KISSADIR HAYAT - M.ŞEHMUS GÜZEL

Page 1

1


2


M. ŞEHMUS GÜZEL KISSADIR HAYAT ŞİİRLER: : ÜÇ

Emegin Sanatı E-Yayınları Emeğin Sanatı E-Kitaplığı Şiir Dizisi - 27 Ocak / 2013 3


Aralık 2012, Paris. Yapıt : M. Şehmus Güzel Teknik Yönetmen : MŞG Dizgi : MŞG Sayfa Düzeni : MŞG Kapaktaki Yapıt : M. Ş. Güzel’in bir şiirinden Françoise Giannesini tarafından gerçekleştirildi. Kapak Tasarım : MŞG ĐSBN : Belki gelecek. Belki gelmeyecek. Bu yapıtın yayın hakları yazarına aittir. Olmayabilir de. Birinci Baskı : Aralık 2012 Baskı ve cilt : Özel, evde. Kitaptan edinmek için iletişim : Gerekirse.

KISSADIR HAYAT ŞĐĐRLER 3 M. Şehmus Güzel Kapak Fotoğrafı: Françoise Giannesini Kapak Düzeni: M. Şehmus Güzel

Emeğin Sanatı E-Yayınları Emeğin Sanatı E-Dergisinin yan kuruluşudur. Đlgili web adresleri: http://emeginsanatie-yayinevi.blogspot.com http://emeginsanati.blogspot.com

Yayın, Tasarım ve Düzenleme: A. Z. ÇAMUR http://issuu.com/emeginsanati Emeğin Sanatı E-Yayınları Emeğin Sanatı E-Kitaplığı Şiirı Dizisi:27 Ocak 2013

Emeğin Sanatı E-Yayınları e-posta adresi: emeginsanati@gmail.com

© Bu e-kitabın tüm hakları M. Şehmus Güzel’e aittir. M. Şehmus Güzel’in izni olmadan hiçbir biçimde taklit edilemez, kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir.

4


YENİ YIL İÇİN BİR KİTAP

Geçmişte, yeni yıl yaklaşırken tebrik kartları satın alınır, özel zarflar hazırlanır, kartlar özenle ve bezenle yazılır, incelikle zarfına yerleştirilir ve, birçoğu birarada, aynı sepette binbir renkle boyalı seçkin yumurtalar gibi, postanaye götürülür ve postalanırdı. Yine böylesi ritüel sürüyor mutlaka kimi mekanlarda. Bunun tadı da başkadır. Zamanla yeni yıl kartı yerine, bir parça farklılık, iki dirhem yenilik ve birazcık da keyif olsun diye yaşanmış yılda, geçmiş yılda diyemiyorum yaşanan hiçbir şey geçmiyor kalıyor çünkü, yazdığım hayatla şakaları, tırnak içinde ama tırnakla yazılmayan «şiirlerimi» derleyip minik bir kitap biçiminde bastırıp, bilhassa kapağına özel özen göstererek, tebrik niyetine gönderdim. Bu işi iki kez denedim : 2004 için 2003’te Aşk-Olsun ! ile. 2006 için 2005’te Đkinci Şiirler ile. Sessizce ama emin adımlarla yaklaşan 2013 için yine böyle bir öznellik yapayım dedim. Son yıllardaki « şakalarımı » derlemek ve Đstanbul’da bizzat kitap olarak bastırmak, sonra o kitapları Paris’e kadar getirtip buradan yazacağım iyi dileklerimle, tebriklerimle göndermek üzere kolları sıvadım. Birkaç dosta danıştım. Birkaç yayınevi böylesi minik bir kitabın mali yükünü de bildirdi. O sırada danıştıklarımdan Diyarbekir Grubu kurucusu, dostum, hemşerim yazar Ergün Eşsizoğlu « Hocam, bu işin zahmeti yerine kitabını pdf olarak düzenle ve gönder » önerisini yaptı. Pırtttt ! Çıtırrrrrttttt ! Kafamdaki ampül birden parladı. Flaşşşşş ! Trakkkkk ! Hem de kalıcı cinsinden parladı. Öyle pır pır yanıp sönmedi. O ampül ve o ışıkla birkaç gün, birkaç hafta dolaştım. Kitap olarak mı göndermeli pdf olarak mı ? Kitap olunca kalıcı da oluyor, hem de somut bir şey, yani elle tutulabilen gözle görülebilen bir « objet » biçiminde kitaplığınızda, büronuzda bir yerde arada bir bile olsa size bakıp gülümsüyor veya gülümsetiyor. Doğru. Ama Đstanbul’da bastırılan kitapların buraya kadar gönderilmesi de epey dertli ve dahası acil olarak yetişmesi de bazen maalesef « hava şartlarına çok bağlı ». Ve her zaman da bir Timur veya bir Arif bulmak ta kolay değil. Hani bir rastlantı sonucu uçakla gelen de yok. Neyse uzun sözün kısası pdf kararını verdim. Kapağını bile bizzat kotardım. Bana kalırsa pek fena olmadı. Umarım ilginizi çeker, hoşunuza gider, belki bir, iki veya kimbilir belki üç şiir/şakayı beğenirsiniz. Bu da bana yeter : Yeni yılınız kutlu, mutlu ve barış yılı olsun demek için. Bu girişi uzatmak niyetinde değilim hemen kitab.pdf’teki « sunu »yu takdim edeceğim, bir de seçtiğim bir şiiri, ama hemen şunu da eklemeliyim : kitap.pdf’yi yüzelli kadar akraba, arkadaş, dergidaş, grupdaş, dost ve yakınıma elektronik posta aracılığıyla göndermeye başladım. Ancak bu makaleyi okuyan ve şakalarımı/şiirlerimi merak eden ve onların tümünü okumayı arzulayanlar, meraklılar, olursa kitab.pdf’i gazetenin yazıhanesinden pardon sitenin veya grubun yöneticisinden isteyebilirler.

5


kitap.pdf mutlaka özenle ve bezenle iletilecek ve meraklılar arasında arzulayanlardan sadece izlenimlerini bildirmeleri müdüriyet tarafından rica edilecektir. Mecburiyet yoktur. Maksat karşılıklı bir etkileşimin yaratılmasına kaktıda bulunmak. Bakarsınız bu karşılıklı etkileşimden yeni bir enerji doğar ve kafamdaki ampül, yukarıda sözünü ettiğim ampül, parıl parıl parıldamasını sürdürür. Đzninizle son bir söz de yayınevi sahibi ve/veya yöneticisi dost, arkadaş ve tanıdıklarıma: Bu kitap.pdf hep pdf olarak kalmak zorunda değil. Yani benim en azından ondan böyle bir şeyi istemek hakkım olduğunu sanmıyorum. Bakarsınız aklına eser ve kalkar, «Ben artık kağıda ve kartona bürünmek, el alem içine çıkmak, dokunulmak, okşanmak (kötü anlamı yok, kışkırtmalara kapılmayın, nümayiş yapmayın lütfen !) istiyorum» diyebilir. Bildiğiniz gibi, bugünkü kitaplar artık konuşuyorlar da. O zaman işte yayınevi sahibi ve/veya yöneticisi dost, arkadaş ve tanıdıklardan bir ricam olacak : Bu pdf’i sigara kutusu büyüklüğünde minik minnacık bir kitap olarak basalım : Hani yıl içinde kullandıklarınızdan yıl sonunda elinizde ve bakın işte orada matbada tam köşede işte şurada beee dipte kalan o çok renkli ve çok benekli kağıtları ve kartonları bu iş için kullanalım. Sigaradan daha az zararlı hatta tamamen zararsız ve dahası SGK hastalık sigortası tarafından ödenecek giderleri. Giderler olursa. «Kendim için bi şey istiyosam nâ–merdim.» Yeni yılda yeni kitaplarla halvet ve mest olmayı da ihmal etmeden. Şimdi sırada « sunu » ve sonra seçilmiş şiir /şaka :

6


SUNU

Hayatımız en büyük « kıssa »dır mutlaka. Hayatımız ibretlik bir hikayedir kesinlikle. Hayatımız ibretlik hikayelerden oluşan bir yumaktır. Ahlaki, tarihi, kalıcı, aşksal, hüzünlü ve tebessümlü hikayeler demetidir hayatımız. Hayatımız en büyük deneyimimiz. Bu kıssadan kaç hisse çıkar. Çıkarılabilir? Bir yaşama kaç ömür, kaç ülke, kaç aşk, kaç macera, kaç «diploma», kaç «firar», kaç «yolculuk» sığdırılabilir? Üçüncü şiirler üçüncü yaşama mı bağlanır? Yeni bir kapının eşiğinde miyiz ? Üçüncü hayat nedir? Kendi ilişkilerinde azılı ve asılı! Her ozan kendi şiirinden vurulur. Her şair kendi şiirinden sorulur! Şairi tanımlamak kendi işidir. Bize hariçten gazel okumak değil alkış tutmak yakışır. Şaire değil şiirine. Şair özgürdür. Sivildir. Sessizlik şairin çığlığıdır. Çığlık cinnet yerine geçmez. Onu siler. Silgi gibi. Şiir gizildir. Anlamını gizler. Kendini ele vermez. Bir defada teslim olmaz. Önemliolanı arar. Öz olanı. Kimi zaman bulamayabilir de. Duyum bulur. Duygu bulur. Yazılanı, anlatılanı, aranılanı, eksikliği giderilemeyeni, boşluğu doldurulamayanı aktarır. Aktarmaya çalışır demek daha yerinde olacak burada. Dış konuşmalar azalınca «iç konuşmalar» derinleşir üçüncü yaşamda. Đşte o zaman şiir girer devreye. Ölümün kuşattığı kendi evlerimizde mahpus. Soyut bir mekanda besbelli somut bir tehdit dikilivermitehdit dikilivermiş karşımıza. Beyazlara bürünmüş.Işıklar içinde : Pırıl pırıl. «Beyaz Işık» bizi bekler biz de onu. Herkes sırasıyla. Her şey zamanı gelince. Dış konuşmalar azalınca evet ve mutlaka «iç konuşmalar» yogunlaşır. Đç yolculuklar çünkü uzun sürerler. Uzun. Çokkkk uzun. Çok! Sanatcı ve hele şair «gözlerini içine çevirmeyi en iyi bilen, en derine bakan insandır» diyor Bejan Matur : Şairdir bilir. «Đçimdeki sesin arayıcısı oldum» : Bu da şair Hakan Savlı'dan. O da bilir : Çünkü O da şair.

7


Peki o zaman iç konuşmalarımız ne diyorlar? Bir kulak kabartsak mı? Đşte şimdi şiir(ler)imizi dinlememiz şart. Hiç geçikmeden. Çünkü kalkan şiir trenidir. Kaçırılmaması gereken. Elbette ekmeğe ve tuza, özgürlüğe ve kardeşliğe, aşka ve sevgiye, sohbete ve muhabbete ihtiyacımız var üçüncü yaşamın başında, ortasında, diplerinde. Derinliklerinde. Ve hepimizin ihtiyacı olan başka bir şey daha var : Kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi ve neden yaşadığımızı bilmek arzusu. Anamızın elini bırakmamak. Dön bak ara kendini iyi aynanın arkasında bilhassa. Đpekten saraylar yaptırdım sana kalır mısın bana ? Şiir: Farklı bir anlatım biçimidir mutlaka. Şiir: Farklı bir iletişim aracı, ilişki demetleri ağı da olabilir mi? Altmışlarında insanların? Çiçek insanlar kendi bahçelerinde yalnız. Neden? Bir zamanlar «The time is money» diyorlardı, deniyordu, diyorduk. Dün, Paris'te, bir duvarda şu yazıyı okudum : «The time is honey» : Bal yiyen parmaklarından tutsam : Bal yemek ve ballı konuşmak için. «Bir şair, bir insan içine kapatılmış bir dünyadır.» diyordu Victor H. Sartre, «Oyun, yaşamın/varlığın ilk şiiridir.» dedi. Sonra sustu. Ve uyudu. Oyun oynamak : Düşünmek, aralıksız şaşırmak, yeniden şaşırmak ve yaşama daha farklı basamaklarından devam etmektir çünkü. « Büyüdükçe », yaşlandıkca neden oyun oynamaktan vazgeçiyoruz ? Neden vazgeçmemiz gerekiyor? Neden vazgeçmemiz gereksin? Oyun oynamaya, eğlenmeye son vermemek, yaşamın sırrı belki burada. Neden vazgeçmemiz gerekiyor? Neden vazgeçmemiz gereksin? Oyun oynamaya, eğlenmeye son vermemek, yaşamın sırrı belki burada. Ütopya sadece Moskova'da bir «gece kulübünün», Paris’te bir dükkanın ismi değildir. Asla. Düşler(imiz) ve düş(meyen)lerimiz ile. Anlaşılmak istiyorsan, başkalarının bakışında kendini ara. Başkalarının bakışındaki kendine bak.

8


En iyi şiiri şairler mi yazar? Veya sadece şairler mi (y)azar-azar? Giacomo Leopardi ne der bu meseleye? Umutsuz, melankolinin «siyah güneşi» ile aydınlatılmış ve görüntüleriyle bizi bizden sizi sizden alıkoyan «dünyanın» şairi : Felsefi sorgulamalarıyla yaşam ve ölüm, acı ve hüzün şiirini donatır : Sevilen kadın, ertelenen aşk, bütünlemeye kalan aşık(lar), görmemezlikten gelinen hayata dair rüya. Boşuna! Şair şaire baka baka şairleşir. Şair şiir okuya okuya. Şiir hem fikirle yazılabilir hem de bilhassa kelimelerle. Şiirin «ruhuna» yaklaşmak tutuşturabilir, yakabilir : Şiirin güvertesine şairle çıkmak başlıbaşına bir yolculuktur çünkü. Hele zor zamanların şafak vakitlerinde. Güneş ışığını göremedik ay ışığına çıkalım o zaman. Ama tedbiri elden bırakmamalı yine de : Şiirin ve şairin labirentlerinde yitmek tehlikesi her zaman var : Dikk-at(ah!). Şarap ve rakı, votka ve bira, viski ve şampanya şişelerinin gölgelerine saklanıp, siyah gözlüklerin arkasında yitip «yüz kaçırmak» mümkün mü şairlikte? «Söz uçar, yazı kalır» : «Verba volant, seripta manent». Ya sonra? Her yazılan şiir mi ola? Kimi yazar. Kimi şiire ihtiyaç duyar. Saati gelince, faturayı ödeme saati, her yaratık kendi kesesinden öğrenir. Her sözcük kendi macerasını yaratır. Yaşamdır bunun adı. Kıssadır. Ve derslerle yüklüdür : Yarınlara gebe. Yaşam da bir tür şiirdir çünkü. Genç Kurt. Yaşlı Tilki. Đhtiyar Aslan. Uyanık Horoz. Tek başına ve hep yapayalnız çakal. Sersem kelebek. Hızlı, korkak, can derdiyle kesintisiz içlidışlı sincap, kuyruğu kendinden büyük, kıçı bembeyaz. Ve hepsi şair : Saati geldiği an. Her sözcük, her sevgi, her an kendi macerasını yaşar ve her sevgi kendi macerasını tanır. Şiirde. Şairle. Cevapsız kalan, kalacak olan mektuplar yazmaktan usanmak şairliğe kurulmuş bir saattir mutlaka : tik tak tik tak tik tak.Tik.Tak.Tik.Tak.Tak şiir.Tik şiir. Cemal Süreya boşuna mı «Şairin hayatı şiire dahil» dedi. O zaman «üstü kalsın» abem. Canım. Đki gözüm. Bir tanem. Babam. Kurbanın olam. Tamam öyle olsun. Bunların tümü ve tamamı iyi ve güzel de yanıtlar mısınız lütfen? «Biz kimin, kimlerin düşüyüz?» «Biz kimin, kimlerin düşüyüz?» Yaşam şiirle ne zaman kesişir? Zor zamanlarda.

9


Yani? «Hayata nişanlı, ölüme sözlü» zaman dilimlerinde. Hayatı anlamak : Aramak ve beklemek midir? «Karıncaların birliğinin dağları delik deşik ettiğini» unutmadan. Umudu yani elden bırakmadan. O günlerin umuduyla ölüme yatılsa bile. Ve sonra kalkmak. Acı çekmek, ama « yeterince acı çekmek » şiire yol verir mi? Verir. Ama sıkıntıyı da es geçmemek şartıyla. Đç sıkıntı. Đç konuşmalar. Đç yolculuklar : Son durak : Şiir. ŞĐĐR BĐR TÜR PATLAMIŞ MISIR, PARDON BĐR TÜR PATLAMIŞ FĐKĐR OLMASIN? Helenistik dönemin şairlerini dinlersek. Burada yazdıklarım şiirden çok şakadır. Hayatla şaka. Ciddi ama hınzır. Saf ama uyanık. Kısa ama kıssa. Şiir madem ki bir anlık bir duygudur. Bir anlık bir tebessüm. Bir anlık bir güneş parıltısı. Bir ışık. Kısa bir anı. Derin ve henüz çözülememiş bir acı. Belli belirsiz bir hüzün. Bir düşüncedir. Belki. Kimbilir? Her sözcük kendi tarihiyle yüklü. Ve her sözcük kendi doğuşundan, kendi yaratılışından ve kısacası kardeşlerim kendi yazıldığı ana kadar üstlendiği tanım, görüntü ve resimden sorumludur. Başka şeyden değil. Ve sözcükleri bütünlemeye bırakamazsınız. Bırakamayız. «Geçer not» alırlar her sınavda. Pespaye hocalara inat. Ve (y)üzüm tadında şiirler(im/mi) yolunuzu gözler : Yeni nice yıllarda birlikte patlamış mısır, kabak çekirdeği, taze nohut, leblebi yemek ve bağlarda ve tarlalarda koşturmak : Derisini « unutmuş » kendini unutmamış bir yılanın peşinden ...

Kendi gençliğimizin, kendi çocukluğumuzun neşesiyle. Eh bu da bize yeter. Şiirle.

10


M. Şehmus Güzel, bir Paris sabahında, saat beş gibi

11


12


başlangıç

herşey şiirle başlar. her şiir şairle sürer. hayat yaşanır. kül olan kötülerdir. iyiler bizim. iyiler bizimkiler. iyiler biz.

herzaman

13


sabır

sabırlı olmayı öğrenmek için haliç’te veya seine’de balık tutmak tutmaya çalışmak

14


sonbahar yaz

bir sonbahar havası düşmüştür temmuzda ve ben şaşırmışımdır: böyle paris’e böyle yaz!

15


başlıksız

«köpekler kedi doğurmazlar!» asla! hele burda!

16


paris güneşi

paris güneşi nazlanır doğmak için pazar sabahlarında pazartesi sabahları uyku sersemidir başkent/başabelakent yürüyüşünden belli pazartesi akşamları yalnızlık kokar lokantaları üzülürsünüz

17


ok

anlatacak. kendine anlatacak hiç bir şeyi olmayanlar başkalarını izler eleştirisel bakışlarla birer ok

18


ayna

suya yansır gökyüzü insanlar, kadın, erkek ve çocuklar aynaya seçmesini bilmeli aynalarımızı mekan ve zaman içinde çocuklar anlar

19


mevsimler

bir saatte dĂśrt paris mevsimi sabah : ilkbahar 13.33 : yaz sonbahar kÄąĹ&#x; ama pariziyen maalesef

20


kişkiş

köşebaşlarını tutmuş danalara etkisiz yetkili de olsalar yetkili etkisiz de olsalar kişkiş kişkiş kişkişlanoğlumkişkiş

bilinmezbirzamanınsabahında

21


doğa içeridedir ta içimizde iç derinliklerimizde iç gezintilerimizdedir (aix-en-provence'lı paul cezanne'a güzelleme)

22


ah !

anadolu ahha-a-donlu!

23


küf

küflü bir şairden çıkar bir şiir ama giremez!

24


ece

"nostalji" için ece (ayhan) "yurtsama" yı önerir önenir önerdi

25


yatakta

yatakta iki kişi birbirine biri diğerine yabancı ikisi de biri buz diğeri tuz çünkü

26


yolda

bu kitabı bir yolda, bir yolculuk sırasında okumalısınız/okumalıyız limanı, istasyonu, garı, duru ve durağı olmayan bir yolculukta çünkü limanımız onda ve orda (kitabta yani) garımız ve durağımız da binerken bilet almayı unutmamalıyız yine de çünkü her an denetleyiciyle burun buruna gelebiliriz: ve -şu satırı şu paragrafı şu sayfayı şu öyküyü şu şiiri okudunuz mu diye sorabilir sorgudan geçenler bile burada « sınıfta kalabilirler » kaçamayız kaçamazsınız çünkü kapı tünne pencere tünne yol tünne çünkü ama yolcu 27


var yolcu var evet he lo

28


geliyor

ondokuz mayıs bindokuzyüzkırkbeşdeyiz "demokrasi geliyor!" dediler sevindirdiler ankara'dan yola çıkarıldı demokrasi yirmidört kasım ikibin(i)yedi saat altı kırksekiz : bekliyoruz hla ankara'da hala

29


ekmek ve özgürlük

aç kaldım evet ama özgürlüğümü ipotek altına koymadım

21 ağustos 2009

30


hayalet

orman sınırında üç hayalet gibi dizilmiş üç kavak yapyalnız

22 eylül 2009

31


çay

sohbet koyulaşırken çaylar deminde içilmeli derim

30 kasım 2009

32


tren

hızlı geçiyor trenleri günümüzün -hızlandırılmış değilne duman ne iz ne yaman.

11 aralık 2009

33


duvar

duvarı aşarken yazısını götürüyorum : « je t’aime » « Zip » « Fuck » tak !

4 aralık 2009

34


ev

her kutu bir ev her evde kibritler tutuşmaya hazır (am-a-de)

24 Aralık 2009

35


yarış

gök ormana «ağaçlarını bırak da öyle gel !» dedi der ben ona sosyolojini topla da öyle gel desem desem mi

2 ocak 2010

36


yangın

yangın, yangın diyen ağzımız, yangın diye yazan kalemimiz tutuşmadan söndü rül dü 4 şubat 2010

37


sığınak

rüyalarımızın son sığınağı sanat seyir şiir resim sinema şenlik 12 şubat 2010

38


kadınımbenimkadınım

sevdiğim kadın mı, gölgede unuttuğum, evdeki demirbaş, şeyler arasında, yanında, «içinde» terk ettiğim.

20 Şubat 2010

39


sergilerressamlar

sergiler geçer. tablolar ve ressamlar kalÄąr. bizimle. bizlerle. 22 Ĺžubat 2010.

40


hamdullah için

kavgada düştü hamdullah avucunda güneş hamdullah gitti güneşi bize bıraktı 1 Mart 2010

41


Eş-(ben)im

eşim kapalı kaldı aklını çaldı. 8 Mart 2010

42


sur çiçekleri

sitemde bahar çiçekleri diyarbakır surlarından sur çiçekleri sır çiçekleri 15 mart 2010

43


man-z-ara

trende, metroda, tramvayda, otobüste geçer bir pencere, perdeli veya perdesiz, aydınlık veya karanlık, inen veya kalkan bir uçak, hızlı ama henüz « hızlandırılmamış» bir tren, bir bahçede gömülü bir bahçıvan, şapkasız, köpeğini gezintiye çıkarmış yaşlı ve yalnız bir kadın veya erkek, veya bir çocuk, çorçocuk. tek başına yürüyen, pantolonu siyah, gömleği beyaz, yalınayak yalnız adam «firari » belli. bir ceviz. bir nar. bir nehir, bir ırmak, bir çay, çağlayan. (ç)ağlayan. bir genç. bir kadın : kavgalı çıkmış evden bu da çok belli. 18 mart 2010, yolda

44


ayrılık

bir yıldız kaydı : şirin, mütevazi, ince, nazik, sevimli, güleryüz bir yıldız kaydı. 13 nisan 2010

45


yapayal

ne balkonlarında bir yaratık ne teraslarında ne pencerelerinde ne kapılarında yapayal-nızlık ne ? 15 nisan 2010, yolda

46


şenlik

köprüler bizim bugün köprüler, sokaklar, cadde, bulvar ve meydanlar bizim bugün bayraklar, flamalar, sloganlar bizim bugün bugün çünkü bir mayıs. 1 mayıs 2010

47


yolcu yolda

çıngıraklı bir yılan gibi manzaramı yeşilimi ve sarımı ve mavimi ikilere bölen a’dan z’ye parçalayan didik didik didikleyen hızlı çok hızlı tren geçiyor penceremden ey-vah! 6 mayıs 2010

48


sev

işe önce insanları sevmekle başla, bulursun nasıl olsa nefret etmeye zaman. 7 mayıs 2010

49


beyaz ışık

çocukluğum bu sabah sona erdi, anamın mübârek yüzü hafızamda canlanırken. 27 mayıs 2010

50


süs-le-mek

saklı binlerce not ve dipnot altında ve bütün beklentilere karşın buldu yine de «pırlanta»yı. 31 mayıs 2010

51


hayat

gecenin bittiği yerde başlar paris : hayat limanının eşiğinde. 13 haziran 2010

52


sus

susmak da bir tür konuşmaktır aptalca sorulardan sonra 12 temmuz 2010

53


öl-mek/ mölmek

ölmek uzun sürer : yaşamaktan daha çok. hele öleceğini bilerek yaşamak : uzun çok uzun.

17 temmuz 2010

54


ya(lnı)z(lık)

yaz geldi, üşüyoruz yalnızlıktan acıların başkentinde. 19 temmuz 2010

55


yab-an-cı

«yabancısız» paris paris olamazdı. 23 temmuz 2010

56


cumartesi

24 temmuz ikibinon saat beĹ&#x;. geldin. gĂźneĹ&#x; te seninle birlikte girdi odama.

57


çok kül-türlü-lük

ya çok kül-türlü-lük kabul edilecek ya da kül olup yitilecek. 28 temmuz 2010

58


güver-cin

bu harika bir güvercin bir seferde dört takla atıyor sonra yan gelip yatıyor. 29 temmuz 2010

59


baş-kent

her sabah yeniden başlayan bir maceradır bu kent. ikimiz için bir kent : baş-kent 31 temmuz 2010

60


adil ve adalet için

şiirden piyes. piyesten seyir. seyirden eylem. eylemden direniş. direnişten zafer. böyle kotarılır iki gözüm. 2 ağustos 2010

61


açmalı

ilham gelince ne yapmalı? kapıyı ve pencereleri açmalı! 27 ağustos 2010

62


ölü

ölülerimiz duyurulmaya değmez ! 1 eylül 2010

63


sıkıntı

sıkıntısını, iç ve dış sıkıntısını, bir başkentten öbürüne götüren birseksensekizlik yaşlı delikanlı vitamin dede yine de sıkıntılı. 3 eylül 2010

64


gün ve gece

gün bozbulanık gece keşmekeş. 10 ekim 2010

65


kilim

rüzgar serer yapraklarını çimenlere anadolu’dan bir kilim sanırsın. 1 kasım 2010

66


üzme!

zayıflatır üzer sarsar isyanlara gebe tecrit devletleri kendini beğenmiş. 2 kasım 2010

67


saf

yalancı ilkbahar aldatır çiçekleri böçekleri saf. 5 kasım 2010

68


vişşş kele !

harb harbe harabe. 20 kasım 2010

69


iz

hafızamda kalan iz, hafızama bırakılan iz: ince uzun bir çocukluktur: yaz, sarı-kırmızı, gazoz ve dondurma ya da dondurma ve gazoz meşin yuvarlak tommiksteksaskinova drinaköprüsüdağlarıntaçsızkralıkoçero avareyıllarcemilebabaevidünyaeviteneke nar ve ceviz bağ ve yılan ergani, tarmul, çermik ve diyarbakır kavun ve karpuz tarlaları kımıl taze nohut bul(a)maç, pekmez, pestil, sucuk güveç, tarak, kebab ... 21 kasım 2010

70


takım

her keklik takımının kendi bağı bahçesi var hır çıkmasın abiler. 13 ocak 2011

71


bugün/yarın

bugün böyle nasıl olacak yarın nasıl olacak 22 ocak 2011

72


soyunuk

kapıda kapı aralığında eşikte geçişte soyunur giyinirsin bakınırsın : yeterince görüldün mü ? 23 ocak 2011

73


kemik

somurtkan ve kuşkulu sürekli kertenkele güneşte serili. kemikler ısıtılıyor bu yalan ilkbaharda 11 şubat 2011

74


dağlar

dağlar dağlar bizim dağlar dağlar dağlar bizim dağlar ağaçlarına konar kuşlar 9 mart 2011, yolda

75


bahar

bahar geldi hayattay覺z ne g羹zel mutluluk bu yeter 24 mart 2011

76


çan

çan (kimin için) çalıyor çırçır böçeği çırçırladı karganın biri gravkgravkladı ve sonra hemen havalandı çan öğleden sonrayı altı kez vurdu durdu çırçır böçeği sustu karga bir daha gravkladı sonra o da sustu köy uyudu 13 mayıs 2011

77


yine yolda

moruk kokuşmuş koruk 26 mayıs 2011

78


yılanlar

yılanlar sabahtan geceye geceden sabaha tek başına neden? yılan oldukları için neden olacak? 15 haziran 2011

79


seine/sen

randevusuz buluşmaların buluşmasız ayrılıkların kör şafaklarında bir ben bir de Seine. 21 haziran 2011

80


flotting life gökyüzünde metal kuş kanatları ve ağzı açık alçaktan

the doors 24 haziran 2011

81


çalınan

yalnız -lık önce kapımı çaldı sonra insanlığımı 3 temmuz 2011

82


gece kelebeği

yatağıma benimle girdi bir gece kelebeği karakahverengi sabaha kalmadı 6 temmuz 2011

83


dalga

bir anlık bir dalga geçmeli bir saniye dalgaya düşmeli serinlemeli ağlamalı

zamansız

84


teori

teori belirlemeye çalışıyor (du) pratigi ama pratik direniyor (du) buna ne demeli buna

yersiz

85


gidenler

kalanlar yaşatır gidenlerin anılarını çığlıklarında ölüler takım tutmazlar çünkü

86


İçindekiler yeni yıl için bir kitap, 5 sunu, 7 başlangıç, 13 sabır, 14 sonbahar yaz, 15 başlıksız, 16 paris güneşi, 17 ok, 18 ayna, 19 mevsimler, 20 kişkiş, 21 iç, 22 ah, 23 küf, 24 ece, 25 yatakta, 26 yolda, 27 geliyor, 29 ekmek ve özgürlük, 30 hayalet, 31 çay, 32 tren, 33 duvar, 34 ev, 35 yarış, 36 yangın, 37 sığınak, 38 kadınımbenimkadınım, 39 sergilerressamlar, 40 hamdullah için, 41 eş-(ben)im, 42 sur çiçekleri, 43 man-z-ara, 44 ayrılık, 45 yapayal, 46 şenlik, 47 yolcu yolda, 48 sev, 49 beyaz ışık, 50

süs-le-mek, 51 hayat, 52 sus, 53 öl-mek/mölmek, 54 ya(lnı)z(lık), 55 yab-an-cı, 56 cumartesi, 57 çok kül-türlü-lük, 58 güver-cin, 59 baş-kent, 60 adil ve adalet için, 61 açmalı, 62 ölü, 63 sıkıntı, 64 gün ve gece, 65 kilim, 66 üzme !, 67 saf, 68 vişşş kele!, 69 iz, 70 takım, 71 bugün/yarın, 72 soyunuk, 73 kemik, 74 dağlar, 75 bahar, 76 çan, 77 yine yolda, 78 yılanlar, 79 seine/sen, 80 flotting life, 81 çalınan, 82 gece kelebeği, 83 dalga,84 teori, 85 gidenler,86 içindekiler, 87

87


M. Şehmus Güzel’n Biyografisi

65 yaşındaki yazar 1982’den bu yana Fransa’da yaşıyor.

Paris-VII, Paris-VIII ve Niamey (Nijer’in başkenti) üniversitelerinde ve daha önce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile Antalya, Isparta ve Ankara Meslek Yüksek okullarında öğretim üyeliği yaptı. Fransa, Almanya, İngiltere, Belçika, Hollanda ve Macaristan’da birçok kollokyuma katıldı. İlgi alanları Türkiye’de İşçi Hareketi Tarihi, Kadınların Mücadelesi, Devlet-Ulus, Halklar, Çok Kültürlülük, Felsefe, Yılmaz Güney, Abidin Dino, Remzi Raşa, yazar ve sanatçılarımız. Kitaplarından bazıları şunlardır: İnsan Yılmaz Güney (Kaynak, 1994), Kadın, Aşk ve İktidar (Alan, 1996), Cezayir ve Berberiler (Doruk, 1997), Kürtler Kendilerini Anlatıyor (APEC, 1999), Avrupa Birliği’nde Devlet ve Fransa’da Korsika (Pêrî, 2006), Paris: Gösteri-Kent (Pêrî, 2006), İşçi Tarihine Bakmak (TÜSTAV, 2007), Abidin Dino 1913-1993, Üç Cilt, (Kitap Yayınevi, 2008), Söyleşiler: VirGül-Üne Dokunmadan (Kaldıraç, 2008), Fahri Petek: Bir Hayat, Üç Can (TÜSTAV, 2009), Ergani Yürüyor. Anılar (TÜSTAV, 2010), DevletUlustan Federasyona (Kardelen, 2010), Fransa Mayıs 68 (Kibele, 2010), Felsefe Üzerine (Kardelen, 2011).

88


EMEĞĐN SANATI E-KĐTAPLIĞI

Şiir Dizisi: 1- Kalp Örsünde Karanfil — ALĐ ZĐYA ÇAMUR 2- Arsız Akrostiş— SERKAN ENGĐN 3- Diplerin Zirvelere Uçurumlardır Yolu — ADNAN DURMAZ 4- Acının Ucu — HAMZA ĐNCE 5- Yıldızlı Gece Kanamaları — ĐRFAN SARĐ 6- Öfkeye Tutunmak — ERCAN CENGĐZ 7- Semahlar, Horonlar, Gowendler — YAŞAR DOĞAN 8- Militan Bir Ağrı – MELĐH COŞKUN 9- Söylenmemiş Sözdeyim — ABDULLAH KARABAĞ 10- Yaralı Ağaç — MEHMET RAYMAN 11- Bahara Gebe Düşlerim — SEVGĐNAZ ĐNAL 12- Dene Ve Yenil — UYSAL HĐMMET ASLAN 13- Mevsim Değirmeni — MEHMET GĐRGĐN 14- Seksen Kere Söyledim — ŞEREF ÖZTÜRK (Usta) 15- Dilbaz Şiirler — SERKAN ENGĐN 16- Naif Buğday Tarlaları — MEHMET GĐRGĐN 17- Yıldız Dalı Yasaklı Gönül — ABDULLAH KARABAĞ 18- Mavi Đğne — MEHMET GĐRGĐN 19- Her Şiirin Uyaksızı — SERKAN ENGĐN 20- Umut Her Şeydir — ABDULLAH ORAL 21- Gölgemi Sildin Gölgenden — DURAN AYDIN 22- Ah — GÖNÜL ÜLKÜ DĐLEK 23- Ceviz Düşü — MEHMET GĐRGĐN 24- Beynimdeki Meşale – ABDULLAH ORAL 25- Lirik Liman – MEHMET GĐRGĐN 26- Kalbim Irak-Gönlüm Đsyan — ADNAN DURMAZ 27- Kıssadır Hayat — M. Şehmus GÜZEL Anlatı Dizisi: 1-Ofir’e Yolculuk (Öykü) — MUHAMMET DEMĐR 2-Uysal Cinayetler (Roman) — SERKAN ENGĐN 3-Hayatın Sesleri ve Yüzleri (Öykü) — ERDOĞAN TEZGĐDEN 4-Cumartesi Anneleri (Oyun) — ADĐL OKAY 5-Sessiz Bir Yolculuk (Öykü) — YAVUZ AKÖZEL Düşünce Dizisi: 1.Gölge Boksu — SERKAN ENGĐN 2.Umut Sarkacında Yaşam — ALĐ ZĐYA ÇAMUR 3.Emeğin Sanatı Yazıları — ALĐ ZĐYA ÇAMUR

89


90


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.