Daralan Dergisi 4.Sayı

Page 1

2015 - Sayı:4

itü imlk yayınıdır. parayla satılmaz.

"Başarıda en önemli etken..." Toyota Türkiye Ceo'su Orhan Özer

OTAM

Türkiye'nin en büyük otomotiv Ar-Ge şirketi

Ne zaman? Nerede? Nasıl?

Yüksek Lisans Rehberi

Eğlenceye hazır mısınız?

Tomorrowland

1

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


kültür-sanat 7'den 77'ye 52 röportaj Istanbul 58 Öncü 500 kişiden biri 6 Slm. Nbr? 64 Toyota Türkiye Fitness 12 68 Otomotiv Ar-Ge 18 Moda 76 24 Tesla Hayranı Barış Manço

Keşfedilmeyi beklerken

Prof.Dr. Zekai Şen

msn

Orhan Özer

Ne yiyorsan o sensin

OTAM

Coco Chanel

Zabit Işık

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

2


t

DARALAN DERGİSİ editör

hatice turhan

turhanhat@itu.edu.tr

yayın yönetmeni

emre derici

dericie@itu.edu.tr

içerik yönetmeni

aral onur

onurar@itu.edu.tr

tasarım yönetmeni

deniz başaran

gezi

basarand@itu.edu.tr

kreatif direktör

28 Yüksek Lisans Rehberi 40 Lozan 46 Tomorrowland Ne zaman? Nerede? Nasıl?

İsviçre'nin en büyük kantonu Acemi festival genci

m. aras karabıyıkoğlu karabiyikoglu@itu.edu.tr

yayın ekibi

neslihan gülfer belce belce@itu.edu.tr

ırmak peker

pekerma@itu.edu.tr

merve demircan

demircanme@itu.edu.tr

hande osmanoğlu osmanogluh@itu.edu.tr

orhan sadi

sadi@itu.edu.tr

utku su boyacıoğlu boyaciogluu@itu.edu.tr

gökçe arslan

arslangö@itu.edu.tr

beytullah akmaz akmazz@itu.edu.tr

2015 Sayı:4 İmtiyaz Sahibi: Hatice Turhan Basım:Özdil Basımevi Galipdere Caddesi No:77 Kat:1/34420 Beyoğlu/İstanbul 0 212 251 83 14 info@ozdilbasimevi.com

3

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? Oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de Leonardo Da Vinci gibi 'Kuvvet nedir?' diye merak ediyorsanız buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim. Çünkü bazılarına göre 'Kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar? Kürsü ile ticarethaneyi birbirine karıştırmayın olur mu çocuklar? Prof. Dr. Mustafa İnan

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

4


EDİTÖRDEN Sevgili okuyucu, Yaşadığımız şehirler, dolaştığımız sokaklar, okuduğumuz kitaplar bizim üstümüzde ne kadar söz sahibidir? Uzun yıllar yaşamaya uğraşan bir insan her gün yürüdüğü sokağın onda bıraktığı izi fark edebilseydi ne garip hissederdi. Okuduğumuz okulun bize kattıklarını ve aldıklarını fark edebildiğimiz kadar yaşıyoruz. Yaşadığımızı fark edebiliyorsak, hissedebiliyorsak yaşıyoruz. Ve yaşadıklarımız anlattıkça anlamlanıyor. Söyleyecekleri olanlar mutlaka konuşacak bir yer bulurlar. Biz bir yerler aramadık kendimiz kurduk. İlk sayımızda ki toyluklar yok artık, dergimizin şahsına münhasır bir ruhu var. Bir tutam mizahla şenlenen, olduğu kadar teknik, ederi kadar mühendis olan dergimiz tıpkı bizler gibi öğrene öğrene yaşlanıyor, olgunlaşıyor. İnsanların birbirini tanımaktansa rastgele dolaşmayı ancak çarpışınca birbirlerinin varlığından haber olmayı tercih ettiği zamanlarda biz “Arkamda yürüme, yol göstermeyebilirim. Önümde yürüme, arkandan gelmeyebilirim. Yanımda yürü ve dostum ol.”* dedik, yola çıktık. Daralan Dergisi aslında güzel bir yol hikayesi ve yanında yürümeye başlayan yeni insanlarla yoluna çok daha sağlam adımlarla devam ediyor. Başındayız, biliyoruz ki yürümemiz gereken yol çok daha uzun.

*Albert camus 5

Hatice Turhan

Daralan Dergisi

Keyifli okumalar..

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Gelmiş geçmiş en iyi 1000 bilim adamı listesine girmiş tek Türk, önümüzdeki bin yılın öncü 500 kişisinden biri... Mühendis kökenli olup sonradan felsefe üzerine çalışmaya başlamanızda kırılma noktası nerede oldu?

ve master yaptıktan sonra oradaki bir hocamın beni stokastik üzerine yönlendirmesi ilk

Aslında iki adet kırılma nok-

kırılma

tasından bahsedebiliriz; ilk

oldu.

kırılma noktası İngiltere idi;

diğer bir değişle

ancak daha etkili olan Suudi

belirsizlik, matematiğini ben

başladım. Bu durumu bir süre

Arabistan’da oldu. İTÜ’den

çok sevdim. Ama bu, yine sa-

yadırgadım; çünkü denklem-

mezun olduktan sonra 1971

yısal düzendeydi. Suudi Ara-

lere çok önem vermeyip daha

yılında İngiltere’ye gittim. İlk

bistan’a gidince, oradaki sözel

çok tanımlar üzerine kurulu

zamanlarımda

noktası Stokastik,

İngilizcem

düzenle çalışmaya başlayınca

çalışıyorlardı. Birlikte çalıştı-

iyi değildi. Oraya alıştıktan

işte o zaman bir dönüm nok-

ğım Japon bir hoca vardı, Kinji

sonra , “Imperial Collage of

tası oldu benim için. Ben, mü-

Magara, bilim üzerine sohbet

Science and Technology”

hendis olarak, denklemler ve

ederdik, “Mühendisten bilim

ve yanında “Science Mu-

hesaplamalar kullanıyordum .

adamı olmaz.” derdi. Ben de

seum Library” vardı, bu me-

Orada, yer bilimleri fakültesin-

mühendis kökenli olduğum için

kanlarda okuduğum kitaplar

de, hidroloji ile iç içe olmaya

bu söz bana dokunurdu; bugün

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

6


Prof. Dr. Zekai Şen ise Kinji Magara

olmanız mümkün değil. Bu da,

Madem bu kadar yanılma payı var, neden ısrar ediyoruz?

ile aynı düşün-

ülkemizde felsefik düşünce-

ceyi paylaşıyo-

ye değer verilmediğinin gös-

rum. Donuk mü-

tergesi. Arabistan’da sahada

Türkiye’deki

hendislik bilgileri

çalışırken aldığımız ölçümleri,

felsefe, yani bilim felsefesi yok.

ile bilimsel insan

kitaptaki formüllerle; oluşturdu-

Felsefe ve mantığa dayalı bir

olmanız

ğumuz grafiklerle elde ettiğimiz

eğitim sistemi yoksa oradan

müm-

üniversitelerde

Descartes’ın “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesi söyleniyor fakat bu noktaya nasıl gelindiği anlatılmıyor. kün değil. Eski bilim na

adamlarıbaktığınız-

da da hiçbirinin mühendislik kökenli nı

olmadığı-

görürsünüz.

Ülkemizde

de,

öğretilen bilgilerin hepsi eleştirilemeyecek şekilde algılanıyor veya öğretiliyor ; kullanılan denklemler sembolik bir şekilde alınıp uygulamaya sunuluyor. Bu denklemlerin arkasında sözellik, sözelliğin arkasında felsefe ve felsefenin ardında ise mantık vardır. Bugün ülkemizdeki felsefe kitaplarına baktığınızda anlayamayacaksınız; çünkü orada öyle kelimeler kullanılıyor ki önceden duymuş

verileriyse sahadaki yapılarla

asla bilim adamı çıkmaz. Çı-

karşılaştırdığımızda hiçbir şe-

kan kişiler de, dine iman eder

kilde aynı olmuyordu. Öğren-

gibi bilime, formüllere iman

cilere bunların hata olduğunu

etmiş kişiler olur. Bizler , he-

söylediğimizde,

nedenlerini

pimiz Aristo mantığına göre

sorguladılar ve ben de bu du-

yetiştiriliyoruz. Keşke Farabi

rum üzerine düşündüm. Benim

mantığına göre yetiştirebilsek

en büyük kaynağım öğrenciler

insanlarımızı.

ve onların sorularıdır. Bizde,

donuk, gelişime açık olmayan

denklemleri

insanlar

kullanarak

elde

Böyle

olarak

olunca

yetişiyoruz.

ettiğimiz sonuçlar ile laboratu-

Bunun sonucunda bilim de-

varlarda elde ettiğimiz sonuç-

ğil futbol, siyaset veya gaze-

lar hep farklı oluyor. Ben de

te haberleri insanları meşgul

öğrenci iken hocamız bize bir

ediyor.

kolon imal etti laboratuvarda.

hocalar bir araya geldikle-

Formüllere göre çimento, su,

rinde geçerli bir durum bu.

Üniversitelerde

bile

demir ve diğer malzemeleri koydu; kolonun 2,5 tonda kırılacağını söyledi fakat kırılma 1,8 tonda gerçekleşti. Burada da

Bunun eksikliği lisans eğitiminden mi yoksa daha öncesinden mi kaynaklanıyor?

gördüğümüz gibi hiçbir zaman formüller tutmaz. Bütün formüller ortalama değerleri verirler.

7

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Birlikte çalıştığım Japon bir hoca, Kinji Magara, “Mühendisten bilim adamı olmaz.” derdi. Bu sıkıntı lise döneminde baş-

sine geçemiyor. Descartes’ın

inanıyorum. Bu düzenle bol bol

lıyor. Yurt dışında zaten lisans

“Düşünüyorum, öyleyse va-

profesör, akademisyen ve üni-

eğitimi genelde üç senedir.

rım.” cümlesi söyleniyor fakat

versite olur ancak bilimde iler-

Bizdeki gibi ilk sene görülen

bu noktaya nasıl gelindiği anla-

leme olmaz. Eğitimde öncelik

matematik, fizik ve kimya temel

tılmıyor, sonucunda da tek bir

matematik veya fizik olmamalı.

dersleri lisede görüldüğü için

anlamsız cümle ortada kalıyor.

Felsefe ve mantığı bilmeden,

onları lisansta tekrar almıyor-

Mantık dersleri de A ve B öner-

olayların nasıl işlediğini idrak

lar. Bu durum, kırk sene önce,

melerinin sonucunu inceliyor

etmeden matematik ve fizik

ben mezun olurken böyle idi ve

sadece. Bizim insanlarımıza

eğitiminin bir anlamı olmaz.

görüyorum ki hala böyle de-

da gerçek manada felsefe ve

vam ediyor. Lisede olan felsefe

mantık eğitimi verilse, birçok

dersi maalesef klişelerin öte-

bilim adamımızın olacağına

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

8

Bizlere tığı

bulanık açıklar

manmısınız?


Bir hocamın beni stokastik üzerine yönlendirmesi ilk kırılma noktası oldu. kelimelerin arkasında bilinmeyen sayılar vardır. İnsanların yaşlarını bilgisayara girip bunların hangisi genç diye sorsak hiçbir cevap alamayız. Cevap almak için genç kelimesini tanımlamamız gerekir. Bu verileri birkaç insana versek çok kolay bir şekilde genç ve yaşlıları ayırır fakat herkesin kümeleri farklı olur. Araba sürmeyi de formüllerle değil bulanık mantıkla öğreniyoruz. “10 kg/ m2 ile frene bas” demiyoruz “Biraz frene bas.” diyoruz. Sonuç olarak hepimiz bulanık mantığa göre yaşıyoruz. Bulanık mantığının en önemli dayanaklarından biri de tecrüBugün öğrendiğiniz formüllerin hiçbiri bulanık değildir, hepsi belirgindir. Dünyada bütün kadınlar aynı güzellikte ve bütün erkekler aynı yakışıklılıkta olsa hayat daha mı iyi olurdu? Bu eşitlik bize hiçbir katkı sağlamazdı ve sonuçları çok sıradan olurdu. Eşitlik, ütopik bir kavramdır. Aristo mantığına göre her şey zıttı ile var. Mesela genç, orta yaşlı gibi

bedir. Bilgisayarda bu sistem olmadığı için, örneğin, insanları yaşlarına göre sınıflandıramaz. Gelecek teknolojilere ait bilgisayarlar ise insanlar gibi; durumları değerlendirip, tecrübe edineceği bir şekilde yani bulanık mantıkla çalışacaktır. Bu doğu kültürünün mantığıdır. Trafikte bir polisin rehberliği mi daha iyi olur, yoksa trafik ışıkları mı dersek polis cevabını alırız; çünkü trafik ışıkları bula-

9

nık mantığa göre çalışmaz ve yol boşsa bile zamanı gelmemişse size yeşil ışık yakmaz.

Peki, bulanık mantık sistemini akademik hayatımıza nasıl uygulayabiliriz? Türkiye’de, eğitimdeki en büyük sorun hocalardır. Hocalar değişmiyor; hocaları eleştirecek ve hocaları kalitesine göre değer verecek kontrol yok. Hoca isterse 20 sene önceki bilgiler yenilemeden verir; eşitlik vardır, herkes ile aynı maaşı alır. Bu eşitlik bizi mahveder, eşitsizlik önemlidir. Özel şirketlerde, futbolcularda bu eşitlik kavramı yoktur; performansa göre değer vardır. Performansı ayırt etmeyen bu durum eğitimimizi ileri götürmemize engel olur. Yanlış yapan, kötü performansa

sahip

üniversitelerden sürece,

adam

hocalar atılmadığı

kayırmacılığı

devam ettiği sürece bilim ül İTÜ Daralan Dergisi | 2015


kemizde gelişmeyecektir.

rımların nasıl yapıldığını öğretmek lazım. Bunu öğrendikten

Doğu kültürü derken Uzak Doğu’yu, yani Çin veya Japonya’yı da katabilir miyiz?

sonra, makina mühendisi olan birisi elektrik mühendisliğinde de çalışabilir, yani donuk sınırlar kalkar. Bunu, bilim felsefe-

Evet katabiliriz. Lütfi Alias-

si ve mantık yoluyla yaparız.

ker Zade var, bulanık man-

Çünkü bütün denklemler sö-

tığın ilk temsilcilerindendir.

zeldir ve mantıktan çıkar. Bu

Doğu kültürü derken baş-

biraz ağır bir ifade olacak ama

ta bizim kültürümüzünde

işe yaramayan hocaları da ele-

oldukça etkilendiği İslam

mek lazım. Böylece üniversite-

kültürü, Budizm ve Hindu-

lerimiz de daha iyiye gidecektir

izm’i kastediyoruz. Bugün,

aksi takdirde her zaman ge-

kendi kültür mirasımıza

lişmiş ülkelere muhtaç kalırız.

at gözlüğü ile bakıyoruz

•••

ve bütün bilgilerin batının söylediği gibi, Eski Yunan ve Rönesans’tan elde yoruz.

edildiğini

düşünü-

Maalesef

eğitim

sistemimizde de gençlerimiz buna yönlendirilerek yetiştiriliyor. Hâlbuki Cabir bin Hayyan kimyada,

"Bugün ülkemizdeki felsefe kitaplarına baktığınızda anlayamayacaksınız; çünkü orada öyle kelimeler kullanılıyor ki önceden duymuş olmanız mümkün değil." Sn. Zekai Şen'e bize ayırdığı zaman için teşekkür ederiz.

El-Harezmî cebirde çok önceden rüştlerini ispatlamış bilim adamlarıydılar. Newton denklemini İbn-i Sina “Kuvvet eşittir kütle çarpı ivme” şeklinde yine çok önceden söylemiştir.

Son olarak öğrencilere neler söylemek istersiniz? Ülkemizde bilimsel açıdan daha iyi yerlere gelmek için düşüncenin öğeleri olan felsefi düşünceyi ve çıkaİTÜ Daralan Dergisi | 2015

10


info@ituelectriccar.com facebook/ituelectriccar twitter@ituelectriccar youtube/ituelectriccar instagram/ituelectriccar

11

Ä°TĂœ Daralan Dergisi | 2015


Orhan Özer

Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. Genel Müdür ve CEO’su

Sayın Özer, öğrencilik yıllarından profesyonel hayatına kadar bizlere pekçok deneyimlerini ve fikirlerini içtenlikle paylaştı. Yalın üretimin öncülerinden olan Toyota’nın ilkelerini ve perspektifini bizlere “yalın” bir şekilde anlatan Sn. Özer aynı zamanda biz öğrencilere de gelecekle ilgili önemli tavsiyelerde bulundu. İTÜ Daralan Dergisi | 2015

12


Ö

“Başarıda en önemli etken kişinin çalıştığı kalıplar içerisinden kurtulup, geniş düşünmesi, öğrenmek konusunda çok istekli olması ve her alanda kendini yetiştirebilmesidir. Genel olarak hedefimi her zaman elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak olarak tanımlayabilirim.”

Öğrencilik döneminizden bugüne taşıdığınız alışkanlıklarınız var mı? Tahsil hayatıma 12 yaşından itibaren yatılı devam ettim. Galatasaray Lisesi’ni bitirdim.

Üniversiteyi

ODTÜ’de

okudum.

1982’de de iş hayatına atıldım. Bütün öğrenim hayatım boyunca çok başarılı bir öğrenciydim. Düzenli olmak, düzenli çalışmak o

günlerden

bugüne

temel

prensibimdir.

Profesyonelliğe ilk adım attığınızda kariyerinizi nasıl planlamıştınız? Bugününüze ve sonrasına dair planlarınız nelerdi? ODTÜ İşletme mezunuyum. 1982’de de iş hayatına atıldım. Okul bitince askerlik süresine kadar bir ihracat şirketinde ihracat temsilcisi olarak çalıştım. Satış fonksiyonunda başa-

ve üst düzey yöneticilik pozisyonundaydı.

rının sadece kişinin azmine ve çalışmasına

Askerlik sonrası Bursa Oyak-Renault fabrika-

değil; ürüne, fiyata, alıcıya da bağlı olduğu-

sında mali grupta daha çok bilgisayar ve sis-

nu görüp, alanımı değiştirmeye karar verdim.

tem ağırlıklı çalışmaya başladım. İki yıllık bu

Bu karardan sonra yine kendi seçimim

tecrübe sonrasında 5 yıl Sabancı Holding’te

olan

otomotiv

Son-

çalıştım. Ardından 33 yaşında bir Alman sana-

raki

tercihlerim

sektöründe

yi şirketinde Genel Müdür Yardımcısı oldum.

sektörüne de

yöneldim.

otomotiv

13

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


TOYOTA:

Yalın Üretim DEVİ

Yalın üretime bakışınız nasıl? Toyota bu konuda neleri değiştirdi?

Dört yıllık bu dönem sırasında Toyota ile tanıştım. 1995 yılında Toyota Türkiye’de Genel Müdür

Yardımcısı olarak göreve başladım ve 2002 yılına kadar çeşitli sorumluluklar üstlendim. 2002

Temelde

yılında Brüksel’de bulunan Toyota’nın Avrupa

la

Merkezine transfer olarak, 2008 Temmuz ayına

lamaları tüm organizasyon birimleri tarafından

kadar Mali grup ve Bilgi İşlem gurubundan so-

daha verimli ve kaliteli olmayı sağlayacak şe-

rumlu olarak Toyota Avrupa Başkan Yardımcısı

kilde adapte edilerek kullanılır. Her sektöre, her

olarak çalıştım. 2008 Temmuz ayında Türkiye’ye

çalışma alanına ve her kültüre uyarlanabilir.

döndüm. 2010 yılı Temmuz ayından bu yana

Yalın üretim ve yalın yönetim sistemlerini kap-

Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Genel Müdür

sayan Toyota Yaklaşımı yani Toyota Way, yıl-

ve CEO’su olarak görevimi sürdürmekteyim.

ların birikimi ile oluşan bir yönetim felsefesidir.

Başarıda

kişi-

Dünya üzerindeki farklı fonksiyonlarda çalışan

kur

tüm Toyota çalışanları için yol gösterici bir reh-

tulup, geniş düşünmesi, öğrenmek konusun-

ber niteliğindedir. Temelinde “sürekli iyileştirme”

da çok istekli olması ve her alanda kendi-

ve “insana saygı” olmak üzere iki ana unsur

ni yetiştirebilmesidir. Genel olarak hedefimi

yer alır. Sürekli iyileştirme ile küçük adımlar-

her zaman elinden gelenin en iyisini yapma-

la büyük yollar katedilir. İşin sürekli geliştiril-

ya çalışmak olarak tanımlayabilirim. Bu niyet

mesi gerekliliğini ve daima yaratıcı çözümler

ve çabayı herkes görür ve neticeleri de alınır.

getirilmesini ifade eder. Çalışanların sunduğu

nin

en

çalıştığı

önemli kalıplar

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

etken içerisinden

14

birlikte

üretim yalın

sistemi yönetim

olmakuygu


küçük-büyük her türlü öneri daha iyiye ulaş-

ta bahsettiğim “sürekli iyileştirme” ve “insa-

mak için sürekli bir değişim ve çabadır. Farklı

na saygı” prensipleri zaman içinde benim

mekanizmalar ile her bir çalışanın bireysel fi-

de çalışma hayatımın en önemli prensipleri

kir ve önerileri dikkate alınır ve değerlendirilir.

haline geldi. Toyota’da bireysellik azdır. He-

Bugün Türkiye’de bu yönetim ve üretim siste-

pimiz ekibin bir parçasıyız. Yani başarılıysak

mi, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren he-

veya başarısızsak hepimiz bunun bir parça-

men hemen tüm ana sanayi ve gittikçe artan

sıyız. Bu benim yapımla örtüşen bir anlayış.

bir sayıda yan sanayi firmalarınca uygulanma-

Olaylara sadece bana sunulan açıyla de-

ya çalışılmaktadır. Diğer sektörlere de bu an-

ğil daha geniş bir bakış açısıyla bakmaya

layışın yayılmakta olduğunu gözlemliyorum.

çalışırım. Böylece kalıp ve yönlendirmeler-

İçeriği itibarıyla verimliliği arttırırken, maliyet-

den arınıp, düşünür ve sağlıklı karar veririm.

leri azaltan bu uygulamaların ülkemizde daha

Tabii bu yapı içinde kendimle ilgili zaman içe-

fazla yaygınlaşması bizi memnun eder, bizi

risinde değiştirmeyi düşündüğüm değil, de-

yakından tanımak isteyen herkese kapılarımız

ğiştirdiğim bazı özelliklerim oldu. Örneğin sa-

açıktır, gereken desteği veririz. Vurgulanması

bırlı değildim ama sabırlı olmayı öğrendim.

gereken en önemli nokta değişmek ve daha yalın hale gelmek değil, yalın halde kalabilmektir (sustainability). Zor olan yalınlığı sürdürmek ve Kaizen mantığı ile daha da ileriye götürmektir. Yalın üretim ve yönetim sistemi olarak baş-

15

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Sektöre, 2010’lu yıllarda giriş yapacağı nızı kabul edelim; nereden başlarsınız?

“Tecrübelerime day şündüğüm özellikle düşünebilmek, sınır nanmış bir şekilde ke

Otomotiv sektöründe isem aynı şekilde ça lışma hayatına başlamak ve devam etmek isterdim. Ancak başka sektörlerde düşünülebilir;

elektronik,

kimya,

hizmet,

finans…

Tecrübeli bir yönetici olarak halen şaşırdığınız şeyler çıkıyor mu karşınıza? Bir anınızı anlatabilir misiniz? 32 yıllık iş hayatı boyunca o kadar olay ve sürp-

itü

rizlerle karşılaştım ki, bu tecrübelerden sonra şa-

standartlarında kendini kabul ettirmiş bir üni-

şıracağım bir durum kalmadı diyebilirim. Genel

versite. Şirketimizde de pek çok İTÜ mezunu

olarak beni şaşırtan, beklemediğimiz seviyelerde

yöneticilerimiz, mühendislerimiz var. Kendileri

yanlış kararlar ve hatalı iş yapış şekilleri olabilir.

ile çalışmaktan gayet memnunuz. Yeni İTÜ’lü

İTÜ Mühendisleri Toyota için ne ifade ediyor?

arkadaşlarımızı da aramızda görmeyi isteriz. Toyota’da kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam var. Bu yeni mezun, iş tecrübesi olmamış

İTÜ, ülkemizin en köklü ve en iyi eğitim veren

gençlerimiz için harika bir fırsat. Toyota’nın en

üniversiteleri arasında ilk sıralarda. ODTÜ’lü

önemli yönetim felsefesi olan sürekli iyileştirme

olarak, her iki üniversitemizin de seviyeli ve

doğrultusunda, bütün gelişim imkanlarını bizzat

kaliteli eğitiminin yanı sıra, kendine has bir ça-

yaşayarak, dünyanın en büyük şirketlerinden

lışma ruhu olan okullar olduğunu düşünüyo-

birinde işlerini yaparken öğrenme şansına sa-

rum. Özellikle mühendislik alanında, sadece

hip olacaklarından gençler için Toyota’da ça-

ülkemiz sınırları içinde değil, bence İTÜ dünya

lışmanın iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

16


yanarak; iyi bir yönetici olmak için gerektiğini düeri, çok çalışkan olmak, dürüst ve adil olmak, hızlı rların, çerçevenin dışını da görebilmek, bilgiyle doendinden emin olmak, alçakgönüllü olmak, bencil olmamak şeklinde listeleyebilirim.”

Okuyucularımıza neler söylemek istersiniz, tavsiyeniz var mı?

süreçte Türkiye’den gelen gençlerimizin ne kadar eğitimli ve başarılı olduğuna şahit oldum. Gençlere bunu her fırsatta anlatmaya gayret

Tecrübelerime dayanarak; iyi bir yönetici olmak

ediyorum. Gençlerimize kendilerine güvenme-

için gerektiğini düşündüğüm özellikleri, çok ça-

lerini, hiç bir şekilde kendilerini daha az nitelikli

lışkan olmak, dürüst ve adil olmak, hızlı düşü-

görmemelerini, bunu yaparken de kendilerini

nebilmek, sınırların, çerçevenin dışını da göre-

geliştirmelerini tavsiye ediyorum. Eğitim tabi

bilmek, bilgiyle donanmış bir şekilde kendinden

ki önemli ancak birçok vasfın da eğitim ile bü-

emin olmak, alçakgönüllü olmak, bencil olma-

tünleşmesi gerekmektedir. Eğitiminizin üzerine

mak şeklinde listeleyebilirim. Gençlere mesaj

eklediğiniz her vasıf, sizin için artı bir değerdir.

ve moral vermeyi seviyorum. Üniversitelerden

•••

çağırdıklarında gitmeye gayret ediyorum. Altı sene Brüksel’de kaldığım için, bizim insanımızın kapasitesini biliyorum. Orada yaşadığım

17

Sn. Orhan Özer’e bize ayırdığı zaman için teşekkür ederiz.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


OTAM

Otomotiv Teknolojileri AR-GE San. ve Tic. A.Ş. Otomotiv tutkunu gençler için Türkiye’nin en büyük otomotiv AR-GE şirketi olan OTAM’ın genel müdürü Volkan Bayraktar ile otomobillerin geçmişini, bugününü ve geleceğini konuştuk. OTAM, otomotiv sanayine AR-GE ve test desteği ve-

vansiyonel araçlardaki geliştirmelerden, içten

ren bir şirket. 2004’te ilk defa ÜSAMP

(TÜBİTAK

yanmalı motorlarda emisyon, kalibrasyon, titre-

Üniversite Sanayi İş Birliği Programı) kapsamında

şim ve akustik gibi konulara kadar mühendislik

kuruldu. Daha sonra, 2007 yılında yapılmış olan başa-

test faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Bu hizmet-

rılı çalışmalar sayesinde ve TÜBİTAK’ın söz konusu

leri sağlarken üçlü bir yapı kullanıyoruz. Bir

program yapısının arkasındaki hukuki temellerin tam

tanesi İstanbul Teknik Üniversitesi Otomotiv

olgunlaşamaması nedeni ile bir teknokent şirketi hali-

Mühendisliği Bölümü’nün laboratuvar alt ya-

ne geldi. OTAM’da çoğunlukla mühendislik testleri ve

pısı. Bu laboratuvarlarda hem işlerliği hem de

ürün geliştirme test sistemleri üzerine üretim yapıyoruz.

yeni projelerin buraya gelmesini sağlıyoruz.

Elektrikli araçlardan, araç kontrol ünitelerinden, kon-

İkincisi; projelerimizde birlikte çalıştığımız,

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

18


üniversitedeki akademisyen kadrolar. Buna ek

jesi yaptık. Bunların yanında, TÜBİTAK TEYDEP

olarak, 26 kişilik bir mühendis ve teknisyen

ve kendi ürün geliştirme projelerimiz de var. Faa-

kadromuz da var. Bu üçlü yapı sayesinde üni-

liyetlerimizi bu şekilde özetleyebiliriz. TAYSAD

versite-sanayi iş birliğini sağlamaya çalışıyo-

Organize

ruz. Akademisyenlerin proje için çok zaman

boratuvarımız

da

kuruldu.

harcamaları, hali hazırda ellerindeki araştırma

adı

bir

adresimiz

Sanayi

altında

içerisinde

yeni Yani, daha

bir

la-

OTAM oldu.”

konuları ve ders yükünden dolayı mümkün değil. Biz, kendi kadrolarımızla beraber bu aradaki boşluğu doldurup proje verimliliğini sağlıyoruz. 2007 yılından beri 118 AR-GE pro-

19

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Otomotiv AR-GE sektöründe OTAM’ın yeri nedir? OTAM bu konuda çok özel bir yerde. Türkiye’de otomotiv AR-GE sektörü yok. Bu konuyla alakalı çalışan ana ve yan sanayinin AR-GE merkezleri var. Bağımsız olarak böyle hizmetler sunan firma sayısı ise bir elin parmaklarını geçmiyor. OTAM, buradaki bağımsız yapıların en büyük olanlarından bir tanesi; çünkü köklü bir üniversite ile beraber hareket etmesi unsurunu barındırıyor. Bu imkânlar sayesinde pek çok konuda katma değer sağlayabiliyoruz. Birçok ana sanayi firmasının yerlileşmeye yönelik projelerinde yaptığımız test ve analiz hizmetleri ile birçok parça yerlileşti ve üretimi ülkemizde yapılır hale geldi. Bu; İTÜ, OTAM ve ana-yan sanayi ile birlikte çalışmanın en önemli sonucu. Söz konusu sonuca yukarıdaki üçlü yapının herhangi bir üyesinin tek başına ulaşması zor. Katma değerin ortaya çıkabilmesi için biz burada hızlandırıcı görevini üstleniyoruz.

motiv mühendisliğinin temel mühendislik kollarında

OTAM’ın raylı sistemler ve savunma sanayisi

teknolojileri, elektronik kart tasarımları, sistem dinamiği

dayanım ömür çalışmaları, akustik, bilgi işleme, kontrol

hakkında da bilgi verir misiniz?

var. Bu unsurlar aynı zamanda raylı sistemlerin ve savun-

Bildiğiniz gibi, Türkiye teknoloji ve mühendislik

kışıyor. Bunun sonucunda bu şirketlerin talepleri oluyor.

konularında çok az sayıda merkeze sahip. Oto-

ma sanayisinin pek çok projesindeki alt disiplinlerle çaBiz de elimizden geldiği ölçüde desteğimizi sunuyoruz. OTAM’ı uluslararası muadillerine göre hangi seviyede görüyornuz? Biz gelişme süreci içerisindeyiz. Birçok tanım ve kanuni altyapı yeni oluşturuluyor. Mühendislik konusunda son 10-15 yıldır varız. Tabii ki 1960’lardan beri çalışan köklü firmalarımız da var ama bu konunun yaygınlaşması ve belirli bir kritik kütleye ulaşması son yıllara denk düşüyor. Ben, ülkemiz adına çok hızlı mesafe ka-

Röportaj sonrasında OTAM analiz labaratuarlarını ve test odalarını gezme fırsatı bulduk. İTÜ Daralan Dergisi | 2015

tettiğimize inanıyorum. OTAM olarak EARPA birliğine 4 yıldır üyeyiz. Ayrıca İspanya’nın test ve onay firması IDIADA ile stratejik işbirliği anlaşmamız var. Avru-

20


pa’dan bir AR-GE test sistemleri üreticisinin

Bu söylediklerinizden yola çıkarak yerli otomobil

ülkemizdeki ayağını oluşturarak OTAM’ı ticari

konusu hakkında neler düşünüyorsunuz?

faaliyetlere doğru genişletiyoruz. OTAM, Türkiye’deki faaliyetleri ile oldukça göze batan bir durumda ve pek çok önemli projenin de parçası.

Yerli otomobil konusu teknik bir konu değil, ticari bir konu. Çünkü sıkıntı, yapabilmekle değil satabilmekle alakalı. Bugün ülkemizde TEMSA, OTO-

Sizce Türkiye’de otomotiv sektörüne yeterin-

KAR ve geçmişte BMC gibi toplu taşıma ve çeşitli

ce önem veriliyor mu?

alanlarda araç üreten firmalar dünyanın her yerine ürünlerini satıyorlar. Otobüs işletmeciliğinin yapısı

Öncelikle sanayi ve sektör kavramlarını belir-

itibariyle bu firmalar Avrupa’nın otomotiv sanayisi

lememiz gerekiyor. Sektör dediğimiz zaman

olan ülkelerine satış yapıyorlar. Burada önemli olan;

işin içerisine pazarlama ve ticaret kısmı da gi-

binek araçların iş, servis, tedarik, satış, satış sonrası

rer. Bence Türkiye, elinden geldiği ölçüde bu

ve insan kaynakları modelleri oluşturmaktır. Ürünün

sanayiye önem veriyor; çünkü Türkiye’nin en büyük sanayisi, istihdam ve ihracat kolu. Bugün medyada konuşulan test merkezi, yerli

Yerli otomobil konusu teknik bir konu değil, ticari bir konu.

marka ve yabancı yatırımcıyı ülkemize çekme konuları, otomotiv sanayinin öncelikli konulardan biri olduğunun göstergesi. Ama çok büyük oyuncuların ve gelişmiş ülkelerin alanındaki bir sanayi olduğu için zorlukları da var. Bu açıdan kaynakların yerinde ve zamanın kullanılması stratejik açıdan çok önem arz ediyor.

İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde merkezi olan OTAM’ın İTÜ öğrencilerine her zaman açık olduğunu belirtiyor Sayın Bayraktar.

21

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


OTAM’da Gelecek... küresel piyasaya sunumu, ticari ve strate-

Stajyer öğrenciler için aradığınız özellikler nelerdir?

jik bir unsur. Bu bir şirketin tek başına üst-

Öğrenciler OTAM’a nasıl başvuru yapabilir?

lenebileceği bir durum değil. Genel olarak yerli otomobil konusu ticari bir konudur ve

Akademik başarıyla profesyonel başarı her zaman için

konunun uzmanlarının cevaplaması gerekir.

aynı şey değildir. Pek çok paydada örtüşürler ancak akademik başarı olmadan profesyonel başarı olmaz diye bir kaide de yok, bunun tam tersi de söz konusu değil. Biz, işin profesyonel çalışma tarafındayız. Staj için herkes başvurabilir. Küresel bilgi ile entegrasyonu yüksek, kendine güvenen, araştırma yapmayı seven ve odaklanmış arkadaşları tercih ediyoruz. Akademik kariyer planları olan öğrenciler ile de çalışıyoruz. Başvuru için belirli bir tarih veya platform yok. Kişinin istekli olup, bizi arayıp bul-

İTÜ öğrencileri ile OTAM’ı ne ölçüde bir araya getiriyorsunuz?

ması; bizlere çalışmalarımızda yardımcı olmak istediğini söylemesi gerekir. OTAM gibi mühendislik hizmetleri ve-

Biz burada öğrencilere pek çok konuda destek olmaya çalışıyoruz. Bunlardan biri, öğrencileri, stajyer iş tanımı altında sigortalı ve ücret karşılığında kendi bünyemizde çalıştırmamız. Geçen yıl bu sayı 2 idi -ancak 24 kişi içinden olduğunu düşünürsek bu %10’a denk geliyor. Akademisyenlerin projelerinde görev alan öğrenciler bize geldiklerinde yardımcı oluyoruz. Bazen bizim projelerimizde de akademisyen hocalarımızın yanında yüksek lisans öğrencileri çalışıyor. Bu şekilde bir araya geliyoruz. Bunlara ek olarak İTÜ-Çekirdek’e destek veriyoruz ve oradaki fikri oluşumu da oldukça önemsiyoruz. İTÜ’nün vakıfları aracılığıyla öğrencilere burs desteği veriyoruz. Güneş arabası ekibiyle beraber çalışıyoruz. Bu tip öğrenci kulüplerine test ve araç geliştirme süreçlerinde yardımcı oluyoruz. Bunun dışında bireysel veya topluluk olarak yeni fikirlere de açığız. İTÜ Daralan Dergisi | 2015

OTAM’ın test odalarında ses yalıtımını sağlayan, duvarlara farklı açılarla yerleştirişmiş olan üçgen prizmaların özelliği ses dalgalarını geometrik özelliklerinden dolayı yutmaları Bu sayede akustik deneylerde yüksek hassasiyet elde edilebiliyor.

22


ren firmalar için gelecek 5 veya 10 yılda çalışacak arkadaşların, standart lisans hayatının üzerine çıkmayı istemesi gerekmekte. Otomotiv sanayii, malzeme ve üretim devrimiyle karşı karşıya. Binek araçlar için çok ciddi hafifleştirme planları yapılıyor. Aracın iç, dış ve yapısal unsurlarında önemli alternatif malzeme dönüşümleri öngörülüyor. Üreticilerin 2017-2018 yılları hedefleri doğrultusunda alüminyum talebinde yükselişler göreceğiz. Araçların %55-60 oranında alüminyum ve alaşımlarının geldiğini görüyoruz. Bu veriler yeni birleştirme teknolojilerini de yanında çağırıyor. Sac metalden alüminyuma geçmek, alüminyum için yeni kalıplar ve yeni kalıp teknolojileri demek oluyor. Bu değişimler için çok fazla zaman yok. 3 veya 5 yıl içinde gerçekleşecek. Yine plastikler ve kompozitler de bu değişimin bir parçası olacak. Bunların da alüminyum ile ortak kullanılması yeni çözümler gerektirecek. OTAM olarak, tasarım tarafında malzeme karakterizasyonu bağlamında olmadığımız için bu konularda kendilerini geliştirmeleri onlar için bir artı olacaktır. Otomotive ilgi duyan öğrenciler, kendilerini hangi konularda geliştirmeli? Otomotiv, çoklu disiplinler içeren bir konudur. Eş zamanlı çalışan çok fazla paralel fonksiyon ve konu var. Bir makine mühendisi iseniz; malzeme, üretim teknolojileri, kaplama teknolojileri, triboloji, mukavemet, dinamik gibi birçok konuda bilgi sahibi olmalısınız. Bunların hepsine bir kişinin ulaşması ise mümkün değil bu yüzden kalabalık otomotiv AR-GE ekipleri var. Bu konulardan hangisi size daha yakın geliyorsa onu belirleyip o konuya yoğunlaşmanız gerekmekte. İnsan mutlu olduğu yerde başarıya ulaşır. •••

Sayın Volkan Bayraktar’a bize vakit ayırdığı için teşekkür ederiz. 23

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Tesla Hayranı C

MUCİT Üniversitesi

Elginkan Vakfı’nın kursların-

kullandığımızın

Meslek Yüksek Okulu’n-

da 3 yıl boyunca hafta sonla-

temellerini atmıştır. Kendisinin

da Elektrik bölümünde 1,5 yıl

rı elektrik üzerine eğitimlere

en büyük hayali 3 büyük Tesla

okuduktan sonra ayrıldı Zabit

katılarak

devam

Coil inşa edip, dünyanın kendi

Işık. Operatör olarak çalıştığı

etti. İlham kaynağı ise Nikola

statik elektriğini kullanarak tüm

iş yerinden kendi mesleği olan

Tesla. 700 patentin sahibi ol-

dünyaya

elektrik ile ilgili çalışmadığı

masına rağmen ismi Edison

Bunları okuyunca insan ken-

için ayrılacak kadar idealist.

kadar bilinmeyen Tesla, bugün

dine dönüp zamanını ne kadar

elal

Bayar

ilerlemeye

ücretsiz

teknolojinin

sunmaktı.

" 3 haftada herhangi bir arabayı elektrikliye çevirebilirim." 24

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Ülkemizin şartlarında benzinin pahalılığı üzerine elektrikli araç fikrine yöneldim. Öncelikle yarı yarıya elektrikli bir otomobil tasarladım. Akım, akü güçleri, şarj sürelerinin hesaplarını kendim yapıyorum. Arabayı aldığımda bunu elektrikliye çevireceğim dediğimde çevremde bisiklete atıfta bulunarak eğlenenler oldu( gülüyoruz). Kısa sürede motor siparişini verdim. İki adet 500W’lık DC motor kullandım.( (Motor: 8,5kw – 48V 4 kutuplu 1500 devir elektrik motor. Sürücü ve şanzımandan hız ayarı yapılabiliyor.) Bu motorlar geri kitleme redüktörlü motorlardı. Bu sayede iş gücünden gelen yükü kaldırıp motorun kendini kontrol etmesini sağladım. Sonra PLC, titreşim sensörü, yakıt sensörü boşa harcadığını söylememesi

Sinirden kabloyu ısırmaya baş-

elde değil deyip kolları sıvıyor,

ladığımda verniği fark ettim.

sıcak kanlı, neşeli, bilgili ve bir

Onu çıkardıktan sonra lamba

o kadar da mütevazi olan Zabit

yandı ama ödevin süresi geç-

Abi. Zevkle kullandığı “eletro-

mişti. O günden sonra elektri-

Bis” hakkında sözü ona bırakı-

ğe merakım ortaya çıktı. Bu

yoruz.

ilginin esas kaynağı tanıdıkça

“Yaklaşık 10-11 yıldır Temiz

hayranlığımın

Seligrafi’de çalışıyorum. Elekt-

Tesla’dır. Hayatını okuyan her-

rik benim en önemli ilgi alanım.

kesin kendisine hayran kala-

İlkokulda her öğrencinin yaptığı

cağını düşünüyorum. Elektrik

bir devre vardır. Pil, anahtar ve

konusunda çalışmaya çok he-

lambadan oluşan basit bir dev-

vesliyimdir. İlk önce elektrikli

redir. Ben onu yapamamıştım.

bisiklet yapma fikrim vardı.

Babamın getirdiği kablo ver-

1,5 yıl bir süre uğraştan sonra

nikli kabloydu. Devrede sıkıntı

uzayan kaynak işleri ve olum-

yoktu ama lamba yanmıyordu.

suzluklar nedeniyle vazgeçtim.

arttığı

25

Nikola

ve operatör paneli ekledim. Böylece sıcaklığı, yakıtı ve titreşimi ölçüp motorun zorlanma anını belirleyip, DC motorların akslar aracılığıyla tekerleklere yön vermesini sağladım. Şehir içi kullanımda tasarruf sağladı ama bu seferde kayış gerilmelerden dolayı koptu, 2-3 güne bir yeni kayış takmam gerekti. Motorun gürültülü çalışması ve bu kayış masrafları yüzünden sadece elektrik motoru kullanmaya karar verdim. Elektrik motorları da diğer yöntemler gibi çok pahalı ve yurt içinde pek bulunmuyor. Araştırmalarım sonucunda asenkron mo

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


torlara ulaştım. Asenkron motoruna geçişte Nikola Tesla hayranlığımın da katkısı var. Asenkron motorlarında kendilerine göre avantajları ve dezavantajları var. Avantaj olarak araba ağır koşul olarak geçer. Diğer elektrik motorlarına göre zorlanma anında zıt EMK ‘sının düşük olması sayesinde hasar oluşumu ve sıcaklık yükselmesi en düşük seviyededir. Asenkron motorlara karar verdikten sonra temin süreci başladı. Fabrikada da ürünlerini kullandığımız bobinajcımız olan arkadaşımdan istediğim özelliklerde bir motor sarmasını istedim. Önce 55V’a göre sarım yapıldı. Orada bir hesaplama hatası yaptım. Normalde AC motorlarda girişe uygulanan gerilimde etkin değeri kadar düşüş oluyor. 4 kutuplu 1500 devirli bir motor. Voltaj düşük olduğu için motordan çıkan voltta fark oldu 15 V kadar. Bu da %30 güç kaybına yol açtı. Bu haliyle 45 km/saat hıza ulaşabildim. Sonra motoru söktük ve 48V’ a göre sarıldı. Gücünü 8kW’tan 8,5 kW’a çıkardık. Normal seri üretim araçlara göre yine performansı iyi değil ama şehir içi kullanım için özelliklede Manisa gibi bir yerde ideal hale geldi. Akü fabrikanın bana bir hediyesi oldu. Yaklaşık 3 hafta gibi bir süre montaja hazır hale geldi. Arabanın mekanik aksamlarını ve dış tasarımını yaparken de burada çalıştığım iş arkadaşlarımın yardımları çok oldu. Araba tamircisi, demirci, kaynakçı derken bir sürü yetenekli kişinin olduğu bir ortam. Ama mesai saatleri dışında geceleri İTÜ Daralan Dergisi | 2015

26

arabayla ilgilenebildiğimden, motor


ve şase montajını, profil seçimi ve kanyak işlemlerini kendim

yaptım.

Arabanın arka koltuklarının

yerine

de aküleri koydum. Son olarak kendi tamponunu da takıp arabayı bitirmiş oldum. Aracın şarj olması normal herhangi bir bataryalı cihazın şarjı gibi direk 220V’luk 500tl motor, 1000tl diğer par-

olan bir aracın motorunu de-

labiliyor. Ortalama 8 saat şarj

çalar (şase, torna parçaları

ğiştirerek daha az maliyetle

süresi yerine benim aracım 6

vb.) Diğer modifiye işleri ile

tamamlanabileceği

saatte şarj oluyor.

beraber 8500tlye oldu. Son

deyim. Ticari bir niyetim yok

Türkiye’de 10-15 adet elektrikli

hali 6 ayda oluştu. Yeni birisine

ama böyle daha ilgi çekici ola-

otomobil var. Bunun 5 tanesi

herhangi bir arabayı 3 haftada

cağını düşünüyorum. İstenilen

benim gibi bireysel üretim şek-

elektrikliye çevirebilirim. 3,5 li-

aracın çok rahat bir şekilde

linde. Benim aracım haricinde

raya aracımı şarj edebiliyorum.

elektrikli araca çevrilebilece-

hepsi DC kullanıyor. Asenkron

Bu da 140 km gibi bir mesa-

ği düşünüyorum Böyle bir ta-

motor kullanan tek araç oldu-

feye denk geliyor. Daha iyi bir

lepte bulunan kişilere patent

ğu için patent başvurusunda

operatör paneli ve daha güçlü

aldıktan sonra yardım etmeyi

bulundum. Patent başvurusun-

bir AC motor kullanarak aracı-

umuyorum. Fiat BIS için 1-1,5

da bulunduğumuz için şuan

mı geliştirmek istiyorum.

günde elektrik motor çıkarılıp

bir değişiklik yapmayacağız.

Eski halinde söktüğüm bir ho-

eski motoru takılabiliyor.

Bundan sonrası için ise daha

parlör setim var şu anda. İlerde

Son olarak toparlamak gere-

uzun menzillerde daha güç-

Alfa 156 gibi bir modeli çevir-

kirse,

lü bir araç yapmak. Onun için

meyi düşünüyorum. Bu araçlar

yarısıdır. Ben hiçbir zaman

senkron motor kullanmayı dü-

spor ve ucuzlar. Fazla benzin

yapamayacağım düşüncesine

şünüyorum. Bu araç içinde

tüketimi ve servis sıkıntısı yü-

kapılmadım. Deneme yanılma

patent başvurusundan sonra

zünden tercih edilmeyen bir

olmadan yeni bir şeyler bula-

rotorun söküp kendim mıknatıs

araç Alfa 159. 1997-98 model

mazsınız. Farklı düşünceler

yerleştirerek senkron motora

bir araçta klima, hava yastığı,

her zaman değerlidir.

çevirme fikri var ama ne zaman

ABS ve hidrolik direksiyon gibi

olacağı hakkında bir fikrim yok.

özelliklerine elektrik motor ek-

Maliyet

şöyle;

lemek istiyorum. Sıfırdan bu

2000tl aküler, 1400tl sürücü,

özellikleri eklemek yerine var

prizlerden

yapı-

hesabıysa

27

inanmak

kanaatin-

başarmanın

••• Sn. Zabit Işık'a bize zaman ayırdığı için teşekkür ederiz. İTÜ Daralan Dergisi | 2015


daralan

YÜKSEK LİSA

transkript? basvurular ne zaman? ingilizce toefl/ielts? bütçe? İTÜ Daralan Dergisi | 2015

28


REHBERİ ANS

r? e l e belg

nasıl gidilir? şartlar? 29

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Henüz 20’li yaşlarınızın başında olmanıza rağmen vazgeçtiğiniz hayalleriniz var. Bu hayallerin biri mutlaka Almanya ile ilgili... Hem ABD hem de İngiltere ile alakası olan bir fikir aklında... Macaristan’ı, Polonya’yı, Avusturya’yı görmeden ölmek istemiyorsunuz. Bu ülkelerin güzel veya izbe şehirlerinde yaşamış onlarca sanatçı, bilim adamı, mühendis varken; onların şarkıları, kitapları veya anıları ile yetinmekten fazlasına layıksınız! Bu yolda belki de en güzel adım yurtdışında yüksek lisans yapmak. Bunun için elimizin uzandığı kadar ülkeler hakkında derleme yaptık. Akademik dünya turumuz için kemerlerinizi bağlayın!

Almanya’da Yüksek Lisans Programları Mühendislik ile özdeşleşen Almanya, kaliteli arabaları, biraları ve her geçen yıl bir öncekinden daha fazla sayıda olan İngilizce yüksek lisans programları ile karşımıza çıkıyor. Devlet üniversiteleri ücretsiz; ancak bu programların kontenjanları çok düşük, tüm dünyadan talep çok fazla, rekabet ve seçilme kriterleri oldukça yüksek. Yani işiniz hiç de kolay değil. Almanca bir programa yerleşmek nispeten daha kolay olabilir. Almanca konusunda o kadar iddialı değilseniz de endişe etmeyin, hazırlık kursları ile kendinizi geliştirebilirsiniz. Almanya için Sağlamanız Gereken Şartlar Çeşitli devlet bursları için 3.0 veya üzerinde not ortalaması Program kabulu için ortalama en az 6.5 IELTS veya 79 TOEFL seviyesi Ne Zaman? Diğer ülkelerde olduğu gibi Almanya için de bu süreçte gözünüze kestirdiğiniz üniversite ile iletişim içinde olmanız size fayda sağlayacaktır. Eğer önce Almanca dil eğitimi almanız gerekiyorsa yıl boyu başvuru yapabilirsiniz. Almanca biliyor ve yüksek lisansa doğrudan baş-

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

30

vuru yapmak istiyorsanız, lisans diplomanızı


(ya da çıkış belgenizi) alır almaz

rer girmez yapmalısınız. Devlet tarafından öğrencilere,

işlemlere başlayabilirsiniz. Yeni

eğitim hayatları boyunca çalışma imkanı tanınmış du-

dönem için şubat sonu-mart ayı

rumda. Bu da hiç değilse Viyana’daki her sokağa en az

civarında başvurunuzu tamam-

bir kere uğramanız için yeterli. Hayır, sokaklar için giriş

lanız tavsiye edilir.

ücreti yok! Ancak sokakların her birinde farklı lezzetler, yeni içecekler ve hikayeler var (herkese yetecek kadar

Avusturya’da Yüksek Lisans

şnitzel mevcuttur!).

Programları Avusturya için SağlaAvusturya

üniver-

manız Gereken Şartlar

sitelerinde

yüksek

Üniversite diploması veya

lisans yapmak için

mezuniyet belgesi

ALES sınavına gir-

ALES sonuç belgesi

meli ve taban puanı

Yüksek lisans öğrencisi

geçmelisiniz. Daha

iseniz öğrenci belgesi ve

sonra

transkript.

tamamlamış

olduğunuz

lisans

Ne Zaman?

programına

para-

Avusturya için başvuru,

lel bir fakülte ve bölümde yüksek lisans

Viyana Ünivesitesi

kabul ve vize işlemleri sizi

biraz terletebilir, belki Vi-

eğitimi için Avusturya üniversi-

yana’daki o leziz içecek bu yüzden daha tatlı, kim bilir?

telerine başvurabilirsiniz. ALES

Her neyse, Avusturya için 6-8 aylık bir başvuru süreci

sınav sonucunuz 1 yıl süreyle

öngörülüyor. Hedeflediğiniz üniversite ile bu süreci göz

geçerlidir ve üniversite kabul

önüne alarak iletişime geçmelisiniz.

işlemlerinizin

sonuna

kadar

ALES derecenizin geçerli kalması gerekmektedir. Bu nedenle Avusturya üniversitelerine kabul başvurunuzu ALES sınavına gi-

31

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Macaristan’da yüksek lisans başvurusu yapmak için lisans mezunu olmanız yeterlidir. Ayrıca ALES sınavına girmeniz gerekmiyor. Üniversite çıkış belgeniz ve lisans not dökümünüz ön kayıt için yeterli olmaktadır. İngilizce seviyeniz yeterli değilse önce şartlı kabul alınarak İngilizce eğitimine başlamanız sağlanır. Bu konuda en temel iki şarttan bir tanesi lisans diplomasına sahip olmak diğer ise yüksek lisans yapacağınız alanla ilgili üniversitede dersler almış olmanızdır. Macaristan için Sağlamanız Gereken Şartlar İngilizce yeterlilik sınav sonucunuz Lisans mezuniyet belgeniz Ne Zaman? Macaristan’da yüksek lisans yapmak istiyorsanız, ülkemizdeki sınavları güncel olarak takip etmeli ve elde ettiğiniz belgelerin geçerlilik süresini bir kenara not etmelisiniz. Geriye istediğiniz okul ile iletişime geçip, önemli tarihleri öğrenmek kalıyor. Polonya’da Yüksek Lisans Programları Polonya’da yüksek lisans başvurusu yapmak için lisans mezunu olmanız yeterlidir. Ayrıca ALES sınavına girmeniz gerekmiyor. Üniversite çıkış belgeniz ve lisans not dökümünüz İTÜ Daralan Dergisi | 2015 32

ön kayıt için yeterli olmaktadır. İngilizce seviyeniz yeterli değilse önce şartlı kabul alınarak İngilizce eğitimine başlamanız sağlanır. Polonya’da yüksek lisans yıllık 30004000 Euro arasında değişen bir maliyete sahip. Konaklama ücretlerinin Türkiye ile aynı seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Ancak diğer temel ihtiyaçlar ve damarlarınızda olduğunu umduğumuz maceracı kanı gereği yapacağınız harcamaların ülkemize oranla daha ekonomik olacağını söyleyebiliriz. Polonya’nın son yıllardaki en büyük başarısı Robert Lewandowski gibi görünüyor olsa da buna kanmayın. Polonya’da tamamladığınız yüksek lisans eğitimi sonrasında birçok dev şirketin ilgi alanında olacaksınız.

Warsaw Üniversitesi

Macaristan’da Yüksek Lisans Programları


Polonya için Sağlamanız Gereken Şartlar İngilizce yeterlilik sınav sonucunuz Lisans mezuniyet belgeniz

Türkiye’de Yüksek Lisans Programları Türkiye’de yüksek lisans yapabilmek için öncelikle üniversite mezunu olmak gerekmektedir. Mezun olduktan sonra, ister mezun olmadan önce ister sonra alacağınız ALES ve YDS sınavlarının sonuçlarına göre tercih yapmalısınız. Türkiye’deki yüksek lisans programları tezli ve tezsiz olmak üzere ikiye ayrılır. Tezsiz programlarda ALES’e ve YDS’ye genellikle gerek duyulmaz. ALES ve YDS sınavları yılsa iki kere güz ve bahar döneminde yapılır. Aynı anda istediğiniz üniversitelerde istediğiniz yüksek lisans programlarına başvurabilirsiniz. Üniversitelerin başvuru tarihleri ve koşulları her üniversiteye göre değişiklik göstermektedir. Tarihleri ve koşulları ilgili üniversitelerin bölüm başkanlıkları ya da öğrenci işleri sayfalarından öğrenebilirsiniz. Genel olarak yüksek lisansa başvurulurken gerekenler: -Güncel transkriptiniz ve mezuniyet belgeniz -ALES ve YDS sınav sonucu belgeleriniz -Referans mektuplarınız ve niyet mektubunuz -Nüfus cüzdanı fotokopisi, askerlik durum belgesi ve özgeçmiş

Ne Zaman? Polonya için Haziran-Temmuz civarlarında başvuru yapmanız gerek. Kabul ve vize işlemleri için en idealinin bu aylar olduğunu söyleyebiliriz. Süreç, üniversitelere göre farklılık göstermekte, bunu da göz önünde bulundurarak hedeflediğiniz okulla iletişim içinde olmayı ihmal etmemelisiniz.

Ne Zaman? Başvurular güz ve bahar olmak üzere iki dönemde yapılmaktadır. Başvuru tarihleri ve mülakatlar üniversitelere ve bölümlere göre farklılık gösterebilir bu yüzden iyi takip edilmelidir.

33

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Yüksek lisans eğitimi için İngiltere’nin dünya çapında çok tercih ediliyor olmasının temel nedenlerinden biri eğitim süresinin 1 yıl olmasıdır. İngiltere’de Yüksek Lisans Eğitimi Yüksek lisans eğitimi için İngiltere’nin dünya çapında çok tercih ediliyor olmasının temel nedenlerinden biri eğitim süresinin 1 yıl olmasıdır. Özellikle ABD, Kanada yada diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında bu özelliği İngiltere’yi hem süre hem de maliyet olarak cazip ve avantajlı kılmaktadır. Akademik Başarı: İngiltere’de her diploma ortalamasını kabul edecek bir üniversite bulunmaktadır. Önemli olan başvurunuzun doğru okullara yapılmasıdır. İngilizce yeterlilik: İngiltere’de herhangi bir yüksek lisans programına katılmak İTÜ Daralan Dergisi | 2015

için İngilizcenizin proficiency ya da advanced seviyesinde olması gerekmektedir IELTS sınavından ortalama 6.5 alan öğrenciler İngiltere’de Yüksek lisans yapabilir. İngilizceniz yeterli değilse üzülmeyin. Pre-master programları sizi İngilterede yüksek lisans eğitimine hazırlıyor. İngiltere’de yüksek lisans programlarına direk olarak başlayabilmeniz için not ortalamanızın yanı sıra İngilizce seviyeniz de önemlidir. Bu durumda olan öğrenciler de düşünülmüş ve yeterliliklerini sağlayabilecekleri Pre-Master ve Pre-MBA programları İngiltere’de alacağınız eğitim seçenekleri içerisinde yer almaktadır. Bu sayede yüksek lisans eğitiminize başlayabilmeniz için gerekli yeterliliğe sahip olabileceksiniz. 34


Avustralya’da Master Programları Avustralya’nın master yapmak ve hatta yaşamak için ne kadar cazip bir ülke olduğundan bahsetmeden önce, 2014 itibari ile ülkede bulunan yabancı öğrenci sayısının 200.000’in üzerinde olduğunu not düşelim şuraya, bir bildikleri vardır herhalde! Avustralya’da devletin, eğitim kurumları üzerinde sürekli ve sıkı bir denetimi var. Eğitim kalitesini yukarı çekmek devletin temel gayelerinden biri konumunda. Bu bağlamda Avustralya’dan edineceğiniz master diplomanızın sizi

bir adım ileriye götüreceğini söyleyebiliriz. Seçeceğiniz bölüme ve maddi olanaklarınıza göre Avustralya’da master eğitimi 1, 1.5 ve 2 yıl olarak değişiyor. Avustralya’nın, İngiltere ve ABD’ye göre daha ekonomik bir ülke olduğunu da eklemek gerek. (Kangurulardan gelecek sayımızda ayrıca bahsedeceğiz.) Avustralya’da Master Yapmak için Sağlamanız Gereken Şartlar Not ortalamanızın en az 2.20 seviyesinde olması TOEFL, IELTS gibi sınavlarla İngilizce yeterliliğini sağlamanız Referans mektupları Ne Zaman? Avustralya için master programı başvuruları geniş bir periyot içerisinde değişkenlik göstermekte. Buna göre, zaman zaman başvuracağınız program için 10 ay öncesinden harekete geçmeniz gerekebilir. Kesin bilgi için hedeflediğiniz üniversiteyi kesinleştirmeli ve üniversite ile iletişime geçmelisiniz. 35

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Amerika’da Yüksek Lisans Programları Amerika’da yüksek lisans yapmanın temel şartı üniversite mezunu olmaktır. Akademik ortalamanız 2.20 ve üzerinde ise, İngilizce eğitiminiz yeterli seviyede ise, Amerika’da size uygun bir üniversite bulunabilir. Fakat iyi üniversiteler çoğunlukla en az 3.00 ortalama şartı koymaktadır. Çeşitli üniversitelerin çeşitli bölümleri GRE, GMAT gibi yüksek lisans sınavları isteyebilirler. İstediğiniz üniversitenin ve bölümün şartlarını çok iyi okumanız gerekir. ABD’de yüksek lisans ücretleri eğitim kurumlarının özel ya da devlet üniversitesi olmasına göre farklılık göstermektedir. Eğitim ücretleri 8000$-40000$ arası değişmektedir. Yıllık konaklama ve sosyal giderler de 8000$-20000$ arasında değişiklik göstermektedir. Amerika’da yüksek lisans başvurularında üniversitelerin kendi belirledikleri kabul kriterleri geçerlidir. Her üniversitenin yıllara ya da dönemlere göre değişebilen bir seçicilik kriteri (selectivity criteria) vardır. Kabul edilmek için kendi yeterliliklerinizi bilmeli, öz değerlendirmenizi gerçekçi yapmalı, yeterliliklerinizin uygun olaca-

ğı üniversitelere başvuru yapmalısınız. Ayrıca her üniversitenin başvuru ücretleri farklılık göstermektedir. Fakat genellikle 50$-100$ arasındadır. Seçicilik kriterleri genellikle şu temel başlıklara göre belirlenir. Mezuniyet ya da mezun olmadıysanız mevcut not ortalamanız. Aldığınız dersler ve geçiş notlarınız Ülkeniz ve mezun olduğunuz üniversite Bilgi ve yetenek testlerinin sonuçları Dil seviyeniz Maddi yeterlilikleriniz Referanslarınız(genellikle 3 referans mektubu) ve niyet mektubunuz Başvuru yaptığınız tarihteki kontenjan durumu Ne Zaman? Yüksek lisans programlarına başvurabilmek için her üniversitenin başvuru tarihine ayrıca bakmanız gerekir çünkü hepsi farklılık gösterebilir. Örneğin 2015 Eylül’de yüksek lisansa başlamak için 2014 Aralık’ta başvurmanız gerekebilir. Genellikle

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

36


önünüzdeki güz dönemi başlamak için bir önceki Aralık-Ocak-Şubat tarihleri civarında başvurular alınmaktadır. Bu da mezun olmadan önce son sınıfta başvurunuzu yapmanız gerektiğini göstermektedir.

Kanada’da Yüksek Lisans Programları Kanada dendiğinde aklınıza ilk olarak geyikler geliyorsa yalnız değilsiniz. Şimdi gelin birkaç vaat ile bütün bunları değiştirelim. Kanada’da 1 veya 2 yıllık yüksek lisans programları yüksek refah ve eğitim kalitesi ile birlikte sunuluyor. Ana dili, İngiltere ve ABD gibi İngilizce olan Kanada, ekonomik anlamda diğerlerinin bir adım önünde. Kanada’da yiyeceğiniz lezzetli akşam yemekleri muadillerinden daha hesaplı. Öğrencilik süreciniz boyunca haftada 20 saat çalışma izniniz var, hem okuyup hem çalışmak da, en azından bu mesafeden, oldukça mümkün görünüyor.

Kanada’da aldığınız eğitim sonrası Toronto, Montreal, Vancouver gibi büyük şehirlerde 1 yıl, diğer şehirlerde ise 2 yıl çalışma iznine sahip olacaksınız

Kanada için Sağlamanız Gereken Şartlar En az 2.50 seviyesinde not ortalaması TOEFL, IELTS, GMAT veya GRE sınavlarından en az birinden başarılı olmak Referans mektupları Ne Zaman? Kanada’da eğitim periyodu, ülkemizdekine benzer şekilde Eylül-Mayıs ayları arasında yapılmaktadır. Başvurular çoğunlukla Ocak-Nisan ayları arasında alınmakta olup, bu periyot söz konusu olacak üniversitelere göre değişkenlik gösterebilmektedir.

37

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


“...Bu disiplin ile birlikte bugün dünya standartları üzerinde kabul edilen, birçok Avrupa ve Amerika ülkesinden daha iyi bir eğitim sistemine sahipler.”

Rusya’da Yüksek Lisans Programları Rusya, sınırları kadar imkânları da geniş olan ülke! Birçoğumuzun rüyasına girmiştir, Dostoyevski de orada Kalaşnikof da; illa birine ilgisi vardır insanın. Doksanlı yıllardan itibaren dünyaya açılan Rusya, üniversitelerinin de tanınması ve akreditasyonu ile birlikte eğitim, bilim ve teknoloji konusunda sözü geçen ülkelerden biri haline geldi. Rusların disiplini hakkında bir şeyler duymuşsunuzdur mutlaka. Bu disiplin ile birlikte bugün dünya standartları üzerinde kabul edilen, birçok Avrupa ve Amerika ülkesinden daha iyi bir eğitim sistemine sahipler. Öğrenci başına düşen profesör oranın da Türkiye’de dahil olmak üzere önemli ülkeleri geride bırakıp başı çekiyorlar. Rusya yüksek lisans programlarına başvuru için: Transkript Diploma CV

100 $ Başvuru Ücreti (Kayıt ücretinden düşülmektedir.) Kimler başvuru yapabilir? Yukarıdaki şartları sağlayan herkes Rusya’da yüksek lisans için başvuru yapabilir. Ne zaman? Başvurular için son tarih 1 Ağustos olarak genellenebilir. Ders başlangıcı ise Eylül ayının hemen başıdır. •••

Moskow University

Hazırlayanlar: M. Aras Karabıyıkoğlu Aral Onur Merve Demircan İTÜ Daralan Dergisi | 2015

38


39

Ä°TĂœ Daralan Dergisi | 2015


İsviçre deyince aklımıza gelenleri şöyle baştan

dilimiz de İtalyanca. İsviçreli edasıyla söylemek

bir sıralayalım; öncelikle bankalar ve çikolata,

gerekirse, İtalya sınırına yakın bir yerlerde

evet bildiniz. Bununla birlikte belki saat, Alpler,

konuşuluyor işte o da. Bir de dördüncü dil var

Heidi, Avrupa'nın merkezinde olup da savaş-

ki, adını sanırım dört kez öğrenip unuttum. Do-

mamış olması... Bir de kolay kolay aklınıza

layısıyla adını buraya yazıp daha da gereksiz

gelmeyenler var. İsviçre bir konfederasyon, “o

bilgilerle başınızı şişirmek istemiyorum. Peki,

ne ki” demeyin ben de hala öğreniyorum. Lakin

Ege bunları bize neden anlattı? Hani şu küçük

şu kadarını söyleyeyim, federasyon ötesi, ba-

bölgecikler vardı ya, onlara kanton diyoruz. Ben

ğımsız takılan bölgecikler bütünü İsviçre. Öyle

de Lozan'ı kapsayan, dili Fransızca olan Vaud

de olmak zorunda bir yerde. Ülkede dört farklı

kantonunda (“Vod” diye okunur.) yaşıyorum.

dil konuşuluyor, e her dil de kendi kültürünü

Doğal olarak da İsviçre'nin Fransızca konu-

getiriyor. Tabi dört dedim de, gelirseniz görürsü-

şulan kantonlarındaki kültürden bahsediyor

nüz ki özünde iki buçuk dil var ve Almancanın

olacağım size. Nitekim geri kalanı konusundaki

baskınlığı tüm ülkede hissediliyor. Ana dilleri ol-

bilgim en iyimser yaklaşımla bile turistlikten öte-

mayanlar bile Almancayı akıcı konuşur Fransız-

ye geçemez, ama derseniz ki “Zaten hepi topu

ca konuşanlar dillerini ezdirmez tabi bildiğiniz

Marmara Bölgesi kadar ülke, nüfusu o kadar

gibi, ikinci dil elbette Fransızca ayrıca Almanca

bile yok. Sen bize neyin hesabını yapıyorsun?”,

konuşan İsviçrelilerin çoğunluğunun da öğren-

o zaman bu dediklerimi tüm ülkeye de genelle-

diği ilk yabancı dil de Fransızca. İki-buçuğunu

yebilirsiniz.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

40


Lozan İsviçre'nin bir kantonunda

41

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


İsviçre'de yaşamanın en “cool” taraflarından biri

Ulaşım

İsviçre bankasında hesap açacak olmanız olsa

İsviçre'ye ilk geldiğimde beni en şaşırtan şey

gerek. Eğer benim gibi hayalperestseniz, banka-

metro olmuştu. Metronun kendisi değil elbet,

dan içeri her girdiğinizde kendinizi bir Hollywood

o bildiğimiz metro ama istasyona elimi kolumu

filminde hissedebilirsiniz. Nitekim binalar da

sallayarak girdim.Ben, “Ee bilet almıyo mu-

buna müsait. Madalyonun bir de öbür yüzü var

yuz? Metro ücretsizmiş demek ki, vay be, ne

tabi. Eğer bu denli iyimser yaklaşamazsanız kirli

güzel” diye masum masum sesli düşünürken,

işlere bulaşmışlık hissi de vermiyor değil bu du-

arkadaşım beni bilet alma otomatına götürdü.

rum. Ancak o çok sürmez, çünkü İsviçre o denli

Bileti aldık -sadece bana- ama ben hala şaş-

pahalı ve herkes o denli varlıklı ki bu durum mü-

kın. Şehir içi ulaşım için yıllık abonelik kartları

temadiyen enteresan olaylarla karşılaşmanıza

varmış meğer öyle bizdeki gibi her seferinde

sebep olacak ve size paraya para diyen biri ol-

kart okutmakmış, acaba kartta para var mı

duğunuzu sık sık hatırlatacak. Dünya'nın en pa-

diye düşünmekmiş gibi sıkıntılar yok. Hayatı

halı ilk 10 şehri arasında 2 şehri bulunan bir ül-

kolaylaştırmak yönetimin ilk amacı. Trafik de

keden başka bir şey beklenemezdi zaten. Hayır,

olmadığından otobüsler ve metrolar çoğunluk-

ben bunlardan baştan bahsediyorum ki, yazının

la çok dakikler. Dolayısıyla A noktasından B

devamını okurken insanların 3-5 frankın hesa-

noktasına giderken aktarmalı dahi olsa hata

bını yapmadığını göz önünde bulundurabilin.

payı koymak gerekmiyor. Bakıyorsun tele-

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

42


fondaki

uygulamaya,

içirdi. “Çok faydalı, içmek lazım” diyerek değil,

sana neye bineceğini,

baya sevdiğimden içiyorum sütü. Ziyarete gelen

saatlerini tek tek veri-

arkadaşlara da mutlaka tattırıyorum. Hani tam

yor. Sabah 9'da top-

“bu sütse, bizimki ne?” dedirtecek cinsten.

lantın mı var? Gayet şekilde

“Farklı ne var onu anlat” diyenler için gelsin:

8.57'de orada olacak

Fondue, ya da bizim bildiğimiz haliyle fondü var

şekilde çıkabilirsin. Bu

efendim. Yok, ama aklınıza hemen çikolataya

hesaba

kaygısız

bir

şehirlerarası

meyve banıp yenilen fondü gelmesin İsviçre'den

trenler de dahil. Ha-

bahsediyoruz diye. Burada fondü denilince an-

yal edin, “kaçta çıkıp

laşılan daha farklı bir fondü. Peyniri eritip ekmek

hangi yoldan gidece-

veya patates banarak yiyorsunuz. Evet, belki

ğim” diye düşünmek

evde hepimiz peynir deneyleri yaptık zamanın-

yok. Söylüyorsun mi-

da ama önünde koca bir kap erimiş ve hatta

sal “Evimin önündeki

fokurdayan İsviçre peyniri konması başka bir

duraktan, Ankara'daki

his arkadaşlar, gelip de denememek ayıp olur.

teyzemin evinin önün-

Genel yemek alışkanlıkları ise tipik Orta Avrupa

deki durağa gitmek is-

mutfağı imiş, ben diyenlerin yalancısıyım. Bana

tiyorum, akşam 9'dan

sorarsanız, et, makarna ve kış sebzeleri ağırlıklı

önce

olayım”

olarak tanımlayabilirim. Üniversitelerin içerisin-

diye, biri sana hesap

de kantin işlevinin yanı sıra, öğle saatlerinde sı-

edip

cevabı

cak yemek de sunan çeşitli kafeteryalar mevcut.

dakikası dakikasına. Kimseyi bilemem ama ben

Eğer tercih ederseniz kendi pişirdiğiniz yemeği

pek memnunum bu uygulamadan.

getirip okulun çeşitli yerlerinde bulunan mikro-

orada veriyor

dalgaların birinde ısıtabilirsiniz de.

Yemek Çikolatalar güzel ve çeşit çeşit. Fakat doğruya doğru, buradaki çikolataların çoğunu arasanız İstanbul'da da bulursunuz. İstanbul'a son gelişimde tesadüfen denk geldim İsviçre'nin en çok satılan çikolatalarını satan bir markete. İlk aklıma gelen de “ee onlar burda varsa, ben ordan gelirken ne getireyim?” oldu. Evet, varlar İstanbul'da da var, var olmasına; ama arayıp bulmak lazım. Nasıl bizim her markette çikolata satılıyorsa, burada da öyle, tek farkla; buradaki -hemen hemen- tüm çikolatalar İsviçre çikolatası. Ama naçizane fikrim olayın çikolatada olmadığı yönünde. Bu İsviçre'nin -Alplerinden midir Heidi'sinden midir bilinmez- sütleri çok güzel. İlkokuldan bu yana süt içmemiş bana, severek süt

43

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Eğitim Dönem başında kendimi şöyle tanımlamıştım, aynen aktarıyorum: “Gelişmekte olan ülkenin dünya çapında tanınırlık kazanmış üniversitesinden, gelişimiş ülkenin dünya çapında kendini kanıtlamış üniversitesine gelen masum köylü”. Sizi kendi bölümüme özgü detaylarla boğmak istemem. Ancak, şunu söylemeliyim ki, bildiğiniz gibi değil. Bambaşka bir eğitim anlayışı mevcut burada. Ve öğrencilere saygı duyulduğunu da mütemadiyen hissettiriyorlar. İster istemez kendine verdiği değer artıyor insanın, ufkunuz genişliyor ve dünya küçülüyor. Alanınızın en tepesindeki insanları, onları bire-bir tanıyan insanlardan dinledikçe, o en büyük şirketlerde/şirketlerle çalışmış hocalardan ders alınca;; ulaşılmaz sandığınız mevkilere giden yolun nerelerden geçtiğini öğreniyorsunuz. Ve işte o yolu öğrendiğinizde, ulaşılmaz olmaktan çıkıyor oralar. En tepedeki insanlara hayranlıkla değil, saygıyla bakmaya başlıyorsunuz.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

44


verilmiyor. Sonuç olarak eğlenirken dinlenmeyi öğrenmek gerekiyor ama alışık değilseniz bile, alışması çok sürmüyor. Çok da yabancı olmadığımız bir eğlence hayatıyla karşı karşıyayız. Her ne kadar İsviçre şehirleri çok küçük kalsalar da, insanların katılımlarının daha yüksek olmasından kaynaklanan güzel bir aktivite yelpazesi bulabilirsiniz. Haftasonu bir gün kalkıp çevredeki tarihi yapılardan birini, mesela bir şatoyu veya Orta Çağ’dan kalma bir köyü görmeye gidebilirsiniz. Hatta bu noktada İsviçre’nin Avrupa’nın merkezinde olduğunu hatırlatmakta yarar var. Dilediğiniz zaman alın biletinizi ve gezin. İşte bu kadar kolay. Kışınsa en popüler aktivite Alpler’e kayağa gitmek. Eğer 5-6 kez kayağa gitmediyseniz, İsviçre standartlarının altında kalmışsınız demektir. • • •

Egeyar Özlen Bağcıoğlu

Günlük Hayat İnsanlar genel olarak sıcak kanlı ve hoşsohbetler. Hiçbir ırkçılıkla da karşılaşmadım ve duymadım. Ancak Türkiye’deki gibi samimiyet kurmak kolay olmuyor. Arkadaşlıklar daha fazla emek istiyor. Gördüğüm kadarıyla bizdeki gibi bir café kültürü de olmadığı için ilk geldiğinizde biraz eliniz

ayağınıza

dolaşsa

da, zamanla öğreniyor ve alışıyorsunuz. Günlük hayatın epey hızlı olduğunu

söyleyebilirim.

İnsanlar genel olarak alışmışlar Çok

yoğun

tempoya.

çalışmak

gerekiyor

ama eğlenceden de ödün

45

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


to mor row la nd

Ä°TĂœ Daralan Dergisi | 2015

46


ayında gerçekleşecek festival için en zevkli olan süreç, gaza gelme süreci başlar. Kamp eşyaları, çılgın renkli gözlükler, şortlar, kızlar, Belçika’da içilecek bira markaları araştırıldıktan sonra bir anda, kendinizi arkadaşlarınızla uçakta bulursunuz.

T

omorrowland… YouTube video’larından, trailer’lardan, soundtrack’lerden, bir türlü alınamayan biletlerden; illa ki bir yerden duymuş olacağınız, gidenlerin anlata anlata bitiremediği elektronik müzik festivali. Tomorrowland, kısaca TML, Belçika’nın Boom kasabasında her sene temmuz ayının son günlerinde düzenleniyor. 3 gün süren festival, dünyanın farklı ülkelerinden 180.000’e yakın sayıda genci bir araya getirir ve biletleri yoğun ilgiden, maalesef, dakikalar içinde tükenir. Tomorrowland’e gitme şansı yakalayanlardan biri olarak, size biraz bu maceradan bahsedeceğim.

Belçika’ya gelip biraz Brüksel havası aldıktan sonra kamp çantaları ile birlikte o meşhur trene binilir.

Bir tren düşünün ki; bütün yolcuları genç, hepsi heyecanlı ve tabii ki TML’ye gidiyor!

TML biletleri büyük bir geri sayım sonucu mart ayında satışa çıkar. Bir sürü bilgisayar açılır, yüz binlerce kişi internet üzerinden sıraya girer ve eğer bilet alma sayfasını görebilecek kadar şanslıysanız -bilin ki yüz binlerce kişi gözleri yaşlı sizin yerinizde olmak için can atmakta- bilet alınır! Bilet alım ve kamp alanı (Dreamville, kesinlikle tavsiye ederim yaşanması gereken bir deneyim) işlemleri halledildikten sonra temmuz

İşte burada festival moduna inanılmaz bir şekilde giriyorsunuz. Kamp yerleşimlerini halletikten sonra gelelim festival alanına; Disneyland tarzı, kocaman, renkli çadırların, 20-30 tane sahnenin bulunduğu bir ucundan diğerine yürümenin

47

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


imkansız olduğu, içinden nehir geçen devasa bir yer. Hava, gündüz 35, akşam ise 5 dereceyi bulur, öyle de garip bir havası vardır.

F

derim. Sabah akşam partilemek, saçma sapan dans etmek için süper bir fırsat. Tadını çıkarın kesinlikle çok eğleneceksiniz.

estivale girdikten sonra elinize haritayı alın, bir bakın. Programınızı önceden yapmanızı, yemek aralarını ayarlamanızı tavsiye ederim çünkü festival temposunun içinde kaybolmak bir anda yorgun ve bacakları tutmaz duruma düşmek çok kolaydır. Bir köşede bayılıp kalırsınız. İçeride para geçmiyor, ATM tarzı bir cihazdan fiş alıyorsunuz ve yeme içme işleri öyle hallediliyor.

B

iraz da 3 gün süren bu festivalin gün içi aktivitelerinden bahsedeyim. Her şeyden önce; çok gaza gelip, kahramanca tavırlarla o sahneden bu sahneye koşan acemi festival genci, hele bir de kendini

Gelelim müziğe…

O sas bu a koşti fes

Bu kısım o kadar çeşitli ki dünyanın en iyi dj’lerini düşünün; Tiesto, David Guetta, Skrillex, Avicii… Kimi ararsan orada. Bu tarz büyük isimler daha çok ana sahnede performans sergiliyorlar. Bunların dışında daha farklı tarza yönelen; trance, dubstep, electro, techno, house, deep tarzlarının da en iyilerini kapsayan sınırsız sayıda sahne var. Popüler kültürde kaybolup ana sahneden dışarı çıkmayan tiplerden olmayın, farklı tatlar deneyin

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

48


alkolle fişeklerse günün sonunu getiremez. İşin püf noktası program yapmak ve özellikle yemek zamanını araya bir yere sıkıştırmaktadır. Bunlar gibi küçük detaylar önceden halledildikten sonra sabah 10-11 gibi, uzun bir güvenlik kontrolü sırasından geçilir ve festival alanına girilir. Kapıdan biraz ilerledikten sonra uçsuz bucaksız bir ovaya benzeyen ana sahne hemen göze çarpar. Sabah saatlerinde o kadar yoğun olmasa da ön sıralarda aralıksız, çılgınlar gibi kopan gençler hiç eksik olmaz.

n e d e ye n h a hne i sa acem ! an l genci iva

49

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Ben de oralara kadar gitmişken en ön sıralara girip o havayı en azından bir kere yaşamadan olmaz diyenlerdendim. Girdim, gördüm ve şunu söyleyebilirim ki; en ön sıralar dünyanın en sıkışık, en terli, en havasız ama en çılgın partileyen yerleri. Bu seviyede sanatçılardan birinin kafanıza zıplaması, başınızdan aşağı şampanya boşaltması gibi şeyler son derece olağan. Gündüz kendinizi kaybetmeyin ve enerjinizi saklayın çünkü gecenin zirve yaptığı zamanlarda gerçekleşen havayi fişek gösterileri ve lazerli, ışıklı koreografilerini kaçırmak istemezsiniz. Bütün festivali ana sahnede geçirmeyin ama kesin yaşanılması gereken deneyimler arasında.

A

lternatif sahneler de bir o kadar eğlenceli ve farklı kitleleri barındırıyor. Herkesin sevdiği elektronik müzik türüne göre irili ufaklı onlarca sahne olduğunu düşünün; göl üzerinde bir adada da sahne var, bir tünelin içinde de, kurulmuş devasa çadırlarda da... Takip ettiğiniz dj nerede çıkıyorsa bu sahneler harita üzerinde saatleriyle ve yerleriyle belli. Tek sıkıntı şu ki, her sahnenin en iyi dj’lerinin çıktığı saatler birbiriyle çakışıyor. Bu yüzden önceden karar verip, kimi dinlemek istiyorsanız yer kapmanız en doğru hareket olacaktır. Tomorrowland’i en güzel festivallerden biri yapan özelliği ziyaretçi profilidir. İTÜ Daralan Dergisi | 2015

18-30 yaşları arasında, üstsüz, sandaletli, suratlarını ülkelerinin bayrağının renginde boyamış, atletli, renkli gözlükler takan insanlar her tarafta dans ediyor. Bütün kızlar güzel, bütün erkekler de yakışıklı. Katılımcıların çoğu ellerinde kendi ülkelerinin bayrağını taşıyor, en güzel aksesuarlardan biri de bu. Herkes cana yakın, arkadaş canlısı ve yardımsever. Kamp alanında mangalınızın maşası yoksa, yan çadırda kalan Avustralyalı ekipten çekinmeden isteyebilirsiniz. • • • 50


az en ken n re çke en esi ge deal g i d, m lan mlen an en am w ş i o orr eney larınd ah ak dans i m o d b İy m T an ere l orta lir. Sa sap ırsat. tleri k bir stiva labi çma bir f bile ok fe anı o k, sa per n ve kle ç e sü ol ru inli ilem in de bu ku , kes t r pa k iç gru ! ın e ş aşlay siniz m a t d k e b a e n ya nec ark rşu bir lama eğle u a K an kov

Efe

51

C

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


"

"

Barış Abi

7'den 77'ye

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

52


Dünyada hepimize yetecek kadar Barış Manço şarkısı var. Ya çocuğuz, ya sevgili, ya da aşık; ille bir parçasıyız Barış Abi’nin şarkılarının. Televizyon programlarını da izledik. Onu izlerken büyüdük, öğrendik, doğduk, öldük, öldürüldük ki bu; televizyonlarına gün aşırı son dakika haberi düşen ülkemiz için epey bir zaman ediyor. Barış Manço farklıydı; onu nasıl bu kadar çok sevdik? Sırf bizden biri diye mi? Halbuki, 70’li yıllarda yaptığı Anadolu turnelerinde, Türkçe şarkı söylüyor da “Afferin gavura, ne güzel Türkçe şarkı söylüyor.” diye bağırıyor birileri. 1967’de, Hollanda’da büyük bir araba kazası geçiriyor Manço. Çenesinden, kaşına kadar oluşan kesik, bıyığının altında yara izleri... Bu yüzden önce bıyıkları, sonra saçlarını iyice uzatıyor. Trafik kazası ile başlayan bu süreç, yeni bir görünüm ve yeni kıyafetler ile sonuçlanıyor. “O yıllarda uzun saç modaydı, onun da yardımı oldu. Sonra o modalıktan çıktı. Mevsimler geçti, ben kaldım,” diyor. Yoksa bu muydu sebep? Değil. Barış Manço’yu sevmek şarkılarını veya görünüşünü sevmek değil, bayramları çocuklar gibi sevmektir. Çoğunlukla İstanbul’un farklı semtlerinde, kısa bir süre için de

53

Ankara’da geçen çocukluk dönemi

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


sonrası Barış Manço ortaokulda yatılı olarak Galatasaray Lisesi’ne giriyor. Kendini normal bir çocuk olarak tanımlıyor ve “Biraz çizermişim ve müziğe de kabiliyetli olduğum yarım yamalak anlatılıyor.” Ortaokulda, son sınıfta, “Barış Manço ve Kafadarları” isimli müzik grubu kuruluyor. Yıl 1958, Elvis Presley, Paul Anka... Gündemde olan müzikler dolanıyor Manço’nun diline. 20 Eylül 1963’te yurtdışına gidiyor. Birçoğumuzun kafasında yüksek lisanslar, doktoralar dolaşıyor o yaşlarda, işte Barış Abi de biraz para biriktiriyor ve atıyor kendini öte yana! İlk olarak Paris’e gidiyor ancak Paris büyük bir şehir ve yabancı. “Ama Paris’te okuyamayacağımı bir ay sonra anladım. Paris çok büyük, ben çok ufaktım, yani orantı yoktu aramızda.” Galatasaray Lisesi’nde aldığı eğitim, Barış Manço’yu Fransızca ile hareket etmeye teşvik ediyor. O da, Liege’ye, Belçika’ya gidiyor. Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’ne giriyor. İlk sene mimarlık, ikinci yıl mimariden iç mimarlığa dönüş... 7 sene sonunda 1.lik derecesi ile mezun oluyor. “%93.8′le madalya aldım. Dolayısıyla çok iyi çiziyorum, çok sağlam bir desenim var.”

Türkçe bir kelimeyi anlayan herkes benim dinleyicimdir.

Barış Manço iç mimar olarak çalışmıyor, tahmin edeceğiniz gibi hikayenin ilerleyeceği taraf müzikten yana. Buralardan ayrıldıktan 1 sene sonra, 1964 yılı Eylül’ünde ilk Fransızca 45’lik plağını dolduruyor (Fransızca için ilk tabii, Manço’nun henüz lisedeyken doldurduğu ve çeşitli türküleri aranje ettiği 3 plağı daha var). Radyo programlarına katılıyor, Olympia’da

Barış Manço

konsere çıkıyor. Frank Pourcel’le birlikte şarkı söylüyor, Swingle Singers var bir tarafta. Ancak yeterince duyulmuyor bunlar Türkiye’de. Zaten müziğe olan ilgi de pek fazla değil buralarda. Barış Manço’nun bu plağı, yapımcı Engin Arman’a geliyor. Arman, Paris’ten gelen bu

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

54

plağı görünce O'nun Türk olacağını


düşünmeden, “Fransa’da müzik yapan genç şarkıcı Bari Manso” olarak sunuyor. Tabii Barış Manço’nun annesi duyunca anlamış, hemen atlamış taksiye gitmiş İstanbul radyosuna “Benim oğlumdan bahsediyorsunuz; adı Barış Manço’dur!” 60’lı yılların sonlarına doğru Kaygısızlar’ın bir parçası haline geliyor Barış Manço. Kaygısızlar ile yaz aylarında Türkiye’de konserler veriyorlar, kışın ise Paris’teler. İngilizce besteleri var, 2 de plak yapıyorlar beraber. Sonra ne oluyorsa oluyor, Kaygısızlar, yurtdışında yaşamaya alışamadıklarını söylüyorlar Manço’ya. (Kaygısızlar’dan 2 tanıdık isim de var. Mazhar Alanson ve Fuat Güner. O günlerde doğduğu ülkeyi özleyen bu 2 genç adamın yaşadıkları, belki bugün dilimize dolanmış olan MFÖ şarkılarında saklı biraz.) Daha sonra Kaygısızlar dağılıyor, Barış Manço – Ve grubu kuruluyor. Bir İngiliz, bir Amerika’lı, bir Tunus’lu, bir Belçika’lı ve Barış Manço! Farklı kültürlere ait bu müzisyenlerden çok şey öğrendiğini söylüyor Manço. “Bugün hiçbiri müzikle uğraşmıyor onların. Biri Hindistan’a gidip kaldı, sonra Amerika’da halıcı dükkânı açtı. Biri Londra’da, zaten çok soylu ve varlıklı bir ailenin oğluydu,

55

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


’ten s i r a n, P plağı a m r A bu n e l e nun ' g O e c görün olacağını Türk nmeden, ik düşü a’da müz ı s kıc “Fran genç şar arak yapan anso” ol M Bari sunuyor. İTÜ Daralan Dergisi | 2015

56


ense yapıyor. Belçikalı olan, arkeoloji profesörü oldu. Galiba bir tek o Tunuslu, İsveç’te ara sıra bazı programlarda davul çalıyormuş…” Moğollar, Avrupa’da kariyer yapmak istiyor. 1970’lerin başı henüz. Barış Manço ile birlikte çalışıyorlar, başarılı da oluyorlar. Sonra da biz kendimiz devam etmek istiyoruz deyip yolları ayırıyorlar. Barış Manço, Engin Yörükoğlu ve Celal Güven ile birlikte Kurtalan Ekspres’i kuruyor. Kalabalıklar; Fuat Güner geliyor yine, Özkan Uğur da katılıyor gruba. 9 kişilik bir ekip ve Barış Manço’nun askerliği ile bir süreliğine dursa da epey kuvvetli; uzun soluklu bir grup oluyor Kurtalan Ekspress. CBS ile birlikte “Nick the Chopper” plağı yapılıyor. İngilizce şarkıların yer aldığı plağı İngiltere’de dağıtmıyor şirket. İngiliz halkının müzik zevkine uymuyormuş falan filan... Benelux ülkelerinde yayınlanıyor plak derken, Fas’tan inanılmaz bir ilgi alaka gösteriliyor ve Fas’ta 12 hafta liste başı kalıyor Nick the Chopper. Gine’ye, Fildişi Sahilleri’ne yayılıyor bu ün, öte tarafta, Balkan ülkelerine, Romanya’ya, Yunanistan’a... Bu geniş yelpazeye Barış Manço’nun kendi sözleri de ayrıca işaret ediyor. “Türkçe bir kelimeyi anlayan herkes benim dinleyicimdir.” “Çocuklar, zannediyorum, beni daha çok Tarzan, Red Kit falan gibi bir resimli roman, bir masal kahramanı gibi görüyorlar.” diyor Barış Manço. Bana göre sürdürülmesi gereken bir durumdu bu. Barış Manço’nun sesini sadece bayramdan bayrama, şeker reklamlarında veya ölüm yıl dönümünde ana haber bültenlerinde duymak hiç kimseyi daha mutlu etmez. Çünkü oralarda bir yerde, kardeş olmak için, aşık olmak için, çocuk olmak için ve mutlu ve bir olmak için şarkılar yapan o adam var; Barış Manço! • • •

M.Aras Karabıyıkoğlu

57

Kaynak: Roll, sayı 28, Şubat 1999; Söyleşi: Gökhan Akçura

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


istanbul

… Anılardan akıp giden bu dalgayı bir sünger gibi emer kent, ve genişler. Oysa kent geçmişini dile vurmaz, çizik çentik, oyma ve kakmalarında zamanın izini taşıyan her parçasına, sokak köşelerine, pencere parmaklıklarına, merdiven tırabzanlarına, paratoner antenlerine, bayrak direklerine yazılı geçmişini bir elin çizgisi gibi barındırır içinde. Italo Calvino / Görünmez Kentler

Kesfedilmeyi beklerken...

İstanbul... Byzantium dendi, Yeni Roma

dendi, Constantinapole dendi. Dünyanın iki kıta üzerine kurulu tek kenti; İstanbul. Bu stratejik yarımada Boğaziçi ve Marmara Denizi arasında yer almaktadır ve binlerce yıl dünyanın en güçlü imparatorlukarına başkentlik yapmıştır. Mükemmel konumu, yüzyıllardır en güçlü kentlerden biri oluşuyla doğrudan ilgilidir. İstanbul bugün Türkiye’nin en kalabalık ve en metropolit şehri. Nereye baksak geçmiş ve güncel iç içe geçmiş durumda. Taksiler, bin beş yüz yıllık Ayasofya’nın yanından hızla geçerken sevgililer bin yıllık Roma surlarının etrafında yürüyüşler yapıyor bu sırada turistler dört yüz yıllık Sultanahmet Camii’ nde fotoğraf çekiyor... İstanbul’un herhangi bir yerinde yürürken, geçmişin üstünde yürürsünüz, herhangi bir yerde sokağın altını kazın, binlerce yıllık saklı bir tarihe ulaşırsınız. Çoğu tarihi kent iyice kazılmıştır, oysa İstanbul’da arkeologlar ancak yüzeyi biraz kazmışlardır. Her gün yürüdüğümüz veya öylesine geçip gittiğimiz yolların altında Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar’dan kalma büyük bir dünya var ve kent katmanına İTÜ Daralan Dergisi | 2015

her geçen gün bir yenisi eklenmeye devam ediyor.

Kent milattan önce yedinci yüzyılda Byzanti-

um adlı Antik Yunan balıkçı köyü olarak kuruldu ve sadece iki yüzyıl sonra devasa Roma İmparatorluğu’na katıldı. Milattan sonra 330 yılında ise İmparator Constantin başkentini doğuya taşıdığında Constantinapole adını aldı. 1000 yıldan uzun süre Bizans İmparatorluğu burada büyüdü. Constantinapole 1453’te Osmanlı tarafından fethedilince İstanbul oldu. Bundan da yaklaşık 500 yıl sonra modern Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Peşpeşe yirmi yedi yüzyıl boyunca Roma, Yunan ve Türk uygarlıkları saraylar, stadyumlar, hamamlar, yollar inşaa ettiler. Her birinin amacı bir öncekinden daha iyi olmaktı. Kent her harap olduğunda bir sonraki kuşak hızla geçmişin yıkıntıları üzerine inşaat yaptı ve kendi katmanını ekledi. O kadar ki; bazı yerlerde zeminden 12 metre kadar yükseldiler. Bir Osmanlı camii kayıp bir Roma sarayının üzerinde oturabilir veya bir halıcı dükkanının altı 1500 yıllık bir yeraltı sarnıcının girişi olabilir. İşte İstanbul bu özellikleriyle dünyadaki sayılı, belki de tek, üstünde canlı bir hayatın olduğu ama aynı zamanda da altında ciddi bir yeraltı yapılaşmasının olduğu bir şehirdir.

58


R

oma İmparatorluğu dünyanın her yerinde kurduğu şehirleri kaynaklarını korumak amaçlı çeşitli önlemler almış, mimari savunma sistemleri inşaa etmiştir. İstanbul’da da bu durum benzerdir. En önemli kaynakları olan suyu korumak için kilometrelerce öteye uzanan mühendislik harikası su kemerleri inşaa etmiş ve bunları şehrin içindeki sarnıçlara ileterek tüm şehrin su ihtiyacını karşılaması için tulumbalar koymuştur.

Valens (Bozdoğan) Kemeri Roma İmparatoru Valens tarafından 4. yüzyılın sonlarında tamamlandı. Farklı dönemlerde Osmanlı Sultanları tarafından restore ettirilen su kemeri, şehrin önemli tarihi eserlerinden birisidir.Orta Çağ’da, kentin su ihtiyacını karşılayan su kemerlerinin en önemlilerindendir.

D

ördüncü yüzyıldan itibaren kent merkezinin suyu yaklaşık 22 km öteden Belgrad ormanından yer çekimi yardımıyla geliyordu. Kemer, inşaatındaki dehadan kaynaklanan tam da gerekli eğimle engebeli arazi boyunca suyu taşıyıp güvenle kent surlarının içine getiriyordu. Sonra su beş adet açıkhava sarnıcına (Osmanlı zamanında çukurbostan olan bu sarnıçlardan günümüzde en bilineni Fatih’ teki Karagümrükspor Stadı’dır.) akıtılıyor ve burada temizlenmesi sağlanıyordu. Basıncı değişmediği halde mineral ve organik maddeler dibe çöküyordu. Sonra su, yeraltında bulunan ve caddelerin altını yılan gibi dolaşan tünellere geçiyordu. Son durağı binlerce yeraltı sarnıcından biri oluyordu ve burada su, Bizans sakinlerinden biri kulanana kadar bekiyordu

Su kemeri, suyunu Kâğıthane ile Marmara Denizi arasında kalan tepelerin yamaçlarından alan ve Trakya’nın tepelik bölgelerinden başkente kadar uzanarak şehrin su ihtiyacını karşılayan geniş su kemeri ve kanallar sisteminin - toplam uzunluğu 250 kilometreye kadar uzanan bu sistem antik dönemde yapılmış benzer sistemlerin en büyüğüdür.

Yerebatan Sarnıcı İstanbul’daki yüzlerce sarnıçtan sadece bir tanesidir. Sarnıç uzunluğu 140 m, genişliği 70 m dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan, dev bir yapıdır. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, her biri 28 sütun içeren 12 sıra meydana getirirler. Toplam 9,800 m2 alanı kaplayan bu sarnıç yaklaşık 100,000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.

59

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


S

arnıçlar Roma tarihinde önemli yer tutar. Şehrin suyunun saldırı altındayken aylarca karşılayabilirler. 1453‘te Osmanlılar kente girdiğinde kimse onlara şehir turu yaptırmadı. O nedenle, nerede ne var hiçbir fikirleri yoktu, bu yüzden yer altı sarnıçları uzun süre saklı kaldı. keşfedildikten sonra bile Osmanlılar, Bizanslılar kadar saldırıdan korkmadıkları için bu sarnıçlara bel bağlamadılar. Ayrıca Osmanlı kültüründe durgun su iyi değildir, bu yüzden sürekli akan çeşmeler inşaa etmişlerdir. Bu durum da sarnıçların sonu olmuş oldu. Ta ki 1544 yılında Fransız gezgin Pierre Jill kentlilerin evlerinin bodrumundan gelen sonsuz suyu ve balıkları merak edene kadar... Jill, bir akşam gittiği Osmanlı evinin bodrumunda balık tutarken Yerbatan Sarnıcı’nı bulmasıyla tanınır.

İstanbul’un altında kocaman bir dünya keşfedilmeyi bekliyor. Romalılar’ın İstanbul’da inşaa ettiği bir diğer büyük yapı Hipodrom’dur (şu anki Sultanahmet sütunlu meydanın 4,5 metre altı). Bu Hipodrom Şükrüsaraçoğlu Stadı’nun iki misli kadar bir alanı kapsamaktaydı ve Roma’daki Colleseum’dan çok daha büyüktü. Fakat 1204 yılında Dördüncü Haçlı Seferi kent surlarını aştı ve dünyanın en zengin Hristiyan kenti tanınmaz hale gelene kadar yıkıma uğradı. Haçlılar neredeyse her şeyi yakıp yıktılar, hipodrom da dahil. Osmanlılar kente geldiğinde hipodrom harabe haldeydi. Günümüzde hipodromun ayakta kalan tek yapısı meydanın sonunda ki parabolik yapısı Sfendon ve üzerinde maalesef Sultanahmet Teknik Lisesi var.

Sfendon ve Sultanahmet Teknik Lisesi

Hipodrom’un sütunlarından günümüze ulaşanlar örme sütun, yılanlı sütun ve Mısır obeliskidir.Bunun dışında bir çok heykel ve obelisk zamanında harap olmuştur.

Hipodrom Romalılar’ın İstanbul ’da inşaa ettiği en büyük yapılardan biriydi. Diğerleri Ayasofya ve Büyük Saray’dı. Günümüzde bunlardan sadece Ayasofya tüm görkemiyle yerinde duruyor. Büyük Saray’ın yerinde ise Sultanahmet Camii ve Topkapı Sarayı var.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

60


Günümüzde yaşadığımız şehri İstanbul olarak tanıyoruz. Fakat 1700 yıl önce burası Constantinapole yani Roma İmparatorluğu’nun yeni başkentiydi. İmparator Constantin, yeni başkentinde imparatorluğunun ihtişamını yansıtan devasa bir saray olması gerektiğine inanıyordu ve kendi sarayının inşaasına karar verdi. İstanbul’da bilinmeyen bir diğer yapı da, şu an sadece taban mozaikleri ve Daphne Sultanahmet’te bazı binaların altında odaları ortaya çıkan Bizans Büyük Sarayı’dır. Bugünkü Sultanhmet Camii’nden Ayasofya’ya kadar olan bölgeyi kapsayan, 80000 (yaklaşık 15 futbol sahası) metrekarelik bir alana kurulan Büyük Saray, Bizans imparatorluğu içinde sadece kraliyet ailesine hizmet eden ayrı bir şehir gibiydi. Saray yerleşkesi Marmara Denizi’nden başlayıp hipodroma kadar uzanıyordu. Halka kapalı olan bu bölge imparator ve yakınlarının kendi küçük kenti gibiyidi. Devlet binaları, kütüphaneler, kiliseler, hamamlar, çeşmeler ve bir sürü süs-

İtalyan tarihçi Onofrio Panvinio’nun 1600 yılında çizdiği bugünkü Sultanahmet Meydanı ve çevresini tasvir eden gravür.

lü bahçeler vardıBronz heykelleriyle süslü kapılar, mozaik kaplı kaldırım taşları burayı antik dünyanın harikaları arasına sokuyordu. Fakat 1204’te Dördüncü Haçlı Seferi oldu. Şehrin ve sarayın büyük bir kısmı yağmalandı, hipodrom yakıldı. Bu yüzden imaparator, önlem olarak daha içerde olan (bügünkü Ayvansaray) Blakhernai Saray Kompleksi’ne yerleşti. (Blakhernai Saray Kompleksi’nden ise günümüze kalan en önemli yapı Tekfur Sarayı’dır.) Osmanlılar şehre geldiğinde Büyük Saray’ın olduğu bölgeyi ihtiyaçlarına göre değiştirdiler. Kısa sürede sarayın duvarları Osmanlı evlerinin duvarları oldu ve saraydan kalan sütunlar, Osmanlı camiilerinin yapımında kullanıldı. 470 yıl boyunca Büyük Saray tamamiyle yeralatında kayboldu, ta ki 1912‘de bir yangın Sultanahmet Meydanı’nı yerle bir edip enkaz kaldırma çalışmaları başlayana kadar. Yangın, 4. yüzyılda inşa edilen sarayın avlusunun bulunmasına yol açmıştı. Saray kalıntıları yer altından çıkmıştıı ve daha sonra Marmaray kazıları sırasında çıkan mozaikler de bu durumu destekledi.

61

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


İstanbul’un tarihine ışık tutan bir diğer keşif, şans eseri Marmaray kazıları sırasında Yenikapı’da çıkan antik bir batıkla keşfedilen Theodosius Limanı. Bu liman Bizans İmparatorluğu zamanında şehrin en önemli ticari limanlarından biriydi; fakat yine 1204 yılında yapılan Dördüncü Haçlı Seferi sırasında bu liman da yok edildi.

K

im bilebilirdi metro kazılarında çıkan batığın belki de tarihin en erken gemi yapım tekniğiyle günümüz teknikleri arasında karşılaştırma şansını verebileceğini veya şu an denizden metrelerce içeri de olan bir bölgenin 1200 senesinde çok kullanılan bir liman olduğunu.İşte yaşadığımız şehir bunun gibi milyonlarca gizemle dolu.

Marmaray kazıları sırasında çıkan mozaikleri Büyük Saray Mozaikleri Müzesi’nde bulabilirsiniz.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

62


Roma İmparatorluğu’nun kazandığı zaferlerinin anısına yaptırdığı büyük görkemli eserlerden biri de bugün Beyazıt’taki Yeniçeriler Caddesi’nde bulunuyor. Bu eser, yine metro kazılarında çıkan II. Beyazıt Hamamı’nın karşısında bulunan Bizans Zafer Takı’dır. Roma’daki gibi tasarlanmış olup daha büyük olduğu eski çizimlerden anlaşılmaktadır. Birçok eserin Dördüncü Haçlı Seferi’nde yıkıldığı gibi bu eserde Osmanlılar şehre geldiğinde sadece birkaç sütından ibaretti. II. Beyazıt Hamamı yapılırken kabartmalı taşlarından bazıları temelde kullanılmıştır ki bugün hala görülür.

Roma’daki zafer takı

2 7 yüzyıl, üç imparatorluk ve bir tarihi

yarımada. En küçük delikten bile İstanbul’un yeraltının keşfedilmemiş katlarından birine giriş açabilirsiniz. Bu; mimarlar, mühendisler ve arkeologlar tarafından aralıksız bir tahmin yürütme yarışı ve bu kentte bu yarışın sonu yok. Bugün, yitip giden bu imparatorlukların eserlerini korumak için ne yapıyoruz? Metro güzergahını genişletmek için ortaya çıkan veya binaların temelleri kazılırken ortaya çıkan binlerce yıllık eserler bizim için bu kadar önemsiz mi? Birçok Avrupa şehrini gezerken mimarisine ve gelişmişliğine özeniriz; çünkü birçok kültürü, geçmişle geleceği bir arada yaşatırlar. İstanbul birçok insan için kaos ama bizim yaşadığımız şehir ve çok önemli bir geçmişe sahip. Şehirler yaşattıkları kültürler koruyarak gelişir ve onları koruduğu düzeyde kimlik kazanır. 2000 yıl sonra, bu kentte yaşayacak olan insanlar, metrosunu genişletirken ya da bir otel inşaatı için temel kazarken ayaklarının birkaç santimetre altında 21. Yüzyılı bulacaklar. Peki bizler ne bırakacağız da ne bulacaklar?

İstanbul’daki zafer takının illüstrasyonu

••• İllüstrasyonları için; http://www.byzantium1200.com/index. html adresinden alınmıştır. Neslihan GülferBelce/belce@itu.edu.tr

Zafer Takı’nın bazı taşları II. Beyazıt Hamamı’nda ve çeşitli camiilerin yapımında kullanıldı.

63

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


msn Sınıftaki herkesin MSN adresini alıp, liste yapan kız hala orada mı?

Mağara duvarlarındaki resimler, taşların üzerine sert cisimler ile kazınan işaretlerin upuzun bir yolcuğu var. Onlar, içimizden geçenler; sürekli farklı çehrelerle, yeni duraklar-

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

la yaşıyorlar. Geyik resimleri

şiirler yazılmaya devam edi-

veya beceriksizce işlenmiş

yor. Çağa ayak uyduruyoruz;

çizgiler, özgürlüğün tanım-

internet diye bir şey bulmuşuz,

ladığı fermanlar, görkemli

Facebook’umuz, Twitter’ımız,

imparatorlukların kaderini tayin

bloglarımız var. Eskisi kadar

eden antlaşmalar, Sheakspe-

romantik değiliz ama üzerin-

are’nin metinleri, en basit aşk

den biraz zaman geçtikten

mektupları, vasiyetnameler...

sonra, yine özlüyoruz geçmişi.

Ortalıkta pek imparatorluk kal-

Hoşlanılan kızın “şimdi oturum

madı ve Şekspir öldü. Ancak

açtı” anından ne kadar uzağız

yolculuk bitmedi. Kitaplar ve

ki?

64


olup olmadığını kontrol eden

MSN Messenger, birkaç sene

kız, sen neredesin? Bütün bu

öncesine kadar hepimi-

insanlar, yani bizler,

zin en değerlisiydi. O’nu

çok da uzakta

bu kadar değerli yapan

değiliz gibi geliyor

neydi? Bugünün popüler

bana. Mukavemet

sosyal ağları, egomuzu

bilen, birkaç seneye

epey şişiriyor. Facebook’da,

mühendis çıkacak,

Twitter’da veya herhangi bir

büyük adamlar görüyo-

yerde, beğenilmek, onaylanmak, hatta bazen tam tersi, o mecralarda var olmamıza hizmet ediyor. Sanırım MSN, bu süreç için bir başlangıçtı. Dönen yeşil adamlar, kendimizi ifade etmek için en iyi araç değildi, bugün var olmamalarını bu şekilde açıklayabiliriz. Yine de “(H)” ifadesini hiç

rum. Hepsinin gözlerinde “ne da hoşlandığı kız tarafından reddedilen ve MSN’de kişisel iletisine o duruma uygun şarkı sözleri yazan çocuk burada, ben pek kimseye anlatmıyorum ama fazla uzaklaşmadım. Çevrimdışı oturum açıp da hoşlandığı çocuğun MSN’de

mi sevmedik? Çok sevdik!

dinliyorum’u göster” özelliğini açık unutmanın hüznü var. O yüzden biliyorum, aslında hepimiz buradayız, çok da uzaklaşmadık. Elbette MSN sürecini hoşlanılan kişiye ve birkaç yüz ifadesine mal etmemek gerek. Titreşim göndermek diye bir

Sahi, “:D” kadar içten gülenini

şey var bi’ kere! Windows XP

gördünüz mü, final veya vize dönemleri öncesi durumumuzu “:s” ifadesinden daha iyi anlatan bir şey var mı? Tamam, ikna olmadığımızda bir çoğumuz kaşını “^o)” gibi kaldıramıyor ve diğer hislerimizi anlatmak için de yepyeni seçeneklerimiz var ama... Ben yine de bir adet “(W)” koyuyorum bu paragrafın sonuna. Sınıftaki herkesin MSN adresini alıp, liste yapan kız,

de n i r e zl ö g nin um’u i s p He inliyor ini açık ğ d “ne r” özelli znü var e hü n ı göst an m t unu

hala orada mı? Yakınlarında bir yerde olmalı. Durumunu sürekli “meşgul” yapan çocuk ile bugün WhatsApp durumunda “Busy” yazan adam, aynı kişi mi? 15-16 yaşların-

65

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


SN M l , n i eşi y e y ş! m k e d üçü kmi i d K ce e m uş. ne e l ö y rm d ö s yo iye a ad olu mav “slm” hiçbir yere bu kadar r ı a l yakışmayacak! , r a u r a B pa ml küçük kutuda güzel görünecek Bu arada söylemedi demeyin, a d bir avatar yeterliydi. Bundandır MSN paralı oluyormuş. Küçük a ki, onca mahareti olan yeni ne- yeşil adamlar, maviye dönesil sosyal ağlara rağmen hala özlüyoruz ekranımızda beliren öpücüğü, gitar parçalayan kullanırken turuncu, önce-

çılgını, dil çıkaran çöp adamı...

cekmiş! •••

M.Aras Karabıyıkoğlu

sinde ise mavi yanıp sönen o kutucuğa tıklamayı geciktirirsen, hoparlörün de açıksa (tabii Winamp’da açık arkada) “ x size bir titreşim gönderdi!”. Durumumu “meşgul” yaparım, titreşimden etkilenmem diye bir şey de yok. Ya hoşlanılan kişi oturum açarsa, meşgul

bu e r e y r i b ç i h ak! c a y “slm” a ışm k a y r kada

durumda iken göremiyoruz ki onu? Toplu konuşmada titreşim gönderen cengaver, sen hala burada mısın! MSN Messenger bir başlangıçtı ve tekti. Kendine ait bir kültür yarattı. Adapte olması çok zor da değildi, güzel bir MSN adresi ve sağ taraftaki İTÜ Daralan Dergisi | 2015

66


www.daralandergisi.itu.edu.tr'ye girdiniz mi?

Bizi issuu.com/daralan adresinden de e-dergi formatÄąnda takip edebilirsiniz.

67

Ä°TĂœ Daralan Dergisi | 2015


. KENDI . . . KENDINIZIN ANTRENÖRÜ OLUN Cem Söyleyici

Vücudunuzu şekle sokmak için ne yapmanız gerekir? Bu uzun ve zorlu süreç için öncelikle ihtiyacınız olan birkaç kiloluk dumbell’lar veya 10 şınav değil, azim! Çoğu insan, spora başladığı gibi sonuç almayı bekler, ilk ayın sonunda hiçbir şey değişmemiş gibi göründüğü için de vazgeçer. Vücudunuzun egzersize adapte olması sürecine karşı sabırlı olun. İkinci aydan itibaren vücudunuzdaki değişimi fark ettiğinizde, bütün zorluklara değdiğini göreceksiniz..

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

68


"Vücut geliştirmek tıpkı diğer sporlar gibidir. Başarılı olmak için kendinizi çalışmanıza, diyetinize ve tutumunuza yüzde yüz adamalısınız." -Arnold Schwarzenegger "Teşvik etmek için spor yapın, imha etmek için değil. Dünya bir günde oluşmadı, biz de öyle. Küçük hedefler koyun ve onlar üzerine inşaa edin." -Lee Haney "Gerçek eğlence zihnin aktifliği ve vücudun çalıştırılmasına bağlıdır, bu ikisi her zaman bağlantılıdır." -Wilhelm von Humboldt "Taktik, formda olmak, uyumluluk, tecrübe ve sportmenlik başarı için bütün gerekli olandır." -Fred Perry

69

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


"

o

Ne Yiyorsan Sensin!

B

eslenme şekliniz, amacınıza göre size kilo kaybettirebilir veya sağlıklı bir biçimde kilo almanızı sağlayabilir. Yedikleriniz antrenman sırasında performansınızı etkileyecek ve sonrasında kaslarınızın gelişimi için gereken hammaddeyi sağlayacaktır. Bunun için yediklerinize, kilo verirken veya alırken, dikkat etmeniz gerekir. Yediklerinizin besin değerleri hakkında her zaman bilgi sahibi olun.

İ

lk olarak, fazla kilolarından yakınan ve kilo vermek isteyenler için birkaç önerim var. Yazacaklarımı bildiğinizden eminim ama bilmek uygulamak için yeterli değil. İlk olarak, ekmeği kahvaltılar dışında hayatınızdan çıkartın. Kahvaltıda da birkaç dilimi geçmemeye dikkat edin. Şekerli yiyecekler ve fast-food vazgeçmeniz gereken diğer besinler. Öğünlerinizi tencere yemeklerinden oluşturun.

Oransal olarak vücut gelişimi antrenmana %15 dinlenmeye %20 beslenmeye %65 oranlarda bağlıdır. Bu nedenle çalışmalarınıza başladığınız zaman bu verileri göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.

F

ast-food yemek zorunda değilsiniz, bunu bir bahane haline getirmeyin. Son olarak açlık hissine alışırsanız iyi olur; birkaç ay sonra kendinizi daha sağlıklı hissedeceksiniz!

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

70


"

Evde kalıyorsanız yemek yapmayı öğrenin, yurtta kalıyorsanız siparişlerinizde ev yemekleri servisi veren yerleri tercih edin"

K

ilo vermek gibi bir problemi olmayan, aksine zayıf olduğunu düşünen kişiler için de durum pek kolay değil. Kilo almak için öğünlerinizin sayısını arttırmanız ve porsiyonları büyütmeniz gerekmekte. Öğün miktarınızdaki artış protein ağırlıklı olursa, kilo kazancınız da kas olarak olacak. Başlarda yemek yemekten mideniz bulanabilir ama bir süre sonra alışacaksınız. Yukarıda yazdıklarım sizler için de geçerli, kaçamak yapmak gibi bir lüksünüz de var ancak unutmayın, ne kadar sağlıklı beslenirseniz vücudunuzun şekle girmesi de o kadar çabuk olacak. Ayrıca annelerimizin dediği gibi, sebze yiyin! Mümkünse her öğününüzde!

H

erkese göre beslenme programı çıkartamayacağım aşikar. Ancak vücudunuzu biraz tanıyorsanız ve yediklerinizin sizi nasıl etkilediğini biliyorsanız yemek düzeninizi bu bilgiler ışığında düzenleyebilirsiniz. Unutmayın, dengeli beslenmeye alıştığınız, kendinizi kontrol etmeyi öğrendiğiniz zaman her şeyi yiyebilirsiniz.

S

por yaptığınız günlerin akşamında, uykuyu daha çok seveceksiniz, sevmelisiniz. Antrenman sırasında zorladığımız ve yorduğumuz kaslar, vücudumuz dinlenme halindeyken gelişir. Uyku düzeninize dikkat etmezseniz, gelişmenizdeki verim düşük olacaktır.

71

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Düzenli antrenman yapmazsanız

SONUÇ

iyi bir

alamazsınız.

H

aftada 4 gün gelişiminiz için yeterli olacaktır. Çalışmalarınızın nasıl olacağı, spor geçmişinize bağlı olarak değişir. Erkekler için bahsedeceğim program yeni başlayanlar için bütün kasları harekete geçirecek bir çalışma. Kadınlar için anlatacağım program ise bacakları ve kalçaları şekillendiren, karnı sıkılaştıran ve üst vücudu toparlayan bir çalışma. Bütün hareketlerin resimlerini koymam imkansız ancak hareketlerin isimlerini internetten araştırarak nasıl yapıldıklarını öğrenebilirsiniz. Hareketleri düzgün yaptığınızdan emin olun.

Ö

ncelikle erkekler için hazırladığım programı yapmak için iki adet 10 kiloluk ayarlanabilir dumbbell ve bir tane monte edilen veya sıkıştırılabilir türden barfiks barı gereklidir. Bu hareketleri 1 gün çalışıp 1 gün dinlenerek yapın.

ERKEKLER İÇİN

SIRT-KANAT

OMUZ (Setler arası 30-40 saniye, hareketler arası 2 dakika dinlenin)

•3 set X 8 tekrar Dumbbell Shoulder Press •3 set X 8 tekrar Arnold Press

(Setler arası 1 dakika , hareketler arası 3 dakika dinlenin.)

•3 set X Maksimum tekrar Wide Pull-up •3 set X Maksimum tekrar Close grip Pull-up

•3 set X 8 tekrar Dumbbell Front Raise •3 set X 8 tekrar Bent Over Lateral Raise •3 set X 8 tekrar Dumbbell Lateral Raise

Burada önemli olan barfiks çekerken avuç barı

OMUZ

kavramanız. Başlangıçta bir tane dahi olsa

(Setler arası 30-35 saniye, hareketler arası 2 dakika dinlenin)

hareketi yapın, zamanla tekrar sayınız artacaktır.

•3 set X 15 tekrar Dumbbell Squat

içleriniz

karşıya

bakacak

şekilde

•3 set X 15 tekrar Dumbbell Sumo Squat

GÖĞÜS

•3 set X 15 tekrar Box Jump

(Setler arası 30-35 saniye, hareketler arası 2 dakika dinlenin)

•3 set X 35 tekrar Dumbbell Calf Raise

•3 set X 12 tekrar Lunges

•3 set X 8 tekrar Standart Push-up

ÖN KOL

•3 set X 8 tekrar Incline Push-up •3 set X 8 tekrar Decline Push-up

(Setler arası 30-35 saniye, hareketler arası 1 dakika dinlenin)

•3 set X 8 tekrar Diamond Push-up

•3 set X 8 tekrar Biceps Curl

•3 set X 8 tekrar Wide Push-up

•3 set X 8 tekrar Hummer Curl •3 set X 8 tekrar Concentration Curl

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

72


ARKA KOL (Setler arası 30-35 saniye, hareketler arası 1 dakika dinlenin)

•3 set X 8 tekrar Standing One Arm Triceps Extension •3 set X 8 tekrar Dumbbell Kickback •3 set X 8 tekrar Seated Triceps Press Her hafta bu hareketlerden 2 tanesini seçin ve programınıza ekleyin. Hareketler kolay gelmeye başladığında tekrar sayılarınızı arttırın.

KARIN İnternette “8 Minute Workout Level 1” diye arattığınız zaman karşınıza gelen videodaki hareketleri

yapmaya

çalışın.

Gereğinden fazla dinlenirseniz çalışmalarınız işe yaramaz, daha az dinlendiğinizde ise gerekli sayıda tekrarı yapamazsınız.

Başlangıçta

bitiremeyebilirsiniz ancak zamanla tamamını yapabilecek hale geleceksiniz.

KADINLAR İÇİN

BACAK VE KALÇA

KARIN

(Setler arası 30-35 saniye, hareketler arası 2 dakika dinlenin)

(Her iki hareket arasında 1 dakika dinlenin)

•2 set X 10 tekrar Squat

•30 saniye Push Through

•2 set X 10 tekrar Wall Squat

•1 dakika 4 times abs

•2 set X 10 tekrar Sumo Squat

•30 saniye Crunch

•2 set X 16 tekrar Lunges

•30 saniye Reverse Crunch

•2 set X 16 tekrar Side Lunges

•30 saniye Cycle

•2 set X 35 tekrar Jumping Jacks

•30 saniye Alternate Crossing of the Feet

•2 set X 10 tekrar Box Jump

•30 saniye Plank

•2 set X 20 tekrar Glute Kickback

•30 saniye Side Plank

•2 set X 30 tekrar Calf Raise

Bu hareketlerden 5 tanesini programınıza ekleyin.

H

Bu hareketlerden 5 tanesini programınıza ekleyin.

ÜST VÜCUT

areketleri tam, nizami yaptığınızdan emin olun. En önemlisi ise hareketleri

uygularken hareketlerin çalıştırdığı bölgeleri

(Setler arası 30-40 saniye, hareketler arası 2 dakika dinlenin)

hissetmeye çalışmanız. İnternette ne kadar

•3 set X 6 tekrar Push-up

yanlış bilgi olduğuna da dikkat ederek, bazı forum

•3 set X 8tekrar Knee Push-up

73

sitelerinden ve bloglardan faydalanabilirsiniz. •••

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Ä°TĂœ Daralan Dergisi | 2015

74


Şapkadan Marka Çıkaran Kadın “Kadınların kullandığı daracık korseleri ortadan kaldıran bu kadın, kullanışlı modeller için de erkek modasından ilham aldı. Moda rengi olarak başta siyah rengi belirledi ve daha sonra Chanel’in bir marka olarak anılmasını sağlayacak ve uzun yıllar bunu devam ettirecek simge haline dönüşen “siyah mini elbise” ortaya çıktı. Basit ve yalın. Chanel tasarımlarında zengin görünüşten ziyade basit olmayı tercih ediyordu. Chanel kadınlara birbirinden ayrı iki dönem sundu: 1920’ler ve 1950’ler. O yalnızca tarzları, kumaşları ve erkeklerin giydiği eşyaları ayırmadı, aynı zamanda kendisi nasıl giyiniyorsa kıyafetleri de öyle ayırdı. Chanel’in yarattığı tarzın mecburiyetten ve meydan okumadan kaynaklandığını görmek mümkün. Dönemin modasını parası olmadığı için takip edemedi ve bu yüzden de o modayı reddetti, spor ceketi ve kravatıyla kendi modasını yarattı. 60’ların sonunda Chanel, karşı olduğu ve nefret ettiği düzenin farkında olmadan bir parçası olmuştu.”

75

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Moda devlerinden Chanel, bu sezon genç ve 2014 yılının Sonbahar/Kış renklerini, kesimlerini ve trendlerini Chanel Sonbahar/Kış ‘14/15 koleksiyonuna

Sadelik gerçek

Tüvit Chanel koleksiyonlarında gördüğünüz tüvitleri başka” hiçbir yerde göremezsiniz. Bu tüvitleri Chanel üretiyor ve sadece bu marka için kullanılıyor. Kış tüvitlerinde farklı şekiller ve renkler kullanılmış olsa da hepsinin ortak özelliği rahat olması. Rahat giyilebilen, rahat görünen casual tüvitler tasarlanmış.

Metalik Gümüşi renkler ve dikkat çeken metalik aksesuarlarla, vücuda oturmayan geniş ve rahat kesimler koleksiyonun bir parçası. Bu sezon rağbet gören kömür, gümüş ve altın renkleri kullanılmış.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

76


yenilikçi bir koleksiyon ortaya koydu. için yorumlayan tasarımcı Karl Lagerfeld’in, Chanel gelin bir göz atalım..

zarafetin anahtarıdır. -Coco Chanel Deri

Renkler

Sonbahar/Kış koleksiyon-

Koleksiyonun bir bölümü-

larının vazgeçilmezi deriyi

ne hakim olan canlı renkler

Chanel, bu sezon kat kat

burada rahat kesimlerle

ve işlenmemiş kullanmış.

kendilerini gösteriyor. Ge-

Kah balon şekli verilerek

nellikle astarda veya kıya-

kah ayak bileklerine kadar

fetin içinde kullanılan renkli

basit bir kesim kullanılarak

desenler, bazı aksesuarlar-

deri, en basit şekliyle ortaya

da da göze çarpıyor.

konmuş.

77

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Rihanna: Çok eğlenceli ve genç bir şovdu. Kesimler çok hoşuma gitti. Özellikle renkler tüvitler ve aksesuarlar kesinlikle çok hoş. Gördüğüm an giymek istediğim birçok şey vardı. Koleksiyon tamamen beni yansıtıyor, tüm kıyafetleri giyebileceğimi düşünüyorum. Her şey çok güzeldi.

Keira Knightley: Karl’ın en takdir edilir özelliği, bu işi uzun zamandır yapıyor olmasına rağmen, her seferinde karşımıza yeni bir fikirle çıkmayı başarması. Gelecekle bugünü birleştiriyor ve ben bunu nasıl yapıyor bilmiyorum.

İTÜ Daralan Dergisi | 2015

78


Karl Lagerfeld’le yapılan röportajda, koleksiyonun tasarımlarıyla ilgili fikirleri alındı. Lagerfeld koleksiyonu şöyle yorumladı: ‘Çok fazla renk ve parlaklığa ihtiyaç duyduğumuzu düşündüğüm bir dönemdeyiz. Gri kış günlerinde bayanların daha çok renk görmek istediklerini düşünüyorum. Günümüz modasında her şeyin daha rahat ve havalı olması gerekiyor. Bu yüzden hazır giyim koleksiyonlarında pratik olması için fermuar ve düğme kullanıyoruz. Modanın Günlük hayatın bir parçası olması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden moda şovu ‘market’ temasıyla düzenlendi.

Elisa Sednaoui: Süper kadın, süper anne; her şeyi yapabilen ve yaparken zarafetini korumasını bilen bir kadın imajı çizilmiş.

Alicia Vikander: Chanel’in bu koleksiyonunda tüm kesimlere hitap edilmiş. Punk-kız, sofistike kadın, “teen”ler, çiftler… Hepsi oradaydı. Her yaşta her dönemde giyebileceğin bir marka.

Sara Başkır 79

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Ä°TĂœ Daralan Dergisi | 2015

80


Bize Katılın! Aralık 2012'den beri yayın hayatına devam eden Daralan Dergisi yeni çalışma arkadaşları arıyor! Siz de bu ekibin bir parçası olabilirsiniz.

İMLK olarak dergimizin ücretsiz dağıtımına devam etmesi için basım masraflarını karşılamak üzere reklam vererek bizi destekleyecek sponsorlar arıyoruz. Telefon: 0 539 577 66 06 Mail: daralandergisi@itu.edu.tr

81

İTÜ Daralan Dergisi | 2015


Ä°TĂœ Daralan Dergisi | 2015

82


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.