebilir, Gemikonağı’nda gün batımını izleyebilirsiniz. Bu özel yapı, halk arasında Kıbrıs´ın yatık Eyfel Kulesi olarak isimlendirilmiştir. Kırmızı Liman, Lefke bölgesinin hemen hemen her noktasından görülebilen önemli bir simge. Sadece deniz içerisindeki uzunluğu 500 metre olup, her bir direk arası mesafe 50 metredir. Liman iskelesinin, toplam uzunluğu ise yaklaşık bir kilometre olarak hesaplanmıştır. Kıbrıs’ta güneşin batışının en güzel izlenebileceği yerlerden birisi, hiç kuşkusuz Gemikonağı...

15- Lefke ve Köylerinde Konaklayabilirsiniz. Geleceğini turizm, üretim ve eğitim alanları üzerinde planlayan Lefke ve köyleri, konaklama seçenekleri ile de çok özel seçenekler sunuyor. Küçük muhteşemdir. Misafirperver yerel insanların çalıştırdığı doğa ile iç içe işletmelerde alınacak keyif hiçbir şey ile ölçülemez; Organik Çiftlik, Vouni

26

ZOOM I Haziran 2017

16- Yürüyüş Parkurlarında doğa ile iç içe olabilirsiniz. Lefke, Bağlıköy ve Yeşilırmak bölgelerinde oluşturmaya başlanan, yürüyüş yolları, özel ilgi turizmi açısından meraklılarına farklı alternatifler sunuyor. Özellikle, Lefke Yürüyüş Parkuru, Orkide Vadisi, Soli Harabeleri – Bağlıköy, Vuni Sarayı – Yeşilırmak parkurları muhteşem türlere sahip olması yanında, olağanüstü manzaralar sunan bir güzergâha sahip. 17- Macunların ve Slowfood yiyeceklerin tadına bakabilirsiniz. Lefke İlçesine kadar gelip de, bir Lefke klasiği olan ceviz macunu yememek olmaz. Adını Cittaslow (sakin şehir) çalışmaları ile duyuran Lefke’de slow food (yavaş yiyecek) akımı da yaygınlaşıyor. Adil, temiz ve sağlıklı gıda tüketmek, herkesin hakkı.

18- Lefke Göletini fotoğraflayabilirsiniz. KKTC’deki en büyük ikinci gölet niteliğindeki Lefke/Gemikonağı Göletinin yapımına 1989 yılında başlanmış olup bitiş tarihi 1992’dir. 4.000.000 ton su tutma kapasitesine sahip Gemikonağı göleti Lefke bölgesinin su ihtiyacını karşılıyor. Eski maden alanı üzerine kurulan gölet, benzersiz bir manzaraya sahip. Gölet, içerisinde kalmış CMC hamam örneği ile fotoğraflık manzaralar sunuyor.

19- Eski bakır ürünlerinizi kalaylama işlemi ile geri dönüştürebilirsiniz. Son yıllarda bakır mutfak gereçlerine yeniden ilgi gösterilmeye başlandı. Bunun temel nedeni bakır bir tencerede veya tavada pişirilen yemeğin çok lezzetli olmasıdır. Eğer evinizde bakırdan mutfak gereçleri kullanacaksanız, bu eşyaların belirli sürelerle bakıma yani kalaya ihtiyaç duyduğunu bilmelisiniz. Kalaylama işlemini Gemikonağında yaptırabilir, Bakırcı isimli mekânda yaratılan harika eserleri gözlemleyebilirsiniz... 20-Cittaslow Lefke´de yavaşlayabilirsiniz! 2015’te yaşamın güzel ve kolay olduğu, uluslararası Cittaslow ( sakin şehir) ağına üye olan Lefke, her şeyi tadında yaşayarak, yavaşlama, sakinlik ve huzur çağrısı yapıyor. Lefke; İçinizdeki huzur çağrısına en iyi yanıt alacağınız yerlerin başında geliyor... Cittaslow, hissetmektir...


Yerli balığın tek adresi - The best beach of North Cyprus

Büyüleyici deniz ve dağ manzarası, yılın dört mevsimi yerli ve yabancı turistlerin durak noktası...

a c ı l p a KHotel&Restaurant Akdenizin doyumsuz maviliği, güneşin yakıcı sıcaklığını bulabileceğiniz ailece dinlenip tatil yapabileceğiniz sıcak ve samimi bir atmosfer...

Günlük taze balığın yanısıra Türk ve dünya mutfaklarından seçkin örneklerle birlikte Kıbrıs'ın yöresel lezzetlerini tadabilirsiniz...

www.kaplıcabeach.com

Rezervasyon: 0392 387 2032 (2029) - 0533 825 1361 Girne - Karpaz sahil yolu Kaplıca \ İSKELE


Eyfel, Paris’ten Önce Gelir Tabii ki Eyfel’i görmeden başlayamazdık gezimize. Oranın romantizminden nasiplenmeliydik. 128 yaşında olan Eyfel tamı tamına 324 metre. Kulenin zirvesine çıkmak istiyorsanız 1,665 basamak çıkmanız gerekiyor. Şaka şaka, asansör var artık. Kulenin içinde oldukça şık bir restoran var, Jules Verne Restaurant (Restaurant le Jules Verne). Eyfel Kulesi’nin romantizmle eşleşen duruşuna ek olarak bu restaurantta yemek yiyerek romantizmi doruklarına çıkarabilirsiniz. Hem akşamları ışıklandırması ile ayrı bir büyüleyici. Pek çok gezgin “demir yığını” olduğunu söylese de herkesin bir kere olsun Eyfel Kulesi’ne gitme isteği inkar edilemez.

Dört Günde Paris Nasıl Gezilir? GizEMTElciGünSEV

B

u bir davet yazısıdır. Fransa’nın başkenti Paris’e… Geçen kış doğumgünü kutlamak için gittiğimiz Paris’te neler yaptık, sizinle de paylaşmak üzere derledik. Ve tabi ki biz çok eğlendik, şimdi sıra sizde diye düşünerek bir rehber hazırladık. Şimdi gelin Disneyland’da beraber eğlenelim, Eiffel Kulesi’nin romantizmine kendimize bırakalım, Louvre Müzesi’nin şahaneliği karşısında beraber etkilenelim. Sizi daha fazla sabırsızlandırmadan dört günlük Paris kaçamağımızda neler yaptığımızı, nereleri gezip gördüğümüzü paylaşalım.

28

ZOOM I Haziran 2017


Başlı Başına Bir Şaheser Louvre Müzesi Bir diğer olmazsa olmaz durağımız Louvre idi. Sadece Paris’in değil dünyanın en büyük müzelerinden olan Louvre Müzesi, hem dünyanın en değerli tarihi sanat koleksiyonuna sahip hem de Paris’in en büyük saraylarından biri. Müzenin ana girişi önündeki cam piramitten. İçinde Fransız tabloları ve heykelleri, İtalyan tablo ve heykelleri, Antik Mısır, Antik Yunan koleksiyonları bulunan müzede ilginizi en çok çekecek parça şüphesiz Mona Lisa tablosu. Mona Lisa’nın gizemli gülümsemesini yerinde görebilirsiniz. Fotoğraf çekmek de yasak değil.

Paris’in Cennet Köşesi Tuileries Bahçesi Bir başka durağımız, Paris’te bir cennet Tuileries Bahçesi. Huzuru bulacağınız, sizi bambaşka dünyaya götürecek adres. Parkın içindeki havuzun çevresini sarmalayan yeşil sandalyelere oturup huzuru doya doya içinize çekebilirsiniz. Kitap okuyan, uzanan, manzarayı seyreden, sohbet eden insanlar göreceksiniz bolca. Ortamdaki dinginlik sizi alıp götürecek. Hele de hava güzelse… Masmavi gökyüzünün altında, yemyeşil bir alanda, ağaçların arkasında beliren Paris’i dinlediğinizi hayal edin.

Dinlerken bile başka coğrafyalara adım atmış olmalısınız. Ağaçlarla çevrili yürüyüş yolunda çok sayıda güzel kafeler var, bir şeyler atıştırmak için ideal. Burası Tuileries Sarayı’nın eski bahçesi. Ne yazık ki gerçek sahibi Paris Komünü sırasında yıkılmış. Hem bu yüzden hem de Louvre Sarayı’na yakın olduğundan Louvre Sarayı’nın bahçesi gibi algılayabilirsiniz. Bahçenin her yanın adım adım gezmenizi öneriyoruz. Binalardan ve kalabalıktan sonra bu ruhunuza çok iyi gelecek.

İçindeki Çocuğu Serbest Bırak; Disneyland Bir başka durağımız ise Disneyland. Çocuklar gibi şen olduğum 30 yaş kutlaması da oldu benim için. Daha girişte sizi karşılayan rengarenk bir şato bile içinizi kıpır kıpır etmeye yetiyor. İçerisi mi? Anlatılmaz yaşanır türünden ama biz yine de kısacık anlatalım. Böylesine büyülü bir atmosferde zaman geçirmenin bedeli olsa da kampanyaları

takip ederseniz indirimli bilet alabilirsiniz. Doğum gününde ise ücretsiz giriş var. Ne güzel bir hediye! 5 bölümü olan parkın giriş bölümünde çok sayıda dükkan ve Uyuyan Güzel’in şatosu var. Ayrıca tüm parkı yürümek istemiyorsanız buradan kalkan trenle tüm parkı gezebilirsiniz. Diğer bölümler ise uzay temalı maceralar yaşayabileceğiniz Discoveryland, daha

çok çocuklu misafirler için Fantasyland, Indiana Jones ve Karayip Korsanları gibi maceracı karakterlerin olduğu Adventureland ve vahşi batı rüzgarlarının estiği Frontierland. Disneyland’e gittiğinizde muhakkak günü oradan bitirin ve her akşam Disneyland Kulesi’nin üzerine yansıtılan çizgi film şölenine ve havai fişek gösterisine tanıklık edin.

www.cypruszoom.com

29


Büyüleyici Olduğu Kadar Tüyleri de Ürperten Père Laichaise Mezarlığı

Eyfel, Paris’ten Önce Gelir Acıktık değil mi? O halde Paris’in meşhur antrikot restoranı Le Relais de l’Entrecôte’ye gidelim. Standart menüye sahio restoranda balzamik soslu cevizli marul salatası, tepeleme patates kızartması veee cafe de paris soslu antrikot. Yanına bir de şarap…

Şüphesiz yiyeceğiniz en leziz et burada. İşin sırrının sosta olduğunu düşünüyoruz, fakat sosun tarifi bir sır gibi saklanıyor. Size anneniz gibi servis yapan garsonlardan aldığımız bilgi, içinde zeytinyağı ve hardal olduğu yönünde. Ama gerisini söylemediler tabi…

Bir mezarlık gezmek hiç bu kadar ilginç ve büyüleyici olmamıştı. Paris’in Père Laichaise Mezarlığı’ndan bahsediyoruz. (Okunuşu Lö Per Şalez) Sanatıyla, müziğiyle, edebiyatıyla ölümsüzleşen isimler yatıyor bu mezarlıkta. 43 hektar genişliğindeki bu mezarlıkta her dinden ve ırktan isim yer alıyor. Mezarların kiminde hayranlarının ruj izleri kiminde şarkı sözleri yer alıyor. Sanat dolu, yaşanmışlıklarla dolu bir mezarlık. Burada yatanlar arasında kimler yok ki; sürgünde vefat eden Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney, Sadık Hidayet, Jim Morrison, Balzac, Chopin, Édith Piaf, La Fontaine, Molière, Simone Signoret, Oscar Wilde.. Ayrıca Fransız Savaşı’nda ölen Ermeniler ve Auschwitz’de ölen Yahudiler anısına dikilen anıt mezarlar ve Paris Komünü’nde kurşuna dizilenlerin anısına yapılan Federeke Duvarları bulunuyor burada. Farklı farklı mezarların olması da sizi büyüleyecek ve şaşırtacak.

Dış Mimarisi İle Şaşırtan Pompidou Merkezi Paris’in görülmesi gereken yerlerinden biri de Pompidou Merkezi. Görünce biraz şaşırabilirsiniz açıkçası. Çünkü ünlü mimarlar Richard Rogers ve Renzo Piano’nun tasarladığı binanın dışını tesisat kaplamış durumda. Tabii bu boruların her birinin ayrı ayrı işlevi var. Pompidou Merkezi içinde sergi alanları, kütüphane, sinema, restoran ve seyir bölümü bulunuyor. Önünde uzun bir kuyruk vardı biz gittiğimizde. Aileler çocuklarını alıp pazar günlerini burada geçiriyorlar. Çocuklar atölyede zaman geçirirken büyükler de müze geziyorlar. Ne kadar da dolu dolu bir hafta sonu!

30

ZOOM I Haziran 2017


Fazlasıyla Anlam Yüklü Sacré-Cœur Bazilikası

Aşık Olunası Bir Kitabevi: Shakespeare and Company Bu dükkanı sevmek için kitap kurdu olmanıza gerek yok. Kendisi başlı başına fazlasıyla sempatik bir yapı. Kitabevi zamanında Ernest Hemingway, Ezra Pound, F. Scott Fitzgerald, Gertrude Stein ve James Joyce gibi birçok yazar sıklıkla ziyaret edermiş. James Joyce’un ilk zamanlar ABD ve Birleşik Krallık’ta yasaklı olan Ulysses romanı ilk olarak da bu kitabevinde basılmış. Buradan kitap satın alabilir, ödünç alabilir ve hemen yanındaki kafe bölümünde okuyabilirsiniz.

Paris’in en ünlü kilisesi Sacré-Cœur Bazilikası’na da uğramasak olmazdı. Savaşta ölen 58,000 askerin anısını taşıyan bu kilise Monmartre Tepesi’nde yer alan bembeyaz bir kilise. Eyfel Kulesi’nden sonra şehirdeki en yüksek yer olduğundan kilisenin kubbesine çıkıp Paris manzarasına bakıp büyülenebilirsiniz. Sana bugün bir tepeden baktım Aziz Paris. Bazilikanın içinde İsa heykeli, İsa mozaiği, Son Akşam Yemeği gibi sahnelerin tasvir edildiği bronz heykeller, Jeanne d’Arc ve Aziz Louis’i simgeleyen atlı heykeller yer alıyor. Fotoğrak çekmek yasak bu arada. Fotoğraf çektiğinizi görürlerse önce uyarıyorlar, ısrarla fotoğraf çekiyorsanız kapıya kadar eşlik ediyorlar.

www.cypruszoom.com

31


Alışverişin Görkemli Merkezi: Galeries Lafayette İlk defa “bir çöp alamadan” çıktığım bir alışveriş merkezi oldu yurtdışında, o da burası. Abartmıyorum burada insan kendini fakir hissediyor. Çünkü markaların hepsi fazla lüks. Üzerine bir de Euro – TL farkı eklenince, eller pek cebe atılamıyor haliyle. Burası alışveriş yapmak için değil ama tarihi, etkileyici binasını mutlaka görmek için uğramak gereken bir yer. Bir de en alt katındaki ismini bir türlü hatırlayamadığımız makaroncunun, passion fruit’li makaranonunu yiyin mutlaka.

32

ZOOM I Haziran 2017

Kalbimizi Bıraktığımız Pastane: Boulanger Patissier

Bu pastaneyi görürseniz çıkmayın içinden. Eklerini yiyin, pastalarını yiyin, envai çeşit tatlıları var, onları tadın.


Ve Tabi ki Champ Elysees (Şanzelize Caddesi) Fransızların kendi aralarında dünyanın en güzel bulvarı olarak adlandırdığı cadde burası. Dünyanın en güzeli demek biraz fazla iddialı bizce, ama gitmişken görmeden olmaz. Cadde ünlü Concorde Meydanı’ndan başlıyor ve Arc de Triomphe anıtının bulunduğu Charles de Gaulle Meydanı’nda bitiyor. Sağda solda güzel kafeler, mağazalar, restoranlar bulunuyor.

Caddenin Sonunda Devasa Arc de Triomphe Sizi Bekliyor Arc de Triomphe yani Zafer Takı, Napolyon Bonapart zamanında ypılmış. Bonapart, Austerlitz savaşında galip gelen fransız askerlerine seslenmiş ve “Evinize zafer taklarının altından geçerek döneceksiniz.” demiş. Bunun üzerine de 18 Şubat 1806 tarihinde Zafer Takı’nın inşa edilmesini istemiş. 15 Aralık 1840 tarihinde, Napolyon Bonapart’ın cenazesi Zafer Takı’nın altından geçmiş. Altında I. Dünya Savaşı’nda ölen Fransız askerler için meçhul asker mezarı (Tombe Du Soldat Inconnu) bulunuyor. Mezarın üstünde bulunan alev ise 1923 senesinden beri hiç sönmemiş. Her

akşam 18.30’da alev, askerler tarafından bir merasimle tazeleniyor. Denk gelirseniz izleyebilirsiniz. Dört günlük Paris gezimizdeki duraklarımız böyleydi… Bir de ara sokakları arşınladık bolca. Tabii gezilecek daha çok yer var Paris’te. Dört günümüzde doya doya gezmeye, çokça anı biriktirmeye ve tüm klişeleri de yerine getirmeye çalıştık. Ve tüm bunları sizlere de aktarmak istedik. Umarız Paris hakkında fikir sahibi olmanıza ve içinizdeki Paris aşkını alevlendirmişizdir. Bol gezmeli tozmalı günleriniz olsun.

www.cypruszoom.com

33


SİNEMA DEDİ Kİ….

mesutgunsev@gmail.com

B

enim çok sevdiğim şairlerden biri de olan Ülkü Tamer’in kitaplarından birinin adıdır.. Aşağıdaki notların bir bölümünü şairin ‘Sinema Dedi ki’ adlı kitabından alıp defterime kaydetmişim.. İşte o sinema insanlarının söylediklerinden bazı alıntılara, benim de muhtelif filmlerden kaydettiğim söylemleri de ekledim bu ayın yazısına... Bana en beğendiğin filmleri say deseler ilk sıralara- belki de ilk sıraya –‘Cinema Paradiso’yu koyarım. Cennet Sineması. Yapım ve Yönetmenliğini İtalyan sanatçı Gioseppe Tornatore’nin üstlendiği 1988 ya-

34 ZOOM I Haziran 2017

pımı bu film, dünya klasikleri arasında yerini almış yayınının hemen sonrasında da Cannes, Altın Küre ve Oscar ödüllerini toplamış, tüm sinema severlerin kalbinde yer etmiştir. Ama hep de düşünmüşümdür. Tornatore, acaba Ülkü Tamer’in Gaziantep’te geçen çocukluğunda büyük tutkuyla seyrettiği filmlerin oynadığı sinemanın sahibi Nakıp Ali ve her filmi daha ilk seanslarında seyreden küçük Ülkü Tamer arasında olan ‘görünmez bir bağla’mı bu filmi yapmıştır diye. Çünkü şairin anı kitaplarında filmle çok benzer yanlar vardır. Benim şair, yazar, tiyatrocu, çevirmen -70’ten fazla çeviri kitabı vardır-Ülkü Tamer’e asıl sevgimin

başlaması 1980’lerde izlediğim bir televizyon programına kadar gider… TV’de şimdi kendilerini hiç hatırlamadığım eleştirmenler ve yayıncılar; çok önemsediğim ‘çocuk edebiyatını’ tartışıyorlar ve benim ilk okul üçte okuduğum ilk roman olan ‘Sokak Çocuğu’nun yazarı ve kitap okuma tutkumu ateşleyen kalem, yüzlerde kitaba da imza atmış ‘Kemalettin Tuğcu’yu yerden yere vuruyor, yazarın romanlarının belirli kalıplarla yazıldığını, duygu sömürüsü yapıldığını vb. söylüyorlardı… Program katılımcılardan sadece Ülkü Tamer; bu ortamda bulunmayan kendisini savunacak durumda olmayan bir yazara böyle yüklenilmesini, Tuğcu’nun çocuk ve gençleri çizgi ro-

manların dışında okumaya yöneltmesindeki ustalığına, hepsi mutlu sonla ve güzel hayat örnekleri ile biten öykü ve romanlarına ve emeğine saygı duyulması gerektiğini ifade ile bu söylemleri sonlandırmıştı. Sanırım o yıllarda İstanbul’un kenar semtlerinin birindeki ilk okulda Yedek Subay Öğretmen olarak görev yapıyordu.. O sınıftan yetişen öğrencilerin bu öğretmenlerini hiç unutmadıklarını da daha sonra okumuştum bazı yayın organlarında. Sinema derken sizlerle anılarımı da paylaştım.. Şimdi söz Ülkü Tamer ustadan alıntılarda: “İki türlü sinema vardır: Gördüğümüz filmler, anılarımızda kalan filmler…” Molly Hashell


DEDİ Kİ!..

TECRÜBE!..

Kuş olup uçsam, sevgilimin diyarına… Neveser Kökdeş

Mürüvvetin (hayır, iyilik)endazesi olmaz…

Çanakkale Savaşında şehit olan eşinin ardından yaptığı segah makamındaki beste…

Hollywoodlu bir çocuk, okulda yoksulluk üzerine şunları yazmış: “Çok yoksul bir aile varmış. Baba yoksulmuş, anne yoksulmuş, uşak yoksulmuş, hizmetçi yoksulmuş, şoför yoksulmuş, bahçıvanlar yoksulmuş” … Alex Barris Bir tek yazardan çalarsan düpedüz hırsızlıktır; ama bir çok yazardan çalarsan, bunun adı araştırmadır! Wison Vizner Bir genelevde çalışmayan, otuzun altındaki her kadına Hollywood da yıldız adayı denir… Ben Heckt Erkekler sarışınları sever, ama esmerlerle evlenirler… Anita Loos Dünyada hayal gücü olduğu sürece Disneyland hiç tamamlanmayacak... Walt Disney

Baba Süleyman Demirel in çok kullandığı bir Türk deyişi..

Para, sadece parasız olursanız önemlidir… Mike Todd Hollywood’un şımartmadığı bir tek yıldız biliyorum. Mickey Mouse. Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur; ikinci karısını da başarısına... Jim Bachus Gençseniz, çevrenizde düşlerinizin içine tüküren biri mutlaka vardır... Frank Sinatra Yukarı çıkarken insanlara iyi davranın, aşağı inerken de onlarla karşılaşabilirsiniz çünkü.. Jimmy Durate Ben halk için ‘umut’un temsilcisiyim. Herkes bana bakıp, ‘bu salak bir şey olduysa, bizde olabiliriz’ diye düşünüyor… Robert Mitchum

Benim için mutluluk sıra dışı olup ta, sıradan yaşayabilmektir… Birigitte Bardot Yaşlılık insanı aşktan korumaz, ama aşk yaşlılıktan korur. Joanne Moreau Yazma yeteneğin olmadığını anlamam on beş yıl sürdü, ama yazmayı bırakamazdım. Artık çok ünlüydüm… Robert Benckley Paranın mutluluğu satın alamayacağını iddia edenler, iyi bir alışveriş merkezinin adresini bilmeyenlerdir... Bo Derek Hatalar, dolu bir hayat için ödediğimiz bedeldir… Sophia Loren Hayatımın erkeği değil, erkeğimin hayatı önemlidir... Mae West

ŞAİR DEDİ Kİ… KÜSKÜN KUŞLAR Her şey için Anamızdan, babamızdan İzin almak vardı eskiden. Görünmez bir kafesin içinde Çırpınan kuşlar gibiydik. Ne tatlı, ne harika hayaldi, Gelecekteki özgürlük. Bu gün şöyle bir geriye dönüp baktım da Kafesin kapısı açılmış ama Küskün kuşların arkası Kapıya dönük Yasemin Kumral

BUNLAR DA BENİM ALINTILARIM Maden bu sayıdaki sayfa sinemadan gidiyor… Bunlarda benim izlediğim filmlerden aldığım notlar. Onları da eklemek istedim: “Zaten savaşın en büyük zaferi yaşamak değil midir?... (Cesaret Madalyası adlı Film) Fırsat cilveli kadın gibidir. Bir kez kapıyı kapalı bulursa, bir daha gelmez… TV dizisi. Hayat Ağacı’ndan. Aşkta ölçü olur mu? Ölçü olsa aşk olurmu..? Hep O Şarkı Filminden Senaryo Sefa Önal Aşk, asi bir kuştur… Carmen’den. Birçok savaş hedefler ele geçirildikten sonra kaybedilmiştir… Anzio Filminden Zor kararlar rütbenin ayrıcalığıdır.. Michale Caine… The Eagle Landed filminden. Gölgede büyük, kendileri küçük insanlar.. Bir Amerikan filminden. İnsan kendine yaptığı yolculuklardan yeni haberlerle döner… Mektup filminden Ali Özgentürk “Beklemek güzeldir. Neyi beklediğine bağlı… “Süper Baba dizi filminden.

“Küçük lüksleri olmayan hayatın tadı olur mu?”… Aşkta ve savaşta filminden Ernest Hamingway. Birinci Dünya Savaşı İtalya Cephesi. “İnanç elimizde somut bir kanıt olmadan duyduğumuz histir…” Phidelphia filminden. “Herkes farklı şekilde acı çeker”… Şirket Filminden “Kahkahasız geçen bir gün boşa harcanmıştır”... Şarlo… Charlie Chaplin “Kahpe dünya hamam tası gibidir. Durmadan cenabet ellerde dolaşır”… Hemşo filminden. “Gençlik acımasız bir hediyedir. Nisanda yağan kara benzer.. sonra… Güneş çıkar”.. Tenesse Williams “Hayatta yapmamam tek şey. Herkesten sonra ölmek.” Our Boys Filminden. Söylediklerini geri alacak “yarın “ hiç yokmuş gibi konuş her zaman. Omar Sherrif 1998 yapımı588 Rue Paradis filminden. Elimizde değil özlediklerimizi yaşamak.. Selim İleri.. Bir Mor Menekşe filminden. Anlatmak, yaşamaktan daha

kolaydır… Nathalie Wood West Side Story Filminden. “Durmadan geçmişe bakarsan bütün hayatını kaçırırsın…” Al Pacino Çaylak filminden. “Bize ne verildiyse onu yaşayacağız.” Yavuz Turgul’un Gönül Yarası filminden. “Hiçbir şey söyleme.. Çok güzel ve Çok acıydı…” Selim İleri Kırık Bir Aşk hikayesi. “Korku en çabuk yayılan hastalıktır”… En Uzun Gün… Day filminden “Hafıza kültür gibidir Unuttuğumuzda akılda kalanlardır. Hayatta hiçbir şey hayal edildiği gibi olmaz. Ya biraz daha iyidir, ya da biraz daha kötü.. Hayat bir uykudur, aşk ise rüyası…” Ladies Gentleman filminden. Piano Bar. Uçurtmayı rüzgar uçurmaz, rüzgara karşı duruşu uçurur... Osmanlı Cumhuriyeti Filminden. Halkın desteği liderlerin ağır cezalara çarptırılarak alınmaz.. Nurnberg Mahkemesinden. “İnsan denizde genç kalır, siz hiç yaşlı balık gördünüz mü?” Kaptan Cousteau .. Kendi Belge-

selinden. “Çocukken bir bisikletin olursa her şeyin çözülür olduğunu sanırsın. Sonra bir bisikletin olur, ama yol biter!..” Meryem Uzerli… Annemin Yarası Filminden. “Eski hayaller güzel hayallerdi. Gerçekleşmediler ama iyi ki onları kurmuşum… Sevmiş olup kaybetmek, hiç sevmemiş olmaktan güzeldir”… The Bridge o Madison Country Filminden . “Tıp biter… Tanrı gelir“… Cames Gagney.. Not Defteri Filminden … “Yalnız ve güzel ülkem”… Nuri Bilge Ceylan Cannes Film Festivalinde ödül alırken… Cinema Pardiso ile başladık, Ülkü Tamer’le devam ettik. Unutulmaz Kırgızlı Yazar Cengiz Aytmatov’un “Selvi Boylum, Al Yazmalım” filminin unutulmaz sözleri ile noktalayalım: “SEVGİ NEYDİ, SEVGİ İYİLİKTİ, DOSTLUKTU, SEVGİ EMEKTİ.” Selam olsun beyaz perdeye tüm kan ve can verenlere…

www.cypruszoom.com

35


Tarzı başka

Lounge

36

ZOOM I Haziran 2017


Mekana girmek için kapıdaki kırmızı telefonu açıp gelen sese kulan vermelisiniz. Sakın kısa kesip telefonu kapamayın, çünkü telefonla verilen şifre, içeri girmeniz için otomatik kapının açılmasını sağlıyor.

Gizli bir bahçesi olan 3 Lounge'da, Çarşamba günleri Yağmur Özeren ve gurubu, sadece 80-90'lardan ingilizce parçalardan oluşan canlı müzik yapıyor. Cuma ve cumartesi günleri canlı Dj performansları dikkat var. tüm özel günlerde, özel partiler düzenleyen mekanda Cuma günleri Rum ve Türk Dj'ler cumartesi günleri ise dünyaca ünlü Dj'ler performans sergiliyor.

Mekanın ortakları, Tunç Yalgın ve Tuba Zerey, baştan aşağı tarz olan mekanın yaratıcıları. Aslında başarı, doğru yerde yarattıkları mekanın yanında, ekibe dahil ettikleri isimlerde de gizli..

GİRNE'DE TÜRK MAHALLESİ'NDE SESSİZ SEDASIZ AÇILIP, ADETA FENOMEN OLAN 3 LOUNGE, KESİNLİKLE TARZI OLAN BİR MEKAN. İŞLETMEYİ 'KOTEYL BAR' OLARAK TARİF EDEN TUNÇ YALGIN VE TUBA ZEREY, KISA BİR SÜRE SONRA, RESTORAN KISMINI DA HAYATA GEÇİRMİŞ OLACAKLAR. TUNCAY GÜLCÜ'NÜN ŞEFLİĞİNİ YAPTIĞI RESTORANIN MÖNÜSÜNÜ, MODERN AKDENİZ MUTFAĞI OLUŞTURUYOR. www.cypruszoom.com

37


A

rtık tam bir tatil ülkesi olmaya başladık. Çevremizde gördüklerimiz kadar, göremediğimiz onlarca mekan, Ada standartlarını zorlama başladılar. Geçtiğimiz ay içinde, işte tam da böyle bir mekanı (üzülerek yazıyoruz) yeni keşfettik. Girne'de Türk Mahallesi içinde yaklaşık 10 ay önce açılan 3 Lounge, gerek tarzı, gerek görüntüsü ile dikkat çeken ayrıntılarla dolu. Hatta Mayıs ayının son haftasında başladıkları yemek servisleri ile, sektörde yarattıkları farkı biraz daha açacaklar gibi görünüyorlar.. Farklı yerlerden gelip daha önce Kıbrıs'ta buluşan Tunç Yalgın ve Tuba Zerey'in ortak olduğu işletme, Kıbrıs'ta bugüne kadar yaratılan mekanlar arasında ilk sıraya koyarsak abartmış olmayız. 8 yıldır ortak olduklarına dikkat çeken Tuba Zerey, 3 lounge "daha önce düşündüğümüz ve ille de Türk Mahallesi'nde olmasını istediğimiz bir projeydi" diyor. Mekanın ilk aşaması kokteyl bar.. İstanbul'dan getirtilen iki tecrübeli mixolok Ozan Can ve Ali Demircioğlu, barda kesinlikle hazır şurup kullanmıyor. Her hafta, o hafta için özel bir kokteylleri var. Çok daha önemlisi, ölçü kullanılarak yapıla kokteyllerde

Şef Tuncay Gülcü

ARTIK TV'LERDEN GÖRDÜĞÜMÜZ ÖZEL MEKANLAR ÜLKEMİZDE DE BOY GÖSTERMEYE BAŞLADI. YAKLAŞIK 10 ÖNCE AÇILAN 3 LOUNGE, AKLINIZA GELEBİLECEK TÜM DETAYLARI İLE ALIŞILMIŞIN DIŞINDA BİR MEKAN OLARAK DİKKAT ÇEKİYOR. KOKTEY BAR OLARAK İŞE BAŞLAYAN MEKAN, GEÇTİĞİMİZ AYDAN İTİBAREN RESTORAN BÖLÜMÜ İLE DE İŞBAŞINDA. YEMEK SERVİSİNE BAŞLAYAN MEKANIN İLK MÜŞTERİLERİ BİZ OLDUK, GÖRSEL SANATLARDAN MEZUN OLUP, 6 YIL SEKTÖRDE YÖNETMENLİK YAPAN TUNCAY GÜLCÜ, 4 YIL ÖNCE BAŞLADIĞI YEMEK SEKTÖRÜNDE FARK YARATAN MENÜLERİ İLE ADINDAN ÇOK BAHSETTİRECEK GİBİ..

38

ZOOM I Haziran 2017


Barda �k� tecrübel� m�xolog, Ozan Can ve Al� Dem�rc�oğlu, ne zaman g�tsen�z aynı tadı bulacağınız kokteyller hazırlıyor. B�r d�ğer fark �se h�çb�r kokteylde hazır şurupların yer almaması.

her zaman aynı tadı buluyorsunuz. KIRMIZI TELEFONUN SIRRI Az kalsın yazmayı unutuyorduk Fark aslında girişte başlıyor. Mekanın bir tabelası yok. Kapıyı bulduktan sonra duvara asılı kırmızı telefonu açıp mesajı dinliyorsunuz. (Sakın sonuna kadar dinlemeden kapamayın, çünkü telefondaki ses size içeri girmeniz için kapalı olan kapının şifresini veriyor.) 60'A YAKIN PREMIUM WHISKY Mekanın ayrıntıları farkını ortaya koyuyor. Mesela DIAGEO'nun seçkin içki markaları yanında 60'a yakın whisky markasını da bulmanız mümkün. Mekanın en özelinde, dünyanın en seçkin markalarını bulabiliyorsunuz. Buna

kokteyllere ekledikleri şurupları ve yanı sıra, buzlarını bile kendilerinin yaptıklarının altını çizmemiz gerek. İSİM NEDEN 3 LOUNGE? Sorunun cevabını mekanın ortaklarından Tuba Zerey veriyor. "Dünyada artık mekanların adları ile özdeşleşen isimler kullanmıyor" diyen Zerey, 3 numarasının - İyi Servis, - iyi kokteyl ve - iyi atmosfer'i anlattığına işaret ediyor. Tabii bu sohbetin için mekanın restoran bölümün isminin de bir numaradan ibaret olacağını söylemeliyiz (Üzgünüz sırrı tutamadık). 3 GECE PROGRAM, HER GÜZEL GÜNE, ÖZEL PARTİ Normal günlerde Deep House, elektronik müzik yapılan mekanda, Çarşamba günleri Yağmur Özeren ve gurubu

Hafta �ç� akşam 20.00 gece 01.30-02.00, hafta sonları 20.00-03.00' saatler� arasında açık, olan mekanda, Deep House ve elektron�k müz�k yapılıyor.

www.cypruszoom.com

39


Görsel Sanatlardan mezun olan Şef Tuncay Gülcü, 6 yıl çalıştıktan sonra, yemek fotoğrafları üzerine kendini geliştirmek için 8 aylık bir şef eğitimini alıyor. Devamında ise artık meslek değiştiriyor.

80-90'lardan canlı ingilizce müzikler yapıyor. Cuma geceleri Türk ve Rum Dj'lerin performans sergilediği mekanda, cumartesi geceleri, dünyanın seçkin Dj'leri mixerlerin başına geçiyor. YÖNETMENLİKTEN ŞEFLİĞE; 'GİZLİ BİR RESTORANIN, OLMAYAN MÖNÜSÜNDEN SEÇMELER' Mekanın en önemli detaylarından birini şef Tuncay Gülcü oluşturuyor. Farklı bir eğitim alan; hatta bu alanda kariyer yapan isim, kendini gelişmek için gittiği kurs ile meslek değiştirmiş. Son 4 yıldır şeflik yapan Gülcü 30 yaşından sonra başladığı yeni mesleği ile fark yaratıyor. İşine tutku ile bağlı Gülcü, yemeklerdeki en büyük farkının hiçbir hazır sosu kullanmaması. Mutfaktaki herşey doğal ve soslar dahil herşey kendi

40

ZOOM I Haziran 2017

elinden çıkıyor. Tam açılmasa da yemek yapılmaya başlayan restoranın konsepti, modern Akdeniz mutfağı. Kendisi de bir Akdenizli olan Tuncay Gülcü, farkın 'modernist mutfak' anlayışından kaynaklandığını söylüyor. Gecenin mönüsü, Dana Kaburga, Karides ve Humus, Antep Fıstıklı çilek sorbe. Onun tanımı ile masamızda 'Gizli bir restoranın, olmayan menüsünden seçmeler' yiyoruz. Yediklerimizde kesinlikle 'fark' anlaşılmayacak gibi değil. Tadı, sunumu mükemmel. Daha fazlasını sanırım ay içinde göreceğiz. O zaman gizli restoranımızın da menüsü tamamlanmış olacak. Ama siz şimdiden mekanı keşfedin. Başka yerde bulamayacağınız kokteyller, başka yerde rastlamayacağınız mönülerle sizi hayran bırakacak bu mekanı kaçırmayın...



Malpas C

anınız uzakdoğu mutfağının lezzetli seçenekleri ile keyifli bir yemek çekiyorsa; oraya kadar gitmenize gerek kalmadı. Bir süredir otelde farklı bir değişim hazırlığı içinde olan tecrübeli yönetici Mert Bölükbaşı, uzun süredir yurtdışında sürdürdüğü meslek yaşamının kazançlarını Malpas için kullanıyor.

42

ZOOM I Haziran 2017


Otel içinde yapılan yeni düzenlemeler, mutfaklarda yapılan yeni atılımlarla otele farklı bir boyut kazandıran Bölükbaşı, Çin ve Tai mutfağının seçkin yemekleri artık restoranında da iddialı bir menüyle müşterilerine sundu.

UzakdoğU mUtfağının en seçkin örnekleri, hem de kendi Ustalarının elinden malpas hotel’de. Çin ve Tai yemeklerinin en özel reçetelerini hazıryan şefler, bölgenin en gözde hotelinde UzakdoğU yemekleri meraklılarına 5 yıldızlı bir seÇenek sUnUyor.

www.cypruszoom.com

43


Çin Mutfağı Çin ve Tai mutfağını, kendi ülkesinden transfer ettiği şefleri ile ön plana çıkartan otel, Çin mutfağından, Galli soslu dana, Kumbow Tavuk, Sebzeli Noodle, Sebze sote, Beş baharatlı midye gibi seçeneklerin yanısıra, Thai Mutfağı’ndan Tofu Pad Thai, Beef Fed Curry, Massama Chicken, Potato Cashew Curry, Thai Vecetable gibi seçenekeri ile uzakdoğu mutfağının lezzetli seçeneklerini Kıbrıs’a taşıdı. Müşterilerin de görebileceği yerde yapılan yemekler, sadece lezzet değil, görsel olarak ta takip edilebiliyor. Tabiki en önemlisi, yemeklerin yine uzakdoğudan getirtilen şefler tarafından yapılması.

Çİn Mutfağından

44

ZOOM I Haziran 2017


Thai Mutfağı

Bu farkı yerinde görmek, uzakdoğunun seçkin lezzetlerini hem de kendi ustasından tatmak istiyorsanız, şimdi doğru zaman. Otelin yeni konsept restoranında muhteşen sunumu, lezzetli seçenekleri ile karşınıza çıkan uzak doğu mutfağının tatları beş yıldızlı uzakdoğu yemekleri için Malpas Hotel size bekliyor olacak. Bizden söylemesi.

Thai Mutfağından www.cypruszoom.com

45


01 OCAK

• •

04 NİSAN

Yeni Yıl Etkinlikleri Üniversite Etkinlikleri

02 ŞUBAT

• • • • • • • • • • •

Ot Kültür Festivali - Tatlısu Mesarya Tiyatro Şöleni Gafgarıt Festivali - Yiğitler Yafa Portakal Şöleni - Lefke Çilek Festivali - Yeşilırmak Halk Yürüyüşü Festivali - Dipkarpaz Kültür ve Sanat Şenliği - Gönendere Kalavaç Festivali IV. St. George Festivali - Koruçam Çocuk Festivali - Lefkoşa Mormenekşe Enginar Festivali

05 MAYIS • • • • • •

Uluslararası Kuzey Kıbrıs Bisiklet Turu Gastronomi Fuarı Orkide Yürüyüşü Türk Film Günleri Lefkoşa Müzik Festivali Eşek Günü - Büyükkonuk

03 MART

• • • • • • • • • •

46

06 HAZİRAN

Medoş Lalesi Festivali – Avtepe Beşparmaklar Tiyatro Festivali Orkide Festivali - Hisarköy Kültür ve Sanat Günleri - İskele Mağusa Çocuk Festivali GAU Tiyatro Günleri - Girne İtalyan Film Festivali Lale Festivali - Tepebaşı Denizdeki Portakallar - Mağusa Eğitim ve Kitap Fuarı

ZOOM I Haziran 2017

• • • • • • • • • • • • • • • •

El Magarınası Festivali - Görneç Girne Kültür Sanat Günleri Ceviz Festivali - Lefke Kumdan Heykel Festivali - Mağusa Kıbrıs İpek Kozası Fes. - Bellapais Bellapais Müzik Festivali - Bellapais TSM Amatör Korolar Festivali DAU Bahar Festivali -Mağusa Kültür Ve Sanat Festivali - Düzova Eko Gün - Büyükkonuk LAU Bahar Şenlikleri - Lefke Gençlik ve Spor Festivali - Lefkoşa Peace Works Çocuk ve Gençlik Festivali YDU Kariyer Festivali Mehmetçik Festivali - Mehmetçik Orkide Festivali - Hisarköy

• • • • • • • • • • • • •

Portakal Festivali - Güzelyurt Tahıl Festivali - Alayköy Çocuk ve Kültür Festivali - Değirmenlik Emek Festivali - Akdoğan Zerdali Festivali - Esentepe Suriçi Panayırı ve Deniz Fes. - Mağusa Karpuz Festivali - Yıldırım Türksoy Opera Günleri Folklor Festivali - İskele İncirli Mağara Festivali - Geçitkale Ceviz Festivali - Lefke Çocuk Festivali - Vadili Hamitköy Kültür ve Dayanışma Şöleni


07 TEMMUZ

• • • • • • • • •

Patates Kültür ve Sanat Festivali - Beyarmudu Geleneksel Kısa Film ve Belgesel Festivali - Lefkoşa Uluslararası Folklor ve Kültür Festivali- Gönyeli Karpaz Sahil Cümbüşleri Esentepe Yabani Kayısı Festivali Geleneksel İskele Festivali Mağusa Kültür, Sanat ve Turizm Festivali 11 Meşela Festivali - Dikmen KKTC Uluslararası Korolar Festivali

08 AĞUSTOS

• • • • • • • • • • • • • • •

Ozanköy Harnup Pekmezi Festivali Uluslararası Halk Dansları Barış Festivali - Lefkoşa Verigo Festivali - Yedidalga Kumdan Kale Festivali - Mağusa Deniz Festivali - Alsancak Belediyesi Gabbar Festivali - Kırıkkale Mehmetçik Üzüm Festivali Uluslararası Altın Salkım Festivali Tahıl Festivali - Alayköy Taşkent Kültür Festivali Babutsa Festivali - Serdarlı Yeniboğaziçi Siyah Kupa Festivali Hasder Lefkoşa Gençlik Günleri Çamlıbel Köy Şenliği Kitap Fuarı - Lefkoşa

09 EYLÜL

• • • • • • • •

Kalkanlı’da Çakisdez Festivali Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali Göçmenköy-Taşkınköy Kültür Sanat Festivali Uluslararası Halk Dansları Festivali Büyükkonuk Hellim Festivali - Geçitkale Kıbrıs Tiyatro Festivali - Lefkoşa Vadili Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali Lefkoşa Klasik Caz ve Dünya Müziği Festivali

11 KASIM

• • • • •

Uluslararası İşçi Filmleri Festivali Lefke Uluslararası Sanat Festivali Kitap Festivali - Lefkoşa Güzelyurt Tiyatro Günleri Lefke Hurma Festivali

12 ARALIK

10 EKİM

• • • • •

Zeytin Festivali - Zeytinlik Çatalköy Kültür Sanat Günleri Geleneksel Eko Gün Etkinlikleri - Büyükkonuk Doğanköy Alıç Festivali Lefke Hurma Festivali

www.cypruszoom.com

47


Kuzey Kıbrıs’ın en büyük turizm yatırımcısı olan Merit International, 'Sponsor' olarak 3. büyük sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirdi. Ünlü Kıbrıslı modacı Raşit Bağzıbağlı, 'Couture Royal Özel Koleksiyonu'nu Kuzey Kıbrıs’ta Merit Royal Hotel’de düzenlenen bir defile ile sergiledi. Özge Ulusoy’un baş manken olarak çıktığı defilede bir giysi açık arttırma ile toplam 80 bin liraya satıldı. Defileden elde edilen gelir, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Bölümü’ne bağışlandı.

MERİT INTERNATIONAL 3. SOSYAL SORUMLULUK PROJESİNE İMZA ATTI

RAŞİT BAĞZIBAĞLI’DAN KIBRIS’A ÖZEL KOLEKSİYON

48

ZOOM I Haziran 2017


M

erit International, 'Sponsor' olarak yine büyük bir organizasyona imza attı. Kıbrıslı modacı Raşit Bağzıbağlı, 'Couture Royal Özel Koleksiyonu'nu Merit International’ın desteği ile moda tutkunlarının beğenisine sundu. 80 BİN LİRAYA SATILDI Kuzey Kıbrıs’ta Merit Royal Hotel’de düzenlenen defilenin koreografisini Yasin Soy yaptı. Özge Ulusoy’un baş manken olarak çıktığı podyumda sergilenen giysilerden birisi açık arttırma usulü satışa sunuldu. 15

bin lira başlangıç fiyatıyla satışa çıkan kıyafet, çekişmeli geçen arttırma sonucu Astra Group Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Taşkınsoy tarafından 80 bin liraya satın alındı. “KÜLTÜR VE SANATI CANLANDIRMAK İSTİYORUZ” Merit International’ın sponsorlukları ile Kuzey Kıbrıs’ta kültür ve sanatı canlandırmayı hedeflediklerini belirten Merit Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Özbaş, bunu yaparken kurumlara da destek sağlamayı amaçladıklarını söyledi. Bu yolda, öncelikli olarak sağlık kurum-

larına yardımcı olmayı seçtiklerini belirten Hanzade Özbaş, “Daha önceki organizasyonlarda olduğu gibi bu defileden elde edilen tüm geliri bağışlıyoruz. Sosyal sorumluk projeleri toplumların yolunu aydınlatan, yaralarını saran önemli girişimlerdir. Sponsor olarak hayata geçirdiğimiz her sosyal sorumluluk etkinliği, pek çok Kıbrıs kurumunu yüreklendirecektir. Raşit Bağzıbağlı defilesinden elde edilen geliri, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Bölümü’ne bağışlıyoruz” dedi.

DEFİLENİN ÖZEL KONUKLARI Kuzey Kıbrıs’ın yanı sıra Türkiye’den de çok sayıda konuğun izlediği defile Merit Royal Hotel’in bahçesinde gerçekleştirildi. Defileyi izlemek için Türkiye’den gelen ünlü isimler arasında: Özlem Yıldız, Tuğba Özay, Cenk Eren, Müge Sırmabıyık, Lütfü Sapmaz, Zahide Yetiş, Şebnem Schaefer, Aysun Bölükbaşı Mamak, Eran Tapan, Adem ve Filiz Kameroğlu, Oğuz Tütüncü ile Soner Olgun da yer aldı. Kuzey Kıbrıs Sağlık Bakanı Faiz Suçuoğlu’nun da izlediği defileye Kuzey Kıbrıslılar’ın ilgisi büyük oldu. www.cypruszoom.com

49


7'den 70'e

KIBRIS’IN EN BÜYÜK AQUA PARKI ACAPULCO’DA AÇILDI

Y

atırımları ile adından her daim söz ettiren Acapulco Hotel şimdi de Kıbrıs’ın en büyük Aqua Parkı ile gündemde. Yaz öncesi tüm hazırlıkları tamamlanıp çalışmaya başlayan yeni Aqua Park, 24 kaydırağı ile sadece çocuklara değil; büyüklere de hizmet veriyor. Çocukların keyif alacağı ve eğleneceği şekilde hizmet veren 5

50

ZOOM I Haziran 2017

kaydıraklı, Haziran 2016'da tamamlanmıştı, açılışı yapılan 24 kaydıraklı yeni Aqua Park ise küçükler gibi büyükleri de eğlendirmeyi garanti ediyor. Eğlence için sayısız alternative ile Kıbrıs’ta başka yerde bulamayacağınız bir olanak sunan işletme, Mini Clup, Mini Disco, Lunapark, Çocuk Havuzu, Kids Clup ve Fun Clup seçeneklerine sahip. Sadece tatil

değil, artık eğlencenin de merkezi haline gelen otel, yatırımları ile Kıbrıs Turizminin lokomotif tesislerinden biri. 4 bilardo, 3 ice hokey, 1 langırt, 3D oyunlar, dart, daha küçük çocuklar için oyun alanı ve sıcak soğuk yiyecek ve içeceklerin bulunduğu bir cafe ile çocuklarınız için de unutulmaz bir tatil...


Kıbrıs’ın en büyüK AquA PArKı AcAPulco’dA Açıldı. 5 KAydırAKlı AquA PArKı yAnındA şimdi de 24 KAydırAKlı AquA PArKını dA Açtı. Yeni AquA PArk sAdece çocuklArA değil büYüklere de hizmet veriYor.

www.cypruszoom.com

51


MINI CLUB Acapulco çoçuk kulübündeki tecrübeli personel, misafirlerin çocuklarının yaratıcılık yönünü geliştirmek, onlara güzel ve unutamayacakları bir tatil yaşatmak için ilgi çekici, eğlenceli ve bir o kadarda öğretici programlar sunuyor. Pizza & Kek yapma Mini Havuz oyunları Mini Su Jimnastiği Yüz Boyama Yaş Sınırı: 4-12 Yaş MINI DISCO Maskot ve Palyaçolar ile mini discoda bol eğlence ve kahkahalı dakikalar minikler için akşam saatlerinde hizmet veriyor. Yaş Sınırı: 4-12 Yaş

52

ZOOM I Haziran 2017


LUNAPARK Tüm çocukların en renkli rüyalarından olan Lunapark'lar, otelin bünyesinde ailenin küçük fertlerini mutlu etmek için hizmet veriyor. ÇOCUK HAVUZU Rahatça havuz keyfini yaşamak isteyen minikler için, büyük havuzun yanında bulunan çocuk havuzu güvenle çocukların keyfi için hizmette. KIDS CLUB Çocukların gün boyu keyifli saatler geçirmelerini sağlayacak birçok oyun seçeneğinin bulunduğu bir bölüm.. FUN CLUB Eğlenmenin yaşı yok! Langırt, bilardo vb. aktivitelerin yer aldığı oyun salonunda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız..

www.cypruszoom.com

53


’a binlerce kilometre uzaktan rıs’tan bin kat büyük Sahra nü aşarak gelen bu kırlangıç, na dönebildi, ama tek duruyor. tık yok. İnsanların neden olduğu lar yüzünden telef olmuş. Bu m, üremede geç kalma ve yetersiz ma anlamına geliyor. Ve 2018 ında daha da az kırlangıç...

MUSTAFAGÜRSEL MUSTAFAGÜRSEL

mustafa-gursel@gmail.com mustafa-gursel@gmail.com

54

ZOOM I Haziran 2017

B

aharın vefalı konukları sevimli kırlangıçlar, bu yıl ülkemize her zamankinden daha az sayıda geldi... İçinde bulunduğumuz günlerde


‘Masal Kalesi’ St. Hillarion

www.cypruszoom.com

55


K

ıbrıs’ın en görkemli tarihi eseri olan St. Hilarion Kalesi, yüksek ve dik uçurumların üzerinde yükselen olağanüstü etkileyici görüntüsüyle, masallardaki hayali kaleleri andırıyor... Bunu; dünyayı gezip görmüş, özellikle de ‘kaleler ülkesi’ Birleşik Krallık’tan gelen İngiliz turistler söylüyor... Bin yıldır ayakta duran tarihi kalemiz, akıllara durgunluk veren mimarisiyle tüm ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Çok sayıda turist, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin kaledeki personeline, St. Hilarion’un ‘dünyanın en güzel kalesi’ olduğunu da söylüyor.

56

ZOOM I Haziran 2017

Kale yılın birçok günü bulutlar içinde kalıyor. Ünlü kalemiz böyle durumlarda çok daha etkileyici oluyor. Sanki Ortaçağ geri gelmiş. Odaları, koridorları, burçları dolduran sislerin arasından her an bir Lüzinyan şövalyesi çıkacakmış gibi. Zamanın karanlık tünellerinden hızla gelecek ortaçağ yaşam sesleri kalenin yorgun duvarlarında yankılanacakmış gibi. Efsanede bir çobana âşık olan kalenin güzel prensesi yine penceresinin önünde oturmuş, onu bekliyormuş gibi.

Aslında şaka değil, bal gibi de korkuyorlar. Onlara hak vermek geriyor. Sisler arasında girişini zor seçtiğiniz ama içinde ne olduğunu görmediğiniz bir tünele, bir odaya girmek, insanı ürkütüyor. Hele de aniden korkunç bir ses duyarsanız. Bu sesin, korkusunu şaka yaparak bastırmaya çalışan birinden geldiğini nerden bileceksiniz ki. İnsan bir anda, gerçek sanıyor. Adımını geri çekiyor. Durup dinliyor. Korkunç sesin arkasından gülüşmeler gelince, tekrar yürüyor.

Bazı genç ziyaretçiler, kalenin sisli halinden öylesine etkileniyorlar ki, korku filmlerindekine benzer ürkütücü sesler çıkarıp arkadaşlarına ‘şaka’ yapıyorlar.

Bazı günler de kalemiz bulutların üzerine kalıyor. Bulut denizinde bir ada, bir masal diyarı gibi oluyor. ‘Evvel zaman içinde’ diye anlatılan masallar,

sanki buralarda yaşanmış.. Demek, masallardaki kaleler, ‘gerçekmiş..’ Bu manzara karşısında insan gerçek yaşamla masallar, efsaneler arasında kalıyor. Beklenmedik bir şeyle karşılaşırım düşüncesiyle gözlerini iyice açıyor, adımlarını dikkatle atıyor. Gireceği odaları, tünelleri, kuleleri, önce göz ucuyla kontrol ediyor.. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler aniden ortaya çıkacakmış, beyaz atlı prens, bir anda önüne atılacakmış gibi… St. Hilarion’un diğer bir adı da ‘Yüzbirevler.’ Yüz odası bulunmuş, altın-mücevher dolu 101. Odası ise henüz bulunamamış. Bulutların kalenin içinde gezindiği veya kalenin


St. Hilarion Kalesi, bütün bu özellikleriyle, ‘Masallardaki Kadar Güzel Kale’ unvanını, hak ediyor...

bulutların üzerinde yüzdüğü günlerde, insan bu efsaneye, daha çok inanıyor… Pamuk Prenses’in Kalesi Usta dağcıların bile tırmanmakta zorlanacağı baş döndürücü uçurumların üzerinde yükselen St. Hilarion Kalesi, dünyaca ünlü çizgi film yapımcısı Walt Disney’i bile etkiledi. Walt Disney çizgi filmlerinin jeneriğindeki, elinde sihirli değnekle uçup gelen peri kızının arkasında görülen kale, St. Hilarion’un ta kendisi... Prens John Kulesi, jenerikte gayet net olarak görülüyor. 1920’li yılların başında Kıbrıs’a geldiği söylenen Walt Disney, ‘Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’ çizgi filmi için de mekân olarak St. Hilarion’u çizmişti...

Doğaya saygılı Bin yıl önce St. Hilarion Kalesi’ni inşa etmeye başlayan mimarlar, kaleyi tamamen doğal kayaların üzerine oturttu. Kayalara hiçbir şekilde müdahale etmedi. Öyle ki; kaledeki bazı odaların önemli bölümünde doğal kayalar bulunuyor. Bugünün mimarları işe doğal yapıyı ‘dümdüz etmekle’ başlıyor ama bin yıl öncesinin mimarları, yürürken insanın ayağına takılabilen koridorlardaki en küçük kaya çıkıntısını bile kırmadı. Bin yıl öncesinin mimarlarının çizdiği ve dengesini hesapladığı, uçurumların üstündeki, iç kısımları oda ve sarnıç dolu 30 metrelik duvarlar bile, her türlü olumsuzluğa rağmen hala ayakta duruyor. Demir yok, çimento yok. Ama doğaya saygı, mimarlık, mühendislik ve işçilik var.. Ortaçağ canlandırıldı Eski Eserler ve Müzeler Dairesi bu bilinçle kaleye büyük önem veriyor. Kalenin ikinci bölümündeki canlandırmalar turistlerin beğenisini topluyor. Komutan odası, silah atölyesi, mutfak ve kilerde, ortaçağdaki

gerçeklere uygun giydirilmiş heykeller, silahlar ve eşyalar, ziyaretçileri asırlar öncesine götürüyor. Resim ve yazıların bulunduğu tanıtım bölümünde ise ziyaretçilere ayrıntılı bilgiler veriliyor. Arkeologlar ve sanat tarihçilerinin birlikte yaptığı bu çalışmalar, St. Hilarion’u ziyaretçiler açısında daha da etkileyici kılıyor.

Aziz Hilarion St. Hilarion’un tarihi, Hıristiyanlığın Kıbrıs’ta yayılmaya çalışıldığı 4. yüzyıla kadar gidiyor. ‘Hilarion’ isimli bir azizin Ortadoğu’dan Kıbrıs’a geldiği ve kaledeki kilisenin bulunduğu noktada bir mağaraya yerleştiği söyleniyor. Tarih kitaplarında, Aziz Hilarion’un 371 yılında öldüğü ve Baf yawww.cypruszoom.com

57


de, ustanın sıvasını korumaya çalıştığını, rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. İyi ustaymış; yaptığı iş sekiz asırdır duruyor. Ondan bir hatıra olarak, elinin izi de... Duvarda 1852 Bizans kilisesinin odalarında ise, 18 ve 19. yüzyıllarda kaleyi ziyaret eden ‘dönemin turistlerinin’ duvarlara yazdığı tarihler ve isimler bulunuyor. Papaz odasının duvarındaki, kiremit parçasıyla yazıldığı anlaşılan ‘1852’ yazısı, bir sanatçının elinden çıkmış kadar güzel. Bu tarihin üzerinde, yazanın adı var. Tam net olmasa da, ‘Loisog’ diye okunuyor. Günümüzden 165 yıl öncesinin, güzel yazı yazan meçhul turisti.

Kudüs’ten Hristiyanlığı yaymak üzere Kıbrıs’a gelen St. Hilarion’un burada bir mağarada yaşadığı herkes tarafından kabul ediliyor. Bu din adamı hastalıkları mucizevi şekilde tedavi ediyormuş. Kalenin ismi, onun ismidir... 8 asırlık el izi St. Hilarion bugünkü şeklini önemli oranda, 1228’de Lüzinyanlar’ın (Fransızlar) yaptığı çalışmalarla alıyor. Kalede, orijinal sıva üzerinde, bu dönemden kaldığı düşünülen el izi var.

kınlarında bir yere gömüldüğü yazıyor. Kaledeki esas yapılaşma, 10 yüzyılda, Aziz Hilarion adına inşa edilen Bizans kilisesiyle başlıyor. Mimari ve tarihi değeri olan bu kilisenin etrafına daha sonraları yaşam

58

ZOOM I Haziran 2017

mekânları ve surlar ekleniyor. Bir diğer görüşe göre ise kalenin tarihi 7. yüzyılda, ‘Hilarion’ isimli Hristiyan din adamının burada bir klise-manastır inşa etmesiyle başlıyor.

Sekiz asır önce bizlere el izini bırakan ustamız, henüz tam kurumamış sıvaya, sol elinin üç parmağıyla hafifçe dokunmuş. Yüzlerce yıldır, bıraktığı iz, öylece duruyor... El izi çok net. Çizgileri, kimlik tespiti bile yapabilecek kadar belli. Bir el izi ama çok şey anlatıyor; oldukça nasırlı ve biraz küçük. Belki bir çocuk ya da kadın işçiydi. Veya ufak tefek bir adamdı.. Belki dengesini kaybetmişti veya bir şey almaya uzanmıştı. Biraz önce sıva sürdüğü duvara elini dayamak zorunda kaldı. Ama avucunu olduğu gibi taze sıvaya dayamadı. Sadece dengesini bulacak kadar, hafifçe dokundu. Parmaklarınızı sekiz asırlık el izine yerleştirdiğiniz-

Çok amaçlı kullanım St. Hilarion Kalesi tarih boyunca din, gözetleme ve askeri amaçlar yanında, Lüzinyan kraliyet ailesi tarafından tatil amaçlı ve yazlık ikametgâh olarak da kullanıldı. Kaledeki hemen tüm kapıların kemerlerinde, kapıların kırılmasına karşı sağlamlık sağlamak amacıyla kalın kalas yerleştirmeye yarayan delikler var. Zamanında kalenin ikinci bölümüne de asma köprüyle giriliyordu. Kalenin duvarları üzerinde askeri amaçlı üç katlı kuleler var. Yarım daire olanlar Bizanslar, kare olanları ise Lüzinyanlar yaptı. Ortaçağ döneminde kapılar kapanıp asma köprüler kaldırıldığında, şövalyeler ve askerler savunma için yerlerini aldıklarında, kalenin içine adım atmanın hiç de kolay olmadığı, bugün de bir bakışta anlaşılıyor. Kalenin içine girilse bile, bölümlerini ele geçirmek çok zordu. İçten kalaslarla desteklenmiş zırh kaplı kapıları kırmak gerekiyordu. Kalenin içinde, her üç bölümünde de askeri amaçlı yapılar var. Dış duvarları aşmak, kaleyi işgal için yeterli değildi… Sarnıçlar hala su doluyor Günümüz teknolojisiyle yapılan su depolarına bir-iki yıl garanti veriliyor ama kaledeki bin yıllık sarnıç sistemleri bugün dahi tıkır tıkır çalışıyor. Yağmur sularını toplayıp tutuyor. Kalenin her yeri sarnıçlarla dolu. Eski insanlar, kaleye düşen her damla yağmur suyunu sarnıçlarda topluyordu.


Turistler yağmurlu günlerde sarnıç sistemlerinin çalışmasını görebiliyor… Önemli bitki alanı St. Hilarion Kalesi, yaşam mekânı olduğu yabani çiçekler ve diğer bitkilerle, aynı zamanda çok değerli bir botanik bahçesi özelliğine de sahip. Çevre Koruma Dairesi kale ve çevresini ‘Önemli Bitki Alanı’ ilan edip korumaya almıştı. Kale ve civarında bazıları nadir, iki tanesi de yerel olmak üzere 13 tür endemik çiçek bulunuyor. ‘St. Hilarion Adaçayı’ ve

‘St. Hilarion Lahanası’ sadece bu bölgede yetişiyor. Acil restorasyon gerekli St. Hilarion Kalesi, adada Venedik (İtalyan) egemenliğinin başladığı 1489’dan sonra eski önemini yitirdi ve kaderine terk edildi... Asırlara direnip bugünlere kadar ulaşan, bugünün insanlarını ve bugünün mimarisini kendisine hayran bırakan St. Hilarion kalesi, Kıbrıs’ın olduğu kadar Avrupa’nın ve tüm dünyanın da paha biçilmez bir

eseri. Bu nedenle, uzun yıllara yayılacak çok kapsamlı bir restorasyonla sağlamlaştırılması, gelecek nesillere taşınması, bu amaçla BM ve Avrupa Birliği’yle işbirliği yapılması gerekiyor. Kalede zamanın ve doğanın yarattığı önemli yıpranmalar var. Bilinçsiz ziyaretçiler de kaleye zarar veriyor. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi kale için elinden geleni yapıyor. Ama kapalı devre kamera sistemi kurulması ve özellikle kalenin ışıklandırılması çalışmaları sırasında, St. Hilarion’a geri

dönülmez zararlar verildi. Yasaya göre tarihi eserlerde ses yükseltici dahi kullanmak yasak iken, kalenin hemen yakınındaki atış alanında patlatılan bombalar, kaleyi bir bütün olarak, deprem oluyormuş gibi sallıyor. Masallardaki kadar güzel kalemiz St. Hilarion, geçen her gün, bizlerin ve insanlığın elleri arasından biraz daha kayıp gidiyor.

www.cypruszoom.com

59


Kaner Şirketler Grubu

75 yaşında

B

u yıl 75. kuruluş yıldönümünü kutlayan Kaner Şirketler Grubu, 75 yıllık ticari başarısını yıl boyunca gerçekleştireceği sosyal sorumluluk etkinlikleri ve şirket içi faaliyetler ile taçlandıracak. Ülkemizin lider kuruluşlarından biri olan Kaner Şirketler Grubu, bu yıl 75. kuruluş yıldönümünü kutluyor. 600’ü aşan çalışanı, 3 kıtadan 17 ülke ile yaptığı işbirlikleri sayesinde Kuzey Kıbrıs’ın önemli bir değeri konumunda olan şirket, 75. yılında sadece ticari başarılarıyla değil, toplumsal duyarlılığı ve sosyal sorumluluk projelerine yapacağı katkılarla da öne çıkacak.

60

ZOOM I Haziran 2017

Philip Morris, Diageo, Imperial Tobacco, Coca-Cola, Efes Pilsen, Habanos, Dannemann, Gloria Jean’s Coffees, Kuzey Kıbrıs Turkcell, Domino’s Pizza, Furla, Cerruti, Calvin Klein, Desigual, Eukanuba gibi global şirketlerin temsiliyetleri yanında, SAP Sistemi ile etkin data ve süreç yönetimi uygulayan ve ülke ekonomisinin öncü şirketlerinden biri olan Kaner Şirketler Grubu, 75. yıl kutlamaları kapsamında tüm yıla yayılacak bir dizi şirket içi etkinlik ve sosyal sorumluluk etkinlikleri planladı.


Kaner çalışanları 75. yıl için pedal çevirdi ‘Asra çeyrek kala’ sloganı ile hazırlanan 75. yıl kutlama etkinliklerinin ilki ay içinde gerçekleşti. Kaner Şirketler Grubu kurucuları merhum Adem Kaner ve Vedat Kaner kardeşlerin bisiklet üzerinde başladıkları ticari yolculuğun ve 75 yıllık serüvenin bir sembolü olarak, ‘Her şey bir bisikletle başladı… Yolumuza birlikte devam ediyoruz’ sloganı ile düzenlenen bisiklet turu etkinliğinde tüm çalışanlar biraraya geldi. Arasta’dan başlayıp, Dereboyu Gloria Jean’s Coffees’de verilen kahve molasının ardından Ortaköy’deki Kaner Şirketler Grubu merkez binası önünde son bulan 8 kilometrelik güzergahda bisiklet süren çalışanlar sağlıklı yaşama da vurgu yaparak keyifli saatler geçirdi.

www.cypruszoom.com

61


Havalar ısındı, mevsimin içimizde yarattığı gezme hissi şimdilerde tavan yapmış durumda. Bunun için en iyi zamanlama tabiki hafta sonu. Arabanıza atlayın ve yeni mekanlar keşfetmeye devam edin. Tepebaşı tarafı güzel bir gezi planı için iyi bir seçenek olabilir. Girne içinden yaklaşık 25-30 dakika mesafede olanca bakirliği ile size bekleyen doğa, kendine has duruşuyla dikkat çeken bir işletmeci olan Halil Töre’nin yarattığı mekan ile unutulmaz detaylarla günü noktalamanıza sebep oluyor.

62

ZOOM I Haziran 2017

Yol üzerinde mutlaka baraj manzarasını seyredeceğinizi de düşünürsek gezi, tam anlamıyla bir keşif gibi. Herkesin durduğu bir yer yerine aracınızı park edebileceğiniz bir yere koyup farklı bir yerden manzaranın keyfini çıkartabilirsiniz. Geçitköy’den geçerken durup bir kahve içmek mümkün ama bunu Halil Töre’nin mekanına gidene kadar ertelerseniz pişman olmazsınız. Kıbrıs’tasınız; belki de davetsiz bir sofranın ortağı olmakta var!.. Ya masaya katılıp günü yiyip-içerek orada noktalar, yada arabanızla civarda gezip görülebilecek birçok yeri keşfedebilirsiniz.


www.cypruszoom.com

63


Asaletinizi Safir, Yakut ve Zümrüt ile Taçlandırın

Babalar Gününü Unutmayın!

Modası hiç geçmeyen

Tektaş Yüzükler

B

irçok kadın için aslında mücevher takılar hem çok önemli hem de bir o kadar anlam taşıyan ürünlerdir. Mücevherlerde ilk sorulan soru “Acaba üzerimde güzel duracak mı?” olmaktadır. Çünkü takıları kadınların hem kendileri hem de diğer kişiler beğenmelidirler. Uzun yıllardır tüm kadınların gündelik yaşamda da, özel bir gecede de tercih ettikleri ilk mücevher takılar tektaş yüzükler olmaktadır. Gün içerisinde sürekli kullanılan ve herkes tarafından rahatlıkla görülebilen ellerin zarif ve şık durması önemlidir. Bu sebeple de tektaş yüzük birçok kadının vazgeçilmez aksesuarı olmuştur. Oldukça çeşidi bulunan tektaş yüzükler için onlarca farklı model ve onlarca farklı karat seçeneği bulunmaktadır. Aynı zamanda, erkeklerin kadınlar için değerli hediye seçeneklerinin en başında da tektaşlar gel-

64

ZOOM I Haziran 2017

mektedir. Kadınlara hem özel olduklarını hissettirmek hem de günün her saati kullanabilecekleri şık bir hediye ile gönle hitap edebilmektir amaç. Çok farklı özellik ve değerlerde bulunan tektaş yüzükler, aynı zamanda asaletin ve şıklığın da en önemli parçalarından biridir. Evlenme tekliflerinden yıl dönümlerine, doğum günlerinden başarı tebriklerine kadar her alanda kadınlara alınabilecek en kaliteli ve en şık ürünlerin başında tektaş yüzükler gelmektedir. Farklı seçenekleri ile bu yüzükler, her zaman tüm kadınlar tarafından kullanılmaya ve sevilmeye devam edecektir. Bu kategorimizde, siz değerli müşterilerimize Bluediamond’ın öne çıkan "Tektaş Yüzükler" serisini sunmaktayız. Tektaş yüzüğümle uyumlu olsun diyorsanız, tektaş kolyelere ve tektaş küpelere de yine tektaşlar kategorimizden ulaşabilirsiniz.

1905'ten beri kol saatlerinde öncü olan Rolex, ilk su geçirmez kol saati Oyster ve otomatik kurmalı mekanizma Perpetual rotor gibi dönüm noktası olan yeniliklerin merkezindedir. Bir asırdan fazla bir süredir Rolex saatleri, en yüksek dağların tepelerinden okyanusların en derin noktalarına kadar dünyanın dört bir köşesinde kâşiflere ve üstün başarılar göstermiş kişilere eşlik etmiştir.

Bluediamond’ın öne çıkan "Rolex" saatleri Babalar Günü'nüzün unutulmazları arasında yer alacaktır.

İlgi Çekici Elmaslar


Videoyu içindeymiş gibi yaşamanızı sağlayan hareketli platform üzerinde bazen uzayda yolculuk yapacak, bazen korku tüneline girecek, bazen su altında maceralara atılacaksınız, tüm bunlara sis, yağmur, rüzgâr efektleriyle yaşayacaksınız...

K.Kaymaklı Lemar KİDOFARM / Lefkoşa Rezervasyon: 0533 873 1707 Kidofarm Ltd - Kidofarm Ltd Groups


Gezmenin tam zamanı

Lefke Yeşilırmak

66

ZOOM I Haziran 2017


Yol üstünde bir çok sürpriz mekanı ile en az karpaz kadar bakir bir doğaYa sahip lefkeYeşilırmak bölgesi, gezip görülebilecek, tadıp keYfine varılabilecek birçok seçeneği ile keşfedilmeYe değer bir alternatif gezi rotası olarak dikkat çekiYor.

www.cypruszoom.com

67


Arada sırada sürprizler olsa da, bahar-yaz karışımı hava içimizi kıpır kıpır yapmaya yetiyorda artıyor bile. Şimdi keşfe çıkmanın tam zamanı. Bunun için her zaman tavsiyeler Karpaz tarafı olur; ama bu kez rotamız tam tersi istikamette. En güzel yeşili, en güzel kırmızıyı, hatta en güzel plajı olmasa da; en güzel maviyi görmek için yönümüzü Lefke ve Yeşilırmak’a çeviriyoruz. Yol üzerinde onlarca mekan, bir o kadar görülmeye değer yer size bekliyor olacak.

68

ZOOM I Haziran 2017

İstediğiniz yerde durup bir kahve içmek, yemek saatine kadar midenizi lezzetli atıştırmalıkla oyalanmanın zevkine varacak, keşfinizi öğle yemeği (muhtemelen balık) ile taçlandıracaksınız. Yeşilırmak’a kadar gidip hala çilek tarlalarında dalından koparıp yiyebileceğiniz çilekler, mevsimine göre dalından koparabileceğiniz büyüklüğü ile size şaşkına çevirecek salkımlarından sarkan verigo üzümlerden yiyebilirsiniz. Dahası, fazlası, farklısı, sizin verdiğiniz molalarla sınırlı.


EVDEN ERKEN ÇIKIN.. Yola çıkmak için size tavsiyemiz olabildiğince erken evden çıkmanız. Evden çıkar çıkmaz ilk hedef yol üstünde kendine has bir kafe bulup günün ilk kahvesini (kesinlikle Kıbrıs’ta üretilen bir kahve olsun) keyifle yudumlamak. Bu sizi uyandırıp, yataktan kalma mahmurluğunuzdan kurtarıp, daha zevkli bir seyehate hazırlayacaktır. Muhtemelen bu tip yerlerde Kıbrıs’a özgü, zeytinli, hellimli, pilavuna gibi atıştırmalıkla da bulabilirsiniz. Sonraki hedef, hem dinlenme hem de manzarayı izleyip gezinin keyfine keyif katmaya yardımcı olacak. Bu yazı Girne’den, Yeşilırmak’a doğru gidilen bir seyehatin ardından yazıldı. O nedenle bu rotamızın üzerindeki mekanlar, manzarası için durulması gereken yerleri yazmadan edemeyiz. Mesela Geçitköy’de köy bakkalında durup ihtiyaç molası vermek, kahvemizi içip yola devam etmek bizim için vazgeçilmez bir ritüel. Ama şimdilerde hemen kahvenin 30 metre ötesindeki köy fırınında, geleneksel Kıbrıs hamur işlerini bulabilirsiniz. Zeytinli, hellimli, karışık, pilavuna, hatta mevsimine göre, içine farklı otların konduğu ekmekler, lezzetleri ile seyahatin akılda kalan detayları arasında olacak.

www.cypruszoom.com

69


Barajın her geçen gün değişen çehresine en yukarıdan bakmak, ya da arabanızı yol kenarına park edip farklı bir yerden barajı; hava iyi olduğunda şanslıysanız eğer baraj gölü, deniz ve Türkiye’nin dağlarını görmek enteresan bir fotoğrafı izlemek keyif verici. Bundan sonraki adres 10 dakika sonra Halil Töre’nin kafesi. Vaktiniz var mı bilmem ama, burada durmak bu filozof görünümlü Karadenizliyle sohbet etmek keşfin unutulmazları arasına girebilir. Burada, enteresan Kıbrıs Macunları, Törenin icadı macunlar ve mevsimine göre yeşillikleri bulmak mümkün oluyor. Mekanda birşeyler yemek – ya da kahve içmekten de zevk alırsınız. Sağ yolu taki edip, Mavi Köşke ve Kormacit köyüne gidebilirsiniz. Eğer rotanız Lefke-Yeşilırmak ise düz devam edin. Şimdilerde göz alabildiğine yeşillik, ara ara kuruyan otlar, bol bol tarla göreceksiniz. Manzaranın güzelliği rota üzerindeki yeşil alanlar gideceğiniz bölgenin ipuçlarını veriyor. Zamanı iyi kullanıp Lefke’ye dönmeden, doğruca Yeşilırmak’a gidebilirsiniz. İster giderken ister, dönüşte birşeyler yemek size kalmış. Yemek için en iyi tercih tabiki balık. Farklı butik işletmeler, keşfiniz güzel anılara dönüştürebilir. Yol üzerinde Soli gibi görülmeye değer tarihi yerler yanında, geziyle de noktalayabilirsiniz. Yeşilırmak’ta aynı bölgede toplanan mekanlar çilek sonrası, dinlenme ve karnınızı doyurmak için mükemmel bir seçenek.

70

ZOOM I Haziran 2017


Burada Guines Rekorlar Kitabı’na giren Asmayı görmek, her biri diğerinden güzel mekanların birinde oturup açlığını gidermek günün en olağanüstü eylemi. Daha güzeli arabanızı park ettikten sonra öncesinde bölgede yer alan tesisleri gezmek. Aynı zamanda bölge insanının da uğrak yeri olan mekan, restoran kafe, piknik alanı olarak ta popular bir yer. Kıyıda dolanmak, denizde taş zıplatmak, hatta, sahilde biraz uzanık gözyüzünü izlemek size kalmış. Havalar ısınınca denize de girilen tesisler, onlarca çeşit menüsü ile lezzetli seçeneklere sahipler. Ama balık yemenizi tavsiye ederiz. Sonrası mı tabii güne erken başladığınız için şaslısınız. Çevrede gezilecek, arabanızla keşfedeceğiniz seçenekler size bekliyor. Finalde dönüş var. İster biraz daha oyalanıp doğrudan eve kadar durmazsınız, isterseniz, gelirken olduğu gibi yol üzerindeki mekanlara uğrayıp aynı şekilde bir rut izlemek mümkün. Şimdiden iyi gezmeler.

www.cypruszoom.com

71


The Bulli Project Suriyeli mültecilere yardım etmeyi esas alan Bulli Projesi, kolektif olarak çalışmak ve aynı zamanda fikir paylaşmak için kültürel alanda üretim yapan sanatçılar, tasarımcılar, küratörler, akademisyenler ve diğer aktörleri Kıbrıs'ta bir araya getirmek üzere tasarlandı. Bulli, tavuk, civciv ve horoz gibi adadaki kanatlı hayvanlarına verilen ortak isimdir ve adanın önemli bir sembolüdür. Erbil Arkın tarafından tasarlanan Bulli Projesi çerçevesinde, bu projeye davet edilen konuklara, gerçek boyutta tavuklar ve horozlar ile birlikte, sanatsal ve tasarım çalışmalarını rahatça yapabilecekleri malzemeler ve

ortamlar sunulmaktadır. 300 Bulli poliüretandan üretilmiştir. Tamamlanmış tavuklar ve horozlar, adada sergilenecek ve satışa çıkacak. Tüm gelir Suriyeli mültecilere yardım amacıyla verilecektir. Bulli Projesi gönüllü temelli bir projedir. Bu organizasyonun her aşaması, Arkin Grup çatısı altında bulunan Art Rooms tarafından yürütülmekte ve Proje, Art Rooms Müdürü olan Başak Senova ve Oya Silbery tarafından yönetilmektedir. The Bulli Project işleri 31 Mayıs - 29 Haziran 2017 tarihleri arasında Art Rooms Girne'de görebilirsiniz.

CNR Avrasya Boat Show Deniz severlerin her yıl ilgiyle takip ettiği CNR Avrasya Boat Show Denizde Fuarı, 5 binin üzerinde yerli ve yabancı ziyaretçinin katılımı ile Ataköy Marina Mega Yat Limanı’nda düzenlendi. Türkiye’de her yıl yüzde 20 büyüyen yat sektörünün önemli dinamosu ‘CNR Avrasya Boat Show Denizde Fuarı’ bu yıl ilk kez kapılarını açan Türkiye’nin en büyük yat limanı Ataköy Marina Mega Yat Limanı’nda düzenlendi. CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık ile Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) iş birliğinde düzenlenen fuarda, deniz severlerin tüm ihtiyaçlarına yanıt veren sıfır ve ikinci el mega yat, tekne, bot ve yelkenlilerin yanı sıra sektöre ilişkin tüm aksesuar ve ekipmanlar vitrine çıkarıldı. Fuarda, fiyat

72

ZOOM I Haziran 2017

aralığı 3 bin lira ile 20 milyon lira arasında değişen 100’ün üzerinde tekne yat ve yelkenliler sergilendi. Sektör temsilcileri ve ziyaretçilerden tam not alan fuarı 5 binin üzerinde yerli ve yabancı deniz tutkunu ziyaret etti. Bulgaristan, Rusya, İngiltere, İspanya, Fransa, Yunanistan, İran ve İtalya başta olmak üzere pek çok ülkeden fuara gelen alıcılar firmalarla görüşerek, siparişlerini verdiler. Katamarandan tasarlanan yüzen evler otel işletmeciliğinde kullanılacak İş, spor ve sanat dünyasının da ilgiyle takip ettiği fuarda, yerli üreticilerin başarıları da gözler önüne serildi. Katamarandan tasarlanan ve yerli üretim olan yüzen ev, CNR Avrasya Boat Show Denizde Fuarı’nın gözdeleri arasında yer aldı. Türkiye başta

olmak üzere, Dubai, Yunanistan ve Yeni Zelenda’dan gelen deniz severlerin ilgisini çeken yüzen ev fuarda alıcılarını da buldu. Geçtiğimiz eylül ayında düzenlenen CNR Avrasya Boat Show Denizde Fuarı ve bu yıl düzenlenen fuarda 20 civarı tekne satıldı. İki fuarda toplam 55 milyon liralık ciro yapıldı. Bu yıl katamarandan tasarlanana yüzen evde 4 tane, Bodrum Milta Marina’ya otel gibi işletilmek üzere satıldı. 100’ün üzerinde teknenin sergilendiği fuarda, Azimut 103S, 32 metre büyüklüğü ve 20 milyon lira civarında değeriyle fuarın en pahalı teknesi olarak öne çıktı. İtalyan yapımı ikinci el tekne, fuarda Türkler başta olmak üzere Arap ülkelerinden gelen alıcılar tarafından da ilgi gördü.



Çok özel Mekanlar;

YEMENKAHVESİ

Kıbrıs şimdilerde farklı mekanları, birbirinden iddialı kafeleri ile dikkat çekiyor. Ancak Yemen Kahvesi, geçmişi, Türklerin kahve ile ilk tanışmasına giden bir hikayenin bugüne taşınan versiyonu gibi. Girne’de yaklaşık 7 ay önce açılan mekan, sadece adı değil, konsepti ile de farklı bir görüntü sergiliyor. Türkiye’nin en hızlı büyüyen markaları arasında yer alan Yemen Kahvesi, yurtdışı dahil 100’e yakın şubeye sahip. Girne’de merkeze yakın, nezih bir yer olarak dikkat çeken Yemen Kahvesi, kısa sürede kent sakinlerinin buluşma merkezi oldu. Yemen’den gelen tek orjinli kahvesi ile özel bir yere sahip olan işletme, kendi kahvesini kendi üretiyor. Ancak Yemen Kahvesi’nde fark sadece bundan ibaret değil.

74

ZOOM I Haziran 2017

Mekanın sahipleri, Svetlana ve Muzaffer Mecaloğlu, küçük çocukları ile birlikte objektifimize poz verdi.


KISA SÜREDE İLGİ ODAĞI HALİNE GELEN YEMEN KAHVESİ, FARKLI KONSEPTİ, ONLARCA İÇECEK, YİYECEK VE NARGİLE ÇEŞİTLERİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR. NEZİH BİR ORTAMA SAHİP MEKANIN EN ÖZEL YANI İSE YEMEN ARJİNLİ, ONLARCA KARIŞIM VE SADE KAHVELERE SAHİP OLMASI.

Otopark sorunu olmayan mekan, muzlu- çilekli, bal-bademli dahil 14 farklı türk kahvesi ile alışılmışın dışında ürünlere sahip. Kahvenin aromalı hallerini merak edenlerin dikkatini çeken bu ayrıntı yanında karnı aç olanlar da üzülmesin. Yemen Kahvesi, kafe gibi görünse de inanılmaz bir kariyere sahip şefleri ile iddialı bir mutfağı da var. Kırmızı et, beyaz et ve aperatifleri ile beğeneceğiniz mekanda, Kıbrıs’ta ve Türkiye’de önemli yerlerde görev yapmış mutfak kadrosu şef Sezai Kaya ve yardımcısı, Ali Şan Onur Yiğiter, 5 yıldızlı otelleri bile kıskandırır nitelikler taşıyor.

Japonya ve The House’da görev yapmış şefi Sezai Kaya ile dikkat çeken Kahve Dünyası, aromalı kahveleri, menüsü ve tatlı çeşitleri ile kafeden fazlasına sahip. Yaratıcı dekorları ile Nargileler, baristaları ile çok özel tatlara ve süslemelere sahip içecekler mekandakiş seçeneklerin en lezzetliler. Tecrübeli Müdürü Serkan Araz yönetiminde kısa sürede muhteşem bir çıkış yakalayan mekan, yardımcıları Ali Sergen Keskin ve Serkan Çapa’nın da gayretli ile her daim buluşulan bir mekana dönüşmüş. Gelmeden yerini ayırtabileceğiniz, dost canlısı çalışanları ile kafeden çok daha fazlasına sahip olan mekan mutlaka gidilesi yerler arasında. www.cypruszoom.com

75


YEMEN KAHVESİ Kahvecilik 1980’li yıllarda başlayıp dededen oğula süregelen yine 1990 yıllarında farklı yerlerde kahvehane kültürü ile devam eden birikimlerini 2011 yılında Yemen Kahvesi markası ile bütünleştirerek Türkiye’nin farklı il ve ilçelerinde şubeler ve Franchise’ler vermeye başlandı. 1903 – 1981 yılları arası yaşamış aslen Türkiye’de Manavgat Ballıbucak köyünde doğan Hasan Tanker, İlk olarak kahve sektörüne 1930’lu yıllarda Antalya Zerdalilik Mahallesinde Zerdalilik Kahvesinde başlamış ve çeşitli yerlerde hizmetler vermiş. Yıllar sonra da bizler torunları olarak sürekli geliştirerek devam etmiş. Yemen kahvesi projelendirmeden uygulamaya aksesuardan menülerinde yer alan ürünlerin yüzde 80’e kadar kendi bünyesinde yer alan tecrübeli ekibi ve donanımlı fabrikasında üretiliyor. POLİTİKA Yemen kahvelerinde Yemen’in dışında farklı ülkelerin çekirdekleri ile harmanlanan Türk Kahveleri, çeşitli lezzetlerdeki dünya kahvelerinin yanısıra birçok soğuk ve sıcak içeceklede zengin menüsünde yer alıyor. Kahvez kızıldeniz sınırında Yemen bölgesinin dağlarında arap yarım adasının güneybatı tepesinde yetişen tek orjinli ve ekilen dünyanın en eski kahveleri.

76

ZOOM I Haziran 2017


Barista ve Nargile Farkı Sabah 08.00’den itibaren açılan mekan, gece saat 02.00’lere kadar iş başında. Ancak ramazan ayına özel sabaha kadar açık kalacak. İftarda ve sahurda alternatif yaratma amacında olan mekan, yemek ve tatlı seçenekleri ile dikkat çekiyor. Ama en önemli ayrınların başında barista ve nargile ustaları var. Farklı içecekler, gerek tadı gerekse sunumuyla hatırlanır nitelikte. Mekanda Nargile konusunda sanatsal dokunuşlar keyfin önüne geçmiş durumda. Nargile içmek isteyen sadece görüntü ve tadı ile başka yerde bulamayacakları bir Nargile keyfi içinde. Nargile sunumları ile öne çıkan mekan. www.cypruszoom.com

77


Ö

zel Sinema Kulübü Sinemia, içerik platformu Sinemia Social’ın okuyucuları ve Sinemia app kullanıcılarının en çok arattıkları filmler içerisinden, en çok sevilen animasyon filminlerini belirledi. Çoğu ‘çocuk filmi’ olarak gösterime giren bu filmler, aslında içindeki çocuğa sadık kalanlara her yaşta farklı şeyler öğreten, hayal gücü gerçek dünyanın katı kurallarına sığmayacak kadar büyük dehaların elinden çıkma, adeta birer klasik halini almış yapımlar. İçindeki Çocuğu Tutamayanlar İçin Gelmiş Geçmiş ‘En İyi 100 Animasyon!’ başlığı altındaki derlemede öne çıkan filmlerden bazıları şu şekilde:

Her Yaştan Çocuğun İzlemesi Gereken KLASİK FİLMLER

Aslan Kral (The Lion King, 1994) Aslan Simba'nın çocukluktan çıkıp bir krala dönüşürken yaşadıkları, sadece 90'lı yıllarda çocuk olanları değil, izleyen herkesi derinden etkiliyor. Hans Zimmer ve Elton John’un unutulmaz müzikleri ise filme bambaşka bir ruh katıyor.

78

ZOOM I Haziran 2017

Vol-İ (WALL-E, 2008) İki robot arasındaki aşkı olabilecek en sıcak şekilde beyaz perdeye aktaran bu film, aynı zamanda tüketim alışkanlıklarımız ve çevresel sorunlar hakkında da ciddi bir eleştiri niteliği taşıyor.

Ters Yüz (Inside Out, 2015) Vizyona girdiği gibi neredeyse tüm izleyenlerin “en sevdikleri” listesine yerleşen film, küçük bir kızın hayatındaki önemli değişikliklere, Neşe, Öfke, Korku, Tiksinti ve Üzüntü'nün çerçevesinden nasıl tepki verdiğini eğlenceli bir tarzda anlatıyor.

Oyuncak Hikâyesi (Toy Story, 1995) Devam filmleriyle de izleyenler için unutulmazlar mertebesine ulaşan film, animasyon teknolojisi açısından büyük yenilikler sunarak arkasından gelecek yapımları derinden etkiledi.


ÖzEl SİNEMA KulüBü SİNEMİA, BİzlERE DoSTluğu, zoRluKlARıN üSTESİNDEN GElMEyİ, HüzNü, AşKı, NEşEyİ vE HAyAl KuRMAyı ÖğRETEN, KlASİKlEşMİş ANİMASyoN FİlMlERİNİ DERlEDİ. İçERİK PlATFoRMu SİNEMİA SocİAl’ıN oKuyuculARı vE SİNEMİA APP KullANıcılARıNıN yAPTıKlARı ARAMAlARA GÖRE BElİRlENEN Bu FİlMlER, HER çocuğuN vE HEP çocuK KAlANlARıN TEKRAR TEKRAR İzlEMEK İSTEyEcEğİ TüRDEN.

Yürüyen Şato (Hauru no ugoku shiro, 2004) Bir cadı tarafından lanetlenerek 90 yaşında bir kadına dönüştürülen genç Sophie, yaşadığı yerden kaçarak büyücü Howl ile yaşamaya başlar. Bu esnada patlak veren bir savaş hesapları altüst edecektir.

Denizin Şarkısı (Song Of The Sea, 2014) Filmde, İrlandalı Ben ve foka dönüşebilen kız kardeşi Saoirse, perileri özgürleştirmek ve ruhlar dünyasını kurtarmak için macera dolu bir yolculuğa çıkıyor. Kelt mitolojisinden beslenen hikaye, adeta huzur dolu bir masal.

Buz Devri (Ice Age, 2002) Buzul çağının başlangıcında, tüm hayvanlar can havliyle göç etmeye çalışırken, kahramanlarımız bir bebeği ailesine teslim etmeye çalışmaktadır. Tüm farklılıklarına rağmen birbiriyle dost olabilen film karakterleri, çok eğlenceli ve duygu dolu bir macera sunuyor.

Noel Gecesi Kâbusu (The Nightmare Before Christmas,1993) Halloween kentinin kralı Jack, Noel Baba'yı kaçırıp hediye verme işini devralmak isteyince hiç beklenmedik sonuçlar ortaya çıkar.

Aladdin (1992) Sokakta hırsızlık yapan ve maymun arkadaşı dışında kimsesi olmayan Aladdin'in karşısına bir gün Küçük Prens (Le Petit Prince, prenses Jasmine çıkar. Gerçek aşkın 2015) tüm kurallara üstün geleceğini Antoine de Saint-Exupéry'in anlatan film, eğlenceli sahneleriyle klasikleşmiş eseri 'Küçük Prens'ten de akıllarda yer ediyor. sinemaya uyarlanan film, büyük küçük tüm sinemaseverlerin kalbinde taht kurmayı başardı.

Fantasia (1940) 8 bölümden oluşan bu Walt Disney başyapıtı, çizgi filmlerin gücünü ortaya koyan, şaşırtıcı ve asla akıllardan çıkmayacak bir deneyim. Ayrıca bir nesli çocuk yaşında Beethoven, Stravinsky, Schubert, Tchaikovsky gibi klasik müzik dehalarıyla tanıştıran bir eser.

Orman Çocuğu (The Jungle Book, 1967) Rudyard Kipling'in klasikleşen kitabı The Jungle Book'tan sinemaya uyarlanan Walt Disney filmi, Hindistan ormanlarında kurtlar tarafından büyütülen Mowgli adlı bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Bu eser, 2016 yılında yeniden sinemaya aktarıldı. www.cypruszoom.com

79


Miss Mediterranean 2017

Makedonyalı Evgenija Rizova

K

uzey Kıbrıs’a 14 ülkeden gelen güzeller, Merit Royal & Premium Hotel 2017 Miss Mediterranean seçilebilmek için mücadele etti. 2003 yılından beri her yıl düzenlenen yarışmanın bu yılki durağı olan Kuzey Kıbrıs’a Türkiye, Tunus, Portekiz, Slovenya, Malta, Hırvatistan, Cezayir, İspanya, İtalya, Sırbistan, Fransa, Bosna Hersek, İspanya ve Makedonya güzelleri geldi. Gece, güzellerin mayolu geçişiyle başladı. Ardından Lübnanlı sanatçı Kaan Ramadan şarkılarını geceye katılan konuklar için seslendirdi. Sonrasında ise ülkelerinin geleneksel kıyafetleriyle podyuma çıkan güzellerin arasından yarı finale kalanlar açıklandı.

80

ZOOM I Haziran 2017

Türkiye adına yarışan Ece Bilsen yarışmaya yarı finalde veda edenler arasındaydı. Gece dans şovları ve violin dinletisi ile devam etti. Gecede yarı finale kalan yarışmacılara sorulan soruların ardından Lübnanlı star Kaan Ramadan’ın ikinci kez sahne alması ile heyecan doruğa ulaştı. Yarışmanın final bölümünde ise dereceye girenler açıklandı. Yarışmada üçüncü Fransa, ikinci Montenegro ve birinci İtalya adına yarışan Raquel Domingos oldu. Miss Mediterranean 2017 tacı ise Makedonyalı yarışmacı Evgenija Rizova’nın oldu. Gecede ayrıca yarışmaya sponsor olan Merit Hotel güzeli seçildi. Yarışmaya Malta’dan katılan Donnaha Borg Merit Hotel Güzeli unvanını alarak yarışmayı tamamladı.



‘Fransız Şatoları’

L

oire Vadisi, Fransa’nın gözbebeği şatolarına ve tarihsel dokusuna ev sahipliği yapıyor. Tarihin içinden günümüze kadar gelen şatolar, hikâyeleri, mimarileri, kültürü, sanatı ile turistleri büyülüyor. Şatolar, Avrupa ülkelerinin en çok turist çeken noktaları olarak karşımıza çıkıyor. Fransa’nın en güzel bölgelerinden biri olan Loire Vadisi’nin görkemi ve estetiğiyle baş döndüren şatoları, ülkemizden de ziyaretçi akınına uğruyor. Cemiyet hayatının önemli isimleri ve sanatçılar Saffet Emre Tonguç rehberliğinde bölgeyi ziyaret ediyor. Ortaçağ’ın Fransız Kralları ve Derebeyleri döneminde Loire Vadisi’nde inşa edilen şatolar, tarihi dokusunu koruyarak günümüze ulaştı. Bölgede yaklaşık 200 şato bulunuyor. Sıradışı Kıtalar farklı ile görebileceğiniz en ünlü şatolar arasında; bahçeleriyle ünlü Villandry Şatosu, sahiplerinin hep kadınlar olması nedeniyle Kadınlar Şatosu olarak anılan Chenonceau Şatosu, kraliyet ailesinin bir dönem Fransa’yı yönettiği ve Leonardo Da Vinci’nin mezarının bulunduğu Amboise Şatosu, günümüzde sahipleri tarafından halen kul-

82

ZOOM I Haziran 2017

lanılan ve Ten Ten çizgi filmine esin kaynağı olan Cheverny Şatosu ve Loire Vadisinin en büyük ve en ihtişamlı şatosu Chambord yer alıyor. Şato otellerde kendinizi kral ya da kraliçe gibi hissedin Huzur dolu birbirinden güzel ve kendisine özgü mimarisi olan bazı şatolar, otel olarak kullanılabiliyor. Şato oteller; antika eşyaları, şömineleri, birçok tarihi ve kültürel dokusuyla sizi kendisine âşık edecek ve kendinizi kral ya da kraliçe gibi hissettirecek. Ayrıca oteller Michelin tavsiyeli gurme restoranlarına sahip. Ayçiçeği tarlalarının ortasında bulunan Chateau de la Cote, Fransz krallarının doğu seferleri sırasında konakladığı Chateau d’Etoges, Polonya Kraliçesi Marie Casimire’nin uzun yıllar yaşadığı Chateau de Pryea da günümüzde otel olarak kullanılıyor. Şato oteller yaşamınıza değer katarak büyük şehrin atmosferinden çıkmanız için harika bir alternatif oluyor. Sıradışı Kıtalar’ın, Ramazan Bayramı döneminde ünlü rehber Saffet Emre Tonguç eşliğinde düzenleyeceği gezi, Haziran ayı içinde başlıyor. www.siradisikitalar.com


Fransa tarihinin en çalkantılı dönemlerinin, en karmaşık saray entrikalarının, en gizli aşklarının, en kanlı iktidar mücadelelerinin yüzyıllar boyu tanığı olan Loire Vadisi’ndeki şatoLar, günümüzün yeni gözde mekânlarından biri haline geldi. şatoların kendine özgü hikâyeleri ve yaşanmışlıkları, ziyaretçilerinin zamanın içinde kaybolmalarına ve Farklı bir atmosFerde kendilerini çok daha Fazla özel hissetmelerini sağlıyor.

www.cypruszoom.com

83


Tibet şifası Ayak altından gevşeme ve rahatlama için uygulanan refleksoloji aslında vücudun çok farklı bölgelerine de uygulanabiliyor. Tibet Refleksolojisi’nin Türkiye’deki uzmanlarından Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, binlerce yıllık şifa yönteminin uygulamaları hakkında şu bilgileri verdi:

84

ZOOM I Haziran 2017


UYGARLIKLARIN BİLGİ BİRİKİMİ “Tibet tıbbı, Tibetliler tarafından Hint (Ayurveda), Pers (Unani), Yunan ve Çin tıbbı gibi birçok sağlık sisteminin sentezlenmesi, sağlık ve hastalık hakkındaki binlerce yıllık bilgi birikimiyle oluşturulan bir sağlık sistemidir. Tibet, Nepal, Hindistan, Çin ve Moğolistan’ın yanı sıra Avrupa’nın bazı kısımlarında ve Kuzey Amerika’da kullanılmaktadır. HASTALIKLARIN TEMELİNDEKİ 3 ZEHİR Tibet tıbbı hastalıkların temelinde ‘3 zehir’ olduğunu kabul eder. Bunlar ‘cehalet’, ‘bağlılık’ ve ‘nefret’tir. Tibet tıbbında hastalıkların hastanın yaşam tarzından dolayı ortaya çıktığı kabul edilir. Bu yüzden hastanın hayatındaki kötü alışkanlıklarının değiştirilmesi önerilir. YAŞAM ENERJİSİ OMURİLİK İÇİNDEKİ SIVIDA Tibetlilerin teorisine göre, yaşam enerjisi omurilik içinde bulunan sıvıda bulunur ve bu sıvı bütün sinir sistemi ve omurilik ile bağlantılıdır. Antik Tibet tıbbında bütün dünya sağlık sistemlerinde olduğu gibi omurgayı düzeltme-

ye yönelik manevralar bulunur. Boyun ve kafatasındaki noktaları ve alanları kullanarak bütün omurga ideal şekline getirilmeye çalışılır, böylece beyin omurilik sıvısının rahatça akması sağlanır. Omurga pozisyonunun düzeltilmesiyle ilgili organ ve alanlarda uyarı oluşturarak otonom sinir sistemini (sempatik-parasempatik sistem) rahatlatmak mümkündür. TİBET KAFA BOYUN REFLEKSOLOJİSİ Tibet Kafa Boyun Refleksolojisi, dünyanın her yerindeki sağlık felsefeleri ve mikro refleks haritaları üzerine kurulmuş modern bir refleksoloji tekniğidir. Tibet Kafa Boyun Refleksolojisi birçok manuel terapi tekniğinin ve yüz refleksolojisinin bir araya getirilmesiyle meydana gelmiştir. Vücudumuzda özellikle omurgamızda bazı önemli anatomik bölgeler bulunur. Bu bölgeler vücudumuzun işleyişini düzenleyen ve dengesini sağlayan sempatik ve parasempatik sinir sistemini oluşturur. Örneğin, sempatik sistem uyarıldığında kişiler daha dinç, enerjik, nabız daha kuvvetli, kan akışı hızlı ve kaslar daha gergindir. Sempatik sisteme tam ters yönde çalışan parasempatik

sistem uyarıldığında ise kişiler daha sakin, rahat, uykuludur, kaslar gevşemiştir. Tibet Refleksolojisi’nde ise baş ve boyun bölgesinde bulunan özel noktalar ve uyarı alanlarından gönderilen sinyaller sempatik ve parasempatik sistem aracılığıyla beyine iletilir. Beyinde işlenen bu bilgiler; ilgili organlarda ve bölgelerde cevap olarak açığa çıkar. Tibet Refleksolojisi ile fiziksel, kimyasal ve biyolojik durum düzenlenerek fiziksel ve zihinsel sağlık elde edilir. NÖROLOJİK VAKALARDA ETKİLİ Tibet Refleksolojisi’nde aktive etmek istenen fonksiyona göre özel noktalardan beyine uyarılar göndermek mümkündür. Özellikle nörolojik vakalarda Tibet Refleksolojisi oldukça etkilidir. Travma sonrası meydana gelen fantom ağrısında veya felç (serebrovasküler olay) hastalarında herhangi bir yan etkisi bulunmadan güvenle kullanılabilir. Aynı zamanda Tibet Kafa Boyun Refleksolojisi vücuttaki kas gerginlikleri, romatoid artrit, hipertansiyon, baş ağrısı, histeri, gastrit ülser, uykusuzluk, demans, baş dönmesi, ödem vb. birçok hastalıkta da kullanılabilir.”

www.cypruszoom.com

85


86

ZOOM I Haziran 2017


HAVALARIN ISINMASI İLE BERABER ÜZERİMİZDEKİ KALIN KIYAFETLERDEN KURTULUP HAFİF VE İNCE GİYİNMEYE BAŞLADIK. AYNAYA HER BAKTIĞIMIZDA GEÇEN KIŞ AŞIRI YEMEK YEME VE YETERİNCE HAREKET ETMEME KONUSUNDA NE KADAR HATALI DAVRANDIĞIMIZI TEKRAR GÖRÜYORUZ. ÜSTELİK TATİL ZAMANI YA DA DENİZ MEVSİMİ YAKLAŞTIĞINDA FAZLA KİLOLARDAN KURTULMA TELAŞI DA BAŞ GÖSTERİYOR. “BU DÖNEMDE ARAYIŞINA GİRİŞECEĞİNİZ O SİHİRLİ FORMÜLLERİN HİÇBİRİ SİZE KALICI YA DA SAĞLIKLI BİR KAZANÇ SAĞLAMAYACAKTIR, BUNU BİLMEKTE FAYDA VAR” UZMANLAR, YAZ GELİRKEN UYGULAYABİLECEĞİMİZ SAĞLIK ÖNERİLERİNİ PAYLAŞTI.

H

erkesin vücut ölçüleri, genetik yapıları, alışkanlıkları ve ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle fazla kilolarınızdan kurtulmaya karar verdiğinizde öncelikle kendi gerçekçi hedeflerinizi belirlemeli ve kendi vücudunuzu başkalarıyla asla kıyaslamamalısınız. Düzenli tartılıp ayna karşısında bedeninizi incelemeniz size yol gösterebilir, ama bunu sabah akşam yapar hale gelmeniz sadece ruh halinizi olumsuz yönde etkiler. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer, hep pozitif düşünmenin ve hedefleri belirleyip birkaç aylık dönemlerde gözden geçirmeyi alışkanlık haline getirmenin önemini belirterek, kalıcı çözümlerin nasıl uygulanacağını anlattı:

Gereken Miktarda Su İçin Sadece yemekten kısarak ya da kendinize katı yasaklar koyarak başarılı sonuçlar almak mümkün değildir. Sakın ‘diyet’ yapmayın, ‘sağlıklı ve dengeli’ beslenin. Kalıcı ve anlamlı sonuçlar için üç şey çok önemlidir: Yeterince su tüketmek, hareketli bir yaşam tarzı seçerek düzenli egzersiz yapmak, yeterli ve kaliteli uyuyarak vücudunuzun dinlenmesine, kendini yenilemesine fırsat tanımak. Günde en az 8 bardak, mümkünse 10-12 bardak su içmeniz bu süreçte çok önemlidir. Yeterli su içmek metabolizmanın düzgün ve daha hızlı çalışmasına yardımcı olur.

la, yediğiniz her şeyi enerjiye çevirmeye ve aldığı enerjiyi de yavaş tüketmeye başlar. Oysa yaz günlerinde bol domates, salatalık, yeşillikler, zeytinyağı ve limon ile terbiye edilmiş zeytin ve az yağlı peynirler ile hazırlanacak kahvaltılar sayesinde bolca protein ve vitamin yanında yeterince karbonhidrat almış, güne enerjik başlamış olursunuz.

Yürüyüş Yapın Her gün düzenli olarak sadece 30 – 45 dakika tempolu yürüyüş ile yaklaşık 250 – 300 kalori yakabilirsiniz, 3 ayda toplamda yaklaşık 25000 kaloriye eşdeğer bir enerji tüketimi elde edersiniz ki, bu da yaklaşık 4 ila 5 kg fazla kilodan kurtulmak demektir! Hele yaz aylarında yüzme fırsatı bulursanız bu fırsatı mutlaka değerlendirin. Yüzme, vücudun neredeyse bütün kaslarını çalıştırır ve belli bir tempoda 15 – 20 dakikalık yüzme seansları ile aynı süredeki yürüyüşün yaklaşık iki katı enerji yakabilirsiniz.

İçtiklerinize Dikkat Edin Gün boyu çay ya da kahve tüketiminizi gözden geçirin. Her gün doğru şekilde hazırlanmış bir fincan kahve ve birkaç bardak çay tüketilmesi hem sindirimi kolaylaştırır hem de metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olabilir. Ancak çok fazla çay ve kahve tüketimi, çok miktarda kafein ve hatta polifenol alımı demektir ki bu durum bazı önemli besin öğelerinin emilimini bozabilir, mineral ve vitamin eksikliğine neden olabilir. Üstelik bunları şeker ile beraber tüketiyorsanız başınız dertte demektir! Günde bir fincan kahve ve 3 bardak çayı, birer kesme şeker atarak içtiğinizi varsayalım. Bu sizin her gün yaklaşık fazladan 90 – 100 kalori almanız demektir. Üç aylık sürede kilo vermek bir yana 1,5 – 2 kg fazladan kilo almanıza neden olabilir!

Güne Kahvaltıyla Başlayın Kahvaltı etmeden güne başlamak, diyet yapan kişilerin en sık yaptığı hatalarından biridir. Eğer kahvaltı yapmadan güne başlarsanız, vücut kendini enerji koruması altına alır ve metabolizma yavaşlayarak eksilen kan şekerini sabit tutmak amacıy-

Ara Öğünlerinize Önem Verin Gün içinde size önerilen sıkı menülerden vazgeçmemeniz, metabolizma hızınızın bir süre sonra sabitlenerek kilo vermenizin zorlaşmasına sebep olur. Yani her gün ya da her öğünde hep aynı şeyleri yemeyin, her gün, her hafta sonu aynı egzersizleri ya da

faaliyetleri yapmayın, rutininizi değiştirin, keyifle kilo vermeye devam edin. Yaza girerken iştahınızı kontrol etmenin bir yolu da ara öğünlerden geçer. Öğleden önce ve sonra birkaç ceviz içi, 5-6 badem, birkaç kuru kayısı veya erik kurusu, 2-3 diyet kraker yanında bir bardak az yağlı ayran, az yağlı meyveli yoğurt gibi enerjisi kontrollü, besin içeriği zengin ara öğünlerle, az az ama sık sık beslenerek hem tokluk sürenizi uzatabilir, hem de daha az yiyerek kontrollü ve sağlıklı bir şekilde kilo verebilirsiniz. Sofranızı Farklı Renklerle Çeşitlendirin Lif ve vitamin deposu yeşillikleri, çeşit çeşit sebze ve meyveyi mutlaka günlük beslenmenize dâhil edin. Sebzelerden baklagilleri ve yaz meyvelerini tüketirken, porsiyon miktarına dikkat etmekte fayda var. Her ne kadar sağlıklı beslenmenin önemli ögeleri olsalar da hem nohut, fasulye gibi baklagillerden, hem de kavun, karpuz, kayısı, şeftali gibi meyvelerden fazla yediğinizde fazla kalori alacağınızı aklınızdan çıkarmamalısınız. Porsiyonları kontrol altında tutmak ve azar azar ama sık sık beslenmek kaydıyla her şeyden tüketerek kendinizi kısıtlamadan sağlıklı ve kilo vermenizi dilerim.

www.cypruszoom.com

87


Kıbrıs’ta Deniz sezonunu açılDı, bu yüzDen spor salonları ve egzersiz yapmaya uygun açıK alanlar her zamanKinDen çoK Daha fazla Dolup taşıyor! fit bir vücut için egzersizin yanı sıra, beslenme, uyKu ve su tüKetimine DiKKat eDilmesi gereK ancaK, Kas geliştirmeK ve egzersizDe maKsimum performansa ulaşmaK için bu ipuçlarına DiKKat eDin.

88

ZOOM I Haziran 2017

H

avaların ısınmasıyla birlikte kalın giysilerin arkasına saklanan fazla kilolar görünür olmaya başladı. Buna bir de deniz sezonunun yaklaşması eklenince, spor salonları, açık alanlar ve yürüyüş parkurları, yazı fit bir vücutla karşılamak isteyenlerle dolup taşıyor. Her ne kadar, sağlıklı bir görünüm için egzersizin sadece yaz mevsimi öncesine değil, tüm yıla yayılması gerekse de, son anda vücuda diyet ve sporla aşırı yüklenip zarar vermemek adına atılması gereken bazı adımlar bulunuyor. Sağlıklı bir yaşam için düzenli egzersiz, dengeli beslenme, kaliteli uyku ve yeterli su tüketiminin önemine değinen Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, bu dört maddeden birinin eksik kalması durumunda, özellikle kas geliştirici antrenman yapanların sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğinin altını çiziyor.

Vücuttaki kas kitlesinin artmaya başlamasıyla birlikte su ihtiyacının da artacağına dikkat çeken Diyetisyen Canan Aksoy, yakılan her bir kaloriye karşılık bir mililitre su tüketilmesi gerektiğini söylüyor. Aksoy, kas geliştirmek ve egzersizde maksimum performansa ulaşmak için gerekli ipuçlarını ise şöyle sıralıyor: • Egzersizden 1 - 1,5 saat önce karbonhidrat ağırlıklı bir öğün tüketin, asla aç kalmayın. • Egzersiz programınız sabah saatlerindeyse, kahvaltınızda ekmek bulundurmayı ihmal etmeyin. • Kahvaltıdan önce veya akşam iş çıkışında spor yapacaksanız, karbonhidrat açısından zengin olan meyve, kuru meyve, süt ve yulaf ideal seçimlerdir. • Egzersizden önce su içmeme yanlışına düşmeyin, tam aksine bol bol su için.

• Su içmeye egzersiz esnasında da devam edin. Her yarım saatte bir bardak su içmek hem performansınızı artırır hem de vücudunuzdan toksinlerin atılmasına yardımcı olur. • Egzersizin ardından ilk bir saat içinde yağsız et, tavuk, balık gibi yağsız protein kaynaklarına, makarna, ekmek, çorba gibi bir karbonhidrata ve salata veya meyve gibi antioksidan zengini besinlere sofranızda yer açın. • Egzersizden sonraki ilk bir saat içinde idrar çıkışınız varsa, egzersiz sırasında yeterli miktarda su tüketmişsiniz demektir. Aksi durumda ise, böbreklere aşırı yük binmesi, vücut sıcaklığının yükselmesi gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. • Egzersizden sonra su tüketimine devam edin. Böylece hem iştahınızı kontrol altına almanız kolaylaşır hem de egzersiz sırasında su kaybınız olduysa, bunu yerine koyabilirsiniz.





Tunaç Riding Club

Binicilik dersleri Dağ gezisi + Piknik turları Engel atlama dersleri Çocuklar için Midilli ve Pony'lerle eğitim

Kıbrıs'ın ilk Binicilik Okulu

Karaoğlanoğlu/GİRNE

0533 851 38 13





747 85 22 (0392)


EP_PASTORSUZ_KIBRIS ILAN_BASKI.pdf

1

24/03/17

16:24



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.