H O L L A N DA D İ YA N E T VA K F I AY L I K H A B E R B Ü LT E N İ
AĞUSTOS • 2009 SAYI 5
6
Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar
7
Uyum Bakanı Eberhard van der Laan HDV Zaandam Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret etti
13
HDV’ye bağlı camilerinin Kadın Kolları yöneticileri Zaandam’da toplandı
ÖNSÖZ
Bu sayıda
Cevdet KESKİN
Hollanda Diyanet Vakfı İdari Koordinatör
Merhaba değerli okurlar Öncelikle Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun diyerek başlamak istiyorum. HDV Bülten’in Ağustos sayısında da birlikte olmamızı müyesser kılan Yüce Allah’a hamd olsun. Ağustos sayısıyla birlikte HDV Bülten’in beşinci sayısını da çıkarmış bulunuyoruz. Bu sayımızda Ramazan Ayı’na hazırlık babında Hollanda Diyanet Vakfı ve HDV şubelerinde yaşanan Ramazan coşkusuna dair bizlere ulaşan haberleri vermeye çalıştık. Bu sayıda daha ziyade şubelerimizin düzenledikleeri iftar programlarına dair haberlere ağırlık verildiğini göreceksiniz. Derneklerimizin düzenledikleri iftar programlarına elimize ulaştıkça yer vermeye çalıştık. Yine bu sayıda fıkıh köşemiz, şiir sayfamız ve bir ayet bir hadis köşemiz dolu dolu yer almaktadır. Ramazan ayında her derneğimiz, yaptıkları iftar programlarına başta Vakıf Yönetim Kurulu Başkanımız ve Din Hizmetleri Müşavirimiz olmak üzere Vakıf yöneticilerimizi aralarında görmek istiyorlar. Bu sebeple de hepsi davet
mektuplarını yazılı olarak Vakfa göndermekle kalmayıp, telefonla da mutlaka en üst düzeyde Vakıftan temsilen gelinmesini istiyorlar. Ancak, Cami yöneticilerimizin de takdir edeceği üzere Ramazan geceleri otuz gün ile sınırlıdır. 142 şubenin davetini otuz güne sığdırmak mümkün değildir. Her akşam bir şubenin iftar davetine gidilse, bütün Ramazan boyunca sadece otuz caminin davetine icabet edilmiş olunur. Şubelerimiz haricinde Hollanda da önemli kurum ve kuruluşların da davetleri olmaktadır. Bu sebeple takdir edilmelidir ki şubelerimizin iftar davetlerinin hepsine istendiği halde maalesef olumlu cevap verilememektedir. Bazen Vakıf Yönetim Kurulu üyeleri bazen de Vakıf personeli, camilerimizden gelen iftar davetlerine katılmaya gayret etmektedirler. Vakıf başkanımız ise daha ziyade hiç gidilmeyen şubeleri tercih ederek, bütün camilere gitmeye çalışmaktadır. Ramazan ayının bahşettiği manevi iklimin bizleri güzel ve mutlu günlere ve dünya ve ahiret saadetine ulaştırması temennisiyle bir sonraki sayıda buluşmak üzere sizleri Allah’a emanet ediyorum.
Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni
Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Bülent Şenay Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Sayı 5 | AĞUSTOS 2009 hdvbulten@gmail.com hdvbulten@diyanet.nl
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cevdet Keskin HDV İdari Koordinatörü
Islamitische Stichting Nederland Hollanda Diyanet Vakfı Javastraat 2 2585 AM Den Haag T. 070-3624481 F. 070-3644565 www.diyanet.nl info@diyanet.nl 2 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
HDV Bülten Yayın Kurulu Cevdet Keskin Sabri Gündoğan Abdullah Kaya Tasarım Bülent Yiğittop Baskı Drukkerij Dizayn 010-4254030
HDV Personeli Adı Soyadı
Cevdet Keskin 2 Sabri Gündoğan 3 Abdullah Kaya 4 Erdal Çetinkaya 5 Ali Korkmaz 6 Uğur Kaya 7 Alparslan Coşkun 8 Orhan Yemenoğlu 9 Turgay Ergezen 10 Osman Ergin 1
Görevi
İdari Koordinatör Muhasebe Sekreter Cenaze Fonu İletişim&Medya Gençlik Koordinatörü Hizmet Birimi Cenaze Firması Cenaze Firması Cenaze Firması
BAŞYAZI
İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (IV)
Doç. Dr. Bülent Şenay
Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Değerli Dostlar,
kına çok önem verdiğine göre, sadece vicdan meselesi değildir. Vicdandan başlayıp yaşama biçimine kadar uzanan, başkalarıToplum ahlakı açısından ele aldığımız “maruf ve muame- nın vicdanından kaynaklanan toplumsal alana saygılı olmaya lat ahlakı”nın temelinde şüphesiz modern çağın “insan hak- kadar etkisi olan bir dünya ve yaşam görüşü ortaya koyar. Kıları” diyerek hatırlamaya çalıştığı “kul hakkı” anlayışı vardır. saca İslam insanın inandığı gibi yaşamasını öngörür. MuameDin, insanın imanı ve bunu korumak için ibadeti hakkında lat işte toplumsal ahlakın oluşumunu kolaylaştırır. Muamelat beyanda bulunurken, diğer insanlarla ilişkilerini ilgilendiren bir anlamda marufun fıkhıdır. Marufu tesis eder, münkeri meselelerde de “kul hakkı”nı hatırlatır. Allah’ın af ya da mücâ- zayıflatır. Toplum ahlâkının temelinde neyin iyi neyin kötü zatı her şeyden önce kul hakkına dayalı olarak tecelli eder. Kul olarak tanımlanacağı sorusu vardır. Neyin iyi neyin kötü olahakkına, başkasının hakkına son derece önem veren İslam, as- rak tanımlanacağı da en iyi şekilde “ilahi kaynak”tan elde edilında bu alanı, yani insanların birbirleriyle ilişkilerini, menfaat lir. Akıl ilahi kaynağın muhatabıdır. Bu çerçevede yapılacak çatışmalarından koruyabilmeleri için gerekli “yol işaretleri”yle iyi-kötü tanımı, maruf ve münkerin ne olduğunu tayin eder. belirler. İnsanın özellikle toplumla ilişkilerini belirleyen bu yol İyilikte yarışmak, fedakâr olmak, digergâm olmak, muhtaçlara yardımda bulunmak, aile müessesini işaretlerine muâmelât denir. Bu çok önemli bir konudur. Kent yaşamında Neyin iyi neyin kötü olarak sürdürmek, cinsel ahlakın muhafasosyal terbiye v.b. hep maruf ve trafiğin karışmaması, ya da bir büyük tanımlanacağı da en iyi zası, muamelat ahlakının kabulüyle mümorganizasyonun rahatça işleyebilmesi şekilde “ilahi kaynak”tan kün olur. Dolayısıyla, maruftan muiçin gerekli kurallar ne kadar gerekliyamelata toplumsal ahlak, bir İslami se, aynen o şekilde, beden ve ruhtan elde edilir. sivil toplum anlayışının da ön şartıdır. oluşan farklı karakter ve mizaçlardaki insanların maddi-manevi istek ve arzuları ya da eylemlerinin Maruf ve muâmelât ahlâkının Muallim-i Evveli Hz. Peygambir diğerinin hakkına tecavüz etmeden gerçekleşebilmesi ya ber (sav), “Yaşadığınız hal üzere ölecek, öldüğünüz hal üzere da yanlışsa düzeltilmesi için gerekli maddi-manevi emir ve haşrolunacaksınız” hatırlatmasıyla maruf ahlakının ruh haline yasaklar da vardır. İşte muâmelât denilen alan bunu içine alır. işaret buyurmuş, “Dünya işlerinde kendinizden daha aşağıda Helaller, haramlar, mekruhlar vb. insanlar arası ilişkilerde olana, uhrevî meselelerde de sizden daha yüksek olanlar bakıhuzuru sağlamak ve kul hakkına riayet için yol işaretleridir. nız” beyanıyla sosyal-ekonomik vs ihtirasların kontrol edilmeBu yol işaretlerine uyulduğunda ortaya “maruf ahlakı” çıkar. si gereğini tebliğ etmiştir. Bu iki nebevî işaret bile toplumsal Dolayısıyla din sadece vicdânî bir konu değildir. Toplumsal ve ahlâkın yani maruf ahlakının temel taşları olmaya yeterlidir. kamusal alana yansıyan bir boyutu vardır. Hatta denilebilir Umarız, yaklaşan Ramazan’ın bereket ve deruni tecrübesiyle ki, başkalarının yaşam alanına saygılı olmak amacıyla “parayla gelecek kuşaklara maruf ve muâmelât benimsetecek bir dinimanın kimde olduğu bilinmez” sözü zahirde doğru olsa da, darlık anlayışına kavuşmak mümkün olur. insanın inandığı gibi yaşaması açısından bakıldığında, “paraSelam ve dostlukla. nın da imanın da kimde olduğu er geç belli olur”. Çünkü her şey sonuçta kul hakkına varır ve davranışlara yansır. Din kul hakHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu
Adı Soyadı Doç. Dr. Bülent ŞENAY Veysel Kükrek Rahim Usan Nevruz Özcan Recep Erkoç Zekeriya Açkalmaz Abdurrahman Aydeğer
Vakıf Görevi
Görevi
Başkan Sekreter Muhasip Üye Üye Üye Üye
T.C. Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Den Haag HDV Ahi Evran Camii Din Görevlisi Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii Başkanı Roermond HDV Fatih Camii Başkanı Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu Başkanı Rotterdam HDV Eğitim Merkezi Koordinatörü Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 3
HDV BÜLTEN
Leeuwaarden Ulu Camii’nde İftar programı
M
übarek Ramazan ayı vesilesiyle 23 Ağustos 2009 Pazar günü, Friesland Eyaleti’nin Leeuwaarden şehrinde, Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği ile Hollanda Diyanet Vakfı Leeuwaarden Ulu Camii
ortaklaşa bir iftar yemeği düzenlediler. T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Başkanı Doç. Dr. Sayın Bülent Şenay’ın da katıldığı iftar yemeğinde Friesland Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri ile Hollanda’nın diğer bölgelerinde yaşayan Batı Trakya Türkleri bir araya gelme imkanı buldular. T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, iftar yemeğinin
4 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
ardından yapmış olduğu konuşmada, Ramazan ayının anlam ve öneminden bahsetti. Ramazan ayının birlik ve beraberlikleri pekiştiren bir rahmet ve bereket ayı olduğunu belirten Şenay, Batı Trakya Türkleri ile Anadolu Türkleri’nin memleketlerinden çok uzaklarda, Hollanda’nın Leeuwaarden şehrinde bu iftar vesilesiyle bir araya gelmiş olmalarının bunun en önemli göstergesi olduğunu söyledi. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Yusuf iftar yemeğinin ardından bazı açıklamalarda bulundu. Yusuf, “Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği olarak, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ve İslam aleminin mübarek ramazan ayını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dileriz.” dedi. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma
HDV BÜLTEN
Derneği’nin kuruluşundan önceki yıllarda, Hollanda’daki Batı Trakya Türkleri’nin kendi çabalarıyla iftarlar ve bayramlaşmalar düzenlediklerini ve bu iftar ve bayramlaşmaların geleneksel hale geldiğini belirten Yusuf, geleneksel hale gelmiş olan bu organizasyonların bu sene Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenleneceği-
ni söyledi. Bu yıl Hollanda’da Batı Trakya Türkleri’nin yaşadıkları dört farklı bölgede iftar organizasyonları planladıklarını söyleyen Yusuf, “Friesland Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri’nin yoğun ilgi gösterdikleri, Hollanda Diyanet Vakfı Leeuwaarden ulu Camii ile ortaklaşa düzenlediğimiz ve T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve (HDV) Başka-
nı Sayın Bülent Şenay hocamızın katılımlarıyla bizleri onurlandırdıkları, bu seneki ilk iftar organizasyonumuzu bu akşam gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği, Batı Trakya’dan kilometrelerce uzakta, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın kültürünü yaşamaya, yaşatmaya ve tanıtmaya devam ediyor.” dedi.
AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 5
HDV BÜLTEN
Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar
B
ergen op Zoom şehrinde bulunan HDV Ulu camiinde Hollandalı misafirlerin de katıldığı bir iftar programı organize edildi. İftara Bergen op Zoom şehrinde yaşayan vatandaşlarımızın yanısıra çok sayıda Hollandalı ile beraber, Bergen op Zoom Belediye Başkan Yardımcısı da katıldı. Yeni yapılan Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii konferans salonunda yapılan iftar programına Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da katılarak bir konuşma yaptı. Türkçe hitabından sonra, Hollandalı misafirler için İngilizce olarak konuşan Şenay, Ramazanın mana ve öneminden bahsetti. Şenay ayrıca konuşmasında camilerin birlik ve beraberliği sağlayan mekanlar olduğunu, Lalenin islami sembolizmde birliği temsil ettiğini ve bu iftarın müslüman Türk topluluğunun Hollanda toplumunda kendi kimlik ve değerleriyle birlikte entegre olduğunun bir göstergesi olduğunu ifade ederek, iftara katılan Belediye Başkan Yardımcısına bir de lale şeklinde yapılmış rozet taktı. İftardan sonra Hollandalı misafirlerle birlikte cami gezilerek misafirlere islam dini ve cami ile ilgili bilgiler verildi. 6 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
HDV BÜLTEN
Uyum Bakanı Eberhard van der Laan Zaandam HDV Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret etti
U
yum Bakanı van der Laan, ziyaret kapsamında entegrasyon ve Poelenburg semtinin yenilenmesi gibi konular hakkında degişik kurumlardan gelen temsilcilerden bilgi aldı. Cami Yönetim Kurulu Başkanı Baskani Ali ACAR ve Kadın Kolları Baskanı Songul Ayaz, Uyum Bakanına cami ziyaretinde rehberlik ederek bilgi verdiler.
Eberhard van der Laan kimdir? Tam adı Eberhard Edzard van der Laan olan yeni bakan, 28 Haziran 1955’de Leiden’de doğdu. Lise eğitiminin ardından Amsterdam Vrij Üniversitesi’nde hukuk eğitimini tamamladı. Daha sonra avukat olarak çalışmaya başladı. 1990-1998 yılları arasında İşçi Partisi’nden Amsterdam Belediyesi meclis üyeliği yaptı. Belediye’de 1993 yılından itibaren de parti grubu liderliğini sürdürdü. 22 Şubat 2007 tarihinde kurulan dördüncü Balkenende koalisyon hükümetinde iktidarı oluşturan ikinci büyük parti konumundaki Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nden (PvdA) yabancıların uyumu ve geri kalmış semtlerin kalkındırılması ve fiziki olarak iyileştirilmesinden sorumlu Bakan Ella Vogelaar, partisiyle düştüğü “güven bunalımı” nedeniyle, geçen ayın ortalarında görevinden istifa etti. Vogelaar’ın istifasıyla boşalan bakanlık görevine Eberhard van der Laan (53) atandı. AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 7
FIKIH KÖŞESİ
ZEKÂT
20. Şirket ortakları nasıl zekât verirler?
Fiilî olarak bir şirketin ortağı olan kişi, şirketin büro, alet vb. duran varlıkları dışındaki dönen varlığından kendi hissesine düşen miktarın, nisaba ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde zekâtını vermesi gerekir. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin; duran varlıkları (üretim aletleri, makine vb.) zekâttan muaf; borçlar, malzeme, işçilik, üretim, pazarlama, yönetim, finansman vb. giderlerin maliyet hesapları yapılıp çıkarıldıktan sonra dönen varlıkları (yarı mamul ve üretilmiş mallar, hammaddeler, nakit para, çek vs.) ise net kâr ile birlikte % 2,5 (Kırkta bir) oranında zekâta tabidir.
21. Hisse senetleri zekâta tâbi midir?
Borsada alınıp satılan hisse senetlerine yatırım yapan kişinin, sahip olduğu hisse senetlerinin değeri, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde % 2,5 (Kırkta bir) oranında zekâtını vermesi gerekir. Fiilî olarak bir şirketin ortağı olan kişi ise, şirketin büro, alet vb. duran varlıkları dışındaki dönen varlığının, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde zekâtını vermesi gerekir.
22. Zekât kimlere verilir?
Zekât ve fitrenin kimlere verilebileceği Kur’an-ı Kerim’de belirlenmiştir (TevbeSûresi, 60). Bunlar; fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar (mukaddesatı korumak için mücadele verenler, ilim tahsil edenler), yolda kalmış olanlar, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulûb adı verilen, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimselerdir.
8 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
(2)
23. Zekât Kimlere Verilmez?
Zekât ve fitrenin, Tevbe suresinin 60. ayetinde sayılanlar dışında kalan kişi ve kuruluşlara verilmesi caiz değildir. Ayrıca zekât verecek kişi, bu şartları taşısa bile; 1) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına, 2) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına, 3) Müslüman olmayanlara, 4) Karı-koca birbirlerine, Zekât veremez..
24. Zekât ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?
Aldıkları zekât ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe suresinin 60. ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekât ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur.
25. Ücretlilere Zekât Verilebilir mi?
İslâm’da zekât ve fitrenin, kişilerin sınıf ve meslek gruplarına bakılmaksızın, kimlere verilip verilemeyeceği açıkça belirlenmiştir. Bu itibarla, belli bir geliri olduğu halde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve başka bir mal varlığı da bulunmayan kişilere zekât verilebilir.
zekâtı, değerleri üzerinden hesaplanarak, % 2,5 oranında verilir.
27. Gayr-i meşru yolla sağlanan kazançtan zekât vermek gerekir mi?
Gayr-i meşru yolla sağlanan kazancın sahibi belli ise, bu kazancın sahibine iade edilmesi; belli değil ise, karşılığında sevap beklemeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir. Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen kazancın tamamı ya sahibine iade edilerek veya hayır yolda harcanarak elden çıkarılacağından, zekâtının verilmesi söz konusu değildir.
28. Temel ihtiyaçlar için biriktirilen para zekâta tabi midir?
Aslî ihtiyaçlar; ev, ev eşyası, giyecek, ulaşım ve yiyecek gibi hayatın güvenli ve sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan şeylerdir. Bu ihtiyaçları temin etmek için biriktirilen paralarla onları karşılamak üzere sözlü ya da yazılı herhangi bir taahhüde girilmişse o takdirde bu paralardan zekât vermek gerekmez. Çünkü sözlü ya da yazılı taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir. Ancak böyle bir taahhüde bağlanmamış paranın, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde, zekâtının verilmesi gerekir.
26. Farklı ayarda altını bulunan kimse zekâtını nasıl hesaplar?
29. Buluğ çağına ermemiş zengin çocuğun malından Zekâta tabi olma açısından altındaki ayar farkı önemli değildir. Çünkü zekât gerekir mi? hangi ayarda olursa olsun, sonuç itibariyle altın hükmündedir. Buna göre farklı ayarda da olsa bütün altın çeşitleri tek başlarına veya diğer ayardaki altınlarla birlikte toplam ağırlıkları 80,18 gr. a ulaştığında, diğer şartları da taşıması halinde zekâta tabidir. Bu durumda farklı ayarlardaki altınların
Akıllı olmayan ve buluğ çağına ermemiş olan kişiler, dinen mükellef olmadıklarından zekât ile sorumlu değildirler. Ancak, zenginlerin malında fakirlerin hakkı olduğu için, zengin olan çocuk ve deliler kendileri mükellef olmasa da, veli veya vasilerince bunların mallarından zekât verilmelidir.
FIKIH KÖŞESİ Nitekim Kur’an-ı Kerim’de; ”Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır” buyurulmaktadır (Zâriyât 51/19).
30. Babası ile birlikte oturan kimse zekât ile mükellef midir?
Babası ile birlikte oturan kimsenin kendi şahsına ait ayrı malı bulunur ve zekât için gerekli şartları taşırsa bu kişi zekât vermekle yükümlü olur. Ancak babası ile mallarını ayırmamışlar da ortak kazanıp ortak harcıyorlarsa, bu takdirde ellerindeki birikim üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişi, zekâtla yükümlü olur.
31. Vergi zekât yerine geçer mi?
Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekât ise dinî bir yükümlülüktür. Ayrıca zekât ile vergi, yaptırım kaynağı, temel gaye, oran, miktar ve harcanacağı yerler bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekât yerine geçmez. Zekâtın ayrıca verilmesi gerekir.
32. Zekâtı havale yoluyla ödenebilir mi?
Zekât, bizzat elden verilebileceği gibi, vekâlet veya havale yoluyla da verilebilir. Burada önemli olan, zekâtın alacak kişiye ulaşmasıdır.
33. Üvey anne, üvey baba ve üvey çocuklara zekât verilebilir mi?
Kocası ölmüş ise üvey anneye, buluğ çağına erişip evden ayrılmış ise üvey çocuklara ve üvey babaya, fakir olmaları halinde zekât verilebilir. Çünkü bunlarla zekâtı veren kişi arsında usul ve füru ilişkisi olmadığı gibi, zekât veren şahıs bunlara bakmakla yükümlü de değildir.
34. Damat ve geline zekât verilebilir mi?
Fakir olan damada zekât verilebilir. Koca eşine bakmakla yükümlü olduğundan, kişinin gelinine zekât vermesi dolaylı olarak kendi oğluna zekât vermesi gibidir. Bu itibarla, geline zekât
vermek -geçerli olmakla birlikte- uygun değildir.
35. Zekât verilen kişinin zengin olduğu ortaya çıkarsa ne yapmak gerekir?
Zekât mükellefi, kime zekât verdiğini araştırmalıdır. Araştırma sonucu zekât verilebilecek kişilerden olduğu kanaatine vardığı birisine zekât verir. Daha sonra bu kimsenin zekât verilecek kişilerden olmadığı ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur. Araştırma yapmaksızın zekât verir ve daha sonra bu kimsenin zekât verilebilecek kişilerden olduğu ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur; ancak böyle olmadığı anlaşılırsa, zekâtı geçerli olmaz, yeniden vermesi gerekir.
36. Kayınvalide ve kayınpedere zekât verilebilir mi?
Kayınvalide ve kayınpeder, kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmadığı için, fakir iseler kendilerine zekât verilebilir.
DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU
ISLAMITISCHE STICHTING NEDERLAND HOLLANDA DİYANET VAKFI ROTTERDAM EĞİTİM MERKEZİ HDV Rotterdam Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu, 06 Temmuz 2009 ile 20 Ağustos 2009 tarihleri arasında erkek çocuklarımız için Yatılı Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu düzenlemiştir. Kursumuz, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından görevlendirilen tecrübeli din görevlileri tarafından verilecektir. Kursta Erkek Çocuklarımıza: Kur’an-ı Kerim, Dini Bilgile ve Türkçe Dersleri verilecektir. -Kursiyerler dörder kişilik odalarda kalacaklardır. -Kursiyerlere üç öğün yemek verilecektir. -Kontenjanımız 100 öğrenciyle sınırlıdır. -Kursiyerlerimiz 12-15 yaş arası olacaktır.(16 yaşından gün almamış) -Kurs ücreti herşey dahil 160 Euro’dur. -Kurs süresi 4 haftadır. Kayıt için gerekli Belgeler: 1.Veli tarafından doldurulup imzalanmış kayıt formu. 2.Kurs ücretinin Gültepe Educatief Centrum, Fortis Bank Rotterdam 80.09.93.144 nolu hesaba ödendiğine dair belge. Müracaat ve kayıt için: Tel: 010-4664164 nolu telefon aranabilir.(Hafta içi saat 10.00 – 16.00 arası)
AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 9
HDV BÜLTEN
Türklerde Ramazan gelenekleri
O
ruç ayı Ramazan’a Türkler, “Onbir ayın sultanı” der ve 12 ayın en mübarek ayını büyük bir ilgi ve heyecanla karşılarlar. Bunun için evler ve çevresinde umumi temizlik yapılır. Ramazan ve oruç münasebetiyle yemek rejimi de değişeceği için Ramazan yiyecekleri özel hazırlığı yapılır. Bu hazırlık bölgeden bölgeye yiyecek çeşit ve kalitesi olarak değişiklik gösterir. Meselâ bazı bölgede tok tuttuğu için “kuskus” denen özel yiyecek hazırlanır.
Turkse gewoontes rondom de vastenmaand een korte samenvatting
Ramazan ayı münasebetiyle üç farklı hareket göze çarpar: • Gece kalkıp yemek yemek demek olan Sahur. • Akşam vakti oruç açma orucu bitirme demek olan İftar. • İftardan sonra gecenin başlangıcında yatsı vaktinde kılınan Teravih.
De turken noemen de vastenmaand ramadan “De sultan van de elf maanden”. Zij tonen een groot interesse en enthousiasme voor deze meest gezegende van de 12 maanden. Daarom krijgen de huizen en de omgeving een grote schoonmaakbeurt. Omdat, in verband met de Ramadan en het vasten de etenstijden ook veranderen, wordt de Vasten-maaltijd op een speciale manier bereid. De bereiding is van streek tot streek verschillend wat betreft de kwaliteit en het soort eten. Zo wordt er bijvoorbeeld in sommige streken een gerecht bereidt met de naam “kuskus”, waar men lang verzadigd van blijft. In verband met de maand Ramadan zijn er drie dingen, die ons opvallen: Het ’s nachts opstaan om te eten, genaamd Sahur; Het ’s avonds op de daarvoor vastgestelde tijd verbreken van het vasten,genaamd İftar;
Müslümanlar Ramazan ayında yemeklerini iki öğüne indirirler: Sahur ve İftar.
Het bidden na de Iftar aan het begin van de nacht,genaamd Teravih. Moslims beperken tijdens de maand Ramadan het aantal maaltijden per dag tot twee: de Sahur en de İftar.
Sahur yemeği gece yarısından sonra sabaha karşı şafak sökmeden önce yenir. Sahur yemeği hem ertesi gün, gün boyunca tutulacak oruca daha kolay dayanabilmek için hem de Hz. Peygamber tarafından “Sahurda bereket” olduğu bildirildiği için önemsenir. Sahur yemeği gerek zaman gerek yemek çeşidi bakımından olduğu için sahura çocuklar da çok heves eder “beni de sahura kaldırın” diye büyüklerine ricada bulunurlar. Türklerde kalkmak kadar hiç yatmayıp sahur vaktine kadar çeşitli etkinliklerle eğlenmek ve ondan sonra sahur yemeği yemek de oldukça yaygın adetlerdendir. Gerçi bu adet sünnete çok uygun düşmüyor gibi görönüyorsa da, Ramazan gecesini uyanık geçirmek gibi bir anlayışla bu geleneğe dinen de olumlu bakanlar vardır. Sahurdan önce yatmama geleneğinin bir uzantısı olarak Türlerden bazılarının sahuru akraba komşu veya arkadaş evinde toplanarak toplu halde bekledikleri ve birlikte sahur yemeği yedikleri görülmektedir. Bu durumda uyuyan komşuların rahatsız olması sözkonusu da bu geleneği anlayışla karşılamaları beklenebilir. İftar yemeği akşam vakti güneş battıktan sonra yenir. Vakit itibariyle alışılmış bir vakit olduğu için bu geleneğin çevreye yansıyan bir yanı göze çarpmaz. Teravih ise akşamdan sonra gecenin başlangıcında cemaat halinde kılındığından kadın-erkek çoluk-çocuk, büyük kalabalıklar halinde kılınan bu namaz münasebetiyle gürültü kaçınılmaz gibi görünmektedir. Ancak müslümanların bu ibadetlerini değişik kültür muhitinde kıldıklarını dikkatten uzak tutmamaları ve o saatte uyuyan veya istirahat eden çevreyi rahatsız etmemeye çevreyi kirletmemeye dikkat etmeleri gerekirken çevrenin de yılda bir ay süren bu değişik hayatı anlayışla karşılamaları beklenir. Bilindiği gibi teravih namazı akşam şafağının kaybolmasından sonra kılınabiliyor ve bir saatten fazla süren uzun bir ibadet olduğu için gece yarılarına kadar devam edebiliyor. 10 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
De Sahur-maaltijd wordt gegeten tussen middernacht en ’s morgens vóór de zon opkomt. De sahur-maaltijd wordt belangrijk geacht, zowel om de hele volgende dag het vasten makkelijker te kunnen verdragen, als ook omdat de Heilige Profeet gezegd heeft, dat de zegen van God op de Sahur rust. Omdat de Sahur-maaltijd, zowel wat het tijdstip,waarop het genuttigd wordt,als ook wat de gerechten, die gegeten worden betreft,afwijkt van de normale gang van zaken, is de Sahur ook voor kinderen een opwindende gebeurtenis en zij vragen de volwassen daarom hen ook voor de Sahur wakker te maken. Onder Turken is het ook tamelijk gebruikelijk om helemaal niet te slapen tot de Sahur en de tijd tot de Sahur met diverse activiteiten plezierig door te brengen om daarna te gaan eten. Hoewel het lijkt alsof deze gewoonte niet geheel overeenkomstig de aanwijzingen van de Heilige Profeet is, zijn er ook mensen,die hier vanuit godsdienstig perspectief positief tegenover staan, omdat men dan de Ramadan-nacht wakend doorbrengt. Als een uitvloeisel van deze gewoonte voor de Sahur niet te gaan slapen, zijn er ook Turken, die familie, buren en vrienden thuis voor de Sahur uitnodigen om samen de tijd door te brengen en samen de Sahur-maaltijd te nuttigen. In dit geval wordt wel verwacht dat degene, die op de Sahur wachten er op letten de buren zo min mogelijk met hun lawaai te storen en dat de buren begrip tonen voor deze gewoonte. De Iftar-maaltijd wordt ’s avonds, na het ondergaan van de zon genuttigd. Omdat het tijdstip hiervoor vast staat, is er bij deze gewoonte niets wat zich opvallend in de omgeving uit. De Teravih lijkt, doordat het in de na-avond, aan het begin van de nacht door de hele gemeente, man, vrouw en kinderen, gebeden wordt, niet aan het, daardoor ontstane lawaai te kunnen ontkomen. Echter, hoewel de Moslims niet moeten vergeten dat zij deze gebeden in een wereld met een andere cultuur bidden en er op moeten letten dat zij, degenen in de buurt, die op dat tijdstip slapen of zicht ten ruste hebben begeven niet storen; geen lawaai maken, hun auto’s niet op daartoe niet geëigende plaatsen parkeren en hun omgeving niet vervuilen, wordt van die buurt verwacht tolerant te staan tegenover dit andere leven, dat een maand per jaar duurt. Zoals bekend is .kan de Teravih pas na het verdwijnen van de zon achter de horizon gebeden worden en omdat het een gebed is, dat meer dan een uur duurt, kan het tot na middernacht voorduren.
HDV BÜLTEN
3,184,185. Ayetler;
resi, 18 Üç Ayet: Bakara Su
size de farz farz kılındığı gibi re le ki ce ön en zd si ler! Oruç, 183 - Ey iman eden korunursunuz. yolkılındı. Umulur ki n hasta olan veya de iz in İç r. di de er günl dalınan oruç), sayılı yısınca tutar. Ona sa er nl 184 - (Size farz kı gü ı ığ ad m tuta r kim e, diğer günlerde, r fidye gerekir. He da ka culukta bulunan is k ca ra yu do u er bierine de bir yoksul nunla beraber, eğ Bu ır. yanıp kalacaklar üz ıd rl yı ha ha da artırırsa, hakkında de hayrına fidyeyi hayırlıdır. anız sizin için daha tm tu uç or z, ni se lir , hidayet batılı ayıracak olan ile k ha , in iç ad en her ayı ki, insanları irş rildi. Onun için sizd di 185 - O Ramazan in da on n r’â Ku halinde bulunan ulukta ise hasta, yahut yolc rehberi ve deliller de m Ki . un ts tu ık diler olursa onda oruç n. Allah size kolayl si kim bu aya şahit et za ka de er nl en dolayı sayısınca diğer gü yolu gösterdiğind tutamadığı günler u ğr do ze si ı, ız çok meryıyı tamamlaman z.çok şefkatlidir, ni zorluk dilemez. Sa si er ed kr şü ki enizi ister. Umulur Allah’ı tekbir etm hametlidir.”
Bir Hadis-i Şerif, 1218. Ebu Hüreyre ra dıyallahu anh’dan riv ayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve se llem şöyle buyurdu: Aziz ve celîl olan Al lah ”İnsanın oruç dı şında her ameli kend dir. Oruç benim için isi içindir, mükafatını da ben vereceğim” bu tur. Oruç kalkandır. yu rmuşBiriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylem kavga etmesin. Şaye esin ve t biri kendisine söve r ya da çatarsa: ’Ben luyum’ desin.Muham oruçmed’in canı kudret elinde olan Allah’a ederim ki, oruçlunu ye min n ağız kokusu, Alla h katında misk koku daha güzeldir. Oruç sundan lunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: iftar ettiği zaman, di Birisi, ğeri de orucunun se vabıyla Rabbine ka vuştuğu andır.” (Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyam 16 3)
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Allah Teala’nın, ”mükafatını ben vereceğim” buyurduğu yegane ibadet oruçtur. 2. Allah için yapılacak hiçbir fedakarlık ve amel karşılıksız kalmaz.
3. Oruçlu günahlara ve cehennem azabına karşı zırhlanmış kişi demektir. Çünkü ”Oruç kalkandır” buyurulmuştur. AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 11
HDV BÜLTEN
Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde mukabele coşkusu
R
otterdam Kocatepe camii din görevlisi Lütfi Aydın, Ramazan görevlisi Murat Akkuş ve yine bayan Ramazan görevlisi Zehra Ülgür tarafından günde üç ayrı saatte olmak üzere mukabele okundu. Her gün Sabah namazından
önce ve öğle namazından sonra, erkeklere, yine her gün saat dokuzda sadece bayanlara olmak üzere, bayan görevli tarafından cami içerisinde mukabele programları düzenlendi. Gerek erkek cemaat ve gerekse kadın cemaat mukabeleye oldukca yoğun ilgi gösterdi.
Din Hizmetleri Müşaviri Şenay Amsterdam HDV Emir Sultan Camii’ni ziyaret etti
L
ahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç Dr. Bülent Şenay Amsterdam’ın Kuzey bölgesinde bulunan Emir Sultan Camiini ziyaret ederek cami yöneticilerinden ve din görevlisinden çalışmalar hakkında bilgi aldı. 12 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
Mukabele okuyan görevliler aynı zamanda ayetlerin meal ve açıklamalarını da yaparak geleneksel mukabele programlarını aynı zamanda bir irşat programına çevirdiler. Kocatepe Camiinde yapılan Mukabeleler Ramazan Ayının bitmesiyle birlikte son buldu.
Kudüs Özbek Nakşi lideri HDV’yi ziyaret etti
K
udüs’de bulunan Özbeklilerin dini lideri Seyh Abdul Aziz Buhari Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay’ı HDV genel merkezinde ziyarat etti. Özbek dini lider, Kudüsteki durum hakkında bilgi verirken HDV’nin çalışmaları hakkında da bilgi aldı.
HDV BÜLTEN
HDV’ye bağlı Camilerinin Kadın Kolları yöneticileri Zaandam’da toplandı Kuzey Hollanda bölgesinde Hollanda Diyanet Vakfına bağlı faaliyet gösteren camilerinin Kadın Kolları yöneticileri HDV Zaandam Sultan Ahmet Camiinde yapılan bir toplantıda bir araya geldiler.
5
Mayıs 2009 tarihinde, Kuzey Hollanda bölgesinde bulunan toplam 18 HDV camiinin Kadın Kolları yöneticileri Zaandam Sultan Sahmet Camii kadın kollarının misafiri olarak Zaandam’da bir araya geldiler. Öncelikle birbirini tanımak ve yönetici olarak kazanılan tecrübeleri paylaşmak amacıyla bir araya gelindiğini ifade eden kadın kolları yöneticileri, böyle bir toplantının düzenlenmesinden memnun olduklarını belirttiler. Kuzey Hollanda bölgesindeki bütün HDV Kadın Kollarının üyeleri arasında tanışma ve kaynaşmanın sağlanması, ilişkilerin daha güçlendirilmesi ve gerek cami yönetimiyle ilgili ve gerekse şahsi tecrübelerin paylaşılması, sorun
ve aksaklıkların gündeme getirilmesi şeklinde özetlenebilecek toplantı hedefinin büyük ölçüde gerçekleştirildiğini de söylediler.
Bu tür toplantıların yapılmasının faydalı olduğunu da ifade eden, bayan yöneticiler toplantıdan memnun olarak ayrıldı.
AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 13
HDV BÜLTEN
Zaandam ”Açık kapı” günü
Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerde düzenlenen Açık kapı günleri uygulaması çerçevesinde Zaandam’da bulunan HDV Sultan Ahmet Camii’inde Açık kapı günü organize edildi.
25
Mayıs 2009 Pazar günü cami içinde ve cami önündeki park alanında düzenlenen Açık kapı günü (Open Dag) bir panayır havasında geçtti. Camiyi ziyarete gelen Hollanda’lılara rehberler eşliğinde cami gezdirilerek islam dini ve cami müştemilatı hakkında bilgiler verildi. Türk mutfağından örnek yiyeceklerin de hazırlandığı Açık gün’de ziyaretçilere ikram yapıldı. Cemaatin de katılımın sağlanması için bir de pazar kuruldu. Pazarda geliri cami yararına olmak üzere yiyecek ve içecek satışı yapıldı. Tatil günü olması sebebiyle gerek Hollanda’lılar ve gerekse Zaandam da oturan Tükler tarafından Açık güne oldukça rağbet edildiği görüldü. 14 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
HDV BÜLTEN
Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde iftar
R
otterdam HDV Kocatepe Camii Yönetim Kurulu Rotterdam’da oturan vatandaşların davet edildiği bir iftar programı düzenledi. Kocatepe camii konferans salonunda düzenlenen iftar programına Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay ve HDV Yönetim Kurulu üyeleri de katıldılar. İftarı müteakip Din Hizmetleri Müşaviri teravih vaazında oruç, zaman bilinci, Ramazan terbiyesi ve aile konularını ele aldı. AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 15
HDV BÜLTEN
Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde çocuklara iftar
R
otterdam HDV Kocatepe Camii Yönetim Kurulu ve Din görevlisi Lütfi Aydın tarafından, camide okuyan 7 ila 12 yaş arası çocuklar için bir iftar programı düzenlendi. İftardan önce çocuklar için ayrıca bir de eğlence programı organize edildi. Programda Nasrettin Hoca ve Keloğlan tiplemeleriyle eğlenceli dakikalar geçiren çocuklara daha sonra caminin diğer bölümleri gezdirilerek cami tanıtıldı. İftar yemeğiyle son bulan pragramdan çocukların çok memnun olarak ayrıldıkları gözlendi.
Amsterdam HDV Emir Sultan ve Kuba Camilerinden iftar programı
A
msterdam Noord’da faaliyet gösteren HDV Emir Sultan ve Kuba Camilerinin organize ettiği ve sponsorluğunu Amsterdam Noord Belediyesinin yaptığı iftar programı Amsterdam’da organize edildi. Bir spor salonunda yapılan iftar programına her iki cami görevlileri yöneticileri ve Noord bölgesinde ikamet eden müslümanlar katıldı. Yaklaşık yediyüz kişinin katıldığı iftar programında ayrıca tasavvuf müziği de icra edildi. Kur’an-ı Kerim okundu ve dualarla oruçlar açıldı. 16 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
HDV Basından BÜLTEN
AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 17
Basından
18 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
Basından
AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 19
İSLÂM BÜYÜKLERİ
İmam-ı A’zam Ebu Hanife (2) Tasavvuf bilgilerini Muhammed Bakır, ondan sonra da Silsile-i aliyyenin büyüklerinden olan Cafer-i Sadık hazretlerinden öğrendi. Yüksek makamlara kavuştu. Eshab-ı kiramdan İbni Abbas’ın ilmini, Mekke fakihi Ata bin Ebi Rebah’tan ve İkrime’den, Hazret-i Ömer ve onun oğlu Abdullah’tan nakledilen ilimleri Abdullah bin Ömer’in azatlısı Nafi’den öğrendi. Böylece, Eshab-ı kiramdan İbni Mesud ve Hazret-i Ali’den nakledilen ilimleri de buluşup görüştüğü Tabiinden öğrendi. (İlmi kimden aldın?) diye sorulunca da, şu cevabı vermişti:
“Hazret-i Ömer’den ilim alanlar vasıtasıyla Hazret-i Ömer’den; Hazret-i Ali’den ilim alanlar vasıtasıyla Hazret-i Ali’den; Abdullah bin Mesud’dan ilim alanlar vasıtasıyla da Abdullah bin Mesud’dan aldım.” İmam-ı a’zamın hocası Hammad bin Ebi Süleyman vefat edince, hocasının talebeleri, arkadaşları ve halkın ileri gelenleri onun yerini dolduracak âlimin, ancak imam-ı a’zamın olduğunu görerek, ısrarla hocasının yerine geçmesini istediler. “İlmin ölmesini istemem!” buyurup, ilim kürsüsüne oturdu. Hocası Hammad’ın yerine müftü oldu ve talebe yetiştirmeye başladı. İmam-ı a’zam, hocası Hammad’ın yerine geçince, ilmi, vakarı, üstün tevazuu, takvası, tatlı sözleri ve güler yüzüyle herkes tarafından sevilen ve dini meselelerde insanların bütün müşkillerini çözen yegane müracaat kaynağı oldu. Irak, Horasan, Harezm, Türkistan, Tuharistan, Faris diyarı (İran), Hind, Yemen ve Arabistan’ın her tarafından kitleler halinde gelen talebeler, fetva isteyenler ve dinleyicilerle etrafı dolup taşıyordu. İmam-ı a’zamın meclisinde halk tarafından sorulan suallerin cevaplandırılması ve talebeler için verilen muntazam dersler olmak üzere iki türlü müzakere yapılırdı. Her gün sabah namazını, camide kılıp öğleye kadar sorulan sualleri cevaplandırır, fetva verirdi. Öğleden önce kaylule [öğle vakti bir miktar uyuma] yapıp, öğle namazından sonra yatsıya kadar
20 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
talebelere ders verirdi. Yatsıdan sonra evine gidip biraz dinlenir, sonra tekrar camiye gelip sabaha kadar ibadet ederdi. Sorulan suallere cevap vermeden önce, mesele aleni (açık) olarak müzakere edilir, talebeleri suali cevaplandırmaya çalışırdı. Meselenin müzakeresi bittikten sonra, kendisi yeniden ele alıp gerekli düzeltmeleri yapar ve konuyu iyice izah ve tasvir ettikten sonra cevaplandırırdı. Cevapları verildikten sonra da fetvayı bizzat söylemek suretiyle ve anlaşılır ifadelerle talebelerine yazdırırdı. Bu yazılar daha sonra fıkıh kaideleri haline gelmiştir. Dini bir mesele cevaplandırılıp halledilince şükür için tekbir getirirlerdi. Bu esnada Kufe mescidi tekbir sadalarıyla inlerdi.
İmam-ı a’zam hazretlerinin ders halkasında çözülen fiili ve nazari fıkhi meselelerin sayısı altıyüzbini aşmıştır. Talebelerine verdiği muntazam dersleri ise çok mükemmel bir usul ile yürütürdü. Bir taraftan fıkhın eski hadiselere ait bilinen hükümleri takrir edilir (anlatılır) ve müzakere yapılır, diğer taraftan yeni hadiselere ait hükümler bulunurdu. Geçmiş ve yaşanmakta olan hadiselerin hükümleri takrir edilirken, bunlara benzeyen veya aynı cinsten olup da gelecekte vuku bulabilecek hadiselere ait hükümler de araştırılıp bulunurdu. Dolayısıyla imam-ı a’zamın derslerinde geçmiş ve yaşanmakta olan halin me-
selelerinden başka, geleceğe ait meselelere geçilmiş ve fıkhın külli (genel) kaideleri tespit edilmiştir. İmam-ı a’zam hazretlerinin ders halkasında çözülen fiili ve nazari fıkhi meselelerin sayısı altıyüzbini aşmıştır. Bunların içinde, fıkıh ilminin anlaşılmasına yarayan sarf, nahv ve hesaba (fen ilimlerine) ait öyle ince meseleler de vardır ki, onların meydana çıkarılması ve çözülmesinde Arap dilinin ve cebir ilminin mütehassısları dahi aciz kalmışlar, hayranlıklarını ifade etmişlerdir. Çözülen fıkhi meseleler cinslerine göre kısımlara (kitaplara), kısımlar da çeşitlerine göre bab ve fasıllara ayrılmıştır. Başta taharet bahsiyle ibadetler, münakehat, muamelat, hudud (had cezaları), ukubat, sulh, cihad ve devletler hukuku, feraiz, yani miras hukuku olmak üzere sıralanarak fıkıh düzenlenmiştir. Böylece imam-ı a’zam, fıkıh ilmini ilk defa kollara ayırıp her branşın bilgilerini ayrı ayrı toplamış, usuller koymuş, Feraiz ve Şurut kitaplarını yazmıştır. Ayrıca Eshab-ı kiramın, Peygamber efendimizden naklen bildirdiği iman, itikad bilgilerini de toplayıp yüzlerce talebesine bildirdi. İlmi Kelam, yani iman bilgileri mütehassısları yetiştirdi. İmam-ı Matüridi ondan gelen kelam bilgilerini kitaplara yazdı. Yetiştirdiği talebelerin sayısı dört bine ulaşmış olup, bunlardan yedi yüz otuzu ilimde iyice yükselmiş, içlerinden kırk kadarı ictihad derecesine çıkmıştır. Bazı müellifler onun derslerinde yetişen talebelerinin isim ve künyelerini, mensup oldukları şehirlerini tespit edip, yazmışlardır.
devamı Eylül sayısında...
HDV BÜLTEN
Ramazan Ayı dolayısıyla Türkiye’den irşat ekibi geldi
R
amazan ayının girmesiyle birlikte, Din Hizmetleri Müşavirliği rehberliğinde, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşeliği ile Deventer Din Hizmetleri Ateşelikleri bölgelerinde faaliyet gösteren HDV camilerinde çeşitli hazırlıklar yapılmaya başlandı. Din görevlileri Türkiye’ye dönen 23 cami, acaba Ramazan ayında yeni görevlilerine kavuşabilecek miydi? Din Hizmetleri Müşavirliğinin aldığı tedbirler saye-
sinde bu endişeler kısa sürede giderildi ve Ramazandan birkaç gün önce bu camilerin görevlileri vizelerini alarak Hollanda’ya geldiler. Böylece Ramazanda Hollanda’da 20 din görevlisi yeni görevine başladı. Buna ek olarak bazı camilerimizin Ramazanda erkek ve bayan olmak üzere din görevlisi talepleri, yine Müşavirlik tarafından Diyanet İşleri Baş-
kanlığına iletildi. Ramazan ayında Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından dokuz din görevlisi Hollanda’ya gönderildi. Bu görevlilerden beşi din görevlisi bulunmayan camilerde görevlendirilirken, iki erkek ve iki bayandan oluşan Ramazan irşat ekibi de Ramazan Ayı boyunca Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerimizde irşat faaliyetlerinde bulundular.
HOLLANDA DİYANET VAKFI CENAZE YARDIMLAŞMA FONU ISLAMITISCHE STICHTING NEDERLAND ONDERSTEUNINGFONDS IN GEVAL VAN OVERLIJDEN FONA KAYIT OLMAYI İHMAL ETMEYELİM!!!! Meşhur, meşhur olduğu kadar da gerçek bir sözdür. “Acılar paylaşıldıkça azalır. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır.” Vatanımızdan, aile ve sevdiklerimizin birkısmından çok uzaklarda yaşadığımız şu gurbette, başımıza gelebilecek ve bize en çok acı verecek gerçek, ölümdür. Bu gerçekle karşılaştığımızda acımızı paylaşacak, bizi anlayacak ve hepsinden önemlisi yapılması gerekenleri bizim için yapacak bir hizmet kurumuna, ne büyük ihtiyaç vardı. İşte bu ihtiyaçtan doğdu Cenaze Yardımlaşma Fonu. Onun şemsiyesi altına girenler, en acılı gününde bir yardım eliyle karşılaşır, bu yardım eli cenaze sahibine hiçbir külfet yüklemeden gerekli bütün hizmeti görür. O yardım eli, Hollanda Diyanet Vakfı Cenaze Yardımlaşma Fonu’dur ve yirmiyedi yıldır bu hizmeti başarıyla sürdürmektedir. O halde bu fona kayıt olalım. Çevremizdekileri kayıt olmaya teşvik edelim. Bu mükemmel hizmetten hiçkimsenin mahrum kalmasına razı olmayalım. Sağlık ve mutluluklar dileriz. HOLLANDA DİYANET VAKFI CENAZE YARDIMLAŞMA FONU AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 21
ŞİİR KÖŞESİ
ÇİLE Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı! Sonsuzluk, elinde bir mavi tulbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı Ateşten zehrini tattım bu okun, Bir anda kül etti can elmasımı. Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un, Kustum, öz ağzımdan kafatasımı Bir bardak su gibi çalkandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk. Al sana hakikat, al sana rüya! İşte akıllılık, işte sarhoşluk! Ensemin örsünde bir demir balyoz, Kapandım yatağa son çare diye. Bir kanlı şafakta, bana çil horoz, Yepyeni bir dünya etti hediye Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Mekânı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim. Nesin sen, hakikat olsan da çekil! Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam! Otursun yerine bende her şekil; Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!
Evet, her şey bende bir gizli düğüm; Ne ölüm terleri döktüm, nelerden! Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, Yetişir çektiğim mesafelerden! Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz; Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık. Her gece rüyamı yazan sihirbaz, Tutuyor önümde bir mavi ışık. Büyücü, büyücü ne bana hıncın? Bu kükürtlü duman, nedir inimde? Camdan keskin, kıldan ince kılıcın, Bir zehir kıymak gibi, beynimde. Lugat, bir isim ver bana halimden; Herkesin bildiği dilden bir isim! Eski esvaplarım, tutun elimden; Aynalar söyleyin bana, ben kimim? Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa, Arzı boynuzunda taşıyan öküz? Belâ mimarının seçtiği arsa; Hayattan muhacir; eşyadan öksüz? Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Arş’a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı! Ne yalanlarda var, ne hakikatta, Gözümü yumdukça gördüğüm nakış. Boşuna gezmişim, yok tabiatta, İçimdeki kadar iniş ve çıkış.
Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın, Benliğim bir kazan ve aklım kepçe, Deliler köyünden bir menzil aşkın, Her fikir içimde bir çift kelepçe. Niçin küçülüyor eşya uzakta? Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl? Zamanın raksı ne bir yuvarlakta? Sonum varmış, onu öğrensem asıl? Bir fikir ki sıcak yarad kezzap, Bir fikir ki, beyin zarında sülük. Selam sana haşmetli azap; Yandıkça gelişen tılsımlı kütük. Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol! Ey yedinci gök, esrarını aç! Annemin duası, düş de perde ol! Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç! Uyku, katillerin bile çeşmesi; Yorgan, Allahsıza kadar sığınak. Teselli pınarı, sabır memesi; Size şerbet, bana kum dolu çanak. Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet, Sırrını ararken patlayan gülle? Yeşil asmalarda depreniş, şehvet; Karınca sarayı, kupkuru kelle... Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş, Mevsimden mevsime girdim böylece. Gördüm ki, ateş de, cımbız da yokmuş, Fikir çilesinden büyük işkence.
Gece bir hendeğe düşercesine, Birden kucağına düştüm gerçeğin. Sanki erdim çetin bilmecesine, Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin. Açıl susam, açıl! Açıldı kapı; Atlas sedirinde mavera dede. Yandı sırça saray, ilahi yapı, Binbir avizeyle uçsuz maddede. Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik; Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur. İçiçe mimari, içiçe benlik; Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur! Nizam köpürüyor, med vakti deniz; Nizam köpürüyor, ta çenemde su. Suda bir gizli yol, pırıltılı iz; Suda ezel fikri, ebed duygusu. Kaçır beni ahenk, al beni birlik; Artık barınamam gölge varlıkta. Ver cüceye, onun olsun şairlik, Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta. Öteler öteler, gayemin malı; Mesafe ekinim, zaman madenim. Gökte saman yolu benim olmalı; Dipsizlik gölünde, inciler benim. Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; Biricik meselem, Sonsuza varmak... Necip Fazıl Kısakürek
22 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009
HDV BÜLTEN
2009 YILI DİNİ GÜNLER
HİCRİ TARİHLER
MİLADİ TARİHLER
GÜN
AY
YIL
GÜN
AY-YIL
HAF.GÜN
DİNİ GÜNLER
10 1 1 11 / 12 1 1 1 1 2/3 26/27 1 14/15 1 26/27 30 1 2 3 1 1 9 10 11 12 13 1 10
MUHARREM SAFER R.EVVEL R.EVVEL R.AHIR C.EVVEL C.AHIR RECEB RECEB RECEB ŞABAN ŞABAN RAMAZAN RAMAZAN RAMAZAN ŞEVVAL ŞEVVAL ŞEVVAL ZİLKADE ZİLHİCCE ZİLHİCCE ZİLHİCCE ZİLHİCCE ZİLHİCCE ZİLHİCCE MUHARREM MUHARREM
1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1430 1431 1431
07 27 26 08/09 27 26 25 24 25 19/20 23 05/06 21 15/16 19 20 21 22 19 18 26 27 28 29 30 17 26
OCAK-2009 OCAK-2009 ŞUBAT-2009 MART-2009 MART-2009 NİSAN-2009 MAYIS-2009 HAZİRAN-2009 HAZİRAN-2009 TEMMUZ-2009 TEMMUZ-2009 AĞUSTOS-2009 AĞUSTOS-2009 EYLÜL-2009 EYLÜL-2009 EYLÜL-2009 EYLÜL-2009 EYLÜL-2009 EKİM-2009 KASIM-2009 KASIM-2009 KASIM-2009 KASIM-2009 KASIM-2009 KASIM-2009 ARALIK-2009 ARALIK-2009
ÇARŞAMBA SALI PERŞEMBE PAZAR / PAZARTESİ CUMA PAZAR PAZARTESİ ÇARŞAMBA PERŞEMBE/CUMA PAZAR / PAZARTESİ PERŞEMBE ÇARŞAMBA/PERŞEMBE CUMA SALI/ÇARŞAMBA CUMARTESİ PAZAR PAZARTESİ SALI PAZARTESİ ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA CUMARTESİ PAZAR PAZARTESİ PERŞEMBE CUMARTESİ
AŞURE GÜNÜ ........ ........ MEVLİD KANDİLİ ÜÇ AYLAR’IN BAŞLANGICI REGAİB KANDİLİ MİRAC KANDİLİ BERAT KANDİLİ RAMAZAN’IN BAŞLANGICI KADİR GECESİ AREFE RAMAZAN BAYRAMI (1.Gün) RAMAZAN BAYRAMI (2.Gün) RAMAZAN BAYRAMI (3.Gün) AREFE KURBAN BAYRAMI (1.Gün) KURBAN BAYRAMI (2.Gün) KURBAN BAYRAMI (3.Gün) KURBAN BAYRAMI (4.Gün) HİCRİ YILBAŞI AŞURE GÜN AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 23
T.C.
Lahey Büyükelçiliği DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ ile
HOLLANDA DİYANET VAKFI tarafından
KAMPANYASI
Dergilerimize abone olmak için; 1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız. 2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz veya bölgenizdeki HDV camii din görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz. ABONELİK MÜRACAATI
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ
Tarih : .......... / .......... /2009
Derginin Adı
HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)
1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro) 2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro) 3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro) 4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro) Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.
Yıllık Abone Ücreti
Diyanet Avrupa Aylık Dergi
24 Avro
Diyanet Çocuk Dergisi
24 Avro
Diyanet İlmi Dergi
20 Avro
Diyanet Aylık Dergi
30 Avro
Abonenin:
Adı
:. .....................................................................................................................................
Soyadı
:. .....................................................................................................................................
Adresi
:. .....................................................................................................................................
Posta Kodu :. ..................................................................................................................................... Şehir
:. .....................................................................................................................................
E-mail adresi :. ..................................................................................................................................... Telefonu
: +31-. ....................................................................................................................