NORTH haber, magazin, aktüalite dergisi ] [ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS
Yıl: 11 Sayı: 122 Nisan 2017
Kıbrıs'ta Festivaller Takvimi Ada'da Wisky Festivali Başladı Karpaz'a Gitmenin Tam Zamanı..
Kuzey Kıbrıs'ı Şimdi Keşfedin
Çok Ozel Yerler
9 694 851 90 0049 10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL
www.cypruszoom.com cypruszoom.com
/zoomdergigrubu/
1
[ Dış Basın Birliği tarafından verilen 'EN İYİ DERGİ GRUBU' ödülü ]
DERGİ GRUBU www.cypruszoom.com
zoommagazin@gmail.com (Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek (Sahibi) Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler Reklam Pazarlama Profil Reklam KATKI KOYANLAR Reha Arar / Mesut Günsev / Selcan Biryılmaz Aygen Ersalıcı / Ali Özçil / Mustafa Şah İhsan Erol Özçil / Hasan Karlıtaş Grafik-Tasarım Profil Reklam Yayın Kurulu Mesut Günsev Ersin Gözenler Nurhan Günsev
Reklam Rezervasyon
İÇİNDEKİLER 14 The Whisky Festival 18 Tatlısu; Baharı Ot Kültür Festivali ile Karşıladı
Ofis (0392) 22 77 595 (0533) 825 70 00 (0542) 875 96 66 (0533) 868 95 81 (0542) 875 55 04
Yayın Türü Aylık Süreli Turizm-Haber-Magazin Sanat ve Aktüalite Dergisi Baskı; Okman ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir. Cemal Hamit Sok. Aldora 3 Sitesi 29/4 Hamitköy, Lefkoşa
20 Bilimi Hızlandırıyoruz 22 Nisan Ayında Nerede Ne Yapılır? - Hasan Karlıtaş 28 Krallardan Çok Önce - Rauf Ersenal
alite dergisi]
[Kıbrıs’ın ilk aylık
CYPRUS haber, magazin, aktü
turizm NORTH
34 My Way - Mesut Günsev
Mart 2017 Yıl: 11 Sayı: 121
36 Johnnie Walker ile Çok Özel Yerler - Bizim Meyhane 42 Bangkok'u Ziyaret Etmek için 5 Neden 46 Ne Nerede Ne Zaman ZOOM Ajanda 48 Gençlik Enerjinizi Beslenme Detoksu ile Koruyun Çok Ozel Yerler
50 Tüyler Ürperten Deney 90004 9 9 69485 1
52 Arzu Sabancı'dan Koton'a Zamansız Şıklık
cypruszoom.com
10 TL/TÜR
KİYE FİYATI
/zoomdergigrubu/
15TL
54 Kırlangıçlar Az Geldi - Mustafa Gürsel 56 Ayın En Çok Satan Kitapları 62 Şimdi Karpaz Zamanı 74 Demiseksüel misiniz? 80 Kadınlar 8 Mart için Toplandı 84 Daha İyi Seks için 10 Egzersiz 88 Sakatlanmadan Koşmak için 10 Önemli tavsiye
8
ZOOM I Nisan 2017
ZOOM DERGİ GRUBU
Tüm yayınlarında çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.
Yerli balığın tek adresi - The best beach of North Cyprus
Büyüleyici deniz ve dağ manzarası, yılın dört mevsimi yerli ve yabancı turistlerin durak noktası...
a c ı l p a KHotel&Restaurant Akdenizin doyumsuz maviliği, güneşin yakıcı sıcaklığını bulabileceğiniz ailece dinlenip tatil yapabileceğiniz sıcak ve samimi bir atmosfer...
Günlük taze balığın yanısıra Türk ve dünya mutfaklarından seçkin örneklerle birlikte Kıbrıs'ın yöresel lezzetlerini tadabilirsiniz...
www.kaplıcabeach.com
Rezervasyon: 0392 387 2032 (2029) - 0533 825 1361 Girne - Karpaz sahil yolu Kaplıca \ İSKELE
Kıbrıs'ı
Şimdi Keşfedin...
BİROL BEBEK Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni birolbebek@gmail.com
12 ZOOM I Nisan 2017
Geçtiğimiz aydan itibaren başlayan sıcaklar, her köşe başında karşımıza çıkan orkideler, medoş laleleri, tarlalar dolusu Horoz lalesi olarak ta bilinen gelincikler, sarı papatyaları ile Kıbrıs şimdi keşfedilmeli bence. Yıllar önce röportaj yaptığım namı diğer Zeki Triko yani Türkiye'nin dünya markası Zeki Başeskioğlu, "Dünyada gezmediğim yer kalmadı ama, Kıbrıs'taki çeşitliliği başka hiçbir yerde görmedim" demişti. Hatta o isim Kıbrıs hayranlığını taçlandırıp Çatalköy'den arsa almıştı. Evini yaptırdı mı bilmiyorum ancak, belki de ülkemizde yaşadığı bilinmeyen birçok ünlü gibi, o da Kıbrısı'mızda. Bugüne kadar reklam kampanyalarında hep kısa zaman dilimlerinde görüntülenen Adamız, yurtdışında gerçek görüntüsü ile tanıtılamıyor. Umarız bu güzellikler yakın zamanda hak ettiği değeri bulur.. Bu bir eleştiri değil. Sadece bir temenni. Her hafta sonu bir bölgemizde; hatta bazen aynı gün, farklı bölgelerde yer alan festivaller; panayıra döndüğü eleştirilerine rağmen Kıbrıs'ın en çok rağbet gören etkinlikleri. Eleştirsek te, sosyal bir buluşmaya dönüşen organizasyonlar yurtdışından gelen turislerin de dikkatlerini çekmeye başladı. Kalabalık sadece bölge insanlarının ekonomik yönden kalkınmalarını değil, turizm açısından vizyonlarının gelişmesine de katkı koyuyor. Önümüzdeki yıllarda festivallerin artılarını çok daha iyi şekilde hissedeceğimizi düşünüyorum. ZOOM Dergi Grubu olarak elimizden geldiği kadar festivalleri takip edip, farklılıkları, oradaki renkli görüntüleri, gerek yurt içinde, gerekse bizim aracılığımız ile yurtdışından da görülmesini sağlamaya çalışıyoruz. Çok daha ötesinde, ülke turizmine ZOOM Yayınevi'nin öncülüğünü yaptığı kültürel değerleri olan kitaplar hazırlayıp katkı koyuyoruz. Aynı zamanda, Rehberler Birliği içinde aktif bir görevde olan Hasan Karlıtaş, tarihi yazılarına yeni bir boyut getiren Rauf Ersenal, bu sayımızdan itibaren aramıza katılan tecrübeli meslektaşımız Mustafa Gürsel'in ülkemizle ilgili tarih, doğa, flora ve fauna ile ilgili yazılarıyla yayınlarımız ülkemizi tanıtma adına ekibine yeni isimler kazandırdı. Bahar ile birlikte dergimizde yeteri kadar yer bulamadığımız onlarca konu, bize ait yüzlerce özel fotoğraf ile Kuzey Kıbrıs'ı tanıtıyoruz. İyi okumalar...
K
uzey Kıbrıs’ın artık gelenekselleşen festivali ‘The Whisky Festival’ geçtiğimiz ay içinde başladı. Dünyanın 1 numaralı İskoç viskisi Johnnie Walker öncülüğünde düzenlenen The Whisky Festival Mart ayı ortasında adaya keyif katmaya başladı. Festivalde bu yıl eğlencenin dozu artıyor. 10 hafta sürecek festivalde viskiseverlere keyif dolu bir etkinlik
14
ZOOM I Nisan 2017
takvimi hazırlandı. Çok özel partiler, meyhane aktiviteleri, viski tadım etkinlikleri, happy hour’lar ve sürprizler 20 Mayıs’a kadar sürecek. Viskiseverler için düzenlenecek özel parti organizasyonlarının üçüncüsü 1 Nisan Cumartesi akşamı Tango to Buddha’da yaşanacak. Son birkaç yıldır 60 binden fazla kitleye ulaşan ve dünyanın en iyi kulüp ve festivallerinde başı çeken uluslarara-
sı EDM sahnesinde kendine yer edinmiş olan İsviçreli DJ EDX (Maurizio Colella) The Whisky Festival’e damga vuracak. 20 Mayıs’a kadar sürecek partilerle adaya yıldız yağacak The Whisky Festival partileri her hafta birbirinden özel yıldız ismi ağırlayarak festival coşkusunu doyasıya yaşatacak. Suat Ateşdağlı ve DJ Garmiani viskiseverler için adanın eğlence ritmini tutacak. Suat
Ateşdağlı 22 Nisan Cumartesi akşamı Hangover Cafe & Bar’da, DJ Garmiani 28 Nisan Cuma akşamı Mad Club’da performans sergileyecek. Sürpriz partiler 20 Mayıs’a kadar adaya renk katmaya devam edecek. Festival katılımcıları, her hafta Çarşamba, Cuma ve Cumartesi akşamları meyhane aktviteleri ile müziğin ve eğlencenin büyüsüne kapılacak.
HOCALARIN HOCASINDAN KIBRISLI GASTROMİK ÖĞÜN Turizm ve Gastronomi konusunda ülkemizin deneyimli isimlerinde Hocaların hocası, usta Gurme Mustafa Şah, uzun bir süredir hazırlıkları devam eden ‘Kıbrıslı Gastronomik Öğün; KIBRIS’IN TATLARI’ adlı kitabı ile geçtiğimiz aya damgasını vurdu. Merit Lefkoşa Hotel & Casino’da gerçekleşen tanıtımda, yazarı sevenleri yanlız bırakmadı. Kokteyl ve kısa konuşmalar ile başlayan tanıtımda, aynı zamanda GURME Dergimiz’in de yazarı olan Mustafa Şah, konuklara kitabın içeriği konusunda detaylar aktardı. Geçmişten günümüze yaşadığı tecrü-
16
ZOOM I Nisan 2017
beleri, meslek hayatındaki tüm birikimini bir kitapta topladığını kaydeden Şah, kitabın gelecek kuşaklar için bir kaynak niteliği taşıdığının altını çizdi. ZOOM Dergi Grubu Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek’in de kısa bir konuşma yaptığı tanıtımda, Merit Hotelleri Yönetim Kurulu eski Başkanı Reha Arar’ın İstanbul’dan gönderdiği mesaj tanıtımın sürprizi oldu. ZOOM Yayınevi tarafından hazırlanan kitap, geniş kapsamlı içeriği ile ülkemizde bugüne kadar hazırlanmış en detaylı gastronomi bilgilerine sahip. Kitap tüm kitapçılardan tedarik edilebilir..
Tatlısu; Baharı Ot Kültür Festivali ile Karşıladı Geçtiğimiz yıl ilki gerçekleşen 'Tatlısu Ot Kültürü Festivali'nin ikincisi büyük ilgi gördü. Kalabalık yüzünden köyde izdiham yaşandı. Köy girişine kadar devam eden trafiğe rağmen binlerce kişi Tatlısu^ya akın etti...
18
ZOOM I Nisan 2017
T
atlısu Ot Kültür Festivali’nin ikincisi Mart ayı içinde gerçekleşti. Bahar aylarının ilk organizasyonu olması nedeniyle yoğun ilgiye sahne olan festival, geçtiğimiz yıla oranla çok daha organize, çok daha renkliydi. Ot yemeklerinin Kıbrıs kültüründe çok önemli bir yere sahip, festival, doğal beslenmeyi ve doğanın sunduğu nimetlerin
sofralara taşınmasını teşvik etti. Farklı otlardan yemeklerin sunulduğu festivalde, Kıbrıs’a ait farklı kültürler de sergilendi. Sabah saatlerinde açılışı yapılan festivalde ot yemeklerinin yanında Kıbrıs’a ait, pekmez yapımı, sele sepet yapımı gibi diğer kültürlere de yer verildi. Tatlısu’nun yenilebilir otların en yoğun yetiştiği bölgelerden biri olarak biliniyor. Festivalde bölgede yetişen 11 ot ve çayı yapılan 25 bitki türünden pişirilen yemeklerin de sunumu yapıldı.
CERN’ün “Bilimi Hızlandırıyoruz” Sergisi İlk Kez İstanbul’da!
A
TLAS Deneyi’nin ulusal proje yürütücüsü olan İstanbul Bilgi Üniversitesi, geçtiğimiz ay içinde santralistanbul Kampüsü’nde düzenlenen törenle “CERN Bilimi Hızlandırıyoruz” sergisini ziyarete açtı. Büyük Patlama’dan Günümüze Etkileyici Bir Keşif Sergi Büyük Patlama Sahnesi adlı ilk bölümünde ziyaretçilerini, evrenin tarihini anlatan Büyük Patlama anına geri götürüyor. Evrenin maddenin temel yapısını anlatan Parçacık Kuşağı bölümünde, ziyaretçiler farkına bile varmadan
20
ZOOM I Nisan 2017
insan ölçeğinden atom, çekirdek ve parçacıkların mikroskobik dünyasına bir animasyon yardımıyla taşınıyorlar.
Araştırmaları bölümünde ise ziyaretçiler, Büyük Hadron Çarpıştırıcısında araştırmaların nasıl yapıldığına tanıklık ediyor.
Keşif, evrenin sadece yüzde 4’ünün anlaşılabildiği gerçeğini anlatan ve maddenin en ilgi uyandıran sırlarına ilişkin bilgiler sunan Gizem Alanı bölümünde sürecek. “Gözlenebilir maddenin tümü evrenin sadece yüzde 4’ünü oluşturmaktadır. Peki geri kalanı nerede” sorusundan yola çıkılarak hazırlanan bu bölümde, evrenin en ilgi uyandıran gizemleri ilgi çekici sunumlarla merak uyandırıyor. Serginin CERN
Serginin Teknoloji Tohumları adlı son bölümü ise CERN’de yapılan temel araştırmaların gündelik yaşamımızdaki teknolojilerle ne şekilde ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu alanda yer alacak iki dokunmatik etkileşimli sistemde bugünlerde herkesin sıradan olarak kanıksadığı geniş teknoloji yelpazesi ziyaretçilerin deneyimine sunuluyor. 2009 yılından beri dünyanın 12 farklı ülkesinde, 14 farklı şehrinde 500 binden
fazla ziyaretçiyi ağırlayan “CERN Bilimi Hızlandırıyoruz” sergisi, ziyaretçilerine evrenin sırlarına ilişkin heyecan verici bir deneyim yaşatacak. 12 yaş ve üzeri her yaştan ziyaretçinin ücretsiz olarak gezebileceği sergi, 23 Temmuz’a kadar santralistanbul Kampüsü Çağdaş Sanatlar Müzesi Binası’nda 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
NİSAN
NE YAPILIR? NEREYE GİDİLİR?
22
ZOOM I Nisan 2017
D
ört mevsim çok özel seçenekler sunan Kuzey Kıbrıs’ta, yılın her döneminde yapılacak ve görülecek, çekim noktalarının sayısı her geçen gün artıyor. Bence, içinizdeki huzur çağrısına en iyi yanıt alabileceğiniz dönem; Mart ve Nisan ayları... Çünkü, baharın yaratmış olduğu coşkuyla, Mart ve Nisan aylarının yaymış olduğu etki, insan ruhunu dinlendirmek için adeta biçilmiş kaftan durumunda.
Kıbrıs’ta Nisan ayı, rengarenk doğa manzaraları, masmavi gökyüzü ve yeşil sarı renklerin hakimiyetinde bir karnaval demek... Yeşil doku arasındaki, orkideler, doğal bitkiler, badem çiçekleri, rengarenk laleler, akasya, lapsana ve gavcarın nın yarattığın sarı görüntüler, insan ruhuna tazelik veriyor.. ZOOM Dergisi’nin bu sayısında, nisan ayının coşkusuna kapılarak, sizler için nisan ayında yapılması gerken bazı tavsiylerde bulunmak istiyorum...
www.cypruszoom.com
23
PORTAKAL ATIŞALIM BERABER KAPIŞALIM Portakal atışalım, beraber kapışalım, Sen ordan gel ben burdan, Kıbrıs’ta buluşalım Anonim Akdeniz iklim özelliklerinden dolayı, Kıbrıs’ta
yetiştirilen portakalın ve portakal suyunun tadı benzersizdir. Dalından portakal toplamak ve topladığınız portakalın suyunu içmek ne kadar güzel olur. Ağırlıklı olarak, Güzelyurt Lefke Bölgesi’nde bulunan narenciye bahçeleri, mart ve nisan aylarındaki görüntüleri ve narenciye
çiçekleri ile adeta gelin gibi süsleniyor. Bölgedeki üreticilerden aldığım bilgiye göre, Güzelyurt ve Lefke Bölgesi’nde yetiştirilen başlıca türler şunlardır; Yafa Portakalı, Valencia, Grapefruit, Şeker Portakalı, Washington, limon, turunç ve farklı mandalin türleri. Bölgede 50 bin dönüm
dolaylarında narenciye bahçesi olduğu düşünülüyor. Kıbrıs Portakalı ve özellikle de Lefke Yafa Portakalı, dünyaca bilinen bir kaliteye sahip. Lefke Yafa Portakalı, Kıbrıs’ın en lezzetli portakalı olarak kabul ediliyor. Üreticiler bunun sebebini, bölgenin dağ ve deniz arasındaki konu-
mu, bölgesel iklim şartları, mineralli toprak özellikleri, su kalitesi ve leymon üzerine aşı yapılması olarak açıklıyor. Güzelyurt’ta her yıl Haziran ayında, Portakal festivali, Lefke’de ise Nisan ayının ilk haftasında, ‘Lefke Yafa Şöleni’ düzenleniyor.
KÜLTÜREL FESTİVALLER Festivaller ülkesi Kuzey Kıbrıs’ta, hemen hemen her hafta sonu, birbirinden özel etkinlikler düzenleniyor. Kıbrıs kültürünü yansıtan festivallere katılmak, hem o yöreyi tanımanız, hem de üreteni desteklemek bakımından, oldukça anlamlı. Bu hafta sonu ne yapacağım diye düşünüyorsanız, festivallere katılıp, festivalin yapıldığı bölgenin, tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini keşfetmenizi öneririm. BAŞKA KIBRIS YOK ! Gezin, Görün, Keşfedin !
24
ZOOM I Nisan 2017
DOĞA YÜRÜYÜŞÜ YAPMAK Kıbrıs Adası’nın en doğusundaki Karpaz yarımadasınan başlayıp, Girne Sıradağları Alevkayası’ndan geçip, kuzey batıdaki Akdeniz köyü, Kalkanlı Anıt Zeytin ağaçları bölgesine ve Lefke-Yeşilırmak köyüne kadar uzanan yürüyüş yolları doğa severlere eşsiz güzellikler sunuyor.. Son dönmede artan çevre bilinciyle, gerek turistler gerekse Kıbrıs halkı, düzenlenen doğa yürüyüşlerine, büyük rağbet gösteriyor. Yürüyüş güzergahı boyunca, orkideler, adına festival düzenlenen medoş laleleri, endemik türler, anıt ağaçlar ve diğer bitki türleri gözlemleniyor. Kuzey Kıbrıs’taki doğa parkurlarında yürümek, Kıbrıs doğasını yakından tanımak için çok güzel bir vesile Doğa ile içiçe, rahatlatıcı bir gün geçirmek istiyorsanız, en güzel seçenek, doğa yürüyüşü. Nisan ayı da bunun için en uygun dönem.
BAMBAŞKA BİR DÜNYA KARPAZ Ülkemizin doğu ucunda yer alan Karpaz, masalla gerçek arasındaki güzellikleriyle her mevsim başka güzel olsa da, baharda çok daha özel. Karpaz Bölgesine yapacağınız yolculukta, Tatlısu miniapark,
Kaplıca, Dipkarpaz köyü, Altın Kumsal, Sipahi Ay. Trias mozaikleri ve yenilenen yüzü ile Apostolos Andreas Manastırı görülmeyi fazlasıyla hak ediyor. Ziyarete giderken, yanınızda sevimli eşekler için yiyecek götürmeyi de unutmayınız !
www.cypruszoom.com
25
CİTTASLOW DURAKLARI Sakinliğin izini sürmek isteyenler için, ülkemizde Cittaslow (sakin şehir) payesini almaya hak kazanan, Yeniboğaziçi, Lefke ve Mehmetçik Bölgelerinin güzellikleri keşfedilmeyi bekliyor. Bazı durak önerileri ; Her Pazar günü kurulan Yeniboğaziçi köy pazarı, Melandra Kültür Evi,
26
ZOOM I Nisan 2017
Osman Ağa Kültür Evi, Mehmetçik köyündeki otantik mekanlar, Zeka Bey Tohum Merkezi, Balalan köyü, Kumyalı köyündeki Nitovikla Gardens Otel, Lefke Bölgesindeki alternatif duraklar ; Argonya, Pendaya Eko Garden, Organik Çiftlik, Gaziveren Çiftlik Evi ve Lefke Palm View Cafe.
YEŞİLIRMAK’TA TARLADAN ÇİLEK TOPLAMA KEYFİ Kuzey Kıbrıs’ın en batı ucunda yer alan, Yeşilırmak köyü, pek çok özelliği ve başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz kendine özgü güzellikleri ile ayrıcalıklı bir yerleşim yeri özelliğine sahip. Yeşilırmak denildiği zaman ilk olarak akla, adına festival de düzenlenen çilek geliyor. Bunun yanında köyde yatiştirilen birçok ürün köy ile özdeşleşmiş durumda. En başta gelenleri şu şekilde sıralamak mümkün; zeytin, harup, kolakas, muz, narenciye, incir, yenidünya, erik, şeftali ve üzüm. Bu listeden de anlaşılacağı gibi, Yeşilırmak’ta yetiştirilmeyen ürün, hemen
hemen yok gibidir. Köyün konumu yanında, son derece verimli topraklar ve kaliteli su kaynakaları buna olanak sağlıyor. Köylü alın terini akıtarak, tarıma elverişli topraklarda sabahın erken saatinden geç saatlere kadar çalışkanlığı ile sürekli olarak üretiyor. Denizin mavi rengi, köyün yeşili ile birleşince seyrine doyum olmaz bir manzara ziyaretçileri karşılar. Özellikle yılın, mart, nisan ve mayıs dönemlerinde, köy girişinde yer alan çok sayıdaki çilek tarlası, ziyaretçilerine tarladan çilek toplama olanağını veriyor. Bu benzersiz keyfi, yaşamak isteyenler, özellikle hafta sonlarında köye akın akın ziyaretler düzenleyerek, köye ciddi bir sosyal hareketlilik ve ekonomik katkı sağlıyor.
GELENEKSEL KIBRIS KÖYLERİNİN KEŞFİ Baharın yaratmış olduğu coşkuyla, mesafeleri yakınlaştırarak, geçmişten gelen geleneklerini korumayı başarmış köyleri keşfetmek çok iyi bir seçenek. Yönünü turizme de dönmeyi başaran, Bağlıköy, Karmi, Koruçam,Kalavaç, Akdeniz, Büyükkonuk ve Akıncılar (Luricina) keşifçilerini bekliyor.
www.cypruszoom.com
27
RAUF ERSENAL
KRALLARDAN ÇOK ÖNCE
B
azı şeyler vardır siz farkında olmasanız da kendinizi mutlu ve huzurlu hissetmenizi sağlar. Günlük yaşamın getirdiği sıkıntılar, koşuşturmalardan uzaklaşmanın verdiği hafifliği hissedersiniz. Yolumuz bu sefer Tatlısu’dan geçti. En son gittiğimden bu yana meğer 15 yıl geçmiş. Çok uzun bir zaman. İlk gittiğimde oldukça etkilenmiş ve izlenimlerimi kaleme almıştım. Şimdi tekrar orada olmanın büyük bir mutluluğunu yaşıyordum. Arkeolog Müge Şevketoğlu ve ekibinin uzun yıllardır sürdürdüğü Tatlısu-Çiftlikdüzü Neolitik Yerleşim Kazıları… Baharın tüm cömertliğini sergilediği, yeşilin binbir çeşidi ve tonlarının hakim olduğu bu doğa harikası yerde 10 bin yıl önce Kıbrıs’a ayak basan ilk Kıbrıslıların hikayelerini yeni bulgularla birlikte yeniden dinlemek inanılmaz keyifliydi.
28
ZOOM I Nisan 2017
Kazı alanına uzun yıllar önce gitmeme rağmen yeni yapılan yolun da çevrede yarattığı değişiklikle zorlanarak bulmamız tam bir maceraydı. Anayol kavşağından denize doğru yönümüzü belirlerken buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorduk. Kıyıda kazayağı toplayan yaşlı birisine Çiftlikdüzü’nü sorduk ve yeri kolayca bulduk. Meğer çok yakınımızdaymış. Kazı alanına vardığımızda İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde öğrenimlerini sürdüren iki kızımızı ve kazıların ta başından beri projede yer alan İngiliz Peter’i çukurlarda kazı yaparken bulduk. Onlarla sohbet ederken Müge’nin Arkeopark için gerekli olan ağaçların temini için koşuşturduğunu ve kısa süre içerisinde geleceğini öğrendik. Kazı alanına kamyonla getirilmiş ağaçların dallarını ve kabuklarını temizleyen bir işçiye gözümüz takıldı. Bu ağaçların, yapılması planlanan Neolitik evlerin ana taşıyıcı direkleri olacağını kazı
TaTlısu-ÇifTlikdüzü NeoliTik Yerleşim kazılarıNda ekip 10 biN Yıllık bir YaşamıN aslıNa uYguN bir şekilde YeNideN caNlaNdırılıp YaşaTılması iÇiN ÇabalıYor.
www.cypruszoom.com
29
alanına kısa süre sonra varan Müge hanımdan öğrenmiş olduk. Orada 10 bin yıllık bir yaşamın aslına uygun bir şekilde yeniden canlandırılıp yaşatılması için hummalı bir çalışma içerisindeydiler.
kazı alanına gelen Tufan Erhürman’ın heyecanını gözlemleme şansını yakaladık. Böylesine önemli ve ülkemizi dünyaya tanıtacak bir yerde bulunmak kimi heyecanlandırmaz ki?
Sohbetimize devam ederken dikkatimi çeken ocak, çaydanlık, plastik kasalarda naylon içerisinde ekmekler, arkeolog olmanın ne denli büyük bir fedakarlık gerektirdiğini gözler önüne seriyordu. Orada kazıyor, bulgularını kayda geçiriyor ve orada yemek yiyorlardı.
Burayı ziyarete gelen herkes mutlaka büyülenir ve heyecan duyar. Yeter ki; gelsin. Büyük bir özveri ile yürütülen çalışmaların lideri Dr. Müge Şevketoğlu ve Peter akıcı bir şekilde bulgulardan bahsederken adeta 10 bin yıl öncesine zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz farkına varmadan. Ortalama yaşam süresinin 35 yıl olduğu Neolitik dönemde burada yaşamış insanlardan geriye kalan kişisel eşyaları arasında Kıbrıs’ta ilk defa Tatlısu’da binlercesi bulunan Anadolu kaynaklı siyah obsidyenlerin (oldukça keskin volkanik cam), Trodos’tan mavi pikrolitlerin (süs eşyası olarak kullanılan işlemesi kolay, parlak sabun taşı), taş baltaların, kemik kancaların ve dikiş iğneleri yanında kerpiçten yapılan evlerin volkanik kül, mavi kil ve kireçle 3 kat sıvanarak yalıtımın sağlandığını yerinde görmenin yanında, aslına uygun ve aynı malzemeden yeniden yaratılan bir neolitik daire evin içine girmek farklı bir duyguydu.
Umut vadeden genç siyasetçimiz Tufan Erhürman ve ekibi kazı alanını ziyaret edip son durum hakkında onlardan bilgi alacaklardı. Kazı ekibi heyecan içerisinde onları bekliyordu. Siyasilerin bu tür çalışmalara ilgi göstermesi ve arkeologların neler yaptıklarını yerinde görmesi pek alışık olduğumuz şeyler değildi. Kültüre ve sanata değer veren, siyasete yeni bir boyut kazandıran, ülkemizin geçmişine dair yapılanlara ilgi duyan ve yerinde görme ihtiyacı hisseden yeni bir vizyonun varlığını hissetmek burada bulunan herkesi mutlu etmişti. Aralarında Milletvekillerinin de bulunduğu kalabalık bir heyetle
30
ZOOM I Nisan 2017
Kazı alanında dikkatimi çeken en önemli konu, diğer tarihi yerlerde yerleşim ve medeniyetler üst üste olurken burada tek ve orijinal katmanın olmasıydı. Üzerine bir başka dönem herhangi bir yerleşim kurulmadı. Acaba neden? Bu insanlar eşyalarını bırakıp bir anda burayı terk etmiş olabilirler mi? Şiddetli deprem ve tusunamiler sebep olabilir mi? Sel baskını? Salgın hastalık? Saldırı? Soruları artarak sıralayabiliriz. Sebebi ne olursa olsun bu yerin kısa bir süre kullanıldıktan sonra terk edilmiş olması. Umarım kazıların ilerleyen safhalarında bu soruların da cevabı bulunmuş olur.
Kazı alanının hemen yanında bulunan ve Tatlısu Belediyesi tarafından Kazı ekibine tahsis edilen eski tavuk çiftliği idari binalarında bizlere çay ve gözleme ikram eden, projeye başından beri büyük destek veren Belediye Başkanı Hayri Orçan’ın misafirperverliği oldukça etkileyiciydi. Yerel yöneticilerin uzmanlara destek vermesiyle aslında kazanan yöre halkı yanında ülkemizdir. Orada bunun en güzel örneğini görmek bizleri oldukça umutlandırdı. Önümüzdeki yıllarda bu alanda bir araştırma merkezi ve Arkeopark’ın hayata geçirileceğini Belediye Başkanından duymak, bu konuya verdiği önemi göstermektedir. Onlara başarı dileklerimizi ve teşekkürlerimizi ifade ettikten www.cypruszoom.com
31
sonra hava ağarmadan bir yeri daha ziyaret etmek istiyordum. Uzun yıllar önce antik coğrafyacı Strabon’un Türkçe çevirisi yapılan kitabında Aphrodisium Liman kentinden bahsettiğini hatırlıyordum. Ancak her nedense, bir türlü bu yeri ziyaret etme fırsatı bulamamıştım. Şimdi bunun için de güzel bir fırsattı. Kazı alanının batısında, çok yakınında, Tatlısu Balıkçı Barınağı’nın bulunduğu yer bir zamanlar antik gemilerin de ziyaret ettiği önemli ve zengin bir limandı. Antik kentten geriye kalan maalesef sadece bir değirmen taşı, temel taşları ve binlerce kırık çömlek parçalarıydı. Çok geniş bir alana yayılmış yerleşimin etrafına birçok beton villa ve site yapılmış maalesef. Geçen yıllar içerisinde buradaki birçok yapı taşının başka yapılarda kullanılmak üzere taşındığını etraftaki mandra tarzı yapılarda görebilriz. Strabon’un Coğrafyasında yer etmiş Aphrodisium’un yerinde yeller esiyordu artık.
32
ZOOM I Nisan 2017
Gün batımı inanılmaz güzeldi burada. Bulutlar arasından süzülen güneş, denizi adeta bir gümüşe çevirmişti. Uzaktan motor sesini duyduğumuz balıkçı teknesinden bizlere el sallayan balıkçıların limana girişini izlerken ayrılık vakti gelip çatmıştı. Krallıklardan çok önce Kıbrıs’a yerleşen ilk Neolitik dönem insanlarından geriye kalanlarla, Krallıklar döneminden kalan Aphrodisium Antik Limanını geride bırakırken, bir kez daha ziyaret edilmeye değer eşsiz bir yer olarak hafızamıza kazıdık. İnsanın kendini mutlu hissetmesi için bir adım ötede bulunan doğa harikası, tarihi geçmişimizin gizemini barındıran bu yerleri ziyaret etmesi gerektiğine inanıyorum Gidin, görün, hissedin ve yaşayın… İşte o zaman anlarız bu güzel Ada’nın ve yaşamın anlamını.
Videoyu içindeymiş gibi yaşamanızı sağlayan hareketli platform üzerinde bazen uzayda yolculuk yapacak, bazen korku tüneline girecek, bazen su altında maceralara atılacaksınız, tüm bunlara sis, yağmur, rüzgâr efektleriyle yaşayacaksınız...
K.Kaymaklı Lemar KİDOFARM / Lefkoşa Rezervasyon: 0533 873 1707 Kidofarm Ltd - Kidofarm Ltd Groups
'My Way' mesutgunsev@gmail.com
A
slında 69 yaşındayım, ama soranlara 70 diyorum yuvarlak hesap. Hoşuma da gidiyor. Bazı zarif hanımlar –belki de bana moral vermek için – o kadar göstermiyorsunuz diyorlar. Televizyonculuk günlerimde yıllarca her pazartesi ekranlardan anlattığım çoğu yaşanmış hikayelerinden oluşan 'Mesut Günsev’le Pazartesi Öyküleri' geldi aklıma... -Şimdi de Detay Gazetesi'nde devam ediyorum bana ayrılan sayfada - Ana haberlerin arkasından anlattığım bazı öykülerden sonra mailime gelen mesajlara verdiğim esprili yanıtları da anımsıyorum. Genelde kimi kırık, kimi mutlu, kimi hazin sonla biten ‘aşk öyküleri’ yayınından sonra gelirdi. Tabii bir kısmı da espri olsun diye” Ah Mesut bey, aynen benim yaşadığım gibi, siz de mi yaşadınız yoksa. Bir de benden dinleseniz” mealinde bazıları da ironik bir davet ve gönderme yapan maillere yanıt olarak yazardım: “Hanımefendi, ekranda gördüğünüz kişi 65 yaşında olup, suratı boyalıdır (sonra da aynen buradaki gibi büyük harflerle ilave ederdim).. ARZUSU VAR, TAKATI YOKTUR!”. Eşim Nur’a da gösterirdim. “Bak sahip çık, kıymetimi bil hala arayan soran var” diye! Niye 'My Way' bu ayın yazısı. Benim yolum, Orta tahsilimde kafamda iki meslek vardı. Orta okulda Deniz Subayı olmak, Lisede ise gazeteci. Çünkü orta
34 ZOOM I Nisan 2017 34 ZOOM I Nisan 2017
3’te matematikten ikmale kalmıştım. Ve ilk kez o sene ikmallileri Deniz Lisesi imtihanına almadılar. Ve bu büyük hayalim yerini gazeteciliğe bıraktı. Lisede çıkardığımız duvar gazeteleri, dergiler, bizi destekleyen, yüreklendiren o güzel insanlar. Hocalarımız, Çocuk dergilerinde yayınlanmaya başlayan yazılarımız... O yolu çizmeye de başlamıştı sanki.. Ta ki daha sonra da beraber subay çıkacağımız sınıf arkadaşım Ed-A dan Bora Kutluhan, -bu arada ED –A, Haydar Paşa lisesinin yakışıklılar sınıfı idiBurada bir parantez açmalıyım. (Bu sınıftan Nuri Esener, Cenk Esener adı ile girdiği SES dergisinin artist yarışmasında finale kalmıştı, aynı sınıftan Kadir İnanır onu takip ediyordu.. Cenk unutuldu Kadir zirvelere tırmandı� Son sınıfa ünlü resim sanatçısı Baş Muavinimiz sevgili Mehmet Pesen hocamızın sahneye koyduğu Ahmet Kutsi Tecer’in ‘Köşebaşı’ adlı ünlü oyununun önde gelen karakterlerinden kabadayı rolünü İnanır yerine Cenk Esener’ e vermişti Pesen Hoca� Daha sonra Akşam Gazetesi’nin Liseler Arası Tiyatro yarışmasında bu eser birincilik kazanacak� Jüri Başkanı abide isim Yıldız Kenter, oyun hakkında çok güzel bir yorum yayınlayacak ve şöyle bitirecekti yazısını.. “Hele istiklal Savaşı Gazisi rolünü
oynayan ve diğerini gizleyerek tek kolunu adeta bir virtüöz gibi kullanan Sinan Topçuoğlu oyunun yıldızı idi” Oyun yarışmada Muammer Karaca Tiyatrosu'nda sergilenmişti.. -Sinan’ın makyajını ise bizzat Karaca usta yapmış ve dedesinin İstiklal Madalyasını da takan arkadaşımızı 50 yaş ihtiyarlatmıştı.. -Sevgili Yıldız Kenter, çok erken kaybettiğimiz Sinan’ın doğuştan tek kollu olduğunu hiç öğrenemedi! O yıl Milliyet Gazetesi'nin Liseler Arası Müzik Yarışması'nı aralarında daha sonra ünlü bir müzik adamı olacak Aziz Az-
met’in de bulunduğu grubumuz birinci olarak bitirecek.. Basketbol takımımız şampiyon olacak. Atletizm takımımız ki aralarında ben de vardım, o yılların en prestijli kır koşusu olan, Ömer Besim Koşalay’ın anısına Cumhuriyet Gazetesi’nce düzenlenen yarışmada takımca şampiyon olacak ve Türkiye çapında ilk kez yapılmaya başlayan Üniversiteye Girme Sınavlarının -bu günkü ÖSMY- birincisi de yarısı Anadolu’dan gelmiş çoğu devlet bursu ile okuyan bu köklü “Devlet Lisesi”nden çıkacaktı.) Keza yakışıklı Bora’nın, Ka-
ŞAİR DEDİ Kİ… Niceleri geldi, neler istediler, Sonunda Dünya’yı bırakıp gittiler Siz hiç gitmeyecek gibisiniz değil mi? O gidenler de hep sizin gibiydiler –Ömer Hayyam-
dıköy Modalı olmasına rağmen albay babası tarafından öğrenim mesaisini okul yerine Moda ve Çamlıca Kız Liseli güzellerle yaptığını istihbar edince onu 'yatılı' yapmış. Bora bir sömestr Bahariye’deki evlerini Haydarpaşa’nın pencerelerinden seyretmişti!.” Bora’nın kapıdan bağırışını bugün bile hatırlıyorum “Arkadaşlar, Kenefin (tuvalet) kapısına ilan asmışlar Deniz Subayı alınacakmış.” Koştuk, Beyaz şapkası altında hep hayal ettiğimiz üniformasının içinde yakışıklı bir bahriyeli bizi 'mesleğe' davet ediyordu. Sene sonunda derece ile mezun olduk. Sınavları kazandık Harp Okuluna gittik, mezun olduk.. Bora albaylığa kadar yükseldi ben binbaşılıkta ayrıldım. Hayalimdeki ikinci mesleği yapmaya yani gazeteciliğe başladım. Bu meslekte de 30 yıla yaklaşıyorum. 1986'da atandığım KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü'm sırasında yeniden yayın hayatına başlattığım Mücahitler Dergisi’nin devamı olan GKK Dergisi'ni baz alırsak otuzu da geçtim sayılır. GKK Dergisi halen yayın hayatını en uzun süre devam ettiren bir yayın organı olarak işlevini sürdürüyor.. Çocuklarıma ve üniversitede
öğrencilerime hep şunu söylemişimdir, 'Hayatınızda sevdiğiniz mesleği yaparsanız, bir gün bile çalıştığınızı hissetmezsiniz..' Ben bu mutluluğu yaşadığım için hep ‘şanslı’ olduğumu düşünmüş ve Allah’ıma şükretmişimdir. İşte bu nedenden ZOOM’un bana ayrılan bu ayki sayfalarındaki ana yazımın başlığı ‘My Way’, Yani ‘Benim Yolum’. Bir çok sanatçının seslendirdiği ama Frank Sinatra gibi okuyamadığı o ölümsüz şarkı.. Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa şarkının sözleri de gene bizim gençlik yıllarımızın unutulmaz seslerinden Paul Anka’ya ait. Ne diyordu bu şarkı. Rahmetli Prof. Dr. Kurthan Fişek hocanın o güzelim çevirisi ve yazımı ile; “Göründü yolun sonu Son perdeye çıkıyorum Dostlarım, açık söylüyorum Hep inandığımı yaptım.. Yaptığıma sahip çıkarak..
Üzüldüm mü?, Pişmanlıkların oldu mu? Bazen… Ama, çok fazla değil Yapmam gereken ne varsa yaptım Eksiksiz hepsini.. Önüme çizdikleri her yolda yürüdüm Patikalara daha dikkatli basarak Ama hepsinde, evet hepsinde Kendi tarzımda yürüdüm. Hata yaptım zaman zaman, bilirsiniz Yutabileceğimden fazlasını ısırdım Ama, tüm yaşam yolumda Kendimden şüphelerim olduğunda, yedim yuttum, tükürdüm attım Her şeyle yüzleştim Dimdik ayakta durdum Hep bildiğim yolda gittim. Sevdim, güldüm , ağladım Kayıplardan, üzüntüden Payımı aldım Gözyaşlarım kururken Geriye bakıp gülüyorum. Bütün bunları ben mi yaptım? Evet! Utanmadan, sıkılmadan ve üzülmeden söylüyorum: Ne?.. Hayır… Olamaz.. Ben mi? Evet ben yaptım bildiğim yolda. İnsan nedir? Neyi, nesi var ? Kendisi yoksa , sıfırdır hepsi İçten duyduklarını söyleme.. Diz çökenlerin sözlerini tekrarlamadan. Hayat hikayem söylesin, aldığım darbeler. Ama, ben buyum işte Başka türlü gidemezdim ki… Çünkü o.. Benim tarzım.. Çünkü o benim… Evet… Benim Yolumdu!..”
Dopdolu yaşadım hayatımı Her yeri gördüm, her yola gittim Ama, daha önemlisi Hepsine hep, kendi yolumda, Kendi tarzımda gittim.. Üniversitede Halkla İlişkiler okuturken her sömestrin başında tahtaya şu cümleyi yazardım: “Bazı insanlar size gülümseyemeyecek kadar yorgundurlar. Siz onlara gülümseyiniz” Dönem sonunda da son derste şunları söylerdim: “Gençseniz ve hayalleriniz varsa etrafınızda hayallerinizin içine tükürecek insanlar olacaktır.. Tükürttürmeyin” Ne der eski bahriyeli komutanlar gemi açık denize çıkıp, rotasına girdiğinde köprü üstünde mürettebata ve serdümene: “Rüzgarınız bol, pruvanız neta olsun. Viya böyle selametle”
www.cypruszoom.com
35
www.cypruszoom.com
35
36
ZOOM I Nisan 2017
Emirali Tatlıdil, omuzunda havlusu ile ocakbaşındaki pozisyonundan şimdilerde yeni yerine taşınmış. Ocakbaşında yeni bir personel var. Ama kalan herşey eskisi gibi, eşi yine mutfakta iş başında, o yüzden ne tat, ne serviste bir değişiklik yok. Hatta işler daha da organize yürüyor. Tatlıdil, oturduğu yerden sürekli servisi kontrol ediyor. Sık sık kalkıp masalar arasında dolaşıyor. www.cypruszoom.com
37
Gerçek bir Kıbrıs Meyhanesi'ne gitmek isterseniz ilk sıraya 'Bizim Meyhane'yi koyabilirsiniz. Ada'ya geldiğinizde tatmanız gereken ne varsa masanızda. Küçük bir tabakta kağıtan kaseler içinde gelen Gannavuri tohumu ve Baf sakızından, magarına bulli'ye, Çinliler'in ölümsüz meyvesi olarak nitelendirdiği, Türkiye'de Hünnap adıyla bilinen Gonnara'dan, çakısteze, meyhanelerinin vazgeçilmezi, suda ıslatılan badem içinden, baklaya, keklik yumurtasından, pancara hatta anlatılanlara göre geçmişi belkide Kıbrıs kadar eski olan tavada tuzda kavrulan kuru baklaya kadar herşeyi tadabilirsiniz.
B
u kez daha önce gittiğimiz bir mekanı yeniden ziyaret ettik. Daha önce de çok beğenip her defasında meyhane konusu geçtiğinde eşe-dosta ballandıra ballandıra anlattığımız 'Bizim Meyhane' ikinci kez dergimizde yer alıyor. Ancak bunun nedeni artık gidilecek mekanların kalmaması değil. Yeniden düzenlenip,
Masanıza gelen meze çeş�tler�, Kıbrıs'a özgü tatların çokluğu �le kend�n�z� özel b�r GURME randevusunda g�b� h�ssedeceks�n�z...
38
ZOOM I Nisan 2017
kısa sürede çalışmalarına başlasa da, işletmede çıkan yangın, mekanın müdevimlerini hayli üzmüştü. Öyle görülüyor ki bu yangin belki de yeniden parlamasına da vesile oldu. Mekan aynı mekan; dışarıdan biraz daha parlatılmış, yeni dış dekoru ile biraz daha albenili hale gelsede salaş görüntü korunmuş. Ama zaten herkes buranın salaş görüntüsünü seviyor. Yangının çıktığı ocakbaşı neredeyse aynı dekoru ile yeniden yapılmış. İçerdeki doku, (buraya daha önce gidenler bilecek), küçük rütuşlarla her şey orijinal halinde aynı denilebiler. Mekanda değişmeyen; duvarlarda Kıbrıs'ın güneyde kalan yerleşim birimlerinin eski adların yazılı olduğu, duvarlara asılı küçük notlar. İçki ve mekan ile ilgili esprili dövizler de aynı hatta yeni eklenenlerde görülüyor.. Mekanın yaratıcısı Emirali Tatlıdil, soyadı ile ile özdeş duruşu ile yine bildiğimiz Tatlıdil. Artık ocakbaşındaki pozisyonunda hafif kaymış.
Patron makamında, hesap alıyor, elinden düşmeyen kadehi ile içen dostlara hoşgeldin dokunuşları yapıp, hal hatır soruyor.
Bu sunum Kıbrıs Meyhaneleri'nin geleneksel görüntüsünü içeriyor. Masanın kalabalığından şikayet edilse de, eksilen mezeler bir mekan için kötü not
www.cypruszoom.com
39
Bu dokunuşlar aslında Kıbrıs Meyhaneleri'nde alışılmış görüntüler. Küçük ama sıcak, iç alan insanların birbiri ile yakın ara olmaları kimsenin umurunda değil. Masaya gelen, (eğer gelenlere hızlı bir giriş yaparsanız) çoğuna bakıp, (keşke az az alıp hemen doymasaydım diyeceğiniz) onlarca meze ara sıcaklarla dolu. Mevsim yeşillikleri arasında Kıbrıs'ta özel bir yere sahip olan Ayrelli (yabani kuş konmaz) bakla mevsimlik değişen mezeler. Herse, Magarına Bulli, av hayvanları, bullez, zeytin kebabı, fırın kebabı, Kıbrıs insanın yakından bildiği dışarıdan gelenlerin ille de tatması gerektiği lezzetler. Bir
40
ZOOM I Nisan Mart 2017 2017
süre sonra gelişlerini dehşetle izlediğiniz bu tatların tamamını denemek istiyorsanız size yavaş olmanız gerektiğini hatırlatmamız gerek. Wiskinizi de, masanıza gelen tatları da yavaş yavaş tüketin. İçerde küçük bir köy meyhanesinde olduğunuzun tüm detaylarını göreceksiniz. Herşeyin, (size hayat veren teneffüs ettiğiniz oksijenin bile) keyfine varın. Duvarlarda sizi zaman zaman güldürecek, küçük notları okuyun, etrafınızda kendi masasının dışında kimseye rahatsızlık vermeyen hatta zaman zaman samimi dostlukların kuruluduğu bu küçük Kıbrıs Meyhanesi'nde, ne kadar özel bir yerde olduğunuzu
anlayacaksınız. İçerde iki farklı noktada duvarda açık olan televizyonda daha çok futbol görüntüleri var. Onun sesi kapalı tabii. Kulağınızda sizi rahatsız etmeyecek tonda açık olan müzik, masanızda her cm'yi dolduran inanılmaz tatlar, insanı içkiden fazla sarhoş edecek nitelikler taşıyor. Emirali Tatlıdil, mutfakta eşinin elinden çıkan mezelerin, bir an olsun, kontrolü dışında ilerlemeyen servisin başında. Masa masa dolaşıp herşeyin yolunda olup olmadığını soruyor. En güzeli masanızda aldığınız keyfe elindeki bardağı ile eşlik ederek, bir nevi keyfinize ortak oluyor.
Garavoll (salyangoz) tercihle gelen bu menü bize göre, çok özel bir lezzet..
Muhtemelen kalan birçokşeyi paket yaptırdınız. Gecenin finalinde Kıbrıs'a özgü tatlılardan kaçış yok. Eminiz gelen tatlıların hepsinin tadına bakmak isteyeceksiniz. Kıbrıs'a özgü tatlılar ve macunlardan oluşan tatlı menüsünde, birbirinden özel tatlardan deneyip, 'Kıbrıs
Meyhaneleri' denince hep aklınıza gelecek Bizim Meyhane'yi hatırlayacaksınız. Ya da orada olanların önemli bir bölümü gibi mekanın müdavimleri arasına girecesiniz. Bence doğru cevap ikinci şık. Aman yavaş. Bugün diyet yok. Unutmayın masanıza gelecek çok şey var...
www.cypruszoom.com
41
Bangkok’u ziyaret etmek için 5 neden
P
ek çok turizm otoritesi ve dünya gezginleri bakışıyla Bangkok, ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken şehirlerden biridir. Tayland’ın başkenti olan Bangkok, aynı zamanda dünyanın en az bütçe ile seyahat edilebilecek şehirlerinden de biridir.
42
ZOOM I Nisan 2017
Seyahat severler, bazı müze ziyaretleri, öğünler dahil günlük ortalama 25 USD harcayarak bu güzel şehri gezebilmektedir. Yeme-İçme imkanları anlamında son derece alternatifli, dünya üzerinde ucuz alışveriş konusunda söz sahibi, Budizm inancının da merkezinde olan şehirlerden biridir.
Şehri gezerken yorulduğunuzda, dünyaca ünlü Thai Masajı yaptırabileceğiniz, renkli gece hayatı ile tam bir turist cenneti. Üstelik bu güzel şehri, Sky Train adı verilen yerin metrelerce üzerinden şehri gezen bir çeşit metro ile, motorsiklet taksiler ve Tuk-Tuk adı verilen motorlu veya bisiklet şeklindeki
özel kabini olan araçlarla da trafiğe takılmadan keyifle gezebilirsiniz. Uzakdoğu’nun bu güzel şehrini keşfetmek için 5 önemli sebebiniz var.
www.cypruszoom.com
43
Alışveriş
Lokal pazarlarında son derece uygun fiyatlara tekstil ürünleri, ayakkabı, çanta, ağaç oyması ev eşyaları ve orijinal hediyelikler alabilirsiniz. Bangkok’a gittiğiniz Patpong ve Chatuchak gece pazar-larını mutlaka ziyaret etmelisiniz, kaliteli alışveriş de yapabileceğiniz pazarlarda karşılaşacağınız fiyatlara inanamayacaksınız.
44
ZOOM I Nisan 2017
Ayrıca cep telefonu ve fotoğraf makinesi alışverişinde dünyanın en ucuz fiyatlarının bulunabildiği şehrin merkezindeki MBK Centre’a da mutlaka uğramalısınız. Dam-noen Saduak isimli yüzen çarşıya giderek, taze tropik meyveler satın alabilir, kanallar arasında yöresel kayıklarla gezmenin otantikliğini de yaşayabilirsiniz.
THAI MASAJI
BudizM inAncI ve TApInAklArI
Bangkok’u gezerken yorulduğunuzda, hiç dert etmeyin! Dünyaca meşhur Thai masajını yaptırarak yorgunluğunuzu ve stresinizi atabilirsiniz. 2 saatlik bir Thai masajını, kaliteli masaj salonlarında 15-20 USD’ye yaptırabilirsiniz.
Dilerseniz şehir turunuz esnasında, yol kenarında onlarcasını görebile-ceğiniz ayak masajını da ortalama 2 USD’ye yaptırabilirsiniz. Meraklısı için aroma terapi ve reflek-soloji masajları konusunda da son derece yetkin masaj salonlarını Bangkok’ta bulabilirsiniz.
Tayland’ın Bangkok şehri Budizm inancının yoğun olarak yaşandığı bir yerdir. Şehrin genelinde 400’ün üzerindeki Budist tapınağı bulunur. Altın Buda, Yatan Buda ve Zümrüt Buda en popülerleridir. Tayland’ın karakteristik özelliklierni taşıyan The Grand Palace, Wat Phra Kaew ve Wat Pho tapınakları, Bangkok’un bu inanç
dünyasını yansıtan en güzel yapılardır. Seyahat, bir kültürler buluşmasıdır. Tay halkı ile iç içe olacağınızdan, inançlarına sıkı sıkıya bağlılıklarını ve hayatlarına inanç dünyalarını nasıl yansıttıklarını görüp, şaşıracaksınız.
SokAk yeMekleri
renkli gece HAyATI Restaurantlar-Cafe’ler, Gece kulüpleri, disko ve her yaşa-her zevke hitap edebilen, canlı müzik dinleyip eğlenebileceğiniz barları ile son derece renkli bir gece hayatına sahiptir.
Thai mutfağı dünyanın en leziz mutfakları arasında yer alır. Pek çok lüks restaurant bulabileceğiniz gibi, Street Food olarak adlandırılan sokak yemeği kültüründe dünyanın en popüler ülkelerinden biridir. Bangkok da, metropol olması nedeniyle insanların evlerinde yemek
pişirmektense, poşetler içinde yemeklerini alıp eve götürdükleri veya sokakta oturarak yemeklerini yedikleri sıra dışı bir şehirdir. Sokakta, 1 USD’ye büyükçe bir tabak yemek yemeniz mümkündür.
www.cypruszoom.com
45
01 OCAK
• •
04 NİSAN
Yeni Yıl Etkinlikleri Üniversite Etkinlikleri
02 ŞUBAT
• • • • • • • • • • •
Ot Kültür Festivali - Tatlısu Mesarya Tiyatro Şöleni Gafgarıt Festivali - Yiğitler Yafa Portakal Şöleni - Lefke Çilek Festivali - Yeşilırmak Halk Yürüyüşü Festivali - Dipkarpaz Kültür ve Sanat Şenliği - Gönendere Kalavaç Festivali IV. St. George Festivali - Koruçam Çocuk Festivali - Lefkoşa Mormenekşe Enginar Festivali
05 MAYIS • • • • • •
Uluslararası Kuzey Kıbrıs Bisiklet Turu Gastronomi Fuarı Orkide Yürüyüşü Türk Film Günleri Lefkoşa Müzik Festivali Eşek Günü - Büyükkonuk
03 MART
• • • • • • • • • •
46
06 HAZİRAN
Medoş Lalesi Festivali – Avtepe Beşparmaklar Tiyatro Festivali Orkide Festivali - Hisarköy Kültür ve Sanat Günleri - İskele Mağusa Çocuk Festivali GAU Tiyatro Günleri - Girne İtalyan Film Festivali Lale Festivali - Tepebaşı Denizdeki Portakallar - Mağusa Eğitim ve Kitap Fuarı
ZOOM I Nisan 2017
• • • • • • • • • • • • • • • •
El Magarınası Festivali - Görneç Girne Kültür Sanat Günleri Ceviz Festivali - Lefke Kumdan Heykel Festivali - Mağusa Kıbrıs İpek Kozası Fes. - Bellapais Bellapais Müzik Festivali - Bellapais TSM Amatör Korolar Festivali DAU Bahar Festivali -Mağusa Kültür Ve Sanat Festivali - Düzova Eko Gün - Büyükkonuk LAU Bahar Şenlikleri - Lefke Gençlik ve Spor Festivali - Lefkoşa Peace Works Çocuk ve Gençlik Festivali YDU Kariyer Festivali Mehmetçik Festivali - Mehmetçik Orkide Festivali - Hisarköy
• • • • • • • • • • • • •
Portakal Festivali - Güzelyurt Tahıl Festivali - Alayköy Çocuk ve Kültür Festivali - Değirmenlik Emek Festivali - Akdoğan Zerdali Festivali - Esentepe Suriçi Panayırı ve Deniz Fes. - Mağusa Karpuz Festivali - Yıldırım Türksoy Opera Günleri Folklor Festivali - İskele İncirli Mağara Festivali - Geçitkale Ceviz Festivali - Lefke Çocuk Festivali - Vadili Hamitköy Kültür ve Dayanışma Şöleni
07 TEMMUZ
• • • • • • • • •
Patates Kültür ve Sanat Festivali - Beyarmudu Geleneksel Kısa Film ve Belgesel Festivali - Lefkoşa Uluslararası Folklor ve Kültür Festivali- Gönyeli Karpaz Sahil Cümbüşleri Esentepe Yabani Kayısı Festivali Geleneksel İskele Festivali Mağusa Kültür, Sanat ve Turizm Festivali 11 Meşela Festivali - Dikmen KKTC Uluslararası Korolar Festivali
08 AĞUSTOS
• • • • • • • • • • • • • • •
Ozanköy Harnup Pekmezi Festivali Uluslararası Halk Dansları Barış Festivali - Lefkoşa Verigo Festivali - Yedidalga Kumdan Kale Festivali - Mağusa Deniz Festivali - Alsancak Belediyesi Gabbar Festivali - Kırıkkale Mehmetçik Üzüm Festivali Uluslararası Altın Salkım Festivali Tahıl Festivali - Alayköy Taşkent Kültür Festivali Babutsa Festivali - Serdarlı Yeniboğaziçi Siyah Kupa Festivali Hasder Lefkoşa Gençlik Günleri Çamlıbel Köy Şenliği Kitap Fuarı - Lefkoşa
09 EYLÜL
• • • • • • • •
Kalkanlı’da Çakisdez Festivali Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali Göçmenköy-Taşkınköy Kültür Sanat Festivali Uluslararası Halk Dansları Festivali Büyükkonuk Hellim Festivali - Geçitkale Kıbrıs Tiyatro Festivali - Lefkoşa Vadili Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali Lefkoşa Klasik Caz ve Dünya Müziği Festivali
11 KASIM
• • • • •
Uluslararası İşçi Filmleri Festivali Lefke Uluslararası Sanat Festivali Kitap Festivali - Lefkoşa Güzelyurt Tiyatro Günleri Lefke Hurma Festivali
12 ARALIK
10 EKİM
• • • • •
Zeytin Festivali - Zeytinlik Çatalköy Kültür Sanat Günleri Geleneksel Eko Gün Etkinlikleri - Büyükkonuk Doğanköy Alıç Festivali Lefke Hurma Festivali
www.cypruszoom.com
47
Gençlik enerjisini korumak için vücuttaki toksin birikimi dışarıya atmak Gerektiğinin altını çizen uzman diyetisyen olcay barış, bunun yolunun bazı dönemlerde detoks uyGulamaktan Geçtiğini belirtiyor.
Gençlik Enerjinizi Beslenme Detoksu İle Koruyun!
M
odern yaşam içinde farkında olarak ya da olmayarak kişiler bedenine aşırı yüklenir. Solunan havadan içilen suya, yenen işlenmiş besinlerden strese kadar çok sayıda etken vücudun kolay atamayacağı toksin birikimine neden olur. Hastalıklardan korunmak ve vücut görünümünü bozmamak için gençlik enerjisini korumak gerektiğine dikkat çeken Şenpiliç’in ‘Dengeli Beslen Harekete Geç’ Projesi Danışmanı Uzman Diyetisyen Olcay Barış, bunun da vücuttaki toksin atıkları atmak için detoks yaparak mümkün olacağının altını çiziyor.
48
ZOOM I Nisan 2017
Vücudunuz detoks sinyali veriyor mu? Tıbbi tedavi çözümü tam sağlanamayan şikayetler konusunda detoks uygulaması yapılabilir. Baş ağrısı, sırt ağrıları, sık sık soğuk algınlığına yakalanmak, kronik yorgunluk, eklem ağrıları, burun kaşıntısı, sinirlilik, deri döküntüleri, öksürük, uyku hali, deri kızarıklıkları, göğüs hırıltısı, gözlerde hassasiyet, uykusuzluk, bulantı, boğaz ağrısı, savunma sisteminde yavaşlama, baş dönmesi, hazımsızlık, boyun tutulması, değişken ruhsal yapı, anksiyete (kaygı), sinüslerde tıkanıklık, ağız kokusu, dolaşım bozukluğu, ateş, depresyon, kabızlık gibi… Ancak tıbbi açıdan hekim tarafından takip edilen kronik hastalığı bulunan kişilerin detoks yapması önerilmez. Detoks nasıl yapılır? Detoks, en uzunu 15 günlük olmak üzere haftada bir, üç ya da yedi günlük kürler halinde yapılabilmektedir. Beslenme detoksu için mutlaka bir beslenme uzmanından destek almak gerekir. Beslenme ile yapılacak değişikliklerin yanında egzersiz yaparak terlemek ve bağırsak hareketliliğinin devamını sağlamak da vücuttaki toksin maddelerin atımını destekleyecektir.
Beslenmeye ek öneriler • Detoks süresince sabah uyanınca bir bardak ılık suya bir kaşık limon suyu veya bir kaşık elma sirkesi ekleyerek için. • Yemeklerde tercihen çiğ sarımsak ve maydanoz yiyin. • Mide probleminiz yoksa zencefil ve acı biberi çorbalarınıza katarak kullanın. • Yemek aralarında papatya, zencefil, ıhlamur, meyankökü gibi arındırıcı çaylar için. • Akşamları rahatlatıcı ve uykuya geçişi kolaylaştıran papatya çayı için. • Ayda bir kez vücudunuzu arındırın. Örneğin gün boyunca sadece evde sıkılmış doğal meyve suyu, su ile birlikte çiğ sebze-meyve yiyin. • Kırmızı etin tüketim sıklığını azaltın ve şarküteri ürünleri, sakatat, rafine edilmiş besinler, şeker, tuz, doymuş yağlar, kahve ve alkollü içecekleri olabildiğince almamaya çalışın. • Besin seçimlerinizde olabildiğince doğal ürünler kullanın. • İçeriğini bildiğiniz ph oranı 7 veya üzerinde olan içme sularını ve mineralli suları (maden suyu) tercih edin.
• Yumurta, buğday, süt ve süt ürünlerini belirli dönemlerde sıra ile yiyin. Hepsini aynı dönemde yememeye özen gösterin. • Mevsim meyve-sebzelerini kullanmaya özen gösterin. • Sofranızda en çok bulunan besinler; meyve, sebze, yeşillik, tahıllar, baklagiller, düşük yağ oranlı süt ve süt ürünleri, beyaz et ve balık olsun. • Limon asidik olarak düşünülse de vücudumuz için en ideal asit düzenleyici besinlerdendir. Bu sebeple her gün bir miktar kullanmaya özen gösterin.
• Hem klorofil hem de diğer vitaminler açısından ideal detoks besini olan maydanozu kaynayan suya atıp, suyun altını kapatın ve bu ılık suyu gün içerisinde için. • Pişirme metotlarının da besin seçimi kadar önemli olduğunu unutmayın. Kızartma, kavurma işlemi yapmamaya, yağı aşırı ısıya maruz bırakmamaya dikkat edin. Haşlama, buharda veya fırında pişirme yöntemlerini tercih edin. Ayrıca pişirme gereçlerinizin paslanmaz çelik, cam veya porselen olmasına dikkat edin.
www.cypruszoom.com
49
Salk Enstitüsü / California, ABD
Tüyler ürperten deney!
Yarısı İnsan Yarısı domuz!
50
ZOOM I Nisan 2017
AmerikA’dA, insAn vücudunun reddemeyeceği orgAnlArın oluşturulmAsı için yürütülen çAlışmAlArdAn biride insAndomuz embriyosu geliştirilip imhA edildi. hAlen devAm eden ArAştırmAlArdA, orgAn nAkli bekleyen insAnlArA çözüm AmAçlAnıyor..
T
üyler ürperten deney bilim kurgu filmlerini aratmadı. bilim insanları, iki tane “insan- domuz” embriyosu oluşturup, onları birkaç hafta geliştirdikten sonra imha ettiler. kadın hastalıkları doğum ve tüp bebek uzmanı op. dr. betül görgen, kaliforniya'daki salk enstitüsü’nde Amerikalı ve ispanyol araştırmacılarla yürütülen tartışmalı deney hakkında şu bilgileri verdi: DOMUZ EMBRİYOSUNA İNSAN HÜCRESİ KONULDU “bu oluşum domuz embriyoları içine gelişen insan kök hücreleri konmasıyla gerçekleşti. bilim insanları bu kombinasyonun, insan vücudu için organ gereksiniminde kullanılabilecek ve reddedilmeyecek organların oluşturulmasında kullanılabileceği umudunu taşıyorlardı.
Farklı türlerden hücreler içeren hayvanlara ‘kimera’ denmektedir. kimera, yunan mitolojisinde tek bir vücutta çeşitli canlıların kimi uzuvlarına sahip, ağzından ateş püskürten yaratık anlamına geliyor.
2015 yılından itibaren de Amerika‘da bu tarz insan-hayvan kombinasyonlarına kaynak oluşturulması askıya alındı. bu tartışmalı deney özel bir vakıf tarafından finanse edildi.
bu tarz kombinasyonlar daha önceleri sıçan ve fareler arasında başarıyla uygulanmıştır ama insan organı oluşturmak için domuz gibi daha büyük hayvanlara ihtiyaç vardır. bu durumun başarılması organ nakilleri için verici sorununu ortadan kaldıracaktır. dünyada her 10 dakikada bir insan organ bekleyen hasta grubuna katılıyor ve istatistiklere göre her 22 dakikada bir kişi organ yokluğundan hayatını kaybediyor.
nakil yapılacak kişiden alınan kök hücrelerin domuz embriyolarına enjekte edilmesiyle nakillerde sıklıkla yaşanan organın reddedilmesi sorununun asgariye indirileceği savunuluyor. bu arada, california'daki salk enstitüsü, domuzlarda karaciğer, pankreas ve kalp oluşturma çalışmalarına devam ediyor. organ alınmadan önce hayvanın hayatına son veriliyor.”
İNSAN BENZERİ HAYVANLAR Ancak bu gibi geliştirme programları amacından kolayca sapabilir. insan benzeri karakterler taşıyan hayvanların geliştirilmesi korkusu nedeniyle büyük etik tartışmalar da yapılmaktadır. www.cypruszoom.com
51
Arzu Sabancı’dan Koton’a Zamansız Şıklık 2017 İlkbahar-Yaz sezonu için Koton ile iş birliği yapan Arzu Sabancı, zarif stilini ve iddialı tarzını yansıttığı sofistike ve özgün tasarımlarıyla Koton mağazalarında moda severlerle buluşuyor. Çarpıcı, elegan ve zarif stili ile moda dünyasının trend öncülerinden biri olan Arzu Sabancı, Koton ile bir araya gelerek zamansız şıklık sunan, sofistike ve özgün tasarımların yer aldığı çok özel bir koleksiyona hayat verdi. 67 özel tasarımdan oluşan, butik kalitede kapsül koleksiyon niteliği taşıyan ‘Arzu Sabancı for Koton’ koleksiyonu ilk kez Mart ayı içinde, Arzu Sabancı ve Koton Yönetim Kurulu Üyesi ve Eş Başkanı Gülden Yılmaz’ın ev sahipliğinde Pera Palace’ta gerçekleşti. İş, sanat
52
ZOOM I Nisan 2017
ve moda camiasını bir araya getiren lansmanda görücüye çıkan tasarımlar davetlilerden tam not aldı. Lansmana ünlü isimler akın etti İş, sanat ve moda camiasından çok sayıda isimin katıldığı lansmanda Sabancı ailesinin üyeleri de yer aldı. Arzu Sabancı for Koton koleksiyonu ile Arzu Sabancı’nın stil ve tarzının tam anlamıyla yansıtıldığını belirten ünlü isimler Arzu Sabancı’nın dünya modasını stiline yansıtan en önemli isimlerden biri olduğunu ifade ettiler. Aralarında Arzu Sabancı for Koton Koleksiyonundan özel parçalarla da lansmana katılanların bulunduğu ünlü isimler, şıklıkları ile de göz doldurdu.
www.cypruszoom.com
53
Kıbrıs’a binlerce kilometre uzaktan ve Kıbrıs’tan bin kat büyük Sahra Çölü’nü aşarak gelen bu kırlangıç, yuvasına dönebildi, ama tek duruyor. Eşi artık yok. İnsanların neden olduğu sorunlar yüzünden telef olmuş. Bu durum, üremede geç kalma ve yetersiz çoğalma anlamına geliyor. Ve 2018 baharında daha da az kırlangıç...
MUSTAFAGÜRSEL mustafa-gursel@gmail.com
B
Onları da bitiriyoruz...
Kırlangıçlar Az Geldi 54
ZOOM I Nisan 2017
aharın vefalı konukları sevimli kırlangıçlar, bu yıl ülkemize her zamankinden daha az sayıda geldi... İçinde bulunduğumuz günlerde her yanda görülmesi, ötüşlerinin duyulması gereken kırlangıçlardan, ancak tek-tük var. Çoğu yuva halen boş veya eşlerin sadece bir tanesi gelmiş. Birçok çevre dostu, evlerinin bahar neşesi olan kırlangıçlarını yine konuk etmeyi, umutlu bekliyor. Ama bu, boşa bir bekleyiş. Artık gelen geldi. Ülkemize bu bahar, başka kırlangıç gelmeyecek… Kırlangıçlar, insanlara en yararlı göçmen kuşlar. İnsanların baş belası sivrisinekleri, sinekleri ve uçabilen her türlü küçük böceği yiyorlar. Onlar ‘ne kadar çok’ varsa, insanları zehirleyen kimyasallara da ‘o kadar az’ gerek oluyor. Bu yıl daha da az geldiklerine göre, sinek-sivrisinek gibi istenmeyen böceklerle mücadele, yine ilaçlarla yapılacak.. Daha da fazla ilaçla… İnsanlık dünyanın dengesini bozmuş, onu hasta etmiş. Dünyamızın sıcaklığı artık normalden bir derece yüksek.. Bu durumu biz insanlar için söyleyecek olursak; vücut sıcaklığımız artık 36 buçuk değil 37 buçuk derece… Kırlangıçlar, küresel ısınmanın neden olduğu olağanüstü hava koşulları, beslenme zorlukları ve insan kaynaklı çevre sorunları nedeniyle göç yollarında telef oluyor. Göç tarihleri aksıyor. Nüfus artışına bağlı yoğun tarım ve kimyasal ilaçlar ile böceklere karşı kullanılan zehirli gazlar, kırlangıçların ya-
Bir minik kırlangıç; az gelse ne olur, çok gelse ne olur... Az gelirse çok sinek-böcek, çok kimyasal zehir, tarımsal üretimde düşüş, işsizlik, pahalılık, ekonomik kayıplar, sosyal sorunlar, hastalıklar ve mutsuzluklar olur. Çok gelir ise, bunların tam tersi. Ekolojik dengeyi, doğayı korumak, kırlangıçları sevmek, bunun için çok önemli...
şamda tutunmasını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Yapılardaki değişim de önemli bir neden. Kırlangıçlar artık yuva yapmaya yer bulamıyorlar… Kırlangıçlar, yaşama renk katan güzellikleri yanında, insanları kimyasal zehirlerin neden olduğu hastalık ve sorunlardan da koruyor. Ayrıca, tarımsal üretimin iyi olmasında işlevleri var... Havada uçarken yakaladıkları sinek ve küçük böceklerle beslenen kırlangıçlar için hava sıcaklığından çok beslenebilme önem taşıyor. Onlar şubat ayının soğuk günlerine dayanabildikleri gibi, haziran-temmuz-ağustosun acımasız sıcaklarıyla da baş edebiliyor. Kıbrıs’ta beş tür kırlangıç konaklıyor; çamurdan çeyrek daire yuva yapan ve oldukça güzel öten kırlangıçlar, küçük uzay araçları gibi hiç durmadan yaşamları boyunca hep uçan ebabiller, balkonlara veya gölgeliklere yarım daire şeklinde yuva yapan küçük siyah-beyaz kırlangıçlar ve artık tükenme noktasında olan dağ kırlangıçları.. Bir de kaya kırlangıcımız. Uçurumlardaki deliklere yuva yapıyor. Ama
onu pek gören yok. Sadece kaydı var, çok nadir… Değişik tür başka kırlangıçlar da Kıbrıs üzerinden baharda Avrupa-Asya, sonbaharda ise Afrika’ya geçiş yapıyor. En erkenci bahar konuğumuz, mertek kenarlarına yuva yapmayı ve kırlarda salınan başaklar üzerinde uçmayı seven ötücü kırlangıç. Bu sevimli kuşlar, şubatın ikinci haftasında –artık ocak sonu- hava ne kadar soğuk isterse olsun, geliyorlar. Onlardan birkaç gün sonra, apartman balkonlarına yuva yapmaya adapte olmuş siyah-beyaz küçük kırlangıçlar geliyor. Bir-iki gün içinde de ebabiller ve son olarak da dağ kırlangıçları... St.Hilarion Kalesi başta olmak üzere dağlardaki kale, kilise, manastır, köprü altları gibi yapılarda tavana çamurdan yarım su kabağı şeklinde yuva yapan dağ kırlangıçları, tükenme noktasında bulunuyor. St.Hilarion’a yaklaşık 30 yıldır dağ kırlangıçları yuva yapmıyor ve etrafta görülmüyorlar… Tüm bahar göçmenleri gibi kırlangıçlar da Kıbrıs’a orta ve Güney Afrika’dan geliyor. Kıbrıs’ın bin katı büyük olan Sahra Çölü’nü
aşmak zorunda olan kırlangıçlar, göç yollarında hayatta kalmayı başarabilmişlerse, her bahar kendi ülkelerine, kendi yuvalarına dönüyorlar. Başka bir ülkeye gitmiyorlar. Hemen eski yuvalarına yerleşen kuşlar, birkaç günlük dinlenmenin ardından yuvalarını tamir ediyor, yeni yuva yapıyor ve mart ayında yumurtluyor. Beslenme olanaklarına göre 1-3 kez yavru çıkarıyorlar. Kırlangıçlar, kuzey yarıkürede sonbaharın serin ve hüzünlü günlerinin başlamasıyla birlikte güneye, bahara doğru uçuyorlar. Hayatları boyunca hiç yere konmayan ve hatta uçarken uyuyan Ebabiller, Temmuz başında ayrılıyor. Hava şartları uygunsa, kırlangıçlar bir günde 300 km yol alabiliyor. Ama Mısır-Kıbrıs arasındaki 400 km’lik denizi bir nefeste geçmeleri gerekiyor; eğer bir kötü havada deniz üstünde telef olmazlarsa… Ülkemizde, ekim sonu-kasım başında bile, güneye doğru uçan kırlangıç görmek mümkün... Yaşayabilmek için çok uzak diyarlara gitmeye mecbur, belki geç kalmış ve yorgun, ama pes etmemiş, cesur son yolcular…
Kırlangıçların yurdumuza daha az sayıda gelmesi, bu yıl sinek ve böceklere karşı daha çok kimyasal zehir kullanılacağı anlamı taşıyor. Bu durum insanlara sağlık sorunları, ekonomik kayıplar ve sosyal sıkıntılar şeklinde yansıyacak…
KIRLANGIÇLARIN HER YIL BIRAZ DAHA AZALMASININ YANINDA, ARTIK YURDUMUZA ŞUBAT ORTALARINDA DEĞIL DE OCAK AYI SONLARINDA GELMELERI DE DIKKAT ÇEKIYOR. BU DURUMUN TEK BIR NEDENI VAR; INSANLARIN NEDEN OLDUĞU KÜRESEL IKLIM DEĞIŞIKLIĞI.. www.cypruszoom.com
55
En çok Satan
KİTAPLAR
56
ŞİMDİ BİZ NEYİZ PUCCA GÜNLÜK
LİRİK PRENSES SELDA TEREK BİLECEN
BİR UYUYUP UYANALIM İRFAN DEĞİRMENCİ
Pucca Günlük Devam Ediyor… Blogger'ların atası, Monçiçi bakışlı, Zalim stalker, Fake evliya pucca sunar! Bir blog yazıp hayatı değişen, hatta o hayattan bir de film yapılan, geçmişinden kaçarken bile yine ona sığınan PuCCa, çok acı çekti, inanılmaz eğlendi, hep yanlış kişilere âşık oldu, çok çalıştı, bazen aç uyudu, böbreğini satmayı bile düşündü, gün geldi hayvanlar gibi para saçtı, inanılmaz güzel dedikodu yaptı, kaymak gibi işin içinden sıyrıldı, sürekli burnunu boka batırdı, çok gezdi, çok sarhoş oldu, tek gözü kör bir köpeği evlat edindi, hayal ettiği eve taşındı sonra pişman oldu, çok kınadı ve hepsini tek tek yaşadı. Şimdi de, neredeyse hiç ama hiç tanımadığı ama bütün acılarını ezbere bildiği bir adamla evlenecek... Ve sonunda ilk kez mutlu sona ulaşacak... mı acaba? “O kadar hızlı gidiyorduk ki, çarpacağım duvarı bile kaçırmışım.” (Tanıtım Bülteninden)
Edebiyat fakültesi son sınıf öğrencisi genç bir kız, hocası tarafından verilen Tezer Özlü’nün hayatını yazma ödevi için araştırmalarına başladığı anda karşılaştığı bir gerçekle şaşkınlığa düşer. Yazarın yaşamıyla kendi yaşamı arasında izdüşümsel bir benzerlik vardır ve bu keşfinin ardından çıktığı içsel yolculuk onu neyin gerçek neyin hayal olduğunun belli olmadığı, içinden çıkılması imkânsız bir uçuruma sürükler. O, sıradan bir hayatı sıra dışı yaşadı... O, ikinci bir dilde kitap yazıp, Marburg Edebiyat Ödülü’nü alan ilk Türk yazardı. O, adı 'Lirik Prenses' olsa da hiçbir zaman bir masal prensesi kadar masum olmadı, masallarda yaşamadı, masal kovalamadı. Hikâyesinde kötü kalpli cadılar yoktu belki ama insanın ruhunu yaralayan çırılçıplak gerçekler vardı. O, müthiş üslubu, duyguları dile getirişindeki sakınmasız ve cesur dürüstlüğüyle okuyucunun kalbine girdi, sadece kaleminin ucuna kadar gelenleri yazdı. O, inandığı gibi yaşadı, sınır tanımadı, içindeki 'ben'i ararken belki de kendini kazıdı... (Tanıtım Bülteninden)
Zaman zaman haberlere konu olan anket çalışmaları vardır hani, “Aşağıdakilerden hangisinin komşunuz olmasını istemezsiniz?” diye sorulan… O anketlerde en çok işaretlenen şıkların hepsini düşünün şimdi. Kimden nefret ediliyorsa onları düşünün. Nefret suçlarının kurbanlarını düşünün. Önyargıyla yaklaşılanları düşünün. Ötekileştirilenleri düşünün. Dışlananları, kovulanları, ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayanları düşünün. Haklıyken haksız konuma düşürülenleri, kapının önüne konulmak istenenleri düşünün… Yeterince düşündüyseniz okumaya başlayabilirsiniz. Uykunuz geldiği anda, hiç çekinmeyin, kitabı bir kenara koyup gözlerinizi yumun. Bir uyuyup uyanalım, her şey daha güzel olacak, biliyorum… -İrfan Değirmenci / Eski bir televizyoncu;)(Tanıtım Bülteninden)
ZOOM I Nisan 2017
www.denizplaza.com 0392 228 83 20 - Kitap Dahili-17 info@denizplaza.com
HAYDİ KAVUŞ ARTIK SEDA DİKER Aşka Yükseliş Başlıyor. 'Böylesine güzel bir aşk potansiyeli varken, neden yaşamıyorsun? Sen uzanıp beni almadıkça, ben her zaman bu aşka esir kalacağım.' Aşkın esareti olduğu gibi, suçluluğun, korkunun, hatta öfkenin de esareti vardır. Kim bilir kimler sana sinsice suçlu hissettirerek istediğini yaptırıyor. Korkutarak manipüle ediyor. Senden daha güçlü olanın kölesi olabilir, taciz ve kötülüklere maruz kalabilirsin. Ya da yarım yamalak ilişki tekrarlarını sonsuza dek yaşayabilirsin. Öyleyse ayağa kalk. Çünkü kimseyle savaşmadan, itişmeden, saldırmadan, bu durumdan özgürleşebilirsin. Bunu kendi içindeki manyetik alanın gücünü ve İlahi Gücün elini tutarak yapacaksın. Bu kitapta: - Kısa ve Uzun Topraklama Tekniklerinin detayları ve inceliklerini - İnsanlık tarihinin en kadim bilgisi olan ama unutulmuş Manyetik Alanı kullanma yöntemlerini - İlahi Adaletin nasıl işletilebileceğini öğreneceksin. (Tanıtım Bülteninden)
CENETİN YENİ KRALİÇESİ GREGORY MAGUIRE 1999 yılı. Milenyum yaklaşıyor ve Thebes kasabası da gittikçe tuhaflaşıyor. Başına Kutsal Meryem heykeli düşen Bayan Leontina Scales saçmasapan konuşmaya başladı. Kızı Tabitha ve oğulları da annelerini kurtarmayı ya da Hz. İsa’nın yanına göndermeyi planlıyor. Hangisi olursa artık. Bu sırada koro yönetmeni Jeremy Carr şehvet ve hırsın arasında sıkışıp kaldı. Herkes yeni milenyumda yaşanacağı düşünülen kıyametten korkuyor. Kederli Gizemler Rahibeleri, homoseksüel bir şarkı grubuna katılıyor. Radikal Işık Yayan Pentekostallar, Katoliklerle savaşa başlıyor. Noel töreninde her şey ters gidiyor. Ve bir çocuk doğuyor. “Cennetin Yeni Kraliçesi’ni okumak kontrolden çıkmış bir lunapark oyuncağına binmek gibi, korkutucu, heyecan verici ve hayatta bir kere yaşayabileceğiniz bir macera.” -Ann Patchett(Tanıtım Bülteninden)
EVLİ BARKLI EMMA CHASE Evli Barklı yine alabildiğine keyifli ve komik. Bu hepimizin istediği son.” -Christina Lauren - Karmakarışık, Darmadağınık ve Sıkı Fıkı’nın New York Times çok satan yazarı Emma Chase’in kaleminden çıkan ve seriyi finale bağlayan bu romanda, Drew ile Kate yaklaşan düğünlerini sabırsızlıkla bekliyorlar fakat önlerinde atlatmaları gereken bir bekârlığa veda partisi var! Hayatım boyunca hiçbir zaman evlilik hayalleri kurmadım. Ama Kate imkânsızı başardı ve beni değiştirdi. Sanırım daha önce de tek kelimeyle harika olduğum konusunda siz de benim gibi düşünüyorsunuz, biliyorum… Ama itiraf etmeliyim ki şimdi eskisinden bile iyiyim! Bugüne uzanan yolculukta ne badireler atlattık gerçi. Ancak Yunan trajedilerinde görülebilecek pek çok engelle, türlü hatayla ve yanlış anlaşılmalarla uğraştık durduk. Nasıl desem, geçmem gereken son sınav gibi bir şeydi. Aklınızdan ne geçtiğini biliyorum: Bu sefer ne yaptın Tanrı aşkına! Ama hemen köpürmeyin. Beni yargılamadan ve hadım edilmemi talep etmeden önce olup bitenleri bir dinleyin. Şimdi hazırsanız çılgın bir yolculuğa çıkıyoruz. (Tanıtım Bülteninden)
www.cypruszoom.com
57
ALPINE
GERİ DÖNÜYOR
A
110 sadece 1080 kg’lık boş ağırlığı (opsiyonlar hariç) ile kelimenin tam anlamıyla ultra-hafif. Otomobilin kompakt boyutları (4178mm uzunluk, 1798mm genişlik ve 1252mm yükseklik), optimal ağırlık dağılımı (yüzde 44 ön/ yüzde yüzde 56 arka) ve düşük ağırlık merkezi sayesinde üst düzeyde ataklık elde edildi. Özellikle de Alpine’in nam saldığı 60’larda ve 70’lerde dağ yollarını tırmanırken gösterdiği ataklık işte bu sayede sağlandı. Alpine’in kütlesi de aracın merkezi etrafında toplandı: örneğin yakıt deposu ön aksın arkasında ve motor da arka aksın önünde konumlandırıldı. Böylelikle sürücü kendisini otomobille adeta tek vücut gibi hissedebiliyor. A110, Renault-Nissan İttifakı tarafından ortaklaşa geliştirilen 4 silindirli, 1.8 litrelik ve turbo şarjlı yepyeni bir motorla donatıldı.
58
ZOOM I Nisan 2017
Alpine ve Renault Sport mühendisleri bu motoru Alpin’e özel hale getirdiler: bu amaç doğrultusunda özel hava girişi, turbu şarj, egzoz sistemi ve motor ayarı kullanıldı. Motorun maksimum gücü 185kW/252PS ve maksimum tork değeri de 320Nm. Tüm bu değerler sadece 1080 kg’lık boş ağırlığı ile bir araya geldiğinde A110’un 4.3 kg/PS’lik kusursuz güç/ağırlık oranı (233PS/t) ortaya çıkıyor. Böylelikle de 0 - 100 km/saat hızlanması sadece 4.5 saniye sürüyor. Motor 7 vitesli, yaş kavramalı Getrag DCT şanzımanla eşleştirildi. Dişli oranları da Alpine’in her zaman optimum performans göstermesi bakımından özel olarak ayarlandı. A110’da üç farklı sürüş modu bulunuyor (Normal, Spor, Pist). Bu modlarda motor ve şanzıman ayarları, direksiyon, ESC, egzoz sesi ve sürücü göstergeleri ilgili sürüş koşuluna (ve tabii ki sürücünün
ruh haline) uygun biçimde adapte ediliyor. Araçta rüzgâr tünelinde denenip test edilen yarış otomobillerine benzer biçimde bir düz zemin kullanıldı. Kusursuz hatlar ve eşsiz performans arayışındaki Alpine mühendisleri A110’un aerodinamik özelliklerini en üst düzeye çıkarmak için yarış otomobilleri dünyasına odaklandılar. A110’un 250km/saatlik azami hıza erişmesi ve arka spoilere ihtiyaç duyulmaksızın pürüzsüz ‘Alpine’ profilini muhafaza etmesi bu sayede mümkün oluyor. Ön tamponda yer alan hava girişleri ön tekerlek yuvalarının önünde adeta bir perde oluşturuyor; ve böylece ön tekerleklerin etrafındaki hava akışı iyileştirilmiş ve direnç azaltılmış oluyor. A110, hem modern bir tasarıma sahip hem de bir ‘Alpine’ olarak hemen göze çarpıyor. Modern tasarım dilini, malzemelerini ve teknolojilerini A110 Berlinette’i ef-
sane haline dönüştüren ebat, biçim ve profil özellikleriyle harmanlıyor. Aracın ön kısmındaki bir birinden bağımsız dört adet full LED gündüz sürüş ışıkları ve kaputun merkezi ‘omurgası’ açık bir şekilde Alpine DNA’sını gözler önüne seriyor. Otomobilin yan profili tasarımın verimliliğini gösteriyor: teknik parçaların etrafını sıkıca saran gövde bir yandan aracın ayak izini en aza indirirken öte yandan performansı en üst düzeye taşıyor. Arkada ise ‘X’ biçimli LED kuyruk lambaları ve dinamik sinyal lambaları otomobile son derece modern bir görüntü katıyor. Yatık ve aracı saran arka cam ise Alpine’in geçmiş modellerini anımsatıyor. A110’un iç mekânında ise minimalist, hafif bir tasarımla birlikte konforlu bir sürüş pozisyonu hemen göze çarpıyor. Pürüzsüz doğal işlenmiş deri, yapısal alüminyum ve karbon lifi gibi kaliteli malze-
Cenevre OtOmObil Fuarı’nda ilk seri üretim otomobili olan Alpine A110’un ilk gösterimini gerçekleştirildi. Hafiflik, çeviklik ve performans şeklinde özetlenebilecek zamansız ilkelerini bir araya getiren iki koltuklu bu spor coupé, a110 ‘berlinette’ modelinin gerçek anlamda ruHunu taşıyor. a110, dieppe’deki alpine fabrikasında üretiliyor ve avrupa’da 2017’nin sonlarında pazara sunuluyor olacak. ingiltere ve Japonya’da ise 2018’den itibaren satışa sunulacak.
meler sürücüye ve yolcuya üst düzey sürüş keyfi vaat ediyor. a110 günlük hayatta kullanılmaya uygun olduğu gibi pistlerde kullanılmaya da elverişli. alpine a110 Première edition sayılı üretilmiş bir limited edition versiyonu ve sadece bin 955 adet üretilecek. bin 955 rakamı Jean redele’nin alpine’i lanse ettiği yıla gönderme yapıyor. alpine Première edition için öngörülen fiyat: • Fransa’da 58.500 Euro • İsviçre’de 64.000 İsviçre Frangı a110’un tasarım ve mühendislik
işleri Fransa’da renault Grubu’nun Guyancourt’daki technocentre’ında ve renault Sport’un les ulis’deki mühendislik merkezinde gerçekleştirildi. bütün a110’lar Dieppe’deki alpine fabrikasında üretilecek. Dieppe fabrikası 1969’da Jean Redele tarafından kuruldu ve o günden beri bütün alpine nesilleri orada üretildi. alpine üretimi 90’larda durdurulduğundan Dieppe fabrikası renault Sport ve Clio V6, Espace ve şu anda Clio rS gibi diğer renault Grubu modellerini üretti. buna ek olarak, Dieppe fabrikası Formula renault 2.0’ı da üretiyor.
www.cypruszoom.com
59
Doğa uyandı siz hala uyuyor musunuz?
60
ZOOM I Nisan 2017
Bahar yorgunluğuna karşı 7 öneri
KışA vEDA EDip YEpYEni Bir MEvSiME ‘MErHABA’ DEDiğiMiZ BU GünlErDE UYUMA iStEği, YorGUnlUK, KAS KrAMplArı vE EKlEM AğrılArınDAn şiKâYEtçi MiSiniZ? HEr üç KişiDEn BirinDE GörülEn BAHAr YorGUnlUğU ilE MüCADElEDE UZMAnlAr, Gün ışığınDAn DAHA çoK YArArlAnMAYı, EGZErSiZ YApMAYı vE SoSYAllEşMEYi önEriYor.
Ü
sküdar Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, aydınlığın daha uzun sürdüğü, güneşin yerküreyi daha fazla ısıttığı, doğanın tazelenip çiçek açtığı bahar günleriyle beraber bahar yorgunluğunun da gündeme geldiğine dikkat çekiyor. Hastalık değil, bahar yorgunluğu Mevsim dönümüyle birlikte tazelenen doğanın enerjisinin kendinize de yansımasını istediğimiz şu günlerde beklentilerin tam aksine uyuma isteği, yorgunluk, kas krampları ve eklem ağrılarının görüldüğünü ifade eden Erdoğanoğlu, şunları söyledi: “Hemen hastalandığınız endişesine kapılmayın. Tabiat uyanmıştır fakat her üç kişiden bir kişi hala mevsim dönümüne uyum sağlayamamıştır ve bahar yorgunluğu şikâyeti çeker. Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir. Birkaç gün ile en fazla dört hafta kadar devam eder ve kendiliğinden geçer. Bedensel ve ruhsal yorgunluğun karışımına uyku halinin eşlik etmesi şeklinde tanımlanabilen bu durum genç kadınlarda ve çocuklarda, erkekler ve yaşlılara göre daha fazla görülür.”
Bahar yorgunluğunun sebebi: Düşük miktardaki serotonin Yapılan bir çalışmada düşük miktardaki serotonin hormonunun bahar yorgunluğuna sebep olduğunun ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, “Karanlık kış günlerinde vücudunuzun serotonin depolaması mümkün olmamış, buna karşılık uyku hormonu olan melatonin hormonunun vücudunuzdaki konsantrasyonu yükselmiştir. Bahar aylarında daha fazla açık havada bulan kişilerin vücudunda, serotonin ve melatonin hormonu tekrar denge miktarına ulaşıncaya dek fazladan serotonin üretilir. Bunun yanı sıra kış mevsiminde vücut ısınız yaza göre bir tık daha düşüktür ve bahar aylarının gelmesi ile yeni ısıya vücudunuz hemen adapte olamaz” diye konuştu. Bu öneriler yorgunluğunuzu azaltacak Bahar yorgunluğuna karşı alınacak bazı tedbirlerle yeni mevsime uyumun kolaylaşabileceğini ve şikâyetlerin azaltılabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, şu tavsiyelerde bulundu:
1-En iYi tERapi gÜn ışığıDıR: Her gün, özellikle öğleden sonra gün ışığı almak biyolojik mekanizmalarınızı tekrar harekete geçirecektir. 2-nEFEs EgzERsizlERi YoRgunluğu azaltıR: Baharın taze havasını soluyarak yapılan nefes egzersizleri beyninize daha fazla oksijen gitmesi anlamına gelir ve bu yorgunluğu azaltır. Kapalı bir yerde çalışıyorsanız sık sık pencerenizi açın ve solunum egzersizlerini taze havayı soluyarak yapın. 3-EgzERsiz Yapın: Mevsimsel yorgunluğu yenmede egzersiz yapmanın özel bir önemi vardır. Her fırsatı daha fazla hareket etmek için kullanın. En basit haliyle daha fazla merdiven çıkarak, daha fazla açık havada yürüyerek vücudunuza daha fazla oksijen dolar ve dolaşım sisteminizin hızlanır. 4.BEslEnmEnizE Dikkat EDin: Bahar yorgunluğuna karşı sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, fazladan mineral ve C vitamini içeren besinler tüketmek uyumunuzu kolaylaştırır. Yorgunluk çoğu zaman da düşük miktarda sıvı alımı ile ortaya çıkabildiği için, bolca su, çay ve şekersiz içecekler için.
5-Çok kısa ÖğlE uYkusu: Güç toplamak için imkânınız varsa öğlen uykusuna yatabilirsiniz fakat bunun 30 dakikayı geçmemesine dikkat edin. Aksi durumda vücudunuzda tekrar uyku hormonu olan melatoninin salınımı artar. 6-zıt Duş alın: Sabahları sıcak suyla yapılan duşun üstüne soğuk su ile yapılan sıcak-soğuk banyolar (zıt duş) size dinçlik verecektir. Zıt duşu sadece kollarınıza ve bacaklarınıza, sadece boynunuza ya da tüm vücudunuza uygulayabilirsiniz. 7-aRkaDaşlaRınızla Buluşun: Doğa uyanırken siz uykuya dalmayın ve yatağın içine gizlenmeyin. Kendinizi yorgun hissettiğiniz için erkenden yatağa girmek mevsimsel yorgunluğu yenmek için izlenecek yanlış bir yoldur. En güzeli; arkadaşlarla buluşmak, aktivitede bulunmak, konser veya sinemaya gitmektir. Unutmayın ki hoşunuza giden aktivite ve etkinlikler tıpkı güneş ışığı gibi vücudunuzda serotonin salınımını artırır.
www.cypruszoom.com
61
ŞİMDİ KARPAZ ZAMANI
62
ZOOM I Nisan 2017
B
aharın müjdelerini heryerde görmek mümkün. Ancak şimdi Karpaz tarafında nasıl bir görüntü var diyorsanız, oralara gitmenin tam zamanı. Sıcak bir gün olacağının ipuçları ile dolu bir günde yola çıktık.
İlk durağımız aslında buluşma noktası da olan Değirmenlik. Erülkü Süpermarket’te durup stoklarımızdaki eksikleri tamamlıyoruz. Günler öncesinden Karpaz’da piknik yapacağız diye anlaşsak da kimse üzerine düşeni tamamen yapmamış. Mangalımıza kadar marketten satın
alıp yola çıkıyoruz. Market sonrasındaki ilk durak, Mağusa Boğazı. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculukla ilk durağımızdayız. Sabah kahvelerini içip kısa bir kritiğin ardından yola koyuluyoruz. Amacımız olabildiğince erken Karpaz’a ulaşarak zamanı iyi kullanmak.
www.cypruszoom.com
63
Manastıra kadar yolda her kilometresinde değişen, her defasında üzerimizde şarhoşluk etkisi yaratan bir manzaraya şahit oluyoruz. Göz alabildiğine yeşillik, yabani hardal otlarının bulduğu her boşlukta karşımıza çıkan sarı bir örtüyü andıran görüntüsü var. Buna inat sarı papatyaların yer aldığı alanlar ise gözardı edilemeyecek kadar çok. Yer yer yaban çiçeklerini, özellikle bu dönemde görebileceğiniz yabani nergizler de göze çarpan detaylar arasında.
64
ZOOM I Nisan 2017
Fırına uğrayın Yol üzerinde uğranılabilecek çok yer var ama; siz Mehmetçik Köyü kavşağındaki köy fırınına mutlaka uğrayın. Özellikle hafta sonları kalabalık bir ziyaretçi gurubunun uğradığı fırında, o gün çıkan sıcak köy ekmeklerini, pilavuna, zeytinli, hellimli gibi Kıbrıs’a özgü tatları alıp, öğle yemeği öncesi atıştırabilirsiniz. Hatta farklı geleneksel tatları da aynı yerde bulabilir siniz. Ayak üstü içeri girip, dumanı üzerinde hellimlilerden alıyoruz. Yol boyunca küçük küçük yiyip yemek saatine kadar idare edeceğiz.
www.cypruszoom.com
65
Apostolos Andreas Manastırı Kısa bir süre önce restorasyonunun büyük bir bölümünün tamamlandığı duyurulan Apostolos Andreas Manastırı’na vardık. Marketi saymaz isek iki arayla uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından manastırın önündeyiz. İçerdeki değişikliği merak ediyoruz. Önünde bölge sakinlerinin kurduğu Pazar Yerine bakarak içeri giriyoruz. Binanın dıştan tamamlandığı zaten görülüyor. Adalı Rumlar ve Türkler için özel bir yere sahip olan Manastır, dileklerin kabul olduğuna inanılan bir yer. Hatta buraya kurban adayan Kıbrıslılarda var. En önemlisi, tutulan dileklerle mum yakılması. Birileri ‘dinimizde bu yok’ diyebilir ancak kime ne zararı var.
66
ZOOM I Nisan 2017
Manastırın içindeki değişiklik hemen dikkat çekiyor. Daha önce manastırın içinde yer alan mum yakma ritüeli artık büyük salonun dışına alınmış. Bu içeride daha rahat dolaşıp etrafı inceleme şansı veriyor. Mumlarımızı yakıp manastırın deniz tarafına geçiyoruz. Kıyıda akan su, inanışa göre kutsal. Bize de iyi gelir umuduyla elimizi yüzümüzü yıkıyoruz. Bulunduğumuz yerden tekrar merdivenlerden çıkıp manastıra bir de deniz tarafından bakıyoruz. Öyle görülüyor ki, henüz restorasyon çalışmaları bu tarafa geçmemiş. Çeşme ve manastırın denize bakan tarafında daha yapılacak var. Turumuzu tamamlayıp Ada’nın tam ucuna gidiyoruz.
www.cypruszoom.com
67
Orada uca varınca sağ tarafa giden yola direksiyon kırıp az ötedeki çeşmenin yanında duruyoruz. Burada hala bugün bile akan su, piknik planlarımız için uygun bir ortam oluşturuyor. Çeşmenin hemen yanındaki piknik masasına yerleşip, mangalımızı hazırlıyoruz. Sucuk-ekmek hiç bu kadar lezzetli olmamıştı.
Yanında biramızda var. Gezinin en güzel anı. Yedikten sonra adanın Türkiye tarafına, yani kuzeyine geçiyoruz. Az ilerde uçtaki tepeye çıkarak, Ada’nın hem güneyini hem kuzeyini aynı anda görmek mümkün. İki tarafta da denizi görmek farklı hissettiriyor. Sadece burada görebileceğiniz, flora, sadece burada rastlayabileceğiniz hayvanlar hep çevrenizde. Karpaz denince ilk akla gelen zaten eşekler. Onlar Dipkarpaz’ı geçip uca gelmeye başladığınızda yer yer karşınıza çıkıyor. En sırayı şaşırmadık, Altın kumsal’ı tepeden göreceğimiz yeri dönüşe sakladık. Bölgenin sevimli canlıları eşekler. Dünyanın en güzel gözlerini eşeklerde olduğuna şüphem yok; ancak bizimkilerin çok akıllı olduklarını da söylememiz gerekiyor. Gelip geçenleri durdurup, sevimli halleri ile yiyecek birşeyler alması, hatta bazen kendilerini
68
ZOOM I Nisan 2017
sevdiriyor olmaları, ne kadar insana alışkın olduklarını ortaya koyuyor. Gidince siz de göreceksiniz zaten. Şimdilerde bölgede rastlayabileceğiniz orkide ve yaban çiçeklerinini neredeyse bir bir keşfetmeden dönmeyin. Buraya kadar gelmişken sadece uçtaki tepeye çıkıp geri dönmek yanlış olur. Tüm yapılacakları yapıp dönüş yoluna geçiyoruz. Dönüşe ertelediğimiz planlarımız var.
Mesela Altın Kumsal’ı tepeden gören yerde durup manzaraya bakmak. Hatta bu özel anı yapılmayacak bir çılgınlıkla fotoğraflayıp dönüş yoluna devam ediyoruz. Bundan sonra, giderken son anda fark ettiğimiz yol üstü mekanında durup bir kahve içmek. Erenköy çıkışından birkaç dakika sonra muhteşem bir yerde mola veriyoruz. Büyükçe bir çam ağacının altına kurulu mekanda günün keyif kahvesini içiyoruz. Son durak ev olmalı ama çocukların baskısıyla İskele Belediye’nin Doktorlar sitesi karşısındaki parka gidiyoruz. Hava karardı ancak gezi bitmedi. Nasıl olsa kimse görmez deyip, onlarla birlikte biz de parkın keyfini çıkarıp evlere dağılıyoruz.
Eğer böyle bir programın keyfini çıkarmak istiyorsanız, gidilebilecek en güzel zamandayız. İlk hafta sonuna Karpaz sizi bekliyor. Aynı manzaraları görmek için planı ertelemeyin. Bizim yaz mevsimimiz uzun, baharımız kısa. Ama dünyanın çok az yerinde görebileceğiniz güzellikler sizi bekliyor. Bizden söylemesi...
www.cypruszoom.com
69
Bluediamond
Türkiye Fiyatları ile Kıbrıs’ta Mücevher sektörüne pırlanta tedarik etmek ve sektörü pırlanta konusunda eğitmek amacıyla kurulan ve üç yıldır kendi mağazaları ile pırlanta severlerle buluşan Bluediamond, Girne mağazası ile Kıbrıslılara hizmet vermeye başladı. Kaçırılmayacak fırsatlar ve Türkiye fiyat etiketleriyle pırlantalı mücevherata ulaşabileceğiniz mağaza, farklı ve bir o kadar da şık dizaynı ile dikkat çekiyor. Özel olarak tasarlamış mücevherlere ulaşabileceğiniz Bluediamond Kıbrıs mağazasında Pırlanta tektaş yüzükler, pırlanta beştaş yüzükler, pırlanta küpeler, pırlanta kolyeler ve pırlanta bileklikler gibi pırlanta ile eşsiz hale getirilmiş mücevherler bulabilirsiniz.
70
ZOOM I Nisan 2017
2004 yılından bu yana sizler için en güzel pırlantayı sunmayı kendine görev bilen Bluediamond, kullanmış olduğu kaliteli malzemelerle ve bu malzemeleri kullanarak birer sanat eseri ortaya koyan yetenekli zanaatkârlarıyla hizmet vermeye devam ediyor. Hem kalite hem de görünüm olarak beklentileri karşılayacak şekilde tasarlanan marka, kendinizi ya da sevdiklerinizi pırlantanın büyüsüyle şımartmanız için hizmet veriyor. Fırsatlardan haberdar olmak için sosyal medyadan takip edin.
ADRIANA LIMA ANTALYA’YA GELİYOR
LUZ CASAL 29 NİSAN'DA İSTANBUL’DA CEMAL REŞİT REY DE Pedro Almodovar'ın ‘Yüksek Topuklar’ filminin unutulmaz sesi Luz Casal, kayıtlarını Los Angeles’ta gerçekleştirdiği son albümü 'Alma' ile piyasaya geri dönerken, hem yepyeni şarkılarını hem de 30 yılı aşkın kariyerinin en güzel şarkılarını 29 Nisan’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’na getirerek bahar sürprizi yapıyor. Unutulmaz Pedro Almodovar filmi ‘Yüksek Topuklar’ için kaydettiği Augustin Lara klasiği ‘Piensa En Mi (Beni Düşün)’ şarkısıyla Türkiye’de de çok sevilen
72
ZOOM I Nisan 2017
Antalya’da 8-13 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek Dosso Dossi Fashion Show’un yıldızı ünlü top model Adriana Lima olacak. Dosso Dossi Fashion Show ve The Land of Legends Theme Park ortaklığında gerçekleştirilecek şovda 9 Haziran’da podyuma baş manken olarak çıkacak olan Adriana Lima, dört kıyafet sergileyecek. Brezilya’nın moda dünyasına kazandırdığı en önemli isimlerden olan Adriana Lima, The Land of Legends Theme
Park’ta özel olarak hazırlanacak podyumda 50 mankenle birlikte yürüyerek uzun süre unutulmayacak bir görsel şölene imza atacak. 2013 yılında ilk olarak katıldığı Dosso Dossi Fashion Show’da Türkler’in gönlünü kazanan Adriana Lima, ‘Türkiye’ye bayıldığını’ her fırsatta dile getiriyor. Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan, yaptıkları teklifi anında kabul eden Adriana Lima’nın Türkiye’ye yeniden
gelecek olmaktan dolayı heyecanlandığını belirtti. Hikmet Eraslan, ‘Bu yıl en büyük şovumuza hazırlanıyoruz. Gerek podyumda yürüyecek isimlerle, gerekse defilemizi gerçekleştireceğimiz Türkiye’nin en büyük yaşam ve eğlence parkı The Land Of Legends Theme Park’la uzun süre konuşulacak görkemli bir şova imza atacağız. Bu yıl, baş mankenimiz Adriana Lima’nın yanı sıra başka süpriz isimleri de Antalya’da ağırlıyor olacağız’ diyor.
ve ‘La Pasion’ albümü ile de Türkiye’de yine platin plak satışlarını geride bırakan Luz Casal son olarak Best Of albüm çalışması 'Un Ramo De Rosas (Bir Gül Demeti)' ile de en çok satanlar arasına girmişti. 'Gracias A la Vida', ' Historia De Un Amor', 'Amado Mio' gibi klasik şarkılara getirdiği yorumlarla tüm Avrupa’da romantik dinleyicilerin hayranlığını kazanan Luz Casal 29 Nisan'da İstanbul’da Cemal Reşit Rey'de.
LOTUS’UN PERFORMANSI, LAMP 83’ÜN FARKI Otomotiv dehası İngiliz mühendis Colin Chapman tarafından 1952’de kurulan Lotus özellikle 1960’lar ve 70’lerde Formula 1 pistlerinde fırtına gibi esmiş ve toplam 13 şampiyonluk kazanmış bir marka. Mühendislik harikası Lotus otomobillerinin adeta DNA’sında yer alan yüksek performans, LAMP 83’ün karbon fiber gö-
rünümlü ve yüksek verimli PrideLED spotları ile buluştuğunda, ortaya etkileyici bir sonuç çıktı. Senede sadece 2000 civarında el yapımı otomobil üreten Lotus’un farklı renklerdeki Elise Sport modelleri, Motoreal’in showroomunda sergileniyor.
İ
Demiseksüel misiniz?
ster fiziksel ister duygusal düzeyde olsun hepimiz farklı insanlardan hoşlanıyoruz. Bazılarımız uzun boylu, kaslı erkeklerden hoşlanırken bazılarımız mavi gözlü ve kahverengi saçlı kızlardan hoşlanıyoruz. Tüm arkadaşlarınızın hoşlandığı bir film yıldızını asla arzulamazsanız bu sizi tuhaf yapar mı? Tabii ki değil! Bu, demiseksüel olduğunuz anlamına gelebilir. Peki demiseksüellik nedir? Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, aseksüel ve seksüel spektrumunun ortasında yer alan demiseksüellik hakkında şu bilgileri veriyor:
74
ZOOM I Nisan 2017
FİZİKSEL GÖRÜNÜŞE İLGİ DUYMAZLAR “Biraz zamana ihtiyaçları vardır, cinsel dürtülerin harekete geçmesi için karşıdaki kişiye değer vermeleri, karşıdaki kişi tarafından değer gördüklerini hissetmeleri gerekir. Yani birçok insanın gelenekesel olarak da benimsediği ilişki tercihi denilebilir. Şipşak hoş bulduğunu değil, dürtüsel olarak hissetiği şehveti önceleyerek değil, değer duygusunu, duygusal bağı, anlaşılmayı ve anlamayı, bu yolla duygusal bir frekans yakaladıkları zaman cinselliği yaşamayı tercih eder harekete geçerler. Bir demiseksüel, yalnızca ikincil cazibe düzeyinde birini cinsel olarak çekici gören bir kişidir. Demiseksüellerin,
fiziksel olarak çekim hissetmeleri için o kişiyle önceden duygusal bağ kurmaları gerekir. Temelde, demiseksüeller insanların fiziksel görünüşlerine ilgi duymazlar. Duygusal olarak uyumlu olmayan birine şehvet ya da cazibe duyma dürtüsü yoktur. Demiseksüeller romantik ilişki yaşadıkları insanlara cinsel olarak ilgi duyabilirler, çünkü bu ilişki içinde bir arkadaş ilişkisinde olduğu gibi duygusal bir ilişki vardır. BİRİNCİL VE İKİNCİL CAZİBE NEDİR? Birincil cazibe, görünüm, stil veya kişilik gibi bir kişinin hemen dış görünüşüne olan çekimdir. Yani, bir demiseksüel kişi, yeni biriyle tanıştığında cinsel istek duymayacak. Dolayısıyla ilk görüşte şehvet
olmayacaktır. Hayır, demiseksüel insanlar "kesinlikle onunla cinsel ilişkiye gireceğim!" cümlesini söylemek yerine, "önce derin bir ilişki, değer duygusu inşa ettikten sonra cinsel ilişki gelir" düşüncesini öne süren ikincil cazibe evresinde olurlar. Bunun anlamı ise, bir demiseksüel, ilk önce birini herhangi bir cinsel çekimden önce tanıması gerektiği anlamına gelir. ASEKSÜELLİKTEN FARKI NEDİR? Bir aseksüel, hiçbir şekilde birine cinsel çekim hissetmez. Fiziksel davranışlar söz konusu olduğunda başkalarında olan cinsel dürtülere sahip değildirler, seks onun için konu dışıdır. DEMİSEKSÜELLER SEKS HAKKINDA NE HİSSEDERLER? Demiseksüeller, tıpkı demiseksüel olmayanlar, aseksüeller ve seks yapmak isteyen / istemeyen herkes gibi benzer şekilde seks ile ilgili farklı duygulara sahiptirler. Bir demiseksüel olmanın bekaret, evlilik öncesi cinsiyet ve hepimizi
farklı kılan diğer kişisel inançlara ilişkin görüşleri yoktur. Hepimiz seks hakkında nasıl hissetmek istediğimizin farkına varıyoruz. Bir sürü insana çekici gelen ve onlarla seks yapan insanlar olabilir. Demiseksüel olmak, biri tarafından cinsel olarak uyarılmadan önce daha fazla duygusal ilişki ihtiyacında olmak demektir. Duygsal bağda sorun varsa eşiyle dahi sex ihtiyacı duymaz, anlaşılmak, değer görmek kalbinde kişiye yer vermiş olmak önceliklidir. DEMİSEKSÜELLER SEKS YAPMAKTAN HOŞLANIRLAR MI? Tabii ki! Demiseksüel olmak, cinsel ilişkiye girmekten ve ondan keyif almaktan alıkoyacak fiziksel engeller içermez. Aslında, bu demiseksüel olma temelini oluşturur. Seks yapmak ve seksten keyif almak istemek için önce biriyle duygsal ilişki, duygusal bir değer atfetmeleri gerekiyor. Ancak bu ilişkiyi kurduktan sonra, demiseksüeller istedikleri kadar çok ya da az seks yapabilirler, seksten zevk alabilirler.”
DEMİSEKSÜEL OLMAK KÖTÜ BİRŞEY Mİ? Sahi demiseksüel olmak kötü birşey mi? Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, bu konuda şu tesbitlerde bulunuyor: “Sen olduğun kişisin ve kendine özgüsün. Kendinizde herhangi bir cinsellik türünü tanımlama konusunda baskı hissetmeyin. Kişilerin değer duygusuna göre ilişki türlerini belirlemesi anlaşılır bir durum. Demiseksüel olmak, bir hastalık veya düzeltmeniz gereken bir kusur değildir. Kendinizde herhangi bir cinsellik türünü tanımlama konusunda baskı hissetmeniz doğru olmaz. Birine karşı özel duygular hissetmek, kalbi bir yakınlık hissetmeyi öncelemenin nesi yanlış? Kişilerin inançları, değer yargıları, kişisel özelliklerine göre bir tercihi olması anlaşılır bir çeşitliliktir.”
www.cypruszoom.com
75
MEYvELEriN ANtioKSidAN MiKtArLArI YüKSEK oLduğu içiN MEtAboLizMAYI hIzLANdIrIr vE hAStALIKLArA KArşI KoruMA oLuşturMAKtAdIr. GüN içiNdE ArA öğüNdE YA dA ANA öğüNdEN hEMEN SoNrA tüKEtiLMESi KiLo ArtIşINA NEdEN oLMAz.
EN SIK YAPILAN 9 DİYET HATASI
76
ZOOM I Nisan 2017
T
atile çıkmadan önce hızla kilo verme isteği yanlış diyet uygulamalarını da beraberinde getirebiliyor. Yapılan diyetlerin kulaktan dolma bilgilerle değil, her bireyin metabolizması farklı olduğu için kişiye özel olması gerekiyor. Uzun süre aç kalmak ya da tek tip beslenerek daha çabuk kilo vermeye çalışmak farklı sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Sinem Uygun, en sık yapılan diyet hataları hakkında bilgi verdi.
1) UzUn süre aç kalmak Hızlı kilo vermek için yapılan hataların başında öğün atlamak ya da uzun süre aç kalmak gelmektedir. Yemeklerden sonra harekete geçen metabolizma, besinleri sindirebilmek için enerji harcamaktadır. Hiç beslenmemek veya günde 1-2 öğünle yetinmek metabolizmayı yavaşlatmaktadır. Hızlı kilo vermek adına yapılan bu yanlış tam tersi etki yaparak kişinin kilo vermesini engellemektedir. Öğün atlamak yerine, tercih edilen besinlerin değiştirilmesinin kilo kaybına yardımcı olduğu unutulmamalıdır. 2) ekmeği beslenme programından çıkarmak Ekmek ve karbonhidrat içeren besinlerin aşırı tüketilmesi, diyetlerde önerilmemektedir. Ancak ekmeğin diyetten tamamen çıkartılması, olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Beslenmeden çıkartılan ekmeğin yerini, farkında olmadan makarna, bulgur gibi farklı karbonhidrat grupları alabilmektedir. Ekmekle birlikte bütün karbonhidratların beslenmeden çıkartılması ise kas kaybı riskini beraberinde getirmektedir. Dikkat edilmesi gereken ekmek ya da diğer karbonhidratların tüketim oranıdır. 3) Ödem yapacağı düşüncesi ile sUyU az içmek Su tüketiminin ödem yaptığı yönünde inanışın aksine, gerekli miktarda su tüketimi vücutta ödem oluşmasını engellemektedir. Sindirim enzimlerinin çalışması için gerekli olan suyun yeterli miktarda tüketilmemesi, hem sindirim sistemini hem de metabolizmayı yavaşlatmaktadır. Günlük su tüketiminin gerekenden az olması, çay veya kahve tüketimin fazla olması, vücudu susuz bırakan, metabolizmayı yavaşlatan ve şişkinliğe yani ödeme sebep olan etkenlerdendir. 4) şekerli diye meyve yememek Meyveler fazla miktarda şeker içerirler ancak porsiyon kontrolü yapılarak tüketilmesi gün içinde alınması gereken karbonhidrat,
vitamin ve minerali sağlar. Bununla birlikte meyvelerin antioksidan miktarları yüksek olduğu için metabolizmayı hızlandırır ve hastalıklara karşı koruma oluşturmaktadır. Gün içinde ara öğünde ya da ana öğünden hemen sonra tüketilmesi kilo artışına neden olmamaktadır. Gece geç saatlerde veya gün içinde fazla meyve tüketmenin ise kilo artışına sebep olabileceği akılda tutulmalıdır. 5) sadece sebze meyve yiyerek zayıflamaya çalışmak Yeteri kadar hayvansal protein tüketmeden devam ettirilen diyetler, insülin gibi protein yapıda olan hormon ve enzimlerin yeteri kadar üretilmemesi ya da çalışmamasına yol açabilmektedir. Sebze ve meyveden alınan bitkisel protein ile hayvansal gıdalardan alınan protein vücuda aynı şekilde fayda sağlamamaktadır. Sebze ve meyvelerden zengin bir beslenme planı, diğer besin grupları da tüketilerek uygulanmalıdır. 6) Hızla kilo vermek için tek tip beslenmek Sadece sebze ve meyve tüketerek kilo vermeye çalışmak ne kadar yanlışsa sadece proteine dayalı bir beslenme programı da aynı oranda sakıncalıdır. Tek tip diyetlerin hepsi bir şekilde vitamin, mineral ve kas kayıplarına sebep olmaktadır. Gereğinden fazla alınan protein, vücutta asit artık bırakır ve kemiklerden kalsiyum çekilmesine, böbreklere yük binmesine, bağırsak florasının bozulmasına yol açmaktadır. Bu tip diyetlerde başlarda kısa sürede kilo kaybı sağlansa da metabolizmanın bir süre sonra yavaşlamasıyla kilo kaybı durmaktadır.
tüketmenin karbonhidrat alımına neden olduğu unutulmamalıdır. Kepekli ekmek tüketmenin tek faydası kan şekerinin daha yavaş yükselmesi ve ekstradan lif alımıdır. 8) yağ yakacağı düşüncesi ile limon tüketiminde aşırıya kaçmak Hiçbir besinin tek başına yağ yakımı sağlamadığı bilinmelidir. Sirkeli ya da limonlu su tüketimi de tek başına yağ yakımı sağlamamaktadır. Limonlu ya da sirkeli suların alkali değeri yüksektir ve metabolizmayı az da olsa hızlandırabilmektedir. Aromatik olarak içimi daha kolay olan limonlu ya da sirkeli suyun, uzun süre tüketilmesi mide sorunlarına yol açabilmektedir. Limon ve sirkeyi su ile tüketmektense salataya ekleyerek tüketmek daha doğru bir tercihtir. 9) yemeklerde Hiç yağ kUllanmamak Hücre zarının ve hormonların büyük bir kısmı yağdan oluşmaktadır. Hücrelerin ve dolayısıyla vücut fonksiyonlarının düzgün çalışması için beslenmede kaliteli yağlar mutlaka bulunmalıdır. Yağsız beslenmek, yeteri kadar yağ tüketmemek metabolizmayı yavaşlatan ve kilo vermeyi zorlaştıran nedenlerden biridir. Salataları yağsız tüketmek, yağda eriyen (A,D,E,K) vitaminlerin emilimini engelleyeceği için diyet yaparken vitamin mineral alımını azaltır. Vücut için gerekli olan yağları elde etmek için ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar tüketilmelidir. Bununla birlikte yağların ihtiyaç kadar tüketilmesi tokluk süresini de uzatmaktadır.
7) kilo aldırmayacağı düşüncesi ile ligHt ürünlerden sıkça tüketmek Tüketilen bütün besinlerde olduğu gibi light ürünlerin de kalorisi bulunmaktadır. Light ürünlerin kalorisi diğer besinlere göre daha az olmakla birlikte miktara dikkat etmeden tüketmek kilo aldırabilir. Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek
www.cypruszoom.com
77
YDÜ ile ELELE Çocuklar Yararına Sanatsal Etkinlikler ELELE Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin daveti ile Yakın Doğu Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Grafik Tasarım Bölümü öğretim görevlisi Dr. Gökhan Okur tarafından çocuklar için ünlü çocuk masalı “Küçük Kara Balık” konulu özgün baskı atölye çalışması yürütüldü. Atölye çalışması sonucunda birbirinden güzel onlarca balık sergilendi. Sergide çalışmalarını satışa sunan çocuklar, elde ettikleri gelir ile ihtiyacı olan arkadaşlarına yardımda bulundular.
78
ZOOM I Nisan 2017
Benzer etkinliklerin, sanatçı/ akademisyenler ile devam ettirileceğini belirten Gökhan Okur etkinlik hakkında şunları söyledi; “Geçtiğimiz günlerde, mezun öğrencilerimizden sevgili Salih Akpolat ve ELELE Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Kurucu Başkanı İslam Suiçmez, fakültemizle işbirliği halinde ihtiyaç sahibi çocukların yararına sanatsal çalışmalar yapmak için bölüm olarak bizimle temasa geçtiler. Ben de bir baskı resim atölyesi yapabileceğimi söyledim. Atölye çalışmasına birbirinden değerli 12 öğrenci
katıldı. Harika işler üretildi. Hem katılan çocuklara hem de değerli öğretmenleri Salih Akpolat ile İslam Suiçmez’e ve ELELE Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’ne teşekkür ederim.” İslam Suiçmez ise; “YDÜ, GSTF, Grafik Tasarım Bölümü’nde akademik çalışmalarına devam eden Sayın Gökhan Okur hocamız, çocuklarımız ile baskı resimler yaptılar. Yapılan bu çalışmalar 5 Mart 2017, Pazar günü çocuklarımız tarafından sergilendi. Hocamızın kendi deneyimlerini aktardığı atölyede çocuklarımı-
zın yaptığı çalışmalar sergide en çok satılan işler oldu. İhtiyaç sahibi çocuklar için elde edilen gelire büyük katkısı olan bu etkinlik için dernek olarak Yakın Doğu Üniversitesi’ne teşekkürü bir borç biliriz. Ebedi bir dostluğun başlangıcı olan bu etkinlik bir çok başka etkinliğin devamı olacaktır. Ayrıca, çocuklarımızın ihtiyacı olan arkadaşlarına alacakları hediyeler için elde edilen gelire katkılarından emeği geçen dolayı herkese de teşekkür ediyoruz.” dedi.
Dilek Hanif For Koton’dan Rüya Gibi Bir Koleksiyon Yaz aylarının sıcak ve romantik ruhunu yansıtan Dilek Hanif For Koton İlkbahar-Yaz 2017 Koleksiyonu, modern retro tarzına yaptığı sofistike dokunuşuyla yaz davetlerinin modasına yön veriyor. Koton ile iş birliğinde 5. Sezon koleksiyonuna imza atan Dilek Hanif, yazın ruhunu yansıttığı İlkbahar-Yaz koleksiyonuyla en yeni ve en moda olmak isteyenlerin tercihi oluyor. Modern retro tarzının yansıtıldığı koleksiyon, Dilek Hanif’in fark yaratan tasarımlarıyla romantik ve sofistike ruhun izlerini de taşıyor.
Pastel renklerin hakim olduğu elbiseler, naif çiçeksi işlemeler ve payetlerle yaz modasına yön verecek Dilek Hanif for Koton koleksiyonunda renk seçimleri de dikkat çekici detaylar arasında yer alıyor. Pastel renklerin yoğunluğunda oluşturulan koleksiyonda, volan detaylarla birleştirilen kırmızı ve mercan renkler tasarımların tarzını güçlendiriyor. Genç stillerin yeni moda trendi bohem stilini tül ve şifonun kullanıldığı dökümlü tasarımlarla yakalayan koleksiyon, Dilek Hanif’in farkını zarif detaylarla tasarımlarına yansıtıyor. Tercih edilen hareketli kumaşların yanı sıra
jakarlı ve güpürlü kumaşların, pilisoleylerin, 3D efektli baskıların ve göz alıcı dokuların kullanıldığı tasarımlar, Dilek Hanif for Koton koleksiyonunda yaz modasında yeniliği yansıtmak isteyenlerin beğenisine sunuluyor. Yazın özgürlüğünü yansıtan omuzları açıktan bırakan formdaki tasarımlar, zamansız ve elegan stili temsil ediyor. Dökümlü kumaşlardan tasarlanan maksi eteklerin ve bohem tarzın simgesi olan çiçek işlemeli, kloş açılan tül eteklerin göz doldurduğu Dilek Hanif for Koton koleksiyonu, tüm Koton mağazalarında ve online satışta. www.cypruszoom.com
79
KADINLAR 8 MART İÇİN TOPLANDI Geçtiğimiz ay özellikle kadınlar için özel bir aydı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle her yerde bir organizasyon, her yerde bir program vardı. Ülkemizin aktif kadın örgütlerinden Mormenekşe Kadınlar Birliği de gün nedeniyle köy hanımlarına bir yemek düzenledi. Birlik Başkanı Erşen Ummanel öncülüğünde toplanan hanımlar,
80
ZOOM I Nisan 2017
keyifli bir organizasyonla Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladılar. Büyük ilgi gören organizasyonda çok sayıda emekçi kadın vardı. Ummanel’in giriş konuşması ile başlayan organizasyonun devamında renkli görüntüler yaşandı. Yemekle tatlanan, müzikle hareketlenen programda, hanımlar bir kaç saatliğine de olsa stress atma şansı buldular.
www.cypruszoom.com
81
Öpüşmek zayıflatıyor
H
arika bir öpücük, dünyayı yerle bir eder, arzuyla bizim başımızı döndürür. Öpüşmenin sağlık açısından da sayısız yararları var. Gerçek ve dille yapılan Fransız öpücüğü, yüzün tüm kaslarını çalıştırır ve bu kasların bazıları sizin daha genç görünmenizi ve kesinlikle daha mutlu görünmesinizi sağlar. Öpüşme kilo vermenize bile yardımcı olabilir. Gerçekten tutkulu bir öpüşme sırasında, dakikada iki kalori yakabilirsiniz – metabolizma hızınızı iki katına çıkarabilirsiniz. Diyetisyen.com.tr’nin haberine göre, birine öpücük verdiğinizde aslında gerçekten şeker yakarsınız. Seks kalori yakımını harekete geçirir, tutkuyla titrersiniz. Ortam gerçekten ateşliyse, tempolu bir yürüyüşe benzer bir kalori harcıyor olabilirsiniz. Öpüşme ve yarattığı her şey bizi güçlü durumda olmamızı, uzun yaşamamızı sağlıyor. Öpüşme, aynı zamanda şehvetli bir meditasyondur. Meditasyonun sağladığı birçok fizyolojik değişikliği ortaya çıkartıyor.
82
ZOOM I Nisan 2017
Öpüşme cinsel tecrübeye açılan kapının doğal bir yolu olabilir. Öpüşme karşı koyamadığımız, bizi dünyadan koparan ve olağanüstü anların içine çeken tüm güzelliklere sahiptir. Öpüşme, ayrıca dokunma hissini doğurur ve “gücünden dolayı duyuların annesi” olarak adlandırılır. Dudakların üzerindeki reseptörler inanılmazdır. Cinsel organlar bile dudakların sahip olduğu duyarlılığa sahip değillerdir. Öpüşmenin masaj gibi aşırı derecede sakinleştirici etkisi vardır. İnsanlarda öpüşme, ön sevişme ve dokunmanın bağlanmaya faydası vardır. Öpüşme ruhsal duruma destek olur. Sevdalanma, mükemmel bir şekilde harika olabilir, eğer delicesine birine aşıksanız, onu öpmek harikadır. İnanılmaz bir yakınlık yaratır, kendine saygıyı arttırır. Biri tarafından öpülmek harikadır. Öpüşme sırasında salgılanan fazla tükrük, dişlerinizdeki bakterileri temizleyerek, ağız plaklarının parçalanmasına yardımcı olabilir. Bu arada, hayvanlar aleminde de öpüşmenin önemli yeri var. Böceklerden fillere kadar her çeşit hayvan öpüşüyor.
Bilim adamları bu konuya da kafa yormuş. Yapılan araştırmalar, öpüşmenin sadece kişilere verdiği zevkle sınırlı olmadığını gösteriyor. Üstelik insan üzerinde onlarca yararı olan öpüşme sadece bize has bir özellikte değil. Böceklerden fillere kadar çok sayıda canlı da öpüşüyor.
Daha iyi seks için 10 egzersiz
D
AHA GÜÇLÜ EREKSİYON, DAHA FAZLA UYARILMA Tensel temasa girmek sizin ve partnerinizin zevkini artırabilir. Hızlı yürüyüşten bisiklete binmeye kadar, kalp atış hızınızı arttıran, sık ve yoğun solumayı sağlayan herhangi bir aktivite, kan akışınızı artırabilir (bel altı bölgeleriniz dahil). Bu durum her iki cinsiyet için de bir artıdır: Erkekler için daha güçlü ereksiyonlar ve kadınlar için daha fazla uyarılma (yüzde 169) sağlar. YÜZÜCÜLERİN CİNSEL YAŞANTILARI 20 YAŞ DAHA GENÇ
84
ZOOM I Nisan 2017
Harvard araştırmacıları, 60’lı yaşlardaki erkek ve bayan yüzücülerin cinsel yaşantılarının kendilerinden 20 yaş daha genç insanlara benzer olduğunu buldular. Yüzme, dayanıklılığı artırır, kan dolaşımını hızlandırır, esnekliği ve gücü artırır ve stresi azaltır. Aynı zamanda, aşırı kilolu (aşırı kilolu, düşük libidolu) özellikle ereksiyon bozukluğuna sahip obez erkekler için de bir avantaj olarak kaloriyi de yakar. ORGAZMA ULAŞTIRAN EGZERSİZ: CORE VE KARIN EGZERSİZİ Güçlü, esnek bir core (karın ve bel bölgesi), yaptığınız
her şeyin temelini oluşturur. Egzersiz yaparken orgazm olabilecek şanslı insanlardan biri olabilirsiniz. Bu durum “coregasm” olarak da adlandırılır. Mekik çekme gibi core bölgesini güçlendirme egzersizleri sırasında görülme eğilimi gösterir. FROG POSE (KURBAĞA DURUŞU) Bu hareket, sevişme süresince daha esnek olmanızı sağlayacaktır. Bu duruş, uyluğun iç kısımlarını, kasık ve kalçayı esneten yoğun bir kalça açıcı harekettir. Aynı zamanda yatakta ciddi rahatsızlık veren stresi de atar.
HINGE Sırtınızı veya bacaklarınızı yormadan kendinizi ‘elverişli bir konumda’ tutmanıza yardımcı olur. Dik durmadan önce birkaç saniye 45 derecelik açıyla geriye doğru eğilin ve harekeri tekrar edin. Bu hareket zor ama çok fazla dayanıklılık yaratıyor. PATLAYICI ORGAZM: KEGELS İdrar kaçırmaya karşı geliştirilen bu yöntem pelvik taban kaslarınızı güçlendirir ve patlayıcı orgazm anlamına gelir. Kadınlar Kegels’e daha fazla aşina olabilirler, ancak aynı zamanda Kegels, erkeklere erken boşalmayı önle-
Cinsel hayatınız sönük mü geçiyor? egzersiz yaparak daha iyi bir seksin kapılarını aralayabilirsiniz. yatakta daha mutlu olmanızı sağlayaCak 10 egzersiz öneriyor.
me konusunda yardımcı olabilir. Ancak çalışmalar, insanların yarısının hareketi doğru olarak yapmadığını gösteriyor. PLANK Bu, üst bacak, uyluk ve kalçanızla birlikte karın kaslarınızın (transversus abdominis) en derin katmanını güçlendirmenin mükemmel bir yoludur. Bu kaslar sizi dengelemeye yardımcı olur, böylece en çok kasık bölgesinde partnerinize yakınlaştığınızda işe yarar. Bunu günde bir kez yapın ve 60 saniye veya daha uzun süre durun. Parmaklarınızın üzerinde durmakta zorluklar varsa bunun yerine dizleriniz üzerinde dengede durmayı deneyin.
KEDİ/DEVE GERMESİ Bu yoga pozunu başka bir ön sevişme biçimi olarak düşünün. Sırtınızı esnetiyor, nefes alıp veren bir ritim içerisine girmenize yardım ediyor ve odaklanmayı geliştiriyor. Bu nedenle zihniniz o ana odaklanıyor. Sürekli bir akışla hareket edin, böylece her sırtınızı kamburlaştırdığınızda (deve kısmı) tam bir nefes verin ve her sırtınızı aşağıya doğru kavis yaptığınızda (kedi parçası) tam bir nefes alın. PELVIC THRUST (KÖPRÜ) En sevdiğiniz pozisyon misyoner ya da cowgirl poziyonu ise bu hareket bu pozisyonların önemli bir parçasıdır ama formda değilseniz, güçlü itmeler yorucu olabilir. Dayanıklılık ve esneklik oluşturmak için
kalça, baldır ve hamstring kaslarınızı çalıştırın. Pelvic thrust aynı zamanda kalçanızı şekillendirir bu yüzden iyi hissedersiniz ve iyi görünürsünüz. EGZERSİZ SONRASI PARTNERİNİZE DAHA FAZLA İLGİ DUYACAKSINIZ Beraber ter atan çiftler, beraber olurlar. Bu nedenle sizin için önemli olan diğer kişiyle egzersiz randevusu düzenleyin. Çalışmalar, zorlu fiziksel aktivitelerin uyarılmayı tetiklediğini göstermektedir. Egzersiz sonrası partnerinize daha fazla ilgi duyacaksınız. Duygusal bağlantınızı daha da güçlendirmek için aktivitelerinizi koordine edin (örneğin, aynı hızda koşun)
www.cypruszoom.com
85
Baş edilmesi giderek daha Büyük Bir sorun haline gelen obezite ve aşırı kilolardan kurtulmanın önemli Bir yolunun iştahı kontrol altına almak olduğu Biliniyor. uzun süre aç kalarak, ya da günde tek öğünle tek yönlü Beslenerek gösterilen kilo verme çaBaları, iştahla Baş edilememesi durumunda Boşa gideBilir.
İştahınızı Kontrol Etmenin Yolları
İ
ştahımızın sürekli açık olmasının sebebi alışkanlıklar ya da altta yatan genetik faktörlerden kaynaklanabileceği gibi, iştahı kontrol eden bazı hormonlarımıza da bağlı olabilir. Eğer sürekli yemek yemeye endeksli bir aile ortamında yetiştiyseniz, gün boyu sağlıksız ve aşırı yemek yiyen insanların arasındaysanız, yıllar geçtikçe onlardan biri olabileceğinizi belirten Herbalife Beslenme Danışma Kurulu üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer, iştah ile baş etmenin yollarını anlattı.
86
ZOOM I Nisan 2017
Genetik olarak diyabete yatkınlık taşıyan ya da ailede metabolik bozukluk hikâyesi olan bir bireyseniz, bu kez de kan şekerinizin düşük olduğu durumlarda bile karaciğerinizin glukoz salgılayarak kilo vermenize engel olduğunu deneyimleyebilirsiniz. Açlık ve tokluk hallerinin devamlılığı pek çok faktörden etkilenmekle beraber, midede salgılanan ‘ghrelin’ hormonu açlıkta artarak yeme isteğini uyarmakta; yağ dokusundan salgılanan ‘leptin’ hormonu ise tokluk hissini artırarak iştahı bastırmaktadır. Kan şekeri düştükçe açlık hissi artmakta, kan şekeri normale dönünce açlık hissi azalmaktadır, ama iştah durumu bunlarla her zaman paralellik göstermeyebilir. Ani kan şekeri iniş çıkışları, ‘insülin’ hormonunun işlevlerini olumsuz etkileyerek daha çok yemek yemeye sevk edebilir, daha çok kilo almanıza yol açabilir.
Tokluk hissi veren besinler tüketin Yeme isteğinin kontrol edilebilmesi için tokluk hissini daha hızlı ve daha uzun süre sağlayan besinlere yönelmek akıllıca bir seçim olabilir. Ana besin gruplarından proteinler ve posa kaynağı kompleks karbonhidratlar bu anlamda en fazla tokluk hissi veren ve uzun dönemde kilo vermeyi kolaylaştıran besinlerdir. Günlük düzenli protein tüketmek, yeterince ve çeşitli sebze ve meyve yiyerek düzenli ve yeterli lif almak bu anlamda çok yararlı olacaktır. Kan şekerini dengede tutun Kan şekerimizi dengeli bir aralıkta tutabilmek için sık sık ama azar azar öğünler planlamak uygun olacaktır. Bu öğünlerde rafine şeker, beyaz ekmek ya da pirinç gibi kan şekerini hızla yükselten gıdalar tüketilirse
insülin hormonu da hızla yükselerek yanıt verecek ve sonuçta ani kan şekeri yükselmesinin hemen ardından ani kan şekeri düşüşü gelişerek, kısa sürede yeniden açlık hissedilmeye başlanacaktır. Bunun yerine tam tahıllı ürünleri, sağlıklı pişirilmiş yağsız kırmızı et, balık ve bakliyat grubu besinleri tercih etmek daha uygun olacaktır. Güne kahvaltı ile başlayın Günlük programınız mutlaka sağlıklı bir kahvaltı ile başlamalıdır. Her sabah en az 15 gram protein içeren bir kahvaltı ile güne başladığınızda daha enerjik hisseder, kolay konsantre olunabilen ve dinç bir gün geçirir, daha uzun süre tok kalır, şekerli gıdalara karşı daha az istek duyarsınız. Buna rağmen tatlı isteği duyuyorsanız bu isteğinizi az yağlı meyveli yoğurt ya da 20-25 gr bitter çikolatayı ağır ağır yiyerek
sağlıklı bir şekilde bastırmanız mümkün olur, üstelik her ikisinin de sağlığa ek katkılarını unutmamak gerek. Sıvı tüketimini arttırın Gün içerisinde acıktıkça sıvı bir şeyler tüketmek iyi gelebilir. Bol su tüketmek, metabolizmanın düzgün çalışması için çok önemlidir, malum motora su koymayı unutursanız motoru yakarsınız! Sadece su değil, gün boyu abartmamak kaydıyla bitki çayları tüketmek, yemeklerde kolalı veya yüksek kalorili içecekler yerine taze sıkılmış meyve sularını tercih etmek de yarar sağlayabilir. Kadınlarda adet öncesi dönemde ya da polikistik over hastalığı denilen hormonal rahatsızlıklarda sık sık gelişen tatlı krizleri de iştahın patlamasına yol açabilir. Yine kadınlarda daha sık görülen duygu durum bozuklukları, özellikle de depresif periyotlar bireyin
rahatlayabilmek için sürekli bir şeyler yeme isteği duymasına yol açar. Bu durumların tıbbi tedavilerine ek olarak bol su tüketmek ve düzenli egzersizler yapmak çok faydalı olur. Bu durum hem iştahı dengeler hem de fazla kilolardan daha kolay kurtulmak için avantaj sağlar. Ara öğünler tüketin Ara öğünler kan şekerinin zamansız düşmesini engellediği için çok faydalıdır. Bu ara öğünlerde bir avucu geçmeyecek ölçüde kuru yemiş, özellikle badem, ceviz, fındık, kuru kayısı veya erik kurusu atıştırmak; 1 küçük kâse meyveli, az yağlı yoğurt tüketmek ya da bir porsiyon meyve yemek hem kan şekerimizi hem de iştahımızı kontrol etmek açısından sağlıklı tercihlerdir.
www.cypruszoom.com
87
Sağlığımızı korumak amacıyla haftada 150 dakika tempolu yürüyüş ve koşuyu öNereN uzmaNlar, alıNacak bazı öNlemlerle yaralaNma ve SakatlaNmalarıN öNüNe geçilebileceğiNe dikkat çekiyor.
Sakatlanmadan koşmak için
10 önemli tavsiye
Ü
sküdar Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Defne Kaya, tempolu yürüyüş ya da koşu yaparken bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek küçük bazı önlemlerle yaralanma ve sakatlanmaların önlenebileceğini söylüyor.
artırır. Bu nedenle, koşu veya yürüyüş sırasında başınızı 30-40 metre ileriye bakacak şekilde dik tutun. Çene ve boynunuzu rahat bırakın.
Ancak bu olmadan da koşmak mümkün. Doç. Dr. Kaya, sakatlanmadan koşmak için uyulması gereken 10 altın kuralı şöyle sıralıyor:
2) KamBuR DuRmayın. Kambur durmak, solunum kapasitenizi düşürür yani vücudunuzun özellikle de kaslarınızın ihtiyacı olan oksijen miktarında azalmaya yol açar. Aynı zamanda omuz kaslarınızın sürekli gergin olmasına neden olur. Koşarken ve yürürken omuzlarınızı arkaya ve aşağıya doğru alın.
1) Başınızı heR zaman DiK tutun. Koşu ya da yürüyüş esnasında ayaklara bakmak yaralanmalara davetiye çıkarır. İlerideki tehlikeli durumlara karşı hazırlık yapacak zamanımız olmaz. Aynı zamanda boyun ve omuzlarınızda gerginliği
3) elleRinizi seRBest BıRaKın. Ellerinizin serbest olması kontrolsüz olması demek değildir. Elinizde bir şey taşıyormuş gibi gergin tutmak boyun, sırt ve omuz kaslarınızın gerginliğini artırarak ağrıya yol açar.
88
ZOOM I Nisan 2017
4) DiRseğinizi 90 DeRece BÜKeReK Koşun veya tempolu yÜRÜyÜn. Kolunuzu bu pozisyonda öne ve arkaya sallayabilirsiniz. Tek dikkat etmeniz gereken şey kolunuzu, gövdenizi çaprazlayarak sallamayın. Sadece öne ve arkaya salınım bizim için yeterli. Kolu öne arkaya sallayarak yürümek öne doğru hareketimiz için bedenimizi hazırlar ve anlamsız yere enerji harcamamıza engel olur. 5) GövDenizi öne DoğRu alaRaK Koşun. Bu belinizden itibaren gövdenizi bükün demek değil. Ayak bileklerinizden itibaren tüm bedeninizi hafif öne almak bedeninize özellikle de topuğunuzu yere vurduğunuz anda daha az yük binmesini sağlar.
6) Kalçanızı saBit ve Koştuğunuz yöne DoğRu pozisyonlayın. Bu şekilde koşmak ya da tempolu yürümek bel ve kalça ağrısı oluşma riskini azaltır. 7) DizleRinizi Fazla havaya KalDıRmayın. Dizleri hafif bükmek, koşu ya da tempolu yürüyüş sırasında bedeninizin ağırlığı nedeniyle özellikle sert zeminlerde oluşan olumsuz etkinin azalmasını sağlar. Ama dizinizi çok bükerek ya da çok öne kaldırarak koşarsanız eklemlerinize zarar verir ve denge sorunu yaşayabilirsiniz. 8) ayağınızın tam oRtasının yeRle temasını sağlayaRaK sağlıKla KoşaBiliRsiniz. Sadece topuk ya da sadece parmak ucunda koşmak eklemlerinize zarar verir.
Ayaklarınız sizin önünüzden gitmemeli, kalçalarınızla aynı hizada olmalı. 9) Kısa ve haFiF aDımlaR atın. İyi bir koşu hafif ve sessizce yapılır. Vücut ağırlığınızı hafifçe yere aktarmaya çalışın. Sert bir şekilde yere ayağınızı vurmanız koşu sırasında eklemlerinize kontrolsüz bir şekilde yük binmesine yol açar. 10) ağız veya BuRnunuzDan neFes alıyoRsanız Bunun DeRin ve RitmiK olmasına özen GösteRin. Yüzeysel ve hızlı nefes alıp vererek bedeniniz için yeterli oksijeni sağlayamazsınız. Uzun nefes alıp vermekten çekinmeyin.
Tunaç Riding Club
Binicilik dersleri Dağ gezisi + Piknik turları Engel atlama dersleri Çocuklar için Midilli ve Pony'lerle eğitim
Kıbrıs'ın ilk Binicilik Okulu
Karaoğlanoğlu/GİRNE
0533 851 38 13
FISTIK
İ * FOTOKOP INT * RENKLİ PR IKTI * MİMARİ Ç KİNASI A M A M A L T * PROJE KA KİNASI A M M İ S E K * LAZER R BASKI E T S O P Y O * BÜYÜK B
Fıstık Bilgisayar Ltd. Okullar Yolu 77A-B K.kaymaklı Lefkoşa / K.K.T.C. Mersin 10 / Turkey Tel : 0090 (392) 227 3 727 fistikbilgisayarltd@gmail.com
fistik COMPUTERS&ELEKTRONICS
facebook.com/fistikcopycenter
TECHNO ÖZ-İŞ TORNO ÖZ-İŞ
• Kapı Başlığı • Trapez Saç • Tüp Bombe (Çelik Kazan) • CNC Plazma Kesimi • CNC Water Jet Kesimi (Sulu Kesim) • Torna İşleri • Ferforje İşleri • Çatı İşleri • Güneş Enerji Sistemleri • Hırdavat Satışı • Alüminyum Kaynak İşleri • Saç Kesme ve Doğrama İşleri • Polietilen Su Depoları 1-10 Ton
TECHNO ÖZ-İŞ (Alayköy Sanayi Bölgesi) TORNO ÖZ-İŞ (Lefkoşa Sanayi Bölgesi) Tel: 0533 853 1593 - 0533 870 9297 - 0392 225 3844
747 85 22 (0392)
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K