5 minute read
AV. H. MURAT SARIÇOĞLU - Çekle İlgili Olarak “Karşılıksızdır” İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme Suçu
Halk arasında karşılıksız çek düzenleme suçu olarak da bilinen çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu, sıkça yanlış anlaşılmalara konu olmakta ve kulaktan dolma bilgiler sebebiyle birçok kişi mağdur olmaktadır. Biz de bu yazımızda söz konusu suç, suçla ilgili yapılacak ceza yargılaması ve yargılamanın olası cezai sonuçları ile ilgili olarak genel bilgiler vereceğiz. Ayrıca halk arasında çek affı olarak bilinen ve bu yılın Mart ayında yürürlülüğe giren 7226 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelerden de bahsedeceğiz.
Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun (Çek Kanunu) 5. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemede; “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, bin beş yüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.” hükmü bulunmaktadır.
Advertisement
Görüldüğü gibi çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan bahsedilebilmesi için, her şeyden önce ortada Yasada belirtilen niteliklere haiz bir çek olması gerekmektedir. Bir senedin hukuken çek vasfına haiz olabilmesi için gerekli şartlar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) belirtilmiştir. Yasanın ilgili hükmüne göre, bir senedin çek vasfına haiz olabilmesi için;
• Senet metninde “çek” kelimesini ve eğer senet Türkçe’den başka bir dille yazılmış ise o dilde “çek” karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, • Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi, • Ödeyecek kişinin, “muhatabın” ticaret unvanını, • Ödeme yerini, • Düzenlenme tarihini ve yerini, • Düzenleyenin imzasını, • Banka tarafından verilen seri numarasını, • Karekodu, içermelidir. Yasada belirtilen şartların herhangi birinin eksik olması durumunda, senet çek vasfına haiz olmayacak dolayısı ile çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu da söz konusu olmayacaktır.
Çekin haiz olması gereken nitelikleri açıkladıktan sonra kanuni ibraz süresinden bahsedelim. Çekin ibraz süresi TTK’da düzenlenmiştir. Yasanın ilgili maddesinde; “Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. Ödeneceği ülkeden başka bir ülkede düzenlenen çek, düzenlenme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.” hükmü bulunmaktadır. Maddenin devamında Avrupa ülkeleri ile Akdeniz’e sahili olan ülkeler açısından süreler açısından istisnai düzenlemeler de bulunmaktadır fakat konumuzun dağılmaması adına bu detaylara değinmeyeceğiz. Yasada belirtilen ibraz sürelerinin dolmasının ardından, çek kıymetli evrak vasfını kaybedecektir. Dolayısıyla ibraz sürelerinin dolmasının ardından çek ile ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılabilmesi hukuken mümkün değildir.
Çekle ilgili “karşılıksız” işleminin yapılmasının hukuki boyutlarını da açıklayalım. Çek Kanunu’nun ilgili maddesine; “Hamilin talepte bulunması hâlinde, karşılıksızdır işlemi; çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus
belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Banka tarafından ödenen miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan tutar açıkça belirtilir.” hükmü bulunmaktadır. Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunun meydana gelebilmesi için, “karşılıksızdır” işlemi Yasada belirtilen usul ve esaslara göre yapılmalıdır. Bu usul ve esaslara aykırı olarak yapılacak bir “karşılıksızdır” işlemi (örneğin çekin arka yüzüne bankaya ibraz edildiği tarihin yazılmaması), suçun meydana gelmemesine sebep olacaktır. Yasa hükmünde çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunun, çek hamilinin şikayetine bağlı olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla fail hakkında kovuşturma yapılması ancak çek hamilinin usulüne uygun ve süresi içinde yapacağı bir şikâyet başvurusu ile mümkündür. Şikayetle ilgili hak düşürücü süreler 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda belirtilmiştir. Buna göre şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay her halükârda fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmesiyle düşmektedir. Burada sıklıkla düşülen hatalardan biri, fiil tarihinin çekin keşide tarihi olduğu yanılgısıdır. Sair Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu, neticesi harekete bitişik bir suçtur. Failin suç oluşturan eylemi, kural olarak keşide tarihine göre belirlenen kanuni ibraz süresinde çekin karşılığının bankada bulundurulmamasıdır. Dolayısıyla suçun unsurlarının tamamlandığı ve suçun oluştuğu an, muhatap banka tarafından “karşılıksızdır” işleminin Yasada belirtilen usule uygun olarak yapıldığı andır. Şikayetle ilgili süreler de bu andan itibaren işlemeye başlayacaktır. Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan dolayı açılan davalarda görevli mahkeme icra mahkemesidir. Çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin veya şikâyetçinin yerleşim yerinde bulunan icra mahkemeleri yetkili mahkemelerdir. Yetkili icra mahkemesine şikâyet yapılabilir. İcra mahkemesi tarafından yapılacak yargılama sonucunda mahkûmiyet hükmü kurulması durumunda hükmedilebilecek cezanın üst sınırı; şikâyet konusu her bir çekle ilgili olarak, 1.500 güne kadar adli para cezasıdır. Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu sebebiyle; ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler Yasa gereği uygulanamaz. Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçuna ilişkin bir diğer istisnai infaz düzenlemesi ise; verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda, söz konusu adli para cezasının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da (CGTİHK) belirtilen kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrileceğidir. CGTİHK’nın ilgili maddesine göre, adli para cezasının yerine çektirilecek hapis cezası üç yılı geçemeyecektir. Ancak birden fazla çek ile ilgili şikâyet olması sebebiyle birden fazla adli para cezası mahkumiyetine ilişkin hüküm kurulması durumunda, adli para cezalarının yerine çektirilecek hapis cezası beş yılı geçemeyecektir.
Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’a göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında; yargılama aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine, mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra ise mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. Bununla birlikte şikâyet eden tarafından şikâyetten vazgeçilmesi hâlinde de yukarıda belirtilen usul uygulanacaktır.
Halk arasında torba yasa olarak bilinen, konumuzla ilgili olan 49. maddesi 26.03.2020 tarihinde yürürlülüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un ilgili maddesi ile, Çek Kanunu’na geçici 5. madde eklenmiştir. Söz konusu hükme göre, 24.03.2020 tarihine kadar işlenen çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, 7226 sayılı Kanun’un ilgili maddesinin yürürlülüğe girdiği tarih olan 26.03.2020 tarihi itibarıyla durdurulmuştur. Yasa hükmüne göre; hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan bakiyenin de bir yıllık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda, icra mahkemesince ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecektir. İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç bir yıl içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmemesi durumunda ise alacaklının şikâyeti üzerine icra mahkemesince hükmün infazının devamına karar verilir. Bununla birlikte hükümlü, taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikâyeti üzerine icra mahkemesince hükmün infazının devamına karar verilecektir. Yasa hükmünde belirtilen bir yıllık sürelerin tümü madde metninin ilk halinde üç ay olarak düzenlenmişti. 18.06.2020’de yürürlülüğe giren 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile, üç ay olarak düzenlenen tüm süreler bir yıl olarak yeniden düzenlenmiştir.